Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

N'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 19 Mayıs 2024 ]
itibariyle 1334 başlık/FaRk ile birlikte,
1476 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(3/3)


- NİTELİK ile/ve/değil KENDİLİK

( Sıfat. İLE/VE/DEĞİL Ad. )

( Siz, sadece kendinizsinizdir. )

( Adjective. VS./AND Name. )

( [not] QUALITY vs./and/but SELF )


- NİTELİK = KEYFİYET = QUALITY[İng.] = QUALITÉ[Fr.] = QUALITÄT, BESCHAFFENHEIT[Alm.] = QUALITAS[Lat.] = POIOTES[Yun.] = CALIDAD[İsp.]


- NİTELİK ile/ve KUDRET

( QUALITY vs./and CAPABLE )


- NİTELİK ile ÖZELLİK

( QUALITY vs. FEATURE )


- NİTELİK ile SINIR

( QUALITY vs. BOUNDARY )

( ... ile JIANGJIE )


- NİTELİK ile SIRADÜZEN

( QUALITY vs. HIERARCHY )


- Nitelikli soru sorabilmek için DİNLE!!!


- Nitelikli soru sorabilmek için SUS!!!


- Nitelikli soru sorarak KONUŞ!!!


- NİTELİKLİ YAŞAM İÇİN ...:
YARISI ile/ve/||/<> 2 KATI ile/ve/||/<> 3 KATI :) :) :) ile/ve/||/<> SINIRSIZ ve KOŞULSUZ

( Yemeğin. İLE/VE/||/<> Yürüyüş. İLE/VE/||/<> Gülüş. :) İLE/VE/||/<> Sevgi. )


- NİTELİKLİ/KAPSAMLI YANIT ve/||/<>/>/< NİTELİKLİ SORU


- NİTELİKLİ ile NİTELİKSEL


- NİTELİKLİ ile/ve/<>/değil SEÇKİN

( [not] QUALIFIED vs./and/<>/but DISTINGUISHED )


- NİTRİK ASİT ile/ve/<>/> PİKRİK ASİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/VE/<>/> Nitrik asidin, anilin, ipek vb. maddelere etkimesiyle elde edilen asit.[OH-C6H2 (NO2)3 [Boyacılıkta, patlayıcı maddeler yapımında ve tıpta kullanılır.] )


- NİTROJEN[Fr.] değil/yerine/= AZOT(Az)


- NİTROJEN/NİTROGEN[İng.] değil/yerine/= AZOT


- NİTROZAMİT ile/ve/||/<> NİTROZAMİN


- NİV/NONİNVAZİV VENTILASYON NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA


- NİVRİTTİ ile ...

( Dünyevi mevcudiyetten kurtuluş, vazgeçiş, terk. Dönüş yolu. )


- NİYÂBE[Ar.] ile NİYÂBET[Ar.]

( Nöbet. İLE Vekillik, vekâlet, nâiblik. | Kadı vekilliği, kadılık. )


- NİYALA ile/ve ORİBİ

( Afrika'ya özgü antilop. İLE/VE Afrika'ya özgü antilop. )


- NİYÂM[Ar. < NEVM, NÂİM] ile NİYÂM[Fars.]

( Uyuyanlar, uykuda olanlar. İLE Kın, kılıö kını, kılıf. )


- NİYAZİ MISRÎ ve/<> ÜMMÎ SİNAN


- NİYÂZÎ[Fars. | çoğ. NİYÂZİYÂN] ile Niyâzî[Ar.] ile Niyazî[MISRÎ]

( Yalvarıcı, niyaz edici. | Sevgili. İLE XV. yüzyılın divan şairlerindendir. İLE XVIII. yüzyılın büyük Türk mutasavvıfı. )


- NİYE? ile/ve/||/<>/> ... DİYE


- NİYEMİŞ değil NİYEYMİŞ?/NİYE İMİŞ?


- NİYET "OKUMAK" ile/ve/||/<> "KİŞİLİK ÇÖZÜMLEMESİ"


- NİYET YÖNELİM


- NİYET AÇMAZI ile/ve/||/<> CAYDIRICILIK AÇMAZI ile/ve/||/<> INDY AÇMAZI


- NİYET BOZUKLUĞU ile/değil NİYET EKSİKLİĞİ

( [not] HAVE AN EVIL INTENTION vs./but LACK OF INTENTION )


- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER

( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )

( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )

( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )


- NİYET OKUMAK" ile/değil/yerine/>< ANLAMAYA ÇABALAMAK/ÇALIŞMAK


- NİYET:
YOKSA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< VARSA

( "Bahane/mazeret", çoktur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hiçbir bahane/mazeret, yoktur. )


- NİYET'TE:
SAMİMİYET, İÇTENLİK, YAKINLIK
ve
TUTUM'DA:
RESMİYET, MESAFE, CİDDİYET

( SINCERELY, SINCERITY, NEARNESS :ON INTENTION and SOLEMNITY, DISTANCE, SERIOUSNESS :ON ATTITUDE )


- NİYET/Lİ/LİK ile/ve EREK/Lİ/LİK / AMAÇ/LI/LIK

( Akıllı kişi, amacı niyette görür. )

( Niyet, amacı gösterir. )

( Niyet hayır, âkıbet hayır. )

( INTENTION vs./and AIM/PURPOSE/GOAL )

( MEYELÂN ile/ve GÂYE )


- NİYET ile ...

