Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

R'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 26 Nisan 2024 ]
itibariyle 1070 başlık/FaRk ile birlikte,
1186 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(2/3)


- RADDE[Ar.]/KERTİ/KERTE[İt.] ile İŞARET

( Gemi pusulasında kadranın ayrılmış olduğu on bir derece ve on beş dakika ölçüsünde bir açıya eşit olan otuz iki bölümden her biri. | Derece, radde[Ar.]. | İşaret için yapılmış çentik ya da iz, kerti. İLE ... )


- RÂDÎ'[Ar. < REDÂ | çoğ. RUZAA'] ile RÂDÎ[Ar.]

( Süt emen çocuk. | Sütkardeş. İLE Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen. )


- RÂDÎ/RÂDÎYYE[Ar.] ile RÂDİYE[Ar. < RIZÂ] ile RA'DİYYE[Ar.]

( Rıza gösteren, kabul eden, boyun eğen. İLE Râzı olsun! İLE Torpil. )


- RÂDİFE[Ar. REDF] ile ...

( KIYAMETTE ÜFÜRÜLECEK SÛR'UN İKİNCİSİ )


- RADİKAL/CEZRİ değil/yerine/= KÖKTEN/KÖKLÜ


- RADİKAL/RADICAL[İng.] değil/yerine/= KÖKTEN


- RADİKAL değil/yerine/= KÖKTENCİ


- RADİKAL ile MARJİNAL


- RADİKALİZM değil/yerine/= KÖKTENCİLİK


- RADİKS/RADIX[İng.] değil/yerine/= SİNİR KÖKÜ


- RADIUS ile/ve ULNA

( Dirsekle bilek arasında, başparmak tarafındaki kemik. İLE/VE Küçük parmak tarafındaki kemik. )

( Ön kolu avuçiçini aşağıya doğru gelecek biçimde çevirme [pronasyon] ve yukarı doğru çevirme [supinasyon] olanağı sağlar. İLE/VE Bileği gevşetme [fleksiyon] ve kasma [kontraksiyon] olanağı sunar. )

( İki kemiğin de orta bölümleri incedir, böylece önkolun, çok ağır olmaması sağlanır. )


- RADON[Lat.]

( Atom numarası 86, atom ağırlığı 222 olan, radyum tuzunun su ile işlenmesinden, hidrojen ve oksijenle karışım durumunda elde edilen, boru yardımıyla sıvı hava içinden geçirilerek karışımdan ayrılan radyoaktif öğe. [Simgesi: Rn.] )


- RADULA ile ...

( Yumuşakçaların çoğunun beslenme sırasında kullandıkları dil şeklinde törpüleyici örgen. )


- RADYAN[Fr.] ile ...

( Bir dairedeki yarıçap uzunluğundaki yay parçasını gören merkez açıya eşit açı ölçme birimi. )


- RADYASYON/RADIATION[İng.] değil/yerine/= IŞINIM


- RADYASYON ile/ve/||/<> HAWKING RADYASYONU


- RADYATÖR değil/yerine/= ISITAÇ/SOĞUTUCU


- RADYOAKTİF/RADIOACTIVE[İng.] değil/yerine/= IŞIN ETKIN


- RADYOAKTİF/RADYOAKTİVİTE[Fr.] değil/yerine/= IŞINETKİN/LİK

( Alfa, beta, gama ışınlarını yayma özelliği. )


- RADYOAKTİVİTE/RADIOACTIVITY[İng.] değil/yerine/= IŞIN ETKINLİK


- RADYODA:
TAŞIYICI DALGA ile/ve MODÜLER DALGA


- RADYOEKOLOJİ değil/yerine/= IŞINÇEVREBİLİM


- RADYOGRAFİ/RADIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= X-IŞINLI GÖRÜNTÜLEME


- RADYOGRAFİ değil/yerine/= IŞINYAZIM


- RADYOLOJİ/K değil/yerine/= IŞINBİLİM/SEL


- RADYOLOJİ/RADIOLOGY[İng.] değil/yerine/= IŞIN BİLİMİ


- RADYOLÜSENT/RADIOLUCENT[İng.] değil/yerine/= IŞIN GEÇİRİR


- RADYONÜKLIT/RADIONUCLİDE[İng.] değil/yerine/= IŞINLI ÇEKİRDEK


- RADYOOPAK/RADIOPAQUE[İng.] değil/yerine/= IŞIN GEÇİRMEZ


- RADYOOPASITE/RADIOPACITY[İng.] değil/yerine/= IŞIN GEÇİRMEZLİK


- RADYOPROTEKSİYON/RADIOPROTECTION[İng.] değil/yerine/= IŞINDAN KORUNUM


- RADYOTERAPİ/RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= IŞIN SAĞALTIMI


- RADYOTERAPİ değil/yerine/= IŞIN SAĞALTIMI/TEDAVİSİ


- RADYUM[Fr.]

( 1898 yılında, Pierre Curie ve eşi tarafından bulunan, atom numarası 88, atom ağırlığı 226 olan, 700 °C'de ergiyen, soğukta suyu ayrıştıran, ışınetkinliği çok bir öğe. [Simgesi: Ra] )


- RAF BULUT ile/ve/||/<> YUVARLANAN (TÜP/YAY) BULUT

( ... İLE/VE/||/<> Nadir görülen bu uzun bulutlar, ilerleyen soğuk hava cephelerine yakın konumlarda oluşur. Özellikle de ilerleyen bir fırtına cephesinden gelen aşağı yönlü bir hava akımı, nemli ılık havanın yükselmesine, çiy sıcaklığının altına düşmesine ve böylece bir bulut oluşmasına neden olabilmektedir. Böyle bir olay, geniş bir cephe boyunca düzgün biçimde oluştuğundaysa bir yuvarlanan bulut oluşur. Yuvarlanan bulutlar, uzun yatay eksenleri boyunca dönüp dolaşan bir hava akımına sahip olabilmekte, yani yuvarlanabilmektelerdir. Bir tür yay bulutu olan yuvarlanan bulutlar, kendilerine benzeyen raf bulutlarının tersine kaynakları olan "kümülonimbus[cumulonimbus]" bulutlarından tamamen ayrılmış durumdalardır.

[Daha çok, Amerika'daki Michigan gölü üzerinde görülmektedir.] )

( ... VS./AND/||/<> A Roll cloud is a relatively rare, low-level horizontal, tube-shaped accessory cloud completely detached from the cumulonimbus base, unlike the more common shelf cloud. When present, it is located along the gust front and most frequently observed on the leading edge of a line of thunderstorms, a cold front or line squalls. The roll cloud will appear to be slowly "rolling" about its horizontal axis. Roll clouds are not and do not produce tornadoes. They are caused by a downdraft from an advancing storm causing moist warm air to rise, cool below its dew point and form a cloud.

[We see mostly at Lake Michigan in USA.9 )

( CLOUD vs./and/||/<> ROLL CLOUD )


- RAF[Ar. < REFF] ile/ve/||/<>/> REYON[Fr. < RAYON]


- RAF[Fars.] | CAMEKÂN/CÂME-KEN[Fars.]/VİTRİN[Fr.] değil/yerine/= SERGEN

( Üstüne öteberi koymak için duvara ya da bir dolabın içine, birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta ya da metal levha. | Giyinilecek yer. / Bir dükkân ya da mağazanın, dışarıdan, camla ayrılan ve mal sergilemek için kullanılan yeri. )


- RAF ile/ve MUSANDIRA

( ... İLE/VE Evlerde, yatak yorgan konulan yer, yüklük. | Mutfakta geniş ve yüksek raf, kiler rafı. )


- RAF değil/yerine/= SEREK


- RAFAEL/RAPHAEL/RAFFAELLO ile GUIDO RENI

( ... İLE Rafael'in çalışmalarının/tablolarının taklitlerini yapmıştır. )

( 06 Nisan 1483 - 06 Nisan 1520 İLE 04 Kasım 1575 - 18 Ağustos 1642 )


- RÂFİ'[Ar. < REF] ile RÂFİH[Ar. < REFÂH]

( Kaldıran, yükselten. | Allah'ın adlarındandır. | Gözkapağı gibi bazı örgenleri yukarı kaldırmaya yarayan kas/adale, sinir. İLE Refah ve rahat ile yaşayan. )


- RAFİNAJ[Fr.] değil/yerine/= ARITIM


- RAFİNERİ[Fr.]/TASFİYEHANE[Ar.+Fars.] değil/yerine/= ARITIMEVİ


- RAFİT[Fr. < Yun.] ile ...

( Bazı hayvan ve bitki gözelerinde bulunan, iğne biçiminde billur madde. )


- RAĞBET GÖSTERMEK/İLTİFAT ETMEK değil/yerine/= İLGÍSTEK GÖSTERMEK


- RAĞBET KAZANMAK değil/yerine/= İLGÍSTEK GÖRMEK


- RAĞBET değil/yerine/= İSTEK, ARZU, İYİ KABUL EDİLME | İSTEKLE KARŞILAMA


- RAĞMEN/MUKABİL değil/yerine/= KARŞIN


- RÂH-BER[çoğ. PÎŞE-GÂN][Fars.] ile RÂH-DÂN[Fars.]

( Rehber. İLE Yol bilen. )


- RÂH[Ar.] ile RÂH[Ar.] ile RÂH[Ar.]

( Yol. | Tutulan yol, meslek, yöntem/usûl. İLE Kaygı, keder. | Zan, sanma. İLE Şarap. )


- RAHAL[Ar.] ile RAHAL[Ar. çoğ. RİHÂL]

( Menzil, konak. İLE Semer, palan. )


- RAHAT OLDUĞUMUZDA ile/ve/||/<>/> SIKILDIĞIMIZDA

( Sıkılabilelim ki. İLE/VE/||/<>/> Rahat olabilelim. )


- RAHAT-HUZUR (VERMEMEK)


- RAHAT/KOLAY ile KENDİLİĞİNDEN

( EASY vs. SPONTANEOUSLY )


- RAHAT/LIK ile AYLAK/LIK


- RAHAT/LIK ile LAUBALİ/LİK


- RAHAT/LIK ile/ve/<> MİSKİN/LİK


- RAHAT/LIK ile/ve ÖZGÜR/LÜK

( ÖZGÜR: Varoluş ve etkinliği öz belirlenimli. )

( COMFORT vs./and FREEDOM )


- RÂHAT ile ...

( LİSÂNI MUHAFAZA ETMEK | ÜZÜNTÜSÜZ, TASASIZ, KEDERSİZ BİR HALDE BULUNMA | GÖNLÜ RAHAT(MÜSTERÎH) )


- RAHATINA GELME(ME)K ile/ve/değil İŞİNE GELME(ME)K


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARINMA


- RAHATLAMA ile/ve/değil/yerine/||/<> DENGELE(N)ME


- RAHATLIK ile/ve/değil ATÂLET


- RAHATLIK ile/ve YAKINLIK

( COMFORT vs./and CLOSENESS/SYMPATHY )


- RAHATLIKLA ile/ve/değil DOĞRUDAN


- RAHATSIZ EDİCİ ile İTİCİ

( DISTURBER vs. PUSHING )


- RAHATSIZ ETMEK ile/ve RENCİDE[Fars.] ETMEK

( ... İLE/VE Kalbi kırılma, incinme. )


- RAHATSIZ ETMEMELİ!


- RAHATSIZ OLMAK ile GOCUNMAK

( TO BE DISTURBED vs. TO TAKE OFFENCE (AT) )


- RAHATSIZLIK ile ŞİKÂYET


- Rahatsız etmeyecek şekilde DİNLE!!!


- RÂHÎ[Ar.] ile RÂHÎ[Fars. < RÂH]

( Rahat, sakin. İLE Yola ait, yolla ilgili. )


- RAHÎB[Ar. < RAHB] ile RÂHİB[Ar. çoğ. RÂHİBÂN, REHEBÂN, RUHBÂN]

( Geniş, bol. İLE Hıristiyanlarda, genellikle manastırda yaşayan (evlenmeyen) din adamı, karabaş, keşiş. )


- RÂHİB ve/<> KÂTİB ve/<> HÂSİB


- RÂHİL[Ar. < RİHLET] ile RAHÎL[Ar.]

( Göçen, göç eden. | Ölen. İLE Göçme, göç. )


- RAHİM KANSERİ ile RAHİMAĞZI KANSERİ


- RAHÎM:
CENİN ve/<> CAN ve/<> CENNE(T)


- RAHİM[Ar. < ERHÂM] ile RAHÎM[Ar. < RAHMET | çoğ. RUHAMÂ] ile RAHÎM[Ar.] ile RÂHİM[Ar. < RAHM | çoğ. RÂHİMÎN, RÂHİMÛN]

( Dölyatağı. | Akrabalık/hısımlık.[anne tarafından] İLE Esirgeyen, koruyan, acıyan, merhametli Cenâb-ı Hakk. [Allah'ın adlarından] İLE Hafif/lâtif sözlü hanım. İLE Acıyan, acıyıp esirgeyen, merhametli. )


- RAHİM/UTERUS değil/yerine/= DOĞANAĞ/DÖLYATAĞI/YAVRULUK


- RAHİM ile RAHÎM

( Döl yatağı. İLE Koruyan, merhamet eden. )


- RAHİM ile/ve VİCDAN

( Kişinin/insanlığın oluştuğu yerler. )


- RAHİMDEN AYRILIŞ ile/ve/+/||/<>/> MEMEDEN AYRILIŞ


- RAHLANMAK ve/<> RUHLANMAK ve/<> FERAHLAMAK


- RAHLE[Ar.] ile SEHPA[Fars.]

( Üzerinde kitap okumak, yazı yazmak için yapılmış, küçük ve dar masa. İLE ... )


- RAHMAN(İYET)[Ar.] ile/ve RAHİM(İYET)[Ar.]

( Yatay. Genişlemesine. İLE/VE/<> Dikey. Derinlemesine. )

( Allah'ın yarattığı. İLE/VE/<> Kişinin oluşturduğu. )

( Kuşatan. İLE/VE/<> Kapsayan. )

( Nesne. İLE/VE/<> Özne. )

( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )

( Toplum. İLE/VE/<> Birey. )

( Yasalı. İLE/VE/<> Yasası yoktur. )

( Tanrı/Allah. İLE/VE/<> Peygamber. )

( Tekrarı var. İLE/VE/<> Tekrarı yok. )

( Bilim. İLE/VE/<> Sanat. )

( Varoluş[ontos]. İLE/VE/<> Bilgi[episteme]. )


- RAHMAN ile DOĞA

( Karşılıksız/koşulsuz rahmet. )


- RAHMAN ve/<> RAHÎM ve/<> ALLAH

( İsm-i Kemâl. VE/<> İsm-i Cemâl. VE/<> İsm-i Celâl. )

( Kalıbımız. VE/<> Fiilimiz. VE/<> Ruhumuz. )


- RAHMAN ve/<> RAHMET ve/<> RAHÎM

( Doğa. VE Bilgi. VE Kılavuz. )

( ... VE/<> Bir varolanın, öteki tüm varolanlarca desteklenmesi. VE/<> ... )


- RAHMET:
ALLAH ve/<> BÜTÜNLÜK


- RAHMET[Ar.] ile RE'FET[Ar.]


- RAHMET[Ar.] ile RİKKAT[Ar.]


- RAHMET ve/||/<>/>/: BİR AMACA, DESTEK


- RAHMET ve/||/<> DESTEK


- RAHMET ve/||/<>/> DESTEK


- RAHMET ile/ve/<> ELİ AÇIKLIK, CÖMERTLİK

( Allah'ın vermesi. İLE/VE/<> Kişinin yeterince, zamanında, zemininde ve/ya da bol bol vermesi/paylaşması. )


- RAHMET ile/ve/||/<> MAĞFİRET


- RAHMET ile MERHAMET

( Acıma, esirgeme, koruma, yargılama. | Zahmeti, zevk edinmek. )


- RAHMET > SEKİNE/YOKLUK


- Rahmetinin ne kadar geniş olduğunu anlatsam, ibadet edecek kul bulunmaz.


- RAHMİN, DOĞUŞTAN OLMAMASI [ROKITANSKY KUSTER HAUSER MAYER BOZUKLUĞU (RKM)] ile/<>
ERİL DUYARLILIK BOZUKLUĞU (TESTİKÜLER FEMİNİZASYON)

( Açıklamaları için burayı tıklayınız... İLE/<> Açıklamaları için burayı tıklayınız... )

( Ayşe Arman'ın, "Vajinası olmayan kadın" söyleşisi için burayı tıklayınız... )


- RAHNE[Fars.] ile ...

