Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

TÜRKÇE'Sİ VARKEN...



Bugün[ 13 Mayıs 2024 ]
itibariyle 10290 başlık/FaRk ile birlikte,
10561 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(5/9)


- GAYZ değil/yerine/= HINÇ


- GAZAP/GADAB[Ar.] değil/yerine/= ÖFKE, HİDDET, KIZGINLIK


- GAZETE değil/yerine/= ÇAĞIM


- GAZETE değil/yerine/= ÇAVBET


- GAZETECİ değil/yerine/= ÇAĞIMCI, BİLDİRİCİ


- GBK/TEMPORARY LOSS OF CONSCIOUSNESS[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ BİLİNÇ KAYBI


- GCS/GLASGOW COMA SCALE[İng.] değil/yerine/= GLASGOW KOMA ÖLÇEĞİ, GLASGOW KOMA SKALASI


- GDM/GENERALIZED LINEAR MODEL[İng.] değil/yerine/= GENELLEŞTİRİLMİŞ DOĞRUSAL MODEL


- GDPR/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ


- GEÇİCİ TESCİL değil/yerine/= GEÇİCİ KÜTÜK


- GEÇİCİ = TRANSITIENT, TRANSITIVE[İng.] = TRANSITIF[Fr.] = ÜBERGEHEND[Alm.] = TRANSIENS[Lat.]


- GELİŞİM = DEVELOPMENT[İng.] = DÉVELOPPEMENT[Fr.] = ENTWICKLUNG[Alm.] = SVILUPPO[İt.] = DESARROLLO[İsp.]


- GEMIFİKASYON/GAMİFICATION[İng.] değil/yerine/= OYUNLAŞTIRMA


- GEN EKSPRESYONU/GENE EXPRESSION[İng.] değil/yerine/= GEN İFADESİ


- GEN MUTASYONU/GENE MUTATION[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞİNIMİ


- GEN/GENE[İng.] değil/yerine/= KALITLIK


- GENDER[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL CINSİYET


- GENE değil/yerine/= YİNE


- GENEL İDARE değil/yerine/= GENEL YÖNETİM


- GENEL VEKÂLETNÂME değil/yerine/= GENEL YETKİDEŞLİK BELGESİ


- GENEL = UMUMÎ = GENERAL[İng., İsp.] = GÉNÉRAL[Fr.] = ALLGEMEIN[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENERAL değil/yerine/= ORDUHAN


- GENERK/DEVLET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< ULUS/MİLLET[Ar.]


- GENESIS BLOCK[İng.] değil/yerine/= AKILLI BLOK


- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM


- GENETİK[Alm./İng.] değil/yerine/= KALITIMBİLİM

( Kalıtım bilimi.| Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. | Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. )


- GENETİK/GENETICS[İng.] değil/yerine/= GEN BİLİMİ


- GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> (YAPILANDIRILMIŞ VERİ DEĞİŞİMINDE) JAVASCRIPT NESNE GÖSTERİMİ/JAVASCRIPT OBJECT NOTATION/JSON[İng.]

( Bir biçimlendirme dilidir ve verileri tanımlamak için etiketleri kullanır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Verileri nesneler biçiminde tanımlamak için anahtar/değer çiftlerini, diziyi vb. kullanır. )

( Karmaşık veriler için etiketleri tekrarlamamız gerekebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Veriler, nesneler olarak temsil edilebilir. [Bu nedenle, JSON hafiftir ve XML'den daha hızlıdır.] )


- GENOM SEQUENCING[İng.] değil/yerine/= GENOM DİZİLEME


- GENOM/GENOME[İng.] değil/yerine/= SOY KALITI


- GENOTİP/GENOTYPE[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI


- GENOTOKSİSITE/GENOTOXICITY[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI AĞULANDIRICILIK


- GEOİD değil/yerine/= YERGİN, YERİMSİ


- GEOMETRİ değil/yerine/= UZAMBİLİM


- GERÇEK = HAKİKİ, VAKİ = REAL[İng., İsp.] = RÉEL[Fr.] = REAL, WIRKLICH[Alm.] = REALIS, VERUS[Lat.]


- GERÇEKLİK = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.]


- GERDEL[Yun.] ile/değil/yerine KOVA

( Gemilerde, temizlik işlerinde kullanılan, saç ya da pirinç çemberli tahta kova. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- GEREKLİ DURUMDA LÜZUMU HALİNDE/ACİL LÜZUM HALİNDE değil/yerine/= GEREKLİ DURUMDA/İVEDİ


- GERİYATRİ/GERIATRICS[İng.] değil/yerine/= YAŞLILIK BİLİMİ


- GERİYATRİK/GERIATRIC[İng.] değil/yerine/= YAŞLI | YAŞLILIKLA İLGILİ/İLİŞKİLİ


- GERMİSİT/GERMICIDE[İng.] değil/yerine/= MİKROPKIRAR, BULAŞSAVAR


- GERONTOLOJİ/GERONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= YAŞLANMA BİLİMİ


- GESTALT[İng.] değil/yerine/= BİÇİM


- GESTASYON/GESTATION[İng.] değil/yerine/= GEBELİK


- GETR[Fr.] değil/yerine/= TOZLUK

( Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş vs.'den yapılmış nesne. )


- GEZEGEN = SEYYARE[Ar.] = PLANET[İng.] = PLANÈTE[Fr.] = PLANET[Alm.] = PIANETA[İt.] = PLANETA[İsp.]


- GEZEGENLER ile/ve GÖKADALAR/GALAKSİLER

( Karşılaştırmalı görseli. İLE/VE Karşılaştırmalı görseli. )

( PLANETS vs./and GALAXIES )


- GIA/TRANSIENT ISCHEMIC ATTACK[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI, GEÇİCİ İSKEMIK ATAK


- GİB/GRAPHICS PROCESSING UNİT[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE İŞLEME BİRİMİ, GRAFİK İŞLEME BİRİMİ


- GİBOZİTE/GIBBOSITY[İng.] değil/yerine/= HÖRGÜÇLENME


- GIDA[Ar.] değil/yerine/= BESİN

( ZÂD[Ar.]: Erzak, azık, yiyinti. )

( )


- GINÂ değil/yerine/= USANÇ

( GINA: Zenginlik, bolluk. | Usanç, bıkkınlık. | Şarkı, türkü, nağme, ezgi, ırlama. )


- GINÂÎ[Ar.]/LİRİK[Fr.] değil/yerine/= KOŞUK

( LİRİK: Coşkun, esinle dolu. | Eski Yunan yazısında, lir eşliğinde söylenilen. Koşuk. | Çok etkili, coşkun, genellikle kişisel duyguları dile getiren yazın. )


- GINGIVA[İng.] değil/yerine/= DİŞ ETİ


- GIPTA (ETMEK) değil/yerine/= İMRENMEK/İMRENİ


- GİRİFT[Fars.] değil/yerine/= GİRİŞİK/ÇAPRAŞIK


- GİRİZGÂH değil/yerine/= GİRİŞ


- GİRİZGÂH değil/yerine/= GİRİŞLİK


- GİRUS/GYRUS[İng.] değil/yerine/= BEYİN KIVRIMI


- GİRYÂN[Fars.] ile/değil/yerine/= AĞLAYAN


- GIS/GASTROINTESTINAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SİNDİRİM DÜZENİ, SİNDİRİM SİSTEMİ, GASTROİNTESTİNAL SİSTEM


- GIS/GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ


- GIYABÎ HÜKÜM değil/yerine/= IRAKÇIL YARGI


- GIYABÎ değil/yerine/= IRAKÇIL


- GIYABINDA değil/yerine/= KENDİ YOKKEN


- GİZEM = SIR = MYSTERY[İng.] = MYSTÈRE[Fr.] = MYSTERIUM, GEHEIMNIS[Alm.] = MYSTERION[Yun.] = MISTERIO[İsp.]


- GİZEMCİLİK = TASAVVUF = MYSTICISM[İng.] = MYSTICISME[Fr.] = MYSTIZISMUS[Alm.]


- GİZLİ = SECRET[İng.] = SECRET[Fr.] = GEHEIM[Alm.] = SEGRETO[İt.] = SECRETO[İsp.]


- GKM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ


- GLAND[İng.] değil/yerine/= BEZ


- GLANDULA[İng.] değil/yerine/= BEZCİK


- GLAYÖL[Fr. < GLAIEUL] değil/yerine/= KUZGUNKILICI

( Süsengillerden, uzun, ensiz ve sivri yapraklı bir süs bitkisi. )

( GLADIOLUS ILLYRICUS )


- GLİYA/GLIA[İng.] değil/yerine/= SİNİR DESTEK GÖZESİ


- GLİYOZİS/GLIOSIS[İng.] değil/yerine/= GLİYALAŞMA


- GLOBAL/LEŞ(TİR)ME değil/yerine/= KÜRESEL/LEŞ(TİR)ME


- GLOBE değil/yerine/= YUVAR


- GLOBÜLER/GLOBULAR[İng.] değil/yerine/= YUVARIMSI


- GLOKOM[Fr.] değil/yerine KARASU

( Ağır akan su. | Çoğunlukla gözün iç basıncının çoğalmasıyla kendini gösteren, körlüğe neden olabilen bir göz sayrılığı. )


- GLOMERÜL/GLOMERULUS[İng.] değil/yerine/= YUMAKÇIK


- GMM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ


- GNOZİ/GNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMA


- GÖÇÜ/KAYŞA/HEYELAN[Ar.] ile AŞINMA/AŞINIM/İTİKÂL[Ar.]/EROZYON[Fr. < ÉROSION]

( Toprak kayması. İLE Yer kabuğunu oluşturan kayaçların, başta akarsular olmak üzere türlü dış etmenlerle yıpratılıp yerinden koparılarak eritilmeleri ya da bir yerden başka bir yere taşınması olayı/durumu. | Değer ya da saygınlık kaybetme. )


- GÖK/UZAY ile/ve/<> AYYUK[Ar.]

( ... İLE/VE/<> Göğün en yüksek yeri. | Göğün kuzey yarımküresinde bulunan bir takımyıldızın en parlak yıldızı. )


- GÖKBİLİM = ASTRONOMY[İng.] = ASTRONOMIE[Fr., Alm.] = ASTRONOMIA[İt.] = ASTRONOMÍA[İsp.]


- GOLGİ CİSİMCİĞİ değil/yerine/= SALGI AYGITI


- GÖMÜT[Alm.] = GÖNÜL


- GONCA[Fars. < GONÇE] ile YONCA/TRIFOLIUM[Lat.]

( Açılmamış çiçek. İLE Baklagillerden, başak durumundaki çiçekleri kırmızı ya da mor renkli, hayvanlara yem olarak yetiştirilen çayır bitkilerinin genel adı. )


- GONOZOM/SEX CHROMOSOMES[İng.] değil/yerine/= EŞEYSELLİK KROMOZOMLARI


- GÖRELİ = İZAFÎ = RELATIVE[İng.] = RELATIF[Fr.] = RELATIV[Alm.] = RELATIVUS[Lat.] = RELATIVO[İsp.]


- GÖRELİLİK = İZAFİYET = RELATIVITY[İng.] = RELATIVITÉ[Fr.] = RELATIVITÄT[Alm.]


- GÖREV = VAZİFE, ÜFULE = FUNCTION[İng.] = FONCTION[Fr.] = FUNKTION[Alm.] = FUNCTIO[Lat.] = FUNCIÓN[İsp.]


- GÖRMEK (BAKMAK) = REGARD[İng.] = CONSIDÉRER[Fr.] = BETRACHTEN[Alm.] = CONTEMPLOR[Lat.]


- GÖRÜ = HADS, TEHADDÜS = INTUITION[İng., Fr.] = ANSCHAUUNG[Alm.] = INTUITIO, INTUITUS < INTUERI[Lat.] = INTUICIÓN[İsp.]


- GÖRÜNGÜ = HADİSE = PHENOMENON, APPEARANCE[İng.] = PHÉNOMÈNE[Fr.] = ERSCHEINUNG[Alm.] = PHAINOMENON[Yun.] = FENOMENO[İsp.]


- GÖRÜNGÜBİLİM = PHENOMENOLOGY[İng.] = PHENOMÉNOLOGIE[Fr.] = PHÄNOMENOLOGIE[Alm.] = PHAINOMENON[Yun.]


- GÖRÜŞ/ANLAYIŞ/TELÂKKİ[Ar.] ile SAYMAK/ADDETMEK[Ar.]


- GÖSTERGE = İŞARET = SIGN[İng.] = SIGNE[Fr.] = ZEICHEN[Alm.] = SIGNUM[Lat.] = SENAL[İsp.]


- GÖSTERGEBİLİM = SEMIOTIC[İng.] = SÉMIOTIQUE, SÉMIOLOGIE[Fr.] = SEMIOTIK[Alm.] = SEMA, SEMEION[Yun.]


- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]


- GÖZALTI/GÖZETİM/NEZÂRET[Ar.] ile GÖZ ALTI

( Birinin, güvenlik güçleri tarafından belirli bir yerde ve belirli bir süre alıkonulması. | Denetleme. İLE Yüzde gözlerin hemen altında bulunan bölüm. )


- GÖZLEM = MÜŞAHEDE = OBSERVATION[İng., Fr.] = BEOBACHTUNG[Alm.] = OBSERVAR, MIRAR[İsp.]


- GÖZÜPEK = DARING[İng.] = AUDACIEUX[Fr.] = KÜHN[Alm.] = AUDAX[Lat.]


- GÖZÜPEKLİK = DARING, AUDACITY[İng.] = AUDACE[Fr.] = KÜHNHEIT, TOLLKÜHNHEIT[Alm.] = AUDACIA[Lat.]


