Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

YE... ~ YE...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



YE... ~ ... / ... ~ YE... ile başlayan FaRkLaR...

- !CEHÂLET ve/<> !BAĞNAZLIK ve/<> !ÖFKE ve/<> !YEGİNLİK/ŞİDDET


- ... değil YERELMASI


- "... ile ..." ile "... ile/yerine ..."


- "...'YA GEREK YOK" ile/değil/yerine "... YETERLİ"


- "AKILLI OLMAK" ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK


- "ALT-ÜST ETMEK" ile "YERLE BİR ETMEK"


- "DÜŞÜK" ile YETERSİZ

( "LOW" vs. INSUFFICIENT )


- "GEREKTİĞİ GİBİ" ile/ve "YETERİNCE"


- "GEREKTİĞİNDE" ile/ve "YERİ GELDİĞİNDE"


- "İDARE ETMEK" ile/ve/değil/yerine YETİNMEK


- "İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT" ile "YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE"


- "İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT" ile "YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE"


- "KESİN BİLGİ" ile/ve/değil/yerine YETKİN BİLGİ


- "KESİN/LİK" ile/ve/değil/yerine YETKİN/LİK


- "SAÇMA" ile/ve/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- "SEN DİLİ" KULLANMAMA GEREĞİ:
TANIMADIĞIN KİŞİ değil (YETERİNCE) SAMİMİ/YAKIN OLMADIĞIN(/DAN DOLAYI)

( Tanımadığınız ve/ya da yeterince samimi/yakın olmadığınız kişilere, "SİZ" diye hitap ediniz/edilir! )


- "SEVİYORUM" ile/ve/değil/yerine YEĞLİYORUM / TERCİH EDİYORUM

( [not] "I LOVE" vs./and/but I PREFER
I PREFER instead of "I LOVE" )


- "SU KOYVERMEK" ile "YELKENLERİ SUYA İNDİRMEK"


- "TAM OLARAK ..." değil/yerine YETERİ KADAR ...


- "TEKRAR GÖVDELENME" ile "YENİDEN DİRİL(T)ME/CANLAN(DIR)MA"

( REINCARNATION vs. RESURRECTION )


- "TİNDEN DOĞMA" ve/||/<> "YENİDEN DOĞMA"


- "UNUTMUŞUM" değil/yerine YETERİNCE (HIZLI) ANIMSAYAMAMIŞIM


- "UYGUN OLMA/MA" ile/ve/değil YETERİNCE UYGUN OLMA/MA


- "UYGUN OLMAMAK" ile "YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK"


- "YANSITMAK" ile "YER VERMEK"


- "YAŞAM/IM ÇOK SIKICI" değil (YETERİNCE) PARA(N) YOKTUR


- "YEDİ EMİN" değil YED-İ EMN

( ... DEĞİL Emin el/ler. )


- "YENEN" ile "YENİLEN"

( Boş konuşur. İLE Boşu boşuna susar ya da savunur. )


- "YENİDEN BAŞLANGIÇTA ..." değil YENİDEN BAŞLAMAKTA ...


- "YENİDEN DİRİL(T)ME" ile/değil YENİDEN CANLANDIRMA

( [not] RESURRECTION vs./but RE-ANIMATION )


- "YENİLEBİLİR" değil YENİLENEBİLİR


- "YESYENİ" değil YEPYENİ


- "YETERSİZ BAKİYE" değil/yerine/= YETERSİZ TUTAR


- "YUVARLAMAK/İNDİRMEK/GÖTÜRMEK" ile/değil/yerine YEMEK

( Lokmalar olabildiği kadar ağızda kalmalı, iyi çiğnenmelidir! Acele etmemeli ve yutma arzusunu kontrol edebilmelidir! )

( Yediğinizi için, içtiğinizi yiyin! )

( İSÂGA-İ TAÂM[Ar.]: Yemeğin kolaylıkla yutulması. )


- (")İNANMAK(") ile/ve/||/<> "YEMEK"/"YUTMAK"


- (")KAYIP("):
GERİ GEL(E)MEYECEK OLAN ile/ve/||/<> YERİ DOLDURULAMAYACAK OLAN


- (")PİS OLMAK(") ile/ve/<>/değil/yerine (YETERİNCE) TEMİZ OLMAMAK


- (BAĞIRAN) AĞAÇ KURBAĞASI ile EKVADOR AĞAÇ KURBAĞASI ile YEŞİL AĞAÇ KURBAĞASI

( HYLA GRATIOSA cum EPIPEDOBATES TRICOLOR cum LITORIA CAERULEA )

( BARKING TREE FROG vs. PHANTASMAL POISON FROG vs. GREEN TREE FROG )


- (GERÇEKTEN) İSTEMEK ve/+/||/<>/> EMEK ve/+/||/<>/> YEMEK


- (İÇ):
ÇOCUK ile/ve/||/<> YETİŞKİN ile/ve/||/<> EBEVEYN


- (ŞER'Î) ADLÎ DELİL:
MADDENİN VUCUDA GETİRDİĞİ ile/ve/||/<> KANUN TESİS ETMİŞ BULUNAN ile/ve/||/<> ŞAHADET ile/ve/||/<> KARİNE ile/ve/||/<> YEMİN

( PREUVES JUDICIAIRES )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
ESKİ ile/ve/<>/> YENİ

( XVII. yy. İLE/VE/<>/> XX. yy. ve sonrası. )


- [ne yazık ki]
"ÇOK FAZLA BİLMEK" =/< YETERİNCE VE YETKİN BİLMEMEK


- [ne yazık ki]
"İŞİNE GELDİĞİNDE" ile/değil/yerine/>< YERİ GELDİĞİNDE


- [ne yazık ki]
(")UYARI("):
(")AŞIRI(") ile/ve/||/<> (")YETERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YANLIŞ(")


- [ne yazık ki]
DÜŞÜLEN YALNIZLIK ile/ve/değil/yerine YEĞLENİLEN YALNIZLIK

( Çürütür/eritir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaştırır/geliştirir. )


- [ne yazık ki]
ÖĞRENMEME ve/||/<>/> ÖĞRENİLEN YANLIŞLARDAN VAZGEÇMEME ve/||/<>/> YENİDEN ÖĞRENMEME


- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ


- a.c./ANTE CIBUM[İng., Lat.] değil/yerine/= YEMEKTEN ÖNCE


- AÇIKLAMAK ile/ve YER VERMEK

( TO EXPLAIN vs./and TO GIVE PLACE )


- ACİL YARDIMDA:
BEBEK ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİN

( 0 - 1 yaş arası. İLE/VE/||/<> 1- 8 yaş arası. İLE/VE/||/<> 8 yaş üstü. )


- AD KOYMADA, DOĞUMUN:
ZAMAN/I ile/ve/<> YER/İ

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, çocukların adları, doğdukları yer ve zamana göre konuluyor. [Mbonsol: Ağacın altı. | Maseke: Dere kıyısı.] )

( Kişi, ahırda doğdu diye at olmadığı gibi, "nereli" olduğunun ve/ya da adının ne konulduğunun da belirleyiciliği yoktur/olmaz! )


- ADEM-İ SALÂHİYET değil/yerine/= YETKİSİZLİK


- AĞAÇ ile YELENGEÇ

( ... İLE Kabuğu, kendi kendine çatlayıp soyulan ağaç. )


- AGSM/ANTI-G STRAINING MANEUVER[İng.] değil/yerine/= YER ÇEKİMiNE KARŞI KOYMA MANEVRASI


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- AH ile/ve/> AMAN ile/ve/> YETİŞ[MEDED]

( 66 ile/ve/> 92 )

( ALLAH ile/ve/> HZ. MUHAMMED ile/ve/> HZ. ALİ )

( Allah, din ile, mezhep ile bulunmaz, aşk ile bulunur. )

( Bazıları Allah'ı aramaya Hicaz'a giderler. Aklı yetenler, Allah'ı aramak için bir adım atarlarsa kâfir olur. )

( AH diyene, AMAN edilir. )

( Allah'tan, AH edersin; AMAN'ı, Hz. Muhammed'den dile. )


- AKILSIZ"/"KAFASIZ" ile YETERSİZ(/DÜŞÜNCESİZ)


- AKLİNİK[Yun.] değil/yerine/= YER MANYETİK ALANININ, EĞİM VE AÇISI SIFIR OLAN YERİ


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )


- ALTOBASO[İt.] değil/yerine/= YELKENİN ALT KENARI


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/< YEĞLENİLİRLİK/TERCİH EDİLİRLİK


- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK


- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]


- AMORA[İt.] değil/yerine/= "YELKEN AÇ!" UYARISI/BUYRUĞU


- ANAKONDA ile YEŞİL ANAKONDA

( ... İLE Güneydoğu Asya'da ve Amazon ormanlarında yaşarlar. )

( ... İLE 9 m.'yi aşabilirler. 250 kg. ağırlığında olabilirler. )

( ... İLE Suda, karada oldukları kadar yavaş değillerdir. )

( ANACONDA vs. GREEN ANACONDA )


- ANAYASA HUKUK BİLİMİNDE:
KLASİK DÖNEM ile SİYASAL BİLİM YAKLAŞIMI ile YENİ ANAYASA HUKUKU

( 1800 - 1950 arası. İLE 1950 - 1980 arası. İLE 1980 ve sonrası. )


- ANEMOMETRE değil/yerine/= YELÖLÇER

( Yelölçer. )


- ANGUT ile/ve YEŞİLBAŞ

( Yaban ördeği. İLE/VE Eril yaban ördeği. )

( CASARCA FERRUGINEA cum ANAS PLATYRHYNCHOS )


- ANLAM BİLİMİ ile DİL BİLİMİ ile YAZIN/EDEBİYAT BİLİMİ ile GÖK BİLİMİ ile HALK BİLİMİ ile İŞ BİLİMİ ile TOPLUM BİLİMİ ile TOPRAK BİLİMİ ile YER BİLİMİ/ARZİYAT

( İlim, gücümüz; iman, kılıcımız; sükût da delinmez zırhımız olsun! )


- ANLAMA ile/ve/> YENİDEN KURMA


- ANLAMA ve YENİDEN YAŞAMA

( TO UNDERSTAND vs. RE-LIVING )


- ANLAMSIZ ile YERSİZ

( MEANLESS vs. UNFOUNDED )


- APOGEE değil/yerine/= YERÖTE


- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX

( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )


- ARAZİ[Ar.] değil/yerine/= YEREY

( Yeryüzünden bir parça. | Yerkabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası. )


- ARI KUŞU ile YEŞİL ARI KUŞU

( MEROPS APIASTER vs. MEROPS ORIENTALIS )


- ARMA:
DİREK ve/||/<> SEREN ve/||/<> HALAT ve/||/<> TEL MAKARA ve/||/<> YELKEN

( ARMA: Teknede, güverteden yukarı bölümde bulunan donanımların genel adı. )


- ARŞIN ile ÇARŞI ARŞINI ile MİMAR/BİNA ARŞINI(ZİRA-I MİMARİ)/PARMAK ile YENİ ARŞIN

( El parmaklarının ucundan, omuza kadar olan, 0,75855 m.'ye eşit, eski bir uzunluk ölçüsü. [Önceleri, 60 parçaya bölünen arşın, 994 Hicri yılından sonra 24'e bölünmüştür.] İLE Eskiden, kumaş ölçmekte kullanılan, 8 urup ve 16 kerrap'a bölünen, 0,6858 m.'ye eşit arşın. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandığı, 75,774 cm.lik arşın. İLE Osmanlılar'da, 1869'da, metre karşılığı olarak kabul edilen arşın. )


- ÂŞ[Fars.] değil/yerine/= YEMEK

( Muharrem ayında pişirilen aşure. )

( Yemek, öyle yenilmeli ki, biz onu yemeliyiz. O, bizi yememeli. | Lokma. )


- AŞEVİ/AŞHANE[Fars.]/LOKANTA[İt.]/RESTORAN[Fr./İng. < RESTAURANT] = YEMEK (PİŞİRME/YEME) YERİ

( Yoksullara parasız yemek yedirilen ya da dağıtılan yer, aşhane. | Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. | Tekkelerde yemek pişirilen yer. )


- AŞIRI KULLANIM ile/değil/yerine YERİNDE KULLANIM


- AVÂRIZ değil/yerine/= YER BİÇİMLERİ


- AVUNMAK ile YETİNMEK


- AY/DOLUNAY ile/ve YENİAY

( MEH ile/ve HİLÂL, ŞEHR )

( MOON vs./and CRESCENT )


- AYAĞA BAKMAK ile/ve/değil/yerine YERE BAKMAK


- AYASTEFANOS = YEŞİLKÖY


- AYRIMSAMA ile/ve/||/<> YENİDEN ÜRETME ile/ve/||/<> TANIMA


- AZİL değil/yerine/= YETKİKES


- BAĞIMLILIK ile/ve YERİNDEN OYNATILAMAZLIK

( DEPENDENCE vs./and NOT POSSIBLE TO MOVE UP )


- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


- BAŞARISIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< YETERSİZLİK


- BAŞKA (BİR ÇÖZÜM) ile/ve/değil YENİ (BİR ÇÖZÜM)


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BAŞLANGIÇ ile/ve YENİLİK

( BEGINNING vs./and INNOVATION/REFORM/NEWNESS )


- BAZEN ile/ve/||/<> YER YER


- BAZEN ile/ve/değil/yerine YERİ GELDİĞİNDE


- BAZI DURUMLARIN/ENGELLERİN/SIKINTILARIN:
"SEL GİBİ GEÇMESİ" ve/||/<> "YEL GİBİ ESMESİ"

( "Derelerde/n". VE/||/<> "Tepelerde/n". )


- BEBEK ile/ve/değil YENİ DOĞAN

( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )

( ... ile/ve/değil NEVZAT )

( RADIUN ile/ve/değil ... )


- BELİRLİ BİR ALANDA/KONUDA:
BİN KİTAP OKUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< (YETKİN) BİR KİTABI, BİN KEZ OKUMAK


- BESİNLER:
KIRMIZI ve/||/<> SARI ve/||/<> YEŞİL ve/||/<> MOR

( Sağlıklı bir kalp için. VE/||/<> Eklemler için. VE/||/<> Saflaşmak ve arınmak için. VE/||/<> Daha uzun yaşam için. )

( For healthy heart. AND/||/<> For joints. AND/||/<> To purify and detox. AND/||/<> For a longer life. )

( FOODS: RED and/||/<> YELLOW and/||/<> GREEN and/||/<> PURPLE )


- BEYAZ OY ile YEŞİL OY ile KIRMIZI OY

( Kabul demektir. İLE Çekimser kalındığını gösterir. İLE Red demektir. )


- BİBERDE:
ÇARLİSTON ile ACI ÇARLİSTON ile İNCE SİVRİ ile KALIN SİVRİ ile KIL SİVRİ ile KILÇIK SİVRİ ile DOLMA ile KAPYA ile ÜÇBURUN ile KIRMIZI ŞİLİ ile YEŞİL ŞİLİ ile MACAR ÇARLİ ile MACAR DOLMA ile JELAPENO ile KAMPARİ ile SARI KALİFORNİYA ile KIRMIZI KALİFORNİYA ile CİN


- BİLGİ ve/||/<>/> BİLİM ve/||/<>/> DAYANÇ(SABIR) ve/||/<>/> YETİNME

( Anamal/sermaye. VE/||/<>/> Silah. VE/||/<>/> Giysi. VE/||/<>/> Kazanç. )


- BİLİMCİ ile/ve/<>/> ÖKE ile/ve/<>/> BİLGER ile/ve/<>/> BİLGEN ile/ve/<>/> BİLMEN ile/ve/<>/> YETİLBEY ile/ve/<>/> BİLİMBEY

( Biliminsanı, akademisyen. İLE/VE/<>/> Doktor. İLE/VE/<>/> Yardımcı doçent. İLE/VE/<>/> Doçent. İLE/VE/<>/> Profesör. İLE/VE/<>/> Dekan. İLE/VE/<>/> Rektör. )


- BİLMEMEK ile/ve/değil YENİ ÖĞRENMİŞ OLMAK

( [not] NOT TO KNOW vs./and/but LEARNED IN SHORT PERIOD )


- BİR ŞEYİN:
"YOK OLMASI" ile/değil YER/BİÇİM DEĞİŞTİRMESİ


- BİR YANLIŞIN YAPILMASINDA VE YORUMLANMASINDA:
KAZÂ ile/ve/ne yazık ki/<>/> HATA ile/ve/ne yazık ki/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( İlk kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> İkincei kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> Üçüncü kez oluyorsa. )


- BIRAKMAK ile YERİNE KOYMAK


- BİREYSELLİK ve/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Bireyselliğin olgunluğu/kemâli, yüklenilmiş ya da beklentili gerekçesi olmayan yeğlemedir/tercihtir. )


- BİRİNCİLİK ile YENMEK

( Çokluda. İLE İkilide. )


- BİSİKLET YARIŞLARINDA:
SARI MAYO ile/ve YEŞİL MAYO ile/ve BEYAZ MAYO ile/ve KIRMIZI PUANLI MAYO

( Bisiklet sporundaki en büyük ödülün simgesidir. [En kısa zamanda turu bitirenin üzerinde olur.] İLE/VE En çok puan toplayanın giydiği. [Sarı mayodan farkı, bazı etaplardaki puanlamalar farklı olduğu için, sprint etaplarında başarılı olanlar daha fazla puan toplayabiliyor. Bu yüzden, sarı ve yeşil mayo, çoğu zaman farklı yarışçılara gider.] İLE/VE En başarılı genç bisikletçiye verilir. [Genç olmak, 26 yaşın altında olmak.] İLE/VE Tırmanış etaplarında toplanan puanlara göre verilir. )


- BİTÜM[Fr.] değil/yerine/= YERSAKIZI

( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb.de kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyukestane renginde madde. )


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BÜYÜKAYI ile/ve/<> YEDİGİR

( ... İLE/VE/<> Büyükayı'yı oluşturan yedi yıldız. )


- BÜYÜTMEK ile/ve/değil/||/<>/< YETİŞTİRMEK

( Gövdeyi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Zihni. )

( Bitkiyi/hayvanı/beşeri(kişiyi). İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< İnsanı/kişiliği. )


- ÇAĞLAR:
İLK ile/ve/<>/> ESKİ ile/ve/<>/> ORTA ile/ve/<>/> YENİ ile/ve/<>/> ÇAĞDAŞ

( M.Ö. 3400 ile/ve/<>/> M.Ö. VII. yy. - M.S. IV. yy. ile/ve/<>/> 1453 - 1600 ile/ve/<>/> 1600 - 1800 ile/ve/<>/> 1800 - 2000'ler )


- CAMİLERDE:
KLASİK ile/ve YENİ/NEO KLASİK


- CANCERS değil/yerine/= YENGEÇ BURCU


- ÇARŞAF ile YELDİRME

( ... İLE Kadınların, çarşaf yerine kullandığı, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. )


- ÇAY ile/ve/değil/yerine/<> YEŞİL/KÖK ÇAY

( THEA CHINENSIS cum ... )


- ÇAYIR MANTARI ile HOROZ MANTARI ile KAV MANTARI ile KEÇİ MANTARI/AK MANTAR ile KUZU MANTARI ile YER MANTARI/KEME/KARAKEME/DOMALAN[Lat. TUBER MELANOSPORUM] KARA KEME

( KAV MANTARI: Bazitli mantarlardan, ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen ve kurusu kav olarak kullanılan bitki.[Lat. FOMES FOMENTARIUS] )


- CEKET yerine/değil YEN


- cib.[Lat. < CUM cibis] değil/yerine/= YEMEKLER ARASINDA


- CİDE[Ar.] ile GINÂ[Ar.] ile YESÂR[Ar.]


- ÇİRKİN ile/değil YETERİNCE GÜZEL DEĞİL


- ÇOCUK:
"İSTEDİĞİN GİBİ" değil YETİŞTİRDİĞİN GİBİ

( Çocuklar, donmamış beton gibidir. Üzerlerine ne düşse/basılsa, kalıcı iz bırakır. )


- ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( [Sorumluluğu] Dışarıda/başkalarında bekleyen/"gören". İLE/> Kendinde bulan/üstlenen. )

( Sorumsuzluk. İLE/> Sorumluluk. )

( Yabancılık. İLE/> Özdeşlik. )

( Oyunlarla aldatılır. İLE/> Yeminlerle aldatılır. )

( Hiçbir şeyde, "her şeyi bulur". İLE/> "Her şeyde", hiçbir şey bulamaz. )


- ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞMİŞ/SERPİLMİŞ ÇOCUK/ÜFHÛD[Ar.]


- ÇOCUKLAR:
"İSTEDİĞİMİZ GİBİ" değil/yerine/< YETİŞTİRDİĞİMİZ GİBİ


- ÇOCUKLARIN, KARANLIKTAN KORKMASI
ile/değil/ne yazık ki/>
"YETİŞKİNLERİN", AYDINLIKTAN KORKMASI


- ÇOĞUNLUK ile/değil/yerine/<> YETERSAYI

( ... ile/değil/yerine/<> NİSAP )


- ÇOK ... yerine/değil YETER(Lİ)/KÂFİ DERECE(DE) ...


- ÇOK YEMEK ile/değil/yerine YEMEYİ SEVMEK

( [not] TO EAT MUCH vs. TO LOVE TO EAT
TO LOVE TO EAT instead of TO EAT MUCH )


- ÇOK YEMİŞİM/YEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YEDİKLERİM ÇOK GELDİ


- ÇÖPLEME:
KARA ile YEŞİL ile SARI

( Düğünçiçeğigillerden, kökleri içi sürdürücü olarak kullanılan, türleri olan bir bitki, marulcuk. )

( HELLEBORUS )


- coq. in quant. sut. aq.[Lat. < COQUE IN QUANTITATE SUFFICIANTE AQUAE] değil/yerine/= YETERİ KADAR SU İÇİNDE KAYNAT


- DALE/DISABILITY ADJUSTED LIFE EXPECTANCY[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTIMINE AYARLANMIŞ YAŞAM BEKLENTISİ


- DALY/DISABILITY ADJUSTED LIFE YEARS[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTIMINE AYARLANMIŞ YAŞAM YILLARI


- DE NOVO[İng.] değil/yerine/= YENİDEN


- DEĞİL ile/ve/değil/yerine YERİNE


- DEĞİRMEN ile YELDEĞİRMENİ

( MILL vs. WINDMILL )


- DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM:
ZORLUKTA VE ZORLANDIĞIMIZDA ile/ve/||/<> YETERİNCE GÖRDÜĞÜMÜZDE ile/ve/||/<> İSTEYECEK KADAR ÖĞRENDİĞİMİZDE ile/ve/||/<> YAPABİLECEK KADAR ALDIĞIMIZDA


- DEĞİŞİM ve/||/<> DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEYEN ve/||/<> CANLI-CANSIZ ve/||/<> YERÇEKİMİ


- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ

( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )


- DEKAN değil/yerine/= YETİLBEY

( Mâlî Papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


- DENİZ ASLANI ile YELELİ DENİZ ASLANI

( ... İLE Güney kutbunda yaşarlar. )


- DENİZ KAPLUMBAĞALARINDA:
CARETTA CARETTA/KUTU KAPLUMBAĞASI ile YEŞİL KAPLUMBAĞA/CHELONIA MYDAS

( Caretta Caretta Kaplumbağa'larının yumurtlama dönemi: 25 Mayıs - 30 Temmuz arasında yumurtlama, 01 - 30 Ağustos arasında yumurtadan çıkışlar!!! )

( Özellikle Çıralı - Antalya sahilinde onları izleyerek ve bu ilgi sayesinde sahilin talan edilme girişimlerini engellemeye destek olmanızı rica ederiz!!! )

( Ayakların dış tarafında, iki tırnak bulunur.[Ön ayakları, palet biçimini almıştır. Ön ayaklar, arka ayaklardan daha büyüktür.] İLE Ön ayaklarında, bir tırnak bulunur. )

( Kabukların arkası, kalp biçimindedir. Kabuk, açık renkli; sırt, kırmızı ve kahverengidir. İLE Kabukları daha koyu kahverengidir. )

( Büyüklükleri, 1 m.'dir. 40-150 kg. ağırlığında olabilirler. İLE Büyüklükleri, 1.40 cm. olabilir. 30-100 kg. olanlarına rastlanılabilmektedir. )


- DEPLASMAN/DISPLACEMENT[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞTİRME


- DERDEME = YEDİ GEZEGEN


- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


- DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN

( Doğru söz, yeminden ileri! )

( RIGHT WORD vs./and OATH )


- DOĞRU yerine YERİNDE/ZAMANINDA


- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA

( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )

( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )


- DOLUNAY ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]


- DOMESTİK[İng./Fr. < DOMESTIC/DOMESTIQUE] değil/yerine/= YEREL/İÇ, ÜLKE İÇİ


- DOMUZ ile/ve YERDOMUZU/AARDVARK

( image )


- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/yerine YERİNİ BULMA


- DÜNYA[Ar.] değil/yerine/= YERYÜZÜ / ACUN / YERTİNÇ


- DUŞU:
YEMEKTEN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/yerine YEMEKTEN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK


- DUŞU:
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/>< YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK


- DÜŞÜNMEMİŞ OLMAK ile/değil YETERSİZLİK/ZAYIFLIK/GERİLİK

( ... ile/değil REKÂKET )

( [not] HAVEN'T THOUGHT ABOUT vs./but INSUFFICIENCY/WEAKNESS/BACKWARD )


- DÜZELTME ile (YENİDEN) DÜZENLEME

( TO MAKE BETTER vs. (RE) ARRANGEMENT )


- EARTH değil/yerine/= YERYUVARI


- EKMEĞİN, YEMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI ile/ve/yerine YEMEĞİN, EKMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI

( Para olmadığında. İLE/VE/YERİNE Para olduğunda. )

( İDÂM[Ar.]: Katık, ekmeğe katık edilen şey. )


- EKMEK ile YEMEK


- EKSİK/LİK ile YETERSİZ/LİK

( "İstediğimiz bir şeyin", "olup" "olmaması", bizim için eşit değilse, hâlâ eksiğiz.
[Matlûbumuzun husûlü veya adem-i husûlü, nezdimizde, müsavî değilse, nâkısız!] )

( İstediğimiz oluyorsa "bir", olmuyorsa "bin" hayır aramak gerek. )

( DEFICIENCY vs. INSUFFICIENCY )


- ELE KARIŞMAK ve/||/<>/> YELE KARIŞMAK


- ELLİ BİN ile/değil YEDİ BİN


- EMEK ile/ve/<>/> YEMEK


- EMİN ve/||/<>/> YEMİN

( Eminsek, yemine gerek kalmaz fakat yine de bazen ve bazı koşullarda yemin edilebilir/beklenebilir. [Doğru söz, yeminden ileridir.] )


- EN ... değil/yerine YETERİNCE ...


- ENSTALASYON[Fr., İng. < INSTALLATION] değil/yerine/= YERLEŞTİRME


- ERGEN/YENİYETME ile/ve/<>/> YETİŞKİN ile/ve/<>/> BİLGE

( Yetişkinlerin, mükemmel olmadığını anladığımız gün. İLE/VE/<>/> Yetişkinleri affettiğimiz gün. İLE/VE/<>/> Kendini affettiğimiz gün. )


- ERİŞKİN/LİK ile/ve YETKİN/LİK


- EŞEK ARISI ile YER EŞEK ARISI (AĞUSTOSBÖCEĞİ KATİLİ)


- ESKİ ASTRONOMİ ile YENİ ASTRONOMİ

( Hey'et-i Kadîme. İLE Hey'et-i Cedîde. )

( OLD ASTRONOMY vs. NEW ASTRONOMY )


- ESKİ ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ORTA ÇAĞ ile/ve/||/<>/> YENİ ÇAĞ

( Eski zamanlarda başlayıp yazının bulunuşuna kadar geçen süre. İLE/VE/||/<>/> Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ. İLE/VE/||/<>/> Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] 1453'e ya da 1492'ye kadar süren çağ. İLE/VE/||/<>/> Orta Çağın bitiminden [1453 ya da 1492'den] Fransız İhtilali'ne [1789] kadar süren çağ. )


- ESKİ OKKA[< ÜKİYYE / VÜKYE] ile YENİ OKKA

( 1283 gram olan [400 Dirhem] olan ağırlık ölçüsü. İLE 1000 gr. olan ağırlık ölçüsü.[Okka'nın %78'ini karşılar.] )

( KIYYE-İ ATÎKA ile KIYYE-İ CEDÎDE )


- ESKİ QUITO ile/ve/<> YENİ QUITO

( Yaşayan hazine olarak tanımlanan eski Quito, 1978 yılında, Dünya Miras Dizini'ne giren, dünyadaki ilk kenttir.[İkinci sırada giren ise Polonya'nın Krakov kentidir.] İLE/VE/<> Ekvador'un başkenti. )


- ESKİ ile/ve YENİ

( OLD vs./and NEW )


- ESKİYLE "SAVAŞMAK" ile/değil/yerine YENİSİNİ YARATMAK


- EŞLERİN ÖRTÜŞMEZLİĞİ AÇMAZI(PARADOKSU)'NDA:
LEIBNIZ ve GEOMETRİ ile/ve/||/<> EŞLER ve ÖRTÜŞMEZLİK ile/ve/||/<> YERLERİN, UZAYDA FARKLILAŞMASI(1768)

( IMMANUEL KANT )


- ETEK GİYMEK:
İSKOÇYA'DA ve YEMEN'DE


- ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N


- ETKİLİLİK ile/ve/<> YERELLİK


- ETKİNLİK/PERFORMANS =/ve İLETİŞİM =/ve GÜDÜLENME =/ve YETKİNLİK/LER

( NE? ve NEDEN? ve NASIL? )


- EVET = YES[İng.] = OUI[Fr.] = JA[Alm.] = SI[İt.] = SÍ[İsp.]


- EVRENSEL DİL ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> YETER NEDEN İLKESİ

( LEIBNIZ )


- EZMEK ile YEDİRMEK


- FARE ile YELELİ FARE


- FAZLA ile/ve/yerine/değil YETERİNCE

( [not] EXCESS vs./and/but ADEQUATELY/SUFFICIENTLY
ADEQUATELY/SUFFICIENTLY instead of EXCESS )


- FELSEFE:
"YETENEKSİZLİK KONUSU" değil YETERSİZLİK DURUMU


- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME


- FELSEFE'DE MÎLÂDLAR:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- FESLEĞEN ile YERFESLEĞENİ

( ... İLE Sütleğengillerden, otsu ya da odunsu, sürüngen gövdeli bitki. )

( OCIMUM BASILICUM cum MERCURIALIS )


- FIRLAMAK ile YEKİNMEK

( ... İLE Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak. )


- FISTIK/PİSTE[Fars.] ile/ve/< YERFISTIĞI/ARAŞİT[Fr.(< Yun.)]

( ... cum ARACHIS HYPOGAEA )


- FORMASYON[Fr., İng.] değil/yerine/= YETİŞİM


- FORMASYON değil/yerine/= YETİŞİM


- G-LOC/G-INDUCED LOSS OF CONSCIOUSNESS GRAVITE[İng.] değil/yerine/= (YER ÇEKİMİ) UYARIMLI BİLİNÇ KAYBI


- GALİBİYET[Ar.] değil/yerine/= YENGİ

( Yenmek, utku, zafer. )


- GAZYUVARI/ATMOSFER YER


- GEÇ KALMAK ile/değil YETİŞEMEMEK

( Asla, "çok geç" değildir! )


- GECELERİ BİSİKLETTE:
SİYAH ile MAVİ ile KIRMIZI ile SARI ile BEYAZ ile YEŞİL

( Görünmez. İLE 17 m.'ye kadar. İLE 24 m.'ye kadar. İLE 37 m.'ye kadar. İLE 55 m.'ye kadar. İLE 130 m.'ye kadar. )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/<>/değil YETERLİ/LİK


- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )


- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK

( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )

( image )

( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )


- GEOİD değil/yerine/= YERGİN, YERİMSİ


- GEREĞİNDE ile/ve YERİNDE


- GEREK GÖRMEMEK ile/ve/<> YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- GEREK KOŞUL/NEDEN ile/ve/||/<> YETER KOŞUL/NEDEN


- GEREKİRSE yerine YERİ/ZAMANI GELDİĞİNDE


- GEREKLİ/LİK ile/ve YETERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and SUFFICIENCY )


- GEREKLİ ile/ve/<> YETERLİ

( NECESSARY/REQUIRED vs./and/<> SUFFICIENT/ENOUGH )


- GEREKSİZ/LİK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK

( [not] UNNECESSARY/LACK vs./but INCAPACITY
INCAPACITY instead of UNNECESSARY/LACK )


- GIDA ile YEMEK

( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )

( Aldığımız gıdalar, hayat ve huy sahibidir. )

( Kazın yediği otlar, kişiler/insan için şifalıdır. )

( MAT'ÛM[çoğ. MAT'ÛMÂT]: Yenilecek yemek. )


- GİRİŞMEK ile YELTENMEK


- GÖÇ(M)EN KUŞLAR ile YERLEŞİK/GÖÇMEYEN KUŞLAR


- GÖK ve/<> YER ve/<> YERALTI

( [Ar..] SEMÂ ve/<> .... ve/<> ... )

( ÂSMÂN ve/<> .... ve/<> ... )


- GÖKYÜZÜ ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Gökyüzünde ne varsa, yeryüzünde de o vardır. )

( HOKKA-İ MÎNÂ ile ... )


- GÖREV ile/ve/<> YETENEK

( TASK vs./and/<> TALENT )


- GRAVİTİ/GRAVITY değil/yerine/= YERÇEKİMİ


- GRİ/MAVİ-YEŞİL KARA MAMBA ile YEŞİL KARA MAMBA

( ... cum DENDROASPIS ANGUSTICEPS )


- GÜÇ ile YETKİ

( Güç tecezzi(parçalanma) kabul etmez. )

( POWER vs. AUTHORITY )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞİN


- GÜÇLÜ ile YERLEŞİK

( POWERFUL/STRONG vs. SETTLED/PERMANENT )


- GUGUK KUŞU ile/||/<> KOŞAR/YER GUGUK KUŞU/ROAD RUNNER

( ... İLE/||/<> Kuzey Amerika'nın güney-batısındaki çöllerde yaşar. 1829 yılında sınıflandırılmıştır. )

( )

( Ayrıntıları ve ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( CUCULUS CANORUS cum GEOCOCCYX CALIFORNIANUS )


- GÜL ile YEŞİL GÜL

( ... İLE 7-8 hafta yeşil kalan ve Halfeti-Şanlıurfa'da yetiştirilen bir gül. )

( )


- GÜNEY AFRİKA KÜRKLÜ FOKU ile YENİ ZELANDA KÜRKLÜ FOKU

( ... İLE NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[28:30 - 33:00 arası] )

( ... İLE Yaşama, Yeni Zelanda'nın, Kaykura kumsalı/kayalıklarından başlarlar. Denize akan dereden, ormanın derinliklerine ve yukarı doğru yüzen yavru foklar, ulaştıkları çağlayanın önünde üç günlük sürede, geliştirici ve yaşamda kalabilecek hareketleri çalışır. Üç gün sonra geri dönerek av olabilecekleri balinalardan kaçabilecek güçte olarak denizdeki yaşamlarına başlarlar. )


- GÜZEL/LİK ile YETERLİ/LİK

( BEAUTY/NESS vs. SUFFICIENCY )


- HAFİFE ALMAK ile (YETERİNCE) ÖNEMSEMEMEK


- HAK ile/ve YERİNDE HAK

( RIGHT vs./and RIGHT IN RIGHT PLACE )

( QUAN ile/ve ... )


- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI


- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)

( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> YETERSİZLİK


- HAVADAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= YELEÇ/YELEKEN

( Yüksek ve çevresi açık yer. )


- HAVAİ değil/yerine/= YELEME

( Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan. )


- HECCAV[Ar.] değil/yerine YERGİCİ


- HER BİÇİMDEN/GÖRÜNÜŞTEN ÇÖZÜLME/UZAKLAŞMA ve/||/<>/> YENİ VE YENİDEN BİÇİMLENME


- HERCÂÎ[Fars.] değil/yerine/= YELTEK/GELGEÇ

( İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )


- HİCİV/HİCV[Ar. < (aslı) HECV]/SATİR değil/yerine/= YERGİ/TAŞLAMA[Ar. TÂRÎZ]

( Birini, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi ya da bir göreneği yermek için yazılmış yazı/şiir ya da söylenmiş söz. İLE "Taşlamak." | Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama. | Alaylı halk şiiri. | Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, târîz. | Hakâret. )

( Terbiyesize, terbiyesizliğini, terbiyesizlik yapmadan ve onun seviyesine inmeden söylemek/yazmak. )


- HİLÂL değil/yerine/= YENİAY/AYÇA

( Hilâl. | Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmış ay yıldızlı süs, alem. )


- HİNT OKYANUSUNDA:
ANDAMAN DENİZİ ile/ve/||/<> MALAKKA BOĞAZI ile/ve/||/<> MARTABAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BENGAL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANBAY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUÇ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> UMMAN DENİZİ ile/ve/||/<> UMMAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BASRA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> YEMEN DENİZİ ile/ve/||/<> ADEN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KIZILDENİZ ile/ve/||/<> MOZAMBİK KANALI ile/ve/||/<> SOFALA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DELAGOA KÖRFEZİ


- HIZIR/KLOROFİL değil/yerine/= YEŞERMİK, YEŞİLİZ


- HÛDÂHUB ile/ve YEK BİR ALLAH YEK

( Kervanların nöbet/nevbet tutarken etrafa [dosta/düşmana] seslendirdikleri sözler. )


- İDARE ETMEK değil/yerine/= YETMEK


- İDDİALI ile/ve YETERLİ

( PRETENTIOUS vs./and ENOUGH )


- İDDİALI ile/ve YETKİN


- İFÂ[< VEFÂ] değil/yerine/= YERİNE GETİRME | BİR İŞİ YAPMA | İŞ GÖRME


- İGUANA ile YEŞİL İGUANA


- İKTİFA'[Ar. < KİFÂYET] değil/yerine/= YETİNME


- İLERLEYİCİ/LİK ile/ve/||/<> YENİLİKÇİ/LİK


- İLİM SAHİBİ OLMAK ile/ve/<> YED-İ TÛL/TÛLÂ SAHİBİ OLMAK

( [bir konunun/alanın/şeyin] Öncesi ve sonrasını, içini ve dışını bilmek. | Terimlerini ve tarihçesini bilmek. İLE/VE/<> Bir alanda, tam ve çok geniş bilgi sahibi olmak. )


- İLK ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> İKİNCİ ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> ERGENLİK ile/ve/||/<>/> ERİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> OLGUNLUK

( 4 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 9 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 13-15 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 18-21 arasında. İLE/VE/||/<>/> 21-24 sonrasında. İLE/VE/||/<>/> 40 yaşından sonra. )


- İMPARATORLUK ile YENİ EMPERYALİZM


- IN SITU[İng.] değil/yerine/= YERİNDE


- İNCİL ile/değil/yerine YENİ AHİT


- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM


- İNOVATİF/INNOVATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLİKÇİ


- İNSAF ile/ve/<> YETİNME

( JUSTICE/MERCY vs./and/<> TO BE CONTENTED WITH )


- İŞ VERMEK:
YETERSİZE ile/ve/<> HIRSLIYA ile/ve/<> YETERSİZ HIRSLIYA

( Başarısızlığa neden olur. İLE/VE/<> Kavgaya neden olur. İLE/VE/<> Fitneye neden olur. )

( KİFÂYETSİZE ile/ve/<> MUHTERÎSE ile/ve/<> KİFÂYETSİZ MUHTERÎSE )


- IŞIK - PARÇACIK BELİRSİZLİĞİ ile/ve/<>/= YER - YÖN BELİRSİZLİĞİ


- İSKEMI/İSCHEMIA[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANMA


- İSKEMIK PERİYOT/İSCHEMIC PERIOD[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN DÖNEM


- İSKEMIK/İSCHEMIC[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN


- İSTANBUL'UN FETHİNDEKİ BAYRAKLAR:
KIRMIZI ile/ve/<> YEŞİL ile/ve/<> BEYAZ

( Orduyu simgeler. İLE/VE/<> Dini simgeler. İLE/VE/<> Devleti simgeler. )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- İSTİZAN[Ar.] değil/yerine/= YETKİ/İZİN İSTEME


- İYİLİĞİN KOŞULLARI:
HIZLI(EN KISA SÜREDE) OLMALI ile/ve/||/<>/> GİZLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> GÖZDE BÜYÜTÜLMEMELİ ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> YERİNİ BULMALI


- İZOTOP/ISOTOPE[İng.] değil/yerine/= YERDEŞ


- JEODEZİ[Fr.] değil/yerine/= YERÖLÇÜM


- JİLET[Azr.] = YELEK[Tr.]


