Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

GE... ~ GE...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



GE... ~ ... / ... ~ GE... ile başlayan FaRkLaR...

- ... "GELESİYE KADAR" değil ... GELİNCEYE KADAR


- ... GEREKLİDİR ile/yerine ... GEREKİR


- ... İCABI yerine ... GEREĞİ


- ...'NIN(BEKLEMENİN/DÜŞÜNMENİN VB.):
"ÂLEMİ" YOK! değil GEREĞİ YOK!


- ...'YA GELİN! ile GELİN

( Kişiler/e. İLE Kişi. )


- ...'YI GEREKTİRİR ile/ve/değil/||/<> GETİRİR


- ...'YI:
"BOŞVERELİM" ile/değil/yerine GEÇELİM


- ...YA "DEĞER"/"DEĞMEZ" ile/değil/yerine GEREKİR/GEREKMEZ


- "... İÇİN" ile/değil/yerine "... GEREĞİ(NCE)"


- "... NEDENİYLE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "... GEREĞİNCE"


- "ASLINDA ..." ile "GERÇEKTE ..."


- "BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )


- "BELKİ GELMEZ" ile/değil/yerine GELEMEYEBİLİR


- "BOŞ" ile/ve GEREKSİZ

( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )

( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )


- "DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK" ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK


- "DERTLERİN ARTMASI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK(LİK)LERİN ANLAŞILMASI


- "DOĞUM" ile/ve GELİŞİM


- "DÜŞÜNMEK" ile/değil GELİŞTİRMEK


- "ELDE ETMEK" ile/değil/yerine GERÇEKLEŞTİRMEK


- "ELİMDEN GELDİĞİNCE" ile/ve/<>/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- "FAZLA KONUŞMAK" ile/değil/yerine GEREĞİNDEN FAZLA KONUŞMAK

( Kişinin, "Fazla konuşmak" diye bir durumu ol(a)maz fakat belirli/belirsiz bir konuda/alanda/olguda, gereğinden fazla konuşması söz konusu olabilir. [Kişinin, doğadaki fiziksel donanımlarının yetersizliğini giderecek olanın, beyni ve zihni olmasından dolayı ve bunu da, geri dönülmez bir duruma girmeden önce gidermek, çözüm üretmek üzere dili ve konuşma becerisi karşılar. Modern dönemlerde gelinmiş kopukluklar, hızlı ve kısa/kesik sözler kullanma "çabası/beklentisi" nedeniyle de "konuşmanın fazlası" diye bir olgu, durum geliştirilemez ve/ya da bu kişisel/düşük "beklentinin" karşılanması, çevremizdeki kişilerden beklenilemez!] )


- "FAZLA"/"BOŞ"/"BOŞUNA ile/ve/değil/yerine GEREKLİ/LİK


- "GEÇ EVLENMEK" ile/değil/yerine/>< GENÇ EVLENMEK


- "GEÇMİŞ YAŞAM" değil GEÇMİŞ YAŞANTI


- "GEÇMİŞ YAŞAMIMIZDA" ... değil GEÇMİŞİMİZDE ...


- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- "GEÇMİŞE YÖNELİK" değil GEÇMİŞE DÖNÜK


- "GEÇMİŞİN KÖLESİ OLMAK" değil/yerine/>< GELECEĞİN MİMARI OLMAK


- "GEÇTİĞİMİZ HAFTA" değil GEÇEN HAFTA


- "GELİŞMESİNE YOL AÇAR" değil GELİŞMESİNİ SAĞLAR


- "GEREKSİNİMİMİZ OLMAYAN ŞEYLERİ ALMAK" ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ ŞEYLERİ SATMAK

( Gereksinim duymadığımız şeyleri almak, gereksinim duyduğumuz şeyleri satmaya neden olur. )


- "GERİ ADIM ATMAK" ile/değil/yerine GEREKEN ADIM(LAR)I ATMAK


- "GERİ ADIM" ile/değil GERİLEME


- "GERİDÖNÜŞÜMSÜZ" değil GERİ DÖNÜŞSÜZ


- "GÖREV"İNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK


- "HARBİDEN" yerine "GERÇEKTEN"


- "HESAP" ile/ve GEREKÇE


- "HOŞ ..." ile/ve/||/<> "GERÇİ ..."


- "İDEAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK


- "İLERİ" ile "GERİ"


- "İLERİ" ile "GERİ"


- "İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- "İYİLİK YAPMAK" ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK


- "KEYİF" değil/yerine/>< GEREKSİNİM


- "KISALTMA" ve/ya da "HIZLANDIRMA" ile/> GENELLEME ve İNDİRGEME


- "KÖTÜMSER/LİK" >< "İYİMSER/LİK" ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )

( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )


- "MAYMUN İŞTAHLI" ile "GEL-GİT GÖNÜLLÜ"


- "MERKEZCİLİK":
TEO ile/ve/<>/> HOMO ile/ve/<>/> ETNO ile/ve/<>/> GEO ile/ve/<>/> EGO ile/ve/<>/> ECO


- "S.KİLMİŞ GÖTÜN DAVASI OLMAZ" ile/ve "GEÇTİ BOLUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE"


- "SAĞLAM/LIK" ile/ve GEÇERLİ/LİK

( "COOL/NESS" vs./and VALID/ITY )


- "SAKLANMAK" ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK


- "SIÇRAMAK" ile "GEÇMEK"


- "ŞİDDETLİ" UYARI ile/ve GERÇEK/LİK

( "STRONG" WARNING vs./and REAL/ITY )


- "SONUÇTA ..." ile/ve/değil/yerine/<> GEREKSİNİM


- "STRES OLDUM" değil/yerine GERİLDİM


- "SÜRÜKLENME" ile GECİKME


- "TAKINTI" ile/değil/yerine GEREKENİ/GEREĞİNİ YAPMAK


- "TAVİZ VER(ME)MEK" ile "GERİ ADIM ATMA(MA)K


- "TEMPORALİTE" değil GEÇİCİLİK


- "ÜSKÜDAR'DA SABAH OLDU" ile "GEÇTİ BORUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE"


- "ÜSTÜNDE DURMAMA" ile GEÇİŞTİRME


- "YANLIŞ" ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ


- "YARIN(LAR)A TAŞIMAK" değil GELECEĞE TAŞIMAK


- "ZORLUK" ile/değil GELİŞİM/GELİŞME


- (")GERÇEKLİK(") ile/ve/değil/||/<>/< GEREKSİNİM


- [Alm.] GEIST ile GEMÜT ile SEELE


- [ne yazık ki]
"DAHA FAZLASI" değil/yerine/>< GEREKLİ/YETERLİ OLAN

( En büyük suçlar ve hatalar, gerekli olanı değil daha fazlasını elde etmek için işlenir. )


- [ne yazık ki]
"GÖZÜNDE BÜYÜTMEK" ve/||/<>/> GERÇEKLEŞME OLASILIĞINI DÜŞÜRMEK


- [ne yazık ki]
EN BÜYÜK YANILGILARDAN BİRİ(/İKİSİ):
DİZİLERİ, GERÇEK SANMAK ile/ve/||/<>/> GERÇEK YAŞAMI, DİZİ SANMAK

( 44 yaşında...

Komedyen...

Ülkenin en çok seyredilen dizisinin başrol karakteriydi.

Dizinin adı “Halkın Hizmetkarı”

Başkan rolünde o vardı.

Dizi ekrana geldiği gece tüm Ukrayna nefesini tutuyor televizyona yapışıyordu.

Ahali kahkahadan yerlere seriliyordu.

Genç komedyen çok sevildi.

Dizi çok tuttu.

Adı Volodomir Zelenski'ydi.

***

Dizi o kadar çok tuttu ki...

Sonra siyasi partiye dönüştü.

Evet... Gülmeyin... Vallahi öyle oldu.

“Halkın Hizmetkarı Partisi” kuruldu.

Komedyen abimiz Volodomir Zelenski partinin kurucusu oldu.

Her şey bir komedi dizisi tadında ilerliyordu.

Seçimler geldi çattı.

Komedyen Zelenski, girdiği ilk seçimde oyları silip süpürdü.

450 sandalyelik Ukrayna Parlamentosu'nun yarıdan fazlasını kazandı.

Başkanlık seçiminde ise 2. Turda oyların yüzde 73.22'sini aldı.

***

Ukrayna'nın artık genç bir komedyen başkanı vardı.

Geldik bugüne...

***

Bir komedyenle bir istihbaratçı karşı karşıya gelirse...

Sizce savaşı kim kazanır?

Gülümsediğinizi görüyorum... Cevaba gerek yok.

Ukrayna Rusya geriliminin giriş sahnesini hep beraber yaşadık.

Bir yanda bir dizinin pop rüzgarıyla kendini başkanlık koltuğunda bulmuş tecrübesiz bir genç adam...

Karşısında KGB disiplini ve kurmay zekasıyla yetişmiş duygusuz tavizsiz bir istihbaratçı kurt...

Çok fazla düşünmeye gerek yok sanırım.

***

Artık güvenlik ülkelerin vazgeçilmez şartıdır.

Dünya'da bu işe uyanan devletler işi şansa bırakmıyor.

İstihbarat kökenli liderlere yönetimi veriyorlar.

***

Putin'i anlatan 4 bölümlük belgesel var.

İzleyin derim...

Adı “Putin İnterviews”

O belgeselde yönetmen Oliver Stone, Putin'in korumalarını merak ediyor...

Diyor ki “Sizin kişisel güvenliğinizi kim sağlıyor?”

Putin “Castro'dan bana kalan nasihat şuydu. Sakın kendi güvenliğini başkasının kontrolüne bırakma. Ben de o yüzden tüm koruma ve güvenliğimle bizzat ilgilenirim. Bu sayede halen ayaktayım. Ne dersin?”

Putin bir devlet başkanı ama halen bir istihbaratçı gibi yaşıyor.

Tıpkı KGB yıllarındaki gibi az konuşan, duygusallığa asla prim vermeyen ve hedefine doğrudan odaklı.

Tabi biraz da acımasız.

Yeni kuramlar geliştiriyor... Artık adıyla anılan bir doktrin var.

Güvenlik ve savunma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir konsept geliştirdi.

Kendinden kat be kat güçlü düşmanını onun gücünü kullanarak yenme...

Judodan esinlendim diyor.

Judoda karşındaki rakibin sıkletini avantaja çevirebilirsin...

Önce imkansız gibi gözüken bu doktrinin nasıl çalıştığını gördük.

Koca NATO çaresiz kaldı.

***

Şimdi... Almanya çılgın bir deneye hazırlanıyor.

Merkel sonrası kurulan yeni hükümette Dışişleri bakanlığı görevine Annalena Baerbock geldi.

Yeşiller partisinden... Aktivist...

Düşünün... Karşısında Lavrov... Arkasına almış Gerasimov'u, Şoyguyu... Bermuda şeytan üçgeni gibi bir üçlü...

Onlarla mücadele edecek, oyun kuracak kişi Baerbock...

İyidir... Hoştur... Nitelikli bir siyasetçi olabilir.

Kabul ederim.

Ama onun yeri burası değil. Yani Dışişleri Bakanlığı değil....

Kurtlar sofrası kurulmuş.

Ülke için ölüm kalım mücadelesi başlıyor.

Hümanist kimlikli bir siyasetçiden, şeytani bir kurmay akıl bekleyebilir miyiz?

Umarım ben yanılırım...

Ama hayat öncelikleri... Hayata bakış tarzı bambaşka olan Annalena Hanım Ukrayna benzeri bir tablo yaşatabilir Almanya'ya...

***

Uzun sözün kısası...

Günümüzde bir halkın düşeceği en büyük yanılgı... Tv dizilerini gerçek, gerçek hayatı ise dizi sanmasıdır.

“Halkın Hizmetkarı” komedisine yıllarca Ukrayna Halkı güldü.

Şimdi sıra Ruslarda... )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< GELİŞİGÜZEL


- [ne yazık ki]
PSİKOLOJİDE/PSİKİYATRİDE:
GERÇEK "HASTA/LAR" ile/ve/değil/<>/> GERÇEK HASTANIN, "HASTA ETTİKLERİ"


- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR


- [ne yazık ki]
TUTUCU ile GERİCİ


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK


- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"


- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]

( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]

İLE/||/<>

Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]

İLE/||/<>

Çift, tekrar. [binok | bisiklet]

İLE/||/<>

Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]

İLE/||/<>

Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]

İLE/||/<>

Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]

İLE/||/<>

Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]

İLE/||/<>

Üzerinde. [epiderm | epigrafi]

İLE/||/<>

Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]

İLE/||/<>

Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]

İLE/||/<>

Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]

İLE/||/<>

Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]

İLE/||/<>

Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]

İLE/||/<>

Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]

İLE/||/<>

Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]

İLE/||/<>

-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]

İLE/||/<>

Ara, arası. [internasyonal | interpol]

İLE/||/<>

Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]

İLE/||/<>

Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]

İLE/||/<>

Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]

İLE/||/<>

Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans

İLE/||/<>

Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]

İLE/||/<>

Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]

İLE/||/<>

Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]

İLE/||/<>

Yeni. [neolitik]

İLE/||/<>

Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]

İLE/||/<>

Bütün, birlik. [panorama | pankreas]

İLE/||/<>

Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]

İLE/||/<>

Çok. [poliandri | poliklinik]

İLE/||/<>

İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]

İLE/||/<>

İleride, önde. [prolog | prova | prototip]

İLE/||/<>

Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]

İLE/||/<>

Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]

İLE/||/<>

Süper, üstünlük. [sürmenaj]

İLE/||/<>

Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )


- ABES değil/yerine/= GEREKSİZ/YERSİZ


- ABORDA[İt.] değil/yerine/= GEMİNİN YANINI VEREREK YANAŞMASI


- ABORTİF[Fr.] değil/yerine/= GELİŞİMİNİ TAMAMLAMAYAN (BİTKİ/ÖRGEN) | NORMAL SÜRESİNİ TAMAMLAMADAN İYİLEŞEN HASTALIK


- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )


- AÇLIK ile/ve GEREKSİNİM


- AÇMAK ile GENİŞLETMEK

( TO OPEN vs. TO WIDEN )


- ACZ ile/ve/> GEREKSİNİM/İHTİYAÇ


- ADÂLET = JUSTICE[İng., Fr.] = IUSTITIA[Lat.] = GERECHTIGKEIT[Alm.] = DIKAIOSYNE[Yun.] = JUSTICIA[İsp.]


- ADANMAK ile/yerine/değil (GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK

( Yanlışı. DEĞİL/>< Doğrusu. )

( [not] TO BE DEVOTED vs./but TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH)
TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH) instead of TO BE DEVOTED )


- ADCILIK/NOMİNALİZM ile GERÇEKÇİLİK/REALİZM ile KONSEPTUALİZM/KAVRAMCILIK


- AFERENT/AFFERENT[İng.] değil/yerine/= GETİRGEN


- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- AHKÂM-I UMUMÎYE değil/yerine/= GENEL YARGILAR


- AHLAT ile GELİNBOĞAN

( Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yabanarmudu. | Bu ağacın, armuda benzeyen ve ancak iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi. İLE Bir ahlat türü. )


- AKIŞLI/LIK ile/ve/||/<> GEÇİCİ/LİK


- AKİT'TE, DEĞİŞMEZLİK(İSTİMRAR):
SÜREKLİ ile/<> GEÇİCİ ile/<> GÖRÜNMEZ BİR BOZULMA NEDENİ İÇEREN

( CONSTANCE HERPETUELLE avec/<> CONSTANCE TEMPORAIRE avec/<> CONSTANCE CONTENANT UNE CAUSE LATENTE )


- AKREP ile GEJDÜM[Fars.]

( ... İLE Eğri kuyruklu akrep. )

( Yılan, düşmanlığı simgeler. )

( Türkiye'de 52 yılan türü bulunmaktadır. [Sadece 15'i zehirlidir.] )

( ZÂHİFE, ZEVÂHİF, ZÂHİFÂT: Sürüngenler. )

( MÂR-I SERMÂ-DÎDE: Kış geçirmiş yılan. )


- AKŞAM ile/ve/> GECE

( MESÂ ile/ve/> ... )

( EVENING vs./and/> NIGHT )


- AKŞAMSEFASI = GECESEFASI

( İki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. )

( MIRABILIS JALAPA )


- AKSİYOM ile GENELLEME


- AKTUALİZM[Fr.] değil/yerine/= GEÇMİŞ DEVİRLER JEOLOJİSİNİ, ZAMANIMIZDAKİ OLAYLARIN İNCELENMESİNE DAYANARAK AÇIKLAYAN JEOLOJİ KOLU


- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK


- ALEL UMUM[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK, GENELLİKLE


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALELITLAK değil/yerine/= GENEL OLARAK


- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA


- ALEXANDER FRIEDMANN ve/||/<> GEORGES LEMAITRE

( Einstein'in denklemlerini, kozmolojik sabit olmadan çizen ve evrenin genişlediğini, kuramsal olarak kanıtlayan ilk kişidir. VE/||/<> Einstein'ın genel görelilik kuramından yararlanarak evrenin genişlediğini söyledi. )

( 16 Haziran 1888 - 16 Eylül 1925 VE/||/<> 17 Temmuz 1894 - 20 Haziran 1966 )


- ALGI BOZUKLUĞU ile/ve GERÇEK İLE HAYALİN AYRILAMAMASI

( İkisi de deliliğin/delirmenin göstergesi olabilir. )


- ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]


- ALIŞKANLIK/ÂDET ile GEREKLİLİK


- ALIŞKANLIK ve GEÇMİŞ

( HABIT and PAST )


- ALIŞKANLIK ile GELENEK


- ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK

( Normal bir hal acı verici olamaz, ama yanlış bir alışkanlık çoğu zaman süreğen acılara yol açar. )

( Alışkanlık ve ihtiras kör eder ve yanlışa götürür. )

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( HABIT vs. NECESSITY
A normal state cannot be painful, while a habit often leads to chronic pain.
Habit and passion blind and mislead. )


- ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]


- AMAÇ ile/ve/değil/<> GEREKSİNİM


- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK


- AMFOTER[Fr.] değil/yerine/= GEREK ASİTLERLE, GEREK BAZLARLA BİRLEŞEBİLEN NESNELER


- AMORTİ ETMEK değil/yerine/= GERİ KAZANÇLAMAK


- AMPLITÜT/AMPLITUDE[İng.] değil/yerine/= GENLİK


- AN/ŞİMDİ ile/ve/= GEÇMİŞ

( Geçmiş ve gelecek, ebedi şimdi'de birlikte var olur. )

( Kimseyi, geçmiş zamanlar uğruna ödüllendirmeyin. )

( PRESENT vs./and/= PAST
Past and future co­exist in the eternal now. )

( JIN ile/ve/= ... )


- AN/ŞİMDİ ile/ve/= GELECEK

( PRESENT vs./and/= FUTURE )


- ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK


- ANANE/Vİ[Ar.] değil/yerine/= GELENEK/SEL


- ANLAMSIZ ile/ve/||/<> GEREKSİZ ile/ve/||/<> OLANAKSIZ


- ANLATMAK ile/ve "GEVEZELİK"

( EXPLAINING vs./and "CHATTERING" )


- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )

( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )


- ANNEDEN ...:
AYRILIRKEN ile/ve/||/<>/> GERİ DÖNÜNCE

( Kaybolma kaygısı. İLE/VE/||/<>/> Yutulma kaygısı. )


- ANNENİN:
GÜNDÜZ SÜTÜ ile/ve GECE SÜTÜ


- APLASTİK/APLASTIC[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEMIŞ


- APLAZİ[Yun.]/APLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEZLİK

( Bir doku ya da örgenin bulunmayışı ya da gelişmenin durması. )


- APTAL ile GEBEŞ[argo]

( ... İLE Aptal, sersem. | Bodur ve şişman. | Karnı şiş olan. )


- ARA TÜR ile/ve/||/<> GEÇİŞ TÜRÜ


- ARAÇ ile/ve GEREÇ


- ARAZİ-İ MİRİYE değil/yerine/= GENERK YEREYİ


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARDIN ARDIN = GERİ GERİ/ARDI SIRA


- ARİTMETİK ORAN ve/||/<> GEOMETRİK ORAN


- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK

( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )


- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )

( Geometri, mekânın yorumudur. )


- ARKAİK ile/ve/<> GELENEKSEL


- ASHÂB-I İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİNÇ İYELERİ


- ASILSIZ HABER değil/yerine/= GERÇEK DIŞI ÇAV


- ASILSIZ İDDİA değil/yerine/= GERÇEK DIŞI SAV


- ASILSIZ değil/yerine/= GERÇEK DIŞI


- AŞIRI HIZ ve/||/<>/> GERÇEKLER

( Aşırı hız yapılan düşünceler, gerçeklere çarparak durur. )


- AŞIRI/ABARTILI KEYFİYET ve/||/<>/> GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET


- AT:
YAKALANAN değil GELEN


- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]


- ÂTÎ[Ar. < İTYÂN] ile GELECEK

( GELECEK, GELEN KİŞİ/ŞEY | GELECEK ZAMAN, İSTİKBAL | ÖNDE, AŞAĞIDA )


- ATOM(BÖLÜNEMEZLİK) = ATOME[İng.] = ATOME[Fr.] = ATAMUS, INDIVIDIUM CORPUS[Lat.] = (HE) ATOMOS[Yun.] = CUZ'UN LA-YETECEZZA, ZERRE[Ar.] = ATOM, ZERRE[Fars.] = PARAMANU, TANMATRA, ANU[Sans.] = YUANZI[Çince] = GENŞİ[Jap.] = NGUYÊN TU'[Vietnamca] = PARÁNY[Macarca]


- ATONİ/ATONY[İng.] değil/yerine/= GERİM YİTIMİ


- AUGUST COMTE ve/||/<>/> GEORGE SARTON ve/||/<>/> AYDIN SAYILI


- AVDET (ETMEK)[Ar.] değil/yerine/= GERİ GELME, DÖNME, DÖNÜŞ


- AVUNTU ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEK/LİK


- AYRILMA ile/ve/||/<>/> BİREYLEŞME ile/ve/||/<>/> GERÇEK(LİK)LE İLİŞKİ

( WINNICOTT > STERN > MAHLER )


- AYRINTI ile/ve/||/<> GELECEK


- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- b.i.n.[Lat. < BIS IN NOCTE] değil/yerine/= GECEDE İKİ DEFA


- BACKSCATTER değil/yerine/= GERİ SAÇILIM


- BAĞDAŞIK = MÜTECÂNİS = HOMOGENEOUS[İng.] = HOMOGÈNE[Fr.] = GLEICHARTIG[Alm.] = OMOGENO[İt.] = HOMOGÉNEO[İsp.] = EIUSDEM GENERIS[Lat.] = HOMOGENES, HOMOIOMERES[Yun.] = MUTECÂNİS[Ar.] = MOTECÂNES[Fars.] = GELIJKSOORTIG[Felm.]


- BAĞINTILARDA:
YANSIMA ile BAKIŞIM(SİMETRİ) ile TERS BAKIŞIM ile GEÇİŞME

( xRx İLE xRy ise yRx İLE ... İLE xRy ^[ve] yRz ise xRz )


- BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM

( ATTACHMENT vs./and NEED )


- BAROK ile GEÇ BAROK


- BAŞ AĞRISINDA:
MİGREN[Fr. < Yun.] ile/değil GERİLİM TİPİ

( Açıklamalarını okumak için burayı tıklayınız... )


- BASİT ile/ve GENEL

( SIMPLE vs./and GENERAL )


- BAŞKALAŞIM ile GELİŞİM

( METAMORPHISM vs. PROGRESS/DEVELOPMENT )


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK ile/ve/<>/> ERGEN ile/ve/<>/> GENÇ ile/ve/<>/> ORTA YAŞ ile/ve/<>/> YAŞLI

( [yaş arası] 0-1 İLE/VE/<>/> 1-12. İLE/VE/<>/> 12-18. İLE/VE/<>/> 18-65. İLE/VE/<>/> 66-79. İLE/VE/<>/> 79-99.[Dünya Sağlık Örgütü'nün kabulü olarak] )


- BEKLETMEK ile GECİKTİRMEK


- BELLEK:
GEÇMİŞ ve/||/<>/> ŞU AN ve/||/<>/> GELECEĞİ (BELİRLER)


- BELLEK ile/ve GELECEK


- BELLEK = HÂFIZA = MEMORY[İng.] = MÉMOIRE[Fr.] = GEDÄCHTNIS[Alm.] = MEMORIA[dissil/f.]/RECUERDO[eril/m.][İsp.]


- BERİ ile GERİ


- BERİ ile GERİ


- BEY BİLVEFÂ değil/yerine/= GERİ ALIMLI SATIŞ


- BEZGİN ile/değil/yerine/>< GEZGİN


- BİLDİĞİNİ/BİLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KONUŞMAK değil/yerine GERİBİLDİRİM

( [not] TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION but FEEDBACK
FEEDBACK instead of TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION )


- BİLGİ SAHİBİ OLMA ile/ve/||/<>/> GEÇERLİ YARGILAMA/YORUMLAMA(MEŞRÛ MUHAKEME)


- BİLGİ ile/ve/<> GEREKÇELENDİRİLMİŞ BİLGİ(EPİSTEMOLOJİ)

( Bilgi, erdem; erdem de mutluluk üretir. )

( Türkçe Çağdaş Epistemoloji Sözlüğü yazısı için burayı tıklayınız... )

( KNOWLEDGE vs./and/<> EPISTEMOLOGY )


- BİLİM DEĞERLERİNDE:
GÖZLEM/VERİ/OLGU ÖBEĞİNDE DESTEKLENME ve/||/<>/> DENEYE DUYARLILIK ve/||/<>/> KURAMA DUYARLILIK ve/||/<>/> MATEMATİKSELLİK ve/||/<>/> YARARLILIK-İŞLEVSELLİK ve/||/<>/> GERÇEKLİĞİ BETİMLEYEBİLME


- BİLİM İLE DİN İLİŞKİSİ "YORUMLAMASINDA":
ÇATIŞTIRMACI/LIK ile ONAYLAYICI/LIK ile GEÇİŞLİ/LİK ile BİRLİKTE/LİK

( Üst-alt. İLE Yanyana. İLE Teğet/paralel. İLE Kesişim.[bazı noktalarda ve belirli oranlarda] )


- BİLİM ile/ve GEÇERLİLİK


- BİLİM ile/ve GELENEK


- BİLİMSEL ile/ve/<> GELENEKSEL


- BİLME GEREKLİLİĞİ/ZORUNLULUĞU ile/ve/<> GEREKÇELENDİRME GEREKLİLİĞİ/ZORUNLULUĞU


- BİR DURUMA GEREKÇE BULMAK ile/ve GEREKÇE BULDUKTAN SONRA BİR DURUMA DÜŞMEK

( TO FIND A REASON vs./ve TO FALL DOWN TO THE SAME SITUATION AFTER TO FIND A REASON )


- BİR ÖNCEKİ HAFTA ile/değil GEÇEN HAFTA


- BİSİKLET ve/<> GELECEK


- BİSİKLET ve/<> GELİŞİM


- BİSİKLET ve/<> GEZMEK/GEZİ

( En iyi geziler, bisikletle yapılan gezilerdir. )


- BİTKİ = PLANT[İng.] = PLANTE[Fr.] = GEWÄCHS[Alm.] = PIANTA[İt.] = MATA[İsp.]


- BİTKİLER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM

( image )


- BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )

( ... cum ORYCTES NASICORNIS )


- BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )

( ... cum LUCANUS CERVUS )


- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK


- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM


- BULUT ile GERD

( ... İLE Toz bulutu. )


- BURÇ değil GENELLEME

( Kişileri, burçlarına göre ayırmak ve tanımlamak, ciddi bir karşılığı bulunmayan, gerçekliklerden, yaşamın ayrıntılarından ve/ya da kendinden kaçışlara hizmet eden genellemelerdir. )


- BÜYÜK ile GENİŞ


- BÜYÜME ile/ve/<> GELİŞME

( TO GROW vs./and/<> TO DEVELOP )


- BÜYÜME ile/ve/değil/||/<> GENLEŞME


- ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< GELEBİLECEĞİ BİLGİSİNİ/HABERİNİ VERMEK


- ÇAĞLAYAN ile GELİN ÇAĞLAYANI

( ... İLE Peru'da. )

( )


- CÂHİL ile/ve/değil/||/<> GENÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Cahil, [daha çok] bilmeyen değil, davranış ve tutumuna sahip olamayan demektir. Gençlerin/gençliğin de sorunu, bilgili ya da bilgisizlikleri değil davranışlarında aşırıya kaçabilmeleridir. )


- ÇALI DİKENİ ile DEMİR DİKENİ ile DEVE DİKENİ ile EŞEK DİKENİ ile GEYİK DİKENİ

( MÜŞVİKE: Dikenli ağaç. )

( HÂR )


- CAMİA[Ar., Fars.] = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = COMMUNITAS[Lat.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = HË METUZIA[Yun.] = COMUNITA[İt.] = COMUNIDAD[İsp.] = GEMEENSCHAP[Fel.] = FÆLLESSKAB[Dan.] = OBŞÇESTVO[Rus.]


- CANLI ile/ve/<> GERÇEK

( ALIVE vs./and/<> REAL )


- CARİ PARA değil/yerine/= GEÇER PARA


- CARİ ÜCRET değil/yerine/= GEÇER ÖDENÇ


- CARİ[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ/YÜRÜRLÜKTE


- CARL LINNAEUS ve/<>/> GEORGES CUVIER

( 23 Mayıs 1707 - 10 Ocak 1778 VE/<>/> 23 Ağustos 1769 - 13 Mayıs 1832 )


- ÇARPITMAK ile GERİYE YANSITMA

( TO DISTORT/PERVERT vs. TO REFLECT BACK | WHIGGISM )


- ÇATIŞKI ile/ve/||/<> GERİLİM


- ÇATIŞMA ile "GERİLİM"


- CEBİRSEL İNŞÂ ile/ve/||/<> GEOMETRİK İNŞÂ


- ÇEKİM ile/ve/<> GEREKSİNİM


- CELESÂT-I ÂTÎ değil/yerine/= GELECEK OTURUMLAR


- ÇERÇEVE ile GERGEF[Fars.]

( ... İLE Üzerine kumaş gerilerek, nakış işlemeye yarayan, çoğunlukla dikdörtgen biçiminde olan çerçeve. )


- CESUR ÖNDERİN ANLATACAĞI:
"BAŞARI/SIZLIK" değil/yerine/< GELİŞİM


- CEYLAN/ÂHÛ ile DİBAGAT/ANTİLOP[Fr.] ile GEYİK

( ... İLE ... İLE Gebelik süreleri, 160-200 gündür. )

( MARAL: Dişil geyik. )

( Ceylan ile Antilop ile Geyik )

( MİSK, GAZÂL[çoğ. GAZALE, GAZELÂN][: Ceylan. | Geyik, maral, âhû. | Geyik yavrusu. | Güzel göz.] ile ... ile BECÂ'
ZABY: Geyik, karaca, gazal gibi hayvanlar.
GAZÂLE: Dişil geyik.
YA'FUR[çoğ. YAÂFİR]: Tüyü toprak rengi olan ceylan. | Ceylan yavrusu. ile ... ile HIŞF: Geyik yavrusu. )

( ÂHÛ-BERE: Ceylan yavrusu.
ÂHÛ-MÂDE: Dişil ceylan. )

( GAZELLE vs. ANTELOPE vs. DEER )

( GAZELLE DORCAS cum ANTHILOPUS cum CERVUS ELAPHUS )

( GACELA con ANTÍLOPE con EL CIERVO )


- CEZA:
GELECEĞE YÖNELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEÇMİŞE DÖNÜK


- CİCİM AYLARI ile/ve/> GEÇİM AYLARI


- ÇİĞNEMEK ile (")GEVİŞ GETİRMEK(")

( İnsanda. İLE Hayvanda ve beşerde. )

( Lokmalarını sıralamayıp gerektiği kadar [20-40 kez] çiğneyerek yutan. İLE Lokmalarını çiğnemeden yutanların yaşadığı. )

( MAZG/MADG ile ...
MÂZIG: Çiğneyen, çiğneyici. )

( CHEW, MASTICATION vs. CHEW THE CUD )


- ÇIKRA ile/ve GEVEN/KEVEN

( Sık çalı. İLE/VE Baklagillerden, dikenli bir çalı. [Bazı çeşitlerinden, "kitre" denilen yapıştırıcı/zamk çıkarılır.] )

( ... cum/et ASTRAGALUS )


- ÇİMLENME, ŞEKİLLENME = İFRÂH = GERMINATION


- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]


- CİNS = CİNS = GENRE


- CİNSLER = EVNÂS = GENRES


- ÇİT ile/değil/yerine GEÇİT


- ÇOCUK/LUK ile GENÇ/LİK

( ... ile CİVÂN/CEVÂN/CÜVÂN )

( CHILD vs. YOUTH/TEENAGE/ADOLESCENCE )


- ÇOCUĞUMUZ, BÜYÜR VE GELİŞİRKEN:
"BEKLEDİĞİMİZ" ile/değil/yerine/>< GERÇEKTE OLAN

( )


- COĞRAFYA = GEOGRAPHY[İng.] = GÉOGRAPHIE[Fr.] = ERDKUNDE[Alm.] = GEOGRAFIA[İt.] = GEOGRAFÍA[İsp.]


- ÇOK İSTEMEK ile/yerine GERÇEKTEN İSTEMEK

( REQUEST SO MUCH vs. REALLY REQUEST/WANT
REALLY REQUEST/WANT instead of REQUEST SO MUCH )


- ÇOK değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ÇÖPE değil/yerine GERİ DÖNÜŞÜME


- ÇOPRA ile/ve GELMİÇ

( Balık kılçığı. | Sık çalılık ya da sazlık. İLE/VE İri balık kılçığı. )


- ÇÖZÜMLEME ve/> GELİŞTİRME


- DALGA:
DALGA BOYU ile/ve/||/<> DÖNGÜ/PERİYOT ile/ve/||/<> SIKLIK/FREKANS ile/ve/||/<> GENLİK


- DAR YORUM ile/||/<>/>< GENİŞ YORUM


- DAVAR[Ar.] ile GELE[Fars.]

( Keçi/koyun sürüsü. )


- DAYANIKLILIK = FORTITUDE[İng.] = FORCE D'ÂME[Fr.] = GEISTESKRAFT[Alm.] = FORTITUDO[Lat.]


- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER


- DE FACTO[İng.] değil/yerine/= GERÇEKTE, UYGULAMADA


- DEDİKODU ile/ve GEVEZELİK


- DEĞER ile/ve/<> GELENEK

( VALUE vs./and/<> TRADITION )


- DEĞER ile/ve GELENEK

( VALUE vs./and TRADITION )


- DEĞER ile/ve/<>/= GEREKSİNİM

( VALUE vs./and/<>/= NEED )


- DEĞME ile/değil GERİ TEPME


- DEHLİZ[Fars.]/KORİDOR[Fr. < CORRIDOR] değil/yerine/= GEÇENEK


- DELİK ile/ve/değil/< GEDİK/RAHNE[Fars.]


- DELİL ile/ve GEREKÇE

( PROOF vs./and JUSTIFICATION )


- DENİZCİLİK ile GEMİCİLİK


- DERTLERİN ARTMASI ile/değil GERÇEKLERİN ANLAŞILMASI


- DEVİR/PERİYOT değil/yerine/= GEÇİSÜRE


- DEVİR/TEMLİK değil/yerine/= GEÇİRİ


- DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLME


- DEVLET HAZİNESİ değil/yerine/= GENERK AĞIŞI


- DEVLET İDARESİ değil/yerine/= GENERK YÖNETİMİ


- DEVLET TAHVİLİ değil/yerine/= GENERK ÇEVRİLİ


- DEVLET TEŞKİLÂTI değil/yerine/= GENERK ÖRGÜTÜ


- DEVLET:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<> TUTKU ve/||/<> GENEL ve/||/<> ÖZEL ve/||/<> NESNEL ve/||/<> ÖZNEL

( Devlet, özgürlükle tutkunun, genelle özelin, nesnelle öznelin bireşimini[/tevhîdini] sağlar. [Devlet, sadece, bürokratik ve politik bir örgüt değildir!] )


- DEVLET değil/yerine/= GENERK


- DEVRALMAK değil/yerine/= GEÇİRALMAK


- DEVREDİLMEK/DEVROLMAK değil/yerine/= GEÇİRİLENMEK


- DEVRETMEK değil/yerine/= GEÇİRİLEMEK


- DEVRİYE değil/yerine/= GEZENKOL


- DEVRİYE değil/yerine GEZGE


- DİASTOLIC BLOOD PRESSURE[İng.] değil/yerine/= GEVŞEM KAN BASINCI


- DİFÜZYON/DIFFUSION[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞME


- DİL ve/+ MANTIK ve/+ GEOMETRİ


- DİLATASYON/DİLATATION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- DİLATE/DİLATED[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEMIŞ


- DİLATOMETRE[Fr.] değil/yerine GENLEŞMEÖLÇER


- DİLATÖR/DİLATORY[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETEN


- DİN ile/ve GELENEK

( DİN: İnançlar ağı. )

( RELIGION vs./and TRADITION )


- DIŞ ile/ve/değil GERİ

( [not] OUT vs./and/but BACK )


- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


- DOĞA ile/ve GEREKSİNİM

( Kişileri, dilin seslerini çıkarmaya iten, doğadır. İLE/VE Şeylerin adlarının ortaya çıkmasını sağlayan, gereksinimlerdir. )

( CIK CIK ile/ve IH IH )


- DOĞAL NESNELER ile/ve GEOMETRİK NESNELER

( Şekil. İLE/VE Suret. )


- DOĞRU/LUK ile/ve/değil GEÇERLİ/LİK

( [not] RIGHT/RIGHTEOUSNESS vs./and/but VALID/VALIDITY )


- DOĞRU/LUK ile/ve GEÇİCİ/LİK


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )


- DOĞRU ile GEÇERLİ


- DOĞRU ile/ve GELECEK

( Doğru, gelecekte yerini alır. )

( RIGHT vs./and FUTURE
The right takes it's own place in future. )


- DOĞRU ile GERÇEK

( TRUE vs. REALITY )


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED
It cannot be otherwise, if it is right.
Truth does not assert itself, it is in the seeing of the false as false and rejecting it. It is useless to search for truth, when the mind is blind to the false. It must be purged of the false completely before truth can dawn on it. )


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED )


- DOĞUM ve/> BÜYÜME ve/> GELİŞİM

( Aşk ile. VE/> Şevkât ile. VE/> Muhabbet ile. )

( İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL]: Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. )

( TELAHHUM[Ar. < LAHM]: Semirme, etlenme. )

( TERBİYE[Ar.< RÜBÜV]: Besleyip büyütme, beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Bazı yemeklere konulan limon, sirke, salça gibi şeyler. | Alıştırma.[hayvan] | Tavsiye, kayırma, koruma. )


- DOLANMAQ[Azr.] = GEÇİNMEK[Tr.]


- DOYMAK(SINIRA GELMEK) ile/yerine GEREKSİNİM DUYDUĞUN KADARINI ALMAK


- DURUM/HAL ve/<>/|| GENİŞ/GELECEK ZAMAN


- DURUM ile/ve/değil GEREKSİNİM

( [not] STATE/SITUATION vs./and/but NEED )


- DÜŞÜNCE = FİKİR = THOUGHT[İng.] = PENSÉE[Fr.] = GEDANKE[Alm.] = PENSAMIENTO[İsp.]


- DÜVE ile GEVSÂLE[Fars.]

( Bir yaşını geçmiş, doğurmamış dana[dişi inek yavrusu]. İLE Bir yaşını geçmiş dana. )


- DUYGU = HİS = FEELING, SENTIMENT, (EMOTION)[İng.] = SENTIMENT[Fr.] = GEFÜHL[Alm.] = SENTIMIENTO[İsp.]


- DUYGULARIN KONUŞULMASI ile/ve/||/<> GEREKSİNİMLERİN GİDERİLMESİ


- DUYU ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM


- DUYURUMUZA/DAVETİMİZE:
"GERİ DÖNÜŞÜMLER OLUYOR" değil "GERİ DÖNÜŞLER OLUYOR"


- DÜZELTME ile/ve/değil/<>/> GELİŞTİRME


- DÜZEN ile/ve GEREKLİLİK

( REGULARITY vs./and NECESSITY )


- EKOLALİ:
ANINDA ile/ve/||/<>/> GECİKMELİ


- EKONOMİ/İKTİSAT değil/yerine/= GEÇİMGE


- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL

( )

( Al > Yap > Kullan > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )

( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )


- EKONOMİK/İKTİSADİ değil/yerine/= GEÇİMSEL


- EKSİKLİK ile/ve GEREKSİNİM

( DEFICIENCY vs./and NEED )


- EKSPANSİYON/EXPANSION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- EKSTANSİYON/EXTENSION[İng.] değil/yerine/= GERİLME | UZAMA | DOĞRULMA | GENİŞLEME


- EKSTANSÖR/EXTENSOR[İng.] değil/yerine/= GEREN | UZATAN | DOĞRULTAN


- EKTAZİ/ECTASIA[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine/< GERİBİLDİRİM


- EMEK ile/ve/<> GEÇİM/MAİŞET[Ar.]


- ENGELLEM/AMBARGO[Fr.]:
SÜEL/ASKERÎ değil/yerine/= GEÇİMSEL/EKONOMİK değil/yerine/= YÖNETKİL/SİYASİ


- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR


- EREK ile/ve/||/<>/> GEREK


- ERTELEME ile/ve GECİKTİRME

( TE'HÎR[< AHAR] )


- ESASEN değil/yerine/= GERÇEKTE


- ESNEK/LİK ile/ve/<> GENİŞ/LİK


- ESNEK ile/ve GENİŞ


- ETKİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ


- EVRENBİLİM(KOZMOLOJİ) ve PSİKOLOJİ ve GEOMETRİ/MANTIK


- EVRENİN:
BÜYÜMESİ ile/ve/değil GENİŞLEMESİ


- EVRENSEL = UNIVERSAL[İng., Alm.] = GÉNÉRALE[Fr.] = UNIVERSALIS[Lat.]


- EVRİM/SEL ile/ve/||/<> GELİŞİM/SEL

( )

( EVOLUTION vs./and/||/<> PROGRESS/DEVELOPMENT )


- EX POST FROM BEHİND[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLEŞEN


- EXPANDER[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETICİ (DOKU, YAPI VB.)


- FAHİŞE ile GEYŞA


- FAİZ/NEMA değil/yerine/= GETİRİ/ÜREM


- FÂNÎ:
YOK değil GEÇİCİ


- FARE ile GELENİ/TARLA FARESİ

( ... cum MICROTUS ARVALIS )

( FE'RA ile CÜREZ, YERBÛ'[çoğ. YERÂBÎ'] )


- FARE ile/ve GERBİL


- FARKLI DÜŞÜNMEK" ile/ve "GENİŞ DÜŞÜNMEK"


- FAZLA ALÇAKGÖNÜLLÜKTE/TEVÂZÛDA:
RİYÂ ile/ve/||/<> GERÇEK

( Fazla tevâzû gösterme, riyâdan sayarlar. İLE/VE/||/<> Fazla tevâzû gösterme, gerçek sayarlar. )

( [Fazla alçakgönüllük göstermek] İkiyüzlülük olarak yorumlanabilir. İLE/VE/||/<> İncelik olarak yorumlanmayıp çarpıtılarak, genelde de bilindiğiniz ya da göründüğünüz kadar incelikli olmadığınız şeklinde yorumlanabilir. )


- FAZLA ile/ve/değil GEREKSİZ

( [not] EXCESS vs./and/but UNNECESSARY )


- FEDÂKÂRLIK ile "GERİ ADIM ATMA"


- FELSEFE:
GEÇMİŞ/ŞİMDİ ÖYKÜSÜ değil GELECEK ÖYKÜSÜ


- FELSEFE:
UYURGEZER/LİK değil/yerine/>< GELİŞMİŞ BİLİNÇ/LİLİK


- FELSEFE ile/ve GELENEK


- FELSEFENİN GEÇMİŞİ ile GEÇMİŞTEKİ FELSEFE


- FİDBEK[İng. < FEEDBACK] değil/yerine/= GERİBİLDİRİM


- Fİİ CARİ değil/yerine/= GEÇER DEĞER


- FİLVÂKİ/VÂKIA değil/yerine/= GERÇİ/GERÇEKTEN


- FIRSAT VERMEK:
KENDİNE ve/||/<>/> ÖTEKİLERE ve/||/<>/> YAŞAMA ve/||/<>/> GELECEĞE


- FLASİDİTE/FLACCIDITY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEKLİK


- FOLKLOR ile GELENEK


- FONETİK:
DİLBİLİMSEL ile/ve/||/<> GENEL


- FÜTÜRİST değil/yerine/= GELECEKÇİ


- FÜTÜRİZM değil/yerine/= GELECEKÇİLİK


- GAMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- GAYRET ile GERİLİM


- GBK/TEMPORARY LOSS OF CONSCIOUSNESS[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ BİLİNÇ KAYBI


- Gd ile Ge

( Gadolinyum'un simgesi. İLE Germanyum'un simgesi. )


- GDM/GENERALIZED LINEAR MODEL[İng.] değil/yerine/= GENELLEŞTİRİLMİŞ DOĞRUSAL MODEL


- GDPR/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ


- GEBE, YÜKLÜ

( HÂMİLE[Ar.], ÂBİST/E[Fars.] (ÂBİSTENÎ )


- GEBE/LİK ve/||/<> GEBERMEK[< KABARMAK/GABARMAK]

(

)


- GEBE ile AKUK[Ar.]

( Gebe hayvan. )


- GEBELİK BELİRTİLERİ ile/ve/değil/||/<> ÂDET BELİRTİLERİ


- GEBELİKTE:
İLK 3 AY ile/ve/<> İKİNCİ 3 AY ile/ve/<> ÜÇÜNCÜ 3 AY

( http://www.DilaraKocak.com.tr/gebelik )


- GEBERMEK/MÜRT[Fars.]/CIZLAMI ÇEKMEK[argo] ile ÖLMEK

( Hayvanlar üzerine/için. İLE Kişiler üzerine/için. )


- GEBREOTU ile/ve/<>/> GEBRE/KEBERE

( Gebreotugiller ailesinin, çalıya benzer örnek bitkisi. İLE/VE/<>/> Gebreotunun yemişi. )

( CAPPARIS cum ... )


- GEÇ KALMAK ile/değil/yerine GENÇ KALMAK


- GEÇ KALMAK ile/değil YETİŞEMEMEK

( Asla, "çok geç" değildir! )


- GEÇ KALMAMALI!


- GEÇ TANIMA/ANLAMA! değil/yerine GENÇKEN TANI/ANLA!


- GEÇ YAŞTA ile/değil/yerine GENÇ YAŞTA


- GEÇ ile GEÇ

( Zamanın sarkması, erken olmayan. İLE Geçmenin buyruk kipi. )


- GEÇ ile/ve GÜÇ
[BİR ŞEYİN:
GEÇ OLMASI ile/ve GÜÇ OLMASI/OLMAMASI]

( Olsun. İLE/VE Olmasın! )


- GEÇ ile SON ANDA


- GECE UYKUSU ile/ve/||/<> GÜNDÜZ (ÖĞLE) UYKUSU/KAYLÛLE[Ar.]


- GECE-GÜNDÜZ (DÜŞÜNMEK, ÇALIŞMAK)


- GECE/DÜN GÜNDÜZ


- GECE/KARANLIK ile/ve/değil KAR FIRTINASI/TİPİ


- GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( Birlik/Vahdet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Çokluk/Kesret. )

( Gece/karanlık önceliklidir. )

( [Fars., Ar.] ŞEB-TÂ-BE-SEHER: Geceden sabaha kadar. )

( ŞEB Ü RÛZ: Gece gündüz. | RÛZ Ü ŞEB: Gündüz gece. )

( MELEVÂN: Gece ile gündüz.[MÂ-DÂM-EL-MELEVÂN: Gece ve gündüz devam ettikçe. | MÂ-TEÂKAB-EL-MELEVÂN: Gece ile gündüz birbiri ardı sıra geldikçe.] YA'FUR[çoğ. YAÂFÎR]: Gecenin beşte/altıda bir gibi bölümü. )

( Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Şeriat. )

( TÜNMEK: Havanın kararıp gece olması. )

( LEYL ile/ve/değil/yerine/<>/>< ... )

( DÜN, ŞEV, ŞEB[çoğ. ŞEBÂN], TAHT-I ABNÛSÎ ile/ve/değil/yerine/<>/>< NEHÂR, RÛZ, TAHT-I ÂC )

( [not] NIGHT vs./and/but/<>/>< DAYTIME/DAYLIGHT
DAYTIME/DAYLIGHT instead of NIGHT )


- GECE ve DİNGİNLİK ve DİNLENMEK


- GEÇE ile GEÇE ile GECE

( Herhangi bir saat başını geçerek/geçerken. İLE Karşılıklı iki yandan/yakadan her biri. İLE Güneşin batmasıyla oluşan karanlık. [>< GÜNDÜZ] )


- GECE ve/<> İÇ ÂLEM


- GECE ile/ve KARANLIK GECE

( ŞEB-İ YELDÂ: En uzun gece/ler. [20. ve 26. günleri arasındaki 1 haftalık süre.] | 22 Aralık'taki en uzun gece. )

( NIGHT vs./and DARK NIGHT )


- GECE ile/ve MUHAK


- GEÇEBİLEMEZ değil GEÇEMEZ


- GECEKONDU ile/ve/değil VİLLAKONDU


- GECELERİ BİSİKLETTE:
SİYAH ile MAVİ ile KIRMIZI ile SARI ile BEYAZ ile YEŞİL

( Görünmez. İLE 17 m.'ye kadar. İLE 24 m.'ye kadar. İLE 37 m.'ye kadar. İLE 55 m.'ye kadar. İLE 130 m.'ye kadar. )


- GEÇERLİ BİLGİ ile GEÇERSİZ BİLGİ

( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. / Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz. )

( VALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA vs. INVALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA )


- GEÇERLİ DURUM/KONJONKTÜR ile BAĞLAM/KONTEKST


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/= GERÇEK

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Bİ-L-Fİ'L: Gerçekten. )

( VALID vs./and/= REAL
Truth is the fruit of earnest action. )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/değil GÜNCEL/LİK


- GEÇERLİ/LİK ile/ve YARARLI/LIK

( VALID vs./and BENEFICIAL )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/<>/değil YETERLİ/LİK


- GEÇERLİ ile GERÇEK


- GEÇERLİ ile/ve/||/<> İŞLEYEN


- GEÇERLİ ile MANTIKLI


- GEÇERLİK ile/ve/değil/||/<>/> GEÇERLİLİK


- GEÇERLİLİK ile/ve/<> BAĞLAYICILIK


- GEÇERLİLİK ve/||/<> TUTARLILIK ve/||/<> TARİHSELLİK


- GECESEFÂSI ile GECE SEFÂSI

( İkiçeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. İLE Yaz gecelerinde, havanın ve doğanın güzelliklerini yaşamak üzere yapılan etkinlik, yürüyüş, dolaşma. )


- GECESİ-GÜNDÜZÜ (BELİRLİ OLMAMAK)


- GEÇİCİ ÇÖZÜM ile/ve/değil/||/<>/< ARA ÇÖZÜM


- GEÇİCİ NUR ile/ve SOYUT NUR ile/ve NURLAR NURU


- GEÇİCİ TESCİL değil/yerine/= GEÇİCİ KÜTÜK


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/||/<> (")UÇUCU/LUK(")


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK


- GEÇİCİ/ÖN YARGI ile/ve/||/<>/> YARGI


- GEÇİCİ ile/ve ALDATICI

( TEMPORARY vs./and ILLUSION )


- GEÇİCİ ile/ve KALICI

( Kendi, istikrarlı, sabit olmayan bir zihinde, herhangi bir şey nasıl kalıcı olabilir? )

( Geçici olanın içindeki kalıcı olanı, gerçek olmayanın içinde gerçek olanı araştırın. )

( Geçicilik, gerçek olmayışın kanıtıdır. )

( Geçicilik, gerçekdışılığın en iyi kanıtıdır. )

( Olgun kişinin nutuğu, içerikli; yaşama biçimiyse kalıcı olmalıdır. )

( TEMPORARY vs./and PERMANENT
How can anything be steady in a mind which itself is not steady?
Enquire what is permanent in the transient, real in the unreal.
Transiency is the best proof of unreality. )


- GEÇİCİ ile/ve/değil ÖZEL


- GEÇİCİ = TRANSITIENT, TRANSITIVE[İng.] = TRANSITIF[Fr.] = ÜBERGEHEND[Alm.] = TRANSIENS[Lat.]


- GECİKME HABER VERMEK


- GECİKME ile/ve/<> "FİJİ ZAMANI"

( ... İLE/VE/<> Fiji'lilerin randevuya geç kaldıklarındaki mazeretleri ve sözleri. )


- GECİKME ile "SÜRÜNCEME"

( ... İLE Bir işin, sonuçlanıncaya kadar boş yere uğradığı gecikmelerin tümü. )


- GECİKME ile HİSTEREZİS[Fr. < Yun.]

( ... İLE Doğa olaylarının gelişmesindeki gecikme. )


- GECİKTİRME ile/ve/değil/yerine/<> ÖTELEME


- GEÇİLEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİŞTİRİLEMEZ


- GEÇİM SIKINTISI ile/ve/> CAN SIKINTISI

( Geçim sıkıntısı olanların, can sıkıntısı yaşama fırsatları bulunmaz. )


- GEÇİRGEN ZAR ile GEÇİRGEN OLMAYAN ZAR ile YARI GEÇİRGEN ZAR

( PERMEABLE MEMBRANE vs. NON-PERMEABLE MEMBRANE vs. SEMI-PERMEABLE MEMBRANE )


- GEÇİRGEN ile/değil/<> İLETKEN


- GEÇİRİMLİ / BİRLEŞİMSEL ile/>< GEÇİRİMSİZ

( TRANSPARENT / COMPOSITIONAL vs./>< OPAQUE )


- GEÇİRMEK ile GEÇİŞTİRMEK


- GEÇİŞ KARTINI:
YAVAŞ BASMAK ile/değil/yerine ÜZERİNDE TUTMAK/BEKLEMEK


- GEÇİŞ ile AYRIM


- GEÇİŞ ile/ve/değil/||/<>/< EŞİK


- GEÇİŞ ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK


- GEÇİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> İLİŞKİLİ/LİK


- GEÇİŞLER/KAPILAR:
DAR değil/yerine GENİŞ

( Engeliler için Berlin Örneği... )


- GEÇİŞLİ ile/>< GEÇİŞSİZ

( TRANSITIVE vs./>< INTRANSITIVE )


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve "BASTIRMAK"


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> "İDARE ETMEK"


- GEÇİŞTİRMEK ile/değil/yerine DİNDİRMEK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine HIZLANDIRMAK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> ÖTELEMEK


- GEÇİT ile AŞIT

( ... İLE Siper, kuytu yer. | Aşılacak yer. | Dağ geçidi. )


- GEÇİT ile/ve/değil EŞİK


- GEÇİT ile GEÇİŞ


- GEÇİT ile/ve KOYAK/KISIK/KLÜZ

( ... ile/ve VADİ )


- GEÇMİŞ ANLATIMINDA:
DÜN değil BİR ÖNCEKİ GÜN


- GEÇMİŞ DIŞI

( NON-PAST )


- GEÇMİŞ ODAKLILIK[RUMİNASYON]:
TAKINTILI ile BUNALIMLI/ÇÖKÜNTÜLÜ

( RUMINATION: OBSSESIVE vs. DEPRESSIVE )


- GEÇMİŞ:
"AİT OLDUĞUMUZ" değil BANA/BİZE AİT OLAN


- GEÇMİŞ:
"EV GİBİ" değil/yerine/>< KİTAP GİBİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil/||/<> GELENEK


- GEÇMİŞ ile/ve/fakat/ne yazık ki SENDE/ONDA GEÇMEMİŞ


- GEÇMİŞ ile/ve/<>/> ŞİMDİ ile/ve/<>/> GELECEK

( Anılardadır. İLE/VE/<>/> Hayal gücündedir. )

( Değişmezdir. İLE/VE/<>/> Belirsizdir. )

( Değiştiremeyiz fakat bilebiliriz. İLE/VE/<>/> Bilemeyiz fakat değiştirebiliriz. )

( Constant. vs./AND/<>/> Unknown/indefinite.
In memory. vs./AND/<>/> In imagination.
We cannot change but we can/should know. vs./AND/<>/> We cannot know but we can/might/should change. )

( PAST vs./and/<>/> FUTURE )


- GEÇMİŞE BAKMAK ve/<> GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE BAKMAK ve GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE ODAKLILIK ile ÜST BİLİŞ

( PAST FOCUSED/RUMINATION va. METACOGNITION )


- GEÇMİŞE SAPLANIP KALMAK değil/yerine/>< GEÇMİŞİ DE DİKKATE ALMAK


- GEÇMİŞE SAPLANMAMAK ve/||/<> GELECEĞE ODAKLANMAMAK


- GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİK/TEK YÖNDE DEĞİŞİM ile/ve/=/||/<> TERSİNEMEZLİK


- GEÇMİŞİ TOPARLAMAK ve/> GELECEĞİ BELİRLEMEK

( İkisi de, olabildiğince/olabildiği kadar. )


- GEÇMİŞİ:
AYDINLATMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK

( Tarih uzmanlarınca. İLE/VE/||/<>/> Her bir kişi, düşünür ve felsefe uzmanlarınca. )


- Geçmişin için DİNLE!!!


- Geçmişin için SUS!!!


- GEÇMİŞİNİ ÖNEMSEMEMEK ile/ve/>/değil GEÇMİŞİNDEN GERİDE KALMAK


- GEÇMİŞTEKİ (BAZI DURUMLARI) UNUTMAMAK ile/ve/değil/fakat/||/<>/> SAPLANIP KALMAMAK


- GEÇMİŞTEN GELEN ile GEÇMİŞTEN KALAN


- GEDÂ[çoğ. GEDÂYÂN]

( DİLENCİ, YOKSUL )


- GEDİZ ile/değil GÖRDES


- GEDO ZEN ile/değil/yerine/>< ZEN

( Sadece olağanüstü, doğaüstü güçler elde etmek için yapılan uygulamalar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- GEEK ile/ve/||/<>/> NERD

( )


- GEĞİRMEK ile/ve OSURMAK

( Kültürlere göre ikisi de çok büyük ayıp/yanlış/hata olarak da, sıradan bir durum olarak da algılanabilmekte/değerlendirilebilmektedir. )

( Bazı kültürlerde, yemek sırasında yellenme bile sıradan bir durum olarak karşılanabilmektedir. )

( FLATUS VOCES )

( Üstten. İLE/VE Alltan. )

( Ağızdan. İLE/VE Anüsten. )

( TECEŞŞÜ', TEFTÎH[< FETH | çoğ. TEFTÎHÂT] ile/ve ZARTA )

( ÂRÛG, ÂCÜL ile/ve ... )

( TO BELCH, BURP, ERUCTATION vs./and TO FART )


- GEĞREK

( Kaburga altındaki boşluk. )


- GEKO ile YAPRAK KUYRUKLU GEKO

( ... cum UROPLATUS PHANTASTICUS )


- Gel SUS!!!


- GEL-GİT/MED-CEZİR:
DÜNYADA ile/ve/<> GÜNEY ÇİN DENİZİ'NDE

( ... İLE/VE/<> Her 6 saatte bir gerçekleşmektedir. Borneo Adası'ndaki, Malezya'nın Sarawak eyaletindeki Sarawak Irmağı'nın akış yönünün bile değişmesine neden olmaktadır. )


- GEL-GİT/MED-CEZİR ile 5 GÜNDE BİR OLAN GEL-GİT

( TIDE vs. NEAP TIDE )


- GEL-GİT ile/ve/||/<> GİT-GEL


- GELDİ GELİYOR/GELECEK


- GELECEĞE (BİR/KAÇ) ÇOCUK BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇOCUK(LAR)A GELECEK BIRAKMAK


- GELECEĞİ "MERAK EDENLER"İN BAKACAKLARI:
"FALLAR/BURÇLAR" değil/yerine MEZAR(LIK)LAR

( Bin "merak", bir borcu (bile) ödemez. )

( Merak, kişinin, kendi başına (g)ördüğü bir "iştir". )


- GELECEĞİ "TAHMİN ETMEK" değil/yerine GELECEĞİ YARATMAK


- GELECEĞİ MERAK ETME!(K) ile/değil/yerine GEÇECEK OLANI İYİ DÜŞÜN!(MEK)

( Nasıl olsa gelecek. İLE/DEĞİL/YERİNE Zihninden hiç silinmeyecek. )


- Geleceğin için DİNLE!!!


- Geleceğin için SUS!!!


- GELECEK "BİLİMİ" (ESKATOLOJİ) ile GELECEKÇİ(FUTURİST) AKIMLAR


- GELECEK ve MİMARÎ ile/ve/||/<> MİMARÎ ve GELECEK


- GELECEK ile FERDÂ[Fars.]

( ... İLE Yarın, yarınki, gün, günün ertesi, ertesi gün, öbür gün. | Âtî, gelecek zaman. | Âhiret, öbür dünya, kıyamet. )


- GELECEK ile/ve/<> UZAK GELECEK

( )


- GELECEKTEN ÜMİDİ/Nİ KESMEK ile/ve/değil/<> YAPACAKLARINDAN VAZGEÇMEK


- GELEN TELEFONU/MESAJI/ÇAĞRIYI/MEKTUBU:
HER ŞEYİ BİR YANA ATARAK, KONTROLDIŞI/BİLİNÇDIŞI YANITLAMAK değil/>< ORTAMI/ÇEVREYİ/KİŞİYİ/KİŞİLERİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN ZAMANDA, UYGUN TUTUM İLE YANITLAMAK


- GELEN-GEÇEN


- GELEN-GİDEN


- GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN


- GELENEK-GÖRENEK


- GELENEK-GÖRENEKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- GELENEK:
DÜZ değil KIRILMALI


- GELENEK:
SOMUT ile/ve/||/<>/< SOYUT

( İçi boş. İLE/VE/||/<>/< Evrensel. )


- GELENEK:
UYGULAMALI ile/ve/||/<>/< METİN TABANLI


- GELENEK ile/ve/değil/<> BELLEK

( Sürüyorsa/yaşanıyorsa. İLE/VE/DEĞİL/<> "Yaşatılmaya" çalışılıyorsa. )


- GELENEK ile/ve DİZGE

( TRADITION vs./and SYSTEM )


- GELENEK ve/> GELECEK

( TRADITION and/> FUTURE )


- GELENEK ile/ve GELENEKÇİ GELENEK

( TRADITION vs./and TRADITIONAL TRADITION )


- GELENEK ile/ve/<> GENELLİK


- GELENEK ile/ve/<> GEREKLİLİK

( TRADITION vs./and/<> NECESSITY )


- GELENEK ile/ve/değil/<> GÖRENEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir şeyi, eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı. )


- GELENEK ile/ve/<> MODERNİTE


- GELENEKÇİLİK ile/değil/yerine/>< GELENEK

( Yaşayanların, ölmüş durumudur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölmüşlerin, yaşayan durumudur. )


- GELENEKSEL ENTELEKTÜEL ile/ve/<> ORGANİK ENTELEKTÜEL

( Öğretmenler, yöneticiler vb. İLE/VE/<> Kurum, sınıf, küme vb. )


- GELENEKSEL MİTOLOJİ ile/ve DİNSEL MİTOLOJİ


- GELENEKSEL ile/ve/değil/yerine/||/<> KAVRAMSAL


- GELENEKSELCİLER ile MODERNİSTLER

( Şimdisi olmayan bir geçmişi yaşayanlar. İLE Geçmişi olmayan bir şimdide yaşayanlar. )


- GELENEKSELLEŞME/GELENEKSELLİK ile/ve/||/<>/< KURUMSALLAŞMA/KURUMSALLIK


- GELENEKTE, TEVHİD:
AKIL ÜZERİNDEN ile/ve/> KALP VE DUYGU ÜZERİNDEN

( Tenzih ile. İLE/VE/> Teşbih üzerinden. )

( İkisinde de, sur üflenerek çağrılırdı. )


- GELENEKTE:
İNŞÂ ile/ve/ya da İMHÂ


- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> ELEŞTİRELLİK


- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> TUTARLILIK

( CONTINUITY vs./and/<> CONSISTENCE :IN TRADITION )


- GELENİN ile/ve/<> DÖNENİN

( Malı. İLE/VE/<> Canı. )


- GELGELELİM


- GELİN


- GELİN-DAMAT ve/||/<> SAĞDIÇ

( ... VE/||/<> Düğünde, gelin ya da güveye kılavuzluk eden kişi. )


- GELİN! yerine GELMEK İSTEYENE DUYURULUR


- GELİN ve/<> DAMAT

( İ'SÂR[Ar.]: Gelin olma çağına gelme. )

( ARÛS ve/<> ARÎS )

( BEYÛ/BEYÛG ve/<> ARÎS )

( BRIDE and/<> GROOM )


- GELİN ile EĞRETİ GELİN


- GELİN ile/değil KUMA


- GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. İLE Mezgitgillerden, yılanbalığına benzer bir balık. İLE Yılancık, arpacık, çıban vb. verilen ad. )


- GELİNCİK ile GELİNCİKÇİÇEĞİ

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Zambakgillerden bir bitki. )

( PAPAVER RHOEAS cum FRITILLARIA IMPERIALIS )


- GELİNCİK ile/<> KAKIM/KAKUM/ERMİN/AS

( ... İLE/<> Kutup gelinciği. Sansargillerden, yazın, esmer kırmızı, kışın beyaz renkli gelincik. )

( İLE/<> )

( WEASEL vs./<> ERMINE )

( MUSTELA NIVALIS cum/<> MUSTELA ERMINEA )


- GELİNCİK ile/||/<> KIRLANGIÇ OTU

( .. İLE/||/<> Gelincikgillerden, çiçekleri altın ve limon sarısı renginde olan, tanelerinden asitsiz bir yağ elde edilen çok yıllık ve otsu bir bitki. )


- GELİNCİK ile LOTA[Lat.]

