
B'LERDE
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibariyle 8305 başlık/FaRk ile birlikte,
9689 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(9/9)
- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"
- NEDEN ile BAĞLANTI
( REASON vs. CONNECTION )
- NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]
( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )
( REASON vs. PRETEXT )
- NEDENSELLİK ile BİTİŞKENLİK
- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK
- NEDENSİZ/SEBEPSİZ ile/değil BİR ANDA
( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )
- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM
- NEGLEKT/NEGLECT[İng.]/İHMAL[Ar.] değil/yerine/= BOŞLAMA
- NEKTAR[Fr. < NECTAR] değil/yerine/= BAL ÖZÜ
- NEM ile BAĞIL NEM
( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )
- NEOLİBERALİZMDE
ESNEKLİK VE SONUÇLARI:
GÜVENCESİZLİK ve/||/<> BELİRSİZLİK
- NESNE ve/||/<>/> AD/KAVRAM ve/||/<>/> DÖNEM/KOŞUL ve/||/<>/> BAĞLAM/ANLAM/DEĞER
( ONTOLOJİ/K ve/||/<>/> EPİSTEMOLOJİ/K ve/||/<>/> KRONOLOJİ/K ve/||/<>/> AKSİYOLOJİ/K )
- NESNEDE ile/ve/||/<>/> BİTKİDE ile/ve/||/<>/> HAYVANDA ile/ve/||/<>/> İNSANDA/KİŞİLERDE
( Etkileşim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve yönelim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim. İLE/VE/||/<>/> Etkileşim ve iletişim ve bildirişim. )
( Tüketilir. İLE/VE/||/<>/> Su tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su ve yiyecek tüketir. İLE/VE/||/<>/> Su, yiyecek tüketir ve tin/ekin üretir. )
- NESNEL KAVRAM/LAR ile/ve/<> BİLGİ İÇEREN KAVRAM/LAR
( Açıklanırlar. İLE/VE/<> Anlamlandırılırlar. )
- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA
( )
( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )
- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP NESNE
( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )
( )
- NESNENİN MERKEZİ ve/||/<> BİLİNCİN MERKEZİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜN MERKEZİ
( Kendi dışındadır. VE/||/<> Kendini bilmedir. VE/||/<> Kendine yeten varolmadır. )
- NESNENİN/ÜRÜNÜN/BESİNİN:
TARİHİ ile/ve/||/<> TARİFİ
- NESRİN OLGUN ARSLAN ile/ve/||/<> BENGİSU AVCI
( [Manş Denizi'ni(İngiltere'den, Fransa'ya) geçen iki kişi.]
[15 saat 47 dakikada | 28 Ağustos 1979'da] İLE/VE/||/<> [11 saat 29 dakikada | 03 Ağustos 2018'de] )
- NEŞTER[Fars.]/TECRİH[Ar.] BIÇAĞI/BİSTURİ[< Fr.]/SCALPEL[İng.] = BIÇAK
- NET/LİK / NETLEŞTİRMEK ile BELİRGİN/LİK / BELİRGİNLEŞTİRMEK
( Güneş parlarken hemen hemen görünmez. )
( CLEAR vs. CLARITY
When the sun shines, it's hardly visible. )
- [ne yazık ki]
BAĞIMLILIKTAKİ EN YAYGIN SAVUNMA MEKANİZMALARI:
İNKÂR ETME ile BAHANE BULMA ile YANSITMA
- [ne yazık ki]
DERE/IRMAK SELLERİ ile/ve/||/<> DAĞLIK ALAN (KURU VADİ) SELLERİ ile/ve/||/<> KENT SELLERİ ile/ve/||/<> KIYI SELLERİ ile/ve/||/<> BARAJ SELLERİ
- [ne yazık ki]
KÖLELİK ile/ve/||/<>/> BORÇ KÖLELİĞİ
- NEYİ KAYBETTİK? değil/yerine BAŞKALARI, BİR ŞEYLERİ İNŞÂ ETTİ, ETMEYE DEVAM EDİYOR
( )
- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK
- NEZÂRET ile/ve/||/<> BASÎRET
- NEZÎR ile/ve/değil/yerine BEŞÎR
( Korkulacak şey, henüz ortada yokken, musibet başa gelmeden önce uyaran kişi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nimetleri, ikramları henüz kendine ulaşmadan önce o nimetlerin güzelliğini gösteren, bildiren kişi. )
( Korkutucu değil, uyarıcı. )
( Kur'an-ı Kerim'in adlarındandır. )
( Allah'ın 1001 esmasındandır. )
( "Şuradan giderseniz düşersiniz" gibi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE "Şöyle yaparsanız, şu ödülü kazanırsınız" gibi. )
( Kişinin, başına gelebilecek kötülüğü yaşamaması için kişiye anlatan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kişinin, henüz yaşamadan önce deneyimleyebileceği şeyleri müjdeleyen. )
- NİCELİK ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN NİCELİK
- NİGÂH[Fars.] ile BAKIŞ
( BAKIŞ, BAKMA )
- NIJDAG = BİLEGİTAŞI
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ...'NIN:
TANIMI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLI OLDUĞU/OLABİLECEĞİ YER
- NİPEL[Fr.] değil/yerine/= BAĞLANTI PARÇASI
( İki bağlantı parçasını, birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça. )
- NİTELİK/LER ile/ve BOYUT
( QUALITY vs./and DIMENSION )
- NİYET ile/ve/<> BAŞARI/MUVAFFAKİYET
( Kendinden/senden. İLE/VE/<> Oradan. )
( INTENTION vs./and/<> SUCCESS )
- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR
- NİYETİN BEDELİ ile BİLGİSİZLİĞİN BEDELİ
( EQUIVALENT OF INTENTION vs. EQUIVALENT OF IGNORANCE )
- NÖBETÇİ / BEKÇİ
- NOD :/yerine BAŞINI SALLAMAK
- NOKTA ve/||/<>/>/< BİR(LİK)
- NONKOMÜNİKAN/NONCOMMUNICATING[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTISIZ
- NÖROPLASTISITE/NEUROPLASTICITY[İng.] değil/yerine/= BEYİN UYARLANMASI
- NOSE :/yerine BURUN
- NÖTR ile BOŞ
( NEUTER vs. EMPTY )
- NUTKUN TUTULMASI ile BASİRETİN BAĞLANMASI
- NÜTRİSYON/NUTRITION[İng.] değil/yerine/= BESLENME
- O DİLİ ve BİZ DİLİ ve BEN DİLİ
- O ZAMAN ile/ve BU SEFER
- O BEN
- O ile/ve/<> BEN/BİZ
- O ... ile/ve BİR ...
( Belirli. İLE/VE Belirsiz/herhangi. )
- O ... ile BİR ...
( Toplamada. İLE Çarpmada. )
( Etkisiz. İLE Etkisizleştiren/"yutan". )
- OBSİDYEN ile/||/<> BASANİT
( Volkanik cam. İLE/||/<> Volkanik kayaç. )
- OBSİDYEN ile/||/<> BAZALT
( Volkanik cam. İLE/||/<> Volkanik kayaç. )
- ZULMET-İ CEHL-İ İLTİZAM[Ar.]/OBSKÜRANTİZM[İng. < OBSCURANTISM] değil/yerine/= BİLMESİNLERCİLİK
- ODAKLANMA ile/ve/||/<> BASTIRMA
- ÖDEM[Fr. < Yun.] ile BEZE
( Bazı hastalıklarda yüzde, ellerde ve ayaklarda görülen yangısız şiş. İLE Yara ya da çıban nedeniyle gövdenin herhangi bir yerinde oluşan şişkinlik. )
( ... ile GUDDE )
- ÖDEŞMEK ile/ve/<> BOY ÖLÇÜŞMEK
- ODUN TABAKASI, KSİLEM = TABAKA-İ HAŞEBÎYE = BOIS
- ODUN = HAŞEB = BOIS
- ÖDÜNÇ ile BORÇ
( KARZ-I HASEN: Faizsiz verilen borç. | Ödeme yapamayan borçlunun, helâl ederek borcundan vazgeçmek. )
( KARZ ile İKRAZ )
( LOANED vs. DEBT )
- OEDIPUS:
ŞİŞ AYAK ile/ve/||/<> BİLEN AYAK(KİŞİ)
( )
- ÖFKE ile/değil BATKI/HÜSRAN
- ÖFKE ile/ve/değil/||/<>/< "BEKLENTİ"
- ÖGE/ÖĞE ile/ve/||/<>/> BİLEŞİK ile/ve/||/<>/> TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> CANLI ile/ve/||/<>/> ÇOK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> İNSAN
( Kimyasal olarak ayrıştırılamayan saf nesneler. İLE/VE/||/<>/> Bir ya da daha fazla ögenin kimyasal olarak birleşmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<>/> Bir gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Birden fazla gözeden oluşan organizmalar. İLE/VE/||/<>/> ... )
- ÖGE/ELEMENT ile BİLEŞİK
( Aynı tür atomlardan oluşan saf nesne. İLE Farklı tür atomlardan oluşan saf nesne. )
- ÖĞRENME'DE:
KLASİK ile/ve EDİMSEL ile/ve PEKİŞTİRME ile/ve BİLİŞSEL ile/ve BİLGİSAYAR YARDIMIYLA
- ÖĞRENMEK ile/ve BAĞLANMAK
( TO LEARN vs./and TO BE CONNECTED )
- ÖĞRENMEK ile/ve/> BECERMEK
( TO LEARN vs./and/> TO MANAGE )
- ÖĞRENMEK ile/ve/<> BİLGİ EDİNMEK
( TO LEARN vs./and/<> TO GET INFORMATION )
- ÖĞRENMEK ile BİR KEZ DAHA GÖRMEK
( TO LEARN vs./and TO SEE AGAIN )
- ÖĞRETECEĞİN KADAR ile BİLMEN GEREKTİĞİ KADAR
( Leblebi kadar öğretebilmek için top kadar bilmek gerek. )
( Öğreteceğin kadar bilirsen öğretemezsin. )
( Bilmiyorsan, Öğret! )
( Öğrenmenin tek yolu uygulamadır. )
( Bir günde olmaz ama bir gün[de] olur. )
( Aramakla bulunmaz fakat bulanlar arayanlardır. )
( Arayan aradığı sürece ayrı kaldı çünkü aradığı kendindeydi. )
( AS MUCH AS TO TEACH vs. AS MUCH AS TO KNOW HOW MUCH YOU NEED
The only way to learn is by practice. )
- ÖĞRETMENİN/HOCANIN SAĞLAYABİLECEKLERİ:
EMNİYETİ SAĞLAMAK ile/ve BAŞLANGIÇTA UYGUN OLAN(LAR)I SUNMAK
- [ne yazık ki]
"OHAL" > BU HAL
- OKUL = BOŞ ZAMAN ([Yun.] SCHOLé = [eski İng.] SCOL = OKUL = ...
( SCHOLA )
- OKUMAK ve/<> BİRARAYA GELMEK/GETİRMEK
( Anlamak için okursun, anlarsan okursun! )
( TO READ and/<> TO BRING TOGETHER )
- ÖKÜZ ile BERZE-GÂV
( GÂV-I LÂGAR[Fars.]: Zayıf öküz. )
( SEVR ile ... )
( GÂV/GÂVE, CEVDER İLE Çift öküzü, tarla sürecek öküz. )
- ÖKÜZ ile BOĞA
( İğdiş edilmiş/kısırlaştırılmış eril sığır. İLE Damızlık eril sığır. )
( OX vs. BULL )
- ÖKÜZGÖZÜ ile BOĞAZKERE
- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI
( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )
- OLAN ile/ve BU
( BEING vs./and THIS )
- OLANAK ile/ve/||/<> BENZERLİK
- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK
( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )
( [not] PROBABILITY vs./and/but FUZZY LOGIC )
- OLASILIK ile/ve/değil BULANIK MANTIK
( Bilgisizlikte. İLE/VE/DEĞİL Bilgiye dayalı. )
- OLAY ve/değil/||/=/<>/< BETİMLENEN
- ÖLEREK SOYMAK ile/değil BİLEREK SOYMAK
- OLMAK ile/ve/=/<> BULMAK
( İsimsiz, cisimsiz, resimsiz. İLE/VE/=/<> İsimle, cisimle, resimle. )
( TO BE vs./and/=/<> TO FIND )
- OLMAZ ÖYLE ŞEY değil/yerine BENİM İÇİN UYGUN DEĞİL / BEN YAPAMAM
- ÖLMEK/ÜŞÜMEK ile BUYMAK
( ... İLE Soğuktan, donarak ölmek. | Çok üşümek. )
- ÖLÜMDE "ÖNCELİK":
[ya] SEN/O ile/ve/ya da/||/<> BEN ile/ve/ya da/||/<> AYNI ANDA, İKİMİZ BİRDEN
( [değil/yerine/ya da]
Bu üç olasılıktan biri gerçekleşmeden, ikimiz/hepimiz[düşünebilen ve seven/sevebilen herkes], ölümle yüzleşip ölmeden önce "ölerek" ve sevdiklerimizle ölüm/ümüz konusunu da konuşabilme olanağıyla, bu üçünün de dışına çıkabilmek. )
- OLUMSUZLAMA ve/> BELİRLEME
( LÂ İLÂHE ve/> İLLALLAH )
- OLUŞ ile/ve BOZULUŞ
( BEING vs./and CORRUPTION/SPOIL )
( KEVN ile/ve/<>/>< FESAD )
( KOZMOS ile/ve/<>/>< KAOS )
- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]
( Kesintisiz/sürekli doğuş. )
- OLUŞMA ile/ve/değil BELİRME
- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN
( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )
- OLUŞUM ile/ve/||/<> BAŞLANGIÇ
- OLUŞUM = TEŞEKKÜL = FORMATION[İng., Fr.] = BILDUNG[Alm.] = FORMACIÓN[İsp.]
- OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ
( )
- OMURGALI ile/ve BİR DURUŞU OLAN/OLABİLEN
- OMURGASIZ/LIK ile/değil BİLGE/LİK / İRFAN
- ÖN BEYİN'DE:
TALAMUS ile/ve HİPOTALAMUS ile/ve LİMBİK SİSTEM ile/ve BEYİN KABUĞU
( Talamus, duyu organlarından gelen sinir hücrelerinin beyin kabuğuyla olan ilişkisini sağlar. )
( Hipotalamus, en çok araştırılan beyin kısımlarından biridir. Büyüklüğü küçük bir kesme şeker kadar olmasına karşın, gördüğü işlemler son derece önemli ve değişiktir. Heyecanların ve arzuların denetlendiği merkezdir. Eşeysel davranış, yeme-içme bu merkezce denetlenir. )
( Limbik sistem beyin sapının yukarı kısmıyla ön beyin arasında yer alan sinir hücresi ağından oluşur. Heyecan yaşantısı, saldırma ve kaçma davramışlarıyla ilişkisi vardır. )
( THALAMUS vs./and HYPOTHALAMUS vs./and LIMBIC SYSTEM vs./and CEREBRAL CORTEX )
- 10 NUMARA ile/ve/||/<> 5 YILDIZ
- ONCE :/yerine BİR KERE
- ÖNCELİKLE ile/ve/||/<> BAŞTA
- (ÖNCELİKLİ/ÖNEMLİ/[ÖNCEKİ] OLMAZSA OLMAZ)
KAVRAM ÇİFTLERİ:
ÖNCELİK ve/||/<>/> SONRALIK
ve/||/<>
VAR OLAN ve/||/<>/> BİLGİ
ve/||/<>
NESNE/TEK ve/||/<>/> ÖTEKİ/LER
ve/||/<>
SÜREÇ ve/||/<>/> SONUÇ
ve/||/<>
YÖNTEM/USÛL ve/||/<>/> İÇERİK/ESAS
ve/||/<>
BAĞLAM ve/||/<>/> ANLAM
ve/||/<>
ÇÖZÜMLEME ve/||/<>/> ÇÖZÜM
ve/||/<>
ÖNCÜL ve/||/<>/> ÖNERME
ve/||/<>
SAYGI ve/||/<>/> SEVGİ
[en az %99 ve/||/<>/> en az %1]
ve/||/<>
US/AKIL ve/||/<>/> ANLIK/ZEKÂ
ve/||/<>
EMİK/BEYİN ve/||/<>/> ANLIK/ZİHİN
ve/||/<>
DİRENÇ/İHTİYÂR ve/||/<>/> İSTENÇ/İRÂDE
ve/||/<>
DEVİM/HAREKET ve/||/<>/> ZAMAN
ve/||/<>
AN ve/||/<>/> ZAMAN
( Düşünme, konuşmak ve yaşamak üzere bilinmesi ve uygulanması gereken öncelikli ve olmazsa olmaz kavram çiftleri... [önceki olmadan sonraki olmaz!] )
- ÖNCELİK-SONRALIK ve/değil BİRLİKTELİK
- ÖNCE/Sİ ve/<> BİLİNC/İ
- ONE :/yerine BİR
- ÖNEMİ YOK ile/değil BELİRLEYİCİLİĞİ YOK
- ÖNEMLİ FARK ile/ve BÜYÜK FARK
- ÖNEM/Lİ ile/ve/değil/yerine BELİRLEYİCİ/LİK
( [not] IMPORTANT vs./and/but DETERMINATION
DETERMINATION instead of IMPORTANT )
- ÖNEMSEMEK ile/ve/||/<>/> BENİMSEMEK
- ÖNGÖRÜLEBİLİR BİLİNMEYEN ile/ve/<> BİLİNEMEYECEK BİLİNMEYEN
( PRUDENT UNKNOWN vs./and/<> UNKNOWN WHICH IS NOT ABLE TO KNOW )
- ÖNGÖRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİR/LİK
- ÖNLEME ile BASTIRMA
( TO PREVENT vs./and TO SURPASS )
- ONTOGENEZ değil/yerine/= BİREYOLUŞ
- ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ile/değil BİR SONRAKİ HAFTA
- ONUR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİLGELİK
- OO- ile/||/<> OVİ-/OVO- ile/||/<> OÖPHOR-/OÖPHORO- ile/||/<> OVARİ-/OVARİO-/OARİ-/OARİO- ile/||/<> SALPİNG-/SALPİNGO-/-SALPİNX ile/||/<> ORCHİ-/ORCHİD-/ORCHİDO-/ORCHİO-/-ORCHİSM ile/||/<> OSCHE-/OSCHEO- ile/||/<> BLAST-/-BLASTİC/BLASTO-/-BLASTY ile/||/<> -SPERM/SPERM-/-SPERMA/SPERMAT-/SPERMATO-/-SPERMİA/SPERMO-
( Yumurta. İLE/||/<> Yumurta. İLE/||/<> Yumurtalık, yumurtalığa ait, ovaryum. İLE/||/<> Yumurta/ovaryum ile ilgili. İLE/||/<> Tüp, boru, Östaki ya da Fallop tüpleri. İLE/||/<> Testis, testis ile ilgili durum. İLE/||/<> Testis torbası, skrotum. İLE/||/<> Germ; döl; öz; ateşleme, patlama; tomurcuk, tomurcuklanma, filizlenme ile ilgili, doğurgan göze ile ilgili, ana göze ile ilgili. İLE/||/<> Tohum, döl, semen. )
- OP-/OPTO- ile/||/<> -OPSİS/OPHTHALM-/OPHTHALMO- ile/||/<> -OPİA ile/||/<> -OPSİA/-OPSİS/-OPSY ile/||/<> -OPY ile/||/<> CERAT-/CERATO-/KERA-/KERAT-/KERATO- ile/||/<> OCUL-/OCULİ-/OCULO- ile/||/<> CORE-/CORO-/-CORİA ile/||/<> PHAC-/PHACO- ile/||/<> ANİSOKORİ ile/||/<> DACRY-/DACRYO- ile/||/<> LACRİMO-/LACHRYMO- ile/||/<> CYCL-/CYCLO- ile/||/<> TARS-/TARSO- ile/||/<> İRİD-/İRİDO- ile/||/<> CANTH-/CANTHO- ile/||/<> BLEPHAR-/BLEPHARO-/-BLEPHARON ile/||/<> -SCOPE/-SCOPİC/-SCOPY ile/||/<> PHOR-/-PHORE/-PHORİA/PHORO-/-PHOROUS ile/||/<> ASTHENO-
( Görme, optik. İLE/||/<> Göz. İLE/||/<> Göz, göz kusuru ile ilgili. İLE/||/<> Özel görme ya da görünüm tipi ile ilgili. İLE/||/<> Boynuzsu doku | Kornea. İLE/||/<> Göz, gözle ilgili, göze ait. İLE/||/<> Lens ya da göz merceği ile ilgili. İLE/||/<> Göz bebekleri/Pupiller ile ilgili. İLE/||/<> Göz bebeklerinin farklı büyüklükte olması. İLE/||/<> Göz yaşları ile ilgili. İLE/||/<> Gözyaşı ve ilgili yapılarla ilgili. İLE/||/<> Devir, halka, daire, dairesel, gözün silier nesnesi ile ilgili. İLE/||/<> Göz kapaklarının kenarları ile ilgili, ayağın tarsal bölümü ile ilgili. İLE/||/<> İris. İLE/||/<> Gözün köşeleri ile ilgili, kontusla ilgili. İLE/||/<> Göz kapakları, kirpiklerle ilgili. | Göz kapağı hastalıkları ile ilgili. İLE/||/<> İnceleme için kullanılan araç, görmeyi sağlayan araç, görme, inceleme. İLE/||/<> Taşıyan, yüklenen, görme ekseninin dönmesi. İLE/||/<> Güçsüzlük, zayıflık [astenopi: Göz yorgunluğu]. )
- ORADAN ile/ve/||/<> BURADAN
- ORAN ile/ve BAKIŞIM/SİMETRİ
( PROPORTION vs./and SYMMETRY )
- ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI
( )
( ORANGUTAN vs. BORNEAN ORANGUTAN )
- ORANTI ile/ve/değil/<> BAĞLAM
- ORANTI/LI ile/değil BAĞLANTI/LI
- ÖRDEK ile BAĞIRTLAK/BOZKIR TAVUĞU
( ... İLE Orta büyüklükte, bir cins göçebe ördek. )
( ... cum QUERQUEDULA )
- ORDİNO[İt.] değil/yerine/= BUYURGA/EMİR
( Bir poliçenin arkasına yazılan havale emri. | Tüccarın malını gümrükten çekebilmesi için gemi şirketinden, yük konşimentosuna karşılık verilen havale. | Denizcilik işletmelerinde, gemi adamlarını, gemilere atama belgesi. )
- [ne yazık ki]
ÖRGÜTLÜ BİLİNÇSİZLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇSİZLİĞİ ÖRGÜTLEMEK
- ORMAN MOĞOLLARI ile/ve BOZKIR MOĞOLLARI
- ÖRNEK ile/||/<> BASILI ÖRNEK/HARDCOPY
- ÖRNEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BENZETME
- OROBANCHEAE = BÎKÎYE
- ORSA[İt.] ile/>< BOCA[İt.]
