Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

NE... ~ NE...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



NE... ~ ... / ... ~ NE... ile başlayan FaRkLaR...

- ...'DA/N:
"NE ANLADIĞIN" ile/ve/değil "NE BEKLEDİĞİN"


- ...DIR'IN İŞLEVİ:
NE OLDUĞUNU TANIMLAMADA ile/değil NE OLMADIĞINI TANIMLAMADA

( Bigi yoksa kişisel bir iddia olarak kalır. İLE Ancak, veriye/bilgiye dayanarak kullanılabilir. )

( Bir konunun/durumun/ayrıntının, ne olduğunu "tanımladığımızdaki" ["...dır"] karşılığı ile ne olmadığı ya da ne olmayabileceğini belirttiğimizdeki anlamı, etkisi bir/aynı değildir. Ne olmadığını/olmayabileceğini ["... değildir"] belirttiğimizde [fazla] tartışma konusu bulunmayabilir fakat ne olduğu "iddia edilirse" çok fazla tartışma ve ayrışma konusu doğabilir/olabilir. )


- "... YÜZÜNDEN" ile/ve/değil/yerine "... NEDENİYLE"


- "ALLAH'TAN ..." ile/ve/değil/yerine "NEYSE Kİ ..."


- "AMA YİNE DE ..." değil/yerine "NEYSE Kİ ..."


- "AŞAĞI TÜKÜRSEN, SAKAL; YUKARI TÜKÜRSEN, BIYIK" ile/ve/||/<> "NE, İSA'YA; NE DE MUSA'YA YARANAMAMAK"


- "AYIP" OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA


- "BU" ve/||/<> "NEYSE"

( İşaret edilen/edilecek kişi çok yakınımız olsa bile hiçkimse için, hiçbir zaman, zemin ve koşulda söylenil(e)mez!["Bu" sözcüğü, ancak nesneler için kullanılır!] VE/||/<> Konuşma sırasında, konular, konuşulanlar için söylenil(e)mez! )


- "ELDE ETMEK" ile "NEDEN OLMAK"


- "EN AZINDAN" ile ile "NEYSE Kİ ..."


- "ENTİVİ" değil NE-TE-VE


- "HER NEYSE" değil/yerine "NEYSE"


- "İSTER ..., İSTER ..." ile/ve/<> "NE ..., NE DE ..."


- "İYİ Kİ ..." ile/değil NEYSE Kİ ...


- "KARIŞMAK":
NE YAPMAYACAĞI/NA / SÖYLEMEYECEĞİ/NE ile/değil
NE YAPTIĞINA/SÖYLEDİĞİNE

( Birine, ne yapmayacağını söylemek/anlatmak/göstermek karışmak değildir! ["Karışmak", yapılacak yanlış ya da doğru olan eylem/söz için kullanılabilir ancak.] )

( Kişilerin ne söyleyeceğini ya da yapacağını söylemeye, "müdahale" ya da "karışmak" denilebilir (belki ve çoğu şey için). Fakat ortak olan kavram, ifade, durum, davranış ve tutumlarda, toplumsal birlik, düzenlilik ve sürekliliğin sağlanması için gerektiğinde, hepimizin, birbirimize neyi yapamayacağını/yapmayabileceğini söylemesi kabalık ya da karışmak değildir! )


- "KORKMAK" ile/ve "NE DER?" [DÜŞÜNCESİ]


- "KÖTÜLEMEK" ile/değil/yerine NE OLDUĞUNU BELİRTMEK

( [not] "TO RUN DOWN" vs./but TO STATE
TO STATE instead of "TO RUN DOWN" )


- "NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile NE BİLDİĞİMİZ

( Ne bildiğimizi değiştirir. İLE Nasıl göründüğümüzü değiştirir. )


- "NASIL OLSA" (ŞU/RADA VAR) ile/değil/yerine "NEYSE Kİ", ŞU/RADA VAR


- "NASILSA ..." ile/ve/değil/yerine/||/<> "NEYSE Kİ ..."


- "NE DERSİN?" ile/ve/<> "NE EDERSİN?"

( N DERSİN? <> N EDERSİN? )

( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )


- "NE DESEM BOŞ" değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- "NE DESEM(/DESEN) BOŞ" ile/değil/yerine "NE DESEM(/DESEN) AZ"


- "NE DİYEBİLİRİM (Kİ)?" değil "NE DENİLEBİLİR (Kİ)?"


- "NE HALE GELMİŞSİN!" ile/ve/değil/yerine "NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!"


- "NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK

( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )


- "NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI" değil "NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU"


- "NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA" değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM


- "NE OLDUĞUN" ile/değil/yerine NE OLACAĞIN

( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )


- "NE OLDUĞUNDAN ÇOK ..." ile/ve/değil "NE OLDUĞUNDAN ÖNCE ..."


- "NE OLDUKSA" değil NE OLDUYSAK


- "NE OLDUM!" ile/değil/yerine "NE OLACAĞIM?"


- "NE ŞEKER" ile/ve "NE TUZLU"

( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )

( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )


- "NE VAR, NE YOK?" ile/ve/||/<> "NEYİ, NASIL BİLEBİLİRİZ?"


- "NE YAPACAK BENİ Kİ?" değil NE YAPACAK Kİ BENİ?


- "NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA" değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA


- "NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK" ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- "NEREDE OKUDUĞUMU BİLMİYORUM AMA ..." değil "NEREDE OKUDUĞUMU ANIMSAYAMIYORUM AMA ..."


- "NEREDE, O ESKİ BAYRAMLAR/RAMAZANLAR" değil NEREDE, O ÖNCEKİ BEN


- "NEREYE GELDİĞİMİZ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- "NEYİ SEMBOLİZE EDİYOR/EDER?" değil/yerine "NEYİ SİMGELİYOR/SİMGELER?"


- "NEYİNİ BEĞENMEDİN?" değil "NESİNİ BEĞENMEDİN?"


- "NİYE KONUŞUYORUZ?" değil NEYİ KONUŞUYORUZ?

( Konuşmak/konuşabilmek esas ve önceliklidir. Bazı şeyler gerçekleşmeden, olumsuzlukları ve yetersizliklerin yaşanmasına fırsat vermemek üzere, konuşabilmek, doğadaki en güçlü ve olanaklı yetimizdir. Konuşmanın, "niye"si, "gereksizliği" vs. olmaz! )


- "ÖLDÜĞÜNDE" değil/yerine "NEFSİN ÖLÜMÜ TADDIĞINDA"


- "SANA (DA) BİR ŞEY SÖYLENİLMİYOR" değil/yerine NE SÖYLEYECEĞİNİ (İYİ) BİLMEK

( Ne söylediğini ve haddini iyi bilirsen beklemediğin tepkiler de almazsın. )


- "SEN, İSTEDİĞİN KADAR YAPARSAN YAP" değil NE KADAR YAPARSAN YAP ya da İSTEDİĞİN KADAR YAP


- "ULAŞMAK" ile/ve/değil "NEDEN OLMAK"


- "VURDUMDUYMAZ/LIK" ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK


- "YARATMAK" ile "NEDEN"/VESİLE OLMAK


- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN

( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )


- (KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK

( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )


- (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]

( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )


- [hem] İBÂDET ile/ve/hem de/ya da/||/<> NEDÂMET


- [İNANÇ +] İLİM ile/ve/||/<> İRFAN ile/ve/||/<> HÜZÜN ile/ve/||/<> NEŞE ile/ve/||/<> [bunlar yoksa]

( Hikmet. İLE/VE/||/<> Rahmet. İLE/VE/||/<> Zarâfet. İLE/VE/||/<> Muhabbet. İLE/VE/||/<> Şiddet. )


- [ne yazık ki]
AYRIMCILIK ile/ve/||/<> NEFRET


- [ne yazık ki]
BENCİLLİK ile/ve/||/<>/> NEFRET VE DÜŞMANLIK


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- [ne yazık ki]
KÖR ŞİDDET ile NEDENSİZ ŞİDDET


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRMEDE:
AYRIMCILIK ile/ve/<> NEFRET (SÖYLEMLERİ/TUTUMLARI)


- [ne yazık ki]
"ONU KASTETMEDİM" ve/||/<> "NE İLGİSİ VAR?"

( Söz sahibinin, söyleyeceği sözün olası yetersizliği/uygunsuzluğu ardından kullanmaya "saklı tuttuğu" savunma "sözü". İLE Dinleyenin, söylenilen sözün yetersizliği/uygunsuzluğu ardından kullanmaya "saklı tuttuğu" savunma "sözü". )


- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN


- 23 NİSAN ve/&lt;&gt;/||/= NEŞE

( Bugün, 23 Nisan! Neşe doluyor insan! :) )


- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]

( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]

İLE/||/<>

Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]

İLE/||/<>

Çift, tekrar. [binok | bisiklet]

İLE/||/<>

Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]

İLE/||/<>

Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]

İLE/||/<>

Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]

İLE/||/<>

Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]

İLE/||/<>

Üzerinde. [epiderm | epigrafi]

İLE/||/<>

Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]

İLE/||/<>

Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]

İLE/||/<>

Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]

İLE/||/<>

Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]

İLE/||/<>

Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]

İLE/||/<>

Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]

İLE/||/<>

Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]

İLE/||/<>

-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]

İLE/||/<>

Ara, arası. [internasyonal | interpol]

İLE/||/<>

Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]

İLE/||/<>

Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]

İLE/||/<>

Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]

İLE/||/<>

Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans

İLE/||/<>

Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]

İLE/||/<>

Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]

İLE/||/<>

Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]

İLE/||/<>

Yeni. [neolitik]

İLE/||/<>

Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]

İLE/||/<>

Bütün, birlik. [panorama | pankreas]

İLE/||/<>

Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]

İLE/||/<>

Çok. [poliandri | poliklinik]

İLE/||/<>

İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]

İLE/||/<>

İleride, önde. [prolog | prova | prototip]

İLE/||/<>

Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]

İLE/||/<>

Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]

İLE/||/<>

Süper, üstünlük. [sürmenaj]

İLE/||/<>

Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )


- ABU SIMBEL TAPINAĞI ile/ve/||/<> NEFERTARI TAPINAĞI

( II. Ramses'in mezarının bulunduğu mağara tapınak. İLE/VE/||/<> Eşi Nefertari'nin mezarının bulunduğu mağara tapınak. )


- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET


- AÇLIK ÇEK(TİR)EREK EĞİT(İL)MEK:
MİDENİZE değil/yerine "NEFRETİ(Nİ)ZE/KİNİN(İZ)E"


- ADÂLET:
ÖZNEL değil/>< NESNEL


- ADAM OLUP OLMADIĞIN ile/ve/>/değil NE KADAR ADAM OLDUĞUN


- ÂDETA[Ar.] değil/yerine/= NEREDEYSE/SANKİ


- AHLÂKSAL OLAN/OLABİLEN:
"NE YAPTIĞIMIZ/YAPMADIĞIMIZ" değil NEYE DAYANARAK, NE YAPTIĞIMIZ VE YAPMAYABİLECEĞİMİZ


- AKIL YÜRÜTME ile/ve/||/<> NEDENDEN, NEDENE GEÇİŞ


- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK


- AKL-I KÜLL ile/ve/<> NEFS-İ KÜLL


- AKRODİNİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ BELİRSİZ ÇOCUK SAYRILIĞI


- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI


- AMİGDALA YOLU ile/ve/||/<> NEOKORTEKS YOLU

( Kısa ve hızlı. İLE/VE/||/<> Uzun ve yavaş. )


- AMSTERDAM ile BARSELONA ile PARİS ile NEW YORK ile DUBAİ

( image







)


- ANLAM ile/ve NEDEN/İLLET

( MEANING vs./and REASON )


- ANSEFALİT[Fr.] ile NEVRİT[Fr.]

( Beyin dokusu yangısı/iltihabı/lezyonu. İLE Sinir yangısı. )


- APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( "Mantıklı" ya da "mantıksız", apaçık olanı yadsıyamazsınız. )

( Bilim, bilimde kesinliğin olmamasıdır. )

( BEDÂHET: Apaçık olma durumu. | Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )

( "Logic" or "no logic", you cannot deny the obvious. )

( SARÎH ile ... )

( WIDE OPEN vs. CLEAR/NESS, CERTAINTY )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ATILAN TOKADIN:
"SAHİBİ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/>/< NEDENİ


- AVUNMA ile/ve NEŞE

( TO BE CONSOLED vs./and GAIETY/MERRIMENT )


- AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI


- AYRICALIK (BEKLENTİSİ) ile/ve/değil/yerine NEZÂKET


- AZOOSPERMİ ile ASPERMİ ile NEKROSPERMİ

( Azoospermi; Spermada olgun spermium'ların bulunmayışıdır. Bu durumdaki kişilerin spermasında spermiogenesis'in değişik olgunlaşma kademelerindeki hücreler vardır, fakat olgun spermium yoktur. İLE Aspermi; Ejakulat'ta ne spermium ve ne de Testis kanalcıklarına ait hiçbir hücrenin bulunmamasıdır. İLE Nekrospermi; Eğer tüm spermiumlar hareketsiz ise ve bunlar özel metodlarla yeniden hareketlendirilemeyendir. )


- BAHANE ETMEK değil/yerine/= NEDENCELEMEK


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BEDÂ'[Ar.] ile NESH[Ar.]


- BEL EVLÂDI ile/ve/<> YOL EVLÂDI ile/ve/<> NEFES EVLÂDI


- BELÂ[Ar.] ile NE'AM[Ar.]


- BELİRLEMEK ile/ve NETLEŞTİRMEK

( TO DETERMINE vs./and TO CLEAR )


- BEN OLDUM DELİSİ OLMAK ile/yerine NE OLDUM DELİSİ OLMAK ile/yerine BEN/NE OLDUM DELİSİ OLMAMAK(/BU DURUMA DÜŞMEMEK)


- BEN ile/ve NEFS/NEFİS

( Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol! )


- BERRAK[Ar.] ile/ve NET[Fr.]

( Berraklık ve yardımseverlik elele gider - her biri hem öbürüne muhtaçtır, hem de öbürünü güçlendirir. )

( Ayna, güneşi çekmek için hiçbir şey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. )

( Durumunuzu berrak bir biçimde görün, bu berraklık sizi serbest hale getirecektir. )

( Bizi, insan yapacak olan, berraklık ve yardımseverliktir. )

( Clarity and charity go together - each needs and strengthens the other.
The mirror can do nothing to attract the sun. It can only keep bright.
See clearly your condition, your very clarity will release you.
It is 'clarity and charity' that make us human. )

( Aydınlık, açık. | Duru, temiz. İLE Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. | Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )

( LIMPID vs./and CLEAR )


- BİLÂSEBEP değil/yerine/= NEDENSİZCE


- BİLGİ:
TÜMEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZSEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> KESİN/LİK


- BİLGİ =/||/<> NE YAPMAYABİLECEĞİNİN BİLGİSİ


- BİLGİ ve/||/<>/>/< NEDEN


- BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )

( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )


- BİLMEK NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK


- BİLMEK ile/ve/||/<>/< NEDENLERİ BİLMEK


- BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK

( Bulunduğumuz bu dönemin/çağın olanakları içinde bilgileri bellemek değil nerede ve nasıl [kısa sürede ve kolay] doğrudan bulabileceğini bilmektir. )

( [not] TO KNOW vs./and/<>/but TO KNOW, WHERE TO FIND
TO KNOW, WHERE TO FIND instead of TO KNOW )


- BİLMİYORUM ile/ve/||/<>/> NEREDEN BİLİYORUM?


- BİREŞİM/TEVHİD ve/||/<>/> NEŞE-İ ÛLÂ


- BİRİNİN, SANA/ONA/BİZE ...:
NE/LER VERE(BİLE)CEĞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NELERDEN VAZGEÇEBİLECEĞİ


- BİTKİ = NEBÂT = PLANTE


- BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE


- BİTKİLERİN SINIFLANDIRILMASI/TAKSİMİ = NEBÂTÂTIN TAKSÎMİ = DIVISION, CLASSIFICATION


- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI

( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )

( BURÛT: Bıyık. )


- BİZİ SEVENİN:
NE/LER VERECEĞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE(LER)DEN VAZGEÇEBİLECEĞİ


- BRÜT ÜCRET ile/ve NET ÜCRET


- BUĞDAY ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "NEFES"

( "Adam olmayı" simgeler. VE/||/<> Nefsi simgeler. )


- BULUŞMAK:
NESNE(SİN)DE ile NESİNDE/NEDENİNDE


- ÇAĞIN MİTOSLARINDA:
TARAFSIZLIK ile/ve EVRENSELLİK ile/ve NESNELLİK


- ÇARŞAF[Fars.] ile/ve/değil/||/<> NEVRESİM[Fars., Ar.]

( Yatağın üzerine serilen ya da yorgana kaplanan bez örtü. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Torba biçiminde, yorgan çarşafı. )


- CASSEGRAIN ANTENİ ile/||/<> CASSEGRAIN TELESKOBU ile/||/<> CASSEGRAIN NEWTON TELESKOBU ile/||/<> NEWTON CASSEGRAIN TELESKOBU ile/||/<> CASSEGRAIN ODAK NOKTASI


- CELÂDET[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]


- CEMÂDAT(CANSIZLAR) ve/</>/ve NEBÂDAT(BİTKİLER) ve/</>/ve HAYVANAT(CANLILAR)HAYVAN-I NÂTIK(BEŞER/İNSAN)


- CEMÂDÂT ile/ve/||/<>/> NEBÂTÂT ile/ve/||/<>/> HAYVANÂT ile/ve/||/<>/> BEŞERİYET > İNSAN

( Donmuş akıl[/logos]. İLE/VE/||/<>/> Yukarı doğru yönelebilen. İLE/VE/||/<>/> Hareket eden. ["canlı" anlamına ge(tiri)l(e)mez!] İLE/VE/||/<>/> Düşündüğünü, düşünebilen. > Düşünerek hareket edebilen. )


- CEMÂL[Ar.] ile NEBL[Ar.]


- ÇETREFİLLİ ile NETAMELİ ile TUMTURAKLI[Fars.]

( Karışıklığı dolayısıyla anlaşılması ya da sonuca bağlanması güç. | Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan dil. | Sarp, engelli ve engebeli yer. İLE Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. | Başına sık sık kaza gelen. İLE Gösterişli. | Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ancak kulağa hoş gelen. )


- CEVÂD[Ar.] ile NEDÂ[Ar.]


- CİDDİYET ve/<> NEŞE

( Riyasız neşe. VE/<> ... )


- CİNS + FASL =/> NEV/TÜR

( HAYVAN + DÜŞÜNEBİLEN/NÂTIK =/> İNSAN )


- CİNS[Ar.] ile NEV'[Ar.]


- CİNS ile/ve/||/<>/> NEV/TÜR ile/ve/||/<>/> FASL ile/ve/||/<>/> HASSA ile/ve/||/<>/> ARAZ


- CUICUILCO ile/ve STONEHENGE ile/ve AVEBURY ile/ve CASTLERIGG ile/ve NEWGRANGE

( Meksika. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İrlanda'da. )


- ÇÜNKÜ, NEDEN? değil NEDEN? ÇÜNKÜ ...


- DADLI[Azr.] = NEFİS, LEZZETLİ[Tr.]


- DAHA "İYİ"/"KÖTÜ" değil/yerine NEŞE


- DEDİKODUCU/KOVCU ile NEMMÂM

( ... İLE Lâf taşıyan. )


- DEĞİLLEME = NEFİY, İNKÂR, SELB = NEGATION[İng., Fr., Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.]


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> UZAKLIK/MESAFE

( INVARIANCE vs./and/||/<> CAUSALITY vs./and/||/<> DISTANCE )


- DELHİ SARANGİSİ ile/ve NEPAL SARANGİSİ

( Çalınışı zordur. İLE/VE Yalnızca gelir düzeyi yüksek eriller çalar. Ses rengi nedeniyle "yüz renkli çalgı" adı da verilir. )


- DERT ile/ve/yerine NEŞE

( Paylaştıkça, azalır. İLE/VE Paylaştıkça, artar. )


- DEVLET:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<> TUTKU ve/||/<> GENEL ve/||/<> ÖZEL ve/||/<> NESNEL ve/||/<> ÖZNEL

( Devlet, özgürlükle tutkunun, genelle özelin, nesnelle öznelin bireşimini[/tevhîdini] sağlar. [Devlet, sadece, bürokratik ve politik bir örgüt değildir!] )


- DİN:
ÖZNEL ile/ve/||/<> NESNEL


- DOĞAL VE ZORUNLU ile DOĞAL AMA ZORUNLU DEĞİL ile NE DOĞAL, NE DE ZORUNLU

( Doğal Hal'de, "Ben şuyum, ben oyum" yoktur. )

( There is no 'I am this', 'I am that', in the natural state. )

( NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY )


- DOĞRUYSA ile/ve/değil/yerine NE KADAR DOĞRUYSA


- DOKU = NESİÇ, NESC = TISSU


- DÜNYA ile/ve/||/<>/> NEPTÜN ile/ve/||/<>/> URANÜS ile/ve/||/<>/> SATÜRN ile/ve/||/<>/> GÜNEŞ

( [=]
50 ay. İLE/VE/||/<>/> 57 dünya. İLE/VE/||/<>/> 63 dünya. İLE/VE/||/<>/> 700 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1300 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1.300.000 dünya. )


- DÜNYA ile/ve/||/<> NESNELERİN ÖYKÜSÜ

( )


- DÜNYEVÎ HİKMET ile/ve/<> NEFSÂNÎ HİKMET ile/ve/<> ŞEYTANÎ HİKMET ile/ve/<> İLÂHÎ HİKMET

( Toplumsal. İLE/VE/<> Psikolojik. İLE/VE/<> Siyasal. İLE/VE/<> Tanrısal[Teolojik], [Din, Mârifetullah]. )


- DÜŞÜNCE:
ETKİNLİĞİ ile/ve/||/<> OLAYI ile/ve/||/<> NESNESİ

( THOUGHT ACTION vs./and/||/<> THOUGHT EVENT vs./and/||/<> THOUGHT OBJECT )


- DUYGU İFADELERİNDE:
POZİTİF ile/ve/||/<> NEGATİF ile/ve/||/<> YAKINLIK

( 3, 4, 9, 11, 13, 15, 16. maddeler. İLE/VE/||/<> 2, 5, 10, 14. maddeler. İLE/VE/||/<> 1, 6, 7, 8, 12. maddeler. )


- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN


- EĞİLİM = TEMAYÜL = INCLINATION[İng., Fr.] = NEIGUNG, ZUNEIGUNG[Alm.] = PROPENSIO, INCLINATIO[Lat.] = INCLINACIÓN[İsp.]


- ENDÜSTRİ 1 - 4:
BUHAR ve/||/<>/> ELEKTRİK ve/||/<>/> OTOMASYON ve/||/<>/> NESNELERİN İNTERNETİ


- ENKERE MİN-HU KEZÂ[Ar.] ile NEKAME MİN-HU KEZÂ[Ar.]


- EŞE ve/<> NEŞE


- EŞYANIN TABİATI değil/yerine/= NESNELERİN DOĞASI


- ETİYOLOJİ/ETIOLOGY[İng.] değil/yerine/= NEDEN | NEDEN BİLGİSİ


- ETİYOLOJİK/ETIOLOGICAL[İng.] değil/yerine/= NEDENSEL


- ETKEN ile NEDEN

( AGENT/FACTOR vs. REASON/CAUSE )


- ETKİ ile/ve/> NEDEN

( EFFECT vs./and/> REASON )


- ETKİNLİK ile/ve/||/<> NESNELERİN BÜTÜNLÜĞÜ


- FÂCİRE ile NEMFOMANİK

( HÜYÂM-İ RAHM[Ar.], NYMPHOMANIA[İng.], NYMPHOMANIE[Fr.] )


- FENÂ[Ar.] ile NEFÂD[Ar.]


- FEVZ[Ar.] ile NECÂT[Ar.]


- FIRKA-İ NÂCİYE ve/<> NECÂT


- FITNAT[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]


- FOTOĞRAFIN:
ÖZNEL(L)EŞTİR(İL)MESİ ile/ve/||/<>/> NESNELEŞTİR(İL)MESİ


- GANİMET[Ar.] ile NEFEL[Ar.]


- GEEK ile/ve/||/<>/> NERD

( )


- GELİŞİP BÜYÜME = NEŞV Ü NEMÂ = DÉVELOPPEMENT


- GERÇEKLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve NEDENSELLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve KİŞİ ZİHNİ


- GEREKLİLİK ile/ve NEDENSELLİK

( Öncelik-sonralık yoktur. İLE/VE Öncelik-sonralık vardır. )

( İşlevsellik. İLE/VE Birbirini açıklayıcılık. )

( NECESSITY vs./and SCIENTIFIC TERM )


- GEZEGENLER ile NEPTÜN

( ... İLE Gözle ya da her hangi bir teleskopla görülmeden, hesaplamalarla keşfedilen ilk gezegendir. )

( ... İLE Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Güneş'e olan uzaklığı ise 4.5 milyar kilometredir. Yüzey sıcaklığı, -220 °C olup Güneş Sistemi'nin en soğuk gezegenidir. Neptün'ün bilinen 14 doğal uydusu bulunmaktadır. )


- GİRYÂN ile/ve NERGİS

( Ağlayan göz. İLE/VE Mahmur bakan göz. Yan bakış/lı. )

( ... İLE/VE Divan edebiyatında zehir, bazen panzehir olarak geçer. )


- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/||/<> NEŞE


- GÖVDE(N):
[ne] ATMAK ve [ne de] TAPMAK


- GÖVDE/İNSAN ile/ve/<> NEY

( İNSAN ve NEY: 60 )


- GÖVDENİN EYLEMİ ile/ve/<> NEFSİN EYLEMİ ile/ve/<> ÖZÜN EYLEMİ

( El ile. İLE/VE/<> Hayal ile. İLE/VE/<> Sevgi ile. )


- GÖVDENİN/TEN'İN ABDESTİ ile/ve AKIL'IN/VİCDANIN ABDESTİ ile/ve NEFS'İN ABDESTİ

( Su ile. İLE/VE Gözyaşı ile. İLE/VE Kelâm/sohbet ile. )


- GRAMINEAE = NECÎLÎYE


- HABER[Ar.] ile NEBE'[Ar.]


- HABER ile NEBE

( ... İLE Önemli haber. )


- HACEREYN ve/||/<> NESÎK

( İki taş.[Altın ve gümüş.] VE/||/<> Altın. | Gümüş. )


- HÂKA BİHİ[Ar.] ile NEZELE BİHİ[Ar.]


- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR

( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )


- HAMR/ŞARAP ile NEBÎZ

( Aynıyla haramdır. İLE Sarhoş ediciliğiyle orantılı olarak haramdır. )

( ... İLE Hurma ya da arpadan yapılan bir çeşit içki. | Şarap. )


- HASEBİYLE/SEBEBİYLE/HAYSİYETİYLE değil/yerine/= NEDENİYLE/-DEN ÖTÜRÜ/DOLAYI, DOLAYISIYLA


- HAŞIR ile/ve NEŞİR


- HATTAT'IN/"USTA"NIN YAZDIKLARININ, ...:
HEM KENDİNİN, HEM DE HERKES TARAFINDAN OKUNABİLENLERİ ile/ve/||/<> SADECE KENDİNİN OKUYABİLDİKLERİ ile/ve/||/<> NE KENDİNİN, NE DE BAŞKASININ OKUYABİLDİKLERİ


- HAYÂT[Ar.] ile NEMÂ[Ar.]


- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]


- HAYVANLAR (ÂLEMİ) ve/<> NE OLMADIĞININ/OLMAYACAĞININ GÖSTERGELERİ


- HEDÎR ile NEVH

( Güvercin ve benzeri kuşların ötmesi. İLE Güvercinin nağme ile ötmesi. )


- HEM, HEM DE ve NE, NE DE:
[İkisi birlikte kullanılır!/kullanılmalıdır!]


- HEYULA[Ar.]/HYLE[Yun.] ile NESNE, ŞEY | BİÇİMİ OLMAYAN NESNE, ŞEY


- HİÇLİK = ADEM = NON-BEING[İng.] = NÉANT[Fr.] = NICHTS[Alm.] = NON ENS[Lat.]


- HİDÂYET[Ar.] ile NECÂT[Ar.]


- HİGROTROPİZM değil/yerine/= NEME YÖNELİM

( Canlıların, zorunlu olarak havanın nemine göre yönelmesi ve yer değiştirmesi. )


- HOOKE YASASI ve/||/<>/> "NE KADAR KUVVET, O KADAR UZAMA"

( Bir maddenin bozunumunun, bozunuma neden olan kuvvetle yaklaşık doğru orantılı olduğunu açıklayan yasa. [Bu yasaya uyan maddelere, "doğrusal elastik maddeler" denir.] [Robert Hooke'un ardından adlandırılmıştır.] VE/||/<>/> ... )

( ... et/||/<> "UT TENSIO SIC VIS" )


- HOŞ GÖRMEK ile/ve/değil NEŞEYLE NEŞELENMEK


- HUDUS ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> NİSAP ile/ve/||/<> GÜN ile/ve/||/<> RES ile/ve/||/<> KÂBE ile/ve/||/<> NEŞV-Ü-NEMÂ ile/ve/||/<> KAST VE NİYET ile/ve/||/<> HÜKÜMLER ile/ve/||/<> BEKÂ ile/ve/||/<> MEŞRÛ TASARRUF


- İBÂDET ve/||/<> NEFSİNİ DÜZELTMEK


- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI


- İÇİNE GİRİLEMEZLİK / NÜFÛZ EDİLEMEZLİK[İng. IMPENETRABILITY]:
ÂN'A ve/||/<> NESNEYE

( TEMPORAL and/||/<> SPATIAL )


- İDDİA değil/yerine NEŞE


- İDİYOPATİK/IDIOPATHIC[İng.] değil/yerine/= NEDENİ BİLİNMEYEN


- İHSÂN[Ar.] ile NEF'[Ar.]


- İHTİYÂRÎ/TAHYİRÎ HÜKÜMLER:
CEVAZ ile/ve/||/<> İBÂHE/MUBAH ile/ve/||/<> NEDB ile/ve/||/<> İSTİHSAN ile/ve/||/<> TABİÎYET ile/ve/||/<> HELÂL


- İLÂHİ ile/ve NEFES


- İLÂHİ ile NEVBE

( ... İLE Bayramlarda ve kandillerde, dergâhlarda, halîle, kudüm, mazhar çalınarak ilâhî okuhması. )


- İLETİM DOKUSU = NESC-İ Vİ'ÂÎ = TISSU CONDUCTEUR


- İLİŞKİLİ/LİK:
UZAYSAL/LIK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK

( David Hume )


- İLK NEDEN ile/ve NEDENSELLİK


- İLLİYET BAĞI değil/yerine/= NEDENSELLİK BAĞI


- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK


- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN


- IOT/INTERNET OF THINGS[İng.] değil/yerine/= NESNELERİN INTERNETİ


- İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR


- İSTANBUL ile/ve NEFS-İ İSTANBUL

( BÎLÂD-I SELÂSE İLE/VE Suriçi İstanbul. [Asıl İstanbul] )


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/||/<>/>< NE YAZIK Kİ


- IZIS ile/ve NEFTIS

( Osiris'in eşi ve kardeşi. )


- JİLET ile NEŞTER/BİSTURİ


- KANSERDE:
BİRİNCİL TEDAVİ ile/ve/yerine/<> NEOADJUVAN TEDAVİ

( ... İLE Eğer hormon tedavisi, birincil tedavi öncesi verilirse buna Neoadjuvan Tedavi denir. Kanser hücrelerinin öldürülmesine ve birincil tedavinin etkili olmasına yardımcı olur. )

( http://kanserle-dans.blogspot.com )


- KAPSAYAN ANNE ile/ve/||/<> NESNEL ANNE


- KAYNAK ile/ve NEDEN

( SOURCE vs./and CAUSE )


- KETB[Ar.] ile NESH[Ar.]


- KETEBE ile/ve SEVVEDE ile/ve NESEHA ile/ve HARRERE ile/ve NEMEKA ile/ve RAKAME ile/ve NAKALE ile/ve ZEBERE ile/ve SATARE ile/ve İSTİRAHE


- KEVKEB[Ar.] ile NECM[Ar.]


- KİBARLIK ile/değil/yerine NEZÂKET

( Krala gösterilen kibarlık, "zorunluluktandır". İLE/DEĞİL/YERİNE Dilenciye gösterileni nezâket, gerçektir. )

( Nasıl "görünmek" "istediğmizle". İLE/DEĞİL/YERİNE Kim olduğumuzla ilgili. )


- KILIF ile NEVRESİM


- KİMİN, "HAKLI/HAKSIZ" OLDUĞU değil/yerine NEYİN, DOĞRU OLDUĞU

( Bir şeyin, haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir. )


- KİMİN:
"NE OLDUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NE OLACAĞI

( "Belirli" olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Belirsizdir. )


- KİŞİLERE/İN DAVET(İ) ile/ve NESNELERE/İN DAVET(İ)

( Gel diyene ar eyleme, gelme diyene dar eyleme! )


- KİŞİNİN KİM'LİĞİ ile/ve NESNENİN NE'LİĞİ


- KLASİK REALİZM ile NEO REALİZM


- KORKU + BİLGİSİZLİK = NEFRET


- KORKU > DEHŞET > NEFRET/(><)HAYRANLIK


- KOŞUK ile NEŞİDE[Ar.]

( ... İLE Bir toplulukta okunmaya değer koşuk. | Atasözü gibi kullanılan beyit ya da dize. )


- KOŞUL/LAR ile/ve/||/<>/< NEDEN/LER

( Fizikte. İLE/VE/||/<>/< Zihinde. )

( CONDITION/S vs./and/||/<>/< CAUSE/S )


- KOŞUL ile/ve/||/<> NEDENSELLİK


- KUKLA SANATINDA:
TALAT-SÜREYYA DUMANLI ile/ve/<>/> NEVZAT AÇIKGÖZ ile/ve/<>/> DUYGU-OYA TANSI

( )


- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)


- KURUCU BAĞLILIK ile NEDENSEL BAĞLILIK


- KUŞAK = NESİL = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]


- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> NEOLİBERALİZM

( LİBERALİZM'DE
- Bireycilik
- Özgürlük
- Akılcılık
- Eşitlik
- Hoşgörü
- Sınırlı Devlet

İLE/VE/||/<>/>

NEOLİBERALİZM'DE
- Özelleştirme
- Muhafazakârlık
- Otoriter Devlet
- Deregülasyon
- Strateji ve Yönetişim
- Yeniden Dağıtım ve Rekabet
- Kriz ve Şiddet
- Demokrasinin Çöküşü ve Neo-Feodalizm
- Neoliberal Özne
- Esneklik ve Girişimcilik )


- MAALESEF[Ar.]["MALESEF" değil!]/DERDÂ[Fars.] değil/yerine/= NE YAZIK Kİ


- MADDE ile/ve/||/<>/> SÛRET ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> NEFS ile/ve/||/<>/> AKIL


- MAHKUM İKİLEMİ ile/ve/||/<> NEWCOMB SORUNU


- MÂL[Ar.] ile NEŞEB[Ar.]


