SON HARFİ ...N'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!
( SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!! )


 



Doğrudan, bu bölüm/sayfa içeriğinde
arama yapmak için...

( Klavyenizde "Ctrl + F" tuşlarıyla[önce "Ctrl" tuşu ve basılı tutarken "F" tuşuna basarak] ve/veya(^/v) fareyle[mouse] sol üst köşedeki "Düzenle/Edit" kısmında "Bul/Find"'ı tıklayarak aradığınız sözcüğü yazarak aramanızı yapabilirsiniz. )* ( Windows için geçerlidir. )
* ( Linux ve Macintosh kullanıcıları nasıl arama yapacaklarını biliyorlardır. )



AÇIKLAMALAR/ÖNSÖZ
[Mutlaka okuyunuz!!!]

- Bazı sözcüklerin, hem sözlüklerdeki karşılığına yer verilmekte, bazılarına da özellikle yer vermeyip psikolojik, felsefi, bilimsel, sanatsal, göreceli, uygulayımsal, belirli bir sınırlılık ve yaklaşımlardan yararlanılarak parantezler açılmıştır.

- Bu çalışmada, başlıkların altlarındaki bilgilere/açıklamalara (parantezlere), kişilerin, kendilerinin düşünmelerine fırsat verebilme amacıyla ve özellikle pek fazla yer verilmemektedir. Zihinlerce/kişilerce uygun bulunmayabilecek bilgiler/parantezler, gözardı edilebilir.
[ Kavramların yanında bulunan ( ) parantezler, ek bilgi ya da açıklama olarak, [ ] köşeli parantezler ise ayrıntı/teknik bilgi vermek üzere kullanılmıştır. ]

- Çoğu sözcüğe, özellikle ve belirli bir yaklaşımla yer verilmemiştir. Hayır! / Evet!

- Bu çalışmada, çoğu sözcüğün/kavramın altında, bazılarında “açıklama/ları” bulunmakta, bazılarında da -özellikle ve çeşitli nedenlerden dolayı- bulunmamaktadır.

- Bazı başlıkların altına, veri/bilgi girmemizin çeşitli nedenlerinden biri ise ulaşım/erişim kolaylığı sağlamak üzere, hazır veri/bilgi karşılıklarını sunmak üzeredir! [Dolayısıyla sizin de FaRkLaR Kılavuzu'na destek olabilmek amacıyla üyeliğinizi şimdi başlatmanızı dileriz! Teşekkür ederiz!] )

- Bu çalışmanın, sadece sözlük olarak algılanmamasını ve kullanılmamasını da sağlamak amacıyla ve özellikle “:”[iki nokta üst üste] ya da “...dır!” şeklinde belirtilmemiştir!

- Bu çalışmada, başlıkların [kavram ya da olguların], ne olduklarından çok, ne olmadıklarına işaret etme çabası güdülmektedir. [ Bir DEĞİL’leme çalışması olarak değerlendirilmelidir! ]

- Bu çalışmada bulunan tüm karşılaştırmaların, tanımlan(a)mayan, sözcük olarak karşılığı/adı tam olarak oluşturul(a)mamış, fakat zihinlerimizde karşılığı bulunan/bulunabilen “3.” anlamları ve/veya ara anlamları düşünülebilir.

- Bu kılavuz/sözlük, dil(d)e/kavramlar(d)a/sözcükler(d)e ilginizin daha da artması ve sözlük/ahit kullanımını artırmayı amaçlamaktadır.

- İngilizce’ye ve öteki dillere yer verme nedenimiz, öteki dillerle karşılaştırmalı yaklaşımla belirli bir bilince sahip olmanıza, aracı olabilmektir.

- Çoğu sözcüğün, zaman içinde, kökenbilimsel(etimolojik) derinliklerine ve öteki dillerdeki karşılıklarına da yer verilecektir. (Bu konuda her türlü destek ^v(ve/veya) katkınızı görmekten mutluluk duyarız!)

- Bu kılavuzdaki bilgiler, SDP(Sinir Dili Programlası)(NLP) üzerine de kılavuzluk edebilir.

- Bu kılavuz, soru sorma/sorgulama, yoğun/derin düşünme aracı/vesilesi olarak kullanılabilir.

- Bu kılavuz/sözlük üzerine olan tüm katkı/destek/uyarı/yorum ve önerilerinizi görmek ve değerlendirmekten mutluluk duyarız! Ayrıca burayı tıklayarak, dille ve buradaki içerikle ilgilenebileceğini düşündüğünüz kişilere tavsiye edebilirsiniz.



"... ile/ve/değil/yerine ..."
[bağlaçların kullanımı/okunuşu...]

- Kavramların aralarında kullanılan/bulunan
"... ile/ve/değil/yerine ..."
bağlaçları, ilgili satırı 2/3/4 kez ve ayrı ayrı şekilde okumanız ve satırları tekrarlamamak içindir.
( - UCLAR ile FARKLAR [karıştırılmamalı!]
- UCLAR ve FARKLAR [ayrı olmalarının yanısıra birlikte de düşünülebilir/kullanılabilir!]
- UCLAR değil FARKLAR [dır!]
- UCLAR yerine FARKLAR [düşünülmeli/kullanılmalıdır!] )



... ile ...
[ÖNCESİ | SONRASI]

- Sözcükleri dizerken ya da "... ile" öncesiyle "ile ..." sonrası arasında bir öncelik/fark/özellik/tercih/vurgu yoktur. Her ikisini de kesinlikle birbirine karıştırmamak, her ikisinin de derinliğine/önemine ve ciddiyetine yer/destek verilmesi gerekmektedir.

- Belirlemelerin/karşılaştırmaların daha da oturması/derinleşmesi için, "ile"den sonraki sözcüğün yanına tekrar "ile"den önceki sözcüğü düşünerek/koyarak değerlendiriniz.
( "- BÜTÜN ile TÜM" ise "- BÜTÜN ile TÜM (ile BÜTÜN)" gibi. )



( "- ARADA ile AKIŞTA" ise "- ARADA ile AKIŞTA [ile ARADA]" gibi. )

 


 

 

( Bugün [25 Nisan 2024] itibariyle
Son harfi ...N'lerde,
5923 yeni ekleme, 6990 katkı
)



-ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR

( ZÜMRE[Ar.]: Alttakım. )


-ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR

( LEOPAR: Eukarya alanının, Hayvan/Animalia âleminin, Chordata şubesinin, Memeli/Mammalia sınıfının, Etobur/Carnivora takımının, Felidae ailesinin, Panthera cinsinin, Panthera Pardus türündendir. )


-ALAN ile/ve/< ÂLEM ile/ve/< ŞUBE ile/ve/< SINIF ile/ve/< TAKIM ile/ve/< AİLE ile/ve/< CİNS ile/ve/< TÜR

( Taksonomi Nedir? Sınıflandırma Biliminin Temel Kuralları )


-ALAN ile/ve BOŞLUK

( İkisi arasındaki boşluk köprünün kendidir. )


-ALAN ile/ve/||/<>/> MEKÂN



-ALAN ve/<> YÖNTEM



-ALAY >< İMAN

( Alay edenin, nasibi kesilir. )


-ALBERT EINSTEIN ve/||/<> CHARLIE CHAPLIN

( Sanatınızda en çok takdir ettiğim şey, evrensellik. Tek bir söz bile kullanmıyorsunuz fakat tüm dünya sizi anlıyor. VE/||/<> Doğru. Sizin ününüz daha da yüce! Tüm dünya size hayranlık duyuyor fakat kimse, dediğiniz hiçbir şeyi anlamıyor. )


-ALBERT EINSTEIN ve/||/<> CHARLIE CHAPLIN

( What I admire most about your art is that it is universal. You don't say any word and the whole world understands you. AND/||/<> But your glory is greater. The world admires you while no one understands you. )


-ALBERT EINSTEIN ve/||/<> KARL SCHWARZSCHILD



-ALBERT MICHELSON ile/ve/||/<> EDWARD MORLEY

( Michelson–Morley deneyi, fizik tarihinin en önemli ve ünlü deneylerinden biridir. 1887'de, Case Western Reserve Universitesi'nde yapılan deney, genel olarak eter kuramına karşı en büyük kanıt olarak düşünülür. )


-ALBİNİZM/ALBİNO[Fr. < Lat.] ile AKŞIN

( Saç, kirpik, kaş ve deride aşırı beyazlık hastalığı. (Soydan geçer.) )


-ALDANAN ya da ALDATAN ile/ve/||/<> HEM ALDANAN, HEM ALDATAN

( Hayvan. İLE/VE/||/<> İnsan. )


-ALDANMAK/KANMAK ile HÜSRAN



-ALELÂDE[Ar.] değil/yerine/= SIRADAN



-ÂLEM ile/ve/<> BİLİNEN

( ÂLEM: Kendiyle başkasının bilindiği şey. )


-ÂLEM ile/ve/<> DİSİPLİN ile/ve/<> İLKE



-ALENEN değil/yerine/= ULUORTA



-ALENÎ ile/||/<> ÂŞİKÂR ile/||/<> ÂYÂN ile/||/<> BÂRİZ ile/||/<> BEDÎHÎ ile/||/<> DEFİSİTER ile/||/<> MÜSTEHCEN ile/||/<> MUBÎN ile/||/<> MÜNHAL ile/||/<> SARÎH ile/||/<> VÂZIH

( Açık. )


-ALERJEN/ALLERGEN[İng.] değil/yerine/= DUYARLATAN



-ALEXANDER FRIEDMANN ve/||/<> GEORGES LEMAITRE

( Einstein'in denklemlerini, kozmolojik sabit olmadan çizen ve evrenin genişlediğini, kuramsal olarak kanıtlayan ilk kişidir. VE/||/<> Einstein'ın genel görelilik kuramından yararlanarak evrenin genişlediğini söyledi. )


-ALEXANDER FRIEDMANN ve/||/<> GEORGES LEMAITRE

( 16 Haziran 1888 - 16 Eylül 1925 VE/||/<> 17 Temmuz 1894 - 20 Haziran 1966 )


-ALGI YANILSAMALARI'NDA:
MÜLLER-LYLER ve POGGENDORFF ve WUNDT ve ZOLLNER ve BOURDON



-ALGILANAN ile/ve/||/<> ALGILAYAN

( Edilgin. İLE/VE/||/<> Etkin. )


-ALICI ile İLETKEN



-ALIGNMENT/HARMONISATION and APPROXIMATION (OF LEGISLATION)

( Uyum, uyumlaştırma. VE Yakınlaştırma (mevzuatın). )


-ÂLİM/ÂRİF ile/ve/değil/yerine/<> İMAN EDEN



-ALIŞIK/ALIŞKIN ile/ve/<>/değil/yerine BİLİNDİK/TANIDIK/ÂŞİNÂ[Fars.]



-ALIŞILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine/>< ANLAŞILABİLECEK OLAN/ANLAŞILMASI GEREKEN



-ALLÂH İÇİN değil ALLÂH RIZÂSI İÇİN



-ALLÂH İLE ile/ve ALLÂH İÇİN ile/ve ALLÂH'TAN



-ALLAH, DERDİMİZİ ARTIRSIN ile/ve/<> ..., ALLAH DERDİMİZİ ARTIRSIN



-ALLAH ile/ve/<> DİN

( [Aklın] Sınırı. İLE/VE/<> Terbiyesi. )


-ALLAH ve RAHMAN ve İNSAN

( KİŞİ/İNSAN: Hak(k)'ı amaç edinen. )


-ALLAH ve RAHMAN ve İNSAN

( İsmi. VE Cismi. VE Tezâhürü. )


-ALLAH ve RAHMAN ve İNSAN

( İNSAN: Hakk ile Hakk olan, Hakk'ı kendinde bulan. )


-ALLAH ve RAHMAN ve İNSAN

( Allah'ın usturlabı, insandır. )


-ALLAH ile/ve/<> RAHMAN ile/ve/<> RAHİM

( Kimlik adı. İLE/VE/<> Varlık adı. İLE/VE/<> Eylem adı. )


-ALLEGE vs. ASSERT vs. CLAIM vs. RECKON



-ALLUSION vs. DELUSION



-ALLUSION vs. ILLUSION



-ALPHORN ile DIDGERIDOO



-ALTERATION vs. IMMEDIATELY ALTERATION



-ALTIGEN ile/ve/<> DAİRE



-ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )


-ALTIN ORAN ile/ve/||/<> [LUDOLPH]Pİ SAYISI

( 1.6180339887 ile/ve/||/<> 3.14...~ )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( 1.6180339887 [φ = (1 + √5) / 2 = 1.6180339887498...] ve/<> 0, 1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987 ... [son iki sayının toplamı alınarak devam edilir] )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( Dizideki ardışık iki sayının oranı, sayılar büyüdükçe Altın Oran'a yaklaşır. )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( MİMARLIK ÜZERİNE ON KİTAP - VITRUVIUS[Marcus Vitruvius Pollio, M.Ö. 80 ile 15] )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( Altin_Oran.mp4 [1] | Altin_Oran2.mp4 [2] )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( Wikipedia'da... http://tr.wikipedia.org/wiki/Altin_oran )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( Okuduğunuz Herşeye İnanmayın: Salyangoz Kabukları ve Fibonacci Sayıları

Kişiler, mucizelere inanmak ister. Yaşamın tamamının mucizelerle dolu olmasını isterler. Her şeyin birbirine kusursuz bir biçimde oturmasını, olaylar, olgular ve sistemlerde hiçbir pürüz olmamasını isterler. Bu, insan türünün beyin yapısı ve çalışma ilkeleri düşünüldüğünde anlaşılırdır. Fakat yine de tanıdığımız en karmaşık yapı olan beynimizin, bu kadar basit hatalara düşebildiği gerçeğini göz önünde bulundurarak, etrafımızı incelerken çok daha dikkatli ve gerçekçi olmamız gerekmektedir. Burada, yardımımıza bilimsel yöntem ve analiz metotları koşmaktadır. Çünkü kişiler, kendilerini kandırmaya açıktır. Duygularına hemencecik yenik düşerler, bu bakımdan zaafları vardır. Söylediğimiz gibi, her şeyin büyüleyici, her şeyin sıradışı, her şeyin olağanüstü, her şeyin masalsı olmasını isteriz. Ancak doğa kusurludur. Bu kusurları görmemezlikten gelerek bilim üretemeyiz. Çünkü kusurlara bakarak, hataları anlayarak, eksiklikleri fark ederek sistemlerin nasıl çalıştığını, nasıl çalışmaları gerektiğini, neden kusursuz olamayacaklarını anlarız. Hatta bu sayede onları geliştiririz, doğadakilerden daha başarılı sistemler üretebiliriz.

HP, Apple, Netscape Communications gibi birçok büyük teknoloji firmasında yazılım mühendisi olarak görev almış olan, aynı zamanda astronomi, biyoloji, matematik gibi alanlarda araştırmalar yürüten, teknoloji ve bilim yazarlığı yapan, bilimin yayılması için konuşmalara katılan Akkana Peck, deniz kabuklarının matematiği ile ilgili bir araştırma yazısı üzerinde çalışırken ilginç bir gerçekle karşılaşmış. Hikayeyi bilirsiniz: doğada kusursuz bir matematik olduğu, ayçiçeklerinden salyangoz kabuklarına, kol uzunluğumuzdan çeşitli kentlerin bulunduğu coğrafi lokasyonlara kadar her şeyin "özel bir matematik" dahilinde olduğu iddia edilir. Hatta kimi zaman üniversitelerin animasyon birimleri ve grafikerleri bile bunu öyle bir göstermektelerdir ki, sanki doğada hakikaten tüm canlıların uyduğu bir matematiksel/geometrik düzen varmış gibi bir algı yaratılır. Kolumuzun toplam uzunluğunun dirseğimizden parmak ucuna kadar olan uzunluğa oranının "altın oran"a uymak zorunda olduğunu sanarız. Deniz kabuklarının ve deniz minarelerinin gerçekten de Fibonacci sayılarına mükemmel biçimde uyduğunu sanar, ayçiçeği tohumlarının kusursuz bir matematiği takip ettiğine inanırız. Bunların hepsi koca bir hatadır. Akkana Peck bu gerçekle yüzleşmesini şöyle anlatıyor:

"Bir arkadaşımın üniversitedeki matematik dersine Fibonacci sayılarıyla ilgili bilgi vermek üzere davet edilmiştim. Daha lisedeyken Fibonacci sayıları üzerine araştırmalar yapmaya başlamıştım ve onların büyüyen bir şehrin güç istasyonlarını planlamada nasıl kullanıldığını incelemiştim. Tüm bunları o derste anlatacaktım, dolayısıyla araştırmalarımda bulduğum tüm görselleri bulmaya ihtiyacım vardı. Bilirsiniz, çam kozalaklarındaki, çiçeklerin yapraklarındaki, ağaçlardaki dallanmalardaki matematiksel oranları, Altın Oran'ı, Fibonacci/Altın Spiralini, vb. doğadaki matematiği gösteren görsellere ihtiyacım vardı. Örneğin bir Nautilus kabuğunun nasıl harika bir biçimde Fibonacci sayılarına uyduğunu göstermeyi istiyordum.

Çam kozalaklarını topladım, bazı fotoğraflar çektim, slaytlar hazırladım ve iş, altın orana uyan spiralleri göstermeye geldi. Ufak bir GIMP metni hazırlayarak bilgisayarımın otomatik olarak Fibonacci spiralini oluşturmasını sağladım. Sonrasında, bir odacıklı Nautilus fotoğrafı aramaya başladım. Amacım, bu spirale ne kadar kusursuz biçimde uyduğunu göstermekti. Sonunda Wikipedia'dan harika bir örnek buldum. GIMP içerisine yapıştırdım ve üzerine altın spirali çizdim. Sonrasında ise birbirine uydurmak üzere boyutlarla oynamaya başladım. İmkansızdı. Hiçbir biçimde spiral, kabuğun şekline uymuyordu!

Ne kadar çabalarsam çabalayayım, hiçbir biçimde kabuk ile spirali uyduramadım. Ben de Google Images'ı kullanarak daha fazla kabuk fotoğrafı bulmaya çalıştım. Bulduğum hiçbir kabuk spirale uymuyordu! Hatta Fibonacci sarmalına yaklaşamıyordum bile!"

Akkana Peck, bu konuda yalnız değildir. Başlangıçta sözünü ettiğimiz düşünceler, halk arasına o kadar yerleşmiştir ki, bizim matematiğimizden doğan bazı oranların doğada halikulade bir biçimde olması gerektiğini sanarız. Evet, bu oranlar kabaca doğadaki organizmaların yapılarında rastlanabilir. Aslında bunda şaşılacak bir şey yoktur. Örneğin Fibonacci sayıları dediğiniz sayılar, kademeli olarak bir önceki toplama eklenerek artan sayılardır. Bir deniz minaresi kabuğu da, bir önceki zaman diliminde üretilen kabuk miktarının üzerine konarak arttığı için, elbette, ister istemez Fibonacci sayıları dediğimiz sayıya uyacaktır. Bir ayçiçeğinin tohumları, merkezden başlayıp etrafa yayılır. Altın spiral de, belirli bir merkezden başlayıp etrafa yayılan çizgilerden elde edilir. Dolayısıyla ikisinin birbirine uyması kaçınılmazdır. Bizler bu oranları tanımlarız. Bu oranlar, gökten inmezler. Eğer doğada, bu oranları tanımladığımız temele uyan bazı sistemler varsa, o sistemlerin sonucunda yine bu oranları görmemiz son derece anlaşılırdır. Hatta bu, kaçınılmaz bir sonuçtur.

Daha açık bir örneği şöyle verebiliriz: tüm sayı sistemleri etrafımızda kendini tekrar eden objeleri kategorize ederek gelişmiştir. 1, 2, 3 gibi sayılar, aslında kategorizasyon amacı taşır. Tek olan bir olguya "1" deriz. Kendini tekrar ediyorsa, bu sayıyı arttırırız. Sayılar böyle oluşmuştur. Tüm matematik, bunun üzerine inşa edilmiştir. Dolayısıyla matematiği, doğadaki sistemleri tanımlamak için, doğadaki sistemlere bakarak geliştirdik. Örneğin matematikteki "türev" denen işlem, "değişim miktarını" verir. Dolayısıyla etrafımızda düzenli olarak değişen şeylere bakıp, türev hesabına uymalarına şaşıramayız. Ancak nedense bu matematiksel unsurların adı "altın oran" ya da "Fibonacci sayıları" gibi daha havalı isimler olunca, sanki özel bir anlamları varmış zannedilir. Halbuki tıpkı türev, integral, vb. matematiksel hesaplamalar gibi, bu oranlar da doğaya bakarak inşa ettiğimiz sistemlerin ürünüdür. Doğadaki sistemlerde bu matematiksel izleri görmemizde şaşılacak bir taraf yoktur.

Ancak sorun bu da değildir. Sorun, doğada bu oranlara uyduğu iddia edilen birçok sistemin, daha fazla sayıda veriyle gözden geçirildiğinde, bu oranlara hiç de uymadığını görmemizdir. Örneğin spesifik bir kişinin omuz-kol uzunluğunu, dirsek-kol uzunluğuna böldüğünüzde 1.618'e çok yakın bir sayı elde edebilirsiniz belki, ki bu "altın oran" olarak bilinir. Ancak 100 kişinin kolunu ölçtüğünüzde, bu orandan ciddi anlamda sapma olduğunu görürsünüz. Belki ortalamaları gene altın orana yakın olacaktır; ki bu son derece anlaşılırdır, çünkü bu oranların doğa yasalarının tanımından kaynaklandığı düşünülmektedir. Örneğin kütleçekiminin bir cismin yerden yüksekliğine etkisinin, ağırlıkla sınırlandırılmış olmasından ötürü birçok uzunluğun altın orana uymak zorunda olduğu düşünülmektedir ve bu konuda araştırmalar sürmektedir. Altın oran, sonradan keşfedilen bir özellik değildir. Doğada var olan oranlardan çıkarılan bir özelliktir. Eğer ki etrafımızda altın orana uyan obje sayısı gerçekten çok fazlaysa, beynimizin de bu oranı daha hoş görecek biçimde evrimleşmesi kaçınılmaz bir sonuçtur.

Science News'te yayınlanan bir makalede deniz kabuklarının spiralleri ele alınmıştır. 1999 yılında emekli matematikçi Clement Falbo San Francisco'da bulunan Kaliforniya Bilim Akademisi'nde bir dizi Nautilus kabuğunun ölçümünü yaptı. Bulguları ilginçti: evet, kabuklar altın spiral gibi logaritmik bir seriyi takip ediyordu. Ancak kabukların oranı 1.24 ila 1.43 arasında değişiyordu. Ortalama oranları ise 1.33'e 1'di! Bu, 1.618 civarında olması beklenen altın orana yakın bile değildi!

Sonradan, 2002 yılında aynı sorunu John Sharp da fark etti. Ancak matematikçilerin bu bulgularına rağmen halk arasında halen bu oranların canlıların yapısını %100 yönettiği ve bu canlıların gövdelerinin bu oranlara %100 uyduğu gibi saplantılı bir sanrı bulunmaktadır. Sharp şöyle söylüyor:

"Bu yanlış iddiayla ilgili en ilgi çekici olan şey, ne kadar yaygın olduğudur. Hatta bu konuları daha iyi bilmeleri gereken matematikçiler bile bu hataya düşmektelerdir. İşte bu, neden geometrinin daha geniş olarak ve sıradan olmayan bir biçimde öğretilmesi gerektiğini göstermektedir. Sadece geometri de değil, şekiller ve oranların görsel estetiği de düzgün öğretilmelidir."

Burada son olarak şu sorun doğmaktadır: bir sayı, bir diğerine ne kadar yakın olursa, tamamen uyduğu söylenilebilir? Yukarıdaki sayılar arasındaki fark matematiksel olarak barizdir. Dolayısıyla 1.33 sayısını gidip de "1.618'e çok yakın, dolayısıyla bu canlılar altın orana uyuyor." dememiz olanaklı değildir. Daha önce de söylediğimiz gibi, spirallerin büyüme tipinden ötürü buna benzer bir orana uyması kaçınılmazdır. Eğer doğadaki bir sistemin, belirli bir orana uyduğunu iddia edeceksek, ondalık basamağından sonraki en az 2-3 adet değerin o orana birebir uymasını bekleriz. Örneğin pi sayısını kullanırken 3.14 olarak almak yeterlidir. Daha fazlası hesaba dikkate değer bir katkı sağlamaz (ancak dahasını eklerseniz hesabınızın isabetliliği artar). Daha azı ise kabul edilmez, çünkü çok yüksek hata payı demektir. Benzer biçimde, Dünya'nın yerçekim ivmesini 9.81 almak kabul edilebilirdir; ancak 10'a yuvarlamak ilkokul düzeyinde bir hesap yapılmıyorsa kabul edilemez. Benzer biçimde, bir sistemin altın orana uyduğu iddia ediliyorsa, o sistemden aldığınız oran en azından 1.62 civarında olmaldır ki genelde doğrudan 1.618'e uyması beklenir. Ancak 1.3 gibi bir sayının 1.618'e yakın olduğunu, dolayısıyla sistemin "altın orana kusursuz biçimde uyduğunu" söylemek akıl, bilim ve gerçek dışıdır. )


-ALTIN ORAN ve/<> FIBONACCI SAYILARI/DİZİSİ

( ... VE/<> Fn = Fn-1 + Fn-2 )


-ALTIN ORAN ve/||/<>/> TEKRARLAYAN ALTIN ORAN



-ALTIN ORAN ve YAŞAMSALLIK



-ALTIN ile BUNDUKÎ[Fars.]

( ... İLE Bir altın para. [Türkçe'de "Fındık altını" denilen Bundukî adı, Venedik şehrinin Arapça adı olan Bundukiyye'den gelmiştir.] )


-ALTIN ve CIVA

( Civa, altının kardeşidir. )


-ALTIN ile/ve FLORİ[İt.]

( ... İLE/VE Altın para. )


-ALTIN ile GULDEN

( ... İLE Hollanda altını. )


-ALTIN ve GÜMÜŞ/FIDDA/SÎM/NUKRA

( Atom numarası 79, atomik kütlesi 196.97, ergime noktası 1064,76 ºC, kaynama noktası 2807 ºC, yoğunluğu 19.32 g/cm³, doğal olarak %100 bollukla 197 kütle numaralı [Au¹97;] kararlı izotopu biçiminde bulunan, 1.38MeV, ߯ ve 412keV gama ışınları yayınlayan, 2.7 gün yarılanma süreli 198 kütle numaralı radyoaktif izotopu [Au¹98;], tıpta, karaciğer sintigrafisinde kullanılan, havadan etkilenmeyen, sadece klor ve brom ile tepkimeye giren, dövülüp haddelenmesi kolay olduğundan dolayı kolay işlenebilen ve 10¯4 mm. kalınlığında yaprak haline getirilebilen, bazlarda ve hiçbir asitin tek başına etkileyemediği/çözündüremediği ancak hidroklorik ve nitrik asitlerin kral suyu denilen karışımında çözünen, yüksek değerli [1 ve 3 değerlikler alan], paslanmaz, parlak sarı renkli soy metal. [Au] VE Atom numarası 47, atomik kütlesi 107.88, yoğunluğu 10.5 g/cm³, ergime sıcaklığı 960ºC, kaynama sıcaklığı 1950ºC, kütle numarası 99-122 arasında yapay radyoaktif izotopları olan, ancak Ag¹07;[%51.35] ve Ag¹09;[%48.65] bolluk oranlarıyla doğal olarak bulunan, 107 ve 109 kütle numaralı kararlı izotopları, sırasıyla 30b ve 84b etki kesitleriyle nötron yakalayarak, kısa yarı ömürlü, ikisi de gama ve beta yayınlayarak bozunan Ag¹08; ve Ag¹10; radyoizotoplarına dönüştüğünden, nötron ölçümünde kullanılan fosfat camların etkinleştirilmesinde kullanılan, parlak, paslanmaz beyaz bir metal öğe. | En iyi iletkendir. )


-ALTIN ve GÜMÜŞ/FIDDA/SÎM/NUKRA

( HACEREYN: İki taş. )


-ALTIN ile/değil HELYODOR[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş. )


-ALTIN ile KOİNAJ

( ... İLE %90 Altın[Au] ve %10 Bakır[Cu] içerir. )


-ALTIN ile KREMİÇ

( ... İLE Avusturya altını. )


-ALTIN ile/değil PENES[Macarca]

( ... İLE Süs olarak kullanılan, ziynet altını taklidi, sarı tenekeden pul. )


-ALTIN yerine PUL(HİMÂRÎ MANIR)



-ALTIN ile/ve/||/<> SEZYUM



-ALTIN ile TİBR

( Sikke haline sokulmamış altın ve gümüş. | Toz halinde altın. | Altın külçesi. )


-ALTIN ile TİLLE[Fars.]

( ... İLE İşlenmemiş altın. )


-ALTIN ile YALDIZ

( ... İLE Eşyaya, altın ya da gümüş görünüşü vermek için kullanılan, sıvı ya da yaprak durumundaki altın, gümüş ve bunların taklidi olan madde. | Bu madde ile eşyalara yapılan süs. | Aldatıcı dış görünüş, göz boyama. )


-ALTIN ile ZER-İ MAGRİBÎ[Fars.]

( ... İLE Saf/hâlis ve iyi altın. )


-ALTIN ile ZERİK

( Eski İran'da, Dariüs devrinde bastırılmış altın para. )


-ALTIN ile/ve/||/<>/> ZERRİN[Fars.]

( ... İLE/VE/||/<>/> Altından yapılmış olan. | Altın gibi sarı olan. | Parlak. | Fulya. )


-ALÜMİNYUM ile/değil/yerine KARBON



-ALZHEIMER ile/ve/||/<> PARKINSON

( 4 gen[1, 1, 14, 19, 21] + 7 gen. )


-ALZHEIMER ile/ve/||/<> PARKINSON

( ... İLE/VE/||/<> Beyinde dopamin üreten bölgedeki göze kaybı nedeniyle bu nesnenin az salınımı sonucu oluşur. )


-AMAÇ ile/ve DİN



-AMAN ile/ve MEDED

( Hz. Muhammed. İLE/VE Hz. Ali. )


-AMATÖR ile AZ ANLAYAN



-AMATÖR değil/yerine/= ÖZENGEN/İSTEGEN



-AMAZON ile/ve/<> GOOGLE ile/ve/<> FACEBOOK ile/ve/<> MICROSOFT ile/ve/<> APPLE ile/ve/<> ORACLE

( )


-AMBAR ile SARPIN

( ... İLE Tahıl kuyusu, zahire ambarı. )


-AMBULANS[Fr./İng. < AMBULANCE] değil HASTA TAŞIMA/NAKİL ARACI / CANKURTARAN



-AMEL ve/<> İMAN



-AMELİYAT:
DA VINCI İLE ile/değil/yerine OLAĞAN

( "Robotik Cerrahi Gerçekten Üstün mü? - Ahmet Rasim Küçükusta" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


-AMERİKA'NIN İLK BAŞKANI:
GEORGE WASHINGTON ile/ve/değil/||/< PEYTON RANDOLPH



-AMERINDIAN

( Güney Amerika yerlileri. )


-AMFİ:
YUNAN ile/ve/||/<>/> ROMA



-ÂMİL/FAKTÖR değil/yerine/= ETMEN/ETKEN/NEDEN



-ÂMİN ile/ve ALLAH ALLAH

( Dua sonrası zikredilen. İLE/VE Alevî ve Bektâşî'likte dua sonrası zikredilen. )


-AMİN ile ÂMİN

( Kimya terimi. İLE Dua. )


-AMİN ile/||/<> ARİLAMİN[Fr.]

( ... İLE/||/<> Anilin tipinde nükleer aromatik amin. )


-AMİRAL[Fr.] değil/yerine/= DENİZHAN



-AMONG vs. BETWEEN



-AMU ile/ve/= DALTON

( AMU ve DALTON aynı birimdir. )


-AMU ile/ve/= DALTON

( Nötron ve protonun kütleleri yaklaşık bir dalton'dur. [Bir elektronun kütlesi nötron ya da protonun kütlesinin 1/2.000'i kadar olduğu için, atomun toplam kütlesi hesaplanırken, bu miktar ihmal edilir.] )


-AMU ile/ve/= DALTON

( DALTON YASASI: Bir ideal gaz karışımının toplam basıncı, karışımı oluşturan gazların kısmî basınçlarının toplamına eşittir. )


-ÂN ve MEKÂN ile/ve/||/<> ZAMAN ve ZEMİN



-ÂN-BE-ÂN

( Gittikçe, yavaş yavaş. )


-ÂN ile ÂN-I DAİM

( ... İLE Güneş. )


-AN ile AN ile AN

( Zamanın bölünemeyecek kadar kısa bir bölümü. Kıpı, lahza, dem. İLE İki tarla arasındaki sınır. İLE Canlının, duygu ve davranışlar dışındaki süreç ve etkinliklerinin bütünlüğü.[An bulanıklığı/yorgunluğu.] )


-ÂN ve/||/<>/> CÂN ve/||/<>/> CANÂN ve/||/<>/> CİHÂN



-AN ile DÖNEM



-AN ile/ve/değil EŞİK



-ÂN ile/<> ESNÂ

( En kısa zaman birimi. İLE/<> Ara, aralı, vakit, sıra. )


-AN ile/ve NOKTA

( Tek başlarına tanımlanamayan fakat tüm tanımların başlangıcılardır. )


-AN ile/ve NOKTA

( Kuşatılamaz, kavranamaz, tutulamazlar. )


-AN ve/<> VAKİT ve/<> ZAMAN



-ÂN ile/ve ZAMAN

( LÂM ile/ve CİM )


-ANABOLİK/ANABOLIC[İng.] değil/yerine/= ÖZÜMLEYEN



-ANADUT[Yun.] değil/yerine/= DİREN/DİRGEN

( Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye ya da harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç. )


-ANAEROBİK[Fr.] değil/yerine/= OKSİJENSİZ ORTAMDA/KOŞULLARDA YAŞAYABİLEN



-ANALİZÖR[Fr.] değil/yerine/= ANALİZ YAPAN ARAÇ YA DA ÖRGEN



-ANALYSIS vs. INTERPRETATION



-ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK



-ANASON ile ÇİNANASONU/YILDIZANASONU

( Maydanozgillerden, kokulu tohumu çeşitli ürünlerde kullanılan bir bitki. İLE Manolyagillerden, sarı renkteki çiçekleri anoson kokan, Japonya'da yetişen, meyveleri zehirli bir ağaççık. )


-ANASTİGMAT[Fr.] değil/yerine/= ASTİGMATI OLMAYAN



-ANATOMİ ile HİSTOLOJİ ile İŞLEV/FONKSİYON



-ANBER-EFŞÂN

( Nihâvend makamı gibi başlayıp sonradan yegâhta karar veren makam. )


-ANCHORMAN[İng.] değil/yerine/= ANA HABER SUNUCUSU | BAŞKAN



-ANCILLARY ATTACHMENT and TEMPORARY INJUNCTION and NON PROS

( İhtiyati haciz. VE İhtiyati tedbir. VE Takipsizlik kararı. )


-ANESTEZİ ile/değil/||/<> SEDASYON



-ANGER vs. REBELLION



-ANGLE vs. DIRECTION



-ANGLİKAN ile ANGLOSAKSON

( İngiliz kilisesine bağlı olan kişi. İLE V. ve VI. yüzyılda Büyük Britanya'yı ele geçiren Cermen ırkından oymaklar. | Ana dili İngilizce olan kişi. )


-ANGSTRON

( Santimin yüz milyonda biri. )


-ANGUT ile/ve KEPÇEBURUN

( Yaban ördeği. İLE/VE Bir tür yaban ördeği. )


-ANIMSADIKLARIMIZ:
KOLAYLIKLA ile/ve/||/<>/> KOLAY OLMAYAN



-ANKA-YI LÂ MEKÂN ile ANKA-YI MAĞRİB

( Allah. İLE Zümrüd-ü Anka kuşunun bir adı. )


-ANLAM:
ALGI/DÜZEN ve/||/<> İMGE



-ANLAMADAN-DİNLEMEDEN



-ANLASAN ile ANLARSAN



-ANLATABİLDİĞİN ile/ve/değil/yerine (ÇOK) İYİ ANLATABİLDİĞİN



-ANLAYAN ile/ve UYGULAYAN ile/ve ÖNEMSEMEK



-ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )


-ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )


-ANLIK = ZİHİN = MIND[İng.] = MENS[Lat.]



-ANNE SÜTÜ:
ERİL BEBEK İÇİN ile/ve/||/<> DİŞİL BEBEK İÇİN

( Daha zengin ve enerji yoğun. İLE/VE/||/<> Potasyum ve kalsiyumca daha zengin. )


-ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( )


-ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Torun çocuğu. )


-ANNE/BABA ile/ve/||/<>/> ÇOCUK ile/ve/||/<>/> TORUN ile/ve/||/<>/> TORLAK

( ... İLE/VE/||/<>/> Ceviz [kabuğu]. İLE/VE/||/<>/> Ceviz içi. İLE/VE/||/<>/> ... )


-ANNEDEN ...:
AYRILIRKEN ile/ve/||/<>/> GERİ DÖNÜNCE

( Kaybolma kaygısı. İLE/VE/||/<>/> Yutulma kaygısı. )


-ANNEDEN DOĞAN ile/ve "BABADAN" DOĞAN



-ANNEDEN DOĞAN ile/ve "MÜRŞİTTEN" DOĞAN



-ANNEDEN DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞAN

( Kendinden doğan, kendinden kurtulan kişi, insandır. )


-ANNEDEN DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞAN

( Kanın ve kaygının ötesine geçmeyen, insan değildir. )


-ANŞANTE/ANJANTE[Fr.] değil/yerine/= BÜYÜLENMİŞ, HAYRAN



-ANSİKLOPEDİYE GİREN ile MEZARA GİREN



-ANSWER vs./and EXPLANATION



-ANTISOLER[Fr.] ile GÜNEŞİN ETKİSİNİ ÖNLEYEN



-ANTİSOLER[Fr.] değil/yerine/= TOPLUM DIŞI KALAN



-ANTİTOKSİN = ANTİTOKSİK

( İçine giren toksinleri zararsız duruma getirmek için gövdenin çıkardığı nesne. )


-ANTRE[Fr. < ENTREE] değil/yerine/= GİRİŞ, HOL | BAŞLANGIÇ YEMEĞİ | GİRİN, BUYRUN



-ANTROPOMORFİK TANRI ile/ve TEOMORFİK İNSAN



-ANXIETY vs. APPREHENSION



-ANXIETY vs. BOREDOM/DISTRESS/DEPRESSION



-ANYON[Fr. < ANION] değil/yerine/= EKSİN

( Negatif elektrikle yüklü iyon. )


-APARTMAN ile DEPARTMAN

( )


-APHELION değil/yerine/= GÜNÖTE



-APIAN

( Arı ile ilgili. )


-APLİKASYON değil/yerine/= UYGULAMA

( Aplike etme işlemi. | Bir parselin yerini kazıklarla belirtme işi. | Uygulama. )


-APOPLEKSİ/APOPLEXIA[İng.] değil/yerine/= KANAGAN



-APPROACH vs. REACTION



-APRİL[İng.] değil/yerine/= NİSAN



-APSE[Fr. < ABCES] ile YARA, ÇIBAN



-APTALLIK"/TAN ile/değil/ne yazık ki ÇARESİZLİK/TEN



-ARA:
1. GÜN ile 2. GÜN

( Kendin. İLE Başkaları. )


-ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX



-ARAÇLARDAN İNERKEN VE KAPILARINI AÇARKEN:
SOLDAN ile/ve/değil/yerine SAĞDAN

( Araç yolcularının, inecekleri zaman, sol kapıyı değil sağ kapıyı kullanmalarına özen gösterelim. Sürücülerin de özellikle bisikletliler, motorsikletliler ve hatta yayaları düşünerek, aniden çıkış yapmamaları gerektiğini her zaman için anımsatalım ve birbirimizi uyaralım. Aniden açılan kapılar yüzünden yaşanılan gereksiz ve büyük kazaları, bilinçli ve dikkatli davranarak önlemek olanaklıdır. Lütfen araçtan ani çıkışlar yapmadan ayna kullanarak kapıları açalım! )


-ARANAN ile/ve/<>/> ARINAN



-ARDIN ARDIN = GERİ GERİ/ARDI SIRA



-ARGO ile MÜSTEHCEN



-ARİFE değil/yerine/= ÖNGÜN



-ARİFE değil/yerine/= ÖNGÜN



-ARIK ile ALGIN

( Ark, açık oluk, karık, dren[Fr. < DRAIN]. | Fide ya da fidan dikilen yer. | Zayıf, cılız, kuru, sıska. İLE Cılız, zayıf, hastalıklı. | Birine gönül vermiş, tutkun, vurgun. )


-ARINMA/TEMİZLENME(TAHÂRET[Ar.]):
PİSLİKTEN/NECASETTEN ve/||/<> OLAYLARDAN/HADESTEN



-ARINMA ve/<> GÜVEN

( Ancak, arınmış zihinlere güvenebilirsin. )


-ARISTO ile/ve/||/<>/> EINSTEIN



-ARISTON ile ARISTO(TELES)



-ARİTMETİK ORAN ve/||/<> GEOMETRİK ORAN



-ARKATASAR/ARKAPLAN ile ALTYAPI



-ARKATASAR ile ZEMİN



-ARMA:
DİREK ve/||/<> SEREN ve/||/<> HALAT ve/||/<> TEL MAKARA ve/||/<> YELKEN

( ARMA: Teknede, güverteden yukarı bölümde bulunan donanımların genel adı. )


-ARMADİLLO ile PANGOLİN



-ARMAĞAN ile/ve/<> GÖRÜMLÜK

( ... İLE/VE/<> Yalnız görülmek için konulan nesne. | Nişanlanılacak kıza ilk kez görmeye gidildiğinde, erkek tarafından takılan ya da verilen armağan. )


-ARMAĞAN ile SAÇI

( ... İLE Gelinin başından saçılan çiçek, şeker, arpa, para gibi şeyler. | Düğün armağanı. )


-ARMAĞAN ile SUNGU

( ... İLE Bir büyüğe sunulan armağan. | Bir tanrıya ya da tapınağa yapılan bağış. )


-ARMAĞAN ile SÜRRE

( ... İLE Osmanlı sultanlarının, her yıl, Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar. )


-ARMENO KASTRON < PAZARCIK/PAZARYERİ[resmî]

( BİLECİK )


-ARMUT/KAVUN ile PAPEY

( ... İLE Görünüşü armuda benzer fakat tadı kavunu andırır.[Uzakdoğu'da ve özellikle Singapur'un Little India bölgesinde bulunmaktadır.] )


-ARNO PENZIAS ve/||/<> ROBERT WILSON



-ARRIVE AT vs. ARRIVE IN



-ARŞ-ÜR RAHMAN

( BEYİN )


-ARŞ-ÜR RAHMAN

( AKL-I KÜLL'E ERİŞEN İNSANIN ZEKÂ YÜKSEKLİĞİDİR [bkz. SAHİB-İ ZAMAN] )


-ARŞIN ile ÇARŞI ARŞINI ile MİMAR/BİNA ARŞINI(ZİRA-I MİMARİ)/PARMAK ile YENİ ARŞIN

( El parmaklarının ucundan, omuza kadar olan, 0,75855 m.'ye eşit, eski bir uzunluk ölçüsü. [Önceleri, 60 parçaya bölünen arşın, 994 Hicri yılından sonra 24'e bölünmüştür.] İLE Eskiden, kumaş ölçmekte kullanılan, 8 urup ve 16 kerrap'a bölünen, 0,6858 m.'ye eşit arşın. İLE Eskiden, Türk mimarlarının kullandığı, 75,774 cm.lik arşın. İLE Osmanlılar'da, 1869'da, metre karşılığı olarak kabul edilen arşın. )


-ARŞIN ile URUP[Ar.]

( ... İLE Arşının sekizde bir uzunluğundaki ölçü. )


-ARSLAN değil ASLAN



-ARTI DEĞER ile/ve/||/<> YAN ÜRÜN



-ARTIŞ/ARTIM:
İŞTEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİŞTEN



-ARTIŞ/ARTIM ile ARTIMLI/ARTAĞAN

( Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. İLE Pişince şiştiğinden, ölçüsü artmış gibi görünen. | Çoğalma özelliği olan. )


-ARTVİN =/< LİVANE



-ARZ ile BEYÂN



-ASA ile KUREKEION



-ASÂLAR:
KAŞAĞ ile MU'ÎN/İTTİKÂ ile DESTECÛB ile ŞEŞBER ile MÜTTEKÂ ile ZERDESTE ile CEVGÂN



-ASAYİŞ değil/yerine/= GÜVENDÜZEN



-ASCERTAIN vs. LEARN



-ASENDAN/ASCENDING[İng.] değil/yerine/= ÇIKAN | YÜKSELEN



-ASENKRON değil/yerine/= EŞOĞURSUZ/UYUMSUZ/YADINKURUN



-ASHAB/ESHÂB/SAHÂBE ile İHVÂN



-ASHAB ile/ve/> TABİÎN ile/ve/> TEB-İ TABİÎN



-ÂŞIK ile/ve/değil/yerine/<> HAYRAN



-ÂŞIK ile/ve/||/<> MECNÛN

( Kardeşlerdir. )


-ASİMİLASYON >< ADAPTASYON

( [top] Sert > Az sert > Esnek > Yumuşak )


-AŞÎRÂN ile AŞÎRÂN-MÂYE ile AŞÎRÂN-PÛSELİK/PÛSELİK-AŞÎRÂN ile AŞÎRÂN-ZEMZEME

( Hüseynî-aşîrân perdesinin ve makamının adının kısaltılmış şeklidir. İLE Nasır Abdülbakî'nin, tetkik ve tahkikinde adı geçen makam. İLE Türk mûsikîsinin en eski makamlarındandır. Aşirân'da uşşak ve pûselik makamlarından mürekkeptir. İLE Sâdullah Ağa'nın düzenlediği bir makamdır. Bu makam, pûselik-aşîrân mürekkebine, mi'de bir kürdî dörtlüsü eklenmesiyle oluşmuştur. )


-ASİSTAN değil/yerine/= YARDIMCI



-AŞK OLSUN ile/ve/||/<> AŞK OLSUN ile/ve/||/<> AŞK OLSUN

( Beğenilmeyecek bir davranış/tutum karşısında kınama, sitem bildiren söz. | "Aferin" anlamında bir davranışın, bir tutumun çok beğenildiğini bildiren söz. | Dervişler arasında kullanılan merhabalaşma. )


-AŞK:
[bazen]
CAN ile/<> GAM ile/<> HİÇ



-AŞK:
ANLAMAYAN İÇİN ile/değil/yerine ANLAYAN İÇİN

( Bir günlük. İLE/DEĞİL/YERİNE Ömürlük. )


-AŞK:
ÇOK UZAK ile/ve/<>/< FAZLA YAKIN



-AŞK:
İKRAM değil İHSAN



-AŞK:
SİN ile/ve/||/<>/> ŞIN

( | HİPOTALAMUS ve/||/+ HİPOFİZ ve/||/+ EPİFİZ | ile/ve/||/<>/>
| İYİ/LİK ve/||/+ DOĞRU/LUK ve/||/+ GÜZEL/LİK | )


-AŞK:
VARKEN ile/ve/||/<> YOKKEN ile/ve/||/<> BİTİNCE

( (")Bıkılan("). İLE/VE/||/<> (")Aranılan("). İLE/VE/||/<> (")Özlenilen("). )


-AŞK'IN GIDASI:
ÖZLEM/HASRET ve AYRILIK/HİCRAN



-AŞK ve/> İHSAN



-AŞK ve/> İRFAN



-AŞK ve/> İRFAN



-AŞK ile/ve/||/<> ZEN



-ASKERÎ HAREKAT/OPERASYON değil/yerine/= SÜEL EYLEMGE



-AŞKIN ile AŞKIN

( Sevdiğin, âşık olduğun kişi. İLE Aşan. )


-AŞKINSAL ile AŞKIN

( Deneyimde kendi olarak ortaya çıkmamakla birlikte, deneyimi olanaklı kılan. İLE Görüde temsil olanağı bulunmayan ve bu itibarla aşkınsal unsurlarca kuşatılamayan. )


-ASLAN ile DAĞ ASLANI/YENİDÜNYA ASLANI/PUMA/KUGAR

( ... İLE Avlarını sadece akşamları yerler. )


-ASLAN ile DAĞ ASLANI/YENİDÜNYA ASLANI/PUMA/KUGAR

( ... İLE Gebelik süreleri üç aydır. Patogonya'da bulunan pumalar Nisan ayında doğum yaparlar. )


-ASLAN ile DAĞ ASLANI/YENİDÜNYA ASLANI/PUMA/KUGAR

( ... ile KUGAR/PUMA )


-ASLAN ile DAĞ ASLANI/YENİDÜNYA ASLANI/PUMA/KUGAR

( ... ile Puma | Puma )


-ASLAN ile/ve ASYA ASLANI



-ASLAN ile/||/<> ASYA ASLANI ile/||/<> KONGO ASLANI ile/||/<> GÜNEY AFRİKA ASLANI ile/||/<> BARBARY ASLANI

( Afrika ve Hindistan'a özgü olan büyük bir kedi türüdür. [Genellikle Afrika savanalarında ve Hindistan'ın bazı bölgelerinde yaşarlar.] [Erkek aslanlar, dişilere göre daha büyük ve güçlüdür.] İLE/||/<> Asya'nın bazı bölgelerinde bulunan bir aslan alt türüdür.[Öteki aslan türlerine göre daha küçük bir yapısı vardır.[ İLE/||/<> Kongo Irmağı bölgesinde bulunan bir aslan alt türüdür. [Öteki aslan türlerine göre daha koyu renklidir.] İLE/||/<> Güney Afrika'nın bazı bölgelerinde yaşayan bir aslan alt türüdür. [Öteki aslan türlerine göre daha büyük bir yapısı vardır.] İLE/||/<> Kuzey Afrika'da bulunan bir aslan alt türüdür. [Ne yazık ki, bu alt tür, soyu tükenmiş durumdadır ve doğada yaşamamaktadır.] )


-ASLAN ile/ve BEYAZ ASLAN



-ASLAN ile GAZANFER[Ar.]

( ... İLE İri aslan. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Yemek için avlanır. Toksa saldırmaz. İLE Aç ya da tok olsa da saldırır. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Afrika'da yaşar. İLE Asya'da yaşar. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Dişilleri, hem daha hızlı, hem de daha çeviktir. İLE ... )


-ASLAN ile KAPLAN

( Yüksek kolesterol hastalarıdır. İLE ... )


-ASLAN ile KAPLAN

( Kükremeleri, birbiriyle iletişim kurmak içindir. [avını yıldırmak için değil!] İLE ... )


-ASLAN ile KAPLAN

( Kükreyebilirler fakat mırıldanamazlar. [Boğaz kemikleri kedilerinki gibi katı değildir. Esnek bir kirişle bağlanmıştır. Böylece gırtlakları genişleyebilmekte ve titreşmektedir] İLE ... )


-ASLAN ile KAPLAN

( En çok kaplan, Amerika'da yaşar. )


-ASLAN ile KAPLAN

( 300 kadar vahşi Asya Aslanı, Hindistan'ın kuzeyindeki Gujarat'ta bulunan Gir Ormanı'nda yaşamaktadır. İLE Güney Çin Kaplanı'ndan sadece 30 tane kalmıştır. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Dünyada 5100 ile 7500 vahşi kaplan kaldığı tahmin edilmektedir. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE Hindistan kaplanları 3000 ila 4700 arasındadır. [100 yıl önce 40.000 kadardı] )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE 3 m. ve 300 kg. kadar olanları vardır. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE 35 kg. kadar et yiyebilirler. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE Yalnız yaşar ve avlanırlar. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE Kendi bölgelerini oluşturmak üzere 200 km. kadar yol alabilirler. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE Yalnızca tüyleri değil, derileri de çizgilidir. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE Ayakları perdeli olduğundan çok iyi bir yüzücülerdir. 15 mil kadar yüzebilirler. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ... İLE Alkol kokusuna dayanamazlar. İçkili herkese saldırırlar. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Yavruların sadece %10'u 2 yaşını geçebilir. [ve de sadece şanslı olanlar 10 yaş ve üzerine ulaşabilir] İLE ... )


-ASLAN ile KAPLAN

( Bir dişil aslan, kızıştığında, eril aslan dört gün boyunca sürekli ve belirli aralıklarla çiftleşir. [Günde 50 keze kadar çıkabilir] [Hayatta kalan her bir yavru için yaklaşık 3000 kez ilişkiye girmektelerdir] İLE ... )


-ASLAN ile KAPLAN

( Gebelik süreleri 105-112 gündür. İLE Gebelik süreleri 155 gündür. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Güneşi simgeler. İLE [şiirlerde, Dîvân Edebiyatı'nda] "Leyla" sözü geçen/görülen yerde kaplan, karanlık ve yıldız vardır/aramak gerekir. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Saldırmayı simgeler. İLE Kibiri simgeler. )


-ASLAN ile KAPLAN

( VERD[Ar.]: Rengi doru olan aslan. )


-ASLAN ile KAPLAN

( EKLEF: Koyu renkli aslan. )


-ASLAN ile KAPLAN

( ŞİBL: Aslan yavrusu. )


-ASLAN ile KAPLAN

( YAGUS[Ar.]["gu" uzun okunur]: Aslan şeklinde olan eski bir putun adı. )


-ASLAN ile KAPLAN

( Aslan ile Kaplan Aslan ile Kaplan
Kaplan
Kaplan )


-ASLAN ile KAPLAN

( Bir günde, 50 kez çiftleşebilirler. İLE ... )


-ASLAN ve/<> LUMPASA

( ... VE/<> Aslan ini. [Zambiya dilinde] )


-ASLAN ile/ve MALA MALA ASLANI



-ASLAN ile NUBİYA/ATLAS ASLANI

( Ne yazık ki, soyu tüketilmiş aslan türlerinin en büyüğü ve en ağırıydı. Atlas dağları ve Kuzey Afrika'nın çoğu bölgesinde yaşarlardı. XIX. yüzyıl ortalarında soyları tükenmeye başlamış ve son aslan, 1942'de, Fas'ta görülmüştür. )


-ASLAN ile SİYAH ASLAN



-ASLAN ile TAMERİN

( ... İLE Siyah aslan. )


-ASLEN değil/yerine/= KÖKÇE/SOYCA



-ASRÂN

( İki yüzyıl. | Gündüzün ilk zamanı. | Gece ve gündüz. )


-ASTAT[Fr. < ASTATE]/ASTATIN

( Atom numarası 85 olan, bizmutun alfa ışınlarıyla bombardımanı sonucu elde edilen yapay öğe. [simgesi: At] )


-ASTENİK/ASTHENIC[İng.] değil/yerine/= DÜŞKÜN



-ASTONISHMENT/AMAZEMENT vs. ADMIRATION



-ASTRAY vs. DEGENERATION



-ÂSÛDE[Fars.] değil/yerine/= RAHAT, DİNÇ OLAN | SUSKUN



-AT vs. IN



-AT:
HİÇKİMSENİN ve/<> HERKESİN(BİNENİN)



-AT:
SEÇEN ve/<> SEÇİLEN

( O, sizi seçer. VE/<> Siz, onu seçersiniz. )


-AT:
YAKALANAN değil GELEN



-AT ile/ve COB, TEVSEN



-AT ve/<> İNSAN



-AT ile KÜHEYLAN

( ... İLE Hızlı koşan arap atı. | Gözü sürmeli, cins arap atı. )


-AT ile YABANİ AT/KULAN



-Ata/ların ile KONUŞ!!!



-ATAK ile/değil/ne yazık ki !SALDIRGAN



-ATAŞE[Fr. < ATTACHÉ]["ATEŞE" değil! ] değil/yerine/= UZMAN

( Bir elçiliğe bağlı uzman, elçilik uzmanı. )


-ATATÜRK ve/||/<>/< BEHİÇ ERKİN

( )


-ATEROJENİK/ATHEROGENIC[İng.] değil/yerine/= DAMAR SERTLEŞTİREN



-ATEŞ ile YANGIN



-ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]



-ATEŞE:
BENZİN değil/yerine/>< SU



-ÂTIL değil/yerine/= SÜREDURAN



-ATILGAN = INTREPID[İng.] = INTRÉPIDE[Fr.] = UNERSCHROCKEN[Alm.] = INTREPIDUS[Lat.]



-ATILGAN ile KAPILGAN

( ... İLE Kolayca etkilenen, herşeye çabuk kapılan. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( En küçük tür avcı. Cepten çıkarılıp avın üzerine fırlatılmasından dolayı atmaca adını almıştır. İLE Kartalgillerden, Avrupa ve Asya'nın dağ, orman ve çalılıklarında yaşayan, 50-55 santimetre uzunluğunda yırtıcı bir kuş. [Atmacadan biraz daha büyük.][En hızlı yırtıcı kuş.]]Çok kısa sürede 120 km. hıza ulaşabilir.] İLE En gösterişli avcı kuş. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( BAVLI: Doğan yavrusu. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( ŞEVÂHÎN[Ar.]: Şahinler/doğanlar. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Atmaca ile Şahin ile Doğan )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( ... İLE Sahibi için avlanır. İLE Kendi için avlanır. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( ... İLE Avının bir parçasını, sahibinin pişirip vermesiyle yer. İLE Avını, doğrudan çiğ olarak yer. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( [ağzında] ... İLE Kan yoktur. İLE Kan vardır. )


-ATMACA ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Daha fazla ayrıntılı bilgi için burayı tıklayınız... )


-ATMAN ile/ve/||/<> BRAHMAN

( İÇKİN ile AŞKIN )


-ATOM MODELLERİNDE:
DEMOCRITOS ile/ve/||/<>/> DALTON ile/ve/||/<>/> THOMSON ile/ve/||/<>/> RUTHERFORD ile/ve/||/<>/> BOHR ile/ve/||/<>/> MODERN ATOM KURAMI

( image )


-ATOM ile/ve/< ÇEKİRDEK ile/ve/< PROTON/NÖTRON(NÜKLEON[Fr. < Lat.]) ile/ve/< MEZON[Fr. < Yun.] ile/ve/< ELEKTRON ile/ve/< KUARK

( 10¯8 cm. İLE/VE/< 10¯¹² cm. İLE/VE/< 10¯¹³ cm. | Elektrondan ağır, protondan hafif bir atom cisimciği. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. İLE/VE/< 10¯¹6 cm. )


-ATOM ile/ve/||/<> TO KENON

( Bölünemeyen. İLE/VE/||/<> Boşluk. )


-ATOM ile/ve/||/<> TO KENON

( Fiziksel. İLE/VE/||/<> Matematiksel. )


-ATON İKANETON



-ATON[< ADONAI] ve/<>/< ATUM/ATOM ve/<>/< AMON

( Gökteki nur. VE/<>/< Yerdeki nur. VE/<>/< Gönüldeki nur. )


-ATON[< ADONAI] ve/<>/< ATUM/ATOM ve/<>/< AMON

( Evrende/ilâhta. VE/<>/< Dünyada/evrende. VE/<>/< İnsanda/kalbinde. )


-ATON[< ADONAI] ve/<>/< ATUM/ATOM ve/<>/< AMON

(
)


-ATON[< ADONAI] ve/<>/< ATUM/ATOM ve/<>/< AMON

( Güneş. VE/<>/< Zerre. VE/<>/< İnsan. )


-ATRAVMATİK/ATRAUMATIC[İng.] değil/yerine/= ÖRSELEMEYEN



-ATTRIBUTION vs. INTERPRETATION



-AUGUST COMTE ve/||/<>/> GEORGE SARTON ve/||/<>/> AYDIN SAYILI



-AUGUST COMTE ve ST. SIMON



-AUGUSTE RODIN ile/ve/||/<>/> KEMAL KÜNMAT

( "Düşünen Adam" heykelini yapan. İLE/VE/||/<>/> Bakırköy Akıl Hastahanesi'ndeki "Düşünen Adam" heykelini yapan. )


-AVLU değil/yerine/= IŞIKALAN



-AVOKADO:
SERTKEN değil YUMUŞAKKEN

( Avokadoyu, sertken değil yumuşadıktan sonra tüketmek gerekir. )


-AVOKADO:
FUERTE ile/||/<> HASS ile/||/<> ZUTANO ile/||/<> ETTINGER ile/||/<> BACON ile/||/<> PINKERTON ile/||/<> WURTZ

( Türkiye'de daha çok yeğlenen. İLE/||/<> Dünyada daha çok yeğlenen. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )


-AVOKADO:
FUERTE ile/||/<> HASS ile/||/<> ZUTANO ile/||/<> ETTINGER ile/||/<> BACON ile/||/<> PINKERTON ile/||/<> WURTZ

( Eylül, Haziran arası olan bu cinslerin hepsinin toplanma zamanı farklıdır. )


-AVOKADO:
FUERTE ile/||/<> HASS ile/||/<> ZUTANO ile/||/<> ETTINGER ile/||/<> BACON ile/||/<> PINKERTON ile/||/<> WURTZ

( )


-AVRAT değil/yerine/= KADIN



-AVUKAT[Ar.] değil/yerine/= SAVUNMAN



-AYAKÇAK ile AYAKÇIN

( Merdiven, merdiven basamağı. | Dokuma tezgâhı ayaklığı. | Çocukların, cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık. İLE Dokuma tezgâhlarında, atkı ipliklerini devindirmek için ayakla basılan tahta ayaklık. )


-AYAKTAYKEN ile AYAK ÜSTÜ

( ... İLE Oturmadan, ayakta durarak, kısa sürede. )


-AYAN ile ÂYAN

( Belirli, açık. İLE İleri gelenler. )


-AYAN ile ÂYAN

( Belirli, açık. İLE İleri gelenler. | Meclis/senato üyeleri. )


-AYARLAYAN ile/ve/değil/||/<> AYARTAN



-AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR

( Makam odasını kumrulara terk eden bürokrat: Haluk Dursun

"Topkapı Sarayı'nda müdürlük yaptığım dönemde, makam odamda otururken bir kumrunun açık pencereden girerek avizenin etrafında uçtuğunu gördüm. Hiç kımıldamadan seyretmeye başladım.

Kumru, sanki tavaf eder gibi odanın her tarafında dolaştı, avizenin üzerine kondu, bir süre oturdu. Sonra geldiği gibi uçup gitti. Biraz sonra yanında başka bir kumru ile tekrar geldi. Bu sefer sanki bir ev (saray) sahibi edasıyla onu gezdirdi. Yeni geleni elinden, (kanadından) tutar gibi aldı ve avizenin içine oturttu. Bir süre koklaştılar. Sonra uçup gittiler.

Ertesi gün ikisi birlikte ağızlarında dal parçacıkları ile geri geldi ve avizenin içine bir yuva kurmaya başladılar. Yuva birkaç gün içinde kuruldu.

Olup biteni hiç ses çıkarmadan izliyordum. Dişi kuş, yumurtlama hazırlığı yapıyordu.

Galiba onlar da beni izliyordu ki, hiç tedirgin olmuş gibi görünmüyorlardı. Buna karşılık dışarıdan odaya başka biri girince, hemen ürküp pencereden kaçıyorlardı. Baktım olmayacak, makam odamı onlara bırakıp hemen karşıda bulunan küçük bir odaya geçtim.

Bir gün, televizyon çekimi için Topkapı Sarayı'na gelen gazeteci dostum rahmetli Savaş Ay, "Hocam, niye bu küçücük odada oturuyorsun?" diye sordu.

"Ben hâlden anlarım, bir kumru arkadaşım, sevgilisine, “ben seni saraylarda yaşatacağım" diye söz vermiş, insan yuva kurana yardımcı olmaz mı?" dedim.

"Hocam, ne olur göster şu yuvayı bana” dedi ve kapıdan odadaki yuvanın fotoğrafını çekti.

Ertesi gün beni Ankara'dan arayan arayana...

"Derhal makam odası açılsın, kumruların yuvası dağıtılsın, saray bakımsızlıktan perişan olmuş görüntüsü verilmesin" dediler.

Meğer Savaş Ay haber yapmış bizim kumrunun öyküsünü...

Hemen aradım, “üstad sen ne yaptın?” diye sordum.

"Hocam bu kadar güzel malzeme (haber) buldum, yazılmaz mı Allah aşkına" dedi.

"Gazetede sabah toplantısında anlattım, herkes ayağa kalktı ve seni alkışladı" diye ekledi.

Sadece gazetedekiler değil Ankara da ayağa kalktı sayende" diye yanıt verdim.

Şimdi ne yapacaktım? Çifte kumrulara kol kanat gerip onların saadetlerini korumaya mı çalışacaktım, yoksa odayı kullanıma açarak bir yuvanın dağıtılmasına mı neden olacaktım?

Bir biçimde, ya ben makamı, ya da o kumrular makam odamdaki yuvalarını kaybedeceklerdi.

Akşama kadar bakanlıktan beni aramayan kalmadı...

“En azından yumurtadan yavru kuşlar çıksın, uçup gidene kadar bekleyelim” diye düşündüm. “Ben yuvayı almam, siz beni görevden alın isterseniz” dedim.

Ertesi gün, yuvaya bakmaya gittim ki, ne göreyim, yuva yerinde duruyordu ama kumrular yoktu.

Yuva yerinde durmasa, "Biri kuşları ürküttü, kovaladı" diyecektim. Hâlbuki yuva yerli yerinde duruyordu. Kumrular, sanki durumu hissetmiş ve sessizce çekip gitmişlerdi. Bir daha da hiç gelmediler.

Daha sonra Topkapı Sarayı'ndan, Müsteşar ve Bakan Yardımcısı olarak Ankara'ya gittim.

"Kuşların yuvası dağıtılsın, makama sahip çıkılsın" diyenlerin ise hiçbiri Bakanlık'ta makamlarında kalamamıştı.

Muhakkak ki, biz de bir gün bu makamlardan uçup gideceğiz. Kuşlar ise hep sevmeye, uçmaya ve yuva kurmaya devam edecek.

Haluk DURSUN )


-AYASOFYA MÜZESİ ve TOPKAPI SARAYI ve/||/<> HALUK DURSUN ve/||/<> KUMRULAR

( )


-AYDIN = MÜNEVVER = INTELLECTUAL[İng.] = INTELLECTUEL[Fr.] = INTELLEKTUELL[Alm.] = INTELLETTUALE[İt.] = INTELECTUAL[İsp.] = PAIDEUMENOS[Yun.] = MUFEKKİR[Ar.] = RÛŞENFİKR[Fars.] = INTELLEKTUEEL[Felm.] = ZİYÂLİ[Azarbaycan = Özbek Tr.] = BİLİKTİ[Kazak Tr.] = BİLİMDÜ[Kırgız Tr.] = DIANOOUMENOS[Yun.] = PROSVEŞÇONNIY[Rusça]



-AYDIN ile/ve/||/<> ÖNDER



-AYGIN BAYGIN

( Bitkin. | Duyguda ölçüyü kaçırmış. | Kendinden geçercesine âşık, vurgun. )


-AYI ile AYI SANSARI/VOLVERİN



-ÂYİN[Fars.] değil/yerine/= DİNSEL TÖREN

( Dinî tören, ritüel. | Mevlevi tekkelerinde okunan bestelerin tamamı. )


-AYIRAÇ/BELİRTEÇ/MİYAR/REAKTİF ile AYIRAN ile AYIRICI ile AYIRMAÇ/FARİKA ile AYIRTI/ÇALAR/NÜANS

( Nesneleri kimyasal birleşime ya da ayrışıma uğratarak niteliklerini belirlemede kullanılan bileşikler. İLE Işığı yalın öğelerine ayırma özelliği olan. İLE Ayırma özelliği ya da gücü olan. | Yüksüz elektrik devrelerini açıp kapayan araç. İLE Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum ya da öğe. İLE Aynı cinsten olan şeyler arasındaki ince fark. )


-AYIRICI PERDE = HİCÂB-I FÂSIL = CLOISON



-AYKIRI ile DIŞARIDA OLAN/KALAN



-AYN ile/ve DEYN

( Zat. İLE/VE Sıfat. )


-AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI



-AYNA:
CAM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< CAN

( Kendi yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özünü görmek isteyenin baktığı. )


-AYNA" ile/ve/> İKİNCİ VAROLAN

( Her varolan, her zerreye; her zerre, her varolana etki eder. )


-AYNEN ile/ve/||/<> HOMOJEN



-AYNEN ile/ve/||/=/<> KESİNLİKLE



-AYNEN ile/ve TAMAMEN



-AYNŞTAYN ile AYNŞTAYNİYUM

( Avagadro sayısıyla foton enerjisinin çarpımına eşit olan ve fotokimyada kullanılan bir ışık enerjisi birimi. İLE İlk kez, 1952'de, hidrojen bombası denemesinde keşfedilen, artık hızlandırıcılarda üretilen, aktinitler ailesinden, atom numarası 99, kütle numarası 244'ten 254'e kadar değişmekle birlikte, nötronlarla bombardımanı sonucunda, 15 nötronun peşi peşine U²38; çekirdeğine girmesinin ardından, 6.63MeV enerjili alfalar yayan, 20 gün yarılanma süreli, 253 kütle numaralı izotopu ve daha sonra Pu²39;'un termik nötronlarla bombardımanında, 1.1MeV enerjili betalar[Β¯] yayan, 36 saat yarılanma süreli, 200Μg-300Μg kadar 254 kütle numaralı radyoizotopları elde edilen yapay öğe. Simgesi: Es )


-AYRILABİLECEK OLAN ile/ve/||/<> AYRI OLABİLECEK OLAN



-AYRILACAK ZAMAN ve/||/<> VERİLECEK SELÂM

( Vefâ bilmeyene zaman ayrılmaz/ayrılmamalı. VE/||/<> Değer bilmeyene selâm verilmez. )


-AYRILIK ile/ve SON



-AYRILIKLARDA, UNUTABİLMEK İÇİN:
ZAMAN ile/ve/ya da BAŞKA BİRİ

( Ayrılıklar umutsuzluğa düşürmesin. Bir daha buluşmak için bir elveda gereklidir. )


-AYRILIKLARDA, UNUTABİLMEK İÇİN:
ZAMAN ile/ve/ya da BAŞKA BİRİ

( Buluşmak, dost olanlar için kaçınılmazdır. )


-AZ (")ÇALAN(") ile/>< (")ÇOK(") ÇALAN

( Hapse girer. İLE/>< "Kariyer yapar." )


-AZ ANLAYAN ile ÇOK ANLAYAN



-AZ ENERJİ ve/<> DÜZEN



-AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN

( Candan. DEĞİL/YERİNE Maldan. )


-AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN

( Az veren, canından; çok veren, malından olur. )


-AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN

( Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar! )


-AZIKLI = AZIĞI OLAN | YOKSULLARI DOYURAN



-AZINI AZIMSAMA!:
ATEŞ ve/||/<> DÜŞMAN ve/||/<> SAYRILIK ve/||/<> BİLGİ



-AZINLIK ile/ve/||/<> GÖÇMEN



-B ve/||/<>/> İSİM ve/||/<>/> ALLAH ve/||/<>/> RAHMAN ve/||/<>/> RAHİM

( İle VE/||/<>/> Adı VE/||/<>/> Allah'ın VE/||/<>/> Doğa VE/||/<>/> Tasavvur
[Allah'ın, doğa ve tasavvur adı ile...] )


-B12'DE:
SİYANA KOBALAMİN ile/<> METİL KOBALAMİN



-B12 ve/||/<>/< HOLOTRANSKOBALAMİN



-BÂB-I ÂLİ/HÜMÂYUN ile/ve/||/<> BÂB-I ÂSÂFÎ ile/ve/||/<> BÂB-I MEŞÎHAT ile/ve/||/<> BÂB-I SERASKERÎ ile/ve/||/<> BÂB-I DEFTERÎ

( Sultan kapısı/makamı. İLE/VE/||/<> Sadrazam kapısı/makamı. İLE/VE/||/<> Seyhülislâm kapısı/makamı. İLE/VE/||/<> Genelkurmay başkanlığı kapısı/makamı. İLE/VE/||/<> Maliye kapısı/makamı. )


-BABA:
EVE, "EKMEK" GETİREN ile/ve/değil/||/<> SEVGİSİNE, EMEK VEREN



-BABALAR:
KAHRAMAN ve/||/<> İLK ÂŞIK OLUNAN



-BABUN ile HAMADRYAS BABUNU



-BABUN ile ZEYTİN BABUNU



-BACH ve MENDELSON



-BACON ile BACON



-BADEM ile KARGADELEN

( ... İLE Kabuğunun çok gevrek olması dolayısıyla kolay kırılan bir tür badem. )


-BADMİNTON değil/yerine/= TÜYLÜ TOP



-BAĞIMLILIK SAĞALTIMINDA:
ÜMİT ve/||/<>/> GÜVEN

( )


-BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN ile/ve BAĞIMLI DEĞİŞKEN

( Tanım aralığı. İLE/VE Değer aralığı. )


-BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN

( Değeri yüksek olmayan mal satanlar. DEĞİL/YERİNE/>< Değeri yüksek olan mal ve/ya da hizmet sunanlar. )


-BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN

( İşportacı, eskici. DEĞİL/YERİNE/>< Kuyumcu/sarraf. antikacılar. )


-BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN

( "Pop", "rock" vb. müzikçiler. DEĞİL/YERİNE/>< Sanat müziği/klasik müzik vb. söyleyen ve dinleyenler. )


-BAĞIRSAK:
GEÇİRGEN/SIZDIRAN ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI

( image )


-BAĞIŞ ile/<> İHSÂN ile/<> LÜTÛF ile/<> HİMMET ile/<> KEREM ile/<>
İNÂYET ile/<> İLTİFAT ile/<> ATÂ ile/<> ATIFET ile/<> HÎBE



-BAĞIŞLAYAN ile/ve/değil ESİRGEYEN



-BAĞKESEN

( Makaslıböcek. )


-BAĞLAMA SAPINDA:
KISA ile UZUN

( )


-BAĞLANMA:
KAYGILI ile KAÇINGAN ile GÜVENLİ



-BAHÇIVAN[Fars.] < BÂĞÇEVÂN

( Bir bahçenin düzenlenmesi ve bakımıyla görevli kişi. | Geçimini bahçe ürünlerini yetiştirip satmakla sağlayan kişi. )


-BAHREYN ve/<> KUR'ÂN-I KERÎM MÜZESİ

( Bahreyn'in başkenti Mename'de bulunan İslâm Merkezi'nde, Bait Al Quran[Kur'ân-ı Kerîm Müzesi] bulunmaktadır. [Başta Türkiye olmak üzere, dünyanın birçok ülkesinden getirilen ve çoğu el yazması olan Kur'ân'lar sergilenmektedir.][Gutenberg'in, matbaayı bulmasından sonra basılan ilk Kur'ân-ı Kerîm de bu müzede bulunmaktadır.] )


-BAHŞİŞ ile ARMAĞAN



-BAK-TERİ/LER/İN değil/< BAKTERİ/LER/İN



-BAKICI ile/ve/||/<> BAKAN



-BAKICI ile/ve/değil/<> BAKIM VEREN



-BAKILAN ile/ve DÜŞÜNÜLEN

( Güzeldir. İLE/VE Güzelliktir. )


-BAKIM ile/ve/<> ÖZEN



-BAKİR değil/yerine/= ERDEN



-BAKIŞ:
DIŞARIDAN ile/ve/değil/||/<>/< İÇERİDEN



-BAKIŞIM/SİMETRİ ile/ve/||/<> EŞDEĞİŞKEN



-BAKİYE/HARABE[Ar.] değil/yerine/= KALINTI/ÖREN



-BAKLİYE MEYVESİ, LEGÜMEN = SİMÂR-I BAKLÎYE = GOUSSE, LÉGUME



-BAKTERİSIT/BACTERICİDE değil/yerine/= BAKTERİKIRAN



-BAKTERİYOSTATİK/BACTERIOSTATIC değil/yerine/= BAKTERİ DURDURAN



-BAKTIĞIN ve/<> AKTIĞIN



-BÂLİĞ değil/yerine/= ERİN



-BALKON ile/ve/değil CUMBA/ŞÂH-NİŞÎN[Fars.]



