B ile başlayan FaRkLaR
KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)
itibarı ile 21.694 başlık/FaRk ile birlikte,
21.694 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
Kılavuz içinde sözcük Ara/Bul...
(27/88)
- ELEKTRİK[: TUTMAK] değil/yerine/= ÇINGI/ÇAKILGAN/YALDIRIK/SEYYÂRE-İ KEHRİBÂRİYE
- ELEKTRİK ile/||/<> MANYETİZMA
( Elektromanyetizma temelleri )
( André-Marie Ampère tarafından 1820 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1775-1836) (Ülke: Fransa) (Alan: Fizik, Matematik) (Önemli katkıları: Elektrodinamik, amper birimi) )
- ELEKTRİK ile/||/<> PİL
( İlk elektrik pili (Volta pili) )
( Alessandro Volta tarafından 1800 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1745-1827) (Ülke: İtalya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Elektrik pili, volt birimi) )
- ELEKTRİKLİ ÜRÜNLERİN KABLOLARINI:
PRİZE TAKTIKTAN SONRA AYGITA BAĞLAMAK değil ÖNCE AYGITA KABLOSUNU TAKIP SONRA PRİZE TAKMAK
- ELEKTRO-EĞİRME ile/||/<> ERİYİK ÜFLEME
( Elektro yüksek voltaj, eriyik sıcak hava. )
( Formül: Çözelti İLE eriyik )
- ELEKTRO-FENTON PROSESİ ile/||/<> FOTO-FENTON PROSESİ
( Elektro-Fenton prosesi elektrolizle H₂O₂ üretirken İLE foto-Fenton prosesi UV ışığıyla Fe²⁺ rejenerasyonu yapar )
( Formül: In-situ H₂O₂ )
- ELEKTRO-ORGANO-KATALİZ ile/||/<> FOTO-ORGANO-KATALİZ
( Elektro-organo-kataliz elektrik ve organik katalizör birleştirirken İLE foto-organo-kataliz ışık ve organik katalizör birleştirir )
( Formül: Redox kataliz )
- ELEKTROAKTİF ile/||/<> ELEKTROKİMYASAL İNAKTİF
( Elektroaktif redoks verir Fe²⁺/³⁺, inaktif vermez Na⁺. )
( Formül: Faradayik İLE kapasitif )
- ELEKTROANALİTİK KİMYA ile/||/<> SPEKTROANALİTİK KİMYA
( Elektroanalitik kimya elektriksel özelliklerle analiz yaparken İLE spektroanalitik kimya elektromanyetik spektrum kullanır )
( Formül: Voltametri )
- ELEKTROFİL İLE NÜKLEOFİL İLE RADİKAL ile/||/<> REAKTİF TÜRLER
( Organik reaksiyonlarda rol alan reaktif parçacıklar. )
( Formül: Nu:⁻ + E⁺ → Nu-E )
- ELEKTROFİL ile/||/<> NÜKLEOFİL
( Elektrofil elektron sever İLE nükleofil elektron verir )
( Formül: H⁺ İLE OH⁻ )
- ELEKTROFOREZ İLE SPEKTROSKOPİ İLE MİKROSKOPİ ile/||/<> BİYOFİZİK TEKNİKLER
( Biyolojik sistemleri inceleyen fiziksel yöntemler. )
( Formül: v = μE (elektroforez) )
- ELEKTROFOREZ ile/||/<> KROMATOGRAFİ
( Elektroforez elektrik alanı İLE kromatografi çözücü akışı. )
( Formül: Electric İLE solvent separation )
- ELEKTROKATALİZ ile/||/<> FOTOELEKTROKİMYA
( Elektrokataliz aktivasyon düşürme, foto ışık uyarım. )
( Formül: Pt/C İLE TiO₂ )
- ELEKTROKATALİZÖR ile/||/<> FOTOKATALİZÖR
( Elektrokatalizör elektrik ile reaksiyonu hızlandırırken İLE fotokatalizör ışık enerjisi kullanır )
( Formül: E° = E°(katot) - E°(anot) )
- ELEKTROKİMYA ile/||/<> PİL
( Kuru pil öncüsü elektrokimyasal pil )
( Johann Wilhelm Ritter tarafından 1802 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1776-1810) (Ülke: Almanya) (Alan: Fizik) (Önemli katkıları: Ultraviyole ışınların keşfi) )
- ELEKTROKİMYASAL BİOSENSÖR ile/||/<> OPTİK BİOSENSÖR
( Elektrokimyasal biosensör elektrik sinyali ölçerken İLE optik biosensör ışık değişimini ölçer )
( Formül: Glikoz sensörü )
- ELEKTROKİMYASAL DEPOLAMA ile/||/<> ELEKTROSTATİK DEPOLAMA
( Elektrokimyasal depolama redoks reaksiyonuyla enerji depolarken İLE elektrostatik depolama elektrik alanında yük biriktirir )
( Formül: Li-ion batarya )
- ELEKTROLİT ile/ve/||/<> MOLALİTE
( Sulu çözeltilerde iyonlarına ayrışabilen nesne. İLE/VE/||/<> Çözeltideki mol sayısını belirten bir yoğunlaşma birimi. )
( vs./and/||/<>/and MOLALITY )
- ELEKTROLİT ile/||/<> NON-ELEKTROLİT
( Elektrolitler suda çözünürken iyonlaşır İLE non-elektrolitler iyonlaşmaz )
( Arrhenius tarafından 1887 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1859-1927) (Ülke: İsveç) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Elektrolit teorisi, Arrhenius denklemi) (Nobel: 1903) )
- ELEKTROLİT ile/||/<> NONELEKTROLİT
( Elektrolit iyon oluşturur İLE nonelektrolit oluşturmaz )
( Formül: İletken İLE yalıtkan )
- ELEKTROLUMİNESCENS ile/||/<> FOSFORESCENS
( Elektroluminescens elektrik ile ışık üretimken İLE fosforescens ışık absorbsiyonu sonrası yavaş emisyondur )
( Formül: OLED teknolojisi )
- ELEKTRON ile/||/<> DALGA
( Elektronların dalga özelliği gösterdiğinin deneysel kanıtı. Kristallerden elektron kırınımı gözlemlendi. )
( George Paget Thomson tarafından 1927 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1975) (Ülke: İngiltere) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Elektron kırınımı keşfi, dalga-parçacık ikiliğinin deneysel kanıtı) (Nobel: 1937) )
- ELEKTRON ile İZOTOP
( AYRIM EŞİĞİ )
( J.J. THOMSON - 1897
[Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir.] )
( ELECTRON vs. ISOTOPE )
- ELEKTRON ile/||/<> KIRINIM
( Elektronların kristal örgülerinden kırınıma uğraması İLE dalga karakterinin göstergesi. )
( George Paget Thomson tarafından 1927 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1892-1975) (Ülke: İngiltere) (Alan: fizik) (Önemli katkıları: Elektron kırınımı keşfi, dalga-parçacık ikiliğinin deneysel kanıtı) (Nobel: 1937) )
- ELEKTRON ile POZİTRON
( Negatif yüklü parçacık. İLE Pozitif yüklü parçacık. )
- ELEKTRON ile PROTON
( Negatif yüklü temel parçacık. İLE Pozitif yüklü temel parçacık. )
( ELECTRON vs. PROTON )
- ELEKTRONEGATİFLİK ile/||/<> ELEKTROPOZİTİFLİK
( Elektronegatiflik elektron çekme İLE elektropozitiflik elektron verme eğilimi )
( Formül: χ_Pauling İLE χ_A - χ_B = 0.208√(E_AB - √(E_AA·E_BB)) )
( Wolfgang Pauli tarafından 1932 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1901-1994) (Ülke: ABD) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Kimyasal bağ teorisi, protein yapısı) (Nobel: 1954) )
- ELEKTROSTATİK STABİLİZASYON ile/||/<> STERİK STABİLİZASYON
( Elektrostatik yük itme DLVO, sterik polimer engel. )
( Formül: ζ-potansiyel İLE polimer )
- ELEKTROSTATİK ile/||/<> ELEKTRODİNAMİK (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Elektrostatik durgun, elektrodinamik hareketli yükleri inceler )
( Formül: Durgun İLE hareketli )
- ELEKTRO-ZAYIF ETKİLEŞİM:
ELEKTROMANYETİK ETKİLEŞİM ve/+/||/<> ZAYIF ETKİLEŞİM
- ELEMENT İLE BİLEŞİK İLE KARIŞIM ile/||/<> MADDE SINIFLANDIRMASI
( Temel madde türleri. )
( Formül: H₂O bileşik İLE hava karışım )
- ELEMENT ile/||/<> BİLEŞİK
( Element tek tür atomdan İLE bileşik farklı atomlardan oluşur )
( Formül: O₂ (element) İLE H₂O (bileşik) )
- ELEMENT ile/||/<> TAHMİN
( Bilinmeyen elementlerin özelliklerini tahmin )
( Dmitri Mendeleev tarafından 1871 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1834-1907) (Ülke: Rusya) (Alan: Kimya) (Önemli katkıları: Periyodik tablo) )
- FELSEFE:
ELEŞTİREL ile/ve/<> YARATICI ile/ve/<> ETKİN
- YAKLAŞIM/YORUM:
ELEŞTİREL ile/değil/yerine/>< ENTELLEKTÜEL
- ELEŞTİRİ:
REDDETMEK değil/yerine/>< GÖZDEN GEÇİRMEK
- ELEŞTİRİ/TENKİD:
OLUMSUZ/MENFÎ ile/değil/yerine/>< OLUMLU/MÜSPET
- ELEŞTİRİ/TENKİD ile/ve/||/<> MİHENK/MİHENGE/ÖLÇÜYE (BAŞ)VURMAK
- ELEŞTİRİ ile/ve/= BİLİNÇ/SİZLİK / ŞUUR/SUZLUK
( CONSCIOUSNESS vs./and/= CRITIQUE )
- ELEŞTİRİ ile/ve/<>/> ÇOĞALMA
( Eleştiril(e)meyen şey, çoğal(a)maz. )
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/<>/> DAYANIŞMA
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEĞİNİ
- ELEŞTİRİ ve DEVİNİM/DİNAMİK
( CRITIQUE and DYNAMICS )
- ELEŞTİRİ ile/ve/> DİKKAT ÇEKMEK ile/ve/> ABARTMAK
- ELEŞTİRİ ile "DİL UZATMA"
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/ne yazık ki/< DIŞLAMA
- ELEŞTİRİ ile/ve ELEME
( CRITIQUE vs./and ELIMINATION )
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<> ETKİ
( [not] CRITICISM vs./and/||/<>/but/< EFFECT
EFFECT instead of CRITICISM )
- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine/< GERİBİLDİRİM
- ELEŞTİRİ ile/ve KATKI
( CRITIQUE vs./and CONTRIBUTION )
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLUMLU/OLUMSUZ TESPİT
- ELEŞTİRİ ile REDDETME
( CRITIQUE vs. REJECTION )
- ELEŞTİRİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> TARTIŞMA
( vs./and/||/<>/and/but/< DISCUSSION
DISCUSSION instead of CRITICISM )
- ELEŞTİRİ/LER ile ÖVGÜ/LER
( Olgun birini dost edinmek istersek... İLE "Bilgisiz birini dost edinmek istersek..." )
( Kurtuluş. İLE Yok olma, etme/edilme. )
- ELEŞTİRİYİ "SAĞLAMAK/SAĞLAYAN" değil ELEŞTİRİYE NEDEN OLMAK/OLAN
- ELEŞTİRMEK ÜZERE BİLGİ TOPLAMAK/CIMBIZLAMAK ile/değil/>< (TAM/DOĞRU/SAMİMİ) DİNLEMEK
- ELGÜN, NAKİYE (RUMELİFENERİ/SARIYER; 1880 - 1964) :
( Türkiye'nin en eski eğitimcilerinden biridir. Kız Muallim Mektebini bitirdi ve bu mektepte edebiyat öğretmenliği yaptı. II. Meşrutiyet'ten sonra Fevziye Lisesinde Müdür oldu ve Cumhuriyet kurulana kadar görev yaptı. İzmir'in işgali üzerine, ülkenin değişik yerlerinde başlayan hareketlere destek verdi. İstanbul'daki mitinglere katıldı ve konuşmalar yaptı. Sultanahmet mitinginde kadınları da erkeklerle beraber milli mücadeleye katılmaya çağırdı. Muallimler Cemiyeti Başkanlığı yaptı. Cumhuriyetin kurulmasını takiben Türk Ocağı, halkevi, Kızılay ve Türk Hava Kurumuna üye oldu. Bir süre İstanbul Kız Lisesi Müdürlüğünde bulundu. 1930'da İstanbul Şehir Meclisine üye olarak seçildi. Daimi Encümen Üyesi olarak 5 yıl görev yaptıktan sonra V. VI. Ve VII. Dönem Erzurum milletvekili olarak TBMM de bulundu. )
- ELİBBÂ[Ar. < LEBÎB] ile ELİFBÂ/ELİFBE[Ar.]