- GPRL/GAUSSIAN PROCESS REGRESSION LEARNING[İng.] değil/yerine/= GAUSS SÜREÇ GERİ ÇIKARIM ÖĞRENIMİ, GAUSS SÜREÇ REGRESYON ÖĞRENIMİ


- GPRS/GENERAL PACKET RADIO SERVICE[İng.] değil/yerine/= GENEL PAKET RADYO SERVİSİ


- GPS/GLOBAL POSITIONING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL KONUMLAMA DÜZENİ


- GPU/GRAPHİCS PROCESSING UNİT GRAFİK[İng.] değil/yerine/= (ÇİZGE) İŞLEME BİRİMİ


- GRADE[İng.] değil/yerine/= DERECE


- GRADYAN/GRADIENT[İng.] değil/yerine/= FARK


- GRAFİK DİZAYN/IR / DESİGNER değil/yerine/= ÇİZGE TASARIM/CI


- GRAFİK/GRAPHICS[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFOMANİ/GRAPHOMANIA[İng.] değil/yerine/= YAZMA-ÇİZME SAPLANTISI


- GRANDİYÖZİTE/GRANDIOSITY[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLENMECİLİK


- GRANÜL/GRANULE[İng.] değil/yerine/= TANECİK


- GRANÜLASYON/GRANULATION[İng.] değil/yerine/= TANECİKLENME


- GRANÜLER/GRANULAR[İng.] değil/yerine/= TANECİKLİ


- GRAVE ile LARGO ile LARGETTO ile LENTO ile ADAGIO ile ALLEGRO ile ALLEGRETTO ile ANDANTE ile ANDANTINO ile ANIMATO ile APPASIONATO ile VIVACE ile PRESTO ile PRESTESSIMO

( ...
İLE
Bir parçanın, ağır ve görkemli çalınacağını/söylenileceğini anlatır. | Bu ağırlıkta çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, largodan daha yavaş çalınacağını belirtir.
İLE
Bir parçanın, largodan çabuk ve hafif çalınacağını anlatır. | Bu biçimde çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, ağır çalınacağını anlatır. | Bu tempoda çalınan parça.
İLE
Yavaş, ağır olarak. | Bu biçimde çalınan beste.
İLE
Bir parçanın, canlı, neşeli ve hızlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, allegrodan biraz daha ağır çalınacağını anlatır. Yarı yavaş, adagio ile andantino arası.
İLE
Andanteden daha canlı, daha hızlı.
İLE
Bir parçanın, canlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, coşkunca çalınacağını anlatır.
İLE
Canlı ve hızlı.
İLE
Çabuk, çok çabuk bir tempo ile. | Bu tempo ile çalınan müzik parçası.
İLE
Çok çabuk, aşırı hızlı. )


- GRAVİDİTE/GRAVIDITY[İng.] değil/yerine/= GEBELİK SAYISI


- GRAVİTİ/GRAVITY değil/yerine/= YERÇEKİMİ


- GREFT/GRAFT[İng.] değil/yerine/= YAMA


- GREV[Fr. < GRÈVE] ile İŞ BIRAKIMI/YAVAŞLATMA


- GRUP KOHEZYONU/GROUP COHESION[İng.] değil/yerine/= ÖBEK/KÜME/GRUP KAYNAŞMASI


- GRUP/GROUP[İng.] değil/yerine/= KÜME, ÖBEK


- GRUP/GRUBU yerine ÖBEK/ÖBEĞİ, KÜME


- GSM/GLOBAL SYSTEM FOR MOBILE COMMUNICATIONS[İng.] değil/yerine/= MOBİL İLETİŞİM İÇİN KÜRESEL DÜZEN


- GSMH/GROSS NATIONAL PRODUCT[İng.] değil/yerine/= GAYRİ SAFİ MILLİ HASILA


- GSR/GALVANIC SKIN RESISTANCE[İng.] değil/yerine/= GALVENİK DERİ DİRENCİ


- GT/GUTTA, DROP[İng.] değil/yerine/= DAMLA


- GT/WEARABLE TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TEKNOLOJİ


- GTC/WEARABLE CLINICAL DEVICES[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR TIBBİ CİHAZLAR


- GTIN/GLOBAL TRADE İTEM NUMBER[İng.] değil/yerine/= KÜRESEL TICARİ ÜRÜN NUMARASI


- gtt.[Lat. < GUTTA] değil/yerine/= DAMLA


- GÜÇ = KUVVET = POWER[İng.] = FORCE[Fr.] = KRAFT[Alm.] = FORTITUDO/VIS[Lat.] = PODER[İsp.]


- GUDDE/GLAND[İng.] değil/yerine/= BEZ


- GÜDÜ/İTKİ = SAİK[Ar. < SEVK] = MOTIVE[İng.] = MOTIF[Fr.] = MOTIV[Alm.] = MOVERE[Lat.] = MOTIVO[İsp.]


- GÜDÜMBİLİM/SİBERNETİK = CYBERNETICS[İng.] = CYBERNÉTIQUE[Fr.] = KYBERNETIK[Alm.] = KYBERNETIKE, KYBERNETES[Yun.]


- GUDVE[Ar.] / BÂMDÂD/ÂN, BÂMDÂDÎ, BÂM-GÂH/GEH[Fars.] değil/yerine/= SABAH, SEHER


- GÜFTÂR-I ŞİRİN[Fars.] değil/yerine/= "TATLI" SÖZ


- GÜFTÂR[Fars.] ile SÖZ

( SÖZ )


- GÜFTE değil/yerine/= YAZAN, YAZIM


- GUIDELINE[İng.] değil/yerine/= KILAVUZ


- GÜLDESTE[Fars.]/ANTOLOJİ[Fr. < Yun. ANTHOS: Çiçek. | LEGEIN: Seçmek.] değil/yerine/= SEÇKİ


- GÜLDÜRÜ/KOMEDİ[Fr.] ile GÜLMECE/MİZAH[Ar.]/HUMOR[Fr. < HUMOUR]

( Gövdeyle ilgili, gövde üzerine. İLE Zihin/akıl yürütmeyi gerektiren. )

( Gördüğü üzerinden ve doğrudan. İLE Olumsuz olanı, olumluya çevirme. )

( GARGANTUA - Francois RABELAIS )


- GÜLMEK = SMILE/LAUGH[İng.] = RIRE[Fr.] = LACHEN[Alm.] = RIDERE[İt.] = REÍR[İsp.]


- GÜMRAH[Fars. < GUMRAH] değil/yerine/= BÜYÜMÜŞ, YÜKSEK, GÜÇLÜ


- GÜNBERİ/PERİHEL >< GÜNÖTE/AFELİ[Fr.]

( Yer'in, Güneş'e en yakın bulunduğu nokta. >< Yer yörüngesinin, Güneş'e en uzak bulunduğu nokta. )

( 147.300.00 km. >< 152.100.000 km. )

( 03 - 04 Ocak >< 04 - 06 Temmuz )


- GÜNCEK/ŞEMSİYE[Ar.] ile/ve YAĞMURLUK

( [kökeni/etimolojisi] [Ar.] ŞEMS: Güneş. > ŞEMSİYYE: Güneşlik, güneşle ilgili. İLE/VE ... )


- GÜNCEL = FİİLİ = ACTUAL[İng.] = ACTUEL[Fr.] = AKTUELL[Alm.] = REAL[İsp.]


- GÜNCELLİK/GÜNLÜK/ŞİMDİKİ/AKTÜEL[Fr.] yerine GÜNCELLİK/AKTÜALİTE[Fr.] yerine GÜNCELLEŞTİRME/AKTÜALİZASYON[Fr.]


- GÜNEK | ESKİNÇ = TARİH[Ar.] = HISTORY[İng.] = HISTOIRE[Fr.] = GESCHICHTE[Alm.] = HISTORI < HISTOREIN:BİLMEYE ÇALIŞMAK, BİLMEK, ANLATMAK[Yun.] = HISTORIA[İsp.]


- GÜNEK/TARİH/DATE değil/yerine/= ESKİNÇ/TARİH/HISTORY


- GÜRUH[Fars.] değil/yerine/= SÜRÜ/DERİNTİ

( Değersiz, aşağı görülen, küçümsenen topluluk. )


- GURUR = GLORY, SELF-EXALTATION[İng.] = GLOIRE[Fr.] = EHRE[Alm.] = GLORIA[Lat.]


- GUSSA[Ar. çoğ. GUSAS] değil/yerine/= TASA, KAYGI, KEDER


- guttat.[Lat. < GUTTATIM] değil/yerine/= DAMLA DAMLA


- GÜVEN = CONFIDENCE[İng.] = SÉCURITÉ[Fr.] = ZUVERSICHT[Alm.] = SECURITAS[Lat.]


- GÛYÂ değil/yerine/= SÖZDE/SANKİ/SÖZÜMONA


- GÜYA değil/yerine/= SÖZÜM ONA/SANIRSIN Kİ


- GÜZEL/LİK >< ÇİRKİN/LİK

( HÜSN >< KUBH )


- GÜZEL = GÖZ-EL = BEAUTIFUL[İng.] = BEAU[Fr.] = SCHÖN[Alm.] = KALOS[Yun.] = HERMESO/SA, BELLO[İsp.]


- GÜZELAVRAT OTU/BELLADONNA ile/ve/||/<>/> ATROPİN

( Patlıcangillerden, pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki. İLE/VE/||/<>/> Güzelavrat otundan çıkarılıp tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


- GÜZELLİK = BEAUTY[İng.] = BEAUTÉ[Fr.] = SCHÖNHEIT[Alm.] = PULCHRITUDO[Lat.]


- GÜZERGÂH/[Fars.]/ROTA[İt.]/DESTİNASYON[İng. < DESTINATION] değil/yerine GEÇEKYOL, İZLENİLEN YOL


- GÜZİDE[Fars.]/MÜMTAZ[Ar.]/ELİT[Fr./İng. < ELITE] değil/yerine/= AYRI/ÜSTÜN | SEÇKİN


- GVB/GENE DATA BANKS[İng.] değil/yerine/= GEN VERİ BANKALARI


- GVHD/GRAFT-VERSUS-HOST HASTALIĞI GRAFT-VERSUS-HOST DISEASE[İng.] değil/yerine/= KONAĞA KARŞI YAMA SAYRILIĞI


- GVKY/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ


- GYC/WEARABLE AID DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR YARDIM AYGITLARI


- h.[Lat. < HORA] değil/yerine/= SAAT


- H.S./HORA SOMNİ[İng.] değil/yerine/= YATMADAN ÖNCE


- HAA/FAULT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= HATA AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ, HATA AĞACI ANALİZİ


- HABBE[Ar.] değil/yerine/= EVİN

( Tahıl tanesi. | Su kabarcığı. | Karagöz, Matiz, Külhanbeyi tiplerinin, "Yemek yemek" anlamında kullandığı söz. )


- HABER VERMEK değil/yerine/= ÇAVLAMAK


- HABER/MAHMUL değil/yerine/= YÜKLEM


- HABER değil/yerine/= ÇAV


- HABERDAR değil/yerine/= ÇAVLI


- HABİS/MALIGNANT[İng.] değil/yerine/= KÖTÜCÜL


- HABITUS[İng.] değil/yerine/= DURUŞ | BEDEN YAPISI


- HABITUS = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.]


- HACCP/HAZARD ANALYSIS FOR CRITICAL CONTROL POINTS[İng.] değil/yerine/= KRITİK DENETLEME NOKTALARINDA TEHLİKE ÇÖZÜMLEMESİ


- HACİM/CİRİM[Ar.] değil/yerine/= OYLUM/SIYGI

( Bir nesnenin, uzayda doldurduğu boşluk. | İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. | [resimde] Derinlik, üç boyutluluk etkisi. | [mimarlıkta] Yer/mekân. )


- HACİM/CİRİM değil/yerine/= OYLUM/SIYGI


- HACİR değil/yerine/= KISIT


- HACİZ KOYMAK değil/yerine/= ELKOY YAPMAK


- HACİZ MEMURU değil/yerine/= ELKOY İŞYARI


- HACİZ değil/yerine/= ELKOY


- HACKER[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTEN


- HACKER değil/yerine/= BİLGİSAYAR KORSANI


- HACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME


- HACZETMEK değil/yerine/= ELKOYLAMAK


- HAD SAFHA değil/yerine/= İLERİ EVRE


- HADDE/HANE değil/yerine/= EĞREÇEVİ


- HADDE değil/yerine/= SÜZGEÇ, İMBİK


- HADDİNDEN FAZLA değil/yerine/= GEREĞİNDEN ÇOK


- HADEME/MÜSTAHDEM değil/yerine/= ODACI/İŞGÖREN


- HÂDİSE değil/yerine/= OLAY | DURUM


- HAFİT/HAFÎD[Ar. çoğ. AHFÂD]/NEVE[Fars.] değil/yerine/= TORUN

( Eril torun. DEĞİL/YERİNE/= ... )


- HÂFIZA[Ar.] değil/yerine/= BELLEK


- HAFRİYAT değil/yerine/= KAZIM


- HAİL[Ar.] değil/yerine ENGEL


- HAİLE[Ar.] ile/değil/yerine ÜZÜCÜ/AĞLATICI

( Çok acıklı olay. | Koşuk biçiminde yazılmış ağlatı. İLE ... )


- HAİN değil/yerine/= SATKIN


- HAIR STYLER[İng.]/KUAFÖR[Fr. < COIFFEUR]/BERBER[Fars.]/PERUKAR[İt. < PARRUCCHIERE] değil/yerine/= SAÇ BAKIMCISI

( Saç ve sakalın kesilmesi, taranması ve yapılması işiyle uğraşan ya bunu meslek edinen kişi. | Bu işin yapıldığı dükkân, güzellik salonu. )


- HAİZ OLMAK değil/yerine/= İYE OLMAK/TAŞIMAK


- HAK = RIGHT[İng.] = DROIT[Fr.] = RECHT[Alm.] = JUS[Lat.]