( NİYET, MERAM | FİİL VE HAREKET | DÜNYA LEZZETLERİNİ TERK EDEREK İBADETLE ALLAH'A YÖNELMEK )


- NİYET ve/<>/= ABDEST


- NİYET ve/> ÂKIBET


- NİYET ile/ve AKLINDA TUTMAK

( INTENTION vs./and TO KEEP IN MIND )


- NİYET ile/ve AMEL

( Niyet, kalbin ubudiyeti. İLE Amel, azaların/uzuvların ubudiyeti. )

( Önce Niyet, sonra Amel. )

( Niyet hayır, akıbet hayır. )

( Niyet bâtın, amel zâhirdir. )

( Müminin niyeti amelinden üstündür. )

( NİYET: Âdet ile ibâdeti ayıran şey. )


- NİYET ile/ve/<> BAŞARI/MUVAFFAKİYET

( Kendinden/senden. İLE/VE/<> Oradan. )

( INTENTION vs./and/<> SUCCESS )


- NİYET ile/ve CİDDİYET

( INTENTION vs./and SERIOUSNESS )


- NİYET ile/ve/||/<>/> DİYET


- NİYET ile/ve EĞİLİM

( INTENTION vs./and TENDENCY )


- NİYET ile/ve/<>/>/< EYLEM

( Niyet, eylemden önceliklidir. )

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( Eylem, gerçeğin mihenk taşıdır. )

( Berraklık ve sevecenlik eylemdir. )

( Eylem konusunda tasa çekmeyin, aklınıza ve gönlünüze özen gösterin. )

( Gerçeği bulmak için günlük hayatınızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalısınız. )

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Kalbi değiştiren eylemdir. )

( Sağlam bir anlayışa sahip bir kişi, eylemden sakınmaz. )

( İmgenin ardında ve ötesinde olan idrak ve eylem gücüsünüz. )

( Eylem, gizli, bilinmeyen, bilinemez olandır. Sadece onun meyvesini bilebilirsiniz. )

( Hiç kimse, bir başkası adına eylemde bulunamaz. )

( Vazgeçme! Üşenme! Erteleme! )

( Nobody can act for another. )

( Do not give up! Do not dilatory! Do not delay! )

( Action is a proof of earnestness.
Action is the touchstone of reality.
Clarity and charity is action.
You need not worry about action, look after your mind and heart.
Action is hidden, unknown, unknowable. You can only know the fruit.
A man of steady understanding will not refrain from action. )

( INTENTION vs./and/<>/>/< ACTION )


- NİYET ile/ve EYLEM

( Eylem, içtenliğin kanıtıdır. )

( INTENTION vs./and ACTION )


- NİYET EYLEM


- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]


- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK


- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM

( INTENTION vs./and/<> NEED )


- NİYET ve/> GİRİŞİM


- NİYET ile/ve/||/<> GİZEM


- NİYET +/=/> İDRAK +/=/> İLİM


- NİYET ve/>/< İDRAK ve/>/< İMAN


- NİYET ve/< İDRAK ve/< İMAN


- NİYET ile/ve İRÂDE

( INTENTION vs./and WILLPOWER )


- NİYET ile/ve İRÂDE

( Kişi, Ahsen-i Takvim'dir, iradesi elindedir. İsterse yakasını bu âlemden kurtarır, isterse içine düşer. )


- NİYET ve İSTEK/TALEP


- NİYET ile/ve/||/<> İZLENİM


- NİYET ve/||/<>/> KARAR ve/||/<>/> UYGULAMA

( INTENTION and/||/<>/> DECISION and/||/<>/> APPLICATION )


- NİYET ile KASIT/AMD

( INTENTION vs. PURPOSE )


- NİYET ile KASTETMEK


- NİYET ile/ve KIBLE


- NİYET ile/ve KIBLE


- NİYET ve/||/<>/< MECÂL


- NİYET ve/<> NAZAR(BAKIŞ AÇISI)

( INTENTION and/<> PARADIGM )


- NİYET ve/||/<> NAZAR ve/||/<> MÂNÂ-İ HARF ve/||/<> MÂNÂ-İ İSİM


- NİYET ve/<> TERCİH


- NİYET ile/ve ÜSLÛB


- NİYET ile/ve/değil YAKLAŞIM

( [not] INTENTION vs./and/but APPROACH )


- NİYET ile/ve YÖN

( INTENTION vs./and DIRECTION )


- NİYET ile/ve YÖNELİM

( INTENTION vs./and TO TEND )


- NİYET ile/ve/<> YÖNELİM/EĞİLİM//MEYL


- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR


- NİYET ile/ve YÖNELİŞ


- NİYET ile/ve/<> YÖNTEM


- NİYETİN BEDELİ ile BİLGİSİZLİĞİN BEDELİ

( EQUIVALENT OF INTENTION vs. EQUIVALENT OF IGNORANCE )


- NİYETSİZ/LİK ile/ve TERBİYESİZ/LİK


- NİYETSİZLİK ile/değil/yerine AKSAKLIK


- NİZÂ'[< NEZ] ile/değil/yerine/>< NİZÂM[NAZAME]

( Çekişme, kavga. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İncileri, ipe dizmek. )

( Bilgi, güce tâbi olursa/tutulursa. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Güç, bilgiye tâbi olursa/tutulursa. )


- NİZAM-I ÂLEM ile ...