( ... İLE Tatlı sularda yaşayan, bir tür gelincik balığı. )

( ... cum LOTA VULGARIS )


- GELİNCİK ile SANSAR

( WEASEL vs. MARTEN )

( BELETTE avec MARTRE )

( WIESEL mit MARDER )

( MUSTELA PUTORIUS FURO[: Misk otuyla beslenen kötü kokulu hırsız] cum MARTES )

( COMADREJA con MARTA )

( DONNOLA con MARTORA )


- GELİNCİK ile YABAN GELİNCİĞİ

( Evcilleştirilmiş Avrupa kokarcaları olarak da bilinirler. İLE ... )

( 18 saat boyunca uyurlar. İLE ... )

( İnsana özgü olarak bilinen bazı hastalıklara yakalanabilirler. [Pankreas ve lenf kanseri oldukça yaygındır.] İLE ... )

( ... ile Yaban Gelinciği )

( WEASEL vs. FERRET )


- GELİNHAVASI = KUŞKİRAZI


- GELİNİLMEZ değil GELİNMEZ


- GELİNOTU = GÜVEYFENERİ

( Patlıcangillerden, kırmızı ve ekşimsi meyvesi, sidik söktürücü olarak kullanılan bir bitki. )

( PHYSALIS ALKAKENGI )


- GELİP GEÇEN ve/||/<>/> GÜLÜP GEÇMEK


- GELİP GEÇEN ile/ve/değil/yerine SÜREKLİLİK


- GELİP-GEÇİCİ


- GELİR VERGİSİ ile KURUMLAR VERGİSİ


- GELİR ile GİDER

( TEFÂVÜT-İ HASENE: Hicrî yıl ile mâlî yıl arasındaki 10 gün ve 21 saatlik farktan meydana gelen gelir[vâridât] farkı. )

( INCOME/REVENUE vs. EXPENSE/EXPENDITURE )


- GELİR ile/ve KAZANÇ

( İRAT ile/ve ... )

( INCOME/REVENUE vs./and EARNINGS/GAIN )


- GELİRİNİ KULLANMA/TÜKETME:
YAŞAMAK ÜZERE ve/||/<>/> HAYIR İŞLEMEK ÜZERE ve/||/<>/> "HAYIR!" DİYEBİLMEK ÜZERE


- GELİRLERSE BULMAZLARSA değil GELİRLER DE BULMAZLARSA


- GELİŞ(TİR)ME ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİLEŞ(TİR)ME


- GELİŞİGÜZEL "ÇOK ANLAMLILIK" ile/değil/yerine ÇOK ANLAMLILIK


- GELİŞİGÜZEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KENDİNCE


- GELİŞİGÜZELLİK ile/ve KEYFÎLİK

( CASUAL vs./and ARBITRARINESS )


- GELİŞİM

( DEVELOPMENT )


- GELİŞİM ODAKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİME YÖNELİK


- GELİŞİM VE DEĞİŞİM İÇİN:
ZORUNLULUK ile/ve/||/<> YOKLUK


- GELİŞİM/DEĞİŞİM:
YUKARIDAN, AŞAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<> İÇTEN, DIŞA

( image

image )


- GELİŞİM ve/||/<> ARINMA ve/||/<> YOZLAŞMAMA


- GELİŞİM ile/ve/<> DERİNLEŞME

( DEVELOPMENT vs./and/<> DEEPEN )


- GELİŞİM = DEVELOPMENT[İng.] = DÉVELOPPEMENT[Fr.] = ENTWICKLUNG[Alm.] = SVILUPPO[İt.] = DESARROLLO[İsp.]


- GELİŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT/PROGRESS vs./and TRANSFORMATION )


- GELİŞİM ile/ve/||/<> GELİŞMEK

( DEVELOPMENT vs./and/||/<> EVOLVE )


- GELİŞİM ile/ve/> İLERLEME

( Yaptığı işi iyi yapan kişi ilerleyecektir. )

( İlerleme ancak hazırlık aşamasında olur. )

( Kişinin daha da ilerlemesi için olanca cesârete gereksinimi vardır. )

( Sessizlik ve Sükûnet içinde, gelişirsiniz. )

( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç feda edilerek. )

( Doğru yönde ilerlediğimi nereden bileceğim? Göreviniz hakkında gösterdiğiniz azim, kararlılık, berraklık ve sadakatte ilerleyişinizle. )

( Olgun kişi, atalarının bilgelik ve deyişlerini inceleyerek kişiliğini geliştirir. )

( İlerlemenin işaretleri nelerdir? Tüm endişelerden kurtulmuşluk, bir rahatlık ve sevinç hali, içte derin bir huzur, dışta bol enerji. )

( Yükselen güneş, ilerlemeyi simgeler. )

( Senden ileride olanlara gelişmek için, geride olanlara da rahatlamak için bak. )

( One needs all the courage to go further.
In Silence and Peace, you grow.
How shall I know that I am moving in the right direction? By your progress in intentness, in clarity and devotion to the task.
What are the signs of progress? Freedom from anxiety; a sense of ease and joy; deep peace within and abundant energy without. )

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> PROGRESS )


- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA


- GELİŞİM ile/ve OLUŞUM

( DEVELOPMENT vs./and FORMATION/CONSTITUTION )


- GELİŞİM ile/ve SIRADÜZEN

( DEVELOPMENT vs./and HIERARCHY )


- GELİŞİM ile/ve TAMAMLANMA

( DEVELOPMENT vs./and TO GET COMPLETE, COMPLEMENT )


- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> UYGARLIK


- GELİŞİM ve/||/<>/>/< UYGULAMA


- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )


- GELİŞİMDE:
ZORUNLULUK ile/ve/<> CESÂRET


- GELİŞİP BÜYÜME = NEŞV Ü NEMÂ = DÉVELOPPEMENT


- GELİŞME ile/ve/<> DÖNÜŞME


- GELİŞME ile/ve GENLEŞME

( Hi, You probably get a ton of emails about "getting on the first page of Google." Too bad most of them are SCAMS. If you REALLY want to rank higher, you absolutely need to get this one part right: https://moreseotraffic.top/wal/?=farklar.net It's backed by data from thousands of SEO campaigns, across all industries. Just imagine what it could do for your business. Crystal DeMatio 964-2055 E. Badillo St Covina, CA 91724 If you prefer not to receive commercial messages regarding seo for your business, please remove yourself here: https://www.moreseotraffic.top/out.php/?site=farklar.net )

( TO DEVELOPE vs./and TO DILATE/EXPAND )


- GELİŞME ile/ve/değil/yerine/||/<> OLGUNLAŞMA


- GELİŞME ile/ve/<>/> YAYGINLAŞMA


- GELİŞMEKTE OLAN ile GELİŞMEMİŞ

( TO MATURE vs. IMMATURE )


- GELİŞMELİ!


- GELİŞMİŞ ÜLKE:
FAKİRLERİN BİLE ARABAYA BİNDİĞİ ÜLKE
değil/yerine/><
ZENGİNLERİN BİLE OTOBÜSE BİNDİĞİ ÜLKE


- GELİŞMİŞ/LİK ve/||/<>/> YALINLAŞ(TIRIL)MIŞ/LIK

( Yalınlaşmak/yalınlaştırabilmek, gelişmişliğin, en son durumudur. )


- GELİŞMİŞLİĞİN, OLGUNLUĞUN/KEMÂLÂTIN SONU:
YALINLIK ve/||/<> SÜKÛT


- GELİŞTİREBİLMEMİŞ değil GELİŞTİREMEMİŞ


- Geliştirenleri DİNLE!!!


- GELİŞTİRME ile/ve/<> GÜÇLENDİRME

( Güç ve hayırlar herkes içindir ve isteyen herkese hazırdır. )

( Power and grace are for all and for the asking. )

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/<> TO STRENGTHEN )


- GELİŞTİRME ile/ve/<> ÖNÜNÜ/ÖTESİNİ AÇIK TUTMAK

( TO DEVELOP vs./and/<> TO MAKE/KEEP OPEN THE FURTHER )


- GELİŞTİRME ile/ve/<> PEKİŞTİRME

( TO PROGRESS vs./and/<> TO CONSOLIDATE )


- GELMEK/BULUNMAK yerine İSPAT-I VÜCUD ETMEK


- GELMEK ile "GELMEK"

( Ulaşmak. İLE Eşeysel Boşalma(bazı kültürlerde "Gitmek" olarak da geçiyor). )


- GELMİŞ-GEÇMİŞ


- GEMİ ile BALTABAŞ

( ... İLE Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi. )


- GEMİ ile/değil BARÇA[İt. < BARZA]

( ... İLE/DEĞİL Ortaçağda kullanılan, kürekli ve yelkenli, taşıma gemisi. | Kalyon türünden, küçük savaş gemisi. )


- GEMİ ile CÖNK[< Cava dili]

( ... İLE Büyük, yelkenli gemi. | Saz ozanlarının, kendilerinin ya da başkalarının koşuklarını derledikleri, uzunlamasına açılan defter. )


- GEMİ ile/değil FIRKATEYN

( ... İLE/DEĞİL Eskiden kullanılan, bir savaş gemisi. )


- GEMİ ile KALİTE

( ... İLE Osmanlılar'da bir tür gemi. )


- GEMİ ile KALOMA

( ... İLE Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü. )


- GEMİ ile KARAKA

( ... İLE Osmanlılar'da bir tür gemi. )


- GEMİ ile KRUVAZÖR[Fr. < CROISEUR]

( ... İLE Deniz yollarını gözetmek, deniz ve hava filolarına kılavuzluk etmek amacıyla topla silahlandırılmış hızlı savaş gemisi. )


- GEMİ ile MAVUNA

( ... İLE Rıhtıma yanaşamayan gemilerin yükünü taşıyan araç. )


- GEMİ ile SABURA[Lat.]

( ... İLE Gemi safrası. )


- GEMİ ile SALAPURYA[İt.]

( ... İLE Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, 10-15 tonluk, üçgen biçiminde yelkeni olan deniz taşıtı. )


- GEMİ ile ŞAYKA[Macarca SAJKA]

( ... İLE Türkler'in, Karadeniz'deki ırmak kıyılarının korunmasında, Rus Kazaklar'ın kıyılara saldırmada kullandıkları altı düz, yayvan gemi. )


- GEMİ ile SKAVUT[İng. < Lat.]

( ... İLE Çok hızlı gidebilen, bir tür keşif gemisi. )


- GEMİ ile SÜNBEKİ

( ... İLE Bir tür kayık, küçük gemi. )


- GEMİ ile TRANSATLANTİK

( SİRİUS: Atlas okyanusunu aşan ilk buharlı gemi. )


- GEMİ ile YÜK GEMİSİ/ŞİLEP[Alm. SCHLEPP]

( ... İLE Yük gemisi. )


- GEMIFİKASYON/GAMİFICATION[İng.] değil/yerine/= OYUNLAŞTIRMA


- GEMİNİN, SU YÜZEYİ:
ÜSTÜ ile/ve/<> ALTI/FRİBORD[İng.]


- GEN EKSPRESYONU/GENE EXPRESSION[İng.] değil/yerine/= GEN İFADESİ


- GEN MUTASYONU/GENE MUTATION[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞİNIMİ


- GEN/GENE[İng.] değil/yerine/= KALITLIK


- GEN ile GEN[Yun.]

( Geniş. | Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde, "kenarlı" anlamıyla kullanılan ek sözcük. | İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. İLE İçinde bulunduğu göze ya da organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve gözeden gözeye geçen kalıtımsal öğe. )


- GEN ve/||/<>/> HAPLOGRUP ve/||/<>/> Y SOYAKTARANI


- GEN ve/<> HOLOGRAM


- GEN ile KROMOZOM


- GEN ile/ve/||/<> MC1R GEN

( ... İLE/VE/||/<> Deri rengi[pigmentasyonu] üreten genlerden biri. )


- GENC

( HAZİNE )


- GENÇ BOĞA

( Kele, oğuz, tosun. )


- GENÇ GÖVDE, GÖVDECİK = RÎŞ = TIGELLE


- GENÇ OLMA İSTEĞİ değil/yerine DİNÇ OLMA İSTEĞİ


- GENC[Ar.] ile GENÇ[Ar.]

( Hazine, define. İLE Yaşı, ilerlememiş olan. )


- GENÇ ve/<> BİSİKLET


- GENÇKEN ÇABALA!:
"PARA/ÇIKAR KAZANMAK" İÇİN değil/yerine ÖĞRENMEK İÇİN

( WHEN YOU ARE YOUNG: [not] TO EARN but WORK TO LEARN
WORK TO LEARN instead of TO EARN :WHEN YOU ARE YOUNG )


- GENÇLİK ile DİRİLİK

( [Fars., Ar.] ... ile BER-HAYÂT )


- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK

( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )

( image )

( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )


- GENDER[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL CINSİYET


- GENDLIN ile/ve/||/<>/< ROGERS


- GENE-LİKLE değil/< GENELLİKLE

( Vurgu ve harfi tam/doğru seslendirerek! [Dudak ve bilgi tembelliği yapmadan!] [Harfleri biraraya getirerek değil kulak dolgunluğuyla, doğrusu nasıl söyleniyorsa o biçimde söyleyerek!] )


- GENE değil/yerine/= YİNE


- GENEL "PLANDA" ile "GENİŞ PLANDA"


- GENEL [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- GENEL <> ÖZEL ile/ve/değil/yerine BİÇİM <> ÖZ


- GENEL AF ile/ve/değil KISMÎ GENEL AF


- GENEL BİR "YAKLAŞIMLAR" değil GENEL YAKLAŞIMLAR


- GENEL DUYULAR ile/ve/<> ÖZEL DUYULAR

( Görme, İşitme, Dokunma. İLE/VE/<> Koklama, Tatma. )

( Bellek kayıtları yoğundur. İLE/VE/<> Bellek kayıtları hafiftir. )


- GENEL GERÇEKLİK ile/ve/||/<>/>/< ETKİLİ GERÇEKLİK


- GENEL İDARE değil/yerine/= GENEL YÖNETİM


- GENEL VEKÂLETNÂME değil/yerine/= GENEL YETKİDEŞLİK BELGESİ


- GENEL-GEÇER


- GENEL-GEÇER ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞMEZ


- GENEL/UMUM ile MUTLAK

( GENERAL vs. ABSOLUTE )


- GENEL ile/ve/değil/yerine/||/<> "AĞIRLIKLI"


- GENEL ile BASMAKALIP


- GENEL ile/ve/yerine/değil ÇEŞİTLİ

( [not] GENERAL vs./and/but VARIOUS
VARIOUS instead of GENERAL )


- GENEL ile DÜZENLİ/SÜREKLİ GENEL

( GENERAL vs. REGULAR/CONTINUAL GENERAL )


- GENEL ile/ve EVRENSEL

( ... İLE/VE Somutta çeşitlilik. )


- GENEL ile/ve EVRENSEL


- GENEL ile GELENEKSEL

( GENERAL vs. TRADITIONAL )


- GENEL ile GENELDE

( GENERAL vs. IN GENERAL )


- GENEL ile/ve GENİŞ

( GENERAL vs./and EXTENSIVE )


- GENEL ile GERÇEK

( GENERAL vs. REAL )


- GENEL ile/ve/değil/<> KABUL


- GENEL ile/ve KAPSAYICI


- GENEL ile/ve/değil MİLLÎ

( [not] GENERAL vs./and/but NATIONAL )


- GENEL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] GENERAL vs./and/but USUAL/POSSIBLE )


- GENEL ile/ve ORTAKLAŞA

( GENERAL vs./and COLLECTIVELY )


- GENEL ile ÖZEL

( GENERAL vs. REAL )


- GENEL ile/ve/<> ÖZEL

( Beyan. İLE/VE/<> Örnek. )

( Zıtlar vardır fakat zıtlık yoktur. )

( Hastalık "yoktur", hasta vardır. )

( Bazen ve/ya da bazı durumlarda/koşullarda, bir ilke için "herkesten", bazen de bir kişi/insan için tüm ilkeler("imiz")den vazgeçebilmeliyizdir/vazgeçmeliyizdir! )


- GENEL ile/ve TEMEL

( Uzlaşım. İLE/VE Zorunluluk. )

( GENERAL vs./and BASIC )


- GENEL ile TÜM

( GENERAL vs. WHOLE )


- GENEL ile/ve TÜMEL

( Vahdet. İLE/VE Ahad. )

( Zorunluluk yoktur/olmaz! İLE/VE Zorunluluk vardır, aranır ve/ya da bulunmak zorundadır. )

( GENERAL vs./and UNIVERSAL )


- GENEL = UMUMÎ = GENERAL[İng., İsp.] = GÉNÉRAL[Fr.] = ALLGEMEIN[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- Genelde KONUŞ!!!


- GENELDE ile/ve/değil TEMELDE


- GENELGE ile/ve/||/<>/> YÖNERGE

( Bağlayıcılığı vardır. İLE/VE/||/<>/> Bağlayıcılığı yoktur. )


- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK


- GENELLEME ile/ve "BÜYÜLTMEK"

( GENERALIZATION vs./and TO EXAGGERATE )


- GENELLEME ile/ve/değil "SIÇRAMA"

( [not] GENERALIZATION vs./and/but "TO LEAP" )


- GENELLEME ile/ve/değil ABARTMA

( [not] GENERALIZATION vs./and/but TO EXAGGERATE )


- GENELLEME ile/ve/> AYRIMCILIK


- GENELLEME ile/değil BENZETME/TEŞBİH

( [not] GENERALIZATION vs./but SIMILE )


- GENELLEME ile ÇIKARIM

( GENERALIZATION vs. INFERENCE )


- GENELLEME ile/ve/değil/yerine DEĞİLLEME

( [not] GENERALIZATION vs./and/but NEGATION
NEGATION instead of GENERALIZATION )


- GENELLEME ile/ve EKSİK TÜMEVARIM

( Her şeyi genelleştirmeyi seven kişi, çoğunlukla yalan söyler. )


- GENELLEME ile/değil/yerine/>< EMİN OLARAK


- GENELLEME ile/ve/<> EZBERİNİ SÖYLEMEK


- GENELLEME ve/||/< GENELLEMENİN FARKINDALIĞI


- GENELLEME ile/ve/||/<>/> HATA

( GENERALIZATION vs./and MISTAKE )


- GENELLEME ile/ve/<>/|| KABUL


- GENELLEME ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- GENELLEME ile/ve/değil SINIRLAMA

( [not] TO DEFINE vs./and/but LIMITING )


- GENELLEME ile TOPTANCI TUTUM

( GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE )


- GENELLEME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM


- GENELLEME ile/ve/değil YUVARLAMA


- Genellemeden KONUŞ!!!


- GENELLEŞTİRME ile/ve MUTLAKLAŞTIRMA


- GENELLEŞTİRME ile/yerine OLASILIK OLARAK (DEĞERLENDİRME)

( TA'MÎM[< UMÛM] ile/yerine ... )

( TO GENERALIZE vs. (TO VALUE) TO BE AS POSSIBILITY
(TO VALUE) TO BE AS POSSIBILITY instead of TO GENERALIZE )


- GENELLEŞTİRME ile/değil ÖRNEKLENDİRME


- GENELLEŞTİRME ile/ve SOYUTLAŞTIRMA


- GENELLEŞTİRME ile/ve SOYUTLAYARAK GENELLEŞTİRME


- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLİKLE ile/ve/değil/||/<>/< BÜYÜK/YÜKSEK OLASILIKLA


- GENELLİKLE ile ÇOĞUNLUKLA

( USUALLY vs. BY A MAJORITY )


- GENELLİKLE ile GENEL-GEÇER


- GENELLİYORSAK/GENELLEYECEKSEK
ile/değil/yerine/><
GENELLEMİYORSAK/GENELLEMEYECEKSEK

( [söyleyeceğimizi] Söylemeyelim ve daha çok düşünmeye devam edelim. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söyleyebiliriz/konuşabiliriz, düşünebiliriz. )


- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME

( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )

( ... ile ... ile TAMİM )


- GENERAL vs. EXTENSIVE


- GENERAL vs. IN GENERAL


- GENERAL vs. REAL


- GENERAL vs. REGULAR/CONTINUAL GENERAL


- GENERAL vs. SPECIFIC


- GENERAL vs. UNIVERSAL


- GENERAL vs. WHOLE


- GENERAL değil/yerine/= ORDUHAN


- GENERALIZATION vs. INFERENCE


- GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE


- GENERK/DEVLET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< ULUS/MİLLET[Ar.]


- GENEROSITY vs. EXTRAVAGANCE


- GENESIS BLOCK[İng.] değil/yerine/= AKILLI BLOK


- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM


- GENETİK[Alm./İng.] değil/yerine/= KALITIMBİLİM

( Kalıtım bilimi.| Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. | Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. )


- GENETİK/GENETICS[İng.] değil/yerine/= GEN BİLİMİ


- GENETİK ile/ve/değil/||/<>/> EPİGENETİK

( )

( Genetik bir "öykü/süreç" değiliz! )

( %5 ile/ve/değil/||/<>/> %95 )


- GENETİK ile/değil GELENEKSEL


- GENİŞ KAVRAM" ile "DERİN KAVRAM"

( "WIDE CONCEPT" vs. "DEEP CONCEPT" )


- GENİŞ KAVRAM ile DERİN KAVRAM

( WIDE CONCEPT vs. DEEP CONCEPT )


- GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME


- GENİŞ ZAMANDA ile/ve/||/<> DAR ZAMANDA

( Sıkı olabilirsek. İLE/VE/||/<> Ferah olabiliriz. )


- GENİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAPSAMLI


- GENİŞ ile YAYVAN

( ... İLE Eni, boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş. )


- GENİŞLEME" ile/ve "GÜÇLENME"


- GENİŞLEME ile/ve FERAHLAMA

( TO WIDEN vs./and TO BECOME SPACIOUS, TO FEEL RELIEVED )


- GENİŞLEME ile/değil GENLEŞME


- GENİŞLEME ile/ve/<> SEYRELME


- GENİŞLEME ile/ve YAYILMA

( TO WIDEN vs./and TO EXTEND )


- GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> (YAPILANDIRILMIŞ VERİ DEĞİŞİMINDE) JAVASCRIPT NESNE GÖSTERİMİ/JAVASCRIPT OBJECT NOTATION/JSON[İng.]

( Bir biçimlendirme dilidir ve verileri tanımlamak için etiketleri kullanır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Verileri nesneler biçiminde tanımlamak için anahtar/değer çiftlerini, diziyi vb. kullanır. )

( Karmaşık veriler için etiketleri tekrarlamamız gerekebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Veriler, nesneler olarak temsil edilebilir. [Bu nedenle, JSON hafiftir ve XML'den daha hızlıdır.] )


- GENİŞLETME ile GENLEŞTİRME


- GENİŞLETME ile/ve SAĞLAMLAŞTIRMA

( TO GET WIDEN vs./and TO STRENGTHEN/FORTIFY/CONSOLIDATE )


- GENİTAL:
SİVİLCE ile/ve/||/<> UÇUK


- GENLEŞME ile YOĞUNLAŞMA


- GENOM SEQUENCING[İng.] değil/yerine/= GENOM DİZİLEME


- GENOM/GENOME[İng.] değil/yerine/= SOY KALITI


- GENOTİP/GENOTYPE[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI


- GENOTOKSİSITE/GENOTOXICITY[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI AĞULANDIRICILIK


- GENZEL ve/||/<> GENZEK

( Genizle ilgili. | Genizden çıkarılan (selen), genizsi. VE/||/<> Genizden konuşan, hımhım. )


- GEOİD değil/yerine/= YERGİN, YERİMSİ


- GEOMETRİ[Fr./İng. < Yun.] ile/ve TOPOLOJİ[Fr./İng. < Yun.]

( İki nokta arasındaki en yakın mesafeye, doğru denir. )

( Bir şey, yıkılınca, prizmatik durur. )

( Nokta, çizgi, açı, yüzey ve nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı. | Bu konu ile ilgili olan kitap ya da ders. İLE Geometrik nesnelerin nitelikleriyle ilgili özelliklerini ve bağıl konumlarını, biçim ve büyüklüklerinden ayrı olarak alıp inceleyen geometri dalı. )


- GEOMETRİ/HENDESE ile/ve/||/<> MÜSELLESAT[Ar.]/TRİGONOMETRİ[Fr./İng.]

( Trigonometri, bağımsız bir bilim olarak, Meraga'da kurulmuştur. )

( Nokta, çizgi, açı, yüzey ve nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı. | Bu konu ile ilgili olan kitap ya da ders. İLE/VE/||/<> Üçgenleri hesaplamayı konu edinen matematik dalı. )


- GEOMETRİ ve/<> AKLIN DİLİ


- GEOMETRİ ve/||/<> GONİOMETRİ[SİNÜS, COSİNÜS[TAMÂM-I CEYB], TANJANT[TANGENS], COTANJANT[COTENGENS]]

(

SİNÜS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
0.00000

0.01745

0.03490

0.05234

0.06976

0.08716

0.10453

0.12187

0.13917

0.15643

0.17365

0.19081

0.20791

0.22495

0.24192

0.25882

0.27564

0.29237

0.80902

0.32557

0.34202

0.35837

0.37461

0.39073

0.40674

0.42262

0.43837

0.45899

0.46947

0.48481

0.50000

0.51504

0.52992

0.54484

0.55919

0.57358

0.58779

0.60182

0.61560

0.62932

0.64279

0.65606

0.66913

0.68200

0.69466
0.00291

0.02036

0.03781

0.05524

0.07266

0.09005

0.10742

0.12476

0.14205

0.15931

0.17937

0.19366

0.21076

0.22778

0.24474

0.26163

0.27843

0.29515

0.31178

0.32832

0.34475

0.36108

0.37730

0.39341

0.40939

0.42525

0.44098

0.45658

0.47204

0.48735

0.50252

0.51753

0.53238

0.54708

0.56160

0.47596

0.59014

0.60414

0.61795

0.63158

0.64501

0.65825

0.67129

0.68412

0.69675
0.00582

0.02327

0.04071

0.05814

0.07556

0.09295

0.11031

0.12764

0.14493

0.16218

0.17937

0.19652

0.21360

0.23062

0.24756

0.26443

0.28123

0.29793

0.31454

0.33106

0.34748

0.36379

0.37999

0.39608

0.41204

0.42788

0.44359

0.45917

0.47460

0.48989

0.50503

0.52002

0.53484

0.54951

0.56401

0.57833

0.59248

0.60645

0.62024

0.63383

0.64723

0.66044

0.67344

0.68624

0.69883
0.00873

0.02618

0.04362

0.06105

0.07846

0.09585

0.11320

0.13053

0.14781

0.16505

0.18224

0.19937

0.21644

0.23345

0.25038

0.26724

0.28402

0.30071

0.31730

0.33381

0.35021

0.36650

0.38268

0.39875

0.41469

0.43051

0.44620

0.46175

0.47716

0.49242

0.50754

0.52250

0.53730

0.55194

0.56641

0.58070

0.59482

0.60876

0.62251

0.63608

0.64945

0.66262

0.67559

0.68835

0.70091
0.01164

0.02908

0.04653

0.06395

0.08136

0.09874

0.11609

0.13341

0.15069

0.16792

0.18509

0.20222

0.21928

0.23627

0.25320

0.27004

0.28680

0.30348

0.32006

0.33655

0.35293

0.36921

0.38537

0.40142

0.41734

0.43313

0.44880

0.46433

0.47971

0.49495

0.51004

0.52498

0.53975

0.55436

0.56880

0.58307

0.59716

0.61107

0.62479

0.63832

0.65166

0.66480

0.67773

0.69046

0.70298
0.01454

0.03199

0.04943

0.06685

0.08426

0.10164

0.11898

0.13629

0.15356

0.17078

0.18795

0.20507

0.22212

0.23910

0.25601

0.27284

0.28959

0.30625

0.32282

0.33929

0.35565

0.37191

0.38805

0.40408

0.41998

0.43575

0.45140

0.45690

0.48226

0.49743

0.51254

0.52745

0.54220

0.55678

0.57119

0.58543

0.59949

0.61337

0.62706

0.64056

0.65386

0.66697

0.67987

0.69256

0.70505
0.01745

0.03490

0.05234

0.06976

0.08716

0.10453

0.12187

0.13917

0.15643

0.17365

0.19081

0.20791

0.22495

0.24192

0.25882

0.27564

0.29237

0.30902

0.32557

0.34202

0.35837

0.37461

0.39073

0.40674

0.42262

0.43837

0.45399

0.46947

0.48481

0.50000

0.51504

0.52992

0.54464

055919

0.57358

0.58779

0.60182

0.61566

0.62932

0.64279

0.65606

0.66913

0.68200

0.69466

0.70711
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
COSİNÜS
COSİNÜS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
1.00000

0.99985

0.99939

0.99863

0.99756

0.99619

0.99452

0.99255

0.99027

0.98769

0.98481

0.98163

0.97815

0.97437

0.97030

0.96593

0.96126

0.95830

0.95106

0.94552

0.93969

0.93358

0.92718

0.92050

0.91355

0.90631

89879

0.89101

0.88295

0.87462

0.86603

0.85717

0.84805

0.83867

0.82904

0.81915

0.80902

0.79864

0.78801

0.77715

0.76604

0.75471

0.74314

0.73135

0.71934
1.00000

0.99979

0.99929

0.99847

0.99736

0.99594

0.99421

0.99219

0.98986

0.98723

0.98430

0.98107

0.97754

0.97371

0.96959

0.96517

0.96046

0.95545

0.95015

0.94457

0.93869

0.93253

0.92609

0.91936

0.91236

0.90507

0.89752

0.88968

0.88158

0.87321

0.86457

0.85567

0.84560

0.83708

0.82741

0.81748

0.80730

0.79688

0.78622

0.77531

0.76417

0.75280

0.74120

0.72937

0.71732
0.99998

0.99973

0.99917

0.99831

0.99714

0.99567

0.99390

0.99182

0.98944

0.98676

0.98378

0.98050

0.97692

0.97304

0.96887

0.96440

0.95964

0.95459

0.94924

0.94361

0.93769

0.93148

0.92499

0.91822

0.91116

0.90383

0.89623

0.88835

0.88020

0.74178

0.86310

0.85416

0.84495

0.83549

0.82577

0.81580

0.80558

0.79512

0.78442

0.77347

0.76229

0.75088

0.73924

0.72737

0.71529
0.99996

0.99966

0.99905

0.99813

0.99692

0.99540

0.99357

0.99144

0.98902

0.98629

0.92325

0.97992

0.97630

0.97237

0.96815

0.96363

0.95882

0.95372

0.98432

0.94264

0.93667

0.93042

0.92388

0.91706

0.90996

0.90259

0.89493

0.88701

0.87882

0.87036

0.86163

0.85264

0.84339

0.83389

0.84213

0.81412

0.80386

0.79335

0.78261

0.77162

0.76041

0.74896

0.73728

0.72537

0.71325
0.99993

0.99958

0.99892

0.99795

0.99668

0.99511

0.99324

0.99106

0.98858

0.98580

0.98272

0.97934

0.97566

0.97169

0.96742

0.96285

0.95799

0.95284

0.94740

0.94167

0.93565

0.92935

0.92276

0.91590

0.90875

0.90133

0.89363

0.88566

0.87743

0.86892

0.86015

0.85112

0.84182

0.83228

0.82248

0.81242

0.80212

0.79158

0.78079

0.76977

0.75851

0.74703

0.73531

0.72337

0.71121
0.99989

0.99949

0.99878

0.99778

0.99644

0.99482

0.99290

0.99867

0.98814

0.98531

0.98213

0.97875

0.97502

0.97100

0.96667

0.96206

0.95716

0.95195

0.94646

0.94068

0.93462

0.92827

0.92164

0.91472

0.90753

0.90007

0.89232

0.88431

0.87603

0.86748

0.85865

0.84959

0.84025

0.83066

0.82082

0.81072

0.80038

0.78980

0.77897

0.76791

0.75661

0.74509

0.73333

0.72136

0.70916
0.99985

0.99989

0.99869

0.99756

0.99619

0.99452

0.99255

0.99027

0.98769

0.98481

0.98163

0.97815

0.97437

0.97030

0.96593

0.96126

0.95630

0.95106

0.94552

0.93969

0.93358

0.92718

0.92050

0.91355

0.90631

0.89879

0.89101

0.88295

0.87462

0.86603

0.85717

0.84805

0.83867

0.82904

0.81915

0.80902

0.79864

0.78801

0.77715

0.76604

0.75471

0.74314

0.73135

0.71934

0.70711
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
SİNÜS
TANGENS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
0.00000

0.01746

0.03492

0.05241

0.08998

0.08749

0.15010

0.12278

0.14054

0.15838

0.17633

0.19438

0.21256

0.23087

0.24988

0.26795

0.28875

0.30573

0.32492

0.34433

0.36397

0.38386

0.40403

0.42447

0.44523

0.46631

0.48773

0.50953

0.53171

0.55431

0.57735

0.60086

0.62487

0.64941

0.67451

0.70021

0.72654

0.75355

0.78129

0.80976

0.83910

0.86929

0.90040

0.93252

0.96569
0.00291

0.02036

0.03783

0.05533

0.07285

0.09642

0.10805

0.12574

0.14351

0.16137

0.17933

0.19740

0.21560

0.23393

0.25242

0.27107

0.28990

0.30891

0.32814

0.34758

0.36727

0.38721

0.40741

0.42791

0.44872

0.46985

0.49134

0.51320

0.53545

0.55812

0.58124

0.60483

0.62892

0.65355

0.67875

0.70455

0.73100

0.75812

0.78598

0.81461

0.84407

0.87441

0.90569

0.93797

0.97133
0.00582

0.02328

0.04075

0.05824

0.07578

0.09335

0.11099

0.12869

0.14648

0.16435

0.18233

0.20042

0.21864

0.23700

0.25552

0.27419

0.29305

0.31210

0.33136

0.35085

0.37057

0.39055

0.41081

0.43136

0.45222

0.47341

0.49495

0.51688

0.53920

0.56194

0.58513

0.60881

0.63299

0.65771

0.68301

0.70891

0.73547

0.76272

0.79070

0.81946

0.84906

0.87955

0.91099

0.94345

0.97700
0.00873

0.02619

0.04366

0.06116

0.07870

0.09629

0.11394

0.13165

0.14945

0.16734

0.18534

0.20345

0.22169

0.21008

0.25862

0.27732

0.29621

0.34530

0.33460

0.35412

0.37388

0.39391

0.41421

0.43481

0.45573

0.47698

0.49858

0.52057

0.54296

0.56577

0.58905

0.61280

0.63707

0.66189

0.68728

0.71329

0.73996

0.76733

0.79544

0.82434

0.95408

0.88473

0.91633

0.94896

0.98270
0.01164

0.02910

0.04658

0.06408

0.08163

0.09923

0.11688

0.13461

0.15243

0.17033

0.18835

0.20648

0.22475

0.24316

0.26172

0.28046

0.29938

0.31850

0.33783

0.35740

0.37720

0.39727

0.41763

0.43828

0.45924

0.48055

0.50222

0.52427

0.54673

0.56962

0.59297

0.61681

0.64117

0.66608

0.69157

0.71769

0.74447

0.77196

0.80020

0.82923

0.85912

0.88992

0.92170

0.95451

0.98843
0.01455

0.03201

0.04949

0.06700

0.08456

0.10216

0.11983

0.13758

0.15540

0.17333

0.19136

0.20952

0.22881

0.24624

0.26483

0.28360

0.30255

0.32171

0.34108

0.36068

0.38053

0.40065

0.42105

0.44175

0.46277

0.48414

0.50587

0.52798

0.55051

0.57348

0.59691

0.62083

0.64528

0.67028

0.69588

0.72211

0.74900

0.77661

0.80498

0.83415

0.86419

0.89515

0.97209

0.96008

0.99420
0.01746

0.03492

0.05241

0.06993

0.08749

0.10510

0.12278

0.14054

0.15338

0.17633

0.19438

0.21256

0.23087

0.24933

0.26795

0.28675

0.30573

0.32492

0.34488

0.36397

0.38386

0.40403

0.42447

0.44523

0.46631

0.48773

0.50953

0.53171

0.55431

0.57735

0.60086

0.62487

0.64941

0.67451

0.70021

0.72654

0.75355

0.78129

0.80978

0.83910

0.86929

0.90040

0.93252

0.96569

1.00000
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
COTANGENS
COTANGENS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
~

57.28996

28.63625

19.08114

14.30067

11.43005

9.51436

8.14435

7.11537

6.31375

5.67128

5.14455

4.70463

4.33148

4.01078

3.73205

3.48741

3.27085

3.07768

2.90421

2.74748

2.60509

2.47509

2.35585

2.24604

2.14451

2.05030

1.96261

1.88073

1.80405

1.73205

1.66428

1.60033

1.58987

1.48256

1.42815

1.37638

1.32704

1.27994

1.23490

1.19175

1.15037

1.11061

1.07237

1.03553
343.77371

49.10388

26.43160

18.07498

13.72674

11.05943

9.25530

7.95302

6.96823

6.19703

5.57638

5.06584

4.63825

4.27471

3.96165

3.68909

3.44951

3.23714

3.04749

2.87700

2.72281

2.58261

2.45451

2.33693

2.22857

2.12832

2.03526

1.94858

1.86760

1.79174

1.72047

1.65337

1.59002

1.53010

1.47330

1.41934

1.36800

1.31904

1.27230

1.22758

1.18474

1.14363

1.10414

1.06613

1.02952
171.88540

42.96408

24.54176

17.16934

13.19688

10.71191

9.00983

7.77035

6.82694

6.08444

5.48451

4.98940

4.57363

4.21933

3.91364

3.64705

3.41236

3.20406

3.01783

2.85023

2.69853

2.53865

2.43422

2.31826

2.21132

2.11233

2.02039

1.93470

1.85462

1.77955

1.70901

1.64256

1.57981

1.52043

1.40411

1.41061

1.35968

1.31110

1.26471

1.22031

1.17777

1.13694

1.09770

1.05994

1.02355
114.58865

38.18846

22.90377

16.34986

12.70621

10.38540

8.77689

7.59575

6.69116

5.97576

5.39552

4.91516

4.51071

4.16530

3.86671

3.60588

3.37594

3.17159

2.98869

2.82391

2.67462

2.53865

2.41421

2.29984

2.19430

2.09654

2.00569

1.92098

1.84177

1.76749

1.69766

1.63185

1.56969

1.51084

1.45501

1.40195

1.35142

1.30323

1.25717

1.21310

1.17085

1.13029

1.09131

1.05378

1.01761
85.93979

34.36777

21.47040

15.60478

11.25051

10.07803

8.55555

7.42871

6.56055

5.87080

5.30928

4.84300

4.44942

4.11256

3.82083

3.56557

3.34023

3.13972

2.96004

2.79802

2.65109

2.51715

2.39449

2.28167

2.17749

2.08094

1.99116

1.90741

1.82906

1.75556

1.68643

1.62125

1.55966

1.50133

1.44598

1.39336

1.34323

1.29541

1.24969

1.25093

1.16398

1.12369

1.08496

1.04766

1.01170
68.75009

31.24158

20.20555

14.92442

11.82617

9.78817

8.34496

7.26873

6.43484

4.76937

5.22566

4.77286

4.38969

4.06107

3.77595

3.52609

3.30521

3.10842

2.93189

2.77254

2.62791

2.49597

2.37504

2.26374

2.16090

2.06553

1.97680

1.89400

1.81649

1.74375

1.67530

1.61074

1.54972

1.49190

1.43703

1.38484

1.33511

1.28764

1.24227

1.19882

1.15715

1.11713

1.07864

1.04158

1.00583
57.28996

28.63625

19.08114

14.30067

11.43005

9.51436

8.14435

7.11537

6.31375

5.67128

5.14455

4.70463

4.33148

4.01078

3.73205

3.48741

3.27085

3.07768

2.90421

2.74748

2.60509

2.47509

2.35585

2.24604

2.14451

2.05030

1.96261

1.88073

1.80405

1.73205

1.66428

1.60033

1.53987

1.48256

1.42815

1.37638

1.32704

1.27994

1.23490

1.19175

1.15037

1.11061

1.07237

1.03553

1.00000
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
TANGENS
TRİGONOMETRİK İŞLEVLER
AÇI
AÇI
AÇI
AÇI
DERECE
RADYAN
SİNÜS
COSİNÜS
TANJANT
DERECE
RADYAN
SİNÜS
COSİNÜS
TANJANT
0

1

2

3

4

5
0. 000

. 017

. 035

. 052

. 070

. 087
0. 000

. 018

. 035

. 052

. 070

. 087
1. 000

1. 000

0. 999

. 999

. 998

. 996
0. 000

0. 018

. 035

. 052

. 070

. 088
46

47

48

49

50
0. 803

. 820

. 838

. 855

. 873
0. 719

. 731

. 743

. 755

. 766
0. 695

. 682

. 669

. 656

. 643
1. 036

1. 072

1. 111

1. 150

1. 192
6

7

8

9

10
. 105

. 122

. 140

. 157

. 175
. 105

. 122

. 139

. 156

. 174
. 995

. 993

. 990

. 988

. 985
. 105

. 123

. 141

. 158

. 176
51

52

53

54

55
. 890

. 908

. 925

. 942

. 960
. 777

. 788

. 799

. 809

. 819
. 629

. 616

. 602

. 588

. 574
1. 235

1. 280

1. 327

1. 376

1. 428
11

12

13

14

15
. 192

. 209

. 227

. 244

. 262
. 191

. 208

. 225

. 242

. 259
. 982

. 978

. 974

. 970

. 966
. 194

. 213

. 231

. 249

. 268
56

57

58

59

60
. 977

. 995

1. 012

1. 030

1. 047
. 829

. 839

. 848

. 857

. 866
. 559

. 545

. 530

. 515

. 500
1. 483

1. 540

1. 600

1. 664

1. 732
16

17

18

19

20
. 279

. 297

. 314

. 332

. 349
. 276

. 292

. 309

. 326

. 342
. 961

. 956

. 951

. 946

. 940
. 287

. 306

. 325

. 344

. 364
61

62

63

64

65
1. 065

1. 082

1. 100

1. 117

1. 134
. 875

. 883

. 891

. 899

. 906
. 485

. 470

. 454

. 438

. 423
1. 804

1. 881

1. 963

2. 050

2. 145
21

22

23

24

25
. 367

. 384

. 401

. 419

. 436
. 358

. 375

. 391

. 407

. 423
. 934

. 927

. 921

. 914

. 906
. 384

. 404

. 425

. 445

. 466
66

67

68

69

70
1. 152

1. 169

1. 187

1. 204

1. 222
. 914

. 921

. 927

. 934

. 940
. 407

. 391

. 375

. 358

. 342
2. 246

2. 356

2. 475

2. 605

2. 747
26

27

28

29

30
. 454

. 471

. 489

. 506

. 524
. 438

. 454

. 470

. 485

. 500
. 889

. 891

. 883

. 875

. 866
. 488

. 510

. 532

. 554

. 577
71

72

73

74

75
1. 239

1. 257

1. 274

1. 292

1. 309
. 946

. 951

. 956

. 961

. 966
. 326

. 309

. 292

. 276

. 259
2. 904

3. 078

3. 271

3. 487

3. 732
31

32

33

34

35
. 541

. 559

. 576

. 593

. 611
. 515

. 530

. 545

. 559

. 574
. 857

. 848

. 839

. 829

. 819
. 601

. 625

. 649

. 675

. 700
76

77

78

79

80
1. 326

1. 344

1. 361

1. 379

1. 396
. 970

. 974

. 978

. 982

. 985
. 242

. 225

. 208

. 191

. 174
4. 011

4. 331

4. 705

5. 145

5. 671
36

37

38

39

40
. 628

. 646

. 663

. 681

. 698
. 588

. 602

. 616

. 629

. 643
. 809

. 799

. 788

. 777

. 766
. 727

. 754

. 781

. 810

. 839
81

82

83

84

85
1. 414

1. 431

1. 449

1. 466

1. 484
. 988

. 990

. 993

. 995

. 996
. 156

. 139

. 122

. 105

. 087
6. 314

7. 115

8. 144

9. 514

11. 43
41

42

43

44

45
. 716

. 733

. 751

. 768

. 785
. 658

. 669

. 682

. 695

. 707
. 755

. 743

. 731

. 719

. 707
. 869

. 900

. 933

. 966

1. 000
86

87

88

89

90
1. 501

1. 518

1. 536

1. 553

1. 571
. 998

. 999

. 999

1. 000

1. 000
. 070

. 052

. 035

. 018

. 000
14. 30

19. 08

28. 64

57. 29

~
)

( SİNÜS: Trigonometrik bir çember üzerine taşınmış bir yayın ucunun ve bu yaya karşılık olan merkez açısının ordinatı. | KOSİNÜS: Tümler açının sinüsü. | TANJANT: Başka bir çizgiye, eğriye ya da yüzeye dokunan fakat onu kesmeyen çizgi, eğri ya da yüzey. | Bir şeye yalnız bir noktada değen. | KOTANJANT: Bir dik üçgende, komşu kenarın, karşı kenara oranı. )

( )


- GEOMETRİ ve/||/<> RİTİM


- GEOMETRİ değil/yerine/= UZAMBİLİM


- GEOMETRİK ADÂLET ile/ve/||/<>/> ARİTMETİK ADÂLET


- GEOMETRİK ATOMCULUK ile/ve/> MATEMATİKSEL ATOMCULUK ile/ve/> FİZİKSEL ATOMCULUK


- GEORG CANTOR ile MORITZ BENEDIKT CANTOR


- GER

( Eğer. )


- GER[Fars.] ile -GER[Fars.] ile GER[Fars.]

( "Eğer" sözcüğünün kısaltılmışı. İLE Adların sonuna eklenen ve yapıcılık bildiren bir edat.[ZER-GER: Kuyumcu.] İLE Uyuz hastalığı. )


- GERARDO MATOS RODRIGUEZ ve EDUARDO GALEANO

( "La Comparsita" tangosunun bestecisi. VE Latin Amerika'yı şiir tadındaki yazılarıyla anlatan yazar.["Aşkın ve Savaşın, Gündüz ve Geceleri" adlı kitabını okumanızı salık veririz.] )

( İkisi de, Uruguay'lıdır. )


- GERARDUS MERCATOR ve/||/<> JODOCUS HONDIUS

( 1512 - 1594 ve/||/<> 1563 - 1612 )


- GERÇEĞİN BİLGİSİ:
DENEYLE BAŞLAR ve/||/<> DENEYLE BİTER


- GERÇEĞİN, BİLİNEBİLECEK YÖNLERİNİ, DOĞRU OLARAK ALGILAMAK ve BİLİNEMEYECEK OLANLARIN, BİLİNEMEYECEĞİNİ DOĞRU OLARAK ALGILAMAK


- GERÇEK "BİR ..." ile/değil "TAM BİR ..."


- GERÇEK DOST:
İYİ GÜNDE ve/||/<> KÖTÜ GÜNDE

( Davetle gelir. VE/||/<> Kendiliğinden gelir. )


- GERÇEK KESİNTİLİ(HAKÎKİYYE) ile SADECE İKİ ŞIKKI UZLAŞTIRMAYI ENGELLEYEN ile SADECE İKİ ŞIKKI DA BOŞA ÇIKARMAYI ENGELLEYEN

( İki şıkkı uzlaştırmayı ve boşa çıkarmayı birlikte engelleyen.(Sayı ya çifttir ya tektir.) Bu şey ya ağaçtır ya taştır. Zeyd ya denizdedir ya da boğulmaz. )


- GERÇEK KİŞİ:
[ya] KAÇAR ile/ve/||/<> "ZARAR VERİR"


- GERÇEK KİŞİ/LİK ile TÜZEL KİŞİ/LİK


- GERÇEK KUZEY ile/ve/<> GRİD KUZEYİ ile/ve/<> MANYETİK KUZEY

( Coğrafi kuzey. İLE/VE/<> Haritanın kuzeyi. İLE/VE/<> Pusula kuzeyi. )


- GERÇEK OLMAYAN HAKKINDAKİ FARKINDALIK ile/ve/>< GERÇEK DOĞAMIZ HAKKINDAKİ FARKINDALIK

( Gerçek olmayan hakkındaki farkındalık hali ile gerçek doğanız hakkındaki farkındalık hali arasında bir uçurum vardır. )

( Gerçek olmayanlara olan bağımlılığımızdan vazgeçelim! O zaman, gerçek olan, hızla ve pürüzsüzce kendi yerini alacaktır. )

( From the awareness of the unreal to the awareness of your real nature there is a chasm. )

( Let go our attachment to the unreal! The real will swiftly and smoothly step into its own. )

( AWARENESS ABOUT THE UNREAL vs./and AWARENESS ABOUT THE YOUR REAL NATURE )


- GERÇEK YAŞAM ile/ve/<> SİNEMA

( Gerçek yaşamda, taklit ederiz. İLE/VE/<> Sinemada, gerçek oluruz. )


- GERÇEK:
(SENİ) DEĞİŞTİREN ve/<> DÖNÜŞTÜREN


- GERÇEK" ile/ve/değil/yerine "SAĞLAM"


- GERÇEK/LİK ile/ve/<> BAĞLAYICI/LIK


- GERÇEK/LİK ile/ve/=/||/<> BÜTÜN/LÜK


- GERÇEK/LİK ile/ve/<>/değil GEREKÇE/LİLİK

( Olgularda. İLE/VE/<>/DEĞİL Açıklamalarda/tanımlarda. )

( Gerçeklik, saltık değildir/olamaz. )


- GERÇEK/LİK ile/ve GEREKLİ/LİK

( REAL/ITY vs./and NECESS/ITY )


- GERÇEK/LİK ile/ve HAKİKAT[Ar.]

( Çok. İLE/VE Tek. )

( Varoluş. İLE/VE Varlık. | İlke. )

( Bilimde. İLE/VE Felsefede. )

( ... İLE/VE Var'ı var, yok'u yok olarak bilmektir. )

( ... İLE/VE Varoluşu kişinin iradesine bağlı olmayan. )

( Sürekli değişen, değişmeye mahkum olan. / Olup da bitmeye yönelmiş olan. İLE/VE Ebedî olan. Üstündeki örtü [peçe/lethia(Yun. > alethia)] kaldırılıp altındaki biçimin ortaya çıkması. )

( Beklenmeyen ve tahmin edilemez olan gerçektir. )

( Saf, karışımsız ve bağımsız olan gerçektir. )

( Gerçek, en yüce mutluluktur. )

( Gerçekten söz etmek bile mutluluktur. )

( Gerçek, kavranamaz olandır. )

( Gerçek olan, sürekli sözsüzdür. )

( Gerçek, gerçek-olmayanda gerçeği görür. )

( Sahte olanlar gittiğinde, geride kalan, gerçek olandır. )

( Geçicilik, gerçekdışılığın en iyi kanıtıdır. )

( Gerçek, herhangi bir amaca hizmet edemez. )

( Gerçek, herkes için her zaman geçerlidir. )

( Gerçek, bilen ve bilinen ikileminin ötesindedir. )

( Gerçek, ŞU AN'da ve BURADA olandır. )

( Gerçeği bilmek, onunla uyum içinde olmak demektir. )

( Gerçeği bilmeye uğraşmayın, çünkü zihin yoluyla edinilen bilgi gerçek bilgi değildir. )

( Gerçeğe varış, sizin bir kişi olmadığınız olgusunun fark edilmesidir. )

( Gerçeğe varmış olan kişiler, çok sessizlerdir. )

( Gerçeği bir formüle bağlama arzumuz onu inkâr demek oluyor, çünkü o sözcüklere sığdırılamaz. )

( Gerçek, bir şeyi ister gibi istenemez. )

( Gerçek, herkes için birdir, ancak sahte olan kişiseldir. )

( Gerçeğin deneyimi diye bir şey yoktur. Gerçek, deneyim ötesidir. )

( Gerçeğin zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )

( Ancak, hayrette olduğunuz zaman, gerçeği bilebilirsiniz. )

( Ancak, gerçeğin kendi olduğunuzda, gerçeği bilebilirsiniz. )

( Gerçek, keşiftedir, keşfedilmişte değil. )

( Eğer anlatabilirseniz, o gerçek olan değildir. )

( Sözler, sözleri yaratır; gerçek ise sessizdir. )

( Gerçek olmayanı yaratan, zihindir ve sahtenin, sahte olduğunu gören de zihindir. )

( Zaman ve uzay ile sınırlı ve bir tek kişi için geçerli olan, gerçek değildir. )

( Gerçek, sahtenin reddi ve inkârı ile ifade edilebilir -eylemle. )

( Neyin gerçek olmadığını bilebilirsiniz -ki bu da sizin sahte olandan kurtulmanıza yeter. )

( Gerçeğe varmış kişi, egosuzdur. )

( Neyle aşırı meşgulseniz, onun gerçekliğine inanırsınız. )

( Gereksiniminiz olan tek şey, gerçeğe duyulan samimi özlemdir. )

( Gerçeğin bilinmesi için "ben" ve "benimki" fikirleri gitmelidir. )

( Gerçeğin, zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )

( Gerçeği keşfettiğimi ne zaman anlarım? "Bu doğru", "Bu doğru değil" fikri ortaya çıkmadığı zaman. )

( Gerçeği bulmak için günlük yaşamımızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalıyız. )

( Gerçeği aramak, üstlenilen tüm işler arasında en tehlikeli olandır, çünkü o sizin içinde yaşadığınız dünyayı yıkar. )

( Gerçeğin aranışında, yalan ve hile olamaz. )

( Eğer amacımız gerçek sevgisi ve yaşam sevgisi ise, korkmamıza gerek yoktur. )

( Kendinizi yeterli ve emin hissettiğiniz sürece, gerçek, sizin ulaşamayacağınız yerdedir. )

( Söyleyecek yalan bulamayanların başvurduğu son çare gerçektir. )

( Hakiki olmayanın hakiki olmadığını fark eder ve onu atarsınız. )

( Hakiki olan, zarın hem içinde, hem dışındadır. )

( Hakikat, gerçekliğin ardında duran dayanakçadır. )

( Hakikat, olguları birliğe getiren ilkedir. )

( Hakikat, "betimlenemez" olduğu ölçüde kendini ortaya koyar; karmaşıktır, anlamı belirsizdir, varlığını karşıtların buluşmasına dayalı olarak sürdürür ve ancak erginleme vahiyleri yoluyla dile getirilebilir. )

( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri, dildir. )

( Adâlet, ancak hakikatten, saadet, ancak adâletten doğabilir. )

( HODOS TES ALETHEIA: Hakîkate götüren yol. )

( Hem, hem de. İLE/VE Ne, ne de. )

( The unexpected and unpredictable is real.
What is pure, unalloyed, unattached is real.
The real is bliss supreme.
Even to talk of real is happiness.
The real is inconceivable.
The fact is always non-verbal.
The real sees the real in the unreal.
What remains when the false is no more, is real.
Transiency is the best proof of unreality.
Reality is beyond the duality of the knower and the known.
The real is for all and forever.
Reality is beyond the duality of the knower and the known.
The real is, what is RIGHT NOW and RIGHT HERE.
To know reality is to be in harmony with it.
Do not try to know the truth, for knowledge by the mind is not true knowledge.
Realisation is of the fact that you are not a person.
Realised people are very quiet.
Your very desire to formulate truth denies it, because it cannot be contained in words.
The real cannot be wanted, as a thing is wanted.
Reality is common to all. Only the false is personal.
There is no such thing as the experience of the real. The real is beyond experience.
Clarity and silence of the mind are necessary for the reflection of reality to appear in the mind.
You can know reality only when you are astonished.
You know the real by being real.
Truth is in the discovery not in the discovered.
If you can convey, it is not the real thing.
Words create words, reality is silent.
It is the mind that creates the unreal and it is the mind that sees the false as false.
What is limited in time and space, and applicable to one person only, is not real.
Truth can be expressed only by the denial of the false -in action.
You can know what is not true - which is enough to liberate you from the false.
The realised man is egoless.
Whatever you are engrossed in you take to be real.
All you need is a sincere longing for reality.
For reality to be, the ideas of 'me' and 'mine' must go.
Clarity and silence of the mind are necessary for the reflection of reality to appear in the mind.
When do I know that I have discovered truth? When the idea 'this is true', 'that is true' does not arise.
To find reality you must be real in the smallest daily action.
The search for reality is the most dangerous of all undertakings for it will destroy the world in which you live.
There can be no deceit in the search for truth.
If your motive is love of truth and life, you need not be afraid.
As long as you feel competent and confident, reality is beyond your reach.
You can see the unreal as unreal and discard it.
The real is both within and without the skin. )

( Olduğu biçimde. İLE/VE Etkisi itibariyle. )

( 1- Gözlemleyebilsek de, gözlemleyemesek de varolanların, varoluşu.
2- Tutarlı gözlemlerden ya da deneylerden, genel sonuçlar çıkarmanın meşrû olduğu.
3- Hiçbir etkinin, ışık hızından daha hızlı yayılamayacağı.[YERELLİK/LOCALITY]

[Bernard D'Espagnat] )

( Kendinde olan. | Evrensel. | Yalansızlık. )

( Gerçekliğin ötesine ulaşmaya cesaret edemeyen, hakikati fethedemez. )

( REALITY vs./and TRUTH )

( WIRKLICHKEIT mit/und WAHRHEIT )

( ... ile/ve ALETHEIA )


- GERÇEK/LİK ile/ve OLASI/LIK

( REAL/ITY vs./and PROBABLE/PROBABILITY )


- GERÇEK/LİK ile/ve/değil/<> SABİT/LİK


- GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> USSAL/LIK


- GERÇEK ile GERÇEKDIŞI

( REAL vs. OUT OF REALITY )


- GERÇEK ile GİBİ

( Gerçek, bir sürecin sonucu değildir; o bir patlamadır. )

( Gerçek, sever ve sevilmeye elverişlidir. )

( REAL vs. LIKE
Reality is not the result of a process; it is an explosion.
Truth is loving and lovable. )


- GERÇEK = HAKİKİ, VAKİ = REAL[İng., İsp.] = RÉEL[Fr.] = REAL, WIRKLICH[Alm.] = REALIS, VERUS[Lat.]


- GERÇEK ile HAYAL

( REAL vs. IMAGE )


- GERÇEK ile/ve/değil/yerine KESİN/LİK

( [not] REAL vs./and/but DEFINITE/NESS
DEFINITE/NESS instead of REAL )


- GERÇEK ile/değil/>< KURGU

( )


- GERÇEK ile/ve ÖLÇÜ/M

( [Sans.] ... ile/ve PRAMANA )

( REALITY vs./and MEASUREMENT )

( ... ile/ve LIANG )


- GERÇEK ile/ve/değil/yerine ORGANİK

( [not] REAL vs./and/but ORGANIC
ORGANIC instead of REAL )


- GERÇEK ile/>< SAHTE

( İlk/en başta küçük/düşük. İLE İlk/en başta büyük/yüksek. )

( İlerledikçe/derinleştikçe yüce/ulaşılmaz. İLE İlerledikçe/derinleştikçe değersiz. )

( ZAVALLILAR ile/değil/yerine/>< KİŞİLER:
Sadece, güc(ün)e/olanaklar(ın)a "saygı gösterir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herkese saygı gösterir.
Çoğunlukla dedikodu yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşüncelerini açıkça paylaşır.
Sadece, çıkarları olduğunda yardımseverdir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kibar ve her zaman yardımseverdir.
Gösterişin hastasıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gösterişi sevmez.
Kolay söz verir, nadiren tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Verdikleri sözü tutmak için çabalar.
İlgi manyağıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllüdür. )

( ... ile/>< CALÎ )


- GERÇEK ile YAKLAŞIMSAL SONUÇ

( REAL vs. RESULT BY APPROACH )


- GERÇEK ile/ve/değil YALANSIZ

( [not] REALITY vs./and/but WITHOUT LIE )


- GERÇEKÇİ YAKLAŞIM ile/ve/||/<> AKLÎ GÖRÜ


- GERÇEKÇİ ile CİDDİ


- GERÇEKLER:
DEMİ ve/||/<> DEVRANI"NA... HÛ


- GERÇEKLERİ DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARABİLECEKLERİ DÜŞÜNMEK


- GERÇEKLERİN GERÇEKLİĞİ ile/ve HAKİKATİN HAKİKATİ

( Töz. İLE/VE İlke. )

( REALITY OF THE REALITIES vs./and TRUTH OF THE TRUTH )


- GERÇEKLEŞ(TİR)ME ile/ve/<> KAZANIM


- GERÇEKLEŞME ile/ve/||/<> EKSİKSİZLEŞME


- Gerçekleşmeden önce SUS!!!


- GERÇEKLEŞTİREBİLECEKLERİMİZ/ÖĞÜTLEYEBİLECEKLERİMİZ:
BAŞARILI "OLUP/OLMAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MUTLU OLMAK


- Gerçekleştirmeden önce DİNLE!!!


- Gerçekleştirmeden önce SUS!!!


- GERÇEKLEŞTİRMEK ile/ve "HAYATA GEÇİRMEK"


- GERÇEKLİĞİN ...:
KOŞULLARI ile/ve/||/<>/>/< YASASI

( Nesnelerde. İLE/VE/||/<>/>/< Akılda. )


- GERÇEKLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve NEDENSELLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve KİŞİ ZİHNİ


- GERÇEKLİK:
AKIL SAYESİNDE/ARACILIĞIYLA ve/||/<> AKILDA


- GERÇEKLİK/HAKİKAT:
ÇÜRÜTEMEDİĞİMİZ ve/||/<> TÜKETEMEDİĞİMİZ


- GERÇEKLİK/HAKİKAT =/< KUŞKU BULUNMAYAN/BARINDIRMAYAN


- GERÇEKLİK ile/ve (TOPLUMSAL) UZLAŞIM

( REALITY vs./and [SOCIAL] COMPROMISE )


- GERÇEKLİK ile/ve AÇIMLANMA

( REALITY vs./and TO GET EXPOUND )


- GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine DURUMUN CİDDİYETİ

( [not] REALITY vs./and/but SERIOUSNESS OF THE SITUATION
SERIOUSNESS OF THE SITUATION instead of REALITY )


- GERÇEKLİK ve/||/<> EYLEM


- GERÇEKLİK ile/ve/<>/değil/yerine GÖRÜNÜŞ

( Düzen vardır. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Düzen yoktur. )

( Kişinin durduğu yere göre değişir. )

( Suda dans eden ay suda görünür, ama onun nedeni su değil, gökteki aydır. )

( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )

( Berrak görebilmeniz için zihniniz saf ve bağımlılıktan yoksun olmalıdır. )

( Sadece söze dayanan kanı yeterli değildir. Ancak katı gerçekler, kişinin, kendi hakkında kurduğu imajın hiçbir şey ifade etmediğini gösterebilir. )

( Kendiniz olduğuna inandığınız varolana bakın ve anımsayın - siz, gördüğünüz değilsiniz. )

( Kendi gerçeğinizi kendi bulduğunuzca, içtenlikle yaşayın. )

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Gerçeklik, dönüştürülmesi olanaklı olandır. )

( )

( PHENOMENON instead of REALITY
Changes indepence of the position of the person.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water.
The world appears to you so overwhelmingly real, because you think of it all the time; cease thinking of it and it will dissolve into thin mist.
To see clearly, your mind must be pure and unattached.
Mere verbal conviction is not enough. Hard facts alone can show the absolute nothingness of the self-image.
Look at the being you believe you are and remember - you are not what you see.
Earnestly live your truth as you have found it.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water. )

( ŞE'NİYYET[< ŞE'NÎ: Gerçek] ile/ve/<>/değil/yerine KİSVET[çoğ. KÜSÂ][KİSVE değil!]: Elbise. | Özel kıyafet. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydikleri paçalı meşin pantolon. | Bir kimsenin/şeyin dış görünüşü. )

( [not] REALITY vs./and/<>/but PHENOMENON )

( RÉALITÉ avec/et/<> ASPECT )


- GERÇEKLİK ve/||/< SONLULUK


- GERÇEKLİK = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.]