- MÂRİFE(T) >< NEKRE


- MÂRİFET:
İÇTENLİK ile/ve/||/<> NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET


- MASTAR BİNAYI MERRE(KERE) ile/ve NEVÎ

( SAĞDAN SOLA! )

( NASARÂTÜN | NASRETÂNİ | NASRETEN ile/ve NİSRÂTÜN | NİSRATÂNÎ | NİSRATEN )


- MAYMUN ile NESNAS


- MAZERET KAĞIDI değil/yerine/= NEDENLİK BELGESİ


- MAZERET değil/yerine/= NEDENLİK


- MAZERETSİZ değil/yerine/= NEDENLİKSİZ


- MAZUR değil/yerine/= NEDENLİ


- MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON


- MENÂM[< NEVM] ile NEAM

( Uyunacak yer, yatak odası. | Uyku. | Düş, rüya. İLE Hayır! )


- MENFA'AT[Ar.] ile NE'MÂ'[Ar.]


- MESRÛR[< SÜRÛR] ile NEŞELİ

( SEVİNMİŞ, NEŞELİ, MEMNUN, ARZUSUNA KAVUŞMUŞ )


- MIKNATIS ile NEODİM MIKNATIS


- MİMARLIĞIN BÖLÜMLERİ:
YAPI SANATI ve/||/<> ZAMANÖLÇER YAPIMI ve/||/<> NESNE ÜRETİMİ


- MÜBÂYÂ-I EŞYÂ ile NEFY-İ MÜLK ile HİBE


- MUHÂTARA/LI[< HATAR] ile NETÂME/Lİ

( Söyleşme, konuşma, birbirine hitap etme. | [mecaz] Çekişme. | Tehlike. | Zarar, ziyan, korku. İLE Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. | Başına sık sık kaza gelen. )


- MÜNKİR ile/ve NEKİR (MELEKLERİ)

( İnkâr eden. | Kendini inkâr eden. İLE/VE Örtülmüş olan. )

( Olumsuz. İLE/VE Olumlu. )

( İnkârcı. İLE/VE Kişiyi, iyiliğe yönelten. )


- MÜSEBBİP değil/yerine/= NEDEN OLAN/YOL AÇAN


- MUTLULUK:
SAHİP OLDUKLARIMIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE KADAR AZ ŞEYE GEREKSİNIM DUYDUĞUMUZ


- NÂCİ ile/ve NECÎB


- NÂFİLE[Ar.] ile NEDB[Ar.]


- NÂİL[< NEYL] ile ...

( MURADINA EREN, ERMİŞ, ELE GEÇİREN | (OLMAK) ile ABCDEF ( ERİŞMEK )


- NANO TEKNOLOJİ ve/<>/|| NENE(NİNE) BİLGELİĞİ


- NASIL? ile NE KADAR?

( HOW? vs. HOW MUCH? )


- NÂY ile NEY


- NE YAPMAYACAĞINI! BİLMEK!!!:

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- NE ÂLÂ ile/ve/<> PEK ÂLÂ

( [istenilen şey] Olursa. İLE/VE/<> Olmazsa. )


- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)

( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )


- Ne dediysek SUS!!!


- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?


- Ne dinlersen dinle fakat DİNLE!!!


- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE KADAR:
("ÇOK"/"AZ") YEDİĞİN ile/değil/yerine/||/<>/< ÇOK ÇİĞNEDİĞİN

( Yediğini, iç; içtiğini, ye!
[ O kadar çok ve uzun süre çiğne ki, lokmanı, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğin şeyi yutma ve ancak içmiş ol! İçtiklerini de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yut! ] )


- NE KADAR? ile/ve NEREYE KADAR?


- Ne konuşacaksan KONUŞ!!!


- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?


- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )

( Ne olmadığınızı bilme yoluyla gerçek kimliğinizi tanırsınız. )

( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE
Can only tell you what you are not.
By knowing what you are not, you come to know your self. )


- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?


- NE OLUR, NE OLMAZ (DİYE ...)


- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI

( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )

( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )


- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK

( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )


- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?

( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )

( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!

( )


- Ne yaparsan yap SUS!!!


- Ne yapmadıysan SUS!!!


- NE YAPMAYABİLECEĞİNİ BİLMELİ!

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- Ne yaptıysan SUS!!!


- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA


- NE-LİK ile/ve NİTELİK ile/ve İLİŞKİLERİ


- NE-VADA değil/< NEVADA


- NE?[Ar.] ile NE[Ar.]

( ... İLE Değil, yok. )


- NE? ile/ve KİM?

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?" )


- NE? ve/||/<> NASIL? ve/||/<> NEDEN? ve/||/<> NİÇİN?

( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )

( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Sanat. VE/||/<>/>/< Felsefe. )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( "What is?" question is metaphysical question. )

( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Art. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy. )

( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )


- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)


- NEÂB[Ar.] ile ...

( Karga yavrusu. | Karga ya da horoz gibi ötme. )


- neb./nebul[Lat. < NEBULA] değil/yerine/= İNCE TOZ HALİNDE PÜSKÜRTÜLEN İLAÇ


- NEBÂİL[Ar. < NEBÎLE] ile NEBÂİR[Ar. < NEBÎRE]

( Yüceler, yüksekler. İLE Torunlar. )


- NEBÂT[Ar. çoğ. NEBÂTÂT] ile NEBÂT[Ar.]

( Topraktan çıkan/biten her türlü şey, bitki. İLE Nöbet şekeri. )


- NEBÎ ve/||/<> PÎR ve/||/<> VELÎ
ve/||/<>
EDEB ve/||/<> AHLÂK ve/||/<> ZANAAT


- NEBÎ[< NEBE (çoğ. ENBİYÂ)] ile ...

( PEYGAMBER | HABERCİ | MÜNÂDÎ [Sansk. AVATAR] )


- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]

( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )


- NEBÎ ile VELÎ

( Tenzil eder. İLE Te\'vil eder. )


- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]

( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )


- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]

( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )


- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]

( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )


- NEBÜLÖZ[Fr.] değil/yerine/= BULUTSU


- NEBZ[Ar.] ile TARH[Ar.]


- NEC(İ)M ile ...

( SÖNÜP-YANAN YILDIZ, VAKİT, ÜLKER YILDIZI | KUR'AN-I KERİM )


- NECÂSET ve/=/< ŞİRK


- NECÂT[Ar.] ile TEHALLUS[Ar.]


- NECÂT değil/yerine/= KURTULMA, KURTULUŞ


- Necâtî'ye KONUŞ!!!


- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]

( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )


- NECESSARY(NECESSITY) vs. COMPULSIVE(NESS)


- NECESSARY/REQUIRED vs. SUFFICIENT/ENOUGH


- NECESSITY TO BE vs./and SELF-SACRIFICE


- NECESSITY vs./and NEED


- NECÎB/ULLAH ile NÂCİ/ULLAH

( Hz. Nuh'un arınması.[ilim ile/içinde] İLE Hz. Şit'in arınması.[varoluşundan itibaren] )


- NECÎB ve/> HALÎL

( ... İLE Samimi arkadaş. )


- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]

( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )


- NECM ile KEVKEB

( Sönüp-yanan yıldız. İLE Sürekli yanan gezegen. )


- NECVÂ[Ar.] ile SIRR[Ar.]


- NECVÂ ile ...

( FISILTILI, GİZLİ SÖZ | SIR SÖYLEŞMEK )


- NECVÂ ile ...

( FISILTILI, GİZLİ SÖZ | SIR SÖYLEŞMEK )

( GİZLİ SORGULAMA )


- NEDÂMET[Ar.]/PİŞMANLIK[Fars.] değil/yerine/= ÖKÜNÇ


- NEDÂMET ile ...

( PİŞMANLIK )


- NEDÂMET ile LEVM


- NEDÂRET ile ...

( TAZELİK, PARLAKLIK | ENDER )


- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]

( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )


- NEDEM[Ar.] ile TEVBE[Ar.]


- NEDEN OLMAK ile "YOL AÇMAK"


- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK

( Olumsuz durumlarda kullanılır. İLE Olumlu durumlar için kullanılır. )


- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK


- Neden ve nasılsız SUSuyorum!


- NEDEN-ETKİ ile/ve/değil EYLEM-AMAÇ

( [not] CAUSE-EFFECT vs./and/but ACTION-PURPOSE )


- NEDEN-SONUÇ ile İLLET-MÂLÛL


- NEDEN:
400 değil 4YÜZSÜZ(/LÜK)


- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)

( Bilimin sorularıdır. )

( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )

( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )


- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?

( Bilimin sorularıdır. )

( Nedeni olan, nasıla katlanır. )


- NEDEN? ile NİÇİN?

( Ne'den? İLE Ne için? )

( WHY? vs. WHAT FOR? )


- NEDEN? ile NİÇİN?

( Ne'den? İLE Ne için? )

( Hangi şey? VE Ne asıl? VE Ne'den? VE Ne için? )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )

( Çocuk sorusu. İLE/VE Yetişkin sorusu. )

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )

( Ne'den? İLE Ne için? )

( WHY? vs. WHAT FOR?
WHAT? vs. HOW? vs. WHY? vs. WHAT FOR?
"What is?" question is metaphysical question.
[not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other.
[not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE
CAUSE/S vs./and/<> CONDITION/S
REASON vs. PRETEXT
HOW? vs. HOW MUCH?
WHAT (IS) THIS? vs./and WHAT WORTH OF THIS?
Question of child. WITH/AND Question of adult.
WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?"
WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion.
FROM WHAT? vs. WHY? )


- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE


- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ

( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )


- NEDEN/SEBEP/MÜSEBBİB ile VESİLE

( CAUSE vs. MEANS )


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ


- NEDEN ile/ve "MADEN"


- NEDEN ile/ve/||/<> AMAÇ


- NEDEN ile BAĞLANTI

( REASON vs. CONNECTION )


- NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )

( REASON vs. PRETEXT )


- NEDEN ve/||/<> ETKİNİN :HETEROJENLİĞİ


- NEDEN ile HİKMET


- NEDEN ile/değil İLLET

( ... İLE/DEĞİL Varoluş nedeni. )


- NEDEN = İLLET, SEBEP = CAUSE, REASON[İng.] = CAUSE, RAISON[Fr.] = URSACHE, GRUND[Alm.] = CAUSA, RATIO[Lat.] = CAUSA, RAZON[İsp.]


- NEDEN ile KANIT

( Tek kanıtınız kendinizsiniz. )

( REASON vs. PROOF
Your only proof is in yourself. )


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )

( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( CAUSE vs./and REASON OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU


- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE


- NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN

( CAUSE vs./and FREE CAUSE )

( ... cum/et CAUSA LIBERA )


- NEDEN ile SAİK


- NEDEN ile TETİKLEYİCİ

( Her şey kendi kendinin nedenidir. )

( REASON vs. TRIGGER
Everything is its own cause. )


- NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN

( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( [not] CAUSE OF vs. CAUSES OF ONE )


- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ


- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK


- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN


- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ

( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )


- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ

( Bilim. İLE/VE Metafizik. )


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA


- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK


- NEDENSELLİK (ANLAYIŞI) ile YASA (ANLAYIŞI)


- NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN


- NEDENSELLİK ile/değil ARDIŞIKLIK


- NEDENSELLİK ile BİTİŞKENLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil/yerine DÖNGÜSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK

( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )


- NEDENSELLİK = İLLİYET = CAUSALITY[İng.] = CAUSALITÉ[Fr.] = KAUSALITÄT[Alm.] = CAUSALITAS[Lat.]


- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN


- Nedensiz DİNLE!!!


- Nedensiz SUS!!!


- NEDF[Ar.] ile NEDFÎ[Ar.] ile NEDÎF[Ar. < NEDF]

( Pamuk atma/ditme. İLE Didilmiş/nedfolunmuş yün topağı. İLE Atılmış pamuk, yün. )


- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm[Ar.]

( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )


- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ

( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )


- NEDÎM ile ...

( Yeniçeri ocağına yeni yazılan. )


- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?


- NEDY[Ar.] ile MECLİS[Ar.] ile MUKÂME[Ar.]


- NEED vs. GREED


- NEED vs. OBLIGATION


- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]

( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )


- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]

( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )


- NEFER[Ar.] ile RAHT[Ar.]


- NEFERTİTİ ile ...

( Gelen(TİTİ) Güzel(NEFER) [Suriye'den] )


- NEFES NAKIŞI ve ÖMÜR KUMAŞI ile/ve/|| KAZA ve KADER MAKASI


- NEFES ile ...

( SOLUK | SOLUK ALACAK KADAR GEÇEN ZAMAN, AN | BEKTÂŞÎ İLÂHİLERİ | MÂNEN YARDIM ETMEK )


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFES = NUTUK


- NEFESLİ SAZLAR değil/yerine/= SOLUKLU SAZLAR


- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]

( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )


- NEFH[Ar.] ile NEFH[Ar.]

( Güzel kokunun yayılması. | Rüzgârın esmesi. İLE Üfürme. | Boru vs. üfleme. )


- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Oksijen. İLE/VE ... )

( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )


- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]

( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )


- NEFHA ile ...

( GÜZEL KOKU | RÜZGÂRIN BİR KERE ESMESİ | NEFES ÜFÜRME )


- NEFHA değil/yerine/= ESİNTİ


- NEFÎR ile ...

( CEMAAT, TOPLULUK | BOYNUZDAN YAPILAN BORU )


- NEFİS ile/ve/||/<>/> ENFES

( Pek hoş, çok güzel. İLE/VE/||/<>/> Çok güzel, en güzel. )


- NEFİS değil/yerine/= PEK HOŞ


- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]

( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )


- NEFRET ile/ve/> DİKKAT > İLGİ > YAKINLIK

( HATE/HATRED vs./and/> ATTENTION > INTEREST > CLOSENESS/SYMPATHY )


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEFRET ile/ve/değil/yerine/<> ÖFKE

( Nefretiniz, elektriğe dönüştürülebilseydi, dünyanın tamamını aydınlatırdı. )


- NEFRET ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( 3 DEREKE[Cehâletle orantılı olarak] ile/değil/yerine/>< 3 DERECE )

( Kendinden. Yanındakilerden. Onu sevenlerden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini. Yanındakileri de. Onu sevenleri de. )

( Eden uzaklaşır. >< Yakınlaştırır. )

( Düşmanlarımızdan nefret etmemek gerek. Bu, algılama ve yargılama yetimizi sınırlar. )

( Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. )

( Ürküp kaçma. | Tiksinme, iğrenme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )

( NEFRET-İ TECEDDÜD: Yenilik kaygısı. )


- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM


- NEFS DERECELERİ(ETVÂR-I SEB'A)

( * NEFS-İ SAFİYE/NACİYE//BÂKİYE
            ^
* NEFS-İ MARZİYE(/MERDİYYE)
            ^
* NEFS-İ RÂZİYE(/RÂDİYYE)
            ^
* NEFS-İ MUTMAİNNE
            ^
* NEFS-İ MÜLHİME
            ^
* NEFS-İ LEVVÂME
            ^
* NEFS-İ EMMÂRE )


- NEFS TERBİYELERİ/AYDINLANMA
(İŞRÂK/ENLIGHTENMENT)/İLİMDE GELİŞME ÖNKOŞULLARI
(EN AZ ÜÇÜ UYGULANMALI)

( * GILLET-İ TAAM(AZ YEMEK)[Az yemek, az uyumaktan daha önemlidir.]
* GILLET-İ MENÂM(AZ UYKU)
* GILLET-İ KELÂM(AZ KONUŞMA)
* UZLET-İ ANİL ENAM(HALKTAN UZAKLAŞMA)
* ZİKR-İ MÜDAM(ZİKİRDE DAİM OLMA)
* FİKR-İ TAMAM(DÜŞÜNCEYİ OLGUNLAŞTIRMA) )

( Hakikati arayın, bulmak için de nefsinizi öldürün! )

( Nefsin beraat ettiremeyeceği suç yoktur. [Yani dikkat etmek ve nefse kanmamak gerekir! )


- NEFS TERBİYESİ ile/ve RUH TERBİYESİ


- NEFS:
İDARE ETMEK İÇİN değil/yerine İDARE EDİLMEK İÇİN


- NEFS:
ÖLMEZ["ÖLDÜRÜLMELİ" değil] ancak TERBİYE (EDİLİR)


- NEFS:
VAZGEÇMEK değil TERBİYE ETMEK


- NEFS'İ TERK ve/||/<> SABIR ve/||/<>
ZİKİR ve/||/<> TEFEKKÜR


- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ


- NEFS'ÜL EMR:
İRFÂNÎ VE KELÂMÎ ile/ve KOZMOLOJİK VE METAFİZİK ile/ve ONTOLOJİK VE MANTIK


- NEFS[Ar.] ile NEFS[Ar.]

( Tükürükle üfleme. Üfleme. İLE Can, yaşam/hayat. | Kişinin yeme-içme gibi dirimsel gereksinimleri. | Kendi, kişi. | Asıl, maya, töz/cevher. | Bir şeyin ta kendi. | Döl suyu. | İç, iç taraf. | Bir kentin içinden olan kişi. )


- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL

( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )


- NEFS ile/ve/<> KAN


- NEFS ve/<> KORKU


- NEFS ile LEYH

( Kendi nefsinin siyaseti ile başlayan, kişilerin siyasetini de idrak eder. )

( "Ancak nefis terbiyesi(tehzîb) ve istikâmet üzere olma(takvim) ile ıslah gerçekleşir." )


- NEFS ve/<> MUHÂLEFET

( DİN: MUHALEFETÜN NEFS[Nefsine muhalefet olmak.] )


- NEFS ile/değil/yerine NEFES

( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )


- NEFS > NEFÎS

( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )


- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE

( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )


- NEFS ile/ve NEFSLER


- NEFS ile ŞEYTAN

( ... İLE Kötülüğe meyl/"emir" eden nefs. )


- NEFS ile/ve/<> VİCDAN

( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )


- NEFSÂNÎ SOHBET ile RAHMÂNÎ SOHBET


- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ


- NEFSANİYET ile ŞEYTANİYET

( [Kötülüğü] Kendine yapan. İLE Başkalarına yapan. )


- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK


- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK


- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI


- NEFSİ/Nİ "ÖLDÜRMEK" değil NEFSİ/Nİ TERBİYE ETMEK


- NEFSÎ ile LAFZÎ


- NEFSÎ ile LAFZÎ


- NEFSİN:
ESİRİ ile/değil/yerine EMİRİ


- NEFSİNDE, RABBİNİ ARAMAK/BULMAK ile/ve/değil/yerine RABBİNDE, NEFSİNİ ARAMAK/BULMAK


- NEFSİNİ BİLEN, RABBİNİ BİLİR ile/ve RABBİNİ BİLEN, NEFSİNİ BİLİR

( Akılsal. İLE/VE Duygusal. )


- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN


- NEFY ile ...

( SÜRME, SÜRGÜN ETME )


- NEFZ[Ar.] ile NEFZ[Ar.]

( Saçma, yayma. İLE Meyveli bir ağacı sallama. | Giysinin tozunu silkme. | Hastalık nöbetiyle titreme. | Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetme. | Bir şeyi inceleme. )


- NEGATİF/LİK ile/ve İÇEDÖNÜK/LÜK

( NEGATIVE/NESS vs./and INTROVERT/NESS )


- NEGATİF/NEGATIVE[İng.] değil/yerine/= EKSİ | OLUMSUZ | YOK


- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR

( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~ )


- NEGATİF ile/ve DEZAVANTAJ

( NEGATIVE vs./and DISADVANTAGE )


- NEGATİF değil/yerine/= EKSİ


- NEGATIVE LOOKING vs. LOOK IN DESPISE


- NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE


- NEGATİVİZM/NEGATIVISM[İng.] değil/yerine/= OLMAZCILIK


- NEGATORY vs. TO REMOVE THE COVERS


- NEGATOSKOP/NEGATOSCOPE[İng.] değil/yerine/= FİLMGÖREÇ


- NEGLECT/NEGLECT[İng.] değil/yerine/= İHMAL


- NEGLECTED ÇOCUK/NEGLECTED CHILD[İng.] değil/yerine/= İLGIDEN YOKSUN ÇOCUK


- NEGLIGENT vs. NEGLIBLE


- NEHÂR[Ar.] ile YEVM[Ar.]


- NEHİR değil/yerine/= IRMAK


- NEHK[Ar.] ile NEHK[Ar.]

( Yıpratma/yıpranma. | Bir şeyi aşırı ölçüde kullanma. | Cezalandırma, işkence etme. | Zayıflayıp güçten düşme. İLE Eşek anırtısı. )


- NEHM[Ar.] ile ...

( Horlayarak soluma, hırıltılı soluk alma. | Kükreme. )


- NEHS/NEHŞ/NEHŞE[Ar.] ile ...

( Yılan sokması. )


- NEHY ile ...

( YASAK ETME )


- NEHY ile GÜNAH

( Olumsuzluk. | Yasaklama. İLE ... )


- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]

( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )


- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]

( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )


- NEKÂHET değil/yerine/= İYİLEŞME


- NEKÂHET ile LOĞUSA[< Yun. LOKHUSA]


- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]

( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )


- Nekîr[< NEKRE] ile ...

( BİLİNMEMİŞ ŞEY, ÖRTÜLÜ OLAN | SORGU MELEKLERİNDEN BİRİ [öbürü "MÜNKİR"] )


- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]

( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKL[Ar.] ile NEKR[Ar.]

( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKROPSİ/NECROPSY[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ AÇIMI


- NEKROZ/NECROSIS[İng.] değil/yerine/= DOKU ÖLÜM


- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]

( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )


- NEKTAR[Fr. < NECTAR] değil/yerine/= BAL ÖZÜ


- NEKTARYUMLAR, NEKTAR[Fr. < NECTAR](BALÖZÜ) SALGILAYAN YAPILAR = A'ZÂ-İ NEKTÂRÎYE = NECTAIRES


- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN

( Gün doğmadan, neler doğar. )


- NELER NELER


- NEM[Fars.]/RUTUBET[Ar.] değil/yerine/= YAŞLIK

( Havada bulunan su buharı. | Hafif ıslaklık. )


- NEM ile BAĞIL NEM

( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )


- NEM <> GAM

( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )


- NEM ile GÖNEN

( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )


- NEM değil/yerine/= KALIKBUĞ


- NEM ile ÖL/HÖL

( ... İLE Toprağın nemi, yaşlık. )


- NEMBUTSU[Jap.] ile ...

( Buda'nın adı anılarak kazanılacağına inanılan kurtuluş yolu; Arık Ülke(Jodo, Shin) Budizmi'ni anlatmak için kullanılır. Namu Butsu(Buda Adına) biçiminde Buda'nın adının anılmasından oluşan bir sözcük. )


- NEME" değil NEYİME LÂZIM?


- NEMEK[Fars.] ile TUZ

( TUZ )


- NEMES:
YELE ile/ve KOBRA BAŞI ile/ve RADAR


- NEMESE/HEMS[Ar.]/WHISPER[İng.] değil/yerine/= FISILDAMA

( Fısıldama. )


- NEMLİ HAVA ile/ve KURU HAVA

( Deriyi yumuşatır ve gövdedeki nemi artırır. İLE/VE Gövdeyi inceltir, deriyi kurutur. )


- NEMLİ ile ISLAK

( [nesne/kumaş] Sıkıldığında damla akmayabilir. İLE Sıkılırsa damlalar oluşur. )

( HÖL )

( RATIP ile MÜBTELL )


- NEMRUT ile/değil YESEMEK


- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"


- NEOLİBERALİZMDE
ESNEKLİK VE SONUÇLARI:
GÜVENCESİZLİK ve/||/<> BELİRSİZLİK


- NEONATAL[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN (İLİŞKİLİ)


- NEONATOLOJİ/NEONATOLOGY[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN BİLİMİ


- NEOPLAZİ/NEOPLASIA[İng.] değil/yerine/= UR GELİŞİMİ


- NEPOTİZM ile PATRONAJ ile KAYIRMA


- NEREDE, NE KADAR BAHŞİŞ VERİLİR?


- NEREDE/NE ZAMAN/NASIL:
"DÜŞTÜĞÜMÜZ" değil "SENDELEDİĞİMİZ"


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NEREDEYSE ÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLMEK

( Hiçbir şeyi değiştirmez. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Herşeyi değiştirir. )


- NERELİSİN? ile/ve/> KİMLERDENSİN? VE KİMSİN?


- NERELİSİN? yerine NEREDE YAŞIYORSUN?(YA DA BÖYLE BİR SORU SORMA!)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül(/ya da yeri kaçıncı sıradaysa) konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?

( WHERE? vs. UNTIL WHERE? )


- NERGİS[Fars.] ile KARDELEN

( Nergisgillerden, bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte olan çiçekleri ayrı ya da bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan, 20-80 cm. yüksekliğinde, soğanlı bir süs bitkisi. İLE Nergisgillerden, baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki. )

( NARCISSUS cum GALANTHUS NIVALIS )


- NERGİS ile/ve ÇAKAL NERGİSİ


- NERGİS ile/ve/<> FULYA

( ... İLE/VE/<> Nergisgillerden, soğan köklü bir bitki ve bu bitkinin, zerrin ve nergis adlarıyla da anılan, hoş kokulu çiçekleri. )

( ... cum NARCISSUS JONPUILLA )


- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ

( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )

( AMARYLLIS )


- NERVUS[İng.] değil/yerine/= SİNİR


- NES'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( "Eşhür-ül-Hurum"un muayyen vaktini geçirme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Bozma. | Halkı birbirine düşürme. )


- NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR


- NEŞ(İ)R ile ...

( DAĞILMA, YAYILMA )


- NEŞATÂBÂD KASRI ile NEŞATÂBÂD SARAYI

( Ortaköy'de, Defterdarburnu'ndadır. İLE Fındıklı'da, Güzel Sanatlar Akademisi'nin bulunduğu yer. )

( Sultan III. Mustafa'nın kızı, Hatice Sultan tarafından. [1890'da yıkılarak yerine sahil sarayları yapılmıştır.] İLE Fındıklı Sarayı adıyla da bilinirdi. )


- NEŞE ve/||/<> COŞKU


- NEŞE ve/<>/< GÜVEN


- NEŞE >< HASTALIK ya da KURUNTU

( Neşeli olmayan kişiden, iki türlü kuşkulanılır. Ya hastadır ya da o kişinin, başkalarına bildirmek istemediği bir kuruntusu vardır. [ATATÜRK] )


- NEŞE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]


- NEŞE ile MUTLULUK

( İçten neşe, şans getirir. )

( Hesaplanmış neşe barış getirmez! )

( JOY vs. HAPPINESS )


- NEŞE ve SAMİMİYET

( Samimiyet, başlıca bir gereksinimdir. )

( Intimacy is essential need. )

( JOY and SINCERE | INTIMACY )


- NEŞE değil/yerine/= SEVİNÇ


- NESEB ASABİYESİ ile/değil/yerine SEBEP ASABİYESİ


- NESEB değil/yerine EDEB ve/||/<> MAL değil/yerine AMEL ve/||/<> CEMÎ-İ DÜNYA değil/yerine İLİM

( Edeb, yeğdir nesebden; amel, yeğdir maldan; ilim, yeğdir cemî'-i dünyadan. )


- NESEB/SOY değil/yerine/>< NİSBET


- NESEB ile MEZHEB

( Soy, nesil. İLE Bir dinin görüş, yorum ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri. | Anlayış, görüş. | Öğreti. )


- NESH ile/ve/||/<> FESH ile/ve/||/<> İLGÂ


- NESİB ile/ve RAMAZANİYE

( Ramazan konulu şiirler, genellikle kasidelerin nesib bölümünde işlenmiştir. VE Dîvânlarda, Ramazaniye başlığıyla müstakil şiirler de kaleme alınmıştır. )


- NESİK[Ar.] ile NESÎK[Ar.]

( Düzenli/nizamlı. | Bezenmiş, süslü. İLE Altın. | Gümüş. )


- NESİL[Ar.]/BATIN/JENERASYON[İng./Fr. < GENERATION] değil/yerine/= KUŞAK/GÖBEK


- NESİL/KUŞAK/AHLÂF[Ar. < HALEF]

( Bir nesil üretir/tutar, bir nesil tüketir/harcar. )

( Bir nesilin çözümü, bir sonraki nesilin aksiyomudur. )


- NESİL değil/yerine/= KUŞAK


- NESÎMÎ[Ar.] ile Nesîmî[Ar.]

( Hafif ve lâfif esen rüzgârla ilgili. İLE XIV. yüzyılın en büyük Türk şairlerindendir.[öl. 1417/1418] )


- NESÎR[Ar.] ile NESİR

( Hayvan aksırması. İLE Düz yazı. )


- NESİR[Ar.] ile NESÎR[Ar.]

( Düzyazı. İLE Hayvan aksırması. )


- NEŞİR[Ar.] değil/yerine/= YAYIM


- NESİR değil/yerine/= DÜZYAZI


- NESL[Ar. çoğ. ENSÂL] ile NESR[Ar. çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR[Ar.]

( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )


- NESNE - KARANLIK NESNE - ANTİ NESNE ile/ve/<> KARANLIK ENERJİ

( %4 İLE/VE/<> %27 İLE/VE/<> %69 )

( )

( VERA RUBIN [23 Temmuz 1928 - 25 Aralık 2016]: Galaksilerin dönüş hızlarıyla ilgili çalışmaların öncüsü sayılan Amerika'lı astronom. [Galaksilerin dönüş eğrileri üzerine çalışarak, galaksilerin açısal hareketinin tahmin edilen biçimiyle gözlemlenen biçimi arasındaki tutarsızlığı ortaya çıkardı.] )

( Paul Dirac - Anti Madde[08 Ağustos 1902 - 20 Ekim 1984] )


- NESNE AKTARIMI ile/değil/yerine KENDİLİK AKTARIMI


- NESNE İKİLİĞİ ile HAREKET İKİLİĞİ


- NESNE İKİLİĞİ ile UZAY İKİLİĞİ


- NESNE İLİŞKİLERİ ile/ve/||/<> İÇSELLEŞTİRİLMİŞ NESNE İLİŞKİLERİ


- NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE SÜREĞENLİĞİ ile/ve/<> NESNE SÜREKLİLİĞİ

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2009/12/object-permanence-piaget-ilk-yas-nesne.html )

( İlk yaş.[Piaget] İLE/VE/<> 1,5 - 3 yaş.[Mahler] )

( OBJECT PERMANENCE vs./and/<> CONSTANCY )


- NESNE-KONU ile/ve KONU

( Tüm disiplinlerin nesnesi dışarıdadır. İLE/VE Sadece felsefede 'konu' kendi içindedir. )

( OBJECT-TOPIC vs./and TOPIC )


- NESNE:
BİLİMDE ile/ve/<> SANATTA

( Dışarıdan, içeri yönelik. İLE/VE/<> İçeriden, dışarı yönelik. )


- NESNE:NE İSE NE = ŞEY = OBJECT[İng.] = OBJET[Fr.] = OBJEKT, GEGENSTAND[Alm.] = OBJECTUM[Lat.] = OBJETO[İsp.]


- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU

( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )

( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )

( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )

( SUBJECT vs./and/> EVENT vs./and/> FACT )


- NESNE ile/ve ESTETİK NESNE


- NESNE ile/ve/<> HAREKET

( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )


- NESNE ile/ve/<> İNSAN

( Nesneyi bilmek, nesnenin aynasında kendini bilmektir. )

( Ne ki, bilince nesnedir; insan değildir. Ne ki, bilince nesnedir; kişinin çevresidir. )

( Adlarıyla bilinir. İLE/VE/<> Dertleriyle tanınır.
[ Adını bilmediğin, nesnen; derdini bilmediğin, dostun olamaz. ] )


- NESNE ile/ve/değil/yerine/<>/>< KAVRAM

( Yıkılabilen ve yıkanabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Yıkılamayan ve yıkanamayan. )


- NESNE ile/ve/> KÜL

( [katı nesnenin] Kullanım, süreç, çeşitlilik ve değerleri. İLE/VE/> Daha sonrası olmayan, sonrasında başka hiçbir biçime/noktaya evrilemez olan son nokta/eşik. )


- NESNE ile/ve NESNE

( İki ne-ise-ne arasındaki fark, en özel niteliklerine [ehassu’s-sıfat] göre yapılır. )

( OBJECT vs./and OBJECT )


- NESNE ile/ve/değil NİMET


- NESNE ile/ve/değil SİMGE


- NESNE ile/ve/||/<>/< SÜPERNOVA


- NESNE ile/ve TANIM ile/ve KAVRAM


- NESNE ile/ve VERİ/MA'LÛMÂT


- NESNE ile/ve/<> YÜZEY


- NESNEDE ile/ve BİTKİDE ile/ve HAYVANDA ile/ve İNSANDA/KİŞİLERDE

( Etkileşim. İLE/VE Etkileşim ve yönelim. İLE/VE Etkileşim ve iletişim. İLE/VE Etkileşim ve iletişim ve bildirişim. )


- NESNEL DEĞER ile/ve/||/<> ÖZNEL DEĞER


- NESNEL İLKE ile/ve TİNSEL İLKE

( OBJECTIVE PRINCIPLE vs./and SPIRITUAL PRINCIPLE )


- NESNEL KAVRAM/LAR ile/ve/<> BİLGİ İÇEREN KAVRAM/LAR

( Açıklanırlar. İLE/VE/<> Anlamlandırılırlar. )


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<>/> İKNA EDİCİ/LİK


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK


- NESNEL/OBJEKTİF DUYGULAR ile/ve PAY ALMA/KATILMA DUYGULARI ile/ve DURUM (İÇERİKSİZ) DUYGULARI


- NESNEL = AFAKİ, ŞEY'Î = OBJECTIVE[İng.] = OBJECTIF[Fr.] = OBJEKTIV[Alm.]