( Yelkenleri, rüzgârın estiği yöne çevirmekte kullanılan, iki taraftan da yelkenin ortasına bağlanan ip. | Geminin rüzgâr alan yanı, rüzgâr üstü. | Geminin, yelin geldiği yöne döndürülmesi. İLE Geminin rüzgâr almayan yanı. )
- ORTADA BIRAKMA/KALMA ile/ve/||/<>/>/< BELİRSİZLİK
- ORTAK NOKTA ile/ve BENZE(T)MEK
( COMMON POINT vs./and TO LIKEN )
- ORTAK/LIK ile/ve BENZER/LİK
( COMMON vs./and SIMILAR )
- ÖRTBAS["ÖRTPAS" değil!] ETMEK ile KORUMAK ile BASTIRMAK ile GÖZARDI ETMEK
( ... vs. TO IGNORE )
- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<> BAĞDAŞMA
- ÖRTÜŞME ile BİRLEŞME
( INTERSECTION vs. TO CONJUNCTION )
- ÖRTÜŞME ile/ve BULUŞMA
( INTERSECTION vs./and TO BRING TOGETHER )
- ÖRTÜŞME ile BULUŞMA
- ÖRÜMCEK AĞI =/=/= TENE, KERÎ[Fars.] =/=/= BEYT-ÜL-ANKEBUT[Ar.] =/=/= COBWEB[İng.] )
- ÖRÜMCEK MAYMUN ile/ve (BIYIKLI) İPEK MAYMUNU ile/ve SİNCAP MAYMUNU ile/ve BAŞLIKLI MAYMUN
- ÖRÜMCEK ile BÖĞ/KARADUL/POY/RÜTEYLÂ[Ar.]/TARANTULA
( ... İLE Zehirli ve bazı örümcekler. )
( RÜTEYLÂ[Ar.]: Zehirli ve iri bir cins kır örümceği. )
( Madagaskar'da, 500'ün üzerinde, örümcek türü bulunmaktadır.[400'ü, dünyanın hiçbir yerinde bulunmaz.] )
( ... İLE 2.5 yıl yiyeceksiz yaşayabilirler. )
( ANKEBÛT/ANKÛT[çoğ. ANÂKİB] ile/ve ... )
( CÛLÂH, KEREV ile/ve ... )
( SPIDER vs./and TARANTULA )
( ARACHNE cum/et LYCOSA TARENTULA / LATRODECTUS MACTANS )
- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK
( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )
- OSMANCIK PİRİNCİ ile BALDO PİRİNCİ
- OT ile BALIK OTU
( ... İLE Cava ve Malabar'da yetişen, zehirli meyve. )
( ... cum ANAMIRTA )
- ÖTE ile BULAŞICI/SİRET
- ÖTEKİLERİ YOK SAYMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BELİRGİNİ ÖNE ÇIKARMAK
- ÖTE(SİNDE) = BEYOND[İng.] = AU DELÀ DE[Fr.] = JENSEITS[Alm.] = PIÙ IN LÀ DI[İt.] = MÁS ALLÁ[İsp.]
- OTİZM ile/ve/<> BENCİLLİK ile/ve/<> TEKBENCİLİK
- OTOBÜS/TREN/UÇAKTA:
KOLTUĞU ile/ve BAŞLIĞI
( ... İLE/VE Otobüs (Pulman) koltuklarındaki ense kısmının boş olması, yolcunun rahatının düşünülmemesi değil olası bir kaza ya da çarpma durumunda kafanın arkaya çarpmasıyla boynun kırılmamasını ve kafatasının çarptığı yerin sağlam olması gerekliliği içindir. )
- OTOKLAV/AUTOCLAVE[İng.] değil/yerine/= BASINÇLI MİKROPKIRAN KAZAN
- OTUN ...:
ÇIKMASI ile/ve/||/<> BİTMESİ
- OTURMA!:
TAŞA ile YAŞA ile BAŞA
( Taşa, başa, yaşa oturmamak gerek. )
( Do not sit/stand on/at stone, wet, front! )
( STONE vs. WET vs. FRONT )
- OUR :/yerine BİZİM
- OVA/YAZI ile BİDH[Ar.]
( ... İLE Geniş ova. )
- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZ/LIK
( ... ile/ve AHTAL )
- ÖVMEK ile/ve BOŞBOĞAZLIK
- ÖVÜNMEK İÇİN ile/değil/yerine (BİR) (DAMLA) (DAHA) İYİLİK/GÜZELLİK OLSUN DİYE
( İyiliğimizi yaptık, Good4Trust.org denizine attık...
Tüm ekibi, iyilikleri ve emekleri için tebrik ediyoruz...
Biz de böylesi hoş bir düşünce ve girişim için tüm ekibe teşekkürlerimizle sarılıyor ve yansımalı/dönüştürücü iyiliklerimizi paylaşmaya devam ediyoruz...
İyiliksever arkadaşlar! Siz de bu birlikteliğe katılabilirsiniz...
www.Good4Trust.org )
- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK
- ÖVÜNMEK ile BÖBÜRLENMEK
- OWE :/yerine BORÇLU OLMAK
- OXŞAMAQ[Azr.] = BENZEMEK[Tr.]
- OXY ile/||/<> ESTHE-/ESTHESİO- ile/||/<> TACHEO-/TACHO-/TACHY- ile/||/<> BRADY-
( Akut, şiddetle algılanan, keskin şiddetli, çabuk, hızlı. İLE/||/<> Duyma, hissetme, duyulanım, algılayıcı oluşumlarla ilgili. İLE/||/<> Hız, kayma, hızla ilgili, hızlı, çabuk. İLE/||/<> Yavaş, yavaşlama. )
- ÖYKÜLEME ile BETİMLEME
( Olaylara daha çok sık yer verilir ve nesnel bir dil kullanılır. İLE Olaylardan çok kişisel düşüncelere, gözlemlere ve izlenimlere dayanır. )
( Yaşanılan olayları, "giriş - gelişme - sonuç" bölümlerine ayırarak anlatmak için başvurulur. İLE Bir karakterin fizikî ya da karakteristik özellikleri anlatılır. )
- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]
( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )
( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )
( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )
- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR
( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )
- ÖZ ile BİÇİM
( ESSENCE vs. FORM )
- ÖZDEŞLİK ile/ve BENZERLİK
( Birbirine benzeyen şeyler, birbirinin aynı değildir! )
( IDENTITY vs./and SIMILARITY/RESEMBLANCE )
- ÖZDEŞLİK ile/değil BİLEŞİM
- ÖZDEŞLİK ile/ve/||/<> BİREYSELLİK
- ÖZDEŞ/LİK ile/ve BİRİCİK/LİK
( IDENTITY vs./and UNIQUE )
- ÖZDEŞLİK ile/ve BİRLİK
- ÖZDEŞ/LİK ile/ve BÜTÜN/LÜK
- ÖZEL BİR ... ile/ve/değil/yerine/||/<> BELİRGİN BİR ...
- ÖZEL = HUSUSİ = SPECIAL[İng.] = SPÉCIAL[Fr.] = BESONDERE[Alm.] = ESPECIAL[İsp.]
- ÖZELLİK:
AYRIŞTIRAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRLEŞTİREN
- ÖZELLİKLE(BİLHASSA) ile TAM TERSİNE/AKSİNE(BİLAKİS)
- ÖZENSİZ/LİK ile/ve/||/<>/> UMURSAMAZ/LIK ile/ve/||/<>/> SIRADAN/LIK ile/ve/||/<>/> BOŞVERMİŞ/LİK
- ÖZERKLİK:
BİREYSEL ve/||/<> BİLİSEL(ENFORMASYONEL)
- ÖZERK/LİK ve/<> BİLİNÇLİ/LİK
- ÖZET ile BAŞLIK
( SUMMARY vs. TITLE )
- ÖZGE ile BAŞKA
( Başka. )
- ÖZGÜN TANIM ile BİRİNİN/...'NIN TANIMI
( ORIGINAL/AUTHENTIC DEFINITION vs. SOMEONE'S DEFINITION )
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BEN/LİK
- ÖZGÜN/LÜK ile/ve/<> BENZERSİZ/LİK
- ÖZGÜRLÜK:
EREK/AMAÇ değil BAŞLANGIÇ
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/> AŞK (AHLÂKI) ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN
( Külün, bir daha ateşte yanmadığı gibi, kişi de aşkta yok(fânî) olmuşsa, ne kendi aklına, ne de başkasının aklına aldanır. )
( HİLMİ ZİYA ÜLKEN'in, "AŞK AHLÂKI" adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )
( )
( Üzerinde en çok (")düşündüğümüz, konuştuğumuz, beklediğimiz, aradığımız(") ve (")ağladıklarımız(")... )
( FREEDOM and/||/<>/> MORALS OF LOVE and/||/<>/> WISDOM )
- ÖZGÜRLÜK ile BAŞIBOŞLUK
( FREEDOM vs. STRAYNESS )
- ÖZGÜRLÜK ile/ve BELİRLENİM
( Dış varlık yasası. İLE/VE Tin'in yasası. )
( FREEDOM vs./and DETERMINATION )
- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< BİRİCİKLİK
- ÖZNE ile BİREY
( Kişi, sürekli; nesne, tanık ise öznedir ve onların karşılıklı bağımlılık biçimindeki ilişkileri, onların mutlak kimliklerinin yansımasıdır. )
( The person is always the object, the witness is the subject and their relation of mutual dependence is the reflection of their absolute identity. )
( SUBJECT vs. PERSON )
- PAHA ile BAHA
- PAHALI ile/değil/yerine BANA ÇOK GELİR
- PAHALI ile/ve/değil BANA ÇOK GELİR
- PAINT :/yerine BOYAMAK
- PAMUK:
NESNE ile/ve/değil/||/<>/< BİTKİ
- PAMUK = BAMUK/BAMUQ
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- PANCAR ve/||/<>/> BORŞ[< BORSCH] ÇORBASI
- PANEL[Azr.] = BETON BLOK[Tr.]
- PANGOLİN ile BEYAZ GÖBEKLİ PANGOLİN
( ... ile )
- PANTOLON[Fr.] ile BERMUDA[Fr.]
( ... İLE Dizlere kadar inen dar ve kısa pantolon. )
- PARA ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLGİ
( Bilgi peşinde koşmak, altın peşinde koşmaktan daha iyidir.
[Ar. Talebu'l-ilm hayrun min taleb'z-zeheb] )
( [not] MONEY vs./and/but/||/<>/>/< KNOWLEDGE
KNOWLEDGE instead of MONEY )
- PARA ile/ve/değil/yerine BOL PARA
- PARALEL/LİK ile BERABER/LİK
( PARALLEL/NESS vs. COOPERATION )
- PARAMNEZİ/PARAMNESIA[İng.] değil/yerine/= BELLEK YANILSAMASI
- PARÇA ile/ve/değil/||/<>/< BİLEŞEN
- PARÇALANMIŞ/LIK ile BÖLÜNMÜŞ/LÜK
( TO BREAK INTO PIECES vs. TO BE DIVIDED )
- PARÇA(NIN) SAPTA(N)MASI/KABULÜ ile BÜTÜN(ÜN) SAPTA(N)MASI/KABULÜ
( TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE PIECE vs. TO DETERMINE/ACCEPTANCE THE ENTIRE/WHOLENESS )
- PARÇAYI ZİKR-BÜTÜNÜ KASIT ile BÜTÜNÜ ZİKR-PARÇAYI KASIT
- PARİDİYE[Ar.]/PARIDÉES[Fr.] değil/yerine/= BAŞTANKARAGİLLER
( ... cum TERMINALIA CITRINA )
- PARK YERİ değil/yerine BİSİKLET(Lİ) YOLU
- PARMAK ile EKMEK ile BIÇAK
- part vic.[Lat. < PARTIBUS VICIBUS] değil/yerine/= BÖLÜNMÜŞ DOZLARLA
- PARTICULAR :/yerine BELİRLİ
- PARTİSYON değil/yerine/= BÖLME, BÖLÜM
- PAS ile/ve/değil/||/<> BUĞU
( Özellikle metalde, bazı nesnelerde, camda/aynada. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Özellikle camda/aynada ve bazı nesnelerde. )
- PASCAL ÜÇGENİ ve/||/<> BİNOM DAĞILIMI
( Sayın Haluk Berkmen'in yazısını okumak için burayı tıklayınız... )
( )
- PASKAL[Fr.] ile (BLAISE) PASCAL
( Bireyleri, güldürüp eğlendiren kişi. İLE Matematikçi, fizikçi ve düşünür. [19 Haziran 1623 – 19 Ağustos 1662] )
- PASTIRMA YAZI değil
BASTIRMA(/BASTIRAN) YAZ/I
- PATERNAL[İng.] değil/yerine/= BABADAN/ATADAN
- PATİKA ile/ve BOĞAZ
- PATLAMAK ile BÖSMEK
( ... İLE Bir maddenin, birdenbire gaz durumuna gelerek patlaması. infilâk etmesi. )
- PATLICAN ile/ve/||/<> BAN OTU
( ... İLE/VE/||/<> Patlıcangillerden, Asya, Kuzey Afrika ve Avrupa'nın sıcak bölgelerinde yetişen, hekimlikte kullanılan, uyuşturucu ve zehirli, bir ya da iki yıllık otsu bir bitki. )
( ... cum HYOSCYAMUS NIGER )
- PATLICAN ile BİRECİK PATLICANI
- PATLICAN ile BOSTAN PATLICANI
( ... İLE Az çekirdekli, iri, yuvarlak/topak ve oval bir patlıcan türü. )
- PAYİTAHT[Fars.] değil/yerine/= BAŞKENT
- PAYLAŞMAK ile/ve BÖLÜŞMEK
- PAYPLAN[İng. < PIPELINE] değil/yerine/= BORUYOLU
- PAZVANT/PÂSBÂN/PÂSDÂR/PÂSVÂN[Fars.] değil/yerine/= BEKÇİ
( Osmanlı döneminde, Rumeli'de, gece bekçilerine verilen ad. )
- PEACE :/yerine BARIŞ
- PEMDAS and/sometimes/||/<> BODMAS
( Parantheses > Exponents > Multiplication > Division > Addition > Subtraction AND/SOMETIMES/||/<> Brackets > Order > Division > Multiplication > Addition > Subtraction )
( Parantez > üstler > çarpma > bölme > toplama > çıkarma VE/BAZEN/||/<> Parantez > üstler > bölme > çarpma > toplama > çıkarma )
- PENCERE[Fars.] değil/yerine/= BAKANAK
- PEPPER :/yerine BİBER
- PER :/yerine BAŞINA, HER
- PERDE ile/değil/yerine BASAMAK
- PERDE ile BRİZBİZ
( ... İLE Pencerelerin çerçevesine, içeriden tutturulan ince perde. )
- PERFORMANS değil/yerine/= BAŞARIM
- PERHAPS :/yerine BELKİ
- PERSPECTIVE :/yerine BAKIŞ AÇISI
- PERSPEKTİF/PERSPECTIVE değil/yerine/= BAKIŞ AÇISI
- PERTEVNİYAL VÂLİDE SULTAN ile BEZM-İ ÂLEM VÂLİDE SULTAN
( SULTAN ABDÜLAZİZ ile SULTAN ABDÜLMECİD )
( Pertevniyal Vâlide Sultan Çeşmesi, Eyüp Sultan'da, Yâvedûd Türbesi karşısında, Haliç Köprüsü'nün altındadır. [19. yy.] )
- PESTİL değil/yerine/= BASTIK
- PET/BT/POZİTRON EMISYON TOMOGRAFİ, POZİTRON YAYILIMLI KESITÇEKİM/POSITRON EMISSION TOMOGRAPHY/COMPUTERIZED TOMOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BİLGİSAYARLI KESITÇEKİM/TOMOGRAFİ
- PHALL-/PHALLO- ile/||/<> BALAN-/BALANO-
( Penis. İLE/||/<> Glans penisle ilgili. )
- PILATES TOPU ile/ve/değil BOBATH TOPU
( Pilates topu olarak bilinen top, Bobath topudur. )
( ... İLE/VE/DEĞİL Dik oturmayı sağlamak ve birçok özelliğinden yararlanmak üzere kullanmanızı salık veririz. )
- PİLİÇ ile BULADA[< Yun.]
( ... İLE Büyük piliç. )
- PIPE :/yerine BORU
- PİRAMİTLER:
[BOSNA ile GİZA ile TİKAL ile MAURITIUS ile KOHKER ile GUIMAK ile ENDONEZYA ile JİLİN ile BEYAZ ile KUKULKAN ile SUDAN ile SUALTI ile KÜBA ile YONAGUNİ ile BALİ ile MAYA ile JAVA ile KAMBOÇYA ile AVUSTRALYA ile GUATEMALA] ile
MODERN PİRAMİTLER
[MOSKOVA ile KANADA ile CEITUS ile MEMPHIS ile LAS VEGAS]
( [Bosna'da. İLE Mısır'da. İLE Guatemala'da. İLE Mauritius'ta. İLE Kamboçya'da. İLE Kanarya Adaları'nda. İLE Endonezya'da. İLE Kuzeydoğu Çin'de. İLE Çin'de. İLE Meksika'da. İLE Sudan'da. İLE Portekiz açıklarında. İLE Küba açıklarında. İLE Japonya'da. İLE Bali adalarında. İLE Güney Amerika'da. İLE Java adalarında. İLE Kamboçya'da. İLE Avustralya'da. İLE Guatemala'da.]
İLE
Modern:
[Rusya'da. İLE Kanada'da. İLE Roma(İtalya)'da. İLE Amerika'da. İLE Amerika'da.] )
( En çok piramitin bulunduğu ülke, Mısır değil Sudan'dır[220 piramit bulunmaktadır.] )
- PİRANA ile BARAKUDA ile LOTA/GELİNCİKBALIĞI
( Yırtıcı balıklar. )
( Piranalar, kan yoksa doğrudan saldırmazlar. )
( Piranalar, beyaz, gri, siyah, sarı, gümüş ve kırmızı renktelerdir. )
( Amazon havzasındaki akarsularda ve Orinoko gibi yakınındaki ırmaklarda yaşarlar. İLE ... İLE ... )
- PİRE ile BİT
( Bit yiğitte, pire itte bulunur. [Rüstem Paşa'nın, Cüzzam'lı olmamasına bağlı olarak söylendiği varsayılmaktadır.] )
( [argo] ... ile MACAR )
( YAVŞAK: Bit yavrusu. )
( BÜRGÛS[çoğ. BERÂGÎS], HADÛŞ[: Sinek. | Pire.] ile KAML/KAMLE, KEHLE
MASS-I ADÎM-ÜL-CANÂHİYYE: Pireler. )
( ... ile ŞÜPÜŞ )
( FLEA vs. LOUSE [YOUNG LOUSE]
XENOPYSLLA )
( PULEX IRRITANS cum PEDICULUS )
( ... ile MACAR )
- PİRE ile BİTKİ PİRESİ
( )
- PİRİNÇ ile BASMATİ PİRİNCİ
( ... İLE Sri Lanka'nın Sigiriya kentindeki Matele bölgesinde daha fazla yağış aldığından, öteki bölgelere göre daha yeşildir. Bu bölgede 40 çeşit pirinç yetişmektedir. En ünlü ve sağlıklısı, anavatanı Pakistan olan Basmati pirincidir. )
- PİRİNÇ ile/ve/||/<> BUĞDAY
(
Ölçüt | "Pirinç Kültürü" | "Buğday Kültürü" |
---|---|---|
Tarımsal Yapı | Yoğun iş gücü gerektirir, sulama düzenekleri ve topluluk iş birliği zorunludur. | Bireysel olarak yapılabilir, daha az iş gücü gerektirir. |
Toplumsal Etki | İş bölümü ve dayanışma baskındır, topluluk iş birliği ön plandadır. | Bireycilik baskındır, bağımsız çalışma olanaklıdır. |
Düşünce Tarzı | Bütüncül ve bağlamsal düşünme eğilimi vardır. | Çözümleyici ve bireysel düşünme eğilimi vardır. |
Thomas Talhelm'in "İddiası" | Bireylerin ortaklık içinde olduğu, topluluk içinde iş birliğine yatkın olduğu savunulur. | Bireyci yapının daha güçlü olduğu, bağımsızlığın vurgulandığı savunulur. |
- PİS ile/değil BİZ
- PİSİFORM[İng.] değil/yerine/= BEZELYEMSİ
- PİŞİRMEK ile/değil/yerine BÖRTMEK
( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Az pişirmek, haşlamak. )
( [Fars.] PÛHTE: Pişmiş, pişkin, olgun. | NÂ-PÛHTE: Pişmemiş. )
- PİŞMİŞ AŞA SU KATMAK ile BİR ÇUVAL İNCİRİ BERBAT ETMEK
( BER-BÂD[Fars.]: Perîşan, harap, viran. | Pis, fenâ, kirli. )
- PİSUVAR[Fr. PISSOIR] ile/ve/||/<>/< BİSİKLET ile/ve/||/<>/< MERDİVENDEN İNEN KADIN
( 1917 ile/ve/||/<>/< 1913 ile/ve/||/<>/< 1912 )
( ile/ve/||/<>/<
ile/ve/||/<>/<
)
- PİTON ile BURMA PİTONU
( ... cum PYTHON MOLURUS BIVITTATUS )
- PİVOT[İng.] değil/yerine/= BEŞ NUMARALI OYUNCU [basketbol]
- PİYATA[İt.] değil/yerine/= BÜYÜK TABAK
( Yassı ve büyük yemek tabağı. )
- PLANT :/yerine BİTKİ, DİKMEK
- PLAZMOLİZ değil/yerine/= BÜZÜNME/SU SALMA
- PLEİSTOSEN[Fr. < Yun.] değil/yerine/= BUZUL DÖNEMİ
- PLENTY :/yerine BOLCA
- PLÜTOKRASİ[Fr. < PLOUTOCRATIE] ile BEY ERKİ / VARSIL ERKİ
( "Zenginlerin yönetimi, zenginler iktidarı." )
- PNEUMO-/PNEUMON-/PNEUMONO- ile/||/<> PULMO- ile/||/<> BRONCH- ile/||/<> HEPA-/HEPAT-/HEPATICO-/HEPATO- ile/||/<> ANTHRACO-
( Akciğer, hava ya da solunumla ilgili. İLE/||/<> Akciğerlerle ilgili. İLE/||/<> Bronş. İLE/||/<> Karaciğerle ilgili. İLE/||/<> Kömür, siyah renk ile ilgili [antrakoz: Akciğerlerde kömür tozu birikmesi]. )
- pocul.[Lat. < POCULUM] değil/yerine/= BARDAK
- POLİÇE[< İt. < Yun.] ile BOLİÇE
( Belirli bir sürenin sonunda, belirli bir parayı, kendi adına ya da bir başkasının buyruğuna ödemesi için alacaklının, borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )
- POLİÇE[İt. < BOLIZZA] ile BOLİÇE[İbr.]