- KABİLE MENSUBİYETİ ile/ve YER MENSUBİYETİ


- KÂBİLİY(Y)ET değil/yerine/= YETENEK


- KABİLİYET[Ar.] değil/yerine/= YETENEK/BECERİ


- KABİLİYET değil/yerine/= YETENEK


- KAÇAK ile GİZLİ ile YERALTI

( ILLEGAL vs. SECRET/HIDDEN )


- KADER:
TESÂDÜF değil YEĞLEME/TERCİH


- KÂFİ değil/yerine/= YETERLİ


- KÂFİ değil/yerine/= YETERLİ


- KAİNAT:
EVREN ile/ve/değil/<> YERYÜZÜ


- KALEDONYA ile/ve/<> YENİ KALEDONYA

( İskoçya. İLE/VE/<> Kaptan Cook, bu coğrafyaya ilk vardığında, doğasını ve yeşilini çok beğendiğinden, vatanı İskoçya'ya benzeterek, Yeni Kaledonya olarak adlandırdı. )


- KAMPÜS[Fr./İng. < CAMPUS] değil/yerine/= YERLEŞKE


- KANAAT ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH


- KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN

( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )


- KARA ÇAM ile KIZIL ÇAM ile YEŞİL ÇAM

( image )


- KARARSIZ ile YERİNDE DURAMAYAN


- KARATE KUŞAKLARINDA:
BEYAZ ile/ve/||/<>/> SARI ile/ve/||/<>/> TURUNCU ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> MAVİ ile/ve/||/<>/> KAHVERENGİ(3. KYU) ile/ve/||/<>/> KAHVERENGİ(2. KYU) ile/ve/||/<>/> KAHVERENGİ(1. KYU) ile/ve/||/<>/> SİYAH (1. DAN) ile/ve/||/<>/> SİYAH (2. - 10. DAN)


- KARGA-TULUMBA[değil!][İt. < CARGA LA TROMBA] değil YELKENLERİ TOPLA


- KARIŞTIRMA ile/ve YERİNE KOYMA

( TO CONFUSE vs./and TO REPLACE )


- KARYE ile/ve YESRİB


- KASEM ile YEMİN


- KAVRAM ile/ve/||/<> YETERLİ KAVRAM


- KAYA ÖRÜMCEĞİ ile/ve ŞEYTAN ÖRÜMCEĞİ ile/ve YER ÖRÜMCEĞİ


- KAZA ile HATA ile YEĞLEME/TERCİH

( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )


- KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ ile YESERİZÂDE KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİ(Lİ)K


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİK


- KİFÂYET ile YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK

( YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK )


- KİFÂYETSİZ[Ar.] değil/yerine/= YETERSİZ


- KILIÇ BALIĞI ile/değil YELKEN BALIĞI

( ... İLE/DEĞİL Su altının, en hızlı balığıdır. )


- KIRMIZI ÖLÜM ile/ve BEYAZ ÖLÜM ile/ve YEŞİL ÖLÜM ile/ve SİYAH ÖLÜM

( Hırs ve ihtirasların, şehvetin ölümü. Alışkanlıkların[murâdât'ın], alışkanlıklardan dolayı oluşmuş yakınlıkların [menusât'ın] ölümü. İLE/VE İştahın ölümü.[Tokluğun, tıkınmanın] İLE/VE Kıyafetin ölümü. Giyim-kuşamdan uzaklaşma, libası terk etme. İLE/VE Halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ıstırabını yüklenmek. )

( MEVT-İ AHMER ile/ve MEVT-İ EBYEZ ile/ve MEVT-İ AHDER ile/ve MEVT-İ ESVED )

( Ölümün Dört Rengi - Dücâne Cündioğlu )


- KIRMIZI ile YEŞİL


- KİŞİNİN YETİŞMESİ ve/<> YETİŞMİŞ KİŞİ


- KOCABAŞ/FLURCUN ile YELVE/FLURYA

( İspinozgillerden, 18 cm. uzunluğunda, sırtı kahverengi, karnı pembe bir kuş türü. | Pancar, şeker pancarı. İLE İspinozgillerden, tüyleri yeşilimsi, ağaçlık ve fundalıklarda yaşayan, güzel ötüşli bir kuş. )

( COCCOTHRAUSTES COCCOTHRAUSTES cum CHOLORIS CHOLORIS )


- KOL ile YEKE

( ... İLE Kayıkta, dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol. )


- KONUKLUKTA ve/||/<> YEMEKTE ve/||/<> TOPLUMDA

( Gözümüze sahip çıkalım. VE/||/<> Elimize sahip çıkalım. VE/||/<> Dilimize sahip çıkalım. )


- KONUŞMAMAK ile/değil/yerine YERİNDE/KARARINCA/UYGUN KONUŞMAK

( [not] NO TALKING vs./but TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE
TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE instead of NO TALKING )


- KONUŞMAMAK ile/değil/yerine YERİNDE/KARARINCA/UYGUN KONUŞMAK

( Bir insan ne kadar çok gürültü yaparsa, sözleri de o kadar çok sessizdir. )

( [not] NO TALKING vs. TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE
TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE instead of NO TALKING )


- KONUŞMAMAK değil/yerine YERİNDE/KARARINCA/UYGUN KONUŞMAK


- KOTRA[Fr. < COTRE] değil/yerine/= YELKENLİ

( Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli. | Irmak ve göl ağızlarında kurulan ve ince kazıklarla kamışlardan yapılma dalyan. )


- KOYMAK ile/ve/değil/||/<>/< KUYMAK

( Katılarda. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Sıvılarda. )

( Bırakmak, yerleştirmek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dökmek. )


- KÜÇÜK YEŞİL AĞAÇKAKAN ile YEŞİL AĞAÇKAKAN

( ... İLE Avrupa'da bulunur. )

( ... İLE "Yağmur kuşları" olarak da bilinir. [kahkahaya benzeyen farklı bir sesi duyuluyorsa yağmur geliyor demektir.] )

( ... İLE Bir zamanlar İngilizce'de 40'a yakın bölgesel adı vardı. [Hewhole, Wudewale, Galley Bird, Yaffle(halen kullanılmaktadır! [anlamı: "doymak bilmeden yemek"tir. Bir oturuşta 2000 karınca yiyebildiği için])]
GREY-HEADED WOODPECKER vs. HEWHOLE )

( PICUS CANUS cum PICUS VIRIDIS )


- KURBAĞA ile YEŞİLBAĞA

( ... İLE Yeşil renkli bir tür küçük kurbağa. )


- KURT ile YELELİ KURT

( WOLF vs. MANED WOLF )


- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ

( )


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LÂİKLİK ile YERİNE KOYMA


- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI


- LİSANS[İng. < LICENCE] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ / YETKİNLİK


- LOKAL POTANSİYEL/LOCAL POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= YEREL GİZİL GÜÇ


- LOKAL değil/yerine/= YEREL


- LOKALİZASYON/LOCALIZATION[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİM


- LOKALİZE/LOCALIZED[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİMLİ


- LOKMANI ve/||/<> YERİNİ

( Hak et! VE/||/<> Pak et! )


- LOKMANIN TADI ile/ve/||/<>/> YEMEĞİN TADI

( Ne kadar çok çiğnersek. İLE/VE/||/<>/> Ne kadar az yersek. )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! İLE/VE/||/<>/> Çok yiyen, az tad alır; az yiyen, çok tad alır. )


- LOKMAYI ÇABUK YUTMAK ile/değil/yerine/><
YETERİNCE ÇİĞNEDİKTEN SONRA YUTMAK

( Yemek yerken bir sonraki lokmayı hazırlamak yerine ağızdaki lokmayı iyice çiğnemek, yavaş yemek ve yiyeceğin tadını/zevkini tam olarak almaya çalışmaktır doğru olanı! )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! )


- MADEN İŞÇİSİ İÇİN:
YERÜSTÜ değil/ne yazık ki/<>/>< YERALTI

( Açlık var ve kesin. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/<>/>< Ölüm var ve olasılık. )


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAHAL/MEVZİ[Ar.] değil/yerine/= YER/YÖRE


- MAKUL KUŞKU ile YETERLİ KUŞKU ile AĞIRLIKLI KUŞKU

( ... İLE Dava açmadaki belirleyeci. İLE ... )


- MANTAR ile YERMANTARI/KEME


- MASADA ile/ve/değil/yerine YERDE

( Daha çok yenilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yeterince, gerektiği kadarı yenilir. )


- MASALLAR:
ÇOCUKLARA ile/ve/||/<> YETİŞKİNLERE

( Uyutmak için. İLE/VE/||/<> Uyandırmak için. )


- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL


- MAVİ PASAPORT ile YEŞİL PASAPORT ile KIRMIZI PASAPORT


- MEDİNE ile/ve/< YESRİB

( TAYBE ile/ve/< ... )


- MEKÂN ile YER

( TOPOS/KHORA )


- MEKNÛZ[< KENZ] değil/yerine/= YERE GÖMÜLÜ, HAZİNEDE SAKLI


- MELEKE[Ar.] değil/yerine/= YETİ

( TEKRARLAYA TEKRARLAYA MEYDANA GELEN ALIŞIKLIK, YATKINLIK, YORDAM | YETİ )


- MERKEZİN:
KAYMASI ile/değil YER DEĞİŞTİRMESİ


- MESÂHA ETMEK[doğrusu MİSÂHA/T] değil/yerine/= YERİ ÖLÇME | YÜZÖLÇÜMÜ

( Ölçmek. )


- METAFİZİK:
PLATON'DA ile/ve/||/<>/> ARISTOTELES'TE ile/ve/||/<>/> YENİ PLATONCULUK'TA ile/ve/||/<>/> LEIBNIZ'DE ile/ve/||/<>/> MODERN DÖNEMDE


- MEZİYET ile/ve YETENEK

( Bir kişiyi ya da nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik. İLE/VE Bir şeyi anlama/yapabilme niteliği. | Bir duruma uyma konusunda kişide bulunan ve doğuştan gelen güç. | Kişinin kalıtımsal olarak öğrenmesini çerçeveleyen sınır. | Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü. )

( Yeteneklerinin farkedilmemesi, kişide üzüntü, çevresindekilerdeyse kayba yol açar. )

( MERIT vs./and TALENT/CAPACITY )


- MEZUN[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİ


- MİMARÎ ile/değil/yerine/||/<>/< YEŞİL MİMARÎ


- MİMARİDE:
YERELLİK ile/ve/||/<> YENİLİK ile/ve/||/<> YERSİZLİK


- MODERN BİLİM ile/ve/değil YENİ DOĞA FELSEFESİ

( COLINGWOOD'un DOĞA TASARIMI adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )


- MODERN ile YENİ

( MODERN vs. NEW )


- MONTE ETMEK değil/yerine/= YERLEŞTİRMEK


- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZÂT

( YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZAT )


- MÜLTECİ:
ÜLKESİNDE ile/ve/||/<> YERİNDEN EDİLMİŞ ile/ve/||/<> YERİNDE/MAHALİNDE [IDPs]


- MÜRECCAH[< RÜCHÂN] ile YEĞLENEN, TERCİH EDİLEN, ÜSTÜN TUTULAN


- MÜRECCEH[Ar.] değil/yerine/= YEĞ / YEĞREK


- MÜSTAHSİL[< HÂSIL] değil/yerine/= YETİŞTİREN, YETİŞTİRİCİ, ÜRETİCİ


- MÜSTAKARR[< KARÂR]/KARARGÂH[Ar. KARAR + Fars. GÂH] değil/yerine/= YERLEŞİLEN, DURULAN YER

( KARARGÂH: Bir birlik ya da kurumun, kumandan ile yardımcı şube ve bölümlerinden oluşan kuruluş. | Ordunun uzun bir süre ya da geçici olarak konakladığı yer. | Durulan ya da kalınan yer. )


- MUTLAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YETKİN/LİK

( Bir şeyin mutlak olması, yetkin olduğu anlamına gelmez. )


- MUTLULUK ve/||/<>/>/< YETİNMEK


- MÜVEKKİL değil/yerine/= YETKİVEREN


- NADİREN ile YERİ GELDİĞİNDE

( RARELY vs. CONGRUOUS )


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN


- NEHÂR[Ar.] ile YEVM[Ar.]


- NEMRUT ile/değil YESEMEK


- NEONATAL[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN (İLİŞKİLİ)


- NEONATOLOJİ/NEONATOLOGY[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN BİLİMİ


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NEV-BAHÂR ile YENİ BAHAR

( Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamıdır. [Zamanımızda bir örneği kalmamıştır.] )


- NİCELİKLER ile YER/MEKÂN

( [zıtlık/zıddı] Yoktur. İLE Vardır. )


- NİSAP değil/yerine/= YETER SAYI


- OĞLAK DÖNENCESİ ile/ve YENGEÇ DÖNENCESİ

( Güney yarımkürede. İLE/VE Kuzey yarımkürede. )

( Ekvator'un, 23° 27' güneyinden geçtiği varsayılan enlemdir. İLE/VE Ekvator'un, 23° 27' kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir. )


- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN

( Hiçbirine, çözüm yoktur. )


- OLANAKLILIK/OLANAKSIZLIK ile/ve YETERLİLİK/YETERSİZLİK

( POSSIBILITY/IMPOSSIBILITY vs./and SUFFICIENCY/INSUFFICIENCY )


- OLANLA(RLA) / OLDUĞU KADARIYLA:
TATMİN/MUTMAİN OLMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/||/<> YETİNME(ME)K


- OLGUN/LUK ile/ve YETKİN/LİK


- OLGUN ile YETİK

( ... İLE Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. | Bilgili, olgun. )


- OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN


- ÖNCEKİ ile/ve/değil YETERSİZLİK


- ÖNCESİ-SONRASI:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- ÖNLEM ALMALI:
SEL ALMADAN ile/ve/||/<> YEL ALMADAN ile/ve/||/<> TOPRAK ALMADAN ile/ve/||/<> ALEV ALMADAN


- ORAN ile/ve/||/<> YERLEŞTİRME


- ÖRGÜNLÜK ile/ve/<> YETKİNLİK


- ÖRÜMCEK ile/ve YENGEÇÖRÜMCEĞİ


- OT ile YEŞİLLİK ile SAMAN ile KAMIŞ


- OTORİZASYON[İng. < AUTHORISATION] değil/yerine/= YETKİLENDİRME


- ÖVGÜ(MEDH) >< YERGİ(TENKİD)


- ÖVMEK ile/ve/=/> YERMEK

( SENÂ', MEDH ile ... )


- OY ÇEŞİTLERİ'NDE:
BEYAZ ile YEŞİL ile KIRMIZI

( Kabul. İLE Çekimser. İLE Red. )


- OYLUM/HACİM DEĞİŞTİRME ile/ve YER DEĞİŞTİRME


- OYUNCU:
İSTEKLİ ile YETENEKLİ ile HEM İSTEKLİ, HEM DE YETENEKLİ


- ÖZGÜN ZEMİN ile/ve/> YETKİN HEDEF

( AUTHENTIC/ORIGINAL GROUND vs./and/> PERFECT GOAL/TARGET )


- ÖZGÜN ile/ve YENİ

( ORIGINAL/AUTHENTIC vs./and NEW )


- OZOKERİT değil/yerine/= YERMUMU

( Petrol ve terebentin içinde eriyen, doğal hidrokarbonlardan oluşan bir tür mum. )


- p.c.[Lat. < POST CIBUM] değil/yerine/= YEMEKLERDEN SONRA


- P.C./POST CİBUM, AFTER MEALS[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA


- PALMİYE ile YERLİ PALMİYE/DATÇA HURMASI


- PANAMA KANALI ile/ve/||/<>/> YENİ/PARALEL PANAMA KANALI

( Açılış yılı, 1914'tür. )

( )

( Panama Kanalı

Panama Kanalı (Teknik)

Panama Kanalı (video) )


- PARAKRİN/PARACRINE[İng.] değil/yerine/= YEREL HORMON


- PC/POST CİBUM[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA


- PEJORATİF[Fr.] değil/yerine/= YERMELİ


- PERIGEE değil/yerine/= YERBERİ


- PETROL[Fr. < Lat.] değil/yerine/= YERYAĞI

( Yoğunluğu 0.8'den 0.95'e kadar değişebilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ. )


- POA/PROOF OF AUTHORITY[İng.] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ


- PROFICIENCY[İng.] değil/yerine/= YETERLİLİK


- Q.N.S./QUANTUM NON SATIS, QUANTITY NOT SUFFICIENT[İng.] değil/yerine/= YETERLİ MİKTARDA DEĞİL


- Q.S./SUFFICIENT QUANTITY[İng.] değil/yerine/= YETERLİ MİKTARDA


- qs.[Lat. < QUANTUM SUFFICIT] değil/yerine/= YETERİ KADAR, GEREKTİĞİ KADAR


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> YEĞLEME AÇMAZI


- REAKTIVASYON/REACTIVATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN ETKINLEŞTİRME


- REANIMASYON/REANIMATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN CANLANDIRMA


- REDISTRİBÜSYON/REDISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAĞILIM


- REENTRAN/REENTRANT[İng.] değil/yerine/= YENIDEN GİREN


- REENTRİ/REENTRY[İng.] değil/yerine/= YENIDEN GİRİŞ


- REJENERASYON/REGENERATION[İng.] değil/yerine/= YENİLENİM


- REJENERATİF/REGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLEYEN


- REKOMBİNAN/RECOMBINANT[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİRLEŞTİRİLMİŞ | GENETİK ÇEŞİTLENDİRİLMİŞ


- REKOMBİNASYON/RECOMBINATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİRLEŞTİRME | GENETİK ÇEŞİTLENDİRME


- REKONSTRÜKSİYON/RECONSTRUCTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN YAPILANDIRMA


- REKONSTRÜKTİF/RECONSTRUCTIVE[İng.] değil/yerine/= YENIDEN YAPILANDIRICI


- REMODELING[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİÇİMLENDİRME


- REORGANİZASYON/REORGANIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DÜZENLEME


- REPERFÜZYON/REPERFUSION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KANLANMA


- REPLANTASYO/N REPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YERINE TAKMA | YENIDEN EKİM


- REPLASMAN/REPLACEMENT[İng.] değil/yerine/= YERINE KOYMA


- REPOLARİZASYON/REPOLARIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KUTUPLANMA


- RESENKRONİZASYON/RESYNCHRONIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN EŞ ZAMANLAMA


- RESET[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KURMA


- RESTENOZ/RESTENOSIS[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DARALMA


- RESÜSITASYON/RESUSCITATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN CANLANDIRMA


- RETRANSPLANTASYON/RETRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN NAKİL


- REVASKÜLARİZASYON/REVASCULARIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAMARLANMA


- REZERV/RESERVE[İng.] değil/yerine/= YEDEK


- RUHSAT[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİK


- RÜZGÂR değil/yerine/= YEL


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SALÂHİYET[Ar.] değil/yerine/= YETKİ

( YETKİ, BİR İŞE KARIŞMAYA YA DA GÖREV GEREĞİ BİR İŞ YAPMAYA, BİR HAREKETTE BULUNMAYA HAKLI OLMA | BİR DÂVÂYA BAKABİLME )


- SALÂHİYETNÂME değil/yerine/= YETKİBELGE


- SALAMANJE[Fr.] değil/yerine/= YEMEK ODASI


- SALTANAT değil/yerine/= YETKELİK


- SARMAŞIK ile YERSARMAŞIĞI

( ... İLE Gebreotugillerden, nemli yerlerde, duvar diplerinde yetişen bir bitki. )

( ... cum CLEOME )


- SATİR[Fr.] değil/yerine/= YERGİ


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ

( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."

İLE/VE/||/<>

Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )


- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )

( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )

( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )

( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )

( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )

( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )

( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )


- ŞEFKÂT:
KORUYUCU ve BAKICI ve YETİŞTİRİCİ


- ŞEKİLLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> "YEŞİLLENDİRMEK"


- ŞEMSİYE ile/ve/||/<> YELPAZE


- SEVİNME >< YERİNME


- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK

( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )


- ŞİKAYET ETMEK değil/yerine/= YETKEYE BİLDİRMEK


- SİNCAP ile YER SİNCABI


- SINIRLI TUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< YETİNMEK


- SINIRLI/LIK ile YETERSİZ/LİK

( RESTRICTED/NESS vs. INFSUFFICIENCY )


- SIRIK DOMATES ile YER DOMATESİ ile YEŞİL DOMATES ile KAVATA ile OVAL ile ELİKA ile SALKİTO

( Salatalık. İLE Yemeklik. İLE Turşuluk. İLE Dolmalık. [Kızarmayan domates] )

( LYCOPERSICON ESCULENTUM )


- SİYAH ÇAY ile/değil/yerine YEŞİL ÇAY ile/değil/yerine BEYAZ ÇAY VE BİTKİ ÇAYLARI

( Çay kadehte dide efruz olmalı
Leb-rîz-i leb-reng-i leb-sûz olmalı
[Çay, bardakta berraklığı ile göz alıcı, dikkat çekici
Leb-renk: Demi dudak renginde olmalı
Leb-rîz: Sıcaklığı dudak yakıcılığında
Leb-sûz: Bardağa doldurulduğunda mutlaka dudak payı bırakılmalı] )

( Üretiminde soldurma, kıvırma, oksidasyon ve kurutma yöntemleri uygulanmaktadır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Taze çay yapraklarının ısıl işlem, kıvırma ve kurutulmasıyla üretilmektedir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Çay bitkisinin sadece tomurcuklarının ve genç yaprakları kullanılmaktadır. VE Bitkilerin toplanıp kuru(tul)masıyladır. )


- SOĞUTUCU/KLİMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YEL YAKALAYICISI

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SOLUCAN ile YERSOLUCANI

( ... İLE Halkalılardan, nemli topraklarda yaşayan bir solucan. )

( ... cum LUMBRICUS TERRESTRIS )


- SOLUK BORUSU/TRAKE[Fr. < TRACHEE] ile/ve/||/<> YEMEK BORUSU/ÖZAFAGUS/GULLET

( WEASAND/TRACHEA vs./and/||/<> ESOPHAGUS )


- SÖZ ile/ve/<> YEMİN

( Doğru söz yeminden ileri! )

( HULF[Ar.]: Verdiği sözü tutmama, üzerinde durmama. | [mantıkta/matematikte] Saçmaya indirgeme. )


- SÖZCÜKLERDE/TERİMLERDE:
KAYNAK ve/||/<>/> OLUŞ ve/||/<>/> SINIRLAMA ve/||/<>/> YAYILMA ve/||/<>/> YERLEŞME

( NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR )


- STEPNE[Fr.]/İSTEPNE değil/yerine/= YEDEK TEKER


- ŞU KADARI:
"YETER" ile/ve/değil (YETMİYORSA DA/YETMEYECEKSE DE) YETSİN!


- SU KULLANIM/AYAK İZİNDE:
MAVİ ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> GRİ

( Bir ürünü üretmek için gereksinim duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynakları ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir ürünü üretmek için kullanılan toplam yağmur suyu ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Kirlilik yükünün ortadan kaldırılması ya da azaltılması için kullanılan tatlı su oranı. )


- SU:
YERÜSTÜ/NDE ile/ve/<> YERALTI/NDA

( Yukarıdan aşağı akar. İLE/VE/<> Aşağıdan yukarı doğru çıkar. )


- SUBSTİTÜSYON/SUBSTİTUTION[İng.] değil/yerine/= YERINE KOYMA


- SULTA[Ar.] / OTORİTE/R[İng. < AUTHORITY/Fr. < AUTORITÉ] değil/yerine/= YETKE/Cİ | BASKI / YETKİLİ | UZMAN


- SULTAN değil/yerine/= YETKEMEN


- SULTANÎ (YAPRAK/PUL) MERCİMEK[Fars.] ile YEŞİL(SIRA) MERCİMEK[Fars.] ile (KABUKLU) KIRMIZI MERCİMEK[Fars.] ile KIRMIZI İÇ MERCİMEK[Fars.] ile YEŞİLİMSİ/SARI İÇ MERCİMEK[Fars.]

( YASMIK )

( Kabuk renkleri, yeşil ya da sarımsı yeşildir. Pembemsi-sarı yeşil, grimsi-sarı yeşil, sarımsı-yeşil üzerinde koyu yeşil benekli olanları da vardır. Kotiledon renkleri, yeşilimsi sarı, taneleri yassı, yuvarlak ve çapı, 6 mm.'den büyüktür. İLE Genellikle yeşil ya da sarımsı olmakla birlikte sarımsı-pembe yeşil, grimsi-yeşil olanları da vardır. Taneler, yanlardan basık, yuvarlak ve tane çapı, 3 mm.'den büyüktür. İLE Kabuk rengi, genellikle grimsi-kırmızı olmakla birlikte, sarımsı pembe üzerine koyu mavi ya da grimsi üzerine koyu mavi ya da siyah benekli ve sarımsı yeşil renkli olanları da vardır. Kotiledon rengi, turuncu kırmızıdır. Tanelerin yanları basık, yuvarlak ve tane çapları, 3 mm.'den büyüktür. İLE Kotiledon renkleri, turuncu kırmızıdır. Kotiledonların iç yüzeyleri yuvarlaktır. İLE Kotiledon renkleri, yeşilimsi sarıdır. Kotiledonların iç yüzeyi düz, dış yüzeyi yuvarlaktır.[Türkiye'de, Kışlık Pul 11, Kışlık Yeşil 21, Kışlık Yeşil 31, Fırat 87, Sazak 91, Kışlık Yerli Kırmızı, Emre 20, Kayı 91, Erzurum 89, Malazgirt 89, Seyran 96, Ali Dayı, Meyveci 2000 adlarında tohumluk üretimi yapılan çeşitleri bulunmaktadır.] )

( ADES[çoğ. A'DÂS], BÎKA )

( ÂŞ-I HALÎL[bitkibilimde]: Mercimek. )

( LENS CULINARIS )


- SÜNE ile YEŞİLBAŞ

( Bir tür yaban ördeği. İLE Eril yaban ördeği. )


- SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLENEBİLİR/LİK

( [not] SUSTAINABILITY vs./and/but/||/<>/> REGENERABILITY
REGENERABILITY instead of SUSTAINABILITY )


- SÜREKLİ RÜZGÂRLAR ile/ve MEVSİMLİK RÜZGÂRLAR (MUSON) ile/ve YEREL RÜZGÂRLAR

( Tüm yıl boyunca birbirine ters yönde eserler ve okyanus akıntılarına neden olurlar. İLE/VE Muson yağmurlarında, yön değiştirdikleri Ocak ve Temmuz aylarında dev dalgalar olur. İLE/VE ... )


- SÜRŞARJ[Fr., İng. SURCHARGE] değil/yerine/= YENİBASIM

( Bir sayının, sözcüğün yerine geçmek için üzerine başka bir sayı ya da sözcük basma işi. )


- SUYU:
YEMEKTE İÇMEK değil/yerine YEMEKTEN 1 SAAT ÖNCE YA DA SONRA İÇMEK

( ÂB-HURDE: Su içen. )


- TAÂM[< ET'İME] ile YEMEK, AŞ

( YEMEK, AŞ )


- TAKINTI ile/değil YETKİNLİK


- TAKT[Fr. < TACT] değil/yerine/= YERİNDE KONUŞMA/DAVRANMA


- TAM/LIK ile/ve/değil/yerine YETERLİ/LİK


- TAMAMLAMAK ile YERİNE GETİRMEK


- TAMİR ETMEK ile/ve/değil/yerine YENİDEN YAPILANDIRMA


- TANIMA:
YETKİN BİLME ile/ve/||/<> YETERİNCE BİLME


- TARİH YAZIMI:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> BÜTÜNSEL ile/ve/||/<>/> YENİ SİNEMA ile/ve/||/<>/> MİKRO


- TARZ ile/ve/<> YEĞLEME/TERCİH


- TAŞ ile YEŞİM[Ar.]

( ... İLE Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş. )


- TATLIYI:
YEMEKTEN ÖNCE YEMEK ile/ve/||/<> YEMEKTEN SONRA YEMEK


- TAZE[Fars.] ile/ve YENİ

( Hiçbir şey yok, yeni olan güneşin altında. )

( FRESH vs./and NEW )


- TEE/TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ TRANSOESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN EKOKARDİYOGRAFİ


- TEESSÜF[Ar.] değil/yerine/= YERİNME

( Acınmak. | Pişman olmak. )


- TEKEMMÜL[Ar. < KEMÂL] değil/yerine/= YETKİNLEŞME

( KEMÂLE GELME, KEMÂL BULMA, OLGUNLAŞMA )


- TEKERLEKLERDE:
ESKİ ile/değil/yerine YENİ

( )


- TEKRAR ile YENİDEN

( REPETITION vs./and AGAIN )


- TELEK/RÎŞ ile/ve YELEK

( Kuşların, gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, türlü renklerde kalın eksenli tüy. İLE/VE Kuş kanadının büyük kalemli tüyü. )

( PER: Kanat. | Yelek, kuş kanadının büyük tüyleri. )


- TEMBEL/LİK ile/ve/||/<> YETERSİZ/LİK


- TERCİH değil/yerine/= YEĞLEME


- TERİMLERİN/KAVRAMLARIN KULLANIMINDA:
FARKLILIK ile/ve/değil/yerine YEĞLEME


- TERSİNE ÇEVİRME ile YER DEĞİŞTİRME


- TEVKİL değil/yerine/= YETKİGEÇİ


- TEYZE ile/ve YENGE/BULA

( ... İLE/VE Amca ya da dayının eşi. )


- TIKINMA/K ile/değil/yerine YEME/K

( Eline geçen yiyeceği oburca yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE Yemek yemek. )


- TİNDEN DOĞMUŞ OLAN ile/ve/||/<>/> YENİDEN DOĞMUŞ OLAN


- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ

( )


- TRANSLOKASYON/TRANSLOCATION[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞİM


- TRANSÖZOFAGEAL/TRANSESOPHAGEAL[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN


- TRANSPOZİSYON/TRANSPOSITION[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞİMİ


- TRAVMALAR:
ANNE KARNINDA ile/ve/||/<> BEBEKLİKTE ile/ve/||/<> ÇOCUKLUKTA ile/ve/||/<> GENÇLİKTE ile/ve/||/<> YETİŞKİNLİKTE


- TÜRKÜLERDE:
OYUN HAVALARI ile/ve LİRİK ile/ve DOĞA(PASTORAL) ile/ve YERGİ(SATİRİK) KONULU ile/ve SİMGELİ/TEMSİLÎ ile/ve KAHRAMANLIK VE SERHAT HAVALARI ile/ve TÖRENSEL VE GİZEM İÇERİKLİ ile/ve SOSYAL İÇERİKLİ ile/ve GURBET VE HASRET ile/ve MİZAHÎ VE ALAN OYUN ile/ve ÂŞIKLAMALAR ile/ve AĞIT VE KIRAN DESTANLARI ile/ve KARŞILIKLI DEYİŞLEME VE ATIŞMALAR


- TUTARLI/LIK ile/ve/||/<>/> YETERLİ/LİK


- ÜÇ BOYUTLU ile/ve/değil/||/<>/> YEDİ BOYUTLU


- ÜÇ KÜRE ve/||/<>/> YEDİ KÜRE ve/||/<>/> ONBİR KÜRE


- UÇURTMALARIN UÇMASI:
YEL GÜCÜ ile/ve/değil/||/<>/>/< YELE KARŞI KOYARAK


- ÜMİTSİZLİK =/ve/||/<>/> | YENİLGİ ve ÖLÜM |


- UNUTMAK ile/ve YENİLEMEK

( TO FORGET vs./and TO REFRESH )


- ÜRETMEK ile YENİ BİR ŞEY ÜRETMEK

( TO PRODUCE vs. TO PRODUCE BRAND NEW )


- US/AKIL[Ar.]/LOGOS[Yun.] ile/ve/||/<> YER/TOPOS[Yun.]


- ÜSTÜN KAVRAMLAŞMIŞ DİL(LER) ile YETERİNCE KAVRAMLAŞAMAMIŞ DİL(LER)


- UYGUN OLMAMAK ile YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK

( NOT TO BE IN APPROPRIATE vs. NOT ENOUGH AS MUCH AS TO BE IN APPROPRIATE )


- UYUM ile/ve YETENEK


- UYUŞMAK ile/değil/yerine/>< YETİŞMEK


- UZAKTAN ETKİ ile/ve/||/<> YERELLİK


- VAROLUŞUMUZ:
ANLAMLI! ve/||/<> YETERLİ!

( Sadece, varolmamız/varoluşumuz bile, (yeterince) anlamlı ve yeterlidir!
[ Bir miktar fazlası da, -beklenti içine düşmeden!- olabilir elbette! ] )


- VAZGEÇMEK ile YEĞLEME/TERCİH

( TO GIVE UP vs. TO PREFER )


- VAZGEÇMEK ile YERİNE KOYMAK


- VEKÂLET SÖZLEŞMESİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BAĞITI


- VEKÂLET ÜCRETİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK ÖDENCİ


- VEKÂLET değil/yerine/= YETKİDEŞLİK


- VEKÂLETEN değil/yerine/= YETKİDEŞÇE


- VEKÂLETNÂME değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BELGESİ


- VEKİL değil/yerine/= YETKİDEŞ


- VİRÜS ile YELLOWSTONE PARKINDAKİ VİRÜSLER

( 90-95° alkolle öldürülebilir. İLE 90-95° üzerinde bile öldürülemeyenler vardır. )

( Virüsler, -270°'deki azot tankında sürekli yaşayabilirler. )


- YAKDUMUHÛ[Ar.] ile YESBİKUHÛ[Ar.]


- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK


- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"

(

)

( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )


- YANITLAMA ile/değil YENİLEME


- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM


- YANLIŞ/LIK ile/ve/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- YAR'LA BİR OL(A)MAMAK ||/=/<> YERLE BİR OLMAK


- YARA ile YENİRCE

( ... İLE Gittikçe genişleyen yara. | Kemik ve diş dokusunun harap olması durumu. | Frengi. )

( ... ile ÂKİLE )


- YARAMAK/YARAMAZ ile/değil YETMEZ/YETMEK


- YARATICI İMGELEM ve/<> YENİ YAŞAMLAR/KOŞULLAR


- YARATICILIK ile YENİLİK/TİCARİLEŞTİRME

( CREATION vs. INNOVATION )


- YARATIŞ ile YENİ YARATIŞ

( Yaratış. İLE Halk-ı cedîd. )


- YAŞ:
ÇOCUKLUKTA/GENÇLİKTE ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİKTE

( Girilen/gün alınan. İLE/VE/||/<>/> Tamamlanılan/yaşanılan. )


- YATKIN/LIK ile/ve/||/<> YETKİN/LİK


- YE'S[Ar.] ile KUNÛT[Ar.] ile HAYBET[Ar.]


- YEBGAZUHÛ[Ar.] ile LÂ YUHIBBUHÛ[Ar.]


- YECİBU KEZÂ[Ar.] ile YENBAGÎ KEZÂ[Ar.]


- YECÛZU KEZÂ[Ar.] ile YUCZİU KEZÂ[Ar.]


- YED-İ EMİN değil/yerine/= GÜVENELİ


- YEDİ BİLİM:
ÜÇ İLİM ile/ve/<>/sonra DÖRT BİLİM DALI

( DİLBİLGİSİ(GRAMER) VE MANTIK(LOGIC) VE HİTÂBET(RETORİK) ile/ve/<>/sonra MATEMATİK VE GEOMETRİ VE ASTRONOMİ VE MÛSİKÎ )

( SEPTUM ARTES LIBERALES: YEDİ ÖZGÜR(SERBEST) BİLİM ["Art" sözcüğü sanat değil bilim anlamına kullanılırdı.] )


- YEDİ ÖZGÜR SANAT[Lat. SEPTUM ARTES LIBERALES]


- YEDİCE(HAFTA):
BAŞGÜN ile/ve/||/<>/> TOZGÜN ile/ve/||/<>/> ODGÜN ile/ve/||/<>/> ORTAGÜN ile/ve/||/<>/> YEYGÜN ile/ve/||/<>/> ELGÜN ile/ve/||/<>/> ARAGÜN

( Pazartesi İLE/VE/||/<>/> Salı İLE/VE/||/<>/> Çarşamba İLE/VE/||/<>/> Perşembe İLE/VE/||/<>/> Cuma İLE/VE/||/<>/> Cumartesi İLE/VE/||/<>/> Pazar )


- YEDİĞİMİZİ ile/ve/||/<> İÇTİĞİMİZİ

( İçelim! İLE/VE/||/<> Yiyelim!
[O kadar çok ve uzun süre çiğneyelim ki, lokmamız, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğimiz şeyi yutma ve ancak içmiş olalım! İçtiklerimizi de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yutalım!] )


- YEDİĞİN "KAP" ile "BİNDİĞİN DAL"


- YEDİĞİN/DEN | İÇTİĞİN/DEN ile/ve/değil/yerine YEMEDİĞİN/DEN | İÇMEDİĞİN/DEN

( Kâr. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yarar. )


- YEDİĞİN/İÇTİĞİN ile/ve/değil EŞİK


- YEDİKULE ile/ve YEDİKULE

( Zeytinburnu. İLE/VE Selânik.[adı geçen Yedikule Zindanları, Selânik'tekidir!] )


- YEDİRMEK ile İŞLEMEK


- YEDİTEPE ile/ve ÖTEKİ İSTANBUL TEPELERİ


- YEDİVEREN

( Yılda birkaç kez meyve veren ya da çiçek açan.[asma, gül vb.] )


- YEGÂH[Fars.]

( Türk müziğinde, kalın re notasının karşılığı sayılan makam. )


- YEGÂNE HANIM ile/ve/||/<>/> MÜCAP OFLUOĞLU

( )


- YEGÂNE değil/yerine/= BİRİCİK/TEK


- YEĞİN ile/>< YEĞNİ

( Zorlu, katı, şiddetli. | [mecaz] Baskın, üstün. İLE/>< Ağır olmayan, hafif. | Ciddi olmayan. )


- YEĞİNLİK(PEKİŞTİRME) ile ...

( INTENSITY )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> AYIRDINDALIK, FARKINDALIK

( ... ile/ve/<> BÂZGÜŞÂ )

( PREFER vs./and/<> DISTINGUISHNESS, AWARENESS )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> BEĞENİ

( TO PREFER vs./and/<> LIKING )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> KARAR

( PREFER vs./and/> DECISION )


- YEĞLEME/TERCİH ve/> MUHABBET


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve ÖNCEL/LEMEK

( TO PREFER vs./and PREDECESSOR )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/değil ÖNCELİK

( [not] TO PREFER vs./and/but PRIORITY )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<>/>< TERK


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> TUTUM

( PREFER vs./and/> ATTITUDE )


- YEĞLEME ile/ve/||/<> KİMLİK

( Ergenin, kimliği mi var ki, yeğlediği olsun. )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/değil "GEREKLİ GÖRMEK"


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK


- YEHİKKU LEHU'L-'İBÂDETE[Ar.] ile YESTEHİKKU'L-'İBÂDETE[Ar.]


- YEİS, YE'S ile ...

( ÜZÜNTÜ, UMUTSUZLUK, ELEM, KEDER, OLMAYACAĞINI DÜŞÜNMEK )


- YEK-TEN ile ...

( ANSIZIN, ÂNÎDEN, BİRDENBİRE | DURUP DURURKEN, HİÇ YOKTAN )


- YEKNESAK[Ar.]/BİTEVİYE[Ar.]/MUTTARİT[Ar.]/MONOTON[Fr. < Yun.] değil/yerine/= TEKDÜZE DÜZENLİ


- YEKPÂRE[Fars.] değil/yerine/= BÜTÜN

( Küçük olan, bütünü yansıtır ama bütünü içeremez. )

( The small, projects the whole; but it cannot contain the whole. )

( [not] A SINGLE PIECE but COMPLETE
COMPLETE instead of IN A SINGLE PIECE )


- YEKPARE ile HOMOJEN


- YEKTÂ değil/yerine/= BİRİCİK

( TEK, EŞSİZ, BENZERSİZ )


- YEKÜN/YEKÛN[Ar.] değil/yerine/= TOPLAM


- YEL/RÜZGÂR:
SÖNDÜRÜR ile/ve/||/<>/> ALEVLENDİRİR

( Mumu. İLE/VE/||/<>/> Yangını. )


- YEL/RÜZGÂR[< Fars. Zaman, vakit.] ile MELTEM(HAFİF RÜZGÂR)

( Yeller, her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğru eser. )

( Rüzgârlar, genellikle boğazlara, vadilere uygun eser. )

( Rüzgârlar, geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşır. )

( Toprağın üzerindeki rüzgâr, manzarayı temsil eder. )

( NİKAT-I CİHÂT[< NOKTA]["ka" uzun okunur]: Rüzgârların yönünü göstermek için bazı harita ve pusulaların üzerinde bulunan resim. )

( ANOMEMETRE: Rüzgârın hızını ölçen araç. )

( BÂD-NÜMÂ: Rüzgârın hangi taraftan estiğini gösteren araç. | Fırıldak. )

( MERVAHA[Ar. | çoğ. MERÂVÎH]: Ova, çöl. | Her tarafından rüzgâr esen yer.] )

( * BÂD-İ BERÎN: Lâtif hava, sabah rüzgârı. * BÂD-İ CEM: Süleyman Peygamber'in hükmettiği rüzgâr. * BÂD-İ CENÛBÎ: Güney rüzgârı. * BÂD-İ HAZÂN: Sonbahar rüzgârı. * BÂD-İ HEVÂ: Bedâva. * BÂD-İ NEVÂ: Ses, nağme; nakarat. * BÂD-İ NEV-RÛZ: Bahar rüzgârı. * BÂD-İ PÜRGÜ: Sürekli sesler çıkaran, ıslık çalan rüzgâr. * BÂD-İ SABÂ: Doğudan esen hafif rüzgâr. | Adı manzum ananim bir edvarda geçen makam. * BÂD-İ SEHER-HÎZ: Gündoğusundan esen hafif rüzgâr, tan yeli. * BÂD-İ SEMÛM: Sam yeli. * BÂD-İ SUBH: Sabah rüzgârı. * BÂD-İ ŞİMÂLÎ: Kuzey rüzgârı. )

( BÂD ile ...
RÜZGÂR: Zaman, devir. | Dünya. | Yel.
BÂD: Olsun, ola, olaydı. İLE BÂD: Yel, rüzgâr. | Soluk, nefes. | Ah sesi, ah çekme. | [tas.] Allah'ın yardımı. | Övme, söz. | Büyüklük taslama, kibir. | Şarap. )

( WIND vs. BREEZE )


- YEL/RÜZGÂR[Ar.] ile SAM/BÂRİH[Ar. çoğ. BEVÂRİH]

( ... İLE Çölden esen rüzgâr, samyeli. | Sıcak ve şiddetli rüzgâr. )


- YEL/RÜZGÂR ile AKÎM[Ar.]

( ... İLE Kısır. | Sonuçsuz. | Yağmur getirmeyen yel. [Özellikle Batı'dan ya da Kuzey Batı'dan esen yel.] )


- YEL/RÜZGÂR ile BEVÂRİH[Ar. < BÂRİH]

( ... İLE Samyeli denilen sıcaklar ve şiddetli rüzgârlar. )


- YEL/RÜZGÂR ile BURAĞAN

( .. İLE Güçlü esen yel. )


- YEL ile KIZIL YEL

( ... İLE Güneyden esen yel/rüzgâr. )


- YEL ile SAM[Ar.] (YELİ)

( ... İLE Çölden esen sıcak yel. )


- YEL ile ÜSTALİZE/ÜSALİZE

( ... İLE Alizelere karşıt olarak, iki yarıkürede de ekvator bölgelerinden, kutuplara doğru, 3-10 km. yükseklerde esen yel. )


- YELDİRME ile YELDİRMEK

( Kadınların, çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. İLE Aceleyle koşturmak, koşuşturmak. )


- YELE ile SAÇ

( MANE vs. HAIR )


- YELE ile YELE[Fars.]

( At, aslan gibi bazı hayvanların ensesinde ya da boynunda bulunan uzun kıllar. İLE Otlağa salınmış hayvan sürüsü. )


- YELEK ile CAMADAN[< Fars.]

( ... İLE Çapraz düğmeli, işlemeli, bir tür kısa yelek. | Dört köşe yelkenleri, boğarak, yüzeylerini küçültme. )


- YELEK ile CEKET


- YELEK ile/değil FERMENE[İt. < PARAMANO]

( ... İLE/DEĞİL Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi. )


- YELEK ile HAYDARİYE

( ... İLE Hırka altına giyilen, kolsuz, kısa giysi.[Hz. ALİ'nin giydiği] )


- YELEK ile/ve HIRKA


- YELEK ile JİLE

( ... İLE Daha çok, kadınların, bluz üzerine giydikleri yelek. )


- YELEME ile ...

( Ciddi işlerle uğraşmayan. )


- YELKEN/ŞİRÂ'[Ar.]/BÂD-BÂN[Fars.] ile/ve KÜREK/MİCDÂF[Ar.]

