BA'dan BU'ya ilk iki yazacı aynı olan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 2.450 başlık/FaRk ile birlikte,
2.450 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(8/11)
- BET :/yerine BAHSE GİRMEK
- BEYAZ BAŞLI KARTAL ile BALIK KARTALI
( ... İLE Özellikle hurma yerler. )
( ... cum GYPOHIERAX ANGOLENSIS )
- BEYAZIT değil BAYEZİD[BAYEZİD-İ VELÎ]
( ... DEĞİL Sultanlar arasında velî adı verilmiş tek sultan, II. BAYEZİD'dir. )
- BEYİN GİRİNTİLERİ ve/<> BAĞIRSAK GİRİNTİLERİ
- BİDÂYET[Ar.] değil/yerine/= BAŞLAMA, BAŞLANGIÇ
- BİLGELİK ve BAŞKALARINI KARALAMAMAK
- BİLGİ = (")DÜŞÜNCEDİR(") ile/ve/||/<> (")ERDEMDİR(") ile/ve/||/<> (")DÜZENDİR(") ile/ve/||/<> (")BAĞLAMDIR(")
( [ise | durumu/düşüncesi] Felsefeyi verir. İLE/VE/||/<> Ahlâk'ı verir. İLE/VE/||/<> Toplumu verir. İLE/VE/||/<> Bilgeliği verir. )
- BİLGİ ile/ve/||/<> BAĞDAT
( )
- BİLGİ ile/ve BAĞLANTI
( KNOWLEDGE vs./and CONNECTION )
- BİLGİSİZLİK/CEHALET >< BİLİMSEL TUTUM ve BAĞNAZLIK >< FELSEFİ ANLAYIŞ ve GÜÇ/ŞİDDET >< SANATSAL DUYARLILIK
- BİLMEK ile BAHSETME(ME)K
( TO KNOW vs. (NOT) TO MENTION )
- BİLMEK ile/ve/||/<> KENDİNİ BİLMEK ile/ve/||/<> BAŞKASINI BİLMEK
( Başkalarının hatalarını, yaptıklarını ya da yapmadıklarını değil kendi hatalarımızı, kendi yaptıklarımızı ve yapmadıklarımızı düşünelim. )
( Bir süre için başkalarını kendi hallerine bırakalım ve kendimizi inceleyelim. )
( Leave others alone for some time and examine ourselves. )
( TO KNOW vs./and/||/<> TO KNOW THE SELF vs./and/||/<> TO KNOW THE SOMEONE )
- BİLMEK ile/ve/<> KENDİNİ TANIMAK ile/ve/<> BAŞKASINI TANIMAK
( TO RECOGNIZE vs./and/<> TO RECOGNIZE THE SELF vs./and/> TO RECOGNIZE THE SOMEONE )
- BIND :/yerine BAĞLAMAK
- BİR ŞEYİN, DİNÎ OLMASI ile BAŞKA BİR ŞEYİ ELDE ETMEK İÇİN DİNİN, ARAÇ OLARAK KULLANILMASI
- BİRİNCİL ile/ve/||/<> BAŞLICA
- BİRLEŞME ile/ve BAĞDAŞMA
- BİRLİKTE/LİK ile/ve BASKIN/LIK
- BİRTAKIM ile/yerine/değil/< BAZI[< Ar. BA'ZI]
- BİSİKLET ve/<> BAŞARI
- BİT PAZARI değil BAT[BAĞTETEN](HIZLI/ANİDEN) PAZARI
( Beyazıt'tadır. )
- BİT ile BALLIBASRA
( ... İLE Çoğunlukla incirlerin yaprak, dal ve meyvelerinde zararlara yol açan kabuklu bit. )
( ... cum CEROPLASTESRUSCI )
- BİTİK ile BATIK
- BİTİRMEK ile "BAĞLAMAK"
( TO FINISH vs. "TO END UP" )
- BİTMEK ile/ve/||/<> BATMAK
- BİYO-PSİKO-SOSYAL:
GÖVDE ile/ve/||/<> BAŞ ile/ve/||/<> KOL(/BACAK)
- BİYOSİD/AL ile BAKTERİ(Y)OSTATİK ile BAKTERİSİD(AL)
( Canlı öldürücü. İLE Bakteri durdurucu. İLE Bakteri öldürücü. )
- BLANKET :/yerine BATTANİYE
- BOĞAZ/YUTAK YANGISI ile/ve BADEMCİK YANGISI
( Bademcik, aklın, beynin filtresidir, süzgecidir, can sıkılınca büyür. )
( FARENJİT ile/ve TONSİLLİT )
- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK
( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )
- BÖLÜNEBİLME ile/ve BAŞKALIK
( DIVISIBILITY vs./and DIFFERENCE/ALTERATION )
- BOND :/yerine BAĞ
- BOŞLUK/ESPAS[Fr. < ESPACE < Lat. SPATIUM]/SPACE[İng.]:
GENEL ile/ve/||/<> RESİMDE/FOTOĞRAFTA/SANATTA ile/ve/||/<> TİPOGRAFİDE ile/ve/||/<> BASIMCILIKTA
( GENEL ANLAMDA BOŞLUK/ESPAS:
Aralık, boşluk, uzaklık ya alan anlamına gelir.
İLE/VE/||/<>
RESİM/FOTOĞRAF VE SANATTA BOŞLUK/ESPAS:
Resim, heykel ve öteki görsel sanatlarda, boşluk, alan, derinlik, perspektif ve atmosfer gibi kavramları tanımlar.
Bir sanat yapıtındaki nesneler arasındaki boşluklar, yapıtın kompozisyonunu ve dengesini etkiler.
Sanatçının izleyiciyi yapıtın belirli bir noktasına yönlendirmesine ya da belirli bir duyguyu iletmesine yardımcı olabilir.