( Nazm sözlükte, incileri bir ipe dizmek anlamına gelir. Terim olarak ise, bir şeyi/şeyleri aklın gerektirdiği, zorunlu kıldığı başka bir şeye delalet edecek biçimde tertip etmek demektir. )


- NİZAM-ÜL-MÜLK ile MAVERDİ


- NİZAM[Ar.] değil/yerine/= DÜZEN


- NİZÂM ile/ve/||/<> İNTİZÂM

( Düzen. İLE/VE/||/<> Düzenli olma, düzenlilik. )


- NİZÂMÎ değil/yerine/= DÜZENCİL/KURALCIL


- NİZÂSIZ VE FÂSILASIZ değil/yerine/= ÇEKİŞMESİZ VE ARASIZ


- NK/NATURAL KİLLER CELLS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL ÖLDÜRÜCÜ GÖZELER


- NLP/NATUREL LANGUAGE PROCESS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL DİL İŞLEME


- NMES/NÖROMÜSKÜLER ELEKTRİKSEL STIMÜLASYON NEUROMUSCULAR ELECTRICAL STIMULATION[İng.] değil/yerine/= SİNİRKAS ELEKTRİKSEL UYARIMI


- NMR/NUCLEAR MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= NÜKLEER MANYETİK REZONANS


- NMR/NUCLEAR MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= NÜKLEER MANYETİK REZONANS


- NO vs. LEAVE


- no.[Lat. < NUMERO] değil/yerine/= SAYI, ADET


- NÖBET[Ar.] değil/yerine/= KEŞİK


- NÖBET ile/ve/değil/yerine MESAİ


- NÖBETÇİ / BEKÇİ


- noct. maneq.[Lat. < NOCTE MANEQUE] değil/yerine/= GECE VE SABAH


- noct.[Lat. < NOCTE] değil/yerine/= GECELEYİN, GECE VAKTİ


- NOD/NODE[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM


- NODÜL/NODULE[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜMCÜK


- NODÜL ile KİST

( İçi dolu kitle. İLE İçi boş kitle. )

( ŞÂMİHA: Beyinde, kemikte ve gövdenin çeşitli yerlerinde doğal olarak görülen çıkıntılar. )


- NOEL (SANTA CRUZ) ile/ve/değil YILBAŞI (ST. SYLVESTER)

( 25 Aralık'ta. İLE/VE/DEĞİL 31 Aralık'ta. )

( Hristiyanlık'ta dinî bayram. İLE/VE/DEĞİL Yeni yıl kutlaması. )


- NOESIS ile EPISTEME


- NOESIS ile FRONESIS ile POESIS

( Dışarıda. İLE İçte. İLE ... )

( Akılda. İLE Özde. İLE ... )

( Aristoteles. İLE Platon. İLE ... )


- NOESIS ile/ve NOUS

( ... ile/ve CEBRAİL )


- NOETA ile DOKSA

( Düşünülür dünya. İLE Duyulur dünya. )


- NOEZİS/NOESIS[İng.] değil/yerine/= DÜŞÜNME


- NOHUT ile/değil/||/<>/> KUDAMA/ZILK/SARMASIN/ŞIHIL/MAHŞİDE

( ... İLE/DEĞİL/||/<>/> İkiye ayrılmış nohut. )


- NOHUT ile KURU FASULYE

( CHICKPEA vs. HARICOT BEAN )

( CICER ARIETINUM cum PHASEOLUS VULGARIS )


- NÖKER ile HİZMETÇİ, HİZMETKÂR


- NOKSAN değil/yerine/= EKSİK


- NOKSAN değil/yerine/= EKSİK


- NOKTA


- NOKTA-İ NAZAR değil/yerine/= GÖRÜŞ/BAKIŞ AÇISI


- NOKTA[Ar. < NUKTA] değil/yerine/= DURA, İMYER


- NOKTA ve/||/<>/>/< BİR(LİK)


- NOKTA ve/> ÇİZGİ


- NOKTA ile/ve/||/<>/> ÇİZGİ ile/ve/||/<>/> ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> PİRAMİT

( Tek nokta. İLE/VE/||/<>/> İki nokta. İLE/VE/||/<>/> Üç nokta. İLE/VE/||/<>/> Dört nokta. )


- NOKTA değil/yerine/= DIĞ, DURA, | YER


- NOKTA ve/||/<>/> DÜZLEM ve/||/<>/> ALAN ve/||/<>/> BİÇİM/ŞEKİL


- NOKTA ve/||/<> DÜZLEM ve/||/<> NESNE/ŞEY

( Biraradalığı vermezler. )


- NOKTA ile/ve/değil EŞİK


- NOKTA ile/ve/||/<> KÜRE

( Uzaktan bakarsak. İLE/VE/||/<> Yakından bakarsak. )


- NOKTA ile/değil PUAN


- NOKTA ile/ve SONSUZ/LUK

( NOKTANIN SONSUZLUĞU )

( POINT vs./and ETERNITY )


- NOKTA ile/ve/<> SONSUZ/LUK

( NOKTANIN SONSUZLUĞU )

( POINT vs./and ETERNITY )


- NOKTA ile/ve SÖZ


- NOKTA ile/ve SÜREKLİ NOKTA

( COMMON FIELD vs./and CONTINUAL POINT )


- NOKTA ile UC


- NOKTA ile/ve/değil YOĞUN TİTREŞİM


- NOKTALAMA ile/ve/||/<> HAREKE

( Latin abecesinde. İLE/VE/||/<> Arap abecesinde. )

( İnsanlık, bir gün...