( )


- YELKEN ile ARİYA[İt. < ARIA]

( ... İLE Sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı alma. )


- YELKEN ile AYIBACAĞI

( ... İLE Çift yan yelkenlerden birini sağdan, birini soldan kullanma biçimi. )


- YELKEN ile FLOK

( ... İLE Geminin cıvadrasına çekilen, üçgen yelken.
[CIVADRA: Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk.] )


- YELKEN ve/<> İSKOTA[İt.]

( ... VE/<> Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım. )


- YELKEN ile/ve/||/<> KAVANÇO[İt. < CANGIA]

( ... İLE Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme. | Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma. | Bir işi başka birine yükleme, başına sarma. )


- YELKEN ile RANDA[İt.]

( ... İLE Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken. )


- YELKEN >< YELKESEN

( Yel gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine, uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş ya da şeritlerin tümü. >< Yarışlarda, yelin etkisinden korunmak için öne takılan siperlik, rüzgârlık. )


- YELKENCİ ile/ve/değil/||/<>/< DENİZCİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ya dalan, ya iyi ve uzun yüzebilen, ya kürek çeken ya da üçünü birden yapabilen. )


- YELKENLİ ile GAGALI

( ... İLE Bir tür, Karadeniz yelkenlisi. )


- YELKENLİ ile HİNT YELKENLİSİ

( ... İLE 2-3 direkli, üçgen yelkenli kıyı gemisi. )


- YELKENLİ ile/ve/<> ISKUNA

( ... İLE/VE/<> İki direkli, yelkenli gemi. )


- YELKENLİDE:
ORSA ALABANDA ve/||/<> EĞLENME


- YELKOVANGİLLER

( Kuşlar sınıfının, fırtınakuşları takımından bir aile. )


- YELLENME/OSURMA

( TO FART )


- YELLOZ ile ŞILLIK

( Ahlâksız, hafifmeşrep. İLE Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. )


- YELPÂZE ile KÖRÜK

( Sallandığında, küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, küçük, katlanabilir, taşınabilir araç. İLE Köpeklerin burnuna hava tutulur -ya da bir biçimde üflenirse- kaçarlar. )

( MİRVAHA[< RÎH] ile ... )

( BÂD-BÂZ ile ... )


- YELTEMEK/YİLTEMEK = KIŞKIRTMAK | ÖZENDİRMEK, İSTEK UYANDIRMAK


- YELYUTAN

( Atlarda, hava yutmanın yol açtığı bir sayrılık. )


- YEM ile/ve YAL

( ... İLE/VE Köpek ve inekler için un ve kepekle hazırlanan bulamaç. )


- YEM ile YEYGİ

( ... İLE Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek. )


- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME

( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )


- YEMEDİĞİN/İÇMEDİĞİN ile/ve/değil EŞİK


- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK


- YEMEĞİ PİŞİRMEK ve "DERVİŞİ PİŞİRMEK"


- YEMEK


- YEMEK BİRİ(LERİ)YLE (PAYLAŞARAK) YEMEK


- YEMEK DÜZENİ ve ÇATAL-BIÇAK KULLANIMI!

( Yemek yenilebilmesi için hazırlanan, masanın üzerinde bulunan tüm araç ve gereçlere "Kuver" denir.
"Ala Carte Kuver, Tabldot Kuver, Fiks Menü Kuveri, Kahvaltı Kuveri, Çay Kuveri" olarak düzenlenir. )

( - Önce yenilecek yemeğin takımı, kuverin en dışına, en son yenilecek yemeğin takımı, en içe konulur.
- En dıştaki takımdan başlanılır, içe doğru devam edilir.
- Çatal ve bıçaklar, boyları itibariyle masanın kenarına, takımların saplarına göre hizalandırılır.[Büyüklüklerine göre sıralandırılmaz/hizalandırılmaz!]
- Bıçaklar, kesici tarafı tabağa bakacak biçimde, sağ tarafa konulur.
- Ekmek tabağı, sol tarafımızda bulunur ve bıçağı da üzerinde, kesici tarafı sola/dışa bakacak biçimde bulundurulur.
- Bardaklar, sağ tarafta ve bıçaklarımızın önünde bulundurulur.
- Tatlı takımında ise çatal, hemen tabağın üzerinde, sağ tarafa dönük[sapı solda!], bıçak(keskin tarafı içe/aşağıya dönük) ve kaşık ise çatalın üstüne, sol tarafa dönük(sapı sağda!) konulmalıdır. Sadece dondurma kaşığı[ucu düz kaşık], çatalın alt tarafına[tabağın hemen üstüne], sola bakacak biçimde[sapı sağda!] konulur. Tabağın önündeki tatlı takımı, tatlı gelene kadar kullanılmaz.[Yedi yaşın altındaki çocuklara verilebilir.]
- Çorba kaşığı, sağda ve en dışta bulunur.[Sol taraftaki kaşık, solumuzda oturan kişiye aittir!]
- Üzüm, kiraz gibi meyveler için takım bulunmaz.
- Hardal ve ketçap türevleri, önceden masaya konulmaz.
- Sürahi ve şişeler için altlık kullanılmalıdır.
- Ekmek Tabağı 15 cm., Salata ve Tatlı Tabağı 17 cm., Zeytinyağlı Tabağı 19 cm., Çukur Çorba Tabağı 19 cm., Ordövr Tabağı 21 cm., Ana Yemek Tabağı ise 24 cm.dir.
- Yemek peçetesi [35 cm. X 50 cm.]dir.
[Çeşitli biçimlerde katlanmış bez peçeteler, bir köşesi tabağın altına sıkıştırılarak kucağa doğru sarkıtılır. Gerektiğinde kullanılmalıdır! Kâğıt peçete aranılmamalıdır! Çok gereksinim duyulduğunda garsondan istenilebilir ya da yanımızda bulundurulmalıdır!]
- Çatal ve bıçak, kalem tutar gibi tutulmaz! Sapları hiçbir zaman baş parmak ve işaret parmağının arasında kalmamalıdır.
- Sapı avuç içinde kalacak biçimde, işaret parmağıyla desteklenecek biçimde tutulur.
- İkide bir, el değiştirilerek kullanılmaya çalışılmaz!
- Bazı yiyecekler[pizza gibi], gerektiğinde ve/ya da çevreye/çoğunluğa/ülkeye göre elle de yenilebilir.
- Salata için ana yemek çatal ve bıçağı kullanılır.
- Çatal-bıçağı doğru tutmak için bazı şeyler kesmeye alışmak için önceden, kendi başımıza çalışma yapmamız yararlı olacaktır!
- Bıçağın üzerine herhangi bir şey konulmaz, bıçakla bir şey alınmaz, bıçakla bir şey yenilmez! Hiçbir zaman, hiçbir biçimde, bıçak ağza götürülmez! Bıçak, sadece yardımcı bir araçtır! Bıçağın işlevi, ekmekle ya da başka bir şeyle karşılanmaya çalışılmaz![Bazen, "çatalın kenarıyla bölünebilir" düşüncesinde bile, [olabildiğince] çatal yerine bıçak kullanmak gerekir.]
- Çatalı sağ elde tutmak için [sağ elle yemek için], yemek önceden lokmalara ayrılmaz, parça parça duruma getirilmez!
- Tabaktan alınan parçaları, çatalın alacağı kadar küçük/az tutmak gerekir. Çatalın ucu saplanarak alınan parçaları, çatalın içbükey tarafının aşağıya bakacak biçimde[sapının avuç içinde kalacak biçimde] ağza götürülmesi gerekir.
- Yere düşen çatal ve/ya da bıçak, eğilip alınmaya çalışılmaz ya da herhangi bir telâfiye ya da çabaya girişilmez, utangaçlık duyulmaz, hata olarak yorumlanmamalı/algılanmamalıdır ve üstünde durmamak gerekir![Garsondan yenisi istenir ve sağ tarafımızdan verilmesi üzerine beklememiz gerekir.]
- Yemeğinizi bitirdiğinizde/doyduğunuzda çatal ve bıçak birleştirilerek, saat 4 ya da 5 yönünde, sapı dışta kalacak biçimde yan yana tabağın üzerine bırakılır(tamamen tabağın içine konulmaz![Garsonun tabakları üstüste koyması gerektiğinde ona yardımcı olmak açısından da.]). Eğer yemeğe devam ediliyorsa çatal ve bıçağın ucu, tabağa, sapları masaya dayanacak biçimde ya da çapraz olarak tabağın ve yemeğin üzerinde bırakılır.(Bu durumdayken tabağınızda yemek kalmasa bile garsonların tabağınızı alma girişiminde bulunmaması gerekir. [Gerekirse bunu garsona tekrar anımsatmamızda hiçbir sakınca yoktur.])
- Metaller üzerinde kesim yapılmaz!
- Servis tabağına/fayansına el değdirilmez!
- Tabaklar aşırı doldurulmamalıdır!
- Tek bir parça servis ediliyorsa tabağın tam ortasına gelecek biçimde konulur.
- Lokmalar, küçük tutulmalıdır. Çataldan düşürmemek ve dökmemek açısından da gereklidir. Ayrıca, dökmemek için tabağın üzerine fazla eğilmemek gerekir.
- Dirsekler ve kollar etrafımızdakileri rahatsız etmeyecek biçimde denetim altında tutulmalıdır. Tabağımız ve masanın üzerinde büyük açılar oluşturacak biçimde açılmamalıdır.
- "Etrafımızdakilerin bizi gözlemliyormuş düşüncesi ve duygusu"ndan uzak kalmak gerekir.
- Gerekirse bazı ayrıntıları öğrenmek üzere bilgisinden emin olduğunuz kişilerin eylem ve tutumları gizlice gözlenebilir. Gördüklerinizi taklit etmek yerine neyin, nasıl olacağı üzerine emin olmak gerekir.
- 7 - 8 yaşından itibaren çatal-bıçak kullanımının olanağı, fırsatı ve eğitimi verilmiş/alınmış olmalıdır! Bilgi ve kurallar yaşam boyunca her yerde, her koşulda tam olarak uygulanmalıdır!
- Afiyet olsun! :) )

( )


- Yemek için SUS!!!


- YEMEK İÇİN YAŞAMAK ile/yerine/değil YAŞAMAK İÇİN YEMEK

( Hayvan. DEĞİL İnsan. )

( Olgun kişi, sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )

( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )

( Kötüler, yemek için yaşar; iyiler ise yaşamak için yer. )

( EŞHÂ[Ar. < ŞEHÎ]: En çok sevilen, sevilerek/istekle yenilen şey. )

( NEHEM[Ar.]: Yemeğe, şiddetli arzu duyma. )

( TELEBBÜK[Ar.]: Mide dolgunluğuna uğrama. | İMTİLÂ'[MELÂ] )

( TÛŞE | KUT-İ LÂ YEMÛT: Ölmeyecek kadar yenilecek şey, azık. )

( TÛŞE-İ RÂH: Yol yiyeceği/azığı. )


- YEMEK ISINIRKEN TELEFON ETMEMEK/DALMAMAK


- YEMEK PİŞİRMEK ve/<> SEVGİ

( TABH: Pişirme, pişirilme. | İlâç kaynatma. )

( TABHİYYE: Pişirmek/pişirilmek üzere birine verilen ücret, pişirmelik. )

( TANZÎH: Gereği gibi pişirme/pişirilme. )

( Gönülsüz yapılan aş, ya karın ağrıtır, ya da baş. )


- YEMEK YEME "YARIŞI":
ÇOCUKLUKTA ile/ve/değil/yerine YETİŞKİNLİKTE

( Oyalanmadan, "hızlıca" yemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olabildiğince yavaş ve lokmaları çok çiğneyerek. )


- Yemek yerken SUS!!!


- YEMEK:
"AYIRDETMEK" değil AYIRMAK


- YEMEK:
TENCEREDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TABAKTAN


- YEMEK ile DAVET


- YEMEK ile/ve/||/<> İLAÇ


- YEMEK ile KEMAN

( Birlikte olmasında bir sorun yoktur fakat yemek esnasında çalınan keman, hem aşçıya hem kemancıya saygısızlıktır. )

( İkisi de başlı başına büyük sanattır. İkisi de çok değerli ve önemlidir. Ayrı ayrı yaşamak daha yerinde olur. )


- YEMEK yerine LOKMA


- YEMEK ile ME'DEBE ile ...

( ... İLE Düğün yemeği. )


- YEMEK ile/> MÜZİK

( Yemek sırasında çalınan keman hem aşçıya, hem de kemancıya saygısızlıktır. )

( TO EAT vs./<> MUSIC )


- YEMEK ile/ve SEVİŞME SONRASI YEMEK


- YEMEK ile ZÎYÂFET

( ... İLE Konuk kabul etme. | Konuğa yedirip içirme, şölen. | Değişik ve karışık olma. )


- YEMEME ile ORUÇ/RİYÂZAT

( ... ile TECEVVÜ'[< CÛ'] )


- YEMENİ[Ar.]/EŞARP[Fr. < ÉCHARPE] ile/değil/yerine/=/||/<> BAŞÖRTÜSÜ/ÖRTME/BÜRGÜ/LEÇEK ile YAZMA

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. / Başörtüsü. İLE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<> Kadınların saçlarını örtmek için kullandığı örtü. İLE Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile ya da tahta kalıplarla desen yapılmış bez. | Bu bezden yapılmış olan. )


- YEMENİ/Cİ[Ar.] ile YEMENİ/Cİ[Ar.]

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Yemeni yapan ya da satan kişi. İLE Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. | Yemeni yapan ya da satan kişi. )


- YEMEYİ (SEVMEK/İSTEMEK)
ile/ve/değil/||/<>
YEMEĞİ (SEVMEK/İSTEMEK)


- YEMÎN[Ar.] ile YEMÎN[Ar.]

( Sağ, sağ taraf, sağ el. İLE And. )


- YEMİN/KASEM[Ar.] değil/yerine/= ANT


- YEMİN ile/ve/<> İNTİKAM

( En anlamlı/büyük yemin, söz vermektir. İLE/VE/<> En etkili/büyük intikam, affetmektir. )


- YEMÎN ile KEFFÂRET-İ YEMÎN

( And, kasem. | Güç ve sağlamlık. | Sağ, sağ taraf. İLE Yerine getirilemeyen yemine karşı oruç tutmak, sadaka vermek. )


- YEMİN ve/< TAHLÎF/TEHÂLÜF[< HALF]

( ... VE Yemin ettirme. | Yargıcın, taraflardan birine yemin ettirmesi. )


- YEMİNLEN değil YEMİNLE


- YEMİŞ[Azr.] = KAVUN[Tr.]


- YEMİYİM ile/değil YEMEYEYİM


- YEMYEŞİL

( AHDAR/AHZAR )


- YEN ile YEN

( Giysi kolu. | Yılanyastığıgiller, muzgiller gibi bazı bitki ailelerinde, çiçeklerin üzerinde bir örtü gibi duran ve çoğu renkli olan bir çiçek yaprağı. İLE Japon para birimi. )


- YENGEÇ ile (MİNİK) KEMANCI YENGECİ

( ... İLE Asya ile Avustralya arasındaki cennet adalarında yaşarlar. )


- YENGEÇ ile ÇALPARA

( ... İLE Küçük yengeç. )


- YENGEÇ ile DUNGENESS YENGECİ

( ... cum CANCER MAGISTER )


- YENGEÇ ile HAYALET YENGEÇ


- YENGEÇ ile HİNDİSTAN CEVİZİ YENGECİ


- YENGEÇ ile ISTAKOZ

( CRAB vs. LOBSTER )

( BRACHYURA cum HOMARUS VULGARIS | LOCUSTA )


- YENGEÇ ile/ve KAMUFLAJLI YENGEÇ


- YENGEÇ ile/ve KEŞİŞ YENGEÇ


- YENGEÇ ile/ve KIZIL YENGEÇ

( ... İLE/VE Karayipler'de ve Küba'da yaşarlar. )


- YENGEÇ ile/ve LUPA, RANİNA


- YENGEÇ ile/ve NAL YENGECİ


- YENGEÇ ile/ve ÖRÜMCEK YENGECİ


- YENGEÇ ile/ve/<> SİYAH YENGEÇ

( ... İLE/VE/<> Mozambik'te bulunurlar. )


- YENGEÇ ile UZUN VE İNCE BACAKLI YENGEÇ

( ÇENGÂR, HARÇENG, PENC-PÂ/Y, PÎÇ-PÂ ile ...) )

( CRAB vs. SPIDER CRAB )

( BRACHYURA cum LIBINIA )


- YENGEÇYİYEN AYIBALIĞI ile LEOPAR AYIBALIĞI ile FİL AYIBALIĞI

( ARCTOCEPHALUS PUSILLUS )


- YENİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YENİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YENİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YENİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YENİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YENİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ


- YENİ BİR TEST ile SON BİR TEST


- YENİ CAMİ(HATİCE TURHAN SULTAN CAMİ) ile YENİ CAMİ(GÜNNÛŞ EMETULLAH VALİDE SULTAN CAMİİ) ile ESKİ-YENİ CAMİ / KASIM ÇAVUŞ CAMİSİ

( Eminönü'ndedir. İLE Üsküdar'dadır. İLE Eyüp'tedir. )

( ... İLE ... İLE XVI. yüzyılda, Kasım Çavuş tarafından. )


- YENİ DOĞA FELSEFESİ ile FENOMENOLOJİK YAKLAŞIM

( * 3. Şahıs Perspektifi. İLE 1. Şahıs Perspektifi. * Tanrısal bakış. İLE Kişi perspektifi. * Nesneyi ötekileştirme. İLE Nesnenin buradalaştırılması. * Deney. İLE Deneyim. * Yersiz-zamansız. İLE Yerli-zamanlı. * Matematiksel. İLE Dil. * Mekanik. İLE Organik. * Açıklar. İLE Betimleme. )


- YENİ KÖŞK ile YENİ KÖŞK

( Topkapı Sarayı'nda, 4. bahçededir. İLE Yıldız Sarayı bahçesindedir. )

( 1858'de, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. İLE ... )


- YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE

( Bakırköy - Veliefendi arasında bulunan bir semt. İLE Sarıyer - Rumeli Kavağı arasında bulunan bir semt. İLE Küçüksu'da, Göksu deresi güneyinde bulunan bir semt. İLE Çengelköy'ün doğusunda bulunan bir semt. İLE Rami'de, Rami Kışlası yerinde bulunan bir semt. )


- YENİ OLAN ile YENİ OL(A)MAYAN


- YENİ SARAY / SARAY-I HÜMÂYÛN / CEDİDE-İ ÂMİRE ile/ve ESKİ SARAY / SARAY-I ATİK

( Topkapı Sarayı. İLE/VE İlk saray. )

( Şu anda müze olarak ziyaret edilebilen, Gülhane Parkı üstündedir. [700 dönümlük bir alanda kurulmuştur.][Yeni Saray adını Fatih Sultan Mehmet vermiştir.] İLE/VE Bayezıd'ta, İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu yerde, Fatih Sultan Mehmet'in, 1457'de İstanbul'u fethinden sonra yaptırdığı saray. )


- YENİ SARAY ile YENİ SARAY / SOKOLLU SARAYI / MEHMED PAŞA SARAYI

( ... İLE Sultanahmed Camisi yerindeydi fakat artık yerinde yoktur. )

( ... İLE XVI. yüzyılda, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştı. )


- YENİ YIL / YILIN BAŞI / MİLÂD[Ar. < VELÂDET/VİLÂDET:
Doğurma. | [Osm.] Doğma.] / ROŞ HA ŞANAH[İbr.]:


- YENİ YIL ile ESKİ/ORTODOKS YENİ YIL

( Milâdî/Gregoryen Takvim[01 Ocak]. İLE Jülyen takvimi ile Yeni Yıl başlangıcı olarak kutlanılan gayri resmi bir geleneksel bayram[13 Ocak]. )


- YENİ YIL ile ISIK

( ... İLE Yakutlar, Güneş Bayramı olarak, üç gün boyunca, güneş batmadan önce kutlanan, günün en uzun olduğu Haziran'ın 21 - 22'sini yeni yıl olarak kabul etmektelerdir.[ISIK, "ışık, hayat, yaz, gün, mutluluk gibi birden fazla anlama gelmektedir. Uyku ve ölüm ile özdeşleştirdikleri hareketsiz kış aylarının bitişini müjdeliyor.] )


- YENİ ZELANDA'NIN İKİ TEMEL SİMGESİ:
KİVİ KUŞU ve/+/||/<> EĞRELTİ OTU


- YENİ-ESKİ ile/değil TAZE-BAYAT


- YENİ/ESKİ ile/ve/değil/yerine FARKLI

( [not] NEW/OLD vs./and/but DENSE
DIFFERENT instead of NEW/OLD )


- YENİ ile/ve/değil AYRI


- YENİ ile/ve GARİP

( NEW vs./and WEIRD )


- YENİ ile/değil GEÇMİŞE GÖRE YENİ


- YENİ ile İYİ

( Yeni ise "İyidir" anlamına gelmez. İLE İyi ise "Yepyeni" denilebilir. )


- YENİ ile/ve YABANCI

( NEW vs./and STRANGE )


- YENİ ile/ve/> YENİLEYİCİ

( ... ile/ve/> MÜCEDDİD[< CEDÎD] )


- YENİ ile/ve YOĞUN

( NEW vs./and DENSE )


- YENİBAHAR

( Mersingillerden, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir bitki. | Bu bitkinin olgunlaştıktan sonra kurutulup bahar olarak kullanılan meyvesi. )


- YENİÇERİ ve/||/<>/> KULOĞLU

( Kapı kulu teşkilatının piyade sınıfı. | Bu asker sınıfından olan er. VE/||/<>/> Ölen evli yeniçerilerin, babaları gibi ocakta askerlik yapan çocukları. )


- YENİDEN PAZARLAMA ile/ve/||/<> YENİDEN HEDEFLEME

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( RE-MARKETING vs./and/||/<> RE-TARGETING )


- YENİDEN TANIMLAMA ile ÇOĞALTMA


- YENİDEN ÜRETMEK ile/ve/<> ÇOĞALTMAK


- YENİDEN/TEKRAR "BEDENLENME"(RE-ENKARNASYON):
GÖVDEYLE/BEDENLE değil SÖZ/KELÂM İLE(KULAKTAN KULAĞA, ZİHİNDEN ZİHİNE)


- YENİDÜNYA ile Yenidünya

( Maltaeriği. | Renkli ya a sırlı sırçadan yapılan, süs olarak asılan top. İLE Amerika anakarası. )


- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]

( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )


- YENİKAPI MEVLEVİHANESİ ile ÖTEKİ MEVLEVİHANELER

( Itrî'nin, Dede Efendi'nin ve Şeyh Galib'in yetiştiği yerdir. İLE ... )


- YENİKAPI ile YENİKAPI

( Aksaray'ın sahil tarafı. İLE Topkapı - Silivrikapı arasında bulunan Mevlânâkapı. )


- YENİLEME ile ANASTİLOSİS[Yun.]

( ... İLE Yıkılmış arkeolojik yapıların, özgün parçaları bir araya getirilerek yeniden kurulması. )


- YENİLEME ile/ve DEĞİŞTİRME

( TO RENOVATE vs./and TO CHANGE )


- YENİLEME ile GÜNCELLEME

( TO RENOVATE vs. TO UPDATE )


- YENİLEMEK ile YİNELEMEK/TEKRARLAMAK


- YENİLEN/DEN ile/ve YENİLMEYEN/DEN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- YENİLENEBİLİR ile/ve ÇOĞALTILABİLİR

( RENEWAL vs./and ABLE TO INCREASE )


- YENİLGİ/HEZÎMET[Ar.] ile/değil/yerine/>< HİZMET

( Hezîmete uğramamak için sürekli ve her türlü hizmet etmek gerekir. )


- YENİLİK ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> ZARARDAN KAÇINMA ile/ve/||/<>/> SEBAT


- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM


- YENİLİK ile/ve/||/<>/> İLERLEME


- YENİLİKLER ve/< DELİLİKLER


- YENİLİKLERDE:
BEĞENİLİR ile KABUL GÖREN ile BEĞENİLMEYEN ile KÖTÜ

( BİD'AT-İ HASENE ile BİD'AT-İ MAKBÛLE ile BİD'AT-İ MERDÛDE ile BİD'AT-İ SEYYİE )


- Yenilir yutulur olmayan sözler söyleceksen SUS!!!


- YENİLİR-YUTULUR (BİR SÖZ ETMEMEK/OLMAMAK)


- YENİLME ile/ve/<> YANILMA


- Yenilmemek için DİNLE!!!


- Yenilmemek için SUS!!!


- Yeniyi DİNLE!!!


- Yenmek için DİNLE!!!


- Yenmek için SUS!!!


- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK


- YENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ETKİSİ ALTINA ALMAK


- YEPELEK

( İnce yapılı, zarif, narin. )


- YER (TUTMAK) ile/ve/<>/> YURT (TUTMAK)


- YER ADI/TOPONYMIE[Yun. < tópos/τόπος: yer + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> DAĞ ADI/ORONYMIE[Yun. < ὄρος/óros: dağ + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> SU/IRMAK/GÖL ADI/HYDRONOMIE[Yun. < ὕδωρ/hydor: su + ónoma/ὄνομα: ad]


- YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<>/< ELEKTROMANYETİK ÇEKİM

( [Gücü] Elektromanyetik çekimden daha az. İLE/VE/||/<>/< Yer çekiminden daha fazla. )

( Çivi. İLE/VE/||/<>/< Mıknatıs. )


- YER DEĞİŞTİRME ile/ve/<> BİÇİM DEĞİŞTİRME


- YER DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<> YANLIŞ (YERE) YERLEŞTİRME


- YER FISTIĞI/ARAŞİT[Fr.] ile ŞAM FISTIĞI

( ARACHIDE avec ... )


- YER SAKIZI/BİTÜM[Fr. < BITUME] değil ASFALT[Fr. < ASPHALTE][ASVALT değil!]

( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt nesnelerinin genel adı, yer sakızı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde nesne. İLE Siyah renkte biçimsiz bir cins bitüm. | Ana nesnesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışım. | Bu karışımla kaplanmış. )


- YER SİNCABI/GELENGİ/GELENİ ile AVRUPA GELENGİSİ

( Sincap benzeri, memeli ve kemirici bir hayvan. )


- YER VERMEK ile DEĞER VERMEK

( GIVING PLACE vs. GIVING VALUE )


- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK


- YER VERMEMEK ile TUTARSIZLIK

( NOT TO GIVE PLACE TO vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY )


- YER YER (GÖRÜLMESİ/BULUNMASI)

( CÂ-BE-CÂ )


- YER YUVARI:
UÇUTYUVAR/KATMAN ile/ve/<> SU YUVARI/KATMANI ile/ve/<> TAŞ YUVARI/KATMANI(YER KABUĞU) ile/ve/<> SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile/ve/<> AĞIR YUVAR(ÇEKİRDEK KATMANI)

( 30.000 km. İLE/VE/<> 12 km. İLE/VE/<> 150 km. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> 5.000 km. )


- YER-YURT


- YER ile DOĞAL YER

( LOCATION )


- YER ile/ve/değil EŞİK


- YER ile/değil/yerine/>/< YURT

( [Yaşam niteliği...] Sürdürülebilir değilse. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/< Sürdürülebilirse... )


- YERÂ'[Ar. < YERÂA] ile YERÂA[Ar. çoğ. YERA']

( Kamışlar; yontulmamış kamış kalemler. | Ateşböcekleri. İLE Kamış; yontulmamış kamış kalem. | Ateşböceği. )


- YERBERİ

( Bir gökcisminin, gerçek ya da görünür yörüngesinin, Yer'e en yakın noktası. )


- YERÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> YERÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- YERÇEKİMİ ile/ve/<> AŞK

( Doğa'da. İLE/VE/<> İnsan'da. )

( Yerçekiminin tutumu, en yüksek bağlantıda olmaktır. )

( The attitude of the gratitude is the highest yoga. )

( In nature. VS./AND On Human. )

( GRAVITATION vs./and LOVE )


- YERÇEKİMİ ile/ve/||/<> ENERJİ

( F = G M1 M2 / r²

İLE

F = G q1 q2 / r² )


- YERÇEKİMİ ile YEREDOĞRULUM/YEREYÖNELİM/JEOTROPİZMA/GEOTROPİZMA

( Yer kütlesinin çekimi etkisiyle bir cismin, türlü bölümlerine uygulanan güçlerin bileşkesi. İLE Bitkilerde, kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu almaları özelliği. )


- YERÇEKİMİNE:
"MÂRUZ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TÂBİ OLMAK


- YERÇEKİMİNİN BİTTİĞİ NOKTA

( 105 km. )


- YERE-GÖĞE (SIĞMAMAK/SIĞDIRAMAMAK)


- YERE/SOKAĞA/DIŞARI ...:
ÇÖP ATMAK yerine/değil CEPTE/ÇANTADA TUTMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- YEREBATAN SARAYI değil YEREBATAN SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve BİNBİRDİREK SARNICI / FLOKSENUS SARNICI ile/ve ŞEREFİYE SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve/>/yerine III. AHMED ÇEŞMESİ


- YEREL AĞIZ ile TAŞRA AĞZI ile KÖY AĞZI ile KÜLTÜRSÜZLER AĞZI ile ŞEHİR AĞZI

( PARLER LOCAL ile PROVINCIALISME ile RUSTICISME ile PATUA ile URBANISME )


- YEREL DEĞERLER ve/<> EVRENSEL DEĞERLER


- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ

( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )

( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farklılıkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )

( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )

( [not] LOCAL LANGUAGE/S vs./and/but/||/<>/< BODY LANGUAGE vs./and/but/||/<>/< MIND LANGUAGE
[not] MIND LANGUAGE instead of BODY LANGUAGE instead of LOCAL LANGUAGE/S )


- YEREL/YÖRESEL/MAHALLİ SAAT ile ...

( Herhangi bir yerin yerel saati, o yerin meridyeninden[nısf-ün-nehâr] Güneş'in tam 12'de geçmesi esasına dayanılarak hesaplanan saat. )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YEREL ile/ve ÖZEL


- YERELMASI ile BADAT

( Bileşikgillerden, köksapları yumru durumunda olan bir bitki. | Bu bitkinin, besin olarak yararlanılan köksapı. İLE Bileşikgillerden, şekeri çok, bir tür yerelması. )

( HELIANTHUS TUBEROSUS cum ... )


- YEREŞEĞİ = MAKASLIBÖCEK


- YERGİ, SUÇLAMA = BLAME[İng.] = BLÂME[Fr.] = TADEL[Alm.] = VITUPERIUS[Lat.]


- YERİN İÇ YAPISINDA:
ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> MANTO ile/ve/||/<> KABUK

( 1.9 x 1027 g İLE/VE/||/<> 4.1 x 1027 g İLE/VE/||/<> 2.3 x 1025 g )

( [ortalama yarıçap] 0 İLE/VE/||/<> 3480 km. İLE/VE/||/<> 6350-6370 km. )


- YERİNDE KALMAK/SAYMAK ile/değil EVDE KALMAK


- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( CONGRUOUS vs./and VALID )


- YERİNE KOYMA ile ...

( SUBSTITUTION )


- YERİNE KOYMA ile/ve/değil/yerine/<>/> DÖNÜŞTÜRME

( [not] SUBSTITUTION vs./and/but/||/<>/> TRANSFORMATION
TRANSFORMATION instead of SUBSTITUTION )


- YERİNE KOYMA ile/değil DÖNÜŞÜM

( [not] TO REPLACE vs./but TRANSFORMATION )


- YERİNE KOYMA ile YER DEĞİŞTİRME


- YERİNE ile DEĞİL

( INSTEAD OF vs. NOT )


- YERKABUĞU ile/ve/<> YERKÜRE

( Yeryuvarlağının dışını çepeçevre kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm, yeryüzü. İLE/VE/<> Yeryuvarlağı. )


- YERLERDE SÜRÜNME ile/ve/||/<> AYAKLAR ALTINA AL(IN)MA


- YERLERDEYİZ ile/değil/yerine/>< AYAKTAYIZ

( Ayrıysak/ayrıyken. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birlikteysek/birlikteyken. )

( )


- YERLERİN:
ESKİ ADI ile/ve/> YENİ ADI

( * ABYDOS - ASOS
* ADRIAKE - KALE-DEMRE
* AINOS - ENEZ
* AIZANOI/AEZANI - ÇAVDARHİSAR
* AKALISSOS - ASARÖNÜ, GAVÜRİSTANLIK
* ALABANDA - ARAPHİSAR
* ALÂİYE - ALANYA
* ALİNDA - KARPUZLU
* AMU - CEYHUN
* ANDRİACE - ÇAYAĞZI
* ANTİGONEİA - İZNİK
* ANTIOCHEIA - YALVAÇ
* ANTIPHELLOS - KAŞ
* APERLAI - SIÇAK İSKELESİ
* APOLLONIA - KILINÇLI
* ARAXA - ÖREN
* ARMENO KASTRON - PAZARCIK/PAZARYERİ[resmî](BİLECİK)
* ARNEAI - ERNEZ
* ARSADA - ARSA, ARSAKÖY, KAYADİBİ
* ARYKANDA - ARİF
* ARNEAI - ERNEZ
* ARYCANDA - AKİF, AYKIRÇAY
* ÂSGÛN[Fars.] - HAZAR DENİZİ
* ATTALEİA - ANTALYA
* AXOIS - VARDAR
* BÂBÂ-Yİ ATÎK - BABAESKİ
* BAHR-İ AHDAR - HİNT OKYANUSU
* BAHR-İ HAZER - HAZER DENİZİ
* BAHR-İ KULZUM/AHMER - KIZILDENİZ, ŞAP DENİZİ
* BAHR-İ LÛT - LÛT TUZ GÖLÜ (FİLİSTİN/İSRAİL)
* BAHR-İ SEFİD - AKDENİZ
* BAHR-İ SİYAH - KARADENİZ
* BAKTRIA - BELH
* BALBURA - ÇÖLKAYIĞI-DİRMİL, KATARA-SEYİTLER
* BEKKE - MEKKE
* BELEKOMA - BİLECİK
* BUBON - İBECİK/EBECİK
* CADYANDA/KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* CAESAREA - KAYSERİ
* CHIMAERA - YANARTAŞ
* CİHANNÜMA - BEŞİKTAŞ
* CORACESIUM - ALANYA
* CYANEAE/KYANEAE - YAVİ, YUVA KÖYÜ
* DAIDALA - GÖCEK- İNLİCE ASARI
* DEFTER-İ HAKÂNÎ - TAPU KADASTRO
* DIDYMA - DİDİM
* DİYARBEKİR/ÂMİD - DİYARBAKIR
* DOLICHISTE - KEKOVA ADASI
* EDESSA - URFA
* EPHESOS - EFES, SELÇUK
* GAGAI - AKTAŞ
* GLAVANİ - KALLÂVİ (SOKAK)
* HATTUSAŞ - BOĞAZKALE, BOĞAZKÖY
* HEBROS - MERİÇ
* HERAION TEICHOS - KARAEVLİALTI
* IDEBESSOS - KOZAĞACI-KARACAÖREN, YENİKIŞLA KARAAĞAÇ MAH.
* IDYROS - KEMER
* ISINDA - BELENLİ KÖYÜ
* ISTLADA - KAPAKLI, HAYITLI (ESKİ HOYRAN)
* İMROZ - GÖKÇEADA
* İRVA - RİVA
* İSHAKLI - SULTANDAĞI
* ISTROS - TUNA
* KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* KALAMAKİ - KALKAN
* KANDYBA - GENDEVE, GENDİYE, KENDİBA
* KANESH - KÜLTEPE
* KEŞİŞ DAĞI - ULUDAĞ
* KHALKİTİS - HEYBELİADA
* KHOMA - ESKİHİSAR (HACIMUSALAR)
* KIBYRA - HORZUM, GÖLHİSAR
* KIRKKİLİSE - KIRKLARELİ
* KLAZOMENAİ - URLA
* KOLOPHON ve NOTION - DEĞİRMENDERE ve AHMETBEYLİ
* KORMOS, KORMİ - KARABÜK
* KORYDALLA - KUMLUCA
* KYAENAI - YAVU
* KYLLANDOS - ELMALI
* KYPSALA - İPSALA
* LABRANDA - LABRAUNDA
* LAODIKEA (LAODICEIA AD LYCUM) - GONCALI
* LEFKE - OSMANELİ(BİLECİK)
* LETOON/LETOUM - BOHSULLU, BOZOLUK
* LIMYRA - ZENZERLER, TURUNÇOVA
* LYKOS - BAYRAMPAŞA DERESİ
* MAGNESIA AD MEANDRUM - MENDERES MAGNESİA'SI, ORTAKLAR, TEKKEKÖY
* MAKRIKÖY - BAKIRKÖY
* MA'MÛRET-ÜL-AZÎZ - ELAZIĞ
* MEĞRİ - FETHİYE
* MELİD - MALATYA
* MILETUS - BALAT, AKKÖY
* MYRA - NOEL BABA KİLİSESİ
* MYRA - DEMRE, KALE
* MYUS - AVŞAR KALESİ
* NESTOS - MESTA
* NİCAEA - İZNİK
* NISA - MERYEMLİK, SÜTLEĞEN
* NYSA - SULTANHİSAR
* ODYRSIA - EDİRNE
* OENOANDA - İNCEALİLER
* OKSİYA - SİVRİADA
* OLYMPOS - ÇIRALI
* PANARMOS - BURGAZADA
* PANTOKRATOR KİLİSESİ - ZEYREK CAMİİ
* PATARA - GELEMİŞ, OVAGELEMİŞ, KELEMİŞ
* PERGE - AKSU
* PERINTHOS - MARMARA EREĞLİSİ
* PHASELIS - TEKİROVA
* PHELLOS - PINARBAŞI, FELEN YAYLA
* PINARA - MİNAREKÖY
* PİTA - KAŞIKADASI (Burgazada'nın karşısında)
* PİTYOUSSA - BÜYÜKADA
* PODALIA - SÖĞLE, AVLAN
* PRAKONNESOS - PAŞALİMANI ADASI
* PRIENE - GÜLLÜBAHÇE, SÖKE
* PYDNAI - ÖZLEN, GAVUR AĞILI
* PYTHIA - YALOVA
* RAIDESTOS/RODOSTO - TEKİRDAĞ
* RHODIAPOLIS - HACIVELİLER, ŞEYHKÖY
* RİVA - ÇAYAĞZI
* SALYMDESSES - MİDYE
* SARDİS - SART
* SEBASTE - SİVAS
* SEBASİYON - SÖĞÜT(BİLECİK)
* SELVMBRIA - SİLİVRİ
* SESTOS - YALOVA
* SEYLAN - SRI LANKA
* SIDYMA - DODURGA ASARI
* SIMENA - KALE
* STRYMON - STRUMA
* SURA - SURA
* TAMTA - TUZGÖLÜ
* TANTALİS - İZMİR
* TEKE - ANTALYA
* TELMESSOS - FETHİYE
* THEIMISSA - KALE İSKELESİ, ÜÇAĞIZ
* TLOS - KALESAR, DÜVER
* TONDOS - TUNCA
* TRALLEIS - AYDIN
* TRYSA - GÖLBAŞI
* TYSSA - TÜSE
* XANTHOS - KINIK
* ZÜLLİYE - YENİ CAMİİ )

( TOPONMIE )


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirlerini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YERLEŞİM ile/ve ÜRETİM

( TO LOCATE vs./and TO PRODUCE )


- YERLEŞME/İMPLANTASYON AĞRISI ile ÂDET/REGL AĞRISI

( [kanama] Pembeye yakın bir renktedir.[koyu kıvamlı akıntı durumunda] İLE Daha canlı kırmızı renktedir.[her ay düzenli ve akışkan] )

( [süre] En az 3 saat, en fazla 3 gün. İLE 5 - 10 gün. )


- YERLEŞME ve/<>/> KAPLAMA


- YERLEŞME ile/ve/> YAYGINLAŞMA


- YERLEŞMEK ile "KURULMAK"


- YERLEŞMEK ve/||/<>/> KÖK SALMA


- YERLEŞMEK ile/ve/<> KONUŞLANMAK


- YERLEŞMEK ile/ve SAKİNLEŞMEK


- YERLEŞTİRMEK ile OTURTMAK

( TO LOCATE vs. TO FIT WELL )


- YERLİ YERİNCE ile/ve/||/<> YETERİNCE


- Yerli yersiz SUS!!!


- YERLİ-YERİNDE (DAVRANMAK, KONUŞMAK)


- YERLİ-YERSİZ


- YERLİ ile/değil ONO(PATAGONYA) YERLİSİ

( ... İLE/DEĞİL Patagonya'da, Darwin ve ekibi gibi yerlilere sahip çıkmaya çalışanlar, onlara acıyıp gemilerden, eski palto ve giysiler verdiler. Böylece çıplak gövdeleriyle yaşamaya alışkın yerliler, üstlerindeki ıslak giysilerle zatürre olup hastalandılar. Ayrıca, giysilerden, kızamık, kızıl gibi hiç karşılaşmadıkları hastalıklar kaptılar. Bazıları Paskalya ve Galapagos Adaları'na kaçtı. Onları uygar ve çağdaş Avrupa'lı yapma çabası iflas etti. Son yaşayan Ono yerlisi de, -belki de kahrından- 2012'de öldü. )


- YERLİ ile/ve YEREL


- YERLİ ile YERSİZ


- YERÖTE/EVÇ ile EVİÇ

( En yüce yer. | [yeryuvarına göre] Yeröte. [güneşe göre] Günöte. İLE Musikîde, bileşik bir makam. )


- YERPIRASASI = ASLANKUYRUĞU

( Ballıbabagillerden, eskiden hekimlikte, terletici olarak kullanılan bir bitki. )

( ... cum LEONURUS )


- YERSİZ ile DEĞERSİZ

( UNFOUNDED vs. WORTHLESS )


- YERYAĞI/PETROL[Fr. < Lat.]:
HAM ile/ve/||/<> BRENT

( Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da üretilir. İLE/VE/||/<> Kuzey Denizi'nde üretilir. )

( Düşük nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde yüksek miktarda kükürt ve öteki kirleticiler bulunur. İLE/VE/||/<> Daha nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde kükürt miktarı düşüktür. )

( Brent petrol'e göre daha ucuzdur.[Nedeni, düşük niteliği ve işlenmesinin daha zor olmasıdır.] İLE/VE/||/<> ... )


- YERYUVARLAĞI/YERYUVARI ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Üstünde yaşadığımız gökcismi, Yerküre. İLE/VE/<> Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu. | Dünya, yaşam. )


- YERYÜZÜ YAŞAMI ile ...

( TERRESTIAL LIFE )


- YERYÜZÜ/ARZ[Ar.] ile/ve YERKÜRE

( )


- YERYÜZÜ ile/ve/||/<>/> (")DÜNYA(")

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> İnsan ve anlam ile. )


- YERYÜZÜ = ARZ = EARTH[İng.] = TERRE[Fr.] = ERDE[Alm.] = TERRA[İt.] = TIERRA[İsp.]