-BALKON ile PARADİ[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir tiyatro salonunda, en üst balkon. )


-BALKON ile VERANDA[< Portekizce]

( ... İLE Camlı taraça. )


-BALON ile ZEPLİN[Alm. < FERDINAND VON ZEPPELIN]

( ... İLE Çoğunlukla hidrojen ya da helyumla şişirilmiş, güdümlü balon. )


-BALTALARDA:
KERKİ ile/ve NACAK ile/ve İVGİ/TEBERZİN

( Büyük olan. İLE/VE Küçük balta. Kısa saplı odun baltası. İLE/VE Ağaç oymada kullanılan kesici araç. )


-BAN ile BAN[Hırvatça]

( ... İLE Osmanlı döneminde, Macaristan ve Slovenya dolaylarında, sancak beylerine ve küçük prenslere verilen san. )


-BANAL[Fr.] değil/yerine SIRADAN

( Herkesin kullandığı/anladığı. | Bayağı, sıradan. İLE ... )


-BÂNİ[Ar.] değil/yerine/= KURUCU/YAPAN



-BARINAK:
MAMUT KEMİĞİNDEN ile/<>/> GÖKDELEN



-BARİT ile BARİTİN

( Baryum oksit [BaO] ya da Baryum Hidroksit [Ba (OH)2]. İLE Doğal Baryum Sülfat [Ba So4] )


-BÂRİZ[Ar.] değil/yerine/= BELİRGİN



-BAŞ ile ÖN



-BAŞA GELEN:
YOLDAŞTAN ile/ve/değil/||/<>/< YOLDAN



-BAŞARI:
SABIR ve/+/x/||/<>/> ÇALIŞMA ve/+/x/||/<>/> İSTİKRAR ve/+/x/||/<>/>
DENEME ve/+/x/||/<>/> KOŞULLAR ve/+/x/||/<>/> ZAMAN, ZEMİN



-BAŞARI ve/||/<>/>/< ÖZGÜVEN



-BAŞARILI OLMAK İÇİN...:
YUMUŞAK ile/ve/||/<>/> MÂKUL ile/ve/||/<>/> DERİN ile/ve/||/<>/> ile/ve/||/<>/> YETERİNCE ile/ve/||/<>/> ŞIK ile/ve/||/<>/> KORKUSUZ ile/ve/||/<>/> SABIRLA ile/ve/||/<>/> FARKLI ile/ve/||/<>/> HOŞGÖRÜLÜ ile/ve/||/<>/> DÜRÜST ile/ve/||/<>/> DÜZENLİ ile/ve/||/<>/> AKILLI

( Konuş. İLE/VE/||/<>/> Ye. İLE/VE/||/<>/> Soluk al. İLE/VE/||/<>/> Uyu. İLE/VE/||/<>/> Giyin. İLE/VE/||/<>/> Hareket et. İLE/VE/||/<>/> Çalış. İLE/VE/||/<>/> Düşün. İLE/VE/||/<>/> Davran. İLE/VE/||/<>/> Kazan. İLE/VE/||/<>/> Biriktir. İLE/VE/||/<>/> Tüket. )


-BAŞIN AĞIRLIĞINDA:
"ÖNE EĞİK BOYUNDA" ile/değil/yerine/>< DİK BOYUN

( )


-BASIN = PRESS[İng.] = PRESSE[Fr.] = PRESSE[Alm.] = STAMPA[İt.] = PRENSA[İsp.]



-BAŞINA GELEN ile/ve/||/<>/< OLMAMASI GEREKEN



-BASİT ile SIRADAN



-BAŞKA'NIN ile BAŞKAN'IN



-BAŞKALARININ (")TERBİYESİZLİĞİ(") ile/değil/yerine/>< KENDİ TERBİYEN



-BAŞKAN/SERVER[Fars.] ile PATRON



-BAŞKAN ile ASBAŞKAN

( ... İLE İkinci başkan. )


-BAŞKAN ile BAŞBUĞ

( ... İLE Eski Türklerde baş, başkan, komutan. | Osmanlı Devleti'nde savaş zamanı başka birliklerden ayrılıp bir araya getirilerek oluşturulan birliğin ya da milis güçlerinin komutanı. )


-BAŞKAN ile/ve/||/<> DANIŞMAN ile/ve/||/<> MUHTAR

( Dernek, vakıf, parti, enstitü, belediye, spor kulübü vb. gibi, "başkanlık" konumu ile sürdürülen kurum ve kuruluşlarda, "Başkan" olarak görev yapan kişinin, öteki yönetim kurulu üyelerinden hiçbir farkı, önceliği ya da üstünlüğü yoktur ve de ol(a)maz! Sadece, üstlenmiş olduğu geçici görevinde, biraz daha sorumluluk ve çok büyük bir fark ya da ayrıcalık oluşturmayacak bazı küçük ama önemli yetkileri bulunmaktadır. Bu, sınırsız ve sonsuz olmayan "yetkilerini" de, öncelikle ve tamamen, kurumun/kuruluşun ve yönetim kurulunun ne yapacakları değil ne gibi yanlışlıkların, eksikliklerin kalmaması, sorunların daha az çıkması yönünde, bilgi ve deneyim artılarını, kurum/kuruluş ve topluma sunacağı hizmeti amacıyla kullanmak durumundadır. Söz ya da karar verme makamı diye bir üstünlüğü de söz konusu değildir. Ortak alınmış/alınacak olan uygulama, yürütme kararlarında, oy fazlalığının bulunması, kişisel isteği ya da çıkarları yönünde değil sadece toplumun ortak çıkarları yönünde kullanılmak üzere, biraz daha fazla olan bilgi ve deneyimiyle, olası yanlış karar ve uygulamalara engel olabilmesi içindir. Dolayısıyla, bir şeyleri kendilerine sormak ya da izin istemek gibi bir üstünlükleri de söz konusu değildir. Fakat ne yazık ki, "Aman, işimiz ve aramız bozulmasın" kaygısıyla, kişiler, olması ve yapılması gereken süreçlerde sessiz kalır ve bu da başkanlık görevinde bulunan kişinin yetkilerini aşmasına, kötüye kullanmasına ve bu yanlışlara göz yumulmasına kadar gitmektedir. Bu tıkanıklığın giderilmesi için de başta, yönetim ve yürütme kurulu olmak üzere, tüm üyelerin ve vatandaşların, kişi değil kavram, kurum ve hizmet esaslı bir çalışma sürecinde olunduğunu anımsaması gerekmektedir.

İLE/VE/||/<>

Kişi, kurum ve kuruluşlara hizmet etmekte olan danışmanlar, kendilerine danışılan konuların uygulayıcısı durumunda değildir ve bu durumda bırakılamaz. Olası uygulamalardaki, girilmeyecek, sapılmayacak yönleri ve yolları işaret etmekle görevlilerdir. Ne yapılması hakkında, bilgi ve deneyim aktarımında bulunurlar fakat önerdikleri alanda daha fazla bilgili diye, işi ya da süreci, danışmana bırakmak gibi bir tutum ya da beklenti sergilenemez.

İLE/VE/||/<>

Halk tarafından seçilerek ve belirli bir dönem, koşul, sorumluluk, yetki ve görevlerle sınırlı kalmak üzere, yaşanılan bölgenin ilk yönetimsel yetkilisi olarak, bölgedeki ne yapılacaklarla değil ne yapılmayacaklarla, neyin, ne kadar süre ve koşulda, eksik ya da sorunlu kalmamasını sağlamak üzere, ihtiyâr heyeti desteği ile işbirliğinde bulunan kişidir. "Muhtar" sözcüğü, "Hayır!" kökünden gelerek, kendi ya da yakın çevresinin irâdesiyle değil ne yapılmayacağının ya da engel olunacağının bilgisine sahip olan kişi, ihtiyârını devrede tutan kişi anlamına gelmektedir. Fiziksel olarak yapılması gereken işlerde de belediye başkanını, güvenlik amacıyla da vali, kaymakam, polis, jandarma gibi ilgili kurum ve yetkililerle daha yakın ve doğrudan ilişki içinde olma görevindelerdir. Kaymakam ve valilerden daha alt bir yetki ve konumda olsalar da, belediye başkanından sonra değil önce gelirler. )


-BAŞKASINA SÖYLEDİĞİN/SÖYLEYEBİLDİĞİN ile ANCAK/SADECE KENDİNE SÖYLEYEBİLECEĞİN



-BAŞKASININ SORUSU ile/değil/yerine KENDİ SORUN



-BAŞKASIYLA PAYLAŞTIĞIN/PAYLAŞABİLDİĞİN ile ANCAK/SADECE KENDİN YAŞAYABİLECEĞİN



-BASKIN GEN ile/ve/||/<> ALTGIN GEN



-BASKIN/HAKİM GEN ile/ve/<> SAKLI GEN

( Kişinin geni olduğu gibi, dünyanın da geni, insandır. )


-BASKIN ile BAŞAT



-BASKIN ile BASKILI



-BASKIN ile/ve/||/<> EGEMEN



-BASKIN ile/ve/değil/||/<> ÖNE ÇIKAN



-BASKIN ile/ve YAYGIN



-BASKIN ile YOĞUN



-BAŞLAMAK İÇİN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> BAŞLAMAMAK/YAPMAMAK İÇİN

( "En" doğru zamanı beklemek. İLE/VE/||/<>/> [bazen/çoğunlukla] Olumsal/keyfî "bahane" (olabilir). )


-BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> KÖKEN ile/ve/||/<> DOĞUM



-BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> SON



-BAŞLANGIÇ ile/ve/||/<> ZEMİN



-BAST-I ZAMAN ile TAYY-İ ZAMAN

( Zamanın uzamış gibi olması. İLE Zamanın kısalmış gibi olması. )


-BASTON ile DEĞNEK



-BATAĞAN ile KARA BOYUNLU BATAĞAN

( image )


-BATAĞAN ile KÜÇÜK BATAĞAN



-BATIN ile BÂTIN

( Karın[bağırsak bölgesi]. İLE İç; gizli. )


-BATIN ile BÂTIN

( Karın. | Soy, kuşak, nesil. İLE İç. | Gizli. | Gözle görülmeyen. )


-BÂTIN ve/<> EDEB



-BATKI/HÜSRAN ile BUHRAN



-BATKI/HÜSRAN ile PİŞMANLIK



-BATMAN

( Miktarı, bölgelere ve tartılacak şeylere göre değişen, eski bir ağırlık ölçüsü. )


-BATTANİYE ile YORGAN



-BAYAN ile/değil/yerine KADIN

( Kadınların, ad ya da soyadlarının önüne getirilen saygı sözü. | Kadın. | Eş, karı. | Kadınlara bir seslenme sözü. İLE/DEĞİL/YERİNE Erişkin dişil kişi, hatun, hatun kişi. | Analık ya da ev yönetimi bakımından gereken erdemleri, becerileri olan. )


-BAYGIN ile/değil/yerine/>< AYGIN



-BAYKUŞ PAPAĞAN ile/ve BAYKUŞ



-BAYRAK ile UÇUN

( ... İLE Bayrağın gönder/uçkurluk karşısındaki kenarı. )


-BAYRAM-SEYRAN



-BAZAN değil BAZEN



-BAZAN değil BAZEN

( Her ne kadar [Ar. "BA'-ZÂN: VAkit vakit, ara-sıra.] gelse de, Türkçe'de BAZEN olarak yazılmakta/kulllanılmaktadır. )


-BAZEN ile BİR AÇIDAN



-BAZEN ile/ve/||/<> YER YER



-BAZEN ile/ve/değil/yerine YERİ GELDİĞİNDE



-BAZEN ile ZAMAN ZAMAN



-BAZI AYRINTILARA DEĞİNME:
YANLIŞ ANLAŞILMAMASI İÇİN ile/ve/değil/||/<>/< BOŞLUK KALMAMASI/BIRAKMAMAK İÇİN



-BAZI BİLGİLER YA DA KENDİMİZLE İLGİLİ (BAZI) BİLGİLER:
(")ÖVÜNMEK İÇİN(") ile/ve/değil/||/<>/< BİLİNMESİ VE FARKINDA OLUNMASI İÇİN



-BAZI/BAZEN/ZAMAN ZAMAN değil/yerine/= KİMİKEZ/KİMİLEYİN/KİMİ OĞUR/ARA SIRA



-BDHK/COMPUTER SUPPORT PATIENT REGISTRATION değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ SAYRI KAYDI



-BEYİN ile/ve/<> EVREN



-BEBEK ile/ve/değil YENİ DOĞAN

( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )


-BEBEK BESLENMESİNDE:
BİBERON ile/değil/yerine EMZİRME

( Annenin zanları ile. İLE/DEĞİL/YERİNE Bebeğin gereksinimi kadarı ile. )


-BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK ile/ve/<>/> ERGEN ile/ve/<>/> GENÇ ile/ve/<>/> ORTA YAŞ ile/ve/<>/> YAŞLI

( [yaş arası] 0-1 İLE/VE/<>/> 1-12. İLE/VE/<>/> 12-18. İLE/VE/<>/> 18-65. İLE/VE/<>/> 66-79. İLE/VE/<>/> 79-99.[Dünya Sağlık Örgütü'nün kabulü olarak] )


-BEDEN/VÜCUT değil/yerine/= YİN/ETYİN



-BEDEN değil/yerine/= GÖVDE



-BEDÎHÎ:
TANIMLANABİLİR YAPIDA OLMAYAN ile/ve DELİL GETİRİLEBİLİR YAPIDA OLMAYAN



-BEĞEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SARIL

( Facebook'ta. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< www.Good4Trust.org 'da. )


-BEGINNING vs. ORIGIN



-BEHRE-YÂB ile HİSSE VE NASÎBİ OLAN



-BEING IN THE STATE OF vs. OBLIGATION



-BEKÇİ ile BEN-VÂN

( ... İLE Tarla/harman/ekin bekçisi. )


-BEKLEMEDİĞİMİZ KİŞİDEN ile/>< BEKLEDİĞİMİZ KİŞİDEN
:GELDİĞİNDE/GELİRSE

( "Olumsuz" olarak "değerlendirilir/yorumlanır". İLE/>< Olumludur. )


-BEKLENİLEN ile/ve/değil/yerine SONUÇ



-BEKLENTİ ile/ve/=/||/<>/>/< BATKI/HÜSRAN



-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Beklenti içinde olmayın! )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Beklentide olmamak en iyisidir. Göstereceğiniz tepkiler bunu tayin edecektir. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Anıları ve beklentileri terk edin! )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Yapmanız gereken, tüm anıları ve beklentileri terk etmektir. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Beklenti sizi güvensiz kılar. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Beklemekle elde edeceğiniz yalnızca daha da beklemektir. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Elinizde var olandan eminseniz, sonsal olana asla ulaşamazsınız. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Kişi, esnek, içten ve beklentisiz olmalıdır ki verdiğinden çok almayı ummasın. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Herhangi bir şey gözönünde bulundurulduğu sürece ondan yararlanılmıyor demektir. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Bellek ve beklenti olmadıkça zaman da yoktur. )


-BEKLENTİ ile/değil/yerine GÜVEN

( Don't anticipate. )


-BEKLENTİ ile/ve/değil/yerine HEYECAN



-BEL ile/ve/<> BASEN ile/ve/<> KALÇA

( Göğüs ile karın arasında daralmış bölüm. İLE/VE/<> Omurganın, bel ile kalça arasındaki bölümü. İLE/VE/<> Bacakla böğür arasındaki, iki yana doğru çıkıntılı bölümü. )


-BELGİ ile/ve/<> BELGİN

( Bir şeyi, benzerlerinden ayıran özellik. | Duyuş, düşünüş ve inanıştaki ayırıcı özellik. İLE Tam ve kesin olarak belirlenmiş olan. )


-BELIEF vs./and SUBMISSION

( İNANÇ ile/ve TESLİMİYET )


-BELİRGİN ile/ve YAYGIN



-BELİRLEMEK/BELİRLEYİCİ ile SONSAL SINIFLAMA / SONSALLIK / KATEGORİZASYON



-BELİRLİ ile BELİRGİN



-BELİRSİZ ile/ve/||/<> ÇEKİNGEN



-BELİRSİZ ile/ve TANIMLANAMAZ OLAN



-BELİRTEN değil/yerine/= TAMLAYAN



-BELİRTİ ile/ve/||/<>/> İZ ile/ve/||/<>/> İZİN İZİ ile/ve/||/<>/> GÖSTEREN



-BELİRTİLER ile/ve/değil/yerine KÖKEN



-BELLEĞE DAYANARAK YAŞAYAN ile BELLEĞİ (GEREKTİĞİNDE) KULLANARAK YAŞAYAN



-BELLEK:
GEÇMİŞ ve/||/<>/> ŞU AN ve/||/<>/> GELECEĞİ (BELİRLER)



-BELLEK(TEKİ KAYITLAR):
ZAMANDAN ve/||/<> DEĞİŞİMDEN
SAKLAMAK/SAKLANILAN



-BEN



-BEN

( Kuşun yavrusuna taşıdığı yem. )


-BEN - ben



-BEN İSTEDİM DİYE değil SEN İSTER İSEN



-BEN OLMAYAN ile/ve/<> ÖTEKİ(LEŞTİRME)



-BEN/SEN ile/ve/<>/değil/yerine O/BİZ

( Kıyameti koparttıracak olan. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Birliğe getirecek/götürecek olan. )


-BEN ile/ve/değil/||/<>/< ben

( Başkalarının yanındaki. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Mutlak. )


-BEN ile/ve/<> BEN OLMAYAN

( Birlik. İLE/VE/<> Çokluk. )


-BEN ve/||/<>/> BEN'İ (NASIL KURTARABİLİRİM?)



-BEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİZ

( Biz, ancak birlikte (olarak) bir adam ediyoruz/ederiz. )


-BEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİZ

( Sorun. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

-BEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< BİZ

( Ben'in yaratıcı gücü, başlangıçtır. )


-BEN ile/ve/<>/değil/yerine BİZ



-BEN ile/ve/<>/> BİZ ile/ve/<>/> KENDİ/LİK



-ben ile/değil EŞEYSEL ÖRGEN



-BEN ile/ve ET BENİ

( [Ar..] ŞÂME[çoğ. ŞÂM, ŞÂMÂT] ile/ve SÜÛL )


-BEN ile/ve ET BENİ

( HİND/HİNDÛ: Siyah ben. )


-BEN değil/yerine FAKİR



-ben = me[İng.] = JE[Fr.] = ICH[Alm.] = IO[İt.] = YO[İsp.] = EGO[Lat., Yun.] = ANÂ[Ar.] = MÄN[Fars.] = IK[Felm.]



-BEN ile/ve NEFS/NEFİS

( Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol! )


-BEN ve/<> OLAN ve/<> BEN

( Halvetteki BEN. İLE/VE Celvetteki BEN. İLE/VE Celvetteki halvette olan BEN. )


-BEN ile/ve/<> SEN

( Varlığım sensin, bilincin ben-im. )


-BEN ile/ve SEN



-BEN = ZÂT = I[İng.] = das SOSEIN[Alm.] = TO TI ESTIN, TO TI ÈN EINAI[Yun.] = ESSENTIA[Ortaçağ Lat.]



-BENCE/BANA GÖRE/BENİM İÇİN değil/yerine SANIRIM



-BENDE YOK, SENDE DE OLMASIN ile/değil/yerine SENDE VAR, BENDE DE OLSUN



-BENEFIT vs. TO GET/OBTAIN



-BENGİ ZAMAN ile/ve ARDIŞIK ZAMAN ile/ve DÖNGÜSEL/ÇEVRİMSEL ZAMAN

( Olguları verir. İLE/VE Tarihsel olguları verir. İLE/VE Kendini tekrarlayan olguları verir. Üretim birimleri sürecini gösterir.[doğa, mevsimler, ekip-biçme.] )


-BENGİ ZAMAN ile/ve ARDIŞIK ZAMAN ile/ve DÖNGÜSEL/ÇEVRİMSEL ZAMAN

( Kıpı/an/şimdi. İLE/VE Geçmiş-Şimdi-Gelecek. İLE/VE ... )


-BENGİ ZAMAN ile/ve ARDIŞIK ZAMAN ile/ve DÖNGÜSEL/ÇEVRİMSEL ZAMAN

( Kairos. İLE/VE Kronos. İLE/VE ... )


-BENİ ANLAMADIN değil DEDİĞİMİ ANLAMADIN



-BENİ ANLAYIN ile/değil/yerine/< DEDİĞİMİ ANLAYIN



-BENIGN değil/yerine/= İYİCİL



-BENJAMIN ile BENJAMIN

( Walter Benjamin İLE Benjamin Franklin )


-BENJAMIN ile BENJAMIN

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE 17 Ocak 1706 - 17 Nisan 1790 )


-BENJAMIN ile BENJAMIN

( Alman edebiyat eleştirmeni, düşünür, kültür tarihçisi ve estetik kuramcısı. İLE Yayıncı, yazar, mucit, felsefeci, biliminsanı ve siyasetçi. )


-BENLİK:
EMİR ALTINDA ile/ve/> SORGULAYAN ile/ve/> SEZGİSEL ile/ve/> BEKLENTİSİZ ile/ve/>
RIZÂ SAHİBİ ile/ve/> RÂZI OLUNAN ile/ve/> SAFLAŞMIŞ



-BENZEN ile/ve/||/<>/> ANİLİN[Fr. < ANILINE]

( ... İLE/VE/||/<>/> Benzenden türeyen bir amin. )


-BENZEN ile BENZEN DİSÜLFONİK ASİT ile BENZEN HEKZAKLORÜR ile BENZEN MONOSÜLFONİK ASİT ile BENZEN SÜLFİNİK ASİT ile BENZİDİN ile BENZİN

( Formülü, C6H6, k.n. 78 °C; e.n. 5 °C, mol kütlesi 78,11 g olan, doymamış bir bileşik olduğu halde bu tür bileşiklere özgü katılma tepkimelerini vermeyen; renksiz, suda çözünmeyip alkol, eter ve asetonda çözünen, organik sentezlerde, boya üretiminde çözücü olarak kullanılan ve yanıcı bir organik madde. İLE Formülü, C6H4(SO3, H)2, mol kütlesi 238,2 g olan ve organik sentezlerde kullanılan aromatik bir madde. İLE Formülü, C6H6Cl6, mol kütlesi 290,78 g, e.n. 229 °C olan, suda çözünen, beyaz ve katı bir madde. İLE Formülü, C6H5(SO3H), mol kütlesi 158,2 g olan, renksiz, suda çözünmeyen ve aminler için belirteç olarak kullanılan aromatik bir madde. İLE Formülü, C6H5SO3-OH, mol kütlesi 142,1 g, e.n. 83 °C, bozunma noktası 100 °C, benzensülfonil ile izomer olan ve renksiz prizma şeklinde katı bir madde. İLE Formülü NH2C6H4-C6H4-NH2, mol kütlesi 184,23 g, e.n. 127 °C olan, sülfatlar, kan ve yüksek değerlikli metallerin düşük miktarları için ayıraç olarak kullanılan, alkol ve asitte çözünüp, suda az çözünen ve kaynayan suda çözünen organik bir madde. İLE Ham petrolün damıtılmasıyla 40-200 °C'de elde edilen, hidrokarbonlardan oluşan ve ham petrolün yaklaşık %30'unu oluşturan, renksiz bir sıvı olup, suda çözünmeyen, organik çözücülerle karışan, yağlar, alkaloit ve lastik için çözücü, tekstil temizleyicisi ve başlıca oto yakıtı olmak üzere çeşitli sanayi ürünlerinde girdi ya da çözücü olarak kullanılan ve karbon sayısı 7-12 olan bir kısım. )


-BENZER ile BENZEŞEN ile BENZEŞİM ile BENZEŞLİK ile BENZEŞME ile BENZETİ ile BENZETME ile BENZEYİŞ



-BENZETME değil YAKIŞTIRMA/N



-BENZETMELERDE:
AT ile/ne yazık ki MAYMUN

( Duygu olarak. İLE/NE YAZIK Kİ Biçim olarak. )


-BENZİN ile BENZOL

( ... İLE Benzin ve tolüen karışımı bir akaryakıt. )


-BERÂT-I CİBÂYET ile BERÂT GECESİ ile BERÂT-I HÜMÂYÛN ile BERÂT-I TERHÂNÎ

( Vergi, resim ve icâre gibi, hazineye ya da vakfa ait paraları toplama yetkisini veren belge/vesîka. İLE Hz. Muhammed'e, peygamberliğinin bildirildiği, Şaban ayının beşinci gecesi. İLE Sultanlara özel ferman. İLE Gördüğü büyük bir hizmet karşılğı olarak vergiden muaf tutulması hakkında sultan tarafından verilen ferman. )


-BERBAT değil/yerine/= ÇİRKİN



-BEREKETLİ[Ar.] değil/yerine/= ARTAĞAN

( Mutluluk, meymenet, saadet. | Nimette bolluk ve iyilik. )


-BERGMAN ile/ve/||/<> BORGMAN

( Einstein'in, Amerika'ya giderken yanında olmasını istediği iki matematikçi. )


-BESLENEN = SÖNÜMSÜZ

( Genliği hiçbir zaman sıfıra yaklaşmayan, her devirde beslenen salınım hareketi. )


-BESLENME ÖRGENLERİ = TAĞDİYE ÅLETLERİ = ORGANES DE NUTRITION



-BESLENME = TAGADDİ, TAĞDİYE, İGTİDÂ'[< GIDÂ] = NUTRITION



-BESTELEYEN ile/ve/<>/değil/yerine DÜZENLEYEN/TERTİPLEYEN



-BETİK ve/||/<>/< TAMAMLANDIĞI YERDE BAŞLAYAN



-BETİM, BETİMLEME = TAVSÎF = DESCRIPTION



-BEYAN ile/ve/<> İYAN



-BEYAN ile SAVUNMA



-BEYÂN ile/ve/<> ŞEHÂDET



-BEYÂTÎ[Fars.] ile BEYÂTÎ-ARABÂN ile BEYÂTÎ-ARABÂN-PÛSELİK ile BEYÂTÎ-PÛSELİK

( Türk müziğinin en eski makamlarındandır. İLE Türk müziğinin mürekkep makamlarındandır. İLE Fahri efendinin düzenlediği bir makamdır. İLE Zekâi Dede'nin düzenlediği bir mürekkep makamdır. )


-BEYAZ KAFALI KAPUÇİN ile KAHVERENGİ KAPUÇİN



-BEYAZ YALAN ile KUYRUKLU YALAN



-BEYİN ile/ve/||/<> AKIL

( Donanım/ekran. İLE/VE/||/<> Yazılım[işletim sistemi, program]. )


-BEYİN ile ARAKNOİD

( Beynin üzerini örten ince zar. )


-BEYİN ile AYRIK BEYİN



-BEYİN ile/ve/<> BEYİNCİK



-BEYİN ile/ve/<> BOZMADDE

( ... İLE/VE/<> Sinir gözelerinden oluşan, beyinde dış, omurilikte iç tabaka. )


-BEYİN = BRAIN[İng.] = CERVEAU[Fr.] = DAS GEHIRN[Alm.] = CERVELLO[İt.] = CEREBRO[İsp.] = CEREBRUM[Lat.] = HO EGKEFALOS[Yun.] = MUKH[Ar.] = MAĞZ[Fars.] = HET HERSENEN[Felm.]



-BEYİN ile/ve/<> GÖZ ile/ve/<> GÖĞÜS ile/ve/<> KALP

( En iyi/güzel kıvam. [AHSEN-İ TAKVİM] )


-BEYİN / KALP

( Elçiliklerde, konsolosluklarda yazı ve evrak işlerini yürüten görevli. )


-BEYİN ve/<> KARACİĞER

( Duyu ve hareket merkezi. VE/<> Fiziksel işlev ve beslenme merkezi. )


-BEYİN ve/<> KARACİĞER

( Yaşam süresince, oksijenli taze kan ile pembe renktedir. [Öldükten sonra ya da çıkarıldığında, griye döner.] VE/<> ... )


-BEYİN ve/<> KARACİĞER

( 1 litre su, 150 gram yağ, 15 gram şeker, 110 gram protein ve 10 gram tuzdan oluşur. VE/<> ... )


-BEYİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MİDE

( [boş olunca sahibini ...]
Uyarmaz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uyarır. )


-BEYN-EL-BAHREYN

( Adı anonim bir edvarda geçen makam. )


-BEZGİN ile/değil/yerine/>< GEZGİN



-BEZİRGÂN[Fars. < BAZERGÂN]/TÜCCAR[Ar.] değil/yerine/= TECİMEN

( Tüccar. | Alışverişte çok kâr amacı güden kişi. | Yahudiler için kullanılan bir adlandırma. | Mesleğini sadece kazanç için kullanan kişi. )


-BEZLERDE:
EKRİN ile/ve/||/<> HOLOKRİN ile/ve/||/<> APOKRİN ile/ve/||/<> SERÖMÜKÖZ ile/ve/||/<> MÜKÖZ ile/ve/||/<> SERÖZ



-BHAJAN

( Sadakat uygulaması, dua, tapınma. )


-Bİ'L-MUTÂBAKA ile Bİ'T-TAZAMMUN ile Bİ'L-İLTİZÂM

( Örtüşme. İLE İçlem. İLE Gereklilik. )


-BİBERDE:
ÇARLİSTON ile ACI ÇARLİSTON ile İNCE SİVRİ ile KALIN SİVRİ ile KIL SİVRİ ile KILÇIK SİVRİ ile DOLMA ile KAPYA ile ÜÇBURUN ile KIRMIZI ŞİLİ ile YEŞİL ŞİLİ ile MACAR ÇARLİ ile MACAR DOLMA ile JELAPENO ile KAMPARİ ile SARI KALİFORNİYA ile KIRMIZI KALİFORNİYA ile CİN



-BİBERON değil/yerine/= EMZİK



-BIÇAK yerine KESKİN



-BIÇAK ile YATAĞAN

( ... İLE Namlusu eğimli, iki yanı da kesici, bir tür uzun savaş bıçağı. )


-BİÇİM ile/ve DÜZEN

( Çoklukta, birlik olan/olduran. )


-BİÇİMDE/YAMUKTA:
ALT ALAN ile/ve/<> ÜST ALAN



-BİD'AT değil/yerine/= SONRADAN MEYDANA ÇIKAN | PEYGAMBER ZAMANINDAN SONRA DİNDE MEYDANA ÇIKAN



-BİDAYUH ile/ve/<> İBAN ile/ve/<> ORANG-ULU ile/ve/<> RUMAH TİNGGİ ile/ve/<> MALAY

( Kara Dayak uzun evi. İLE/VE/<> Irmak Dayak uzun evi. İLE/VE/<> Melanav evi. İLE/VE/<> Malay evi. )


-BİDAYUH ile/ve/<> İBAN ile/ve/<> ORANG-ULU ile/ve/<> RUMAH TİNGGİ ile/ve/<> MALAY

( Malezya'nın Borneo Adası'nda bulunan Sarawak eyaletindeki, Sarawak Kültür Köyü'nde hepsi birarada görülebilmektedir. )


-BİFÜRKASYON/BİFURCATION değil/yerine/= ÇATALLANMA



-BİLDİĞİNDEN DOLAYI KONUŞMAYAN ile BİLMEDİĞİNDEN DOLAYI KONUŞMAYAN

( Bilgelik/le, bilgelikte. İLE Özgüvensizlik/ten, taklitte. )


-BİLDİĞİNE GİDEN ile/ve/değil/yerine/<> BİLMEDİĞİNE GİDEN



-BİLDİĞİNİ:
YAPMAZSAN ile/değil/yerine YAPARSAN

( Sadece zihnin, bir miktar/bölüm bilir. İLE/DEĞİL/YERİNE Her/bir yerin (tam) bilir/yetkindir. )


-BİLDİĞİNİ:
YAPMAZSAN ile/değil/yerine YAPARSAN

( Yetersizdir. İLE/DEĞİL/YERİNE Yeterlidir. )


-BILDIRCIN ile BILDIRCIN KILAVUZU

( ... İLE Afrika'dan, İskoçya'ya göçerler. )


-BILDIRCIN ile KEKLİK

( FERİK: Keklik, bıldırcın gibi kuşların yumurtadan yeni çıkmış yavruları. )


-BILDIRCIN ile KEKLİK

( Tavukgillerden, boz renkli, benekli, göçebe kuş. İLE Sülüngillerden, güvercin büyüklüğünde, tüyü boz, ayakları ve gagası kırmızı renkte bir kuş. )


-BİLDİREN ile/ve/değil/yerine BULDURAN



-BİLEN ile/ve/||/<> NÂKİL



-BİLEN ile/ve/||/<> ÖĞRENEN ile/ve/||/<> DİNLEYEN



-BİLEŞEN ile/ve/değil/<> BİLEŞİK



-BİLEŞEN ile BİLEŞİK ile BİLEŞİM

( Bir bileşiğin moleküllündeki elementler ya da alt grupların her biri. | Bir karışımın öğeleri. İLE İki ya da daha fazla maddenin belirli oranlarda tepkimeye girerek oluşturdukları ve özellikleri kendini oluşturan maddelerden farklı ve bileşenlerinin fiziksel yollarla birbirinden ayrılamadığı madde. İLE Bir materyali oluşturan öğeler ya da bileşikler. )


-BİLEŞEN ile BİLEŞİK ile BİLEŞİM ile BİLEŞKE

( Fizikte ve dilde. İLE Kimyada, doğada, dilde, felsefede. İLE Kimyada. İLE Fizikte. )


-BİLEŞEN ile BİLEŞİK ile BİLEŞİM ile BİLEŞKE

( Bir bileşke oluşturan kuvvetlerin her biri. | Bileşim yoluyla bir sözcüğün yapısına giren sözcük. [Sivrisinek] İLE Bileşerek oluşmuş, basit olmayan, mürekkep. | Kİmyasal tepkimeler sonucunda, iki ya da daha çok öğeden oluşan ve bunlardan bağımsız, fiziksel, kimyasal nitelikler gösteren özdek/madde. [Su] | Ses ve görüntünün birlikte yer aldığı film parçası. İLE İki ya da daha çok öğenin biraraya gelerek yeni bir öğe oluşturması, terkip. | Bir maddenin, hangi kimyasal türlerden oluştuğun belirleyen verilerin tümü. | Bileşme sonucu oluşan cisim. İLE Bir cisme uygulanan birkaç kuvvetin toplam etkisine eşit olan tek kuvvet. )


-BİLEŞEN ile PARAMETRE



-BİLGE KRAL ile/ve/||/<>/> TİMOKRASİ ile/ve/||/<>/> OLİGARŞİ ile/ve/||/<>/> DEMOKRASİ ile/ve/||/<>/> TİRAN



-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Devirsel kalıpları anlamak. İLE/VE Bilgi sahibi olmak. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Gerçek olmayanın, gerçek olmadığını görmek bilgeliktir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Mutlu olmak için kendimizi (özümüzü) bilmek dışında hiçbir şeye gereksinimimiz olmadığını bilmek, bilgeliktir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgeliğin önemli koşulu, düzen kurmaktır. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( O, asla vazgeçmez. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgelik, kişinin doğuştan gelen yetilerinin üstüne kurulur ve bunların kazanılmış yetilerle beslenerek geliştirilmesi amaçlanır. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgelik/Aydınlanma yolunda Arınma'da amaç: 1. İçgüdüler'i de içine alan duygular'ın uyumlandırılması, coşku ile yaşam sevinci'ne kavuşmak. 2. Duyarlılık Yetisi'nin eğitilmesiyle, algı yolları'nın yetkinleştirilmesi. 3. Sezgi ve buluş yollarının açılması. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Bilgelik, "altın orta yol"u izlemek. Aşırılığı, tutumsuzluğu ve tutkunluğu yok edebilmektir. [TAO] )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( Kişi, ağzından çıkan sözlerini ve zihnini kontrol etmeli ve kendi gövdesine hiçbir zarar vermemelidir. Ancak bu davranışları saf olursa bilgelik yolunda ilerleyebilir. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile/ve BİLGİLİ/LİK

( To see the unreal is wisdom.
To know that you need nothing to be happy, except self-knowledge, is wisdom.
Will never give up. )


-BİLGE/LİK / İRFAN ile BİLGİLİ/LİK



-BİLGE ile/ve İLERİ GELEN



-BİLGELİK ve/> TEMKİN



-BİLGEN ile BİRGEN



-BİLGİ/(B)İLİM/GÖRGÜ:
NAKLETMEK İÇİN ile/ve/değil/||/<>/< NAKŞETMEK İÇİN



-BİLGİ ile BİLGİ OLMAYAN

( Bilgi ile bilgi olmayanı ayıramamak, ne yazık ki, bilgi üretmemekten kaynaklanmaktadır. )


-BİLGİ ve/||/<>/>/< NEDEN



-BİLGİÇ ile BİLGİN ile BİLGE

( Bildiğini zannetme, gereksiz/yararsız/yersiz bilgi sahibi olma, zamansız/bağlantısız paylaşma çabası. Bilgi obezi.[Malûmat-füruş/luk] İLE Âlim. Derin ve geniş bilgilere sahip olan. )


-BİLGİÇ ile BİLGİN ile BİLGE

( [Söz(cük)lerin...] Gerçek anlamlarını kullanarak anlaşırlar. İLE Mecaz anlamlarıyla anlaşırlar. İLE Kinâye yoluyla anlaşırlar. )


-BİLGİÇ ile BİLGİN ile BİLGE

( Bilge olmaya cesaret et![Sapere aude!] )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Âlim. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Ârif. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Bilge, kendi bilincinde, insan doğasının sezgisel bilgi ve uygulayımsal bilgisini birleştirmiş kişidir. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Bilge kişi yaşamını, bir çiçeğin özünü alıp onun kokusuna ve güzelliğine zarar vermeksizin uçup giden bir arı gibi sürdürür. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Bilge kişi tedbirli, içine kapanık ve ölçülüdür. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Su yolları yapan kişiler, o suları kontrolleri altına alır; marangozlar, ağaçlardan nasıl yararlanacaklarını bilir; bilge kişiler de aynı biçimde kendi zihnini kontrol eder. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Karşılaştığı konuları bir acelecilik içinde değerlendirmeye ve çözümlemeye çalışan kişi, doğruluk yolunda değildir. Bilge kişi, herşeyi acele etmeden huzur içinde düşünür ve değerlendirir. Bu kişi, Gerçek'i korur, Gerçek de onu. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Çok konuşan kişiye değil, huzur içinde korkusuzca konuşan kişiye "Bilge" adı verilir. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( BİLGE: Seni, sana bildiren. )


-BİLGİN ile/ve/değil/<>/> BİLGE

( Bilgin ol ki, kişileri, "büyük" görme. İLE/VE/DEĞİL/<>/> Bilge ol ki, kişileri, "küçük" görme. )


-BİLİM VE SANAT'TA ÜÇ DÖNEM:
KLASİK ile/ve/||/<>/> MODERN ile/ve/||/<>/> MODERN SONRASI(POSTMODERN)

( 600 - 1600 arası. İLE/VE/||/<>/> 1600 - 1950 arası. İLE/VE/||/<>/> 1950 ve sonrası. )


-BİLİM ile/ve AHLÂK ile/ve DİN

( KANT'IN ÜÇ SORUSUNDA: NE BİLEBİLİRİM? ile/ve NE YAPMALIYIM? ile/ve NEYİ ÜMİT EDEBİLİRİM? )


-BİLİM ile AKSİYOMATİK ZEMİN



-BİLİM ile/ve/değil DİSİPLİN



-BİLİM ve/||/<> FELSEFE ve/||/<> DİN

( Zihnin yürüyüşü. VE/||/<> Aklın yürüyüşü. VE/||/<> Özün/ruhun yürüyüşü. )


-BİLİM ile FEN



-BİLİM ile/ve/||/<> SÖZDE BİLİM ile/ve/||/<> BİLİM OLMAYAN



-BİLİMCİ ile/ve/<>/> ÖKE ile/ve/<>/> BİLGER ile/ve/<>/> BİLGEN ile/ve/<>/> BİLMEN ile/ve/<>/> YETİLBEY ile/ve/<>/> BİLİMBEY

( Biliminsanı, akademisyen. İLE/VE/<>/> Doktor. İLE/VE/<>/> Yardımcı doçent. İLE/VE/<>/> Doçent. İLE/VE/<>/> Profesör. İLE/VE/<>/> Dekan. İLE/VE/<>/> Rektör. )


-BİLİMDE YERALAN ile/ve/değil BİLİMDE DE YERALAN



-BİLİMDE:
KLASİK ile/ve/<> MODERN ile/ve/<> POSTMODERN

( Belirlilik. İLE/VE/<> Belirsizlik. İLE/VE/<> Karmaşa. )


-BİLİMDE:
KLASİK ile/ve/<> MODERN ile/ve/<> POSTMODERN

( Newton Fiziği. İLE/VE/<> Kuantum Fiziği. İLE/VE/<> Kaos kuramı. )


-BİLİMDE:
KLASİK ile/ve/<> MODERN ile/ve/<> POSTMODERN

( Başlangıç koşulları sonucu belirler. İLE/VE/<> Olasılıkların toplamı %100 belirlidir. İLE/VE/<> Başlangıç koşullarındaki küçük farklar, sona doğru çok büyük farklar oluşturabilir. )


-BİLİMDEN/İLİMDEN YARARLANANLAR:
SORAN ile/ve/||/<> YANITLAYAN ile/ve/||/<> DİNLEYEN ile/ve/||/<> SEVGİSİ/İLGİSİ OLAN



-BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )


-BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )


-BİLİNCE KONU OLAN ile/ve DIŞSALLIK



-BİLİNÇLİ ile/ve/değil KASTEN



-BİLİNEMEYEN ile/ve/değil SÖYLENİLEMEYEN



-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Sonsuzdur. İLE/VE/||/<>/> Sonsuzlukların sonsuzluğudur. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Bilinenlerin hepsi, bilinmeyenleri işaret eder. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Bilinen üzerine bir kez daha bilgi aramak anlamsızdır. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Bilinmeyen, tüm "olmuştu ya da olmuş olabilirdi" ve "olacak ya da olacaktı"ları içerir. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Bilinenin tam ve doğru bilgisidir sizi bilinmeyene götürecek olan. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Bilinenin içinde yaşamak bağımlılıktır, bilinmeyenin içinde yaşamak özgürleşmedir. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Bilinmez olan hakkında ancak sessizlik konuşur. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Zihin ancak bildiği hakkında konuşabilir. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( Eğer bilinebilir olanı gayretle incelerseniz, o eriyip gider, geriye bilinmez olan kalır. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( "Bilinmeyeni" bilmek için önce, bilineni bilmek gerek. )


-BİLİNEN ile/ve/||/<>/> BİLİNMEYEN

( It is the full and correct knowledge of the known that takes you to the unknown.
To live in the known is bondage, to live in the unknown is liberation.
Of the unknowable only silence talks.
The mind can talk only of what it knows.
If you diligently investigate the knowable, it dissolves and only the unknowable remains. )


-BİLİNEN ile/ve ORADA/BURADA BULUNMAYAN



-BİLİNEN ile/ve/<> ZAMAN



-BİLİNMEYEN ile/ve UYGUN BİLİNMEYEN



-BİLMEK/BİLİNEN ile/ve/<> VAR ETMEK/VAROLAN



-BİLMEK ve/<>/> AKIBET/SON

( Yeterli ve yetkin bilgiyle. VE/<>/> Değiştirilebilir. )


-BİLMEYEN ile/değil/yerine BİLEN

( Direnir, isyan eder.[hemen hemen herşeye] İLE/DEĞİL/YERİNE Tâbi olur/olabilir.[doğaya, evrene, düzene, bilgiye, insana ...] )


-BİNPİŞMAN



-BİR DÜŞÜNCEYİ "SAVUNAN" ile/değil/yerine/>< BİR DÜŞÜNCEYE SAHİP OLAN

( Ötekileştirir, ayrıştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Bizleştirir ve birleştirir. )


-BİR İŞİ:
BİLEN ile AZ BİLEN ile BİLMEYEN ile YAPAMAYAN

( Yapar. İLE Akıl verir. İLE Eleştirir. İLE Çamur atar. )


-BİR KİTAP OKUYAN ile/ve/<> İKİ KİTAP OKUYAN ile/ve/<> ÜÇ KİTAP OKUYAN

( Herşeyi bildiğini sanar. İLE/VE/<> Kuşkuya düşer. İLE/VE/<> Hiçbir şey bilmediğini anlar. )


-BİR NEBZE ile/ve/<> NİSPETEN



-BİR ŞEYİ ...:
YAPARKEN ile/değil YAPMADAN ÖNCE



-BİR ŞEYİN BÜTÜNÜ ile KENDİNDE BÜTÜN



-BİR ŞEYİN, ...:
[ne] SADECE BAŞINA ne de SADECE SONUNA İNAN



-BİR YERE KADAR ile BİR AÇIDAN



-BİR/BAZI ŞEY/LER YAPMAK:
BİRİLERİYLE/BAŞKALARIYLA ve/||/<>/> BİRİLERİ/BAŞKALARI İÇİN



-BİR/BÜTÜN ile/ve AYNI

( Çok sayıda deneyimci, bölünmemiş ve bölünemez olan farkındalığın içinde ortaya çıkar. Her biri, bellekte ayrı ama özde bir ve aynıdır. )


-BİR ile/ve/||/<>/>/< BİN



-BİRAZ TOPARLASIN ile/değil BİRAZ TOPARLANSIN



-BİRBİRİNE DÖNÜŞEMEME/DÖNÜŞEMEYEN ile İLİŞKİSİZ/LİK



-BİREŞİM/TEVHÎD İLKESİ:
TOPLUM İÇİN ve/||/<> BİREY İÇİN

( Adâlet. VE/||/<> İtidal. )


-BİREŞİM/TEVHİD:
AKIL ve/||/<> BEN ve/||/<> GÖNÜL



-BİREYSEL DİN ile/ve/değil/yerine DİNİN, BİREYSEL OLAN YÖNÜ/YAN(LAR)I



-BİRİNCİL OLAN ile/ve/<> İKİNCİL OLAN

( Hayatımızda, zihnimizde, dilimizde ve pratikte yerini almış kullanımların, uygulamaların ve bilgilerin uygun zamanda, yerinde kullanımı, iletişim ve paylaşımlarımızın en temel gerekenlerindendir. Seçtiğimiz konu/kavram ve soruların, önemi ve uygunluğu üzerinde sorumluluk sahibiyiz ya da olmamız gerekmektedir. Dolayısıyla, bir konunun ve/ya da soru-nun önceliğini de göz önünde bulundurmak gerekir. Kavramların nitelikleri ve duruma uygunluğunu gözlemleyip, ona göre yerinde ve sırasında kullanmamız gereken sorular/konular olabilir. Bu noktada, neyin, hangi konuda/ortamda uygun olup-olmadığı üzerine, öncelikli olup-olmadığı üzerine önceden bir düşünüş ve çalışma yapma/yapmış olma gerekliliği vardır. )


-BİRİNCİL VE İKİNCİL DUYULAR'DA:
İNSAN ile HAYVAN

( İnsanda, birincil duyular, görme ve işitme örgenleri üzerindedir. İLE Hayvanın türüne göre değişir. )


-BİRKAÇ SAATLİĞİNE ile/değil BİRKAÇ SAAT İÇİN



-BİRLİK ve DÜZEN ve KURALLILIK



-BİRLİK ile/ve FARK/LAR, FURKAN

( İçte. İLE/VE Dışta. )


-BİRLİK ve/||/<> NOKTA ve/||/<> AN ve/||/<> AŞK

( Varlığın ilkesi/zirvesi. VE/||/<> Mekânın ilkesi/zirvesi. VE/||/<> Zamanın ilkesi/zirvesi. VE/||/<> Göreliliğin ilkesi/zirvesi. )


-BİRLİK ile/ve/<> SINIR/HADD/DEN



-BIRTH AS HUMAN vs./and BEING HUMAN



-BİRÛN

( Taşra. )


-BİSİKLET:
KARBON ile ÇELİK ALAŞIMLI

( Karbon mu daha hızlı, çelik mi? [Okumak için burayı tıklayınız...] )


-BİSİKLET:
UZAK YERLER İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> YAKIN YERLER İÇİN

( 5-6 km. çapındaki tüm çevrenize, hiçbir zorlanma ve sıkıntı çekmeden, çevreyi de gereksiz yere kirletmeden bisikletle ulaşmak olanaklıdır. )


-BİSİKLET ve/<> DÜZEN



-BİSİKLET ve/<> HEYECAN



-BİSİKLET ve/<> ZAMAN



-BİSİKLETİ, METROBÜSTE KİLİTLEMEK:
ÇALINMAMASI İÇİN ile/ve/değil/||/<> DÜŞMEMESİ İÇİN



-BİSİKLETİ, TEHLİKE YARATMAYACAK ŞEKİLDE KULLANMAK: [hem/öncelikle] KENDİ İÇİN ve/hem de ÇEVRESİ(NDEKİLER) İÇİN



-BİSİKLETTE:
ELDİVEN ve/değil/yerine KESİK PARMAKLI ELDİVEN

( Soğukta. VE/DEĞİL/YERİNE Her koşulda. )


-BİSİKLETTE:
ÖN FREN ile/ve/değil/yerine ARKA FREN

( )


-BİTAP[Fars. < Bİ-TÂB] ile BİTKİN, DOĞASINDAN/GÜCÜNDEN/BULUNDUĞU YERDEN UZAK KALAN/DÜŞEN



-BITCOIN ile/ve/||/<> ALTCOIN



-BITCOIN ve/||/<> BLOCKCHAIN



-BITCOIN değil/yerine/= DİJITAL PARA BİRİMİ



-BITCOIN ile ETHEREUM



-BİTEY/FLORA ile/ve VEJETASYON ile/ve HABİTAT

( Bir bölgede yaşayan tüm bitkisel canlıların düzenli olarak sınıflandırılması. İLE/VE Bir bölgedeki bitki topluluğunun oluşturduğu örtü. [Orman, bozkır, çayırlık vb.] Herhangi coğrafi bölgenin bir kesimi üzerinde, yaşam koşulları birbirine benzeyen bitkilerin bir arada toplanma biçimi. | Bitkinin, tohumdan gelişip tekrar tohum verecek duruma gelene kadar geçen dönemi. İLE/VE Bir canlı türünü ya da canlı birliklerini barındıran ve kendine özgü özellikler gösteren yaşama ortamı. )


-BİTİŞİK | BENZER/HOMOJEN >< AYRIŞIK/HETEROJEN



-BİTİŞİK ile BİTİŞKEN

( Birbirine dokunacak kadar yakınlaşmış ya da yan yana olan. | Yandaki ev, komşu. | Yan, yandaki. İLE Sözcük üretim ve çekiminde ekler getirilirken, kökü ya da gövdesi değişikliğe uğramayan dil. )


-BİTİŞKEN ile BÜKÜLGEN



-BİTKİ/AĞAÇ DİKENLERİ:
"KORUNMAK İÇİN" değil HAVADAN, SU TOPLAMAK İÇİN



-BİTKİLERİN SINIFLANDIRILMASI/TAKSİMİ = NEBÂTÂTIN TAKSÎMİ = DIVISION, CLASSIFICATION



-BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI

( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )


-BİYOLOJİK SAAT değil/yerine/= DİRİMSEL ÖYEN



-BİZE KATILAN ile/ve/||/<> BİZİM KATILDIĞIMIZ



-BLOCKCHAIN değil/yerine/= BLOK ZINCIR



-BM'NİN KURALLARI:
KÜRESEL DÜZENİ SAĞLAMAK İÇİN ile/ve/||/<> KENDİ İÇ DÜZENİNİ SAĞLAMAK İÇİN

( JUS COGENS: Uluslararası hukukta, emredici kurallar. )


-BÖCEK ile GÜMÜŞÇÜN

( ... İLE Püskülkuyruklulardan, eski kitap sayfalarında, döşeme aralıklarında, şekerli maddeler ve tahta kırıntıları yiyerek yaşayan, gövdeleri küçük parlak pullarla örtülü, kanatsız böcek. )


-BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


-BÖCEKKAPAN ile DROSERA

( Bazı örgenleri, böcek yakalamaya ve sindirmeye uygun olan bitkilerin ortak adı. İLE Bunlara örnek bir bitki. )


-BOĞA ile/ve/||/<> EŞEK ile/ve/||/<> YILAN ile/ve/||/<> BİLGİSİZ/CAHİL

( [...'ya yaklaşma!]
Ön tarafından. İLE/VE/||/<> Arka tarafından. İLE/VE/||/<> Yanından. İLE/VE/||/<> Hiçbir tarafından. )


-BOĞANOTU ile/ve/||/<> İTBOĞAN/KAPLANBOĞAN

( ... İLE/VE/||/<> Boğanotunun bir türü. )


-BOĞULMA:
YAKIN ile/ve/||/<> YAŞ/KURU ile/ve/||/<> ETKİN/EDİLGEN

( )


-BÖĞÜRTLEN ile MERMER BÖĞÜRTLENİ



-BOLD[İng.] değil/yerine/= KOYU/KALIN



-BÖLÜK-İ RUMİYAN

( Anadolular Bölüğü. )


-BÖLÜNEMEYEN

( INDIVISIBLE )


-BÖLÜNMEYEN/BÖLÜNEMEYEN BÖLÜNEN/BÖLÜNEBİLEN



-BOMBA ile MAYIN

( ... İLE Toprak altına, üstüne ya da suyun içine yerleştirilen, doğrudan doğruya ya da basınç etkisiyle patlayarak zarara yol açan patlayıcı madde. )


-BORÇ ALMAK/ALAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> EMİR ALMAK/ALAN



-BORÇ PARA:
KENDİ ile/ve/değil ZAMAN

( Verilen ve alınacak borç para, paranın kendi değil kişiye kazandıracağı zamandır. Verilecek paranın oranına göre düşünülmemelidir! )


-BORÇ ile KARZ-I HASEN

( ... İLE Faizsiz verilen borç. )


-BORÇ ile KARZ-I HASEN

( MUHÎL: İhale eden, havale eden. | Borcunu başkasının borcuna nakleden. )


-BORÇ ile KARZ-I HASEN

( MUKRİZ[< KARZ]: Borç/ödünç veren. )


-BORD SINAVI/BOARD EXAMINATION değil/yerine/= YETERLİK SINAVI



-BOREAN değil/yerine ÖN-TÜRKÇE



-BORNEO ADASI:
SARAWAK ve SABAH ile/ve KALİMANTAN

( Malezya'ya ait. İLE/VE Endonezya'ya ait. )


-BOŞ ZAMAN değil BOŞA GEÇEN ZAMAN



-BOŞA GİDEN ile/ve/||/<> BOŞA GÖTÜREN



-BOŞLUK ile/değil/yerine AŞKIN



-BOŞLUK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KALAN



-BOSTAN değil/yerine/= GÖVERİLİK



-BOSTAN değil/yerine/= KAVUNLUK



-BOSTÂNCIYÂN/BOSTÂNİYÂN

( Saray teşkilâtında, padişah saraylarının korunması ile görevli olanlar, bostancılar. )


-BOYUN ile BOĞAZ



-BOYUN ile/ve/<> OYUN

( Boyun kırılırsa, "Bu OYUN" biter. )


-BOYUT ile/ve EVREN



-BOZDOĞAN[< BOZULGAN] ile BOZDOĞAN

( Bozdoğan/Valens Su Kemeri. İLE Bir doğan türü. | Yeniçeriler tarafından kullanılan ve atların eyerlerinde asılı duran altı toplu gürz. )


-BOZMA değil/yerine/= ÖZÜLDEN



-BOZMADAN ile/ve/değil/yerine/<> KORUYARAK



-BRACHISTOCHRONE EĞRİSİNDE:
EN KISA YOL ile/ve/değil/||/<>/< EN KISA ZAMAN



-BRADIPUS/TEMBEL HAYVAN ile KOALA

( Çok/en yavaş hareket eden hayvan. İLE Sakin hayvan. )


-BRADIPUS/TEMBEL HAYVAN ile KOALA

( Bradipus ile Koala )


-BRADIPUS/TEMBEL HAYVAN ile KOALA

( Tembel hayvan, suda, su üstünde/karada/ağaçta olduğu kadar yavaş değildir. İLE ... )


-BRUNEI ve/<> BANDAR SERI BEGAWAN

( ... VE/<> Brunei'nin başkenti. )


-BRUNEİ ve/<> BANDAR SERİ BEGAWAN

( ... VE/<> Brunei'nin başkenti. )


-BUFFALO ile BİZON

( Bir cins yaban sığırları. )


-BUFFALO ile BİZON

( Afrika ve Güney Amerika'da yaşarlar. İLE Kuzey Amerika büyük düzlüklerinde yaşarlar. )


-BUFFALO ile BİZON

( ... İLE Kuzey Amerika'nın en büyük memelisilerdir. [1 ton ağırlığında, 3 metre uzunluğundaki erişkin bir eril bizonun sırt yumrularının arasındaki mesafe, 2 metreyi bulabilmektedir.] )


-BUFFALO ile BİZON

( ... İLE Ağırlıklarının %40'ını sindirim yolları oluşturur. [Midelerinin dördüncü gözü 300 litrelik kapasiteye sahiptir.] [Bir ağız dolusu otu sindirmeleri 90 saatlerini alır.] )


-BUFFALO ile BİZON

( ... İLE İnekler gibi geviş getirirler fakat 1/3 oranında daha fazla besin elde ederler. )


-BUFFALO ile BİZON

( Hörgüçleri, kocaman başları için enerji tasarrufu sağlayan bir manivela işlevi görür. Böylece ağzın sürekli zemine yakın, yemeye hazır biçimde durmasını sağlar. )


-BUFFALO ile BİZON

( Bufalo ile Bizon )


-BUFFALO ile BİZON

( ... İLE XVII. yüzyılda 60 milyon iken, XIX. yüzyılın sonunda sadece birkaç yüze düşmüştür. Sürülerin uzunluğu 80 kilometreye, genişliği 30 kilometreye kadar çıkabiliyordu. [1890'da 635 bizon kalmıştı. Günümüzde ise otlaklarda dolaşan 50.000 bizon vardır.] )


-BUHARA ve/<> POLYİ KALON



-BÜHTÂN ile KARA ÇALMA/KARALAMA, YALAN

( YALAN, İFTİRA )


-BÜHTAN ile SÛ-İ ZANN

( Zan bir kafese benzer, biz de bülbüle. O zan kafesi, bizi gül dalına kondurtmaz. )


-BUHTE ile HECÎN

( Çift hörgüçlü deve. İLE Çift hörgüçlü ve çok hızlı koşan cins deve. | Tek hörgüçlü deve. )


-BUHTE ile HECÎN

( Develer hörgüçlerinde su değil, yağ depolar. Suyun depolandığı yer gövdeleridir, özellikle de kan dolaşım sistemleridir. )


-BUHTE ile HECÎN

( Develer, gövde ağırlıklarının %40'ını kaybedene kadar su kaybından zarar görmezler ve su içmeden 7 gün boyunca yaşayabilirler. İçtiklerinde bir kerede 225 litre kadar içerler. )


-BUHTE ile HECÎN

( Develer kızdıklarında, deve bakıcısı deveyi sakinleştirmek için ceketini deveye verir. Deve, elbisenin üzerinde tepinir, ısırır, parçalara ayırır. Kızgınlığı geçtiğinde bakıcısı ile tekrar uyum içinde yaşayabilirler. )


-BUHTE ile HECÎN

( Gebelik süreleri 345-375 gündür. İLE ... )


-BUHTE ile HECÎN

( Deve, kini simgeler. )


-BUHTE ile HECÎN

( Develerin gözlerini kuma karşı koruyan tam üç katlı bir göz kapakları vardır. )


-BUHTE ile HECÎN

( Çok hızlı giden atı, deve geçer. )


-BUHTE ile HECÎN

( VESÎC[Ar.]: Hızlı yürüyen deve. )


-BUHTE ile HECÎN

( MENHÛS[Ar.]: Kuyruğunun yanları uyuz olan deve. )


-BUHTE ile HECÎN

( BAHBAHA[Ar.]: Develerin çıkardığı ses, kükreme. )


-BUHTE ile HECÎN

( NEHEM[Ar.]: Deve homurtusu. )


-BUHTE ile HECÎN

( BEVÂNÎ[Ar.]: Deve ayakları. )


-BUHTE ile HECÎN

( İBLÂN[Ar.]: İki sürü deve. )


-BUHTE ile HECÎN

( EBÛ EYYÛB: Deve. )


-BUHTE ile HECÎN

( KUSVÂ/KASVÂ: Hz. Muhammed'i taşıyan deve. )


-BUHTE ile HECÎN

( ŞİKÂL[Ar.]: Devenin ayağının bağlandığı ip, bukağı, köstek; el ve ayak zinciri. | Devenin palanını bağlayan ip. )


-BUHTE ile HECÎN

( Deve ile Hecin )


-BUKALEMUN ile AKDENİZ BUKALEMUNU



-BUKALEMUN ve/||/<> ÇOBANALDATAN KUŞU

( )


-BUKALEMUN ile CÜCE BUKALEMUN

( ... İLE Güney Afrika'da yaşarlar. )


-BUKALEMUN ile CÜCE BUKALEMUN

( ... İLE Gördükleri her dişi ile çiftleşme isteği ve uğraşı içinde olurlar. )


-BUKALEMUN ile LABORT BUKALEMUNU



-BUKALEMUN ile NAMAK(UA) BUKALEMUNU



-BUKALEMUN ile/değil/yerine TRUVA ATI



-BULAŞICI HASTALIKLAR ve/||/<> CELALETTİN ALGAN

( )


-BULAŞIK YIKAMADA:
AZ DETERJAN/SABUN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İYİ DURULAMA



-BULAŞMA ile/değil KONTAMİNASYON

( ... İLE/DEĞİL Temiz bir yüzeye, ortama ya da dokuya, başka bir ortamdan, kirliliğin taşınması. )


-BULAŞMA ile/değil KONTAMİNASYON

( Kontaminasyon Yeri [Mikroorganizma Sayısı]
Parmak Ucu [20 – 100 adet /cm²]
Eller [1.000 – 6.000 adet /cm²]
Kol [100 – 4.500 adet /cm²
Ayak [100 – 1.000 adet /cm²]
Tükürük [1 milyon – 100 milyon adet/ml]
Dışkı [Yüzlerce milyar adet/gram]
Burun Akıntısı [1 milyon – 10 milyon adet/ml] )


-BÜLTEN ile/ve/değil/yerine BELLETEN



-BULUNÇ/VİCDAN ve/=/||/<> ÖLÇÜ/MİZAN



-BULUNÇ/VİCDAN ve/||/=/<> TARİH

( Kişide. VE/||/=/<> Toplumda. )


-BUN/BLOOD UREA NİTROGEN değil/yerine/= KAN ÜRE AZOTU



-BUNAMADA:
VASKÜLER ile/ve/||/<> LEWY CİSİMCİKLİ ile/ve/||/<> FRONTOTEMPORAL ile/ve/||/<> PARKINSON ile/ve/||/<> HUNTINGTON



-BUNLARIN HEPSİ BİR "PAKET" değil BUNLARIN HEPSİ BİR BÜTÜN



-BURHAN ile BUHRAN



-BURHAN ve İRFAN



-BURHAN ile/ve IYÂN

( ... İLE/VE Doğrudan deneyim/gözlem. [İşrâkilik'te!] )


-BURHAN ile/ve IYÂR

( ... İLE/VE Saadete doğru gitme. [> AYÂR: Altının, gümüşün ve öteki değerli madenlerin karışma derecesi.] )


-BURUN ile/ve/değil GAGA



-BURUN ile KIL BURUN

( ... İLE Deniz içine uzanmış ince kara parçası. )


-BÜSBÜTÜN ile/değil/yerine TÜMÜYLE/TAMAMEN



-BUTON değil/yerine/= DÜĞME



-BÜTÜN:
PARÇALARIN BİRARADALIĞI ile/ve/||/<> BAŞLANGICI, ORTASI VE SONU OLAN



-BÜTÜN/LÜK ile KENDİNİ TEKRARLAYAN



-BÜTÜN ile/ve BAĞLANTILI



-BÜTÜN ile/ve/<> BÜTÜNSEL



-BÜTÜN ile/ve DÜZEN/SİSTEM



-BÜTÜN ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN



-BÜTÜN >< MÜFREZ[Ar.]

( ... >< Bir bütünden ayrılmış. )


-BÜTÜN ile/ve/değil/<> PARÇA

( Bir kavramın, bireylerinin toplamı, bütünü vermez. )


-BÜTÜN ile/ve/değil/<> PARÇA

( Bütün, parçaların toplamından daha fazla birşeydir. )


-BÜTÜN ile/ve/değil/<> PARÇA

( ZIRNIK[Fars. < ZIRNÎH]: Sıçanotu, arsenik madeni ile kükürt karışığı bir madde. | Herhangi bir şeyin en küçük, önemsiz ve işe yaramaz parçası. )


-BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM

( Parçası bulunur. İLE/DEĞİL/YERİNE Parçası bulunmaz. )


-BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM

( Nitelikse. İLE/DEĞİL/YERİNE Nicelikse. )


-BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM

( Tekse. İLE/DEĞİL/YERİNE Çoksa. )


-BÜTÜN ile/değil/yerine TÜM

( Bütün, ("Parçaların biraradalığı", "Bütünlük", "Entegrasyon/Integration/Integrity") anlamını taşıyan bir sözcüktür. Tüm ise, (ingilizce "Whole/All") ile karşılık bulur. Parça parça olsa da, çeşitli oranlarda eksiklikler de olsa istisnasız ve ayırımsız, tamamıyla/tümüyle kapsamadır.

Bütün elmalar, bütün insanlar, bütün arabalar, bütün kitaplar, olmaz! Parçalarının ayrı ayrı kullanılma durumu olmayanlar için gereksiz/yersiz/fazladan bir sözcüktür "bütün".

Bir saksıdaki çiçeğin tüm yaprakları söz konusuysa, "bütün yapraklar" denildiğinde, --her sözcüğün, kendi anlamını taşıdığı bilgisiyle--, ucu sararmış/kırılmış, bir parçası kopmuş yapraklar devredışı bırakılmış olur, ki biz tamamını, hepsini demek istiyoruzdur.

"Bütün parçalar" diyemeyeceğimiz ve
"Bütünden Gelim/Bütüne Varım" olamayacağı gibi! )


-BÜTÜNLÜK ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON



-BÜYÜK >< KÜÇÜK ile/ve/<> UZAK >< YAKIN



-BÜYÜK KANYON ile COPPER KANYONU

( Amerika'da. İLE Meksika'da. )


-BÜYÜK KANYON ile COPPER KANYONU

( ... İLE Büyük Kanyon'dan, 4 kat daha büyüktür. )


-BÜYÜK KARAMAN ile/ve KÜÇÜK KARAMAN

( Fatih )


-BUZ ile BUZ NOKTASI ile BUZ TON

( Yoğunluğu 0,92 g/mL., e.n. 0 °C olan, renksiz, donmuş ya da katı su. İLE Kelvin sıcaklık ölçeğinde, buzun e.n. 273,15 °K. | Su ve buzun standart atmosfer basıncında, dengede olduğu sıcaklık. İLE Bir ton 0 °C'deki buzun 0 °C'deki suya erimesi için gerekli ısı biriminin kuramsal sayısı. )


-BUZAĞI ile/<>/> DANA ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. )


-BÜZGEN ile/ve/<> BÜZÜK

( Kasılarak, gövdedeki herhangi bir deliği açan ya da kapayan, çember biçimindeki kasların genel adı. İLE/VE/<> Toplanarak büzülmüş. | Kalınbağırsağın sona erdiği yer, anüs. | [argo] Yüreklilik, cesâret. )


-C BANDI ile C BANTLAMA/KONSTİTUTİF HETEROKROMATİN

( Genellikle meteoroloji radarlarında kullanılan 3,75 ila 7,5 GHz dalga boyu arasındaki elektromanyetik tayftaki frekans aralığı. İLE Kromozomların genellikle sentromerik bölgeler ile heterokromatin yapı içeren öteki bölgelerin boyanmasında görevli, türlerin kromozomal olarak tanılanmasında, türler arasındaki genomik yakınlık derecelerinin belirlenmesinde, polimorfizm ve çeşitli kromozom mutasyonları çalışmaları ile karyotip çözümlemesinde en çok kullanılan boyama tekniği. )


-ÇABA/GAYRET[Ar.] ile/ve/||/<> ÖZEN



-CADDEBOSTAN < CADI BOSTANI



-ÇAĞLAYAN ile ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR

( Mecidiyeköy'de/ki bir bölge/durak. İLE Şelâle. ) )


-ÇAĞLAYAN ile/değil/yerine/= ÇAVLAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/= Çağlayanın/şelâlenin büyüğü. )


-ÇAĞLAYAN ile GELİN ÇAĞLAYANI

( ... İLE Peru'da. )


-ÇAĞLAYAN ile GELİN ÇAĞLAYANI

( )


-ÇAĞLAYAN ile SIZAK

( ... İLE Dağ sırtlarından, kayalardan sızan su. )


-CAHİL:
BİLMEYEN değil/ne yazık ki BİLMEK İSTEMEYEN, BİLMEMEKTEN "MUTLU OLAN"



-CAHİL ile/ve/değil/yerine DÜŞÜNEMEYEN

( Herkes düşünür fakat herkes düşünmeyi düşünemez! )


-ÇAKALBOĞAN

( Kırlarda rastlanan bir bitki. )


-ÇAKMAK TAŞI ile/ve/||/<> DÜVEN

( Demir ya da çeliğe sürtüldüğünde kıvılcım çıkartan bir kuvars türü. | Düvenlerin altına çakılan küçük ve kesici taş. İLE/VE/||/<> Harmanda ekinlerin sapı ve tanelerini ayırmak için kullanılan, önüne koşulan hayvanlarla çekilen, alt yüzünde keskin çakmak taşları dikine çakılı bulunan, kızak biçiminde araç: )


-ÇALI ile SINCAN

( ... İLE Sakızlı, bir tür dikenli çalı. )


-ÇALIŞKAN ile/ve/değil (İYİ) ÇALIŞAN



-ÇALIŞMA:
TOPLUM İÇİN ile/ve/||/<> İNSAN/LIK İÇİN



-ÇALIŞMAK/ÇALIŞAN ve/||/<>/> SESSİZ/LİK

( Çalışanın sesi çıkmaz. )


-ÇALIŞMANIN SAĞLADIKLARI/KORUDUKLARI:
CAN SIKINTISINDAN ve/||/<> KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN ve/||/<> YOKSULLUKTAN



-CAM ile/değil CAN

( Yüzünü görmek isteyenin baktığı. İLE/DEĞİL Özünü görmek isteyenin baktığı. )


-CAN

( Yaşam kudreti. )


-CAN ve/||/<>/>/< KAN



-CAN ile/ve BAŞ/SER

( Şevk duyar. İLE/VE Zevk duyar. )


-ÇAN ile BOR (NİĞDE) ÇANI



-CAN ile/ve/<> CANLI

( Görünmez. İLE/VE/<> Görünür. )


-CAN ile/ve/<> CANLI

( CAN: Yaşam kudreti. )


-CAN ve/<> COŞKU



-CAN ve/<> HAKK

( CANDIR, HAKK'IN BEDELİ )


-CAN ve/||/<> KAŞINMA

( Örgenlerimizin adı yoktur! Kendimiz için yoktur!