- NESNEL ile/ve/||/<> TENSEL


- NESNELER'DE:
TARİH ile/ve/<>/değil SÜREÇ

( Nesnelerin tarihi olmaz, süreci olur. )

( [not] HISTORY vs./and/<>/but PROCESS )


- NESNELER ile/ve/||/<>/> KİŞİLER

( Aldığın yere bırakılmalı. İLE/VE/||/<>/> Hak ettiği yerde bırakılmalı/tutulmalı. )


- NESNELER ile/ve NESNELERİN İLİŞKİLERİ ile/ve NESNELERİN DEĞERLERİ


- NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT


- NESNELERİ, YERE ...:
ATMAK ile/değil/yerine KOYMAK


- NESNELERİN RENKLERİNDE:
EMME ile/ve YANSITMA


- NESNELEŞTİRME ile/yerine NE İSE NE'LEŞTİRME(O'LAŞTIRMA)


- NESNELEŞTİRME ile NESNELLEŞTİRME


- NESNELLİK ile/ve ÖZNELLİK

( OBJECTIVITY vs./and SUBJECTIVITY )

( ... ile/ve ZHUTIXING )


- NESNELLİKTE:
ÖLÇÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> KESTİRİLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> GÖZLEMLENEBİLİR/LİK


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NESNENİN (T)ÖZÜ ve/||/<> İNSANIN (T)ÖZÜ ve/||/<> TİNİN (T)ÖZÜ

( Çekim, zorunluluk. VE/||/<> Özgürlük. VE/||/<> Eylem. )


- NESNENİN BİLİNCİ ile/ve KENDİ-NİN BİLİNCİ

( CONSCIOUSNESS OF THE OBJECT vs./and CONSCIOUSNESS OF THE SELF )


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP MADDE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NESNENİN MERKEZİ ve/||/<> BİLİNCİN MERKEZİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜN MERKEZİ

( Kendi dışındadır. VE/||/<> Kendini bilmedir. VE/||/<> Kendine yeten varolmadır. )


- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA

( )

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )


- NESNENİN:
KENDİ ile/ve/değil AYRILMIŞ/UZAKLAŞMIŞ OLMASI


- NESNENİN:
ÜÇ DURUMU ile/ve/değil ONBEŞ DURUMU


- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI

( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )


- NESNENİN/ÜRÜNÜN/BESİNİN:
TARİHİ ile/ve/||/<> TARİFİ


- NESNESİNE/KONUSUNA GÖRE İLİM ile/ve AMACINA GÖRE İLİM


- NESNESİZ ile/ve/||/<> DÜŞÜNCESİZ

( Nesnesiz ve düşüncesiz, kültür olanağı yoktur. )


- Nesneyi KONUŞ!!!


- NESRİN OLGUN ARSLAN ile/ve/||/<> BENGİSU AVCI

( [Manş Denizi'ni(İngiltere'den, Fransa'ya) geçen iki kişi.]
[15 saat 47 dakikada | 28 Ağustos 1979'da] İLE/VE/||/<> [11 saat 29 dakikada | 03 Ağustos 2018'de] )


- NESRÎN[Fars.] ile NESTER/BESTEREN/NESTERÛN/NESTERÎN[Fars.]

( Ağustos gülü, yaban gülü. | Mısır gülü. | Van gülü. İLE Ağustos gülü, yaban gülü. )


- NEŞTER[Fars.]/TECRİH[Ar.] BIÇAĞI/BİSTURİ[< Fr.]/SCALPEL[İng.] = BIÇAK


- NEŞVE ile/ve TEMÂYÜL


- NET ÜCRET değil/yerine/= KALANLIK


- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]

( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )


- NET/LİK / NETLEŞTİRMEK ile BELİRGİN/LİK / BELİRGİNLEŞTİRMEK

( Güneş parlarken hemen hemen görünmez. )

( CLEAR vs. CLARITY
When the sun shines, it's hardly visible. )


- NET/LİK ile KESİN/LİK

( CLEAR/NESS vs. DEFINITE/CERTAINTY )


- NET ile SONSAL

( CLEAR vs. A POSTERIORI )


- NET ile TEMİZ

( CLEAR vs. CLEAN )


- NETÂC[Ar.] ile ...

( Hayvanın kendi kendine doğurması. )


- NETİ-NETİ ile ...

( O değil, bu değil. Ebedi ve nihai gerçeğe ulaşmak amacıyla, dünyayı oluşturan tüm isimlerin ve formların(nama ve rupa) sürekli, adım adım ilerleyen red ve inkârı şeklindeki çözümsel süreç. )


- NETİCE[Ar.] değil/yerine/= SONUÇ


- NETLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< AYRIŞTIRMA


- NETLEŞTİRME ile/ve/<> YÜZLEŞ(TİR)ME ile/ve/<> YORUMLAMA

( Psikoterapi yöntem ve süreçleri. )


- NETLİK ile "AŞIRILIK"

( CLEAR vs. "EXCESSIVENESS" )


- NETVÖRK[< İng. NETWORK] değil/yerine/= AĞ


- NEV-BAHÂR ile YENİ BAHAR

( Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamıdır. [Zamanımızda bir örneği kalmamıştır.] )


- NEV-CİVÂN[Fars.] ile NEV-BAHAR[Fars.]

( Her an canlı. | Genç delikanlı. İLE İlkbahar. )


- NEV-İ HAKİKÎ(NEV'UL ENVÂ) ile NEV-İ İZÂFÎ


- NEV-RÛZ[Fars.] ile ...

( Yeni gün. )


- NEV'Î ile/ve NEF'Î

( 1572? - 1635 ile/ve 1533 - 1599 )


- NEV[Ar.] ile NEV'[Ar. çoğ. ENVÂ']

( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Çeşit, tür. | Cins. | Sınıf. )


- NEVÂFİS[Ar. < NEFSÂ] ile NEVÂFİZ[Ar. < NÂFİZE]

( Loğusalar. İLE Nüfuz edici şeyler. )


- NEVÂHÎ[Ar. < NÂHİYE] ile NEVÂHÎ[Ar. < NEHY]

( Yanlar, taraflar. Bucaklar, nâhiyeler. İLE Yasak şeyler. )


- NEVÂHİK[Ar. < NÂHİKA] ile ...

( Dudaklı hayvanların göz pınarları. )


- Nevai'ye KONUŞ!!!


- NEVÂÎ[Fars.] ile Nevâî[Ali Şîr-][Fars.]

( Makam, uyum ve nasip ile ilgili. İLE [1441-1501]. )


- NEVÂİR[Ar. < NÂİRE] ile NEVÂÎR[Ar. < NÂÛRE]

( Ateşler, alevler. İLE Bostan dolapları. )


- NEVÂKIS[Ar. < NAKÎSA] ile NEVÂKIS[Ar. < NÂKİS] ile NEVÂKÎS[Ar. < NÂKUS]

( Eksikler, noksanlar. İLE Başlarını sürekli önüne eğen adamlar. İLE İbâdet zamanlarında kilisede çalınan çanlar. )


- NEVÂTÎ[Ar. < NÛTÎ] ile NEVÂTÎR[Ar. < NÂTÛR]

( Gemiciler. İLE Hamam hizmetlileri, natırlar. | Bostan bekçileri. )


- NEVBET[Ar. < NÜVEB] ile NEVBET[Fars.]

( Sıra, sıra ile görülen iş. | Hastalık ateşi. | Zaman zaman ortaya çıkan aynı cinsten fizyolojik bozuklukların hepsi. | Nokta hizmeti, karakol. İLE Resmî ya da saray ve konak gibi bazı belirli yerlerde ve belirli zamanlarda çalınan davul, dümbelek gibi şeyler, seferlerde çalınan askerî mızıka, bando. )


- NEVEND[Ar. < NÜVEB][Fars.] ile LEVEND[LEVENDÂN][Fars.]

( Hızlı giden at. | Postacı, atlı postacı. İLE Yeniçeri devrinde deniz erlerine verilen bir ad. | Zamanında, Venedik'lilerin, doğu bölgelerinden, maaşla topladıkları deniz askeri. | Tembel. | Ayyaş, içkici. | Zampara. | Kabadayı. | Hizmetçi, gündelikçi, çırak. | Namussuz kadın. | İbne. [Türkçe'de kullanılan anlamlar, Farsça'da yoktur!] )


- NEVH[Ar. < NÂİHA] ile NEVH[Ar.]

( Ağıt yakan, ağlayan hanımlar. İLE Ölüye avaz avaz ağlama. | Güvercinin nağma ile ötmesi. )


- NEVHA ile ...

( Ağıt. )


- NEVHÂT[Ar. < NEVHA] ile NEV-HATT[Fars., Ar.]

( Ölüye yüklsek sesle ağlamalar. İLE Sakal başı yeni çıkmaya başlamış genç. )


- NEVİ ŞAHSINA MÜNHASIR değil/yerine/= KENDİ TÜRÜNE ÖZGÜ


- NEVÎ[Ar. < NEV] ile NEV'Î[Fars.] ile Nev'î[Ar.]

( Türü/nevi ile, çeşitle, cinsle, sınıfla ilgili. İLE Yenilik. İLE Müderrislik, kadılık, kazaskerlik görevlerinde bulunmuştur. Divânı, edebi risaleleri ve bazı ilmi eserleri vardır.[1533 - 1599] )


- NEVK[Fars.] ile ...

( Sivri uc. | Kuş gagası. | Kirpiğin ucu. )


- NEVMÎD[< NÂ-ÜMÎD] ile ...

( ÜMİTSİZ )


- NEVRÂ[Ar. < NEVR] ile NEV-RÂH[Fars.]

( Parlak. İLE Yeni yolcu, ilk olarak yolculuğa çıkan. | Yeni yol. )


- NEVRALJİ ile NEVRİT

( Sinir patolojisinden kaynaklanan ağrı. İLE Sinir yangısı. )


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD

( )

( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )

( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )


- NEVROTİK değil/yerine/= SİNİRCELİ


- NEVRUZOTU ile ...

( İkiçeneklilerden, çiçekleri, aslanağzına benzeyen, türlü renkte, taşıdığı glikozit nedeniyle iç söktürücü olarak kullanılan bir kır bitkisi. [Lat. LINARIA VULGARIS] )


- NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ ile NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ VE SEBİLİ

( Şehzadebaşın'da bulunan bir duvar çeşmesi. İLE Şehzadebaşı Caddesi ile Dede Efendi Caddesi köşesindedir. )

( İkisi de 1720'de yaptırılmıştır. )


- NEW AGE[İng.] değil/yerine/= ÇAĞCIL MÜZİK


- NEW vs./and STRANGE


- NEWS vs. MESSAGE


- NEWSQL/NEWSTRUCTURED QUERY LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= MELEZ YAPILANDIRILMIŞ SORGU DİLİ


- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB

( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )

( image )


- NEWTON ile/ve/<> EINSTEIN ile/ve/<> FEYNMAN


- NEWTON ve/||/<> EINSTEIN ve/||/<> PLANCK


- NEWTON ve LOCKE

( "Locke, Newton'un doğa felsefesinin yöntemini çıkarmıştır." VE "Newton, Locke'un yöntemini doğa felsefesine uygulamıştır." )


- NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]

( ... İLE Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg. olan cisme, saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi. )


- NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE

( Isaac Newton - The Last Magician [BBC Documentary] )


- NEXUS vs. 0 (ZERO)


- NEY "SESİ" değil NEY SEDÂSI

( Ney dışındaki tüm müzik aletlerinin sesi olur diye kabul edilir fakat Ney'in, sesi değil sadâsı olur.

SADÂ/SEDÂ ([Tr. SELEN] [İng. VOICE]) sözcükleri de, insan sesine verilen addır ve öteki tüm seslerden ayrılır.

Ayrıca, "Ney çalmak" değil "Ney üflemek" diye ifade edilir.

Bu biçimde geçmelerinin nedeni de, öteki müzik aletlerini kişinin çalmasıdır. Tüm müzik aletlerinden ses çıkarılmış olur fakat ney üflendiğinde ise Ney'den değil üfleyenden yani insandan sadâ çıkmaktadır. Çıkan "ses" de, sadece Ney aracılğıyla, kişinin sadâsı ve halidir.

En önemli kaynaklardan biri olarak, Hz. Mevlânâ'nın, Mesnevî-i Mânevî'sinin ilk 18 beytinden yararlanılabilir. )


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK

( Ney dışındaki sazlar için "çalmak" sözü kullanılır fakat Ney için durum tamamen farklıdır. Ney çalınmaz, üflenir. Ney, insanı/hali çalar. )


- NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney'in kendi sesi yoktur. )

( Ney'in sesi HÛ'dur. )

( Ney, ahadiyetin sesidir. )

( Ney Forum [ http://neyforum.net ] )

( Ney Derneği [ http://neyforum.biz ] )

( REED FLUTE )


- NEY ile/ve ÂDEM VE HAVVA

( 60 İLE/VE 45 + 15 )


- NEY ile/ve/> DUDUK


- NEY ile GİRİFT[Fars.]

( ... İLE Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık. | [eski güzel yazı sanatında] Boş yer bırakmayacak biçimde, iç içe istif edilmiş yazı. | Türk müziğinde kullanılmış, neye benzeyen bir çalgı. )


- NEY ve/<> İNSAN

( Tüm müzik aletlerini, insan çalar fakat sadece ney, insanı/kişiyi ve kişiden çalar. )


- NEY ile LAVTA


- NEY ile/ve MISKAL[Ar.]/MÛSÎKÂR[Fars.]["ka" uzun okunur]

( MÛSÎKÂR KUŞU: Gagasındaki deliklerden çıkan uyumlu sesten. )

( ... İLE/VE Mizmar çeşidinden sıra, kalem, düdük, kaval. Dervişlere özel bir saz. | Rüzgâr estikçe, gagasındaki deliklerden türlü türlü ses çıkardığından dolayı, "mûsikî" sözünün de bundan alındığı söylenilegelen bir kuş. | Adı anonim bir Edvâr-ı İlm-i Musıkî'de geçen makam. )


- NEY değil NE


- NEY ile/değil NEYÇE

( ... İLE/DEĞİL Küçük ney. | Dokumacıların kullandığı küçük kamış. )


- Neyden dinlersen dinle ama DİNLE!!!


- Neyi, nasıl ve ne zaman söyleyeceğini bilmediğin için SUS!!!


- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ


- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...


- NEYZEN/NÂYÎ[Fars.] ile ...

( Ney üfleyen. )


- NEZ'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( Bozma, halkı birbirine düşürme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Can çekişme. )


- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]

( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )


- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET

( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )


- NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ve/||/<> RİKKAT

( Ahlâk temizliği. | İncelik. VE/||/<> İncelik. | Merhamet, acıma. )


- NEZÂKET [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK


- NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak] ile/ve/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU'/TADA'DU'[< Dİ'DA]

( Özüne varmanın ilk adımı, alçakgönüllülüktür. )


- NEZÂKET/EN değil/yerine/= İNCELİK/TEN


- NEZÂKET >< AZÂMET

( Nezâket, azâmetten korkar. )


- NEZÂKET ile CESÂRET


- NEZÂKET ile/ve/<> EDEB


- NEZÂKET ile/ve EHLİYET


- NEZÂKET ile/ve/<> KÜLTÜR

( POLITENESS vs./and/<> CULTURE )


- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET


- NEZÂKET ile REZÂLET


- NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET ile/ve/||/<> MELÂHAT ile/ve/||/<> LETÂFET

( Nefsi, kötü ve yerilmiş huylardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Aklı, kötü düşüncelerden, kuruntu/vehm ve kuşku/şüphe/zanlardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Kalbe ait bâtınî arınma. İLE/VE/||/<> Hakk'tan başkasına bakmaktan arınmak. )


- NEZAKETSİZ/LİK değil/yerine/= KABA/LIK


- NEZÂRET MAKAMI değil/yerine/= GÖZETİM KATI/GÖZETİM ORUNU


- NEZÂRET[Ar. < NAZAR] ile/ve/<> VEKÂLET/VEKİLLİK[Ar.]

( Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim. | İdâre, reislik. | Nâzırlık, vekillik. İLE/VE/<> Başkasının işini görmeye görevli ve/ya da yetkili olma. | Birini, kendi yerine geçirme. | Birinin yerini tutma. | Vekillik, nezâret. | Vekilin, görev yaptığı yer/bina. )


- NEZÂRET[Ar.] ile NEZÂRET[Ar. < NAZAR]

( Tazelik, parlaklık. İLE Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim, kontrol. | İdare, reislik. | Bakanlık/nâzırlık, vekillik. )


- NEZÂRET ile/ve/||/<> BASÎRET


- NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI/GÖZETİM


- NEZÂRETHANE/NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI YERİ/GÖZETKE


- NEZİF[Ar. < NEZF] değil/yerine/= KANAMA

( Gövdenin herhangi bir yerinden kan akması, kan gelmesi. | Manevi acıların yeniden etkisini duyurması, depreşmesi. )


- NEZÎL[Ar. < NÜZL] ile NEZÎR[Ar. < NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]

( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )


- NEZÎR[< NEZR] ile ...

( KORKUTMA, BİRİNİ, DOĞRU YOLA SOKMAK İÇİN GÖZDAĞI VEREREK KORKUTMA )


- NEZÎR ile/ve/değil/yerine BEŞÎR

( Korkulacak şey, henüz ortada yokken, musibet başa gelmeden önce uyaran kişi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nimetleri, ikramları henüz kendine ulaşmadan önce o nimetlerin güzelliğini gösteren, bildiren kişi. )

( Korkutucu değil, uyarıcı. )

( Kur'an-ı Kerim'in adlarındandır. )

( Allah'ın 1001 esmasındandır. )

( Kişinin, başına gelebilecek kötülüğü yaşamaması için kişiye anlatan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kişinin, henüz yaşamadan önce deneyimleyebileceği şeyleri müjdeleyen. )

( "Şuradan giderseniz düşersiniz" gibi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE "Şöyle yaparsanız, şu ödülü kazanırsınız" gibi. )


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA

( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı. Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )

( image )

( image )

( image )

( image )

( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )


- NEZLİNDE/NEZLİMDE değil NEZDİNDE/NEZDİMDE

( Yanında, huzurunda, gözetiminde. )


- NEZR ile ...

( ADAK, ADAMA )


- NOKTA ve/||/<> DÜZLEM ve/||/<> NESNE/ŞEY

( Biraradalığı vermezler. )


- NOLMAZ NOLMAZ değil NE OLUR, NE OLMAZ


- NÜCEBÂ[< NECÎB] ile ...

( RİCAULLAH(TANRI ERENLERİ) YA DA RİCÂL-ÜL-GAYB(GAYB ERENLERİ) DENİLEN 40 KİŞİYE VERİLEN AD, KIRKLAR )


- NÜVE değil/yerine/= NENÖZ


- NYHA/NEW YORK HEART ASSOCİATION[İng.] değil/yerine/= NEW YORK KALP DERNEĞİ


- OBJE[Fr./İng. < OBJECT] değil/yerine/= NESNE


- OBJECTİVE SENSUALİSM değil/yerine/= NESNEL DUYUMCULUK


- OBJEKTİF/OBJECTIVE[İng.] değil/yerine/= NESNEL | MERCEK DÜZENEĞİ


- OBJEKTİF değil/yerine/= NESNEL


- OBJEKTİVİST değil/yerine/= NESNELCİ


- OBJEKTİVİZM değil/yerine/= NESNELCİLİK


- ÖLÜ değil NEYYİD(E)


- ÖLÜM KORKUSU yerine NEFSİNE TÂBİ OLMA KORKUSU


- OLUMSUZ = MENFİ = NEGATIVE[İng.] = NÉGATIF[Fr.] = NEGATIV[Alm.] = NEGATIVO[İsp.]


- OLUMSUZLAMA, DEĞİLLEME = NEGATION, DENIAL[İng.] = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.]


- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN

( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )


- OMT/OBJECT MODELING TECHNİQUE[İng.] değil/yerine/= NESNE MODELLEME TEKNİĞİ


- OOSE/OBJECT ORIENTED SOFTWARE ENGINEERING[İng.] değil/yerine/= NESNE YÖNELIMLİ YAZILIM MÜHENDISLİĞİ


- ÖZ NE


- ÖZNE NESNE


- ÖZNE ve/<> NESNE

( Özne, nesnesiyle birliktedir. )


- ÖZNEL ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< NESNEL DÜZEN

( Nesnel düzen olmadan, öznel özgürlük, yalnızca bir kapristir, anarşidir, karmaşadır. Öznel özgürlük, devlet olmadan gerçekleştirilemez. )


- ÖZNELLİK'TE ile/ve NESNELLİK'TE

( VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ ile VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ )


- PARENKİMA = NESC-İ HÜCREVÎ = TISSU CELLULAIRE


- PEYGAMBER YEMİNİ ile NEFİS YEMİNİ


- PİREKAPAN/PİREOTU = NEZLEOTU

( Bileşikgillerden, beyaz yapraklı çok yıllık bir bitki. Bazı türlerinden elde edilen toz, böcek öldürücü olarak kullanılır. )

( PYRENTHRUM )


- PLUTONYUM[Fr.] ve/<>/< NEPTUNYUM

( Atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen, radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pu] VE/<>/< ... )


- POZİTİF ile NEGATİF


- PSİKOZ ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ile/ve/||/<>/> NEVROZ


- PTEROZOR ile NE KUŞ, NE DİNOZOR


- RE-ENKARNASYON ile NEW-ENKARNASYON

( TSONGKABA: Reenkarnasyonu ilk ortaya atan. )

( Reenkarnasyon, tekrar gövdelenme. Bu süreç sadece görünür ya da görünmezlikle/3 boyutlu görünüm ile/gözün algılama potansiyeli ile sınırlı değildir. Hücre ve organların günlük, haftalık gibi dönemsel değişimleri/mutasyonları da bu olgunun içinde düşünülebilir. İLE Newenkarnasyon, yeni ve/veya yeniden(başlangıçsal) gövdelenme. )


- RESÛL[Ar.] ile/ve/||/<> NEBÎ[Ar. < NEBE, çoğ. ENBİYÂ]/SAVACI[Ar.]

( Elçi. İLE/VE/||/<> Haber veren. )

( İtikatta değil ama amelde ve hükümler bakımından yeni bir tebliğ, emirler zinciri sunan peygamber. İLE/VE/||/<> Daha önceki bir peygamberin tebliğini aynen yineleyen, tekrarlayan peygamber. | Kitap getirmemiş peygamber. )

( Ku'an-ı Kerim'de yazılı yirmibeş peygamber vardır. Sırasıyla: Hz. ÂDEM, İDRİS, NUH, HUD, SALİH, İBRAHİM, LUT, İSMAİL, İSHAK, YAKUP, YUSUF, EYÜP, ŞUAYIP, MUSA, HARUN, DAVUT, SÜLEYMAN, İLYAS, ELYASA, YUNUS, ZÜLKİFL, ZEKERİYA, YAHYA, İSA, MUHAMMED )

( Hz. ÜZEYİR, LOKMAN ve ZÜLKARNEYN, bazı bilginlere göre Nebî, bazılarına göre ise Velî'dir. )

( Şeriat getirir. İLE/VE/||/<> İrşâd eder. )

( Baba. İLE/VE/||/<> Anne. )


- RÛH[Ar.] ile MÜHCE[Ar.] ile NEFS[Ar.] ile ZÂT[Ar.]


- RUH ile/yerine/değil NEFS

( RUH/GEIST: Bütünlüğün ilkesi. )


- RÜYA:
ŞEYTANÎ ile NEFSÎ ile DÜNYEVÎ ile RAHMÂNÎ

( Kötülüklerin görülmesi. İLE Ulaşma odaklı. İLE Olduğu gibi. İLE Manevi. )


- ŞÂD[Fars.] değil/yerine/= NEŞELİ, SEVİNÇLİ


- SATİRİAZİS ile/ve/||/<> NEMFOMANİ

( [Aşırı eşeysel istekli/lik]
Erilde. İLE/VE/||/<> Dişilde. )


- SEBEBİYET VERMEK değil/yerine/= NEDEN OLMAK/YOL AÇMAK


- SEBEP ile NEDEN


- ŞECÂ'AT[Ar.] ile NECDET[Ar.]


- ŞEFTALİ ile KAYISI ile NEKTAR

( BERKUK: Şeftali, kayısı, zerdâli. )

( Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu meyvesi. İLE ... İLE ... )

( HAVH ile MIŞMIŞ ile ... )

( PEACH and APRICOT vs. NECTAR )

( PRUNUS PERSICA et PRUNUS ARMENIACA cum ... )


- SEN ve/=/<> NEŞE


- SENÂ'[Ar.] ile NESÂ'[Ar.]


- SEVDİKLERİNİZE VERİN!:
KANAT/LAR ve/||/<> KÖK/LER ve/||/<> NEDEN/LER

( Uçmaları için. VE/||/<> Geri dönebilmeleri için. VE/||/<> Yanınızda kalmaları için. )


- SEVGİ:/=/<
"ANTLAŞMAK" değil/yerine NEDENSİZ DE

( Sevgi, antlaşmak değildir,
Nedensiz de sevilir.
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir. )


- SEVGİ:
İYİLİK ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> NEŞE ve/||/<> SAKİNLİK


- SEVGİ ve/> NEŞE

( LOVE and/> JOY )


- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ


- ŞEY ile/ve NESNE

( ... İLE/VE Bükülmüş zaman ve mekân, uzayın yoğunlaşması. )

( THING vs. OBJECT )


- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE

( )


- ŞİİR ile/ve/= NEFES


- ŞİİR ile/ve/değil/<> NEŞÎDE

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. )


- ŞİKÂYET ETMEK/SÖYLENMEK değil/yerine NE YAPABİLECEĞİNİ VE NASIL YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK VE EYLEME GEÇMEK


- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI


- SİYAH ile NEFTİ[Fars., Ar.]

( ... İLE Siyaha yakın, koyu yeşil. )


- SİZ:
ÇOĞUL ile/değil NEZÂKET


- SOLUK = NEFES = BREATH[İng.] = SOUFFLE[Fr.] = ATEM[Alm.] = RESPIRO[İt.] = ALIENTO[İsp.]


- SONUÇ ile/ve/<> NEDEN/SEBEP

( RESULT/CONSEQUENCE vs./and/<> REASON )


- SONUÇ ile/ve NEDEN/SEBEP OLAMAYAN SONUÇ

( RESULT/CONSEQUENCE vs./and THE RESULT, WHICH CANNOT BE A REASON )


- SONUÇ = NETİCE = CONCLUSION[İng., Fr.] = SCHLUSS, SCHLUSSATZ, KONKLUSION[Alm.] = CONCLUSIO[Lat.] = CONCLUSIÓN[İsp.]


- SONUÇLARA DAYANÇ/SABIR ile/ve NEDENLERE DAYANÇ/SABIR

( Nedenlere sabretmek, çok daha zordur. )


- SÖZ/KONUŞMA:
"UZAMASIN!" yerine/değil NE KADAR GEREKİYORSA O KADAR KONUŞMAK


- SÖZ ile/ve/= NEFES


- SÖZCÜĞÜN:
"NEREDEN GELDİĞİ" ile/ve/değil/||/<>/< NEREYE DAYANDIĞI


- ŞU ANDA VE BURADA, ...:
NE OLUYOR? ve/||/<>/> DUYULARIM NELER? ve/||/<>/> NASIL DAVRANIYORUM/DAVRANABİLİRİM? ve/||/<>/> YARARLI/YARARIMA OLAN NEDİR? ve/||/<>/> NE/LER YAPABİLİRİM?


- SÜLEYMAN ve/<> SUNULLAH ve/<> FEYZULLAH ve/<> ÂLÎ ve/<> PÎRÎ ve/<> NEV'Î

( Kanûni Sultan Süleyman. VE/<> Sunullah Efendi. VE Feyzullah Efendi. VE Gelibolu'lu Âlî. VE Piri Reis. VE Yahya Efendi. )

( Sultan. VE/<> Şeyhülislâm. VE Muhaddis. VE Tarihçi. VE Denizci. VE Şair. )

( Kanûni Sultan Süleyman ve/<> sınıf arkadaşları. )


- SÜRÛR[Ar.] ile NEŞE/SEVİNÇ | TESKİN/TESELLİ


- SUSABİLMEK/SÜKÛT ve/||/<> PERHİZ/REJİM ve/||/<> NEŞE ve/||/<> COŞKU


- TABİÎ NEFS ile/ve/<> NEBÂTÎ NEFS

( Cismin parçalarını muhafaza edip, birbirinden ayrılmasından koruyan bir kuvvet. İLE/VE/<> Cismi, uzunluk, genişlik, derinlikte uzatıp, büyütüp, cismini büyüten kuvvet. )

( NEBATÎ NEFS'ler:
* CÂZİBE(ÇEKME)
* MÂSİKE(TUTMA)
* HÂZİME(SİNDİRME)
* MÜMEYYİZE(AYIRMA)
* DAFİA(DIŞARI ATMA)
* MÜLEDE(ÜREME)
* MUSAVVİRE(ŞEKİL VERİCİ)
* GÂDİYE
* NÂMİYE )


- TAHÂRET[Ar.] ile NEZÂFET[Ar.]


- TAHSÎS[Ar.] ile NESH[Ar.]


- TÂLİK ile/ve/||/<> SÜLÜS(CELÎ) ile/ve/||/<> RİKÂ ile/ve/||/<> NESİH

( XIV. yy. sonlarında ve XV. yüzyıl başlarında, Anadolu'da. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> XIX. yüzyıl başlarında. İLE/VE/||/<> Kur'ân-ı Kerîm'de. )


- TANIM ile/ve/<> NEDEN

( Tanım, nedene giden, en kısa yoldur. )

( DEFINITION vs./and/<> CAUSE/REASON )


- TAPINAKLARDA:
GÖBEKLİTEPE ve/||/<> NEVALİ-ÇORİ ve/||/<> JERF EL AHMAR ve/||/<> ARKAİM ve/||/<> GİLGAL ve/||/<> MALTA ADASI ve/||/<> CUICUILCO ve/||/<> KURGANLAR ve/||/<> SOLOVETSY ADALARI ve/||/<> STONEHENGE ve/||/<> AVEBURRY ve/||/<> CASTLERIGG ve/||/<> NEWGRANGE

( Urfa'da. VE/||/<> Urfa'da. VE/||/<> Suriye'de. VE/||/<> Rusya'da[Kazakistan'ın kuzeyinde]. VE/||/<> Golan tepelerinde.[İsrail'in doğusu] VE/||/<> Malta'da. VE/||/<> Meksika'da. VE/||/<> Altay Dağları'nda. VE/||/<> Rusya'da. VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İrlanda'da. )


- TARİH ile/ve/değil/||/<>/< NESNELERİN TARİHİ


- TAŞ ile NECEFTAŞI

( ... İLE Parlak ve saydam bir çeşit kuvars billuru. )


- TATLI MADDE, BALÖZÜ, NEKTAR[Fr. < NECTAR] = MADDE-İ HULVÎYE = NECTAR


- TEESSÜF[Ar.] ile NEDEM[Ar.]


- TEKLİFSİZ BİRLİKTELİK ile/ve NEDENSİZ BİRLİKTELİK


- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR

( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )

( Padişahların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )


- TEMELLENDİRMEK ile NEDENSELLEŞTİRMEK

( WELL-FOUNDING vs. CAUSALING )


- TESLİMİYET ile NEFS

( Yün yumağı fındık kadar kalsa bile yine "Ben yumağım!" der durur. Fakat son ilmiği de attılar mı, gözünü bir açar ki, güzel bir halı olmuş, yumaklığından eser kalmamış. Nefis yumağının da oraya buraya yuvarlanması bunun için. Bizi bir halı olarak dokuyor. )

( Nefsi kurtarmak için yokluk gerek. )


- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF

( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )

( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )

( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )


- TEVEKKELÎ[Ar.] değil/yerine/= NEDENSİZ, BOŞ YERE/BOŞUNA


- TİN:
| ÖZNEL ile/ve/||/<>/> NESNEL | ile/ve/||/<>/> SALTIK

( | Üretim. İLE/VE/||/<> Katılım. | İLE/VE/||/<>/> Zorunlu üretim. )

( | Bireysel. İLE/VE/||/<> Toplumsal. | İLE/VE/||/<>/> Tanrı/hakikat. ) )

( | Koşullu. İLE/VE/||/<> Koşullu. | İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )

( | Özerklik. İLE/VE/||/<> Özerklik. | İLE/VE/||/<>/> Özgürlük. )


- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]

( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )


- TORUN ile/ve/||/<> NEBİSE[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<> Kız torun. )


- TÜR, NEVİ = NEV' = ESPÈCE


- TÜR = NEVİ = SPECIES[İng., Lat.] = ESPÈCE[Fr.] = ART[Alm.] = EIDOS[Yun.] = ESPECIE[İsp.]


- UYUTUM = NEVM-İ SINAİ = HYPNOSIS[İng.] = HYPNOSE[Fr., Alm.] = HYNOS[Yun.]


- VAKTAKİ ...[Ar., Fars.] değil/yerine/= NE ZAMAN Kİ ...


- VAMP ile NEMFOMANYAK

( Filmlerde uğursuz kadın rolü yapan sanatçı. | Maceraperest kadın, eril peşinde koşan dişil kişi. İLE Eşeysel güdüsü aşırı olan dişil kişi. )


- VARGI = NETİCE = CONSEQUENCE[İng.] = CONSÉQUENCE[Fr.] = KONSEQUENZ, FOLGERUNG[Alm.] = COMSEQUENTIA[Lat.] = CONSECUENCIA[İsp.]


- VAROLUŞ:
TÖZ ile/ve/> ERK ile/ve/> ETKİ ile/ve/> EDİM ile/ve/> NEDENSELLİK


- VAROLUŞ ile/ve/yerine/= NEFS MERTEBELERİ


- VESİLE[Ar.] değil/yerine/= NEDENCE


- VESVESE[Ar.] ile NEZ'[Ar.]


- VEZİR ile/ve NEDİM


- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR


- YADSIMA = NEFİY = NEGATION = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.] = NEGACION[İsp.]


