Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

İÇİNDE ...AĞ...
BULUNAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



İçinde ...AĞ... ~ ... bulunan FaRkLaR...

- !AŞAĞILAYICI/LIK ile/ve/<> !DIŞLAYICI/LIK


- !CEHÂLET ve/<> !BAĞNAZLIK ve/<> !ÖFKE ve/<> !YEGİNLİK/ŞİDDET


- !DEDİKODUCU ile/ve/= !YAĞI/DÜŞMAN/HASIM

( Biz ancak kendimizin düşmanıyızdır. )

( Kişi, bilmediğine düşman olur. )

( ... ile HASIM )


- !HIRSIZLIK ile !YAĞMA


- !KAVGA-GÜRÜLTÜ


- !TALAN[Fars.]/İHTİKÂR[Ar.]/ÇAPUL/PLAÇKA[< Arnavutça] değil/yerine/= !YAĞMA/VURGUN


- ... "ŞANSI" YOK değil ... OLASILIĞI/OLANAĞI YOK


- ... AYAKLARI ile/ve/||/<>/> ... AĞIZLARI


- ... BÂBINDA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ... BAĞLAMINDA


- ... OLANAĞI ..:
SUNMAK ile/ve/||/<> TANIMAK


- ... OLMASINDAN/DURUMUNDAN (DA):
ANLAŞILACAĞI GİBİ ..." ile/ve/değil "HAREKET EDİLEBİLECEĞİ GİBİ ..."


- ... ŞEMASI ile ... AĞACI


- ...'NIN:
"MUTFAĞI" ile/ve/||/<> "ARKA SOKAKLAR"


- ...'NIN:
TANIMI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLI OLDUĞU/OLABİLECEĞİ YER


- ...'YA YOL AÇIYOR/AÇAN ile/değil ...'YI SAĞLIYOR/SAĞLAYAN


- ...('YI/YA) YAPMAMA/UYGULAMAMA/UYMAMA:
"ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil/yerine OLANAĞI/OLANAKLILIĞI/İHTİYÂRI


- ... değil GAZYAĞI


- ... değil GÖZDAĞI


- ...SIZ ile ...'YA KARŞIN/RAĞMEN

( ...LESS vs. ALTHOUGH )


- " ...YA YOL AÇAR" ile/ve/değil "... SAĞLAR"


- "... BÂBINDA" ile/değil/yerine ... BAĞLAMINDA


- "... SAĞLAMAK" ile "... SUNMAK"


- "... YAPANA KADAR ..." ile "... YAPACAĞINA ..."


- "...'YA NEDEN OLACAK ..." değil "...'YI SAĞLAYACAK ..."


- "Allah'tan" ise senin yetersiz diline/sözüne/onayına kalmayacağını anımsa da ona göre KONUŞ!!!


- "Demek ki" ile her inancına ve kişisel sonuçlarına bağlamadan KONUŞ!!!


- "İleri-Geri" konuşacağına hesabını bil de KONUŞ!!!


- "Laga-luga" etmeden düzgün KONUŞ!!!


- "Olur-olmaz" zamanda konuşacağına gerektiğinde KONUŞ!!!


- "Sus-pus" oturacağına KONUŞ!!!


- "Temelde" olanın ne olduğuna iyi bak da ona göre sağlam KONUŞ!!!


- "Zaten" diyerek, her "işine gelene/gelmeyene" bağlamadan KONUŞ!!!


- "1000 TARAKTA BEZİ OLMAK/OLAN" ile/değil/yerine/>< "10 PARMAĞINDA, 10 MARİFET(İ OLAN)"


- "5 AŞAĞI 5 YUKARI" değil 3 AŞAĞI 5 YUKARI


- "AĞABEY/EDE"/"ABLA" ile "AMCA" ile "TEYZE"

( ABLA[Moğolca]/APA[Uygurca]/İCE/ECE[Türkçe][kökeni > PRENSES: İlk sıradaki yönetici kız kardeş.], [Yünden yapılmış kışlık giysi] )


- "AĞIRLIK" ile ÖNCELİK

( "HEAVINESS" vs. PRIORITY )


- "AĞLAMA DUVARI" ile/değil/yerine BATI DUVARI


- "AĞLAMAMAK" değil/yerine AĞLATMAMAK


- "AĞUSTOS AYI(NDAKİ) GİBİ SOĞUK" ve/<> "OCAK/ŞUBAT GÜNEŞİ GİBİ YAKICI"

( Uruguay'da, mevsimlerin ve ayların, toplumdaki/dillerindeki karşılıkları. )


- "AĞZINDAN KAÇIRMAK" ile "YUMURTLAMAK"


- "AĞZINI AÇMAK" ile/ve SAVUNMA

( Bazı durum ya da sorularda, doğrudan/gerçeklikten ne kadar bahsedecek olsan da ağzını açtığın anda haksız olduğun algısı oluşabilir. )

( Hiçbir şey söylenmemesi gereken durumlar vardır ve buna göre davranmak gerekir. )

( "TO OPEN THE MOUTH" vs./and DEFENCE )


- "AĞZINI HAYR'A AÇ!" ile/ve "AĞZINDAN YEL ALSIN!"


- "AJDA BARDAĞI" değil AİDA BARDAĞI


- "AKLIN"/ODAĞIN:
ya/ne DUDAKLARINDA ya da/ne de DUDAKLARDA OLMASIN/OLMAMALI


- "ANA GİBİ YÂR, BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ" değil "ENÂ GİBİ YAR(UÇURUM), BAĞDAT GİBİ DİYÂR OLMAZ"


- "ANLATMAĞA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM" değil ANLATMAYA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM


- "ANLAYACAĞINIZ BİÇİMDE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLATABİLECEĞİM BİÇİMDE


- "AŞAĞI GÖRME" ya da "YUKARI GÖRME" | ile/ve/değil/yerine EŞ GÖRME


- "AŞAĞI TÜKÜRSEN, SAKAL; YUKARI TÜKÜRSEN, BIYIK" ile/ve/||/<> "NE, İSA'YA; NE DE MUSA'YA YARANAMAMAK"


- "AŞAĞIYA" değil AŞAĞI


- "ASİL" ile/değil AĞA


- "AŞIRI ALÇAKGÖNÜLLÜ/LÜK" ile/ve/<>/>/< YAĞCI/LIK


- "AZITMAK" ile "DAĞITMAK" ile "TOZUTMAK"


- "BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )


- "BAĞIRA BAĞIRA" ile/ve "GÖZ GÖRE GÖRE"


- "BAĞLAMAK" ile/ve "ÇÖZMEK"


- "BAĞLAMAK" ile/ve "TOPARLAMAK"


- "BAĞLANTI":
"BULMAK" ile/ve/<>/> "KURMAK"


- "BAŞIN/IZ SAĞOLSUN"/"KAYBINIZ İÇİN ÜZGÜNÜM"[İng. < SORRY FOR YOUR LOSS] değil YARANIZ SAĞALSIN/İYİLEŞSİN


- "BASKI (YAPMAK)" ile "AĞIRLIK (KOYMAK)"


- "BAŞTAN AŞAĞIYA" değil BAŞTAN AŞAĞI


- "BAYIR" "DERSEK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "BAĞ" "DERSEK"

( Bayır olur. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bağ olur. )


- "BAYRAĞI/SANCAĞI TAŞIMALI"!


- "BETONU DELMEK" ile "BETONU SAĞLAMLAŞTIRMAK"


- "BİR BALTAYA SAP OLAMAMAK" ile/ve "DİKİLİ BİR AĞACININ OLMAMASI"


- "BİR LOKMA, BİR HIRKA" ile/ve/||/<> "AZICIK AŞIM, AĞRISIZ BAŞIM"


- "BİR ÖLÇÜYE BAĞLAMAK" ile/ve/değil "BİR ÖLÇÜYE DAYANDIRMAK"


- "BOĞAZLARIM AĞRIYOR / BOĞAZLARIMI ÜŞÜTMÜŞÜM" değil BOĞAZIM AĞRIYOR / BOĞAZIMI ÜŞÜTMÜŞÜM


- "BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR" ile "AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK"


- "BU BAĞLAMDA ..." ile/ve DOLAYISIYLA


- "BU/O İŞTE ELİ VAR/DIR" ile/değil "BU/O İŞTE (BİR) PARMAĞI VAR/DIR"


- "BUZDAĞININ":
GÖRÜNEN BÖLÜMÜ ile/ve GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ

( Gördüğümüz, olan değildir. )

( Görünüşler, aldatıcıdır. )

( Adı değiştirebiliriz fakat gerçek yine kalır. )

( Appearances are deceptive. )

( What you see is not what is.
You may change the name, but the fact remains. )

( VISIBLE PART OF ICEBERG vs./and INVISIBLE PART OF ICEBERG )


- "CENAZEYE GİDİYORUM" ile/değil/yerine "AĞLAMAYA GİDİYORUM"

( Lazlar ve Mingreller, cenazenin adı yerine halini ifade etmeyi tercih ederler. )


- "ÇERÇEVE"[Fars.] ile BAĞLAM


- "DAĞ" OLMAK ile/değil/yerine "VADİ" OLMAK

( Yağmur yağar ama akar gider. İLE/DEĞİL/YERİNE Yağmuru toplar, göl olursun. )


- "DAĞ" ile/ve/değil/yerine/<>/>/>< BAĞ

( Bakmazsak/özenmezsek. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>/>< Bakarsak/özenirsek. )


- "DAĞILMAK" değil/yerine/>< DALMAK


- "DAĞILMIŞLIK" ile/ve/değil/yerine "BOĞULMUŞLUK"


- "DAĞITMAK" ile "DAĞILMAK"


- "DEĞERİ OLMAYAN" ile/ve/değil DEĞERİNİ ÖLÇME OLANAĞI BULUNMAYAN


- "DESİNLER" DİYE YAPMAK değil/yerine İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN


- "DESTUR" ile/ve "ESTAĞFİRULLÂH"


- "DEVE-CÜCE" OYUNU yerine "TOHUM-FİDAN-AĞAÇ" OYUNU


- "DİRENÇLİ DANIŞAN" ile/ve/değil/||/<>/< BİLGİSİZ/BECERİKSİZ SAĞALTIMCI[TERAPİST]

( Yoktur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Vardır. )


- "DOĞRU-YANLIŞ YOK/TUR!" ile/değil/ya da [BAĞLAMINDA ve GÖRELİ OLARAK] DOĞRU-YANLIŞ OLMAZ/OLMAYABİLİR

( Doğru-yanlış, bir şeyin ne olmadığı ve olmayacağı üzerine buluşmak olduğundan, olan/lar, olabilecek/ler üzerine kullanıl(a)maz/değildir! )


- "DURAĞIN ORADA" ile "DURAKTA"


- "EL DELİSİ" ile/ve/||/<>/> "EL AĞZI"


- "ELİM, AYAĞIMA DOLAŞTI" değil ELİM, AYAĞIMA DOLANDI


- "ELİNE SAĞLIK" ile/ve "ELLERİN DERT GÖRMESİN!"


- "ELİNİ/AYAĞINI/BAŞINI KIR" fakat GÖNÜL KIRMA!


- "EZBER BOZMAK" ile "KULAĞINA KAR SUYU KAÇIRMAK"


- "FANATİK" değil/yerine/= "BAĞNAZ/TUTKUN"


- "FERÂGAT ETMEK" ile "ÖDÜN VERMEK"


- "GELİŞMESİNE YOL AÇAR" değil GELİŞMESİNİ SAĞLAR


- "GÖZ GÖRE GÖRE" ile/ve "BAĞIRA BAĞIRA"


- "GÖZ GÖRE GÖRE" ile "BAĞIRA BAĞIRA"


- "HAK" ile/değil BAĞIMLILIK

( [not] RIGHT vs./but DEPENDENCE )


- "HALLETMEK" ile "BAĞLAMAK"


- "HASTALIKLI BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI BAĞIMLILIK

( )


- "HAYAT AĞACI" ile "BİLGELİK AĞACI"

( ... İLE Meyvesi yenilmemesi gereken. )


- "HAYDAR KUTLU" =/< NÂBİ YAĞCI


- "HAYDİ BAY" değil/yerine/= UĞURLAR OLSUN, HOŞÇAKAL, SAĞLICAKLA


- "HUME ÇATALI"NDA:
OLGULAR, OLGU DURUMLARI ile/ve/||/<> DÜŞÜNCELERİN BAĞINTILARI

( MATTERS OF FACT vs./and/||/<> RELATION OF IDEAS )


- "İÇERİK ÖNEMLİ DEĞİL" değil "İÇERİĞİ, (BURADA/BUGÜN[ÇAĞIMIZDA]) ÖNEMLİ DEĞİL"


- "İKİ AYAĞINI BİR PABUCA SOKTURMAK" ile "BOĞAZINA DİZDİRTMEK"


- "İLGİLENDİRİR" ile "BAĞLAR"


- "İMEYL/E-MAIL NUMARASI" değil/yerine/= E-POSTA BULUNAĞI


- "İPİN UCUNU KAÇIRMAK" ile "EŞEĞİN KULAĞINA(/...) SU KAÇIRMAK"


- "ISITILAN KURBAĞA" ÖYKÜSÜ değil/yerine "SARI ÖKÜZ" ÖYKÜSÜ

( ... DEĞİL/YERİNE Otlakların birinde bir öküz sürüsü yaşarmış. Çevredeki aslan sürüsünün de gözü öküzlerdeymiş. Ancak, öküzler saldırı anında bir araya geldiği zaman, aslanların yapılacak bir şeyi kalmazmış. Bu yüzden küçük hayvanlarla beslenmek zorunda kalan aslanlar, iyi beslenememeye başlayınca bir çare düşünmüşler. Topal aslan yanına bir iki aslanı da alarak, beyaz bayrak çekmiş ve öküz sürüsüne yanaşmış.

"SUÇ, HEP O SARI ÖKÜZ'DE..."

Öküzlerin önderi Boz Öküz ve yanındakilere tatlı dille konuşmaya başlamış:
"Saygıdeğer öküz efendiler. Bugün buraya sizden özür dilemeye geldik. Biliyorum. Bugüne kadar size zarar verdik. Ama inanın ki, bunların hiçbirini isteyerek yapmadık. Tüm suç hep o Sarı Öküz''de. Onun rengi sizinkilerden farklı ve bizim de gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Biz de barışseverliğimizi unutuyor ve saldırganlaşıyoruz. Sizle bir sorunumuz yok. Verin onu bize, siz kurtulun, yine barış içinde yaşayalım."

Boz Öküz ve heyeti, bu sözler üzerine, aralarında tartışmış ve teklifi haklı bularak, Sarı Öküz'ü vermişler aslanlara. Bir tek, Benekli Öküz karşı çıkmış ama kimseye derdini anlatamamış.

"AFERİN! SİZİ KUTLARIZ!"

Bir süre sonra, aslanlar yine aynı yöntemle gelip, bu kez Uzun Kuyruk'u istemişler:
"Gördünüz mü ne kadar barış severiz. Sizi de kararınızdan dolayı kutlarız. Ancak, şu sizin Uzun Kuyruk var ya, kuyruğunu salladıkça nereden baksak görünüyor ve aklımızı başımızdan alıyor. Size saldırmamak için kendimizi zor tutuyoruz. Oysa siz normal kuyruklusunuz. Verin onu bize, bu konuyu kapatıp, barış içinde yaşamaya devam edelim."

Boz Öküz ve heyeti, Uzun Kuyruk''u teslim etmiş, yine Benekli Öküz karşı çıkmış. Uzun Kuyruk, aslanların pençesi altında can vermiş.

"NEREDE KAYBETTİK BİZ BU SAVAŞI?"

Bu olay, sürekli tekrarlanmış, her seferinde farklı bahanelerle. Sonunda, öküzler zayıflamış, aslanlar küstahlaşmış. Artık, hiçbir bahane ileri sürmeden, doğrudan müdahale ederek, "Verin bize şunu, yoksa karışmayız" demeye başlamışlar. Birer birer aslanların pençesinde can verirken, Boz Öküz ve birkaç öküz kalmış geride. İçlerinden biri, önderlerine, "Ne oldu bize? Nerede kaybettik biz bu savaşı? Oysa, zamanında ne kadar da güçlüydük" diye sormuş.

Boz Öküz, Benekli Öküz'ün sözlerini anımsayarak, gözleri nemli... "Biz, Sarı Öküz'ü verdiğimiz gün kaybettik bu savaşı..." )


- "İşlet fiilin, duysun kulağın!" sen sonra KONUŞ!!!


- "KARIŞMAK":
NE YAPMAYACAĞI/NA / SÖYLEMEYECEĞİ/NE ile/değil
NE YAPTIĞINA/SÖYLEDİĞİNE

( Birine, ne yapmayacağını söylemek/anlatmak/göstermek karışmak değildir! ["Karışmak", yapılacak yanlış ya da doğru olan eylem/söz için kullanılabilir ancak.] )

( Kişilerin ne söyleyeceğini ya da yapacağını söylemeye, "müdahale" ya da "karışmak" denilebilir (belki ve çoğu şey için). Fakat ortak olan kavram, ifade, durum, davranış ve tutumlarda, toplumsal birlik, düzenlilik ve sürekliliğin sağlanması için gerektiğinde, hepimizin, birbirimize neyi yapamayacağını/yapmayabileceğini söylemesi kabalık ya da karışmak değildir! )


- "KARTAL"IN:
SOLA BAKAN TARAFI ile SAĞA BAKAN TARAFI

( Hz. İsa. İLE Hz. Meryem. )


- "KESTİRİP ATMAK" ile/değil/yerine "BAĞLAMAK"


- "KONTEKS/T" değil/yerine/= BAĞLAM


- "Konuşacağız da ne olacak?" demeden KONUŞ!!!


- "KÖRLÜK/SAĞIRLIK"(IN NEDENİ) ile/ve/||/<> TIKANIKLIK('IN NEDENİ)

( Olanaklar/olanaklılık, rahatlık. İLE/VE/||/<> Yeti/yetenek, becerme, başarı. )


- "MAĞDUR/HASTA EDEN/ETMEK" ile/ve/değil/||/<>/< MAĞDUR/HASTA OLAN/OLMAK


- "MERKEZCİ/LİK" ile/ve/<>/> BAĞIMLI/LIK


- "MUHABBET SOKAK" değil İNCİLİ ÇAVUŞ SOKAĞI


- "NE OLDUĞUN" ile/değil/yerine NE OLACAĞIN

( Belirlidir. İLE/DEĞİL/YERİNE Belirli değildir. )


- "NE OLDUM!" ile/değil/yerine "NE OLACAĞIM?"


- "NUTKUN TUTULMASI" ile "BASİRETİN BAĞLANMASI"


- "OLANAK SAĞLAMAK" ile/ve "OLANAKLARI SEFERBER ETMEK"


- "ON DÖNÜM BOSTAN, YAN GEL, YAT OSMAN" ile "ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ"


- "OTOMATİĞE BİNME" değil OTOMATİĞE BAĞLAMA


- "ÖYLE ARAÇLAR KULLANACAĞIZ" değil "ARAÇLARI, ÖYLE KULLANACAĞIZ


- "PARA" (SAPLANTISI) değil/yerine "KİŞİ"[KARDEŞ/ARKADAŞ/OLANAKSIZ/MAĞDUR]


- "SADECE" ve/<> "AĞIRLIKLA"/YOĞUNLUKLA

( ONLY vs./<> IN "HEAVINESS"/DENSITY )


- "SAĞ/SOL BEYİN" değil SAĞ/SOL YARIMKÜRE


- "SAĞA ÇEKMEK" ile "KENARA ÇEKMEK"


- "SAĞLAM/LIK" ile/ve GEÇERLİ/LİK

( "COOL/NESS" vs./and VALID/ITY )


- "SAĞLAMAK" ile/değil "KURMAK"


- "SAĞLAMAK" ile "ÖNAYAK OLMAK"


- "SAĞLIKLI/SAĞLIKSIZ" ... değil/yerine ORANTILI/ORANTISIZ ...


- "SAPASAĞLAM" ile "TAŞ GİBİ"


- "SATIR ARASI" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- "SELVİ AĞACI" değil SERVİ AĞACI


- "SENİN, İÇİN FESAT" değil/yerine "ÖKÜZ ALTINDA, BUZAĞI ARAMAMAK GEREK"


- "SERT" ile/ve "AĞIR"


- "ŞİMDİ (YAPACAĞIM/GİDECEĞİM vs.)" değil BİRAZDAN YAPACAĞIM/GİDECEĞİM vs.


- "ŞİMDİ YAPACAĞIMIZ GİBİ" değil BİRAZDAN YAPACAĞIMIZ GİBİ


- "SIMPLICIO" ile/ve/||/<> "SALVIATI" ile/ve/||/<> "SAGREDO"


- "TAKILMAK" ile/ve/değil/yerine "BAĞLANMAK"


- "TAŞ, YERİNDE AĞIRDIR" ile/ve/||/<> "HER 'HOROZ', KENDİ ÇÖPLÜĞÜNDE ÖTER"


- "TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI!" değil/yerine "TEŞBİHİN, AYAĞI TOPALDIR"


- "TİPİK"[Fr./İng.] ile/değil/yerine ALIŞILAGELMİŞ

( Birini ya da nesneyi niteleyen. | Çok özgün olan. İLE ... )

( "TYPICAL" vs./and TO BE HABBITED
TO BE HABBITED instead of "TYPICAL" )


- "ÜÇKAĞITÇI" ile/ve/||/<>/> HAİN


- "ÜÇKAĞITÇI" ile İÇTEN PAZARLIKÇI/ÇIKARCI


- "UÇMAK" için/ve/||/<>/>/< AŞAĞI ÇEKENLERİ/SIRTINDAKİLERİ BIRAKMAK


- "UZANMAK" ile "DAĞILMAK"


- "YAĞLARI/NI YAKMAK" değil YAĞLARI/NI ERİTMEK


- "YAĞMUR ADAM" ve/||/<>/> TEMPLE GRANDIN

( ... VE/||/<>/> Otizmin, bireyler ve toplum tarafından algısı, yorumlanışı, gösterilen yanlış tepkiler yerine yapıcı yaklaşımların farkını harika bir süreç ve anlatımla sunuyor. )

( Otizmli Bireylerle İlgili Çekilmiş 17 Film...
- Temple Grandin
- Barfi
- Mary&Max
- Yağmur Adam /Rain Man
- My Name is Khan
- Benim Adın Sam /I am Sam
- Snow Cake
- Ocean Heaven /Hai Yang Tian Tang
- Ben X
- The Black Balloon
- Campeones
- Adam
- Mozart be Balina / Mozart and the Whale
- Çok Gürültü ve Çok Yakın
- Sevgili John
- Silent Fall
- Molly )


- "YANAĞI DEĞDİRİP, ÖPÜCÜK SESİ ÇIKARMAK" ile/yerine YANAĞI ÖPMEK


- "YANLIŞ" ile/değil BAĞLAMINDAN KOPUK OLAN


- "YANLIŞLARA AĞIT YAKMAK" ile/değil/yerine/>< DOĞRULARI İNŞÂ ETMEK


- "YAPAMAMA/GERÇEKLEŞTİREMEME":
"YOĞUNLUK"TAN DOLAYI ile/ve/değil/<> ÖNCELİKLER(İN)DEN DOLAYI


- "YAPMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK" ile/değil/yerine YAPAMAYACAĞIM ŞEY/İŞ YOK


- "YÜKSEK" ile "SAĞLAM"


- "ZEMİN" ile/ve/<> BAĞLAM


- "ZORUMA GİDİYOR" ile "AĞIRIMA GİDİYOR"


- (")BAŞ AĞRISI(") ile/ve/<> (")KARIN AĞRISI(")

( [durumlar/"sorunlar"] "Kaldırılamadığında". İLE/VE/<> "Sindirilemediğinde". )


- (")DAĞ(") ile/değil/yerine/>< (")DENİZ(")

( Uzaklaştırır, ayırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yakınlaştırır, birleştirir. )


- (")DİŞ"İM" AĞRIYOR(") değil ÖYLE BİR ŞEY/"İN" Mİ VAR?


- (")EKLEKTİK("):
"SAĞALTIM/TERAPİ" değil SAĞALTICI/TERAPİST

( Olmaz! | Olur. )


- (")KUŞKULU/ŞÜPHELİ İFADE TUTANAĞI(") ile/değil KUŞKULU/ŞÜPHELİ'NİN İFADE TUTANAĞI


- (")NE YAPACAĞINI BİLMEK(") ile/ve/değil/||/<>/> BİLDİĞİNİ, YAPMAK/UYGULAMAK


- (")SADAKA DAĞITMAK(") ile/ve/||/değil/yerine/< HAKSIZLIKLARI ORTADAN KALDIRMAK


- (")YÜK(") ile/ve/değil/yerine AĞIRLIK

( [not] (")FREIGHT(") vs./and/but BURDEN
BURDEN instead of (")FREIGHT(") )


- (AĞIZDA) 30 SN. ile/yerine (MİDEDE) 2,5 SAAT'E ÖNEM/DEĞER/ÖNCELİK VERMEK


- (AYAĞIM, ELİM/KOLUM VB.) SORUNLU ile RAHATSIZ ile SAKAT


- (BAĞIRAN) AĞAÇ KURBAĞASI ile DÜLGER KURBAĞA ile GÜNEY AMERİKA CENNET KURBAĞASI ile PORTO RİKO MİNİK COQUI

( Köpek gibi havlar. İLE Sesleri iki marangozun çivilere farklı anlarda vururken çıkardığı sese benzer. İLE Domuz gibi hırıldar. [Bu türün yavru hali kurbağanın üç katı kadardır.] İLE Çıkardıkları en yüksek ses, yaklaşık 1 metreden 95 desibel olarak kaydedilmiştir. [Havalı bir matkabın çıkardığı sese ve insan ağrı eşiğine yakındır.] )

( ... İLE ... İLE Latince adını erişkinlerden üç kat büyük olan yavrulardan alır. İLE ... )

( HYLA GRATIOSA cum RANA VIRGAPITES cum PSEUDIS PARADOXICA cum ELEUTHERODACTYLUS COQUI )


- (BAĞIRAN) AĞAÇ KURBAĞASI ile EKVADOR AĞAÇ KURBAĞASI ile YEŞİL AĞAÇ KURBAĞASI

( HYLA GRATIOSA cum EPIPEDOBATES TRICOLOR cum LITORIA CAERULEA )

( BARKING TREE FROG vs. PHANTASMAL POISON FROG vs. GREEN TREE FROG )


- (ÇEŞİTLİ) BİTKİSEL/HAYVANSAL YAĞLAR yerine ZEYTİNYAĞI!

( )


- (not ENGAGED WITH) ENGAGED TO


- (not IN AVERAGE) ON AVERAGE


- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI

( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, kişilerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir. "YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır. Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )


- ["not"] ADVERTISEMENT vs. NEWS/MESSAGE


- [1 kg.] GÜLYAĞI İÇİN:
10 - 12 ton değil/yerine 3 - 4 ton

( Eski olanaksızlıklarla, 10 - 12 ton, gül gerekirdi. DEĞİL/YERİNE Günümüzdeki olanaklarla[teknoloji ve gülcülüğün gelişimiyle] 3 - 4 ton, gül yetmektedir. )

( Gülsuyu ve gülyağı çıkarmak için yılda, sadece bir ay [Mayıs'ın ortası ile Haziran ortası arasında] gece-gündüz, 24 saat durmaksızın yoğun çalışılır. )


- [BİLGİ/SÖZ]
"KULAĞINDAN":
GİRMEYEN ile GİRİP-ÇIKAN ile ZİHNİNE[/"KALBİNE"] ULAŞAN

( Hiçbir biçimde dinlemeyen/anla(ya)mayan. İLE Anlasa/Dinlese de unutan, kayıtsız kalan. İLE Tutan/kaydeden, dönüştüren, işleyen, uygulayan. )


- [ne yazık ki]
TAGALLÜP[Ar.] değil/yerine/= ZORBALIK


- [ne yazık ki]
!AŞAĞILAMAK ile/ve/||/<>/> !ÖTEKİLEŞTİRMEK


- [ne yazık ki]
!GASP ile/ve/||/<>/> !KARMANYOLA[İt. < CARMAGNOLA]

( Bir nesneyi, sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma. İLE/VE/||/<>/> Kent içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk. )


- [ne yazık ki]
!MÜPTELA[Ar. < BELÂ] değil/yerine/= BAĞIMLI | DÜŞKÜN, TUTULMUŞ


- [ne yazık ki]
"BİRİLERİNİN EKMEĞİNE YAĞ SÜRMEK" ile/ve/||/<> "HIRSIZA, YOL GÖSTERMEK" ile/ve/||/<> DEĞİRMENİNE SU TAŞIMAK


- [ne yazık ki]
"KOKULU" ŞAMPUANLARLA:
"YIKANMAK" değil KİRLENMEK/KÖTÜ/AĞIR KOKMAK


- [ne yazık ki]
"SÖZÜ/SORUYU, TARTMADAN SÖYLEMEK" ve/||/<>/> ALACAĞIN YANITTAN İNCİNMEMEK


- [ne yazık ki]
AĞIZ, DOLUYKEN KONUŞMAK ile/ve/=/||/<> ZİHİN, BOŞKEN KONUŞMAK


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN


- [ne yazık ki]
BAĞIMLILIKTAKİ EN YAYGIN SAVUNMA MEKANİZMALARI:
İNKÂR ETME ile BAHANE BULMA ile YANSITMA


- [ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE

( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )


- [ne yazık ki]
BELLEK KAYBININ NEDENLERİ:
KAN ŞEKERİNİN OYNAMASI ve/||/<> VİTAMİNLERİN EKSİLMESİ ve/||/<> MİNERAL YOKSUNLUĞU ve/||/<> YAĞLARIN DENGESİZLİĞİ ve/||/<> HORMONLARIN AZLIĞI


- [ne yazık ki]
DEĞERSİZLEŞTİRME ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> SUÇLAMA


- [ne yazık ki]
DERE/IRMAK SELLERİ ile/ve/||/<> DAĞLIK ALAN (KURU VADİ) SELLERİ ile/ve/||/<> KENT SELLERİ ile/ve/||/<> KIYI SELLERİ ile/ve/||/<> BARAJ SELLERİ


- [ne yazık ki]
ENGEL OLMAYA ÇALIŞANLAR ve/||/<>/>/< BAŞARACAĞIMIZA EN ÇOK İNANANLAR


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- [ne yazık ki]
KORNA:
"SELÂMLAMA/VEDÂLAŞMA" ile/ve/||/<> "TEPKİ GÖSTERME" ile/ve/||/<> "ADÂLET ARAMA/SAĞLAMA"


- [ne yazık ki]
MAĞDUR ETMEK ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR GÖSTERMEK


- [ne yazık ki]
MAĞDUR ile/ve/||/<> MAZLUM


- [ne yazık ki]
NAGASAKİ ve/||/<> HİROŞİMA

( Atom bombası, İkinci Dünya Savaşı sırasında sırasıyla 06 ve 09 Ağustos 1945 tarihlerinde atıldı. )


- [ne yazık ki]
SAÇMA ile/ve/değil/||/<> BAĞLANTISIZ


- [ne yazık ki]
TEHDİT ile ŞANTAJ[Fr. CHANTAGE]

( Gözdağı. İLE Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma ya da açığa çıkarma tehdidiyle korkutma. )


- [ne yazık ki]
YORAN:
KOŞULLARIN "AĞIRLIĞI" ile/ve/değil/||/<>/< ETRAFINI ANLAMAYAN KİŞİLERİN SAĞIRLIĞI


- [ne] AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine/hem de/ne de ZEN


- [not] AVERAGE vs. APPROXIMATE


- [not] NOT ABLE TO KNOW/AGNOSTIC vs. UNKNOWN/INDEFINITE


- [not] TO ENCOURAGE vs./and (ONLY) EXPLAINING


- [not] WALKING IN, TO DRAG ALONG THE FOOT vs. WALKING IN, NOT TO DRAG ALONG THE FOOT


- [SEVİŞİRKEN/DÜZÜŞÜRKEN] YATAĞI:
DİKİNE KULLANMAK ile/ve/yerine YATAY KULLANMAK

( Yatak gıcırtısından kurtulmak için. )


- [simge] DAĞ:
BİREYDE ile/ve/||/<> TOPLUMDA

( Nefs. İLE/VE/||/<> Devlet. )


- [TO MANAGE/USE] KNOWLEDGE IN THE AIMED AT MEMORY vs. [TO MANAGE/USE] KNOWLEDGE IN THE AIMED AT ACTION )


- [Yun.] DEKAGRAM ile DEKALİTRE ile DEKAMETRE

( Bir kilonun yüzde biri.[dag] İLE On litrelik oylum ölçü birimi.[dal] İLE On metre uzunluğunda bir ölçü birimi.[dam] )


- TESTİ ile/ve/> SU KABAĞI/SUSAK


- JAGUAR[Amerika Yerlilerinin dilinden] ile LEOPAR

( İri benekli. İLE Benekli. )

( Orta ve Güney Amerika'da yaşar. İLE ... )

( Çok seyrek rastlanan beyaz panterler, albino leopar ya da jaguarlardır. )

( Amerika'nın, en büyük etçilidir. İLE ... )

( Çenesi, en güçlü etçildir. İLE ... )

( JAGUAR vs. LEOPARD )

( FELIS/PANTHERA ONCA cum PANTHERA PARDUS )


- | PİRİNÇ EKMEK ile AĞAÇ DİKMEK |
ile/ve/değil/||/<>/<
ÇOCUK YETİŞTİRMEK

( [öngörümüz/"beklentimiz"] Bir yıllıksa. İLE On yıllıksa. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Yüz yıllık olursa. )


- | ZARF-I MÜSTEKÂR ve ZARF-I LAĞV | ile/ve/<> ZARF-I HÂS

( ... İLE/VE/<> Kur'ân-ı Kerîm, âyet ve hadislerdeki için, incelik sağlamak/sunmak üzere geçerlidir. )


- 1 BAĞIMLI > 4 BAĞIMLI YAKINI

( Alkolik yakınları ve arkadaşlarının ortak sorunlarını çözebilmek için deneyimlerini ve umutlarını paylaştıkları bir topluluk. | http://www.al-anon-tr.org )


- 11.000 [YENİ/NEOLİTİK ÇAĞ]


- A.-G. ("MUHABBETİ")


- á=Acute accent ile à=Grave accent ile â=Circumflex ile ä=Umlaut ile ã=Tilde ile å=Aring


- ABANOZ ve TİK AĞACI

( Solomon Adaları'ında en yoğun bulunan ağaçlar. )


- ABAROGNOZİ[Yun.] değil/yerine/= BİR NESNENİN AĞIRLIĞINI TARTMA YETİSİNİN YOKLUĞU


- ABARTMA ile AĞDALAMA


- ABAŞO[İt.] değil/yerine/= AŞAĞI, ALTTAKİ, ALT | GEMİYİ HALATLA KARAYA BAĞLAMA


- ABET vs. ENCOURAGE vs. ENTICE vs. INCITE vs. INDUCE vs. LURE vs. PROVOKE vs. URGE


- ABİL[İt.] değil/yerine/= YATAY SERENLERİ SAĞA/SOLA ÇEVİRMEDE KULLANILAN YELKENLİ DONANIMI


- ABLEFARİ[Fr.] değil/yerine/= GÖZ KAPAĞININ YOKLUĞU[DOĞUŞTAN/SONRADAN]


- ABREJE[Fr.] değil/yerine/= ORG KLAVYELERİNİ BAĞLAYAN DÜZENEK


- ABU SIMBEL TAPINAĞI ile/ve/||/<> NEFERTARI TAPINAĞI

( II. Ramses'in mezarının bulunduğu mağara tapınak. İLE/VE/||/<> Eşi Nefertari'nin mezarının bulunduğu mağara tapınak. )


- Ac ile Ag

( Aktinyum öğesinin simgesi. İLE Gümüş öğesinin simgesi. )


- ACI ile AĞRI

( PAIN vs. ACHE )


- AÇIK TUT! ve/||/<> BAĞLI TUT!

( Elini, sofranı ve kapını. VE/||/<> Gözünü, dilini ve belini. )


- ÂCİZ ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR


- ACZİYET ile MAĞDURİYET


- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


- ADA TAVŞANI ile AMERİKA TAVŞANI ile ARAP TAVŞANI ile DAĞ TAVŞANI ile YABAN TAVŞANI


- ADA ile/ve/değil/< BATMAYAN (KÜÇÜK/BÜYÜK) DAĞ/TEPE


- ADAGIO[İt.] değil/yerine/= AĞIR AĞIR, YAVAŞ YAVAŞ


- ADÂLET:
DAĞITICI ile/ve/||/<> DÜZELTİCİ/DÜZENLEYİCİ


- ADÂLET:
DENKLEŞTİRİCİ ile/ve/||/<> DAĞITICI


- ADÂLET ile/ve/<>/</> TÜZENİN SAĞLADIĞI GÜVEN(İLİR)LİK


- ADAPTASYON değil/yerine UYARLAMA/UYUM SAĞLAMA


- ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK


- ADD-ON/THERAPY[İng.] değil/yerine/= EKLEMELİ SAĞALTIM


- ÂDİ KEFÂLET değil/yerine/= OLAĞAN YÜKÜMLÜK


- ADINI:
"BAHŞ ETMEK" ile/ve/||/<> "BAĞIŞLAMAK"


- ADLAR ile EYLEMLER/FİİLLER ARASINDA BAĞINTI SAĞLAYAN HARFLER

( Cüveynî, bir ifâdenin lafzı ve anlamında yol açtığı değişikliğe göre dört kısma ayırmıştır: ( 1. Lafzı ve okunuşunu değiştirmeyip anlamı değiştiren harfler; 2. Lafzı ve okunuşu değiştirmeyip anlamı değiştiren harfler; 3. Hem lafzı hem de anlamı değiştiren harfler; 4. Ne lafzı ne de anlamı değiştiren harfler. )


- ADLARI:
İLKÇAĞ'DA ile BİZANS'TA ile OSMANLI'DA

( DEMONNESOI / PROPONTIDAS ile PAPADONISIA ile KIZIL ADALAR )


- ADVANTAGE vs. BENEFIT


- AEROAMBOLİZM[Fr.] değil/yerine/= DOKU VE DAMARLARDA BAĞIMSIZ GAZ KABARCIKLARININ BULUNMASI


- AEROSKOP[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ


- AEROSOL[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ


- AF ve/||/<>/>/< MAĞFİRET[< GUFRÂN]


- AFİLİYASYON/AFFILIATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIM


- AFİLİYE/AFFILIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIMLI (KURUM)


- AFİNİTE[Fr.] değil/yerine/= İLGİ, BAĞ | DÜZLEMDE NOKTASAL DÖNÜŞÜM BİÇİMİ[MATEMATİK]


- ÂFİYET/SIHHAT değil/yerine/= SAĞLIK/ESENLİK


- AFT[Yun.] ile AĞIZ YARALARI

( Vitamin eksikliğinden ya da alerjiden kaynaklanan ağız yaraları. )


-

( Ak. )


- AĞ(NETWORK) KABLOSUNDA

( ÇENTİK ALTTA ve SOLDA)
(SOLDAN SAĞA)
TURUNCU-BEYAZ
TURUNCU
YEŞİL-BEYAZ
MAVİ
MAVİ-BEYAZ
YEŞİL
KAHVERENGİ-BEYAZ
KAHVERENGİ )


- AĞ[Azr.] = BEYAZ[Tr.]


- AĞ ile AĞ

( İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. | Örümcek gibi bazı hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. | Ülke geneline yaygınlaştırılmış örgü, şebeke. | Oyun alanını ortadan ikiye bölen, iple yapılmış örgü. İLE Donun ya da pantolonun, apış arasına gelen yeri, apışlık. )


- AĞ ile/ve BAĞ


- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ


- AĞ ile/ve BÜTÜNLÜK


- AĞ ile KOZA

( PÎLE: İpek kozası, ipek. )

( WEB vs. COCOON )


- AĞ ile ÖRÜMCEK AĞI

( ... ile BEYT-İ ANKEBÛT, BEYT-ÜL-ANKEBÛT )

( ... ile MEGES-GÎR, TÂR-I ANKEBÛT, TENE, TENTE )

( WEB vs. COBWEB )


- AGA ile AĞA

( Babacan, mert, kalender kişi. İLE Kırsal kesimde, geniş toprakları olan, güçlü, sözü geçen, varlıklı kişi. | Halk arasında sayılan ve sözü geçen kişilere verilen san. | Büyük kardeş, ağabey. | Okur-yazar olmayan, yaşlıca kişilerin, adlarıyla birlikte kullanılan san. | Osmanlı döneminde, kimi örgütlerin başında bulunanlara verilen resmi san. )


- AĞABEY/ABİ ile/değil ABİ[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Toplantılarda giyilen, kara, uzun ceketinin ön tarafı kesik tören giysisi. )


- AĞAÇ (EV) ile/ve/değil AHŞAP (EV)/HIMIŞ


- AĞAÇ DALI ile CADI ÇEKİRGESİ

( ... İLE Ağaç dalı görüntüsünde olduklarından dolayı ve hafiflikleri nedeniyle dalların ucunda kendilerini saklarlar. )

( ... İLE Dışkıları bile sopaya benzer. )

( ... İLE Öteki böceklerden korunmak üzere, göz yaşartıcı gazı çıkaran bezi bulunmaktadır. )


- AĞAÇ KESİTİ ile/ve/||/<> İNSAN PARMAK İZİ

( image )


- AĞAÇ KURBAĞASI ile KIRMIZI GÖZLÜ AĞAÇ KURBAĞASI

( ... İLE Yan taraflarında mavi-sarı çizgiler taşıyan yeşil bir gövdesi, turuncu ayak parmakları ve ateş kırmızısı gözleri vardır. )

( ... İLE Kosta Rika'da yaşarlar. )

( ... İLE Çıngıraklı yılanın yavrusu gibi ses çıkarırlar fakat tamamen zararsızlardır. )

( Bazı zehirli kurbağa türü dışında çoğu kurbağa türü tehlikeli değildir fakat öyleymiş gibi görünecek biçimde evrimleşmişlerdir. )

( BATES TAKLİDİ: Henry Walter BATES [1852 - 1892 yılları arasında Alfred Russel ile Amazon'larda yedi yıllarını geçirerek bilim dünyasına 8000 yeni tür kazandırmışlardır.] )


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE[Yun.]/BALSAM[Fr.] ile AKAMBER[AKAMBAR değil]

( Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı nesnesi. | Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay nesne. İLE Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. )


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE ile AKGÜNLÜK

( ... İLE Tütsü olarak yakılan bir ağaç sakızı türü. )


- AĞAÇ/ÇAM SAKIZI/REÇİNE[Yun.] ile AKINDIRIK/AKMA


- AĞAÇ ve/||/<>/> 9 DAL


- AĞAÇ ile ACI AĞAÇ/KAVASYA[Fr. < QUASSIA]

( ... İLE Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç. )

( ... cum QUASSIA AMARA )


- AĞAÇ ile AĞAÇ BİLGİSİ ile AĞACIN BİLGİSİ


- AĞAÇ ile AĞAÇ MİNESİ

( ... İLE Mine çiçeğigillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı, mor çiçekli bir ağaççık. )

( ... cum LANTANA )


- AĞAÇ ile AĞAÇÇIK

( ... İLE Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç. )


- AĞAÇ ile AĞAÇSI/AĞACIMSI

( ... İLE Ağacı andıran, ağaca benzeyen, ağaç gibi. )


- AĞAÇ ile AKAĞAÇ

( ... İLE Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan, beyaz kabuklu bir türü. )

( ... cum ZELKOVA CARPINIFOLIA )


- AĞAÇ ile AKAR AMBER

( ... İLE Asya ve Amerika'da yetişen, odunu ceviz ağacınınkine benzeyen, güzel kokulu öz suyu olan büyük bir ağaç. )

( ... cum LIQUIDAMBAR OREINTALIS )


- AĞAÇ ile AKÇAAĞAÇ/İSFENDAN[Fars.]

( ... İLE Akçaağaçgillerden, süs ağacı olarak da dikilen, tahtası hafif ve sağlam bir ağaç. )

( ... cum ACER )


- AĞAÇ ile ANANAS

( ... İLE Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın çam kozalağına benzeyen, iri, güzel kokulu, lezzetli meyvesi. )

( ... cum ANANAS SATIVUS )


- AĞAÇ ile ANZAROT[Ar. < ANZARUT]

( ... İLE Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç. | Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. )

( ... cum SARCOCOLLA )


- AĞAÇ ile ARDAK

( ... İLE İçten çürümeye başlayan ağaç. )


- AĞAÇ ile AVİZE AĞACI

( ... İLE Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı. )

( ... cum YUCCA GLOSIOSA )


- AĞAÇ ile BAKAM/BAKKAM[Ar.]

( ... İLE Baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç. )

( ... cum HAEMATOXYLON CAMPECHIANUM )


- AĞAÇ ile/ve BAOBAB

( ... İLE Afrika'ya özgü bir ağaç. [MORONDAWA-MADAGASKAR] )


- AĞAÇ ile/ve BEŞÂM[Ar.]

( ... İLE Hicaz'da yetişen ve misvak yapılan hoş kokulu bir ağaç, balsama ağacı. )


- AĞAÇ ile BETÎL[Ar.]

( ... İLE Salkımları sarkık olan ağaç. )


- AĞAÇ ile DİKENLİ DİDİERA AĞACI


- AĞAÇ ile DİNAMİT AĞACI

( ... İLE Dokunulduğunda ölüme götürebilir. Üzerinde bulunan zehirli meyvelerini de 25 m.'ye kadar fırlatabilir ve bu sırada etrafa yaydıkları kimyasallarla tüm canlılara zarar verebilir. )


- AĞAÇ ile EJDERHA KANI AĞACI


- AĞAÇ ile FERYAL

( ... İLE Güzel, iyi görünümlü, olgunlaşmamış ağaç. | Işık saçan kadın. )


- AĞAÇ ile/ve FİTZROYA

( ... İLE/VE Güney Amerika'ya özgü bir ağaç. )


- AĞAÇ ile GÜRGEN

( ... İLE Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarımızda çokça yetişen bir ağaç. )

( ... cum CARPINUS BATULUS )


- AĞAÇ ile HAYAT AĞACI

( ... İLE Beyinciğin kesitinde, dıştaki bozmadde bölümüne yayılarak, dallanma gösteren akmaddenin oluşturduğu ağaç biçimi. )


- AĞAÇ ile JABUTICABA AĞACI


- AĞAÇ ile KALEMBEK(Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)

( ... İLE Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )


- AĞAÇ ile KARAAĞAÇ/NÂRVEN[Fars.]

( ... İLE Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç. )

( ... cum ULMUS )


- AĞAÇ ile KIZILAĞAÇ/KIZILSÖĞÜT

( ... İLE Gürgengillerden, dişil çiçekleri küçük ve sarımtırak, eril çiçekleri püskül biçiminde olan, boyu 30 metre kadar olabilen, kerestesi kolay işlenebilir bir ağaç. )

( ... cum ALNUS )


- AĞAÇ ile KIZILCADİŞİ

( ... İLE Yüksekliği 4-5 metre olan, beyaz çiçekli bir ağaççık. )

( ... cum CORNUS SENGUINEA )


- AĞAÇ ile/ve LADİN

( ... İLE 50-60 metre yüksekliği olan ağaç. )


- AĞAÇ ile/ve MANCELİNA

( ... İLE Zehirli bir ağaç. )


- AĞAÇ ile MANTARAĞACI

( ... İLE Turunçgillerden, kerestesi çok gözenekli, süngerimsi, açık sarı renkli bir ağaç. )

( ... cum PHELLODENDRON AMURENSE )


- AĞAÇ ile MANYOK[Brezilya yerlilerinin dilinden]

( ... İLE Sütleğengillerden, sıcak ülkelerde yetişen, yaprakları almaşık, üçü ya da yedisi birarada, yelpaze durumunda olan, büyük bir ağaç. | Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, fakirlerin ana yiyeceği olarak ekmeğin yerine geçen gıda. )

( ... cum MANIHOT UTILISSIMA )


- AĞAÇ ile MENGROW


- AĞAÇ ile PAŞAAĞACI

( ... İLE Kerestesi açık sarı, yeşilimsi renkte, iri gözenekli, genellikle kaplama olarak kullanılan değerli bir mobilya ağacı. )

( ... cum TRIPLOCHITON SCLEROXYLON )


- AĞAÇ ile ROMENSERA AĞACI


- AĞAÇ ile RÜZGÂR AĞAÇLARI


- AĞAÇ ile/ve SAC

( ... İLE Hindistan'a özgü bir ağaç. )


- AĞAÇ ile/ve ŞATOK/ŞADOK

( ... İLE Bir tür ağaç ve meyvesi. )


- AĞAÇ yerine ŞECER


- AĞAÇ ile/ve SIĞLA

( ... İLE Günlük ağacı. )


- AĞAÇ ile ŞİMŞİR/ŞEMŞÎR[Fars.]

( En sert ağaç. )

( ... İLE Şimşirgillerden, yaprakları her mevsimde yeşil kalan, taşlık, çorak bölgelerde kendiliğinden yetişen ya da bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, odunu sarımsı renkli ve çok sert olan bir ağaççık. | Bu ağaççığın sert, düzgün sarı renkte kerestesi. | Bu keresteden yapılan. )


- AĞAÇ ile SÜTAĞACI

( ... İLE Isırgangillerden, Güney Amerika ormanlarında yetişen, sütlü öz suyu çok olan bitki. )

( ... cum GALACTODENDRON )


- AĞAÇ ile TAFLAN/KARAYEMİŞ

( ... İLE Gülgillerden, 2-6 metre yüksekliğinde, kışın yapraklarını dökmeyen, çiçekleri salkım durumunda, beyaz ya da yeşil olan, süs bitkisi olarak bahçelerde yetiştirilen küçük bir ağaç, karayemiş ağacı, karayemiş. )

( ... cum PRUNUS LAUROCERASUS )


- AĞAÇ ile TİK AĞACI

( ... İLE Çift çeneklilerden, kaplamada kerestesinden yararlanılan, doğal rengi sarı, zamanla havada kendiliğinden koyulaşan bir sıcak iklim ağacı. | Bu ağacın tahtasından yapılan. )

( ... cum TECTONA GRANDIS )


- AĞAÇ ile TİMBUL/TEMBUL/TENBUL[Fars.]