- YERYÜZÜ ve/||/<> HİPSOMETRİK EĞRİ

( )


- YERYÜZÜNÜ SÜSLEYEN ile/ve/değil GÖKYÜZÜNÜ SÜSLEYEN


- YES vs. NO


- YEŞİL ALAN ile/ve/||/<>/> BAHÇE


- YEŞİL KARTAL ile YILAN KARTALI

( İkisi de yılanları avlar. )

( Pencelerinde sallanan yılanla havalanırlar. İLE Yılanı kafalarından başlamak üzere yemeye başlarlar. )

( )

( ... vs. SHORT-TOED EAGLE )

( ... cum CIRCAETUS GALLICUS )


- YEŞİL KURBAĞA ve BÜYÜK KURBAĞA

( Koltuk altlarında bir zehir vardır. VE 125 yıl yaşayan büyük kurbağaların da koltuk altlarında bir zehir vardır. )


- YEŞİL YOL(THE GREEN MILE) ile/ve/||/<> HÜCRE NO: 7 MUCİZESİ(MIRACLE IN CELL NO: 7)

( Filmlerini izlemenizi salık veririz... )


- YEŞİL ZEYTİN'DE:
ÇİZİK ile/yerine KIRIK/KIRMA(ÇEKİÇTE/ÇEKİŞTE)


- YEŞİL ZEYTİN'DE:
KIRMA ile/değil/<>/> KALAMATA


- YEŞİL ZEYTİN ile ÇEKİŞTE

( ... İLE Tuzla terbiye edilmiş yeşil zeytin. )


- YEŞİL/MAVİ ile/<> TİRŞE

( ... İLE/<> Yeşil ile mavi arası bir renk. )


- YEŞİL ile HAKİ[Fars.]

( ... İLE Yeşile çalar toprak rengi. | Bu renkte olan. )


- YEŞİLBAŞ ile/ve/||/<> GRİ BALIKÇIL ile/ve/||/<> UZUNBACAK

( Büyüklükleri, 50-65 cm. civarında, kanat açıklıkları 81-98 cm. genişliğindedir. Bitki ağırlıklı diyetinden ötürü yaklaşık 5 cm. civarında geniş gagaları bulunur. Ağırlığı 1 kg. civarında olduğundan, öteki birçok yaygın ördek türünden ağırlardır. İki cinsiyette de kanatlarının spekulum adı verilen bölgesinde, beyaz köşeli mavi renkte tüylere sahiplerdir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )

( ANAS PLATYRHYNCHOS cum ARDEA CINEREA cum HIMANTOPUS HIMANTOPUS )


- YEŞİLLENME ile YEŞERME


- YESÎR[Ar.] ile KALÎL[Ar.]


- YESRİB ile/ve/<>/değil/yerine MEDİNE-İ MÜNEVVERE


- YESÛÎ[Ar.] ile YESÛR[Ar.]

( Hz. İsa'ya ait, onunla ilgili. İLE Kumarbaz. )


- YESÛSUHUM[Ar.] ile YESÛDUHUM[Ar.]


- YETENEK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YETENEK(YETEN EK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK


- YETENEK/Lİ ile/ve/||/<>/> DEHÂ/DÂHİ

( "Başkalarının güç bulduğunu yapmak". İLE/VE/||/<>/> Yeteneklilerin "olanaksız gördüğü"nü yapmak. )

( Kimsenin vuramadığı hedefi vurur. İLE/VE/||/<>/> Kimsenin göremediği hedefi vurur. )


- YETENEK ve/<> AYRICALIK


- YETENEK ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Ortalamanın üzerine çıkarır. VE/||/<>/> Yeteneklilerin üzerine çıkarır. )


- YETENEK ile/ve/değil ÇARESİZLİK

( [not] TALENT vs./and/but DESPERATION )


- YETENEK ile DURUM/HAL

( TALENT/CAPACITY vs. STATE )


- YETENEK ile/ve ETKİLİLİK

( TALENT vs./and EFFECTIVENESS )


- YETENEK ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET

( TALENT vs./and ACTIVITY )


- YETENEK ile/ve/> MİRAC

( Yetenek varolabilir fakat mirac da etmelidir. )


- YETENEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK


- YETENEK ve/<> ÖZGÜRLEŞTİRİCİ İLİŞKİ


- YETENEK ile/ve/||/<>/> TAKIM OYUNU

( Maçı kazandırır. İLE/VE/||/<>/> Şampiyonluğu getirir. )


- YETENEK ile/ve/||/<>/< YATKINLIK


- Yeter ki, DİNLE!!!


- YETER! ile/ve/||/<> HAYIR!


- Yeteri kadar KONUŞ!!!


- YETERİNCE SU: İÇMEMEK ile/değil/yerine/>< İÇMEK

( Gövdede, çok fazla, bilinmedik ve beklenmedik hastalık/sorun oluşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sağlık durumu pek bozulmaz. )


- YETERİNCE/LİK ve/||/<>/> DOĞRU/LUK


- YETERİNCE ile/değil/yerine BELİRLİ BİR ÖLÇÜ/MİKTAR

( [not] ENOUGH vs./but CERTAIN DOSE
CERTAIN DOSE instead of ENOUGH )


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KABUL EDİLEBİLİR/LİK


- YETERLİ/LİK ile/ve/> RAHAT/LIK


- YETERLİ = ADEQUATE[İng.] = ADÉQUATE[Fr.] = ADEQUATUS[Lat.]


- YETERLİ ile/ve/değil/yerine/<>/< TATMİN EDİCİ


- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK


- YETERSİZ ÇÖMEZ ile/ve ORTA NİTELİKLİ ÇÖMEZ ile/ve İYİ ÇÖMEZ

( Yetersiz bir çömez, öğretmenin ününden yararlanır. İLE/VE Orta nitelikli bir çömez, öğretmenin sevecenliğine hayrandır. İLE/VE İyi bir çömez ise öğretmenin düzencesiyle(disipliniyle) güçlenir, gelişir. )


- YETERSİZ OLMAK ile/ve/> YETERSİZ KALMAK

( TO BE INSUFFICIENT vs./and/> INCAPACITY )


- YETERSİZ" ile/değil/yerine/>< AKILLI

( Daha fazla bilinmek için "uğraşırlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha fazla bilmek için çalışırlar. )


- YETERSİZ(LİĞ)İ "BAHÂNE ETMEK" ile/değil/yerine/>< İSABETLİ GEREKÇE/DAYANAKÇA GÖSTERMEK/ARAMAK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile SEVİYESİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine YETENEKSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK


- YETERSİZLİK ile/ve/<> YADSIMA


- YETERSİZLİK ile/ve/=/||/<> YETMEZLİK


- YETERSİZLİKLERİ/Nİ İNKÂR ETMEK ile/ve/||/<> KUSURLARI/NI İHMAL ETMEK


- YETİ ile/ve GÜÇ

( Güç ve hayırlar herkes içindir ve isteyen herkese hazırdır. )

( Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. )

( Power and grace are for all and for the asking. )

( FACULTY vs./and POWER )


- YETİ ile KAZANIM

( FACULTY vs. TO ACQUIRE )


- YETİ = MELEKE = FACULTY[İng.] = FACULTÉ[Fr.] = VERMÖGEN, FÄHIGKEIT[Alm.] = FACULTAS[Lat.] = FACULTAD[İsp.]


- YETİ ile/ve/<> NİTELİK


- YETİ ile/ve YETENEK


- YETİ ve/||/<>/> YETENEK

( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )


- YETİ ile/ve YETENEK/KAPASİTE

( KUVVE ile/ve İSTÎDAD )

( ... ile/ve PUISSANCE )

( FACULTY vs./and CAPACITY )


- YETİ ile/ve YETERSİZLİK

( FACULTY vs./and INSUFFICIENCY )


- YETİ ile/ve/<> YETKİ


- YETİM ile/ve ÖKSÜZ

( Babası olmayan. [Babası belirli fakat ölmüş olan.] İLE/VE Annesi olmayan. )

( Saçı/başı arkadan öne doğru okşanır. İLE/VE Saçı/başı önden arkaya doğru okşanır. )

( EYTÂM[Ar. < YETÎM] ile/ve O[: Ana.] )

( ORPHAN vs./and MOTHERLESS )


- YETİM ve SAGİR/SAGİRE


- YETİMLERİ/ÖKSÜZLERİ KOLLAMALI!


- YETİNMEK ile "İDARE ETMEK"


- YETİŞKİN ve/<> BİSİKLET


- YETİŞKİN ile/ve OLGUN

( Yaşlı olanlara rahatlık sağlamak, arkadaşlara içtenlikle, gençlere de incelikle davranmak isterim. )

( ADULTHOOD ile MATURE )


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- Yetiştirmek üzere KONUŞ!!!


- YETKE(OTORİTE):
GELENEKSEL ile/ve/||/<> ETKİLEYİCİ(KARİZMATİK[Fr.]) ile/ve/||/<> YASAL


- YETKE ile/değil/yerine/>/>< ÖZERKLİK

( )

( [not] AUTHORITY vs./but/>/>< AUTONOMY
AUTONOMY instead of AUTHORITY )


- YETKE ile YETKİ

( Yaptırma ya da yasak etme hakkı ya da gücü, sulta, otorite. | Yeterliğine herkesi inandırarak, bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven. İLE Bir görevi/işi, yasaların verdiği olanaklara göre, belirli koşullarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet. )

( SULTA ile SALAHİYET )


- YETKECİ/OTORİTER[İng.] ile/değil/yerine/>< ÖNDER/LİDER[İng.]

( Bencil. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllü. )


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ

( THE SOURCE OF AUTHORITY vs. THE ACTION OF AUTHORITY )


- YETKİ ile/ve OLANAK

( AUTHORITY vs./and POSSIBILITY )


- YETKİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ve/||/<> SORUMLULUK


- YETKİ ile/ve SORUMLULUK

( YVHS: YETKİ VER, HESAP SOR! )

( YETKİ VER, HESAP SORMA! değil/yerine YETKİ VER, HESAP SOR! )

( AUTHORITY vs./and RESPONSIBILITY )


- YETKİ ile/ve/değil/yerine/<> YETKİNLİK


- Yetkili KONUŞ!!!


- YETKİLİ OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< ETKİLİ OLMAK/OLABİLMEK


- YETKİLİ ile/değil/< YETKİN


- YETKİN BİLGİ ile/değil/yerine KESİN(YAKÎN) BİLGİ

( [not] PERFECT KNOWLEDGE vs./but DEFINITE/CERTAIN/EXACT KNOWLEDGE
DEFINITE/CERTAIN/EXACT KNOWLEDGE instead of PERFECT KNOWLEDGE )


- Yetkin KONUŞ!!!


- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK

( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )

( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )


- YETKİN/LİK ve/<>/= ÖZGÜR/LÜK

( PERFECTION and/<>/= FREEDOM )


- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK


- YETKİN ile DONANIMLI

( PERFECT vs. "RIGGY" )


- YETKİN ile KESİN

( PERFECT vs. DEFINITE )


- YETKİN ile SAĞLAM

( PERFECT vs. STRONG )


- YETKİNLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> TAMAMLA(N)MAK

( KEMÂL/TEKÂMÜL )


- YETKİNLİK ile/ve ERDEM

( ARETA )


- YETKİNLİK ile/ve/<> TAMAMLANMA


- YETKİSİZLİK ile/ve/<> KABUL EDİLEMEZLİK


- YETMEK ile YETİŞMEK


- YETTİ-BİTTİ


- YEVM-İ / YEVM-ÜT TERVİYE ile ...

( Zilhicce'nin 8. günü, arefeden önceki gün.[Hacıların, o gün, suyu olmayan Minâ'ya gittikleri gün olup, gitmeden önce nefisleriyle binek hayvanlarını suya kandırdıkları ya da Hz. İbrahim'in kesilme rüyasını o gece görüp, gündüz gereği gibi derin derin düşündükleri için bu ad verilmiştir.] )


- YEVM-İ MEAD ile ...

( KIYAMET GÜNÜ (YEVM-EL-FETH, YEVM-ÜD-DÎN, YEVM-ÜL-CEM, -AHD, -FASL, -HAŞR, -KARÂR, -KIYÂM, -MÎÂD, -MİSÂK, -MÎZÂN) )


- YEVM[Ar. çoğ. EYYÂM]/RÛZ[Fars.] değil/yerine/= GÜN


- YEVMİYE değil/yerine/= GÜNDE/LİK


- YEVMİYE ile KIST el-YEVM

( Günlük yapılan iş ödenen ücret. İLE Görev başına gelinmediği günlerde kesilen ücret. )


- YIL-GÜN ile/ve YEDİCE/HAFTA


- YILAN ile/ve YEŞİL YILAN


- YILMAZ ile/ve/<> YORULMAZ ile/ve/<> YENİLMEZ


- YİTTİ ile YETTİ

( Yetti. )


- YİYECEK ile/ve/||/<>/> YEMEK


- YLD/YEARS LOST TO DISABILITY[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTİMİNE BAĞLI KAYBEDİLMİŞ YAŞAM YILLARI


- YOK/LUK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- YOL VERMEK ile/değil/yerine YER VERMEK


- YOL ve/> YER ve/> YÖN

( Nereden? VE/> Nerede? VE/> Nereye? )


- YÖNLENDİRME ile YERLEŞTİRME

( YUDEBBİR ile YUKARRİR )

( TO ORIENTATE vs. TO LOCATE )


- YÖREL ile/ve/||/<> YEREL


- YORUMLAMA ile/ve YENİDEN KURMA

( TO INTERPRET vs./and RE-ESTABLISH )


- YUDRİKU[Ar.] ile YEHUSSU[Ar.]

( İdrâk eder. İLE Hisseder. )


- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ


- YUTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YEMEK

( Hayvanlarda. İLE/VE/YERİNE/||/<>/> İnsanda. )


- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< YETERİNCE


- ZAMANIN:
"GEÇMEMESİ" ile "YETMEMESİ"

( Sevdiğin, yanında değilse. İLE Sevdiğinin yanında. )


- ZARFLARDA:
DURUM ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> YER-YÖN ile/ve/||/<> MİKDAR ile/ve/||/<> SORU


- ZEKÂ ile YETENEK


- ZİFOS[Yun.] değil/yerine/= YERDEN SIÇRAYAN ÇAMUR


- ZORUNLU NEDEN ile/ve/||/<> YETERLİ NEDEN

( Yetinilenler. İLE/VE/||/<> ... )

YE... ~ YE... ile başlayan FaRkLaR...

- YECİBU KEZÂ[Ar.] ile YENBAGÎ KEZÂ[Ar.]


- YEDİCE(HAFTA):
BAŞGÜN ile/ve/||/<>/> TOZGÜN ile/ve/||/<>/> ODGÜN ile/ve/||/<>/> ORTAGÜN ile/ve/||/<>/> YEYGÜN ile/ve/||/<>/> ELGÜN ile/ve/||/<>/> ARAGÜN

( Pazartesi İLE/VE/||/<>/> Salı İLE/VE/||/<>/> Çarşamba İLE/VE/||/<>/> Perşembe İLE/VE/||/<>/> Cuma İLE/VE/||/<>/> Cumartesi İLE/VE/||/<>/> Pazar )


- YEDİĞİN/DEN | İÇTİĞİN/DEN ile/ve/değil/yerine YEMEDİĞİN/DEN | İÇMEDİĞİN/DEN

( Kâr. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yarar. )


- YEDİKULE ile/ve YEDİKULE

( Zeytinburnu. İLE/VE Selânik.[adı geçen Yedikule Zindanları, Selânik'tekidir!] )


- YEĞİN ile/>< YEĞNİ

( Zorlu, katı, şiddetli. | [mecaz] Baskın, üstün. İLE/>< Ağır olmayan, hafif. | Ciddi olmayan. )


- YEHİKKU LEHU'L-'İBÂDETE[Ar.] ile YESTEHİKKU'L-'İBÂDETE[Ar.]


- YELDİRME ile YELDİRMEK

( Kadınların, çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. İLE Aceleyle koşturmak, koşuşturmak. )


- YELE ile YELE[Fars.]

( At, aslan gibi bazı hayvanların ensesinde ya da boynunda bulunan uzun kıllar. İLE Otlağa salınmış hayvan sürüsü. )


- YELKEN >< YELKESEN

( Yel gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine, uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş ya da şeritlerin tümü. >< Yarışlarda, yelin etkisinden korunmak için öne takılan siperlik, rüzgârlık. )


- YEM ile YEYGİ

( ... İLE Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek. )


- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK


- YEMEK YEME "YARIŞI":
ÇOCUKLUKTA ile/ve/değil/yerine YETİŞKİNLİKTE

( Oyalanmadan, "hızlıca" yemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olabildiğince yavaş ve lokmaları çok çiğneyerek. )


- YEMENİ/Cİ[Ar.] ile YEMENİ/Cİ[Ar.]

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Yemeni yapan ya da satan kişi. İLE Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. | Yemeni yapan ya da satan kişi. )


- YEMEYİ (SEVMEK/İSTEMEK)
ile/ve/değil/||/<>
YEMEĞİ (SEVMEK/İSTEMEK)


- YEMÎN[Ar.] ile YEMÎN[Ar.]

( Sağ, sağ taraf, sağ el. İLE And. )


- YEMİNLEN değil YEMİNLE


- YEMİYİM ile/değil YEMEYEYİM


- YEN ile YEN

( Giysi kolu. | Yılanyastığıgiller, muzgiller gibi bazı bitki ailelerinde, çiçeklerin üzerinde bir örtü gibi duran ve çoğu renkli olan bir çiçek yaprağı. İLE Japon para birimi. )


- YENİ CAMİ(HATİCE TURHAN SULTAN CAMİ) ile YENİ CAMİ(GÜNNÛŞ EMETULLAH VALİDE SULTAN CAMİİ) ile ESKİ-YENİ CAMİ / KASIM ÇAVUŞ CAMİSİ

( Eminönü'ndedir. İLE Üsküdar'dadır. İLE Eyüp'tedir. )

( ... İLE ... İLE XVI. yüzyılda, Kasım Çavuş tarafından. )


- YENİ KÖŞK ile YENİ KÖŞK

( Topkapı Sarayı'nda, 4. bahçededir. İLE Yıldız Sarayı bahçesindedir. )

( 1858'de, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. İLE ... )


- YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE

( Bakırköy - Veliefendi arasında bulunan bir semt. İLE Sarıyer - Rumeli Kavağı arasında bulunan bir semt. İLE Küçüksu'da, Göksu deresi güneyinde bulunan bir semt. İLE Çengelköy'ün doğusunda bulunan bir semt. İLE Rami'de, Rami Kışlası yerinde bulunan bir semt. )


- YENİ OLAN ile YENİ OL(A)MAYAN


- YENİ SARAY ile YENİ SARAY / SOKOLLU SARAYI / MEHMED PAŞA SARAYI

( ... İLE Sultanahmed Camisi yerindeydi fakat artık yerinde yoktur. )

( ... İLE XVI. yüzyılda, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştı. )


- YENİ ile/ve/> YENİLEYİCİ

( ... ile/ve/> MÜCEDDİD[< CEDÎD] )


- YENİDEN PAZARLAMA ile/ve/||/<> YENİDEN HEDEFLEME

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( RE-MARKETING vs./and/||/<> RE-TARGETING )


- YENİDÜNYA ile Yenidünya

( Maltaeriği. | Renkli ya a sırlı sırçadan yapılan, süs olarak asılan top. İLE Amerika anakarası. )


- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]

( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )


- YENİKAPI ile YENİKAPI

( Aksaray'ın sahil tarafı. İLE Topkapı - Silivrikapı arasında bulunan Mevlânâkapı. )


- YENİLEN/DEN ile/ve YENİLMEYEN/DEN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- YER SAKIZI/BİTÜM[Fr. < BITUME] değil ASFALT[Fr. < ASPHALTE][ASVALT değil!]

( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt nesnelerinin genel adı, yer sakızı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde nesne. İLE Siyah renkte biçimsiz bir cins bitüm. | Ana nesnesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışım. | Bu karışımla kaplanmış. )


- YERÂ'[Ar. < YERÂA] ile YERÂA[Ar. çoğ. YERA']

( Kamışlar; yontulmamış kamış kalemler. | Ateşböcekleri. İLE Kamış; yontulmamış kamış kalem. | Ateşböceği. )


- YERÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> YERÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- YERÇEKİMİ ile YEREDOĞRULUM/YEREYÖNELİM/JEOTROPİZMA/GEOTROPİZMA

( Yer kütlesinin çekimi etkisiyle bir cismin, türlü bölümlerine uygulanan güçlerin bileşkesi. İLE Bitkilerde, kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu almaları özelliği. )


- YEREBATAN SARAYI değil YEREBATAN SARNICI


- YERİNE KOYMA ile YER DEĞİŞTİRME


- YERKABUĞU ile/ve/<> YERKÜRE

( Yeryuvarlağının dışını çepeçevre kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm, yeryüzü. İLE/VE/<> Yeryuvarlağı. )


- YERLERİN:
ESKİ ADI ile/ve/> YENİ ADI

( * ABYDOS - ASOS
* ADRIAKE - KALE-DEMRE
* AINOS - ENEZ
* AIZANOI/AEZANI - ÇAVDARHİSAR
* AKALISSOS - ASARÖNÜ, GAVÜRİSTANLIK
* ALABANDA - ARAPHİSAR
* ALÂİYE - ALANYA
* ALİNDA - KARPUZLU
* AMU - CEYHUN
* ANDRİACE - ÇAYAĞZI
* ANTİGONEİA - İZNİK
* ANTIOCHEIA - YALVAÇ
* ANTIPHELLOS - KAŞ
* APERLAI - SIÇAK İSKELESİ
* APOLLONIA - KILINÇLI
* ARAXA - ÖREN
* ARMENO KASTRON - PAZARCIK/PAZARYERİ[resmî](BİLECİK)
* ARNEAI - ERNEZ
* ARSADA - ARSA, ARSAKÖY, KAYADİBİ
* ARYKANDA - ARİF
* ARNEAI - ERNEZ
* ARYCANDA - AKİF, AYKIRÇAY
* ÂSGÛN[Fars.] - HAZAR DENİZİ
* ATTALEİA - ANTALYA
* AXOIS - VARDAR
* BÂBÂ-Yİ ATÎK - BABAESKİ
* BAHR-İ AHDAR - HİNT OKYANUSU
* BAHR-İ HAZER - HAZER DENİZİ
* BAHR-İ KULZUM/AHMER - KIZILDENİZ, ŞAP DENİZİ
* BAHR-İ LÛT - LÛT TUZ GÖLÜ (FİLİSTİN/İSRAİL)
* BAHR-İ SEFİD - AKDENİZ
* BAHR-İ SİYAH - KARADENİZ
* BAKTRIA - BELH
* BALBURA - ÇÖLKAYIĞI-DİRMİL, KATARA-SEYİTLER
* BEKKE - MEKKE
* BELEKOMA - BİLECİK
* BUBON - İBECİK/EBECİK
* CADYANDA/KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* CAESAREA - KAYSERİ
* CHIMAERA - YANARTAŞ
* CİHANNÜMA - BEŞİKTAŞ
* CORACESIUM - ALANYA
* CYANEAE/KYANEAE - YAVİ, YUVA KÖYÜ
* DAIDALA - GÖCEK- İNLİCE ASARI
* DEFTER-İ HAKÂNÎ - TAPU KADASTRO
* DIDYMA - DİDİM
* DİYARBEKİR/ÂMİD - DİYARBAKIR
* DOLICHISTE - KEKOVA ADASI
* EDESSA - URFA
* EPHESOS - EFES, SELÇUK
* GAGAI - AKTAŞ
* GLAVANİ - KALLÂVİ (SOKAK)
* HATTUSAŞ - BOĞAZKALE, BOĞAZKÖY
* HEBROS - MERİÇ
* HERAION TEICHOS - KARAEVLİALTI
* IDEBESSOS - KOZAĞACI-KARACAÖREN, YENİKIŞLA KARAAĞAÇ MAH.
* IDYROS - KEMER
* ISINDA - BELENLİ KÖYÜ
* ISTLADA - KAPAKLI, HAYITLI (ESKİ HOYRAN)
* İMROZ - GÖKÇEADA
* İRVA - RİVA
* İSHAKLI - SULTANDAĞI
* ISTROS - TUNA
* KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* KALAMAKİ - KALKAN
* KANDYBA - GENDEVE, GENDİYE, KENDİBA
* KANESH - KÜLTEPE
* KEŞİŞ DAĞI - ULUDAĞ
* KHALKİTİS - HEYBELİADA
* KHOMA - ESKİHİSAR (HACIMUSALAR)
* KIBYRA - HORZUM, GÖLHİSAR
* KIRKKİLİSE - KIRKLARELİ
* KLAZOMENAİ - URLA
* KOLOPHON ve NOTION - DEĞİRMENDERE ve AHMETBEYLİ
* KORMOS, KORMİ - KARABÜK
* KORYDALLA - KUMLUCA
* KYAENAI - YAVU
* KYLLANDOS - ELMALI
* KYPSALA - İPSALA
* LABRANDA - LABRAUNDA
* LAODIKEA (LAODICEIA AD LYCUM) - GONCALI
* LEFKE - OSMANELİ(BİLECİK)
* LETOON/LETOUM - BOHSULLU, BOZOLUK
* LIMYRA - ZENZERLER, TURUNÇOVA
* LYKOS - BAYRAMPAŞA DERESİ
* MAGNESIA AD MEANDRUM - MENDERES MAGNESİA'SI, ORTAKLAR, TEKKEKÖY
* MAKRIKÖY - BAKIRKÖY
* MA'MÛRET-ÜL-AZÎZ - ELAZIĞ
* MEĞRİ - FETHİYE
* MELİD - MALATYA
* MILETUS - BALAT, AKKÖY
* MYRA - NOEL BABA KİLİSESİ
* MYRA - DEMRE, KALE
* MYUS - AVŞAR KALESİ
* NESTOS - MESTA
* NİCAEA - İZNİK
* NISA - MERYEMLİK, SÜTLEĞEN
* NYSA - SULTANHİSAR
* ODYRSIA - EDİRNE
* OENOANDA - İNCEALİLER
* OKSİYA - SİVRİADA
* OLYMPOS - ÇIRALI
* PANARMOS - BURGAZADA
* PANTOKRATOR KİLİSESİ - ZEYREK CAMİİ
* PATARA - GELEMİŞ, OVAGELEMİŞ, KELEMİŞ
* PERGE - AKSU
* PERINTHOS - MARMARA EREĞLİSİ
* PHASELIS - TEKİROVA
* PHELLOS - PINARBAŞI, FELEN YAYLA
* PINARA - MİNAREKÖY
* PİTA - KAŞIKADASI (Burgazada'nın karşısında)
* PİTYOUSSA - BÜYÜKADA
* PODALIA - SÖĞLE, AVLAN
* PRAKONNESOS - PAŞALİMANI ADASI
* PRIENE - GÜLLÜBAHÇE, SÖKE
* PYDNAI - ÖZLEN, GAVUR AĞILI
* PYTHIA - YALOVA
* RAIDESTOS/RODOSTO - TEKİRDAĞ
* RHODIAPOLIS - HACIVELİLER, ŞEYHKÖY
* RİVA - ÇAYAĞZI
* SALYMDESSES - MİDYE
* SARDİS - SART
* SEBASTE - SİVAS
* SEBASİYON - SÖĞÜT(BİLECİK)
* SELVMBRIA - SİLİVRİ
* SESTOS - YALOVA
* SEYLAN - SRI LANKA
* SIDYMA - DODURGA ASARI
* SIMENA - KALE
* STRYMON - STRUMA
* SURA - SURA
* TAMTA - TUZGÖLÜ
* TANTALİS - İZMİR
* TEKE - ANTALYA
* TELMESSOS - FETHİYE
* THEIMISSA - KALE İSKELESİ, ÜÇAĞIZ
* TLOS - KALESAR, DÜVER
* TONDOS - TUNCA
* TRALLEIS - AYDIN
* TRYSA - GÖLBAŞI
* TYSSA - TÜSE
* XANTHOS - KINIK
* ZÜLLİYE - YENİ CAMİİ )

( TOPONMIE )


- YERLİ YERİNCE ile/ve/||/<> YETERİNCE


- YERLİ ile/ve YEREL


- YERLİ ile YERSİZ


- YERYUVARLAĞI/YERYUVARI ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Üstünde yaşadığımız gökcismi, Yerküre. İLE/VE/<> Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu. | Dünya, yaşam. )


- YERYÜZÜ/ARZ[Ar.] ile/ve YERKÜRE

( )


- YEŞİLLENME ile YEŞERME


- YESÛÎ[Ar.] ile YESÛR[Ar.]

( Hz. İsa'ya ait, onunla ilgili. İLE Kumarbaz. )


- YESÛSUHUM[Ar.] ile YESÛDUHUM[Ar.]


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK


- YETERSİZ OLMAK ile/ve/> YETERSİZ KALMAK

( TO BE INSUFFICIENT vs./and/> INCAPACITY )


- YETERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine YETENEKSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK


- YETERSİZLİK ile/ve/=/||/<> YETMEZLİK


- YETİ ile/ve YETENEK


- YETİ ve/||/<>/> YETENEK

( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )


- YETİ ile/ve YETENEK/KAPASİTE

( KUVVE ile/ve İSTÎDAD )

( ... ile/ve PUISSANCE )

( FACULTY vs./and CAPACITY )


- YETİ ile/ve YETERSİZLİK

( FACULTY vs./and INSUFFICIENCY )


- YETİ ile/ve/<> YETKİ


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- YETKE ile YETKİ

( Yaptırma ya da yasak etme hakkı ya da gücü, sulta, otorite. | Yeterliğine herkesi inandırarak, bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven. İLE Bir görevi/işi, yasaların verdiği olanaklara göre, belirli koşullarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet. )

( SULTA ile SALAHİYET )


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ

( THE SOURCE OF AUTHORITY vs. THE ACTION OF AUTHORITY )


- YETKİ ile/ve/değil/yerine/<> YETKİNLİK


- YETKİLİ ile/değil/< YETKİN


- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK

( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )

( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )


- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK


- YETMEK ile YETİŞMEK

YE... ~ ... ile başlayan FaRkLaR...

- "YEDİ EMİN" değil YED-İ EMN

( ... DEĞİL Emin el/ler. )


- "YEDİRMEK" ile/ve "GİYDİRMEK"


- "YEMEK":
ACIKINCA ile/ne yazık ki ÜZÜLÜNCE ile/ne yazık ki KIZINCA

( Sofradakileri. İLE/NE YAZIK Kİ Kendimizi. İLE/NE YAZIK Kİ Birbirimizi. )


- "YEMEK" ile/değil/yerine/>< GÜVÂR[Fars.]

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hazmı kolay yemek. )


- "YEMİNİNE BAKIP KİŞİYE İNANMAK" ile/değil/><
KİŞİYE BAKIP YEMİNİNE İNANMAK


- "YENEN" ile "YENİLEN"

( Boş konuşur. İLE Boşu boşuna susar ya da savunur. )


- "YENİDEN BAŞLANGIÇTA ..." değil YENİDEN BAŞLAMAKTA ...


- "YENİDEN DİRİL(T)ME" ile/değil YENİDEN CANLANDIRMA

( [not] RESURRECTION vs./but RE-ANIMATION )


- "YENİLEBİLİR" değil YENİLENEBİLİR


- "YENİLGİ":
"KAYBETTİĞİNDE" değil VAZGEÇTİĞİNDE


- "YENMEK" ile/ve "ÜSTESİNDEN GELMEK"


- "YERE BAKAN YÜREK YAKAN" ile/ve "UMMADIK TAŞ, BAŞ YARAR"


- "YERİNDEN ETME" ile/ve/<> "RAYINDAN ÇIKARMA"


- "YESYENİ" değil YEPYENİ


- "YETERSİZ BAKİYE" değil/yerine/= YETERSİZ TUTAR


- "YETİŞTİRMEK" ile/değil "MEKTEBE KOYMAK"


- (")YETERSİZ/LİK(") ile/ve "SIĞ/LIK"


- (YEMEKTE) SU/SIVI TÜKETMEMELİ!


- (YERİ GELDİĞİNDE VE DOZUNDA) TERSLEYEBİLMELİ!


- (YERİ GELDİĞİNDE) KAÇMALI!


- (YERİ GELDİĞİNDE) KORKMALI!


- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK


- [ne yazık ki]
YEMEĞİN "YANMASI":
ATEŞ İLE ile/ve/||/<> TUZ İLE ile/ve/||/<> ACI BİBER İLE

( Yemekler, sadece ve doğrudan ateş ile değil fazla kullanılan tuz ya da acı biber, baharat vb. ile de yenilmez duruma düştüğünde kullanılan deyim. )


- [not] YEAR vs. PERIOD/SEASON


- [yerbilim] İNEÇ = TEKNE


- ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI:
YERDE/N ile/ve/değil/yerine GÖKTE/N

( )


- ÖLÜBAŞ GÜVESİ:
YEŞİL ile/||/<> SARI ile/||/<> KAHVERENGİ


- PAPAĞAN ile YEŞİL PAPAĞAN


- YE'S[Ar.] ile KUNÛT[Ar.] ile HAYBET[Ar.]


- YEBGAZUHÛ[Ar.] ile LÂ YUHIBBUHÛ[Ar.]


- YECİBU KEZÂ[Ar.] ile YENBAGÎ KEZÂ[Ar.]


- YECÛZU KEZÂ[Ar.] ile YUCZİU KEZÂ[Ar.]


- YED-İ EMİN değil/yerine/= GÜVENELİ


- YEDİ BİLİM:
ÜÇ İLİM ile/ve/<>/sonra DÖRT BİLİM DALI

( DİLBİLGİSİ(GRAMER) VE MANTIK(LOGIC) VE HİTÂBET(RETORİK) ile/ve/<>/sonra MATEMATİK VE GEOMETRİ VE ASTRONOMİ VE MÛSİKÎ )

( SEPTUM ARTES LIBERALES: YEDİ ÖZGÜR(SERBEST) BİLİM ["Art" sözcüğü sanat değil bilim anlamına kullanılırdı.] )


- YEDİ ÖZGÜR SANAT[Lat. SEPTUM ARTES LIBERALES]


- YEDİCE(HAFTA):
BAŞGÜN ile/ve/||/<>/> TOZGÜN ile/ve/||/<>/> ODGÜN ile/ve/||/<>/> ORTAGÜN ile/ve/||/<>/> YEYGÜN ile/ve/||/<>/> ELGÜN ile/ve/||/<>/> ARAGÜN

( Pazartesi İLE/VE/||/<>/> Salı İLE/VE/||/<>/> Çarşamba İLE/VE/||/<>/> Perşembe İLE/VE/||/<>/> Cuma İLE/VE/||/<>/> Cumartesi İLE/VE/||/<>/> Pazar )


- YEDİĞİMİZİ ile/ve/||/<> İÇTİĞİMİZİ

( İçelim! İLE/VE/||/<> Yiyelim!
[O kadar çok ve uzun süre çiğneyelim ki, lokmamız, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğimiz şeyi yutma ve ancak içmiş olalım! İçtiklerimizi de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yutalım!] )


- YEDİĞİN "KAP" ile "BİNDİĞİN DAL"


- YEDİĞİN/DEN | İÇTİĞİN/DEN ile/ve/değil/yerine YEMEDİĞİN/DEN | İÇMEDİĞİN/DEN

( Kâr. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yarar. )


- YEDİĞİN/İÇTİĞİN ile/ve/değil EŞİK


- YEDİKULE ile/ve YEDİKULE

( Zeytinburnu. İLE/VE Selânik.[adı geçen Yedikule Zindanları, Selânik'tekidir!] )


- YEDİRMEK ile İŞLEMEK


- YEDİTEPE ile/ve ÖTEKİ İSTANBUL TEPELERİ


- YEDİVEREN

( Yılda birkaç kez meyve veren ya da çiçek açan.[asma, gül vb.] )


- YEGÂH[Fars.]

( Türk müziğinde, kalın re notasının karşılığı sayılan makam. )


- YEGÂNE HANIM ile/ve/||/<>/> MÜCAP OFLUOĞLU

( )


- YEGÂNE değil/yerine/= BİRİCİK/TEK


- YEĞİN ile/>< YEĞNİ

( Zorlu, katı, şiddetli. | [mecaz] Baskın, üstün. İLE/>< Ağır olmayan, hafif. | Ciddi olmayan. )


- YEĞİNLİK(PEKİŞTİRME) ile ...

( INTENSITY )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> AYIRDINDALIK, FARKINDALIK

( ... ile/ve/<> BÂZGÜŞÂ )

( PREFER vs./and/<> DISTINGUISHNESS, AWARENESS )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<> BEĞENİ

( TO PREFER vs./and/<> LIKING )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> KARAR

( PREFER vs./and/> DECISION )


- YEĞLEME/TERCİH ve/> MUHABBET


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve ÖNCEL/LEMEK

( TO PREFER vs./and PREDECESSOR )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/değil ÖNCELİK

( [not] TO PREFER vs./and/but PRIORITY )


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/<>/>< TERK


- YEĞLEME/TERCİH ile/ve/> TUTUM

( PREFER vs./and/> ATTITUDE )


- YEĞLEME ile/ve/||/<> KİMLİK

( Ergenin, kimliği mi var ki, yeğlediği olsun. )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ve/<> LÜTFEN ve/<>/+/||/> BÖYLE ve/<> BU DA VAR

( "Sihirli" sözcükler. VE/+/||/<>/> "Sigorta" sözcükler. )

( Dışsal ve ilksel. VE/+/||/<>/> İçsel ve sonsal. )

( Varoluşumuzda, tüm canlı/cansız nesne, bitki, hayvan ve insanla, gövdelerimizin aracılığıyla etkileşim, zihnimizin aracılığıyla da hem etkileşim, hem de daha ileri ve nitelikli bir etkileşim olan iletişim ilişkilerinde bulunuyoruz. Bu ilişkilerimizin başlangıç ve ortaklığı ise yetkin bir benzetmeyle, hiçbir ayrımın bulun(a)madığı bir . [NOKTA]'dan oluşmasıdır.

"Nokta"dan aşağı doğru açılan, büyüyerek ve genişleyerek dalgalanan bir çizgide, zihin ve enerjilerimizle, aşağı [yoğunluğa/kesâfete] doğru inen; yukarı [inceliğe/letâfete] doğru da yükselen bir aralıkta bulunuyor ve sürekli olarak çeşitli bilgi, bilinç seviyelerimizle, davranış-tutumlarımızdaki incelik ve kabalıklarla da aşağı ve yukarı bir salınımla, tekrar noktaya doğru geri dönmek [rücû] üzere yaşam yolculuğumuza devam ediyoruz.

Bu süreçte, az/çok ya da öteki varolanlara oranla daha "gelişmiş ya da geliş(e)memiş" varolanlar["insan"] olarak, kişiler arasındaki ilişkilerimizde de çeşitli bilgi ve bilinç farklarımızın ve tutumlarımız üzerinden sürdürdüğümüz yaşamamızda, bazı sözcüklerin önceliğini ve olumlu etkilerini görüyoruz. Bunları, etkileri ile "sihirli" ve hizmetleri itibariyle de "sigorta" sözcükler olarak kullanıyoruz. Bu sözcükler, bir piramit olarak düşündüğümüzde, sözcüklerin doruğunda yer alıyor.

Etkileri itibariyle neredeyse bir "sihir" olarak tanımladığımız bu sözcükler, kulağın duyacağı oranda seslendirilerek dışsal ve her düşünce ya da sözün, başında ya da sonunda, ilksel/öncelikli olarak kullanılmalarıyla gerçekleşiyor.

Yaşamı, (nitelikli) yaşam; bireyi, (nitelikli) insan yapan ve öteki var olanlardan ayıran en önemli(öncelikli) durum ve kavram, sadece insana özgü bulunan, yeğleme olanağıdır. "Yeğleme/tercih etme" farkındalığıyla sürdürdüğümüz tüm düşünme ve konuşma süreçleri, bize, olgular arasındaki ayrımda durabilme ve isabetsiz olabilecek ile isabetli olan arasındaki tutumu ya da kararı verme olanağını sağlatıyor. Yani, "Bu gece/sabah, uyumayayım ve şu işleri tamamlayayım." düşüncesi ve ayrımında, "Bu gece/sabah, uyumamayı ve işleri tamamlamayı yeğliyorum." sözü ile olası zorluklar karşısında olanakların artmasını, kontrol altında tutulması gereken gücün/olanakların, bizim elimizde olmasını sağlatıyor. Gün içinde, binlerce kez içinde bulunduğumuz bu ve bunun gibi ayrımlarda, farkındalığımızı devrede tutmamızı sağlayan yeğleme olanağımız, ilgili kararımızı, uygulamamızı, günümüzü ve yaşamımızı nitelikli seviyelere çıkarmakla birlikte, kaygılanmaya neden olabilecek "düşüncelerden" de alabildiğine uzaklaşabilmemizi sağlıyor.

İkinci "sihirli" sözcüğümüz olan "Lütfen" sözü/sözcüğünün kullanımı da, aramızdaki farkların, ayrımların yok olduğu noktadan düşünerek ve seslenerek söylememizi, aktarmamızı ya da paylaşmamızı sağlıyor. Bir emiri bile ricâya dönüştürebilen bir olanak sunuyor. Yani, bir yakınımıza, "Bana bir bardak su getir!" şeklindeki, "yakınlıktan ya da rahatlıktan" dolayı emir kipinde söyleyebileceğimiz sözü bile kendimiz düşünmek varken, yakınımızın, "sihirli sözcüğü söylersen getiririm" uyarısıyla, "Peki. Lütfen, bana bir bardak su getir." sözüyle bambaşka bir alana taşımış oluruz. Bu ve buna benzer/benzemez tüm örnek ya da durumlarda, Lüt(û)fen, dikkat ve incelikle(rikkatle) söyleyebileceğimiz sözlerin yeğlenmesindeki ve gereksiz yere kaygıların oluşmasına engel olabileceğini de her ânımızda ve kararımızda, her sözümüzde göstermenin niteliği ve verimliliğinden de uzak duramayız herhalde.

Yaşamda, çok çeşitli durumlar söz konusu ve olasılık içindeyken, pek kolay kaldıramayacağımız ve taşıyamayacağımız durum ve olaylarla da karşı karşıya geliriz. Bu durumlarda kullandığımız sözcükler ise "sigorta" sözcüklerdir.

Başımıza gelebilecek her türlü maddi/manevi kayıp, ölüm, önceki koşulların yitirilmesi gibi en zorlayıcı olanlarında ise gereken tüm eylemler gerçekleştirildikten ve sözler söylenildikten, ıstıraplar paylaşıldıktan, sözün yetmeyeceği ve aklın tükeneceği noktadan sonra eğer bir yerlerde sonlandırılmazsa büyük zarar göreceğimiz kesin durumlar için çözüm aracı olan "sigorta" sözcükler(imiz)den ilki "Böyle" sözü/sözcüğüdür.