( Akıllı, olgun, kâmil kişiler. İLE 33 harften oluşan Osmanlı abecesi. | Bir şeyin başlangıcı. | Bir örgü motifi. )
- ELİÇİN, GÖKHAN PROF. DR. (KARS, 1935) :
( 1954 lise, 1959'da İ.Ü. Orman Fakültesinden Orman Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. 1959 - 1963 yılları arasında askerlik görevini yaptı ve Orman İşletme Şefi olarak çalıştı. 1963 yılı içinde Almanya'da Goethe Enstitüsünde Almanca kurslarına katıldı ve aynı İ.Ü. Orman Fakültesi Orman Botaniği Kürsüsünde asistan oldu. 1966 - 1968 Paris ve Nancy'de konusu ile ilgili çalışmalar yaptı, 1969'da hazırladığı "Türkiye Sarıçamlarında Morfogenetik Araştırmalar" adlı tezi ile Doktor unvanını aldı. 1975'te "Türkiye Ardıç Taksonlarının Yayılışları ile Önemli Morfolojik ve Anatomik Özellikleri Üzerinde Araştırmalar" adlı çalışması ile Doçent unvanını aldı. 1982'de Profesörlüğe yükseltildi. 1988 - 1995 yılları arasında İ.Ü. Orman Fakültesi Dekan Yardımcılığı görevini üstlendi. 2002'de yaş haddinden emekli oldu. )
- ELICIT vs. ILLICIT
- ELİF ile/||/<> LÜTFEN
- |(ELİF) ile ÖTEKİ HARFLER
( Harflerle birleşmez. İLE ... )
( Harfleri okutur. İLE ... )
- ELİMİNE[Fr.] (ETMEK) ile A LIMINE[Lat.]
( Elemek, ayıklamak. İLE Eşikten doğru. | Önyargıyla, kestirmeden. | Konunun/sorunun özüne, işin aslına bakmaksızın. )
- ELİMİZDEN GELDİĞİ KADAR ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DİLİMİZİN DÖNDÜĞÜ KADAR
- ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN
( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )
- ELİNİ ETEĞİNİ (ÇEKMEK) -ile
- ELİNİ/AYAĞINI/BAŞINI KIR fakat GÖNÜL KIRMA!
- ELİNİ ÖP(TÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK
- ELİNLE ve/> DİLİNLE ile/ve/||/<>/> SENİNLE
( Ne yaparsan elinle, o gelir seninle... )
- ELİPS ile/||/<> HİPERBOL
( Elips odak uzaklıkları toplamı sabit İLE hiperbol odak uzaklıkları farkı sabit )
( Formül: x²/a² + y²/b² = 1 (elips) İLE x²/a² - y²/b² = 1 (hiperbol) )
- ELİPSOİD ile/||/<> DENGE
( Dönen elipsoidlerin dengesi )
( Colin Maclaurin tarafından 1740 yılında keşfedildi/formüle edildi. (1698-1746) (Ülke: İskoçya) (Alan: Matematik) (Önemli katkıları: Maclaurin serisi) )
- el-Kânûn fi't-Tıbb ve/||/<>/< İbni Sinâ
( Su, yiyecek ve içeceklerin bir kısmı olarak alınan yegâne doğa elementidir. O, besin olarak alınmaz,
fakat besin maddesine özel yapı kazandırır ve onun emilmesinde yardımcı olur. O, besleyici değildir;
gövde örgenlerinin değil, ancak kanın biçimlenebilmesine yardımcı olan bir maddedir.
Bir bileşik içinde biçimlenmediği takdirde, su gibi bir cevherin kan gibi bir şey yapması olanaklı
değildir. Şüphesiz ki su, besini sıvı hale getirmek ve onu kan damarları ve gövdenin öbür dar
kanallarının emmesi ve onu nakletmesine uygun inceliği ona vermekle kendi görevini yapar. Suyun bu rolü,
beslenme rolünden hiçbir biçimde daha az önemli değildir. Suyun çeşitli tipleri vardır. Bununla birlikte,
bu çeşitli suların kendine özgü doğası farklıdır demek değildir. Onların karışımlarının tipleri ve kendi
özel niteliklerinin fazlalığında fark vardır. En iyi su tipi saf ve anormal durum ve niteliklerden
arınmış olan toprak üzerine yerleşmiş kaynaklardan gelen ve kayalık yerlerden çıkan ve böylece, saf
topraktan gelen su kadar kolayca kokuşmayan sudur.
Ancak, saf topraktan kaynaklanan su, kayalık yerden gelen sudan daha iyidir. Sadece Güneş ve havaya
maruz kalmış olan kaynaklar ve özellikle akan sular gerçekten en iyisidir. Durgun kaynaklardan gelen su
havayla temas edince bozulur. Bundan dolayı, böyle kaynakların derinde ve kapalı kuyularda olması daha
iyi olur. Alelâde toprak üzerinde akan su, kayalık yerlerden akan sudan iyi ve daha temizdir. Çünkü
alelâde toprak, pislikleri kayalık yerlerden daha iyi süzer. Bu toprak şüphesiz gerçekten temiz
olmalıdır ve de azotlu ve çamurlu olmamalıdır. İyi suyun öteki karakteristikleri, derinden alınması,
çıkışının hızlı olması ve onun akış yönünün Güneş'e doğru, yani doğuya doğru olması ve özellikle de
yaz-doğusuna doğru olması gerekir. Böyle suların kaynağın biraz uzağında alınması gerekir.
Öteki en iyi su, kuzeye doğru akan sudur. Güneye ve doğuya doğru akan su, iyi nitelikte değildir ve
özellikle, o güney rüzgârlarına açıksa, iyi nitelikte değildir. Sağlıklı olmayan su, eğer belli bir
yükseklikten damlarsa, nispeten su daha iyi hale gelir.
İyi Suyun Özellikleri
İyi su, şu niteliklere sahiptir:
1. Onun karakteristik bir "tatlı" lezzeti vardır;
2. Hatta biraz alkolün zehirleyici etkisini azaltma özelliği taşır;
3. Hafiftir;
4. Nadir bulunur ve kolayca ısınır, kolayca soğur;
5. Kışın kolayca serinler, soğur; yazın kolayca ısınır;
6. Başkaca hiç bir lezzeti yoktur ve kokusuzdur;
7. Midede uzun süre kalmaz;
8. Pişirmesi kolay ve çabuk olur.
Suyun İncelenmesi
Suyun niteliğini tayin eden mükemmel bir yöntem onun ağırlığını ölçmektir. Hafif olan su,
genellikle mükemmel bir sudur. Bundan dolayı, su şöyle incelenebilir:
a. Mikyal: Mahiyeti bilinmeyen suyun aynı miktarda bilinen suyun ağırlığı ile ölçülmesi.
İki sudan daha hafif olanı, o sulardan daha iyi olanıdır.
b. Bilinen ve bilinmeyen suyun içine aynı miktarda keten ya da pamuklu parçası sokup, onları ıslatmak.
Sonradan, iki sudan çıkarılan kumaş parçaları tamamen kurutulur ve birbirine nispetle ağırlıkları
tespit edilir. Daha ağır olan, iki sudan daha iyi olandır.
Suyun Temizlenmesi
Su distilasyonla ya da tortusundan ayırmak için süzülerek saflaştırılır. Bu yöntemler, uygun değilse,
uygulanamıyorsa, kaynatma yoluyla su saflaştırılabilir. Bu konuya daha iyi bilenlere göre, kaynamış su
daha az şişkinlik yapar ve gövdeden daha çabuk geçip, dışarı atılır. Bazı cahil hekimler, kaynamış su
içmenin hiç bir yararı olmadığını düşünürler ve kaynatmanın suyun daha hafif kısmını buharlaştırdığını
ve arkada daha ağır olan kısmın kaldığını iddia ederler. Suyun bir element olduğu ve bir bileşik
olmadığı akıldan çıkarılmamalıdır. O, aynı doğada ve eşit ağırlık ve yoğunluktaki parçacıklardan meydana
gelir. Eğer su yoğun hale gelirse, bu ya fazla soğuktan ya da suyun yoğunluğuyla gösterdiği direnci
yenmekle başarılı olmayan az miktarda fevkalâde küçük toprak parçacıklarının ona karışması ve böylece
bir tortu olarak aşağıya inmemesinden dolayıdır.
Bu açıklamadan anlaşılacağı gibi, kaynama;
a. Aşağı derecelere göre yoğunluğu azaltarak,
b. Karışmış parçacıklarının çökelmesiyle, suyu hafifletir.
Bu tümcenin doğru olduğunu gösteren delil, uzun zaman için bile olsa, kendi haline bırakılan bulanık
suyun, pek önemli tortu vermemesidir fakat o kaynağında çok miktarda tortu verir ve hafif ve içindeki
partiküllerden arınmıştır. Ceyhun gibi nehirler ve maalesef onun kaynağından alınan su, bulanık ve
çamurludur, fakat bir kuyuda bekletilirse, o temiz hale gelir; herhangi bir tortu bırakmaz. Bazı
insanlar, Nil Nehri'ne dua ederler, çünkü;
a. Onun uzun yolu vardır;
b. O nispeten daha temiz topraklara doğru seyreder;
c. Onu hafif yapan akışının kuzeye doğru akışıdır;
d. Ancak, birçok nehir gibi o da çok derin olma özelliğine de sahiptir.
Eğer kirli su, yeni bir kap içinde sürekli bırakılırsa, muntazam bir biçimde taze bir tortu bırakır.
Bununla birlikte, bu suyun uzun zaman bırakıldığında bile tamamen temizlenmez. Bunun nedeni,
parçacıklarının ince, hafif ve yoğunluktan yoksul olan sıvıdan ve yoğun olan sıvıdan zorlukla
ayrılmasıdır. Şüphesiz, kaynatma, suyu her durumda hafifletir; çalkalama ve sallama suyu arıtmanın
başka bir yöntemidir.
Kar ve Buz
Eğer, onlar saf ve kirden yoksunsa, eritilebilir ve su eklenebilir ya da kalıplarla soğutmakta kullanılır.
Bu su, genellikle yoğundur ve böylece baş ağrısından mustarip olanlar zararlıdır. Aslında kaynatma bu
kusuru ortadan kaldırır. Kirli sudan yapılmış buz ve yerden toplanmış kar, soğutma kalıpları olarak
kullanılabilir.
Soğuk Su
Kararınca içilen soğuk su, sağlıklı kişiler için iyidir. Ancak, o sinirleri harap eder ve karnın iltihaplı durumlarında köyü etki yaratır.
Sıcak Su
Sindirimi bozar; iştihayı keser ve susuzluğu gidermez; sık sık içildiğinde, o ascites phthisis'e zemin
hazırlar ve gövdenin harap olmasına neden olur. Sıcak su bulantı yapar, fakat boş mideyle yudumlanan
sıcak su mideyi temizler ve laksatif gibi hareket eder. Eğer sıcak su çok sık kullanılırsa, sindirimi
zayıflatır. Bazen sıcak su kolikteki yeli dağıttığından çok yararlıdır. Ilık su, sarada, melankolide,
soğuktan ortaya çıkan baş ağrısında ve göğüs hastalıkları ve incinmelerinde yararlıdır. O, diuretiktir
ve mensturasyonu kolaylaştırır. O, aynı zamanda ağrı gidericidir.
Tuzlu Su
Deriyi inceltir ve kurutur. Rahatsız edici olarak diyareye neden olur, fakat kalıtsal kuruluğundan
dolayı daha sonra peklik yapar; kanı rahatsız ederek, kaşıntı ve uyuza neden olur.