( Gedik, yarık, yırtık ve bozuk yer. | Zarar, ziyan, bozukluk. )


- RÂHT/REHT[Ar. çoğ. ERHÂT] ile RAHT[Ar.]

( Kalabalık, cemaat. | Boy, kabile. İLE At takımı. | Yol levâzımı. | Döşeme ve ev takımı. | Kapı ve pencere kanatlarının menteşe takımı. )


- RÂİ[< RA'Y] ile ...

( Çoban. | Çoban ve kır yaşamını anlatan şiir. )


- RÂÎ/RÂİYE[Ar. < RA'Y] ile RÂÎ/RÂİYYE[Ar.]

( Çoban, sığırtmaç. | Çobansı, çoban ve kır hayatını anlatan şiir. [İng., Fr. PASTORAL] İLE Rü'yet eden. | R harfine ait, r ile ilgili. )


- RÂİB[Ar. < RU'B] ile RAÎB[Ar.]

( Büyücü, göz bağlayıcı. İLE Korkmuş. )


- RAISE vs. RISE


- RAJAS ile ...

( Devinim gücü, faaliyet, enerji. Kozmik cevherin üç unsurundan biri. (Rajas, Tamas, Sattva) ki onsuz öbür ikisi tezahür edemezdi. Yoga'da egoizm. )


- RAJON değil RACON[argo | İt. < RAGIONE]

( Yol, yöntem, usûl. | Gösteriş, fiyaka. )


- RAKABÂT[Ar. < RAKABE] ile REKABET["ka" uzun okunur]

( Ense kökleri, boyunlar. | Kullar, köleler, cariyeler. İLE Gözleme, gözetleme. | Birbirini çekememe. | Kıskanma. | Benzerleriyle yarışa çıkma. [İng. RIVALRY, COMPETING | Fr. CONCURRENCE] )


- RAKAM/NUMARA ÖNEKLERİ

( Yotta(Y) = 1,000,000,000,000,000,000,000,000

Zetta(Z) = 1,000,000,000,000,000,000,000

Exa(E) = 1,000,000,000,000,000,000

Peta(P) = 1,000,000,000,000,000

Tera(T) = 1,000,000,000,000

Giga(G) = 1,000,000,000

Mega(M) = 1,000,000

Kilo(k) = 1,000

Hecto(h) = 100

Deca(da) = 10

Unit = 1

Deci(d) = 0.1

Centi(c) = 0.01

Milli(m) = 0.001

Micro(µ) = 0.000 001

Nano(n) = 0.000 000 001

Pico(p) = 0.000 000 000 001

Femto(f) = 0.000 000 000 000 001

Atto(a) = 0.000 000 000 000 000 001

Zepto(z) = 0.000 000 000 000 000 000 001

Yocto(y) = 0.000 000 000 000 000 000 000 001

)


- RAKAMLAR('I)


- RAKAMSAL ile/yerine İSTATİSTİKSEL


- RAKET[Fr. < Ar.] değil/yerine/= VURAÇ | TOKAÇ

( Masatopu, alantopu gibi oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağı olan, uzunca saplı araç. | Çamaşır yıkarken kullanılan, tahtadan, yassı tokmak. )


- RAKI BARDAĞI


- RAKI BARDAĞI değil ŞERBET/LİMONATA BARDAĞI

( Rakı bardağı olarak [yanlış] bilinen bardağın başlangıcı ve kullanım amacı şerbet ya da limonata içindi. )


- RAKÎ'[< RÜKÛ] ile ...

( NAMAZDA RÜKÛ EDEN, ELLERİNİ DİZLERİNE DAYAYARAK EĞİLEN )


- RAKI ile ARAK

( ... İLE Daha bir tatlı/şekerli Lübnan rakısı. )


- RAKÎB[Ar.] ile RÂKİB[Ar. < RÜKÛB | çoğ. RÜKBÂN] ile RAKÎB[Ar. < REKÂBET | çoğ. RAKÎBÂN, RUKABÂ]

( PÂYENDE[Fars. çoğ. PÂYENDEGÂN]: Duran, sürekli. | Payanda, destek, dayanak. || RABÎTA: Eski yazma kitaplarda sayfa numarası yerine gelmek üzere soldaki sayfanın, sağdaki sayfanın altına yazılan ilk sözcüğü. İLE Binici/binen, binmiş. | Bir ulaşım/nakil aracına binmiş olan. İLE Herhangi bir işte birbirinden üstün olmaya çalışanlardan her biri. | Bekçi. | Görüp, gözeten.[Allah'ın adlarındandır.] )


- RAKÎK[< RİKKAT] ile ...

( İNCE | YUFKA YÜREKLİ )


- RAKÎKLEŞMEK ile ...

( Yâ bad-ül eşheb[Ruhun, insana yardım edebilmesi] )


- RÂKIM-I HURÛF/RÂKIM-ÜL-HURÛF(MUHARRİR) değil/yerine/= YAZARI


- RAKÎM ile RÂKIM[< RAKM]

( YAZI YAZACAK LEVHA | YAZI, KİTAP VE SAİRE ile YAZAN, ÇİZEN | KOT, BİR YERİN DENİZDEN OLAN YÜKSEKLİĞİ )


- RAKIM ile YÜKSEKLİK

( TEFÂZUL-İ İRTİFÂ': İki noktanın deniz yüzeyinden yükseklikleri arasındaki fark. )

( ELEVATION/ALTITUDE vs. HEIGHT )


- RÂKİP(/B) ile RAKîP(/B)

( Binici. İLE Karşı(sında) olan. )

( RIDER vs. RIVAL )


- RAKİP/HASIM[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİŞTEŞ/KARŞIDAŞ/YARIŞTAŞ


- RAKİP ile DEZAVANTAJ


- RAKİP ile/ve/< KURBAN

( (gerektiğinde) Rakip olabilmek/olmak için kurban da olabilmelisindir. )


- RAKISHNESS vs. DEBAUCHERY


- RAKİT[Ar.] değil/yerine/= GÖL

( Durgun su. )


- RAKKAM değil RAKAM


- RAKUN ile NASUA

( Kuzey Amerika'da yaşar. İLE ... )

( Rakun ile ... )

( image ile

image )

( RACCOON vs. NASUA )

( PROCYON LOTOR cum NASUA )


- RAKUN ile TANUKİ

( ... ile Tanuki )

( ... cum NYCTEREUTES )


- RAKUNKÖPEĞİ ile ...

( Doğu Asya'ya özgü, memeli bir hayvan. )


- RAL ile ...

( Akciğerleri dinlerken doktorun duyduğu patolojik ses. )


- RALLİ[İng.] değil/yerine/= ARABA YARIŞI


- RÂM (OLMAK/ETMEK) ile ...

( İNSANIN TÜM VARLIĞIYLA ALLAH'A BAĞLANMASI | TESLİMİYET )


- RAM/RANDOM ACCESS MEMORY[İng.] değil/yerine/= RASTGELE ERİŞİMLİ BELLEK


- RAM ile HARD DISK

( Kısa süreli bellek. İLE Uzun süreli bellek. )

( Random-access memory.[akronim/acronym] İLE Hard Disk. )


- RAMA ile/ve SİCİM


- RAMAK[Ar.] ile ...

( Yaşam kalıntısı, ancak soluk alacak kadar gövdede kalan yaşam/can. | Pek az şey. | (Ramak kala!) )


- RAMAK[Ar.] ile/ve/||/<>/> SEDD-İ RAMAK[Ar.]

( Yaşam kalıntısı. [Ancak, soluk alabilecek kadar gövdede kalan yaşam.] | Pek az şey. İLE/VE/||/<>/> Ölmeyecek kadar ile geçinme/yaşama. )


- RAMAZAN AYININ:
İLK 10 GÜNÜ ile/ve/<> İKİNCİ 10 GÜNÜ ile/ve/<> ÜÇÜNCÜ 10 GÜNÜ

( Rahmet günleri. İLE/VE/<> Mağfiret günleri. İLE/VE/<> Cehennem'den azad günleri. )


- RAMAZÂN ile ...

( KAMER TAKVİMİNİN DOKUZUNCUSU, ÜÇ AYLARIN SONUNCUSU, ORUÇ AYI )


- RAMAZAN ve/>/ya da FITR BAYRAMI[RAMAZAN ve/>/ya da ŞEKER BAYRAMI değil!]

( ... ve ÎD el-FITR[Ar.]: KAHVALTI | HARİ RAYA AİDİL FİTRİ[Malezya ve Singapur'da] | IDUL FİTRİ ya da LEBARAN[Endonezya'da] | SHEMAI EID[Bangladeş'te] )


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN

( ... İLE/VE/||/<>/> 1812 ve 2020 yılındaki Ramazan ayı. )

( )


- RAMAZAN ve KELÂM


- RAMAZAN ve/||/<>/> TOPLUMSALLAŞMA


- RAMEL ile ...

( Aruz ölçüsü. )


- RÂMÎ[Ar. < REMY] ile RÂMÎ[Fars.]

( Atan, atıcı.[ok vs.] İLE Boyun eğici, çok itaatli. )


- RAMİ[Malezya dilinden] ile RAMİ

( Isırgangillerden, Çin, Vietnam ve Malezya'da yetişen, değerli bir bitki. | Bu bitkinin dokumacılıkta kullanılan lifi. İLE İstanbul'da bir semt. )


- RAMP[Fr.] ile RAMPA[İt.]

( Bir tiyatro sahnesinin önünde, ışık ve ışıldakların yerleştirildiği, izleyiciye en yakın yer. İLE Bir arazinin, bir karayolunun, bir demiryolu hattının yatay doğrultuya göre yokuş olan bölümü. | Özellikle istasyonlarda, vagonlara eşya yüklemek ya da boşaltmak için yapılan, ambarın önünde bulunan set. | Bir vagonu, raya sokmak ya da raydan çıkarmak için kullanılan araç. | Bir geminin, bir başka gemiye, dubaya, iskeleye ya da sala değecek biçimde yanaşması. | İki ağacı ya da takozları birbirine kenetlemek için kullanılan, ucları eğriltilmiş ve sivriltilmiş demir çubuk. | Füzeli mermi ya da makinelerin, havaya fırlatılmak için üstüne yerleştirildikleri eğik destek. )


- RAMPA[İt.] değil/yerine/= YOKUŞ


- RAN ile ...

( Yelken sporunda rüzgârın önünde seyretme. )


- RANDIMAN[Fr.] değil/yerine/= VERİM


- RANDOM vs. COINCIDENCE


- RANDOM[İng.] değil/yerine/= RASTGELE


- RANDOMİZASYON/RANDOMIZATION[İng.] değil/yerine/= RASTGELELEŞTİRME


- RANDOMİZE/RANDOMIZED[İng.] değil/yerine/= RASTLANTISAL


- RANİ ile ...

( Hindistan'da kraliçe. )


- RANKET ile ...

( Nefesli bir çalgı. )


- RANT (ELDE ETMEK) ile PRİM (TOPLAMAK)


- RANUNCULACEAE = ŞAKÎKÎYE


- RAPEL/DOZ BOOSTER DOSE[İng.] değil/yerine/= PEKİŞTİRME DOZU


- RAPOR[İng.] değil/yerine/= YAZANAK

( Herhangi bir işte, bir konuda yapılan inceleme, araştırma sonucunu, düşünceleri ya da saptamaları bildiren yazı. )


- RAPOR/DA:
BAĞLAYICI/LIK ile/değil/yerine YOL GÖSTERİCİ/LİK


- RAPORTÖR değil/yerine/= DEĞERLENDİRME YAZAN/YAZICI


- RAPRAHAT


- RAPSODİ[Fr. < Yun.] ile ...

( Ulusal ya da yöresel konulardan esinlenerek oluşturulmuş müzik yapıtı. | İçinde, Homeros'un şiirlerindeki olaylardan birini işleyen şarkı ya da parça. )


- RAPTETMEK değil/yerine/= İLİŞTİRMEK/TUTTURMAK


- RARELY vs. SCARCELY


- RASA ile ...

( Tat. )


- RASAT[Ar.] değil/yerine/= GÖZLEM


- RASATHANE/OBSERVATUVAR değil/yerine/= GÖZLEMEVİ


- RASATHANE ile/ve MUVAKKITHANE

( Gökyüzünün/uzayın izlendiği gözlem evi. İLE/VE Takvim hazırlamak ve vakit tayin etmek için kullanılan küçük rasathane. )


- RAŞİTİZM[Fr. RACHITISME< Yun.]/KÜSÂHAT[Ar.] SISKALIK

( Çocuklarda, kalsiyum, fosfor eksikliğinden ya da dengesizliğinden ileri gelen, biçim bozukluğuna neden olan kemik sayrılığı. )


- RASLİLA ile ...

( Hindistan'a özgü bir halk oyunu. )


- RÂST[Fars.] ile RÂST[Fars.]

( Doğru. | Tesadüf. | Hedefi vurma. İLE Türk müziğinde bir makam adı. )


- RÂST ile DOĞRU | SAĞ | UYGUNLUK


- RASTGELE/LALETTAYİN değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL


- RASTGELE ve TEVEKKÜL


- RASTGELELİK:
TANIMLAMADA ile TANIMLAMAMADA


- RASTGELELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< OLASILIKLILIK


- RASTGELELİK >< TANIM/LAMA


- RASTGELME ile KAZA SONUCUNDA


- RASTIK[Fars.] ile RASTIK[Fars.]

( Kadınların, kaşlarını ya da saçlarını boyamak için sürdükleri siyah boya. İLE Sürmemantarıgillerin yol açtığı ve tanelerin içini kurumu karası bir tozla dolduran ekin hastalığı. )


- RASTLAMAK/RASTGELELİK ile DENK GELMEK


- RASTLANTI ile KAZAEN


- RASTLANTI = TESADÜF = CHANCE, HAZARD[İng.] = HASARD[Fr.] = ZUFALL[Alm.]


- RASTLANTI değil/yerine TÜZE


- RASTLANTI ile/ve/<> YAPISAL RASTLANTI

( Fizik yasalar/ı ve fraktal geometri, yapısal rastlantılardır. )

( )


- RASTLANTI ile/ve ZORUNLULUK

( COINCIDENCE vs./and OBLIGATION )


- RASYO/RATIO[İng.] değil/yerine/= ORAN


- RASYON/RATION[İng.] değil/yerine/= GÜNLÜK BESİN


- RASYONALİZASYON/RATIONALIZATION[İng.] değil/yerine/= USSALLAŞTIRMA


- RASYONALİZM/RATIONALISM[İng.] değil/yerine/= USÇULUK


- RASYONALİZM ile MEKANİZM


- RASYONEL TEOLOJİ ile DİNÎ TEOLOJİ


- RASYONEL[İng. < RATIONAL] değil/yerine/= AKILCI, USSAL


- RASYONEL ile İRRASYONEL


- RASYONEL ile PRAGMATİK


- RATANYA[Peru dilinden]

( Karabuğdaydillerden, kökü sürgün kesici olarak tıpta kullanılan bir bitki. )

( KRAMERIA TRIANDRA )


- RATÎB/RATB[Ar.] ile RÂTİB[Ar.]

( Taze, yeşil, yaş.[yemiş] | Yumuşak, mülâyim. İLE Sıraya koyan, tertip eden. )


- RATIO vs. ACCORDING TO


- RATIO vs. CONSIDERATION


- RATIO vs. TO COMPARE


- RATIO ile REASON ile INTELLECT

( Oran, karşılaştırma. Mevcut olanların karşılaştırma bilgisi. İLE/VE Nedenleri el/dikkate almak. İlliyet. İLE/VE Erekbilimsel akıl tipi. Olmayanın/Olmamış olanın aklı/bilgisi. )

( ... ile ... ile LIZHI )


- RAUF ile ÇOK ACIYAN, ESİRGEYEN, MERHAMET SAHİBİ


- RAUF ile/ve RAHÎM


- RAUNT/RAVNT[İng.] değil/yerine/= DÖNEM


- RAVENT[Ar.] ile IŞKIN

( Karabuğdaygillerden, iri gövdeli, büyük yapraklı, tıpta kullanılan bir bitki. İLE Bir ravent türü. )


- RAVZA[Ar. çoğ. RAVZÂT, RİYÂZ] ile ...