( ... İLE Hindistan'a özgü, tırmanıcı bir tür biber ağacı. )

( ... cum PIPER BETLE )


- AĞAÇ ile/ve TÛBÂ AĞACI

( ... İLE Tûbâ ağacı insandır, meyvesi de Kelâm'dır. )


- AĞAÇ ile/ve TUPELO

( ... İLE Bir tür ağaç. )


- AĞAÇ ile VAKVAK AĞACI


- AĞAÇ ile YAPRAĞINI DÖKMEYEN AĞAÇ VE BİTKİ

( Çok ağaç olan yerde serinlik çoktur. )

( TREE vs. EVERGREEN TREE )


- AĞAÇ ile YELENGEÇ

( ... İLE Kabuğu, kendi kendine çatlayıp soyulan ağaç. )


- AĞAÇ ve/<> YILHALKASI

( ... VE/<> Ağaçta, bir büyüme döneminde oluşan çembersel bölüm. )


- AĞAÇ ile YÜSRÜ

( ... İLE Bazı ince işlerin yapımında kullanılan, siyah bir ağaç ve bu ağacın kökü. | Bu kökten yapılmış olan. )


- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ

( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )

( image )


- AĞAÇKAKAN CAMİSİ


- AĞAÇKAKAN/TAKDELEN ile TUHAF

( ... İLE Ağaçkakan türünden iri gagalı bir kuş. )

( 200'den fazla türü vardır. İLE ... )

( Gaga uzunlukları bazı türlerde kendi boyunun üçte ikisi kadar olabilir. İLE ... )

( Herbirinin kendine özgü delme hızı ve ritmi vardır. [Bazıları ağaca saniyede 16 kere vurabilir.] İLE ... )

( Gagasını her vurduğunda yerçekiminin uyguladığı gücün bin katını uygular. [Astronotların dikey havalanış sırasında maruz kaldıkları basıncın 250 katı] İLE ... )

( Kafataslarının kırılmamasının nedeni, şokun hemen hemen tamamını emen süngerimsi kıkırdak yastıktır. İLE ... )

( Dillerinin kullanılmadığı zamanlarda içi sıvı dolu bir akerdeon gibi katlanmasını sağlayan bir dizi zarımsı dil kemiği vardır. [Kullanılmadığı zamanlar kafatasının etrafındaki yerde toplanır, burun deliklerinin arkasında sabitlenir.] İLE ... )

( Kulakları dillerinin ucundadır. [Kaçmaya çalışan böcekleri dinlemesini sağlar.] İLE ... )

( Gagalarını vururkenki amaçları yemek aramak değildir. Haberleşmeye ve eşleri çekmeye yarayan türe özgü bir "imza"dır. İLE ... )

( PECKER/WOODPECKER vs. ... )


- AĞAÇKAKAN ile AKSIRTLI AĞAÇKAKAN

( ... vs. WHITE-BACKED WOODPECKER )

( ... cum DENDROCOPOS LEUCOTOS )


- AĞAÇKAKAN ile ALTIN AĞAÇKAKAN

( Bir çift ağaçkakan, Discovery adlı uzay mekiğinin dış tankının köpük kaplaması üzerinde 200'den fazla delik açmıştı. [Mekiğin fırlatılmasının gecikmesine neden olmuşlardı.] [1995] )

( ... vs. YELLOWHAMMER/YELLOW-SHAFTED FLICKER )

( ... cum COLAPTES AURATUS )


- AĞAÇKAKAN ile BENEKLİ AĞAÇKAKAN

( ... vs. GREAT SPOTTED WOODPECKER )

( ... cum DENDROCOPOS MAJOR )


- AĞAÇKAKAN ile BOYUNÇEVİREN

( ... İLE Ağaçkakan ailesi içinde yer alır. Ağaçkakandan çok, bir ötücüye benzerler. Orman açıklıkları barındıran, yaprak döken ormanlar ve ağaçlı açık arazilerde yaşarlar. Göç sırasında, çok değişik alanlarda görülebilirler. Tek göçmen ağaçkakandır. Başlıca avları, karıncalar ve öteki böceklerdir. Özellikle, karınca yuvalarının başında, onu, beslenirken görebiliriz. Gagaları kısa ve sivri, başları yuvarlaktır. Gövdelerinde, kahverengi benekler ve enine çizgiler vardır. Sırtı gri, kahverengi ve kirli sarı renklerde sık desenlidir. Sırtının ortasında, uzun ve koyu renk bir çizgi vardır. Alt tarafı, ince çizgili; boğazı, altın rengi-kremdir. Ağaçkakan ailesinde, ağaçkabuğu rengi tüylere sahip tek türdür. Kuyruğu uzun, geniş ve sık çizgilidir.

Sıkıştırıldıklarında kendilerine özgü bir korunma yöntemine başvururlar. Önce, kuyruk tüylerini aralayarak boyunlarını uzatırlar ve baş tüylerini, yukarı doğru kısa bir ibik halinde kaldırırlar; sonra, başlarını ve boyunlarını döndürerek yana yatırırlar ve aniden başlarını geri çekerek yılan taklidi yaparlar. )


- AĞAÇKAKAN ile KIRMIZI ŞAPKALI/KOKARTLI AĞAÇKAKAN

( ... vs. RED COCKADED WOODPECKER )

( ... cum PICOIDES BOREALIS )


- AĞAÇKAKAN ile KÜÇÜK AĞAÇKAKAN

( ... vs. LESSER SPOTTED WOODPECKER )

( ... cum DENDROCOPOS MINOR )


- AĞAÇKAKAN ile ORTANCA AĞAÇKAKAN

( ... vs. MIDDLE SPOTTED WOODPECKER )

( ... cum DENDROCOPOS MEDIUS )


- AĞAÇKAKAN ile SİYAH/KARA AĞAÇKAKAN

( ... vs. BLACK WOODPECKER )

( ... cum DRYOCOPUS MARTIUS )


- AĞAÇKAKAN ile SURİYE/ALACA AĞAÇKAKANI ile GÖKNAR AĞAÇKAKANI ile GRİ AĞAÇKAKAN ile KIZIL AĞAÇKAKAN ile ORMAN AĞAÇKAKANI ile SARI AĞAÇKAKAN ile TEPELİ AĞAÇKAKAN

( ... vs. SYRIAN WOODPECKER vs. GREAT SPOTTED WOODPECKER vs. GREY-FACED WOODPECKER vs. REDHEADED WOODPECKER vs. GREAT-SPOTTED WOODPECKER vs. WOODPECKER vs. PILEATED WOODPECKER )

( ... cum PICOIDES TRIDACTYLUS cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum DRYOCOPUS PILEATUS )


- AĞAÇKAKAN ile ÜÇ PARMAKLI AĞAÇKAKAN

( ... vs. THREE-TOED WOODPECKER )

( ... cum PICOIDES TRIDACTYLUS )


- ÂGÂH ile ÂRİF


- ÂGÂH ile ÂRİF


- AGALAKSİ[Yun.] değil/yerine/= SÜT YOKLUĞU [MEMELİLERDE]


- AGALYA[Yun.] değil/yerine/= YAVAŞ, GÜRÜLTÜSÜZ, SESSİZ


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGANTA[İt.] değil/yerine/= İNDİRİLEN/ÇEKİLEN GEMİ HALATI YA DA ZİNCİRİN BİR SÜRE TUTULU KALMASI BUYRUĞU


- AGARAGAR[Yun.] değil/yerine/= YOSUNDAN ÇIKARILAN KOLLOİDAL NESNE, JELATİN.


- AGAT[Fr.] değil/yerine/= AKİK [DEĞERLİ TAŞ]


- AGAT = AKİK[Ar.] TAŞI

( Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş. [Ancak elmasla kesilebilir.] )


- AGAVE KAKTÜSÜ ile/ve/<> BENZERİ

( Meksika'da. İLE/VE/<> El Salvador'da.[Bu kaktüsten, doğal iplik elde ediliyor.] )


- AGBES

( Kül rengi. )


- AĞDA/AKÎDE[Ar.] ile/ve ŞERBET[Ar.]

( Koyu. İLE/VE Sulu. )

( Kaynatılarak çok koyu ve yapışkan bir macun durumuna getirilen pekmez ya da limonlu şeker eriyiği. | Şekerle yapılan ürünlerin hazırlanması ya da beklemesi sırasında şekerin ulaştığı koyuluk. İLE Meyve suyu ile şekerli su karıştırılarak yapılan içecek. | Belirli törenlerde, konuklara sunulan şekerli içecek. | Bazı maddelerin suda eritilmişi. | Sözlenmek ya da nişanlanmak üzere, tarafların antlaşması durumunda, tören yapılarak içilen içecek. )


- AGE vs./and PERIOD


- AGENEZİ[Fr.] değil/yerine/= EMBRİYON GELİŞİMİ SIRASINDA BİR ÖRGENİN OLUŞMAMASI


- AGENEZİ/AGENESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN YOKLUK


- AGENT/FACTOR vs. REASON/CAUSE


- AGEVSİ[Yun.] değil/yerine/= ALYUVARLARIN AZALMASI


- AGGLOMERATİF CLUSTERING/AGGLOMERATIVE CLUSTERING[İng.] değil/yerine/= YIĞINSAL KÜMELEME


- AGGLOMERATİF/AGGLOMERATIVE[İng.] değil/yerine/= YIĞINSAL


- AGGREEMENT vs./and HARMONY


- AĞI

( Zehir. )


- AĞI AĞACI ile/ve AVİZE AĞACI ile/ve BAN AĞACI ile/ve ÇUBUK AĞACI ile/ve DANTEL AĞACI ile/ve IĞ AĞACI ile/ve KÂĞIT AĞACI ile/ve LÂLE AĞACI ile/ve LÂSTİK AĞACI ile/ve MANTAR AĞACI ile/ve MERCAN AĞACI ile/ve ÖD AĞACI ile/ve PELESENK AĞACI[Lat. GUAIACUM OFFICINALE] ile/ve PORSUK AĞACI ile/ve SAKIZ AĞACI ile/ve SÜT AĞACI ile/ve TESPİH AĞACI/ÇALISI, ÇİN LEYLAĞI[Lat. MELIA AZEDARACH] ile/ve KÖR AĞAC


- AGI/ARTIFICIAL GENERAL INTELLIGENCE[İng.] değil/yerine/= YAPAY GENEL ZEKÂ


- AĞIL/ARKAÇ ile AĞIL

( Üstü açık, çit ya da duvarla çevrili yer. İLE Hale. )


- AĞIL/ARKAÇ ile/ve/<> AHIR

( Üstü açık. İLE/VE/<> Üstü kapalı. )


- AĞIL ile KÜM

( ... İLE Küme, yığın. | Küçük ağıl. )


- AĞINMAK

( Hayvanların, yere yatıp yuvarlanması. )


- AĞIR AĞIR (YAPMAK)


- AĞIR ALAŞIM ile HAFİF ALAŞIM ile SERT ALAŞIM

( Tungsten asıllı alaşım. İLE 1939 yılından beri kullanılmakta olan alüminyum ya da magnezyum alaşımları. Alüminyum alaşımlarının yoğunlukları, ortalama 2,7; magnezyum alaşımlarınki ise 1,8'dir. İLE Demir ailesinden, bağlayıcı bir maden ya da alaşım[kobalt, nikel] yardımı ile meydana gelen alaşım. )


- AĞIR BER-EFŞÂN ile YÜRÜK BER-EFŞÂN

( Ayrıntılı açıklamaları için... )


- AĞIR CEZA SAVCISI değil AĞIR CEZA MAHKEMESİ NEZDİNDEKİ SAVCI


- AĞIR İŞ YAPMAK ile/ve/değil/<>/> AĞIR KALDIRMAK


- AĞIR YUVAR ile DÜZLEM YUVAR ile HAVA YUVARI ile IŞIK YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YARI YUVAR ile YARIM YUVAR


- AĞIR-AKSAK


- AĞIR-ÂZEM


- AĞIR/LIK ile/ve HANTAL/LIK

( Kişisel [mizac ya da karakterden dolayı] ya da çevresel etmenlerden/beklentilerden dolayı. İLE/VE Zihinsel kaynaklı eksik/yetersiz/yanlış davranış ve tutumlardan dolayı. )


- AĞIR ile/ve/değil "BASKIN"


- AĞIR ile KIMKIM

( ... İLE Ağır ağır konuşan kişi. | Her işinde ağır davranan kişi. )


- AĞIR ile/ve MUTLAK AĞIR

( ... İLE/VE Toprak. )

( Toprak doğası gereği dingin olur. Doğal yerinden ayırılırsa tekrar aslî yerine döner. Bundan dolayı mutlak ağırdır. )


- AĞIR ile/ve/||/<> SAĞIR

( Baş. İLE/VE/||/<> Kulak. )


- AĞIRBAŞLILIK/AYIKLIK = SOBRIETY[İng.] = SOBRIÉTÉ[Fr.] = NÜCHTERNHEIT[Alm.] = SOBRIEATAS[Lat.]


- AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET:
ADLÎ ile SİYASÎ


- AĞIRLIK/LI ile ÖNCELİK/Lİ

( HEAVINESS vs. PRIORITY )


- AĞIRLIK ile/değil/||/<> AĞIRŞAK

( ... İLE/DEĞİL/||/<> İplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik parça. | Teker biçiminde yassı nesne, kurs. )


- AĞIRSIKLET değil/yerine/= BAŞAĞIRLIK


- AĞIŞ >< YAĞIŞ

( Ağma işi. | Su buharının ve başka gazların yerden havaya doğru çıkışı, yağış karşıtı. >< Yağma işi. | Havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı ya da katı durumda yere düşmesi, ağış karşıtı. | Yağan yağmur ya da kar miktarı. | Yağmur. )


- agit.[Lat. < AGITA] değil/yerine/= SALLAYINIZ, ÇALKALAYINIZ


- AĞIT ile DENGBEJ


- AĞIT = SAĞU


- AGİTATO[İt.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI, COŞKULU ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI


- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI

( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )


- AĞIZ UCUYLA SÖYLEMEK ile SÖYLEMEK


- AĞIZ ile AĞIZ

( Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, selenin çıkmasına, soluk alıp vermeye ve besinleri almaya yarayan boşluk. | Bu boşluğun, dudaklarla çevrelendiği bölümü. | Kapların ya da içi boş şeylerin açık yanı. | Bir suyun, denize ya da göle döküldüğü yer. | Koy, körfez, liman, yol gibi yerlerin açık yanı. | Birkaç yolun birbirine kavuştuğu yer, kavşak. | Kesici aletlerin, keskin yanı. | Bir anadilin konuşulduğu sınırları içinde, bölgelere ve sınıflara göre değişen söyleyiş özelliği, şive. | Birini yanıltmak, kandırmak amacıyla, dolambaçlı bazı sözler söyleme özelliği. | [müzik] Bir bölgenin ezgilerinde görülen özelliklerin tümü. | Bir akarsuyun göle ya da denize döküldüğü yer, munsap. | Bazen, "kez" anlamına gelir. [İlk ağızda, paranın yarısını ödedi.] | Tehlikeli şeyler/durumlar için pek yakın yer. [Topun/uçurumun ağzında.] İLE Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. )


- AĞIZ ile AVURT/BEC[Fars.]

( ... İLE/VE/<> Ağzın içi, avurt. )


- AĞIZ ile/ve DİL

( MOUTH vs./and TONGUE )


- AĞIZ ile/ve/<> DUDAK/LAR

( [Divan şiirinde] YÂKUT, FİKR-İ DEHÂN ile/ve ... )

( NUN harfi ve NOKTA ile simgelenir. İLE/VE ... )

( Ağızda, 6 - 10 milyon bakteri bulunmaktadır. )

( HASREME: Üst dudağın, alt dudak üzerine taşması.
BUZRA: Üst dudağın ortasından dışarı doğru taşan et parçası. )

( BERFÛZ/BERFÛS: Ağzın dış kenarı, dudakların çevresi.
DEHÂN-I TENG: Küçük ağız.
NEMEK-DÂN[Fars.]: Sevgilinin dudağı. )

( FEM ile/ve ŞEFE/TEYN, BÂSİA[: Çok kırmızı dudak.] )

( DEHÂN/DEHEN, FEM ile/ve LEB, LA'L )

( MOUTH vs./and LIP/S )


- AĞIZ ile/ve/değil EŞİK


- AĞIZ ile/ve/değil GAGA

( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL Kuşlarda/hayvanlarda. )

( [not] MOUTH vs./and BEAK )


- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK

( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )

( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )


- AĞIZDAN ÇIKACAK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK ile/ve/||/<>/< AĞIZDAN ÇIK(A)MAYABİLECEK OLAN (TEK) BİR SÖZCÜK

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA! Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )


- AĞIZDAN SOLUK ALMAK ile/yerine BURUNDAN SOLUK ALMAK


- AGLÂL[Ar. < GALEL] ile AGLÂL[Ar. < GULL]

( Ağaçlar arasından akan sular. İLE Boyuna geçirilen zincirler. | Prangalar. | Kelepçeler. )


- AĞLAMA DUVARI değil el-BURAK


- AĞLAMA ile/ve/||/<>/> TENEVVUH[Ar. < NEVHA]

( ... İLE/VE/||/<> [Ölünün arkasından] Bağırarak, feryâdederek ağlama. )


- AĞLAMAK:
"GÜÇSÜZLÜK"TEN ile/değil/||/<>/< "GÜÇLÜLÜK"TEN


- AĞLAMAK:
"KIRILDIĞIN" YERDEN değil KIRDIĞIN YERDEN

( Kırıldığın yerden değil kırdığın yerden ağlarsın. )


- AĞLAMAK/YIĞLAMAK/ZÂRİ KILMAK ile/ve AĞLAYAMADIĞINDAN DOLAYI AĞLAMAK

( Yeni doğan bebekler, 440 hz yüksekliğinde ve la notasıyla ağlar. )

( BÜKÂ' ile/ve ... )

( GİRYÂN: Ağlayan. )


- AĞLAMAK ile/ve/||/<>/> BAĞLAMAK


- AĞLAMAK değil/yerine/>< ÇAĞLAMAK


- AĞLAMAK ile/ve/değil EŞİK


- AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Yalnız. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herkesle birlikte. :) )

( Çocuklar, annesini/babasını yıkarken. İLE Anneler/babalar, çocuğunu yıkarken. )

(

ve/değil/yerine/<>/><

)

( Heraklitos. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Demokritos. )


- AĞLAMAK ile HÜNGÜRDEMEK

( ... İLE Yüksek sesle ve hıçkırarak ağlamak. )


- AĞLAR ile AĞLAR

( Ağlama'nın, 3. tekil kişi ve geniş zamanlı ifadesi. İLE Ağ nesnesinin çoğulu. )


- AĞLAYAN SÖĞÜT, SALKIMSÖĞÜDÜ ile SULTÂNÎ SÖĞÜT ile KEÇİSÖĞÜDÜ ile KIZILSÖĞÜT ile SEPETÇİSÖĞÜDÜ/SORKUN

( BÎD-İ GİRYÂN/MECNÛN/NÂLÂN/PİYÂDE/REVÂN/SERNİGÛN ile BÎD-İ MÜŞK ile BÎD-İ ... ile BÎD-İ SÜRH ile BÎD-İ ... )

( SALIX BABYLONICA cum ... cum SALIX CAPREA cum ... cum SALIX VIMINALIS )


- AĞLI ODUN BORULARI = EV'İYE-İ ŞEBEKÎYE = VAISSEAUX RÉTICULAIRES, VAISSEAUX RÉTICULÉS


- AGLOS[Yun.] ile AGLOSİ[Fr.]

( Doğuştan, ağzında dili olmayan. İLE Dilin, doğuştan yokluğu. )


- AGLÜTİNASYON[Fr. < AGGLUTINATION] değil/yerine/= KÜMELEŞİM

( Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin biraraya gelmesi. )


- AGLÜTİNASYON/AGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KÜMELEŞME


- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM


- AGMATOLOJİ

( Kırık bilimi. )


- AĞNAM[Ar.] değil/yerine/= SAYIM VERGİSİ


- AGNASYON

( Sadece baba tarafından olan akrabalık. )


- AĞNİYÂN-İ ŞÂKİRÎN ile/ve/<> FUKARÂ-İ SÂBİRÎN


- AGNOSİ[Fr. < AGNOSIE] değil/yerine/= TANISIZLIK


- AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine GNOSTİK AGNOSTİSİZM

( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )

( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )


- AGNOSTİSİZM ile METAFİZİK DETERMİNİZM

( FARÂBÎ )

( Bkz. İSLÂM DÜŞÜNCESİ - H. ZİYA ÜLKEN )


- AGNOZİ/AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMAZLIK


- AGNOZİ değil/yerine/= TANISIZLIK, VAROLANLARI TANIYAMAMA, ALGI YİTİMİ


- AGONİ[Yun.]/AGONY[İng.] değil/yerine/= CAN ÇEKİŞME


- AGONİST/AGONIST[İng.] değil/yerine/= ETKİDEŞ


- AGONİZM

( Hayvanların tüm davranışları. )


- AGÖZİ[Fr.] değil/yerine/= TATMA DUYUSUNUN BELİRGİN ÖLÇÜDE AZALMASI


- AGRAFAJ[Fr.] değil/yerine/= AGRAF YARDIMIYLA HIZLI DİKİŞ YÖNTEMİ[CERRAHİ]


- AGRAFİ[Yun.] değil/yerine/= AGRAMATİZM[Fr.]

( Yazma yitimi. İLE Sözcük ve tümcelerin, dilbilgisine uygun olarak kurulamaması. | Sözcüklerde bazı harflerin atlanması biçiminde beliren söyleyiş/telâffuz bozukluğu. )


- AGRAFİ/AGRAPHIA[İng.] değil/yerine/= YAZAMAMAZLIK


- AGRAJE[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATANMIŞ KİŞİ


- AGRANDİSMAN[Fr.] ile AGRANDİSÖR[Fr.]

( Resim ya da fotoğraf büyütme. İLE Resim ya da fotoğraf büyütücü araç. )


- AGREEMENT vs./and FAITH


- AGREGA[Lat.] ile AGREGASYON[Fr.]

( Harç ve betondaki âtıl bileşenlerin tümü. İLE Agraje olmak için geçirilen sınav. )


- AGREGAN/AGGREGANT[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞTIRICI


- AGREGASYON/AGGREGATION[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞMA


- AGREGAT ile/ve/||/<> ANAGRAM[Fr.]

( Psişik içerik. İLE/VE/||/<> ... | Bir sözcükteki harflerin yerleri değiştirilerek elde edilen sözcük. )


- AGREMAN[Fr.] değil/yerine/= UYGUNLUK, ANTLAŞMA


- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN


- AGRESYON/AGGRESSION[İng.] değil/yerine/= SALDIRI


- AĞRI DAĞI ve/<> İSHAK PAŞA SARAYI


- AĞRI KESEN = AĞRI KESİCİ

( Ağrı duyusunu ortadan kaldıran ilaç vb. analjezik. )


- AĞRI-SIZI


- AĞRI ile Ağrı

( Gövdenin herhangi bir yerinde duyulan sürekli ve şiddetli acı. İLE Türkiye'nin, Doğu Anadolu bölgesinde bulunan bir kenti. )

( VECA[çoğ. EVCÂ, VİCÂ] ile ... )


- AĞRI ile KALP AĞRISI/KRİZİ

( ... İLE Ölüm korkusu yaratan tek ağrı. )


- AĞRI ile LUMBAGO[Lat.]

( ... İLE Soğuğun etkisiyle ya da bir bükülme sonucunda, bel bölgesinde birdenbire beliren ağrı. )


- AĞRI ile SANCI

( BALKI: Güzel, süslü, parlak. | Sancı, ağrı. )

( VECA' )

( ACHE vs. STITCH )


- AĞRIYA DUYARLI OLMAYAN ÖRGENLER(ORGANLAR) ile AĞRIYA DUYARLI OLAN ÖRGENLER

( SEDATİF: Ağrı dindiren/kesen. )

( *Visseral ve parietal perikard; *Mide, bağırsak, kolon(gerilme, konjeksiyon hariç); *Akciğerler alveolleri; *Safra kanalları; *Karaciğer parankimi; *Dalak(Spleen); *Böbrek; *Beyin dokusu; *Damarlar İLE *Myokard; *Pankreas; *Duedenum; *Kas, tendon, periosteum; *Deri; *Arter. )


- Ağrılarını DİNLE!!!


- AGROFOS NOMOS ile/ve/||/<> NOMOS FIZIOS ile/ve/||/<> NOMOS EMSIOS


- AGROMEGALİ/AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= GÖVDE ÖRGENLERİNİN DÜZENSİZ OLARAK BÜYÜMESİ/UZAMASI | ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME


- AGROMETRE/AGGREGOMETER[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞIMÖLÇER


- AGRONOM[Fr.] ile AGRONOMİ[Fr.] ile AGRONOMETRİ[Fr.]

( Tarımcılık uzmanı. İLE Tarım bilimi. İLE Toprağın verim gücünü ölçen bilim dalı. )


- AGROSTOLOJİ

( Bir botanik dalı. )


- AGSM/ANTI-G STRAINING MANEUVER[İng.] değil/yerine/= YER ÇEKİMiNE KARŞI KOYMA MANEVRASI


- ÂGUL[gu uzun okunur][Fars.] ile ÂGÛR[Fars.]

( Göz ucuyla bakma. [hiddetlenerek] İLE Tuğla. | Kerpiç. | Kiremit. )


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- AĞUSTOS'UN İLK 15'İ ile AĞUSTOS'UN İKİNCİ 15'İ


- AGUTİ ile ...

( Dasyproctidae türünden, çikolata renkli bir kemirgen. İLE ... )


- AGUZİ/AGUESIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMAMAZLIK


- AGYÂR[Ar. < GAYR] değil/yerine/= YABANCILAR, BAŞKALAR


- AĞYÂR ile/ve/değil/yerine/>< YÂR

( Ne bilir? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilir. )


- AGZEL

( En şiddetli sıtma. )


- Ağzından çıktıktan sonra ise sen o sözün/sözcüğün kölesisindir!


- AHDE VEFÂ değil/yerine/= SÖZEBAĞ


- AHLÂK:
KORKU ile/ve/<> HAK ile/ve/<> FERÂGAT ile/ve/<> AŞK


- AHŞAP ile/ve/||/<> KÖRAĞAÇ

( ... İLE/VE/||/<> Kontratablada orta katı oluşturan ve genellikle yumuşak ağaçlardan hazırlanan bölüm. | Kontratablanın orta kısmında tabla kalınlığının en az yarısını oluşturan, yumuşak ağaçlardan değişik yöntemlerle elde edilen masif ağaç tabakası. )


- AIDS/ACQUIRED IMMUNODEFICIENCY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= EDİNİLMİŞ BAĞIŞIKLIK YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ


- AİLE/AĞIL/AVUL ile/ve SÜLÂLE[< SÜR-AİLE]/AKRABA

( Ateşten esen yel, aileyi simgeler. )

( ... ile/ve ÂL [Âl'i Sultan: Sultan çocukları. | Âl-i Osman: Osmanoğulları.] )

( OIKIA ile/ve ... )

( FAMILY vs./and RELATIVE )

( AİGA ile/ve ... )


- AJAN[AGENT] ile/ve/||/<> MEDYA[MEDIA]


- AJAN/AGENT[İng.] değil/yerine/= ETKEN


- AJANDA[Fr. < AGENDA] değil/yerine/= ANDAÇ

( Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter. )


- AJİTASYON/AGITATION[İng.] değil/yerine/= ÇALKALAMA | KIŞKIRTI


- AKD-İ MEBHUSÜNANH/AKD-İ MEZBUR değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN ANTLAŞMA/SÖZÜ EDİLEN BAĞIT


- AKDİ MUVAZAA değil/yerine/= DANIŞIK BAĞIT


- AKDİ SAHİH değil/yerine/= DOĞRU BAĞIT


- AKHILLEUS İLE KAPLUMBAĞA AÇMAZI ile/ve/||/<>/> TRUVA SİNEĞİ AÇMAZI ile/ve/||/<>/> KOŞU YOLU AÇMAZI ile/ve/||/<>/> NUMARALI TOPLAR AÇMAZI ile/ve/||/<>/> OK AÇMAZI ile/ve/||/<>/> TANRILAR AÇMAZI ile/ve/||/<>/> TRISTRAM SHANGDY AÇMAZI ile/ve/||/<>/> UZAY GEMİSİ AÇMAZI


- AKIL HOCASI ile/ve/değil/<> ESİN KAYNAĞI


- AKIL:
(KENDİ/BAĞIMSIZ) "YÜRÜYEN" değil YÜRÜTÜLEN


- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK


- AKKUPPRESSÖR[Lat.] değil/yerine/= PARMAK MASAJI İLE SAĞALTIM


- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU


- AKL-I SELİM değil/yerine/= SAĞDUYU / SAĞDUYULU/SAĞLAM USLU


- AKLINI, BAŞINA TOPLAMAK" ile/ve "AYAĞINI, DENK ALMAK"


- AKROTER[Fr.] değil/yerine/= TABAN | TRABZANDA AYAKLIK BİÇİMİNDE SAĞLAMLAŞTIRMA ÖĞESİ | TABANDAKİ ÇIKINTILI BEZEME [MİMARLIK]


- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK


- AKUPLE[Fr.] değil/yerine/= İKİ MAKİNA YA DA BİRKAÇ ELEKTRİK ARACININ BİRBİRİNE BAĞLANMASI


- ALABROS[Fr.] ile ALAGARSON[Fr.]

( Bir çeşit kısa saç traşı. İLE Kısa kesilmiş kadın saçı. )


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALAFRANGA[Fr.] ile ALAFRANSEZ[Fr.] ile ALAGREK[Fr.] ile ALAJAPONE[Fr.] ile ALAMAROKEN[Fr.] ile ALAMERİKAN[Fr.] ile ALANGLEZ[Fr.] ile ALARUS[Fr.] ile ALATURKA[Fr.]

( Avrupa biçimi. İLE Fransız biçimi. İLE Yunan biçimi. İLE Japon biçimi. İLE Fas biçimi. İLE Amerika biçimi. İLE İngiliz biçimi. İLE Rus biçimi. İLE Türk biçimi. )


- ALAVALTER[Fr.] değil/yerine/= BİR TÜR KRAVAT BAĞLAMA


- ALAVOTR SANTE[Fr.] değil/yerine/= SAĞLIĞINIZA! / ŞEREFE!


- ALÇAK ile/değil AŞAĞI


- ÂLEM ile/ve BAĞ


- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM


- ALGARİNA[İt. < ARGAGNO] değil/yerine/= VİNÇLİ TEKNE

( Ağır bir şeyi denizden çıkarma ya da denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. | Bazı gemilerin baş ya da kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme. )


- ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK

( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )


- ALGISAL BİL(İN)EMEME/AGNOZİ ile BİL(İN)EMEME/AGNOZİ

( APPERCEPTIVE AGNOSIS vs. ASSOCIATIVE AGNOSIS )


- ALGOLOJİ/ALGOLOGY[İng.] değil/yerine/= AĞRI BİLİMİ


- ALİGORNA[İt.] değil/yerine/= BİR TÜR PERDAHLI KÂĞIT


- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI


- ALONJ[Fr.] değil/yerine/= KAMBİYO SENETLERİNİN ARKA YÜZÜNDE YER KALMAMASI DURUMUNDA EKLENEN KÂĞIT


- ALT HAVA YUVARI ile GÖZ YUVARI ile HAVA YUVARI ile ISI/SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile IŞIK YUVARI ile İYON YUVARI ile RENK YUVARI ile SU YUVARI ile TAŞ YUVARI ile YER YUVARI

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin, güneş ışınlarıyla iyonlaştığı, 80-400 km. yükseklikler arasındaki katman. İLE ... İLE 12 km. İLE 150 km. İLE ... İLE 5000 km. )


- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile ALTIN KURBAĞA

( bkz. 22307 İLE 1966'da, biliminsanlarınca tanımlanmış bir kurbağadır. Soyu tükenmeden önce Kosta Rika'nın, Monteverdi ormanlarında sıklıkla bulunurlardı. Ne yazık ki, 1989'dan beri hiçbir yerde görülememiştir.[Yiyecek azlığı ve iklim değişikliklerinden dolayı yok oldukları düşünülüyor.] Bunlar da çok zehirli kurbağalardandı. )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile KARA AYAKLI OK KURBAĞASI

( Dünyanın en zehirli kurbağası. İLE Dünyanın ikinci en zehirli kurbağası. )

( Adını, zehirlerini kamışçıkların ucundaki oklara bulayan yerliler vermiştir. [Şişe kapağı kadar ölçüdeki zehirle 10 kişiyi/insanı ya da 20.000 fareyi öldürebilecek kadar zehirlidir] )

( Kimi zaman nane yeşili, kimi zaman sarıdır. İLE Parlak turuncu ya da sarı renkte bir gövdesi, deniz mavisi bacakları vardır. )

( Keşfeden, Kaptan James Cochrane. [1823] İLE ... )

( APOSEMATİZM: Uyarı işareti. [Kurbağa ne kadar güzelse o kadar tehlikelidir.] )

( PHYLLOBATES TERRIBILIS cum PHYLLOBATES BICOLOR )


- ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI ile SEMENDER[Fars. < Yun.]/SALAMANDRA[Fr.]

( ... İLE Kurbağagillerin kuyruklu takımından bir hayvan. | Ateşte yaşar [ateşte yanmadığına hatta ateşi söndürdüğüne inanılan] bir masal hayvanı. )

( ... cum SALAMANDRA MACULOSA )


- ALTIN ile ZER-İ MAGRİBÎ[Fars.]

( ... İLE Saf/hâlis ve iyi altın. )


- ALTTA (KALMAK) ile/değil AŞAĞIDA (BEKLEMEK)


- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA

( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )


- AMAZON IRMAĞI ve/||/<> ORNACO IRMAĞI


- AMBER AĞACI ile/ve/||/<>/> AMBER ÇİÇEĞİ

( Baklagillerden, akasya cinsi, kışın yaprağını döken boylu bir çalı ya da birkaç metre boylanabilen dikenli küçük bir ağaç. İLE/VE/||/<>/> Amber ağacının toparlak, fındık büyüklüğünde, altın sarısı renginde güzel kokulu çiçeği. )

( ... cum ACACIA FARNECIANA )


- AMBIGUOUS vs. DIM vs. OBSCURE vs. UNLUCID VAGUE


- AMBİVALAN BAĞLANMA/AMBIVALENT ATTACHMENT[İng.] değil/yerine/= İKİRCİKLİ BAĞLANMA


- AMBOLALİ[Fr.] değil/yerine/= BİR KONUŞMA SIRASINDA SÖYLENİLENLERLE HİÇBİR BAĞLANTISI OLMAYAN SÖZCÜKLERİN SIK SIK ORTAYA ATILMASI SAYRILIĞI


- AMCA ile/ve/< DAYI[< TAGAY]

( Babayla kardeşlik bağlantısı olan eril gövdeli kişi/ye verilen ad. İLE/VE Anneyle kardeşlik bağlantısı olan eril gövdeli kişi. )

( (PATERNAL) UNCLE[Father's brother]. vs./and (MATERNAL) UNCLE[Mother's brother]. )


- AMELİYAT:
DA VINCI İLE ile/değil/yerine OLAĞAN

( "Robotik Cerrahi Gerçekten Üstün mü? - Ahmet Rasim Küçükusta" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- AMENAJMAN[Fr.] değil/yerine/= KESİLECEK AĞAÇLARIN BELİRLENMESİ


- AMERİKA ARMUDU(AVOKADO) ile ÇAKAL ARMUDU ile DAĞ ARMUDU ile HİNT ARMUDU

( Defnegillerden, Amerika'da yetişen bir ağaç. | Bu ağacın, armuda benzer yemişi. İLE ... İLE ... İLE ... )

( PERSEA GRATISSIMA cum ... cum ... cum ... )

( AVOCADO (PEAR) vs. ... vs. ... vs. ... )


- AMERİKA ELMASI ile DAĞ ELMASI/YABANİ ELMA ile DEVE ELMASI ile FİL ELMASI ile KİRAZ ELMASI ile PAMUK ELMASI ile LÜBNAN ELMASI[TUFFÂH-İ LÜBNÂN] ile YER ELMASI/BADAT/TUFFÂH-ÜL-ARZ[Ar.]


- AMONYAK/NIŞADIRRUHU ile/ve/<> NIŞADIR[Fars.] ile/ve/<> NIŞADIRKAYMAĞI

( ... İLE/VE/<> Amonyak tuzu. İLE/VE/<> Amonyum karbonat. )


- AMQP/ADVANCED MESSAGE QUEUING PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= İLERİ MESAJ DİZİSİ PROTOKOLÜ


- ANA KUCAĞI ve/<> BABA OCAĞI


- ANADOLU HİSARI ile/ve ANADOLU KAVAĞI ile/ve ANADOLU FENERİ

( Kanlıca - Kandilli arasındadır. İLE/VE Boğaziçi'nin kuzeyinde, Karadeniz'in başlangıcındadır. )


- ANAGENEZ[< Yun. ANA: Yukarı. | GENEZ: Temel.] ile KLADOGENEZ[< Yun. CLADOS: Dal. | GENEZ: Temel.]


- ANAGLİF[Fr.] ile/ve/||/<> ANAGLİPTİK[Fr.]

( Oymalı bir yapıt ya da kabartma heykel. İLE/VE/||/<> Körler için hazırlanan kabartmalı baskı biçimi. )


- ANAGOJİ ile ANALOJİ

( İlk nedene yükselmeye çalışılan düşünme yolu. Tümevarım türü. İLE Andırış, benzerlik, benzetim, örnekseme, kıyas. )


- ANAGRAM ve/||/<> FAKTORİYEL[!]

( )


- ANAHTAR ile PAPAĞAN ANAHTARI

( ... İLE Saçtan yapılmış küçük çaplı boru ve bağlantı parçalarının sökülüp takılmasında kullanılan anahtar. )


- ANAKİKLİK/PALİNDROM ile AMBİGRAM

( Tersinden okununca da aynı anlamı veren sözcük ya da tümce. İLE Tersine çevirme. Sunulduğu biçimiyle okunabildiği gibi tam tersine çevrildiğinde de okunabilen görseller. )

( SANMA ŞAHIM | HERKESİ SEN | SÂDIKÂNE | YÂR OLUR
HERKESİ SEN | DOST MU SANDIN | BELKİ O | AĞYÂR OLUR
SÂDIKÂNE | BELKİ O | ÂLEMDE BİR | DİLDÂR OLUR
YÂR OLUR | AĞYÂR OLUR | DİLDÂR OLUR | SERDÂR OLUR

YAVUZ SULTAN SELÎM )

( )


- ANAKLITİK/ANACLITIC[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL BAĞIMLILIK


- ANAKRONİK değil/yerine/= ÇAĞAŞIMSAL, ÇAĞI GEÇMİŞ/ÇAĞA UYMAZ/ESKİMİŞ


- ANAKRONİZM değil/yerine/= ÇAĞAŞIM/TARİH YANILGISI/YANILTISI


- ANALJEZİ/ANALGESIA[İng.] değil/yerine/= AĞRI YİTIMİ


- ANALJEZİK/ANALGESIC[İng.] değil/yerine/= AĞRI KESİCİ


- ANASTOMOZ/ANASTOMOSIS[İng.] değil/yerine/= AĞIZLAŞTIRMA


- ANDEZİT[Fr.][< Andes Sıradağları] değil/yerine/= ANKARA TAŞI

( Plajiyoklazlı bir yanardağ kültesi. | Volkanik bir kaya çeşidi.
PLAJİYOKLAZ[Fr.]: Kalsiyum ve sodyum içeren feldispat. )


- ANERJİ/ANERGY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK YANITSIZLIĞI | ENERJİSİZLİK


- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK


- ANGAJMAN[Fr./İng. < ENGAGEMENT] değil/yerine/= BAĞLANTI/ÜSTLENME


- ANİMATO[Fr.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI


- ANIMSAMA ile/ve/değil ÇAĞRIŞIM

( Şimdi'ye getirme. İLE/VE/DEĞİL Şimdi'yi, geçmişe/geçmiştekine taşıma/bağlama. )

( LETHOLOGICA: "Dilimin ucunda fakat söyleyemiyorum" durumu. )

( BERGÜZÂR: Andaç, hatıra, hediye. )

( [not] TO REMEMBER vs./and/but RECALL )


- ANJİNA PEKTORİS/ANGINA PECTORIS[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS AĞRISI (KALP)


- ANKÂ KUŞU/ZÜMRÜD-Ü ANKÂ/SİMURG/PHOENIX ile/ve KAF DAĞI


- ANKA-YI LÂ MEKÂN ile ANKA-YI MAĞRİB

( Allah. İLE Zümrüd-ü Anka kuşunun bir adı. )


- ANKARA KEÇİSİ ile/ve YABAN KEÇİSİ(NÄFE[Fars.]) ile/ve AKDAĞ KEÇİSİ ile/ve MARKOR ile/ve ŞAMİ ile/ve ŞAMUA ile/ve TAR ile/ve TİFTİK


- ANLAM ÇOKLUĞU ile/ve/||/<> ÇAĞRIŞIMSALLIK


- ANLAM SANATLARI'NDA:
İLHAM ile/ve/<> TEVRİYE[< VERÂ] ile/ve/<> İSTİHDAM ile/ve/<> MUGALATA-İ MANEVİYE ile/ve/<> TENÂSÜB[< NİSBET] ile/ve/<> LEFF Ü NEŞR ile/ve/<> TECÂHÜL-İ ÂRİF[/ÂNE/ÎN] ile/ve/<> HÜSN-İ TA'LÎL[< İLLET] ile/ve/<> SİHR-İ HELÂL ile/ve/<> İRSÂD ile/ve/<> MÜBALAĞA ile/ve/<> TEZAD ile/ve/<> İSTİĞRÂK[< GARK][GULÜVV] ile/ve/<> TEKRÎR[< KERR] ile/ve/<> RÜCÛ ile/ve/<> TEFRÎK[< FARK] ile/ve/<> KAT' ile/ve/<> TERDÎD[< REDD] ile/ve/<> İLTİFÂT ile/ve/<> TELMİH ile/ve/<> İRSÂL-İ MESEL

( İki ya da ikiden fazla anlamı olan bir sözcüğü, bir mısra ya da beyitte tüm anlamlarıyla kullanma sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, birden fazla anlamı olan bir sözcüğü, anlamlarından sadece yakın anlamını söyleyip uzak anlamını kastetme sanatı. İLE/VE
Bir mısra ya da beyitte, bir sözcüğü hem gerçek, hem mecaz anlamlarını kastederek kullanma sanatı. İLE/VE
Anlamı birden fazla olan sözcük ve deyimleri beyitin anlamını değişik biçimlerde açıklanabilecek biçimde kullanma sanatı. İLE/VE
Bir konuyla ilgili birden fazla sözcüğü bir mısra ya da beyitte sıralama amacı gütmeden kullanmak. İLE/VE
Bir beyitte yer alan, birbirleriyle ilgili sözcüklerin sıralanmasıyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir anlam inceliği yaratmak ya da bir lâtife yapmak amacıyla, bilinmiyormuş ya da başka türlü biliniyormuş gibi gösterme sanatı. İLE/VE
Nedeni bilinen bir olayı, düşsel ya da gerçekdışı ve güzel bir olaya bağlama yoluyla yapılan edebî sanat. İLE/VE
Bir sözcüğü ya da söz öbeğini hem kendinden önceki sözcüklerin sonunda, hem sözcüklerin başında anlamlı olacak biçimde kullanma. İLE/VE
Bir mısranın secî ya da uyağını bir iki sözcükle ima etme sanatı. İLE/VE
Bir sözün etkisini güçlendirmek için bir şeyi abartılı biçimde az ya da çok göstererek ve lâtifeli bir biçimde anlatma. İLE/VE
İki duygu/düşünce/hayal arasındaki birbirlerine karşıt özellikleri birarada söyleme. İLE/VE
Över gibi görünerek yermek, yerer gibi görünerek övme sanatı. İLE/VE
Söyleyişi güçlendirmek için belirli bir anlamdaki sözcüğü ya da söz öbeğini yineleme sanatı. İLE/VE
Bir sözün anlamını, bir kavramın gücünü pekiştirmek için, o sözden/kavramdan cayar gibi görünüp cayılmış görünen sözü/kavramı daha güçlü biçimde belirtmek. İLE/VE
İki şey arasındaki farkı belirtmek. İLE/VE
Söyleyişin gücünü artırmak için, sözü [mısrayı, satırı] yarıda kesmek. İLE/VE
Sözü, beklenmedik, çarpıcı bir sonuca bağlama sanatı. İLE/VE
Şiirde bir duygulanma ya da duygu değişikliğiyle şiirdeki konuyu değiştirmeden seslenilen kişiyi ya da varolanı değiştirmek. İLE/VE
Bilinen bir olay, kişi ya da nükte, fıkra, atasözünü dolaylı biçimde anlatma, ima etme sanatı. İLE/VE
Bir düşünceyi pekiştirmek amacıyla bir atasözü ya da o değerde bir söz öbeğini alıntılamak/kullanmak. )


- ANLAM/LI ile/ve ÇAĞRIŞIM/LI

( MEANING/FUL vs./and ASSOCIATION/ASSOCIATED )


- ANLAMADIĞI YA DA "BEĞENMEDİĞİ" KARŞISINDA:
(NE DEMEKSE?)
"BEYNİN YANMASI" ile/ve/||/<> "KULAĞIN TIRMALANMASI" ile/ve/||/<> "GÖZÜN KANAMASI"


- ANLAMAK ile/ve (İLKELERE BAĞLI) ÇEVİRİ

( MEANING vs./and (FAITHFUL) TRANSLATION )


- Anlamayacağı için SUS!!!


- ANN/ARTIFICIAL NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= YAPAY SİNİR AĞI


- ANONA[İsp.] değil/yerine/= EKVATORDA YETİŞEN BİR MEYVE AĞACI


- ANSTABİL ANJİNA PEKTORİS/UNSTABLE ANGINA PECTORİS[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ GÖĞÜS AĞRISI


- ANTAGONİZM[Fr.] ile ANTAGONİST[Fr.]

( Karşıtlık. Karşıt etkinlik. | Düşmanlık. İLE Düşmanca. | Karşıt etkin. )


- ANTIALERJİK[Fr.] değil/yerine/= ALERJİ SAĞALTIMINDA KULLANILAN İLAÇLAR


- ANTİBİYOTİK değil/yerine SAĞLIK

( Bitkilerde, özellikle küf mantarlarında bulunan ya da sentezle elde edilen, birçok mikroba karşı kullanılan, penisilin, streptomisin vb. nesnelerin ortak adı. DEĞİL/YERİNE Uyku, oksijen, hareket/spor, doğru beslenme. )


- ANTİKOAGÜLAN/ANTICOAGULANT[İng.] değil/yerine/= PIHTIÖNLER


- ANTİKOAGÜLASYON/ANTICOAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTI ÖNLEME


- AP/ANGINA/ANJINA PEKTORIS[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS AĞRISI (KALP)


- APARA ile AŞAĞILIK, DÜŞÜKLÜK

( Aşağılık, düşüklük. )


- APERTURA/APERTURE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ AĞZI


- APHA/AMERICAN PUBLIC HEALTH ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AMERİKAN HALK SAĞLIĞI BİRLİĞİ


- APHL/ASSOCIATION OF PUBLIC HEALTH LABORATORIES[İng.] değil/yerine/= TOPLUM SAĞLIĞI LABORATUVARLARI DERNEĞİ


- APOPLEKSİ/APOPLEXIA[İng.] değil/yerine/= KANAGAN


- ARA/MAKAV/MACAW:
MAVİ SARI ile/ve/||/<> SARI KIRMIZI ile/ve/||/<> MAVİ GÖĞÜSLÜ ile/ve/||/<> MAVİ BAŞLI ile/ve/||/<> YEŞİL KANATLI ile/ve/||/<> ASKER ile/ve/||/<> HAHN ile/ve/||/<> HYACINTH ile/ve/||/<> SPIX

( ARA ARARAUNA cum ARA MACAO cum ARA GLAUCOGULARIS cum ARA COULONI cum ARA CHLOROPTERA cum ARA MILITARIS cum ARA NOBILIS cum ARA ANODORHYNCHUS HYACINTHINUS )


- ARAÇLARDAN İNERKEN VE KAPILARINI AÇARKEN:
SOLDAN ile/ve/değil/yerine SAĞDAN

( Araç yolcularının, inecekleri zaman, sol kapıyı değil sağ kapıyı kullanmalarına özen gösterelim. Sürücülerin de özellikle bisikletliler, motorsikletliler ve hatta yayaları düşünerek, aniden çıkış yapmamaları gerektiğini her zaman için anımsatalım ve birbirimizi uyaralım. Aniden açılan kapılar yüzünden yaşanılan gereksiz ve büyük kazaları, bilinçli ve dikkatli davranarak önlemek olanaklıdır. Lütfen araçtan ani çıkışlar yapmadan ayna kullanarak kapıları açalım! )


- ARAGONİT[Fr. < ARAGONITE]

( Beyaz, yeşil, mavimsi gri renkte billurlaşmış bir kalsiyum karbonat türü. )


- ARAŞTIRMA-GELİŞTİRME[AR-GE] ile/ve/||/<>/> ÜRÜN GELİŞTİRME


- ARBEDE/ÇINGAR/HENGAME değil/yerine/= ÇATIŞMA/HIRGÜR/KAVGA/GÜRÜLTÜ PATIRTI


- ARBİTRAJ[Fr. < ARBITRAGE] değil/yerine/= ARA KAZANÇ


- ARDA ile/ve BAGET[Fr. < BAGUETTE]

( İşaret olarak yere dikilen çubuk. Uzun değnek. | Maden üzerine kazıma yapmak ve çıkrıkta çevrilen şeyleri yontmak için kullanılan çelik kalem. | Ardıl. İLE/VE İnce kısa değnek. | Bateri çalmaya yarayan ince, kısa çubuk. | Tıraşlanmış, dikdörtgen biçiminde değerli taş. | Düşük gramajlı ince, uzun ekmek. | Çorabı gergin tutmak ve düşmesini engellemek için kullanılan sert lastik. )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARDIÇ ile/ve TAG


- ARDUVAZ[Fr. < ARDOISE] değil/yerine/= KAYAĞAN TAŞ, kayrak


- ARENA[Fr.] ile AGORA[Yun.]