Bulanık Su
Taş gelişmesini teşvik eder, tıkanıklığın olası bir nedenidir. Böylece, sistemi temizlemek için, daha
sonra bir diuretik alınmalıdır. Diyareden mustarip olanlar, ancak, aşağı doğru inişi yavaş olan ve
alıkoymaya uygun yoğun ve ağır olan öteki sularla birlikte bulanık sulardan da yararlanırlar.
Bulanık suları özellikle yağlar ve tatlılarla iyileştirmek olanaklıdır.
Amonyaklı Tuz İçeren Sular
Ağızdan alınsın ya da oturarak yapılan banyolarda ya da şırıngalarda kullanılsın, amonyak tuzu içeren
tuzlar laksatif olarak hareket ederler. Şap içeren sular memorrhagi(normalden fazla adet kanaması),
haematemesis(kan kusma) ve kanayan basurlara yararlıdır, fakat hummalara uygun zemin hazırlar. Demir
içeren sular dalağın büyümesini yavaşlatır, eşeysel tonik olarak hareket eder. Bakır içeren sular,
mizaç düzensizliklerinde yararlı bir etkiye sahiptir.
Suların iyi ve kötü tipleri birbirine karıştırılırsa, daha çok miktarda olan en etkilidir.
Gövdedeki su oranı yaşa, cinsiyete, şişmanlık ve zayıflık gibi çeşitli durumlara göre değişir. Yetişkinlerin gövde ağırlığının %50-65 kadarı sudur. Bebeklerde su oranı çok daha yüksektir; büyüdükçe bu oran düşer. Su oranı; şişman kimselerde yağ oranı yüksek olduğundan düşük; zayıf ve kasları gelişmiş kimselerde ise yüksektir. Gövde suyu sürekli yenilenir. Fazla su kaybına dayanılamaz. Gövdeden su kaybının karşılanması yaşam için bir zorunluluktur.
Suyun Gövdede Dağılımı
Su, canlıların yaşamının sürmesi için alınması zorunlu olan bir maddedir. Her canlının yapısında su bulunur. Canlıdaki su miktarı, canlının çeşidine, yapısına ve kısımlarına göre değişir.
İnsan gövdesinde en çok miktarda bulunan madde sudur. Su, gövdenin her yanına dağılmıştır. Organ ve dokuya göre su miktarı değişir. Su oranı; kas, karaciğer ve böbrek gibi organlarda yüksek, kemik ve dişlerde ise düşüktür. Gövdedeki suyun içinde çok çeşitli maddeler bulunur. Gerekli maddelerin taşınması, kullanılması ve gövdeden atılması gibi çok yönlü yaşamsal olay, suyun yardımıyla gerçekleşir. Gövdedeki suyu belirtmek için, gövde suyu yerine gövde sıvıları demek daha uygundur.
Gövde sıvısının %55-65'i hücre içinde, %35-45'i de hücre dışındadır. Hücredışı sıvılarının başlıcalarını kanın plazması, hücrelerarası boşlukları dolduran sıvı ve lenf oluşturur. Tükürük bezlerinin salgısı; safra, pankreas özsuyu, sindirim sistemindeki bezlerin salgıları da hücre dışı sıvısı sayılır. Hücre içi ve hücre dışı sıvıları hacim, yoğunluk ve başka yönlerden dengede tutulur. Bu dengenin sağlanmasında değişik sistemler ve organlar görev alır.
SU GEREKSİNİMİ
Suyun Gövdedeki Görevleri
Su iyi bir eritkendir. İçinde çok sayıda madde eriyebilir. Hücrenin sitoplazmasında hemen hemen tüm maddeler değişik derecelerde suda erimiş olarak bulunur. Hücre dıı sıvılarında da çok çeşitli maddeler su içinde erimiş durumdadır. Bu ve başka özellikleri nedeniyle su; besinlerin gövdeye alınması, sindirilmesi, besin öğelerinin emilmesi, hücrelere taşınması ve metabolizmasında görev yapar. Su, tepkimelerin oluşabileceği sıvı bir ortam hazırlar. Hücre çalışması su ve içinde çözünmüş maddelerle sürdürülür.
Metabolizma sonucu oluşan artık ürünlerin, zararlı maddelerin akciğerlere be böbreklere taşınarak gövdeden atılmasını da su sağlar.
Su, gövde sıcaklığının normal düzeyde ve iç sıcaklığının da dengelenmesinde görev yapar. Suyun buharlaşması için önemli miktarda ısı harcandığından, su buharlaşınca gövdeden ısı kaybı olur. Böylece gövde sıcaklığı normal derecede tutulmaya çalışılır. Su; akciğer ve deri yoluyla buharlaşır, terle de su kaybı olur.
Gövdeden Su Kaybı
Gövdeden sürekli su kaybı olur; bu kaybın karşılanarak su dengesinin sağlanması yaşamın sürmesi için zorunludur. Gövdeden su kaybı böbrek, deri, ter, dışkı ve akciğer yoluyla olur. Tükürük, gözyaşı, sümük ve üreme yollarıyla, emziklilikte sütle de su kaybedilir. Günlük su kayıp miktarı, yaşa, çevre sıcaklığına, hastalıklara ve bireyin başka özelliklerine göre değişir.
1. Böbreklerle Su Kaybı: Normal durumda en çok su kaybı böbreklerle olur. İdrarın %95 kadarı sudur. Yetişkinlerde, idrarla günde 40 gr. dolayında artık madde dışarı atılır. İdrarla atılan maddeler; üre, ürik asit, amonyak gibi azotlu metabolik artıklar, potasyum, klor ve başka metabolizma artık ürüleridir. Bu ve benzeri maddelerden gövdenin kurtulması için böbreklerle zorunlu olarak 500-900 ml. kadar su atılır. Ancak, normal durumda idrarla su kaybı yetişkinlerde günde 1200-1500 ml. dolayındadır.
Böbrekler; öteki düzenleyici ve koruyucu sistemlerin yardımıyla, gövde sıvılarının bileşimini, hacimini normal sınırlarda tutar; zararlı, gereksiz ve fazla maddeleri dışarı atar, gerekli maddeleri de geri emer. Böbreklere günde 150 litre dolayında kan gelir. Bunun içindeki gerekli maddeler ve suyun büyük bir bölümü geri emilir. Böbrekler saklayıcı, düzenleyici ve yönetici görev yapar. Artık maddelerin dışarı atılmasını sağlayacak kadar su, bu maddelerle birlikte dışarı atılır. Bunu karşılayacak miktarde su alınmazsa, artık maddelerin atımı için gerekli olan su, gövde suyundan karşılanır. Bu durum gövde sıvılarının dengesini, dolayısıyla gövde çalışmasını bozar, hayatı tehlikeye sokar.
Fazla protein ve tuz böbreklerden su kaybını artırıcı etki gösterir. Çeşitli hastalıklarda idrar artabilir ya da azalabilir. Bu durum böbreklerin çalışmasıyla ilgilidir.
2. Bağırsakların Su Kaybı: Tükürük, mide özsuyu, safra, pankreas ve incebağırsak özsuyu ile sindirim kanalına salgılanan sıvı miktarı günde 5-8 litre kadar tutar. Bunun büyük bir bölümü geri emilir. Günde 100-300 ml. kadarı da dışkıyla dışarı atılır. İshal, bağırsak yoluyla su kaybını artırır.
3. Solunumla ve Deri Yoluyla Su Kaybı: Akciğerlerde ve deriden günlük su kaybı 600-1000 ml. arasında değişir. Bunun 300-400 ml. kadarı soluk verilen hava içindedir. Kalanı, deriden gözle görülmeyen buharlaşma biçiminde ve terle olur. Sıcak, soğuk, fiziksel etkinlik derecesi bu yolla su kaybını artırır. Çevrenin sıcak olması, ağır fiziksel etkinlikler ve ateşki hastalıklarda terle fazla su kaybedilir. Çok sıcakta ağır iş yapan kişilerde terle günde 5-12 litreye varan miktarda su kaybı olduğu bildirilmiştir.
Normal koşullarda, yetişkinlerin günlük toplam su kaybı 2500-2750 ml. dolayındadır. Bu miktar, aşırı terleme, kusma, sürgün, emziklilik ve hastalık gibi durumlarda çoğalır. Kaybı karşılayacak miktarde su alınırsa gövdede su dengesi sağlanır.
Su Gereksiniminin Karşılanması
Günde ortalama 2500 ml. kadar su kaybı olduğuna göre su dengesinin sağlanması için bu miktarda suyun gövdeye alınması gerekir. Suya gereksinim olduğunda, sağlıklı bireyler susarlar ve su alarak yetersizliği karşılarlar. Bebekler ve hastalar, suya gereksinim olsa bile susuzluk duymayabilirler. O nedenle, bu durumlarda ve su kaybının çok olduğu bozukluklarda bu kaybın karşılanması zorunludur.
Su gereksinimi; içeceklerle, suyla, sulu-katı besinlerle ve metabolizma sonucu oluşan suyla karşılanır. Besinlerin ve yemeklerin türüne göre içerdiği su miktarı değişiktir. Karpuz, protakal gibi meyvelerde, taze sebzelerde su oranı çok yüksektir. Taze sebze ve meyve, sulu yemekler yendiğinde, su gereksiniminin çoğu karşılanır. Koyu ve katı besinler yenildiğinde ise su çok içilir. Normal durumda, gereksinim kolayca karşılanır ve yetersizlik görülmez.
Besin öğelerinin hücrelerde oksitlenmesi sonucu gövdede az miktarda su oluşur. Bu iç kaynaklı suya metabolik su ya da metabolizma suyu denir. Metabolik su miktarı; diyette enerji veren besin öğelerinin çeşit ve miktarlarına, dolayısıyla gövdede oluşan enerji miktarına göre değişir. Yağ asitlerinin yapısında çok hidrojen bulunduğu için, su en çok bunların oksitlenmesiyle oluşur. 100 gr. yağ gövdede oksitlenince 107 gr. su oluşur. Bu değerle karbonhidratlar için 56-60 gr., proteinler için ise 34-40 gramdır. Gövdede üretilen 100 kalorilik (0,418 MJ.) enerji karşılığında 10-15 ml. dolayında su oluşur.
Gövdeye alınan suyun çoğu incebağırsakta, az olarak da kalınbağırsakta emilir ve gövde sıvılarına katılır. Hücre içinde oluşan metabolik su da gövde sıvılarına geçer. Gövdedeki su sürekli olarak yenilenir. Toplam gövde suyunun yaklaşık yarısının ortalama 10 gün içinde dışarıdan alınan suyla değiştiği ortaya konmuştur. Suyun gövdedeki devir hızı günde yetişkinlerde yaklaşık %6, bebek ve çocuklarda ise %15'e yakındır. Bu yüzden gövde büyüklüğüne göre, bebek ve çocukların su gereksinimleri yetişkinlerden daha fazladır. Enerji harcamasına göre, her kalori için yetişkinlerin ortalama 1.0 ml., bebeklerin ise 1.5 ml. kadar su alması gerekir.
Fazla protein, tuz, kusma, ishal, terleme, ateşli hastalıklar, sıcak çevrede çalışmak gibi durumlar su gereksinimini artırır. Sağlıklı kimselerin su gereksinimini karşılaması kolaydır. Bunu karşılarken, besin değeri olmayan kolalı içecekler, çay ve benzerleri yerine; taze meyve suları içmek daha besleyicidir. İçilen suyun temiz ve mikropsuz olmasına özen gösterilmelidir. Su temiz görünse ve berrak olsa bile mikroplu olabilir. Mikroplu sularla çok çeşitli hastalıklar bulaşır. Bunun için, şehir suları klorlanarak güvenilir duruma getirilir. Şehirde su şebekesine bağlı olmayan, klorlanmayan, kırsal bölgelerdeki suların mikroplu olabileceği unulmamalıdır. "Akan su kir tutmaz" sözüne inanılmamalıdır. Akan su da hastalık yapıcı organizmaları taşır. Ülkemizde ishal ve bağırsak asalakları gibi çeşitli hastalıkların çok yaygın oluşunun en önemli nedenlerinden biri, su ve çevre kirliliğidir. Kirli çevrede temiz su bulmak zordur. Uygar insan çevresini evi gibi temiz tutar. Mikroplu olduğundan kuşku duyulan ve klorlanmamış sular 10-15 dakika kaynatıldıktan ya da klorlandıktan sonra kullanılmalıdır.
