Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

OY...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[25 Nisan 2024]
itibariyle 165 başlık/FaRk ile birlikte,
170 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

- !"IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK


- "DOĞRUDUR YA DA YANLIŞTIR" ile/değil/yerine "ÖYLEDİR YA DA DEĞİLDİR"


- "İDARE ETMEK" ile/ve/<> OYALAMAK


- "ÖRNEK ALMAK" ile/ve ÖYKÜNMEK


- "ÖYLE ARAÇLAR KULLANACAĞIZ" değil "ARAÇLARI, ÖYLE KULLANACAĞIZ


- "ÖYLE BİRİSİNLE" ... değil ÖYLE BİRİYLE ...


- "ÖYLE YARATILMIŞLIK" ile/değil HAK ETMİŞLİK


- "ÖYLE" "GÖRMEK" ile "ÖYLE" "GÖRMEMEK"


- "Öyle"yi "Böyle" yapmak için DİNLE!!!


- "Öyle"yi "Böyle" yapmak için SUS!!!


- "ÖYLECE" ile/ve "AYNEN"


- "ÖYLESİNE ..." ile/değil ÖYLESİ ...


- "OYNAYAN/LAR" ile/yerine "GİBİ YAPANLAR"


- "OYUN" ile "DÜMEN"


- "OYUN" ile/ve/değil CİLVE


- "SORMAK":
[ya] "MERAKTAN" ile/ve/||/<>/ya da "ÖYLESİNE"


- "UYUŞTURMAK" ile/ve/değil OYALAMAK


- "YA ÖYLE, YA ÖYLE" ile "ÖYLE Mİ, BÖYLE Mİ?"


- (")DİŞ"İM" AĞRIYOR(") değil ÖYLE BİR ŞEY/"İN" Mİ VAR?


- (DAHA) ("ÜST") GÜCE[OLANAKLARA/KİŞİLERE] TAPARLIK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÖYKÜNME

( Düşük bilgi/bilinç seviyesindeki ya da çıkarcı kişilerin(zihinlerin), iyiliğ(in)e yönelimde, güdülenmesini ve kötülüğ(ün)e başvurmada da kendini tutmasını sağlatan en etkili/etkin iki durum/tutum. )


- | CÂNİ ve BUDALA | ile/değil/>< OYUNCU

( Sürekli akıl var ve hiç duygu yoksa. VE Sürekli duygu var ve hiç akıl yoksa. İLE/DEĞİL/>< Akıl ve duygunun dengelenmesiyle. )


- ANAMNEZ[İng. < ANAMNESIS] değil/yerine/= ÖYKÜ ALMA / SAYRILIK ÖYKÜSÜ/GEÇMİŞİ


- ANEKDOT[Fr. < ANECDOTE] değil/yerine/= ÖYKÜCÜK

( Bir söz ya da geniş bir olay içine yerleştirilmiş öykü. )


- ANLATMAK ile/ve ÖYLE/ŞÖYLE/BÖYLE ANLATMAK


- AŞİRET değil/yerine/= OYMAK


- AVUNMA ile/ve OYALANMA

( TO BE CONSOLED vs./and TO DAWDLE )


- BAYKUŞ ile OYUK BAYKUŞU(SHOCO)

( ... İLE Amerika kıtasına özgü bir baykuştur. Bu baykuşlar, düşük bitki örtüsüne sahip alanlarda yer altında yaşarlar. [Çevresel koşullar buna engel olursa yapay yuvalar yardımcı olabilir.] )


- BELİRLEYİCİ/LİK ile/ve/<> OYALAYICI/LIK


- BENLİK ile/ve/||/<>/> ÖYKÜSEL BENLİK


- BİSİKLET ve/<> OYUN(CAK)/LAR


- BOTERO'NUN RESİMLERİNDE:
ŞİŞMAN/LIK ile/değil OYLUM/HACİM VERME

( ... İLE/DEĞİL Abartır, büyütür, genişletir. Sanatçının abartılı bakışına/tutumuna işaret eder. )