( Yarış, oyun vb. gösteriler yapılan alan. | Siyasi çekişmelerin geçtiği yer. İLE Yunan klasik devrinde, sitenin yönetim, politika ve ticaret işlerini konuşmak için halkın toplandığı alan, halk meydanı. )


- ARGO ile ADİCE/BAYAĞI/ÂMİYÂNE[Ar., Fars.]


- ARGUE ile DISAGREEMENT


- ARHAT ile/ve/||/=/<> TATHAGATHA ile/ve/||/=/<> SIDDHA ile/ve/||/=/<> MUKTA

( Caynacılık'ta/Jainizm'de, sonsal aydınlanmaya ulaşan kişilere verilen adlar. )


- ARI ile YAĞMUR ORMANI ARISI


- ÂRİF ve ÂGÂH ve HEMDERT


- ARİYA ATHANGİKA/MAGGA

( Sekiz Katlı Soylu Yol.
( 1. Samyag Drishti [Doğru ve tam görüş.]
2. Samyag Samkalpa [Doğru ve tam anlayış.]
3. Samyag Vak [Doğru ve tam konuşmak.]
4. Samyag Karmanta [Doğru ve tam etkinlik.]
5. Samyag Ajiva [Doğru ve tam yaşamını kazanma yolları.(İlkelerle iş yapmaktır.)]
6. Samyag Uyayama [Doğru ve tam çaba uygulamak.]
7. Samyag Smriti [Doğru ve tam farkındalık.]
8. Samyag Samadhi [Doğru ve tam uyanıklık.] )


- ARKADAŞ ve/||/<> SAĞLIK

( İkisinin değeri ve önemi de kaybedilince anlaşılıyor ne yazık ki. )


- ARMADİLLO ile BAĞIRTKAN, TÜYLÜ ARMADİLLO

( ... İLE Günün 17 saatini uyuyarak geçirirler. [uyku sırasında kaldırmaya çalışsanız da uyanmazlar] )

( ... cum CHAETOPHRACTUS VELLEROSUS )


- ARMAĞAN/HEDİYE ile ÖRTÜLÜ RÜŞVET


- ARMAĞAN ile/ve/<> GÖRÜMLÜK

( ... İLE/VE/<> Yalnız görülmek için konulan nesne. | Nişanlanılacak kıza ilk kez görmeye gidildiğinde, erkek tarafından takılan ya da verilen armağan. )


- ARMAĞAN ile SAÇI

( ... İLE Gelinin başından saçılan çiçek, şeker, arpa, para gibi şeyler. | Düğün armağanı. )


- ARMAĞAN ile SUNGU

( ... İLE Bir büyüğe sunulan armağan. | Bir tanrıya ya da tapınağa yapılan bağış. )


- ARMAĞAN ile SÜRRE

( ... İLE Osmanlı sultanlarının, her yıl, Mekke ve Medine'ye gönderdikleri para ve armağanlar. )


- AROMATERAPİ değil/yerine/= KOKU SAĞALTIMI/TEDAVİSİ


- ARŞİV ile/ve/değil/yerine BELLEK/HAFIZA/GÖNÜL

( Batı geleneğinde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Doğu geleneğinde. )


- ARTIŞ/ARTIM ile ARTIMLI/ARTAĞAN

( Artma durumu. Çoğalma. | Harcandıktan sonra bir miktarının geri kalması. | Değerinin yükselmesi, fazlalaşması. İLE Pişince şiştiğinden, ölçüsü artmış gibi görünen. | Çoğalma özelliği olan. )


- ARÛZ ve/<> BELÂGAT


- ARZU/İSTEK ile SEÇME OLANAĞI

( Arzu ve korkuyla hareket etmek bağımlılıktır, sevgiyle hareket etmek ise özgürlüktür. )

( Sevgi seçici değildir, arzu seçicidir. )

( Arzu geçmişe, korku geleceğe yöneliktir. )

( Arzulardan ve korkulardan kurtulun, görüşünüz birdenbire berraklaşacak ve herşeyi olduğu gibi göreceksiniz. )

( Arzunun sahte olarak tanınması ile arzudan kurtulmuşluk kendiliğinden gelir. )

( Unutmak zorunda değiliz; arzu ve korku son bulunca, tutsaklık da biter. )

( İç değerinizi bilmelisiniz, ona güvenmelisiniz ve günlük yaşantınızda arzu ve korkularınızı feda ederek bunu belirgin kılmalısınız. )

( Arzuladığınız şeyde mutluluk yoktur. [Mutluluk sizdedir!] )

( Gerçek olmayanı yaratan imgelemedir, onu devam ettiren ise arzudur. )

( İmgeleme ve arzunun son bulmasıyla birlikte varlık da sona erer ve şu ya da bu oluş saf varoluşla kaynaşıp birleşir, ki onu tarif olanaklı değildir, o ancak yaşanabilir. )

( Kişisel arzularınızı terk edin ve böylece tasarruf edilen gücü dünyanın değişmesi yolunda kullanın! )

( Eğer isteklerimiz güçlü ve gerçeklerse, gerçekleşmek üzere yaşamımızı yoğurup şekillendireceklerdir. )

( Kendini-bilmek için, herşeyin, arzudan doğmuş imgeleme olduğunu fark etmek gereklidir. )

( Zihin arzudan azade ve rahat olmalıdır. )

( Anlayan bir zihin, arzulardan ve korkulardan azâdedir. )

( Arzudan ve korkudan kurtulmak sizi öyle korkutmasın. Bu hepinizin bildiğinden öylesine farklı, çok daha yoğun ve ilginç bir hayat yaşayabilmenizi sağlayacaktır; öyle ki siz her şeyi kaybetmekle, gerçekten her şeyi kazanmış olursunuz. )

( DESIRE/WANT vs. CHOOSING FREEDOM
To act from desire and fear is bondage, to act from love is freedom.
Love is not selective, desire is selective.
Desire is of the past, fear is of the future.
Be free of desires and fears and at once your vision will clear and you shall see all things as they are.
Desirelessness comes on its own when desire is recognised as false.
You need not forget; when desire and fear end, bondage also ends.
You must know your inner worth and trust it and express it in the daily sacrifice of desire and fear.
No happiness in what you desire. [It is you!]
The innards created by imagination and perpetuated by desire.
With the cessation of imagination and desire, becoming ceases and the being this or that merges into pure being, which is not describable, only experienceable.
If your desires are strong and true, they will mould your life for their fulfilment.
To see everything as imagination, born of desire, is necessary for self-realisation.
Mind must be free of desires and relaxed.
An understanding mind is free of desires and fears.
Do not be afraid of freedom from desire and fear. It enables you to live a life so different from all you know, so much more intense and interesting, that, truly, by losing all you gain all. )

( CUPIDITAS cum ... )

( YU ile ... )


- AŞAĞI EĞİLİM ile/ve YUKARI EĞİLİM

( Toprak ve Su. İLE/VE Ateş ve Hava. )


- AŞAĞI-YUKARI


- AŞAĞI(SI)-YUKARI(SI) ile ALT(I)-ÜST(Ü)


- AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> KÜÇÜMSEME


- AŞAĞILAMA >< ÖVME/SIVAZLAMA


- AŞAĞILAMA ile/ve/<> UZAKLAŞMA


- AŞAĞILAMAK ile/ve KUTSAMAK


- AŞAĞILAYICI/LIK / DIŞLAYICI/LIK ile/ve/<> "HERETİK" DEMEK


- AŞAĞILIK KOMPLEKSİ değil/yerine/= ALTSANMA


- ASÂLAR:
KAŞAĞ ile MU'ÎN/İTTİKÂ ile DESTECÛB ile ŞEŞBER ile MÜTTEKÂ ile ZERDESTE ile CEVGÂN


- AŞI ile AĞAÇ AŞILAMA

( )

( VACCINATION/INOCULATION vs. GRAFTING )


- AŞK = (FALL IN) LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMORE[İt.] = AMOR[İsp., Lat.] = HO ER.S, HE FILIA, HE AGAPE[Yun.] = İŞK[Ar., Fars.] = MIN[Felm.]


- ASLAN ile DAĞ ASLANI/YENİDÜNYA ASLANI/PUMA/KUGAR

( ... İLE Avlarını sadece akşamları yerler. )

( ... İLE Gebelik süreleri üç aydır. Patogonya'da bulunan pumalar Nisan ayında doğum yaparlar. )

( ... ile KUGAR/PUMA )

( ... ile Puma | Puma )

( LION vs. COUGAR )

( FELIS LEO cum FELIS CONCOLOR )


- ASLANAĞZI/DANABURNU ile ASLANAĞZI

( Sıracagillerden, türlü renkte, güzel, kokusuz çiçekleri olan bir bitki. İLE Havuz kenarlarına konulan ve ağzından su akan aslan biçiminde süs taşı. )


- ASOSİYASYON/ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= ÇAĞRIŞIM | İLİŞKİLENDİRME


- ASPARAGAS[İng. < ASPARAGUS] değil/yerine/= ŞİŞİRME HABER


- ASPH/ASSOCIATION OF SCHOOLS OF PUBLIC[İng.] değil/yerine/= HEALTH KAMU SAĞLIĞI OKULLARI DERNEĞİ


- ASRÎ[Ar.]/MODERN[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ

( Zamana uygun. )


- ASRÎ/MODERN/MUASIR değil/yerine/= ÇAĞDAŞ


- AŞŞA değil AŞAĞI


- ASTEROİT KUŞAĞI ile/ve KUİPER KUŞAĞI ile/ve OORT BULUTU

( )

( Oort Bulutu:
Adını, Jan Oort'tan alan Oort Bulutu'nun, Güneş Sistemi'ne yaklaşık 1000 - 100.000 AB/AU uzaklıkta bir bölge olduğu ve Güneş Sistemi'ni çok büyük bir küre gibi çevrelediği düşünülüyor.

1 AB/AU(astronomi birimi), Güneş ile Dünya arasındaki uzaklık olup yaklaşık 150 milyon kilometredir. Bilinen en uzak gezegen olan Neptün, Güneş'e, yaklaşık 30 AB/AU uzaklıktadır.

Oort Bulutu'nun iç sınırı ile dış sınırı arasındaki uzaklık, o kadar büyüktür ki, NASA'nın, günde 1,5 milyon kilometre yol alan uzay aracı Voyager 1'in, bu hızla Oort Bulutu'na ulaşması, yaklaşık 300 yılı, Oort Bulutu'ndan çıkması ise 30.000 yılı bulabilir. )


- ASTHO/ASSOCIATION OF STATE AND TERRITORIAL HEALTH OFFICIALS[İng.] değil/yerine/= ULUSAL VE BÖLGESEL SAĞLIK GÖREVLİLERİ DERNEĞİ


- ASVAGOŞA

( Hintli Budist şair ve filozof(M.Ö. 100). Zen geleneğinde 12. Pîr olarak kabul edilir. )


- AT ile KARAYAĞIZ AT

( ... ile EDHEM )


- ATEİZM ile AGNOSTİSİZM/LAEDRİYE[Ar.]

( AGNOSTİK: Bilinemez; Sınırlarını çizmek. )


- ATEŞ TOPRAĞI ile ATEŞ ÇİMENTOSU

( İçinde SiO2 ve alümin[Al2O3] bulunan, mineraller bakımından zengin, ergime noktası 1600 °C'nin üstünde olan ve ateş tuğlası yapımında kullanılan kil. İLE Ateş tuğlası yapımına elverişli, ateş toprağı ile yapılan, ateşe dayanıklı çimento, yüksek alüminli çimento. )


- ATEŞBALIĞI/SARDALYA/SARDALYE[İt.][Lat. CLUPEA PILCHARDUS] ile VONOZ[Yun.] ile SARDUNYA(SARDINE) ile SAZAN(CARP)[Lat. CYPRINUS CARPIO] ile KOLYOS ile HAMSİ(ANCHOVY) ile BAKALYARO[Lat. MERLANGUIS MERLANGUS] ile ÇİNGENE PALAMUDU ile MALTAPALAMUDU[Lat. NAUCRATES DUCTOR] ile TORİK(BONITO) ile ALTIPARMAK ile LÜFER/KUNBER[Ar.] ile ÇİNAKOP/TEMNODON SALTATOR[Lat.] ile ÇİPURA/AURATA AURATA[Lat.] ile HANİ/SERRANUS CARILLA[Lat.] ile HARHARYAS/CARCHARHINUSLAMIA[Lat.] ile İSTRONGİLOS[Lat. SMARIS VULGARIS] ile İŞKİNE[Lat. SCIAENA UMBRA ] ile İZMARİT[Lat. MAENA VULGARIS] ile KOFANA[Yun.] ile TEKİR[MUGIL SURMULLETUS] ile BARBUNYA/BERBUNİ[Ar.]/MULLUS BARBATUS[Lat.] ile KÂĞITBALIĞI ile KALKAN ile KILIÇ ile LAHOS/LAGOS/KAYAHANİSİ[Yun.] ile LİPSOS[Yun.][Lat. SCORPAENA PORCUS] ile MAZAK[Lat. TRIGIA LINEATA] ile MELANURYA[Lat. SPARUS MELANURYA] ile MORİNA[Lat. GADUS MORRHUA] ile MERLİN BALIĞI ile PİSİ ile PLATİKA[Lat. ACERINA CERNUA] ile RİNA/TIRPANA[Lat. RAJA BATIS] ile SARIAĞIZ[Lat. SCIAENA AQUILLA] ile SARIBALIK[Lat. IDUS JESSES] ile SARIGÖZ[Lat. SARGUS SALVIERI] ile SARIHANİ[Lat. EPINEPHELES GIGAS] ile SARPA[Yun.][Lat. BOOPS SALPA] ile SİNAGUD ile SİVRİ ile KARAGÖZ ile MARANGOZBALIĞI/TESTEREBALIĞI[Lat. PRISTIS PRISTIS] ile MERCAN ile USKUMRU(MACKEREL)[Lat. SCOMBER SCOMBRUS] ile ÇİTARİ/BOX SALPA[Lat.] ile ÇOPRABALIĞI/COBITIS[Lat.] ile ÇOPURİNA ile ÇOTİRA/BALISTES CAPRISCUS[Lat.] ile ÇURÇUR/CRENILABRUS[Lat.] ile DAĞALASI/SALMA ALPINUS[Lat.] ile YAYINBALIĞI[Lat. SILURUS GLANIS] ile YAZILIHANİ[Lat. SERRANUS SCRIBA]


- ATİNA ve/<> SYNTAGMA MEYDANI

( Syntagma[Anayasa] Meydanı, Atina'nın merkezi kabul edilmektedir. )


- ATLANTİK/ATLAS OKYANUSU ve/<> PLATA IRMAĞI

( Uruguay'ın dünyaca ünlü kumsalı/plajı olan Punta del Este'deki ucun, bir tarafında Atlantik Okyanusu, öteki tarafında ise Plata Irmağı'nın ağzı görülmektedir. )


- ATLAS OKYANUSUNDA:
[KUZEY AMERİKA] LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BELLE ADASI BOĞAZI ile/ve/||/<> FUNDY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CHESAPEAKE KOYU ile/ve/||/<> SARGASSO DENİZİ ile/ve/||/<> FLORİDA BOĞAZI ile/ve/||/<> APALACHEE KOYU ile/ve/||/<> CAMPECHE KOYU ile/ve/||/<> YUCATAN KANALI ile/ve/||/<> HONDURAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PANAMA KANALI ile/ve/||/<> COLON KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VENEZUELA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MONA BOĞAZI ile/ve/||/<> ANEGADA BOĞAZI ile/ve/||/<> AMAZON AĞZI ile/ve/||/<> MARAJO KOYU ile/ve/||/<> MARCOS KOYU ile/ve/||/<> BLANCA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> S. MATIAS KÖRFEZİ ile/ve/||/<> S. JORGE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> GRANDE KÖRFEZİ ile/ve/||/<> MACELLAN BOĞAZI


- ATOM AĞIRLIĞI ile/ve ATOM ÇEKİRDEĞİ

( Atomun bir molünün gram olarak kütlesi. Toplam atomik kütle. İLE/VE Bir atomun proton ve nötronlarını taşıyan merkezi bölümü. )


- ÂTÛN, BEÇEDÂN, ZÂK, ZÂK-DÂN[Fars.], MEŞÎME[Ar.], RAHİM[Ar.] değil/yerine/= DÖLYATAĞI


- AVAGADRO SAYISI ile AVAGADRO YASASI

( Bir moldeki molekül sayısı ve değeri, yaklaşık 6,02 10²3 olan bir sayı. İLE 0 °C sıcaklık ve 1 atmosfer basınçta herhangi bir gazın, bir molü 22,4 L hacim kapladığını ifade eden yasa. )


- AVAZ AVAZ (BAĞIRMAK)


- AYAĞA BAKMAK ile/ve/değil/yerine YERE BAKMAK


- AYAĞA KALKMAK/KIYAM ve/||/<>/> UYANMAK/UYANIKLIK/YAKAZA ve/||/<>/> YÜRÜYÜŞ/SEYR


- AYAĞIMI/AYAKLARIMI (ÇIKARAYIM)" değil AYAKKABILARIMI (ÇIKARAYIM)


- Ayağını DİNLE!!!


- AYAK ile/ve AĞIM

( ... İLE/VE Ayağın üstündeki tümsek. )

( Her bir ayağımızda yaklaşık bir trilyon bakteri vardır. )


- AYAKKABI BAĞCIKLARINI:
BAĞLAMAK ile/değil/yerine/> MIKNATIS

( ... İLE )


- AYAR ile AĞYAR

( Bir iş ya da davranışta gereken ölçü. İLE Başkaları, yabancılar/eller. | Dışında/ki, hariç, haricinde/ki. )

( Tanımdaki/ifadedeki gereklilik kuralı: Parçalarını bulunduran, dışındakilere engel olan. [Efrâdını câmi, ağyarını mâni.] )


- AYDINLANMADA:
ATİNA ile/ve/||/<>/> BAĞDAT ile/ve/||/<>/> AMSTERDAM

( )


- ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA


- AYRICALIK ile "AĞIRLIK"


- AYRIM ile/değil AÇIKLAMAK/ÖĞRETMEK ÜZERE, (PEDAGOJİK)


- AYRIŞIK/HETEROJEN[İng., Fr.] ile BAĞDAŞIK/MÜTECÂNİS[Ar.]/HOMOJEN[İng., Fr.]


- AYSBERG[İng. < ICEBERG] değil/yerine/= BUZDAĞI


- AZI, GÖRÜP; "DÜNYAYA SAHİP OLACAĞIM(IZ)A" değil/yerine DÜNYAYI GÖRÜP AZA, SAHİP OLMAK


- AZIK ile/||/<> KUMANYA[İt. < COMPAGNA]

( ... İLE/||/<> Yolculuk için hazırlanan yiyecek. | Sefer durumundaki askerler için hazırlanan yiyecek. )


- B KAT SAYISI[EINSTEIN KAT SAYILARI] ile B KAYNAĞI

( Atom ya da moleküllerin elektronik seviyeleri arasındaki geçiş olasılığını ve soğurma kat sayısı bulunduğu takdirde, ışıma kat sayısının da kendiliğinden bulunabileceğini gösteren Anm, Bmn, ve Bnm kat sayıları. Bir n durumundaki atomlar v frekanslı bir elektromanyetik ışınıma maruz kaldıklarında, hv enerjili bir foton soğurarak daha yüksek bir m enerji seviyesine geçiş yapabilirler. Bu geçişi yapan atomların sayısı; Bnm Nn.u(v) ile verilir. Burada, u(v), v frekanslı ışının enerji yoğunluğu, Nn; n durumundaki atomların sayısı, Bnm; soğurma için Einstein kat sayısıdır. Benzer biçimde, m durumundaki atomlar da ışınla etkileşebilir ve foton yayarak n durumuna geçiş yapabilirler. Bu değişimi yapan atomların sayısı, BnmNmu(v) ile verilir. m durumundaki atomlar da kendiliğinden, bir foton yayınıyla n durumuna geçiş yapabilir. Bu geçişi yapan atomların sayısı da AnmNmu(v) ile verilir. Bu kat sayılar arasında Bnm/Bmn = gm/gn bağıntısı vardır. Burada, gm ve gn; m ve n durumlarının istatistik ağırlıklarıdır. Isıl denge durumunda Bmn = Bnm ve Anm = 8 πv³/c³ Bnm = 8 πv³/c³Bnm dir.
İLE
Elektron tüplerinde anot için yüksek gerilim, ekran ızgara için de güç kaynağı. )

( EINSTEIN COEFFICIENTS vs. B-POWER SUPPLY )

( LES COEFFICIENTS avec LA SOURCE DE LÉNERGIE DE B, LA SOURCE-B )

( EINSTEINKOEFFIZIENT mit B-STROMVERSORGUNG )


- BABADAĞI ile/ve SANDAK DAĞLARI


- BÂC-I AĞNAM ile/ve/<> BÂC-I TAMGA ile/ve/<> BÂC-I BÜZÜRK ile/ve/<> BÂC-I KIRTIL ile/ve/<> BÂC-I NİYÂBET

( BÂC[Fars.]: Vergi/harç. | Gümrük vergisi. )


- BÂDÂŞ[Ar.] ile BAĞDAŞ[Ar.]

( Mükâfât[< kifâyet], yeterlilik. İLE İki ayağın da öteki bacağın uyluğunun altına alınarak oturma biçimi. )


- BADEM:
AK ile/||/<> KAYA ile/||/<> RÜŞTÜ ile/||/<> NURLU ile/||/<> DİŞ ile/||/<> KARABAĞ ile/||/<> SIRA


- BADEM ile/ve/||/<>/< ÇAĞLA


- BAĞ-BADEM


- BAĞ-BAHÇE (İÇİNDE YAŞAMAK)


- BAĞ:
ÖZERKLİK ve/<> HAZIR OLMA ve/<> GÖNÜLLÜLÜK/RIZÂ ve/<> HAREKETE GEÇME/GEÇEBİLME ve/<> KURABİLME(SÜRDÜREBİLME/SÜREKLİLİK) ve/<> PAYLAŞIM ve/<> GÜÇ


- BAĞ[Azr.] = BAHÇE[Tr. < Fars. BAĞÇE]


- BAĞ/BAĞLANTI ile/ve AYRIM

( CONNECTION vs./and SEPERATION )


- BAĞ ile BAĞ[Fars.]

( Bir şeyi başka bir şeye ya da çok sayıda olanı topluca birbirine tutturmak için kullanılan ip, sicim, şerit, tel vb. düğümlenebilir nesne. | Sargı. | Bağlam, deste, demet. | İlgi, ilişki, rabıta. | Kemikleri birbirine bağlamaya, iç organları yerinde tutmaya yarayan lif demeti. | Bir halat üzerine atılan sağlam, düzgün ve istendiğinde kolayca çözülebilen her türlü düğüm. | Nota yazarken yan yana gelen aynı ya da farklı değerdeki notaların birbirine bağlanarak çalınacağını belirtmek için yapılan yay biçimindeki işaret. İLE Üzüm kütüklerinin dikili bulunduğu toprak parçası. | Meyve bahçesi. )


- BAĞ ile/ve/<> BAĞINTI


- BAĞ ile BAĞLANTI


- BAĞ ile/ve/||/<>/> BÜTÜNLÜK


- BAĞ ile/ve/||/<> HEVENK[Fars.]

( ... İLE/VE/||/<> Bir ipe geçirilmiş ya da birbirine bağlanmış yaş yemiş ya da sebze bağı. )


- BAĞ ile İÇ GÖBEK

( ... İLE Çiçeklerin dişil örgeninde, yumurtacık ile kabuğu arasındaki bağ. )


- BAĞ ile/ve/<> İLİŞKİ

( CONNECTION vs./and/<> RELATION )


- BAĞ ile KENET

( ... İLE İki sert nesneyi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça. )


- BAĞ ile SAKANDIRIK

( ... İLE Başlıklarda, çene bağı. )


- BAĞ değil/yerine/= ÜZÜMLÜK


- BAĞA ile ZEBL

( Kaplumbağa kabuğu. İLE Deniz kaplumbağasının kabuğu. )


- BAGAJ değil/yerine/= YÜKLÜK


- BAGALEK[Fars.]

( Koltukaltından çıkan yumruca, köpek memesi. )


- BAĞDAD

( DARÜ'S-SELÂM )


- BAĞDAŞ KURMAK ile LOTUS OTURUŞU


- BAĞDAŞIK = MÜTECÂNİS = HOMOGENEOUS[İng.] = HOMOGÈNE[Fr.] = GLEICHARTIG[Alm.] = OMOGENO[İt.] = HOMOGÉNEO[İsp.] = EIUSDEM GENERIS[Lat.] = HOMOGENES, HOMOIOMERES[Yun.] = MUTECÂNİS[Ar.] = MOTECÂNES[Fars.] = GELIJKSOORTIG[Felm.]


- BAĞDAŞTIRMA ile ÖZDEŞLEŞTİRME

( Romantizme kapılma ya da saçma amaçları kendininkilerle özdeşleştirme tehlikesi vardır. )

( Arzuladığınız, korktuğunuz ve kendinizi duygularınızla özdeşleştirdiğiniz zaman, keder ve tutsaklığı yaratırsınız. )

( Sizi mutlu ya da mutsuz eden sadece kendinizi zihninizle özdeşleştirişinizdir. Zihninizin kölesi oluşunuza başkaldırın, tutsaklığınızı kendiniz yaratmış olduğunuzu görerek bağımlılık ve nefret zincirlerini kopartın. Özgürlük amacınızı zihninizde sürekli tutun, ta ki, özgür olduğunuz, özgürlüğün uzak bir gelecekte ve acı verici çabalarla kazanılacak bir şey olmadığı fakat onun her zaman sizin için, kullanmanız için hazır olduğu gerçeği içinize doğuncaya dek! )

( Tek sorununuz, her algıladığınız şeyle kendinizi özdeşleştirme hevesinde oluşunuzdur. )

( When you desire and fear, and identify yourself vs. your feelings, you create sorrow and bondage.
It is only your self-identification vs. your mind that makes you happy or unhappy. Rebel against your slavery to your mind, see your bonds as self-created and break the chains of attachment and revulsion. Keep in mind your goal of freedom, until it dawns on you that you are already free, that freedom is not something in the distant future to be earned vs. painful efforts, but perennially one's own, to be used!
Your only problem is the eager self-identification vs. whatever you perceive. )

( TO RECONCILE vs. IDENTIFICATION )


- BAĞDAŞTIRMACILIK, SENKRETİZM = SYNCRETISM[İng.] = SYNCRÉTISME[Fr.] = SYNKRETISMUS[Alm.] = SINCRETISMO[İt.] = SYNCRETISMUS[Yeniçağ Lat.] = SÜNKRATISMOS[Yun.]


- BAĞFİİL değil/yerine/= ULAÇ


- BAGİ[Ar.] ile BÂGÎ[Ar.] ile BÂGI[Ar. çoğ. BUGAT]

( Serkeşlik, azgınlık. İLE Aynı bahçede yetişen. İLE Haksızlık eden serkeş. )


- BAĞIL HIZ ile/ve/||/<> BAKIŞIM/SİMETRİ


- BAĞIL ile/ve/||/<> BAĞILLIK/İZÂFİYET/RÖLATİVİTE

( Görece. | Kendine özgü bir kımıldanışı olduğu hâlde başka bir nesneye uyarak sürüklenen nesnenin görünürdeki kımıldanışının niteliği. İLE/VE/||/<> Görece olma durumu. )


- BAĞILDAK = BAĞIRDAK

( Beşikteki çocuğun düşmemesi için beşiğe sarılıp bağlanan, kumaştan yapılmış enli bağ, bağıldak. | Kadınların âdet zamanında bağladıkları bez, bağıldak. | Yaklaşık 30 cm. eninde bir metre boyunda, uclarında birer metre kaytanı olan, astarlı, sırma işlemeli kumaş, bağıldak. )


- BAĞIM ile BAĞINTI

( Bir şeyin ya da birinin gücü ve etkisi altında bulunma durumu. İLE Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ. | Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık, korelasyon. | İki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme, korelasyon. | İki ya da daha fazla değişken arasındaki bağıntı. | Görelilik. | İki ya da daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık ya da eşitlik. )


- BAĞIMLI BİÇİMBİRİM

( BOUND MORPHEME vs. FREE MORPHEME )


- BAĞIMLI/LIK(MÜPTELÂLIK) ile ISRARCI/LIK

( DEPENDENCE vs. TO INSIST )


- BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK

( Onlar mı size, siz mi onlara bağlısınız? )

( Do they depend on you, or you on them? )

( DEPENDENCE vs. ATTACHMENT
ATTACHMENT instead of DEPENDENCE )


- BAĞIMLILIK SAĞALTIMINDA:
ÜMİT ve/||/<>/> GÜVEN

( )


- BAĞIMLILIK SÜRECİ VE SONUCU:
HASTAHANE ve/||/<>/> CEZAEVİ/KODES[Yun.] ve/||/<>/> MEZAR


- BAĞIMLILIK ile/ve AŞIRILIK

( DEPENDENCE vs./and EXCESSIVENESS )


- BAĞIMLILIK = DEPENDENCE[İng.] = DÉPENDANCE[Fr.] = ANHÄNGIGKEIT, DEPENDENZ[Alm.] = DIPENDENZA[İt.] = DEPENDENCIA[İsp.] = CONIUNCTIO[Lat.] = TO KATANTES, SÜNDESMOS[Yun.] = TAVAKKUF[Ar.] = BASTEGÎ[Fars.] = AFHANKELIJKHEID[Felm.]


- BAĞIMLILIK ile ÖZDEŞLİK

( İnsan değil mi, hem yapar, hem tapar! )

( DEPENDENCE vs. IDENTITY )


- BAĞIMLILIK ile/ve SAPLANTI

( DEPENDENCE vs./and OBSESSION )


- BAĞIMLILIK ile/ve YERİNDEN OYNATILAMAZLIK

( DEPENDENCE vs./and NOT POSSIBLE TO MOVE UP )


- BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN ile/ve BAĞIMLI DEĞİŞKEN

( Tanım aralığı. İLE/VE Değer aralığı. )


- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> ÖZERK/LİK


- BAĞIMSIZ/LIK ile/ve/||/<> TAM/LIK ile/ve/||/<> TUTARLI/LIK

( INDEPENDENT vs./and/||/<> COMPLETE vs./and/||/<> CONSISTANT )


- BAĞIMSIZLAŞMA ile/ve/||/<> WILLIAM/WILHELM TELL


- BAĞIMSIZLIK ile/ve/yerine DAYANIŞMA

( INDEPENDENCE vs./and SOLIDARITY
SOLIDARITY instead of INDEPENDENCE )


- BAĞIMSIZLIK ile KEYFÎLİK

( INDEPENDENCE vs. ARBITRARINESS )


- BAĞIMSIZLIK ile/ve ÖZGÜRLÜK

( Bağımsızlığınızı idrak edin ve mutlu kalın. )

( INDEPENDENCE vs./and FREEDOM
Realise your independence and remain happy. )


- BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> RADİKAL BAĞIMSIZLIK


- BAĞIMSIZLIK ile/ve/||/<> TARAFSIZLIK

( INDEPENDENCE vs./and/||/<> IMPARTIALITY/NEUTRALITY )


- BAĞINI KESMEK ile/ve KENDİNE YÖNELMEK


- BAĞINTI ve/||/<> ÖLÇÜT


- BAĞINTILARDA:
YANSIMA ile BAKIŞIM(SİMETRİ) ile TERS BAKIŞIM ile GEÇİŞME

( xRx İLE xRy ise yRx İLE ... İLE xRy ^[ve] yRz ise xRz )


- BAĞINTILI/LIK ile/ve/||/<>/> ZORUNLU/LUK


- BAĞIR ile/ve BÖĞÜR

( Göğüs kafesinin üst bölümü. İLE/VE Göğüs kafesinin alt bölümü. [Aşağıdaki 11. ve 12. kaburgaların bulunduğu bölge] )


- BAĞIRA ÇIĞIRA


- BAĞIRAN değil/yerine/>< BAĞIRMAYAN

( Değeri yüksek olmayan mal satanlar. DEĞİL/YERİNE/>< Değeri yüksek olan mal ve/ya da hizmet sunanlar. )

( İşportacı, eskici. DEĞİL/YERİNE/>< Kuyumcu/sarraf. antikacılar. )

( "Pop", "rock" vb. müzikçiler. DEĞİL/YERİNE/>< Sanat müziği/klasik müzik vb. söyleyen ve dinleyenler. )


- BAĞIRARAK SÖYLEMEK ile/değil/yerine/= SERT SÖYLEMEK


- BAĞIRMA ile ÇIĞLIK

( ... ile VÂ-VEYLÂ[Çığlık, yaygara. | Eyvah, yazık! | Nâmık Kemâl'in şiiri.] )

( ... ile FİGAN[çoğ. EFGAN] )


- BAĞIRMA ile HAYKIRMA

( ... ile BÂNG )


- BAĞIRMA ile VURGU


- BAĞIRMAK ile ANIRMAK


- BAĞIRMAK ile BOZLAMAK

( ... İLE Devenin anırması/"bağırması". | Çığlık koparmak. )


- BAĞIRMAK ile HÖYKÜRMEK

( ... İLE Kişilerin, dua ederken kendilerinden geçerek tek ya da hep bir ağızdan yüksek sesle bağırması/bağrışması. )


- BAĞIRMAK ile/değil SESLENMEK


- BAĞIRMAK ile/değil YÜKSEK SESLE KONUŞMAK

( MİCHÂR[Ar.]: Yüksek sesle konuşan. )


- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP

( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )


- BAĞIRSAK:
GEÇİRGEN/SIZDIRAN ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI

( image )


- BAĞIRSAK ile/ve/||/<> APANDİS[Fr. < APPENDICE]

( )

( ... İLE/VE/||/<> Kör bağırsağın ince bir parmak gibi olan son bölümü. )


- BAĞIRSAK ile/ve KÖRBAĞIRSAK

( ... ile/ve A'VER, NOKTA-İ AVRÂ )

( BOWEL vs./and CAECUM )

( ... cum/et PUNCTUM COECUM )


- BAĞIRSAK ile/ve/||/<> TÜMÜR

( ... İLE/VE/||/<> Bağırsakların iç yüzeylerinde bulunan pürtüklerin adı. )


- BAĞIRSAKLAR:
BOŞALTIM DÜZENİ/SİSTEMİ değil SİNDİRİM DÜZENİ/SİSTEMİ


- BAĞIŞ/HİBE ile/ve/değil/yerine HEDİYE


- BAĞIŞ ile/ve BORÇ

( Sahip olunan nakit paranın en fazla 3'te 1'i. İLE/VE Sahip olunan nakit paranın en fazla 10'da 1'ini tek kişiye ya da paylaştırarak birkaç kişiye. )


- BAĞIŞ ile/<> İHSÂN ile/<> LÜTÛF ile/<> HİMMET ile/<> KEREM ile/<>
İNÂYET ile/<> İLTİFAT ile/<> ATÂ ile/<> ATIFET ile/<> HÎBE


- BAĞIŞ ve RAHMET


- BAĞIŞIKLIK:
MUTLAK ile/değil/yerine/<>/>< SINIRLI


- BAĞIŞLAMA ile/ve DAYANÇ/SABIR (ETME)


- BAĞIŞLAMAK ile/ve/değil BAĞIŞ YAPMAK


- BAĞIŞLANMAK ve/||/<>/< BAĞIŞLAMA

( Pişmanlık duymayanı bağışlamak, "suya, resim yapmak" gibidir. )


- BAĞIŞLAYAN ile/ve/değil ESİRGEYEN


- Bağırtma! DİNLE!!!


- Bağırtmamak için DİNLE!!!


- BAĞKESEN

( Makaslıböcek. )


- BAGL[çoğ. BİGAL] ile/ve BAGLE

( Eril katır. İLE/VE Dişil katır. )


- BAĞLAÇ ile BAĞLAM ile BAĞLANTI/BAĞLANAK ile BAĞLAŞIK ile BAĞLAYICI ile BAĞLI

( Eş görevli sözcükleri ya da önermeleri birbirine bağlayan sözcük türü. İLE Deste. | Herhangi bir olguda olaylar, durumlar, ilişkiler örgüsü ya da bağlantısı. | Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce ya da sonra gelen, çok sayıdaki durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim ya da birimler bütünü. | Bent. İLE İki ya da daha çok şeyin birbiriyle bağlı bulunması, ilişki. | İki şey arasında ilişki sağlayan bağ. | Yapılacak işle ilgili sözlü ya da yazılı antlaşma. İLE Aralarında antlaşma ya da sözleşme sağlanmış olan kişi ya da topluluk, müttefik. | Sonuç, neden gibi birbiriyle sıkı sıkıya bağlı ve karşılıklı bağımlı olan nesne, terim. İLE Bağlama niteliği olan. | Bağlamaya ve birleştirmeye yarayan. | Uyulması zorunlu. | Kuruduğu zaman yüzeyde film oluşturan, pigment ve dolgu nesnelerini bir arada tutan, boyanın uçucu olmayan bölümü. İLE Bir bağ ile tutturulmuş olan. | Gerçekleşmesi bir şartı gerektiren, vabeste. | Sınırlanmış, sınırlı. | Kapatılmış olan, kapalı. | Bir kuruluşun yetkisi altında bulunan. | Birine, bir düşünceye, bir anıya saygı, aşk vb. duygularla bağlanan, sâdık, tutkun. | Halk inanışına göre, büyü etkisiyle eşeysel güçten yoksun edilmiş eril. )


- BAĞLAÇ = CONJUNCTION[İng.] = CONJONCTION[Fr.] = KONJUNKTION[Alm.] = CONGIUNZIONE[İt.] = CONJUNCIÓN[İsp.] = COPULA[Lat.]


- BAĞLAM(INDA) ile/ve/||/<> BÜTÜNLÜK(ĞÜNDE)


- BAĞLAM ile/ve AÇI


- BAĞLAM ile/ve/||/<>/< ANLAM ile/ve/||/<>/< KAVRAM

( CONTEXT vs./and/<>/< MEANING vs./and/<>/< CONCEPT )


- BAĞLAM ile/ve BAĞLAÇ

( CONTEXT vs./and CONJUNCTION )


- BAĞLAM ile/ve/||/<> İTİBAR


- BAĞLAM ile/ve/||/<> KOŞULLAR

( CONTEXT vs./and/||/<> CONDITIONS )


- BAĞLAM ve/> NİYET ve/> EREK

( CONTEXT and/> INTENTION and/> AIM )


- BAĞLAM ve/||/<> YAŞAMSAL KOŞULLAR


- BAĞLAMA

( Telli Kur'ân-ı Kerîm. )


- BAĞLAMA SAPINDA:
KISA ile UZUN

( )


- BAĞLAMA ile/değil BAĞLAMA

( Yaygın olarak bilinen, belirli bir boy ve düzende olan. | Tezeneli sazların genel adı olarak.[Tar dışında!] İLE/DEĞİL Topluluklarda pek kullanılmayan, cura ile tambura saz arası boyda, daha çok solo icrada [eski halk ozanları] kullanılan. )


- BAĞLAMA ile/ve/||/<> ÖZNEYE DUYARLILIK


- BAĞLAMA ile YONGAR

( ... İLE Üç telli bağlama. )


- BAĞLAMAK ile ÇÖZMEK


- BAĞLAMAK ile/ve DÜĞÜM

( ... ile/ve UKDE[çoğ. UKAD] )

( ... ile/ve BEST )


- BAĞLAMAQ[Azr.] = KAPATMAK[Tr.]


- Bağlamında KONUŞ!!!


- BAĞLAMLARDA DÜŞÜNCE ve/||/<>/> BİLME-İNANMA ve/||/<>/> EYLEME-YAŞAMA


- Bağlamlı KONUŞ!!!


- BAĞLANMA (İNKIYÂD)


- BAĞLANMA:
KAYGILI ile KAÇINGAN ile GÜVENLİ


- BAĞLANMA:
SAKİNLİK ve/||/<>/>< KAYGI


- BAĞLANMA ile/ve KARŞILIKLI RIZÂ


- BAĞLANTI (KURMAK) ile/ve YORUM (YAPMAK)

( TO MAKE CONNECTION vs./and TO INTERPRET )


- BAĞLANTI ile "AYAK"

( CONNECTION vs. TRICK )


- BAĞLANTI ile/ve BAĞLAM

( CONNECTION vs./and CONTEXT )


- BAĞLANTI ile ORANTI

( CONNECTION vs. PROPORTION )

( SAMYOGA ile ... )


- BAĞLANTI ile/ve ÖZDEŞLİK

( CONNECTION vs./and IDENTITY )


- BAĞLANTI ile/ve/değil/||/<> YANKI


- BAĞLANTILANDIRMAK ile VURGULAMAK


- BAĞLANTILANMA ile/ve/||/<> LEHİMLENME


- Bağlantılı KONUŞ!!!


- BAĞLAŞIK/LIK ile BAĞDAŞIK/LIK

( Nesnel. İLE Kavramsal/tüzel/ekinsel. )


- BAĞLAYICILIK ile/ve BORÇLULUK


- BAĞLAYICILIK ile/ve/||/<> KANIT NİTELİĞİ


- BAĞLAYICILIK ile/ve/<> ÖTEYE GEÇİLEMEZLİK


- BAĞLI ile/değil BAĞIMLI


- BAĞLI/LIK ile/ve/<> SAYGILI/LIK


- BAĞLILAŞIK ile BAĞLILAŞMA ile BAĞLILIK/BAĞLILAŞIM

( Biri ötekine bağlı olarak var olan, biri olmadan öteki düşünülemeyen iki şeyin bu ilişki yönünden durumu. İLE İki şey arasında karşılıklı bağıntı olmak ya da bağlılık kurmak. İLE Bağlı olma durumu, merbutiyet. | Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat. | Bağlılaşım. )


- BAĞLILIK ile/ve GEREKSİNİM

( ATTACHMENT vs./and NEED )


- BAĞNAZ/LIK ile/ve/<> YOBAZ/LIK

( Bir düşünceye, bir inanışa aşırı ölçüde bağlanıp ondan başka bir düşünce ve inanışı kabul etmeyen/etmeme. İLE/VE/<> Dinde bağnazlığı aşırılığa vardıran, başkalarına baskı yapmaya yönelen/yönelme. | Bir düşünceye, bir inanca aşırı ölçüde bağlı olan/olma. | Kaba saba, incelikten anlamayan/anlamama. )

( BIGOT/RY )


- BAĞNAZLIĞIN KALKMASI:
BİLİMSEL TUTUM (İLE) değil FELSEFİ ANLAYIŞ (İLE)


- BAĞRİ/BAHRİ değil BARİ[Fars.]

( Öyleyse, hiç olmazsa, hiç değilse, o hâlde. | Keşke. )


- BAĞSIZ/LIK ile/ve/<> BAHTSIZ/LIK


- BAĞY/İSYAN[Ar.] değil/yerine/= BAŞKALDIRI

( Azgınlık, zulüm, isyan. | İstemek, talep etmek. | Yaranın şişmesi. | Yağmurun şiddetle yağması. )


- BAHÇE[< Fars. BAĞ-ÇE: Küçük bağ.] ile/ve BAĞ/BOSTAN[Fars.]

( ... İLE/VE Büyük bahçe. | Sebze bahçesi. | Kavun/karpuz tarlası. )


- BAHÇIVAN[Fars.] < BÂĞÇEVÂN

( Bir bahçenin düzenlenmesi ve bakımıyla görevli kişi. | Geçimini bahçe ürünlerini yetiştirip satmakla sağlayan kişi. )


- BAHŞİŞ ile ARMAĞAN

( ATİYYE/RİFD[çoğ. ERFÂD/RUFÛD] ile HEDİYE )

( DÂD ile PÎŞ-KEŞ[Türkçe'de PEŞKEŞ şeklinde galat olarak kullanılmıştır.] )

( TIP vs. PRESENT )


- BAIRD TAPİRİ ile HİNT/MALAY TAPİRİ ile DAĞ TAPİRİ ile OVA/AMERİKA/BREZİLYA TAPİRİ

( TAPIRUS BAIRDII cum TAPIRUS INDICUS cum TAPIRUS PINCHAQUE cum TAPIRUS TERRESTRIS )


- BAKLİYAT ve/||/<>/< BAKLAGİLLER

( Baklagillerden elde edilen ürün. VE/||/<>/< Bakla, fasulye, akasya, keçiboynuzu vb. badıçlı pek çok sebze ve ağacı içine alan, iki çenekli ayrı taç yapraklılardan büyük bir bitki ailesi. )


- BAL ile AĞAÇ BALI/KEDİ BALI

( Arıların, kendi beslenmeleri için [insan için değildir!] çiçeklerden topladığı ve peteklere doldurdukları sıvı. İLE Erik, kayısı vb. ağaçlardan sızan zamk. )


- BALDIRAN/BALDIRGAN/ŞEYTANTERSİ değil/yerine/= AĞI OTU

( Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen zehirli bitkilerin ortak adı. | Bu bitkiden çıkarılan zehir. )

( CONIUM MACULATUM )


- BALIK KARTALI ile MADAGASKAR, BALIK KARTALI


- BALIK ile PAPAĞAN BALIĞI


- BALİNA ile GAGALI BALİNALAR

( )

( ... vs. BAIRD’S BEAKED WHALE )


- BAMBU AĞACININ YETİŞTİRİLMESİNDE:
ALTI HAFTA ile/ve/değil/||/<>/< BEŞ YIL

( )


- BAN YAĞI = HİNT YAĞI

( Kene otunun tohumlarından çıkarılan, hekimlikte ve sanayide kullanılan bir yağ. )


- BAN/BODY AREA NETWORK değil/yerine/= GÖVDE ALAN AĞLARI


- BANAĞACI ile BANAĞACI

( Sepetçi söğüdü, sorgun. İLE Asya'nın tropik bölgelerinde ve Afrika'nın kuzeyinde yetişen, yaprakları telek damarlı, çiçekleri salkım durumunda, meyvesinden kokusuz bir yağ elde edilen ağaç. )

( ... cum MORINGA OLEIFERA )


- BANDAJ[Fr. < BANDAGE] değil/yerine/= BAĞ/SARGI

( Sargı ile sarma. )


- BANGIR BANGIR (BAĞIRMAK)

( AVAZ AVAZ )


- BANYAN AĞACI

( Fiji'de ve Asya'da bulunan, Hindu dininde de kutsal kabul edilen bir ağaç. )


- BANYO[İt. < BAGNO] ile BANYO[İt. < BAGNO]

( Yapılarda, içinde yıkanılan bölüm. | Banyo küvetinde yıkanma işi/durumu. İLE Tedavi amacı ile hazırlanan ilaçlı su. | Gövdenin bir bölümünü ya da bütününü, fiziksel ya da kimyasal bir etki altında bir süre bulundurma işlemi. | Fotoğrafçılıkta ve filmcilikte duyarlı yüzeylerin işlenmesinde belirli bir işlemin gerektirdiği nesneyi erimiş olarak içinde bulunduran sıvı. | Film ve fotoğraf kâğıdını bu sıvıya batırma. )


- BAOBAB AĞACI = ŞİŞE AĞACI = TERSYÜZ AĞACI = ŞEYTAN AĞACI

( )

( Anavatanı Madagaskar olan Baobab ağaçları, Mali'de de bulunmaktadır. [İçinin su dolu olması, çöl koşullarında ayakta kalmalarını sağlamaktadır.][Beyaz çiçeklerinden sos yapılmaktadır.] )

( image )

( ADANSONIA GRANDIDIERI )

( ADANSONIA (TREE) )


- BAOBAB AĞAÇLARI:
AFRİKA ile/ve/<> BÜYÜK ile/ve/<> AVUSTRALYA ile/ve/<> MADAGASKAR ile/ve/<> PERRIER ile/ve/<> FONY ile/ve/<> SUAREZ ile/ve/<> ZA

( )

( ADANSONIA DIGITATA cum/et/<> ADANSONIA GRANDIDIERI cum/et/<> ADANSONIA GREGORII cum/et/<> ADANSONIA MADAGASCARIENSIS cum/et/<> ADANSONIA PERRIERI cum/et/<> ADANSONIA RUBROSTIPA cum/et/<> ADANSONIA SUAREZENSIS cum/et/<> ADANSONIA ZA )


- BARBYSOS değil/yerine/= KÂĞITHANE


- BARDAK ERİĞİ ile CAN ERİĞİ ile ÇAKAL ERİĞİ | [Lat. PRUNUS SPINOSA] ile DAĞ ERİĞİ ile GÖVEM ERİĞİ ile MALTA ERİĞİ/YENİDÜNYA ile TÜRBE ERİĞİ

( TÜRBE ERİĞİ: Gülgillerden, kırmızı, tatlı, küçük çekirdekli, etinden kolay sıyrılabilen bir tür erik. )


- BARDAK ile SAĞRAK/KADEH


- BARİSFER/PİROSFER[Fr.] değil/yerine/= AĞIR KÜRE

( Dünyanın ateş halindeki çekirdeği. )


- BAŞ AĞRISINDA:
MİGREN[Fr. < Yun.] ile/değil GERİLİM TİPİ

( Açıklamalarını okumak için burayı tıklayınız... )


- BAS BAS (BAĞIRMAK)


- BAŞ PARMAK TIRNAĞI ile/ve ORTA PARMAK TIRNAĞI

( En hızlı uzayan. İLE/VE En yavaş uzayan. )


- BAŞAĞAÇ

( Boyuna dikey yönden kesilmiş olan ve yıl halkaları çember biçiminde görüntü veren ağaç. )


- BASBAYAĞI

( ALE-L-ÂDE )


- BAŞI BAĞLI ile/değil BAŞI BAĞLI

( Baş örtülü. İLE/DEĞİL Eşi/nişanlısı/sözlüsü/sevgilisi olan. )


- BAŞIN AĞIRLIĞINDA:
"ÖNE EĞİK BOYUNDA" ile/değil/yerine/>< DİK BOYUN

( )


- BASIN/MEDYA:
SİYASİ/EKONOMİK "GÜCÜN"/"İKTİDARLARIN"
değil
TOPLUMUN OLANAĞI/ÜRÜNÜ/HİZMETİ


- BASINÇ(LI) = PRESSURE[İng.] = PRESSION[Fr.] = DRUCK[Alm.] = PRESSIONE[İt.] = PRESIÓN[İsp.] = PRESSUS[Lat.] = HO PIESMOS[Yun.] = ZAĞD[Ar.] = FEŞÂR[Fars.] = DRUK[Felm.]


- BASÎRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. )


- BASİRET[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/SAĞ/DOĞRU GÖRÜ


- BASİT değil/yerine/= KOLAY | KARMAŞIK OLMAYAN | /OLAĞAN, YÖNEKEY | GÖRGÜSÜZ


- Başını ağrıtmamak için SUS!!!


- BAŞKA (OLABİLİR/OLMAMALI):
"İÇİMİZDEKİ SAZLAR" ile/ve/||/<>/>< AĞZIMIZDAN ÇIKAN SÖZLER

( Duygular. İLE/VE/||/<>/>< Düşünceler. )


- BAŞTAN AŞAĞI/YA


- BATAĞAN ile KARA BOYUNLU BATAĞAN

( image )

( GREBE vs. BLACK-NECKED GREBE )

( PODICIPEDIDAE cum PODICEPS NIGRICOLLIS )


- BATAĞAN ile KÜÇÜK BATAĞAN


- BATİ[Ar.] değil/yerine/= YAVAŞ, AĞIR


- BATI/LI(uygarlık) = GARB/Î = OCCIDENT/AL[İng., Fr.] = DAS ABENDLAND/ABENDLÄNDISCH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = VESPER, OCCIDENS, TERRÆ OCCIDENTEM VERSUS SITÆ[Lat.] = HE PROS HELIOU DÜSMAS[Yun.] = el-MAĞRİB[Ar.] = GARBÎ[Fars.] = HET AVONDLAND/S[Felm.]


- BAY BAY değil/yerine/= ESENKALINIZ/GÜLE GÜLE/İYİKALINIZ/SAĞLICAKLA


- BAYAĞI KAŞIKÇI ile ... KAŞIKÇI ile ... KAŞIKÇI ile PEMBE KAŞIKÇI

( ... İLE Ciconiiformes olarak bilinen Leyleksiler takımı üyesidir; ancak Thereskionithidae olarak bilinen aynakgiller ailesinde sınıflandırılır. Gagalarının "kaşık" gibi olmasından dolayı bu ad verilmiştir. )

( Afrika'nın güneyinde, Avrupa'da, Asya'nın orta ve güney kesimlerinde yaşarlar.[Yazın, başının gerisinde uzun, ucu sarıya çalan, beyaz tüylerden bir sorguç belirir.] İLE/||/<> Afrika'da yaşarlar. İLE/||/<> Avustralya'da ve Yeni Zelanda'da yaşarlar. İLE/||/<> Yenidünya'da yaşarlar. )

( ile
)

( PLATALEA LEUCORODIA cum/||/<> PLATALEA ALBA cum/||/<> PLATALEA REGIA cum/||/<> ROSEATE SPOONBILLS / AJAIA AJAIA )


- BAYAĞI ORİKS/ORYX ile AFRİKA ORİKSİ ile ARABİSTAN ORİKSİ

( Çöllerde ve kurak düzlüklerde sürüler halinde yaşayan iri antiloplar. )

(





)

( ... İLE ... İLE Soluduğu havadaki nem ile su gereksinimini karşılayabilir. Gövde sıcaklığını gece ve gündüze göre ayarlayabilir. Bu sayede terlemeyi engeller. İki yıl boyunca hiç su içmeden yaşayabilir. )

( ORYX GAZELLA cum ORYX DAMMAH cum ORYX LEUCORYX )


- BAYEZİD MEYDANI'NDA:
ÇINAR AĞACI ile/ve KESTANE AĞACI


- BAYKAL GÖLÜ ve/<> LENA IRMAĞI

( ... VE/<> Baykal Gölü'nden doğup 4400 km. sonra kuzey buz denizine dökülen ve dünyanın en uzun 11. ırmağıdır.[Yılda 540 km³ suyu denize akıtır. İrili ufaklı, 240.000 su kütlesiyle buluşur.][Lena ve kolları, tam 50.000 km² alanı kaplar.][Genişliği bazen 40 km.'ye ulaşır.] )

( ... VE/<> 1000 yıldır aynı yolu çizmektedir. Üzerinde herhangi bir baraj ya da bir elektrik santrali yapılmamıştır. Böylece, ekoloji, dünyanın bu bölgesinde korunmaktadır. 67 milyon yaşında olan Lena'nın suyu hâlâ içilebilir ve dünyanın en temiz ırmağıdır. )

( ... VE/<> Kışın, 210 gün boyunca donar. Üzerinde açılan yoldan trafik işler. Bu caddeye, "Yakut Asfaltı" derler. )


- BAYKUŞ PAPAĞAN ile/ve BAYKUŞ


- BAYRAK ile MISIR BAYRAĞI


- BAZI AĞAÇLARIN:
ERİLİ ile/ve DİŞİSİ

( Meyve vermez. İLE/VE Meyve verir. )


- BDAP/BIG DATA APPLICATION PROVIDER değil/yerine/= BÜYÜK VERİ UYGULAMA SAĞLAYICISI


- BDFP/BIG DATA FRAMEWORK PROVIDER değil/yerine/= BÜYÜK VERİ ÇERÇEVESİ SAĞLAYICISI


- BEBEK/ÇOCUK GELİŞİMİNDE:
BAĞLANMA ile/ve/||/<>/> AYRIŞMA ile/ve/||/<>/> KİMLİK KAZANIMI

( 0 - 18 ay. İLE/VE/||/<>/> 18 - 36 ay. İLE/VE/||/<>/> 36 - 72 ay. )


- BEÇ[Macarca < BÉCS] TAVUĞU ile DAĞ TAVUĞU ile ORMAN TAVUĞU ile SUDAN TAVUĞU

( ile ... ile ... ile ... )

( Anavatanı, Afrika'dır. Boyları, 40 – 71 cm. ve ağırlıkları 700 - 1600 gram arasında değişir. İLE ... İLE ... İLE ... )

( Osmanlılar döneminde, Viyana'dan getirildiğinden dolayı Viyana tavuğu anlamına gelen "Beç Tavuğu" denilmiştir. "Beç", Osmanlı Türkçesi'nde, Viyana'nın adı olup Türkçe'ye, Macarca Bécs adından geçmiştir. İLE ... İLE ... İLE ... )

( NUMIDA MELEAGRIS cum ... cum ... cum ... )


- BECERMEK ile SAĞLAMAK


- BEĞENİ ile SAĞBEĞENİ

( ... İLE Güzeli, çirkinden ayırt edebilme yetisinin en yükseği. )


- BELÂGAT'TA:
BEYÂN[Ar.] ve/||/<> BEDÎ ve/||/<> MAÂNİ

( Birbirinden açık, değişik ifâde yollarını öğreten bölümü. VE/||/<> Sözü sanatlarla güzelleştirmeyi öğreten bölümü. VE/||/<> Dilin tümce yapısındaki incelikleri ve tümcenin konuya uygun kullanım yollarını öğreten bölümü. )


- BELAGAT/RETORİK değil/yerine/= SÖZDEM


- BELÂGAT ile/ve/||/<> BEDÂHET

( İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği. | Söz sanatlarını inceleyen bilgi dalı. Retorik. | Konuya tüm yönleriyle kavrayarak, hiçbir yanlış ve eksik anlamaya yer bırakmayan, yorum gerektirmeyen, yapmacıklıktan uzak, düzgün anlatma sanatı. | Bir şeyde, gizli olan derin anlam. İLE/VE/||/<> Apaçık olma durumu. | Bir konuda, hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )


- BELİRLEYİCİ/LİK ile/ve BAĞLAYICI/LIK


- BELİRLİ/LİK ile/ve BAĞIMLI/LIK

( DETERMINEDNESS vs./and DEPENDENT/DEPENDENCE )


- BELLEK SİLME ile/ve PROPAGANDA


- BELLEKTE:
AŞAĞIDAN YUKARI ile/ve/||/<> YUKARIDAN AŞAĞI


- BENDE[Fars.] ile KUL, KÖLE, BAĞLI [bkz. ABD(Ar.)]

( KUL, KÖLE, BAĞLI [bkz. ABD] )


- BENEKLİ KURBAĞA ile YILDIZLI CÜCE KURBAĞA

( İlk kez 2010'da, Batı Ghats dağlarındaki vahşi yaşamı araştırırken bir yaprak çöpünün altında karşılaşılmıştır. İLE Hint Sri Lanka'lı amfibi alt ailesinden gelen yepyeni bir tür olarak 2019'da keşfedilmiştir.[En son ortak atalarının 57 - 76 milyon yıl önce yaşadığı düşünülüyor.] )

( ... ile )

( ... cum ASTROBATRACHUS KURICHIYANA )


- BERÂH[Ar.]:
Açık, işlenmemiş ve ağaçsız bölge.


- BEREKETLİ[Ar.] değil/yerine/= ARTAĞAN

( Mutluluk, meymenet, saadet. | Nimette bolluk ve iyilik. )


- BERKİMEK ile/ve/||/<> SAĞLAMLAŞMAK, PEKİŞMEK, GÜÇ KAZANMAK


- BERMUTAT[Fars. BER + Ar. MUTÂD] değil/yerine/= ALIŞILAGELEN BİÇİMDE, HER ZAMAN OLDUĞU GİBİ


- BERTILLONAGE/ANTROPOMETRİ

( Suç işleyenlerin kimliğini bulmaya yarayan yollardan biri. )


- BESLENME ÖRGENLERİ = TAĞDİYE ÅLETLERİ = ORGANES DE NUTRITION


- BESLENME = TAGADDİ, TAĞDİYE, İGTİDÂ'[< GIDÂ] = NUTRITION


- BEYÂN:
TAKRİR ve/||/<> TEFSİR ve/||/<> TAĞYİR ve/||/<> ZARURET ve/||/<> TEBDİL

( Doğrudan doğruya beyân. VE/||/<> Tefsir yoluyla beyân. VE/||/<> Tağyir yoluyla beyân. VE/||/<> Mantık sonucu beyân. VE/||/<> Başka bir sözü yerine koyarak beyân. )


- BEYAZ AT ile/ve/değil/yerine/ya da DORU ile/ve/değil/yerine/ya da YAĞIZ

( Sadece barış ve törenlerde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE ... )


- BEYAZ BURUNLU KOATİ ile HALKA KUYRUKLU KOATİ ile GÜNEY AMERİKA/BATI DAĞ/CÜCE KOATİ

( image

ile

image

ile

image )


- BEYİN GİRİNTİLERİ ve/<> BAĞIRSAK GİRİNTİLERİ


- BEYİN ORAĞI ve BEYİN ÜÇGENİ

( Beynin iki yarımküresi arasındaki zar. VE Beynin alt tarafındaki üç kıvrımlı yuvarlak çıkıntı. )


- BEYİN = BRAIN[İng.] = CERVEAU[Fr.] = DAS GEHIRN[Alm.] = CERVELLO[İt.] = CEREBRO[İsp.] = CEREBRUM[Lat.] = HO EGKEFALOS[Yun.] = MUKH[Ar.] = MAĞZ[Fars.] = HET HERSENEN[Felm.]


- BEYNİN:
SAĞ YARIMYUVARI ile/ve SOL YARIMYUVARI

( Sanatsal. İLE/VE Bilimsel, felsefî. )

( Bütüncül. İLE/VE Çözümleyici. )

( Görüntü. İLE/VE İşlev. )


- BEYNİN/ZİHNİN GELİŞİMİNDE:
SAĞ YARIMKÜRE ve/||/<>/> SOL YARIMKÜRE (ÖZELLİKLERİ)

( İlk iki yılda. VE/||/<>/> İkinci iki yılda. )


- BEZİR[Ar. < BEZR] ile KETEN TOHUMU YAĞI

( Keten tohumu yağı. )


- BEZL değil/yerine/= SAÇMAK, DAĞITMAK


- BHD/BIG HEALTHCARE DATA değil/yerine/= BÜYÜK SAĞLIK VERİSİ


- BHD/BSV BİG HEALTHCARE DATA değil/yerine/= BÜYÜK SAĞLIK VERİSİ


- BİBLIOTHERAPY değil/yerine/= OKUMA SAĞALTIMI


- BIÇAK ile EKMEK BIÇAĞI


- BIÇAK ile YATAĞAN

( ... İLE Namlusu eğimli, iki yanı da kesici, bir tür uzun savaş bıçağı. )


- BILATERAL AGREEMENT and MULTILATERAL AGREEMENT

( İki taraflı antlaşmalar. VE Çok taraflı antlaşmalar. )


- BİLGİ = (")DÜŞÜNCEDİR(") ile/ve/||/<> (")ERDEMDİR(") ile/ve/||/<> (")DÜZENDİR(") ile/ve/||/<> (")BAĞLAMDIR(")

( [ise | durumu/düşüncesi] Felsefeyi verir. İLE/VE/||/<> Ahlâk'ı verir. İLE/VE/||/<> Toplumu verir. İLE/VE/||/<> Bilgeliği verir. )


- BİLGİ'NİN:
KAYNAĞI ve/ YÖNTEMİ ve/ ÖLÇÜTÜ ve/ DEĞERİ

( SOURCE and METHOD and CRITERION and VALUE/WORTH :[ ... OF THE INFORMATION] )


- BİLGİ ile/ve/||/<> BAĞDAT

( )


- BİLGİ ile/ve BAĞLANTI

( KNOWLEDGE vs./and CONNECTION )


- BİLGİNİN:
DAĞITIMI ile/ve/<> DENETİMİ


- BİLGİSİZLİK/CEHALET >< BİLİMSEL TUTUM ve BAĞNAZLIK >< FELSEFİ ANLAYIŞ ve GÜÇ/ŞİDDET >< SANATSAL DUYARLILIK


- BİLGİYE GİDİŞ ve/||/<> KAYNAĞA DÖNÜŞ


- BİLİNÇ ve/=/||/<>/< UYARAN[/AĞRI/ACI]


- BİLİNMEZ:
NEYİN, NEYE DENK GELECEĞİ ve/||/<> KİMİN, KİME YÂR/DÜŞMAN OLACAĞI


- BİLMEK NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK


- BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine NEREDE BULACAĞINI/BULABİLECEĞİNİ BİLMEK

( Bulunduğumuz bu dönemin/çağın olanakları içinde bilgileri bellemek değil nerede ve nasıl [kısa sürede ve kolay] doğrudan bulabileceğini bilmektir. )

( [not] TO KNOW vs./and/<>/but TO KNOW, WHERE TO FIND
TO KNOW, WHERE TO FIND instead of TO KNOW )


- BİLMEZİN ATTIĞI TAŞ ile/ve/değil DOSTUN ATTIĞI GÜL YAPRAĞI

( [belki/bazen] Canımızı [fazla] acıtmaz. İLE/VE/DEĞİL Can dayanmaz. )


- BIPM:
Uluslararası Ağırlık ve Ölçüler Bürosu


- BİR DÜŞÜNCE/BİLGİ/SÖZ İLE:
TOPLUMU "BOZMAK" ile/değil TOPLUMUN BİR BÖLÜMÜNÜ "BOZMAK" ["bozulacağına" dair ısrarcı olunuyorsa...]

( Olumsuz/kötü niyetli kasıt. İLE/DEĞİL Gelişmek/geliştirmek üzere/için. [Bazı bilgi ve durumlar, herkese değil bazı kişilere verilebilir/verilmelidir.] )


- BİR ŞEYİN/DURUMUN:
(")OLMASI(") ile/ve/değil/||/<>/< OLMA/GERÇEKLEŞME OLASILIĞI


- BİR ŞEYİN/YERİN, ...:
YÖNETİMİ/YÖNETİLMESİ ile/ve/||/<> "MUTFAĞI"


- BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Mutlu olmak için herhangi bir şeye bağımlı olmak, çaresizliğin son aşamasıdır. )

( Herhangi bir şeye karşı artık bağımlı olmadığınızda, payınıza düşeni yapmışsınız demektir. )

( Zihnimizi, içiyle dışıyla bilmedikçe, bağımlılıklar bizi terk etmeyecektir. )

( Bağımlılıklarımızdan vazgeçelim. Vazgeçmemiz gereken başka hiçbir şey yoktur. )

( Bilincine varmadığınız bir şeyi, terk edemezsiniz. )

( Alışkanlık ve ihtiras, kör eder ve yanlışa götürür. )

( Alışkanlık! Gereklilik değil! )

( SİGARAYI: "BIRAKTIM!" değil/yerine "İÇMİYORUM" ya da "İÇMEMEYİ YEĞLİYORUM/TERCİH EDİYORUM!" )

( Mücadelemiz içenlerle değil maddeyle!
Koruyup kolladığımız, kişiler; kovduğumuz, o sinsi madde!...
Davetimiz, sağlıklı olmak; kabul etmediğimiz, sararmak...
Çözümlerimiz, herkes için; çaresi "Hayır!"da...
Herkes için hayırlı olan, hayırsızı yakmamakta... )

( Not necessary! It's habit/addiction. )

( FEEL FREE TO SAY NO! )

( Dependence on anything for happiness is utter misery.
When you are no longer attached to anything, you have done your share.
Attachments are in the mind and will not leave you until you know your mind in and out.
Give up your addictions. There is nothing else to give up.
You cannot leave if you don't aware of it.
Habit/addiction and passion makes blind and takes to the false.
"I PREFER, NOT TO SMOKE" instead of "QUIT SMOKING/CIGARETTE" )

( [not] TO LEAVE / QUIT vs./and/but TO CHANGE PREFERENCE
TO CHANGE PREFERENCE instead of TO LEAVE / QUIT )

( PROTIMO NA MIN KAPNIZU: İÇMEMEYİ TERCİH EDİYORUM! )


- BİRİKTİRMEK ile/ve/||/<>/> DAĞITMAK/ATMAK/VAZGEÇMEK


- BİRLEŞME ile/ve BAĞDAŞMA


- BİRLİKTE:
GÜLMEK ile/ve/<> AĞLAMAK ile/ve/<> SUSMAK

( Mutluluktur. İLE/VE/<> Dostluktur. İLE/VE/<> Aşktır. )


- BİSİKLET TEKER TELLERİ: OLAĞAN DİZİLİŞLİ ile/değil/yerine TUR DİZİLİŞİ


- BİSİKLET TEKER TELLERİ:
OLAĞAN DİZİLİŞLİ ile/değil/yerine TUR DİZİLİŞİ


- BİSİKLET ve/<> SAĞLIK


- BİT PAZARI değil BAT[BAĞTETEN](HIZLI/ANİDEN) PAZARI


- BİT ile AĞAÇ BİTİ

( ... İLE Yarım kanatlılardan, bitkiler üzerinde yaşayan, sıçrayıcı bir tür böcek. )

( PEDICULUS cum PSYLLA )


- BİTİRMEK ile "BAĞLAMAK"

( TO FINISH vs. "TO END UP" )


- BİTKİ/AĞAÇ DİKENLERİ:
"KORUNMAK İÇİN" değil HAVADAN, SU TOPLAMAK İÇİN


- Bitkileri/Ağaçları DİNLE!!!


- BİTLİS'Lİ İDRİS/İDRİS-İ BİTLİSÎ ile BİTLİS'Lİ ZARO AĞA

( 1452 - 15 Kasım 1520 İLE 1774/1777 - 29 Haziran 1934 )

( ... İLE İzlemek için burayı tıklayınız... )

( )


- BM'NİN KURALLARI:
KÜRESEL DÜZENİ SAĞLAMAK İÇİN ile/ve/||/<> KENDİ İÇ DÜZENİNİ SAĞLAMAK İÇİN

( JUS COGENS: Uluslararası hukukta, emredici kurallar. )


- BOAYILANI ile AĞAÇ BOAYILANI

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE Madagaskar'da yaşarlar. )

( BOA CONSTRICTOS cum ... )


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BÖCEK ile KULAĞAKAÇAN

( ... İLE Düz kanatlılardan, karnında çatal biçiminde iki uzantı bulunan, meyve ve sebzelere zarar veren otçul bir böcek. )


- BODHİ AĞACI, BO AĞACI

( Bilgelik-hikmet ağacı. Kutsal Hintinciri ağacı. Sidhartha Gautama'nın altında aydınlanmaya eriştiği büyük incir ağacı. )


- BOĞAZ ile ARGIT/DAĞ BOĞAZI/DERBENT[Fars.]


- BOĞUM BOĞUM (AĞLAMAK)


- BÖĞÜRTLEN LEKESİ ve/||/<>/< BÖĞÜRTLEN YAPRAĞI

( Böğürtlen lekesini, böğürtlen yaprağı çıkarır. )


- BOLİVYA <> VELLAGRANDE

( Adını, İspanyollar'a karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin önderi olan Simon Bolivar'dan almıştır. <> Bu kasaba, adını, 1967'de, Bolivya dağlarında öldürülen Che Guevara için, yaklaşık 8.000 kişinin yaşadığı Vellagrande'de, ölümünün 30. yılında düzenlediği törenlerle, tüm dünyaya duyurmuş oldu.[Vellagrande sakinleri, evlerinin duvarlarını Che'nin portresi ve "Che yaşıyor!" sözüyle kaplamışlar.] )


- BÖLÜNME ile DAĞILMA

( TO BE DEVIDED vs. TO DISPERSE )


- BOYUNBAĞI ile BOYUNLUK

( Gömlek yakasının altından geçirilip süs olarak bağlanan, uzun, kumaş parçası. Kravat. İLE Boyuna sarılan şey, boyun sargısı. )


- BOYUT" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- BOZULMA/TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] ile/ve/değil ÇÜRÜME


- BOZULMA ile/ve/||/<>/> ÇÜRÜME ile/ve/||/<>/> ÇÖZÜLME ile/ve/||/<>/> PARÇALANMA ile/ve/||/<>/> DAĞILMA


- BRADIPUS ile/ve AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ

( En yavaş hayvan. İLE/VE 17 yıl toprak altında ağaç kökleriyle beslenerek yaşarlar. Havanın 17 ºC olduğu günün gecesi çiftleşmek üzere dışarı/yüzeye çıkarlar. 2 günde ağaçların tepesine ulaşmaya çalışırlar. Büyük bir çoğunluğu iki hafta içinde ölür. [Orman zemini için büyük bir azot kaynağıdır.] )

( ... İLE Yeraltındaki geçirdikleri süre boyunca kendi dışkılarını kullanarak, sellerden korunmalarını sağlayacak su geçirmez hücreler inşa ederler. [Buna karşın yumurtaların %98'i, çatlama zamanı gelmeden telef olur.] )

( ... İLE Amerika'nın doğusunda yaşarlar. )

( ... İLE Sadece erilleri, sıcak yaz gecelerinde "şarkı" söyler. [Bazı türlerde ses şiddeti 120 desibele kadar çıkabilir. Sesleri 2 km. öteden duyulabilir.] )

( ... İLE "Topraktan çıkarak hayat bulma" betimlemesi nedeniyle birçok kültürde yeniden doğuşu ve ölümsüzlüğü ifade eder. [Taoculuk'ta, ruhu (TSIEN) simgeler.] )

( [kökeni/etimolojisi] ... ile MAGICICADAS[< MAGOS: Sihirbaz] [Yıllık yaşam döngülerini bir asal sayıya denk getirdiklerinden dolayı bu adla betimlendirilmişlerdir.] )

( ... ile AVUSTRALYA'DA BULUNANLAR: AĞUSTOS BÖCEĞİ ve AVUSTRALYA AĞUSTOS BÖCEĞİ ve ÇİZGİLİ AĞUSTOS BÖCEĞİ ve TÜYLÜ AĞUSTOS BÖCEĞİ ve İDRAR KESELİ AĞUSTOS BÖCEĞİ )

( ... vs. CRICKET )


- BRADIPUS ile KAPLUMBAĞA

( Kaplumbağadan da yavaş hareket eder. İLE ... )


- BRAGG (KLEEMAN):
KURALI ile/ve/||/<> YASASI/DENKLEMİ ile/ve/||/<> KIRINIMI/YANSIMASI

( Bir öğenin alfa tanecikleri için durdurma gücünün atom ağırlığının kareköküyle ters orantılı olduğunu ifade eden deneysel kural. İLE/VE/||/<> Bir kristal düzlemine çarptığında, farklı düzlemlerden yansıyan, yüksek şiddetli paralel X ışınları demetleri arasındaki yapısal girişim, yol uzunluğundaki fark dalga boyunun tam katlarına eşit olduğu zaman 2d.sin0 = n.λ [Bragg denklemi] ile oluşur. Burada, d; kristal düzlemleri arasındaki mesafe, 0, ışın demetinin gelme ve yansıma açısı [Bragg açısı], λ, X ışınlarının dalga boyu ve n; bir tam sayıdır. Bu, Bravais Yasası olarak da bilir.
[Ek: Bragg, ilk çalışmayı X ışınlarıyla yaptığından dolayı, tanımda sadece X ışınlarından bahsedilmesine karşın, tüm elektromanyetik ışın, yüklü tanecikler ve nötronlarla da aynı desenler oluşmaktadır.] İLE/VE/||/<> Bir kristal atomlarından tüm elektromanyetik ışınlar, yüklü tanecikler ve nötronların sadece Bragg açısında yapısal girişim oluşturduğu saçılma ya da kırınım. )


- BRAGG KLEEMAN KURALI/YASASI ile BRAGG PIERCE YASASI

( bkz. 36819 İLE Bir öğenin X ışınları için atomik soğurma katsayısı, öğenin atom numarası ve X ışınlarının dalga boyuna bağlıdır. )


- BRICOLAGE DİLLERİ

( Farklı dilden iki uygarlığın karşılaşması sonucu kendiliğinden doğan diller. )


- BULUT ile YAĞMUR/KAR GETİREN BULUT

( Bulutlar, atmosferde asılı kalan minik su damlacıkları ya da buz kristalleri yığınlarıdır. Bu damlacık ya da kristaller su buharının duman ya da tuz gibi daha da küçük parçacıklar etrafında yoğunlaşmasıyla oluşur.[Yoğunlaşma çekirdekleri olarak adlandırılırlar.] )

( CEHÂM: Yağmur vermeyen bulut. )

( SEHÂB, GAMÂM/E ile ... )

( EBR/EBİR/EBRÛ[< EBRÎ: Bulutumsu. | ÂB-RÛ: Su yüzü. | Kaş.] ile ... )

( CLOUD vs. NIMBUS )


- BUNA BAĞLI OLARAK ile DOLAYISIYLA


- BURUN ile/ve/değil GAGA

( HATM[insanda ve hayvanda] ile/ve/değil HATM[: Kuş gagası.] )

( MOUTH vs./and BEAK )


- BÜTÜN ile/ve BAĞLANTILI

( COMPLETE vs./and CONNECTED/RELATED )


- BUY-I GÜL[Fars.] değil/yerine/= GÜL YAĞI


- BÜYÜLTEÇ/AGRANDİSÖR[< Fr.] ile BÜYÜTEÇ/PERTAVSIZ[Fars.]

( Fotoğraf ve resim büyültmeye, büyültüp basmaya yarayan alet. İLE Odak boyutu birkaç santimetre olan, yaklaştırıcı mercek. )


- BUZAĞI ile/<>/> DANA ile/<>/> TOSUN ile/<>/> BOĞA/KELE

( Yeni doğmuş, ana sütüyle beslenen sığır yavrusu. İLE/<>/> İneğin, sütten kesildikten sonra 15 aylığa kadar olan yavrusu. İLE/<>/> Danalıktan yeni çıkmış 15 - 24 ay arasındaki genç boğa. | [mecaz] Sağlıklı, tıknaz delikanlı. İLE/<>/> 2 yaş ve üzeri erkek boğa/sığır. )

( VEAL vs./<>/> CALF vs./<>/> ... vs./<>/> BULL )


- BUZDAĞI ile/ve/||/<>/> EKİNSEL/KÜLTÜREL BUZDAĞI

( Easy to see: Gör(ül)mesi kolay ve olanaklılar...
Dil, Giysi, Yiyecek-İçecek, Yazın(Edebiyat), Güzel Sanatlar, Toplumsal davranışlar, tatiller ve şölenler...

Not easy to see: Gör(ül)mesi kolay olmayanlar...
İnanç ve zanlar, Aile rolleri, Otorite ilişkisi, Öz kavramı, Çekirdek değerler, Tavırlar, Yanlılıklar/taraflılıklar, Gövde dili, Güzellik düşünceleri, Yorumlar, Açık /Temiz olma/kalma, Okula yönelik tutum, Aile değerleri, Eşeysel roller, Yönetme/yürütme kuralları, Sağlık ve Tıbba yaklaşım, Mizah, Gurur, Adâlet düşüncesi ve duygusu, alçakgönüllülük, Çevre bilinci, Yarışabilme, İş ahlâkı, Çocuklaşabilme çabaları, Kabuller, Düşünce örüntüleri, Jestler, Kişisel alan, Estetik... )

( ... ile/ve/||/<>/> )


- BUZDAĞI ile MAVİ BUZDAĞI

( image )


- BUZUL DAĞLARI ile/değil SAYDAM BUZUL DAĞLARI

( ... İLE/DEĞİL En tehlikeli olan buzul dağları. [Eğer buzul içindeki su erir ve çatlaklar da tekrar donarsa saydam buzul oluyor.] [Titanik, saydam buzul dağlarından birine çarparak batmıştır.] )


- BUZULMASASI ile BUZYALAĞI

( Çevresindeki buzlar erirken, altına rastlayan bölümü erimekten koruyan ve böylece buzdan bir ayak üzerinde kalan kütle. İLE Yüksek dağlarda kalıcı kar ve buzulun birlikte oluşturduğu, arkası ve yanları dik, önü açık, çember biçimli çukurluk. )


- C-AĞIRLIKLI ...:
SES/GÜRÜLTÜ DÜZEYİ ile SES MARUZİYET DÜZEYİ

( Özellikle motor gürültüsü, makine gürültüsü, patlama sesi gibi gürültülerin ölçümünde kullanılan, 30-10.000 Hz arasını tekdüze ağırlıklandırmanın yapıldığı, desibel ölçeğinde ifade edildiğinde dBC etiketinin kullanıldığı gürültü düzeyi. İLE Deneğin maruz kaldığı gürültünün nicel ölçümlerinde C-ağırlıklandırma eğrisinin kullanılması. )

( C-WEIGHTED LEVEL/SOUND LEVEL vs. C-WEIGHTED SOUND EXPOSURE LEVEL (LCE) )

( NIVEAU DE PRESSION AOUSTIQUE PONDÉRÉE EN dB (C) | NIVEAU AOUSTIQUE PONDÉRÉE C avec EXPOSITION SONORE (LCE) )

( C-BEWERTETER SCHALLPEGEL mit C-BEWERTETER ABGESTRAHLTER SCHALLPEGEL )


- ÇADIR(ÇETR[Fars.]) ile/ve OTAĞ/OTAK

( Gölgelik. İLE/VE Büyük ve süslü çadır. | Padişah ve vezirlere ait çalardıra verilen addır. Bu çalardıra otağ denmesinin nedeni, içinde "od" yani ateş yakılabilmesidir. )

( [Yun. (Türkçe'den)] ÇADÍRİ [Dağınık ev ya da oda.] ile/ve ... )

( [Çince (Türkçe'den)] CHÁDIÉ'ÉR ile/ve ... )

( [Urduca (Türkçe'den)] ÇATR [Padişah için kullanılan büyük şemsiye.] ile/ve ... )


- CAĞ ile CAĞ ile CAĞ ile ÇAĞ

( Parmaklık, korkuluk. İLE Büyük bez. İLE Lavabo, banyo. İLE Zaman dilimi, vakit. | Yaşamın çocukluk, gençlik vb. dönemlerinden her biri, yaş. | Kendine özgü bir özellik taşıyan zaman parçası, dönem, devir. | Tarihin ayrıldığı dört büyük bölümden her biri, kurun. | Bir katmanın oluştuğu süre. )


- ÇAĞ ile/ve DÖNEM

( AGE vs./and PERIOD )


- ÇAĞ ile EKSEN ÇAĞI

( AGE vs. AXIAL AGE )


- ÇAĞ = EPOCH/AGE[İng.] = ÉPOQUE[Fr.] = EPOCHE[Alm.] = ERA[İt.] = ÉPOCA[İsp.]


- ÇAĞ ile/ve KOŞULLAR

( AGE vs./and CONDITIONS )


- ÇAĞ ile/ve/değil/yerine SÜREÇ

( [not] AGE vs./and/but PROCESS
PROCESS instead of AGE )


- ÇAĞANOZ

( Kabukluların on ayaklılar alttakımından olan, küçük su canlısı. )

( CARCINUS )


- ÇAĞANOZ

( Kabukluların on ayaklılar alttakımından olan, küçük su canlısı. [Lat. CARCINUS] )


- ÇAĞANOZ ile ÇALPARA

( ... İLE Parmaklara takılıp çalınan zil ya da buna benzer ses çıkarıcı araç. | Bir çeşit çağanoz balığı. )

( ... cum PORTUNUS PUBER )


- ÇAĞATAY TÜRKÇESİ ile/ve/||/<> OSMANLI TÜRKÇESİ

( )


- ÇAĞDAŞ ve/||/<>/< AĞDAŞ


- ÇAĞDAŞ = CONTEMPORARY[İng.] = CONTEMPORAIN[Fr.] = ZEITGENÖSSISCH[Alm.] = CONTEMPORANEO[İt.] = CONTEMPORÁNEO[İsp.]


- ÇAĞDAŞLIK:
TARİHSEL ile/değil DÜŞÜNSEL


- CÂGER[Fars.]/HAVSALA[Ar.]

( Kuş kursağı/midesi. )


- ÇAĞIN MİTOSLARINDA:
TARAFSIZLIK ile/ve EVRENSELLİK ile/ve NESNELLİK


- ÇAĞIN:
KUŞATMASI ile/ve/||/<> KUCAKLAMASI


- ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞTIRMAK


- ÇAĞIRMAK ile/ve/<>/değil/yerine DAVET ETMEK

( [not] MESSAGE vs./and/<>/but TO INVITE
TO INVITE instead of MESSAGE )


- ÇAĞIRMAK ile/ve/değil/||/<>/< GELEBİLECEĞİ BİLGİSİNİ/HABERİNİ VERMEK


- ÇAĞIRMAK değil İLÂN ETMEK


- ÇAĞLAR:
İLK ile/ve/<>/> ESKİ ile/ve/<>/> ORTA ile/ve/<>/> YENİ ile/ve/<>/> ÇAĞDAŞ

( M.Ö. 3400 ile/ve/<>/> M.Ö. VII. yy. - M.S. IV. yy. ile/ve/<>/> 1453 - 1600 ile/ve/<>/> 1600 - 1800 ile/ve/<>/> 1800 - 2000'ler )


- ÇAĞLARI ve YÜZYILLARI ve DÖNEMLERİ

( EPOCHES/AGES/ERA vs. CENTURIES vs. PERIODS )


- ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR ile ÇAĞLAYIK

( Küçük bir akarsuyun, çok yüksek olmayan bir yerden dökülüp aktığı yer. İLE Yerden, sesle kaynayarak çıkan su, kaynak. )


- ÇAĞLAYAN ile ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR

( Mecidiyeköy'de/ki bir bölge/durak. İLE Şelâle. ) )


- ÇAĞLAYAN ile/değil/yerine/= ÇAVLAN

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/= Çağlayanın/şelâlenin büyüğü. )


- ÇAĞLAYAN ile GELİN ÇAĞLAYANI

( ... İLE Peru'da. )

( )


- ÇAĞLAYAN ile SIZAK

( ... İLE Dağ sırtlarından, kayalardan sızan su. )


- ÇAĞMAK ile ÇAĞNAK

( Güneş ışığının vurması. İLE Döl kesesini dolduran ve dölütü içinde bulunduran sıvı, amnios suyu. )


- CAGRATA-AVASTHA ile/ve SVAPNA-AVASTHA ile/ve SUŞUPTA-AVASTHA ile/ve TURİYA-AVASTHA

( Uyanık-lık/uyumama durumu. İLE/VE Uyku durumu. [rüya görerek] İLE/VE Uyku durumu. [rüyasız] İLE/VE Aşkın durum. )


- ÇAĞRI ile ÇAĞRIM

( Birinin, bir yere gelmesini isteme, davet. İLE Yüksek bir sesin yetişebileceği kadarki uzaklık/mesafe. )


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/<> BAĞLAM


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/yerine/&gt;/&lt;/||/>< KAVRAM


- ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil/||/<>/< KOŞULLANMA


- ÇAĞRIŞIM = TEDAî = ASSOCIATION)[İng., Fr.] = ASSOZIATION[Alm.] = ASOCIACIÓN[İsp.]


- ÇAĞRIŞTIRMA ile/ve/<> DÜŞÜNDÜRME


- CAHİLİN AĞLAYIŞI ile/değil/yerine ÂLİMİN AĞLAYIŞI


- ÇALIŞMAMAK değil/yerine/>< (B)AĞ KURMAK

( [not] NOT WORKING but NETWORKING
NETWORKING instead of NOT WORKING )


- ÇALIŞMANIN SAĞLADIKLARI/KORUDUKLARI:
CAN SIKINTISINDAN ve/||/<> KÖTÜ ALIŞKANLIKLARDAN ve/||/<> YOKSULLUKTAN


- CALL CENTER[İng.] değil ÇAĞRI MERKEZİ


- ÇAM AĞACI/KÖKNAR ile/ve SÖĞÜT AĞACI ile/ve KAVAK AĞACI

( Sağlığı simgeler. İLE/VE ... İLE/VE ... )

( ... ile/ve BÎD ile/ve ... )

( FIR vs./and WILLOW vs./and POPLAR )

( ABIES cum/et SALIX cum/et POPULUS )


- ÇAPUT BAĞLAMA ile/ve/<> SALAMA

( ... İLE/VE/<> Sahalar'ın, çaput bağlamaya verdikleri ad. )


- CASUS[Ar.]/AJAN[Fr./İng. < AGENT] değil/yerine/= ÇAŞIT


- CAUCHY BAĞINTILARI ile/||/<> CAUCHY DAĞILIM BAĞINTISI ile/||/<> FORMÜLÜ ile/||/<> CAUCHY DAĞILIM DENKLEMİ ile/||/<> FORMÜLÜ ile/||/<> CAUCHY DAĞILIMI ile/||/<> CAUCHY FREKANS DAĞILIMI ile/||/<> CAUCHY SAYISI


- ÇAY ile ADA /ÇAYI/DAĞ ÇAYI

( ... İLE Ballıbabagillerden, yurdumuzda çok yetişen tüylü ve beyazımtırak yaprakları olan güzel kokulu bir bitki. )

( ... cum SALVIA OFFICINALIS )


- ÇAYLAK ile MISIR ÇAYLAĞI


- CBIRS/CONTENT-BASED IMAGE RETRIEVAL SYSTEM değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM SİSTEMİ


- CEHÂLET ve/>/ve/< KABA GÜÇ ve/>/ve/< BAĞNAZLIK


- CEHÂLET ve/<> ŞİDDET ve/<> BAĞNAZLIK


- ÇEKAP/CHECK-UP[İng.] yerine SAĞLIK TARAMASI


- ÇEKİRDEK ile/||/<> ÇEKİRDEK BAĞLANMA ENERJİSİ / BAĞLANMA ENERJİSİ ile/||/<> ÇEKİRDEK BOZULMA MODU / BOZULMA ile/||/<> ÇEKİRDEK BÖLÜNMESİ

( Temel olarak proton ve nötronlardan oluşan, yükü +Ze olan, etrafında elektronların döndüğü ve atomun hemen hemen tüm kütlesini oluşturan çok yoğun merkezî kısmı. | Bir düzenek sargısının ortasında bulunan, manyetik çekirdek ya da kor olarak da bilinen manyetik nesne. )

( NUCLEUS, CORE VS. ... VS. ... VS. NUCLEAR JiSSiON )

( LE NUCLéUS / LE NOYAU AVEC ... AVEC ... AVEC LA FiSSiON NUCLéAR )

( KERN MiT ... MiT ... MiT KERNSPALTUNG )

( NüVE )


- CELB[Ar.] ile ÇAĞRI

( MESSAGE vs. SUMMON )


- CELP değil/yerine/= ÇAĞRI


- ÇERAG/Ğ[Fars.]/ÇIRA değil/yerine/= KANDİL, MUM, IŞIK | OTLAMA, OTLAK


- CESÂRET = ŞECÂ'AT, CESÂRET[Fars., Ar.] = COURAGE[İng., Fr.] = FORTITUDO[Lat.] = MUT[Alm.] = HË ANDREIA[Yun.] = CORRAGIO[İt.] = VALOR[İsp.] = MOED[Fel.] = MOD[Dan.] = MUJYESTVO[Rus.]


- CESEDİ:
SIRIKLAR ÜSTÜNE BIRAKMAK ile YAKMAK ile TOPRAĞA GÖMMEK

( Yakutistan'lılar, cenazelerini bu 3 biçimde kaldırırlar. [Ölüleri için yas tutmazlar.] )


- CESUR ÖNDERİN ANLATACAĞI:
"BAŞARI/SIZLIK" değil/yerine/< GELİŞİM


- CEYLAN/ÂHÛ ile DİBAGAT/ANTİLOP[Fr.] ile GEYİK

( ... İLE ... İLE Gebelik süreleri, 160-200 gündür. )

( MARAL: Dişil geyik. )

( Ceylan ile Antilop ile Geyik )

( MİSK, GAZÂL[çoğ. GAZALE, GAZELÂN][: Ceylan. | Geyik, maral, âhû. | Geyik yavrusu. | Güzel göz.] ile ... ile BECÂ'
ZABY: Geyik, karaca, gazal gibi hayvanlar.
GAZÂLE: Dişil geyik.
YA'FUR[çoğ. YAÂFİR]: Tüyü toprak rengi olan ceylan. | Ceylan yavrusu. ile ... ile HIŞF: Geyik yavrusu. )

( ÂHÛ-BERE: Ceylan yavrusu.
ÂHÛ-MÂDE: Dişil ceylan. )

( GAZELLE vs. ANTELOPE vs. DEER )

( GAZELLE DORCAS cum ANTHILOPUS cum CERVUS ELAPHUS )

( GACELA con ANTÍLOPE con EL CIERVO )


- CEYLAN ile/<> DAĞ CEYLANI

( ... İLE/<> Dünyada, sayıları 1500'ü geçmeyen Gazella Gazella türü dağ ceylanlarından 231'i Hatay'da, geri kalanı ise İsrail'de bulunmaktadır. )

( Ceylan İLE/<> )

( GAZELLE vs./<> MOUNTAIN GAZELLE )


- chart.[Lat. < CHARTA] değil/yerine/= İLÂÇLI KÂĞIT


- ÇIBAN ile CIDAĞI

( ... İLE Derin, işleyen yara, büyük çıban. | Atın, iki omuzunun arası. )


- ÇİFT BAĞ ile/||/<> ÇİFT BAĞ İZOMERLİĞİ

( Atomlar arasında iki elektronun ortaklaşa kullanıldığı bir bağlanma türü. İLE/||/<> İki ya da daha fazla nesnenin aynı temel bileşime fakat farklı çift bağlara sahip olması. )

( DOUBLE BOND VS. DOUBLE BOND iSOMERiSM )

( LA BANDE DOUBLE AVEC L'iSOMéRiSME DE LA BANDE DOUBLE )

( DOPPELBiNDUNG MiT DOPPELBiNDUNGSiSOMERiE )


- ÇİFT ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK


- ÇIĞ / ÇIĞ ETKİSİ / ÇAĞLAYAN/ŞELÂLE / YIĞILMIŞ İYONLAŞMA / TOWSEND ÇIĞI / TOWSEND İYONLAŞMASI ile/||/<> ÇIĞ DİYODU ile/||/<> ÇIĞ FOTODİYODU ile/||/<> ÇIĞ GÜRÜLTÜSÜ ile/||/<> ÇIĞ KESİLMESİ ile/||/<> ÇIĞ OSİLATÖRÜ ile/||/<> ÇIĞ TRANSİSTÖRÜ

( Güçlü bir elektrik alanda hızlandırılan elektron ya da öteki yüklü taneciklerin gaz molekülleriyle çarpışarak onları iyonlaştırması sonucunda çıkan elektronlann yaptığı yeni çarpışmalarla sürecin artarak kendini sürdürmesi. | Bir yan iletkende yük taşıyıcıların çığ kesilmesinin bir sonucu olarak, çığ etkisi de denilen toplam çoğalması. İLE/||/<> Genellikle silikondan yapılmış, tüm p-n eklemi boyunca çığ kesilmesinin ve ondan sonra gerilim düşmesinin sabit ve akımdan bağımsız olduğu bir yan iletken kesilme diyodu. İLE/||/<> İç foto akım çoğaltması elde etmek için ışık kontrollü (hızlı) anahtarlama sağlayan, çığ kesilmesi bölgesinde çalışan bir fotodiyot. İLE/||/<> Bir eklem diyot çığ kesilmesinde çalıştırıldığında ortaya çıkan gürültü. | Şiddetli bir elektrik alanda yük taşıyıcıların çarpışmayla ek taşıyıcılar sökecek kadar yeterli eneıjiye sahip olduğu yan iletken eklemlerde görünen olay. İLE/||/<> Bir yan iletken diyotta iyonlaşma ve yük taşıyıcıların toplam çoğalmalarını sağlamak için akım taşıyıcıların değerlik elektronlarıyla çarpışmalarına yetecek şiddette, engelin potansiyel farkından büyük bir potansiyel farkı altında ortaya çıkan tahribatsız kesilme. İLE/||/<> Bir adım dönüşümüyle doğru akımdan GHz seviyesinde mikrodalga çıkışı elde etmek için çığ diyodunun bir eksi direnç olarak kullanıldığı osilatör. İLE/||/<> Akım taşıyıcı deşik-elektron zinciri oluşturmak için çığ kesilmesinin kullanıldığı transistör. )

( AVALANCHE VS. AVALANCHE DiODE VS. AVALANCHE PHOTODiODE VS. AVALANCHE NOiSE VS. AVALANCHE BREAKDOWN VS. AVALANCHE OSCiLLATOR VS. AVALANCHE TRANSiSTOR )

( L'AVALANCHE AVEC LA DiODE DE L'AVALANCHE AVEC LA PHOTODiODE DE L'AVALANCHE AVEC LE BRUiT DE L'AVALANCHE AVEC L'iNTERRUPTiON DE L'AVALANCHE AVEC L'OSCiLLATEUR DE L'AVALANCHE AVEC LE TRANSiSTEUR DE L'AVALANCHE )

( AVALANCHE, LAWINE MiT LAWiNENDiODE, AVALANCHE-DiODE MiT AVALANCHE-FOTODiODE, LAWi-NENFOTODiODE MiT LAWiNENRAUSCHEN, AVALANCH-RAUSCHEN MiT AVALANCHE-BRECHEN, LAWiNENBRECHEN MiT AVALANCHE-OSZiLLATOR, LAWiNE-NOSZiLLATOR MiT AVALANCH-TRANSiSTOR, LAWiNENTRANSiSTOR )


- ÇIKAR "AHLÂKI" ile/değil/yerine FERÂGAT AHLÂKI

( MORALS OF PROFIT vs. MORALS OF ABNEGATION )


- ÇİLEK ile BÖĞÜRTLEN/DİKENDUTU/İT ÜZÜMÜ ile DUT ile AHUDUDU(AĞAÇÇİLEĞİ)/FRAMBUAZ[Fr. < FRAMBOISE]

( BÜK, DİKENDUTU: Böğürtlen. )

( AGREGAT MEYVELER: Birkaç karpeli olan, tek bir çiçekten gelişen meyve. )

( Gülgillerden, sapları sürüngen, çiçekleri beyaz bir bitki. | Bu bitkinin güzel kokulu, pembe, kırmızı renkli meyvesi. İLE Gülgillerden, bahçe çitlerinde, yol kenarlarında kendiliğinden yetişen dikenli ve çok yıllık bir çalı, diken dutu. | Bu bitkinin önce kırmızı, olgunlaştığında kararan mayhoş yemişi. İLE Gülgillerden, böğürtleni andıran, çalı görünümünde, dikenli bir bitki. | Bu bitkinin duta benzeyen, kırmızı renkli, sulu ve kokulu yemişi. )

( FERAVLE ile HİM ile ... ile ... )

( STRAWBERRY vs. BLACKBERRY/DEWBERRY vs. MULBERRY vs. RASPBERRY )

( FRAGARIA VESCA cum RUBUS cum MORUS ALBA cum RUBUS IDAEUS )

( ... ile TÛT-İ ŞEVKÎ ile TÛT ile ... )


- ÇİLEK ile DAĞ ÇİLEĞİ/KOCAYEMİŞ/PİĞRETİN


- ÇINAR AĞACI YAPRAĞI ile/değil SIĞLA AĞACI YAPRAĞI


- ÇINAR AĞACI ve DUT AĞACI

( Kuşların en çok konduğu ağaçlar. )


- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]


- ÇİRÂ[Fars.] ile ÇİRÂĞ[Fars.]

( Nasıl? İLE Fitil, kandil, mum. | Çırak. | Emekli, tekaüt. | Öğrenci, talebe. )


- ÇIRA ile/ve/<> ÇIRAĞ

( Çam gibi reçineli ağaçların, yağlı çabuk yanmaya elverişli bölümü. | Lamba. İLE/VE/<> Mum, kandil, lamba gibi ışık aracı. )


- ÇIRAK ve/<> ÇERAĞ[Fars.]