(Örneğin, bir resimde espas, resmin içindeki dengeyi ve açıklıkları yansıtmak üzere kullanılan bir terimdir. Doğru kullanıldığında resimdeki dengeyi ve bütünlüğü daha net anlamamıza olanak sağlar.)
İLE/VE/||/<>
TİPOGRAFİDE BOŞLUK/ESPAS:
Harfler, sözcükler ve satırlar arasındaki boşlukları tanımlar.
Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için önemlidir.
Doğru espas kullanımı, metnin göz yormadan okunmasını sağlar.
(Örneğin, sözcük ve karakterler arasındaki boşlukları tanımlar. Bir metnin okunabilirliği ve estetiği için oldukça önemlidir. Espaslar, genellikle yazı karakterleri arasındaki boşluklar olarak kullanılır.)
İLE/VE/||/<>
BASIMCILIKTA BOŞLUK/ESPAS:
Harfleri birbirinden ayırmak için kullanılan küçük metal çubuklara denir.
Bu çubuklar, harfler arasında istenen boşluğu oluşturmaya yardımcı olur.
BOŞLUĞUN/ESPASIN ÖNEMİ:
Görsel iletişimde ve metin tasarımında önemli bir rol oynar.
Doğru espas kullanımı, bir yapıtın ya da metnin etkisini artırabilir.
Yanlış espas kullanımı, yapıtın ya da metnin anlaşılmasını zorlaştırabilir ya daa estetik açıdan hoş olmayan bir görünüm oluşturabilir. )
- BOŞLUK ile/ve/||/<>/> BAKIŞ BOŞLUĞU
- BOYUN EĞMEK ile BAŞ KESMEK
- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- BRUNEI ve/<> BANDAR SERI BEGAWAN
( ... VE/<> Brunei'nin başkenti. )
- BRUNEİ ve/<> BANDAR SERİ BEGAWAN
( ... VE/<> Brunei'nin başkenti. )
- BÜLBÜL ile BAYIRKUŞU
( ... İLE Çalıbülbülü. )
- BULDOG ile BAKSIR/BOXER
( BULLDOG vs. BOXER )
( CANIS FAMILIARIS MOLOSUS HIBERNICUS cum ... )
- BURGU ile/||/<> BASBAL
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE/||/<> Burgulu bir şeyin tek bir kıvrımı. )
- BÜTÜN:
PARÇALARIN BİRARADALIĞI ile/ve/||/<> BAŞLANGICI, ORTASI VE SONU OLAN
- BÜTÜN ile/ve BAĞLANTILI
( COMPLETE vs./and CONNECTED/RELATED )
- BÜYÜK OKYANUSTA:
[AVUSTRALYA'DA]
TAZMANYA DENİZİ ile/ve/||/<> BASS BOĞAZI ile/ve/||/<> HALIFAX KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PRENSEN CHARLOTTE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PAPUA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CARPENTERIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MERCAN DENİZİ ile/ve/||/<> BISMARCK DENİZİ ile/ve/||/<> ARAFURA DENİZİ ile/ve/||/<> FLAMINGO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BANDA DENİZİ ile/ve/||/<> MOLUK BOĞAZI ile/ve/||/<> MAKASSAR BOĞAZI ile/ve/||/<> TİMOR DENİZİ ile/ve/||/<> JOSEPH BONAPART KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CLARENCE BOĞAZI ile/ve/||/<> FLORES DENİZİ ile/ve/||/<> JAVA DENİZİ ile/ve/||/<> SELEBES DENİZİ ile/ve/||/<> SULU DENİZİ ile/ve/||/<> BALABAC BOĞAZI ile/ve/||/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ ile/ve/||/<> TAYLAND KÖRFESİ ile/ve/||/<> VİETNAM KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİLİPİNLER DENİZİ ile/ve/||/<> LUZON BOĞAZI
ile/ve/||/<>
[G. AMERİKA'DA]
PENAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORCAVADO KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GUAYAQUIL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> TETUANTEPEC KOYU
ile/ve/||/<>
[K. AMERİKA'DA]
KALİFORNİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KRALİÇE CHARLOTTE BOĞAZI ile/ve/||/<> HECATE BOĞAZI ile/ve/||/<> COOK KOYU ile/ve/||/<> SHELIKOF BOĞAZI ile/ve/||/<> BRISTOL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUSKOKWIM KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU ile/ve/||/<> BERING BOĞAZI
- BÜYÜK ile BATTAL
( ... İLE İşe yaramaz, kullanılmaz. | Alışılmış olandan büyük. )
- BÜZGÜ ile BALGÜMECİ
( ... İLE Bal peteğini andıran bir dikiş büzgüsü türü. )
- ÇAĞRIŞIM ile/ve/<> BAĞLAM
- ÇALIŞMAK ile/ve BAŞLAMAK
( Her iş, başlayana kadardır! )
- ÇALIŞMAMAK değil/yerine/>< (B)AĞ KURMAK
( [not] NOT WORKING but NETWORKING
NETWORKING instead of NOT WORKING )
- ÇAMUR ile/değil BALÇIK
- CAN ile/ve BAŞ/SER
( Şevk duyar. İLE/VE Zevk duyar. )
- CAPITAL :/yerine BAŞKENT, SERMAYE
- CARE :/yerine BAKIM, İLGİLENMEK
- ÇARENİN BULUNMASI/BULUN(A)MAMASI ile BAŞARI/BAŞARISIZLIK
( LACK OF REMEDY vs. SUCCESS/UNSUCCESSFULNESS )
- CBS LİMİT ile/||/<> BASİS SET HATASI
( CBS complete basis sonsuz, BSSE süperpozisyon hatası. )
( Formül: Ekstrapole İLE CP düzeltme )
- CCMM/CONTİNUITY OF CARE MATURITY MODEL değil/yerine/= BAKIM OLGUNLUĞUNUN SÜREKLİLİĞİ MODELİ
- CEHÂLET ve/<> BAĞNAZLIK ve/<> ÖFKE ve/<> YEGİNLİK/ŞİDDET
- CEHÂLET ve/>/ve/< KABA GÜÇ ve/>/ve/< BAĞNAZLIK
- ÇEKİÇ ile BALYOZ/VARYOS[Yun./Lat.]