- HAKİKAT/REALİTE değil/yerine/= GERÇEKLİK


- HAKİKATEN/SAHİDEN değil/yerine/= GERÇEKTEN


- HAKİKÎ değil/yerine/= ÖZUYGUN


- HAKİM/HÜKÜMRAN değil/yerine/= EGEMEN


- HÂKİM değil/yerine/= YARGIÇ


- HAKİMİYET değil/yerine/= EGEMENLİK


- HAKK-I MESİL değil/yerine/= SU YOLU ÜLEVİ


- HAKK-I MÜRUR değil/yerine/= GEÇİT ÜLEVİ


- HAKK-I ŞÜRB değil/yerine/= İÇME ÜLEVİ


- HAKKÂK değil/yerine/= OYMACI

( Oyma/hak işleri yapan zanaatkâr. )


- HAKKETMEK değil/yerine/= KAZIMAK


- HAKKIYLA değil/yerine/= GEREĞİYLE


- HAL ÇARESİ değil/yerine/= ÇÖZÜM YOLU


- HAL değil/yerine/= DURUM


- HAL ile HAL/GÖVEÇLİK ile HAL[Fr. < Cerm.] ile HAL

( Bir şeyin içinde bulunduğu koşulların ya da taşıdığı niteliklerin tümü, durum. | Davranış. | Şimdiki zaman, içinde yaşanılan zaman. | Güç, kuvvet, takat. | Kötü durum, sıkıntı, dert. İLE Genellikle üstü kapalı pazaryeri. İLE Çözme, çözülme eritme, karışık bir sorunun içinden çıkma, sonuca varma. İLE Tahttan indirme. )


- HÂLÂ değil/yerine/= ŞİMDİYE DEK


- HALÂS[Ar.] ile KURTULMA, KURTULUŞ

( KURTULMA, KURTULUŞ )


- HALÂVET[Ar.] ile TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK

( TATLILIK, ŞİRİNLİK | ZEVK )


- HALÂVET değil/yerine SEVİMLİLİK/ŞİRİNLİK/TATLILIK


- HÂLBUKİ değil/yerine/= OYSA


- HÂLE[Ar.] değil/yerine/= AYLA

( Bazı yıldızların, özellikle ayın çevresinde görülen geniş ve aydınlık teker. | Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire. | Bazı kutsal kişilerin başı etrafında gösterilen ışık çevresi. )


- HALE/HEALTHY LIFE EXPECTANCY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI YAŞAM BEKLENTISİ


- HALEF değil/yerine/= ARDIL


- HÂLEN değil/yerine/= ŞİMDİ/ŞİMDİLİK


- HÂLET değil/yerine DURUM


- HALİ SABIKA İRCA değil/yerine/= ESKİSİNE DÖNDÜRME


- HALİ[Ar.] değil/yerine BOŞ/ISSIZ


- HALİHAZIR HARİTA değil/yerine/= GÜNCEL-DURUM ÇİZİNCİ


- HÂLİKIYET değil/yerine/= YARATICILIK

( HÂLİKLİK, YARATICILIK )


- HALİSÂNE değil/yerine/= İÇTENLİKLE


- HALİTA[Ar.] değil/yerine KARMA/ALAŞIM[kimya]

( Birkaç şeyin karışımından oluşan. )


- HALİTA değil/yerine/= KARIŞIM


- HALK[Ar.] değil/yerine/= AYMAK, TOPLUM

( Toplum olabilmek, ancak, ortak bir düzen sağlayarak olanaklıdır. )


- HALK[Ar.] değil/yerine/= TUY


- HALK ile/değil/yerine/= TOPLUM/KAMU


- HALKA[Ar.] değil/yerine/= DEĞREK/DOLANGI


- HALKERKİ = HÜKÜMET-İ AMME = DEMOCRACY[İng.] = DÉMOCRATIE[Fr.] = DEMOKRATIE[Alm.] = DEMOKRATIA, DEMOS:HALK, KRATOS:ERK, EGEMENLİK[Yun.] = DEMOCRACIA[İsp.]


- HALLETMEK değil/yerine/= ÇÖZMEK/ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK/YOLUNA KOYMAK


- HALÜSİNASYON/BİRSAM değil/yerine/= VARSANI


- HALÜSİNASYON/HALLUCINATION[İng.] değil/yerine/= VARSANI


- HALÜSİNASYON değil/yerine/= VARSANI


- HÂM değil/yerine/= ÇİĞ/OLMAMIŞ/OLGUNLAŞMAMIŞ


- HAMAL[Ar.] değil/yerine/= YÜKÇÜ


- HAMAM[Ar.] ile/ve KAPLICA[< KAPALI ILICA]

( ... İLE/VE Suyu sıcak olarak yerden çıkan hamam. )

( KAPLI: Kaplanmış olan. | Altındakini göstermeyecek kadar çok olan. | Kabı olan. )

( ... ile ÇERMİK )


- HAMAM[Ar.] değil/yerine/= YUNAK


- HAMİ değil/yerine/= KORUYUCU


- HÂMİL değil/yerine/= TAŞIYAN


- HAMİLE[Ar.] değil/yerine/= GEBE/YÜKLÜ


- HAMİLE değil/yerine/= GEBE


- HAMİLİNE MUHARRER SENET değil/yerine/= TAŞIYANA YAZILI BELGİT


- HAMİYET[Ar.] değil/yerine/= KORUMA

( Bir kişinin, yurdunu, ulusunu ve ailesini koruma çabası. )


- HAMLAÇ[Ar.] değil/yerine ÜFLEÇ

( ... İLE Kaynak yapımında, metalleri kesme ve eritme işlemlerinde kullanılan, alev püskürten araç. | Laboratuvarlarda, yüksek ısı elde edilen araç. | Kirli havayı dışarı atan ya da temiz hava veren aygıt, aspiratör, vantilatör. )


- HAMLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÜFLEÇ/KAMIŞÇIK

( Kuyumcuların, bir ucunu aleve yakın tutup öbür ucunu üfleyerek alevi, altın ve gümüşün yumuşatmak istedikleri noktasına yönelttikleri eğri boru. )


- HAMLE[Ar.] değil/yerine/= ATILIM/ATAK

( İleri atılma, atılım. | Saldırış, savlet. | Satrançta ve damada, taş sürme eylemi. | Atak. )


- HAMLE değil/yerine/= SÜRME


- HAMMADDE değil/yerine/= ÇİĞÖZDEK


- HAMUR[Ar. < HAMİR] değil/yerine/= SUVUN/YOĞRUM


- HANEDÂN değil/yerine/= SOY


- HANÜMAN[Fars.] değil/yerine EV/BARK/OCAK


- HAPİS değil/yerine/= KISINGI


- HAPİSHANE değil/yerine/= KISINGIDAM


- HAPLOİT/HAPLOID[İng.] değil/yerine/= YARI KROMOZOMLU


- HAPSETMEK değil/yerine/= KISINGILAMAK


- HAPSOLMAK değil/yerine/= KISINGILANMAK


- HAPTİK DISKRİMINASYON/HAPTIC DISCRIMINATION[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL AYIRT ETME


- HAPTİK/HAPTIC[İng.] değil/yerine/= DOKUNSAL


- HARABE/VİRÂNE değil/yerine/= YIKI/YIKINTI


- HARABE değil/yerine/= ÖREN/YIKI

( Eski yapı ya da kent kalıntısı. )


- HARAP/VİRÂN değil/yerine/= YIKKIN/YIKIK


- HARARET-İ GARÎZİYYE değil/yerine/= DOĞAL ISI


- HARARET[Ar.] değil/yerine/= COŞKUNLUK


- HARÂRET[Ar.] değil/yerine/= ISI


- HARÂRET değil/yerine/= SICAKLIK; ISI; SUSUZLUK


- HARARET değil/yerine/= SICAKLIK/KIZINÇ


- HARARETLİ değil/yerine/= COŞKUN/COŞKULU


- HARCAMA değil/yerine/= GİDER


- HARCIRAH[Ar., Fars.] değil/yerine YOLLUK


- HARCIRAH değil/yerine/= YOLLUK


- HARE[Ar.]/MENEVİŞ[Fars.] değil/yerine/= DALGIR

( Bir yüzeyde, renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. | Terementi ağacının tohumu. )


- HAREKAT değil/yerine/= EYLEMGE


- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DAVRANMAK


- HAREKET ETMEK değil/yerine/= DEVİNMEK/KIMILDA(N)MAK/KIPIRDA(N)MAK


- HAREKET ETMEK değil/yerine/= YOLA GİTMEK/YOLA ÇIKMAK


- HAREKET ETTİRİLMEK değil/yerine/= DEVİNDİRİLMEK/KIMILDATILMAK/KIPIRDATILMAK


- HAREKET ETTİRMEK değil/yerine/= DEVİNDİRMEK/KIMILDATMAK/KIPIRDATMAK


- HAREKET:
NOKTA ve/<> HAT ve/<> SATIH/YÜZEY ve/<> HACİM/CİSİM


- HAREKET/AKSİYON değil/yerine/= DEVİM/DEVİNİM


- HARF[Ar.] yerine KIMSA/YAZAÇ/İMCE


- HARF[Ar.] değil/yerine/= TANIK, KIMSA


- HARF değil/yerine/= İMCE


- HARF ile/ve/<>/> SESLEM/HECE

( HARF ile/ve el-MAKTA )


- HÂRİC-İ KISMET değil/yerine/= BÖLÜM


- HARİÇ/MÜSTESNA değil/yerine/= DIŞINDA/-DEN BAŞKA


- HARİÇ değil/yerine/= DIŞINDA


- HARICEN/EXTERNAL[İng.] değil/yerine/= DIŞTAN


- HARİCEN değil/yerine/= DIŞARIDAN/DIŞTAN


- HARİCİ değil/yerine/= DIŞ


- HARICİYE/GENERAL SURGERY[İng.] değil/yerine/= GENEL CERRAHİ


- HARİKA değil/yerine/= OLAĞANÜSTÜLÜK


- HARİKULADE/HARİKA değil/yerine/= OLAĞANÜSTÜ/EŞİ GÖRÜLMEMİŞ


- HARİTA ÇİZMEK değil/yerine/= ÇİZİNÇ ÇIKARMAK


- HARİTA değil/yerine/= ÇİZİNÇ


- HARİTA = MAP[İng.] = PLAN[Fr.] = LANDKARTE[Alm.] = MAPPA[İt.] = MAPA[İsp.]


- HARMANİ/YE, PELERİN değil/yerine ÜST GİYSİSİ

( Gövdeyi saran, kolsuz ve bazen kukuletalı bir çeşit üst giysisi. )


- HARP/CENK değil/yerine/= SAVAŞ


- HARTAMA değil/yerine/= PEDAVRA


- HARVESTING[İng.] değil/yerine/= ELDE EDİM


- HAS/MAHSUS[Ar.] değil/yerine/= ÖZE/ÖZGÜ

( Bir cinste ya da bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde ya da bireyde rastlanılmayan. )


- HAS/MAHSUS/TİPİK değil/yerine/= ÖZGÜ


- HAS değil/yerine/= SOM


- HASAR[Ar.]/DAMAGE[İng.] değil/yerine/= ZEDELENME


- HASAR[Ar.] değil/yerine/= ÇIĞIM


- HAŞARI değil/yerine YARAMAZ

( Çok yaramaz çocuk. | Huysuz, azgın hayvan. )


- HASBEL MEMURİYE değil/yerine/= İŞYARLIK GEREĞİ


- HASEBİYLE/SEBEBİYLE/HAYSİYETİYLE değil/yerine/= NEDENİYLE/-DEN ÖTÜRÜ/DOLAYI, DOLAYISIYLA


- HASED/HASET değil/yerine/= KISKANÇLIK, ÇEKEMEMEZLİK | HAKKI ÖRTMEK [KÖKÜ KÜFÜRDÜR]


- HAŞERE değil/yerine/= BÖCEK


- HASET ETMEK değil/yerine/= KISKANMAK/ÇEKEMEMEK/KISKANÇLIK ETMEK


- HASET/HASUT değil/yerine/= KISKANÇ/GÜNÜCÜ


- HASET değil/yerine/= KISKANÇLIK/ÇEKEMEMEZLİK/GÜNÜ


- HASH FUNCTION[İng.] değil/yerine/= ÖZETLEME İŞLEVİ


- HASH[İng.] değil/yerine/= ÖZET DEĞER


- HÂSIL OLMAK değil/yerine/= OLUŞMAK/ORTAYA ÇIKMAK/TÜREMEK


- HASILAT değil/yerine/= TÜM GELİR


- HAŞİN değil/yerine/= KATI/KESKİN


- HAŞİV[Ar.] değil/yerine DOLDURMA

( Doldurma. | Yazıyı ya da konuşmayı gereksiz ayrıntılarla uzatma. )


- HAŞMET[Ar.] yerine GÖRKEM


- HAŞR Ü NEŞR[Ar.] değil/yerine/= TOPLANMA VE DAĞILMA


- HAŞR değil/yerine/= TOPLA(N)MA


- HASRET değil/yerine/= ÖZLEM

( (")İnsan("), (")bireyler(") içinde, birey'e özlem duyarak yaşar. )


- HASRETMEK değil/yerine/= ÖZGÜLEMEK


- HASSAS[Ar.]/SANTİMANTAL[Fr.] değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS/LIK ile DUYARLI/LIK

( SENSITIVE/NESS vs. AWARE/NESS )