- BOYUN ile/ve/<> OYUN

( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )


- BÜYÜK ile/ve/değil/yerine/||/<> OYLUMLU/HACİMLİ


- ÇALMA ile/değil ÖYKÜNME


- ÇÖZÜM ile/ve OYUN

( SOLUTION vs./and GAME )


- DAKİK değil/yerine/= ÖYCÜL


- DAKİKA değil/yerine/= ÖYCE


- DELİK ile OYUK


- DOĞRUDUR" ile/değil/yerine "ÖYLEDİR"


- DOLAYISIYLA ile ÖYLE İSE


- DUYUSAL-NESNE DÜRTÜSÜ ve BİÇİM DÜRTÜSÜ | ile/ve/||/<>/> OYUN DÜRTÜSÜ

( Doğal yanımız/yaşamımız. VE Akıl yanımız. İLE/VE/||/<>/> Canlı biçim.[Güzellik ve özgürlük.][İkisi arasında kurulmak istenilen uyumdur. Sanatta ortaya çıkar.][İnsan, oynayabildiği yerde tamlık kazanır.] )


- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK

( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )


- ESİNLENME ile/ve/||/<> ÖYKÜNME


- FABL değil/yerine/= ÖYKÜNCE


- GEMIFİKASYON/GAMİFICATION[İng.] değil/yerine/= OYUNLAŞTIRMA


- HACİM/CİRİM[Ar.] değil/yerine/= OYLUM/SIYGI

( Bir nesnenin, uzayda doldurduğu boşluk. | İçi oyulmuş, çukur duruma getirilmiş. | [resimde] Derinlik, üç boyutluluk etkisi. | [mimarlıkta] Yer/mekân. )


- HACİM/CİRİM değil/yerine/= OYLUM/SIYGI


- HAKKÂK değil/yerine/= OYMACI

( Oyma/hak işleri yapan zanaatkâr. )


- HÂLBUKİ değil/yerine/= OYSA


- HAYRANLIK ile/ve/<> ÖYKÜNME


- HEMFİKİR değil/yerine/= OYDAŞ


- HİKÂYE ETMEK değil/yerine/= ÖYKÜLEMEK


- HİKÂYE değil/yerine/= ÖYKÜ


- HİPERVOLEMI/HYPERVOLEMIA[İng.] değil/yerine/= OYLUM FAZLALIĞI


- KABUL ile/ve/değil OYUN

( [not] ACCEPTANCE vs./and/but GAME )


- KANDIRMA ile/değil OYALAMA


- KAPISINDA BEKLEMEK ile/ve/<> OYALANDIRILMAK


- KAVITASYON/CAVITATION[İng.] değil/yerine/= OYMA


- KAVUM/CAVUM[İng.] değil/yerine/= OYUK, BOŞLUK


- KENDİLİK'TE:
MİNİMAL ile ÖYKÜSEL ile HEM MİNİMAL, HEM DE ÖYKÜSEL

( Deneyimlerin, "anlık" ve "aracısız" öznesi olan kendilik. İLE Zamana yayılmış, geçmiş ve geleceğe sahip kendilik. İLE ... )


- KİŞİ ve/= ÖYKÜ

( Kişi, mekândan, zamana geçendir. )

( HUMAN and/= STORY )


- KOPYALAMA ile/değil ÖYKÜNME


- LABIL/LABILE[İng.] değil/yerine/= OYNAK | DEĞİŞKEN


- LEKENDE ile/ve OYULGA

( Kaba dikiş. İLE/VE El ile yapılan gelişigüzel/eğreti dikiş. )


- MADEM EĞER ÖYLEYSE" değil ÖYLEYSE (ya da MADEM ÖYLE)