Yaşamın belirli aralığında bulunan zorlu durumların ötesinde de çok sıradışı, rekor ya da istisnai olumlu/olumsuz olay ve olgularla da karşılaşabilir, görebilir ya da duyabiliriz. "Böyle" sözünün yetmeyeceği (çok) aşırı ya da aykırı durumlar için de imdada yetişen, elektrik tesisatındaki düzenek gibi, büyük zararlara neden olmaması için kurulan önlem ve sigorta aracı olarak, "Bu da var" sözü/sözcüğü kullanılmaktadır. Bu sözcüklerin özelliği ise bunları, ancak kendimize söyleyebilmek üzere içsel ve sonsal olmalarıdır.

Kaygının pek fazla oluşmamasını, bu sözcüklerin kullanımı ile de büyük oranda sağlamış oluruz. )

( LIKE THIS vs./and/+/<>/> THIS EXIST TOO )

( SAN AFTO ile/ve/+/<>/> AYTO YPARXEI EPISIS, AFTO İPARHİ EPİSİS )


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/değil "GEREKLİ GÖRMEK"


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/ve/||/<> ÖNE ÇIKARMAK


- YEHİKKU LEHU'L-'İBÂDETE[Ar.] ile YESTEHİKKU'L-'İBÂDETE[Ar.]


- YEİS, YE'S ile ...

( ÜZÜNTÜ, UMUTSUZLUK, ELEM, KEDER, OLMAYACAĞINI DÜŞÜNMEK )


- YEK-TEN ile ...

( ANSIZIN, ÂNÎDEN, BİRDENBİRE | DURUP DURURKEN, HİÇ YOKTAN )


- YEKNESAK[Ar.]/BİTEVİYE[Ar.]/MUTTARİT[Ar.]/MONOTON[Fr. < Yun.] değil/yerine/= TEKDÜZE DÜZENLİ


- YEKPÂRE[Fars.] değil/yerine/= BÜTÜN

( Küçük olan, bütünü yansıtır ama bütünü içeremez. )

( The small, projects the whole; but it cannot contain the whole. )

( [not] A SINGLE PIECE but COMPLETE
COMPLETE instead of IN A SINGLE PIECE )


- YEKPARE ile HOMOJEN


- YEKTÂ değil/yerine/= BİRİCİK

( TEK, EŞSİZ, BENZERSİZ )


- YEKÜN/YEKÛN[Ar.] değil/yerine/= TOPLAM


- YEL/RÜZGÂR:
SÖNDÜRÜR ile/ve/||/<>/> ALEVLENDİRİR

( Mumu. İLE/VE/||/<>/> Yangını. )


- YEL/RÜZGÂR[< Fars. Zaman, vakit.] ile MELTEM(HAFİF RÜZGÂR)

( Yeller, her zaman yüksek basınçtan alçak basınca doğru eser. )

( Rüzgârlar, genellikle boğazlara, vadilere uygun eser. )

( Rüzgârlar, geldikleri yerin sıcaklığını gittiği yere taşır. )

( Toprağın üzerindeki rüzgâr, manzarayı temsil eder. )

( NİKAT-I CİHÂT[< NOKTA]["ka" uzun okunur]: Rüzgârların yönünü göstermek için bazı harita ve pusulaların üzerinde bulunan resim. )

( ANOMEMETRE: Rüzgârın hızını ölçen araç. )

( BÂD-NÜMÂ: Rüzgârın hangi taraftan estiğini gösteren araç. | Fırıldak. )

( MERVAHA[Ar. | çoğ. MERÂVÎH]: Ova, çöl. | Her tarafından rüzgâr esen yer.] )

( * BÂD-İ BERÎN: Lâtif hava, sabah rüzgârı. * BÂD-İ CEM: Süleyman Peygamber'in hükmettiği rüzgâr. * BÂD-İ CENÛBÎ: Güney rüzgârı. * BÂD-İ HAZÂN: Sonbahar rüzgârı. * BÂD-İ HEVÂ: Bedâva. * BÂD-İ NEVÂ: Ses, nağme; nakarat. * BÂD-İ NEV-RÛZ: Bahar rüzgârı. * BÂD-İ PÜRGÜ: Sürekli sesler çıkaran, ıslık çalan rüzgâr. * BÂD-İ SABÂ: Doğudan esen hafif rüzgâr. | Adı manzum ananim bir edvarda geçen makam. * BÂD-İ SEHER-HÎZ: Gündoğusundan esen hafif rüzgâr, tan yeli. * BÂD-İ SEMÛM: Sam yeli. * BÂD-İ SUBH: Sabah rüzgârı. * BÂD-İ ŞİMÂLÎ: Kuzey rüzgârı. )

( BÂD ile ...
RÜZGÂR: Zaman, devir. | Dünya. | Yel.
BÂD: Olsun, ola, olaydı. İLE BÂD: Yel, rüzgâr. | Soluk, nefes. | Ah sesi, ah çekme. | [tas.] Allah'ın yardımı. | Övme, söz. | Büyüklük taslama, kibir. | Şarap. )

( WIND vs. BREEZE )


- YEL/RÜZGÂR ile AKÎM[Ar.]

( ... İLE Kısır. | Sonuçsuz. | Yağmur getirmeyen yel. [Özellikle Batı'dan ya da Kuzey Batı'dan esen yel.] )


- YEL/RÜZGÂR ile BURAĞAN

( .. İLE Güçlü esen yel. )


- YEL ile KIZIL YEL

( ... İLE Güneyden esen yel/rüzgâr. )


- YEL ile SAM[Ar.] (YELİ)

( ... İLE Çölden esen sıcak yel. )


- YEL ile ÜSTALİZE/ÜSALİZE

( ... İLE Alizelere karşıt olarak, iki yarıkürede de ekvator bölgelerinden, kutuplara doğru, 3-10 km. yükseklerde esen yel. )


- YELDİRME ile YELDİRMEK

( Kadınların, çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. İLE Aceleyle koşturmak, koşuşturmak. )


- YELE ile SAÇ

( MANE vs. HAIR )


- YELE ile YELE[Fars.]

( At, aslan gibi bazı hayvanların ensesinde ya da boynunda bulunan uzun kıllar. İLE Otlağa salınmış hayvan sürüsü. )


- YELEK ile CAMADAN[< Fars.]

( ... İLE Çapraz düğmeli, işlemeli, bir tür kısa yelek. | Dört köşe yelkenleri, boğarak, yüzeylerini küçültme. )


- YELEK ile CEKET


- YELEK ile/değil FERMENE[İt. < PARAMANO]

( ... İLE/DEĞİL Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi. )


- YELEK ile HAYDARİYE

( ... İLE Hırka altına giyilen, kolsuz, kısa giysi.[Hz. ALİ'nin giydiği] )


- YELEK ile/ve HIRKA


- YELEK ile JİLE

( ... İLE Daha çok, kadınların, bluz üzerine giydikleri yelek. )


- YELEME ile ...

( Ciddi işlerle uğraşmayan. )


- YELKEN/ŞİRÂ'[Ar.]/BÂD-BÂN[Fars.] ile/ve KÜREK/MİCDÂF[Ar.]

( )


- YELKEN ile ARİYA[İt. < ARIA]

( ... İLE Sancağı, yelkeni ya da sereni direkten aşağı alma. )


- YELKEN ile AYIBACAĞI

( ... İLE Çift yan yelkenlerden birini sağdan, birini soldan kullanma biçimi. )


- YELKEN ile FLOK

( ... İLE Geminin cıvadrasına çekilen, üçgen yelken.
[CIVADRA: Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk.] )


- YELKEN ve/<> İSKOTA[İt.]

( ... VE/<> Yelkenleri açmak ve tutmak için alt köşelerine bağlanan halat, zincir ve palangadan oluşan donanım. )


- YELKEN ile/ve/||/<> KAVANÇO[İt. < CANGIA]

( ... İLE Yelkeni bir bordadan öbür bordaya geçirme. | Değiştirme, aynı türden bir şeyin yerine bir başkasını koyma. | Bir işi başka birine yükleme, başına sarma. )


- YELKEN ile RANDA[İt.]

( ... İLE Gemilerin mizana direğinin gerisindeki yelken. )


- YELKEN >< YELKESEN

( Yel gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine, uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş ya da şeritlerin tümü. >< Yarışlarda, yelin etkisinden korunmak için öne takılan siperlik, rüzgârlık. )


- YELKENCİ ile/ve/değil/||/<>/< DENİZCİ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Ya dalan, ya iyi ve uzun yüzebilen, ya kürek çeken ya da üçünü birden yapabilen. )


- YELKENLİ ile GAGALI

( ... İLE Bir tür, Karadeniz yelkenlisi. )


- YELKENLİ ile HİNT YELKENLİSİ

( ... İLE 2-3 direkli, üçgen yelkenli kıyı gemisi. )


- YELKENLİ ile/ve/<> ISKUNA

( ... İLE/VE/<> İki direkli, yelkenli gemi. )


- YELKENLİDE:
ORSA ALABANDA ve/||/<> EĞLENME


- YELKOVANGİLLER

( Kuşlar sınıfının, fırtınakuşları takımından bir aile. )


- YELLENME/OSURMA

( TO FART )


- YELLOZ ile ŞILLIK

( Ahlâksız, hafifmeşrep. İLE Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. )


- YELPÂZE ile KÖRÜK

( Sallandığında, küçük bir hava akımı yapan ve özellikle yüzü serinletmeye yarayan, küçük, katlanabilir, taşınabilir araç. İLE Köpeklerin burnuna hava tutulur -ya da bir biçimde üflenirse- kaçarlar. )

( MİRVAHA[< RÎH] ile ... )

( BÂD-BÂZ ile ... )


- YELTEMEK/YİLTEMEK = KIŞKIRTMAK | ÖZENDİRMEK, İSTEK UYANDIRMAK


- YELYUTAN

( Atlarda, hava yutmanın yol açtığı bir sayrılık. )


- YEM ile/ve YAL

( ... İLE/VE Köpek ve inekler için un ve kepekle hazırlanan bulamaç. )


- YEM ile YEYGİ

( ... İLE Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek. )


- YEME-İÇME ve/||/<> SOLUK ve/||/<> YÜRÜME ve/||/<> HAREKET ve/||/<> UYKU ve/||/<> DÜŞÜNCE ve/||/<> CESÂRET ve/||/<> GÜNEŞLENME

( Hayvanlar gibi olsun... VE/||/<> Kaplumbağalar gibi olsun... VE/||/<> Güvercinler gibi olsun... VE/||/<> Maymunlar gibi olsun... VE/||/<> Köpekler gibi olsun... VE/||/<> Fil gibi olsun... VE/||/<> Dişi Aslan gibi olsun... VE/||/<> Ayı gibi olsun... )


- YEMEDİĞİN/İÇMEDİĞİN ile/ve/değil EŞİK


- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK


- YEMEĞİ PİŞİRMEK ve "DERVİŞİ PİŞİRMEK"


- YEMEK


- YEMEK BİRİ(LERİ)YLE (PAYLAŞARAK) YEMEK


- YEMEK DÜZENİ ve ÇATAL-BIÇAK KULLANIMI!

( Yemek yenilebilmesi için hazırlanan, masanın üzerinde bulunan tüm araç ve gereçlere "Kuver" denir.
"Ala Carte Kuver, Tabldot Kuver, Fiks Menü Kuveri, Kahvaltı Kuveri, Çay Kuveri" olarak düzenlenir. )

( - Önce yenilecek yemeğin takımı, kuverin en dışına, en son yenilecek yemeğin takımı, en içe konulur.
- En dıştaki takımdan başlanılır, içe doğru devam edilir.
- Çatal ve bıçaklar, boyları itibariyle masanın kenarına, takımların saplarına göre hizalandırılır.[Büyüklüklerine göre sıralandırılmaz/hizalandırılmaz!]
- Bıçaklar, kesici tarafı tabağa bakacak biçimde, sağ tarafa konulur.
- Ekmek tabağı, sol tarafımızda bulunur ve bıçağı da üzerinde, kesici tarafı sola/dışa bakacak biçimde bulundurulur.
- Bardaklar, sağ tarafta ve bıçaklarımızın önünde bulundurulur.
- Tatlı takımında ise çatal, hemen tabağın üzerinde, sağ tarafa dönük[sapı solda!], bıçak(keskin tarafı içe/aşağıya dönük) ve kaşık ise çatalın üstüne, sol tarafa dönük(sapı sağda!) konulmalıdır. Sadece dondurma kaşığı[ucu düz kaşık], çatalın alt tarafına[tabağın hemen üstüne], sola bakacak biçimde[sapı sağda!] konulur. Tabağın önündeki tatlı takımı, tatlı gelene kadar kullanılmaz.[Yedi yaşın altındaki çocuklara verilebilir.]
- Çorba kaşığı, sağda ve en dışta bulunur.[Sol taraftaki kaşık, solumuzda oturan kişiye aittir!]
- Üzüm, kiraz gibi meyveler için takım bulunmaz.
- Hardal ve ketçap türevleri, önceden masaya konulmaz.
- Sürahi ve şişeler için altlık kullanılmalıdır.
- Ekmek Tabağı 15 cm., Salata ve Tatlı Tabağı 17 cm., Zeytinyağlı Tabağı 19 cm., Çukur Çorba Tabağı 19 cm., Ordövr Tabağı 21 cm., Ana Yemek Tabağı ise 24 cm.dir.
- Yemek peçetesi [35 cm. X 50 cm.]dir.
[Çeşitli biçimlerde katlanmış bez peçeteler, bir köşesi tabağın altına sıkıştırılarak kucağa doğru sarkıtılır. Gerektiğinde kullanılmalıdır! Kâğıt peçete aranılmamalıdır! Çok gereksinim duyulduğunda garsondan istenilebilir ya da yanımızda bulundurulmalıdır!]
- Çatal ve bıçak, kalem tutar gibi tutulmaz! Sapları hiçbir zaman baş parmak ve işaret parmağının arasında kalmamalıdır.
- Sapı avuç içinde kalacak biçimde, işaret parmağıyla desteklenecek biçimde tutulur.
- İkide bir, el değiştirilerek kullanılmaya çalışılmaz!
- Bazı yiyecekler[pizza gibi], gerektiğinde ve/ya da çevreye/çoğunluğa/ülkeye göre elle de yenilebilir.
- Salata için ana yemek çatal ve bıçağı kullanılır.
- Çatal-bıçağı doğru tutmak için bazı şeyler kesmeye alışmak için önceden, kendi başımıza çalışma yapmamız yararlı olacaktır!
- Bıçağın üzerine herhangi bir şey konulmaz, bıçakla bir şey alınmaz, bıçakla bir şey yenilmez! Hiçbir zaman, hiçbir biçimde, bıçak ağza götürülmez! Bıçak, sadece yardımcı bir araçtır! Bıçağın işlevi, ekmekle ya da başka bir şeyle karşılanmaya çalışılmaz![Bazen, "çatalın kenarıyla bölünebilir" düşüncesinde bile, [olabildiğince] çatal yerine bıçak kullanmak gerekir.]
- Çatalı sağ elde tutmak için [sağ elle yemek için], yemek önceden lokmalara ayrılmaz, parça parça duruma getirilmez!
- Tabaktan alınan parçaları, çatalın alacağı kadar küçük/az tutmak gerekir. Çatalın ucu saplanarak alınan parçaları, çatalın içbükey tarafının aşağıya bakacak biçimde[sapının avuç içinde kalacak biçimde] ağza götürülmesi gerekir.
- Yere düşen çatal ve/ya da bıçak, eğilip alınmaya çalışılmaz ya da herhangi bir telâfiye ya da çabaya girişilmez, utangaçlık duyulmaz, hata olarak yorumlanmamalı/algılanmamalıdır ve üstünde durmamak gerekir![Garsondan yenisi istenir ve sağ tarafımızdan verilmesi üzerine beklememiz gerekir.]
- Yemeğinizi bitirdiğinizde/doyduğunuzda çatal ve bıçak birleştirilerek, saat 4 ya da 5 yönünde, sapı dışta kalacak biçimde yan yana tabağın üzerine bırakılır(tamamen tabağın içine konulmaz![Garsonun tabakları üstüste koyması gerektiğinde ona yardımcı olmak açısından da.]). Eğer yemeğe devam ediliyorsa çatal ve bıçağın ucu, tabağa, sapları masaya dayanacak biçimde ya da çapraz olarak tabağın ve yemeğin üzerinde bırakılır.(Bu durumdayken tabağınızda yemek kalmasa bile garsonların tabağınızı alma girişiminde bulunmaması gerekir. [Gerekirse bunu garsona tekrar anımsatmamızda hiçbir sakınca yoktur.])
- Metaller üzerinde kesim yapılmaz!
- Servis tabağına/fayansına el değdirilmez!
- Tabaklar aşırı doldurulmamalıdır!
- Tek bir parça servis ediliyorsa tabağın tam ortasına gelecek biçimde konulur.
- Lokmalar, küçük tutulmalıdır. Çataldan düşürmemek ve dökmemek açısından da gereklidir. Ayrıca, dökmemek için tabağın üzerine fazla eğilmemek gerekir.
- Dirsekler ve kollar etrafımızdakileri rahatsız etmeyecek biçimde denetim altında tutulmalıdır. Tabağımız ve masanın üzerinde büyük açılar oluşturacak biçimde açılmamalıdır.
- "Etrafımızdakilerin bizi gözlemliyormuş düşüncesi ve duygusu"ndan uzak kalmak gerekir.
- Gerekirse bazı ayrıntıları öğrenmek üzere bilgisinden emin olduğunuz kişilerin eylem ve tutumları gizlice gözlenebilir. Gördüklerinizi taklit etmek yerine neyin, nasıl olacağı üzerine emin olmak gerekir.
- 7 - 8 yaşından itibaren çatal-bıçak kullanımının olanağı, fırsatı ve eğitimi verilmiş/alınmış olmalıdır! Bilgi ve kurallar yaşam boyunca her yerde, her koşulda tam olarak uygulanmalıdır!
- Afiyet olsun! :) )

( )


- Yemek için SUS!!!


- YEMEK İÇİN YAŞAMAK ile/yerine/değil YAŞAMAK İÇİN YEMEK

( Hayvan. DEĞİL İnsan. )

( Olgun kişi, sözlerinde dikkatli, yiyip içtiklerindeyse ölçülüdür. )

( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )

( Kötüler, yemek için yaşar; iyiler ise yaşamak için yer. )

( EŞHÂ[Ar. < ŞEHÎ]: En çok sevilen, sevilerek/istekle yenilen şey. )

( NEHEM[Ar.]: Yemeğe, şiddetli arzu duyma. )

( TELEBBÜK[Ar.]: Mide dolgunluğuna uğrama. | İMTİLÂ'[MELÂ] )

( TÛŞE | KUT-İ LÂ YEMÛT: Ölmeyecek kadar yenilecek şey, azık. )

( TÛŞE-İ RÂH: Yol yiyeceği/azığı. )


- YEMEK ISINIRKEN TELEFON ETMEMEK/DALMAMAK


- YEMEK PİŞİRMEK ve/<> SEVGİ

( TABH: Pişirme, pişirilme. | İlâç kaynatma. )

( TABHİYYE: Pişirmek/pişirilmek üzere birine verilen ücret, pişirmelik. )

( TANZÎH: Gereği gibi pişirme/pişirilme. )

( Gönülsüz yapılan aş, ya karın ağrıtır, ya da baş. )


- YEMEK YEME "YARIŞI":
ÇOCUKLUKTA ile/ve/değil/yerine YETİŞKİNLİKTE

( Oyalanmadan, "hızlıca" yemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olabildiğince yavaş ve lokmaları çok çiğneyerek. )


- Yemek yerken SUS!!!


- YEMEK:
"AYIRDETMEK" değil AYIRMAK


- YEMEK ile DAVET


- YEMEK ile/ve/||/<> İLAÇ


- YEMEK ile KEMAN

( Birlikte olmasında bir sorun yoktur fakat yemek esnasında çalınan keman, hem aşçıya hem kemancıya saygısızlıktır. )

( İkisi de başlı başına büyük sanattır. İkisi de çok değerli ve önemlidir. Ayrı ayrı yaşamak daha yerinde olur. )


- YEMEK yerine LOKMA


- YEMEK ile ME'DEBE ile ...

( ... İLE Düğün yemeği. )


- YEMEK ile/> MÜZİK

( Yemek sırasında çalınan keman hem aşçıya, hem de kemancıya saygısızlıktır. )

( TO EAT vs./<> MUSIC )


- YEMEK ile/ve SEVİŞME SONRASI YEMEK


- YEMEK ile ZÎYÂFET

( ... İLE Konuk kabul etme. | Konuğa yedirip içirme, şölen. | Değişik ve karışık olma. )


- YEMEME ile ORUÇ/RİYÂZAT

( ... ile TECEVVÜ'[< CÛ'] )


- YEMENİ[Ar.]/EŞARP[Fr. < ÉCHARPE] ile/değil/yerine/=/||/<> BAŞÖRTÜSÜ/ÖRTME/BÜRGÜ/LEÇEK ile YAZMA

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. / Başörtüsü. İLE/DEĞİL/YERİNE/=/||/<> Kadınların saçlarını örtmek için kullandığı örtü. İLE Bohça, yemeni, başörtü, yorgan vb. şeyler yapmakta kullanılan, üstüne boya ve fırça ile ya da tahta kalıplarla desen yapılmış bez. | Bu bezden yapılmış olan. )


- YEMENİ/Cİ[Ar.] ile YEMENİ/Cİ[Ar.]

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Yemeni yapan ya da satan kişi. İLE Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. | Yemeni yapan ya da satan kişi. )


- YEMEYİ (SEVMEK/İSTEMEK)
ile/ve/değil/||/<>
YEMEĞİ (SEVMEK/İSTEMEK)


- YEMÎN[Ar.] ile YEMÎN[Ar.]

( Sağ, sağ taraf, sağ el. İLE And. )


- YEMİN/KASEM[Ar.] değil/yerine/= ANT


- YEMİN ile/ve/<> İNTİKAM

( En anlamlı/büyük yemin, söz vermektir. İLE/VE/<> En etkili/büyük intikam, affetmektir. )


- YEMÎN ile KEFFÂRET-İ YEMÎN

( And, kasem. | Güç ve sağlamlık. | Sağ, sağ taraf. İLE Yerine getirilemeyen yemine karşı oruç tutmak, sadaka vermek. )


- YEMİN ve/< TAHLÎF/TEHÂLÜF[< HALF]

( ... VE Yemin ettirme. | Yargıcın, taraflardan birine yemin ettirmesi. )


- YEMİNLEN değil YEMİNLE


- YEMİŞ[Azr.] = KAVUN[Tr.]


- YEMİYİM ile/değil YEMEYEYİM


- YEMYEŞİL

( AHDAR/AHZAR )


- YEN ile YEN

( Giysi kolu. | Yılanyastığıgiller, muzgiller gibi bazı bitki ailelerinde, çiçeklerin üzerinde bir örtü gibi duran ve çoğu renkli olan bir çiçek yaprağı. İLE Japon para birimi. )


- YENGEÇ ile (MİNİK) KEMANCI YENGECİ

( ... İLE Asya ile Avustralya arasındaki cennet adalarında yaşarlar. )


- YENGEÇ ile ÇALPARA

( ... İLE Küçük yengeç. )


- YENGEÇ ile DUNGENESS YENGECİ

( ... cum CANCER MAGISTER )


- YENGEÇ ile HAYALET YENGEÇ


- YENGEÇ ile HİNDİSTAN CEVİZİ YENGECİ


- YENGEÇ ile ISTAKOZ

( CRAB vs. LOBSTER )

( BRACHYURA cum HOMARUS VULGARIS | LOCUSTA )


- YENGEÇ ile/ve KAMUFLAJLI YENGEÇ


- YENGEÇ ile/ve KEŞİŞ YENGEÇ


- YENGEÇ ile/ve KIZIL YENGEÇ

( ... İLE/VE Karayipler'de ve Küba'da yaşarlar. )


- YENGEÇ ile/ve LUPA, RANİNA


- YENGEÇ ile/ve NAL YENGECİ


- YENGEÇ ile/ve ÖRÜMCEK YENGECİ


- YENGEÇ ile/ve/<> SİYAH YENGEÇ

( ... İLE/VE/<> Mozambik'te bulunurlar. )


- YENGEÇ ile UZUN VE İNCE BACAKLI YENGEÇ

( ÇENGÂR, HARÇENG, PENC-PÂ/Y, PÎÇ-PÂ ile ...) )

( CRAB vs. SPIDER CRAB )

( BRACHYURA cum LIBINIA )


- YENGEÇYİYEN AYIBALIĞI ile LEOPAR AYIBALIĞI ile FİL AYIBALIĞI

( ARCTOCEPHALUS PUSILLUS )


- YENİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YENİ [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- YENİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YENİ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- YENİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YENİ [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ


- YENİ BİR TEST ile SON BİR TEST


- YENİ CAMİ(HATİCE TURHAN SULTAN CAMİ) ile YENİ CAMİ(GÜNNÛŞ EMETULLAH VALİDE SULTAN CAMİİ) ile ESKİ-YENİ CAMİ / KASIM ÇAVUŞ CAMİSİ

( Eminönü'ndedir. İLE Üsküdar'dadır. İLE Eyüp'tedir. )

( ... İLE ... İLE XVI. yüzyılda, Kasım Çavuş tarafından. )


- YENİ DOĞA FELSEFESİ ile FENOMENOLOJİK YAKLAŞIM

( * 3. Şahıs Perspektifi. İLE 1. Şahıs Perspektifi. * Tanrısal bakış. İLE Kişi perspektifi. * Nesneyi ötekileştirme. İLE Nesnenin buradalaştırılması. * Deney. İLE Deneyim. * Yersiz-zamansız. İLE Yerli-zamanlı. * Matematiksel. İLE Dil. * Mekanik. İLE Organik. * Açıklar. İLE Betimleme. )


- YENİ KÖŞK ile YENİ KÖŞK

( Topkapı Sarayı'nda, 4. bahçededir. İLE Yıldız Sarayı bahçesindedir. )

( 1858'de, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. İLE ... )


- YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE

( Bakırköy - Veliefendi arasında bulunan bir semt. İLE Sarıyer - Rumeli Kavağı arasında bulunan bir semt. İLE Küçüksu'da, Göksu deresi güneyinde bulunan bir semt. İLE Çengelköy'ün doğusunda bulunan bir semt. İLE Rami'de, Rami Kışlası yerinde bulunan bir semt. )


- YENİ OLAN ile YENİ OL(A)MAYAN


- YENİ SARAY / SARAY-I HÜMÂYÛN / CEDİDE-İ ÂMİRE ile/ve ESKİ SARAY / SARAY-I ATİK

( Topkapı Sarayı. İLE/VE İlk saray. )

( Şu anda müze olarak ziyaret edilebilen, Gülhane Parkı üstündedir. [700 dönümlük bir alanda kurulmuştur.][Yeni Saray adını Fatih Sultan Mehmet vermiştir.] İLE/VE Bayezıd'ta, İstanbul Üniversitesi'nin bulunduğu yerde, Fatih Sultan Mehmet'in, 1457'de İstanbul'u fethinden sonra yaptırdığı saray. )


- YENİ SARAY ile YENİ SARAY / SOKOLLU SARAYI / MEHMED PAŞA SARAYI

( ... İLE Sultanahmed Camisi yerindeydi fakat artık yerinde yoktur. )

( ... İLE XVI. yüzyılda, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştı. )


- YENİ YIL / YILIN BAŞI / MİLÂD[Ar. < VELÂDET/VİLÂDET:
Doğurma. | [Osm.] Doğma.] / ROŞ HA ŞANAH[İbr.]:


- YENİ YIL ile ESKİ/ORTODOKS YENİ YIL

( Milâdî/Gregoryen Takvim[01 Ocak]. İLE Jülyen takvimi ile Yeni Yıl başlangıcı olarak kutlanılan gayri resmi bir geleneksel bayram[13 Ocak]. )


- YENİ YIL ile ISIK

( ... İLE Yakutlar, Güneş Bayramı olarak, üç gün boyunca, güneş batmadan önce kutlanan, günün en uzun olduğu Haziran'ın 21 - 22'sini yeni yıl olarak kabul etmektelerdir.[ISIK, "ışık, hayat, yaz, gün, mutluluk gibi birden fazla anlama gelmektedir. Uyku ve ölüm ile özdeşleştirdikleri hareketsiz kış aylarının bitişini müjdeliyor.] )


- YENİ ZELANDA'NIN İKİ TEMEL SİMGESİ:
KİVİ KUŞU ve/+/||/<> EĞRELTİ OTU


- YENİ-ESKİ ile/değil TAZE-BAYAT


- YENİ/ESKİ ile/ve/değil/yerine FARKLI

( [not] NEW/OLD vs./and/but DENSE
DIFFERENT instead of NEW/OLD )


- YENİ ile/ve/değil AYRI


- YENİ ile/ve GARİP

( NEW vs./and WEIRD )


- YENİ ile/değil GEÇMİŞE GÖRE YENİ


- YENİ ile İYİ

( Yeni ise "İyidir" anlamına gelmez. İLE İyi ise "Yepyeni" denilebilir. )


- YENİ ile/ve YABANCI

( NEW vs./and STRANGE )


- YENİ ile/ve/> YENİLEYİCİ

( ... ile/ve/> MÜCEDDİD[< CEDÎD] )


- YENİ ile/ve YOĞUN

( NEW vs./and DENSE )


- YENİBAHAR

( Mersingillerden, Amerika'nın sıcak bölgelerinde yetişen bir bitki. | Bu bitkinin olgunlaştıktan sonra kurutulup bahar olarak kullanılan meyvesi. )


- YENİÇERİ ve/||/<>/> KULOĞLU

( Kapı kulu teşkilatının piyade sınıfı. | Bu asker sınıfından olan er. VE/||/<>/> Ölen evli yeniçerilerin, babaları gibi ocakta askerlik yapan çocukları. )


- YENİDEN PAZARLAMA ile/ve/||/<> YENİDEN HEDEFLEME

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( RE-MARKETING vs./and/||/<> RE-TARGETING )


- YENİDEN TANIMLAMA ile ÇOĞALTMA


- YENİDEN ÜRETMEK ile/ve/<> ÇOĞALTMAK


- YENİDEN/TEKRAR "BEDENLENME"(RE-ENKARNASYON):
GÖVDEYLE/BEDENLE değil SÖZ/KELÂM İLE(KULAKTAN KULAĞA, ZİHİNDEN ZİHİNE)


- YENİDÜNYA ile Yenidünya

( Maltaeriği. | Renkli ya a sırlı sırçadan yapılan, süs olarak asılan top. İLE Amerika anakarası. )


- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]

( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )


- YENİKAPI MEVLEVİHANESİ ile ÖTEKİ MEVLEVİHANELER

( Itrî'nin, Dede Efendi'nin ve Şeyh Galib'in yetiştiği yerdir. İLE ... )


- YENİKAPI ile YENİKAPI

( Aksaray'ın sahil tarafı. İLE Topkapı - Silivrikapı arasında bulunan Mevlânâkapı. )


- YENİLEME ile ANASTİLOSİS[Yun.]

( ... İLE Yıkılmış arkeolojik yapıların, özgün parçaları bir araya getirilerek yeniden kurulması. )


- YENİLEME ile/ve DEĞİŞTİRME

( TO RENOVATE vs./and TO CHANGE )


- YENİLEME ile GÜNCELLEME

( TO RENOVATE vs. TO UPDATE )


- YENİLEMEK ile YİNELEMEK/TEKRARLAMAK


- YENİLEN/DEN ile/ve YENİLMEYEN/DEN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- YENİLENEBİLİR ile/ve ÇOĞALTILABİLİR

( RENEWAL vs./and ABLE TO INCREASE )


- YENİLGİ/HEZÎMET[Ar.] ile/değil/yerine/>< HİZMET

( Hezîmete uğramamak için sürekli ve her türlü hizmet etmek gerekir. )


- YENİLİK ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> ZARARDAN KAÇINMA ile/ve/||/<>/> SEBAT


- YENİLİK ile/ve/||/<> DEVRİM


- YENİLİK ile/ve/||/<>/> İLERLEME


- YENİLİKLER ve/< DELİLİKLER


- YENİLİKLERDE:
BEĞENİLİR ile KABUL GÖREN ile BEĞENİLMEYEN ile KÖTÜ

( BİD'AT-İ HASENE ile BİD'AT-İ MAKBÛLE ile BİD'AT-İ MERDÛDE ile BİD'AT-İ SEYYİE )


- Yenilir yutulur olmayan sözler söyleceksen SUS!!!


- YENİLİR-YUTULUR (BİR SÖZ ETMEMEK/OLMAMAK)


- YENİLME ile/ve/<> YANILMA


- Yenilmemek için DİNLE!!!


- Yenilmemek için SUS!!!


- Yeniyi DİNLE!!!


- Yenmek için DİNLE!!!


- Yenmek için SUS!!!


- YENMEK ile/ve/||/<> ALT ETMEK


- YENMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> ETKİSİ ALTINA ALMAK


- YEPELEK

( İnce yapılı, zarif, narin. )


- YER (TUTMAK) ile/ve/<>/> YURT (TUTMAK)


- YER ÇEKİMİ ile/ve/||/<>/< ELEKTROMANYETİK ÇEKİM

( [Gücü] Elektromanyetik çekimden daha az. İLE/VE/||/<>/< Yer çekiminden daha fazla. )

( Çivi. İLE/VE/||/<>/< Mıknatıs. )


- YER DEĞİŞTİRME ile/ve/<> BİÇİM DEĞİŞTİRME


- YER DEĞİŞTİRME ile/ve/||/<> YANLIŞ (YERE) YERLEŞTİRME


- YER FISTIĞI/ARAŞİT[Fr.] ile ŞAM FISTIĞI

( ARACHIDE avec ... )


- YER SİNCABI/GELENGİ/GELENİ ile AVRUPA GELENGİSİ

( Sincap benzeri, memeli ve kemirici bir hayvan. )


- YER VERMEK ile DEĞER VERMEK

( GIVING PLACE vs. GIVING VALUE )


- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK


- YER VERMEMEK ile TUTARSIZLIK

( NOT TO GIVE PLACE TO vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY )


- YER YER (GÖRÜLMESİ/BULUNMASI)

( CÂ-BE-CÂ )


- YER YUVARI:
UÇUTYUVAR/KATMAN ile/ve/<> SU YUVARI/KATMANI ile/ve/<> TAŞ YUVARI/KATMANI(YER KABUĞU) ile/ve/<> SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile/ve/<> AĞIR YUVAR(ÇEKİRDEK KATMANI)

( 30.000 km. İLE/VE/<> 12 km. İLE/VE/<> 150 km. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> 5.000 km. )


- YER-YURT


- YER ile DOĞAL YER

( LOCATION )


- YER ile/ve/değil EŞİK


- YER ile/değil/yerine/>/< YURT

( [Yaşam niteliği...] Sürdürülebilir değilse. İLE/DEĞİL/YERİNE/>/< Sürdürülebilirse... )


- YERÂ'[Ar. < YERÂA] ile YERÂA[Ar. çoğ. YERA']

( Kamışlar; yontulmamış kamış kalemler. | Ateşböcekleri. İLE Kamış; yontulmamış kamış kalem. | Ateşböceği. )


- YERBERİ

( Bir gökcisminin, gerçek ya da görünür yörüngesinin, Yer'e en yakın noktası. )


- YERÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> YERÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- YERÇEKİMİ ile/ve/<> AŞK

( Doğa'da. İLE/VE/<> İnsan'da. )

( Yerçekiminin tutumu, en yüksek bağlantıda olmaktır. )

( The attitude of the gratitude is the highest yoga. )

( In nature. VS./AND On Human. )

( GRAVITATION vs./and LOVE )


- YERÇEKİMİ ile/ve/||/<> ENERJİ

( F = G M1 M2 / r²

İLE

F = G q1 q2 / r² )


- YERÇEKİMİ ile YEREDOĞRULUM/YEREYÖNELİM/JEOTROPİZMA/GEOTROPİZMA

( Yer kütlesinin çekimi etkisiyle bir cismin, türlü bölümlerine uygulanan güçlerin bileşkesi. İLE Bitkilerde, kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu almaları özelliği. )


- YERÇEKİMİNE:
"MÂRUZ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> TÂBİ OLMAK


- YERÇEKİMİNİN BİTTİĞİ NOKTA

( 105 km. )


- YERE-GÖĞE (SIĞMAMAK/SIĞDIRAMAMAK)


- YERE/SOKAĞA/DIŞARI ...:
ÇÖP ATMAK yerine/değil CEPTE/ÇANTADA TUTMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- YEREBATAN SARAYI değil YEREBATAN SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve BİNBİRDİREK SARNICI / FLOKSENUS SARNICI ile/ve ŞEREFİYE SARNICI


- YEREBATAN SARNICI ile/ve/>/yerine III. AHMED ÇEŞMESİ


- YEREL AĞIZ ile TAŞRA AĞZI ile KÖY AĞZI ile KÜLTÜRSÜZLER AĞZI ile ŞEHİR AĞZI

( PARLER LOCAL ile PROVINCIALISME ile RUSTICISME ile PATUA ile URBANISME )


- YEREL DEĞERLER ve/<> EVRENSEL DEĞERLER


- YEREL DİL/LER ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖVDE DİLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ZİHİN DİLİ

( İşaretler/simgeler[yazılar/sözcükler], sesler aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Durum/duruş, davranış/tutum, el/yüz/göz[bakış, jest, mimik], işaret/simge, ses tonu/vurgusu aracılığıyla sürdürülen dil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İmgeler, nesneler, kavramlar, olay/olgu ve durumların kayıtlarının yoğrulduğu dil. )

( Ülkelerin/bölgelerin, toplulukların/bireylerin, ortak/uzlaşımsal olarak belirlediği/kullandığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Sınırların, bölgesel/yerel farklılıkların bulun(a)madığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bireyin donanımı(geliş[me]mişliği] oranındaki. )

( IQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EQ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SQ )

( [not] LOCAL LANGUAGE/S vs./and/but/||/<>/< BODY LANGUAGE vs./and/but/||/<>/< MIND LANGUAGE
[not] MIND LANGUAGE instead of BODY LANGUAGE instead of LOCAL LANGUAGE/S )


- YEREL/YÖRESEL/MAHALLİ SAAT ile ...

( Herhangi bir yerin yerel saati, o yerin meridyeninden[nısf-ün-nehâr] Güneş'in tam 12'de geçmesi esasına dayanılarak hesaplanan saat. )


- YEREL ile/ve/değil/yerine/||/<> BÖLGESEL


- YEREL ile/ve ÖZEL


- YERELMASI ile BADAT

( Bileşikgillerden, köksapları yumru durumunda olan bir bitki. | Bu bitkinin, besin olarak yararlanılan köksapı. İLE Bileşikgillerden, şekeri çok, bir tür yerelması. )

( HELIANTHUS TUBEROSUS cum ... )


- YEREŞEĞİ = MAKASLIBÖCEK


- YERGİ, SUÇLAMA = BLAME[İng.] = BLÂME[Fr.] = TADEL[Alm.] = VITUPERIUS[Lat.]


- YERİN İÇ YAPISINDA:
ÇEKİRDEK ile/ve/||/<> MANTO ile/ve/||/<> KABUK

( 1.9 x 1027 g İLE/VE/||/<> 4.1 x 1027 g İLE/VE/||/<> 2.3 x 1025 g )

( [ortalama yarıçap] 0 İLE/VE/||/<> 3480 km. İLE/VE/||/<> 6350-6370 km. )


- YERİNDE KALMAK/SAYMAK ile/değil EVDE KALMAK


- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( CONGRUOUS vs./and VALID )


- YERİNE KOYMA ile ...