Evlerde suyu klorlamak için kireç kaymağı kullanılabilir. Kireç kaymağından 2.5 yemek kaşığı kadar alınıp bir litre suda (4.5 su bardağı) eritilip iyice dinlendirilir. Üstte kalan klorlu sıvı kısım renkli şişeye konup ağzı kapatılır ve 10 gün süreyle kullanılır. Kirlilik derecesine göre suyun bir litesine 5-10 damla damlatılır, 30-40 dakika bekletildikten sonra içilebilir.
Gövde su yetersizliğine çok dayanıksızdır. Hastalıklar ve su kaybının çok olduğu durumlarda, zamanında su verilmezse hayat tehlikeye girer. Su eksikliği ya da gövde suyunun azalması durumunda(dehidratasyon), su ve elektrolitler gerektiği gibi karşılanmazsa gövde çalışması bozulur. Gövde suyunun %5 kadarının kaybına dayanılabilir, bu kayıp %10-15'e çıkınca, yaşamsal olaylarda ciddi bozukluklar başgösterir. Durum sürerse ölümle sonuçlanır. Bebekler, küçük çocuklar ve yaşlılar susuzluğa çok duyarlıdır. Sürgün ve kusma gibi su kaybının arttığı durumlarda gövde suyunun azalmaması için su, tuzlu ayran ve sulu besinler verilmelidir. Şiddetli sürgünde ise su ve elektrolit dengesi tehlikeli olarak bozulabilir. Bu durumdaki hastanın hekim denetimine alınması gerekir.
Su ve besin kaynaklaırnın kısıtlı olduğu kaza ve doğal afet gibi tehlikeli durumlarda suya öncelik verilmelidir. Su kıtsa; fiziksel etkinlik azaltılmalı, terleme önlenmeli, enerji orta derecede karşılanmalı, idrarla su kaybını azaltmak için protein ve tuz az alınmalıdır. Fazla tuzlu su ya da deniz suyu içilmesi de susuzluğu artırır; su ve elektrolit dengesini bozar ve öldürücü olur. Deniz kazalarında deniz suyu ile susuzluğu gidermeye çalışanların daha da susayarak susuzluktan öldükleri bilinmektedir.
Suya göre sodyumun çok alınarak gövde sıvılarında çok tutulması ödem(şişlik) denilen duruma yol açar. Hücre dışı sıvısında sodyum yoğunluğu ile geçişme basıncı artar, dengenin sağlanması için, hücre içi sıvısı hücre dışına geçmeye başlar. Bunun sonucu, hücre içi sıvısı azalırken hücre dışı sıvısı artar ve ödem oluşur. Bu tür ödem çeşitli hastalıklarda ve deniz suyu içilmesi gibi durumlarda, su ile elektrolit dengesinin bozulması sonucu oluşur.
Plazma proteinlerinin, özellikle albümin düzeyinin düşmesi de ödeme yol açar. Plazmada protein düzeyi düşünce ya da kılcal damarların geçirgenliği artınca, plazmanın hücrelerarası sıvıya geçişi de hızlanır. Bunun sonucu, plazmanın geçişme basıncı düşer, hücrelerarası sıvıya süzülen plazma tekrar geri dönemez ve yavaş yavaş hücreler arasında birikmeye başlar. Hücrelerarası sıvı haciminin artması sonucu, gövdenin her yerinde ya da yüz ve bacak gibi kısımlarında daha belirgin olan ödem oluşur. Ödemli yere parmakla basınca hemen düzelmeyen çukur iz bırakır.
Su Kaynakları
Toprağa yağmur yağınca su nehirlerde, göllerde, rezervuarlarda toplanır, bir kısmı da toprağa nüfus eder, öbür kısmı da bitkiler tarafından emilir ya da buhar olur. Su nehirlerden, göllerden ya da rezervuarlardan sağlandığında "yüzeyden sağlama" diye tanımlanır.
Genellikle büyük şehirler bu yüzey kaynaklardan yararlanırlar. Ufak kasabalar ve endüstri kuruluşları ise yeraltı kaynaklarından yararlanırlar.
Kamu tarafından kullanılacak suda şu karakteristikler önemle aranır:
- Hastalığa neden olabilecek hiçbir organizma bulunmamalıdır.
- Renksiz ve parlak bir görünümü olmalıdır.
- Tadının iyi, kokulardan yoksun ve tercihen serin olması gereklidir.
- Çürütücü ve yüzeyde tabakalar oluşturan nitelikte olmalıdır.
- Mantıklı bir yumuşaklığı olmalıdır.
- Demir ve manganez gibi minarellerden ve hidrojen sulfat gibi istenmeyen gazlardan arınmış olmalıdır.
- Bol olması ve sağlanma maliyetinin düşük olması gereklidir.
Suyun Gıda Endüstrisinde Kullanılma Amaçları
Suyun gıda endüstrisinde kullanılma nedenleri şöyle gruplanabilir.
- Yiyecek maddelerinin yıkanması, temizlenmesi için gereklidir.
- Yiyeceğin beyazlatma işleminde yiyecek maddesinin sıcak suya ya da buhara batırılması. Ayrıca yiyeceğin pastörize edilmesinden de su aracı olarak kullanılır.
- Çeşitli maddelerin pişirilmesinde aracı olarak kullanılır.
- Yiyeceğin üretilmesinde kullanılan materyalin temizlenmesinde deterjanla ya da başka karışımlarla birlikte kullanılır.
Suyun Temizlenmesi
Su bulutları terk ettiği zaman damıtılmış su kadar temizdir. Fakat toprağa erişene kadar havadaki yabancı materyali bünyesine alır ve mikroorganizmaların gelişmesi için yararlı ortamı yaratır.
Şiddetli bir yağmurdan sonra nehir suları çok çamurlu bir hal alır. Çünkü mikro-biol. yapısı yüksek olan erimemiş topraklar nehire karışır.
Bu suyun bir kısmı da toprağa nüfus eder ve toprak tabakalarından geçerken erimemiş toprak maddeleri ile organizmalardan arınır. Dolayısıyla toprak filtrasyon görevini görmüş olur. Öbür taraftan topraktan, suda eriyen minerallerden, kalsiyum manganez ve demir tuzlarını da bünyesine alır. Kimyevi maddeler suya sert bir nitelik kazandırır. Su toprağın altında çürümüş ve kokmuş organik maddelerle de temas eder ve hoş olmayan tad ve kokuları da yapısına katar.
Suyu doğanın kirletmesinin yanısıra bir de insanlar kirletir. Endüstri artıkları ve kanalizasyonun yüzeydeki sulara akıtılması ve suyun her türlü mikro-organizma ile kirlenmesini sağlar.
Yeraltı Su Kaynakları
Yeraltı su kaynağı genellikle kuyu suyu olarak düşünülür. Bu kaynaktan sağlanan suların yüzey kaynaklarından elde edilen sulara oranla şu avantajları vardır:
- Genellikle daha temiz olur.
- Daha az bakteri bulunur.
- Hep aynı kuyudan sağlanan suyun mineral yapısı değişmez.
- Yaz aylarında sürekli ve düşük ısı derecesine sahip olurlar.
25 metreden alınan su, alındığı bölgenin ısısından çok farklı olmaz. Eğer 25 metreden daha yüksekten su sağlanırsa ısı derecesi alındığı bölgenin ısısından yaz aylarında biraz daha sıcak ve kış aylarında da biraz daha soğuk olur. 25 metreden daha derinden elde edilen suyun ısı derecesi bölgenin ısısından çok daha yüksek olur. Isı her 30 metrede ortalama olarak 1 derece yükselir.
Yeraltı su kaynaklarının bazı olumsuz yönleri şöyle özetlenebilir:
- Geniş tüketici kitleleri için yetersizdir.
- Emniyetli ve sürekli bir kaynak olarak benimsenmiştir.
- Aynı bölgede bulunan yüzey sulardan daha fazla kalsiyum ve manganez karışımları bulunur.
- Hidrojen sulfat genellikle mevcuttur.
- Kuyu suyunun pompa ile yer yüzeyine çıkartma maliyeti yüzey kaynaklardan su pompalamaktan daha pahalıya mal olur.
- Aynı bölgede bulunan iki kuyudan elde edilen suyun mineral terkibi tamamen birbirinden ayrı olabilir. )
- ELLERİ YIKAMADA:
YEMEKTEN ÖNCE ve UYUMADAN ÖNCE
( ... VE Uyku/rüya sırasında -düşük de olsa- parmağınızı gözünüze değdirme olasılığından dolayı gözün mikrop kapmaması için uyumadan önce elleri temiz tutmakta yarar vardır! )
- ELLİPTİC COHOMOLOGY ile/||/<> ORDİNARY COHOMOLOGY
( Elliptic cohomology eliptik eğri yapısı taşıyan kohomolojiyken İLE ordinary cohomology standart kohomoloji kuramıdir )
( Formül: Elliptic spectrum )
- ELLİPTİC FUNCTİON ile/||/<> MODULAR FUNCTİON
( Elliptic çift periyodik, modular modüler grup. )
( Formül: Doubly periodic İLE modular group )
- 57.Cİ ALAY değil 57. ALAY
( Hem nokta koyup hem de -ci eki getirilmez! )
( )
- ELMA ile ARMUT[Fars. < EMRUD]
( Elmayı soy da ye, armudu say da ye.
[Elma, kabuğu soyularak, armut da aşırı gidilmeyerek, sayı ile yenilmelidir.] )
( Armudun önü, kirazın sonu. Armudu ilk çıktığı zaman, kirazı da biteceği zaman yemeli. )
( Her gün bir elma, doktor uzakta! )
( Elma, birçok uyarandan daha etkili bir uyku açıcıdır. )
( SİG: ELMA [Sevgilinin çenesi ve gabgabı sürekli elmayla betimlenir.] )
( Elmayı, ayışığı kızartır. )
( Gülgillerden, çiçekleri pembe ya da beyaz bir ağaç. | Bu ağacın kabuğu parlak, sert, kırmızı, sarı ve yeşil renkte, kokusu hoş, tadı ekşi ya da tatlı, dokusu gevrek, ufak çekirdekli meyvesi. İLE Gülgillerden, çiçekleri beyaz, Türkiye'nin her yerinde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu, yumuşak, ufak çekirdekli meyvesi. | Çok bön, çok aptal. )
( TÜFFÂH[çoğ. TEFÂFÎH] ile İCCÂS )
( APPLE vs. PEAR
ONE APPLE A DAY, KEEP DOCTOR AWAY! )
( PYRUS MALUS cum PIRUS COMMUNIS )
- ELMA ile FİLELMASI
( ... İLE Turunçgillerden, Hindistan'da yetişen bir ağaç. | Bu ağacın, yenilen meyvesi. )
( ... cum FERONIA ELEPHANTUM )
- ELMA ile/değil HÜNLAP
- ELMA ile İSVİÇRE ELMASI
- ELMA ile KAK
- ELMA ile KUBA ELMASI
- ELMA ile MİSKET (ELMASI)
( ... İLE Amasya ya da şeker elması. )
- ELMA/ALMA[Oğuz] ile/= ALMILA
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ELMAS, UĞURCAN (SARIYER, 1937 - 2005) :
( İş hayatına çocuk yaşta başladı. Sarıyer'deki Uğurcan Balık Restaurant ve Canlı Balık Gazinosunun İşletmeciliğini yaptı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem başkan olarak görev yaptı, Kulübün divan kurulu üyesiydi. )
- ELMAS, YAŞAR (RUMELİFENERİ, 1957) :
( Sarıyer altyapısından yetişti ve profesyonel kadroya alındı (1974). Üç sezon (1974 - 1977) tescilli kaldığı Sarıyer'den Beşiktaş'a transfer ederek ayrıldı. Bilahare tekrar Sarıyer'e döndü ve bir sezon (1984/85) daha oynadı. Sarıyer forması altında 42 lig, 7 kupa, 5 turnuva ve 43 amatör lig olmak üzere 97 resmi ve 27 özel maçla birlikte toplam olarak 124 müsabaka oynadı. Kupa maçlarında 1, amatör lig maçlarında 6 ve özel maçlarda 2 olmak üzere takımına 9 gol kazandırdı. 3 kez Ümit Milli takım formasını giydi. Antrenör ve teknik direktör olarak Sarıyer ve başka kulüplerde görev yaptı. )
- ELMASKUM PLAJI :
( Rumelikavağı sınırları içindedir. Altınkum'a bitişik ve batı tarafındadır. Her yıl binlerce insan bu plaj ve tesislerden yararlanmaktadır. Giriş ücretlidir. )
- ELÜAŞVİLİ, ALBERT (İST. 1949) :
( Üniversite öğrenimini tamamladıktan sonra kendi şirketleri olan Hasköy Yün İplik Fabrikasında iş hayatına atıldı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 3 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- ELÜK ile ALAY (ETMEK)
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
- ELÜSYON ile/||/<> ELÜSYON
( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Buharlaşma. )
- ELÜSYON ile/||/<> ELÜZYON
( Yıkayarak ayırma. İLE/||/<> Sıvı birikimi. )
- EM = EM SAM
[< Divân-ü Lugât-it-Türk]
( İlaç. )
- EMANET, A. MEHMET (SARIYER, 1964): :
( Sarıyerlidir. Sarıyer İlkokulu, Sarıyer Ortaokulu ve Sarıyer Lisesinden mezun oldu. İş hayatına aile ortaklığı olan Karadeniz A. Ş. Firmasında Balık kabzımalı olarak başladı. Bilahare bu işinden ayrıldı. Sarıyer Spor Kulübü, Sarıyerliler Derneği (SA - DER), 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği, Yenimahalle Spor Kulübü'nde üye olup, bir dönem (2007/2008)yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Sarıyer Spor Kulübü, 1940 Sarıyerli Sporcular Derneği ve Yenimahalle Spor Kulübünde Yönetim Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. )
- EMANET, SAİM (İST, 1928) :
( Haydarpaşa Lisesinden mezun oldu. Askerlikten sonra ticari hayata Kabzımallık Şirketinde başladı. Sarıyer Spor Kulübü'nde 7 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu üyesidir. )
- EMANET, SALİM (KASIMPAŞA, 1929) :
( Bankacı olarak iş hayatına atıldı ve özel teşebbüste çalıştıktan sonra emekli oldu. Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. )
- EMÂNETİ:
TESLİM ETMEK ile/ve/değil/<> TEVDÎ ETMEK
- EMÂRE[Ar.] ile ALÂMET[Ar.]