- GERÇEKLİK ile/ve ÜMİT

( ÜMİT: Kahırdan kurtulma dürtüsü. )

( REALITY vs./and HOPE )


- GERD[Fars.] ile -GERD[Fars.]

( Toz, toprak. | Tasa, gam, keder. İLE Sözcüklere eklenerek "dönen", "dolaşan" anlamını verir.[TÎZ-GERD: Çabuk dönen.] )


- GERDAN ile GERDANLIK ile GERDANİYE

( Gövdenin, omuzlarla, baş arasında kalan bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk. İLE Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. İLE Türk müziğinde, ince sol notasını andıran perde ve bir makam adı. )


- GERDEK/GİRDEK[Fars.]/ZİFÂF, ARÎS[Ar.] ile/ve/> TÜM GÜN VE GECELER

( TAHCÎL[Ar. < HACLE]: Gerdeğe sokma. | HACLE: Gelin odası. )


- GERDEK/ZİFAF

( WEDDING NIGHT )


- GERDEL[Yun.] ile/değil/yerine KOVA

( Gemilerde, temizlik işlerinde kullanılan, saç ya da pirinç çemberli tahta kova. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- GEREĞİ ile GEREKLİLİĞİ


- GEREĞİ ile/değil GÖSTERGESİ


- Gereğince KONUŞ!!!


- Gereğince SUS! Gereğince KONUŞ!!!


- GEREĞİNDE ile/ve YERİNDE


- GEREK GÖRMEMEK ile/ve/<> YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- GEREK KOŞUL/NEDEN ile/ve/||/<> YETER KOŞUL/NEDEN


- GEREK NEDEN ile/ve/||/<>/> EREK NEDEN


- GEREKÇE/DAYANAKÇA ile/ve/||/<> ORAN/TI

( Gerekçe/dayanakça göstermeden, "karar almak/vermek"; oran(orantı) vermeden, "söz söylemek"; olanaksız, yetersiz ve değersizdir. )


- GEREKÇE ile/ve DAYANAK/ÇA

( REASON vs./and SUPPORT/BASE )


- GEREKÇE ile/ve MEŞRÛİYET ZEMİNİ


- GEREKÇE ile ZORLAYICI GEREKÇE

( REASON vs. REASON IN FORCE )


- GEREKEN TEPKİYE "TEPKİ" ile/değil/yerine/>< OLUMSUZ ETKİYE GEREKEN TEPKİ


- GEREKEN ile BEDEL

( WORTH vs. WORTH )


- GEREKEN ile/ve/değil/yerine GEREKMEYEN

( İSTİLZAM: Gerektirme, gerekme. )

( NECESSARY vs./and NOT NECESSARY )

( DEBERE cum/et INDIGERE )


- GEREKENİ YAPMALI!


- GEREKİRSE yerine YERİ/ZAMANI GELDİĞİNDE


- GEREKLER ve/<> GERÇEKLER


- GEREKLERİNİ YAP(A)MADIYSAN:
HESAP SORMA! ve SIZLANMA!


- GEREKLİ DURUMDA LÜZUMU HALİNDE/ACİL LÜZUM HALİNDE değil/yerine/= GEREKLİ DURUMDA/İVEDİ


- Gerekli gereksiz SUS!!!


- GEREKLİ OLANLAR...

( * İlim
* Hâl
* Teslimiyet
* Sadâkat
* Azim
Ondan ötesini tarif edemeyiz. )


- Gerekli olduğu için KONUŞ!!!


- GEREKLİ/LİK, GEREKSİZ/LİK ile/ve ANLAMLI/LIK, ANLAMSIZ/LIK

( Yapılmış/yaşanmış şeyler üzerinde konuşmak, gereksizdir. İLE/VE Geçmiş şeyleri ayıplamak, anlamsızdır. )

( NECESSITY, UNNECESSARY/LACK vs./and MEANINGFUL/NESS, MEANINGLESS/NESS | ABSURDITY )


- GEREKLİ/LİK ile ÇAĞRIŞIM/TEDÂÎ[Ar. < DA'VET]


- GEREKLİ/LİK ile/ve/<> DOĞRU/LUK

( ... İLE/VE/<> (Mantığa) Uygunluk. )

( Genelde ıstıraba neden olan yanlıştır, onu gideren ise doğru. )

( Her doğruyu, her yerde söylemek doğru değildir. )

( Doğrulukta, değişmez olursunuz. )

( Doğruyu bildiğiniz fikri tehlikelidir, çünkü o sizi zihin içinde hapseder. )

( "Doğru olan, kendine benzeyeni değil, benzemeyeni aşmak ister; doğru olmayan ise, hem kendine benzeyeni, hem de benzemeyeni aşmaya çalışır." )

( Eğriliğin en yüksek derecesi, doğru olmayıp doğru görünmektir. )

( NECESSITATE vs./and/<> TRUTH
Generally, what causes suffering is wrong and what removes it, is right.
You become immovable in reticence.
The idea that you know what is true is dangerous, for it keeps you imprisoned in the mind. )


- GEREKLİ/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and VALIDITY )


- GEREKLİ/LİK ile/ve YETERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and SUFFICIENCY )


- GEREKLİ/LİK ile ZORUNLU/LUK

( Hiçbir şey gereksiz değildir, hiçbir şey kaçınılmaz da değildir. )

( NECESSARY(NECESSITY) vs. COMPULSIVE/NESS
Nothing is necessary, nothing is inevitable. )


- GEREKLİ ile/ve/<> YETERLİ

( NECESSARY/REQUIRED vs./and/<> SUFFICIENT/ENOUGH )


- GEREKLİLİK:
BİLMEK ile/ve/değil/<> YAPMAK


- GEREKLİLİK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- GEREKLİLİK ile/ve GEREKSİNİM

( NECESSITY vs./and NEED )


- GEREKLİLİK ile/ve NEDENSELLİK

( Öncelik-sonralık yoktur. İLE/VE Öncelik-sonralık vardır. )

( İşlevsellik. İLE/VE Birbirini açıklayıcılık. )

( NECESSITY vs./and SCIENTIFIC TERM )


- GEREKLİLİK ile/değil OLANAKLILIK

( [not] NECESSITY vs./but POSSIBILITY )


- GEREKLİLİK ve/> SÜREKLİLİK ve/> KESİNLİK

( NECESSITY and/> CONTINUITY and/> CERTAINTY )


- GEREKLİLİK ile/ve/değil UYGUNLUK

( [not] NECESSITY vs./and/but APPROPRIATENESS )


- GEREKSİNİM DUYMAYACAKLARINI SATIN ALMAK > GEREKSİNİM DUYACAKLARINI SATMAK ZORUNDA KALMAK


- GEREKSİNİM/AÇLIK:
UYARILMA ile/ve/||/<>/> TANINMA ile/ve/||/<>/> YAPILANDIRMA


- GEREKSİNİM/LER:
DİRİMSEL ile/ve/||/<>/> ZİHİNSEL

( Sınırlı. İLE/VE/||/<>/> Sınırsız. )


- GEREKSİNİM/LER/İMİZ ve/<>/>< DEĞER/LER/İMİZ


- GEREKSİNİM ile/ve BEKLENTİ


- GEREKSİNİM ile/ve/> DAVET

( NEED vs./and/> TO INVITE )


- GEREKSİNİM ve/||/<>/> DİLE GETİRMEK

( Gereksinimi olduğu halde dile getirmeyen, dilsiz kalsa daha iyidir. )


- GEREKSİNİM ile/ve/<> DOYUM

( NEED vs./and/<> SATISFACTION )


- GEREKSİNİM ve/> EYLEM

( NEED and/> ACTION )


- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK

( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )

( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )

( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )

( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )

( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )


- GEREKSİNİM ile/ve İLERLEME

( NEED vs./and PROGRESS )


- GEREKSİNİM ile/ve/<> İŞE YARARLIK


- GEREKSİNİM ile İTİLİM


- GEREKSİNİM ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( ... İLE/VE/<> Gereksinimlerinin gereksinimi(/hedefi) durumuna getirilmiş/düşürülmüş olan. )


- GEREKSİNİM ile MUTLAKLIK

( Tüm gereksinimimiz, gereksinim duyuyor olmamızın gerekliliği ve bunun kabulüdür. )

( NEED vs. ABSOLUTENESS )


- GEREKSİNİM ile/ve/> UYGARLIK

( Gereksinim, uygarlığın dinamosudur. )

( NEED vs./and/> CIVILIZATION )


- GEREKSİNİM ile ZORUNLULUK

( NEED vs. OBLIGATION )


- GEREKSİNİMLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- GEREKSİNİMLER ve İLİŞKİLER SIRADÜZENİ:
DİRİMSEL ve/||/<>/> BİLİŞSEL ve/||/<>/> DAVRANIŞSAL


- GEREKSİNİMLER:
ZARÛRÎ ile/ve/||/<>/> HÂCÎ ile/ve/||/<>/> KEMÂLÎ

( Yaşamak için gerekli olan beslenme ve güvenlikle ilgili gereksinimler. İLE/VE/||/<>/> Zorunlu olmayan, ama varoluşu, insanı rahatlatan unsurlara duyulan gereksinimler. İLE/VE/||/<>/> Kişilerin kaygılarını ve estetik beklentilerini karşılayan gereksinimler. )


- GEREKSİNİMLER ile/ve/||/<> DEĞERLER ile/ve/||/<> ANLAMLAR


- GEREKSİNİR değil GEREKİR/GEREKTİRİR


- GEREKSİZ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- GEREKSİZ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- GEREKSİZ ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< GİZLİ HAYRAN/LIK


- Gereksiz olmadığı için KONUŞ!!!


- GEREKSİZ TEKRAR(TOTOLOJİ) ile SAÇMALAMAK

( TAUTOLOGY vs. TO BULLSHIT )


- GEREKSİZ/LİK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK

( [not] UNNECESSARY/LACK vs./but INCAPACITY
INCAPACITY instead of UNNECESSARY/LACK )


- GEREKSİZ/YERSİZ/ANLAMSIZ "TEPKİ VERMEK" ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇMEK

( Sadece aptallar, gereksiz/yersiz/anlamsız "tepki verir". )


- GEREKSİZ ile FAZLA(DAN)


- GEREKSİZ ile/ve OLUMSUZ


- GEREKTİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK ile/ve DEĞERİ/DEĞDİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK


- Gerektiği kadar KONUŞ!!!


- Gerektiğinde SUS!!!


- GEREN ile KEPİR/ŞÛRE[Fars.]

( Kuruyunca çatlayan toprak. İLE Çorak toprak. )


- GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Gebelik süreleri 540 gündür. )

( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )

( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )

( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )

( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )

( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )

( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )

( Gergedanların çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )

( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )

( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )

( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )

( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )

( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )


- GERGEDAN ile JAVA GERGEDANI

( ... vs. RHINOCEROS SONDAICUS )


- GERGEDAN ile SUMATRA GERGEDANI

( ... İLE Sumatra Gergedanı )

( ... İLE Ne yazık ki, Kasım 2019 itibariyle soyu tükenmiştir. :( (((((( )


- GERGEDAN ile TÜYLÜ GERGEDAN

( ... İLE Yaklaşık 10.000 yıl önceye kadar yaşamış bir gergedan türü. )


- GERGİN/LİK ile/ve HUZURSUZ/LUK


- GERGİN/LİK ile ŞAŞKIN/LIK

( ... cum CONSTERNATIO )


- GERGİN/LİK ile/ve/değil ŞİŞKİN/LİK


- GERGİNLİĞİN BÖLGELERİNDE:
BOYUN ile/ve/||/<> OMUZ ile/ve/||/<> ÜST SIRT ile/ve/||/<> ORTA SIRT ile/ve/||/<> ALT SIRT ile/ve/||/<> MİDE

( [psikolojik nedenleri] "Kendini tanımlamada korku ve bastırılmışlık." İLE/VE/||/<> "Zorunluluk ve sorumluluk." İLE/VE/||/<> "Üzüntü, keder." İLE/VE/||/<> "Güvensizlik ve güçsüzlük." İLE/VE/||/<> "Utanç, suçluluk, değersizlik." İLE/VE/||/<> "Duyguları yönetmede yetersizlik." )


- GERGİNLİK ile/ve/||/<> TEDİRGİNLİK


- GERİ ÇEKİLMEME ve/||/<> AÇIKLAMA GETİRMEME


- Geri dön ve KONUŞ!!!


- GERİ DÖNÜŞ ile/değil/yerine GERİDEN BESLENME


- GERİ GİDİŞ ile/değil/yerine AŞKINLIK


- GERİ KALMAK ile GEÇMİŞİNDEN GERİ KALMAK

( Bir yerde kalmak, ölmek demektir. )

( DEKADANS: Gerileme. )


- Geri kalmamak için DİNLE!!!


- GERİ TEPME ile/ve/||/<> TERS TEPME


- GERİ ZEKÂLI/LIK ile/ve/değil/||/<> HÖDÜK/LÜK


- GERİ ZEKÂLI değil/yerine ZEKÂ GERİLİĞİ

( Hakaret. DEĞİL/YERİNE Durum. )


- GERİ ile ARKA

( TO BACK vs. THE BACK )


- GERİ ile GERİ

( Arka, bir şeyin, sonra gelen bölümü. | Geçmiş. | Hayvanların boşaltım örgenlerinin dışı. | Eksik gösteren. [saat vs.] | Geriye doğru. İLE Araba üzerine gerilerek, kenarları, arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman ya da tahıl doldurulan büyük kıl çuval. )


- GERİBİLDİRİM'DE:
"HIIIIII" ile/değil/>< HMMM

( Dinleyenin, küçümseyici/reddedici, kinâyeli bir tutum göstererek çıkardığı ses. İLE/DEĞİL/>< Dinleyenin, sözü/konuyu, tam olarak anlamasıyla çıkardığı ses. )


- GERİBİLDİRİM ile/ve "GİT-GEL"


- GERİBİLDİRİM ve/<> DİRİMLİLİK

( )

( FEEDBACK and/<> LIFE )


- Geribildirimli KONUŞ!!!


- GERİCİLİK ile/değil/yerine GELENEKÇİLİK


- GERİDE BIRAKTIKLARIMIZ ile/ve/||/<> ELİMİZİN ALTINDAKİLER ile/ve/||/<> ULAŞAMADIKLARIMIZ

( Özlüyoruz. İLE/VE/||/<> Sıkılıyoruz. İLE/VE/||/<> Tutuluyoruz. )


- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGE


- GERİLİM ile/ve/||/<> GERİLİM YAYI/KEMERİ

( ... İLE/VE/||/<> Bireyin, hırsları ve tutkuları tarafından itilerek düşüncelerinin peşinden gitmesi ile yaşanan iki kutup arasındaki gerilim.[Yaşamda kalmamızı, yaşama tutunmamızı sağlar.][Kohut] )

( ... vs./and/||/<> TENSION ARC )


- GERİLİM ile/ve/değil/||/<> İKİLEM


- GERİLİM ile/ve/değil/yerine SALINIM


- GERİLİMDE:
GERİLEME ile/değil/yerine İLERLEME


- GERİLİYOR/UZ[< GERİLEMEK] ile GERİLİYOR/UZ[< GERİLMEK]


- GERİLLA[Fr. < GUERILLA] ile/>< KONTRGERİLLA[Fr. < CONTRE-GUERILLA]

( Düzenli bir orduya karşı küçük birlikler hâlinde çatışan, hafif silahlarla donatılmış topluluk. | Bu topluluktan olan kişi. | Bağımsız bir biçimde hareket eden çete. İLE Gerilla güçlerine karşı oluşturulmuş güç. )


- GERİLLA ile DEVLET

( Kaybetmediği sürece kazanır. İLE Kazanmadığı sürece kaybeder. )


- GERİLME ile GERİNME

( TENSION vs. STRECH )


- GERİNME ile KASILMA

( TO STRETCH vs. SPASM )


- GERİOLUŞUM

( BACKFORMATION )


- GERİYATRİ/GERIATRICS[İng.] değil/yerine/= YAŞLILIK BİLİMİ


- GERİYATRİK/GERIATRIC[İng.] değil/yerine/= YAŞLI | YAŞLILIKLA İLGILİ/İLİŞKİLİ


- GERİYE DÖNMEK ile/ve/değil/yerine GERİ DÖNMEK


- GERİZEKÂLI değil/yerine/>< GEZİ ZEKÂLI


- GERK[Fars.]

( Uyuz. )


- GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN

( Kale, kermen, kirman. İLE Canlılarda, gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü. İLE Eskiden, bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da oturan halk ya da bu halktan olan kişi. )


- GERMİSİT/GERMICIDE[İng.] değil/yerine/= MİKROPKIRAR, BULAŞSAVAR


- GERMİYAN OĞULLARI ve AYDIN OĞULLARI ve CANDAR OĞULLARI

( Anadolu'da, Türk bilim hayatının oluşumuna büyük katkıda bulunmuşlardır. )


- GERONTOLOJİ/GERONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= YAŞLANMA BİLİMİ


- GERUNDIUM[Lat.] değil/yerine ULAÇ

( Belirteç olarak kullanılan, eylem kökenli sözcükler. [Koşa koşa / güle güle vb...] )


- GEŞ[Fars.] ile GEŞT[Fars.]

( Güzel, hoş. | Naz ve edâ ile yürüme. İLE Gezme, seyretme, dolaşma. )


- GESTALT[İng.] değil/yerine/= BİÇİM


- GESTASYON/GESTATION[İng.] değil/yerine/= GEBELİK


- GET VOICED vs. SAYING


- GET vs. TAKE vs. BUY


- GETİR-GÖTÜR (İŞLERİ)


- GETİRİ/LER ile/ve GÖTÜRÜ/LER


- GETİRİ ile SAĞLAMA

( GALLE ile ... )

( INCOME vs. PROVIDE )


- GETR[Fr.] değil/yerine/= TOZLUK

( Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş vs.'den yapılmış nesne. )


- GETTO[İbr.] ile VAROŞ[Macarca]

( Bir kentin kendiliğinden herhangi bir azınlık kümesince yerleşilen kesimi. | Yahudi'lerin gönüllü olarak ya da zorlanarak yerleştikleri kent dışındaki yer. [Adını/yerleşikliğini, Venedik'teki baruthaneden alır.] İLE Kent ya da kasabada dış mahalle. )


- Geveze SUS!!!


- GEVEZE/YANŞAK, "ÇENESİ DÜŞÜK" ile/değil/yerine KONUŞKAN


- GEVEZE/YANŞAK ile ÇAÇARON[< İt.]

( ... İLE Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi güçlü, geveze. )


- GEVEZE/YANŞAK ile/ve KAVVAL[Ar. KAVL]

( Çenesi düşük, çok ve gereksiz konuşan. İLE/VE Sözü yerinde söyleyen. | Geveze. | Şarkıcı. )

( BEZİR [BEZER: Gevezelik], BİZLÂH ile KAVVAL )

( BÂZENDE-ZEBÂN, BESGÛY )


- GEVEZELİK ve/||/<> GAFLET

( Bilgelik/hikmet/irfan bulunmayan söz. VE/||/<> Düşünce ve bilgi bulunmayan susma/sükût. )


- GEVEZELİK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ GELİŞTİRMEK


- GEVHER[Fars. > GÜHER] ile/=/> CEVHER

( Elmas, cevher, mücevher. | İnci. | Değerli taş. | Bir şeyin aslı, esası. )


- GEVİŞ GETİREN

( RUMINANT )


- GEVİŞ GETİRENLER ile GEVİŞ GETİRMEYENLER

( RUMMINANTS vs. NON-RUMMINANTS )


- GEVREK GEVREK (GÜLMEK)


- GEVREK ile GEVREK

( Kolayca kırılıp ufalanan. | Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek. İLE Şen, neşeli gülüş. [GEVREK GEVREK GÜLMEK] )


- GEVREMEK

( Kolay kırılır duruma gelmek. | Ekinin olgunlaşması. )


- GEVŞEK/LİK ile/ve/||/<> ESNEK/LİK


- GEVŞEK ile BOL

( LOOSE vs. TOO LARGE )


- GEVŞEK ile LAÇKA[İt.]

( ... İLE Gemi halatının, gevşetilip boşa bırakılması. | Gevşemiş, verimsiz duruma gelmiş, düzeni bozulmuş. )


- GEVŞEK ile/ve/değil/||/<> YAVŞAK


- GEVŞEME ile/ve/<> MAYIŞMA

( ... İLE/VE/<> Çok yemekten, sıcaktan ya da zevkten gevşemek. )


- GEVUR "HAMAMI" değil/||/<>/< GEVUR ...


- GEYİK ile/ve ALAGEYİK/SIĞIN/MUS[Ural ormanında]

( ... İLE Postu benekli, erillerinin boynuzları, uca doğru kürek biçiminde genişleyen, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir cins geyik, sığın. )

( CERVUS ELAPHUS cum DAMA DAMA )


- GEYİK ile/ve ÇİTAL

( ... İLE/VE Benekli geyik. )


- GEYİK ile FARE/CÜCE GEYİK

( Tragulidae[cüce geyikgiller] ailesine ait bir türdür.

Henri Milne-Edwards[Fransız canlıbilimci] tarafından, 1864 yılında adlandırılmıştır. Tragulus kanchil[Lat.], Raffles tarafından, 1821 yılında Lesser Mouse-deer[fare geyiği] olarak adlandırılmıştır.

Fare geyiklerinin anavatanları, Güney Asya olup Asya'nın tamamında ve Kuzey Afrika'da da yaygın olarak görülebilmektedir. Indochina, Burma[Kra Isthmus], Brunei, Kamboçya, Çin[Güney Yunnan], Endonezya[Kalimantan, Sumatra ve çok sayıda küçük adada], Laos, Malezya[Peninsular Malezya, Sarawak] Güneydoğu Asya, Singapur, Tayland ve Vietnam genelinde yaygın olarak bulunurlar.

Güneydoğu Asya'da rastlanan, dünyanın en küçük toynaklı memeli türü olan fare geyiği, ilginç ve bir o kadar da ilgi çekici bir hayvan türüdür.

Yetişkin fare geyiklerinin yerden yüksekliği, yaklaşık 15 - 23 cm. arasında değişirken, uzunlukları 55 cm'i geçmemekle birlikte, ağırlıkları ise yaklaşık 2 - 3 kg. arasında değişmektedir. Otçul beslenen Fare geyiği, yavrularını sütle besler. Dişi Fare geyiği, 70 gün süren bir gebeliğin ardından, 8-12 yavru doğurur. Dişi fare geyiği, yavrularını üç aylık bir süre sütle besler. Yavru fare geyikleri, 5 aylık olduklarında, yavrular, tek başına bırakılır. Bu süreç sonunda, dişi fare geyiği yeniden çiftleşebilir. Bir dişi fare geyiği, yılda iki kere doğum yapabilir. Fare geyiklerinin yaşamı, ortalama 10 yıl kadardır.

Oldukça hızlı hareket edebilime özeliğine sahiplerdir. İstediklerinde ya da tehlike anında, saatte 50 km.'lik hızla koşabilirler. )

( ... avec TRAGULUS KANCHIL )


- GEYİK ile/ve GÖZEN


- GEYİK ile İRLANDA GEYİĞİ


- GEYİK ile KANADA GEYİĞİ/MUS


- GEYİK ile/ve KANÇİL


- GEYİK ile/ve KARİYAKU


- GEYİK ile/ve KATIRGEYİĞİ


- GEYİK ile/ve KIZILGEYİK


- GEYİK ile MAVİ GEYİK


- GEYİK ile/ve MUNÇAK

( ... İLE/VE Küçük yapılı bir geyik. )


- GEYİK ile/ve PEREDAVİTGEYİĞİ


- GEYİK ile PUDU

( )


- GEYİK ile/<> REN GEYİĞİ

( ... İLE/<> Tek boynuzundaki çıkıntı sayısı, geyiğin yaşını gösterir. )

( ... cum RANGIFER TARANDUS )


- GEYİK ile/ve RUSA


- GEYİK ile/ve SAMBAR

( ... İLE/VE Asya'da yaşar. )


- GEYİK ile/ve SİKA


- GEYİK ile/ve YAĞMURCA


- GEYİKDİLİ ile GEYİKOTU

( Eğreltiotugillerden, yaprakları uzunca, dil biçiminde bir bitki. İLE Sedefotugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki. )

( PHYLLITIS SCLOPPENDRIUM cum DICTAMNUS FRAXINELLA )


- GEYŞA ile ...


- GEYÜT

( Gelinin akrabalara hediye olarak götürdüğü giysiler. )


- GEZ ile GEZ

( Okun, kirişe geçen ucundaki kertik. | Tüfek, tabanca gibi ateşli silahlarda, namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken, arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik. İLE Yer ölçmeye yarar, düğümlü ip. | Yapı işlerinde kullanılan çekül. )


- GEZEGEN ADLARI ve/> TANRI ADLARI


- GEZEGEN ile "SERSERİ GEZEGEN"

( Bize olan uzaklığı, yaklaşık olarak 80 ışık yılı olan PSO J318.5-22 adlı "Serseri Gezegen", bir yıldıza sahip değildir. Serseri gezegenin boyutu, Güneş Sistemi'mizdeki tüm gezegenlerin toplamından daha büyüktür. Kendini öteki serseri gezegenlerden ayıransa, bu kategorideki en genç gezegen olması ve yaşam döngüsünün bu kadar erken bir evresinde yıldızı tarafından uzaya savrulmasıdır. )


- GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Dünyanın 360 derecelik yapısı, her derecenin yeryüzündeki mesafe karşılığı 25 fersahtır. Her fersah 12.000 zira(arşın)(5.685 m.)dir. Bir zira 25 parmaktır. Bir parmak, bitişik ve dışı içine gelecek biçimde dizilmiş altı arpa tanesi uzunluğunda bir mesafedir. )

( ... İLE/VE Yüzölçümü: 509.600.000 km2 | Kara: 148.326.000 km2 )

( ... İLE/VE Asya: %30, Afrika: %20.3, Kuzey Amerika: %16.3, Güney Amerika: %11.9, Antartika: %8.9, Avrupa: %6.6, Okyanusya/Avustralya: %6.0 )

( ... İLE/VE Kara: %27, Buz: %2, Su: %71[%97 Tuzlu, %3 Tatlı] )

( Dünyanın (ekvator) çapı 12.756,28 km.dir. )

( Dünyanın yaşı 13.7 milyar yıl olarak kabul edilmektedir. )

( TÜRKÂN-İ ÇERH/SEB'A-İ SEYYÂRE: Yedi gezegen. [UTÂRİD: Merkür. | ZÜHRE: Venüs. | MİRRİH: Mars. | MÜŞTERİ: Jüpiter. | ZÜHAL: Satürn. | NEPTÜN | PLÜTON] )

( Eratosthenes [M.Ö. 276 - 194], dünyanın çevresini hesapladığı bilinen ilk kişidir. )

( SEYYÂRE[Güneşin etrafında dolaşan gezegen.] ile/ve RÜB-İ MESKÛN )

( ... ile/ve CİHÂN )

( PLANET vs./and EARTH )

( ... ile/ve KUN )


- GEZEGEN ile CERES GEZEGENİ(EN BÜYÜK GEZEGEN)

( PLANET vs. CERES )


- GEZEGEN ile/ve FELEK


- GEZEGEN ile GÖK CİSMİ

( PLANET vs. HEAVENLY BODY )


- GEZEGEN ile/ve/||/<> KÜÇÜK GEZEGEN(PLANETOİD)

( ... İLE/VE/||/<> Güneşin çevresinde eliptik bir yol izleyen küçük gezegenler. )

( ... İLE/VE/||/<> Pallas ve Vesta. )


- GEZEGEN ile KÜÇÜK GEZEGEN/ASTEROİD[NEA]

( PLANET vs. PLANETOID )


- GEZEGEN = SEYYARE[Ar.] = PLANET[İng.] = PLANÈTE[Fr.] = PLANET[Alm.] = PIANETA[İt.] = PLANETA[İsp.]


- GEZEGENLER:
BEYAZ CÜCE ile KARA CÜCE

( ... İLE Henüz görülememiştir. [Sönebilmesi için yeterli sürenin geçmemiş olduğundan görülememektedir.] )


- GEZEGENLER ile/ve GÖKADALAR/GALAKSİLER

( Karşılaştırmalı görseli. İLE/VE Karşılaştırmalı görseli. )

( PLANETS vs./and GALAXIES )


- GEZEGENLER ile NEPTÜN

( ... İLE Gözle ya da her hangi bir teleskopla görülmeden, hesaplamalarla keşfedilen ilk gezegendir. )

( ... İLE Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Güneş'e olan uzaklığı ise 4.5 milyar kilometredir. Yüzey sıcaklığı, -220 °C olup Güneş Sistemi'nin en soğuk gezegenidir. Neptün'ün bilinen 14 doğal uydusu bulunmaktadır. )


- GEZEGENLER ile/ve/||/<> UYDULAR ile/ve/||/<> ASTEROİDLER

( )


- GEZEGENLERDE ÖZEL GİYSİSİZ YAŞAM SÜRESİ:
| GÜNEŞ ve VENÜS, JÜPİTER, SATÜRN, URANÜS, NEPTÜN ve MERKÜR, MARS |
ile/değil/yerine/><
DÜNYA

( | 1 saniye. VE 1 saniye. VE 2 dakika. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< 80 - 160 yıl. )

( )


- GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR

( Dünya'da. İLE Venüs'te. İLE Titan'da. İLE Neptün'de. İLE HD189733b'de. İLE OGLE-TR-56b'de. )

( )


- GEZGİN TURİST

( TRAVELLER
TOURIST )


- GEZGİNCİ değil GEZGİN


- GEZİ DÖNEMLERİ'Nİ


- GEZİ:
"İHYÂ" değil İNŞÂ ["isteğiydi"]


- GEZİ[Ar.] ile GEZÎ[Ar.]

( Ülkeler ya da kentler arasında yapılan uzun yolculuk. | Gezilip hava alınacak yer. | Gezinti yeri. İLE Pamukla karışık, dokunmuş hâreli, arşınlık enli kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- gezi ile/ve/değil/<> Gezi

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Türkiye'mizin/İstanbul'umuzun, Taksim'deki, akıl, değerler ve diriliş simgesi olan parkımız. )


- GEZİP-TOZMAK


- GEZİYE ÇIKARKEN:
GİYSİLERİNİZ ve/||/<> PARANIZ

( Hazırladıklarının yarısını yanına al! VE/||/<> Bütçenin iki katını yanına al! )


- GEZMEK ile "SÜRTMEK"


- GEZMEK ile GEZİNMEK


- GEZMELİ!


- GIA/TRANSIENT ISCHEMIC ATTACK[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI, GEÇİCİ İSKEMIK ATAK


- GİRİŞ ile/ve/||/<>/> GELİŞME ile/ve/||/<>/> SONUÇ


- GİZEM ile/ve/değil/yerine GENELE/HERKESE AÇIK OLMAYAN

( [not] MYSTERIOUS vs./and/but NOT OPEN TO ALL/PEOPLE/GENERAL
NOT OPEN TO ALL/PEOPLE/GENERAL instead of MYSTERIOUS )


- GİZLİ EVSİZLER ile GEÇİCİ EVSİZLER ile SÜREKLİ EVSİZLER

( Evsiz kalabilme olasılığı yüksek olan ve zaman zaman evsiz kalan kişiler.[Yoksulluk sınırının altında yaşarlar ve sürekli olarak evsiz kalma olasılığıyla karşı karşıyadır.] İLE Evsizlik süresi çok uzun olmayan evsiz kişiler. [Kendilerini, evsizlerden farklı olarak toplumun bir parçası olarak tanımlar. Kaygı, depresyon belirtileri, alkol ve madde kullanımı görülebilir. Evlerini, işlerini ve toplumsal konumlarını tekrar kazanmak için çaba gösterir.] İLE Uzun süre boyunca evsiz olan kişiler. [Sokak ve parklarda yaşamayı, olağan olarak görür ve açıkça evsiz olarak tanımlanır. Öteki kişilerle iletişimlerinde çok kuşkucudur.] )


- GİZLİ = SECRET[İng.] = SECRET[Fr.] = GEHEIM[Alm.] = SEGRETO[İt.] = SECRETO[İsp.]


- GİZLİLİK ve GEREKLİLİK


- GÖBEK ile GEBELİK/BEBEK

( İRTİKÂZ[Ar.]: Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )

( HABL-İ SÜRREVÎ: Ana rahmindeki bebeği meşîme denilen sona bağlayan ip, göbek bağı. )

( ... ile ÂBİSTENÎ )

( NAVEL vs. PREGNANCY/GESTATION/BABY )


- GÖÇMENLİKTE:
[TÜRKİYE]
GÖÇ ALAN/VARIŞ ile/ve/||/<> GÖÇ VEREN/KAYNAK ile/ve/||/<> GEÇİŞ/TRANSİT


- GÖRELİLİK/GALILEO GÖRELİLİĞİ ile/ve/<>/< ÖZEL GÖRELİLİK ile/ve/<>/< GENEL GÖRELİLİK

( DEĞİŞMEZLİK/BAKIŞIM[SİMETRİ] İLKESİ [İng. INVARIANCE PRINCIPLE]: Fizik yasaları ya da fiziksel bir nicelik, belirli dönüşümler altında değişmezdir. | Özel görelilik kuramı. | Genel görelilik kuramı. )

( ...
İLE/VE/<>/<
Birbirlerine göre düzgün doğrusal hareket eden [ivmesiz] eylemsizlik referans sistemleri için sınırlı ve geçerli, iki postüla üzerine kurulmuş olan ve matematik ifadesini, Minkowski uzay-zaman boyutları [tensörü] ile bulan kuram. [1905] [Fizik yasaları, tüm eylemsizlik referans [Galile] sistemlerinde aynı matematik şekle sahip [değişmez(invariant)] olmalılardır. Işık, uzayda, her yönde, sabit c hızıyla kaynağından ve gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak yayılır ve hiçbir sinyal ya da enerji, ışığınkinden daha yüksek bir hızla yayılamaz.]
İLE/VE/<>/<
Özel göreliliğin değişmezliğini, sadece eylemsizlik(ivmesiz) referans sistemleri için sınırlı tutmuş olmasının açmazını tamamlayan ve fizik objektifliğin alanını genişleten ve matematik ifadesini, Riemannian uzay-zaman koordinatları ile bulan kuram. [1911] [Fizik yasaları, sürekli koordinat dönüşümleriyle birbirlerine geçilebilen, eylemli ya da eylemsiz tüm referans sistemlerinde değişmez olmalılardır.] )

( 1611 ile/ve/<>/< 1905 ile/ve/<>/< 1916[1919 yayımlama] )

( Koordinat düzenine göre bakışımlılığı[simetrikliği] tanımlar.

İLE/VE/<>/<

Fizik yasalarının, tüm eylemsiz koordinat düzenlerinde aynı olduğunu söyler.

İLE/VE/<>/<

Fizik yasalarının, tüm koordinat düzenlerinde geçerliliğini vurgular. )

( RELATIVITY/GALILEO RELATIVITY vs./and/<>/< SPECIAL THEORY OF RELATIVITY vs./and/<>/< GENERAL THEORY OF RELATIVITY )


- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET

( VISIUAL/EXTERNAL MOVEMENT vs./and REAL MOVEMENT )


- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET


- GPRS/GENERAL PACKET RADIO SERVICE[İng.] değil/yerine/= GENEL PAKET RADYO SERVİSİ


- GRAVİDİTE/GRAVIDITY[İng.] değil/yerine/= GEBELİK SAYISI


- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |


- GÜLMEK ve/||/<>/> EĞLENMEK ve/||/<>/> GEZMEK ve/||/<>/> DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> ÖNERMEK ve/||/<>/> ÖNEMSEMEK ve/||/<>/> SEVMEK

( 10 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 20 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 30 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 40 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 50 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 60 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 70 yaşındaymış gibi. )


- GÜNDÜZLERİ DENİZDEN KARAYA ESEN RÜZGÂR ile GECELERİ DENİZDEN KARAYA ESEN RÜZGÂR

( SEA BREEZE vs. LAND BREEZE )


- GÜNEK | ESKİNÇ = TARİH[Ar.] = HISTORY[İng.] = HISTOIRE[Fr.] = GESCHICHTE[Alm.] = HISTORI < HISTOREIN:BİLMEYE ÇALIŞMAK, BİLMEK, ANLATMAK[Yun.] = HISTORIA[İsp.]


- GÜNEŞ ve/||/<>/> GEZEGEN

( Güneş, bir gezegenin yüzeyindeki sıcaklığın sürekliliğini sağlar. )


- GÜVEMERİĞİ/GÖVEMERİĞİ = GEYİKDİKENİ/AKDİKEN

( Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi. )

( RHAMNUS CATHARTICA )


- GVB/GENE DATA BANKS[İng.] değil/yerine/= GEN VERİ BANKALARI


- GVKY/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ


- HABER VERMEK:
GEÇMİŞTEN ile GELECEKTEN

( Herkes. İLE Peygambere özgü. )


- HADDİNDEN FAZLA değil/yerine/= GEREĞİNDEN ÇOK


- HAFİFE ALMAK ile/ve/<> GENELLEMEK


- HAK:
KESİNLİK ve/||/<> DOĞRULUK ve/||/<> GENELLİK


- HAKİKAT GERÇEKLİK


- HAKİKAT/REALİTE değil/yerine/= GERÇEKLİK


- HAKİKATEN/SAHİDEN değil/yerine/= GERÇEKTEN


- HAKK-I MÜRUR değil/yerine/= GEÇİT ÜLEVİ


- HAKKIYLA değil/yerine/= GEREĞİYLE


- HAMİLE[Ar.] değil/yerine/= GEBE/YÜKLÜ


- HAMİLE değil/yerine/= GEBE


- HANIMBÖCEĞİ = GELİNBÖCEĞİ


- HARICİYE/GENERAL SURGERY[İng.] değil/yerine/= GENEL CERRAHİ


- HASTALIKLARI TEDAVİDE:
DURDURMA ile/ve/||/<>/>/< GERİLETME


- HAYAL ile GERÇEKLİK

( Kusursuzdur. İLE "Kusurludur." )

( "Paris". İLE Bitlis. )


- HAYAL ile/ve/||/<>/> OLANAKLI ile/ve/||/<>/> GERÇEK

( Konuşuyorsak. İLE/VE/||/<>/> Öngörüyorsak. İLE/VE/||/<>/> Planlıyorsak. )


- HERMANN von MEYER ve/<>/> GERHARD HEILMANN

( 03 Eylül 1801 - 02 Nisan 1869 ve/||/<> 25 Haziran 1859 - 26 Mart 1946 )


- HEYECAN ile GERGİNLİK


- HIRS değil/yerine GEREKSİNİM

( Dünya, herkesin gereksinimine yetecek kadarını sunar; fakat herkesin hırsına yetecek kadarını değil. )


- HİZMETİN:
[ne yazık ki]
KÖTÜ İŞLEMESİ ile/ve/||/<>/< GEÇ İŞLEMESİ ile/ve/||/<>/< İŞLEMEMESİ


- HOL[İng. HALL]/KORİDOR[Fr. CORRIDOR]/SOFA[Ar.] değil/yerine/= GEÇENEK, ARALIK

( Evlerde, oda kapılarının açıldığı genişçe yer. )

( BAKLA SOFA
FASULYE ODA )


- HOŞ VE ETKİLİ KONUŞMAK:
"FEDÂKÂRLIK" değil GEREKLİLİK


- HUKUK:
ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<>/< GEREKLİLİK


- HÜKÜMSÜZ değil/yerine/= GEÇERSİZ


- HÜKÜMSÜZLÜK değil/yerine/= GEÇERSİZLİK


- HULÛL/OZMOZ[< OSMOS] değil/yerine/= GEÇİŞME/ERİM


- İADE ETMEK değil/yerine/= GERİ VERMEK/GERİ ÇEVİRMEK


- İADE/Lİ TAAHHÜTLÜ değil/yerine/= GERİ GÖNDERİM/Lİ


- İADE değil/yerine/= GERİVERİ


- İBN HALDUN ile/ve GELİBOLU'LU ÂLİ EFENDİ


- İCABINA BAKMAK değil/yerine/= GEREĞİNİ YAPMAK


- İCAP ETMEK değil/yerine/= GEREKMEK


- İCAP/îCÂB değil/yerine/= GEREK/GEREKLİLİK


- İCAPÇI değil/yerine/= GEREKÇİ


- İÇGÜDÜ ile/ve GEN

( INSTINCT vs./and GENE )


- İÇİÇE/LİK ile/ve GEÇİŞLİ/LİK


- İDDİA ile/ve/||/<>/> GEREKÇE

( ASSERTION vs./and/||/<>/> JUSTIFICATION )


- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN

( Değişmeyen. İLE/VE Değişen. )

( İdeal olanlar içeriksizdir. )


- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN


- İHTİYAÇ HALİNDE değil/yerine/= GEREK OLDUĞUNDA


- İHTİYAÇ HASIL OLUNCA değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE


- İHTİYAÇ ile/yerine GEREKSİNİM


- İHTİYACA CEVAP VERMEK değil/yerine/= GEREKSİNİMİ KARŞILAMAK


- İHTİYÂR-LAMA ve/> GENÇLEŞME

( İhtiyarlayan, yani ne yapmayacaklarını bilen kişi, gençleşmeye de başlar. )


- İKİNCİL KORUMA ile İNSANİ KORUMA ile GEÇİCİ KORUMA

( YUKK 63 ile ... ile ... )


- İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ değil/yerine/= GENERKİL GEÇİMGE KURULUŞU


- İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ değil/yerine/= GEÇİMGE VE YÖNETİM BİLİMLERİ ALANDALI


- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK


- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK


- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!

( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )


- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK


- İLERLEME ile GELİŞME ile DEĞİŞME

( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )

( ADVANCE vs. PROGRESS/DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs. CHANGE )


- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM

( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )


- İLİŞKİ ile/ve/<> "GEÇİŞ"


- İLİŞKİ ile/ve GEÇİŞ

( Geride kalanı unutmadan ilerlemek olanaklı değildir. )

( RELATION vs./and TRANSITION )


- İLİŞKİLİLİK ile/ve/<>/değil GEÇİŞLİLİK


- İMPERMEABL/IMPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= GEÇİRİMSİZ


- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK


- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK


- İNFAK değil/yerine/= GEÇİNDİRİ


- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME


- İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK

( İnsan, geleceği geldirendir. )


- İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİNÇ


- İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİŞ


- İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİŞSİZ


- İRAT SENEDİ değil/yerine/= GELİR BELGİTİ


- IRMAK ile/ve/<> GELEĞEN

( ... İLE Ana ırmağa karışan akarsu. )


- IRREVERSİBIL/IRREVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNÜŞSÜZ


- İRTİCA değil/yerine/= GERİCİLİK


- İŞLEMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- İSTANBUL:
GÜNDÜZ ve/||/<> GECE

( Bektaş Musa )

(

Galata Kulesi
Beyazıt Kulesi


Çemberlitaş


Bozdoğan Kemeri


Sultanahmet Camii


Yeni Cami


Taksim Cumhuriyet Anıtı
)


- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK


- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER

( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )

( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )


- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET

( WANT vs. NEED )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK

( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )

( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )

( EĞİNİK: İçten istemek. )

( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )

( You can have the whole of it and more for the mere asking. )

( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )

( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )


- İSTEMEK GEREKENİ YAPMAK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK


- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


- İSTİKBAL değil/yerine/= GELECEK


- İSTİZAH[Ar.] değil/yerine/= GENSORU

( Herhangi bir konuda, açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. )


- İSTİZAH değil/yerine/= GENSORU


- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME


- İYİMSER/LİK VE/VEYA ANLAYIŞLI/LIK değil/yerine GERÇEKÇİLİK VE/VEYA (İSABETLİ) ÖNGÖRÜ


- JİGOLO ile/değil GENÇ SEVGİLİ


- JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( [Nobel Fizik Ödülü'nü ...]
Elektronların, parçacık olduğunu göstererek kazandı.[1906] İLE/VE/||/<>/> Elektronların, dalga biçiminde olduğunu göstererek kazandı.[1937] )

( 18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940 İLE/VE/||/<>/> 03 Mayıs 1892 - 10 Eylül 1975 )

( Babası. İLE/VE/||/<> Oğlu. )

( )


- JOSEPH PULITZER ile GEORGES POLITZER

( 10 Nisan 1847 - 29 Ekim 1911 ile 03 Mayıs 1903 - 23 Mayıs 1942 )


- JÜVENİL/JUVENILE[İng.] değil/yerine/= GENÇ


- KABA ile/ve/değil/<> GELİP GEÇİCİ


- KÂBİL-İ DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLEBİLİR


- KABOTAJ[Fr. < CABOTAGE] değil/yerine/= GEMİ İŞLETME

( Bir ülkenin iskele ya da limanları arasında gemi işletme işi. )


- KABOTAJ değil/yerine/= GEMİ-İŞLETİM


- KABUL/LER ile/ve/değil/<> GELENEK/LER


- KABURGA ile GEĞREK

( ... İLE Yumuşak kaburga kemikleri. | Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri. )


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine (GERİ) ÇEKİLMEK


- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ


- KALIN OYLUMLU/HACİMLİ değil GENİŞ OYLUMLU/HACİMLİ


- KALIN ile/ve GENİŞ


- KAPARİ[Yun.] değil/yerine/= GEBRE OTU


- KAPİTALİZM:
BUGÜN TEMELLİ değil GELECEĞE ODAKLI


- KÂR ile GETİRİM/RANT[Fr.]

( ... İLE Bir mal ya da paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir. )


- KARAMSAR/LIK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( Yelden yakınır. >< Yelin değişmesini bekler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yelkenleri/ni ayarlar. )


- KARAR ile/ve/değil GEREKLİLİK

( [not] DECISION vs./and/but NECESSITY )


- KARŞI OLMAK ile GEÇİŞTİRMEK


- KARŞI ile TERS ile GERİ


- KARŞITLIK = TEZAT, ZIDDİYET = CONTRARIÉTÉ[Fr.] = GEGENSATZ[Alm.] = CONTRARIETAS[Lat.]


- KATAPLEKSİ/CATAPLEXIA[İng.] değil/yerine/= GEVŞEYİKALIM


- KATKI ile/ve/<> GELİŞME


- KATKI ile/ve/<> GENİŞLETME


- KAYGI ile/ve/||/<>/< GERÇEK YÜZ

( Kişilerin gerçek yüzü, kaygıların/ın arttığı yerde açığa çıkar. )


- KAYGI ile/ve/||/<> GEREKSİNİM


- KAZANILMIŞ YETİLER ile/ve İŞLETİLEBİLİR YETİLER ile/ve GELİŞTİRİLEBİLİR YETİLER

( OBTAINED FACULTIES vs./and OPERATABLE FACULTIES vs./and IMPROVABLE FACULTIES )


- KEDİ ile GELİNCİK KEDİSİ


- KEDİ ile GEOFFREY KEDİSİ

( image )

( ... İLE Bolivya ve Güney Brezilya'dan itibaren güneye doğru Patagonya'ya kadar, Güney Amerika'nın güney yarısında yaşar. Sadece Andlar'ın doğusunda bulunur. Ağaç bulunan tundralar ve aynı biçimdeki ormanlar yaşam alanıdır. )

( Alt türleri

Leopardus geoffroyi geoffroyi: Merkezî Arjantin
Leopardus geoffroyi euxantha: Kuzey Arjantin, Batı Bolivya
Leopardus geoffroyi leucobapta: Patagonya
Leopardus geoffroyi paraguae: Paraguay, Güneydoğu Brezilya, Uruguay, Kuzey Arjantin
Leopardus geoffroyi salinarum: Kuzeybatı ve Merkezî Arjantin )

( ... cum LEOPARDUS GEOFFROYI )


- KEKE / KEKEME/LİK ile/ve/||/<> GEÇ KONUŞMA


- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME


- KELEBEK ile/ve GECE KELEBEĞİ/PERVÂNE

( Tad alma duyusu ayağında olan hayvan. İLE/VE Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek. )

( Işık pervaneleri çekmez, onlara yönlerini şaşırtır. )

( Pervaneler giysileri yemezler. Giysileri yiyen onların tırtıllarıdır. )


- KELTLER ile/ve İTALİKLER ile/ve GERMENLER


- KENDİLİK:
SAHTE ile/değil/yerine/>< GERÇEK


- KERTENKELE ile/ve GEKO


- KESİN İFADELER ile GENİŞ ZAMANLI İFADELER

( Vardır. İLE Var. )


- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]


- KEZ değil GEZ

( Kere. DEĞİL 66 cm. [özellikle okçulukta kullanılan bir ölçü] )


- KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)


- KILÇIK ile GELMİÇ[Fars.]

( Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik. | Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif. | Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön ya da yan tarafına aşırıp atması. İLE İri balıklarda, kılçık durumunda olan kemik. )


- KILIÇ ve/<> GEZLİK

( ... VE/<> Eğri kılıçların ağız bölümü. )


- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ


- KİŞİ(İNSAN) HAKLARININ:
TANINMASI ile/ve/<> KORUNMASI ile/ve/<> GELİŞTİRİLMESİ


- KIZILCIK ile GERİMŞİK/GERMİŞİK

( ... İLE Yabani kızılcık. )


- KLASİK ile/ve/değil/yerine/<> GELENEKSEL

( CLASSICAL vs./and TRADITIONAL )


- KLASİK ile GELENEKSEL

( CLASSIC vs. TRADITIONAL )


- KLİNİK BİBLİYOTERAPİ ile/ve/||/<> GELİŞİMSEL BİBLİYOTERAPİ


- KOLYE[Fr. < COLLIER] değil/yerine GERDANLIK

( Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. )


- KONUŞMA(MA)NIN:
"ANLAMSIZLIĞI" ile/ve/değil/yerine/<> "GEREKSİZLİĞİ"

( Konuşmak, kişinin, her koşul ve zamanda, en öncelikli yeti ve eylememidir. Dolayısıyla, kendi isteksiz ya da kopuk olduğumuz durumlar için "konuşmanın gereği yok" şeklinde düşünülmemeli ve konuşulmamalıdır. Anlamsızlığı, isabetsizliği, yersizliği/zamansızlığı olabilir fakat "gereksizliği" diye bir durum söz konusu olmadığı gibi bu ["niyetteki/kasıttaki"] söz de söylenemez/söylenmemelidir. )


- KONUŞMA/DA:
"YORGUNLUK" ile/değil/yerine GELİŞİM/DÖNÜŞÜM


- KONUŞMAK GEREKTİĞİ KADAR/ŞEKİLDE KONUŞMAK


- KONUŞMAK ile/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( Lisanen konuşmak, halen anlaşmak! )

( Konuşmama gereksinimi/n kadar, konuşma gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereksinimi/n kadar, konuşmama gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşmama gereği kadar, konuşma gereğini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereği kadar, konuşmama gereğini anımsayarak KONUŞ!!! )

( [not] TO TALK vs./but TO TALK IN NECESSITY
TO TALK IN NECESSITY instead of TO TALK )


- KONUŞMAK ile/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK

( İTNAP: Sözü boş yere uzatmak. )

( TO TALK vs. TO TALK IN NECESSITY
TO TALK IN NECESSITY instead of TO TALK )


- KONUŞMAK ile GEVEZELİK

( TO TALK vs. CHATTERING )


- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN


- KÖPRÜ ile GEÇEK

( ... İLE Çok geçilen yer, işlek yol. | Küçük, tahta köprü. )


- KORİDOR değil/yerine GEÇENEK


- KORKU ile/ve/||/<>/> AĞRI ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- KORKU ile GERİLİM


- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK


- KÖTÜ/LÜK ile/ve/<> GEREKSİZ YERE/LİK


- KREM:
GÜNDÜZ ile GECE


- KÜFR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST

( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )

( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )


- KÜLTÜR ile/ve/||/<> GELİŞİM ODAKLI DEĞERLER KÜLTÜRÜ


- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI

( image )

( ... cum BUFOTES VIRIDIS )


- KURMAK ile/ve/> GELİŞTİRMEK


- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ

( )


- KUŞAK = NESİL = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]


- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK


- LÂLE[Fars.] ile GELİNCİK

( ... ile HÜDDÜDÜ )

( TULIPA GESNERIANA cum PAPAVER RHOEAS )


- LALƏ[Azr.] = GELİNCİK ÇİÇEĞİ[Tr.]


- LAVUK[argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN

( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )


- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)


- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER


- LOGOS ile GEOMETRİ


- LURIANİK KABALA ile/ve GELENEKSEL KABALA

( Isaac Luria. İLE/VE Isaac the Blind. )


- LUSITROPİ/LUSITROPY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME GÜCÜ


- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER


- MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM


- MAİŞETİ TEMİN değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK


- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM


- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MANTIK ve/<> GEOMETRİ(HENDESE)

( ... VE Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )

( Mantık bilmeyenin ilmine itibar edilmez; geometri/matematik bilmeyen fetvâ veremez. )

( Kavramlarla uğraşır. VE/<> Niceliklerle uğraşır. )


- MAŞA ile GELBERİ

( ... İLE Büyük ocaklardan, ateşi dışarı çekmek için kullanılan uzun saplı demir araç. | Tırmık. | Ağaç dallarını budamak için kullanılan ağır demir. )


- MATEMATİK[Fr.]/RİYAZİYE[Ar.] ile/ve/< GEOMETRİ[Fr. < Yun. GEO: Yer. | METRON: Ölçü.]

( Sayın İhsan Fazlıoğlu'nun yazılarını okumak için burayı tıklayınız... )

( GONİOMETRİ CETVELLERİ )

( )


- MATEMATİK ile/ve GEOMETRİ ile/ve ASTRONOMİ ile/ve MÛSİKÎ

( RİYÂZÎ İLİMLER )


- MATERYAL/MATERIAL[İng.] değil/yerine/= GEREÇ | MADDE


- MAYMUN ile GELADA


- MAYMUN ile GENON


- MAYMUN ile GERADA MAYMUNU


- MAYMUN ile GEREZA


- MAZERET-İ SAHİHA değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK


- MÂZÎ değil/yerine/= GEÇMİŞ


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT


- MEFRUĞUNBİH değil/yerine/= GEÇİRİ KONUSU


- MEFRUĞUNLEH değil/yerine/= GEÇİRİ ALICI


- MEKÂN ve/<> GEZİ/NTİ

( BERÂY-İ TENEZZÜH[Fars.]: Gezinti için. )


- MEMURLUKTA, DİSİPLİN CEZALARI:
UYARMA ile KINAMA ile KISA SÜRELİ DURDURMA ile UZUN SÜRELİ DURDURMA ile GEÇİCİ OLARAK GÖREVDEN ÇIKARMA ile MEMURLUKTAN ÇIKARMA


- MERAK ile/ve GERİLİM


- MESAFE ile GENİŞLİK

( DISTANCE vs. WIDTH )


- MESİRE[Ar.] değil/yerine/= GEZİNTİ/DİNLENME YERİ


- MESİRE değil/yerine/= GEZİYER


- METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR

( image )


- MEVCUT ile/değil GEÇERLİ

( EXIST vs./and VALID )


- MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ


- MUCİBİNCE değil/yerine/= GEREĞİNCE


- MUCİP SEBEP değil/yerine/= GEREKÇE


- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN


- MÜDÂVİM[Ar.] değil/yerine/= GEDİKLİ


- MÜDDET-İ İDDET:
BOŞANMIŞ ile DUL ile GEBE

( 3 ay[üç âdet dönemi] İLE 4 ay, 10 gün. İLE Doğum ile kayıtlıdır. )

( Boşanmış bir kadının tekrar evlenebilmesi için beklemek zorunda olduğu süre. )


- MUHTAÇ OLMAK/İHTİYAÇ DUYMAK değil/yerine/= GEREKSİNMEK/GEREKSİNME DUYMAK


- MUHTAÇ değil/yerine/= GEREKSER


- MUKTEZA/MUKTEZİ[Ar.] değil/yerine/= GEREKLİ

( Gereken, gerekli olan. | Bir iş yapılırken, gerekli işlemlerin tümü. )


- MÜREKKEPBALIĞI ve/||/<> GELİNCİK ve/||/<> SALYANGOZ

( Avlarını, hipnoz ederek de avlayabilirler. )


- MÜRTECİ değil/yerine/= GERİCİ


- MÜSTAKBEL[Ar. < KABL] değil/yerine/= GELECEK

( KARŞILANAN | ÖNDE BULUNAN, İLERİDEKİ, GELECEK )


- MÜSTAKBEL değil/yerine/= GELECEKTEKİ


- MÜSTELZİM[Ar.] değil/yerine/= GEREKTİREN | GEREKEN/GEREKLİ OLAN


- MÜTA[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ KAZANÇ


- MUTAJENİK/MUTAGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİ


- MUTAJENİTE/MUTAGENICITY[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİLİK


- MÜTEADDİ değil/yerine/= GEÇİŞLİ


- MÜTEBAHHİR[Ar.] değil/yerine/= GENİŞ/DERİN BİLGİSİ OLAN


- NAFAKA YÜKÜMÜ değil/yerine/= GEÇİMLİK YÜKÜMÜ


- NAFAKA değil/yerine/= GEÇİMLİK


- NAMAZ ile GECE NAMAZI(VİTR)


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NAZAL değil/yerine/= GENİZCİL


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR

( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~ )


- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER

( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )


- NİFAK değil/yerine/= GEÇİMSİZLİK/ANLAŞMAZLIK/ARABOZU


- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK

( QUALITY vs./and VALIDITY )


- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER

( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )

( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )

( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )


- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK


- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM

( INTENTION vs./and/<> NEED )


- noct. maneq.[Lat. < NOCTE MANEQUE] değil/yerine/= GECE VE SABAH


- noct.[Lat. < NOCTE] değil/yerine/= GECELEYİN, GECE VAKTİ


- NOKTÜRNAL/NOCTURNAL[İng.] değil/yerine/= GECEYE İLİŞKIN


- NOMİNAL ÜCRET ile GERÇEK ÜCRET


- NÖROPRAKSİ/NEUROPRAXIA[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ SİNİR İLETİ KESİNTISİ


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- ÖKARYOT değil/yerine/= GERÇEK ÇEKİRDEKLİ


- ÖKE = DÂHİ = GENIUS[İng.] = GÉNIE[Fr.] = GENIE[Alm.] = GENIUS < GIGNO:YARATIYORUM[Lat.] = GENIO[İsp.]


- ÖKELİK = DÂHİLİK = GENIALITÉ[Fr.] = GENIALITÄT[Alm.]


- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK


- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK


- ÖLÇÜSÜZ/LÜK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE


- OLGU ile GERÇEK

( FACT vs. REAL/ITY )


- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ


- OLUMSUZ KOŞULLAR:
GEÇİRİCİ ile/ve/değil/yerine/<> GEÇİCİ


- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM

( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )


- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]

( Kesintisiz/sürekli doğuş. )


- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL

( For human. VS./AND On nature. )

( İnsanda. İLE/VE Doğada. )

( PRIORITY vs./and GENERAL )


- ÖNYARGI ile/ve GENELLEME

( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )

( PREJUDICE vs./and GENERALIZATION )


- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )

( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )

( )


- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]


- ORTAK KAVRAMLAR = COMMON NOTIONS[İng.] = NOTIONS COMMUNES[Fr.] = GEMEINBEGRIFFE[Alm.] = NOTIONES COMMUNES[Lat.]


- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]


- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME

( ON AN AVERAGE vs./and GENERALIZATION )


- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK

( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )


- OSMANLI < GERMİYANOĞULLARI

( Siyasi oluşum. < İlmî geçmiş. )


- ÖTMƏK[Azr.] = GEÇMEK, GEÇİP GİTMEK, GELİP GEÇMEK[Tr.]


- OZMOLARITE/OSMOLARITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİMLİK


- OZMOMETRİ/OSMOMETRY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM ÖLÇÜMÜ


- OZMOS[Fr.] değil/yerine/= GEÇİŞME


- OZMOTİK/FRAJİLITE OSMOTIC FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM KIRILGANLIĞI


- OZMOTİK/OSMOTIC[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİMLİ


- OZMOZ/OSMOSIS[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM


- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GELECEĞE AÇIKLIK


- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GENETİK


- PALYATİF[Fr.]/MUVAKKAT[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ


- PALYATİF/MUVAKKAT değil/yerine/= GEÇİCİ


- PANORAMA değil/yerine/= GENGÖRÜNÜ


- PANORAMİK değil/yerine/= GENGÖRÜNÜL


- PARA = MONEY[İng.] = ARGENT[Fr.] = GELD[Alm.] = DENARO[İt.] = DINARO[İsp.]


- PARİS KOMÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZİ PARKI

( 83 gün sürmüştür. İLE/VE/||/<>/> 22 gün sürmüştür. )


- PASAJ/PASSAGE[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ | GEÇİT


- PEKİN = EMİNL = CERTAIN[İng., Fr.] = GEWIß[Alm.] = CERTUS[Lat.]


- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]


- PENGUEN ile GENTOO PENGUENİ

( ... İLE Güney Kutbu'nun kuzeye doğru olan karasal noktalarında yaşarlar. )

( ... İLE 35 km. hızla yüzerler. )

( ... cum PYGOSCELIS PAPUA )


- PERDE ile GERGİ

( ... İLE Perde. | İp, kayış, tel vb. gerginleştirme işinde kullanılan araç. )


- PERDE değil/yerine/= GERGİ/GERELTİ


- PİJAMA[Fr. < Hint dillerinden] değil/yerine/= GECELİK


- PLATON ile GEMISTUS PLETHON

( Sokrates'in öğrencisi, Aristoteles hocası Yunan filozof. İLE Bizanslı düşünür. Platon'u çok sevdiği için adının Bizans Rumcası'nda okunuşunu kendine soyad edinmiştir. Uzun süre Osmanlı coğrafyasında sufî çevrelerde bulundu; İbn Arabî sisteminden etkilendi. Dinlerin aşkın birliğini savundu. Öte yandan Bizans'ın yeniden dirilmesi için Ahî teşkilâtını model alan bir çalışma başlattı ve Eski Yunan mitolojisini inceleyen bir eser kaleme aldı. Rumcası yakılan bu eserin Fatih Sultan Mehmed'in emriyle yapılan Arapça tercümesi günümüze gelmiştir. )


- PLAZİ/PLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞME


- POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> GENERAL POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> SPECIAL/EXCLUSIVE POWER OF ATTORNEY

( Vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Genel vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Özel vekâletnâme. )


- PRN/PRO RE NATA[İng.] değil/yerine/= GEREKSİNIM DURUMUNDA, İHTİYAÇ HALİNDE


- PSİKOSEKSÜEL EVRELER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM EVRELERİ


- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLİK YİTIMİ


- quot. op. si.[Lat. < QUOTIES OPUS SIT] değil/yerine/= GEREKLİ ÖLÇÜDE


- RASTGELE/LALETTAYİN değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL


- REABSORPSİYON/REABSORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM


- REAL-TIME[İng.] değil/yerine/= GERÇEK ZAMANLI


- REAL[İng.]/REEL[Fr.] değil/yerine/= GERÇEK


- REALİST değil/yerine/= GERÇEKÇİ


- REALITE/REALITY[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLİK


- REALİZM değil/yerine/= GERÇEKÇİLİK


- REBOUND[İng.] değil/yerine/= GERİ TEPİM


- REDDETMEK ile "GERİ ÇEVİRMEK"


- REFLÜ/REFLUX[İng.] değil/yerine/= GERİ KAÇIŞ


- REGRESİF/REGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİCİ


- REGRESYON/REGRESSION[İng.] değil/yerine/= GERİLEME


- REGÜRJITAN/REGURGITANT[İng.] değil/yerine/= GERİ AKAN


- REGÜRJITASYON/REGURGITATION[İng.] değil/yerine/= GERİ AKIŞ


- REHÂVET değil/yerine/= GEVŞEKLİK


- RETARDASYON/RETARDATION[İng.] değil/yerine/= GERİLİK, | GECİKME


- RETARDE/RETARDED[İng.] değil/yerine/= GERİ KALMIŞ


- RETROGRAT AMNEZİ/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU BELLEK YİTIMİ


- RETROGRAT/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU


- RETROSPEKTİF ÇALIŞMA/RETROSPECTIVE STUDY[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK ÇALIŞMA


- RETROSPEKTİF/RETROSPECTIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK


- RETROVERSİYON/RETROVERSION[İng.] değil/yerine/= GERİYE DÖNÜKLÜK


- REUPTAKE[İng.] değil/yerine/= GERİ ALIM


- REVERSİBIL/REVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNEBİLİR


- REZORPSİYON/RESORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM


- RÖLAKSAN/RELAXANT[İng.] değil/yerine/= GEVŞETICİ


- RÖLAKSASYON/RELAXATION[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME


- RÖTAR[Fr.] değil/yerine/= GECİKME


- RÖTAR/RETARD[İng.] değil/yerine/= GECİKME


- RUMINASYON/RUMINATION[İng.] değil/yerine/= GEVİŞ GETİRME | DÜŞÜNÜP DURMA


- s. op. s.[Lat. < SO OPUS SIT] değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE, GEREK GÖRÜLÜRSE


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SAĞLAMAK ile/ve GERÇEKLEŞTİRMEK

( TO OBTAIN vs./and TO REALIZE )


- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- SAĞLIK = HEALTH[İng.] = SANTÉ[Fr.] = GESUNDHEIT[Alm.] = SALUTE[İt.] = SALUD[İsp.]