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYARLI


- HASSAS değil/yerine/= DUYGAN


- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK


- HASSASİYET değil/yerine/= DUYARLILIK/DUYGUNLUK


- HASSATEN[Ar.] değil/yerine AYRICA, ÖZELLİKLE


- HASTA/LIK değil/yerine/= SAYRI/LIK


- HASTANE değil/yerine/= SAĞALTAY


- HAT değil/yerine/= İLETİR


- HATÂ değil/yerine/= YANLIŞ


- HATİP değil/yerine/= SÖZEN


- HATIRA[Ar.]/BERGÜZAR[Fars.]/YÂDİGÂR[Fars.] değil/yerine/= ANMALIK, ARMAĞAN


- HATIRA[Ar.] ile ANI


- HATIRLAMAK[Ar.] ile/değil/yerine/= ANIMSAMAK


- HATT-I MÜBAS değil/yerine/= TEĞET


- HATTA değil/yerine/= DAHASI


- HAVA MUHALEFETİ değil/yerine/= KALIK ELVERİŞSİZLİĞİ


- HAVA/AMBİYENS[Fr.][AMBİYANS değil!] değil/yerine/= ORTAM


- HAVA/CI/LIK değil/yerine/= GÖĞEY/Cİ/LİK


- HAVA değil/yerine/= GÜNZEL, | EZGİ


- HAVA değil/yerine/= KALIK


- HAVAÎ değil/yerine/= GÖĞELİ


- HAVAİ değil/yerine/= YELEME

( Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan. )


- HAVALANDIRMAK değil/yerine/= GÖĞELTMEK


- HAVALANMAK değil/yerine/= GÖĞELMEK


- HAVF[Ar.]/FOBİ[İng.] değil/yerine/= YILGI, KORKU, KORKMA

( Belirli nesneler ya da durumlar karşısında duyulan, olağandışı güçlü korku, dehşet. )


- HÂVÎ[Ar.] değil/yerine/= İÇİNE ALAN, İÇERME, KAPSAYAN


- HAVUZ değil/yerine/= DOLGAN


- HAVZA-İ FAHMİYE değil/yerine/= KÖMÜR BÖLGESİ


- HAY TEK[İng. < HİGH TECH] değil/yerine/= YÜKSEK TEKNOLOJİ


- HAYA[Fars.] ile HAYÂ'[Ar.] ile AYA

( Erbezi, husye/husâ, testis. İLE Utanma, utanç. | Namus, edep. | Günahtan kaçınma. İLE Avuç içi. )


- HAYA/HUSYE/BEYZE/BİLLUR/MEBİZ[Ar.]/TESTİS[Lat.] değil/yerine/= ERBEZİ/TAŞAK

( TESTICLE vs. SCROTUM )


- HAYAL ETMEK değil/yerine/= DÜŞLEMLEMEK/DÜŞLEMEK


- HAYÂL değil/yerine/= DÜŞ(LEM)/SAYIK


- HAYAL değil/yerine/= İMGE


- HAYALÎ İHRACAT değil/yerine/= DÜZMECE DIŞSATIM


- HAYALÎ/FANTASTİK değil/yerine/= DÜŞLEMSEL


- HAYALPEREST değil/yerine/= DÜŞLEMCİ


- HAYAT STANDARDI değil/yerine/= YAŞAM ÖLÇÜNÜ


- HAYÂT[Ar.] değil/yerine/= YAŞAM


- HAYATÎ[Ar.]/SURVIVAL[İng.]/VITAL[İng.] değil/yerine YAŞAMSAL


- HAYDUT/ŞAKİ değil/yerine/= YOLKESEN/SOYGUNCU


- HAYIR değil/yerine/= İYİLİK


- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]


- HAYIRHAH değil/yerine/= İYİLİKSEVER


- HAYIRLARA VESİLE OLMAK değil/yerine/= İYİLİKLERE YOL AÇMAK


- HAYIRLI OLMAK değil/yerine/= İYİLİK GETİRMEK


- HAYIRLI/HAYIR değil/yerine/= İYİ/KUTLU


- HAYLİ değil/yerine/= EPEY


- HAYRAT değil/yerine/= EYGÜ


- HAYRET değil/yerine/= ŞAŞMA, ŞAŞIRMA, ŞAŞA KALMA


- HAYRET = WONDER, ASTONISHMENT[İng.] = ÉTONNEMENT[Fr.] = BEWUNDERUNG[Alm.] = ADMIRATIO[Lat.]


- HAYSİY(Y)ET değil/yerine/= ONUR


- HAYSİYET değil/yerine/= ONUR


- HAYVAN(CANLI) = BEHAİM = ANIMAL[İng., Fr., İsp.] = TIER[Alm.] = ANIMALE[İt.]


- HAZ = PLEASURE, JOY[İng.] = PLAISIR, JOIE[Fr.] = LUST[Alm.] = LAETITIA[Lat.] = HEDONE[Yun.] = GUSTO, PLACER[İsp.]


- HAZAN/SONBAHAR değil/yerine/= GÜZ/DÖKEN


- HAZFETMEK[Ar.] değil/yerine GİDERMEK/KALDIRMAK


- HAZIM CİHAZI değil/yerine/= SİNDİRİM AYGITI


- HAZIM değil/yerine/= SİNDİRİM


- HAZIM değil/yerine/= SİNDİRİM/SİNDİRME


- HAZIMSIZLIK değil/yerine/= GÜÇ SİNDİRİM


- HAZIN[Ar.] değil/yerine/= KIŞLIK YİYECEK


- HAZMETMEK değil/yerine/= SİNDİRMEK


- HBOT/HYPERBARIC OXYGEN THERAPY[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK BASINÇ OKSİJEN SAĞALTIMI, HİPERBARİK OKSİJEN TEDAVİSİ


- HBS/HOSPITAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ DÜZENİ


- HBYS/HOSPITAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ


- HCI/HUMAN COMPUTER INTERACTION[İng.] değil/yerine/= INSAN BİLGİSAYAR ETKİLEŞİMİ


- HECCAV[Ar.] değil/yerine YERGİCİ


- HECE[Ar.] yerine SESLEM


- HECE ile/ve/değil/yerine/=/||/<> OCAK


- HEDEF değil/yerine/= EREK/AMAÇ


- HEDİYE[Ar.]/PEŞKEŞ[Fars.] değil/yerine/= ARMAĞAN


- HEDONİ/HEDONIA[İng.] değil/yerine/= HAZ


- HEGEMONYA[Yun. < HEGEMONIA] ile BASKI

( ... İLE Bir devletin, başka bir devlet üzerindeki siyasi üstünlüğü ve baskısı. )


- HEKİM/HEKİMLİK değil/yerine/= OTACI/OTACILIK


- HELÂK ETMEK değil/yerine/= ÖLDÜRMEK/BİTİRMEK


- HELÂK OLMAK değil/yerine/= ÖLÜP BİTMEK


- HELEZON değil/yerine/= SARMAYAY


- HELİKS/HELIX[İng.] değil/yerine/= SARMAL


- HELKE ile/değil/yerine BAKRAÇ

( Bakraç, kova. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoğunlukla bakırdan yapılan küçük kova. | Bir bakracın alabildiği miktar. )


- HELYOTERAPİ/HELIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= GÜNEŞLE SAĞALTIM


- HEMAFEREZ/HEMAPHERESIS[İng.] değil/yerine/= KAN AYIRSEÇ (İŞLEMI)


- HEMAGLÜTİNASYON/HEMAGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KAN KÜMELEŞMESİ


- HEMATİT[Fr. < HÉMATITE] değil/yerine/= KAN TAŞI

( Kırmızı ya da esmer renkte olan doğal demir oksidinden oluşan, yaralardan akan kanı durdurmak için kullanılan bir mineral, hematit. )


- HEMATOLOJİ değil/yerine/= KAN BİLİMİ

( Kan üzerinde incelemeler yapan bilim. )


- HEMCİNS değil/yerine/= EŞEYDEŞ


- HEMFİKİR değil/yerine/= DÜŞÜNDEŞ/OYDAŞ


- HEMFİKİR değil/yerine/= OYDAŞ


- HEMISFER/HEMISPHERE[İng.] değil/yerine/= YARI KÜRE


- HEMODİLÜSYON/HEMODILUTION[İng.] değil/yerine/= KAN SEYRELIM


- HEMODİNAMİ/HEMODYNAMICS[İng.] değil/yerine/= KAN DOLAŞIM DEVİNIMLİĞİ


- HEMODİYALİZ/HEMODIALYSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ARITIM


- HEMOFİLTRASYON/HEMOFILTRATION[İng.] değil/yerine/= KAN SÜZDÜRÜM


- HEMOGRAM/HEMOGRAM[İng.] değil/yerine/= KAN GÖZE ÇİZGESİ


- HEMOLİZ/HEMOLYSIS[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR YIKIMI


- HEMORAJİ/HEMORRHAGE, BLEEDING[İng.] değil/yerine/= KANAMA


- HEMORAJİK DİYATEZ/HEMORRHAGIC DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA EĞİLIMİ


- HEMOSTAZ/HEMOSTASIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA DURDURMA


- HEMOVİJİLANS/HEMOVIGILANCE[İng.] değil/yerine/= KAN TAKİP DÜZENİ


- HEMŞİRE/ŞVESTER değil/yerine/= SAYRICI < KARDEŞ[KADIN]


- HENDEK değil/yerine/= ÇUKUR


- HEPA/FİLTRE HİGH-EFFICIENCY PARTICULATE AIR FILTER[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK VERİMLİ PARÇACIKLI HAVA SÜZGECİ


- HER BİR/BEHER[Fars.] ile BEHER/BEHERGLAS[Alm. < BECHER/GLAS]

( Her bir. İLE Silindir biçiminde cam deney çubuğu. )


- HER HALÜKÂRDA değil/yerine/= HER DURUMDA


- HER SEFERİNDE değil/yerine/= DEĞME KEZ


- HER ZAMAN ile SÜREKLİ/DAİMA[Ar.]

( Zaman-ötesi oluş, tümüyle Şimdi'dedir. )

( EVERY TIME vs. ALWAYS/FOREVER
Timeless being is entirely in the now. )


- HERBAL[İng.] değil/yerine/= OTSU BİTKİ


- HERC Ü MERC değil/yerine/= ALTÜST, KARMAKARIŞIK, ALLAK BULLAK, DARMADAĞINIK


- HERCÂÎ[Fars.] değil/yerine/= YELTEK/GELGEÇ

( İsteğinde kararlı olmayan ya da konudan konuya geçiveren. | Aşkta, değişken, vefâsız. )


- HEREDİTE/HEREDITY[İng.] değil/yerine/= KALITIM, SOYA ÇEKİM


- HEREDİTER/HEREDITARY[İng.] değil/yerine/= KALITIMSAL


- HERMES = İDRİS(Terzi) = ERMİŞ(Anadolu Türkçe'si) = HİRAMUS = HERMESE = HERMESÜ'L-HİRAMİSE(Araplarca) = THOT(Mısır'da) = HERMİS

( )


- HERNİ/HERNIA[İng.] değil/yerine/= FITIK


- HERNİASYON/HERNIATION[İng.] değil/yerine/= FITIKLAŞMA


- HESAP BAKİYESİ değil/yerine/= SAYANAK KALANCASI


- HESAP CETVELİ değil/yerine/= SAYIŞ ÇİZELGESİ


- HESAP CÜZDANI değil/yerine/= SAYANAK BETLEĞİ


- HESAP EDİLME/HESAPLANMA değil/yerine/= SAYIŞILMA


- HESAP ETMEK/HESAPLAMAK değil/yerine/= SAYIŞLAMAK


- HESAP MAKİNESİ değil/yerine/= SAYIŞ YAPAR


- HESAP SAHİBİ değil/yerine/= SAYANAK İYESİ


- HESAP/ACCOUNT değil/yerine/= SAYANAK


- HESAP değil/yerine/= SAYIŞ


- HESAPLAMA/COMPUTATION değil/yerine/= SAYIŞIM


- HESAPLAŞMAK değil/yerine/= SAYIŞMAK


- HETEROGREFT/HETEROGRAFT[İng.] değil/yerine/= AYRI TÜR YAMASI


- HETEROJEN/HETEROGENOUS[İng.] değil/yerine/= AYRIŞIK


- HETEROJENİSITE/HETEROGENICITY[İng.] değil/yerine/= AYRI TÜRELLİLİK


- HETEROTOPİ/HETEROTOPY[İng.] değil/yerine/= KONUM DIŞILIK


- HEVES/ŞEVK değil/yerine/= İSTEYİŞ/İSTEK


- HEVES değil/yerine/= KÖSEME


- HEVESKÂR/HEVESLİ değil/yerine/= KÖSEMELİ


- HEYBE değil/yerine/= MANÇUK


- HEYECAN değil/yerine/= COŞUNTU


- HEYELAN[Ar.][HEYALAN değil!] değil/yerine/= GÖÇÜ/KAYŞA

( Toprak kayması. )


- HEYET[Ar.]/COUNCIL[İng.]/KONSEY[Fr. < CONSEIL] değil/yerine/= KURUL


- HEYET[Ar.]/ENCÜMEN/KOMİTE[Fr. < COMITE]/KOMİSYON değil/yerine/= YARKURUL/ALT KURUL

( Meclis ya da herhangi bir kurultayda, bazı konuları inceleyerek, varılan sonuçları tartışılmak için genel kurula getirmekle görevli, üyeler arasından oluşturulan altkurul. )


- HEYKEL[Ar.] değil/yerine/= ANIT/YAPIT/YONTU

( STATUE vs. MONUMENT )


- HEYULA[Ar.]/HYLE[Yun.] ile NESNE, ŞEY | BİÇİMİ OLMAYAN NESNE, ŞEY


- HEZEYAN[Ar.]/DELÜZYON/DELUSION[İng.] değil/yerine/= SANRI


- HEZEYAN/DELİRİUM değil/yerine/= SABUKLANI/SAÇMALAMA


- HEZEYAN değil/yerine/= SAYIKLAMA


- HI/HEALTH INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİMİ


- HİBE değil/yerine/= BAĞIŞ


- HİBERNASYON/HIBERNATION[İng.] değil/yerine/= KIŞ UYKUSU


- HİBRİDİZASYON/HYBRIDIZATION[İng.] değil/yerine/= MELEZLEME


- HİBRIT/HYBRID[İng.] değil/yerine/= KATIŞIK | KIRMA


- HİÇBİR ZAMAN değil/yerine/= YOK KEZ


- HİÇÇİLİK = ADEMİYUM MEZHEBİ = NIHILISM[İng.] = NIHILISME[Fr.] = NIHILISMUS[Alm.] = NIHIL[Lat.]