( Çivi çakma, madenleri dövme vb. işlerde kullanılan saplı bir el aleti. | Yaklaşık 1,20 metre uzunluğundaki madenî tele bağlı ve ağırlığı 7,257 kilogram olan gülle. İLE Taş kırma, kazık çakma, duvar yıkma vb. işlerde kullanılan, iki ucu az keskin, çok iri, ağır çekiç. )
- ÇEKİÇ ile BARDA
( ... İLE Dam ustalarının kullandığı, başının bir ucu çember parçası biçiminde eğri, öbür ucu keskin çekiç. | Fıçıcı keseri. )
- ÇEKİRGE ile BASIK ÇEKİRGE
( ... İLE Düzkanatlılar (Orthoptera) takımının cüce çekirgeler (Tetrigidae) ailesinde yer alan, erginleri 15-16 mm boyunda, kahverengi, ergin ve nimfleri çeşitli bitki türlerinde beslenen böcek türü. )
( ... avec TÉTRIX DÉPRiMÉ )
( ... mit DEPRESSOTETRIX DEPRESSUS )
- ÇELİŞİK ile/ve/değil BARIŞMAMIŞ
- CEMÂL[Ar.] ile BAHÂ'[Ar.]
- ÇERÇEVE[Fars.] ile BAĞLAM
- CERES ile/ve/||/<> BAKHÜS
- CESÂRET ve/||/<>/> BASİRET ve/||/<>/> FERÂSET ve/||/<>/> HAYRET ve/||/<>/> HİKMET ve/||/<>/> MERHAMET
- CEZA YARGILAMASINDA:
CEZA KARARNAMESİ ile/değil/yerine/||/<>/> BASİT YARGILAMA USÛLÜ
(
)
(
)
( )
- CEZBE ile/ve/||/<> BAYILMA
( [çoğunlukla] Çevresinde birileri yoksa yapılamayan//gelinemeyen/deneyimlenemeyen. :) )
- CHAIRMAN :/yerine BAŞKAN
- CHECK and BALANCE
- ÇİFT ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK
- ÇINGIRAKLI YILAN ile DOĞU ELMAS SIRTLI ÇINGIRAKLI YILAN ile BATI ELMAS SIRTLI ÇINGIRAKLI YILAN
- ÇİNHİNDİ ÜLKELERİ:
TAYLAND ile/ve/||/<> MALEZYA ile/ve/||/<> KAMBOÇYA ile/ve/||/<> VIETNAM ile/ve/||/<> BALİ ile/ve/||/<> LAOS ile/ve/||/<> MYANMAR
- ÇİNTE/BOZ KİRAZ KUŞU ile ALACA ÇİNTE/KAR KİRAZ KUŞU ile MAHMUZLU ÇİNTE ile AK KAŞLI ÇİNTE ile BATAKLIK ÇİNTESİ ile KÜÇÜK ÇİNTE
(
)
( Arktik Okyanusu kıyıları yaşam alanıdır. Bazı kışlar, soğuklardan kaçmak için Türkiye'ye kadar güneye iner. 2016 kışında İstanbul Karaburun sahilinde tek bir birey olarak görülmüştür.[Fot. Alper Tüydeş] )
( EMBERIZA CINERACEA cum PLECTROPHENAX NIVALIS cum CALCARIUS LAPPONICUS cum EMBERIZA RUSTICA cum EMBERIZA SCHOENICLUS cum EMBERIZA PUSILLA )
- ÇİRKİN/LİK ile/değil/yerine BAKIMSIZ/LIK
( "Çirkinlik"ten değil bakımsızlıktandır! )
- ÇİT[Azr.] = BASMA KUMAŞ[Tr.]
- ÇİT ile/değil BARI
( ... İLE Bahçe, açık ağıl etrafındaki çit. )
- ÇITA ile BAĞDÂDÎ
( Düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta. İLE Ağaç direkler üzerine çakılmış çıtalara sıva vurularak yapılan duvar ya da tavan. | Yapılarda kullanılan çıta. | 0,0501 gram olan ağırlık ölçü birimi. )
- ÇOCUK = CHILD/KID[İng.] = ENFANT/GOSSE[Fr.] = KIND[Alm.] = BAMBINO[İt.] = NIÑO[İsp.]
- ÇOĞU ŞEYİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK ile/değil/yerine BAZI ŞEYLERİ BİLMEMEK/BİLMİYOR OLMAK
- ÇOĞUNLUKLA ile/ve/değil/yerine BAZEN
- ÇOK BAMBAŞKA değil BAMBAŞKA
- ÇOK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK ÇOK KONUŞAN
( Dayanılmazlar. )
- ÇÖL ile BÂDİYET-ÜŞ-ŞÂM[Ar.]