- SAHTE PARA ile/değil/yerine/>< GERÇEK PARA


- SAHTE ile/değil/yerine GEÇİCİ


- ŞAKAİK değil/yerine/= GELİNCİK ÇİÇEĞİ

( GELİNCİK ÇİÇEĞİ )


- ŞAKAYIK ile GELİNCİK

( Çin ve Japonya kültüründe zenginliğin simgesi/göstergesidir. İLE ... )

( PAOENIA cum PAPAVER RHOEAS )


- SANAT ...:
GEÇMİŞ/TEN ile/ve BUGÜN/E ile/ve GELECEK/E

( Kopuk olmamalı. İLE/VE Hitap etmeli. İLE/VE Dönük olmalı. )

( MÂZÎ ile/ve HÂL ile/ve İSTİKBÂL )


- SANAT:
GEÇMİŞİ GERİ ALMAK ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK


- SANATÇI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GERÇEK

( Taklit eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alır/"çalar". )


- SARKMA ile/ve GECİKME

( [buluşma dakikasından önce] Haber verilmişse/verilirse. İLE/VE Haber verilmemişse. )


- SAVCI/LIK ile GENEL SORGU SAVCI/LIĞI


- ŞEMA:
KENDİ ile/ve/||/<>/> DIŞ DÜNYA ile/ve/||/<>/> GELECEK


- SERAP ile GERÇEK

( MIRAGE vs. REALITY )


- SERPİLME ile/ve/||/<> GELİŞME


- SEYÂHAT[Ar. < SİYAHAT] değil/yerine/= GEZİ/YOLCULUK


- SEYİR ile GELİŞİM


- SEYRÂN[Ar.] değil/yerine/= GEZME/GEZİNME/GEZİNTİ


- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN


- SEYYAH/TURİST değil/yerine/= GEZGİN


- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ

( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )


- SEYYAR değil/yerine/= GEZER


- SIÇAN ile GELENİ/TARLASIÇANI


- ŞİİR ile/ve/<> GELİŞ(TİRİL)MİŞ DİL


- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]


- ŞİKÂYET ile/ve/<>/değil GEREKSİNİM/İHTİYAÇ


- SIKINTI ZAMANINDA ALLAH DEMEK yerine GENİŞ ZAMANDA ALLAH'I ZİKRETMEK


- SINIRLANDIRMADA:
YASALILIK ve/||/<> GEÇERLİLİK(MEŞRÛİYET) ve/||/<> TOPLUMSAL GEREKLİLİK


- SİRÂYET[Ar.] değil/yerine/= GEÇME/BULAŞMA


- SİRKÜLER/TAMİM değil/yerine/= GENELGE


- SİYASETNAME ile/ve/değil/||/<> GENELGE


- SOHBET = CONVERSATIN/CHAT[İng.] = CAUSETTE[Fr.] = GESCHWÄTZ[Alm.] = CONVERSAZIONE[İt.] = CHARLA[İsp.]


- SOMUT ile/ve GERÇEK/LİK

( CONCRETE vs./and REAL/ITY )


- SONLU/LUK ile/ve/değil GEÇİCİ/LİK

( FINITENESS vs./and TRANSIENTNESS )


- SONLULUK ile/ve/değil/< GEÇİCİLİK


- SONRADAN AKLINA GELMESİ ile GEÇ ANLAMAK

( TO REMIND LATER vs. DELAYED MEANING )


- SONSUZLUK ve/<>/>< GERÇEKLİK

( Hak. VE/<>/>< Olumsallık[keyfîlik]. )


- SORU (SORMAK):
ÖĞRENMEK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> ANLAMAK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> GERİBİLDİRİM/ONAY İÇİN


- SOYUTLAMA ile GENELLEME


- SÖZDEN ÖNCEKİ 3 EŞİK:
İYİLİK ve/||/<> İNCELİK ve/||/<> GEREKLİLİK


- STRES/STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM


- STRES değil/yerine/= GERGİNLİK


- STRESLİ değil/yerine/= GERGİN


- STRETCHING[İng.] değil/yerine/= GERME/GERİNME


- SU AYGIRI(/DENİZ ÖKÜZÜ/ATBALIĞI) ile GERGEDAN

( Suaygırı ile Gergedan )

( HIPPOPOTAM: Irmak adı. )

( BERNÎK, FERES-ÜL-BAHR, HISÂN-I BAHRÎ, HISÂN-ÜL-BAHR ile GERGEDENN )

( GÂV-I BAHRÎ ile ERC )

( HIPPOPATAMUS vs. RHINOCEROS )

( HIPPOPATAMI cum RHINOCEROS UNICORNIS )

( ... con RINOCERONTE )

( ... ile RHINO[Burun]-KERAS[Boynuz] )


- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ile/ve/< GELENEK


- SÜREÇ ile/ve/<> GELİŞİM


- SÜREKLİ EKSİK ile/ve/<>/> "GEREKSİZ"


- SÜREKLİ/LİK ile/ve GELENEK/SEL

( CONTINUOUS vs./and TRADITIONAL )


- SURET ile GEOMETRİK BİÇİM


- SÜRREALİST değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜ


- SÜRREALİTE/SÜRREAL değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜ


- SÜRREALİZM değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜLÜK


- SUSKUN/LUK ile/fakat/ne yazık ki "GEVEZE/LİK"

( [Her zaman] Bilgeliğin belirtisi değildir. İLE/FAKAT/NE YAZIK Kİ Aptallığın belirtisidir. )


- SUSMA:
TAM ile/ve/||/<> KISMÎ ile/ve/||/<> GEÇİCİ

( Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin tüm aşamalarında, suçlamanın tümü bakımından susmasıdır. Tam susma, uygulamada çok sık rastlanılan bir susma çeşidi değildir. Şüpheli ya da sanığın, kendine yüklenen suç hakkında, hiçbir şey açıklamaması biçiminde ortaya çıkar. Ancak, şüpheli ya da sanığın, failliği hakkında tam bir inkârda bulunması, örneğin; "suçsuz olduğu"nu açıklaması ya da "olay yerinde bulunmadığı"nı söylemesi de, tam susma kapsamında değerlendirilmelidir. Şüpheli ya da sanığın, olaya ilişki herhangi bir açıklamada bulunmaksızın, kimliğine ve kişisel durumlarına ilişkin bilgileri vermesi durumunda da tam susma söz konusudur.

İLE/VE/||/<>

Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin hangi aşamasında olursa olsun, kendine sorulan sorulardan bir kısmını yanıtlayıp, bir kısmını yanıtsız bırakması, kısmî susmadır. Örneğin; şüpheli ya da sanığın, cinayeti işlediğini kabul edip, neden işlediği ya da cinayet aracını nereye sakladığı konusundaki soruları yanıtsız bırakması gibi.

İLE/VE/||/<>

Şüpheli ya sanığın, muhakemenin bir aşamasında, olay hakkında konuşup, başka bir aşamasında susması, geçici susmadır. Örneğin, şüpheli ya da sanık, soruşturma evresinde konuşmuş fakat kovuşturma evresinde susmuşsa ya da soruşturma evresinde susup, kovuşturma evresinde konuşmuşsa, bu, geçici susmadır. )


- SUSMAK ile/ve/değil GEREKENİ YAPMAK


- TAASSUB ile/değil/yerine GELENEKSEL DEĞER/LER


- TABU ile/değil GELENEK


- TAHAKKUK[< HAKK] ile GERÇEKLEŞME, YERİNE GELME

( HAKÎKAT OLARAK MEYDANA ÇIKMA, GERÇEKLİĞİ ANLAŞILMA )


- TAHALLÜF[< HİLÂF] değil/yerine/= GERİDE KALMA, ARKADA BIRAKILMA | UYGUN GELMEME


- TAKDİR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERİBİLDİRİM


- TAMİM[Ar.]/SİRKÜLER[Fr.] değil/yerine/= GENELGE


- TAMİM[Ar.] değil/yerine/= GENELEME/GENELLEŞTİRME


- TAN/AYDINLIK/IŞTIN:
GEÇİCİ ile/ve/<> GERÇEK

( Tan yerinde, gün doğmadan beliren, sonradan kaybolan, geçici aydınlık/tan, yalancı tan. İLE/VE/<> Tan yerinde, gün doğuncaya kadar süren kesintisiz aydınlık. )

( FECR-İ KÂZİB ile/ve/<> FECR-İ SÂDIK )


- TANIKLIK ile/ve/||/<> İÇ TANIKLIK ile/ve/||/<> GELİŞTİRİCİ TANIKLIK


- TANSİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= GERİLİMÖLÇER


- TANSİYON değil/yerine/= GERİLİM


- TARDİF DISKINEZİ/TARDIVE DYSKINESIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ DEVİNIM BOZUKLUĞU


- TARDİF DISTONİ/TARDIVE DYSTONIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ GERİM BOZUKLUĞU


- TARİH:
EYLEM ve/||/<> GEREKSİNİM


- TARİH:
GELECEK ve/||/<> GEREKSİNİM


- TARİH ile/değil GEÇMİŞ

( Kişilerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )

( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )

( Human/people have not history, have past. )

( Geçmişlerini/tarihlerini bilmeyenler, şimdi'lerinde çırpınır, geleceklerinde boğulur. )

( TARİH: Gelecekte karşılaştığın geçmiş. )

( )

( [not] HISTORY vs./but PAST )


- TARİH ile/değil GEÇMİŞ

( Kişinin/bireylerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )

( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )

( Human/people have not history, have past. )

( [not] HISTORY vs. PAST )


- TARİH ile/ve/<> GELENEK

( Geleneğin sürüşü resmi değildir ve gönüllü olarak yapılır. )

( HISTORY vs./and/<> TRADITION
The continuity of tradition is informal and voluntary. )


- TARLAKUŞU/TOYGAR/TURGAY/CÜSÂL[Ar.] ile/ve GELİNKUŞU

( Bir tür çayırkuşu. İLE/VE Bir tür iri tarlakuşu. )


- TASIMDA/KIYASTA, ÖNERMELER:
EŞİT ya da GENEL


- TAVUKKARASI değil/yerine/= GECE KÖRLÜĞÜ


- TAXMAQ[Azr.] = GEÇİRMEK[Tr.]


- TAZELEYİCİ ve/||/<> GENÇLEŞTİRİCİ

( Uyku, yıkanma, sarılmak, birlik, oyun, hareket, çalışma, spor, felsefe, dil, bilim, doga, yeşil, sanat, sevgili, dost, sohbet. )


- TEDBİR ile GEREKLİLİK

( PRECAUTION vs. NECESSITY )


- TEDİRGİN/LİK ile/ve/<>/>/< GERGİN/LİK


- TEFRİT değil/yerine/= GERİDELİK/YETMEZLİK


- TEHECCÜD[< HECD] değil/yerine/= GECE UYANIP NAMAZ KILMA | GECE KILINAN NAMAZ


- TEHİR/TAVİK[Ar.] değil/yerine/= GECİKTİRME | ALIKOYMA


- TEMELLENDİRME ile GEREKÇELENDİRME

( WELL-FOUNDING vs. JUSTIFING )


- TENSILE STRENGTH[İng.] değil/yerine/= GERILIM GÜCÜ


- TENSILE STRES/TENSILE STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM DİRENCİ


- TENSILE[İng.] değil/yerine/= GERILIM


- TEPE ile GERİŞ

( ... İLE Dağların üst bölümü. )


- TEPKİ (VERMEK) ile/ve/değil/yerine GERİBİLDİRİM

( AKS-ÜL-AMEL ile/ve/değil/yerine ... )

( [not] REACTION vs./and/but FEEDBACK
FEEDBACK instead of REACTION )


- TERSANE[İt. < TERSANA] değil/yerine/= GEMİLİK


- TERSANE[İt.] değil/yerine GEMİLİK


- TESPİT ile GENELLEME


- TEVETTÜR[Ar. < VETR/VİTRET] değil/yerine/= GERİLME, GERGİN DURUMA GERME | GERİLİM


- TEYİT MEKTUBU değil/yerine/= GEÇERLETKE


- TİBET BUDİZMİ'NDE:
KASİD ile/ve SAGYA ile/ve NINGMA ile/ve GELUGBA

( Beyaz Nilüfer Grubu. İLE/VE Çiçek Grubu. İLE/VE Kırmızı Grubu. İLE/VE Sarı Grubu. )


- TIDAL[İng.] değil/yerine/= GEL-GİTSEL


- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]


- TİYATRO:
OYUNU, GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ve/||/<> GERÇEĞİ, OYUNLAŞTIRMAK İÇİN


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ

( )


- TONİK/TONIC[İng.] değil/yerine/= GERGILİ | GÜÇLENDİRICİ


- TONİSITE/TONICITY[İng.] değil/yerine/= GERGİ


- TOPLUM = CEMİYET = SOCIETY[İng.] = SOCIÉTÉ[Fr.] = GESELLSCHAFT[Alm.] = SOCIETAS[Lat.] = SOCIEDAD[İsp.]


- TOPLUMSAL = SOCIAL[İng., Fr., İsp.] = GESELLSCHAFTLICH[Alm.] = SOCIALE[İt.]


- TÖRE ile/değil GELENEK

( Tarihsel deneyim. İLE/DEĞİL Toplumsal deneyim. )


- TPM/TEMPORARY PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KALP PİLİ


- TRANSGENİK/TRANSGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN AKTARIMLI


- TRANSİZYON/TRANSITION[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ, DEĞİŞME


- TRAVMALAR:
ANNE KARNINDA ile/ve/||/<> BEBEKLİKTE ile/ve/||/<> ÇOCUKLUKTA ile/ve/||/<> GENÇLİKTE ile/ve/||/<> YETİŞKİNLİKTE


- TÜCCARLAR ile/ve GEZGİNLER ile/ve DERVİŞLER/SÛFÎLER


- TÜMDENGELİMSEL ile/ve/||/<> TÜMEVARIMSAL ile/ve/||/<> GERİÇIKARIMSAL

( Bütünden, parçaya. İLE/VE/||/<> Parçadan, bütüne. İLE/VE/||/<> Parçadan, parçaya. )

( DEDUCTIVE vs./and/||/<> INDUCTIVE vs./and/||/<> ABDUCTIVE )


- TÜMEVARIM ile/değil/ne yazık ki GENELLEME


- TURGOR[İng.] değil/yerine/= GERGİ, DOLGUNLUK


- TURİST[İng.]/GEZEN ile/değil/yerine GEZGİN

( Gezen tilki, yatan aslandan evlâdır. )

( Evliyâ Çelebi, [o zamanın koşullarında] 257 şehir, 7600 kale gezmiştir. )

(









)

( [not] TOURIST vs./and/but TRAVELLER
TRAVELLER instead of TOURIST )


- TURİSTİK değil/yerine/= GEZİNSEL


- TURİZM değil/yerine/= GEZİNÇ


- TURNE değil/yerine/= GEZMECE


- TUTARLI/LIK ile/ve/<> GEÇERLİ/LİK

( CONSISTENCY vs./and/<> VALID/ITY )


- TUTMA ile/ve/> GENİŞLETME

( TO HOLD vs./and/> TO WIDEN )


- TÜZEL/HUKUKÎ ERDEMLER'DE:
GENELLİK ve/||/<> İLÂN ETME ve/||/<> GERİYE YÜRÜ(TÜLE)MEME ve/||/<> AÇIKLIK ve/||/<> ÇELİŞKİSİZLİK ve/||/<> UYMA OLANAĞI ve/||/<> KALICILIK ve/||/<> İLÂN EDİLEN KURAL İLE RESMÎ EYLEM ARASINDAKİ UYGUNLUK


- UÇUK ile GECEYANIĞI

( ... İLE Uçuk gibi, birdenbire oluşan, kabarcıklı deri döküntülerine verilen ad. )


- UMUM(Î) değil/yerine/= GENEL


- UMUMİ MAĞAZA değil/yerine/= GENEL SAKLAK


- UMUMİ[Ar.] değil/yerine/= GENEL


- UMUMİYETLE değil/yerine/= GENELLİKLE


- ÜST METİN İŞARETLEME DİLİ/HYPERTEXT MARKUP LANGUAGE/HTML[İng.] ile/ve/||/<> GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.]

( Verileri ve içerikleri görüntülemek için kullanılır. İLE/VE/||/<> Verileri depolamak ve paylaşmak için kullanılır. )

( Etiketleri önceden tanımlanmıştır. İLE/VE/||/<> Etiketleri önceden tanımlanmamıştır. Kullanıcı kendi etiketlerini oluşturmaktadır. )


- ÜVEYE EDERSEK ve/||/<> GELİNE EDERSEK

( [kendi] Çocuğumuzda buluruz! VE/||/<> Kızımızda buluruz. )


- UYANIK/LIK ile GERGİN/LİK


- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK

( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )


- UZAK ile GEREKSİZ

( DISTANT vs. UNNECESSARY )


- ÜZÜM ile GELİNPARMAĞI

( ... İLE Uzun taneli bir üzüm türü. )


- VAKF-I AKAR/ASL-I VAKF değil/yerine/= GELİR KAYNAĞI


- VALIDASYON/VALIDATION[İng.] değil/yerine/= GEÇERLEME


- VALİDASYON değil/yerine/= GEÇERLEME


- VALİDE ETMEK değil/yerine/= GEÇERLEMEK


- VALİDİTE/VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GEÇERLİLİK


- VAPUR ile GEMİ

( MELLÂH: Denizci, gemici, kaptan. )

( [Kofti] ... ile KAY )

( SÂBÎHA[< SİBÂHAT], SEFÎNE[çoğ. SEFÂİN, SÜFÜN] )

( STEAMER vs. SHIP )

( ... ile SEFİNE )


- VAROLAN'DA:
DOĞRULUK ile/ve GEÇİCİLİK

( ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY )


- VAROLAN/VAROLUŞ ile/ve GEÇİCİ VAROLAN/VAROLUŞ

( EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE )


- VEFÂ HAKKI değil/yerine/= GERİ ALIM ÜLEVİ


- VERİLİ OLAN ile GERÇEK OLAN

( Gerçeğe varmış kişi, en içten kişidir. )

( Gerçeği arayışın kendi gerçeğin devinimidir. )

( Gerçeğin devam gereksinimi yoktur. )

( En iyi olan, yalnızca gerçek olandır. )

( Zaman ve uzay ile sınırlı ve bir tek kişi için geçerli olan, gerçek değildir. )

( Gerçek, herkes için her zaman geçerlidir. )

( Eğer anlatabilirseniz, o gerçek olan değildir. )

( Gerçeğe varış, kaynağı keşfetmek ve onda karar kılmaktır. )

( The realised person is the most earnest person.
The search for reality is itself the movement of reality.
Reality need not continue.
The real is your only good.
What is limited in time and space, and applicable to one person only, is not real.
The real is for all and forever.
If you can convey, it is not the real thing.
Realisation consists in discovering the source and abiding there. )

( BEING EMBEDED vs. BEING TRUE/REAL )


- VERMEK ile/ve/<>/değil GERİ VERMEK


- VİTRİNLERE/TEZGAHLARA UZUN UZUN BAKMAK ile/yerine GEREKENE, GEREKTİĞİ KADAR BAKMAK

( SHOPPING IN LONG PERIOD vs. LOOKING TO THE NECESSITY
LOOKING TO THE NECESSITY instead of SHOPPING IN LONG PERIOD )


- VOLTAJ[Fr.] değil/yerine/= GERİLİM


- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 05 Aralık 1897 - 21 Şubat 1982 )


- WAN/WIDE AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= GENİŞ ALAN AĞI


- YADSIMAK ile/ve GELİŞTİRMEK

( TO DENY | REJECT vs./and TO DEVELOPE/IMPROVE )


- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK

( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )

( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )

( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK

( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )


- YANILSAMA ile GERÇEKDIŞI


- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK

( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEKLEŞTİRMEK


- YARGI:
TRANSANDANTAL ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ve YANSIMALI ile/ve/||/<> ALGI ve DENEYİM

( URTEIL )


- YARGILAMA ile/değil/yerine/>< GERİBİLDİRİM


- YASA = KANUN = LAW[İng.] = LOI[Fr.] = GESETZ[Alm.] = LEX[Lat.] = NOMOS[Yun.] = LEY[İsp.]


- YAŞAMIN:
"DAYATTIKLARI" ile/ve/değil/yerine/<> GETİRDİKLERİ


- YAŞAMIN:
"UZUNLUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GENİŞLİĞİ


- YAŞLILARDA GÖRMEMİZ GEREKEN:
GEÇMİŞ ile/ve/değil/yerine/<> GELECEK


- YATAY/LIK ile/ve GEÇİŞKEN/LİK


- YAYGIN ile GENİŞ


- YAYMAK ile GENİŞLETMEK

( EXTEND vs. WIDEN )


- YAYMAK ile GENİŞLETMEK

( EXTEND vs. TO WIDEN )


- YAZ GÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZ GÜNÜ


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/değil "GEREKLİ GÖRMEK"


- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ


- YENİ ile/değil GEÇMİŞE GÖRE YENİ


- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK


- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( CONGRUOUS vs./and VALID )


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirlerini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YILDIZ/LAR ile/ve/değil GEZEGEN/LER

( Sabittir. İLE/VE/DEĞİL Hareket eder. [Güneşin etrafında dolaşan] )

( Birbirine göre konumları değişmez. İLE/VE/DEĞİL Birbirine göre konumları değişir. )

( Kendiliğinden ısı ve ışık enerjisi yayar. İLE/VE/DEĞİL Güneş'ten aldığı ışığı yansıtır. )

( Dünya'dan uzaktır. İLE/VE/DEĞİL Dünya'ya yakındır. )

( Işıkları titreşir. İLE/VE/DEĞİL Işıkları titreşmez. )

( Sıcaklıkları çok yüksektir. İLE/VE/DEĞİL Soğuyarak katılaşmıştır. )

( Çok uzaktalardır. [Dolayısıyla hareketsizmiş gibi görünürler.] İLE/VE/DEĞİL Yakındalardır. [Dolayısıyla hareketleri kolayca gözlenir.] )

( Gökteki Yıldızlar - Erkin Koray

)

( Yıldızların Altında... )

( NECM, KEVKEB, SİTÂRE, ZÜKÂ ile/ve SEYYÂRE )

( AHTER ile/ve ... )

( STAR vs./and PLANET )


- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM

( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )


- YOKSUNLUK ile/ve GEREKSİNİM

( DEPRIVATION vs./and NEED )


- YOLCU ile/ve GEZGİN

( ... ile/ve SEYYAH )

( PASSENGER vs./and TRAVELLER )


- YOLCULUK:
HAYAL GÜCÜ yerine GERÇEKLER

( Seyahat etmek, hayal gücümüzü, gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olabileceklerini düşünmek yerine onları, oldukları gibi görmemizi sağlar. )


- YORUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GERİBİLDİRİM

( [not] INTERPRETATION/COMMENT vs./and/but/||/<>/>/< FEEDBACK
FEEDBACK instead of INTERPRETATION/COMMENT )


- YÜCE/LİK ve/=/||/<>/> GERÇEĞE/HAKİKATE EVRİLEN


- YÜCEGÖNÜLLÜLÜK = GENEROSITY[İng.] = GÉNÉROSITÉ[Fr.] = EDELMUT[Alm.] = GENEROSITAS[Lat.]


- YÜKLEMEK ile/ve/değil/||/<> GENİŞLETMEK


- YÜZLEŞMEK ile/ve/||/<>/> GERİDE BIRAKMAK


- ZAMAN:
BEKLEYİNCE ile/ve/||/<> GECİKİNCE ile/ve/||/<> ÜZÜLÜNCE ile/ve/||/<> MUTLU OLUNCA ile/ve/||/<> ACI ÇEKİNCE ile/ve/||/<> SIKILINCA

( "Yavaşlar". İLE/VE/||/<> "Hızlanır". İLE/VE/||/<> "Can yakar". İLE/VE/||/<> "Kısallır". İLE/VE/||/<> "Bitmek bilmez". İLE/VE/||/<> "Uzar". )


- ZAMANINDA YA DA ZAMANSIZ SÖYLENMİŞ SÖZLER ile/ve GERÇEK YA DA YANLIŞ SÖZLER ile/ve HOŞ YA DA ACI SÖZLER ile/ve YARARLI YA DA YARARSIZ SÖZLER ile/ve NAZİK VE GÜCENDİRİCİ SÖZLER

( WORDS AT THE RIGHT TIME OR UNTIMELY vs./and TRUE OR FALSE WORDS vs./and NICE/SWEET OR GRIEF WORDS vs./and BENEFICIAL OR USELESS WORDS vs./and POLITE AND OFFEND WORDS )


- ZAPPING[İng.] değil/yerine/= GEÇGEÇ


- ZOR ZAMANDA, YALNIZ BIRAKMAK değil/yerine/>< GEREKSİNİM ANINDA, YANINDA OLMAK


- ZORUNLU/LUK ile GEREKLİ/LİK

( OBLIGATION vs. NECESSITY )

GE... ~ GE... ile başlayan FaRkLaR...

- GEBE/LİK ve/||/<> GEBERMEK[< KABARMAK/GABARMAK]

(

)


- GEBREOTU ile/ve/<>/> GEBRE/KEBERE

( Gebreotugiller ailesinin, çalıya benzer örnek bitkisi. İLE/VE/<>/> Gebreotunun yemişi. )

( CAPPARIS cum ... )


- GEÇ KALMAK ile/değil/yerine GENÇ KALMAK


- GEÇ TANIMA/ANLAMA! değil/yerine GENÇKEN TANI/ANLA!


- GEÇ YAŞTA ile/değil/yerine GENÇ YAŞTA


- GEÇ ile GEÇ

( Zamanın sarkması, erken olmayan. İLE Geçmenin buyruk kipi. )


- GEÇE ile GEÇE ile GECE

( Herhangi bir saat başını geçerek/geçerken. İLE Karşılıklı iki yandan/yakadan her biri. İLE Güneşin batmasıyla oluşan karanlık. [>< GÜNDÜZ] )


- GEÇEBİLEMEZ değil GEÇEMEZ


- GEÇERLİ BİLGİ ile GEÇERSİZ BİLGİ

( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. / Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz. )

( VALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA vs. INVALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/= GERÇEK

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Bİ-L-Fİ'L: Gerçekten. )

( VALID vs./and/= REAL
Truth is the fruit of earnest action. )


- GEÇERLİ ile GERÇEK


- GEÇERLİK ile/ve/değil/||/<>/> GEÇERLİLİK


- GECESEFÂSI ile GECE SEFÂSI

( İkiçeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. İLE Yaz gecelerinde, havanın ve doğanın güzelliklerini yaşamak üzere yapılan etkinlik, yürüyüş, dolaşma. )


- GEÇİCİ TESCİL değil/yerine/= GEÇİCİ KÜTÜK


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK


- GEÇİLEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİŞTİRİLEMEZ


- GEÇİRGEN ZAR ile GEÇİRGEN OLMAYAN ZAR ile YARI GEÇİRGEN ZAR

( PERMEABLE MEMBRANE vs. NON-PERMEABLE MEMBRANE vs. SEMI-PERMEABLE MEMBRANE )


- GEÇİRİMLİ / BİRLEŞİMSEL ile/>< GEÇİRİMSİZ

( TRANSPARENT / COMPOSITIONAL vs./>< OPAQUE )


- GEÇİRMEK ile GEÇİŞTİRMEK


- GEÇİŞLER/KAPILAR:
DAR değil/yerine GENİŞ

( Engeliler için Berlin Örneği... )


- GEÇİŞLİ ile/>< GEÇİŞSİZ

( TRANSITIVE vs./>< INTRANSITIVE )


- GEÇİT ile GEÇİŞ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil/||/<> GELENEK


- GEÇMİŞ ile/ve/<>/> ŞİMDİ ile/ve/<>/> GELECEK

( Anılardadır. İLE/VE/<>/> Hayal gücündedir. )

( Değişmezdir. İLE/VE/<>/> Belirsizdir. )

( Değiştiremeyiz fakat bilebiliriz. İLE/VE/<>/> Bilemeyiz fakat değiştirebiliriz. )

( Constant. vs./AND/<>/> Unknown/indefinite.
In memory. vs./AND/<>/> In imagination.
We cannot change but we can/should know. vs./AND/<>/> We cannot know but we can/might/should change. )

( PAST vs./and/<>/> FUTURE )


- GEÇMİŞE BAKMAK ve/<> GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE BAKMAK ve GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE SAPLANIP KALMAK değil/yerine/>< GEÇMİŞİ DE DİKKATE ALMAK


- GEÇMİŞE SAPLANMAMAK ve/||/<> GELECEĞE ODAKLANMAMAK


- GEÇMİŞİ TOPARLAMAK ve/> GELECEĞİ BELİRLEMEK

( İkisi de, olabildiğince/olabildiği kadar. )


- GEÇMİŞİ:
AYDINLATMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK

( Tarih uzmanlarınca. İLE/VE/||/<>/> Her bir kişi, düşünür ve felsefe uzmanlarınca. )


- GEÇMİŞİNİ ÖNEMSEMEMEK ile/ve/>/değil GEÇMİŞİNDEN GERİDE KALMAK


- GEÇMİŞTEN GELEN ile GEÇMİŞTEN KALAN


- GELECEĞİ "TAHMİN ETMEK" değil/yerine GELECEĞİ YARATMAK


- GELECEĞİ MERAK ETME!(K) ile/değil/yerine GEÇECEK OLANI İYİ DÜŞÜN!(MEK)

( Nasıl olsa gelecek. İLE/DEĞİL/YERİNE Zihninden hiç silinmeyecek. )


- GELECEK "BİLİMİ" (ESKATOLOJİ) ile GELECEKÇİ(FUTURİST) AKIMLAR


- GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN


- GELENEK ve/> GELECEK

( TRADITION and/> FUTURE )


- GELENEK ile/ve GELENEKÇİ GELENEK

( TRADITION vs./and TRADITIONAL TRADITION )


- GELENEK ile/ve/<> GENELLİK


- GELENEK ile/ve/<> GEREKLİLİK

( TRADITION vs./and/<> NECESSITY )


- GELENEKÇİLİK ile/değil/yerine/>< GELENEK

( Yaşayanların, ölmüş durumudur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölmüşlerin, yaşayan durumudur. )


- GELİN! yerine GELMEK İSTEYENE DUYURULUR


- GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. İLE Mezgitgillerden, yılanbalığına benzer bir balık. İLE Yılancık, arpacık, çıban vb. verilen ad. )


- GELİNCİK ile GELİNCİKÇİÇEĞİ

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Zambakgillerden bir bitki. )

( PAPAVER RHOEAS cum FRITILLARIA IMPERIALIS )


- GELİNİLMEZ değil GELİNMEZ


- GELİRLERSE BULMAZLARSA değil GELİRLER DE BULMAZLARSA


- GELİŞİM ODAKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİME YÖNELİK


- GELİŞİM ile/ve/||/<> GELİŞMEK

( DEVELOPMENT vs./and/||/<> EVOLVE )


- GELİŞME ile/ve GENLEŞME

( Hi, You probably get a ton of emails about "getting on the first page of Google." Too bad most of them are SCAMS. If you REALLY want to rank higher, you absolutely need to get this one part right: https://moreseotraffic.top/wal/?=farklar.net It's backed by data from thousands of SEO campaigns, across all industries. Just imagine what it could do for your business. Crystal DeMatio 964-2055 E. Badillo St Covina, CA 91724 If you prefer not to receive commercial messages regarding seo for your business, please remove yourself here: https://www.moreseotraffic.top/out.php/?site=farklar.net )

( TO DEVELOPE vs./and TO DILATE/EXPAND )


- GELİŞMEKTE OLAN ile GELİŞMEMİŞ

( TO MATURE vs. IMMATURE )


- GELİŞTİREBİLMEMİŞ değil GELİŞTİREMEMİŞ


- GELMEK ile "GELMEK"

( Ulaşmak. İLE Eşeysel Boşalma(bazı kültürlerde "Gitmek" olarak da geçiyor). )


- GEN EKSPRESYONU/GENE EXPRESSION[İng.] değil/yerine/= GEN İFADESİ


- GEN MUTASYONU/GENE MUTATION[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞİNIMİ


- GEN ile GEN[Yun.]

( Geniş. | Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde, "kenarlı" anlamıyla kullanılan ek sözcük. | İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. İLE İçinde bulunduğu göze ya da organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve gözeden gözeye geçen kalıtımsal öğe. )


- GENC[Ar.] ile GENÇ[Ar.]

( Hazine, define. İLE Yaşı, ilerlememiş olan. )


- GENEL "PLANDA" ile "GENİŞ PLANDA"


- GENEL BİR "YAKLAŞIMLAR" değil GENEL YAKLAŞIMLAR


- GENEL İDARE değil/yerine/= GENEL YÖNETİM


- GENEL VEKÂLETNÂME değil/yerine/= GENEL YETKİDEŞLİK BELGESİ


- GENEL ile GELENEKSEL

( GENERAL vs. TRADITIONAL )


- GENEL ile GENELDE

( GENERAL vs. IN GENERAL )


- GENEL ile/ve GENİŞ

( GENERAL vs./and EXTENSIVE )


- GENEL ile GERÇEK

( GENERAL vs. REAL )


- GENEL = UMUMÎ = GENERAL[İng., İsp.] = GÉNÉRAL[Fr.] = ALLGEMEIN[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK


- GENELLEME ve/||/< GENELLEMENİN FARKINDALIĞI


- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLİKLE ile GENEL-GEÇER


- GENELLİYORSAK/GENELLEYECEKSEK
ile/değil/yerine/><
GENELLEMİYORSAK/GENELLEMEYECEKSEK

( [söyleyeceğimizi] Söylemeyelim ve daha çok düşünmeye devam edelim. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söyleyebiliriz/konuşabiliriz, düşünebiliriz. )


- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME

( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )

( ... ile ... ile TAMİM )


- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM


- GENETİK/GENETICS[İng.] değil/yerine/= GEN BİLİMİ


- GENETİK ile/değil GELENEKSEL


- GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME


- GENİŞLEME ile/değil GENLEŞME


- GENİŞLETME ile GENLEŞTİRME


- GENİTAL:
SİVİLCE ile/ve/||/<> UÇUK


- GENOM SEQUENCING[İng.] değil/yerine/= GENOM DİZİLEME


- GENZEL ve/||/<> GENZEK

( Genizle ilgili. | Genizden çıkarılan (selen), genizsi. VE/||/<> Genizden konuşan, hımhım. )


- GER[Fars.] ile -GER[Fars.] ile GER[Fars.]

( "Eğer" sözcüğünün kısaltılmışı. İLE Adların sonuna eklenen ve yapıcılık bildiren bir edat.[ZER-GER: Kuyumcu.] İLE Uyuz hastalığı. )


- GERÇEK OLMAYAN HAKKINDAKİ FARKINDALIK ile/ve/>< GERÇEK DOĞAMIZ HAKKINDAKİ FARKINDALIK

( Gerçek olmayan hakkındaki farkındalık hali ile gerçek doğanız hakkındaki farkındalık hali arasında bir uçurum vardır. )

( Gerçek olmayanlara olan bağımlılığımızdan vazgeçelim! O zaman, gerçek olan, hızla ve pürüzsüzce kendi yerini alacaktır. )

( From the awareness of the unreal to the awareness of your real nature there is a chasm. )

( Let go our attachment to the unreal! The real will swiftly and smoothly step into its own. )

( AWARENESS ABOUT THE UNREAL vs./and AWARENESS ABOUT THE YOUR REAL NATURE )


- GERÇEK/LİK ile/ve/<>/değil GEREKÇE/LİLİK

( Olgularda. İLE/VE/<>/DEĞİL Açıklamalarda/tanımlarda. )

( Gerçeklik, saltık değildir/olamaz. )


- GERÇEK/LİK ile/ve GEREKLİ/LİK

( REAL/ITY vs./and NECESS/ITY )


- GERÇEK ile GERÇEKDIŞI

( REAL vs. OUT OF REALITY )


- GERÇEKLERİ DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARABİLECEKLERİ DÜŞÜNMEK


- GERD[Fars.] ile -GERD[Fars.]

( Toz, toprak. | Tasa, gam, keder. İLE Sözcüklere eklenerek "dönen", "dolaşan" anlamını verir.[TÎZ-GERD: Çabuk dönen.] )


- GERDAN ile GERDANLIK ile GERDANİYE

( Gövdenin, omuzlarla, baş arasında kalan bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk. İLE Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. İLE Türk müziğinde, ince sol notasını andıran perde ve bir makam adı. )


- GEREĞİ ile GEREKLİLİĞİ


- GEREKEN ile/ve/değil/yerine GEREKMEYEN

( İSTİLZAM: Gerektirme, gerekme. )

( NECESSARY vs./and NOT NECESSARY )

( DEBERE cum/et INDIGERE )


- GEREKLER ve/<> GERÇEKLER


- GEREKLİ DURUMDA LÜZUMU HALİNDE/ACİL LÜZUM HALİNDE değil/yerine/= GEREKLİ DURUMDA/İVEDİ


- GEREKLİ/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and VALIDITY )


- GEREKLİLİK ile/ve GEREKSİNİM

( NECESSITY vs./and NEED )


- GEREKSİNİM DUYMAYACAKLARINI SATIN ALMAK > GEREKSİNİM DUYACAKLARINI SATMAK ZORUNDA KALMAK


- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK

( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )

( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )

( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )

( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )

( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )


- GEREKSİNİR değil GEREKİR/GEREKTİRİR


- GERİ DÖNÜŞ ile/değil/yerine GERİDEN BESLENME


- GERİ KALMAK ile GEÇMİŞİNDEN GERİ KALMAK

( Bir yerde kalmak, ölmek demektir. )

( DEKADANS: Gerileme. )


- GERİ ile GERİ

( Arka, bir şeyin, sonra gelen bölümü. | Geçmiş. | Hayvanların boşaltım örgenlerinin dışı. | Eksik gösteren. [saat vs.] | Geriye doğru. İLE Araba üzerine gerilerek, kenarları, arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman ya da tahıl doldurulan büyük kıl çuval. )


- GERİCİLİK ile/değil/yerine GELENEKÇİLİK


- GERİLİM ile/ve/||/<> GERİLİM YAYI/KEMERİ

( ... İLE/VE/||/<> Bireyin, hırsları ve tutkuları tarafından itilerek düşüncelerinin peşinden gitmesi ile yaşanan iki kutup arasındaki gerilim.[Yaşamda kalmamızı, yaşama tutunmamızı sağlar.][Kohut] )

( ... vs./and/||/<> TENSION ARC )


- GERİLİYOR/UZ[< GERİLEMEK] ile GERİLİYOR/UZ[< GERİLMEK]


- GERİLME ile GERİNME

( TENSION vs. STRECH )


- GERİYE DÖNMEK ile/ve/değil/yerine GERİ DÖNMEK


- GERİZEKÂLI değil/yerine/>< GEZİ ZEKÂLI


- GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN

( Kale, kermen, kirman. İLE Canlılarda, gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü. İLE Eskiden, bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da oturan halk ya da bu halktan olan kişi. )


- GEŞ[Fars.] ile GEŞT[Fars.]

( Güzel, hoş. | Naz ve edâ ile yürüme. İLE Gezme, seyretme, dolaşma. )


- GESTASYON/GESTATION[İng.] değil/yerine/= GEBELİK


- GEVİŞ GETİRENLER ile GEVİŞ GETİRMEYENLER

( RUMMINANTS vs. NON-RUMMINANTS )


- GEVREK ile GEVREK

( Kolayca kırılıp ufalanan. | Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek. İLE Şen, neşeli gülüş. [GEVREK GEVREK GÜLMEK] )


- GEVUR "HAMAMI" değil/||/<>/< GEVUR ...


- GEYİKDİLİ ile GEYİKOTU

( Eğreltiotugillerden, yaprakları uzunca, dil biçiminde bir bitki. İLE Sedefotugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki. )

( PHYLLITIS SCLOPPENDRIUM cum DICTAMNUS FRAXINELLA )


- GEZ ile GEZ

( Okun, kirişe geçen ucundaki kertik. | Tüfek, tabanca gibi ateşli silahlarda, namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken, arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik. İLE Yer ölçmeye yarar, düğümlü ip. | Yapı işlerinde kullanılan çekül. )


- GEZGİNCİ değil GEZGİN


- GEZİ[Ar.] ile GEZÎ[Ar.]

( Ülkeler ya da kentler arasında yapılan uzun yolculuk. | Gezilip hava alınacak yer. | Gezinti yeri. İLE Pamukla karışık, dokunmuş hâreli, arşınlık enli kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- gezi ile/ve/değil/<> Gezi

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Türkiye'mizin/İstanbul'umuzun, Taksim'deki, akıl, değerler ve diriliş simgesi olan parkımız. )


- GEZMEK ile GEZİNMEK

GE... ~ ... ile başlayan FaRkLaR...

- !GENELLEME(!) ile/ve/<> !İNDİRGEME(!) ile/ve/<> !SİLME(!) ile/ve/<> !ÇARPITMA(!)


- "GEÇ EVLENMEK" ile/değil/yerine/>< GENÇ EVLENMEK


- "GEÇ!":
EMİR VERMEK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< DÜŞÜNCESİNİ/İSTEĞİNİ DÜMDÜZ SÖYLEMEK

( Bazı/çoğu (bilgisiz/görgüsüz) kişi/ler, bazen/çoğunlukla kendini, herkesin/herşeyin merkezinde "görenler"/zannedenler, başkalarına söylediklerini, emir olarak değil zihninde ne varsa, hiçbir dilbilgisine sahip olmadan ya da uymadan, kabalıkla söyler. Bunu görür görmez, anladığımız anda, üstlerine fazla gitmemek ve bunları karıştırmamak gerekir. [Bazen de hadlerini bildirmek gerekiyorsa bildirilebilir tabii.] )


- "GEÇİMSİZ/LİK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< SEVGİSİZ/LİK


- "GEÇİRMEK" ile "GİYDİRMEK"


- "GEÇİRMEK" ile "KAKALAMAK"


- "GEÇMEK" ile "AKMAK"


- "GEÇMEK" ile/ve "AŞMAK"


- "GEÇMİŞ YAŞAM" değil GEÇMİŞ YAŞANTI


- "GEÇMİŞ YAŞAMIMIZDA" ... değil GEÇMİŞİMİZDE ...


- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- "GEÇMİŞE YÖNELİK" değil GEÇMİŞE DÖNÜK


- "GEÇMİŞİN KÖLESİ OLMAK" değil/yerine/>< GELECEĞİN MİMARI OLMAK


- "GEÇMİŞİN, BİZİ BIRAKMAMASI" değil/yerine/></> BİZİM, GEÇMİŞİ BIRAKMAMIZ


- "GEÇTİĞİMİZ HAFTA" değil GEÇEN HAFTA


- "GEL DENİLEN YERE GİTMEYE AR EYLEME; GELME DENİLEN YERE GİDİP YERİNİ DAR EYLEME" ile "MİSAFİR UMDUĞUNU DEĞİL, BULDUĞUNU YER"


- "GELDİLER" ile DELİRMEK


- "GELENEK" ile/ve/değil/<> ÇOĞUNLUK


- "GELİŞMESİNE YOL AÇAR" değil GELİŞMESİNİ SAĞLAR


- "GELMEYİN!" ile/değil/yerine/= (SÜREKLİ) GELENLER GELMEDİĞİ ZAMAN GEL/İRSİN


- "GEMİLERİ YAKMAK" ile/ve "KÖPRÜLERİ ATMAK"


- "GENÇ" / "YAŞLI" diye bir şey yok!


- "GENEL KONUŞMAK" ile "LÂFI DOLANDIRMAK"


- "GENELLEME" ile/değil/yerine/>< İCTİHÂD


- "GENİŞ" ile "YUVARLAK"


- "GENİŞ" ile/ve/||/<>/< KUŞATICI


- "Gerçek diller" ile "Niyet dilleri"ni karıştırmadan KONUŞ!!!


- "GERÇEKLEŞMEYECEKTİ" değil "YAŞANMAYACAKTI"


- "GERÇEKTEN ..." ile/ve/değil/yerine "AYNEN ..."


- "GERÇİ ..." ile "... AYRICA"


- "GEREĞİNDEN ÇOK/AZ" ile/değil "OLABİLECEĞİNDEN ÇOK/AZ"


- "GEREK YOK" ile/ve "DEĞMEZ"


- "GEREKLİLİK/GEREKSİZLİK" ile/ve/değil ÖNCELİK

( "Gereklilik" ya da "gereksizlik" olarak "tanımlamamız/tanımladıklarımız(gördüklerimiz/görmediklerimiz)", (daha çok) kolayımıza/işimize gelen, alışageldiğimiz bellek kayıtlarımızın yoğunluğu ve önceliği oranındadır. )


- "GEREKSİNİMİMİZ OLMAYAN ŞEYLERİ ALMAK" ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ ŞEYLERİ SATMAK

( Gereksinim duymadığımız şeyleri almak, gereksinim duyduğumuz şeyleri satmaya neden olur. )


- "GEREKSİZ (YERE)" HARCAMA/MASRAF ile/ve/<>/değil/yerine FAZLA HARCAMA/MASRAF


- "GEREKTİĞİ GİBİ" ile/ve "YETERİNCE"


- "GEREKTİĞİNDE" ile/ve "YERİ GELDİĞİNDE"


- "GERİ ADIM ATMAK" ile/değil/yerine GEREKEN ADIM(LAR)I ATMAK


- "GERİ ADIM" ile/değil GERİLEME


- "GERİ KALMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> "UZAK KALMAK"


- "GERİCİLİK" ile/değil DİRENÇ


- "GERİDÖNÜŞÜMSÜZ" değil GERİ DÖNÜŞSÜZ


- "GERİLME" ile "ŞİŞME"


- "GERİSİ GELİR" ile/ve/||/<> "SONU GELMEZ"


- "GEVEZE" ile "ÇENESİ DÜŞÜK"


- "GEVŞEME" ile/ve/<> "REHAVETE KAPILMA"


- (")GEÇMEK(") ile (")ATLAMAK(")


- (")GERÇEKLİK(") ile/ve/değil/||/<>/< GEREKSİNİM


- (GERÇEKTEN) İSTEMEK ve/+/||/<>/> EMEK ve/+/||/<>/> YEMEK


- (GERÇEKTEN) İSTEMELİ!


- (GEREKSİZ/FAZLA) TÜKETMEMELİ!


- (GEREKTİĞİ KADAR) SU İÇMELİ!


- [ne yazık ki]
GELENEKSEL KİŞİ ile MODERN KİŞİ

( Ebeveynlerine tapar. İLE Çocuklarına tapar. )


- [ne yazık ki]:
"GENELLEME" ile/ve/||/<>/> "YARGILAMA"


- [ne yazık ki]
(")GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET(") =/||/> ADÂLETSİZLİK


- [ne yazık ki]
GELİR ADÂLETSİZLİĞİ ile/ve/||/<>/> "SERVET" ADÂLETSİZLİĞİ


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< GELİŞİGÜZEL


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"

( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )

( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )


- [not] GENERALIZATION vs. SIMILE


- BAĞIRSAK:
GEÇİRGEN/SIZDIRAN ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI

( image )


- BENLİK:
GERÇEK ile/ve/||/<>/> İMGESEL ile/ve/||/<>/> SİMGESEL


- GEBE, YÜKLÜ

( HÂMİLE[Ar.], ÂBİST/E[Fars.] (ÂBİSTENÎ )


- GEBE/LİK ve/||/<> GEBERMEK[< KABARMAK/GABARMAK]

(

)


- GEBE ile AKUK[Ar.]

( Gebe hayvan. )


- GEBELİK BELİRTİLERİ ile/ve/değil/||/<> ÂDET BELİRTİLERİ


- GEBELİKTE:
İLK 3 AY ile/ve/<> İKİNCİ 3 AY ile/ve/<> ÜÇÜNCÜ 3 AY

( http://www.DilaraKocak.com.tr/gebelik )


- GEBERMEK/MÜRT[Fars.]/CIZLAMI ÇEKMEK[argo] ile ÖLMEK

( Hayvanlar üzerine/için. İLE Kişiler üzerine/için. )


- GEBREOTU ile/ve/<>/> GEBRE/KEBERE

( Gebreotugiller ailesinin, çalıya benzer örnek bitkisi. İLE/VE/<>/> Gebreotunun yemişi. )

( CAPPARIS cum ... )


- GEÇ KALMAK ile/değil/yerine GENÇ KALMAK


- GEÇ KALMAK ile/değil YETİŞEMEMEK

( Asla, "çok geç" değildir! )


- GEÇ KALMAMALI!


- GEÇ TANIMA/ANLAMA! değil/yerine GENÇKEN TANI/ANLA!


- GEÇ YAŞTA ile/değil/yerine GENÇ YAŞTA


- GEÇ ile GEÇ

( Zamanın sarkması, erken olmayan. İLE Geçmenin buyruk kipi. )


- GEÇ ile/ve GÜÇ
[BİR ŞEYİN:
GEÇ OLMASI ile/ve GÜÇ OLMASI/OLMAMASI]

( Olsun. İLE/VE Olmasın! )


- GEÇ ile SON ANDA


- GECE UYKUSU ile/ve/||/<> GÜNDÜZ (ÖĞLE) UYKUSU/KAYLÛLE[Ar.]


- GECE-GÜNDÜZ (DÜŞÜNMEK, ÇALIŞMAK)


- GECE/DÜN GÜNDÜZ


- GECE/KARANLIK ile/ve/değil KAR FIRTINASI/TİPİ


- GECE/TÜN ile/ve/değil/yerine/<>/>< GÜN/DÜZ

( Birlik/Vahdet. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Çokluk/Kesret. )

( Gece/karanlık önceliklidir. )

( [Fars., Ar.] ŞEB-TÂ-BE-SEHER: Geceden sabaha kadar. )

( ŞEB Ü RÛZ: Gece gündüz. | RÛZ Ü ŞEB: Gündüz gece. )

( MELEVÂN: Gece ile gündüz.[MÂ-DÂM-EL-MELEVÂN: Gece ve gündüz devam ettikçe. | MÂ-TEÂKAB-EL-MELEVÂN: Gece ile gündüz birbiri ardı sıra geldikçe.] YA'FUR[çoğ. YAÂFÎR]: Gecenin beşte/altıda bir gibi bölümü. )

( Hakikat. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Şeriat. )

( TÜNMEK: Havanın kararıp gece olması. )

( LEYL ile/ve/değil/yerine/<>/>< ... )

( DÜN, ŞEV, ŞEB[çoğ. ŞEBÂN], TAHT-I ABNÛSÎ ile/ve/değil/yerine/<>/>< NEHÂR, RÛZ, TAHT-I ÂC )

( [not] NIGHT vs./and/but/<>/>< DAYTIME/DAYLIGHT
DAYTIME/DAYLIGHT instead of NIGHT )


- GECE ve DİNGİNLİK ve DİNLENMEK


- GEÇE ile GEÇE ile GECE

( Herhangi bir saat başını geçerek/geçerken. İLE Karşılıklı iki yandan/yakadan her biri. İLE Güneşin batmasıyla oluşan karanlık. [>< GÜNDÜZ] )


- GECE ve/<> İÇ ÂLEM


- GECE ile/ve KARANLIK GECE

( ŞEB-İ YELDÂ: En uzun gece/ler. [20. ve 26. günleri arasındaki 1 haftalık süre.] | 22 Aralık'taki en uzun gece. )

( NIGHT vs./and DARK NIGHT )


- GECE ile/ve MUHAK


- GEÇEBİLEMEZ değil GEÇEMEZ


- GECEKONDU ile/ve/değil VİLLAKONDU


- GECELERİ BİSİKLETTE:
SİYAH ile MAVİ ile KIRMIZI ile SARI ile BEYAZ ile YEŞİL

( Görünmez. İLE 17 m.'ye kadar. İLE 24 m.'ye kadar. İLE 37 m.'ye kadar. İLE 55 m.'ye kadar. İLE 130 m.'ye kadar. )


- GEÇERLİ BİLGİ ile GEÇERSİZ BİLGİ

( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. / Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz. )

( VALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA vs. INVALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA )


- GEÇERLİ DURUM/KONJONKTÜR ile BAĞLAM/KONTEKST


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/= GERÇEK

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Bİ-L-Fİ'L: Gerçekten. )

( VALID vs./and/= REAL
Truth is the fruit of earnest action. )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/değil GÜNCEL/LİK


- GEÇERLİ/LİK ile/ve YARARLI/LIK

( VALID vs./and BENEFICIAL )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/<>/değil YETERLİ/LİK


- GEÇERLİ ile GERÇEK


- GEÇERLİ ile/ve/||/<> İŞLEYEN


- GEÇERLİ ile MANTIKLI


- GEÇERLİK ile/ve/değil/||/<>/> GEÇERLİLİK


- GEÇERLİLİK ile/ve/<> BAĞLAYICILIK


- GEÇERLİLİK ve/||/<> TUTARLILIK ve/||/<> TARİHSELLİK


- GECESEFÂSI ile GECE SEFÂSI

( İkiçeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. İLE Yaz gecelerinde, havanın ve doğanın güzelliklerini yaşamak üzere yapılan etkinlik, yürüyüş, dolaşma. )


- GECESİ-GÜNDÜZÜ (BELİRLİ OLMAMAK)


- GEÇİCİ ÇÖZÜM ile/ve/değil/||/<>/< ARA ÇÖZÜM


- GEÇİCİ NUR ile/ve SOYUT NUR ile/ve NURLAR NURU


- GEÇİCİ TESCİL değil/yerine/= GEÇİCİ KÜTÜK


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/||/<> (")UÇUCU/LUK(")


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK


- GEÇİCİ/ÖN YARGI ile/ve/||/<>/> YARGI


- GEÇİCİ ile/ve ALDATICI

( TEMPORARY vs./and ILLUSION )


- GEÇİCİ ile/ve KALICI

( Kendi, istikrarlı, sabit olmayan bir zihinde, herhangi bir şey nasıl kalıcı olabilir? )

( Geçici olanın içindeki kalıcı olanı, gerçek olmayanın içinde gerçek olanı araştırın. )

( Geçicilik, gerçek olmayışın kanıtıdır. )

( Geçicilik, gerçekdışılığın en iyi kanıtıdır. )

( Olgun kişinin nutuğu, içerikli; yaşama biçimiyse kalıcı olmalıdır. )

( TEMPORARY vs./and PERMANENT
How can anything be steady in a mind which itself is not steady?
Enquire what is permanent in the transient, real in the unreal.
Transiency is the best proof of unreality. )


- GEÇİCİ ile/ve/değil ÖZEL


- GEÇİCİ = TRANSITIENT, TRANSITIVE[İng.] = TRANSITIF[Fr.] = ÜBERGEHEND[Alm.] = TRANSIENS[Lat.]


- GECİKME HABER VERMEK


- GECİKME ile/ve/<> "FİJİ ZAMANI"

( ... İLE/VE/<> Fiji'lilerin randevuya geç kaldıklarındaki mazeretleri ve sözleri. )


- GECİKME ile "SÜRÜNCEME"

( ... İLE Bir işin, sonuçlanıncaya kadar boş yere uğradığı gecikmelerin tümü. )


- GECİKME ile HİSTEREZİS[Fr. < Yun.]

( ... İLE Doğa olaylarının gelişmesindeki gecikme. )


- GECİKTİRME ile/ve/değil/yerine/<> ÖTELEME


- GEÇİLEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİŞTİRİLEMEZ


- GEÇİM SIKINTISI ile/ve/> CAN SIKINTISI

( Geçim sıkıntısı olanların, can sıkıntısı yaşama fırsatları bulunmaz. )


- GEÇİRGEN ZAR ile GEÇİRGEN OLMAYAN ZAR ile YARI GEÇİRGEN ZAR

( PERMEABLE MEMBRANE vs. NON-PERMEABLE MEMBRANE vs. SEMI-PERMEABLE MEMBRANE )


- GEÇİRGEN ile/değil/<> İLETKEN


- GEÇİRİMLİ / BİRLEŞİMSEL ile/>< GEÇİRİMSİZ

( TRANSPARENT / COMPOSITIONAL vs./>< OPAQUE )


- GEÇİRMEK ile GEÇİŞTİRMEK


- GEÇİŞ KARTINI:
YAVAŞ BASMAK ile/değil/yerine ÜZERİNDE TUTMAK/BEKLEMEK


- GEÇİŞ ile AYRIM


- GEÇİŞ ile/ve/değil/||/<>/< EŞİK


- GEÇİŞ ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK


- GEÇİŞKEN/LİK ile/ve/||/<> İLİŞKİLİ/LİK


- GEÇİŞLER/KAPILAR:
DAR değil/yerine GENİŞ

( Engeliler için Berlin Örneği... )


- GEÇİŞLİ ile/>< GEÇİŞSİZ

( TRANSITIVE vs./>< INTRANSITIVE )


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve "BASTIRMAK"


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> "İDARE ETMEK"


- GEÇİŞTİRMEK ile/değil/yerine DİNDİRMEK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/değil/yerine HIZLANDIRMAK


- GEÇİŞTİRMEK ile/ve/<> ÖTELEMEK


- GEÇİT ile AŞIT

( ... İLE Siper, kuytu yer. | Aşılacak yer. | Dağ geçidi. )


- GEÇİT ile/ve/değil EŞİK


- GEÇİT ile GEÇİŞ


- GEÇİT ile/ve KOYAK/KISIK/KLÜZ

( ... ile/ve VADİ )


- GEÇMİŞ ANLATIMINDA:
DÜN değil BİR ÖNCEKİ GÜN


- GEÇMİŞ DIŞI

( NON-PAST )


- GEÇMİŞ:
"AİT OLDUĞUMUZ" değil BANA/BİZE AİT OLAN


- GEÇMİŞ:
"EV GİBİ" değil/yerine/>< KİTAP GİBİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil/||/<> GELENEK


- GEÇMİŞ ile/ve/fakat/ne yazık ki SENDE/ONDA GEÇMEMİŞ


- GEÇMİŞ ile/ve/<>/> ŞİMDİ ile/ve/<>/> GELECEK

( Anılardadır. İLE/VE/<>/> Hayal gücündedir. )

( Değişmezdir. İLE/VE/<>/> Belirsizdir. )

( Değiştiremeyiz fakat bilebiliriz. İLE/VE/<>/> Bilemeyiz fakat değiştirebiliriz. )

( Constant. vs./AND/<>/> Unknown/indefinite.
In memory. vs./AND/<>/> In imagination.
We cannot change but we can/should know. vs./AND/<>/> We cannot know but we can/might/should change. )

( PAST vs./and/<>/> FUTURE )


- GEÇMİŞE BAKMAK ve/<> GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE BAKMAK ve GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE ODAKLILIK ile ÜST BİLİŞ

( PAST FOCUSED/RUMINATION va. METACOGNITION )


- GEÇMİŞE SAPLANIP KALMAK değil/yerine/>< GEÇMİŞİ DE DİKKATE ALMAK


- GEÇMİŞE SAPLANMAMAK ve/||/<> GELECEĞE ODAKLANMAMAK


- GEÇMİŞE YÜRÜMEZLİK/TEK YÖNDE DEĞİŞİM ile/ve/=/||/<> TERSİNEMEZLİK


- GEÇMİŞİ TOPARLAMAK ve/> GELECEĞİ BELİRLEMEK

( İkisi de, olabildiğince/olabildiği kadar. )


- GEÇMİŞİ:
AYDINLATMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK

( Tarih uzmanlarınca. İLE/VE/||/<>/> Her bir kişi, düşünür ve felsefe uzmanlarınca. )


- Geçmişin için DİNLE!!!


- Geçmişin için SUS!!!


- GEÇMİŞİNİ ÖNEMSEMEMEK ile/ve/>/değil GEÇMİŞİNDEN GERİDE KALMAK


- GEÇMİŞTEKİ (BAZI DURUMLARI) UNUTMAMAK ile/ve/değil/fakat/||/<>/> SAPLANIP KALMAMAK


- GEÇMİŞTEN GELEN ile GEÇMİŞTEN KALAN


- GEDÂ[çoğ. GEDÂYÂN]

( DİLENCİ, YOKSUL )


- GEDİZ ile/değil GÖRDES


- GEDO ZEN ile/değil/yerine/>< ZEN

( Sadece olağanüstü, doğaüstü güçler elde etmek için yapılan uygulamalar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- GEEK ile/ve/||/<>/> NERD

( )


- GEĞİRMEK ile/ve OSURMAK

( Kültürlere göre ikisi de çok büyük ayıp/yanlış/hata olarak da, sıradan bir durum olarak da algılanabilmekte/değerlendirilebilmektedir. )

( Bazı kültürlerde, yemek sırasında yellenme bile sıradan bir durum olarak karşılanabilmektedir. )

( FLATUS VOCES )

( Üstten. İLE/VE Alltan. )

( Ağızdan. İLE/VE Anüsten. )

( TECEŞŞÜ', TEFTÎH[< FETH | çoğ. TEFTÎHÂT] ile/ve ZARTA )

( ÂRÛG, ÂCÜL ile/ve ... )

( TO BELCH, BURP, ERUCTATION vs./and TO FART )


- GEĞREK

( Kaburga altındaki boşluk. )


- GEKO ile YAPRAK KUYRUKLU GEKO

( ... cum UROPLATUS PHANTASTICUS )


- Gel SUS!!!


- GEL-GİT/MED-CEZİR ile 5 GÜNDE BİR OLAN GEL-GİT

( TIDE vs. NEAP TIDE )


- GEL-GİT ile/ve/||/<> GİT-GEL


- GELDİ GELİYOR/GELECEK


- GELECEĞE (BİR/KAÇ) ÇOCUK BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇOCUK(LAR)A GELECEK BIRAKMAK


- GELECEĞİ "MERAK EDENLER"İN BAKACAKLARI:
"FALLAR/BURÇLAR" değil/yerine MEZAR(LIK)LAR

( Bin "merak", bir borcu (bile) ödemez. )

( Merak, kişinin, kendi başına (g)ördüğü bir "iştir". )


- GELECEĞİ "TAHMİN ETMEK" değil/yerine GELECEĞİ YARATMAK


- GELECEĞİ MERAK ETME!(K) ile/değil/yerine GEÇECEK OLANI İYİ DÜŞÜN!(MEK)

( Nasıl olsa gelecek. İLE/DEĞİL/YERİNE Zihninden hiç silinmeyecek. )


- Geleceğin için DİNLE!!!


- Geleceğin için SUS!!!


- GELECEK "BİLİMİ" (ESKATOLOJİ) ile GELECEKÇİ(FUTURİST) AKIMLAR


- GELECEK ve MİMARÎ ile/ve/||/<> MİMARÎ ve GELECEK


- GELECEK ile FERDÂ[Fars.]