( Belirli bir sürenin sonunda belirli bir parayı kendi adına ya da bir başkasının emrine ödemesi için alacaklının borçluya yazdığı bildiri. | Sigorta senedi. İLE Yahudi kadını. )
- POLİTİK ERDEMLER ile/ve/||/<> BİLGELİK[DİANOETİK] ERDEMLERİ
( Tedbir, itidal ve cesâret. İLE/VE/||/<> Adâlet, bilim ve aşk. )
- PORSUK ile BAL PORSUĞU
( Sansargiller ailesinin Mellivorinae alt ailesindeki Mellivora cinsine ait tek türdür.[12 alt türü vardır]
Soyu tükenmekte olan bir hayvan değildir ve IUCN Kırmızı Dizini'nde en düşük kaygı altındaki bir türdür.
Yaşadığı alanlar, Güney Fas'tan, Güney Afrika'ya ve Hazar Denizi'nden, Hindistan'a kadar uzanır. )
( İlgili yazı ve ayrıntıları için burayı tıklayınız... )
( ... cum MELLIVORA CAPENSIS )
- PORSUK ile BOZ ALABAŞLI BOZ PİS PORSUK
( ... İLE Zeki Müren'in seslendirdiği/yaygınlaştırdığı tekerlemede geçen. )
- POŞU ile/değil/yerine BAŞÖRTÜSÜ
( Bir tür kenarları saçaklı başörtüsü. İLE ... )
- POTİN/FOTİN[Fr.] ile BOT
( Koncu ayak bileğini örtecek kadar uzun olan, bağcıklı ya da yan tarafı lastikli ayakkabı. İLE ... )
- PRESIDENT :/yerine BAŞKAN
- PRESIDENTIAL :/yerine BAŞKANLIK
- PRES(S)[İng.] değil/yerine/= BASIN
- PRESS :/yerine BASIN, BASMAK
- PRESSURE :/yerine BASKI
- PRIMARY :/yerine BİRİNCİL, ANA
- PRIME :/yerine BAŞLICA, BİRİNCİ
- PRIMER/PRIMARY[İng.] değil/yerine/= BİRINCİL
- PROFESÖR["PROFÖSÖR" değil!] değil/yerine/= BİLMEN
- PROKSİMAL[/PROXIMAL[[İng.] değil/yerine/= BAŞLANGICA YAKIN
- PROMISSORY NOTE and BILL OF EXCHANGE
( Bono. VE Poliçe. )
- PROP/PROBE[İng.] değil/yerine/= BAŞLIK, MIL
- PSİKODİNAMİK ile/ve/||/<> BİLİŞSEL
- PSİKOLOJİ ile/ve BİLİM ile/ve FELSEFE
( Bilinçle. İLE/VE Nesnelerle. İLE/VE Bilincin bilinci. )
- PUŞKİN ve/||/<> GOGOL ve/||/<> GONÇAROV ve/||/<> DOSTOYEVSKİ ve/||/<> TURGENYEV ve/||/<> TOLSTOY ve/||/<> ÇEHOV ve/||/<> GORKİ ve/||/<> ZAMYATİN ve/||/<> BULGAKOV ve/||/<> PASTERNAK
( 1799 - 1837 ve/||/<> 1809 - 1852 ve/||/<> 1812 - 1891 ve/||/<> 1821 - 1881 ve/||/<> 1818 - 1883 ve/||/<> 1828 - 1910 ve/||/<> 1860 - 1904 ve/||/<> 1868 - 1936 ve/||/<> 1884 - 1937 ve/||/<> 1891 - 1940 ve/||/<> 1890 - 1960 )
( )
- QAYĞI[Azr.] = BAKIM, ÖZEN, İLGİ[Tr.]
- QIÇ[Azr.] = BACAK[Tr.]
- QIŞQIRMAQ[Azr.] = BAĞIRMAK[Tr.]
- QOŞMAQ[Azr.] = BAĞLAMAK, BİRLEŞTİRMEK[Tr.]
- QUIT :/yerine BIRAKMAK
- QURTARMAQ[Azr.] = BİTİRMEK[Tr.]
- RAHMET:
ALLAH ve/<> BÜTÜNLÜK
- RAHMET ve/||/<>/>/: BİR AMACA, DESTEK
- RASTLANTI/SALLIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLANTI/SALLIK
- RAYLARA:
"ŞAHIS DÜŞTÜĞÜNDE" değil "BİRİ DÜŞERSE"
( Raylı yolların duraklarında bulunan uyarı yazılarının, ilgili yöneticilerce düzeltilmesi dileğiyle... )
- RAYNAUD ile/||/<> BUERGER/BURGER
( Soğuk ya da stres nedeniyle parmaklarda renk değişikliği. İLE/||/<> Sigara içenlerde görülen, el ve ayak damarlarının yangılanması. )
- REÇİNE ile BAKALİT
( ... İLE Formaldehit ile bir fenolün yoğunlaşması sonucu elde edilen yapay reçine. )
- REDDETMEK ile/ve BEĞENMEMEK/İRDEMEK
( REJECT vs./and TO DISAPPROVE | NOT TO LIKE )
- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK
( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )
- REFER :/yerine BAHSETMEK
- REFERANS değil/yerine/= BAŞVURU
- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]
( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )
- REGION :/yerine BÖLGE
- REGIONAL :/yerine BÖLGESEL
- REÎS[Ar.] ile/değil/yerine/= BAŞKAN
( KIYÂMÎ TEKKELERİNDE KIYÂMEN EDİLEN ZİKİRLERDE ZİKRİ İDARE EDEN )
- REJYONAL/REGIONAL[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL
- REKOMPRESYON/RECOMPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASI YINELEME
- REKTÖR değil/yerine/= BİLİMBEY
( Baş papaz. DEĞİL/YERİNE ... )
- REMBRANDT ile BELLINI
- RENK KÖRLÜĞÜ ile/ve/değil BASİT RENK KÖRLÜĞÜ
( AKROMATOPSİ[Yun. A: yokluk anlatan ön ek. | KHROMA: Renk. | OPSIS: Görme.] )
( [not] ACHROMATOPSIA vs./and/but SIMPLE ACHROMATOPSIA )
- RENK ile BENİZ
( ... İLE Yüz rengi. )
- REPRESÖR/REPRESSOR[İng.] değil/yerine/= BASTIRICI
- REPRESYON/REPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASTIRMA
- RESEMBLE :/yerine BENZEMEK
- RESİM değil/yerine/= BEZEK
- RESİM ve/||/<>/< BİLİM
( "Resim bir bilimdir ve tüm bilimler, matematiğe dayanır. İnsanın ortaya koyduğu hiçbir şey, matematikte yerini bulmaksızın bilim olamaz." )
- RESSAM değil/yerine/= BEZEKÇİ
- RETANSİYON/RETENTION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM | ALIKONULMA
- REVK, KARN[Ar.], SERÛ[Fars.] değil/yerine/= BOYNUZ
- RIDE :/yerine BİNMEK, SÜRMEK
- RİYÂSET[Ar.] ile BAŞKANLIK
( REİSLİK, BAŞ OLMA, BAŞKANLIK )
- RIZÂ ve/<> BÜTÜNCÜL(KÜLLÎ) BENLİK
- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA
- RÖGAR["LOGAR" değil] değil/yerine/= BACA[Fars. < BÂCE]
( Kanalizasyona inmek ve tıkanıklığı gidermek üzere yapılmış özel baca. | Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol. | Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği. | Çatı penceresi. )
- ROT[Fr.] ile/ve/||/<>/> BALANS
( Motorlu taşıtlarda, direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. | Bu çubuğun ayarı. İLE/VE/||/<>/> Aracın, direksiyon bırakılsa bile düz gitmesini ölçme ve ayarlama. )
- RUM ile/ve/=/||/<> BALAMA
( Orta oyununda Rum tipi. | Karagöz, matiz ve külhanbeyi tipleri tarafından yabancı ülkelerin tiplerine seslenirken kullanılan söz. )
- RUŞEYM/SÜVEYDÂ[Ar.]/ALBUMEN[Fr.] değil/yerine/= BESİÖRÜ/OĞULCUK
( Tohumun içindeki dölütü çevreleyen ve gelişinceye kadar beslenmesini sağlayan doku. )
- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ
- RÜYALANMA/İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve BOŞALMAK/İNFİTÂH[< FETH]
( Rüyalar. | Açık saçık rüyalar. Rüyada boşalma. İLE/VE Açılma. | Tıkanmış bir şeyin açılması. | Safra, belsuyu[meni] gibi sıvıların boşalması, akması. )
( İHTİLÂM[Ar. < AHLÂM < HULM] ile/ve İNFİTÂH[< FETH] )
- YEL/RÜZGÂR ile BELÎL[Ar.]
( ... İLE Yağmurlu, serin rüzgâr. | Islanmış şey. )
- YEL/RÜZGÂR ile BORA[İt. < BOREA < Yun.]/BURAN
( ... İLE Genellikle ardından yağmur getiren sert ve geçici rüzgâr. | Birdenbire çıkan fırtına. Pek şiddetli rüzgâr. )
- SABAH YEMEĞİ ile SABAH VE ÖĞLE YEMEĞİ(BRANÇ[İng. < BRUNCH])
( ÂB-ÇERÂ ile ... )
( BREAKFAST vs. BReakfastlUNCH )
- SABIR:
"BEKLEME BECERİSİ" değil BEKLERKEN, DOĞRU DAVRANIŞ SERGİLEME
- SABIR ile/ve/değil/yerine BELÂ GELMEDEN ÖNCEKİ SABIR
- SABİT ile/ve/<>/değil/yerine BELİRLİ
- SABİTLEMEK ile/ve/<> BELİRLEMEK
- SABUN ile BUZ
( SOAP vs. ICE )
- SAÇ ile BELİK/BÖLÜK
( ... İLE Saç örgüsü. | Saç örgüsünün omuzlardan aşağı uzanan bölümü. )
- SAÇ ile BİR TUTAM SAÇ
( HAIR vs. STRAND )
- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ
- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI
( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )
BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )
SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )
KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )
TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )
İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )
ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )
YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )
DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )
SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )
KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )
SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )
- SADÂKAT ile/ve/<> BAĞLILIK
- SADECE ŞAKAYDI ile/ve/||/<> BİLMİYORUM ile/ve/||/<> UMRUMDA DEĞİL ile/ve/||/<> TAMAM
( [Ardında, en azından, küçük bir ... ]
Gerçeklik yatar. İLE/VE/||/<> Bilgi yatar. İLE/VE/||/<> Düşünce ve/ya da duygu yatar. İLE/VE/||/<> Acı yatar. )
- SADECE ile/ve/değil BAŞLI BAŞINA
- SADECE ... ile/||/<> BİR TEK ...
- SAĞALTIMDA/TERAPİDE:
TIBBÎ ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL ile/ve/||/<> BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DUYGUSAL
- SAĞALTIM/TERAPİ ÜCRETİNDE İNDİRİM:
DİNAMİK/ANALİTİK ile/değil BİLİŞSEL/DAVRANIŞSAL
( Olmaz! İLE (belki/bazen) Olabilir. )
( Bütçesi uygun olmayanlar, indirim istemez fakat ve ne yazık ki özellikle bütçesi/gelir seviyesi uygun/yüksek olanlar, indirim isterler. )
- SAĞANAK ile/ve BORAN
( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )
- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]
- SAĞLAMAK ile "BECERMEK"
- SÂHA[Ar.]/SEKTÖR[Fr.] ile BÖLÜM/KESİM/ALAN
( SECTOR vs. ZONE/AREA )
- ŞAHESER[Ar.] değil/yerine/= BAŞYAPIT
- SAHİBİYİM ile/yerine (BU/ŞU/BURASI) BANA AİT
- ŞAHİN ile BAYAĞI ARI ŞAHİNİ
( ... cum PERNIS APIVORUS )
- ŞAHİN ile/değil BAYSUNGUR
( ... İLE/DEĞİL Şahin cinsinden, yırtıcı bir kuş. )
- ŞAHİN ile BEYAZ ŞAHİN
( ... İLE Tamamen beyaz değillerdir. [Sadece tüylerinin bir bölümü beyazdır.] )
- ŞAHİN ile BOZKIR ŞAHİNİ
- SAHİP OLMADIĞIN ŞEY/DEĞER/OLANAK/KOŞUL ve BULUNMADIĞIN YER
( Vazgeçemeyiz. VE Terk edemeyiz. )
- SAHİPLENME ile/ve/||/<> SÜREKLİ KILMA ile/ve/||/<> BİRİKTİRME
- ŞAHS/ŞAHIS/FERT/FERD/INDIVIDU değil/yerine/= BİREY
- ŞAHSEN ile/ve/||/<> BİZZAT
- SAHTE BİLİM ile/değil/yerine/>< BİLİM
- SAİR[Ar.] değil/yerine/= BAŞKA, ÖTEKİ
- SAKA KUŞUNUN BIYIKLARI ...:
SİYAHSA ile/ve/||/<> BEYAZSA
( Erildir. İLE/VE/||/<> Dişildir. )
- SAKÎM[Ar. < SAKAMET] değil/yerine/= BOZUK/YANLIŞ/EKSİK
( Hasta, hastalıklı. | Yanlış. | Rivâyeti doğru, sağlam olmayan hadîs. )
- SAKLAMA ile BULUNDURMA
- SAKLAMAK ile/ve/<> BARINDIRMAK
- SALDIRAY ile/ve/||/<> BATIRAY ile/ve/||/<> ATILAY ile/ve/||/<> YILDIRAY
( 1939'da, Haliç Tersanesi'nden denize indirilen ve ne yazık ki, 1942'de batan, Türkiye'nin ilk denizaltısı Batıray ile birlikte Atatürk'ün belirlediği öteki üç denizaltının adları... )
( TRT Arşiv - Twitter[1] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız...
TRT Arşiv - Twitter[2] paylaşımını görmek için burayı tıklayınız... )
- SALGILAMAK ile BOŞALTMAK
( SECRETION vs. EXCRETION )
- SÂLİK ile/ve BENDEGÂN
- SALSA ile BACHATA ile MAMBO ile MERENGUE ile SAMBA ile RUMBA ile CHA CHA CHA ile PASO DOBLE ile JIVE
( Dünyanın her yerinde bilinen Salsa, Avrupa'da, Karayipler'de, özellikle Küba ve Porto Riko'da, Orta Amerika'da, Panama, Guatemala ve New York'un Latin kolonilerinde çok gelişir. Elektrikli çalgıların da kullanıldığı Salsa danslarında, Afrika kökenli vurmalı çalgılar ve bakır üflemeli sazlar büyük rol oynar. Salsa'da, şarkılar her zaman İspanyolca olup şarkıların başlıca işlevi, dans figürlerine eşlik etmektir. Dünyanın belirli bölgelerinde, belirgin olarak ötekilerden ayrılan Salsa stilleri vardır. Birbirinden farklı figürlere sahip olan Salsa'nın tarzları, aynı dansın farklı yaklaşımları ve felsefeleri olarak kabul edilebilir.
İLE
1980'lerde, Dominik Cumhuriyeti'nde, turizmin gelişmesi ve ülkenin dünyaya açılması sonucu popülerliği artan Bachata, içinde aşk, tutku gibi duyguları yansıtan romantik şarkılarla yapılan bir dans türüdür. Bachata, ayrıca, ülkemizde Salsa'dan sonra en çok yeğlenen, yakın eşli bir danstır.
İLE
Küba'da ortaya çıkan Mambo, Kuzey Amerika'daki, Swing ve Rock gibi türlerden etkilenerek günümüzde yapılan biçimini alır. Erkek dansçının sol ayakla başladığı ve ağırlık merkezini ise kalça olarak belirlediği bu dans türü, en yaygın biçimde Küba'da karşımıza çıkar. 1950'li yıllarda, Avrupa tarafından da tanınan Mambo, kıtaları aşan bir dans olarak tüm dünyaya yayılır.
İLE
Dominik Cumhuriyeti'nin yerel dansı olan Merengue, özellikle küçük ve kalabalık dans salonlarına karşı oynanan bir dans türüdür. Oldukça hareketli figürler içeren Merengue, öğrenilmesi kolay, doğaçlamaya açık bir "eğlence" dansı olarak da bilinir. Çiftlerle değil, bir çember şeklinde uygulanan Merengue, hızlı ayak hareketleri, omuzların silkilmesi ve kıvrak kalça hareketleri, bu dansın ana yapısını oluşturur.
İLE
Samba, Brezilya'nın Rio kentinde düzenlenen karnavallarda, kutlama ve eğlenceyi temsil eden dans olarak bilinir. Brezilya müziğine ait kuvvetli bir davulun da yer aldığı, özgün bir müziğe sahip olan Samba, Rio Karnavalı'ndaki dansçıların, gösterişli giysileriyle gösteriye dönüşür. Karnavallarda yapılan bu tip Samba, daha gelişmiş bir biçim olan Uluslararası Samba'dan farklıdır. Samba, Rio Karnavalı'nda, kişisel olarak uygulansa da uluslararası gösterilerde eşli olarak uygulanır.
İLE
Yavaş tempolu, zor bir Latin Amerikan dansı olan Rumba, dans eden çiftler arasındaki tutkuyu hareketlere yansıtır. Aşkın dansı olarak da nitelendirilen rumbada, dansın tutkusunun ve etkisinin büyük bölümü, müzikteki ezgilerde yaşam bulur. Rumba'yı, kusursuz olarak uygulamak için müziğe ve teknik ayrıntılara bağlılık gerekir. Bu ayrıntılar da dansçılardaki güçlü bir denge ve bilek, diz ve kalça koordinasyonu sonucunda ortaya çıkar.
İLE
Amerika'da, 1950'li yıllarda, Mambo ve Rumba'nın birleşiminden doğarak ortaya çıkan Cha Cha Cha, neşeli ritmleri ve müzikleriyle zamanla tüm dünyaya yayılan bir dans türü olur ve Uluslararası Latin Amerikan Dansları'nın vazgeçilmezlerinden sayılır. Canlı, dinamik, hızlı hareketler içeren Cha Cha Cha; neşeli, sevinçli, yerinde duramayanların dansı olarak adlandırılır.
İLE
Kökleri İspanya'ya uzanan "Paso Doble", "iki adım" anlamına gelir. Temiz ve canlı hareketler gerektiren Paso Doble'nin ruhunu seyirciye aktarabilmek için yavaş ve sakin hareketlerden kaçınmak gerekir. Latin dansları arasında en son öğrenilen Paso Doble'de, doğaçlama figürler yoktur, önceden belirlenmiş bir koreografiyi gerektirir.
İLE
Temelinde akrobatik hareketler barındıran bu dans türü, İkinci Dünya Savaşı süresince, Amerika'dan İngiltere'ye yayılır ve ilk olarak 1944 yılında, Londra'lı bir dans öğretmeni olan Victor Silvester tarafından "Jive" olarak adlandırılır. Canlı ve enerjik olmanın yanısıra, zarif bir görünüm de gerektiren bir Latin Amerikan dansı olan Jive, oldukça hareketli figürler içerir. )
- SALTIK İSTENÇ ile/ve/||/<> BEN
- SAMAN EV ile/ve/değil/yerine HUĞ EV ile/ve/değil/yerine KERPİÇ EV ile/ve/değil/yerine BAĞDADÎ EV
( HUĞ EV/ÇUKUROVA EVİ: Duvarları murt ya da hayt çubuğu ile sepet örer gibi örülür. Çatısı saz ile kaplanır. İç duvarlarına kerpiç sıva yapılır. Yapımı kolaydır. [Taş duvar ustasına ücret verecek olanağı bulunmayanlar bu tarz evler yapardı.] )
- SAMAN ile BART
( ... İLE Katı saman. )
- ŞAMPİYON[Fr., İng. < CHAMPION] değil/yerine/= BÖKE
- SANA GÖRE ile BANA GÖRE
( ACCORDING TO YOU vs. ACCORDING TO ME )
- SANAT:
BİÇİM ile/ve/değil/||/<>/< BİÇİMİN İLKESİ/YASASI
- SANAT ...:
GEÇMİŞ/TEN ile/ve/||/<>/> BUGÜN/E ile/ve/||/<>/> GELECEK/E
( Kopuk olmamalı. İLE/VE/||/<>/> Hitap etmeli. İLE/VE/||/<>/> Dönük olmalı. )
( MÂZÎ ile/ve/||/<>/> HÂL ile/ve/||/<>/> İSTİKBÂL )
- SANAT:
UYUM ve/||/<> ORGANİK ve/||/<> BİRLİK
( Sanat, uyumlu, organik birliğin yeniden ele geçirilmesinin aracıdır. )
- SANAT ve/||/<>/>/< BİREY OLMAK
- SANATÇI İÇİN ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) OLAN:
PARÇALARDAN DOLAYI BÜTÜN değil BÜTÜNDEN DOLAYI PARÇALAR
- SANATÇI ile/ve/||/<> BİLGE/ÂRİF
( Dönüştürücü. İLE/VE/||/<> Geliştirici/ilerletici. )
- SANATTA:
BİLİNÇSİZ SİMGESELLİK ile/ve/||/<>/> BİLİNÇLİ SİMGESELLİK
- SANATTA:
FARK ile/ve/değil/yerine/||/>/<>/>< BENZERLİK
- SANDAL ile BARKA
( ... İLE Büyük sandal. )
- ŞANS ile/ve BAHT
- ŞAPKA ile/değil BO DOI
( ... İLE/DEĞİL Vietnam'da, koni biçimindeki şapkaların adı. )
- ŞAPKA ile/değil BONE
- SARGI ile BADERNA[< İt.]