(,) Virgülü kaybetti:
Söyledikleri, birbirine karıştı.

(.) Noktayı kaybetti:
Düşünceleri, uzayıp gitti. Ayıramadı onları.

(!) Ünlem işaretini kaybetti bir gün de:
Sevincini, öfkesini, tüm duygularını kaybetti.

(?) Soru işaretini kaybetti bir başka gün:
Soru sormayı unuttu.
Her şeyi olduğu gibi kabul eder oldu.

(:) İki noktayı kaybetti başka bir gün:
Hiçbir açıklama yapamadı.

Yaşamının sonuna geldiğinde...
Elinde sadece (") tırnak işareti kalmıştı...

“İçinde de başkalarının düşünceleri vardı yalnızca."

Alex Kanevsky )


- NOKTASIZ ile/ve/<> NOKSANSIZ


- NOKTÜRNAL/NOCTURNAL[İng.] değil/yerine/= GECEYE İLİŞKIN


- NOLMAZ NOLMAZ değil NE OLUR, NE OLMAZ


- NOLMAZ NOLMAZ değil NOLUR NOLMAZ


- NOME ile ...

( Alaska'da Nome diye bir yer yoktur! [NOME NOME )


- NOMEN FENOMEN


- NOMENKLATÜR/NOMENCLATURE[İng.] değil/yerine/= TERİMLENDİRME


- NOMINA/ANATOMICA NOMINA ANATOMICA[İng.] değil/yerine/= ANATOMİ TERİMLERİ


- NOMİNAL ÜCRET ile GERÇEK ÜCRET


- NOMİNAL[İng.] değil/yerine/= ADSAL


- NOMOTETİK BİLİMLER ile/ve İDEOGRAFİK BİLİMLER

( Doğa bilimleri. İLE/VE Tin bilimleri. )


- non rep./non repetat.[Lat. < NON REPETATUR] değil/yerine/= YİNELENMESİN, TEKRAR EDİLMESİN


- NON-PAROUS vs. NON-POROUS


- NON-REM/UYKU NON-REM SLEEP[İng.] değil/yerine/= REM DIŞI UYKU


- NONEXISTENT/THERE IS NOT vs. NONEXISTENCE


- NONİNVAZİV MONİTÖRİZASYON /GİRİŞİMSEL OLMAYAN MONİTÖRİZASYON/NONİNVASIVE MONİTORING[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN İZLEME


- NONİNVAZİV VENTILASYON/NONİNVASIVE VENTILATION[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN SOLUTMA


- NONİNVAZİV/NONİNVASIVE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞİMSEL OLMAYAN


- NONKOMÜNİKAN/NONCOMMUNICATING[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTISIZ


- NONSENSE/FOOLISH vs. STUPIDITY


- NONSPESIFIK/NONSPECİFIC[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜL OLMAYAN


- NONVERBAL İLETİŞİM/NONVERBAL COMMUNICATION[İng.] değil/yerine/= SÖZSÜZ İLETİŞİM


- NONWOVEN[İng.] değil/yerine/= DOKUNMAMIŞ


- NÖRAL/NEURAL[İng.] değil/yerine/= SİNİRSEL


- NORDİK ile ...

( Kuzeyli. [Avrupa'da kullanılır.] )


- NORM[İng.]/NORME[Fr.] değil/yerine/= DÜZE/DÜZGÜ


- NORM/AL değil/yerine/= DÜZGÜ/L


- NORM/E[İng./Fr. < Lat.] değil/yerine/= DÜZE/DÜZGÜ

( Kural olarak benimsenmiş, yerleşmiş ilke ya da yasaya uygun durum. )


- NORMAL vs. COMMON


- NORMAL vs. USUAL/ORDINARY


- NORMAL ile ALIŞILMIŞ

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( NORMAL vs. USUAL/ORDINARY )


- NORMAL ile DOĞAL


- NORMAL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] NORMAL vs./and/but USUAL/POSSIBLE )


- NORMAL ile ORTALAMA


- NORMAL ile STANDART

( Bilge bir kişi, günün havasına göre değil, kendi standartlarına göre davranmalıdır. )

( NORMAL vs. STANDARD )

( ... ile GANG )


- NORMAL ile YAYGIN

( NORMAL vs. COMMON )


- NORMATİF değil/yerine/= DÜZGÜSEL

( Bir kural değerini, gücünü taşıyan. )


- NORMATİF değil/yerine/= DÜZGÜSEL


- NORMOAKTİF/NORMOACTIVE[İng.] değil/yerine/= OLAĞAN ETKINLİKTE


- NORMOSELÜLER/NORMOCELLULAR[İng.] değil/yerine/= OLAĞAN GÖZELİ


- NORMOTANSİF/NORMOTENSIVE[İng.] değil/yerine/= NORMAL KAN BASINCI (İLİŞKİLİ)