- MİMETİK/MİMETIC[İng.] değil/yerine/= ÖYKÜNEN


- MIZIKÇI/LIK değil/yerine/= OYUNBOZAN/LIK

( Çeşitli nedenlerle oyunu bozan, yenilgiyi kabul etmeyen, kolayca darılan kişi. )


- MODELLEME ile/değil ÖYKÜNME


- NARASYON/U değil/yerine/= ÖYKÜ/SÜ


- NİŞ/NICHE[İng.] değil/yerine/= OYUK


- ÖĞLE ile ÖYLE


- ÖLE değil ÖYLE


- OLUMLU ile/ve/||/<>/> OYLUMLU/HACİMLİ


- OY ÇEŞİTLERİ'NDE:
BEYAZ ile YEŞİL ile KIRMIZI

( Kabul. İLE Çekimser. İLE Red. )


- OY ÇOKLUĞU ile/ve/değil/yerine OY BİRLİĞİ

( Aptal, bir oylamanın, sonucunun, "Oy çokluğu" ile alınmasına sevinir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Abdal, "Oy birliği" ile alınmasını bekler/ister. )

( [not] BY A LARGE MAJORITY vs./and/but UNANIMITY
UNANIMITY instead of BY A LARGE MAJORITY )


- OY ŞEKİLLERİ'NDE:
İŞARİ ile AÇIK ile KAPALI/GİZLİ

( El kaldırarak ya da ayağa kalkarak. İLE Adının yazılı olduğu kağıtla. İLE Adsız ve işaretsiz kağıtla. )


- OYA ile/ve/<> MİNE


- OYALAMAK ile/ve/<> AVUTMAK


- OYALANMAK ile DÜŞKÜ/HOBİ

( TO DAWDLE vs. HOBBY )


- OYALANMAK ile/ve EĞLENMEK


- Öykü DİNLE!!!


- ÖYKÜ(LEME)DE:
MAUPASSANT BİÇİMİ ile ÇEHOV BİÇİMİ

( Aslolan, olaydır. Okuyucunun, öyküyü çok fazla yorumlamasına, hayal etmesine olanak tanınmaz.[Öyküdeki olay, mantıklı bir akış takip eder.][Kişiler, özenli ve ayrıntılı bir biçimde gösterilir.] İLE Aslolan, olay değildir. Öykü tamamlandığında, herşey bitmiş değildir. [Özellikle aktarımın sonrasında başlar.][Kişiler, her yönüyle tanıtılmadığından ve olaylarda kesinlik bulunmadığından dolayı okuyucu/izleyicinin hayal kurması ve kendine göre yorumlar yapabilmesi beklenilir.] )

( )


- ÖYKÜ(HİKÂYE) ile ROMAN

( TAHKİYE[< HİKÂYE]: Hikâye etme, anlatma. )

( )

( STORY vs. ARTICLE )


- ÖYKÜ ile/||/<> APOLOG[Fr.]

( ... İLE/||/<> Ahlâkî bir öğütle sonuçlanan öykü. )


- ÖYKÜ ile KISSA


- ÖYKÜ ile/ve/<> ÖVGÜ


- ÖYKÜ ile ŞİİR

( Her kişinin bir öyküsü vardır fakat şiiri yoktur. )


- ÖYKÜCÜ ile "SİYASETÇİ"

( "Ben öykücüyüm, isterseniz inanmayabilirsiniz!" derler. İLE ... [Burayı, gerektiği gibi kendiniz dolduruyorsunuzdur (umarız).] )


- ÖYKÜDE:
MİTOLOJİK KAHRAMAN ile ROL KAHRAMAN

( Anti-tinle karşılaştığında, kendini bilir. İLE Anti-tin ile karşılaştığında, ona dönüşür. )


- ÖYKÜLEME ile BETİMLEME

( Olaylara daha çok sık yer verilir ve nesnel bir dil kullanılır. İLE Olaylardan çok kişisel düşüncelere, gözlemlere ve izlenimlere dayanır. )