Başkaları için vardır. Başkalarının örgenleri ve adları olarak vardır.

Her yerimiz, canımızdır.
Can(ım) +
kulağım/sırtım/ayağım/parmağım/yanağım/kafam/kıçım, "oram/şuram/buram"...

Neremizden söz edecek olursak olalım, başkasının anlaması açısından bir addan ibarettir. Bizim içinse bir bütün olarak sadece canımızın acıdığı ya da kaşınan, dışarıdan ya da içeriden, sinir, kas ya da ten/doku olarak uyarılan noktamızdır. Neremize dokunursak dokunalım, neremizi düşünürsek düşünelim, her birimiz, canımızı düşünürüz ya da duyumsar ve algılarız. Başkası ise kaşınan ya da acıyan noktanın bölgesine verdiği adı düşünür ya da söyler, konuşur. Örgenlerimiz, tıbbın ve hukukun konusu olabilir fakat zihnin konusu değildir. Ötekinin, başkasının "konusu ya da düşüncesi" olabilir fakat bizim konumuz değildir. Her yerimiz, sadece ve tamamen tek bir parça olarak canımızdır.

Dolayısıyla bazı özel, duyarlı ve kapalı bölgemizin kendi ya da adı, ayrıcalıklı, iyi ya da kötü, çirkin, pis, iğrenç vb. de değildir ve olamaz! Gövdemizin her parçası kadar sinir taşıyor ve değerliyse kendimiz için "ayıp, kötü ya da günah" diyebileceğimiz yerimiz de yoktur. Ancak, üçüncü kişinin bulunduğu ya da bulunabileceği yerden itibaren bazı sınırlamalara gitmek durumundayızdır. Her zihnimizden geçen düşünceyi nasıl dillendir(e)miyorsak, bazı noktalarımızın adını ya da ayrıntılarını da dile getireceksek bazı koşullar aramak durumundayızdır. Bu özen ve duyarlılığımız, kendimiz için değil söz(cük)lerimizin başkalarına yük ya da dayatma olmaması amaçlı ve temellidir.

Ağzımızı silmek ile kıçımızı silmek arasında da kendimiz için ve tensel olarak hiçbir fark yoktur ve olmamalıdır. Her bir noktamızı ayrı ayrı düşünür ve duyumsarız fakat bütünlüğünü unutur ya da göz ardı edersek, olmadık "düşünce ve duygulara" da boş yere kapılırız. Bebeğimiz ve çocuğumuz için de aynı/özdeş görerek zihnimizin konusu görmeyiz. Sadece gereksinimimiz doğrultusunda gereken eylemi, temizliği/mizi yaparız.

Bağırsaklarımız da kötü ya da pis değildir. Suyla dışımızı yıkadığımız gibi yiyecekler de bizi beslediği gibi içimizi yıkar. İçerideki karmaşık yapıyı tarayarak fazlalıkları siler, süpürür. Son noktası, dışkının çıkış noktası da "pis" değildir! Yani dışarı atılması gerekenler vardır fakat "pis" olarak adlandırmamak, olumsuz "söz(cük), düşünce ve duygularla" körüklememeyi anımsamalı, kendimizi bu düşünce biçimine alıştırmak durumundayız. Bağırsağın son bölümü ve noktası, "göden" olarak tanımlanmıştır. Daha sonra da kısalarak ve "göt" olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Kaba etimiz olarak üzerine oturduğumuz yerin adı da her ne kadar "arka" anlamında "kıç" sözcüğü olarak kullanılsa da "göt/kıç" değil bacaklarımızın sonu ya da başlangıcıdır. Birleşme, yan yana olma konumunu, bir bölge adı olarak adlandırmış durumdayız. Kadın ya da erkek farkı olmaksızın anatomik tanımları, belleğimizdeki olumsuz kayıtlarla, anlamsız, karşılıksız "düşünce ve duygularla" özdeşleştirmek ve olumsuzluğa indirgemek de ne yazık ki çok fazla karşılaşılan bir bilgisizlik ve bilinçsizlik durumudur.

Aynı biçimde, özel bölge olarak tanımladığımız örgenlerin Latince adları olan "penis" ve "vajina" için de geçerli olan deneyimlediğimiz ve duyumsadığımız ayrıntılar vardır. Bu bölgelerin de adı, başkası için bir anlam ifade eder. Bizim içinse hiçbir ayrımı ve utanç konusu olmaksızın, yoğun sinirlerle kaplı ve öteki bölgelerimize göre daha duyarlı olan, belirli bir noktamız ya da bölgemizdir. Aralarında, ne Latince, Türkçe ya da argo, küfür, benzetme adıyla, ne düşüncesiyle, ne gözümüzle görerek, ne de elimizle dokunarak herhangi bir fark duyumsamayız. Canımızın yandığı/yanabileceği, incinebileceğimiz, yüksek duyarlılıkta ya da her yerimizde olduğu gibi sadece kaşınan/kaşınabilen herhangi bir noktamızdır. Bir bütün olarak görüp hiçbir noktamızın herhangi bir ayrımı, düşünce konusu olmasa da dilimizin konusu olabilir fakat böyle olmamalıdır.

Kendimizi, dikey ya da yatay, üçgen, dörtgen, çokgen ya da kare gibi değil küre olarak, aynı anne karnında bulunduğumuz biçimde, sırtındaki yuvarlak kabuğunun/kalkanının içinde bulunan bir armadillonun açılıp kapanması gibi hiçbir yeri tamamen açık ya da kapalı olmaksızın, spor hareketlerimizdeki gibi gerektiğinde açılabilen, gerektiğinde kapanarak tek bir yuvarlak parça/gövde olarak yaşayan bir canlı olarak düşünmek ve görmek durumundayız.

Bildiğimiz her ayrıntı veri, gördüğümüz her bir noktamız/parçamız, bütünlüğümüzü bozmaya yetebilecek bir bilgi ve bakış olmamalıdır. Gereksiz ve bilinçsiz bir biçimde parçalar ve küçük hesaplarla uğraşırken, gördüğümüz, zihnimize, dilimize doladığımız her parça ayağımıza dolanır ve yürüyüşümüzü yani yaşamamızı, yakınlarımızı ve çevremizi bozar. Ya da bunu şu andan itibaren tam tersine çevirebiliriz.

Nesneleri ve olguları birbirinden ayırabilme, yalınlaştırabilme, ara çözümler üretebilme bilgi ve becerisiyle parçalar ve "küçük hesaplar" yerine daha bütünlüklü ve derinlikli algı, düşünce ve duygularla yaşamımızı sürdürmemiz dileğiyle... )


-ÇAN ile NÂKÛS

( ... İLE Kilise çanı. )


-CAN ile/ve/<> TEN

( Ben/beden(gövde). İLE/VE/<> Hizmet. )


-ÇAN ile/değil TİBET ÇANI

( ... İLE/DEĞİL 52 öğenin biraradalığı ile oluşturulmuş en iyi/özel çan. )


-CAN = TİRİM = PSYCHY[İng.] = ÂME[Fr.] = ANIMA, VITA[Lat., İt.] = LEBENSHAUCH, DAS BELEBENDE[Alm.] = TO PNEUMA, HO ZÕN[Yun.] = ALMA[İsp.] = ZIEL[Fel.] = SJÆL, İLDSJÆL[Dan.] = DUH[Rus.]



-CAN ve/=/||/<>/>/< VAR OLUŞUN SÜREKLİLİĞİ



-ÇAN ile/ve ZİL ile/ve GONG



-CANHIRAŞ değil/yerine/= İÇYAKAN



-CANI:
"SIKIK" değil SIKKIN



-CANLI OLAN = ÂLÎ[Fars.] = 'UZVİYYE[Ar.] = ORGANIC[İng.] = ORGANIQUE[Fr.] = ANIMALIS[Lat.] = BELEBT, ORGANISCH[Alm.] = ORGANA EKHÕN, EMPSÜKHOS[Yun.] = ORGANICO[İt., İsp.] = ORGANISCH[Fel.] = ORGANISK[Dan.]



-CANLI/CANSIZ ile/ve/değil/yerine VAROLAN



-CANLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNÇLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNCİNİN BİLİNCİNDE OLAN/OLABİLEN

( Uyurken. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< "Uyurgezer". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Uyanıkken. )


-CANLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNÇLİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< BİLİNCİNİN BİLİNCİNDE OLAN/OLABİLEN

( Bitki. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hayvan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )


-CANLI ile/ve/<> CAN

( Görünür. İLE/VE/<> Görünmez. )


-CANLI ile/ve HAREKETLİ/HAREKET EDEBİLEN



-CANLI ile/ve/yerine VAROLAN



-CANLI ile/ve YOĞUN



-CANSIZ ile/ve CANLI OLMAYAN

( Canlılıktan sonraki durum. İLE/VE Hiçbir zaman canlanmamış. )


-CANSIZ ile/ve CANLI OLMAYAN

( Organik. İLE/VE İnorganik. )


-ÇANTA TAŞIYAN



-CAPR/COMPUTER AIDED PATIENT REGISTRATION değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ SAYRI KAYDI



-CAPRICORN değil/yerine/= OĞLAK BURCU



-ÇARPILAN ile/ve/<> ÇARPAN ile/ve/<> ÇARPIM

( 12 ile/ve/<>/x 8 ile/ve/<>/= 96 )


-ÇARŞILAR:
ÜSTÜ AÇIK ile/ve/||/<> KAPALI ile/ve/||/<> BEDESTEN



-CATEGORIZATION vs. CLASSIFICATION



-CAUSE vs. REASON



-ÇAYIR-ÇİMEN



-CAZİBE/TRAKSİYON değil/yerine/= ÇEKİM



-CDC/CENTERS FOR DISEASE CONTROL AND PREVENTION değil/yerine/= HASTALIK KONTROL VE ÖNLEME MERKEZLERİ(ABD)



-CEBÎN[Ar.] değil/yerine/= KORKAK, YÜREKSİZ | ALÇAK | ALIN



-CEBREN değil/yerine/= GÜCERLE



-CEDEL ile/değil/yerine/<> BURHAN

( Bir bilginin, yanlışları göstermesi. İLE/DEĞİL/YERİNE/<> Savını temellendirmek. )


-CEFÂKEŞ değil/yerine/= KIRAVÇEKEN



-CEHÂLET >< İMAN

( İkisi birarada olmaz. )


-CEHÂLET ile/ve/< KİN



-CEHEL SUTUN = KIRK SÜTUN



-CEKET ile CEPKEN

( ... İLE Kolları yırtmaçlı ve uzun, harçla işlenmiş, bir tür kısa, yakasız, üst giysisi. )


-CEKET yerine/değil YEN



-ÇEKİMSER ile ÇEKİNGEN/SINGIN



-ÇEKİNGEN ile ÇEKİNİK ile ÇEKKİN

( Herşeyden çekinme huy olan, ürkek, sıkılgan. İLE Birkaç kuşak sonra ortaya çıkan ve o zamana kadar aradaki döllerde gizli kalan soyaçekim nitelikleri için kullanılır. [ÇEKİNİK GEN] İLE Elini çekmiş, ilgisiz. )


-ÇEKMECE KÖPRÜSÜ ile MİMAR SİNAN

( Mimar Sinan'ın, tek, imzasının bulunduğu yapıtıdır. )


-CELCIUS ile/=/||/<> FAHRENHEIT ile/=/||/<> KELVIN

( °C = 1 ile/=/||/<>  °C x 1.8 + 32 ile/=/||/<> °C + 273.15 )


-CELCIUS ile/=/||/<> FAHRENHEIT ile/=/||/<> KELVIN

( 100 °C ile/=/||/<> 212 °F ile/=/||/<> 373 K [Suyun kaynama noktası]

0 °C ile/=/||/<> 32 °F ile/=/||/<> 273 K [Suyun donma noktası]

-78 °C ile/=/||/<> -109 °F ile/=/||/<> 195 K [Karbondioksitin donma noktası]

-183 °C ile/=/||/<> -298 °F ile/=/||/<> 90 K [Oksijenin donma noktası]

-196 °C ile/=/||/<> -321 °F ile/=/||/<> 77 K [Azotun donma noktası]

-273 °C ile/=/||/<> -460 °F ile/=/||/<> 0 K [Mutlak sıfır noktası] )


-CELCIUS ile/=/||/<> FAHRENHEIT ile/=/||/<> KELVIN

( image )


-CELEBRATION vs. CONGRATULATION



-ÇELİK ile GRAFEN

( )


-CELLAT[Ar. < CELLAD] değil/yerine/= ÖLDÜRMEN



-CEMAAT ile İHVÂN



-CEMÂDÂT ile/ve/||/<>/> NEBÂTÂT ile/ve/||/<>/> HAYVANÂT ile/ve/||/<>/> BEŞERİYET > İNSAN

( Donmuş akıl[/logos]. İLE/VE/||/<>/> Yukarı doğru yönelebilen. İLE/VE/||/<>/> Hareket eden. ["canlı" anlamına ge(tiri)l(e)mez!] İLE/VE/||/<>/> Düşündüğünü, düşünebilen. > Düşünerek hareket edebilen. )


-CEN/COMİTÉ EUROPÉEN DE NORMALISATION, EUROPEAN COMMİTTEE FOR STANDARDIZATION değil/yerine/= AVRUPA STANDARTLAR KURULU



-ÇENEK, KOTİLEDON = FİLKA = COTYLÉDON



-ÇENEYİ KULLANMADA:
(FAZLA) KONUŞMAK İÇİN ile/ve/değil/yerine ÇİĞNEMEK İÇİN



-CENİN değil/yerine/= DÖLÜT/DÖL



-CEREYAN değil/yerine/= AKIM



-CESÂRET ve/<> GÜVEN



-ÇEŞİT ile/ve DİSİPLİN



-ÇEŞİT ile/ve YÖN



-ÇEŞİTLERİ BAKIMINDAN ve DELÂLET BAKIMINDAN



-CESSION vs. SESSION



-CEVAZ BAHŞ değil/yerine/= OLUR VEREN



-ÇEVGÂN

( ALLAH'IN EZELDEKİ TAKDİRİ )


-ÇEVGÂN

( CİRİT OYUNUNDA ATLILARIN BİRBİRİNE ATTIKLARI DEĞNEK | UCU EĞRİ DEĞNEK, BASTON, ÇEVGEN )


-ÇEVİRMEN / KAPIOĞLANI

( ... İLE Kapı çuhadarı yamağı. | Elçiliklerde, çevirmen yardımcısı. )


-ÇEVREN ve/<>/|| EVREN



-CEYLAN/CEREN ile ZEREN

( ... İLE Moğolistan'daki ceylanlara verilen ad. )


-CEYLAN ile/<> DAĞ CEYLANI

( ... İLE/<> Dünyada, sayıları 1500'ü geçmeyen Gazella Gazella türü dağ ceylanlarından 231'i Hatay'da, geri kalanı ise İsrail'de bulunmaktadır. )


-CEYLAN ile/<> DAĞ CEYLANI

( Ceylan İLE/<> )


-CEYLAN ile MOĞOL CEYLANI



-CEZA:
SUÇ İŞLEDİĞİNDEN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SUÇ İŞLENMEMESİ İÇİN



-CEZÂ ile/ve DİSİPLİN

( Karşılık. İLE/VE Öğrenme. )


-CEZÂ ile/ve DİSİPLİN

( Ceza aynı hatayı yinelemeyi önlemelidir sadece. )


-CEZÂ ile/ve DİSİPLİN

( Cezalandıran ya da cezalandırılan siz olabilirsiniz ama, cezanın suça uygun olmasına özen gösterin. )


-CHARLES DARWIN



-CHARLES DARWIN ve/<>/> ALFRED RUSSELL WALLACE

( 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 ve/<> 08 Ocak 1823 - 07 Kasım 1913 )


-CHARLES TRIPP ve/||/<> ELI BOWEN

( Çift kişilik[tandem] bisikleti, elleri olmayan Charles Tripp ile ayakları olmayan Eli Bowen, 1891'de icat etmiştir. )


-CHARLES TRIPP ve/||/<> ELI BOWEN

( )


-ÇIBAN ile ARPACIK/İTDİRSEĞİ

( ... İLE Gözkapağının kenarında çıkan küçük çıban. )


-ÇIBAN ile CIDAĞI

( ... İLE Derin, işleyen yara, büyük çıban. | Atın, iki omuzunun arası. )


-ÇIBAN ile/ve/||/<> İRİ ÇIBAN/KAN ÇIBANI



-ÇIBAN ile KÖPEKMEMESİ

( Gövdenin herhangi bir yerinde oluşan ve çoğu, deride ya da deri altında şişkinlik, kızartı, ağrı ve ateş ile kendini gösteren irin birikimi: İLE Koltuk altında çıkan iltihaplı çıban. )


-ÇİÇEKLENME DEVRESİ = MEVSİM-İ TEZEHHÜR = PÉRIODE DE FLORAISON



-ÇİÇEKLENME = TEZEHHÜR = FLORAISON



-ÇİÇEKLENME = TEZEHHÜR = FLORAISON



-CİDDİYET ile/ve DİSİPLİN

( Kişinin ciddiyeti, disiplinidir. )


-CİDDİYET ve/> GÜVEN ve/> YAKINLIK



-ÇİFTE STANDART değil/yerine/= İKİLİ ÖLÇÜN



-ÇİĞDE/HÜNNAP ile ÇILAN

( Ayrı çanakyapraklı, ikiçeneklilerden bir ağaç. | Bu ağacın, kırmızı kabuklu, sert çekirdekli, iri zeytin biçiminde ve büyüklüğünde, güzün olgunlaşan meyvesi. İLE İri bir çeşit çiğde. )


-CİHANGÎRLER:
CENGİZ HAN ve (BÜYÜK) İSKENDER ve YAVUZ SULTAN SELİM ve NAPOLYON



-ÇIKAR ile/değil/yerine/>< VİCDAN

( Çıkar konuşunca, vicdan susar fakat sus(turul)mamalıdır! )


-ÇIKIN ile/ve/<> BOHÇA

( Bir beze sarılarak düğünmlenmiş, küçük bohça. İLE/VE/<> İçine, çamaşır, elbise gibi şeyler koyup sarmaya yarayan, dört köşe kumaş. | İplik ya da kumaşın ticari birimine verilen ad. )


-ÇIKRA ile/ve GEVEN/KEVEN

( Sık çalı. İLE/VE Baklagillerden, dikenli bir çalı. [Bazı çeşitlerinden, "kitre" denilen yapıştırıcı/zamk çıkarılır.] )


-CİLBAN ile ÇALI FASULYESİ ile MÂŞ FASULYESİ[Fars., Sans.] ile MEKSİKA FASULYESİ ile SIRIK FASULYESİ ile SOYA[Mançuca] FASULYESİ

( Küçük taneli fasulye. İLE ... İLE Börülceye benzeyen fasulyenin iki türü. İLE ... İLE ... )


-ÇİLEK ile DAĞ ÇİLEĞİ/KOCAYEMİŞ/PİĞRETİN



-ÇİMEN ile ÇİMENLİK



-ÇİMEN ile KARAÇAYIR

( Buğdaygillerden, çimen biçiminde ya da geniş çayır olarak yetiştirilen bir park bitkisi. )


-ÇİMLENME DEVRESİ = MEVSİM-İ İFRÂH = PÉRIODE DE GERMINATION



-ÇİMLENME, ŞEKİLLENME = İFRÂH = GERMINATION



-CIMON ve/||/<> PERO

( )


-CIMON ve/||/<> PERO

( Barok tarzının önde gelen adlarından Paul Rubens'in, 1635'te yaptığı bu tablo, Rusya'nın St. Petersburg kentinde bulunan Hermitage Müzesi'nde sergileniyor.

Elleri bağlanmış yaşlı adam Cimon, dönemin iktidarı tarafından itirafa zorlanmak için açlığa mahkum edilmiş. Yeni doğum yapan kızı Pero, büyük zorluklarla gardiyanlara rüşvet vererek babasını ziyaret eder ve kendi sütüyle babasını açlıktan ve ölümden korumak için emzirir.

Kızın yüzündeki kaygı, kapıya baktığı açıkça görülen duruşu, babasının omzunu şefkatle kavrayışı, güçlü duruşu ve cesareti yansıtmış. Babanın, kızının memesini emerken yüzünde oluşan o çaresizliğini, ellerini koyuş biçimi ve gövde dili ile kabullenişini harika yansıtmış ressam.

Nasıl bakarsak o'yuz, o kadarız.
Ne okursak o'yuz, o kadarız.
Ne anlarsak o'yuz, o kadarız.
Ne yersek o'yuz, o kadarız.
Bakış açımız, bizi anlatır; baktığımız şey değil.

Sanatın gücü, işte budur. )


-ÇİN

( KURT [Siyenpice] )


-ÇİN ve HİNT ve MEZOPOTAMYA ve MISIR



-CİN değil/= KÜÇÜK[MİKROP]



-ÇİNGENE/KIPTİ[Ar. < KIBTİ] değil/yerine/= ROMAN

( ... DEĞİL/YERİNE/= Sözcük karşılığı, "İnsan". )


-ÇINGIRAKLI YILAN ile DOĞU ELMAS SIRTLI ÇINGIRAKLI YILAN ile BATI ELMAS SIRTLI ÇINGIRAKLI YILAN



-CİRİT ile/ve KÖKFÖRÜ ile/ve ÇEVGAN



-ÇİRKİN ile/ve/değil/||/<> ÇİRKEF



-ÇİRKİN ile/değil/yerine ELVERİŞSİZ



-ÇİRKİN ile/değil YETERİNCE GÜZEL DEĞİL



-ÇİSENTİ ile ÇİSKİN

( Toz gibi ince yağan yağmur. İLE Çiseleyen yağmur. | Çiseleyen yağmurdan hafifçe ıslanmış olan. )


-ÇİŞİ OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İŞİ OLAN



-CİSİM değil/yerine/= EYİN



-CİSİM ile/ve/<>/< MEKÂN ile/ve/<>/< HEY'ET ile/ve/<>/< SÛRET-İ VEHMİYE(CİSM-İ MEVHUM) ile/ve/<>/< TEŞEKKÜL/TAHAYYÜL/TAŞAHHUS ile/ve/<>/< SÛRET-İ NEV'İYE(İSTİDAD/TAAYYÜN İSTİDADI) ile/ve/<>/< SÛRET-İ CİSMİYE ile/ve/<>/< UNSUR(TAHAYYÜL) ile/ve/<>/< HEYULA



-CİSİM ile/ve ZAMAN



-CİSİMDEN SOYUT OLAN ile MADDEDEN SOYUT OLAN



-CİSMİ CAMİD değil/yerine/= DİRİMSİZ EYİN



-ÇİT ile ÇİTEN/ÇETEN

( ... İLE Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet ya da çit. )


-ÇİTEN

( Kuzu ağılı. )


-CIVA[Fr. < CİVE] ile ZİNCİFRE/ZİNCEFRE[Ar. < ZİNCEFR/ZUNCUFR]/SÜLÜĞEN

( ... İLE Kırmızı renkli doğal cıva sülfür. | Kırmızı kurşun oksidin. )


-CIVA ve/<> İNSAN



-ÇİYAN ile DEV ÇİYAN



-ÇİZGİLİ SIRTLAN(ANDIK) ile/ve KAHVERENGİ SIRTLAN ile/ve BENEKLİ SIRTLAN

( Çizgili ve kahverengi sırtlanlar yalnız dolaşır ve avlanır. İLE/VE Topluluk ve geniş bir aile olarak dolaşır ve avlanır. İLE/VE ... )


-ÇİZGİLİ SIRTLAN(ANDIK) ile/ve KAHVERENGİ SIRTLAN ile/ve BENEKLİ SIRTLAN

( Üçü de Afrika'da yaşar. [Anadolu'da soyu tükendiği düşünülen çizgili sırtlan, 25 Nisan 2020'de, Kahramanmaraş'ta da görüntülenmiştir.] )


-ÇİZME ile SOKMAN

( ... İLE Bir çeşit, uzun konçlu çizme. )


-CLASSIC vs. MODERN



-CLASSIFICATION vs. CLARIFICATION



-CLOTH vs. CURTAIN



-ÇOBAN ile ÂBİL[Ar.]

( ... İLE Çayırda otlayarak suya gereksinimi olmayan hayvan. | Koyun, at ve deve gibi hayvanlara iyi bakan kişi. )


-ÇOBAN ile GAUCHO

( ... İLE Patangonya'da yaşayan koyun çobanları. )


-ÇOCU-KEN değil/< ÇOCUKKEN



-ÇOCUĞU/NU:
ACINDIRIRSAN ile ACIKTIRIRSAN

( Arsız olur. İLE Hırsız olur. )


-ÇOCUĞUMUZ, BÜYÜR VE GELİŞİRKEN:
"BEKLEDİĞİMİZ" ile/değil/yerine/>< GERÇEKTE OLAN

( )


-ÇOCUK GELİŞİMİ KURAMLARINDA:
ABRAHAM MASLOW ve/||/<> ERIK ERIKSON ve/||/<> JEAN PIAGET ve/||/<> LAWRENCE KOHLBERG ve/||/<> JOHN BOWLBY

( Gereksinimler sıradüzenine işaret etmiştir. VE/||/<> Bireylerin, sorunlarını çözme olanaklarının bulunduğuna işaret etmiştir. Gelişimin, sekiz aşaması olduğunu öne sürmüştür. Benlik güçlerinin, gelişimsel sorunların başarılı biçimde çözülmesiyle kazanıldığına işaret etmiştir. VE/||/<> Bilişsel gelişimin aşamalarını ortaya koymuş ve çocukların, belirli gelişimsel aşamalara özgü, beceri ve davranışlarının olduğunu, kavramlarla açıklamıştır. VE/||/<> Piaget'in önerdiği, bilişsel gelişim kavramları ile ahlâkî kavramların kazanımı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. VE/||/<> Çocuğun, duygusal ve davranışsal gelişimi ile ilgisi olduğu düşünülen, anneye bağlanmaya vurgu yapmış ve bağlanma kuramını ortaya atmıştır. )


-ÇOCUK:
"BİZE AİT/BİZİM" değil BİZDEN



-ÇOCUK:
SUÇA SÜRÜKLENEN değil SUÇA SÜRÜKLENDİĞİ İDDİA EDİLEN



-COGNITION vs. RECOGNITION



-ÇOĞUNLUKLA ile/ve/değil/yerine BAZEN



-ÇOĞUNLUKLA ile HER ZAMAN



-ÇOK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK ÇOK KONUŞAN

( Dayanılmazlar. )


-ÇOK YEMEK/YİYEN değil/yerine/>< AZ YEMEK/YİYEN

( Hastalığın başıdır. DEĞİL/YERİNE/>< Tedavinin başıdır. )


-ÇOK YEMEK/YİYEN değil/yerine/>< AZ YEMEK/YİYEN

( Az tad alır. DEĞİL/YERİNE/>< Çok tad alır. )


-ÇOKTAN ile/ve/<> ZÂTEN



-ÇÖKÜNTÜ/DEPRESYON ile BUNAMA/DEMANS



-COLLABORATION vs. COLLUSION



-COLLATERAL and LIEN and LIENS IN GOODS and ENFORCEMENT OF LIEN

( Maddî teminat. VE Rehin hakkı. VE Mallar üzerinde rehin, hapis hakkı. VE Haciz konulması. )


-ÇOLPAN değil ÇULPAN

( ... DEĞİL Venüs / Zühre / Çoban Yıldızı / Akşam Yıldızı / Ak Yıldız / Kervankıran / Kervan Yıldızı )


-COMMENT vs. EVALUATION



-COMMERCIAL LAW and/||/<> COMMERCIAL UNDERTAKINGS LAW and/||/<> COMMERCIAL TRANSACTIONS AND APPLICABLE RULES and/||/<> COMMERCIAL LITIGATITION and/||/<> COMMERCIAL/TRADE REGISTRY

( Ticaret hukuku. VE/||/<> Ticarî işletme hukuku. VE/||/<> Ticari işler ve tâbi oldukları kararlar. VE/||/<> Ticarî yargı. VE/||/<> Ticaret sicili. )


-COMMON POINT vs. TO LIKEN



-COMPREHENSION vs. CONTAIN



-CONNECTION vs. PROPORTION



-CONNECTION vs./and RELATION



-CONSCIOUSNESS vs. INTUITION



-CONSOLIDATION vs. INTEGRITY

( BÜTÜNLEŞME ile BÜTÜNLÜK )


-CONTENT vs./and ASSERTION



-CONTINUAL vs. REPEATITION



-CONTROL vs. INSPECTION



-CONTROL vs. SOVEREIGNTY/DOMINATION



-COPYING vs. CREATION



-ÇÖRTEN ile ÇÖRTÜ

( Dam çevresindeki yağmur sularını, oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarından dışarı doğru uzatılmış oluk. İLE Değirmende, buğday teknesi oluğu. )


-COSMOLOGY vs. TEOLOGY vs. HUMAN



-COST-EFFECTIVE değil/yerine/= MALİYET-ETKIN



-ÇÖZELTİ ile ÇÖZÜNEN

( Çözünme işlemi sonucu oluşan, homojen karışım. İLE Çözücü içinde, bileşimi bozulmadan, dağılmış ve genellikle çözeltide, miktarca az olan madde. Katı-sıvı homojen karışımlarında, katı, sürekli olarak çözünendir. [%80'lik şeker çözeltisinde; çözünen, şeker; çözücü, sudur.] )


-ÇÖZÜM ile/ve OYUN



-ÇÖZÜMLER:
KÜÇÜK ile/ve/||/<> ARA ile/ve/||/<> YALIN



-ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]



-CPR/CARDIOPULMONARY RESUSCITATION KARDİYOPULMONER RESÜSITASYON değil/yerine/= KALP-AKCİĞER CANLANDIRMASI



-CREATION vs./and TRANSFORMATION



-CRITIQUE vs. EVALUATION



-CRITIQUE vs. REJECTION



-CRITIQUE vs./and CREATION



-CRUELTY vs. COMPULSION



-CSPR/COMPUTER SUPPORT PATIENT REGISTRATION değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ SAYRI KAYDI



-CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN

( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )


-CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN

( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )


-ÇUKUR/KAPAN GEREKTİRMEDEN YAKALANAN TEK HAYVAN

( MAYMUN )


-ÇUKUR ile BARAN

( ... İLE Bağda, omça sırası. | Sebze fidesi ve üzüm çubuğu ekmek için hazırlanan çukur. )


-CÜMLETEN yerine HERKESE



-CÜNÛN

( DELİRME, ÇILDIRMA | AŞKIN GALİP GELMESİ )


-CÜNÛN ile FÜNÛN ile SÜKÛN

( Coşkunluk. [Aşkın öncesi]. İLE İlim. [Aşkın ortası]. İLE Sakinlik. [Aşkın sonu]. )


-CURA ile/> ÇÖĞÜR ile/> TAMBURA ile/> DİVAN



-DAĞ ile BALKAN

( ... İLE Sarp ve ormanlık sıradağlar. )


-DAĞ ile BÎSÜTÛN

( Şîrîn'in emriyle, Ferhad'ın deldiği dağ. Bugün Bağdat ile Hamedan arasında Kirman Şâh'ın 30 km. doğusunda kalır. Dik, kayalık ve sarp bir dağdır. )


-DAHA ÇOK SEVEN ile/ve/||/<>/< DAHA AZ SEVEN

( Sevdiğine ve hemen hemen her söylediğine/istediğine/kararına, onu kaybetmemek için "Olur." der. İLE/VE/||/<>/< Bu nedenle de ilişkiyi yönetir. )


-DAHA ÖZEL ALGILA/YORUMLA! ile/ve/<> DAHA GENEL DÜŞÜN

( Kendini, iyi hissettiğinde. İLE/VE/<> Kendini, kötü hissettiğinde. )


-DAHA UYGUN ile/ve/||/<> SONRAKİ ile/ve/||/<> ÖZEL



-DAİRE[Ar.] ile/değil/=/||/<>/< SONSUZ/ÇOK KÖŞELİ/LİK / SONSUZ KENARLI ÇOKGEN



-DAİRE ile/ve ÜÇGEN ile/ve KARE

( Hareketli. İLE/VE Etkin. İLE/VE Durağan. )


-DAİREDE:
İÇ ALAN ile/ve/<> DIŞ ALAN



-DAL ile FIŞKIN

( ... İLE Bir ağacın dibinden süren, ince dal. | Asma kütüğünde, hereğin üst yanında biten dal. )


-DAL ve/||/<> İNSAN

( )


-DALGA-DÜMEN



-DALGALAR:
DÜZLEMSEL ile/ve/||/<> AKIŞKAN ile/ve/||/<> RAYLEIGH YÜZEY ile/ve/||/<> ENİNE

( )


-DALINÇ/İSTİĞRAK ile KONSANTRASYON



-DALKIRAN ile DALKIRAN

( Kabuk böcekleri ailesinden, fındık ağaçlarında yaşayan, kınkanatlı böcek. İLE Zorlu esen yel/rüzgâr. )


-DALKIRAN ile DALKURUTAN

( Kabuk böcekleri ailesinden, fındık ağaçlarında yaşayan, kınkanatlı böcek. İLE Kabuk altındaki odun katında oyuklar açarak dişbudak sürgünlerini ve zeytin dallarını kurutan, kınkanatlı böcek. )


-DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN



-DALYASAN değil TAYLASÂN



-DAMLA ile/ve/||/<>/> GUTASYON

( ... İLE/VE/||/<>/> Bitkilerde su basıncının arttığı zamanlarda yapraklarda "hidadot" denilen özel yapılardan, ksilem özsuyunun damlalar durumunda dışarı çıkması. )


-DAMLA ile/ve/||/<>/> GUTASYON

( )


-DANDRUFF vs. BRAN



-DANIŞAN ve/||/<>/> CO-TERAPİST ve/||/<>/> OTOTERAPİST



-DANIŞMAN ile/ve/||/<> DANIŞAN



-DANIŞMAN ile/ve/değil/||/<>/< DANIŞILAN



-DANS ile KANKAN

( ... İLE Kadınların oynadığı hareketli bir Fransız dansı. )


-DARALTILMIŞ OLAN ile ODAKLANILMIŞ OLAN



-DÂREYN

( DÜNYA İLE ÂHİRET, İKİ ÂLEM )


-DARMADUMAN



-DÂRÜLFÜNÛN ile/ve DÂRÜLFÜNÛN

( Basın Müzesi. İLE/VE Ayasofya'da bulunan üniversite binasıydı. )


-DÂRÜLFÜNÛN ile/ve DÂRÜLFÜNÛN

( 1828 - 1930 yılları arası süreli yayınlar bulunmaktadır. Ayrıca çeşitli kurslar ve sergiler düzenlenmektedir. İLE/VE ... )


-DÂRÜLFÜNÛN ile/ve DÂRÜLFÜNÛN

( Çemberlitaş'ta, II. Mahmud Türbesi yanında. İLE/VE Yanarak 1933'te yok olmuştur. )


-DÂRÜLFÜNÛN ile/ve DÂRÜLFÜNÛN

( 1865 yılında inşa edilmiştir. 1988'den beri müze olarak kullanılmaktadır. İLE/VE ... )


-DARÜŞŞİFA:
FATİH ile/ve/||/<> HASEKİ ile/ve/||/<> SÜLEYMANİYE ile/ve/||/<> ATİK VÂLİDE SULTAN ile/ve/||/<> SULTAN AHMED ile/ve/||/<> TOPKAPI SARAYI ENDERUN



-DARVAN ile/ve/<> SANÂ

( Sanâ'ya 2 fersah mesafede. [Yemen] )


-DARWIN'İN (")İSABETLİLİĞİ("):
ZİHİN İÇİN ile/değil GÖVDE İÇİN



-DARWIN ile/ve/||/<>/> MİTHAT EFENDİ

( ... İLE/VE/||/<>/> Kitaplarının ilk Türkçe çevirilerini yapan. )


-DAVULLAR'DA:
TSUZIMI ile/ve MIRDANGA/MRIDANGA/MRIDANGAM ile/ve DUNDUN

( Japonya'ya özgü. İLE/VE Hindistan'a özgü. İLE/VE Nijerya'ya özgü. )


-DAYANAK ile/ve ARKAPLAN



-DAYANAK ile/ve ZEMİN



-DAYANIŞMA ile/ve/<> GÜVEN

( Kişiler, kendilerine değil birbirleriyle dayanışma içindelerse güven duyabilir ve yansıtabilir. [özellikle de eşler ve ortaklar!] )


-DAYANIŞMA ile/ve/<> GÜVEN

( Aslanlar [ve birçok güçlü görünen hayvan] bile tek başına yeterli güçte değildir. Ancak birlikte ve dayanışmayla ayakta kalırlar. )


-DAYANIŞMA ile/ve/<> GÜVEN

( Loncaları inceleyiniz. )


-DAYATILAN ile/değil/yerine BENİMSETİLEN



-DE NOVO[İng.] değil/yerine/= YENİDEN



-DECENTRALIZED[İng.] değil/yerine/= MERKEZİ OLMAYAN



-DECISION and DIRECTIVE and OPINION and RECOMMENDATION and REGULATION and RESOLUTION

( Karar. VE Yönerge. VE Görüş. VE Tavsiye kararı. VE Tüzük. VE İlke kararı. )


-DEDEKTİF/HAFİYE değil/yerine/= İZSÜREN



-DEFAULT[İng.] değil/yerine/= VARSAYILAN



-DEFERENT[İng.] değil/yerine/= GÖTÜRGEN



-DEFINITION vs. DIFFERENTATION



-DEFINITION vs./and CAUSE/REASON



-DEFORMASYON değil/yerine BİÇİM BOZULMASI



-DEFTERDAR değil/yerine/= İLSAYMAN



-DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA

( )


-DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA

( )


-DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA

( )


-DEĞER/İNİ BİLMEK:
SAHİP OLMADAN ÖNCE ile SAHİP İKEN ile KAYBETTİKTEN SONRA

( )


-DEĞER/KİŞİ:
KAYBETTİĞİMİZDE ANLAŞILAN değil SAHİPKEN BİLİNMESİ GEREKEN



-DEĞER ile/değil YÖN



-DEĞİL ile OLMAYAN



-DEĞİN ile DEĞİN ile DEĞGİN

( "...'ya kadar/dek" gibi bir işin/durumun sona erdiği/ereceği zamanı/yeri gösteren sözcük. İLE Sincap. İLE İlişkin, üstüne, ait, dair. )


-DEĞİN ile DENLİ



-DEĞİNİLEN:
YUKARIDA değil DEMİN

( Okumada. DEĞİL Konuşmada. )


-DEĞİRMEN ile YELDEĞİRMENİ



-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmeyen de değişecek olanın/değişmesi gerekenin değişimine etkide/katkıda bulunabilir. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişme gereksiniminde olan nasılsa değişecektir. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( İçinizde değişmeyen nedir? )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmez olan, ancak sessizlik içinde idrak edilebilir. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Doğrulukta, değişmez oluruz. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmez olan, işimize yaramaz. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmeyenin bilincinde olamayız. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmez-olanı anlamak, değişmez-olan olmak demektir. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Kendinizi değişmek olarak, değişken zihnin tanığı olarak bilin. Bu yeterlidir. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( Değişmez ve mutluluk-verici olanı bulmak için değişen ve acı verici olana sarılmayı bırakmak zorundasınız. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( TÜREV: Değişkenin değişkeni. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( What needs changing shall change anyhow.
What is it in you that does not change?
The unchangeable can only be realised in silence.
You become immovable in reticence.
You cannot be conscious of what does not change.
To realise the immovable means to become immovable.
Know yourself to be the changeless witness of the changeful mind. That's enough.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
To find the immutable and blissful you must give up your hold on the mutable and painful. )


-DEĞİŞEN ile/ve/<> DEĞİŞMEYEN

( DEĞİŞENDE DEĞİŞMEYEN: ORAN )


-DEĞİŞEN ile/ve/değil DÖNÜŞEN

( Doğa. İLE/VE/DEĞİL Zekâ. )


-DEĞİŞİK "AÇILARDAN/YÖNLERDEN" değil ÇEŞİTLİ AÇILARDAN/YÖNLERDEN



-DEĞİŞİM ve/||/<> DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEYEN ve/||/<> CANLI-CANSIZ ve/||/<> YERÇEKİMİ



-DEĞİŞİM ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( Bir süreç içindeki değişikliklerin tümü. | Yeni döllerin, atalarına tıpatıp benzememesini sağlayan özelliklerin tümü. | Üretilen malların, başka mallar ya da para karşılığı takası. | Bir niceliğin, birbirinden ayrı değerler alması ya da böyle iki değer arasındaki ayrım. | Rüzgârın yön değiştirmesi. İLE Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )


-DEĞİŞİMLERDE, DEĞİŞMEDEN KALAN ile DEĞİŞMEZ OLANLARIN, DEĞİŞİMLERDE ORTAYA ÇIKMASI

( Hareket eden'in, içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )


-DEĞİŞİMLERDE, DEĞİŞMEDEN KALAN ile DEĞİŞMEZ OLANLARIN, DEĞİŞİMLERDE ORTAYA ÇIKMASI

( Yunan Düşüncesi: Değişkenliğin içindeki değişmezliği[subûtiyeti] aramak. )


-DEĞİŞİMLERDE, DEĞİŞMEDEN KALAN ile DEĞİŞMEZ OLANLARIN, DEĞİŞİMLERDE ORTAYA ÇIKMASI

( Harekete neden olan, hareket etmeyen/ler. )


-DEĞİŞKEN ile/ve DEĞİŞKİ



-DEĞİŞKEN ile/ve GİZLİ DEĞİŞKEN



-DEĞİŞMEYEN/LER ile/ve DEĞİŞENLERDE DEĞİŞMEYEN



-DEĞİŞMEYEN ile/ve/>/değil/yerine DÖNÜŞÜMDE, DEĞİŞMEYEN



-DEĞİŞTİRGEN

( PARAMETER )


-DEGRADE ile GRADYEN



-DEJENERASYON ile ASİMİLASYON



-DEJENERASYON değil/yerine/= YOZLAŞMA



-DEJENERATİF/DEGENERATIVE[İng.] değil/yerine/= BOZUNDURAN



-DEKAN değil/yerine/= YETİLBEY

( Mâlî Papaz. DEĞİL/YERİNE ... )


-DEKLARASYON değil/yerine/= BİLDİRİM



-DEKOMPRESYON/DECOMPRESSION SİCKNESS[İng.] değil/yerine/= BASI GİDERME | VURGUN



-DEKREŞENDO/DECRESCENDO[İng.] değil/yerine/= GİDEREK AZALAN



-DELÂLETEN ile/ve/<> İŞÂRETEN

( Doğrudan. İLE Dolaylı. )


-DELİK ile AVGIN

( ... İLE Duvarda, suyun geçmesine yarayan delik. | Üstü kapalı su yolu. )


-DELİK ile/değil BARBAKAN

( ... İLE/DEĞİL Kale duvarlarında, düşmana ok atmak üzere açılmış delik. )


-DELİLİK ile/ve/değil İNANÇ/İMAN



-DEMOKRASİ:
DOĞRUDAN ile TEMSİLİ ile LİBERAL ile SOSYALİST ile SOSYAL



-DEMON ile DAIMON



-DEMORALİZASYON değil/yerine/= ÖZCÜL GÜÇ YİTİMİ



-DENETLEME:
ÜRETİM ÜZERİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< TÜKETİM ÜZERİNDEN



-DENEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİNLEYEN

( "Aptal/ahmak". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< "Yarı akıllı". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Akıllı. )


-DENEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GÖZLEMLEYEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DİNLEYEN

( DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYENİ, DİNLERLER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, RAHAT EDER]
DİNLEYEN, DİNLENİR [DİNLEYEN, DİN SAHİBİ OLUR] )


-DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN



-DENEYİM ile İLM-İ LEDÜN

( Kendi öğrendiğin. İLE Allah'ın öğrettiği. )


-DENEYİMLENİLEBİLECEK OLANIN "İSTENİLMESİ/BEKLENİLMESİ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DENEYİMLEMEKTE OLUNAN



-DENEYİMLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEME BAĞI ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN



-DENGE ve/||/<>/> KONFOR[=> ÇÜRÜME] ve/||/<>/> SORUN ve/||/<>/> KARMAŞA ve/||/<>/> ÇÖZÜMLER/ÇARELER

( En "dengeli" ya da eşit durum, ölümdür. VE/||/<>/> En konforlu durum, çürümedir ve mezarlıktadır. VE/||/<>/> En büyük/ciddi "sorunlar" ile harekete geçilir. VE/||/<>/> En hareketli ortamlarda karmaşa ve kargaşa oluşur. VE/||/<>/> Daha iyi/nitelikli/isabetli çözümler oluş(tur)maya başlarız. )


-DENGİNİ ARAMAK/ARAYAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ ARAMAK/ARAYAN

( "Küçük zihinliler". DEĞİL/YERİNE İleri zihinliler. )


-DENİZ KAPLUMBAĞALARI ALT SINIFLARINDA:
SİNİ ile D.KAPLUMBAĞASIGİLLER ile ZEYTİN RENKLİ ile ARCHELON ile PROTOSTEGA ile TOXOCHELYIDAE ile THALASSEMYDIDAE ile PROTOSTEGIDAE

( İki yılda bir çiftleşirler.[Altı yuvaya kadar, her yuvaya yüzden fazla yumurta bırakabilir.][Yavrular, yaklaşık altmış günde yumurtalarından çıkar.] İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )


-DENİZLİ ile/ve VAN ile/ve MALATYA ile/ve NİĞDE ile/ve UŞAK ile/ve ISPARTA



-DENOUNCE/DISSOLUTION >< RATIFICATION

( Fesih. >< Onay. )


-DENY vs. REJECTION vs. OBJECTION



-DEPARTMAN değil/yerine/= BÖLÜM



-DEPREM / ZELZELE/ZİLZÂL/ZELZAL/ZÜLZAL[Ar.] değil/yerine/= YER SARSINTISI/YER SARSAN



-DEPREM ve/||/<> YANGIN

( )


-DEPRESÖR/DEPRESSOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI ÇEKEN



-DEPRESYON ile MELANKOLİ ile HİSTERİ

( Modern çağda. İLE Ortaçağda. İLE Antik çağda. )


-DEPRESYON ile MELANKOLİ ile HİSTERİ

( Daha çok kadınlarda görülen ortak hastalıklardan. )


-DEPRESYON ile MELANKOLİ ile HİSTERİ

( Dünyada her yıl, kadınların %10'u, beylerin %3-4'ü ciddi boyutta depresyona girmektedir. )


-DEPRESYON ile MUTSUZ OLMA

( )


-DERDE:
DERMAN ile/ve/değil/yerine/||/<> TESELLİ



-DERDEME = YEDİ GEZEGEN



-DERGİ ile/değil BELLETEN

( ... İLE/DEĞİL Bilim kurumlarının çalışmaları ile ilgili yazı ve haberlerin yayımlandığı dergi, bilim dergisi. )


-DERİ ile KORUN

( ... İLE Üst derinin en dış tabakası. )


-DERİN ile/ve/değil SAKİN



-DERMAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEVRÂN



-DERMAN ile ŞİFÂ



-DERT ve/<> DERMAN

( DERMAN ARARDIM, DERDİME
DERDİM, BANA DERMAN İMİŞ

BURHAN ARARDIM, ASLIMA
ASLIM, BANA BURHAN İMİŞ )


-DERT ve/<> DERMAN

( SÖYLEMEM KİMSEYE DERDİMİ,
DERMANIM OLMASIN DİYE! )


-DERT ve/<> DERMAN

( Derdini bilen, dermanını bulmuş demektir. )


-DERT ve/<> DERMAN

( Derdine derman olmayacak ortamda derdini konuşmak edepsizliktir! )


-DERT ve/<> DERMAN

( I was seeking the recipe to my trouble...
I saw that, my trouble was the recipe...

I was seeking the evidence to my essense...
I saw that, my essense was the evidence... )


-DERT ile SORUN



-DERTLERİ "ÇOK/BÜYÜK" OLAN ve/||/<>/> GÜLÜŞÜ SICAK OLAN :)



-DERVİŞ:
DÜNYA ve/||/<> İKİYÜZLÜLÜK ve/||/<> VARLIK ve/||/<> YALAN ve/||/<> KÖSNÜ/ŞEHVET

( DERVİŞ: DAL ve/||/<> RA ve/||/<> VAV ve/||/<> YE ve/||/<> ŞIN )


-DERVİŞ =/||/<>/< DÜŞMANI OLMAYAN



-DESANDAN/DESCENDING[İng.] değil/yerine/= INEN, AZALAN



-DESCRIPTION vs./and EXPECTATION



-DESEN ile/ve DAİRE/GEOMETRİ/NESNE

( NOKTA-ÇİZGİ ile/ve NOKTA-ALAN )


-DESEN ile/ve/değil/<> RENK



-DESTAN > HALK ÖYKÜSÜ > MESNEVÎ > ROMAN



-det.[Lat. < DETUR] değil/yerine/= VERİLSİN



-DETAIL vs. DIFFERENTIATION



-DETERMINATION vs./and OBLIGATION



-DETERMINUS ile/ve/değil/||/<>/< PERIAKTEON

( Karadakileri[sabitleri] ayırmada. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Kara[sabit] ile denizi[değişkeni] ayırmada. [sahne değiştirme] )


-DEVÂ ile DERMAN



-DEVALÜASYON değil/yerine/= DEĞER DÜŞÜRÜMÜ



-DEVAM EDEN değil/yerine/= SÜREGELEN



-DEVAMEN değil/yerine/= SÜREYİNDE



-DEVE ile DEHN

( ... İLE Az süt veren deve. )


-DEVE ile KAYGIN

( ... İLE Gebe deve. )


-DEVELOPMENT vs. TO STRENGTHEN



-DEVELOPMENT vs./and FORMATION/CONSTITUTION



-DEVRAN ile/ve/||/<> SEYRAN ile/ve/||/<> HAYRET ile/ve/||/<> MERAK ile/ve/||/<> İLİM



-DEVRİK ANTİKLİNAL ile DEVRİK KANAT ile DEVRİK KATMAN ile DEVRİK KIVRIM ile DEVRİK SENKLİNAL ile DEVRİK (STRATİGRAFİK) İSTİF

( Kanatlarından birinin eğim açısının 90 dereceyi aşarak bu kanattaki katmanların devrik konum kazandığı antiklinal. İLE Kıvrımlanma sürecinde, eğim açısı 90 dereceyi aşarak devrik konum kazanan bir istif ya da katmanlardan oluşan, öteki kanat ve kıvrım eksen düzlemi ile aynı yönde eğimli olan kıvrım kanadı. İLE Çökel kayaçlarda istiflenme kuramına uymayan, daha yaşlı olan alt yüzeyi üstte, daha genç olan üst yüzeyinin altta olacak biçimde ters yüz olmuş katman. İLE Kıvrımlanma sürecinde, kanatlarından biri, eğim açısının 90 dereceyi aşmasıyla devrik konum kazanan ve dolayısıyla iki kanadı ve eksen düzlemi aynı yönde eğimli olan jeolojik kıvrım. İLE Kanatlarından birinin eğim açısının 90 dereceyi aşarak bu kanattaki katmanların devrik konum kazandığı senklinal. İLE Üst üstelik ilkesine göre yatay olarak çökelmiş ancak sonraki jeolojik süreçlerde aynı yönde artarak 90 dereceyi aşan bir eğim açısı kazanmış, yaşlı üstte, genç altta olacak biçimde ters yüz olmuş istif. )


-DEVRİMLER/DE:
FRANSIZ ile/ve/||/<> ALMAN ile/ve/||/<> İTALYAN ile/ve/||/<> BOLŞEVİK ile/ve/||/<> ANADOLU/TÜRK

( [ağırlıklı/yoğunluklu olarak]
Siyaset/te. İLE/VE/||/<> Eğitim/de. İLE/VE/||/<> Sanat/ta. İLE/VE/||/<> Ekonomi/de. İLE/VE/||/<> Kültür/de. )


-DEYİRMEN değil DEĞİRMEN



-DEZENFORMASYON değil/yerine/= BİLGİ ÇARPITMA



-DIET vs. REGIMEN



-DİFÜZ/DIFFUSE[İng.] değil/yerine/= YAYGIN



-DİFÜZYON ile/ve/<> DİFÜZYON SAYISI ile/ve/<> DİFÜZYON KAT SAYISI

( Bir düzeni oluşturan taneciklerin rastgele hareketler yaparak, düzenin bir bölgesinden, başka bir bölgesine taşınması. | Bir ışık demetinin pürüzlü bir yüzeyin yansımada ya da belirli madde içinden geçişte saçılması. | Ses dalgalarının ilerleme doğrultularının bir yansıyan ses şiddetine göre değişme derecesi.
İLE/VE/<>
Kararlı bir çözelti içinde çözünen bir maddenin difüzivitesinin, karakteristik bir süreyle çarpımının, katının merkezinden yüzeyine olan uzaklığının karesine bölümüne eşit olan ve kütle transferiyle ilgili çalışmalarda kullanılan boyutsuz sayı. [Simgesi ß]
İLE/VE/<>
Bir birim derişim gradiyentindeki, bir saniyede bir cm²'lik bir alanı, dik olarak geçen bir maddenin, gram cinsinden ağırlığı. | Homojen bir yarı iletkendeki difüzyon akım yoğunluğunun akım taşıyıcıları derişiminin, grandiyentine oranı. )


-DİFÜZYON ile YAYINIM



-DİĞER TARAFTAN değil/yerine/= ÖTE YANDAN



-DİHKAN

( Yerli, toprak Aristokratları. )


-DİJİTALİN değil/yerine/= YÜKSÜKOTU

( Sıracagillerden, kalp sayrılıklarında kullanılan bir alkaloit veren, çiçekleri yüksük biçiminde olan bitki. )


-DİK ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> CEBİRSEL DÜŞÜNME



-DİK ÜÇGEN ve/<> HİPOTENÜS[Yun.]

( ... VE/<> Bir dik üçgende, dik açının karşısında bulunan kenar. )


-DİKEN ile/ve/<> ÇIBAN



-DİKEN ile OMÇA

( ... İLE Kalın ve enli diken. | Bağ kütüğü. | Kalça kemiğinin bir bölümü. )


-DİKKAT ile/ve ÖZEN



-DİKKATE ŞAYAN değil/yerine/= GÖZECE DEĞER



-DİL ÖBEKLERİNDE:
KENGER ile/ve/<> KHEIN ile/ve/<> KHOISAN

( 15.000 yıl önce. )


-DİL-HÛN[Fars.] değil/yerine/= İÇİ KAN AĞLAYAN



-DİL:
GÖNÜL "KARIŞTIRAN" ile/ve/||/<> ZİHİN KARIŞTIRAN



-DİL ile/ve DİN

( Dilini kaybeden, dinini de kaybeder. )


-DİL ile/ve DİN

( Who loose the language, loose the religion, either. )


-DİL ve DİN ve MUSİKÎ



-DİL ve/<> SEYRÂN



-DİLATÖR/DİLATORY[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETEN



-DİLBİLGİSİ ve DÜZEN



-DİLDEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TELDEN



-DİLEK ve/<> HÜZÜN

( Dilek, hüzün gerektirir. )


-DILEMMA vs. HESITATION



-DİLENCİ ile/değil MECNÛN



-DİLİM ile KATMAN



-DİLİNİ:
YUVARLAYABİLEN ile/ve YUVARLAYAMAYAN



-DİN



-DIN

( Işık kuvvet birimi. )


-DİN-İ İSLÂM ile/ve/<> DİN-İ FITRAT ile/ve/<> HAKK DİN

( Hz. Muhammed. İLE/VE/<> Hz. İbrahim. İLE/VE/<> Hz. Musa. )


-DİN-İ/İMÂN-I MÜBÎN ile/ve/||/<> KİTÂB-I/KUR'ÂN-I MÜBÎN

( Açık, meydanda olan din, İslâm Dini. İLE/VE/||/<> İyiyi, kötüyü, hayr'ı, şer'i bildiren kitap. )


-DİN-İ/İMÂN-I MÜBÎN ile/ve/||/<> KİTÂB-I/KUR'ÂN-I MÜBÎN

( İnsanı anlatır. İLE/VE/||/<> Yasa ve düzeni anlatır. )


-DİN-İ/İMÂN-I MÜBÎN ile/ve/||/<> KİTÂB-I/KUR'ÂN-I MÜBÎN

( İlim ve irâdeye bağlıdır. İLE/VE/||/<> İrfan ve ihtiyâra bağlıdır. )


-DİN:
[<> Lat.] LIGARE ile/ve/> RE-LIGARE :
RELIGION

( İlk bağ.[göbek bağı][içeriden] İLE/VE/> İkinci bağ.[süt][dışarıdan] > )


-DİN:
[<> Lat.] LIGARE ile/ve/> RE-LIGARE :
RELIGION

( Anneden. İLE/VE/> Babadan/senden. > )


-DİN:
[<> Lat.] LIGARE ile/ve/> RE-LIGARE :
RELIGION

( Nur bağı. İLE/VE/> Ruh bağı. > )


-DİN:
[<> Lat.] LIGARE ile/ve/> RE-LIGARE :
RELIGION

( Ancak, kendiyle ve tüm çevresindekilerle bağ kuran/kurabilen, din sahibi olur. )


-DİN:
İMAN ve/<> ÜMİT ve/<> AŞK



-DİN/RELİGİON değil/yerine/= KÖNE



-DİN ile/ve ASKERİYE



-DİN ile DÎN

( Borç.[< DEYN] | Düzen, tüze. | Doğa yasaları. | Fıtratını bozmamak üzere oluş(turul)muş düzen. | Ölüm karşısında ümit. İLE Her Güneş ayının 24. günü. | Kalemi korumakla görevli sayılan melek. )


-DİN ile DİN ile DIN[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir şeyin en yüksek ve sivri noktası. | İlmek. İLE C.G.S. dizgesinde, bir gramlık bir kütlenin hızını, saniyede bir santimetre artıran güç birimi. [Bir Newton, 10[üssü]5 DIN'e eşittir.] )


-DİN ile DİNDAR ile DİNİ DAR



-DİN ve/<> DİNDARLIK

( Söz vermek. VE/<> Sözünde durmak. )


-DİN ile/ve DİNİN İLKELEŞMESİ



-DİN ile DOGMATİK TUTUM



-DİN ile/ve/> DÖNÜŞÜM

( Kişinin dini, fıtratıdır. )


-DİN ile/ve/> DÖNÜŞÜM

( İnsana, doğru işleri bahşeden düzenin adı. )


-DİN ve/||/<>/> DÖNÜŞÜM



-DİN ile/ve/= DÜZEN



-DİN ile/ve EFSANE



-DİN ile/ve/değil EŞİK



-DİN ile/ve/||/<> EVLİLİK

( (")İki (")gönüllülük(") temelli oluşum.(") )


-DİN ile/ve GELENEK

( DİN: İnançlar ağı. )


-DİN ile/ve HAYAT



-DİN ile/ve/<> İNSAF

( İnsaf, dinin yarısıdır. )


-DİN ile/ve/<> İNSAF

( To be fair is the half of religion. )


-DİN ile/ve/<> İNSAF

( DİN: Kalpsiz dünyanın kalbi. )


-DİN ile/ve KÜLTÜR



-DİN ile/ve KÜLTÜREL DEĞER(LER)



-DİN ile/ve KURUMSAL DİN



-DİN ile/ve/||/<> KUTSAL KİTAP



-DİN +/+/+ MAL +/+/+ SU +/+/+ GÜÇ



-DİN ile METAFİZİK



-DİN ve/<> NAMUS



-DİN ile/ve ŞERİAT



-DİN ile/ve/||/<> ŞİİR



-DİN ile SİYASET



-DİN ile TEK TANRILI DİN



-DİN ile/ve TERCİH (ETMEK)



-DİN ile TİN



-DİN ile/ve/<> TİN



-DİN ile/ve/=/<> ÜMİT



-DİN ve/<> YAŞAM ve/<> ETKİNLİK ve/<> İŞBÖLÜMÜ-İŞBİRLİĞİ



-DİN ile/ve YORUM



-DİN ile/değil/||/<> ZAN



-DİNAMİK/DYNAMIC[İng.] değil/yerine/= DEVINGEN



-DİNDE YER ALAN ile/değil DİNDE DE YERALAN



-DİNGİL ile/değil/yerine/>< DİNGİN



-DİNLEYEN ile/ve/||/<> OKUYAN

( Ne düşüneceğini öğrenir. İLE/VE/||/<> Nasıl düşüneceğini öğrenir. )


-DİNSEL METİN ile KLÂSİK METİN



-DIRECTION vs. DESTINATION



-DIRECTION vs. DIMENSION



-DİREKSİYON/GİDON ile/değil YÖNELTEÇ

( ... İLE/DEĞİL Bisiklette. )


-DİREKSİYON/GİDON ile/değil YÖNELTEÇ

( )


-DİREKSİYON değil/yerine/= YÖNELTEÇ



-DİREKSİYON değil/yerine/= YÖNELTEÇ



-DİREKT/DİRECT[İng.] değil/yerine/= DOĞRUDAN



-DİREKT değil/yerine/= DOĞRUDAN



-DİRENMEK ile İSYAN

( Direnç göstermeyin, kendiniz sandığınız kişi'ye tutunmayın. )


-DİRENMEK ile İSYAN

( Direnmediğiniz zaman, bir dirençle de karşılaşmazsınız. )


-DİRGEN ile TOPLA

( Harmanda, sapları yaymaya yarayan, uzun çatallı araç. İLE Üç parmaklı dirgen. )


-DİRİMSEL/CANLI ile/ve/<> DEVİNGEN



-DIŞ DÜNYADAKİ VAROLAN ile ZİHİNDEKİ VAROLAN ile DİLDEKİ VAROLAN ile YAZILI VAROLAN

( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )


-DİŞ PROTEZİNDE:
PORSELEN ile/değil/yerine/> ZİRKONYUM

( )


-DIŞA BAKAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İÇE BAKAN

( Düş görür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uyanır/uyandırır. )


-DISAPPOINTED vs. FRUSTRATION



-DIŞARIDAN BELİRLEN(E)MEYEN ile/ve KENDİNCE BELİRLEN(E)MEYEN



-DIŞARIDAN ile ORADAN



-DIŞASALAK ile DIŞBESLENEN

( ... İLE Besinini, organik maddelerden sağlayan. HETEROTROF )


-DISBELIEF vs. DOUBT/SUSPICION



-DIŞINDA OLAN ile/ve/değil DIŞSALLAŞMIŞ OLAN



-DİSİPLİN



-DİSİPLİN



-DİSİPLİN

( Ana ilke altındaki ayrımlar. )


-DİSİPLİN ile DİZGE

( Ana ilke altındaki ayrımlar. )


-DİSİPLİN değil/yerine/= DÜZENCE



-DİSİPLİN ve EDEB



-DİSİPLİN ile KATILIK



-DİSİPLİN ile KONTROL



-DİSİPLİN ile/ve SORUMLULUK



-DİSİPLİN ile TİTİZLİK



-DISPERSION vs. ALLOCATION



-DISPERSION vs. DISTRIBUTION



-DİSTİLLASYON ile DAMITMA



-DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL]:
TEVHÎD ile/ve/<> MÜNÂCÂT[< NECV] ile/ve/<> NAAT ile/ve/<> MİRÂCİYE ile/ve/<> MAKTEL-İ HÜSEYİN ile/ve/<> HİLYE ile/ve/<> MEVLİD ile/ve/<> KIRK HADİS ile/ve/<> MENÂKIBNÂME ile/ve/<> KISSA ile/ve/<> SİYER

( Tanrı'nın birliğini ve ululuğunu anlatan şiir/ler. İLE/VE/<>
Allah'a dua etme, yalvarma. | Allah'a dua konulu şiirler/manzûme. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'i övmek, ona yakarma, şefaat dileme amacıyla yazılmış şiir/ler. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in mirâcını anlatan şiirler. İLE/VE/<>
Hz. Hüseyin'in Kerbela'da şehit edilişini konu alan ve acıklı bir üslûpta yazılan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in fiziksel ve kişisel özelliklerini, örnek davranışlarını konu alan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in doğumunu ve kısaca yaşamını övgüyle anlatan yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in kırk sözünden oluşan yapıtlar. İLE/VE/<>
Din büyüklerinin, tarikat kurucularının, ermişlerin olağanüstü yaşamlarını anlatan yapıtlardır. İLE/VE/<>
Öğüt verici ve öğretici öykü, fıkra, masal, menkıbe türü yapıtlar. İLE/VE/<>
Hz. Muhammed'in yaşamını anlatan yapıtlar. )


-DİVAN-I MEZÂLİM ile/> DİVAN-I HÜMÂYÛN

( Osmanlı öncesi. İLE/> Osmanlı'da. )


-DİVÂN ile CÖNK



-DÎVÂN değil/yerine/= DERLEM



-DİVAN ile/ve KÜLLİYAT



-DİVAN ile/ve/||/<> TAŞRA DİVANLARI



-DİYABETOJENİK/DİABETOGENIC[İng.] değil/yerine/= ŞEKER HASTALIĞI YAPAN



-DİYAGONAL/DİAGONAL[İng.] değil/yerine/= KÖŞEGEN



-DİYET ÜRÜN ile DİYABETİK ÜRÜN



-DİYET yerine BESİDÜZEN



-DİZGE ile DİSİPLİN



-DİZGE ile/yerine/değil DÜZEN

( Küçük zihinliler, kişileri; orta zihinliler, olayları; ileri zihinliler; düzenleri/sistemleri konuşurlar/tartışırlar. )


-DİZGE ile/yerine/değil DÜZEN

( Olgun kişi, kurulu düzene karşı çıkmaz. )


-DİZGE ile/yerine/değil DÜZEN

( Başkalarıyla iyi ilişkileri koruyup, düzensizliğin içinde düzen arayın. )


-DİZGİN ile/ve/||/<>/> DİNGİN



-DİZİ ZAMAN ile/ve NOKTASAL ZAMAN



-DİZİ-NİN ile DİZİ-NİN ile DİZİN-İN

( Bacakların ortasındaki onun dizi. İLE Bölümleriyle izlenilenin. İLE Sıralamanın. )


-DİZİ ile/ve/||/<>/> DİZİN ile/ve/||/<>/> DİZGE ile/ve/||/<>/> TİN

( Dışındalık. İLE/VE/||/<>/> Betimlemeli. İLE/VE/||/<>/> Zorunluluk. İLE/VE/||/<>/> (Ancak) Kişide. )


-DNA:
ADENİN ve/||/<> TİMİN ve/||/<> GUANİN ve/||/<> SİTOZİN ve/||/<> FOSFAT ve/||/<> DİOKSİRİBOZ ŞEKER

( Adenin, Timin ile birleşir. VE/||/<> Sitozin, Guanin ile birleşir. )


-DOÇENT değil/yerine/= BİLGEN



-DOĞA'YA DOĞAN ile/değil YAŞAM'A DOĞAN

( Behaim(Hayvan). İLE/DEĞİL İnsan. )


-DOĞA/TABİAT ile/ve/=/

( Şuurlu. İLE/VE Şuur. )


-DOĞA/TABİAT ile/ve/=/

( Rahmetin görüntüleri. )


-DOĞA ile/ve/||/<>/> EKİN

( Uzam/mekân. Döngüseldir.[zaman yoktur] İLE/VE/||/<>/> Süreç ve zaman üzerinedir. )


-DOĞA ile/ve/||/<>/> EKİN

( Uzam. İLE/VE/||/<>/> Dönüştürülmüş doğa. )


-DOĞA ile/ve/<>/değil EVREN



-DOĞA ve/<> İLKE ve/<> İNSAN



-DOĞA ile/ve/> İNSAN

( Geleceği olmaz. İLE/VE/> Geleceği vardır. )


-DOĞA ile/ve/> İNSAN

( Seni attan ve ottan ayıran özelliklerin olmalı! )


-DOĞA ile/ve/> İNSAN

( Sadece kişi, ötesine geçebilir fakat üstüne çıkamaz. )


-DOĞA ile/ve/> İNSAN

( İkisi de en zordur ve en sondur. )


-DOĞA ile/ve/> İNSAN

( Kişiler, kendi amaçları olduğunu sansalar bile, bilmeden, doğanın amacına doğru hareket ederler. )


-DOĞA ve/||/<> MANTIK ve/||/<> TİN



-DOĞA ile/ve/=/değil RAHMET/RAHMAN



-DOĞA ile/> TİN

( ... İLE/> Doğadan ayrılan. )


-DOĞA ile/> TİN

( ... İLE/> Doğanın ereğidir. )


-DOĞA ile/> TİN

( Kendini, doğada açığa çıkar. )


-DOĞAÇLAMA ile KOMPOZİSYON



-DOĞADA / VERİLİ VAROLANDA:
3 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 2 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 1 KEZ VERİLİ VAROLAN

( İnsan. İLE/VE Hayvan. İLE/VE Bitki ve nesne/ler. )


-DOĞADA / VERİLİ VAROLANDA:
3 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 2 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 1 KEZ VERİLİ VAROLAN

( Kendini kendine konu kılabilen. İLE/VE Güdü(m)lü. İLE/VE Âtıl. )


-DOĞADA / VERİLİ VAROLANDA:
3 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 2 KEZ VERİLİ VAROLAN ile/ve 1 KEZ VERİLİ VAROLAN

( Yer değiştirebilen bir merkezlilikte. İLE/VE Merkezsiz. İLE/VE Merkezsiz. )


-DOĞAL OLARAK ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN



-DOĞAL ile/ve/değil DOĞADAN

( Doğal olanda, kişinin tedbirinin ve iradesinin etkisi olamaz. )


-DOĞAL ile/ve/değil OLAĞAN



-DOĞAMIZA UYGUN OLAN/OLMAYAN ile/ve/<> "YARAYAN"/"YARAMAYAN"



-DOĞAN/ATMACA ile BOZ DOĞAN

( ... İLE Eril atmacadan sivri kanatları ve kısa kuyruklarıyla ayrılırlar. )


-DOĞAN/ATMACA ile BOZ DOĞAN

( ... İLE Kışın açık arazilerde ve sulak alanların çevresinde yaşarlar. )


-DOĞAN ile ADA DOĞANI

( ... İLE Kayalık adalarda, sürüler halinde yuva yaparlar. [Yazın sonuna doğru kuluçkaya yatarlar.] )


-DOĞAN ile ADA DOĞANI

( ... İLE Yavrularını göçmen ötücüleri avlayarak beslerler. )


-DOĞAN ile ALACADOĞAN

( ... İLE Korulu ve ağaçlı açık arazilerde, eski ekin kargası yuvalarında, sürüler halinde yuva yaparlar. )


-DOĞAN ile ALACADOĞAN

( ... İLE Gagaları, göz derileri ve bacakları erilinde kırmızı, dişilinde ise turuncudur. )


-DOĞAN ile ALACADOĞAN

( ... İLE En hızlı uçan kuş ya da kuşlardandır. )


-DOĞAN ile BÂZEK[Fars.]