( ... İLE Halatın aşınabilecek yerine sarılan bez, halat sargısı. )
- SARHOŞ ile BEKRİ/AYYAŞ
( ... İLE İçkiye düşkün, içkici. )
- SARIMSAKTA:
YEŞİL FİLİZİ OLAN değil/yerine BEYAZ FİLİZİ OLAN
- ŞARKI ile/değil BARKAROL
( ... İLE/DEĞİL Venedik gondolcularının, söz ve müziği önceden yazılmadan, içlerinden geldiği gibi söyledikleri şarkı. | Ritmi, üç zamanlı, müzik yapıtı. )
- ŞARLATAN ile/değil/yerine/>< BİLGİN
( Aldatır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aydınlatır. )
- SARMAŞIK ile BAĞBOĞAN/KÜSKÜT[< Fr. < Ar.]
( ... İLE Çitsarmaşığıgillerden, ince, uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve kimi meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, cinsaçı. )
( ... cum CUSCUTA )
- ŞASE[Fr. SACHET] değil/yerine/= BOHÇA
( İçine mendil, gecelik vb. şeyleri koymaya yarayan, çeşitli büyüklükte, kumaştan koruncak. )
- ŞAŞKINLIK ile BELİNLEME
( .. İLE Birden uyanarak, çevresine korku ile şaşkın şaşkın bakmak. )
- ŞAŞKINLIK = CONSTERNATION[İng., Fr.] = BESTÜRZUNG[Alm.] = CONSTERNATIO[Lat.]
- SATIR ARASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM
- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK
- SATRANÇ ve BİLARDO
- SATRANÇ ile BİSÂT-I SATRANÇ
( Satranç tahtası. )
- SATRANÇ ve/||/<> BİSİKLET
( Her hamleyle tamamen değişir. VE/||/<> [düzlükte] Ancak pedala basarak üstünde durulur ve ilerlenir. )
- SATÜRN ile BJ1407b
( ... İLE Satürn'ünkine benzer halkaları olan ilk öte gezegendir. Bizden yaklaşık olarak 420 ışık yılı uzakta olan bu gezegenin halkaları, Satürn'e göre o kadar çok ve uzundur ki, neredeyse Güneş'ten, Venüs'e kadar olan alanı kaplamaktadır. Jüpiter'den 20-30 kat daha büyük olan bu gezegen, Satürn'ün yerinde olsaydı, halkaları, Dünya'nın gökyüzüne kadar gelir ve dolunaydan çok daha büyük görünürdü. )
- SAVAŞ değil/yerine/>< BARIŞ
( İyisi yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Kötüsü yoktur. )
- SAVING :/yerine BİRİKİM
- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME
- SAVUNDUĞUNDAN DOLAYI BİLMEK ile/değil/yerine/>< BİLDİĞİNDEN DOLAYI SAVUNMAK
- SAVUNMA MEKANİZMALARINDA:
BASTIRMA ile/ve/değil/||/<> BÖLME
- SAYGI ile/ve/<> BAĞ
- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT
( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )
( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )
( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )
( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )
- SAYGINLIK/İTİBAR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< BEKLENTİ
- SAYILABİLİRLİK ile/ve/||/<>/> BİREYLEŞİM
- SAYRILIK ile/ve BÖLGESEL SAYRILIK
( DISEASE vs./and ENDEMIC )
- SAZ ile BAĞLAMA
- SAZ[Azr.] = BAĞLAMA[Tr.]
- SCHOLAR :/yerine BİLGİN, BURSLU ÖĞRENCİ
- SCHOLARSHIP :/yerine BURS, BİLGİNLİK
- SCIENCE :/yerine BİLİM
- SCIENTIFIC :/yerine BİLİMSEL
- SCIENTIST :/yerine BİLİM İNSANI
- SEBZE ile BİTKİ
( VEGETABLE vs. PLANT/WORT )
- ŞECÂ'AT[Ar.] ile BESÂLET[Ar.]
- SEÇİLMİŞ DİKKAT ile/ve/||/<> BÖLÜNMÜŞ DİKKAT ile/ve/||/<> DİKKAT DEĞİŞTİRME
( SELECTIVE ATTENTION vs. DIVIDED ATTENTION vs. ATTENTION SWITCH )
- SECTION :/yerine BÖLÜM
- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA
- ŞEFÂAT[Ar.] değil/yerine/= BAĞIŞLAMA
- ŞEFKÂT ve/=/||/<> BAKIM/ÖZEN(İHTİMAM)
- SEGMENT[İng.] değil/yerine/= BÖLÜM | KESİT | PARÇA
- SEGMENTAL[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLÜ
- SEGMENTASYON/SEGMENTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME
- SEHER ve/||/<> BAHAR
( Gecenin sonu/sonrası. VE/||/<> Kışın sonu/sonrası. )
- ŞEKİL değil/yerine/= BİÇİM
- ŞEKİL ile/> KAVRAM/MEFHUM ile/> BURHAN
( Gözün ikna olmasını sağlar. İLE Zihnin ikna olmasını sağlar. > İkisinin birlikteliğiyle burhan oluşur. )
- ŞEKİLLENDİRME ile/ve BELİRLEME
( TO SHAPE vs./and TO DETERMINE )
- SEKSİYON[Fr., İng. SECTION] değil/yerine/= BÖLÜM
- SEKTE[Ar.]/KRİZ[İng. < CRISIS] ile/||/<>/> BUNALIM/BUHRAN[Ar.]
( Tıpta. [kalp sektesi(nden ölmek/gitmek) /kalp krizi(nden ölmek/gitmek).] İLE/||/<>/> Toplumsal. [büyük buhran (1929)] )
- SEL[Ar. < SEYL] ile BUÂK[Ar.]
( ... İLE Şiddetli sel. | Ansızın gelen yağmur. | Şiddetli ses, haykırış. )
- SELEN TİTREŞİMLERİNDE:
BAŞ ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> GÖĞÜS
( Tiz selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Nazal selenin oluştuğu yer. İLE/VE/||/<> Pes selenin oluştuğu yer. )
- SELEN/SADÂ ÇIKIŞLARINDA:
BURUN ile/ve/||/<> DUDAK ile/ve/||/<> DİŞ ile/ve/||/<> BOĞAZ
( A, E, O, Ö, U, Ü[ön, ün, on, en, an, un, nane, Nalan vb.] İLE/VE/||/<> B, M. P[baba, biber, bebek, mama, meme, pek, pes vb.] İLE/VE/||/<> D, T[dadı, dede, tuttu, tırtıl, taktı] İLE/VE/||/<> A, E, I, İ, O, Ö, U, Ü )
( Almanca'da, daha çok, boğaz seleni; Fransızca'da, daha çok, dudak seleni; İngilizce'de, daha çok, diş seleni çıkar. )
- SEMEN[Fars.] ile/ve/||/<> BERG-İ SEMEN[Fars.]
( Yasemin. İLE/VE||/<> Yasemin yaprağı. )
- ŞEMPANZE ile/ve/||/<> BONOBO
- SEMPOZYUM/SYMPOSIUM[İng.] değil/yerine/= BİLGİ ŞÖLENİ
- SEMPTOMATİK/SYMPTOMATIC[İng.] değil/yerine/= BELİRTILİ
- SEMPTOMATİK TEDAVİ/SYMPTOMATIC TREATMENT[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ SAĞALTIMI
- SEMPTOMATOLOJİ/SYMPTOMATOLOGY[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ BİLİMİ
- SEN Mİ ÇOK "AKILLISIN"? ile BEN/BİZ Mİ, ÇOK "APTAL GÖRÜNÜYORUM/Z"?
- SEN ve/||/<>/> BEN
( Sar! VE/||/<>/> Hoş olurum. )
- SEN ile/ve/<> BİZ
( YOU vs./and/<> WE/US )
- SEN ile/ve BİZ
- SENARYO ile/değil BAĞLAM
- SENDEN/BENDEN FARKLI DÜŞÜNEN(E TAHAMMÜL) ile SENDEN/BENDEN FARKLI İNANAN(A TAHAMMÜL)
- SENDROM/SYNDROME[İng.] değil/yerine/= BELİRGE
- SENKOP/SYNCOPE[İng.] değil/yerine/= BAYGINLIK
- SENKRETİZM değil/yerine/= BAĞDAŞTIRMACILIK
- ŞENLENME ve/||/<>/> BEREKETLENME
- SENTEZ/SYNTHESIS[İng.] değil/yerine/= BİREŞİM
- SEPET ile BOTSWANA SEPETİ
( ... İLE Ünlü olan bu sepetlerin üzerindeki süslemeler, "zürafanın gözyaşları", "boğa sidiği izi", "zebra ahı" gibi ilginç adlar taşımaktadır. )
- SEPTASYON/SEPTATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENME
- SER-Â-PÂ[Fars.] değil/yerine/= BAŞTAN BAŞA/AŞAĞI/AYAĞA, HEPSİ, TÜMÜ
- FOTONLAR:
SERBEST ile/ve/<> BAĞIL
- SERBEST/LİK ile BAŞIBOŞ/LUK
( FREE/DOM vs. UNTAMED/NESS | BUM )
- SERÇE PARMAK ile/ve/||/<>/> BAŞ PARMAK ile/ve/||/<>/> ÜÇ PARMAK ile/ve/||/<>/> YUMRUK ile/ve/||/<>/> İŞARET-SERÇE PARMAK ARASI ile/ve/||/<>/> KARIŞ
( 1 cm. İLE/VE/||/<>/> 2 cm. İLE/VE/||/<>/> 5 cm. İLE/VE/||/<>/> 10 cm. İLE/VE/||/<>/> 15 cm. İLE/VE/||/<>/> 20 cm. )
( )
- SERÇE ile/değil BECET
( ... İLE/DEĞİL Serçegillerden, küçük bir kuş. )
( ... cum PASSER )
- SERÇE ile KÜÇÜK SERÇE ile AĞAÇ SERÇESİ ile SÖĞÜT SERÇESİ ile KAYA SERÇESİ ile KAR SERÇESİ ile BOZ SERÇE ile SARIBOĞAZLI SERÇE
( )
- SERDAR[Fars.] değil/yerine/= BAŞKOMUTAN
- SEREBRAL/CEREBRAL[İng.] değil/yerine/= BEYİNLE İLGILİ
- SEREBROVASKÜLER/CEREBROVASCULAR[İng.] değil/yerine/= BEYİN-DAMARLA İLGILİ
- ŞERH'LERDE:
KÂLE-EKÛLU ile/ve Bİ-KAVLİHÎ ile/ve MEMZUC
- ŞERİF MUHİDDİN TARGAN ve/||/<> BİLEN IŞIKTAŞ
( Kitabı için burayı tıklayınız... İLE/VE/||/<> Özgeçmişi için burayı tıklayınız... )
( )
- SERMAYE ile BİDA'A
( ... İLE Birinin, kârı, tamamen kendine ait olmak üzere başkasına verdiği sermaye. )
- SERMÜRETTİP değil/yerine/= BAŞDİZGİCİ
- SER-PÛŞ değil/yerine/= BAŞLIK
( BAŞA GİYİLEN ŞEY, BAŞLIK )
- SERPUŞ[Fars.] değil/yerine/= BAŞLIK
- SERSERİ ile BER-DÛŞ[Fars.]
( ... İLE Omuz üzerinde, omuzda. [HÂNE BER-DÛŞ: Evi omuzunda] )
- SERTİFİKA ile BRÖVE
- SERTIFIKASYON/CERTIFICATION[İng.] değil/yerine/= BELGELENDİRME
- SES ile BEHÎM[Ar.]
( ... İLE Dik, pürüzsüz ses. )
- SES ile/ve/||/<>/> BESTE
( Hakikat. İLE/VE/||/<>/> Mârifet. )
- SETR (ETMEK) ile BERTARAF (ETMEK)
- SEVECENLİK = ŞEFKÂT = COMPASSION[İng.] = MISÉRICORDE[Fr.] = BARMHERZIGKEIT, MITGEFÜHL[Alm.] = MISERICORDIA[Lat.]
- SEVERAL :/yerine BİRKAÇ
- SEVGİ ile/ve BAĞIMLILIK
( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )
( LOVE vs./and DEPENDENCE )
- SEVGİ ve/<> BENZETME
( Kişi, sevdiğine benzer (ve/ya da benzetir). )
- SEVGİ ve/<> BİLGİ
( LOVE and/<> KNOWLEDGE )
- SEVGİ ile/ve/değil/||/<> BİR BAŞKASINDA, KENDİ
- SEVGİ ve/||/<>/> BİREŞİM(TEVHÎD)
- SEVGİ/İLGİDE:
ABARTI ile/ve/||/<>/> BOĞMA
- ŞEVKET[Ar.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK, ULULUK, YÜCELİK
- SEVMEK-SEVİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK-ANIMSANMAK ile/ve/<> BAĞIŞLAMAK-BAĞIŞLANMAK
( Üçü de güzeldir fakat ilkleriyle de yetin(ebil)mek gerekir. )
- SEVMEK ve/> BENZEMEK/BENZEŞMEK
( TO LOVE and RESEMBLE/RESEMBLANCE )
- SEVMİYORUM ile/ve/değil/yerine "BANA HİTAP ETMİYOR"
- SEZGİ/SEZGİSELLİK ile/ve/değil/<> BÜTÜNLÜK/BÜTÜNSELLİK
- SHAT ile/ve/<> ANK ile/ve/<> KA ile/ve/<> HATI ile/ve/<> SHEYBI ile/ve/<> BAI ile/ve/<> KON
( Maddi gövde. İLE/VE/<> Hayat kuvveti. İLE/VE/<> Astral Nur, Kalp. İLE/VE/<> Hayvansal Ruh. İLE/VE/<> Kutsal Ruh. İLE/VE/<> Akli Ruh. İLE/VE/<> İlâhi Ruh. )
- SHIT :/yerine BOK
- SHIVA ile/ve BRAHMA ile/ve VISHNU
( SHIVA: Varlığın biçimlerinin yok edicisi. İLE/VE BRAHMA: Varlığın Yaratıcısı.İLE/VE VISHNU: Varlığın Koruyucusu. )
- SHOUT :/yerine BAĞIRMAK
- ŞİAR[Ar.] değil/yerine/= BELGİ | ÜLKÜ
( Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. )
- SIÇAN ile BAMBUSIÇANI
( ... İLE Kuzey Afrika kökenlidir. )
- [ne yazık ki]
ŞİDDETTEN DOLAYI ... ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "BİZİM/SEN"İN "SESSİZLİĞİNDEN/TEPKİSİZLİĞİNDEN DOLAYI ..."
- ŞİF ile BEYLEM[Ar.]
( Pamuk kozası. | Şırası alınmış üzüm posası. İLE Açılmamış pamuk kozası. | Kazma, rende. )
- SİGARA (İÇMEK) yerine BİSİKLET(E) (BİNMEK)
- SIĞINMA ya da BUNALIM
- SIĞIN/MUS:
AVRUPA ile DOĞU ile BATI ile ALASKA ile SHIRAS ile SİBİRYA
( Finlandiya, İsveç ve Norveç'te. İLE Kanada'nın doğusunda ve ABD'nin kuzeydoğusunda. İLE Kanada'nın Batı'sında. İLE Alaska ve Yukon'da. İLE Wyoming ve Utah'ta[ABD]. İLE Sibirya ve Moğolistan'ın Doğu'sunda. )
- SIĞIR ile BALİ SIĞIRI
- ŞİİR ile/ve/||/<> BALAD[Fr. < BALLADE]/BALAT
( ... İLE/VE/||/<> Orta Çağ'da, üç bentten oluşan bir Batı şiiri türü. | Batı'da, belirli danslara eşlik eden bir şarkı türü. | Serbest biçimli, romantik, müzik araçlarıyla çalınan ya da şarkı olarak okunan yapıt. )
- ŞİİR ile/ve/<> BESTE
( Bir şarkının, makam ile uyumu. | Kapalı, bağlı, bitiştirilmiş, bağlanmış. | Donmuş. )
- SIKILMA ile "BOĞULMA"
- SIKINTI ile/> BUNALTI
- SIKIŞMA ile/ve BÜZÜŞME
- SIKIŞTIRMAK ile BASTIRMAK
- SIKMAK ile BÜZMEK
- SİLİKAT ile BRANİT ile OMFAZİT ile SİLİKON
( Bir anyonda, temel atomun/atomların silisyum olduğunu belirten terim. | Yapı malzemesi olarak kullanılan cam, çimento, tuğla vb. maddelerin birleşiminde bulunan, silisik asidin bazlarla birleşerek oluşturduğu tuz. İLE Formülü, MnSiO3,.3Mn2O3 olan, doğal mangan silikat. İLE Piroksen grubundan, yeşil renkli, doğal silikat. İLE Karbon yerine silisyumun geçtiği, organik cisimlere benzer maddelerin genel adı.[Isı ve suya karşı dayanıklı olduğundan dolayı, yağ, plastik, merhem gibi maddelerin yapımında kullanılır.] )
- ŞİMDİ (YAPACAĞIM/GİDECEĞİM vs.)" değil BİRAZDAN YAPACAĞIM/GİDECEĞİM vs.
- ŞİMDİ YAPACAĞIMIZ GİBİ değil BİRAZDAN YAPACAĞIMIZ GİBİ
- SİMETRİ/K[İng.]/MÜTENAZIR[Ar.] değil/yerine/= BAKIŞIM/LI
( İki ya da daha çok şey arasında konum, biçim ve belirli bir eksene göre ölçü uygunluğu. | [mat.] Eksen olarak alınan bir doğrudan, benzer noktaları karşılıklı olarak aynı uzaklıkta bulunan iki benzer parçanın birbirine göre olan durumu, tenazur. )
- SİMGE:
BULUŞMA ve/+/||/<> BİRLEŞME
- SİMGE:
[ÇOK FARKLI/ÇEŞİTLİ ANLAMI/DEĞERİ]
GÖSTEREN/TAŞIYAN ile/ve/değil/||/<>/< BİRARAYA GETİREN
- SİMGELEŞTİRME ile/ve BENZETME
( TO SYMBOLIZE vs./and TO LIKEN )
- SİMGESEL DİL ile/ve/<> BİÇİMSEL DİL
- SİMGESEL ile/ve/<> BİÇİMSEL
- SIMILAR :/yerine BENZER
- SIMILARLY :/yerine BENZER ŞEKİLDE
- SIMPLE :/yerine BASİT
- SİMÜLASYON/SİMÜLATÖR[Fr.] değil/yerine/= BENZETİM/BENZETİMLİK | SAYRIMSAMA
- SİMÜLATÖR/SIMULATOR[İng.] değil/yerine/= BENZETEÇ
- ŞİNÂSİ ile/ve/||/<>/< BURSA'LI ŞEYH ZAİK EFENDİ
- SINAV ile/ve/||/<>/> BAKALORYA[Fr. < BACCALAURÉAT]
( ... İLE/VE/||/<>/> Üniversitelere girebilmek için lise öğreniminden sonra verilen olgunluk sınavı. )
- SİNDİRİM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ) ile/ve/||/<>/> BOŞALTIM ÖRGENLERİ (VE DÜZENİ)
- SİNEK ile/değil BALDIRSOKAN
( ... İLE Karasineğe çok benzeyen, kan emen, hastalık bulaştıran, zararlı bir sinek. )
( ... cum STOMAXYS CALCITRANS )
- SİNEK ile BEYAZSİNEK
( ... İLE Özellikle pamukların üzerinde üreyerek bitkinin özsuyunu emen ve kurumasına neden olan bir sinek türü. )
- SİNEK ile BÜĞE(LEK)/BÜVE(LEK)
( ... İLE Daha çok, sığırlara saldıran, onların kanını emen, vızıltılarıyla tedirginlik yaratan, sokucu sinek. )
( ... cum HYPODERMA BOVIS )
- SINESTEZİ/SYNESTHESIA[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK DUYU
- SINIR ile/ve/||/<> KIYI ile/ve/||/<> UFUK ile/ve/||/<> YERYÜZÜ ile/ve/||/<> GÖKYÜZÜ ile/ve/||/<> KÜRE ile/ve/||/<> ARAF ile/ve/||/<> EŞİK ile/ve/||/<> BAĞLAÇ ile/ve/||/<> KURGU
( Önemli eşikler ve sınırlar. )
- SINIRLAMA ile/ve/<> BÖLÜMLEME
- SINIR/LAMAK ile/ve/<> "BAĞLAM/AK"
( LIMITING vs./and/<> "TO CONNECT" )
- SINIRLAMAK ile/ve/<> BELİRLEMEK
( LIMITING vs./and TO DETERMINE )
- SINIRLAR:
GÖVDEDE ile/ve/||/<>/> DUYUDA ile/ve/||/<>/> BEYİNDE
( - İnsan gövdesinde 100 trilyon göze(hücre) vardır. [Bu gözelerden 50 milyonu her saniye yenilenir. Her gözede ise 15 milyar atom vardır.]