- YANİ ile NEYSE


- YAPRAK DAMARLARI = EVRÂK-I ASABÎYE = NERVURES DES FEUILLES


- YARARLI/ŞİFALI BİTKİLER = NEBÂTÂT-I NÂFİ'A = PLANTES UTILES

( Şubat ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Şakayık/Ayıgülü[Paeonia Delora] - Soğanlar

(Şubat ve Mart ayı boyunca)
Defne[Laurus Nobilis] - Gövdenin kabuğu, kökleri, yaprak ve meyvesi
Hatmi[Althaea Officinalis] - Kökleri
Melekotu[Archangelita Officinalis] - Kökleri
Sarı Çam[Pinus Silvestris] - Tomurcuğu
Süsen[İris] - Kökleri
Yılanbıçağı[Arum Maculatum] - Kökleri

(Şubat, Mart ve Nisan ayı boyunca)
Huşağacı[Betula Alba] - Kabuğu

---

Mart ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Bohça Otu[Helleborus Orientalis] - Kökleri
Ökseotu[Viscum] - Küçük dalları
Kadın Tuzluğu[Berberis Vulgaris] - Köklerin kabuğu
Saplı Meşe[Quercus Pedunculata] - Kabuğu

(Mart ve Nisan ayı boyunca)
Söğüt[Salix] - Kabuğu, yaprak ve kökleri
Kokulu Menekşe[Viola Odorata] - Çiçekleri ve sapları

---

Nisan ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Söğüt[Salix] - Kabuğu, yaprak ve kökleri
Kokulu Menekşe[Viola Odorata] - Çiçekleri ve sapları

(Mayıs'tan Temmuz'a kadar)
Banotu [Hysocyamusniger] - Yapraklar, kök ve tohumlar
İtsinekleri[Marribium Vulgare] - Çiçekleri
Papatya[Matricaria Chamomilla] - Çiçekleri
Şakayık[Paeonia Officinale] - Çiçekleri ve kökleri

(Nisan ve Mayıs ayı boyunca)
Biberiye[Rozmarinus Officinalis] - Yaprakları
Sarmısakotu[Allaria Officinalis] - Tüm bitki

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

(Nisan'dan Eylül'e kadar)
Menekşe[Viola Tricolor] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sinir Otu[Plantago Lanceolata] - Yaprakları

---

Mayıs ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Gelincik[Papaver Rhoeas] - Çiçekleri
Mürver Ağacı[Sambucus Nigra] - Çiçeği, meyveleri ve dal kabukları

(Nisan ve Mayıs ayı boyunca)
Biberiye[Rozmarinus Officinalis] - Yaprakları
Sarmısakotu[Allaria Officinalis] - Tüm bitki

---

Haziran ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Su Yoncası[Menyanthes Trifoliata] - Tüm bitki

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

---

Temmuz ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ihlamur[Tilia] - Çiçekleri
Ebegümeci[Malva Silvestris] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

---

Ağustos ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ahududu[Rubus İdaeus] - Yaprakları ve meyveleri
Baldıran[Conium Maculatum] - Ucları, yaprağı
Beyaz Ballıbaba[Lamium Album] - Çiçekleri
Çilek[Fragaria Vesca] - Yaprakları
Çobanüzümü[Vaccinium Myrtillus] - Meyveleri ve yaprakları
Çuha Çiçeği[Primula Officinalis] - Kökleri
Frenk Kimyonu[Carum, Carvi] - Olgunlaşmış meyveleri
Güzel Avrat otu[Avropa Belladone] - Yaprakları ve kökleri
Kırlangıçotu[Chelidnium Majus] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kişniş[Coriandrum Sativum] - Meyveleri
Lavanta[Lavandula Officinalis] - Çiçekleri
Oğulotu/Melissa[Melissa Officinalis] - Yaprakları
Öksürükotu[Tussilago Farfara] - Yapraklar
Portakal Nergisi[Calendula Officinalis] - Çiçekleri
Sığırdili[Borrago Officinalis] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Taşyonca[Melilotus Officinalis] - Çiçek taşıyan küçük dalları
Yüksükotu[Digitalis] - Yaprakları

(Nisan'dan Eylül'e kadar)
Menekşe[Viola Tricolor] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sinir Otu[Plantago Lanceolata] - Yaprakları

---

Eylül ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Adaçayı[Salvia Officinalis] - Yaprakları
Ahududu[Rubus İdaeus] - Yaprak ve meyvesi
Atkuyruğu[Equisetum Arvense] - Yazın sapı
Ayrıkotu[Agropyron Repens] - Kökleri
Beyazayüzümü[Arctostaphylos Uva-ursi] - Yaprakları
Büyük Isırgan[Urtica Dioica] - Yaprakları ve tohumları
Civan Perçemi[Achilkea Millefolium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Çiğdem[Colchicum Autumnale] - Tohumlarla kökleri
Çobandeneği[Polygonum Bistorta] - Kökleri
Güzelavratotu[Atropa Belladona] - Kökleri
Hakiki Yoğurtotu[Galilim Verum] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Hatmi[Althaea Officinalis] - Kökleri (soyulmuş olarak)
Kadıntuzluğu[Berberis Vulgaris] - Köklerin kabuğu
Kayışkıran[Ononis Spinoza] - Kökleri
Kekik[Thymus Serpyllum] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kırmızı Kantaron[Erythraea Centairium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kuşburnu[Rosa Canina] - Meyveleri
Kuzupıtrağı/Koyunotu[Agrimonia Eupatoria] - Tüm köküstü
Meyankökü[Glycyrhizaglabra] - Kökleri
Nane[Mentha Piperita] - Yaprakları
Pelinotu[Artemisia Absinthium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Radika[Cichorium Prun Astri] - Tüm bitki
Rezene[Foeniculum Vulgare] - Meyveleri, kök ve yaprakları
Sabunotu[Saponaria Officinalis] - Kökleri ve Yaprakları
Sığırkuyruğu[Verbascum Phlomoides] - Yaprakları ve Çiçekleri
Subiberi[Polygonum Hydropiper] - Tüm köküstü
Şerbetçiotu[Humulus Lupulus] - Kozalakları
Taşanason[Pimpinella Saxifraga] - Kökleri
Tatula/Boru Çiçeği[Datura Stramonium] - Yaprakları, çiçek ve tohumu
Yermeşesi/Kısamahmut[Teucrium Chamaedrys] - Çiçek açan köküstü kısmı
Yılan Bıçağı[Arum Maculatum] - Kökleri

---

Ekim ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ardıç[Juniperus Communis] - Meyveleri
Hindiba[Taraxacum Officinale] - Kökleri
Karakafesotu[Sympahytum Officinale] - Kökleri
Kediotu[Valeriana Officinalis] - Kökleri
Ökseotu[Viscum Album] - Küçük dalları
Süsen[İris] - Kökleri (soyulmuş olarak) )


- YASALLIK İLKESİ ve/||/<> NEDENE BAĞLILIK ve/||/<> DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİ OLMA


- YAŞAM/İLİŞKİ:
"NE KADAR UZUN SÜRDÜĞÜ" ile/değil/yerine/||/<> NE KADAR NİTELİKLİ/DOLU OLDUĞU


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YÖNETİM İŞLEMLERİNDE:
YETKİ ile/ve/||/<> BİÇİM ile/ve/||/<> NEDEN ile/ve/||/<> KONU ile/ve/||/<> AMAÇ


- YÖNETİMDE:
YETKİ ve/||/<> BİÇİM/ŞEKİL ve/||/<> NEDEN ve/||/<> KONU ve/||/<> AMAÇ


- ZEHİRLİ BİTKİLER = NEBÂTÂT-I SEMMÎYE = PLANTES VÉNIMEUSES, PLANTES VÉNÉNEUSES


- ZİHİN ile HARİÇ ile NEFS EL-EMR


- ZİHNİN OYUNLARI ve NEFSİN TERBİYESİ


- ZIP ÇIKTI ile/ve/||/<> NEV ZUHUR


- ZİYÂDE[Ar.] ile NEMÂ[Ar.]


- ZORUNLU = NECESSARY[İng.] = NÉCESSAIRE[Fr.] = NOTWENDIG[Alm.] = NECESSARIA[Lat.]


- ZORUNLULUK = ZARURET = NECESSITY[İng.] = NÉCESSITÉ[Fr.] = NOTWENDIGKEIT[Alm.] = NECESSITAS[Lat.] = NECESIDAD[İsp.]

NE... ~ NE... ile başlayan FaRkLaR...

- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)

( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )


- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?


- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE KADAR? ile/ve NEREYE KADAR?


- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?


- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )

( Ne olmadığınızı bilme yoluyla gerçek kimliğinizi tanırsınız. )

( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE
Can only tell you what you are not.
By knowing what you are not, you come to know your self. )


- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NE?[Ar.] ile NE[Ar.]

( ... İLE Değil, yok. )


- NE? ve/||/<> NASIL? ve/||/<> NEDEN? ve/||/<> NİÇİN?

( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )

( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Sanat. VE/||/<>/>/< Felsefe. )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( "What is?" question is metaphysical question. )

( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Art. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy. )

( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )


- NEBÂİL[Ar. < NEBÎLE] ile NEBÂİR[Ar. < NEBÎRE]

( Yüceler, yüksekler. İLE Torunlar. )


- NEBÂT[Ar. çoğ. NEBÂTÂT] ile NEBÂT[Ar.]

( Topraktan çıkan/biten her türlü şey, bitki. İLE Nöbet şekeri. )


- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]

( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )


- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]

( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )


- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]

( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )


- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]

( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )


- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]

( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )


- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]

( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )


- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]

( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )


- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ

( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )


- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU


- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( [not] CAUSE OF vs. CAUSES OF ONE )


- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN


- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ

( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )


- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ

( Bilim. İLE/VE Metafizik. )


- NEDF[Ar.] ile NEDFÎ[Ar.] ile NEDÎF[Ar. < NEDF]

( Pamuk atma/ditme. İLE Didilmiş/nedfolunmuş yün topağı. İLE Atılmış pamuk, yün. )


- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm[Ar.]

( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )


- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?


- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]

( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )


- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]

( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]

( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )


- NEFH[Ar.] ile NEFH[Ar.]

( Güzel kokunun yayılması. | Rüzgârın esmesi. İLE Üfürme. | Boru vs. üfleme. )


- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Oksijen. İLE/VE ... )

( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )


- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]

( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )


- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]

( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )


- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ


- NEFS[Ar.] ile NEFS[Ar.]

( Tükürükle üfleme. Üfleme. İLE Can, yaşam/hayat. | Kişinin yeme-içme gibi dirimsel gereksinimleri. | Kendi, kişi. | Asıl, maya, töz/cevher. | Bir şeyin ta kendi. | Döl suyu. | İç, iç taraf. | Bir kentin içinden olan kişi. )


- NEFS ile/değil/yerine NEFES

( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )


- NEFS > NEFÎS

( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )


- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE

( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )


- NEFS ile/ve NEFSLER


- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI


- NEFSİ/Nİ "ÖLDÜRMEK" değil NEFSİ/Nİ TERBİYE ETMEK


- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN


- NEFZ[Ar.] ile NEFZ[Ar.]

( Saçma, yayma. İLE Meyveli bir ağacı sallama. | Giysinin tozunu silkme. | Hastalık nöbetiyle titreme. | Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetme. | Bir şeyi inceleme. )


- NEHK[Ar.] ile NEHK[Ar.]

( Yıpratma/yıpranma. | Bir şeyi aşırı ölçüde kullanma. | Cezalandırma, işkence etme. | Zayıflayıp güçten düşme. İLE Eşek anırtısı. )


- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]

( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )


- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]

( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )


- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]

( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )


- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]

( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKL[Ar.] ile NEKR[Ar.]

( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]

( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )


- NEKTARYUMLAR, NEKTAR[Fr. < NECTAR](BALÖZÜ) SALGILAYAN YAPILAR = A'ZÂ-İ NEKTÂRÎYE = NECTAIRES


- NEME" değil NEYİME LÂZIM?


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NERELİSİN? yerine NEREDE YAŞIYORSUN?(YA DA BÖYLE BİR SORU SORMA!)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül(/ya da yeri kaçıncı sıradaysa) konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?

( WHERE? vs. UNTIL WHERE? )


- NES'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( "Eşhür-ül-Hurum"un muayyen vaktini geçirme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Bozma. | Halkı birbirine düşürme. )


- NEŞATÂBÂD KASRI ile NEŞATÂBÂD SARAYI

( Ortaköy'de, Defterdarburnu'ndadır. İLE Fındıklı'da, Güzel Sanatlar Akademisi'nin bulunduğu yer. )

( Sultan III. Mustafa'nın kızı, Hatice Sultan tarafından. [1890'da yıkılarak yerine sahil sarayları yapılmıştır.] İLE Fındıklı Sarayı adıyla da bilinirdi. )


- NESİK[Ar.] ile NESÎK[Ar.]

( Düzenli/nizamlı. | Bezenmiş, süslü. İLE Altın. | Gümüş. )


- NESÎMÎ[Ar.] ile Nesîmî[Ar.]

( Hafif ve lâfif esen rüzgârla ilgili. İLE XIV. yüzyılın en büyük Türk şairlerindendir.[öl. 1417/1418] )


- NESÎR[Ar.] ile NESİR

( Hayvan aksırması. İLE Düz yazı. )


- NESİR[Ar.] ile NESÎR[Ar.]

( Düzyazı. İLE Hayvan aksırması. )


- NESL[Ar. çoğ. ENSÂL] ile NESR[Ar. çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR[Ar.]

( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )


- NESNE SÜREĞENLİĞİ ile/ve/<> NESNE SÜREKLİLİĞİ

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2009/12/object-permanence-piaget-ilk-yas-nesne.html )

( İlk yaş.[Piaget] İLE/VE/<> 1,5 - 3 yaş.[Mahler] )

( OBJECT PERMANENCE vs./and/<> CONSTANCY )


- NESNE ile/ve NESNE

( İki ne-ise-ne arasındaki fark, en özel niteliklerine [ehassu’s-sıfat] göre yapılır. )

( OBJECT vs./and OBJECT )


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK


- NESNELER ile/ve NESNELERİN İLİŞKİLERİ ile/ve NESNELERİN DEĞERLERİ


- NESNELEŞTİRME ile/yerine NE İSE NE'LEŞTİRME(O'LAŞTIRMA)


- NESNELEŞTİRME ile NESNELLEŞTİRME


- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI

( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )


- NESNENİN/ÜRÜNÜN/BESİNİN:
TARİHİ ile/ve/||/<> TARİFİ


- NESRÎN[Fars.] ile NESTER/BESTEREN/NESTERÛN/NESTERÎN[Fars.]

( Ağustos gülü, yaban gülü. | Mısır gülü. | Van gülü. İLE Ağustos gülü, yaban gülü. )


- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]

( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )


- NEV-CİVÂN[Fars.] ile NEV-BAHAR[Fars.]

( Her an canlı. | Genç delikanlı. İLE İlkbahar. )


- NEV-İ HAKİKÎ(NEV'UL ENVÂ) ile NEV-İ İZÂFÎ


- NEV'Î ile/ve NEF'Î

( 1572? - 1635 ile/ve 1533 - 1599 )


- NEV[Ar.] ile NEV'[Ar. çoğ. ENVÂ']

( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Çeşit, tür. | Cins. | Sınıf. )


- NEVÂFİS[Ar. < NEFSÂ] ile NEVÂFİZ[Ar. < NÂFİZE]

( Loğusalar. İLE Nüfuz edici şeyler. )


- NEVÂHÎ[Ar. < NÂHİYE] ile NEVÂHÎ[Ar. < NEHY]

( Yanlar, taraflar. Bucaklar, nâhiyeler. İLE Yasak şeyler. )


- NEVÂÎ[Fars.] ile Nevâî[Ali Şîr-][Fars.]

( Makam, uyum ve nasip ile ilgili. İLE [1441-1501]. )


- NEVÂİR[Ar. < NÂİRE] ile NEVÂÎR[Ar. < NÂÛRE]

( Ateşler, alevler. İLE Bostan dolapları. )


- NEVÂKIS[Ar. < NAKÎSA] ile NEVÂKIS[Ar. < NÂKİS] ile NEVÂKÎS[Ar. < NÂKUS]

( Eksikler, noksanlar. İLE Başlarını sürekli önüne eğen adamlar. İLE İbâdet zamanlarında kilisede çalınan çanlar. )


- NEVÂTÎ[Ar. < NÛTÎ] ile NEVÂTÎR[Ar. < NÂTÛR]

( Gemiciler. İLE Hamam hizmetlileri, natırlar. | Bostan bekçileri. )


- NEVBET[Ar. < NÜVEB] ile NEVBET[Fars.]

( Sıra, sıra ile görülen iş. | Hastalık ateşi. | Zaman zaman ortaya çıkan aynı cinsten fizyolojik bozuklukların hepsi. | Nokta hizmeti, karakol. İLE Resmî ya da saray ve konak gibi bazı belirli yerlerde ve belirli zamanlarda çalınan davul, dümbelek gibi şeyler, seferlerde çalınan askerî mızıka, bando. )


- NEVH[Ar. < NÂİHA] ile NEVH[Ar.]

( Ağıt yakan, ağlayan hanımlar. İLE Ölüye avaz avaz ağlama. | Güvercinin nağma ile ötmesi. )


- NEVHÂT[Ar. < NEVHA] ile NEV-HATT[Fars., Ar.]

( Ölüye yüklsek sesle ağlamalar. İLE Sakal başı yeni çıkmaya başlamış genç. )


- NEVÎ[Ar. < NEV] ile NEV'Î[Fars.] ile Nev'î[Ar.]

( Türü/nevi ile, çeşitle, cinsle, sınıfla ilgili. İLE Yenilik. İLE Müderrislik, kadılık, kazaskerlik görevlerinde bulunmuştur. Divânı, edebi risaleleri ve bazı ilmi eserleri vardır.[1533 - 1599] )


- NEVRÂ[Ar. < NEVR] ile NEV-RÂH[Fars.]

( Parlak. İLE Yeni yolcu, ilk olarak yolculuğa çıkan. | Yeni yol. )


- NEVRALJİ ile NEVRİT

( Sinir patolojisinden kaynaklanan ağrı. İLE Sinir yangısı. )


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD

( )

( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )

( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )


- NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ ile NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ VE SEBİLİ

( Şehzadebaşın'da bulunan bir duvar çeşmesi. İLE Şehzadebaşı Caddesi ile Dede Efendi Caddesi köşesindedir. )

( İkisi de 1720'de yaptırılmıştır. )


- NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]

( ... İLE Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg. olan cisme, saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi. )


- NEY "SESİ" değil NEY SEDÂSI

( Ney dışındaki tüm müzik aletlerinin sesi olur diye kabul edilir fakat Ney'in, sesi değil sadâsı olur.

SADÂ/SEDÂ ([Tr. SELEN] [İng. VOICE]) sözcükleri de, insan sesine verilen addır ve öteki tüm seslerden ayrılır.

Ayrıca, "Ney çalmak" değil "Ney üflemek" diye ifade edilir.

Bu biçimde geçmelerinin nedeni de, öteki müzik aletlerini kişinin çalmasıdır. Tüm müzik aletlerinden ses çıkarılmış olur fakat ney üflendiğinde ise Ney'den değil üfleyenden yani insandan sadâ çıkmaktadır. Çıkan "ses" de, sadece Ney aracılğıyla, kişinin sadâsı ve halidir.

En önemli kaynaklardan biri olarak, Hz. Mevlânâ'nın, Mesnevî-i Mânevî'sinin ilk 18 beytinden yararlanılabilir. )


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK

( Ney dışındaki sazlar için "çalmak" sözü kullanılır fakat Ney için durum tamamen farklıdır. Ney çalınmaz, üflenir. Ney, insanı/hali çalar. )


- NEY değil NE


- NEY ile/değil NEYÇE

( ... İLE/DEĞİL Küçük ney. | Dokumacıların kullandığı küçük kamış. )


- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ


- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...


- NEZ'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( Bozma, halkı birbirine düşürme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Can çekişme. )


- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]

( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )


- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET


- NEZÂRET[Ar.] ile NEZÂRET[Ar. < NAZAR]

( Tazelik, parlaklık. İLE Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim, kontrol. | İdare, reislik. | Bakanlık/nâzırlık, vekillik. )


- NEZÎL[Ar. < NÜZL] ile NEZÎR[Ar. < NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]

( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )


- NEZLİNDE/NEZLİMDE değil NEZDİNDE/NEZDİMDE

( Yanında, huzurunda, gözetiminde. )

NE... ~ ... ile başlayan FaRkLaR...

- "Ne bileyim" diyorsan düşünüp, öğrenip, bilebileceğini anımsa ve ona göre KONUŞ!!!


- "NE DERSİN?" ile/ve/<> "NE EDERSİN?"

( N DERSİN? <> N EDERSİN? )

( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )


- "NE DESEM BOŞ" değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- "NE DESEM(/DESEN) BOŞ" ile/değil/yerine "NE DESEM(/DESEN) AZ"


- "Ne diye dinleyeyim?" diyorsan DİNLE!!!


- "Ne diye susayım?" diyorsan SUS!!!


- "NE DİYEBİLİRİM (Kİ)?" değil "NE DENİLEBİLİR (Kİ)?"


- "NE HALE GELMİŞSİN!" ile/ve/değil/yerine "NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!"


- "NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK

( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )


- "NE KADAR GERÇEKTİR?" ile/değil "NASIL BİR GERÇEK?"


- "NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI" değil "NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU"


- "NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA" değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM


- "NE OLDUĞUN" ile/değil/yerine NE OLACAĞIN

( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )


- "NE OLDUĞUNDAN ÇOK ..." ile/ve/değil "NE OLDUĞUNDAN ÖNCE ..."


- "NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK" değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR


- "NE OLDUKSA" değil NE OLDUYSAK


- "NE OLDUM!" ile/değil/yerine "NE OLACAĞIM?"


- "NE ŞEKER" ile/ve "NE TUZLU"

( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )

( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )


- "Ne söylesen az!" olduğu için DİNLE!!!


- "Ne söylesen az!" olduğu için SUS!!!


- "Ne söylesen çok!" olduğu için DİNLE!!!


- "Ne söylesen çok!" olduğu için SUS!!!


- "NE VAR, NE YOK?" ile/ve/||/<> "NEYİ, NASIL BİLEBİLİRİZ?"


- "NE YAPACAK BENİ Kİ?" değil NE YAPACAK Kİ BENİ?


- "NE YAPARSAN YAP" değil SEN BİLİRSİN


- "NE YAPIYORSUN?" ile "NAPIYOSUN?"

( Yapılan işin ne olduğu ile ilgili soru. İLE Merhabalaşma niteliğinde "soru". )


- "NE YAZIK Kİ/MAALESEF ..." ile/değil/yerine/>< "ÇOK ŞÜKÜR (Kİ) ..."


- "NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA" değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA


- "NEDEN OLMA" ile/ve/değil/yerine/||/<> "ZEMİN HAZIRLAMA"


- "NEDEN OLMAK" ile "YOL AÇMAK"


- "NEDENSİZ/SEBEPSİZ" ile/değil "BİR ANDA"

( [not] WITHOUT APPARENT REASON vs./but SUDDENLY )


- "NEMRUT/LUK" ile YÜZÜ/SURATI ASIKLIK


- "NEMRUTLUK" ile MESAFELİLİK


- "NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK" ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- "NEREDE OKUDUĞUMU BİLMİYORUM AMA ..." değil "NEREDE OKUDUĞUMU ANIMSAYAMIYORUM AMA ..."


- "NEREDE, O ESKİ BAYRAMLAR/RAMAZANLAR" değil NEREDE, O ÖNCEKİ BEN


- "NEREYE GELDİĞİMİZ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- "NEYİ KAYBETTİK?" değil/yerine BAŞKALARI, BİR ŞEYLERİ İNŞÂ ETTİ, ETMEYE DEVAM EDİYOR

( )


- "NEYİ SEMBOLİZE EDİYOR/EDER?" değil/yerine "NEYİ SİMGELİYOR/SİMGELER?"


- "NEYİNİ BEĞENMEDİN?" değil "NESİNİ BEĞENMEDİN?"


- "NEYSE ..." değil/yerine PEKİ ...


- "Neyse ki!" de DİNLE!!!


- "Neyse ki!" de, SUS!!!


- (")NE YAPACAĞINI BİLMEK(") ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK


- (NET/KESİN/EMİN) BİLGİ SUNMAK ile (")MÜDAHALE (ETMEK)(")


- (NEVŞEHİR'Lİ) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ ile (HADIM) İBRAHİM PAŞA CAMİSİ

( Şehzadebaşı'nda. İLE Silivrikapı'da. )

( 1720'de, Sadrazam Nevşehir'li İbrahim Paşa tarafından. İLE 1551'de, Vezir Hadım İbrahim Paşa tarafından. )


- [ne yazık ki]
| NEPOTİZM[< NEPHEW] ile/ve/||/<> KRONİZM[< CRONY] |
ile/ve/||/<>
TRİBALİZM

( | Akraba/"yeğen" kayırmacılığı. İLE/VE/||/<> Uzun süren arkadaşlık, hemşehricilik kayırmacılığı. | İLE/VE/||/<> Aşiretçilik/kabilecilik. )


- [ne] "VARLIĞA YERİNİRİM" ne de "YOKLUĞA ERİNİRİM"

( Ancak, yokluğu birebir, kendin deneyimle(yebil)dikten sonra söyleyebilirsin/söylemelisin! )


- [ne] "YERELCİLİK" ne de SALT "EVRENSELCİLİK"


- [ne] AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de ZEN


- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN


- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK


- [ne] EGEMEN/LER ile/ne de/||/<> EZİLEN/LER


- [ne] EMİR ve/ne de ÖĞÜT

( Alma! )


- [ne] İNCİNME ile/ve/||/<>/ne de GÜCENME


- [ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK


- [ne] KARDAŞ, [ne de] ARKADAŞ ile/değil/sadece HALDAŞ

( Sükût kıvâmındaki çığlığı, ne kardaş, ne de arkadaş; sadece hâldaş olanlar duyar. )


- [ne] KÖY ne de KASABA (OLAMAMAK)


- [ne] KUSURSUZ KİŞİ ne de KİŞİDE/İNSANDA KUSUR

( Seveceksen, öylece sev! Ne kusursuz insan ara, ne de insanda kusur. )

( Kusursuz olsaydık, başkalarının kusurlarını bulup çıkarmaya o kadar meraklı olmazdık. )


- [ne] YAP! "EMRİ" ile/ve/||/<>/ne de YAPMA! "ENGELİ"


- [ne]
"SERT" ne de "YUMUŞAK"

( [ne] Çevremizdekileri kıracak kadar. NE DE Kişilere cesâret verecek kadar. )


- [not] NEWS vs./and/also INFORMATION


- İNCELİK/NEZÂKET[Ar.] ile/<> İKİYÜZLÜLÜK/RİYÂ[Ar.]

( Nezâkette, çoğunlukla, bir parça ikiyüzlülük saklıdır/vardır. )


- MADDE ile/ve KARANLIK MADDE


- NE YAPMAYACAĞINI! BİLMEK!!!:

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- NE ÂLÂ ile/ve/<> PEK ÂLÂ

( [istenilen şey] Olursa. İLE/VE/<> Olmazsa. )


- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)

( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )


- Ne dediysek SUS!!!


- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?


- Ne dinlersen dinle fakat DİNLE!!!


- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE KADAR:
("ÇOK"/"AZ") YEDİĞİN ile/değil/yerine/||/<>/< ÇOK ÇİĞNEDİĞİN

( Yediğini, iç; içtiğini, ye!
[ O kadar çok ve uzun süre çiğne ki, lokmanı, katı değil sıvı duruma gelene gelsin ve yediğin şeyi yutma ve ancak içmiş ol! İçtiklerini de, yavaş yavaş, çiğniyormuş gibi yut! ] )


- NE KADAR? ile/ve NEREYE KADAR?


- Ne konuşacaksan KONUŞ!!!


- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?


- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )

( Ne olmadığınızı bilme yoluyla gerçek kimliğinizi tanırsınız. )

( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE
Can only tell you what you are not.
By knowing what you are not, you come to know your self. )


- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?


- NE OLUR, NE OLMAZ (DİYE ...)


- NE VAROLANI ile/ve/<> KİM VAROLANI

( İnsan dışındaki herşey. İLE/VE/<> İnsan. )

( BEING OF WHAT vs./and/<> BEING OF WHO )


- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK

( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )


- NE YAPABİLİRİM? ve/> NASIL YAPABİLİRİM?

( Kişinin, kendine sorabileceği en temel sorulardır! )

( WHAT I CAN DO? and/> HOW I CAN DO? )


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NE YAPARSAK/YAZARSAK YAPALIM/YAZALIM,
HİÇBİR KONUDA:
ACELE ETME(YELİM)! ve/||/<>/> ÖZEN GÖSTER(ELİM)!

( )


- Ne yaparsan yap SUS!!!


- Ne yapmadıysan SUS!!!


- NE YAPMAYABİLECEĞİNİ BİLMELİ!

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- Ne yaptıysan SUS!!!


- NE ZAMAN ile/ve/değil/yerine HANGİ KOŞULLARDA/ŞARTLARDA


- NE-LİK ile/ve NİTELİK ile/ve İLİŞKİLERİ


- NE-VADA değil/< NEVADA


- NE?[Ar.] ile NE[Ar.]

( ... İLE Değil, yok. )


- NE? ile/ve KİM?

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?" )


- NE? ve/||/<> NASIL? ve/||/<> NEDEN? ve/||/<> NİÇİN?

( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )

( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Sanat. VE/||/<>/>/< Felsefe. )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( "What is?" question is metaphysical question. )

( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Art. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy. )

( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )


- NE'LİK(SİZ) ile/ve NİTELİK(SİZ)


- NEÂB[Ar.] ile ...

( Karga yavrusu. | Karga ya da horoz gibi ötme. )


- neb./nebul[Lat. < NEBULA] değil/yerine/= İNCE TOZ HALİNDE PÜSKÜRTÜLEN İLAÇ


- NEBÂİL[Ar. < NEBÎLE] ile NEBÂİR[Ar. < NEBÎRE]

( Yüceler, yüksekler. İLE Torunlar. )


- NEBÂT[Ar. çoğ. NEBÂTÂT] ile NEBÂT[Ar.]

( Topraktan çıkan/biten her türlü şey, bitki. İLE Nöbet şekeri. )


- NEBÎ ve/||/<> PÎR ve/||/<> VELÎ
ve/||/<>
EDEB ve/||/<> AHLÂK ve/||/<> ZANAAT


- NEBÎ[< NEBE (çoğ. ENBİYÂ)] ile ...

( PEYGAMBER | HABERCİ | MÜNÂDÎ [Sansk. AVATAR] )


- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]

( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )


- NEBÎ ile VELÎ

( Tenzil eder. İLE Te\'vil eder. )


- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]

( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )


- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]

( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )


- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]

( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )


- NEBÜLÖZ[Fr.] değil/yerine/= BULUTSU


- NEBZ[Ar.] ile TARH[Ar.]


- NEC(İ)M ile ...

( SÖNÜP-YANAN YILDIZ, VAKİT, ÜLKER YILDIZI | KUR'AN-I KERİM )


- NECÂSET ve/=/< ŞİRK


- NECÂT[Ar.] ile TEHALLUS[Ar.]


- NECÂT değil/yerine/= KURTULMA, KURTULUŞ


- Necâtî'ye KONUŞ!!!


- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]

( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )


- NECESSARY(NECESSITY) vs. COMPULSIVE(NESS)


- NECESSARY/REQUIRED vs. SUFFICIENT/ENOUGH


- NECESSITY TO BE vs./and SELF-SACRIFICE


- NECESSITY vs./and NEED


- NECÎB/ULLAH ile NÂCİ/ULLAH

( Hz. Nuh'un arınması.[ilim ile/içinde] İLE Hz. Şit'in arınması.[varoluşundan itibaren] )


- NECÎB ve/> HALÎL

( ... İLE Samimi arkadaş. )


- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]

( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )


- NECM ile KEVKEB

( Sönüp-yanan yıldız. İLE Sürekli yanan gezegen. )


- NECVÂ[Ar.] ile SIRR[Ar.]


- NECVÂ ile ...

( FISILTILI, GİZLİ SÖZ | SIR SÖYLEŞMEK )


- NECVÂ ile ...

( FISILTILI, GİZLİ SÖZ | SIR SÖYLEŞMEK )

( GİZLİ SORGULAMA )


- NEDÂMET[Ar.]/PİŞMANLIK[Fars.] değil/yerine/= ÖKÜNÇ


- NEDÂMET ile ...

( PİŞMANLIK )


- NEDÂMET ile LEVM


- NEDÂRET ile ...

( TAZELİK, PARLAKLIK | ENDER )


- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]

( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )


- NEDEM[Ar.] ile TEVBE[Ar.]


- NEDEN OLMAK ile "YOL AÇMAK"


- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK

( Olumsuz durumlarda kullanılır. İLE Olumlu durumlar için kullanılır. )


- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK


- Neden ve nasılsız SUSuyorum!


- NEDEN-ETKİ ile/ve/değil EYLEM-AMAÇ

( [not] CAUSE-EFFECT vs./and/but ACTION-PURPOSE )


- NEDEN-SONUÇ ile İLLET-MÂLÛL


- NEDEN:
400 değil 4YÜZSÜZ(/LÜK)


- NEDEN?(NE'DEN?) ile NASIL?(NE ASIL?)

( Bilimin sorularıdır. )

( Önemli[öncelikli] olan, neyi yaşadığınız değil, nasıl yaşadığınızdır. )

( WHY? vs. HOW?
Questions of the science.
It's not the issue what you live, it is how you live. )


- NEDEN? ile/ve/<> NASIL?

( Bilimin sorularıdır. )

( Nedeni olan, nasıla katlanır. )


- NEDEN? ile NİÇİN?

( Ne'den? İLE Ne için? )

( WHY? vs. WHAT FOR? )


- NEDEN? ile NİÇİN?

( Ne'den? İLE Ne için? )

( Hangi şey? VE Ne asıl? VE Ne'den? VE Ne için? )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( ŞERAİT ile/ve/<> ŞERİAT )

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )

( Çocuk sorusu. İLE/VE Yetişkin sorusu. )

( "Ne?", doğa yasalarıyla bilinebilir. Ya "Kim?" )

( Felsefe ve din alanının sorularıdır. )

( Ne'den? İLE Ne için? )

( WHY? vs. WHAT FOR?
WHAT? vs. HOW? vs. WHY? vs. WHAT FOR?
"What is?" question is metaphysical question.
[not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other.
[not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE
CAUSE/S vs./and/<> CONDITION/S
REASON vs. PRETEXT
HOW? vs. HOW MUCH?
WHAT (IS) THIS? vs./and WHAT WORTH OF THIS?
Question of child. WITH/AND Question of adult.
WHAT? vs./and WHO?
It's able to know "What?" by nature laws. So "Who?"
WHO? vs. FOR/TO WHAT?
Questions of the philosophy and religion.
FROM WHAT? vs. WHY? )


- NEDEN/AÇIKLAMA:
ŞU ile/ve/<> ŞÖYLE


- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ

( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )


- NEDEN/SEBEP/MÜSEBBİB ile VESİLE

( CAUSE vs. MEANS )


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEDEN/SİZ ile/ve/||/<> KOŞUL/SUZ


- NEDEN ile/ve "MADEN"


- NEDEN ile/ve/||/<> AMAÇ


- NEDEN ile BAĞLANTI

( REASON vs. CONNECTION )


- NEDEN ile BAHÂNE[Fars.]

( ... İLE Neden, sebep, vesile. | Eksik, noksan, kusur, garaz. | Yalandan özür. )

( REASON vs. PRETEXT )


- NEDEN ve/||/<> ETKİNİN :HETEROJENLİĞİ


- NEDEN ile HİKMET


- NEDEN ile/değil İLLET

( ... İLE/DEĞİL Varoluş nedeni. )


- NEDEN = İLLET, SEBEP = CAUSE, REASON[İng.] = CAUSE, RAISON[Fr.] = URSACHE, GRUND[Alm.] = CAUSA, RATIO[Lat.] = CAUSA, RAZON[İsp.]