( Belirti, iz, ipucu. İLE Belirti, işaret, iz, nişan. | Büyüklük, irilik bakımından şaşılacak durumda olan nesne. )
- EMBRİYO ile/||/<> FETÜS
( Embriyo ilk 8 hafta İLE fetüs 9. haftadan doğuma. )
( Formül: Organogenez İLE büyüme )
- EMBRİYO = RÜŞEYM = EMBRYON
- [ E = mc² ]
"EM, CE(KARE)" değil ME, CE(KARE)
- EMDİRMEK ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK
- EMEK SOKAK PARKI :
( Kazım Karabekir Mahallesindedir. 777,18 m²lik bir alanı kapsamakta olup, 516,26 m²lik yeşil alanı, 44,62 m²lik çocuk oyun alanı bulunmaktadır. )
- EMEK ile/ve/||/<> EDEP ile/ve/||/<> SABIR
- EMEK ile/ve/<> EKMEK
- EMEK ile/ve HAREKET
( LABOUR vs./and MOVEMENT )
- EMEK ve/||/<>/> MAKİNE GÜCÜ
- EMEK ve/||/<> SEVİNÇ
- EMEK ile/ve/||/<>/> YEMEK( ile/ve/||/<>/> EMEK)
( Emek olmadan, hiçbir şey olmaz.
[Lat.] Nil sine labore. )
- EMEL[Ar.]/AMAÇ[Fars.] ile/ve EREK
( Zorunluluk/lar ile. İLE/VE Keyfî. )
- EMEL ile/ve/||/<>/< TEMEL
- EMERGENCE İLE SELF-ORGANİZATİON İLE CRİTİCALİTY ile/||/<> KARMAŞIK SİSTEMLER
( Basit kurallardan karmaşık davranış. )
( Formül: Power law: P(x) ∼ x^(-α) )
- EMERGENCE ile/||/<> REDÜKSİYONİZM
( Emergence bütün > parçalar toplamı, redüksiyon parçalara ayırma. )
( Formül: Karmaşık İLE basit )
- EMERGENT ÇEKİM ile/||/<> EİNSTEİN ÇEKİM
( Emergent çekim mikroskopik etkileşimlerden doğarken, Einstein çekim geometrik uzay-zaman eğriliğidir )
( Formül: G_μν ∝ T_μν )
( Albert Einstein tarafından 1905 yılında keşfedildi/formüle edildi. )
- EMERGENT SPACETİME ile/||/<> MİNKOWSKİ UZAYI
( Emergent spacetime kuantum dolanıklıktan doğarken İLE Minkowski uzayı sabit düz uzay-zamandır )
( Formül: ds² = η_μν dx^μ dx^ν )
- EMETULLAH HATUN ÇEŞMESİ :
( Zekeriyaköy muhtarlığı karşısında bulunan bu çeşmenin eski çeşme ile hiçbir benzerliği yok (H. 1158, M. 1745). "İstanbul Çeşmeleri" kitabında cami karşısında olduğu belirtilen bu çeşme, muhtarlık binası karşısında ve ulu çınarın dibindedir. "İstanbul Çeşme ve Sebilleri" kitabında çeşmenin yerinde bulunmadığı belirtilmiş olmasına karşın çeşmenin mevcudiyeti tespit edilmiştir. Çeşme iki üç kez onarım görünce eski hüviyetini kaybetti. Son onarım 1994 yılında Göçmen ailesi tarafından mermerden yapıldı ve çeşme bütünüyle değişti. Kitabede"Hayrat 1994" yazısı yer almaktadır. Çeşme Soğuksu memba suyundan akış almaktadır. Çeşmenin ilk kitabesi, muhtarlık binasında sergilenmekte olup kitabede şöyle yazmaktadır: Sahib - ül hayrat vel - hasenat el muhtaç ilâ/ Rahmet - i Rabbih - il gafur merhume ve mağfure/ Emetullah Hatun ruhuna el fâtiha" (115). )
- EMİN OLMAK ile/ve İNANMAK
( TO BE SURE vs./and TO BELIEVE )
- EMİN OLMAK ve/<> ÖZGÜR OLMAK
( TO BE SURE and/<> TO BE FREE )
- EMİN OLMAK ve/<> TESLİMİYET
- BENLİK:
EMİR ALTINDA ile/ve/> SORGULAYAN ile/ve/> SEZGİSEL ile/ve/> BEKLENTİSİZ ile/ve/>
RIZÂ SAHİBİ ile/ve/> RÂZI OLUNAN ile/ve/> SAFLAŞMIŞ
- EMİR ile/değil KOŞUL
- EMİR[Ar.] değil/yerine/= BUYRUK/BUYURU
- EMİR ile/ve EDEP/EDEB
( Emir edebten üstündür. )
- EMİR ile/ve/değil GİZİL EMİR
- EMİR ile/değil/yerine/||/></< TAKDİR
- EMİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TEKLİF
- EMİRGAN ERMENİ MEZARLIĞI :
( Reşitpaşa mahallesinin çarşı içinde olup Rum ve Müslüman mezarlıkları ile yan yanadır. Tarihi mezarlıklardan biridir. )
- EMİRGAN İLKÖĞRETİM OKULU :
( Sarıyer'in en eski okullarından biri olup 1870'de Hidiv İsmail Paşa tarafından yaptırıldı. Önceleri dini eğitim verilen bir okuldu. 1881'de modern eğitime başladı. Bu okulda Mirgün - i Mektebi Rüştiye - i Zekkürin adı ile erkek ortaokulu olarak da eğitim verildi. 1934'te karma eğitime geçildi. 1960'da meydana gelen bir çökme nedeni ile okul kapatılmış 1970'de tekrar ilkokul olarak eğitim ve öğretime başlamış, 1986'da büyük onarım gören okul modern hale getirilmiş, bilahare ilköğretim okuluna dönüştürüldü. Üç katlı okul binası Emirgan'daki önemli tarihi eserlerdendir. )
- EMİRGAN KORUSU :
( Emirgan Korusu İstanbul'un önemli mesirelerinden biridir. Koru, Emirgan'ın kuzey batısındaki yamaç ve tepe üzerinde yer alır. Bu alan Bizans ve Osmanlılar dönemin servi ormanı ile kaplı idi. Bu alan 16. yy. da Nişancı Feridun Bey'e verilmiş ve "Feridun Paşa Bahçesi" olarak isimlendirilmişti. Sultan IV. Murat bahçeyi Emirgünoğlu Yusuf Paşa'ya vermiş ve burası "Emirgüne bahçesi", "Mirgün bahçesi", ve "Mirgün" olarak değişik isimle anılmıştır. Bu isimler zamanla Emirgan'a dönüşerek semtin ismi olarak kaldı. 19. yy.ın ikinci yarısında Sultan Abdülaziz (1861 - 1871) bu büyük araziye Mısır Hidivi İsmail Paşa'ya vermiş, Paşa da bu büyük alana 1871 - 1878 yılları arasında Sarı Köşk, Pembe Köşk ve Beyaz Köşk'ü yaptırdı. 472.000 m²'lik koruluk, İsmail Paşa'nın varislerinden Satvet Lütfi Tozan'dan, İstanbul Belediyesince 1943'te satın alınarak halka açıldı. İstanbul ve Sarıyer'in en gözde dinlence yeri olarak ihtiyaca cevap verecek biçimde tanzim edildi. Koruluk içindeki köşklerden Sarı Köşk 1979, Pembe Köşk 1982 ve Beyaz Köşk 1983'te restore edildiler. İçinde iki de gölet bulunan korulukta her yıl "Lale Bayramı" şenlikleri yapılmaktadır. Koruluk içinde 120 den fazla ağaç türü bulunmaktadır. )
- EMİRGAN MAHALLESİ :
( İlçenin deniz sahili mahallelerinden biri olup Baltalimanı, Fatih Sultan Mehmet, Reşitpaşa ve İstinye'den sınır alır. Bizans döneminde ismi Kiparodis olan (Kyparodes) idi. İsmin karşılığı ise "Servi" idi. Bu ismin verilmesinin nedeni yörenin servi ormanı ile çevrilmiş olmasıydı. Sultan IV. Murat (1623 - 1640) Revan seferine gittiğinde (1635), Revan Kumandanı Emirgüneoğlu Tahmasp Kulu Han hiç savaşmadan Osmanlılar safına geçti ve kaleyi teslim etti. Bu olaydan sonra IV. Murat Emirgüneoğlu'na vezirlik rütbesi vermiş, ismini de Yusuf Paşa olarak değiştirdi. Emirgan'daki büyük Nişancı Feridun Bey'in bahçesini ona bağışladı. Bahçeye'de Emirgüne Bahçesi" denildi. Semtin adı da Emirgan oldu. 1933 - 1934 yılları arasında Emirgan'a "Uluköy"adı verilmişse de bu isim tutmamış ve "Mirgün" olarak değiştirildi. Bilahare Emirgan'a dönüştü. 1992 nüfus sayımına göne mahallenin nüfusu 8.204'tür. )
- EMİRGAN MÜSLÜMAN MEZARLIĞI :
( Emirgan mezarlığı olarak bilinen Müslüman mezarlığı, Reşitpaşa mahallesi çarşı içindedir. Türk, Rum ve Ermeni mezarlıklarının üçü bir arada olup, tarihi mezarlardır. )
- EMİRGAN RUM MEZARLIĞI :
( Reşitpaşa mahallesinin çarşı içinde olup Müslüman ve Ermeni mezarlıkları ile yan yana olup, tarihi bir mezarlıktır. )
- EMİRGAN SPOR KULÜBÜ :
( 1949'da Hüseyin Sakaoğlu, Kemal Dalgıç, İsmail Ergün, Ahmet Sakaoğlu ve Todori Hocis tarafından kuruldu. Futbol ve voleybol dalında faaliyet gösteren kulüp, halen sadece futbol dalında yarışmalara katılmaktadır. Bu kulüpten; İsmail Alemdaroğlu, Mehmet Orman, Cevat Cantez, Şeref Köklü, Erdoğan Cantez, Adnan Kıstas, Ayhan Örslü gibi sporcular yetişti. )
- EMİRGAN VAPUR İSKELESİ :
( Emirgan vapur iskelesi semtin tarihi eserlerinden biriydi. Emirgan'da ilk vapur iskelesi 1851'de Şirket - i Hayriye vapurlarının Boğaziçi'ne yolcu taşımaları için ahşap olarak Emirgan Hamid - i Evvel Camii önündeki arsada yapılmış, 1900'da bugünkü yerine yenisi yapılmıştır. 1989'a kadar kullanılan iskele, sahil yolu düzenlemesi sırasında yıkıldı ise de 2001'de yeni vapur iskelesi yapılarak hizmete girdi. )