( Fırat ile Dicle'nin birleşip denize döküldüğü noktadan itibaren Batı'ya doğru uzanan çöl. )
- COMMITMENT :/yerine BAĞLILIK
- CONNECT :/yerine BAĞLAMAK
- CONNECTION :/yerine BAĞLANTI
- CONTEXT :/yerine BAĞLAM
- COPE :/yerine BAŞA ÇIKMAK
- CUFF değil/yerine/= BALON | MANŞET | KILIF
- ÇUKUR ile BARAN
( ... İLE Bağda, omça sırası. | Sebze fidesi ve üzüm çubuğu ekmek için hazırlanan çukur. )
- ÇÜTRE ile BAYAĞI ÇÜTRE
(
)
( CARPODACUS cum CARPODACUS ERYTHRINUS )
- CÜZ'[Ar.] ile BA'Z[Ar.]
- DAD :/yerine BABA
- DAĞ ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ
( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )
- DAĞ ile BALKAN
( ... İLE Sarp ve ormanlık sıradağlar. )
- DAHA GÜZEL değil/yerine BAŞKA/AYRI BİR GÜZEL
- DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK
- DAİM ile BÂKÎ
- DALDIRMAK ile/ve/<> BATIRMAK
- DALGIN BAKIŞ ile BAYGIN BAKIŞ
( Bakış yakındakine olsa da zihin/düşünceler uzakta/kine. İLE Bakış da, zihin de yakındakine. )
( İlgi, başka bir yerdekine. İLE İlgi, baktığında. )
- DAMAR YAŞLANMASI ile/ve BAĞIŞIKLIK YAŞLANMASI
( Yaşımız, damarlarımızın yaşlan(ma)dığı kadardır. )
- DANS ile/ve/<> BALE
( Dans, kendinden emin olmayan, ne istediğini bilmeyen kişinin yapacağı iş değildir. )
( Dans Tarihçeleri )
( DANCE vs./and/<> BALLET )
( SİVA: Samoa Adası [Polinezya Adaları] yerlilerinin dansı. )
- DANS = DANCE[İng.] = DANSER[Fr.] = TANZEN[Alm.] = BALLARE[İt.] = BAILAR/DANZAR[İsp.]
- DAYANÇ/SABIR ile/ve BAŞARI
( Eğer sabır gösterirseniz, başarmamak olanaksızdır. )
( If you persevere, there can be no failure. )
( Büyük başarıların sahipleri, küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir. )
( PATIENCE vs./and SUCCESS )
- DAYATMA ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BASKI
- DAYATMA ile BASTIRMA
- DAYATMA ile/değil/||/</>< ÖZEN/BAKIM
- DEDE[Oğuz] ile/= BABA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- DEFEYANS[İng. < DEFEASANCE] değil/yerine/= BAYILMA, BAYGINLIK
- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER
( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )
- DEKOMPRESYON/DECOMPRESSION SICKNESS[İng.] değil/yerine/= BASI GİDERME | BASINÇ GİDERME | VURGUN
- DELİK ile/değil BARBAKAN
( ... İLE/DEĞİL Kale duvarlarında, düşmana ok atmak üzere açılmış delik. )
- DELİK ile BASTİKA[İt. < PASTECA]
( ... İLE Bir yelken serenine ya da herhangi bir ağaca açılan delik. )
- DEMİR ile BAKIR/TUNÇ[< TUÇ]/NUHAS[Ar.]
( ... İLE Atom numarası: 29 | Atom ağırlığı: Cu = 63,54 )
( Bakır/Bronz/Demir üretimin tarihsel gelişimi: M.Ö. 20.000: Cilâlı Taş Devri M.Ö. 10.000: Buzul çağının sona ermesi. M.Ö. 6.000: TÜRKİSTAN/ANO'da bakır devri. M.Ö. 5.500: ELAM'da bakır devri. M.Ö. 5.000: MISIR'da bakır devri. M.Ö. 4.500: TÜRKİSTAN/ULU-KEM'de bronz devri. M.Ö. 2.000: MISIR'da bronz devri. M.Ö. 1.200: MISIR'da demir devri. M.Ö. 1.200: TRUVA'da demir devri. )
( IRON vs. COPPER )
- DENİZ/GÖL/IRMAK ile/ve/||/<> BALIKLAVA
( ... İLE/VE/||/<> Deniz, göl ve ırmaklarda balık yatağı olan yer. )
- DENİZ/OKYANUS ile/değil BATYAL[< Fr. < Yun.]
( ... İLE/DEĞİL 200 ilâ 1.000 m. arasında derinliği olan deniz. )
- DENİZALTI ile BATİSKAF[Fr. < BATHYSCAPHE]
( Deniz yüzeyinin altında ve üstünde yol alabilen savaş ya da araştırma gemisi. İLE Deniz diplerinde inceleme yapmak için kullanılan araç. )
- DEPEND :/yerine BAĞLI OLMAK
- DEPENDENT :/yerine BAĞIMLI
- DEPENDING :/yerine BAĞLI OLARAK
- DEPRESAN değil/yerine/= BASKILAYICI
- DERİ KANSERİ ile/||/<> BAZAL GÖZELİ KARSİNOM
( Deri gözelerinde olağandışı büyüme ile ilişkili bir kanser türü. İLE/||/<> Derinin bazal gözelerinde başlayan ve genellikle yavaş büyüyen bir kanser türü. )
- DEVLET ile/ve/<> BAHÇE
- DEVRİM ile BAŞKALDIRI
( Sürekli devrim, sürekliliği ortadan kaldırır. )
( Baskıya/dayatmalara başkaldırmayan kişi, en başta, kendine karşı adâletsizdir. )
( REVOLUTION vs. REBELLION )
- DEVŞİRME ile/||/<>/> CİVELEK ile/||/<>/> ÇERİ ile/||/<>/> YENİÇERİ/SOLAK ile/||/<>/> CERRAH ile/||/<>/> BAŞESKİ ile/||/<>/> EŞKİNCİ ile/||/<>/> KETHÜDA ile/||/<>/> ODABAŞI ile/||/<>/> TURNACIBAŞI ile/||/<>/> ULÛFECİ ile/||/<>/> ASÂKİR-İ MANSURE
( Asker yetiştirilmek üzere Yeniçeri ocağına alınacak çocukları seçip toplama işi. İLE/||/<>/> Yeniçeri ocağına yeni girmiş delikanlı. İLE/||/<>/> Asker. İLE/||/<>/> Piyade askeri. İLE/||/<> Yeniçeri ordusunda görevli hekim. İLE/||/<> Yeniçeri bölüklerinin en kıdemsiz subayı ve erlerinin en kıdemlisi. İLE/||/<>/> Osmanlı sultanı ya da serdar ile savaşa giden ve ordunun vurucu gücünü oluşturan yeniçeri askerleri. İLE/||/<>/> Yeniçeri Ocağı'nda, Yeniçeri Ağası'ndan sonra gelen en yüksek subay. İLE/||/<>/> Yeniçeri kuruluşunda görevi alaylarda selâm törenlerini düzenlemek ve yönetmek olan subay. İLE/||/<> Yeniçeri Ocağı'nda bir bölüğünün komutanı. Son dönemde mübaşirlik yapanlara verilmiştir. İLE/||/<> Yeniçerilikte bir sınıf süvari askeri. İLE/||/<> İkinci Mahmut döneminde, yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra kurulan yeni ordunun adı. )
( FERİK: Tümgeneral ya da korgeneral.