- NEDEN ile KANIT

( Tek kanıtınız kendinizsiniz. )

( REASON vs. PROOF
Your only proof is in yourself. )


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( Hiçbir şey, kendinin nedeni olamaz. )

( CAUSE vs./and CAUSE OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve KENDİNİN NEDENİ

( CAUSE vs./and REASON OF THE SELF )

( ... cum/et CAUSA SUI )


- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU


- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE


- NEDEN ile/ve ÖZGÜR NEDEN

( CAUSE vs./and FREE CAUSE )

( ... cum/et CAUSA LIBERA )


- NEDEN ile SAİK


- NEDEN ile TETİKLEYİCİ

( Her şey kendi kendinin nedenidir. )

( REASON vs. TRIGGER
Everything is its own cause. )


- NEDENİ:
KENDİNDE OLAN ile/ve/||/<> KENDİNDE OLMAYAN

( Tekil. İLE/VE/||/<> Sonsuz. )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( [not] CAUSE OF vs. CAUSES OF ONE )


- NEDENİN YOKLUĞU ve/||/<>/> YOKLUĞUN NEDENİ


- NEDENİNİ GÖRÜP:
GÖZARDI EDEN / KAYITSIZ KALAN(LARDAN OLMAK) ile/değil/yerine GÖRDÜKLERİNDEN HOŞLANMAYANLARDAN OLMAK


- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN


- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ

( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )


- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ

( Bilim. İLE/VE Metafizik. )


- NEDENLİ DÜŞÜNMEK ve/=/||/<>/> DERİN DÜŞÜNMEK


- NEDENSEL YASA ile/ve/||/<>/> İSTATİKSEL YASA


- NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> ORANSAL/LIK


- NEDENSELLİK (ANLAYIŞI) ile YASA (ANLAYIŞI)


- NEDENSELLİK GEÇERLİLİĞİ ile/ve/||/<> RAHATSIZ EDİLMEYEN DÜZEN


- NEDENSELLİK ile/değil ARDIŞIKLIK


- NEDENSELLİK ile BİTİŞKENLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/<>/değil/yerine BÜTÜNSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil/yerine DÖNGÜSELLİK


- NEDENSELLİK ile/ve/değil EŞZAMANLILIK

( [not] SCIENTIFIC TERM vs./and/but SYNCHRONOUSNESS )


- NEDENSELLİK = İLLİYET = CAUSALITY[İng.] = CAUSALITÉ[Fr.] = KAUSALITÄT[Alm.] = CAUSALITAS[Lat.]


- NEDENSELLİK ile/ve YETER NEDEN


- Nedensiz DİNLE!!!


- Nedensiz SUS!!!


- NEDF[Ar.] ile NEDFÎ[Ar.] ile NEDÎF[Ar. < NEDF]

( Pamuk atma/ditme. İLE Didilmiş/nedfolunmuş yün topağı. İLE Atılmış pamuk, yün. )


- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm[Ar.]

( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )


- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ

( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )


- NEDÎM ile ...

( Yeniçeri ocağına yeni yazılan. )


- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?


- NEDY[Ar.] ile MECLİS[Ar.] ile MUKÂME[Ar.]


- NEED vs. GREED


- NEED vs. OBLIGATION


- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]

( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )


- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]

( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )


- NEFER[Ar.] ile RAHT[Ar.]


- NEFERTİTİ ile ...

( Gelen(TİTİ) Güzel(NEFER) [Suriye'den] )


- NEFES NAKIŞI ve ÖMÜR KUMAŞI ile/ve/|| KAZA ve KADER MAKASI


- NEFES ile ...

( SOLUK | SOLUK ALACAK KADAR GEÇEN ZAMAN, AN | BEKTÂŞÎ İLÂHİLERİ | MÂNEN YARDIM ETMEK )


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFES = NUTUK


- NEFESLİ SAZLAR değil/yerine/= SOLUKLU SAZLAR


- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]

( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )


- NEFH[Ar.] ile NEFH[Ar.]

( Güzel kokunun yayılması. | Rüzgârın esmesi. İLE Üfürme. | Boru vs. üfleme. )


- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Oksijen. İLE/VE ... )

( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )


- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]

( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )


- NEFHA ile ...

( GÜZEL KOKU | RÜZGÂRIN BİR KERE ESMESİ | NEFES ÜFÜRME )


- NEFHA değil/yerine/= ESİNTİ


- NEFÎR ile ...

( CEMAAT, TOPLULUK | BOYNUZDAN YAPILAN BORU )


- NEFİS ile/ve/||/<>/> ENFES

( Pek hoş, çok güzel. İLE/VE/||/<>/> Çok güzel, en güzel. )


- NEFİS değil/yerine/= PEK HOŞ


- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]

( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )


- NEFRET ile/ve/> DİKKAT > İLGİ > YAKINLIK

( HATE/HATRED vs./and/> ATTENTION > INTEREST > CLOSENESS/SYMPATHY )


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEFRET ile/ve/değil/yerine/<> ÖFKE

( Nefretiniz, elektriğe dönüştürülebilseydi, dünyanın tamamını aydınlatırdı. )


- NEFRET ile/değil/yerine/>< SEVGİ

( 3 DEREKE[Cehâletle orantılı olarak] ile/değil/yerine/>< 3 DERECE )

( Kendinden. Yanındakilerden. Onu sevenlerden. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kendini. Yanındakileri de. Onu sevenleri de. )

( Eden uzaklaşır. >< Yakınlaştırır. )

( Düşmanlarımızdan nefret etmemek gerek. Bu, algılama ve yargılama yetimizi sınırlar. )

( Nefret, başarısızlığa uğramış sevgidir. )

( Ürküp kaçma. | Tiksinme, iğrenme. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )

( NEFRET-İ TECEDDÜD: Yenilik kaygısı. )


- NEFRON/NEPHRON[İng.] değil/yerine/= BÖBREK BİRİM


- NEFS DERECELERİ(ETVÂR-I SEB'A)

( * NEFS-İ SAFİYE/NACİYE//BÂKİYE
            ^
* NEFS-İ MARZİYE(/MERDİYYE)
            ^
* NEFS-İ RÂZİYE(/RÂDİYYE)
            ^
* NEFS-İ MUTMAİNNE
            ^
* NEFS-İ MÜLHİME
            ^
* NEFS-İ LEVVÂME
            ^
* NEFS-İ EMMÂRE )


- NEFS TERBİYELERİ/AYDINLANMA
(İŞRÂK/ENLIGHTENMENT)/İLİMDE GELİŞME ÖNKOŞULLARI
(EN AZ ÜÇÜ UYGULANMALI)

( * GILLET-İ TAAM(AZ YEMEK)[Az yemek, az uyumaktan daha önemlidir.]
* GILLET-İ MENÂM(AZ UYKU)
* GILLET-İ KELÂM(AZ KONUŞMA)
* UZLET-İ ANİL ENAM(HALKTAN UZAKLAŞMA)
* ZİKR-İ MÜDAM(ZİKİRDE DAİM OLMA)
* FİKR-İ TAMAM(DÜŞÜNCEYİ OLGUNLAŞTIRMA) )

( Hakikati arayın, bulmak için de nefsinizi öldürün! )

( Nefsin beraat ettiremeyeceği suç yoktur. [Yani dikkat etmek ve nefse kanmamak gerekir! )


- NEFS TERBİYESİ ile/ve RUH TERBİYESİ


- NEFS:
İDARE ETMEK İÇİN değil/yerine İDARE EDİLMEK İÇİN


- NEFS:
ÖLMEZ["ÖLDÜRÜLMELİ" değil] ancak TERBİYE (EDİLİR)


- NEFS:
VAZGEÇMEK değil TERBİYE ETMEK


- NEFS'İ TERK ve/||/<> SABIR ve/||/<>
ZİKİR ve/||/<> TEFEKKÜR


- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ


- NEFS'ÜL EMR:
İRFÂNÎ VE KELÂMÎ ile/ve KOZMOLOJİK VE METAFİZİK ile/ve ONTOLOJİK VE MANTIK


- NEFS[Ar.] ile NEFS[Ar.]

( Tükürükle üfleme. Üfleme. İLE Can, yaşam/hayat. | Kişinin yeme-içme gibi dirimsel gereksinimleri. | Kendi, kişi. | Asıl, maya, töz/cevher. | Bir şeyin ta kendi. | Döl suyu. | İç, iç taraf. | Bir kentin içinden olan kişi. )


- NEFS/KAN ve/> GÖNÜL

( ... VE/> Nefsin imana gelmiş hali. )


- NEFS ile/ve/<> KAN


- NEFS ve/<> KORKU


- NEFS ile LEYH

( Kendi nefsinin siyaseti ile başlayan, kişilerin siyasetini de idrak eder. )

( "Ancak nefis terbiyesi(tehzîb) ve istikâmet üzere olma(takvim) ile ıslah gerçekleşir." )


- NEFS ve/<> MUHÂLEFET

( DİN: MUHALEFETÜN NEFS[Nefsine muhalefet olmak.] )


- NEFS ile/değil/yerine NEFES

( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )


- NEFS > NEFÎS

( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )


- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE

( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )


- NEFS ile/ve NEFSLER


- NEFS ile ŞEYTAN

( ... İLE Kötülüğe meyl/"emir" eden nefs. )


- NEFS ile/ve/<> VİCDAN

( Öğretmeni ol! İLE/VE/<> Öğrencisi ol! )


- NEFSÂNÎ SOHBET ile RAHMÂNÎ SOHBET


- NEFSÂNÎ ile/ve/||/<>/< ŞEHVÂNÎ/ŞEHVETLİ


- NEFSANİYET ile ŞEYTANİYET

( [Kötülüğü] Kendine yapan. İLE Başkalarına yapan. )


- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK


- NEFSİ İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK ile/yerine ALLAH İÇİN SEYR-Ü SÜLÛK


- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI


- NEFSİ/Nİ "ÖLDÜRMEK" değil NEFSİ/Nİ TERBİYE ETMEK


- NEFSÎ ile LAFZÎ


- NEFSÎ ile LAFZÎ


- NEFSİN:
ESİRİ ile/değil/yerine EMİRİ


- NEFSİNDE, RABBİNİ ARAMAK/BULMAK ile/ve/değil/yerine RABBİNDE, NEFSİNİ ARAMAK/BULMAK


- NEFSİNİ BİLEN, RABBİNİ BİLİR ile/ve RABBİNİ BİLEN, NEFSİNİ BİLİR

( Akılsal. İLE/VE Duygusal. )


- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN


- NEFY ile ...

( SÜRME, SÜRGÜN ETME )


- NEFZ[Ar.] ile NEFZ[Ar.]

( Saçma, yayma. İLE Meyveli bir ağacı sallama. | Giysinin tozunu silkme. | Hastalık nöbetiyle titreme. | Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetme. | Bir şeyi inceleme. )


- NEGATİF/LİK ile/ve İÇEDÖNÜK/LÜK

( NEGATIVE/NESS vs./and INTROVERT/NESS )


- NEGATİF/NEGATIVE[İng.] değil/yerine/= EKSİ | OLUMSUZ | YOK


- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR

( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~ )


- NEGATİF ile/ve DEZAVANTAJ

( NEGATIVE vs./and DISADVANTAGE )


- NEGATİF değil/yerine/= EKSİ


- NEGATIVE LOOKING vs. LOOK IN DESPISE


- NEGATIVENESS vs. DISTRUSTFULNESS/LACK OF CONFIDENCE


- NEGATİVİZM/NEGATIVISM[İng.] değil/yerine/= OLMAZCILIK


- NEGATORY vs. TO REMOVE THE COVERS


- NEGATOSKOP/NEGATOSCOPE[İng.] değil/yerine/= FİLMGÖREÇ


- NEGLECT/NEGLECT[İng.] değil/yerine/= İHMAL


- NEGLECTED ÇOCUK/NEGLECTED CHILD[İng.] değil/yerine/= İLGIDEN YOKSUN ÇOCUK


- NEGLIGENT vs. NEGLIBLE


- NEHÂR[Ar.] ile YEVM[Ar.]


- NEHİR değil/yerine/= IRMAK


- NEHK[Ar.] ile NEHK[Ar.]

( Yıpratma/yıpranma. | Bir şeyi aşırı ölçüde kullanma. | Cezalandırma, işkence etme. | Zayıflayıp güçten düşme. İLE Eşek anırtısı. )


- NEHM[Ar.] ile ...

( Horlayarak soluma, hırıltılı soluk alma. | Kükreme. )


- NEHS/NEHŞ/NEHŞE[Ar.] ile ...

( Yılan sokması. )


- NEHY ile ...

( YASAK ETME )


- NEHY ile GÜNAH

( Olumsuzluk. | Yasaklama. İLE ... )


- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]

( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )


- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]

( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )


- NEKÂHET değil/yerine/= İYİLEŞME


- NEKÂHET ile LOĞUSA[< Yun. LOKHUSA]


- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]

( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )


- Nekîr[< NEKRE] ile ...

( BİLİNMEMİŞ ŞEY, ÖRTÜLÜ OLAN | SORGU MELEKLERİNDEN BİRİ [öbürü "MÜNKİR"] )


- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]

( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKL[Ar.] ile NEKR[Ar.]

( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKROPSİ/NECROPSY[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ AÇIMI


- NEKROZ/NECROSIS[İng.] değil/yerine/= DOKU ÖLÜM


- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]

( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )


- NEKTAR[Fr. < NECTAR] değil/yerine/= BAL ÖZÜ


- NEKTARYUMLAR, NEKTAR[Fr. < NECTAR](BALÖZÜ) SALGILAYAN YAPILAR = A'ZÂ-İ NEKTÂRÎYE = NECTAIRES


- NELER DOĞAR ve/||/<>/< GÜN DOĞMADAN

( Gün doğmadan, neler doğar. )


- NELER NELER


- NEM[Fars.]/RUTUBET[Ar.] değil/yerine/= YAŞLIK

( Havada bulunan su buharı. | Hafif ıslaklık. )


- NEM ile BAĞIL NEM

( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )


- NEM <> GAM

( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )


- NEM ile GÖNEN

( ... İLE Ekilecek toprağın sulandırılması. | Nem, rutubet. | Nemli toprak. )


- NEM değil/yerine/= KALIKBUĞ


- NEM ile ÖL/HÖL

( ... İLE Toprağın nemi, yaşlık. )


- NEMBUTSU[Jap.] ile ...

( Buda'nın adı anılarak kazanılacağına inanılan kurtuluş yolu; Arık Ülke(Jodo, Shin) Budizmi'ni anlatmak için kullanılır. Namu Butsu(Buda Adına) biçiminde Buda'nın adının anılmasından oluşan bir sözcük. )


- NEME" değil NEYİME LÂZIM?


- NEMEK[Fars.] ile TUZ

( TUZ )


- NEMES:
YELE ile/ve KOBRA BAŞI ile/ve RADAR


- NEMESE/HEMS[Ar.]/WHISPER[İng.] değil/yerine/= FISILDAMA

( Fısıldama. )


- NEMLİ HAVA ile/ve KURU HAVA

( Deriyi yumuşatır ve gövdedeki nemi artırır. İLE/VE Gövdeyi inceltir, deriyi kurutur. )


- NEMLİ ile ISLAK

( [nesne/kumaş] Sıkıldığında damla akmayabilir. İLE Sıkılırsa damlalar oluşur. )

( HÖL )

( RATIP ile MÜBTELL )


- NEMRUT ile/değil YESEMEK


- NEOLİBERALİZM ve/=/||/<> "ZENGİNLER İÇİN SOSYALİZM"


- NEOLİBERALİZMDE
ESNEKLİK VE SONUÇLARI:
GÜVENCESİZLİK ve/||/<> BELİRSİZLİK


- NEONATAL[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN (İLİŞKİLİ)


- NEONATOLOJİ/NEONATOLOGY[İng.] değil/yerine/= YENİDOĞAN BİLİMİ


- NEOPLAZİ/NEOPLASIA[İng.] değil/yerine/= UR GELİŞİMİ


- NEPOTİZM ile PATRONAJ ile KAYIRMA


- NEREDE, NE KADAR BAHŞİŞ VERİLİR?


- NEREDE/NE ZAMAN/NASIL:
"DÜŞTÜĞÜMÜZ" değil "SENDELEDİĞİMİZ"


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NEREDEYSE ÖLMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÖLMEK

( Hiçbir şeyi değiştirmez. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Herşeyi değiştirir. )


- NERELİSİN? ile/ve/> KİMLERDENSİN? VE KİMSİN?


- NERELİSİN? yerine NEREDE YAŞIYORSUN?(YA DA BÖYLE BİR SORU SORMA!)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül(/ya da yeri kaçıncı sıradaysa) konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?

( WHERE? vs. UNTIL WHERE? )


- NERGİS[Fars.] ile KARDELEN

( Nergisgillerden, bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte olan çiçekleri ayrı ya da bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan, 20-80 cm. yüksekliğinde, soğanlı bir süs bitkisi. İLE Nergisgillerden, baharda çok erken çiçek açan ve eczacılıkta kullanılan soğanlı bir bitki. )

( NARCISSUS cum GALANTHUS NIVALIS )


- NERGİS ile/ve ÇAKAL NERGİSİ


- NERGİS ile/ve/<> FULYA

( ... İLE/VE/<> Nergisgillerden, soğan köklü bir bitki ve bu bitkinin, zerrin ve nergis adlarıyla da anılan, hoş kokulu çiçekleri. )

( ... cum NARCISSUS JONPUILLA )


- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ

( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )

( AMARYLLIS )


- NERVUS[İng.] değil/yerine/= SİNİR


- NES'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( "Eşhür-ül-Hurum"un muayyen vaktini geçirme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Bozma. | Halkı birbirine düşürme. )


- NEŞ'ET ve/||/<>/> TEKVÎN ve/||/<>/> TAHDÎD ve/||/<>/> İNTİŞÂR ve/||/<>/> İSTİKRÂR


- NEŞ(İ)R ile ...

( DAĞILMA, YAYILMA )


- NEŞATÂBÂD KASRI ile NEŞATÂBÂD SARAYI

( Ortaköy'de, Defterdarburnu'ndadır. İLE Fındıklı'da, Güzel Sanatlar Akademisi'nin bulunduğu yer. )

( Sultan III. Mustafa'nın kızı, Hatice Sultan tarafından. [1890'da yıkılarak yerine sahil sarayları yapılmıştır.] İLE Fındıklı Sarayı adıyla da bilinirdi. )


- NEŞE ve/||/<> COŞKU


- NEŞE ve/<>/< GÜVEN


- NEŞE >< HASTALIK ya da KURUNTU

( Neşeli olmayan kişiden, iki türlü kuşkulanılır. Ya hastadır ya da o kişinin, başkalarına bildirmek istemediği bir kuruntusu vardır. [ATATÜRK] )


- NEŞE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]


- NEŞE ile MUTLULUK

( İçten neşe, şans getirir. )

( Hesaplanmış neşe barış getirmez! )

( JOY vs. HAPPINESS )


- NEŞE ve SAMİMİYET

( Samimiyet, başlıca bir gereksinimdir. )

( Intimacy is essential need. )

( JOY and SINCERE | INTIMACY )


- NEŞE değil/yerine/= SEVİNÇ


- NESEB ASABİYESİ ile/değil/yerine SEBEP ASABİYESİ


- NESEB değil/yerine EDEB ve/||/<> MAL değil/yerine AMEL ve/||/<> CEMÎ-İ DÜNYA değil/yerine İLİM

( Edeb, yeğdir nesebden; amel, yeğdir maldan; ilim, yeğdir cemî'-i dünyadan. )


- NESEB/SOY değil/yerine/>< NİSBET


- NESEB ile MEZHEB

( Soy, nesil. İLE Bir dinin görüş, yorum ve anlayış ayrılıkları nedeniyle ortaya çıkan kollarından her biri. | Anlayış, görüş. | Öğreti. )


- NESH ile/ve/||/<> FESH ile/ve/||/<> İLGÂ


- NESİB ile/ve RAMAZANİYE

( Ramazan konulu şiirler, genellikle kasidelerin nesib bölümünde işlenmiştir. VE Dîvânlarda, Ramazaniye başlığıyla müstakil şiirler de kaleme alınmıştır. )


- NESİK[Ar.] ile NESÎK[Ar.]

( Düzenli/nizamlı. | Bezenmiş, süslü. İLE Altın. | Gümüş. )


- NESİL[Ar.]/BATIN/JENERASYON[İng./Fr. < GENERATION] değil/yerine/= KUŞAK/GÖBEK


- NESİL/KUŞAK/AHLÂF[Ar. < HALEF]

( Bir nesil üretir/tutar, bir nesil tüketir/harcar. )

( Bir nesilin çözümü, bir sonraki nesilin aksiyomudur. )


- NESİL değil/yerine/= KUŞAK


- NESÎMÎ[Ar.] ile Nesîmî[Ar.]

( Hafif ve lâfif esen rüzgârla ilgili. İLE XIV. yüzyılın en büyük Türk şairlerindendir.[öl. 1417/1418] )


- NESÎR[Ar.] ile NESİR

( Hayvan aksırması. İLE Düz yazı. )


- NESİR[Ar.] ile NESÎR[Ar.]

( Düzyazı. İLE Hayvan aksırması. )


- NEŞİR[Ar.] değil/yerine/= YAYIM


- NESİR değil/yerine/= DÜZYAZI


- NESL[Ar. çoğ. ENSÂL] ile NESR[Ar. çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR[Ar.]

( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )


- NESNE - KARANLIK NESNE - ANTİ NESNE ile/ve/<> KARANLIK ENERJİ

( %4 İLE/VE/<> %27 İLE/VE/<> %69 )

( )

( VERA RUBIN [23 Temmuz 1928 - 25 Aralık 2016]: Galaksilerin dönüş hızlarıyla ilgili çalışmaların öncüsü sayılan Amerika'lı astronom. [Galaksilerin dönüş eğrileri üzerine çalışarak, galaksilerin açısal hareketinin tahmin edilen biçimiyle gözlemlenen biçimi arasındaki tutarsızlığı ortaya çıkardı.] )

( Paul Dirac - Anti Madde[08 Ağustos 1902 - 20 Ekim 1984] )


- NESNE AKTARIMI ile/değil/yerine KENDİLİK AKTARIMI


- NESNE İKİLİĞİ ile HAREKET İKİLİĞİ


- NESNE İKİLİĞİ ile UZAY İKİLİĞİ


- NESNE İLİŞKİLERİ ile/ve/||/<> İÇSELLEŞTİRİLMİŞ NESNE İLİŞKİLERİ


- NESNE İLİŞKİLERİNDE:
ANNA FREUD ile/ve/||/<> MELANIE KLEIN ile/ve/||/<> ROLAND FAIRBAIRN ile/ve/||/<> OTTO F. KERNBERG ile/ve/||/<> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> DANIEL N. STERN ile/ve/||/<> JAMES F. MASTERSON ile/ve/||/<> VAMIK VOLKAN


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE PUTU ile/ve/</değil ZİHİN/DÜŞÜNCE PUTU


- NESNE SÜREĞENLİĞİ ile/ve/<> NESNE SÜREKLİLİĞİ

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2009/12/object-permanence-piaget-ilk-yas-nesne.html )

( İlk yaş.[Piaget] İLE/VE/<> 1,5 - 3 yaş.[Mahler] )

( OBJECT PERMANENCE vs./and/<> CONSTANCY )


- NESNE-KONU ile/ve KONU

( Tüm disiplinlerin nesnesi dışarıdadır. İLE/VE Sadece felsefede 'konu' kendi içindedir. )

( OBJECT-TOPIC vs./and TOPIC )


- NESNE:
BİLİMDE ile/ve/<> SANATTA

( Dışarıdan, içeri yönelik. İLE/VE/<> İçeriden, dışarı yönelik. )


- NESNE:NE İSE NE = ŞEY = OBJECT[İng.] = OBJET[Fr.] = OBJEKT, GEGENSTAND[Alm.] = OBJECTUM[Lat.] = OBJETO[İsp.]


- NESNE/KAVRAM ile/ve/> OLAY ile/ve/> OLGU

( Çıraklık. İLE/VE/> Kalfalık. İLE/VE/> Ustalık. )

( Duyusal. İLE/VE/> Tasarımsal. İLE/VE/> Düşünsel. )

( Kağıt, yazı değildir; fakat o, yazıyı taşır. )

( SUBJECT vs./and/> EVENT vs./and/> FACT )


- NESNE ile/ve ESTETİK NESNE


- NESNE ile/ve/<> HAREKET

( OBJECT vs./and/<> MOVEMENT )


- NESNE ile/ve/<> İNSAN

( Nesneyi bilmek, nesnenin aynasında kendini bilmektir. )

( Ne ki, bilince nesnedir; insan değildir. Ne ki, bilince nesnedir; kişinin çevresidir. )

( Adlarıyla bilinir. İLE/VE/<> Dertleriyle tanınır.
[ Adını bilmediğin, nesnen; derdini bilmediğin, dostun olamaz. ] )


- NESNE ile/ve/değil/yerine/<>/>< KAVRAM

( Yıkılabilen ve yıkanabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Yıkılamayan ve yıkanamayan. )


- NESNE ile/ve/> KÜL

( [katı nesnenin] Kullanım, süreç, çeşitlilik ve değerleri. İLE/VE/> Daha sonrası olmayan, sonrasında başka hiçbir biçime/noktaya evrilemez olan son nokta/eşik. )


- NESNE ile/ve NESNE

( İki ne-ise-ne arasındaki fark, en özel niteliklerine [ehassu’s-sıfat] göre yapılır. )

( OBJECT vs./and OBJECT )


- NESNE ile/ve/değil NİMET


- NESNE ile/ve/değil SİMGE


- NESNE ile/ve/||/<>/< SÜPERNOVA


- NESNE ile/ve TANIM ile/ve KAVRAM


- NESNE ile/ve VERİ/MA'LÛMÂT


- NESNE ile/ve/<> YÜZEY


- NESNEDE ile/ve BİTKİDE ile/ve HAYVANDA ile/ve İNSANDA/KİŞİLERDE

( Etkileşim. İLE/VE Etkileşim ve yönelim. İLE/VE Etkileşim ve iletişim. İLE/VE Etkileşim ve iletişim ve bildirişim. )


- NESNEL DEĞER ile/ve/||/<> ÖZNEL DEĞER


- NESNEL İLKE ile/ve TİNSEL İLKE

( OBJECTIVE PRINCIPLE vs./and SPIRITUAL PRINCIPLE )


- NESNEL KAVRAM/LAR ile/ve/<> BİLGİ İÇEREN KAVRAM/LAR

( Açıklanırlar. İLE/VE/<> Anlamlandırılırlar. )


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<>/> İKNA EDİCİ/LİK


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK


- NESNEL/OBJEKTİF DUYGULAR ile/ve PAY ALMA/KATILMA DUYGULARI ile/ve DURUM (İÇERİKSİZ) DUYGULARI


- NESNEL = AFAKİ, ŞEY'Î = OBJECTIVE[İng.] = OBJECTIF[Fr.] = OBJEKTIV[Alm.]


- NESNEL ile/ve/||/<> TENSEL


- NESNELER'DE:
TARİH ile/ve/<>/değil SÜREÇ

( Nesnelerin tarihi olmaz, süreci olur. )

( [not] HISTORY vs./and/<>/but PROCESS )


- NESNELER ile/ve/||/<>/> KİŞİLER

( Aldığın yere bırakılmalı. İLE/VE/||/<>/> Hak ettiği yerde bırakılmalı/tutulmalı. )


- NESNELER ile/ve NESNELERİN İLİŞKİLERİ ile/ve NESNELERİN DEĞERLERİ


- NESNELERDE, TEMEL VE ORTAK ÖĞELER:
KARBON ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HİDROJEN ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> FOSFOR ile/ve/||/<> SÜLFAT


- NESNELERİ, YERE ...:
ATMAK ile/değil/yerine KOYMAK


- NESNELERİN RENKLERİNDE:
EMME ile/ve YANSITMA


- NESNELEŞTİRME ile/yerine NE İSE NE'LEŞTİRME(O'LAŞTIRMA)


- NESNELEŞTİRME ile NESNELLEŞTİRME


- NESNELLİK ile/ve ÖZNELLİK

( OBJECTIVITY vs./and SUBJECTIVITY )

( ... ile/ve ZHUTIXING )


- NESNELLİKTE:
ÖLÇÜLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> KESTİRİLEBİLİR/LİK ile/ve/||/<> GÖZLEMLENEBİLİR/LİK


- NESNENİN "GÜZELLİĞİ" ve/||/<>/> YETKİN/LİK

( Kendini oluşturan bölümlerle birlikte, göstermiş olduğu uyumdur. VE/||/<>/> Bir şeyin, kendi kavramıyla uygunluğu. )

( Doğa, en yüce uyum ve yetkinliktir. )


- NESNENİN (T)ÖZÜ ve/||/<> İNSANIN (T)ÖZÜ ve/||/<> TİNİN (T)ÖZÜ

( Çekim, zorunluluk. VE/||/<> Özgürlük. VE/||/<> Eylem. )


- NESNENİN BİLİNCİ ile/ve KENDİ-NİN BİLİNCİ

( CONSCIOUSNESS OF THE OBJECT vs./and CONSCIOUSNESS OF THE SELF )


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP MADDE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NESNENİN MERKEZİ ve/||/<> BİLİNCİN MERKEZİ ve/||/<> ÖZGÜRLÜĞÜN MERKEZİ

( Kendi dışındadır. VE/||/<> Kendini bilmedir. VE/||/<> Kendine yeten varolmadır. )


- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA

( )

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )


- NESNENİN:
KENDİ ile/ve/değil AYRILMIŞ/UZAKLAŞMIŞ OLMASI


- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI

( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )


- NESNENİN/ÜRÜNÜN/BESİNİN:
TARİHİ ile/ve/||/<> TARİFİ


- NESNESİNE/KONUSUNA GÖRE İLİM ile/ve AMACINA GÖRE İLİM


- NESNESİZ ile/ve/||/<> DÜŞÜNCESİZ

( Nesnesiz ve düşüncesiz, kültür olanağı yoktur. )


- Nesneyi KONUŞ!!!


- NESRİN OLGUN ARSLAN ile/ve/||/<> BENGİSU AVCI

( [Manş Denizi'ni(İngiltere'den, Fransa'ya) geçen iki kişi.]
[15 saat 47 dakikada | 28 Ağustos 1979'da] İLE/VE/||/<> [11 saat 29 dakikada | 03 Ağustos 2018'de] )


- NEŞTER[Fars.]/TECRİH[Ar.] BIÇAĞI/BİSTURİ[< Fr.]/SCALPEL[İng.] = BIÇAK


- NEŞVE ile/ve TEMÂYÜL


- NET ÜCRET değil/yerine/= KALANLIK


- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]

( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )


- NET/LİK / NETLEŞTİRMEK ile BELİRGİN/LİK / BELİRGİNLEŞTİRMEK

( Güneş parlarken hemen hemen görünmez. )

( CLEAR vs. CLARITY
When the sun shines, it's hardly visible. )


- NET/LİK ile KESİN/LİK

( CLEAR/NESS vs. DEFINITE/CERTAINTY )


- NET ile SONSAL

( CLEAR vs. A POSTERIORI )


- NET ile TEMİZ

( CLEAR vs. CLEAN )


- NETÂC[Ar.] ile ...

( Hayvanın kendi kendine doğurması. )


- NETİ-NETİ ile ...

( O değil, bu değil. Ebedi ve nihai gerçeğe ulaşmak amacıyla, dünyayı oluşturan tüm isimlerin ve formların(nama ve rupa) sürekli, adım adım ilerleyen red ve inkârı şeklindeki çözümsel süreç. )


- NETİCE[Ar.] değil/yerine/= SONUÇ


- NETLEŞTİRME ile/ve/değil/||/<>/< AYRIŞTIRMA


- NETLEŞTİRME ile/ve/<> YÜZLEŞ(TİR)ME ile/ve/<> YORUMLAMA

( Psikoterapi yöntem ve süreçleri. )


- NETLİK ile "AŞIRILIK"

( CLEAR vs. "EXCESSIVENESS" )


- NETVÖRK[< İng. NETWORK] değil/yerine/= AĞ


- NEV-BAHÂR ile YENİ BAHAR

( Türk müziğinin en az altı yüzyıllık bir mürekkep makamıdır. [Zamanımızda bir örneği kalmamıştır.] )


- NEV-CİVÂN[Fars.] ile NEV-BAHAR[Fars.]

( Her an canlı. | Genç delikanlı. İLE İlkbahar. )


- NEV-İ HAKİKÎ(NEV'UL ENVÂ) ile NEV-İ İZÂFÎ


- NEV-RÛZ[Fars.] ile ...

( Yeni gün. )


- NEV'Î ile/ve NEF'Î

( 1572? - 1635 ile/ve 1533 - 1599 )


- NEV[Ar.] ile NEV'[Ar. çoğ. ENVÂ']

( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Çeşit, tür. | Cins. | Sınıf. )


- NEVÂFİS[Ar. < NEFSÂ] ile NEVÂFİZ[Ar. < NÂFİZE]

( Loğusalar. İLE Nüfuz edici şeyler. )


- NEVÂHÎ[Ar. < NÂHİYE] ile NEVÂHÎ[Ar. < NEHY]

( Yanlar, taraflar. Bucaklar, nâhiyeler. İLE Yasak şeyler. )


- NEVÂHİK[Ar. < NÂHİKA] ile ...

( Dudaklı hayvanların göz pınarları. )


- Nevai'ye KONUŞ!!!


- NEVÂÎ[Fars.] ile Nevâî[Ali Şîr-][Fars.]

( Makam, uyum ve nasip ile ilgili. İLE [1441-1501]. )


- NEVÂİR[Ar. < NÂİRE] ile NEVÂÎR[Ar. < NÂÛRE]

( Ateşler, alevler. İLE Bostan dolapları. )


- NEVÂKIS[Ar. < NAKÎSA] ile NEVÂKIS[Ar. < NÂKİS] ile NEVÂKÎS[Ar. < NÂKUS]

( Eksikler, noksanlar. İLE Başlarını sürekli önüne eğen adamlar. İLE İbâdet zamanlarında kilisede çalınan çanlar. )


- NEVÂTÎ[Ar. < NÛTÎ] ile NEVÂTÎR[Ar. < NÂTÛR]

( Gemiciler. İLE Hamam hizmetlileri, natırlar. | Bostan bekçileri. )


- NEVBET[Ar. < NÜVEB] ile NEVBET[Fars.]

( Sıra, sıra ile görülen iş. | Hastalık ateşi. | Zaman zaman ortaya çıkan aynı cinsten fizyolojik bozuklukların hepsi. | Nokta hizmeti, karakol. İLE Resmî ya da saray ve konak gibi bazı belirli yerlerde ve belirli zamanlarda çalınan davul, dümbelek gibi şeyler, seferlerde çalınan askerî mızıka, bando. )


- NEVEND[Ar. < NÜVEB][Fars.] ile LEVEND[LEVENDÂN][Fars.]

( Hızlı giden at. | Postacı, atlı postacı. İLE Yeniçeri devrinde deniz erlerine verilen bir ad. | Zamanında, Venedik'lilerin, doğu bölgelerinden, maaşla topladıkları deniz askeri. | Tembel. | Ayyaş, içkici. | Zampara. | Kabadayı. | Hizmetçi, gündelikçi, çırak. | Namussuz kadın. | İbne. [Türkçe'de kullanılan anlamlar, Farsça'da yoktur!] )


- NEVH[Ar. < NÂİHA] ile NEVH[Ar.]

( Ağıt yakan, ağlayan hanımlar. İLE Ölüye avaz avaz ağlama. | Güvercinin nağma ile ötmesi. )


- NEVHA ile ...

( Ağıt. )


- NEVHÂT[Ar. < NEVHA] ile NEV-HATT[Fars., Ar.]

( Ölüye yüklsek sesle ağlamalar. İLE Sakal başı yeni çıkmaya başlamış genç. )


- NEVİ ŞAHSINA MÜNHASIR değil/yerine/= KENDİ TÜRÜNE ÖZGÜ


- NEVÎ[Ar. < NEV] ile NEV'Î[Fars.] ile Nev'î[Ar.]