- EMİRGANI SEVENLER DERNEĞİ :
( Emirgan'da kurulan bir dernek olup, uzun zamandan beri her hangi bir çalışma yapmamakta olup gayri faaldir. )
- EMİRGANLILAR DERNEĞİ :
( 2008 yılında Kaya Soysal ile bir grup arkadaşı tarafından kurulan ve sosyal çalışmalar yapan bir dernektir. İlk Başkanı Kaya Soysal (2008 - 2010), sonraki altı dönem (2010 - 2016) Başkanlık yapan Hasan Saim Öztürk, halen başkanlık görevini ise Cafer Hergünsel 2016‘dan beri yürütmektedir. )
- EMİROĞLU, NEDİM (SARIYER, 1931) :
( Minibüs işletmeciliği yaptı. Uzun süre futbol oynadığı Sarıyer Spor Kulübü'nde 1 dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. Kulübün Divan Kurulu Üyesidir. )
- EMNİYETİ SUİSTİMAL SİGORTASI değil/yerine/= GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMA KORUNCU
- EMOLLİENT İLE HUMECTANT İLE EMULSİFİER ile/||/<> KOZMETİK BİLEŞENLER
( Kozmetik formülasyon elemanları. )
( Formül: HLB değeri )
- EMPATİ KURMAK ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK
- EMPATİ:
"ONUN YERİNE DÜŞÜNMEK"
değil
ONUN/ONLAR GİBİ DÜŞÜNMEK/ONUN DÜŞÜNCESİNİ/DUYGUSUNU ANLAMAYA ÇABALAMAK
- EMPATİK:
ANLAYIŞ ile/ve/||/<> DOĞRULAMA ile/ve/||/<> İRDELEME ile/ve/||/<> KATILIM ile/ve/||/<> YORUMLAMA
- EMPEDANS İLE REAKTANS İLE ADMİTANS ile/||/<> AC DEVRE PARAMETRELERİ
( Alternatif akım devre karakteristikleri. )
( Formül: Z = √(R² + X²) )
- EMPEDANS ile/||/<> DİRENÇ (İKİLİ KARŞILAŞTIRMA)
( Empedans AC devrede, direnç DC devrede zorluktur )
( Formül: Z=√(R²+(XL-XC)²) İLE R )
- EMPEDANS ile/||/<> REAKTANS
( Empedans toplam AC direnci (Z) İLE reaktans sadece L ve C kaynaklı kısmıdır. )
( Formül: Z = √(R² + X²) İLE X = X_L - X_C )
- EMPOZE (ETMEK) değil/yerine/= DAYATMAK
- EMPRİZM:
DUYUCULUK ile/ve/değil/||/<>/< GÖRGÜCÜLÜK
- EMPRİZM ile EKSPERİMENTALİZM
( JOHN LOCKE ile ROBERT BOYLE )
- EMR/ELECTRONIC MEDICAL RECORDING[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT
- EMRAM/ELECTRONIC MEDICAL RECORD ADOPTION MODEL[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ KAYIT BENIMSEME MODELİ
- [önce] (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/sonra/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]
( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )
- EMS/ELECTRONIC MEDICAL SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK TIBBİ DÜZEN(EK)LER
- EMSAL ile/ve/||/<> HABERCİ
- EMZİRME:
ERİLDE ile/ve DİŞİLDE
( 24 aydır. İLE/VE 18 aydır. )
( NİFÂS[Ar.]: Lohusalık. )
( MURÂZAA[< RIZÂ/RIDA'], IRDÂ' )
- EN ACINILACAK "KİŞİ/LER":
( Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar. )
- EN AZ ENERJİ ile/ve/||/<> EN YÜKSEK DÜZENSİZLİK
- EN AZ ENERJİ değil EN YÜKSEK DÜZENSİZLİK
- EN AZA İNDİRGEMEK değil EN AZA İNDİRMEK
- EN BAŞLANGIÇTA ile/değil (EN) BAŞINDA
- EN BÜYÜK BEYNE SAHİP OLAN -ile
( KARINCA [Beyinleri, gövdelerinin toplam ağırlığının %6'sını oluşturur.] )
- EN BÜYÜK DÜŞMAN -ile
( ARZU VE İHTİRASLAR )
( En büyük düşman, bakacağın son yerde saklanır. )
- EN BÜYÜK HAYAL değil/yerine EN BÜYÜK ZENGİNLİK
( "Zenginlik". DEĞİL/YERİNE Hayal. )
- EN BÜYÜK KENT ile EN BÜYÜK SURLU KENTLER
( HONOLULU
[Hawaii eyaletinde 1907'de çıkarılmış bir yasaya göre Honolulu Kenti ve Honolulu İdari Bölgesi(County) aynı yeri ifade ediyor. Honolulu kentinin Büyük Okyanus'ta, 2.400 km. boyunca uzanan Kuzeybatı Hawaii adalarının kalanını da kapsadığı ve 5.509 km²'yle en büyük yüzölçümüne sahip kent olduğu anlamına geliyor.]
İLE
* İSTANBUL
* ANTAKYA
* DİYARBAKIR )
- EN BÜYÜK PİŞMANLIK...
( "Pişman olurum" diye yapmadıklarımız. )
- EN BÜYÜK SEVİNÇ -ile
( AYDINLANMA )
- [ne yazık ki]
EN BÜYÜK YANILGILARDAN BİRİ(/İKİSİ):
DİZİLERİ, GERÇEK SANMAK ile/ve/||/<>/> GERÇEK YAŞAMI, DİZİ SANMAK
( 44 yaşında...
Komedyen...
Ülkenin en çok seyredilen dizisinin başrol karakteriydi.
Dizinin adı “Halkın Hizmetkarı”
Başkan rolünde o vardı.
Dizi ekrana geldiği gece tüm Ukrayna nefesini tutuyor televizyona yapışıyordu.
Ahali kahkahadan yerlere seriliyordu.
Genç komedyen çok sevildi.
Dizi çok tuttu.
Adı Volodomir Zelenski'ydi.
***
Dizi o kadar çok tuttu ki...
Sonra siyasi partiye dönüştü.
Evet... Gülmeyin... Vallahi öyle oldu.
“Halkın Hizmetkarı Partisi” kuruldu.
Komedyen abimiz Volodomir Zelenski partinin kurucusu oldu.
Her şey bir komedi dizisi tadında ilerliyordu.
Seçimler geldi çattı.
Komedyen Zelenski, girdiği ilk seçimde oyları silip süpürdü.
450 sandalyelik Ukrayna Parlamentosu'nun yarıdan fazlasını kazandı.
Başkanlık seçiminde ise 2. Turda oyların yüzde 73.22'sini aldı.
***
Ukrayna'nın artık genç bir komedyen başkanı vardı.
Geldik bugüne...
***
Bir komedyenle bir istihbaratçı karşı karşıya gelirse...
Sizce savaşı kim kazanır?
Gülümsediğinizi görüyorum... Cevaba gerek yok.
Ukrayna Rusya geriliminin giriş sahnesini hep beraber yaşadık.
Bir yanda bir dizinin pop rüzgarıyla kendini başkanlık koltuğunda bulmuş tecrübesiz bir genç adam...
Karşısında KGB disiplini ve kurmay zekasıyla yetişmiş duygusuz tavizsiz bir istihbaratçı kurt...
Çok fazla düşünmeye gerek yok sanırım.
***
Artık güvenlik ülkelerin vazgeçilmez şartıdır.
Dünya'da bu işe uyanan devletler işi şansa bırakmıyor.
İstihbarat kökenli liderlere yönetimi veriyorlar.
***
Putin'i anlatan 4 bölümlük belgesel var.
İzleyin derim...
Adı “Putin İnterviews”
O belgeselde yönetmen Oliver Stone, Putin'in korumalarını merak ediyor...
Diyor ki “Sizin kişisel güvenliğinizi kim sağlıyor?”
Putin “Castro'dan bana kalan nasihat şuydu. Sakın kendi güvenliğini başkasının kontrolüne bırakma. Ben de o yüzden tüm koruma ve güvenliğimle bizzat ilgilenirim. Bu sayede halen ayaktayım. Ne dersin?”
Putin bir devlet başkanı ama halen bir istihbaratçı gibi yaşıyor.
Tıpkı KGB yıllarındaki gibi az konuşan, duygusallığa asla prim vermeyen ve hedefine doğrudan odaklı.
Tabi biraz da acımasız.
Yeni kuramlar geliştiriyor... Artık adıyla anılan bir doktrin var.
Güvenlik ve savunma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir konsept geliştirdi.
Kendinden kat be kat güçlü düşmanını onun gücünü kullanarak yenme...
Judodan esinlendim diyor.
Judoda karşındaki rakibin sıkletini avantaja çevirebilirsin...
Önce imkansız gibi gözüken bu doktrinin nasıl çalıştığını gördük.
Koca NATO çaresiz kaldı.
***
Şimdi... Almanya çılgın bir deneye hazırlanıyor.
Merkel sonrası kurulan yeni hükümette Dışişleri bakanlığı görevine Annalena Baerbock geldi.
Yeşiller partisinden... Aktivist...
Düşünün... Karşısında Lavrov... Arkasına almış Gerasimov'u, Şoyguyu... Bermuda şeytan üçgeni gibi bir üçlü...
Onlarla mücadele edecek, oyun kuracak kişi Baerbock...
İyidir... Hoştur... Nitelikli bir siyasetçi olabilir.
Kabul ederim.
Ama onun yeri burası değil. Yani Dışişleri Bakanlığı değil....
Kurtlar sofrası kurulmuş.
Ülke için ölüm kalım mücadelesi başlıyor.
Hümanist kimlikli bir siyasetçiden, şeytani bir kurmay akıl bekleyebilir miyiz?
Umarım ben yanılırım...
Ama hayat öncelikleri... Hayata bakış tarzı bambaşka olan Annalena Hanım Ukrayna benzeri bir tablo yaşatabilir Almanya'ya...
***
Uzun sözün kısası...
Günümüzde bir halkın düşeceği en büyük yanılgı... Tv dizilerini gerçek, gerçek hayatı ise dizi sanmasıdır.
“Halkın Hizmetkarı” komedisine yıllarca Ukrayna Halkı güldü.