- ÇITA ile BAĞDÂDÎ

( Düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta. İLE Ağaç direkler üzerine çakılmış çıtalara sıva vurularak yapılan duvar ya da tavan. | Yapılarda kullanılan çıta. | 0,0501 gram olan ağırlık ölçü birimi. )


- CIVADRA[İt. < GIVADERA] ile TALİMAR[İt. < TAGLIAMARE]

( Geminin baş tarafından havaya doğru biraz kalkık olarak uzatılmış bulunan direk. İLE Baş bodoslamasından omurgaya kadar uzanan, cıvadra donanımına destek olması amacıyla konulan ekleme. )


- CMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS


- CMS/CONTENT MANAGEMENT SYSTEM değil/yerine/= İÇERİK YÖNETİM DÜZENİ


- CNN/CONVOLUTIONAL NEURAL NETWORK değil/yerine/= EVRİŞİMSEL SİNİR AĞI


- ÇOBANÇANTASI ile ÇOBANDAĞARCIĞI ile ÇOBANDEĞNEĞİ ile ÇOBANDÜDÜĞÜ ile ÇOBANİĞNESİ ile ÇOBANPÜSKÜLÜ ile ÇOBANSÜZGECİ ile ÇOBANTARAĞI ile ÇOBANTUZLUĞU

( Turpgillerden, yemişleri torbayı andıran bir yaban bitkisi. İLE Turpgilllerden, yabani bir bitki, kuşekmeği. İLE Karabuğdaygillerden, beyaz ya da pembe çiçekli, yürek biçimi yapraklı, otsu bir kır bitkisi. İLE İkiçeneklilerden, sap ve yapraklarında keskin bir koku ve acı bir tat olan nemli yerlerde yetişen bir bitki, meyhaneciotu. İLE Itır çiçeği cinsinden, kokulu bir bitki. İLE Çobanpüskülügillerden, bir süs bitkisi. İLE Yoğurtotu. İLE Maydanozgillerden, tarlalarda çok rastlanılan, beyaz çiçekli bir bitki. İLE Sarıçalı. )

( CAPSELLA BURSA PASTORIS cum THIASPI cum POLYGONUM AVICULARE cum ASARUM EUROPAEUM cum GERANIUM cum ILEX AQUIFOLIUM cum ... cum SCANDIX cum ... )


- coch. mag.[Lat. < COCHLEARE MAGNUM] değil/yerine/= ÇORBA KAŞIĞI, YEMEK KAŞIĞI DOLUSU


- ÇOCUĞA, PARMAĞINI TUTTURMAK ile/değil/yerine ÇOCUĞUN, ELİNDEN TUTMAK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Güven, güç, ümit ve cesâret verir. Birlik ve bütünlük düşünce ve duygusu yaratır. )


- ÇOCUK GELİŞİMİ KURAMLARINDA:
ABRAHAM MASLOW ve/||/<> ERIK ERIKSON ve/||/<> JEAN PIAGET ve/||/<> LAWRENCE KOHLBERG ve/||/<> JOHN BOWLBY

( Gereksinimler sıradüzenine işaret etmiştir. VE/||/<> Bireylerin, sorunlarını çözme olanaklarının bulunduğuna işaret etmiştir. Gelişimin, sekiz aşaması olduğunu öne sürmüştür. Benlik güçlerinin, gelişimsel sorunların başarılı biçimde çözülmesiyle kazanıldığına işaret etmiştir. VE/||/<> Bilişsel gelişimin aşamalarını ortaya koymuş ve çocukların, belirli gelişimsel aşamalara özgü, beceri ve davranışlarının olduğunu, kavramlarla açıklamıştır. VE/||/<> Piaget'in önerdiği, bilişsel gelişim kavramları ile ahlâkî kavramların kazanımı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. VE/||/<> Çocuğun, duygusal ve davranışsal gelişimi ile ilgisi olduğu düşünülen, anneye bağlanmaya vurgu yapmış ve bağlanma kuramını ortaya atmıştır. )


- ÇOCUKLARIN/BAŞKALARININ TAKİP ETTİĞİ/EDECEĞİ:
İŞARET PARMAĞIMIZ değil AYAK İZİMİZ


- ÇOĞUNLUK" ile "AĞIRLIK"


- ÇOK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK ÇOK KONUŞAN

( Dayanılmazlar. )


- ÇÖKME ile DAĞILMA

( TO COLLAPSE vs. TO DISPERSE )


- ÇÖL ile/değil PATAGONYA ÇÖLÜ

( ... İLE/DEĞİL Kum ya da çakıldan değil, ezildiğinde hoş bir koku çıkaran, gri yapraklı, kısa, sık çalılıklardan oluşur. )


- collut.[Lat. < COLLUTORIUM] değil/yerine/= AĞIZ VE BOĞAZ GARGARASI İÇİN ANTİSEPTİK SIVI


- COURAGE vs./and DECISIVENESS/STABILITY


- ÇÖZÜLME ile/ve/||/<> DAĞILMA/DAĞILIM ile/ve/||/<> ERİME

( İki ya da daha fazla nesnenin bağdaşık moleküler karışımı. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Bir gaz, sıvı ya da katının, başka bir gaz, sıvı ya da katı içinde kimyasal bir değişikliğe uğramadan bağdaşık olarak dağılması. | İki ya da daha fazla nesnenin bağdaşık moleküler karışımı. )

( ... vs. DISTRIBUTION, DISPERSION, DISSIPATION vs. SOLUTION )

( ... vs. İNTİŞAR vs. İNHİLÂL )


- CRT/CARDIAC RESYNCRONIZATION THERAPY değil/yerine/= KALP EŞ ZAMANLAMA SAĞALTIMI


- ÇUBUKAĞACI

( Sütleğengillerden, içi delik olan, dalları çubuk gibi kullanılan bir ağaççık. MABEA[Lat.] )


- ÇUHAÇİÇEĞİ ile AYIKULAĞI

( İlkbaharda çiçek açan çuhaçiçeğigillerin örnek bitkisi. İLE Çuhaçiçeğinin bir türü. )

( PRIMULA cum PRIMULA AURICULA )


- ÇÜTRE ile BAYAĞI ÇÜTRE

( image )

( CARPODACUS cum CARPODACUS ERYTHRINUS )


- CYBERKNIFE değil/yerine/= IŞIN BIÇAĞI


- DAĞ FARESİ ile ÇAYIR FARESİ

( )


- DAĞ KEÇİSİ ile ÇENGEL BOYNUZLU DAĞ KEÇİSİ


- DAĞ KEÇİSİ ile PİRENE DAĞ KEÇİSİ

( IBEX vs. PYRENEAN IBEX )

( PYRENAICA PYRENAICA vs. CAPRA PYRENAICA PYRENAICA )


- DAĞ NANESİ ile TAŞ NANESİ


- DAĞ OLUŞ/OROJENİ[Fr. < Yun. OROS: Dağ. | GNOS: Doğuş.] ile/ve DAĞCILIK/ALPİNİZM[Fr.]

( Dağ oluş. | Dağ bilimi. İLE/VE Dağcılık. )


- DAĞ, KÛH[Fars.] ile/ve RÂG[Fars.]

( ... İLE/VE Dağ eteği. | Çayırlık, çimenlik, bağlık, bahçelik. )


- DÂG[Fars.] değil/yerine/= YANIK YARASI


- DAĞ/DA BAYIR/DA


- DAĞ ile/ve AKLAN/MAİLE[Ar.]

( ... İLE/VE Bir dağ sırasının yamaçlarından her biri. )


- DAĞ ile BALKAN

( ... İLE Sarp ve ormanlık sıradağlar. )


- DAĞ ile/ve BERDENG[Fars.]

( ... İLE/VE Çöl ortasında bulunan küçük dağ ve tepe. )


- DAĞ ile BÎSÜTÛN

( Şîrîn'in emriyle, Ferhad'ın deldiği dağ. Bugün Bağdat ile Hamedan arasında Kirman Şâh'ın 30 km. doğusunda kalır. Dik, kayalık ve sarp bir dağdır. )


- DAĞ ve/||/<>/> KAR

( Dağına göre kar... )


- DAĞ ile TEPE

( ŞİMRÂH: Dağ tepesi. )

( BÎSÜTÛN: Âşık Ferhad'ın, sevgilisi Şîrîn'in emriyle Kermanşah civarında deldiği dağ. | Gökyüzü. )

( Sevgili Ersin Alok'un çektiği dağ fotoğraflarını görmek için burayı tıklayınız... )

( )

( En yüksek dağlar:
Mauna Kea (Hawaii) 10.200 m.
Everest (Nepal) 8848 m.
K2 (Kaşmir) 8611 m.
Kangchenjunga (Nepal) 8600 m.
Makalu (Nepal) 8481 m.
Dhaulagiri (Nepal) 8172 m.
Nanga Parbat (Kaşmir) 8126 m.
Annapurna (Nepal) 8078 m.
Gasherbrum (Kaşmir) 8068 m.
Gosainthan (Tibet) 8013 m. )

( CEBEL[çoğul > CİBÂL] ile ... )

( KÛH ile ... )

( MOUNTAIN vs. HILL )


- DAĞ ile TÛR

( ... İLE Hazreti Musa'nın ilâhi tecelliye mazhar olduğu dağ. )


- DAĞ ile/ve YANARDAĞ

( Cameroun
Cotopaxi
Etna
Fujiyama
Hecla
Mauna Loa
Mount St. Helens
Popacatapetl
Stromboli
Tristan de Cunha
Vesuvius )

( ... ile/ve )

( Kula Karataşcıl Yanardağ Oluşum Alanı ile Peribacaları - Övgün Ahmet Ercan (Prof. Dr.) )

( CEBEL ile/ve BÜRKÂN )

( MOUNTAIN vs./and VOLCANO[< Fr.] )


- DAĞ ile/ve YAYLA

( ... İLE/VE Akarsularla derin bir biçimde yarılmış, parçalanmış, üzerinde düzlüklerin belirgin olarak bulunduğu, deniz yüzeyinden yüksek yeryüzü parçası. PLATO | Dağlık, yüksek bölgelerde, kışın, yaşam koşulları güç olduğundan dolayı boş bırakılan, yazınsa havası iyi ve serin olan dinlenme yeri. )

( CEBEL[çoğ. CİBÂL], TAVD[çoğ. ATVÂD] ile/ve ... )

( KÛH ile/ve ... )

( MOUNTAIN vs./and UPLAND/HIGH PLATEAU )


- DAĞILIM ile AYIRMA

( DISPERSION vs. ALLOCATION )


- DAĞILIM ile DAĞITIM

( DISPERSION vs. DISTRIBUTION )


- DAĞILMA ÖZELLİĞİ ile/ve BİRLEŞME ÖZELLİĞİ


- DAĞILMA/SI ile/ve/<> UZAKLAŞMA/SI


- DAĞILMA ile/ve/> İNCELME


- DAĞILMA ile SAÇILMA


- DAĞILMA ile/ve/> SEYRELME


- DAĞILMA ile/ve/değil YAYILMA


- DAĞINIK/LIK ile BİÇİMSİZ/LİK

( MESSY/MESS vs. UNSHAPELINESS )


- DAĞINIK/LIK ile KOPUK/LUK


- DAĞINIK ile PİS

( MESSY vs. DIRTY )


- DAĞINIK ile/değil YAYILMIŞ


- DAĞITIM ile/ve/<> BÖLÜŞÜM


- DAĞITMAQ[Azr.] = YIKMAK[Tr.]


- Dâğıstân[Ar.] ile DÂĞISTAN[Ar.]

( Kafkas dağlarının kuzeyinde ve Hazar Denizi'nin batı kıyısında bulunan bir bölge. İLE Dağlık yer. )


- DAĞLARA-TAŞLARA


- DAHA İYİ DUYMAK/DİNLEMEK ile/ve/||/<>/> BAĞ KURMAK


- DAL ile/ve/||/<> DAĞ


- DALMADAN ile/değil/yerine DAĞILMADAN


- DALYA[İt. < TAGLIA] ile JÜBİLE[Fr. < İbr.]

( Bir şey sayılırken, birim olarak alınan sayıya gelince söylenilen uyarma sözü. İLE Eski Ahit'e göre, Yahudilerde, elli yılda bir Tanrı'ya ve dinlenmeye ayrılan yıl. | Katoliklerde, Roma'ya Hacc'a gidenlerin, kilisece günahlarının tam olarak bağışlandığı yıl. | Evliliğin ellinci yılında düzenlenen kutlama şenliği. | Bir meslekte uzun süre başarılı olarak çalışanlar için düzenlenen tören. )


- DAMAR AĞLARININ GELİŞİMİ:
BİTKİDE ve/=/||/<> HAYVANDA

( Açıklamalarını okumak için burayı tıklayınız... )


- DAMAR YAŞLANMASI ile/ve BAĞIŞIKLIK YAŞLANMASI

( Yaşımız, damarlarımızın yaşlan(ma)dığı kadardır. )


- DANAAYAĞI ile DANABURNU ile DANAKIRANOTU

( Yılanyastığıgillerden, yaprakları lekeli bir bitki. İLE Toprak içinde yaşayıp bitkilere, köklerini keserek zarar veren bir böcek, kökkurdu. | Aslanağzı çiçeği. İLE Salepgillerden, bataklık yerlerde yetişen bir bitki. )

( ARUM cum GRYILOTALPA cum EPIPACTIS )


- DANTELAĞACI

( Dulaptalotugillerden, Antillerde yetişen, sünger gibi kullanılan, kabuk lifleri dantele benzeyen bir ağaç. [Lat. LAGETTA] )


- DARBUKA ile/değil ÇİFTENAĞRA

( ... İLE/DEĞİL Birbirine bağlı, küçük iki dümbelekten oluşan çalgı. )


- DARMADAĞIN (OLMAK)


- DARÜL ELHAN / NAĞMELER

( Konservatuvar.[İlk müzik/sanat okuludur.][Şehzade Camii ile Binbirdirek arasındaki Vefa Lisesi sokağındaydı.] )


- DATA TAG[İng.] değil/yerine/= VERİ ETİKETLEME


- DATA WAREHOUSE[İng.] değil/yerine/= VERİ SAKLAĞI


- DAVET/İYE değil/yerine/= ÇAĞRI KÂĞIDI, OKUNTU


- DAVUL'DA:
MEYDAN DAVULU ile/ve KOLTUK DAVULU ile/ve NAĞARA

( TABL )

( DÜHÜL )


- DAYANIKLI/LIK ile/ve/||/<> AĞIRBAŞLI/LIK

( METÂNET ile/ve/||/<> VAKAR )


- DAYANIKLI/LIK ile SAĞLAM/LIK

( ENDURANCE vs. STRENGTH )

( FORTITUDO cum ... )


- DAYATMA/CI "ÇÖZÜMLER" ile/değil/yerine/>< GERÇEK/SAĞLAM ÇÖZÜMLER


- DAYATMA ile/değil/yerine ÖĞRETME[ANLATMA/GÖSTERME]


- DDİ/NATUREL LANGUAGE PROCESS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL DİL İŞLEME


- DDOS/DISTRIBUTED DENIAL OF SERVICE[İng.] değil/yerine/= DAĞITIK SERVİS HİZMET REDDİ


- DECISION TREE[İng.] değil/yerine/= KARAR AĞACI


- DEDE/NİNE
ile/ve/||/<>/>
ANNE/BABA
ile/ve/||/<>/>
ABLA/AĞABEY
ile/ve/||/<>/>
BEN
ile/ve/||/<>/>
ERKEK/KIZ KARDEŞ

( )

( SOFU/SOBO to/||/<>/> HAHA/ÇİÇİ to/||/<>/> ANİ/ANE to/||/<>/> WATAŞİ to/||/<>/> OTOTO/İMOTO )


- DEFICIENCY vs. DISCREPANCY vs. LACK vs. LIMITATION vs. SCARCITY vs. SHORTAGE vs. SHORTCOMING vs. WANT


- DEĞER ile/ve/<> BAĞIL DEĞER

( ... İLE/VE/<> Bir aritmetik sayısının, önüne (+) ya da (-) imleri yazıldıktan sonraki değeri. | Bir sayının, rakamlarından her birinin, bulunduğu basamağa göre aldığı değer. )


- DEKOMPANSE/DECOMPENSATED[İng.] değil/yerine/= DENGELENEMEMIŞ | DAĞILMIŞ


- DEKOMPANZASYON/DECOMPENSATION[İng.] değil/yerine/= DENGELENEMEME | DAĞILMA


- DEKSTER/DEXTER[İng.] değil/yerine/= SAĞ


- DELFİ(DELPHOI) TAPINAĞI

( Atina'nın 130 km. kuzeybatısındadır. )


- DEMAGOJİ ile POLEMİK

( ... İLE Yazarak/yazılı tartışma.[söz dalaşı vs. değildir!] [İSTİŞ'ÂR: Yazı ile bildirilmesini isteme.] )


- DEMAGOJİ ile TOTOLOJİ


- DENEME ile/ve/değil SAĞLAMA

( [not] TO TEST vs./and/but TO CHECK )


- DENEYİMLEYEN ile/ve/||/<> DENEYİMLEME BAĞI ile/ve/||/<> DENEYİMLENİLEN


- DENİZ KAPLUMBAĞALARI ALT SINIFLARINDA:
SİNİ ile D.KAPLUMBAĞASIGİLLER ile ZEYTİN RENKLİ ile ARCHELON ile PROTOSTEGA ile TOXOCHELYIDAE ile THALASSEMYDIDAE ile PROTOSTEGIDAE

( İki yılda bir çiftleşirler.[Altı yuvaya kadar, her yuvaya yüzden fazla yumurta bırakabilir.][Yavrular, yaklaşık altmış günde yumurtalarından çıkar.] İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )


- DENİZ KAPLUMBAĞALARINDA:
CARETTA CARETTA/KUTU KAPLUMBAĞASI ile YEŞİL KAPLUMBAĞA/CHELONIA MYDAS

( Caretta Caretta Kaplumbağa'larının yumurtlama dönemi: 25 Mayıs - 30 Temmuz arasında yumurtlama, 01 - 30 Ağustos arasında yumurtadan çıkışlar!!! )

( Özellikle Çıralı - Antalya sahilinde onları izleyerek ve bu ilgi sayesinde sahilin talan edilme girişimlerini engellemeye destek olmanızı rica ederiz!!! )

( Ayakların dış tarafında, iki tırnak bulunur.[Ön ayakları, palet biçimini almıştır. Ön ayaklar, arka ayaklardan daha büyüktür.] İLE Ön ayaklarında, bir tırnak bulunur. )

( Kabukların arkası, kalp biçimindedir. Kabuk, açık renkli; sırt, kırmızı ve kahverengidir. İLE Kabukları daha koyu kahverengidir. )

( Büyüklükleri, 1 m.'dir. 40-150 kg. ağırlığında olabilirler. İLE Büyüklükleri, 1.40 cm. olabilir. 30-100 kg. olanlarına rastlanılabilmektedir. )


- DENİZ KAPLUMBAĞASI ile DERİ SIRTLI DENİZ KAPLUMBAĞASI


- DENİZ KAPLUMBAĞASI ile ŞAHİN GAGALI/GÖKKUŞAĞI PARLAYAN DENİZ KAPLUMBAĞASI

( ... ile Şahin Gagalı Deniz Kaplumbağası )

( ... cum ERETMOCHELYS IMBRICATA )


- DENİZ KULAĞI ile/<> DENİZ KESTANESİ

( Deniz kulağı yavruları, deniz kestanesinin koruması altında olabilir. )


- DENİZAĞZI/AHMEZ

( Suyun içinde sürekli açılıp kapanan bir deniz canlısı. )


- DENİZALTININ:
SOL KANADI ile/ve/||/<> SAĞ KANADI

( Dışbükey. İLE/VE/||/<> İçbükey. )

( Ön tarafta bulunan sol kanat açılarak, basıncın, alttan itmesi ve motor/pervâne desteğiyle yüzeye çıkılır. İLE/VE/||/<> Ön tarafta bulunan sağ kanat açılarak, basıncın, üstten bastırması ve motor/pervâne desteğiyle dalış yapılır. )


- DENİZÇAKISI ile DENİZDANTELİ ile DENİZGERGEDANI ile DENİZHIYARI[HOLOTÜRİT (Yun.)] ile DENİZISIRGANLARI ile DENİZİĞNESİ ile DENİZİNEĞİ/MANATİ[MANATEE] ile DENİZKADAYIFI ile DENİZKAZI ile DENİZKEDİSİ/DENİZMAYMUNU ile DENİZKESTANESİ ile DENİZKIRLANGICI ile DENİZKOZALAĞI ile DENİZKÖPÜĞÜ ile DENİZKULAĞI ile DENİZMARULU ile DENİZMENEKŞESİ ile DENİZÖRDEĞİ ile DENİZÖRÜMCEĞİ ile DENİZPALAMUDU ile DENİZREZENESİ ile DENİZŞAKAYIĞI ile DENİZTARAĞI ile DENİZTAVŞANCILI/BALIKKARTALI ile DENİZTAVŞANI ile DENİZYILANI ile DENİZYILDIZI

( Kuma, dikine gömülerek yaşayan, çakı diye de adlandırılan, 20 cm. boyunda, ikiçenetli yumuşakça. İLE Sıcak denizlere özgü, taşımsı bir tür polip birikintisi oluşturan deniz hayvanı. İLE Balinagillerden, 8-10 m. uzunluğunda, erilinin üst çenesinde iki uzun diş bulunan bir deniz memelisi. İLE Denizhıyarlarından, boyu 25 cm. kadar olabilen, yuvarlak ve yumuşak gövdeli derisidikenli. İLE Salgıladıkları sıvılarla insan derisinde, ısırgan etkisi uyandıran, iri medüzleri içine alan selentereler sınıfı. İLE Yuvarlak somaklı, gövdesi ince ve uzun bir deniz balığı. İLE Amerika ve Afrika'nın tropikal kıyı sularında yaşayan, 2-3 m. uzunluğunda deniz memelisi. İLE Esmer suyosunlarından bir deniz bitkisi. İLE Denizde yaşayan, ayakları yüzgeç biçimindeki tüm kaplumbağalara verilen genel ad. İLE Yazın, kutup bölgelerinde yaşayan, kışın, ılık kıyılara göçen, kısa ve ince gagalı, siyah bacaklı, yabani bir tür kuş, akbaş. İLE Tümbaşlılar takımından, gövdesi ince uzun, büyük başlı, derin ve büyük denizlerde yaşayan bir balık. İLE Hareket edebilen dikenlerle örtülü, yuvarlak kalker kabuklu, derisidikenlilerden bir yumuşakça. İLE Balıkçın. İLE Konik biçimli, kavkısında bir yarık bulunan karındanbacaklı yumuşakça. İLE Lületaşı. İLE Yassı kavkılı, içi sedefli, 10 cm. uzunluğunda bir deniz yumuşakçası. | Açık denizden bir kum setiyle ayrılmış ya da kıyı dilinin gelişmesiyle göl biçimini almış, sığ koy ya da körfez, lagün. İLE Sığ sularda bulunan, ince, levhaya benzeyen yaprakları olan yeşil suyosunu. İLE Çançiçeğinin bir türü. İLE Perdeayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, denizördeği, fırtınakuşu. İLE Kabuklu bir böcek türü. İLE Kıyı kayalarının üzerinde, yapışık olarak yaşayan, beyaz kalkerli plakalarla çevrili, koni biçiminde, küçük, kabuklu bir böcek. İLE Maydanozgillerden, deniz kumsallarında bol olarak yetişen, ıtırlı bir bitki. İLE Kayalıklara yapışık olarak yaşayan, dokunaçları çok ve uzun, güzel renkli bir polip türü. İLE İkiçenetli kabuklu bir yumuşakça türü. İLE Ağız dokunaçları geniş ve etli, uzun, çıplak gövdeli deniz yumuşakçası. İLE Yılanlar takımından, çok zehirli, kürek biçiminde, yassı kuyruklu, Hint ve Pasifik Okyanuslarında yaşayan bir hayvan. İLE Denizyıldızlarından, yıldız biçiminde, beş kolu olan, kayalıklar üzerinde yaşayan derisidikenli. )

( SOLEN cum MİLLE POROS cum MONODON MONOCEROS cum HOLOTHURION cum ... cum SYNGNATHUS ACUS cum HYDRODAMALIS GIGAS cum ALARIA ESCULENTA cum BERNICLA cum CHIMAERA MONSTROSA cum ECHINUS ESCULENTUS cum STERNA HIRUNDO cum CONUS cum ... cum HALLOTIS cum ULVA LACTUCA cum ... cum THALASSSIDROMA PELAGICA cum MAJA SQUINADO cum BALANUS cum CRITHMUM MARITIMUM cum ANEMONIA ACTINIA cum PECTEN cum PANDION HALIATAETUS cum CYCLOPTERUS LUMPUS cum HYDROPH'S cum ASTER )


- DENKLEMLERDE EŞİKLER:
PİSAGOR ile/ve/||/<>/> LOGARİTMA ile/ve/||/<>/> TÜREV ile/ve/||/<>/> KARMAŞIK SAYI

( )

( )


- DEPREM ve/||/<> YANGIN

( )


- DEPREMDE:
RICHTER ÖLÇÜMÜ ile/ve/yerine MMS[Moment Magnitude Scale-Moment Büyüklüğü Ölçeği]

( 600 km.lik mesafede meydana gelen sismik dalgaları ya da titreşimi ölçer. İLE/VE/YERİNE Depremin açığa çıkardığı enerjinin ifade edilmesidir. Fayın iki parçası arasındaki kayma mesafesini etkilenen toplam alanla çarpar. )

( Depremde İlk 72 Saat )

( Deprem nedir?
Yer kabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yer yüzeyini sarsma olayına denir.

Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynayacağını ve üzerinde bulunan tüm yapılarında hasar görüp, can kaybına uğrayacak biçimde yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır.

Depremin nasıl oluştuğunu, deprem dalgalarının yer yuvarı içinde ne biçimde yayıldıklarını, ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili öteki konuları inceleyen bilim dalına "sismoloji" denir.

Magnitüd(büyüklük) ve şiddet arasındaki fark nedir?
Magnitüd(büyüklük), depremin kaynağında açığa çıkan enerjinin bir ölçüsü; şiddet ise depremin yapılar ve insanlar üzerindeki etkilerinin bir ölçüsüdür. Depremlerin ardından açıklanan 4.1, 5.6, 3.2 gibi sayılar, depremin büyüklüğüdür.

Depremin magnitüdü (büyüklüğü) nasıl ölçülür?
Depremin magnitüdü, belirli bir zaman diliminde kaydedilen sismogram üzerindeki deprem dalgalarının genliğinin logaritması olarak tanımlanır.

ML (Richter Ölçeği): 1930 yılında Charles Richter tarafından geliştirilmiştir ve dalga genliğinin logaritması olarak tanımlanır. Açıklanan ölçümlerde depremin farklı dalgalarına göre MB, MS, MW ve MD olarak verilen büyüklükler Richter ölçeğine göre hesaplanan diğer büyüklük birimleridir.

Depremin şiddeti nedir?
Depremin yer yüzeyindeki etkileri depremin şiddeti olarak tanımlanır. Şiddetin ölçüsü, kişilerin deprem sırasında uykudan uyanmaları, mobilyaların hareket etmesi, bacaların yıkılması ve toplam hasar gibi çeşitli kıstaslar göz önüne alınarak yapılır. Şiddeti tanımlamak için birçok ölçek geliştirilmiştir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılanı Değiştirilmiş Mercalli Şiddet Ölçeğidir (Modified Mercalli (MM) Intensity Scale). Bu ölçek, Romen rakamları ile belirlenen 12 düzeyden oluşur. Hiçbir matematiksel temeli olmayıp tamamen gözlemsel bilgilere dayanır.

P ve S dalgası nedir?
P dalgası: Kayıtçılara ilk ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı kabuğun yapısına göre 1.5 ile 8 km/sn arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusundadır (boyuna dalga). Yıkım etkisi düşüktür.
S dalgası: Kayıtçılara ikincil olarak ulaşan deprem dalgasıdır. Hızı P dalgası hızının yüzde 60'ı ile yüzde 70'i arasında değişir. Tanecik hareketleri yayılma doğrultusuna dik ya da çaprazdır (enine dalga). Yıkım etkisi yüksektir.

Artçı Deprem(Aftershock) nedir?
Ana depremi izleyen daha küçük sarsıntılar dizisidir.

Artçı Depremler(Aftershocklar) ne kadar süre ile devam eder?
Belirli bir süresi yoktur, 1 ay da olabilir 2 yıl da...
Depremin süresi ne kadardır?
Bir ile doksan saniye arasında değişir.

Depremler önceden belirlenebilir mi?
Var olan koşullarda depremin önceden belirlenmesi olanaksızdır.

Fay nedir?
Yer kabuğunu oluşturan kayaçların bir yüzey boyunca kırılması ve oluşan iki parçanın birbirine göre göreceli olarak yer değiştirmesidir.

Kuzey Anadolu Fay Hattı nedir?
Doğu'da Karlıova ile Batı'da Mudurnu vadisi arasında Doğu-Batı doğrultusunda bir yay gibi uzanır. Dünyanın en etkin ve en önemli kırık hatları arasında yer alan Kuzey Anadolu fay hattının uzunluğu yaklaşık 1200 km.'dir; genişliği ise 100 m ile 10 km arasında değişir.

Deprem olan her yerde fay var mıdır?
Eğer yoksa bile yeni bir tane oluşmuştur.

Deprem nerelerde oluşur?
Deprem herhangi bir yerde ve herhangi bir zamanda oluşabilir. Genel olarak depremlerin kabuğu oluşturan levhaların sınırlarında oluştuğu söylenilebilir. Dünyanın çeşitli yerlerinde benzer nitelikte depremlerin tekrarlandığı gözlemlenmiştir ve bu kesiler hep levha sınırlarıdır. Depremlerin yoğun olarak gözlendiği bölgeler yeryüzünde üç ana kuşak oluşturur.

Kuşak (Pasifik Deprem Kuşağı): Şili’den kuzeye doğru Güney Amerika kıyıları, Orta Amerika, Meksika, ABD’nin batı kıyıları ve Alaska’nın güneyinden Aleutian Adaları, Japonya, Filipinler, Yeni Gine, Güney Pasifik Adaları ve Yeni Zelanda’yı içine alan en büyük deprem kuşağıdır. Yeryüzündeki büyük depremleri %81'i bu kuşak üzerinde gerçekleşir.

Kuşak (Alpine): Endonezya'dan (Java-Sumatra) başlayıp Himalayalar ve Akdeniz üzerinden Atlantik Okyanusu’na ulaşan kuşaktır. Yeryüzündeki büyük depremlerin %17'si bu kuşakta oluşur.

Kuşak (Atlantik): Bu kuşak, Atlantik Okyanusu ortasında yer alan levha sınırı (Atlantik Okyanus Sırtı) boyunca uzanır.

Türkiye’de kaydedilen en büyük deprem hangisidir?
Aletsel dönemde ülkemizde kaydedilen en büyük deprem 26 Aralık 1939 Erzincan'da olmuştur. Gece yarısı olan depremde yaklaşık 33 bin kişi yaşamını kaybetmiştir.

Dünyada kaydedilen en büyük deprem hangisidir?
1900'den bu yana kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960'ta, Şili'de olmuştur (Magnitud= 9.5 Mw).

Yeryüzünde en az sallanan kıta hangisidir?
Depremi en az olan kıta, Antarktika'dır. )

( image

image

image )


- DEPRESÖR/DEPRESSOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI ÇEKEN


- DERDİNİ SÖYLEMEYENE, DERMAN BULUNMAZ ile/ve/||/<> AĞLAMAYAN ÇOCUĞA MAMA VERİLMEZ


- DERE KENARI ile DERE YATAĞI


- DEV KAPLUMBAĞA ile ALDABRA KAPLUMBAĞASI

( 20 türü bulunur. [Yok olma tehlikesi altındalardır.] [1750'lerde ise 250 tür bulunuyordu.] İLE Toplam dev kaplumbağa nüfusunun %90'ıdır. [Günümüzde 152.000 civarındalardır.] )

( ... İLE Her 10 yumurtadan sadece biri erişkinliğe ulaşır. )

( ... İLE Eşeysel olgunluğa ulaşmaları 30 yıldır. )

( ... İLE 250 kg. ağırlıkları vardır. )

( ... İLE "Adwaitya" adlı Aldabra kaplumbağası, 2006 yılına kadar 255 yıl yaşamıştır. )

( COLOSSOSCHELYS ATLAS cum GEOCHELONE GIGANTES )


- DEVAM ETTİRMEK/İDAME("İTAM/İTAME" değil!) ETTİRMEK değil/yerine/= SÜRDÜRMEK/SÜRMESİNİ SAĞLAMAK


- DEVİR/ASIR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM


- DEVİR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM


- DEVLET HAZİNESİ değil/yerine/= GENERK AĞIŞI


- DEVLETİN (ÖNCELİKLİ/ZORUNLU) SORUMLULUKLARI:
EĞİTİM ve/||/<> SAĞLIK ve/||/<> GÜVENLİK ve/||/<> YARGI GÜVENCESİ


- DEVLETİN/DİN'İN:
SAĞLADIKLARI VE KORUDUKLARI
ve/+/||/<>/>/<
TEMEL GÜVENCELERİ

( * CAN GÜVENLİĞİ
* AKIL SAĞLIĞI
* NESİL SÜREKLİLİĞİ
* MAL GÜVENLİĞİ
* DİN GÜVENCESİ

ve/+/||/<>/>

* SAĞLIK GÜVENCESİ
* EĞİTİM GÜVENCESİ
* GÜVENLİK GÜVENCESİ
* YARGI GÜVENCESİ )

( Giderdim, gönülden kini,
Kini olanın, olmaz dini! )

( ZARÛRİYÂT-I DİNİYYE / MAKÂSID-I HAMSE )


- DEZAVANTAJ SAĞLAMAK değil DEZAVANTAJ YARATMAK


- DEZENTEGRASYON/DISİNTEGRATION[İng.] değil/yerine/= PARÇALANMA | BENLİK DAĞILMA


- DIAM/DIGITAL IMAGING ADOPTION MODEL[İng.] değil/yerine/= DİJİTAL GÖRÜNTÜLEME BENIMSEME MODELİ


- DİBAGAT/ANTİLOP ile DEMİRKIR


- DICOM/DIGITAL IMAGING AND COMMUNICATIONS IN MEDICINE[İng.] değil/yerine/= TIPTA SAYISAL GÖRÜNTÜLEME VE İLETİŞİM


- DİL FELSEFESİ'NDE:
MANTIK ile/ve BELÂGAT ile/ve USUL-Ü FIKIH


- DİL FELSEFESİ'NDE:
NAHİV ve/<> MANTIK ve/<> BELÂGAT ve/<> USUL-Ü FIKIH


- DİL SÜRÇMESİ/LÂĞZ[Ar.] ile GAF


- DİL-ÂGÂH

( KALBİ UYANIK | GÖNÜL ANLAR | BİLGİN )


- DİL-HÛN[Fars.] değil/yerine/= İÇİ KAN AĞLAYAN


- DİL'İN:
ÇEŞİTLERİ ile/ve
LEHÇELERİ ile/ve ŞİVELERİ ile/ve AĞIZLARI

( ŞİVE[Fars.]: Söyleyiş özelliği. | Naz, eda, cilve. | Ağız. )

( ... İLE/VE Bir dilin, bilinmeyen, çok eski dönemlerinde, kendinden ayrılmış kolları. İLE/VE Bir dilin, izlenebilen tarihi dönemlerinde ayrılmış kolu. İLE/VE Herhangi bir şivenin, daha çok, söyleyiş(telaffuz) özelliklerine bağlı olarak oluşan yerel kolları. )

( VARIANTES vs. DIALECTE vs. PATOIS vs. ACCENT )


- DİL ile KASTANYOLA[İt. < CASTAGNOLA]

( ... İLE Bir çarkın dişlerine takılıp geriye doğru dönmesini önleyen dil. | Akan gemi zincirini sıkarak durdurmak için kullanılan, güverte locasının altına konmuş, hareketli demir kol. )


- DİL = LANGUAGE[İng.] = LANGUE[Fr.] = SPRACHE[Alm.] = LINGUA[İt.] = LENGUA[İsp.]


- DİLİ-DAMAĞI (KURUMAK)


- DİMÂ'[Ar. < DEM] ile DİMÂĞ[Ar. çoğ. EDMİGA]

( Kanlar. İLE Beyin. | Akıl, şuur. [Fars. HÛŞ] )


- DİN:
FEDÂ ve/||/<> FERÂGAT


- DİRHEM-İ CEYYİD ile DİRHEM-İ HÂLİS ile DİRHEM-İ MAĞŞÛŞ ile DİRHEM-İ ÖRFÎ ile DİRHEM-İ RÂYİC ile DİRHEM-İ ŞER'Î ile DİRHEM-İ ZÜYÛF

( Bozuk, karışık olmayan. İLE Saf gümüşten olup başka bir maden ile karışık olmayan. İLE Başka madenlerden oluşan. İLE Onaltı kırattan ibaret olan. İLE Gerek ceyyid, gerek züyûf olsun, halk arasında alınıp verilen. İLE Ondört kırattan ibaret olan.[Zekâtta, mehirde, diyette, nisâb-ı sirkatte geçerli olan.] İLE Bakır ya da başka madenlerle karıştırılmış gümüş sikke. )


- DİRSEK[Yunan çağında, Anadolu'da]

( 1.5 ayak, 0,444 metre. )


- DİŞİL KURBAĞA ile GOLYAT KURBAĞASI

( Çoğunlukla ses çıkarmazlar. İLE Hiç ses çıkarmaz. Dilsizdir. En büyük kurbağadır. )

( Kurbağalarda her tür kendi frekansını seçer. Dişi kurbağalar sadece kendi türlerinin çıkardığı seslere kulak kesilirler. )

( AMPLEXUS: Kurbağaların çiftleşme pozisyonuna verilen ad. [Bazı eriller, kendilerini dişiye kenetlemek için yapışkanlı "çiftleşme tamponları" geliştirirler.][Bazen azgın bir eril kurbağanın, ölü bir balığa kenetlendiği bile görülür]
Öteki dillerde VIRAK VIRAK[Türkçe'de]: * RIBBIT[Amerika'da] (Tüm kurbağaların bu sesi çıkardıkları yaygındır fakat sadece Hollywood'da yaşayan Pasifik Ağaç Kurbağası[Lat. HYLA REGILLA]'nın çıkardığı bir sestir. )


- DİŞİNDEN-TIRNAĞINDAN (ARTIRMAK)


- DİSKONEKSİYON/DISCONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI KESİLMESİ


- DIŞLA(N)MAK ile AŞAĞILA(N)MAK

( TO EXCLUDE vs./and TO DESPISE )


- diso.[Lat. < DISPENSA] değil/yerine/= DAĞITINIZ


- DİSPANSER değil/yerine/= SAĞLIKEVİ/SAĞLIK OCAĞI


- DİSTRİBÜSYON/DISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= DAĞILIM


- DİSTRİBÜTÖR[İng.][DİSPÜTÖR değil!] değil/yerine/= DAĞITICI/DAĞITIM


- DİSTRİBÜTOR değil/yerine/= DAĞITIMCI


- DİYAFRAM ile/ve/||/<> VAGUS STİMİLASYONU


- DİYAGNOSTİK/DİAGNOSTIC[İng.] değil/yerine/= TANISAL


- DİYAGNOZ/DİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI


- DİYAGONAL/DİAGONAL[İng.] değil/yerine/= KÖŞEGEN


- DİYAGRAM[Fr. < Yun.] ile DİYAGRAM[Fr. < Yun.]

( Herhangi bir olayın değişimini gösteren grafik. İLE Bir çiçeğin, tüm ayrıntılarını gösteren taslak. )


- DİYAGRAM/DİAGRAM[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE


- DİZ ÇÖKMEK ile BAĞDAŞ KURMAK


- DİZ ile/ve DİZ KAPAĞI

( AĞIRŞAĞI: Dizkapağı kemiği. )

( RÜKBE[çoğ. RÜKEB, RÜKEBÂT] ile/ve RÜKBE )

( ZÂNÛ ile/ve ... )

( KNEE vs./and PATELLA )


- DİZİM AĞACI

( TREE DIAGRAM )


- DLT/DISTRİBUTED LEDGER TECHNOLOGY[İng.] değil/yerine/= DAĞITIK DEFTER TEKNOLOJİSİ


- DMS/DATABASE MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= VERİTABANI YÖNETİM SİSTEMİ


- DNN/DEEP NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= DERİN SİNİR AĞI


- DODONA TAPINAĞI

( Tanrı Zeus'un. )


- DOĞAÇLAMA ve/=/<> MANEVİ BAĞ

( Doğaçlama, kişinin kendi manevi bağıdır. )


- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


- DOĞAL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] NATURAL vs./and/but USUAL )


- DOĞALGAZ KAYNAĞI

( Dünyanın en büyük doğalgaz kaynağının, Yemen'de olduğu söylenmektedir. )


- DOĞAN/ATMACA/SAKR[Ar.] ile ZAĞANOS/BÎSER/BÎSERE[Fars.]


- DOĞRU/LUK ile/ve BAĞLI/LIK


- DOĞRULUM/YÖNELİM ile KEMOTROPİZM ile YEREDOĞRULUM ile SUYA DOĞRULUM ile IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM ile ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA

( DOĞRULUM/YÖNELİM: Bitki ve hayvanların, besin, ısı gibi uyarıcıların etkisi ile bu uyarıcılara ya da tersine yer değiştirmeleri. İLE KEMOTROPİZM: Kimyasal maddelerin etkisiyle bitkilerde görülen, maddeye doğru ya da ters yöne yönelme durumu. İLE YEREDOĞRULUM: Bitkilerde kök ve sapların, yerçekimi etkisi ile belirli bir doğrultu alma özellikleri. İLE SUYA DOĞRULUM: Bitkilerin suya doğru eğilimi. İLE IŞIĞA DOĞRU EĞİLİM (Fototaksi, ışık göçüm): a) Bir hücrelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. | b) Bitki gövdelerinin ışığa doğru dönmeleri. İLE ISI KAYNAĞINA YAKLAŞMA: Bir ısı kaynağına yaklaşma ya da uzaklaşma. )

( TROPISM vs. CHEMOTROPISM vs. GEOTROPISM vs. HYDROTROPISM vs. PHOTOTROPISM vs. THERMOTROPISM )


- DOKU ile YAĞDOKU

( ... İLE Gövdede, yağ tabaklarını oluşturan doku. )


- dol. urg.[Lat. < DOLORE URGENTE] değil/yerine/= AĞRI SIKIŞTIRINCA


- DOLAMA/KURLAĞAN = ETYARAN

( Daha çok parmaklarda olan, derinlere kadar işleyen sayrılık. )


- DOLOR, PAIN[İng.] değil/yerine/= AĞRI


- DOMUZ ile BAĞRÂ[Fars.]

( ... İLE Eril domuz. )


- DONASYON/DONATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞ | BAĞIŞLAMA


- DÖNBABA = TURNAGAGASI

( Sardunyagillerden, tohumlarının ucunda turna gagasına benzer ince uzun bir uc bulunan, yaprakları güzel kokulu bir bitki. )

( GERANIUM ROBERTIANUM )


- DONÖR/DONOR[İng.] değil/yerine/= VERICİ, BAĞIŞLAYICI, BAĞIŞLAYAN


- DOSTLUK/TA:
ÜST/AŞAĞI değil/yok DENKLİK


- DOWNSTREAM[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI AKIŞ


- DOYMUŞ YAĞ ASİDİ(SATURE) ile/yerine DOYMAMIŞ YAĞ ASİDİ(UNSATURE)

( Karbon atomları, birbirine tek bağ ile bağlanmış ve hidrojenle doyurulmuş olan yağ asitleri. Hayvansal olan sert yağlarda oranı yüksektir. İLE/YERİNE Karbon atomlarının bazılarında çift bağ bulunan ve hidrojenle doyurulmamış yağ asitleri. Bitkisel sıvı yağlarda oranı yüksektir. )


- DOZAJ/DOSAGE[İng.] değil/yerine/= DOZLAMA


- DRAGON ile LANCER ile SÜVÂRİ

( Piyadeler. İLE Mızraklılar. İLE Kılıç ve ok kullananlar. )


- DRAM[Fr. < DRAME]/DRAMA ile TRAJEDİ[Fr. < Yun. TRAGEDIE]

( Sahnede oynanmak için yazılmış oyun, drama. | Acıklı, üzüntülü olayları, bazen güldürücü yönlerini de katarak konu alan sahne oyunu ya da televizyon filmi. | Tiyatro yazını. | Acıklı olay. İLE Konusunu efsanelerden ya da tarihsel olaylardan alan, acıklı sonuçlarla bağlanan bir tür tiyatro yapıtı, facia. | Üzücü iki [ve üzeri] olmazın biraradalığı. )


- DRAMATIC vs. TRAGIC


- DRENAJ/DRAINAGE[İng.] değil/yerine/= AKAÇLAMA


- DRG/DIAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER


- DUDAKTAN/AĞIZA GİREN ile/ve/<> DUDAKTAN/AĞIZDAN ÇIKAN

( İnsan/kişi, iki dudağı arasındadır.
1. İçeri ne gireceğini [yiyeceğini/içeceğini] bilen.
2. Dışarı ne [söz] çıka(ra)cağını bilen. )

( Dudak ise beşer'i, İnsan yapan/yapabilendir! [Dudağın altı doğadır.[doğanın/düzenin parçasıdır, doğayla ve doğada varolanlarla ortaktır.] )

( İnsan/kişi, yediğini bilen/tanıyan, doğasına uygun olanları dudağından geçirendir/geçirebilendir. )

( BİR ŞEY Kİ...
YAPMASAN DA OLUR! YAPMA!!!

BİR ŞEY Kİ...
SÖYLEMESEN DE OLUR! SÖYLEME!!!

 

BİR ŞEY Kİ...
YEMESEN DE OLUR! YEME!!!

BİR ŞEY Kİ...
İÇMESEN DE OLUR! İÇME!!!
[Özellikle abur-cuburlar, et ve tüm hayvansal ürünler, kahve ve de özellikle sigara gibi...] )


- DUDU KUŞU/PAPAĞAN[İt. < Ar.] ile MUHABBET KUŞU

( Deli İbrahim'in, Papağan'dan bahsettiği öyküyü okumanızı salık veririz. )

( Ulviye Sultan'ın Papağan öyküsünü okumanızı salık veririz. )

( ... İLE Papağangillerden, asıl yurdu Avustralya olan bir kuş. )

( BEBGA ile ... )

( BEPGA, TÛTÎ/TUTU, MÜRG-İ DÂNÂ[akıllı kuş] ile ... )

( PARROT vs. LOVEBIRD/PARAKEET/BUDGERIGAR/BUDGIE )

( PICISTACUS cum MELEOPSITTACUS UNDULATUS )


- DÜĞME ile KANCA/KOPÇA[Bulgarca]/AGRAF[Fr. < AGRAFE]


- DÜĞÜMÜ ile/ve ATKISI ile/ve SAÇAĞI


- DÜĞÜN ÇİÇEĞİ/TURNAAYAĞI/SÜTLÜCE ile AVCI OTU

( Düğün çiçeğigillerin örnek bitkisi. İLE Düğün çiçeğigillerden, kokusuz, parlak zehirli bir bitki. )

( DÜĞÜNÇİÇEĞİGİLLER: İki çeneklilerden, bazı türleri süs bitkisi olarak kullanılan bir aile. )

( RANUNCULUS cum ADONIS )


- DÜPEDÜZ ile BASBAYAĞI


- dur. dolor.[Lat. < DURANTE DOLORE] değil/yerine/= AĞRI SIRASINDA, AĞRI VARKEN


- DURABILITY[İng.] değil/yerine/= DAYANIKLILIK, SAĞLAMLIK


- DURAĞAN SÜREÇ ile/ve/değil/yerine ETKİN SÜREÇ

( [not] STATIC PROCESS vs./and/but ACTIVE PROCESS
ACTIVE PROCESS instead of STATIC PROCESS )


- DURAĞAN TOPLUM ile/değil/yerine/>< DEVİNGEN TOPLUM


- DURAĞAN/LIK ve YOK/LUK

( STABLE/STABILITY and NONEXISTENT/NONEXISTENCE )


- DURAĞAN ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNGEN


- DURAĞAN ile HANTAL


- DURAĞAN ile SABİT


- DURAĞANLIK/ATÂLET(OTURMA/YATMA) ile/değil/yerine/>< HAREKET

( Üşütür ve giydirir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Isıtır ve soyundurur. )


- DURAĞANLIK/ATÂLET ile/değil/yerine/||/<> DURUŞ


- DURAĞANLIK ile/ve/değil/yerine/||/>< DEVİNİMSEL/LİK


- DURAN ile/ve/||/<> DURAĞAN


- DURGUN/LUK ile/ve/değil/||/<> DURAĞAN/LIK


- DURUP DURURKEN (AĞLAMAK, GÜLMEK VS.)