( Türü/nevi ile, çeşitle, cinsle, sınıfla ilgili. İLE Yenilik. İLE Müderrislik, kadılık, kazaskerlik görevlerinde bulunmuştur. Divânı, edebi risaleleri ve bazı ilmi eserleri vardır.[1533 - 1599] )


- NEVK[Fars.] ile ...

( Sivri uc. | Kuş gagası. | Kirpiğin ucu. )


- NEVMÎD[< NÂ-ÜMÎD] ile ...

( ÜMİTSİZ )


- NEVRÂ[Ar. < NEVR] ile NEV-RÂH[Fars.]

( Parlak. İLE Yeni yolcu, ilk olarak yolculuğa çıkan. | Yeni yol. )


- NEVRALJİ ile NEVRİT

( Sinir patolojisinden kaynaklanan ağrı. İLE Sinir yangısı. )


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD

( )

( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )

( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )


- NEVROTİK değil/yerine/= SİNİRCELİ


- NEVRUZOTU ile ...

( İkiçeneklilerden, çiçekleri, aslanağzına benzeyen, türlü renkte, taşıdığı glikozit nedeniyle iç söktürücü olarak kullanılan bir kır bitkisi. [Lat. LINARIA VULGARIS] )


- NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ ile NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ VE SEBİLİ

( Şehzadebaşın'da bulunan bir duvar çeşmesi. İLE Şehzadebaşı Caddesi ile Dede Efendi Caddesi köşesindedir. )

( İkisi de 1720'de yaptırılmıştır. )


- NEW AGE[İng.] değil/yerine/= ÇAĞCIL MÜZİK


- NEW vs./and STRANGE


- NEWS vs. MESSAGE


- NEWSQL/NEWSTRUCTURED QUERY LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= MELEZ YAPILANDIRILMIŞ SORGU DİLİ


- NEWTON ve/||/<>/> COULOMB

( 04 Ocak 1643 - 31 Mart 1727 VE/||/<>/> 14 Haziran 1736 - 23 Ağustos 1806 )

( image )


- NEWTON ile/ve/<> EINSTEIN ile/ve/<> FEYNMAN


- NEWTON ve/||/<> EINSTEIN ve/||/<> PLANCK


- NEWTON ve LOCKE

( "Locke, Newton'un doğa felsefesinin yöntemini çıkarmıştır." VE "Newton, Locke'un yöntemini doğa felsefesine uygulamıştır." )


- NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]

( ... İLE Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg. olan cisme, saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi. )


- NEWTON ve/||/<>/> VOLTAIRE

( Isaac Newton - The Last Magician [BBC Documentary] )


- NEXUS vs. 0 (ZERO)


- NEY "SESİ" değil NEY SEDÂSI

( Ney dışındaki tüm müzik aletlerinin sesi olur diye kabul edilir fakat Ney'in, sesi değil sadâsı olur.

SADÂ/SEDÂ ([Tr. SELEN] [İng. VOICE]) sözcükleri de, insan sesine verilen addır ve öteki tüm seslerden ayrılır.

Ayrıca, "Ney çalmak" değil "Ney üflemek" diye ifade edilir.

Bu biçimde geçmelerinin nedeni de, öteki müzik aletlerini kişinin çalmasıdır. Tüm müzik aletlerinden ses çıkarılmış olur fakat ney üflendiğinde ise Ney'den değil üfleyenden yani insandan sadâ çıkmaktadır. Çıkan "ses" de, sadece Ney aracılğıyla, kişinin sadâsı ve halidir.

En önemli kaynaklardan biri olarak, Hz. Mevlânâ'nın, Mesnevî-i Mânevî'sinin ilk 18 beytinden yararlanılabilir. )


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK

( Ney dışındaki sazlar için "çalmak" sözü kullanılır fakat Ney için durum tamamen farklıdır. Ney çalınmaz, üflenir. Ney, insanı/hali çalar. )


- NEY/NÂY/MİZMÂR[Ar.] [akordlarına göre]:
BOLÂHENK/NISF/NISFİYE ile/ve SÜPÜRDE ile/ve MÜSTAHSEN ile/ve KIZ NEYİ ile/ve MANSUR ile/ve ŞAH ile/ve DÂVUT

( Ney'in kendi sesi yoktur. )

( Ney'in sesi HÛ'dur. )

( Ney, ahadiyetin sesidir. )

( Ney Forum [ http://neyforum.net ] )

( Ney Derneği [ http://neyforum.biz ] )

( REED FLUTE )


- NEY ile/ve ÂDEM VE HAVVA

( 60 İLE/VE 45 + 15 )


- NEY ile/ve/> DUDUK


- NEY ile GİRİFT[Fars.]

( ... İLE Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık. | [eski güzel yazı sanatında] Boş yer bırakmayacak biçimde, iç içe istif edilmiş yazı. | Türk müziğinde kullanılmış, neye benzeyen bir çalgı. )


- NEY ve/<> İNSAN

( Tüm müzik aletlerini, insan çalar fakat sadece ney, insanı/kişiyi ve kişiden çalar. )


- NEY ile LAVTA


- NEY ile/ve MISKAL[Ar.]/MÛSÎKÂR[Fars.]["ka" uzun okunur]

( MÛSÎKÂR KUŞU: Gagasındaki deliklerden çıkan uyumlu sesten. )

( ... İLE/VE Mizmar çeşidinden sıra, kalem, düdük, kaval. Dervişlere özel bir saz. | Rüzgâr estikçe, gagasındaki deliklerden türlü türlü ses çıkardığından dolayı, "mûsikî" sözünün de bundan alındığı söylenilegelen bir kuş. | Adı anonim bir Edvâr-ı İlm-i Musıkî'de geçen makam. )


- NEY değil NE


- NEY ile/değil NEYÇE

( ... İLE/DEĞİL Küçük ney. | Dokumacıların kullandığı küçük kamış. )


- Neyden dinlersen dinle ama DİNLE!!!


- Neyi, nasıl ve ne zaman söyleyeceğini bilmediğin için SUS!!!


- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ


- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...


- NEYZEN/NÂYÎ[Fars.] ile ...

( Ney üfleyen. )


- NEZ'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( Bozma, halkı birbirine düşürme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Can çekişme. )


- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]

( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )


- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET

( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )


- NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ve/||/<> RİKKAT

( Ahlâk temizliği. | İncelik. VE/||/<> İncelik. | Merhamet, acıma. )


- NEZÂKET [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- NEZÂKET:
BAŞKASINI RAHATSIZ ETMEMEK değil BAŞKASI İÇİN RAHATSIZLIK DUYMAK


- NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak] ile/ve/<>/< ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU'/TADA'DU'[< Dİ'DA]

( Özüne varmanın ilk adımı, alçakgönüllülüktür. )


- NEZÂKET/EN değil/yerine/= İNCELİK/TEN


- NEZÂKET >< AZÂMET

( Nezâket, azâmetten korkar. )


- NEZÂKET ile CESÂRET


- NEZÂKET ile/ve/<> EDEB


- NEZÂKET ile/ve EHLİYET


- NEZÂKET ile/ve/<> KÜLTÜR

( POLITENESS vs./and/<> CULTURE )


- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET


- NEZÂKET ile REZÂLET


- NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET ile/ve/||/<> MELÂHAT ile/ve/||/<> LETÂFET

( Nefsi, kötü ve yerilmiş huylardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Aklı, kötü düşüncelerden, kuruntu/vehm ve kuşku/şüphe/zanlardan arındırmak. İLE/VE/||/<> Kalbe ait bâtınî arınma. İLE/VE/||/<> Hakk'tan başkasına bakmaktan arınmak. )


- NEZAKETSİZ/LİK değil/yerine/= KABA/LIK


- NEZÂRET MAKAMI değil/yerine/= GÖZETİM KATI/GÖZETİM ORUNU


- NEZÂRET[Ar. < NAZAR] ile/ve/<> VEKÂLET/VEKİLLİK[Ar.]

( Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim. | İdâre, reislik. | Nâzırlık, vekillik. İLE/VE/<> Başkasının işini görmeye görevli ve/ya da yetkili olma. | Birini, kendi yerine geçirme. | Birinin yerini tutma. | Vekillik, nezâret. | Vekilin, görev yaptığı yer/bina. )


- NEZÂRET[Ar.] ile NEZÂRET[Ar. < NAZAR]

( Tazelik, parlaklık. İLE Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim, kontrol. | İdare, reislik. | Bakanlık/nâzırlık, vekillik. )


- NEZÂRET ile/ve/||/<> BASÎRET


- NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI/GÖZETİM


- NEZÂRETHANE/NEZÂRET değil/yerine/= GÖZALTI YERİ/GÖZETKE


- NEZİF[Ar. < NEZF] değil/yerine/= KANAMA

( Gövdenin herhangi bir yerinden kan akması, kan gelmesi. | Manevi acıların yeniden etkisini duyurması, depreşmesi. )


- NEZÎL[Ar. < NÜZL] ile NEZÎR[Ar. < NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]

( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )


- NEZÎR[< NEZR] ile ...

( KORKUTMA, BİRİNİ, DOĞRU YOLA SOKMAK İÇİN GÖZDAĞI VEREREK KORKUTMA )


- NEZÎR ile/ve/değil/yerine BEŞÎR

( Korkulacak şey, henüz ortada yokken, musibet başa gelmeden önce uyaran kişi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nimetleri, ikramları henüz kendine ulaşmadan önce o nimetlerin güzelliğini gösteren, bildiren kişi. )

( Korkutucu değil, uyarıcı. )

( Kur'an-ı Kerim'in adlarındandır. )

( Allah'ın 1001 esmasındandır. )

( Kişinin, başına gelebilecek kötülüğü yaşamaması için kişiye anlatan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kişinin, henüz yaşamadan önce deneyimleyebileceği şeyleri müjdeleyen. )

( "Şuradan giderseniz düşersiniz" gibi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE "Şöyle yaparsanız, şu ödülü kazanırsınız" gibi. )


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA

( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı. Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )

( image )

( image )

( image )

( image )

( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )


- NEZLİNDE/NEZLİMDE değil NEZDİNDE/NEZDİMDE

( Yanında, huzurunda, gözetiminde. )


- NEZR ile ...

( ADAK, ADAMA )


- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"

... ~ NE... ile başlayan FaRkLaR...

- ...'DA/N:
"NE ANLADIĞIN" ile/ve/değil "NE BEKLEDİĞİN"


- ...DIR'IN İŞLEVİ:
NE OLDUĞUNU TANIMLAMADA ile/değil NE OLMADIĞINI TANIMLAMADA

( Bigi yoksa kişisel bir iddia olarak kalır. İLE Ancak, veriye/bilgiye dayanarak kullanılabilir. )

( Bir konunun/durumun/ayrıntının, ne olduğunu "tanımladığımızdaki" ["...dır"] karşılığı ile ne olmadığı ya da ne olmayabileceğini belirttiğimizdeki anlamı, etkisi bir/aynı değildir. Ne olmadığını/olmayabileceğini ["... değildir"] belirttiğimizde [fazla] tartışma konusu bulunmayabilir fakat ne olduğu "iddia edilirse" çok fazla tartışma ve ayrışma konusu doğabilir/olabilir. )


- "... YÜZÜNDEN" ile/ve/değil/yerine "... NEDENİYLE"


- "ALLAH'TAN ..." ile/ve/değil/yerine "NEYSE Kİ ..."


- "AMA YİNE DE ..." değil/yerine "NEYSE Kİ ..."


- "AŞAĞI TÜKÜRSEN, SAKAL; YUKARI TÜKÜRSEN, BIYIK" ile/ve/||/<> "NE, İSA'YA; NE DE MUSA'YA YARANAMAMAK"


- "AYIP" OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA


- "BU" ve/||/<> "NEYSE"

( İşaret edilen/edilecek kişi çok yakınımız olsa bile hiçkimse için, hiçbir zaman, zemin ve koşulda söylenil(e)mez!["Bu" sözcüğü, ancak nesneler için kullanılır!] VE/||/<> Konuşma sırasında, konular, konuşulanlar için söylenil(e)mez! )


- "ELDE ETMEK" ile "NEDEN OLMAK"


- "EN AZINDAN" ile ile "NEYSE Kİ ..."


- "ENTİVİ" değil NE-TE-VE


- "HER NEYSE" değil/yerine "NEYSE"


- "İSTER ..., İSTER ..." ile/ve/<> "NE ..., NE DE ..."


- "İYİ Kİ ..." ile/değil NEYSE Kİ ...


- "KARIŞMAK":
NE YAPMAYACAĞI/NA / SÖYLEMEYECEĞİ/NE ile/değil
NE YAPTIĞINA/SÖYLEDİĞİNE

( Birine, ne yapmayacağını söylemek/anlatmak/göstermek karışmak değildir! ["Karışmak", yapılacak yanlış ya da doğru olan eylem/söz için kullanılabilir ancak.] )

( Kişilerin ne söyleyeceğini ya da yapacağını söylemeye, "müdahale" ya da "karışmak" denilebilir (belki ve çoğu şey için). Fakat ortak olan kavram, ifade, durum, davranış ve tutumlarda, toplumsal birlik, düzenlilik ve sürekliliğin sağlanması için gerektiğinde, hepimizin, birbirimize neyi yapamayacağını/yapmayabileceğini söylemesi kabalık ya da karışmak değildir! )


- "KORKMAK" ile/ve "NE DER?" [DÜŞÜNCESİ]


- "KÖTÜLEMEK" ile/değil/yerine NE OLDUĞUNU BELİRTMEK

( [not] "TO RUN DOWN" vs./but TO STATE
TO STATE instead of "TO RUN DOWN" )


- "NASIL GÖRÜNDÜĞÜMÜZ" ile NE BİLDİĞİMİZ

( Ne bildiğimizi değiştirir. İLE Nasıl göründüğümüzü değiştirir. )


- "NASIL OLSA" (ŞU/RADA VAR) ile/değil/yerine "NEYSE Kİ", ŞU/RADA VAR


- "NASILSA ..." ile/ve/değil/yerine/||/<> "NEYSE Kİ ..."


- "NE DERSİN?" ile/ve/<> "NE EDERSİN?"

( N DERSİN? <> N EDERSİN? )

( Ne edersen onu dersin, ne dersen onu edersin! )


- "NE DESEM BOŞ" değil/yerine NE DESEM ÇOK, NE DESEM AZ


- "NE DESEM(/DESEN) BOŞ" ile/değil/yerine "NE DESEM(/DESEN) AZ"


- "NE DİYEBİLİRİM (Kİ)?" değil "NE DENİLEBİLİR (Kİ)?"


- "NE HALE GELMİŞSİN!" ile/ve/değil/yerine "NE KADAR DEĞİŞMİŞSİN!"


- "NE İSTEDİĞİMİ/Zİ BİLMEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEYE GEREKSİNİMİM/İZ OLDUĞUNU BİLMEK

( Herkes "bilir". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bazıları bilir. )


- "NE KADAR KULLANILABİLİR OLMASI" değil "NE KADAR KULLANILABİLİR OLDUĞU"


- "NE ÖĞRENDİMSE/YAPTIMSA" değil NE ÖĞRENDİYSEM/YAPTIYSAM


- "NE OLDUĞUN" ile/değil/yerine NE OLACAĞIN

( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )


- "NE OLDUĞUNDAN ÇOK ..." ile/ve/değil "NE OLDUĞUNDAN ÖNCE ..."


- "NE OLDUKSA" değil NE OLDUYSAK


- "NE OLDUM!" ile/değil/yerine "NE OLACAĞIM?"


- "NE ŞEKER" ile/ve "NE TUZLU"

( Bir şeyin hoşluğu anlatılmak istendiğinde. )

( Türkiye ve birçok kültürde. İLE/VE İran'da. )


- "NE VAR, NE YOK?" ile/ve/||/<> "NEYİ, NASIL BİLEBİLİRİZ?"


- "NE YAPACAK BENİ Kİ?" değil NE YAPACAK Kİ BENİ?


- "NE ZAMAN KONUSU AÇILINCA" değil NE ZAMAN KONUSU AÇILIRSA


- "NEREDE ÇOKLUK, ORADA BOKLUK" ile/ve/değil/yerine NEREDE HAREKET, ORADA BEREKET


- "NEREDE OKUDUĞUMU BİLMİYORUM AMA ..." değil "NEREDE OKUDUĞUMU ANIMSAYAMIYORUM AMA ..."


- "NEREDE, O ESKİ BAYRAMLAR/RAMAZANLAR" değil NEREDE, O ÖNCEKİ BEN


- "NEREYE GELDİĞİMİZ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEREDEN GELDİĞİMİZ


- "NEYİ SEMBOLİZE EDİYOR/EDER?" değil/yerine "NEYİ SİMGELİYOR/SİMGELER?"


- "NEYİNİ BEĞENMEDİN?" değil "NESİNİ BEĞENMEDİN?"


- "NİYE KONUŞUYORUZ?" değil NEYİ KONUŞUYORUZ?

( Konuşmak/konuşabilmek esas ve önceliklidir. Bazı şeyler gerçekleşmeden, olumsuzlukları ve yetersizliklerin yaşanmasına fırsat vermemek üzere, konuşabilmek, doğadaki en güçlü ve olanaklı yetimizdir. Konuşmanın, "niye"si, "gereksizliği" vs. olmaz! )


- "ÖLDÜĞÜNDE" değil/yerine "NEFSİN ÖLÜMÜ TADDIĞINDA"


- "SANA (DA) BİR ŞEY SÖYLENİLMİYOR" değil/yerine NE SÖYLEYECEĞİNİ (İYİ) BİLMEK

( Ne söylediğini ve haddini iyi bilirsen beklemediğin tepkiler de almazsın. )


- "SEN, İSTEDİĞİN KADAR YAPARSAN YAP" değil NE KADAR YAPARSAN YAP ya da İSTEDİĞİN KADAR YAP


- "ULAŞMAK" ile/ve/değil "NEDEN OLMAK"


- "VURDUMDUYMAZ/LIK" ile/değil/yerine NEŞELİ/LİK


- "YARATMAK" ile "NEDEN"/VESİLE OLMAK


- (HER KOŞULDA) YAP!:
NE YAPABİLİYORSAN ile/ve/||/<> NE KADARINA SAHİPSEN ile/ve/||/<> NEREDEYSEN

( (IN ANY CONDITION) DO:
WHAT YOU CAN vs./and/||/<> WHAT YOU HAVE vs./and/||/<> WHERE YOU ARE )


- (KİŞİSEL) YORUM ile/ve/değil/yerine/<> NESNELLİK

( Yorum niteliğindeki hiçbir yaklaşım/açıklama, nesnellik iddiasında bulunamaz. )


- (NEHY-İ ANİ'L) MÜNKER[Ar.] ile/ve/||/<>/>/>< (EMR-İ) BİL MÂRUF[Ar.]

( Günah ve kötü şeyler[in yapılmaması]. İLE/VE/||/<>/>/>< Herkesçe bilinen, tanınan, belirli, sanlı. | Şeriatın uygun gördüğü, beğendiği ve buyurduğu[nun yapılması]. )


- [hem] İBÂDET ile/ve/hem de/ya da/||/<> NEDÂMET


- [İNANÇ +] İLİM ile/ve/||/<> İRFAN ile/ve/||/<> HÜZÜN ile/ve/||/<> NEŞE ile/ve/||/<> [bunlar yoksa]

( Hikmet. İLE/VE/||/<> Rahmet. İLE/VE/||/<> Zarâfet. İLE/VE/||/<> Muhabbet. İLE/VE/||/<> Şiddet. )


- [ne yazık ki]
AYRIMCILIK ile/ve/||/<> NEFRET


- [ne yazık ki]
BENCİLLİK ile/ve/||/<>/> NEFRET VE DÜŞMANLIK


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- [ne yazık ki]
KÖR ŞİDDET ile NEDENSİZ ŞİDDET


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRMEDE:
AYRIMCILIK ile/ve/<> NEFRET (SÖYLEMLERİ/TUTUMLARI)


- [ne yazık ki]
"ONU KASTETMEDİM" ve/||/<> "NE İLGİSİ VAR?"

( Söz sahibinin, söyleyeceği sözün olası yetersizliği/uygunsuzluğu ardından kullanmaya "saklı tuttuğu" savunma "sözü". İLE Dinleyenin, söylenilen sözün yetersizliği/uygunsuzluğu ardından kullanmaya "saklı tuttuğu" savunma "sözü". )


- [ne] ANLAŞILABİLİR ile/ve/||/<> [ne] KAVRANABİLİR ile/ve/||/<> [ne de] KABUL EDİLEBİLİR OLAN


- 23 NİSAN ve/&lt;&gt;/||/= NEŞE

( Bugün, 23 Nisan! Neşe doluyor insan! :) )


- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]

( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]

İLE/||/<>

Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]

İLE/||/<>

Çift, tekrar. [binok | bisiklet]

İLE/||/<>

Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]

İLE/||/<>

Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]

İLE/||/<>

Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]

İLE/||/<>

Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]

İLE/||/<>

Üzerinde. [epiderm | epigrafi]

İLE/||/<>

Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]

İLE/||/<>

Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]

İLE/||/<>

Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]

İLE/||/<>

Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]

İLE/||/<>

Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]

İLE/||/<>

Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]

İLE/||/<>

Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]

İLE/||/<>

-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]

İLE/||/<>

Ara, arası. [internasyonal | interpol]

İLE/||/<>

Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]

İLE/||/<>

Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]

İLE/||/<>

Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]

İLE/||/<>

Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans

İLE/||/<>

Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]

İLE/||/<>

Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]

İLE/||/<>

Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]

İLE/||/<>

Yeni. [neolitik]

İLE/||/<>

Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]

İLE/||/<>

Bütün, birlik. [panorama | pankreas]

İLE/||/<>

Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]

İLE/||/<>

Çok. [poliandri | poliklinik]

İLE/||/<>

İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]

İLE/||/<>

İleride, önde. [prolog | prova | prototip]

İLE/||/<>

Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]

İLE/||/<>

Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]

İLE/||/<>

Süper, üstünlük. [sürmenaj]

İLE/||/<>

Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )


- ABU SIMBEL TAPINAĞI ile/ve/||/<> NEFERTARI TAPINAĞI

( II. Ramses'in mezarının bulunduğu mağara tapınak. İLE/VE/||/<> Eşi Nefertari'nin mezarının bulunduğu mağara tapınak. )


- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET


- AÇLIK ÇEK(TİR)EREK EĞİT(İL)MEK:
MİDENİZE değil/yerine "NEFRETİ(Nİ)ZE/KİNİN(İZ)E"


- ADÂLET:
ÖZNEL değil/>< NESNEL


- ADAM OLUP OLMADIĞIN ile/ve/>/değil NE KADAR ADAM OLDUĞUN


- ÂDETA[Ar.] değil/yerine/= NEREDEYSE/SANKİ


- AHLÂKSAL OLAN/OLABİLEN:
"NE YAPTIĞIMIZ/YAPMADIĞIMIZ" değil NEYE DAYANARAK, NE YAPTIĞIMIZ VE YAPMAYABİLECEĞİMİZ


- AKIL YÜRÜTME ile/ve/||/<> NEDENDEN, NEDENE GEÇİŞ


- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK


- AKL-I KÜLL ile/ve/<> NEFS-İ KÜLL


- AKRODİNİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ BELİRSİZ ÇOCUK SAYRILIĞI


- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI


- AMİGDALA YOLU ile/ve/||/<> NEOKORTEKS YOLU

( Kısa ve hızlı. İLE/VE/||/<> Uzun ve yavaş. )


- AMSTERDAM ile BARSELONA ile PARİS ile NEW YORK ile DUBAİ

( image







)


- ANLAM ile/ve NEDEN/İLLET

( MEANING vs./and REASON )


- ANSEFALİT[Fr.] ile NEVRİT[Fr.]

( Beyin dokusu yangısı/iltihabı/lezyonu. İLE Sinir yangısı. )


- APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( "Mantıklı" ya da "mantıksız", apaçık olanı yadsıyamazsınız. )

( Bilim, bilimde kesinliğin olmamasıdır. )

( BEDÂHET: Apaçık olma durumu. | Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )

( "Logic" or "no logic", you cannot deny the obvious. )

( SARÎH ile ... )

( WIDE OPEN vs. CLEAR/NESS, CERTAINTY )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ATILAN TOKADIN:
"SAHİBİ" ile/ve/değil/yerine/ne yazık ki/||/<>/>/< NEDENİ


- AVUNMA ile/ve NEŞE

( TO BE CONSOLED vs./and GAIETY/MERRIMENT )


- AYNA:
| DOĞA NESNELERİ ve/||/<> NESNELER | ve/||/<> KİŞİ/İNSAN ve/||/<> YAZI


- AYRICALIK (BEKLENTİSİ) ile/ve/değil/yerine NEZÂKET


- AZOOSPERMİ ile ASPERMİ ile NEKROSPERMİ

( Azoospermi; Spermada olgun spermium'ların bulunmayışıdır. Bu durumdaki kişilerin spermasında spermiogenesis'in değişik olgunlaşma kademelerindeki hücreler vardır, fakat olgun spermium yoktur. İLE Aspermi; Ejakulat'ta ne spermium ve ne de Testis kanalcıklarına ait hiçbir hücrenin bulunmamasıdır. İLE Nekrospermi; Eğer tüm spermiumlar hareketsiz ise ve bunlar özel metodlarla yeniden hareketlendirilemeyendir. )


- BAHANE ETMEK değil/yerine/= NEDENCELEMEK


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BEDÂ'[Ar.] ile NESH[Ar.]


- BEL EVLÂDI ile/ve/<> YOL EVLÂDI ile/ve/<> NEFES EVLÂDI


- BELÂ[Ar.] ile NE'AM[Ar.]


- BELİRLEMEK ile/ve NETLEŞTİRMEK

( TO DETERMINE vs./and TO CLEAR )


- BEN OLDUM DELİSİ OLMAK ile/yerine NE OLDUM DELİSİ OLMAK ile/yerine BEN/NE OLDUM DELİSİ OLMAMAK(/BU DURUMA DÜŞMEMEK)


- BEN ile/ve NEFS/NEFİS

( Nefsinin öğretmeni, vicdanının öğrencisi ol! )


- BERRAK[Ar.] ile/ve NET[Fr.]

( Berraklık ve yardımseverlik elele gider - her biri hem öbürüne muhtaçtır, hem de öbürünü güçlendirir. )

( Ayna, güneşi çekmek için hiçbir şey yapamaz. O sadece parlaklığını koruyabilir. )

( Durumunuzu berrak bir biçimde görün, bu berraklık sizi serbest hale getirecektir. )

( Bizi, insan yapacak olan, berraklık ve yardımseverliktir. )

( Clarity and charity go together - each needs and strengthens the other.
The mirror can do nothing to attract the sun. It can only keep bright.
See clearly your condition, your very clarity will release you.
It is 'clarity and charity' that make us human. )

( Aydınlık, açık. | Duru, temiz. İLE Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. | Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )

( LIMPID vs./and CLEAR )


- BİLÂSEBEP değil/yerine/= NEDENSİZCE


- BİLGİ:
TÜMEL/LİK ile/ve/||/<> ÖZSEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> KESİN/LİK


- BİLGİ =/||/<> NE YAPMAYABİLECEĞİNİN BİLGİSİ


- BİLGİ ve/||/<>/>/< NEDEN


- BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )

( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )


- BİLMEK NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK


- BİLMEK ile/ve/||/<>/< NEDENLERİ BİLMEK


- BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK

( Bulunduğumuz bu dönemin/çağın olanakları içinde bilgileri bellemek değil nerede ve nasıl [kısa sürede ve kolay] doğrudan bulabileceğini bilmektir. )

( [not] TO KNOW vs./and/<>/but TO KNOW, WHERE TO FIND
TO KNOW, WHERE TO FIND instead of TO KNOW )


- BİLMİYORUM ile/ve/||/<>/> NEREDEN BİLİYORUM?


- BİREŞİM/TEVHİD ve/||/<>/> NEŞE-İ ÛLÂ


- BİRİNİN, SANA/ONA/BİZE ...:
NE/LER VERE(BİLE)CEĞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NELERDEN VAZGEÇEBİLECEĞİ


- BİTKİ = NEBÂT = PLANTE


- BİTKİLER = NEBÂTÂT = BOTANİK = BOTANIQUE


- BİTKİLERİN SINIFLANDIRILMASI/TAKSİMİ = NEBÂTÂTIN TAKSÎMİ = DIVISION, CLASSIFICATION


- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI

( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )

( BURÛT: Bıyık. )


- BİZİ SEVENİN:
NE/LER VERECEĞİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE(LER)DEN VAZGEÇEBİLECEĞİ


- BRÜT ÜCRET ile/ve NET ÜCRET


- BUĞDAY ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "NEFES"

( "Adam olmayı" simgeler. VE/||/<> Nefsi simgeler. )


- BULUŞMAK:
NESNE(SİN)DE ile NESİNDE/NEDENİNDE


- ÇAĞIN MİTOSLARINDA:
TARAFSIZLIK ile/ve EVRENSELLİK ile/ve NESNELLİK


- ÇARŞAF[Fars.] ile/ve/değil/||/<> NEVRESİM[Fars., Ar.]

( Yatağın üzerine serilen ya da yorgana kaplanan bez örtü. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Torba biçiminde, yorgan çarşafı. )


- CASSEGRAIN ANTENİ ile/||/<> CASSEGRAIN TELESKOBU ile/||/<> CASSEGRAIN NEWTON TELESKOBU ile/||/<> NEWTON CASSEGRAIN TELESKOBU ile/||/<> CASSEGRAIN ODAK NOKTASI


- CELÂDET[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]


- CEMÂDAT(CANSIZLAR) ve/</>/ve NEBÂDAT(BİTKİLER) ve/</>/ve HAYVANAT(CANLILAR)HAYVAN-I NÂTIK(BEŞER/İNSAN)


- CEMÂDÂT ile/ve/||/<>/> NEBÂTÂT ile/ve/||/<>/> HAYVANÂT ile/ve/||/<>/> BEŞERİYET > İNSAN

( Donmuş akıl[/logos]. İLE/VE/||/<>/> Yukarı doğru yönelebilen. İLE/VE/||/<>/> Hareket eden. ["canlı" anlamına ge(tiri)l(e)mez!] İLE/VE/||/<>/> Düşündüğünü, düşünebilen. > Düşünerek hareket edebilen. )


- CEMÂL[Ar.] ile NEBL[Ar.]


- ÇETREFİLLİ ile NETAMELİ ile TUMTURAKLI[Fars.]

( Karışıklığı dolayısıyla anlaşılması ya da sonuca bağlanması güç. | Yapı ve ses kurallarına aykırı kullanılan dil. | Sarp, engelli ve engebeli yer. İLE Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. | Başına sık sık kaza gelen. İLE Gösterişli. | Anlama bir şey katmayan, bir anlam bildirmeyen ancak kulağa hoş gelen. )


- CEVÂD[Ar.] ile NEDÂ[Ar.]


- CİDDİYET ve/<> NEŞE

( Riyasız neşe. VE/<> ... )


- CİNS + FASL =/> NEV/TÜR

( HAYVAN + DÜŞÜNEBİLEN/NÂTIK =/> İNSAN )


- CİNS[Ar.] ile NEV'[Ar.]


- CİNS ile/ve/||/<>/> NEV/TÜR ile/ve/||/<>/> FASL ile/ve/||/<>/> HASSA ile/ve/||/<>/> ARAZ


- CUICUILCO ile/ve STONEHENGE ile/ve AVEBURY ile/ve CASTLERIGG ile/ve NEWGRANGE

( Meksika. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İrlanda'da. )


- ÇÜNKÜ, NEDEN? değil NEDEN? ÇÜNKÜ ...


- DADLI[Azr.] = NEFİS, LEZZETLİ[Tr.]


- DAHA "İYİ"/"KÖTÜ" değil/yerine NEŞE


- DEDİKODUCU/KOVCU ile NEMMÂM

( ... İLE Lâf taşıyan. )


- DEĞİLLEME = NEFİY, İNKÂR, SELB = NEGATION[İng., Fr., Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.]


- DEĞİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> UZAKLIK/MESAFE

( INVARIANCE vs./and/||/<> CAUSALITY vs./and/||/<> DISTANCE )


- DELHİ SARANGİSİ ile/ve NEPAL SARANGİSİ

( Çalınışı zordur. İLE/VE Yalnızca gelir düzeyi yüksek eriller çalar. Ses rengi nedeniyle "yüz renkli çalgı" adı da verilir. )


- DERT ile/ve/yerine NEŞE

( Paylaştıkça, azalır. İLE/VE Paylaştıkça, artar. )


- DEVLET:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<> TUTKU ve/||/<> GENEL ve/||/<> ÖZEL ve/||/<> NESNEL ve/||/<> ÖZNEL

( Devlet, özgürlükle tutkunun, genelle özelin, nesnelle öznelin bireşimini[/tevhîdini] sağlar. [Devlet, sadece, bürokratik ve politik bir örgüt değildir!] )


- DİN:
ÖZNEL ile/ve/||/<> NESNEL


- DOĞAL VE ZORUNLU ile DOĞAL AMA ZORUNLU DEĞİL ile NE DOĞAL, NE DE ZORUNLU

( Doğal Hal'de, "Ben şuyum, ben oyum" yoktur. )

( There is no 'I am this', 'I am that', in the natural state. )

( NATURAL AND COMPULSORY vs. NATURAL BUT NOT COMPULSORY vs. NEITHER NATURAL, NOR COMPULSORY )


- DOĞRUYSA ile/ve/değil/yerine NE KADAR DOĞRUYSA


- DOKU = NESİÇ, NESC = TISSU


- DÜNYA ile/ve/||/<>/> NEPTÜN ile/ve/||/<>/> URANÜS ile/ve/||/<>/> SATÜRN ile/ve/||/<>/> GÜNEŞ

( [=]
50 ay. İLE/VE/||/<>/> 57 dünya. İLE/VE/||/<>/> 63 dünya. İLE/VE/||/<>/> 700 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1300 dünya. İLE/VE/||/<>/> 1.300.000 dünya. )


- DÜNYA ile/ve/||/<> NESNELERİN ÖYKÜSÜ

( )


- DÜNYEVÎ HİKMET ile/ve/<> NEFSÂNÎ HİKMET ile/ve/<> ŞEYTANÎ HİKMET ile/ve/<> İLÂHÎ HİKMET

( Toplumsal. İLE/VE/<> Psikolojik. İLE/VE/<> Siyasal. İLE/VE/<> Tanrısal[Teolojik], [Din, Mârifetullah]. )


- DÜŞÜNCE:
ETKİNLİĞİ ile/ve/||/<> OLAYI ile/ve/||/<> NESNESİ

( THOUGHT ACTION vs./and/||/<> THOUGHT EVENT vs./and/||/<> THOUGHT OBJECT )


- DUYGU İFADELERİNDE:
POZİTİF ile/ve/||/<> NEGATİF ile/ve/||/<> YAKINLIK

( 3, 4, 9, 11, 13, 15, 16. maddeler. İLE/VE/||/<> 2, 5, 10, 14. maddeler. İLE/VE/||/<> 1, 6, 7, 8, 12. maddeler. )


- EDEN BULUR (KADER[Ar. < KADAR]/KARMA[Hintçe]) ile/ve/||/<>/> NE EKERSEN, ONU BİÇERSİN


- EĞİLİM = TEMAYÜL = INCLINATION[İng., Fr.] = NEIGUNG, ZUNEIGUNG[Alm.] = PROPENSIO, INCLINATIO[Lat.] = INCLINACIÓN[İsp.]