Şimdi sıra Ruslarda... )
- EN BÜYÜK:
YOKSUN/LUK ile/ve/<> FAKİR/LİK
( Akılsızlık. İLE/VE/<> Bilgisizlik. )
- EN BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> TEK
- EN ÇİRKİN değil EN CESUR
( Lizzie Velasquez )
- [ne yazık ki]
EN ÇOK KONUŞULANLAR:
MAAŞ ve/||/<> MAÇ ve/||/<> MAGAZİN
- EN ÇOK ÖLÜM NEDENİ -ile
( * KANSER )
( * SİGARA(TÜTÜN) )
- EN DAYANILMAZ/LAR -ile
( * EDEPSİZLİK )
( * DENSİZLİK )
( * PATAVATSIZLIK )
( * İŞGÜZARLIK )
- EN EŞİT PAYLAŞILAN -ile
( AKIL )
- EN GÖRKEMLİ YAPI -ile
( SÜLEYMANİYE CAMİSİ (VE KÜLLİYESİ) )
- EN HIZLI OLAN:
| SES HIZI ve IŞIK HIZI | ile/ve/değil/||/<>/>/< DÜŞÜNCE HIZI
( | [ a0 = 340 m/s ] VE [ c0 = 300.000 km/s ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Sınırsız ve en hızlı. )
( | [ a0 = 1/√K0 g0 ] [ a0 = √ m . Y ] VE [ c = 1/√e0 μ0 ] | İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< ... )
- EN HIZLI UZAYAN TIRNAK ile EN YAVAŞ UZAYAN TIRNAK
( Başparmak tırnağı. İLE Orta parmak tırnağı. )
- EN HOŞ DUYGU:
BİRİNİN, YÜZÜNDEKİ GÜLÜMSEMENİN NEDENİ OLDUĞUNU BİLMEK :)
- EN İNCE KİTAP -ile
( İNGİLİZ YEMEK KİTABI )
- EN İYİ BİLDİĞİM ŞEY, HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİMDİR ile/ve/<>/> EROS'TAN BAŞKA HİÇBİR ŞEY BİLMİYORUM
- EN İYİ BİLİNEN -ile
( EN İYİNİN GERÇEKLEŞMEDİĞİNİ BİLMEK! )
- EN İYİ DAVRANIŞ -ile
( İYİ NİYETTEN OLUŞAN ( Davranışların en iyisi iyi niyetten, niyetin en iyisi ise bilimden ortaya çıkandır. )
- EN KALIN KİTAP -ile
( TÜRK YEMEK KİTABI )
- EN KİTAP DÜŞKÜNÜ SULTANLAR -ile
( * FATİH SULTAN MEHMET )
( * I. MAHMUD
* III. MURAT )
- [ne yazık ki]
EN KÖTÜ HUY ile/ve/||/<> EN BÜYÜK HATA ile/ve/||/<> EN BÜYÜK SAFLIK
( Bazılarının karşısında bile iyi olmaktan vazgeçememek. İLE/VE/||/<> Herkesi, kendimiz gibi zannetmek. İLE/VE/||/<> Her bir kişiye güvenmek. )
- EN KÖTÜ KARAR ... -ile
( KARARSIZLIKTAN DAHA İYİDİR )
- EN KÖTÜ/LER -ile
( Kişinin başına gelebilecek en kötü şey,
başına gelenin en kötü şey olduğunu anlayamamasıdır. )
- EN NİTELİKLİ (PANAMA) ŞAPKA -ile
( SUPERFINO [ Panama'ya özgü bir palmiye ağacının lifinden yapılır. Yapımı 5 ay sürebilir. ] )
- EN NİTELİKLİ TÜYLÜ -ile
( MERİNOS KOYUNU )
- EN ÖLÜMCÜL HASTALIK TAŞIYICILARI -ile/ve/||/<>
(
)
( Soldan sağa ve yukarıdan aşağı sırasıyla...
1. Sarı Humma Sivrisineği[Lat. Aedes aegypti]
Hastalıklar: Sarı Humma ve Deng Ateşi
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 50 - 528 milyon
Ölüm: Yılda 100.000 kişi
2. Güney Ev Sivrisineği[Lat. Culex quinquefasciatus]
Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, filariyaz
3. Sıtma Sivrisineği[Lat. Anopheles gambiae]
Hastalıklar: Sıtma
Etkilediği Kişi Sayısı: Yılda 220 milyon kişi
Ölüm: Yılda 1 Milyon insan
4. Oryantal Sıçan Biti[Lat. Xenopsylla cheopis]
Hastalıklar: Veba, Sıçan Humması
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar milyarlarca
Ölüm: Günümüze kadar yüz milyonlarca kişi
5. Kara Sinek[Lat. Simulium erythrocephalum]
Hastalıklar: Onkosersiyazis (River-körlüğü)
Etkilediği Kişi Sayısı: Günümüze kadar 37 milyon kişi
Sonuç: Günümüze kadar 300.000 kalıcı körlük
6. Kum Sineği[Lat. Lutzomyia longipalpis]
Hastalıklar: Layşmanya
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 22 milyon, her yıl 2 milyon kişi
7. Öpücük Böceği[Lat. Rhodnius prolixus]
Hastalıklar: Chagas hastalığı
Etkilediği Kişi Sayısı: Toplamda 10 milyon, her yıl 400.000 kişi
8. İnsan Gövde Biti[Lat. Pediculus humanus]
Hastalıklar: Epidemik tifus ve Siper humması
Ölüm: Her yıl 200.000 kişi
9. Dermacentor variabilis
Hastalıklar: Rocky Dağları Benekli Ateşi, Tularemi
10. Siyah Bacaklı Kene[Lat. Ixodes scapularis]
Hastalıklar: Laym hastalığı, babesiyoz, anaplazmozis
Etkilediği Kişi Sayısı: Her yıl on binlerce kişi
11. Çeçe Sineği[Lat. Glossina morsitans]
Hastalıklar: İnsan Uyku Hastalığı
Ölüm: Her yıl 9000 kişi [bugüne kadar 2 milyon]
12. Asya Kaplan Sivrisineği[Lat. Aedes albopictus]
Hastalıklar: Batı Nil Virüsü, Sarı Humma, St. Louis Ensefaliti, Dang Humması, Chikungunya humması
Ölüm: Bugüne kadar on milyonlarca kişi. )
- EN ÖLÜMCÜLLER:
KÖPEKBALIKLARI değil KURT | ASLAN | FİL | SUAYGIRI | TİMSAH | TENYA(SOLİTER SOLUCAN) | ÇEÇE SİNEĞİ | KATİL BÖCEK | KÖPEKLER[KUDUZLA] | YILAN[ZEHİRİYLE] | BAĞIRSAK SOLUCANI | TATLISU SALYANGOZU[KAN KURTLANMASIYLA] | İNSAN[CİNAYETLE] | SİVRİSİNEK[SITMAYLA]
( )
( [yılda][insan] 10 değil 10 | 100 | 100 | 500 | 1000 | 2000 | 9000 | 12.000 | 40.000 | 50.000 | 60.000 | 110.000 | 475.000 | 725.000 )
(
)
( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )
( Çeçe sineğinin sokması, her yıl, özellikle de Afrika'da, yaklaşık 10.000 ölüme neden olmaktadır. Bu böcek, "uyku hastalığı" olarak bilinen tripanosomiasis'ı Afrika'lılara bulaştırmaktadır. )
( Sivrisinekler, sıtma, sarı humma, dang ya da ensefalit gibi bulaşıcı olabilen hastalıklar nedeniyle her yıl 725.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır. )
- EN ÖNEMLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BİRİNCİ
- EN ÖNEMLİ/LER (OLMAZSA OLMAZLAR)
- EN ÖNEMLİ/LER ve/ya da OLMAZSA OLMAZ/LAR
( KULLANILAGELENLER [DRIVEN/USEFUL]
( 1.) SAĞLIKÖZGÜRLÜK [HEALTHFREEDOM] )
( 2.) ZAMAN ve ENERJİ [TIME & ENERGY]
( 3.) BİLGİ ve FARKINDALIK [INFORMATION & AWARENESS] )
( UYGULANAGELENLER [APPLIED/PRACTICAL]
( 1.) DOĞA ve DOĞALLIK [NATURE & NATURALNESS] )
( 2.) UYUM ve BÜTÜNLÜK [HARMONY & INTEGRITY] )
( 3.) GELİŞİM ve DEĞİŞİM [PROGRESS/DEVELOPMENT & ALTERATION/CHANGING] )
( "EĞER"SİZ, "ÇÜNKÜ"SÜZ, "AMA"SIZ; "KARŞIN/RAĞMEN"Lİ SAYGI VE SEVGİ! )
( Sevgi, hiçbir zaman durmaz ve dinlenmez. )
( Sevgide, "bir" bile yoktur, "iki" nasıl olabilsin? )
( SEVGİ: BÜTÜNÜN DUYUMU )
( İVAZSIZ, GARAZSIZ, ÇIKARSIZ, AİDİYETSİZ, SAHİPSİZ SEVGİ )
( Gelişim ve Değişim, ani ve süreksiz adımlarla gerçekleşir. )
( UNCONDITIONAL RESPECT & UNCONDITIONAL LOVE [WITHOUT "IF", "BECAUSE", "BUT"] )
( While love will never stops or rest.
In love there is not the one even, how can there be two? )
( THE MOST IMPORTANT/S
CONDITIO SINE QUA NON
DRIVEN/USEFUL vs./or APLLIED/PRACTICAL
INFORMATION & AWARENESS )
- EN SESSİZ ODA
- EN UZUN BOYLU KİŞİ/LER
( Robert Wadlow, dünyanın en uzun kişisi kaydını elinde tutuyor. İlk yaş gününde boyu 1.07 m, 13 yaşında 2.24 metre idi. 1937 yılında boyu 2.59 m.'ye ulaştı. 1940'ta, 22 yaşında öldüğünde boyu 2.72 m. idi. )
(
)
(
)
( "İnsanın Boyu Neden Hızla Uzuyor? Daha Ne Kadar Uzayabiliriz?" yazısı için de burayı tıklayınız... )
( 
Sultan Kösen )
- EN UZUN GEBELİK SÜRESİ -ile
( FİL[22 ay / 600-360 gün] )
( [gün]
Asya Fili: 616
Sperm Balinası: 530
Siyah Gergedan: 450
Zürafa: 435
Deve: 390
Zebra: 375
Eşek: 365
Alpaka: 355
Deniz Aslanı: 350
Evcil At: 335
Lama: 330
Fok: 330
İnek: 285
İnsan: 270-280
Goril: 257
Elk: 245
Kanada Geyiği: 245
Kutup Ayısı: 241
Şempanze: 240
Su Aygırı: 235
Siyah Ayı: 220
Amerikan Bizonu: 217
Boz Ayı: 215
Beyaz Kuyruklu Geyik: 201
Babun: 187
Resus Maymunu: 164
Evcil Keçi: 150
Evcil Koyun: 147
Evcil Domuz: 114
Kirpi: 112
Çinçilla: 110
Aslan: 108
Kaplan: 107
Leopar: 94
Puma: 90
Su Samuru: 75
Gine Domuzu: 65
Mink: 55
Vahşi Kurt: 65
Ev Kedisi: 64
Rakun: 63
Ev Köpeği: 61
Kızıl Tilki: 52
Avrupa Minki: 50
Kanguru: 42
Dağ Gelinciği: 41
Gri Sincap: 35
Evcil Tavşan: 32
Sincap: 31
Misk Sıçanı: 29
Vombat: 27
Gerbil: 23
Sıçan: 22
Çayır Faresi: 21
Evcil Fare: 19
Hamster: 18
Amerikan Keseli Sıçanı: 12 )
- EN YAKIN:
ÇOCUK değil EŞ
( [özel bölgelerde sorun(çıban vs.) çıksa:] Eş bulunmuyorsa bakabilecekler. DEĞİL En rahat bakabilecek/ilgilenebilecek olan. )
- EN YAVAŞ HAREKET EDEN HAYVAN:
BRADIPUS değil SLOTH
( ... DEĞİL 3 parmaklı, üç tırnaklıdır. Saatte en çok 0.0048 km. hıza ulaşabiliyor. Amerika'da yaşar. )
- EN YAVAŞ HAREKET EDEN KUŞ -ile
( HOATZİN )
- EN YAYGIN OLARAK BULUNAN NESNE: PEROVSKİT
[Magnezyum, silikon ve oksijenden oluşan bir mineraldir] [Dünyanın toplam kütlesinin yarısını oluşturur.] -ve
- EN ZARARLI/LAR -ile
- EN ... değil/yerine DAHA ...
( "Ya, ya da" düşüncesi/zannı/yüklemesi. DEĞİL/YERİNE "Hem, hem de | Ne, ne de" düşüncesiyle/mantığıyla. )
( Durağan. DEĞİL/YERİNE Hareketli. )
( Yapay. DEĞİL/YERİNE Doğal. )
( Sahte. DEĞİL/YERİNE Gerçek. )
( Konfor temelli/odaklı. DEĞİL/YERİNE Yaşam temelli/odaklı. )
( İnorganik. DEĞİL/YERİNE Organik. )
- ENANTİYOMER ile/||/<> DİASTEREOMER
( Enantiyomer ayna görüntüsü İLE diastereomer değildir )
( Formül: R/S İLE farklı stereo )
- [ne yazık ki]
ENAYİ[Ar.] ile/ve/||/<> SERSERİ[Fars.]
( Kendini düşünen. | Fazla bön, avanak, budala. İLE/VE/||/<> Başı, başında[ser: baş > ser-seri]. | Kendinden başkasını dikkate almayan, önemsemeyen, saygı göstermeyen. Kendince ve ölçüsüzce davranan ve/ya da konuşan. )
- ENCALA/ANGELA ERİK'TE:
KIRMIZI ile BEYAZ
- ENCÂM[Ar.] ile/ve/<>/> SERENCÂM[Fars.]