( Yaşanılan olayları, "giriş - gelişme - sonuç" bölümlerine ayırarak anlatmak için başvurulur. İLE Bir karakterin fizikî ya da karakteristik özellikleri anlatılır. )


- ÖYKÜNCE(FABL) ve ÇEŞİTLERİ

( KELÎLE ve DİMNE (BEYDEBÂ/BİDPÂY[Fars.]) ve MARTI (Richard BACH) adlı kitapları okumanızı salık veririz. )


- ÖYKÜNME ile/ve/değil/<> ETKİLENME


- ÖYKÜNME = TAKLİT = IMITATION[İng., Fr.] = NACHAHMUNG[Alm.] = IMITATIO[Lat.] = MIMESIS[Yun.] = IMITACIÓN[İsp.]


- ÖYKÜNME ile YAPMACIK

( TETABBU' ile TEKELLÜF )

( TO IMITATE vs. TO PRETEND )


- ÖYKÜSEL KENDİLİK'TE:
KURGUSAL ile TÖZSEL

( [ÖYKÜSEL KENDİLİK: Zamana yayılmış, geçmiş ve geleceğe sahip kendilik.]

Öznenin ve ötekilerin özne hakkında anlattığı öykülerden oluşan "soyut" kendilik. İLE/VE/||/<> Öznenin ve ötekilerin özne hakkında anlattığı öykülerin toplamından oluşan "gerçek" kendilik. )

( DAVID HUME: "Kendilik, anlık izlenimler demetidir. Fakat bu izlenimler demetinin bir gerçekliği yoktur."

DANIEL DENNETT: "Kendimiz hakkında anlattığımı öyküler, bizi inşâ eder. Kendilik, bu öykülerin soyut bir kesişim noktasıdır. Fakat öykülerimizin inşâ ettiği kendilik, boş bir soyutlamadır."

ile/ve/||/<>

RICOEUR: "Öznenin, kendi hakkında anlattığı öykülerin toplamıdır. Bu öyküler, kendi aralarında çelişki, kararsızlık ve kendini aldatmayı içerse de bütünlüklü ve gerçek bir yaşamı oluşturur." )


- ÖYLE ANLAŞILDI ile/değil/||/<>/< ANLAŞILAN OYDU Kİ ...


- ÖYLE BÖYLE (DEĞİL)


- ÖYLE DEMEK ile ÖYLE BİLMEK


- ÖYLE DEMEK ile ÖYLE BİLMEK


- ÖYLE OLDUĞU ANLAMINA GELMEK ile ÖYLE OLDUĞU ANLAMINA GELMEMEK


- ÖYLE, ÖYLE, ÖYLE, ... ile ÖYLE (DE) DEĞİL


- ÖYLE, ÖYLE, ÖYLE, ... ile ÖYLE (DE) DEĞİL


- ÖYLE["ÖLE" değil!] ile BÖYLE["BÖLE" değil!]

( Oradaki/zihindeki/paylaşılmaz. İLE Buradaki/görünür/görünür varsayma/paylaşılır. )

( Konuşma sırasında araya giren gereksiz/yerli-yersiz "Böyle" eklemelerine dikkat edilmeli, sakınılmalı/kaçınılmalıdır, yer verilmemelidir/kullanılmamalıdır. Kendi zihninizdeki süreci "Böyle" sözcüğünü kullanarak "anlatabildiğiniz düşüncesi"nden vazgeçmek gerekiyor. )

( [LIKE] THAT vs. [LIKE] THIS )


- Öylece SUS!!!


- Öylesine SUS!!!


- ÖYLESİNE ile SIRADAN


- ÖYLESİNE ile ŞÖYLESİNE


- OYLUM/HACİM DEĞİŞTİRME ile/ve YER DEĞİŞTİRME


- OYLUM/HACİM[Ar.] ile/ve KAPASİTE

( VOLUME vs./and CAPACITY )


- OYLUM/HACİM[Ar.] ile KÜTLE[Ar.]