( Ağacı, çayırı, çimeni bol olan yer, bahçe. Bahçe-i Cennet. )


- RÂY[Ar.] ile RA'Y[Ar.] ile RAY[Fr./İng. RAIL]

( Oy, rey, fikir. | Raca, Hint hükümdarı. | Sancak, bayrak.[< RÂYET] İLE Otlama. | Otlatma, gütme. | Teslim olma. )


- RAYBA[Alm.] değil/yerine/= PÜRÜZALIR


- RAYİÇ[Ar.] değil/yerine/= DEĞER

( Bir malın, satış ve sürüm değeri. )


- RÂYİHA[Ar.]/BÛY[Fars.] değil/yerine/= KOKU


- RAYLARA:
"ŞAHIS DÜŞTÜĞÜNDE" değil "BİRİ DÜŞERSE"

( Raylı yolların duraklarında bulunan uyarı yazılarının, ilgili yöneticilerce düzeltilmesi dileğiyle... )


- RAYON[Azr.] = İLÇE[Tr.]


- RAZ/RAZZ[Ar.] ile RÂZZ[Ar.] ile RÂZ[Ar.]

( Berelenme, bere. | Bir şeyi döküp bulgur gibi ufalama. İLE Kesmez alet. İLE Sır, gizlenilen şey. )


- RÂZI OLUNAN ÖFKE ile RÂZI OLUNMAYAN ÖFKE

( Bizi mahkum eden şey, huylarımız, ahlâkımızdır. )


- RÂZÎ/RAZİYYE[Ar. < RIZÂ] ile RAZÎ/RADÎ[Ar. çoğ. RUZAÂ] ile Râzî[Ar.]

( Kabul eden, boyun eğen, rıza gösteren. İLE Süt kardeş. | Süt emen çocuk. İLE Rey şehrine bağlı/mensup, bu şehirle ilgili olan. | İran'ın "Rey" şehrinden olan. | Sırra/râza bağlı/mensup. )


- RÂZÎ ile FAHREDDİN RÂZÎ

( Hekim, filozof, simyacı. İLE Âlim, fizikçi ve müfessir. )

( Ebû Bekr Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî [865 - 925, Rey - İran]. İLE Fahreddin er-Râzî [1150 - 05 Nisan 1210, Rey - İran] )


- RAZMOL ile/ve PASPAL

( İri kepekli un. İLE/VE Çok kepekli un. )


- RBS/RADIOLOGY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= RADYOLOJİ BİLGİ DÜZENİ


- RCB ile ...

( Rahmet. Cemal. Bereket. )


- RDS/RELATIONAL DATABASE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İLİŞKİSEL VERİTABANI YÖNETİM DÜZENİ


- RE-ENKARNASYON ile NEW-ENKARNASYON

( TSONGKABA: Reenkarnasyonu ilk ortaya atan. )

( Reenkarnasyon, tekrar gövdelenme. Bu süreç sadece görünür ya da görünmezlikle/3 boyutlu görünüm ile/gözün algılama potansiyeli ile sınırlı değildir. Hücre ve organların günlük, haftalık gibi dönemsel değişimleri/mutasyonları da bu olgunun içinde düşünülebilir. İLE Newenkarnasyon, yeni ve/veya yeniden(başlangıçsal) gövdelenme. )


- RE-INCARNATION vs. NEW-INCARNATION

( RE-ENKARNASYON ile NEW-ENKARNASYON )


- RE'S[Ar.] ile ...

( [coğr.] Burun. | Uc, tepe. )


- RE'S/REÎS[Ar.] ile -RES[Ar.]

( Baş/kafa. | Baş, başkan. | Baş, başlangıç. | [coğr.] Burun. | Uc, tepe. | Koyun/keçi gibi canlı hayvan. | Baş. | Tepe. | Bitkilerin kökten en uzak olan noktası. İLE "erişen, yetişen, ulaşan" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[NEV-RES: Yeni yetişme.] )


- RE'SEN[Ar.] ile RESEN[Fars.]
[ikisi de "REYSEN" değil!]

( Kendi kendine, kendi başına, kimseye danışmadan. İLE İp, urgan, halat. )


- re ile Re

( Gam dizisinde, do ile mi arasındaki ses. | Bu sesi gösteren nota simgesi. İLE Renyum'un simgesi. )


- REABSORPSİYON/REABSORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM


- REACTION vs. FEEDBACK


- REACTION vs./and RESPONSE


- READING! and READING! and READING!


- REAGEN/REAGENT[İng.] değil/yerine/= ÖLÇÜ/MİYAR


- REAKSİYON FORMASYON/REACTION FORMATION[İng.] değil/yerine/= KARS¸IT TEPKİ OLUŞTURMA


- REAKSİYON ZAMANI/REACTION TIME[İng.] değil/yerine/= TEPKİ ZAMANI


- REAKSİYON/REACTION[İng.] değil/yerine/= TEPKİ | TEPKİME


- REAKSİYONER/REACTIONARY[İng.] değil/yerine/= TEPKİSEL


- REAKTAN/REACTANT[İng.] değil/yerine/= TEPKİMEYE KATILAN


- REAKTİF/REACTIVE[İng.] değil/yerine/= TEPKİLİ | AYIRAÇ


- REAKTIVASYON/REACTIVATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN ETKINLEŞTİRME


- REAKTİVİTE/REACTIVITY[İng.] değil/yerine/= TEPKİLİLİK


- REAL vs. LIKE


- REAL vs. ORGANIC


- REAL vs. RESULT BY APPROACH


- REAL-TIME[İng.] değil/yerine/= GERÇEK ZAMANLI


- REAL[İng.]/REEL[Fr.] değil/yerine/= GERÇEK


- REALİST değil/yerine/= GERÇEKÇİ


- REALITE/REALITY[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLİK


- REALITY vs. MEASUREMENT


- REALITY vs. TRUTH


- REALITY vs./and NECESSITY


- REALITY vs./and TO GET EXPOUND


- REALİZASYON ile/ve/||/<> AKTÜELİZASYON


- REALIZATION vs./and PRINCIPLE


- REALİZM değil/yerine/= GERÇEKÇİLİK


- REALİZM ile İDEALİZM

( Modernitedeki çelişkilerin billurlaştırılması. İLE/VE/DEĞİL Modernizmi forma sokmak. )

( Kayıp. İLE/VE/DEĞİL Kazanç/kazanım. )

( Fransız protestanlığını anlamadan Modernizm'i anlamak olanaksızdır. )

( Değerli maden stoklarının artırılmasını öngören ekonomik düzen. | Avrupa pazarında doğulu tüccar. [Merkantilistlere göre, devlet ancak altın stoğunun artırılmasıyla zengin olabilir] [1500-1600 yılları arasında geçerlilik/değer bulmuştur] İLE Fransız merkantilizmi. )

( Altın ve gümüş madenlerinin ülkeden çıkmasının önlenmesini ister. İLE Sanayi sayesinde altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister. İLE Ticaret sayesinde altın ve gümüş stoğunun artırılmasını ister ve ihracatın ithalattan çok olmasıyla artacağını iddia eder. )

( AGNOSTİK: Bilinemez; Sınırlarını çizmek. )

( FARÂBÎ )

( Bkz. İSLÂM DÜŞÜNCESİ - H. ZİYA ÜLKEN )

( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )

( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )

( QUIETISM vs./and AGNOSTICISM
QUIETISM vs./and EXISTENTIALISM )


- REALİZM ile İDEALİZM/LİBERALİZM ile MARKSİZM


- REANIMASYON/REANIMATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN CANLANDIRMA


- REASON vs. CONNECTION


- REASON vs. INTELLIGENCE


- REASON vs. MIND


- REASON vs. PROOF


- REASON vs. REASON IN FORCE


- REASON vs. STRATEGY


- REASON vs. TRIGGER


- REASON vs./and NATURE


- REASÜRANS SİGORTA


- REBAB[Fars.]/RÜBAP/REBAP

( Gövdesi hindistancevizi kabuğundan yapılmış, uzun saplı saz. )


- REBELLION vs. NOT ABLE TO ACCEPT


- REBOUND[İng.] değil/yerine/= GERİ TEPİM


- REC'[Ar.] ile REDD[Ar.]


- REC'A[Ar. çoğ. RECEÂT] ile RECÂ'[Ar.]

( "Öldükten sonra dünyaya geliş."[TENÂSÜH, RE-ENKARNASYON] İLE Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. )


- REC[Ar.] ile REC'[Ar.] ile RECC[Ar.]

( Sarsma, sallama. | Sallanma, sarsılma. İLE Geri döndürme. İLE Sallayıp sarsma, sallanıp sarsılma. )


- RECÂ'[Ar.] ile TAMA'[Ar.]


- RECÂH[Ar.] ile REZÂNE[Ar.]


- RECAİ MEHMED ÇEŞMESİ ile RECAİ MEHMED SEBİLİ

( Vefa'da, Koğacılar Caddesi'ndedir. İLE . )

( İkisi de, 1775'te, Nişancı[tuğra çeken] Recai Mehmed Efendi tarafından yaptırılmıştır. )

( Rokoko üslûbundadır. İLE Türk Barok üslûbundadır. )


- RECEIPT vs. INVOICE


- REÇEL[Fars.] ile MARMELÂT[Fr. < Yun.]/PERVERDE[Fars.][PELVERDE değil!]

( Meyveleri, şekerle kaynatarak hazırlanan tatlı. İLE Şeker karıştırılarak pişirilmiş meyve ezmesi. | Üzüm şırasından yapılan bir çeşit tatlı. | Besili. | Beslenmiş, terbiye edilip yetiştirilmiş, büyütülmüş. )


- REÇİNE[Yun.] ile/değil ÇİS

( ... İLE/DEĞİL Kimi bitkilerden sızan ve katılaşarak sarımtırak bir cisim durumuna geçen bir çeşit şekerli özsu, kudret helvası. )


- REÇİNE[Yun.] ile KOPAL[Fr./İsp. < COPAL]

( ... İLE Tropik bölgelerde yetişen, bazı erguvangillerden çıkarılan ve cilâ yapmakta kullanılan bir tür reçine. )


- REÇİNE ile BAKALİT

( ... İLE Formaldehit ile bir fenolün yoğunlaşması sonucu elde edilen yapay reçine. )


- RECIPIENT[İng.] değil/yerine/= ALICI


- RECIPROCAL vs. IN THE SAME TIME/MOMENT


- RECOGNIZE THE SELF vs. SELF REALIZATION


- RECOVERY ROOM[İng.] değil/yerine/= UYANMA ODASI (ANESTEZIDEN)


- RED (ETMEK) ile/ve DİKKAT

( REJECT vs./and ATTENTION )


- RED' ile ...

( REDDETME, GERİ VERME )


- RED ile/değil/yerine TAMAMLAMAK

( Duruyorsan. İLE/DEĞİL/YERİNE Yürürsen/yürüyerek. )


- REDÂ'[Ar. < RED] ile REDÂ'[Ar.]

( Önleme, yasak etme. İLE Süt emme. )


- REDÂAT[Ar.] ile REDÂET[Ar.]

( Süt emme. İLE Kötülük, fenalık, bayağılık. [REZÂLET: Niceliksel. | REDÂET: Niteliksel.] | Hastalık ve yara azgınlığı. )


- REDAKSİYON değil/yerine/= DÜZELTME


- REDAKTÖR değil/yerine/= DÜZELTMEN


- REDD[Ar.] ile REF'[Ar.]


- REDDÂDE ile/ve/||/<> ÇOBAN ile/ve/||/<> MÜŞHİR

( VI. yy.'dan itibaren kullanılmaya başlanmıştır. )


- REDDEDİLME ile/ve/||/<> ISTIRAB/ACI

( Reddedilmek, beyin tarafından, fiziksel bir acı olarak algılanıyor. )


- REDDETME ile/değil/yerine ERTELEME

( [not] TO DENY | REJECT vs./but TO POSTPONE/DEFER/DELAY
TO POSTPONE/DEFER/DELAY instead of TO DENY | REJECT )


- REDDETME ile/ve/<> KÜÇÜMSEME


- REDDETME ile/ve/değil/yerine/<>/> YADSIMA


- REDDETMEK ile/değil/yerine "AŞMAK"

( REJECT vs./and "TO EXCEED" )


- REDDETMEK ile "GERİ ÇEVİRMEK"


- REDDETMEK ile AŞAĞILAMAK

( REJECT vs. TO DESPISE )


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine AYIRD ETMEK

( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO DISTINGUISH
TO DISTINGUISH instead of TO DENY | REJECT )


- REDDETMEK ile/ve BEĞENMEMEK/İRDEMEK

( REJECT vs./and TO DISAPPROVE | NOT TO LIKE )


- REDDETMEK ile/değil BOYUN EĞMEMEK

( [not] TO DENY vs./but NOT TO SUBMIT )


- REDDETMEK ile/değil/yerine DEĞİLLEME

( [not] TO DENY | REJECT vs./but NEGATION
NEGATION instead of TO DENY | REJECT )


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DIŞARIDA BIRAKMAK


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZ ARDI ETMEK

( [not] TO DENY | REJECT vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO DENY | REJECT )


- REDDETMEK ile/değil KALDIRMAK

( [not] REJECT vs./but TO REMOVE )


- REDDETMEK ile ORTADAN KALDIRMAK

( Rededebilirsiniz fakat ortadan kaldıramazsınız. )


- REDDETMEK ile SIRTINI DÖNMEK


- REDDETMEK ile/ve/değil/yerine YÜZ ÇEVİRMEK

( [not] TO DENY vs./and/but TO TURN AWAY FROM
TO TURN AWAY FROM instead of TO DENY )


- REDDİYE[Ar.]

( Bir düşünceyi, bir öğretiyi çürütmek için yazılan yazı. )


- REDDİYE ile/ve/değil/||/<>/< GÖNDERME


- REDİF:
EK DURUMUNDA ile SÖZCÜK DURUMUNDA

( Aynı görevdeki eklerin tekrarlanmasıyla. w Aynı anlamdaki sözcüklerin tekrarlanmasıyla. )

( )


- REDİF[Ar.] ile REDİF[Ar.] ile RADİF[Ar.]

( Son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er. İLE Koşuklarda, uyaktan sonra yinelenen, aynı anlamdaki sözcük ya da ek. İLE Binicinin ardına binen [ikinci] kişi. )


- REDİNGOT[İng.] ile İSTANBULİN

( Arkası yırtmaçlı, etekleri uzun, çift sıra düğmeli, resmi erkek ceketi. İLE Tanzimat'tan Meşrutiyet'e kadar Türkiye'de kullanılan, yakası kapalı bir tür redingot. )


- REDISTRİBÜSYON/REDISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAĞILIM


- REDOKS[İng.]

( Bir atom ya da molekülden ötekine, bir ya da daha çok elektronların geçişi. )


- REDRESÖR[Fr.] değil/yerine/= DOĞRULTMAÇ


- REDUCE vs. DECREASE


- REDÜKTAN/REDUCTANT[İng.] değil/yerine/= INDIRGEYEN


- REDÜKTE/REDUCED[İng.] değil/yerine/= INDIRGENMİŞ | YERINE YERLEŞTİRİLMİŞ


- REDÜKTÖR/REDUCER[İng.] değil/yerine/= INDIRGEYİCİ


- REENKARNASYON:
ZENGİNLERİN ve FAKİRLERİN DİNİ


- REENKARNASYON ile/değil/yerine/>< RESURECTION

( Düşme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yücelme. )


- REENTRAN/REENTRANT[İng.] değil/yerine/= YENIDEN GİREN


- REENTRİ/REENTRY[İng.] değil/yerine/= YENIDEN GİRİŞ


- REFAH[Ar.] yerine GÖNENÇ

( Bolluk, rahatlık ve varlık içinde, iyi olanaklarda yaşama. )


- REFAKAT ETMEK değil/yerine/= EŞLİK ETMEK


- REFAKAT değil/yerine/= EŞLİK


- REFÂKAT değil/yerine/= EŞLİK ETME


- REFERANDUM[Lat.]/PLEBİSİT[Fr.] değil/yerine/= HALK OYLAMASI

( Biri ya da bir sorun için halkın olumlu ya da olumsuz kanısının belirmesi amacıyla yapılan oylama. )


- REFERANS DEĞER/REFERENCE VALUE[İng.] değil/yerine/= DAYANAK DEĞER


- REFERANS[[İng. < REFERENCE]] değil/yerine/= REVERANS[Fr.]