( Son, nihayet. İLE/VE/<>/> Bir işin sonu. | Başına gelen. | Olay/vak'a. )
- HEYET[Ar.]/ENCÜMEN/KOMİTE[Fr. < COMITE]/KOMİSYON değil/yerine/= YARKURUL/ALT KURUL
( Meclis ya da herhangi bir kurultayda, bazı konuları inceleyerek, varılan sonuçları tartışılmak için genel kurula getirmekle görevli, üyeler arasından oluşturulan altkurul. )
- ENDEMİK TÜRLER ile BİYOLOJİK ÇEŞİTLİLİK
( Belirli bir coğrafi bölgede sadece bulunan türler. İLE Dünyadaki tüm canlı türlerinin çeşitliliği. )
- ENDEMİK ile/||/<> KOZMOPOLİT
( Endemik bölgeye özgü İLE kozmopolit yaygındır )
( Formül: Yerel İLE küresel )
- ENDEMİK ile/||/<> YERLİ
( Endemik sadece oraya İLE yerli orada doğal. )
( Formül: Restricted İLE native )
- ENDER VİLLA OTELİ :
( Çayırbaşı'nda küçük parkın karşısında ve eski Çayırbaşı caddesi üzerinde Evrenos yalısı karşısında bulunan üç katlı taş bina uzun zaman Ender Villa adı ile otel olarak kullanıldı. Daha sonraları gazino ve daha değişik amaçlarla kullanılan bina mahallenin en bakımlı ve görkemli binalarından biri olup halen işyeri olarak kullanılmaktadır. )
- ENDERUN ile/||/<> ENDERÛN MEKTEBİ
( Devlet görevlilerini yetiştiren okul. İLE/||/<> Osmanlı Devleti'nde devlet görevlilerini yetiştirmek için sarayda açılan ve sadece devşirmelerin alındığı okul. )
- ENDOKRİN ile/||/<> EKZOKRİN
( Endokrin kana İLE ekzokrin kanala salgıdır )
( Formül: Hormon İLE enzim )
- ENDOKRİNOLOG değil/yerine/= İÇSALGIBİLİMCİ
- ENDOPLAZMATİK RETİKULUM ile/||/<> GOLGİ CADCİĞİ
( ER protein sentez/modifikasyon, Golgi paketleme/sevk. )
( Formül: Pürüzlü/düz ER İLE cis/trans )
- ENDOSİTOZ ile/||/<> EKSOSİTOZ
( Endositoz içe alma İLE eksositoz dışa verme. )
( Formül: Fagositoz/pinositoz İLE sekresyon )
- ENDOSİTOZ ile/||/<> EKZOSİTOZ
( Endositoz göze içine alma İLE ekzositoz dışarı çıkarmadır )
( Formül: Fagositoz İLE sekresyon )
- ENDOSKOPİ ile/ve/||/<> KOLONOSKOPİ
- ENDOTERMİK İLE EKZOTERMİK İLE İZOTERMİK ile/||/<> REAKSİYON ISI DEĞİŞİMLERİ
( Kimyasal reaksiyonlardaki ısı akışı yönleri. )
( Formül: ΔG = ΔH - TΔS )
- ENDOTERMİK ile/||/<> EKZOTERMİK
( Endotermik ısı alır İLE ekzotermik ısı verir )
( Formül: ΔH>0 İLE ΔH<0 )
- ENDÜSTRİ 1 - 4:
BUHAR ve/||/<>/> ELEKTRİK ve/||/<>/> OTOMASYON ve/||/<>/> NESNELERİN İNTERNETİ
- ENE, ORHUN (ERZURUM, 1967) :
( Milli basketbolcu ve basketbol antrenörü. Büyükderelidir. Galatasaray Lisesinden mezun oldu. Basketbol kariyeri nedeni ile ekonomi tahsilini yarıda bıraktı. Çocuk yaşta basketbola başladı ve kısa zamanda milli takım formasını giydi. Basketbol yaşamı boyunca Ortaköy, Eczacıbaşı, Paşabahçe, Fenerbahçe, Ülkerspor, Galatasaray ve İTÜ takımlarında oynadı. 1988 ve 1989'da Eczacıbaşı ve 1995'te Ülkerspor'da oynarken üç kez şampiyonluk yaşadı. 1990 ve 1992'de Paşabahçe'de, 1993'te Fenerbahçe, 1994 ve 1996'da ise Ülkerspor'da oynarken play - off finali oynadı. 2003'te oyuncu olarak basketbol yaşamını noktaladı ve antrenörlük hayatına atıldı. Basketbol oynadığı süre içinde 202 kez milli takım formasını giyme başarısını gösterdi. 1987 yılında Lazkiye (Suriye) şehrinde düzenlenen Akdeniz Oyunlarında şampiyon olan takımda yer aldı ve altın madalya kazandı. 2001'de Avrupa Şampiyonasında ikinci olan takımda yer aldı ve gümüş madalya aldı. Ümit Milli Takım Baş Antrenörlüğü görevini uzun süre devam ettirdi. Ayrıca A. Milli takım antrenörlüğü daha sonrada A Milli Takım Baş antrenörü ve Banvit takımı Baş Antrenörü olarak görev yaptı. )
- ENERGIA ile/ve/||/<> KINESIS
( Bilfiil. İLE/VE/||/<> Hareket. )
- ENERJİ AKIŞI ile/||/<> MADDE DÖNGÜSÜ
( Enerji tek yön kaybeder, madde döngüsel geri döner. )
( Formül: Termodinamik İLE konservasyon )
- ENERJİ DEPOLAMA ile/||/<> ENERJİ ÜRETİMİ
( Depolama batarya/pompalı talep, üretim anlık arz. )
( Formül: Zaman kaydırma İLE anlık )
- ENERJİ HARCAMAK/BOŞALTMAK ile ENERJİ DENGELEMEK
( SPENDING/RELEASING THE ENERGY vs. BALANCING THE ENERGY )
- ENERJİ VERİMLİLİĞİ ile/||/<> ENERJİ YOĞUNLUĞU
( Verimlilik çıktı/girdi, yoğunluk enerji/GDP. )
( Formül: η = W/Q İLE kWh/$ )
- ENERJİ ile DEVİNGENLİK/CANLILIK/HAREKETLİLİK
( ENERGY vs. DYNAMISM )
- ENERJİ" ile/değil EMEK
- ENERJİ ile/ve/ya da/<> KAPASİTE
( Çabalamanın yararı olmadığında, enerjinizi harcamamaya bakın. )
( ENERGY vs./and/or/<> CAPACITY )
- ENERJİNİN/BESİNİN:
KAYNAĞI ve/||/<>/> ARACI ve/||/<>/> TAŞIYICISI ve/||/<>/> TÜKETİCİSİ
( Güneş. VE/||/<>/> Toprak. VE/||/<>/> Bitkiler. VE/||/<>/> Hayvan/İnsan. )
- ENFARKTÜS[Fr. < INFARCTUS] değil/yerine/= TIKANCA
- ENFEKSİYON[İng. < INFECTION] değil/yerine/= BULAŞ/İÇBULAŞIM
- ENFLAMASYON/INFLAMMATION[İng.] değil/yerine/= YANGI, YANGILANMA
- ENFLASYON ile/||/<> STANDART BİG BANG
( Enflasyon ilk 10^(-32)s üstel, standart yavaş genişleme. )
( Formül: Horizon/flatness çözümü )
- ENFORMASYON[İng. < INFORMATION] değil/yerine/= BİLGİLENDİRME
- ENGEL/EMİR değil (KAVRAMSAL) OLUMSUZLUK BELİRTİMİ
- ENGEL OLMAK değil/yerine TEŞVİK ETMEK
- ENGEL ile BESLENME
- ENGEL ile/ve ÇENGEL
- ENGEL(") ile/ve/değil/yerine/||/<> ENGEBE
( Bir şeyin gerçekleşmesini önleyen neden. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Deprem, yel, sel vb. iç ve dış etmenlerin etkisiyle oluşan yayla, ova, koyak, çukur, dağ vb. biçimlerin bütünü, yüzey biçimleri. )
- [hem, ne] ENGEL ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de/||/<>/> KAYNAK
( [hem, ne] Kendimizden başka yoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/HEM DE/NE DE/||/<>/> Kendimizden başka yoktur. )
- ENGEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/< OLANAK
- ENGELLEME/ENGELLENME ile/ve/||/<> DAĞITMA/DAĞILMA
- ENGELLEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ENGELLEMEYİ ENGELLEMEK
- ENGELLEYİCİ ile/ve/değil/yerine/<> ÖNLEYİCİ
- [ne yazık ki]
ENGEL OLMAYA ÇALIŞANLAR ve/||/<>/>/< BAŞARACAĞIMIZA EN ÇOK İNANANLAR
- ENGİN, MEHMET FAHRİ EM. TUĞAMİRAL (SARIYER 1888 - 1970) :
( Sarıyer'de doğdu (1888). İlk ve orta öğrenimini tamamladıktan sonra 1902'de Bahriye Mektebi İdadisine girdi. 1906'da Bahriye Sınıfına geçti 1908'de Sınıf birincisi teğmen olarak mezun oldu. Mesudiye ve Asarı Tevfik zırhlıları ve Sultaniye vapuru ile Necmi Şevket Zırhlısında görev yaptı. 1910'de öğrenim için İngiltere'ye gitti. Rauf Orbay'ın komuta ettiği gemi ile Kızıldeniz, Akdeniz ve Adriyatik hareketlerine katıldı. Başarıları nedeni ile "Hamidiye Krovazörü Madalyası" ile ödüllendirildiler. İngiltere'ye ısmarlanan savaş gemilerine almak için giden ekipte yer aldı. İngiltere gemilere el koyunca yurda dönenler arasında oldu. Çanakkale Savaşları sırasında Barbaros Zırhlısında görev yaptı. 1917'de Alman Bahriyesinde incelemelerde bulunmak üzere Almanya'ya gönderildi. Hamidiye Gemisi Komutanlığı yaptı. Bir süre Padişah Vahdettin'in yaverliğini yaptı. Bu göreve Padişah'ın İstanbul'dan kaçışına kadar devam etti. Milli mücadeleye katılmadığı iddiası ile 1923'te açığa alındı. İtirazı üzerine tekrarlanan inceleme zorunda tekrar kendisine görev verildi ve çeşitli görevler üstlendi. Yavuz Zırhlısı Komutanı oldu. Deniz Harp Akademileri Komutanlığına getirildi.1936'da başlayan Montreux çalışmalarında Türk Delegasyonunun Danışmanlığını yaptı. Marmara Üssübahri ve Kocaeli Mevki Komutanı olarak görevlendirildi 1938'de ise emekli oldu. VI ve VII. Dönem de Samsun Milletvekili olarak görev yaptı. Refik Saydam Hükümetinde Ulaştırma Bakanlığı yaptı. Yazın hayatı da olan Fahri Engin'in yazıları Yakın Tarihimizin 3 ve 4. Ciltlerinde yayınlandı. 1970'de vefât etti. Rumelihisar'daki aile kabristanında gömülüdür. )
- ENGİN, MEHMET FAHRİ TÜMAMİRAL (1888 - 1970) :
( Bahriye mektebinden sonra İngiltere'de Portsmouth Mektebi'ni bitirdi. Donanma Deniz Harp Akademisi Komutanlığı (1928 - 1930), Denizbank Müşavirliği, V., VI. Ve VII. Dönem Samsun Milletvekilliği (1935 - 1946) ve Ulaştırma Bakanlığı (1941 - 1943) yaptı. )
- ENGİNAR[Yun.] ile/ve/<> KUŞKONMAZ/ASPARAGUS[Lat.]
( Bileşikgillerden, çok yıllık, dikenli bitki. | Bu bitkinin, çiçekliği, sebze olarak yenilen iri, topuz biçimindeki yeşil ürünü. İLE/VE/<> Zambakgillerden, uc dalları yapraksı görünüşte, toprakaltı köksaplarından çıkan taze sürgünleri yenilen bir bitki. | Aynı aileden, saksılarda yetiştirilen, uzun saplı, ince ve küçük yapraklı bir süs bitkisi. )
( CYNARA SCOLYMUS cum/et/<> ASPARAGUS OFFICINALIS | ASPARAGUS PLUMOSUS )
itibarı ile 21.694 başlık/FaRk ile birlikte,
21.694 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.
(27/88)
(1996'dan beri)