( SUBSTITUTION )


- YERİNE KOYMA ile/ve/değil/yerine/<>/> DÖNÜŞTÜRME

( [not] SUBSTITUTION vs./and/but/||/<>/> TRANSFORMATION
TRANSFORMATION instead of SUBSTITUTION )


- YERİNE KOYMA ile/değil DÖNÜŞÜM

( [not] TO REPLACE vs./but TRANSFORMATION )


- YERİNE KOYMA ile YER DEĞİŞTİRME


- YERİNE ile DEĞİL

( INSTEAD OF vs. NOT )


- YERKABUĞU ile/ve/<> YERKÜRE

( Yeryuvarlağının dışını çepeçevre kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm, yeryüzü. İLE/VE/<> Yeryuvarlağı. )


- YERLERDE SÜRÜNME ile/ve/||/<> AYAKLAR ALTINA AL(IN)MA


- YERLERDEYİZ ile/değil/yerine/>< AYAKTAYIZ

( Ayrıysak/ayrıyken. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Birlikteysek/birlikteyken. )

( )


- YERLERİN:
ESKİ ADI ile/ve/> YENİ ADI

( * ABYDOS - ASOS
* ADRIAKE - KALE-DEMRE
* AINOS - ENEZ
* AIZANOI/AEZANI - ÇAVDARHİSAR
* AKALISSOS - ASARÖNÜ, GAVÜRİSTANLIK
* ALABANDA - ARAPHİSAR
* ALÂİYE - ALANYA
* ALİNDA - KARPUZLU
* AMU - CEYHUN
* ANDRİACE - ÇAYAĞZI
* ANTİGONEİA - İZNİK
* ANTIOCHEIA - YALVAÇ
* ANTIPHELLOS - KAŞ
* APERLAI - SIÇAK İSKELESİ
* APOLLONIA - KILINÇLI
* ARAXA - ÖREN
* ARMENO KASTRON - PAZARCIK/PAZARYERİ[resmî](BİLECİK)
* ARNEAI - ERNEZ
* ARSADA - ARSA, ARSAKÖY, KAYADİBİ
* ARYKANDA - ARİF
* ARNEAI - ERNEZ
* ARYCANDA - AKİF, AYKIRÇAY
* ÂSGÛN[Fars.] - HAZAR DENİZİ
* ATTALEİA - ANTALYA
* AXOIS - VARDAR
* BÂBÂ-Yİ ATÎK - BABAESKİ
* BAHR-İ AHDAR - HİNT OKYANUSU
* BAHR-İ HAZER - HAZER DENİZİ
* BAHR-İ KULZUM/AHMER - KIZILDENİZ, ŞAP DENİZİ
* BAHR-İ LÛT - LÛT TUZ GÖLÜ (FİLİSTİN/İSRAİL)
* BAHR-İ SEFİD - AKDENİZ
* BAHR-İ SİYAH - KARADENİZ
* BAKTRIA - BELH
* BALBURA - ÇÖLKAYIĞI-DİRMİL, KATARA-SEYİTLER
* BEKKE - MEKKE
* BELEKOMA - BİLECİK
* BUBON - İBECİK/EBECİK
* CADYANDA/KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* CAESAREA - KAYSERİ
* CHIMAERA - YANARTAŞ
* CİHANNÜMA - BEŞİKTAŞ
* CORACESIUM - ALANYA
* CYANEAE/KYANEAE - YAVİ, YUVA KÖYÜ
* DAIDALA - GÖCEK- İNLİCE ASARI
* DEFTER-İ HAKÂNÎ - TAPU KADASTRO
* DIDYMA - DİDİM
* DİYARBEKİR/ÂMİD - DİYARBAKIR
* DOLICHISTE - KEKOVA ADASI
* EDESSA - URFA
* EPHESOS - EFES, SELÇUK
* GAGAI - AKTAŞ
* GLAVANİ - KALLÂVİ (SOKAK)
* HATTUSAŞ - BOĞAZKALE, BOĞAZKÖY
* HEBROS - MERİÇ
* HERAION TEICHOS - KARAEVLİALTI
* IDEBESSOS - KOZAĞACI-KARACAÖREN, YENİKIŞLA KARAAĞAÇ MAH.
* IDYROS - KEMER
* ISINDA - BELENLİ KÖYÜ
* ISTLADA - KAPAKLI, HAYITLI (ESKİ HOYRAN)
* İMROZ - GÖKÇEADA
* İRVA - RİVA
* İSHAKLI - SULTANDAĞI
* ISTROS - TUNA
* KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* KALAMAKİ - KALKAN
* KANDYBA - GENDEVE, GENDİYE, KENDİBA
* KANESH - KÜLTEPE
* KEŞİŞ DAĞI - ULUDAĞ
* KHALKİTİS - HEYBELİADA
* KHOMA - ESKİHİSAR (HACIMUSALAR)
* KIBYRA - HORZUM, GÖLHİSAR
* KIRKKİLİSE - KIRKLARELİ
* KLAZOMENAİ - URLA
* KOLOPHON ve NOTION - DEĞİRMENDERE ve AHMETBEYLİ
* KORMOS, KORMİ - KARABÜK
* KORYDALLA - KUMLUCA
* KYAENAI - YAVU
* KYLLANDOS - ELMALI
* KYPSALA - İPSALA
* LABRANDA - LABRAUNDA
* LAODIKEA (LAODICEIA AD LYCUM) - GONCALI
* LEFKE - OSMANELİ(BİLECİK)
* LETOON/LETOUM - BOHSULLU, BOZOLUK
* LIMYRA - ZENZERLER, TURUNÇOVA
* LYKOS - BAYRAMPAŞA DERESİ
* MAGNESIA AD MEANDRUM - MENDERES MAGNESİA'SI, ORTAKLAR, TEKKEKÖY
* MAKRIKÖY - BAKIRKÖY
* MA'MÛRET-ÜL-AZÎZ - ELAZIĞ
* MEĞRİ - FETHİYE
* MELİD - MALATYA
* MILETUS - BALAT, AKKÖY
* MYRA - NOEL BABA KİLİSESİ
* MYRA - DEMRE, KALE
* MYUS - AVŞAR KALESİ
* NESTOS - MESTA
* NİCAEA - İZNİK
* NISA - MERYEMLİK, SÜTLEĞEN
* NYSA - SULTANHİSAR
* ODYRSIA - EDİRNE
* OENOANDA - İNCEALİLER
* OKSİYA - SİVRİADA
* OLYMPOS - ÇIRALI
* PANARMOS - BURGAZADA
* PANTOKRATOR KİLİSESİ - ZEYREK CAMİİ
* PATARA - GELEMİŞ, OVAGELEMİŞ, KELEMİŞ
* PERGE - AKSU
* PERINTHOS - MARMARA EREĞLİSİ
* PHASELIS - TEKİROVA
* PHELLOS - PINARBAŞI, FELEN YAYLA
* PINARA - MİNAREKÖY
* PİTA - KAŞIKADASI (Burgazada'nın karşısında)
* PİTYOUSSA - BÜYÜKADA
* PODALIA - SÖĞLE, AVLAN
* PRAKONNESOS - PAŞALİMANI ADASI
* PRIENE - GÜLLÜBAHÇE, SÖKE
* PYDNAI - ÖZLEN, GAVUR AĞILI
* PYTHIA - YALOVA
* RAIDESTOS/RODOSTO - TEKİRDAĞ
* RHODIAPOLIS - HACIVELİLER, ŞEYHKÖY
* RİVA - ÇAYAĞZI
* SALYMDESSES - MİDYE
* SARDİS - SART
* SEBASTE - SİVAS
* SEBASİYON - SÖĞÜT(BİLECİK)
* SELVMBRIA - SİLİVRİ
* SESTOS - YALOVA
* SEYLAN - SRI LANKA
* SIDYMA - DODURGA ASARI
* SIMENA - KALE
* STRYMON - STRUMA
* SURA - SURA
* TAMTA - TUZGÖLÜ
* TANTALİS - İZMİR
* TEKE - ANTALYA
* TELMESSOS - FETHİYE
* THEIMISSA - KALE İSKELESİ, ÜÇAĞIZ
* TLOS - KALESAR, DÜVER
* TONDOS - TUNCA
* TRALLEIS - AYDIN
* TRYSA - GÖLBAŞI
* TYSSA - TÜSE
* XANTHOS - KINIK
* ZÜLLİYE - YENİ CAMİİ )

( TOPONMIE )


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirlerini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YERLEŞİM ile/ve ÜRETİM

( TO LOCATE vs./and TO PRODUCE )


- YERLEŞME/İMPLANTASYON AĞRISI ile ÂDET/REGL AĞRISI

( [kanama] Pembeye yakın bir renktedir.[koyu kıvamlı akıntı durumunda] İLE Daha canlı kırmızı renktedir.[her ay düzenli ve akışkan] )

( [süre] En az 3 saat, en fazla 3 gün. İLE 5 - 10 gün. )


- YERLEŞME ve/<>/> KAPLAMA


- YERLEŞME ile/ve/> YAYGINLAŞMA


- YERLEŞMEK ile "KURULMAK"


- YERLEŞMEK ve/||/<>/> KÖK SALMA


- YERLEŞMEK ile/ve/<> KONUŞLANMAK


- YERLEŞMEK ile/ve SAKİNLEŞMEK


- YERLEŞTİRMEK ile OTURTMAK

( TO LOCATE vs. TO FIT WELL )


- YERLİ YERİNCE ile/ve/||/<> YETERİNCE


- Yerli yersiz SUS!!!


- YERLİ-YERİNDE (DAVRANMAK, KONUŞMAK)


- YERLİ-YERSİZ


- YERLİ ile/değil ONO(PATAGONYA) YERLİSİ

( ... İLE/DEĞİL Patagonya'da, Darwin ve ekibi gibi yerlilere sahip çıkmaya çalışanlar, onlara acıyıp gemilerden, eski palto ve giysiler verdiler. Böylece çıplak gövdeleriyle yaşamaya alışkın yerliler, üstlerindeki ıslak giysilerle zatürre olup hastalandılar. Ayrıca, giysilerden, kızamık, kızıl gibi hiç karşılaşmadıkları hastalıklar kaptılar. Bazıları Paskalya ve Galapagos Adaları'na kaçtı. Onları uygar ve çağdaş Avrupa'lı yapma çabası iflas etti. Son yaşayan Ono yerlisi de, -belki de kahrından- 2012'de öldü. )


- YERLİ ile/ve YEREL


- YERLİ ile YERSİZ


- YERÖTE/EVÇ ile EVİÇ

( En yüce yer. | [yeryuvarına göre] Yeröte. [güneşe göre] Günöte. İLE Musikîde, bileşik bir makam. )


- YERPIRASASI = ASLANKUYRUĞU

( Ballıbabagillerden, eskiden hekimlikte, terletici olarak kullanılan bir bitki. )

( ... cum LEONURUS )


- YERSİZ ile DEĞERSİZ

( UNFOUNDED vs. WORTHLESS )


- YERYAĞI/PETROL[Fr. < Lat.]:
HAM ile/ve/||/<> BRENT

( Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da üretilir. İLE/VE/||/<> Kuzey Denizi'nde üretilir. )

( Düşük nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde yüksek miktarda kükürt ve öteki kirleticiler bulunur. İLE/VE/||/<> Daha nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde kükürt miktarı düşüktür. )

( Brent petrol'e göre daha ucuzdur.[Nedeni, düşük niteliği ve işlenmesinin daha zor olmasıdır.] İLE/VE/||/<> ... )


- YERYUVARLAĞI/YERYUVARI ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Üstünde yaşadığımız gökcismi, Yerküre. İLE/VE/<> Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu. | Dünya, yaşam. )


- YERYÜZÜ YAŞAMI ile ...

( TERRESTIAL LIFE )


- YERYÜZÜ/ARZ[Ar.] ile/ve YERKÜRE

( )


- YERYÜZÜ ile/ve/||/<>/> (")DÜNYA(")

( Doğa. İLE/VE/||/<>/> İnsan ve anlam ile. )


- YERYÜZÜ = ARZ = EARTH[İng.] = TERRE[Fr.] = ERDE[Alm.] = TERRA[İt.] = TIERRA[İsp.]


- YERYÜZÜ ve/||/<> HİPSOMETRİK EĞRİ

( )


- YERYÜZÜNÜ SÜSLEYEN ile/ve/değil GÖKYÜZÜNÜ SÜSLEYEN


- YES vs. NO


- YEŞİL ALAN ile/ve/||/<>/> BAHÇE


- YEŞİL KARTAL ile YILAN KARTALI

( İkisi de yılanları avlar. )

( Pencelerinde sallanan yılanla havalanırlar. İLE Yılanı kafalarından başlamak üzere yemeye başlarlar. )

( )

( ... vs. SHORT-TOED EAGLE )

( ... cum CIRCAETUS GALLICUS )


- YEŞİL KURBAĞA ve BÜYÜK KURBAĞA

( Koltuk altlarında bir zehir vardır. VE 125 yıl yaşayan büyük kurbağaların da koltuk altlarında bir zehir vardır. )


- YEŞİL YOL(THE GREEN MILE) ile/ve/||/<> HÜCRE NO: 7 MUCİZESİ(MIRACLE IN CELL NO: 7)

( Filmlerini izlemenizi salık veririz... )


- YEŞİL ZEYTİN'DE:
ÇİZİK ile/yerine KIRIK/KIRMA(ÇEKİÇTE/ÇEKİŞTE)


- YEŞİL ZEYTİN'DE:
KIRMA ile/değil/<>/> KALAMATA


- YEŞİL ZEYTİN ile ÇEKİŞTE

( ... İLE Tuzla terbiye edilmiş yeşil zeytin. )


- YEŞİL/MAVİ ile/<> TİRŞE

( ... İLE/<> Yeşil ile mavi arası bir renk. )


- YEŞİL ile HAKİ[Fars.]

( ... İLE Yeşile çalar toprak rengi. | Bu renkte olan. )


- YEŞİLBAŞ ile/ve/||/<> GRİ BALIKÇIL ile/ve/||/<> UZUNBACAK

( Büyüklükleri, 50-65 cm. civarında, kanat açıklıkları 81-98 cm. genişliğindedir. Bitki ağırlıklı diyetinden ötürü yaklaşık 5 cm. civarında geniş gagaları bulunur. Ağırlığı 1 kg. civarında olduğundan, öteki birçok yaygın ördek türünden ağırlardır. İki cinsiyette de kanatlarının spekulum adı verilen bölgesinde, beyaz köşeli mavi renkte tüylere sahiplerdir. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )

( ANAS PLATYRHYNCHOS cum ARDEA CINEREA cum HIMANTOPUS HIMANTOPUS )


- YEŞİLLENME ile YEŞERME


- YESÎR[Ar.] ile KALÎL[Ar.]


- YESRİB ile/ve/<>/değil/yerine MEDİNE-İ MÜNEVVERE


- YESÛÎ[Ar.] ile YESÛR[Ar.]

( Hz. İsa'ya ait, onunla ilgili. İLE Kumarbaz. )


- YESÛSUHUM[Ar.] ile YESÛDUHUM[Ar.]


- YETENEK [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- YETENEK(YETEN EK) ile/ve/değil/yerine/||/<>/< EMEK


- YETENEK/Lİ ile/ve/||/<>/> DEHÂ/DÂHİ

( "Başkalarının güç bulduğunu yapmak". İLE/VE/||/<>/> Yeteneklilerin "olanaksız gördüğü"nü yapmak. )

( Kimsenin vuramadığı hedefi vurur. İLE/VE/||/<>/> Kimsenin göremediği hedefi vurur. )


- YETENEK ve/<> AYRICALIK


- YETENEK ve/||/<>/> ÇALIŞMA

( Ortalamanın üzerine çıkarır. VE/||/<>/> Yeteneklilerin üzerine çıkarır. )


- YETENEK ile/ve/değil ÇARESİZLİK

( [not] TALENT vs./and/but DESPERATION )


- YETENEK ile DURUM/HAL

( TALENT/CAPACITY vs. STATE )


- YETENEK ile/ve ETKİLİLİK

( TALENT vs./and EFFECTIVENESS )


- YETENEK ile/ve ETKİNLİK/FAALİYET

( TALENT vs./and ACTIVITY )


- YETENEK ile/ve/> MİRAC

( Yetenek varolabilir fakat mirac da etmelidir. )


- YETENEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖNCELİK


- YETENEK ve/<> ÖZGÜRLEŞTİRİCİ İLİŞKİ


- YETENEK ile/ve/||/<>/> TAKIM OYUNU

( Maçı kazandırır. İLE/VE/||/<>/> Şampiyonluğu getirir. )


- YETENEK ile/ve/||/<>/< YATKINLIK


- Yeter ki, DİNLE!!!


- YETER! ile/ve/||/<> HAYIR!


- Yeteri kadar KONUŞ!!!


- YETERİNCE SU: İÇMEMEK ile/değil/yerine/>< İÇMEK

( Gövdede, çok fazla, bilinmedik ve beklenmedik hastalık/sorun oluşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sağlık durumu pek bozulmaz. )


- YETERİNCE/LİK ve/||/<>/> DOĞRU/LUK


- YETERİNCE ile/değil/yerine BELİRLİ BİR ÖLÇÜ/MİKTAR

( [not] ENOUGH vs./but CERTAIN DOSE
CERTAIN DOSE instead of ENOUGH )


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİ/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<> KABUL EDİLEBİLİR/LİK


- YETERLİ/LİK ile/ve/> RAHAT/LIK


- YETERLİ = ADEQUATE[İng.] = ADÉQUATE[Fr.] = ADEQUATUS[Lat.]


- YETERLİ ile/ve/değil/yerine/<>/< TATMİN EDİCİ


- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK


- YETERSİZ ÇÖMEZ ile/ve ORTA NİTELİKLİ ÇÖMEZ ile/ve İYİ ÇÖMEZ

( Yetersiz bir çömez, öğretmenin ününden yararlanır. İLE/VE Orta nitelikli bir çömez, öğretmenin sevecenliğine hayrandır. İLE/VE İyi bir çömez ise öğretmenin düzencesiyle(disipliniyle) güçlenir, gelişir. )


- YETERSİZ OLMAK ile/ve/> YETERSİZ KALMAK

( TO BE INSUFFICIENT vs./and/> INCAPACITY )


- YETERSİZ" ile/değil/yerine/>< AKILLI

( Daha fazla bilinmek için "uğraşırlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Daha fazla bilmek için çalışırlar. )


- YETERSİZ(LİĞ)İ "BAHÂNE ETMEK" ile/değil/yerine/>< İSABETLİ GEREKÇE/DAYANAKÇA GÖSTERMEK/ARAMAK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile SEVİYESİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine YETENEKSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK


- YETERSİZLİK ile/ve/<> YADSIMA


- YETERSİZLİK ile/ve/=/||/<> YETMEZLİK


- YETERSİZLİKLERİ/Nİ İNKÂR ETMEK ile/ve/||/<> KUSURLARI/NI İHMAL ETMEK


- YETİ ile/ve GÜÇ

( Güç ve hayırlar herkes içindir ve isteyen herkese hazırdır. )

( Olgun kişi gücünü kullanmazken onun altındaki kişi gücünü sonuna dek tüketir. )

( Power and grace are for all and for the asking. )

( FACULTY vs./and POWER )


- YETİ ile KAZANIM

( FACULTY vs. TO ACQUIRE )


- YETİ = MELEKE = FACULTY[İng.] = FACULTÉ[Fr.] = VERMÖGEN, FÄHIGKEIT[Alm.] = FACULTAS[Lat.] = FACULTAD[İsp.]


- YETİ ile/ve/<> NİTELİK


- YETİ ile/ve YETENEK


- YETİ ve/||/<>/> YETENEK

( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )


- YETİ ile/ve YETENEK/KAPASİTE

( KUVVE ile/ve İSTÎDAD )

( ... ile/ve PUISSANCE )

( FACULTY vs./and CAPACITY )


- YETİ ile/ve YETERSİZLİK

( FACULTY vs./and INSUFFICIENCY )


- YETİ ile/ve/<> YETKİ


- YETİM ile/ve ÖKSÜZ

( Babası olmayan. [Babası belirli fakat ölmüş olan.] İLE/VE Annesi olmayan. )

( Saçı/başı arkadan öne doğru okşanır. İLE/VE Saçı/başı önden arkaya doğru okşanır. )

( EYTÂM[Ar. < YETÎM] ile/ve O[: Ana.] )

( ORPHAN vs./and MOTHERLESS )


- YETİM ve SAGİR/SAGİRE


- YETİMLERİ/ÖKSÜZLERİ KOLLAMALI!


- YETİNMEK ile "İDARE ETMEK"


- YETİŞKİN ve/<> BİSİKLET


- YETİŞKİN ile/ve OLGUN

( Yaşlı olanlara rahatlık sağlamak, arkadaşlara içtenlikle, gençlere de incelikle davranmak isterim. )

( ADULTHOOD ile MATURE )


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- Yetiştirmek üzere KONUŞ!!!


- YETKE(OTORİTE):
GELENEKSEL ile/ve/||/<> ETKİLEYİCİ(KARİZMATİK[Fr.]) ile/ve/||/<> YASAL


- YETKE ile/değil/yerine/>/>< ÖZERKLİK

( )

( [not] AUTHORITY vs./but/>/>< AUTONOMY
AUTONOMY instead of AUTHORITY )


- YETKE ile YETKİ

( Yaptırma ya da yasak etme hakkı ya da gücü, sulta, otorite. | Yeterliğine herkesi inandırarak, bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven. İLE Bir görevi/işi, yasaların verdiği olanaklara göre, belirli koşullarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet. )

( SULTA ile SALAHİYET )


- YETKECİ/OTORİTER[İng.] ile/değil/yerine/>< ÖNDER/LİDER[İng.]

( Bencil. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllü. )


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ

( THE SOURCE OF AUTHORITY vs. THE ACTION OF AUTHORITY )


- YETKİ ile/ve OLANAK

( AUTHORITY vs./and POSSIBILITY )


- YETKİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜK ve/||/<> SORUMLULUK


- YETKİ ile/ve SORUMLULUK

( YVHS: YETKİ VER, HESAP SOR! )

( YETKİ VER, HESAP SORMA! değil/yerine YETKİ VER, HESAP SOR! )

( AUTHORITY vs./and RESPONSIBILITY )


- YETKİ ile/ve/değil/yerine/<> YETKİNLİK


- Yetkili KONUŞ!!!


- YETKİLİ OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< ETKİLİ OLMAK/OLABİLMEK


- YETKİLİ ile/değil/< YETKİN


- YETKİN BİLGİ ile/değil/yerine KESİN(YAKÎN) BİLGİ

( [not] PERFECT KNOWLEDGE vs./but DEFINITE/CERTAIN/EXACT KNOWLEDGE
DEFINITE/CERTAIN/EXACT KNOWLEDGE instead of PERFECT KNOWLEDGE )


- Yetkin KONUŞ!!!


- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK

( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )

( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )


- YETKİN/LİK ve/<>/= ÖZGÜR/LÜK

( PERFECTION and/<>/= FREEDOM )


- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK


- YETKİN ile DONANIMLI

( PERFECT vs. "RIGGY" )


- YETKİN ile KESİN

( PERFECT vs. DEFINITE )


- YETKİN ile SAĞLAM

( PERFECT vs. STRONG )


- YETKİNLEŞ(TİR)MEK ile/ve/<> TAMAMLA(N)MAK

( KEMÂL/TEKÂMÜL )


- YETKİNLİK ile/ve ERDEM

( ARETA )


- YETKİNLİK ile/ve/<> TAMAMLANMA


- YETKİSİZLİK ile/ve/<> KABUL EDİLEMEZLİK


- YETMEK ile YETİŞMEK


- YETTİ-BİTTİ


- YEVM-İ / YEVM-ÜT TERVİYE ile ...

( Zilhicce'nin 8. günü, arefeden önceki gün.[Hacıların, o gün, suyu olmayan Minâ'ya gittikleri gün olup, gitmeden önce nefisleriyle binek hayvanlarını suya kandırdıkları ya da Hz. İbrahim'in kesilme rüyasını o gece görüp, gündüz gereği gibi derin derin düşündükleri için bu ad verilmiştir.] )


- YEVM-İ MEAD ile ...

( KIYAMET GÜNÜ (YEVM-EL-FETH, YEVM-ÜD-DÎN, YEVM-ÜL-CEM, -AHD, -FASL, -HAŞR, -KARÂR, -KIYÂM, -MÎÂD, -MİSÂK, -MÎZÂN) )


- YEVM[Ar. çoğ. EYYÂM]/RÛZ[Fars.] değil/yerine/= GÜN


- YEVMİYE değil/yerine/= GÜNDE/LİK


- YEVMİYE ile KIST el-YEVM

( Günlük yapılan iş ödenen ücret. İLE Görev başına gelinmediği günlerde kesilen ücret. )

... ~ YE... ile başlayan FaRkLaR...

- !CEHÂLET ve/<> !BAĞNAZLIK ve/<> !ÖFKE ve/<> !YEGİNLİK/ŞİDDET


- ... değil YERELMASI


- "... ile ..." ile "... ile/yerine ..."


- "...'YA GEREK YOK" ile/değil/yerine "... YETERLİ"


- "AKILLI OLMAK" ile/ve/değil/yerine YETERİNCE AKILLI OLMAK/DAVRANMAK


- "ALT-ÜST ETMEK" ile "YERLE BİR ETMEK"


- "DÜŞÜK" ile YETERSİZ

( "LOW" vs. INSUFFICIENT )


- "GEREKTİĞİ GİBİ" ile/ve "YETERİNCE"


- "GEREKTİĞİNDE" ile/ve "YERİ GELDİĞİNDE"


- "İDARE ETMEK" ile/ve/değil/yerine YETİNMEK


- "İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT" ile "YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE"


- "İŞLENİLEN/İŞLENİLMEYECEK HALT" ile "YENİLEN/YENİLMEYECEK NANE"


- "KESİN BİLGİ" ile/ve/değil/yerine YETKİN BİLGİ


- "KESİN/LİK" ile/ve/değil/yerine YETKİN/LİK


- "SAÇMA" ile/ve/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- "SEN DİLİ" KULLANMAMA GEREĞİ:
TANIMADIĞIN KİŞİ değil (YETERİNCE) SAMİMİ/YAKIN OLMADIĞIN(/DAN DOLAYI)

( Tanımadığınız ve/ya da yeterince samimi/yakın olmadığınız kişilere, "SİZ" diye hitap ediniz/edilir! )


- "SEVİYORUM" ile/ve/değil/yerine YEĞLİYORUM / TERCİH EDİYORUM

( [not] "I LOVE" vs./and/but I PREFER
I PREFER instead of "I LOVE" )


- "SU KOYVERMEK" ile "YELKENLERİ SUYA İNDİRMEK"


- "TAM OLARAK ..." değil/yerine YETERİ KADAR ...


- "TEKRAR GÖVDELENME" ile "YENİDEN DİRİL(T)ME/CANLAN(DIR)MA"

( REINCARNATION vs. RESURRECTION )


- "TİNDEN DOĞMA" ve/||/<> "YENİDEN DOĞMA"


- "UNUTMUŞUM" değil/yerine YETERİNCE (HIZLI) ANIMSAYAMAMIŞIM


- "UYGUN OLMA/MA" ile/ve/değil YETERİNCE UYGUN OLMA/MA


- "UYGUN OLMAMAK" ile "YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK"


- "YANSITMAK" ile "YER VERMEK"


- "YAŞAM/IM ÇOK SIKICI" değil (YETERİNCE) PARA(N) YOKTUR


- "YEDİ EMİN" değil YED-İ EMN

( ... DEĞİL Emin el/ler. )


- "YENEN" ile "YENİLEN"

( Boş konuşur. İLE Boşu boşuna susar ya da savunur. )


- "YENİDEN BAŞLANGIÇTA ..." değil YENİDEN BAŞLAMAKTA ...


- "YENİDEN DİRİL(T)ME" ile/değil YENİDEN CANLANDIRMA

( [not] RESURRECTION vs./but RE-ANIMATION )


- "YENİLEBİLİR" değil YENİLENEBİLİR


- "YESYENİ" değil YEPYENİ


- "YETERSİZ BAKİYE" değil/yerine/= YETERSİZ TUTAR


- "YUVARLAMAK/İNDİRMEK/GÖTÜRMEK" ile/değil/yerine YEMEK

( Lokmalar olabildiği kadar ağızda kalmalı, iyi çiğnenmelidir! Acele etmemeli ve yutma arzusunu kontrol edebilmelidir! )

( Yediğinizi için, içtiğinizi yiyin! )

( İSÂGA-İ TAÂM[Ar.]: Yemeğin kolaylıkla yutulması. )


- (")İNANMAK(") ile/ve/||/<> "YEMEK"/"YUTMAK"


- (")KAYIP("):
GERİ GEL(E)MEYECEK OLAN ile/ve/||/<> YERİ DOLDURULAMAYACAK OLAN


- (")PİS OLMAK(") ile/ve/<>/değil/yerine (YETERİNCE) TEMİZ OLMAMAK


- (BAĞIRAN) AĞAÇ KURBAĞASI ile EKVADOR AĞAÇ KURBAĞASI ile YEŞİL AĞAÇ KURBAĞASI

( HYLA GRATIOSA cum EPIPEDOBATES TRICOLOR cum LITORIA CAERULEA )

( BARKING TREE FROG vs. PHANTASMAL POISON FROG vs. GREEN TREE FROG )


- (GERÇEKTEN) İSTEMEK ve/+/||/<>/> EMEK ve/+/||/<>/> YEMEK


- (İÇ):
ÇOCUK ile/ve/||/<> YETİŞKİN ile/ve/||/<> EBEVEYN


- (ŞER'Î) ADLÎ DELİL:
MADDENİN VUCUDA GETİRDİĞİ ile/ve/||/<> KANUN TESİS ETMİŞ BULUNAN ile/ve/||/<> ŞAHADET ile/ve/||/<> KARİNE ile/ve/||/<> YEMİN

( PREUVES JUDICIAIRES )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
ESKİ ile/ve/<>/> YENİ

( XVII. yy. İLE/VE/<>/> XX. yy. ve sonrası. )


- [ne yazık ki]
"ÇOK FAZLA BİLMEK" =/< YETERİNCE VE YETKİN BİLMEMEK


- [ne yazık ki]
"İŞİNE GELDİĞİNDE" ile/değil/yerine/>< YERİ GELDİĞİNDE


- [ne yazık ki]
(")UYARI("):
(")AŞIRI(") ile/ve/||/<> (")YETERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YERSİZ(") ile/ve/||/<> (")YANLIŞ(")


- [ne yazık ki]
DÜŞÜLEN YALNIZLIK ile/ve/değil/yerine YEĞLENİLEN YALNIZLIK

( Çürütür/eritir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olgunlaştırır/geliştirir. )


- [ne yazık ki]
ÖĞRENMEME ve/||/<>/> ÖĞRENİLEN YANLIŞLARDAN VAZGEÇMEME ve/||/<>/> YENİDEN ÖĞRENMEME


- [ya] YENİLECEĞİZ değil/yerine/ya da/>< YENİLENECEĞİZ


- a.c./ANTE CIBUM[İng., Lat.] değil/yerine/= YEMEKTEN ÖNCE


- AÇIKLAMAK ile/ve YER VERMEK

( TO EXPLAIN vs./and TO GIVE PLACE )


- ACİL YARDIMDA:
BEBEK ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİN

( 0 - 1 yaş arası. İLE/VE/||/<> 1- 8 yaş arası. İLE/VE/||/<> 8 yaş üstü. )


- AD KOYMADA, DOĞUMUN:
ZAMAN/I ile/ve/<> YER/İ

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, çocukların adları, doğdukları yer ve zamana göre konuluyor. [Mbonsol: Ağacın altı. | Maseke: Dere kıyısı.] )

( Kişi, ahırda doğdu diye at olmadığı gibi, "nereli" olduğunun ve/ya da adının ne konulduğunun da belirleyiciliği yoktur/olmaz! )


- ADEM-İ SALÂHİYET değil/yerine/= YETKİSİZLİK


- AĞAÇ ile YELENGEÇ

( ... İLE Kabuğu, kendi kendine çatlayıp soyulan ağaç. )


- AGSM/ANTI-G STRAINING MANEUVER[İng.] değil/yerine/= YER ÇEKİMiNE KARŞI KOYMA MANEVRASI


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- AH ile/ve/> AMAN ile/ve/> YETİŞ[MEDED]

( 66 ile/ve/> 92 )

( ALLAH ile/ve/> HZ. MUHAMMED ile/ve/> HZ. ALİ )

( Allah, din ile, mezhep ile bulunmaz, aşk ile bulunur. )

( Bazıları Allah'ı aramaya Hicaz'a giderler. Aklı yetenler, Allah'ı aramak için bir adım atarlarsa kâfir olur. )

( AH diyene, AMAN edilir. )

( Allah'tan, AH edersin; AMAN'ı, Hz. Muhammed'den dile. )


- AKILSIZ"/"KAFASIZ" ile YETERSİZ(/DÜŞÜNCESİZ)


- AKLİNİK[Yun.] değil/yerine/= YER MANYETİK ALANININ, EĞİM VE AÇISI SIFIR OLAN YERİ


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )


- ALTOBASO[İt.] değil/yerine/= YELKENİN ALT KENARI


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/< YEĞLENİLİRLİK/TERCİH EDİLİRLİK


- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK


- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]


- AMORA[İt.] değil/yerine/= "YELKEN AÇ!" UYARISI/BUYRUĞU


- ANAKONDA ile YEŞİL ANAKONDA

( ... İLE Güneydoğu Asya'da ve Amazon ormanlarında yaşarlar. )

( ... İLE 9 m.'yi aşabilirler. 250 kg. ağırlığında olabilirler. )

( ... İLE Suda, karada oldukları kadar yavaş değillerdir. )

( ANACONDA vs. GREEN ANACONDA )


- ANAYASA HUKUK BİLİMİNDE:
KLASİK DÖNEM ile SİYASAL BİLİM YAKLAŞIMI ile YENİ ANAYASA HUKUKU

( 1800 - 1950 arası. İLE 1950 - 1980 arası. İLE 1980 ve sonrası. )


- ANEMOMETRE değil/yerine/= YELÖLÇER

( Yelölçer. )


- ANGUT ile/ve YEŞİLBAŞ

( Yaban ördeği. İLE/VE Eril yaban ördeği. )

( CASARCA FERRUGINEA cum ANAS PLATYRHYNCHOS )


- ANLAM BİLİMİ ile DİL BİLİMİ ile YAZIN/EDEBİYAT BİLİMİ ile GÖK BİLİMİ ile HALK BİLİMİ ile İŞ BİLİMİ ile TOPLUM BİLİMİ ile TOPRAK BİLİMİ ile YER BİLİMİ/ARZİYAT

( İlim, gücümüz; iman, kılıcımız; sükût da delinmez zırhımız olsun! )


- ANLAMA ile/ve/> YENİDEN KURMA


- ANLAMA ve YENİDEN YAŞAMA

( TO UNDERSTAND vs. RE-LIVING )


- ANLAMSIZ ile YERSİZ

( MEANLESS vs. UNFOUNDED )


- APOGEE değil/yerine/= YERÖTE


- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX

( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )


- ARAZİ[Ar.] değil/yerine/= YEREY

( Yeryüzünden bir parça. | Yerkabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası. )


- ARI KUŞU ile YEŞİL ARI KUŞU

( MEROPS APIASTER vs. MEROPS ORIENTALIS )


- ARMA:
DİREK ve/||/<> SEREN ve/||/<> HALAT ve/||/<> TEL MAKARA ve/||/<> YELKEN

( ARMA: Teknede, güverteden yukarı bölümde bulunan donanımların genel adı. )


- ARŞIN ile ÇARŞI ARŞINI ile MİMAR/BİNA ARŞINI(ZİRA-I MİMARİ)/PARMAK ile YENİ ARŞIN

( El parmaklarının ucundan, omuza kadar olan, 0,75855 m.'ye eşit, eski bir uzunluk ölçüsü. [Önceleri, 60 parçaya bölünen arşın, 994 Hicri yılından sonra 24'e bölünmüştür.] İLE Eskiden, kumaş ölçmekte kullanılan, 8 urup ve 16 kerrap'a bölünen, 0,6858 m.'ye eşit arşın. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandığı, 75,774 cm.lik arşın. İLE Osmanlılar'da, 1869'da, metre karşılığı olarak kabul edilen arşın. )


- ÂŞ[Fars.] değil/yerine/= YEMEK

( Muharrem ayında pişirilen aşure. )

( Yemek, öyle yenilmeli ki, biz onu yemeliyiz. O, bizi yememeli. | Lokma. )


- AŞEVİ/AŞHANE[Fars.]/LOKANTA[İt.]/RESTORAN[Fr./İng. < RESTAURANT] = YEMEK (PİŞİRME/YEME) YERİ

( Yoksullara parasız yemek yedirilen ya da dağıtılan yer, aşhane. | Düğün, nişan vb. toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici olarak mutfak gibi kullanılan yer. | Tekkelerde yemek pişirilen yer. )


- AŞIRI KULLANIM ile/değil/yerine YERİNDE KULLANIM


- AVÂRIZ değil/yerine/= YER BİÇİMLERİ


- AVUNMAK ile YETİNMEK


- AY/DOLUNAY ile/ve YENİAY

( MEH ile/ve HİLÂL, ŞEHR )

( MOON vs./and CRESCENT )


- AYAĞA BAKMAK ile/ve/değil/yerine YERE BAKMAK


- AYASTEFANOS = YEŞİLKÖY


- AYRIMSAMA ile/ve/||/<> YENİDEN ÜRETME ile/ve/||/<> TANIMA


- AZİL değil/yerine/= YETKİKES


- BAĞIMLILIK ile/ve YERİNDEN OYNATILAMAZLIK

( DEPENDENCE vs./and NOT POSSIBLE TO MOVE UP )


- BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


- BAŞARISIZLIK ile/ve/değil/||/<>/< YETERSİZLİK


- BAŞKA (BİR ÇÖZÜM) ile/ve/değil YENİ (BİR ÇÖZÜM)


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BAŞLANGIÇ ile/ve YENİLİK

( BEGINNING vs./and INNOVATION/REFORM/NEWNESS )


- BAZEN ile/ve/||/<> YER YER


- BAZEN ile/ve/değil/yerine YERİ GELDİĞİNDE


- BAZI DURUMLARIN/ENGELLERİN/SIKINTILARIN:
"SEL GİBİ GEÇMESİ" ve/||/<> "YEL GİBİ ESMESİ"

( "Derelerde/n". VE/||/<> "Tepelerde/n". )


- BEBEK ile/ve/değil YENİ DOĞAN

( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )

( ... ile/ve/değil NEVZAT )

( RADIUN ile/ve/değil ... )


- BELİRLİ BİR ALANDA/KONUDA:
BİN KİTAP OKUMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< (YETKİN) BİR KİTABI, BİN KEZ OKUMAK


- BESİNLER:
KIRMIZI ve/||/<> SARI ve/||/<> YEŞİL ve/||/<> MOR

( Sağlıklı bir kalp için. VE/||/<> Eklemler için. VE/||/<> Saflaşmak ve arınmak için. VE/||/<> Daha uzun yaşam için. )

( For healthy heart. AND/||/<> For joints. AND/||/<> To purify and detox. AND/||/<> For a longer life. )

( FOODS: RED and/||/<> YELLOW and/||/<> GREEN and/||/<> PURPLE )


- BEYAZ OY ile YEŞİL OY ile KIRMIZI OY

( Kabul demektir. İLE Çekimser kalındığını gösterir. İLE Red demektir. )


- BİBERDE:
ÇARLİSTON ile ACI ÇARLİSTON ile İNCE SİVRİ ile KALIN SİVRİ ile KIL SİVRİ ile KILÇIK SİVRİ ile DOLMA ile KAPYA ile ÜÇBURUN ile KIRMIZI ŞİLİ ile YEŞİL ŞİLİ ile MACAR ÇARLİ ile MACAR DOLMA ile JELAPENO ile KAMPARİ ile SARI KALİFORNİYA ile KIRMIZI KALİFORNİYA ile CİN


- BİLGİ ve/||/<>/> BİLİM ve/||/<>/> DAYANÇ(SABIR) ve/||/<>/> YETİNME

( Anamal/sermaye. VE/||/<>/> Silah. VE/||/<>/> Giysi. VE/||/<>/> Kazanç. )


- BİLİMCİ ile/ve/<>/> ÖKE ile/ve/<>/> BİLGER ile/ve/<>/> BİLGEN ile/ve/<>/> BİLMEN ile/ve/<>/> YETİLBEY ile/ve/<>/> BİLİMBEY

( Biliminsanı, akademisyen. İLE/VE/<>/> Doktor. İLE/VE/<>/> Yardımcı doçent. İLE/VE/<>/> Doçent. İLE/VE/<>/> Profesör. İLE/VE/<>/> Dekan. İLE/VE/<>/> Rektör. )


- BİLMEMEK ile/ve/değil YENİ ÖĞRENMİŞ OLMAK

( [not] NOT TO KNOW vs./and/but LEARNED IN SHORT PERIOD )


- BİR ŞEYİN:
"YOK OLMASI" ile/değil YER/BİÇİM DEĞİŞTİRMESİ


- BİR YANLIŞIN YAPILMASINDA VE YORUMLANMASINDA:
KAZÂ ile/ve/ne yazık ki/<>/> HATA ile/ve/ne yazık ki/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( İlk kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> İkincei kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> Üçüncü kez oluyorsa. )


- BIRAKMAK ile YERİNE KOYMAK


- BİREYSELLİK ve/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Bireyselliğin olgunluğu/kemâli, yüklenilmiş ya da beklentili gerekçesi olmayan yeğlemedir/tercihtir. )


- BİRİNCİLİK ile YENMEK

( Çokluda. İLE İkilide. )


- BİSİKLET YARIŞLARINDA:
SARI MAYO ile/ve YEŞİL MAYO ile/ve BEYAZ MAYO ile/ve KIRMIZI PUANLI MAYO

( Bisiklet sporundaki en büyük ödülün simgesidir. [En kısa zamanda turu bitirenin üzerinde olur.] İLE/VE En çok puan toplayanın giydiği. [Sarı mayodan farkı, bazı etaplardaki puanlamalar farklı olduğu için, sprint etaplarında başarılı olanlar daha fazla puan toplayabiliyor. Bu yüzden, sarı ve yeşil mayo, çoğu zaman farklı yarışçılara gider.] İLE/VE En başarılı genç bisikletçiye verilir. [Genç olmak, 26 yaşın altında olmak.] İLE/VE Tırmanış etaplarında toplanan puanlara göre verilir. )


- BİTÜM[Fr.] değil/yerine/= YERSAKIZI

( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt maddelerinin genel adı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb.de kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyukestane renginde madde. )


- BOL EKMEK, AZ YEMEK değil/yerine (YETERİNCE) YEMEK, AZ EKMEK

( Para/olanak olmayınca. DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


- BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI


- BÜYÜKAYI ile/ve/<> YEDİGİR

( ... İLE/VE/<> Büyükayı'yı oluşturan yedi yıldız. )


- BÜYÜTMEK ile/ve/değil/||/<>/< YETİŞTİRMEK

( Gövdeyi. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Zihni. )

( Bitkiyi/hayvanı/beşeri(kişiyi). İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< İnsanı/kişiliği. )


- ÇAĞLAR:
İLK ile/ve/<>/> ESKİ ile/ve/<>/> ORTA ile/ve/<>/> YENİ ile/ve/<>/> ÇAĞDAŞ

( M.Ö. 3400 ile/ve/<>/> M.Ö. VII. yy. - M.S. IV. yy. ile/ve/<>/> 1453 - 1600 ile/ve/<>/> 1600 - 1800 ile/ve/<>/> 1800 - 2000'ler )


- CAMİLERDE:
KLASİK ile/ve YENİ/NEO KLASİK


- CANCERS değil/yerine/= YENGEÇ BURCU


- ÇARŞAF ile YELDİRME

( ... İLE Kadınların, çarşaf yerine kullandığı, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. )


- ÇAY ile/ve/değil/yerine/<> YEŞİL/KÖK ÇAY

( THEA CHINENSIS cum ... )


- ÇAYIR MANTARI ile HOROZ MANTARI ile KAV MANTARI ile KEÇİ MANTARI/AK MANTAR ile KUZU MANTARI ile YER MANTARI/KEME/KARAKEME/DOMALAN[Lat. TUBER MELANOSPORUM] KARA KEME

( KAV MANTARI: Bazitli mantarlardan, ağaçların gövdesinde ya da dallarında yetişen ve kurusu kav olarak kullanılan bitki.[Lat. FOMES FOMENTARIUS] )


- CEKET yerine/değil YEN


- cib.[Lat. < CUM cibis] değil/yerine/= YEMEKLER ARASINDA


- CİDE[Ar.] ile GINÂ[Ar.] ile YESÂR[Ar.]


- ÇİRKİN ile/değil YETERİNCE GÜZEL DEĞİL


- ÇOCUK:
"İSTEDİĞİN GİBİ" değil YETİŞTİRDİĞİN GİBİ

( Çocuklar, donmamış beton gibidir. Üzerlerine ne düşse/basılsa, kalıcı iz bırakır. )


- ÇOCUK/LUK ile/> YETİŞKİN/LİK

( [Sorumluluğu] Dışarıda/başkalarında bekleyen/"gören". İLE/> Kendinde bulan/üstlenen. )

( Sorumsuzluk. İLE/> Sorumluluk. )

( Yabancılık. İLE/> Özdeşlik. )

( Oyunlarla aldatılır. İLE/> Yeminlerle aldatılır. )

( Hiçbir şeyde, "her şeyi bulur". İLE/> "Her şeyde", hiçbir şey bulamaz. )


- ÇOCUK ile/ve/||/<>/> YETİŞMİŞ/SERPİLMİŞ ÇOCUK/ÜFHÛD[Ar.]