( ... İLE Küçük doğan. )


-DOĞAN ile BIYIKLI DOĞAN

( ... İLE Çöller ve açık arazilerde yaşarlar. [Genellikle yarlarda ve kayalıklarda, nadiren de harabelerde yuva yaparlar.] )


-DOĞAN ile BÛHE[Ar. çoğ. BEVÂHE]

( ... İLE Çakır doğanlar. )


-DOĞAN ile BÛHE[Ar. çoğ. BEVÂHE]

( ... İLE Manevra yeteneği en yüksek kuş. )


-DOĞAN ile ÇAVLI

( ... İLE Doğan yavrusu. )


-DOĞAN ile DELİCE DOĞAN

( ... İLE Ağaçlı açık arazilerde yaşarlar. )


-DOĞAN ile DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ ŞAHİN



-DOĞAN ile/değil/yerine ESPERİ

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Ava alıştırılmayan, bir tür doğan. )


-DOĞAN ile GÖKDOĞAN

( ... İLE Geniş omuzları vardır. Kuyruk sokumu geniş ve açık renk, kanatları uçlara doğru sivri ve çapa biçimindedir. )


-DOĞAN ile GÖKDOĞAN

( ... İLE Her türlü kayalık alanlarda yaşarlar. [Genellikle kaya çıkıntılarında, nadiren de ağaçlarda ve yapılarda yuva yaparlar.] )


-DOĞAN ile GÖKDOĞAN

( ... İLE Dünyanın en hızlı uçan kuşudur. [Gökyüzünde, dalış sırasında 360 km./saat hıza ulaşabilir.] )


-DOĞAN ile GRİ DOĞAN

( ... İLE Çöllerdeki kayalık tepelerde yuva yaparlar. )


-DOĞAN ile GRİ DOĞAN

( ... İLE Göçmen Ada Doğan'larını avlayarak beslenirler. )


-DOĞAN ile KERKENEZ

( ... İLE 35 cm. uzunluğunda, kızılımsı tüyleri olan, leşobur bir doğan. )


-DOĞAN ile KERKENEZ

( ... İLE Ağaçlı açık arazilerde, dağlarda ve şehirlerde yaşarlar. )


-DOĞAN ile KERKENEZ

( Ülkemizin en yaygın yırtıcı kuşlarından biridir. Her türlü arazide bulunabilir. Rüzgârda, kafası görünmeyen bir el ile tutuluyormuşçasına, tamamen hareketsiz kalır. Gövdesi, rüzgâra göre yalpalanmasına karşın, kafası sabittir. Erili, mavi-gri; dişili, kızıl-kahverengi renktedir. Beslenmesinde ise keskin gözleriyle yeri gözler, tedbirsiz avını hemen yakalar, pençeleriyle avın gövdesini parçalayıp yer. )


-DOĞAN ile KIZIL ENSELİ DOĞAN

( ... İLE Kıyıdan uzak, kurak ve kayalık arazilerde yaşarlar. [Kuzey Afrika'da] [Kayalık yarlarda yuva yaparlar.] )


-DOĞAN ile SARDOĞAN

( ... İLE Sarı renkli bir tür doğan. )


-DOĞAN ile SUNGUR/AKDOĞAN

( ... İLE En büyük doğan. )


-DOĞAN ile SUNGUR/AKDOĞAN

( ... İLE Kayalık kıyılar, dağlar ve ibreli ormanların kenarlarında yaşarlar. [Yarlarda yuva yaparlar.] )


-DOĞAN ile TEPELİ DOĞAN



-DOĞAN ile ULU DOĞAN

( ... İLE Açık ve seyrek ağaçlı arazilerde, yüksek plato, bozkır, ova ve yarı çöllerde yaşarlar. )


-DOĞANIN/NESNELERİN OKUNMASINDA:
DİL ile/ve/<> MATEMATİK ile/ve/<> İLİŞKİSEL ile/ve/<> DİL-MATEMATİK KESİŞİMİNDEN



-DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil YAŞAMA DOĞAN

( Behaim("hayvan"). İLE/VE/DEĞİL Beşer/İnsan. )


-DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil YAŞAMA DOĞAN

( Yaşam, yaşamla beslenir. [Doğada bu süreç zorunluludur, toplumda ise gönüllü olmalıdır.] )


-DOĞAYA DOĞAN ile/ve/değil YAŞAMA DOĞAN

( Yaşamın tamir edemediğine ölüm son verir. )


-DOGMA vs./and DETERMINATION



-DOĞRU OLAN ile/ve OLMASI GEREKEN



-DOĞRU OLMAYAN ile YALAN



-DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"



-DOĞRU SÖYLÜYORSUN yerine SÖYLEDİĞİN SÖZ DOĞRU



-DOĞRU SÖZ ile/ve YEMİN

( Doğru söz, yeminden ileri! )


-DOĞRU-DÜZGÜN



-DOĞRU-YANLIŞ ile DOĞRU-YALAN



-DOĞRU ile/ve/<> İSPATLANAMAYAN



-DOĞRU ile/ve ÖZGÜN

( Her zaman geçerli. İLE/VE Modern çağda geçerli. )


-DOĞRU ile UYGUN

( [Ar..] SÂDIK ile MÜNÂSİB[< NİSBET] )


-DOĞRU ile UYGUN



-DOĞRU ile/ve/değil YAYGIN



-DOĞRUDAN SEN ile/ve/<> DOLAYLI SEN

( Kendin. İLE/VE/<> Çocuğun. )


-DOĞRUDAN ile BAŞTAN(/KAFADAN)



-DOĞRUDAN ile DOLAYIMLI



-DOĞRUDAN ile DOLAYLI



-DOĞRUDAN ile KENDİLİĞİNDEN



-DOĞRUDAN ile SONRADAN



-DOĞRUYA EN YAKIN ile/ve YANLIŞTAN EN UZAK



-DOĞRUYU BİLMEK/BULMAK:
...'DAN DOLAYI ile/ve/değil/yerine/||/<> ...'YA KARŞIN



-DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN

( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )


-DOĞUŞTAN = VEHBİ, FITRİ = INNATE[İng.] = INNÉ[Fr.] = ANGEBOREN[Alm.]



-DOKTRİN değil KADİM BİLGELİK



-DOKTRİN değil/yerine/= ÖĞRETİ



-DOKTRİN değil/yerine/= ÖĞRETİ



-DOKURCUN ile DOKURCUN

( Ot ya da ekin yığını. İLE Dokuztaş oyunu. )


-DOLAMA/KURLAĞAN = ETYARAN

( Daha çok parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen sayrılık. )


-DOLANDIRICI ile/değil KALPAZAN

( ... İLE/DEĞİL Sahte para basan ya da piyasaya süren kişi. | Yalan ve hile ile iş gören kişi. )


-DOLAYLI OLARAK ile ÜZERİNDEN



-DÖLLENME = İLKÂH = FÉCONDATION



-DOLU ile YOĞUN



-DOLUNAY ile/ve/<> DÖRDÜN

( ... İLE/VE/<> Ay ya da benzeri gökcisimleri tekerlerinin yarısının aydınlık olduğu evre, yarımay. )


-DOLUNAY ile YARIMAY/DÖRDÜN ile YENİAY/AYÇA/HİLÂL[Ar.]



-DOMINANT vs. WIDESPREAD/COMMON



-DOMINANT[İng.] değil/yerine/= BASKIN



-DOMİNANT değil/yerine/= BAŞAT/BASKIN



-DOMUZ ile DOMUZLAN

( ... İLE Kınkanatlılardan bir böcek. )


-Don

( Giysi, elbise. )


-DON/KÜLOT[Fr. < CULOTTE] ile DON ile DON

( Giysi. | Gövdenin, belden aşağısına giyilen, uzun ya da kısa iç giysisi, beli lastikli iç çamaşırı. İLE Hava sıcaklığının sıfırdan aşağı düşmesiyle, suların buz tutması. İLE At tüyünün rengi. )


-DÖNEN ile/ve/değil DAİRESEL

( ... İLE/VE/DEĞİL Konumsal/vaz'î. )


-DONÖR/DONOR[İng.] değil/yerine/= VERICİ, BAĞIŞLAYICI, BAĞIŞLAYAN



-DÖNÜŞLERDE:
WILLIAMSON ile/ve/<> ANDERSEN ile/ve/<> SCHARNOV

( Denize düşen kişiyi kurtarmak için yapılan dönüş. İLE/VE/<> Dümen, kişinin düştüğü tarafa doğru alabanda basılır. İlk rotadan 240 derece sapınca, dümen ortalanır ve durma dönüşüne başlanır. İLE/VE/<> Dümen, alabanda basılır. İlk rotadan 240 derece sapınca, dümen öteki tarafa alabanda basılır. Rotanın 180 derece tersine gelmesine 20 derece kala, dümen ortalanır ve kişiyi kurtarmak için geminin geri dönmesi sağlanır. [Denize düşen kişinin, köprü üstünden fark edilmesi durumunda kullanılmaz.] )


-DORUM/KÖŞEK/KÖÇEK/POTUK/TAYLAK/YELEK ile TAYLAN

( Bir yaşına kadar olan deve yavrusu. İLE İki yaşında deve yavrusu. )


-DOST:
ACI SÖYLEYEN değil ACIYI, TATLI SÖYLEYEN



-DOST:
YANLIŞINI DUYURAN/YAYAN değil YANLIŞINDA UYARAN ve/sonra KORUYAN/KOLLAYAN



-DOSTA VİSÂL ve MUTMAİN



-DOUBT vs. CONTRADICTION



-DOYUMLULUK ve/||/<> GÜVEN

( En büyük zenginlik. VE/||/<> En iyi yakınlık/akrabalık. )


-DRAGON ile LANCER ile SÜVÂRİ

( Piyadeler. İLE Mızraklılar. İLE Kılıç ve ok kullananlar. )


-DREN değil/yerine/= AKAÇ

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. )


-DREZİN

( Yol kontrol ve bakımı için demiryollarında kullanılan küçük araba. )


-DUALITY vs. CONTRADICTION



-DUBLAJ/CI[Fr.] değil/yerine/= SESLENDİRME / SÖZLENDİRİCİ/SESLENDİRMECİ/SELENDİRMEN/SELENDİREN



-DUBLÜR ile FİGÜRAN



-DUDAKTAN/AĞIZA GİREN ile/ve/<> DUDAKTAN/AĞIZDAN ÇIKAN

( İnsan/kişi, iki dudağı arasındadır.
1. İçeri ne gireceğini [yiyeceğini/içeceğini] bilen.
2. Dışarı ne [söz] çıka(ra)cağını bilen. )


-DUDAKTAN/AĞIZA GİREN ile/ve/<> DUDAKTAN/AĞIZDAN ÇIKAN

( Dudak ise beşer'i, İnsan yapan/yapabilendir! [Dudağın altı doğadır.[doğanın/düzenin parçasıdır, doğayla ve doğada varolanlarla ortaktır.] )


-DUDAKTAN/AĞIZA GİREN ile/ve/<> DUDAKTAN/AĞIZDAN ÇIKAN

( İnsan/kişi, yediğini bilen/tanıyan, doğasına uygun olanları dudağından geçirendir/geçirebilendir. )


-DUDAKTAN/AĞIZA GİREN ile/ve/<> DUDAKTAN/AĞIZDAN ÇIKAN

( BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!

BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!

 

BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!

BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!
[Özellikle abur-cuburlar, et ve tüm hayvansal ürünler, kahve ve de özellikle sigara gibi...] )


-DÜĞÜM ile/değil/yerine DÜĞÜN

( Kişiye[zih(ni)ne], durumlara/koşullara göre değişir. )


-DUHÂ ile/ve EZAN



-DÜKKAN değil/yerine/= KEPİT



-DUMAN ile BUHÂR[: Buğu. Ar. çoğ. EBHİRE]

( Bir maddenin yanması ile çıkan ve içinde katı zerrelerle buğu bulunan kara ya da esmer renkli gaz. | Havalanan ince tozların ya da sisin havada oluşturduğu bulanıklık. İLE Bir kritik sıcaklığın altında gaz fazına geçen ve sıcaklığı düşürmeksizin, sadece basıncın artırılmasıyla sıvılaştırılabilen özdek/madde. )


-DUMAN ile BULUT

( ACÂC: Bulut. | Duman. )


-DUMAN ile/ve/değil GAZ

( Sigaranın zararı, görünen dumanından değil görünmeyen gazındandır! [dolayısıyla havalandırma[air-condition] neredeyse hiçbir etkisi yoktur!] )


-DUMAN ile TUMAN, TENBÂN[Fars.]

( Yanan ya da buharlaşan bir nesneden göğe doğru yükselen yoğunluk. İLE Don, içe giyilen don, şalvar. )


-DÜMEN ile/değil/yerine/>< DÜZEN



-DÛN

( ALTTA, AŞAĞIDA | AŞAĞI, AŞAĞILIK | ALÇAK )


-DÜN ile/ve TÂR

( Gece. İLE/VE Karanlık. )


-DÜNYA ile/ve/||/<>/> NEPTÜN ile/ve/||/<>/> URANÜS ile/ve/||/<>/> SATÜRN ile/ve/||/<>/> GÜNEŞ

( [=]
50 ay. İLE/VE/||/<>/> 57 dünya. İLE/VE/||/<>/> 63 dünya. İLE/VE/||/<>/> 700 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1300 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1.300.000 dünya. )


-DÜNYANIN ÇEVRESİNİ DOLAŞAN İLK KİŞİ:
MACELLAN değil HENRY

( Ferdinand Macellan, dünyanın etrafındaki turunu tamamlayamadı. 1521'de, Filipinler'de henüz turun yarısındayken öldürüldü. [Macellan, 1511'de, Portekiz'den çıkıp Hint Okyanusu'nu geçerek önce Uzakdoğu'yu ziyaret etti. Henry'i, 1511'de, Malezya'daki bir köle pazarında buldu ve onu geldiği yoldan Lizbon'a götürdü. 1519'da çıkılan dünya turu girişimi de dahil olmak üzere bundan sonraki tüm yolculuklarında Henry, Macellan'ın yanında gitti. Bu yolculuk, öteki yönden, yani Atlas Okyanusu'nu ve Büyük Okyanus'u geçerek gerçekleşti. Bu yüzden, 1521'de Uzakdoğu'ya vardıklarında, Henry dünyanın etrafını tam olarak dolaşmış olan ilk kişi oldu. )


-DÜNYANIN EN SOĞUK YERİ:
OLMYAKON

( Orta Yakutistan'da bulunan Olmyakon'da ölçülen en düşük ısı, -71 °C'dir. )


-dur. dolor.[Lat. < DURANTE DOLORE] değil/yerine/= AĞRI SIRASINDA, AĞRI VARKEN



-DURAĞAN ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNGEN



-DURAĞAN ile HANTAL



-DURAĞAN ile SABİT



-DURAN ile/ve/>/değil/yerine DÖNENDE, DURAN



-DURAN ile/ve/||/<> DURAĞAN



-DURAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNEN

( Susmak bilmez. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Hemen susar.
bkz. www.FaRkLaR.net/SUS )


-DURANDA, DÖNEN ile/ve/<> DÖNENDE, DURAN

( Doğa. İLE/VE/<> İnsan/kendi. )


-DÜRBÜN ile/değil BÜYÜTEÇ



-DÜRBÜN ile ÇİÇEK DÜRBÜNÜ(KALEYDESKOP)

( ... İLE Bir ucu buzlu camla kapatılan, metal ya da mukavvadan bir boru içine yerleştirilmiş aynaların aracılığıyla, boru içine konulmuş renkli küçük cisimlerin ve görüntülerin oluşturduğu çeşitli biçimleri gösteren araç. )


-DÜRBÜN ile PERİSKOP[Fr. < Yun. PERI: Dolay. SKOPEIN: Gözetlemek.]

( ... İLE Denizaltılarda, tanklarda, siperlerde kullanılan, gözlemcinin gözünü çevirmeksizin çevreyi araştırmasını sağlayan optik araç. )


-DÜRBÜN ile TELESKOP



-DURING vs. IN



-DÜRTEN ile/ve/||/<>/> DÜŞÜNDÜRTEN



-DÜRTÜ ile/ve/değil/||/<>/> UYARAN ile/ve/değil/||/<>/> UYARILMA



-DURUK DİN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DEVİMSEL/DİRİMSEL DİN



-DURUM/HAL ve/<>/|| GENİŞ/GELECEK ZAMAN



-DÜŞÜNCE ile/ve DÜZEN



-DÜŞÜNCE ile/ve/+/<> İNANÇ ile/ve/+/<> İMAN

( Bilgi ve/+ yorum. [D] İLE/VE/+/<> Düşüncenin karesi. [D²] İLE/VE/+/<> Düşüncenin küpü. [D³] )


-DÜŞÜNCE ile/ve/+/<> İNANÇ ile/ve/+/<> İMAN

( [Kanıt gereksinimi] Vardır. İLE/VE/+/<> Daha çoktur. İLE/VE/+/<> Hem vardır, hem yoktur; ne vardır, ne de yoktur. )


-DÜŞÜNEN ile/ve/<> DÜŞÜNCELİ



-DÜŞÜNME/KONUŞMA:
"OLANAK(LI/SIZ)" ile/ve/değil/yerine VAROLAN



-DÜŞÜNME ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON



-DÜŞÜNMEDEN ile/ve/değil/yerine KENDİLİĞİNDEN



-DÜŞÜNMEK:
ya KAÇARKEN ile/ve/ya da SIÇARKEN



-DÜŞÜNMEYE/ANLATMAYA BAŞLAMA:
KÖTÜLERDEN ile/değil/yerine İYİLERDEN



-DÜŞÜNSEL İZLENİMLER:
DİNGİN ile/ve/||/<> ŞİDDETLİ

( Eylemlerde, sanat yapıtlarında ve doğa nesnelerinde, güzellik, biçimsizlik. İLE/VE/||/<> Sevgi, nefret, sevinç, keder. )


-DÜŞÜNSEL İZLENİMLER:
DİNGİN ile/ve/||/<> ŞİDDETLİ

( David Hume )


-DÜŞÜNÜLEBİLEN ile/ve/||/<>/>/< YAŞANILABİLEN



-DÜŞÜNÜLMEMİŞ KABUL yerine DÜŞÜNÜLMÜŞ BEN



-DUYU ile/ve/||/<>/> ZİHİN ile/ve/||/<>/> AKIL

( "Çırak". İLE/VE/||/<>/> "Kalfa". İLE/VE/||/<>/> "Usta". )


-DUYUM ile TAHMİN



-DUYUMSAMA ile HEYECAN



-DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSAYABİLEN ile/ve/||/<>/> DUYUMSAYABİLDİĞİNİ, DUYUMSATABİLMEK/DUYUMSATABİLEN



-DÜYÜN değil DÜĞÜN



-DÜZ YÖNELTEÇ/GİDON ile/ve/>< TERS YÖNELTEÇ/GİDON

( )


-DÜZEN



-DÜZEN ile/ve "DÜZENSİZ" DÜZEN



-DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM



-DÜZEN ile/ve DENGE ile/ve UYUM

( Düzenli bir hayat yaşayın ama onu kendi içinde bir amaç haline getirmeyin. )


-DÜZEN ile/ve DİSİPLİN

( Disiplin için "Sevgiyle Disiplin-Fitzhugh Dodson-Kuraldışı Yay." kitabından yararlanmanızı salık veririz. )


-DÜZEN ile DİZGE



-DÜZEN ile/ve DİZGE/SİSTEM

( Kurulabilir en geniş düşünce kalıpları. )


-DÜZEN ile DÜZEN DEVİMLERİ/DİNAMİKLERİ



-DÜZEN ile/ve/değil DÜZENEK



-DÜZEN ile/>< DÜZENSİZLİK

( KOZMOS ile/>< KAOS )


-DÜZEN ile/>< DÜZENSİZLİK

( Düzen, düzensizliğin anlaşılması ile oluş(turul)ur. )


-DÜZEN ile/ve GEREKLİLİK



-DÜZEN ile/ve GİZLİ DÜZEN

( DAVID BOHM )


-DÜZEN ve/<> GÜZELLİK ve/<> UYUM



-DÜZEN ve/<> HIZ ve/<> YALINLIK



-DÜZEN ile/ve/<> İLERLEME

( BREZİLYA ve TÜRKİYE )


-DÜZEN ile/ve İLKE

( Olgun kişiler, ilkesiz davranmaktan vazgeçerek kendilerine olan güveni ve meziyetlerini sağlamlaştırırlar. )


-DÜZEN ile İRÂDE



-DÜZEN ile/ve/değil/yerine İSTENİLEN/İSTENİLEBİLEN DÜZEN



-DÜZEN ile İSTİKRAR



-DÜZEN ile/ve/değil KALIP



-DÜZEN ile KAOS



-DÜZEN ile/ve KAVRAM

( Örgütlenmiş bir bütünlüğü oluşturacak biçimde karşılıklı olarak birbirlerine bağlı maddî ya da maddî olmayan unsurların tamamı. İLE/VE ... )


-DÜZEN ile/ve/<> KURALLILIK



-DÜZEN ile/ve/değil MAKİNA



-DÜZEN ile MEKANİZMA



-DÜZEN = NİZAM = ORDER[İng.] = ORDRE[Fr.] = ORDNUNG[Alm.] = ORDEN[İsp.] = ORDO[Lat.]



-DÜZEN ile OTOMATİĞE BAĞLAMAK



-DÜZEN ile SİMETRİ



-DÜZEN ile SİSTEM



-DÜZEN ve/||/<>/>/< SÜKÛNET



-DÜZEN ile/ve/<>/= SÜREKLİLİK



-DÜZEN ile SÜREKLİLİK



-DÜZEN ile/ve TEKRAR



-DÜZEN ile/ve UYGUNLUK



-DÜZEN ile/ve UYUM

( Düzen ve uyumu içinizde aramalısınız. )


-DÜZEN ile UYUMSAL ORAN



-DÜZENSİZLİK İÇİNDE/Kİ DÜZEN ile/ve DÜZEN İÇİNDE/Kİ DÜZENSİZLİK



-DÜZGÜN ADAM değil FATİHÂ'SI DÜZGÜN



-DÜZGÜN ile/ve/değil/||/<>/< DÜZ

( Bilgiye uzanan yol, hiçbir zaman, düz ve düzgün olmamıştır. )


-DÜZGÜN ile/ve/||/<> DÜZENLİ



-DÜZGÜN ile YAMUK



-DÜZYAZILARDA:
YALIN ile/ve SÜSLÜ ile/ve ORTA



-DYOGEN ile/ve KIBRIS'LI DYOGEN ile/ve ROMEN DYOGEN

( )


-EARN vs. WIN



-EBCED'İN ANLAMLARI:
DÖRT ESAS ile DÖRT YAN

( Dört ana esas noktada:
1. Ebced(Elif, Ba, Cim)(Doğuda)(Allah, el-Bari, el-Celil, ed-Daim): Ey tâlib sen başla.
2. Hevvez(He, Vav, Za)(Batıda)(el-Hadi, el-Vehhab, el-Vedud): İşit.
3. Huttî(Ha, Tı, Ya)(Kuzeyde)(el-Hakim, el-Batın): Haberdâr ol.
4. Kelemen(Kâf, Lâm, Mim, Nun)(Güneyde)(el-Kerim, el-Latif, el-Melik, en-Nur: Söz öğren.
Dört yan noktada:
Sâ'fas(Sin, Ayn, Fa, Sad)(Kuzeydoğuda)(es-Selâm, el-Alim, el-Ferd, er-Rauf, es-Sabur): Çabuk öğren.
Karaşet(Kaf, Ra, Şın, Te)(Kuzeybatıda)(el-Kadir, er-Rahman, eş-Şehid, et-Tevvab): Tertiple oku.
Dahaz(Peltek Se, Hı, Zâl)(Güneydoğuda)(el-Varis, el-Habir, el-Müzill): Hakk'la tut.
Dâzığ(lan)(Dad, Zı, Gayn)(Güneybatıda)(ez-Zahir, el-Gafur): Tamâm eyle. )


-EBEVEYN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIM VEREN



-EBEVEYN ile VELİ



-ECHO vs. REFLECTION



-EDEB ile/ve ERKÂN

( Muktezâ-yı hal üzere söylemek ve eylemek. İLE/VE ... )


-EDEB ve/<>/> İMAN ve/<>/> İLİM ve/<>/> AMEL ve/<>/> İHLÂS



-EDEB ve/=/<> İRFAN



-EDEBİYAT ile YAZIN



-EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN



-EDEN > BULUR



-EDENLİ EDİLGEN ile EDENSİZ EDİLGEN

( PERSONAL PASSIVE vs. IMPERSONAL PASSIVE )


-EDİK ve SOKMAN

( Kısa çizme. VE Uzun konçlu çizme. )


-EDİLGEN ile/ve/değil/||/<>/< ETKİN OL(A)MAYAN



-EDİLGEN ile ETTİRGEN



-EDİLGEN ile GAİB



-EDİLGİN = MÜNFAİL = PASSIVE[İng.] = PASSIF[Fr.] = PASSIV[Alm.] = PASSIVUS[Lat.] = PASIVO[İsp.]



-EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN



-EDUCATION vs. INSTRUCTION



-EFERENT/EFFERENT[İng.] değil/yerine/= GÖTÜRGEN



-eff./effervesc.[Lat. < EFFERVESCENS] değil/yerine/= KÖPÜREN



-EFFECT vs. CONTRIBUTION



-EFGÂN

( Bağırıp çağırma, feryâd. )


-EGEMEN ile/değil/yerine YAYGIN



-EĞİLİM ile/ve/<> ÇEKİLEN



-EĞİM ile/ve/||/<> ALAN



-EĞİM ile EĞİN

( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )


-EĞİTİM > ÖZGÜVEN ve/||/<>/> ÖZGÜVEN > ÜMİT ve/||/<>/> ÜMİT > BARIŞ



-EĞLENCE ile/ve/<> HEYECAN



-EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN

( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )


-EGO IN EXPERIENCE vs. EGO IN OBSERVATION



-EHL-İ BÂTIN

( HAKK'IN SIRRINA ERMİŞLER )


-EHL-İ BEYT ile ASHAB/İHVAN

( ... İLE İlkeleri içselleştirip, paylaşanlar. )


-EHLEN ile/ve/||/<>/> SEHLEN

( Beceriyle. İLE/VE/||/<>/> Kolaylıkla. [hoş geldiniz ve sefalar getirdiniz] )


-EHLİHİBRE/EHLİVUKÛF/EKSPER değil/yerine/= BİLİRKİŞİ/UZMAN



-EHVEN ile EFDAL



-EIDOLON ve/<>/|| DAEMON

( Kendinin bilgisi. )


-EINSTEIN ve/||/<> ROSEN (KÖPRÜSÜ)/SOLUCAN DELİĞİ

( Nathan Rosen ve Albert Einstein tarafından ileri sürülmüştür. Genel olarak beyaz delikler ve kara delikler arasındaki bağlantıya, "solucan deliği" denilmektedir. Bu bağlantı sayesinde, zamanda kısayol bir yol oluşturmaktadır. Kara deliğin en dip noktasında hacim sıfırdır ve yoğunluk sonsuzdur. Yani, kara deliğin dibinde çok güçlü bir çekim etkisi vardır. Bu yüzden buradaki zaman ve mekân bilinenin dışındadır. Bu kuram ile iki kara deliğin farklı boyutlarda bağlanması ile çekim etkisinden yararlanılarak bir kara deliğin içine girip öteki kara deliğin içinden kısa bir zamanda çıkılabilir. )


-EKİLENEN

( PAIENT )


-EKİN ile ALACATEK

( ... İLE Olgunlaşmamış ekin. )


-EKİN ile/ve/<> FİREZ

( ... İLE/VE/<> Ekin. | Yeni çıkmaya başlamış ekin. | Biçilmiş tarlada kalan tahıl kökleri, anız. )


-EKİN ile HALAZA

( ... İLE Ekinler biçilirken, tarlaya dökülen tanelerden, ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin. )


-EKİN ile TINAZ

( ... İLE Savrulmak için hazırlanan dövülmüş ekin yığını. )


-EKİZ/FOTOĞRAF:
YAKALANAN ile/ve/değil/||/<>/< İNŞÂ EDİLEN



-EKLEKTİK "OLAN" ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNCÜL/ENTEGRATİF OLAN



-EKMEK UNU ile/<> KEK UNU ile/<> PASTA UNU ile/<> ÇOK AMAÇLI UN



-EKOJENİK/ECHOGENIC[İng.] değil/yerine/= YANKILAYAN



-EKOLOJİK FAKTÖR değil/yerine/= ÇEVRESEL ETMEN/ETKEN



-EKOLOJİK NİŞ değil/yerine/= ÇEVRESEL ORUN



-EKRAN ve/<> LİTYUM

( ... VE/<> Bilgisayar ekranlarının yapımında kullanılan "lityum"u üreten tek ülke, Şili'dir. )


-EKSEN ile GÖKEKSENİ

( ... İLE İki ucu, sonsuza uzatılmış olarak düşünülen yer ekseni. | Günlük devinmede, yıldızların çevresindeki eksen. )


-EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN

( organ olmasın o )


-EKSİK NEDEN ile/ve HAZIRLAYICI NEDEN



-EKSTANSÖR/EXTENSOR[İng.] değil/yerine/= GEREN | UZATAN | DOĞRULTAN



-EKSTRA/DAN ile FAZLA/DAN



-el-AN[Ar.] ile/ve/||/<>/> el-AN KEMÂKÂN

( Şu anda bile. İLE/VE/||/<>/> Eskiden olduğu gibi. )


-EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA

( İspat. Kesin sonuç olmak amacıyla kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulan kıyas. İLE Diyalektik. Yaygın olarak bilinen önermelerden oluşan kıyas. İLE Retorik. Güvene bağlı olarak kabullenilen(makbûlât) önermelerden oluşan kıyas. İLE Poetik. İnsan ruhunu mutluluğa ya da mutsuzluğa yöneltici etkisi olan önermelerden oluşan kıyas. İLE Sofistik. Gerçeğe benzer ya da yaygınlık kazanmış yalan ya da kuruntudan oluşan önermelerden oluşan kıyas. )


-EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA

( Safsata Türleri )


-EL'ÂN

( ŞİMDİ, ŞU ANDA | HÂLÂ, DAHA )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır, el derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( Eller, beynin uzantısıdır. )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( Ne edersen elinle, o da gider seninle. )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( MAN-: El ile [MANUSCRIPT, MANİVELA] )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( Zihninizde ne varsa, elinize o vurur. )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( )


-EL ve/<>/||/hem de BEYİN

( AMBIDEXTRUS: İki elini de kullanabilme. )


-ELBİSE/ESVAP/KIYAFET/LİBAS değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN



-ELDİVEN ile/ve/<> ELLİK

( ... İLE/VE/<> Ekin biçerken, sol elin parmaklarına geçirilen, eldiven biçiminde, tahtadan yapılan bir araç. | Yelken dikenlerin kullandığı, madensel yüksüğü olan meşin eldiven. )


-ELEKTROMOTOR değil/yerine/= ÇINGIDEVİTKEN



-ELEKTRON ile BETATRON

( ... İLE Elektronları hızlandıran elektromanyetik bir araç. )


-ELEKTRON ile İZOTOP

( AYRIM EŞİĞİ )


-ELEKTRON ile İZOTOP

( J.J. THOMSON - 1897
[Elektronları, izotop kavramını keşfetmesi ve kütle spektrometresini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronları keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir.] )


-ELEMAN değil/yerine/= ÇALIŞAN



-ELEŞTİRİYİ "SAĞLAMAK/SAĞLAYAN" değil ELEŞTİRİYE NEDEN OLMAK/OLAN



-ELICIT vs. INTERROGATE vs. INQUIRE vs. INVESTIGATE vs. QUESTION



-ELİK/TECEN ile/ve ŞAMUA

( Dağ keçisi. İLE/VE Bir tür dağ keçisi. )


-ELİNDE GETİREN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< AKLINDA GETİREN

( Karnında götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Gönlünde götürür. )


-ELLİ BİN ile/değil YEDİ BİN



-ELMAS'TA:
SIRÇA ile/ve KARAVANA ile/ve PERO ile/ve ROZA ile/ve CULLINAN

( Ham. İLE/VE Yassı ve ince. İLE/VE Armut şeklinde tek parça. İLE/VE Pembe. Hollanda taşı. İLE/VE Dünyanın en büyük elması. Afrika yıldızı. Yapuk. )


-ELVAN ile EBRÛ



-ELVAN ve TELVİN

( Doğa. VE Bülbül. )


-EMBRİYO = RÜŞEYM = EMBRYON



-EMEKLİLİK:
RESEN ile/ve/||/<> İSTEĞE BAĞLI



-EMİN değil/yerine/= GÜVENİK/GÜVENLİ



-EMİN değil/yerine/= GÜVENLİ



-EMİN ve/||/<>/> YEMİN

( Eminsek, yemine gerek kalmaz fakat yine de bazen ve bazı koşullarda yemin edilebilir/beklenebilir. [Doğru söz, yeminden ileridir.] )


-EMİR EDEN ile/ve/yerine HİZMET EDEN



-EMİR ile/ve İZİN



-EMPOZİSYON ile/değil PROJEKSİYON



-EMPROVİZASYON değil/yerine/= DOĞAÇLAMA



-EMPTY/VACANT/VAIN/FUTILE vs. ROTTEN



-EN



-EN (İYİ) BİLİNMESİ GEREKEN

( KENDİN! )


-EN ANLAMLI YEMİN ile EN BÜYÜK İNTİKAM ile EN ADİ SÖZ ile EN İYİ YANIT

( Söz vermek. İLE Affetmek. İLE "Seni hiç sevmemiştim." İLE Gülüp geçmek. )


-EN AZINDAN ile BAŞLANGIÇ OLARAK



-EN BÜYÜK BEYNE SAHİP OLAN

( KARINCA [Beyinleri, gövdelerinin toplam ağırlığının %6'sını oluşturur.] )


-EN BÜYÜK DÜŞMAN

( ARZU VE İHTİRASLAR )


-EN BÜYÜK DÜŞMAN

( En büyük düşman, bakacağın son yerde saklanır. )


-EN BÜYÜK MEYDAN

( NAKŞE CİHAN [İRAN]
( ŞAH MEYDANI ya da İMAM MEYDANI olarak da bilinir. )
( Süsleri ve güzelliği ile ünlüdür. ) )


-EN BÜYÜK ZEHİRLİ HAYVAN

( KOMODO EJDERİ )


-EN ÇOK ÖLDÜREN

( KIR FARESİ )


-EN DEĞİŞKEN

( KENDİ HAKKINIZDA TAŞIDIĞINIZ İMAJ )


-EN DENGELİ ÖRGEN

( EL ile ABCDEF ( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır. El derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. )


-EN ENDER KUŞLARDAN

( HORNBILL ( Sandakan - Borneo'da )


-EN EŞİT PAYLAŞILAN

( AKIL )


-EN FAZLA BULUNAN HAYVAN

( PİLİÇ [52 Milyar] )


-EN FAZLA DİŞE SAHİP OLAN

( DEV ARMADİLLO )


-EN İYİ BİLİNEN

( EN İYİNİN GERÇEKLEŞMEDİĞİNİ BİLMEK! )


-EN İYİ BİLİNMESİ GEREKEN

( HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİN! )


-EN İYİ İLETKEN

( GÜMÜŞ )


-EN KÜÇÜK YUMURTAYI YUMURTLAYAN

( DEVEKUŞU[Kendi ağırlığının %1.5'undan hafiftir.] )


-EN ÖNEMLİ BULUŞ:
YELKEN ve EYEF
( bkz.
Nesneler'de )



-EN SALDIRGAN

( KAPLAN )


-EN SON



-EN UZUN DÜĞÜN

( III. Murat'ın, oğlu III. Mehmet için yaptırdığı sünnet düğünü. [ 52 / 56 / 60 / 62 gün olduğu şeklinde rivayet olunur. ] )


-EN UZUN GÜN:
21 ve 22 HAZİRAN



-EN YÜKSEK SESLİ HAYVAN

( İSPERMEÇET BALİNASI )


-EN ile/ve/değil/<> BİRİCİK



-EN EN



-EN ile/ve/||/<> TAM



-EN UC



-EN ile UC



-ENDERÛN ile/ve/||/<> DEHTERÛN



-ENDERÛN ve HAREM



-ENDOKRİN değil/yerine/= İÇSALGI

( Gövdedeki salgıbezlerinin, doğrudan doğruya kana karışacak yolda çıkardıkları salgı. )


-ENDÜSTRİ 1 - 4:
BUHAR ve/||/<>/> ELEKTRİK ve/||/<>/> OTOMASYON ve/||/<>/> NESNELERİN İNTERNETİ



-enem.[Lat. < ENEMA] değil/yerine/= LAVMAN



-ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI:
YERDE/N ile/ve/değil/yerine GÖKTE/N

( )


-ENERJİ ile/ve/değil/<>/= ALAN



-ENFEKSİYON değil/yerine/= İÇBULAŞIM



-ENFEKSİYÖZ/INFECTIOUS[İng.] değil/yerine/= BULAŞKAN



-ENFLASYON ile/ve STAGFLASYON

( ... İLE/VE Ekonominin, durgunluk zamanındaki enflasyon. )


-ENGEISTON değil/yerine/= SANATÇI



-ENGİN ile ENGİN

( Ucu bucağı görünmeyecek kadar geniş. | Denizin kıyıdan çok uzaklarda bulunan geniş bölümü, açık deniz. İLE Değer ve fiyatı düşük olan. | Yüksekte olmayan, alçak yer. )


-ENLIGHTENMENT vs. RIPEN



-ENSTRÜMAN değil/yerine/= ÇALGI



-ENTELEKTÜEL ile/ve/değil/yerine AYDIN

( [Bilgiyi/düşünceyi] Tüketen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Üreten. )


-ENZİM değil/yerine/= ÖZGEN



-EPİFİZ BEZİNDE:
MELATONİN ile/ve/||/<> SEROTONİN["SERATONİN" değil!] ile/ve/||/<> DMT

( )


-EPOPE[Fr. < Yun.] değil/yerine DESTAN



-EPR(DOLANIKLIK) AÇMAZI(PARADOKSU):
EINSTEIN ve/+/||/<> POTENSKI ve/+/||/<> ROSEN

( 1935 )


-EPR(DOLANIKLIK) AÇMAZI(PARADOKSU):
EINSTEIN ve/+/||/<> POTENSKI ve/+/||/<> ROSEN

( )


-ER ile ERGEN ile ERMİŞ



-ERATOSTHENES ve/||/<>/> STRABON

( M.Ö. 276 - 194 ve/||/<>/> M.Ö. 63 - M.S. 23 )


-ERBAB ile UZMAN



-ERBAÎN

( KIRK | DERVİŞLERİN HALVETHÂNEDE BULUNDUKLARI KIRK GÜN, ÇİLE ÇIKARMAK )


-ERBAİN ve/+/<>/> HAMSİN

( 40 gün.[22 Aralık - 31 Ocak arası] VE/+/<>/> 50 gün.[01 Şubat - 21 Mart arası] )


-EREZYON değil EROZYON



-ERGEN/YENİYETME ile/ve/<>/> YETİŞKİN ile/ve/<>/> BİLGE

( Yetişkinlerin, mükemmel olmadığını anladığımız gün. İLE/VE/<>/> Yetişkinleri affettiğimiz gün. İLE/VE/<>/> Kendini affettiğimiz gün. )


-ERGEN ile ERKEN



-ERGUVAN ile/||/<> JAKARANDA/MAVİ JAKARANDA/SİYAH POUİ/EĞRELTİ AĞACI

( Baklagiller ailesinden, on metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççık. İLE/||/<> Güney-Orta Güney Amerika'ya özgü, çekici ve uzun ömürlü, soluk çivit çiçekleri nedeniyle başka yerlerde yaygın olarak ekilen alt tropikal bir ağaç. )


-ERGUVAN ile/||/<> JAKARANDA/MAVİ JAKARANDA/SİYAH POUİ/EĞRELTİ AĞACI

( image
ile
image )


-ERİN ve ERİŞKİN ile/ve/||/<>/> ERGİN

( 13-15 yaş civarına gelmiş, bülûğa ermişler. VE 18-21 yaşlarını doldurmuşlar. İLE/VE/||/<>/> İhtiyârını devrede tutanlar, nelere, ne kadar HAYIR! diyeceğini ve istencini/irâdesini neye, ne kadar yönelteceklerini bilenler/uygulayanlar. )


-ERİTEN ile ERİTİCİ ile ERİYİK

( İçinde katı bir madde eriyebilen ya da katı bir maddeyi eritebilen sıvı. İLE Eritme özelliği olan. | Bir başka maddeyi eriten, çözündüren cisim. İLE İçinde katı bir madde erimiş bulunan sıvı, mahlul. )


-ERKEK ÖRGEN, STAMEN = UZV-I TEZKÎR = ÉTAMINE



-ESANSİYEL/ESSENTIAL[İng.] değil/yerine/= TEMEL | NEDENİ BİLİNMEYEN



-EŞANTİYON değil/yerine/= ÖRNEKLİK



-ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ile/ve/||/<>/< RASHOMON

( "Rashomon Etkisi"nin, felsefe, bilim, sanat, sinema, psikoloji, tüze(hukuk), adlî tıp ve psikoloji alanlarındaki karşılıklarını daha kapsamlı değerlendirebilmek için Rashomon filmini izleyebilir ve sevgili Sevil Atasoy hocamızın sunumunu dinlemek için burayı tıklayınız... )


-ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ile/ve/||/<>/< RASHOMON

( )


-ESARETİN BEDELİ(SHAWSHANK REDEMPTION) ile/ve/||/<>/< RASHOMON

( )


-ESASEN değil/yerine/= GERÇEKTE



-EŞEK ile KARAKAÇAN

( ... İLE Atgillerden, uzun kulaklı hayvan. | Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç ya da dört ayaklı sehpa. )


-EŞEYSELLİK/SEKS ve/> (İLK) TÖREN



-ESFEL-İ SÂFİLÎN

( EN ALT MERTEBE, CEHENNEM )


-ESHÂB-I YEMİN ile MEYMENE



-EŞİK ile KATMAN



-ESİN ve/||/<>/> BESİN



-EŞİT/DENK ile/ve/değil/||/<>/> AKRAN



-EŞİTLİK ile/ve/değil/||/<>/< EŞİTLEYEN



-ESKALASYON değil/yerine/= ARTIŞ/TIRMANIŞ

( İhalelerde sözleşme fiyatının maliyetlerdeki artışa göre güncellenmesi. )


-ESNAF[Ar.] değil/yerine/= İŞMEN



-ESNEME'DE[İng.]:
AÇLIKTAN ile CAN SIKINTISINDAN/MELAL[Ar.] ile SİNİR YORGUNLUĞUNDAN ile OKSİJENSİZLİKTEN



-ESNEMEK:
"OKSİJEN GEREKSİNİMİMİZDEN DOLAYI" değil BEYNİMİZİ SOĞUTMAK İÇİN



-EŞORTMAN değil EŞOFMAN[Fr. < ÉCHAUFFEMENT]



-ETEN ile/ve EŞELEK

( Meyvelerin/yemişlerin yenen bölümü. İLE/VE Meyvelerin/yemişlerin yenmeyen iç bölümü. )


-ETİLEN ile POLİETİLEN

( ... İLE Etilenin, çeşitli yöntemlerle polimerleştirilmesinden elde edilen, dayanıklı, parlak, birçok kimyasal madde etkisiyle bozulmayan, saydam katı. )


-ETKEN

( ACTIVE )


-ETKEN/ETMEN = ÂMİL = FACTOR[İng., İsp.] = FACTEUR[Fr.] = FAKTOR[Alm.]



-ETKEN ile/ve BELİRLEYİCİ



-ETKEN ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞKEN



-ETKEN ile ETKİN



-ETKEN ile ETMEN



-ETKEN ile NEDEN



-ETKEN ile VESİLE



-ETKER NEDEN = EFFICIENT CAUSE[İng.] = CAUSE EFFICIENTE[Fr.] = WIRKENDE URSACHE[Alm.] = CAUSA EFFICIENS[Lat.]



-ETKİ/N ile/ve/<> YETKİ/N



-ETKİ ile/ve/> NEDEN



-ETKİLEŞİMLİ ve/||/<> DEVİNGEN



-ETKİN ile/ve BASKIN



-ETKİN ile/ve EGEMEN

( Egemen de/bile, egemenliğinin egemenliği altındadır. )


-ETKİN ile ETKEN



-ETKİN ile/ve/<> ETKİLİ



-ETKİN = FAAL = ACTIVE[İng.] = ACTIF[Fr.] = AKTIV[Alm.] = ACTIVO[İsp.]



-ETKİN ile/ve İŞLEYEN

( FÂİL ile/ve ÂMİL )


-ETMEN = ÅMİL = AGENT[İng., Fr.] = AGENS, DAS WIRKENDE[Alm.] = AGENS[Lat.] = AGENTE[İsp.]



-ETMEN ile BİLEŞEN



-ETMEN ile/ve/değil EŞİK



-EUS/ENDOSCOPIC ULTRASOUND[İng.] değil/yerine/= ENDOSKOPİK ULTRASON, İÇ GÖREÇLEMEYLE ULTRASON



-EV ile KORUGAN

( ... İLE Ağaç gövdeleriyle yapılmış ve çevresinde kazılı çukuru bulunan, korunmaya elverişli, kare biçimindeki ev. | Ateş etmeye olanak verecek biçimde hazırlanmış delik ve mazgalları bulunan yer. )


-EVANTRASYON/EVENTRATION[İng.] değil/yerine/= KARIN DIŞINA ÇIKMA, EVİSERASYON



-EVLÂD-I BÜTÛN ile/ve EVLÂD-I ZUHÛR

( Kişinin kızının çocukları. İLE/VE Kişinin oğlunun çocukları. )


-EVLENMEMİŞ ile EVLİ OLMAYAN

( Bekâr(< [Ar. BEKÂRET][Fars. BİKÂR]), evlenmemiş demektir. [Evli olmayan anlamına gelmez!] )


-EVOLUTION vs. MUTATION



-EVREN

( Korkunun, fethedilme süreci. )


-EVREN/KAİNAT:
OLUŞ/KEVN ve/||/<> BOZULUŞ/FESAD



-EVREN ile/ve BEN/KİŞİ



-EVREN ile/ve BEN/KİŞİ



-EVREN ve/<> BEYİN

( Makro beyin. VE/<> Mikro evren. )


-EVREN = KÂİNAT = COSMOS[İng., Fr.] = KOSMOS[Alm.] = KOSMOS[Yun.]

( VAROLANLARIN HEPSİ | OLANLAR | AYALTI DÜNYA [olarak kabul edilirdi] )


-EVRENSEL ile/ve/değil/yerine PAYLAŞILAN



-EVRENSEL ile/ve/değil/yerine PAYLAŞILAN



-EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN

( Filozoflar. İLE/VE/<> Peygamberler. )


-EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN

( Genel/e. İLE/VE/<> Özel/e. )


-EVRENSELLER ile/ve/<> KENDİN

( Evrensellere katılmayanlar, özelin sofrasına da oturamaz. )


-EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( Canlının tür olarak gelişmesi, bir canlıyı ötekilerden ayırt eden morfolojik ve fizyolojik karakterlerin gelişmesi yolunda geçirilen bir seri değişim. İLE Genetik yapıda, kendiliğinden ya da bir dış etken aracılığı ile ortaya çıkan değişiklik. | Doğada ve toplumda, niteliksel değişmelerin, yavaş yavaş değil birdenbire olması, bir şeyin, ortam ve koşullarını bulduğunda, birdenbire nitelik değiştirmesi. )


-EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( 1500 milyon yıl ilâ 2 milyar yıl gerekir. )


-EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( )


-EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( )


-EVRİM/EVOLASYON[İng. < EVOLUTION] ile DEĞİŞİNİM/MUTASYON

( )


-EVVELDEN değil/yerine/= ÖNCEDEN/ÖNCELERİ/ESKİDEN



-EWALD von KLEIST ve/||/<> PIETER VAN

( LEIDEN ŞİŞESİ - 1745 )


-EX ANTE PREVIOUSLY[İng.] değil/yerine/= ÖNCEDEN



-EX POST FROM BEHİND[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLEŞEN



-EXAMPLE vs. SAMPLE vs. INSTANCE vs. SPECIMEN



-EXCITABLE EJACULATION vs. SEXUAL EJACULATION



-EXECUTION vs. TO FASTEN



-EXISTENCE AT OUT vs. EXISTENCE AT MIND vs. EXISTENCE AT LANGUAGE vs. EXISTENCE IN WRITTEN



-EXPANSION vs. EVOLUTION



-EXPERIENCE vs. ACCUMULATION



-EXPERIMENT vs. OBSERVATION



-EXPLOITATION vs. ABUSE vs. MANIPULATION



-EXPORT PROMOTION and EXPORT RESTRICTIONS and EXPORT SUBSIDY and EXPORT VOLUME and TEMPORARY EXPORT

( İhracatın teşviki. VE İhracat sınırlamaları. VE İhracat sübvansiyonu. VE İhracat hacmi. VE Geçici ihracat. )


-EXTEND vs. WIDEN



-EYLEM:
ÖZEN ve/||/<> DİSİPLİN



-EYR KONDİŞIN/AIR CONDITION değil/yerine/= ISI DENGELER



-EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ve/||/<> GÖRELİLİK ve/||/<> HOLOGRAFİK EVREN ve/||/<> SİBERNETİK ve/||/<> KUVANTUM



-EZAN değil/yerine/= ÇAĞRAN



-EZAN ile SALÂ

( Ezan, günde beş vakit olarak kılınan namaza davet içindir. Sabah ezanı Sabâ Dilkeşhâverân, öğle ve ikindi namazı Hicaz/Hüseynî, akşam namazı Rast, yatsı namazı ise Nevâ, Beyâti, Rast ya da Hicaz makamlarından biriyle okunur. )


-FAAL/AKTİF değil/yerine/= ETKİN



-FACEBOOK ile TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE

( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )


-FACEBOOK ile TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE

( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )


-FAİLİ MEÇHUL değil/yerine/= EDİMCİSİ BELİRSİZ/EDİMCİSİ BİLİNMEYEN



-FAIR-PLAY değil/yerine/= DÜRÜST OYUN



-FAKSİYON değil/yerine/= KURUMLAR

( KURUMLAR )


-FAKTÖR[İng.] değil/yerine/= ETKEN/ETMEN



-FALAN FEŞMEKAN



-FAMOUS vs. KNOWN



-FANTASY vs. IMAGINATION



-FARE ile/ve KESEĞEN



-FARE ile SIÇAN

( Fareler, tüm kıtalarda yaşar. [5200 metreye kadar] )


-FARE ile SIÇAN

( Gebelik süreleri 22-24 gündür. [Doğumdan 24 saat sonra gebeliğe uygun duruma gelir.][Yılda 60 kadar yavru doğurabilmektelerdir.] İLE ... )


-FARE ile SIÇAN

( [Sans.] MUSH[< MUSHKA: Küçük fare. | Haya/testis. > MUSK (Misk geyiğinin erbezi benzeri salgı bezinden) > MUSCLE(< derinin altında fare/sperm gibi hareket etmekten)]: Fare. | Çalmak. [Fare için 40 ayrı sözcük kullanılır.] )


-FARE ile SIÇAN

( Fare ile ... )


-FARE ile/ve SIÇRAYAN



-FARE ile/ve/||/<> TAVŞAN



-FARKLI AÇILARDAN ve/||/<> BÜTÜNCÜL BAKMAK



-FARZ-I AYN ile/ve/<> FARZ-I KİFÂYE

( Herkes için geçerli olan durumların/konuların bilinmesi gerekli/zorunlu bilgiler/ilimler. İLE/VE Bazı kişilerin bilmesi yeterli olan bilgiler/ilimler. )


-FARZ ile/ve/değil İMAN



-FASİLELER = FASÎLAN = FAMILLES



-FASON ile/ve TAŞERON



-FATİH SULTAN MEHMET ve AKŞEMSETTİN



-FAZLA ile/ve/değil ETKİN



-FAZLA ile/ve SORUN



-FEAR vs. PRECAUTION



-FEAR vs./and PROTECTION



-FEATURE OF EARTH değil/yerine/= TOPAN



-feb. dur.[Lat. < FEBRE DURANTE] değil/yerine/= ATEŞ SIRASINDA, ATEŞ VARKEN



-FECİR değil/yerine/= TAN



-FEDAİ değil/yerine/= YOLUĞAN



-FEDÂKÂRLIK:
YAPTIKLARIN ile/değil YAPMADIKLARIN

( Başkaları için. İLE/DEĞİL Kendin için. )


-FEDARASYON değil FEDERASYON



-FEDERASYON ile KONFEDERASYON

( Savunma ve dış politika alanında dayanışma amacıyla birden fazla devletin bir birlik devleti içinde birleşmesi. | Aynı alandaki çeşitli kuruluşları bir arada toplayan dayanışma birliği. İLE Birden fazla ülkenin genellikle dış işleri ve savunma alanlarında federasyona göre biraz daha ılımlı bir bağımlılık içinde ortak politika ve yönetim izleyip öteki alanlarda ise bölgesel yönetimlerinde serbest bulundukları devletler topluluğu. | Çeşitli ortaklıkların, daha çok sendikaların kümeleşmesi. )


-FELSEFE:
"YAPTIRIMLARI OLAN" değil/yerine YARGILARI OLAN



-FELSEFE:
ELEŞTİREL ile/ve/<> YARATICI ile/ve/<> ETKİN



-FELSEFE'DE MÎLÂDLAR:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI



-FELSEFE ve DİN

( Kişinin [ve evrenin] sorularına aklın sınırları içinde kalarak yanıt vermeye çalışmak. VE Anlama ilişkin soruların akıl ile değil kurguyla yapılacağına yönelik yaklaşımı felsefenin soruları içinde kalarak yanıtlamaya çalışmak. )


-FELSEFE ve DİN

( GAZALİ ve KANT )


-FELSEFE ile DOKTRİN

( Her bir kişinin sürekli düşünme ve eylemde olmasını destekler. İLE Her doktrin kabul bekler. )


-FELSEFE ile/ve/||/<> İNSAN



-FELSEFE ile SPEKÜLASYON



-FELSEFESİZ ...:
BİLİM ile SANAT ile HUKUK/DİN ile YAŞAM

( Kör. İLE "Süsleme". İLE "Kural". İLE Yaşanmamış. )


-FELSEFİ DİSİPLİN ile EPİSTEMOLOJİ



-FENOMEN değil/yerine/= GÖRÜNGÜ



-FENOMEN ile NUMENON/NUMENEN

( Uzay ve zaman(d)a konu olan. İLE ... )


-FER-İ TÂLÎ değil/yerine/= SÜRGÜN

( Bitkinin dibinden süren filiz. )


-FERMAN ile/ve FETVÂ



-FERMAN ile/değil MENŞÛR

( ... İLE/DEĞİL Vezirlik ya da mareşallik rütbesi için çıkarılan ferman. )


-FERMAN ile/değil MENŞÛR

( ... İLE/DEĞİL Vezirlik ya da mareşallik rütbesi için çıkarılan ferman. )


-FERMAN ile/ve/değil TOMAR



-FESLEĞEN ile YERFESLEĞENİ

( ... İLE Sütleğengillerden, otsu ya da odunsu, sürüngen gövdeli bitki. )


-FESTİVAL[İng.] değil/değil/yerine/= ŞENLİK/ŞÖLEN



-FEVERAN değil/yerine/= KÖPÜRME/PARLAMA



-FEVRÎ[Ar.] değil/yerine/= PARLAGAN



-FEW vs. SECRET/HIDDEN



-FEYEZAN/SEYLAP değil/yerine/= TAŞKIN



-FİBER ile FİBERGLAS ile FİBERİN

( Sıkıştırılmış bitki tellerinden yapılmış mukavva ya da tahta. İLE Plastik maddelerden, özellikle poliyesterden parçaların yapımında kullanılan sağlamlaştırma maddesi. İLE Kan ve lenf serumunda bulunan, albüminli bir madde. )


-FIBONACCI ile/ve/||/<>/> TARTAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Aşağıda ve sıkça gördüğünüz kumaş, dönem dönem moda olan, genelde battaniyelerde karşımıza çıkan, geleneksel "İskoç deseni"ni de anımsatıyor. Bu tarz desenlere, "tartan" adı veriliyor.

Geçtiğimiz yıllarda bu tartanlardaki çizgilerin kalınlığının 1,1,2,3,5,8,13,21... biçiminde devam eden Fibonacci sayılarına göre oluşturulduğu fark edildi.

İlk tasarımcıların neden bu biçimde döşeme yaptığıyla ilgili bir bilgimiz olmasa da böyle bir ilişki olduğunu görmek çok heyecan verici... )


-FIBONACCI ile/ve/||/<>/> TARTAN

( )


-FİBRİN değil/yerine/= PIHTI LIFİ



-FICTION vs. APPREHENSION



-FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ

( ... Ağaç rakım sınırı 1800 m.dir. [Deniz seviyesinden 1800 m.nin üzerinde ağaç olmaz] )


-FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ

( Sürgün, taze ve düzgün fidan. )


-FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ

( Divan şiirinde sevgilinin boyu ve endamı, ince ve düzgün oluşu nedeniyle nihâle benzetilir. )


-FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ

( [Sümerce] ... ile/ve GİŞ )


-FİDAN ile ARIK

( Fidan dikilen yer. )


-FİDAN ile BETÎL[Ar.]

( ... İLE Ana ağaçtan ayrılıp başka kök salan fidan. )


-FİDAN ile BEYÂRE[Ar.]

( ... İLE Kısa, boysuz/bodur olarak yerde yetişen fidan, sebze, meyve. )


-FİİLLERDE:
HUKUKULLAH ile/ve/||/<> HUKUK'UL-ABD ADDEDİLEN ile/ve/||/<> İKİSİ BİRDEN ile/ve/||/<> HUKUK'UL-ABD'İN GALİP BULUNDUĞU



-FİİLLERDE:
MEMNÛ ile/ve/||/<> TAVSİYEYE ŞÂYÂN / GAYR-I ŞÂYÂN ile/ve/||/<> MUBAH



-FİİLLERİN ile/ve/değil/yerine/<> YAKARIŞ



-FİKİR ile/ve/yerine VİCDAN



-FİLAN FEŞMEKÂN



-FİLOZOF:
ANLAŞABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZLAŞABİLEN



-FİLOZOF ile/ve/||/<> DÜŞÜNÜR ile/ve/||/<> AYDIN ile/ve/||/<> YAZAR



-FİLOZOF ve SORU/SORUN

( Filozof/lar doğrudan sorunla/rla uğraş(and)ırlar. )


-FİLVÂKİ/VÂKIA değil/yerine/= GERÇİ/GERÇEKTEN



-FİNCAN ile/değil ÇAMÇAK



-FİNCAN ile/değil ÇAMÇAK



-FİNCAN ile PİYALE

( ... İLE Kulpsuz, büyük fincan. )


-FINDING SOLUTION vs. FIX THE SOLUTION



-FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN



-FIRIN ile/değil ETÜV[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Yiyecekleri, nesneleri, yüksek ısıyla sterilize ve dezenfekte etmekte kullanılan, kapalı aygıt. | Çeşitli eşyayı kurutmakta ya da temizlemekte kullanılan aygıt. | Mikropların üretilmesinde uygun sıcaklığı sağlayan kapalı aygıt. )


-FIRIN ile HAMLAMA

( ... İLE Hamlama eylemi. | Çini toprağından yapılmış nesnelerin ilk pişirilişi. | Bu pişirmenin yapıldığı fırın bölümü. )


-FIRTINA ile FİLİZKIRAN

( ... İLE Mayıs ayında, ağaçların filizlendiği mevsimde çıkan bir fırtına. )


-FISTIK:
ANTEP ile/||/<> SİİRT ile/||/<> İRAN



-FİSYON ile FÜZYON

( Atomun ikiye bölünmesiyle ortaya çıkar. İLE İki atomun çeşitli etkileşimler sayesinde birleşmesi ve ortaya daha ağır bir atomun çıkması.
[Nükleer süreçlerden olan fisyon ve füzyon, atomların kullanılmasıyla enerji oluşturulmasıdır.] )


-FİSYON ile FÜZYON

( Fisyon enerjisi, buhar çevrimi aracılığıyla elektrik üretiminde kullanılabilmektedir. İLE Füzyon, manyetik ve araçsal olmak üzere iki farklı sınırlama bulunmaktadır. [Manyetik sınırlamada plazmayı kontrol altında tutmak için manyetik alanlardan yardım alınır. Aletsel sınırlamadaysa yakıt elemanlarını en üst koşullarda sıkıştırmak için lazer ve iyot demetlerinden yararlanılır.] )


-FİSYON ile FÜZYON

( "Çekirdek parçalanması" olarak kabul edilebilir.[Fisyonun en belirgin özelliği, ağır çekirdeklerinin bölünmesi ve bu bölünmeyle enerjinin açığa çıkmasıdır. Bu süreçte bölünen ağır çekirdekler, genellikle Uranyum-235 ve Plutonyum-239 olmaktadır.] İLE "Çekirdek birleşmesi” olarak tanımlanabilir. )


-FITRÎ değil/yerine/= DOĞUŞTAN



-FIXED vs. RELATION



-FİZİK YASALARI bakışımsal[simetrik]/||/= ZAMAN



-FLORESAN/FLUORESCENT[İng.] değil/yerine/= IŞIKTA PARLAYAN, IŞIK YAYAN



-FLORİ ile FLORİN/GULDEN

( Altın para. İLE [eskiden] Hollanda para birimi. )


-FON

( Akustikte ses şiddeti birimi. )


-FONOGRAF/GRAMOFON değil/yerine/= SESYAZAR



-FORESIGHT vs./and ASSERTION



-FORMASYON değil/yerine/= YETİŞİM



-FÖRST LEYDİ/FIRST LADY değil/yerine/= BAŞBAYAN



-FOTOĞRAF:
ÇEKİLEN ile/ve/değil/||/<>/> SEÇİLEN



-FOTOĞRAFTA:
KAÇKARLAR ile/ve HİNDİSTAN



-FOTON ile/<> BALYON[10-90]



-FOTON ile/ve/||/<> BOZON



-FOTOSENTEZ ile/ve/||/<> EPİPELAJİK/ÖFOTİK KUŞAK/ZON

( ... İLE/VE/||/<> Denizlerin, fotosenteze elverecek kadar yeterince ışık alan, suyun ışık geçirgenliğine bağlı olarak birkaç metreden 200 metre derinliğe kadar uzanan bölgesi. )


-FRAGMAN ile/ve/||/<> KOMPARTIMAN



-FRAJİL[İng./Fr. FRAGILE] değil/yerine/= KIRILGAN



-FREN ile/ve/||/<> BALATA[Alm.]

( ... İLE/VE/||/<> Soğuk ve sıcakta büyük bir sürtünme katsayısına sahip olan, suya ve yağa dayanıklı, yavaş aşınan nesne. | Motorlu araçlarda fren yapmayı sağlayan, tekerlek mili üzerine yerleştirilmiş yarım ay biçimindeki araç. )


-FREUD ile/ve/||/<> İZZETTİN ŞADAN



-FRONTAL[İng.] değil/yerine/= ALNA İLİŞKIN | ÖNDEN



-FTR/PHYSICAL THERAPY AND REHABILITATION[İng.] değil/yerine/= FİZİK TEDAVİ VE REHABILITASYON



-FUHUŞ ile/ve/||/<> GABİN

( ... İLE/VE/||/<> Alışverişte, satın alınan mala ödenilen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )


-FULL-TIME[İng.] değil/yerine/= TAM GÜN



-FULL-TİME değil/yerine/= İŞGÜN



-FULMINAN/FULMINANT[İng.] değil/yerine/= TEZ KÖTÜLEŞEN



-FUNCTION vs. CONFLUENT HYPERGEOMETRIC FUNCTION



-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( Önce furkan, sonra Kur'ân. )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( Doğada. VE/+/||/<>/>/< Dilde. )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( Toplanma. VE/+/||/<>/>/< Yayılma. )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( İlim[4]. VE/+/||/<>/>/< İrfan[2] [= 6]. )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( 4[Evvel+Âhir+Zâhir+Bâtın]. VE/+/||/<>/>/< 2[Zaman ve Zemin] [= 6]. )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( Kur'ân, Kelâmullah'ın fotoğrafıdır. )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( Kur'ân, sana özel gönderilen mektup gibi okunmalıdır! )


-FURKAN(FARKLAR) ve/+/||/<>/>/< KUR'ÂN

( Çözümleme. VE/+/||/<>/>/< Birleştirme. )


-FURKAN ile/ve/<> TEFRİK



-FURKANSIZ KUR'ÂN ile KUR'ÂN'SIZ FURKAN

( Sabit düşünce, dogma. İLE Doğru yoldan çıkma, eğri/yanlış yola sapma, dalâlet. )


-GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )


-GALİP[Ar.] değil/yerine/= BASKIN/YENEN/KAZANAN/UTKAN



-GALİP ile EGEMEN



-GALON

( 4.5 litrelik Anglo-Sakson sıvı ölçüsü. )


-GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN



-GAMMA ile/ve BOZON



-GARAMAFON değil GRAMOFON



-GARİBAN ile FAKİR



-GARİP[Ar.] değil/yerine/= ELGİN



-GARİP/GARİBAN değil/yerine/= KİMSESİZ



-GARİP ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUN



-GARNİZON[Fr. < GARNISON] değil/yerine/= ASKERÎ BİRLİKLERİN BULUNDUĞU YER/KENT/BÖLGE/ALAN

( Bir kenti savunan ya da yalnız orada bulunan askerî birlikler. )


-GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ:
"KARMAŞIK" değil RASTGELE OLAN



-GAYB ile YOK/VAROLMAYAN



-GAYBE/GAİBE İMAN değil GAYB/GAİB'TEN İMAN(EMİN OLMA)

( Eşiklerimizin/sınırlarımızın farkında olarak ve kabul ederek, sınırlarımızın ötesinde olanlarla kendimizi gereğinden fazla zorlamamak. )


-GAYR-I MÜMKÜN değil/yerine/= OLANAKSIZ



-GAYRİ İHTİYARİ ile DİRENÇ/İSTEM/İSTENÇ DIŞI/KENDİLİĞİNDEN



-GAZ BALON



-GAZANFER ÖZCAN ve/||/<> FECRİ EBCİOĞLU

( )


-GAZETECİLİK ile/ve/||/<>/>< YAZIN



-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( Birlik/Vahdet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Çokluk/Kesret. )


-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( Gece/karanlık önceliklidir. )


-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( [Fars., Ar.] ŞEB-TÂ-BE-SEHER: Geceden sabaha kadar. )


-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( ŞEB Ü RÛZ: Gece gündüz. | RÛZ Ü ŞEB: Gündüz gece. )


-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( MELEVÂN: Gece ile gündüz.[MÂ-DÂM-EL-MELEVÂN: Gece ve gündüz devam ettikçe. | MÂ-TEÂKAB-EL-MELEVÂN: Gece ile gündüz birbiri ardı sıra geldikçe.] YA'FUR[çoğ. YAÂFÎR]: Gecenin beşte/altıda bir gibi bölümü. )


-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Şeriat. )


-GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( TÜNMEK: Havanın kararıp gece olması. )


-GEÇERLİ ile/ve/||/<> İŞLEYEN



-GEÇİRGEN ile/değil/<> İLETKEN



-GEÇMİŞ ANLATIMINDA:
DÜN değil BİR ÖNCEKİ GÜN



-GEÇMİŞ:
"AİT OLDUĞUMUZ" değil BANA/BİZE AİT OLAN



-GEÇMİŞTEN GELEN ile GEÇMİŞTEN KALAN



-GEDO ZEN ile/değil/yerine/>< ZEN

( Sadece olağanüstü, doğaüstü güçler elde etmek için yapılan uygulamalar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


-GELEN-GEÇEN



-GELEN-GİDEN



-GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN



-GELENEKTE, TEVHİD:
AKIL ÜZERİNDEN ile/ve/> KALP VE DUYGU ÜZERİNDEN

( Tenzih ile. İLE/VE/> Teşbih üzerinden. )


-GELENEKTE, TEVHİD:
AKIL ÜZERİNDEN ile/ve/> KALP VE DUYGU ÜZERİNDEN

( İkisinde de, sur üflenerek çağrılırdı. )


-GELENİN ile/ve/<> DÖNENİN

( Malı. İLE/VE/<> Canı. )


-GELİN



-GELİN ve/<> DAMAT

( İ'SÂR[Ar.]: Gelin olma çağına gelme. )


-GELİN ile EĞRETİ GELİN



-GELİN ile/değil KUMA



-GELİP GEÇEN ve/||/<>/> GÜLÜP GEÇMEK



-GELİP GEÇEN ile/ve/değil/yerine SÜREKLİLİK



-GELİŞİM ile/ve SIRADÜZEN



-GELİŞMEKTE OLAN ile GELİŞMEMİŞ



-GEMİ ile/değil FIRKATEYN

( ... İLE/DEĞİL Eskiden kullanılan, bir savaş gemisi. )


-GEN ile GEN[Yun.]

( Geniş. | Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde, "kenarlı" anlamıyla kullanılan ek sözcük. | İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. İLE İçinde bulunduğu göze ya da organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve gözeden gözeye geçen kalıtımsal öğe. )


-GEN ve/||/<>/> HAPLOGRUP ve/||/<>/> Y SOYAKTARANI



-GEN ve/<> HOLOGRAM



-GEN ile KROMOZOM



-GEN ile/ve/||/<> MC1R GEN

( ... İLE/VE/||/<> Deri rengi[pigmentasyonu] üreten genlerden biri. )


-GENÇKEN ÇABALA!:
"PARA/ÇIKAR KAZANMAK" İÇİN değil/yerine ÖĞRENMEK İÇİN



-GENDLIN ile/ve/||/<>/< ROGERS



-GENEL ile/ve/değil OLAĞAN



-GENERAL değil/yerine/= ORDUHAN



-GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME



-GENİŞ ile YAYVAN

( ... İLE Eni, boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş. )


-GERÇEK KESİNTİLİ(HAKÎKİYYE) ile SADECE İKİ ŞIKKI UZLAŞTIRMAYI ENGELLEYEN ile SADECE İKİ ŞIKKI DA BOŞA ÇIKARMAYI ENGELLEYEN

( İki şıkkı uzlaştırmayı ve boşa çıkarmayı birlikte engelleyen.(Sayı ya çifttir ya tektir.) Bu şey ya ağaçtır ya taştır. Zeyd ya denizdedir ya da boğulmaz. )


-GERÇEK:
(SENİ) DEĞİŞTİREN ve/<> DÖNÜŞTÜREN



-GERÇEKLİK/HAKİKAT =/< KUŞKU BULUNMAYAN/BARINDIRMAYAN



-GERDAN ile GERDANLIK ile GERDANİYE

( Gövdenin, omuzlarla, baş arasında kalan bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk. İLE Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. İLE Türk müziğinde, ince sol notasını andıran perde ve bir makam adı. )


-GEREK KOŞUL/NEDEN ile/ve/||/<> YETER KOŞUL/NEDEN



-GEREK NEDEN ile/ve/||/<>/> EREK NEDEN



-GEREKEN ile BEDEL



-GEREKEN ile/ve/değil/yerine GEREKMEYEN

( İSTİLZAM: Gerektirme, gerekme. )


-GEREKSİNİM ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( ... İLE/VE/<> Gereksinimlerinin gereksinimi(/hedefi) durumuna getirilmiş/düşürülmüş olan. )


-GEREN ile KEPİR/ŞÛRE[Fars.]