( Kaynak. | Öneri. | Öneri mektubu. İLE Selâm ya da teşekkür için eğilerek ya da dizleri kırarak yapılan hareket. )


- REFERANS[İng./Fr. < REFERENCE] ile/ve/||/<> BONSERVİS[Fr. < BON SERVICE]

( Öneri belgesi. | Kaynak. | Öneri. İLE/VE/||/<> Çalıştığı yerden ayrılırken görevini iyi yaptığını belirtmek amacıyla birine verilen belge. )


- REFERANS değil/yerine/= BAŞVURU


- REFERANS ile/ve PERSPEKTİF


- REFÎ'[Ar. < RİF'AT] ile REFÎH[Ar. < REFAH]

( Yüksek, yüce. İLE Refah ve rahat içinde yaşayan. )


- REFİK[< RIFK]/ZEVC[Ar.] ile/ve/||/<> REFİKA/ZEVCE[Ar.]

( Eril olan eş. Koca. İLE/VE/||/<> Dişil olan eş. Karı. )


- REFİK/A ile/ve/> SÂDIK


- REFLECTION vs. ECHO


- REFLECTION vs./and "TO BECOME APPARENT"


- REFLEKS(İNSİYÂK) ile ALARM/UYARI


- REFLEKS/REFLEX[İng.] değil/yerine/= TEPKE


- REFLEKS ile ATILIM


- REFLEKS ile/ve/||/<>/> MORA REFLEKSİ


- REFLEKS değil/yerine/= TEPKE

( Dıştan gelen bir uyarım sonucu doğan hareket, salgı gibi iç tepkilere yol açan irade dışı sinir etkinliği, yansı. | Dıştan ya da içten gelen bir uyarım sonucunda organizmada tepkilere yol açan istemsiz sinir etkinliği. )


- REFLEKS ile/ve/||/<> VAGAL REFLEKS

( ... İLE/VE/||/<> [Parasempatik ve/+ sempatik][1- Aynı anda.] > [2- Sıcak.] > [3. Sağlıklı öfke.] )


- REFLEKS ile YANSIMA


- REFLEKSİYON/REFLECTION[İng.] değil/yerine/= YANSIMA | DERİN DÜŞÜNME


- REFLEKTİF değil/yerine/= YANSITICI


- REFLEKTÖR[Fr.]/KATAFOT[Fr. < CATAPHOTE] değil/yerine/= YANSITAÇ/YANSITICI

( Yansımadan yararlanarak bir ışık aksının uzaydaki dağılışını değiştirmeye yarayan nesne. | Işığı yansıtmakta kullanılan, çeşitli boy ve biçimdeki yüzeyler. )

( KATAFOT[Fr. < CATAPHOTE]: Dışarıdan gelen bir ışığın etkisiyle geceleyin ışıklı görünen reflektör. )


- REFLEKTÖR/REFLECTOR[İng.] değil/yerine/= YANSITICI


- REFLÜ/REFLUX[İng.] değil/yerine/= GERİ KAÇIŞ


- REFRACTION vs. TO PERISH


- REFRAKSİYON/REFRACTION[İng.] değil/yerine/= KIRILMA


- REFRAKTER PERİYOT/REFRACTORY PERIOD[İng.] değil/yerine/= DUYARSIZ DÖNEM


- REFRAKTER/REFRACTORY[İng.] değil/yerine/= YANITSIZ | TEPKİSİZ | DUYARSIZ


- REFREF[:
KALDIRMAK]:
ŞEYİ değil KENDİNİ/KALDIRANI


- REFREF ile ...

( İki kalbin birleşmesi. )

( Manevi bir binek. | Yeşil giysi. | İnce, yumuşak kumaş. | Cennet. )


- REFS[Ar.] ile REFŞ[Ar.]

( Edep dışı söz söyleme. | Hanımlara söz atma. İLE Çapa, küçük kazma. | Bir tür ırmak kaplumbağası.[Fırat ve Dicle'de bulunur.] | Kulağı büyük olma. )


- REFT[Ar.] ile REFT[Ar.]

( Bir şeyi ufalama, kırıntı durumuna getirme. İLE Gitme, gidiş. | Yeniçeri ocağıyla sonraları askerlik dairelerinde kişiler için tutulan künye defterlerinde "ayrıldı" anlamına kullanılan bir sözcük. )


- REFTÂR[Fars.] ile ...

( Gidiş, yürüyüş, hareket. | Salınarak edâlı yürüyüş. | Hızlı koşan. )


- REFTE REFTE[Fars.] ile ...

( Gitgide, gide gide, azar azar. )


- REFUSE vs. DENY


- REGAİP[Ar.] ile ...

( Recep ayının ilk Cuma'sıdır. )


- REGL değil/yerine/= AYBAŞI


- REGRESİF/REGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİCİ


- REGRESYON/REGRESSION[İng.] değil/yerine/= GERİLEME


- REGRETTABLE vs. REGRETFUL


- REGULAR VERBS vs. IRREGULAR VERBS


- REGULARITY vs. HARMONIOUS PROPORTION


- REGÜLASYON[Fr./İng. < REGULATION]/REGÜLE ETMEK değil/yerine/= DÜZENLEMEK


- REGÜLASYON/REGULATION[İng.] değil/yerine/= DÜZENLEME, AYARLAMA


- REGÜLASYON değil/yerine/= YÖNERGE | AYARLAMA, DÜZENLEME


- REGÜLATÖR[Fr./İng.] değil/yerine/= DÜZENLEYİCİ, AYARLAYICI


- REGÜLATÖR/REGULATORY[İng.] değil/yerine/= DÜZENLEYİCİ | AYARLAYICI


- REGÜLE/REGULATED[İng.] değil/yerine/= AYARLI, DÜZENLİ


- REGÜLER/REGULAR[İng.] değil/yerine/= DÜZENLİ


- REGÜRJITAN/REGURGITANT[İng.] değil/yerine/= GERİ AKAN


- REGÜRJITASYON/REGURGITATION[İng.] değil/yerine/= GERİ AKIŞ


- REH-İ SENG-SÂR ile ...

( TAŞLIK YOL )


- REHÂ'[Ar.] ile REHÂ[Ar.]

( Bolluk, genişlik. | Varlık içinde bulunma. | Gevşeklik, sölpüklük. İLE Kurtulma, kurtuluş. )


- REHABILITASYON/REHABILITATION[İng.] değil/yerine/= ONDURMA


- REHABİLİTASYON değil/yerine/= SAĞALTIM


- REHÂVET ile/ve/||/<>/> ATÂLET


- REHÂVET değil/yerine/>< CESÂRET


- REHÂVET değil/yerine/= GEVŞEKLİK


- REHÂVET ile/değil/yerine REKÂBET


- REHBER-İ HÜRRİYET ile ...

( II. Meşrutiyet'ten önce II. Abdülhamit yönetimine karşı ayaklanarak arkadaşlarıyla beraber Makedonya'da dağa çıkan kolağası Resne'li Niyazi'nin yanında gezdirdiği geyik. )


- REHBER[AR.]/GUIDE[İng.] değil/yerine/= KILAVUZ


- REHBER[Ar.] değil/yerine/= KILAVUZ


- REHBER[Ar.] ile/değil TUR ÖNDERİ


- REHBER[Fars.] ile REHDÂN[Fars.] ile REHZEN[Fars.]

( Yol gösterici/gösteren, kılavuz. | Derviş olanı, şeyh huzuruna götüren. | Hz. Cebrail. İLE Yol bilen. İLE Yol kesici. )


- REHBER değil/yerine/= KILAVUZ


- REHBER ile/ve MEYDANCI


- REHBER ile MİHMÂN-DÂR[Fars.]

( ... İLE Konuk ağırlayan kişi. | Misafire eşlik etmek üzere verilen kişi. )


- REHD[Ar.] ile REHS[Ar.]

( Bastırarak ezme. İLE Bir şeyi ayakla çiğneyerek ezme. )


- REHİN[Ar. < REHN]/İPOTEK[Fr. < HYPOTHEQUE] değil/yerine/= TUTU

( Borcun ödeneceğine ilişkin borçlunun alacaklıya bir taşınmazı güvence olarak göstermesi. )


- REHİN/İPOTEK değil/yerine/= TUTU


- REINFORCEMENT[İng.] değil/yerine/= PEKİS¸TİRME


- REİS-İ CUMHUR değil/yerine/= KAMU BAŞKANI


- REİS'ÜL KÜTTAP ile ...

( XVII. yüzyıla kadar Osmanlı'larda padişah divanı yazmanlarının başı. | Dışişleri Bakanı.[Tanzimat'tan önce] )


- REÎS[Ar.] ile/değil/yerine/= BAŞKAN

( KIYÂMÎ TEKKELERİNDE KIYÂMEN EDİLEN ZİKİRLERDE ZİKRİ İDARE EDEN )


- REÎS[Ar.] ile ZA'ÎM[Ar.]


- REJECT vs. REFUSE/TURN DOWN vs. REVERSE vs. REVOKE vs. RESCIND vs. REPEAL vs. ANNUL vs. VOID vs. RECONSIDER

( Reddetmek.[konuşma dilinde] İLE Reddetmek. İLE Kararı feshetmek, iptal etmek. İLE Geri almak.[özel hukukta kullanılır][REVOCABLE >< IRREVOCABLE] İLE Yürürlükten kaldırma, iptal etmek, feshetmek. İLE Yürürlükten kaldırma.[Anayasa ve İdare Hukuku'nda] İLE Bozmak, iptal etmek, feshetmek. İLE Geçersiz. İLE Tekrar gözden geçirme, tekrar düşünme. )


- REJEKSİYON/REJECTION[İng.] değil/yerine/= DOKU REDDİ, ÖRGEN REDDİ


- REJENERASYON/REGENERATION[İng.] değil/yerine/= YENİLENİM


- REJENERATİF/REGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= YENİLEYEN


- REJİM/REGIMEN[İng.] değil/yerine/= DİYET | UYGULAMA BİÇİMİ, YÖNETME


- REJİM değil/yerine/= YÖNETİDÜZEN


- REJYONAL/REGIONAL[İng.] değil/yerine/= BÖLGESEL


- REK'AT ile ...

( NAMAZDA BİR KIYAM(AYAKTA DURMA), BİR RÜKÛ(AYAKTA İKEN EĞİLME) VE İKİ SÜCÛD(YERE KAPANMA)DAN İBÂRET HAREKET (RÜK'AT) )


- REKLÂM ile/ve/değil OLTA


- REKÂBET EDERSEK değil/yerine/>< CESÂRET EDERSEK

( Aynılaş(tır)ırız. DEĞİL/YERİNE/>< Farklılaş(tır)ırız. )


- REKÂBET[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİŞKİ/YARIŞKI


- REKABET ile/ve/değil/yerine/||/>< DAYANIŞMA


- REKABET ile/ve/yerine İŞBİRLİĞİ

( RIVALRY vs./and COOPERATION
COOPERATION instead of RIVALRY )


- REKLÂM VE GÖRÜNTÜ KİRLİLİĞİ ve GÜRÜLTÜ KİRLİLİĞİ ve SİGARA SORUNU

( )


- REKLAM:
ÜRÜN/Ü ÖVMEK değil ETKİ/KAYIT YARATMAK


- REKLAM[Fr. < RÉCLAME] değil/yerine/= TANITI

( Bir şeyi topluma tanıtmak, beğendirmek ve böylelikle sürümünü sağlamak için denenilen her türlü yol. | Bu amaç için kullanılan yazı, görsel, film vb. )


- REKLÂM = ADVERTISEMENT[İng.] = RÉCLAME[Fr.] = ANZEIGE/REKLAME[Alm.] = PUBBLICITÀ[İt.] = ANUNCIO[İsp.]


- REKLÂM ile/değil HABER

( ["not"] ADVERTISEMENT vs. NEWS/MESSAGE )


- REKLÂMLARA KAPILMAMALI!


- REKOLTE[İt. < RACCOLTA] değil/yerine/= TOPLAM ÜRÜN


- REKOLTE değil/yerine/= TÜMÜRÜN


- REKOMBİNAN/RECOMBINANT[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİRLEŞTİRİLMİŞ | GENETİK ÇEŞİTLENDİRİLMİŞ


- REKOMBİNASYON/RECOMBINATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİRLEŞTİRME | GENETİK ÇEŞİTLENDİRME


- REKOMPRESYON/RECOMPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASI YINELEME


- REKONSTRÜKSİYON/RECONSTRUCTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN YAPILANDIRMA


- REKONSTRÜKTİF/RECONSTRUCTIVE[İng.] değil/yerine/= YENIDEN YAPILANDIRICI


- REKOR ile/ve/değil EŞİK


- REKORLAR


- REKTÖR değil/yerine/= BİLİMBEY

( Baş papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


- REKTUM ile/ve/> ANÜS[Lat.]/MAKAT[Ar. MAK'AD]/DÜBR[Ar./ŞERÇ/ŞERC

( Kalın bağırsak. İLE/VE/> Bağırsak sonu. Dışkı boşaltım yeri/deliği. )

( RECTUM vs./and/> ANUS )


- REKÜREN/RECURRENT[İng.] değil/yerine/= YINELEYEN


- REKÜRENS/RECURRENCE[İng.] değil/yerine/= YINELENME


- REKZ[Ar.] ile REKZ[Ar.]

( Yere saplama, dikme, kurma. İLE Tepme, tepinme. )

( REKZ-İ HİYÂM: Çadır kurma. | REKZ-İ ALEM: Bayrağı, bir yere dikme. İLE REKZ-İ ARZ: Toprak üzerinde tepinme. )


- RELAKS[İng. < RELAX] değil/yerine SAKİN/LİK, RAHAT/LAMA, GEVŞE/ME


- RELATED vs. IDENTICAL


- RELATION vs. PROCESS


- RELATION vs. RELATIONSHIP


- RELATION vs. TO BE IN COMPANY


- RELATION vs. TRANSITION


- RELATION vs./and CLOSENESS/SYMPATHY


- RELATION vs./and CONNECTION


- RELATION vs./and DISCRIMINATION(-/)UNION


- RELEVANT vs. RELATED


- RELIABILITY COEFFICIENT[İng.] değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK KATSAYISI


- RELIABILITY[İng.] değil/yerine/= GÜVENİLİRLİK


- RELIGIOUS TEXT vs. CLASSICAL TEXT


- RELÖVE ile ...

( Ölçülü plan ya da resim. )


- REM, REMÂN[Fars.] ile ...

( Sürü. )


- REM/RAPID EYE MOVEMENT[İng.] değil/yerine/= HIZLI GÖZ DEVİNIMİ


- REMAKE vs. REMASTERED

( Bir şarkının tamamen yenilenmesi ya da başka müzik aletleriyle tekrar çalınması. [cover'ı yapılmış tüm şarkılar] İLE Bir şarkıdaki küçük düzenlemeler. )


- REMBRANDT ile BELLINI


- REMBRANDT ile PICASSO


- REMEMBER vs. REMIND


- REMISYON/REMISSION[İng.] değil/yerine/= YATIŞMA


- REMITAN/REMITTENT[İng.] değil/yerine/= ARALIKLI | ALEVLENME-SAKINLEŞME


- REMM[Ar.] ile REM[Ar.]

( Onarma. İLE Ürkme. | Titreme. | Sürü. )


- REMODELING[İng.] değil/yerine/= YENIDEN BİÇİMLENDİRME


- REMZ[Ar.] değil/yerine/= SİMGE


- REN ile/ve KARİBU/CARIBOU

( Evcil geyik. İLE/VE Bir tür ren geyiği. )

( Yılda 4800 km. yol alarak göç ederler. [Karada 77 km., suda 9.6 km. hıza ulaşabilirler] )

( Sürü göç ederken, ayaklarındaki tıkırdayan bir tendondan dolayı ses çıkar. )

( Ren geyiği boynuzu olan tek geyik türüdür. )

( Dişillerin boynuzları erillerinkinden daha kısa ve gösterişsizdir fakat günde 2.5 cm.'nin üzerinde bir hızla büyürler. [Tüm memelilerde en hızlı büyüyen dokudur.] )

( Boynuzları her yıl düşer ve tekrar çıkar. [Eril olanları kış başında, dişil olanları yavruladığı ilkbaharda boynuzlarını düşürürler.] )


- REN ile/ve/||/<> MOSEL ile/ve/||/<> KOBLENZ(ALMANYA)


- RENCİDE ETMEK/EDİCİ değil/yerine/= İNCİTMEK/İNCİTİCİ


- RENCİDE ETMEK ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- RENCİDE OLMAK değil/yerine/= İNCİNMEK


- RENCİDELİK değil/yerine/= İNCİNMİŞLİK


- RENDE[Fars.] ile PLANYA[İt.]