- Kalp, kanı 30 metre yüksekliğe fışkırtabilecek kadar güçlüdür.
- Kalp, bir dakikada gövdemizdeki kanın tamamını dolaştırır.
- Kan, bir günde gövdemizde tam 96 bin 540 km. yol alır.
- Kalp, yaşam boyunca iki buçuk milyar kereden daha fazla atar. 200 milyon litreye yakın kan pompalar.
- Toplam alyuvar sayısı [eritrosit] 25 trilyondur.
- Toplam akyuvar sayısı [lökosit] 25-100 milyar arasıdır.
- Çenemiz, bir şey çiğnerken 100 kiloya kadar basınç uygular.
- Gövdemizde 650 kas vardır, en güçlü kasımız da dilimizdir.
- Beynimizde 100 milyar sinir gözesi vardır ve bu gözelerin gönderdiği iletiler, saatte 274 km hızla yayılır.
- Bağırsaklarımızın toplam uzunluğu 200 metredir.
- Gövdemiz, Yaşam boyunca 20 kilo deri atar.
- Derideki sinirlerin uzunluğu 72 km.'yi bulur.
- Kişi, bir günde yirmidört bin kez soluk alıp verir.
- İnsan gövdesindeki damarlar, uc uca getirilse oluşan uzunluk, dünyayı iki kez dolaşır. [40.000 km. x 2 = 80.000 km.] )
- SINK :/yerine BATMAK, LAVABO
- SİNOFRİ/SYNOPHRYS[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK KAŞ
- SİNSİ/LİK ile/ve/değil/<> BİLGİSİZ/LİK
- SIR :/yerine BAYIM
- SIR ve/=/||/<>/< BİLİM
- SIR ve/<> BİRİKMİŞ EMEK
- SIRADÜZEN/SİLSİLE-İ MERÂTİB/HİYERARŞİ ile/ve/||/<> BAKIŞIMSIZLIK/ASİMETRİ
- SİRKEN ile/ve/||/<> BAMBA/İSTİFNO
- SIRP ile/ve BOŞNAK
( Müslüman olmayan Slavlar. İLE/VE Müslüman olan Slavlar. )
- SIRT ile BALIKSIRTI
( Omurgalı ya da omurgasız hayvanlarda boyundan kuyruk sokumuna kadar uzanan üst bölüm. | İnsanda boyundan bele kadar uzanan üst bölüm. | Kesici araçların kesmeyen kenarı. | Dağların ya da tepelerin üst bölümü. | İnsanın üstü. | Bir şeyin üstü, üst bölümü. | Dikilmiş ya da ciltlenmiş kitaplarda dikişin bulunduğu bölüm. İLE Balık iskeleti biçiminde birbirine paralel ve çapraz çizgili kumaş deseni. | Suların toplanmaması için ortası şişkin bir biçimde yapılan yol. | Orta bölümü yüksek olup yanlara doğru alçalan bir biçimde. )
- SIRTLAN ile BENEKLİ DİŞİ SIRTLAN
( ... İLE Erilin penisine denk gelecek büyüklükte klitorisleri bulunur. )
( ... cum CROCUTA CROCUTA )
- SIRTLAN ile BUDUK
- SİSTEMİK SİRKÜLASYON/SYSTEMIC CIRCULATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜK KAN DOLAŞIMI
- SİTEM[Fars.] ile/değil BATKI/HÜSRAN
- SİVİL İTAATSİZLİK ile/ve/değil/||/<>/< BİREYSEL EYLEM
- SİVRİSİNEK ile/ve/değil/yerine/||/<> BATAKLIK
- SİYAH ÇAY ile/değil/yerine YEŞİL ÇAY ile/değil/yerine BEYAZ ÇAY VE BİTKİ ÇAYLARI
( Çay kadehte dide efruz olmalı
Leb-rîz-i leb-reng-i leb-sûz olmalı
[Çay, bardakta berraklığı ile göz alıcı, dikkat çekici
Leb-renk: Demi dudak renginde olmalı
Leb-rîz: Sıcaklığı dudak yakıcılığında
Leb-sûz: Bardağa doldurulduğunda mutlaka dudak payı bırakılmalı] )
( Üretiminde soldurma, kıvırma, oksidasyon ve kurutma yöntemleri uygulanmaktadır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Taze çay yapraklarının ısıl işlem, kıvırma ve kurutulmasıyla üretilmektedir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Çay bitkisinin sadece tomurcuklarının ve genç yaprakları kullanılmaktadır. VE Bitkilerin toplanıp kuru(tul)masıyladır. )
- SİYAH NUR ile/ve/<> BEYAZ NUR
- SIZE :/yerine BOYUT
- SIZMAK ile BAYILMAK
( Yorgunluk ya da içki gibi nedenlerle kendinden geçerek uyuyakalmak. İLE Çeşitli fizyolojik[sıcak, açlık/susuzluk, yorgunluk gibi] ve/ya da psikolojik nedenlerle dayanma gücünü kaybetmek, kendinden geçmek. )
( ... ile SA'KA, GAŞY )
( ZONK/BLACK OUT vs. FAINTING )
- SKA/SEREBRAL KAN AKIMI CEREBRAL BLOOD FLOW[İng.] değil/yerine/= BEYİN KAN AKIMI
- SKI ile/ve BLADE
- SKILL :/yerine BECERİ
- SMTP/SİMPLE MAIL TRANSFER PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= BASIT POSTA AKTARIM PROTOKOLÜ (ELEKTRONİK POSTA GÖNDERMEDE)
- SO :/yerine BÖYLECE, BU YÜZDEN
- SOĞAN ile BASAL[Ar.]
( ... İLE Soğan ve benzeri gibi kökler. )
- SOĞAN = BASAL = BULBE
- SOĞAN ile BELBÛS[Fars.]
( ... İLE Yabani soğan, sarımsak. Dağ soğanı. | Bir çeşit haşhaş. )
- SOĞANLI = BASALÎ = BULBEUX
- SOĞDAK ile/ve BUKARAK
( Semerkand halkı. İLE/VE Buhara halkı. )
- SOĞUK ALGINLIĞI ile/değil BAHAR ALERJİSİ
- SOHBET ve/<> BAHANE(GÜZELLİK)
- SOKAK/HABER FOTOĞRAFI ile/ve/değil/||/<>/< BELGESEL FOTOĞRAF
( )
- ŞOKE OLMAK ile BLOKE OLMAK
- SOLANACEAE = BAZINCÂNÎYE
- SOLO değil/yerine/= BİREYSEL
- SOLUCAN ile BAĞIRSAK SOLUCANI
( EARTWORM vs. TRICHINA )
( ... cum ASCARIS LUMBRICOIDES )
- SOLUK ve/||/<> BESLENME ve/||/<> PSİKOLOJİ ve/||/<>
FİZYOLOJİ ve/||/<> EŞEYSELLİK ve/||/<> İLETİŞİM
- SOLUK = NEFES = BREATH[İng.] = SOUFFLE[Fr.] = ATEM[Alm.] = RESPIRO[İt.] = ALIENTO[İsp.]
- SOME :/yerine BAZI
- SOMEBODY :/yerine BİRİSİ
- SOMEHOW :/yerine BİR ŞEKİLDE
- SOMEONE :/yerine BİRİ
- SOMETHING :/yerine BİR ŞEY
- SOMETIMES :/yerine BAZEN
- SOMEWHAT :/yerine BİRAZ, BİR NEBZE
- SOMEWHERE :/yerine BİR YERDE
- SOMUT DİL ile/ve/<> BİREYSEL DİL
- SON ile/ve/>/değil BAŞLANGIÇ
( [not] END, LAST vs./and/>/but BEGINNING
LAST BUT NOT LEAST )
- SON ile/ve BÜTÜN/LÜK
( LAST vs./and INTEGRITY )
- SON ile/ve/< BÜTÜN/LÜK
- SONBAHAR/GÜZ/HAZAN ile/ve/||/<> BAĞ BOZUMU
( Kuzey yarım kürede Eylül, Ekim ve Kasım aylarını içine alan süre. | Yaşlılık dönemi. İLE/VE/||/<> Bağda ürünün toplanması. | Bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar. )
- SONLANDIRMA ile/değil BÜTÜNE ERME
- SONSAL SINIFLAMA ile/ve/değil/yerine BİRBİRİNE DÖNÜŞTÜRÜLEMEYEN SONSAL SINIFLAMA
- SONSUZ ile/ve BİR
( INFINITE vs./and ONE )
- SONSUZ ile/ve BİRE BİR
- SONSUZ ile/ve/değil/yerine/<> BİTİMSİZ
- SONSUZCA BÖLÜNEBİLİRLİK ile/ve BELİRLİ BİR NOKTAYA KADAR BÖLÜNEBİLİRLİK
- SONSUZLUK ile/ve/||/<>/> AN ile/ve/||/<>/> TERSİNEMEZLİK(ENTROPİ) ile/ve/||/<>/> HEM, HEM DE | NE, NE DE ile/ve/||/<>/> BİLE DEĞİL (<> / > / < BİLE DEĞİL) (<> / > / < BİLE DEĞİL) ... ∞
- SONSUZLUK ile/ve/<> BÜTÜNLÜK
- SONUÇ ile/ve/<>/değil/yerine BİLEŞKE
- SONUÇ ile/ve BİLGİ
( RESULT/CONSEQUENCE vs./and KNOWLEDGE )
- SOPA ile/||/<> BASU
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( ... İLE/||/<> Demir sopa. )
- SORGULANABİLİR/LİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK
- SORULAR:
BİLİMİN TEMELLERİNİ İLGİLENDİRENLER ile/ve/||/<> BİLİMİN YÖNTEMİNİ İLGİLENDİRENLER
- SORUMLULUK ve/<> BAKIM
- SORUMLULUKLARIN AZALDIĞI DURUMLAR:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK YA DA ÖTEKİ DUYU YİTİMLERİ ile/ve/||/<> BELLEK ZAYIFLIĞI ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK ile/ve/||/<> HATA
- SORUMLULUKLARIN, KISMEN AZALDIĞI DURUMLAR:
KÜÇÜKLÜK ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> ÂDET GÖRME(HAYIZ)
- SORUN:
ENGEL ile/değil/yerine/>< BASAMAK
( Önümüze çıkana, "engel" dersek, takılıp düşebiliriz; "basamak" dersek bir basamak daha yükseliriz. )
- SORUN:
"YAP(A)MAMA" ile/ve/değil/||/<>/< BAŞLAYAMAMA
- [SORUNSAL]
AKLIN:
NEYİ BİLİP ile/ve/||/<> NEYİ BİLEMEYECEĞİ
( IMMANUEL KANT )
- ŞÖYLE ile BÖYLE ile ŞÖYLE YA DA BÖYLE ile ŞÖYLE VE BÖYLE
( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS vs. [LIKE] THAT OR THIS vs. [LIKE] THAT AND THIS )
- SÖYLEMEK ile BAHSETMEK
( TO SAY/TELL vs. TO MENTION )
- SÖYLEYİŞ ile/||/<> YANSIMA ile/||/<> ULAM ile/||/<> KAPLAM ile/||/<> GÖÇÜŞME ile/||/<> YALINLAŞTIRMA/SADELEŞTİRME/HAFİFLETME/TAHFİF ile/||/<> KATMERLENME/MUZÂAF ile/||/<> AKIŞMA ile/||/<> BENZEŞİM ile/||/<> ÖTÜMLÜ/TİTREŞİMLİ/SEDÂLI ile/||/<> ÖTÜMSÜZ/TİTREŞİMSİZ/SEDÂSIZ
( Sesleme edimi sırasında seslerle bürünsel öğeleri söyleme, gerçekleştirme biçimi. İLE/||/<> Dış gerçeklik düzleminde var olan ses ya da gürültüleri, işitimsel izlenimi yansıtacak biçimde aktaran, adlandırılan gerçeği ses öykünmesi yoluyla belirten dilsel öğe. İLE/||/<> Dilbilgisel ya da anlamsal sınıflandırma birimi. Çeşitli ortak dilbilgisel ve anlamsal ölçütlere göre dil öğelerinin yerleştirildiği ya da oluşturduğu sınıf. İLE/||/<> Bir kavramın kapsamına giren, o kavramın tanımladığı öğelerin tümü. İLE/||/<> Bir sözcük içinde birbirini izleyen iki ses biriminin yer değiştirmesi. İLE/||/<> Kolaylık sağlama amacıyla sözcükten bazı yazaçların düşürülmesi. İLE/||/<> Bir sözcükte ortadaki yazaç ile son yazacın aynı yazaçla tekrarlanması. İLE/||/<> Kulağa hoş gelen seslerin birbirini izlemesi. İLE/||/<> Bir sesin söz zincirinde kendisinden önce ya da sonra gelen bir başka sesle birlikte bulunmasından doğan ve birinden öbürüne özellik aktanmı yoluyla gerçekleşen değişim. İLE/||/<> Ses tellerinin titreşimiyle nitelenen sesler için kullanılır. İLE/||/<> Ses telleri titreşmeden oluşan sesler için kullanılır (p, ç, q, k). )
- SÖYLÜYOR ile/ve/değil BİLDİRİYOR
- SOYUT ile BELİRLENİMSİZLİK
- SOYUTLAMA (YETENEĞİ/YETKİNLİĞİ/GÜCÜ) ile/ve/||/<> BENZETME/MECAZ (YETENEĞİ/YETKİNLİĞİ/GÜCÜ)
- SOYUTLAMA ile/ve BÜTÜNLÜKLÜ SOYUTLAMA
( ABSTRACTION vs./and ABSTRACTION IN INTEGRITY )
- SÖZ ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLİNCİ KURAN SÖZ
- [ne yazık ki]
SÖZCÜĞÜ/TERİMİ: ANLAMAMAK ile/ve/değil/||/<>/> BAŞKA ANLAM/LAR "YÜKLEMEK"
- SÖZLÜK ve YASA KULLANIMI/OKUMA GEREĞİ:
[hem] BİLMEDİĞİMİZ KAVRAMLAR/TERİMLER/YASALAR SÖZCÜKLER İÇİN
ile/ve/değil/hem de/||/<>/>/<
(")BİLDİĞİMİZ(") SÖZCÜKLER/KAVRAMLAR/TERİMLER/YASALAR İÇİN
- SÖZLÜK ile/ve BEYDER
( ... İLE/VE Doğru sözlük. )
- SÖZ/SAV:
BOŞ ve/||/<> BELEŞ
- SÖZÜN ÖZÜ PROGRAMINDA:
ÖNERİLEN KİTAPLAR ve/||/<> BÖLÜM ADLARI
( sehirisifkulubu.com/2018/11/24/sozun-ozu-programinda-tavsiye-edilen-kitaplar-ve-bolum-adlari )
- SPB/SEREBRAL PERFÜZYON BASINCI/ CEREBRAL PERFUSION PRESSURE[İng.] değil/yerine/= BEYİN KANLANMA BASINCI
- SPECIFIC :/yerine BELİRLİ, SPESİFİK
- SPERM ile/ve/<> BELSUYU/ERSUYU
( Sperm, belsuyu/ersuyu içinde varolan bir organizmadır. Günlük dilde daha rahat kullanılan "sperm" sözcüğünde daha çok meni kast edilir. İLE/VE/<> Belsuyu/ersuyu, erilin/penisin boşaldığı(ejakülasyon) anda fışkırarak çıkan, koyu, süt rengine yakın [yapışkan, kopmadan uzayan(lüzûcî[Ar.])] sıvı/mâyi'[Ar.]/sekresyondur[gövde sıvılarının genel adı]. )
( HÜVEYNÂT ile/ve MENÎ/NUTFE )
- SPLIT :/yerine BÖLMEK, AYIRMAK
- STAIR :/yerine BASAMAK
- START ALMAK/ALDIRMAK / VERMEK değil/yerine/= BAŞLAMAK/BAŞLATMAK
- START :/yerine BAŞLAMAK
- STEREOTİPİK/STEREOTYPIC[İng.] değil/yerine/= BASMAKALIP
- STRANGÜLE/STRANGULATED[İng.] değil/yerine/= BOĞULMUŞ
- SU, BU ile/ve BUZ
( Su, alçakgönüllülüğü simgeler. )
( [Kafkas] ÇIGAL ile/ve ... )
( [Kofti] MU ile/ve ... )
( ZÜLÂL(Saf, hafif, soğuk, güzel, tatlı su.) İLE/VE ... )
( ... ile/ve YAH )
( WATER vs./and ICE )
( EAU avec/et GLACE )
( WASSER mit/und EIS )
( AGUA con/y HIELO )
( ACQUA con/e GHIACCIO )
- SU EKSİKLİĞİ:
KANDA ile/ve/<> OMURLARDA ile/ve/<> KEMİKLERDE ile/ve/<>
AKCİĞERDE ile/ve/<> PANKREASTA ile/ve/<>
MİDEDE ile/ve/<> BAĞIRSAKLARDA ile/ve/<> GÖZEDE
( Yüksek tansiyona neden olur. İLE/VE/<> Bel/boyun fıtığına neden olur. İLE/VE/<> Gut/artrit gibi romatizmal hastalıklara neden olur. İLE/VE/<> Astıma neden olur. İLE/VE/<> Şeker hastalığına neden olur. İLE/VE/<> Ülsere neden olur. İLE/VE/<> Kabızlığa ve kolon kanserine yakalanma olasılığına neden olur. İLE/VE/<> Su eksikliği nedeniyle, beynimiz, hücreye oksijen göndermeyi keserse, oksijen kesilmesi sonucunda da hücre, kanserleşme sürecine girer! )
- ŞU KONU(LAR)DA:
"BEN BİLE" HATA/YANLIŞ YAPIYORUM değil BEN DE HATA/YANLIŞ YAPABİLİYORUM
- SU TOPLAMASI KABARCIĞINDA:
VEZİKÜL ile/||/<>/> BÜL(BÜLLÖZ LEZYON)
( [5 mm.den] Küçükse. İLE/||/<>/> Büyükse. )
- SU ÜZERİNE ile/ve/<> BUZ ÜZERİNE
( Yazı yazılmaz! İLE/VE/<> Mühür kazınmaz! )
- SU ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIL SU
( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Çorba, taze meyve suyu vb. )
- SU ile/ve/||/<> BARAJ[Fr. < BARRAGE]
( ... İLE/VE/||/<> Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent. | Futbol ya da hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları engel. | Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan koşul. )
- SU ile BESİ SUYU
( ... İLE Bitkilerin damarlarında dolaşan besleyici su. )
- SUAL ETMEK ile BUHÛ'[Ar.]
( 1. Sormak. | 2. İstemek. [fakat uygunsa ve/ya da uygun olabileceği kadarıyla isteyerek!] İLE Alçakgönüllülükle hakkını isteme. )
- SUBAY[Azr.] = BEKÂR[Tr.]
- SUBCONSCIOUS[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇ ALTI
- ŞUBE = ŞU'BE = BRANCHE
( Bir kurumun, bir kuruluşun alt mevkilerindeki iş yerlerinden her biri. | Okullarda aynı düzeydeki sınıflardan her biri. | [dirimb.] Dal. )
- SUCCEED :/yerine BAŞARMAK
- SUCCEED :/yerine BAŞARMAK
- SUCCESS :/yerine BAŞARI
- SUCCESS :/yerine BAŞARI
- SUCCESSFUL :/yerine BAŞARILI
- SUCCESSFUL :/yerine BAŞARILI
- SUCCESSFULLY :/yerine BAŞARIYLA
- SUCCESSFULLY :/yerine BAŞARIYLA
- SUCH :/yerine BÖYLE, BU TÜR
- SUCH :/yerine BÖYLE, BU TÜR
- SÛFİLER ve ŞİİR ve/||/<> ORDU ve/||/<> BÜROKRASİ
( Türkçe'mizin yaygınlaşmasında öncelikli ve ağırlıklı etkisi olanlar... )
- ŞUHH[Ar.] ile BUHL[Ar.]
- SÛ-İ ZANN ile BUĞZ
( Zan gitmedikçe, korkudan kurtulamayız. )
( Zan, düşmanımız, azrailimizdir. )
- SUKABAĞI ile BORUKABAĞI
( ... İLE Boğumsuz, boru gibi uzun sukabağı. )
- SÜKSE[Fr.]/SUCCESS[İng.] değil/yerine/= BAŞARI | GÖSTERİŞ, İLGİ ÇEKECEK DURUM
- SULH[Ar.] değil/yerine/= BARIŞ
( Barış, barışma, barışıklık. | Rahatlık. | Uyuşma, uzlaşma. )
- SULHPERVER/SULHÇU[Ar., Fars.] değil/yerine/= BARIŞSEVER/BARIŞÇIL
- SULTA[Ar.]/OTORİTE/AUTORITE[Fr.]/AUTHORITY[İng.] ile BASKI | YETKE
( Baskı. | Yetke. [Fr. AUTORITE] )
- SÜMBÜL[Azr.] = BAŞAK[Tr.]