( Kuruyunca çatlayan toprak. İLE Çorak toprak. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Gebelik süreleri 540 gündür. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Gergedanların çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )


-GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )


-GERGEDAN ile JAVA GERGEDANI



-GERGEDAN ile SUMATRA GERGEDANI

( ... İLE Sumatra Gergedanı )


-GERGEDAN ile SUMATRA GERGEDANI

( ... İLE Ne yazık ki, Kasım 2019 itibariyle soyu tükenmiştir. :( (((((( )


-GERGEDAN ile TÜYLÜ GERGEDAN

( ... İLE Yaklaşık 10.000 yıl önceye kadar yaşamış bir gergedan türü. )


-GERGİNLİĞİN BÖLGELERİNDE:
BOYUN ile/ve/||/<> OMUZ ile/ve/||/<> ÜST SIRT ile/ve/||/<> ORTA SIRT ile/ve/||/<> ALT SIRT ile/ve/||/<> MİDE

( [psikolojik nedenleri] "Kendini tanımlamada korku ve bastırılmışlık." İLE/VE/||/<> "Zorunluluk ve sorumluluk." İLE/VE/||/<> "Üzüntü, keder." İLE/VE/||/<> "Güvensizlik ve güçsüzlük." İLE/VE/||/<> "Utanç, suçluluk, değersizlik." İLE/VE/||/<> "Duyguları yönetmede yetersizlik." )


-GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN

( Kale, kermen, kirman. İLE Canlılarda, gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü. İLE Eskiden, bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da oturan halk ya da bu halktan olan kişi. )


-GEVEZE/YANŞAK, "ÇENESİ DÜŞÜK" ile/değil/yerine KONUŞKAN



-GEVİŞ GETİREN

( RUMINANT )


-GEYİK ile/ve GÖZEN



-GEZEGEN ile "SERSERİ GEZEGEN"

( Bize olan uzaklığı, yaklaşık olarak 80 ışık yılı olan PSO J318.5-22 adlı "Serseri Gezegen", bir yıldıza sahip değildir. Serseri gezegenin boyutu, Güneş Sistemi'mizdeki tüm gezegenlerin toplamından daha büyüktür. Kendini öteki serseri gezegenlerden ayıransa, bu kategorideki en genç gezegen olması ve yaşam döngüsünün bu kadar erken bir evresinde yıldızı tarafından uzaya savrulmasıdır. )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Dünyanın 360 derecelik yapısı, her derecenin yeryüzündeki mesafe karşılığı 25 fersahtır. Her fersah 12.000 zira(arşın)(5.685 m.)dir. Bir zira 25 parmaktır. Bir parmak, bitişik ve dışı içine gelecek biçimde dizilmiş altı arpa tanesi uzunluğunda bir mesafedir. )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( ... İLE/VE Yüzölçümü: 509.600.000 km2 | Kara: 148.326.000 km2 )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( ... İLE/VE Asya: %30, Afrika: %20.3, Kuzey Amerika: %16.3, Güney Amerika: %11.9, Antartika: %8.9, Avrupa: %6.6, Okyanusya/Avustralya: %6.0 )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( ... İLE/VE Kara: %27, Buz: %2, Su: %71[%97 Tuzlu, %3 Tatlı] )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Dünyanın (ekvator) çapı 12.756,28 km.dir. )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Dünyanın yaşı 13.7 milyar yıl olarak kabul edilmektedir. )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( TÜRKÂN-İ ÇERH/SEB'A-İ SEYYÂRE: Yedi gezegen. [UTÂRİD: Merkür. | ZÜHRE: Venüs. | MİRRİH: Mars. | MÜŞTERİ: Jüpiter. | ZÜHAL: Satürn. | NEPTÜN | PLÜTON] )


-GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Eratosthenes [M.Ö. 276 - 194], dünyanın çevresini hesapladığı bilinen ilk kişidir. )


-GEZEGEN ile CERES GEZEGENİ(EN BÜYÜK GEZEGEN)



-GEZEGEN ile/ve FELEK



-GEZEGEN ile GÖK CİSMİ



-GEZEGEN ile/ve/||/<> KÜÇÜK GEZEGEN(PLANETOİD)

( ... İLE/VE/||/<> Güneşin çevresinde eliptik bir yol izleyen küçük gezegenler. )


-GEZEGEN ile/ve/||/<> KÜÇÜK GEZEGEN(PLANETOİD)

( ... İLE/VE/||/<> Pallas ve Vesta. )


-GEZEGEN ile KÜÇÜK GEZEGEN/ASTEROİD[NEA]



-GEZEGEN = SEYYARE[Ar.] = PLANET[İng.] = PLANÈTE[Fr.] = PLANET[Alm.] = PIANETA[İt.] = PLANETA[İsp.]



-GEZEGENLER ile NEPTÜN

( ... İLE Gözle ya da her hangi bir teleskopla görülmeden, hesaplamalarla keşfedilen ilk gezegendir. )


-GEZEGENLER ile NEPTÜN

( ... İLE Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Güneş'e olan uzaklığı ise 4.5 milyar kilometredir. Yüzey sıcaklığı, -220 °C olup Güneş Sistemi'nin en soğuk gezegenidir. Neptün'ün bilinen 14 doğal uydusu bulunmaktadır. )


-GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR

( Dünya'da. İLE Venüs'te. İLE Titan'da. İLE Neptün'de. İLE HD189733b'de. İLE OGLE-TR-56b'de. )


-GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR

( )


-GEZGİNCİ değil GEZGİN



-GHRELİN ve/||/<>/> İNSÜLİN ve/||/<>/> LEPTİN

( )


-GIDA[Ar.] değil/yerine/= BESİN

( ZÂD[Ar.]: Erzak, azık, yiyinti. )


-GIDA[Ar.] değil/yerine/= BESİN

( )


-GILBERT ve EDISON



-GİRDİ ile/ve/||/<>/> ETKEN



-GİRESUN ile/ve KİRAZ

( ... İLE/VE Giresun'da, dağlık bir bölgeye verilen ad. )


-GİRİFTÂR[Fars.] ile TUTKUN



-GİRİŞİM/KALKIŞMA ve/<>/> BOZGUN



-GİRYÂN[Fars.] ile/değil/yerine/= AĞLAYAN



-GİRYÂN ile/ve NERGİS

( Ağlayan göz. İLE/VE Mahmur bakan göz. Yan bakış/lı. )


-GİRYÂN ile/ve NERGİS

( ... İLE/VE Divan edebiyatında zehir, bazen panzehir olarak geçer. )


-GIŞÂ-İ HÜCREVÎ ile GIŞÂ-İ KİLYE ile GIŞÂ-İ MUHÂTÎ ile GIŞÂ-İ MÜSTEBTIN-ÜL-BATN

( Mukoza zarı. İLE Böbrek zarı. İLE Gövdenin tüm iç boşluklarını kaplayan/örten ince deri. İLE Karın zarı, periton. )


-GIVING EXAMPLE vs. TO SIGN



-GIYABINDA değil/yerine/= KENDİ YOKKEN



-GIYBET:
KİBİRDEN ile KİNDEN

( Şirk'e kadar bile gidebilir. İLE Kini olanın dini olmaz. )


-GİZEM ile/ve/değil/yerine GENELE/HERKESE AÇIK OLMAYAN



-GİZLİ/LİK ile/ve/değil/<> GÖRÜLMESİ/DUYULMASI/BİLİNMESİ İSTENİLMEYEN



-GİZLİ ile/ve/değil GİZLİCE/UĞRUN



-GÖBEK:
TANE ile KAFES ile RULMAN



-GÖBELEZ ile/ve/<> GÖCEN/GÖÇKEN

( Köpek yavrusu. İLE Tavşan yavrusu. | Kedi, domuz, köpek yavrusu. )


-GÖÇEBE ile GÖÇMEN



-GÖÇMEN ile SIĞINMACI



-GÖDEN ile/ve/< KOLON

( Kalınbağırsağın son bölümü. İLE/VE Kalınbağırsağın gödenden önceki bölümü. )


-GÖDEN ile/ve/< KOLON

( Bir de "Müdür" öyküsü vardır. Bilenler bilir. Bilmeyenler çevrelerindeki bilenlerden dinleyebilir. )


-GÖĞÜS ile GÖĞÜS BOŞLUĞUNA AİT OLAN



-GÖKADALAR/GALAKSİLER'DE:
SIRIUS ile/ve/< POLLUX ile/ve/< ARCTURUS ile/ve/< RIGEL ile/ve/< ALDEBARAN ile/ve/< BETELGEUSE ile/ve/< ANTARES



-GÖKNAR >< LADİN



-GÖKTEN DÜŞEN ile GÖNÜLDEN DÜŞEN

( Parçası bulunur. İLE Parçası bulunmaz. )


-GÖLGENDE DİNLENEN değil/yerine GÖNLÜNDE DİNLENEN



-GÖNDER ile SEREN

( Bayrak direği. İLE Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder. | Konut kapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça. )


-GÖNDERGE ile GÖSTEREN ile GÖSTERİLEN

( ... İLE Biçim. İLE Anlam. )


-GÖNDERGE ile GÖSTEREN ile GÖSTERİLEN

( Görüntü/simge. ile Harflerle. [E.V] ile Sözcük olarak[EV] )


-GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<> GÖNÜLVEREN



-GÖREMEZSİN ile/değil GÖRÜNMEZ



-GÖRERSİN değil GÖRÜRSÜN



-GORİLLER ile İNSAN

( [Grip olunca] Ölüyorlar. İLE Ölmüyoruz. )


-GORİLLER ile İNSAN

( [Ebola olunca] Ölmüyorlar. İLE Ölüyoruz. )


-GORİLLER ile İNSAN

( Yüzemez.[Bellerini geçen yere/suya de gitmezler.] İLE Yüzebilir. )


-GÖRÜLEN ile/ve GÖRÜLMEYEN



-GÖRÜNEN/BİLİNEN/DUYULAN ile/ve/yerine GÖRÜNENİN/BİLİNENİN/DUYULANIN ÖTESİ



-GÖRÜNEN/BİLİNEN/DUYULAN ile/ve/değil GÖRÜNENİN/BİLİNENİN/DUYULANIN ÖTESİ



-GÖRÜNTÜ PANELLERİNDE:
TN ile VA ile IPS



-GÖRÜNÜŞ ile FENOMEN



-GÖRÜŞTÜĞÜN/GÖRÜŞTÜKLERİN değil YANINDA OLDUĞUN/OLMASINI/OLMAK İSTEDİĞİN

( Kimle/rle görüştüğün değil kimin yanında olduğundur belirleyici olan! )


-GÖSTERİMİ OLAN ile GÖSTERİMİ OLMAYAN



-GÖSTERİMİ OLAN ile GÖSTERİMİ OLMAYAN



-GÖVDE/İNSAN ile/ve/<> NEY

( İNSAN ve NEY: 60 )


-GÖVDE ve/||/<> ANLIK(ZİHİN) ve/||/<> TİN

( Çap/çeper. VE/||/<> Yarıçap. VE/||/<> Merkez. )


-GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]



-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde ve gövdeyle özdeşlik duygusu var oldukça, düş kırıklıkları kaçınılmazdır. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde olmadığında siz gövdeden ayrılmış değilsiniz - sadece Siz'siniz. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde, üzerinde aşırı konsantrasyon kendi amacına ters düşer ve aksi sonuç verir. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Kendinin, gövde ve zihin olmadığını bilen bir kişi, bencil olamaz. Çünkü, bencillik nedeni olabilecek bir şeye sahip değildir. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Benlik, öylesine kendinden emindir ki, cesâreti tümüyle kırılmadıkça vazgeçmez. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Bir gövdede odaklanmış sonsuz olansınız. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( "Ben Gövde'yim" düşüncesini yok edin, o zaman iç ve dış bir olacak. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( "Ben Gövde'yim" düşüncesinin ötesine geçin. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Gövde ve zihin içinde olmadığınızı, fakat her birinin de farkında olduğunuzu bilmek, kendini-biliştir. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Sükûnet ve sessizlik içinde "Ben" kabuğu erir ve iç ile dış bir olur. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( Her kim, varoluşu hakkında bir yanıt arayarak düşünürse ve kendi kaynağını bulmayı içtenlikle isterse, her zaman mevcut olan "Ben-im" duygusunu kavrayabilir ve zihni karartan bulutlar dağılıp, varlığın özü tüm ihtişamıyla görününceye dek onun üzerinde büyük dikkatle ve sabırla durabilir. )


-GÖVDE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BEN

( As long as there is the body and the sense of identity vs. the body, frustration is inevitable.
Without the body you are not disembodied - you Just are.
The self is so self confident, that unless it is totally discouraged, it will not give up.
Go beyond the I-am-the-body idea.
The body and the mind are limited and therefore vulnerable; they need protection which gives rise to fear.
Whoever is puzzled by his very existence as a conscious being and earnestly wants to find his own source, can grasp the ever-present sense of I am and dwell on it assiduously and patiently, till the clouds obscuring the mind dissolve and the heart of being is seen in all its glory. )


-GÖVDE ve/||/<> EV ve/||/<> EVREN

( Bilinç. VE/||/<> Kişi. VE/||/<> Yaşam. )


-GÖVDE ve/||/<> EV ve/||/<> EVREN

( Tohum. VE/||/<> Ağaç. VE/||/<> Meyve. )


-GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövde ile gövdede barınan bilinç arasında zihin yer alır. )


-GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövde, ölçüsünü bilir, ama zihin bilmez. )


-GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövde ve zihin sınırlılardır, onun için de incinmeye açıklardır, onların, korunmaya gereksinimleri vardır ve bu da korkuya yol açar. )


-GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövde, dış varlığı, bilinç iç varlığı tanımlar, saf farkındalık halinde ise En Yüce Olan'la temas kurulur. )


-GÖVDE ile/ve/<> ZİHİN

( Gövdenin ötesine geçmek için sağlıklı olmalısınız; zihnin ötesine geçmek için ise zihniniz kusursuz bir düzen içinde olmalı. )


-GÖVDE ve/||/<> ZİHİN ve/||/<> KALP ve/||/<> HİÇ

( Deneyim aradığımızda. VE/||/<> Bilgiyi aradığımızda. VE/||/<> Tanrı'yı aradığımızda. VE/||/<> Hakikati aradığımızda. )


-GÖVDEDEN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve TOPLUMDAN DOĞMAK/DOĞAN ile/ve KENDİNDEN DOĞMAK/DOĞAN



-GÖVDEMİZ:
OKSİJEN ve/||/<> KARBON ve/||/<> HİDROJEN ve/||/<> NİTROJEN ve/||/<>
KALSİYUM ve/||/<> FOSFOR ve/||/<> + 54 ÖĞE

( %65 ve/||/<> %18 ve/||/<> %10 ve/||/<> %3 ve/||/<> %1.4 ve/||/<> %1.1 ve/||/<> + %0 - 0.99 )


-GRAMOFONLARDA:
BORULU ile SALON ile ÇANTA ile ÇOCUK ile UFAK



-GRANÜLİN ile GRANÜLİT

( Opalin türü. İLE Kuvars, feldispat, granit, moskofcamı gibi maddelerden bileşmiş, billur kayağantaş kütlesi. )


-GREED vs. PASSION



-GSM/GLOBAL SYSTEM FOR MOBILE COMMUNICATIONS[İng.] değil/yerine/= MOBİL İLETİŞİM İÇİN KÜRESEL DÜZEN



-GÜÇ[KUVVET] ve/||/<> ALAN



-GÜÇLÜ ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANAN



-GÜÇLÜ ile/ve/değil/yerine/||/<> YEĞİN



-GÜDÜLENMEDE:
İLİŞKİLİLİK ve/||/<>/> GÜVEN ve/||/<>/> ŞEFKÂT ve/||/<>/> ÖZGÜNLÜK



-GUFRÂN

( AFFETME, MERHAMET ETME )


-GÜLEN ile/ve GÜLDÜREN

( ... İLE/VE Gülünecek olana gülmemeyi becerebilen, ciddiyetini sürdürebilen. )


-GÜLSUYU:
KALP İÇİN ve/<> BEYİN İÇİN

( İkisine de iyi gelmektedir. )


-GÜLSUYU:
KALP İÇİN ve/<> BEYİN İÇİN

( Belleği güçlendirir.[Alzheimer hastalığına da iyi geldiği düşünülmektedir.] )


-GÜLSUYU:
KALP İÇİN ve/<> BEYİN İÇİN

( Gülsuyu, Asur'lulardan beri üretilmektedir. )


-GÜLTEN DAYIOĞLU ve/||/<> REŞAT NURİ GÜNTEKİN

( )


-GÜN BE GÜN



-GÜN ile ALA GÜN

( ... İLE Yazın, güneş, bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum. )


-GÜN ile/ve/||/<> ARTIK GÜN

( ... İLE/VE/||/<> Artık yıllarda Şubat ayına eklenen yirmi dokuzuncu gün. )


-GÜN ile BEHRÂM[Fars.]

( ... İLE Her ayın 20. günü. )


-GÜN ile GÜN[Fars.] ile GÛN[Fars.]

( Güneş. | Güneş ışığı. | Gündüz. | Yeryuvarlağının kendi ekseni etrafında bir kez dönmesiyle geçen 24 saatlik süre. | İçinde bulunulan zaman. | Zaman, sıra. | Tarih. İLE Erbezi, haya, husye, testis. İLE Renk. )


-GÜNAH ile/ve/<> İSYAN ile/ve/<> NİSYAN



-GÜNAYDIN ile/ve/||/<>/> TÜNAYDIN

( 12:00'ye kadar. İLE/VE/||/<>/> 12:00'den sonra. )


-GÜNAYDIN ve/<> ZİHNAYDIN



-GÜNDELİK METİN ile KURMACA METİN ile KULLANMALIK METİN



-GÜNEŞ PATLAMALARINDA:
KUZEYE YÖNELİK OLAN ile/ve GÜNEYE YÖNELİK OLAN

( ... İLE/VE Dünyaya çok daha büyük etkiler/zararlar verir. )


-GÜNEŞ ve/||/<>/> GEZEGEN

( Güneş, bir gezegenin yüzeyindeki sıcaklığın sürekliliğini sağlar. )


-GÜNLÜK KONUŞMALARIN SIRADANLIĞINDA/YALINLIĞIYLA:
AMAÇLI ile/ve/||/<> BİLEREK ile/ve/||/<> BİLMEDEN ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ

( Reklam. İLE/VE/||/<> Evlilik. İLE/VE/||/<> Dostluk. İLE/VE/||/<> Sanat. )


-GÜNLÜK KONUŞMALARIN SIRADANLIĞINDA/YALINLIĞIYLA:
AMAÇLI ile/ve/||/<> BİLEREK ile/ve/||/<> BİLMEDEN ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ

( Kitlelere "oynanıyorsa". İLE/VE/||/<> Saygıyla bütünleşilecekse. İLE/VE/||/<> Sevgiyle yaklaşılıyorsa. İLE/VE/||/<> Susulabiliyorsa. )


-GÜNLÜK KONUŞMALARIN SIRADANLIĞINDA/YALINLIĞIYLA:
AMAÇLI ile/ve/||/<> BİLEREK ile/ve/||/<> BİLMEDEN ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜKLÜ

( )


-GÜNÜ, GÜNÜNE EŞİT OLAN ve/> ÂN'I, ÂN'INA EŞİT OLAN



-GURBETTE OLDUĞUNU:
ANLAMAYAN/ANIMSAMAYAN değil/yerine ANLAYAN/ANIMSAYAN



-GÜREŞ'TE:
ŞAHİN ile/ve/<> FİL ile/ve/<> ASLAN

( [güreşçiye verilen unvan] 5 rakibini yenen. İLE/VE/<> 7 rakibini yenen. İLE/VE/<> Tüm rakiplerini yenen.
[Moğolistan'da, 1921'den beri, Temmuz ayında kutlanan ve "Naadam" olarak adlandırılan ulusal bayramın üç ana etkinliğinden biri de güreştir.] )


-GÜRZ ile GÜRZ-İ GİRÂN

( Uzun saplı, büyük demir topuz. İLE İri, ağır topuz. )


-GÜVEMERİĞİ/GÖVEMERİĞİ = GEYİKDİKENİ/AKDİKEN

( Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi. )


-GÜVEN:
"KAZANILAN" değil İNŞÂ EDİLEN



-GÜVEN ile APTALLIK



-GÜVEN ile BEKLENTİ

( Beklenti sizi güvensiz kılar. )


-GÜVEN ile BEKLENTİ

( Amacınızın herhangi bir beklenti taşımayan salt iyi niyet olduğundan emin olun önce. )


-GÜVEN ile BEKLENTİ

( Elinizde mevcut olandan eminseniz, nihai olana asla ulaşamazsınız. )


-GÜVEN ile ÇOKLUĞA GÜVEN



-GÜVEN = CONFIDENCE[İng.] = SÉCURITÉ[Fr.] = ZUVERSICHT[Alm.] = SECURITAS[Lat.]



-GÜVEN ile DAYANMA

( Güvenmek, sırtını dayama anlamında bir rahatlık/saptırma gerekliliği ya da anlamına gelmez. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( İyiye güven duymak olumludur. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( Güven, özgüven/enerji getirir. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( Güven, deneyimle birlikte gelir. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( Yoğun bir deneyim yaşayan insan güven ve cesâret yayar. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( GÜVEN: İnancın bilincinde olmak. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( Hayatın her yolunda, başlangıçta güven esastır. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( Kendi düşünce berraklığınıza, amaçtaki safiyetinize ve eylemdeki dürüstlüğünüze güvenin. )


-GÜVEN ile DAYANMA

( Kişiye dayanma, ölür; ağaca dayanma, kurur. )


-GÜVEN ve/||/<> DERİNLİK ve/||/<> SEVGİ

( Söz ile yapılan iyilik. VE/||/<> Düşünce ile yapılan iyilik. VE/||/<> Vererek yapılan iyilik. )


-GÜVEN ile/ve/<> İNANÇ



-GÜVEN ile/ve/<> İNANDIRICILIK



-GÜVEN ve/<>/< ÖZEN



-GÜVEN ile/ve/||/<>/< ÖZGÜVEN

( Özgüveni olmayana, kimse güvenmez. )


-GÜVEN ile/ve/değil/<> SAYGINLIK(İTİBAR)



-GÜVEN ile/ve/||/<> SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK



-GÜVEN ile/>< ÜMİTSİZLİK



-GÜVENLİ ile/ve TEKİN

( ... İLE/VE Boş, içinde kimse bulunmayan. | Güvenilir (kişi, yer). | İçinde doğaüstü "varolanlar" bulunmadığına inanılan (yer). | Eski Türklerde bir babanın taşınmaz mallarının mirasçısı olan en küçük oğlu. )


-GÜVENLİK ile/ve/||/<> DÜZEN



-GÜVENLİK ile/ve/||/<>/>/< GÜVEN



-GÜVENSİZ BAĞLANMADA:
KARARSIZ ile KAÇINGAN



-GÜVERCİN ile ALASUN



-GÜVERCİN ile GÖÇMEN GÜVERCİN

( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )


-GÜVERCİN ile GUGUK KUŞU

( )


-GÜVERCİN ile JAMBU

( ... ile )


-GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ

( )


-GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ

( Evcil güvercinler renk ve desen olarak çok farklılıklar gösterir. İLE İki kanadında, iki siyah çubuk dışında soluk gri renklidir. )


-GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ

( Yaban ortamında, kayalıklar, yuvalama ve üreme için kullanılır. )


-GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ

( Kökeni Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya'nın Batı'sına dayanan kaya güvercini, dünya üzerindeki kentlere yerleşmiştir. )


-GÜVERCİN ile KUMRU/HAKURAN

( Cebrail[RUH'ÜL KUDÜS]'i simgeler. İLE ... )


-GÜVERCİN ile KUMRU/HAKURAN

( YEMÂME[Ar.]: Ehlî güvercin. )


-GÜVERCİN ile KUMRU/HAKURAN

( PALAZ: Güvercin yavrusu. )


-GÜVERCİN ile MAĞ, PAL, TAHTALI



-GÜVERCİN ile YOLCU GÜVERCİNi



-GÜZEL ile/ve/değil AHSEN

( ... İLE/VE/DEĞİL Güzellerin güzeli. | Kaybedilemeyecek derecede güzellik. )


-GÜZELAVRAT OTU/BELLADONNA ile/ve/||/<>/> ATROPİN

( Patlıcangillerden, pis kokulu, çok yıllık ve otsu bir bitki. İLE/VE/||/<>/> Güzelavrat otundan çıkarılıp tıpta kullanılan zehirli bir nesne. )


-GÜZELLİK:
İZLENİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> YAŞANILAN



-GÜZELLİK ile/ve/< DÜZEN

( GÜZELLİK: GERÇEĞE ÖZGÜ İNCELİĞİN PARLAKLIĞI [HAKİKATİN ŞÂŞA-İ LETÂFETİ - RECAİZÂDE EKREM BEY] )


-GÜZİDE[Fars.]/MÜMTAZ[Ar.]/ELİT[Fr./İng. < ELITE] değil/yerine/= AYRI/ÜSTÜN | SEÇKİN



-HABBE[Ar.] değil/yerine/= EVİN

( Tahıl tanesi. | Su kabarcığı. | Karagöz, Matiz, Külhanbeyi tiplerinin, "Yemek yemek" anlamında kullandığı söz. )


-HABER VERMEK:
GEÇMİŞTEN ile GELECEKTEN

( Herkes. İLE Peygambere özgü. )


-HABERCİ OLDUĞUNU:
BİLEN ile/ve/değil BİLMEYEN



-HABL-İ METÎN

( ALLAH'IN KOPMAZ İPİ | İSLÂM DÎNİ )


-HACC:
İFRÂD ile/ve/<> TEMETTÛ ile/ve/<> KIRÂN



-HACEREYN ve/||/<> NESÎK

( İki taş.[Altın ve gümüş.] VE/||/<> Altın. | Gümüş. )


-HACKER[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTEN



-HADAR ile/ve/||/<> SÜKÛN



-HADEME/MÜSTAHDEM değil/yerine/= ODACI/İŞGÖREN



-HADİS ile/ve HADÎS-KEŞFEN

( Kıyamete kadar tazeliğini kaybetmeyen haber, söz; Hz. Muhammed'in sözü(Bu sözlerin ilmi, anlamı Hak'dan, lafzı Resûllullâh'a muzaffer.) İLE İnsana gerek yakazada ve gerek menâmda vahiy ya da işitme suretiyle, Hz. Muhammed'den gelen söz, haber. )


-HAFİT/HAFÎD[Ar. çoğ. AHFÂD]/NEVE[Fars.] değil/yerine/= TORUN

( Eril torun. DEĞİL/YERİNE/= ... )


-HÂFİYEN ile HAFİYYEN

( YALINAYAK OLARAK | İKRÂM EDEREK ile GİZLİDEN, GİZLİCE, SAKLI OLARAK )


-HAİN değil/yerine/= SATKIN



-HAK GÖZETME ile VİCDAN



-HAKAN ile HAN



-HAKİKA-TEN değil/< HAKİKATEN



-HAKİKAT:
"DUYULUR OLAN" değil DÜŞÜNÜLÜR OLAN



-HAKİKAT ve/||/<>/= TAŞ/BİTKİ/HAYVAN



-HAKİKATEN/SAHİDEN değil/yerine/= GERÇEKTEN



-HAKİKATİ İFADE EDEN ile HERŞEYİ/HERKESİ BAĞLAYICI



-HAKİKATTE:
YALAN ile/ve/||/<> YANLIŞ



-HAKİKİ OLMAYAN ile/değil/yerine/>< HAKİKİ

( Yinelemesinde yiten. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yinelemesinde yitmeyen. )


-HAKİKÎ değil/yerine/= ÖZUYGUN



-HAKİM/HÜKÜMRAN değil/yerine/= EGEMEN



-HAKK ve/||/=/<> VARLIK ve/||/=/<> İNSAN

( Varlıkbilimsel. VE/||/=/<> Bilgibilimsel. )


-HAKK ve/||/=/<> VARLIK ve/||/=/<> İNSAN

( Kişinin sırrı. VE/||/=/<> Hakk'ın zâhiri. )


-HAKKATEN" değil HAKİKATEN



-HAKKINDA KİTAP YAZILAN İLK SULTAN

( I. AHMED )


-HAL ile/ve AN



-HAL ile/ve AN



-HÂL ve/> TEMKİN ve/> SÜKÛN



-HÂLÂ ile HÂLEN



-HÂLÂ ile/ve/değil/||/<> HER ZAMAN



-HALAY ile HORON

( Doğu'da. İLE Karadeniz'de. )


-HÂLEN değil/yerine/= ŞİMDİ/ŞİMDİLİK



-HALLUCINATION vs. SIMULATION



-HALÜSİNASYON ile SİMÜLASYON



-HALÜSİNASYON değil/yerine/= VARSANI



-HALVET ile ERBAİN

( Müridlere uygulanan. İLE Mürşidlerin, kâmillerin uyguladığı. )


-HÂMİL değil/yerine/= TAŞIYAN



-HAMILTON ve/||/<> LAGRANGE ÇÖZÜMLEMELERİ



-HAMILTON ve/||/<>/> MAXWELL



-HAMMADDE ile ÜRÜN



-HÂN

( Yemek, yemek sofrası. )


-HANEDÂN ile HANEDÂN ile HANEDÂN

( KÖKTEN ASÎL VE BÜYÜK AİLE, OCAK ile CÖMERT ile KAPISI AÇIK )


-HANEDÂN değil/yerine/= SOY



-HANEDANLIK değil HANEDAN



-HÂNMÂN

( EV BARK, OCAK )


-HANNÂN

( ÇOK ACIYAN, ÇOK ACIYICI [ALLAH'IN ADLARINDAN] )


-HANNÂN ile/ve/+ MENNÂN ile/ve/+ DEYYÂN ile/ve/+ SÜBHÂN

( Hakk yönünden. İLE/VE/+ Halk yüzünden. İLE/VE/+ ... İLE/VE/+ Hakikatte. )


-HANNÂN ile/ve/+ MENNÂN ile/ve/+ DEYYÂN ile/ve/+ SÜBHÂN

( FİRAVUN ile/ve/+ KÂRUN ile/ve/+ BELÂM ile/değil/yerine KENDİN )


-HARAP/VİRÂN değil/yerine/= YIKKIN/YIKIK



-HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN

( Bir cismin belirli konumlarda belirli aralıklarda bulunması. İLE/VE ... )


-HAREKET EDEN/ETTİREN ile/ve DEĞİŞEN

( * Hareket nedir? * Şey nedir? * İlke nedir? * Aralarındaki ilişki nedir? İLE/VE Değişenin bilgisi elde edilebilen şey değildir, kesin olarak elde edilemez. )


-HAREKET/AKSİYON değil/yerine/= DEVİM/DEVİNİM



-HAREKET ve/<> SÜKÛN

( Kendi halini/yerini bulmak/bulmaya çalışmak. VE/<> Tamamlanma. )


-HAREKET ve/<> SÜKÛN

( Hareket, sükûn ister. VE/<> Sükûn/et, hareketin ademidir/yokluğudur. )


-HAREKET ve/<> SÜKÛN

( Kasların, harekete; zihnin, sükûna gereksinimi vardır. )


-HAREKET ve/<> SÜKÛN

( Özde, hareket aranmaz/"bulunmaz". )


-HAREKET ve/<> SÜKÛN

( DOĞA: Hareketin yasalarının bilimi. )


-HAREKET ve/<> SÜKÛN

( HAREKET: Doğal yerinde bulunmama. )


-HAREKET ve/> YÖN

( Hareketin başladığı andan itibaren yön oluşmaya başlar. )


-HAREKET ve/> YÖN

( Hareketin, yöne gereksinimi vardır. )


-HAREKET ve/> YÖN

( Yön, İbni Sinâ'nın tüm kitapları, ayrı ayrı ve başlı başına bir bölümdür. )


-HAREKETTE YETENEK:
ÖNGÖRÜLEBİLİR ile/ve/||/<> ÖNGÖRÜLEMEYEN



-HAREM ile/ve/<> HAREMEYN

( EHLİ DIŞINDA GİRMESİ YASAK OLAN YER ile/ve/<> MEKKE İLE MEDÎNE-İ MÜNEVVERE [MÜSLÜMAN OLMAYANLAR GİREMEZ )


-HARF ile/ve/<>/> HECE ile/ve/<>/> CÜZ ile/ve/<>/> TEFİLE ile/ve/<>/> VEZİN ile/ve/<>/> BAHRİ



-HARICEN/EXTERNAL[İng.] değil/yerine/= DIŞTAN



-HARİCEN değil/yerine/= DIŞARIDAN/DIŞTAN



-HARIN ile KULAN/TARPAN

( Huysuz at. İLE Yabani at. )


-HARIN ile KULAN/TARPAN

( HERGELE: Yabani at sürüsü. )


-HARMANİ/YE, PELERİN değil/yerine ÜST GİYSİSİ

( Gövdeyi saran, kolsuz ve bazen kukuletalı bir çeşit üst giysisi. )


-HARMONY vs./and SYNCHRONIZATION



-HASBELKADER ile/ve/<> TESADÜFEN

( Rastlantı sonucu olarak. )


-HAŞİN değil/yerine/= KATI/KESKİN



-HASRET ve/<> HÜZÜN



-HASSAS değil/yerine/= DUYGAN



-HAT/YÜZ ile/ve/||/<>/> SÜSLEME/BEZEME/TEZYÎN



-HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> AĞMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Eksiklik, kusur, ayıp. )


-HATİCE SULTAN ve/<> MERLING (ve YAZIŞMALARI)



-HATİP değil/yerine/= SÖZEN



-HÂTIR > İLM-İ LEDÜN

( Fütûhât, Sünûhât, Zuhûrât, İlhâmât İLE ... )


-HATIRA[Ar.]/BERGÜZAR[Fars.]/YÂDİGÂR[Fars.] değil/yerine/= ANMALIK, ARMAĞAN



-HATM-İ HÂCEGÂN

( NAKŞÎ TARİKATİ MÜRİTLERİNİN, ŞEYH HUZURUNDA DİZ ÇÖKÜP, FİKRÎ VE NAZARÎ MÂSİVÂDAN TECERRÜD EDEREK ŞEYHE VE DOLAYISIYLA HAKK'A VASL İLE YÖNELİP, ŞEYHİN İŞARETLERİYLE "FÂTİHA, İHLÂS, İNŞİRAH" SÛRELERİNİ BELİRLİ SAYIDA OKUMASI )


-HAVADAR[Ar., Fars.] değil/yerine/= YELEÇ/YELEKEN

( Yüksek ve çevresi açık yer. )


-HAVAN ile DÖVEÇ

( ... İLE Ağaçtan yapılmış havan. )


-HAVF:
AVAM'IN ile HAVAS'IN ile AHAS'IN

( Yaptığı hatalardan alacağı cezayı düşünmekten. İLE Makamından inmek, hakka yakınlık makamından uzaklaşma korkusu. İLE Nefsin edebinin yüksekliğinden. )


-HAVF:
AVAM'IN ile HAVAS'IN ile AHAS'IN

( Vuslat yoktur. İLE Vuslat vardır. )


-HAVF:
AVAM'IN ile HAVAS'IN ile AHAS'IN

( "Gaib" olan Allah'tan. İLE Hazır olan Allah'tan. İLE ... )


-HÂVÎ[Ar.] değil/yerine/= İÇİNE ALAN, İÇERME, KAPSAYAN



-HAVLU ile/ve/<> DİVİTİN

( ... İLE/VE/<> Bir yüzü havlı, pamuklu kumaş. )


-HAVUZ[Ar.] ile/ve/değil PİSİN

( Etrafı çitle çevrili yer. | Suya girme. | Sakınılacak işe girişme. İLE/VE/DEĞİL Yüzme havuzu. )


-HAVUZ değil/yerine/= DOLGAN



-HAYAL OLAN ile/ve/||/<>/> "YALAN OLAN"



-HAYAL ve HEYECAN



-HAYAL ile/ve/değil TAHMİN



-HAYALÎYÛN ile/ve/||/<>/>< HAKİKİYÛN



-HAYAT ve/>/ve/> İLİM ve/>/ve/> SEMİ ve/>/ve/> BASAR ve/>/ve/>
KUDRET ve/>/ve/> İRÂDE ve/>/ve/> KELÂM ve/>/ve/> TEKVİN



-HAYME ile/ve MİŞKAN

( Çadır. İLE/VE Mâbed. )


-HAYME ile/ve MİŞKAN

( Çadır. İLE/VE Mâbed. )


-HAYR(-I MUTLAK) ile/ve/<> SIDDIKİYET ile/ve/<> HÜSN



-HAYRÂN ile/ve/> DEVRÂN ile/ve/> SEYRÂN



-HAYRAN ile/ve/> HAYRAT

( Hayran olduğuna, hayrat ol! )


-HAYVAN SOKMALARINDA:
ARI ile/ve/||/<> AKREP ile/ve/||/<> YILAN

( Solunum düzeni bozukluklarına neden olur. İLE/VE/||/<> Sinir düzeni bozukluklarına neden olur. İLE/VE/||/<> Sindirim ve solunum düzeni bozukluklarına neden olur. )


-HAYVAN SOKMALARINDA:
ARI ile/ve/||/<> AKREP ile/ve/||/<> YILAN

( Acı, şişme ve kızarıklık belirtileri olur. İLE/VE/||/<> Ağrı, ödem, iltihaplanma, kızarma, morarma, kas krampları, titreme, karıncalanma, huzursuzluk ve havale görülebilir. İLE/VE/||/<> Yerel ve genel belirtiler verir. Isırılma bölgesinde, acı, morluk, kanama, iltihaplanma[1–2 hafta sürer]. Kusma, karın arısı, ishal gibi sindirim sistemi bozuklukları, aşırı susuzluk, şok, kanama, psikolojik bozukluklar, kalpte ritm bozukluğu, baş ağrısı ve solunum düzensizliği görülebilir. )


-HAYVAN SOKMALARINDA:
ARI ile/ve/||/<> AKREP ile/ve/||/<> YILAN

( [İlk Yardım...]
Arının iğnesi çıkarılır. Yara yıkanır ve üzeri örtülür. Soğuk uygulama yapılır. Alerji açısından değerlendirilir. Ağız içinden soktuysa buz emmesi sağlanır. Alerjik durum varsa, çok sayıda arı tarafından sokulduysa 112 aranır.

İLE/VE/||/<>

Hasta hareket ettirilmez. Yaralı yatar pozisyonda tutulur. Soğuk uygulama yapılır. Kan dolaşımını engellemeyecek biçimde bandaj uygulanır. Yara üzerine herhangi bir müdahale yapılmaz.

İLE/VE/||/<>

Yara yıkanır. Yaralı bölge kalp seviyesinin altında tutulur. Soğuk uygulama yapılır. Hasta hareket ettirilmez. Yaraya yakın bölgede baskı yapan yüzük, bilezik vb. çıkarılır. Yara üzerine herhangi bir müdahale yapılmaz![emilmez!!!] 112 aranır. )


-HAYVAN SOKMALARINDA:
ARI ile/ve/||/<> AKREP ile/ve/||/<> YILAN

( Kedi-köpek gibi hayvan ısırmalarında ilkyardım:
- Yaşam bulguları değerlendirilir.
- Hafif yaralanmalarda, yara, 5 dk. sabun ve soğuk suyla yıkanır.
- Yaranın üstü, temiz bir bezle kapatılır. - Ciddi yaralanmalarda, yaraya temiz bir bezle basınç uygulanarak kanama durdurulmalıdır. - Derhal tıbbi yardım istenmelidir.[112]
- Hasta/yaralı, kuduz - tetanos aşısı için uyarılmalıdır. )


-HAYVAN SOKMALARINDA:
ARI ile/ve/||/<> AKREP ile/ve/||/<> YILAN

( NEŞEK: Yılan ısırığı. )


-HAYVAN YILI TAKVİMİ:
ÇİN ve/değil/< ÖZBEKİSTAN

( Hayvan yılı takvimini, Çin'liler, Özbekler'den almıştır. )


-HAYVAN ile AYVAN/EYVÂN[Fars.]

( Canlı. İLE Ev bahçesi, avlu, taşlık. | Mısır, fındık vb. kurutmaya mahsus zeminden yüksek yer. | Üstü kesik, koni şeklinde zahire ambarı. | Balkon, hayat, salon, teras, sundurma, saya. | Çok pencereli ya da bir tarafı açık üst kat odası. | Damda düzlük, düz dam. )


-HAYVAN ile BEBEK/ÇOCUK KAÇIRAN HAYVAN



-HAYVAN ile BEĞNEK

( ... İLE Kuyruğu kesik, güdük hayvan. )


-HAYVAN yerine BEHAİM



-HAYVAN ile BEHÂİM/BEHÎME

( Canlı. İLE İnsan dışındaki tüm hareket edebilen canlılar. | Dört ayaklı hayvan. )


-HAYVAN ile BEŞER ile İNSAN(>/< KİŞİ)

( İçgüdü varolanı. İLE Güdü varolanı. İLE Cezbe varolanı. )


-HAYVAN ile/değil BİYOLOJİK YIĞIN

( Doğasında. İLE/DEĞİL Hayvanat bahçesinde. )


-HAYVAN ile HAYVAN-I NÂTIK(İNSAN)

( Tekilleri görebilir. İLE Tikelleri anlar. )


-HAYVAN ile/ve İNSAN

( Canlı. İLE/VE Konuşabilen canlı. [HAYVAN-I NÂTIK] )


-HAYVAN ile/ve İNSAN

( Hayvanlarda huyların ancak biri vardır. İLE/VE İnsanda hayvanlardaki huyların hepsi bulunur. )


-HAYVAN ile KÜKRE

( ... İLE Öfke ya da eşeysel istek yüzünden saldırıcı bir durum alan hayvan. )


-HAYVAN ile TEK GÖZELİ/HÜCRELİ

( ... İLE Hayvanlardaki gibi beslenme tarzına sahip olan, besinleri yutarak sindiren tek hücreli organizmalar. )


-HAYVAN ile TEKHÜCRELİ



-HAYVAN ile YIRTICI HAYVAN

( MESBAA[Ar.]: Yırtıcı hayvanı çok olan yer. )


-HAYVÂNÎ RUH ile RÛHREVÂN ile İZÂFÎ RUH (CÂN-I CÂN-I CAN)



-HAYVANSAL "PROTEİN" ile/değil/yerine/||/<>/< BİTKİSEL PROTEİN



-HAZ:
DEĞİŞKEN ile/değil/yerine DEVİNGEN

( Gövdede ve gövdeye yönelik.[keyif] İLE/DEĞİL/YERİNE Zihinde ve zihne yönelik.[zevk] )


-HAZAN/SONBAHAR değil/yerine/= GÜZ/DÖKEN



-HÂZİN ile ABDURRAHMAN el-HÂZİNÎ

( İlk dönem matematikçi, cebirci, denklemlerde rasyonel ve irrasyonel çözüm arasında ayrım yapan. Öklit ile Diophantes'i karşılıklı okuyan. Hendesî dil ile adedî dili birbirine çeviren matematikçi. İLE Fizikçi. Mîzânü'l Hikme adlı kitabın yazarı. Bu kitapta, cisimlerin özgül ağırlıklarını tespit için icat edilen ve icat ettiği âletlerden bahseder ve ayrıca pek çok maddenin özgül ağırlığını verir. )


-HAZIR OLMAK/OLAN ile/ve/<> İSTEKLİ OLMAK/OLAN



-HAZÎRE ile/ve/değil HÂMÛŞÂN

( ... İLE/VE/DEĞİL Sessizler, susmuşlar. [Mevlevî mezarlıkları] )


-HAZİRUN değil HAZIRUN



-HEAR vs. LISTEN



-HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( 1 harekeli, 1 sakin harf. İLE/VE/<> Harekeli harf. + 1 harf. )


-HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( Son sadâ/hece, kısa kalamaz. )


-HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( Sakin bitmeyen hiçbir hece, uzun hece olamaz! )


-HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( LATİN'DE (KAPALI)
[ İz. İLE Biz. İLE Bâ. ]
[ Sesli > sessiz. İLE Sessiz > sesli > sessiz. İLE Sessiz > uzun sesli. ]
[ 1 harekeli, 1 sakin ] )


-HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( Bir kere bakıp gülse, ölürüm, konuşamam.
[ Hafif-sakîl-veted-i mecmû ] gülse, ölürüm, konuşamam. )


-HECE:
KAPALI/UZUN ile/ve/<> AÇIK/KISA ile/ve/<> UZATILMIŞ

( DAİRE [1]
[ 1 açık/kısa, 3 uzun heceden oluşan. ]
[ Veted-i mecmû, 2 sebeb-i hafiften oluşan. ] )


-HECİN ile YOZ

( Çift hörgüçlü ve çok hızlı koşan cins deve. | Tek hörgüçlü deve. İLE Tek hörgüçlü dişil deve. | Davar sürüsü. )


-HEDİYE[Ar.]/PEŞKEŞ[Fars.] değil/yerine/= ARMAĞAN



-HEGEMON ile/değil/yerine/>< EGEMEN



-HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON



-HELEN ile BARBAR

( BAR BAR (BAĞIRMAK), BARBAR: BIR BIR KONUŞAN )


-HELEN ile GREK



-HELEZON değil/yerine/= SARMAYAY



-HELOZON değil HELEZON



-HELYOGRAF[Fr.] ve RADAR YANSITICI BALON

( Güneşten yayılan ısı miktarını ölçmeye yarayan aygıt. | Güneşin ışıldadığı saatlerin süresini saptamaya yarayan aygıt. | Güneş ışınlarından gelen yararlanan optik telgraf aygıtı. | 30 km.ye kadar yansıtıcı. VE 38 km.ye kadar, özel folyo malzemeden, 5 güne kadar şişik kalan yer belirleyici. )


-HEMEN ile DOĞRUDAN



-HEMEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAĞI SICAĞINA



-HEMZEMİN ve/<> HEMDEM



-HEPİMİZİ BİR YAPAN ile/ve/<> BAZILARIMIZI "AYRI" YAPAN



-HER "VARLIK" değil HER VAROLAN



-HER AN ile/ve/||/<>/> SÜREKLİ



-HER NE KADAR ŞÖYLE OLMASINA KARŞIN/RAĞMEN değil HER NE KADAR ŞÖYLE OLSA DA ya da ŞÖYLE OLMASINA KARŞIN



-HER ZAMAN ile "HER ZAMAN"I

( Genelin içinde düşünülen zaman. İLE Özelliği/farkı olan üzerine düşünülen "ZAMAN"ı. )


-HER ZAMAN ile SÜREKLİ/DAİMA[Ar.]

( Zaman-ötesi oluş, tümüyle Şimdi'dedir. )


-HEREKE ile/ve KAYSERİ ile/ve BÜNYAN ile/ve YAHYALI ile/ve TAŞPINAR ile/ve SİVAS ile/ve KARS ile/ve BERGAMA ile/ve LADİK ile/ve MİLAS ile/ve ISPARTA



-HERMANN von MEYER ve/<>/> GERHARD HEILMANN

( 03 Eylül 1801 - 02 Nisan 1869 ve/||/<> 25 Haziran 1859 - 26 Mart 1946 )


-HERMETİK ile/ve/> HERMENION ile/ve/> HERMENEUTİK

( Kilitli, örtük, mühürlü. İLE/VE/> Anlamlandırma. İLE/VE/> Şifrelerin çözümlenip yorumlanması. )


-HERŞEYİ İÇİNE ALAN HERŞEYİN İÇİNDE OLAN



-HERŞEYİ İÇİNE ALAN ile/ve HERŞEYİN İÇİNDE OLAN



-HESAP MAKİNESİ ile/ve/||/<>/> TELEFON

( )


-HESAP MAKİNESİ ile/ve/||/<>/> TELEFON

( "Telefon ve Hesap Makinesinin Tuş Dizilimi Neden Farklıdır?" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


-HESAPLAMA/COMPUTATION değil/yerine/= SAYIŞIM



-HEVES ile/ve HEYECAN



-HEYACAN değil HEYECAN



-HEYECAN:
TÜMELİN > TEKİLLEŞMESİ



-HEYECAN ile/ve ACELE



-HEYECAN değil/yerine/= COŞUNTU



-HEYECAN ile/ve DAVET



-HEYECAN ile/ve ENERJİ



-HEYECAN ile/ve/> ETKİ



-HEYECAN ile GERGİNLİK



-HEYECAN ile HELECAN

( ... İLE Yürek çarpıntısı, çarpıntı. )


-HEYECAN ile/ve/değil TELÂŞ



-HEYECAN ile/ve/değil/||/<>/< ÜMİT



-HEYECAN ve/=/<> YARATIM



-HEYECAN ile/ve YOĞUN İLGİ/İSTEKLİLİK



-HEYET-İ ÂYÂN ile/ve/||/<> HEYET-İ MEBÛSAN



-HEYET[Ar.]/ENCÜMEN/KOMİTE[Fr. < COMITE]/KOMİSYON değil/yerine/= YARKURUL/ALT KURUL

( Meclis ya da herhangi bir kurultayda, bazı konuları inceleyerek, varılan sonuçları tartışılmak için genel kurula getirmekle görevli, üyeler arasından oluşturulan altkurul. )


-HEYET ile/ve/||/<> HAZİRUN



-HEZEYAN değil/yerine/= SAYIKLAMA



-HİÇBİR ZAMAN değil/yerine/= YOK KEZ



-HİÇLİK ile/değil BİLİNMEYEN



-HİCRÂN değil/yerine/= AYRILIK [bkz. FIRAK, FÜRKAT, İFTİRÂK] | UNUTULMAZ ACI, KEDER, İÇ ACISI



-HİCRÂN ile/ve/<> FİRÂK



-HİDDETLİ değil/yerine/= ÖFKELİ/KIZGIN



-HİDROFİL/HYDROPHIL[İng.] değil/yerine/= SUCUL, SU GEÇİMLİ, SUÇEKEN



-HİDROJEN ile/ve/||/<>/> HİDROJEN PEROKSİT[OKSİJENLİ SU]

( H2O ile/ve/||/<>/> H202 )


-HİDROKARBON ile PARAFİN[Fr. < Lat.]

( ... İLE Katran, petrol, neft gibi maddelerden çıkarılan, katı, beyaz, yarı saydam, buharı parlak bir alevle yanan, kimyasal etkenlere karşı ilgisiz, katı hidrokarbon. )


-HIGGS BOZONU ile/ve/||/<> GRAVITON

( Standart Model'deki fermiyonlara kütle kazandırmak için var olduğu öne sürülmüş, spini 0 olan parçacık. [H ya da h olarak kısaltılır.][Peter Higgs, Gerald Guralnik, Richard Hagen, Tom Kibble, François Englert ve Robert Brout tarafından 1960'larda öne sürülen ve 04 Temmuz 2012'de, CERN'deki araştırmalarda, özellikleri Higgs bozonuna benzeyen bir parçacığın gözlemlenmesiyle 2013 yılının Mart ayında kütlesi yaklaşık 125 GeV/c2 olan bir parçacık gözlemlediklerini ve ayrıntılı çözümlemelerin, bu parçacığın bir Higgs bozonu olduğunu gösterdiğini açıkladılar.] İLE/VE/||/<> Günümüze kadar varolduğu kanıtlanamamış, kütleçekim kuvvetini ilettiği varsayılan, sanal bir parçacık. [Genel Görelilik kuramının önemli bir parçasıdır. Graviton'un varoluşu, etkileri sayesinde bilinmektedir fakat onu ölçmek ya da gözlemlemek olanaksızdır.] )


-HİJYEN ile/ve/||/<> STERİL

( Sağlıklı, temiz. İLE/VE/||/<> Mikropsuz, fazlalıktan arın(dırıl)mış. )


-HİLÂF ile KARŞI, ZIT | YALAN

( KARŞI, ZIT | YALAN )


-HİNDİ:
turkey ile/||/<> PERU ile/||/<> ETİYOPYA KUŞU ile/||/<> BUKALEMUN ile/||/<> FRANSIZ KIZI/ĞALOPÛLÂ ile/||/<> TACCHINO[: Kuş.]

( Türkçe'de
İngilizce'de. İLE/VE/||/<> Portekizce'de. İLE/VE/||/<> Arapça'da. İLE/VE/||/<> Farsça'da. İLE/VE/||/<> Yunanca'da. İLE/VE/||/<> İtalyanca'da. )


-HİNDİSTAN ve/<> SRİ LANKA[< SEYLAN]

( Hindistan Yarımadası'ndan, Palk Boğazı ile ayrılan Sri Lanka, yarımadaya, "Âdem'in Köprüsü" denilen mercan adalarıyla bağantılıdır. VE/<> Önceki adı Seylan olan Sri Lanka, Sinhala dilinde, "pırıl pırıl parıldayan ülke" anlamına gelmektedir. )


-HİNDİSTAN ve/<> SRİ LANKA[< SEYLAN]

( ... VE/<> Budizm'in önemli hac merkezlerinden biridir. )


-HİNDİSTAN ve/<> SRİ LANKA[< SEYLAN]

( ... VE/<> Yakut'u ile de ünlüdür. )


-HİPERAKUT/HYPERACUTE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI IVEGEN



-HİPERİNTENS/HYPERINTENSE[İng.] değil/yerine/= AŞIRI YOĞUN



-HİPERTANSİYON değil/yerine/= YÜKSEK KAN BASINCI



-HİPNOZ UYGULAMALARINDA:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> MODERN ile/ve/||/<>/> M. H. ERICKSON



-HİPODENS/HYPODENSE[İng.] değil/yerine/= AZ YOĞUN



-HİPOKRAT ile/ve/||/<>/> GALEN ile/ve/||/<>/> İBN-İ SİNÂ



-HİPOTANSİYON değil/yerine/= DÜŞÜK KAN BASINCI



-HİPOVENTİLASYON ile HİPERVENTİLASYON

( [1 dakikada] Akciğerlere giren hava miktarının azalması. İLE Akciğerlere giren hava miktarının artması. )


-HİS (ETMEK) ile/değil ZAN



-HISTORY vs. TRADITION



-HİTÂB/EN ile/değil İTHÂF/EN



-HİTABEN değil/yerine/= YÖNELİK



-HIZ ve/=/||/<>/> SORUN



-HİZMET:
| YARARLANILAN ile/ve/<> ETKİLENİLEN | ile/değil/yerine KATILINAN



-HİZMETÇİ değil/yerine/= İŞGÖREN



-HİZMETNİŞİN değil/yerine/= GÖREV ALAN, HİZMET EDEN, HİZMET EDENLERDEN



-HOCA değil/yerine/= ÖĞRETMEN



-HODAN ile/ve/<> HODANGİLLER

( Hodangillerden, çiçekleri tıpta kullanılan ve kökü kavrularak yenilen bir bitki. İLE/VE/<> İkiçeneklilerden, üzeri sert dikenlerle kaplı, otsu ve ağaçsı bitkiler ailesi. )


-HOMOLATERAL/HOMOLATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN



-HON

( Han, sofra, yemek. )


-HOPE vs. ANTICIPATE vs. EXPECT vs. ENVISAGE vs. ENVISION



-HORİZON değil/yerine/= YATAY, ÇEVREN



-HORMON değil/yerine/= İÇSALGI, SALGI



-HOŞ OLMAYAN ile/ve/değil/||/<>/> YAKIŞMAYAN



-HOŞAF[Fars.]/SÖZ KESEN ile KİFÂYE/KOMPOSTO

( Kurudan yapılır. İLE Tazeden yapılır. )


-HOŞAF[Fars.]/SÖZ KESEN ile KİFÂYE/KOMPOSTO

( Sıvı yoğundur. İLE Ürün yoğundur. )


-HOŞAF[Fars.]/SÖZ KESEN ile KİFÂYE/KOMPOSTO

( Yemek sırasında/yanında içilir. İLE Yemek sonrasında içilir/yenir. )


-HOŞAF[Fars.]/SÖZ KESEN ile KİFÂYE/KOMPOSTO

( Şekerli de şekersiz de olabilir. İLE Şekerlidir. )


-HOŞGÖRÜ ile/ve/değil/yerine İMAN



-HOŞGÖRÜ ve ÖZGÜVEN



-HOŞNUT/MEMNUN değil/yerine/= KIVANIK



-HOTEL ile PANSİYON



-HRİSTİYAN ile/değil/yerine/= İSEVÎ



-HRİSTİYAN ile/ve/değil RAHİB/E / KEŞİŞ



-hs.[Lat. < HORA SOMNI] değil/yerine/= YATMA ZAMANI, YATARKEN



-HÜCRE/BEYİN/ZİHİN ile/ve/||/<>/> GÖVDE



-HUDUS ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> NİSAP ile/ve/||/<> GÜN ile/ve/||/<> RES ile/ve/||/<> KÂBE ile/ve/||/<> NEŞV-Ü-NEMÂ ile/ve/||/<> KAST VE NİYET ile/ve/||/<> HÜKÜMLER ile/ve/||/<> BEKÂ ile/ve/||/<> MEŞRÛ TASARRUF



-HÜKÜMDAR ile/değil/yerine/=/<> İLHAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/=/<> Bir ilhanlığın başında bulunan hükümdar/imparator. | İran Moğollarında hükümdarın sanı. )


-HÜKÜMET ile HANEDAN



-HÜKÜMRAN[Fars.] değil/yerine/= EGEMEN



-HUN ile HUN ile HUN ile HUN[Fars.]

( Küçük parça, bölüm. İLE Hazine. İLE Ottan, çalı-çırpıdan yapılan kulübe. İLE Kan. )


-HURİ ile GILMAN

( İkisi de, kendini bil(e)meyen ruhlardır. )


-HÜSN-Ü HATT:
FAKİR İÇİN ile/ve/||/<> ZENGİN İÇİN ile/ve/||/<> HİKMET SAHİPLERİ İÇİN

( Mal. İLE/VE/||/<> Güzellik. İLE/VE/||/<> Olgunluk. )


-HÜSN-Ü KURUNTU ile/değil HÜSN-Ü ZANN

( HÜSN-Ü ZANN İLE BAK
GÖRDÜĞÜN RAHMAN OLUR )


-HÜSN-Ü KURUNTU ile/değil SÛ-İ ZANN



-HÜSN ile/ve/> IŞK ile/ve/> HÜZN

( Güzellik. İLE/VE/> Aşk. İLE/VE/> Tasa. )


-HÜSRAN ve HASRET



-HUSÛSEN değil/yerine/= ÖZELLİKLE



-HÜVELBÂTIN ile/ve HÜVEZZÂHİR

( Tin. İLE/VE Toplum. )


-HÜZÜN ve/> ALLAH



-HÜZÜN ve/<> HAZİNE



-HÜZÜN = MELANCHOLY[İng.] = MÉLANCOLIE[Fr.] = MELANCHOLIE[Alm.] = MELANCHOLIA[Lat.]



-HÜZÜN ile/ve/değil MUHABBET



-HÜZÜN ile ÜZÜNTÜ

( Geleceğe yansıması, ümittir. İLE Geleceğe yansıması, kaygıdır/endişedir. )


-HUZUR ile/ve SÜKÛN



-HZ. EBÛ BEKİR ve/ HZ. ÖMER ve/ HZ. OSMAN ve/ HZ. ALİ

( SIDDIK ve FARUK ve ZİNNÛREYN ve KEREM ALLAH-Ü VECHE / HAYDAR-I KERRÂR / ESEDULLAH )


-HZ. HASAN ile/ve/||/<> HZ. HÜSEYİN

( Güzelliğin celâlinin de bulunduğu güzellik. İLE/VE/||/<> Güzelliğin cemâli.
Güzel. İLE/VE/||/<> Güzelcik. )


-HZ. MEVLÂNÂ:
GÖZLENİLEN ile/ve/||/<> ÖZLENİLEN ile/ve/||/<> GİZLENİLEN ile/ve/||/<> İZLENİLEN



-HZ. MÛSA ile MÛSA b. MEYMÛN



-i. inf.[Lat. < INFUSUM] değil/yerine/= ENFÜZYON



-I. TANZİMAT ile/ve/||/<>/> II. TANZİMAT ile/ve/||/<>/> SERVET-İ FÜNÛN ile/ve/||/<>/> FECR-İ ÂTÎ ile/ve/||/<>/> MİLLÎ EDEBİYAT

( )


-İBADULLAH ile İBADUSULTAN

( KURB-İ SULTÂN, ATEŞ-İ SÛZÂN )


-İBARET/MÜREKKEP değil/yerine/= OLUŞAN



-İBN ARÂBÎ ile/ve ŞEYH BEDREDDİN



-İBN HALDUN ile/ve AUGUST COMTE



-İBN HALDUN ile/ve GELİBOLU'LU ÂLİ EFENDİ



-İBN MİSKEVEYH ile/ve DARWIN



-İBRET ALAN ile İBRET ALMAYAN

( Bulunduğu derecenin üzerine çıkar/tılır. İLE Bulunduğu derecenin altına düşer/düşürülür. )


-İBRET ALAN ile İBRET ALMAYAN

( İbret alınır. İLE İbret olur. )


-İBRET OLAN ile/ve/yerine İBRET ALAN



-İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI



-İÇ VAROLAN ile/ve DIŞ VAROLAN

( İç varolan ilhamın kaynağıdır. İLE Dış varolan, bellek ile hareket eder. )


-İÇ VAROLAN ile/ve DIŞ VAROLAN

( Öz varolanınız en yüce öğretmendir. )


-İCAB ile/ve İMTİNÂ ile/ve İMKÂN



-İCÂBEN ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜKLE



-İÇERME = TAZAMMUN = IMPLICATION[İng., Fr.] = IMPLIKATION[Alm.] = IMPLICATIO[Lat.]



-İÇGÜDÜ ile/ve GEN



-İÇİN ile ÜZERİNE



-İÇİNDEN SÖYLENİLMESİ GEREKEN ile AĞIZDAN DIŞARIYA ÇIKMASI/ÇIKMAMASI GEREKEN



-İÇKİN ile/ve İÇSEL



-İÇKİN = MÜNDEMİÇ = IMMANENT[İng., Fr., Alm.] = IMMANENS[Lat.]



-İÇKİN ile/ve SAKLI



-İÇLEM = TAZAMMUN = COMPREHENSION[İng.] = COMPRÉHENSION[Fr.] = INHALT[Alm.] = COMPREHENSIO[Lat.]



-İÇSEL ile İÇKİN



-İCTİMA-İ NAKİZEYN ile İRTİFÂ-İ NAKİZEYN



-İDDİA ETMEK/EDİLEN ile/değil/yerine İLERİ SÜRMEK/SÜRÜLEN



-İDDİA ile/değil/yerine/> ÖZGÜVEN

( Özgüven oluşunca/oluşursa, "iddia" sonlanır. )


-İDDİALI ile/ve YETKİN



-İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN

( Değişmeyen. İLE/VE Değişen. )


-İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN

( İdeal olanlar içeriksizdir. )


-İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN



-İDEAL ile/ve MİSYON



-İDEOLOG değil/yerine/= DÜŞÜNGÜMEN



-İDİYOPATİK/IDIOPATHIC[İng.] değil/yerine/= NEDENİ BİLİNMEYEN



-İDMÂN değil/yerine/= ALIŞTIRMA



-İFTARA YAKINKEN ile/ve SON RÜKÛ VE SECDE ile/ve İHRAM

( Allah'a en yakın olunan anlar/zamanlar. )


-IGNORANCE vs. OPPRESSION



-İHRAM ile/ve KEFEN

( Ölmeden önce ölmek! - MÛTÛ KABLE EN TE-MÛT )


-İHSAN ve/<> EDEB



-İHSAN ile/ve/değil/yerine İKRAM

( İsteyene verilen/vermek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE İstenmeden verilen/vermek. )


-İHSÂN ile/ve/||/<>/< İSÂR

( Fazlasıyla vermek. İLE/VE/||/<>/< Kendi muhtaçken vermek. )


-İHSÂN ile LÜTÛF



-İHTİMÂM[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN



-İHTİVA(EDEN) değil/yerine/= İÇERME/İÇEREN



-İHTİYÂRÎ/TAHYİRÎ HÜKÜMLER:
CEVAZ ile/ve/||/<> İBÂHE/MUBAH ile/ve/||/<> NEDB ile/ve/||/<> İSTİHSAN ile/ve/||/<> TABİÎYET ile/ve/||/<> HELÂL



-İHTİYAT/LI[Ar.] değil/yerine/= SAKINMA/SAKINGAN

( Herhangi bir korku ya da düşünce ile bir şeyi yapmaktan uzak uzak durmak, içtinap etmek. | Olabileceği düşünülen kötülüklere karşı önlemler almak. | Korumak, esirgemek, gözetmek. )


-İHTİYÂT ile/ve/||/<>/> KANUN



-İHTİYÂT ile TEMKİN



-İHTİYATEN ile İHTİYATÎ

( Her duruma, her olasılığa karşı, ileriyi düşünerek. İLE İlerisi düşünülerek yapılan. )


-İHTİYATLI/İHTİYATKÂR değil/yerine/= SAKINGAN



-İHVÂN ile DERVİŞÂN ile MÜRÎDÂN



-İKAMETGÂH/MESKEN değil/yerine/= KONUT



-İKİ İÇ NEDEN ile/ve/||/<>/> İKİ DIŞ NEDEN

( Varoluşu kaplayan ilk neden. İLE/VE/||/<>/> ... )


-İKİ KİŞİ ARASINDAKİ İLİŞKİYE/İLETİŞİME:
[ne yazık ki]
| "BEL ALTI/NDAN" "BAKAN/YAKLAŞAN" ile/ve/||/<> "KARINDAN" "BAKAN/YAKLAŞAN" ile/ve/||/<> "ZİHİN/DEN" "BAKAN/YAKLAŞAN" |
ile/değil/yerine/><
KALP/TEN BAKAN/YAKLAŞAN

( [ne yazık ki]
| "Eşeysel/cinsel ilişki ("olarak") görür." İLE/VE/||/<> "Çıkar ilişkisi ("olarak") görür." İLE/VE/||/<> "İdeolojik ilişki ("olarak") görür." |
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Yalnızca/koşulsuz, ilişki görür. / Yalnızca/koşulsuz, saygı ve sevgi ilişkisi görür. )


-İKİ KİŞİ ARASINDAKİ İYİLİK KURALLARI:
BİRİNİN ve/||/<> ÖTEKİNİN

( Verdiğini, hemen unutması. VE/||/<> Aldığını, hiç unutmaması. )


-İKİ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN ile ÜÇ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN

( Vahşidir. İLE Evcil olabilirler. )


-İKİ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN ile ÜÇ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN

( Boyunlarında altı kemik/omur vardır. [Dolayısıyla da kafasını çevirmekte zorlanırlar.] İLE Boyunlarında dokuz kemik vardır. )


-İKİ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN ile ÜÇ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN

( Tedirgin olduklarında tıslarlar. İLE Burun delikleriyle acı ve tiz sesler çıkarırlar. )


-İKİ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN ile ÜÇ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN

( İki parmaklılar üç parmaklılardan biraz daha hızlıdır. )


-İKİ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN ile ÜÇ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN

( Aynı ailelerden değillerdir. )


-İKİ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN ile ÜÇ PARMAKLI TEMBEL HAYVAN

( AFROTHERIA: Tembel hayvanları, karınca yiyenleri ve kemerli hayvanları içine alan memeli hayvanların bir dalı. )


-İKİ YAN ile/ve/||/<> İKİ UC



-İKİ(2) ile HERŞEY/HERKES/HER ZAMAN



-İKİYE YARIK YAPRAK = VARAK-I ZÛŞIKKAYN = FEUILLE BIFIDE



-İKİYÜZLÜLÜK ile/değil İRFÂN



-İKRAR ve/<>/</> İMAN



-İKTİSABÎ MÜRÛR-U ZAMAN değil/yerine/= KAZANDIRICI YILLANMA



-İL/EL:
ORDA + KUN + BUDUN



-İLÂÇ[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< BESİN

( Besininiz, ilâcınız; ilâcınız, besininiz olsun! )


-İLÂH ve/ CİRİM ve/ CİSİM ve/ İNSAN

( TANRI ve TANRISAL ve DÖRT UNSUR ve İNSAN )


-İLÂH ve/||/<>/= ZAN



-İLÂN ile REKLÂM



-İLÂN ile DUYURU



-İLAN değil/yerine/= DUYURU



-İLÂN ile İLÂM

( Duyuru. | Açıkça bildirme/duyurma. İLE Bildirme, anlatma. | Bir davanın, mahkemece nasıl bir hükme bağlandığını gösteren resmi belge. )


-İLÂN ve/||/<>/> İSTİLÂB

( Açığa çıkarma. VE/||/<>/> Kapma, kaparak alma, alınma. )


-İLÂVETEN değil/yerine/= EK OLARAK/EK YOLUYLA/EKLEYEREK



-İLERİ SÜRÜM ile/ve/değil OLAN



-İLETİŞİM ile KOORDİNASYON



-İLETKEN ile/değil/yerine/||/></< YALITKAN



-ILGIM/YALGIN ile/ve/değil/<> DALGIR

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir yüzeyde, renk dalgalanması sonucu görülen parlaklık. )


-ILGIN ile ILGINCAR/KUŞKİRAZI/GELİNFENERİ

( Ilgıngillerden, Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç ya da ağaççık cinsi. İLE Gülgillerden, yaprak açmadan önce beyaz çiçek veren, kaplamacılıkta kullanılan yabanıl ağaç. | Bu ağacın, reçeli yapılan meyvesi. )


-İLİM-İRFAN ve ÂRİF-ZARİF



-İLİM-İRFAN ve FİKİR-FELSEFE ve GÜZEL SANATLAR



-İLİM-İRFAN ve/||/<>/>/< NOKTA

( İlim-irfan, noktayı düşünmek ve anlamaktır.
[Noktayı fehm etmektir, ilim-irfandan kasıt.] )


-İLİM ile/ve İMAN



-İLİM ve/> İMAN ve/> ÎKAN ve/> İHSAN ve/> İSLÂM

( ... ve/> ... ve/> Sağlam biliş. Kuşkudan uzak olma. ve/> ... ve/> ... )


-İLİM ile/ve İRFAN

( Sahip olmak. İLE/VE Olmak. )


-İLİM ile/ve İRFAN

( Soyutlama. İLE/VE Soyutlanma. )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlmi, asıl sahibine götürüp teslim eden kurtulur. )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlim, ilim bilmektir. İlim kendin bilmektir. Sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır? )


-İLİM ile/ve İRFAN

( İlim, ilim ilmektir. İlim ilim ilmektir. )


-İLİM ile/ve İRFAN

( "İlmi öğreniniz. İlim için de dinginliği(sekîne) ve hilmi öğreniniz". )


-İLİM ile/ve İRFAN

( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )


-İLİM ile/ve İRFAN ile/ve AŞK ile/ve MUHABBET

( Gurur verir. İLE/VE Anlayış verir. İLE/VE Yok/ifnâ eder. İLE/VE Yaşam verir. )


-İLİM ve/<>/>/< İRFAN ve/<>/>/< BURHAN ve/<>/>/< BEYAN

( Başkası. VE/<>/>/< Kendi. VE/<>/>/< Özü. VE/<>/>/< Bunların da merkezi/kaynağı. )


-İLİM >< ZANN



-İLİŞKİ:
EMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖZEN



-İLİŞKİ:
HAFTADA 3/4 GÜN ve/||/<> 3'ER SAAT



-İLİŞKİLİ NEDEN ile DIŞTAKİ NEDEN



-İLİŞKİLİ NEDEN ile DIŞTAKİ NEDEN



-İLK AN



-İLK ARMAĞAN



-İLK BATKI/HÜSRAN



-İLK BİLİNMESİ GEREKEN

( KENDİN! )


-İLK DİREKSİYON



-İLK İLKE ile/ve/||/<>/< EVREN ile/ve/||/<>/< İNSAN

( Kişi, evrenin kilit taşıdır. )


-İLK MASTÜRBASYON



-İLK NEDEN ile/ve/<> İLKELER



-İLK NEDEN ile/ve NEDENSELLİK



-İLK NEDEN ile/ve/||/<>/> YÖNELİM



-İLK ÖĞRETMEN



-İLK VAROLAN ile/ve/<> İLK NEDEN



-İLK YASA/KÂNUN

( Yılın ilk ve son ayları. )


-İLK:
ÖZÜR DİLEYEN ve/<>/|| AFFEDEN ve/<>/|| UNUTAN

( En cesurdur. VE/<>/|| En güçlüdür. VE/<>/|| En mutludur. )


-İLK ile ÖN



-İLKE ile/ve/<> DÜZEN

( İlkelerimizin ışığında dünyaya katılamazsak, ilkelerimize karşın dünyaya katılmak zorunda kalırız. )


-İLKE ile/ve/<> SIRADÜZEN



-İLKE ile/ve/||/<> ZEMİN



-ILLEGAL vs. SECRET/HIDDEN



-İLLÜZYON değil/yerine/= YANILSAMA



-İLM el-YAKÎN ile AYN el-YAKÎN ile HAKK el-YAKÎN

( Okuyarak/duyarak eminlik. İLE Görerek eminlik. İLE Hakk'la, bizzat yaşayarak eminlik. )


-İLM-EL YAKÎN ile MAKBULÂT



-İLM-EL-EDDÂN ile/ve/||/<> İLM-EL-LEDÜN

( Gövdenin/bedenin bilgisi. İLE/VE/||/<> Allah bilgisi. )


-İLM-EL-YAKÎN

( KESİN BİLGİ )


-İLM-İ LEDÜN

( ALLAH'IN SIRLARINA AİT MANEVİ BİLGİ, GAYB İLMİ )


-İLM-İ SİYASET ile/ve İRFAN



-İLM-İ ZÂHİR ile/ve İLM-İ BÂTIN

( İlmi- Zâhir ve Bâtın'ın çok çeşitleri vardır: İlm-i imân, ilm-i İslâm, ilm-i ihsan, ilm-i ikân, ilm-i tövbe, ilm-i zühd, ilm-i takva, ilm-i ihlâs, ilm-i mârifet-i nefs, ilm-i mârifet-i dil, ilm-i tezkiye-yi nefs, ilm-i tezkiye-yi dil, ilm-i hitab, ilm-i nidâ, ilm-i kelâm, ilm-i mükâşefe, ilm-i tevhîd, ilm-i tecelli-i zât, ilm-i tecelli-i sıfat, ilm-i makamât, ilm-i ahvâl, ilm-i kurb, ilm-i vusûl, ilm-i fenâ, ilm-i bekâ, ilm-i sekr. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve İLM-İ BÂTIN

( Her ilmin kendine göre perdeleri vardır. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( İlimler üç bölüktür.
- Sülûk yoluyla elde edilen ilim.
- Keşfe dayanan ilim.
- Sırra bağlı ilim.[Hiçbir biçimde belirtilmez.] )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Ledün ilmi, bilineni unutma ilmidir. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Ledün ilmi, öğrenmek değil, unutma ilmidir. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Bildiklerimizi unıta unuta, ilimsiz bir ilim zuhur eder. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Bilip unutacağız, sıra kendimize gelecek. Kendimizi de, önce bileceğiz, sonra unutacağız. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Bugünkü Cennet-i İrfâna dahil olsalar uşşak, Yarınki va'dolan hûri veyâ gılmanı neylerler... )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Su. İLE/VE/<> Saf su gibidir. )


-İLM-İ ZÂHİR ile/ve/<> İLM-İ BÂTIN ile/ve/<> İLM-İ LEDÜN

( Su. İLE/VE/<> Süt. )


-İLM'EL YAKÎN ile/ve AYN'EL YAKÎN ile/ve HAKK'EL YAKÎN

( AVAM ile/ve EBRAR ile/ve MUKARREBÎN )


-İLM'EL YAKÎN ile AYN'EL YAKÎN ile HAKK'EL YAKÎN

( Okuyarak/duyarak eminlik. İLE Görerek eminlik. İLE Hakk'la, bizzat yaşayarak eminlik. )


-İLTİFAT ile/ve/değil/yerine/<> ŞÜKRAN



-İLÜSTRASYON ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SANAT

( Yöntemli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yöntemsiz. )


-İLÜZYON değil/yerine GÖZBAĞI



-İMAN



-İMAN:
İNANÇ ve/>/+ GÜVEN



-İMAN ile "MANYAKLIK"



-İMAN ile/ve/<> AKIL

( Bir elinden, bir eline. İLE/VE/<> ... )


-İMAN ve/<> AMAN



-İMAN ile/ve BÂTIL İNANÇ/İ'TİKAD

( BÂTIL[Ar. < BUTLÂN]: Boş, beyhude, yalan; çürük. )


-İMÂN ile/ve DİN

( Din mülkle, mülk orduyla, ordu malla, mal ülkenin imarıyla, ülkenin imarı, yönetilenlere adâletle sağlanır. )


-İMÂN ile/ve DİN

( Din: Fıtratını bozmamak üzere konulmuş düzen. )


-İMÂN ile/ve DİN

( İman, düşünce ve inancın pekişmişliği anlamına gelir. Her kavram, olgu için geçerli olabilir ve kullanılabilir. Din ve/ya da dine bağlı bir kavram değildir. )


-İMÂN ile/ve DİN

( Güvenilir olmak. İLE/VE İhlâs. )


-İMAN ve/||/<> EF'AL ve/||/<> İTMİNÂN



-İMAN ile/ve/||/<>/< EMAN

( Kendilik bilinci. İLE/VE/||/<>/< Güvenlik. )


-İMAN ile/ve/||/<>/< EMAN

( Kişide. İLE/VE/||/<>/< Mekânda. )


-İMAN ile/ve/||/<>/< EMAN

( Metafizik. İLE/VE/||/<>/< Fizik. )


-İMAN ve/> GÜVENLİ/RAHAT HAREKET ALANI



-İMAN ve/<> HAYÂ



-İMAN ile/ve/<> HİCRET ile/ve/<> CEHD



-İMÂN ve/<> İLİM ve/<> TAKVÂ

( Gövde. VE/<> Koruyucu giysi. VE/<> En dış koruyucu giysi. )


-İMAN ve/||/<>/> İMTİHAN



-İMAN ile/ve İNÂYET



-İMAN ve/<> İRFAN

( Akılsal. VE Sezgisel. )


-İMAN ile/ve İSLÂM

( ... İLE/VE İman ettiğin biçimde yaşamak. )


-İMAN ile/ve İSLÂM

( ... İLE/VE Allah'ın emirlerine tâzim, kullarına hizmet. )


-İMAN ile/ve İSLÂM

( İman olmadan islâm olmaz. )


-İMAN ile/ve İSLÂM ile/ve İHSAN



-İMAN ile/ve/değil İZLEM/STRATEJİ



-İMAN ve KÜFÜR

( Asıl imanı olanlar, kâfirliklerini anlayanlar ve itiraf edenlerdir. )


-İMAN ve KÜFÜR

( İmanından emin olmak, küfürdür. )


-İMAN ve/<> MÜŞÂHEDE

( Bağlanırsın. VE/<> Nefsinle, iman edilir ve kemâl olunur. )


-İMAN ve/||/<>/> ÖZGÜRLÜK

( Etkileşim durumunda olduğumuz ne varsa/oluyorsa, onlardan emin olduğumuz/olabildiğimiz oranda özgürüzdür/özgürleşiriz.[İman, dinsel ya da dinin sınırları/tekeli altında bir kavram değil emin olmaktır.] )


-İMAN ve/||/<>/< ÖZGÜVEN



-İMAN ve/||/=/<> SALİH AMEL

( Salih ameli olmayan, iman edemez. )


-İMAN ile/ve/<> SALİH AMEL ile/ve/<> HAKKI TAVSİYE ile/ve/<> SABRI TAVSİYE



-İMAN ve ŞEREF



-İMAN ve/||/<> ÜMİT ve/||/<> ŞEFKÂT



-İMÂN ile VARSAYIM

( İlksel ya da Sonsal. İLE Sonsal. )


-İMÂN ile VARSAYIM

( Üç yanlış varsayım:
* Kişinin, başkaları ile meşgul olmasının gerekliliği,
* Kişinin, öbürüne değer biçebileceği,
* Öğrencinin ilerlemesinden, öğretmenin sorumlu olduğu. )


-İMÂN ile/ve YAKÎN

( Duyarak eminlik. İLE/VE Görerek eminlik. )


-İMÂN ile/ve YAKÎN

( 4 parmak. [Göz ile kulak arasındaki.] )


-İMKÂN değil/yerine/= OLANAK



-IMMEDIATELY ALTERATION vs. SUDDEN ALTERATION



-IMMÜNOJENİK/IMMUNOGENIC[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLAŞTIRAN



-İMPARATOR değil/yerine/= İLHAN



-İMPARATORİÇE değil/yerine/= İLHATUN



-İMPLANTASYON/IMPLANTATION değil/yerine/= EKİM



-IMPORT and DISCOUNTED IMPORTS and IMPORT LEVY and IMPORT REGIME and IMPORT SUBSTITUTION and SAFETY CONTROLS ON IMPORTS and SUBSIDISED IMPORTS

( İthalat. VE Dampingli ithalat. VE İthalat prelevmanı. VE İthalat rejimi. VE İthalat ikâmesi. VE İthalattaki güvenlik kontrolleri. VE Sübvansyonlu ithalat. )


-İMPULS[İng. < IMPULSE] değil/yerine/= UYARIM/UYARAN



-İMTİHAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İMKÂN



-in d[Lat. < IN DIES] değil/yerine/= HER GÜN



-IN vs. WHITIN



-İN ile İn ile İN

( Yaban hayvanlarının, kendilerine yuva edindikleri kovuk. | Mağara. İLE İndiyum'un simgesi. İLE İnsan. )


-İNAN ile İMAN



-İNAN = İMAN = FAITH[İng.] = FOI[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FIDES[Lat.] = FE[İsp.]