( Tahta yüzeyleri pürüzsüz duruma getirmek, biçim vermek için marangozların kullandığı araç. | Üzerinde küçük delik ve kesici çıkıntıları bulunan, soğan, havuç gibi şeyleri ufak parçalara ayırmak için kullanılan mutfak aracı. | Bu araçla ufak parçalara ayrılmış şey. İLE Ağaç rendelemekte kullanılan, uzun marangoz rendesi. )


- RENDE ile KÜŞTERE[Fars.]

( ... İLE Uzun marangoz rendesi. )


- RENGİ-RUHSARI (BOZULMAK)


- RENK KÖRLÜĞÜ ile/ve/değil BASİT RENK KÖRLÜĞÜ

( AKROMATOPSİ[Yun. A: yokluk anlatan ön ek. | KHROMA: Renk. | OPSIS: Görme.] )

( [not] ACHROMATOPSIA vs./and/but SIMPLE ACHROMATOPSIA )


- RENK TONLARI ve İNSAN TENİNDEKİ KARŞILIKLARI

( 1950’lerde, bir matbaa olarak kurulan Pantone, kendi icadı olan renk katalog düzenlemesiyle, bugün dünyanın her yerindeki tasarım ve baskıların endüstriyel standardını oluşturuyor.

Brezilya'lı sanatçı Angelica Dass'ın çalışmasında, katalogda yer alan renk kodlarının insan tenindeki karşılıklarının bulunduğu fotoğraflardan oluşan Humanae adlı bir blog-galeri.

http://humanae.tumblr.com

)


- RENK/AKIL KÜPÜ ile RUBİKS


- RENK/LER ile/ve/değil/< RENK/LER ile/ve/değil/< TON/LARI

( MAVİ: İffeti ve ilmi simgeler. )

( [not] COLO(U)RS vs./and COLO(U)RS vs./and/but/< TONES )


- RENK/LER ve ZEVK/LER

( [sansk.] RUPA ve ... )

( COLO(U)R/S and ENJOYMENT )


- RENK ile BENİZ

( ... İLE Yüz rengi. )


- RENK ile/ve/<>/değil IŞIK DALGALARI

( İnsanda[zihinde]. İLE/VE/<>/DEĞİL Doğada. )


- RENK SİNCABİ[Fars.]

( ... İLE Kahverengi ile kurşunrengi arasında olan renk. )


- RENKLER/NUR


- RENKLİ GÖZ/LÜ ile GÜZELLİK


- RENKLİ ile TEK RENKLİ

( ... İLE Tek rengi olan. | Yalnız basit bir renk veren (ışık). )


- RENOIR ile MANET

( [resim] Işıklı ve parti katılımcılarının mutlu olduğu bir ortam ise. İLE Işıklı ve parti katılımcılarının mutsuz olduğu bir ortam ise. )


- REOMÜR[Fr.] değil/yerine/= ISIÖLÇER

( Suyun buz tutması 0 °C, kaynaması 80 °C gösterilen ve ikisi arası seksen parçaya bölünerek elde edilen ısıçölçer. )


- REORGANİZASYON/REORGANIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DÜZENLEME


- rep./repet.[Lat. < REPETATUR] değil/yerine/= TEKRARLA, TEKRAR EDİLEREK


- REP ile ...

( Işınım miktarı birimi. )


- REPARASYON/REPARATION[İng.] değil/yerine/= ONARIM


- REPERFÜZYON/REPERFUSION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KANLANMA


- REPERTUAR[Fr.] değil/yerine/= SÖZ DAĞARCIĞI

( Bir tiyatro kurulunun oynamak için seçip hazırlamış olduğu oyunların dizini. | Bir oyuncunun ezberlediği ve oynadığı rollerin dizini. | Bir müzik topluluğunun ya da sanatçının hazırlamış olduğu parçalar. )


- REPERTUVAR değil/yerine/= EZGİLER DAĞARCIĞI


- REPETEK ile ...

( Tarım araştırma istasyonu. [Rusya'da.] )


- REPETİTİF/REPETITIVE[İng.] değil/yerine/= YINELEYEN


- REPETITION vs. DEJA VU


- REPLANTASYO/N REPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YERINE TAKMA | YENIDEN EKİM


- REPLASMAN/REPLACEMENT[İng.] değil/yerine/= YERINE KOYMA


- REPLİK[Fr.] değil/yerine/= SON SÖZ

( Oyuncunun sözü karşısındakine bırakırken söyleyeceği son söz. | Oyunda, karşısındakinin sözüne gerekli karşılığı verme. )


- REPLİKASYON/REPLICATION[İng.] değil/yerine/= EŞLENME


- REPOLARİZASYON/REPOLARIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KUTUPLANMA


- REPRESENTATIVE DEMOCRACY vs. PARTICIPATIVE DEMOCRACY


- REPRESENTING vs. EXPRESSION


- REPRESÖR/REPRESSOR[İng.] değil/yerine/= BASTIRICI


- REPRESYON/REPRESSION[İng.] değil/yerine/= BASTIRMA


- REPREZANTE değil/yerine/= SUNMA, TANIŞTIRMA


- REPREZANTER/REPRESENTER[İng.] değil/yerine/= İLAÇ TANITICI


- REPRINT[İng.] değil/yerine/= TIPKI BASIM


- REPRODUCTION vs. INCREASE


- REPRODÜKSİYON/REPRODUCTION[İng.] değil/yerine/= ÇOĞALMA, ÇOĞALTIM, ÜREME


- REPÜLSİYON/REPULSION[İng.] değil/yerine/= İTME, | GERİ TEPME, | UZAKLAŞTIRMA


- REQUEST SO MUCH vs. REALLY REQUEST/WANT

( REALLY REQUEST/WANT instead of REQUEST SO MUCH )


- RES COGITANS ile/ve RES EXTENSA


- RES/RETICULOENDOTHELIAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= RETİKÜLOENDOTELİYAL DÜZEN


- RESEARH vs. SEARCH


- RESENKRONİZASYON/RESYNCHRONIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN EŞ ZAMANLAMA


- RESEPTİVİTE/RECEPTIVITY[İng.] değil/yerine/= ALABİLİRLİK


- RESEPTÖR/RECEPTOR[İng.] değil/yerine/= ALMAÇ


- RESESİF[Fr. < RÉCESSIF]/RECESSIVE[İng.] değil/yerine/= ÇEKİNİK


- RESET[İng.] değil/yerine/= YENIDEN KURMA


- REŞİD / MÜRŞİD

( Reşid olmadan, mürşid olunmaz. )


- REŞİD ve/||/<>/> MÜRŞİD


- RESİF KÖPEKBALIKLARINDA:
BEYAZ YÜZGEÇLİ ile SİYAH YÜZGEÇLİ ile GRİ


- RESİF ile TAHİTİ RESİFLERİ

( ... İLE Resiflerin ve balık çeşitliliğinin en etkileyicisidir. )


- RESİM ÖĞRETMENİ ile/ve RESSAM

( Ressamları konu alan bazı filmler...

- Artemisia (1997)
- Basquiat (1996)
- Big Eyes (2014)
- Camille Claudel, 1915 (2013)
- Caravaggio (2007)
- Carrington (1995)
- Frida (2002)
- Girl with a Pearl Earring (2003)
- Goya's Ghosts (2006)
- Klimt (2006)
- Love Is the Devil: Study for a Portrait of Francis Bacon (1998)
- Modigliani (2004)
- Nightwatching (2007)
- Pollock (2000)
- Séraphine (2008)
- Surviving Picasso (1996)
- Van Gogh (1991) )


- RESİM/KALEM ile FÜZEN[Fr.]

( ... İLE Resim çizerken kullanılan, taflan çubuklarından yapılan kalem, kömür kalem. | Bu kalemle yapılmış resim. )


- RESİM ile/ve EKİZ/FOTOĞRAF

( Resim, ressamın zihninde ve resmin içinde; resim, ressamın zihnindeki resmin içindeki ressamın zihninde! )

( Ekleyerek. İLE/VE/<> Ayıklayarak. )

( PICTURE vs./and PHOTOGRAPH )


- RESİM ile AKADEMİ

( ... İLE Yüksekokul. | Çıplak modelden yapılmış insan resmi. | Bilginler, yazarlar, sanatçılar kurulu. )


- RESİM değil/yerine/= BEZEK


- RESİM ve/||/<>/< BİLİM

( "Resim bir bilimdir ve tüm bilimler, matematiğe dayanır. İnsanın ortaya koyduğu hiçbir şey, matema­tikte yerini bulmaksızın bilim olamaz." )


- RESİM ile DAĞLAMA RESMİ/PİROGRAVÜR[Fr.]

( ... İLE Ağaç üzerine, kızgın demirle yapılan bir tür resim, yakma resim. )


- RESİM ile/ve/değil EŞİK


- RESİM ile HEYKEL/SİN-TAŞ


- RESİM değil/yerine/= İZCE


- RESİM ile KARAKALEM

( ... İLE Resim yapmada kullanılan kömür kalem. | Bu kalemle yapılan resim. )


- RESİM ile PEYZAJ[Fr.]

( ... İLE Kır resmi. | Bahçe düzenleme işi. )


- RESİM ile/ve/> PİKTOGRAM ile/ve/> PETROGLİF ile/ve/> YAZIT

( ... İLE/VE/> Resimli, anlamlı simgeler. İLE/VE/> Çeşitli biçimli harflerden oluşan, ilk dönem simgeleri/tamgaları. İLE/VE/> ... )


- RESİM ile/ve/<> PİTORESK[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Durumu ve görünüşü, resim konusu olmaya değer görünüş. )


- RESİM ile RESMİN, MİMARÎ YAPIYLA OLAN İLİŞKİSİ


- RESİM ile/ve/||/<> SANAT

( )


- RESİM ile/ve/değil/||/<>/> TARİHSEL RESİM


- RESİPIAN/RECIPIENT[İng.] değil/yerine/= ALICI


- RESİPROKAL/RECIPROCAL[İng.] değil/yerine/= KARŞILIKLI


- RESİPROKASYON/RECIPROCATION[İng.] değil/yerine/= KARŞILIKLI OLUŞMA


- RESÎS/E[Ar.] ile RESÎS/E[Ar.]

( Hastalık başlangıcı. İLE Eskimiş, yıpranmış, eski, köhne. )


- REŞİT/RÜŞT[Ar.] değil/yerine/= ERGİN

( Kendini, kendine teslim ve emânet eden. )


- RESİTAL[Fr. < RÉCITAL ] değil/yerine/= DİNLETİ


- RESM-İ KÜŞÂD değil/yerine/= AÇILIŞ TÖRENİ


- RESMEN ile/değil RE'SEN

( Devlet adına, devletçe, resmî olarak. | Yasaya, yönteme uygun olarak, yöntemince. | Kesinlikle, açıkça, kesin olarak. İLE/DEĞİL Kendi başına, kendiliğinden. | Bağımsız olarak, kimseye bağlı olmaksızın. )


- RESMÎ DİNİ BUDİZM OLAN TEK ÜLKE ile ...

( KALMUKYA )


- Resmi gör ve DİNLE!!!


- RESMİYET ile CİDDİYET ile KİBARLIK ile MESAFE/Lİ/LİK

( Olgun kişiler, başkalarıyla aralarına mesafe koyarken, bunu hiddetle değil asâletle yapar. )

( FORMALITY vs. SERIOUSNESS vs. REFINEMENT vs. DISTANCE/Y/NESS )


- RESONANCE vs. VIBRATION


- RESPECT vs./and EMPATHY


- RESPECT vs./and FAITH


- RESPIRASYON/RESPIRATION[İng.] değil/yerine/= SOLUNUM


- RESPIRATÖR[İng.] değil/yerine/= SOLUTUCU


- RESPIRATUVAR/RESPIRATORY[İng.] değil/yerine/= SOLUNUMSAL


- RESPOND vs. REACT


- RESPONSIBILITY vs. OBLIGATION


- RESPONSIBILITY vs./and DECISION


- RESSAM değil/yerine/= BEZEKÇİ


- REST/REPRESENTATIONAL STATE TRANSFER[İng.] değil/yerine/= TEMSİLİ DURUM AKTARIMI


- RESTENOZ/RESTENOSIS[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DARALMA


- RESTORASYON/RESTORATION[İng.] değil/yerine/= ONARIM


- RESTORASYON değil/yerine/= ÖZONARIM


- RESTORATİF/RESTORATIVE[İng.] değil/yerine/= ONARICI


- RESTORE (ETMEK) değil/yerine/= ÖZONARIM (YAPMAK)


- RESTRİKSİYON/RESTRICTION[İng.] değil/yerine/= KISITLAMA


- RESTRİKTİF/RESTRICTIVE[İng.] değil/yerine/= KISITLAYICI


- RESÛL[Ar.] ile/ve/||/<> NEBÎ[Ar. < NEBE, çoğ. ENBİYÂ]/SAVACI[Ar.]

( Elçi. İLE/VE/||/<> Haber veren. )

( İtikatta değil ama amelde ve hükümler bakımından yeni bir tebliğ, emirler zinciri sunan peygamber. İLE/VE/||/<> Daha önceki bir peygamberin tebliğini aynen yineleyen, tekrarlayan peygamber. | Kitap getirmemiş peygamber. )

( Ku'an-ı Kerim'de yazılı yirmibeş peygamber vardır. Sırasıyla: Hz. ÂDEM, İDRİS, NUH, HUD, SALİH, İBRAHİM, LUT, İSMAİL, İSHAK, YAKUP, YUSUF, EYÜP, ŞUAYIP, MUSA, HARUN, DAVUT, SÜLEYMAN, İLYAS, ELYASA, YUNUS, ZÜLKİFL, ZEKERİYA, YAHYA, İSA, MUHAMMED )

( Hz. ÜZEYİR, LOKMAN ve ZÜLKARNEYN, bazı bilginlere göre Nebî, bazılarına göre ise Velî'dir. )

( Şeriat getirir. İLE/VE/||/<> İrşâd eder. )

( Baba. İLE/VE/||/<> Anne. )


- RESÛL ve MESÛL

( Resul ile mesul birdir. Resul olan mesuldür. Mesul olan resuldür. )


- RESULT vs. JUDGE


- RESÜSITASYON/RESUSCITATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN CANLANDIRMA


- RETANSİYON/RETENTION[İng.] değil/yerine/= BİRİKİM | ALIKONULMA


- RETARDASYON/RETARDATION[İng.] değil/yerine/= GERİLİK, | GECİKME


- RETARDE/RETARDED[İng.] değil/yerine/= GERİ KALMIŞ


- RETART/RETARD[İng.] değil/yerine/= UZUN ETKİLİ


- RETİKÜLER/RETICULAR[İng.] değil/yerine/= AĞSI


- RETİNA[Lat.] değil/yerine/= AĞ TABAKA


- RETİNADA:
KONİLER ile/ve/||/<> ÇUBUKLAR

( İlgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- RETKA'[Ar.] ile ...

( Dişilik örgeninin ilişkiye uygun olarak gelişmemiş olması. )


- RETRAKSİYON/RETRACTION[İng.] değil/yerine/= ÇEKİLME


- RETRANSPLANTASYON/RETRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN NAKİL


- RETREAD vs. RETREAT

( Lastik kaplamak, kaplanmış lastik. İLE Geri çekilmek, ricat. )


- RETROGRAT AMNEZİ/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU BELLEK YİTIMİ


- RETROGRAT/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU


- RETROSPEKTİF ÇALIŞMA/RETROSPECTIVE STUDY[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK ÇALIŞMA


- RETROSPEKTİF/RETROSPECTIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK


- RETROSPEKTİF değil/yerine/= DÜNDEN BUGÜNE / GERİYE DÖNÜK


- RETROSPEKTİF ile/değil VİGİZM


- RETROVERSİYON/RETROVERSION[İng.] değil/yerine/= GERİYE DÖNÜKLÜK


- REUPTAKE[İng.] değil/yerine/= GERİ ALIM


- REUSABLE[İng.] değil/yerine/= TEKRAR KULLANILABİLİR


- REV'/REV'A[Ar.] ile -REV[Ar.]

( Korku. | Heyecan. İLE "giden, yürüyen" anlamları ile birleşik sözcükler yapar.[PÎŞ-REV: Önden giden.] )


- REV'/REV'A[Ar.] ile REVÂ[Ar.] ile REVÂH[Ar.]

( Korku. | Heyecan. İLE Yakışır, uygun, yerinde. İLE Bir şeyi elde etmekten doğan neşe. | Güneş doğduktan sonra gece oluncaya kadar geçen zaman. )


- REVÂÇ[Ar.] değil/yerine/= SÜRÜM


- REVAÇTA[Ar.] değil/yerine/= GÖZDE/TUTULUR


- REVÂK[Ar.] ile ...