( )


- OYLUM ile/ve/<> EKOYLUM

( ... İLE/VE/<> Camilerde, yarım kubbelerin iki ya da üç yanında, küçük yarım kubbelerle yapılan oylum eklemeleri. )


- OYMA ile KUMLAMA

( ... İLE Çam türü ağaçlarda yıl halkaları arasındaki görüntü ayrımını daha da belirtmek için yüzeye, hava basıncından yararlanarak kum püskürtme. | Oyma işlerinde, çukurda kalan yüzeyleri özel dişli araçlarla pürüzlü duruma getirme. )


- OYMA ile OYLUMLAMA/MODELAJ[Fr.]

( Bir nesnenin yüzeyini, özel araçlarla oyarak ya da delerek, türlü biçimler verme. | Oyularak yapılan süsleme. | Oyularak yapılmış olan. İLE Resim ve yontu sanatında, öğelere oylum duygusu ve biçim verme işi. )


- OYMAK ile/ve OYALAMAK


- OYMAK ile OYMAK ile OYMAK

( Keskin, sivri uclu bir nesneyle bir şeyi yontarak, kazıyarak ya da delerek çukur oluşturmak. | Kumaş gibi bir şeyi, girintili bir biçimde kesmek. İLE Dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren, birçok boydan oluşan, yapısındaki aileler arasında, toplum, ekonomi, din, kan ya da evlilik bağları bulunan, göçebe ya da yerleşik nitelikteki topluluk, aşiret. | İzcilikte, küçük birlik. İLE Hemen hemen aynı tür yıldızlardan oluşmuş, Samanyolu'nun seyrek yapılı genç kümelerinden her biri. )


- OYMAK ile/ve/<>/değil/yerine YONTMAK


- OYMAKLAR ile BOYLAR ile ALT BOYLAR

( TRIBUS vs. CLANS vs. SOUSCLANS )


- OYMYAKON = DONMAYAN SU

( Rusya'nın kuzeyinde yer alan ve "Donmayan Su" anlamına gelen Oymyakon, dünyanın en soğuk yerleşim yerlerinden biridir.[1924'te, -71.2 °C] )


- OYNAMAK ile OYUN OYNAMAK


- OYNAMAZ EKLEM ile/ve AZ OYNAR EKLEM ile/ve OYNAR EKLEM

( SYNARTHROSIS JOINT vs./and SYMPHYSE JOINT vs./and SYNOVIAL JOINT )


- OYUK ile/ve/||/<> HÖYÜK

( HOLLOW vs./and/||/<> MOUND )


- OYUK ile/ve/değil/||/<>/> KAKLIK/MAĞARA[Ar. < MAGARE]

( İçi boş ve çukur olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Taşın/dağın içindeki geniş oyuk. )


- OYUK ile/ve/değil/||/<>/> YARIK


- OYUKLULAR/SÖLOMLULAR

( Bir gövde boşluğu bulunan hayvanlar. )


- OYUN HAVASI ile KÖÇEKÇE

( ... İLE Çoğu karcığar ya da ağırlama makamında, kıvrak ve şen oyun havası. )


- OYUN HAVASI ile LONGA[Romence]

( ... İLE Türk müziğinde, yörük özellik taşıyan oyun havası. )


- OYUN VE OYUNCAKTA:
TAKIL ve/||/<> KATIL ve/||/<> ATIL


- OYUN VE OYUNCAKTA:
TAŞ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> TUĞLA


- OYUN VE OYUNCAKTA:
TON[RENK] ile/ve/||/<> TINI ile/ve/||/<> TANIŞ


- OYUN ve/<> AYNAZ

( ... VE/<> Köy oyunlarını yöneten kişi. )


- OYUN ile KANASTA

( ... İLE Bir tür kâğıt oyunu. )


- OYUN ile/ve/||/<> SANAT


- OYUN ile TAMZARA

( ... İLE Doğu Anadolu'da, toplu olarak oynanan bir halk oyunu. | Bu oyunun müziği. )


- OYUNA GE(TİRİ)LME! değil/yerine/>< KENDİNE GEL!!!