- SUNUCU(SERVER):
TOWER ile/ve/değil/yerine/<> RACK ile/ve/değil/yerine/<> BLADE
- SÜPERPOZİSYON/SUPERPOSITION[İng.] değil/yerine/= BİNİŞİM
- SÜPRESAN/SUPPRESSANT, SUPPRESSIVE[İng.] değil/yerine/= BASKILAYICI
- SÜPRESYON/SUPPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASKILAMA
- SUR ile/ve BURÇ
- SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMA HEDEFLERİ ile BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİĞİN KORUNMASI
( 2030 yılına kadar ulaşılması gereken 17 küresel kalkınma hedefini içerir. İLE Bu hedeflerden biridir ve biyolojik çeşitliliğin kaybının önlenmesi için acil adımlar atılması gerektiğini vurgulamakta. )
- SÜREKLİ RÜZGÂRLARDA[İng. TRADE-WIND]:
ALİZE[Fr.] RÜZGÂRLARI ile/ve BATI RÜZGÂRLARI ile/ve KUTUP RÜZGÂRLARI
( Tropikal bölgelerdeki denizlerde bütün yıl süresince düzenli esen rüzgâr. İLE ... İLE ... )
- SÜREKLİLİK ile BAĞIMLILIK
( CONTINUITY vs. DEPENDENCE )
- SÜREKLİLİK ile/ve/<> BELLEK
( CONTINUITY vs./and/<> MEMORY )
- SÛRÎ/ŞEKLÎ[Ar.]/FORMEL[İng.] değil/yerine BİÇİMSEL
- SÜRPRİZ ile/ve BEKLENMEDİK (OLUMLU) "GELİŞME"
( SURPRISE vs./and UNEXPECTED PROGRESS )
- SÜRÜNÜN PARÇASI OLMAK ile/değil/yerine/>< BÜTÜNÜN PARÇASI OLMAK
- SÜSLEME ile BEZEME
( HULLİYAT[Ar.]: Kadın süs eşyası, asım takım, takı. )
( DECORATION vs. ADORNMENT )
- SÜSLÜ/LÜK ile/değil/yerine/||/<>/< BAKIMLI/LIK
( SÜRRE DEVESİ GİBİ SÜSLENMEK )
- SUSMA HAKKI ile/ve/||/<> BAĞIŞIKLIK HAKKI
- SUSMAYALIM! ve/||/<> BEKLEMEYELİM!
( Konuşabilme olanağımız varken. VE/||/<> Değiştirme olanağımız varken. )
- SUTYEN ile/değil BİKİNİ
( Görünmeyen. İLE/DEĞİL Görünen. )
- ŞUUR[Ar.] değil/yerine/= BİLİNÇ/US
( ŞUUR[Ar.]: Çatlak, sızıntı. = Kendi varoluşunun, sorumluluğu ve denetimi. | Anlama, anlayış, duyum/hissetme. )
- ŞUURSUZLUK değil/yerine/= BİLİNÇSİZLİK
- SUYU KULLANMAK:
MUSLUĞU AÇAR-AÇMAZ ile/yerine BİR MİKTAR SU AKITTIKTAN SONRA
- SUYUN:
BUHARLAŞMASI ile/ve/||/<> BİTKİLERCE EMİLMESİ
- SVO/SEREBROVASKÜLER OLAY CEREBROVASCULAR ACCIDENT[İng.] değil/yerine/= BEYİN-DAMAR OLAYI
- SWITCH ile BRIDGE
- SYMPTOM :/yerine BELİRTİ
- SYMPTOM :/yerine BELİRTİ
- TAASSUB ile/ve/değil BİLGİ/DENEYİM EKSİKLİĞİ
- TAASSUP[Ar.]/BIGOTRY[İng.] değil/yerine/= BAĞNAZLIK
- TAAZZUM[< AZÂMET] ile BÜYÜKLÜK SATMA, KİBİRLENME | KEMİKLEŞME
- KATMAN/TABAKA[Ar.] ile BÖLÜM
- TABLET[Fr. TABLETTE] değil/yerine/= BELGE
( Düz ve yassı biçimli, çiğnenecek ya da yutulacak madde. | Eski uygarlıklardan kalma, pişmiş ya da güneşte kurutulmuş kilden yapılmış, üzerinde çivi yazısı ile metin yazılı belge. )
- TABULA RASA[İng.] değil/yerine/= BOŞ LEVHA
- TÂDÂT ETMEK ile BENİMSEMEK
- TAHAFFUZ[Ar.] değil/yerine/= BARINMA, KORUNMA
- TAHAKKÜM[Ar.] değil/yerine/= BASKI, ZORLAMA
- TAHIL ile BAKLAGİLLER
( CEREAL vs. PULSE/LEGUMINOUS PLANTS )
( ... cum LEGUMINOSAE )
( HUBUBAT ile ... )
- TAHLİYE ile/ve/||/<> BERAAT
- TAHT değil BAHT
- TAHTA ile BÂLÂR[Fars.]/PEDAVRA[Yun.]
( ... İLE Köknar ve ladin ağaçlarından elde edilen, çatı örtüsü olarak kullanılan ince tahta. )
- TAHTA ile BİNİT
( ... İLE Hamur durumundaki ekmeklerin, fırına atılmadan önce, içine konulduğu oyuk gözlü tahta. )
- TAHTA ile BORGATA
( ... İLE Halat kalınlığını ölçen delikli tahta. )
- TAHTA ile BUL
( ... İLE Sadece iki yüzeyi testere ile düzeltilmiş tahta. )
- TAHTEŞŞUUR[Ar.] değil/yerine/= BİLİNÇALTI
- TAKAYYÜT[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLMA
( Bağlı olma, bağlanma. | Üstüne düşme, özen gösterme. )
- TAKILMA ile/ve/||/<> BÜYÜTME
( )
- TAKILMAK ile/ve/değil/yerine BAĞLANMAK
- TAKINTI ile/ve/değil BÂTIL İNANÇ
- TAKINTI ile/ve/<> BEKLENTİ
- TAKINTI ile/ve/değil/yerine BİLGİ
- TAKİP ile BASIMLAMA
( ... İLE Bazı kuşların yumurtadan ilk çıktığı anda çevresinde hareket eden ilk nesneye bağlanıp sürekli o nesneyi izlemelerine verilen ad. )
- TAKIPNE ile BRADIPNE
( Solunum sayısının artması. İLE Solunum sayısının azalması. )
- TAKİPSİZLİK ile/ve/||/<>/> BERAAT
- TAKOZ ile/değil BAT
( ... İLE/DEĞİL Kurşun boruların ağzını açmakta kullanılan, şimşirden, ucu sivri, bir çeşit takoz. )
- TAKSİ ALDIM değil/yerine/= BİNİTE BİNDİM
- TAKSİM ile/ve BEYOĞLU
- TAKSİM değil/yerine/= BÖLME
- TAKSONOMİ/TAXONOMY[İng.] değil/yerine/= BÖLÜMLEME, SINIFLANDIRMA, SINIFLANDIRMA KURALLARI
- TALEB[Ar.] ile BAHS[Ar.]
- TALİH ile BAHT ile GÖNENMEK
- TALİS[Lat. < TALIS] değil/yerine/= BÖYLE, BUNUN GİBİ
- TAM AYRI TUTMA/İSTİSNA ile/ve/||/<>/> BÖLÜMSEL/KISMÎ AYRI TUTMA/İSTİSNA
- TAMAMEN ile/değil/yerine BÜYÜK ORANDA
- TAMAMLAMAK ile BİTİRMEK
( FaRkLaR Kılavuzu dışında, hiçbir İngilizce sözlüğü, şu iki sözcük arasındaki farkı açıklamaz.
TAMAMLAMAK ile BİT(İR)MEK
[ www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/15835 ]
Bazı kişiler, aralarında hiçbir farkın olmadığını söylese de FaRkLaR'ı vardır!
Eğer doğru biriyle evlenirseniz, tamamlanırsınız; eğer yanlış biriyle evlenirseniz, bitersiniz.
Eğer eşiniz, sizi başka biriyle yakalarsa tamamen bitersiniz; eğer eşiniz, alışverişi çok seviyorsa öyle bir bitmişsinizdir ki...
Bu arada, Sokrates'in önemli sözünü anımsamakta yarar var...
"Her koşulda evlenin! Eğer eşiniz, iyi çıkarsa mutlu olursunuz. Eğer kötü çıkarsa filozof olursunuz."
)
( COMPLETE vs. FINISH )
- TAMAMLA(N)MAK ile/ve/<> BÜTÜNLE(N)MEK
- TAM/LIK ile BİTMİŞ/LİK
( COMPLETE vs. FINISHED )
- TAM/LIK ile BÜTÜN/LÜK
( COMPLETE vs. INTEGRITY )
- TAMPONAT[İng. < TAMPONADE] değil/yerine/= BASKILANMA
- TAMTAKIR ve/||/<>/= BOMBOŞ
( İçinde bulunması gereken şeylerden hiçbiri bulunmayan, bomboş. )
- TANIDIK MASA ile/ve/||/<> BİLİMSEL MASA
( Kalıcı, sürekli. İLE/VE/||/<> Boşluk. )
( bkz. EDDINGTON )
- TANIM ile BASKIN ÖZELLİK
( HOROI ile ... )
( DEFINITION vs. DOMINANT FEATURE )
- TANIM ile/ve/<> BELİT/AKSİYOM
( Tanım, belit oluşturabilmelidir![oluşturacak nitelikte/yapıda olmalıdır!][tartışma ya da acaba sorusu oluşturmayacak kesinliğe yakın bir yapıda/sağlamlıkta/derinlikte!] )
( DEFINITION vs./and/<> AXIOM )
- TANIM ile/ve BELİT/AKSİYOM/MÜSELLEMÂT
( ... İLE/VE Geriye götürülemeyen ilke. )
( DEFINITION vs./and AXIOM )
- TANIM ile/ve/||/<> BİLGİ
( Kavranılanlar[durumlar/olgular] için geçerli olan. [Kavramaya hizmet edenler için.] İLE/VE/||/<> Nesneler için geçerli olan. )
- TANI/MA:
"HASTALIK" değil BELİRTİLERİ
- TANIMAK ile BENZETMEK
- TANIMAK ile/ve/||/<> KENDİNİ TANIMAK ile/ve/||/<> BAŞKASINI TANIMAK
( ... İLE/VE/||/<> Aydınlatır. İLE/VE/||/<> Bilgilendirir. )
( Kişi, iç âlemini, (başka bir) insanda görür. )
( Ancak, kendini düşünmeyi, kendini düşünmenin konusu kılabilme anlayışı olanlar, kendilerini tanımaya başlayabilirler ve susabilmekle yükümlülerdir. )
( TO RECOGNIZE vs./and/<> TO RECOGNIZE THE SELF vs./and/> TO RECOGNIZE THE SOMEONE )
- TANIMLAMAK ile/ve/||/<>/> BELİRLEMEK
- TANIT = İSPAT = PROOF[İng.] = PREUVE[Fr.] = BEWEIS[Alm.] = PROBARE[Lat.] = PRUEBA[İsp.]
- TANITLAMA = BURHAN = DEMONSTRATION[İng., Alm.] = DÉMONSTRATION[Fr.] = DEMONSTRATIO[Lat.] = DEMOSTRAR[İsp.]
- TANRILAŞTIRMAK ile/değil/yerine BAŞATLAŞTIRMAK
- TAPE :/yerine BANT, KASET
- TAPE :/yerine BANT, KASET
- TAPINMA ile/ve/değil/||/<>/< BAĞIMLILIK
- TAPMAK ile/değil/yerine "BAŞ KESMEK"
- TARAFSIZ/LIK ile BAĞIMSIZ/LIK
- TARİH ile/ve/<> BAĞLAM
- TARİH ile/ve/<> BELLEK
( HISTORY vs./and/<> MEMORY )
- TARİH ile/ve/||/<> YAZIN/EDEBİYAT ile/ve/||/<> COĞRAFYA ile/ve/||/<> MİMARİ ile/ve/||/<> BİLİMSEL KAYNAKLAR ile/ve/||/<> YAZILI OLMAYAN KAYNAKLAR
- TARİHE DÜŞMEK ile/ve METAFİZİĞE KAÇMAK yerine/değil BİRLİĞE GETİRMEK
( Teşbihe düşmek. İLE/VE Tenzihe düşmek. YERİNE/DEĞİL Tevhide varmak. )
- TARİHE DÜŞMEK ile/ve/yerine/değil METAFİZİĞE KAÇMAK ile/ve/yerine/değil BİRLİĞE GETİRMEK
( Teşbihe düşmek. İLE/VE Tenzihe düşmek. YERİNE/DEĞİL Tevhide varmak. )
- TARİHSEL/LİK ile/ve/<> BİLİMSEL/LİK
- TARİKAT ile/ve BARİKAT
- TARIM "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> SANAYİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> BİLGİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ)
( AGRICULTURAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INDUSTRIAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INFORMATION "AGE"(/SOCIETY) )
- TAR'IN TELLERİNDE:
AĞ TEL ile/ve SARI TEL ile/ve KÖK TEL ile/ve BAM TELİ ile/ve 1. ÇİFT ZENG TELİ ile/ve 2. ÇİFT ZENG TELİ
( [orta oktav] Do İLE/VE [orta oktav] Sol İLE/VE [-1. oktav] Do İLE/VE [-2. oktav] Sol İLE/VE [+2. oktav] Sol İLE/VE [+2. oktav] Do )
( Suyu simgeler. [Su gibi akıcıdır.] İLE/VE Ateşi simgeler. [Ateş gibi yakıcıdır.] İLE/VE Toprağı simgeler. [Toprak gibi sabitleyicidir.] İLE/VE Kararlılık duygusu ve mutmainlik sağlar/sunar. İLE/VE 1. ve 2. çift zeng telleri, coşku, özgürlük ve rahatlama duygusu sağlar/sunar. )
( Sayın Nevcivan Özel'in Facebook sayfası için burayı tıklayınız...
[Katkıları için teşekkür eder, tüm çalışmalarında başarılarının devamını dileriz!]
)
( )
- TARLA ile/ve BÜK
( ... İLE/VE Akarsu kıyısındaki tarla. )
- TARTIŞILAN ile/ve/değil/yerine BİLİNEN/BİLİNEBİLEN/BİLİNEBİLECEKLER
- TARTIŞILIR ile/değil/yerine/>< BİLİNMEZ
- TARZ[Ar.]/STİL[Fr., İng. STYLE] değil/yerine/= BİÇEM
- TAŞ ile BAKIRKÖYTAŞI/KÜFEKİ/KEFEKİ
( ... İLE Yapıda kullanılan, açık renkli, işlenmesi kolay bir taş çeşidi. [Kum, çakıl ve midye kabuklarının, zamanla, bağlayıcı maddelerle birbirin yapışmasından oluşur.Ocaktan çıkarıldığı zaman, oldukça yumuşak olan küfeki, zamanla sertleşir. Bu taş, Osmanlı dönemi yapılarında çok kullanılmıştır.] )
- TAŞ ile BAKIRTAŞI
( ... İLE Yeşil renkli, yontulup parlatabilen, doğal bakırlı, hidratlı karbonat, malakit. )
- TAŞ ile/ve BALAST
( ... İLE/VE Demiryoluna döşenen taş kırıkları. )
- TAŞ ile/değil BİTKİ (LITHOPS)
( )
- TAŞ ile BUZULTAŞ
( ... İLE Buzulların taşıyıp biriktirdikleri, üzerleri çoğu kez parıltılı ya da çizikli taşlar. )
( ... ile SALSÂL-İ CÜMÛDİYE )
( ... avec MOREN )
- TASAVVUF ve/=/||/<>/> BEREKET
- TASFİYE ETMEK ile/ve BASKI ALTINDA TUTMAK
( TO DISCHARGE vs./and TO KEEP UNDER PRESSURE )
- TASFİYE ile/ve/||/<> BERTARAF
- TAŞMA ile/ve BULAŞMA
- TASRİH[Ar.] değil/yerine/= BELİRTME
- TATİL ile BALAYI
( HOLIDAY vs. HONEYMOON )
- TATİL değil/yerine/>< BAYRAM
( Tatile gitmeyi, bayram eder/etmiş gibi düşünmemeli; bazı bayramları da tatil olarak düşünmemeli, "tanımlamamalı" ve "görmemeliyiz". )
- TAVŞAN ADASI ile/ve SEDEF ADASI ile/ve BÜYÜKADA ile/ve HEYBELİADA ile/ve BURGAZADA ile/ve KINALIADA
( Vapur ve motor seferleri, Eminönü, Kabataş, Bakırköy, Kadıköy ve Bostancı'dan yapılmaktadır. )
( Sedef Adası'na belirli saatlerde sadece Bostancı'dan ulaşılmaktadır. Tavşan Adası'na ise yapılmamaktadır. )
( bkz. ADALAR SEFERLERİ )
( "Prens Adaları" ya da "Kızıl Adalar" adlarıyla da bilinirler. )
( Türkiye'nin ilk Sanatoryum'u[Fr. < Lat. Verem hastalarının iyileştirilmesi için kurulmuş hastahane] Heybeliada'da, 1924 yılında kurulmuştur. )
( İmparatorluk ailesi ile devlet ileri gelenlerinin sürgün yerleridir. )
( İmparator II. Justinus, 569 yılında Büyükada'da bir saray ile bir manastır yaptırmıştır. [Bugünkü Maden semtinde] )
( IV. Leon'un annesi Eirene, II. Justinus'un sarayının bulunduğu yere, 775-780 yıllarında kadın manastırı inşa ettirmiştir. [Manastırın duvarları ile bir sarnıcın kalıntısı günümüze ulaşmıştır.] )
( Heybeliada, adını adada işletilen bakır madeninden almıştır. )
( Kınalıada'ya Bizans devrinde iki manastır yaptırılmıştır. )
( 944'te, İmparator Romanos Lekapenos ile 1071'de Malazgirt'te Selçuklular'a yenildikten sonra, Konstantinopolis'e dönüşünde IV. Romanos Diogenes, Kınalıada'ya sürgün edilir. )
( Sedefadası'nda, VIII. yüzyılda bir erkekler manastırı inşa edilmiştir. [Günümüzdeki kalıntılar bu yapıya ait olabilir.] )
( Tarihi kaynaklarda, Tavşan Adası'nda bir manastır varolduğu kaydedilmiştir. )
( NEANDROS ile/ve TEREUINTHA, TEREBINTHOS/TEREBINTHODES/ANTEROVITHOS ile/ve PITYADES MEGALE[Plinius], PRİNKİPİ/PRINKIPO[Bizans Devri'nde] ile/ve HAKLİ (BAKIR), KHALKE, KHALKITIS ile/ve ANTİGONİ/ANTIGONEIA, [Antikçağ yazarları, Erebinthus, Bizanslı yazarlar ise Therebintos ya da Panormos adını vermişlerdir] ile/ve PROTİ/PROTA["Birincisi" anlamına gelir] )
( PRINCESS ISLANDS )
( Heybeliada'da, en önemli Bizans Devri yapısı Panagia Kamariotissa Kilisesi'dir. [XIII. ya da XIV. yüzyılda inşa edilmiş, yonca planlı, son dönemin mimari özelliklerini yansıtan önemli bir örnektir.] )
( )
- TAYLAN ile BİNT-İ MEHÂD ile HİKKA
( ... İLE İki yaşına girmiş dişil deve. İLE Dört yaşına giren dişil deve. )
- TAZI ile/ve BORZOY
( ... İLE/VE Rus tazısı. )
- TAZYİK[Ar.] değil/yerine/= BASINÇ
- TEBEDDÜL[Ar.] değil/yerine/= BİR DURUMDAN, BAŞKA BİR DURUMA GEÇME, DEĞİŞME
- TEBELLEŞ[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNE GEÇMİŞ, KARMAKARIŞIK, KARIŞMIŞ
- TEBELLÜĞ[Ar.] değil/yerine/= BİLDİRİMİ ALMAK
- TEBELLÜR[Ar.] ETME değil/yerine/= BELİRGİNLEŞME
- TEBERLER:
MÜTTEKÂ/NACAK ile NÎZE, HARBE ile BAYRAK/LİVÂ/SANCAK
- TEBEYYÜN[Ar.] değil/yerine/= BELİRLİ OLMA
- TECÂHÜL[Ar.] değil/yerine/= BİLMEZ GİBİ GÖRÜNME, BİLMEZLİKTEN GELME
- TECÂNÜS[Ar.] değil/yerine/= BİR BÜTÜNÜ OLUŞTURAN ÖĞELER ARASINDA UYUM BULUNMASI DURUMU
- TEÇHİL[Ar.] değil/yerine/= BİRİNİN BİLGİSİZLİĞİNİ SÖYLEME
( Birinin bir konuda bilgisizliğini söyleme, bilmezleme. )
- TEHİ[Fars.] değil/yerine/= BOŞ
- TEK BAŞINA YEMEK ile/yerine/değil BİRİ(LERİ)YLE (PAYLAŞARAK) YEMEK
( Her açıdan daha bereketlidir. )
- TEK BAŞINA ile/ve BAŞLI BAŞINA
- TEK ile/ve/değil BİLİNEN/BİLİNEBİLEN TEK
( [not] UNIQUE vs./and/but KNOWN/MIGHT KNOWN UNIQUE )
- TEK ile/ve/değil BİLİNEN/BİLİNEBİLEN TEK
- TEK ile/ve/değil/<> BİRİCİK
- TEK ile/ve/değil BU DA VAR!
- TEK ile/ve BÜTÜN
- TEK ile/ve/||/<>/> ÇİFT ile/ve/||/<>/> BİR
( [DÜŞÜNCEDE:] Yok edilebilir. İLE/VE/||/<>/> Yok edilemez. İLE/VE/||/<>/> Var eder, bireştirir/tevhîd ettirir. )
( ODD vs./and/||/<>/> EVEN vs./and/||/<>/> UNIQUE )
- TEKEBBÜR[Ar. < KİBR] değil/yerine/= BÜYÜKLENME, KİBİRLENME, ÇALIM, KURUM
- TEKERLEKLİ SANDALYE değil/yerine BİSİKLET
- TEKİL ile/değil BİRİCİK
( [not] SINGULAR vs./but UNIQUE )
- TEKİL/LİK ile/ve BÜTÜN/LÜK
- TEKİRDAĞ'DA:
RODOSÇUK ile/ve BANADOS ile/ve İNECİK
- TEKLEŞTİRME ile/değil/yerine/>< BİREŞTİRME/TEVHİD
- TEKNOLOJİ ile/ve/<> BAĞIMLILIK
- TEKRAR EDİLEN ile BENZEYEN
- TEKRAR ve/<> BELLEK GÜÇLENDİRMESİ
- TELÂZUM[Ar.] değil/yerine/= BİRBİRİNİ GEREKTİRME İLİŞKİSİ
- TELEKS[Fr./İng. < TELEX] ile/ve/||/<>/> BELGEGEÇER/TELEFAKS[Fr./İng.] / FAKS
( Telsiz ve telem araçlarına uzaktan haber yazdırma düzeni. İLE/VE/||/<>/> Belgegeçer aracına uzaktan yazdırma düzeni. )
- TELLİ DAVUL = BAS GİTAR
- TEMBEL/LİK ile/ve/<> BEZGİN/LİK
- TEMEDDÜH[< MEDH] değil/yerine/= BÖBÜRLENME, KENDİNİ ÖVME
- TEMEL KABULLER/AKSİYOMLAR:
VAR OLUŞ ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> DEĞİŞMEZLİK/BENZERLİK ile/ve/||/<> BİLİNEBİLİRLİK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> PAYLAŞILABİLİRLİK/ANLATILABİLİRLİK
- TEMEL ile/= "BAZ"(< BASE[İng.])