( ÜSTÜ ÖRTÜLÜ, ÖNÜ AÇIK YER | KEMERALTI, SUNDURMA, SAÇAK ALTI, ÇARDAK )


- REVÂKİYUN ile/ve/değil/yerine MEŞŞAİYUN[Ar.]/PERİPATETİZM[Fr. < Yun.]

( Belirli ve kapalı bir ortamda aktarımda/paylaşımda bulunanlar. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yürüyerek ve açık havada aktarımda/paylaşımda bulunanlar. )

( Platon ve Aristoteles uygulaması. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sokrates uygulaması/tutumu. )


- REVALÜASYON değil/yerine/= DEĞER YÜKSELTİMİ


- REVÂN[Fars.] değil/yerine/= AKICI SÖZ

( Yürüyen, giden, akan, su gibi akıp giden [söz]. | Can, nefs-i nâtıka. | Hemen, derhal. )


- REVASKÜLARİZASYON/REVASCULARIZATION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAMARLANMA


- REVELATION değil/yerine/= GİZAÇILIM


- REVERBERASYON/REVERBERATION[İng.] değil/yerine/= YANKILANMA


- REVERS GRUPLAMA/REVERSE TYPING[İng.] değil/yerine/= TERS ÖBEKLEME


- REVERS/REVERSE[İng.] değil/yerine/= TERS


- REVERSİBIL/REVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNEBİLİR


- REVİR[ALM. < REVIER]/INFİRMARY[İng.] değil/yerine/= SAYRI BAKIM BİRİMİ


- REVİR[Alm.] değil/yerine/= SAĞLIK OCAĞI

( Kurum ve kuruluşlarda, sağlık hizmeti verilmek üzere ve sayrılar için ayrılmış bölüm. )


- REVİZE değil/yerine/= DÜZELTME/GÖZDEN GEÇİRMEK


- REVİZYON/REVISION[İng.] değil/yerine/= GÖZDEN GEÇİRME


- REVİZYON değil/yerine/= ONARIM


- REVK, KARN[Ar.], SERÛ[Fars.] değil/yerine/= BOYNUZ


- REVOLVER[Fr. < REVOLVER] değil/yerine/= ALTIPATLAR

( Fişek koymaya yarayan bölümü silindir biçiminde ve namlu gerisinde olan, tek parçadan oluşmuş, altı tane fişek alan tabanca. )


- REVÜ[Fr.] değil/yerine/= DANS GÖSTERİSİ

( Çeşitli dans ve oyunlardan oluşmuş, zengin görünümlü sahne gösterisi. )


- REVZEN ile PENCERE

( PENCERE )


- REY'[Ar.] ile RE'Y[Ar. çoğ. ÂRÂ]

( Nemâ, galle. İLE Görme, görüş. | Düşünce, fikir. | Oy. )


- REY değil/yerine/= OY


- REYHAN[Ar.] ile/||/<> FESLEĞEN[Yun.]

( Ballıbabagillerden, yaprakları güzel kokulu bir süs bitkisi.[Nane ailesine aittir ve özellikle Akdeniz mutfağında sıkça kullanılır. Kendine özgü baharatlı ve kekiksi tadı vardır.] İLE/||/<> Akdeniz bölgesine özgüdür ve güçlü bir taze ve baharatlı kokusu vardır.[Fesleğen, doğu ve güney Anadolu'da çoğunlukla reyhan olarak bilinse/kullanılsa da fesleğenin irili ufaklı yaprak çeşitliliğiyle birlikte aynıdır.] )

( GÜZEL KOKU, RIZIK, RIZIK-I MÂNEVÎ | FESLEĞEN )

( ORIGANUM VULGARE vs./||/<> OCIMUM BASILICUM )

( ... ile İSPERHEM/İSPERGEM )

( ... ile DAYMURÂN )


- REYHAN ile MOR REYHAN


- REYKJAVİK:
REYKJA ve/<> VİK

( [Dumanlı koy] Dumanlı. VE/<> Koy. )

( İzlanda'nın başkenti. )


- REZÂ'[Ar.] ile REZÂAT[Ar. çoğ. ÂRÂ]

( Süt emme. İLE Süt emme. )


- REZÂ'/RIZÂ'[Ar.] ile RIZÂ'[Ar.]

( Süt emme. İLE Hoşnutluk, memnun olma. | "Peki" deme. | İstek, kişinin kendi isteği. )


- REZÂNET ile/>< REZÂLET

( Ciddiyet, ağırlık, ağırbaşlılık, temkinlilik, vakarlılık. İLE/>< Alçaklık, rezillik. | Utanılacak durum, utanç verici şey. | Arsızlık. | Maskaralık. )


- REZEDE (ÇİÇEĞİ)

( Muhabbetçiçeğigillerden, 1.5 m. yüksekliğinde, tohumlarından kandilyağı, çiçeklerinden sarı boya çıkarılan otsu bir bitki. )

( RESEDA LUTEOIA )


- REZEKSİYON/RESECTION[İng.] değil/yerine/= KESİP ÇIKARMA


- REZENE[Ar.]

( Maydanozgillerden, hoş kokulu, baharlı meyveleri anason gibi yemeklerde ve bazı içkilerde tat verici olarak kullanılan, tıpta gaz söktürücü olarak yararlanılan çok yıllık otsu bir bitki. )

( FOENICULUM VULGARIS )


- REZERV/RESERVE[İng.] değil/yerine/= YEDEK


- REZERVE değil/yerine/= AYRILMIŞ, TUTULMUŞ


- REZERVE yerine AYRILMIŞTIR


- REZERVUAR/RESERVOİR[İng.] değil/yerine/= DEPO | MİKROP TAŞIYICI


- REZİDANS[Fr.] değil/yerine/= KONUT

( Yüksek devlet görevlileri, elçiler vb.'nin oturmalarına ayrılan konut. İLE ... )


- REZİDÜ/RESIDUE[İng.] değil/yerine/= KALINTI, ARTIK


- REZİDÜEL/RESIDUAL[İng.] değil/yerine/= ARTA KALAN


- REZİL-KEPÂZE (OLMAK/EDİLMEK)


- REZİL-RÜSVÂ (OLMAK)


- REZİL[Ar.] ile/ve/||/<> RÜSVÂ(Y)[Fars.]

( Alçak, adi, utanmaz, hayâsız. İLE/VE/||/<> İtibarsız, ayıpları ortaya çıkarılmış, onursuz, rezil. )


- REZİL/LİK(/REZÂLET) ile SEFİL/LİK(/SEFÂLET)

( VILENESS vs. MISERY )


- REZİL/LİK ile/ve/||/<> KEPAZE/LİK[Fars.]

( Utanılacak, ayıp şeyler yapan kişi. İLE/VE/||/<> Niteliksiz olan, değersiz olan. | Utanmaz, rezil olan. | Gülünç olan. | Tâlim yaparken kullanılan gevşek ok yayı. )


- REZİL/LİK ile/ve/||/<> SEFİL/LİK

( )


- REZİL değil/yerine/>< ZEVİL


- REZÎLET ile/ve REDÂET

( Nicelikte. İLE/VE Nitelikte. )


- REZISTAN/RESISTANT[İng.] değil/yerine/= DİRENÇLİ


- REZISTANS/RESISTANCE[İng.] değil/yerine/= DİRENÇ


- REZİSTANS ile DİRENÇ


- REZOLÜSYON[İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜLME | DÜZELME | ÇÖZÜNÜRLÜK


- REZORPSİYON/RESORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM


- REZZÂK[< RIZK] ile ...

( TÜM CANLILARIN RIZKINI VEREN ALLAH )


- RF/RADIOFREQUENCY[İng.] değil/yerine/= RADYOFREKANS


- RFE/RECURSIVE FEATURE ELEMINATION[İng.] değil/yerine/= YINELEMELİ ÖZNİTELİK ELEME


- RFID/RADIOFREQUENCY IDENTIFICATION[İng.] değil/yerine/= RADYO FREKANSLA TANIMLAMA


- RGB ile/ve/değil/yerine/||/<>/> CMYK


- RH/RH FACTOR[İng.] değil/yerine/= RH ETMENİ


- RHEA ile GAIA


- RHS/REMOTE HEALTH SERVICE[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAĞLIK HİZMETİ


- RIA/RADIOIMMUNASSAY ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= RADYOIMMÜN ÇÖZÜMLEME


- RİÂYET değil/yerine/= GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA

( GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA )


- RİÂYETLÜ ile RÜTBETLÜ

( Saygılı anlamına bir Müslüman'ın bir Hristiyan'a yazdığı mektupta kullanılırdı. İLE Hristiyanlara, ruhani önderlere ve patriklere verilen unvan. )


- RİB'AT ile ...

( ARALIKLI VE DÜZENLİ KONUMLANDIRMA )


- RİBÂ[Ar.] ile RİBÂ'[Ar. < REB]

( Bir şeyin artması/çoğalması. | Tartısı ve ölçüsü olan bir malı, aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak ya da veresiye değiştirmek. | Tefecilikle alınan fâhiş faiz. İLE Evler[bahçeleriyle birlikte], bahar evleri. | Barınılan yerler. | Araziler. | Yaz yağmurları. )


- RİBÂ ile RİBÂ-YI FAZL

( Bir şeyin artması/çoğalması. | Tefecilikle alınan fâhiş faiz. İLE Tartısı ve ölçüsü olan bir malı, aynı cinsten daha fazla olan bir mal ile bir karşılığı olmaksızın, peşin olarak ya da veresiye değiştirmek. )


- RİBÂS[Ar.] ile LİBÂS[Ar.]

( Hekimlikte kullanılan bir ilâç, bir râvent türü.[karabuğdaygillerden][Lat. RHEUM RIBES] İLE Giysi. )


- RİBOZOM değil/yerine/= BİREŞGEN


- RİCA EDERİM değil/yerine/= DİLERİM


- RİCA ETMEK değil/yerine/= KOLUNMAK


- RİCA-EMİR ile EMİR-RİCA


- RİCA-MİNNET (İSTEMEK, ALMAK)


- RİCA[Ar. < REC'] ile/ve/< RİCA[Ar. < RECÂ']

( Geri döndürme. İLE/VE Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek.] )


- RİCÂ[Ar.] ile/ve/||/<> İSTİRHÂM[Ar. < RUHM]

( Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. İLE/VE/||/<> Merhamet dileme, yalvarma, yalvarış. )


- RİCÂ/RECÂ[Ar.] ile RİC'Â[Ar.]

( Ümit, umma. | Yalvarma. | İstek, dilek. İLE Bir ya da iki kez boşanan erkeğin tekrar eşine dönmesi. )


- RİCA değil/yerine/= KOLMA


- RİCA ile RİCA-EMİR


- RİCÂL-ÜL-GAYB ile ...

( "NÜKEBÂ ÜÇYÜZ KİŞİ, NÜCEBÂ YETMİŞ KİŞİ, ABDAL KIRK KİŞİ, AHYAR YEDİ KİŞİ, AMED DÖRT KİŞİ, GAVS BİR KİŞİDİR" | CENÂB-I HAKK'IN MA'NEN VAZİFELİ KILDIĞI VELÎ KULLARI )


- RİCÂL-ULLAH ile ...

( EVLİYÂNIN BİR KISMI, BİR KISIM EVLİYÂ (RİCÂL-ÜL-MENNÂN | RİCÂL-ÜT-TAHT-EL-ESFEL, RİCÂL-ÜL-FETH, RİCÂL-İ İLÂHİYYE, RİCÂL-İ GAYB, RİCÂL-İ AYN-ÜT-TAHAKKÜM VE-Z-ZEVÂİD) )


- RİCÂL[< RECÜL / RÂCİL] ile ERKEKLER


- RİÇÂL[Fars.] ile RİÇÂR[Fars.]

( Reçel. İLE Reçel. )


- RİCS[Ar. çoğ. ERCÂS] ile RİCZ[Ar. çoğ. ERCÂZ]

( Dinin yasak ettiği şey, günah. | Pislik, murdarlık. İLE Azap. | Puta tapma. | Pislik. )


- RİDÂ'[Ar.] değil/yerine/= ÖRTÜ | HIRKA

( Belden yukarı örtülen örtü. dervişlerin kullandığı, omuzlarına attığı örtü. | Hırka. )


- RİDÂ ile/ve İZÂR

( Belden yukarı örtülen örtü. | Hırka. | Dervişlerin omzuna attığı nesne. İLE/VE Belden aşağı örtülen örtü. )

( Kibir. İLE/VE Azâmet. )


- RIDVÂN[Ar.] ile Rıdvân[Ar.]

( Hoşnutluk, râzı olma. İLE Cennetin kapıcısı olan büyük melek. )


- RİEVİYYE[Ar.] ile ...

( Akciğerliler. )


- RİF'AT ile RÜFÂT

( Yükseklik, yücelik. | Yüksek rütbe. İLE Çürümüş, un ufak olmuş. )


- RIFK ile ...

( YUMUŞAKLIK, YAVAŞLIK, TATLILIK )


- RİGAUDON ile ...

( Bir tür dans. )


- RIGHT vs. APPROPRIATE


- RIGHT vs. GOOD vs. BEAUTIFUL vs. MERIT [IN RELIGION]

( Rational. vs. Ethic. vs. Aesthetics. vs. Religious. )


- RIGHT vs. LEFT


- RIGHT vs. PRIVILIGE


- RIGHT vs. RIGHT


- RIGHT-WRONG vs. TRUE-FALSE


- RIGHT/TRUE vs./and WRONG/FALSE


- RIGHT/TRUE(HONESTY) vs. APPROPRIATE(NESS)


- RIGHT/TRUE(HONESTY) vs. WRONG/FALSE


- RIGOR MORTIS[İng.] değil/yerine/= ÖLÜM KATILIĞI


- RIGOR[İng.] değil/yerine/= KATILIK


- RIH[Fars.] ile ...

( Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir tür kum. )


- RIH[Fars.] ile RIHDAN[Fars.]

( Yazıdaki mürekkebi kurutmak için dökülen çok ince ve renkli bir tür kum. İLE Rıhın konulduğu kap. )


- RİJİDİTE/RIGIDITY[İng.] değil/yerine/= KATILIK | KAS SERTLİĞİ | KATI KİŞİLİK


- RİJİT/RIGID[İng.] değil/yerine/= SERT


- RİK'AT[< RÜK'AT]:
REK'AT


- RİKAB[Ar. < RAKABE]["ka" uzun okunur] ile RİKÂB[Ar. çoğ. RÜKÜB]

( Boyun, ense kökü. İLE Üzengi. | Büyük bir kimsenin katı, önü. | Türk müziğinde kullanılmış usullerden biri.[Zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır.] )


- RİKÂB ile ...

( Türk müziğinde kullanılmış usullerden biri.[Zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır.] )


- Rikkatli KONUŞ!!!


- RİKŞA ile ...

( BİSİKLET-MOTOR (HİNDİSTAN'DA) )


- RİM[İng.] değil/yerine/= KENAR


- RİM/RİMM/RİMME[Ar.] ile RÎM[Ar.]

( Çürümüş kemik. İLE İrin. | Roma'nın bir adı. )


- RÎME, ÂJÎH/PÎH[Fars.] değil/yerine/= ÇAPAK


- RİN ile ...

( Japonya'da küçük para birimi. )


- RIND/REVERSIBLE ISCHEMIC NEUROLOGIC DEFICIT REVERSIBIL[İng.] değil/yerine/= İSKEMIK NÖROLOJİK DEFİSIT, GERİ DÖNÜŞÜMLÜ NÖROLOJİK İSKEMIK OLAY


- RİNOPLASTİ ile/değil/yerine/||/<>/< SEPTOPLASTİ

( Estetik bir görünüm kazanmak için yapılan burun ameliyatı. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Burun yapısında oluşan yapısal bozukluklardan dolayı oluşan sorunları ortadan kaldırmak için yapılan ameliyat. )


- RİNZAİ[Jap.] ile ...

( Çin'li Zen Ustası Lin-chi'ye [ö. 867], Japonca'da verilen ad. | Ansızın Aydınlanma Okulu'nun adı. )


- RIO DE JANERIO ile ...

( Ocak Nehri. )


- RIO NEGRO ile RIO PLATA


- RIO SOLIMOES ile ...