HASSA ORDUSU: Hükümdarı ve sarayı korumakla görevli askeri sınıf.
KAPIKULU: Ücretli Osmanlı askeri.
KARAKULAK: Emir çavuşu ya da haberci.
LAĞIMCILAR: Kapıkulu Ordusu'nda düşman kalesini yıkmak için tünel kazan askeri birlik.
LEVEND: Deniz askeri.
LİKATOR: Bulgarlar'dan oluşan Voynuk Teşkilatındaki küçük rütbeli subaylar.
LİVA: İki alaydan oluşan askeri birlik. | İlden küçük, ilçeden büyük olan yönetim bölgesi.
MALKOÇ: Akıncılar ocağının komutanı.
PENCİK: Asker yetiştirilmek için, savaş tutsaklarından beşte bir oranında ayrılan acemioğlan adayları.
PEYK: Postacılık, taşımacılık ve korumacılık yapan, törenlerde yer alan asker sınıfı.
REDİF: Son dönem Osmanlı ordusunda askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er.
REİS-ÜL KÜTTAB: XVII. Yüzyıla kadar Osmanlılarda Sultan divanı katiplerinin başı.
RİKABİYE: Sadrazam, vezir gibi devlet adamları tarafından devlet adamlarına verilen ad.
RİYALA: Tümgenerale eşit bir rütbe.
SAKA: Eyalet askerlerine bağlı bir sınıf.
SALMA: Osmanlı Devleti'nde kol gezen kolluk eri.
SARICA: Eyalet valilerinin buyruğundaki başıbozuk asker.
SEKBAN: Eyalet paşaları ve sancak beylerine bağlı olarak görev yapan bir sınıf asker. | Sınır boylarında görev yapan asker sınıfı.
SERASKER: Kara ordusu komutan. | Sadrazamlık görevi ile yükümlü olmayan ve Osmanlı ordusunun komutanlığını yapan vezirin ünvanı.
SİPAHİ: Osmanlılarda tımar sahibi atlı grup.
ÜMERA: Bey, amir, üst düzey subay.
VELEDEŞ: Kapıkulu süvarilerinin oğullarına verilen ad.
VÜZERA: Vezirler.
YASAVUL: İlhanlılarda ordu müfettişine verilen ad. )
- DİBÂCE[Ar.] değil/yerine/= BAŞLANGIÇ, ÖNSÖZ
- DİNLEMEMEK ile/ve/||/<> BASTIRMAYA ÇALIŞMAK ile/ve/||/<> ORTAMDA DEĞİLMİŞ GİBİ DAVRANMAK
- DİRENİŞ ile/ve/||/<> BAŞKALDIRI
- DİSKONEKSİYON/DISCONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI KESİLMESİ
- DISTAL[İng.] değil/yerine/= BAŞLANGICA UZAK
- DİSTAL değil/yerine/= BAŞLANGICA UZAK
- DİZ ÇÖKMEK ile BAĞDAŞ KURMAK
- DOĞAL İLE KAZANILMIŞ ile/||/<> BAĞIŞIKLIK TÜRLERİ
( İki temel bağışıklık sistemi. )
( Formül: IgG > IgA > IgM > IgE > IgD )
- DOĞAN ile BÂZEK[Fars.]
( ... İLE Küçük doğan. )
- DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR! ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR
( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )
- DOĞRU/LUK ile/ve BAĞLI/LIK
- DOĞRUDAN ile BAŞTAN(/KAFADAN)
- DOĞU EJDERHASI ile BATI EJDERHASI
( EAST DRAGON vs. WEST DRAGON )
- DOĞU RÜZGÂRLARI ile/ve BATI RÜZGÂRLARI
( Sabahları eser. İLE/VE Akşamları eser. )
( Batı rüzgârları doğu rüzgârlarından nispeten daha serindir. )
( Doğu ve batı rüzgârları, kuzey ve güney rüzgârlarından daha sıcaktır. )
( Gecenin geç saatlerinde ya da sabahın erken saatlerinde esince, hava incelir ve Güneş'in doğuşuyla dengelenir. Nem azalır ve hava ısınır, kurur, hafifler. Öğleden sonra ya da gecenin erken saatlerinde esen rüzgârlar tamamen tersi niteliktedir. Genel olarak ifade edilirse, doğu rüzgârları batı rüzgârlarından daha yararlıdır. İLE/VE Gecenin geç saatlerinde ve günün erken saatlerinde estiğinde, henüz Güneş onların üzerinde yükselmediği için yoğun ve ağırdır. Günün geç saatleri ve gecenin erken saatlerinde esen rüzgârlar zıt tiptedir. )
- DOĞU SÜRYANİCESİ ile/ve BATI SÜRYANİCESİ
( Sözcüklerin sonundaki harf, O harfiyle tamamlanır. )
- DOĞU/MAŞRIK[Ar. < ŞARK] ile MAĞRİP/MAĞRİB[Ar. < GARB]
( DOĞU, GÜNEŞİN DOĞDUĞU TARAF )
- DOLAŞMAK ile/ve/değil BAKINMAK
( CEVELÂN ile/ve/değil SEYR )
- DOMİNANS/DOMINANCE[İng.] değil/yerine/= BASKINLIK
- DOMINANT :/yerine BASKIN
- DOMUZ ile BAĞRÂ[Fars.]