- ENDÜSTRİ 1 - 4:
BUHAR ve/||/<>/> ELEKTRİK ve/||/<>/> OTOMASYON ve/||/<>/> NESNELERİN İNTERNETİ


- ENKERE MİN-HU KEZÂ[Ar.] ile NEKAME MİN-HU KEZÂ[Ar.]


- EŞE ve/<> NEŞE


- EŞYANIN TABİATI değil/yerine/= NESNELERİN DOĞASI


- ETİYOLOJİ/ETIOLOGY[İng.] değil/yerine/= NEDEN | NEDEN BİLGİSİ


- ETİYOLOJİK/ETIOLOGICAL[İng.] değil/yerine/= NEDENSEL


- ETKEN ile NEDEN

( AGENT/FACTOR vs. REASON/CAUSE )


- ETKİ ile/ve/> NEDEN

( EFFECT vs./and/> REASON )


- ETKİNLİK ile/ve/||/<> NESNELERİN BÜTÜNLÜĞÜ


- FÂCİRE ile NEMFOMANİK

( HÜYÂM-İ RAHM[Ar.], NYMPHOMANIA[İng.], NYMPHOMANIE[Fr.] )


- FENÂ[Ar.] ile NEFÂD[Ar.]


- FEVZ[Ar.] ile NECÂT[Ar.]


- FIRKA-İ NÂCİYE ve/<> NECÂT


- FITNAT[Ar.] ile NEFÂZ[Ar.]


- FOTOĞRAFIN:
ÖZNEL(L)EŞTİR(İL)MESİ ile/ve/||/<>/> NESNELEŞTİR(İL)MESİ


- GANİMET[Ar.] ile NEFEL[Ar.]


- GEEK ile/ve/||/<>/> NERD

( )


- GELİŞİP BÜYÜME = NEŞV Ü NEMÂ = DÉVELOPPEMENT


- GERÇEKLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve NEDENSELLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve KİŞİ ZİHNİ


- GEREKLİLİK ile/ve NEDENSELLİK

( Öncelik-sonralık yoktur. İLE/VE Öncelik-sonralık vardır. )

( İşlevsellik. İLE/VE Birbirini açıklayıcılık. )

( NECESSITY vs./and SCIENTIFIC TERM )


- GEZEGENLER ile NEPTÜN

( ... İLE Gözle ya da her hangi bir teleskopla görülmeden, hesaplamalarla keşfedilen ilk gezegendir. )

( ... İLE Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Güneş'e olan uzaklığı ise 4.5 milyar kilometredir. Yüzey sıcaklığı, -220 °C olup Güneş Sistemi'nin en soğuk gezegenidir. Neptün'ün bilinen 14 doğal uydusu bulunmaktadır. )


- GİRYÂN ile/ve NERGİS

( Ağlayan göz. İLE/VE Mahmur bakan göz. Yan bakış/lı. )

( ... İLE/VE Divan edebiyatında zehir, bazen panzehir olarak geçer. )


- GÖNÜLLÜLÜK ile/ve/||/<> NEŞE


- GÖVDE(N):
[ne] ATMAK ve [ne de] TAPMAK


- GÖVDE/İNSAN ile/ve/<> NEY

( İNSAN ve NEY: 60 )


- GÖVDENİN EYLEMİ ile/ve/<> NEFSİN EYLEMİ ile/ve/<> ÖZÜN EYLEMİ

( El ile. İLE/VE/<> Hayal ile. İLE/VE/<> Sevgi ile. )


- GÖVDENİN/TEN'İN ABDESTİ ile/ve AKIL'IN/VİCDANIN ABDESTİ ile/ve NEFS'İN ABDESTİ

( Su ile. İLE/VE Gözyaşı ile. İLE/VE Kelâm/sohbet ile. )


- GRAMINEAE = NECÎLÎYE


- HABER[Ar.] ile NEBE'[Ar.]


- HABER ile NEBE

( ... İLE Önemli haber. )


- HACEREYN ve/||/<> NESÎK

( İki taş.[Altın ve gümüş.] VE/||/<> Altın. | Gümüş. )


- HÂKA BİHİ[Ar.] ile NEZELE BİHİ[Ar.]


- HALK MÜZİĞİ'NDE:
YAYLI SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR

( Kabak kemane, Karadeniz kemençesi, Tırnak kemençe, Iklığ/Iklık. İLE/VE Kaval, Zurna, Mey, Tulum, Sipsi, Çifte, Argun, Zimbon[Buğday sapından çocuk çalgısı]. İLE/VE Davul, Tef, Darbuka, Kaşık, Çalpara, Zil, Çifte nara, Balaban, Tepsi, Dümbelek. )


- HAMR/ŞARAP ile NEBÎZ

( Aynıyla haramdır. İLE Sarhoş ediciliğiyle orantılı olarak haramdır. )

( ... İLE Hurma ya da arpadan yapılan bir çeşit içki. | Şarap. )


- HASEBİYLE/SEBEBİYLE/HAYSİYETİYLE değil/yerine/= NEDENİYLE/-DEN ÖTÜRÜ/DOLAYI, DOLAYISIYLA


- HAŞIR ile/ve NEŞİR


- HATTAT'IN/"USTA"NIN YAZDIKLARININ, ...:
HEM KENDİNİN, HEM DE HERKES TARAFINDAN OKUNABİLENLERİ ile/ve/||/<> SADECE KENDİNİN OKUYABİLDİKLERİ ile/ve/||/<> NE KENDİNİN, NE DE BAŞKASININ OKUYABİLDİKLERİ


- HAYÂT[Ar.] ile NEMÂ[Ar.]


- HAYIR = NO[İng., İt., İsp.] = NON[Fr.] = NEIN[Alm.]


- HAYVANLAR (ÂLEMİ) ve/<> NE OLMADIĞININ/OLMAYACAĞININ GÖSTERGELERİ


- HEDÎR ile NEVH

( Güvercin ve benzeri kuşların ötmesi. İLE Güvercinin nağme ile ötmesi. )


- HEM, HEM DE ve NE, NE DE:
[İkisi birlikte kullanılır!/kullanılmalıdır!]


- HEYULA[Ar.]/HYLE[Yun.] ile NESNE, ŞEY | BİÇİMİ OLMAYAN NESNE, ŞEY


- HİÇLİK = ADEM = NON-BEING[İng.] = NÉANT[Fr.] = NICHTS[Alm.] = NON ENS[Lat.]


- HİDÂYET[Ar.] ile NECÂT[Ar.]


- HİGROTROPİZM değil/yerine/= NEME YÖNELİM

( Canlıların, zorunlu olarak havanın nemine göre yönelmesi ve yer değiştirmesi. )


- HOOKE YASASI ve/||/<>/> "NE KADAR KUVVET, O KADAR UZAMA"

( Bir maddenin bozunumunun, bozunuma neden olan kuvvetle yaklaşık doğru orantılı olduğunu açıklayan yasa. [Bu yasaya uyan maddelere, "doğrusal elastik maddeler" denir.] [Robert Hooke'un ardından adlandırılmıştır.] VE/||/<>/> ... )

( ... et/||/<> "UT TENSIO SIC VIS" )


- HOŞ GÖRMEK ile/ve/değil NEŞEYLE NEŞELENMEK


- HUDUS ile/ve/||/<> ZAMAN ile/ve/||/<> NİSAP ile/ve/||/<> GÜN ile/ve/||/<> RES ile/ve/||/<> KÂBE ile/ve/||/<> NEŞV-Ü-NEMÂ ile/ve/||/<> KAST VE NİYET ile/ve/||/<> HÜKÜMLER ile/ve/||/<> BEKÂ ile/ve/||/<> MEŞRÛ TASARRUF


- İBÂDET ve/||/<> NEFSİNİ DÜZELTMEK


- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI


- İÇİNE GİRİLEMEZLİK / NÜFÛZ EDİLEMEZLİK[İng. IMPENETRABILITY]:
ÂN'A ve/||/<> NESNEYE

( TEMPORAL and/||/<> SPATIAL )


- İDDİA değil/yerine NEŞE


- İDİYOPATİK/IDIOPATHIC[İng.] değil/yerine/= NEDENİ BİLİNMEYEN


- İHSÂN[Ar.] ile NEF'[Ar.]


- İHTİYÂRÎ/TAHYİRÎ HÜKÜMLER:
CEVAZ ile/ve/||/<> İBÂHE/MUBAH ile/ve/||/<> NEDB ile/ve/||/<> İSTİHSAN ile/ve/||/<> TABİÎYET ile/ve/||/<> HELÂL


- İLÂHİ ile/ve NEFES


- İLÂHİ ile NEVBE

( ... İLE Bayramlarda ve kandillerde, dergâhlarda, halîle, kudüm, mazhar çalınarak ilâhî okuhması. )


- İLETİM DOKUSU = NESC-İ Vİ'ÂÎ = TISSU CONDUCTEUR


- İLİŞKİLİ/LİK:
UZAYSAL/LIK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK

( David Hume )


- İLK NEDEN ile/ve NEDENSELLİK


- İLLİYET BAĞI değil/yerine/= NEDENSELLİK BAĞI


- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK


- İNSAN/KİŞİ:
NE İSTEDİĞİNİ BİLEBİLEN ile/ve/değil/||/<>/< NE İSTEMEDİĞİNİ BİLEBİLEN


- IOT/INTERNET OF THINGS[İng.] değil/yerine/= NESNELERİN INTERNETİ


- İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR


- İSTANBUL ile/ve NEFS-İ İSTANBUL

( BÎLÂD-I SELÂSE İLE/VE Suriçi İstanbul. [Asıl İstanbul] )


- İSTER İSTEMEZ ile/ve/değil/||/<>/>< NE YAZIK Kİ


- IZIS ile/ve NEFTIS

( Osiris'in eşi ve kardeşi. )


- JİLET ile NEŞTER/BİSTURİ


- KANSERDE:
BİRİNCİL TEDAVİ ile/ve/yerine/<> NEOADJUVAN TEDAVİ

( ... İLE Eğer hormon tedavisi, birincil tedavi öncesi verilirse buna Neoadjuvan Tedavi denir. Kanser hücrelerinin öldürülmesine ve birincil tedavinin etkili olmasına yardımcı olur. )

( http://kanserle-dans.blogspot.com )


- KAPSAYAN ANNE ile/ve/||/<> NESNEL ANNE


- KAYNAK ile/ve NEDEN

( SOURCE vs./and CAUSE )


- KETB[Ar.] ile NESH[Ar.]


- KETEBE ile/ve SEVVEDE ile/ve NESEHA ile/ve HARRERE ile/ve NEMEKA ile/ve RAKAME ile/ve NAKALE ile/ve ZEBERE ile/ve SATARE ile/ve İSTİRAHE


- KEVKEB[Ar.] ile NECM[Ar.]


- KİBARLIK ile/değil/yerine NEZÂKET

( Krala gösterilen kibarlık, "zorunluluktandır". İLE/DEĞİL/YERİNE Dilenciye gösterileni nezâket, gerçektir. )

( Nasıl "görünmek" "istediğmizle". İLE/DEĞİL/YERİNE Kim olduğumuzla ilgili. )


- KILIF ile NEVRESİM


- KİMİN, "HAKLI/HAKSIZ" OLDUĞU değil/yerine NEYİN, DOĞRU OLDUĞU

( Bir şeyin, haklı olduğunu bildiğin halde, o şeyden yana çıkmazsan, korkaksın demektir. )


- KİMİN:
"NE OLDUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NE OLACAĞI

( "Belirli" olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Belirsizdir. )


- KİŞİLERE/İN DAVET(İ) ile/ve NESNELERE/İN DAVET(İ)

( Gel diyene ar eyleme, gelme diyene dar eyleme! )


- KİŞİNİN KİM'LİĞİ ile/ve NESNENİN NE'LİĞİ


- KLASİK REALİZM ile NEO REALİZM


- KORKU + BİLGİSİZLİK = NEFRET


- KORKU > DEHŞET > NEFRET/(><)HAYRANLIK


- KOŞUK ile NEŞİDE[Ar.]

( ... İLE Bir toplulukta okunmaya değer koşuk. | Atasözü gibi kullanılan beyit ya da dize. )


- KOŞUL/LAR ile/ve/||/<>/< NEDEN/LER

( Fizikte. İLE/VE/||/<>/< Zihinde. )

( CONDITION/S vs./and/||/<>/< CAUSE/S )


- KOŞUL ile/ve/||/<> NEDENSELLİK


- KUKLA SANATINDA:
TALAT-SÜREYYA DUMANLI ile/ve/<>/> NEVZAT AÇIKGÖZ ile/ve/<>/> DUYGU-OYA TANSI

( )


- KURAL(LILIK) ile/ve NEDEN(SELLİK)


- KURUCU BAĞLILIK ile NEDENSEL BAĞLILIK


- KUŞAK = NESİL = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]


- LİBERALİZM ile/ve/||/<>/> NEOLİBERALİZM

( LİBERALİZM'DE
- Bireycilik
- Özgürlük
- Akılcılık
- Eşitlik
- Hoşgörü
- Sınırlı Devlet

İLE/VE/||/<>/>

NEOLİBERALİZM'DE
- Özelleştirme
- Muhafazakârlık
- Otoriter Devlet
- Deregülasyon
- Strateji ve Yönetişim
- Yeniden Dağıtım ve Rekabet
- Kriz ve Şiddet
- Demokrasinin Çöküşü ve Neo-Feodalizm
- Neoliberal Özne
- Esneklik ve Girişimcilik )


- MAALESEF[Ar.]["MALESEF" değil!]/DERDÂ[Fars.] değil/yerine/= NE YAZIK Kİ


- MADDE ile/ve/||/<>/> SÛRET ile/ve/||/<>/> CİSİM ile/ve/||/<>/> NEFS ile/ve/||/<>/> AKIL


- MAHKUM İKİLEMİ ile/ve/||/<> NEWCOMB SORUNU


- MÂL[Ar.] ile NEŞEB[Ar.]


- MÂRİFE(T) >< NEKRE


- MÂRİFET:
İÇTENLİK ile/ve/||/<> NEZÂKET ile/ve/||/<> ZARÂFET


- MASTAR BİNAYI MERRE(KERE) ile/ve NEVÎ

( SAĞDAN SOLA! )

( NASARÂTÜN | NASRETÂNİ | NASRETEN ile/ve NİSRÂTÜN | NİSRATÂNÎ | NİSRATEN )


- MAYMUN ile NESNAS


- MAZERET KAĞIDI değil/yerine/= NEDENLİK BELGESİ


- MAZERET değil/yerine/= NEDENLİK


- MAZERETSİZ değil/yerine/= NEDENLİKSİZ


- MAZUR değil/yerine/= NEDENLİ


- MEKANİK FELSEFE'DE:
DESCARTES ile/ve LEIBNIZ ile/ve NEWTON


- MENÂM[< NEVM] ile NEAM

( Uyunacak yer, yatak odası. | Uyku. | Düş, rüya. İLE Hayır! )


- MENFA'AT[Ar.] ile NE'MÂ'[Ar.]


- MESRÛR[< SÜRÛR] ile NEŞELİ

( SEVİNMİŞ, NEŞELİ, MEMNUN, ARZUSUNA KAVUŞMUŞ )


- MIKNATIS ile NEODİM MIKNATIS


- MİMARLIĞIN BÖLÜMLERİ:
YAPI SANATI ve/||/<> ZAMANÖLÇER YAPIMI ve/||/<> NESNE ÜRETİMİ


- MÜBÂYÂ-I EŞYÂ ile NEFY-İ MÜLK ile HİBE


- MUHÂTARA/LI[< HATAR] ile NETÂME/Lİ

( Söyleşme, konuşma, birbirine hitap etme. | [mecaz] Çekişme. | Tehlike. | Zarar, ziyan, korku. İLE Gizli bir tehlikesi olduğu sanılan, tekin olmayan. | Başına sık sık kaza gelen. )


- MÜNKİR ile/ve NEKİR (MELEKLERİ)

( İnkâr eden. | Kendini inkâr eden. İLE/VE Örtülmüş olan. )

( Olumsuz. İLE/VE Olumlu. )

( İnkârcı. İLE/VE Kişiyi, iyiliğe yönelten. )


- MÜSEBBİP değil/yerine/= NEDEN OLAN/YOL AÇAN


- MUTLULUK:
SAHİP OLDUKLARIMIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE KADAR AZ ŞEYE GEREKSİNIM DUYDUĞUMUZ


- NÂCİ ile/ve NECÎB


- NÂFİLE[Ar.] ile NEDB[Ar.]


- NÂİL[< NEYL] ile ...

( MURADINA EREN, ERMİŞ, ELE GEÇİREN | (OLMAK) ile ABCDEF ( ERİŞMEK )


- NANO TEKNOLOJİ ve/<>/|| NENE(NİNE) BİLGELİĞİ


- NASIL? ile NE KADAR?

( HOW? vs. HOW MUCH? )


- NÂY ile NEY


- NE ALÂKA/KEL ALÂKA değil/yerine/= NE İLGİSİ VAR/İLGİSİ YOK


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE ATTIĞIMIZ ve/||/<> NE KATTIĞIMIZ


- NE DEDİĞİ(Nİ ANLAMAK) ile NE DEMİŞ OLABİLECEĞİ(Nİ ANLAMAK)

( TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE SAID vs. TO UNDERSTAND WHAT HE/SHE MEANT TO SAY )


- NE DERLER? ile/yerine NE DENİR?


- NE İÇİNDE? ile HANGİ YOLLA? ile NE İÇİN?


- NE KADAR SEVDİĞİNİZ ve/+/||/<> NE KADAR NAZİK YAŞADIĞINIZ ve/+/||/<> NASIL, ZARÂFETLE VAZGEÇEBİLDİĞİNİZ


- NE KADAR? ile/ve NEREYE KADAR?


- NE OLDU? ile/ve NASIL OLDU? ile/ve NEDEN OLDU?


- NE OLDUĞU/N ile/ve/<>/değil/yerine NE OLMADIĞI/N

( Bize ancak ne olmadığımız söylenilebilir. )

( Ne olmadığınızı bilme yoluyla gerçek kimliğinizi tanırsınız. )

( [not] HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE vs./and/<>/but NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT
NOT HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE NOT instead of HAPPENNED WHAT / WHAT YOU ARE
Can only tell you what you are not.
By knowing what you are not, you come to know your self. )


- NE OLMALI? ile/değil NE OLSA GEREK?


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NE?[Ar.] ile NE[Ar.]

( ... İLE Değil, yok. )


- NE? ve/||/<> NASIL? ve/||/<> NEDEN? ve/||/<> NİÇİN?

( Hangi şey? VE/||/<>/>/< Ne asıl? VE/||/<>/>/< Ne'den? VE/||/<>/>/< Ne için? )

( Evren/doğa/nesne/insan. VE/||/<>/>/< Bilim. VE/||/<>/>/< Sanat. VE/||/<>/>/< Felsefe. )

( Nedir sorusu, metafizik bir sorudur. )

( "What is?" question is metaphysical question. )

( Cosmos/nature/matter/human. VS./AND/||/<>/>/< Science. VS./AND/||/<>/>/< Art. VS./AND/||/<>/>/< Philosophy. )

( WHAT? vs./||/<>/>/< HOW? vs./||/<>/>/< WHY? vs./||/<>/>/< WHAT FOR? )


- NEBÂİL[Ar. < NEBÎLE] ile NEBÂİR[Ar. < NEBÎRE]

( Yüceler, yüksekler. İLE Torunlar. )


- NEBÂT[Ar. çoğ. NEBÂTÂT] ile NEBÂT[Ar.]

( Topraktan çıkan/biten her türlü şey, bitki. İLE Nöbet şekeri. )


- NEBÎ[Ar. < NEBE | çoğ. ENBİYÂ] ile NEBÎH[Ar.]

( Haberci. | Peygamber. İLE Ünlü, onurlu/şerefli. )


- NEBÎL[Ar.] ile NEBÎR[Ar.]

( Yüksek yetenek ve onur sahibi. | Akıllı, anlayışlı. | Bilgili ve erdemli. İLE Torun. )


- NEBİSE[Ar.] ile NEBİSE[Ar.]

( Kız torun. İLE Kuyu toprağı. | Irmak toprağı. )


- NEBL[Ar.] ile NEBR[Ar.]

( Ok. | Ok yapma. İLE Yükseğe çıkarma, kaldırma, yükseltme, sesi yükselme. | Korkup çığlık atma, haykırma. )


- NECD[Ar.] ile Necd[Ar.]

( Yüksek yer. | Yiğitlik durumu. | Gamlılık. | Yol. İLE Arap Yarımadası'nın orta bölgesi. )


- NECİS[Ar.] ile NECÎS[Ar.]

( Pis, murdar. İLE Pis, kirli, murdar. | Onulmaz hastalık. )


- NEDBE[Ar. çoğ. NEDEB, NÜDÛB] ile NEDEBE[Ar.] ile NEDEBÎ[Ar.]

( Yara izi. İLE Yara/kırık yeri. İLE Yara izi ile ilgili. )


- NEDEN/ETKEN - ETKİ ile NEDEN - TEPKİ

( Cansızlarda. İLE Canlılarda. )


- NEDEN ile/ve/||/<>/> NEDEN ÖBEĞİ/GRUBU


- NEDEN ile/ve/değil/||/<> NEYE GÖRE


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( Her biri bir ötekinin nedenidir. )

( [not] CAUSE OF vs./but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of CAUSE OF
Each is the cause of the other. )


- NEDENİ ile/yerine/değil NEDENLERİNDEN BİRİ

( [not] CAUSE OF vs. CAUSES OF ONE )


- NEDENLENMEMİŞ, ZORUNLU VAROLAN ile/ve/<> NEDENLENMİŞ, ZORUNLU VAROLAN


- NEDENLERDEN BİRİNCİSİ ile/ve/değil/yerine NEDENLERDEN BİRİ

( [not] THE FIRST CAUSE vs./and/but ONE OF THE CAUSES
ONE OF THE CAUSES instead of THE FIRST CAUSE )


- NEDENLERİN BİLİMİ ile/ve NEDENLERİN NEDENİNİN BİLİMİ

( Bilim. İLE/VE Metafizik. )


- NEDF[Ar.] ile NEDFÎ[Ar.] ile NEDÎF[Ar. < NEDF]

( Pamuk atma/ditme. İLE Didilmiş/nedfolunmuş yün topağı. İLE Atılmış pamuk, yün. )


- NEDÎM[Ar.] ile Nedîm[Ar.]

( Meclis/sohbet arkadaşı. | Büyükleri, fıkra ve öyküleriyle eğlendiren. | Güzel, öykü anlatan, tatlı konuşan. | Yeniçeri ocağına yeni yazılan. İLE Osmanlı şairlerindendir. [öl. 1730] )


- NEDİR? ile/ve/<>/değil/yerine NE/LER OLABİLİR?


- NEF'Î[Ar. < NEF] ile Nef'î[Ar.]

( Çıkar ile ilgili, yararcı. İLE Divan Edebiyatı'nın en yüksek kasidecisi. [öl. 1634][IV. Murat döneminde, Bayram Paşa tarafından, bir hicvinden dolayı boğdurularak öldürtülmüştür.] )


- NEFEL[Ar.] ile NEFER[Ar.]

( Düşmandan alınan mal. | Ülül-emrin iznini almadan düşmana karşı çıkan, sayısı az bir topluluk. İLE Bir adam, tek kişi. | Rütbesi olmayan asker, er. | İnsan sayısı bildiren sözler için kullanılır. )


- NEFES ve/> NEFS ve/> NEFİS


- NEFFÂ'[Ar. < NEF] ile NEFFÂH[Ar.]

( Çıkarı çok olan. İLE Hayırlı, hayır ve iyilik sahibi. | Kokusu çok. )


- NEFH[Ar.] ile NEFH[Ar.]

( Güzel kokunun yayılması. | Rüzgârın esmesi. İLE Üfürme. | Boru vs. üfleme. )


- NEFHÂ-YI RAHMAN ile/ve NEFHÂ-YI RAHÎM

( Oksijen. İLE/VE ... )

( Bu iki nefhanın birleşmesi Bismillahirrahmanirrahim'dir. )


- NEFHA[Ar. çoğ. NEFEHÂT] ile NEFHA[Ar.]

( Güzel koku. | Bir esim yel, rüzgârın bir kere esmesi. | Üfürük, soluk üfürme. İLE Üfürük. | Karın şişmesi, şişkinlik. )


- NEFL[Ar.] ile NEFR[Ar.]

( Fazladan, vacib olmayan ibadet. İLE Ürküp kaçma. | İğrenme, tiksinme. )


- NEFS'TE:
TABİÎ ile/ve NEFSÎ ile/ve AKLÎ


- NEFS[Ar.] ile NEFS[Ar.]

( Tükürükle üfleme. Üfleme. İLE Can, yaşam/hayat. | Kişinin yeme-içme gibi dirimsel gereksinimleri. | Kendi, kişi. | Asıl, maya, töz/cevher. | Bir şeyin ta kendi. | Döl suyu. | İç, iç taraf. | Bir kentin içinden olan kişi. )


- NEFS ile/değil/yerine NEFES

( Bilmeyene. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilene. )


- NEFS > NEFÎS

( Nefs'i, nefîs'e taşımak/dönüştürmek gerek! )


- NEFS ile NEFS-İ CEBÂBİRE

( BİR ŞEYİN ZÂTI, KENDİ. RUH, CAN, HAYAT, KALB, HEVES | İNSANIN YEME-İÇME GİBİ BİYOLOJİK GEREKSİNİMLERİ | ASIL, MAYA, CEVHER | DÖLSUYU | İÇ, İÇ TARAF | RUHUN MADDEYLE BİRLEŞMESİ )


- NEFS ile/ve NEFSLER


- NEFSİ:
"TEMİZE ÇIKARMA KAYGISI" ile/değil/yerine/>< TEZKİYE ETME ÇABASI


- NEFSİ/Nİ "ÖLDÜRMEK" değil NEFSİ/Nİ TERBİYE ETMEK


- NEFSİNİ:
"SİLEN" değil/yerine/>< BİLEN


- NEFZ[Ar.] ile NEFZ[Ar.]

( Saçma, yayma. İLE Meyveli bir ağacı sallama. | Giysinin tozunu silkme. | Hastalık nöbetiyle titreme. | Kur'ân-ı Kerîm'i hatmetme. | Bir şeyi inceleme. )


- NEHK[Ar.] ile NEHK[Ar.]

( Yıpratma/yıpranma. | Bir şeyi aşırı ölçüde kullanma. | Cezalandırma, işkence etme. | Zayıflayıp güçten düşme. İLE Eşek anırtısı. )


- NEHZ/NEHZÂT[Ar.] ile NEHZAT[Ar.]

( Davranma, kalkışma. İLE Hareket, yola çıkma. )


- NEKABET["ka" uzun okunur] ile NEKÂBET[Ar.]

( Ululuk, bir topluluğun durumunu takip eden büyük kimselerin durumu/özelliği. | Belirli kesimlerin başları. | Sapma, vazgeçme, yön değiştirme. İLE Dönme, vazgeçme, cayma. )


- NEKAİS[Ar. < NAKÎSA]["ka" uzun okunur] ile NEKAİZ[Ar. < NAKÎZA]["ka" uzun okunur]

( Eksiklikler, noksanlar. İLE Birbirine zıt olan, birbirini çelen şeyler. )


- NEKÎR[>< MA'RUF] >ile Nekîr[Ar. < NEKRE] >ile NEKR[Ar.]

( Bilinmemiş şey. İLE Mezarda ölüleri sorguya çekecek olan iki melekten birinin adı. | Tanınmamış, inkâr edilmiş. İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKL[Ar.] ile NEKR[Ar.]

( ... İLE Zeki, anlayışlı, akıllı. )


- NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKS[Ar.] ile NEKZ[Ar.]

( Çok çekinme, kaçınma. İLE Ters çevirme, başaşağı etme, altüst etme. | Geri dönme. | Hastalığın geri dönmesi, depreşmesi.[NÜKS] İLE Ayırma, parçalama, parçalara bölme. İLE Çok çabalama, gayret etme. )


- NEKTARYUMLAR, NEKTAR[Fr. < NECTAR](BALÖZÜ) SALGILAYAN YAPILAR = A'ZÂ-İ NEKTÂRÎYE = NECTAIRES


- NEME" değil NEYİME LÂZIM?


- NEREDEN GELDİĞİNİ:
BİLMEYEN ile/değil/yerine/>< BİLEN

( [nereye gideceğini] Bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE Bilir. )


- NERELİSİN? yerine NEREDE YAŞIYORSUN?(YA DA BÖYLE BİR SORU SORMA!)

( Tanışmalarda da ikincil/üçüncül(/ya da yeri kaçıncı sıradaysa) konulardandır. Kişinin zihnindeki, coğrafî ve kültürel arkatasarla/geçmişle ve kabulle ilgili bir durumdur. Kişiler, sorulduğu için yanıtlamak zorunluluğunda bırakılmamalıdır. Nerelisin sorusu da sorulmaması gereken sorulardandır. "Nerelisin?" yerine "Nerede yaşıyorsun?" sorusu daha anlamlıdır. İletişim ve paylaşımlarda kişinin yaşadığı ya da yaşamak istediği yeri düşünmesi ve o düşündüğü yerle özdeşleşmesi ve buna göre beyanda bulunma olanağı/fırsatı verilmelidir. )


- NEREYE? ile NEREYE KADAR?

( WHERE? vs. UNTIL WHERE? )


- NES'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( "Eşhür-ül-Hurum"un muayyen vaktini geçirme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Bozma. | Halkı birbirine düşürme. )


- NEŞATÂBÂD KASRI ile NEŞATÂBÂD SARAYI

( Ortaköy'de, Defterdarburnu'ndadır. İLE Fındıklı'da, Güzel Sanatlar Akademisi'nin bulunduğu yer. )

( Sultan III. Mustafa'nın kızı, Hatice Sultan tarafından. [1890'da yıkılarak yerine sahil sarayları yapılmıştır.] İLE Fındıklı Sarayı adıyla da bilinirdi. )


- NESİK[Ar.] ile NESÎK[Ar.]

( Düzenli/nizamlı. | Bezenmiş, süslü. İLE Altın. | Gümüş. )


- NESÎMÎ[Ar.] ile Nesîmî[Ar.]

( Hafif ve lâfif esen rüzgârla ilgili. İLE XIV. yüzyılın en büyük Türk şairlerindendir.[öl. 1417/1418] )


- NESÎR[Ar.] ile NESİR

( Hayvan aksırması. İLE Düz yazı. )


- NESİR[Ar.] ile NESÎR[Ar.]

( Düzyazı. İLE Hayvan aksırması. )


- NESL[Ar. çoğ. ENSÂL] ile NESR[Ar. çoğ. ENSÜR, NÜSÛR, NİSÂR] ile NESR[Ar.]

( Kuşak, nesil. İLE Akbaba. | Kartal. | Nûh kavminin putlarından biri. İLE Yayma, saçma. | Manzum olmayan söz. )


- NESNE SÜREĞENLİĞİ ile/ve/<> NESNE SÜREKLİLİĞİ

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2009/12/object-permanence-piaget-ilk-yas-nesne.html )

( İlk yaş.[Piaget] İLE/VE/<> 1,5 - 3 yaş.[Mahler] )

( OBJECT PERMANENCE vs./and/<> CONSTANCY )


- NESNE ile/ve NESNE

( İki ne-ise-ne arasındaki fark, en özel niteliklerine [ehassu’s-sıfat] göre yapılır. )

( OBJECT vs./and OBJECT )


- NESNEL/LİK ile/ve/||/<> NEDENSEL/LİK


- NESNELER ile/ve NESNELERİN İLİŞKİLERİ ile/ve NESNELERİN DEĞERLERİ


- NESNELEŞTİRME ile/yerine NE İSE NE'LEŞTİRME(O'LAŞTIRMA)


- NESNELEŞTİRME ile NESNELLEŞTİRME


- NESNENİN/MALIN/PARANIN:
YOKLUĞU ile/>< VARLIĞI

( Paylaşılması kolaydır. İLE/>< Paylaşılması zordur. )


- NESNENİN/ÜRÜNÜN/BESİNİN:
TARİHİ ile/ve/||/<> TARİFİ


- NESRÎN[Fars.] ile NESTER/BESTEREN/NESTERÛN/NESTERÎN[Fars.]

( Ağustos gülü, yaban gülü. | Mısır gülü. | Van gülü. İLE Ağustos gülü, yaban gülü. )


- NET[Fr.] ile NET[İng. < LET]

( Tüm çizgileri belirgin olan, gözün tüm ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen. | İyi duyulan ses. | Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi. | Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan. İLE Tenis, masa tenisi gibi oyunlarda servis atışlarında topun karşı sahaya geçerken fileye değdiğini belirtmek için kullanılan bir söz. )


- NEV-CİVÂN[Fars.] ile NEV-BAHAR[Fars.]

( Her an canlı. | Genç delikanlı. İLE İlkbahar. )


- NEV-İ HAKİKÎ(NEV'UL ENVÂ) ile NEV-İ İZÂFÎ


- NEV'Î ile/ve NEF'Î

( 1572? - 1635 ile/ve 1533 - 1599 )


- NEV[Ar.] ile NEV'[Ar. çoğ. ENVÂ']

( Yeni. | Yeni, son zamanlarda çıkmış. | Taze, körpe. İLE Çeşit, tür. | Cins. | Sınıf. )


- NEVÂFİS[Ar. < NEFSÂ] ile NEVÂFİZ[Ar. < NÂFİZE]

( Loğusalar. İLE Nüfuz edici şeyler. )


- NEVÂHÎ[Ar. < NÂHİYE] ile NEVÂHÎ[Ar. < NEHY]

( Yanlar, taraflar. Bucaklar, nâhiyeler. İLE Yasak şeyler. )


- NEVÂÎ[Fars.] ile Nevâî[Ali Şîr-][Fars.]

( Makam, uyum ve nasip ile ilgili. İLE [1441-1501]. )


- NEVÂİR[Ar. < NÂİRE] ile NEVÂÎR[Ar. < NÂÛRE]

( Ateşler, alevler. İLE Bostan dolapları. )


- NEVÂKIS[Ar. < NAKÎSA] ile NEVÂKIS[Ar. < NÂKİS] ile NEVÂKÎS[Ar. < NÂKUS]

( Eksikler, noksanlar. İLE Başlarını sürekli önüne eğen adamlar. İLE İbâdet zamanlarında kilisede çalınan çanlar. )


- NEVÂTÎ[Ar. < NÛTÎ] ile NEVÂTÎR[Ar. < NÂTÛR]

( Gemiciler. İLE Hamam hizmetlileri, natırlar. | Bostan bekçileri. )


- NEVBET[Ar. < NÜVEB] ile NEVBET[Fars.]