- NORMOTONİK/NORMOTONIC[İng.] değil/yerine/= OLAĞAN DERİŞİMLİ | OLAĞAN GERGILİ


- NÖROENDOKRİNOLOJİ değil/yerine/= SİNİRİÇSALGIBİLİM


- NÖROGENEZ/NEUROGENESIS[İng.] değil/yerine/= SİNİR GÖZE GELİŞİMİ


- NÖROGERİBİLDİRİM/NEUROFEEDBACK[İng.] değil/yerine/= SİNİR GERİBİLDİRİMİ


- NÖROJENİK/NEUROGENIC[İng.] değil/yerine/= SİNİR KAYNAKLI


- NÖROKONDÜKSİYON/NEURAL CONDUCTION[İng.] değil/yerine/= SİNİR İLETİ


- NÖROLOJİ/NEUROLOGY[İng.] değil/yerine/= SİNİR BİLİMİ


- NÖROLOJİK değil/yerine/= SİNİRSEL


- NÖRON HÜCRE


- NÖRON'LARDA:
DOĞUM'DA ile 2 AYLIK'KEN ile 6 YAŞINDA ile 14-60 YAŞ ARASINDA


- NÖRON/LAR ile/ve AYNA NÖRON/LAR

( GIACOMO RIZZOLATTI )

( )


- NÖRON/LAR ile/ve/<> GÖKADA/LAR


- NÖRONAL/NEURONAL[İng.] değil/yerine/= SİNİR GÖZESEL


- NÖROPATİ/NEUROPATHY[İng.] değil/yerine/= SİNİR SAYRILIĞI


- NÖROPLASTISITE/NEUROPLASTICITY[İng.] değil/yerine/= BEYİN UYARLANMASI


- NÖROPRAKSİ/NEUROPRAXIA[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ SİNİR İLETİ KESİNTISİ


- NÖROTRANSMİSYON/NEUROTRANSMİSSION[İng.] değil/yerine/= AŞIRTMALI SİNİR İLETİ


- NÖROTRANSMİTER/NEUROTRANSMİTTER[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL SİNİR ULAĞI


- NORTH vs. SOUTH


- NORVEÇ = KUZEY YOLU


- NOSİSEPTÖR/NOCICEPTOR[İng.] değil/yerine/= AĞRI ALMACI


- NOSQL/NOT ONLY STRUCTURED QUERY LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= YAPILANDIRILMAMIŞ SORGU DİLİ


- NOSTALJİ[NOST: Eve dönüş. | ALGIA: Özlem/hasret.] değil/yerine/= YURTSAMA

( Sıla/memleket özlemi. Vatan özleminin hastalık haline gelişi. )


- NOSTALJİ değil/yerine/= GÜNDEDÜN


- NOSTRATİK ile TURANIAN


- NOSYON[Fr./İng. < NOTION] değil/yerine/= KAVRAM

( Bir şey üzerindeki gerekli bilgi, kavram. )


- NOT (ABLE TO) DETERMINE FROM OUT vs./and NOT (ABLE TO) DETERMINE BY ITSELF


- NOT ABLE TO TEACH vs./and NOT ABLE TO ADVICE vs./and NOT ABLE TO ADVISE


- NOT ALMAK ile "NOT DÜŞMEK"


- NOT BIRAKMAK yerine NOT İLETMEK


- NOT DEFINITION vs. NO DEFINITION


- NOT TO ACCEPT vs. NOT TO WITHSTAND


- NOT TO BE IN APPROPRIATE vs. NOT ENOUGH AS MUCH AS TO BE IN APPROPRIATE


- NOT TO GIVE PLACE TO vs. INCOHERENCY/INCONSISTENCY


- NOT TO USE vs. TO DENY


- NOT TRUE vs. LIE


- NOT vs. EVEN NOT


- NOT vs. NON-BEING


- NOT vs. UN


- NOT[Azr.] = NOTA[Tr.]


- NOT = NOTE[İng.] = SCOLIE[Fr.] = ANMERKUNG[Alm.] = SCHOLIUM[Lat.]


- NOTA[İt.] ile NOTA[İt.]

( Bir müzik sesini belirtmeye yarayan im. İLE Bir ülkenin, başka bir ülkeye ya da elçisine yaptığı bildiri. )


- NOTA ile/ve/< (ARAP) HARF NOTASI


- NOTA ile/ve EBCED NOTASI

( ... İLE/VE SOFIUDDIN URMEVÎ[XIII. yy.] [Ebced notasını düzenleyen.] )


- NOTA ile/ve GADUFU

( ... İLE/VE Japon müzik yazısı. )


- NOTA ile/ve HAMPARSUM NOTASI


- NOTA ile KANTEMİR NOTASI


- NOTA değil/yerine/= KÜYGE, KÜĞGE, YÜĞGE


- NOTER/LİK değil/yerine/= ONAYCI/ONAYMAN/ONAYTAY


- NOTHING vs. NOTHING


- NOTHINGNESS vs. NON-BEING


- NÖTR/NEUTER[İng.] değil/yerine/= ETKİSİZ | YÜKSÜZ | YANSIZ


- NÖTR ile ATÂLET


- NÖTR ile BOŞ

( NEUTER vs. EMPTY )


- NÖTR ile SAYDAM


- NÖTRAL[Fr./İng.] ile YANSIZ

( NEUTRAL )


- NÖTRALİZASYON[İng. < NEUTRALIZATION] değil/yerine/= ETKİSİZLEŞTİRME/YANSIZLAŞTIRMA


- NÖTRALİZASYON/NEUTRALIZATION[İng.] değil/yerine/= YÜKSÜZLEŞTİRME | ETKİSİZLEŞTİRME


- NÖTRON[Fr.] ile/ve PROTON[Yun.]