( ... İLE Eril domuz. )
- DONASYON/DONATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞ | BAĞIŞLAMA
- DÖRT PARMAK ve/<> BAŞPARMAK
( [elini, kalbinin üzerine getirdiğinde] Geleneği/e işaret eder. VE/<> Kişiyi/e[seni/sana] işaret eder. )
- DÜPEDÜZ ile BASBAYAĞI
- DÜRBÜN[Fars. < DÜR:Uzak. + BÎN: Gören(/gösteren).] değil/yerine/= BAKAÇ
( Uzaktaki nesnelerin görüntülerini büyütmeye ya da yaklaştırmaya yarayan, objektif ve oküler adlı iki mercekten oluşan optik araç. | Gözetleme deliği. )
- DURUM ile BADİRE
( ... İLE Birdenbire ortaya çıkan tehlikeli durum. )
- DURUŞ ile/ve/||/<> BAKIŞ
- DÜŞMANA:
| "ZARAR VERMEK ve/ya da ÖÇ ALMAK" |
ile/değil/yerine/><
BAĞIŞLAMAK
( | Düşmanından daha alçağa düşürür. VE/YA DA Düşmanınla aynı seviyeye düşürür. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüceltir. )
- DÜŞÜP BAYILMAK değil BAYILIP DÜŞMEK
- DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM
- EBCED:
DOĞU ile/ve/||/<> BATI
- EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN
- EDITION :/yerine BASKI, SÜRÜM
- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK
- EĞİLMEK ve/||/<> BAŞAK
( Kişiler, başağa benzer. İçi boşken havadadır, doldukça eğrilir. )
- EL ile/ve/< BAŞ PARMAK
( Parmakları ve eli, el yapan, başparmaktır, başparmağın işlevselliğidir. )
- ELEKTRO GİTAR ile/ve BAS GİTAR
- ELSE :/yerine BAŞKA
- ELSEWHERE :/yerine BAŞKA YERDE
- EN AZINDAN ile BAŞLANGIÇ OLARAK
- EN ÜST ve/||/= BAŞLANGIÇ
- ENAYİ/LİK ile BASİRETSİZ/LİK
- ENDÜKSİYON İNDUCTION[İng.] değil/yerine/= BAŞLATMA
- ENGEREK ile BATI AFRİKA GABON ENGEREĞİ
( ... İLE En uzun dişe sahip yılanlardır. )
- ENTARİ ile/değil BABU/DERRA
( ... İLE/DEĞİL Moritanya'da kullanılan açık renkli entari. )
- EOZİNOFİLİ ile/||/<> BASOFİLİ
( Kanda eozinofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. İLE/||/<> Kanda bazofil adı verilen beyaz kan gözelerinin artışı. )
- ER ile/ve/||/<>/> ONBAŞI ile/ve/||/<>/> ÇAVUŞ ile/ve/||/<>/> YÜZBAŞI ile/ve/||/<>/> BİNBAŞI ile/ve/||/<>/> AĞA ile/ve/||/<>/> BAŞ AĞA[> PAŞA]
- ERİK ile BARDAKERİĞİ
( ... İLE İri ve tatlı bir tür erik. )
- ERİNÇ/HUZUR ve/||/<> BARIŞ
( İç/içte. VE/||/<> Dış/dışta. )
- ERKEN BAROK ile BAROK
- ERKEN TANI/TEŞHİS ile/ve/yerine BAŞINDAN/ÖNCEDEN TANI/TEŞHİS
- ERTELEME ile BASKILAMA ile PLÂNLAMA ile İZLEM/STRATEJİ
( TO POSTPONE/DEFER vs. TO OPPRESS vs. PLANNING vs. STRATEGY )
- EŞİT/LİK ile BAĞDAŞIK/LIK
- EŞİTSİZLİK ile/ve/||/<>/> BAŞKALDIRI
- ESTETİK ile/ve/||/<> BAKIŞIM(SİMETRİ)
- ETAP ile BASAMAK
( LAP vs. STEP )
- ETKİ ile/ve/<> BASINÇ
( EFFECT/IMPACT vs./and/<> PRESSURE )
- ETKİN ile/ve BASKIN
( AFFECTIVE vs./and DOMINANT )
- EVİNDE YEMEK ile BAŞKASINDA YEMEK
( ... İLE Nedense daha tatlı gelir. )
( Buyurun misafirler, davranın bizimkiler. )
- EVLİLİK:
SONUÇ değil BAŞLANGIÇ VE SÜREÇ
- EVLİLİKTE/İLİŞKİDE:
(")KÜSME(") ve/<>/>/< (")BAĞIRMA(")
- EZOTERİK ile/değil/yerine BÂTINÎ
- FAIL :/yerine BAŞARISIZ OLMAK
- FAILURE :/yerine BAŞARISIZLIK
- FAKİR ile/ve/||/<> BÂKİR
- FANATİK değil/yerine/= BAĞNAZ/TUTKUN
- FANATİZM[İng. FANATICISM | Fr. < FANATISME] değil/yerine/= BAĞNAZLIK
- FÂNÎ ile/ve/<> BÂKÎ
( İlâhî değilse. İLE/VE/<> İlâhî ise. )
( [Esmâ'da] Yoksa. İLE/VE/<> Varsa. )