- HİCİV/HİCV[Ar. < (aslı) HECV]/SATİR değil/yerine/= YERGİ/TAŞLAMA[Ar. TÂRÎZ]

( Birini, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi ya da bir göreneği yermek için yazılmış yazı/şiir ya da söylenmiş söz. İLE "Taşlamak." | Sert madenleri aşındırıcı bir taşla parlatma ve yerine uymasını sağlama. | Alaylı halk şiiri. | Kapalı bir biçimde, dolaylı olarak söz söyleme, târîz. | Hakâret. )

( Terbiyesize, terbiyesizliğini, terbiyesizlik yapmadan ve onun seviyesine inmeden söylemek/yazmak. )


- HİÇLİK = ADEM = NON-BEING[İng.] = NÉANT[Fr.] = NICHTS[Alm.] = NON ENS[Lat.]


- HİCRÂN değil/yerine/= AYRILIK [bkz. FIRAK, FÜRKAT, İFTİRÂK] | UNUTULMAZ ACI, KEDER, İÇ ACISI


- HİCRET[Ar. < HECR] değil/yerine/= GÖÇ

( Göç. | Hz. Peygamber'in, Mekke'den, Medine'ye göç etmesi.[İslâm tarihinin/takviminin başı][Hicret-i Nebeviye] )


- HİDDETLİ değil/yerine/= ÖFKELİ/KIZGIN


- HİDEMAT-I AMME değil/yerine/= KAMU İŞGÖRÜSÜ


- HİDRASYON/HYDRATION[İng.] değil/yerine/= SIVIYLA BİRLEŞTİRME, SU EKLEME, SIVI DESTEĞİ


- HİDROFİL/HİDROFİLİK değil/yerine/= SUCUL


- HİDROFİL/HYDROPHIL[İng.] değil/yerine/= SUCUL, SU GEÇİMLİ, SUÇEKEN


- HİDROFİL değil/yerine/= SU BÖCEĞİ


- HİDROFİLİ değil/yerine/= SUYUSEVİ


- HİDROFOP/HYDROPHOBE[İng.] değil/yerine/= SU GEÇİMSİZ, SUÇEKMEZ


- HİDROFOR değil/yerine/= SUBASAR


- HİDROGRAFİ/K değil/yerine/= SUBİLGİSİ/SUBİLGİSEL


- HİDROLOG değil/yerine/= SUBİLİMCİ


- HİDROLOJİ/K değil/yerine/= SUBİLİM/SEL


- HİDROLOJİ değil/yerine/= SUBİLİM


- HİDROMETRE değil/yerine/= SU ÖLÇER


- HİDROSEL/HYDROCELE[İng.] değil/yerine/= SULUTORBA


- HİDROSTATİK BASINÇ/HYDROSTATIC PRESSURE[İng.] değil/yerine/= SU BASINCI


- HIE/HEALTH INFORMATION EXCHANGE[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİSİ ALIŞVERİŞİ


- HIFZISSIHHA[Ar.]/SANİTASYON/SANITATION[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA, SAĞLIKLAMA


- HİGROTROPİZM değil/yerine/= NEME YÖNELİM

( Canlıların, zorunlu olarak havanın nemine göre yönelmesi ve yer değiştirmesi. )


- HİJYEN/HYGIENE[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA BİLGİSİ


- HİJYEN ile/ve/||/<> STERİL

( Sağlıklı, temiz. İLE/VE/||/<> Mikropsuz, fazlalıktan arın(dırıl)mış. )


- HİJYENİK /HYGIENIC[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI


- HİKÂYE ETMEK değil/yerine/= ÖYKÜLEMEK


- HİKÂYE değil/yerine/= ÖYKÜ


- HİLÂF ile KARŞI, ZIT | YALAN

( KARŞI, ZIT | YALAN )


- HİLÂFET[Ar.] değil/yerine/= BİRİNİN YERİNİ TUTMA | PEYGAMBER VEKİLLİĞİ, HALÎFELİK


- HİLÂL değil/yerine/= YENİAY/AYÇA

( Hilâl. | Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmış ay yıldızlı süs, alem. )


- HİLE[Ar.]/DESİSE[Ar.]/DEK[Fars.]/ENTRİKA[Fr. < INTRIGUE] değil/yerine/= DOLAN/AYAK OYUNU/DALAVERE


- HİLEKÂR[Ar. HİLE | Fars. -KÂR]/AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DOLANCI, DALAVERECİ


- HİLOMORFİZM/HYLOMORPHISM[İng.] değil/yerine/= ÖZDEKBİÇİMCİLİK/MADDEBİÇİMCİLİK


- HİLUM[İng.] değil/yerine/= SAP


- HİMÂYE değil/yerine/= KORUMA/GÖZETME/ESİRGEME/KORUYUCULUK/GÖZETİM


- HIMSS/HEALTHCARE INFORMATION AND MANAGEMENT SYSTEMS SOCIETY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ VE YÖNETİM SİSTEMLERİ DERNEĞİ


- HİNDİBA[Ar.]/ANDİV[Fr.] değil/yerine/= GÜNEĞİK


- HİNTERLANT değil/yerine/= İÇBÖLGE/ARTBÖLGE


- HİPER TANSİYON[İng./Fr. < TENSION] değil/yerine/= YÜKSEK KAN BASINCI


- HİPERAKTİVİTE/HYPERACTIVITY[İng.] değil/yerine/= AŞIRI HAREKETLİLİK


- HİPERAKUT/HYPERACUTE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI IVEGEN


- HİPERALIMENTASYON/HYPERALIMENTATION[İng.] değil/yerine/= YOĞUN BESLEME


- HİPEREMI/HYPEREMIA[İng.] değil/yerine/= AŞIRI KANLANMA


- HİPERGLİSEMI/HYPERGLYCEMIA[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ YÜKSEKLİĞİ


- HİPERİNTENS/HYPERINTENSE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI YOĞUN


- HİPERSELÜLER/HYPERCELLULAR[İng.] değil/yerine/= ARTMIŞ GÖZELİ


- HİPERSENSITİVİTE/HYPERSENSITIVITY[İng.] değil/yerine/= AŞIRI DUYARLILIK


- HİPERTANSİYON/HYPERTENSION[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK KAN BASINCI


- HİPERTANSİYON değil/yerine/= YÜKSEK KAN BASINCI


- HİPERTERMİ/HYPERTHERMIA[İng.] değil/yerine/= KONTROLSÜZ SICAKLIK ARTIŞI


- HİPERTONİ/HYPERTONIA[İng.] değil/yerine/= AŞIRI GERİM | AŞIRI GEÇİŞİM


- HİPERTROFİ/HYPERTROPHY[İng.] değil/yerine/= İRİLEŞİM


- HİPERVENTILASYON/HYPERVENTILATION[İng.] değil/yerine/= HIZLI-DERİN SOLUMA


- HİPERVİJİLANS/HYPERVIGILANCE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI UYARILMIŞLIK


- HİPERVİSKOZİTE/HYPERVISCOSITY[İng.] değil/yerine/= AĞDALILIK


- HİPERVOLEMI/HYPERVOLEMIA[İng.] değil/yerine/= OYLUM FAZLALIĞI


- HİPOAKTİVİTE/HYPOACTIVITY[İng.] değil/yerine/= ETKINLİK AZALMASI


- HİPODENS/HYPODENSE[İng.] değil/yerine/= AZ YOĞUN


- HİPOGLİSEMI/HYPOGLYCEMIA[İng.] değil/yerine/= KAN ŞEKERİ DÜŞÜKLÜĞÜ


- HİPOPLAZİ/HYPOPLASIA[İng.] değil/yerine/= AZ GELİŞİM


- HİPOPOTAM değil/yerine/= SUAYGIRI


- HİPOSTAZ/HYPOSTASIS[İng.] değil/yerine/= KAN GÖLLENİMİ


- HİPOSTENİ/HYPOSTENIA[İng.] değil/yerine/= GÜÇ DÜŞÜKLÜĞÜ


- HİPOTANSİYON/HYPOTENSION[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜK KAN BASINCI


- HİPOTANSİYON değil/yerine/= DÜŞÜK KAN BASINCI


- HİPOTERMİ/HYPOTHERMIA[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜK SICAKLIK


- HİPOTEZ/HYPOTHESIS[İng.] değil/yerine/= VARSAYIM


- HİPOTONİ/HYPOTONIC[İng.] değil/yerine/= AZ GERİM | AZ GEÇİŞİM


- HİPOVOLEMI/HYPOVOLEMIA[İng.] değil/yerine/= KAN HACMİ DÜŞÜKLÜĞÜ


- HIRS = AMBITIO[İng.] = AMBITION[Fr.] = EHRGEIZ, EHRSUCHT[Alm.] = AMBITIO[Lat.]


- HİS[Ar.] değil/yerine/= DUYU/DUYUM


- HİS/HİSSİYAT değil/yerine/= DUYGU


- HIS/HOSPITAL INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ DÜZENİ


- HİSAR değil/yerine/= KORGANCIK


- HİSS[Ar. çoğ. AHSÂS] değil/yerine/= GÜÇLÜ DUYGU, DUYMA GÜCÜ


- HİSSE SAHİBİ/HİSSEDAR değil/yerine/= PAY İYESİ/PAYDAŞ


- HİSSE SENEDİ ile PAY BELGİTİ


- HİSSÎ değil/yerine/= DUYGUSAL


- HİSSİY(Y)ÂT[Ar.] değil/yerine/= DUYGULAR, SEZİŞLER


- HİSSİYAT değil/yerine/= DUYGULAR/SEZİŞLER


- HISTOLOJİ/HISTOLOGY[İng.] değil/yerine/= DOKU BİLİMİ


- HİSTOLOJİ değil/yerine/= DOKUBİLİM


- HİSTOLOJİK değil/yerine/= DOKUBİLİMSEL/DOKUSAL


- HİSTOLOJİST değil/yerine/= DOKUBİLİMCİ


- HIT/HEALTH INFORMATION TECHNOLOGİES[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ


- HİTABEN değil/yerine/= YÖNELİK


- HİTÂM değil/yerine/= SON, NİHÂYET | BİTME, TÜKENME | MÜHÜRÜN, BASILDIĞI KÂĞITTA KALAN İZİ


- HIV/HUMAN IMMUNODEFICIENCY VİRUS[İng.] değil/yerine/= INSAN BAĞIŞIKLIK YETERSİZLİĞİ VİRÜSÜ


- HIYANET/İHANET[Ar.] değil/yerine/= SATKINLIK/SATINÇ


- HİZÂYA GELMEK/GETİRMEK değil/yerine/= YOLA GELMEK/GETİRMEK


- HİZAYA GELMEK değil/yerine/= DÜZ SIRA OLMAK


- HİZB değil/yerine/= KISIM, BÖLÜK | CEMAAT, TÂİFE, TARAFTAR


- HIZIR/KLOROFİL değil/yerine/= YEŞERMİK, YEŞİLİZ


- HİZMET ETMEK/VERMEK değil/yerine/= İŞGÖRÜ YAPMAK/SUNMAK


- HİZMET SÖZLEŞMESİ değil/yerine/= İŞGÖRÜ SÖZLEŞMESİ


- HİZMET değil/yerine/= İŞGÖRÜ


- HİZMETÇİ değil/yerine/= İŞGÖREN


- HKM/HEALTHCARE KNOWLEDGE MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ YÖNETİMİ


- HL7/HEALTH LEVEL SEVEN[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK SEVİYE 7 STANDARDI


- HLA/HUMAN LEUKOCYTE ANTIGEN[İng.] değil/yerine/= İNSAN LÖKOSIT ANTİJENİ, İNSAN AKYUVAR ANTİJENİ


- HOBİ[İng. < HOBBY] değil/yerine DÜŞKÜ/OYNAÇ


- HOCA değil/yerine/= ÖĞRETMEN


- HOL[İng. HALL]/KORİDOR[Fr. CORRIDOR]/SOFA[Ar.] değil/yerine/= GEÇENEK, ARALIK

( Evlerde, oda kapılarının açıldığı genişçe yer. )

( BAKLA SOFA
FASULYE ODA )


- HOLDER[İng.] değil/yerine/= TUTAÇ


- HOLDİNG değil/yerine/= ÜSTORTAKLIK


- HOLISTİK TIP/HOLISTIC MEDICINE[İng.] değil/yerine/= BÜTÜNCÜL TIP


- HOLİZM/HOLISM[İng.] değil/yerine/= BÜTÜNCÜLLÜK


- HOLOLENS[İng.] değil/yerine/= KARMA GERÇEKLİK GÖZLÜĞÜ


- HOMEOPATİ/HOMEOPATHY[İng.] değil/yerine/= BENZERİ BENZERLE SAĞALTIM


- HOMEOSTAZ/HOMEOSTASIS[İng.] değil/yerine/= DENGELENİM, İÇ ORTAM KARARLILIĞI


- HOMİSIT/HOMICİDE[İng.] değil/yerine/= ELKIYIM


- HOMOGREFT/HOMOGRAFT[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA


- HOMOJEN/HOMOGENOUS[İng.] değil/yerine/= AYNI YAPIDA | BAĞDAŞIK


- HOMOJENİZATÖR/HOMOGENIZER[İng.] değil/yerine/= BAĞDAŞTIRICI


- HOMOJENLEŞME" değil/yerine/= BENZEŞME/BAĞDAŞIK


- HOMOLATERAL/HOMOLATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN


- HOMOLOG/HOMOLOGUE[İng.] değil/yerine/= EŞDEŞ


- HOMONİM[Fr. < Yun.] değil/yerine/= SESTEŞ/EŞSESLİ/EŞADLI


- HOMOZİGOT/HOMOZYGOTE[İng.] değil/yerine/= EŞKALITIM


- HOMUNKULUS/HOMUNCULUS[İng.] değil/yerine/= INSANCIK


- hor. intermed.[Lat. < HORIS INTERMEDIIS] değil/yerine/= ARA SAATLERDE


- HORİZON değil/yerine/= YATAY, ÇEVREN


- HORIZONTAL[İng.] değil/yerine/= YATAY


- HORMON değil/yerine/= İÇSALGI, SALGI


- HORN[İng.] değil/yerine/= BOYNUZ


- HORTUM[Ar.]/GİRDAP[Fars.] değil/yerine/= BURGAÇ


- HOŞGÖRÜ/İYİGÖRÜ = MÜSAMAHA, TESAMUH = TOLERANS[İng. < TOLERANCE] = TOLÉRANCE[Fr.] = TOLERANZ[Alm.] = TALERANTIA < TOLERARE[Lat.]