( Yaklaşık olarak proton ağırlığında ve elektrik yülü olmayan bir atom parçacığı. İLE Atom çekirdeğinde, her biri +1 pozitif elektrik yükü taşıyan atom parçacığı. | Hidrojen atomunun çekirdeği. )

( Kütleleri hemen hemen aynı olup, her biri yaklaşık 1.7 x 10¯²4 gramdır. )


- NOUS[Yun.] değil/yerine/= EVRENİN DÜZENLEYİCİ İLKESİ


- NOUS <> KOZMOS


- NOUVELLE ile/ve NOVELETTE ile/ve NOVELLA


- NOVA[Lat.] ile ...

( Parlaklığı birdenbire artan, değişen yıldız. )


- NOZOKOMİYAL/NOSOCOMIAL[İng.] değil/yerine/= HASTANE KAYNAKLI


- NOZOLOJİ/NOSOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK SINIFLANDIRMA BİLİMİ


- NSH değil/yerine PSH


- NSHIMA ile SORGHUM

( [Zambiya'da] Mısırdan yapılan lapa. İLE Darıdan yapılan lapa. )


- NTSC ile PAL


- NÜ ile ...

( Çıplak gövde resmi. )


- NÜANS ile ...

( Resim sanatındaki renk derecesi. )


- NÜANS ile FARK


- NÜBÜVVET[< NEBE] ile ...

( PEYGAMBERLİK, NEBÎLİK )


- NÜBÜVVET ve/> İLİM


- NÜBÜVVET ile/ve RİSÂLET

( Kendine. İLE/VE Ümmetine. )


- NÜCEBÂ[< NECÎB] ile ...

( RİCAULLAH(TANRI ERENLERİ) YA DA RİCÂL-ÜL-GAYB(GAYB ERENLERİ) DENİLEN 40 KİŞİYE VERİLEN AD, KIRKLAR )


- NÜFUS ARTIŞI ile/||/<>/>< KİŞİ SAYISININ AZALMASI

( )

( Haritayı görmek için burayı tıklayınız... )


- NÜFUS CÜZDANI değil NÜFUS KÂGIDI


- NÜFUS KÂĞIDI değil/yerine/= YURTTAŞ KİMLİĞİ


- NÜFÛS[Ar. < NEFS] ile NÜFÛZ/İÇEGEÇİ[Ar.]

( Canlar. | Kişiler. İLE İçe geçme/işleme. | Sözü geçme/dinlenme. )


- NÜFUS[Ar.]/POPÜLASYON[İng./Fr. < POPULATION] değil/yerine/= ÇOĞA


- NÜFÛZ EDİLEBİLİRLİK ile/ve/||/<> NÜFÛZ EDİLEMEZLİK


- NÜFÛZ ETMEK değil/yerine/= İÇEGEÇMEK/İÇİNE İŞLEMEK


- NÜFÛZ değil/yerine/= SÖZÜGEÇİ


- NÜFUZLU değil/yerine/= SÖZÜGEÇER


- NUHÂT[Ar. < NÂHÎ] ile NUHÂT[Ar.]

( Sözdizimi/nahiv/sentaks âlimleri. İLE Hıçkırma. )


- NUHLE[Ar.] ile NUHRE[Ar.]

( Din şubesi, mezhep. | Çeyiz, düğün hediyesi. İLE Kemik dokusunun çürümesi. )


- NÜHÜFT[Fars.] ile ...

( Türk müziğinde, bir bileşik makam. )


- NÜHÛL[Ar. < NAHL] ile NÜHÛR[Ar. < NAHR] ile NÜHÛR[Ar. < NAHR] ile NÜHÛR[Fars.]

( Arılar, bal arıları. | Çok zayıflı, arıklık, lâgarlık. İLE Kurbanlar. İLE Akarsular, çaylar, ırmaklar. İLE Göz. )


- NÛK[Fars.] ile/ve TOMŞUK

( Kuş gagası. İLE/VE Kuşların kıvrık gagası. )


- NUKABÂ ile NÜCEBÂ ile HALÎFE ile MÜRŞİD

( Reis ya da vekil. İLE Pak olan kimse, erenler. İLE Temsil etmeye, talebe yetiştirmeye yetkisi olan. İLE Hak yolunun kılavuzu. )

( Yaşam sizi bilinçlendirir, fakat Mürşit sizi farkında kılar. )

( Mürşit'in her sözü dinlenir, bir tek sözü dinlenmez: "Mukabeleye gelinmeye" )

( ... ile ... ile ... ile TERSÂ-BEÇE )


- NÜKEBÂ ile ...