- FARE ile/ve BANDİKUT FARESİ
- FARK ile BAĞLANTI
( DIFFERENCE vs. CONNECTION )
- FARKLI ile BAMBAŞKA
- FASİD ile BÂTIL
- FATHER :/yerine BABA
- FATİH KARATAŞ ve/||/<> BAHATTİN HEKİMOĞLU
( )
- FİBER OPTİK ile/||/<> BAKIR KABLO
( Fiber optik ışıkla iletim İLE bakır kablo elektrikle )
( Formül: Tam iç yansıma İLE ohm yasası )
( İbn-i Heysem (Alhazen) tarafından 1015 yılında keşfedildi/formüle edildi. (965-1040) (Ülke: İslam Dünyası) (Alan: Fizik, Matematik, Optik) (Önemli katkıları: Optik, bilimsel yöntem) )
- FİRMİCUTES ile/||/<> BACTEROİDETES
( Firmicutes gram pozitif bakteriler İLE Bacteroidetes gram negatif bakterilerdir. Firmicutes/Bacteroidetes oranı obezite ile ilişkili İLE bu oranın dengesizliği metabolik hastalıklara yol açar. )
( Jeffrey Gordon tarafından 2006 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1947-) (Ülke: ABD) (Alan: Gastroenteroloji, Mikrobiyoloji) (Önemli katkıları: Bağırsak mikrobiyotasının obezite ve metabolizmadaki rolü) )
- FIRSAT ile/ve/||/<> BAHANE
- FISH :/yerine BALIK
- FISHING :/yerine BALIK TUTMA
- FLAG :/yerine BAYRAK
- FLAMA[İt.] değil/yerine/= BAYRAK
- FLAMİNGO ile BATI HİNT FLAMİNGOLARI
( ... İLE Kuluçkalarını Karayipler'de kurarlar. )
( ... İLE Yavrularını, önceden sindirdikleri karides suyuyla 1 ay boyunca beslerler. [Daha sonra Güney Amerika'ya birlikte göçerler.] )
( Flamingoların, özellikle sudayken, tek ayakları üzerinde durmalarının nedeni, ayaklarını dinlendirme değil gövdelerini sıcak tutma çabasıdır. Bu biçimde, daha az ısı kaybederler. )
( PHOENICOPTERUS RUBER )
- FLOW CHEMİSTRY ile/||/<> BATCH CHEMİSTRY
( Flow chemistry sürekli akış reaktöründe reaksiyon yaparken İLE batch chemistry kapalı sistem reaksiyonu yapar )
( Formül: Continuous flow )
- FOK ile BAYKAL FOKU
- FÖRST LEYDİ/FIRST LADY değil/yerine/= BAŞBAYAN
- FOTON ile/<> BALYON[10-90]
- FOTONLAR:
SERBEST ile/ve/<> BAĞIL
- FREN ile/ve/||/<> BALATA[Alm.]
( ... İLE/VE/||/<> Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme katsayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan nesne. | Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki araç. )
- FREQUENTİST ile/||/<> BAYESİAN
( Frequentist uzun dönem frekans İLE Bayesian subjektif inanç. )
( Formül: Long-run frequency İLE subjective belief )
- FUGASİTE ile/||/<> BASINÇ
( Fugasite etkin basınç gerçek gaz İLE basınç ideal. )
( Formül: f = φP )
- GALİP[Ar.] değil/yerine/= BASKIN/YENEN/KAZANAN/UTKAN
- GARDEN :/yerine BAHÇE
- GAZ BALON
- GAZE :/yerine BAKMAK (DİKKATLİ)
- GEÇERLİ DURUM/KONJONKTÜR ile BAĞLAM/KONTEKST
- GEÇERLİLİK ile/ve/<> BAĞLAYICILIK
- GEÇİŞTİRMEK ile/ve "BASTIRMAK"
- GEÇMİŞ:
"AİT OLDUĞUMUZ" değil BANA/BİZE AİT OLAN
- GEMİ ile BALTABAŞ
( ... İLE Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi. )
- GEMİ ile/değil BARÇA[İt. < BARZA]
( ... İLE/DEĞİL Ortaçağda kullanılan, kürekli ve yelkenli, taşıma gemisi. | Kalyon türünden, küçük savaş gemisi. )
- GENEL ile BASMAKALIP
- GENETİK OTOSTOP ile/||/<> BAĞLANTI DENGESİZLİĞİ
( Otostop bağlı seçilim, LD allel birlikteliği. )
( Formül: Indirect selection İLE association )
- GERÇEK/LİK ile/ve/<> BAĞLAYICI/LIK
- GİTAR/KİTARA[Fr. < İsp.] ile/değil BANÇO[< İng. < İsp.]