- ÇOCUKLAR:
"İSTEDİĞİMİZ GİBİ" değil/yerine/< YETİŞTİRDİĞİMİZ GİBİ


- ÇOCUKLARIN, KARANLIKTAN KORKMASI
ile/değil/ne yazık ki/>
"YETİŞKİNLERİN", AYDINLIKTAN KORKMASI


- ÇOĞUNLUK ile/değil/yerine/<> YETERSAYI

( ... ile/değil/yerine/<> NİSAP )


- ÇOK ... yerine/değil YETER(Lİ)/KÂFİ DERECE(DE) ...


- ÇOK YEMEK ile/değil/yerine YEMEYİ SEVMEK

( [not] TO EAT MUCH vs. TO LOVE TO EAT
TO LOVE TO EAT instead of TO EAT MUCH )


- ÇOK YEMİŞİM/YEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YEDİKLERİM ÇOK GELDİ


- ÇÖPLEME:
KARA ile YEŞİL ile SARI

( Düğünçiçeğigillerden, kökleri içi sürdürücü olarak kullanılan, türleri olan bir bitki, marulcuk. )

( HELLEBORUS )


- coq. in quant. sut. aq.[Lat. < COQUE IN QUANTITATE SUFFICIANTE AQUAE] değil/yerine/= YETERİ KADAR SU İÇİNDE KAYNAT


- DALE/DISABILITY ADJUSTED LIFE EXPECTANCY[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTIMINE AYARLANMIŞ YAŞAM BEKLENTISİ


- DALY/DISABILITY ADJUSTED LIFE YEARS[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTIMINE AYARLANMIŞ YAŞAM YILLARI


- DE NOVO[İng.] değil/yerine/= YENİDEN


- DEĞİL ile/ve/değil/yerine YERİNE


- DEĞİRMEN ile YELDEĞİRMENİ

( MILL vs. WINDMILL )


- DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM:
ZORLUKTA VE ZORLANDIĞIMIZDA ile/ve/||/<> YETERİNCE GÖRDÜĞÜMÜZDE ile/ve/||/<> İSTEYECEK KADAR ÖĞRENDİĞİMİZDE ile/ve/||/<> YAPABİLECEK KADAR ALDIĞIMIZDA


- DEĞİŞİM ve/||/<> DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEYEN ve/||/<> CANLI-CANSIZ ve/||/<> YERÇEKİMİ


- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ

( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )


- DEKAN değil/yerine/= YETİLBEY

( Mâlî Papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


- DENİZ ASLANI ile YELELİ DENİZ ASLANI

( ... İLE Güney kutbunda yaşarlar. )


- DENİZ KAPLUMBAĞALARINDA:
CARETTA CARETTA/KUTU KAPLUMBAĞASI ile YEŞİL KAPLUMBAĞA/CHELONIA MYDAS

( Caretta Caretta Kaplumbağa'larının yumurtlama dönemi: 25 Mayıs - 30 Temmuz arasında yumurtlama, 01 - 30 Ağustos arasında yumurtadan çıkışlar!!! )

( Özellikle Çıralı - Antalya sahilinde onları izleyerek ve bu ilgi sayesinde sahilin talan edilme girişimlerini engellemeye destek olmanızı rica ederiz!!! )

( Ayakların dış tarafında, iki tırnak bulunur.[Ön ayakları, palet biçimini almıştır. Ön ayaklar, arka ayaklardan daha büyüktür.] İLE Ön ayaklarında, bir tırnak bulunur. )

( Kabukların arkası, kalp biçimindedir. Kabuk, açık renkli; sırt, kırmızı ve kahverengidir. İLE Kabukları daha koyu kahverengidir. )

( Büyüklükleri, 1 m.'dir. 40-150 kg. ağırlığında olabilirler. İLE Büyüklükleri, 1.40 cm. olabilir. 30-100 kg. olanlarına rastlanılabilmektedir. )


- DEPLASMAN/DISPLACEMENT[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞTİRME


- DERDEME = YEDİ GEZEGEN


- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


- DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN

( Doğru söz, yeminden ileri! )

( RIGHT WORD vs./and OATH )


- DOĞRU yerine YERİNDE/ZAMANINDA


- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA

( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )

( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )


- DOLUNAY ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]


- DOMESTİK[İng./Fr. < DOMESTIC/DOMESTIQUE] değil/yerine/= YEREL/İÇ, ÜLKE İÇİ


- DOMUZ ile/ve YERDOMUZU/AARDVARK

( image )


- DÖNÜŞÜM ile/ve/değil/yerine YERİNİ BULMA


- DÜNYA[Ar.] değil/yerine/= YERYÜZÜ / ACUN / YERTİNÇ


- DUŞU:
YEMEKTEN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/yerine YEMEKTEN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK


- DUŞU:
YEMEKTEN/KAHVALTIDAN SONRA, DOLU MİDEYLE YAPMAK değil/>< YEMEKTEN/KAHVALTIDAN ÖNCE, BOŞ MİDEYLE YAPMAK


- DÜŞÜNMEMİŞ OLMAK ile/değil YETERSİZLİK/ZAYIFLIK/GERİLİK

( ... ile/değil REKÂKET )

( [not] HAVEN'T THOUGHT ABOUT vs./but INSUFFICIENCY/WEAKNESS/BACKWARD )


- DÜZELTME ile (YENİDEN) DÜZENLEME

( TO MAKE BETTER vs. (RE) ARRANGEMENT )


- EARTH değil/yerine/= YERYUVARI


- EKMEĞİN, YEMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI ile/ve/yerine YEMEĞİN, EKMEĞİN YANINDA KATIK OLMASI

( Para olmadığında. İLE/VE/YERİNE Para olduğunda. )

( İDÂM[Ar.]: Katık, ekmeğe katık edilen şey. )


- EKMEK ile YEMEK


- EKSİK/LİK ile YETERSİZ/LİK

( "İstediğimiz bir şeyin", "olup" "olmaması", bizim için eşit değilse, hâlâ eksiğiz.
[Matlûbumuzun husûlü veya adem-i husûlü, nezdimizde, müsavî değilse, nâkısız!] )

( İstediğimiz oluyorsa "bir", olmuyorsa "bin" hayır aramak gerek. )

( DEFICIENCY vs. INSUFFICIENCY )


- ELE KARIŞMAK ve/||/<>/> YELE KARIŞMAK


- ELLİ BİN ile/değil YEDİ BİN


- EMEK ile/ve/<>/> YEMEK


- EMİN ve/||/<>/> YEMİN

( Eminsek, yemine gerek kalmaz fakat yine de bazen ve bazı koşullarda yemin edilebilir/beklenebilir. [Doğru söz, yeminden ileridir.] )


- EN ... değil/yerine YETERİNCE ...


- ENSTALASYON[Fr., İng. < INSTALLATION] değil/yerine/= YERLEŞTİRME


- ERGEN/YENİYETME ile/ve/<>/> YETİŞKİN ile/ve/<>/> BİLGE

( Yetişkinlerin, mükemmel olmadığını anladığımız gün. İLE/VE/<>/> Yetişkinleri affettiğimiz gün. İLE/VE/<>/> Kendini affettiğimiz gün. )


- ERİŞKİN/LİK ile/ve YETKİN/LİK


- EŞEK ARISI ile YER EŞEK ARISI (AĞUSTOSBÖCEĞİ KATİLİ)


- ESKİ ASTRONOMİ ile YENİ ASTRONOMİ

( Hey'et-i Kadîme. İLE Hey'et-i Cedîde. )

( OLD ASTRONOMY vs. NEW ASTRONOMY )


- ESKİ ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ORTA ÇAĞ ile/ve/||/<>/> YENİ ÇAĞ

( Eski zamanlarda başlayıp yazının bulunuşuna kadar geçen süre. İLE/VE/||/<>/> Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ. İLE/VE/||/<>/> Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] 1453'e ya da 1492'ye kadar süren çağ. İLE/VE/||/<>/> Orta Çağın bitiminden [1453 ya da 1492'den] Fransız İhtilali'ne [1789] kadar süren çağ. )


- ESKİ OKKA[< ÜKİYYE / VÜKYE] ile YENİ OKKA

( 1283 gram olan [400 Dirhem] olan ağırlık ölçüsü. İLE 1000 gr. olan ağırlık ölçüsü.[Okka'nın %78'ini karşılar.] )

( KIYYE-İ ATÎKA ile KIYYE-İ CEDÎDE )


- ESKİ QUITO ile/ve/<> YENİ QUITO

( Yaşayan hazine olarak tanımlanan eski Quito, 1978 yılında, Dünya Miras Dizini'ne giren, dünyadaki ilk kenttir.[İkinci sırada giren ise Polonya'nın Krakov kentidir.] İLE/VE/<> Ekvador'un başkenti. )


- ESKİ ile/ve YENİ

( OLD vs./and NEW )


- ESKİYLE "SAVAŞMAK" ile/değil/yerine YENİSİNİ YARATMAK


- EŞLERİN ÖRTÜŞMEZLİĞİ AÇMAZI(PARADOKSU)'NDA:
LEIBNIZ ve GEOMETRİ ile/ve/||/<> EŞLER ve ÖRTÜŞMEZLİK ile/ve/||/<> YERLERİN, UZAYDA FARKLILAŞMASI(1768)

( IMMANUEL KANT )


- ETEK GİYMEK:
İSKOÇYA'DA ve YEMEN'DE


- ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N


- ETKİLİLİK ile/ve/<> YERELLİK


- ETKİNLİK/PERFORMANS =/ve İLETİŞİM =/ve GÜDÜLENME =/ve YETKİNLİK/LER

( NE? ve NEDEN? ve NASIL? )


- EVET = YES[İng.] = OUI[Fr.] = JA[Alm.] = SI[İt.] = SÍ[İsp.]


- EVRENSEL DİL ARAYIŞI ile/ve/||/<>/> YETER NEDEN İLKESİ

( LEIBNIZ )


- EZMEK ile YEDİRMEK


- FARE ile YELELİ FARE


- FAZLA ile/ve/yerine/değil YETERİNCE

( [not] EXCESS vs./and/but ADEQUATELY/SUFFICIENTLY
ADEQUATELY/SUFFICIENTLY instead of EXCESS )


- FELSEFE:
"YETENEKSİZLİK KONUSU" değil YETERSİZLİK DURUMU


- FELSEFE:
EĞİTİM ile/ve/değil/||/<>/> YETKİNLEŞTİRME


- FELSEFE'DE MÎLÂDLAR:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- FESLEĞEN ile YERFESLEĞENİ

( ... İLE Sütleğengillerden, otsu ya da odunsu, sürüngen gövdeli bitki. )

( OCIMUM BASILICUM cum MERCURIALIS )


- FIRLAMAK ile YEKİNMEK

( ... İLE Davranmak, olduğu yerden fırlamak, ayağa kalkmak. )


- FISTIK/PİSTE[Fars.] ile/ve/< YERFISTIĞI/ARAŞİT[Fr.(< Yun.)]

( ... cum ARACHIS HYPOGAEA )


- FORMASYON[Fr., İng.] değil/yerine/= YETİŞİM


- FORMASYON değil/yerine/= YETİŞİM


- G-LOC/G-INDUCED LOSS OF CONSCIOUSNESS GRAVITE[İng.] değil/yerine/= (YER ÇEKİMİ) UYARIMLI BİLİNÇ KAYBI


- GALİBİYET[Ar.] değil/yerine/= YENGİ

( Yenmek, utku, zafer. )


- GAZYUVARI/ATMOSFER YER


- GEÇ KALMAK ile/değil YETİŞEMEMEK

( Asla, "çok geç" değildir! )


- GECELERİ BİSİKLETTE:
SİYAH ile MAVİ ile KIRMIZI ile SARI ile BEYAZ ile YEŞİL

( Görünmez. İLE 17 m.'ye kadar. İLE 24 m.'ye kadar. İLE 37 m.'ye kadar. İLE 55 m.'ye kadar. İLE 130 m.'ye kadar. )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/<>/değil YETERLİ/LİK


- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )


- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK

( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )

( image )

( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )


- GEOİD değil/yerine/= YERGİN, YERİMSİ


- GEREĞİNDE ile/ve YERİNDE


- GEREK GÖRMEMEK ile/ve/<> YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- GEREK KOŞUL/NEDEN ile/ve/||/<> YETER KOŞUL/NEDEN


- GEREKİRSE yerine YERİ/ZAMANI GELDİĞİNDE


- GEREKLİ/LİK ile/ve YETERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and SUFFICIENCY )


- GEREKLİ ile/ve/<> YETERLİ

( NECESSARY/REQUIRED vs./and/<> SUFFICIENT/ENOUGH )


- GEREKSİZ/LİK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK

( [not] UNNECESSARY/LACK vs./but INCAPACITY
INCAPACITY instead of UNNECESSARY/LACK )


- GIDA ile YEMEK

( Gıdanın ahlâkı bizde kalır, posası dışarı çıkar. )

( Aldığımız gıdalar, hayat ve huy sahibidir. )

( Kazın yediği otlar, kişiler/insan için şifalıdır. )

( MAT'ÛM[çoğ. MAT'ÛMÂT]: Yenilecek yemek. )


- GİRİŞMEK ile YELTENMEK


- GÖÇ(M)EN KUŞLAR ile YERLEŞİK/GÖÇMEYEN KUŞLAR


- GÖK ve/<> YER ve/<> YERALTI

( [Ar..] SEMÂ ve/<> .... ve/<> ... )

( ÂSMÂN ve/<> .... ve/<> ... )


- GÖKYÜZÜ ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Gökyüzünde ne varsa, yeryüzünde de o vardır. )

( HOKKA-İ MÎNÂ ile ... )


- GÖREV ile/ve/<> YETENEK

( TASK vs./and/<> TALENT )


- GRAVİTİ/GRAVITY değil/yerine/= YERÇEKİMİ


- GRİ/MAVİ-YEŞİL KARA MAMBA ile YEŞİL KARA MAMBA

( ... cum DENDROASPIS ANGUSTICEPS )


- GÜÇ ile YETKİ

( Güç tecezzi(parçalanma) kabul etmez. )

( POWER vs. AUTHORITY )


- GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞİN


- GÜÇLÜ ile YERLEŞİK

( POWERFUL/STRONG vs. SETTLED/PERMANENT )


- GUGUK KUŞU ile/||/<> KOŞAR/YER GUGUK KUŞU/ROAD RUNNER

( ... İLE/||/<> Kuzey Amerika'nın güney-batısındaki çöllerde yaşar. 1829 yılında sınıflandırılmıştır. )

( )

( Ayrıntıları ve ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( CUCULUS CANORUS cum GEOCOCCYX CALIFORNIANUS )


- GÜL ile YEŞİL GÜL

( ... İLE 7-8 hafta yeşil kalan ve Halfeti-Şanlıurfa'da yetiştirilen bir gül. )

( )


- GÜNEY AFRİKA KÜRKLÜ FOKU ile YENİ ZELANDA KÜRKLÜ FOKU

( ... İLE NTV - Yaşam Öyküsü 1. Bölüm (İlk Adımlar)[28:30 - 33:00 arası] )

( ... İLE Yaşama, Yeni Zelanda'nın, Kaykura kumsalı/kayalıklarından başlarlar. Denize akan dereden, ormanın derinliklerine ve yukarı doğru yüzen yavru foklar, ulaştıkları çağlayanın önünde üç günlük sürede, geliştirici ve yaşamda kalabilecek hareketleri çalışır. Üç gün sonra geri dönerek av olabilecekleri balinalardan kaçabilecek güçte olarak denizdeki yaşamlarına başlarlar. )


- GÜZEL/LİK ile YETERLİ/LİK

( BEAUTY/NESS vs. SUFFICIENCY )


- HAFİFE ALMAK ile (YETERİNCE) ÖNEMSEMEMEK


- HAK ile/ve YERİNDE HAK

( RIGHT vs./and RIGHT IN RIGHT PLACE )

( QUAN ile/ve ... )


- HAREKET:
NESNENİN/DURANIN, KENDİNİ BULUNDUĞU DURUMDAN/NOKTADAN OLUMSUZLAMASI/DIŞARI ÇIKARMASI ile/ve/||/<>/> YENİDEN OLUMLAMASI/YAPILANMASI


- HAREKET ile/ve/değil YER DEĞİŞTİRME(İNTİKAL)

( Basit düzeydeki zihinlerde, hareket, yer değiştirme olarak yorumlanır. )


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> YETERSİZLİK


- HAVADAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= YELEÇ/YELEKEN

( Yüksek ve çevresi açık yer. )


- HAVAİ değil/yerine/= YELEME

( Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan. )


- HECCAV[Ar.] değil/yerine YERGİCİ


- HER BİÇİMDEN/GÖRÜNÜŞTEN ÇÖZÜLME/UZAKLAŞMA ve/||/<>/> YENİ VE YENİDEN BİÇİMLENME


- HERCÂÎ[Fars.] değil/yerine/= YELTEK/GELGEÇ

( İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )


- HİCİV/HİCV[Ar. < (aslı) HECV]/SATİR değil/yerine/= YERGİ/TAŞLAMA[Ar. TÂRÎZ]

( Birini, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi ya da bir göreneği yermek için yazılmış yazı/şiir ya da söylenmiş söz. İLE "Taşlamak." | Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama. | Alaylı halk şiiri. | Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, târîz. | Hakâret. )

( Terbiyesize, terbiyesizliğini, terbiyesizlik yapmadan ve onun seviyesine inmeden söylemek/yazmak. )


- HİLÂL değil/yerine/= YENİAY/AYÇA

( Hilâl. | Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmış ay yıldızlı süs, alem. )


- HİNT OKYANUSUNDA:
ANDAMAN DENİZİ ile/ve/||/<> MALAKKA BOĞAZI ile/ve/||/<> MARTABAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BENGAL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANBAY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUÇ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> UMMAN DENİZİ ile/ve/||/<> UMMAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BASRA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> YEMEN DENİZİ ile/ve/||/<> ADEN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KIZILDENİZ ile/ve/||/<> MOZAMBİK KANALI ile/ve/||/<> SOFALA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DELAGOA KÖRFEZİ


- HIZIR/KLOROFİL değil/yerine/= YEŞERMİK, YEŞİLİZ


- HÛDÂHUB ile/ve YEK BİR ALLAH YEK

( Kervanların nöbet/nevbet tutarken etrafa [dosta/düşmana] seslendirdikleri sözler. )


- İDARE ETMEK değil/yerine/= YETMEK


- İDDİALI ile/ve YETERLİ

( PRETENTIOUS vs./and ENOUGH )


- İDDİALI ile/ve YETKİN


- İFÂ[< VEFÂ] değil/yerine/= YERİNE GETİRME | BİR İŞİ YAPMA | İŞ GÖRME


- İGUANA ile YEŞİL İGUANA


- İKTİFA'[Ar. < KİFÂYET] değil/yerine/= YETİNME


- İLERLEYİCİ/LİK ile/ve/||/<> YENİLİKÇİ/LİK


- İLİM SAHİBİ OLMAK ile/ve/<> YED-İ TÛL/TÛLÂ SAHİBİ OLMAK

( [bir konunun/alanın/şeyin] Öncesi ve sonrasını, içini ve dışını bilmek. | Terimlerini ve tarihçesini bilmek. İLE/VE/<> Bir alanda, tam ve çok geniş bilgi sahibi olmak. )


- İLK ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> İKİNCİ ERGİNLEŞME ile/ve/||/<>/> ERGENLİK ile/ve/||/<>/> ERİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİK ile/ve/||/<>/> OLGUNLUK

( 4 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 9 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 13-15 yaşında. İLE/VE/||/<>/> 18-21 arasında. İLE/VE/||/<>/> 21-24 sonrasında. İLE/VE/||/<>/> 40 yaşından sonra. )


- İMPARATORLUK ile YENİ EMPERYALİZM


- IN SITU[İng.] değil/yerine/= YERİNDE


- İNCİL ile/değil/yerine YENİ AHİT


- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM


- İNOVATİF/INNOVATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLİKÇİ


- İNSAF ile/ve/<> YETİNME

( JUSTICE/MERCY vs./and/<> TO BE CONTENTED WITH )


- İŞ VERMEK:
YETERSİZE ile/ve/<> HIRSLIYA ile/ve/<> YETERSİZ HIRSLIYA

( Başarısızlığa neden olur. İLE/VE/<> Kavgaya neden olur. İLE/VE/<> Fitneye neden olur. )

( KİFÂYETSİZE ile/ve/<> MUHTERÎSE ile/ve/<> KİFÂYETSİZ MUHTERÎSE )


- IŞIK - PARÇACIK BELİRSİZLİĞİ ile/ve/<>/= YER - YÖN BELİRSİZLİĞİ


- İSKEMI/İSCHEMIA[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANMA


- İSKEMIK PERİYOT/İSCHEMIC PERIOD[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN DÖNEM


- İSKEMIK/İSCHEMIC[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN


- İSTANBUL'UN FETHİNDEKİ BAYRAKLAR:
KIRMIZI ile/ve/<> YEŞİL ile/ve/<> BEYAZ

( Orduyu simgeler. İLE/VE/<> Dini simgeler. İLE/VE/<> Devleti simgeler. )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞLEMEK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- İSTİZAN[Ar.] değil/yerine/= YETKİ/İZİN İSTEME


- İYİLİĞİN KOŞULLARI:
HIZLI(EN KISA SÜREDE) OLMALI ile/ve/||/<>/> GİZLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> GÖZDE BÜYÜTÜLMEMELİ ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ OLMALI ile/ve/||/<>/> YERİNİ BULMALI


- İZOTOP/ISOTOPE[İng.] değil/yerine/= YERDEŞ


- JEODEZİ[Fr.] değil/yerine/= YERÖLÇÜM


- JİLET[Azr.] = YELEK[Tr.]


- KABİLE MENSUBİYETİ ile/ve YER MENSUBİYETİ


- KÂBİLİY(Y)ET değil/yerine/= YETENEK


- KABİLİYET[Ar.] değil/yerine/= YETENEK/BECERİ


- KABİLİYET değil/yerine/= YETENEK


- KAÇAK ile GİZLİ ile YERALTI

( ILLEGAL vs. SECRET/HIDDEN )


- KADER:
TESÂDÜF değil YEĞLEME/TERCİH


- KÂFİ değil/yerine/= YETERLİ


- KÂFİ değil/yerine/= YETERLİ


- KAİNAT:
EVREN ile/ve/değil/<> YERYÜZÜ


- KALEDONYA ile/ve/<> YENİ KALEDONYA

( İskoçya. İLE/VE/<> Kaptan Cook, bu coğrafyaya ilk vardığında, doğasını ve yeşilini çok beğendiğinden, vatanı İskoçya'ya benzeterek, Yeni Kaledonya olarak adlandırdı. )


- KAMPÜS[Fr./İng. < CAMPUS] değil/yerine/= YERLEŞKE


- KANAAT ile/ve/<>/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH


- KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN

( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )


- KARA ÇAM ile KIZIL ÇAM ile YEŞİL ÇAM

( image )


- KARARSIZ ile YERİNDE DURAMAYAN


- KARATE KUŞAKLARINDA:
BEYAZ ile/ve/||/<>/> SARI ile/ve/||/<>/> TURUNCU ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> MAVİ ile/ve/||/<>/> KAHVERENGİ(3. KYU) ile/ve/||/<>/> KAHVERENGİ(2. KYU) ile/ve/||/<>/> KAHVERENGİ(1. KYU) ile/ve/||/<>/> SİYAH (1. DAN) ile/ve/||/<>/> SİYAH (2. - 10. DAN)


- KARGA-TULUMBA[değil!][İt. < CARGA LA TROMBA] değil YELKENLERİ TOPLA


- KARIŞTIRMA ile/ve YERİNE KOYMA

( TO CONFUSE vs./and TO REPLACE )


- KARYE ile/ve YESRİB


- KASEM ile YEMİN


- KAVRAM ile/ve/||/<> YETERLİ KAVRAM


- KAYA ÖRÜMCEĞİ ile/ve ŞEYTAN ÖRÜMCEĞİ ile/ve YER ÖRÜMCEĞİ


- KAZA ile HATA ile YEĞLEME/TERCİH

( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )


- KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ ile YESERİZÂDE KAZASKER MUSTAFA İZZET EFENDİ


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİ(Lİ)K


- KİFÂYET değil/yerine/= YETERLİK


- KİFÂYET ile YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK

( YETİŞME, ELVERME | YETERLİK | İKTİDAR, YARARLIK )


- KİFÂYETSİZ[Ar.] değil/yerine/= YETERSİZ


- KILIÇ BALIĞI ile/değil YELKEN BALIĞI

( ... İLE/DEĞİL Su altının, en hızlı balığıdır. )


- KIRMIZI ÖLÜM ile/ve BEYAZ ÖLÜM ile/ve YEŞİL ÖLÜM ile/ve SİYAH ÖLÜM

( Hırs ve ihtirasların, şehvetin ölümü. Alışkanlıkların[murâdât'ın], alışkanlıklardan dolayı oluşmuş yakınlıkların [menusât'ın] ölümü. İLE/VE İştahın ölümü.[Tokluğun, tıkınmanın] İLE/VE Kıyafetin ölümü. Giyim-kuşamdan uzaklaşma, libası terk etme. İLE/VE Halkın arasına girmek, halkın içinde yaşamak, halkın ıstırabını yüklenmek. )

( MEVT-İ AHMER ile/ve MEVT-İ EBYEZ ile/ve MEVT-İ AHDER ile/ve MEVT-İ ESVED )

( Ölümün Dört Rengi - Dücâne Cündioğlu )


- KIRMIZI ile YEŞİL


- KİŞİNİN YETİŞMESİ ve/<> YETİŞMİŞ KİŞİ


- KOCABAŞ/FLURCUN ile YELVE/FLURYA

( İspinozgillerden, 18 cm. uzunluğunda, sırtı kahverengi, karnı pembe bir kuş türü. | Pancar, şeker pancarı. İLE İspinozgillerden, tüyleri yeşilimsi, ağaçlık ve fundalıklarda yaşayan, güzel ötüşli bir kuş. )

( COCCOTHRAUSTES COCCOTHRAUSTES cum CHOLORIS CHOLORIS )


- KOL ile YEKE

( ... İLE Kayıkta, dümeni kullanmak için dümenin baş tarafına takılan kol. )


- KONUKLUKTA ve/||/<> YEMEKTE ve/||/<> TOPLUMDA

( Gözümüze sahip çıkalım. VE/||/<> Elimize sahip çıkalım. VE/||/<> Dilimize sahip çıkalım. )


- KONUŞMAMAK ile/değil/yerine YERİNDE/KARARINCA/UYGUN KONUŞMAK

( [not] NO TALKING vs./but TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE
TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE instead of NO TALKING )


- KONUŞMAMAK ile/değil/yerine YERİNDE/KARARINCA/UYGUN KONUŞMAK

( Bir insan ne kadar çok gürültü yaparsa, sözleri de o kadar çok sessizdir. )

( [not] NO TALKING vs. TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE
TO TALK IN RIGHT PLACE/APPROPRIATE/REASONABLE instead of NO TALKING )


- KONUŞMAMAK değil/yerine YERİNDE/KARARINCA/UYGUN KONUŞMAK


- KOTRA[Fr. < COTRE] değil/yerine/= YELKENLİ

( Çoğunlukla bir direkli, randası olan, ince gövdeli yelkenli. | Irmak ve göl ağızlarında kurulan ve ince kazıklarla kamışlardan yapılma dalyan. )


- KOYMAK ile/ve/değil/||/<>/< KUYMAK

( Katılarda. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Sıvılarda. )

( Bırakmak, yerleştirmek. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Dökmek. )


- KÜÇÜK YEŞİL AĞAÇKAKAN ile YEŞİL AĞAÇKAKAN

( ... İLE Avrupa'da bulunur. )

( ... İLE "Yağmur kuşları" olarak da bilinir. [kahkahaya benzeyen farklı bir sesi duyuluyorsa yağmur geliyor demektir.] )

( ... İLE Bir zamanlar İngilizce'de 40'a yakın bölgesel adı vardı. [Hewhole, Wudewale, Galley Bird, Yaffle(halen kullanılmaktadır! [anlamı: "doymak bilmeden yemek"tir. Bir oturuşta 2000 karınca yiyebildiği için])]
GREY-HEADED WOODPECKER vs. HEWHOLE )

( PICUS CANUS cum PICUS VIRIDIS )


- KURBAĞA ile YEŞİLBAĞA

( ... İLE Yeşil renkli bir tür küçük kurbağa. )


- KURT ile YELELİ KURT

( WOLF vs. MANED WOLF )


- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ

( )


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LÂİKLİK ile YERİNE KOYMA


- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI


- LİSANS[İng. < LICENCE] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ / YETKİNLİK


- LOKAL POTANSİYEL/LOCAL POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= YEREL GİZİL GÜÇ


- LOKAL değil/yerine/= YEREL


- LOKALİZASYON/LOCALIZATION[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİM


- LOKALİZE/LOCALIZED[İng.] değil/yerine/= YERLEŞİMLİ


- LOKMANI ve/||/<> YERİNİ

( Hak et! VE/||/<> Pak et! )


- LOKMANIN TADI ile/ve/||/<>/> YEMEĞİN TADI

( Ne kadar çok çiğnersek. İLE/VE/||/<>/> Ne kadar az yersek. )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! İLE/VE/||/<>/> Çok yiyen, az tad alır; az yiyen, çok tad alır. )


- LOKMAYI ÇABUK YUTMAK ile/değil/yerine/><
YETERİNCE ÇİĞNEDİKTEN SONRA YUTMAK

( Yemek yerken bir sonraki lokmayı hazırlamak yerine ağızdaki lokmayı iyice çiğnemek, yavaş yemek ve yiyeceğin tadını/zevkini tam olarak almaya çalışmaktır doğru olanı! )

( Yediğini, iç; içtiğini, ye! )


- MADEN İŞÇİSİ İÇİN:
YERÜSTÜ değil/ne yazık ki/<>/>< YERALTI

( Açlık var ve kesin. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/<>/>< Ölüm var ve olasılık. )


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAHAL/MEVZİ[Ar.] değil/yerine/= YER/YÖRE


- MAKUL KUŞKU ile YETERLİ KUŞKU ile AĞIRLIKLI KUŞKU

( ... İLE Dava açmadaki belirleyeci. İLE ... )


- MANTAR ile YERMANTARI/KEME


- MASADA ile/ve/değil/yerine YERDE

( Daha çok yenilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yeterince, gerektiği kadarı yenilir. )


- MASALLAR:
ÇOCUKLARA ile/ve/||/<> YETİŞKİNLERE

( Uyutmak için. İLE/VE/||/<> Uyandırmak için. )


- MATEMATİK/SEL/LİK:
DEĞERLİ ile/ve/fakat/||/<>/> YETERLİ DEĞİL


- MAVİ PASAPORT ile YEŞİL PASAPORT ile KIRMIZI PASAPORT


- MEDİNE ile/ve/< YESRİB

( TAYBE ile/ve/< ... )


- MEKÂN ile YER

( TOPOS/KHORA )


- MEKNÛZ[< KENZ] değil/yerine/= YERE GÖMÜLÜ, HAZİNEDE SAKLI


- MELEKE[Ar.] değil/yerine/= YETİ

( TEKRARLAYA TEKRARLAYA MEYDANA GELEN ALIŞIKLIK, YATKINLIK, YORDAM | YETİ )


- MERKEZİN:
KAYMASI ile/değil YER DEĞİŞTİRMESİ


- MESÂHA ETMEK[doğrusu MİSÂHA/T] değil/yerine/= YERİ ÖLÇME | YÜZÖLÇÜMÜ

( Ölçmek. )


- METAFİZİK:
PLATON'DA ile/ve/||/<>/> ARISTOTELES'TE ile/ve/||/<>/> YENİ PLATONCULUK'TA ile/ve/||/<>/> LEIBNIZ'DE ile/ve/||/<>/> MODERN DÖNEMDE


- MEZİYET ile/ve YETENEK

( Bir kişiyi ya da nesneyi benzerinden üstün gösteren nitelik. İLE/VE Bir şeyi anlama/yapabilme niteliği. | Bir duruma uyma konusunda kişide bulunan ve doğuştan gelen güç. | Kişinin kalıtımsal olarak öğrenmesini çerçeveleyen sınır. | Dışarıdan gelen etkiyi alabilme gücü. )

( Yeteneklerinin farkedilmemesi, kişide üzüntü, çevresindekilerdeyse kayba yol açar. )

( MERIT vs./and TALENT/CAPACITY )


- MEZUN[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİ


- MİMARÎ ile/değil/yerine/||/<>/< YEŞİL MİMARÎ


- MİMARİDE:
YERELLİK ile/ve/||/<> YENİLİK ile/ve/||/<> YERSİZLİK


- MODERN BİLİM ile/ve/değil YENİ DOĞA FELSEFESİ

( COLINGWOOD'un DOĞA TASARIMI adlı kitabını da okumanızı salık veririz. )


- MODERN ile YENİ

( MODERN vs. NEW )


- MONTE ETMEK değil/yerine/= YERLEŞTİRMEK


- MÜCEDDİD[< CEDÎD] ile YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZÂT

( YENİLEYEN, YENİLEYİCİ, YENİ BİR ŞEKİL VE SÛRET VEREN | DÎNE YENİ BİR VECHE VEREN ZAT )


- MÜLTECİ:
ÜLKESİNDE ile/ve/||/<> YERİNDEN EDİLMİŞ ile/ve/||/<> YERİNDE/MAHALİNDE [IDPs]


- MÜRECCAH[< RÜCHÂN] ile YEĞLENEN, TERCİH EDİLEN, ÜSTÜN TUTULAN


- MÜRECCEH[Ar.] değil/yerine/= YEĞ / YEĞREK


- MÜSTAHSİL[< HÂSIL] değil/yerine/= YETİŞTİREN, YETİŞTİRİCİ, ÜRETİCİ


- MÜSTAKARR[< KARÂR]/KARARGÂH[Ar. KARAR + Fars. GÂH] değil/yerine/= YERLEŞİLEN, DURULAN YER

( KARARGÂH: Bir birlik ya da kurumun, kumandan ile yardımcı şube ve bölümlerinden oluşan kuruluş. | Ordunun uzun bir süre ya da geçici olarak konakladığı yer. | Durulan ya da kalınan yer. )


- MUTLAK/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YETKİN/LİK

( Bir şeyin mutlak olması, yetkin olduğu anlamına gelmez. )


- MUTLULUK ve/||/<>/>/< YETİNMEK


- MÜVEKKİL değil/yerine/= YETKİVEREN


- NADİREN ile YERİ GELDİĞİNDE

( RARELY vs. CONGRUOUS )


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN


- NEHÂR[Ar.] ile YEVM[Ar.]


- NEMRUT ile/değil YESEMEK


- NEONATAL[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN (İLİŞKİLİ)


- NEONATOLOJİ/NEONATOLOGY[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN BİLİMİ


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NEV-BAHÂR ile YENİ BAHAR

( Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamıdır. [Zamanımızda bir örneği kalmamıştır.] )


- NİCELİKLER ile YER/MEKÂN

( [zıtlık/zıddı] Yoktur. İLE Vardır. )


- NİSAP değil/yerine/= YETER SAYI


- OĞLAK DÖNENCESİ ile/ve YENGEÇ DÖNENCESİ

( Güney yarımkürede. İLE/VE Kuzey yarımkürede. )

( Ekvator'un, 23° 27' güneyinden geçtiği varsayılan enlemdir. İLE/VE Ekvator'un, 23° 27' kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir. )


- OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN

( Hiçbirine, çözüm yoktur. )


- OLANAKLILIK/OLANAKSIZLIK ile/ve YETERLİLİK/YETERSİZLİK

( POSSIBILITY/IMPOSSIBILITY vs./and SUFFICIENCY/INSUFFICIENCY )


- OLANLA(RLA) / OLDUĞU KADARIYLA:
TATMİN/MUTMAİN OLMA(MA)K ile/ve/değil/yerine/||/<> YETİNME(ME)K


- OLGUN/LUK ile/ve YETKİN/LİK


- OLGUN ile YETİK

( ... İLE Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. | Bilgili, olgun. )


- OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN


- ÖNCEKİ ile/ve/değil YETERSİZLİK


- ÖNCESİ-SONRASI:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI


- ÖNLEM ALMALI:
SEL ALMADAN ile/ve/||/<> YEL ALMADAN ile/ve/||/<> TOPRAK ALMADAN ile/ve/||/<> ALEV ALMADAN


- ORAN ile/ve/||/<> YERLEŞTİRME


- ÖRGÜNLÜK ile/ve/<> YETKİNLİK


- ÖRÜMCEK ile/ve YENGEÇÖRÜMCEĞİ


- OT ile YEŞİLLİK ile SAMAN ile KAMIŞ


- OTORİZASYON[İng. < AUTHORISATION] değil/yerine/= YETKİLENDİRME


- ÖVGÜ(MEDH) >< YERGİ(TENKİD)


- ÖVMEK ile/ve/=/> YERMEK

( SENÂ', MEDH ile ... )


- OY ÇEŞİTLERİ'NDE:
BEYAZ ile YEŞİL ile KIRMIZI

( Kabul. İLE Çekimser. İLE Red. )


- OYLUM/HACİM DEĞİŞTİRME ile/ve YER DEĞİŞTİRME


- OYUNCU:
İSTEKLİ ile YETENEKLİ ile HEM İSTEKLİ, HEM DE YETENEKLİ


- ÖZGÜN ZEMİN ile/ve/> YETKİN HEDEF

( AUTHENTIC/ORIGINAL GROUND vs./and/> PERFECT GOAL/TARGET )


- ÖZGÜN ile/ve YENİ

( ORIGINAL/AUTHENTIC vs./and NEW )


- OZOKERİT değil/yerine/= YERMUMU

( Petrol ve terebentin içinde eriyen, doğal hidrokarbonlardan oluşan bir tür mum. )


- p.c.[Lat. < POST CIBUM] değil/yerine/= YEMEKLERDEN SONRA


- P.C./POST CİBUM, AFTER MEALS[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA


- PALMİYE ile YERLİ PALMİYE/DATÇA HURMASI


- PANAMA KANALI ile/ve/||/<>/> YENİ/PARALEL PANAMA KANALI

( Açılış yılı, 1914'tür. )

( )

( Panama Kanalı

Panama Kanalı (Teknik)

Panama Kanalı (video) )


- PARAKRİN/PARACRINE[İng.] değil/yerine/= YEREL HORMON


- PC/POST CİBUM[İng.] değil/yerine/= YEMEKTEN SONRA


- PEJORATİF[Fr.] değil/yerine/= YERMELİ


- PERIGEE değil/yerine/= YERBERİ


- PETROL[Fr. < Lat.] değil/yerine/= YERYAĞI

( Yoğunluğu 0.8'den 0.95'e kadar değişebilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ. )


- POA/PROOF OF AUTHORITY[İng.] değil/yerine/= YETKİ BELGESİ


- PROFICIENCY[İng.] değil/yerine/= YETERLİLİK


- Q.N.S./QUANTUM NON SATIS, QUANTITY NOT SUFFICIENT[İng.] değil/yerine/= YETERLİ MİKTARDA DEĞİL


- Q.S./SUFFICIENT QUANTITY[İng.] değil/yerine/= YETERLİ MİKTARDA


- qs.[Lat. < QUANTUM SUFFICIT] değil/yerine/= YETERİ KADAR, GEREKTİĞİ KADAR


- QUINN AÇMAZI ile/ve/||/<> YEĞLEME AÇMAZI


- REAKTIVASYON/REACTIVATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN ETKINLEŞTİRME


- REANIMASYON/REANIMATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN CANLANDIRMA


- REDISTRİBÜSYON/REDISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAĞILIM


- REENTRAN/REENTRANT[İng.] değil/yerine/= YENIDEN GİREN


- REENTRİ/REENTRY[İng.] değil/yerine/= YENIDEN GİRİŞ


- REJENERASYON/REGENERATION[İng.] değil/yerine/= YENİLENİM


- REJENERATİF/REGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLEYEN


- REKOMBİNAN/RECOMBINANT[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİRLEŞTİRİLMİŞ | GENETİK ÇEŞİTLENDİRİLMİŞ


- REKOMBİNASYON/RECOMBINATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİRLEŞTİRME | GENETİK ÇEŞİTLENDİRME


- REKONSTRÜKSİYON/RECONSTRUCTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN YAPILANDIRMA


- REKONSTRÜKTİF/RECONSTRUCTIVE[İng.] değil/yerine/= YENIDEN YAPILANDIRICI


- REMODELING[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİÇİMLENDİRME


- REORGANİZASYON/REORGANIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DÜZENLEME


- REPERFÜZYON/REPERFUSION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KANLANMA


- REPLANTASYO/N REPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YERINE TAKMA | YENIDEN EKİM


- REPLASMAN/REPLACEMENT[İng.] değil/yerine/= YERINE KOYMA


- REPOLARİZASYON/REPOLARIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KUTUPLANMA


- RESENKRONİZASYON/RESYNCHRONIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN EŞ ZAMANLAMA


- RESET[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KURMA


- RESTENOZ/RESTENOSIS[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DARALMA


- RESÜSITASYON/RESUSCITATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN CANLANDIRMA


- RETRANSPLANTASYON/RETRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN NAKİL


- REVASKÜLARİZASYON/REVASCULARIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAMARLANMA


- REZERV/RESERVE[İng.] değil/yerine/= YEDEK


- RUHSAT[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİK


- RÜZGÂR değil/yerine/= YEL


- SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR:
BİÇİMSİZ ile/ve/||/<> BELİRSİZLİK ile/ve/||/<> SALDIRI ile/ve/||/<> KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA ile/ve/||/<> TARTIŞMALI NEDEN ile/ve/||/<> İSTATİSTİKSEL HATA ile/ve/||/<> ŞAŞIRTMA ile/ve/||/<> YETKEYE BAŞVURMA ile/ve/||/<> DUYGULARA BAŞVURMA ile/ve/||/<> KIYASLAMA HATALARI ile/ve/||/<> SINIFLANDIRMA HATALARI

( BİÇİMSİZ SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR
( INFORMAL FALLACIES vs./and/||/<> FALLACIES )

BELİRSİZLİK SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: GÖNDERMELİ ile/ve/||/<> VURGULAMA ile/ve/||/<> ÇOK ANLAMLILIK
( FALLACY OF: EQUIVOCATION vs./and/||/<> ACCENT vs./and/||/<> AMPHIBOLY )

SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME
( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )

KONUNUN ÖZÜNÜ KAÇIRMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: KISIR DÖNGÜ ile/ve/||/<> İLGİSİZ AMAÇ ile/ve/||/<> İLGİSİZ SONUÇ ile/ve/||/<> İDDİAYI ZAYIFLATMA ile/ve/||/<> KONUYU SAPTIRMA
( BEGGING THE QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF IRRELEVANT PURPOSE vs./and/||/<> IRRELEVANT CONCLUSION vs./and/||/<> FALLACY OF STRAW-MAN vs./and/||/<> FALLACY OF RED HERRING )

TARTIŞMALI NEDEN SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YANLIŞ NEDEN ile/ve/||/<> ÖNCESİNDE ile/ve/||/<> ORTAK ETKİ ile/ve/||/<> GÖZDEN KAÇIRILABİLİR NEDEN ile/ve/||/<> YANLIŞ YÖN ile/ve/||/<> KARMAŞIK NEDENLER
( FALLACY OF FALSE CAUSE vs./and/||/<> FALLACY OF "PREVIOUS THIS" vs./and/||/<> JOINT EFFECT vs./and/||/<> GENUINE BUT INSIGNIFICANT CAUSE vs./and/||/<> WRONG DIRECTION vs./and/||/<> COMPLEX CAUSE )

İSTATİSTİKSEL HATA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: YETERSİZ ÖRNEK ile/ve/||/<> TEMSİL ETMEYEN ÖRNEK ile/ve/||/<> YANLIŞ BENZETME ile/ve/||/<> YOK SAYMA ile/ve/||/<> SÜMEN ALTI ile/ve/||/<> KUMARBAZ
( FALLACY OF INSUFFICIENT SAMPLE vs./and/||/<> UNREPRESENTATIVE SAMPLE vs./and/||/<> FALSE ANALOGY vs./and/||/<> SLOTHFUL INDUCTION vs./and/||/<> FALLACY OF SLANTING vs./and/||/<> GAMBLER'S FALLACY )

ŞAŞIRTMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: DEVEDE KULAK ile/ve/||/<> YA SİYAH, YA BEYAZ ile/ve/||/<> KANITLAMA ZORUNLULUĞU ile/ve/||/<> FELÂKET ÇIĞIRTKANLIĞI ile/ve/||/<> İMÂLI SORU ile/ve/||/<> ÇOK SORULU ile/ve/||/<> SINIRLI SEÇENEK
( FALLACY OF THE BEARD vs./and/||/<> BLACK OR WHITE FALLACY vs./and/||/<> ARGUMENT FROM IGNORANCE vs./and/||/<> FALLACY OF SLIPPERY SLOPE vs./and/||/<> COMPLEX QUESTION vs./and/||/<> FALLACY OF MANY QUESTIONS vs./and/||/<> FALLACY OF LIMITED CHOICES )

YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> GENETİK
( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> GENETIC FALLACY )

DUYGULARA BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI: TEHDİT ile/ve/||/<> DUYGU ile/ve/||/<> ÖNYARGILI DİL ile/ve/||/<> MAZERET
( ARGUMENT FROM FORCE vs./and/||/<> ARGUMENT TO PITY vs./and/||/<> PREJUDICIAL LANGUAGE vs./and/||/<> FALLACY OF SPECIAL PLEADING )

SAÇMA(LIK)LAR/SAFSATALAR ile/ve/||/<> HATALAR
( FALLACIES vs./and/||/<> MISTAKES/WRONGS )

KIYASLAMA HATALARI: GENELLEŞTİRME ile/ve/||/<> ÖZELLEŞTİRME
( FALLACY OF CONVERSE ACCIDENT vs./and/||/<> FALLACY OF ACCIDENT )

SINIFLANDIRMA HATALARI: BÜTÜNLEME ile/ve/||/<> İNDİRGEME
( FALLACY OF COMPOSITION vs./and/||/<> FALLACY OF DIVISION ) )


- SALÂHİYET[Ar.] değil/yerine/= YETKİ

( YETKİ, BİR İŞE KARIŞMAYA YA DA GÖREV GEREĞİ BİR İŞ YAPMAYA, BİR HAREKETTE BULUNMAYA HAKLI OLMA | BİR DÂVÂYA BAKABİLME )


- SALÂHİYETNÂME değil/yerine/= YETKİBELGE


- SALAMANJE[Fr.] değil/yerine/= YEMEK ODASI


- SALTANAT değil/yerine/= YETKELİK


- SARMAŞIK ile YERSARMAŞIĞI

( ... İLE Gebreotugillerden, nemli yerlerde, duvar diplerinde yetişen bir bitki. )

( ... cum CLEOME )


- SATİR[Fr.] değil/yerine/= YERGİ


- SEÇEMEDİKLERİMİZ ile/ve/||/<>/> YEĞLEYEBİLECEKLERİMİZ

( Doğum yerimiz. | Ten rengimiz. | Anne ve babamız. | Cinsiyetimiz. | "Adımız." | "Kökenimiz."