( ... İLE Yarın, yarınki, gün, günün ertesi, ertesi gün, öbür gün. | Âtî, gelecek zaman. | Âhiret, öbür dünya, kıyamet. )


- GELECEK ile/ve/<> UZAK GELECEK

( )


- GELECEKTEN ÜMİDİ/Nİ KESMEK ile/ve/değil/<> YAPACAKLARINDAN VAZGEÇMEK


- GELEN TELEFONU/MESAJI/ÇAĞRIYI/MEKTUBU:
HER ŞEYİ BİR YANA ATARAK, KONTROLDIŞI/BİLİNÇDIŞI YANITLAMAK değil/>< ORTAMI/ÇEVREYİ/KİŞİYİ/KİŞİLERİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN ZAMANDA, UYGUN TUTUM İLE YANITLAMAK


- GELEN-GEÇEN


- GELEN-GİDEN


- GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN


- GELENEK-GÖRENEK


- GELENEK-GÖRENEKLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- GELENEK:
DÜZ değil KIRILMALI


- GELENEK:
UYGULAMALI ile/ve/||/<>/< METİN TABANLI


- GELENEK ile/ve/değil/<> BELLEK

( Sürüyorsa/yaşanıyorsa. İLE/VE/DEĞİL/<> "Yaşatılmaya" çalışılıyorsa. )


- GELENEK ile/ve DİZGE

( TRADITION vs./and SYSTEM )


- GELENEK ve/> GELECEK

( TRADITION and/> FUTURE )


- GELENEK ile/ve GELENEKÇİ GELENEK

( TRADITION vs./and TRADITIONAL TRADITION )


- GELENEK ile/ve/<> GENELLİK


- GELENEK ile/ve/<> GEREKLİLİK

( TRADITION vs./and/<> NECESSITY )


- GELENEK ile/ve/değil/<> GÖRENEK

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Bir şeyi, eskiden beri görüldüğü gibi yapma alışkanlığı. )


- GELENEK ile/ve/<> MODERNİTE


- GELENEKÇİLİK ile/değil/yerine/>< GELENEK

( Yaşayanların, ölmüş durumudur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölmüşlerin, yaşayan durumudur. )


- GELENEKSEL ENTELEKTÜEL ile/ve/<> ORGANİK ENTELEKTÜEL

( Öğretmenler, yöneticiler vb. İLE/VE/<> Kurum, sınıf, küme vb. )


- GELENEKSEL MİTOLOJİ ile/ve DİNSEL MİTOLOJİ


- GELENEKSEL ile/ve/değil/yerine/||/<> KAVRAMSAL


- GELENEKSELCİLER ile MODERNİSTLER

( Şimdisi olmayan bir geçmişi yaşayanlar. İLE Geçmişi olmayan bir şimdide yaşayanlar. )


- GELENEKSELLEŞME/GELENEKSELLİK ile/ve/||/<>/< KURUMSALLAŞMA/KURUMSALLIK


- GELENEKTE, TEVHİD:
AKIL ÜZERİNDEN ile/ve/> KALP VE DUYGU ÜZERİNDEN

( Tenzih ile. İLE/VE/> Teşbih üzerinden. )

( İkisinde de, sur üflenerek çağrılırdı. )


- GELENEKTE:
İNŞÂ ile/ve/ya da İMHÂ


- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> ELEŞTİRELLİK


- GELENEKTE:
SÜREKLİLİK ile/ve/<> TUTARLILIK

( CONTINUITY vs./and/<> CONSISTENCE :IN TRADITION )


- GELENİN ile/ve/<> DÖNENİN

( Malı. İLE/VE/<> Canı. )


- GELGELELİM


- GELİN


- GELİN-DAMAT ve/||/<> SAĞDIÇ

( ... VE/||/<> Düğünde, gelin ya da güveye kılavuzluk eden kişi. )


- GELİN! yerine GELMEK İSTEYENE DUYURULUR


- GELİN ve/<> DAMAT

( İ'SÂR[Ar.]: Gelin olma çağına gelme. )

( ARÛS ve/<> ARÎS )

( BEYÛ/BEYÛG ve/<> ARÎS )

( BRIDE and/<> GROOM )


- GELİN ile EĞRETİ GELİN


- GELİN ile/değil KUMA


- GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. İLE Mezgitgillerden, yılanbalığına benzer bir balık. İLE Yılancık, arpacık, çıban vb. verilen ad. )


- GELİNCİK ile GELİNCİKÇİÇEĞİ

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Zambakgillerden bir bitki. )

( PAPAVER RHOEAS cum FRITILLARIA IMPERIALIS )


- GELİNCİK ile/<> KAKIM/KAKUM/ERMİN/AS

( ... İLE/<> Kutup gelinciği. Sansargillerden, yazın, esmer kırmızı, kışın beyaz renkli gelincik. )

( İLE/<> )

( WEASEL vs./<> ERMINE )

( MUSTELA NIVALIS cum/<> MUSTELA ERMINEA )


- GELİNCİK ile/||/<> KIRLANGIÇ OTU

( .. İLE/||/<> Gelincikgillerden, çiçekleri altın ve limon sarısı renginde olan, tanelerinden asitsiz bir yağ elde edilen çok yıllık ve otsu bir bitki. )


- GELİNCİK ile LOTA[Lat.]

( ... İLE Tatlı sularda yaşayan, bir tür gelincik balığı. )

( ... cum LOTA VULGARIS )


- GELİNCİK ile SANSAR

( WEASEL vs. MARTEN )

( BELETTE avec MARTRE )

( WIESEL mit MARDER )

( MUSTELA PUTORIUS FURO[: Misk otuyla beslenen kötü kokulu hırsız] cum MARTES )

( COMADREJA con MARTA )

( DONNOLA con MARTORA )


- GELİNCİK ile YABAN GELİNCİĞİ

( Evcilleştirilmiş Avrupa kokarcaları olarak da bilinirler. İLE ... )

( 18 saat boyunca uyurlar. İLE ... )

( İnsana özgü olarak bilinen bazı hastalıklara yakalanabilirler. [Pankreas ve lenf kanseri oldukça yaygındır.] İLE ... )

( ... ile Yaban Gelinciği )

( WEASEL vs. FERRET )


- GELİNHAVASI = KUŞKİRAZI


- GELİNİLMEZ değil GELİNMEZ


- GELİNOTU = GÜVEYFENERİ

( Patlıcangillerden, kırmızı ve ekşimsi meyvesi, sidik söktürücü olarak kullanılan bir bitki. )

( PHYSALIS ALKAKENGI )


- GELİP GEÇEN ve/||/<>/> GÜLÜP GEÇMEK


- GELİP GEÇEN ile/ve/değil/yerine SÜREKLİLİK


- GELİP-GEÇİCİ


- GELİR VERGİSİ ile KURUMLAR VERGİSİ


- GELİR ile GİDER

( TEFÂVÜT-İ HASENE: Hicrî yıl ile mâlî yıl arasındaki 10 gün ve 21 saatlik farktan meydana gelen gelir[vâridât] farkı. )

( INCOME/REVENUE vs. EXPENSE/EXPENDITURE )


- GELİR ile/ve KAZANÇ

( İRAT ile/ve ... )

( INCOME/REVENUE vs./and EARNINGS/GAIN )


- GELİRİNİ KULLANMA/TÜKETME:
YAŞAMAK ÜZERE ve/||/<>/> HAYIR İŞLEMEK ÜZERE ve/||/<>/> "HAYIR!" DİYEBİLMEK ÜZERE


- GELİRLERSE BULMAZLARSA değil GELİRLER DE BULMAZLARSA


- GELİŞ(TİR)ME ile/ve/değil/yerine/||/<> İYİLEŞ(TİR)ME


- GELİŞİGÜZEL "ÇOK ANLAMLILIK" ile/değil/yerine ÇOK ANLAMLILIK


- GELİŞİGÜZEL ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KENDİNCE


- GELİŞİGÜZELLİK ile/ve KEYFÎLİK

( CASUAL vs./and ARBITRARINESS )


- GELİŞİM

( DEVELOPMENT )


- GELİŞİM ODAKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİME YÖNELİK


- GELİŞİM VE DEĞİŞİM İÇİN:
ZORUNLULUK ile/ve/||/<> YOKLUK


- GELİŞİM/DEĞİŞİM:
YUKARIDAN, AŞAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<> İÇTEN, DIŞA

( image

image )


- GELİŞİM ve/||/<> ARINMA ve/||/<> YOZLAŞMAMA


- GELİŞİM ile/ve/<> DERİNLEŞME

( DEVELOPMENT vs./and/<> DEEPEN )


- GELİŞİM = DEVELOPMENT[İng.] = DÉVELOPPEMENT[Fr.] = ENTWICKLUNG[Alm.] = SVILUPPO[İt.] = DESARROLLO[İsp.]


- GELİŞİM ile/ve DÖNÜŞÜM

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT/PROGRESS vs./and TRANSFORMATION )


- GELİŞİM ile/ve/||/<> GELİŞMEK

( DEVELOPMENT vs./and/||/<> EVOLVE )


- GELİŞİM ile/ve/> İLERLEME

( Yaptığı işi iyi yapan kişi ilerleyecektir. )

( İlerleme ancak hazırlık aşamasında olur. )

( Kişinin daha da ilerlemesi için olanca cesârete gereksinimi vardır. )

( Sessizlik ve Sükûnet içinde, gelişirsiniz. )

( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç feda edilerek. )

( Doğru yönde ilerlediğimi nereden bileceğim? Göreviniz hakkında gösterdiğiniz azim, kararlılık, berraklık ve sadakatte ilerleyişinizle. )

( Olgun kişi, atalarının bilgelik ve deyişlerini inceleyerek kişiliğini geliştirir. )

( İlerlemenin işaretleri nelerdir? Tüm endişelerden kurtulmuşluk, bir rahatlık ve sevinç hali, içte derin bir huzur, dışta bol enerji. )

( Yükselen güneş, ilerlemeyi simgeler. )

( Senden ileride olanlara gelişmek için, geride olanlara da rahatlamak için bak. )

( One needs all the courage to go further.
In Silence and Peace, you grow.
How shall I know that I am moving in the right direction? By your progress in intentness, in clarity and devotion to the task.
What are the signs of progress? Freedom from anxiety; a sense of ease and joy; deep peace within and abundant energy without. )

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> PROGRESS )


- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA


- GELİŞİM ile/ve OLUŞUM

( DEVELOPMENT vs./and FORMATION/CONSTITUTION )


- GELİŞİM ile/ve SIRADÜZEN

( DEVELOPMENT vs./and HIERARCHY )


- GELİŞİM ile/ve TAMAMLANMA

( DEVELOPMENT vs./and TO GET COMPLETE, COMPLEMENT )


- GELİŞİM ile/ve/||/<>/> UYGARLIK


- GELİŞİM ve/||/<>/>/< UYGULAMA


- GELİŞİM ile/ve/> YENİLİK

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/> INNOVATION/REFORM/NEWNESS )


- GELİŞİMDE:
ZORUNLULUK ile/ve/<> CESÂRET


- GELİŞİP BÜYÜME = NEŞV Ü NEMÂ = DÉVELOPPEMENT


- GELİŞME ile/ve/<> DÖNÜŞME


- GELİŞME ile/ve GENLEŞME

( Hi, You probably get a ton of emails about "getting on the first page of Google." Too bad most of them are SCAMS. If you REALLY want to rank higher, you absolutely need to get this one part right: https://moreseotraffic.top/wal/?=farklar.net It's backed by data from thousands of SEO campaigns, across all industries. Just imagine what it could do for your business. Crystal DeMatio 964-2055 E. Badillo St Covina, CA 91724 If you prefer not to receive commercial messages regarding seo for your business, please remove yourself here: https://www.moreseotraffic.top/out.php/?site=farklar.net )

( TO DEVELOPE vs./and TO DILATE/EXPAND )


- GELİŞME ile/ve/değil/yerine/||/<> OLGUNLAŞMA


- GELİŞME ile/ve/<>/> YAYGINLAŞMA


- GELİŞMEKTE OLAN ile GELİŞMEMİŞ

( TO MATURE vs. IMMATURE )


- GELİŞMELİ!


- GELİŞMİŞ ÜLKE:
FAKİRLERİN BİLE ARABAYA BİNDİĞİ ÜLKE
değil/yerine/><
ZENGİNLERİN BİLE OTOBÜSE BİNDİĞİ ÜLKE


- GELİŞMİŞ/LİK ve/||/<>/> YALINLAŞ(TIRIL)MIŞ/LIK

( Yalınlaşmak/yalınlaştırabilmek, gelişmişliğin, en son durumudur. )


- GELİŞMİŞLİĞİN, OLGUNLUĞUN/KEMÂLÂTIN SONU:
YALINLIK ve/||/<> SÜKÛT


- GELİŞTİREBİLMEMİŞ değil GELİŞTİREMEMİŞ


- Geliştirenleri DİNLE!!!


- GELİŞTİRME ile/ve/<> GÜÇLENDİRME

( Güç ve hayırlar herkes içindir ve isteyen herkese hazırdır. )

( Power and grace are for all and for the asking. )

( DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs./and/<> TO STRENGTHEN )


- GELİŞTİRME ile/ve/<> ÖNÜNÜ/ÖTESİNİ AÇIK TUTMAK

( TO DEVELOP vs./and/<> TO MAKE/KEEP OPEN THE FURTHER )


- GELİŞTİRME ile/ve/<> PEKİŞTİRME

( TO PROGRESS vs./and/<> TO CONSOLIDATE )


- GELMEK/BULUNMAK yerine İSPAT-I VÜCUD ETMEK


- GELMEK ile "GELMEK"

( Ulaşmak. İLE Eşeysel Boşalma(bazı kültürlerde "Gitmek" olarak da geçiyor). )


- GELMİŞ-GEÇMİŞ


- GEMİ ile BALTABAŞ

( ... İLE Baş bodoslaması omurga hattına dikey olarak çelik lamadan yapılmış gemi. )


- GEMİ ile/değil BARÇA[İt. < BARZA]

( ... İLE/DEĞİL Ortaçağda kullanılan, kürekli ve yelkenli, taşıma gemisi. | Kalyon türünden, küçük savaş gemisi. )


- GEMİ ile CÖNK[< Cava dili]

( ... İLE Büyük, yelkenli gemi. | Saz ozanlarının, kendilerinin ya da başkalarının koşuklarını derledikleri, uzunlamasına açılan defter. )


- GEMİ ile/değil FIRKATEYN

( ... İLE/DEĞİL Eskiden kullanılan, bir savaş gemisi. )


- GEMİ ile KALİTE

( ... İLE Osmanlılar'da bir tür gemi. )


- GEMİ ile KALOMA

( ... İLE Demir atmış bir geminin zincirinin su içindeki bölümü. )


- GEMİ ile KARAKA

( ... İLE Osmanlılar'da bir tür gemi. )


- GEMİ ile KRUVAZÖR[Fr. < CROISEUR]

( ... İLE Deniz yollarını gözetmek, deniz ve hava filolarına kılavuzluk etmek amacıyla topla silahlandırılmış hızlı savaş gemisi. )


- GEMİ ile MAVUNA

( ... İLE Rıhtıma yanaşamayan gemilerin yükünü taşıyan araç. )


- GEMİ ile SABURA[Lat.]

( ... İLE Gemi safrası. )


- GEMİ ile SALAPURYA[İt.]

( ... İLE Ticaret eşyası taşımakta kullanılan, 10-15 tonluk, üçgen biçiminde yelkeni olan deniz taşıtı. )


- GEMİ ile ŞAYKA[Macarca SAJKA]

( ... İLE Türkler'in, Karadeniz'deki ırmak kıyılarının korunmasında, Rus Kazaklar'ın kıyılara saldırmada kullandıkları altı düz, yayvan gemi. )


- GEMİ ile SKAVUT[İng. < Lat.]

( ... İLE Çok hızlı gidebilen, bir tür keşif gemisi. )


- GEMİ ile SÜNBEKİ

( ... İLE Bir tür kayık, küçük gemi. )


- GEMİ ile TRANSATLANTİK

( SİRİUS: Atlas okyanusunu aşan ilk buharlı gemi. )


- GEMİ ile YÜK GEMİSİ/ŞİLEP[Alm. SCHLEPP]

( ... İLE Yük gemisi. )


- GEMIFİKASYON/GAMİFICATION[İng.] değil/yerine/= OYUNLAŞTIRMA


- GEMİNİN, SU YÜZEYİ:
ÜSTÜ ile/ve/<> ALTI/FRİBORD[İng.]


- GEN EKSPRESYONU/GENE EXPRESSION[İng.] değil/yerine/= GEN İFADESİ


- GEN MUTASYONU/GENE MUTATION[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞİNIMİ


- GEN/GENE[İng.] değil/yerine/= KALITLIK


- GEN ile GEN[Yun.]

( Geniş. | Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde, "kenarlı" anlamıyla kullanılan ek sözcük. | İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. İLE İçinde bulunduğu göze ya da organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve gözeden gözeye geçen kalıtımsal öğe. )


- GEN ve/||/<>/> HAPLOGRUP ve/||/<>/> Y SOYAKTARANI


- GEN ve/<> HOLOGRAM


- GEN ile KROMOZOM


- GEN ile/ve/||/<> MC1R GEN

( ... İLE/VE/||/<> Deri rengi[pigmentasyonu] üreten genlerden biri. )


- GENC

( HAZİNE )


- GENÇ BOĞA

( Kele, oğuz, tosun. )


- GENÇ GÖVDE, GÖVDECİK = RÎŞ = TIGELLE


- GENÇ OLMA İSTEĞİ değil/yerine DİNÇ OLMA İSTEĞİ


- GENC[Ar.] ile GENÇ[Ar.]

( Hazine, define. İLE Yaşı, ilerlememiş olan. )


- GENÇ ve/<> BİSİKLET


- GENÇKEN ÇABALA!:
"PARA/ÇIKAR KAZANMAK" İÇİN değil/yerine ÖĞRENMEK İÇİN

( WHEN YOU ARE YOUNG: [not] TO EARN but WORK TO LEARN
WORK TO LEARN instead of TO EARN :WHEN YOU ARE YOUNG )


- GENÇLİK ile DİRİLİK

( [Fars., Ar.] ... ile BER-HAYÂT )


- GENÇLİK ile/<>/>< YETİŞKİNLİK ile/<>/>< YAŞLILIK

( [ne yazık ki] Zaman ve enerji vardır fakat cepte (pek/yeterince) para yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Para ve enerji vardır fakat (pek/yeterince) zaman yoktur/olmaz. İLE/<>/>< Zaman ve para vardır fakat (yeterince) enerji yoktur/olmaz. )

( image )

( Genç/lik, bilse; yaşlı/lık, yapabilse...
Si jeunesse savait, si vieillesse pouvait. )


- GENDER[İng.] değil/yerine/= TOPLUMSAL CINSİYET


- GENDLIN ile/ve/||/<>/< ROGERS


- GENE-LİKLE değil/< GENELLİKLE

( Vurgu ve harfi tam/doğru seslendirerek! [Dudak ve bilgi tembelliği yapmadan!] [Harfleri biraraya getirerek değil kulak dolgunluğuyla, doğrusu nasıl söyleniyorsa o biçimde söyleyerek!] )


- GENE değil/yerine/= YİNE


- GENEL "PLANDA" ile "GENİŞ PLANDA"


- GENEL [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- GENEL <> ÖZEL ile/ve/değil/yerine BİÇİM <> ÖZ


- GENEL AF ile/ve/değil KISMÎ GENEL AF


- GENEL BİR "YAKLAŞIMLAR" değil GENEL YAKLAŞIMLAR


- GENEL DUYULAR ile/ve/<> ÖZEL DUYULAR

( Görme, İşitme, Dokunma. İLE/VE/<> Koklama, Tatma. )

( Bellek kayıtları yoğundur. İLE/VE/<> Bellek kayıtları hafiftir. )


- GENEL GERÇEKLİK ile/ve/||/<>/>/< ETKİLİ GERÇEKLİK


- GENEL İDARE değil/yerine/= GENEL YÖNETİM


- GENEL VEKÂLETNÂME değil/yerine/= GENEL YETKİDEŞLİK BELGESİ


- GENEL-GEÇER


- GENEL-GEÇER ile/ve/değil/||/<> DEĞİŞMEZ


- GENEL/UMUM ile MUTLAK

( GENERAL vs. ABSOLUTE )


- GENEL ile/ve/değil/yerine/||/<> "AĞIRLIKLI"


- GENEL ile BASMAKALIP


- GENEL ile/ve/yerine/değil ÇEŞİTLİ

( [not] GENERAL vs./and/but VARIOUS
VARIOUS instead of GENERAL )


- GENEL ile DÜZENLİ/SÜREKLİ GENEL

( GENERAL vs. REGULAR/CONTINUAL GENERAL )


- GENEL ile/ve EVRENSEL

( ... İLE/VE Somutta çeşitlilik. )


- GENEL ile/ve EVRENSEL


- GENEL ile GELENEKSEL

( GENERAL vs. TRADITIONAL )


- GENEL ile GENELDE

( GENERAL vs. IN GENERAL )


- GENEL ile/ve GENİŞ

( GENERAL vs./and EXTENSIVE )


- GENEL ile GERÇEK

( GENERAL vs. REAL )


- GENEL ile/ve/değil/<> KABUL


- GENEL ile/ve KAPSAYICI


- GENEL ile/ve/değil MİLLÎ

( [not] GENERAL vs./and/but NATIONAL )


- GENEL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] GENERAL vs./and/but USUAL/POSSIBLE )


- GENEL ile/ve ORTAKLAŞA

( GENERAL vs./and COLLECTIVELY )


- GENEL ile ÖZEL

( GENERAL vs. REAL )


- GENEL ile/ve/<> ÖZEL

( Beyan. İLE/VE/<> Örnek. )

( Zıtlar vardır fakat zıtlık yoktur. )

( Hastalık "yoktur", hasta vardır. )

( Bazen ve/ya da bazı durumlarda/koşullarda, bir ilke için "herkesten", bazen de bir kişi/insan için tüm ilkeler("imiz")den vazgeçebilmeliyizdir/vazgeçmeliyizdir! )


- GENEL ile/ve TEMEL

( Uzlaşım. İLE/VE Zorunluluk. )

( GENERAL vs./and BASIC )


- GENEL ile TÜM

( GENERAL vs. WHOLE )


- GENEL ile/ve TÜMEL

( Vahdet. İLE/VE Ahad. )

( Zorunluluk yoktur/olmaz! İLE/VE Zorunluluk vardır, aranır ve/ya da bulunmak zorundadır. )

( GENERAL vs./and UNIVERSAL )


- GENEL = UMUMÎ = GENERAL[İng., İsp.] = GÉNÉRAL[Fr.] = ALLGEMEIN[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- Genelde KONUŞ!!!


- GENELDE ile/ve/değil TEMELDE


- GENELGE ile/ve/||/<>/> YÖNERGE

( Bağlayıcılığı vardır. İLE/VE/||/<>/> Bağlayıcılığı yoktur. )


- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK


- GENELLEME ile/ve "BÜYÜLTMEK"

( GENERALIZATION vs./and TO EXAGGERATE )


- GENELLEME ile/ve/değil "SIÇRAMA"

( [not] GENERALIZATION vs./and/but "TO LEAP" )


- GENELLEME ile/ve/değil ABARTMA

( [not] GENERALIZATION vs./and/but TO EXAGGERATE )


- GENELLEME ile/ve/> AYRIMCILIK


- GENELLEME ile/değil BENZETME/TEŞBİH

( [not] GENERALIZATION vs./but SIMILE )


- GENELLEME ile ÇIKARIM

( GENERALIZATION vs. INFERENCE )


- GENELLEME ile/ve/değil/yerine DEĞİLLEME

( [not] GENERALIZATION vs./and/but NEGATION
NEGATION instead of GENERALIZATION )


- GENELLEME ile/ve EKSİK TÜMEVARIM

( Her şeyi genelleştirmeyi seven kişi, çoğunlukla yalan söyler. )


- GENELLEME ile/değil/yerine/>< EMİN OLARAK


- GENELLEME ile/ve/<> EZBERİNİ SÖYLEMEK


- GENELLEME ve/||/< GENELLEMENİN FARKINDALIĞI


- GENELLEME ile/ve/||/<>/> HATA

( GENERALIZATION vs./and MISTAKE )


- GENELLEME ile/ve/<>/|| KABUL


- GENELLEME ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- GENELLEME ile/ve/değil SINIRLAMA

( [not] TO DEFINE vs./and/but LIMITING )


- GENELLEME ile TOPTANCI TUTUM

( GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE )


- GENELLEME ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YORUM


- GENELLEME ile/ve/değil YUVARLAMA


- Genellemeden KONUŞ!!!


- GENELLEŞTİRME ile/ve MUTLAKLAŞTIRMA


- GENELLEŞTİRME ile/yerine OLASILIK OLARAK (DEĞERLENDİRME)

( TA'MÎM[< UMÛM] ile/yerine ... )

( TO GENERALIZE vs. (TO VALUE) TO BE AS POSSIBILITY
(TO VALUE) TO BE AS POSSIBILITY instead of TO GENERALIZE )


- GENELLEŞTİRME ile/değil ÖRNEKLENDİRME


- GENELLEŞTİRME ile/ve SOYUTLAŞTIRMA


- GENELLEŞTİRME ile/ve SOYUTLAYARAK GENELLEŞTİRME


- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLİKLE ile/ve/değil/||/<>/< BÜYÜK/YÜKSEK OLASILIKLA


- GENELLİKLE ile ÇOĞUNLUKLA

( USUALLY vs. BY A MAJORITY )


- GENELLİKLE ile GENEL-GEÇER


- GENELLİYORSAK/GENELLEYECEKSEK
ile/değil/yerine/><
GENELLEMİYORSAK/GENELLEMEYECEKSEK

( [söyleyeceğimizi] Söylemeyelim ve daha çok düşünmeye devam edelim. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söyleyebiliriz/konuşabiliriz, düşünebiliriz. )


- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME

( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )

( ... ile ... ile TAMİM )


- GENERAL vs. EXTENSIVE


- GENERAL vs. IN GENERAL


- GENERAL vs. REAL


- GENERAL vs. REGULAR/CONTINUAL GENERAL


- GENERAL vs. SPECIFIC


- GENERAL vs. UNIVERSAL


- GENERAL vs. WHOLE


- GENERAL değil/yerine/= ORDUHAN


- GENERALIZATION vs. INFERENCE


- GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE


- GENERK/DEVLET[Ar.] ile/ve/değil/||/<>/< ULUS/MİLLET[Ar.]


- GENEROSITY vs. EXTRAVAGANCE


- GENESIS BLOCK[İng.] değil/yerine/= AKILLI BLOK


- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM


- GENETİK[Alm./İng.] değil/yerine/= KALITIMBİLİM

( Kalıtım bilimi.| Genlerle ilgili, genlerin belirlediği, genlerle geçen. | Genlerle ilgili, kalıtımla ilgili. )


- GENETİK/GENETICS[İng.] değil/yerine/= GEN BİLİMİ


- GENETİK ile/ve/değil/||/<>/> EPİGENETİK

( )

( Genetik bir "öykü/süreç" değiliz! )

( %5 ile/ve/değil/||/<>/> %95 )


- GENETİK ile/değil GELENEKSEL


- GENİŞ KAVRAM" ile "DERİN KAVRAM"

( "WIDE CONCEPT" vs. "DEEP CONCEPT" )


- GENİŞ KAVRAM ile DERİN KAVRAM

( WIDE CONCEPT vs. DEEP CONCEPT )


- GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME


- GENİŞ ZAMANDA ile/ve/||/<> DAR ZAMANDA

( Sıkı olabilirsek. İLE/VE/||/<> Ferah olabiliriz. )


- GENİŞ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KAPSAMLI


- GENİŞ ile YAYVAN

( ... İLE Eni, boyundan ve derinliğinden çok olan, basık ve geniş. )


- GENİŞLEME" ile/ve "GÜÇLENME"


- GENİŞLEME ile/ve FERAHLAMA

( TO WIDEN vs./and TO BECOME SPACIOUS, TO FEEL RELIEVED )


- GENİŞLEME ile/değil GENLEŞME


- GENİŞLEME ile/ve/<> SEYRELME


- GENİŞLEME ile/ve YAYILMA

( TO WIDEN vs./and TO EXTEND )


- GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> (YAPILANDIRILMIŞ VERİ DEĞİŞİMINDE) JAVASCRIPT NESNE GÖSTERİMİ/JAVASCRIPT OBJECT NOTATION/JSON[İng.]

( Bir biçimlendirme dilidir ve verileri tanımlamak için etiketleri kullanır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Verileri nesneler biçiminde tanımlamak için anahtar/değer çiftlerini, diziyi vb. kullanır. )

( Karmaşık veriler için etiketleri tekrarlamamız gerekebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Veriler, nesneler olarak temsil edilebilir. [Bu nedenle, JSON hafiftir ve XML'den daha hızlıdır.] )


- GENİŞLETME ile GENLEŞTİRME


- GENİŞLETME ile/ve SAĞLAMLAŞTIRMA

( TO GET WIDEN vs./and TO STRENGTHEN/FORTIFY/CONSOLIDATE )


- GENİTAL:
SİVİLCE ile/ve/||/<> UÇUK


- GENLEŞME ile YOĞUNLAŞMA


- GENOM SEQUENCING[İng.] değil/yerine/= GENOM DİZİLEME


- GENOM/GENOME[İng.] değil/yerine/= SOY KALITI


- GENOTİP/GENOTYPE[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI


- GENOTOKSİSITE/GENOTOXICITY[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI AĞULANDIRICILIK


- GENZEL ve/||/<> GENZEK

( Genizle ilgili. | Genizden çıkarılan (selen), genizsi. VE/||/<> Genizden konuşan, hımhım. )


- GEOİD değil/yerine/= YERGİN, YERİMSİ


- GEOMETRİ[Fr./İng. < Yun.] ile/ve TOPOLOJİ[Fr./İng. < Yun.]

( İki nokta arasındaki en yakın mesafeye, doğru denir. )

( Bir şey, yıkılınca, prizmatik durur. )

( Nokta, çizgi, açı, yüzey ve nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı. | Bu konu ile ilgili olan kitap ya da ders. İLE Geometrik nesnelerin nitelikleriyle ilgili özelliklerini ve bağıl konumlarını, biçim ve büyüklüklerinden ayrı olarak alıp inceleyen geometri dalı. )


- GEOMETRİ/HENDESE ile/ve/||/<> MÜSELLESAT[Ar.]/TRİGONOMETRİ[Fr./İng.]

( Trigonometri, bağımsız bir bilim olarak, Meraga'da kurulmuştur. )

( Nokta, çizgi, açı, yüzey ve nesnelerin birbirleriyle ilişkilerini, ölçümlerini, özelliklerini inceleyen matematik dalı. | Bu konu ile ilgili olan kitap ya da ders. İLE/VE/||/<> Üçgenleri hesaplamayı konu edinen matematik dalı. )


- GEOMETRİ ve/<> AKLIN DİLİ


- GEOMETRİ ve/||/<> GONİOMETRİ[SİNÜS, COSİNÜS[TAMÂM-I CEYB], TANJANT[TANGENS], COTANJANT[COTENGENS]]

(

SİNÜS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
0.00000

0.01745

0.03490

0.05234

0.06976

0.08716

0.10453

0.12187

0.13917

0.15643

0.17365

0.19081

0.20791

0.22495

0.24192

0.25882

0.27564

0.29237

0.80902

0.32557

0.34202

0.35837

0.37461

0.39073

0.40674

0.42262

0.43837

0.45899

0.46947

0.48481

0.50000

0.51504

0.52992

0.54484

0.55919

0.57358

0.58779

0.60182

0.61560

0.62932

0.64279

0.65606

0.66913

0.68200

0.69466
0.00291

0.02036

0.03781

0.05524

0.07266

0.09005

0.10742

0.12476

0.14205

0.15931

0.17937

0.19366

0.21076

0.22778

0.24474

0.26163

0.27843

0.29515

0.31178

0.32832

0.34475

0.36108

0.37730

0.39341

0.40939

0.42525

0.44098

0.45658

0.47204

0.48735

0.50252

0.51753

0.53238

0.54708

0.56160

0.47596

0.59014

0.60414

0.61795

0.63158

0.64501

0.65825

0.67129

0.68412

0.69675
0.00582

0.02327

0.04071

0.05814

0.07556

0.09295

0.11031

0.12764

0.14493

0.16218

0.17937

0.19652

0.21360

0.23062

0.24756

0.26443

0.28123

0.29793

0.31454

0.33106

0.34748

0.36379

0.37999

0.39608

0.41204

0.42788

0.44359

0.45917

0.47460

0.48989

0.50503

0.52002

0.53484

0.54951

0.56401

0.57833

0.59248

0.60645

0.62024

0.63383

0.64723

0.66044

0.67344

0.68624

0.69883
0.00873

0.02618

0.04362

0.06105

0.07846

0.09585

0.11320

0.13053

0.14781

0.16505

0.18224

0.19937

0.21644

0.23345

0.25038

0.26724

0.28402

0.30071

0.31730

0.33381

0.35021

0.36650

0.38268

0.39875

0.41469

0.43051

0.44620

0.46175

0.47716

0.49242

0.50754

0.52250

0.53730

0.55194

0.56641

0.58070

0.59482

0.60876

0.62251

0.63608

0.64945

0.66262

0.67559

0.68835

0.70091
0.01164

0.02908

0.04653

0.06395

0.08136

0.09874

0.11609

0.13341

0.15069

0.16792

0.18509

0.20222

0.21928

0.23627

0.25320

0.27004

0.28680

0.30348

0.32006

0.33655

0.35293

0.36921

0.38537

0.40142

0.41734

0.43313

0.44880

0.46433

0.47971

0.49495

0.51004

0.52498

0.53975

0.55436

0.56880

0.58307

0.59716

0.61107

0.62479

0.63832

0.65166

0.66480

0.67773

0.69046

0.70298
0.01454

0.03199

0.04943

0.06685

0.08426

0.10164

0.11898

0.13629

0.15356

0.17078

0.18795

0.20507

0.22212

0.23910

0.25601

0.27284

0.28959

0.30625

0.32282

0.33929

0.35565

0.37191

0.38805

0.40408

0.41998

0.43575

0.45140

0.45690

0.48226

0.49743

0.51254

0.52745

0.54220

0.55678

0.57119

0.58543

0.59949

0.61337

0.62706

0.64056

0.65386

0.66697

0.67987

0.69256

0.70505
0.01745

0.03490

0.05234

0.06976

0.08716

0.10453

0.12187

0.13917

0.15643

0.17365

0.19081

0.20791

0.22495

0.24192

0.25882

0.27564

0.29237

0.30902

0.32557

0.34202

0.35837

0.37461

0.39073

0.40674

0.42262

0.43837

0.45399

0.46947

0.48481

0.50000

0.51504

0.52992

0.54464

055919

0.57358

0.58779

0.60182

0.61566

0.62932

0.64279

0.65606

0.66913

0.68200

0.69466

0.70711
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
COSİNÜS
COSİNÜS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
1.00000

0.99985

0.99939

0.99863

0.99756

0.99619

0.99452

0.99255

0.99027

0.98769

0.98481

0.98163

0.97815

0.97437

0.97030

0.96593

0.96126

0.95830

0.95106

0.94552

0.93969

0.93358

0.92718

0.92050

0.91355

0.90631

89879

0.89101

0.88295

0.87462

0.86603

0.85717

0.84805

0.83867

0.82904

0.81915

0.80902

0.79864

0.78801

0.77715

0.76604

0.75471

0.74314

0.73135

0.71934
1.00000

0.99979

0.99929

0.99847

0.99736

0.99594

0.99421

0.99219

0.98986

0.98723

0.98430

0.98107

0.97754

0.97371

0.96959

0.96517

0.96046

0.95545

0.95015

0.94457

0.93869

0.93253

0.92609

0.91936

0.91236

0.90507

0.89752

0.88968

0.88158

0.87321

0.86457

0.85567

0.84560

0.83708

0.82741

0.81748

0.80730

0.79688

0.78622

0.77531

0.76417

0.75280

0.74120

0.72937

0.71732
0.99998

0.99973

0.99917

0.99831

0.99714

0.99567

0.99390

0.99182

0.98944

0.98676

0.98378

0.98050

0.97692

0.97304

0.96887

0.96440

0.95964

0.95459

0.94924

0.94361

0.93769

0.93148

0.92499

0.91822

0.91116

0.90383

0.89623

0.88835

0.88020

0.74178

0.86310

0.85416

0.84495

0.83549

0.82577

0.81580

0.80558

0.79512

0.78442

0.77347

0.76229

0.75088

0.73924

0.72737

0.71529
0.99996

0.99966

0.99905

0.99813

0.99692

0.99540

0.99357

0.99144

0.98902

0.98629

0.92325

0.97992

0.97630

0.97237

0.96815

0.96363

0.95882

0.95372

0.98432

0.94264

0.93667

0.93042

0.92388

0.91706

0.90996

0.90259

0.89493

0.88701

0.87882

0.87036

0.86163

0.85264

0.84339

0.83389

0.84213

0.81412

0.80386

0.79335

0.78261

0.77162

0.76041

0.74896

0.73728

0.72537

0.71325
0.99993

0.99958

0.99892

0.99795

0.99668

0.99511

0.99324

0.99106

0.98858

0.98580

0.98272

0.97934

0.97566

0.97169

0.96742

0.96285

0.95799

0.95284

0.94740

0.94167

0.93565

0.92935

0.92276

0.91590

0.90875

0.90133

0.89363

0.88566

0.87743

0.86892

0.86015

0.85112

0.84182

0.83228

0.82248

0.81242

0.80212

0.79158

0.78079

0.76977

0.75851

0.74703

0.73531

0.72337

0.71121
0.99989

0.99949

0.99878

0.99778

0.99644

0.99482

0.99290

0.99867

0.98814

0.98531

0.98213

0.97875

0.97502

0.97100

0.96667

0.96206

0.95716

0.95195

0.94646

0.94068

0.93462

0.92827

0.92164

0.91472

0.90753

0.90007

0.89232

0.88431

0.87603

0.86748

0.85865

0.84959

0.84025

0.83066

0.82082

0.81072

0.80038

0.78980

0.77897

0.76791

0.75661

0.74509

0.73333

0.72136

0.70916
0.99985

0.99989

0.99869

0.99756

0.99619

0.99452

0.99255

0.99027

0.98769

0.98481

0.98163

0.97815

0.97437

0.97030

0.96593

0.96126

0.95630

0.95106

0.94552

0.93969

0.93358

0.92718

0.92050

0.91355

0.90631

0.89879

0.89101

0.88295

0.87462

0.86603

0.85717

0.84805

0.83867

0.82904

0.81915

0.80902

0.79864

0.78801

0.77715

0.76604

0.75471

0.74314

0.73135

0.71934

0.70711
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
SİNÜS
TANGENS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
0.00000

0.01746

0.03492

0.05241

0.08998

0.08749

0.15010

0.12278

0.14054

0.15838

0.17633

0.19438

0.21256

0.23087

0.24988

0.26795

0.28875

0.30573

0.32492

0.34433

0.36397

0.38386

0.40403

0.42447

0.44523

0.46631

0.48773

0.50953

0.53171

0.55431

0.57735

0.60086

0.62487

0.64941

0.67451

0.70021

0.72654

0.75355

0.78129

0.80976

0.83910

0.86929

0.90040

0.93252

0.96569
0.00291

0.02036

0.03783

0.05533

0.07285

0.09642

0.10805

0.12574

0.14351

0.16137

0.17933

0.19740

0.21560

0.23393

0.25242

0.27107

0.28990

0.30891

0.32814

0.34758

0.36727

0.38721

0.40741

0.42791

0.44872

0.46985

0.49134

0.51320

0.53545

0.55812

0.58124

0.60483

0.62892

0.65355

0.67875

0.70455

0.73100

0.75812

0.78598

0.81461

0.84407

0.87441

0.90569

0.93797

0.97133
0.00582

0.02328

0.04075

0.05824

0.07578

0.09335

0.11099

0.12869

0.14648

0.16435

0.18233

0.20042

0.21864

0.23700

0.25552

0.27419

0.29305

0.31210

0.33136

0.35085

0.37057

0.39055

0.41081

0.43136

0.45222

0.47341

0.49495

0.51688

0.53920

0.56194

0.58513

0.60881

0.63299

0.65771

0.68301

0.70891

0.73547

0.76272

0.79070

0.81946

0.84906

0.87955

0.91099

0.94345

0.97700
0.00873

0.02619

0.04366

0.06116

0.07870

0.09629

0.11394

0.13165

0.14945

0.16734

0.18534

0.20345

0.22169

0.21008

0.25862

0.27732

0.29621

0.34530

0.33460

0.35412

0.37388

0.39391

0.41421

0.43481

0.45573

0.47698

0.49858

0.52057

0.54296

0.56577

0.58905

0.61280

0.63707

0.66189

0.68728

0.71329

0.73996

0.76733

0.79544

0.82434

0.95408

0.88473

0.91633

0.94896

0.98270
0.01164

0.02910

0.04658

0.06408

0.08163

0.09923

0.11688

0.13461

0.15243

0.17033

0.18835

0.20648

0.22475

0.24316

0.26172

0.28046

0.29938

0.31850

0.33783

0.35740

0.37720

0.39727

0.41763

0.43828

0.45924

0.48055

0.50222

0.52427

0.54673

0.56962

0.59297

0.61681

0.64117

0.66608

0.69157

0.71769

0.74447

0.77196

0.80020

0.82923

0.85912

0.88992

0.92170

0.95451

0.98843
0.01455

0.03201

0.04949

0.06700

0.08456

0.10216

0.11983

0.13758

0.15540

0.17333

0.19136

0.20952

0.22881

0.24624

0.26483

0.28360

0.30255

0.32171

0.34108

0.36068

0.38053

0.40065

0.42105

0.44175

0.46277

0.48414

0.50587

0.52798

0.55051

0.57348

0.59691

0.62083

0.64528

0.67028

0.69588

0.72211

0.74900

0.77661

0.80498

0.83415

0.86419

0.89515

0.97209

0.96008

0.99420
0.01746

0.03492

0.05241

0.06993

0.08749

0.10510

0.12278

0.14054

0.15338

0.17633

0.19438

0.21256

0.23087

0.24933

0.26795

0.28675

0.30573

0.32492

0.34488

0.36397

0.38386

0.40403

0.42447

0.44523

0.46631

0.48773

0.50953

0.53171

0.55431

0.57735

0.60086

0.62487

0.64941

0.67451

0.70021

0.72654

0.75355

0.78129

0.80978

0.83910

0.86929

0.90040

0.93252

0.96569

1.00000
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
COTANGENS
COTANGENS
GRAD
0
10
20
30
40
50
60
 
0

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

21

22

23

24

25

26

27

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

38

39

40

41

42

43

44
~

57.28996

28.63625

19.08114

14.30067

11.43005

9.51436

8.14435

7.11537

6.31375

5.67128

5.14455

4.70463

4.33148

4.01078

3.73205

3.48741

3.27085

3.07768

2.90421

2.74748

2.60509

2.47509

2.35585

2.24604

2.14451

2.05030

1.96261

1.88073

1.80405

1.73205

1.66428

1.60033

1.58987

1.48256

1.42815

1.37638

1.32704

1.27994

1.23490

1.19175

1.15037

1.11061

1.07237

1.03553
343.77371

49.10388

26.43160

18.07498

13.72674

11.05943

9.25530

7.95302

6.96823

6.19703

5.57638

5.06584

4.63825

4.27471

3.96165

3.68909

3.44951

3.23714

3.04749

2.87700

2.72281

2.58261

2.45451

2.33693

2.22857

2.12832

2.03526

1.94858

1.86760

1.79174

1.72047

1.65337

1.59002

1.53010

1.47330

1.41934

1.36800

1.31904

1.27230

1.22758

1.18474

1.14363

1.10414

1.06613

1.02952
171.88540

42.96408

24.54176

17.16934

13.19688

10.71191

9.00983

7.77035

6.82694

6.08444

5.48451

4.98940

4.57363

4.21933

3.91364

3.64705

3.41236

3.20406

3.01783

2.85023

2.69853

2.53865

2.43422

2.31826

2.21132

2.11233

2.02039

1.93470

1.85462

1.77955

1.70901

1.64256

1.57981

1.52043

1.40411

1.41061

1.35968

1.31110

1.26471

1.22031

1.17777

1.13694

1.09770

1.05994

1.02355
114.58865

38.18846

22.90377

16.34986

12.70621

10.38540

8.77689

7.59575

6.69116

5.97576

5.39552

4.91516

4.51071

4.16530

3.86671

3.60588

3.37594

3.17159

2.98869

2.82391

2.67462

2.53865

2.41421

2.29984

2.19430

2.09654

2.00569

1.92098

1.84177

1.76749

1.69766

1.63185

1.56969

1.51084

1.45501

1.40195

1.35142

1.30323

1.25717

1.21310

1.17085

1.13029

1.09131

1.05378

1.01761
85.93979

34.36777

21.47040

15.60478

11.25051

10.07803

8.55555

7.42871

6.56055

5.87080

5.30928

4.84300

4.44942

4.11256

3.82083

3.56557

3.34023

3.13972

2.96004

2.79802

2.65109

2.51715

2.39449

2.28167

2.17749

2.08094

1.99116

1.90741

1.82906

1.75556

1.68643

1.62125

1.55966

1.50133

1.44598

1.39336

1.34323

1.29541

1.24969

1.25093

1.16398

1.12369

1.08496

1.04766

1.01170
68.75009

31.24158

20.20555

14.92442

11.82617

9.78817

8.34496

7.26873

6.43484

4.76937

5.22566

4.77286

4.38969

4.06107

3.77595

3.52609

3.30521

3.10842

2.93189

2.77254

2.62791

2.49597

2.37504

2.26374

2.16090

2.06553

1.97680

1.89400

1.81649

1.74375

1.67530

1.61074

1.54972

1.49190

1.43703

1.38484

1.33511

1.28764

1.24227

1.19882

1.15715

1.11713

1.07864

1.04158

1.00583
57.28996

28.63625

19.08114

14.30067

11.43005

9.51436

8.14435

7.11537

6.31375

5.67128

5.14455

4.70463

4.33148

4.01078

3.73205

3.48741

3.27085

3.07768

2.90421

2.74748

2.60509

2.47509

2.35585

2.24604

2.14451

2.05030

1.96261

1.88073

1.80405

1.73205

1.66428

1.60033

1.53987

1.48256

1.42815

1.37638

1.32704

1.27994

1.23490

1.19175

1.15037

1.11061

1.07237

1.03553

1.00000
89

88

87

86

85

84

83

82

81

80

79

78

77

76

75

74

73

72

71

70

69

68

67

66

65

64

63

62

61

60

59

58

57

56

55

54

53

52

51

50

49

48

47

46

45
 
60
50
40
30
20
10
0
GRAD
TANGENS
TRİGONOMETRİK İŞLEVLER
AÇI
AÇI
AÇI
AÇI
DERECE
RADYAN
SİNÜS
COSİNÜS
TANJANT
DERECE
RADYAN
SİNÜS
COSİNÜS
TANJANT
0

1

2

3

4

5
0. 000

. 017

. 035

. 052

. 070

. 087
0. 000

. 018

. 035

. 052

. 070

. 087
1. 000

1. 000

0. 999

. 999

. 998

. 996
0. 000

0. 018

. 035

. 052

. 070

. 088
46

47

48

49

50
0. 803

. 820

. 838

. 855

. 873
0. 719

. 731

. 743

. 755

. 766
0. 695

. 682

. 669

. 656

. 643
1. 036

1. 072

1. 111

1. 150

1. 192
6

7

8

9

10
. 105

. 122

. 140

. 157

. 175
. 105

. 122

. 139

. 156

. 174
. 995

. 993

. 990

. 988

. 985
. 105

. 123

. 141

. 158

. 176
51

52

53

54

55
. 890

. 908

. 925

. 942

. 960
. 777

. 788

. 799

. 809

. 819
. 629

. 616

. 602

. 588

. 574
1. 235

1. 280

1. 327

1. 376

1. 428
11

12

13

14

15
. 192

. 209

. 227

. 244

. 262
. 191

. 208

. 225

. 242

. 259
. 982

. 978

. 974

. 970

. 966
. 194

. 213

. 231

. 249

. 268
56

57

58

59

60
. 977

. 995

1. 012

1. 030

1. 047
. 829

. 839

. 848

. 857

. 866
. 559

. 545

. 530

. 515

. 500
1. 483

1. 540

1. 600

1. 664

1. 732
16

17

18

19

20
. 279

. 297

. 314

. 332

. 349
. 276

. 292

. 309

. 326

. 342
. 961

. 956

. 951

. 946

. 940
. 287

. 306

. 325

. 344

. 364
61

62

63

64

65
1. 065

1. 082

1. 100

1. 117

1. 134
. 875

. 883

. 891

. 899

. 906
. 485

. 470

. 454

. 438

. 423
1. 804

1. 881

1. 963

2. 050

2. 145
21

22

23

24

25
. 367

. 384

. 401

. 419

. 436
. 358

. 375

. 391

. 407

. 423
. 934

. 927

. 921

. 914

. 906
. 384

. 404

. 425

. 445

. 466
66

67

68

69

70
1. 152

1. 169

1. 187

1. 204

1. 222
. 914

. 921

. 927

. 934

. 940
. 407

. 391

. 375

. 358

. 342
2. 246

2. 356

2. 475

2. 605

2. 747
26

27

28

29

30
. 454

. 471

. 489

. 506

. 524
. 438

. 454

. 470

. 485

. 500
. 889

. 891

. 883

. 875

. 866
. 488

. 510

. 532

. 554

. 577
71

72

73

74

75
1. 239

1. 257

1. 274

1. 292

1. 309
. 946

. 951

. 956

. 961

. 966
. 326

. 309

. 292

. 276

. 259
2. 904

3. 078

3. 271

3. 487

3. 732
31

32

33

34

35
. 541

. 559

. 576

. 593

. 611
. 515

. 530

. 545

. 559

. 574
. 857

. 848

. 839

. 829

. 819
. 601

. 625

. 649

. 675

. 700
76

77

78

79

80
1. 326

1. 344

1. 361

1. 379

1. 396
. 970

. 974

. 978

. 982

. 985
. 242

. 225

. 208

. 191

. 174
4. 011

4. 331

4. 705

5. 145

5. 671
36

37

38

39

40
. 628

. 646

. 663

. 681

. 698
. 588

. 602

. 616

. 629

. 643
. 809

. 799

. 788

. 777

. 766
. 727

. 754

. 781

. 810

. 839
81

82

83

84

85
1. 414

1. 431

1. 449

1. 466

1. 484
. 988

. 990

. 993

. 995

. 996
. 156

. 139

. 122

. 105

. 087
6. 314

7. 115

8. 144

9. 514

11. 43
41

42

43

44

45
. 716

. 733

. 751

. 768

. 785
. 658

. 669

. 682

. 695

. 707
. 755

. 743

. 731

. 719

. 707
. 869

. 900

. 933

. 966

1. 000
86

87

88

89

90
1. 501

1. 518

1. 536

1. 553

1. 571
. 998

. 999

. 999

1. 000

1. 000
. 070

. 052

. 035

. 018

. 000
14. 30

19. 08

28. 64

57. 29

~
)

( SİNÜS: Trigonometrik bir çember üzerine taşınmış bir yayın ucunun ve bu yaya karşılık olan merkez açısının ordinatı. | KOSİNÜS: Tümler açının sinüsü. | TANJANT: Başka bir çizgiye, eğriye ya da yüzeye dokunan fakat onu kesmeyen çizgi, eğri ya da yüzey. | Bir şeye yalnız bir noktada değen. | KOTANJANT: Bir dik üçgende, komşu kenarın, karşı kenara oranı. )

( )


- GEOMETRİ ve/||/<> RİTİM


- GEOMETRİ değil/yerine/= UZAMBİLİM


- GEOMETRİK ADÂLET ile/ve/||/<>/> ARİTMETİK ADÂLET


- GEOMETRİK ATOMCULUK ile/ve/> MATEMATİKSEL ATOMCULUK ile/ve/> FİZİKSEL ATOMCULUK


- GEORG CANTOR ile MORITZ BENEDIKT CANTOR


- GER

( Eğer. )


- GER[Fars.] ile -GER[Fars.] ile GER[Fars.]

( "Eğer" sözcüğünün kısaltılmışı. İLE Adların sonuna eklenen ve yapıcılık bildiren bir edat.[ZER-GER: Kuyumcu.] İLE Uyuz hastalığı. )


- GERARDO MATOS RODRIGUEZ ve EDUARDO GALEANO

( "La Comparsita" tangosunun bestecisi. VE Latin Amerika'yı şiir tadındaki yazılarıyla anlatan yazar.["Aşkın ve Savaşın, Gündüz ve Geceleri" adlı kitabını okumanızı salık veririz.] )

( İkisi de, Uruguay'lıdır. )


- GERARDUS MERCATOR ve/||/<> JODOCUS HONDIUS

( 1512 - 1594 ve/||/<> 1563 - 1612 )


- GERÇEĞİN BİLGİSİ:
DENEYLE BAŞLAR ve/||/<> DENEYLE BİTER


- GERÇEĞİN, BİLİNEBİLECEK YÖNLERİNİ, DOĞRU OLARAK ALGILAMAK ve BİLİNEMEYECEK OLANLARIN, BİLİNEMEYECEĞİNİ DOĞRU OLARAK ALGILAMAK


- GERÇEK "BİR ..." ile/değil "TAM BİR ..."


- GERÇEK DOST:
İYİ GÜNDE ve/||/<> KÖTÜ GÜNDE

( Davetle gelir. VE/||/<> Kendiliğinden gelir. )


- GERÇEK KESİNTİLİ(HAKÎKİYYE) ile SADECE İKİ ŞIKKI UZLAŞTIRMAYI ENGELLEYEN ile SADECE İKİ ŞIKKI DA BOŞA ÇIKARMAYI ENGELLEYEN

( İki şıkkı uzlaştırmayı ve boşa çıkarmayı birlikte engelleyen.(Sayı ya çifttir ya tektir.) Bu şey ya ağaçtır ya taştır. Zeyd ya denizdedir ya da boğulmaz. )


- GERÇEK KİŞİ:
[ya] KAÇAR ile/ve/||/<> "ZARAR VERİR"


- GERÇEK KİŞİ/LİK ile TÜZEL KİŞİ/LİK


- GERÇEK KUZEY ile/ve/<> GRİD KUZEYİ ile/ve/<> MANYETİK KUZEY

( Coğrafi kuzey. İLE/VE/<> Haritanın kuzeyi. İLE/VE/<> Pusula kuzeyi. )


- GERÇEK OLMAYAN HAKKINDAKİ FARKINDALIK ile/ve/>< GERÇEK DOĞAMIZ HAKKINDAKİ FARKINDALIK

( Gerçek olmayan hakkındaki farkındalık hali ile gerçek doğanız hakkındaki farkındalık hali arasında bir uçurum vardır. )

( Gerçek olmayanlara olan bağımlılığımızdan vazgeçelim! O zaman, gerçek olan, hızla ve pürüzsüzce kendi yerini alacaktır. )

( From the awareness of the unreal to the awareness of your real nature there is a chasm. )

( Let go our attachment to the unreal! The real will swiftly and smoothly step into its own. )

( AWARENESS ABOUT THE UNREAL vs./and AWARENESS ABOUT THE YOUR REAL NATURE )


- GERÇEK YAŞAM ile/ve/<> SİNEMA

( Gerçek yaşamda, taklit ederiz. İLE/VE/<> Sinemada, gerçek oluruz. )


- GERÇEK:
(SENİ) DEĞİŞTİREN ve/<> DÖNÜŞTÜREN


- GERÇEK" ile/ve/değil/yerine "SAĞLAM"


- GERÇEK/LİK ile/ve/<> BAĞLAYICI/LIK


- GERÇEK/LİK ile/ve/=/||/<> BÜTÜN/LÜK


- GERÇEK/LİK ile/ve/<>/değil GEREKÇE/LİLİK

( Olgularda. İLE/VE/<>/DEĞİL Açıklamalarda/tanımlarda. )

( Gerçeklik, saltık değildir/olamaz. )


- GERÇEK/LİK ile/ve GEREKLİ/LİK

( REAL/ITY vs./and NECESS/ITY )


- GERÇEK/LİK ile/ve HAKİKAT[Ar.]

( Çok. İLE/VE Tek. )

( Varoluş. İLE/VE Varlık. | İlke. )

( Bilimde. İLE/VE Felsefede. )

( ... İLE/VE Var'ı var, yok'u yok olarak bilmektir. )

( ... İLE/VE Varoluşu kişinin iradesine bağlı olmayan. )

( Sürekli değişen, değişmeye mahkum olan. / Olup da bitmeye yönelmiş olan. İLE/VE Ebedî olan. Üstündeki örtü [peçe/lethia(Yun. > alethia)] kaldırılıp altındaki biçimin ortaya çıkması. )

( Beklenmeyen ve tahmin edilemez olan gerçektir. )

( Saf, karışımsız ve bağımsız olan gerçektir. )

( Gerçek, en yüce mutluluktur. )

( Gerçekten söz etmek bile mutluluktur. )

( Gerçek, kavranamaz olandır. )

( Gerçek olan, sürekli sözsüzdür. )

( Gerçek, gerçek-olmayanda gerçeği görür. )

( Sahte olanlar gittiğinde, geride kalan, gerçek olandır. )

( Geçicilik, gerçekdışılığın en iyi kanıtıdır. )

( Gerçek, herhangi bir amaca hizmet edemez. )

( Gerçek, herkes için her zaman geçerlidir. )

( Gerçek, bilen ve bilinen ikileminin ötesindedir. )

( Gerçek, ŞU AN'da ve BURADA olandır. )

( Gerçeği bilmek, onunla uyum içinde olmak demektir. )

( Gerçeği bilmeye uğraşmayın, çünkü zihin yoluyla edinilen bilgi gerçek bilgi değildir. )

( Gerçeğe varış, sizin bir kişi olmadığınız olgusunun fark edilmesidir. )

( Gerçeğe varmış olan kişiler, çok sessizlerdir. )

( Gerçeği bir formüle bağlama arzumuz onu inkâr demek oluyor, çünkü o sözcüklere sığdırılamaz. )

( Gerçek, bir şeyi ister gibi istenemez. )

( Gerçek, herkes için birdir, ancak sahte olan kişiseldir. )

( Gerçeğin deneyimi diye bir şey yoktur. Gerçek, deneyim ötesidir. )

( Gerçeğin zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )

( Ancak, hayrette olduğunuz zaman, gerçeği bilebilirsiniz. )

( Ancak, gerçeğin kendi olduğunuzda, gerçeği bilebilirsiniz. )

( Gerçek, keşiftedir, keşfedilmişte değil. )

( Eğer anlatabilirseniz, o gerçek olan değildir. )

( Sözler, sözleri yaratır; gerçek ise sessizdir. )

( Gerçek olmayanı yaratan, zihindir ve sahtenin, sahte olduğunu gören de zihindir. )

( Zaman ve uzay ile sınırlı ve bir tek kişi için geçerli olan, gerçek değildir. )

( Gerçek, sahtenin reddi ve inkârı ile ifade edilebilir -eylemle. )

( Neyin gerçek olmadığını bilebilirsiniz -ki bu da sizin sahte olandan kurtulmanıza yeter. )

( Gerçeğe varmış kişi, egosuzdur. )

( Neyle aşırı meşgulseniz, onun gerçekliğine inanırsınız. )

( Gereksiniminiz olan tek şey, gerçeğe duyulan samimi özlemdir. )

( Gerçeğin bilinmesi için "ben" ve "benimki" fikirleri gitmelidir. )

( Gerçeğin, zihinde yansıması için zihnin berraklığı ve sessizliği gereklidir. )

( Gerçeği keşfettiğimi ne zaman anlarım? "Bu doğru", "Bu doğru değil" fikri ortaya çıkmadığı zaman. )

( Gerçeği bulmak için günlük yaşamımızın en küçük eylemlerinde gerçek olmalıyız. )

( Gerçeği aramak, üstlenilen tüm işler arasında en tehlikeli olandır, çünkü o sizin içinde yaşadığınız dünyayı yıkar. )

( Gerçeğin aranışında, yalan ve hile olamaz. )

( Eğer amacımız gerçek sevgisi ve yaşam sevgisi ise, korkmamıza gerek yoktur. )

( Kendinizi yeterli ve emin hissettiğiniz sürece, gerçek, sizin ulaşamayacağınız yerdedir. )

( Söyleyecek yalan bulamayanların başvurduğu son çare gerçektir. )

( Hakiki olmayanın hakiki olmadığını fark eder ve onu atarsınız. )

( Hakiki olan, zarın hem içinde, hem dışındadır. )

( Hakikat, gerçekliğin ardında duran dayanakçadır. )

( Hakikat, olguları birliğe getiren ilkedir. )

( Hakikat, "betimlenemez" olduğu ölçüde kendini ortaya koyar; karmaşıktır, anlamı belirsizdir, varlığını karşıtların buluşmasına dayalı olarak sürdürür ve ancak erginleme vahiyleri yoluyla dile getirilebilir. )

( Hakikatin üzerindeki perdelerden biri, dildir. )

( Adâlet, ancak hakikatten, saadet, ancak adâletten doğabilir. )

( HODOS TES ALETHEIA: Hakîkate götüren yol. )

( Hem, hem de. İLE/VE Ne, ne de. )

( The unexpected and unpredictable is real.
What is pure, unalloyed, unattached is real.
The real is bliss supreme.
Even to talk of real is happiness.
The real is inconceivable.
The fact is always non-verbal.
The real sees the real in the unreal.
What remains when the false is no more, is real.
Transiency is the best proof of unreality.
Reality is beyond the duality of the knower and the known.
The real is for all and forever.
Reality is beyond the duality of the knower and the known.
The real is, what is RIGHT NOW and RIGHT HERE.
To know reality is to be in harmony with it.
Do not try to know the truth, for knowledge by the mind is not true knowledge.
Realisation is of the fact that you are not a person.
Realised people are very quiet.
Your very desire to formulate truth denies it, because it cannot be contained in words.
The real cannot be wanted, as a thing is wanted.
Reality is common to all. Only the false is personal.
There is no such thing as the experience of the real. The real is beyond experience.
Clarity and silence of the mind are necessary for the reflection of reality to appear in the mind.
You can know reality only when you are astonished.
You know the real by being real.
Truth is in the discovery not in the discovered.
If you can convey, it is not the real thing.
Words create words, reality is silent.
It is the mind that creates the unreal and it is the mind that sees the false as false.
What is limited in time and space, and applicable to one person only, is not real.
Truth can be expressed only by the denial of the false -in action.
You can know what is not true - which is enough to liberate you from the false.
The realised man is egoless.
Whatever you are engrossed in you take to be real.
All you need is a sincere longing for reality.
For reality to be, the ideas of 'me' and 'mine' must go.
Clarity and silence of the mind are necessary for the reflection of reality to appear in the mind.
When do I know that I have discovered truth? When the idea 'this is true', 'that is true' does not arise.
To find reality you must be real in the smallest daily action.
The search for reality is the most dangerous of all undertakings for it will destroy the world in which you live.
There can be no deceit in the search for truth.
If your motive is love of truth and life, you need not be afraid.
As long as you feel competent and confident, reality is beyond your reach.
You can see the unreal as unreal and discard it.
The real is both within and without the skin. )

( Olduğu biçimde. İLE/VE Etkisi itibariyle. )

( 1- Gözlemleyebilsek de, gözlemleyemesek de varolanların, varoluşu.
2- Tutarlı gözlemlerden ya da deneylerden, genel sonuçlar çıkarmanın meşrû olduğu.
3- Hiçbir etkinin, ışık hızından daha hızlı yayılamayacağı.[YERELLİK/LOCALITY]

[Bernard D'Espagnat] )

( Kendinde olan. | Evrensel. | Yalansızlık. )

( Gerçekliğin ötesine ulaşmaya cesaret edemeyen, hakikati fethedemez. )

( REALITY vs./and TRUTH )

( WIRKLICHKEIT mit/und WAHRHEIT )

( ... ile/ve ALETHEIA )


- GERÇEK/LİK ile/ve OLASI/LIK

( REAL/ITY vs./and PROBABLE/PROBABILITY )


- GERÇEK/LİK ile/ve/değil/<> SABİT/LİK


- GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> USSAL/LIK


- GERÇEK ile GERÇEKDIŞI

( REAL vs. OUT OF REALITY )


- GERÇEK ile GİBİ

( Gerçek, bir sürecin sonucu değildir; o bir patlamadır. )

( Gerçek, sever ve sevilmeye elverişlidir. )

( REAL vs. LIKE
Reality is not the result of a process; it is an explosion.
Truth is loving and lovable. )


- GERÇEK = HAKİKİ, VAKİ = REAL[İng., İsp.] = RÉEL[Fr.] = REAL, WIRKLICH[Alm.] = REALIS, VERUS[Lat.]