( RİCAULLAH'DAN ÜÇYÜZLER. NEFİSLERİN KÖTÜ İSTEKLERİ TERK ETTİRİLMİŞ, HİLÂFETE YAKLAŞMIŞ, SÜLÛKUNU İKMÂL ETMEK ÜZERE OLAN KUDEMÂ-YI TARÎK )


- NÜKET[Ar. < NÜKTE] ile NÜKHET/NEKHET[Ar.]

( Nükteler, herkesin anlayamayacağı ince, zarif, anlamlı sözler. İLE Koku. | Ağız kokusu. )


- NÜKLEER PATLAMA ile ATMOSFERİK NÜKLEER PATLAMA


- NÜKLEER değil/yerine ÇEKİRDEKSEL


- NÜKLEİK ASIT/NUCLEİC ACİD[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEK ASIDİ


- NÜKLEOL/NUCLEOL[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEKÇİK


- NÜKLEOPLAZMA değil/yerine/= ÇEKİRDEK SIVISI


- NÜKLEOTİT/NUCLEOTİDE[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEK YAPI TAŞI


- NÜKLEUS/NÜVE/NUCLEUS[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEK


- NÜKS/RECURRENCE[İng.] değil/yerine/= YINELENME


- NÜKTE ile ...

( HERKESİN ANLAYAMADIĞI İNCE ANLAM, İNCELİK, İNCE ANLAMLI, ZARİF VE ŞAKALI SÖZ )


- NÜKUL değil/yerine/= CAYIM


- NUMAN ile ...

( HACI BAYRAM-I VELİ )


- NUMARA değil/yerine/= SAYIT


- NÜMÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= GÖSTERİŞ


- NÜMAYİŞ değil/yerine/= GÖSTERİ


- NUMBER vs. KIND


- NUMEN ile A PRIORI

( Düşünülebilirler. İLE Dolaysız doğrulanabilirler. )


- NUMEN değil/yerine/= ÖZİÇ


- NUMENAL FENOMENAL


- NÜMERASYON değil/yerine/= SAYILAMA


- NÜMİSMATİKTE[Fr. NUMISMATIQUE < Lat. < NUMISMA / Yun. < NOMISMA]:
KAVRAMLAR ile TERİMLER ile TARİHÇE

( Metal paraları inceleyen bilim dalı. )

( )

( )


- NÜMÜLER/NUMMULAR[İng.] değil/yerine/= PARA BÜYÜKLÜĞÜNDE VE BİÇİMINDE


- NUMUNE BAĞLARI ile/ve KAZIKLI BAĞLARI ile/ve CEVİZLİBAĞ


- NÜMUNE[Fars.]/MOSTRALIK[İt.] değil/yerine/= GÖSTERMELİK

( Göstermelik. | Kötü ya da yersiz davranışlarıyla göze batan kişi. )


- NUMUNE/EMSAL değil/yerine/= ÖRNEK


- NUMUNE/SAMPLE[İng.] değil/yerine/= ÖRNEK


- NÜMÛNE ile ÖRNEK


- NUN HARFİNİN:
GÖRÜNEN ANLAMLARI ile/ve/||/<> GÖRÜNMEYEN ANLAMLARI


- NUN vs. NONE


- NÛN[Ar. | çoğ. NİNÂN], SEMEK[Ar. çoğ. ESMÂK, SİMÂK], MÂHÎ[Fars.], EL PEZ[İsp.] ile ...

( BALIK )


- NUR BAĞI ile/ve/<> RUH BAĞI


- NÛR[çoğ. ENVÂR, NÎRÂN] ile ...

( AYDINLIK, PARILTI, TECELLİYÂT )


- NUR/ZİYÂ[Ar.] değil/yerine/= IŞIK/AYDINLIK


- NÛR ve/<> HİDÂYET

( İman. VE/<> İslâm. )


- NUR ve/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)

( Sevgi. VE/<> Adâlet. )

( Dışarıda adâlet, içeride sevgi. )


- NUR ve/||/<> HİDÂYET(KILAVUZLAMA)

( Tevrat'ta. / İncil'de. / Kur'ân-ı Kerîm'de. / Kişide. )

( PHILO ve/||/<> SOPHOS )


- NUR ve/||/<> İMAN

( Olsun! VE/||/<> Olsun! )


- NUR ile/ve KUDRET


- NÛR ve OLMAK


- NÛR ile/ve RUH


- NUR ile/ve/<> ŞEFKÂT

( İlâhî sevgi. İLE/VE/<> ... )


- NURLANMIŞ ve/||/<> ONURLANMIŞ

( Şehit. VE/||/<> Gazi. )


- NURUOSMANİYE ÇEŞMESİ ile NURUOSMANİYE SEBİLİ

( Nuruosmaniye Camisi önünde, Kapalı Çarşı'ya bakan kapısının sol tarafındadır. İLE Nuruosmaniye Camisi önünde, Kapalı Çarşı'ya bakan kapısının sağ tarafındadır. )

( 1756'da, Sultan III. Osman'ın Rokoko üslûbunda yaptırttığı bir çeşmedir. [Mimar Hacı Mustafa Ağa yapıtıdır.] [Osman III Çeşmesi adıyla da bilinir.] İLE 1755'te, Sultan III. Osman'ın Türk Rokoko üslûbunda yaptırttığı bir sebildir. )


- NÜŞ-HÂR[Fars.] ile ...