( AMAZON )


- RIS/RADIOLOGY INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= RADYOLOJİ BİLGİ DÜZENİ


- RİSÂLE ile FAİDE


- RİSÂLET VE NÜBÜVVET ile VELÂYET

( Örnek kişi. İLE ... )

( Yasalarla koruma. İLE Sevgiyle koruma. )

( Fark. İLE Tevhid. )

( Bildirme. İLE Çekim/câzibe. )

( Yönetir. İLE Yönetmez. )

( Korur. İLE Sunar. )

( Sunarak. İLE Sarılarak. )

( Bildirir. İLE Paylaşır. )

( Ümmetinin sınırlarıyla anlatarak. İLE Kendi sınırlarıyla anlayarak. İLE Sevgiyle/şefkatle. )


- RİSÂLET ile NÜBÜVVET ile VELÂYET


- RİSÂLET ile/ve/değil RİYÂSET


- RİSÂLET ile/ve ÜVEYSÎLİK

( Eğitim. İLE/VE Deha. )


- RISING THE THRESHOLD vs. IMPROVEMENT THE SELF


- RİSK ile/değil HEYECAN

( [not] RISK vs./but EXCITEMENT )


- RİSK ile/ve/<>/değil POTANSİYEL


- RİSK ile/ve/değil/yerine/<>/>< RIZK


- RİSKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- RİŞTE, TAR, TEL ile FLOŞ

( İplik. İLE Cerrahide kullanılan iplik. )


- RİTİM ENSTRÜMAN değil/yerine/= VURMALI ÇALGILAR


- RİTİM TUTMAK değil/yerine/= VURUŞ TUTMAK


- RİTİM[Fr. < Yun.]/RHYTHM[İng.] değil/yerine/= DİZEM / TARTIM | DÜMTEK, VURUŞ


- RITL[< İt. ROTOLO] ile ...

( Cam ağırlık. Günümüze tam olarak ulaşmış bir parça bulunmadığından tam ağırlığı saptanamamıştır ancak elde bulunan parçalardan çapının 110 mm. kadar olduğu anlaşılmaktadır. [Emevi, Abbasi, Eyyubi, Fatımi dönemlerinde kullanılmıştır.][Abbasi döneminden kalma 842-847 tarihli çifte rıtl denilen ağırlık 759.79 gramdır.] )


- RİTM ÂLETİ ile/ve MÜZİK ÂLETİ

( İlginç müzik aletleri için burayı tıklayınız... )


- RİTM ile EZGİ ile UYUM/ARMONİ


- RİTM ile/ve TEKRAR

( RHYTHM vs./and REPEAT )


- Ritmi DİNLE!!!


- RITMİK/RHYTHMIC[İng.] değil/yerine/= DİZEMLİ


- RİTOS ile/ve/<> MİTOS

( Mekânlaşan özne. İLE/VE/<> Zamanlaşan eylem. )


- RITUEL/RITUAL[İng.] değil/yerine/= TÖRENSİ


- RİTÜEL değil/yerine/= AYİNLE İLGİLİ


- RİTÜEL ile PROTOKOL[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir toplantı, oturum, soruşturma sonunda imzalanan belge. | Diplomatlar arasında yapılan antlaşma tutanağı. | Diplomatlıkta, devletler arasındaki ilişkilerde geçen yazışmalarda, resmi törenlerde, devlet başkanları ile onları temsilcileri arasındaki görüşmelerde uyulan kurallar. )


- RİTÜEL ile/ve/||/<> RUTİN


- RİTÜEL ile/ve/<> TİYATRO

( Seyirlik değildir, doğrudan katılımı gerektirir. İLE/VE/<> En azından, izleyici olarak katılımı gerektirir. )


- RİVÂYET KAYDI ile/ve TEMELLÜK KAYDI

( Nüshanın ya da bilgi’nin zinciri. İLE/VE Nüshanın, sahip olunma tarihçesini gösterir. )


- RİVÂYET[Ar.] değil/yerine/= SÖYLENTİ


- RİVÂYET ile/ve/değil/yerine/+/>< DİRÂYET[YETENEK]


- RİVÂYET ile/ve/<> İŞÂRET

( Büyüklerden. İLE/VE/<> Âlimlerden. )


- RİVÂYET ile/ve YORUM

( MERVÎ[Ar. < RİVÂYET]: Rivâyet olunan, birinden işiterek söylenilen, sağlam olarak bilinmeyen. İLE/VE ... )


- RİYÂ'[Ar.] ile RİYÂH[Ar. < RÎH]

( Özü, sözü bir olmama, ikiyüzlülük. İLE Rüzgârlar. | Yeller, ağrılar, romatizmalar. )


- RİYA(KÂR) değil/yerine/= İKİYÜZLÜLÜK/(İKİYÜZLÜ)


- RİYÂ değil/yerine/= İKİYÜZLÜLÜK


- RİYÂ ile/ve/<> KÜFÜR


- RİYÂ ile NİFÂK

( Kendini "kandırma". İLE Başkalarını "kandırma". )


- RİYÂ ile ŞİRK


- RİYÂ ile ŞİRK

( Bir şeyi/ibâdeti, kişiler görecek/görsün diye yapmak/eylemek. İLE Kişiler, bana riyâkâr diyecektir/demesin riyâkârlığı ile yapılması gerekeni/ibâdeti yapmamak. )

( Haset kibirin çocuğudur. )

( Kibirlinin/mağrurun düşmanı Allah'tır! )

( Farzlara inanmayan. İLE Farzları tembellikle yerine getirmeyen. )

( Zan bir kafese benzer, biz de bülbüle. O zan kafesi, bizi gül dalına kondurtmaz. )

( Zan gitmedikçe, korkudan kurtulamayız. )

( Zan, düşmanımız, azrailimizdir. )

( Zan gitmeden insan âşık olamaz. )

( Allah, icat etti.[buldu değildir!] İLE/VE Peygamber, ilm-el yakîn bilir.["zann" tanımı kullanılmış olsa bile] )

( Şehveti simgeler. İLE/VE Hırsı simgeler. İLE/VE Tûle emeli simgeler. İLE/VE Kibri/makamı simgeler. )

( Dışarıdaki değil içteki kuşları kontrol etmek gerek. )

( Eşek de sadece açlık ve şehveti için anırır. )

( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )

( NAMAZDA RİYÂ OLURSA HİÇ OLURSUN YEMEKTE RİYÂ OLURSA AÇ KALIRSIN )

( SELF CONFIDENCE vs. ARROGANCE )


- RİYÂ ile SÜM'A

( ... İLE Görsünler/işitsinler diye yapılan göstermecilik. )


- RİYÂ ile UCB


- RİYÂH-I MUNTAZAMA ile RİYÂH-I GAYRİ MUNTAZAMA

( Altı ay bir yönden, altı ay öteki yönden esen rüzgârlar, mevsim rüzgârları. İLE/VE Yönleri genellikle değişik olan ve ne zaman tekrar esecekleri belirli olmayan rüzgârlar. )


- RİYÂKÂR değil/yerine/= İKİYÜZLÜ


- RİYAL ile RİYAL

( İspanya madeni paralarındandı. Peseta'nın dörtte biri değerinde İspanyol parası. İLE Saudi Arabistan para birimi. )


- RİYÂSET[Ar.] ile BAŞKANLIK

( REİSLİK, BAŞ OLMA, BAŞKANLIK )


- RİYÂSET ile/ve/değil/yerine RİYÂET


- RİYÂZÂT ORUÇ


- RİYÂZÂT[< RİYÂZET] ile RİYÂZİYÂT ile RİYÂZİYE

( NEFSİ KIRMALAR, DÜNYA LEZZETLERİNDEN SAKINMALAR, PERHİZLE, KANAATLA YAŞAMALAR | NEFSİN ARZU ETTİĞİ ŞEYLERİ VERMEMEK | NEFSİN DOĞASINDAN ÇIKMAK ile Oluş ve bozuluşlara konu olmayanların incelenmesi. (Matematik Bilimler) ile HESAPLA, MATEMATİKLE İLGİLİ | BİR YAZI ŞEKLİ )


- RİYÂZÂT ile/ve ORUÇ

( ... ile/ve SIYÂM )

( ... ile/ve RÛZE )


- RİYBE[Ar.] ile TÖHMET[Ar.]


- RIZ(I)K[çoğ. ERZÂK] ile ...

( AZIK, YİYECEK-İÇECEK ŞEY | NASİP | ALLAH'IN HERKESE BAHŞETTİĞİ NÎMET )


- RİZ/RİZZ[Ar.] ile -RÎZ[Ar.]

( Gizli ses. İLE "Döken, akıtan, saçan" anlamlarıyla birleşik sözcükler yapar.[EŞK-RÎZ: Gözyaşı döken. | ŞEREF-RÎZ: Şeref saçan.] )


- RIZÂ:
SATILAMAZ ve/||/<> SATIN ALINAMAZ


- RIZÂ ile AÇIK RIZÂ


- RIZÂ ve/<> BÜTÜNCÜL(KÜLLÎ) BENLİK


- RIZÂ ile/ve/değil EŞİK


- RIZÂ ile/ve HAKK

( Evrensel/ortak yasa. İLE/VE ... )

( Candır Hakk'ın bedeli. )

( Amaç bir rızâ! Allah'ı râzı edeceksin. Ondan sonra bak ki, o rızanın altında ne ilimler var. )

( Ek olma, Hakk ol! )

( Kul, Allah'tan razı olmadıkça, Allah, Kul'dan razı olmaz. )

( Hakk, bir yetimin gözündedir. )


- RIZÂ ve/< İKNÂ


- RIZÂ >< MÜLKİYET

( [her yer] Cennet. >< Cehennem. )

( Nesnesini tüketmek ister. >< Mülkiyet ister. )


- RIZÂ ile/ve TESLİMİYET

( Teslim ol(a)mayan, teslim edemez. )


- RIZÂ ve ZİYÂDELİK


- RIZK[Ar.] ile HAZZ[Ar.]


- RIZK ile/ve/değil HİDÂYET


- RIZK >/<> KAZÛRAT >/<> RIZK

( RZK > KZR <> RZK [~] )

( Doğadan kişiye/hayvana. > Kişide/hayvanda. <> Doğaya. )

( Gıda. > Besin-posa. <> Gübre-toprak-gıda. )

( Tohum/fidan/ağaç. > Yaprak/çiçek/meyve. <> Çürük yaprak/meyve-gübre-toprak-fidan/ağaç. )

( Mürşid. > Mürid. > Mürşid. )


- RIZK ile/ve/||/<> NASİB ile/ve/||/<> KISMET


- RIZK ile/ve/<> REZZÂK

( Avâm'ın peşinden koştuğu. İLE/VE/<> Âriflerin dilediği. )


- RİZOM:
KÖK değil GÖVDE


- RL/REINFORCEMENT LEARNING[İng.] değil/yerine/= PEKİŞTİRMELİ ÖĞRENME


- RNA/RIBONUCLEIC ACID[İng.] değil/yerine/= RİBONÜKLEİK ASIT


- RNA ile/ve/||/<>/< DNA

( Ribonükleik asit. İLE/VE/||/<>/< Deoksiribonükleik asit. )

( )

( )

( DNA üretemez. İLE/VE/||/<>/< RNA üretebilir. )

( )


- RNN/RECURRENT NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= YINELEYEN SİNİR AĞI


- ROAD vs. STREET


- ROBA[İt.] ile ...

( Giysi. | Bir giyeceğin göğüsle omuz arasında kalan bölümüne eklenen parça. )


- ROBERT HOOKE ile/ve/<> ROBERT BOYLE

( 1635 - 1703 ile/ve/<> 1627 - 1691 )


- ROD OF ASCLEPIUS ile CADUCEUS

( )

( Açıklamaları için ilgili yazıyı okumak için burayı tıklayınız... )


- RODIN ile GIACOMETTI


- RÖFLE ile MEÇ ile GÖLGE ile BALYAJ ile BOYA ile DİP BOYA


- RÖGAR[LOGAR değil] değil/yerine/= BACA[Fars. < BÂCE]

( Kanalizasyona inmek ve tıkanıklığı gidermek üzere yapılmış özel baca. | Dumanı ocaktan çekip havaya vermeye yarayan yol. | Su yolu, lağım, maden ocağı vb. yer altı yapılarının hava deliği. | Çatı penceresi. )


- ROGER PENROSE ve/||/<> STEPHEN HAWKING

( 08 Ağustos 1931 - ... ve/||/<> 08 Ocak 1942 - 14 Mart 2018 )


- ROKA ile TERE

( ROCKET vs. GARDEN CRESS )

( ERUCA SATIVA cum LEPIDIUM SATIVUM )


- ROL "GEREĞİ" değil ROLÜN EREĞİ


- ROL ile/ve MASKE

( Bir maske taktığını fark ettiğin anda, o maske, düşmeye başlamıştır. )


- ROL ile NORMAL YAŞAM

( ROLE vs. NORMAL LIFE )


- ROL ile TASLAMAK


- RÖLAKSAN/RELAXANT[İng.] değil/yerine/= GEVŞETICİ


- RÖLAKSASYON/RELAXATION[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME


- RÖLANTİ[Fr.]

( Motorlu taşıtlarda, motorun en az yakıtla çalışma ayarı. )


- RÖLAPS/RELAPSE[İng.] değil/yerine/= DEPREŞME


- RÖLATİF/RELATIVE[İng.] değil/yerine/= GÖRECELİ


- RÖLYEF[Fr.] değil/yerine/= KABARTMA


- ROM/READ-ONLY MEMORY[İng.] değil/yerine/= SALT OKUNUR BELLEK


- ROMA CUMHURİYETİ ile/ve/<>/> ROMA İMPARATORLUĞU

( M.Ö. 133 - 27 ile/ve/<> M.Ö. 27 - M.S. 330 )


- ROMA ve II. ROMA

( ... ve İSTANBUL )

( Arkeo 3D )


- ROMAN YAZIMI:
ÖVMEK İÇİN değil SORGULA(T)MAK İÇİN


- ROMAN:
İTİRAF ve/||/<> İNTİHAR


- ROMANTİK ile/değil DUYGUSAL/LIK


- ROMANTİK ile HAYALÎ


- ROMANTİK değil/yerine/= ROMANSI


- ROMANTİZM:
AKIM değil ÖNCÜL


- ROMANYA'LI = ULAH

( Romanya'nın yerli halkına, Osmanlılar'ın verdiği ad. )


- ROMATİZMA değil/yerine/= KURUYEL/ÇENGİ YELİ


- RÖMORK[Fr.] ile RÖMORKÖR[Fr.]

( Başka bir taşıt tarafından çekilen motorsuz taşıt. İLE Yedeğinde başka taşıtlar götüren taşıt ve özellikle dneiz taşıtı. )


- RÖMORK değil/yerine/= ÇEKİLEK


- RÖNESANS NATURALİZMİ ile ...

( DOĞANIN İNSAN AKLINA HİÇBİR ZAMAN NÜFUZ EDEMEYECEĞİNİN BİR SIR OLDUĞU İNANCINA DAYANIYORDU )


- RÖNEZANS değil REZONANS


- ROOT vs. DERIVE


- ROOT vs. USING FURTHER


- ROPDÖŞAMBR ile/ve FAMDÖŞAMBR

( Robe de chambre. AVEC/ET Femme de chambre. )


- RÖPRODÜKSİYON[Fr.] değil/yerine/= ÇOĞALTMA

( Aslını bozmadan yapılan taklit. | Bir sanat yapıtının kopyası ya da taklidi. )


- ROSACEAE = VERDÎYE


- ROSHI[Jap.] ile ...