- DÜRÜST OLMAK =/||/<> "MANZARA KAPATAN AĞAÇ OLMAK"

( Ne yazık ki, bazı "kişiler" için dürüst kişilerin (istenilmeme) durumu. )


- DÜŞMANA:
| "ZARAR VERMEK ve/ya da ÖÇ ALMAK" |
ile/değil/yerine/><
BAĞIŞLAMAK

( | Düşmanından daha alçağa düşürür. VE/YA DA Düşmanınla aynı seviyeye düşürür. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüceltir. )


- DÜŞÜNMEMENİN BEDELİ(/YÜKÜ/AĞIRLIĞI) ile/değil/yerine DÜŞÜNMENİN "BEDELİ"

( Çoktur! İLE/DEĞİL/YERİNE Yoktur! )


- DUT AĞACI ile/ve GÖLGE DUTU AĞACI


- DUT ile KÂĞIT DUTU/KÂĞIT AĞACI

( ... İLE Dutgillerden, Çin'de ve Japonya'da yetişen, kabuğundan kâğıt yapılan bir ağaç. )

( ... cum BROUSSENETIA PAPYRIFERA )


- DUYUMDA:
BASINÇ ile/ve/<> ISI ile/ve/<> AĞRI/ACI


- DÜZEN-TAKAN (SAĞLAMAK)


- DÜZEN ile/ve/||/<> BAĞLAM


- DÜZEN ile OTOMATİĞE BAĞLAMAK

( REGULARITY vs. TO AUTOMATIZE )


- E-HEALTH ELECTRONIC HEALTH[İng.] değil/yerine/= E-SAĞLIK, ELEKTRONİK SAĞLIK


- E-SAĞLIK/E-HEALTH[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK


- EBCED'İN ÇEŞİTLERİ:
KÜÇÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ SAĞİR) ile EN KÜÇÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ ASGAR) ile BÜYÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ KEBİR) ile EN BÜYÜK EBCED HESABI(CÜMEL-İ EKBER)


- EBEGÜMECİ/PİNPİRİK ile AĞAÇ EBEGÜMECİ

( Çiçekleri ilâç, yaprakları sebze olarak kullanılan, kendiliğinden yetişen bir ot. İLE Ebegümecigillerden, boyu yüksek bir ot. )

( MALVA SILVESTRIS cum LAVATERE )


- EBLAG[Ar. < BELİĞ] ile EBLAK[Ar. < BALIK]

( Olgunluk derecesine çok yakın olan, dah beliğ, en fasîh. İLE Alaca, bulaca. | Rengârenk. | Alabacak at. )


- EBYS/ELECTRONIC DOCUMENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK BELGE YÖNETİM DÜZENİ


- EDÂ[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.]


- EFRÂDINI CÂMÎ ve/<> ÂĞYÂRINI MÂNÎ

( Bir kavramın tüm bireylerini kuşatıp ötekileri dışarıda bıraktığında kullanılan bir deyim. )

( "İnsan düşünen bir canlıdır" tanımı verildiğinde bu tanımın içine tüm insan bireylerini içerir. Girmeyen hayvan(behaim) vs. dışarıda bırakır. )


- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK


- EĞİLMEK değil/></değil ÇÖMELMEK( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek ve dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİTİM ile/ve/= VAROLUŞTA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAMAK


- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN

( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )


- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)

( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )


- EHR/ELECTRONIC HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI


- EHRS/ELECTRONIC HEALTH RECORD SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI DÜZENİ


- EHS/ELECTRONIC HEALTH SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK DÜZENİ


- EJDER(DRAGON) ile BOYNUZLU DAĞ EJDERİ

( image )


- EJDERHA (DRAGON) ile YAPRAKSI DENİZ EJDERİ

( SU'BÂN, TİNNÎN ile ... )

( BÜRSÂN, BERGAMÂN ile ... )


- EKİDNE ile KISA GAGALI EKİDNE

( ... İLE Avustralya'da en yaygın dağılım gösteren memelidir. )

( ... İLE Tüm memeliler arasında kan sıcaklığı en düşük olan hayvandır. [Gövde sıcaklıklarını 4°C'ye düşürerek ve sadece 3 dakikada bir soluk alıp vererek enerji tasarrufu yapabilirler.] )

( ... İLE 50 yıl yaşayabilirler. )

( ... ile Kısa Gagalı Ekidne )

( ... cum TACHYGLOSSUS ACULEATUS )


- EKİDNE ile UZUN GAGALI EKİDNE

( ... İLE Yeni Gine'de yaşarlar. )

( ... İLE Gövdesinin ve burunlarının büyüklüğü akrabalarının iki katıdır. )

( ... İLE Dillerindeki özel dikenleri saplayarak öldürdükleri yersolucanlarıyla beslenirler. [Geceleri avlanırlar.] )

( ... İLE 50 yıl yaşayabilirler. )

( ... ile Uzun Gagalı Ekidne )

( ... cum ZAGLOSSUS BRUIJNI )


- EKLEM AĞRISI/ARTRALJİ ile EKLEM YANGISI/ARTRİT ile EKLEM SAYRILIĞI/ARTROPATİ

( Eklemlerde yangılanma, alerjik tepki, incinme, artrit gibi sayrılıklar sonucu oluşan ağrılar. İLE Eklemlerdeki ağrılı ve çoğunlukla bozucu yangılanma. İLE Eklemi etkileyen herhangi bir sayrılık ya da bozukluk. )

( ARTHRALGIA vs. ARTHRITIS vs. ARTHROPATHY )

( GELENKSCHMERZ mit GELENKENTZÜNDUNG mit GELENKERKRANKUNG )


- EKLEM ile PARMAĞIN OYNAK YERİ

( MAFSAL[çoğ. MEFÂSIL] ile ... )

( JOINT vs. KNUCKLE )


- EKMEK ve/||/<> KÂĞIT

( Gövdenin beslenmesinde. VE/||/<> Zihnin/gönlün beslenmesinde. )


- EKMEKAĞACI

( Dutgillerden, sıcak ülkelerde yetişen, meyvesi beyaz etli ve biraz unlu, besleyici bir bitki. [Lat. ARTOCARPUS INCISA] )


- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI

( ... İLE/VE/<> Ekvador'un yaklaşık 1000 km. açığında, Büyük Okyanus'tadır. )

( ... İLE/VE/<> Rastgele serpiştirilmiş gibi duran ve irili ufaklı, 42 adadan oluşmaktadır. En büyük adası Isabela, en küçük adası ise Plazasur'dur.[13 km²] )

( ... İLE/VE/<> Ekvador Cumhuriyeti'nin bir ilini oluşturmaktadır.[Yönetim merkezi, San Cristobal adasında yer alan Puerto Baquerizo'dur.] )

( ... İLE/VE/<> Adaların tamamı volkaniktir. En büyüğü olan Isabella üzerinde, 2000'den fazla sönmüş yanardağ bulunmaktadır. Ferdinanda adasında, 1977'den beri 53 adet volkanik patlama tespit edilmiştir. )

( ... İLE/VE/<> İspanyolca'da, Kaplumbağa anlamına gelmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Jeolojik yaşları, 70.000 - 3 milyon yıl arasında değişmektedir.[Daha genç olanlarda, toprak rengi daha koyudur.] )

( ... İLE/VE/<> 1535 yılında, Panama Psikoposu Thomas de Berlanga tarafından, yollarını kaybederek tesadüfen keşfedilmiştir. Daha sonra unutularak korsanların ve ne yazık ki, balina avcılarının barınağı olmuş. 1932 yılında ise Albay Hernandez komutasındaki bir Ekvador Birliği, adaları, Ekvador topraklarına katmıştır. 1959 yılında ise, ulusal parka dönüştürülmüştür. )

( ... İLE/VE/<> Kuzey ve Güney'inde farklı iklimler sürmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Etobur yırtıcı hayvan bulunmadığında, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan türler, bugüne kadar bu coğrafyada yaşamını sürdürmüştür. Hiçbiri, insanı düşman olarak algılamamakta ve insandan korkmamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> İnsan yerleşimi, tüm adaların yüzölçümünün sadece %4'ü ile sınırlıdır.[Adaya giden turistler, ya 8 - 100 yolcu alabilen 80 gemiden birine binip 5 - 7 günlük adalar turuna çıkmaktadır ya da Santa Cruz adasındaki turistik merkez Puerto Ayora liman kentinde kalıp günlük turlara katılabilmektedir.] )

( ... İLE/VE/<> Charles Darwin, bilimsel araştırma ve gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. )

( ... İLE/VE/<> Soğuk suları, mercan oluşumuna izin vermemektedir ve çok zengin bir dirimsel[biyolojik] çeşitlilik bulunmamaktadır. )

( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )


- EL SALLAMA! ve/||/<> BEL BAĞLAMA!

( Dönecek olana. VE/||/<> Dönmeyecek olana. )


- ELDEN-AYAKTAN DÜŞME ile ELİNİ-AYAĞINI ÇEKMEK


- ELECTROMAGNETICS değil/yerine/= KIVILKAPAR


- ELEK ile/değil ÇALKAR/ÇALKAK/ÇALKAĞI

( ... İLE/DEĞİL Tahıl tanesini, yabancı nesnelerden ayırmaya ya da tohumlukta kullanılacak tahılı ayırmaya yarayan, döner kalburlu araç. )


- ELEKTRİKLİ ÜRÜNLERİN KABLOLARINI:
PRİZE TAKTIKTAN SONRA AYGITA BAĞLAMAK değil ÖNCE AYGITA KABLOSUNU TAKIP SONRA PRİZE TAKMAK


- ELEKTROKONVÜLZİF TERAPİ/ELECTROCONVULSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTROŞOK SAĞALTIMI


- ELEKTROKOTER/ELECTROCAUTERY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE DAĞLAYICI


- ELEKTROKOTERİZASYON/ELECTROCAUTERIZATION[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE DAĞLAMA


- ELEKTROTERAPİ/ELECTROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELEKTRİKLE SAĞALTIM


- ELEŞTİRİYİ "SAĞLAMAK/SAĞLAYAN" değil ELEŞTİRİYE NEDEN OLMAK/OLAN


- ELİ-AYAĞI (KARIŞMAK)


- ELİ-KOLU (BAĞLI KALMAK)


- ELISA TESTİ/ENZYME-LINKED IMMUNOSORBENT ASSAY TEST[İng.] değil/yerine/= ENZİM BAĞLANTILI IMMÜNOSORBENT TAHLİLİ


- ELKOYLU ALIM değil/yerine/= ALACAĞIN HACZİ


- ELLEŞMEK ile/ve/||/<>/> YİYİŞMEK ile/ve/||/<>/> SEVİŞMEK ile/ve/||/<>/> DÜZÜŞMEK/KOÇMAK (SİKİŞMEK)[AGANİGİ NAGANİGİ/FAN FİNİ FİN FON]/İŞ PİŞİRMEK/MERCİMEĞİ FIRINA VERMEK

( Gövdenin her ayrı noktasını elle hissetmek/keşfetmek/yaşamak. İLE/VE/||/<>/> Omuz üstündeki bölgede yaşanan bakışma, öpüşme, yalama, emme, dudakların arasında sıkıştırma, üfleme/soluk verme/soluk alma, dişleme, ısırma. İLE/VE/||/<>/> Tüm gövde üzerinde gözlerin, ağzın(dudakların, dişlerin), yanakların, ellerin, parmakların birlikte işlemesi. İLE/VE/||/<>/> Farklı, çeşitli pozisyonlarda penis-vajina giriş-çıkış döngüsü[siklon/siklus]. )

( Çevrenin ilgisini çekmeyecek yakınlaşma hareketleri. İLE/VE/||/<>/> Çevrede birilerinin olma ve/ya da bulunma ya da gözlenme olasılığının zihinde bulunmasında yaşanan. İLE/VE/||/<>/> Çevresel etmenlerin bulunmamasına karşın zihinsel/kişisel sınırların devrede bulunmasında yaşanan. İLE/VE/||/<>/> Ne çevresel, ne kişisel/zihinsel hiçbir sınırın bulunmadığında yaşanan. )


- EMA/EUROPEAN MEDICINES AGENCY[İng.] değil/yerine/= AVRUPA İLAÇ AJANSI


- EMEKLİLİK:
RESEN ile/ve/||/<> İSTEĞE BAĞLI


- EMNİYET KEMERİ/KEMER değil/yerine/= GÜVENLİK BAĞI/ÖNBAĞ


- EN AĞIR BÖCEK

( GOLYAT BÖCEĞİ )


- EN AĞIR/LAR

( * YILAN: ANAKONDA
* FİL
* SU AYGIRI )


- EN BÜYÜK İN/MAĞARA

( DEER CAVE ( Mulu - Borneo'da )


- EN ÇOK YAĞMUR YAĞAN YER

( ÇERAPUNÇİ [Yıllık ortalama 12.000 mm. yağış alır.] )

( Hindistan'ın Kuzeydoğu'sundadır. )


- EN ESKİ AĞIRLIK BİRİMİ

( MİNA )


- EN HIZLI, İNSANLI UÇUŞ:
X-15A uçağı ile 31.200 yükseklikte, saatte 6389 km. [1967]


- EN KUTSAL DAĞ:
KAILASH DAĞI

( Hem Budizm'de, hem Hinduizm'de, hem de Jainizm'de... )


- EN ÖLÜMCÜLLER:
KÖPEKBALIKLARI değil KURT | ASLAN | FİL | SUAYGIRI | TİMSAH | TENYA(SOLİTER SOLUCAN) | ÇEÇE SİNEĞİ | KATİL BÖCEK | KÖPEKLER[KUDUZLA] | YILAN[ZEHİRİYLE] | BAĞIRSAK SOLUCANI | TATLISU SALYANGOZU[KAN KURTLANMASIYLA] | İNSAN[CİNAYETLE] | SİVRİSİNEK[SITMAYLA]

( )

( [yılda][insan] 10 değil 10 | 100 | 100 | 500 | 1000 | 2000 | 9000 | 12.000 | 40.000 | 50.000 | 60.000 | 110.000 | 475.000 | 725.000 )

( )

( Tatlısu yumuşakçaları ve karındanbacaklılar, her yıl yaklaşık 10.000 kişinin ölümüne neden olan bir hastalık(şistosomiasisin) taşıyıcılarıdır. )

( Çeçe sineğinin sokması, her yıl, özellikle de Afrika'da, yaklaşık 10.000 ölüme neden olmaktadır. Bu böcek, "uyku hastalığı" olarak bilinen tripanosomiasis'ı Afrika'lılara bulaştırmaktadır. )

( Sivrisinekler, sıtma, sarı humma, dang ya da ensefalit gibi bulaşıcı olabilen hastalıklar nedeniyle her yıl 725.000 kişinin ölümüne neden olmaktadır. )


- EN SAĞLAM/LAR:
ELMAS ve
KENDİNİ TANIMAK/BİLMEK!


- EN UZUN AĞAÇLAR

( * SEKOYA
* MENGGARIS )


- EN UZUN DAĞ

( MAUNA KEA [Hawaii Adası'nda] )


- EN UZUN SÜRE VE EN UZAĞA UÇABİLEN KUŞ

( ALBATROS )


- EN YAŞLI AĞAÇLAR...

( En eskisi, 4900 yaşında... [ Burayı tıklayarak görebilirsiniz... ] )


- EN YAYGIN OLARAK BULUNAN NESNE: PEROVSKİT
[Magnezyum, silikon ve oksijenden oluşan bir mineraldir] [Dünyanın toplam kütlesinin yarısını oluşturur.]


- EN YÜKSEK DAĞ

( * EVEREST )


- EN ZEHİRLİ KURBAĞALAR

( 1. ALTIN ZEHİRLİ OK KURBAĞASI[PHYLLOBATES TERRIBILIS] )


- EN ZEHİRLİ YILAN (EN BÜYÜK) AFRİKA KAYA PİTONU [135 kg. ağırlığa ve 6 m. uzunluğa ulaşabilir.]


- ENDOPLAZMİK RETİKULUM değil/yerine/= İÇ KANSIVISI AĞI/TOPAĞI


- ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI:
YERDE/N ile/ve/değil/yerine GÖKTE/N

( )


- ENERJİNİN/BESİNİN:
KAYNAĞI ve/||/<>/> ARACI ve/||/<>/> TAŞIYICISI ve/||/<>/> TÜKETİCİSİ

( Güneş. VE/||/<>/> Toprak. VE/||/<>/> Bitkiler. VE/||/<>/> Hayvan/İnsan. )


- ENFLASYON ile/ve STAGFLASYON

( ... İLE/VE Ekonominin, durgunluk zamanındaki enflasyon. )


- ENGELLEME/ENGELLENME ile/ve/||/<> DAĞITMA/DAĞILMA


- EPIDEMIYOLOJİ/EPIDEMIOLOGY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK ARAŞTIRMA BİLİMİ


- EPOCHES/AGES vs. CENTURIES vs. PERIODS


- ER ile/ve/||/<>/> ONBAŞI ile/ve/||/<>/> ÇAVUŞ ile/ve/||/<>/> YÜZBAŞI ile/ve/||/<>/> BİNBAŞI ile/ve/||/<>/> AĞA ile/ve/||/<>/> BAŞ AĞA[> PAŞA]


- ERGUVAN ile/||/<> JAKARANDA/MAVİ JAKARANDA/SİYAH POUİ/EĞRELTİ AĞACI

( Baklagiller ailesinden, on metreye kadar boylanabilen, tek gövdeli, yaprak döken, çalı görünümünde bir ağaççık. İLE/||/<> Güney-Orta Güney Amerika'ya özgü, çekici ve uzun ömürlü, soluk çivit çiçekleri nedeniyle başka yerlerde yaygın olarak ekilen alt tropikal bir ağaç. )

( image
ile
image )

( CERCIS SILIQUASTRUM cum JACARANDA MIMOSIFOLIA )


- ERİME ile/ve/değil/<> DAĞILMA


- EŞEK ARISI ile YER EŞEK ARISI (AĞUSTOSBÖCEĞİ KATİLİ)


- EŞEKKULAĞI değil/yerine KARAKAFES


- ESİNLENME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM


- EŞİT/LİK ile BAĞDAŞIK/LIK


- ESK/ELECTRONIC HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI


- ESKİ ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ANTİK ÇAĞ ile/ve/||/<>/> ORTA ÇAĞ ile/ve/||/<>/> YENİ ÇAĞ

( Eski zamanlarda başlayıp yazının bulunuşuna kadar geçen süre. İLE/VE/||/<>/> Eski Yunan ve Roma uygarlıklarının gelişip yayıldığı çağ. İLE/VE/||/<>/> Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] 1453'e ya da 1492'ye kadar süren çağ. İLE/VE/||/<>/> Orta Çağın bitiminden [1453 ya da 1492'den] Fransız İhtilali'ne [1789] kadar süren çağ. )


- ESKS/ELECTRONIC HEALTH RECORD SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ELEKTRONİK SAĞLIK KAYIT DÜZENİ


- ESNEKLİK ve/||/<>/> SAĞLAMLIK/GÜÇ ve/||/<>/> BİLGELİK/İRFAN/HİKMET

( Çocuk gibi. VE/||/<>/> Demir gibi. VE/||/<>/> Bilge gibi. )


- ESNEMEDE [AĞZIN EL İLE KAPANIŞINDA]:
SOL ELİN DIŞI ile/ve/değil/yerine SAĞ ELİN AVUÇİÇİ

( Tüm genel/günlük koşullarda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Namazda. )


- ESNEMEDE [AĞZIN EL İLE KAPANIŞINDA]:
SOL ELİN DIŞI ile/ve/değil/yerine SAĞ ELİN AVUÇİÇİ

( Tüm genel/günlük koşullarda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Namazda. )


- ETA/EVENT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= OLAY AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ/ANALİZİ


- ETMEN = ÅMİL = AGENT[İng., Fr.] = AGENS, DAS WIRKENDE[Alm.] = AGENS[Lat.] = AGENTE[İsp.]


- ETS/EARLY DIAGNOSIS SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ERKEN TANILAMA DÜZENİ


- EULER ve LAGRANGE ve KANT

( Klâsik mekaniğin matematiğini üretmiştir. VE Klâsik mekaniğe en mükemmel biçimini vermiştir. VE Klâsik mekaniğin felsefesini yapmıştır. )

( Euler sayısı, topolojik değişmezdir. )

( )


- EV/MAĞAZA:
TEK KAPILI değil ÜÇ KAPILI

( Sibirya'da, her evin/mağazanın, üç kapısı bulunmaktadır. [Dışarıdan bir mekâna girdiklerinde, her kapı boşluğunda 10'ar saniye beklerler. -42 °C'den, +20 °C'ye girerken yaşanılan ısı farkının, gövde ve cilt üzerinde oluşturacağı olumsuz etkileri önlemek için alınan bir tedbirdir.] )


- EV ile LAGINA

( ... İLE Mali'de, menapoza girmiş kadınların yaşadığı evler. )


- EVEREST ile SAGARMATHA/CHOMOLUNGMA

( ANA TANRIÇA/KRALİÇE/SAGARMATHA[Nepal dilinde]
CHOMOLUNGMA[Tibet dilinde] )

( "Bir Dağın Yüksekliği Matematik Yardımı İle Nasıl Ölçülür?" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- EVİNİ/MUTFAĞINI/BUZDOLABINI, MARKETE ÇEVİRMEK değil/yerine EVİNİ/ZİHNİNİ, MARKETTE TUTMAK

( İstediğimiz zaman/gerektiğinde, gerektiği kadarını marketten almak varken "her an ve hemen istediğim yerine gelsin" diye onlarca gereksiz/gerekli ürünü evimizde bulundurmamız şart değil! )


- EVLİLİKTE/İLİŞKİDE:
(")KÜSME(") ve/<>/>/< (")BAĞIRMA(")


- EVRENİN OLUŞUMUNDA/GELİŞİMİNDE:
İLK PARÇACIKLAR ile/ve/>/> İLK YILDIZLAR [< BUGÜN]

( 400.000'nci yılında. İLE/VE/> 400 milyon yıl sonra. [> 14.7 milyar yıl.] )


- EXISTENCE AT OUT vs. EXISTENCE AT MIND vs. EXISTENCE AT LANGUAGE vs. EXISTENCE IN WRITTEN


- EYLEM/HAREKET ve/||/<>/>/< SAĞALTIM/TEDAVİ/ŞİFÂ


- EYLEME = ACT, OPERATE[İng.] = AGIR[Fr.] = HANDELN[Alm.] = AGERE[Lat.] = OBRAR[İsp.]


- EYVALLAH ile/ve ESTAĞFİRULLAH


- EZAN değil/yerine/= ÇAĞRAN


- EZGİ/NAĞME[Ar.]/MELODİ[Fr. < MÉLODIE] ile ARA NAĞME

( Güzel, uyumlu ses. | Birinin yalandan ve nazlanarak söylediği söz. İLE Şarkı, türkü, köçekçe vb. küçük güfteli bestelerde, güftenin iki kıtası arasına ya da başına, sonuna da gelebilen, sözsüz çalınan parça. | Sık sık söylenilen söz ya da açılan sorun. )


- f SAYISI(BAĞIL AÇIKLIK/DURDURMA SAYISI) ile F(APPLETON) TABAKASI

( Merceğin, odak uzaklığının etkin çarpına oranıyla elde edilen, ışınlama[exposure] süresiyle ters orantılı olan ve odak oranı bulunan bir karakteristiği. İLE İyonosferin, yeryüzünden yaklaşık olarak 150 - 1000 km. yükseklikler arasındaki, serbest elektronların en yüksek derişimde bulunduğu en yüksek tabakası. )


- FACEBOOK ile TWITTER ile YOUTUBE ile LINKEDIN ile INSTAGRAM ile PINTEREST ile BLOG ile FOUR SQUARE

( Kurabiye yemeyi seviyorum. İLE Kurabiye yiyorum. İLE Bakın nasıl da yiyorum kurabiyeyi. İLE Nasıl kurabiye canavarı oldum? İLE Buyurun, kurabiye yerkenki fotoğrafım. İLE Kurabiye tarifimi de paylaşayım. İLE Kurabiye yapma/yeme anılarım. İLE Şurada, kurabiye yiyorum. )

( I like eating cookie. VS. I'm eating cookie. VS. This is how I eat my cookie. VS. My skills include eating cookie. VS. Here's a photo of the cookie I eat. VS. Here's my recipe for the cookie. WITH Here's my cookie eating experience. VS. This is where I am eating the cookie. )


- FAGOSİT değil/yerine/= YUTARGÖZE

( Organik ya da inorganik cisimcikleri içine alıp sindirebilen kan gözesi. )


- FAGOSITOZ/PHAGOCYTOSIS[İng.] değil/yerine/= GÖZE YUTUMU


- FAGOSİTOZ değil/yerine/= YUTMA


- FAGOT ile/ve FAGOTTO


- FANATİZM değil/yerine/= BAĞNAZLIK


- FANTASY vs. IMAGINATION


- FARE ile LAĞIM FARESİ


- FÂRİG[< FERAĞ] ile VAZGEÇMİŞ, ÇEKİLMİŞ | RAHAT

( VAZGEÇMİŞ, ÇEKİLMİŞ | RAHAT )


- FARK[Ar. çoğ. FURÛK] ile FÂRIK/A[Ar. < FARK] ile FÂRİG[Ar. < FERÂĞ]

( Ayrılık, başkalık, iki ya da daha çok şey arasındaki ayrılık. | Ayırma, ayırlma, seçilme. İLE Fark eden, ayıran. İLE Vazgeçmiş, çekilmiş. | Rahat, âsûde. | Boş, boş kalmış, işini bitirmiş, işsiz. | Bir mülkün, tasarruf, sahip olma, kullanma hakkını başkasına terk eden. )


- FARK ile BAĞLANTI

( DIFFERENCE vs. CONNECTION )


- FEDÂ(KÂRLIK) ile FERÂGAT

( Sadakat. İLE Sevgi. )

( Mal/dan vermek. İLE "Can vermek" ve candan vermek. )

( Babadan gelen. İLE Anneden gelen. )


- FEDÂKÂRLIK > FERÂGAT > AŞK


- FELSEFE DAĞI ile/ve/||/<> MATEMATİK ÇANTASI


- FELSEFE:
DÜŞÜNME BAĞLAMI ile/ve/<> BİLGİ TÜRÜ


- FELSEFE:
ZORLAYICI değil ÇAĞIRICI


- FELSEFE ile/ve BELAĞAT


- FELSEFE ile DEMAGOJİ


- FERÂĞ[Ar.] ile FERÂG[Ar.]

( Vazgeçme, bırakıp terk etme. | Bir mülkün tasarruf, sahip olma hakkını başkasına terk etme. | Dinlenme, istirahat. | Hiçbir işle meşgul olmama, rahat etme. İLE Serin rüzgâr. )


- FERÂGAT AHLÂKI ile/ve/değil/yerine ANNELİK AHLÂKI

( [not] MORALS OF ABNEGATION vs./and/but MORALS OF MOTHER
MORALS OF MOTHER instead of MORALS OF ABNEGATION )


- FERÂGAT AHLÂKI > AŞK AHLÂKI


- FERÂGAT(BEZL) ile TERK

( Canına kıymazsan, seyahat etme! )

( ABNEGATION vs. ABANDONMENT )


- FERÂGAT ve DÖNÜŞÜM


- FERÂGAT değil/yerine/= ELÇEKİ


- FERÂGAT ve/> İŞTİYÂK ve/> AŞK


- FERÂGAT ile/ve/<> TESLİMİYET


- FERÂSET ile/ve ÂGÂH ile/ve ZİKİR

( Gözün uyanıklığı. İLE/VE Kulağın uyanıklığı. İLE/VE Kalbin uyanıklığı. )


- FESAHAT(FASİH) ile BELAĞAT(BELİĞ)


- FESİH[Ar.] değil/yerine/= DAĞIL


- FEVKALÂDE/HARİKA değil/yerine/= ÇOK GÜZEL/OLAĞANÜSTÜ


- FEVRÎ[Ar.] değil/yerine/= PARLAGAN


- FHIR/FAST HEALTHCARE INTEROPERABILITY RESOURCES[İng.] değil/yerine/= HIZLI SAĞLIK HİZMETİ BİRLİKTE ÇALIŞABİLİRLİK KAYNAKLARI


- Fİ'L[Ar.] ile HALK[Ar.] ile TAĞYÎR[Ar.]


- FİBROMİYALJİ ile MİYOFASİYAL AĞRI

( )


- FİDAN, SÜRGÜN ile/ve AĞAÇ

( ... Ağaç rakım sınırı 1800 m.dir. [Deniz seviyesinden 1800 m.nin üzerinde ağaç olmaz] )

( Sürgün, taze ve düzgün fidan. )

( Divan şiirinde sevgilinin boyu ve endamı, ince ve düzgün oluşu nedeniyle nihâle benzetilir. )

( [Sümerce] ... ile/ve GİŞ )

( ... ile/ve ŞEÇER[çoğ. EŞCÂR] )

( NİHÂL ile/ve BÎŞE )

( SAPLING vs./and TREE, [ANNUAL RINGS(AĞACIN YAŞINI GÖSTEREN HALKALAR)] )


- FİDANLIK ile AĞAÇ PARKI/ARBORETUM[Lat.]

( Ağaç yetiştirilen alan. İLE Çeşitli ağaçların, sergilenme, eğitim ya da bilimsel inceleme amacıyla yetiştirildikleri ya da korundukları geniş bahçe. )

( NURSERY vs. ARBORETUM )


- FIKRA/ESPRİ:
BELDEN AŞAĞI ile/değil/||/<>/= DİZ ÜSTÜ


- FİKS[İng. < FIX] değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ, SABİT


- FILAGELLA değil/yerine/= KAMÇI


- FİLKULAĞI

( Yılanyastığıgillerden, anayurdu tropikal Amerika olan, kökü yumrulu bir süs bitkisi. [Lat. CALADIUM] )


- FIRTINA ile TURNAGEÇİDİ

( ... İLE Baharda esen bir fırtına. )


- FIRTINA ile URAĞAN[Karayip dili]

( ... İLE Beraberinde yağmur getirmeyen, güçlü fırtına. )


- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU

( 1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü )

( MUHÂCEZE: Fısıldamak. )


- FISILTI ile KONUŞMA ile TRAFİK ile AĞRI DUYUSU:
1 - 40 dB İLE 40 - 80 dB İLE 80 - 120 dB İLE 120 dB üstü.


- FISTÜL/FISTULA[İng.] değil/yerine/= AKARCA | OLAĞAN DIŞI KANAL


- FITIK/DEBE/KAVLIÇ[yerel]/ÜDRE[Ar.]/HERNIE[Fars.] değil/yerine/= KASIK YARIĞI/ÇATLAĞI


- FİTOTERAPİ/PHYTOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= BİTKİSEL SAĞALTIM


- FLAMBAJ/FLAMBAGE[İng.] değil/yerine/= YALAZLAMA


- FMRI/FUNCTIONAL MAGNETIC RESONANCE IMAGING[İng.] değil/yerine/= İŞLEVSEL MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME


- FOTONLAR:
SERBEST ile/ve/<> BAĞIL


- FOTOTERAPİ/PHOTOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= IŞIK SAĞALTIMI


- FRAGMAN/TAL yerine PARÇA GÖRÜNTÜ/LER


- FRAGMAN ile/ve/||/<> KOMPARTIMAN


- FRAGMANTASYON/FRAGMENTATION[İng.] değil/yerine/= PARÇALAMA


- FRAJİL[İng./Fr. FRAGILE] değil/yerine/= KIRILGAN


- FRAJİLITE/FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= KIRILGANLIK


- FRİ ŞOP[İng. < FREE SHOP] değil/yerine/= GÜMRÜKSÜZ MAĞAZA


- FRIEDRICH WILHELM NIETZSCHE ve/||/<> RICHARD WAGNER

( 15 Ekim 1844 - 25 Ağustos 1900 VE/||/<> 22 Mayıs 1813 - 13 Şubat 1883 )


- FTA/FAULT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= HATA AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ/ANALİZİ


- FUEL-OIL[İng.] değil/yerine/= YAĞYAKIT


- GAG[Fr.] değil/yerine/= GÜLÜT


- GAG değil/yerine/= GÜLÜT


- GAGA ile ÇENEK

( ... İLE Kuş gagasının alt ve üst bölümlerinin her biri. )


- GAGA ile ORNITORENG GAGASI


- GAGA ile TUMŞUK/TOMŞUK

( ... İLE Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası. )


- GAGALAMAK ile GAGA İLE TÜYLERİNİ TARAMAK/DÜZELTMEK

( PECK vs. PREEN )


- GALAPAGOS KAPLUMBAĞASI ile PINTA ADASI KAPLUMBAĞASI

( ... İLE Galapagos kaplumbağalarının bir alt türüdür. Ne yazık ki, soyu tükenmiştir.[2012 - Yalnız George] :( )


- GALİBA değil/yerine/= SANIRIM/ANLAŞILAN/GÖRÜNÜŞE BAKILIRSA/GÖRÜNÜŞE GÖRE


- GAMAGLOBÜLİN[Fr.]

( Kanda, lenfte, safrada vb. bulunan bir protein türü. )


- GANÎ[çoğ. AĞNİYÂ]

( ZENGİN, VARLIKLI | ALLAH'IN ADLARINDAN BİRİ )


- GANJ IRMAĞI YUNUSU ile AMAZON/PEMBE, IRMAK YUNUSU(BOTO)

( Ganj Irmağı'nda yaşarlar. İLE Amazon Irmağı'nda yaşarlar. )

( ... İLE Yedi boyun omurunun birbirine geçmemiş olmasının artılarını yaşarlar. )

( PLANISTA GANGETICA cum INIA GEOFFRENSIS )


- GARAJ[Fr. < GARAGE] değil/yerine/= ARABALIK

( Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. | Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer. | Toplu taşıma ve aktarım araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. )


- GASP değil/yerine/>< FERÂGAT


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]

( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )


- GAVTA[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVTA[Ar.]

( Toprağın çukurluğu. | Sulak yer, ağaçlık yer. Düzlük, ova. İLE Su içindeki derinlik. )


- GAZANFER AĞA SEBİLİ ile/ve GAZANFER AĞA SEBİLİ

( Fatih Bozdoğan Su Kemeri ve Karikatür Müzesi yanında. İLE/VE Eyüp, Otakçılar'da. )

( Kapı Ağası Gazanfer Ağa, Mimar Davud Ağa'ya yaptırtmıştır. [1596] İLE/VE Kızlar Ağası Gazanfer Ağa yaptırmıştır. [1599] )


- GAZETE değil/yerine/= ÇAĞIM


- GAZETECİ değil/yerine/= ÇAĞIMCI, BİLDİRİCİ


- GEÇERLİ DURUM/KONJONKTÜR ile BAĞLAM/KONTEKST


- GEÇERLİLİK ile/ve/<> BAĞLAYICILIK


- GELEN TELEFONU/MESAJI/ÇAĞRIYI/MEKTUBU:
HER ŞEYİ BİR YANA ATARAK, KONTROLDIŞI/BİLİNÇDIŞI YANITLAMAK değil/>< ORTAMI/ÇEVREYİ/KİŞİYİ/KİŞİLERİ GÖZÖNÜNDE BULUNDURARAK UYGUN ZAMANDA, UYGUN TUTUM İLE YANITLAMAK


- GELİN-DAMAT ve/||/<> SAĞDIÇ

( ... VE/||/<> Düğünde, gelin ya da güveye kılavuzluk eden kişi. )


- GELİŞİM/DEĞİŞİM:
YUKARIDAN, AŞAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<> İÇTEN, DIŞA

( image

image )


- GENEL ile/ve/değil/yerine/||/<> "AĞIRLIKLI"


- GENEL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] GENERAL vs./and/but USUAL/POSSIBLE )


- GENEROSITY vs. EXTRAVAGANCE


- GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.] ile/ve/değil/yerine/||/<>/> (YAPILANDIRILMIŞ VERİ DEĞİŞİMINDE) JAVASCRIPT NESNE GÖSTERİMİ/JAVASCRIPT OBJECT NOTATION/JSON[İng.]

( Bir biçimlendirme dilidir ve verileri tanımlamak için etiketleri kullanır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Verileri nesneler biçiminde tanımlamak için anahtar/değer çiftlerini, diziyi vb. kullanır. )

( Karmaşık veriler için etiketleri tekrarlamamız gerekebilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Veriler, nesneler olarak temsil edilebilir. [Bu nedenle, JSON hafiftir ve XML'den daha hızlıdır.] )


- GENİŞLETME ile/ve SAĞLAMLAŞTIRMA

( TO GET WIDEN vs./and TO STRENGTHEN/FORTIFY/CONSOLIDATE )


- GENOTOKSİSITE/GENOTOXICITY[İng.] değil/yerine/= SOY YAPI AĞULANDIRICILIK


- GERÇEK" ile/ve/değil/yerine "SAĞLAM"


- GERÇEK/LİK ile/ve/<> BAĞLAYICI/LIK


- GEREKLİ/LİK ile ÇAĞRIŞIM/TEDÂÎ[Ar. < DA'VET]


- GETİRİ ile SAĞLAMA

( GALLE ile ... )

( INCOME vs. PROVIDE )


- GEYİK ile/ve ALAGEYİK/SIĞIN/MUS[Ural ormanında]

( ... İLE Postu benekli, erillerinin boynuzları, uca doğru kürek biçiminde genişleyen, Güney Avrupa ve Kuzey Afrika'da yaşayan bir cins geyik, sığın. )

( CERVUS ELAPHUS cum DAMA DAMA )


- GEYİK ile/ve YAĞMURCA


- GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR

( Dünya'da. İLE Venüs'te. İLE Titan'da. İLE Neptün'de. İLE HD189733b'de. İLE OGLE-TR-56b'de. )

( )


- GIA/TRANSIENT ISCHEMIC ATTACK[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI, GEÇİCİ İSKEMIK ATAK


- GIDÂ[çoğ. AĞDİYE] ile GIDÂ

( İNSANI BESLEYEN ŞEYLER ile İBÂDET | ZİKRULLAH )


- GIRTLAK, İMİK/ÜMÜK/HANÇERE[Ar.] ile ÂDEM ELMASI ile GIRTLAK KAPAĞI

( HACEB ile TUFFÂH-I ÂDEMÎ ile ... )

( LARYNX/THROAT vs. ADAM'S APPLE vs. EPIGLOTTIS )

( TRACHÉE ARTÈRE avec ... avec ... )


- GİRYÂN[Fars.] ile/değil/yerine/= AĞLAYAN


- Z ile/ve GÖZ KÜRESİ ile/ve GÖZBEBEĞİ ile/ve GÖZ ÇUKURU ile/ve GÖZ KAPAĞI

( Göz açık olmalı, aklını bulunduğu yere almalı. )

( "Suyun akmaya başladığı kaynak." )

( Göz, Zât'ı; geri kalanı, sıfatı simgeler. )

( Gözlerimiz hayatımız boyunca doğduğumuz andaki boyutlarında kalıyor. Burnumuz ve kulaklarımızın ise büyümesi hiç sona ermiyor. )

( Bir gözün, 1.800.000 damarı vardır. )

( EŞFÂR[Ar. < ŞÜFR]: Gözkapağının kenarları, kirpik yerleri. )

( Her bir göz, 130 milyon görme siniri hücresinden oluşmaktadır. )

( ... İLE ... İLE Gözbebeği, ilgi çekici bir nesneye baktığımızda ya da bir olaya şahit olduğumuzda, %45 oranında büyür. İLE ... İLE ... )

( Bazı örgenimizde, işlevlerinin tamamına ulaşması zaman alırken, gözlerimiz, sürekli olarak etkindir. )

( Gözler, saatte 36.000 bit bilgiyi işleyebiliyor. )

( Gözlerimiz, tüm öteki örgenlerimizden daha fazla olarak, beyin gücünün %65'inden yararlanıyor. )

( Neredeyse herkesin bir gözü, ötekinden az da olsa daha güçlüdür. )

( AYN, MEDMA'[çoğ. MEDÂMİ'] ile/ve ... ile/ve HADEKA, İNSÂN-ÜL-AYN, MANZAR[< NAZAR], MANZAR-I ÇEŞM, NOKTA-İ BÎNİŞ, BÜ-BÜ', MUKLE ile/ve MEDÂR-ÜL-AYN ile/ve ...

RÂFİ'[< REF]: Gözkapağı gibi bazı örgenleri yukarı kaldırmaya yarayan kas/adale, sinir.
TARFE: Gözkapağının bir kere açılıp kapanması. )

( DÎDE, ÇEŞM ile/ve ... ile/ve MERDÜM, MERDÜME, BÎNEK, DÎDE ile/ve ... ile/ve BÂM-I ÇEŞM[üstteki], BERG-İ ÇEŞM[BERG: Yaprak.]

BÂDÂM: Sevgilinin bademi andıran gözü. | Badem. )

( EYE vs./and EYE BALL vs./and PUPIL/APPLE OF THE EYE vs./and ORBIT/EYE HOLE vs./and EYE LID )


- GÖKNAR ile KAZDAĞI GÖKNARI


- GÖL ile/ve DENİZKULAĞI/LAGÜN[Fr.]

( ... İLE/VE Denizden bir resifle ayrılmış göl. )


- GÖMÜLMEK değil TOPRAĞA SIRLANMAK


- GÖMÜLMEK değil TOPRAĞA SIRLANMAK


- GONDOLUN:
SANCAĞI ile/ve/||/<> İSKELESİ

( Gondolların sağ tarafı olan sancakları ile sol tarafı olan iskeleleri arasındaki fark 24 cm.'dir. )

( 20 farklı ağaç kullanılarak yapılırlar. )

( Gondolların önünde altı dişli, bir tarağı andıran gümüş simge, Venedik'teki altı büyük mahalleyi simgeler. Tarak benzeri bu biçimin en altındaki ters çıkıntı, San Marco Adası'ndan (Venedik), tarihte ilk gondolu yapan Cüdeka Ada'sındakilere bir gönderme olarak konulmuştur: "En iyi gondolu, San Marco'lular yapar". İlk )


- GÖNÜLLÜ ile/ve/||/<>/> BAĞIŞÇI


- GÖVDESEL ile GÖVDE BAĞIMLI


- GÖZ KAPAĞI ve/+/||/<> DUDAK

( "Herşeyi görme!" diye vardır. VE/+/||/<> "Her sözü söyleme!" diye vardır. )

( Kulakta, sürekli takılı olması gereken iki küpe...

Bir şey ki, yapmasan da olur... YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur... SÖYLEME! )


- GÖZDEKİ AĞ TABAKANIN EN DUYARLI NOKTASI

( ŞELEL )


- GÖZKAPAĞI ile PTOZ

( Üst gözkapağının sarkması. )


- GRAVE ile LARGO ile LARGETTO ile LENTO ile ADAGIO ile ALLEGRO ile ALLEGRETTO ile ANDANTE ile ANDANTINO ile ANIMATO ile APPASIONATO ile VIVACE ile PRESTO ile PRESTESSIMO

( ...
İLE
Bir parçanın, ağır ve görkemli çalınacağını/söylenileceğini anlatır. | Bu ağırlıkta çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, largodan daha yavaş çalınacağını belirtir.
İLE
Bir parçanın, largodan çabuk ve hafif çalınacağını anlatır. | Bu biçimde çalınan müzik parçası.
İLE
Bir parçanın, ağır çalınacağını anlatır. | Bu tempoda çalınan parça.
İLE
Yavaş, ağır olarak. | Bu biçimde çalınan beste.
İLE
Bir parçanın, canlı, neşeli ve hızlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, allegrodan biraz daha ağır çalınacağını anlatır. Yarı yavaş, adagio ile andantino arası.
İLE
Andanteden daha canlı, daha hızlı.
İLE
Bir parçanın, canlı çalınacağını anlatır.
İLE
Bir parçanın, coşkunca çalınacağını anlatır.
İLE
Canlı ve hızlı.
İLE
Çabuk, çok çabuk bir tempo ile. | Bu tempo ile çalınan müzik parçası.
İLE
Çok çabuk, aşırı hızlı. )


- GRES YAĞI ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MOTOREKS GRES YAĞI


- GÜÇLENDİRME ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞLAMLAŞTIRMA/BERKİTME


- GÜL KAZANI ile/ve/<> YAĞ KAZANI

( ... İLE/VE/<> Yağ kazanı, gül kazanından sonra kullanılan ayrı bir kazandır.[Gülyağı, damıtılmış gülsuyunun üzerindeki yağdır.] )


- GÜL YAĞI:
BULGARİSTAN('DAN) ile/ve/değil/yerine TÜRKİYE/ISPARTA('DAN)

( [Dünyadaki değeri] İkinci/l konumdadır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Birinci/l değerdedir/konumdadır.
[Dünyada, her yıl, ancak toplam 3 ton gül yağı üretilebilmektedir.]
[1 kg. gül yağı = 9000 €][2012 itibariyle] )


- GÜL YAĞI ile/ve/<> ABSÖLÜ


- GÜL ile KIZILYAPRAK/KOYUN OTU/FITIK OTU/KUZU PITRAĞI

( ... İLE Gülgillerden, 20-120 santimetre yüksekliğinde, yol kenarlarında biten, sarı çiçek açan, çok yıllık, otsu bir bitki. )


- GÜLLÜ AGOP (VARTOVYAN) =/> GÜLLÜ YAKUP

( Osmanlı dönemi tiyatro oyuncusu ve yönetmeni ve Türk tiyatrosunun kurucularındandır. Oyunculuğundan ziyade kurduğu ve yönettiği tiyatro toplulukları ile başarı kazanan bir sanatçıdır.[1840-1902] )


- GÜMÜŞ SIRTLI GORİL/ENGAGİ[yerel dilde] ile DUMAN SIRTLI DAĞ GORİLİ

( ... İLE Kişiler "görsün" diye hayvan hapishanesinde ve tutsak yaşayamazlar. )

( Goriller, burunlarının üzerindeki kırışıklık biçimiyle tanınabilir. )

( KARİSOKE: Ruanda'da, gümüş sırtlı gorillerin yaşadığı bölgede, 18 yıl boyunca, gorilleri araştıran ve koruyan Dian Fossey'in[1932 - 1985], Kari ve Misoke dağlarının arasındaki bölgeye ve araştırmalarına verdiği ad. )

( Anthony Hopkins'in, "The Instinct" adlı filmini izlemenizi salık veririz. )


- GÜMÜŞ(Ag)

( Argentum )


- GÜMÜŞ ile ALPAKA[Güney Amerika yerlilerinin dilinden]

( ... İLE Pirince, nikel katılarak elde edilen, gümüşü andırır alaşım. )


- GÜN ile ALA GÜN

( ... İLE Yazın, güneş, bulut arkasında kaldığında oluşan gölgeli durum. )


- GÜNCEK/ŞEMSİYE[Ar.] ile/ve YAĞMURLUK

( [kökeni/etimolojisi] [Ar.] ŞEMS: Güneş. > ŞEMSİYYE: Güneşlik, güneşle ilgili. İLE/VE ... )


- GÜNCEL ile ÇAĞDAŞ


- GÜNEŞ TANRI ve/||/<> YAŞAM AĞACI ve/||/<> SEPET TUTAN KARTALLAR

( Göbeklitepe'de sütunlarında. VE/||/<> Sümer kil tabletlerinde. )


- GÜNEŞ ve/|| ÇAKAL YAĞMURU


- GÜNLÜK AĞACI ile GÜNLÜK AĞACI

( Asya'nın sıcak bölgelerinde. İLE Afrika'da. )

( STYRAX cum BOSWELLIA )


- GÜRÜLTÜ/DAĞDAĞA ve/<>/= DEDİKODU


- GURUR(LU OLMAK)/MAĞRUR ile/değil/yerine VAKUR (OLMAK)


- GÜVENİLİR ...:
YOL ile/ve/||/<> BAĞ/İP


- GÜVENLİ BAĞLANMA ile GÜVENSİZ BAĞLANMA ile BAĞLANTI NESNESİNİN OLMAMASI


- GÜVENMEK ile/ve SAĞLAMLAŞTIRMAK

( TO TRUST vs./and TO CONSOLIDATE )


- GÜVENSİZ BAĞLANMADA:
KARARSIZ ile KAÇINGAN


- GÜVERCİN ile KAYA/YABANİ/BAYAĞI GÜVERCİNİ

( )

( Evcil güvercinler renk ve desen olarak çok farklılıklar gösterir. İLE İki kanadında, iki siyah çubuk dışında soluk gri renklidir. )

( Yaban ortamında, kayalıklar, yuvalama ve üreme için kullanılır. )

( Kökeni Avrupa, Kuzey Afrika ve Asya'nın Batı'sına dayanan kaya güvercini, dünya üzerindeki kentlere yerleşmiştir. )

( COLUMBA cum COLUMBA LIVIA )


- GÜVERCİN ile MAĞ, PAL, TAHTALI


- GÜZEL KUR'AN OKUYOR değil AĞZI KUR'AN'A YAKIŞIYOR


- GVHD/GRAFT-VERSUS-HOST HASTALIĞI GRAFT-VERSUS-HOST DISEASE[İng.] değil/yerine/= KONAĞA KARŞI YAMA SAYRILIĞI


- HAA/FAULT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= HATA AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ, HATA AĞACI ANALİZİ


- HACI BEŞİR AĞA ÇEŞMESİ

( Sıfır(Milyon) Taşı yanında. [Sultanahmet] )


- HAĞTIRAĞ/HAATIRAA değil HATIRA/ANI


- HAİLE[Ar.] ile/değil/yerine ÜZÜCÜ/AĞLATICI

( Çok acıklı olay. | Koşuk biçiminde yazılmış ağlatı. İLE ... )


- HAKARET ile AŞAĞILAMA


- HAKİKATA OLAN BAĞLILIK ile/ve/<> KİŞİYE/İNSANLIĞA YAPILAN HİZMET

( Bir'e hizmet, bin'e hizmet; bin'e hizmet, bir'e hizmet. )

( DEVOTION TO TRUTH vs./and/<> SERVICE/ATTENTION TO HUMAN/ITY )


- HAKİKATİ İFADE EDEN ile HERŞEYİ/HERKESİ BAĞLAYICI


- HAKİKÂTİNİ DAĞITMAK ile/ve HAKİKÂTİNDEN VAZGEÇMEK


- HAKÎR[Ar.] ile SAGÎR[Ar.]