-İNANAN ile KÂFİR



-İNANÇ ile GÜVEN



-İNANÇ ile/ve/<> İMAN

( Düşüncenin pekişmişliği. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )


-İNANÇ ile/ve/<> İMAN

( Herşeyin başlangıcı ve kaynağı olan düşünce, inancın da imanın da başlangıcı ve kaynağıdır. İLE/VE/<> İnanç, düşüncenin pekişmiş/yoğunlaşmış hali, iman da inancın pekişmiş/yoğunlaşmış halidir. )


-İNANÇ ile/ve/<> İMAN

( Kuramı, uygulamaya geçiren tek ve en önemli olgu. İLE/VE/<> ... )


-İNATÇI/ANUT değil/yerine/= DİRETEK/DİRETKEN



-İNATÇI ile HARIN

( ... İLE Bir şeyden huylanıp yürümeyen, geri geri giden hayvan. | [mecaz] Hain, huysuz. | [mecaz] Obur. )


-İNCİ ile/ve/||/<> MERCAN

( [Divân Edebiyatında] Gözyaşını simgeler. İLE/VE Kanlı gözyaşını simgeler. )


-İNCİ ile/ve/||/<> MERCAN

( Barış. İLE/VE/||/<> Feragat. )


-İNCİ ile/ve/||/<> MERCAN

( Hz. Hasan ve soyu. İLE/VE/||/<> Hz. Hüseyin ve soyu. )


-İNCİR ve ZEYTİN

( TİN ve ZEYTÛN )


-İNCİR ve ZEYTİN

( Çok çekirdekli. VE Tek çekirdekli. )


-İNCİR ve ZEYTİN

( Tek/çok. VE 2 )


-İNCİR ve ZEYTİN

( Beyin. VE Gözbebeği. )


-İNCİR ve ZEYTİN

( KÂBE: Beyin. )


-INDEPENDENT VARIABLE[İng.] değil/yerine/= BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN



-INDIVIDUALISM OF HUMAN vs. SOCIALISM OF HUMAN



-İNDÜKSİYON/INDUCTION değil/yerine/= İRGİTİM



-İNEK ile/ve AVGAN

( ... İLE/VE Gebe inek. )


-INFIXATION değil/yerine/= İÇEKLEME



-INFORM vs. COMMUNICATION



-INFORM vs./and INVITATION



-INFORMATION vs./and PAIN



-İNHİBİSYON/INHIBITION değil/yerine/= ENGELLEME



-İNİSİYASYON = DIKSHA[Sansk.]



-İNKÂR ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İNSAN



-INR/INTERNATIONAL NORMALIZED RATIO[İng.] değil/yerine/= ULUSLARARASI NORMALLEŞTİRİLMİŞ ORAN



-İNS Ü CİN

( HERŞEY )


-İNŞAAT:
"KABA" ile/ve/değil/||/<>/< GÖRÜNEN



-İNSAF ile/ve/<>/> İMAN



-İNSAN



-İNSÂN

( ÜNSİYET KURAN | ADAM | İYİ, OLGUN | VAR OLMAYAN | HAKİKAT'ÜL HAKAİK | [AÇIKLAMA YETMEZ!] )


-İNSAN BECERİLERİNE EN YAKIN OLAN

( ŞEMPANZE )


-İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN



-İNSAN GÖVDESİNDE, DOĞAL OLARAK BULUNAN NİKOTİN

( 2 nanogram [18 nanograma ulaşırsa kişi bayılır. Daha fazlası ise ölüme götürür.] )


-İNSAN İÇİN EN ZEHİRLİ HAYVANLARI AVLAYAN

( KONİK SALYANGOZ )


-İNSAN:
"EN ŞEREFLİ" VAR OLAN değil TEK, ŞEREFLİ/ONURLU VAR OLAN



-İNSAN:
"YOK" VAROLAN ile/ve/=/değil "YOK OLAMAZ" VAROLAN



-İNSAN:
DİRİMSEL(BİYO) ve/||/<> ANLIKSAL/ZİHİNSEL(PSİKO) ve/||/<> TOPLUMSAL(SOSYAL) VAROLAN



-İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU

( image )


-İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN



-İNSAN/KİŞİ:
OLGUN ile/ve/değil/<> ONURLU



-İNSAN/KİŞİ:
KENDİ OLAN ile/ve/||/<> ARASINDA (SIKIŞIP) KALAN ile/ve/||/<> ÂŞIK OLAN



-İNSAN/KİŞİ ve/<> GÖRÜNMEYEN VAROLAN



-İNSAN/LIK:
MAĞARADAN ve/||/<>/> MARS'A GİDEN VE SÜRECİ



-İNSAN ve/<> ACZ

( Kişinin kaderi, aczdir. )


-İNSAN ile/ve ÂDEM



-İNSAN ile/ve ADEM[Ar.]/YOKLUK



-İNSAN = BERZAH



-İNSAN ve/<> DOĞA

( Doğa, senin herşeyindir. Herşey, senin doğandır! )


-İNSAN ve/<> DOĞA

( Kişi, doğayla arasındaki derin samimiyeti yitirdiğinde, tapınaklar, önemli bir duruma geçer. )


-İNSAN ve DOĞA/TOPRAK ve PARA

( Meta olarak görülmemesi gerekenler. )


-İNSAN ve DOĞA/TOPRAK ve PARA

( ... ve BER[Arapça ve Türkçe]: Yer, toprak. ve ... )


-İNSAN ve DOĞA/TOPRAK ve PARA

( Yedi çeşit iklim bulunan kuzey yarım kürede 0-90 derecenin tam ortası yani 45 derece enlemin altı ve üstü ot çeşitliliği olan bölgeleri oluşturmaktadır. )


-İNSAN ve/< DÖNÜŞ YOLU

( Yürüyüş de, dönüş de, insana hizmet ederek gerçekleşir. )


-İNSAN ve/||/<> EMEK



-İNSAN ile/ve/değil EŞİK



-İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK

( İnsan, geleceği geldirendir. )


-İNSAN ve/||/<> GÜVEN

( İNSAN: Kendine, insan emânet edilebilen. )


-İNSAN ile HERHANGİ BİR ŞEY('İ)

( Kişi, başlı başına bir şeydir! Hiçbir şeyle karıştırılamaz/karıştırılmamalıdır! )


-İNSAN ile HERHANGİ BİR ŞEY('İ)



-İNSAN = HUMAN, MAN[İng.] = HOMME[Fr.] = MENSCH[Alm.] = HOMO[Lat.] = ANTHROPOS[Yun.] = HUMANO/NA[İsp.]



-İNSAN ile İKİ AYAKLI HAYVAN(CANLI)



-İNSAN ile/ve İNSAN-I KÂMİL(/KÂMİL İNSAN/ÂDEM-İ MÂNÂ)



-İNSAN ile/ve/||/<> İSYAN



-İNSAN ve/=/<> LEYL'ÜL-KABR



-İNSAN ile/ve/||/<>/< MAYMUN/SÜRÜNGEN/BALIK

(



)


-İNSAN ve/||/<>/> MECZUB

( Ne kadar insan olunabilirse, toplumun dilinde, o kadar "meczub" olunur. )


-İNSAN ile/ve MELEK

( İbâdet eder. İLE/VE İtaat eder. )


-İNSAN ve/<> MERBÛB



-İNSAN ve/||/<>/< ÜNS

( ... VE/||/<>/< Özsel yakınlık. )


-İNSAN ile/ve/||/=/<> VARLIK



-İNSANA/KİŞİYE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN ve/=/||/<> EVRENE SIĞABİLEN/SIĞAMAYAN

( Evren. VE/=/||/<> İnsan. )


-İNSANÎ KONULAR/DURUMLAR/OLAYLAR:
AŞILMASI GEREKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAŞILMASI GEREKEN



-İNSANLIK İÇİN ile İNSANLIK ADINA



-INSEKTISIT/INSECTICIDE[İng.] değil/yerine/= BÖCEKKIRAN



-INSISTENCE vs. ASSERTION



-INSISTENCE vs. COMPULSION



-INSPIRATION vs. INTUITION



-instill.[Lat. < INSTILLANDUS] değil/yerine/= DAMLA DAMLA AKITILSIN



-INTEGRATION vs. TO GET COMPLETION



-INTEGRITY vs. CONCENTRATION



-İNTENSİF/İNTENSIVE[İng.] değil/yerine/= YOĞUN



-INTENSIFY vs. DEEPEN



-INTENTION vs./and ACTION



-INTERACTION vs. COMMUNICATION



-İNTERAKSİYON değil/yerine/= ETKİLEŞİM



-INTEREST vs./and REACTION



-INTERPRETATION/COMMENT vs. SPECULATION



-INTERSECTION vs. TO CONJUNCTION



-İNTİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN/ÇEKİDÜZEN



-INTROVERT[İng.] değil/yerine/= İÇE DÖNÜK BİREY/ÖRGEN



-INVENTION vs. INNOVATION



-İP/KUMAŞ:
PAMUKTAN ile/<>/> MISIR PÜSKÜLÜNDEN ile/<>/> KAVAK AĞACI YAPRAĞINDAN



-İPEK MAYMUN/TAMARİN ile PEMBE MAYMUN



-İPEKBÖCEĞİ ve/<> KARATABAN

( ... VE/<> İpek böceklerinde geniş çapta ölüme yol açan kelebek hastalığı. )


-İPSİLATERAL/IPSILATERAL[İng.] değil/yerine/= AYNI YAN



-İRFÂN ile ARA/F

( BİLME, ANLAMA | İLÂHÎ BİR FEYİZ OLARAK KÂİNATIN SIRLARINI BİLME KUDRETİ | KÜLTÜR )


-İRFAN ile ENTELEKTÜEL SEZGİ



-İRFAN ve/> FERÂSET/FİRÂSET

( ... VE/> Gözle bir şeyi fark etmek. İrfanın, gözden zuhur etmesi. )


-İRFAN ve/> FERÂSET/FİRÂSET

( Menşei/menbaı, kalptir. VE/> Menşei, irfandır. )


-İRFAN ve/||/<> İNSAN



-İRFAN ve SADÂKAT



-İRFAN ve/> SEYR



-İRGEN

( Erkekler topluluğu. )


-İRİ ile BALABAN

( ... İLE İri, büyük. | Nazik. | Şişman, gürbüz kişi, çocuk. | Atmaca, doğan vb. yırtıcı bir kuş. )


-İRİN ile YANGI/İLTİHAP

( Tutankamon, dizinin iltihap kapması nedeniyle ölmüştür. [Kardeşi tarafından değil!] )


-IRMAK ile/ve/<> GELEĞEN

( ... İLE Ana ırmağa karışan akarsu. )


-İRRASYONEL:
"GERÇEK DIŞI" değil ORANTILANAMAYAN



-IRSEN değil/yerine/= KALITIMLA



-İRTİCA/EN ile İRTİCAL/EN

( Geri. İLE Düşünmeden, ağzına geldiği gibi söyleme. )


-İRTİCALEN/EMPROVİZE değil/yerine/= DOĞAÇTAN/DOĞAÇLAMA/DOĞUNÇTAN



-İRTİCALEN değil/yerine/= DOĞAÇLAMA



-İŞ, GÖREV = Fİ'L = FONCTION



-İŞ ile/ve/||/<> ZAMAN

( Çok. İLE/VE/||/<> Az.["Yok" değil!] )


-ISAAC NEWTON ve/||/<>/> IMMANUEL KANT

( [ö.] 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 12 Şubat 1804 )


-İŞE YARAYAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞ GÖREN



-İŞEME ile KAŞAN

( ... İLE Hayvanların durup işemesi. )


-Isfahan ile ISFAHAN

( İran'da bir kent/eyâlet. İLE Türk müziğinde, dügâh perdesindeki makamlardan biri. )


-ISI YALITIMINDA:
BETON ile/değil/yerine/< AHŞAP ile/değil/yerine/< KÜTÜK ile/değil/yerine/< TAŞ ile/değil/yerine/< KERPİÇ ile/değil/yerine/< SAMAN

( Daha/en düşük. İLE/DEĞİL/YERİNE/< Daha/en yüksek. )


-İŞİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( "Hocası". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapıcısı. )


-IŞIK ile/ve/<> AN



-IŞIK ile IŞIN



-IŞIN ile IŞINIM/IŞIMA/RADYASYON[Fr.]

( Bir ışık kaynağından çıkarak her yöne yayılıp giden ışık demeti. | Işınetkin özdeklerin saçtıkları alfa, beta, gama ışınlarından her biri. | Bir noktadan çıkıp sonsuza giden yarım doğrulardan her biri. İLE Işın ya da tanecik yayımı, radyasyon. | Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan öğelerin tümü. | Bir erkenin ışık demeti durumunda yayılması. | Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga devinimi yoluyla yayılması. )


-IŞIN ile ÖZIŞIN

( ... İLE Ağaç gövdesinde, yatay yönde besin iletimi yapan ve özkesitte parıltılı görünen gözeler topluluğu. )


-IŞIN = ŞUÂ' = RAYON



-ISIRMA GÜCÜ'NDE:
SIRTLAN ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA

( 450 kg./1000 lbs.[Bir ısırıştaki uyguladığı çene gücü, aslanınkinden daha fazladır.] VE 453 kg./1004 lbs. )


-ISIRMA GÜCÜ'NDE:
SIRTLAN ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA

( İnsan (rekor): 0.8 MPa = 81.6 ton-kuvvet/metrekare

Alman Kurdu: 1.6 - 5.5 MPa = 163-561 ton-kuvvet/metrekare

Pitbull: 1.6 MPa = 163 ton-kuvvet/metrekare

Leopar: 2.1 MPa = 214 ton-kuvvet/metrekare

Rottweiler: 2.3 - 2.4 MPa = 240 ton-kuvvet/metrekare

Beyaz Köpekbalığı: 4.13 MPa = 421 ton-kuvvet/metrekare

Aslan: 4.76 MPa = 485 ton-kuvvet/metrekare

Sivas Kangalı: 4.92 MPa = 502 ton-kuvvet/metrekare

Mürekkepbalığı: 6.89 MPa = 703 ton-kuvvet/metrekare

Sırtlan: 6.89 MPa = 703 ton-kuvvet/metrekare

Timsah: 17.2 - 34.47 MPa = 1754-3515 ton-kuvvet/metrekare )


-İSKÂN ile/ve/||/<>/> İNŞÂ



-İSKEMIK/İSCHEMIC[İng.] değil/yerine/= YETERSİZ KANLANAN



-İŞKOLİK ile/değil/yerine VERİMLİ ÇALIŞAN

( )


-ISLAK ZEMİN ile KAYGAN ZEMİN



-İSLÂM FELSEFE-BİLİM TARİHİ'NDE 7 ETMEN

( * BAŞLANGIÇ
* DURAKLAMASI VE ÇÖKMESİ
* DÖNEMLENDİRME
* GENEL FELSEFE-BİLİM'DEKİ YERİ
* ZİHNİYET
* FELSEFE-BİLİMİ ÜRETEN KİŞİNİN KİMLİĞİ
* GELENEK İLE TOPLUMUN İLİŞKİSİ )


-İSLÂM ile/ve/<> İMÂN

( Dış güven/ce. İLE/VE/<> İç/öz güven/ce. )


-İSLÂM ile/ve/<> İMÂN

( Toplumda. İLE/VE/<> Kendinde. )


-İSLÂM ile/ve/<> İMÂN

( İnandığına teslim olma, selâmete ermek, kurtulmak. İLE/VE/<> İnancın pekişmişliği. )


-İSLÂM ve/> İMAN ve/> İHSAN

( Saygı. VE/> Sevgi. VE/> Ahlâk. )


-İSLÂM ve/> İMAN ve/> İHSAN

( HZ. MUSÂ(KELİMULLAH) ve/> HZ. İSÂ ve/> HZ. MUHAMMED )


-İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR



-İŞLEV ve YÖN



-İSMET:
İMAN ve/||/<> EMAN



-İSPAT/İSBAT ile/ve HÜCCET ile/ve BURHAN ile/ve DELİL

( BELGİT: Bir kişinin, yapmaya ya da ödemeye borçlu olduğu şeyi göstermek üzere imzaladığı resmi kâğıt, senet. | Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru olarak kabul edilen başka önerme. )


-İSPAT ile DELİL ile BURHAN

( ... İLE ... İLE Kendine uygun ilkeleri olan, ne'liği ve neden'liği belirli olan. )


-İSPİYON ile GAMMAZLAMA



-İSRAF ile ZİYAN



-İSTASYON değil/yerine/= DURALGA



-İSTATİSYEN değil/yerine/= SAYIMLAMACI



-İSTEMEDEN ile KENDİLİĞİNDEN



-İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA

( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )


-İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA

( Bir hata, ikinci kez yapılmaz. İkinci kez yapıyorsanız, üçüncü kez de yapacaksınız demektir. )


-İSTENÇ/İRÂDE:
UZAK ile/ve/||/<>/> ORTA ile/ve/||/<>/> YAKIN

( El. İLE/VE/||/<>/> Dil. İLE/VE/||/<>/> Bakış. )


-İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )


-İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


-İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİLİĞİNDEN



-İSTİKRAR/STABİLİZASYON değil/yerine/= SÜRDENGE



-İSYAN ÇIKARMA/ÇIKARAN ile/ve/||/<>/> İSYANI KIŞKIRTMA/KIŞKIRTAN



-İSYAN ile/ve/değil/yerine FERYAD



-İSYAN ile HAREKÂT



-İSYÂN ile/ve/<> İNTİZÂR

( Emre boyun eğmeme, itaatsizlik. | Başkaldırı, ayaklanma. İLE/VE/<> Bekleme, gözleme. | İlenme, beddua. )


-İSYAN ile/ve/> İSTİFÂ

( Bilinçli ve/ya da bilinçsiz. İLE Kararlı ve bilinçli. )


-İSYAN ile İTİRAZ



-İSYAN ile KABUL EDEMEMEK



-İSYAN ile/ve ŞİKÂYET



-İSYAN ile/değil/yerine YAS



-İTAAT ile/ve/değil/<> DÜZEN



-İTİBAREN değil/yerine/= SONRA



-İTİNÂ[Ar.] değil/yerine/= ÖZEN



-İTMİNAN değil/yerine/= İNANMA, GÜVENME



-İTMÎNÂN değil/yerine/= KESİN OLARAK BİLME | EMİN OLMA | BİRİNE İNANMA, GÜVENME )



-İTTAFEN değil İTHAFEN



-İTTİKAN değil/yerine/= İYİ VE SAĞLAM BİLME



-İVEDİ/MÜSTACEL değil/yerine EVGİN

( Öncelikle yapılması gereken. )


-İYİ ile/ve/değil/yerine/<> İYİLİK İÇEREN



-İYİ ile/ve KESİN



-İYİLEŞTİRİCİLER/DENGELEYİCİLER:
GÜNEŞ ile/ve/||/<> DİNLENME ile/ve/||/<> HAREKET/SPOR ile/ve/||/<> BESLENME ile/ve/||/<> ÖZGÜVEN ile/ve/||/<> ARKADAŞLAR



-İYİLİK:
BAŞKASINA YAPTIĞIMIZ ile/ve/||/<> BİZE YAPILAN

( Unutalım! İLE/VE/||/<> Unutmayalım! )


-İYİLİK ile/ve/değil/||/<>/< DÖNGÜ/DEVİR/DEVRAN



-İYİLİK ile/ve KAYRA/LÜTÛF/İHSAN



-İYON[İng. < Yun.] değil/yerine/= YÜKÜN

( Bir ya da daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atom ya da atom grubundan oluşmuş, elektrik yüklü parçacık. )


-İYON/ION[İng.] değil/yerine/= YÜKÜN



-İYON değil/yerine/= YÜKÜN



-İYONİZAL ile İYONİZAL OLMAYAN



-İZ BIRAKAN FİLMLER:
SİNAN CANAN ve/||/<> MUSTAFA CAN

( )


-İZ-İZ'AN



-İZ'ÂN değil/yerine/= ANLAYIŞ, KAVRAYIŞ, AKIL | SÖZ DİNLEME | TERBİYE, EDEP



-İZAHI OLMAYAN > MİZAH

( Açıklaması[izâhı] olmayan durumların, mizahı olur. )


-İZÂN ve/<> FERÂSET



-IZDIRAP değil/yerine/= İÇVURAN



-İZİN ile/ve BİLGİ



-İZİN ile/ve İCÂZE



-İZİN ile OLASILIK



-İZİN ile/ve/değil/yerine OLUR VERMEK



-İZİN ile/ve/değil/yerine ONAY



-İZİN ile/ve/değil/yerine/< RIZÂ



-İZİN ile/ve/<>/< SALÂHİYET



-JAPONCA'DA (KANJİ):
AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KİTAP/KÖK ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN

( ile ile ile )


-JARGON ile ARGO



-JEAN-BAPTISTE LAMARCK ve/||/<>/> CHARLES DARWIN

( 01 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1829 ve/||/<>/> 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 )


-JEAN-BAPTISTE LAMARCK ile/ve/||/<>/> CHARLES DARWIN ile/ve/||/<>/> THOMAS HENRY HUXLEY

( 01 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1829 İLE/VE/||/<>/> 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 İLE/VE/||/<>/> 04 Mayıs 1825 - 29 Haziran 1895 )


-JENERALİZE/GENERALIZED[İng.] değil/yerine/= YAYGIN



-JEREMY D. SAFRAN



-JİVA, JİVATMAN

( Kişisel özvarlık. Bireysel ruh. Vedanta'ya göre jiva, atman'ın gövde, duyular ve zihinle özdeşleşme yanılgısı sonucu olarak varlık kazanır. Atmanyapan kimse olma, jiva'dır. )


-JOHN LOCKE ile/ve/||/<>/> ALEXANDER VON HUMBOLDT ile/ve/||/<>/> MARTIN HEIDEGGER ile/ve/||/<>/> FERDINAND DE SAUSSURE ile/ve/||/<>/> LUDWIG WITTGENSTEIN ile/ve/||/<>/> JACQUES DERRIDA

( 29 Ağustos 1632 - 28 Ekim 1704 İLE/VE/||/<>/> 14 Eylül 1769 - 06 Mayıs 1859 İLE/VE/||/<>/> 26 Eylül 1889 - 26 Mayıs 1976 İLE/VE/||/<>/> 26 Kasım 1857 - 22 Şubat 1913 İLE/VE/||/<>/> 26 Nisan 1889 - 29 Nisan 1951 İLE/VE/||/<>/> 15 Temmuz 1930 - 09 Ekim 2004 )


-JOHN VON NEUMANN /

( 28 Aralık 1903 - 08 Şubat 1957 )


-JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( [Nobel Fizik Ödülü'nü ...]
Elektronların, parçacık olduğunu göstererek kazandı.[1906] İLE/VE/||/<>/> Elektronların, dalga biçiminde olduğunu göstererek kazandı.[1937] )


-JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( 18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940 İLE/VE/||/<>/> 03 Mayıs 1892 - 10 Eylül 1975 )


-JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( Babası. İLE/VE/||/<> Oğlu. )


-JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( )


-JÜPİTER'DE:
1 GÜN ve/||/<> 1 YIL

( 9 saat 50 dakika. VE/||/<> 4332 dünya günü. )


-KAABE KAVSEYN

( İki yay, iki kaş arası. )


-KABA ile/değil/yerine ENGİN



-KABARCIK ile İSİLİK/ISIRGIN



-KABUL:
EDERSEN ile "ETMEZSEN"

( Ahbab. İLE Garib. )


-KABUL ile/ve/değil OYUN



-KABUL ve/< TAHSÎN



-KABUL ve TAHSİN



-KABUL ile TAYİN



-KÂBUS[Ar.] değil/yerine/= KARABASAN

( Sıkıntılı ve korkulu düş. | Birinin, içinde bulunduğu karmakarışık, sıkıntılı durum. | Acı, sıkıntı, korku veren olay. )


-KABUS değil/yerine/= KARADÜŞ/KARABASAN



-KABZ/KONSTİPASYON değil/yerine/= PEKLİK



-KAÇAK ile KAÇIK ile KAÇINTI ile KAÇKIN

( Bir kapalı kaptan, bir borudan sızan gaz ya da sıvı. | Gizlice kaçırılmış olan mal ya da nesne. | Bağlı bulunduğu yerden ya da yasadan kaçan, uzaklaşan. | Yasaca yapılması yasak olan ya da yapılması için gerekli izin alınmayan. | Yasaca belirtilmiş gerekli gümrük ve vergileri ödenmeden bir yere sokulan ya da bir yerden çıkarılan. | Yasalara, kurallara uymayarak, gizlice. İLE İlmeği kaçmış (çorap vb.). | Bir yana kaçmış, kaymış. | Bazı davranışları dengesiz olan, zıvanasız. | Çorabın ilmeği kaçmış yeri. İLE Erken doğan kuzu. | Sızıntı, kaçak. İLE Bir yerden ya da bir işten kaçmış kişi. | Toplumdan uzak duran, toplum içine çıkmak istemeyen kişi. )


-KAÇAK ile KAÇKIN



-KAÇAN ile/değil/yerine/>< KAZANAN

( Kazanamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kaçmaz. )


-KADAR değil/yerine/= ... DEK/... DEĞİN



-KADAVRA DONÖR/CADAVERIC DONOR[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ GÖVDESİNİ BAĞIŞLAYAN



-KADÎM BİLGELİK:
DOLAYLI değil DOĞRUDAN



-KADIN

( PARTHENOS )


-KADIN değil/yerine DİŞİ/L

( Erkek, dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde,
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde.
Nazarımızda kadın, erkek farkı yok.
Noksanlıkla senin görüşlerinde. )


-KADIN ile/değil KADINLIK/KADINLAR

( MER'A ile/değil NİSÂ )


-KADIN ile KARI

( HÜRRE: Cariye(eme) ya da esir olmayan kadın. )


-KADIRGA ile/ve/<> KALYON

( Hem yelken, hem de kürekle yol alan, özellikle Akdeniz'de kullanılmış bir savaş gemisi. İLE/VE/<> Yelkenle ve kürekle yol alan savaş gemilerinin en büyüğü olan yelkenli gemi. )


-KADRAJ değil/yerine/= DÖRDEN



-KADRAN değil/yerine/= ÖLÇEK



-KAF/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN



-KAFATASI/OMURGA YARALANMALARINDA:
SAÇLI DERİDE ile/ve/||/<> KAFATASI/BEYİN ile/ve/||/<> YÜZ ile/ve/||/<> OMURGA

( Saç derisi kafatası yüzeyi üzerinde kolaylıkla yer değiştirebilir ve herhangi bir darbe sonucu kolayca ayrılabilir. Bu durumda çok fazla miktarda kanama olur, bu nedenle öncelikle kanamanın durdurulması gereklidir. İLE/VE/||/<> Kafatası kırıklarında beyin zedelenmesi, kemiğin kırılmasından daha önemlidir. Bu nedenle, beyin hasarı bulguları değerlendirilmelidir. İLE/VE/||/<> Ağız ve burun yaralanmalarında solunum ciddi biçimde etkilenebilir ve duyu organları zarar görebilir. Bir yüz yaralanması sonucunda burun, çene kemiği kemiklerinde yaralanma görülebilir. İLE/VE/||/<> En çok zarar gören bölge bel ve boyun bölgesidir ve çok ağrılıdır. Kazalarda en çok boyun etkilenir. )


-KAFATASI/OMURGA YARALANMALARINDA:
SAÇLI DERİDE ile/ve/||/<> KAFATASI/BEYİN ile/ve/||/<> YÜZ ile/ve/||/<> OMURGA

( [Kafatası ve omurga yaralanmalarının nedenlerinde]
- Yüksek bir yerden düşmek.
- Baş ve gövde yaralanması.
- Otomobil ya da motosiklet kazaları.
- Spor ve iş kazaları.
- Yıkıntı altında kalmak. )


-KAFATASI/OMURGA YARALANMALARINDA:
SAÇLI DERİDE ile/ve/||/<> KAFATASI/BEYİN ile/ve/||/<> YÜZ ile/ve/||/<> OMURGA

( [Kafatası ve omurga yaralanmalarında belirtiler]
- Bilinç düzeyinde değişmeler, bellek değişiklikleri ya da bellek kaybı.
- Başta, boyunda ve sırtta ağrı.
- Elde ve parmaklarda karıncalanma ya da duyu kaybı.
- Gövdenin herhangi bir yerinde, tam ya da kısmî hareket kaybı.
- Baş ya da bel kemiğinde biçim bozukluğu.
- Burun ve kulaktan, beyin omurilik sıvısı ve kan gelmesi.
- Baş, boyun ve sırtta dış kanama.
- Sarsıntı.
- Denge kaybı.
- Kulak ve göz çevresinde morluk. )


-KAFATASI/OMURGA YARALANMALARINDA:
SAÇLI DERİDE ile/ve/||/<> KAFATASI/BEYİN ile/ve/||/<> YÜZ ile/ve/||/<> OMURGA

( [Kafatası ve omurga yaralanmalarında ilkyardım]
- Bilinç kontrolü yapılır,yaşam bulguları değerlendirilir.
- Hemen tıbbî yardım istenir[112].
- Bilinci açıksa hareket etmemesi sağlanır.
- Tehlike söz konusu ise düz pozisyonda sürüklenir.
- Baş-boyun-gövde ekseni bozulmamalıdır.
- Sarsıntıya maruz kalmaması gerekir.
- Bilgiler kaydedilmeli ve gelen ekibe bildirilmelidir.
- Asla yalnız bırakılmamalıdır. )


-KAFTAN ile HİL'AT[çoğ. HİLA']



-KAFTAN ile/ve/değil/||/<> HİLAT

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Sultanların, gönül almak, ödüllendirmek için birine giydirdikleri değerli kumaştan yapılmış kaftan. )


-KÂĞIT PARA:
KÂĞITTAN değil PAMUKTAN

( 1950'den önce, kenevir ve ağaç kabuğu kullanılarak yapılırdı. )


-KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN

( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )


-KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN

( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )


-KÂHİN ile REMMAL

( ... İLE Çakıl taşları atarak geleceğe ait olaylardan bahseden. )


-KAHRAMAN >< KURBAN



-KAHVERENGİ PELİKAN ile/ve/||/<> PERU PELİKANLARI

( Ayrıntıları okumak için burayı tıklayınız... )


-KÂİN ile KÂHİN

( Bulunan, olan. İLE Doğaüstü yollardan gizli, bilinmeyen şeyleri, geleceği bilme iddiasında bulunan kişi. | Yahudilerin din reisi. )


-KAİNAT:
EVREN ile/ve/değil/<> YERYÜZÜ



-KÂİNAT[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/= EVREN

( Ay altı [olan/lar(/kâin)]. İLE/VE/<> Ay üstü. )


-KAİNAT/KOZMOS değil/yerine/= EVREN



-KAKAVAN = KENDİNİ BEĞENMİŞ, SEVİMSİZ, DÜŞÜNCESİZ, BİLGİSİZ, BUDALA



-KAKTÜS/ATLASÇİÇEĞİ ile/ve FESTAN

( ... İLE/VE Dikensiz kaktüs. )


-KAKTÜS/ATLASÇİÇEĞİ ile/ve FESTAN

( GÜLÂYÂN ile/ve ... )


-KALÇIN[İt. < CALZINO] ile KAMARÇİN

( Üstüne başka bir şey giyilmek için abadan yapılan, çizme biçiminde ayak giyeceği. İLE Mestin üzerine giyilen plastik ayakkabı. )


-KALDIRAÇ/MANİVELA[İt. < MANOVELLA] ile KALDIRAN ile KALDIRICI ile KALDIRIM ile KALDIRIŞ ile KALDIRMAK

( Az bir kuvvet ile büyük bir yükü kaldırmaya yarayan, bir dayanma noktası üzerinde hareket edebilen, inip kalkabilen sert çubuk. İLE Bazı organları yukarıya doğru hareket ettiren kas. İLE Kriko. İLE Yaya kaldırımı. | Yollarda taşlarla yapılan döşeme. İLE Kaldırma işi. İLE Bulunduğu yerden almak. | Yukarı doğru hareket ettirmek. | Yükseltmek. | Ürün toplamak, taşımak. | Çekmek, taşımak. | Bir kuruluşun çalışmasına son vermek, feshetmek, lağvetmek. | Hastayı hastaneye götürmek. | Tören yaparak ölüyü gömmek. | Toplamak. | Alıp başka yere götürmek. | Uyandırmak. | Piyasadan çekmek. | Elin ulaşamayacağı yere koymak, saklamak. | Kaçırmak. | İyi etmek, iyileştirmek. | Bir şeyden çokça satın almak. | Tayin etmek, atamak. | Yok etmek, ortadan silmek. | Uygun gelmek, yakışmak. | Çalmak, aşırmak. )


-KALE[Ar. < KAL'A]/KERMEN ile KALEBENT

( Düşmanın gelmesi beklenilen yollar üzerinde, askerî önem taşıyan şehirlerde, geçit ve dar boğazlarda güvenliği sağlamak için yapılan kalın duvarlı, burçlu, mazgallı yapı, kermen. | Satranç tahtasının dört köşesine dikilen, tahtanın bir tarafından öteki tarafına kadar düz olarak boş hanelerde gidebilen kale biçiminde taş. | Genellikle bir düşüncenin savunulduğu, sürdürüldüğü yer. | Takımla oynanan bazı top oyunlarında topun sokulmasına çalışılan yer. | Denizli iline bağlı ilçelerden biri. | Malatya iline bağlı ilçelerden biri. İLE Kale dışına çıkmamaya hüküm giyen suçlu. )


-KALE değil/yerine/= KORGAN



-KALİBRASYON ve SENKRONİZASYON



-KALİFİKASYON değil/yerine/= NİTELİKLİLİK



-KALIN ile/ve GENİŞ



-KALIN ile/ve/<> KABA



-KALIN ile KALIN ile KALIN

( Nesnelerde, uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan. | Enli ve gür kaş. | Yoğun, akıcılığı az olan. | Etli, dolgun. | Pes ses. İLE Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para ya da armağan, ağırlık. İLE Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü. )


-KALIN ile KALINCA

( ... İLE Kalına yakın. )


-KALKAN ile KALKAN

( Ok, kılıç vb.nden korunmak için savaşçıların kullandığı korunmalık. | Toplum olaylarında güvenlik görevlilerinin çeşitli saldırı araçlarından kendilerini ve başkalarını korumak için kullandıkları, özel olarak yapılmış korumalık. | Koruyucu. İLE Yan yüzergillerden, büyük, yassı, derisi düğme ya da çivi denilen birtakım sivri kemiklerle örtülü balık. )


-KALKAN ve/<> PARPA

( ... VE/<> Kalkan balığının yavrusu. )


-KALOMEL[Yun.] değil/yerine/= TATLISÜLÜMEN

( Civa bileşimlerinden, hekimlikte kullanılan, zehirli bir madde. )


-KALORİ[Lat. < CALERE] değil/yerine/= ISIN

( Bir kilogram suyun sıcaklığını, bir derece yükseltmek için gereken ısı miktarı. Normal atmosfer basıncında, ısınma ısısı 15 °C'lik suyunkine eşit olan bir nesnenin, bir gramının sıcaklığını 10 °C yükseltmek için gerekli ısı miktarına eşit olan ısı birimi. | Besinlerin, dokular içinde yanarak gövdenin sıcaklık ve enerjisini sağlama değerlerini gösteren ölçü. )


-KALSEDUAN = KADIKÖY TAŞI



-KAMARÇİN ile ÇEDİK

( ... İLE Eskiden, mest üzerine giyilen sarı pabuç. )


-KAMBRİYEN

( Birinci Çağın ilk dönemi ve bu dönemde oluşmuş yer katmanları. )


-KÂMİL DİN değil DİNİN KÂMİLİ/KEMÂLİ



-KAMPANA[İt. CAMPANA] ile/değil/yerine/= ÇAN

( Çan. | Tekerleğin dingil üzerindeki fren mekanizması. İLE/DEĞİL/YERİNE/= İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran, madenden araç. )


-KAMYON ile KAMYONET

( Motorlu büyük yük taşıtı. | Bu taşıtın taşıyabildiği miktarda olan. İLE Yük taşıyan küçük kamyon, pikap. )


-KAMYON ile KAPTIKAÇTI

( ... İLE Kamyonla otomobil arası motorlu yolcu taşıma aracı. | İskambille oynanan bir oyun. )


-KÂN

( Değerli madenlerin çıkarıldığı ocak. )


-KÂN(OLUŞ) ||/>
MEKÂN ile/ve/||/<>/> DUYU ile/ve/||/<>/> DUYGU ile/ve/||/<>/> HAL ile/ve/||/<>/> MAHAL ile/ve/||/<>/> MAKAM
||/> AKIL/KAVRAM



-KAN ile DEM-İ NİFÂS[Ar.]

( ... İLE Doğum sırasında gelen kan. )


-KAN ile/ve İLİK



-KAN ile KAN

( Gövdemizde dolaşan yaşamsal sıvı. İLE İnanmak. )


-KAN ile KAN DOKU

( ... İLE Plazması ve taşıdığı yuvarlar bakımından bir doku gibi görünen kan. )


-KAN ile KİRLİ KAN

( ... İLE Toplardamarların kalbe götürdüğü kan. )


-KAN ile PIHTI/PIHTILAŞMA



-KAN ile PIHTILAŞMIŞ KAN(ALAK/ALEKA[Ar.])



-KAN ile/ve/<> PLAZMA[Yun.]

( ... İLE/VE/<> Kanda alyuvarla akyuvarların içinde bulunduğu sıvı. | Elektrik yükü yansız olan gaz moleküllerinden, pozitif iyonlardan ve negatif elektronlardan oluşan akışkan. )


-KAN ile/ve/||/<>/> TEMİZ KAN

( ... İLE/VE/||/<>/> Atardamarlarda dolaşan, akciğerlerden aldığı oksijeni taşıyarak gövdenin her yanına giden kan. )


-KANAATKAR/KANAATLİ değil/yerine/= KANIK/YETİNGEN



-KANAATKÂR değil/yerine/= YETİNGEN

( Kazandığı ile meşgul olup, başkasının kazandığı ile meşgul olmamak. )


-KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE

( Kentin kirini alır götürür. VE/||/<> Gövdenin kiri temizlenir. VE/||/<> Aklın boşlukları/"tozları" alınır. )


-KANALİZASYON ve/||/<> HAMAM ve/||/<> KÜTÜPHANE

( Pis ve atık suların özel kanallar aracılığıyla belirli merkezlerde toplanıp atılmasını sağlayan düzen, lağım döşemi. VE/||/<> Yıkanılacak yer, yunak, ısıdam. | Para karşılığında yıkanma işinin yapıldığı yer. VE/||/<> Betiklik/kitaplık. | Betik satılan dükkân, betikevi. )


-KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Turnike uygulamasında dikkat edilecekler...]
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8 – 10 cm. olmalıdır.
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak ön kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, ön kol ve bacağa da turnike uygulanabilir. )


-KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Boğucu Sargı (Turnike) Uygulama Tekniği]
- İlk yardımcı, eline, geniş, güçlü ve esnemeyen bir sargı alır.
- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv, etrafına sarılır.
- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu biraraya getirilir.
- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır.
- Sargının içinden sert nesne[kalem gibi] geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir.
- Kanama durana kadar sert nesne döndürülür.
- Sert nesne, uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek biçimde sabitlenir.
- Hastanın/yaralının giysisinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman[saat ve dakika] yazılı bir kart iğnelenir.
- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla ya da sabit kalemle "turnike" ya da "T" harfi yazılır.
- Hasta/yaralı, pansuman ve turnikesi görülecek biçimde battaniye ile sarılır.
- Turnike, 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
)


-KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Uzuv Kopması Varsa]
- Kopan parça, temiz, su geçirmez, ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir.
- Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konulur.
- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba, ağzı kapatıldıktan sonra içinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu biçimde, kopmuş uzuv parçasının buz ile doğrudan teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
- Torba, hasta/yaralı ile aynı araca konulur, üzerine hastanın adı ve soyadı yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna gönderilir.
- Tıbbi birimler haberdar edilir[112].
)


-KANATÇIKLAR, YAN KANATLAR = CENBÎ CENÂHEYN = AILES



-KANDA ile KANDAN

( Nerede. İLE Nereden. )


-KANIT/BURHAN ile/ve/||/<> KESİNLİK/YAKÎN



-KANKAN

( Afrika'ya özgü bir dans. )


-KANKURUTAN = ADAMOTU

( Patlıcangillerden, geniş yapraklı, mavi çiçekli, meyveleri sarı, çok yıllık bir bitki, kankurutan, adamkökü. )


-KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]

( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )


-KANT ile/ve/||/<>/> SCHILLER ile/ve/||/<>/> FICHTE ile/ve/||/<>/> SCHLEIERMACHER ile/ve/||/<>/> SCHLEGEL ile/ve/||/<>/> HEGEL ile/ve/||/<>/> SCHELLING ile/ve/||/<>/> SCHOPENHAUER ile/ve/||/<>/> FUERBACH ile/ve/||/<>/> DARWIN ile/ve/||/<>/> SPENCER

( [Doğum Tarihi] 1724 ile/ve/||/<>/> 1759 ile/ve/||/<>/> 1762 ile/ve/||/<>/> 1768 ile/ve/||/<>/> 1770 ile/ve/||/<>/> 1772 ile/ve/||/<>/> 1772 ile/ve/||/<>/> 1775 ile/ve/||/<>/> 1788 ile/ve/||/<>/> 1804 ile/ve/||/<>/> 1809 ile/ve/||/<>/> 1820 )


-KANT ile/ve/||/<>/> SCHILLER ile/ve/||/<>/> FICHTE ile/ve/||/<>/> SCHLEIERMACHER ile/ve/||/<>/> SCHLEGEL ile/ve/||/<>/> HEGEL ile/ve/||/<>/> SCHELLING ile/ve/||/<>/> SCHOPENHAUER ile/ve/||/<>/> FUERBACH ile/ve/||/<>/> DARWIN ile/ve/||/<>/> SPENCER

( Wilhelm Schlegel, 22 Ocak 1798'de Jena'dan, Berlin'de kardeşi Friedrich Schlegel ile küçük bir evi paylaşan Schleiermacher'a, kardeşinin yarattığı skandallardan dolayı sitem dolu bir mektup yazar ve yakın zamanda taşınmış olduğu Berlin'den Jena'ya, kendinin yanına dönmesi için Friedrich'i ikna etmesini ister; zira kardeşi, Schiller ile girdiği tartışma sonrasında yayımladığı son metniyle tümden tozu dumana katmıştır. Öyle ki, aynı soyadını taşımasıyla Wilhelm dahi gözden çıkarılmanın eşiğine gelmiştir. Sonunda, Goethe, tartışmaya dahil olur ve Friedrich ile babacan bir konuşma yaparak, ondan kibarca, bundan sonra başka bir alan üzerine, başka bir yerde çalışmasını ister. Oysa Friedrich, bu tavsiye üzerine gittiği Berlin’de, çoktan kendi çevresini kurarak yeni bir edebi akımın öncülüğü görevini üstlenmiştir. Henüz 25 yaşındaki bir genç tarafından yazılıp böylesi büyük bir etki yaratan, yepyeni ve tümüyle özgün bir düşünsel hareketin öncüsü olan bu metin, Eleştirel Fragmanlar'dı ve yalnızca 37 sayfalık 127 aforizmadan oluşuyordu. Aradan geçen neredeyse iki yüz yıl boyunca Eleştirel Fragmanlar üzerine yüzlerce kitap yazılacaktı. Schlegel kimilerine göre yaygaracı, kimilerine göre dâhi olarak adlandırılacak ama her halükârda Romantik hareketin düşünsel temellendiricisi olarak tarih sahnesindeki yerini alacaktı... )


-KANTARON ile KANTARON ile KIZIL KANTARON

( Kızılkantarongillerden, hekimlikte kullanılan, sarı çiçekli, acı köklü, küçük bir bitki İLE Birleşikgillerden, sarı, mavi, kırmızı çiçekli türleri bulunan otsu bir bitki. İLE Kızılkantarongillerin örnek bitkisi olan, 10-50 santimetre yüksekliğinde, kırmızı çiçekli, karşılıklı yapraklı, sap ve yaprakları tıpta kullanılan, iki yıllık otsu bir bitki. )


-KANUN ile ÇENG



-KÂNUN ile KURAL



-KANUN ile NÜZHE

( ... İLE Kanuna benzer bir saz. )


-KANUN değil/yerine/= YASA



-KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN ile SULTAN SÜLEYMAN



-KAOLİN ile/ve/||/<>/< KAOLİNİT

( Porselen yapmakta kullanılan bir tür ak ve gevrek kil. İLE/VE/||/<>/< Arı kilin temel maddesini oluşturan hidratlı alüminyum silikat. )


-KAPAN

( ÇARŞI )


-KAPAN ile KAPAN

( Tuzak. İLE Büyük dükkan/depo.[ > Unkapanı ] )


-KAPLAN ile BEBR/BEBİR[Fars.]

( ... İLE Hindistan'da kaplana benzeyen, kedi yapılı, gayet büyük, üstü yol yok tüylü bir hayvanmış. Saldırdığı zaman tüyleri öyle bir kabarırmış ki gören ürkermiş. Böbürlenmek sözcüğünün bebr'den geldiği sanılmaktadır. Efsaneye göre bu hayvanın derisine ok, kılıç, mızrak gibi savaş aletleri işlemezmiş. )


-KAPLAN ile/ve BENGAL KAPLANI



-KAPLAN ile/ve BEYAZ KAPLAN



-KAPLAN ile/ne yazık ki GÜNEY ÇİN KAPLANI

( ... İLE/NE YAZIK Kİ Soyu tükenmiştir. :( (((((( )


-KAPLAN ile HAZAR KAPLANI

( )


-KAPLAN ile HAZAR KAPLANI

( ... İLE Hazar Denizi etrafında yaşamışlardır. En son, 1970 yılında türünün son örneğinin ölümüyle soyları tükenmiştir. )


-KAPLAN ile KILIÇ DİŞLİ KAPLAN(SMILODON)

( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )


-KAPLAN ile KILIÇ DİŞLİ KAPLAN(SMILODON)

( )


-KAPLAN ile MALEZYA KAPLANI



-KAPLAN ile SİBİRYA KAPLANI

( )


-KAPLAN ile/ve SUMATRA KAPLANI



-KAPLAN ile TAZMANYA KAPLANI/KURDU

( ... İLE Yeni Gine ve Avustralya anakarasına özgüdür.[Yaklaşık 4 milyon yıl önce evrilen, bilinen en büyük etçil keseli hayvanlardan biridir.][Avustralya'nın keşfinden sonra bilinen son Tazmanya kaplanı, 1936 yılında öldürülerek ne yazık ki soyu tüketilmiştir. :(] )


-KAPLARDA:
POLİKARBON yerine TİRİTAN KO-POLYESTER

( ... YERİNE BPA içermezler. )


-KAPLAYAN ile/ve/<> KAPSAYAN



-KAPON

( Gemi demiri üzerindeki zincir. )


-KAPSAMI AŞAN ile/ve/||/<> KAPSAM DIŞINDA KALAN



-KAR ile/değil SULUSEPKEN/SEPKEN

( ... İLE/DEĞİL Yağmurla karışık yağan kar. )


-KARA KAPLUMBAĞALARINDA:
TRAKYA/YUNAN ile KUZEY AFRİKA

( [büyüklüğü] 20 cm.'dir. İLE 30 cm.'dir. )


-KARA KAPLUMBAĞALARINDA:
TRAKYA/YUNAN ile KUZEY AFRİKA

( Yunanistan, Balkanlar, İtalya ve Anadolu'da yaşarlar. İLE Güney Avrupa, İran ve Mısır'da yaşarlar. )


-KARA KAPLUMBAĞALARINDA:
TRAKYA/YUNAN ile KUZEY AFRİKA

( [kış uykusuna] Yatarlar. İLE Yatarlar. )


-KARA KAPLUMBAĞALARINDA:
TRAKYA/YUNAN ile KUZEY AFRİKA

( Otçuldur. İLE Otçuldur. )


-KARA YILANI ile/ve KARAYILAN

( ... İLE Boyu uzun, başı iri pullarla örtülü, zararlı hayvanları yediği için tarıma yararlı, tehlikesiz bir yılan. )


-KARAGÖZ SAHNESİNDE:
ÇIRAK ile/ve/<> YARDAK ile/ve/<> DAYREZEN ile/ve/<> SANDIKKAR



-KARARSIZ ile YERİNDE DURAMAYAN



-KARAVAN ile/ve/değil CAMPER



-KARBON ALAŞIMLI ile/ve/değil/yerine TAMAMI KARBON



-KARBON ile/ve/||/<>/> BENZEN HALKASI

( Kimya. İLE/VE/||/<>/> Petrokimya. )


-KARBON ile GRAFİT[Fr. < Yun.]

( Atom numarası 6, atomsal kütlesi 12.01115, yoğunluğu 3.52 g/cm³, ergime derecesi 3500 °C, kaynama derecesi 4800 °C, elmazs, kömür ve grafit olarak serbestçe bulunan ve organik bileşiklerin ana elementini oluşturan, ısı ve elektriği oldukça iyi ileten, atomları, karbonda kristal yapının büyük bir sertlik kazanmasına yol açan, eşit aralıkta ve dört yüzlü, grafitte düzgün altıgen kafesler oluşturarak üst üste katmanlar biçiminde dizilmiş olan, duruma göre elektroartı ya da elektroeksi olabilen, doğal karbonun %98.9'unu oluşturan 12 kütle numaralı kararlı izotopu, tam olarak 12 birimlik atomik kütlesiyle en son atomsal kütle birimi [bağıl çekirdeksi kütle birimi] olarak, radyoaktif da denilen 14 kütle numaralı doğal radyoaktif izotopu, yayınladığı 156keV enerjili beta [β"] ışınları ve 5780 yıl yarılanma süresiyle, yaş belirlemede ve fotosentezde, karbonun metabolik yolunun açıklanmasında kullanılan, periyodik cetvelin dördüncü sütununda yer alan ametal. [Simgesi: C]
İLE
Kurşunkalem ve bazı aygıt parçalarının yapımında kullanılan, yumuşak, kolaylıkla toz durumuna gelebilen, gri siyah renkli, yapay olarak billurlaşabilen, bir çeşit doğal karbon. )


-KARBON ile KARBONİFER[Fr. < CARBONIFÈRE]

( ... İLE Karbon dönemi. )


-KARBON ile PENTAN[Fr.]

( ... İLE Formülü, C5H12 olan doymuş hidrokarbon. )


-KARBON ile/ve/||/<> SİLİKON



-KARDEŞ ile/değil/yerine ARKADAŞ ile/değil/yerine İHVAN



-KAREEM ABDUL JABBAR ve/||/<>/> JOHN WOODEN

( )


-KARGABÜKEN ile/ve/||/<>/> STRİKNİN

( Bitişik taç yapraklı iki çeneklilerden, yaprakları karşılıklı, çiçekleri talkım durumunda olan, meyvesi zehirli bir ağaç. | Bu ağacın striknin elde edilen tohumu. İLE/VE/||/<>/> Kargabükenden çıkarılan, etkili bir zehir. )


-KARGIN ile KARGIN ile Kargın

( Eriyen karların oluşturduğu akarsu. | Karla karışık yağan yağmur. İLE Marangozlukta kullanılan bir tür büyük rende. İLE Oğuz Türkleri'nin, yirmi dört boyundan biri. )


-KARIN ile GÖBEK

( BECRÂ'[Ar.]: Göbeği çıkık [kadın]. | Yüksek [yer, tepe]. )


-KARIN ile MİDE[Ar.]

( ... ile KURSAK[Halk dilinde] )


-KARIN ile MİDE[Ar.]

( KURSAK: Kuşların yemek borusu üzerinde bulunan, yiyeceklerin toplandığı torba biçiminde şişkin örgen. | Böceklerin ve solucanların sindirim kanallarında bulunan, kuşların kursağına benzeyen yapı. )


-KARIN ile MİDE[Ar.]

( İnsan ve hayvanlarda, gövdenin, kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi. | Dölyatağı. | Bazı şeylerde, şiş ve iç bölüm. | Mide. | [mecaz] İç, gönül, akıl, kafa. | Gelen ve yansımış dalgaların girişimiyle oluşan duraklı dalgalarda, en büyük genlikle titreşen noktalar. İLE Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında, besinlerin, sindirime hazır duruma getirildiği, omurgasız hayvanlarda, sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan bölgesi. | [mecaz] Karın, karın bölgesi. | [mecaz] Yemek yeme isteği. )


-KARINCAYİYEN/KARINCAKUŞU ile KESELİ KARINCAYİYEN

( Bir günde, 30.000 karınca yerler.[Her gece, 10.000 akkarınca yemek zorundalardır.] İLE ... )


-KARINCAYİYEN/KARINCAKUŞU ile KESELİ KARINCAYİYEN

( ... ile NUMBAT )


-KARINCAYİYEN ile DİKENLİ KARINCAYİYEN

( ... İLE Burunları, 8 cm.'dir. )


-KARINCAYİYEN ile DİKENLİ KARINCAYİYEN

( ... İLE Dilleri, gövdeleri kadar uzundur. )


-KARINCAYİYEN ile DİKENLİ KARINCAYİYEN

( ... İLE Dişleri yoktur. Termitleri/avlarını, damaklarında ezerek yerler. )


-KARINCAYİYEN ile DİKENLİ KARINCAYİYEN

( ... İLE En düşük, gövde ısısına sahip hayvandır.[8 dereceye kadar düşebilir.] )


-KARINCAYİYEN ile İPEKSİ KARINCAYİYEN



-KARINCAYİYEN ile/<> KARINCA ASLANI



-KARINCAYİYEN ve KARINCAYİYEN SIRTLAN



-KARINCAYİYEN ile TAMANDUA

( ... İLE Ağaçta yaşayan, karınca ve termitleri avlarlar. )


-KARMAN ÇORMAN



-KARŞICIL/MUHÂLİF[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÇEKİNGEN



-KARŞILIK ile/ve ŞÜKRAN



-KARTAL ve/||/<> KÖPEK ve/||/<> AKILLI GELİN

( Sinek avlamaz. VE/||/<> Kuşa hırlamaz. VE/||/<> Kaynanaya hırlamaz. )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Ne olmadıkları üzerinden tanımlanırlar. ["Çaylakların, akbabaların, atmacaların, şahinlerin ve doğanların dışında kalan, gündüz avlanan, büyük bir yırtıcı kuş."] İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Dişilleri, erillerinden daha iridir. [Türün yırtıcılık düzeyi arttıkça, dişil ile erili arasındaki fark belirginleşir.] İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Gözleri, gövdelerine oranla, insandakinden 20 kat daha büyüktür. [Görme keskinlikleri, kişininkinden 8 kat fazladır.][Bir tavşanı 3 km. öteden fark edebilirler.][Avlarının üzerine çullandığında, göz kasları mercek bombesini sürekli olarak ayarlayarak saldırı boyunca odak keskinliğini ve derinlik algısını korur.] İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Yüksekte uçan türlerin, havanın ısınarak hafiflemesini beklemeleri gerekir. İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Ne kadar ağırlarsa, av o kadar geç başlar. [Pike yapan bir kartalın hızı saatte 300 km. hıza çıkabilir fakat bu girişimlerin ancak 1/4'ü hedefe ulaşır.] İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Ölü ya da diri herşeyi yerler. İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( İkişerli kümeler halinde yumurtlarlar. [Yumurtadan ilk çıkan yavru kartal kardeşini öldürür.] İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Güneşi simgeler. İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Bizans İmparatorluğu'nun simgesiydi. [Başlardan biri Eski Roma, öteki ise Yeni Roma(Konstantinopolis)] İLE ... İLE ... )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Kartal ile Şahin Kartal ile

Kartal Şahin Doğan )


-KARTAL ile ŞAHİN ile DOĞAN

( Kartalların fotoğrafı neden yandan çekilir?

İşte nedeni!...

image )


-KARTON ile PASPARTU

( ... İLE Çerçeve şeklinde kesilmiş, ortası boş mukavva/karton. )


-KÂRÛN değil/yerine HÂRÛN



-KÂRÛN ile Kârûn

( Çok zengin kişi. İLE Kur'ânı Kerîm'de, kendinden "çok zengin" olarak söz edilen ve tüm mal varlığı bir anda yok olan kişi. )


-KARZ-I HASEN ile KARZ-I ŞİR

( Faizsiz verilen borç. İLE Şiiri, ezbere okuma. )


-KAS ile/ve TENDON

( Hangi hareketle, hangisi? )


-KASARA[İt. < CASSERO] ile/ve TAVLON

( Gemideki kısa güverte. İLE/VE Sintinenin üstündeki güverte. )


-KASDÎ ile ALENEN



-KASEM ile YEMİN



-KAŞIKÇI KUŞU ile KAŞIKÇIN

( Pelikan. İLE Ördekgillerden, gagası kaşık biçiminde, tüyleri ak, kara, kahverengi, ayakları kırmızı bir kuş. )


-KASIRN ile ZEMHERÎR[ZÂM(Fars.): Kış. + HARÎR(Ar.): Uğuldayan.]/KARAKIŞ

( Kışın başlangıcı sayılan 08 Kasım günü başlayıp yazın başlangıcı sayılan 06 Mayıs'a [Hıdrellez'e] kadar süren zaman. İLE Aralık'ın 20'si ile Şubat'ın 01'i arasındaki ilk 40 günlük en etkili, soğuk/kara kış. )


-KASLAR:
KISALAN ile/ve/||/<> UZAYAN

( )


-KASVETLİ değil/yerine/= İÇSIKAN



-KATALİZ/ÖR[Fr. < CATALYSE/UR] değil/yerine/= TEZGEN

( Kimyasal tepkimenin olmasını ya da hızının değişmesini molekül yapısını değiştirmeden sağlayan, katalitik etkiye yol açan nesne. )


-KATALİZ/ÖR[Fr. < CATALYSE/UR] değil/yerine/= TEZGEN

( KATALİZ: Bir nesnenin kimyasal bir tepkimede hiçbir değişmeye uğramadan tepkimenin olmasını ya da hızının değişmesini sağlayan etkisi. )


-KATARSİZ ile/ve/||/<> ABREAKSİYON



-KATAZAN ile/ve BACAU ile/ve MURUT

( Şehirde yaşayanlar. İLE/VE Balıkçılıkla uğraşanlar. İLE/VE Irmak kıyısında yaşayanlar. )


-KATAZAN ile/ve BACAU ile/ve MURUT

( KOTA KİNABALU kabileleri. [BORNEO] )


-KATİ/MUHAKKAK değil/yerine/= KESİN



-KATI ile/ve/değil YOĞUN



-KATİL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜMCÜ/ÖLDÜREN



-KATILIM ile/ve ERGİNLENME/İNTİSAB/İNİSİYASYON

( ... İLE/VE Perdenin arkasına geçmek/geçebilmek. | İç âlemine yolculuk. )


-KATILIM ile/ve ERGİNLENME/İNTİSAB/İNİSİYASYON

( Katılım, nefsani arzulardan uzaklaşmakla başlar. )


-KATMAN ile/ve/değil EŞİK



-KATMAN ile SIRADÜZEN



-KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN



-KATYON[Fr. < CATION] değil/yerine/= ARTIN

( Bir çözeltinin elektrolizi sırasında katotta toplanan iyon. )


-KAVRAM ve/<> KURUM ve/<> UYGARLIK ve/<> BULUNÇ/VİCDAN



-KAVRAMAK ve/||/<>/> HEYECAN



-KAVUN ile ALTINBAŞ

( ... İLE Genellikle Ege bölgesinde yetişen, yuvarlak, kalınca kabuklu güzel bir tür kavun. )


-KAVUN ile DİVLEK

( ... İLE Kalın kabuklu, olgun kavun. )


-KAVUN ile/ve/||/<>/< KELEK ile/ve/||/<>/< DÜĞLEK

( Güneş gördükçe olgunlaşır. İLE/VE/||/<>/< Başlangıçta ve toprak üstünde kalan bölümüdür. İLE/VE/||/<>/< Yeni oluşmaya başladığı küçükkenki durumuna verilen addır. )


-KAVUN ile/ve/||/<>/< KELEK ile/ve/||/<>/< DÜĞLEK

( Meyve olur. İLE/VE/||/<>/< Turşu olur. İLE/VE/||/<>/< ... )


-KAVUN ile MAKUVA URI KAVUNU



-KAVUN ile ŞAMAMA[Ar.]

( ... İLE Güzel kokulu bir tür kavun. | Kavuna benzer bir yıllık otsu ve sürüngen bir bitki. )


-KAVUN ile TOPATAN

( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, iri meyveli bir bitki. | Bu bitkinin genellikle güzel kokulu, sulu ve etli meyvesi. İLE Güzel kokulu, sarı renkte, uzunca bir tür kavun. )


-KAVUN ile YUBARİ KAVUNU



-KAYA ile/ve/||/<> YILAN

( )


-KAYA ile/ve/||/<> YILAN

( Adam, altında bir yılan olduğunu bilmiyor.
Kadın da adamın üzerinde ağır bir taş olduğunu bilmiyor.

Kadın, şöyle düşünüyor:
“Düşeceğim! Ve tırmanamıyorum. Çünkü yılan beni ısıracak!
Neden biraz daha kuvvet kullanıp beni yukarı çekemiyor?!”

Adam da şöyle düşünüyor:
"Çok acı çekiyorum! Yine de seni hâlâ elimden geldiğince çekiyorum!
Neden biraz daha fazla tırmanmaya çalışmıyor?!"

Öteki tarafın baskı altında olduğunu göremeyiz. Öteki taraf da bizim ne kadar acı çektiğinizi göremez.

Yaşam böyledir işte; İş, Aile, Aşk, Arkadaşlık... Fark etmez.

Konu/sorun ne olursa olsun, birbirimizi anlamaya çalışmalı, farklı düşünmeyi öğrenmeli, empatiyle yaklaşarak daha iyi iletişim kurmayı denemeliyiz...

Unutmayalım ki dünyada yalnız değiliz.

Anladığımız ve anlaşıldığımız kadar varız... )


-KAYD-I MÜSTAHSEN ile KAYD-I MEVHUME/MÜSTEKREHE

( Güzel kayıtlar. İLE İkrah veren kayıtlar. )


-KAYGAN/ZIYPAK ile KAYAĞAN

( Islak ya da düz olduğundan kaydırıcı özelliği bulunan ya da üzerinde kayılan. İLE Üzerinde kolaylıkla kayılan. )


-KAYGI/ANKSİYETE ile BUNALIM/DEPRESYON ile TAKINTI/OBSESYON ile KUŞKUCULUK/PARANOYA

( "Ya yanlış yaparsam?" İLE "Hep yanlış yaptım" İLE "Hiç yanlış yapmamalıyım!" İLE "Bana yanlış yapacaklar!" )


-KAYGI ile/ve TEDİRGİNLİK/PERTÜRBASYON



-KAYIN ile KAYIN

( 72 kişinin, 1 günlük oksijenini sağlar. )


-KAYIN ile KAYIN

( Kayıngillerin örnek bitkisi olan, 30-40 metre boyunda, 2 metre çapında, kışın yapraklarını döken, kerestesi beyaz ve değerli olan bir orman ağacı. | Bu ağaçtan yapılmış olan. İLE Kadın ya da kocaya göre birbirlerinin erkek kardeşi, kayınbirader, ini. )


-KAYISI ile/ve ÇATALOĞLU, ÇİĞİLİ, ÇOLOĞLU, HACIHALİLOĞLU, HASANBEY, KARACABEY, ŞAM, TOKALOĞLU, TURFAN, DAİZMİR, YÖRÜKRAMAZAN



-KAYISI ile/ve İRİBİTİRGEN



-KAYISI ile KAMAREDDİN

( [eskiden] [umarız günümüzde de vardır!] Antalya bölgesinde yetişen çok özel bir kayısıymış. [İbn Haldun'un eserlerinde geçer] )


-KAYIŞKIRAN = SABANKIRAN

( Baklagillerden, kökleri toprağa derince girdiği için tarlalar sürülürken sabanı tutan, çiçekleri kırmızı bir bitki. )


-KAYITSIZ/LIK/TAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAYIŞ/TAN

( Bazen, bazıları için, bazı/çoğu durum, olay, tutum ve davranışlar, kayıtsızlıktan dolayı değil ("fazla") anlayıştan/irfandan ileri gelebilir. [Göründüğü gibi yorumlayabilmenin yanı sıra ve karşısında, aykırı/aşırı görmeyebiliriz de.] )


-KAYMAN

( Güney Amerika'ya özgü bir sürüngen. )


-KAYNAK ile ÇOKRAĞAN

( ... İLE Gür kaynak. )


-KAYNAK ile/ve NEDEN



-KAYNAKÇALARDA, OLAYIN/KİŞİNİN:
ZAMANI/DÖNEMİ ile/ve/<> ZAMANINA/DÖNEMİNE EN YAKIN



-KAYPAK[mecaz]/DÖNEK ile/değil/=/||/<> KAYAĞAN/KAYGAN



-KAYTAN ile/ve/||/<> ŞEYTAN

( Büküle büküle... İLE/VE/||/<> Düzüle düzüle...( / s.kile s.kile...) )


-KAZ ile BAKLAN

( ... İLE Anguta benzeyen, kırmızı renkli bir çeşit yabankazı. )


-KAZ ile BAKLAN

( ... cum OTIS TARDA )


-KAZAN ile/ve/<> ESKİ KAZAN

( Kazanka Irmağı'nın bir büklüm yaparak Volga'ya karıştığı topraklarda kurulmuştur. İLE/VE/<> Bölgeyi ikiye bölen Kazanka Irmağı'nın 45 km. kuzeyinde yer alıyordu. )


-KAZAN ile/ve/<> ESKİ KAZAN

( Türk geleneklerine göre, Kazan, "Birleşme"yi simgeler. )


-KAZAN ile KAZAN

( Çok miktarda yemek pişirmeye ya da bir şey kaynatmaya yarayan büyük, derin kap. | Buhar makinelerinde, kalorifer tesisatında, suyun kaynatıldığı büyük derin kap. İLE Tataristan. )


-KAZAN ile TENCERE



-KAZARA değil/yerine/= KAZAYLA/İSTEMEDEN



-KAZULET = KOCAMAN



-KEÇİ ile BIZIN

( ... İLE Doğu Avrupa ve Orta Doğu'da yaşayan yaban keçisinden evcilleştirilmiş keçi. )


-KEÇİ ile/ve KÖSEMEN

( ... İLE/VE Kılavuzluk eden keçi. )


-KEÇİ değil MAVİ KOYUN

( Himalaya'da yaşarlar. )


-KEÇİBOYNUZU ve ÇİTLEMBİK/MELENGİÇ/MENENGİÇ/MERLENGİÇ/MERLENGEÇ/DAVUN

( İkisinde de azcık fakat etkili/hoş bir tad için çok fazla uğraş vermek gerekir. )


-KEDİ ile MAINE COON



-KEFEN ile ÎZÂR

( ... İLE Kefende, iç gömlek. )


-KELÂM ve FIKIH ve İRFAN



-KELÂM ve İNSAN

( Kelâm, kelâm oluşu bakımından tektir. Bölünme kelâmda değil, konuşulan şeydedir. Emir, yasaklama, haber verme ve istemek kelâmda tektir. )


-KELÂM ve İNSAN

( [İbn. Arabî, Fütuhât-ı Mekkiye] )


-KELÂM ve/<> İRFAN



-KELÂM ile/ve/<> İRFAN ile/ve/<> BURHAN



-KELEBEK ile/ve/||/<> MAYMUN

( ["zihni" ve "düşünme sürecimizi/hızımızı" anlatmada]
Batı'da[Yunan]. İLE/VE/||/<> Doğu'da. )


-KEMAL ile/ve/||/<>/> İHSAN



-KEMAN ile/ve ERHU

( ... İLE/VE Çin kemanı. )


-KEMAN ile/ve SARİNDA

( ... İLE/VE Hint kemanı. )


-KEMAN ile/ve/> VİYOLA(ALTO)[İt.]