( Geviş. )


- NÛŞ[Fars.] ile -NÛŞ[Fars.]

( Tatlı, bal. | İçki, işret. İLE "içen/içici" anlamlarıyla sözcüklere takılır.[BÂDE-NÛŞ: Şarap içen.] )


- NUS değil NUSH[Ar.](ÖĞÜT/NASİHAT)


- NÜSHA TESPİTİNDE:
TEK OLMASI ile/ve/||/<> NADİR OLMASI ile/ve/||/<> MÜELLİF HATTI OLMASI ile/ve/||/<> EN ESKİ TARİHLİ OLANI ile/ve/||/<> MÜELLİF NÜSHASINDAN İSTİNSAH EDİLMİŞ OLMASI ile/ve/||/<> MÜELLİFİN YAŞAMINDA, EN YAKIN DÖNEMDE MUKÂBELE EDİLMİŞ OLMASI ile/ve/||/<> İLK 2/3 FERÂ KAYDININ OLMASI


- NÜSK/NÜSUK ile İBÂDET


- NUSRAT["NUSRET" değil!] ve/||/<>/>/< ERTUĞRUL

( Çanakkale'deki mayın gemimizin adı. VE/||/<>/>/< Japonya'ya gidip de dönemeyen gemimizin adı. | Tayyareci İsmail Efendi'nin, Kahire'ye gitmek üzere havalanan fakat Kaz Dağı'na düşen uçağının, Çanakkale Zaferi sırasında onarılarak mayınların gözlenmesini sağlayan Yüzbaşı Cemal'in uçtuğu uçağa verilen ad. )

( ve/||/<>/>/< )


- NUSRET[< NASR] ile ...


- NUSRETİYE KASRI ile ...

( Tophane'dedir. [Mimar Sinan Üniversitesi olarak kullanılmaya devam edilmektedir] )


- NUT(U)K ile ...

( SÖZ, LÂKIRDI | KONUŞMA | SÖYLEV | [ed.] ESKİ DERVİŞLERCE BÜYÜK BİLİNEN KİMSELERİN MANZUM SÖZLERİ )


- NÜTASYON/NUTATION değil/yerine/= ÜĞRÜM, DÖNDERGEÇ, BAŞ SALLAMALARI

( Yer'in dönme ekseninin, yaptığı koni devinimi boyunca dalgalanması. )


- NUTFE ile/ve/<>/> ALAKA ile/ve/<>/> MUDĞA


- NÜTRİSYON/NUTRITION[İng.] değil/yerine/= BESLENME


- NUTUK:
İÇ KONUŞMA ve/||/<> DIŞ KONUŞMA

( Düşünme/düşünce. VE/||/<> Dil/söz. )


- NUTUK/HİTÂBE/DİSKUR değil/yerine/= SÖYLEV/SÖYLERGE


- NÜVE değil/yerine/= ÇEKİRDEK


- NÜVE değil/yerine/= NENÖZ


- NÜVE ile ÖZ | ÇEKİRDEK, GÖZE HÜCRE

( ÖZ | ÇEKİRDEK, HÜCRE )


- NÜZHE[Ar.] ile NÜZHET[Ar.]

( Kanuna benzer bir saz. İLE Neşe, eğlence, eğlenilecek yerlere gidip gezme. | Tazelik, sevinç, ferahlık. )


- NÜZL[Ar. çoğ. ENZÂL] ile NÜZÛL[Ar.]

( Konak yeri. | Misafir için hazırlanan yemek. İLE Aşağı inme. | Konağa inme, konaklama. | İnme, felç. )


- NÜZÛL-RÜCÛ ile HUBÛT-SU'ÛD


- NÜZÛL ile ...

( AŞAĞI İNME )

( APAKSEPANA )


- NÜZÛL ile İNME


- NÜZÛL ile/ve URÛC

( Hazretler ile. İLE/VE/<> Melekler ile. )

( Fiziksel/dışsal. İLE/VE/<> İçsel. )

( Kabalaşmış. İLE/VE/<> İncelmiş/incelerek. )

( Anneyle. İLE/VE/<> Aşkla. )

( Tamamı: ULÛHİYET )

( LÂHUT > NÂSUT ile/ve/<> NÂSUT > LÂHUT )

( KAVS-I NÜZÛL ile/ve/<> KAVS-İ URÛC )

( APAKSEPANA ile/ve UTKSEPANA )


- NÜZÛR[Ar. < NEZR] ile NÜZÛR/NÜZERÂ[Ar. < NEZÎR]

( Adaklar, adamalar. İLE Doğru yola getirmek üzere gözdağı vermeler, korkutmalar. )


- NYHA/NEW YORK HEART ASSOCİATION[İng.] değil/yerine/= NEW YORK KALP DERNEĞİ


- TABİÎ[Ar.]/NATÜREL[İng. < NATURAL] değil/yerine/= DOĞAL


- YANILGI:
"NEDEN" ile/ve/||/<> "BİLGİ" ile/ve/||/<> "ÖZGÜVEN"



(3/3)




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 160 kez incelenmiş/okunmuştur.