- HOŞNUT/MEMNUN ETMEK değil/yerine/= KIVANDIRMAK


- HOŞNUT/MEMNUN OLMAK değil/yerine/= KIVANMAK


- HOŞNUT/MEMNUN değil/yerine/= KIVANIK


- HOST[İng.] değil/yerine/= KONAKÇI


- HOSTILITE/HOSTILITY[İng.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK


- hs.[Lat. < HORA SOMNI] değil/yerine/= YATMA ZAMANI, YATARKEN


- HT/HİPERTANSİYON HYPERTENSION[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK KAN BASINCI


- HTBS/MAP BASED INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HARITA TABANLI BİLGİ DÜZENİ


- HTK/HCT/HEMATOKRIT HEMATOCRIT[İng.] değil/yerine/= ALYUVAR YÜZDESİ


- HTMS/PATIENT TRACKING INTERVENTION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTA TAKİP MÜDAHALE DÜZENİ


- HTS/RAPID TREATMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HIZLI TEDAVİ DÜZENİ


- HTTP/HYPERTEXT TRANSFER PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= ÜST METİN AKTARIM PROTOKOLÜ


- HÜCRE[Ar.]/CELL[İng.] değil/yerine/= GÖZE


- HÜCRE[Ar.] değil/yerine/= YUVAR, GÖZE


- HÜCRE/VÎ değil/yerine/= GÖZE/CİL


- HÜCUM (ETMEK) değil/yerine/= SALDIRI (SALDIRMAK)


- HÜCUM değil/yerine/= İLERİ


- HUDUT[Ar.] değil/yerine/= SINIR


- HÜKMETMEK değil/yerine/= EGEMENLENMEK


- HÜKÜMDAR ile/değil/yerine/=/<> İLHAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/=/<> Bir ilhanlığın başında bulunan hükümdar/imparator. | İran Moğollarında hükümdarın sanı. )


- HÜKÜMET/KABİNE değil/yerine/= YÖNETKE


- HÜKÜMRAN[Fars.] değil/yerine/= EGEMEN


- HÜKÜMSÜZ değil/yerine/= GEÇERSİZ


- HÜKÜMSÜZLÜK değil/yerine/= GEÇERSİZLİK


- HULÂSA[Ar.] değil/yerine/= ÖZET [bkz. ZÜBDE] | KISACA )


- HULÛL/OZMOZ[< OSMOS] değil/yerine/= GEÇİŞME/ERİM


- HULÛS değil/yerine/= SAFLIK, GÖNÜL TEMİZLİĞİ, SAMİMİYET


- HUMAR[Ar.] ile/değil/yerine SERSEMLİK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İçki ya da uyku sersemliği. )


- HÜMORAL/HUMORAL[İng.] değil/yerine/= SALGISAL


- HÜNER değil/yerine/= BECERİ


- HUNNAK[Ar.]/ANJİN[Fr. < Yun. < ANGINE] değil/yerine/= BOĞAK

( Boğaz mukozasının şişmesi. )


- HÜRMETKÂR[Ar.] değil/yerine/= SAYGILI


- HÜRMETTE KUSUR ETMEMEK değil/yerine/= SAYGIYI EKSİK ETMEMEK


- HURÛŞ değil/yerine/= COŞMA, TAŞMA, ŞAMATA, TELÂŞ, GÜRÜLTÜ


- HÜSNÜHAL KAĞIDI değil/yerine/= İYİ DURUM BELGESİ


- HÜSNÜNİYET değil/yerine/= İYİCİLLİK


- HÜSNÜYUSUF değil/yerine/= GUGUÇİÇEĞİ

( Karanfilgillerden, bazı türleri bahçelere süs olarak dikilen bir bitki. )

( DIANTHUS BARBATUS )


- HÜSRAN[Ar.] değil/yerine/= BATKI, DÜŞ KIRIKLIĞI


- HUSÛL[Ar.] değil/yerine/= ÜREME, TÜREME, ORTAYA/MEYDANA ÇIKIŞ


- HUSUSİ/MAHSUS/MÜNHASIR değil/yerine/= ÖZEL


- HUSUSİYET değil/yerine/= ÖZELLİK


- HÜVİYET[Ar.] değil/yerine/= KİMLİK


- HUY değil/yerine/= ALIŞKI/ÂDET[Ar.]


- HÜZÜN = MELANCHOLY[İng.] = MÉLANCOLIE[Fr.] = MELANCHOLIE[Alm.] = MELANCHOLIA[Lat.]


- HUZUR değil/yerine/= ERİNÇ/DİRLİK


- i. inf.[Lat. < INFUSUM] değil/yerine/= ENFÜZYON


- IABP/INTRAAORTIC BALLOON PUMP INTRAAORTIC[İng.] değil/yerine/= BALON POMPASI, AORT İÇİ BALON POMPASI, ANA ATARDAMAR İÇİ BALON POMPASI


- İADE ETMEK değil/yerine/= GERİ VERMEK/GERİ ÇEVİRMEK


- İADE/Lİ TAAHHÜTLÜ değil/yerine/= GERİ GÖNDERİM/Lİ


- İADE değil/yerine/= GERİVERİ


- İBÂRE değil/yerine/= SÖZCE


- İBARET/MÜREKKEP değil/yerine/= OLUŞAN


- İBÂRET değil/yerine/= OLUŞMAKTA


- İBE/HUMAN COMPUTER INTERACTION[İng.] değil/yerine/= INSAN BİLGİSAYAR ETKİLEŞİMİ


- İBRÂ/TEBRİYE[Ar.] değil/yerine/= AKLAMA, TEMİZE ÇIKARMA


- İBRAZ BANKASI/PRESENTİNG BANK değil/yerine/= SUNUM BANKASI


- İBRE değil/yerine/= GÖSTERGE/İĞNE


- İBRE değil/yerine/= İMGİ


- İBRET değil/yerine/= ÖĞÜTÖRNEK


- IC/INSPIRATUVAR KAPASITE INSPIRATORY CAPACITY[İng.] değil/yerine/= SOLUK ALIM SIĞASI


- IC50/YÜZDE ELLİ İNHİBİTÖR KONSANTRASYON HALF MAXIMAL[ İNHİBİTORY CONCENTRATION[İng.] değil/yerine/= YÜZDE ELLİ YOĞUNLUK ÖNLEYİCİ


- İCÂB-I HÂL değil/yerine/= DURUM GEREĞİ/DURUM İSTERİ


- İCABINA BAKMAK değil/yerine/= GEREĞİNİ YAPMAK


- İCAP ETMEK değil/yerine/= GEREKMEK


- İCAP/îCÂB değil/yerine/= GEREK/GEREKLİLİK


- İCAPÇI değil/yerine/= GEREKÇİ


- İCAT/ÎCÂD değil/yerine/= BULGU; BULUŞ/YARATMA; TÜRETİ


- İCÂZET-İ LÂHİKA değil/yerine/= SONRADAN OLURLAMA


- İCÂZET(NÂME) değil/yerine/= OLURLUK(BELGE)


- İCBAR ETMEK/MECBUR ETMEK değil/yerine/= GÜCEMEK


- İCBÂR/CEBRETME değil/yerine/= ZORLAMA/ZORLANMA


- İCBAR değil/yerine/= GÜCEM


- ICD-O/INTERNATIONAL CLASSIFICATION OF DISEASES-ONCOLOGY[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI HASTALIK SINIFLANDIRMASI-ONKOLOJİ


- ICD/INTERNATIONAL CLASSIFICATION OF DISEASES | İMPLANTABLE CARDIOVERTER DEFİBRİLLATOR[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI HASTALIK SINIFLANDIRMASI | YÜREK İÇİ DİZEMDÜZELTİR (AYGIT)


- İÇE ÇARPIK/LIK ile/||/<> DIŞA ÇARPIK/LIK

( VALGUS vs./||/>< VARUS )


- İÇERİK = CONTENT[İng.] = CONTENU[Fr.] = INHALT[Alm.] = CONTENUTO[İt.] = CONTENIDO[İsp.]


- İÇERLEME = INDIGNATION[İng., Fr.] = ENTRÜSTUNG[Alm.] = INDIGNATIO[Lat.]


- İÇERME = TAZAMMUN = IMPLICATION[İng., Fr.] = IMPLIKATION[Alm.] = IMPLICATIO[Lat.]


- İÇGÜDÜ/DOĞALİTKİ = SEVK-İ TABİÎ, GARİZE, İNSİYAK = INSTINCT[İng., Fr.] = INSTINKT[Alm.] = INSTINCTUS[Lat.] = INSTINTO[İsp.]


- İÇKİN = MÜNDEMİÇ = IMMANENT[İng., Fr., Alm.] = IMMANENS[Lat.]


- İÇLEM = TAZAMMUN = COMPREHENSION[İng.] = COMPRÉHENSION[Fr.] = INHALT[Alm.] = COMPREHENSIO[Lat.]


- İCRÂ HEYETİ değil/yerine/= YÜRÜTME KURULU


- İCRÂ KUVVETİ değil/yerine/= YÜRÜTME GÜCÜ


- İCRÂ[Ar.] değil/yerine/= YÜRÜTME


- İCRAAT[Ar.] değil/yerine/= İŞ YAPMA; UYGULAMALAR


- İÇREK = BÂTINÎ = ESOTERIC[İng.] = ÉSOTÉRIQUE[Fr.] = ESOTERISCH[Alm.] = ESO[Yun.]


- ICT/INFORMATION AND COMMUNICATION TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= BİLGİ VE İLETİŞİM TEKNOLOJİLERİ


- İÇTİHAT, İÇTİHÂD değil/yerine/= GÖRÜŞ; ANLAYIŞ/KAVRAYIŞ

( Görüş, özel görüş, anlayış, kavrayış. | Yasada ya da örf ve âdet tüzesinde uygulanacak kuralın açıkça ve ikirciksiz olarak bulunmadığı konularda, yargıcın ya da tüzecinin düşüncelerinden doğan sonuç. )


- İÇTİHAT değil/yerine/= ÖZGÖRÜ


- İÇTİMA/İNİKAT değil/yerine/= TOPLANMA/TOPLANTI

( Toplanma, toplantı. | Askerlerin, silahlı ve donatılı olarak toplanmaları. | [gökbilim] Kavuşum. )


- İÇTİMA değil/yerine/= KAVUŞUM


- İCTİMÂÎ/YYE[Ar.] değil/yerine/= TOPLUMSAL


- İCTİNÂB/İHTİYAT[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA, ÇEKİNME, UZAKLAŞMA


- ICU/İNTENSIVE CARE UNİT[İng.] değil/yerine/= YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ, YOĞUN BAKIM BİRİMİ


- İD değil/yerine/= ALTBENLİK


- İDANTİK/IDENTICAL[İng.] değil/yerine/= ÖZDEŞ


- İDARE ETMEK değil/yerine/= YETMEK


- İDARE ETMEK değil/yerine/= YÖNETMEK


- İDARE değil/yerine/= YÖNETİM


- İDÂRE değil/yerine/= YÖNETİM/YÖNETME


- İDAREİ HUSUSİYYE değil/yerine/= İL ÖZEL YÖNETİMİ


- İDARİ değil/yerine/= YÖNETSEL


- İDDİA MAKAMI değil/yerine/= SAVCILIK ORUNU


- İDDİÂ değil/yerine/= SAV


- İDDİANÂME[Ar.] değil/yerine/= SAVCA

( Savcılığın soruşturma sonunda elde ettiği kanıtları ve savlarını içinde toplamış olduğu, mahkemede okuduğu yazı. )


- İDDİANÂME değil/yerine/= SAVBELGE/SAVCA/SAVLIK/SAVYAZI


- İDEAL değil/yerine/= DÜŞÜNSEL


- İDEALİZASYON/IDEALIZATION[İng.] değil/yerine/= ÜLKÜLEŞTİRME


- İDEALİZM = MEFKÛRECİLİK, İFTİKÂRİYE = IDEALISM[İng.] = IDÉALISME[Fr.] = IDEALISMUS[Alm.]


- İDEFİKS değil/yerine/= SAPLANTI


- IDENTIFIKASYON/IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= TANIMLAMA | ÖZDEŞLEŞTİRME


- İDEOGRAFİ(K)/LOGOGRAFİ(K) değil/yerine/= DÜŞÜNYAZIM(SAL)/İMLEKYAZIM(SAL)


- İDEOGRAM/LOGOGRAM değil/yerine/= DÜŞÜNYAZI/İMLEKYAZI


- İDEOLOG değil/yerine/= DÜŞÜNGÜMEN


- İDEOLOJİ değil/yerine/= DÜŞÜNGÜ


- İDEOLOJİ = İLM-İ SUVER-İ AKLİYE, FİKRİYAT, İLM-İ TASAVVUR = IDEOLOGY[İng.] = IDÉOLOGIE[Fr.] = IDEOLOGIE[Alm.] = IDEOLOGÍA[İsp.]