- GERÇEK ile HAYAL

( REAL vs. IMAGE )


- GERÇEK ile/ve/değil/yerine KESİN/LİK

( [not] REAL vs./and/but DEFINITE/NESS
DEFINITE/NESS instead of REAL )


- GERÇEK ile/değil/>< KURGU

( )


- GERÇEK ile/ve ÖLÇÜ/M

( [Sans.] ... ile/ve PRAMANA )

( REALITY vs./and MEASUREMENT )

( ... ile/ve LIANG )


- GERÇEK ile/ve/değil/yerine ORGANİK

( [not] REAL vs./and/but ORGANIC
ORGANIC instead of REAL )


- GERÇEK ile/>< SAHTE

( İlk/en başta küçük/düşük. İLE İlk/en başta büyük/yüksek. )

( İlerledikçe/derinleştikçe yüce/ulaşılmaz. İLE İlerledikçe/derinleştikçe değersiz. )

( ZAVALLILAR ile/değil/yerine/>< KİŞİLER:
Sadece, güc(ün)e/olanaklar(ın)a "saygı gösterir". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Herkese saygı gösterir.
Çoğunlukla dedikodu yapar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşüncelerini açıkça paylaşır.
Sadece, çıkarları olduğunda yardımseverdir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kibar ve her zaman yardımseverdir.
Gösterişin hastasıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gösterişi sevmez.
Kolay söz verir, nadiren tutar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Verdikleri sözü tutmak için çabalar.
İlgi manyağıdır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Alçakgönüllüdür. )

( ... ile/>< CALÎ )


- GERÇEK ile YAKLAŞIMSAL SONUÇ

( REAL vs. RESULT BY APPROACH )


- GERÇEK ile/ve/değil YALANSIZ

( [not] REALITY vs./and/but WITHOUT LIE )


- GERÇEKÇİ YAKLAŞIM ile/ve/||/<> AKLÎ GÖRÜ


- GERÇEKÇİ ile CİDDİ


- GERÇEKLER:
DEMİ ve/||/<> DEVRANI"NA... HÛ


- GERÇEKLERİ DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARABİLECEKLERİ DÜŞÜNMEK


- GERÇEKLERİN GERÇEKLİĞİ ile/ve HAKİKATİN HAKİKATİ

( Töz. İLE/VE İlke. )

( REALITY OF THE REALITIES vs./and TRUTH OF THE TRUTH )


- GERÇEKLEŞ(TİR)ME ile/ve/<> KAZANIM


- GERÇEKLEŞME ile/ve/||/<> EKSİKSİZLEŞME


- Gerçekleşmeden önce SUS!!!


- GERÇEKLEŞTİREBİLECEKLERİMİZ/ÖĞÜTLEYEBİLECEKLERİMİZ:
BAŞARILI "OLUP/OLMAMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MUTLU OLMAK


- Gerçekleştirmeden önce DİNLE!!!


- Gerçekleştirmeden önce SUS!!!


- GERÇEKLEŞTİRMEK ile/ve "HAYATA GEÇİRMEK"


- GERÇEKLİĞİN ...:
KOŞULLARI ile/ve/||/<>/>/< YASASI

( Nesnelerde. İLE/VE/||/<>/>/< Akılda. )


- GERÇEKLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve NEDENSELLİK TANIMI/TASAVVURU ile/ve KİŞİ ZİHNİ


- GERÇEKLİK:
AKIL SAYESİNDE/ARACILIĞIYLA ve/||/<> AKILDA


- GERÇEKLİK/HAKİKAT:
ÇÜRÜTEMEDİĞİMİZ ve/||/<> TÜKETEMEDİĞİMİZ


- GERÇEKLİK/HAKİKAT =/< KUŞKU BULUNMAYAN/BARINDIRMAYAN


- GERÇEKLİK ile/ve (TOPLUMSAL) UZLAŞIM

( REALITY vs./and [SOCIAL] COMPROMISE )


- GERÇEKLİK ile/ve AÇIMLANMA

( REALITY vs./and TO GET EXPOUND )


- GERÇEKLİK ile/ve/değil/yerine DURUMUN CİDDİYETİ

( [not] REALITY vs./and/but SERIOUSNESS OF THE SITUATION
SERIOUSNESS OF THE SITUATION instead of REALITY )


- GERÇEKLİK ve/||/<> EYLEM


- GERÇEKLİK ile/ve/<>/değil/yerine GÖRÜNÜŞ

( Düzen vardır. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Düzen yoktur. )

( Kişinin durduğu yere göre değişir. )

( Suda dans eden ay suda görünür, ama onun nedeni su değil, gökteki aydır. )

( Dünya size, karşı konulmaz biçimde gerçek görünür, çünkü her an onu düşünmektesiniz; onu düşünmeyi bırakın, o sis içinde eriyip gidecektir. )

( Berrak görebilmeniz için zihniniz saf ve bağımlılıktan yoksun olmalıdır. )

( Sadece söze dayanan kanı yeterli değildir. Ancak katı gerçekler, kişinin, kendi hakkında kurduğu imajın hiçbir şey ifade etmediğini gösterebilir. )

( Kendiniz olduğuna inandığınız varolana bakın ve anımsayın - siz, gördüğünüz değilsiniz. )

( Kendi gerçeğinizi kendi bulduğunuzca, içtenlikle yaşayın. )

( Hareket eden'in içinde devinimsiz olan'ı, değişenin içinde değişmez olanı ayırt edebilmeyi öğrenelim, ta ki tüm farkların sadece görünüşte olduğunu ve birliğin gerçek olduğunu idrak edinceye kadar. )

( Gerçeklik, dönüştürülmesi olanaklı olandır. )

( )

( PHENOMENON instead of REALITY
Changes indepence of the position of the person.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water.
The world appears to you so overwhelmingly real, because you think of it all the time; cease thinking of it and it will dissolve into thin mist.
To see clearly, your mind must be pure and unattached.
Mere verbal conviction is not enough. Hard facts alone can show the absolute nothingness of the self-image.
Look at the being you believe you are and remember - you are not what you see.
Earnestly live your truth as you have found it.
Learn to distinguish the immovable in the movable, the unchanging in the changing, till you realise that all differences are in appearance only and oneness is a fact.
The moon dancing on the water is seen in the water, but it is caused by the moon in the sky and not by the water. )

( ŞE'NİYYET[< ŞE'NÎ: Gerçek] ile/ve/<>/değil/yerine KİSVET[çoğ. KÜSÂ][KİSVE değil!]: Elbise. | Özel kıyafet. | Kisbet, yağlı güreş yapan pehlivanların giydikleri paçalı meşin pantolon. | Bir kimsenin/şeyin dış görünüşü. )

( [not] REALITY vs./and/<>/but PHENOMENON )

( RÉALITÉ avec/et/<> ASPECT )


- GERÇEKLİK ve/||/< SONLULUK


- GERÇEKLİK = TRUTH[İng.] = VÉRITÉ[Fr.] = WAHRHEIT[Alm.] = VERITAS[Lat.]


- GERÇEKLİK ile/ve ÜMİT

( ÜMİT: Kahırdan kurtulma dürtüsü. )

( REALITY vs./and HOPE )


- GERD[Fars.] ile -GERD[Fars.]

( Toz, toprak. | Tasa, gam, keder. İLE Sözcüklere eklenerek "dönen", "dolaşan" anlamını verir.[TÎZ-GERD: Çabuk dönen.] )


- GERDAN ile GERDANLIK ile GERDANİYE

( Gövdenin, omuzlarla, baş arasında kalan bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk. İLE Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. İLE Türk müziğinde, ince sol notasını andıran perde ve bir makam adı. )


- GERDEK/GİRDEK[Fars.]/ZİFÂF, ARÎS[Ar.] ile/ve/> TÜM GÜN VE GECELER

( TAHCÎL[Ar. < HACLE]: Gerdeğe sokma. | HACLE: Gelin odası. )


- GERDEK/ZİFAF

( WEDDING NIGHT )


- GERDEL[Yun.] ile/değil/yerine KOVA

( Gemilerde, temizlik işlerinde kullanılan, saç ya da pirinç çemberli tahta kova. İLE/DEĞİL/YERİNE ... )


- GEREĞİ ile GEREKLİLİĞİ


- GEREĞİ ile/değil GÖSTERGESİ


- Gereğince KONUŞ!!!


- Gereğince SUS! Gereğince KONUŞ!!!


- GEREĞİNDE ile/ve YERİNDE


- GEREK GÖRMEMEK ile/ve/<> YEĞLEMEMEK/TERCİH ETMEMEK


- GEREK KOŞUL/NEDEN ile/ve/||/<> YETER KOŞUL/NEDEN


- GEREK NEDEN ile/ve/||/<>/> EREK NEDEN


- GEREKÇE/DAYANAKÇA ile/ve/||/<> ORAN/TI

( Gerekçe/dayanakça göstermeden, "karar almak/vermek"; oran(orantı) vermeden, "söz söylemek"; olanaksız, yetersiz ve değersizdir. )


- GEREKÇE ile/ve DAYANAK/ÇA

( REASON vs./and SUPPORT/BASE )


- GEREKÇE ile/ve MEŞRÛİYET ZEMİNİ


- GEREKÇE ile ZORLAYICI GEREKÇE

( REASON vs. REASON IN FORCE )


- GEREKEN TEPKİYE "TEPKİ" ile/değil/yerine/>< OLUMSUZ ETKİYE GEREKEN TEPKİ


- GEREKEN ile BEDEL

( WORTH vs. WORTH )


- GEREKEN ile/ve/değil/yerine GEREKMEYEN

( İSTİLZAM: Gerektirme, gerekme. )

( NECESSARY vs./and NOT NECESSARY )

( DEBERE cum/et INDIGERE )


- GEREKENİ YAPMALI!


- GEREKİRSE yerine YERİ/ZAMANI GELDİĞİNDE


- GEREKLER ve/<> GERÇEKLER


- GEREKLERİNİ YAP(A)MADIYSAN:
HESAP SORMA! ve SIZLANMA!


- GEREKLİ DURUMDA LÜZUMU HALİNDE/ACİL LÜZUM HALİNDE değil/yerine/= GEREKLİ DURUMDA/İVEDİ


- Gerekli gereksiz SUS!!!


- GEREKLİ OLANLAR...

( * İlim
* Hâl
* Teslimiyet
* Sadâkat
* Azim
Ondan ötesini tarif edemeyiz. )


- Gerekli olduğu için KONUŞ!!!


- GEREKLİ/LİK, GEREKSİZ/LİK ile/ve ANLAMLI/LIK, ANLAMSIZ/LIK

( Yapılmış/yaşanmış şeyler üzerinde konuşmak, gereksizdir. İLE/VE Geçmiş şeyleri ayıplamak, anlamsızdır. )

( NECESSITY, UNNECESSARY/LACK vs./and MEANINGFUL/NESS, MEANINGLESS/NESS | ABSURDITY )


- GEREKLİ/LİK ile ÇAĞRIŞIM/TEDÂÎ[Ar. < DA'VET]


- GEREKLİ/LİK ile/ve/<> DOĞRU/LUK

( ... İLE/VE/<> (Mantığa) Uygunluk. )

( Genelde ıstıraba neden olan yanlıştır, onu gideren ise doğru. )

( Her doğruyu, her yerde söylemek doğru değildir. )

( Doğrulukta, değişmez olursunuz. )

( Doğruyu bildiğiniz fikri tehlikelidir, çünkü o sizi zihin içinde hapseder. )

( "Doğru olan, kendine benzeyeni değil, benzemeyeni aşmak ister; doğru olmayan ise, hem kendine benzeyeni, hem de benzemeyeni aşmaya çalışır." )

( Eğriliğin en yüksek derecesi, doğru olmayıp doğru görünmektir. )

( NECESSITATE vs./and/<> TRUTH
Generally, what causes suffering is wrong and what removes it, is right.
You become immovable in reticence.
The idea that you know what is true is dangerous, for it keeps you imprisoned in the mind. )


- GEREKLİ/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and VALIDITY )


- GEREKLİ/LİK ile/ve YETERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and SUFFICIENCY )


- GEREKLİ/LİK ile ZORUNLU/LUK

( Hiçbir şey gereksiz değildir, hiçbir şey kaçınılmaz da değildir. )

( NECESSARY(NECESSITY) vs. COMPULSIVE/NESS
Nothing is necessary, nothing is inevitable. )


- GEREKLİ ile/ve/<> YETERLİ

( NECESSARY/REQUIRED vs./and/<> SUFFICIENT/ENOUGH )


- GEREKLİLİK:
BİLMEK ile/ve/değil/<> YAPMAK


- GEREKLİLİK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- GEREKLİLİK ile/ve GEREKSİNİM

( NECESSITY vs./and NEED )


- GEREKLİLİK ile/ve NEDENSELLİK

( Öncelik-sonralık yoktur. İLE/VE Öncelik-sonralık vardır. )

( İşlevsellik. İLE/VE Birbirini açıklayıcılık. )

( NECESSITY vs./and SCIENTIFIC TERM )


- GEREKLİLİK ile/değil OLANAKLILIK

( [not] NECESSITY vs./but POSSIBILITY )


- GEREKLİLİK ve/> SÜREKLİLİK ve/> KESİNLİK

( NECESSITY and/> CONTINUITY and/> CERTAINTY )


- GEREKLİLİK ile/ve/değil UYGUNLUK

( [not] NECESSITY vs./and/but APPROPRIATENESS )


- GEREKSİNİM DUYMAYACAKLARINI SATIN ALMAK > GEREKSİNİM DUYACAKLARINI SATMAK ZORUNDA KALMAK


- GEREKSİNİM/AÇLIK:
UYARILMA ile/ve/||/<>/> TANINMA ile/ve/||/<>/> YAPILANDIRMA


- GEREKSİNİM/LER/İMİZ ve/<>/>< DEĞER/LER/İMİZ


- GEREKSİNİM ile/ve BEKLENTİ


- GEREKSİNİM ile/ve/> DAVET

( NEED vs./and/> TO INVITE )


- GEREKSİNİM ve/||/<>/> DİLE GETİRMEK

( Gereksinimi olduğu halde dile getirmeyen, dilsiz kalsa daha iyidir. )


- GEREKSİNİM ile/ve/<> DOYUM

( NEED vs./and/<> SATISFACTION )


- GEREKSİNİM ve/> EYLEM

( NEED and/> ACTION )


- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK

( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )

( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )

( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )

( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )

( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )


- GEREKSİNİM ile/ve İLERLEME

( NEED vs./and PROGRESS )


- GEREKSİNİM ile/ve/<> İŞE YARARLIK


- GEREKSİNİM ile İTİLİM


- GEREKSİNİM ile/ve/<> KİŞİ/İNSAN

( ... İLE/VE/<> Gereksinimlerinin gereksinimi(/hedefi) durumuna getirilmiş/düşürülmüş olan. )


- GEREKSİNİM ile MUTLAKLIK

( Tüm gereksinimimiz, gereksinim duyuyor olmamızın gerekliliği ve bunun kabulüdür. )

( NEED vs. ABSOLUTENESS )


- GEREKSİNİM ile/ve/> UYGARLIK

( Gereksinim, uygarlığın dinamosudur. )

( NEED vs./and/> CIVILIZATION )


- GEREKSİNİM ile ZORUNLULUK

( NEED vs. OBLIGATION )


- GEREKSİNİMLER [PAYLAŞILIR/PAYLAŞILABİLİR]


- GEREKSİNİMLER ve İLİŞKİLER SIRADÜZENİ:
DİRİMSEL ve/||/<>/> BİLİŞSEL ve/||/<>/> DAVRANIŞSAL


- GEREKSİNİMLER ile/ve/||/<> DEĞERLER ile/ve/||/<> ANLAMLAR


- GEREKSİNİR değil GEREKİR/GEREKTİRİR


- GEREKSİZ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- GEREKSİZ [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- GEREKSİZ ELEŞTİRİ ile/ve/değil/||/<>/< GİZLİ HAYRAN/LIK


- Gereksiz olmadığı için KONUŞ!!!


- GEREKSİZ TEKRAR(TOTOLOJİ) ile SAÇMALAMAK

( TAUTOLOGY vs. TO BULLSHIT )


- GEREKSİZ/LİK ile/değil/yerine YETERSİZ/LİK

( [not] UNNECESSARY/LACK vs./but INCAPACITY
INCAPACITY instead of UNNECESSARY/LACK )


- GEREKSİZ/YERSİZ/ANLAMSIZ "TEPKİ VERMEK" ile/ve/değil/yerine HAREKETE GEÇMEK

( Sadece aptallar, gereksiz/yersiz/anlamsız "tepki verir". )


- GEREKSİZ ile FAZLA(DAN)


- GEREKSİZ ile/ve OLUMSUZ


- GEREKTİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK ile/ve DEĞERİ/DEĞDİĞİ KADAR DÜŞÜNMEK/KONUŞMAK/YAPMAK


- Gerektiği kadar KONUŞ!!!


- Gerektiğinde SUS!!!


- GEREN ile KEPİR/ŞÛRE[Fars.]

( Kuruyunca çatlayan toprak. İLE Çorak toprak. )


- GERGEDANLAR'DA:
SİYAH AFRİKA GERGEDANI ile AKGERGEDAN ile HİNT GERGEDANI ile ENDONEZYA GERGEDANI ile KUZEY BEYAZ GERGEDANI ile SUMATRA GERGEDANI ile YAVA GERGEDANI

( Gebelik süreleri 540 gündür. )

( Yaşayan, ancak beş gergedan türü vardı.[22 Mart 2018 itibariyle, dörde düştü. Son akgergedanın da ölmesiyle bir tür daha, rezil avcı bozuntuları eliyle yok edilmiş oldu ne yazık ki. :( (((((( ] )

( Yaşayan Endonezya gergedanı sayısı sadece 60'tır. En çok tehlike altında olan dördüncü türdür. )

( Tümüyle keratinden oluşan bir boynuza sahip tek hayvandır. )

( Sığır, koyun, ceylan ve zürafanın boynuzlarından farklı olarak kemik özü bulunmaz. )

( Boynuzları hasar gördüyse bazen düşerler. Gençlerinin boynuzları tamamen yeniden çıkabilir. )

( Boynuzları olmayan dişil gergedanlar yavrularına düzgün bir biçimde bakamazlar. )

( Gergedanların çok gelişmiş koku ve işitme duyuları vardır fakat görme duyuları kötüdür. )

( Genellikle yalnız yaşarlar ve sadece çiftleşmek için biraraya gelirler. )

( Beklenmedik bir durumla karşılaştıklarında işerler ya da dışkılarlar. )

( Saldıracaklarında, Asya'dakiler ısırır, Afrika'dakiler karşı tarafa doğru büyük bir hızla saldırırlar. )

( Siyah Afrika Gergedanı, kısa bacaklarına karşın, saatte 55 km. hıza ulaşabilir. )

( Türk mitolojisinde hayvanların kralı olarak kabul edilir. )


- GERGEDAN ile JAVA GERGEDANI

( ... vs. RHINOCEROS SONDAICUS )


- GERGEDAN ile SUMATRA GERGEDANI

( ... İLE Sumatra Gergedanı )

( ... İLE Ne yazık ki, Kasım 2019 itibariyle soyu tükenmiştir. :( (((((( )


- GERGEDAN ile TÜYLÜ GERGEDAN

( ... İLE Yaklaşık 10.000 yıl önceye kadar yaşamış bir gergedan türü. )


- GERGİN/LİK ile/ve HUZURSUZ/LUK


- GERGİN/LİK ile ŞAŞKIN/LIK

( ... cum CONSTERNATIO )


- GERGİN/LİK ile/ve/değil ŞİŞKİN/LİK


- GERGİNLİĞİN BÖLGELERİNDE:
BOYUN ile/ve/||/<> OMUZ ile/ve/||/<> ÜST SIRT ile/ve/||/<> ORTA SIRT ile/ve/||/<> ALT SIRT ile/ve/||/<> MİDE

( [psikolojik nedenleri] "Kendini tanımlamada korku ve bastırılmışlık." İLE/VE/||/<> "Zorunluluk ve sorumluluk." İLE/VE/||/<> "Üzüntü, keder." İLE/VE/||/<> "Güvensizlik ve güçsüzlük." İLE/VE/||/<> "Utanç, suçluluk, değersizlik." İLE/VE/||/<> "Duyguları yönetmede yetersizlik." )


- GERGİNLİK ile/ve/||/<> TEDİRGİNLİK


- GERİ ÇEKİLMEME ve/||/<> AÇIKLAMA GETİRMEME


- Geri dön ve KONUŞ!!!


- GERİ DÖNÜŞ ile/değil/yerine GERİDEN BESLENME


- GERİ GİDİŞ ile/değil/yerine AŞKINLIK


- GERİ KALMAK ile GEÇMİŞİNDEN GERİ KALMAK

( Bir yerde kalmak, ölmek demektir. )

( DEKADANS: Gerileme. )


- Geri kalmamak için DİNLE!!!


- GERİ TEPME ile/ve/||/<> TERS TEPME


- GERİ ZEKÂLI/LIK ile/ve/değil/||/<> HÖDÜK/LÜK


- GERİ ZEKÂLI değil/yerine ZEKÂ GERİLİĞİ

( Hakaret. DEĞİL/YERİNE Durum. )


- GERİ ile ARKA

( TO BACK vs. THE BACK )


- GERİ ile GERİ

( Arka, bir şeyin, sonra gelen bölümü. | Geçmiş. | Hayvanların boşaltım örgenlerinin dışı. | Eksik gösteren. [saat vs.] | Geriye doğru. İLE Araba üzerine gerilerek, kenarları, arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman ya da tahıl doldurulan büyük kıl çuval. )


- GERİBİLDİRİM'DE:
"HIIIIII" ile/değil/>< HMMM

( Dinleyenin, küçümseyici/reddedici, kinâyeli bir tutum göstererek çıkardığı ses. İLE/DEĞİL/>< Dinleyenin, sözü/konuyu, tam olarak anlamasıyla çıkardığı ses. )


- GERİBİLDİRİM ile/ve "GİT-GEL"


- GERİBİLDİRİM ve/<> DİRİMLİLİK

( )

( FEEDBACK and/<> LIFE )


- Geribildirimli KONUŞ!!!


- GERİCİLİK ile/değil/yerine GELENEKÇİLİK


- GERİDE BIRAKTIKLARIMIZ ile/ve/||/<> ELİMİZİN ALTINDAKİLER ile/ve/||/<> ULAŞAMADIKLARIMIZ

( Özlüyoruz. İLE/VE/||/<> Sıkılıyoruz. İLE/VE/||/<> Tutuluyoruz. )


- GERİLİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DENGE


- GERİLİM ile/ve/||/<> GERİLİM YAYI/KEMERİ

( ... İLE/VE/||/<> Bireyin, hırsları ve tutkuları tarafından itilerek düşüncelerinin peşinden gitmesi ile yaşanan iki kutup arasındaki gerilim.[Yaşamda kalmamızı, yaşama tutunmamızı sağlar.][Kohut] )

( ... vs./and/||/<> TENSION ARC )


- GERİLİM ile/ve/değil/||/<> İKİLEM


- GERİLİM ile/ve/değil/yerine SALINIM


- GERİLİMDE:
GERİLEME ile/değil/yerine İLERLEME


- GERİLİYOR/UZ[< GERİLEMEK] ile GERİLİYOR/UZ[< GERİLMEK]


- GERİLLA[Fr. < GUERILLA] ile/>< KONTRGERİLLA[Fr. < CONTRE-GUERILLA]

( Düzenli bir orduya karşı küçük birlikler hâlinde çatışan, hafif silahlarla donatılmış topluluk. | Bu topluluktan olan kişi. | Bağımsız bir biçimde hareket eden çete. İLE Gerilla güçlerine karşı oluşturulmuş güç. )


- GERİLLA ile DEVLET

( Kaybetmediği sürece kazanır. İLE Kazanmadığı sürece kaybeder. )


- GERİLME ile GERİNME

( TENSION vs. STRECH )


- GERİNME ile KASILMA

( TO STRETCH vs. SPASM )


- GERİOLUŞUM

( BACKFORMATION )


- GERİYATRİ/GERIATRICS[İng.] değil/yerine/= YAŞLILIK BİLİMİ


- GERİYATRİK/GERIATRIC[İng.] değil/yerine/= YAŞLI | YAŞLILIKLA İLGILİ/İLİŞKİLİ


- GERİYE DÖNMEK ile/ve/değil/yerine GERİ DÖNMEK


- GERİZEKÂLI değil/yerine/>< GEZİ ZEKÂLI


- GERK[Fars.]

( Uyuz. )


- GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN

( Kale, kermen, kirman. İLE Canlılarda, gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü. İLE Eskiden, bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da oturan halk ya da bu halktan olan kişi. )


- GERMİSİT/GERMICIDE[İng.] değil/yerine/= MİKROPKIRAR, BULAŞSAVAR


- GERMİYAN OĞULLARI ve AYDIN OĞULLARI ve CANDAR OĞULLARI

( Anadolu'da, Türk bilim hayatının oluşumuna büyük katkıda bulunmuşlardır. )


- GERONTOLOJİ/GERONTOLOGY[İng.] değil/yerine/= YAŞLANMA BİLİMİ


- GERUNDIUM[Lat.] değil/yerine ULAÇ

( Belirteç olarak kullanılan, eylem kökenli sözcükler. [Koşa koşa / güle güle vb...] )


- GEŞ[Fars.] ile GEŞT[Fars.]

( Güzel, hoş. | Naz ve edâ ile yürüme. İLE Gezme, seyretme, dolaşma. )


- GESTALT[İng.] değil/yerine/= BİÇİM


- GESTASYON/GESTATION[İng.] değil/yerine/= GEBELİK


- GET VOICED vs. SAYING


- GET vs. TAKE vs. BUY


- GETİR-GÖTÜR (İŞLERİ)


- GETİRİ/LER ile/ve GÖTÜRÜ/LER


- GETİRİ ile SAĞLAMA

( GALLE ile ... )

( INCOME vs. PROVIDE )


- GETR[Fr.] değil/yerine/= TOZLUK

( Bacağın alt bölümünü ve ayakkabının üstünü örten kumaş vs.'den yapılmış nesne. )


- GETTO[İbr.] ile VAROŞ[Macarca]

( Bir kentin kendiliğinden herhangi bir azınlık kümesince yerleşilen kesimi. | Yahudi'lerin gönüllü olarak ya da zorlanarak yerleştikleri kent dışındaki yer. [Adını/yerleşikliğini, Venedik'teki baruthaneden alır.] İLE Kent ya da kasabada dış mahalle. )


- Geveze SUS!!!


- GEVEZE/YANŞAK, "ÇENESİ DÜŞÜK" ile/değil/yerine KONUŞKAN


- GEVEZE/YANŞAK ile ÇAÇARON[< İt.]

( ... İLE Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi güçlü, geveze. )


- GEVEZE/YANŞAK ile/ve KAVVAL[Ar. KAVL]

( Çenesi düşük, çok ve gereksiz konuşan. İLE/VE Sözü yerinde söyleyen. | Geveze. | Şarkıcı. )

( BEZİR [BEZER: Gevezelik], BİZLÂH ile KAVVAL )

( BÂZENDE-ZEBÂN, BESGÛY )


- GEVEZELİK ve/||/<> GAFLET

( Bilgelik/hikmet/irfan bulunmayan söz. VE/||/<> Düşünce ve bilgi bulunmayan susma/sükût. )


- GEVEZELİK ile/değil/yerine/>< KENDİNİ GELİŞTİRMEK


- GEVHER[Fars. > GÜHER] ile/=/> CEVHER

( Elmas, cevher, mücevher. | İnci. | Değerli taş. | Bir şeyin aslı, esası. )


- GEVİŞ GETİREN

( RUMINANT )


- GEVİŞ GETİRENLER ile GEVİŞ GETİRMEYENLER

( RUMMINANTS vs. NON-RUMMINANTS )


- GEVREK GEVREK (GÜLMEK)


- GEVREK ile GEVREK

( Kolayca kırılıp ufalanan. | Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek. İLE Şen, neşeli gülüş. [GEVREK GEVREK GÜLMEK] )


- GEVREMEK

( Kolay kırılır duruma gelmek. | Ekinin olgunlaşması. )


- GEVŞEK/LİK ile/ve/||/<> ESNEK/LİK


- GEVŞEK ile BOL

( LOOSE vs. TOO LARGE )


- GEVŞEK ile LAÇKA[İt.]

( ... İLE Gemi halatının, gevşetilip boşa bırakılması. | Gevşemiş, verimsiz duruma gelmiş, düzeni bozulmuş. )


- GEVŞEK ile/ve/değil/||/<> YAVŞAK


- GEVŞEME ile/ve/<> MAYIŞMA

( ... İLE/VE/<> Çok yemekten, sıcaktan ya da zevkten gevşemek. )


- GEVUR "HAMAMI" değil/||/<>/< GEVUR ...


- GEYİK ile/ve ALAGEYİK/SIĞIN/MUS[Ural ormanında]

( ... İLE Postu benekli, erillerinin boynuzları, uca doğru kürek biçiminde genişleyen, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir cins geyik, sığın. )

( CERVUS ELAPHUS cum DAMA DAMA )


- GEYİK ile/ve ÇİTAL

( ... İLE/VE Benekli geyik. )


- GEYİK ile FARE/CÜCE GEYİK

( Tragulidae[cüce geyikgiller] ailesine ait bir türdür.

Henri Milne-Edwards[Fransız canlıbilimci] tarafından, 1864 yılında adlandırılmıştır. Tragulus kanchil[Lat.], Raffles tarafından, 1821 yılında Lesser Mouse-deer[fare geyiği] olarak adlandırılmıştır.

Fare geyiklerinin anavatanları, Güney Asya olup Asya'nın tamamında ve Kuzey Afrika'da da yaygın olarak görülebilmektedir. Indochina, Burma[Kra Isthmus], Brunei, Kamboçya, Çin[Güney Yunnan], Endonezya[Kalimantan, Sumatra ve çok sayıda küçük adada], Laos, Malezya[Peninsular Malezya, Sarawak] Güneydoğu Asya, Singapur, Tayland ve Vietnam genelinde yaygın olarak bulunurlar.

Güneydoğu Asya'da rastlanan, dünyanın en küçük toynaklı memeli türü olan fare geyiği, ilginç ve bir o kadar da ilgi çekici bir hayvan türüdür.

Yetişkin fare geyiklerinin yerden yüksekliği, yaklaşık 15 - 23 cm. arasında değişirken, uzunlukları 55 cm'i geçmemekle birlikte, ağırlıkları ise yaklaşık 2 - 3 kg. arasında değişmektedir. Otçul beslenen Fare geyiği, yavrularını sütle besler. Dişi Fare geyiği, 70 gün süren bir gebeliğin ardından, 8-12 yavru doğurur. Dişi fare geyiği, yavrularını üç aylık bir süre sütle besler. Yavru fare geyikleri, 5 aylık olduklarında, yavrular, tek başına bırakılır. Bu süreç sonunda, dişi fare geyiği yeniden çiftleşebilir. Bir dişi fare geyiği, yılda iki kere doğum yapabilir. Fare geyiklerinin yaşamı, ortalama 10 yıl kadardır.

Oldukça hızlı hareket edebilime özeliğine sahiplerdir. İstediklerinde ya da tehlike anında, saatte 50 km.'lik hızla koşabilirler. )

( ... avec TRAGULUS KANCHIL )


- GEYİK ile/ve GÖZEN


- GEYİK ile İRLANDA GEYİĞİ


- GEYİK ile KANADA GEYİĞİ/MUS


- GEYİK ile/ve KANÇİL


- GEYİK ile/ve KARİYAKU


- GEYİK ile/ve KATIRGEYİĞİ


- GEYİK ile/ve KIZILGEYİK


- GEYİK ile MAVİ GEYİK


- GEYİK ile/ve MUNÇAK

( ... İLE/VE Küçük yapılı bir geyik. )


- GEYİK ile/ve PEREDAVİTGEYİĞİ


- GEYİK ile PUDU

( )


- GEYİK ile/<> REN GEYİĞİ

( ... İLE/<> Tek boynuzundaki çıkıntı sayısı, geyiğin yaşını gösterir. )

( ... cum RANGIFER TARANDUS )


- GEYİK ile/ve RUSA


- GEYİK ile/ve SAMBAR

( ... İLE/VE Asya'da yaşar. )


- GEYİK ile/ve SİKA


- GEYİK ile/ve YAĞMURCA


- GEYİKDİLİ ile GEYİKOTU

( Eğreltiotugillerden, yaprakları uzunca, dil biçiminde bir bitki. İLE Sedefotugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki. )

( PHYLLITIS SCLOPPENDRIUM cum DICTAMNUS FRAXINELLA )


- GEYŞA ile ...


- GEYÜT

( Gelinin akrabalara hediye olarak götürdüğü giysiler. )


- GEZ ile GEZ

( Okun, kirişe geçen ucundaki kertik. | Tüfek, tabanca gibi ateşli silahlarda, namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken, arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik. İLE Yer ölçmeye yarar, düğümlü ip. | Yapı işlerinde kullanılan çekül. )


- GEZEGEN ADLARI ve/> TANRI ADLARI


- GEZEGEN ile "SERSERİ GEZEGEN"

( Bize olan uzaklığı, yaklaşık olarak 80 ışık yılı olan PSO J318.5-22 adlı "Serseri Gezegen", bir yıldıza sahip değildir. Serseri gezegenin boyutu, Güneş Sistemi'mizdeki tüm gezegenlerin toplamından daha büyüktür. Kendini öteki serseri gezegenlerden ayıransa, bu kategorideki en genç gezegen olması ve yaşam döngüsünün bu kadar erken bir evresinde yıldızı tarafından uzaya savrulmasıdır. )


- GEZEGEN ile/ve ACUN/DÜNYA

( Dünyanın 360 derecelik yapısı, her derecenin yeryüzündeki mesafe karşılığı 25 fersahtır. Her fersah 12.000 zira(arşın)(5.685 m.)dir. Bir zira 25 parmaktır. Bir parmak, bitişik ve dışı içine gelecek biçimde dizilmiş altı arpa tanesi uzunluğunda bir mesafedir. )

( ... İLE/VE Yüzölçümü: 509.600.000 km2 | Kara: 148.326.000 km2 )

( ... İLE/VE Asya: %30, Afrika: %20.3, Kuzey Amerika: %16.3, Güney Amerika: %11.9, Antartika: %8.9, Avrupa: %6.6, Okyanusya/Avustralya: %6.0 )

( ... İLE/VE Kara: %27, Buz: %2, Su: %71[%97 Tuzlu, %3 Tatlı] )

( Dünyanın (ekvator) çapı 12.756,28 km.dir. )

( Dünyanın yaşı 13.7 milyar yıl olarak kabul edilmektedir. )

( TÜRKÂN-İ ÇERH/SEB'A-İ SEYYÂRE: Yedi gezegen. [UTÂRİD: Merkür. | ZÜHRE: Venüs. | MİRRİH: Mars. | MÜŞTERİ: Jüpiter. | ZÜHAL: Satürn. | NEPTÜN | PLÜTON] )

( Eratosthenes [M.Ö. 276 - 194], dünyanın çevresini hesapladığı bilinen ilk kişidir. )

( SEYYÂRE[Güneşin etrafında dolaşan gezegen.] ile/ve RÜB-İ MESKÛN )

( ... ile/ve CİHÂN )

( PLANET vs./and EARTH )

( ... ile/ve KUN )


- GEZEGEN ile CERES GEZEGENİ(EN BÜYÜK GEZEGEN)

( PLANET vs. CERES )


- GEZEGEN ile/ve FELEK


- GEZEGEN ile GÖK CİSMİ

( PLANET vs. HEAVENLY BODY )


- GEZEGEN ile/ve/||/<> KÜÇÜK GEZEGEN(PLANETOİD)

( ... İLE/VE/||/<> Güneşin çevresinde eliptik bir yol izleyen küçük gezegenler. )

( ... İLE/VE/||/<> Pallas ve Vesta. )


- GEZEGEN ile KÜÇÜK GEZEGEN/ASTEROİD[NEA]

( PLANET vs. PLANETOID )


- GEZEGEN = SEYYARE[Ar.] = PLANET[İng.] = PLANÈTE[Fr.] = PLANET[Alm.] = PIANETA[İt.] = PLANETA[İsp.]


- GEZEGENLER ile/ve GÖKADALAR/GALAKSİLER

( Karşılaştırmalı görseli. İLE/VE Karşılaştırmalı görseli. )

( PLANETS vs./and GALAXIES )


- GEZEGENLER ile NEPTÜN

( ... İLE Gözle ya da her hangi bir teleskopla görülmeden, hesaplamalarla keşfedilen ilk gezegendir. )

( ... İLE Güneş Sistemi'nin sekizinci ve Güneş'e en uzak gezegenidir. Güneş'e olan uzaklığı ise 4.5 milyar kilometredir. Yüzey sıcaklığı, -220 °C olup Güneş Sistemi'nin en soğuk gezegenidir. Neptün'ün bilinen 14 doğal uydusu bulunmaktadır. )


- GEZEGENLER ile/ve/||/<> UYDULAR ile/ve/||/<> ASTEROİDLER

( )


- GEZEGENLERDE ÖZEL GİYSİSİZ YAŞAM SÜRESİ:
| GÜNEŞ ve VENÜS, JÜPİTER, SATÜRN, URANÜS, NEPTÜN ve MERKÜR, MARS |
ile/değil/yerine/><
DÜNYA

( | 1 saniye. VE 1 saniye. VE 2 dakika. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< 80 - 160 yıl. )

( )


- GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR

( Dünya'da. İLE Venüs'te. İLE Titan'da. İLE Neptün'de. İLE HD189733b'de. İLE OGLE-TR-56b'de. )

( )


- GEZGİN TURİST

( TRAVELLER
TOURIST )


- GEZGİNCİ değil GEZGİN


- GEZİ DÖNEMLERİ'Nİ


- GEZİ:
"İHYÂ" değil İNŞÂ ["isteğiydi"]


- GEZİ[Ar.] ile GEZÎ[Ar.]

( Ülkeler ya da kentler arasında yapılan uzun yolculuk. | Gezilip hava alınacak yer. | Gezinti yeri. İLE Pamukla karışık, dokunmuş hâreli, arşınlık enli kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- gezi ile/ve/değil/<> Gezi

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Türkiye'mizin/İstanbul'umuzun, Taksim'deki, akıl, değerler ve diriliş simgesi olan parkımız. )


- GEZİP-TOZMAK


- GEZİYE ÇIKARKEN:
GİYSİLERİNİZ ve/||/<> PARANIZ

( Hazırladıklarının yarısını yanına al! VE/||/<> Bütçenin iki katını yanına al! )


- GEZMEK ile "SÜRTMEK"


- GEZMEK ile GEZİNMEK


- GEZMELİ!


- İMAN:
GENEL(İCMÂLİ) ile/ve/||/<>/>/< AYRINTILI/AÇIKLAMALI(TAFSİLÎ)


- JOHN LOCKE ile/ve/||/<>/> GEORGE BERKELEY

( 29 Ağustos 1632 - 28 Ekim 1704 İLE/VE/||/<>/> 12 Mart 1685 - 14 Ocak 1753 )


- KİŞİ/İNSAN:
GENÇLİK/TE ile YAŞLILIK/TA

( "Uçan bir kuş". İLE "Virân bir baykuş". )

( Günler "kısa", yıllar "uzun." İLE Günler "uzun", yıllar "kısa." )

( Güzelliğimizle varız... İLE Sağlık ve paramızla varız... )


- MUTLULUK:
GERÇEK ile/ve/||/<> GÖRELİ


- TARİH YAZIMI:
GELENEKSEL ile/ve/||/<>/> BÜTÜNSEL ile/ve/||/<>/> YENİ SİNEMA ile/ve/||/<>/> MİKRO


- TURİST[İng.]/GEZEN ile/değil/yerine GEZGİN

( Gezen tilki, yatan aslandan evlâdır. )

( Evliyâ Çelebi, [o zamanın koşullarında] 257 şehir, 7600 kale gezmiştir. )

(









)

( [not] TOURIST vs./and/but TRAVELLER
TRAVELLER instead of TOURIST )

... ~ GE... ile başlayan FaRkLaR...

- ... "GELESİYE KADAR" değil ... GELİNCEYE KADAR


- ... GEREKLİDİR ile/yerine ... GEREKİR


- ... İCABI yerine ... GEREĞİ


- ...'NIN(BEKLEMENİN/DÜŞÜNMENİN VB.):
"ÂLEMİ" YOK! değil GEREĞİ YOK!


- ...'YA GELİN! ile GELİN

( Kişiler/e. İLE Kişi. )


- ...'YI GEREKTİRİR ile/ve/değil/||/<> GETİRİR


- ...'YI:
"BOŞVERELİM" ile/değil/yerine GEÇELİM


- ...YA "DEĞER"/"DEĞMEZ" ile/değil/yerine GEREKİR/GEREKMEZ


- "... İÇİN" ile/değil/yerine "... GEREĞİ(NCE)"


- "... NEDENİYLE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< "... GEREĞİNCE"


- "ASLINDA ..." ile "GERÇEKTE ..."


- "BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )


- "BELKİ GELMEZ" ile/değil/yerine GELEMEYEBİLİR


- "BOŞ" ile/ve GEREKSİZ

( Boşa konuşabilirsin fakat boşu konuşamazsın! )

( "FUTILE" vs./and UNNECESSARY )


- "DEĞERLİ/LİK / DEĞERSİZ/LİK" ile/ve/değil/yerine/<> GEÇERLİ/LİK / GEÇERSİZ/LİK


- "DERTLERİN ARTMASI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERÇEK(LİK)LERİN ANLAŞILMASI


- "DOĞUM" ile/ve GELİŞİM


- "DÜŞÜNMEK" ile/değil GELİŞTİRMEK


- "ELDE ETMEK" ile/değil/yerine GERÇEKLEŞTİRMEK


- "ELİMDEN GELDİĞİNCE" ile/ve/<>/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- "FAZLA KONUŞMAK" ile/değil/yerine GEREĞİNDEN FAZLA KONUŞMAK

( Kişinin, "Fazla konuşmak" diye bir durumu ol(a)maz fakat belirli/belirsiz bir konuda/alanda/olguda, gereğinden fazla konuşması söz konusu olabilir. [Kişinin, doğadaki fiziksel donanımlarının yetersizliğini giderecek olanın, beyni ve zihni olmasından dolayı ve bunu da, geri dönülmez bir duruma girmeden önce gidermek, çözüm üretmek üzere dili ve konuşma becerisi karşılar. Modern dönemlerde gelinmiş kopukluklar, hızlı ve kısa/kesik sözler kullanma "çabası/beklentisi" nedeniyle de "konuşmanın fazlası" diye bir olgu, durum geliştirilemez ve/ya da bu kişisel/düşük "beklentinin" karşılanması, çevremizdeki kişilerden beklenilemez!] )


- "FAZLA"/"BOŞ"/"BOŞUNA ile/ve/değil/yerine GEREKLİ/LİK


- "GEÇ EVLENMEK" ile/değil/yerine/>< GENÇ EVLENMEK


- "GEÇMİŞ YAŞAM" değil GEÇMİŞ YAŞANTI


- "GEÇMİŞ YAŞAMIMIZDA" ... değil GEÇMİŞİMİZDE ...


- "GEÇMİŞE DÖNME İSTEĞİ" ile/değil/yerine GEÇMİŞLE İLİŞKİ KURMAK


- "GEÇMİŞE YÖNELİK" değil GEÇMİŞE DÖNÜK


- "GEÇMİŞİN KÖLESİ OLMAK" değil/yerine/>< GELECEĞİN MİMARI OLMAK


- "GEÇTİĞİMİZ HAFTA" değil GEÇEN HAFTA


- "GELİŞMESİNE YOL AÇAR" değil GELİŞMESİNİ SAĞLAR


- "GEREKSİNİMİMİZ OLMAYAN ŞEYLERİ ALMAK" ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GEREKSİNİM DUYDUĞUMUZ ŞEYLERİ SATMAK

( Gereksinim duymadığımız şeyleri almak, gereksinim duyduğumuz şeyleri satmaya neden olur. )


- "GERİ ADIM ATMAK" ile/değil/yerine GEREKEN ADIM(LAR)I ATMAK


- "GERİ ADIM" ile/değil GERİLEME


- "GERİDÖNÜŞÜMSÜZ" değil GERİ DÖNÜŞSÜZ


- "GÖREV"İNİ YAPMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK


- "HARBİDEN" yerine "GERÇEKTEN"


- "HESAP" ile/ve GEREKÇE


- "HOŞ ..." ile/ve/||/<> "GERÇİ ..."


- "İDEAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEREKLİLİK


- "İLERİ" ile "GERİ"


- "İLERİ" ile "GERİ"


- "İYİLEŞTİRMEK" ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- "İYİLİK YAPMAK" ÜZERE/İÇİN ile/ve/değil/yerine/||/<> GEREĞİNİ YAPMAK/YAPARAK


- "KEYİF" değil/yerine/>< GEREKSİNİM


- "KISALTMA" ve/ya da "HIZLANDIRMA" ile/> GENELLEME ve İNDİRGEME


- "KÖTÜMSER/LİK" >< "İYİMSER/LİK" ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( [sadece] Tüneli "görür". >< Tünelin sonundaki ışığı "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tünelle birlikte, ışığı ve gelebilecek treni görür. )

( [sadece] Her fırsattaki "zorluğu" "görür". >< Her zorluktaki "fırsatı" "görür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her fırsatla birlikte kolay olmayabilecekleri birlikte değerlendirir. )


- "MAYMUN İŞTAHLI" ile "GEL-GİT GÖNÜLLÜ"


- "MERKEZCİLİK":
TEO ile/ve/<>/> HOMO ile/ve/<>/> ETNO ile/ve/<>/> GEO ile/ve/<>/> EGO ile/ve/<>/> ECO


- "S.KİLMİŞ GÖTÜN DAVASI OLMAZ" ile/ve "GEÇTİ BOLUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE"


- "SAĞLAM/LIK" ile/ve GEÇERLİ/LİK

( "COOL/NESS" vs./and VALID/ITY )


- "SAKLANMAK" ile/ve/değil/yerine GERİDE DURMAK


- "SIÇRAMAK" ile "GEÇMEK"


- "ŞİDDETLİ" UYARI ile/ve GERÇEK/LİK

( "STRONG" WARNING vs./and REAL/ITY )


- "SONUÇTA ..." ile/ve/değil/yerine/<> GEREKSİNİM


- "STRES OLDUM" değil/yerine GERİLDİM


- "SÜRÜKLENME" ile GECİKME


- "TAKINTI" ile/değil/yerine GEREKENİ/GEREĞİNİ YAPMAK


- "TAVİZ VER(ME)MEK" ile "GERİ ADIM ATMA(MA)K


- "TEMPORALİTE" değil GEÇİCİLİK


- "ÜSKÜDAR'DA SABAH OLDU" ile "GEÇTİ BORUN PAZARI, SÜR EŞEĞİNİ NİĞDE'YE"


- "ÜSTÜNDE DURMAMA" ile GEÇİŞTİRME


- "YANLIŞ" ile/değil/yerine/||/<>/< GEREKSİZ


- "YARIN(LAR)A TAŞIMAK" değil GELECEĞE TAŞIMAK


- "ZORLUK" ile/değil GELİŞİM/GELİŞME


- (")GERÇEKLİK(") ile/ve/değil/||/<>/< GEREKSİNİM


- [Alm.] GEIST ile GEMÜT ile SEELE


- [ne yazık ki]
"DAHA FAZLASI" değil/yerine/>< GEREKLİ/YETERLİ OLAN

( En büyük suçlar ve hatalar, gerekli olanı değil daha fazlasını elde etmek için işlenir. )


- [ne yazık ki]
"GÖZÜNDE BÜYÜTMEK" ve/||/<>/> GERÇEKLEŞME OLASILIĞINI DÜŞÜRMEK


- [ne yazık ki]
EN BÜYÜK YANILGILARDAN BİRİ(/İKİSİ):
DİZİLERİ, GERÇEK SANMAK ile/ve/||/<>/> GERÇEK YAŞAMI, DİZİ SANMAK

( 44 yaşında...

Komedyen...

Ülkenin en çok seyredilen dizisinin başrol karakteriydi.

Dizinin adı “Halkın Hizmetkarı”

Başkan rolünde o vardı.

Dizi ekrana geldiği gece tüm Ukrayna nefesini tutuyor televizyona yapışıyordu.

Ahali kahkahadan yerlere seriliyordu.

Genç komedyen çok sevildi.

Dizi çok tuttu.

Adı Volodomir Zelenski'ydi.

***

Dizi o kadar çok tuttu ki...

Sonra siyasi partiye dönüştü.

Evet... Gülmeyin... Vallahi öyle oldu.

“Halkın Hizmetkarı Partisi” kuruldu.

Komedyen abimiz Volodomir Zelenski partinin kurucusu oldu.

Her şey bir komedi dizisi tadında ilerliyordu.

Seçimler geldi çattı.

Komedyen Zelenski, girdiği ilk seçimde oyları silip süpürdü.

450 sandalyelik Ukrayna Parlamentosu'nun yarıdan fazlasını kazandı.

Başkanlık seçiminde ise 2. Turda oyların yüzde 73.22'sini aldı.

***

Ukrayna'nın artık genç bir komedyen başkanı vardı.

Geldik bugüne...

***

Bir komedyenle bir istihbaratçı karşı karşıya gelirse...

Sizce savaşı kim kazanır?

Gülümsediğinizi görüyorum... Cevaba gerek yok.

Ukrayna Rusya geriliminin giriş sahnesini hep beraber yaşadık.

Bir yanda bir dizinin pop rüzgarıyla kendini başkanlık koltuğunda bulmuş tecrübesiz bir genç adam...

Karşısında KGB disiplini ve kurmay zekasıyla yetişmiş duygusuz tavizsiz bir istihbaratçı kurt...

Çok fazla düşünmeye gerek yok sanırım.

***

Artık güvenlik ülkelerin vazgeçilmez şartıdır.

Dünya'da bu işe uyanan devletler işi şansa bırakmıyor.

İstihbarat kökenli liderlere yönetimi veriyorlar.

***

Putin'i anlatan 4 bölümlük belgesel var.

İzleyin derim...

Adı “Putin İnterviews”

O belgeselde yönetmen Oliver Stone, Putin'in korumalarını merak ediyor...

Diyor ki “Sizin kişisel güvenliğinizi kim sağlıyor?”

Putin “Castro'dan bana kalan nasihat şuydu. Sakın kendi güvenliğini başkasının kontrolüne bırakma. Ben de o yüzden tüm koruma ve güvenliğimle bizzat ilgilenirim. Bu sayede halen ayaktayım. Ne dersin?”

Putin bir devlet başkanı ama halen bir istihbaratçı gibi yaşıyor.

Tıpkı KGB yıllarındaki gibi az konuşan, duygusallığa asla prim vermeyen ve hedefine doğrudan odaklı.

Tabi biraz da acımasız.

Yeni kuramlar geliştiriyor... Artık adıyla anılan bir doktrin var.

Güvenlik ve savunma konusunda eşi benzeri görülmemiş bir konsept geliştirdi.

Kendinden kat be kat güçlü düşmanını onun gücünü kullanarak yenme...

Judodan esinlendim diyor.

Judoda karşındaki rakibin sıkletini avantaja çevirebilirsin...

Önce imkansız gibi gözüken bu doktrinin nasıl çalıştığını gördük.

Koca NATO çaresiz kaldı.

***

Şimdi... Almanya çılgın bir deneye hazırlanıyor.

Merkel sonrası kurulan yeni hükümette Dışişleri bakanlığı görevine Annalena Baerbock geldi.

Yeşiller partisinden... Aktivist...

Düşünün... Karşısında Lavrov... Arkasına almış Gerasimov'u, Şoyguyu... Bermuda şeytan üçgeni gibi bir üçlü...

Onlarla mücadele edecek, oyun kuracak kişi Baerbock...

İyidir... Hoştur... Nitelikli bir siyasetçi olabilir.

Kabul ederim.

Ama onun yeri burası değil. Yani Dışişleri Bakanlığı değil....

Kurtlar sofrası kurulmuş.

Ülke için ölüm kalım mücadelesi başlıyor.

Hümanist kimlikli bir siyasetçiden, şeytani bir kurmay akıl bekleyebilir miyiz?

Umarım ben yanılırım...

Ama hayat öncelikleri... Hayata bakış tarzı bambaşka olan Annalena Hanım Ukrayna benzeri bir tablo yaşatabilir Almanya'ya...

***

Uzun sözün kısası...

Günümüzde bir halkın düşeceği en büyük yanılgı... Tv dizilerini gerçek, gerçek hayatı ise dizi sanmasıdır.

“Halkın Hizmetkarı” komedisine yıllarca Ukrayna Halkı güldü.

Şimdi sıra Ruslarda... )


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/||/<>/< GELİŞİGÜZEL


- [ne yazık ki]
PSİKOLOJİDE/PSİKİYATRİDE:
GERÇEK "HASTA/LAR" ile/ve/değil/<>/> GERÇEK HASTANIN, "HASTA ETTİKLERİ"


- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR


- [ne yazık ki]
TUTUCU ile GERİCİ


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<> GERÇEĞİ ÇARPITMAK


- [ne yazık ki]
YALANLARLA OYALANMAK ile/değil/yerine/>< GERÇEKLERLE "YARALANMAK"


- A/AN[Yun.] ile/||/<> ANTİ[Yun.] ile/||/<> Bİ/BİS[Lat.] ile/||/<> DE/DES[Fr.] ile/||/<> DİS[Yun.] ile/||/<> EX[Lat.] ile/||/<> EXO[Lat.] ile/||/<> EPİ[Yun.] ile/||/<> FOS[Yun.] ile/||/<> GEO( >JEO)[Yun.] ile/||/<> HETER/O[Yun.] ile/||/<> HYPO(HİPO)[Yun.] ile/||/<> HYPER(HİPER) ile/||/<> HYDRO(HİDRO)[Yun.] ile/||/<> HOMO[Yun.] ile/||/<> İL/İN ile/||/<> İNTER[Lat.] ile/||/<> İZO[Yun.] ile/||/<> COZMO(KOZMO)[Yun.] ile/||/<> KONTRA[İt.] ile/||/<> KO/KOL/KOM/KON[Lat.] ile/||/<> MAKRO[Yun.] ile/||/<> MİKRO[Yun.] ile/||/<> MONO[Yun.] ile/||/<> NEO[Yun.] ile/||/<> OTO[Yun.] ile/||/<> PAN[Yun.] ile/||/<> PAR/PARA[Yun.] ile/||/<> POLİ[Yun.] ile/||/<> PRE[Fr.] ile/||/<> PRO[Yun.] ile/||/<> RE[Lat.] ile/||/<> SYN/SYM/SEM[Yun.] ile/||/<> SÜR[Lat.] ile/||/<> TELE[Yun.]

( Yok/luk. [ametal | amorf | aritmik] [analjezi | anestezi | anonim]

İLE/||/<>

Karşıt. [antibiyotik | antipatik | antitez]

İLE/||/<>

Çift, tekrar. [binok | bisiklet]

İLE/||/<>

Olumsuzluk.[demode | deforme | deşifre]

İLE/||/<>

Olumsuzluk ve güçlük. [diskalifiye | dismorf | disfonksiyon]

İLE/||/<>

Dışı, dışında, ...-dan başka. [exporte | expresyonizm | expresyon]

İLE/||/<>

Dışarıdan, dıştan bakılınca. [exotermik | exotizm]

İLE/||/<>

Üzerinde. [epiderm | epigrafi]

İLE/||/<>

Işık, parıltı. [fosfat | fosfor]

İLE/||/<>

Yerle ilgili ön ek. [jeofizik | jeoloji/jeolog]

İLE/||/<>

Öteki, öbür, başka. [heterojen | heterozigot]

İLE/||/<>

Aşağı, alt, daha alt. [hipoderm | hipotenüs | hipotez]

İLE/||/<>

Üstünde, aşırı, yukarı, dışında. [hipertansiyon]

İLE/||/<>

Su, suyla ilgili. [hidrosefali | hidrografi | hidrojen]

İLE/||/<>

Eş, benzer. [homojen | homonim | homolog]

İLE/||/<>

-dan yoksun. [illegal] [indirekt | inorganik]

İLE/||/<>

Ara, arası. [internasyonal | interpol]

İLE/||/<>

Eşitlik. [izobar | izotop | izoterm]

İLE/||/<>

Evren. [kozmogami | kozmopolit | kozmoloji]

İLE/||/<>

Karşı, aksi yönde. [kontrast | kontgerilla | kontratak]

İLE/||/<>

Birlik, beraberlik. [koalisyon | koleksiyon | konferans

İLE/||/<>

Büyük, geniş. [makrosefal | makrostopi]

İLE/||/<>

Küçük. [mikrofilm | mikrometre | mikrofon]

İLE/||/<>

Bir, tek. [monarşi | monolog | monopol]

İLE/||/<>

Yeni. [neolitik]

İLE/||/<>

Kendi, kendiliğinden. [otobiyografi | otopsi | otokritik]

İLE/||/<>

Bütün, birlik. [panorama | pankreas]

İLE/||/<>

Boyunca, karşı, üstünde, yanında. [paragraf | paralel]

İLE/||/<>

Çok. [poliandri | poliklinik]

İLE/||/<>

İlk, önceki, birinci. [prefabrik | prematüre]

İLE/||/<>

İleride, önde. [prolog | prova | prototip]

İLE/||/<>

Yeniden, tekrar, geri döndürmek. [reaksiyon | redaktör]

İLE/||/<>

Birlikte. [simetri | senfoni | sempati]

İLE/||/<>

Süper, üstünlük. [sürmenaj]

İLE/||/<>

Uzak, ırak. [teleferik | telefon | telepati] )


- ABES değil/yerine/= GEREKSİZ/YERSİZ


- ABORDA[İt.] değil/yerine/= GEMİNİN YANINI VEREREK YANAŞMASI


- ABORTİF[Fr.] değil/yerine/= GELİŞİMİNİ TAMAMLAMAYAN (BİTKİ/ÖRGEN) | NORMAL SÜRESİNİ TAMAMLAMADAN İYİLEŞEN HASTALIK


- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )


- AÇLIK ile/ve GEREKSİNİM


- AÇMAK ile GENİŞLETMEK

( TO OPEN vs. TO WIDEN )


- ACZ ile/ve/> GEREKSİNİM/İHTİYAÇ


- ADÂLET = JUSTICE[İng., Fr.] = IUSTITIA[Lat.] = GERECHTIGKEIT[Alm.] = DIKAIOSYNE[Yun.] = JUSTICIA[İsp.]


- ADANMAK ile/yerine/değil (GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK

( Yanlışı. DEĞİL/>< Doğrusu. )

( [not] TO BE DEVOTED vs./but TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH)
TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH) instead of TO BE DEVOTED )


- ADCILIK/NOMİNALİZM ile GERÇEKÇİLİK/REALİZM ile KONSEPTUALİZM/KAVRAMCILIK


- AFERENT/AFFERENT[İng.] değil/yerine/= GETİRGEN


- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- AHKÂM-I UMUMÎYE değil/yerine/= GENEL YARGILAR


- AHLAT ile GELİNBOĞAN

( Gülgillerden, kendi kendine yetişen, üzerine armut aşılanan ağaç, yabanarmudu. | Bu ağacın, armuda benzeyen ve ancak iyice olgunlaştıktan sonra yenilebilen yemişi. İLE Bir ahlat türü. )


- AKIŞLI/LIK ile/ve/||/<> GEÇİCİ/LİK


- AKİT'TE, DEĞİŞMEZLİK(İSTİMRAR):
SÜREKLİ ile/<> GEÇİCİ ile/<> GÖRÜNMEZ BİR BOZULMA NEDENİ İÇEREN

( CONSTANCE HERPETUELLE avec/<> CONSTANCE TEMPORAIRE avec/<> CONSTANCE CONTENANT UNE CAUSE LATENTE )


- AKREP ile GEJDÜM[Fars.]

( ... İLE Eğri kuyruklu akrep. )

( Yılan, düşmanlığı simgeler. )

( Türkiye'de 52 yılan türü bulunmaktadır. [Sadece 15'i zehirlidir.] )

( ZÂHİFE, ZEVÂHİF, ZÂHİFÂT: Sürüngenler. )

( MÂR-I SERMÂ-DÎDE: Kış geçirmiş yılan. )


- AKŞAM ile/ve/> GECE

( MESÂ ile/ve/> ... )

( EVENING vs./and/> NIGHT )


- AKŞAMSEFASI = GECESEFASI

( İki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. )

( MIRABILIS JALAPA )


- AKSİYOM ile GENELLEME


- AKTUALİZM[Fr.] değil/yerine/= GEÇMİŞ DEVİRLER JEOLOJİSİNİ, ZAMANIMIZDAKİ OLAYLARIN İNCELENMESİNE DAYANARAK AÇIKLAYAN JEOLOJİ KOLU


- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK


- ALEL UMUM[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK, GENELLİKLE


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALELITLAK değil/yerine/= GENEL OLARAK


- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA


- ALEXANDER FRIEDMANN ve/||/<> GEORGES LEMAITRE

( Einstein'in denklemlerini, kozmolojik sabit olmadan çizen ve evrenin genişlediğini, kuramsal olarak kanıtlayan ilk kişidir. VE/||/<> Einstein'ın genel görelilik kuramından yararlanarak evrenin genişlediğini söyledi. )

( 16 Haziran 1888 - 16 Eylül 1925 VE/||/<> 17 Temmuz 1894 - 20 Haziran 1966 )


- ALGI BOZUKLUĞU ile/ve GERÇEK İLE HAYALİN AYRILAMAMASI

( İkisi de deliliğin/delirmenin göstergesi olabilir. )


- ALGI = İDRAK = PERCEPTION[İng., Fr.] = WAHRNEHMUNG[Alm.] = PERCEPCION[İsp.] = PERCEPTIONIS[Lat.] = HE KATALEPSIS[Yun.] = el-İDRÂK el-HİSSÎ[Ar.] = İDRÂK-İ CUZ'Î[Fars.] = GEWAARWORDING, WAARNEMING[Felm.]