( ... İLE/DEĞİL Amerika siyahilerinin çaldığı, gitar biçiminde beş ya da daha çok telli bir müzik aygıtı. )
- GÖĞÜS ile/ve BAŞ
- GÖL ile BATAKLIK/ÇÖKEK
( LAKE vs. BOG/MARSH/SWAMP/FEN )
- GÖNDERME" ile/ve/değil/yerine BAŞVURU
- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<>/> BAĞIŞÇI
- GÖNÜLSÜZ YENEN AŞ, ...:
[ya] KARIN AĞRITIR ya da BAŞ
( Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya da baş. )
- GÖRKEM:
BAKILANDA ile/ve/değil/||/<>/< BAKIŞTA
- GÖRMEK/DUYMAK ile/ve BAKMAK/DİNLEMEK
( İşlevsel. İLE/VE Niyetle. )
- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK
( İşlevsel/lik. İLE/VE/||/<>/> Niyetli, bilinçli, amaçlı. )
( GÖRMEK: Can kulağıyla dinlemek. )
( Görmek, dinlemek ile başlar. )
(
)
( İnsanın her bir gözü, doğrudan doğruya karşıya baktığı zaman, burundan dışarı doğru 95 derecelik bir görüş alanına sahiptir.
Ayrıca, gözlerimiz sayesinde burundan aşağıya doğru 75 derece,
burna doğruysa 60 derecelik bir açıyı görebiliriz.
İki gözün görüş açısının, yani sol gözümüzün burna ve sağa doğru 60 derecelik görüş alanıyla,
sağ gözümüzün burna ve sola doğru 60 derecelik görüş alanının çakıştığı bölge, kabaca 3 boyutlu görüş alanımızdır.
Bu 3 boyutlu görüş alanı, sadece 114 derecelik bir alanı kapsar.
Bu iki alanın çakışması sayesinde derinlik algılanabilir.
114 derecenin geri kalan alanında teknik olarak 2 boyutlu görebiliriz ve
derinlik algısı yok denecek kadar azdır.
İki göz hesaba katıldığında, insanın yatayda (göz ekseninde)
180 dereceden birazcık büyük bir görüş alanı vardır.
Bunun üzerine göz hareketleri de görüş alanını değiştirir.
Her bir gözümüz, yuvası içinde 90 dereceye yakın bir açıyla sola ya da sağa dönebilir.
Bu sayede, kafamızı hareket ettirmeksizin,
görüş alanımız göz ekseninde 270 dereceye kadar ulaşabilir.
Kafamız da 100-130 dereceye kadar sağa ya da sola dönebilir.
Bu sayede görüş alanımızı toplamda 340-350 dereceye kadar çıkarmamız mümkündür.
Kafa ve boyun hareketine, göğüs ve bel dönüşü (rotasyonu) da eklenirse,
bacakları hareket ettirmeksizin 360 dereceyi görmemiz olanaklıdır.
Her bir gözümüzde, dimdik ileri baktığımızda 12-15 derece dışa,
1.5 derece aşağıya denk gelecek biçimde optik sinirin retinayı yararak girdiği kör nokta bulunur.
Bu kör nokta, görüş alanını gövde eksenimizde 7.5 derece,
göz eksenimizde 5.5 derece kısıtlayan bir evrimsel kusurdur. )
( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR )
( DÎDÂR: Görme, görüş gücü. İLE/VE/||/<>/> ... )
( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK )
- GÖRMEK ile/ve/||/<>/> BAKMAK ile/ve/||/<>/> İZLEMEK
( Denk gelerek, istemeden de görülmüş olabilir. İLE/VE/||/<>/> Dikkati yönelterek. İLE/VE/||/<>/> Bakışı kararlı bir biçimde sürdürerek. )
( BASAR ile/ve/||/<>/> NAZAR ile/ve/||/<>/> SEYİR/SEYR )
( TO SEE vs./and/||/<>/> TO LOOK vs./and/||/<>/> TO WATCH )
- GÖRÜMCE ile BALDIZ
- GÖZ GÖRE GÖRE ile/ve BAĞIRA BAĞIRA
- GÖZ GÖRE GÖRE ile BAĞIRA BAĞIRA
- GÖZLEME ile BAZLAMA/Ç
( ... İLE Sacda pişirilmiş, yuvarlak pide. | Tatlısı bol, kalın gözleme. )
- GRAM POZİTİF İLE GRAM NEGATİF ile/||/<> BAKTERİ DUVARI
( Bakteri göze duvarı yapısı. )
( Formül: NAG-NAM peptidoglikan )
- GRAM POZİTİF İLE GRAM NEGATİF ile/||/<> BAKTERİ SINIFLANDIRMASI
( Gram boyama ile ayrım. )
( Formül: Mor İLE pembe )
- GRAND KANYON'DA:
KUZEY YAKASI ile/ve/||/<> GÜNEY YAKASI ile/ve/||/<> BATI YAKASI
( NORTH RIM vs./and/||/<> SOUTH RIM vs./and/||/<> WEST RIM )
- GROCERY :/yerine BAKKAL, MARKET
- GÜÇ/DAYANIKLILIK/DENGE:
KOL/DA ile/ve/değil/||/<>/< BACAK/TA
( Yüzmede[özellikle suyun üstünde durmada], tutunma ve tırmanmada kolun gücüne değil bacakların gücüne ve olanaklarına yönelmek/odaklanmanın önceliği ve farkındalığı... )
- GÜÇ ile/ve/||/<> BASINÇ
( Bir cisme etki eden itme ya da çekme. İLE/VE/||/<> Birim yüzeye düşen Güç. )
- GÜCÜN:
KENDİ ELİNDE TUTULMASI ile BAŞKASINA UYGULANMASI
( Elinde biriktirdiğin/tuttuğun oranda sana zarar verir. İLE Başkasına zarar verir. )
( Haset vb. )
- GÜNEŞ SAATİ ile BASÎTE[Ar.]
( Yalnızca hoş geçen [güneşli/serin/sakin] anları gösteririm.
(Horas non numero nisi serenas.)
[güneş saatleriyle ilişkilendirilmiş bir söz] )
itibarı ile 2.450 başlık/FaRk ile birlikte,
2.450 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(8/11)
(1996'dan beri)