( ... İLE/VE/> Kemandan biraz büyükçe dört telli saz. | Kontralto. )


-KEMAN ile/ve/<>/> VİYOLA ile/ve/<>/> ÇELLO/VİYOLONSEL[İt. < VIOLONCELLO] ile/ve/<>/> KONTRBAS[Fr.]

( Çenenin altına dayanarak çalınan telli çalgı. İLE/VE/<>/> Kemandan biraz büyükçe dört sürtme telli saz. İLE/VE/<>/> Viyoladan büyük, kontrobastan küçük dört sürtme telli saz. İLE/VE/<>/> En kalın sesli yaylı çalgı. )


-KEMAN ile/ve/<>/> VİYOLA ile/ve/<>/> ÇELLO/VİYOLONSEL[İt. < VIOLONCELLO] ile/ve/<>/> KONTRBAS[Fr.]

( )


-KEMİK ve/||/<> FREN ve/||/<> İNSAF



-KEMİRGEN ile ...

( RODENT )


-KEMİRGEN ile BÜYÜK KEMİRGEN

( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )


-KEMİRGEN ile KUMKAZAN

( ... İLE Kemirgenlerden, Afrika'nın güneyinde yaşayan bir tür memeli. )


-KENAN ile YUNAN

( Tenzih. İLE Teşbih. )


-KENDİ BAŞINA OLAN ile KENDİNE YETEN



-KENDİ DIŞINDAKİ DÜNYAYI: BİLMEYEN >< BİLEN ile İÇ DÜNYASINI: BİLMEYEN >< BİLEN

( Câhil. >< Âlim. İLE Gâfil. >< Ârif. )


-KENDİ DÜNYASINDA OLAN ile/ve/değil KENDİ DÜNYASI OLAN



-KENDİ DÜNYASINDA OLMAK/OLAN ile/ve "KENDİNİ BEĞENMİŞ"LİK

( Olgun kişi, kendini beğenmiş değildir ve işlerinde âdil ve tutarlıdır. )


-KENDİ DÜNYASINDA OLMAK/OLAN ile/ve "KENDİNİ BEĞENMİŞ"LİK

( NAHVET[Ar.]: Kibir, gurur, böbürlenme. Kendini beğenme. )


-KENDİ HAKKIN ile/ve/değil/yerine/||/<> KİŞİ(İNSAN) HAKLARI



-KENDİ YAZAN ile YAZDIRAN



-KENDİBESLENEN = ÖZBESLENEN



-KENDİLİĞİNDEN ile OLDUĞU GİBİ

( Herşeyi olduğu gibi görebildiğinizde, kendinizi de olduğunuz gibi göreceksiniz. )


-KENDİLİK:
GÖZLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEN



-KENDİLİK ile/ve/||/<> DENEYİM ile/ve/||/<> DENEYİMLEYEN



-KENDİNDE ile/ve/>/değil KENDİNDEN



-KENDİNE GÖRE ile ÖZGÜN



-KENDİNE SÖYLEYEBİLDİĞİN ile/ve KENDİNE (BİLE) SÖYLEYEMEDİĞİN



-KENDİNE YAPILAN ile EŞİNE/ÇOCUĞUNA YAPILAN

( Affedebilirsin. İLE [pek/kolay kolay] Affetmezsin. )


-KENDİNİ BİL(EBİL)MEK:
ALIRKEN ile/ve/değil VERİRKEN

( Kendini bilemezsin. İLE/VE/DEĞİL Kendini bulursun. )


-KENDİNİ HAKLI ÇIKARAN >< DÜRÜST

( Kendini haklı çıkaran, dürüst değildir. )


-KENDİNİ ÖVEN ile/değil/yerine/>< KENDİNİ BİLEN



-KENDİNİ:
"YÜCELTEN" değil/yerine/>< ALÇALTAN

( Alçalır. DEĞİL/YERİNE/>< Yücelir. )


-KENDİSİ AÇISINDAN değil KENDİ AÇISINDAN



-KENDİYLE:
DOLAN ile/ve/||/<> DOYAN



-KEOPS ile KEFREN ile MİKORİNOS

( ON CARPET/RUGS )


-KEPEKSİZ TAHİN ile/değil/yerine KEPEKLİ TAHİN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Daha yoğun ve akışkanlığı daha azdır. )


-KERATİN ile KREATİN

( Saç, deri ve tırnak gibi yapıları oluşturan lifli bir protein türüdür. [Bu yapıları korumak, güçlendirmek ve esneklik kazandırmak için önemlidir. Gövde tarafından üretilebildiği gibi dışarıdan besinler ya da kozmetik ürünler yoluyla da alınabilir.][İnsan saçı ve tırnağının yanı sıra, hayvanların pençe ve toynaklarında, kuşların tüylerinde, oklu kirpilerin dikenlerinde, armadillo ile kaplumbağaların kabuklarında bulunan proteindir.] İLE Gövdede doğal olarak üretilen ve kaslarda enerji sağlayan bir amino asittir. [Ağırlık çalışanlar, sporcular ve yaşlılar tarafından kas kütlesi, güç ve performansı artırmak için gıda desteği olarak kullanılmaktadır. Kreatin monohidrat, piyasada en yaygın ve bilinen kreatin biçimidir. Kreatin monohidrat, kreatin molekülüne bir su molekülü bağlanmış durumudur. Kreatin monohidrat, gövdeye alındığında kreatin fosfat adı verilen bir bileşiğe dönüşür ve kaslarda enerji üretimine katılır.] )


-KEREN ile/değil KARAN

( Boynuzlu. İLE/DEĞİL Parlamak. )


-KEREN ile/değil KARAN

( )


-KERHEN değil/yerine/= İĞRENEREK/TİKSİNEREK



-KERHEN değil/yerine/= İSTEMEYEREK/GÖNÜLSÜZCE



-KERİM ile MUHSİN



-KERPETEN ile DAVYA

( ... İLE Diş çekme kerpeteni. )


-KERTENKELE/YILAN ile/değil OLUKLU KERTENKELE

( ... İLE Ayakları olmayan bir kertenkeledir. Hızlı hareket edemez. Derisinin içinde kemik pullar bulunur. Akciğeri genişlesin ve soluk alabilsin diye bu kemik pulların olmadığı oluklar vardır. Adını da bu oluklardan alır. Isırmazlar. Karınca, termit ve küçük böceklerle beslenirler. Tarım zararlılarını tüketirler. Zehirli değillerdir. Lütfen yılan korkusu ya da başka nedenlerle öldürmeyiniz! )


-KERTENKELE/YILAN ile/değil OLUKLU KERTENKELE

( )


-KERTENKELE ile/ve DİKENLİ ŞEYTAN



-KERTENKELE ile VARAN



-KERVAN ile/ve AĞIR KERVAN

( ... İLE/VE Hacca giden kervan. )


-KESİF[Ar.] değil/yerine/= YOĞUN

( Oylumuna oranla, ağırlığı çok olan. | Koyu, kalın. | Etkisi güçlü olan.[koku vb.] | Artmış, çoğalmış bir durumda olan. | Dolu, sıkı, çok. | Kaba, kalın, iri.[elek, iğne için] )


-KESİN ile KESKİN



-KESİN ile MÜKEMMEL

( Siz, zâten mükemmelsiniz. )


-KESİN ile MÜKEMMEL

( Mükemmelsiniz, yalnızca bunu bilmiyorsunuz. )


-KESİN ile MÜKEMMEL

( Mükemmel olan, tüm mükemmelliklerin kaynağına geri döner. )


-KESİN ile MÜKEMMEL

( Şeyler, kendi mükemmelliklerinden ötürü yıkılır. )


-KESİN ile MÜKEMMEL

( Mutlak mükemmellik, Şimdi ve Burada'dır. )


-KESİŞEN ile KESİT

( Bir nokta ya da çizgi üzerinde birbirini kesip geçen çizgiler ya da yüzeyler. İLE Bir şey enlemesine ya da boylamasına kesildiğinde ortaya çıkan yüzey. | Bir toplumun bölümü, kesim. | Ayırıcı özellikleriyle belirlenen süreç. | Bir nesne düz olarak kesildiğinde ortaya çıkan düzlemin biçimi, makta. )


-KESİT ile/ve KATMAN



-KESKİN ile/değil/yerine/>< SAKİN

( Zâhirde. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Mânâda. )


-KESKİN ile YOĞUN



-KETEN ile KETEN KUMAŞ



-KETEN ile SU KETENİ / YABAN KETENİ

( Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki | Bu bitkinin liflerinden yapılmış olan [dokuma vb.] İLE Birleşikgillerden, sulak yerlerde yetişen, boyu 1,5 metre kadar olabilen, bir tür pembe çiçekli bitki, yaban keteni. )


-KEVEN/GEVEN ve TEZEK

( Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı. İLE Sıkışmış, kuru toprak parçası, kesek. )


-KEVKEB ile YANAN GEZEGEN

( SÜREKLİ YANAN GEZEGEN, YILDIZ )


-KEVN ile/ve/<> ÂLEM

( Olan. İLE/VE/<> Bilinen. )


-KEVN ve/>< FESÂD

( İSTİHÂLE[< HAVL | çoğ. İSTİHÂLÂT]: Olanaklı/mümkün olmayış, olanaksızlık/imkânsızlık, olamazlık. | Bir durumdan/halden başka bir duruma/hâle geçiş. | Başkalaşma. [İng. METAMORPHOSE, METAMORPHOSIS | Fr. MÉTAMORPHOSE] )


-KEVNEYN ile ...

( CİSMÂNÎ VE RÛHÂNÎ ÂLEM | DÜNYA VE ÂHİRET (KEVNUNİYET ÂLEMİ) )


-KEYFÎ ile/ve DEĞİŞKEN



-KEYLÜS/KİLÜS[Ar. < Yun.] değil/yerine/= AKKAN

( Bağırsaktan gelen, içinde yağ damlacıkları bulunan kan. )


-KHITON ile/ve HIMATION

( İçteki. İLE/VE Dıştaki. )


-KİBAR değil/yerine/= TAYLAN



-KİBİR ile/değil/yerine/>< ÖZGÜVEN

( Çoğu kişiden üstün olduğumuzu zannediyorsak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kimseden bir eksiğimizin olmadığını düşünüyorsak. )


-KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)



-KIÇINDAN ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN değil/< KIŞRINDAN(KABUĞUNDAN) "ANLAMAK/ANLAYAN/UYDURAN"



-KILICI / EDEN ile ...

( AGENT )


-KİLİM ile/ve SAVAN

( ... İLE/VE Pamuk ipliğinden yapılan kalınca kilim. )


-KİLİM ile SAVAN

( ... İLE Pamuk ipliğinden yapılan, kalınca kilim. | Yaygı, örtü. )


-KİLİSE:
KURUM değil DÜZEN



-KILIZMAN ile SAZLIK

( Sazlık yer. )


-KILKIRAN = SAÇKIRAN

( Bir mantarın oluşturduğu, kılları döken bir deri sayrılığı. )


-KİLO ALDIRAN ile/ve/değil YARAYAN/YARAMAYAN



-KİMSELERİN değil KİMSENİN



-KİMYON[Ar. < KEMMUN] ile YABANİ KİMYON

( ... İLE Ayrı taçyapraklı ikiçeneklilerden, yabanikimyon, peygamberağacı gibi bitkileri içine alan bir aile. )


-KİN yerine DİN

( Kin ile Din aynı kalpte olmaz! )


-KIN ile KIN

( Bıçak, kılıç vb. kesici araçların kabı. İLE Buğdaygillerde olduğu gibi yapraklarda sapın bir bölümünü uzunlamasına saran, geniş dış bölüm. )


-KİN ile/değil/yerine/>< SADÂKAT



-KIPI = AN = DEM = MOMENT[İng., Fr., Alm.] = ATTIMO/MOMENTO[İt.] = MOMENTO/RATO[İsp.]



-KİPLİK:
SORUN BELİRTEN ÖNERME ve/||/<> İDDİA EDİLEN ve/||/<> İTİRAZ GÖTÜRMEZ OLAN/APAÇIK



-KİRALAYAN ile/ve KİRAYA VEREN



-KIRAN/ÖLET/AFET ile KIRAN

( Kırma işini yapan kişi. | Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık ya da başka neden. İLE Kıyı, kenar, çevre, uç. | Dağ sırtı, tepe, bayır. | Kıraç toprak. | Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı. )


-KIRAN ile KIRAN ile KIRAN/ÂFET ile KIRÂN[Ar. < KIRÂNÂT] ile KIRÂN[Fars.]

( Kırma işini yapan kişi. İLE Kıyı, kenar, çevre, uç. | Dağ sırtı, tepe, bayır. | Kıraç toprak. | Birbirine paralel olarak uzanan iki akarsu arasında kalmış dağ sırtı. İLE Bir topluluğun ve özellikle hayvanların büyük bir bölümünü yok eden hastalık ya da başka neden. İLE Yakınlık. | İki şeyin birleşmesi. | Gezegenlerden ikisinin bir burçta birleşmesi. İLE 1848'den 1927'ye kadar İran'da kullanılan bir gümüş para.[1.25 Dolar değerindeydi. 10 kıran, 1 toman ederdi.] )


-KİREÇÇİL >< KİREÇYEREN

( Kireçli topraktan hoşlanan, kireçli toprakta yetişen bitki. >< Kireçli topraktan hoşlanmayan, kireçli toprakta yetişmeyen. )


-KIRGIN/LIK ile/ve/||/<>/> KIZGIN/LIK ile/ve/||/<>/> KİN

( Sessizdir. İLE/VE/||/<>/> Gürültülüdür. İLE/VE/||/<>/> Gereksizdir ve yanlıştır. )


-KİRİŞ ile BAŞTABAN

( ... İLE Yunan ve Roma mimarlıklarında, sütunların üstüne oturan ve iki sütun arasındaki uzaklığın üstünü örten büyük, uzun taş kirişlerin oluşturduğu bölüm. )


-KIRLANGIÇ ile BALIKÇIN

( ... İLE Perdeayaklılardan, uzunca gagalı, uzun ve çatal kuyruklu, deniz kıyılarında yaşayan bir kuş, denizkırlangıcı. )


-KIRLANGIÇ ile DAĞ KIRLANGICI/ÇOBANALDATAN



-KIRLANGIÇ ile SAĞAN



-KİRMAN = KİRMEN

( İp eğirmeye yarayan tahtadan yapılmış araç. )


-KİŞİ:
"YARGILAYAN" ile/değil/yerine/>< KATILAN



-KİŞİ:
MEKÂN değil MAHAL



-KİŞİ:
MUTLU ve/||/<>/> KARARLI ve/||/<>/> ONURLU ve/||/<>/> "BÜYÜK" ve/||/<>/> SAYGIN ve/||/<>/> İNSAN

( Sevgimiz kadar. VE/||/<>/> Bilgimiz kadar. VE/||/<>/> Ürettiğimiz kadar. VE/||/<>/> Paylaştığımız kadar. VE/||/<>/> Merhametimiz kadar. VE/||/<>/> Dürüstlüğümüz kadar. )


-KİŞİ:
CAN ve/||/<>/> GÜÇ ve/||/<>/> /< İKRAR ve/||/<>/> /< ADÂLET ve/||/<>/> KEMÂL

( Kişi, doğar ve can kazanır. VE/||/<> />/< Canında güç kazanır/bulur. VE/||/<> />/< Gücünü, kararlarında/ikrarında bulur. VE/||/<> /< Kararında adâletli ise, erdemli olur. VE/||/<> />Adâletinde olgunluğu/kemâli bulursa, olgun/kâmil olur. )


-KİŞİ/İNSAN:
DÜŞKÜN ile/değil/yerine/>< İÇKİN

( Gövde/haz odaklı/lık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akıl öncelikll/lik. )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( Bireyler, ağaçlardan ders almalıdır. Ağaçlar, ne üzerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan kişilerin, ne de verdikleri meyvelerin hesabını tutar. )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( )


-KİŞİ/İNSAN ve/= AKIL

( Akılla her şey bilinir de insan bilinmez. )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve ÂLEM

( İNSAN: İki âlemin kavuştuğu fakat karışmadığı. )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve ÂLEM

( Sendedir mahzen-i esrâr-ı muhabbet sende
Sendedir ma'den-i envâr-ı fütuvvet sende
Gizli gizli dahi vardır nice hâlet sende
Marifet sende, hüner sende, hakikat sende
Nazar etsen yer ü gök düzah u cennet sende
Arş u kürsi ü melek sendedir elbet sende

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen! )


-KİŞİ/İNSAN ile/ve ÂLEM

( Kendine, bir hoşça bak; sen, âlemin özüsün
Varolanların gözbebeği olan insansın! )


-KİŞİ/İNSAN ve/<> BİRLİK

( Benden konuşan ile senden dinleyenin birliği. )


-KİŞİ/İNSAN ve/<> DENEYİM



-KİŞİ/İNSAN ve DOĞA/TOPRAK ve PARA

( Meta olarak görülmemesi gerekenler. )


-KİŞİ/İNSAN ve/<> EYLEM

( Ayinesi iştir kişinin, lâfına bakılmaz! )


-KİŞİ/İNSAN ve/<> EYLEM

( Kişinin "büyüklüğü", başkası/başkaları için de yapabildikleriyle orantılıdır. )


-KİŞİ/İNSAN ve/<> EYLEM

( İnsana özgü/dair hiçbir şey bana/sana yabancı değildir. )


-KİŞİ/İNSAN ve/<> İHSAN



-KİŞİ/İNSAN ve/<> İNSAF



-KİŞİ/İNSAN ile/ve/> İNSAN/LIKTA OLAN KİŞİ

( KİŞİ/İNSAN: Yolu, özgürlük; yönü, özgünlük... )


-KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KİTAP

( Kişiler, kitap gibidir. Gerçek yüzleri, kapağına bakınca değil zamanla, sayfaları okundukça anlaşılır. )


-KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KİTAP

( )


-KİŞİ/İNSAN ve/||/<> KÜLTÜR ve/||/<> TOPLUM ve/||/<> DİL



-KİŞİ/İNSAN ile/ve/<> SAYGI



-KİŞİ/İNSAN ve/<> YAPIT/ESER

( Kişi, yapıtlarının yansımasında izlenir. )


-KİŞİ/İNSAN ve/||/<>/< ZAAF

( Kişi, "zaafları"nın toplamı kadardır. )


-KİŞİ/İNSANLIK İÇİN ile/ve/değil KİŞİ'DEN



-KİŞİ ile/ve/<> DÜZEN



-KISIKLI ile ÇAĞLAYAN

( Kayadan akan su. )


-KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/yerine/>< TARTIŞIRKEN



-KİŞİLERİ TANIMAK:
TANIŞIRKEN ile/ve/değil/||/<>/>/< TARTIŞIRKEN



-KİŞİLERİN:
HATASINDAN/YANLIŞINDAN/SUÇUNDAN/GÜNAHINDAN ve/fakat TÖVBESİNDEN

( Haberimiz olabilir. VE/FAKAT Haberimiz olmayabilir. [Dolayısıyla, kimseyi kınamamak gerek!] )


-KİŞİLİK ile/ve/<> ÖZGÜVEN



-KISIR DÖNGÜYE NEDEN OLAN ile/yerine ARTIRMAYI SAĞLAYAN



-KİŞİSEL DÜŞÜNCEM ile/ve/değil/yerine OLMASI/OLMAMASI GEREKEN



-KİŞİYİ:
FARKLI KILAN ve/||/<> GÜÇLÜ KILAN ve/||/<> KENDİ KILAN

( Affettiklerimiz. VE/||/<> Sabrettiklerimiz. VE/||/<> Vazgeçtiklerimiz. )


-KISMEN ile/ve NİSPETEN



-KİTAP OKUMAYI SEVMEYEN ile/değil/yerine/<> ARADIĞI KİTABI HENÜZ BULAMAMIŞ OLAN



-KİTAP/MUSHAF:
UYUYAN BİREY/TOPLUM İÇİN değil/><
OKUYAN VE DÜŞÜNEN BİREY/TOPLUM İÇİN

( )


-KIVILCIM/ŞERÂRE[Ar.] ile/değil UÇKUN

( ... İLE Ateşten fırlayan kıvılcım. )


-KIYÂFET/KİSVE/ESVAP/LİBAS[Ar.}/KOSTÜM[Fr./İng. < COSTUME] değil/yerine/= GİYSİ/GİYİM/GİYECEK/OTRAN



-KIYASIN ENGELLERİNDE(DEF-İ KIYAS):
MEN ile/ve/||/<> MUARAZA ile/ve/||/<> NAKZ-I İCMÂLÎ ile/ve/||/<> NAKZ-I TAFSİLÎ/ŞEBİHÎ



-KIYIN KIYIN

( Kıyıdan, gizli gizli. )


-KIYIN ile KIYINTI

( Güçlü birinin, yasaya ya da vicdana aykırı olarak başkasını uğrattığı kötü durum, zulüm. İLE/ Açlık nedeniyle midede duyulan eziklik. | Herhangi bir nedenle gövdede duyulan kırıklık. | İnce ince doğranmış küçük parça. )


-KIZ/KADIN ile VİRAGO

( ... İLE Erkek gibi davranan ve giyinen kadın/kız. | Kavgacı/şirret kadın. )


-KIZAN ile KIZAN

( Erkek çocuk. | Silahlı köy delikanlısı. | Çoluk çocuk. İLE Dişi köpek, kedi gibi hayvanların çiftleşme isteği gösterdikleri durum ya da zaman. )


-KIZGIN/LIK ile/ve/değil/<> ÜZÜNTÜ/ÜZGÜN

( Üzüntü bir zihinsel acıdır ve bu ıstırap, mutlaka dikkat ister. Ona dikkatimizi verdiğimizde, çağrı durur ve bilgisizlik sorunu da kaybolur. )


-KIZGIN/LIK ile/ve/değil/<> ÜZÜNTÜ/ÜZGÜN

( Üzüntülerimiz hakkında üzülmemize gerek yoktur. )


-KIZGIN/LIK ile/ve/değil/<> ÜZÜNTÜ/ÜZGÜN

( Üzüntü, sen ve ben olduğu sürece devam eder. )


-KIZGINLIK ile İSYAN



-KIZIL ŞAHİN ile ŞAH KARTAL

( ile )


-KIZILGERDAN = | NAR BÜLBÜLÜ = KINALI = GÖĞSÜ KINALI |[yerel]



-KLASİK ile/ve/=/||/<> ALGI KÖRLÜĞÜ OLUŞTURMAYAN



-KLASİK ile MODERN

( Evrensel. İLE Bireyde. )


-KLON değil/yerine/= EŞÇE



-KNOWN vs. UNKNOWN



-KOBALT ile/> NİKEL ile/> KADMİYUM ile/> KURŞUN

( Atom numarası 27, atomik kütlesi 58.933, yoğunluğu 8.9 g/cm³, ergime sıcaklığı 1495 ºC, kaynama sıcaklığı 2870 ºC, kütle numaraları 54-62 arasında izotopları bulunan, ancak sadece 59 kütle numaralı izotopu [27Co59, %100] kararlı olan, 60 kütle numaralı radyoizotopu [Co60], 5.3 yıl yarılanma süresi ve 1.17 MeV ve 1.33 MeV enerjili iki gama fotonuyla tıpta ışın tedavisinde ve endüstride kullanılan, demir ve nikele benzeyen beyaz metal. Simgesi: Co
İLE/>
Atom numarası 28, atomik kütlesi 58.71, ergime sıcaklığı 1453 ºC, kaynama sıcaklığı 2732 ºC ve yoğunluğu 8.9 g/cm³ olan, 360 ºC'den sonra ferromanyetik özelliğini kaybeden, kütle numaraları 57-66 arasında izotopları bulunan, nikel pillerin ışına maruz kalmasıyla oluşan 63 kütle numaralı radyoizotopu [Ni63] radyoaktif izleyici olarak kullanılan, geçiş metalleri öbeğinden, manyetik özellikli alaşımlarda, trafolarda, elektrik iletkenliği düşük olduğundan, direnç malzemelerinde, elektrik ve elektronik devrelerde, seramik kaplama sanayiinde kullanılan, parlak beyaz metal öğe. Simgesi: Ni
İLE/>
Atom numarası 48, atomik ağırlığı 112.40, ergime sıcaklığı 320.9 ºC, kaynama sıcaklığı 765 ºC ve yoğunluğu 8.6 g/cm³ olan, 0.6 eV'un üstündeki nötronlar için saçılma etki kesitleri yüksek fakat soğurma etki kesitleri küçük, ısıl [0.0253 eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti çok yüksek [2450 b], saçılma etki kesiti çok düşük [5.6 b] olduğundan, reaktörlerin denetim çubuklarında ve ayrıca ölçüm aygıtlarında nötronlara karşı ekranlama işlevi için kullanılan, çinkoya benzeyen, genellikle çinko yataklarında, onunla birlikte bulunan beyaz metal öğe. Simgesi: Cd
İLE/>
Atom numarası 82, atomik kütlesi 207.2, ergime sıcaklığı 327.5 ºC, kaynama derecesi 1740 ºC ve yoğunluğu 11.35 g/cm³ olan, kütle numarası 190-218 arasında izotopları olan, maliyet/yoğunluk oranı düşük olmasından dolayı ve fiziksel ve mekanik özellikleri, ışından dolayı önemli bir değişikliğe uğramadığından dolayı, gama ışınlarına karşı etkin zırh malzemesi olarak ve özellikle nükleer reaktörlerde nötron+gamalara karşı zırhlamada, sanayide akü yapımında, elektrik iletiminde kullanılan kabloların kaplanmasında, silah sanayiinde mermi yapımında, inşaat sanayiinde bina çatılarının kaplanması ve ses yalıtımında, otomotiv ve gemi endüstirilerinde dengeleme ağırlığı, petrol sanayiinde oktan artırıcı olarak yakıt maddelerinde ve matbaacılıkta harflerin dökümünde kullanılan, kararlı izotopları Pb206[%25.1], Pb207[%21.7] ve Pb208[%52.3]'un sırasıyla uranyum[92U238], aktinyum[92U235, AcU] ve toryum[90Th232] radyoaktif serilerinin son halkalarını oluşturduğu mavimsi gri renkte çok ağır metal. Simgesi: Pb )


-KOÇ ile KOÇKAR/KÖSEMEN

( ... İLE İri koç. | Kılavuzluk eden koç. )


-KOCABAŞ/FLURCUN ile YELVE/FLURYA

( İspinozgillerden, 18 cm. uzunluğunda, sırtı kahverengi, karnı pembe bir kuş türü. | Pancar, şeker pancarı. İLE İspinozgillerden, tüyleri yeşilimsi, ağaçlık ve fundalıklarda yaşayan, güzel ötüşli bir kuş. )


-KOÇAN ile MISIR KOÇANI/FUÇA



-KODAMAN ile KERLİ FERLİ["KELLİ FELLİ" değil!]

( İleri gelen, para ya makam sahibi kişi. İLE Giyimi düzgün, olgun ve gösterişli kişi. )


-KÖFTEHOR[Fars. < KUFTE HAR] değil/yerine/= ÇENESİ DÜŞÜK | ŞARLATAN | ÇAPKIN



-KÖK HÜCRE KAYNAKLARINDA:
EMBRİYONİK ile/ve/||/<> FETAL ile/ve/||/<> ERİŞKİN



-KÖK ile KÖKEN



-KÖKEN ve/||/<> DOĞUŞ



-KÖKEN ile/ve/değil/||/<>/< KAYNAK



-KÖKEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> OLUŞUM



-KÖKTEN ile KÖKTEŞ

( Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan. İLE Aynı kökten gelen çeşitli yapı ve görevi olan sözcükler. )


-KOLAN ile KOLANCI

( Dokuma, kenevir vb. nesnelerden yapılan, yassı ve enlice bağ. | İplikten yapılmış, üzeri işli ince kuşak. İLE Yedekçi. )


-KOLAY OLMAYAN/ZOR "YAŞAM" İÇİN ile/değil/yerine/>< KOLAY YAŞAM İÇİN

( "Kolay/kısa seçimler/sonuçlar". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kolay/kısa olmayan seçimler/süreçler. )


-KOLAY ile/ve SIRADAN



-KOLİN ile/ve/||/<> KARNİTİN

( Yumurta tüketimi ile alınır. İLE/VE/||/<> Et, süt ve süt ürünleri, enerji içecekleri ile alınır. )


-KOLİN ile/ve/||/<> KARNİTİN

(



)


-KOLOFAN[Fr. < COLOPHANE] ile KOLOFAN

( Hidratlı doğal kalsiyum sülfat. İLE Çam sakızının damıtılmasıyla oluşan, saydam, sarı renkli reçine. [Anadolu'da bir Lidya kentinin adından] )


-KOLON ile/ve/<> KİRİŞ

( Dikey. İLE/VE/<> Yatay. )


-KOLONİ değil/yerine/= YABANCI TOPLULUĞU/SÖMÜRGE/GÖÇMEN



-KOMBİNASYON ile KONJONKTÜR



-KOMBİNE/KOMBİNASYON değil/yerine/= BİRLEŞİK/BİRLEŞİM



-KOMEDYEN değil/yerine/= GÜLDÜRMEN



-KOMEDYEN ile ŞAKACI



-KOMİSYON ile !RÜŞVET



-KOMPAKT/COMPACT[İng.] değil/yerine/= SIKI | YOĞUN



-KOMPARTIMAN ile FAKÜLTE



-KOMPETAN[Fr./İng. < COMPETENT] değil/yerine/= UZMAN, YETKİN



-KOMPLE değil/yerine TAMAMEN



-KOMPLEKSLİ değil/yerine/= ALINGAN



-KOMPLİKASYON/COMPLICATION[İng.] değil/yerine/= ART SORUN



-KOMPONENT/COMPONENT[İng.] değil/yerine/= ÖGE, BİLEŞEN



-KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM



-KOMUTAN ile MİR[Fars.]

( ... İLE Baş, kumandan, amir. | Bey. )


-KON ile ...

( İlâhi Ruh. )


-KONJENITAL/CONGENITAL[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN



-KONKASÖR[Fr. < CONCASSEUR] ile/ve/||/<> ÇEKİÇ KIRICI ile/ve/||/<> BİLYALI DEĞİRMEN

( Çimento yapımında kullanılan kırıcılar. )


-KONKASÖR değil/yerine/= TAŞKIRAN



-KONKOMITAN/CONCOMITANT[İng.] değil/yerine/= EŞLİK EDEN



-KONSANTRASYON değil/yerine/= DERİŞİM



-KONSANTRASYON değil/yerine/= GÖZEÇLENME/YOĞUNLAŞMA



-KONSANTRASYON ile/ve KONTEMPLASYON

( Damla. İLE/VE Derya. )


-KONSANTRE ile KONSANTRASYON



-KONSENSUS ile DİSİPLİN



-KONSTRİKTÖR/CONSTRICTOR[İng.] değil/yerine/= DARALTAN



-KONSÜLTAN/CONSULTANT[İng.] değil/yerine/= DANIŞMAN



-KONSÜLTASYON değil/yerine/= TANI GÖRÜŞÜMÜ



-KONTRALATERAL/CONTRALATERAL[İng.] değil/yerine/= KARŞI YAN



-KONU ile/ve YÜKLEM ile/ve KESİNLİK/BURHAN



-KONUŞ ve/||/<>/> EĞLEN ve/||/<>/> TARTIŞ ve/||/<>/> KORU

( Arkadaş gibi. VE/||/<>/> Çocuk gibi. VE/||/<>/> Eş gibi. VE/||/<>/> Kardeş gibi. )


-KONUŞAN/KONUŞABİLEN/KONUŞABİLECEK OLAN ile SÖYLEYEN/SÖYLEYEBİLEN/[SADECE BİR ŞEY/LER] SÖYLEME HAKKI OLAN

( Yetkin/bilgili olan/lar. İLE Bilgisiz olan/lar. )


-KONUŞMAYAN/KONUŞAMAYAN ile/değil/yerine SUSAN/SUSABİLEN

( Bilgisiz/cahil, bazı/birçok şey(ler)i bilmeyen/algılayamayan/anlayamayan/kavrayamayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilen, farkındalıklı. )


-KONUŞMAYAN/KONUŞAMAYAN ile/değil/yerine SUSAN/SUSABİLEN

( Bilgisiz/cahil, bazı/birçok şey(ler)i bilmeyen/algılayamayan/anlayamayan/kavrayamayan. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilen, farkındalıklı. )


-KONVEKSİYON değil/yerine/= ISIYAYIM

( Devinen nesnelerle belirli nicelikte ısının taşınması olayı, iletim. )


-KOOPERE/COOPERATED[İng.] değil/yerine/= İLETİŞİM KURULABİLEN, İŞBİRLİĞİ YAPABİLEN



-KÖPEKBALIĞI ile MEGALODON

( )


-KOPMA:
(")İNCELDİĞİ(") YERDEN ile/değil/ne yazık ki "İNCİNDİĞİ/MİZ / İNCİTTİĞİ/MİZ" YERDEN



-KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN



-KORKAN ile/değil/yerine/>< GÜVENEN

( "Sahiplenir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sahip çıkar. )


-KORKU ile/ve İMAN



-KORKU değil/yerine/>< ŞÜKRAN



-KORKUTAN ile/ve/||/<> KORKAN

( Korkutanlarla ile korkanlar arasında sessiz bir suç ortaklığı vardır. )


-KORT[İng. < COURT]/SAHA[Ar.] değil/yerine/= ALAN

( Tenis oynanılan alan. | Adliye Sarayı. )


-KORTEKS/CORTEX[İng.] değil/yerine/= DIŞ KATMAN



-KORUMAK/KORUYAN:
[hem] KİŞİYİ, KENDİNDEN hem de DOĞAYI, İNSANDAN



-KORUYUCU ile/ve/değil/||/<> KALKAN



-KÖSTEBEK ile DESMAN



-KÖSTEBEK ile KÖSÜRGEN



-KOSTİK[Fr. < CAUSTIQUE] değil/yerine/= DOKU YAKAN

( Hayvan ve bitki dokularını yakan, aşındıran. )


-KOŞUL ile/ve/değil/||/<> ETMEN



-KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK



-KOT değil/yerine KUMAŞ PANTOLON



-KÖTÜ ADAM ile/değil ANTİ-KAHRAMAN



-KÖTÜ/LÜK ile/ve/değil/<> KÖTÜLÜKLERE NEDEN/VESİLE OLAN

( Kendinden çok, başkalarından az isteyen bir kişi, kendini, kötülüklerden uzak tutar. )


-KÖTÜ ile/ve İSTENİLMEYEN

( İyi şeylerden istemeyerek uzak kalınır, kötü şeylerden isteyerek. )


-KÖY ROMANI ile KÖY KONULU ROMAN



-KOYSUN ile/ve/||/<> ALSIN

( Olanağı bulunan. İLE/VE/||/<> Gereksinimi olan. )


-KOYU ile DOLGUN



-KOYUN ile AHLES

( ... İLE Sırtında kızıl yamalar bulunan siyah tüylü koyun. )


-KOYUN ile/ve ANADOLU YABAN KOYUNU

( ... İLE/VE Anadolu Yaban Koyunları: * Sadece Türkiye'de yaşarlar. (Konya-Odul Baba Dağı'nda yaşarlar.) * Dişillerin boynuzu yoktur, erillerin vardır. * Dişiller 1.5 yaşında, eriller 3.5 yaşında ergenleşir. * Ön bacaklar arka bacaklardan kısadır. )


-KOYUN ile/ve BARAL (MAVİ KOYUN)

( ... İLE/VE Hindistan'da yaşarlar. )


-KOYUN ile/ve BORDERLEICESTER



-KOYUN ile/değil DAĞLIÇ

( ... İLE/DEĞİL Kıvırcık koç ile karaman koyununun çiftleşmesinden doğan melez koyun. )


-KOYUN ile EKTİ

( ... İLE Her yiyeceği canı çeken. | Asalak, tufeyli. | Anası ölüp başka bir koyuna alıştırılan ya da elle beslenen koyun. )


-KOYUN ile/ve GUSFEND



-KOYUN ile İSPANYOL



-KOYUN ile İVESİ



-KOYUN ile/ve KARAGÜL



-KOYUN ile KARAGÜL/KARAKUL

( ... İLE Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun. )


-KOYUN ile/ve KARAKAŞ



-KOYUN ile KARAMAN

( ... İLE Orta Anadolu'da yetiştirilen, kuyruğu iri ve yağlı bir tür koyun. | Türkiye'nin İç Anadolu Bölgesi'nde yer alan illerinden biri. )


-KOYUN ile KARAYAKA

( ... İLE Doğu Karadeniz kıyı bölgesinde bulunan, uzun kuyruklu, beyaz renkli bir tür koyun. )


-KOYUN ile/ve KESBER



-KOYUN ile KOYUN

( Geviş getirenlerden evcil hayvan. | Verilen buyruklara uyan, kendi kişiliğini gösteremeyen kişi. İLE Kollar arası, kucak. | Göğüsle giysi arası. | Koruyucu, şefkatli çevre. )


-KOYUN ile/ve MİHALİÇ



-KOYUN ile MÜFLON[Fr.]

( ... İLE Çiftparmaklılardan, eğri boynuzlu, yabani bir koyun türü. )


-KOYUN ile/ve ODESA



-KOYUN ile/ve PANAMA



-KOYUN ile ROCKY DAĞLARI İRİ BOYNUZLU KOYUNU

( ... İLE Amerika'nın, Rocky Dağları'nda yaşarlar. )


-KOYUN ile/ve ROMNEY



-KOYUN ile/ve SHROPSHIRE



-KOYUN ile/ve SOUTHDOWN



-KOYUN ile/ve TARGEE



-KOYUN ile/ve TUJ



-KOYUN ile YABAN KOYUNU



-KOZMOS değil/yerine/= EVREN



-KRAL YILAN ile DOĞU KRAL YILANI

( ... İLE Öteki yılanları yerler. )


-KREM FONDOTEN ile/yerine TOZ FONDOTEN



-KREM ile LOSYON

( Yağ içine su damlacıklarının karışımıdır.[Yüksek yağ yüzdesine sahiptir.][Kıvamı daha koyudur. Losyondan daha ağır ve daha zengin olabilir.] İLE Su içine yağ damlacıklarının karışımıdır.[Daha yüksek su yüzdesine sahiptir.][Hafif biçimde, yağsız ve deride daha kolay emilmeye yöneliktir.][Deride yağlı bir kalıntı bırakmamasını istenildiği zaman kullanılmaktadır.] )


-KREŞANDO değil/yerine/= GİDEREK ARTAN



-KREŞENDO/CRESCENDO[İng.] değil/yerine/= GİDEREK ARTAN



-KRİZ yerine BUHRAN



-KROMOZOM değil/yerine/= SOYAKTARAN



-KRONİK/CHRONIC[İng.] değil/yerine/= SÜREGEN



-KRONOLOJİ[Fr. < Yun.] değil/yerine/= ZAMANDİZİN/OĞURBİLİM/OĞURDİZİN



-KSENOFANES ile/<>/> KSENOFON

( [M.Ö.] 475 ile/<>/> 431 - 354 )


-KÜÇÜK AKICI MARTI ile PENGUEN



-KÜÇÜK KEDİLERDE:
SİNGAPUR ile MUNCHKIN ile CORNISH REX ile DEVON REX ile AMERİKAN KIVIRCIĞI/AMERICAN CURL



-KÜÇÜK YEŞİL AĞAÇKAKAN ile YEŞİL AĞAÇKAKAN

( ... İLE Avrupa'da bulunur. )


-KÜÇÜK YEŞİL AĞAÇKAKAN ile YEŞİL AĞAÇKAKAN

( ... İLE "Yağmur kuşları" olarak da bilinir. [kahkahaya benzeyen farklı bir sesi duyuluyorsa yağmur geliyor demektir.] )


-KÜÇÜREK ile KÜÇÜMEN

( Biraz küçük. İLE Benzerlerinden daha küçük olan, pek küçük. )


-KUDURGAN = AZGIN



-KÜFRÂN ile/değil/yerine ŞÜKRÂN



-KÜFÜR ile/ve/||/<> SİLAH ile/ve/||/<> BİAT ile/ve/||/<> YALAN

( Küfürden medet uman fikir,
Silahtan medet uman cesâret,
Biattan medet uman haysiyet,
Yalandan medet uman inanç, YOKSULDUR/FAKİRDİR... )


-KÜL ve/<> KURŞUN ve/<> SİRKE

( Herhangi bir nesnenin, bir sonraki aşaması bulunmayan, fiziksel ve/ya da kimyasal sonları/eşikleri. )


-KULAK ile/ve/||/<> BURUN ile/ve/||/<> BOĞAZ



-KÜLBE-İ AHZÂN ile ...

( HÜZÜNLER, GAM, KEDER, TASA EVİ | HZ. YAKUB'UN EVİ )


-KULE değil/yerine/= SUYRAN



-KULLETEYN ile ...

( 1200 Irak ratlı[2564 gr. ağırlığında bir ölçü] su alan iki büyük küp. )


-KÜLT[Fr. < Lat.] değil/yerine/= TAPINÇ/TAPMA | DİN | DİNSEL TÖREN



-KÜLTÜR değil/yerine/= EKİN, ÖZGEN



-KULÜP değil/yerine/= DERGEN



-KUMAN = KIPÇAK



-KUR'AN OKUMAK:
"AĞLAMAK İÇİN" değil ANLAMAK İÇİN



-KUR'ÂN-I KERÎM:
OKUNAN ile/ve/değil/||/<>/< İŞİTİLEN



-KUR'ÂN ile/ve KADÎM ÖĞRETİLER



-KUR'AN ile/ve/değil MUSHAF

( BELÂG-UL-MÜBÎN: İlâhî teblîgat. Kur'an-ı Kerim. )


-KURAM ile KURAN ile KURAL



-KURB-U SULTÂN ve/||/<>/> ATEŞ-İ SÛZÂN



-KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR



-KURBAN ile/değil/yerine/>< SORUMLU

( )


-KURBAN ile/<> SUÇLAYICI/ZORBA ile/<> KURTARICI

( Kendine değer vermeyen ve başkalarının kararlarını kabul eden, yönlendirici, sürekli yakınan ve kendine ötekileri koltuk değneği gibi arayan.[Çaresizlik, onun için bir "sığınak" olmuştur.] İLE/<> Başkalarının görüş ve değerlerine önem vermeyen, öfkeli, saldırgan ve yargılayıcı bir tutum içinde olan. İLE/<> Ötekilerin yardım etme kapasitesini önemsemeyen, fedâkâr görünen ama gereksiz yere işlere karışan.[Zehirli bir "kendine yetme" ve başkalarına adanma durumu vardır. Bu kadar iyilik sonrası alacaklarını sağlayamayınca bir zorbaya dönüşmesi de hiç şaşırtmaz.] )


-KÜRDAN ile/ve/değil/yerine/||/<> HILTAN

( ... İLE/VE/||/<> Top durumundaki çiçekleri kuruduktan sonra sapları kürdan olarak kullanılan yabani bir bitki. )


-KÜREK ile ISIRAN

( ... İLE Teknelerdeki hamuru kazımaya yarayan araç. | Fırında, ekmek, börek çörek çevirmeye yarayan, bir tür kürek. )


-KURŞUN ile/değil GRAFİTİ



-KURTBOĞAN = BOĞAN OTU

( Düğün çiçeğigillerden, özellikle kökünde akonitin adında bir zehir bulunan bitki, kurtboğan. )


-KURUL/KONSEY ile/ve/||/<>/> ALT KURUL/KOMİSYON



-KURUL ile/ve/yerine/değil KOORDİNASYON



-KURUMSAL DİN ile/ve BİREYSEL DİN



-KURUTAN ile ...

( Bir tür hayvan hastalığı. )


-KUŞATAN ile/ve/||/<> KAPSAYAN



-KÜSEĞEN ile KÜSEĞEN/KÜSKÜN/KÜSTÜM OTU

( Çabuk ve sık sık küsen kişi. İLE Baklagillerden, dokunulduğunda yaprakları pörsüyen bir bitki. )


-KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN

( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )


-KÜSPE[Fars. < KUSBE] ile KÖFTÜN

( Hayvan yemi, yakacak ve gübre olarak kullanılan, yağı ya da suyu çıkarılmış her türlü yağlı tohum ve bitki artığı. İLE Sığırlara yedirilen susam ya da keten küspesi. )


-KUSURSUZ ile DÜZGÜN



-KÜTİKÜL[Fr. < CUTICULE] ile KÜTİN

( Yaprakların iki yüzünde bulunan ve suyu sızdırmamasıla bitkinin kurumasına engel olan ince zar. | Kabukluların ve böceklerin örteneğinin koruyucu, kitinli katmanı. İLE Bitkilerin kütiküllerini oluşturan, geçirgen olmayan, bal mumu yapısında nesne. )


-KÜTLE ile/ve/||/<> ELEKTRİK YÜKÜ ile/ve/||/<> AKIM/SPIN

( p = 0
ile/ve/||/<>
J = 0 )


-KÜTLE ile SPIN



-KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM



-KÜTLE değil/yerine/= YIĞIN



-KUTSAL ile KUTSAL OLMAYAN

( Ölümsüz. İLE Ölümlü. )


-KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< FİDE/FİDAN

( Büyük ve "güçlü". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

-KÜTÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/></< FİDE/FİDAN

( Cansızdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>

-KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr. < DIAGONALE] değil/yerine/= KÖŞEGEN

( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )


-KUVANTUMDA:
KUVANTUMLANMA ile DALGA-PARÇACIK İKİLİĞİ ile TÜNELLEME ile SÜPERPOZİSYON ile KUVANTUM GİRİŞİMİ ile DOLAŞIKLIK



-KUYU ile DÜDEN

( ... İLE Kireçli bölgelerde, kirecin erimesi ya da yeraltındaki kartlı bir çukur tavanının çökmesiyle oluşan doğal kuyu. )


-KUZGUN ile GÖKKUZGUN

( ... İLE Gökkuzgunumsular takımının, gökkuzgungiller ailesinden, başı, kanatları mavi, boynu ve karnı yeşil göçücü kuş. )


-KUZİN[Fr. < COUSINE] değil/yerine/= KIZ YEĞEN



-LÂ EDRÎ ile ANONİM/YAZARI BİLİNMEYEN



-LÂ İLÂHE:
PARÇA değil BÜTÜN



-LA RUHBAN-I FİD-DİN ile/ve/||/<> LA İKRAH-I FİD-DİN



-LÂ RUHBÂNİ FİD-DİN ve LÂ İKRÂHE FİD-DİN

( Dinde/İslâm'da, ruhban yoktur. VE Dinde, zorlama yoktur. )


-LÂ TAAYYÜN ile ...

( BAŞLANGIÇ )


-LÂ:
ZAMAN ve/<> MEKÂN ve/<> KAYIT

( Kaydı, kayıttan âzâde olanlar anlar. )


-LABIL/LABILE[İng.] değil/yerine/= OYNAK | DEĞİŞKEN



-LACKING vs. MISTAKE vs. INTENTION



-LADEN[Fars.] ile LADİN

( Ladengillerden, beyaz, kırmızı, pembe çiçekli, reçinesi tıpta kullanılan bir ağaççık. | Bu ağaççıktan elde edilen sürme, rastık. İLE Çamgillerden, 50-60 m. kadar yüksekliği olan, düz gövdeli, kozalağı aşağıya doğru sarkık, kerestesi ve reçinesi çok beğenilen, çam türüne çok yakın bir orman ağacı. )


-LÂF GETİREN ile/ve/> LÂF GÖTÜREN



-LAHİD KABARTMALARINDA:
ERKEK ile KADIN

( Kadın da yanında yer alır. İLE Tek başına yer alır. )


-LÂHİN ile ...

( ÖZELLİKLE KUR'ÂN-I KERÎM'İ OKURKEN TELÂFFUZDA YANLIŞLIK YAPAN )


-LÂİNLEŞMİŞ[Ar.] değil/yerine/= KOVULMUŞ, NEFRET KAZANMIŞ, İSTENİLMEYEN



-LAIR vs. DEN



-LÂL OLANDAN ve AÇ OLANDAN ve HİÇ OLANDAN

( Sözün değerini öğreniriz. VE Ekmeğin değerini öğreniriz. VE Aşk'ın değerini öğreniriz. )


-LÂL OLANDAN ve AÇ OLANDAN ve HİÇ OLANDAN

( Bir yılın değerini anlamak için, sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.
Bir ayın değerini anlamak için, 8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.
Bir haftanın değerini anlamak için, haftalık dergi çıkaran bir yayıncıya sor.
Bir saatin değerini anlamak için, kavuşmayı bekleyen sevgililere sor.
Bir dakikanın değerini anlamak için, trenini kaçıran yolcuya sor.
Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.
Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için, olimpiyatlarda, gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Her an'ını, değerlendir; her dakikanı, çok özel biriyle paylaş!
Zamanında ortak edebileceğin kadar özel biri. Unutma! Zaman, hiçkimse için durmaz.
Geçmiş zaman, Tarih; Gelecek zaman, Gizemli; ŞU AN ise sana verilen gerçek bir armağandır. )


-LÂLE ile ÂLİ-ŞÂN

( ... İLE Ünlü bir çeşit lâle. )


-LÂLE ile ANTEDON

( ... İLE Deniz lâlesi. )


-LÂLE ile/ve SAHİBKIRAN



-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( ... İLE/VE Dünyada yalnızca Hakkari Cilo Dağı'nda yetişen bu nadide çiceğe, Asur'lular, her sabah göbeğinden su damlattığı için "Ağlayan Lâle" adını verdiler ve kutsal saydılar. )


-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( ... İLE/VE Her dalında altı adet lâlenin ters büyüdüğü, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan Ters Lâle'nin; sarı, turuncu ve kırmızı renkleri bulunmaktadır. )


-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( ... İLE/VE Selimiye Camii'ndeki. )


-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( LÂLEZAR: Lâle bahçesi. )


-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( BAHÂ-PÎRÂ-Yİ İSMÂİL: Ünlü bir çeşit lâle. )


-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( Lâlezar Sergisi )


-LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( Lâle, İstanbul'dan, Hollanda'ya, 1554'te gönderilmiştir. )


-LAMINA[İng.] değil/yerine/= KATMAN



-LAPİN ile AY LAPİNİ

( ... İLE Asya ile Avustralya arasındaki cennet adalarında yaşarlar. )


-LAPİN ile ÇUBUKLU LAPİN



-LATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ YAN



-LATERODORSAL[İng.] değil/yerine/= SIRT-YAN



-LATEROLATERAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-YAN



-LATEROMEDİYAL/LATEROMEDIAL[İng.] değil/yerine/= DIŞ-İÇYAN



-LATEROVENTRAL[İng.] değil/yerine/= ÖN-YAN



-LÂTİF ile/ve/||/<> NARİN



-LAUGHING vs. TO GRIN



-LAVUK[argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN

( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )


-LAYLON değil NAYLON



-LÂZIM GEREKEN değil LÂZIM GELEN



-LEDÜN ile ...

( ALLAH YANI [bkz. İLM-İ LEDÜN] )


-LEFT BEHIND THE ALTERATION WITHOUT CHANGE vs. APPEARING OF CONSTANTS IN ALTERATION



-LEGAL PRESUMPTION ile PRESUMPTION OF FACT ile SIMPLE PRESUMPTION ile CONCLUSIVE PRESUMPTION

( Yasal karine. İLE Fiilî karine. İLE Adi karine. İLE Kesin karine. )


-LEHİM ile BRONZ/TUNÇ ile FAKFON ile KUPRONİKEL ile PERMALLOY

( Kalay ve kurşun alaşımı. İLE Bakır ve kalay alaşımı. İLE Bakır, çinko ve nikel alaşımı. İLE Bakır ve nikel alaşımı. İLE Demir ve nikel alaşımı. )


-LEJYON ile ...

( Altıbin kişilik asker topluluğu. [Eski Roma'da] )


-LEKTÖR[Fr.] değil/yerine/= OKUTMAN



-LERZÂN ile ...

( İNLEMEK )


-LEYLÂ İLE/VE MECNUN ile/ve ROMEO VE JULIET

( FUZULÎ ile/ve SHAKESPEARE )


-LEYLÂ İLE/VE MECNUN ile/ve ROMEO VE JULIET

( 1534 ile/ve 1605 )


-LEYLA ve MECNUN ile/ve/||/<> FERHAD ve ŞİRİN ile/ve/||/<> ZÜHRE ve TAHİR



-LEYLA VE MECNUN değil/yerine NACİ VE/<> NACİYE



-LEZZET ile/ve/<> HEYECAN



-GER ile TİGON

( Eril aslanla dişil kaplanın yavrusu. İLE Eril kaplanla dişil aslanın yavrusu. )


-GER ile TİGON

( Liger ile ... )


-LİMAN ile MENDİREK[Yun.]

( ... İLE Dalgakıranı bulunan liman. )


-LİMON ile AĞAÇ KAVUNU

( ... İLE Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yaprakları mavimsi pembe, küçük bir ağaç. | Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi. )


-LİMON ile LİM

( Turunçgillerden, bir ağaç. | Bu ağacın, sarı renkli, kabuğu kokulu, suyu ekşi meyvesi. İLE Küçük limon, misket limonu. )


-LİMON ile LİMONİT[Fr.]

( ... İLE Sarı ya da kahverengi doğal hidratlı demir oksit. )


-LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( )


-LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( Bisikletin konforu/artıları, limuzinde bile yoktur. )


-LİMUZİN değil/yerine BİSİKLET

( Bisikletin konforu/artıları, limuzinde bile yoktur. )


-LİNET[Ar.] değil/yerine/= SÜRGÜN



-LİSAN/ZEBAN değil/yerine/= DİL/DİLDEM



-LÎSAN ile/değil LİSÂN

( İstanbul ağzı. İLE Anadolu ağzı. )


-LİZOZOM değil/yerine/= SİNDİRGEN



-LOBİ değil/yerine/= DALAN

( Bir yapının kapısından içeri girildiğinde görülen ilk boşluk. | Otel, tiyatro gibi yerlerde, girişe yakın, geniş yer. | Bazı çıkar gruplarının temsilcilerinden oluşan topluluk. )


-LOGIC vs. ORGANIZATION



-LOGIC vs./and MODERATION



-LOKANTA ile/ve RESTORAN

( [İt.] TRATTORIA ile RISTORANTE )


-LOKOMOTİF[Fr. < LOCOMOTIVE] değil/yerine/= ÖNYEDEN



-LONGYİ:
PASO ile/<> HTA MEİN

( [Myanmar'da] Erillerin giydiği etek. İLE/<> Dişillerin giydiği etek. )


-lot.[Lat. < LOTIO] değil/yerine/= İLAÇLI SU, LOSYON



-LOVE vs. PASSION



-LOVE vs./and ATTENTION



-LOVE vs./and RELATION



-LP/LUMBAR PUNCTION[İng.] değil/yerine/= LOMBER PONKSİYON



-LUDWIG WITTGENSTEIN



-LÜTFEN[< LÂTİF]/LÜTÛFEN ile/ve/< RİCÂ[< REC' | çoğ. RÜCÛ]

( Kabalaşmış/kesif olandan değil en ince olandan (noktadan), hepimizin başlangıç/hareket/buluşma noktasından sesleniyorum/istiyorum. İLE/VE En ince olana (noktaya) geri dönüyorum. Orada buluşuyor ve oradan sesleniyorum/istiyorum. )


-LÜTFEN değil/yerine/= KAYRADAN



-M-N-O:
MISIR ile/ve/||/<>/> PROTOSINAİTİK ile/ve/||/<>/> FENİKE ile/ve/||/<>/> ERKEN YUNAN ile/ve/||/<>/> KLASİK YUNAN ile/ve/||/<>/> LATİN

( image )


-MÂBED'E ÇAĞRIDA:
SUR ile/> ÇAN ile/> EZAN



-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( "İdrak edilenlerin bütünlüğü/toplamı" denilen. İLE "İdrak edenlerin bütünlüğü" denilen. )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( MADDE: KÜTLE ve HACİM ve EYLEMSİZLİK )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( Her düzeyde berrak bir zihne gereksinim vardır. )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( Zihin ve dünya ayrı değildir! )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( Dünyanın ne olduğunu düşünüyorsanız, o, sizin kendi zihninizdir. )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( Tüm uzay ve zaman, zihindedir. )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( Gerçeğin zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )


-MADDE ile EVRENSEL ZİHİN

( Ortak etmeni bulmak için tüm ayrımları terk etmek zorundasınız. Ancak evrensel olan ortaktır. )


-MADDE ile/ve/<> ZİHİN

( Madde, şekildir; zihin, isimdir. )


-MADDEN değil MADDETEN



-MADDETEN değil/yerine/= EYCE



-MADEN ile/ve/<> ERGENE

( ... İLE/VE/<> Maden yeri. )


-MAĞARA[Ar.] değil/yerine/= İN

( Bir yamaca ya da kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu. | Karst bölgelerinde, kireçtaşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yeraltı kovukları. )


-MÂHİYET ve/> BEYAN



-MAHLUL/SOLÜSYON değil/yerine/= ERİYİK/ÇÖZELTİ



-MAHRUM[Ar.] değil/yerine/= YOKSUN



-MAHSUBEN değil/yerine/= SAYILCA



-MAHSUL/HASILAT değil/yerine/= ÜRÜN



-MAİN[Ar.] değil/yerine/= KARE/EŞKENAR DÖRTGEN



-MAİŞETİ TEMİN değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK



-MAKAM/MANSIP/MESNET/MEVKİ değil/yerine/= ORUN



-MAKAMDA BULUNMA:
MÂRİFET'TEN ile/ve/değil/||/<>/< TÂLİP ÇIKMAMIŞ OLMASINDAN DOLAYI



-MAKASLIBÖCEK = BAĞKESEN

( Kınkanatlılardan, başı ve makasları iri bir böcek. )


-MAKBUL OLAN ile/ve/<> KOLAY OLMAYAN



-MAKOSEN değil MOKASEN



-MAKSUMUN ALEYH değil/yerine/= BÖLEN



-MAKTUL[Ar.] değil/yerine/= ÖLDÜRÜLEN



-MAL/META ile/değil/yerine CAN



-MALULEN değil/yerine/= SÖKELCE/SÖKELLİKTEN



-MALUM/AKTİF değil/yerine/= ETKEN



-MÂLÛM değil/yerine/= BİLİNEN



-MAMUT ile MASTADON

( ... İLE Sadece fosili bulunan Mamut'a benzer bir fil. )


-man. pr.[Lat. < MANE PRIMO] değil/yerine/= SABAH ERKENDEN



-MANATİ:
KARAYİP ile AMAZON ile BATI HİNT ile BATI AFRİKA

( image )


-MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( Eski dünya maymunu. İLE Yeni dünya maymunu. )


-MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( Tehlikeli bir maymun. İLE Orta ve Güney Amerika'da yaşarlar. )


-MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( Kuyrukları yoktur. İLE Saran/uzun kuyruğu vardır. )


-MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( Burun kılları birbirine yakın ve biraradadır. İLE Burun kılları taşar ve yayılır. )


-MANDRIL/KÖPEKBAŞLI ile KAPUŞİN

( ... İLE Parmak uclarıyla tutunabilirler. )


-MANEN değil/yerine/= ÖZCE



-MANEVİYÂT:
KABALIKTAN > ZARÂFET'E



-MANHATTAN ile/değil SANHATTAN

( ... İLE/DEĞİL Şili'nin başkenti Santiago'da, yüksek binaların bulunduğu bölgeye verdikleri ad. )


-MANHATTAN ile/değil SANHATTAN

( İLE/DEĞİL )


-MANİPÜLASYON değil/yerine/= YÖNLENDİRİM



-MANNER vs. ASSUMPTION



-MANŞON/CUFF[İng.] değil/yerine/= SARGAN



-MANTAR ile/değil PİYAN

( ... İLE/DEĞİL Mantara benzeyen kabarcıklarla ortaya çıkan, ciltte yaralar yapan, bulaşıcı sıcak bölge sayrılığı. )


-MANTAR ile UCKURUTAN

( ... İLE Turunçgillerde, özellikle limonlarda gelişerek, dal uclarının kurumasına neden olan ve birkaç yıl içinde ağacın ölmesine neden olan bir tür mantar. )


-MANTARDOĞURAN ile MANTARÖZÜ

( Mantarlaşmış gözeler oluşturacak mantar tabakası doğuran, büyültkendoku. İLE Karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan, bazı bitki gözelerinin çeperlerini kaplayarak, sıvı ve gazların geçmesini önleyen, bu nedenle gözenin ölümüne ya da mantar oluşumuna yol açan madde. )


-MANTIK ile ORGANİZASYON



-MANTIK ile/ve DÜZEN

( İLM-ÜN MİZÂN )


-MANTIK ile/ve/||/<> ORGANON



-MANTIKEN değil/yerine/= ESTEMCE



-MANTIKSAL OLAN ile/ve ONTOLOJİK OLAN ile/ve EPİSTEMOLOJİK OLAN



-MANUEL/MANUAL[İng.] değil/yerine/= EL KITABI | ELLE YAPILAN



-MARATON değil/yerine/= UZUN KOŞU



-MARCOS:
MARGARITAS ve/||/<> ALTAMIRANO ve/||/<> RANCHONUEVO ve/||/<> COMITAN ve/||/<> OCOSINGO ve/||/<> SAN CRISTOBAL

( Zapatist Ulusal Kurtuluş Örgütü'nün, altı kentin başharflerinden oluşan Meksika yerlilerinin önderi. )


-MAREŞAL/MÜŞİR değil/yerine/= SAVAŞHAN



-MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON



-MARGARİN yerine ZEYTİNYAĞI!



-MARKA ile/ve/||/<>/> FİLİGRAN



-MASAL ile DESTAN



-MASALLAR:
ÇOCUKKEN ile/değil/yerine BÜYÜYÜNCE

( Uyuyana kadar. İLE/DEĞİL/YERİNE Uyanana kadar. )


-MASERASYON ile ...

( Su içinde kalma sonucu, suda kalan uzvun aldığı durum. | Katı cismi su içinde bırakarak, eriyecek maddelerini ayırma. )


-MASTER değil/yerine/= UNGAN



-MASTÜRBASYON/İSTİMNÂ[Ar.]/ATTIRMA[argo]/ONANİZM ile/ve KARŞILIKLI MASTÜRBASYON

( )


-MASTÜRBASYON ile DÜZÜŞME

( ["argo/kaba"] 31 ÇEKMEK[Ar. İSTİMNÂ Bİ-L-YED] ile SİKİŞME )


-MASTÜRBASYON ile/ve SEVGİLİ/EŞ ÜZERİNDE MASTÜRBASYON

( Eşeysellik, zihinde başlayan ve yaşanılan bir süreç olduğundan, sevişmek de eş üzerinde/n ve/ya da eşle birlikte yapılan bir mastürbasyon olarak değerlendirilebilmektedir. )


-MATBAADA:
ÇİN ile/ve/||/<>/> UYGURLAR ile/ve/||/<>/> MOĞOLLAR

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Altınorda üzerinden, Batı'ya doğru. )


-MATEMATİK SAATLERİ:
1-9 ile/ve/||/<> İKİ TABANLI ile/ve/||/<> Pİ ile/ve/||/<> EULER ile/ve/||/<> ÇİN ile/ve/||/<> MAYA

( İlgili yazıyı okumak ve görseller için burayı tıklayınız... )


-MATEMATİKTE:
EŞLEŞME ve/||/<> ÖLÇME ve/||/<> SAYMA ve/||/<> STANDARDİZASYON ve/||/<> KÜME ve/||/<> BAĞINTI ve/||/<> İŞLEV(FONKSİYON)



-MATERYALİZM/DE:
ELEMECİ ile/<> İNDİRGEMECİ ile/<> İNDİRGEMECİ OLMAYAN



-MATÜR/MATURE[İng.] değil/yerine/= OLGUN



-MAVİMTIRAK değil/yerine/= GÖKÇEMSİ/GÖKÇEMTIRAK/GÖKÇÜL/GÖKŞİN



-MAVNA ile/ve KALYON



-MAYA TAKVİMİ'NDE:
KATUN ile/ve KISA DÖNGÜ ile/ve BAKTUN



-MAYA >< MAYABOZAN

( ... >< Bir mayanın etkisine karşı koyan, protein yapısında madde. )


-MAYDANOZ ve LİMON



-MAYISTRA[İt.] ile/değil/yerine RÜZGÂR/YELKEN

( Grandi direğinin en alt sereni ve bu serene çekilen yelken. | Kuzeybatı rüzgârı. İLE ... )


-MAYMONIDES - DELÂLETÜL HAİRİN



-MAYMUN ile (")ŞEBEK(")

( ... İLE Afrika'nın dağlık bölgelerinde, sürüler durumunda yaşayan, uzun ya da kısa kuyruklu türleri olan maymunlar. | Çirkin ve arsız kişi. )


-MAYMUN ile (ALTIN) TAMARİN



-MAYMUN ile/ve (KIZIL) HAVLAYAN MAYMUN

( ... İLE/VE Sadece Trinidad-Karayip Adaları'nda yaşarlar. )


-MAYMUN ile/ve (KIZIL) HAVLAYAN MAYMUN

( ... İLE/VE Otçullardır. )


-MAYMUN ile/ve (SİYAH-BEYAZ) KOLOMBUS MAYMUNU



-MAYMUN ile/ve ALTIN ASLAN İPEK MAYMUNU

( ... İLE/VE Yılda iki kez, biri dişil, biri eril ikiz doğumu yaparlar. )


-MAYMUN ile ANGOLA/COLOBUS MAYMUNU



-MAYMUN ile AVAHİ



-MAYMUN ile AY AY/TARSİER

( ... İLE Toprağın 3-4 m. altındaki hareketi algılayabilirler. )


-MAYMUN ile AY AY/TARSİER

( Boylarının 40 katı kadar zıplayabilirler. )


-MAYMUN ile AY AY/TARSİER

( Tek, otobur primattır. )


-MAYMUN ile AY AY/TARSİER

( ... İLE Madagaskar'da yaşarlar. )


-MAYMUN ile AY AY/TARSİER

( ... ile Ay-ay Maymunu )


-MAYMUN ile BABUN

( ... ile Babun )


-MAYMUN ile/ve BAŞLIKLI MAYMUN

( ... İLE/VE Trinidad Adaları'nda, Güney ve Orta Amerika'da yaşarlar. )


-MAYMUN ile BAYKUŞ MAYMUNU

( ... İLE Günün 17 saatini uyuyarak geçirirler. )


-MAYMUN ile BEYAZ YANAKLI MANGABEY



-MAYMUN ile DOMUZ KUYRUKLU MAYMUN



-MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU

( ... İLE Güney ve Ekvator Afrika'da yaşarlar. Uzun ve ince parmaklarının alt ucunda vantuz görevi gören etten çekmenler vardır. [Bunlar, hayvanın pençelerini kullanmadan koşa koşa ağaçlara tırmanmasını sağlar.] )


-MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU

(
)


-MAYMUN ile GELADA



-MAYMUN ile GENON



-MAYMUN ile GERADA MAYMUNU



-MAYMUN ile GEREZA



-MAYMUN ile GİBON



-MAYMUN ile HİNT ŞEBEĞİ/RHESUS MAKAKLARI

( ... İLE Çok güzel olan dişillerin yüz ve kıç fotoğraflarını görmek için "bedel" ödeyebildikleri [meyve sularından feragat ettikleri] görülmüştür. [çirkinlerde ise ancak rüşvet (büyük bardakta meyve suyu) vererek dikkatleri çekilmiştir.] )


-MAYMUN ile/değil İNSAN



-MAYMUN ile İPEK MAYMUNU (MARMOSET)



-MAYMUN ile JİBON MAYMUNU(SİMLİ ŞEBEK)



-MAYMUN ile KAR MAYMUNU/JAPON ŞEBEĞİ/SARU[Jp.]/NİHONZARU[Jp.]



-MAYMUN ile KARAMAYMUN



-MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( Koatilerle akrabadır. Güney Meksika ve Güney Brezilya'daki Matto Grosso arasındaki tropikal bölgelerde yaşarlar. )


-MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( )


-MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( ... İLE/DEĞİL Görünüşü maymuna benzese de rakun türüdür. Orta ve Güney Amerika'nın yağmur ormanlarında yaşar. Çoğunlukla otçul beslenir. Çok nadir de olsa böcek, kuş ve küçük memelileri yer. )


-MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( Hayvana adını veren Güney Amerika'nın Tupi yerlileridir. Bazı kabileler, bu hayvana Potto adını taksa da, Potto ayrı bir türdür. Kinkajou ile bağlantısı yoktur. )


-MAYMUN ile/değil KINKAJOU

( ... İLE/DEĞİL 7 alt türü vardır.

Potos flavus flavus
Potos flavus chapadensis
Potos flavus chiriquensis
Potos flavus megalotus
Potos flavus meridensis
Potos flavus modestus
Potos flavus nocturnus )


-MAYMUN ile/ve LANGUR

( ... İLE/VE Külrengi ve kırmızıya çalan sarı tüylü, büyük bir maymun. Güney Asya'da, Hindistan'da yaşar. )


-MAYMUN ile/ve LANGUR

( ... İLE/VE Utangaçlardır. Yaşadıkları bölgeden pek ayrılmazlar. Yirmi kadar nüfusla küme olarak yaşarlar. )


-MAYMUN ile MADAGASKAR MAYMUNU

( )


-MAYMUN ile MAGO

( ... İLE Kızılsarı tüylü bir maymun. )


-MAYMUN ile MAKAK[Portekizce]

( ... İLE Güneydoğu Asya'da yaşayan, kuyruklu bir maymun. )


-MAYMUN ile MANGABEY



-MAYMUN ile MONA



-MAYMUN ile NESNAS



-MAYMUN ile ÖRÜMCEK MAYMUNU



-MAYMUN ile PATAS

( ... İLE Afrika'da yaşar. )


-MAYMUN ile POTTO

( ... İLE Afrika'da yaşar. )


-MAYMUN ile/ve PRİMAT[Fr.]

( ... İLE/VE Tüm maymun türlerini içine alan memeliler takımı. )


-MAYMUN ile/ve PRİMAT[Fr.]

( Gebelik süreleri 180-270 gündür. İLE/VE ... )


-MAYMUN ile/ve PRİMAT[Fr.]

( Amazonlar'da 150 çeşit maymun bulunmaktadır. )


-MAYMUN ile/ve PRİMAT[Fr.]

( PİÇİN: Maymun yavrusu. )


-MAYMUN ile/ve PRİMAT[Fr.]