- HAKSIZLIĞA/YANLIŞ ANLAŞILMAYA:
MÂRUZ KALMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MAĞDUR OLMAK ile/ve/+/değil/yerine/> MÜŞTEKÎ OLMAK


- HALAT'LARDA:
BRAGA/MARSPET/PATRISA ile/ve GOMANA ile/ve KANDİLİSA ile/ve İSTRUMAÇA ile/ve VARAGELE ile/ve YOMA

( Gemilerde kullanılan halat. İLE/VE Gemi demirinin bağlı olduğu halat. İLE/VE Gemideki serenleri kaldırmaya yarayan halat. İLE/VE Birbirine takılmış halat. İLE/VE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. İLE/VE 3-4 kat kol bükülmüş halat. )


- HALAT/ZİNCİR ile/ve/||/<> AGANTA[İt. < AGGUANTA]

( ... İLE/VE/||/<> Yısa ya da laçka edilmekte olan bir halatın ve zincirin kısa bir süre elde tutulup bırakılmaması için verilen emir. )


- HALAT ile VARAGELE

( ... İLE Bir şeyi bir yerden başka bir yere çekmek için kullanılan halat. )


- HALE/HEALTHY LIFE EXPECTANCY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI YAŞAM BEKLENTISİ


- HAMILTON ve/||/<> LAGRANGE ÇÖZÜMLEMELERİ


- HAPŞIRIRKEN:
AÇIĞA/HAVAYA DOĞRU değil/yerine/>< ELİMİZLE/KOLUMUZLA AĞZIMIZI KAPATARAK


- HARALA-GÜRELE (YAŞAMAK, UĞRAŞMAK)


- HAREKET:
GÖRELİ ile/ve/<> BAĞIL


- HAREKET ile/ve/||/<> BAĞIL HAREKET/HIZ


- HAREKETİN KAYNAĞI ile BİLGİNİN KAYNAĞI


- HAREKETİN:
KAYNAĞI ile/ve/||/<>/> SÜREKLİLİĞİ


- HARİKA değil/yerine/= OLAĞANÜSTÜLÜK


- HARİKULADE/HARİKA değil/yerine/= OLAĞANÜSTÜ/EŞİ GÖRÜLMEMİŞ


- HASAN-I FERÂGÂT ile/ve/||/<> HÜSEYİN-İ ŞEHÂDET


- HASAR[Ar.]/DAMAGE[İng.] değil/yerine/= ZEDELENME


- HAŞR Ü NEŞR[Ar.] değil/yerine/= TOPLANMA VE DAĞILMA


- HASTALIK TIBBI ile/ve/||/<>/< SAĞLIK TIBBI


- HASTALIK ile/ve/||/<> EN AĞIR HASTALIK

( Akılda ya da mantıkta/algıda/yorumda ise. [Çözüm/ü yoktur!] İLE/VE/||/<> Bunları hafife almaktır. )


- HASTANE değil/yerine/= SAĞALTAY


- HATA ile/ve/değil/yerine/||/<> AĞMAN

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Eksiklik, kusur, ayıp. )


- HATIRA[Ar.]/BERGÜZAR[Fars.]/YÂDİGÂR[Fars.] değil/yerine/= ANMALIK, ARMAĞAN


- HAYAT AĞACI ile/ve/değil/yerine/<> BİLGELİK AĞACI

( Sempatik sinir düzeni/sistemi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Parasempatik sinir düzeni/sistemi. )

( Gövde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<> Sinir düzeni/sistemi. )


- HAYVANLAR (ÂLEMİ) ve/<> NE OLMADIĞININ/OLMAYACAĞININ GÖSTERGELERİ


- HBOT/HYPERBARIC OXYGEN THERAPY[İng.] değil/yerine/= YÜKSEK BASINÇ OKSİJEN SAĞALTIMI, HİPERBARİK OKSİJEN TEDAVİSİ


- HBYS/HOSPITAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= HASTANE BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ


- HEDİYE[Ar.]/PEŞKEŞ[Fars.] değil/yerine/= ARMAĞAN


- HELYOTERAPİ/HELIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= GÜNEŞLE SAĞALTIM


- HEMAGLÜTİNASYON/HEMAGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KAN KÜMELEŞMESİ


- HEMEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SICAĞI SICAĞINA


- HEMORAJİ/HEMORRHAGE, BLEEDING[İng.] değil/yerine/= KANAMA


- HEMORAJİK DİYATEZ/HEMORRHAGIC DIATHESIS[İng.] değil/yerine/= KANAMA EĞİLIMİ


- HER NE KADAR ŞÖYLE OLMASINA KARŞIN/RAĞMEN değil HER NE KADAR ŞÖYLE OLSA DA ya da ŞÖYLE OLMASINA KARŞIN


- HERC Ü MERC değil/yerine/= ALTÜST, KARMAKARIŞIK, ALLAK BULLAK, DARMADAĞINIK


- HERITAGE and LEGACY


- HI/HEALTH INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİMİ


- HİBE değil/yerine/= BAĞIŞ


- HİÇKİMSEYLE KONUŞ(A)MAYACAĞIN/PAYLAŞ(A)MAYACAĞIN DÜŞÜNCELER/SÖZLER[KONULAR, OLAYLAR, OLGULAR, KAVRAMLAR] ile/ve/<> KENDİNİN (BİLE) DÜŞÜNMEK İSTEMEYECEĞİN DÜŞÜNCELER/SÖZLER[KONULAR, OLAYLAR, OLGULAR, KAVRAMLAR]


- HIE/HEALTH INFORMATION EXCHANGE[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİSİ ALIŞVERİŞİ


- HIFZISSIHHA[Ar.]/SANİTASYON/SANITATION[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA, SAĞLIKLAMA


- HİJYEN/HYGIENE[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA BİLGİSİ


- HİJYENİK /HYGIENIC[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI


- HİMÂYE değil/yerine/= KORUMA/GÖZETME/ESİRGEME/KORUYUCULUK/GÖZETİM


- HIMSS/HEALTHCARE INFORMATION AND MANAGEMENT SYSTEMS SOCIETY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ VE YÖNETİM SİSTEMLERİ DERNEĞİ


- HİNDİSTAN'DA ÖTEN HOROZUN SESİ KULAĞIMIZDADIR ile/ve/<> BİR YILDIZ KAYSA DİŞİM AĞRIR


- HİNT OKYANUSUNDA:
ANDAMAN DENİZİ ile/ve/||/<> MALAKKA BOĞAZI ile/ve/||/<> MARTABAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BENGAL KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANBAY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KUÇ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> UMMAN DENİZİ ile/ve/||/<> UMMAN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BASRA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> YEMEN DENİZİ ile/ve/||/<> ADEN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KIZILDENİZ ile/ve/||/<> MOZAMBİK KANALI ile/ve/||/<> SOFALA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DELAGOA KÖRFEZİ


- HİPERVİSKOZİTE/HYPERVISCOSITY[İng.] değil/yerine/= AĞDALILIK


- HİPNOZ SAĞALTIMI ile HİPNOTİK YENİDEN İŞLEME SAĞALTIMI(HYT)


- HİRA DAĞI değil HİRA MAĞARASI

( HİRA: Arayış. )


- HİRA DAĞI değil NUR DAĞI


- HİSS-İ SELÎM/İLHÂMÂT-I RABBÂNÎ/BON SENS[Fr.] değil/yerine/= SAĞDUYU


- HIT/HEALTH INFORMATION TECHNOLOGİES[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ


- HİTÂM değil/yerine/= SON, NİHÂYET | BİTME, TÜKENME | MÜHÜRÜN, BASILDIĞI KÂĞITTA KALAN İZİ


- HİTAP ile/ve "ÇAĞRI"


- HİTİT'LERDE, AĞIRLIK VE ÖLÇÜLER


- HIV/HUMAN IMMUNODEFICIENCY VİRUS[İng.] değil/yerine/= INSAN BAĞIŞIKLIK YETERSİZLİĞİ VİRÜSÜ


- HIZ ile BAĞIL HIZ


- HIZIN BAĞILLILIĞI ile/ve/||/<> İVMENİN BAĞILLILIĞI


- HIZLI GİTMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< UZAĞA GİDEBİLMEK

( [... için/istiyorsak ...]
Yalnız gidilmeli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birlikte gidilmeli. )


- HIZLI GİTMESİNE NEDEN OLMAK ile/değil/yerine YAVAŞ GİTMESİNİ SAĞLAMAK


- HIZLI GİTMESİNİ SAĞLAMAK ile YAVAŞ GİTMESİNE NEDEN OLMAK


- HİZMET:
REHBETEN[Ar.] ile/değil/yerine/>< RAĞBETEN[Ar.]

( Korkarak. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< İsteyerek. )


- HKM/HEALTHCARE KNOWLEDGE MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ YÖNETİMİ


- HL7/HEALTH LEVEL SEVEN[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK SEVİYE 7 STANDARDI


- HOMEOPATİ/HOMEOPATHY[İng.] değil/yerine/= BENZERİ BENZERLE SAĞALTIM


- HOMOJEN/HOMOGENOUS[İng.] değil/yerine/= AYNI YAPIDA | BAĞDAŞIK


- HOMOJENİZATÖR/HOMOGENIZER[İng.] değil/yerine/= BAĞDAŞTIRICI


- HOMOJENLEŞME" değil/yerine/= BENZEŞME/BAĞDAŞIK


- HOPE vs. ANTICIPATE vs. EXPECT vs. ENVISAGE vs. ENVISION


- HOROZAĞIRLIK ile

( Güreş ve halterde, 51-56 kg. olarak saptanmış ağırlık sınıfı. İLE )


- HOROZBİNA ve/<> HOROZBİNAGİLLER

( Sırt yüzgeci uzun ve geniş, küçük bir balık. VE/<> Kayalık deniz kıyılarında yaşayan, kemikli balıklar ailesi. )

( BLEMNIUS )


- HOŞGELDİNİZ! KAĞIDINIZ KIRIK, KALEMİNİZ değil HOŞGELDİNİZ! KAĞIDINIZ, KIRIK KALEMİNİZ


- HOŞGÖRÜ ile/ve/değil/yerine BAĞDAŞMA


- HÜKÜMDAR["KRAL/PAPA"]:
"YASALARLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR" ve/||/<> AKILLA BAĞLANMIŞ/SINIRLANDIRILMIŞ DEĞİLDİR

( LEGIBUS SOLUTUS et/||/<> RATIONE ALLIGATUS )


- HÜKÜMDAR[Ar. + Fars.] ile HAKAN[< KAĞAN]

( Padişah, kral, hakan gibi taht sahibi devlet başkanı. İLE Türk, Moğol ve Tatar hanları için "hükümdarlar hükümdarı" anlamında kullanılan bir san. | Osmanlı sultanlarına verilen san. )


- HÜNGÜR HÜNGÜR (AĞLAMAK)


- HURMA AĞACI ile/= MAYAAĞACI

( ... İLE/= Meyvelerinden yemek yağı çıkarılan bir tür hurma ağacı. )

( ELAELS )


- HÜSN-Ü NİYET değil/yerine/= SAĞİSTEM

( İyi niyet. )


- HÜSNÜHAL KAĞIDI değil/yerine/= İYİ DURUM BELGESİ


- HUZUR/BARIŞ/BİRLİK/DİRLİK SAĞLA(T)MAK:
SÖZLERLE ile/ve/<>/> YAPILANLARLA ile/ve/<>/> VAROLUŞLA

( Ne söylemeyeceğini bilerek. İLE/VE/<>/> Ne yapmayacağını bilerek. İLE/VE/<>/> (hiçbir şey söylemesen ve yapmasan bile) Varoluşun, yeterlidir![ve de bunu sürekli anımsayarak!] )


- İBÂDET YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ

( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )

( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )

( SANAL CAMİLER )

( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )

( Hünkâr(Padişah) Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )

( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )

( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )


- İBKA'[Ar.] ile/ve/||/<>/> LAĞV[Ar.]


- İBLÂ'[Ar.] ile İBLÂĞ[Ar.] ile İBRÂ[Ar.]

( Bellettirme, yutturma. İLE Vardırma/vardırılma. | Eriştirme/eriştirilme. | Ulaştırma. | Gönderme. İLE Temize çıkarılma, aklanma, berî kılma, berâet etme. | Hastayı iyileştirme. )


- İBLÂĞ[Ar.] ile ÎSÂL[Ar.]


- İBLAĞ ile İBLAĞ

( Ulaştırma, eriştirme. İLE Bir şeyin miktarını artırma. )


- İÇ DENETİM ile/ve/<> BAĞIMSIZ DENETİM

( İç denetçiler ve bağımsız denetçiler, finansal kontrollerin etkinliği konusunda ortak paydalardır. İki taraf da etik kurallar ve profesyonel standartlara bağlı kalmaktadır. Bununla birlikte şirketle olan ilişkileri ve çalışma amaçları konusunda büyük farklılıkları bulunmaktadır.

İç denetçiler, şirketin bir parçasıdır. Hedefleri, profesyonel standartlar, yönetim kurulu ve üst yönetim tarafından belirlenmiştir. Birincil müşterileri, yönetim ve yönetim kuruludur. Bağımsız denetçiler, şirketin bir parçası değildir ancak şirket tarafından tutulur. Hedefleri, öncelikli olarak, yasalar tarafından belirlenir ve birincil müşterileri yönetim kuruludur.

İç denetçilerin çalışma amaçları çok kapsamlıdır. Şirket hedeflerine ulaşılmasına ve operasyonlar, risk yönetimi, iç kontrol ve yönetişim süreçlerini iyileştirmeye yardımcı olurlar. Şirketin her yönüyle -finansal ve operasyonel- ilgili olarak, iç denetçiler, kontrollerin ve süreçlerin sürekli gözetimi ve değerlendirilmesi etkinliklerinin bir sonucu olarak geleceğe odaklanır. Aynı zamanda, her türde yolsuzluk ve hilenin de önlenmesi ile ilgilidir.

Bağımsız denetçilerin öncelikli misyonu, şirketin yıllık finansal raporları hakkında bağımsız bir fikir vermektir. Raporların, genel kabul edilmiş muhasebe standartlarına uygunluğunu, şirketin finansal bildirimleri tarafsızca yaptıklarını, belirli dönemdeki operasyonların sonuçlarının doğru olarak gösterildiğini değerlendirirler.

İç ve bağımsız denetçiler, periyodik olarak ortak paydalarını tartışmak; tamamlayıcı yetkinlikler, deneyim alanları ve bakış açılarından yararlanmak; birbirlerinin çalışma amaçları ve yöntemlerini anlamak; denetim kapsamı ve programını tartışmak; raporlara, programlara ve çalışma kâğıtlarına erişmek ve risk alanlarını ortaklaşa değerlendirmek amacı ile toplanmalıdır. Yönetim kurulu, güvence için gözetim sorumluluklarını yerine getirmek ve denetim sürecinin bütününün etkinliğini ve verimliliğini artırmak amacı ile iç ve bağımsız denetim çalışmalarını koordine etmelidir. )


- İÇ DÜZEN ve/||/<>/< NEDENSELLİK BAĞLARI


- İÇERİK ile/ve BAĞLAM

( CONTENT vs./and CONTEXT )


- İÇİÇE/LİK ile BAĞIMLI/LIK

( Bağımlı olduğunu imgeleyen yalnızca zihindir. )

( ... ile MENÛTİYYET )

( ONE WITHIN THE OTHER vs. DEPENDENCE, BONDAGE, ADDICTION
It is only the mind that imagines bondage. )


- İÇİN İÇİN (AĞLAMAK)


- İÇİN İÇİN (AĞLAMAK/GÜLMEK/ÜZÜLMEK/DÜŞÜNMEK)


- İÇİNDEN SÖYLENİLMESİ GEREKEN ile AĞIZDAN DIŞARIYA ÇIKMASI/ÇIKMAMASI GEREKEN


- İÇSELLEŞTİRME ile/ve/||/<>/>/< KAYNAĞINA YÖNELME/KAYNAĞINDAN YARARLANMA


- İFRAĞ[Ar.] değil/yerine BOŞALTIM

( Bir şeyi, başka bir biçime çevirme. | Boşaltım. DEĞİL/YERİNE ... )


- İFRAĞ/AKİS değil/yerine/= EVİRME


- İĞAĞACI ile İĞDE

( Anayurdu, Asya'nın dağlık bölgeleri olan, bazı türlerinde yaprakları kışın dökülen, odunu, tornacılık ve kaplamacılıkta kullanılan, kömürü ile karakalem resim yapılan küçük bir ağaç. İLE İğdegillerin örnek bitkisi olan bir ağaç. | Bu ağacın, zeytin biçiminde, kabuğu kırmızıya çalan, sarı renkte, beyaz unlu, tadı mayhoş yemişi. )

( EVONYMUS cum ELAEAGNUS )


- İĞTİNAM[Ar.] değil/yerine/= YAĞMA


- IGUANA ile GALAPAGOS KARA IGUANASI ile GALAPAGOS DENİZ IGUANASI


- İGUANA ile MADAGASKAR İGUANASI


- IHE/INTEGRATING THE HEALTHCARE ENTERPRISE[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK GİRİŞİMCİLERİ BİRLİĞİ


- İHMALKÂR değil/yerine/= SAVSAK/SAVSAGAN/SAVSAMACI/BOŞLAGAN/BOŞLAMACI


- II. RAMSES'İN:
YAŞAM TAPINAĞI ile/ve/||/<> ÖLÜM TAPINAĞI

( Doğu'da. İLE/VE/||/<> Batı'da. )


- İKÂMET/İZAZ ile/ve/değil/yerine/<> KONUK AĞIRLAMA


- IKEA:
INGVAR KAMPRAD ve/+/||/<> ELMTARYD ve AGUNNARYD

( IKEA adı, Ingvar Kamprad'ın baş harfleriyle birlikte, doğduğu ve yaşadığı yerler olan ELMTARYD ve AGUNNARYD'ın baş harflerinin birleşiminden oluşturulmuş. )


- İKİ DÜZLEMLİ/LİK ile BAĞDAŞIK/LIK

( Gizli bir bilgiden daha çekici bir şey yoktur. Varolduğu bilinir ancak bilginin kendi bilinmez, dolayısıyla çok derin bir bilgi olduğu varsayılır. )


- İKRAM ile/ve BAĞIŞ

( VÂHİB[Ar. < VEHB]: Hibe eden, bağış yapan kişi. )

( MEVHİBE: Bahşiş, ihsan, bağış. )

( MEVHÛB[Ar. < VEHB]: Bağışlanan mal. )


- İLETİŞİM ile/ve/> BAĞ

( COMMUNICATION vs./and/> RELATION/LINK )


- İLGA'[< LAĞV]

( LAĞVETME, KALDIRMA, BOZMA | YÜRÜRLÜKTEN KALDIRMA, HÜKÜMSÜZ BIRAKMA )


- İLGA ile LAĞV


- İLGEÇ/BELİRTEÇ/EDAT ile/ve/<> BAĞLAÇ

( Yalnız, ancak, sadece, sade, tek, bir, için, diye, üzere, kadar, denli, gibi, ile, değil, -e dair, -e doğru, -e değin, -e dek, -e göre, -e kadar, -e karşın, -e rağmen, -den başka, -den beri, -den dolayı, -den ötürü, -den sonra, -den önce, -den evvel vb.

İLE/VE/<>

Ama, fakat, lakin, ancak, yalnız, oysa, oysaki, hâlbuki, ve, ile, ki, de, çünkü, zira, madem, mademki, ya dahut, yahut, ya da, ya da, şayet, eğer, ise, öyleyse, o hâlde, kısacası, demek ki, nitekim, yoksa, anlaşılan, ne (...) ne (de), ya (…) ya (da), gerek (...) gerek (se), ha (…) ha, ister (…) ister (se), kâh (...) kâh, de (…) de, hatta, üstelik, ayrıca, hem, hem de, yine, gene, meğer vb. )

( Edatlar, tümcenin bir öğesi durumuna gelirken, bağlaçlarda ise bir öğe özelliği yoktur. Edatlar, tümceden çıkarıldığında tümce/cümle anlamsızlaşabilir. Bağlaçlar ise tümceden çıkarıldığında, tümcede en fazla anlam daralabilir, tümce anlamsızlaşmaz.

Örneğin:
"Onun gibisi çıkmadı."

"Gibisi" çıkarıldığında, anlamda bir bozulma oluşur. Dolayısıyla, bu bir edattır.

"Sevdim ama sevilmedim."

"Ama" çıkarıldığında, anlamda daralma olsa da tümcenin yapısı değişmediğinden, bağlaç özelliği taşır.

"Ancak" ve "yalnız" yerine "sadece" sözcüğü getirilebilirse bu sözcükler edat, "ama" bağlacı getirilebilirse bu sözcükler bağlaçtır. "İle" yerine "ve" getirilemez ise buradaki "ile" edat, getirilebilir ise "ile" bağlaçtır. )


- İLGİLİ ile/ve BAĞLANTILI

( RELEVANT vs./and RELATED )


- İLİŞKİ ile/ve BAĞ

( RELATION vs./and LINK )


- İLİŞKİ ile/değil/yerine BAĞINTI


- İLİŞKİ ile/ve BAĞLANTI

( RELATION vs./and CONNECTION )


- İLK ARMAĞAN


- İLK YARDIMDA "ABC":
HAVA YOLUNUN AÇIK TUTULMASI ve/||/<>/> SOLUNUMUN SAĞLANMASI ve/||/<>/> KAN DOLAŞIMININ DÜZENİ

( ABC
AIRWAY and/||/<>/> BREATHING and/||/<>/> CIRCULATION )


- İLK YARDIMDA [SIRASIYLA]:
HASTAYI HAREKET ETTİRMEMEK
ve/||/<>/>
YİYECEK-İÇECEK VERMEMEK
ve/||/<>/>
ÜSTÜNÜ ÖRTMEK
ve/||/<>/>
TIBBÎ YARDIM ÇAĞIRMA[112]
ve/||/<>/>
2-3 DAKİKADA BİR SOLUNUMU KONTROL ETMEK


- İLK YARDIMDA, AĞIZ/BOĞAZ DENETİMİ/KONTROLÜ:
ÇOCUKTA ile/ve/||/<> BEBEKTE

( İşaret parmağıyla. İLE/VE/||/<> Serçe parmağıyla. )


- İLKİN AĞIZLILAR ile/ve/değil/||/<>/> İKİNCİL AĞIZLILAR

( Bilateria öbeğinden çokhücrelilerin ayrıldığı iki alt öbekten biridir. Embriyonik gelişim sırasında blastopor, tüm yaşam boyunca ağız olarak kalırken, öteki öbek olan ikincil ağızlılarda anüse dönüşür; ağız başka yerde oluşur. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Hayvanlar âleminin üst şubesidir. Protostomia'ya girmeyen hayvanları kapsayan ve alt âlem olan Eumetazoa'nın Bilateria dalının bir taksonudur. )

( PROTOSTOMIA cum/et/||/<>/> DEUTROSTOMIA/DEUTEROSTOMES )


- İLLİYET BAĞI değil/yerine/= NEDENSELLİK BAĞI


- İLÜZYON değil/yerine GÖZBAĞI


- IMAGE vs. SYMBOL


- IMAGINARY vs. IMAGINATIVE


- IMAGO DEI ile/ve/||/<>/> IMAGO HUMANI


- IMAGO[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLER İMGESİ


- İMAJ/IMAGE[İng.] değil/yerine/= GÖRÜNTÜ | İMGE


- İMAJİNASYON/IMAGINATION[İng.] değil/yerine/= İMGELEM


- İMAM ile/ve SAĞLIK

( Sağlık olmazsa saadet olamaz. )


- İMGE = HAYAL = IMAGE[İng., Fr.] = BILD, VORSTELLUNG[Alm.] = IMAGEN[İsp.]


- İMGELEM = MUHAYYİLE = IMAGINATION[İng., Fr.] = EINBILDUNGSKRAFT[Alm.] = IMAGINATIO[Lat.] = PHANTASIA[Yun.] = IMAGINACIÓN[İsp.]


- IMMÜN/IMMUNE[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIK


- IMMUNE-MEDIATED/IMMUNE-MEDIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK ARACILI


- IMMÜNİTE/IMMUNITY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK


- IMMÜNİZASYON/IMMUNIZATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLAMA


- IMMÜNOJENİK/IMMUNOGENIC[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLAŞTIRAN


- IMMÜNOJENİTE/IMMUNOGENICITY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLILIK YETISİ


- IMMÜNOLOJİ/IMMUNOLOGY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BİLİMİ


- IMMÜNOMEDİYATÖR/IMMUNE-MEDIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK ARACILI


- IMMÜNOMODÜLASYON/IMMUNOMODULATION[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK UYUMLAMASI


- IMMÜNOMODÜLATÖR/IMMUNOMODULATORY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK UYUMLAŞTIRICI


- IMMÜNOSÜPRESİF/IMMUNOSUPPRESSIVE[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI


- IMMÜNOTERAPİ/IMMUNOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= AŞI TEDAVİSİ, BAĞIŞIKLIK SAĞALTIMI


- İMTİZÂC[< MEZC] ile KARIŞABİLME | BİRBİRİNİ TUTMA, UYGUNLUK | UYUM SAĞLAMAK, İYİ GEÇİNME


- İN'İSÂB[Ar.]/INNERVATION[İng./Fr.] değil/yerine/= SİNİRLERİ GÜÇLENDİRME | SİNİRLERİN GÖVDEDEKİ DAĞILIŞI


- İN/MAĞARA ile BÜYÜK/DERİN İN/MAĞARA

( CAVE ile CAVERN )


- İN/MAĞARA ile SON GOONG

( ... İLE Vietnam'da bulunan, dünyanın en büyük mağarası, başkent Hanoi'den 450 kilometre uzaklıkta, Phon Nhake Bang Doğal Yaşam Parkı'nın içinde yer alıyor. Mağaranın genişliği, yaklaşık olarak 146 kilometre. Son Goong, Vietnam dilinde, "Dağı ve ırmağı olan mağara" anlamına geliyor. )


- İNCE BAĞIRSAK ile/ve 12 PARMAK BAĞIRSAĞI

( SMALL INTESTINE vs./and DUODENUM )


- İNCE BAĞIRSAK ile/ve/> KALIN BAĞIRSAK

( EM'Â-İ RAKÎKA ile/ve/> EM'Â-İ GALÎZA )

( MİÂ'[Ar.], RÛDE[Fars.]: Bağırsak. )

( EMA: Bağırsaklar. )

( MASARİKA[Yun.]: Bağırsakları tutan karın iç zarı, bağırsak askısı. )

( Bağırsağın her boğumunda bir hazım vardır. Gelen maddeden, her boğumda bir gıda alınır. )

( ANTENİT: İncebağırsak yangısı. )

( TEGALLÜF-İ EM'Â: Bağırsak dolanması. )

( SMALL INTESTINE (/BOWEL) vs./and/> LARGE INTESTINE (/BOWEL), COLON )

( JUJENUM cum/et/> INTESTINUM CRASSUM )


- İNCEAĞRI ile İNCEHASTALIK

( Verem. İLE Akciğer veremi. )


- İNCELMEK yerine SAĞLIK


- İNCİR AĞACI ile/değil KOKAR AĞACI


- INDEPENDENT VARIABLE[İng.] değil/yerine/= BAĞIMSIZ DEĞİŞKEN


- İNDİRGEME ile EŞDEĞER TUTMA/"GÖRME"


- İNDİRGEME ile/ve YAPAY/KABA "BAĞLANTI/LANDIRMA"


- INFERIOR[İng.] değil/yerine/= AŞAĞI


- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK

( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )


- İNSAN BAĞIRSAĞI MİKROBİYATASINDA:
FIRMICUTES ile/ve/||/<> BACTEROIDETES ile/ve/||/<> ACTINOBACTERIA ile/ve/||/<> PROTEOBACTERIA

( %65 ile/ve/||/<> %15 ile/ve/||/<> ... ile/ve/||/<> ... )

( )

( image )


- İNSAN GELİŞİMİ KURAMCILARINDA:
MARGARET MAHLER ile/ve/||/<> JOHN BOWLBY ile/ve/||/<> SIGMUND FREUD ile/ve/||/<> ERIK ERIKSON ile/ve/||/<> JEAN PIAGET ile/ve/||/<> DANIEL STERN


- İNSAN KULAĞININ DUYABİLME EŞİKLERİ VE ARALIĞI:
16 - 20 Hz ile 16.000 - 20.000 Hz arasındaki sesleri duyabilir.


- İNSAN:
DÜNYANIN ve/||/<> TOPRAĞIN TUZU

( image )


- İNSAN/LIK:
MAĞARADAN ve/||/<>/> MARS'A GİDEN VE SÜRECİ


- İNSANLIKTA, GELİŞİMİNDE VE (NESNEYİ/DÜŞÜNCEYİ) KAVRAMADA ...:
BAŞ PARMAĞIN GELİŞİMİ/KULLANIMI ve/||/<> ÇENENİN ÜÇÜNCÜ(İLERİ-GERİ) HAREKETİ (VE GÜCÜ/YETİSİ)


- İNSİYÂG[Ar.] ile İNSİYÂK[Ar.]

( Kalıba dökülüp düzelme. İLE Bir gücün etkisiyle çekilip gitme. | Ardı sıra gitme. | İçgüdü. [İng., Fr. INSTINCT] )


- INTEGRITY IN THE SELF vs. SEPERATION TO OUT WORLD [AND MANAGEMENT]


- İNTİŞÂR[Ar. < NEŞR] değil/yerine/= YAYILMA, DAĞILMA | ÜREME


- İNVAJİNASYON/INVAGINATION[İng.] değil/yerine/= İÇ İÇE GEÇME


- İP/KUMAŞ:
PAMUKTAN ile/<>/> MISIR PÜSKÜLÜNDEN ile/<>/> KAVAK AĞACI YAPRAĞINDAN


- İPEKA ile İPEKAĞACI

( Altınkökü. İLE Ekvatorsu bölgelerde yetişen, kerestesi ipek görünüşünde, sarı parıltılı bir ağaç. )

( ... cum C. PROCERA )


- İPEKÇİÇEĞİ ile İPEKAĞACI

( Semizotugillerden, güzel çiçek açan bir bitki cinsi. İLE Ekvatorsu bölgelerde yetişen, kerestesi ipek görünüşünde, sarı parıltılı bir ağaç. )

( PORTULACA GRANDIFLORA cum C. PROCERA )


- IRAQUOIS(ALTI ULUS):
CAYUGA ve/||/<> MOHAWK ve/||/<> ONCIDA ve/||/<> ONONDAGA ve/||/<> SENECA ve/||/<> TUSCARORA

( New York eyaleti olarak bilinen toprakların gerçek sahipleri. )


- İRITABL[İng.] değil/yerine/= BAĞIRSAK SENDROMU


- İRMİK ile/ve HİNT İRMİĞİ/SAGU[Malezya dilinden]

( ... İLE/VE Bazı hurma ağaçlarının özünden çıkarılan ve pirinç gibi kullanılan nişastalı bir madde, hintirmiği. )


- IRRITABLE BOWEL SYNDROME[İng.] değil/yerine/= HUZURSUZ BAĞIRSAK BELİRGESİ


- IRSÎ BAĞLAR ile/ve SIHRÎ BAĞLAR

( Kan bağı. İLE/VE Eşle/evlenmeyle birlikte gerçekleşen bağlar. )

( Şer'î. İLE/VE Tarikî. )


- Irsî bağlarınla KONUŞ!!!


- İRTİBATLANDIRARAK yerine BAĞLANTILANDIRARAK


- İSÂGA[Ar.] ile İSÂGA[Ar.]

( Kalıba dökme/dökülme. İLE Kolaylıkla yutma. )


- İŞARET PARMAĞI ile/ve/değil/||/<>/< ÖTEKİ ÜÇ PARMAK

( Bir yanlışın/eksiğin savunması olarak kendimizi hatasız/suçsuz göstermek için başka bir şeyi/kişiyi işaret ettiğimizde, işaret ettiğimiz parmağımız, işaret edilen şeyle ilgili olsa bile olayların/olguların kökenindekinin, kaynağının ve ağırlığın bizim "düşünce/davranış" ve "yorumumuz" olduğunu, öteki üç parmağımız bizi gösterir. )

( %25. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< %75. )

( İyi birini gördüğünüzde, onu taklit etmeye çalışın. Kötü birini gördüğünüzde, onun kusurlarını, kendinizde de arayın. )


- İŞARET PARMAĞIYLA GÖSTERMEK ile/ve/değil/yerine/|| AYAK İZİ


- İşaret parmağını dudaklarına götür ve SUS!!!


- İSG/OCCUPATIONAL HEALTH AND SAFETY[İng.] değil/yerine/= İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ


- İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ ile İSHAK AĞA ÇEŞMESİ

( Beykoz, Meydan Çarşısı'nda. [ON ÇEŞMELER adıyla da tanınır] [1746] İLE Beykoz'da, Ortaçeşme semtinde. İLE Yalıköy (Serbostanî Mustafa Ağa) Camisi'nin mihrabı önündeki bahçede. İLE Kireçburnu (Ağaçaltı) Camisi önündeki meydanda. )

( Dördü de Gümrük Emini İshak Ağa tarafından yaptırılmıştır. )


- IŞIĞADOĞRULUM ile/<> IŞIĞAGÖÇÜM/IŞIKGÖÇÜM

( Işık etkisiyle bir bitkinin büyüme devinimi. İLE/VE/<> Birgözelilerde birdenbire aydınlanma sonucu görülen tepkime. )

( PHOTOTROPISM vs./<> PHOTOTACTISM )


- IŞIK HIZI:
[ne] KAYNAĞA ne de GÖZLEMCİYE [BAĞLIDIR]

( c = 1/ε0μ0 = 3 x 10üzeri8 m/s )


- ISIRGAN ÇORBASI ile/ve ISIRGAN YAĞLAŞI

( ... İLE/VE Mısırununu, muhallebi gibi pişirerek. [Kümbet Yaylası] )


- ISIRMA GÜCÜ'NDE:
SIRTLAN ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA

( 450 kg./1000 lbs.[Bir ısırıştaki uyguladığı çene gücü, aslanınkinden daha fazladır.] VE 453 kg./1004 lbs. )

( İnsan (rekor): 0.8 MPa = 81.6 ton-kuvvet/metrekare

Alman Kurdu: 1.6 - 5.5 MPa = 163-561 ton-kuvvet/metrekare

Pitbull: 1.6 MPa = 163 ton-kuvvet/metrekare

Leopar: 2.1 MPa = 214 ton-kuvvet/metrekare

Rottweiler: 2.3 - 2.4 MPa = 240 ton-kuvvet/metrekare

Beyaz Köpekbalığı: 4.13 MPa = 421 ton-kuvvet/metrekare

Aslan: 4.76 MPa = 485 ton-kuvvet/metrekare

Sivas Kangalı: 4.92 MPa = 502 ton-kuvvet/metrekare

Mürekkepbalığı: 6.89 MPa = 703 ton-kuvvet/metrekare

Sırtlan: 6.89 MPa = 703 ton-kuvvet/metrekare

Timsah: 17.2 - 34.47 MPa = 1754-3515 ton-kuvvet/metrekare )


- İSKETE ile/<> BAĞRIKARA

( Serçegillerden, gagaları dişli, zararlı böcek ve kurtlarla beslenen, hoş sesli bir kuş. İLE/<> İskete kuşunun bir türü. )

( PARUS ATER cum/<> SAXICOLA TORQUATA )


- İŞLET FİİLİN, DUYSUN KULAĞIN ve/||/<> NE VERİRSEN ELİNLE, O DA GELİR SENİNLE ve/||/<> SADECE İŞİNİ YAP, BIRAK ULUSUNLAR


- İSMAİL AĞA CAMİSİ ile/değil İSMAİL EFENDİ CAMİSİ

( Aksaray, Atatürk Bulvarı'ndaydı. [1956 yılında açılan yol nedeniyle yıktırılmıştır.] İLE/DEĞİL Fatih, Yavuz Selim'de Çarşamba Caddesi'nde. )

( 1617'de, Serhat(Sınır) Ağası İsmail Ağa tarafından. İLE/DEĞİL 1724'te, Şeyhülislâm İsmail Efendi tarafından. )


- İSPİNOZ ile ALEMDAĞ İSPİNOZU

( ... İLE Sadece İstanbul'da bulunan bir ispinoz. )


- İSPİNOZ ile GALAPAGOS VAMPİR İSPİNOZU

( ... İLE Penguenlerin kanını emiyorlar. )


- IST/IMMÜNOSÜPRESİF TEDAVİ/IMMUNOSUPPRESSIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK BASKILAYICI SAĞALTIM


- İSTANBUL ve ROMA ve PRAG

( Boğaz, ikiye böler. VE Tiber Irmağı, ikiye böler. VE Vltava Irmağı, ikiye böler. )


- İSTEMEK ile/ve/<> ÇAĞIRMAK

( REQUEST vs./and/<> TO CALL, TO INVITE )


- İSTİKLÂL (SAVAŞI):
"KURTULUŞ" (SAVAŞI) ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞIMSIZLIK (SAVAŞI)


- İSTİKLÂL[Ar.] değil/yerine/= BAĞIMSIZLIK


- ISTIRAP:
SAĞLIKSIZ/KİRLİ ile/değil/yerine/>< SAĞLIKLI/TEMİZ


- İSTİŞAM değil İNSİCAM/BAĞDAŞIM

( Benzer nesneler arasındaki ya da bir bütünü oluşturan parçalar arasındaki uyum. | Tutarlılık. )


- İTGES/CONTENT-BASED İMAGE RETRİEVAL SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK TABANLI GÖRÜNTÜ ERİŞİM DÜZENİ


- İTHAM ile AŞAĞILAMA

( Suçlama, suçlu görme. İLE Küçük görme. )


- İTİ, AN; ÇOMAĞI HAZIRLA!" ile/değil/yerine "İYİ KİŞİ, SÖZÜNÜN ÜZERİNE GELİR"


- İTİRAF ile AĞZINDAN KAÇIRMAK

( Kişiler, fiziksel açıdan yorgun olduğunda, dürüst olmaya daha eğilimliler. Bu nedenle, gece geç saatte yapılan konuşmalarda, itiraflar daha sık oluyor. )

( CONFESSION vs. TO LET SLIP, TO BLURT OUT )


- İTTİKAN değil/yerine/= İYİ VE SAĞLAM BİLME


- IVAN PAVLOV ve/||/<> BIANCHI ve/||/<> SANTIAGO RAMON Y CAJAL ve/||/<> ALOIS ALZHEIMER ve/||/<> HANS BERGER


- İVAZLI AKİT değil/yerine/= KARŞILIKLI BAĞIT


- İYİ = HAYIR = GOOD[İng.] = BIEN[Fr.] = GUT[Alm.] = BONUS[Lat.] = AGATHOS[Yun.] = BUENO/NA[İsp.]


- İYİLİK-SAĞLIK


- İYONTOFOREZ/IONTOPHORESIS[İng.] değil/yerine/= YÜKÜN SAĞALTIMI


- İYS/CONTENT MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= İÇERİK YÖNETİN DÜZENİ


- İZLEM/STRATEJİ(K)[Fr. < Yun. STRATOS: Ordu. | AGO: Gütmek.] ile/ve/<> TAKTİK

( Üst kuram, kuram kurma kuramı. İLE/VE Stratejinin uygulanması. )

( STRATEGY vs./and TACTICS )


- İZLENİM ile ÇAĞRIŞIM

( IMPRESSION vs. ASSOCIATION )


- İZOIMMÜNİZASYON/ISOIMMUNIZATION[İng.] değil/yerine/= EŞ BAĞIŞIKLAMA


- JAGRAT-SUSHUPTI

( Uyanık uyku. )


- JAPONCA'DA (KANJİ):
AĞAÇ ile/ve/||/<>/> KİTAP/KÖK ile/ve/||/<>/> KORU ile/ve/||/<>/> ORMAN

( ile ile ile )


- JAPONCA'DA:
HİRAGANA ABECESİ/HARFLERİ ile/ve KATAGANA ABECESİ/HARFLERİ ile/ve KANJI ABECESİ/HARFLERİ

( Japonca kökenli sözcükler için. İLE/VE Dışarıdan girmiş kavramları Japonca harflerle yazmak için. İLE/VE ... )


- JEITA MAĞARALARI'NIN KEŞFİ:
1836 ile/ve/<> 1958

( Alt katı. İLE/VE/<> Üst katı.
[Beyrut'un başkentine 20 km. mesafede]
[Dünyanın 8 m.lik en uzun sarkıtı da bu mağaradadır.] )

( 6.2 km. İLE/VE/<> 9 km. )


- JELATİN[Fr.] ile JELOZ[Fr.]/AGARAGAR[Malaya dilinden]

( Daha çok hekimlikte kullanılan, bitkisel yosunlardan elde edilmek üzere sınırlanması gereken, saydam, renksiz, kokusuz bir madde. İLE Deniz yosunlarından çıkarılan, beslenme endüstrisinde, hekimlikte ve bakteriyolojide kullanılan, bir tür jelatin. )


- JET LAG[İng.] değil/yerine/= BOYLAM AŞMA SERSEMLİĞİ


- JOSEPH JOHN THOMSON ile/ve/||/<>/> GEORGE PAGET THOMSON

( [Nobel Fizik Ödülü'nü ...]
Elektronların, parçacık olduğunu göstererek kazandı.[1906] İLE/VE/||/<>/> Elektronların, dalga biçiminde olduğunu göstererek kazandı.[1937] )

( 18 Aralık 1856 - 30 Ağustos 1940 İLE/VE/||/<>/> 03 Mayıs 1892 - 10 Eylül 1975 )

( Babası. İLE/VE/||/<> Oğlu. )

( )


- JOSEPH-LOUIS LAGRANGE ve/||/<> PIERRE SIMON LAPLACE

( İtalyan Aydınlanma Dönemi matematikçisi ve astronomudur. Analiz, sayı kuramı ve klasik ve gök mekaniği alanlarında önemli katkıları olmuştur. VE/||/<> Fransız matematikçi ve gökbilimci. )

( 25 Ocak 1736 - 10 Nisan 1813 VE/||/<> 23 Mart 1749 - 05 Mart 1827 )


- KABAK ile ARMUT KABAĞI

( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. | Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü. | Kabak kemane. | Ham, tatsız kavun, karpuz. | Tüysüz, dazlak. | Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan taşıt lastiği. | Bilgisiz, görgüsüz, kaba. | Kısa boynuzlu hayvan. İLE Ürünü, armut biçiminde olan bir süs kabağı. )

( CUCURBITA cum ... )


- KABAK ile ASMA KABAĞI

( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. İLE Kabakgillerden, sürüngen ya da sarılgan, mevsimlik bir tür kabak. | Bu kabağın ince uzun, sebze olarak kullanılan ürünü. )

( CUCURBITA cum LAGENERIA VULGARIS )


- KABAK ile BALKABAĞI/HELVACIKABAĞI/KESTANEKABAĞI

( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. | Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü. | Kabak kemane.Ham, tatsız kavun, karpuz. | Tüysüz, dazlak. | Dişleri aşınarak yüzeyi düzleşmiş olan taşıt lastiği. | Bilgisiz, görgüsüz, kaba. | Kısa boynuzlu hayvan. İLE Kabakgillerden, tatlısı yapılan, dışı boz, içi sarı renkli, iri bir kabak türü. )

( SQUASH vs. PUMPKIN, WINTER SQUASH )

( CUCURBITA cum CUCURBITA MAXIMA/PEPO )


- KABAK ile SAKIZKABAĞI

( CUCURBITA cum CUCURBITA PEPO )


- KABAK ile SU KABAĞI

( Kabakgillerden, sürüngen gövdeli, sarı çiçekli, birçok türü olan bir bitki. | Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısı yapılan ürünü. | [müzik] Kabak kemane. | Ham, tatsız (kavun, karpuz). | Tüysüz, dazlak. | Dişleri aşınarak, yüzeyi düzleşmiş olan (taşıt lastiği). | Bilgisiz, görgüsüz, kaba. | Kısa boynuzlu hayvan. İLE Kabakgillerden, alt bölümü şişkin, birçok yerde kurutulup su kabı olarak kullanılan, bir tür asma kabağı, kantar kabağı. )

( CUCURBITA cum LAGENARIA VULGARIS )


- KABOTAJ[Fr. < CABOTAGE] değil/yerine/= GEMİ İŞLETME

( Bir ülkenin iskele ya da limanları arasında gemi işletme işi. )


- KABUK ile BAĞA

( ... İLE Deniz kaplumbağasının kabuğu. | Kaplumbağa kabuğu. | Ur. )


- KABUL ETMEMEK ile/ve/değil DAHA ÇOK YAKLAŞMASINI SAĞLAMAK


- KABZ değil/yerine/>< FERÂGAT


- KAÇKAR DAĞLARI ile/ve KÜRE DAĞLARI


- KADAVRA DONÖR/CADAVERIC DONOR[İng.] değil/yerine/= ÖLÜ GÖVDESİNİ BAĞIŞLAYAN


- KADEH ile/ve/değil/yerine PİSAGOR'UN KADEHİ

( ... İLE Ölçüyü kaybedersen, herşeyi/ni kaybedersin. )

( ... İLE İçine konulan şarabın, kadehin ortasındaki çıkıntının seviyesini geçmesiyle, fazla olanı değil kadehin içindeki tüm sıvıyı, altındaki deliklerden akıtır. [Nerede duracağını ve ne kadar içmesi gerektiğini bilmeyenler için ve sınırlarını öğrenmeleri için yapılmıştır.] )

( | )

( )


- KADIKÖY İSKELE CAMİSİ ile KADIKÖY CAMİSİ / OSMANAĞA CAMİSİ

( Kadıköy (Mustafa III) İskele Camisi. İLE Söğütlüçeşme Caddesi'nde iskele tarafında, çarşı önündedir. )

( 1741'de, Sultan III. Mustafa tarafından. İLE 1713'te, Bâbüssaâde Ağası Osman Ağa tarafından. [1813'te ve 1880'de yangın sonrası onarılmıştır.] )


- KADRAJ[Fr. CADRAGE] değil/yerine/= ÇERÇEVEYE ALMAK

( Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )


- KADRAN[Fr. < CADRAN] ile/ve/||/<> KADRAJ[Fr. < CADRAGE]

( Saat, pusula vb. araçlarda, üzerinde yazı, rakam ya da başka işaretler bulunan düzlem. | Ölçek. İLE/VE/||/<> Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )


- KAF "DAĞI" ile/değil BUZ DAĞI


- KAF (DAĞI) ve/<> ANKA (KUŞU)

( İnsan beyni/zihni. VE Yeğleme/tercih.[kılma/kılamama | yapma/yapamama] )


- KAFAYI:
SAĞA SOLA SALLAMAK ile AŞAĞI YUKARI SALLAMAK


- KÂGİR/KÂRGİR[Fars.] değil/yerine/= TAŞ YA DA TUĞLADAN YAPILAN YAPI


- KÂĞIT BALIĞI ile/||/<> KAYIŞ BALIĞI

( ... İLE/||/<> Kâğıt balığıgillerden, Kuzey Avrupa denizleriyle Akdeniz'in derinliklerinde yaşayan kemikli bir balık. )

( ... cum/||/<> REGALECUS GLESNE )


- KÂĞIT BOYAMADA:
KINA ile/ve/||/<> CEVİZ KABUĞU ile/ve/||/<> SOĞAN KABUĞU

( XV. yy.'da uygulanan boyama teknikleri ve araçları. )


- KAĞIT ÖLÇÜLERİ


- KÂĞIT PARA:
HÜKÜMDARIN BORCU ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HALKIN BORCU


- KÂĞIT PARA:
KÂĞITTAN değil PAMUKTAN

( 1950'den önce, kenevir ve ağaç kabuğu kullanılarak yapılırdı. )


- KAĞIT PARANIN BASIMI ile/ve MADENÎ PARANIN BASIMI

( Merkez Bankası tarafından. İLE/VE Maliye Bakanlığı tarafından. )


- KAĞIT PARAYLA ÖDEME ile/ve MADENÎ PARAYLA ÖDEME


- KAĞIT-KÜREK


- KÂĞIT:
DOĞU'DA ile/ve/||/<>/> BATI'DA

( M.Ö. 100 - M.S. 650 arasında Semerkand'da. İLE/VE/||/<>/> XIII. yy.'dan sonra Avrupa'da. )


- KÂĞIT:
PAPİRÜS ile/ve/||/<> BAĞDÂDÎ ile/ve/||/<> SEMERKANDÎ ile/ve/||/<> HİNDÎ


- KÂĞIT ile ABADİ[Fars.]

( ... İLE Kalınca ve açık saman renginde, yarı mat bir kâğıt türü. )


- KÂĞIT ile AYDINGER[< EIDINGER özel adından]

( ... İLE Parlak yüzeyli, saydam, mimarlıkta çizim için kullanılan özel bir kâğıt. )


- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN

( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )

( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )


- KÂĞIT ve/||/<>/> KİTAP

( Gibi sessiz. VE/||/<>/> Gibi dolu. [olmayı yeğle(yebil)menin önemi/önceliği] )


- KÂĞIT ile KONÇİNA[Yun.]

( ... İLE İkiliden altılıya kadar olan oyun kâğıtları. )


- KÂĞIT ile KUŞEKÂĞIDI/PAPYEKUŞE[Fr. < COUCHE]

( ... İLE Kalın, ağır gramajlı parlak, düzgün, pürüzsüz, kaygan bir tür kâğıt. )


- KAĞIT ile PAPİRÜS[Yun. < Lat.]

( Hiçbir kağıt parçası, 7 kezden fazla ikiye katlanamaz. )

( ... İLE Papirüsgillerden, Nil kıyılarında yetişen bir bitki. | Eski Mısır'lıların, papirüs saplarından yaptıkları kâğıt. | Bu kâğıda yazılmış el yazması. )

( PAPER vs. PAPYRUS )

( ... cum CYPERUS PAPIRUS )


- KÂĞIT ile PELÜR[Fr.]