İLE/VE/||/<>

Adâletli olmak. | Ahlâklı olmak. | İyi kalpli olmak. | Dürüst olmak. | Saygılı olmak. | Öğrenmeye açık olmak. | Kendini geliştiren olmak. | Önyargısız olmak. )


- SEÇİM/SAYLAMA ile/ve/değil/yerine/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( Üç ya da üzeri seçenek içinde varılan karar verme eylemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İki ayrı seçeneğe indirdikten sonra varılan karar verme eylemi. )

( İçten ve hassas kişilerce değeri bilinen alçakgönüllü/mütevazı armağanlar gibi, kişinin seçimleri de içinden gelen sesin çizdiği yol doğrultusunda olacaktır. )

( ŞIKK[Ar.]: İkiye bölünmüş şeyin her parçası. | Bir işin iki yönünden her biri. )

( PRODUCTUM: Yeğlenilen, tercih edilen. )

( Hayvanlarda ve insanda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/> İnsanda. )

( [not] TO CHOOSE vs./and/but/<>/> TO PREFER
TO PREFER instead of TO CHOOSE )

( ... ile/ve/değil/yerine/<>/> PROTIMO )


- ŞEFKÂT:
KORUYUCU ve BAKICI ve YETİŞTİRİCİ


- ŞEKİLLENDİRMEK ile/ve/||/<>/> "YEŞİLLENDİRMEK"


- ŞEMSİYE ile/ve/||/<> YELPAZE


- SEVİNME >< YERİNME


- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK

( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )


- ŞİKAYET ETMEK değil/yerine/= YETKEYE BİLDİRMEK


- SİNCAP ile YER SİNCABI


- SINIRLI TUTMAK ile/ve/değil/||/<>/< YETİNMEK


- SINIRLI/LIK ile YETERSİZ/LİK

( RESTRICTED/NESS vs. INFSUFFICIENCY )


- SIRIK DOMATES ile YER DOMATESİ ile YEŞİL DOMATES ile KAVATA ile OVAL ile ELİKA ile SALKİTO

( Salatalık. İLE Yemeklik. İLE Turşuluk. İLE Dolmalık. [Kızarmayan domates] )

( LYCOPERSICON ESCULENTUM )


- SİYAH ÇAY ile/değil/yerine YEŞİL ÇAY ile/değil/yerine BEYAZ ÇAY VE BİTKİ ÇAYLARI

( Çay kadehte dide efruz olmalı
Leb-rîz-i leb-reng-i leb-sûz olmalı
[Çay, bardakta berraklığı ile göz alıcı, dikkat çekici
Leb-renk: Demi dudak renginde olmalı
Leb-rîz: Sıcaklığı dudak yakıcılığında
Leb-sûz: Bardağa doldurulduğunda mutlaka dudak payı bırakılmalı] )

( Üretiminde soldurma, kıvırma, oksidasyon ve kurutma yöntemleri uygulanmaktadır. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Taze çay yapraklarının ısıl işlem, kıvırma ve kurutulmasıyla üretilmektedir. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Çay bitkisinin sadece tomurcuklarının ve genç yaprakları kullanılmaktadır. VE Bitkilerin toplanıp kuru(tul)masıyladır. )


- SOĞUTUCU/KLİMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YEL YAKALAYICISI

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- SOLUCAN ile YERSOLUCANI

( ... İLE Halkalılardan, nemli topraklarda yaşayan bir solucan. )

( ... cum LUMBRICUS TERRESTRIS )


- SOLUK BORUSU/TRAKE[Fr. < TRACHEE] ile/ve/||/<> YEMEK BORUSU/ÖZAFAGUS/GULLET

( WEASAND/TRACHEA vs./and/||/<> ESOPHAGUS )


- SÖZ ile/ve/<> YEMİN

( Doğru söz yeminden ileri! )

( HULF[Ar.]: Verdiği sözü tutmama, üzerinde durmama. | [mantıkta/matematikte] Saçmaya indirgeme. )


- SÖZCÜKLERDE/TERİMLERDE:
KAYNAK ve/||/<>/> OLUŞ ve/||/<>/> SINIRLAMA ve/||/<>/> YAYILMA ve/||/<>/> YERLEŞME

( NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR )


- STEPNE[Fr.]/İSTEPNE değil/yerine/= YEDEK TEKER


- ŞU KADARI:
"YETER" ile/ve/değil (YETMİYORSA DA/YETMEYECEKSE DE) YETSİN!


- SU KULLANIM/AYAK İZİNDE:
MAVİ ile/ve/||/<>/> YEŞİL ile/ve/||/<>/> GRİ

( Bir ürünü üretmek için gereksinim duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynakları ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Bir ürünü üretmek için kullanılan toplam yağmur suyu ölçüsü/oranı. İLE/VE/||/<>/> Kirlilik yükünün ortadan kaldırılması ya da azaltılması için kullanılan tatlı su oranı. )


- SU:
YERÜSTÜ/NDE ile/ve/<> YERALTI/NDA

( Yukarıdan aşağı akar. İLE/VE/<> Aşağıdan yukarı doğru çıkar. )


- SUBSTİTÜSYON/SUBSTİTUTION[İng.] değil/yerine/= YERINE KOYMA


- SULTA[Ar.] / OTORİTE/R[İng. < AUTHORITY/Fr. < AUTORITÉ] değil/yerine/= YETKE/Cİ | BASKI / YETKİLİ | UZMAN


- SULTAN değil/yerine/= YETKEMEN


- SULTANÎ (YAPRAK/PUL) MERCİMEK[Fars.] ile YEŞİL(SIRA) MERCİMEK[Fars.] ile (KABUKLU) KIRMIZI MERCİMEK[Fars.] ile KIRMIZI İÇ MERCİMEK[Fars.] ile YEŞİLİMSİ/SARI İÇ MERCİMEK[Fars.]

( YASMIK )

( Kabuk renkleri, yeşil ya da sarımsı yeşildir. Pembemsi-sarı yeşil, grimsi-sarı yeşil, sarımsı-yeşil üzerinde koyu yeşil benekli olanları da vardır. Kotiledon renkleri, yeşilimsi sarı, taneleri yassı, yuvarlak ve çapı, 6 mm.'den büyüktür. İLE Genellikle yeşil ya da sarımsı olmakla birlikte sarımsı-pembe yeşil, grimsi-yeşil olanları da vardır. Taneler, yanlardan basık, yuvarlak ve tane çapı, 3 mm.'den büyüktür. İLE Kabuk rengi, genellikle grimsi-kırmızı olmakla birlikte, sarımsı pembe üzerine koyu mavi ya da grimsi üzerine koyu mavi ya da siyah benekli ve sarımsı yeşil renkli olanları da vardır. Kotiledon rengi, turuncu kırmızıdır. Tanelerin yanları basık, yuvarlak ve tane çapları, 3 mm.'den büyüktür. İLE Kotiledon renkleri, turuncu kırmızıdır. Kotiledonların iç yüzeyleri yuvarlaktır. İLE Kotiledon renkleri, yeşilimsi sarıdır. Kotiledonların iç yüzeyi düz, dış yüzeyi yuvarlaktır.[Türkiye'de, Kışlık Pul 11, Kışlık Yeşil 21, Kışlık Yeşil 31, Fırat 87, Sazak 91, Kışlık Yerli Kırmızı, Emre 20, Kayı 91, Erzurum 89, Malazgirt 89, Seyran 96, Ali Dayı, Meyveci 2000 adlarında tohumluk üretimi yapılan çeşitleri bulunmaktadır.] )

( ADES[çoğ. A'DÂS], BÎKA )

( ÂŞ-I HALÎL[bitkibilimde]: Mercimek. )

( LENS CULINARIS )


- SÜNE ile YEŞİLBAŞ

( Bir tür yaban ördeği. İLE Eril yaban ördeği. )


- SÜRDÜRÜLEBİLİR/LİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLENEBİLİR/LİK

( [not] SUSTAINABILITY vs./and/but/||/<>/> REGENERABILITY
REGENERABILITY instead of SUSTAINABILITY )


- SÜREKLİ RÜZGÂRLAR ile/ve MEVSİMLİK RÜZGÂRLAR (MUSON) ile/ve YEREL RÜZGÂRLAR

( Tüm yıl boyunca birbirine ters yönde eserler ve okyanus akıntılarına neden olurlar. İLE/VE Muson yağmurlarında, yön değiştirdikleri Ocak ve Temmuz aylarında dev dalgalar olur. İLE/VE ... )


- SÜRŞARJ[Fr., İng. SURCHARGE] değil/yerine/= YENİBASIM

( Bir sayının, sözcüğün yerine geçmek için üzerine başka bir sayı ya da sözcük basma işi. )


- SUYU:
YEMEKTE İÇMEK değil/yerine YEMEKTEN 1 SAAT ÖNCE YA DA SONRA İÇMEK

( ÂB-HURDE: Su içen. )


- TAÂM[< ET'İME] ile YEMEK, AŞ

( YEMEK, AŞ )


- TAKINTI ile/değil YETKİNLİK


- TAKT[Fr. < TACT] değil/yerine/= YERİNDE KONUŞMA/DAVRANMA


- TAM/LIK ile/ve/değil/yerine YETERLİ/LİK


- TAMAMLAMAK ile YERİNE GETİRMEK


- TAMİR ETMEK ile/ve/değil/yerine YENİDEN YAPILANDIRMA


- TANIMA:
YETKİN BİLME ile/ve/||/<> YETERİNCE BİLME


- TARİH YAZIMI:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> BÜTÜNSEL ile/ve/||/<>/> YENİ SİNEMA ile/ve/||/<>/> MİKRO


- TARZ ile/ve/<> YEĞLEME/TERCİH


- TAŞ ile YEŞİM[Ar.]

( ... İLE Açık yeşil ve pembe renkli, kolay işlenen, değerli bir taş. )


- TATLIYI:
YEMEKTEN ÖNCE YEMEK ile/ve/||/<> YEMEKTEN SONRA YEMEK


- TAZE[Fars.] ile/ve YENİ

( Hiçbir şey yok, yeni olan güneşin altında. )

( FRESH vs./and NEW )


- TEE/TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ TRANSOESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN EKOKARDİYOGRAFİ


- TEESSÜF[Ar.] değil/yerine/= YERİNME

( Acınmak. | Pişman olmak. )


- TEKEMMÜL[Ar. < KEMÂL] değil/yerine/= YETKİNLEŞME

( KEMÂLE GELME, KEMÂL BULMA, OLGUNLAŞMA )


- TEKERLEKLERDE:
ESKİ ile/değil/yerine YENİ

( )


- TEKRAR ile YENİDEN

( REPETITION vs./and AGAIN )


- TELEK/RÎŞ ile/ve YELEK

( Kuşların, gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, türlü renklerde kalın eksenli tüy. İLE/VE Kuş kanadının büyük kalemli tüyü. )

( PER: Kanat. | Yelek, kuş kanadının büyük tüyleri. )


- TEMBEL/LİK ile/ve/||/<> YETERSİZ/LİK


- TERCİH değil/yerine/= YEĞLEME


- TERİMLERİN/KAVRAMLARIN KULLANIMINDA:
FARKLILIK ile/ve/değil/yerine YEĞLEME


- TERSİNE ÇEVİRME ile YER DEĞİŞTİRME


- TEVKİL değil/yerine/= YETKİGEÇİ


- TEYZE ile/ve YENGE/BULA

( ... İLE/VE Amca ya da dayının eşi. )


- TIKINMA/K ile/değil/yerine YEME/K

( Eline geçen yiyeceği oburca yemek. İLE/DEĞİL/YERİNE Yemek yemek. )


- TİNDEN DOĞMUŞ OLAN ile/ve/||/<>/> YENİDEN DOĞMUŞ OLAN


- TIP TARİHİNDEKİ DÖNEMLER:
GİZEMCİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AKILCI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YENİLİKÇİ


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ

( )


- TRANSLOKASYON/TRANSLOCATION[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞİM


- TRANSÖZOFAGEAL/TRANSESOPHAGEAL[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN


- TRANSPOZİSYON/TRANSPOSITION[İng.] değil/yerine/= YER DEĞİŞİMİ


- TRAVMALAR:
ANNE KARNINDA ile/ve/||/<> BEBEKLİKTE ile/ve/||/<> ÇOCUKLUKTA ile/ve/||/<> GENÇLİKTE ile/ve/||/<> YETİŞKİNLİKTE


- TÜRKÜLERDE:
OYUN HAVALARI ile/ve LİRİK ile/ve DOĞA(PASTORAL) ile/ve YERGİ(SATİRİK) KONULU ile/ve SİMGELİ/TEMSİLÎ ile/ve KAHRAMANLIK VE SERHAT HAVALARI ile/ve TÖRENSEL VE GİZEM İÇERİKLİ ile/ve SOSYAL İÇERİKLİ ile/ve GURBET VE HASRET ile/ve MİZAHÎ VE ALAN OYUN ile/ve ÂŞIKLAMALAR ile/ve AĞIT VE KIRAN DESTANLARI ile/ve KARŞILIKLI DEYİŞLEME VE ATIŞMALAR


- TUTARLI/LIK ile/ve/||/<>/> YETERLİ/LİK


- ÜÇ BOYUTLU ile/ve/değil/||/<>/> YEDİ BOYUTLU


- ÜÇ KÜRE ve/||/<>/> YEDİ KÜRE ve/||/<>/> ONBİR KÜRE


- UÇURTMALARIN UÇMASI:
YEL GÜCÜ ile/ve/değil/||/<>/>/< YELE KARŞI KOYARAK


- ÜMİTSİZLİK =/ve/||/<>/> | YENİLGİ ve ÖLÜM |


- UNUTMAK ile/ve YENİLEMEK

( TO FORGET vs./and TO REFRESH )


- ÜRETMEK ile YENİ BİR ŞEY ÜRETMEK

( TO PRODUCE vs. TO PRODUCE BRAND NEW )


- US/AKIL[Ar.]/LOGOS[Yun.] ile/ve/||/<> YER/TOPOS[Yun.]


- ÜSTÜN KAVRAMLAŞMIŞ DİL(LER) ile YETERİNCE KAVRAMLAŞAMAMIŞ DİL(LER)


- UYGUN OLMAMAK ile YETERİ KADAR UYGUN OLMAMAK

( NOT TO BE IN APPROPRIATE vs. NOT ENOUGH AS MUCH AS TO BE IN APPROPRIATE )


- UYUM ile/ve YETENEK


- UYUŞMAK ile/değil/yerine/>< YETİŞMEK


- UZAKTAN ETKİ ile/ve/||/<> YERELLİK


- VAROLUŞUMUZ:
ANLAMLI! ve/||/<> YETERLİ!

( Sadece, varolmamız/varoluşumuz bile, (yeterince) anlamlı ve yeterlidir!
[ Bir miktar fazlası da, -beklenti içine düşmeden!- olabilir elbette! ] )


- VAZGEÇMEK ile YEĞLEME/TERCİH

( TO GIVE UP vs. TO PREFER )


- VAZGEÇMEK ile YERİNE KOYMAK


- VEKÂLET SÖZLEŞMESİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BAĞITI


- VEKÂLET ÜCRETİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK ÖDENCİ


- VEKÂLET değil/yerine/= YETKİDEŞLİK


- VEKÂLETEN değil/yerine/= YETKİDEŞÇE


- VEKÂLETNÂME değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BELGESİ


- VEKİL değil/yerine/= YETKİDEŞ


- VİRÜS ile YELLOWSTONE PARKINDAKİ VİRÜSLER

( 90-95° alkolle öldürülebilir. İLE 90-95° üzerinde bile öldürülemeyenler vardır. )

( Virüsler, -270°'deki azot tankında sürekli yaşayabilirler. )


- YAKDUMUHÛ[Ar.] ile YESBİKUHÛ[Ar.]


- YALIN/LIK ile/ve/<> YETKİN/LİK


- YANILSAMADA/YANILTMADA:
"YERDEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "GÖRÜNÜŞTEN KALDIRMA" ile/ve/||/<> "ÜRETİM" ile/ve/||/<> "AKTARIM" ile/ve/||/<> "YER DEĞİŞTİRME" ile/ve/||/<> "İÇİNE GEÇİRME" ile/ve/||/<> "YENİDEN OLUŞTURMA" ile/ve/||/<> "KAÇIRMA/ÇIKARMA" ile/ve/||/<> "UZTAŞIMA" ile/ve/||/<> "ÖNGÖRÜ"

(

)

( LEVITATION vs./and/||/<> VANISH vs./and/||/<> PRODUCTION vs./and/||/<> TRANSFORMATION vs./and/||/<> TRANSPOSITION vs./and/||/<> PENETRATION vs./and/||/<> RESTORATION vs./and/||/<> ESCAPE vs./and/||/<> TELEPORTATION vs./and/||/<> PREDICTION )


- YANITLAMA ile/değil YENİLEME


- YANLIŞ ANLATIM ile/değil YETERSİZ ANLATIM


- YANLIŞ/LIK ile/ve/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- YAR'LA BİR OL(A)MAMAK ||/=/<> YERLE BİR OLMAK


- YARA ile YENİRCE

( ... İLE Gittikçe genişleyen yara. | Kemik ve diş dokusunun harap olması durumu. | Frengi. )

( ... ile ÂKİLE )


- YARAMAK/YARAMAZ ile/değil YETMEZ/YETMEK


- YARATICI İMGELEM ve/<> YENİ YAŞAMLAR/KOŞULLAR


- YARATICILIK ile YENİLİK/TİCARİLEŞTİRME

( CREATION vs. INNOVATION )


- YARATIŞ ile YENİ YARATIŞ

( Yaratış. İLE Halk-ı cedîd. )


- YAŞ:
ÇOCUKLUKTA/GENÇLİKTE ile/ve/||/<>/> YETİŞKİNLİKTE

( Girilen/gün alınan. İLE/VE/||/<>/> Tamamlanılan/yaşanılan. )


- YATKIN/LIK ile/ve/||/<> YETKİN/LİK


- YECİBU KEZÂ[Ar.] ile YENBAGÎ KEZÂ[Ar.]


- YEDİCE(HAFTA):
BAŞGÜN ile/ve/||/<>/> TOZGÜN ile/ve/||/<>/> ODGÜN ile/ve/||/<>/> ORTAGÜN ile/ve/||/<>/> YEYGÜN ile/ve/||/<>/> ELGÜN ile/ve/||/<>/> ARAGÜN

( Pazartesi İLE/VE/||/<>/> Salı İLE/VE/||/<>/> Çarşamba İLE/VE/||/<>/> Perşembe İLE/VE/||/<>/> Cuma İLE/VE/||/<>/> Cumartesi İLE/VE/||/<>/> Pazar )


- YEDİĞİN/DEN | İÇTİĞİN/DEN ile/ve/değil/yerine YEMEDİĞİN/DEN | İÇMEDİĞİN/DEN

( Kâr. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yarar. )


- YEDİKULE ile/ve YEDİKULE

( Zeytinburnu. İLE/VE Selânik.[adı geçen Yedikule Zindanları, Selânik'tekidir!] )


- YEĞİN ile/>< YEĞNİ

( Zorlu, katı, şiddetli. | [mecaz] Baskın, üstün. İLE/>< Ağır olmayan, hafif. | Ciddi olmayan. )


- YEHİKKU LEHU'L-'İBÂDETE[Ar.] ile YESTEHİKKU'L-'İBÂDETE[Ar.]


- YELDİRME ile YELDİRMEK

( Kadınların, çarşaf yerine kullandıkları, başörtüsü ile birlikte giyilen hafif üstlük. İLE Aceleyle koşturmak, koşuşturmak. )


- YELE ile YELE[Fars.]

( At, aslan gibi bazı hayvanların ensesinde ya da boynunda bulunan uzun kıllar. İLE Otlağa salınmış hayvan sürüsü. )


- YELKEN >< YELKESEN

( Yel gücünden yararlanarak geniş bir yüzey oluşturacak biçimde yan yana dikilen ve teknenin direğine, uygun bir biçimde takılarak onu hareket ettiren kumaş ya da şeritlerin tümü. >< Yarışlarda, yelin etkisinden korunmak için öne takılan siperlik, rüzgârlık. )


- YEM ile YEYGİ

( ... İLE Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek. )


- YEMEĞE:
TUZLA BAŞLAMAK ve/> TUZLA TAMAMLAMAK


- YEMEK YEME "YARIŞI":
ÇOCUKLUKTA ile/ve/değil/yerine YETİŞKİNLİKTE

( Oyalanmadan, "hızlıca" yemek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Olabildiğince yavaş ve lokmaları çok çiğneyerek. )


- YEMENİ/Cİ[Ar.] ile YEMENİ/Cİ[Ar.]

( Kalıpla basılıp elle boyanan, kadınların başlarına bağladıkları tülbent. | Yemeni yapan ya da satan kişi. İLE Bir tür hafif ve kaba ayakkabı. | Yemeni yapan ya da satan kişi. )


- YEMEYİ (SEVMEK/İSTEMEK)
ile/ve/değil/||/<>
YEMEĞİ (SEVMEK/İSTEMEK)


- YEMÎN[Ar.] ile YEMÎN[Ar.]

( Sağ, sağ taraf, sağ el. İLE And. )


- YEMİNLEN değil YEMİNLE


- YEMİYİM ile/değil YEMEYEYİM


- YEN ile YEN

( Giysi kolu. | Yılanyastığıgiller, muzgiller gibi bazı bitki ailelerinde, çiçeklerin üzerinde bir örtü gibi duran ve çoğu renkli olan bir çiçek yaprağı. İLE Japon para birimi. )


- YENİ CAMİ(HATİCE TURHAN SULTAN CAMİ) ile YENİ CAMİ(GÜNNÛŞ EMETULLAH VALİDE SULTAN CAMİİ) ile ESKİ-YENİ CAMİ / KASIM ÇAVUŞ CAMİSİ

( Eminönü'ndedir. İLE Üsküdar'dadır. İLE Eyüp'tedir. )

( ... İLE ... İLE XVI. yüzyılda, Kasım Çavuş tarafından. )


- YENİ KÖŞK ile YENİ KÖŞK

( Topkapı Sarayı'nda, 4. bahçededir. İLE Yıldız Sarayı bahçesindedir. )

( 1858'de, Sultan Abdülmecid tarafından, Mimar Serkis Balyan'a yaptırılmıştır. İLE ... )


- YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE ile YENİ MAHALLE

( Bakırköy - Veliefendi arasında bulunan bir semt. İLE Sarıyer - Rumeli Kavağı arasında bulunan bir semt. İLE Küçüksu'da, Göksu deresi güneyinde bulunan bir semt. İLE Çengelköy'ün doğusunda bulunan bir semt. İLE Rami'de, Rami Kışlası yerinde bulunan bir semt. )


- YENİ OLAN ile YENİ OL(A)MAYAN


- YENİ SARAY ile YENİ SARAY / SOKOLLU SARAYI / MEHMED PAŞA SARAYI

( ... İLE Sultanahmed Camisi yerindeydi fakat artık yerinde yoktur. )

( ... İLE XVI. yüzyılda, Sadrazam Sokollu Mehmed Paşa tarafından yaptırılmıştı. )


- YENİ ile/ve/> YENİLEYİCİ

( ... ile/ve/> MÜCEDDİD[< CEDÎD] )


- YENİDEN PAZARLAMA ile/ve/||/<> YENİDEN HEDEFLEME

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )

( RE-MARKETING vs./and/||/<> RE-TARGETING )


- YENİDÜNYA ile Yenidünya

( Maltaeriği. | Renkli ya a sırlı sırçadan yapılan, süs olarak asılan top. İLE Amerika anakarası. )


- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]

( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )


- YENİKAPI ile YENİKAPI

( Aksaray'ın sahil tarafı. İLE Topkapı - Silivrikapı arasında bulunan Mevlânâkapı. )


- YENİLEN/DEN ile/ve YENİLMEYEN/DEN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


- YER SAKIZI/BİTÜM[Fr. < BITUME] değil ASFALT[Fr. < ASPHALTE][ASVALT değil!]

( Keskin bir koku, alev ve koyu duman çıkararak yanan, karbon ve hidrojen bakımından çok zengin doğal yakıt nesnelerinin genel adı, yer sakızı. | Yol kaplamasında, kâğıt ve çatıların su geçirmez duruma getirilmesinde, kömür tozundan briket yapımında vb. kullanılan, doğal ısıda katı, yoğunluğu bire yakın, koyu kestane renginde nesne. İLE Siyah renkte biçimsiz bir cins bitüm. | Ana nesnesi katran olan ve yolların kaplanmasında kullanılan karışım. | Bu karışımla kaplanmış. )


- YERÂ'[Ar. < YERÂA] ile YERÂA[Ar. çoğ. YERA']

( Kamışlar; yontulmamış kamış kalemler. | Ateşböcekleri. İLE Kamış; yontulmamış kamış kalem. | Ateşböceği. )


- YERÇEKİMİ OLGUSU ile/ve/||/<> YERÇEKİMİ KAVRAMI

( Herkes için. İLE/VE/||/<> Bilgin//aydın/âlim/filozof için. )


- YERÇEKİMİ ile YEREDOĞRULUM/YEREYÖNELİM/JEOTROPİZMA/GEOTROPİZMA

( Yer kütlesinin çekimi etkisiyle bir cismin, türlü bölümlerine uygulanan güçlerin bileşkesi. İLE Bitkilerde, kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu almaları özelliği. )


- YEREBATAN SARAYI değil YEREBATAN SARNICI


- YERİNE KOYMA ile YER DEĞİŞTİRME


- YERKABUĞU ile/ve/<> YERKÜRE

( Yeryuvarlağının dışını çepeçevre kaplayan, üzerinde karalar ve denizlerin bulunduğu bölüm, yeryüzü. İLE/VE/<> Yeryuvarlağı. )


- YERLERİN:
ESKİ ADI ile/ve/> YENİ ADI

( * ABYDOS - ASOS
* ADRIAKE - KALE-DEMRE
* AINOS - ENEZ
* AIZANOI/AEZANI - ÇAVDARHİSAR
* AKALISSOS - ASARÖNÜ, GAVÜRİSTANLIK
* ALABANDA - ARAPHİSAR
* ALÂİYE - ALANYA
* ALİNDA - KARPUZLU
* AMU - CEYHUN
* ANDRİACE - ÇAYAĞZI
* ANTİGONEİA - İZNİK
* ANTIOCHEIA - YALVAÇ
* ANTIPHELLOS - KAŞ
* APERLAI - SIÇAK İSKELESİ
* APOLLONIA - KILINÇLI
* ARAXA - ÖREN
* ARMENO KASTRON - PAZARCIK/PAZARYERİ[resmî](BİLECİK)
* ARNEAI - ERNEZ
* ARSADA - ARSA, ARSAKÖY, KAYADİBİ
* ARYKANDA - ARİF
* ARNEAI - ERNEZ
* ARYCANDA - AKİF, AYKIRÇAY
* ÂSGÛN[Fars.] - HAZAR DENİZİ
* ATTALEİA - ANTALYA
* AXOIS - VARDAR
* BÂBÂ-Yİ ATÎK - BABAESKİ
* BAHR-İ AHDAR - HİNT OKYANUSU
* BAHR-İ HAZER - HAZER DENİZİ
* BAHR-İ KULZUM/AHMER - KIZILDENİZ, ŞAP DENİZİ
* BAHR-İ LÛT - LÛT TUZ GÖLÜ (FİLİSTİN/İSRAİL)
* BAHR-İ SEFİD - AKDENİZ
* BAHR-İ SİYAH - KARADENİZ
* BAKTRIA - BELH
* BALBURA - ÇÖLKAYIĞI-DİRMİL, KATARA-SEYİTLER
* BEKKE - MEKKE
* BELEKOMA - BİLECİK
* BUBON - İBECİK/EBECİK
* CADYANDA/KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* CAESAREA - KAYSERİ
* CHIMAERA - YANARTAŞ
* CİHANNÜMA - BEŞİKTAŞ
* CORACESIUM - ALANYA
* CYANEAE/KYANEAE - YAVİ, YUVA KÖYÜ
* DAIDALA - GÖCEK- İNLİCE ASARI
* DEFTER-İ HAKÂNÎ - TAPU KADASTRO
* DIDYMA - DİDİM
* DİYARBEKİR/ÂMİD - DİYARBAKIR
* DOLICHISTE - KEKOVA ADASI
* EDESSA - URFA
* EPHESOS - EFES, SELÇUK
* GAGAI - AKTAŞ
* GLAVANİ - KALLÂVİ (SOKAK)
* HATTUSAŞ - BOĞAZKALE, BOĞAZKÖY
* HEBROS - MERİÇ
* HERAION TEICHOS - KARAEVLİALTI
* IDEBESSOS - KOZAĞACI-KARACAÖREN, YENİKIŞLA KARAAĞAÇ MAH.
* IDYROS - KEMER
* ISINDA - BELENLİ KÖYÜ
* ISTLADA - KAPAKLI, HAYITLI (ESKİ HOYRAN)
* İMROZ - GÖKÇEADA
* İRVA - RİVA
* İSHAKLI - SULTANDAĞI
* ISTROS - TUNA
* KADYANDA - ÜZÜMLÜ
* KALAMAKİ - KALKAN
* KANDYBA - GENDEVE, GENDİYE, KENDİBA
* KANESH - KÜLTEPE
* KEŞİŞ DAĞI - ULUDAĞ
* KHALKİTİS - HEYBELİADA
* KHOMA - ESKİHİSAR (HACIMUSALAR)
* KIBYRA - HORZUM, GÖLHİSAR
* KIRKKİLİSE - KIRKLARELİ
* KLAZOMENAİ - URLA
* KOLOPHON ve NOTION - DEĞİRMENDERE ve AHMETBEYLİ
* KORMOS, KORMİ - KARABÜK
* KORYDALLA - KUMLUCA
* KYAENAI - YAVU
* KYLLANDOS - ELMALI
* KYPSALA - İPSALA
* LABRANDA - LABRAUNDA
* LAODIKEA (LAODICEIA AD LYCUM) - GONCALI
* LEFKE - OSMANELİ(BİLECİK)
* LETOON/LETOUM - BOHSULLU, BOZOLUK
* LIMYRA - ZENZERLER, TURUNÇOVA
* LYKOS - BAYRAMPAŞA DERESİ
* MAGNESIA AD MEANDRUM - MENDERES MAGNESİA'SI, ORTAKLAR, TEKKEKÖY
* MAKRIKÖY - BAKIRKÖY
* MA'MÛRET-ÜL-AZÎZ - ELAZIĞ
* MEĞRİ - FETHİYE
* MELİD - MALATYA
* MILETUS - BALAT, AKKÖY
* MYRA - NOEL BABA KİLİSESİ
* MYRA - DEMRE, KALE
* MYUS - AVŞAR KALESİ
* NESTOS - MESTA
* NİCAEA - İZNİK
* NISA - MERYEMLİK, SÜTLEĞEN
* NYSA - SULTANHİSAR
* ODYRSIA - EDİRNE
* OENOANDA - İNCEALİLER
* OKSİYA - SİVRİADA
* OLYMPOS - ÇIRALI
* PANARMOS - BURGAZADA
* PANTOKRATOR KİLİSESİ - ZEYREK CAMİİ
* PATARA - GELEMİŞ, OVAGELEMİŞ, KELEMİŞ
* PERGE - AKSU
* PERINTHOS - MARMARA EREĞLİSİ
* PHASELIS - TEKİROVA
* PHELLOS - PINARBAŞI, FELEN YAYLA
* PINARA - MİNAREKÖY
* PİTA - KAŞIKADASI (Burgazada'nın karşısında)
* PİTYOUSSA - BÜYÜKADA
* PODALIA - SÖĞLE, AVLAN
* PRAKONNESOS - PAŞALİMANI ADASI
* PRIENE - GÜLLÜBAHÇE, SÖKE
* PYDNAI - ÖZLEN, GAVUR AĞILI
* PYTHIA - YALOVA
* RAIDESTOS/RODOSTO - TEKİRDAĞ
* RHODIAPOLIS - HACIVELİLER, ŞEYHKÖY
* RİVA - ÇAYAĞZI
* SALYMDESSES - MİDYE
* SARDİS - SART
* SEBASTE - SİVAS
* SEBASİYON - SÖĞÜT(BİLECİK)
* SELVMBRIA - SİLİVRİ
* SESTOS - YALOVA
* SEYLAN - SRI LANKA
* SIDYMA - DODURGA ASARI
* SIMENA - KALE
* STRYMON - STRUMA
* SURA - SURA
* TAMTA - TUZGÖLÜ
* TANTALİS - İZMİR
* TEKE - ANTALYA
* TELMESSOS - FETHİYE
* THEIMISSA - KALE İSKELESİ, ÜÇAĞIZ
* TLOS - KALESAR, DÜVER
* TONDOS - TUNCA
* TRALLEIS - AYDIN
* TRYSA - GÖLBAŞI
* TYSSA - TÜSE
* XANTHOS - KINIK
* ZÜLLİYE - YENİ CAMİİ )

( TOPONMIE )


- YERLİ YERİNCE ile/ve/||/<> YETERİNCE


- YERLİ ile/ve YEREL


- YERLİ ile YERSİZ


- YERYUVARLAĞI/YERYUVARI ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Üstünde yaşadığımız gökcismi, Yerküre. İLE/VE/<> Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu. | Dünya, yaşam. )


- YERYÜZÜ/ARZ[Ar.] ile/ve YERKÜRE

( )


- YEŞİLLENME ile YEŞERME


- YESÛÎ[Ar.] ile YESÛR[Ar.]

( Hz. İsa'ya ait, onunla ilgili. İLE Kumarbaz. )


- YESÛSUHUM[Ar.] ile YESÛDUHUM[Ar.]


- YETERLİ NEDEN ile/ve YETERSİZ/BÖLÜMSEL NEDEN

( Etkin/lik doğar. İLE/VE Edilgin/lik doğar. )

( Etkisi, kendi yoluyla açık ve seçik olarak anlaşılabilen. İLE/VE Etkisi, kendi yoluyla/aracılığıyla, dışarıdan ve net olarak anlaşılamayan. )

( ADEQUATE CAUSE vs. INSUFFICIENT/PARTIAL CAUSE )

( ADAEQUATA CAUSA cum/et INADAEQUATA SEU PARTIALIS )


- YETERLİLİK ile/ve/> YETENEK


- YETERSİZ OLMAK ile/ve/> YETERSİZ KALMAK

( TO BE INSUFFICIENT vs./and/> INCAPACITY )


- YETERSİZ/LİK ile/ve/değil/yerine YETENEKSİZ/LİK


- YETERSİZ/LİK ile/ve/||/<> YETMEZ/LİK


- YETERSİZLİK ile/ve/=/||/<> YETMEZLİK


- YETİ ile/ve YETENEK


- YETİ ve/||/<>/> YETENEK

( Melek. VE/||/<>/> Meleke. )


- YETİ ile/ve YETENEK/KAPASİTE

( KUVVE ile/ve İSTÎDAD )

( ... ile/ve PUISSANCE )

( FACULTY vs./and CAPACITY )


- YETİ ile/ve YETERSİZLİK

( FACULTY vs./and INSUFFICIENCY )


- YETİ ile/ve/<> YETKİ


- YETİŞKİN ile/ve/<>/değil YENİYETME


- YETKE ile YETKİ

( Yaptırma ya da yasak etme hakkı ya da gücü, sulta, otorite. | Yeterliğine herkesi inandırarak, bir kişinin kendine sağladığı itaat ve güven. İLE Bir görevi/işi, yasaların verdiği olanaklara göre, belirli koşullarla yürütmeyi sağlayan hak, salahiyet, mezuniyet. )

( SULTA ile SALAHİYET )


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ

( THE SOURCE OF AUTHORITY vs. THE ACTION OF AUTHORITY )


- YETKİ ile/ve/değil/yerine/<> YETKİNLİK


- YETKİLİ ile/değil/< YETKİN


- YETKİN/LİK ve/<> GÜÇLÜ/LÜK ve/<> YETERLİ/LİK ve/<> YETENEKLİ/LİK

( Ne zaman ki güçlülük, tek çözüm olarak kalır; o zaman anlarsın, ne kadar güçlü olduğunu. )

( PERFECT/ION and/<> POWERFUL/NESS and/<> ENOUGH/SUFFICIENCY and/<> ABILITY/CAPACITY/SKILL )


- YETKİN/LİK ile YETİŞKİN/LİK


- YETMEK ile YETİŞMEK


- YIL-GÜN ile/ve YEDİCE/HAFTA


- YILAN ile/ve YEŞİL YILAN


- YILMAZ ile/ve/<> YORULMAZ ile/ve/<> YENİLMEZ


- YİTTİ ile YETTİ

( Yetti. )


- YİYECEK ile/ve/||/<>/> YEMEK


- YLD/YEARS LOST TO DISABILITY[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTİMİNE BAĞLI KAYBEDİLMİŞ YAŞAM YILLARI


- YOK/LUK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK


- YOL VERMEK ile/değil/yerine YER VERMEK


- YOL ve/> YER ve/> YÖN

( Nereden? VE/> Nerede? VE/> Nereye? )


- YÖNLENDİRME ile YERLEŞTİRME

( YUDEBBİR ile YUKARRİR )

( TO ORIENTATE vs. TO LOCATE )


- YÖREL ile/ve/||/<> YEREL


- YORUMLAMA ile/ve YENİDEN KURMA

( TO INTERPRET vs./and RE-ESTABLISH )


- YUDRİKU[Ar.] ile YEHUSSU[Ar.]

( İdrâk eder. İLE Hisseder. )


- YÜKLEM ve/||/<>/= YETİ


- YUTMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YEMEK

( Hayvanlarda. İLE/VE/YERİNE/||/<>/> İnsanda. )


- YÜZEYSEL ile/değil/yerine/>< YETERİNCE


- ZAMANIN:
"GEÇMEMESİ" ile "YETMEMESİ"

( Sevdiğin, yanında değilse. İLE Sevdiğinin yanında. )


- ZARFLARDA:
DURUM ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> YER-YÖN ile/ve/||/<> MİKDAR ile/ve/||/<> SORU


- ZEKÂ ile YETENEK


- ZİFOS[Yun.] değil/yerine/= YERDEN SIÇRAYAN ÇAMUR


- ZORUNLU NEDEN ile/ve/||/<> YETERLİ NEDEN

( Yetinilenler. İLE/VE/||/<> ... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 30 kez incelenmiş/okunmuştur.