- TEMEL ile/ve/<>/değil/yerine BELİRLEYİCİ
- TEMESSÜL[Ar. < MİSL] ile/değil/yerine/= BENZEŞME | ÖZÜMLEME
( Bir şekil ve sûrete girme. | İnsan biçiminde görünme. | Benzeşme. İLE/DEĞİL/YERİNE/= [biyoloji] Özümleme. )
( [not] ... vs./but/= ASSIMILATION )
- TEMEYYÜZ[Ar. < MEYZ]:
HALK ile/ve/||/<> BA'S
( Benzerleri içinde sivrilme, seçilir duruma gelme, kendini gösterme.[< MEYZ: Ayırmak, üstün tutmak.] )
- TEMİZ HAVA ve/<> BİSİKLET
- TEMSİL ETME ile/ve BİLDİRME
( TO REPRESENT vs./and TO NOTIFY )
- TENÂZUR[Ar. < NAZAR]/SİMETRİ[Fr./İng.] değil/yerine/= BAKIŞIM
- TENDE OLMA(MA)K/KALMA(MA)K ile BEN'DE/BENDE OLMA(MA)K/KALMA(MA)K
- TENDİNİT ile/||/<> BURSİT
( Tendonların yangılanması. İLE/||/<> Eklem çevresindeki bursa adı verilen keselerin yangılanması. )
- TENZİH/TEŞBİH ile BERZAH
- TENZİH <> BERZAH <> TEŞBİH
( HEM, HEM DE | NE, NE DE )
- TEPE ile BECRÂ'[Ar.]
( ... İLE Yüksek yer. )
- TEPE ile BUZLUĞAN
( ... İLE Üzerinde buz eksik olmayan, yüksek dağ tepesi. )
- TEPHİR[Ar.] değil/yerine/= BUHARLAŞ(TIR)MA | BUĞULAMA
- TERÂKÜM[Ar. < RÜKM] değil/yerine/= BİRİKME, YIĞILMA, TOPLANMA
- TEREKKÜP[Ar.] değil/yerine/= BİLEŞME
( Birkaç şeyin bileşmesinden oluşma. )
- TEREVVUH[Ar.] değil/yerine/= BİR ŞEYDEN KOKU ALMA
- TERFİK[Ar.] değil/yerine/= BİRİNİ ARKADAŞ ALMA
( Birini arkadaş olarak yanına alma. | Arkadaş olarak yanına birinin verilmesi. )
- TERKİB[Ar. < RÜKÛB] değil/yerine/= BİRLEŞTİRME
( BİRKAÇ ŞEYİ BİRLEŞTİRİP KARIŞIK BİR ŞEY MEYDANA GETİRME | BİRKAÇ ŞEYDEN MEYDANA GETİRİLMİŞ ŞEY | (dil bilg.)BİRLEŞTİRME | TAKIM | (kimya)SENTEZ )
- TERRITORIAL[İng.] ile BÖLGESEL
( Belirli bir bölgeye ait. )
- TERRITORY :/yerine BÖLGE, TOPRAK
- TERVİÇ[Ar.] değil/yerine/= BİR DÜŞÜNCEYİ TUTMA, DESTEKLEME
- TERZÎK[Ar. < RIZK] ile BESLE(N)ME
( Besleme, rızık verme. )
- TESAHUP[Ar.] değil/yerine/= BENİMSEME, SAHİP ÇIKMA | ARKADAŞLIK ETME
- TEŞEBBÜH[Ar. < ŞİBH] değil/yerine/= BENZEME
( Benzeme, andırma, kendini benzetmeye özenme, zorlayarak benzemeye çalışma. )
- TESLİM/İYET ile/ve BAĞLI/LIK
- TESPİH:
"DİZMEK" değil BİR'LEMEK
- TESTERE[Fars.] ile BIÇKI
( Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genellikle üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç. İLE Tahta ya da ağaç biçmekte kullanılan, karşılıklı iki sapı olan ve iki kişi tarafından kullanılan büyük testere. | Motorla çalışan bir çeşit güçlü testere. | Saraç bıçağı. | Bağ budamaya yarayan dişli bıçak. )
- TESTİ ile BODUÇ
( ... İLE/VE Ağaç testi. )
( SEBÛ ile/ve ... )
- TETANOZ ile/||/<> BOTULİZM
( Clostridium tetani bakterisinin neden olduğu, kas spazmları ile ilişkili bir bulaş. İLE/||/<> Clostridium botulinum bakterisinin neden olduğu, kas zayıflığı ve kötürümlük ile ilişkili bir bulaş. )
- TEVDÎ[Ar. < VED] değil/yerine/= BIRAKMA, EMÂNET ETME | VEDÂLAŞMA[Ar.]
- TEVELLÂ/TEVELLÎ[< VELY] değil/yerine/= BİRİNE YANAŞMA | BİRİNİ DOST TUTMA | İYİ AHLÂK | EHL-İ BEYT'İ, HZ. ALİ'Yİ SEVME, ONLARDAN MEDET VE ŞEFÂAT İSTEME, KENDİLERİNE OLAN YAKINLIK, BAĞLILIK
- TEVHÎD değil/yerine/= BİREŞİM
( Ayrımları/nı gösteren birlik. )
( BİR KILMA, BİR ETME, BİRLEŞTİRME | BİR SAYMA, BİR OLARAK BAKMA, BİRLİĞİNE İNANMA | ALLAH'IN BİRLİĞİNE İNANMA | "LÂİLÂHE-İLL-ALLAH"(KELİME-İ TEVHİD) SÖZÜNÜ TEKRARLAMA )
- TEVSİK[Ar.] değil/yerine/= BELGELEME
- TEZÂYÛF/CONNOTER[Fr.] ile BİRBİRİNİ AYNI ANDA GEREKTİREN
( Birbirini aynı anda gerektiren. )
- TEZENELİ SAZLARDA:
[büyükten küçüğe] MEYDAN SAZI ile/ve DİVAN SAZI ile/ve KARA DÜZEN SAZ(BOZUK DÜZEN) ile/ve TAMBURA/DÜNBÜRE/DÜNBÛRE[Fars.] ile/ve BAĞLAMA ile/ve CURA ile/ve TAR
- TEZGÂH ile/ve/||/<> BANGO
- TEZHİB'DE:
ZÂHRİYE ile/ve/||/<> BAŞLIK ile/ve/||/<> SER LEVHA ile/ve/||/<> HÂTİME ile/ve/||/<> CETVEL ile/ve/||/<> HARİTA ile/ve/||/<> MİNYATÜR
- THEREFORE :/yerine BU NEDENLE
- THESE :/yerine BUNLAR
- THIS :/yerine BU
- THOUSAND :/yerine BİN
- THROAT :/yerine BOĞAZ
- THROUGHOUT :/yerine BOYUNCA
- THUS :/yerine BÖYLECE
- TİCARET ile/ve BİLGİ
- TICKET :/yerine BİLET
- TIE :/yerine BAĞLAMAK, KRAVAT
- TIĞ ile BİZ
( ... İLE Katı bir şeyi dikerken iğne geçirilecek yeri delmek için kullanılan, çelikten yapılmış, sivri uclu ve ağaç saplı araç. )
- TIKNAZ/TIKIZ ile BODUR
( Şişmanca, toplu, kısa ve kalın yapılı. İLE Enine göre boyu kısa ve tıknaz. )
- TİLKİ ile BENGAL/HİNT TİLKİSİ
( )
( ... cum VULPES BENGALENSIS )
( ... vs. BENGAL/INDIAN FOX )
- TİLKİ ile BOZTİLKİ, ÇÖL TİLKİSİ, KIRTİLKİ, KUMTİLKİSİ
- TİM[İng. < TEAM] değil/yerine/= BİRLİK, TAKIM
( Güvenlik güçlerinde belirli bir iş ya da hizmeti başarabilecek güçteki en küçük birlik, takım. )
- TİN:
BÜTÜNSEL ve/||/<> BAŞLANGIÇ
- TYPE I BIAS[İng.] değil/yerine/= BİRINCİ TÜR YANLILIK
- TİPOGRAFYA/TİPOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= BASKI YÖNTEMİ | BASIM
( Kabartma biçimlerle ilgili baskı yöntemi. | Basım. )
- TİRBUŞON[Fr. < TIRE-BOUCHON] değil/yerine/= BURGU
( Delik açmaya yarayan delgiye takılı sarma, yivli, keskin, çelik alet. | Tıpa çekmeye yarayan, ucu sivri ve helis biçiminde demir araç. | Yerin orta ve derin katmanlarına inebilmeyi sağlayan delici araç. | Telli sazlarda, telleri germeye yarayan mandal. )
- TİŞYE/PARŞÖMEN ( < BERGAMA-PERGAMENT ):
Ak deri.
( Koyun, keçi, özellikle dana derisinden bir tür yazı kağıdı. )
- TITLE :/yerine BAŞLIK, UNVAN
- TITLE :/yerine BAŞLIK, UNVAN
- TİYATRO VE SİNEMA SALONLARI'NDA:
PARTER ile/ve/||/<> BALKON ile/ve/||/<> LOCA[Fr. < İt.]
( İlk kat. İLE/VE/||/<> Asma kat/lar. İLE/VE/||/<> Bazı izleyicilerin oturduğu özel bölüm. | Masonların, toplantı yeri. )
( ... İLE/VE/||/<> Dışarı doğru, dışarıda. İLE/VE/||/<> İçeri doğru, içeride. )
- TİYATRODA:
ÇEHOV >< BRECHT
- TODAY :/yerine BUGÜN
- TODAY :/yerine BUGÜN
- TOGETHER :/yerine BİRLİKTE
- TOGETHER :/yerine BİRLİKTE
- TOHUM, BEZİR = BEZR = GRAINE
- TOHUMLAR = BÜZÛRÂT = GRAINES
- TOHUMUN:
YİTMESİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİTMESİ/YEŞERMESİ
- TOKLUK (DUYUSU):
MİDE DUVARINDA ve BEYİNDE
( Önce mide duvarında ve şişkinlikle yaşanır. 20 dakika sonra da beyinde. )
- TON[Fr. < TONNE] değil/yerine/= BENİZ | RENK | SES AĞIRLIĞI
- TONIGHT :/yerine BU GECE
- TONIGHT :/yerine BU GECE
- TOPARLAMA ile/ve BÜTÜNLEŞTİRME
( TO (BE ABLE TO) PACK vs./and TO INTEGRATE )
- TOPKAPI SARAYI'NDA:
ALAY MEYDANI ile/ve/||/<>/> BÂB-I ÂLÎ ile/ve/||/<>/> BÂB-I HÜMÂYÜN ile/ve/||/<>/> BÂB-I SELÂM ile/ve/||/<>/> BÂB-I SAADE
( Topkapı Sarayı'nın ilk bahçesi. İLE/VE/||/<>/> Yüksek kapı. | Sadrazamlık. [Osmanlı hükümeti XVIII. yüzyıldan itibaren bu adı almıştır.] İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nın yazılarla süslü ilk büyük kapısı. Saltanat kapısı. İLE/VE/||/<>/> Topkapı Sarayı'nda Fatih Sultam Mehmet'in yaptırdığı tuğralı ikinci kapı. Orta kapı adıyla tanınır. İLE/VE/||/<>/> Topkapı sarayı'nın üçüncü kapısı. [Harem ve taht kapısı olarak da bilinir.] )
- TOPLAMA ve/||/<> ÇIKARMA ve/||/<> ÇARPMA ve/||/<> BÖLME
- TOPLULUK ile/ve BİRLİK
( SOCIETY vs./and UNITY )
- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL
- TOPLUMSAL GÜVEN ile/ve/||/<> BİREYSEL GÜVEN
- TOPLUMSAL KALKINMA ile/ve/<> BİREYSEL DONANIM
- TOPLUMSAL BİREYSEL
- TOPLUMSAL ile/ve/||/<>/>/< BİREYSEL/ÖZNEL
( Kumaş. İLE/VE/||/<>/>/< Giysi. )
( Saygı. İLE/VE/||/<>/>/< Sevgi. )
- TOPOGRAFİ/TOPOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL ANATOMİ ÇİZGELEMESİ
- TOPRAK:
MİNERAL[Fr.] ve/||/<> ORGANİK NESNE ve/||/<> SU ve/||/<> BOŞLUK
( %45 ve/||/<> %5 ve/||/<> %25 ve/||/<> %25 )
( "Toprak ve Ekoloji" yazısı için burayı tıklayınız... )
( Normal sıcaklıkta, doğada, katı durumda birtakım maddelerle karışık ya da bileşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen, inorganik madde. | İçinde inorganik maddeler bulunan. VE/||/<> ... VE/||/<> ... VE/||/<> ... )
- TOPRAK TİPLERİNDE:
"KUMLU" ile "KİLLİ" ile "BEREKETLİ"
( Suyu[bilgiyi] geçirir. İLE Suyu[bilgiyi] geçirmez/almaz. İLE Suyu[bilgiyi] [ürüne] dönüştürür. )
- TOPRAKTA:
KÜÇÜK MEMELİ ve/||/<> TEK HÜCRELİ CANLILAR(PROTOZOA) ve/||/<> SOLUCAN ve/||/<> EKLEM BACAKLI ve/||/<> YOSUN ve/||/<> BOZGAN/BAKTERİ ve/||/<> MANTAR
( [Bir dönümde] 1 kg. VE/||/<> 15 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 100 kg. VE/||/<> 250 kg. VE/||/<> 300 kg. )
( Bir cm. toprak tabakasının oluşabilmesi için en az 300-1000 yıl geçmesi gerekir. )
( )
- TORBA ile BİLUM
( ... İLE Örülerek yapılan bir torba.[Papua Yeni Gine'de] )
- TORK ile/ve/||/<> BEYGİR GÜCÜ
( Tork gücü, çekiş kuvveti, beygir gücü ise daha çok, hız ile ilgilidir. Gücün kullanılacağı gereksinimler farklıdır ve temel ayrım da budur. Örneğin, yarış arabalarında, beygir gücü fazladır; çünkü hızlı olmaları gerekir. Tork gücünün hızla bir ilgisi yoktur. )
( Arabalarda, döndürme gücü olarak tanımlanır. Aracın motorunda bulunan krank milinin bir dakika içinde yaptığı dönüş sayısıdır. Dönüşlerin çok ya da az olması, aracın hızını ve çekişini belirler. Arabalarda motorun dönme kuvvetinin tekerlekleri itme kuvvetine dönüştürülmesini sağlar. Yani, aracın çekiş gücü ve özellikle yokuş çıkarken gösterdiği performans, torkun iyi olması ile sağlanır.
İLE/VE/||/<>
75 kg. ağırlığındaki bir aracın, 1 saniyede, 1 metre hareket ettirilmesi için gereksinim duyulan güç miktarıdır.
[1 beygir gücü, atın, saniyede 1 metre ileriye taşıdığı güç 50 kg.'dır.]
[Arabalarda belirlenen beygir gücü ise mühendisler tarafından 75 kg. olarak belirlenmiştir.]
[İlk olarak makineler üreten James Watt tarafından kullanılmıştır. Makinelerin gücü sorulduğunda herkesin bildiği güç miktarı ile karşılaştırma yapması gerektiğini düşünerek yalın biçimiyle atların güçleriyle kıyaslayarak açıklamıştır.] )
- TORSİYON/TORSION[İng.] değil/yerine/= BURULUM
- TOTOLOJİ ile/değil/yerine/>< BÜTÜNSEL
- TÖVBE ile/ve/<> BAĞIŞ
- TOYGAR KUŞU ile BOĞMAKLIKUŞ
( ... İLE Toygar kuşunun bir türü. )
- TRABEKÜLASYON/TRABECULATION[İng.] değil/yerine/= BÖLMELENİM
- TRAFİKTE ÖNCELİKLİLER[sırasıyla]:
ENGELLİ/LER ile/ve/< HASTA/LAR ile/ve/< YAŞLI/LAR ile/ve/<
ÇOCUK/LAR, ÖĞRENCİ/LER ile/ve/< HANIM/LAR ile/ve/<
YAYA/LAR ile/ve/<
BİSİKLETLİ/LER ile/ve/< MOTOSİKLETLİ/LER ile/ve/< ACİL DURUM ARAÇLARI[hasta taşıma, itfaiye, polis] ile/ve/<
TOPLU TAŞIMA ARAÇLARI[raylı düzenler öncelikli olmak üzere!] ile/ve/<
ARABA/LAR ile/ve/< AYRICALIKLI/LAR
[her seviyedeki/konumdaki resmî makam araçları (her ne kadar güvenlikleri "önemli/öncelikli" sayılsa da!)]
( Kişiye ait arabaların sayılarının ülkemizde çok olması [ya da artmasının teşvik ediliyor olması], yolların eski olanaksızlıklara göre düzenlenmiş olması, önceliği arabalara vermek için geçerli bir neden değildir/olamaz! Tam tersine, konumları/sıraları en sondadır! [Bu zihniyeti geliştirmeyi ve yaygınlaştırmayı, her birimiz haklarımıza sahip çıkarak daha da hızlandıracağız! Lütfen!!! Sizin de farkındalığınız, desteğiniz ve katılımınızla!...] )
- TRANSPERSONAL değil/yerine BEN-ÖTESİ
- TRİBÜN[Fr.] değil/yerine/= BASAMAKLAR
( Spor salonu, stadyum, hipodrom vb. yarışma ve gösteri yapılan yerlerde izleyicilerin oturduğu koltuklu ya da basamaklı bölüm, sekilik. | Burada oturan izleyiciler. )
- TÜBÜL/TUBULE[İng.] değil/yerine/= BORUCUK
- TÜBÜL değil/yerine/= BORUL
- TÜBÜLER/TUBULAR[İng.] değil/yerine/= BORUCUKSU
- TUĞLA ile BRİKET
( ÂCER, ÂCİR, ÂCÜRR ile ... )
( BRICK vs. BRIQUETTE )
- TUĞLADA:
KİREMİT ile/ve/||/<> KIRMA ile/ve/||/<> YÜKSEK ISILI ile/ve/||/<> MERMER ile/ve/||/<> GAZBETON ile/ve/||/<> BİMS
( Toprak ve kil karışımından yapılır. Kiremit biçiminde olur. [Genellikle yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması gibi dış cephe kaplamalarında kullanılır.]
İLE/VE/||/<>
Düzensiz biçimlerde kesilmiş parçalı tuğla çeşididir. Bu tuğla tasarımı, yapılarda, hava koşullarına dayanıklılık ve ısı yalıtımı sağlar. [Genellikle yapılarda sütun, kemer ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin örtülmesinde, bazı yapıların da çatı ve cephelerinde dekoratif amaçlarla kullanılabilir.]
İLE/VE/||/<>
Kil ve toprak karışımından yapılır. [Yüksek sıcaklıklarda pişirilerek üretilir.] [Çok yüksek ısıya dayanıklı olduğundan, endüstriyel fırınlar, termik santraller, metalurji tesisleri, endüstriyel tesisler gibi yerlerde kullanılır.]
İLE/VE/||/<>
Yüksek dayanıklılığa sahip, ağır ve pahalı bir tuğla türüdür. [Genellikle yapılarda dekoratif amaçlar için kullanılır. Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için de kullanılabilir.]
İLE/VE/||/<>
Beton ve kireçten yapılır ve gazla kurutularak üretilir. [Bu duvar çeşidi, yüksek ısı ve nem direnci ile düşük ağırlıkta olur.] [Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için kullanılır.]
Beton, çimento, su, kum ve çeşitli agregaların karışımdan oluşan bir tuğla çeşididir. Gazbeton üretiminde, beton karışımının yapılmasından sonra, bu karışımın yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ve gazla kurutulması işlemleri gerçekleştirilir. Bu işlemler sonucu, gazbeton malzemesi elde edilir.
[Gazbeton, yapılarda çeşitli amaçlar için kullanılabilir.
- Cephe kaplamasında hafif olması nedeniyle ciddi bir maliyet tasarrufu sağlar.
- Duvar örgüsünde yüksek ısı ve nem direnci nedeniyle yeğlenir.
- Yapı temelinde hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.
- İç duvar kaplamasında, iyi ısı ve ses yalıtımı sağladığından dolayı yeğlenir.
- Tavan kaplamasında, hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.
Öteki tuğla çeşitlerine oranla daha hafif olması nedeniyle yapıdaki yükü azaltarak taşıyıcı düzenekleri hafifletir. Fakat ne kadar hafif olsa da gazbetonun maliyeti öteki tuğla çeşitlerine göre daha pahalıdır.]
İLE/VE/||/<>
Betonarme yapıların duvarlarını, çatılarını ve çelik çubuklarını kaplamak için kullanılan ince taneli, toz durumunda bir malzemedir. Bu kaplama, yapının dayanaklılığını artırır ve çelik çubukların korozyona uğramasını önler. [Genellikle kireç, su ve kum gibi malzemelerden üretilir.]