( Sıra, sıra ile görülen iş. | Hastalık ateşi. | Zaman zaman ortaya çıkan aynı cinsten fizyolojik bozuklukların hepsi. | Nokta hizmeti, karakol. İLE Resmî ya da saray ve konak gibi bazı belirli yerlerde ve belirli zamanlarda çalınan davul, dümbelek gibi şeyler, seferlerde çalınan askerî mızıka, bando. )


- NEVH[Ar. < NÂİHA] ile NEVH[Ar.]

( Ağıt yakan, ağlayan hanımlar. İLE Ölüye avaz avaz ağlama. | Güvercinin nağma ile ötmesi. )


- NEVHÂT[Ar. < NEVHA] ile NEV-HATT[Fars., Ar.]

( Ölüye yüklsek sesle ağlamalar. İLE Sakal başı yeni çıkmaya başlamış genç. )


- NEVÎ[Ar. < NEV] ile NEV'Î[Fars.] ile Nev'î[Ar.]

( Türü/nevi ile, çeşitle, cinsle, sınıfla ilgili. İLE Yenilik. İLE Müderrislik, kadılık, kazaskerlik görevlerinde bulunmuştur. Divânı, edebi risaleleri ve bazı ilmi eserleri vardır.[1533 - 1599] )


- NEVRÂ[Ar. < NEVR] ile NEV-RÂH[Fars.]

( Parlak. İLE Yeni yolcu, ilk olarak yolculuğa çıkan. | Yeni yol. )


- NEVRALJİ ile NEVRİT

( Sinir patolojisinden kaynaklanan ağrı. İLE Sinir yangısı. )


- NEVRES-İ KADÎM ile/ve/değil/||/<> NEVRES-İ CEDÎD

( )

( ABDÜRREZZAK NEVRES ile/ve/değil/||/<> OSMAN NEVRES )

( XVIII. yüzyılda yaşamıştır. İLE/VE/DEĞİL/||/<> XIX. yüzyılda yaşamıştır. )


- NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ ile NEVŞEHİR'Lİ İBRAHİM PAŞA ÇEŞMESİ VE SEBİLİ

( Şehzadebaşın'da bulunan bir duvar çeşmesi. İLE Şehzadebaşı Caddesi ile Dede Efendi Caddesi köşesindedir. )

( İkisi de 1720'de yaptırılmıştır. )


- NEWTON ile NEVTON[< NEWTON]

( ... İLE Uluslararası birim sisteminde, kütlesi 1 kg. olan cisme, saniye karede 1 metrelik bir ivme veren güç birimi. )


- NEY "SESİ" değil NEY SEDÂSI

( Ney dışındaki tüm müzik aletlerinin sesi olur diye kabul edilir fakat Ney'in, sesi değil sadâsı olur.

SADÂ/SEDÂ ([Tr. SELEN] [İng. VOICE]) sözcükleri de, insan sesine verilen addır ve öteki tüm seslerden ayrılır.

Ayrıca, "Ney çalmak" değil "Ney üflemek" diye ifade edilir.

Bu biçimde geçmelerinin nedeni de, öteki müzik aletlerini kişinin çalmasıdır. Tüm müzik aletlerinden ses çıkarılmış olur fakat ney üflendiğinde ise Ney'den değil üfleyenden yani insandan sadâ çıkmaktadır. Çıkan "ses" de, sadece Ney aracılğıyla, kişinin sadâsı ve halidir.

En önemli kaynaklardan biri olarak, Hz. Mevlânâ'nın, Mesnevî-i Mânevî'sinin ilk 18 beytinden yararlanılabilir. )


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK


- NEY ÇALMAK değil NEY ÜFLEMEK

( Ney dışındaki sazlar için "çalmak" sözü kullanılır fakat Ney için durum tamamen farklıdır. Ney çalınmaz, üflenir. Ney, insanı/hali çalar. )


- NEY değil NE


- NEY ile/değil NEYÇE

( ... İLE/DEĞİL Küçük ney. | Dokumacıların kullandığı küçük kamış. )


- NEYİN ARANILMASI GEREKTİĞİ ile/ve/değil/yerine NEREDE ARANILMASI GEREKTİĞİ


- NEYSE Kİ ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NE GÜZEL/HOŞ Kİ ...


- NEZ'[Ar.] ile NEZ'[Ar.]

( Bozma, halkı birbirine düşürme. İLE Bir şeyi yerinden koparma, sökme. | Kaldırma, yok etme. | Can çekişme. )


- NEZÂFET ile/ve/||/<> NEZÂHET[< NEZH(NEZİH)] ile/ve/||/<> NEZÂKET[Farsça NÂZİK'ten, Arapça kalıbına yakıştırılarak]

( Temizlik, paklık. İLE/VE/||/<> Ahlâk temizliği. | İncelik. İLE/VE/||/<> Kişilere saygılı ve incelikle davranma. )


- NEZÂKET ile/ve NEDÂRET


- NEZÂRET[Ar.] ile NEZÂRET[Ar. < NAZAR]

( Tazelik, parlaklık. İLE Bakma, bakış, etrafı görme, seyir. | Gözetme, gözden geçirme, denetim, kontrol. | İdare, reislik. | Bakanlık/nâzırlık, vekillik. )


- NEZÎL[Ar. < NÜZL] ile NEZÎR[Ar. < NEZR | çoğ. NÜZERÂ, NÜZÜR]

( Konuk, misafir. İLE Birini, doğru yola sokmak için gözdağı vererek korkutma. | Hz. Muhammed'in adlarından. )


- NEZLİNDE/NEZLİMDE değil NEZDİNDE/NEZDİMDE

( Yanında, huzurunda, gözetiminde. )


- NOKTA ve/||/<> DÜZLEM ve/||/<> NESNE/ŞEY

( Biraradalığı vermezler. )


- NOLMAZ NOLMAZ değil NE OLUR, NE OLMAZ


- NÜCEBÂ[< NECÎB] ile ...

( RİCAULLAH(TANRI ERENLERİ) YA DA RİCÂL-ÜL-GAYB(GAYB ERENLERİ) DENİLEN 40 KİŞİYE VERİLEN AD, KIRKLAR )


- NÜVE değil/yerine/= NENÖZ


- NYHA/NEW YORK HEART ASSOCİATION[İng.] değil/yerine/= NEW YORK KALP DERNEĞİ


- OBJE[Fr./İng. < OBJECT] değil/yerine/= NESNE


- OBJECTİVE SENSUALİSM değil/yerine/= NESNEL DUYUMCULUK


- OBJEKTİF/OBJECTIVE[İng.] değil/yerine/= NESNEL | MERCEK DÜZENEĞİ


- OBJEKTİF değil/yerine/= NESNEL


- OBJEKTİVİST değil/yerine/= NESNELCİ


- OBJEKTİVİZM değil/yerine/= NESNELCİLİK


- ÖLÜ değil NEYYİD(E)


- ÖLÜM KORKUSU yerine NEFSİNE TÂBİ OLMA KORKUSU


- OLUMSUZ = MENFİ = NEGATIVE[İng.] = NÉGATIF[Fr.] = NEGATIV[Alm.] = NEGATIVO[İsp.]


- OLUMSUZLAMA, DEĞİLLEME = NEGATION, DENIAL[İng.] = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.]


- OLUŞ'TA(KEVN): SÜKÛN ve/||/<> HAREKET ve/||/<> ELVAN ve/||/<> ASVAT ve/||/<> TUUM(TADLAR) ve/||/<> REVAYİH(KOKULAR) ve/||/<> İTİMAT ve/||/<> HARARET ve/||/<> BÜRÛDET ve/||/<> RUTÛBET ve/||/<> YÜBÛSET(KURULUK) ve/||/<> TELİF ve/||/<> HAYAT ve/||/<> ELEM ve/||/<> KUDRET ve/||/<> İRADET ve/||/<> KERÂHET ve/||/<> ŞEHVET ve/||/<> NEFRET ve/||/<> İTİKAT ve/||/<> ZAN

( LA STABILITE et/||/<> LE MOUVEMENT et/||/<> LES COULEURES et/||/<> LES SONS et/||/<> LES GOUTA et/||/<> LES ODEURS et/||/<> L'APPUI et/||/<> LA CHALEUR et/||/<> LE FROID et/||/<> L'HUMIDITE et/||/<> LA SECHERESSE et/||/<> L'ACCORD et/||/<> LA VIE et/||/<> LA DOULEUR et/||/<> LA PUISSANCE et/||/<> LA VOLONTE et/||/<> LA REPUGNANCE et/||/<> LE DESIR SEXUEL et/||/<> L'AVERSION et/||/<> LA CONVICTION et/||/<> L'AVIS )


- OMT/OBJECT MODELING TECHNİQUE[İng.] değil/yerine/= NESNE MODELLEME TEKNİĞİ


- OOSE/OBJECT ORIENTED SOFTWARE ENGINEERING[İng.] değil/yerine/= NESNE YÖNELIMLİ YAZILIM MÜHENDISLİĞİ


- ÖZ NE


- ÖZNE NESNE


- ÖZNE ve/<> NESNE

( Özne, nesnesiyle birliktedir. )


- ÖZNEL ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/< NESNEL DÜZEN

( Nesnel düzen olmadan, öznel özgürlük, yalnızca bir kapristir, anarşidir, karmaşadır. Öznel özgürlük, devlet olmadan gerçekleştirilemez. )


- ÖZNELLİK'TE ile/ve NESNELLİK'TE

( VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ ile VARLIKBİLİMİ/ONTOLOJİ - BİLGİ BİLİMİ/EPİSTEMELOJİ )


- PARENKİMA = NESC-İ HÜCREVÎ = TISSU CELLULAIRE


- PEYGAMBER YEMİNİ ile NEFİS YEMİNİ


- PİREKAPAN/PİREOTU = NEZLEOTU

( Bileşikgillerden, beyaz yapraklı çok yıllık bir bitki. Bazı türlerinden elde edilen toz, böcek öldürücü olarak kullanılır. )

( PYRENTHRUM )


- PLUTONYUM[Fr.] ve/<>/< NEPTUNYUM

( Atom numarası 94 olan, neptunyumdan elde edilen, radyoaktif bir öğe. [Simgesi: Pu] VE/<>/< ... )


- POZİTİF ile NEGATİF


- PSİKOZ ile/ve/||/<>/> KİŞİLİK BOZUKLUKLARI ile/ve/||/<>/> NEVROZ


- PTEROZOR ile NE KUŞ, NE DİNOZOR


- RE-ENKARNASYON ile NEW-ENKARNASYON

( TSONGKABA: Reenkarnasyonu ilk ortaya atan. )

( Reenkarnasyon, tekrar gövdelenme. Bu süreç sadece görünür ya da görünmezlikle/3 boyutlu görünüm ile/gözün algılama potansiyeli ile sınırlı değildir. Hücre ve organların günlük, haftalık gibi dönemsel değişimleri/mutasyonları da bu olgunun içinde düşünülebilir. İLE Newenkarnasyon, yeni ve/veya yeniden(başlangıçsal) gövdelenme. )


- RESÛL[Ar.] ile/ve/||/<> NEBÎ[Ar. < NEBE, çoğ. ENBİYÂ]/SAVACI[Ar.]

( Elçi. İLE/VE/||/<> Haber veren. )

( İtikatta değil ama amelde ve hükümler bakımından yeni bir tebliğ, emirler zinciri sunan peygamber. İLE/VE/||/<> Daha önceki bir peygamberin tebliğini aynen yineleyen, tekrarlayan peygamber. | Kitap getirmemiş peygamber. )

( Ku'an-ı Kerim'de yazılı yirmibeş peygamber vardır. Sırasıyla: Hz. ÂDEM, İDRİS, NUH, HUD, SALİH, İBRAHİM, LUT, İSMAİL, İSHAK, YAKUP, YUSUF, EYÜP, ŞUAYIP, MUSA, HARUN, DAVUT, SÜLEYMAN, İLYAS, ELYASA, YUNUS, ZÜLKİFL, ZEKERİYA, YAHYA, İSA, MUHAMMED )

( Hz. ÜZEYİR, LOKMAN ve ZÜLKARNEYN, bazı bilginlere göre Nebî, bazılarına göre ise Velî'dir. )

( Şeriat getirir. İLE/VE/||/<> İrşâd eder. )

( Baba. İLE/VE/||/<> Anne. )


- RÛH[Ar.] ile MÜHCE[Ar.] ile NEFS[Ar.] ile ZÂT[Ar.]


- RUH ile/yerine/değil NEFS

( RUH/GEIST: Bütünlüğün ilkesi. )


- RÜYA:
ŞEYTANÎ ile NEFSÎ ile DÜNYEVÎ ile RAHMÂNÎ

( Kötülüklerin görülmesi. İLE Ulaşma odaklı. İLE Olduğu gibi. İLE Manevi. )


- ŞÂD[Fars.] değil/yerine/= NEŞELİ, SEVİNÇLİ


- SATİRİAZİS ile/ve/||/<> NEMFOMANİ

( [Aşırı eşeysel istekli/lik]
Erilde. İLE/VE/||/<> Dişilde. )


- SEBEBİYET VERMEK değil/yerine/= NEDEN OLMAK/YOL AÇMAK


- SEBEP ile NEDEN


- ŞECÂ'AT[Ar.] ile NECDET[Ar.]


- ŞEFTALİ ile KAYISI ile NEKTAR

( BERKUK: Şeftali, kayısı, zerdâli. )

( Gülgillerden, ılıman bölgelerde yetişen, çiçekleri pembe renkli bir ağaç. | Bu ağacın tatlı ve sulu meyvesi. İLE ... İLE ... )

( HAVH ile MIŞMIŞ ile ... )

( PEACH and APRICOT vs. NECTAR )

( PRUNUS PERSICA et PRUNUS ARMENIACA cum ... )


- SEN ve/=/<> NEŞE


- SENÂ'[Ar.] ile NESÂ'[Ar.]


- SEVDİKLERİNİZE VERİN!:
KANAT/LAR ve/||/<> KÖK/LER ve/||/<> NEDEN/LER

( Uçmaları için. VE/||/<> Geri dönebilmeleri için. VE/||/<> Yanınızda kalmaları için. )


- SEVGİ:/=/<
"ANTLAŞMAK" değil/yerine NEDENSİZ DE

( Sevgi, antlaşmak değildir,
Nedensiz de sevilir.
Bazen küçük bir an için
Ömür bile verilir. )


- SEVGİ:
İYİLİK ve/||/<> MERHAMET ve/||/<> NEŞE ve/||/<> SAKİNLİK


- SEVGİ ve/> NEŞE

( LOVE and/> JOY )


- SEVİNÇ ile/ve/değil/yerine NEDENSİZ SEVİNÇ


- SEVİNÇ ile/ve/değil/<> NEDENSİZ SEVİNÇ


- ŞEY ile/ve NESNE

( ... İLE/VE Bükülmüş zaman ve mekân, uzayın yoğunlaşması. )

( THING vs. OBJECT )


- ŞEY ile/ve/||/<> NESNE ile/ve/||/<> GÖSTERGE

( )


- ŞİİR ile/ve/= NEFES


- ŞİİR ile/ve/değil/<> NEŞÎDE

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir toplulukta, okunmaya değer şiir. | Atasözü derecesinde kullanılan ünlü beyit ya da mısra. | [müzik] Eski Arap müziğinde usullü olmak koşuluyla, kendiliğinden ya da hazırlanarak söylenilen güfteli müzik yapıtı. )


- ŞİKÂYET ETMEK/SÖYLENMEK değil/yerine NE YAPABİLECEĞİNİ VE NASIL YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNMEK VE EYLEME GEÇMEK


- SINIR ile/ve/||/<> NESNENİN SINIRLILIĞI


- SİYAH ile NEFTİ[Fars., Ar.]

( ... İLE Siyaha yakın, koyu yeşil. )


- SİZ:
ÇOĞUL ile/değil NEZÂKET


- SOLUK = NEFES = BREATH[İng.] = SOUFFLE[Fr.] = ATEM[Alm.] = RESPIRO[İt.] = ALIENTO[İsp.]


- SONUÇ ile/ve/<> NEDEN/SEBEP

( RESULT/CONSEQUENCE vs./and/<> REASON )


- SONUÇ ile/ve NEDEN/SEBEP OLAMAYAN SONUÇ

( RESULT/CONSEQUENCE vs./and THE RESULT, WHICH CANNOT BE A REASON )


- SONUÇ = NETİCE = CONCLUSION[İng., Fr.] = SCHLUSS, SCHLUSSATZ, KONKLUSION[Alm.] = CONCLUSIO[Lat.] = CONCLUSIÓN[İsp.]


- SONUÇLARA DAYANÇ/SABIR ile/ve NEDENLERE DAYANÇ/SABIR

( Nedenlere sabretmek, çok daha zordur. )


- SÖZ/KONUŞMA:
"UZAMASIN!" yerine/değil NE KADAR GEREKİYORSA O KADAR KONUŞMAK


- SÖZ ile/ve/= NEFES


- SÖZCÜĞÜN:
"NEREDEN GELDİĞİ" ile/ve/değil/||/<>/< NEREYE DAYANDIĞI


- ŞU ANDA VE BURADA, ...:
NE OLUYOR? ve/||/<>/> DUYULARIM NELER? ve/||/<>/> NASIL DAVRANIYORUM/DAVRANABİLİRİM? ve/||/<>/> YARARLI/YARARIMA OLAN NEDİR? ve/||/<>/> NE/LER YAPABİLİRİM?


- SÜLEYMAN ve/<> SUNULLAH ve/<> FEYZULLAH ve/<> ÂLÎ ve/<> PÎRÎ ve/<> NEV'Î

( Kanûni Sultan Süleyman. VE/<> Sunullah Efendi. VE Feyzullah Efendi. VE Gelibolu'lu Âlî. VE Piri Reis. VE Yahya Efendi. )

( Sultan. VE/<> Şeyhülislâm. VE Muhaddis. VE Tarihçi. VE Denizci. VE Şair. )

( Kanûni Sultan Süleyman ve/<> sınıf arkadaşları. )


- SÜRÛR[Ar.] ile NEŞE/SEVİNÇ | TESKİN/TESELLİ


- SUSABİLMEK/SÜKÛT ve/||/<> PERHİZ/REJİM ve/||/<> NEŞE ve/||/<> COŞKU


- TABİÎ NEFS ile/ve/<> NEBÂTÎ NEFS

( Cismin parçalarını muhafaza edip, birbirinden ayrılmasından koruyan bir kuvvet. İLE/VE/<> Cismi, uzunluk, genişlik, derinlikte uzatıp, büyütüp, cismini büyüten kuvvet. )

( NEBATÎ NEFS'ler:
* CÂZİBE(ÇEKME)
* MÂSİKE(TUTMA)
* HÂZİME(SİNDİRME)
* MÜMEYYİZE(AYIRMA)
* DAFİA(DIŞARI ATMA)
* MÜLEDE(ÜREME)
* MUSAVVİRE(ŞEKİL VERİCİ)
* GÂDİYE
* NÂMİYE )


- TAHÂRET[Ar.] ile NEZÂFET[Ar.]


- TAHSÎS[Ar.] ile NESH[Ar.]


- TÂLİK ile/ve/||/<> SÜLÜS(CELÎ) ile/ve/||/<> RİKÂ ile/ve/||/<> NESİH

( XIV. yy. sonlarında ve XV. yüzyıl başlarında, Anadolu'da. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> XIX. yüzyıl başlarında. İLE/VE/||/<> Kur'ân-ı Kerîm'de. )


- TANIM ile/ve/<> NEDEN

( Tanım, nedene giden, en kısa yoldur. )

( DEFINITION vs./and/<> CAUSE/REASON )


- TAPINAKLARDA:
GÖBEKLİTEPE ve/||/<> NEVALİ-ÇORİ ve/||/<> JERF EL AHMAR ve/||/<> ARKAİM ve/||/<> GİLGAL ve/||/<> MALTA ADASI ve/||/<> CUICUILCO ve/||/<> KURGANLAR ve/||/<> SOLOVETSY ADALARI ve/||/<> STONEHENGE ve/||/<> AVEBURRY ve/||/<> CASTLERIGG ve/||/<> NEWGRANGE

( Urfa'da. VE/||/<> Urfa'da. VE/||/<> Suriye'de. VE/||/<> Rusya'da[Kazakistan'ın kuzeyinde]. VE/||/<> Golan tepelerinde.[İsrail'in doğusu] VE/||/<> Malta'da. VE/||/<> Meksika'da. VE/||/<> Altay Dağları'nda. VE/||/<> Rusya'da. VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İngiltere'de VE/||/<> İrlanda'da. )


- TARİH ile/ve/değil/||/<>/< NESNELERİN TARİHİ


- TAŞ ile NECEFTAŞI

( ... İLE Parlak ve saydam bir çeşit kuvars billuru. )


- TATLI MADDE, BALÖZÜ, NEKTAR[Fr. < NECTAR] = MADDE-İ HULVÎYE = NECTAR


- TEESSÜF[Ar.] ile NEDEM[Ar.]


- TEKLİFSİZ BİRLİKTELİK ile/ve NEDENSİZ BİRLİKTELİK


- TELLİ SAZLAR ile/ve NEFESLİ SAZLAR ile/ve VURMALI SAZLAR

( Ud-i Kadîm, Tanbur-i Servinân, Kopuz-u Rûmî, Rebab, Şeştar, Mugni, Ceng, Kânun. İLE Zurna, Nefir, Ney, Irak Nâyı, Erganun, Mûsikar, Burgu. İLE Kâse, Bardak, Davul, Def, Darbuka, Kös, Nakkare, Zil. )

( Padişahların Rebab çaldırma isteği, Hitab-ı İlâhi'ye ulaşabilmek üzeredir. )


- TEMELLENDİRMEK ile NEDENSELLEŞTİRMEK

( WELL-FOUNDING vs. CAUSALING )


- TESLİMİYET ile NEFS

( Yün yumağı fındık kadar kalsa bile yine "Ben yumağım!" der durur. Fakat son ilmiği de attılar mı, gözünü bir açar ki, güzel bir halı olmuş, yumaklığından eser kalmamış. Nefis yumağının da oraya buraya yuvarlanması bunun için. Bizi bir halı olarak dokuyor. )

( Nefsi kurtarmak için yokluk gerek. )


- TESTLERDE:
POZİTİF ile/ve NEGATİF

( Bulunmuşsa/varsa. İLE/VE Bulun(a)mamışsa/yoksa. )

( Anlamlandırması/yorumlaması, beklenilen/aranılan şeyin karşılığına göre değişir. [ur/bakteri vb. için bakılmışsa pozitif çıkması olumsuzdur/kötüdür fakat gebelik, aşının tutması vb. için bakılıyorsa pozitif çıkması olumludur/iyidir.] )

( POSITIVE vs./and NEGATIVE : ON TESTS )


- TEVEKKELÎ[Ar.] değil/yerine/= NEDENSİZ, BOŞ YERE/BOŞUNA


- TİN:
| ÖZNEL ile/ve/||/<>/> NESNEL | ile/ve/||/<>/> SALTIK

( | Üretim. İLE/VE/||/<> Katılım. | İLE/VE/||/<>/> Zorunlu üretim. )

( | Bireysel. İLE/VE/||/<> Toplumsal. | İLE/VE/||/<>/> Tanrı/hakikat. ) )

( | Koşullu. İLE/VE/||/<> Koşullu. | İLE/VE/||/<>/> Koşulsuz. )

( | Özerklik. İLE/VE/||/<> Özerklik. | İLE/VE/||/<>/> Özgürlük. )


- TİRB[Ar.] ile/ve/||/<> ZEMÎL[Ar.] ile/ve/||/<> SEMÎR[Ar.] ile/ve/||/<> SAHİB[Ar.] ile/ve/||/<> REFÎK[Ar.] ile/ve/||/<> HİLL[Ar.] ile/ve/||/<> NECİY[Ar.]

( Bizimle aynı yaşta olan. İLE/VE/||/<> İş arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Oturduğumuz yerde bize arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Bizimle geceleri konuşan. İLE/VE/||/<> Uzun süre bizimle arkadaşlık eden. İLE/VE/||/<> Yolculuk arkadaşımız. İLE/VE/||/<> Bizi kalbine yerleştiren. İLE/VE/||/<> Sırdaş. )


- TORUN ile/ve/||/<> NEBİSE[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<> Kız torun. )


- TÜR, NEVİ = NEV' = ESPÈCE


- TÜR = NEVİ = SPECIES[İng., Lat.] = ESPÈCE[Fr.] = ART[Alm.] = EIDOS[Yun.] = ESPECIE[İsp.]


- UYUTUM = NEVM-İ SINAİ = HYPNOSIS[İng.] = HYPNOSE[Fr., Alm.] = HYNOS[Yun.]


- VAKTAKİ ...[Ar., Fars.] değil/yerine/= NE ZAMAN Kİ ...


- VAMP ile NEMFOMANYAK

( Filmlerde uğursuz kadın rolü yapan sanatçı. | Maceraperest kadın, eril peşinde koşan dişil kişi. İLE Eşeysel güdüsü aşırı olan dişil kişi. )


- VARGI = NETİCE = CONSEQUENCE[İng.] = CONSÉQUENCE[Fr.] = KONSEQUENZ, FOLGERUNG[Alm.] = COMSEQUENTIA[Lat.] = CONSECUENCIA[İsp.]


- VAROLUŞ:
TÖZ ile/ve/> ERK ile/ve/> ETKİ ile/ve/> EDİM ile/ve/> NEDENSELLİK


- VAROLUŞ ile/ve/yerine/= NEFS MERTEBELERİ


- VESİLE[Ar.] değil/yerine/= NEDENCE


- VESVESE[Ar.] ile NEZ'[Ar.]


- VEZİR ile/ve NEDİM


- VUCUD-İ ZİHNİ ile/ve/<> NEFS-ÜL EMR


- YADSIMA = NEFİY = NEGATION = NÉGATION[Fr.] = NEGATION[Alm.] = NEGATIO[Lat.] = APOPHASIS[Yun.] = NEGACION[İsp.]


- YANİ ile NEYSE


- YAPRAK DAMARLARI = EVRÂK-I ASABÎYE = NERVURES DES FEUILLES


- YARARLI/ŞİFALI BİTKİLER = NEBÂTÂT-I NÂFİ'A = PLANTES UTILES

( Şubat ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Şakayık/Ayıgülü[Paeonia Delora] - Soğanlar

(Şubat ve Mart ayı boyunca)
Defne[Laurus Nobilis] - Gövdenin kabuğu, kökleri, yaprak ve meyvesi
Hatmi[Althaea Officinalis] - Kökleri
Melekotu[Archangelita Officinalis] - Kökleri
Sarı Çam[Pinus Silvestris] - Tomurcuğu
Süsen[İris] - Kökleri
Yılanbıçağı[Arum Maculatum] - Kökleri

(Şubat, Mart ve Nisan ayı boyunca)
Huşağacı[Betula Alba] - Kabuğu

---

Mart ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Bohça Otu[Helleborus Orientalis] - Kökleri
Ökseotu[Viscum] - Küçük dalları
Kadın Tuzluğu[Berberis Vulgaris] - Köklerin kabuğu
Saplı Meşe[Quercus Pedunculata] - Kabuğu

(Mart ve Nisan ayı boyunca)
Söğüt[Salix] - Kabuğu, yaprak ve kökleri
Kokulu Menekşe[Viola Odorata] - Çiçekleri ve sapları

---

Nisan ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Söğüt[Salix] - Kabuğu, yaprak ve kökleri
Kokulu Menekşe[Viola Odorata] - Çiçekleri ve sapları

(Mayıs'tan Temmuz'a kadar)
Banotu [Hysocyamusniger] - Yapraklar, kök ve tohumlar
İtsinekleri[Marribium Vulgare] - Çiçekleri
Papatya[Matricaria Chamomilla] - Çiçekleri
Şakayık[Paeonia Officinale] - Çiçekleri ve kökleri

(Nisan ve Mayıs ayı boyunca)
Biberiye[Rozmarinus Officinalis] - Yaprakları
Sarmısakotu[Allaria Officinalis] - Tüm bitki

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

(Nisan'dan Eylül'e kadar)
Menekşe[Viola Tricolor] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sinir Otu[Plantago Lanceolata] - Yaprakları

---

Mayıs ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Gelincik[Papaver Rhoeas] - Çiçekleri
Mürver Ağacı[Sambucus Nigra] - Çiçeği, meyveleri ve dal kabukları

(Nisan ve Mayıs ayı boyunca)
Biberiye[Rozmarinus Officinalis] - Yaprakları
Sarmısakotu[Allaria Officinalis] - Tüm bitki

---

Haziran ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Su Yoncası[Menyanthes Trifoliata] - Tüm bitki

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

---

Temmuz ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ihlamur[Tilia] - Çiçekleri
Ebegümeci[Malva Silvestris] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği

(Nisan'dan Ağustos'a kadar)
Çoban Çantası[Capsela Bursa] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sabin Ardıcı[Juniperus Sabina] - Yapraklarıyla birlikte genç dalları

---

Ağustos ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ahududu[Rubus İdaeus] - Yaprakları ve meyveleri
Baldıran[Conium Maculatum] - Ucları, yaprağı
Beyaz Ballıbaba[Lamium Album] - Çiçekleri
Çilek[Fragaria Vesca] - Yaprakları
Çobanüzümü[Vaccinium Myrtillus] - Meyveleri ve yaprakları
Çuha Çiçeği[Primula Officinalis] - Kökleri
Frenk Kimyonu[Carum, Carvi] - Olgunlaşmış meyveleri
Güzel Avrat otu[Avropa Belladone] - Yaprakları ve kökleri
Kırlangıçotu[Chelidnium Majus] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kişniş[Coriandrum Sativum] - Meyveleri
Lavanta[Lavandula Officinalis] - Çiçekleri
Oğulotu/Melissa[Melissa Officinalis] - Yaprakları
Öksürükotu[Tussilago Farfara] - Yapraklar
Portakal Nergisi[Calendula Officinalis] - Çiçekleri
Sığırdili[Borrago Officinalis] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Taşyonca[Melilotus Officinalis] - Çiçek taşıyan küçük dalları
Yüksükotu[Digitalis] - Yaprakları

(Nisan'dan Eylül'e kadar)
Menekşe[Viola Tricolor] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Sinir Otu[Plantago Lanceolata] - Yaprakları

---

Eylül ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Adaçayı[Salvia Officinalis] - Yaprakları
Ahududu[Rubus İdaeus] - Yaprak ve meyvesi
Atkuyruğu[Equisetum Arvense] - Yazın sapı
Ayrıkotu[Agropyron Repens] - Kökleri
Beyazayüzümü[Arctostaphylos Uva-ursi] - Yaprakları
Büyük Isırgan[Urtica Dioica] - Yaprakları ve tohumları
Civan Perçemi[Achilkea Millefolium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Çiğdem[Colchicum Autumnale] - Tohumlarla kökleri
Çobandeneği[Polygonum Bistorta] - Kökleri
Güzelavratotu[Atropa Belladona] - Kökleri
Hakiki Yoğurtotu[Galilim Verum] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Hatmi[Althaea Officinalis] - Kökleri (soyulmuş olarak)
Kadıntuzluğu[Berberis Vulgaris] - Köklerin kabuğu
Kayışkıran[Ononis Spinoza] - Kökleri
Kekik[Thymus Serpyllum] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kırmızı Kantaron[Erythraea Centairium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Kuşburnu[Rosa Canina] - Meyveleri
Kuzupıtrağı/Koyunotu[Agrimonia Eupatoria] - Tüm köküstü
Meyankökü[Glycyrhizaglabra] - Kökleri
Nane[Mentha Piperita] - Yaprakları
Pelinotu[Artemisia Absinthium] - Sap kısmıyla birlikte çiçeği
Radika[Cichorium Prun Astri] - Tüm bitki
Rezene[Foeniculum Vulgare] - Meyveleri, kök ve yaprakları
Sabunotu[Saponaria Officinalis] - Kökleri ve Yaprakları
Sığırkuyruğu[Verbascum Phlomoides] - Yaprakları ve Çiçekleri
Subiberi[Polygonum Hydropiper] - Tüm köküstü
Şerbetçiotu[Humulus Lupulus] - Kozalakları
Taşanason[Pimpinella Saxifraga] - Kökleri
Tatula/Boru Çiçeği[Datura Stramonium] - Yaprakları, çiçek ve tohumu
Yermeşesi/Kısamahmut[Teucrium Chamaedrys] - Çiçek açan köküstü kısmı
Yılan Bıçağı[Arum Maculatum] - Kökleri

---

Ekim ayı boyunca...

BİTKİ ADI - KULLANILAN BÖLÜMÜ
Ardıç[Juniperus Communis] - Meyveleri
Hindiba[Taraxacum Officinale] - Kökleri
Karakafesotu[Sympahytum Officinale] - Kökleri
Kediotu[Valeriana Officinalis] - Kökleri
Ökseotu[Viscum Album] - Küçük dalları
Süsen[İris] - Kökleri (soyulmuş olarak) )


- YASALLIK İLKESİ ve/||/<> NEDENE BAĞLILIK ve/||/<> DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİ OLMA


- YAŞAM/İLİŞKİ:
"NE KADAR UZUN SÜRDÜĞÜ" ile/değil/yerine/||/<> NE KADAR NİTELİKLİ/DOLU OLDUĞU


- YAZMALARIN BOZULMASINDA:
MİKROORGANİZMALAR ve/||/<> BÖCEKLER ve/||/<> FARELER ve/||/<> NEM ve/||/<> TOZ


- YÖNETİM İŞLEMLERİNDE:
YETKİ ile/ve/||/<> BİÇİM ile/ve/||/<> NEDEN ile/ve/||/<> KONU ile/ve/||/<> AMAÇ


- YÖNETİMDE:
YETKİ ve/||/<> BİÇİM/ŞEKİL ve/||/<> NEDEN ve/||/<> KONU ve/||/<> AMAÇ


- ZEHİRLİ BİTKİLER = NEBÂTÂT-I SEMMÎYE = PLANTES VÉNIMEUSES, PLANTES VÉNÉNEUSES


- ZİHİN ile HARİÇ ile NEFS EL-EMR


- ZİHNİN OYUNLARI ve NEFSİN TERBİYESİ


- ZIP ÇIKTI ile/ve/||/<> NEV ZUHUR


- ZİYÂDE[Ar.] ile NEMÂ[Ar.]


- ZORUNLU = NECESSARY[İng.] = NÉCESSAIRE[Fr.] = NOTWENDIG[Alm.] = NECESSARIA[Lat.]


- ZORUNLULUK = ZARURET = NECESSITY[İng.] = NÉCESSITÉ[Fr.] = NOTWENDIGKEIT[Alm.] = NECESSITAS[Lat.] = NECESIDAD[İsp.]




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 15 kez incelenmiş/okunmuştur.