- ALIŞKANLIK/ÂDET ile GEREKLİLİK


- ALIŞKANLIK ve GEÇMİŞ

( HABIT and PAST )


- ALIŞKANLIK ile GELENEK


- ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK

( Normal bir hal acı verici olamaz, ama yanlış bir alışkanlık çoğu zaman süreğen acılara yol açar. )

( Alışkanlık ve ihtiras kör eder ve yanlışa götürür. )

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( HABIT vs. NECESSITY
A normal state cannot be painful, while a habit often leads to chronic pain.
Habit and passion blind and mislead. )


- ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]


- AMAÇ ile/ve/değil/<> GEREKSİNİM


- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK


- AMFOTER[Fr.] değil/yerine/= GEREK ASİTLERLE, GEREK BAZLARLA BİRLEŞEBİLEN NESNELER


- AMORTİ ETMEK değil/yerine/= GERİ KAZANÇLAMAK


- AMPLITÜT/AMPLITUDE[İng.] değil/yerine/= GENLİK


- AN/ŞİMDİ ile/ve/= GEÇMİŞ

( Geçmiş ve gelecek, ebedi şimdi'de birlikte var olur. )

( Kimseyi, geçmiş zamanlar uğruna ödüllendirmeyin. )

( PRESENT vs./and/= PAST
Past and future co­exist in the eternal now. )

( JIN ile/ve/= ... )


- AN/ŞİMDİ ile/ve/= GELECEK

( PRESENT vs./and/= FUTURE )


- ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK


- ANANE/Vİ[Ar.] değil/yerine/= GELENEK/SEL


- ANLAMSIZ ile/ve/||/<> GEREKSİZ ile/ve/||/<> OLANAKSIZ


- ANLATMAK ile/ve "GEVEZELİK"

( EXPLAINING vs./and "CHATTERING" )


- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )

( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )


- ANNEDEN ...:
AYRILIRKEN ile/ve/||/<>/> GERİ DÖNÜNCE

( Kaybolma kaygısı. İLE/VE/||/<>/> Yutulma kaygısı. )


- ANNENİN:
GÜNDÜZ SÜTÜ ile/ve GECE SÜTÜ


- APLASTİK/APLASTIC[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEMIŞ


- APLAZİ[Yun.]/APLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEZLİK

( Bir doku ya da örgenin bulunmayışı ya da gelişmenin durması. )


- APTAL ile GEBEŞ[argo]

( ... İLE Aptal, sersem. | Bodur ve şişman. | Karnı şiş olan. )


- ARA TÜR ile/ve/||/<> GEÇİŞ TÜRÜ


- ARAÇ ile/ve GEREÇ


- ARAZİ-İ MİRİYE değil/yerine/= GENERK YEREYİ


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARDIN ARDIN = GERİ GERİ/ARDI SIRA


- ARİTMETİK ORAN ve/||/<> GEOMETRİK ORAN


- ARİTMETİK/ASTRONOMİ ile/ve GEOMETRİ ile/ve ŞİİR ile/ve MÜZİK

( Zamanı hesap ettiğinizde Aritmetik, Astronomi; mekânı ölçmeye başladığınızda geometri; dili ölçmeye başladığınızda da şiir ortaya çıkar. Zaman ve dili beraber ölçtüğünüzde müzik ortaya çıkar. )


- ARİTMETİK ile/ve/değil CEBİR ile/ve/değil GEOMETRİ

( Zaman. İLE/VE/DEĞİL Zemin/mekân. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Dengeyi/itidali simgeler. )

( Geometri, mekânın yorumudur. )


- ARKAİK ile/ve/<> GELENEKSEL


- ASHÂB-I İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİNÇ İYELERİ


- ASILSIZ HABER değil/yerine/= GERÇEK DIŞI ÇAV


- ASILSIZ İDDİA değil/yerine/= GERÇEK DIŞI SAV


- ASILSIZ değil/yerine/= GERÇEK DIŞI


- AŞIRI HIZ ve/||/<>/> GERÇEKLER

( Aşırı hız yapılan düşünceler, gerçeklere çarparak durur. )


- AŞIRI/ABARTILI KEYFİYET ve/||/<>/> GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET


- AT:
YAKALANAN değil GELEN


- ATEŞ ÇİÇEĞİ[Lat. SALVIA SPLENDENS] ile ATLAS ÇİÇEĞİ ile ÇADIR ÇİÇEĞİ ile ÇUHA ÇİÇEĞİ ile GÜZELHATUN ÇİÇEĞİ HANIMELİ(HONEYSUCKLE) ile ITIR ÇİÇEĞİ ile İPEK ÇİÇEĞİ ile KAHKAHA ÇİÇEĞİ/GÜNDÜZ SEFASI ile KOHLERIA ÇİÇEĞİ ile KÜPE ÇİÇEĞİ ile LÂVANTA ÇİÇEĞİ ile MAHMUR ÇİÇEĞİ ile MUM ÇİÇEĞİ ile PEYGAMBER ÇİÇEĞİ ile SALON ÇİÇEĞİ ile SARAY ÇİÇEĞİ ile TELGRAF ÇİÇEĞİ ile YAYLA ÇİÇEĞİ ile YILAN ÇİÇEĞİ ile YILDIZ ÇİÇEĞİ ile ÖLMEZ ÇİÇEK ile GELİNCİK ÇİÇEĞİ(POPPY)[Lat. FRITILLARIA IMPERIALIS]


- ÂTÎ[Ar. < İTYÂN] ile GELECEK

( GELECEK, GELEN KİŞİ/ŞEY | GELECEK ZAMAN, İSTİKBAL | ÖNDE, AŞAĞIDA )


- ATOM(BÖLÜNEMEZLİK) = ATOME[İng.] = ATOME[Fr.] = ATAMUS, INDIVIDIUM CORPUS[Lat.] = (HE) ATOMOS[Yun.] = CUZ'UN LA-YETECEZZA, ZERRE[Ar.] = ATOM, ZERRE[Fars.] = PARAMANU, TANMATRA, ANU[Sans.] = YUANZI[Çince] = GENŞİ[Jap.] = NGUYÊN TU'[Vietnamca] = PARÁNY[Macarca]


- ATONİ/ATONY[İng.] değil/yerine/= GERİM YİTIMİ


- AUGUST COMTE ve/||/<>/> GEORGE SARTON ve/||/<>/> AYDIN SAYILI


- AVDET (ETMEK)[Ar.] değil/yerine/= GERİ GELME, DÖNME, DÖNÜŞ


- AVUNTU ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEK/LİK


- AYRILMA ile/ve/||/<>/> BİREYLEŞME ile/ve/||/<>/> GERÇEK(LİK)LE İLİŞKİ

( WINNICOTT > STERN > MAHLER )


- AYRINTI ile/ve/||/<> GELECEK


- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- b.i.n.[Lat. < BIS IN NOCTE] değil/yerine/= GECEDE İKİ DEFA


- BACKSCATTER değil/yerine/= GERİ SAÇILIM


- BAĞDAŞIK = MÜTECÂNİS = HOMOGENEOUS[İng.] = HOMOGÈNE[Fr.] = GLEICHARTIG[Alm.] = OMOGENO[İt.] = HOMOGÉNEO[İsp.] = EIUSDEM GENERIS[Lat.] = HOMOGENES, HOMOIOMERES[Yun.] = MUTECÂNİS[Ar.] = MOTECÂNES[Fars.] = GELIJKSOORTIG[Felm.]


- BAĞINTILARDA:
YANSIMA ile BAKIŞIM(SİMETRİ) ile TERS BAKIŞIM ile GEÇİŞME

( xRx İLE xRy ise yRx İLE ... İLE xRy ^[ve] yRz ise xRz )


- BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM

( ATTACHMENT vs./and NEED )


- BAROK ile GEÇ BAROK


- BAŞ AĞRISINDA:
MİGREN[Fr. < Yun.] ile/değil GERİLİM TİPİ

( Açıklamalarını okumak için burayı tıklayınız... )


- BASİT ile/ve GENEL

( SIMPLE vs./and GENERAL )


- BAŞKALAŞIM ile GELİŞİM

( METAMORPHISM vs. PROGRESS/DEVELOPMENT )


- BAŞLANGIÇ MİT/LERİ ile/ve KURULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTULUŞ MİT/LERİ ile/ve KURTARICI MİT/LER ile/ve SON/KIYÂMET MİT/LERİ ile/ve YENİDEN DİRİLİŞ MİT/LERİ ile/ve GELECEK/ESKATOLOJİ MİT/LERİ ile/ve ÜTOPYA/CENNET MİT/LERİ ile/ve BAŞLANGIÇ/KOZMOGONİ MİT/LERİ ile/ve NEDENSELLİK/ETYOLOJİ MİT/LERİ ile/ve AHLÂK MİT/LERİ ile/ve PSİŞİK MİT/LER


- BEBEK ile/ve/<>/> ÇOCUK ile/ve/<>/> ERGEN ile/ve/<>/> GENÇ ile/ve/<>/> ORTA YAŞ ile/ve/<>/> YAŞLI

( [yaş arası] 0-1 İLE/VE/<>/> 1-12. İLE/VE/<>/> 12-18. İLE/VE/<>/> 18-65. İLE/VE/<>/> 66-79. İLE/VE/<>/> 79-99.[Dünya Sağlık Örgütü'nün kabulü olarak] )


- BEKLETMEK ile GECİKTİRMEK


- BELLEK:
GEÇMİŞ ve/||/<>/> ŞU AN ve/||/<>/> GELECEĞİ (BELİRLER)


- BELLEK ile/ve GELECEK


- BELLEK = HÂFIZA = MEMORY[İng.] = MÉMOIRE[Fr.] = GEDÄCHTNIS[Alm.] = MEMORIA[dissil/f.]/RECUERDO[eril/m.][İsp.]


- BERİ ile GERİ


- BERİ ile GERİ


- BEY BİLVEFÂ değil/yerine/= GERİ ALIMLI SATIŞ


- BEZGİN ile/değil/yerine/>< GEZGİN


- BİLDİĞİNİ/BİLMEDİĞİNİ GÖSTERMEK İÇİN KONUŞMAK değil/yerine GERİBİLDİRİM

( [not] TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION but FEEDBACK
FEEDBACK instead of TO TALK FOR TO SHOW YOUR INFORMATION )


- BİLGİ SAHİBİ OLMA ile/ve/||/<>/> GEÇERLİ YARGILAMA/YORUMLAMA(MEŞRÛ MUHAKEME)


- BİLGİ ile/ve/<> GEREKÇELENDİRİLMİŞ BİLGİ(EPİSTEMOLOJİ)

( Bilgi, erdem; erdem de mutluluk üretir. )

( Türkçe Çağdaş Epistemoloji Sözlüğü yazısı için burayı tıklayınız... )

( KNOWLEDGE vs./and/<> EPISTEMOLOGY )


- BİLİM DEĞERLERİNDE:
GÖZLEM/VERİ/OLGU ÖBEĞİNDE DESTEKLENME ve/||/<>/> DENEYE DUYARLILIK ve/||/<>/> KURAMA DUYARLILIK ve/||/<>/> MATEMATİKSELLİK ve/||/<>/> YARARLILIK-İŞLEVSELLİK ve/||/<>/> GERÇEKLİĞİ BETİMLEYEBİLME


- BİLİM İLE DİN İLİŞKİSİ "YORUMLAMASINDA":
ÇATIŞTIRMACI/LIK ile ONAYLAYICI/LIK ile GEÇİŞLİ/LİK ile BİRLİKTE/LİK

( Üst-alt. İLE Yanyana. İLE Teğet/paralel. İLE Kesişim.[bazı noktalarda ve belirli oranlarda] )


- BİLİM ile/ve GEÇERLİLİK


- BİLİM ile/ve GELENEK


- BİLİMSEL ile/ve/<> GELENEKSEL


- BİLME GEREKLİLİĞİ/ZORUNLULUĞU ile/ve/<> GEREKÇELENDİRME GEREKLİLİĞİ/ZORUNLULUĞU


- BİR DURUMA GEREKÇE BULMAK ile/ve GEREKÇE BULDUKTAN SONRA BİR DURUMA DÜŞMEK

( TO FIND A REASON vs./ve TO FALL DOWN TO THE SAME SITUATION AFTER TO FIND A REASON )


- BİR ÖNCEKİ HAFTA ile/değil GEÇEN HAFTA


- BİSİKLET ve/<> GELECEK


- BİSİKLET ve/<> GELİŞİM


- BİSİKLET ve/<> GEZMEK/GEZİ

( En iyi geziler, bisikletle yapılan gezilerdir. )


- BİTKİ = PLANT[İng.] = PLANTE[Fr.] = GEWÄCHS[Alm.] = PIANTA[İt.] = MATA[İsp.]


- BİTKİLER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM

( image )


- BÖCEK ile GERGEDANBÖCEĞİ

( ... İLE 4 cm.'ye yakın boyda, erillerinde, sert bir boynuz bulunan ve kurtçuk evresini, ağaç kökü kemirerek geçiren, kınkanatlı böcek. )

( ... cum ORYCTES NASICORNIS )


- BÖCEK ile GEYİKBÖCEĞİ

( ... İLE Geyik boynuzunu andıran sağlam çeneleriyle, orman ve tarım ağaçlarını kemirerek beslenen 20-60 mm. boyunda, kınkanatlı böcek. )

( ... cum LUCANUS CERVUS )


- BÖLÜMSELLİK ile/ve/<> GEÇİCİLİK


- BOZULMA" ile/ve/değil/> GELİŞİM ile/ve/değil/> DEĞİŞİM


- BULUT ile GERD

( ... İLE Toz bulutu. )


- BURÇ değil GENELLEME

( Kişileri, burçlarına göre ayırmak ve tanımlamak, ciddi bir karşılığı bulunmayan, gerçekliklerden, yaşamın ayrıntılarından ve/ya da kendinden kaçışlara hizmet eden genellemelerdir. )


- BÜYÜK ile GENİŞ


- BÜYÜME ile/ve/<> GELİŞME

( TO GROW vs./and/<> TO DEVELOP )


- BÜYÜME ile/ve/değil/||/<> GENLEŞME


- ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< GELEBİLECEĞİ BİLGİSİNİ/HABERİNİ VERMEK


- ÇAĞLAYAN ile GELİN ÇAĞLAYANI

( ... İLE Peru'da. )

( )


- CÂHİL ile/ve/değil/||/<> GENÇ

( ... İLE/VE/DEĞİL/||/<> Cahil, [daha çok] bilmeyen değil, davranış ve tutumuna sahip olamayan demektir. Gençlerin/gençliğin de sorunu, bilgili ya da bilgisizlikleri değil davranışlarında aşırıya kaçabilmeleridir. )


- ÇALI DİKENİ ile DEMİR DİKENİ ile DEVE DİKENİ ile EŞEK DİKENİ ile GEYİK DİKENİ

( MÜŞVİKE: Dikenli ağaç. )

( HÂR )


- CAMİA[Ar., Fars.] = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = COMMUNITAS[Lat.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = HË METUZIA[Yun.] = COMUNITA[İt.] = COMUNIDAD[İsp.] = GEMEENSCHAP[Fel.] = FÆLLESSKAB[Dan.] = OBŞÇESTVO[Rus.]


- CANLI ile/ve/<> GERÇEK

( ALIVE vs./and/<> REAL )


- CARİ PARA değil/yerine/= GEÇER PARA


- CARİ ÜCRET değil/yerine/= GEÇER ÖDENÇ


- CARİ[Ar.] değil/yerine/= GEÇERLİ/YÜRÜRLÜKTE


- CARL LINNAEUS ve/<>/> GEORGES CUVIER

( 23 Mayıs 1707 - 10 Ocak 1778 VE/<>/> 23 Ağustos 1769 - 13 Mayıs 1832 )


- ÇARPITMAK ile GERİYE YANSITMA

( TO DISTORT/PERVERT vs. TO REFLECT BACK | WHIGGISM )


- ÇATIŞKI ile/ve/||/<> GERİLİM


- ÇATIŞMA ile "GERİLİM"


- CEBİRSEL İNŞÂ ile/ve/||/<> GEOMETRİK İNŞÂ


- ÇEKİM ile/ve/<> GEREKSİNİM


- CELESÂT-I ÂTÎ değil/yerine/= GELECEK OTURUMLAR


- ÇERÇEVE ile GERGEF[Fars.]

( ... İLE Üzerine kumaş gerilerek, nakış işlemeye yarayan, çoğunlukla dikdörtgen biçiminde olan çerçeve. )


- CESUR ÖNDERİN ANLATACAĞI:
"BAŞARI/SIZLIK" değil/yerine/< GELİŞİM


- CEYLAN/ÂHÛ ile DİBAGAT/ANTİLOP[Fr.] ile GEYİK

( ... İLE ... İLE Gebelik süreleri, 160-200 gündür. )

( MARAL: Dişil geyik. )

( Ceylan ile Antilop ile Geyik )

( MİSK, GAZÂL[çoğ. GAZALE, GAZELÂN][: Ceylan. | Geyik, maral, âhû. | Geyik yavrusu. | Güzel göz.] ile ... ile BECÂ'
ZABY: Geyik, karaca, gazal gibi hayvanlar.
GAZÂLE: Dişil geyik.
YA'FUR[çoğ. YAÂFİR]: Tüyü toprak rengi olan ceylan. | Ceylan yavrusu. ile ... ile HIŞF: Geyik yavrusu. )

( ÂHÛ-BERE: Ceylan yavrusu.
ÂHÛ-MÂDE: Dişil ceylan. )

( GAZELLE vs. ANTELOPE vs. DEER )

( GAZELLE DORCAS cum ANTHILOPUS cum CERVUS ELAPHUS )

( GACELA con ANTÍLOPE con EL CIERVO )


- CEZA:
GELECEĞE YÖNELİK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GEÇMİŞE DÖNÜK


- CİCİM AYLARI ile/ve/> GEÇİM AYLARI


- ÇİĞNEMEK ile (")GEVİŞ GETİRMEK(")

( İnsanda. İLE Hayvanda ve beşerde. )

( Lokmalarını sıralamayıp gerektiği kadar [20-40 kez] çiğneyerek yutan. İLE Lokmalarını çiğnemeden yutanların yaşadığı. )

( MAZG/MADG ile ...
MÂZIG: Çiğneyen, çiğneyici. )

( CHEW, MASTICATION vs. CHEW THE CUD )


- ÇIKRA ile/ve GEVEN/KEVEN

( Sık çalı. İLE/VE Baklagillerden, dikenli bir çalı. [Bazı çeşitlerinden, "kitre" denilen yapıştırıcı/zamk çıkarılır.] )

( ... cum/et ASTRAGALUS )


- ÇİMLENME, ŞEKİLLENME = İFRÂH = GERMINATION


- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]


- CİNS = CİNS = GENRE


- CİNSLER = EVNÂS = GENRES


- ÇİT ile/değil/yerine GEÇİT


- ÇOCUK/LUK ile GENÇ/LİK

( ... ile CİVÂN/CEVÂN/CÜVÂN )

( CHILD vs. YOUTH/TEENAGE/ADOLESCENCE )


- ÇOCUĞUMUZ, BÜYÜR VE GELİŞİRKEN:
"BEKLEDİĞİMİZ" ile/değil/yerine/>< GERÇEKTE OLAN

( )


- COĞRAFYA = GEOGRAPHY[İng.] = GÉOGRAPHIE[Fr.] = ERDKUNDE[Alm.] = GEOGRAFIA[İt.] = GEOGRAFÍA[İsp.]


- ÇOK İSTEMEK ile/yerine GERÇEKTEN İSTEMEK

( REQUEST SO MUCH vs. REALLY REQUEST/WANT
REALLY REQUEST/WANT instead of REQUEST SO MUCH )


- ÇOK değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ÇÖPE değil/yerine GERİ DÖNÜŞÜME


- ÇOPRA ile/ve GELMİÇ

( Balık kılçığı. | Sık çalılık ya da sazlık. İLE/VE İri balık kılçığı. )


- ÇÖZÜMLEME ve/> GELİŞTİRME


- DALGA:
DALGA BOYU ile/ve/||/<> DÖNGÜ/PERİYOT ile/ve/||/<> SIKLIK/FREKANS ile/ve/||/<> GENLİK


- DAR YORUM ile/||/<>/>< GENİŞ YORUM


- DAVAR[Ar.] ile GELE[Fars.]

( Keçi/koyun sürüsü. )


- DAYANIKLILIK = FORTITUDE[İng.] = FORCE D'ÂME[Fr.] = GEISTESKRAFT[Alm.] = FORTITUDO[Lat.]


- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER


- DE FACTO[İng.] değil/yerine/= GERÇEKTE, UYGULAMADA


- DEDİKODU ile/ve GEVEZELİK


- DEĞER ile/ve/<> GELENEK

( VALUE vs./and/<> TRADITION )


- DEĞER ile/ve GELENEK

( VALUE vs./and TRADITION )


- DEĞER ile/ve/<>/= GEREKSİNİM

( VALUE vs./and/<>/= NEED )


- DEĞME ile/değil GERİ TEPME


- DEHLİZ[Fars.]/KORİDOR[Fr. < CORRIDOR] değil/yerine/= GEÇENEK


- DELİK ile/ve/değil/< GEDİK/RAHNE[Fars.]


- DELİL ile/ve GEREKÇE

( PROOF vs./and JUSTIFICATION )


- DENİZCİLİK ile GEMİCİLİK


- DERTLERİN ARTMASI ile/değil GERÇEKLERİN ANLAŞILMASI


- DEVİR/PERİYOT değil/yerine/= GEÇİSÜRE


- DEVİR/TEMLİK değil/yerine/= GEÇİRİ


- DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLME


- DEVLET HAZİNESİ değil/yerine/= GENERK AĞIŞI


- DEVLET İDARESİ değil/yerine/= GENERK YÖNETİMİ


- DEVLET TAHVİLİ değil/yerine/= GENERK ÇEVRİLİ


- DEVLET TEŞKİLÂTI değil/yerine/= GENERK ÖRGÜTÜ


- DEVLET:
ÖZGÜRLÜK ve/||/<> TUTKU ve/||/<> GENEL ve/||/<> ÖZEL ve/||/<> NESNEL ve/||/<> ÖZNEL

( Devlet, özgürlükle tutkunun, genelle özelin, nesnelle öznelin bireşimini[/tevhîdini] sağlar. [Devlet, sadece, bürokratik ve politik bir örgüt değildir!] )


- DEVLET değil/yerine/= GENERK


- DEVRALMAK değil/yerine/= GEÇİRALMAK


- DEVREDİLMEK/DEVROLMAK değil/yerine/= GEÇİRİLENMEK


- DEVRETMEK değil/yerine/= GEÇİRİLEMEK


- DEVRİYE değil/yerine/= GEZENKOL


- DEVRİYE değil/yerine GEZGE


- DİASTOLIC BLOOD PRESSURE[İng.] değil/yerine/= GEVŞEM KAN BASINCI


- DİFÜZYON/DIFFUSION[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞME


- DİL ve/+ MANTIK ve/+ GEOMETRİ


- DİLATASYON/DİLATATION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- DİLATE/DİLATED[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEMIŞ


- DİLATOMETRE[Fr.] değil/yerine GENLEŞMEÖLÇER


- DİLATÖR/DİLATORY[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETEN


- DİN ile/ve GELENEK

( DİN: İnançlar ağı. )

( RELIGION vs./and TRADITION )


- DIŞ ile/ve/değil GERİ

( [not] OUT vs./and/but BACK )


- DİVÂN EDEBİYATI DÖNEMLERİ'NDE:
KURULUŞ ile/ve/> GEÇİŞ ile/ve/> KLASİK ile/ve/> SEBK-İ HİNDÎ ile/ve/> YERLİLEŞME

( [Yaklaşık olarak] 1250 - 1451 ile/ve/> 1451 - 1512 ile/ve/> 1512 - 1603 ile/ve/> I. Ahmed - IV. Mehmet [dönemi] ile/ve/> III. Ahmet - Tanzimat )


- DOĞA ile/ve GEREKSİNİM

( Kişileri, dilin seslerini çıkarmaya iten, doğadır. İLE/VE Şeylerin adlarının ortaya çıkmasını sağlayan, gereksinimlerdir. )

( CIK CIK ile/ve IH IH )


- DOĞAL NESNELER ile/ve GEOMETRİK NESNELER

( Şekil. İLE/VE Suret. )


- DOĞRU/LUK ile/ve/değil GEÇERLİ/LİK

( [not] RIGHT/RIGHTEOUSNESS vs./and/but VALID/VALIDITY )


- DOĞRU/LUK ile/ve GEÇİCİ/LİK


- DOĞRU/YANLIŞ ile/ve/değil GEÇERLİ/GEÇERSİZ

( [not] TRUE/FALSE vs./and/but VALID/INVALID )


- DOĞRU ile GEÇERLİ


- DOĞRU ile/ve GELECEK

( Doğru, gelecekte yerini alır. )

( RIGHT vs./and FUTURE
The right takes it's own place in future. )


- DOĞRU ile GERÇEK

( TRUE vs. REALITY )


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED
It cannot be otherwise, if it is right.
Truth does not assert itself, it is in the seeing of the false as false and rejecting it. It is useless to search for truth, when the mind is blind to the false. It must be purged of the false completely before truth can dawn on it. )


- DOĞRU ile/ve/yerine/değil GEREKTİĞİ GİBİ

( Eğer doğru ise başka türlü olamaz. )

( Doğru kendini öne sürmez, o sahtenin sahte olarak görülmesi ve reddedilmesinde yatar. Zihin sahte olan tarafından kör edilmişken doğruyu aramak yararsızdır. Doğru olanın sezilebilmesi için önce sahtenin tamamen temizlenip yok edilmesi gerekir. )

( RIGHT vs./and TO BE REQUIRED/NEEDED )


- DOĞUM ve/> BÜYÜME ve/> GELİŞİM

( Aşk ile. VE/> Şevkât ile. VE/> Muhabbet ile. )

( İSTİHLÂL[Ar. < HİLÂL]: Çocuğun doğar doğmaz ağlamaya başlaması. )

( TELAHHUM[Ar. < LAHM]: Semirme, etlenme. )

( TERBİYE[Ar.< RÜBÜV]: Besleyip büyütme, beslenip büyütülme. | Eğitim. | Görgü. | Alıştırma. | Hafif cezalandırma. | Bazı yemeklere konulan limon, sirke, salça gibi şeyler. | Alıştırma.[hayvan] | Tavsiye, kayırma, koruma. )


- DOLANMAQ[Azr.] = GEÇİNMEK[Tr.]


- DOYMAK(SINIRA GELMEK) ile/yerine GEREKSİNİM DUYDUĞUN KADARINI ALMAK


- DURUM/HAL ve/<>/|| GENİŞ/GELECEK ZAMAN


- DURUM ile/ve/değil GEREKSİNİM

( [not] STATE/SITUATION vs./and/but NEED )


- DÜŞÜNCE = FİKİR = THOUGHT[İng.] = PENSÉE[Fr.] = GEDANKE[Alm.] = PENSAMIENTO[İsp.]


- DÜVE ile GEVSÂLE[Fars.]

( Bir yaşını geçmiş, doğurmamış dana[dişi inek yavrusu]. İLE Bir yaşını geçmiş dana. )


- DUYGU = HİS = FEELING, SENTIMENT, (EMOTION)[İng.] = SENTIMENT[Fr.] = GEFÜHL[Alm.] = SENTIMIENTO[İsp.]


- DUYGULARIN KONUŞULMASI ile/ve/||/<> GEREKSİNİMLERİN GİDERİLMESİ


- DUYU ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM


- DUYURUMUZA/DAVETİMİZE:
"GERİ DÖNÜŞÜMLER OLUYOR" değil "GERİ DÖNÜŞLER OLUYOR"


- DÜZELTME ile/ve/değil/<>/> GELİŞTİRME


- DÜZEN ile/ve GEREKLİLİK

( REGULARITY vs./and NECESSITY )


- EKOLALİ:
ANINDA ile/ve/||/<>/> GECİKMELİ


- EKONOMİ/İKTİSAT değil/yerine/= GEÇİMGE


- EKONOMİDE:
DOĞRUSAL ile/değil/yerine/> GERİDÖNÜŞÜMLÜ ile/değil/yerine/> DÖNGÜSEL

( )

( Al > Yap > Kullan > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Geri dönüştür > Çöpe at

İLE/DEĞİL/YERİNE/>

Al > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan > Geri dönüştür/döndür > Yap > Kullan > Tamir et / Tekrar kullan )

( [not] LINEAR ECONOMY vs./but/> RECYCLING ECONOMY vs./but/> CIRCULAR ECONOMY )


- EKONOMİK/İKTİSADİ değil/yerine/= GEÇİMSEL


- EKSİKLİK ile/ve GEREKSİNİM

( DEFICIENCY vs./and NEED )


- EKSPANSİYON/EXPANSION[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- EKSTANSİYON/EXTENSION[İng.] değil/yerine/= GERİLME | UZAMA | DOĞRULMA | GENİŞLEME


- EKSTANSÖR/EXTENSOR[İng.] değil/yerine/= GEREN | UZATAN | DOĞRULTAN


- EKTAZİ/ECTASIA[İng.] değil/yerine/= GENİŞLEME


- ELEŞTİRİ ile/değil/yerine/< GERİBİLDİRİM


- EMEK ile/ve/<> GEÇİM/MAİŞET[Ar.]


- ENGELLEM/AMBARGO[Fr.]:
SÜEL/ASKERÎ değil/yerine/= GEÇİMSEL/EKONOMİK değil/yerine/= YÖNETKİL/SİYASİ


- ENGELLİLER:
GÖVDESEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> DUYUSAL ile/ve/ne yazık ki/||/<> İŞİTME ile/ve/ne yazık ki/||/<> KONUŞMA ile/ve/ne yazık ki/||/<>
ZİHİNSEL ile/ve/ne yazık ki/||/<> GEÇİCİ ile/ve/ne yazık ki/||/<> YAŞLILAR


- EREK ile/ve/||/<>/> GEREK


- ERTELEME ile/ve GECİKTİRME

( TE'HÎR[< AHAR] )


- ESASEN değil/yerine/= GERÇEKTE


- ESNEK/LİK ile/ve/<> GENİŞ/LİK


- ESNEK ile/ve GENİŞ


- ETKİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ


- EVRENBİLİM(KOZMOLOJİ) ve PSİKOLOJİ ve GEOMETRİ/MANTIK


- EVRENİN:
BÜYÜMESİ ile/ve/değil GENİŞLEMESİ


- EVRENSEL = UNIVERSAL[İng., Alm.] = GÉNÉRALE[Fr.] = UNIVERSALIS[Lat.]


- EVRİM/SEL ile/ve/||/<> GELİŞİM/SEL

( )

( EVOLUTION vs./and/||/<> PROGRESS/DEVELOPMENT )


- EX POST FROM BEHİND[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLEŞEN


- EXPANDER[İng.] değil/yerine/= GENİŞLETICİ (DOKU, YAPI VB.)


- FAHİŞE ile GEYŞA


- FAİZ/NEMA değil/yerine/= GETİRİ/ÜREM


- FÂNÎ:
YOK değil GEÇİCİ


- FARE ile GELENİ/TARLA FARESİ

( ... cum MICROTUS ARVALIS )

( FE'RA ile CÜREZ, YERBÛ'[çoğ. YERÂBÎ'] )


- FARE ile/ve GERBİL


- FARKLI DÜŞÜNMEK" ile/ve "GENİŞ DÜŞÜNMEK"


- FAZLA ALÇAKGÖNÜLLÜKTE/TEVÂZÛDA:
RİYÂ ile/ve/||/<> GERÇEK

( Fazla tevâzû gösterme, riyâdan sayarlar. İLE/VE/||/<> Fazla tevâzû gösterme, gerçek sayarlar. )

( [Fazla alçakgönüllük göstermek] İkiyüzlülük olarak yorumlanabilir. İLE/VE/||/<> İncelik olarak yorumlanmayıp çarpıtılarak, genelde de bilindiğiniz ya da göründüğünüz kadar incelikli olmadığınız şeklinde yorumlanabilir. )


- FAZLA ile/ve/değil GEREKSİZ

( [not] EXCESS vs./and/but UNNECESSARY )


- FEDÂKÂRLIK ile "GERİ ADIM ATMA"


- FELSEFE:
GEÇMİŞ/ŞİMDİ ÖYKÜSÜ değil GELECEK ÖYKÜSÜ


- FELSEFE:
UYURGEZER/LİK değil/yerine/>< GELİŞMİŞ BİLİNÇ/LİLİK


- FELSEFE ile/ve GELENEK


- FELSEFENİN GEÇMİŞİ ile GEÇMİŞTEKİ FELSEFE


- FİDBEK[İng. < FEEDBACK] değil/yerine/= GERİBİLDİRİM


- Fİİ CARİ değil/yerine/= GEÇER DEĞER


- FİLVÂKİ/VÂKIA değil/yerine/= GERÇİ/GERÇEKTEN


- FIRSAT VERMEK:
KENDİNE ve/||/<>/> ÖTEKİLERE ve/||/<>/> YAŞAMA ve/||/<>/> GELECEĞE


- FLASİDİTE/FLACCIDITY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEKLİK


- FOLKLOR ile GELENEK


- FONETİK:
DİLBİLİMSEL ile/ve/||/<> GENEL


- FÜTÜRİST değil/yerine/= GELECEKÇİ


- FÜTÜRİZM değil/yerine/= GELECEKÇİLİK


- GAMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- GAYRET ile GERİLİM


- GBK/TEMPORARY LOSS OF CONSCIOUSNESS[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ BİLİNÇ KAYBI


- Gd ile Ge

( Gadolinyum'un simgesi. İLE Germanyum'un simgesi. )


- GDM/GENERALIZED LINEAR MODEL[İng.] değil/yerine/= GENELLEŞTİRİLMİŞ DOĞRUSAL MODEL


- GDPR/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ


- GEBE/LİK ve/||/<> GEBERMEK[< KABARMAK/GABARMAK]

(

)


- GEBREOTU ile/ve/<>/> GEBRE/KEBERE

( Gebreotugiller ailesinin, çalıya benzer örnek bitkisi. İLE/VE/<>/> Gebreotunun yemişi. )

( CAPPARIS cum ... )


- GEÇ KALMAK ile/değil/yerine GENÇ KALMAK


- GEÇ TANIMA/ANLAMA! değil/yerine GENÇKEN TANI/ANLA!


- GEÇ YAŞTA ile/değil/yerine GENÇ YAŞTA


- GEÇ ile GEÇ

( Zamanın sarkması, erken olmayan. İLE Geçmenin buyruk kipi. )


- GEÇE ile GEÇE ile GECE

( Herhangi bir saat başını geçerek/geçerken. İLE Karşılıklı iki yandan/yakadan her biri. İLE Güneşin batmasıyla oluşan karanlık. [>< GÜNDÜZ] )


- GEÇEBİLEMEZ değil GEÇEMEZ


- GEÇERLİ BİLGİ ile GEÇERSİZ BİLGİ

( Bilginin yanlış olduğu yerde yorumun doğruluğu yanlışlığı konuşulmaz. / Usûlü yanlışın füruğu tartışılmaz. )

( VALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA vs. INVALID KNOWLEDGE/INFORMATION/DATA )


- GEÇERLİ/LİK ile/ve/= GERÇEK

( Gerçek, samimi eylemin meyvesidir. )

( Bİ-L-Fİ'L: Gerçekten. )

( VALID vs./and/= REAL
Truth is the fruit of earnest action. )


- GEÇERLİ ile GERÇEK


- GEÇERLİK ile/ve/değil/||/<>/> GEÇERLİLİK


- GECESEFÂSI ile GECE SEFÂSI

( İkiçeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki. İLE Yaz gecelerinde, havanın ve doğanın güzelliklerini yaşamak üzere yapılan etkinlik, yürüyüş, dolaşma. )


- GEÇİCİ TESCİL değil/yerine/= GEÇİCİ KÜTÜK


- GEÇİCİ/LİK ile/ve/<> GEÇİŞLİ/LİK


- GEÇİLEMEZ ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİŞTİRİLEMEZ


- GEÇİRGEN ZAR ile GEÇİRGEN OLMAYAN ZAR ile YARI GEÇİRGEN ZAR

( PERMEABLE MEMBRANE vs. NON-PERMEABLE MEMBRANE vs. SEMI-PERMEABLE MEMBRANE )


- GEÇİRİMLİ / BİRLEŞİMSEL ile/>< GEÇİRİMSİZ

( TRANSPARENT / COMPOSITIONAL vs./>< OPAQUE )


- GEÇİRMEK ile GEÇİŞTİRMEK


- GEÇİŞLER/KAPILAR:
DAR değil/yerine GENİŞ

( Engeliler için Berlin Örneği... )


- GEÇİŞLİ ile/>< GEÇİŞSİZ

( TRANSITIVE vs./>< INTRANSITIVE )


- GEÇİT ile GEÇİŞ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil GEÇMİŞTEKİ


- GEÇMİŞ ile/ve/değil/||/<> GELENEK


- GEÇMİŞ ile/ve/<>/> ŞİMDİ ile/ve/<>/> GELECEK

( Anılardadır. İLE/VE/<>/> Hayal gücündedir. )

( Değişmezdir. İLE/VE/<>/> Belirsizdir. )

( Değiştiremeyiz fakat bilebiliriz. İLE/VE/<>/> Bilemeyiz fakat değiştirebiliriz. )

( Constant. vs./AND/<>/> Unknown/indefinite.
In memory. vs./AND/<>/> In imagination.
We cannot change but we can/should know. vs./AND/<>/> We cannot know but we can/might/should change. )

( PAST vs./and/<>/> FUTURE )


- GEÇMİŞE BAKMAK ve/<> GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE BAKMAK ve GELECEĞİ KURMAK


- GEÇMİŞE SAPLANIP KALMAK değil/yerine/>< GEÇMİŞİ DE DİKKATE ALMAK


- GEÇMİŞE SAPLANMAMAK ve/||/<> GELECEĞE ODAKLANMAMAK


- GEÇMİŞİ TOPARLAMAK ve/> GELECEĞİ BELİRLEMEK

( İkisi de, olabildiğince/olabildiği kadar. )


- GEÇMİŞİ:
AYDINLATMAK ile/ve/||/<>/> ANLAMAK

( Tarih uzmanlarınca. İLE/VE/||/<>/> Her bir kişi, düşünür ve felsefe uzmanlarınca. )


- GEÇMİŞİNİ ÖNEMSEMEMEK ile/ve/>/değil GEÇMİŞİNDEN GERİDE KALMAK


- GEÇMİŞTEN GELEN ile GEÇMİŞTEN KALAN


- GELECEĞİ "TAHMİN ETMEK" değil/yerine GELECEĞİ YARATMAK


- GELECEĞİ MERAK ETME!(K) ile/değil/yerine GEÇECEK OLANI İYİ DÜŞÜN!(MEK)

( Nasıl olsa gelecek. İLE/DEĞİL/YERİNE Zihninden hiç silinmeyecek. )


- GELECEK "BİLİMİ" (ESKATOLOJİ) ile GELECEKÇİ(FUTURİST) AKIMLAR


- GELEN ile/ve/||/<> GEÇEN


- GELENEK ve/> GELECEK

( TRADITION and/> FUTURE )


- GELENEK ile/ve GELENEKÇİ GELENEK

( TRADITION vs./and TRADITIONAL TRADITION )


- GELENEK ile/ve/<> GENELLİK


- GELENEK ile/ve/<> GEREKLİLİK

( TRADITION vs./and/<> NECESSITY )


- GELENEKÇİLİK ile/değil/yerine/>< GELENEK

( Yaşayanların, ölmüş durumudur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ölmüşlerin, yaşayan durumudur. )


- GELİN! yerine GELMEK İSTEYENE DUYURULUR


- GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK ile GELİNCİK

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Sansargillerden, ince uzun yapılı, sivri çeneli, küçük bir hayvan. İLE Mezgitgillerden, yılanbalığına benzer bir balık. İLE Yılancık, arpacık, çıban vb. verilen ad. )


- GELİNCİK ile GELİNCİKÇİÇEĞİ

( Yazın kırlarda yetişen, kırmızı ve büyük çiçekli bitki. İLE Zambakgillerden bir bitki. )

( PAPAVER RHOEAS cum FRITILLARIA IMPERIALIS )


- GELİNİLMEZ değil GELİNMEZ


- GELİRLERSE BULMAZLARSA değil GELİRLER DE BULMAZLARSA


- GELİŞİM ODAKLI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GELİŞİME YÖNELİK


- GELİŞİM ile/ve/||/<> GELİŞMEK

( DEVELOPMENT vs./and/||/<> EVOLVE )


- GELİŞME ile/ve GENLEŞME

( Hi, You probably get a ton of emails about "getting on the first page of Google." Too bad most of them are SCAMS. If you REALLY want to rank higher, you absolutely need to get this one part right: https://moreseotraffic.top/wal/?=farklar.net It's backed by data from thousands of SEO campaigns, across all industries. Just imagine what it could do for your business. Crystal DeMatio 964-2055 E. Badillo St Covina, CA 91724 If you prefer not to receive commercial messages regarding seo for your business, please remove yourself here: https://www.moreseotraffic.top/out.php/?site=farklar.net )

( TO DEVELOPE vs./and TO DILATE/EXPAND )


- GELİŞMEKTE OLAN ile GELİŞMEMİŞ

( TO MATURE vs. IMMATURE )


- GELİŞTİREBİLMEMİŞ değil GELİŞTİREMEMİŞ


- GELMEK ile "GELMEK"

( Ulaşmak. İLE Eşeysel Boşalma(bazı kültürlerde "Gitmek" olarak da geçiyor). )


- GEN EKSPRESYONU/GENE EXPRESSION[İng.] değil/yerine/= GEN İFADESİ


- GEN MUTASYONU/GENE MUTATION[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞİNIMİ


- GEN ile GEN[Yun.]

( Geniş. | Üçgen, dörtgen gibi geometri terimlerinde, "kenarlı" anlamıyla kullanılan ek sözcük. | İşlenmemiş, boş bırakılmış tarla. İLE İçinde bulunduğu göze ya da organizmada özel bir etkisi olan, kuşaktan kuşağa ve gözeden gözeye geçen kalıtımsal öğe. )


- GENC[Ar.] ile GENÇ[Ar.]

( Hazine, define. İLE Yaşı, ilerlememiş olan. )


- GENEL "PLANDA" ile "GENİŞ PLANDA"


- GENEL BİR "YAKLAŞIMLAR" değil GENEL YAKLAŞIMLAR


- GENEL İDARE değil/yerine/= GENEL YÖNETİM


- GENEL VEKÂLETNÂME değil/yerine/= GENEL YETKİDEŞLİK BELGESİ


- GENEL ile GELENEKSEL

( GENERAL vs. TRADITIONAL )


- GENEL ile GENELDE

( GENERAL vs. IN GENERAL )


- GENEL ile/ve GENİŞ

( GENERAL vs./and EXTENSIVE )


- GENEL ile GERÇEK

( GENERAL vs. REAL )


- GENEL = UMUMÎ = GENERAL[İng., İsp.] = GÉNÉRAL[Fr.] = ALLGEMEIN[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK


- GENELLEME ve/||/< GENELLEMENİN FARKINDALIĞI


- GENELLEŞTİRME = TAMİM = GENERALIZATION[İng.] = GÉNÉRALISATION[Fr.] = GENERALISATION[Alm.] = GENERALIS[Lat.]


- GENELLİKLE ile GENEL-GEÇER


- GENELLİYORSAK/GENELLEYECEKSEK
ile/değil/yerine/><
GENELLEMİYORSAK/GENELLEMEYECEKSEK

( [söyleyeceğimizi] Söylemeyelim ve daha çok düşünmeye devam edelim. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söyleyebiliriz/konuşabiliriz, düşünebiliriz. )


- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME

( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )

( ... ile ... ile TAMİM )


- GENETİK SEKANS/GENETIC SEQUENCE[İng.] değil/yerine/= GENETİK DİZİ/DİZİLIM


- GENETİK/GENETICS[İng.] değil/yerine/= GEN BİLİMİ


- GENETİK ile/değil GELENEKSEL


- GENİŞ ZAMAN ile/ve/<> GENELLEŞTİRME


- GENİŞLEME ile/değil GENLEŞME


- GENİŞLETME ile GENLEŞTİRME


- GENİTAL:
SİVİLCE ile/ve/||/<> UÇUK


- GENOM SEQUENCING[İng.] değil/yerine/= GENOM DİZİLEME


- GENZEL ve/||/<> GENZEK

( Genizle ilgili. | Genizden çıkarılan (selen), genizsi. VE/||/<> Genizden konuşan, hımhım. )


- GER[Fars.] ile -GER[Fars.] ile GER[Fars.]

( "Eğer" sözcüğünün kısaltılmışı. İLE Adların sonuna eklenen ve yapıcılık bildiren bir edat.[ZER-GER: Kuyumcu.] İLE Uyuz hastalığı. )


- GERÇEK OLMAYAN HAKKINDAKİ FARKINDALIK ile/ve/>< GERÇEK DOĞAMIZ HAKKINDAKİ FARKINDALIK

( Gerçek olmayan hakkındaki farkındalık hali ile gerçek doğanız hakkındaki farkındalık hali arasında bir uçurum vardır. )

( Gerçek olmayanlara olan bağımlılığımızdan vazgeçelim! O zaman, gerçek olan, hızla ve pürüzsüzce kendi yerini alacaktır. )

( From the awareness of the unreal to the awareness of your real nature there is a chasm. )

( Let go our attachment to the unreal! The real will swiftly and smoothly step into its own. )

( AWARENESS ABOUT THE UNREAL vs./and AWARENESS ABOUT THE YOUR REAL NATURE )


- GERÇEK/LİK ile/ve/<>/değil GEREKÇE/LİLİK

( Olgularda. İLE/VE/<>/DEĞİL Açıklamalarda/tanımlarda. )

( Gerçeklik, saltık değildir/olamaz. )


- GERÇEK/LİK ile/ve GEREKLİ/LİK

( REAL/ITY vs./and NECESS/ITY )


- GERÇEK ile GERÇEKDIŞI

( REAL vs. OUT OF REALITY )


- GERÇEKLERİ DÜŞÜNMEK ile/ve/değil/||/<>/>/< GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARABİLECEKLERİ DÜŞÜNMEK


- GERD[Fars.] ile -GERD[Fars.]

( Toz, toprak. | Tasa, gam, keder. İLE Sözcüklere eklenerek "dönen", "dolaşan" anlamını verir.[TÎZ-GERD: Çabuk dönen.] )


- GERDAN ile GERDANLIK ile GERDANİYE

( Gövdenin, omuzlarla, baş arasında kalan bölümü. | Şişmanlarda, çenenin altındaki tombulluk. İLE Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. İLE Türk müziğinde, ince sol notasını andıran perde ve bir makam adı. )


- GEREĞİ ile GEREKLİLİĞİ


- GEREKEN ile/ve/değil/yerine GEREKMEYEN

( İSTİLZAM: Gerektirme, gerekme. )

( NECESSARY vs./and NOT NECESSARY )

( DEBERE cum/et INDIGERE )


- GEREKLER ve/<> GERÇEKLER


- GEREKLİ DURUMDA LÜZUMU HALİNDE/ACİL LÜZUM HALİNDE değil/yerine/= GEREKLİ DURUMDA/İVEDİ


- GEREKLİ/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( NECESSITY vs./and VALIDITY )


- GEREKLİLİK ile/ve GEREKSİNİM

( NECESSITY vs./and NEED )


- GEREKSİNİM DUYMAYACAKLARINI SATIN ALMAK > GEREKSİNİM DUYACAKLARINI SATMAK ZORUNDA KALMAK


- GEREKSİNİM ile/ve GEREKLİLİK

( Gereksiniminiz olduğuna inandıklarınız, gereksiniminiz olanlar değildir. )

( Eğer gereksiniminiz olmayanları istemezseniz gereksiniminiz olan şeyler size gelecektir. )

( Kendiniz olmaktan başka hiçbir şeye gereksiniminiz yok. )

( Gereksiniminiz olan her şey, sizin içinizde. )

( NEED vs./and NECESSITY
What you believe you need is not what you need.
What you need will come to you, if you do not ask for what you do not need.
You need nothing except to be what you are.
All you need is already within you. )


- GEREKSİNİR değil GEREKİR/GEREKTİRİR


- GERİ DÖNÜŞ ile/değil/yerine GERİDEN BESLENME


- GERİ KALMAK ile GEÇMİŞİNDEN GERİ KALMAK

( Bir yerde kalmak, ölmek demektir. )

( DEKADANS: Gerileme. )


- GERİ ile GERİ

( Arka, bir şeyin, sonra gelen bölümü. | Geçmiş. | Hayvanların boşaltım örgenlerinin dışı. | Eksik gösteren. [saat vs.] | Geriye doğru. İLE Araba üzerine gerilerek, kenarları, arabanın korkuluğuna tutturulan ve içine saman ya da tahıl doldurulan büyük kıl çuval. )


- GERİCİLİK ile/değil/yerine GELENEKÇİLİK


- GERİLİM ile/ve/||/<> GERİLİM YAYI/KEMERİ

( ... İLE/VE/||/<> Bireyin, hırsları ve tutkuları tarafından itilerek düşüncelerinin peşinden gitmesi ile yaşanan iki kutup arasındaki gerilim.[Yaşamda kalmamızı, yaşama tutunmamızı sağlar.][Kohut] )

( ... vs./and/||/<> TENSION ARC )


- GERİLİYOR/UZ[< GERİLEMEK] ile GERİLİYOR/UZ[< GERİLMEK]


- GERİLME ile GERİNME

( TENSION vs. STRECH )


- GERİYE DÖNMEK ile/ve/değil/yerine GERİ DÖNMEK


- GERİZEKÂLI değil/yerine/>< GEZİ ZEKÂLI


- GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN

( Kale, kermen, kirman. İLE Canlılarda, gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü. İLE Eskiden, bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da oturan halk ya da bu halktan olan kişi. )


- GEŞ[Fars.] ile GEŞT[Fars.]

( Güzel, hoş. | Naz ve edâ ile yürüme. İLE Gezme, seyretme, dolaşma. )


- GESTASYON/GESTATION[İng.] değil/yerine/= GEBELİK


- GEVİŞ GETİRENLER ile GEVİŞ GETİRMEYENLER

( RUMMINANTS vs. NON-RUMMINANTS )


- GEVREK ile GEVREK

( Kolayca kırılıp ufalanan. | Ağzın içinde kolayca parçalanıp dağılacak biçimde hazırlanmış bir tür çörek. İLE Şen, neşeli gülüş. [GEVREK GEVREK GÜLMEK] )


- GEVUR "HAMAMI" değil/||/<>/< GEVUR ...


- GEYİKDİLİ ile GEYİKOTU

( Eğreltiotugillerden, yaprakları uzunca, dil biçiminde bir bitki. İLE Sedefotugillerden, bahçelerde süs olarak yetiştirilen ıtırlı bir bitki. )

( PHYLLITIS SCLOPPENDRIUM cum DICTAMNUS FRAXINELLA )


- GEZ ile GEZ

( Okun, kirişe geçen ucundaki kertik. | Tüfek, tabanca gibi ateşli silahlarda, namlunun gerisinde bulunan ve nişan alırken, arpacıkla birlikte göz ile hedef arasında aynı doğru üzerine getirilen kertik. İLE Yer ölçmeye yarar, düğümlü ip. | Yapı işlerinde kullanılan çekül. )


- GEZGİNCİ değil GEZGİN


- GEZİ[Ar.] ile GEZÎ[Ar.]

( Ülkeler ya da kentler arasında yapılan uzun yolculuk. | Gezilip hava alınacak yer. | Gezinti yeri. İLE Pamukla karışık, dokunmuş hâreli, arşınlık enli kumaş. | Bu kumaştan yapılmış olan. )


- gezi ile/ve/değil/<> Gezi

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Türkiye'mizin/İstanbul'umuzun, Taksim'deki, akıl, değerler ve diriliş simgesi olan parkımız. )


- GEZMEK ile GEZİNMEK


- GIA/TRANSIENT ISCHEMIC ATTACK[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI, GEÇİCİ İSKEMIK ATAK


- GİRİŞ ile/ve/||/<>/> GELİŞME ile/ve/||/<>/> SONUÇ


- GİZEM ile/ve/değil/yerine GENELE/HERKESE AÇIK OLMAYAN

( [not] MYSTERIOUS vs./and/but NOT OPEN TO ALL/PEOPLE/GENERAL
NOT OPEN TO ALL/PEOPLE/GENERAL instead of MYSTERIOUS )


- GİZLİ EVSİZLER ile GEÇİCİ EVSİZLER ile SÜREKLİ EVSİZLER

( Evsiz kalabilme olasılığı yüksek olan ve zaman zaman evsiz kalan kişiler.[Yoksulluk sınırının altında yaşarlar ve sürekli olarak evsiz kalma olasılığıyla karşı karşıyadır.] İLE Evsizlik süresi çok uzun olmayan evsiz kişiler. [Kendilerini, evsizlerden farklı olarak toplumun bir parçası olarak tanımlar. Kaygı, depresyon belirtileri, alkol ve madde kullanımı görülebilir. Evlerini, işlerini ve toplumsal konumlarını tekrar kazanmak için çaba gösterir.] İLE Uzun süre boyunca evsiz olan kişiler. [Sokak ve parklarda yaşamayı, olağan olarak görür ve açıkça evsiz olarak tanımlanır. Öteki kişilerle iletişimlerinde çok kuşkucudur.] )


- GİZLİ = SECRET[İng.] = SECRET[Fr.] = GEHEIM[Alm.] = SEGRETO[İt.] = SECRETO[İsp.]


- GİZLİLİK ve GEREKLİLİK


- GÖBEK ile GEBELİK/BEBEK

( İRTİKÂZ[Ar.]: Gebelikte çocuğun karında hareket etmesi. )

( HABL-İ SÜRREVÎ: Ana rahmindeki bebeği meşîme denilen sona bağlayan ip, göbek bağı. )

( ... ile ÂBİSTENÎ )

( NAVEL vs. PREGNANCY/GESTATION/BABY )


- GÖÇMENLİKTE:
[TÜRKİYE]
GÖÇ ALAN/VARIŞ ile/ve/||/<> GÖÇ VEREN/KAYNAK ile/ve/||/<> GEÇİŞ/TRANSİT


- GÖRELİLİK/GALILEO GÖRELİLİĞİ ile/ve/<>/< ÖZEL GÖRELİLİK ile/ve/<>/< GENEL GÖRELİLİK

( DEĞİŞMEZLİK/BAKIŞIM[SİMETRİ] İLKESİ [İng. INVARIANCE PRINCIPLE]: Fizik yasaları ya da fiziksel bir nicelik, belirli dönüşümler altında değişmezdir. | Özel görelilik kuramı. | Genel görelilik kuramı. )

( ...
İLE/VE/<>/<
Birbirlerine göre düzgün doğrusal hareket eden [ivmesiz] eylemsizlik referans sistemleri için sınırlı ve geçerli, iki postüla üzerine kurulmuş olan ve matematik ifadesini, Minkowski uzay-zaman boyutları [tensörü] ile bulan kuram. [1905] [Fizik yasaları, tüm eylemsizlik referans [Galile] sistemlerinde aynı matematik şekle sahip [değişmez(invariant)] olmalılardır. Işık, uzayda, her yönde, sabit c hızıyla kaynağından ve gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak yayılır ve hiçbir sinyal ya da enerji, ışığınkinden daha yüksek bir hızla yayılamaz.]
İLE/VE/<>/<
Özel göreliliğin değişmezliğini, sadece eylemsizlik(ivmesiz) referans sistemleri için sınırlı tutmuş olmasının açmazını tamamlayan ve fizik objektifliğin alanını genişleten ve matematik ifadesini, Riemannian uzay-zaman koordinatları ile bulan kuram. [1911] [Fizik yasaları, sürekli koordinat dönüşümleriyle birbirlerine geçilebilen, eylemli ya da eylemsiz tüm referans sistemlerinde değişmez olmalılardır.] )

( 1611 ile/ve/<>/< 1905 ile/ve/<>/< 1916[1919 yayımlama] )

( Koordinat düzenine göre bakışımlılığı[simetrikliği] tanımlar.

İLE/VE/<>/<

Fizik yasalarının, tüm eylemsiz koordinat düzenlerinde aynı olduğunu söyler.

İLE/VE/<>/<

Fizik yasalarının, tüm koordinat düzenlerinde geçerliliğini vurgular. )

( RELATIVITY/GALILEO RELATIVITY vs./and/<>/< SPECIAL THEORY OF RELATIVITY vs./and/<>/< GENERAL THEORY OF RELATIVITY )


- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET

( VISIUAL/EXTERNAL MOVEMENT vs./and REAL MOVEMENT )


- GÖRÜNÜR HAREKET ile/ve GERÇEK HAREKET


- GPRS/GENERAL PACKET RADIO SERVICE[İng.] değil/yerine/= GENEL PAKET RADYO SERVİSİ


- GRAVİDİTE/GRAVIDITY[İng.] değil/yerine/= GEBELİK SAYISI


- GÜÇ/KUVET:
| YAVAŞLATIR ile/ve/ya da/||/<> DURDURUR ile/ve/ya da/||/<> DÖNDÜRÜR ile/ve/ya da/||/<> YÖNÜNÜ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> BİÇİMİNİ DEĞİŞTİRİR ile/ve/ya da/||/<> HIZLANDIRIR |
ile/ve/ya da/||/<> />
| GERER ile/ve/ya da/||/<> BÜKER ile/ve/ya da/||/<> VURUR ile/ve/ya da/||/<> SIKAR |


- GÜLMEK ve/||/<>/> EĞLENMEK ve/||/<>/> GEZMEK ve/||/<>/> DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> ÖNERMEK ve/||/<>/> ÖNEMSEMEK ve/||/<>/> SEVMEK

( 10 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 20 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 30 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 40 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 50 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 60 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 70 yaşındaymış gibi. )


- GÜNDÜZLERİ DENİZDEN KARAYA ESEN RÜZGÂR ile GECELERİ DENİZDEN KARAYA ESEN RÜZGÂR

( SEA BREEZE vs. LAND BREEZE )


- GÜNEK | ESKİNÇ = TARİH[Ar.] = HISTORY[İng.] = HISTOIRE[Fr.] = GESCHICHTE[Alm.] = HISTORI < HISTOREIN:BİLMEYE ÇALIŞMAK, BİLMEK, ANLATMAK[Yun.] = HISTORIA[İsp.]


- GÜNEŞ ve/||/<>/> GEZEGEN

( Güneş, bir gezegenin yüzeyindeki sıcaklığın sürekliliğini sağlar. )


- GÜVEMERİĞİ/GÖVEMERİĞİ = GEYİKDİKENİ/AKDİKEN

( Hünnapgillerden, hekimlikte ve boyacılıkta kullanılan bir bitki cinsi. )

( RHAMNUS CATHARTICA )


- GVB/GENE DATA BANKS[İng.] değil/yerine/= GEN VERİ BANKALARI


- GVKY/GENERAL DATA PROTECTION REGULATION[İng.] değil/yerine/= GENEL VERİ KORUMA YÖNETMELİĞİ


- HABER VERMEK:
GEÇMİŞTEN ile GELECEKTEN

( Herkes. İLE Peygambere özgü. )


- HADDİNDEN FAZLA değil/yerine/= GEREĞİNDEN ÇOK


- HAFİFE ALMAK ile/ve/<> GENELLEMEK


- HAK:
KESİNLİK ve/||/<> DOĞRULUK ve/||/<> GENELLİK


- HAKİKAT GERÇEKLİK


- HAKİKAT/REALİTE değil/yerine/= GERÇEKLİK


- HAKİKATEN/SAHİDEN değil/yerine/= GERÇEKTEN


- HAKK-I MÜRUR değil/yerine/= GEÇİT ÜLEVİ


- HAKKIYLA değil/yerine/= GEREĞİYLE


- HAMİLE[Ar.] değil/yerine/= GEBE/YÜKLÜ


- HAMİLE değil/yerine/= GEBE


- HANIMBÖCEĞİ = GELİNBÖCEĞİ


- HARICİYE/GENERAL SURGERY[İng.] değil/yerine/= GENEL CERRAHİ


- HASTALIKLARI TEDAVİDE:
DURDURMA ile/ve/||/<>/>/< GERİLETME


- HAYAL ile GERÇEKLİK

( Kusursuzdur. İLE "Kusurludur." )

( "Paris". İLE Bitlis. )


- HAYAL ile/ve/||/<>/> OLANAKLI ile/ve/||/<>/> GERÇEK

( Konuşuyorsak. İLE/VE/||/<>/> Öngörüyorsak. İLE/VE/||/<>/> Planlıyorsak. )


- HERMANN von MEYER ve/<>/> GERHARD HEILMANN

( 03 Eylül 1801 - 02 Nisan 1869 ve/||/<> 25 Haziran 1859 - 26 Mart 1946 )


- HEYECAN ile GERGİNLİK


- HIRS değil/yerine GEREKSİNİM

( Dünya, herkesin gereksinimine yetecek kadarını sunar; fakat herkesin hırsına yetecek kadarını değil. )


- HİZMETİN:
[ne yazık ki]
KÖTÜ İŞLEMESİ ile/ve/||/<>/< GEÇ İŞLEMESİ ile/ve/||/<>/< İŞLEMEMESİ


- HOL[İng. HALL]/KORİDOR[Fr. CORRIDOR]/SOFA[Ar.] değil/yerine/= GEÇENEK, ARALIK

( Evlerde, oda kapılarının açıldığı genişçe yer. )

( BAKLA SOFA
FASULYE ODA )


- HOŞ VE ETKİLİ KONUŞMAK:
"FEDÂKÂRLIK" değil GEREKLİLİK


- HUKUK:
ZORUNLULUK ile/ve/değil/||/<>/< GEREKLİLİK


- HÜKÜMSÜZ değil/yerine/= GEÇERSİZ


- HÜKÜMSÜZLÜK değil/yerine/= GEÇERSİZLİK


- HULÛL/OZMOZ[< OSMOS] değil/yerine/= GEÇİŞME/ERİM


- İADE ETMEK değil/yerine/= GERİ VERMEK/GERİ ÇEVİRMEK


- İADE/Lİ TAAHHÜTLÜ değil/yerine/= GERİ GÖNDERİM/Lİ


- İADE değil/yerine/= GERİVERİ


- İBN HALDUN ile/ve GELİBOLU'LU ÂLİ EFENDİ


- İCABINA BAKMAK değil/yerine/= GEREĞİNİ YAPMAK


- İCAP ETMEK değil/yerine/= GEREKMEK


- İCAP/îCÂB değil/yerine/= GEREK/GEREKLİLİK


- İCAPÇI değil/yerine/= GEREKÇİ


- İÇGÜDÜ ile/ve GEN

( INSTINCT vs./and GENE )


- İÇİÇE/LİK ile/ve GEÇİŞLİ/LİK


- İDDİA ile/ve/||/<>/> GEREKÇE

( ASSERTION vs./and/||/<>/> JUSTIFICATION )


- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN

( Değişmeyen. İLE/VE Değişen. )

( İdeal olanlar içeriksizdir. )


- İDEAL OLAN ile/ve GERÇEK OLAN


- İHTİYAÇ HALİNDE değil/yerine/= GEREK OLDUĞUNDA


- İHTİYAÇ HASIL OLUNCA değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE


- İHTİYAÇ ile/yerine GEREKSİNİM


- İHTİYACA CEVAP VERMEK değil/yerine/= GEREKSİNİMİ KARŞILAMAK


- İHTİYÂR-LAMA ve/> GENÇLEŞME

( İhtiyarlayan, yani ne yapmayacaklarını bilen kişi, gençleşmeye de başlar. )


- İKİNCİL KORUMA ile İNSANİ KORUMA ile GEÇİCİ KORUMA

( YUKK 63 ile ... ile ... )


- İKTİSADİ DEVLET TEŞEKKÜLÜ değil/yerine/= GENERKİL GEÇİMGE KURULUŞU


- İKTİSADİ VE İDARİ BİLİMLER FAKÜLTESİ değil/yerine/= GEÇİMGE VE YÖNETİM BİLİMLERİ ALANDALI


- İLCAM[Ar.] değil/yerine/= GEMLEMEK, DİZGİNLEMEK


- İLERİ GİDEBİLMEK ve/||/<>/< GERİ GİDEBİLMEK


- İLERİ GİTME! ve/||/<> GERİDE KALMA!