- OYUNCAK MÜZESİ ve/||/<> OYUN MÜZESİ ve/||/<> MASAL MÜZESİ

( Göztepe'de. VE/||/<> Ataşehir'de, Mimar Sinan Parkı'nda. VE/||/<> İleride. )


- OYUNCU:
"TEŞHİRCİ" değil/yerine UTANMAYABİLEN


- OYUNCU:
İSTEKLİ ile YETENEKLİ ile HEM İSTEKLİ, HEM DE YETENEKLİ


- OYUNDA:
SU ve/||/<> KUM ve/||/<> TAHTA


- OYUNLAR [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- OYUNLAR [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- OYUNUN KURALLARINI ÖĞRENMEK ve/||/<>/> OYNAMAK

( Önce. VE/||/<>/> Sonra. )


- PSİKODRAMADA:
ISINMA ve/||/<>/> OYUN ve/||/<>/> PAYLAŞIM


- REY değil/yerine/= OY


- SAAT değil/yerine/= ÖYEN/ÖYLÜK/ÖYBİL/SAYAÇ


- SADECE ÖYLE OLMASI ile ÖYLE OLMASI


- SANAT ve/||/<>/< OYUN


- SEVİŞMEK ile OYNAŞMAK

( MUGÂZELE ile ... )

( TO MAKE LOVE vs. ... )


- SİFTİNMEK/ZİFTİNMEK = OYALANMAK

( Oyalanmak, vakit geçirmek. | Bir yere sürtünerek kaşınmak. )


- SÖLOM[Yun.] değil/yerine/= OYUK

( ... İLE Ortaderinin iki tabakası arasında bulunan ve oğulcukta genel gövde boşluğunu oluşturan oyuk. )


- SUNAY AKIN ve/||/<> OYUNCAK MÜZESİ

( Sunay Akın VE/||/<> Oyuncak Müzesi )


- TAHKİYE[Ar. < HİKÂYE] değil/yerine/= ÖYKÜLEME, ANLATI, HİKÂYE ETME, ANLATMA


- TAKLİT ETMEK değil/yerine/= ÖYKÜNMEK


- TAKVİM YAŞI/KRONOLOJİK YAŞ/CHRONOLOGICAL AGE[İng.] değil/yerine/= TAKVİM YAŞI


- TAKVİM[Ar.] değil/yerine/= ÖYDEM


- TEKRAR ile/ve OYUN

( REPETITION vs./and GAME )


- UYKU ile/ve/değil/||/<>/>/< ÖYKÜ


- VOLÜM/HACİM/VOLUME[İng.] değil/yerine/= OYLUM


- VOLÜM değil/yerine/= OYLUM, | SES YÜKSEKLİĞİ


- VOLÜMETRİK/HACİMSEL/VOLUMETRIC[İng.] değil/yerine/= OYLUMSAL


- YALAN ile/ve/değil OYALAN

( "O yalan, bu yalan"... Var, biraz da sen oyalan! )


- YAPAYLIK ile/değil OYUN


- YAPRAK ile OYMALI YAPRAK

( ... İLE Meşe yaprağı gibi kenarları, girintili çıkıntılı olan yaprak. )


- YAŞLANDIĞINDA/N DOLAYI OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKMAK DEĞİL ile/ve/değil/||/<> OYNAMAYI/GÜLMEYİ BIRAKTIĞINDA/N DOLAYI YAŞLANMAK


- YOLCULUK:
[önce] SÖZSÜZ BIRAKIR sonra/> ÖYKÜ ANLATICISINA DÖNÜŞTÜRÜR


- YÖNETMEN OYUNCU




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 0 kez incelenmiş/okunmuştur.