- İDEOLOJİ değil/yerine/= ÖĞRETİ


- İDEOLOJİK değil/yerine/= DÜŞÜNGÜSEL


- İDİODYNAMİCS değil/yerine/= ÖZGÜDEVİNİM


- İDİOPATİ değil/yerine/= ÖZGÜSAYRILIK


- İDİYOPATİK/IDIOPATHIC[İng.] değil/yerine/= NEDENİ BİLİNMEYEN


- İDİYOSENKRAZİ/IDIOSYNCRACY[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜN DUYARLIK


- İDLÂL değil/yerine/= NAZ ETME, NAZLANMA | AŞIRI DERECEDE NAZLANMA


- İDMAN[Ar.]/ANTRENMAN[Fr. < ENTRAINEMENT] değil/yerine/= ALIŞTIRMA

( Alıştırma. | Herhangi bir konuda yapılan hazırlık. )


- İDMÂN değil/yerine/= ALIŞTIRMA


- İDOLA = SANEM[Ar.] = PUT[Fars.] = IDOL[İng.] = IDOLE[Fr.] = IDOL[Alm.] = EIDOLON[Yun.] = ÍDOLO[İsp.]


- İDRAK değil/yerine/= ALIMLAMA


- İDRÂR[Ar.] değil/yerine/= SİDİK

( OURON )


- IEEE/THE INSTITUTE OF ELECTRICAL AND ELECTRONICS ENGINEERS[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİK VE ELEKTRONİK MÜHENDISLERİ ENSTİTÜSÜ


- IETF/INTERNET ENGINEERING TASK FORCE[İng.] değil/yerine/= INTERNET MÜHENDISLİĞİ GÖREV GRUBU


- İF-THEN LOOPS[İng.] değil/yerine/= EĞER-İSE DÖNGÜLERİ


- İFÂ[< VEFÂ] değil/yerine/= YERİNE GETİRME | BİR İŞİ YAPMA | İŞ GÖRME


- İFADE[Ar.] değil/yerine/= DEYİŞ/SÖYLEYİŞ


- İFADE değil/yerine/= DIŞAVURUM


- İFFET = UT = CHASTITY[İng.] = CHASTETÉ[Fr.] = KEUSCHHEIT[Alm.] = CASTITAS[Lat.]


- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM

( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )


- İFRAĞ/AKİS değil/yerine/= EVİRME


- İFTİHÂR (ETMEK)/MEMNUNİYET değil/yerine/= KIVANÇ (DUYMAK)/ÖVÜNÇ, ÖĞÜNMEK


- IG/IMMÜNGLOBÜLIN IMMUNOGLOBULIN[İng.] değil/yerine/=


- İĞBİRAR[Ar.] değil/yerine/= GÜCENME


- İĞTİNAM[Ar.] değil/yerine/= YAĞMA


- İHANET ETMEK değil/yerine/= SATKINLIK ETMEK


- İHÂTA değil/yerine/= KAVRAYIŞ/ANLAYIŞ

( Bir şeyin etrafını çevirme, sarma, kuşatma. | Tam kavrayış, anlayış, geniş bilgi. )


- IHE/INTEGRATING THE HEALTHCARE ENTERPRISE[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK GİRİŞİMCİLERİ BİRLİĞİ


- İHMAL/İHMALKÂRLIK değil/yerine/= SAVSAMA/SAVSAKLAMA/SAVSAKLIK/BOŞLAMA


- İHMAL değil/yerine/= SAVSAKLAMA/SAVSAMA


- İHMALKÂR değil/yerine/= SAVSAK/SAVSAGAN/SAVSAMACI/BOŞLAGAN/BOŞLAMACI


- İHRAÇ (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARMAK/DIŞARI ATMAK


- İHRAÇ ETMEK değil/yerine/= DIŞA SATMAK


- İHRACAT/İHRAÇ değil/yerine/= DIŞSATIM


- İHSAS değil/yerine/= DUYUM


- İHTÂR[Ar.] değil/yerine/= UYARI/UYARMA


- İHTİFÂL[Ar.] değil/yerine/= ANMA TÖRENİ


- İHTİLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÇARPINTI | ÇIRPINMA | SEĞİRME


- ÎHTİLÂF-ÜL MENZAR/PARALAKS değil/yerine/= IRAKLIK


- İHTİLÂL değil/yerine/= DEVİRİ/DEVRİM


- İHTİMAL DAHİLİNDE değil/yerine/= OLASILIK İÇİNDE


- İHTİMÂL değil/yerine/= OLASILIK


- İHTİMAM GÖSTERMEK değil/yerine/= ÖZEN GÖSTERMEK


- İHTİMÂM[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN


- İHTİRÂS değil/yerine/= TUTKU


- İHTİŞÂM değil/yerine/= GÖRKEM/GÖZALICILIK


- İHTİSÂR[Ar. < HASR]/İKTİSÂR/SIMPLIFICATION[Fr., İng.] ile KISALTMA

( Kısaltma tekniği. )


- İHTİSÂR değil/yerine/= SADELEŞTİRME


- İHTİVÂ ETMEK değil/yerine/= İÇERMEK


- İHTİVA(EDEN) değil/yerine/= İÇERME/İÇEREN


- İHTİVÂ değil/yerine/= KAPSAMA


- İHTİYAÇ HALİNDE değil/yerine/= GEREK OLDUĞUNDA


- İHTİYAÇ HASIL OLUNCA değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE


- İHTİYACA CEVAP VERMEK değil/yerine/= GEREKSİNİMİ KARŞILAMAK


- İHTİYÂR ile/değil/yerine/=/<>/> YAŞLI


- İHTİYARLAMA ile/değil/yerine YAŞLANMA


- İHTİYAT KAYDI İLE değil/yerine/= SAKINARAK/SAKINILARAK


- İHTİYAT/Î[Ar.] değil/yerine/= SAKINTI/L


- İHTİYATÎ TEDBİR değil/yerine/= SAKINTIL ÖNLEM


- İHTİYATLI/İHTİYATKÂR değil/yerine/= SAKINGAN


- İHTİZAZ[Ar.]/VİBRASYON[Fr./İng.]/REZONANS[Fr./İng. < RESONANCE] değil/yerine/= TİTREŞİM/SESELİM/TINLAŞIM


- II. MAHMUT ve/||/<>/> ABDÜLAZİZ ve/||/<>/> FEYZİ PAŞA/FEYZULLAH İZMİDÎ

( )


- İKÂME ETME değil/yerine/= ORNATMA

( Bir türün yerine onun değişik bir biçiminin geçmesi. | [kimya] Molekülün geri kalan bölümünde değişikliğe yol açmadan, bir atom ya da bir kök yerine bir başka atom ya da kökün geçmesi. | [mat.] Bir cebirsel ifadenin yerine bir başkasını koyma işlemi. )


- İKAMET[Ar.] ETMEK değil/yerine/= OTURMAK/KONA YAŞAMAK


- İKAMETGÂH İLMÜHABERİ değil/yerine/= KONUT BELGESİ


- İKAMETGÂH/MESKEN değil/yerine/= KONUT


- ÎKÂZ[Ar.] değil/yerine/= UYARI


- İKBALPEREST değil/yerine/= GÜN DÜŞKÜNÜ


- İKİCİLİK = SÜNAİYE = DUALISM[İng.] = DUALISME[Fr.] = DUALISMUS[Alm.] = DUALIS[Lat.]


- İKİLEM = KIYAS-I MUKASSİM = DILEMMA[İng., Alm., Yun.] = DILEMME[Fr.] = DILEMA[İsp.]


- İKİLİK/DUALİTE[Fr./İng.] ile İKİLEŞİM/DİKOTOMİ[Fr./İng.]

( İkilik. İLE Çatışan ikilik. )


- İKNA EDİCİ değil/yerine/= İŞANDIRMACI


- İKNA ETMEK değil/yerine/= İŞANDIRMAK


- İKNA OLMAK değil/yerine/= İŞANMAK


- İKRAH[Ar.] ETMEK değil/yerine/= İĞRENMEK/TİKSİNMEK


- İKRAM (ETMEK) değil/yerine/= SUNUNÇ/LAMAK


- İKRAMİYE değil/yerine/= SUNUNÇLUK


- İKTER/JAUNDICE[İng.] değil/yerine/= SARILIK


- İKTİDAR PARTİSİ değil/yerine/= ERK BİRELİ


- İKTİDAR[Ar.] değil/yerine/= ERK


- İKTİFA'[Ar. < KİFÂYET] değil/yerine/= YETİNME


- İKTİSÂB[< KESB] değil/yerine/= KAZANMA, EDİNME


- İKTİSABÎ MÜRÛR-U ZAMAN değil/yerine/= KAZANDIRICI YILLANMA


- İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ değil/yerine/= GENERKİL GEÇİMGE KURULUŞU


- İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ değil/yerine/= GEÇİMGE VE YÖNETİM BİLİMLERİ ALANDALI


- İKTİSAP ETMEK değil/yerine/= KAZANMAK/EDİNMEK


- İLA/HUMAN LEUKOCYTE ANTIGEN[İng.] değil/yerine/= İNSAN AKYUVAR ANTİJENİ, İNSAN LÖKOSIT ANTİJENİ


- İLAÇ TOLERANSI/DRUG TOLERANCE[İng.] değil/yerine/= İLAÇ DOZ YETERSİZLİĞİ


- İLÂÇ değil/yerine/= EM


- İLÂM[Ar.] değil/yerine/= YARGI BELGESİ


- İLÂN[Ar.]/ANONS[Fr. < ANNONCE] değil/yerine/= DUYURU/DUYURMAK/DUYUT

( Söz ve yazı yoluyla verilen kısa haber. )

( ANONSE[Fr.]: Bildirilmiş, ilân edilmiş. )


- İLAN değil/yerine/= DUYURU


- İLÂVE (ETMEK) değil/yerine/= EK/KATKI, ULAMA


- İLÂVE ETMEK değil/yerine/= EKLEMEK/KATMAK/KATKI/ULAMAK


- İLÂVETEN değil/yerine/= EK OLARAK/EK YOLUYLA/EKLEYEREK


- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK


- İLERİ SÜRME = İDDİA = ASSERTION[İng., Fr.] = BEHAUPTUNG[Alm.] = ASSERTIO < ASSERERE[Lat.]


- İLERLEME = TERAKKİ = PROGRESS[İng.] = PROGRÈS[Fr.] = FORTSCHRITT[Alm.] = PROGRESSUS < GRESSUS:YÜRÜME, ADIM. PRO:ÖNDE, İLERİYE[Lat.] = PROGRESO[İsp.]


- İLETEÇ/KABLO[Fr. CABLEAU] ile TEL

( Elektrik akımı iletiminde kullanılan ve yalıtkan bir nesne ile sarılı bulunan metal tel. İLE Türlü metallerden yapılmış, kopmaya karşı bir direnç gösteren ince uzun nesne. | Bu nesneden yapılmış ya da bu nesne biçiminde olan. | Tencere, çaydanlık vb.ni ovarak temizlemek için kullanılan nesne. | İnsan saçını oluşturan ipçik. | Bazı organizmaların demet durumundaki oluşumunu meydana getiren ipçiklerin her biri, lif. )

( )


- İLETİŞİM = COMMUNICATION[İng., Fr.] = KOMMUNIKATION[Alm.] = COMUNICAZIONE[İt.] = COMUNICACIÓN[İsp.]


- ILGIM/SERAP[Fars. < SERÂB] ile YANILSAMA

( Yanılsamalar dünyasında yaşadığımızı anlamaya çalışalım, onları inceleyelim ve köklerini açığa çıkaralım. )

( Burnumuza sarımsak tıkamışız, gül kokusu arıyoruz. )

( Hiçbir şey, apaçık ortada olan kadar aldatıcı değildir. )

( Bir şeyi saklamak istiyorsan, ortalıkta bırak. )

( YANILSAMA NEDENLERİ:
* ARAÇLAR
* İLİŞKİLENDİRME
* "AKIL YÜRÜTME" )

( Try to understand that we live in a world of illusions, examine them and uncover their roots.
We plugged the garlic to our nose but we are seeking the smell of the rose. )

( MIRAGE vs. ILLUSION )


- İLHAM ALMAK değil/yerine/= ESİNLENMEK


- İLHAM VERMEK değil/yerine/= ESİNLEMEK


- İLHÂM değil/yerine/= ESİN(LENME)/İÇE DOĞMA


- İLHAM değil/yerine/= ESİN/BERGÜ


- İLHAMÎ değil/yerine/= ESİNSEL/BERGÜSEL


- ILIMLILIK = TEMPERANCE[İng.] = TEMPÉRANCE[Fr.] = MÄßIGHEIT[Alm.] = TEMPERANTIA[Lat.]


- İLİNEK = ARAZ = ACCIDENT[İng., Fr.] = AKZIDENZ[Alm.] = ACCIDENS[Lat.] = SYMBEBEKOS[Yun.] = ACCIDENTE[İsp.]


- İLKE ile/ve BELİT/AKSİYOM

( Fizik'te. İLE/VE Matematik'te. )

( ... İLE/VE Geriye götürülemeyen ilke. )

( On physics. WITH/AND On mathematics. )

( PRINCIPLE vs./and AXIOM )


- İLKE = MEBDE, UMDE = PRINCIPLE[İng.] = PRINCIPE[Fr.] = PRINZIP, GRUNDSATZ[Alm.] = PRINCIPIUM[Lat.] = ARKHE[Yun.] = PRINCIPIO[İsp.]


- İLKEL = İPTİDAİ = PRIMITIVE[İng.] = PRIMITIF[Fr.] = PRIMITIV[Alm.] = PRIMITIVUS < PRIMUS[Lat.] = PRIMITIVO[İsp.]


- İLKÖRNEK = ENMUZEC-İ EVVEL = ARCHETYP[İng.] = ARCHÉTYPE[Fr.] = ARCHETYP[Alm.] = ARKHÉTYPOS[Yun.]