( [vururlar] Başına. VE/||/<> Kıçına. )


- İLERİCİ/LİK ile/ve/<> GENİŞ BAKIŞLI/LIK


- İLERLEME ile GELİŞME ile DEĞİŞME

( İlerlemenin yolu sakin bir ısrarlılıkta yatar. )

( ADVANCE vs. PROGRESS/DEVELOPMENT/IMPROVEMENT vs. CHANGE )


- İLGİ ve/<> GEREKSİNİM

( Başlangıçta gerekli olan. VE/<> Tamamlamak ve başarmak için gerekli olan. )


- İLİŞKİ ile/ve/<> "GEÇİŞ"


- İLİŞKİ ile/ve GEÇİŞ

( Geride kalanı unutmadan ilerlemek olanaklı değildir. )

( RELATION vs./and TRANSITION )


- İLİŞKİLİLİK ile/ve/<>/değil GEÇİŞLİLİK


- İMPERMEABL/IMPERMEABLE[İng.] değil/yerine/= GEÇİRİMSİZ


- İNCİNMEK ve/||/<>/> GELİŞMEK


- İNDİRGEMECİLİK ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ile/ve/||/<> NESNELLİK


- İNFAK değil/yerine/= GEÇİNDİRİ


- İNKİŞAF/TEKÂMÜL[Ar.] değil/yerine/= GELİŞİM/GELİŞME


- İNSAN ile/ve/||/<>/> GELECEK

( İnsan, geleceği geldirendir. )


- İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİNÇ


- İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİŞ


- İNTİKAL değil/yerine/= GEÇİŞSİZ


- İRAT SENEDİ değil/yerine/= GELİR BELGİTİ


- IRMAK ile/ve/<> GELEĞEN

( ... İLE Ana ırmağa karışan akarsu. )


- IRREVERSİBIL/IRREVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNÜŞSÜZ


- İRTİCA değil/yerine/= GERİCİLİK


- İŞLEMEK ile/ve/||/<>/> GELİŞTİRMEK


- İSTANBUL:
GÜNDÜZ ve/||/<> GECE

( Bektaş Musa )

(

Galata Kulesi
Beyazıt Kulesi


Çemberlitaş


Bozdoğan Kemeri


Sultanahmet Camii


Yeni Cami


Taksim Cumhuriyet Anıtı
)


- İSTATİSTİKSEL/LİK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> GENELLEYİCİ/LİK


- İSTEK/LER ile/ve/değil/yerine GEREKSİNİM/LER

( Sınırsız. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Sınırlı. )

( [not] REQUEST/S vs./and/but NEED/S
NEED/S instead of REQUEST/S )


- İSTEK ile/ve/||/<>/> GEREKSİNİM(İHTİYAÇ) ile/ve/||/<>/> HİZMET

( WANT vs. NEED )


- İSTEMEK ile/ve/değil/yerine/hem de/+/||/<>/> GERÇEKTEN İSTEMEK

( Zihindeki günlük 40-50.000 düşüncenin büyük bir bölümünün tanımlanmamış/netleşmemiş, pasif temelli, sıradan, dayanaksız, isteme eylemi. İLE Sıradan isteğin bir üst aşaması olan gerçekten istemenin, gerekeni yaparak ve istenenin umudu ve çabası, içtenliği, samimiyeti ve ciddiyeti ile istemek. )

( İstemekle tamamına ve daha da fazlasına sahip olabilirsiniz. )

( EĞİNİK: İçten istemek. )

( İSTİD'Â'[Ar. < DUA]: Yalvararak isteme. | Dilekçe. )

( You can have the whole of it and more for the mere asking. )

( [not] TO ASK/REQUIRE vs./and/but/also REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST
REALLY/DEEPLY WANT/REQUEST instead of TO ASK/REQUIRE )

( [nicht] FORDERN/WOLLEN mit/und TATSÄCHLICH FORDERN/WOLLEN )


- İSTEMEK GEREKENİ YAPMAK


- İSTEMEMEK ile/ve/<>/değil/yerine GEREK GÖRMEMEK


- İSTENİLEN ile/ve/<>/değil/yerine GEREKSİNİM

( "Bilir/ler." İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Bil(e)mez/ler. )

( Gereksiniminiz olmayan şeyler alırsanız, çok yakın gelecekte, gereksinim duyduğunuz şeyleri satmak zorunda kalırsınız. )


- İSTİKBAL değil/yerine/= GELECEK


- İSTİZAH[Ar.] değil/yerine/= GENSORU

( Herhangi bir konuda, açıklayıcı bilgi isteme, bir sorunun açıklanmasını isteme. )


- İSTİZAH değil/yerine/= GENSORU


- İTHAM ile/ve/<> GENELLEME


- İYİMSER/LİK VE/VEYA ANLAYIŞLI/LIK değil/yerine GERÇEKÇİLİK VE/VEYA (İSABETLİ) ÖNGÖRÜ


- JİGOLO ile/değil GENÇ SEVGİLİ


- JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( [Nobel Fizik Ödülü'nü ...]
Elektronların, parçacık olduğunu göstererek kazandı.[1906] İLE/VE/||/<>/> Elektronların, dalga biçiminde olduğunu göstererek kazandı.[1937] )

( 18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940 İLE/VE/||/<>/> 03 Mayıs 1892 - 10 Eylül 1975 )

( Babası. İLE/VE/||/<> Oğlu. )

( )


- JOSEPH PULITZER ile GEORGES POLITZER

( 10 Nisan 1847 - 29 Ekim 1911 ile 03 Mayıs 1903 - 23 Mayıs 1942 )


- JÜVENİL/JUVENILE[İng.] değil/yerine/= GENÇ


- KABA ile/ve/değil/<> GELİP GEÇİCİ


- KÂBİL-İ DEVİR değil/yerine/= GEÇİRİLEBİLİR


- KABOTAJ[Fr. < CABOTAGE] değil/yerine/= GEMİ İŞLETME

( Bir ülkenin iskele ya da limanları arasında gemi işletme işi. )


- KABOTAJ değil/yerine/= GEMİ-İŞLETİM


- KABUL/LER ile/ve/değil/<> GELENEK/LER


- KABURGA ile GEĞREK

( ... İLE Yumuşak kaburga kemikleri. | Kaburganın alt yanında bulunan boşluklardan her biri. )


- KAÇMAK ile/ve/değil/yerine (GERİ) ÇEKİLMEK


- KALICI ile/ve/değil/||/<>/< GEÇERLİ


- KALIN OYLUMLU/HACİMLİ değil GENİŞ OYLUMLU/HACİMLİ


- KALIN ile/ve GENİŞ


- KAPARİ[Yun.] değil/yerine/= GEBRE OTU


- KAPİTALİZM:
BUGÜN TEMELLİ değil GELECEĞE ODAKLI


- KÂR ile GETİRİM/RANT[Fr.]

( ... İLE Bir mal ya da paranın, belirli bir süre içinde emek verilmeden sağladığı gelir. )


- KARAMSAR/LIK >< İYİMSER/LİK ile/değil/yerine/>< GERÇEKÇİ/LİK

( Yelden yakınır. >< Yelin değişmesini bekler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yelkenleri/ni ayarlar. )


- KARAR ile/ve/değil GEREKLİLİK

( [not] DECISION vs./and/but NECESSITY )


- KARŞI OLMAK ile GEÇİŞTİRMEK


- KARŞI ile TERS ile GERİ


- KARŞITLIK = TEZAT, ZIDDİYET = CONTRARIÉTÉ[Fr.] = GEGENSATZ[Alm.] = CONTRARIETAS[Lat.]


- KATAPLEKSİ/CATAPLEXIA[İng.] değil/yerine/= GEVŞEYİKALIM


- KATKI ile/ve/<> GELİŞME


- KATKI ile/ve/<> GENİŞLETME


- KAYGI ile/ve/||/<>/< GERÇEK YÜZ

( Kişilerin gerçek yüzü, kaygıların/ın arttığı yerde açığa çıkar. )


- KAYGI ile/ve/||/<> GEREKSİNİM


- KAZANILMIŞ YETİLER ile/ve İŞLETİLEBİLİR YETİLER ile/ve GELİŞTİRİLEBİLİR YETİLER

( OBTAINED FACULTIES vs./and OPERATABLE FACULTIES vs./and IMPROVABLE FACULTIES )


- KEDİ ile GELİNCİK KEDİSİ


- KEDİ ile GEOFFREY KEDİSİ

( image )

( ... İLE Bolivya ve Güney Brezilya'dan itibaren güneye doğru Patagonya'ya kadar, Güney Amerika'nın güney yarısında yaşar. Sadece Andlar'ın doğusunda bulunur. Ağaç bulunan tundralar ve aynı biçimdeki ormanlar yaşam alanıdır. )

( Alt türleri

Leopardus geoffroyi geoffroyi: Merkezî Arjantin
Leopardus geoffroyi euxantha: Kuzey Arjantin, Batı Bolivya
Leopardus geoffroyi leucobapta: Patagonya
Leopardus geoffroyi paraguae: Paraguay, Güneydoğu Brezilya, Uruguay, Kuzey Arjantin
Leopardus geoffroyi salinarum: Kuzeybatı ve Merkezî Arjantin )

( ... cum LEOPARDUS GEOFFROYI )


- KEKE / KEKEME/LİK ile/ve/||/<> GEÇ KONUŞMA


- KEKELEME ile/ve/değil/||/<>/< GEVELEME


- KELEBEK ile/ve GECE KELEBEĞİ/PERVÂNE

( Tad alma duyusu ayağında olan hayvan. İLE/VE Geceleri ışığın etrafında dönen küçük kelebek. )

( Işık pervaneleri çekmez, onlara yönlerini şaşırtır. )

( Pervaneler giysileri yemezler. Giysileri yiyen onların tırtıllarıdır. )


- KELTLER ile/ve İTALİKLER ile/ve GERMENLER


- KENDİLİK:
SAHTE ile/değil/yerine/>< GERÇEK


- KERTENKELE ile/ve GEKO


- KESİN İFADELER ile GENİŞ ZAMANLI İFADELER

( Vardır. İLE Var. )


- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]


- KEZ değil GEZ

( Kere. DEĞİL 66 cm. [özellikle okçulukta kullanılan bir ölçü] )


- KIÇIN KIÇIN = GERİ GERİ (UZAKLAŞMAK)


- KILÇIK ile GELMİÇ[Fars.]

( Balıkların eti arasında bulunan diken gibi ince ve küçük kemik. | Fasulye, bakla vb. sebzelerin yeşil kabuğunda ve ekin başaklarında bulunan sert ve kıl gibi uzun lif. | Alttaki güreşçinin, kuyruk sokumunu hızla ve birdenbire havaya kaldırarak sırtına abanmış olan güreşçinin dengesini bozup onu ön ya da yan tarafına aşırıp atması. İLE İri balıklarda, kılçık durumunda olan kemik. )


- KILIÇ ve/<> GEZLİK

( ... VE/<> Eğri kılıçların ağız bölümü. )


- KISA SÜRELİ ile/ve/<> GEÇİCİ


- KİŞİ(İNSAN) HAKLARININ:
TANINMASI ile/ve/<> KORUNMASI ile/ve/<> GELİŞTİRİLMESİ


- KIZILCIK ile GERİMŞİK/GERMİŞİK

( ... İLE Yabani kızılcık. )


- KLASİK ile/ve/değil/yerine/<> GELENEKSEL

( CLASSICAL vs./and TRADITIONAL )


- KLASİK ile GELENEKSEL

( CLASSIC vs. TRADITIONAL )


- KLİNİK BİBLİYOTERAPİ ile/ve/||/<> GELİŞİMSEL BİBLİYOTERAPİ


- KOLYE[Fr. < COLLIER] değil/yerine GERDANLIK

( Çoğu değerli taş ve madenlerden ya da altın paradan yapılmış, boyna takılan takı. )


- KONUŞMA(MA)NIN:
"ANLAMSIZLIĞI" ile/ve/değil/yerine/<> "GEREKSİZLİĞİ"

( Konuşmak, kişinin, her koşul ve zamanda, en öncelikli yeti ve eylememidir. Dolayısıyla, kendi isteksiz ya da kopuk olduğumuz durumlar için "konuşmanın gereği yok" şeklinde düşünülmemeli ve konuşulmamalıdır. Anlamsızlığı, isabetsizliği, yersizliği/zamansızlığı olabilir fakat "gereksizliği" diye bir durum söz konusu olmadığı gibi bu ["niyetteki/kasıttaki"] söz de söylenemez/söylenmemelidir. )


- KONUŞMA/DA:
"YORGUNLUK" ile/değil/yerine GELİŞİM/DÖNÜŞÜM


- KONUŞMAK GEREKTİĞİ KADAR/ŞEKİLDE KONUŞMAK


- KONUŞMAK ile/değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK

( Düşünmeden konuşmanın cezası, sonradan düşünmeye mahkûm olmaktır. )

( Lisanen konuşmak, halen anlaşmak! )

( Konuşmama gereksinimi/n kadar, konuşma gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereksinimi/n kadar, konuşmama gereksinimini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşmama gereği kadar, konuşma gereğini anımsayarak KONUŞ!!!
Konuşma gereği kadar, konuşmama gereğini anımsayarak KONUŞ!!! )

( [not] TO TALK vs./but TO TALK IN NECESSITY
TO TALK IN NECESSITY instead of TO TALK )


- KONUŞMAK ile/yerine GEREKTİĞİ KADAR KONUŞMAK

( İTNAP: Sözü boş yere uzatmak. )

( TO TALK vs. TO TALK IN NECESSITY
TO TALK IN NECESSITY instead of TO TALK )


- KONUŞMAK ile GEVEZELİK

( TO TALK vs. CHATTERING )


- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN


- KÖPRÜ ile GEÇEK

( ... İLE Çok geçilen yer, işlek yol. | Küçük, tahta köprü. )


- KORİDOR değil/yerine GEÇENEK


- KORKU ile/ve/||/<>/> AĞRI ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- KORKU ile GERİLİM


- KOŞULLAR:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ ile/ve/||/<> GENEL ile/ve/||/<> ÖZEL ile/ve/||/<> KİŞİSEL ile/ve/||/<> FİZİKSEL ile/ve/||/<> ZİHİNSEL ile/ve/||/<> ZORUNLU ile/ve/||/<> İTİBARİ ile/ve/||/<> YAKIN ile/ve/||/<> UZAK


- KÖTÜ/LÜK ile/ve/<> GEREKSİZ YERE/LİK


- KREM:
GÜNDÜZ ile GECE


- KÜFR:
[ne yazık ki]
SİYASETTE değil/yerine/>< GECE ve TOPRAK ve DENİZ ve DOST

( KÜFR: Bir şeyin üzerini örtmek. )

( Hakikati örter. DEĞİL/YERİNE/>< Dünyayı örter. VE Tohumu örter. VE Dibini örter. VE Dostun, ayıbını örter. )


- KÜLTÜR ile/ve/||/<> GELİŞİM ODAKLI DEĞERLER KÜLTÜRÜ


- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI

( image )

( ... cum BUFOTES VIRIDIS )


- KURMAK ile/ve/> GELİŞTİRMEK


- KURUMSALLAŞMA YÖNETİMİNDE/ÖNDERLİĞİNDE, ÖNDER VE ÇALIŞANLAR:
BAŞLANGIÇTA ve/||/<>/> GEÇİŞTE ve/||/<>/> DENEYİMLİ ve/||/<>/> YETİŞMİŞ

( )


- KUŞAK = NESİL = GENERATION[İng., Alm.] = GÉNÉRATION[Fr.] = GENERATIO < GENERARE:DOĞURMAK[Lat.] = GENERACIÓN[İsp.]


- KUŞATAMAMADA:
NEDENSEL/LİK ile/ve/||/<> YASALI/LIK ile/ve/||/<> GERÇEK/LİK ile/ve/||/<> RASTGELE/LİK


- LÂLE[Fars.] ile GELİNCİK

( ... ile HÜDDÜDÜ )

( TULIPA GESNERIANA cum PAPAVER RHOEAS )


- LALƏ[Azr.] = GELİNCİK ÇİÇEĞİ[Tr.]


- LAVUK[argo] değil/yerine/= GEREKSİZ KONUŞAN

( Gereksiz konuşan kişi. | Önemsiz konular üzerinde fazlaca duran, hareketleri ve sözlerinde meymenet olmayan kişi. )


- LÂZIM/LÜZÛM(LU)[Ar.] değil/yerine/= GEREK(Lİ)


- LEVAZIM değil/yerine/= GEREÇLER


- LOGOS ile GEOMETRİ


- LURIANİK KABALA ile/ve GELENEKSEL KABALA

( Isaac Luria. İLE/VE Isaac the Blind. )


- LUSITROPİ/LUSITROPY[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME GÜCÜ


- LÜZUM/HACET/İCAP değil/yerine/= GEREK/İSTER


- MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM


- MAİŞETİ TEMİN değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK


- MAKABLE TEŞMİL değil/yerine/= GERİ YÜRÜTÜM


- MALZEME[Ar.]/MATERYAL[İng. < MATERIAL / Fr. < MATERIEL] değil/yerine/= GEREÇ


- MALZEME[Ar.] değil/yerine/= GEREÇ


- MANGA ile/ve/||/<>/> TAKIM ile/ve/||/<>/> BÖLÜK ile/ve/||/<>/> TABUR ile/ve/||/<>/> ALAY ile/ve/||/<>/> TUGAY/LİVA ile/ve/||/<>/> TÜMEN/FIRKA ile/ve/||/<>/> KOLORDU ile/ve/||/<>/> ORDU ile/ve/||/<>/> KUVVETLER ile/ve/||/<>/> GENEL KURMAY

( Onbaşı/çavuş/asteğmen/teğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Üstteğmen yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı/yarbay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Albay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tuğgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Tümgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Korgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneral yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Orgeneraller yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( 10 er. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[4/5] manga. İLE/VE/||/<>/> Birkaç takım. İLE/VE/||/<>/> Birkaç[dört] bölük. | Küme, yığın, grup. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tabur. İLE/VE/||/<>/> Birkaç alay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tugay. İLE/VE/||/<>/> Birkaç tümen. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kolordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç ordu. İLE/VE/||/<>/> Birkaç kuvvet. )

( [OSMANLI'da] Mülâzım-ı Sânî yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mülâzım-ı Evvel yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Yüzbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kolağası yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Binbaşı yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Kaymakam yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Miralay yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Mirliva/Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferik yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Birinci Ferikler yönetiminde. İLE/VE/||/<>/> Genel Kurmay Başkanı yönetiminde. )

( SECOND LIEUTENANT vs./and/||/<>/> (FIRST) LIEUTENANT vs./and/||/<>/> CAPTAIN vs./and/||/<>/> MAJOR/COMMANDANT vs./and/||/<>/> LIEUTENANT COLONEL vs./and/||/<>/> COLONEL vs./and/||/<>/> BRIGADIER GENERAL vs./and/||/<>/> MAJOR GENERAL vs./and/||/<>/> LIEUTENANT GENERAL vs./and/||/<>/> GENERAL vs./an/||/<>/> GENERALS vs./and/||/<>/> HEAD OFFICER )

( II. Dünya Savaşı "WEHRMACHT", Kara Kuvvetleri (HEER), Deniz Kuvvetleri (KRIEGSMARINE), Hava Kuvvetleri (LUFTWAFFE) ve Özel "SS" Birlikler'inden oluşuyordu. )

( RİYALA[İt.]: Osmanlı donanmasında, Tümgeneral'e eş bir rütbe. )


- MANTIK ve/<> GEOMETRİ(HENDESE)

( ... VE Aksiyomatik olarak kurulan ilk ilim. )

( Mantık bilmeyenin ilmine itibar edilmez; geometri/matematik bilmeyen fetvâ veremez. )

( Kavramlarla uğraşır. VE/<> Niceliklerle uğraşır. )


- MAŞA ile GELBERİ

( ... İLE Büyük ocaklardan, ateşi dışarı çekmek için kullanılan uzun saplı demir araç. | Tırmık. | Ağaç dallarını budamak için kullanılan ağır demir. )


- MATEMATİK[Fr.]/RİYAZİYE[Ar.] ile/ve/< GEOMETRİ[Fr. < Yun. GEO: Yer. | METRON: Ölçü.]

( Sayın İhsan Fazlıoğlu'nun yazılarını okumak için burayı tıklayınız... )

( GONİOMETRİ CETVELLERİ )

( )


- MATEMATİK ile/ve GEOMETRİ ile/ve ASTRONOMİ ile/ve MÛSİKÎ

( RİYÂZÎ İLİMLER )


- MATERYAL/MATERIAL[İng.] değil/yerine/= GEREÇ | MADDE


- MAYMUN ile GELADA


- MAYMUN ile GENON


- MAYMUN ile GERADA MAYMUNU


- MAYMUN ile GEREZA


- MAZERET-İ SAHİHA değil/yerine/= GEÇERLİ NEDENLİK


- MÂZÎ değil/yerine/= GEÇMİŞ


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- MEDCEZİR[Ar.] değil/yerine/= GEL-GİT


- MEFRUĞUNBİH değil/yerine/= GEÇİRİ KONUSU


- MEFRUĞUNLEH değil/yerine/= GEÇİRİ ALICI


- MEKÂN ve/<> GEZİ/NTİ

( BERÂY-İ TENEZZÜH[Fars.]: Gezinti için. )


- MEMURLUKTA, DİSİPLİN CEZALARI:
UYARMA ile KINAMA ile KISA SÜRELİ DURDURMA ile UZUN SÜRELİ DURDURMA ile GEÇİCİ OLARAK GÖREVDEN ÇIKARMA ile MEMURLUKTAN ÇIKARMA


- MERAK ile/ve GERİLİM


- MESAFE ile GENİŞLİK

( DISTANCE vs. WIDTH )


- MESİRE[Ar.] değil/yerine/= GEZİNTİ/DİNLENME YERİ


- MESİRE değil/yerine/= GEZİYER


- METALLERDE:
ALKALİ ile/ve/||/<> TOPRAK ALKALİ ile/ve/||/<> GEÇİŞ METALLERİ ile/ve/||/<> TOPRAK ile/ve/||/<> KARBON ile/ve/||/<> AZOT ile/ve/||/<> OKSİJEN ile/ve/||/<> HALOJENLER ile/ve/||/<> SOY GAZLAR

( image )


- MEVCUT ile/değil GEÇERLİ

( EXIST vs./and VALID )


- MODERN ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GENİŞLETİLMİŞ


- MUCİBİNCE değil/yerine/= GEREĞİNCE


- MUCİP SEBEP değil/yerine/= GEREKÇE


- MÛCİT/KÂŞİF değil/yerine/= GELİŞTİRİCİ/BULUCU/ORTAYA ÇIKARAN


- MÜDÂVİM[Ar.] değil/yerine/= GEDİKLİ


- MÜDDET-İ İDDET:
BOŞANMIŞ ile DUL ile GEBE

( 3 ay[üç âdet dönemi] İLE 4 ay, 10 gün. İLE Doğum ile kayıtlıdır. )

( Boşanmış bir kadının tekrar evlenebilmesi için beklemek zorunda olduğu süre. )


- MUHTAÇ OLMAK/İHTİYAÇ DUYMAK değil/yerine/= GEREKSİNMEK/GEREKSİNME DUYMAK


- MUHTAÇ değil/yerine/= GEREKSER


- MUKTEZA/MUKTEZİ[Ar.] değil/yerine/= GEREKLİ

( Gereken, gerekli olan. | Bir iş yapılırken, gerekli işlemlerin tümü. )


- MÜREKKEPBALIĞI ve/||/<> GELİNCİK ve/||/<> SALYANGOZ

( Avlarını, hipnoz ederek de avlayabilirler. )


- MÜRTECİ değil/yerine/= GERİCİ


- MÜSTAKBEL[Ar. < KABL] değil/yerine/= GELECEK

( KARŞILANAN | ÖNDE BULUNAN, İLERİDEKİ, GELECEK )


- MÜSTAKBEL değil/yerine/= GELECEKTEKİ


- MÜSTELZİM[Ar.] değil/yerine/= GEREKTİREN | GEREKEN/GEREKLİ OLAN


- MÜTA[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ KAZANÇ


- MUTAJENİK/MUTAGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİ


- MUTAJENİTE/MUTAGENICITY[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİLİK


- MÜTEADDİ değil/yerine/= GEÇİŞLİ


- MÜTEBAHHİR[Ar.] değil/yerine/= GENİŞ/DERİN BİLGİSİ OLAN


- NAFAKA YÜKÜMÜ değil/yerine/= GEÇİMLİK YÜKÜMÜ


- NAFAKA değil/yerine/= GEÇİMLİK


- NAMAZ ile GECE NAMAZI(VİTR)


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NAZAL değil/yerine/= GENİZCİL


- NEDEN/SEL/LİK ile/ve GEREKÇE/Lİ/LİK

( [durumdan/olaydan] Önce. İLE/VE Sonra. )

( CAUSE vs./and JUSTIFICATION )


- NEGATİF/POZİTİF TAM SAYILAR / SAYMA SAYILARI
ile
DOĞAL SAYILAR
ile
GERÇEK/GERÇEL/KARMAŞIK SAYILAR
ile
ORANTISAL/RASYONEL SAYILAR

( -3, -2, -1 / 1, 2, 3, ... ~
İLE
1, 2, 3, ... ~
İLE
-3, -2, -1 0 1, 2, 3, ... ~
İLE
0, 0.1, 0.2, 0.3 ... 0.8, 0.9, 1, 1.5, 2, 2.8, 3, ... ~ )


- NİCEL ÇOKLUK ile/ve GENEL KABUL/LER

( QUANTITATIVE MAJORITY vs./and GENERAL ACCEPTANCE/S )


- NİFAK değil/yerine/= GEÇİMSİZLİK/ANLAŞMAZLIK/ARABOZU


- NİTELİK ile/ve GEÇERLİLİK

( QUALITY vs./and VALIDITY )


- NİYET DİLLERİ ile/ve/<> GERÇEK DİLLER

( Amaca bağlandıkları zaman anlam oluşur. İLE/VE/<> Anlam, doğrudan üzerinde/içinde aranır/bulunur. )

( Arâmî, Âsır, Keldânî, Süryânî, İbrânî ve giderek Arâbî dillerin yapısı "niyet dili"dir. Bu kavram "niyete bağlı", "anlam/mânâ dili" niteliğini taşımaktadır. Niyet dillerinde yazı dili yalnızca ünsüzlerle kurulur ve okunurken ünlendirilir. Yunanca Hermes olarak kodlandırılmış olan sözcük aslen "HRM" olarak kodlanmakta ve "Hiram" diye ünlendirildiğinde "Nurlanmış" anlamına gelmektedir. )

( INTENTIONAL LANGUAGES vs./and/<> CORRECT LANGUAGES )


- NİYET ile GELİŞİGÜZEL/LİK, GÖRELİ/LİK


- NİYET ile/ve/<> GEREKSİNİM

( INTENTION vs./and/<> NEED )


- noct. maneq.[Lat. < NOCTE MANEQUE] değil/yerine/= GECE VE SABAH


- noct.[Lat. < NOCTE] değil/yerine/= GECELEYİN, GECE VAKTİ


- NOKTÜRNAL/NOCTURNAL[İng.] değil/yerine/= GECEYE İLİŞKIN


- NOMİNAL ÜCRET ile GERÇEK ÜCRET


- NÖROPRAKSİ/NEUROPRAXIA[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ SİNİR İLETİ KESİNTISİ


- ÖFKE ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- ÖKARYOT değil/yerine/= GERÇEK ÇEKİRDEKLİ


- ÖKE = DÂHİ = GENIUS[İng.] = GÉNIE[Fr.] = GENIE[Alm.] = GENIUS < GIGNO:YARATIYORUM[Lat.] = GENIO[İsp.]


- ÖKELİK = DÂHİLİK = GENIALITÉ[Fr.] = GENIALITÄT[Alm.]


- OLANAKLAR ve/||/<>/>/< GELİŞME HAKKI


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GEÇERLİLİK


- OLANAKLILIK ile/ve/<> GERÇEKLİK


- OLAY ve/<> GELİŞİGÜZEL/LİK


- ÖLÇÜSÜZ/LÜK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- ÖLÇÜT ile/ve/||/<> GEREKÇE


- OLGU ile GERÇEK

( FACT vs. REAL/ITY )


- OLGUN BİRİKİM ve/||/<> GENÇ ENERJİ


- OLUMSUZ KOŞULLAR:
GEÇİRİCİ ile/ve/değil/yerine/<> GEÇİCİ


- OLUMSUZ ÖZGÜRLÜK ve/= GEREKSİNİM

( NEGATIVE FREEDOM vs./and/= NEED )


- OLUŞ = SAYRURET, TEKEVVÜN = BECOMING, GENESIS[İng.] = DEVENIR, GENÉSE[Fr.] = WERDEN, GENESIS[Alm.] = FIERI < IN FIERE: OLUŞ HALİNDE[Lat.] = GENESIS[Yun.]

( Kesintisiz/sürekli doğuş. )


- ÖNCELİKLİ/LER ile/ve GENEL

( For human. VS./AND On nature. )

( İnsanda. İLE/VE Doğada. )

( PRIORITY vs./and GENERAL )


- ÖNYARGI ile/ve GENELLEME

( Ne kadar genelleme yapılıyorsa düşünce de o derece yoktur. )

( PREJUDICE vs./and GENERALIZATION )


- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )

( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )

( )


- ORTAK DUYU = HİSS-İ MÜŞTEREK = COMMON SENSE[İng.] = SENS COMMUN[Fr.] = GEMEINSINN[Alm.] = SENSUS COMMUNIS[Lat.] = KOINE AISTHESIS[Yun.] = COMÚN SENTIDO[İsp.]


- ORTAK KAVRAMLAR = COMMON NOTIONS[İng.] = NOTIONS COMMUNES[Fr.] = GEMEINBEGRIFFE[Alm.] = NOTIONES COMMUNES[Lat.]


- ORTAKLAŞALIK = CEMAAT = COMMUNITY[İng.] = COMMUNAUTÉ[Fr.] = GEMEINSCHAFT[Alm.] = COMUNIDAD[İsp.]


- ORTALAMA (OLARAK) ile/ve GENELLEME

( ON AN AVERAGE vs./and GENERALIZATION )


- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK

( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )


- OSMANLI < GERMİYANOĞULLARI

( Siyasi oluşum. < İlmî geçmiş. )


- ÖTMƏK[Azr.] = GEÇMEK, GEÇİP GİTMEK, GELİP GEÇMEK[Tr.]


- OZMOLARITE/OSMOLARITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİMLİK


- OZMOMETRİ/OSMOMETRY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM ÖLÇÜMÜ


- OZMOS[Fr.] değil/yerine/= GEÇİŞME


- OZMOTİK/FRAJİLITE OSMOTIC FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM KIRILGANLIĞI


- OZMOTİK/OSMOTIC[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİMLİ


- OZMOZ/OSMOSIS[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM


- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GELECEĞE AÇIKLIK


- ÖZNELLİK ile/ve/||/<> GENETİK


- PALYATİF[Fr.]/MUVAKKAT[Ar.] değil/yerine/= GEÇİCİ


- PALYATİF/MUVAKKAT değil/yerine/= GEÇİCİ


- PANORAMA değil/yerine/= GENGÖRÜNÜ


- PANORAMİK değil/yerine/= GENGÖRÜNÜL


- PARA = MONEY[İng.] = ARGENT[Fr.] = GELD[Alm.] = DENARO[İt.] = DINARO[İsp.]


- PARİS KOMÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZİ PARKI

( 83 gün sürmüştür. İLE/VE/||/<>/> 22 gün sürmüştür. )


- PASAJ/PASSAGE[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ | GEÇİT


- PEKİN = EMİNL = CERTAIN[İng., Fr.] = GEWIß[Alm.] = CERTUS[Lat.]


- PEKİNLİK = EMİNLİK = CERTAINTY[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWIßHEIT[Alm.] = CERTITUDINEM[Lat.]


- PENGUEN ile GENTOO PENGUENİ

( ... İLE Güney Kutbu'nun kuzeye doğru olan karasal noktalarında yaşarlar. )

( ... İLE 35 km. hızla yüzerler. )

( ... cum PYGOSCELIS PAPUA )


- PERDE ile GERGİ

( ... İLE Perde. | İp, kayış, tel vb. gerginleştirme işinde kullanılan araç. )


- PERDE değil/yerine/= GERGİ/GERELTİ


- PİJAMA[Fr. < Hint dillerinden] değil/yerine/= GECELİK


- PLATON ile GEMISTUS PLETHON

( Sokrates'in öğrencisi, Aristoteles hocası Yunan filozof. İLE Bizanslı düşünür. Platon'u çok sevdiği için adının Bizans Rumcası'nda okunuşunu kendine soyad edinmiştir. Uzun süre Osmanlı coğrafyasında sufî çevrelerde bulundu; İbn Arabî sisteminden etkilendi. Dinlerin aşkın birliğini savundu. Öte yandan Bizans'ın yeniden dirilmesi için Ahî teşkilâtını model alan bir çalışma başlattı ve Eski Yunan mitolojisini inceleyen bir eser kaleme aldı. Rumcası yakılan bu eserin Fatih Sultan Mehmed'in emriyle yapılan Arapça tercümesi günümüze gelmiştir. )


- PLAZİ/PLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞME


- POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> GENERAL POWER OF ATTORNEY ile/ve/||/<> SPECIAL/EXCLUSIVE POWER OF ATTORNEY

( Vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Genel vekâletnâme. İLE/VE/||/<> Özel vekâletnâme. )


- PRN/PRO RE NATA[İng.] değil/yerine/= GEREKSİNIM DURUMUNDA, İHTİYAÇ HALİNDE


- PSİKOSEKSÜEL EVRELER ile/ve/||/<>/> GELİŞİM EVRELERİ


- PSİKOZ/PSYCHOSIS[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLİK YİTIMİ


- quot. op. si.[Lat. < QUOTIES OPUS SIT] değil/yerine/= GEREKLİ ÖLÇÜDE


- RASTGELE/LALETTAYİN değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL


- REABSORPSİYON/REABSORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM


- REAL-TIME[İng.] değil/yerine/= GERÇEK ZAMANLI


- REAL[İng.]/REEL[Fr.] değil/yerine/= GERÇEK


- REALİST değil/yerine/= GERÇEKÇİ


- REALITE/REALITY[İng.] değil/yerine/= GERÇEKLİK


- REALİZM değil/yerine/= GERÇEKÇİLİK


- REBOUND[İng.] değil/yerine/= GERİ TEPİM


- REDDETMEK ile "GERİ ÇEVİRMEK"


- REFLÜ/REFLUX[İng.] değil/yerine/= GERİ KAÇIŞ


- REGRESİF/REGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİCİ


- REGRESYON/REGRESSION[İng.] değil/yerine/= GERİLEME


- REGÜRJITAN/REGURGITANT[İng.] değil/yerine/= GERİ AKAN


- REGÜRJITASYON/REGURGITATION[İng.] değil/yerine/= GERİ AKIŞ


- REHÂVET değil/yerine/= GEVŞEKLİK


- RETARDASYON/RETARDATION[İng.] değil/yerine/= GERİLİK, | GECİKME


- RETARDE/RETARDED[İng.] değil/yerine/= GERİ KALMIŞ


- RETROGRAT AMNEZİ/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU BELLEK YİTIMİ


- RETROGRAT/RETROGRADE[İng.] değil/yerine/= GERİYE DOĞRU


- RETROSPEKTİF ÇALIŞMA/RETROSPECTIVE STUDY[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK ÇALIŞMA


- RETROSPEKTİF/RETROSPECTIVE[İng.] değil/yerine/= GERİLEYİK


- RETROVERSİYON/RETROVERSION[İng.] değil/yerine/= GERİYE DÖNÜKLÜK


- REUPTAKE[İng.] değil/yerine/= GERİ ALIM


- REVERSİBIL/REVERSIBLE[İng.] değil/yerine/= GERİ DÖNEBİLİR


- REZORPSİYON/RESORPTION[İng.] değil/yerine/= GERİ EMILIM


- RÖLAKSAN/RELAXANT[İng.] değil/yerine/= GEVŞETICİ


- RÖLAKSASYON/RELAXATION[İng.] değil/yerine/= GEVŞEME


- RÖTAR[Fr.] değil/yerine/= GECİKME


- RÖTAR/RETARD[İng.] değil/yerine/= GECİKME


- RUMINASYON/RUMINATION[İng.] değil/yerine/= GEVİŞ GETİRME | DÜŞÜNÜP DURMA


- s. op. s.[Lat. < SO OPUS SIT] değil/yerine/= GEREKTİĞİNDE, GEREK GÖRÜLÜRSE


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SAĞLAMAK ile/ve GERÇEKLEŞTİRMEK

( TO OBTAIN vs./and TO REALIZE )


- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- SAĞLIK = HEALTH[İng.] = SANTÉ[Fr.] = GESUNDHEIT[Alm.] = SALUTE[İt.] = SALUD[İsp.]


- SAHTE PARA ile/değil/yerine/>< GERÇEK PARA


- SAHTE ile/değil/yerine GEÇİCİ


- ŞAKAİK değil/yerine/= GELİNCİK ÇİÇEĞİ

( GELİNCİK ÇİÇEĞİ )


- ŞAKAYIK ile GELİNCİK

( Çin ve Japonya kültüründe zenginliğin simgesi/göstergesidir. İLE ... )

( PAOENIA cum PAPAVER RHOEAS )


- SANAT ...:
GEÇMİŞ/TEN ile/ve BUGÜN/E ile/ve GELECEK/E

( Kopuk olmamalı. İLE/VE Hitap etmeli. İLE/VE Dönük olmalı. )

( MÂZÎ ile/ve HÂL ile/ve İSTİKBÂL )


- SANAT:
GEÇMİŞİ GERİ ALMAK ile/ve/değil/||/<>/> GELECEĞİ ÖNGÖREBİLMEK


- SANATÇI:
SAHTE ile/ve/değil/yerine/||/<>/> GERÇEK

( Taklit eder. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Alır/"çalar". )


- SARKMA ile/ve GECİKME

( [buluşma dakikasından önce] Haber verilmişse/verilirse. İLE/VE Haber verilmemişse. )


- SAVCI/LIK ile GENEL SORGU SAVCI/LIĞI


- ŞEMA:
KENDİ ile/ve/||/<>/> DIŞ DÜNYA ile/ve/||/<>/> GELECEK


- SERAP ile GERÇEK

( MIRAGE vs. REALITY )


- SERPİLME ile/ve/||/<> GELİŞME


- SEYÂHAT[Ar. < SİYAHAT] değil/yerine/= GEZİ/YOLCULUK


- SEYİR ile GELİŞİM


- SEYRÂN[Ar.] değil/yerine/= GEZME/GEZİNME/GEZİNTİ


- SEYYAH[Ar.]/TURİST[İng.] değil/yerine/= GEZGİN


- SEYYAH/TURİST değil/yerine/= GEZGİN


- SEYYÂR[Ar. < SEYR] değil/yerine/= GEZGİN/GEZİCİ

( Belirli bir yeri olmayan. | Kolay taşınabilen, katlanarak taşınabilir olan. )


- SEYYAR değil/yerine/= GEZER


- SIÇAN ile GELENİ/TARLASIÇANI


- ŞİİR ile/ve/<> GELİŞ(TİRİL)MİŞ DİL


- ŞİİR = POEM[İng.] = POÈME[Fr.] = GEDICHT[Alm.] = POEMA[İt., İsp.]


- ŞİKÂYET ile/ve/<>/değil GEREKSİNİM/İHTİYAÇ


- SIKINTI ZAMANINDA ALLAH DEMEK yerine GENİŞ ZAMANDA ALLAH'I ZİKRETMEK


- SINIRLANDIRMADA:
YASALILIK ve/||/<> GEÇERLİLİK(MEŞRÛİYET) ve/||/<> TOPLUMSAL GEREKLİLİK


- SİRÂYET[Ar.] değil/yerine/= GEÇME/BULAŞMA


- SİRKÜLER/TAMİM değil/yerine/= GENELGE


- SİYASETNAME ile/ve/değil/||/<> GENELGE


- SOHBET = CONVERSATIN/CHAT[İng.] = CAUSETTE[Fr.] = GESCHWÄTZ[Alm.] = CONVERSAZIONE[İt.] = CHARLA[İsp.]


- SOMUT ile/ve GERÇEK/LİK

( CONCRETE vs./and REAL/ITY )


- SONLU/LUK ile/ve/değil GEÇİCİ/LİK

( FINITENESS vs./and TRANSIENTNESS )


- SONLULUK ile/ve/değil/< GEÇİCİLİK


- SONRADAN AKLINA GELMESİ ile GEÇ ANLAMAK

( TO REMIND LATER vs. DELAYED MEANING )


- SONSUZLUK ve/<>/>< GERÇEKLİK

( Hak. VE/<>/>< Olumsallık[keyfîlik]. )


- SORU (SORMAK):
ÖĞRENMEK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> ANLAMAK İÇİN ile/ve/değil/bazen/||/<> GERİBİLDİRİM/ONAY İÇİN


- SOYUTLAMA ile GENELLEME


- SÖZDEN ÖNCEKİ 3 EŞİK:
İYİLİK ve/||/<> İNCELİK ve/||/<> GEREKLİLİK


- STRES/STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM


- STRES değil/yerine/= GERGİNLİK


- STRESLİ değil/yerine/= GERGİN


- STRETCHING[İng.] değil/yerine/= GERME/GERİNME


- SU AYGIRI(/DENİZ ÖKÜZÜ/ATBALIĞI) ile GERGEDAN

( Suaygırı ile Gergedan )

( HIPPOPOTAM: Irmak adı. )

( BERNÎK, FERES-ÜL-BAHR, HISÂN-I BAHRÎ, HISÂN-ÜL-BAHR ile GERGEDENN )

( GÂV-I BAHRÎ ile ERC )

( HIPPOPATAMUS vs. RHINOCEROS )

( HIPPOPATAMI cum RHINOCEROS UNICORNIS )

( ... con RINOCERONTE )

( ... ile RHINO[Burun]-KERAS[Boynuz] )


- SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ile/ve/< GELENEK


- SÜREÇ ile/ve/<> GELİŞİM


- SÜREKLİ EKSİK ile/ve/<>/> "GEREKSİZ"


- SÜREKLİ/LİK ile/ve GELENEK/SEL

( CONTINUOUS vs./and TRADITIONAL )


- SURET ile GEOMETRİK BİÇİM


- SÜRREALİST değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜ


- SÜRREALİTE/SÜRREAL değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜ


- SÜRREALİZM değil/yerine/= GERÇEKÜSTÜCÜLÜK


- SUSKUN/LUK ile/fakat/ne yazık ki "GEVEZE/LİK"

( [Her zaman] Bilgeliğin belirtisi değildir. İLE/FAKAT/NE YAZIK Kİ Aptallığın belirtisidir. )


- SUSMA:
TAM ile/ve/||/<> KISMÎ ile/ve/||/<> GEÇİCİ

( Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin tüm aşamalarında, suçlamanın tümü bakımından susmasıdır. Tam susma, uygulamada çok sık rastlanılan bir susma çeşidi değildir. Şüpheli ya da sanığın, kendine yüklenen suç hakkında, hiçbir şey açıklamaması biçiminde ortaya çıkar. Ancak, şüpheli ya da sanığın, failliği hakkında tam bir inkârda bulunması, örneğin; "suçsuz olduğu"nu açıklaması ya da "olay yerinde bulunmadığı"nı söylemesi de, tam susma kapsamında değerlendirilmelidir. Şüpheli ya da sanığın, olaya ilişki herhangi bir açıklamada bulunmaksızın, kimliğine ve kişisel durumlarına ilişkin bilgileri vermesi durumunda da tam susma söz konusudur.

İLE/VE/||/<>

Şüpheli ya da sanığın, muhakemenin hangi aşamasında olursa olsun, kendine sorulan sorulardan bir kısmını yanıtlayıp, bir kısmını yanıtsız bırakması, kısmî susmadır. Örneğin; şüpheli ya da sanığın, cinayeti işlediğini kabul edip, neden işlediği ya da cinayet aracını nereye sakladığı konusundaki soruları yanıtsız bırakması gibi.

İLE/VE/||/<>

Şüpheli ya sanığın, muhakemenin bir aşamasında, olay hakkında konuşup, başka bir aşamasında susması, geçici susmadır. Örneğin, şüpheli ya da sanık, soruşturma evresinde konuşmuş fakat kovuşturma evresinde susmuşsa ya da soruşturma evresinde susup, kovuşturma evresinde konuşmuşsa, bu, geçici susmadır. )


- SUSMAK ile/ve/değil GEREKENİ YAPMAK


- TAASSUB ile/değil/yerine GELENEKSEL DEĞER/LER


- TABU ile/değil GELENEK


- TAHAKKUK[< HAKK] ile GERÇEKLEŞME, YERİNE GELME

( HAKÎKAT OLARAK MEYDANA ÇIKMA, GERÇEKLİĞİ ANLAŞILMA )


- TAHALLÜF[< HİLÂF] değil/yerine/= GERİDE KALMA, ARKADA BIRAKILMA | UYGUN GELMEME


- TAKDİR[Ar.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GERİBİLDİRİM


- TAMİM[Ar.]/SİRKÜLER[Fr.] değil/yerine/= GENELGE


- TAMİM[Ar.] değil/yerine/= GENELEME/GENELLEŞTİRME


- TAN/AYDINLIK/IŞTIN:
GEÇİCİ ile/ve/<> GERÇEK

( Tan yerinde, gün doğmadan beliren, sonradan kaybolan, geçici aydınlık/tan, yalancı tan. İLE/VE/<> Tan yerinde, gün doğuncaya kadar süren kesintisiz aydınlık. )

( FECR-İ KÂZİB ile/ve/<> FECR-İ SÂDIK )


- TANIKLIK ile/ve/||/<> İÇ TANIKLIK ile/ve/||/<> GELİŞTİRİCİ TANIKLIK


- TANSİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= GERİLİMÖLÇER


- TANSİYON değil/yerine/= GERİLİM


- TARDİF DISKINEZİ/TARDIVE DYSKINESIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ DEVİNIM BOZUKLUĞU


- TARDİF DISTONİ/TARDIVE DYSTONIA[İng.] değil/yerine/= GEÇ GERİM BOZUKLUĞU


- TARİH:
EYLEM ve/||/<> GEREKSİNİM


- TARİH:
GELECEK ve/||/<> GEREKSİNİM


- TARİH ile/değil GEÇMİŞ

( Kişilerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )

( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )

( Human/people have not history, have past. )

( Geçmişlerini/tarihlerini bilmeyenler, şimdi'lerinde çırpınır, geleceklerinde boğulur. )

( TARİH: Gelecekte karşılaştığın geçmiş. )

( )

( [not] HISTORY vs./but PAST )


- TARİH ile/değil GEÇMİŞ

( Kişinin/bireylerin tarihi olmaz, geçmişi olur. )

( Gelecek açıktır, geçmiş ise sürekli "değişir!"[değiştirilir] )

( Human/people have not history, have past. )

( [not] HISTORY vs. PAST )


- TARİH ile/ve/<> GELENEK

( Geleneğin sürüşü resmi değildir ve gönüllü olarak yapılır. )

( HISTORY vs./and/<> TRADITION
The continuity of tradition is informal and voluntary. )


- TARLAKUŞU/TOYGAR/TURGAY/CÜSÂL[Ar.] ile/ve GELİNKUŞU

( Bir tür çayırkuşu. İLE/VE Bir tür iri tarlakuşu. )


- TASIMDA/KIYASTA, ÖNERMELER:
EŞİT ya da GENEL


- TAVUKKARASI değil/yerine/= GECE KÖRLÜĞÜ


- TAXMAQ[Azr.] = GEÇİRMEK[Tr.]


- TAZELEYİCİ ve/||/<> GENÇLEŞTİRİCİ

( Uyku, yıkanma, sarılmak, birlik, oyun, hareket, çalışma, spor, felsefe, dil, bilim, doga, yeşil, sanat, sevgili, dost, sohbet. )


- TEDBİR ile GEREKLİLİK

( PRECAUTION vs. NECESSITY )


- TEDİRGİN/LİK ile/ve/<>/>/< GERGİN/LİK


- TEFRİT değil/yerine/= GERİDELİK/YETMEZLİK


- TEHECCÜD[< HECD] değil/yerine/= GECE UYANIP NAMAZ KILMA | GECE KILINAN NAMAZ


- TEHİR/TAVİK[Ar.] değil/yerine/= GECİKTİRME | ALIKOYMA


- TEMELLENDİRME ile GEREKÇELENDİRME

( WELL-FOUNDING vs. JUSTIFING )


- TENSILE STRENGTH[İng.] değil/yerine/= GERILIM GÜCÜ


- TENSILE STRES/TENSILE STRESS[İng.] değil/yerine/= GERILIM DİRENCİ


- TENSILE[İng.] değil/yerine/= GERILIM


- TEPE ile GERİŞ

( ... İLE Dağların üst bölümü. )


- TEPKİ (VERMEK) ile/ve/değil/yerine GERİBİLDİRİM

( AKS-ÜL-AMEL ile/ve/değil/yerine ... )

( [not] REACTION vs./and/but FEEDBACK
FEEDBACK instead of REACTION )


- TERSANE[İt. < TERSANA] değil/yerine/= GEMİLİK


- TERSANE[İt.] değil/yerine GEMİLİK


- TESPİT ile GENELLEME


- TEVETTÜR[Ar. < VETR/VİTRET] değil/yerine/= GERİLME, GERGİN DURUMA GERME | GERİLİM


- TEYİT MEKTUBU değil/yerine/= GEÇERLETKE


- TİBET BUDİZMİ'NDE:
KASİD ile/ve SAGYA ile/ve NINGMA ile/ve GELUGBA

( Beyaz Nilüfer Grubu. İLE/VE Çiçek Grubu. İLE/VE Kırmızı Grubu. İLE/VE Sarı Grubu. )


- TIDAL[İng.] değil/yerine/= GEL-GİTSEL


- TİN/AN = SPIRIT[İng.] = ESPRIT[Fr.] = GEIST[Alm.] = SPIRITUS[Lat.] = PNEUMA, NOUS[Yun.] = ALIENTO[İsp.]


- TİYATRO:
OYUNU, GERÇEKLEŞTİRMEK İÇİN ve/||/<> GERÇEĞİ, OYUNLAŞTIRMAK İÇİN


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ

( )


- TONİK/TONIC[İng.] değil/yerine/= GERGILİ | GÜÇLENDİRICİ


- TONİSITE/TONICITY[İng.] değil/yerine/= GERGİ


- TOPLUM = CEMİYET = SOCIETY[İng.] = SOCIÉTÉ[Fr.] = GESELLSCHAFT[Alm.] = SOCIETAS[Lat.] = SOCIEDAD[İsp.]


- TOPLUMSAL = SOCIAL[İng., Fr., İsp.] = GESELLSCHAFTLICH[Alm.] = SOCIALE[İt.]


- TÖRE ile/değil GELENEK

( Tarihsel deneyim. İLE/DEĞİL Toplumsal deneyim. )


- TPM/TEMPORARY PACEMAKER[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KALP PİLİ


- TRANSGENİK/TRANSGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN AKTARIMLI


- TRANSİZYON/TRANSITION[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ, DEĞİŞME


- TRAVMALAR:
ANNE KARNINDA ile/ve/||/<> BEBEKLİKTE ile/ve/||/<> ÇOCUKLUKTA ile/ve/||/<> GENÇLİKTE ile/ve/||/<> YETİŞKİNLİKTE


- TÜCCARLAR ile/ve GEZGİNLER ile/ve DERVİŞLER/SÛFÎLER


- TÜMDENGELİMSEL ile/ve/||/<> TÜMEVARIMSAL ile/ve/||/<> GERİÇIKARIMSAL

( Bütünden, parçaya. İLE/VE/||/<> Parçadan, bütüne. İLE/VE/||/<> Parçadan, parçaya. )

( DEDUCTIVE vs./and/||/<> INDUCTIVE vs./and/||/<> ABDUCTIVE )


- TÜMEVARIM ile/değil/ne yazık ki GENELLEME


- TURGOR[İng.] değil/yerine/= GERGİ, DOLGUNLUK


- TURİST[İng.]/GEZEN ile/değil/yerine GEZGİN

( Gezen tilki, yatan aslandan evlâdır. )

( Evliyâ Çelebi, [o zamanın koşullarında] 257 şehir, 7600 kale gezmiştir. )

(









)

( [not] TOURIST vs./and/but TRAVELLER
TRAVELLER instead of TOURIST )


- TURİSTİK değil/yerine/= GEZİNSEL


- TURİZM değil/yerine/= GEZİNÇ


- TURNE değil/yerine/= GEZMECE


- TUTARLI/LIK ile/ve/<> GEÇERLİ/LİK

( CONSISTENCY vs./and/<> VALID/ITY )


- TUTMA ile/ve/> GENİŞLETME

( TO HOLD vs./and/> TO WIDEN )


- TÜZEL/HUKUKÎ ERDEMLER'DE:
GENELLİK ve/||/<> İLÂN ETME ve/||/<> GERİYE YÜRÜ(TÜLE)MEME ve/||/<> AÇIKLIK ve/||/<> ÇELİŞKİSİZLİK ve/||/<> UYMA OLANAĞI ve/||/<> KALICILIK ve/||/<> İLÂN EDİLEN KURAL İLE RESMÎ EYLEM ARASINDAKİ UYGUNLUK


- UÇUK ile GECEYANIĞI

( ... İLE Uçuk gibi, birdenbire oluşan, kabarcıklı deri döküntülerine verilen ad. )


- UMUM(Î) değil/yerine/= GENEL


- UMUMİ MAĞAZA değil/yerine/= GENEL SAKLAK


- UMUMİ[Ar.] değil/yerine/= GENEL


- UMUMİYETLE değil/yerine/= GENELLİKLE


- ÜST METİN İŞARETLEME DİLİ/HYPERTEXT MARKUP LANGUAGE/HTML[İng.] ile/ve/||/<> GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.]

( Verileri ve içerikleri görüntülemek için kullanılır. İLE/VE/||/<> Verileri depolamak ve paylaşmak için kullanılır. )

( Etiketleri önceden tanımlanmıştır. İLE/VE/||/<> Etiketleri önceden tanımlanmamıştır. Kullanıcı kendi etiketlerini oluşturmaktadır. )


- ÜVEYE EDERSEK ve/||/<> GELİNE EDERSEK

( [kendi] Çocuğumuzda buluruz! VE/||/<> Kızımızda buluruz. )


- UYANIK/LIK ile GERGİN/LİK


- UYGUNLUK ile/ve GEÇERLİLİK

( APPROPRIATENESS vs./and VALIDITY )


- UZAK ile GEREKSİZ

( DISTANT vs. UNNECESSARY )


- ÜZÜM ile GELİNPARMAĞI

( ... İLE Uzun taneli bir üzüm türü. )


- VAKF-I AKAR/ASL-I VAKF değil/yerine/= GELİR KAYNAĞI


- VALIDASYON/VALIDATION[İng.] değil/yerine/= GEÇERLEME


- VALİDASYON değil/yerine/= GEÇERLEME


- VALİDE ETMEK değil/yerine/= GEÇERLEMEK


- VALİDİTE/VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GEÇERLİLİK


- VAPUR ile GEMİ

( MELLÂH: Denizci, gemici, kaptan. )

( [Kofti] ... ile KAY )

( SÂBÎHA[< SİBÂHAT], SEFÎNE[çoğ. SEFÂİN, SÜFÜN] )

( STEAMER vs. SHIP )

( ... ile SEFİNE )


- VAROLAN'DA:
DOĞRULUK ile/ve GEÇİCİLİK

( ON EXISTENCE: STRAIGHTNESS vs./and TEMPORARY )


- VAROLAN/VAROLUŞ ile/ve GEÇİCİ VAROLAN/VAROLUŞ

( EXISTENCE vs./and TEMPORARY EXISTENCE )


- VEFÂ HAKKI değil/yerine/= GERİ ALIM ÜLEVİ


- VERİLİ OLAN ile GERÇEK OLAN

( Gerçeğe varmış kişi, en içten kişidir. )

( Gerçeği arayışın kendi gerçeğin devinimidir. )

( Gerçeğin devam gereksinimi yoktur. )

( En iyi olan, yalnızca gerçek olandır. )

( Zaman ve uzay ile sınırlı ve bir tek kişi için geçerli olan, gerçek değildir. )

( Gerçek, herkes için her zaman geçerlidir. )

( Eğer anlatabilirseniz, o gerçek olan değildir. )

( Gerçeğe varış, kaynağı keşfetmek ve onda karar kılmaktır. )

( The realised person is the most earnest person.
The search for reality is itself the movement of reality.
Reality need not continue.
The real is your only good.
What is limited in time and space, and applicable to one person only, is not real.
The real is for all and forever.
If you can convey, it is not the real thing.
Realisation consists in discovering the source and abiding there. )

( BEING EMBEDED vs. BEING TRUE/REAL )


- VERMEK ile/ve/<>/değil GERİ VERMEK


- VİTRİNLERE/TEZGAHLARA UZUN UZUN BAKMAK ile/yerine GEREKENE, GEREKTİĞİ KADAR BAKMAK

( SHOPPING IN LONG PERIOD vs. LOOKING TO THE NECESSITY
LOOKING TO THE NECESSITY instead of SHOPPING IN LONG PERIOD )


- VOLTAJ[Fr.] değil/yerine/= GERİLİM


- VÜRUT[Ar.] değil/yerine/= GELİŞ/GELME


- WALTER BENJAMIN ile/ve/||/<> GERSHOM SCHOLEM

( 15 Temmuz 1892 - 26 Eylül 1940 İLE/VE/||/<> 05 Aralık 1897 - 21 Şubat 1982 )


- WAN/WIDE AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= GENİŞ ALAN AĞI


- YADSIMAK ile/ve GELİŞTİRMEK

( TO DENY | REJECT vs./and TO DEVELOPE/IMPROVE )


- YALAN SÖYLEMEK ile/değil/yerine/>< GERÇEĞİ SÖYLEMEK

( Geleceğinizin önemli/belirleyici bir parçası olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmişinizdeki (herhangi) bir parçadır. )

( If you tell the truth, it becomes a part of your past. If you lie, it becomes a part of your future. )

( [not] TO LIE vs./but/>< TO SAY THE TRUTH
TO SAY THE TRUTH instead of TO LIE )


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- YALAN ile/değil/yerine/>< GERÇEK

( Yüksek sesle çıkar, gürültülüdür ve çok söz söyletir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sessizdir ve az söz söyletir. )


- YANILSAMA ile GERÇEKDIŞI


- YANLIŞ/LIK ile/ve GEÇİCİ/LİK

( WRONG/FALSE vs./and TEMPORARY/TEMPORARINESS )


- YAPMAK ile/ve/değil/yerine/<> GERÇEKLEŞTİRMEK


- YARGI:
TRANSANDANTAL ile/ve/||/<> GEREKİRCİLİK ve YANSIMALI ile/ve/||/<> ALGI ve DENEYİM

( URTEIL )


- YARGILAMA ile/değil/yerine/>< GERİBİLDİRİM


- YASA = KANUN = LAW[İng.] = LOI[Fr.] = GESETZ[Alm.] = LEX[Lat.] = NOMOS[Yun.] = LEY[İsp.]


- YAŞAMIN:
"DAYATTIKLARI" ile/ve/değil/yerine/<> GETİRDİKLERİ


- YAŞAMIN:
"UZUNLUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GENİŞLİĞİ


- YAŞLILARDA GÖRMEMİZ GEREKEN:
GEÇMİŞ ile/ve/değil/yerine/<> GELECEK


- YATAY/LIK ile/ve GEÇİŞKEN/LİK


- YAYGIN ile GENİŞ


- YAYMAK ile GENİŞLETMEK

( EXTEND vs. WIDEN )


- YAYMAK ile GENİŞLETMEK

( EXTEND vs. TO WIDEN )


- YAZ GÜNÜ ile/ve/||/<>/> GEZ GÜNÜ


- YEĞLEMEK/TERCİH ETMEK ile/değil "GEREKLİ GÖRMEK"


- YENİ BASKIDA:
GELİŞTİRİLMİŞ ile/ve/||/<> GENİŞLETİLMİŞ ile/ve/||/<> ZENGİNLEŞTİRİLMİŞ


- YENİ ile/değil GEÇMİŞE GÖRE YENİ


- YER VERMEK ile/ve/değil/||/<>/< GEÇİT VERMEK


- YERİNDE/LİK ile/ve GEÇERLİ/LİK

( CONGRUOUS vs./and VALID )


- YERLEŞİK ile/ve/<> GEZGİN

( İnsanlığın gelişimi ve dünya tarihi, bulunduğu olanakları[yer/bölge/koşulları], yeterli gören kişi/ler ile daha da ileriyi[öteyi/yukarıyı] düşünen, merak eden, isteyen/ler arasındaki ilişki[birlik/telik ya da çatışma] ile süregelmiştir.

Bu durum ve süreç, dünya ne kadar daha devam edecekse, en başta, felsefede, bilimde ve sanatta olmak üzere, o kadar daha aynen devam edecektir. Herhangi iki kişi arasında, erkek-kadın, ebeveyn-çocuk, yaşlı-genç, bilen-bilmeyen, zengin-fakir gibi, "doğu"-"batı" gibi her türlü ayrışma ve çatışma ile hem birbirlerini geliştirecek, hem de engel olacaklardır.

Aslolan ve anlaşılması gereken de şu ki, bu devinim/döngü, hiçbir zaman ve koşulda sonlan(a)mayacağından dolayı, bu süreçteki "zorlukların"/uğraşıların, yaşamın [ve anlamının], bireyler arasında değil doğayla/fizikle olduğunu anımsayarak, paylaşım ve dayanışma içinde, bilgilerimizi, farkındalıklarımızı paylaşarak ve ümit aşılayarak sürmesi gerektiğidir.
[ Başkalarından/dışarıdan, hazır gelmesini değil kendim(iz)den başlay(/t)arak! Şimdi, burada ve içinde bulunulan, yeterli/yetersiz, "olumlu/olumsuz", tüm koşullarda! Vazgeçmeden, ertelemeden, üşenmeden!] )


- YETERSİZ/LİK ile/ve/<>/> GEÇERSİZ/LİK


- YETKEYE BAŞVURMA SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
BİR BİLENE SORMA ile/ve/||/<> YETERSİZ KAYNAK ile/ve/||/<> İNANCA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ORTAK TUTUMA BAŞVURMA ile/ve/||/<> ÖBEK BASKISI ile/ve/||/<> YARARCI ile/ve/||/<> BEĞENDİRME ile/ve/||/<> DAYATMA ile/ve/||/<> İÇİNDEKİ DEĞİL DIŞINDAKİ(ZARF-MAZRUF) ile/ve/||/<> "GENETİK"

( ARGUMENT TO AUTHORITY vs./and/||/<> FALLACY OF UNQUALIFIED SOURCE vs./and/||/<> APPEAL TO BELIEF vs./and/||/<> APPEAL TO COMMON PRACTICE vs./and/||/<> BANDWAGON, PEER PRESSURE vs./and/||/<> PRAGMATIC FALLACY vs./and/||/<> APPEAL TO PERSONAL INTERESTS vs./and/||/<> FALLACY OF "IS" TO "OUGHT" vs./and/||/<> STYLE OVER SUBSTANCE vs./and/||/<> "GENETIC" FALLACY )


- YILDIZ/LAR ile/ve/değil GEZEGEN/LER

( Sabittir. İLE/VE/DEĞİL Hareket eder. [Güneşin etrafında dolaşan] )

( Birbirine göre konumları değişmez. İLE/VE/DEĞİL Birbirine göre konumları değişir. )

( Kendiliğinden ısı ve ışık enerjisi yayar. İLE/VE/DEĞİL Güneş'ten aldığı ışığı yansıtır. )

( Dünya'dan uzaktır. İLE/VE/DEĞİL Dünya'ya yakındır. )

( Işıkları titreşir. İLE/VE/DEĞİL Işıkları titreşmez. )

( Sıcaklıkları çok yüksektir. İLE/VE/DEĞİL Soğuyarak katılaşmıştır. )

( Çok uzaktalardır. [Dolayısıyla hareketsizmiş gibi görünürler.] İLE/VE/DEĞİL Yakındalardır. [Dolayısıyla hareketleri kolayca gözlenir.] )

( Gökteki Yıldızlar - Erkin Koray

)

( Yıldızların Altında... )

( NECM, KEVKEB, SİTÂRE, ZÜKÂ ile/ve SEYYÂRE )

( AHTER ile/ve ... )

( STAR vs./and PLANET )


- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM

( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )


- YOKSUNLUK ile/ve GEREKSİNİM

( DEPRIVATION vs./and NEED )


- YOLCU ile/ve GEZGİN

( ... ile/ve SEYYAH )

( PASSENGER vs./and TRAVELLER )


- YOLCULUK:
HAYAL GÜCÜ yerine GERÇEKLER

( Seyahat etmek, hayal gücümüzü, gerçeklerle dengeler ve bazı şeylerin nasıl olabileceklerini düşünmek yerine onları, oldukları gibi görmemizi sağlar. )


- YORUM ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< GERİBİLDİRİM

( [not] INTERPRETATION/COMMENT vs./and/but/||/<>/>/< FEEDBACK
FEEDBACK instead of INTERPRETATION/COMMENT )


- YÜCE/LİK ve/=/||/<>/> GERÇEĞE/HAKİKATE EVRİLEN


- YÜCEGÖNÜLLÜLÜK = GENEROSITY[İng.] = GÉNÉROSITÉ[Fr.] = EDELMUT[Alm.] = GENEROSITAS[Lat.]


- YÜKLEMEK ile/ve/değil/||/<> GENİŞLETMEK


- YÜZLEŞMEK ile/ve/||/<>/> GERİDE BIRAKMAK


- ZAMAN:
BEKLEYİNCE ile/ve/||/<> GECİKİNCE ile/ve/||/<> ÜZÜLÜNCE ile/ve/||/<> MUTLU OLUNCA ile/ve/||/<> ACI ÇEKİNCE ile/ve/||/<> SIKILINCA

( "Yavaşlar". İLE/VE/||/<> "Hızlanır". İLE/VE/||/<> "Can yakar". İLE/VE/||/<> "Kısallır". İLE/VE/||/<> "Bitmek bilmez". İLE/VE/||/<> "Uzar". )


- ZAMANINDA YA DA ZAMANSIZ SÖYLENMİŞ SÖZLER ile/ve GERÇEK YA DA YANLIŞ SÖZLER ile/ve HOŞ YA DA ACI SÖZLER ile/ve YARARLI YA DA YARARSIZ SÖZLER ile/ve NAZİK VE GÜCENDİRİCİ SÖZLER

( WORDS AT THE RIGHT TIME OR UNTIMELY vs./and TRUE OR FALSE WORDS vs./and NICE/SWEET OR GRIEF WORDS vs./and BENEFICIAL OR USELESS WORDS vs./and POLITE AND OFFEND WORDS )


- ZAPPING[İng.] değil/yerine/= GEÇGEÇ


- ZOR ZAMANDA, YALNIZ BIRAKMAK değil/yerine/>< GEREKSİNİM ANINDA, YANINDA OLMAK


- ZORUNLU/LUK ile GEREKLİ/LİK

( OBLIGATION vs. NECESSITY )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 60 kez incelenmiş/okunmuştur.