[Betonarme yapılarda koruyucu görevi gören bims, genellikle şu amaçlar için kullanılır...
- Betonarme yapıların çelik çubuklarını kapladığından yapının dayanıklılığını artırmak amacıyla kullanılır.
- Çelik çubukları korozyona karşı korur ve bu sayede yapının ömrünü uzatır.
- Duvar ve çatılarda kaplama yapılarak, yapıya estetik bir görünüm kazandırılır ve yapının hava koşullarına dayanıklılığını da artırır.
- Betonarme yapıların bims kolonları, kemerleri ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin kaplamasında da kullanılabilir.]
Gazbeton tuğla ile bims arasındaki FaRkLaR nelerdir?
Gazbeton, avantajlarına bakıldığında,
daha hafif olması nedeniyle uygulanabilirlik açısından daha uygulayımsaldır ve iş süresini kısaltır. Isı ve ses yalıtımı daha fazla olduğundan, yüksek sesli alanlarda rahatlıkla kullanıma uygundur.
İLE
Bims, sağlam yapısı, yangına dayanıklı olması açısından yeğlenen bir malzemedir.
Dezavantajlarına bakıldığında,
boşluklu yapısından dolayı nem geçirme oranı yüksek olduğundan, sonradan oluşan sıva çatlakları ve sıvanın uygulanış zorlukları gibi olumsuzlukları vardır. Aynı zamanda, performansına nazaran maliyeti de oldukça yüksektir.
İLE
Bims, kaplama görevi gördüğünden, uygulama açısından daha zahmetlidir. )
- TÜKÜRÜK ile/ve BALGAM
( TAKAŞŞU'/TEKAŞŞU'[Ar. < KAŞ]: Balgam çıkarma. )
( TEKAŞŞU'-İ DEM[Ar.]: Kan tükürme. )
( [İt./İsp.] SALIVA con/y/e ... )
( SPITTLE, SPIT vs./and FLEGMA )
( SALIVE avec/et PHLEGME )
( SPUCKE mit/und ... )
- TULÛ'[Ar.] ile BUZÛĞ[Ar.] ile ŞURÛK[Ar.]
- TÜMDENGELİM ile BAĞNAZLIK
- TUMTURAK/LI[Fars.] ile/ve/değil/yerine (BİRAZCIK) UZUN / GÖSTERİŞ/Lİ
( Gösteriş, debdebe. | Gerekli olmadığı hâlde kulağa hoş gelen, gösterişli sözcükler kullanma. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE ... )
- TÜMÜYLE/BÜTÜNÜYLE ile/değil/yerine BÜYÜK ÖLÇÜDE
- TÜR ile BÖLÜM
( Bir tür olan şey, zorunlu olarak bir bölümdür fakat bir bölümün aynı zamanda bir tür olması zorunlu değildir. )
( KIND vs. PART )
- TÜRBAN[Fr.] değil/yerine/= BAŞÖRTÜSÜ
- TÜRBÜLAN/TURBULANT[İng.] değil/yerine/= BURGAÇLI
- TÜRKÜ ile BOZLAK
( ... İLE Orta ve Güney Anadolu'nun bazı bölgelerinde, bir türkü ezgisi. | Bu ezgiyle söylenilen, konusu acıklı türküler. )
- TURNA ile/ve BÜLBÜL
- TURNİKE/TOURNİQUE[İng.] değil/yerine/= BOĞMAÇ
- TURP ile BAYIRTURPU
( ... İLE İri bir turp türü. )
( ... cum COCHLEARIA ARMORACIA )
- TURRE[Ar.] ile/ve PÜRÇEK/ZÜLF/ZÜLÜF[Fars.]/BÂRE[Fars.]/KÜJEK[Argu][dvnlgttrk]
( Alnın bir kısmına düşen saç. Kıvırcık saç lülesi. İLE/VE Yanağa sarkan saç. Şakaklardan sarkan saç lülesi. | Bele ya da topuğa kadar uzun olan saç. | Sevgilinin saçı. )
( ZÜLF-İ DİL-ÂRÂ: Sevgilinin gönlün süsleyen, gönle hoş gelen zülfü. ZÜLF-İ DİREFŞÂN: Dalgalanan saç. ZÜLF-İ MÜŞG-BÂR: Misk saçan zülf. ZÜLF-İ YÂR: Sevgilinin zülfü, saçı. | Menfaat, çıkar.[Zülfiyara dokunmak deyiminde] )
- TURUNÇ[Fars. < TURUNC] ile BERGAMOT
( ... İLE Turunçgillerden bir ağaç. | Bu ağacın, kabuklarından reçel yapılan ve esans çıkarılan meyvesi. )
( ... cum CITRUS BERGAMIS )
- TUTAK/KABZA[Ar.] ile/ve/||/<> BALÇAK
( Silah, kılıç vb. şeylerde tutulacak yer, sap. İLE/VE/||/<> Kabza. | Kılıcın sapında/kabzada eli koruyan demir parça/bölüm. )
- TUTARLI/LIK ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK/LIK
- TUTMA ile BULUNDURMA
( HOLD vs. KEEPING )
- TUTMAK ile/ve BAĞLAMAK/BAĞLAYICILIK
( TO HOLD vs./and TO ATTACH )
- TÜTÜN(/SİGARA/NARGİLE VS.) SORUNUNDA:
"YASAK" değil SINIRLAMA
ve/||/<>
DUMAN değil GAZ
ve/||/<>
"BIRAKMA" değil BAŞLAMAMA
ve/||/<>
İRÂDE
["Evet!"
diyebilme olanağı/gücü/isteği]
değil
İHTİYÂR
["Hayır!"
diyebilme olanağı/gücü/isteği]
- TUVALET AYNASI ile BOY AYNASI
- TUZ ile ASİT TUZU ile BAZİK TUZLAR ile KAYA TUZU ile DENİZ TUZU[HİPERTONİK] ile KAN TUZU[İZOTONİK] ile BİLEŞİMİNDE HİDRAT BULUNAN TUZLAR
( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Gövdemizdeki/kanımızdaki[izotonik] tuz, binde dokuz[0,009] oranındadır. İLE Deniz suyundaki[hipertonik] tuz, binde otuzdur[0,030][%3]. İLE ... )
( ... VS. ... VS. ... VS. ... VS. [0,009] in the blood/body. VS. [0,030][%3] in the sea water. VS. ... )
( SALT vs. ACID SALT vs. BASIC SALT vs. ROCK SALT vs. SEA SALT[HIPERTONIC] vs. BLOOD/BODY[ISOTONIC] SALT vs. HIDRATED SALTS )
- TUZ ile BAZAL[Fr. < BASAL]
( ... İLE Bazı çok olan tuz. | Bazın özelliklerini taşıyan. )
- TÜZE/HUKUK ve/=/||/<>/>/< BÜTÜN/LÜK
- TÜZE'NİN TEMEL İLKELERİ - ULPIAN[M.S. 170 - 223]:
ONURLU YAŞAMAK ve/||/<> BAŞKASINI İNCİTMEMEK ve/||/<> HERKESE, HAKKINI TESLİM ETMEK
( THE BASIC PRINCIPLES OF THE LAW - [ULPIAN]:
LIVE HONESTLY and/||/<> DO NOT OFFEND OTHERS and/||/<> GIVE TO EACH PERSON WHAT IS DUE )
( JURIS PRAECEPTA SUNT HAEC - [ULPIAN]:
HONESTE VIVERE et/||/<> ALTERUM NON LAEDERE et/||/<> SUUM CUIQUE TRIBUERE )
- 3 SÜTUN ile/ve/+ 1 SÜTUN
( Kâbe'de/ki. İLE/VE/+ Kişi/sen! )
( HANNÂN ve MENNÂN ve DEYYÂN ve/+ SÜBHÂN )
- UC ile BURUN
- UCLARDA OLMAK ile/ve/değil BİR UCDAN, ÖTEKİ UCA GEÇMEK
( Süreç/te. İLE/VE/DEĞİL Sonuç/ta (kalmak). )
- ÜÇLÜ ile/ve DÖRTLÜ ile/ve BEŞLİ ile/ve ALTILI
( SÜLÂSÎ ile/ve RUBÂÎ ile/ve HUMÂSÎ ile/ve SÜDÂSÎ )
- ÜÇLÜ/LÜK ile/ve/||/<>/> BÜTÜN/LÜK/BÜTÜNSEL/LİK | TÜMEL/LİK
- UCUZLAŞMA ile/değil/yerine/>< BASİTLEŞME
( Yıkım vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yaşam vardır. )
- ÜFÛL değil/yerine/= BATMA, KAYBOLMA, GÖRÜNMEZ OLMA | YOK OLUŞ
- UKE/UKULELEDE:
SOPRANO ile/ve/||/<>/> KONÇERTO ile/ve/||/<>/> TENOR ile/ve/||/<>/> BARİTON
- ULA ile/||/<>/> BALA ile/||/<>/> ASAF ile/||/<>/> DEVLET KETHÜDASI ile/||/<>/> ELÇİ
( ... İLE/||/<>/> Ula ile vezirlik arasında yüksek bir sivil aşama. İLE/||/<>/> Vezir. İLE/||/<>/> İçişleri Bakanlığı'nın[Dahiliye Nazırlığı] ilk dönemlerdeki adı. İLE/||/<>/> Bir devleti başka bir devlet katında temsil eden kişi. )
- ULAŞIM ve/= BİSİKLET
- ULAŞ/IM ile/ve/değil/<>/ne yazık ki BULAŞ/IM
- ULAŞMAK ile/ve BULUŞMAK
- UML/UNİFİED MODELING LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK MODELLEME DİLİ
- UMLS/UNIFIED MEDICAL LANGUAGE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK TIP DİLİ DÜZENİ
- ÜMRAN[Ar.] değil/yerine/= BAYINDIRLIK
- UNCONSCIOUS[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇ DIŞI
- UNION :/yerine BİRLİK, SENDİKA
- UNION :/yerine BİRLİK, SENDİKA
- UNIQUE :/yerine BENZERSİZ
- UNIQUE :/yerine BENZERSİZ
- UNIT :/yerine BİRİM
- UNIT :/yerine BİRİM
- ÜNİTE/UNIT[İng.] değil/yerine/= BİRİM
- ÜNİTE[İng. < UNIT] değil/yerine/= BÖLÜM | BİRİM, ÖLÇÜ, VAHİT
( Birim, vahit, ölçü. )
- UNITED :/yerine BİRLEŞİK
- UNITED :/yerine BİRLEŞİK
- ÜNİVERSİTE["ÜNİVERSTE" değil!] değil/yerine/= BİLİMTEY/EVRENKENT
- UNKNOWN :/yerine BİLİNMEYEN
- UNKNOWN :/yerine BİLİNMEYEN
- UNLARDA:
BUĞDAY ile/||/<> TAM BUĞDAY ile/||/<> KARABUĞDAY/GREÇKA ile/||/<> KIRMIZI BUĞDAY ile/||/<> KEPEKLİ ile/||/<> SİYEZ ile/||/<> KAVILCA ile/||/<> KUNDUR ile/||/<> YULAF ile/||/<> ÇAVDAR ile/||/<> ARPA ile/||/<> MISIR ile/||/<> KİNOA ile/||/<> TEFF ile/||/<> AMARANT ile/||/<> NOHUT ile/||/<> KESTANE ile/||/<> KEÇİBOYNUZU ile/||/<> BADEM ile/||/<> CEVİZ ile/||/<> FINDIK ile/||/<> ANTEPFISTIĞI ile/||/<> ARAROT ile/||/<> DİNKEL[Alm.]/FARRO[İt.]
( Kabuğundan ve kepeğinden ayrılarak kullanılan, işlenmiş buğday unundan [beyaz ekmek] yapılır. İLE/||/<> Buğday tanesinin kabuğuyla birlikte öğütülerek elde edilir. Besin değerleri, öteki rafine unlara göre daha yüksektir.[Glüten içerir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> Anadolu'nun, en eski çeşitlerindendir.[Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.] Ekmek yapımına çok uygundur.[Kepeği ile öğütülmüş olanını yeğlenmelidir.][Glüteni düşüktür.] İLE/||/<> Kepeğinden ayrılmamış undur. İLE/||/<> Kastamonu bölgesinin unudur. Tüm unlarla karıştırılabilir. Aroması "keskin" gelebilir.[Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.][Glüteni çok düşüktür. Çok sağlıklıdır.] İLE/||/<> Kars'ta yetişen bir buğdaydır. Kökeni, Kastamonu'dur. [Genetiği bozulmamış, nitelikli bir undur.][Her türlü iklime dayanıklı, güçlü bir yapısı olduğundan, kabuk bölümü kalındır. Kabuk bölümünün kalınlığı, tanelerinin ufak kalmasına ve glüten içeriğinin, öteki buğday türlerine göre daha olmasını sağlamıştır ve bu nedenle de glisemik indeksi düşüktür.] İLE/||/<> Güneydoğu Anadolu bölgesi buğdayıdır. İLE/||/<> Glüten alerjisi olanlar için iyi bir seçenektir. [Deri ve bağırsak sorunu olanların, yulaf ununu yeğleyebilir.][Yüksek besin değerine sahip ve glisemik indeksi düşüktür.] İLE/||/<> Bol proteinlidir.[Yüksek glüten içerir.][Soğuk iklime dayanıklıdır.] İLE/||/<> Çok eski bir buğday türüdür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Güney Amerika'da, And Dağları'nda, doğal olarak yetişen, otumsu bir bitkinin, kurutulmuş tohumudur.[Unu da, tohumları gibi yüksek demir ve besin değerlerine sahiptir ve çok lezzetlidir.][Tek başına ya da tüm unlarla karıştırılabilir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> Amarant[horozibiği] bitkisinin tohumlarından elde edilir.[Tüm unlar içinde, en yüksek proteine sahiptir.][Glüten içermez ve glisemik indeksi düşüktür.][Tadı, ekşi ve keskin olduğundan, lezzeti görecelidir.] İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Sıcak iklimlerde yetişen maranta adlı kamıştan ve başka bitkilerin kökünden çıkarılan un. [Çocuk maması yapılan un.] İLE/||/<> Siyez ile benzerlik taşır.[İçeriğindeki protein yapısı daha kırılgan ve çözünebilir olduğundan, tüm tahıl unları içinde, siyez kadar düşük glütene sahiptir.][Genetiği değişmemiş bir çeşittir.][Her türlü hamur işinde kullanılabilir.] )
( ... İLE/||/<> Glüten içerir. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüteni düşüktür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüteni çok düşüktür. İLE/||/<> Glüteni düşüktür. İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüten alerjisi olanlar için iyi bir seçenektir. İLE/||/<> Yüksek glüten içerir. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Glüten içermez. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> Düşük glütene sahiptir. )
- ÇALIŞMAK GEREK:
UNUTABİLMEK İÇİN ve/||/<> BOŞ BOŞ DÜŞÜNMEMEK İÇİN ve/||/<> DALIP DALIP GİTMEMEK İÇİN
- UNUTABİLMEK ile/değil BİLGELEŞME
- UNUTKAN/LIK/TAN ile/ve/değil BEZMİŞ/LİK/TEN
- UNUTMA ile/ve/||/<> BUNAMA/ATEH[Ar.]/DEMANS[Fr., İng. < DEMENTIA] ile/ve/||/<> ALZHEIMER
( Alzheimer tanısı için aşağıdakilerden en az ikisi tanılanmış ve "önemli ölçüde dikkate alınmalıdır".
- Zayıf bellek
- İletişim ve dil zorluğu
- Odaklanmada ve dikkatini vermede güçlük
- Hatalı muhakeme ve yargı
- Bozulmuş görsel algı )
( Alzheimer, genel olarak üç evreye ayrılır:
1. Unutkanlık, bildiği yerleri tanıyamama, bazı sözcükleri bulamama, işine ve hobilerine karşı ilgisini yitirme gibi erken belirtiler verir ve genellikle hasta olduğunu kabul etmek istemez.
2. Bellek kaybı belirginleşir. Yakınlarının adını unutabilir. Yolunu kaybedebilir. Konuşma bozukluğu artar. Yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerinde yardıma gereksinim duyabilir ve bazı hayaller görebilir.
3. Artık aile üyelerini tanımayabilir, yemek yemede ve yürümede güçlükler başlar, sidik ve dışkısını tutamayabilir ve ciddi davranış bozuklukları görülebilir.
Alzheimer hastalığı, yaklaşık 5-8 yıllık bir ilerleme süreci içinde hastayı yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma getirir. )
(
Unutma eğrisi ve aralık etkisinin keşfi ile tanınan, deneysel bellek çalışmalarına öncülük eden psikolog Hermann Ebbinghaus (1850–1909), öğrenme eğrisini tanımlayan ilk kişidir. Unutma eğrisinin grafiği, kişilerin "öğrenileni" tekrar etmezse yeni öğrendiği bilgilerin, günler içinde nasıl azaldığını gösterir. )
( ... İLE/VE/||/<> Bellek, düşünme ve toplumsal yeteneklerde bozulma. İLE/VE/||/<> Beyinde plak ve düğüm oluşumu ile bellek kaybı ve bilişsel gerileme. | Demansın en yaygın nedeni olan ve ilerleyici bellek kaybı ile ilişkili bir sayrılık. )
- UNUTMAK/UNUTABİLMEK ile/ve/<> BIRAKMAK/BIRAKABİLMEK
( Unutmamak, bir anlamda putperestliktir. )
( LETE: Unutma yudumu. )
( Ledün ilmi, bilineni unutma ilmidir. )
( Olursak olacağız. Evvelinin evveli, ahirinin ahiri yok. Bu kadar yaş yaşadık, ne anladık? İstikbal dersen, bir saniye ilerisinden haberimiz yok, hepsi rüya. İyisi mi, hepsini unut! )
( Huzur, rahatlıktadır. Rahatlık ise unutmakla olur. )
- UNUTMAK ile/değil "BASTIRMAK" ile/değil GÖZ ARDI ETMEK
- UNUTMAK ile "BİLİYORUM" SANMAK
( TO FORGET vs. TO SUPPOSE "KNOW" )
- UNUTMAK ile BİLMEMEK
( TO FORGET vs. NOT TO KNOW )
- UNUTMAK ile BOŞLAMAK/İHMAL[Ar.]
( TO FORGET vs. NEGLIGENCE )
- UNUTUYORUM değil/yerine BAZEN ANIMSAYAMIYORUM
- UPANİŞAD ile/ve BHAGAVAD GITA ile/ve DHAMMAPADA
( Aydınlanma yolu. İLE/VE Sevgi yolu. İLE/VE Gerçeğe giden yol, aydınlanma yolu, yaşam yolu. )
- UPANİŞADLAR ile/ve BRAHMANİZM(VAYSYA)
( Upanişadlar'ın Brahmanizm'den farkı, inanç ve mistik pratikler yerine, Düşünce'yi önermesidir. )
( Upanişadlar(M.Ö. VII. yy.)(Kutsal Vahiy) kurumlaşmış Brahmanizm'e yeni yaklaşımlar getiren yorumları içermektedir. Brahmanlar bir inanç değil, bir akıl ilkesi olarak ele alınmıştır. )
- UR ile/ve/||/<> BALONLAŞMA/ANEVRİZMA[Fr. < Yun. < ANEVRISME]
( ... İLE Bir atardamarın, bir bölgesinde oluşan gevşemeye bağlı ur biçimindeki genişleme. )
- ÜROGRAFİ/UROGRAPHY[İng.] değil/yerine/= BOŞALTIM SİSTEMİ GÖRÜNTÜLEMESİ
- US/AKIL ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM
( [not] RATIO vs./and/but/||/<>/< CONTEXT )
- US/AKIL ile/ve/||/<>/> BİLİM/İLİM
- US :/yerine BİZ
- US :/yerine BİZ
- USTALIK ile/ve BECERİ
( PROFICIENCY vs./and SKILL )
- USTA/LIK ile/ve BİLGE/LİK
- ÜSTÜNLÜK ile/değil/yerine BÜTÜNLÜK
( )
- UTANÇ:
BENCİL OLMAK ile/değil/ne yazık ki BENCİL GÖRÜNMEK
( [ne yazık ki] Kişiler, bencil olmaktan değil "bencil görünmek"ten utanır. )
- UYARMAK ile/ve/değil/yerine BİLGİLENDİRMEK
- UYGARLIK ve/<> BİREYSEL FEDÂKÂRLIK
- UYGUNLUK ile/ve/||/<> BECERİ
( LİYÂKAT ile/ve/||/<> MEZİYET )
- UYKUDAN) UYANMAK ile/ve/<>/< BİLMEK
( Göz ile değil! İLE/VE/<> Söz ile değil! )
- UYLUK/OYLUK ile/ve BALDIR/İNCİK/SÂK[Ar.]
( Kalçadan dize kadar olan bölüm. İLE/VE Dizle ayak bileği arasındaki bölümün arkasındaki bölüm. )
( AZM-İ FAHZ ile/ve AZM-İ KASABA )
( THIGH vs./and CALF, SHANK/SHIN
[Alm..] OBERSCHENKEL mit/und WADE )
( CUISSE avec/et MOLLET )
( MUSLO con/y PANTORRILLA )
( COSCIA con/e POLPACCIO )
- UYUM ve/<> BOŞLUK/ARA
- UZAK DURULMASI GEREKEN KİŞİLER:
"HEP HAKLILAR" ve/||/<> "HERŞEYE, SÜREKLİ İTİRAZ EDENLER" ve/||/<> "SADECE BEN" DİYENLER ve/||/<> BAŞKALARINI DEĞERSİZ GÖRENLER ve/||/<> ÇIKARCILAR ve/||/<> İSTEDİĞİ OLMADIĞINDA TUTUM DEĞİŞTİRENLER ve/||/<> ARAMADIĞIN SÜRECE ARAMAYANLAR ve/||/<> İŞİ DÜŞMEDİKÇE TANIMAYANLAR ve/||/<> İŞİ BİTTİĞİNDE, YANINDA DURMAYANLAR
- UZAK ile BÜYÜK
( FAR/DISTANT vs. BIG )