- İLLEGAL değil/yerine/= YASADIŞI


- İLLİYET BAĞI değil/yerine/= NEDENSELLİK BAĞI


- İLLÜZYON değil/yerine/= YANILSAMA


- ILR/İMPLANTABLE LOOP RECORDER[İng.] değil/yerine/= YÜREK İÇİ DÖNGÜ KAYDEDICİ


- İLTİFAT ETMEK değil/yerine/= İLGİKAYRI GÖSTERMEK


- İLTİFAT[Ar. < LÂTİF/LETÂFET] değil/yerine/= İLGİKAYRI


- İLTİHAP[Ar. değil/yerine/= YANGI


- İLTİMAS[Ar.] değil/yerine/= KAYIRMA/KAYIRIŞ


- İLTİSAKLI[Ar.] değil/yerine/= İLİŞKİLİ


- İLÜZYON değil/yerine GÖZBAĞI


- İM/İNTRAMÜSKÜLER İNTRAMUSCULAR[İng.] değil/yerine/= KAS İÇİ


- IMAGO[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLER İMGESİ


- İMAJ/IMAGE[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜ | İMGE


- İMAJ değil/yerine/= İMGE/GÖRÜNTÜ


- İMAJİNASYON/IMAGINATION[İng.] değil/yerine/= İMGELEM


- İMÂL(ÂT) değil/yerine/= YAPIM(İŞLERİ)


- İMÂL/İMÂLAT değil/yerine/= İŞLEYİM


- İMÂLATHANE değil/yerine/= İŞLEYİMEVİ


- İMÂLL ETMEK değil/yerine/= İŞLEYİMLEMEK


- İMÂR değil/yerine/= BAYINDIRLIK


- İMBİK değil/yerine/= DAMITICI


- İMGE = HAYAL = IMAGE[İng., Fr.] = BILD, VORSTELLUNG[Alm.] = IMAGEN[İsp.]


- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]


- İMKÂN değil/yerine/= OLANAK


- İMLÂ ile/değil/yerine/= YAZIM


- IMMATÜR/IMMATURE[İng.] değil/yerine/= OLGUNLAŞMAMIŞ


- IMMOBIL/IMMOBILE[İng.] değil/yerine/= HAREKETSİZ


- IMMOBİLİZASYON/IMMOBILIZATION[İng.] değil/yerine/= SABİTLEME


- IMMORAL/ITY[Fr./İng.] değil/yerine/= TÖRETANIMAZ/LIK

( Daha üstün saydığı bir töre adına geçerli töreyi tanımayan. | Töre kurallarına aykırı olan. )


- IMMÜN/IMMUNE[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIK


- IMMUNE-MEDIATED/IMMUNE-MEDIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK ARACILI


- IMMÜNİTE/IMMUNITY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK


- IMMÜNİZASYON/IMMUNIZATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLAMA


- IMMÜNOJENİK/IMMUNOGENIC[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLAŞTIRAN


- IMMÜNOJENİTE/IMMUNOGENICITY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLILIK YETISİ


- IMMÜNOLOJİ/IMMUNOLOGY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BİLİMİ


- IMMÜNOMEDİYATÖR/IMMUNE-MEDIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK ARACILI


- IMMÜNOMODÜLASYON/IMMUNOMODULATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK UYUMLAMASI


- IMMÜNOMODÜLATÖR/IMMUNOMODULATORY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK UYUMLAŞTIRICI


- IMMÜNOSÜPRESİF/IMMUNOSUPPRESSIVE[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI


- IMMÜNOTERAPİ/IMMUNOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= AŞI TEDAVİSİ, BAĞIŞIKLIK SAĞALTIMI


- IMMUTABLE[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞMEZ


- İMPAKSİYON/IMPACTION[İng.] değil/yerine/= TAKILMA


- İMPAKT/IMPACT[İng.] değil/yerine/= ETKİ


- İMPARATOR değil/yerine/= İLHAN


- İMPARATORİÇE değil/yerine/= İLHATUN


- İMPARATORİÇELİK değil/yerine/= İLHATUNLUK


- İMPARATORLUK değil/yerine/= İLHANLIK


- İMPEDANS/IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= DİRENÇ


- İMPERMEABL/IMPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= GEÇİRİMSİZ


- IMPLANT[İng.] değil/yerine/= EKİT, DOKU EKİMİ


- İMPLANTASYON/IMPLANTATION değil/yerine/= EKİM


- İMPLİSIT BİLGİ/IMPLICIT KNOWLEDGE[İng.] değil/yerine/= ÖRTÜK BİLGİ


- İMPLİSİT/IMPLICIT[İng.] değil/yerine/= ÖRTÜK


- İMPRESYON/IMPRESSION[İng.] değil/yerine/= İZLENİM | ÇÖKÜNTÜ, | BASI İZİ


- IMPRINTING[İng.] değil/yerine/= BASIMLAMA


- İMPULS[İng. < IMPULSE] değil/yerine/= UYARIM/UYARAN


- İMPULS/IMPULSE[İng.] değil/yerine/= UYARI | DÜRTÜ


- İMPULSİF/IMPULSIVE[İng.] değil/yerine/= DÜRTÜSEL


- İMTİDÂD[< MEDD] değil/yerine/= UZAMA, UZANMA; UZUN SÜRME | UZAY | MADDE (RES EXTENSA)


- İMTİHÂN[Ar. < MEHN] değil/yerine/= DENEME, SINAMA | SINAV


- İMTİNA ETMEK değil/yerine/= KAÇINMAK/SAKINMAK/GERİ DURMAK


- İMTİNÂ değil/yerine/= KAÇINMA/SAKINMA/ÇEKİNME/GERİ DURMA


- İMTİYÂZ değil/yerine/= AYRICALIK


- İMTİZÂC[< MEZC] ile KARIŞABİLME | BİRBİRİNİ TUTMA, UYGUNLUK | UYUM SAĞLAMAK, İYİ GEÇİNME


- İMZA[Ar.] ile/ve/||/<> İMCE/PARAF[Fr. < PARAPHE]

( ... İLE/VE/||/<> Sadece baş harflerle yazılan, kısa imza. )


- İMZA/SİGNATÜR değil/yerine/= ÖZİM


- in d[Lat. < IN DIES] değil/yerine/= HER GÜN


- IN SILICO[İng.] değil/yerine/= SANAL ORTAMDA


- IN SITU[İng.] değil/yerine/= YERİNDE


- IN VITRO[İng.] değil/yerine/= ORGANİZMA DIŞINDA


- İN VİVO DESENSITİZASYON/IN VIVO DESENSITIZATION[İng.] değil/yerine/= ORGANİZMADA DUYARSIZLAŞTIRMA


- IN VIVO EKSPOJUR[İng.] değil/yerine/= ORGANİZMADA KARŞI KARŞIYA GELME


- IN VIVO[İng.] değil/yerine/= ORGANİZMADA


- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI


- İNAKTİF/İNACTIVE[İng.] değil/yerine/= EYLEMSİZ | ETKİSİZ


- İNAKTIVASYON/INACTIVATION[İng.] değil/yerine/= ETKINSİZLEŞME


- İNAN = İMAN = FAITH[İng.] = FOI[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FIDES[Lat.] = FE[İsp.]


- İNANÇ = İTİKAT = BELIEF[İng.] = CROYANCE[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FE, CREENCIA[İsp.]


- İNAT ETMEK değil/yerine/= DİRETMEK


- İNAT değil/yerine/= DİRETİ


- İNATÇI/ANUT değil/yerine/= DİRETEK/DİRETKEN


- İNATLA değil/yerine/= DİRETİYLE


- İNCELİK/NEZÂKET[Ar.] ile/<> İKİYÜZLÜLÜK/RİYÂ[Ar.]

( Nezâkette, çoğunlukla, bir parça ikiyüzlülük saklıdır/vardır. )


- İNCİ ile İNCİ ÇİÇEĞİ(MÜGE[Fr. < MUGUET])


- INCLUSIVE[İng.] değil/yerine/= İÇLEYİCİ


- İNDEKS VAKA/INDEX CASE[İng.] değil/yerine/= İLK GÖSTERGE OLGU


- İNDEKS/LEME / ENDEKS/LEME / INDEX[İng.] değil/yerine/= DİZİNLEME | LİSTE | İŞARET | GÖSTERGE


- INDEPENDENT VARIABLE[İng.] değil/yerine/= BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN


- INDIFERANSİYE/UNDIFFERENTIATED[İng.] değil/yerine/= FARKLILAŞMAMIŞ


- INDIKATÖR/INDICATOR[İng.] değil/yerine/= ENDİKATÖR


- İNDİRGEME = İRCA = REDUCTION[İng.] = RÉDUCTION[Fr.] = REDUKTION[Alm.] = REDUCTIO[Lat.] = REDUCCION[İsp.]


- İNDİRİM/ISKONTO[İt.][İSKONTO değil!] ile/ve/değil/yerine "İYİLEŞTİRME"


- INDIVIDUAL[İng.] değil/yerine/= BİREY


- İNDÜKSİYON/INDUCTION[İng.] değil/yerine/= UYARTIM


- İNDÜKSİYON/INDUCTION değil/yerine/= İRGİTİM


- INERT[İng.] değil/yerine/= ASAL


- INERVASYON/INNERVATION[İng.] değil/yerine/= SİNİR DONATISI


- İNFAK değil/yerine/= GEÇİNDİRİ


- INFANT[İng.] değil/yerine/= BEBEK


- INFANTILİZM/INFANTILISM[İng.] değil/yerine/= BEBEKSİLİK


- İNFAZ ETMEK değil/yerine/= YÜRÜTÜMLEMEK


- İNFAZ MASASI değil/yerine/= YÜRÜTÜM BİRİMİ


- İNFAZ MEMURU değil/yerine/= YÜRÜTÜM İŞYARI


- İNFÂZ[Ar. < NÜFÛZ | çoğ. İNFÂZÂT]/EXECUTION[İng.] değil/yerine/= YÜRÜTÜM, YERİNE GETİRME, UYGULAMA


- İNFAZ değil/yerine/= YÜRÜTÜM


- INFERANS/INFERENCE[İng.] değil/yerine/= ÇIKARSAMA


- INFERIOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI


- INFERTILITE/INFERTILITY[İng.] değil/yerine/= KISIRLIK


- İNFİAL değil/yerine/= EDİLGİ


- İNFİAL değil/yerine/= ETKİLENME


- İNFİAL değil/yerine/= KIZGINLIK/ÖFKE


- İNFİLÂK[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= PATLAMA


- İNFİLÂK ile/değil/||/<> İNTİHAR

( Nesnelerde. İLE/DEĞİL/||/<> İnsanda. )


- INFİLTRASYON/INFILTRATION[İng.] değil/yerine/= İÇE SIZMA


- INFIXATION değil/yerine/= İÇEKLEME


- INFLAKS/INFLUX[İng.] değil/yerine/= İÇ AKIM


- INFLOW[İng.] değil/yerine/= İÇE AKIŞ | GİRİŞ


- INFRARED RADYASYON/INFRARED RADIATION[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ IŞINIM


- INFRARED/INFRARUJ INFRARED[İng.] değil/yerine/= KIZILÖTESİ


- INFÜZYON/INFUSION[İng.] değil/yerine/= DAMARDAN SIVI AKTARIMI


- inhal.[Lat. < INHALETUR] değil/yerine/= SOLUKLA İÇERİ ÇEK


- İNHALAN/INHALANT[İng.] değil/yerine/= UÇUCU MADDE


- İNHALASYON/INHALATION[İng.] değil/yerine/= SOLUKLA ALMA


- İNHALER[İng.] değil/yerine/= SOLUMLATICI


- İNHİBE/INHIBITED[İng.] değil/yerine/= ENGELLENMİŞ


- İNHİBİSYON/INHIBITION değil/yerine/= ENGELLEME


- İNHİBİTÖR[İng.] değil/yerine/= ENGELLEYİCİ


- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK

( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )


- İNHİRAF[Ar.]/ABERASYON[Fr.] değil/yerine/= SAPKINLIK, SAPINÇ | SAPITMA


- İNHİSAR/MONOPOL değil/yerine/= TEKEL


- İNİSİYASYON = DIKSHA[Sansk.]


- İNİSİYATİF[Fr./İng. < INITIATIVE] değil/yerine/= ÖNCE(Cİ)LİK, ÖNCÜLÜK


- inj./inject.[Lat. < INJECTIO, INJICIATUR] değil/yerine/= ENJEKSİYON, ENJEKTE EDİNİZ


- İNKILÂP değil/değil/yerine/=/= DEVRİM


- İNKİŞÂF[< KEŞF] değil/yerine/= AÇILMA, AÇINIM | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ

( AÇILMA | MEYDANA ÇIKMA | MANEVİ SIRLARIN GÖRÜNMESİ )


- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME


- İNKITÂ[Ar.] ile KESİLME, ARASI KESİLME, TÜKENME, BİTME

( KESİLME; ARASI KESİLME )


- İNKLINASYON/INCLINATION[İng.] değil/yerine/= EĞİM


- İNKOMPATIBIL/INCOMPATIBLE[İng.] değil/yerine/= UYUŞMAZ, | GEÇİMSİZ


- İNKOMPLET/INCOMPLETE[İng.] değil/yerine/= TAM OLMAYAN | TAMAMLANMAMIŞ


- İNKORPORASYON/INCORPORATION[İng.] değil/yerine/= İÇE KATIM


- INLET[İng.] değil/yerine/= GİRİM


- İNOKÜLASYON/INOCULATION[İng.] değil/yerine/= AŞILAMA


- İNOMINA/T / INNOMINATE[İng.] değil/yerine/= ADSIZ


- İNOP./INOPERABIL/INOPERABLE[İng.] değil/yerine/= AMELİYAT EDİLEMEZ


- İNOTROPİ/INOTROPY[İng.] değil/yerine/= KASILMA GÜCÜ


- İNOTROPİK/INOTROPIC[İng.] değil/yerine/= KASILIM ETKİLER


- İNOVASYON/INNOVATION[İng.] değil/yerine/= YENİLEŞİM


- İNOVATİF/INNOVATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLİKÇİ


- INPUT[İng.] değil/yerine/= GİRDİ



(5/9)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 1102 kez incelenmiş/okunmuştur.