( Zen Ustalarına verilen ad. Zen öğretimi yapmaya yeterli, gerçek Satori'ye ulaşmış Zen Ustası. )


- ROSSO LEVANTO MERMERİ ile VİŞNE MERMERİ

( İtalya'da. İLE Elazığ'da. )


- ROT[Fr.] ile/ve/||/<>/> BALANS

( Motorlu taşıtlarda, direksiyon ile tekerlek arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. | Bu çubuğun ayarı. İLE/VE/||/<>/> Aracın, direksiyon bırakılsa bile düz gitmesini ölçme ve ayarlama. )


- RÖTAR[Fr.] değil/yerine/= GECİKME


- RÖTAR/RETARD[İng.] değil/yerine/= GECİKME


- ROTASYON[Fr./İng. < ROTATION] değil/yerine/= DÖNGÜ/DÜZENLİ DEĞİŞİM


- ROTASYON/ROTATION[İng.] değil/yerine/= DÖNME


- ROTASYON ile SİRKÜLASYON


- ROTATUVAR/ROTATORY[İng.] değil/yerine/= DÖNER


- ROTOR[İng.] değil/yerine/= DÖNEÇ

( Dalgalı akımlı elektrik motor ya da dinamolarında devinimli bölüme verilen ad. )


- ROTOR değil/yerine/= DÖNEÇ


- RÖTUŞ[Fr.] değil/yerine/= DÜZELTME/DEĞİŞTİRME

( Fotoğrafları basmadan önce cam üzerinde düzeltme işi. | Düzeltme amacıyla yapılan değiştirme. )


- RÖTUŞ değil/yerine/= DÜZELTME


- RÖVANŞ[Fr.] değil/yerine/= İKİNCİ OYUN/KARŞILAŞMA


- ROZET[Fr.] değil/yerine/= İĞNE

( Yakaya vs. takılmak için çeşitli biçimlerde yapılan, bir kuruluşun simgesi sayılacak ufak kâğıt ya da metal nesne. | Musluğun, gizli döşenmiş boruya vidalandığı yerine çirkin görünüşünü kapatmak amacıyla kullanılan nikel ya da krom kaplanmış çember biçimli sac parça. )


- RP/RX/RA/TAKE[İng.] değil/yerine/= REÇETE ALINIZ


- RPM/REMOTE PATIENT MONİTORING[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAYRI İZLEME


- RPM/REVOLUTIONS PER MINUTE[İng.] değil/yerine/= DAKİKA DEVİR SAYISI


- RT/RADYOTERAPİ RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= IŞIN SAĞALTIMI


- RTU/REMOTE TERMINAL UNITS[İng.] değil/yerine/= UZAK TERMINAL BİRİMLERİ


- RÛ-BE-RÛ ile ...

( YÜZYÜZE )


- RU'B[Ar.] ile RUB'[Ar.] ile RUBB[Ar.] ile RÛB[Ar.]

( Korku. İLE Dörtte bir, çeyrek, bir şeyin dört bölümünden biri. İLE Meyve suyu. İLE Süpürme, süpürge. )

( REFT Ü RÛB [silip süpürme]: Gezip tozma. )


- RÜ'YÂ ile ...

( DÜŞ | [RÜ'YET ANLAMINA DA KULLANILIR] )


- RÜ'YET ile ...

( GÖRME, BAKMA, GÖRÜLME, GÖRÜŞ | İDARE ETME, ÇEVİRME, YÖNETME | ARAŞTIRMA )


- RÛ/Y[Fars.] ile RÛY[Fars.] ile -RÛ[Fars.]

( Yüz, çehre. İLE Tunç. İLE "biten, olan" anlamlarına gelerek birleşik sözcükler yapar.[HOD-RÛ: Kendiliğinden.] )


- RUAM[Ar.] değil/yerine/= SAKAĞI

( En çok atlarda görülen, insana da bulaşan, ölümcül bir hayvan sayrılığı. )


- RUB vs. TOUCH


- RUB-UL MÜCEYYEB ile RUB-UL MUKANTAR ile USTURLAB

( Sinüs'ün dörtte biri. İLE ... İLE ... )

( ... İLE ... İLE İlk kez M.Ö. II. yy.'da Hipark tarafından bulunumuş ve Batlamyus tarafından kullanılmıştır. Bu alet ile yıldızların Arz'dan uzaklıkları ölçülürdü. Üstüne gökyüzü haritası çizilmiş hilâlî daire şeklinde bir tahtadan ibarettir. Akrep ya da ankebût denilen bir ibresi vardır. Bu ibre, ucuna fındık büyüklüğünde taş bağlanmış bir ipten ibarettir. Yıldızların seyri bu ip ile gösterilir, ölçümler bunun üzerinden ortaya çıkar. Kenarlarda da açılar, milyem ve grat hesapları yazılıdır. Halen astronomlar ve denizciler, geliştirilmiş usturlap kullanır. )

( ... vs. ... vs. ASTROLABE )


- RUBA[İt.] değil/yerine/= GİYSİ


- RUBAİ MÜCERRED ile/ve RUBAİ MEZİD

( 1 BAB ile/ve 1 BAB [2, 15, 50, 70] )

( FETHÜ ZAMMİN, FETHİ KESRİN, FETHÂTEN, KESRU FETHİN, ZAMMU ZAMMİN, KESRATEN )

( EZBERLEYİNİZ!!! )


- RUBAİ[Ar.]/DÖRDÜL ile/<> TUYUĞ

( Divan Edebiyatı'nda, dört dizeden oluşan koşuk. İLE/<> Halk edebiyatındaki mani türüne benzeyen bir nazım birimi. [sadece Türk edebiyatında görülür] )


- RUBLE[Rusça] ile RUBLE

( Beyaz Rusya ve Rusya Federasyonu'nda kullanılan para birimi. İLE Bisiklette, arka tekerleğin üzerinde bulunan küçük vites çark(lar)ı. )


- RUBOR[İng.] değil/yerine/= KIZARIKLIK


- RUBU[Ar.] değil/yerine/= DÖRTTE BİR


- RUBÛBİYET ile ...

( Terbiye eden, düzenleyen, geliştiren. )


- RÜÇHAN HAKKI ile YASAL ÖNCELİK HAKKI


- RÜCÛ ETMEK değil/yerine/= DÖNMEK/TERSİNMEK


- RÜCÛ HAKKI değil/yerine/= DÖNÜŞ ÜLEVİ


- RUCÛ'[Ar.] ile FEY'[Ar.]


- RUCÛ'[Ar.] ile İNÂBE[Ar.]


- RUCÛ'[Ar.] ile İNKILÂB[Ar.]


- RUCÛ'[Ar.] ile İYÂB[Ar.]


- RÜCÛ[Ar.] değil/yerine/= KAYITIM

( Bir olayın kendi nedenleri üzerindeki tepkisi. )


- RÜCU değil/yerine/= KAYITIM


- RÜCÛA KEFÂLET değil/yerine/= DÖNÜŞE YÜKÜMLÜK


- RÜCÛA KEFİL değil/yerine/= DÖNÜŞE YÜKÜMCÜ


- RUDİMENTER/RUDIMENTARY[İng.] değil/yerine/= ARTIK | GELİŞMEMIŞ, GÜDÜK


- RUFİYAA ile ...

( Maldiv para birimi. )


- RÛH-ULLAH ile ...

( MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN HZ. ÎSA İÇİN KULLANILAN BİR SÖZ )


- RUH:
"BİLİNEMEYEN" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEMEYEN


- RUH" değil ÖZBİLİNÇ


- RÛH[Ar.] ile MÜHCE[Ar.] ile NEFS[Ar.] ile ZÂT[Ar.]


- RÛH[Ar.] ile RUH[Ar.]

( Can, nefes. | Canlılık, duygu/his. | En önemli nokta, öz. | İspirto gibi uçucu gaz. | Melek, cin, hayali varolan. | Türk müziğinde en az beş-altı yüzyıllık bir mürekkep makam.[Zamanımıza kalmış bir örneği bulunmamaktadır.] İLE Yanak, yüz/çehre. | Anka kuşu. | Anka kuşuna adına verilen satranç taşlarından biri. | Dizgin. | Taç. | Taraf, yön. | Hasırotu. )


- RUH = EMİR

( Rüzgâr. = Emir. )


- RUH ile HATI

( Hayvansal Ruh. )


- RUH ve/||/<> KELÂM/SÖZ

( RUH: Hâle bürünmüş kelâm/söz. )


- RUH ile/yerine/değil NEFS

( RUH/GEIST: Bütünlüğün ilkesi. )


- RUH ve/=/|| SEVGİ

( Sevdiğimiz, Azrail'imizdir. )


- RUHANİYET ile ...

( Kendine ve başkalarına iyilik yapma. )


- RUHBAN/LIK ile/ve/değil/yerine RUHÂNÎ/LİK


- RUHBAN/RAHBAN ile/değil/yerine RUHANÎ

( Egemenlik için uğraşırlar. İLE/DEĞİL/YERİNE Hizmete yöneliklerdir. )


- RUHBANLAR ile/ve/<>/>< RUHBAN OLMAYANLAR

( "Askerler". İLE/VE/<>/>< "Siviller" gibi. )

( Latince konuşurlardı. İLE/VE/<>/>< Fransızca konuşurlardı. )

( CLERICUS cum/et/<>/>< LAICUS )


- RÛHÎ[Ar.] ile Rûhî[Ar.]

( Ruhla ilgili, ruhca. İLE XVI. yüzyılda yetişen vâdî sahibi büyük Osmanlı şairi Rûhî-i Bağdâdî. )


- RUHSAL/LIK" değil/yerine ANLAM/LI/LIK


- RUHSALLIK ve/< HALVET


- RUHSAT[Ar.] değil/yerine/= YETKİLİK


- RUHSAT ile/ve EHLİYET


- RÛHÜ'L KUDS ile ...

( CEBRAİL )


- RUJ[Fr. < ROUGE] ile DUDAK KREMİ


- RUJ[Fr.] değil/yerine/= DUDAK BOYASI


- RUK'A[Ar. < RAKABE] ile RUKA'/RIKA'[Ar. < RUK'A]

( Üzerine yazı yazılan kâğıt parçası. | Kısa mektup.[ŞUKKA] | Yama. | Dilekçe. İLE Üzerine yazı yazılan kâğıt parçaları. | Kısa mektuplar. | Yamalar. | Dilekçeler. )


- RÜKN ile ...

( BİR ŞEYİN EN SAĞLAM TARAFI, TEMEL DİREĞİ | KOLON, DİREK | NÜFUZLU, ÖNEMLİ, KUVVETLİ KİŞİ | İSLÂM HUKUKUNDA SÖZLEŞMENİN KURULMUŞ SAYILMASI İÇİN BULUNMASI GEREKLİ ŞARTLAR )


- RÜKÛ ve/<> KIYAM/SECDE

( İlim. VE/<> İrfan. )


- RÜKÛN:
ASLÎ ile/ve/||/<> ZAİT


- RÜKÛN[Ar. < REMS] ile RÜKN[Ar. çoğ. ERKÂN] ile RÜKÛNET[Ar.]

( Can ve gönülden eğilim/meyil. İLE Bir şeyin en sağlam tarafı, temel direği. | Kolon, direk. | Güçlü, nüfuzlu, önemli kişi. | İslâm tüzesinde/hukukunda sözleşmenin kurulmuş sayılması için bulunması gerekli şartlar. İLE Ağırbaşlılık, gururluluk. )


- RÜKÛN[Ar.] ile SÜKÛN[Ar.]


- RÜKÛN ile/ve/||/<> ŞART ile/ve/||/<> HÜKÜM ile/ve/||/<> SENET

( SUPPORT avec/et/||/<> CONDITION avec/et/||/<> CONSEQUENCE LEGALE avec/et/||/<> PREUVES A L'APPUI )


- RÜKÜŞ[Ar. < RUKŞE] ile ŞILLIK[Erm.] ile ŞIRFINTI ile ŞUH[Fars.] ile ÂŞÜFTE/ÂŞİFTE[< Fars.]/KOKOT[Fr. < COCOTTE] ile ÇİRKEF[Fars. < ÇİRK-ÂB: Pis/bulanık su.] ile FETTÂN[Ar. < FİTNE] ile KALTAK[Yun.] ile ÖKSE ile SÜRTÜK

( Gülünç bir biçimde giyinip süslenen kadın. İLE Aşırı ve bayağı biçimde süslenip boyanmış kadın. İLE Seviyesi düşük, bayağı kadın. İLE Hareketlerinde serbest. | Neşeli, şen ve oynak. | Açık saçık, utanması olmayan. İLE Çıldırırcasına seven, bu yüzden perîşan bir halde, azgın ve baştan çıkmış deli gibi olan, iffetsiz kadın. İLE İğrenç ve bulaşkan. İLE Fitne ve fesâda teşvik eden, fenâlık yapan, ayartan. | Oynak kadın. | Câzibeli, gönül alıcı. İLE İffetsiz, namussuz kadın. İLE Erkekleri kendine bağlamasını bilen çok alımlı kadın. İLE Vaktini çok gezerek geçiren, evinde oturmayan kadın. | Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın. | Hayat kadını, fahişe. )


- RUKYE ile ...

( HASTALIK İÇİN KUR'AN OKUMAK, DUA ETMEK )


- RULE vs. LAW


- RULMAN[Fr.]

( Mekanik ve elektrikli düzeneklerde, kayma sürtünmesi yerine bir yuvarlanma sürtünmesini sağlayarak enerji kayıplarını azaltmak için yataklar ile muylular arasına yerleştirilen parça. )


- RULMAN/ROULEMENT[İng.] değil/yerine/= YUVARLANMA


- RULO TOP ile DEKATÜR TOP


- RULO[Fr.] ile TOMAR[Yun.]

( Dürülerek boru biçimi verilmiş kâğıt tomar. İLE Dürülerek boru biçimi verilmiş kâğıt. | Çok. | Topun içini silmekte kullanılan, ucu fırçalı çubuk. )


- RUM ile/ve/=/||/<> BALAMA

( Orta oyununda Rum tipi. | Karagöz, matiz ve külhanbeyi tipleri tarafından yabancı ülkelerin tiplerine seslenirken kullanılan söz. )


- RUMBA ile/ve/<> GUANGUANCO

( ... İLE/VE/<> Rumba'nın bir türü. )


- RUMCA ile/değil OĞUZCA


- RUMELİ HİSARI(BOĞAZKESEN HİSARI) ile/ve RUMELİ HİSARI

( Kale. İLE/VE Semt. [Adını bu kaleden almıştır] )

( 1452'de, Fatih Sultan Mehmet emriyle, Mimar Musluhiddin yapıtıdır. [9.000 işçiyle 4 ay içinde tamamlanmıştır] İLE/VE ... )

( 1745 yangınında Sultan I. Mahmud tarafından onartılmıştır. İLE/VE ... )

( 1958'den beri müze ve son yıllarda yazın konser alanı olarak kullanılmaktadır. [Lütfen gezelim, görelim!] İLE/VE ... )

( 125 x 250 m.lik bir alanı kaplar. Duvarları 3 büyük kulesi, 13 burcu bulunur. İLE/VE ... )


- RUMELİ HİSARI ile/ve RUMELİ KAVAĞI ile/ve RUMELİ FENERİ

( Baltalimanı - Bebek arasındadır. İLE/VE Boğaziçi'nin kuzeyindedir. Kara yoluyla Sarıyer'den sonra gidilen yolun sonundadır. )

( )


- RÛMÎ ile/ve/||/<> HATAYÎ

( Kuş kanadı. İLE/VE/||/<> Çiçekli. )


- RUMINASYON/RUMINATION[İng.] değil/yerine/= GEVİŞ GETİRME | DÜŞÜNÜP DURMA


- RÛMÛS[Ar. < REMS] ile RUMÛZ[Ar. < REMZ]

( Mezarlar, sinler, kabirler. İLE İşaretler, remizler, anlamı gizli olan sözler. )


- RUMUZ ile MECAZ


- RUNSİNAT YAPRAK = VARAK-I KÜLLÂBÎ = FEUILLE RONCINÉE


- RUPA[Sansk.] ile ...

( Renk. Biçim, kalıp, varoluşun algıladığımız görünümü. )


- RÜPTÜR/RUPTURE[İng.] değil/yerine/= YIRTILMA


- RUS ile/değil ÇUVAŞ

( ... İLE/DEĞİL Rusya'da, Volga ırmağı kıyısında yaşayan, Türk halklarından olan kişi. | Çuvaşlara özgü olan. )


- RÜŞD[Ar.] ile REŞED[Ar.]


- RÜŞD ile ...

( AŞKTA KEMALİNE ERMEK | DOĞRU YOLU BULUP GİTME, DOĞRU YOLDA GİTME | DOĞRU DÜŞÜNME, AKIL SAHİBİ OLMA | BÂLİĞ OLMA, BÜLÛĞA ERME, ERGİNLİK | HAYRA İSABET | TEVAZÛ )


- RÛŞEN-DİL ile ...

( GÖNLÜ AYDIN )


- RÛŞEN[Fars.] ile ...

( Aydın, parlak. | Belirli, meydanda. )


- RUŞEYM/SÜVEYDÂ[Ar.]/ALBUMEN[Fr.] değil/yerine/= BESİÖRÜ/OĞULCUK

( Tohumun içindeki dölütü çevreleyen ve gelişinceye kadar beslenmesini sağlayan doku. )


- RUSSELL AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI ile/ve/||/<> RICHARD AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI ile/ve/||/<> YABLO AÇMAZI ile/ve/||/<> BERRY AÇMAZI ile/ve/||/<> HETEROLOJİK AÇMAZ


- RÜŞT değil/yerine/= ERGİNLİK



(2/3)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 123 kez incelenmiş/okunmuştur.