( Maymun ile/ve ... )


-MAYMUN ile PROBOSCIS MAYMUNU

( ... İLE Sandakan - Borneo'da yaşar. )


-MAYMUN ile SAKİ



-MAYMUN ile SARI KUYRUKLU MAYMUN

( ... İLE Sadece Peru And Dağları'nda, Amazonas ve San Martin bölümlerinin yanı sıra La Libertad, Huánuco ve Loreto'nun sınır bölgelerinde bulunan nadir bir primat türüdür. )


-MAYMUN ile SARI KUYRUKLU MAYMUN

( )


-MAYMUN ile ŞEMPANZE

( ... İLE Kuyruksuz maymun. | Primatlardan, ayakları beş parmaklı, tek yavru doğuran, iyi tırmanıcı olan, ormanlarda yaşayan bir tür maymun. İnsan becerilerine en yakın olan. )


-MAYMUN ile ŞEMPANZE

( ... İLE 8 yaşına kadar çok önemli/öncelikli bazı yeteneklerini/donanımlarını kazanamazlarsa daha sonra hiçbir zaman kazanamıyorlar. )


-MAYMUN ile SİFAKA



-MAYMUN ile ST. KITTS MAYMUNU

( ... İLE Karayip'lerde yaşarlar. )


-MAYMUN ile ST. KITTS MAYMUNU

( Barlara gitmekte ve kişilerin yarıda bıraktıkları içkileri bitirmektelerdir. )


-MAYMUN ile TİTİ

( ... İLE Güney Amerika'da yaşar. )


-MAYMUN ile UVAKARİ



-MAYMUN ile VERVET MAYMUNU



-MAYMUN ile YUNNAN (ÇİMDİK BURUNLU) MAYMUNU

( ... ile )


-MAYMUN ile ZATI



-MAYSTRO/MAESTRO değil/yerine/= UNGAN

( Besteci. | Orkestra şefi. )


-MAZLUM değil/yerine/= KIYILGIN



-MAZMUN değil/yerine/= İÇANLAM



-MAZNUN değil/yerine/= SANIK



-MAZRUB değil/yerine/= ÇARPAN



-MEANING vs./and INTERPRETATION



-MEC'ÛL[Ar.] ile ORTAYA ÇIKARILMIŞ, YAPILMIŞ OLAN



-MECAZ ile/ve YALAN

( İBNİ ARÂBÎ )


-MECBUREN değil/yerine/= GÜCÜNLÜCE



-MECCAL ile İMÂN



-MECCÂNEN ile MECCÂNÎ

( Ücretsiz, parasız, bedava. İLE Parasız, bedava. | Bedavacı. )


-MECCÂNÎ, MECCÂN/EN ile ...

( BEDÂVA, PARASIZ, ÜCRETSİZ OLARAK )


-MECMA'-ÜL-BAHREYN ile ...

( İKİ DENİZİN KAVUŞTUĞU NOKTA | KABE KAVSEYN MERTEBESİ )


-MECNÛN ile MECLÛB[< CELB]

( Delice seven, tutkun. İLE Başka yerden getirilmiş olan. | Taraftarlığı kazanılmış bulunan. | Tutkun. )


-MEDDAH ile/ve/< KISSAHAN



-MEDENİYET ve/<> TEMEDDÜN

( Düşünülen ve konuşulanı içerir. VE/<> Aynı zamanda, yaşanılan ve yapılan süreci, sürekliliği içerir. )


-MEDENİYET ve/<> TEMEDDÜN

( Olmuş, bitmiş örgü. VE/<> Sürekli örülmekte olan bir örüntü. )


-MEDİTASYON ile/ve KONTEMPLASYON

( TEFEKKÜR ile/ve TEMÂŞÂ )


-MEDİTASYON ile/ve OTOHİPNOZ



-MEDİTASYON ile/ve TERAPİ



-MEDITATION vs. CONTEMPLATION



-MEDİYAL/MEDIAL[İng.] değil/yerine/= İÇ YAN



-MEDİYOLATERAL/MEDIOLATERAL[İng.] değil/yerine/= ORTA-DIŞ YAN



-MEHDÎ[Ar. < HEDY] değil/yerine/= DOĞRU YOLU TUTAN, HİDÂYETE EREN/ERDİREN



-MEKÂN ve/<> GEZİ/NTİ

( BERÂY-İ TENEZZÜH[Fars.]: Gezinti için. )


-MEKÂN ile/ve HAREKET

( HAREKET: GEÇMİŞ-ŞİMDİ-GELECEK'İN BÜTÜNLÜĞÜ )


-MEKÂN ile/ve HAREKET

( TOPOS/KHORA İLE/VE ... )


-MEKÂN ile/ve HAYYİZ(TEHAYYÜZ)(YER KAPLAYAN)



-MEKÂN ile/ve HAYYİZ(TEHAYYÜZ)(YER KAPLAYAN)



-MEKÂN ile/ve HAYYİZ/MÜTEHAYYİZ

( Evrenin içi. İLE/VE Evrenin içinde yer kaplayan. )


-MEKÂN ile/ve HAYYİZ/MÜTEHAYYİZ

( TOPOS/KHORA )


-MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Bir binayı, ayakta tutan, payandaları değil, insan soluğudur. )


-MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Bir yerin şerefi, orada yaşayanlarladır. [ŞEREF'ÜL MEKÂN BİL MEKÎN] )


-MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Yerim yanındır, yerin yanımdır! )


-MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( Ne ev sahibisin, ne kiracı. Sadece bir ömürlük misafir! )


-MEKÂN ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( İNSAN: Mekândan, zamana geçmiş varolan. )


-MEKÂN ile/ve/değil MAHAL

( ... İLE/VE/DEĞİL Söz ve halin buluşmasında bulunan/oluşan. )


-MEKÂN ile/ve/||/<>/> MAHFİL



-MEKÂN ile/ve/<> MAKAM



-MEKÂN ile/ve ORTAM



-MEKÂN değil/yerine/= UZAY



-MEKÂN ile/ve/< VATAN



-MEKÂN ile YER

( TOPOS/KHORA )


-MEKÂN ve ZAMAN ve HAREKET



-MEKÂN ve ZAMAN ve KUVVET(GRAVİTASYON) | ve SÜREÇ



-MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON



-MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE

( )


-MEKTUP ile/ve FERMAN

( BİTİK/G[Sözün yakalanıp saklandığı, muhafaza edildiği yer. | Sözün bittiği(türediği), ozlaştığı yer.] ile/ve YARLIĞ )


-MELÂİKE-İ KERUBİYUN değil/yerine/= MELEKLERİN EN BÜYÜKLERİ



-MELEK ile İNSAN

( Memur. İLE Halîfe. )


-MELEVÂN değil/yerine/= GECE VE GÜNDÜZ



-MELHÛZ[Ar.] değil/yerine/= UMULAN/BEKLENEN

( Düşünülebilen, olabilen, hatıra gelen, mülâhaza edilen. )


-MEME:
BEBEĞİ/ÇOCUĞU BESLEYEN ve/||/<> KENDİNİ/DİŞİLİ/ANNEYİ BESLEYEN



-MEMELİ DERİLERİNDEKİ BEZLER:
SEBASÖZ ile/ve/||/<> APOKRİN ile/ve/||/<> EKRİN

( Bu bezler, birlikte çalışarak ter üretir. Birçok memeli türde, sebasöz ve apokrin bezleri, baskın ter bezleridir ve kıl köklerine yakın bir yerde bulunur. Bu bezlerin salgıları, kılları; yağlı, bazen köpüren bir karışım haline getirir. )


-MEMELİ DERİLERİNDEKİ BEZLER:
SEBASÖZ ile/ve/||/<> APOKRİN ile/ve/||/<> EKRİN

( Kürkü olmamasının yanı sıra, insan, olağanüstü sayıda ekrin bezi sahibidir. Bu sayı, 2 milyon ile 5 milyon arasında değişkenlik gösterir ve günde 12 litreye kadar ince, sulu ter üretilebilmesini sağlar.

Ekrin bezleri, kıl kökleri yakınında kümelenmez, bunun yerine deri yüzeyine görece yakın bir yerde bulunur ve küçük delikler[porlar] aracılığıyla ter boşaltımı yapar. Çıplak derinin ve sulu terin bu kombinasyonu, terin doğrudan kürkte birikmesinden çok doğrudan çıplak deride birikmesine neden olur ve insanın aşırı ısınmasını engeller. Bu soğutucu sistemimiz sayesinde, sıcak bir günde yapılacak bir maratonda, atlara üstünlük sağlayabiliriz. )


-MEMORY vs. REASON



-MENEMEN["MELEMEN" değil!] ile Menemen

( Domates, soğan ve yeşil biber ile yapılan bir yemek. İLE İzmir iline bağlı ilçelerden biri. )


-MENNÂN ile ...

( ALLAH | ÇOK İHSAN EDEN, VEREN )


-MENŞE/ORİJİN değil/yerine/= KÖKEN



-MENZİL-İ CÂN ile ...

( İNSAN GÖVDESİ | ULVÎ ÂLEM )


-MERAK":
KİŞİLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN ile/değil/yerine/< DÜŞÜNCELER/ZİHİNLER ÜZERİNE/ÜZERİNDEN



-MERASİM[Ar.]/SERAMONİ/CEREMONY[İng.] değil/yerine/= TÖREN



-MERCAN ile/<> ANTOZA

( ... İLE/<> Çiçek hayvan. )


-MERCAN ile KUPA MERCANI

( ... ile )


-MERCAN ile ŞAPTAŞI

( ... İLE Kızıldeniz'den çıkarılan, beyaza çalan renkte, pek çok dalı olan mercan türü. )


-MERDİVEN ile/ve BASAMAK



-MERDİVEN ile/ve/değil EŞİK



-MERDİVEN ile/değil/yerine ÖRCİN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE İp merdiven. )


-MERKEZ ile ÇAP ile ALAN ile HAT

( AHAD ile ALLAH ile RAHMA ile RABB )


-MERMER'DE/HARA:
AFYON ile/ve BEJ



-MERMİ[Ar.] değil/yerine/= KURŞUN



-MERSİN[Ar. < Yun.] ile BEYAZ MERSİN



-MERT[Fars. < MERD] değil/yerine/= YİĞİT/ALP/KAHRAMAN

( CELÂDET: Yiğitlik, kahramanlık, bahadırlık. )


-MESAFE ile YÖN



-MEŞAKKATLİ değil/yerine/= İNCE İŞLİ/EMEK İSTEYEN



-MESELE değil/yerine/= SORUN



-MESKÛN değil/yerine/= OTURUMLU



-MESNÛN ile ...

( Şekillendirilen, fırınlanmamış çamur. | Bilenmiş bıçak/çakı. | Sünnet olan şey.[EMR-İ MESNÛN )


-MESSAGE vs. SUMMON



-MEST ile/ve KAMARÇİN

( Ayağa giyilen. İLE/VE Mest'in üzerine giyilen. )


-METABOLIT/METABOLITE[İng.] değil/yerine/= ARA ÜRÜN



-METAFİZİK:
DEVİNGEN OLMAYAN ile/ve/<> MADDEYE BULAŞMAYAN



-METAFİZİK:
İÇKİN ile/ve/||/<>/> AŞKIN ile/ve/||/<>/> İLİŞKİSEL



-METAFİZİK/DİN ile/ve/||/<> BİLİM

( Saltık. İLE/VE/||/<> Aşkınlık. )


-METAFİZİK/DİN ile/ve/||/<> BİLİM

( İçeriği baştan belirli olan tek alan. İLE/VE/||/<> ... )


-METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR

( image )


-METAMORPHISM vs. ALTERATION



-METHOD vs./and QUESTION



-METİL/LENME ve/>< ASETİLASYON

( DNA bozulumu. VE/>< Soğan, sarımsak, tarçın ve baharat kullanımı. )


-METİN ile/ve FİKİR



-METİN ve HOCA

( Hangi metin ve hangi hocadan ders alındığı önemlidir. )


-METİN ile/ve METNİN KUTSALLAŞ(TIRIL)MASI



-METÎN ile ŞERH



-METİN ile/ve/= SÖZLÜK



-METİN ve/<> YAPI

( Bilim, felsefe ve sanattaki yetkin yapıt. VE/<> Mimarlıktaki metin. )


-METİSİLİN ></<> STAFİLOKOK

( Penisilinin yarı-sentetik analogu olan, beta-laktam sınıfı bir antibiyotik. > Mikroskopta, üzüm salkımlarına benzer kümeler durumunda görülen mikroplar. )


-METRO/POLİTEN ile/<> TREN

( Bir devletin ya da bir ülkenin anakentine ilişkin. | Kentiçi yeraltı treni. İLE/<> ... )


-METRON ile METRONOM[Fr. < Yun. METRON: Ölçü. NOMOS: Yasa.]

( Ölçü. | Sıvı ölçer. İLE Bir müzik parçasının, hangi hızla çalınması gerektiğini gösteren aygıt. )


-MEVCUD ile/ve/değil MÜTEAYYİN

( Varolan. İLE/VE/DEĞİL Meydanda olan, meydana çıkan, belirli. Göze konu olan. )


-MEYAN ile MEYAN/MEYANKÖKÜ ile MEYAN[Fars.]

( Şarkıların üçüncü dizesi. İLE Fasulyegillerden, tatlı olan toprakaltı bölümleri tıpta kullanılan, çok yıllık, otsu bir bitki. İLE Ara, orta. )


-MEYDAN ile ...

( GENİŞ, AÇIK, DÜZ YER | ÂLEM | SEMÂHÂNE. Bir tekkede dervişlerin oturup sohbet ettikleri salon. | KÂİNÂT )


-MEYDAN ile/ve/değil ALAN/SAHA

( FORUM: Büyük meydan. )


-MEYDAN ile/ve CAMİ/KÜLLİYE

( Batıda/Avrupa'da. İLE/VE Anadolu'da/Osmanlı'da/İslâm'da. )


-MEYDAN ile/ve/||/<> PAZAR

( Büyük pazarların kurulduğu yer. İLE/VE/||/<> Küçük pazarlar. )


-MEYDAN = TEVHİDHÂNE



-MEYVE VERME = NAZC-İ SEMERE = FRUCTIFICATION, MATURATION



-MEYVELER:
TOPLANDIKTAN SONRA OLGUNLAŞMAYA ...
DEVAM EDEN ile DEVAM ETMEYEN



-MEYVENİN OLGUNLAŞMA DEVRESİ = MEVSİM-İ NAZC-İ SEMERE = PÉRIODE DE MATURATION



-MEZKUR/ZİKREDİLEN/ZİKROLUNAN değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN/ADI GEÇEN/ANILAN



-MICHELSON ve/||/<> MORLEY



-MİHRİMAH SULTAN ile MİHRİMAH SULTAN

( Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı. İLE II. Mahmut'un kızı. )


-MİKREFON değil MİKROFON



-MİKROFON[Fr. < Yun. MİKRO: Küçük. PHONE: Ses.] ile/ve HİDROFON

( Elektrik akımını etkisiyle sesi, uzakta bulunan alıcıya ulaştıran araç. İLE/VE Sualtında kullanılan mikrofon. )


-MİLÂT/MİLÂD[Ar.] değil/yerine/= DOĞUT/ÇAĞAÇAN



-MİLLİYÛN ile ...

( EHL-İ KİTAP )


-MİMAR SİNAN ve KANUNÎ SULTAN SÜLEYMAN



-MİMARLIK:
ROMA'DA ile/ve/||/<>/> OSMANLI'DA ile/ve/||/<>/> MODERN

( Marcus Vitruvius Pollio İLE/VE/||/<>/> Cafer Efendi İLE/VE/||/<>/> Turgut Cansever )


-MİMARLIK:
ROMA'DA ile/ve/||/<>/> OSMANLI'DA ile/ve/||/<>/> MODERN

( Bölüm 1: Mimarlık Hayattır – Danışman: Atilla Yücel



Bölüm 2: Mimar ve İşvereni – Danışman: Doğan Tekeli
Bölüm 3: Bir Kentte Dolaşmak – Danışman: Şükrü Kocagöz
Bölüm 4 : Kentin İzi, Mimarisi – Danışman: Ertuğ Uçar
Bölüm 5: Dünyaya Yerleşmek – Danışman: Emre Arolat
Bölüm 6: Dünyada Yer Edinmek – Danışman: Ömer Kanıpak
Bölüm 7: Yerellik Yenilik Yersizlik – Danışman: Şengül Öymen Gür
Bölüm 8: Mimarlık Zamanın Barometresi – Danışman: Oğuz Öztuzcu
Bölüm 9: Mimarlıkta Sahtelik, Sahicilik – Danışmanlar: Abdi Güzer, Kadri Atabaş
Bölüm 10: Mimarlık Kültürel Yatırım – Danışman: Süha Özkan
Bölüm 11: Dönüşüm: Canlanma, Başkalaşma – Danışmanlar: Asuman Yeşilırmak, Güzin Konuk
Bölüm 12: Yeşil Hayat Mimarisi – Danışman: Ayşe Hasol Erktin
Bölüm 13: Gelecek ve Mimarlık – Danışmanlar: Abdi Güzer, Kadri Atabaş )


-MİMARLIK:
ROMA'DA ile/ve/||/<>/> OSMANLI'DA ile/ve/||/<>/> MODERN

( Marcus Vitruvius Pollio İLE/VE/||/<>/> Leone Battista Alberti İLE/VE/||/<>/> ... )


-MIMESIS ile TAKLİT/İMİTASYON/IMITATION

( Mimesis, sözlü sanatlarda etkindir. İLE ... )


-MİMETİK/MİMETIC[İng.] değil/yerine/= ÖYKÜNEN



-MIND vs./and BRAIN



-MİRÂC:
ALIRKEN ile/ve/değil VERİRKEN

( Bilinçsiz. İLE/VE/DEĞİL Bilinçli. )


-MIRAGE vs. ILLUSION



-MİRGÛN ile EMİRGÂN

( EMİRGÂN )


-MİSKİN ile KÜLKEDİSİ

( Çok uyuşuk olan kişi. | Hoş görülemeyecek durumlar karşısında tepki göstermeyen kişi. | Cüzzam hastalığına tutulmuş olan kişi. | Âciz, zavallı. İLE Çok üşüyen, ateşin yanından ayrılmayan kişi. | Uyuşuk, miskin kişi. | Sakin, yumuşak, uyumlu kişi. | Pasaklı, görgüsüz kadın. )


-MISTAKE vs. DESTRUCTION



-MISTAKE vs. SIN



-MİSTİFİKASYON değil/yerine/= GİZEMLEŞTİRME



-MİSTİK ile/ve AŞKIN



-MİTLER:
MISIR ile/ve/<> HİNT ile/ve/<> İBRÂNÎ ile/ve/<> YUNAN

( Varoluş'un öyküsünü anlatan/anlatır. İLE/VE/<> Gövdenin macerasını anlatan/anlatır. İLE/VE/<> Ruhun başına gelenleri anlatan/anlatır. İLE/VE/<> Aklın, aklî gelişimin ve akılsal ilke ile melekelerin öyküsünü anlatan/anlatır. )


-MİTOKONDRİ değil/yerine/= ÜRETGEN



-MİTOLOJİ ile/ve EFSANE ile/ve DESTAN

( İnsan ile insanüstü arasındaki ilişkileri konu alan anlatı. İLE/VE İnsanüstü varolanların yapıp-etmelerini konu alan anlatı. İLE/VE Bir kişinin olağanüstü kahramanlıklarını konu kılan anlatı. )


-MİTOLOJİ ile/ve EFSANE ile/ve DESTAN

( Efsaneler varlık üzerine soru sorarak aşılır. )


-MİZAN ile/ve USÛL/YÖNTEM



-Mn ile Mo

( Manganez'in simgesi. İLE Molibden'in simgesi. )


-MODA ile/ve DAYATILAN



-MODA ile/ve/||/<> MODERN



-MODEL yerine MANKEN



-MODELİ ELE ALAN DÜZEN ile/ve GÖZLEMİ ELE ALAN DÜZEN



-MODERN ile/ve/değil/yerine ÇAĞDAŞ



-MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ



-MODERN ile YENİ



-MODERNİZASYON değil/yerine/= ÇAĞDAŞLAŞMA



-MODERNLİKTE:
KÂĞIT PARA ile/ve/||/<> ULUS ile/ve/||/<> ROMAN



-MODLAR:
| ÇOCUK ve İÇ EBEVEYN ve BAŞ ETME |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
SAĞLIKLI YETİŞKİN



-MODÜLASYON değil/yerine/= KİPLEME/KİPLENİM



-MOHER ile LEN ile KEÇE

( %15 ile %50 ile %100 )


-MOLEKÜL ile/ve/||/<>/< ELEKTRON ile/ve/||/<>/< ATOM ile/ve/||/<>/< ÇEKİRDEK ile/ve/||/<>/< PROTON - NÖTRON ile/ve/||/<>/< QUARK ile/ve/||/<>/< PLANCK ile/ve/||/<>/< [HIGGS BOZONU?]

( 10üzeri-9 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-18 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-10 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 / 10üzeri-14 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-15 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-19 m. İLE/VE/||/<>/< 10üzeri-43 m. İLE/VE/||/<>/< ??? )


-MONİTÖR[Fr. < Lat.] değil/yerine/= EKRAN

( Her tür çalışmada, yetiştirici. | Ses dalgası iletiminde, iletimi bozmadan ve kesmeden, niteliğini denetleyen düzenek. | Televizyonda, görüntü ile sesin niteliğini eşleme, görüntü seçimini gerçekleştirme, görüntüyü yayınlama gibi işlerin denetlenmesinde kullanılan aygıt. )


-MORALMAN değil/yerine/= ÖZCÜL GÜÇÇE



-MORION ile/ve/||/<> HIGGS



-MOTİVASYON ile PERFORMANS



-MOTIVATION <- > PATIENCE <- > MOTIVATION

( GÜDÜLENME(MOTİVASYON) <-> SABIR <-> GÜDÜLENME(MOTİVASYON) )


-MOTTO/SLOGAN değil/yerine/= SAV SÖZ



-MOVE/MENT ile/ve/<> MOBILE ile/ve/<> MOTION

( Saf harekettir, öz olarak bir yörünge, bir doğrultu/güzergâh/rota(route) üzerinde izlenen harekettir. İLE/VE/<> Hareketin devinimidir, biçimsel harekettir, merkeze bağımlı yapısı vardır. İLE/VE/<> Kütlesel devinimdir. )


-MOVEMENT vs. ACTION



-MSP ile/ve/|| IBM NEXT-GEN ile/ve/|| GOOGLE AMBASSADOR

( Microsoft Student Partner. İLE/VE/|| IBM Next Generation. İLE/VE/|| Google Ambassador. )


-MSP ile/ve/|| IBM NEXT-GEN ile/ve/|| GOOGLE AMBASSADOR

( Kurumların, öğrenci temsilcilerinin yararlandıkları, uluslararası sistem, ağ ve program. )


-MÜ'MİN ile MUHAKKİK(TAHKİK EHLİ)

( Elinden ve dilinden emin olan/olunan/olma. İLE ... )


-MÜ'MİN ile MUHAKKİK(TAHKİK EHLİ)

( Mü'minin yüzü güleç olur. )


-MU'TAZIB[Ar.] ile BİRBİRİNE YARDIM EDEN

( BİRBİRİNE YARDIM EDEN )


-MUALLİM[Ar. < İLM] değil/yerine/= ÖĞRETMEN

( Tâlim eden, öğreten, öğretmen, hoca. )


-MUARIZ[Ar.] değil/yerine/= KARŞI KOYAN/ÇIKAN/ÇIKABİLEN



-MUAYENE(DE):
GÖSTEREN ve/|| GÖZLEYEN



-MUAZZAM değil/yerine/= KOCAMAN/KOSKOCA/KOSKOCAMAN



-MUAZZEZ[Ar.] değil/yerine/= SAYILAN, SAYGI DUYULAN/GÖSTERİLEN



-MÜBAREK RAMAZAN ve MÜBAREK 11 AY



-MÜBEZZİR değil/yerine/= TEBZÎR EDEN, GEREKSİZ, YERSİZ HARCAYAN, İSRÂF EDEN



-MÜBTESİM[< TEBESSÜM] ile GÜLÜMSEYEN, TEBESSÜM EDEN



-MÜCBİR SEBEP değil/yerine/= GÜCEYİCİ NEDEN



-MÜCBİR[< CEBR] değil/yerine/= ZORLAYICI/ZORLAYAN



-MÜCERRED[< CERED] değil/yerine/= SOYULMUŞ, ÇIPLAK, TECRÎD EDİLMİŞ | TEK, YALNIZ | KARIŞIK VE KATIŞIK OLMAYAN | YALIN, SOYUT | KENDİ KENDİNE, BEKÂR, YALNIZ YAŞAYAN



-MÜCESSEM[Ar.] değil/yerine/= BELİRMİŞ OLAN

( Cisim/madde durumunda olan. | Somut bir varolanda, tam olarak belirmiş olan. )


-MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN



-MUCİZE:
OLAĞANÜSTÜ değil ÂCİZ BIRAKAN



-MÜDÂM[< DEVÂM] değil/yerine/= DEVÂM EDEN, SÜREN, SÜREKLİ | ARASI KESİLMEYEN



-MÜDÂVİM ile/değil MUHİBBÂN



-MÜDDEA değil/yerine/= SAVLANAN



-MÛDİ/MÜSTEVDİ değil/yerine/= SAKLATAN



-MUDİL[Ar.] değil/yerine/= KARMAŞIK, GÜÇ, ÇETİN



-MÜDÜR ile/ve EMİN



-MÜESSES NİZAM[Ar.] değil/yerine/= KURULU/YERLEŞİK DÜZEN



-MÜFETTİŞ[Ar.] değil/yerine/= DENETÇİ/DENETMEN



-MÜFETTİŞ değil/yerine/= DENETMEN



-MÜFİT[Ar.] değil/yerine/= YARARLI | ANLATAN



-MÜFLİS[Ar.] değil/yerine/= BATKIN

( Borçlarını ödeyemez duruma düşen, iflas etmiş kişi. )


-MUĞBER[Ar.] değil/yerine/= GÜCENMİŞ/GÜCENİK, KÜSKÜN



-MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK

( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...

Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.

Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...

1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;

Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına


(Fuzûlî)

İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.

2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.

Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir


(Bâkî)

3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.

4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.

Cenap Şehabeddin;

Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm

derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.

5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.

6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.

7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.

8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:

Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz


9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.

10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.

Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,

Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)

ve

Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)

Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.

Son sözü de Fuzûlî söylesin:

Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.



İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net )


-MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK

( Aşk Merdiveni [Diotima]





6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.

5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.

4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.

3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.

2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farklılıkları sevmeyi öğrenir.

1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )


-MUHABERE/KOMÜNİKASYON değil/yerine/= İLETİŞİM/ÇAVLAŞIM/BİLDİRİŞİM



-MUHÂCİR[Ar. < HİCRET] değil/yerine/= GÖÇMEN

( Göçmen, göç eden. | Bir ülkeden kalkıp, bir başka ülkede yerleşen. )


-MUHÂFIZ[Ar.] değil/yerine/= KORUYAN/KOLLAYAN

( Birini ya da bir şeyi koruyan, kollayan. | Bir kalenin ya da bir kentin önemli yerlerini korumak, düzeni ve güvenliği sağlamakla görevli komutan. )


-MUHAMMEN[Ar.] değil/yerine/= ORANLANAN



-MUHAMMEN değil/yerine/= ÖNDEYİLENEN



-MUHAMMİN[Ar.] değil/yerine/= ORANLAYAN



-MUHARRİK değil/yerine/= DEVİTKEN



-MUHASEBECİ değil/yerine/= SAYMAN



-MUHAVVİL[Ar. < HAVL] değil/yerine/= DEĞİŞTİREN/DÖNÜŞTÜREN

( Tahvîl, tahvîl eden, değiştiren, başka şekle soran. )


-MÜHENDİS değil/yerine/= ÖLÇMEN



-MÜHENDİS değil/yerine/= SAYIŞMAN



-MUHİP[Ar.] değil/yerine/= SEVEN



-MUHTEREM[Ar. < HÜRMET] ile SAYGIDEĞER/SAYIN

( Saygıdeğer, sayın, ihtirâm olunmuş. )


-MUHTERİZ[Ar.] değil/yerine/= ÇEKİNGEN



-MUHYİDDİN değil/yerine/= DİNİ İHYÂ ETMEK/CANLANDIRMAK



-MUİT[Ar.] değil/yerine/= YARDIMCI ÖĞRETMEN



-MUKARREBÎN ile EBRÂR[< BERR]

( Yaklaşmış olanlar, yakınlar. İLE Hayır sahipleri, iyiler, dindarlar. )


-MUKARREBÎN ile/ve ENBİYÂ



-MUKARRİN[< KARN]:
BİRLİKTE BULUNDURAN, TAKRÎN EDEN



-MUKAYYET[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLAN

( Bağlı olan, bağlanmış. | Bir koşul ya da kayıtla bağlı olan. | Yazılmış, yazılı, kayıtlı. )


-MÜKEMMEL değil/yerine/= EKSİKSİZ/YETKİN



-MUKİM ile SAKİN

( Bir evde oturan, ikamet eden. İLE Durgun, dingin. | Sessiz. | Kimseyi rahatsız etmeyen, kızgınlık göstermeyen. | Huysuzluğu, rahatsızlığı azalmış ya da geçmiş. | Bir yerde oturan. )


-MUKNİ[Ar.] değil/yerine/= İNANDIRAN



-MUKRİZ[Ar.] değil/yerine/= BORÇ VEREN



-MUKTEDİR değil/yerine/= ERKLİ/GÜCÜ YETEN



-MÜKTESEBAT[Ar.] değil/yerine/= EDİNÇ / KAZANILAN



-MÜLAHHAM[Ar.] değil/yerine/= ŞİŞMAN



-MÜLÂKÎ[< LİKA]:
BULUŞAN, KAVUŞAN | GÖRÜŞEN



-MÜLÂZIM[Ar.]/MÜLÂZIM-I SÂNÎ[Osm.] değil/yerine/= TEĞMEN

( Bir işe girmek için bir süre parasız olarak o işe devam eden. | Teğmen. )


-MÜLGA[Ar. < LAĞV] değil/yerine/= KAPATILAN



-MÜLTEFİT/İLTİFATKÂR değil/yerine/= İLGİKAYRAN



-MUM ile TUB'ÂN

( ... İLE Mühür mumu. )


-MUMAİLEYH[Ar.] değil/yerine/= ADI GEÇEN



-MÜMASİL[Ar.] değil/yerine/= BENZEYEN, ANDIRAN



-MÜMİN ile/ve/<> İSLÂM ile/ve/<> İHSAN

( Elinden, dilinden ve belinden emin olan/olunan. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> ... )


-MÜMKÜN ile HÂDİS



-MÜMKÜN değil/yerine/= OLANAKLI



-MÜNCÎ[Ar. < NECÂT] değil/yerine/= KURTARAN



-MÜNDEMİÇ[Ar.] değil/yerine/= İÇKİN



-MÜNEKKİT[Ar.] değil/yerine/= ELEŞTİRMEN



-MÜNKAD[Ar.] değil/yerine/= BOYUN EĞEN



-MÜNKİR[< NEKR] değil/yerine/= İNKÂR EDEN, KABUL ETMEYEN



-MÜNTAHİP[Ar.] değil/yerine/= SEÇMEN



-MUNTAZIR[Ar.] değil/yerine/= BEKLEYEN, GÖZLEYEN



-MÜNTESİB ile MUHİBBÂN



-MÜNTEVÎ[< NEV]:
BİR ŞEY YAPMAYA NİYETLENEN



-MÜNZEVİ değil/yerine/= ÇEKİLGİN



-MÜPTEDİ[Ar.] değil/yerine/= ÖĞRENMEYE YENİ BAŞLAYAN



-MÜREBBÎ[< TERBİYE] değil/yerine/= EĞİTİCİ | BESLEYEN



-MÜRECCAH[< RÜCHÂN] ile YEĞLENEN, TERCİH EDİLEN, ÜSTÜN TUTULAN



-MÜREN ile AKDENİZ MÜRENİ



-MÜREN ile KAHVERENGİ MÜREN



-MÜREN ile/değil PROTOPTERUS

( ... İLE/DEĞİL Yiyecek ya da su olmayan bir ortama girdiğinde, derin uyku moduna girerek, 5 yıla kadar yaşamda kalabilmektedir. )


-MÜREN ile/değil PROTOPTERUS

( ... ile/değil )


-MÜREN ile ŞERİT MÜREN



-MURİS[Ar.] değil/yerine/= KALIT BIRAKAN



-MÜRŞİD-İ KÂMİL KUCAĞINDA:
ARSLAN ve/<> CEYLAN



-MÜRURUZAMAN değil/yerine/= OĞUR/SÜRE AŞIMI/YILLANMA



-MÜŞA değil/yerine/= ORTAKBÜTÜN



-MÜSÂADE[Ar. < SU'ÛD] değil/yerine/= İZİN



-MÜŞÂHEDÂT ile/ve VİCDAN

( Duyuların dışa yönelik olması. İLE/VE Duyuların içe yönelik olması. İç duyuların kendini gözlemlemesi. )


-MÜSAHHİH[Ar.] ile DÜZELTİCİ/DÜZELTMEN



-MÜSAİT[Ar.] değil/yerine/= UYGUN



-MUSALLAT[Ar.] değil/yerine/= PEŞİNE DÜŞME/DÜŞEN

( Bir kişi ya da şeyin üzerine, bıktıracak kadar düşmek/düşen. )


-MÜŞAVİR değil/yerine/= DANIŞMAN



-MÜSEBBİP değil/yerine/= NEDEN OLAN/YOL AÇAN



-MÜSELLES-İ MÜTESÂVİYÜ'L-ADLÂ değil/yerine/= EŞKENAR ÜÇGEN



-MÜSELLES değil/yerine/= ÜÇGEN



-MÜŞFİK değil/yerine/= SEVECEN



-MÜSLÜMAN ile ...

( KENDİNDEKİ EMÂNETE İHÂNET ETMEYEN | İSLÂM OLMUŞ, SELÂMETE ERMİŞ, KURTULMUŞ, TESLİM OLMUŞ )


-MÜSLÜMAN ile/ve/<> DERVİŞ

( Rikkatli kişi. İLE/VE/<> Rikkatli müslüman. )


-MÜSLÜMAN ile/yerine DİNÎ DUYARLILIĞI YÜKSEK OLAN



-MÜSLÜMAN ile HRİSTİYAN

( Abdestini alan. İLE Abdesti aldıran. )


-MÜSLÜMAN ile/ve MÜ'MİN

( Müminler kınayanın kınamasından korkmazlar. )


-MÜSLÜMAN ile/ve MÜ'MİN

( Mümin'in: Yakası bitten, paçası itten, başı yezidden kurtulmazmış. )


-MÜSLÜMAN ile/ve MÜ'MİN

( Mü'min ölmez, bir evden bir eve göçer. )


-MÜSLÜMAN ile/ve MÜVAHHİT



-MÜSLÜMAN ile/ve SALİH



-MÜSRİF değil/yerine/= SAYPAK/TUTUMSUZ/SAVURGAN



-MUSTAFA SAMİ ve/||/<>/> MONGERİ ve/||/<>/> RAŞİT TAHSİN BEY[1870 - 1936] ve/||/<>/> MAZHAR OSMAN

( Serriyat-ı Akliye Dersleri )


-MUSTATÎL değil/yerine/= DİKDÖRTGEN



-MÜSTEBAD[Ar. < BU'D] değil/yerine/= OLACAĞI SANILMAYAN/UZAK GÖRÜLEN



-MÜSTEFİT[Ar.] değil/yerine/= YARARLANAN



-MÜSTEHLİK[Ar. < HELÂK] değil/yerine/= TÜKETİCİ | YİYİP İÇEREK TÜKETEN, BİTİREN



-MÜSTELZİM[Ar.] değil/yerine/= GEREKTİREN | GEREKEN/GEREKLİ OLAN



-MÜSTENSİH[Ar. < NESH] değil/yerine/= ÇOĞALTAN



-MÜSTEŞÂR[Ar. < MEŞVERET] değil/yerine/= DANIŞILAN/DANIŞMAN



-MÜSTESNÂ[Ar. < SENY] değil/yerine/= AYRI TUTULAN

( İSTİSNÂ EDİLEN, KURAL DIŞI BIRAKILAN | ÜSTÜN | AYRI TUTULAN | BENZERLERİNDEN BASKIN )


-MÜSTEVLÎ[Ar. < VELY] değil/yerine/= SALGIN

( İstilâ eden, ele geçiren, idaresi altına alan. | Yayılan, her tarafı kaplayan. | Salgın. )


-MÜSVEDDE ile/ve SEVAD ile/ve RİSÂLE ile/ve FEVAİD ile/ve ŞUKKA ile/ve TAİRE ile/ve KÜLLİYET ile/ve MECMUA ile/ve SEFİNE ile/ve KEŞKÜL ile/ve CÖNK ile/ve DİVÂN ile/ve MURAKKA



-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( Hakikat.(Dil) İLE Mecaz. İLE Kinâye. )


-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( Kuşatma. İLE/VE İçerme. )


-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( Kavramla nesnenin örtüşmesi. İLE/VE Bir kısmı dışarıda kalırsa. İLE/VE Bir anlamın bir kavrama bitiştirilmesi. )


-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( Mantık mutabakat üzerine yapılır. İLE/VE Tazammun ve iltizam ile edebiyat yapılır. )


-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( İnsan: Hayvan-ı Nâtık.(Kök) İLE İnsan: -Hayvan, -Nâtık.(Akıl) İLE Gerekli görme.(Çağrışım ile karıştırılmamalı) (İnsan: "İlim ve yazma kabiliyeti olandır.") )


-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( Vaz'i Lafzî Delâlet. )


-MUTÂBAKAT(Mantık) ile/ve TAZAMMUN ile/ve İLTİZAM

( Vaz: Sesi anlama bitiştirme. )


-MUTANT[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞMİŞ GEN



-MUTASYON ile MODİFİKASYON

( Genlerin yapısında oluşan kalıtsal değişiklik. İLE Genlerin işleyişinde oluşan kalıtsal değişiklik. )


-MUTASYON ile MODİFİKASYON

( [neden olan etken ortadan kalktığında] Eski durumuna dönmez. İLE Eski durumuna döner. )


-MUTASYON ile MODİFİKASYON

( Üreme gözelerinde oluşan değişimler kalıtsaldır. İLE Hiçbiri kalıtımsal değişim değildir. )


-MUTASYON ile MODİFİKASYON

( ... İLE Bazı modifikasyon örnekleri:

- Güneşlendiğimizde, ten rengimizin koyulaşması.
- Spor yapan birinin kaslarının gelişmesi.
- Çuha çiçeğinin, 30-35 °C beyaz renkli olması, 15-20 °C kırmızı renk alması.
- 16 °C ısıda, sirke sineğinin kanatlarının düz, 25 °C'de kanatların kıvrık olması.
- Kovan arılarının sütle beslenen kraliçe arı, polen ile beslenen arının işçi arı olması.
- Eğrelti otunun deniz seviyesinde 2 metre, kurak bölgede 30-40 cm. olması. )


-MUTASYON ile PERMUTASYON



-MUTAT[Ar.] değil/yerine/= ALIŞILMIŞ/ALIŞILAN



-MUTATION vs. PERMUTATION



-MÜTEÂKIB[< AKAB] değil/yerine/= BİRBİRİ ARDINDAN GELEN (SIRA İLE) | ARDINDAN GELEN, ARKASI SIRA BELİREN



-MÜTEALLİK[< ALAKA] ile ASILI, BAĞLI, İLGİLİ, İLİŞİĞİ OLAN

( ASILI, BAĞLI, İLGİLİ, İLİŞİĞİ OLAN )


-MÜTEBAHHİR[Ar.] değil/yerine/= GENİŞ/DERİN BİLGİSİ OLAN



-MUTEBER değil/yerine/= SAYGIN



-MUTEDİL[Ar.] değil/yerine/= DENGELİ | ILIMAN



-MÜTEESSİF[Ar.] değil/yerine/= ÜZÜLEN, ACIYAN



-MÜTEHARRİK[Ar.] değil/yerine/= DEVİNGEN | İŞLEYEN/ÇALIŞAN



-MÜTEHAVVİL[Ar.]/PARAMETRE[Fr./İng. < PARAMETER] ile DEĞİŞKEN



-MÜTEKADDİMÎN ile/ve MÜTEAHHİRÎN



-MÜTEMADİYEN ile BİTEVİYE ile NAMÜTENAHİ



-MÜTEMAHHIZ[< MÜTEMAHHIZÎN] ile İNANARAK, CAN VE GÖNÜLDEN ÇALIŞAN



-MÜTEMERRİD değil/yerine/= DİRENGEN



-MÜTENÂDÎ[< NİDÂ] ile BİRBİRİNİ ÇAĞIRAN, BİRBİRİNE NİDÂ EDEN



-MÜTENÂSİB[< NİSBET] ile ORAN/ORANLI, UYGUN

( UYGUN OLAN, HER BAKIMDAN BİRBİRİNE UYGUN, DENK )


-MÜTERCİM[Ar.] değil/yerine/= ÇEVİRMEN



-MÜTERCİM/TERCÜMAN değil/yerine/= ÇEVİRMEN/DİLMAÇ



-MÜTEVASSIL değil/yerine/= VÂSIL OLAN, KAVUŞAN | MÜNÂSEBET VE YAKINLIK KURAN



-MÜTEVEFFÂ değil/yerine/= ÖLEN



-MÜTEZAYİT[Ar.] değil/yerine/= ARTAN/ÇOĞALAN



-MUTLAK MEKÂN ile/ve FİZİKÎ MEKÂN



-MUTLAK UZAY ile/ve/||/<> MUTLAK MEKÂN ile/ve/||/<> MUTLAK ZAMAN



-MUTLAK ZAMAN ile/ve MUKAYYET ZAMAN ile/ve PSİKOLOJİK ZAMAN



-MUTLU İKEN ile ÜZÜNTÜLÜ İKEN ile ÖFKELİ İKEN

( Söz verme! İLE Yanıt verme! İLE Karar verme. )


-MUTLU ile/ve/<> MEMNUN

( Başarının sırrı nedir bilmiyorum fakat başarısızlığın sırrı herkesi memnun etmeye çalışmaktır. )


-MUTLULUK:
İSTASYON ile/değil/yerine/>< YOLCULUK



-MUTLULUK:
SEROTONİN ve/||/<> OKSİTOSİN ve/||/<> MELATONİN ve/||/<>
NORADRENALİN ve/||/<> FENİLETİLAMİN ve/||/<>
DOPAMİN ve/||/<> ENDORFİN ve/||/<> ASETİLKOLİN

( Özsaygı ve uyku hormonu. VE/||/<> Güven hormonu. VE/||/<> Coşku hormonu. VE/||/<> Heyecan hormonu. VE/||/<> Mutluluk hormonu. VE/||/<> Ödül hormonu. VE/||/<> Ağrı kesici hormon. VE/||/<> Uyanıklık hormonu. )


-MUTLULUK:
SEROTONİN ve/||/<> OKSİTOSİN ve/||/<> MELATONİN ve/||/<>
NORADRENALİN ve/||/<> FENİLETİLAMİN ve/||/<>
DOPAMİN ve/||/<> ENDORFİN ve/||/<> ASETİLKOLİN

( )


-MUTLULUK ile/ve/||/<>/>/< SÜKÛN



-MUVAFFAK ile/ve YAKÎN



-MÜVEKKİL değil/yerine/= YETKİVEREN



-MUZ ile/değil PLANTANO/PLAINTAIN

( ... İLE/DEĞİL Ekvador'da, Kolombiya'da ve bazı Güney Amerika ülkesinde, acı olmasından dolayı ancak kızartılarak yenilebilen, kırmızı renkli muz. )


-MUZAHİR[Ar.] değil/yerine/= DESTEKLEYEN, YARDIM EDEN



-MÜZÂYEDE[Ar. < ZİYÂDE] ile/ve/||/<> MÜNÂKAŞA ile/ve/||/<> EMÂNETEN

( Açık artırma. İLE/VE/||/<> Açık eksiltme. İLE/VE/||/<> Kim uygun görülürse. )


-MÜZEVİR/MUZEVVİR[Ar.] değil/yerine/= ARABOZAN

( İki kişinin arasındaki dostluğu ya da geçimi bozan "kişi". )


-MÜZİK ve/||/<> BEYİN

( )


-MÜZİK ve DİN



-MUZİP değil/yerine/= TAKILGAN



-MÜZİSYEN değil/yerine/= KÜYCÜ, KÜĞCÜ



-MÜZİSYEN ile/ve/ya da MÛSİKÎŞİNAS



-MÜZİSYEN ile VİRTÜÖZ



-MÜZİSYEN ile VİRTÜÖZ



-MÜZMİN[Ar.]/KRONİK[Fr.] değil/yerine/= SÜREĞEN

( Ne kadar süreceği belirli olmaksızın sürüp giden. | Uzun zamandan beri süren. | Uzun zamandan beri süren, uzun süreli olan (hastalık). )


-n x v

( KÜTLE x HIZ )


-NÂDÂN değil/yerine/>< YÂRÂN



-NADİREN ile YERİ GELDİĞİNDE



-NAMAZ ve/<> ZAMAN

( ... VE/<> Tersten okunuşu ile. )


-NAMAZDAN ÖNCE ESTAĞFİRULLAH ile/ve NAMAZDAN SONRA OKUNAN



-NAMUS ile/ve GÜVEN



-NAN ile ...

( EKMEK )


-NAPOLYON ile/ve/<> VIII. HENRY



-NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


-NARİN/NAZENİN değil/yerine/= İNCEYİN/YEPELEK



-NARİN ile/ve/||/<> NAZİK



-NÂS(I)R[Ar.] ile YARDIMCI, YARDIM EDEN

( YARDIMCI, YARDIM EDEN )


-NASARA ile/ve NÂSİRUN

( Yardım etmek. İLE/VE Yardım edici. )


-NASİP ile/ve İHSAN



-NÂSİRÛN ile/ve MENSURUN

( Yardım eden. İLE/VE Yardım edilen. )


-NASRANİ[Ar.] değil/yerine/= HRİSTİYAN



-NÂTIK değil/yerine/= SÖZMEN



-NATION( < NATARE):
DOĞAN



-NATURAL ALTERATION vs. ARTIFICIAL ALTERATION



-NAVİGASYON değil/yerine/= YOLBUL



-NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK



-NE KADAR:
("ÇOK"/"AZ") YEDİĞİN ile/değil/yerine/||/<>/< ÇOK ÇİĞNEDİĞİN

( Yediğini, iç; içtiğini, ye!
[ O kadar çok ve uzun süre çiğne ki, lokmanı, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğin şeyi yutma ve ancak içmiş ol! İçtiklerini de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yut! ] )


-NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )


-NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Ne olmadığınızı bilme yoluyla gerçek kimliğinizi tanırsınız. )


-NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA



-NEDEN ile/ve "MADEN"



-NEDEN ile/ve/||/<> AMAÇ



-NEDEN ile BAĞLANTI



-NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )


-NEDEN ve/||/<> ETKİNİN :HETEROJENLİĞİ



-NEDEN ile HİKMET



-NEDEN ile/değil İLLET

( ... İLE/DEĞİL Varoluş nedeni. )


-NEDEN = İLLET, SEBEP = CAUSE, REASON[İng.] = CAUSE, RAISON[Fr.] = URSACHE, GRUND[Alm.] = CAUSA, RATIO[Lat.] = CAUSA, RAZON[İsp.]



-NEDEN ile KANIT

( Tek kanıtınız kendinizsiniz. )


-NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )


-NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ



-NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU



-NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE



-NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN



-NEDEN ile SAİK



-NEDEN ile TETİKLEYİCİ

( Her şey kendi kendinin nedenidir. )


-NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN

( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )


-NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN



-NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN



-NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN



-NEED vs. OBLIGATION



-NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Oksijen. İLE/VE ... )


-NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )


-NEFS:
İDARE ETMEK İÇİN değil/yerine İDARE EDİLMEK İÇİN



-NEFS/KAN ve/> GÖNÜL

( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )


-NEFS ile/ve/<> KAN



-NEFS ile ŞEYTAN

( ... İLE Kötülüğe meyl/"emir" eden nefs. )


-NEFS ile/ve/<> VİCDAN

( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )


-NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN



-NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN

( Gün doğmadan, neler doğar. )


-NEM ile GÖNEN

( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )


-NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


-NERGİS[Fars.] ile KARDELEN

( Nergisgillerden, bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte olan çiçekleri ayrı ya da bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan, 20-80 cm. yüksekliğinde, soğanlı bir süs bitkisi. İLE Nergisgillerden, baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki. )


-NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR



-NEŞE ve/<>/< GÜVEN



-NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN



-NESNE ile/ve/<> İNSAN

( Nesneyi bilmek, nesnenin aynasında kendini bilmektir. )


-NESNE ile/ve/<> İNSAN

( Ne ki, bilince nesnedir; insan değildir. Ne ki, bilince nesnedir; kişinin çevresidir. )


-NESNE ile/ve/<> İNSAN

( Adlarıyla bilinir. İLE/VE/<> Dertleriyle tanınır.
[ Adını bilmediğin, nesnen; derdini bilmediğin, dostun olamaz. ] )


-NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT



-NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP MADDE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )


-NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP MADDE

( )


-NESRİN OLGUN ARSLAN ile/ve/||/<> BENGİSU AVCI

( [Manş Denizi'ni(İngiltere'den, Fransa'ya) geçen iki kişi.]
[15 saat 47 dakikada | 28 Ağustos 1979'da] İLE/VE/||/<> [11 saat 29 dakikada | 03 Ağustos 2018'de] )


-NEWTON ve/||/<>/> COULOMB

( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )


-NEWTON ve/||/<>/> COULOMB

( image )


-NEWTON ile/ve/<> EINSTEIN ile/ve/<> FEYNMAN



-NEWTON ve/||/<> EINSTEIN ve/||/<> PLANCK



-NEWTON ve LOCKE



-NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]

( ... İLE Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg. olan cisme, saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi. )


-NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE

( Isaac Newton - The Last Magician [BBC Documentary] )


-NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney'in kendi sesi yoktur. )


-NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney'in sesi HÛ'dur. )


-NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney, ahadiyetin sesidir. )


-NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney Forum [ http://neyforum.net ] )


-NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney Derneği [ http://neyforum.biz ] )


-NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( REED FLUTE )


-NEY ve/<> İNSAN

( Tüm müzik aletlerini, insan çalar fakat sadece ney, insanı/kişiyi ve kişiden çalar. )


-NEZÂKET/EN değil/yerine/= İNCELİK/TEN



-NFT:
EMANETE DAYALI OLAN ile EMANETE DAYALI OLMAYAN

( )


-NİCELİKLER ile YER/MEKÂN

( [zıtlık/zıddı] Yoktur. İLE Vardır. )


-NİCELİKSEL VAROLAN ile/ve/değil/||/<> NİTELİKSEL VAROLAN

( Cansızlar, bitkiler ve hayvanlar. İLE/VE/DEĞİL/||/<> İnsan. )


-NIELS BOHR ve/||/<> ALBERT EINSTEIN

( image )


-NIELS HENRIK DAVID BOHR ve/||/<> MAX BORN

( 07 Ekim 1885 - 18 Kasım 1962 ve/||/<> 11 Aralık 1882 - 05 Ocak 1970 )


-NİGÂH-BÂN değil/yerine/= GÖZCÜ, BEKÇİ



-NİKÂH ile/ve DÜĞÜN



-NİKÂH ile/ve DÜĞÜN



-NÎRÂN ile/ve/<> ZÎFÂN ile/ve/<> KURBÂN

( Canını, ateşe. İLE/VE/<> Malını, misafire. İLE/VE/<> Yakınını, Allah'a. )


-NİRENGİ ile/ve/||/<> EKSEN ile/ve/||/<> HİZA



-NİŞÂN ile NÎSÂN[Süryanice]

( İz, belirti. | İşaret. İLE Nisan ayı. )


-NİSYAN ile GAFLET

( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )


-NİTELİK ile SIRADÜZEN



-NİTELİKLİ ile/ve/<>/değil SEÇKİN



-NİTROZAMİT ile/ve/||/<> NİTROZAMİN



-NİYAZİ MISRÎ ve/<> ÜMMÎ SİNAN



-NİYET ve/>/< İDRAK ve/>/< İMAN



-NİYET ve/< İDRAK ve/< İMAN



-NİYET ile/ve YÖN



-NİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN



-NOKSAN değil/yerine/= EKSİK



-NOKSAN değil/yerine/= EKSİK



-NOKTA ile/ve/||/<>/> ÇİZGİ ile/ve/||/<>/> ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> PİRAMİT

( Tek nokta. İLE/VE/||/<>/> İki nokta. İLE/VE/||/<>/> Üç nokta. İLE/VE/||/<>/> Dört nokta. )


-NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL



-NOKTA ile/değil PUAN



-NOKTÜRNAL/NOCTURNAL[İng.] değil/yerine/= GECEYE İLİŞKIN



-NOMEN FENOMEN



-non rep./non repetat.[Lat. < NON REPETATUR] değil/yerine/= YİNELENMESİN, TEKRAR EDİLMESİN



-NONİNVAZİV/NONİNVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN



-NONSPESIFIK/NONSPECİFIC[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜL OLMAYAN



-NORMAL vs. COMMON



-NORMAL ile/ve/değil OLAĞAN



-NORMAL ile YAYGIN



-NÖRON'LARDA:
DOĞUM'DA ile 2 AYLIK'KEN ile 6 YAŞINDA ile 14-60 YAŞ ARASINDA



-NOSTALJİ değil/yerine/= GÜNDEDÜN



-NOSTRATİK ile TURANIAN



-NOT DEFINITION vs. NO DEFINITION



-not GOAL vs. INTENTION



-NOT vs. UN



-NUMAN ile ...

( HACI BAYRAM-I VELİ )


-NUMEN ile A PRIORI

( Düşünülebilirler. İLE Dolaysız doğrulanabilirler. )


-NUMEN değil/yerine/= ÖZİÇ



-NÜMERASYON değil/yerine/= SAYILAMA



-NUR ve/||/<> İMAN

( Olsun! VE/||/<> Olsun! )


-NÜTASYON/NUTATION değil/yerine/= ÜĞRÜM, DÖNDERGEÇ, BAŞ SALLAMALARI

( Yer'in dönme ekseninin, yaptığı koni devinimi boyunca dalgalanması. )


-O BEN



-O SEBEPTEN yerine O NEDENLE



-obduc.[Lat. < OBDUCE, OBDUCATUR] değil/yerine/= SÜRÜLSÜN



-OBEZ/OBESE[İng.] değil/yerine/= ŞİŞMAN



-OBSTRUCTIVE vs. OBSTINATE vs. OBDURATE vs. DISOBEDIENT vs. MULISH vs. REALCITRANT vs. STUBBORN



-OCAK-I BEKTÂŞİYAN ile ...

( YENİÇERİ OCAĞI. KURUCUSU HACI BEKTÂŞ-I VELİ OLDUĞUNDAN, YENİÇERİLERİN BAŞLARINA GİYDİKLERİ HACI HÜNKÂR'IN HIRKASININ KOLUDUR )


-OCAK ile FIRIN



-ODA ile/ve/||/<> AYVAN

( ... İLE/VE/||/<> Balkon, salon. | Bir tarafı dşarı açık olan oda. )


-ODAK(LANMAK İÇİN):
OKU ile/ve/||/<>/> DÜŞÜN ile/ve/||/<>/> ANLA ile/ve/||/<>/> KONUŞ



-ODAKLANMA ile YOĞUNLAŞMA/KONSANTRASYON



-ODD vs. EVEN



-ODUN = HAŞEB = BOIS



-ÖFKE ile/değil BATKI/HÜSRAN



-ÖFKE yerine HÜZÜN



-ÖĞE ile/ve/||/<>/> BİLEŞİK ile/ve/||/<>/> TEK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> CANLI ile/ve/||/<>/> ÇOK GÖZELİ/HÜCRELİ ile/ve/||/<>/> İNSAN



-ÖĞRENECEK OLAN ile "AYAK UYDURACAK OLAN"



-ÖĞRENEN ANCAK DÜŞÜNMEYEN ile/ve/||/<> DÜŞÜNEN ANCAK ÖĞRENMEYEN

( Kaybolmuştur. İLE/VE/||/<> Tehlikededir. )


-ÖĞRENİLECEK OLAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< TERK EDİLECEK OLAN



-ÖĞRENME/ÖĞRENENLER:
ZAMANINDA ile/ve/||/<> OTORİTEDEN ile/ve/||/<> DENEYEREK ile/ve/||/<> YAŞAMDAN ile/ve/||/<> YAŞAMDAN BİLE (ÖĞRENEMEME/ÖĞRENEMEYENLER)

( İndirimli fiyattan. İLE/VE/||/<> Özgürlük bedeliyle. İLE/VE/||/<> Etiket fiyatından. İLE/VE/||/<> Gecikme zammıyla. İLE/VE/||/<> Boşa geçmiş, koskoca bir yaşamla. )


-ÖĞRETEN ile/ve/||/<>/> ÜRETEN



-ÖĞRETİ/DOKTRİN ile/ve/değil/||/<>/< KURAM/TEORİ



-ÖĞRETİLEMEYEN ile/ve ÖĞÜTLENEMEYEN ile/ve TAVSİYE EDİLEMEYEN



-ÖĞRETİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DAHA FAZLASI



-ÖĞRETMEN ile MÜRŞİT

( Öğretir. İLE Dertlendirir. )


-ÖĞRETMEN ile/ve/||/<>/> ÖĞRETİM ÜYESİ

( İlk ve orta derecede. İLE/VE/||/<>/> Evrenkentte/üniversitede/akademide. )


-ÖKLİD GEOMETRİSİ:
YER/DÜNYA İÇİN değil GÖK İÇİN



-OKSIDATİF/OXIDATIVE[İng.] değil/yerine/= OKSITLEYEN



-OKSİJEN ile/ve/||/<>/ KOKU

( "Oksijeni bilmem ama kokun şart!" )


-OKSİTLENME/OKSİDASYON ile KOROZYON



-OKSİTOSİN ile/ve/<> VAZOPRESİN

( Annelik içgüdüsü. Doğumla başlayan annelerde salgılanan hormon. İLE/VE/<> Babalık içgüdüsü. Doğumla başlayan babalarda salgılanan hormon. )


-OKUMA:
EKRANDAN ile/değil/yerine KÂĞITTA

( Ekrandan okuma, kâğıt üzerinden okumaya göre %25 daha yavaştır. )


-OKUR-YAZAR OLMAYAN ile/değil CAHİL



-OKUYAN/YAZAN ile/ve/değil/yerine OKUR-YAZAR



-OLABİLİR ile OLABİLEN



-OLAGELEN ile/ve/> SÜREGİDEN

( Geçmişten bugüne. [değiştirip değiştirilememesi ayrı bir konu olmak üzere...] İLE/VE/> Geçmiş de (bazen/kısmen/tamamen) içinde olmak üzere, bugün de devam eden ve etmesi olası olan. )


-OLAN-BİTEN



-OLAN/DAN ile/ve OLMAYAN/DAN

( Kâr. İLE/VE Yarar. )


-OLAN/HÂDİS ile/>< SONRADAN OLAN



-OLAN/OLACAK OLAN ile "ŞU/ŞÖYLE OLURSA, ŞU/ŞÖYLE OLUR" DÜŞÜNCESİ



-OLAN ile/ve BU



-OLAN ile/ve/||/<>/>< OL(MA)MASI GEREKEN



-OLAN ile/ve/<>/değil/yerine OLABİLEN

( Evren/dekiler. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE İnsan... )


-OLAN ile/ve/||/<>/> OLAĞAN



-OLAN ile/ve/<> OLANAKLI OLAN

( Kavram. İLE/VE/<> Simge. )


-OLAN ile/ve/<>/||/hem de ÖLEN ile/ve/<>/||/hem de YANAN ile/ve/<>/||/hem de YENİLEN

( Hiçbirine, çözüm yoktur. )


-OLAN ile/ve/<> OLMASI GEREKEN

( Akıl ile yönetilerek. İLE/VE/<> Eylem ve katılım ile sağlanan/sağlanır. )


-OLAN <>/>< OLMAYAN

( (olduğu) Kadar. <>/>< (olmadığı) Kader. )


-OLAN <>/>< OLMAYAN

( Yapar/yapıyor. <>/>< Bakar/bakıyor. )


-OLAN ile/ve/||/<> ORAN



-OLAN ile/ve VARLIK



-OLAN ile VARLIK



-OLAN ile/ve VAROLAN



-OLAN ile VAROLAN



-OLAN ile/ve VAROLAN

( Kişinin içindeki varolanlar kimine kıyâmet, kimine alâmet olur. )


-OLAN ile YAPILAN



-OLAN ile/ve YAYILIMLI (OLAN)



-OLANAK/İMKÂN ile/değil/yerine KİŞİ/İNSAN



-OLANAK = İMKÂN = POSSIBILITY[İng.] = POSSIBILITÉ[Fr.] = MÖGLICHKEIT[Alm.] = POSSIBILITAS, POTENTIA[Lat.] = POSIBILIDAD[İsp.]

( İMKÂN: Mekân yaratmak. )


-ÖLÇÜLEMEYEN ÖLÇÜLEBİLEN



-ÖLEN ile OLAN

( Hayvan ölür, insan olur. )


-ÖLEN ile OLAN

( Hayvan, koptuğu yere bitişmemiş demektir. )


-OLGUN KİŞİ:
"GÜZEL SÖZ SÖYLEYEN" değil SÖYLEDİĞİNİ YAPAN VE YAPABİLECEĞİNİ SÖYLEYEN



-OLGUN KİŞİ:
"KIZMAYAN" değil ÖFKESİNİ YÖNETEBİLEN/YUTABİLEN



-OLGUN ile/ve/değil/||/<> "DURGUN"



-OLGUN ve/||/=/<> ACIYA GÜLEBİLEN

( En olgun kişi/ler, acıya gülen(ler)dir. )


-OLGUN ile YETİK

( ... İLE Yetişmiş, erişmiş, büyümüş. | Bilgili, olgun. )


-OLGUN ile/ve/<>/+ YETKİN



-OLMA!:
[ne] PİŞMAN ne DÜŞMAN ne [de] KAHRAMAN



-OLMADIĞINDA (EN ÇOK) ARANAN ile/ve/<> OLDUĞUNDA (EN ÇOK) TARTIŞILAN



-OLMAK ve/=/<>/|| OLAN

( Kavram/olgu. VE/=/<>/|| İnsan. )


-OLMAK ile/ve/||/<>/> OLAN ile/ve/||/<>/> OLUŞ

( Bir gövdede odaklanmış, sonsuz olansınız. )


-OLMAK ile/ve/||/<>/> OLAN ile/ve/||/<>/> OLUŞ

( BEDÂHETEN: O anda oluşan. | Birdenbire, ansızın, düşünmeksizin. )


-OLMAMIŞ OLAN ile OLACAK OLAN

( Olmuş, olmamış olamaz! )


-OLMASI GEREKEN ile/ve/||/<> OLANIN FELSEFESİ

( Platon. İLE/VE/||/<> Aristoteles. )


-OLMASI GEREKEN ile/ve ÖZVERİ/TAVİZ[Ar.]



-OLMAYAN ile/ve/değil OLMASI GEREKEN



-OLMAZ OLSUN ile/ve/||/<> JE VEUX

(

ile/ve/||/<>

)


-OLUK ile/değil ÇÖRTEN

( ... İLE/DEĞİL Dam çevresindeki yağmur sularını, oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarından dışarı doğru uzatılmış oluk. )


-ÖLÜM ile TAN TUN

( ... İLE "Öldürülmek ya da başı belaya uğramak" anlamına gelen tan tuna gitmek deyiminde geçen bir söz. )


-ÖLÜM ile/ve YAKÎN



-ÖLÜMCÜL HASTALIKLARIN ÖĞRENİLMESİNDE:
REDDETME ile/ve/<>/> ÖFKE ile/ve/<>/> PAZARLIK ile/ve/<>/> DEPRESYON ile/ve/<>/> KABUL



-ÖLÜMDE "ÖNCELİK":
[ya] SEN/O ile/ve/ya da/||/<> BEN ile/ve/ya da/||/<> AYNI ANDA, İKİMİZ BİRDEN

( [değil/yerine/ya da]
Bu üç olasılıktan biri gerçekleşmeden, ikimiz/hepimiz[düşünebilen ve seven/sevebilen herkes], ölümle yüzleşip ölmeden önce "ölerek" ve sevdiklerimizle ölüm/ümüz konusunu da konuşabilme olanağıyla, bu üçünün de dışına çıkabilmek. )


-OLUMSAL = MÜMKÜN = CONTINGENT[İng., Fr.] = KONTINGENT, ZUFÄLLIG[Alm.] = CONTINGENS[Lat.] = CONTINGENTE[İsp.]



-OLUMSUZ BAKIŞ/BAKAN ile/değil/yerine/>< OLUMLU BAKIŞ/BAKAN

( Her çözüm için mutlaka bir "sorun" bulmak/bulanlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her "sorun" için en az bir çözüm bulmak/bulanlar. )


-OLUP BİTEN



-OLURSA, SORUN OLMAYAN/OLMAYACAK ile OLMASA/YAŞANMASA, DAHA İYİ OLACAK OLAN



-OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN



-OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]

( Kesintisiz/sürekli doğuş. )


-OLUŞAN ile/ve/<> OLUŞ



-OLUŞUM ile/ve/||/<> DÜZEN



-OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ

( image )


-OMURGALI ile/ve BİR DURUŞU OLAN/OLABİLEN



-OMUZ/ÇİĞİN ile/ve KOLTUKALTI



-ÖN ile UC



-ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( "Canım var!" diyen ölüdür. )


-ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( Canından vazgeçen ölüler için ölüm var mı? )


-ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( ÂŞIK OLDUR KİM KILÂR CANIN FEDÂ CÂNÂNINA
MEYL-İ CÂNÂN ETMESİN HER KİM Kİ KIYMAZ CÂNINÂ

CÂNI KİM CÂNÂNI İÇİN SEVE CÂNÂNIN SEVER
CÂNI İÇİN KİM Kİ CÂNÂNIN SEVER CÂNIN SEVER )


-ÖNCE CÂN, SONRA CÂNAN ile/ve/değil ÖNCE CÂNAN, SONRA CÂN

( [Ancak] Verirsek canı, alırız cananı. )


-ÖNCE:
ALICI(MÜŞTERİ) değil ÇALIŞAN



-ÖNCELİKLİ ile/ve/değil ÖNCELİKLERLE ÖRTÜŞEN



-ÖNCELİKLİ ile/değil ÖNE ALINAN



-ÖNCESİ-SONRASI:
TEKERLEK ve YELKEN ve YAZI



-ÖNCÜ ile/ve/değil/||/<> ÖNE GEÇEN/ÇIKAN



-ÖNDE GELEN ile/ve/değil DİKKATE DEĞER



-ÖNEMLİ ile/ve/<> ÜZERİNDE DURULMASI GEREKEN



-ÖNERİLEN ile/ve OLAGELEN



-ÖNGÖRÜLEBİLİR BİLİNMEYEN ile/ve/<> BİLİNEMEYECEK BİLİNMEYEN



-ONGUN ile ONGUN/TOTEM[Fr.]

( Çok verimli, bol, eksiksiz. | Yarar duruma gelmiş, | bayındır. | Mutlu. | Kutlu, uğurlu. İLE İlkel toplumlarda topluluğun kendinden türediği sanılarak kutsal sayılan hayvan, ağaç, rüzgâr vb. doğal nesne ya da olay. | Arma[İt.]. )


-ONKOJEN/ONCOGENOUS[İng.] değil/yerine/= KANSER OLUŞTURAN



-ÖNLEM ALMALI:
SEL ALMADAN ile/ve/||/<> YEL ALMADAN ile/ve/||/<> TOPRAK ALMADAN ile/ve/||/<> ALEV ALMADAN



-ÖNÜMÜZÜ AÇAN ile/ve/<> UFKUMUZU GENİŞLETEN



-OOSFER[Fr. < Yun.] [OON ile ...

( Yumurta - SPHAIRA ile ABCDEF ( Toparlak] ile ABCDEF ( Bitkilerde eril gamet tarafından döllenerek yumurtayı oluşturan dişil gamet. )


-OPERATÖR değil/yerine/= İŞLETMEN



-OPİYUM/OPIUM[İng.] değil/yerine/= AFYON



-ÖPMEK:
DUDAĞINDAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YANAĞINDAN

( (")Seviyorsa/k("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Çok seviyorsa/k. )


-OPTIMAL[[İng.] değil/yerine/= EN UYGUN



-OPTİMİST/NİKBİN değil/yerine/= İYİMSER



-OPTIMUM[İng.] değil/yerine/= EN UYGUN



-ÖPÜŞME/"ÖPÜŞEN" değil ÖRTÜŞME/ÖRTÜŞEN



-OR/ODDS RATIO[İng.] değil/yerine/= GÖRELİ ORAN



-ORADAN ile/ve/||/<> BURADAN



-ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN



-ORAN ile/ve/||/<> ANDIRIM



-ORAN ile/ve BAKIŞIM/SİMETRİ



-ORAN ile/ve/<> ETKİ



-ORAN ile/ve/<> ORANTI



-ORAN ile/ve/||/<> YERLEŞTİRME



-ORANGUTAN ile BORNEO ORANGUTANI

( image )


-ORANGUTAN ile TAPANULİ ORANGUTANI



-ORANLAMA ile TAHMİN



-ORDER vs./and REPETITION



-ÖREN ile ...

( Eski yapı ya da kent kalıntısı. )


-ORGAN/UZUV değil/yerine/= ÖRGEN



-ORGANEL ile/ve/> ORGAN ile/ve/> ORGANİZMA



-ORGANİZMA/ORGANISM[İng.] değil/yerine/= CANLI VAR OLAN



-ORGANON ile/ve/||/<>/> KANON



-ÖRGEN ile/ve/||/<> TAL[Fr. THALLE]

( ... İLE Kök, sap ve yaprak şeklinde farklılaşmamış bir bitkinin yaşama ve büyüme örgeni. )


-ORİJİN değil/yerine/= KÖKEN



-ORİJİNAL/ASIL değil/yerine/= ÖZGÜN



-ORİJİNAL değil/yerine/= ÖZGÜN



-ORMAN ile KORU



-ORMAN ile CENGEL[< Fars. < Hintçe]

( ... İLE Otlarla örtülü, geniş, Hindistan ormanlarına verilen ad. )


-ORMAN ile EĞRİ ORMAN



-ORMAN ile/ve IGAPO

( ... İLE/VE Amazon'un sık ormanları. )


-ORMAN ile/ve KAYRAN

( Dünyanın %24,3'ü orman alanıdır. İLE/VE ... )


-ORMAN ile/ve KAYRAN

( ... İLE/VE Orman içinde, geniş ve çıplak alan, düzlük. )


-ORMAN ile/ve MENGROW ORMANI



-ORMAN ile/ve/değil MİLLİ PARK



-ORMAN ile PAPİRUS ORMANI



-ORMAN ile SELVA[İsp.]

( ... İLE Amerika'da, Amazon; Afrika'da, Nijer ırmakları gibi Ekvator bölgesindeki büyük suların geçtiği havzalarda bulunan, geniş ve balta girmemiş ormanlara verilen ad. )


-ORMAN ile TAYGA

( ... İLE Doğu Sibirya ormanları. )


-ORNİTORENG ve DİKENLİ KARINCAYİYEN

( Yumurtlayan, sadece iki memelidir. )


-OROBAN değil/yerine/= CANAVAROTU

( Canavarotugiller ailesinin örnek türlerinden olan ve kenevirle tütün köklerinin asalaklarından biri sayılan çiçekli bitki. [Lat. OROBANCHE RAMOSA] )


-ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )


-ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )


-ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( )


-ORTAK ALAN ALAN



-ORTAK ALAN ile/ve ORTAK NOKTA



-ORTAK OLAN/OLUNAN ile/ve/değil/yerine ÖDÜNÇ ALINAN



-ORTALIKTA DURAN ile ORTALIKTA DÖNEN



-ÖRTÜLÜ ile/ve/<> GÖRÜNMEYEN



N harfiyle biten sözcüklerin ve FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )







 

 

Bu sayfa 01 Ocak 2020 itibariyle 210 kez incelenmiş/okunmuştur.  

 

 

FaRkLaR Kılavuzu Facebook Grubu             FaRkLaR Kılavuzu Twitter Sayfası
grubumuza da katılabilirsiniz...             'dan da takip edebilirsiniz...
 

6D Bilgi Hizmetleri vs. | www.6Dtr.com       FaRkLaR Kılavuzu       GösterGe Bilişim ve İnternet Hizmetleri

Yenilikler ve Duyurular | Desteğiniz Lüt(û)fen!!!