( ... İLE Daktiloda, yazıyı çoğaltmak için kullanılan için kâğıt. )


- KAĞITTA:
A0 ile/ve/<>/>/< A1 ile/ve/<>/>/< A2 ile/ve/<>/>/< A3 ile/ve/<>/>/< A4 ile/ve/<>/>/< A5

( Ayrıntılarını izlemek için burayı tıklayınız... )

( [kapladığı alan] 1 m² İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin yarısı. [1/2] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin dörtte biri [1/4] ]İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin sekizde biri. [1/8] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin onaltıda biri. [1/16] İLE/VE/<>/>/< 1 m²'nin otuzikide biri. [1/32] )


- KÂĞITTA:
TERBİYECİ ile/ve/||/<>/> AHERCİ ile/ve/||/<>/> BOYAYICI ile/ve/||/<>/> TAMİRCİ

( [bkz.]
Kâğıtlar ve Su Damgaları - Süheyl Ünver - Türk Tarih Kurumu, Belleten
XVIII. ve XIX. yy.'da, Türkiye'de Kâğıt - Osman Ersoy (Prof.) - Ankara, 1963 )


- KAĞNI MESCİDİ

( Sultanahmet'tedir. )


- KAĞŞAK = ESKİMİŞ, GEVŞEMİŞ, DAĞILMAYA YÜZ TUTMUŞ (EŞYA, YAPI)


- KAGU ile/ve/<> BENZERİ

( Yeni Kaledonya'da. İLE/VE/<> Yeni Zelanda'da. )

( Uçamayan, kocaman bir kuş. Kanatlarını kullanarak ağaçlara tırmanabiliyor. )


- KAILASH (DAĞI)

( KAR MÜCEVHERİ [Tibet dilinde] )


- KALAN SAĞLAR ile/ve/||/<> KALAN SAHALAR
(BİZİMDİR)


- KALEM ile KEÇİTIRNAĞI

( ... İLE Kesici ağzı üçgen biçiminde olan oyma kalemi. )


- KALICILIK ile/ve/değil/||/<>/> BAĞLAYICILIK


- KALİKS'İN KENARI, KALİKS AĞZI = HÂFFE-İ KE'S = BORDURE DU CALICE


- KALIN BAĞIRSAK ile/ve/>/> GÖDEN[< GÖD/GÖT]/REKTUM

( ... İLE/VE/> Kalınbağırsağın son bölümü. )

( MAYASIL/BÂSÛR[Ar.]/HEMAROİD/HÉMORROÏDES[Fr.]: Kalın bağırsakta ve makadın etrafındaki siyah kan damarlarının şişmesinden ve bazen yangılanmasından dolayı, makadın içinde ve dışında oluşan memeler yüzünden, makattan, kan ya da cerahat gelmesi. )


- KALMA!:
KÖR ve/||/<> SAĞIR ve/||/<> DİLSİZ

( Geçmiş(in)e. VE/||/<> Şimdi'(n/y)e. VE/||/<> Geleceğ(in)e. )


- KALP HASTALIKLARININ NEDENİ:
KAN YAĞLARI değil İNSÜLİN DİRENCİ

( ahmetrasimkucukusta.com/2017/07/15/yazilar/tip-yazilari/kolesterol/kalp-krizi-ve-felclerin-sebebi-insulin-direncidir

www.haberx.com/post/301969/kalp-hastaliklarinin-sebebi-kan-yaglari-degil-insulin-direncidir )

( )


- KALP ZARI YANGISI ile/ve KARIN ZARI(PERİTON) YANGISI ile/ve BAĞIRSAK YANGISI ile/ve MESANE YANGISI

( İLTİHAB-I ŞEGAF ile/ve PERİTONİT ile/ve ENTERİT ile/ve ZATÜLMESANE )


- KAMBURLUK/KİFOZ ile/ve/||/<> DOWAGER KAMBURLUĞU


- KAMİNETO[İt. < CAMINETTO] değil/yerine/= KÜÇÜK İSPİRTO OCAĞI


- KAMIŞ ile BAGAS

( ... İLE Ezilip suyu çıkarılmış, kâğıt ve yakıt yapımında kullanılan kamış. )


- KAMPANYA < CAMPAGNA[İt.]

( Politika, ekonomi, kültür vb. alanlarda belirli bir süredeki etkinlik dönemi. | Tüketiciyi özendirmek için belirli sürelerde düzenlenen indirimli ya da taksitli satış. )


- KAMUFLAJ[Fr./İng. < CAMOUFLAGE] değil/yerine/= GİZLEME/ÖRTME


- KAN BAĞIŞI ve ÖRGEN BAĞIŞI

( )

( )


- KANAL ile LAĞIM[Yun.]/GERİZ/KERİZ/KEHRİZ/KARIZ[Fars.]

( ... İLE Bir yerleşim merkezinde, kirli suların akıp gitmesi için yeraltında açılmış ark. | Düşmanın kale duvarlarını yıkmak ya da düşmesi ordugâhına zarar vermek amacıyla, düşman siperlerine doğru yer altından açılan yol. )

( TURFAN KARIZLARI: Yeraltı su kanalları.
Lağım ya da yer altından giden su kanalı anlamındadır. Burada kullanılan lağım sözcüğü ilk anda bugün büyük şehirlerde kullanılan atık su yollarını çağrıştırsa da asıl anlamı yer altına açılan tünel, kanaldır. Osmanlı ordusunda, fethedilmek istenen kalelerin etrafı sarıldığında, yer altından tüneller açarak kale duvarı altına ve girişine patlayıcı yerleştirip, kale duvarlarının ya da kapısının yıkılmasını sağlayan asker grubuna "lağımcı" denirdi. "Karız" sözcüğü; kehriz, lağım ve yeraltı su yolu demektir. Suyun aktığı yeraltı kanalı anlamına gelen "teşme" olarak da geçmektedir. )

( [argo] KARIZ/KEHRİZ: Bugün Anadolu'da "keriz" olarak kullanılan bu sözcük, sebil, herkesin kullanımına açık çeşme anlamındadır. Malını mülkünü herkesin kullanmasında sakınca görmeyen, malını sebil gibi dağıtan kişiler için kullanılmaktadır. )

( KARİZÇİ: Kuyu kazan kişi. )


- KANAMALARDA, BASI/TURNİKE UYGULAMA NOKTALARI:
BOYUN ile/ve/||/<> KÖPRÜCÜK KEMİĞİ ile/ve/||/<> KOLTUK ALTI ile/ve/||/<> PAZU ile/ve/||/<> KASIK ile/ve/||/<> UYLUK[BACAĞIN ÜST YARISI]

( [Turnike uygulamasında dikkat edilecekler...]
- Turnike uygulamasında kullanılacak malzemelerin genişliği en az 8 – 10 cm. olmalıdır.
- Turnike uygulamasında ip, tel gibi kesici malzemeler kullanılmamalıdır.
- Turnikeyi sıkmak için tahta parçası, kalem gibi malzemeler kullanılabilir.
- Turnike kanama duruncaya kadar sıkılır, kanama durduktan sonra daha fazla sıkılmaz.
- Turnike uygulanan bölgenin üzerine hiçbir şey örtülmez.
- Turnike uygulamasının yapıldığı saat bir kağıda yazılmalı ve yaralının üzerine asılmalıdır.
- Uzun süreli kanamalardaki turnike uygulamalarında, kanayan bölgeye göre 15-20 dakikada bir turnike gevşetilmelidir.
- Turnike uzvun koptuğu bölgeye en yakın olan ve deri bütünlüğünün bozulmamış olduğu bölgeye uygulanır.
- Turnike, kol ve uyluk gibi tek kemikli bölgelere uygulanır, ancak ön kol ve bacağa el ve ayağın beslenmesini bozabileceği için uygulanmaz. Uzuv kopması durumlarında, ön kol ve bacağa da turnike uygulanabilir. )

( [Boğucu Sargı (Turnike) Uygulama Tekniği]
- İlk yardımcı, eline, geniş, güçlü ve esnemeyen bir sargı alır.
- Şerit yarı uzunluğunda katlanır, uzuv, etrafına sarılır.
- Bir ucu halkadan geçirip çekilir ve iki ucu biraraya getirilir.
- Kanamayı tamamen durduracak yeterlikte sıkı bir bağ atılır.
- Sargının içinden sert nesne[kalem gibi] geçirilir ve uzva paralel konuma getirilir.
- Kanama durana kadar sert nesne döndürülür.
- Sert nesne, uzva dik konuma getirilerek sargı çözülmeyecek biçimde sabitlenir.
- Hastanın/yaralının giysisinin üzerine, adı ve turnikenin uygulandığı zaman[saat ve dakika] yazılı bir kart iğnelenir.
- Çok sayıda yaralı olduğunda, yaralının alnına rujla ya da sabit kalemle "turnike" ya da "T" harfi yazılır.
- Hasta/yaralı, pansuman ve turnikesi görülecek biçimde battaniye ile sarılır.
- Turnike, 15-20 dakika aralıklarla gevşetilir, sonra tekrar sıkılır.
)

( [Uzuv Kopması Varsa]
- Kopan parça, temiz, su geçirmez, ağzı kapalı bir plastik torbaya yerleştirilir.
- Kopan parçanın konduğu torba, buz içeren ikinci bir torbanın içine konulur.
- Kopmuş uzuv parçasının konduğu plastik torba, ağzı kapatıldıktan sonra içinde 1 ölçek suya 2 ölçek buz konulmuş ikinci bir torbaya ya da kovaya konulur. Bu biçimde, kopmuş uzuv parçasının buz ile doğrudan teması önlenmiş ve soğuk bir ortamda taşınması sağlanmış olur.
- Torba, hasta/yaralı ile aynı araca konulur, üzerine hastanın adı ve soyadı yazılır, en geç 6 saat içinde sağlık kuruluşuna gönderilir.
- Tıbbi birimler haberdar edilir[112].
)


- KANGURU ile/ve/<> AĞAÇ KANGURUSU

( ... İLE Papua Yeni Gine'nin başkenti Moresby'de görülebilir. )

( Avustralya'da, 60 kanguru türü bulunmaktadır. )

( ... İLE Yavruları, 12-20 ay arasında emerek beslenirler. )


- KANGURU ile PATAGONYA MANASI


- KANIT ile/ve/||/<> BİLİMSEL BİLGİNİN OLANAĞI


- KANIT ile/ve/||/<> SAĞLAMA


- KAP ile/değil DAĞAR

( ... İLE/DEĞİL Ağzı yayvan, toprak kap. | Dağarcık. )


- KAP ile YAĞDANLIK

( ... İLE Makine parçalarına yağ akıtmak için kullanılan, ince uzun bir borusu olan kap. )


- KAPAA değil KAPAĞI


- KAPI KOLU ile/değil KAPI TUTAMAĞI


- KAPLUMBAĞA'LARDA:
ERİL ile/ve DİŞİL

( Alt yan kabukları içe dönükse. İLE/VE Alt yan kabukları dışa dönükse. )


- KAPLUMBAĞA/TOSBAĞA ile TATLI SU KAPLUMBAĞASI

( REFŞ: Bir tür ırmak kaplumbağası.[Fırat ve Dicle'de bulunur.] )

( SÜLHAFİYYE[Ar.] | CHÉLONIENS[Fr.]: Kaplumbağalar. )

( Kaplumbağa ile ... )

( SÜLHAFÂ[çoğ. SELÂHİF] ile ATÛM )

( KEŞEF, BÂHE, SENG-PUŞT ile ... )

( TURTLE vs./and ... )

( TESTUDO GRAECA cum EMYS ORBICULARIS )

( LA TORTUGA con ... )


- KAPLUMBAĞA ile BEYAZ KAPLUMBAĞA


- KAPLUMBAĞA ile GÖKKUŞAĞI KAPLUMBAĞASI

( ... ile )

( ... vs. RAINBOW TURTLE )


- KAPLUMBAĞA ve/||/<> GORİL ve/||/<> FİL

( [karadaki] En yaşlı. VE/||/<> En güçlü. VE/||/<> En büyük. )


- KAPLUMBAĞA ile İKİ BAŞLI KAPLUMBAĞA


- KAPLUMBAĞA ile İKİ KUYRUKLU KAPLUMBAĞA


- KAPLUMBAĞA ile KIRMIZI KULAKLI SU KAPLUMBAĞASI

( MISSISSIPPI )

( TESTUDO GRAECA cum TRACHEMYS SCRIPTA ELEGANS )


- KAPLUMBAĞA ile KUTUKAPLUMBAĞASI

( ... İLE Kuzey Amerika'da yaşar. )


- KAPLUMBAĞA ile KUZEY YILAN BOYUNLU KAPLUMBAĞASI

( ... İLE Avustralya ve Endonezya'da yaşarlar. )

( TURTLE vs. NORTHERN SNAKE-NECKED TURTLE )


- KAPLUMBAĞA ile MADAGASKAR KAPLUMBAĞASI

( ... ile )


- KAPLUMBAĞA ile/ve/<> PİNTA (ADASI) KAPLUMBAĞASI

( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'ndan olan Pinta adasında yaşayan Yalnız George adlı son dev kaplumbağa, 2012'de kalp yetmezliğinden ölerek soyu tükenmiştir. )


- KAPLUMBAĞA ile TİMSAH KAPAN KAPLUMBAĞASI

( ... ile )


- KAPLUMBAĞA ile TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA


- KAPLUMBAĞA ile YASSI BAŞLI VE YUMUŞAK KABUKLU KAPLUMBAĞA

( )

( ... cum CHITRA CHITRA )


- KAPLUMBAĞALARDA[SUBORDO]:
PLEURODIRA ile CRYROPTODIRA

( [boyunlarını] Yana bükerler. İLE S biçiminde, geriye bükerler. )


- KAR YAĞIŞI ile KAR FIRTINASI/TİPİ

( ... İLE Görüş mesafesini yağan kar ile 400 metrenin altına düşüren, en az 3 saat süren ve 56 km/saat hızında ya da daha şiddetli rüzgârlar ile görülen kar fırtınası. )


- KÂR-ÂGÂH[Ar.] ile KARÂR-GÂH[Ar., Fars.]

( İş bilir, uyanık. İLE Bir yerde oturup karar kılınacak, dinlenilecek yer. | Bir ordu kurmay kurulunun bulunduğu yer/merkez. )


- KÂR[Azr.] = SAĞIR[Tr.]


- KARA KAPLUMBAĞALARINDA:
TRAKYA/YUNAN ile KUZEY AFRİKA

( [büyüklüğü] 20 cm.'dir. İLE 30 cm.'dir. )

( Yunanistan, Balkanlar, İtalya ve Anadolu'da yaşarlar. İLE Güney Avrupa, İran ve Mısır'da yaşarlar. )

( [kış uykusuna] Yatarlar. İLE Yatarlar. )

( Otçuldur. İLE Otçuldur. )

( TESTUDO HERMANI cum TESTUDO GRAECA )


- KARA KAPLUMBAĞASI ile BATAKLIK KAPLUMBAĞASI ile TATLISU KAPLUMBAĞASI ile DENİZ KAPLUMBAĞASI

( Bilinen, 200'den fazla çeşidi bulunmaktadır. Türkiye'de, 10 kaplumbağa türü bulunmaktadır. )

( ... İLE ... İLE ... İLE Türkiye'deki yuvalama kumsalları: Türkiye'nin Akdeniz kıyılarında belirlenmiş ve resmî olarak kabul edilmiş 21 yuvalama kumsalı bulunuyor. Bu kumsallar, Batı'dan Doğu'ya şöyle sıralanmaktadır: Ekincik, Dalyan, Dalaman, Fethiye (Muğla), Patara, Kale, Kumluca, Çıralı, Tekirova, Belek, Kızılot, Demirtaş, Gazipaşa (Antalya), Anamur, Göksu Deltası, Alata, Kazanlı, Davultepe (Mersin), Akyatan, Yumurtalık (Adana) ve Samandağ (Hatay). )

( [yaşam alanları] Dağlık, ormanlık hatta çöl ortamlarında bile rastlanmaktadır. İLE ... İLE Karadan, su yaşamına geçen hayvanlardandır. Tropikal ve alt tropikal iklim bölgelerinde yaşarlar. İLE Hem karada, hem de suda yaşarlar. Dünyanın orta bölgelerinde, tropikal bölgelerine yakın denizlerinde, açık okyanuslarda, kıyı habitatları özellikle tropikal ve ılıman bölgelerde, Hint Okyanusu, Atlantik Okyanusu, Pasifik Okyanusu, Karayipler ve Akdeniz'de yaşarlar. )

( [yaşam süreleri] ... İLE ... İLE ... İLE 25-50 yıldır. )

( ... İLE ... İLE ... İLE Dünya denizlerinde yaşayan yedi deniz kaplumbağası türü:[Dermochelys coriacea, Eretmochelys imbricata, Lepidochelys kempii, Lepidochelys olivacea, Chelonia mydas, Caretta caretta, Natator depressus] )

( Ayaklarında, beş parmak bulunmaktadır. Çiftleşmeyi kolaylaştırabilmek için karın alt kabuğu, erillerde daha güçlü ve içe doğru çöküktür. Erillerin, ön bacak tırnaklarından biri, dişiyi çiftleşme sırasında kavrayabilmek üzere daha uzundur. İLE ... İLE Parmakları arasında yarım perde biçimlenmiştir. Ayakları ve sırt kabukları biraz daha küçülmüş, uzamış ve yüzmeye uygun bir duruma gelmiştir.[Fırat kaplumbağasında, kabuk, tam sertleşmemiş bir yapı gösterir.] İLE Ayakları, yüzmeye uygun palet benzeri biçim almıştır. Tırnaklardan bir ya da ikisi kalmıştır. Kabukları, kayık benzeri, uzun bir biçim almış, baş ve ön ayakların bulunduğu yerden, kabuk, daha geri çekilmiştir. )

( Kaplumbağalar, kıçlarından da soluk alabilirler. )

( SELÂHİF[< SULHAFÂT, SULAHFÂT ]: Kaplumbağalar. )

( TURTLE vs. TORTOISE vs. ... )

( TURÂBİYYE ile ... ile ... )

( TESTUDO avec ... avec ... )


- KARA KURBAĞASI ile DEV KARA KURBAĞASI

( ... İLE Çok zehirlilerdir. [Büyük timsahları bile zehirleyebilecek güçtedir.] )

( ... İLE Anavatanları, Orta ve Güney Amerika'dır. )

( ... İLE Avustralya'da 100 milyon dev karakurbağası yaşamaktadır. [Dev karakurbağası dışında karakurbağası türü yaşamaz.][Avustralya'ya özgü kurbağa türlerinden dört kat daha fazla yumurtlarlar.] )

( ... ile Dev Kara Kurbağası )

( ... cum BUFO MARINUS )


- KARA KURBAĞASI ile FOWLER KARA KURBAĞASI

( Karalarda yaşayan, yumurtalarını suya bırakan bir tür kurbağa. İLE Soğuk algınlığına yakalanmış bir koyunun melemesine benzer bir ses çıkarır. )

( ... cum BUFO FOWLER )

( LA RANA con ... )


- KARABOYA = ZAÇYAĞI

( Derişik sülfürik asit. )


- KARACİĞER(BAĞIR/KIZILCİĞER/CİĞER) ve KALP ve DİMAĞ

( NEFS-İ NEBATİ ve NEFS-İ HAYVÂNİ ve NEFS-İ İNSÂNÎ )


- KARACİĞER ve/||/<> BAĞIRSAK

( %75'i olmadan yaşayabiliriz. VE/||/<> %80'i olmadan yaşayabiliriz. )


- KARAĞI ile KARAĞI

( Ateş karıştırmaya yarayan, eğri uçlu demir çubuk. İLE Gece körlüğü, tavukkarası. )


- KARAGÖZ OYUNUNDA:
MUHÂVERE ile/ve/<> FASIL


- KARAGÖZ SAHNESİNDE:
ÇIRAK ile/ve/<> YARDAK ile/ve/<> DAYREZEN ile/ve/<> SANDIKKAR


- KARAGÖZ ile KARAGÖZ

( İzmaritgillerden, 25-30 santimetre uzunluğunda, enli, boz renkli bir balık. | Güldürüp eğlendiren kişi. İLE Mukavvadan kesilip boyanmış insan biçimlerini beyaz bir perde üzerine arkadan ışık vererek yansıtma yoluyla oynatmaya dayalı bir gösteri oyunu. | Bu oyunda halk görüşünü ve duyuşunu veren kişi. )

( SARGUS SARGUS cum ... )


- KARAKAFES = EŞEKKULAĞI

( Sığırdiligillerden, çiçekleri beyaz ve menekşeye çalan kırmızı renkte, eczacılıkta kullanılan bir bitki. )


- KARANFİL[Ar. < KARANFUL] ile TARÇIN[Fars. < DÂRÇÎN < DÂRÛ-Yİ ÇİN/DÂR-I ÇİN: Çin darısı/ağacı.]

( ... İLE Tarçın bitkisinin kökeninin, Sri Lanka olarak da bilinen Seylan Adası olduğu söylenir. Ne var ki, biz bu bitkiyi Uzakdoğu'dan, Çin ve Malezya gibi ülkelerden almışız. Aslında, bitkinin dilimizdeki adı da, tarihi bu bağa ilişkin bir ipucu verir gibi. Farsça, "dâr" sözcüğü, ağaç anlamına geliyor.[Arapça'da ev anlamına gelen "dâr" sözcüğüyle karıştırılmamalı!] "Dâr-ı Çin" yani "Çin ağacı" sözcüğü, Farsça'dan dilimize girmiş ve başındaki sessiz harf sertleşerek tarçın biçiminde söylenir olmuş.

İngilizce gibi Batı dillerinde, tarçın sözcüğünün karşılığı, "cinnamon". Bu sözcük, Latince, tarçın demek olan "cinnamomum" sözcüğünden kaynaklanıyor. Ama sözcük, Latince'ye gelinceye kadar dilden dile dolaşmış. Tıpkı, İpek Yolu tüccarlarının, mallarını taşımaları gibi, sözcük de dilden dile taşınmış. Sözcük, Latince'ye, eski Yunanca "kinnamomon"dan geçmiş. Yunanlar'sa, bu sözcüğü, İbraniler'in, "kinamom" dedikleri sözcükten alıp dillerine uyarlamışlar. Aramca, "qunimun" olarak söylenilen sözcüğün kökeniyse, Malezya'da ve Endonezya'da konuşulan Malay dili. Bu dilde, "kayu manis" sözcüğü, "tatlı odun" anlamına geliyor. )

( CLOVE vs. CINNAMON )


- KARGA ile ALAKARGA/ALAKABAK/KESTANEKARGASI ile UZUN TEPELİ/DAĞ/ÇAM/STELLER ALAKARGA/SI ile KIZILCA KARGA

( ... İLE İri gövdeli, ötücü, tüyleri alacalı bir kuş türü. İLE ... İLE ... )

( )

( ALAKARGA[yerel]: Saksağan. )

(

Uzun Tepeli/Dağ/Çam/Steller Alakargası, Kuzey Amerika'ya özgü bir kuştur. )

( CORVUS cum GARRULUS GLANDARIUS cum PYRRHOCORAX PYRRHOCORAX cum CORVUS CORNIX )

( CROW vs. ... vs. EUROPEAN CROW vs. HOODED CROW )


- KARGA ile KIRMIZI GAGALI, DAĞ KARGASI

( ... İLE İskoçya'da yaşarlar. )


- KARİKATÜR (ÇİZMEK) ile/ve/||/<>/< KARAGÖZ (ÇİZMEK)

( )


- KARIN (")AĞRISI(") ile/değil/yerine KAYGI


- KARIŞIK ile/ve/değil DAĞINIK

( [not] MIXED vs./and/but MESSY )


- KARİSOKE:
KARİ DAĞI ve/||/<> MİSOKE DAĞI

( Ruanda'da, gümüş sırtlı gorillerin yaşadığı bölgede, 18 yıl boyunca, gorilleri araştıran ve koruyan Dian Fossey'in[1932 - 1985], Kari ve Misoke dağlarının arasındaki bölgeye ve araştırmalarına verdiği ad. )

( Anthony Hopkins'in, "The Instinct" adlı filmini izlemenizi salık veririz. )


- KARIŞTIRMA ile/ve BAĞDAŞTIRMA

( TO CONFUSE vs./and TO RECONCILE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve ÇAĞRIŞTIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO CALL )


- KARİZMA/İMAJ ile/yerine SAĞLIK

( Dünyanın en büyük mülkü sağlık, en büyük hazinesi memnun olmasını bilme, en büyük dost kendine-güven, en büyük sevinç de aydınlanmaya ulaşmadır. )


- KARŞILAŞTIRMA ile/ve BAĞDAŞTIRMA

( COMPARISON vs./and TO RECONCILE )


- KARŞITSAL DAĞILIM

( CONTRASTIVE DISTRIBUTION )


- KARTOPU ile KARTOPU ile KAR TOPU/TOPAĞI

( Hanımeligillerden, birçok türü süs bitkisi olarak yetiştirilen, zeytinimsi, meyvemsi, kırmızı renkte bir ağaççık.[Lat. VIBURNUM]. | Beyaz ve tombul. İLE Elle top biçiminde sıkıştırılmış, eğlence amacıyla karşılıklı atılan kar topağı. )


- KAS BELLEĞİ/HAFIZASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< MYELİN BAĞLARI


- KASIK YARIĞI/ÇATLAĞI ile KASIK BAĞI

( Kasık fıtığı. İLE Fıtığı içeride tutmak için kullanılan bağ. )


- KATILIM SAĞLAMAK ile/değil/yerine/||/<>/< KATILMAK


- KATIRKUYRUĞU ile KATIRTIRNAĞI

( Baklagillerden, çiçekleri sarı ve şemsiye durumunda olan acı bir bitki. İLE Baklagillerden, dalları çok ince, çiçekleri sarı, bazı türleri hekimlikte idrar söktürücü olarak kullanılan bir bitki. )

( EUISETUM PASTUREL cum GENISTA SCOPARIA )


- KATMANDU'DAKİ TAPINAKLAR:
SWAYAMBHUNATH ile/ve/||/<> BOUDHANATH ile/ve/||/<> PASHUPATINATH ile/ve/||/<> BACHARESVARI ile/ve/||/<> KAMASUTRA ile/ve/||/<> GUHYESVARI ile/ve/||/<> NYATOPOLA-BHIMSEN


- KATRANRUHU ile KATRANTAŞI ile KATRANYAĞI

( Kayın katranının damıtılmasıyla elde edilen ve hekimlikte kullanılan renksiz, keskin kokulu ve yakıcı bir sıvı. İLE Birleşimindeki su miktarı çok olan bir tür yanardağ camı. İLE Katrandan elde edilen ve hekimlikte ilaç olarak kullanılan sıvı. )


- KAVAK ile AKÇAKAVAK/AKKAVAK/HOLLANDA KAVAĞI

( Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 metreye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç. İLE Söğütgillerden, yapraklarının altı beyaz olan bir tür kavak. )

( POPULUS cum POPULUS ALBA )


- KAVİLEŞMEK[Ar. + Tr.] değil/yerine/= SAĞLAMLAŞMAK, PEKİŞMEK


- KAVRAM ile/ve/<> KAVRAM BAĞLAMI

( CONCEPT vs./and/<> CONTEXT OF CONCEPT )


- KAVUNİÇİ/PEMBE ile/değil YAVRUAĞZI

( ... İLE/DEĞİL Kavuniçi ile pembe arası bir renk. | Bu renkte olan. )


- KAYAÇLARDA:
MAGMA ile/ve/||/<> TORTUL ile/ve/||/<> BAŞKALAŞIM

( Başlangıçta erimiş durumdayken, daha sonra soğuyup kristalleşmiş nesnelerden oluşur. İLE/VE/||/<> Başka kayaçlardan, aşınma yoluyla kopmuş nesnelerin, rüzgâr ya da suyla taşınarak toprak üstünde ya da su altında birikmesiyle oluşur. İLE/VE/||/<> Magma ya da tortul kayaçların, kimyasal ya da yapısal değişikliğe uğrayacak ölçüde yüksek basınç ve sıcaklığa uğramasıyla oluşur. )

( Dünya üzerinde şimdiye kadar keşfedilen en eski kayaçlar, yaklaşık 3 milyar 800 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir.[İlk 800 milyon yılı hakkında doğrudan bir kayıt bulunmamaktadır.] )

( Tüm kayaçlar, mineral karışımlarıdır. )


- KAYGAN YAPRAK KURBAĞA ile MALEZYA YAPRAK KURBAĞASI

( Amazon ormanlarında yaşarlar. İLE Malezya, Tayland ve Singapur'daki yağmur ormanlarında yaşarlar. )

( )

( )


- KAYGAN/ZIYPAK ile KAYAĞAN

( Islak ya da düz olduğundan kaydırıcı özelliği bulunan ya da üzerinde kayılan. İLE Üzerinde kolaylıkla kayılan. )


- KAYMA OLANAĞI değil OLASILIĞI


- KAYNAĞA/KİTABA/SÖZE/SÖYLEYENE GÜVENMEK ile/ve/değil/yerine ANLAMA GÜVENMEK

( [not] TO TRUST TO SOURCE/BOOK/WORD vs./and/but TO TRUST TO MEANING
TO TRUST TO MEANING instead of TO TRUST TO SOURCE/BOOK/WORD )


- KAYNAK ile ÇOKRAĞAN

( ... İLE Gür kaynak. )


- KAYPAK[mecaz]/DÖNEK ile/değil/=/||/<> KAYAĞAN/KAYGAN


- KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI ile KAZ AYAĞI

( Kumaş deseni. İLE Göz kenarlarındaki kırışıklık. İLE Ispanakgillerden, yaprakları kaz ayağına benzeyen bir bitki [Lat. CHENOPODIUM | Fr. ALISME | Ar. RİCL-ÜL-VEZZ]. İLE Çok kollu çengel. | Çaprazlama yapılan teyel, Hristo teyeli. | İki ayrı yolun birleşip tek yol hâline geldiği kavşak. | İki ucundan herhangi bir yere bağlanmış bir halatın, başka bir halatla ortasından terazilenmiş durumu. İLE Açık turuncu renk. | Bu renkte olan. )


- KBY/CHRONIC RENAL FAILURE | PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= KRONİK BÖBREK YETMEZLİĞİ | KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ


- KBYS/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ DÜZENİ


- KEBİKEÇ/DÜĞÜNÇİÇEĞİ[Fars.] = TURNAAYAĞI

( Düğünçiçeğigillerin örnek bitkisi. )

( RANUNCULUS )


- KEÇİ ile/ve BAZUA/BEZUVAR DAĞ KEÇİSİ


- KEÇİ ile/ve DAĞ KEÇİSİ / YAĞMURCA / ELİK

( ... İLE/VE Boynuzlugillerden, ufak sürüler halinde yaşayan, çok çevik bir antilop türü. )

( MÂIZ, MA'Z, ÜM'ÛZ ile/ve ... )

( BÜZ ile/ve BÜZ-İ KÛHÎ )

( CAPRA HIRCUS cum/et RUPICAPRA CRAGUS )


- KEDİ AYAĞI ile KEDİAYAĞI

( ... İLE Birleşikgillerden, süs bitkisi olarak da yetiştirilen, beyazımsı, yumuşak, sık tüylü bir bitki. )

( ... cum ANTENNARIA DIOICA )


- KEDİ ile DAĞ KEDİSİ/MANUL

( ... ile SİNNEVR-İ CEBELÎ )


- KEKİK ile/ve/||/<>/> KEKİK YAĞI

( ... İLE/VE/||/<>/> Kekikten elde edilen ve genellikle geleneksel halk tedavisinde kullanılan kokulu yağ. )


- KELEPÇE:
AŞAĞILAYICI değil KORUYUCU

( Zanlı kişinin ellerinin/kollarının önden [ya da duruma/kişiye göre arkadan] kelepçelenmesi, olası ve çeşitli panik, korku ya da kaygılarla, ilk başta kendine daha sonra da çevresine zarar verme olasılığını engelleyebilmek ve kişiyi korumak üzeredir. Hakaret ya da aşağılayıcı bir davranış olarak düşünülmemeli/algılanmamalıdır. )


- KELİME HAZİNESİ değil/yerine/= SÖZ AĞIŞI/DAĞARCIĞI/VARLIĞI


- KEM-TER değil/yerine/= AŞAĞIDAN BULUNAN, HAKÎR, İTİBARSIZ | EKSİK

( AŞAĞIDAN BULUNAN, HAKÎR, İTİBARSIZ | EKSİK )


- KEMOTERAPİ/CHEMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= İLAÇLA KANSER SAĞALTIMI | İLAÇLA SAĞALTIM


- KEMOTERAPİ değil/yerine/= KİMYASAL/KİMYEVÎ SAĞALTIM/TEDAVİ


- KENDİNDEN EMİN OLMAK ile/ve/değil KAYNAĞINDAN EMİN OLMAK


- KENDİNİ GELİŞTİRMEK ve/||/<>/> KUŞAĞINI YETİŞTİRMEK

( Bugün. VE/||/<>/> Yarın. )


- KENDİYLE:
BAĞDAŞMA ile/ve/||/<>/> BARIŞMA


- KERTENKELE ile AĞAÇ KERTENKELESİ

( ... İLE )

( ... cum ACANTHOSAURA LEPIDOGASTER )


- KERTENKELE ile MADAGASKAR KERTENKELELERİ


- KERVAN ile/ve AĞIR KERVAN

( ... İLE/VE Hacca giden kervan. )


- KEŞF ile AÇMA, MEYDANA ÇIKARMA | GİZLİ BİR ŞEYİ BULMA | BİR SIRRI ÖĞRENME | BİR ŞEYİN OLACAĞINI ÖNCEDEN ANLAMA | ALLAH TARAFINDAN İLHAM OLUNMA | KALDIRMAK

( AÇMA, MEYDANA ÇIKARMA | GİZLİ BİR ŞEYİ BULMA | BİR SIRRI ÖĞRENME | BİR ŞEYİN OLACAĞINI ÖNCEDEN ANLAMA | ALLAH TARAFINDAN İLHAM OLUNMA | KALDIRMAK )


- KESİLECEK ŞEY ÜZERİNDE BIÇAĞI ÇEVİRMEK[İTMEK/BASTIRMAK değil!]


- KESİLECEK ŞEYİN ÜZERİNDE BIÇAĞI:
İTMEK/BASTIRMAK değil/yerine ÇEVİRMEK/YUVARLAMAK


- KESİLECEK ŞEYİN ÜZERİNDE, BIÇAĞI:
İTMEK/BASTIRMAK değil/yerine ÇEVİRMEK


- KESİR ile BAYAĞI/ADİ KESİR

( ... İLE Ondalık olmayan kesir. )


- KETÛM[< KETM]:
SIR SAKLAYAN, AĞZI SIKI


- KEYFî değil/yerine/= İSTEĞE BAĞLI


- KİBİR ile/ve/<>/değil BAĞIMLILIK

( Kibir, kişinin, sahip olduklarını, "hak etmediği" korkusundan kaynaklanır... )


- KİLİSEDE YAKILAN MUMLAR:
SAĞINDAKİLER ile/ve/<> SOLUNDAKİLER

( Sağlık için. İLE/VE/<> Ölüler için. )


- KİLO VERMEK/ALMAK değil/yerine KİLOYU AŞAĞIYA/YUKARIYA KONTROL ETMEK

( [not] TO GIVE/TAKE WEIGHT but TO CONTROL THE WEIGHT UP/DOWN
TO CONTROL THE WEIGHT UP/DOWN instead of TO GIVE/TAKE WEIGHT )


- KİLOGRAMAĞIRLIK/KİLOGRAMKUVVET ile KİLOGRAMMETRE

( Bir kilogramlık bir kütlenin yer tarafından çekilmesini sağlayan güce[9,81 Newton] eşit olan güç birimi. İLE Bir kilogram ağırlığındaki bir gücün, uygulandığı maddi bir noktayı güç doğrultusunda bir metre yer değiştirmesiyle yapılan işe eşit iş birimi. )


- KİMİN:
"NE OLDUĞU" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< NE OLACAĞI

( "Belirli" olabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Belirsizdir. )


- KİMLİK (KARTI)/KAFA KÂĞIDI ile EHLİYET

( IDENTITY (CARD) vs. DRIVING LICENCE )


- KİMYA/GER ile SİMYA/GER ile el-KİMYA

( Nesneleri yapılandırma/dönüştürme. İLE Bilinci/kendini yapılandırma/dönüştürme. İLE ... )

( Söylediklerine göre, Avusturya'da bir altın simyacısına türbe yapmışlar. Türbenin yanında da bir kütüphane varmış. Altın yapmak için uğraşıp da başarılı olamayan simyacılar, yarım kalan eserlerini o kütüphaneye bırakırmış. )


- KİMYASAL BAĞLARDA:
İYONİK ile/ve/||/<> KOVALENT ile/ve/||/<> METALİK


- KINA ÇİÇEĞİ ile KINA AĞACI

( Kına çiçeğigillerden, çiçekleri tüylü renkte olan, bir ya da çok yıllık otsu bitki. İLE İki çeneklilerden, tropikal bölgelerde yetişen, kurutulmuş yapraklarından kına elde edilen, beyaz çiçekli, küçük bir ağaç. )

( BALSAMINA HORTENSIS cum LAWSONIA INERMIS )


- KİRAZ ile DEFNE ile MEŞE ile AKÇAAĞACI ile KAYISI

( image )

( Kendinizi tanımlamak isteseydiniz ne olmak isterdiniz?

Kiraz kadar lezzetli, defne gibi yeşil, meşe gibi toprağın sigortası, akçaağaç kadar estetik ve kayısı kadar yararlı olmak isterdim. )


- KİRAZ ile İDRİSAAĞACI/MAHLEP[Ar.]

( Gülgillerden bir meyve ağacı. | Bu ağacın meyvesi. İLE Meyvesi hoş kokulu, hoş bir kiraz türü, kokulu kiraz. )

( PRUNUS AVIUM cum PRUNUS MAHALEB )


- KİREÇ KLORÜRÜ ile KİREÇ KAYMAĞI

( ... İLE Bazı nesne ve yerleri mikroplardan arıtmakta, çamaşırları ağartmakta kullanılan, sarımsı beyaz renkte ve klor kokusunda, toz ya da sulandırılmış kireç klorürü. )


- KIRILMA ile DAĞILMA


- KIRKAĞAÇ ile KIRK AĞAÇ

( Manisa iline bağlı ilçelerden biri. İLE ... )


- KIRLANGIÇ ile DAĞ KIRLANGICI/ÇOBANALDATAN

( ... ile UVVÂR[çoğ. AVÂVÎR], VATVÂT[çoğ. VATÂVÎT] )

( ... ile PÂLVÂNE, PÂLVÂYE )

( ... cum CYPSELUS ALPINUS/CAPRIMULGUS EUROPEUS )


- KIRLANGIÇ ile KEÇİSAĞAN/ÇOBANALDATAN/EBÂBÎL[Ar.] ile AKKARINLI EBÂBÎL[Ar.] ile KARASAĞAN EBÂBÎL[Ar.]

( ... İLE Dağ kırlangıcı. | Çobanaldatangillerden, kahverengimsi gri zemin üzerine benekli ve çizgili tüyleri olan, kanatları sivri, kuyruğu uzun, boynu kısa, başı iri ve enli, gagası ufak, kısa ve kancalı bir tür kuş. )

( ... İLE Kahverengilerdir fakat gökyüzünde uçarlarken siyah görünürler.
* Uzun, bumeranga benzer kanatları, kısa ve çatallı kuyrukları vardır.
* Kırlangıçlar gibi uçarken kanatlarını kırmazlar.
* Kırsal bir alanda görmek olanaksızdır.
* Yuvalarını çatıların gizli yerlerinde yaparlar ve yuvalarına çok hızlı girip çıkarlar.
* Bazı ebabillerin 21 yıl yaşadığı gözlenmiştir.
* Ebabil görmek için yaz aylarında gökyüzünün çok yükseklerine bakmak gerekir.
* Kırlangıçlar gibi, teller vb. yerlere tünemezler.
* Sadece üremek için bir yere konarlar.[Türkiye'nin bir çok yerinde ürerler.]
* Özellikle akşam üstü çatıların ve evlerin üzerinde çılgınca çığlıklar atarak hızla uçarken görebilirsiniz.
* Yaşamlarının büyük bir kısmını uçarak geçirirler. [Uçarken uyurlar.]
* Şehirde, binaların arasında görebilirsiniz.
* Yuvalarını binalardaki çatlaklarına, havalandırma boşluklarına, çatı aralarına yaparlar. Yuva yapmak için uçarken rastgele topladıkları tüy, ot ve tohumları kullanırlar.
* Avrupa'ya Mayıs'ın başında gelir ve genellikle iki hafta içinde, oldukça hızlı bir biçimde tüm kıtaya yayılırlar. [Kışı geçirmek için Afrika'nın güneyine geri dönerler.]
* Mardin'de çok sayıda görmeniz olanaklıdır. )

( image )

( HUTTÂF[çoğ. HATÂTİF] ile EBÂBİL )

( BELVÂYE, PİRİSTÛ/K, PİRİSTÜK PÎLVÂYE ile EBREHE, BÂLVÂNE, YALVÂNE )

( SWALLOW vs. SWIFT vs. ALPINE SWIFT vs. CHIMNEY SWIFT )

( HIRUNDO RUSTICA cum CAPRIMULGUS EUROPAEUS cum TACHYMARPTIS/MICROPUS MELBA cum CHATEURA PELAGICA )


- KIRLANGIÇ ile SAĞAN


- KİROTERAPİ/CHIROTHERAPY[İng.] değil/yerine/= ELLE SAĞALTIM


- KIRSIÇANIMSISI:
AĞAÇ ile ÇALI ile UÇURUM/ÇÖL

( DENDROHYRAX ARBOREUS | DENDROHYRAX DORSALIS | ENDROHYRAX VALIDUS cum HETEROHYRAX BRUCEL < ANTINEAE cum PROCAVIA CAPENSIS )


- KISAYOL ile BAĞLANTI

( SHORTCUT vs. LINK )


- KİŞİ ODAKLILIK ile/değil/yerine/>< OLGU(/DURUM/KAVRAM/BAĞLAM) ODAKLILIK

( [GELECEK:] "Kim gelecek? O gelecek." şeklinde algılar/yorumlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Geçmiş ya da şimdi değil Şimdi'den sonrası olan zamansal durumu/kavramı düşünmek olarak algılar/yorumlar. )


- KİŞİ/İNSAN ile/ve/||/<> AĞAÇ

( Bireyler, ağaçlardan ders almalıdır. Ağaçlar, ne üzerinde barınan kuşların, ne gölgelerinde yatan kişilerin, ne de verdikleri meyvelerin hesabını tutar. )

( )

( )

( )

( )

( HUMAN vs./and/||/<> TREE )


- KISIKLI ile ÇAĞLAYAN

( Kayadan akan su. )


- KİŞİLİK ÖRGÜTLENMELERİ/BOZUKLUKLARI:
[PARANOİD ile ŞİZOİD ile ŞİZOTİPAL] ile [ANTİSOSYAL ile NARSİSİSTİK ile BORDERLINE ile HİSTRİONİK] ile [BAĞIMLI KİŞİLİK ile ÇEKİNGEN ile OBSESİF-KOMPULSİF] ile [PASİF AGRESİF ile KENDİNİ TEKRARLAYAN(SELF REPEATING)]


- KİŞİNİN:
"AĞZIYLA KUŞ TUTMASI" değil "AĞZINI (KAPALI) TUTMASI"


- KİŞİNİN:
ANLAYACAĞI DİL ile/ve/değil/yerine/||/<>/> "KENDİ DİLİ"

( Aklına ulaşı(lı)r. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> "Kalbine" ulaşı(lı)r. )


- KİŞİNİN/ULUSUN:
TOPRAĞI ile/ve/||/<>/> BİNASI

( Ümit. İLE/VE/||/<>/> Çalışma. )


- KISIR DÖNGÜYE NEDEN OLAN ile/yerine ARTIRMAYI SAĞLAYAN

( WHICH THE REASON TO VICIOUS CIRCLE vs./and WHICH TO GET TO SAVING )


- KİST ile UR(TÜMÖR) ile YAĞ BEZESİ

( İçi, sıvı ya da gazla dolu keseciktir. Enfeksiyon ve iltihaplanma gibi durumlarda oluşur. Yumuşaktır. [Her kistten korkmamak ve bilgili/bilinçli olmak gerekir.][Kansere daha az neden olur.] İLE Gövdenin bir yerindeki kistin olağandışı büyümüşlüğüne işaret eder. Serttir.[Daha büyük dokulardan oluşur.][Gövde içindeki bir kist parçalanıp içeriğini gövde içine yayabilir ve dolayısıyla zarar verebilir.]Kansere neden olmadığı sürece zararsızdır ve iyi huylu tümörler gövdenin herhangi bir işleviyle etkileşime girmez.] İLE Yağ ve/ya da bağ dokusunun [lipom] katı ya da sıvı oluşuna göre birikinti, beze, kist biçiminde olabilir.[Yangılı(iltihaplı) olanlarına apse/li denilmektedir.] )

( ... İLE ... İLE/ Bir yağ hücresinin içinde depoladığı yağ miktarını sınırlayamaması ve aşırı yağ depolaması ile oluşur. (Yağlı yiyecek ya da (ne az, ne de çok) yağlı yemekten kaynaklanmamaktadır.] )


- KİTÂBET/KETEBE/MUKABELE/KUBİLE KAYDI = FERAĞ KAYDI = İSTİNSAH KAYDI

( İstinsah kayıtlarında, tarihler, yazıyla verilir.[nadiren de rakamla] )

( İstinsah kayıtları, genellikle Arapça'dır. [XI. yy.'dan sonra Farsça da görülmektedir. XIV. yy.'dan sonra çok az sayıda Türkçe olarak da görülmektedir. Bazen de ebced ile kaydedilmiştir.][bkz. İslâm İlimleri Dergisi - Esad Coşan, 2. Sayı, 55-56 s., 1975, Ankara] )


- KİTABI:
SAĞDAN VERİLİ (OLAN/LAR) ile/ve SOLDAN VERİLİ (OLAN/LAR)

( ESHÂB-I YEMÎN ile/ve ESHÂB-I MEYMÎN )


- KİTAPTA:
YAPRAĞIN UCUNU/YARISINI KATLAMAK değil/yerine AYRAÇ KULLANMAK

( ON BOOK: TO FOLD UP HALF OF(/TIP OF) THE PAPER -> TO USE SEPARATOR
ON BOOK: TO USE SEPARATOR instead of TO FOLD UP HALF OF(/TIP OF) THE PAPER )


- KITİPİYOZ[Yun.] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI, KÖTÜ


- KITSCH değil/yerine/= BAYAĞI/ZEVKSİZLİK


- KIYTIRIK[argo] değil/yerine/= DEĞERSİZ, BAYAĞI


- KIZ/KADIN ile VİRAGO

( ... İLE Erkek gibi davranan ve giyinen kadın/kız. | Kavgacı/şirret kadın. )


- KIZGINLIK ile/değil AŞAĞILAMA


- KIZKULESİ ile/ve/||/<> KIZKULESİ SOKAĞI

( İstanbul'da. İLE/VE/||/<> Ankara'da. )

( )


- KLARNET ile/ve SERKAN ÇAĞRI SOL KLARNET/İ


- KM/BY/KNOWLEDGE MANAGEMENT değil/yerine/= BİLGİ YÖNETİMİ


- KMR/CARDIAC MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= KARDİYAK MANYETİK REZONANS


- KOAGÜLASYON/COAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA


- KOAGÜLOPATİ/COAGULOPATHY[İng.] değil/yerine/= PIHTILAŞMA SAYRILIĞI


- KOAGÜLÜM/COAGULUM[İng.] değil/yerine/= PIHTI


- KOĞUŞ[Azr.] = AĞAÇ KAVUĞU[Tr.]


- KOKAK ile KOKAK/KOKAR AĞAÇ/AYLANDIZ

( Kötü, pis kokan. İLE Sedefotugillerden, Avrupa'ya, Çin'den getirilmiş, kısa zamanda yetişip boy attığından, bir gölge ağacı olarak dikilen, kötü kokan bir ağaç. )

( ... cum AILANTHUS GLANDULOSA )


- KOKULUKİRAZ = İDRİSAĞACI = MAHLEP[Ar. < MAHLEB]

( Gülgillerden, Anadolu'nun kuzey ve doğu kesimlerinde yüksek yerlerde yetişen, boyu 10 metreye ulaşabilen bir tür ağaç. )


- KOL SENTIR/CALL CENTER değil/yerine/= ÇAĞRI MERKEZİ


- KOLA ile KOLA ile KOLAGİLLER

( Gömlek, örtü vb. şeyleri kolalamakta kullanılan özel nişasta. | Kâğıt ya da bez yapıştırmakta kullanılan kaynatılmış nişasta bulamacı. | Kolalama. İLE Kolagillerden, Afrika'nın sıcak bölgelerinde yetişen ve kola cevizi adıyla anılan, çekirdekleri kahveden daha uyarıcı olan bazı içeceklerde ve hekimlikte kullanılan bir bitki. [Lat. COLA ACUMINATA] | Bu bitkinin yaprağından çıkarılan kokulu bir nesneyle kokulandırılan ve içine şeker, karbonat katılarak yapılan, yararsız ve zararlı "içecek". İLE Ayrı taç yapraklı iki çeneklilerden, büyük ve küçük kola ağaçları gibi birçok türü içine alan bir bitki ailesi. )


- KOLİT[Fr. < COLITE] ile/ve/||/<> ANTERİT[Fr. < ANTERITE]

( Kalın bağırsak yangısı/iltihabı. İLE/VE/||/<> İnce bağırsak yangısı/iltihabı. )


- KOMÜNİKAN/COMMUNICANT[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTILI


- KON(N)EKTÖR[Fr. < CONNECTEUR] değil/yerine/= BAĞLAYICI

( Demir yollarında fren kumanda kollarını dingilin üzerine bağlayan ve iki ucunda da kumanda kolunun girmesine uygun deliği bulunan parça ya da düzen. )


- KONNEKSİYON/CONNECTION[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- KONNEKTİF DOKU/CONNECTIVE TISSUE[İng.] değil/yerine/= BAĞ DOKUSU


- KONNEKTÖR/CONNECTOR[İng.] değil/yerine/= BAĞLAYICI, BAĞLANTI (DONANIM)


- KONSERVATİF TEDAVİ/CONSERVATIVE THERAPY[İng.] değil/yerine/= MUHAFAZAKÂR SAĞALTIM


- KONSERVE KAPAĞININ AÇILMASINDA KAPAĞI:
KENDİNE DOĞRU ÇEKMEK değil/yerine İLERİ DOĞRU İTMEK

( Çok dikkat etmek gerek. Hiç farkında olmadan elinizi kesebilirsiniz! )


- KONSOLİDASYON[İng. < CONSOLIDATION] değil/yerine/= SAĞLAMLAŞTIRMA | BÜTÜNLEŞME

( Borçlanmaların uzun süreli(vadeli) borç durumuna getirilmesi. )


- KONU:
AMAÇ ile/ve BAĞLAM/INDA


- KONUŞMA SIRASINDA:
KAYITLI BAŞLIKLARA UYABİLMEK ile/ve/||/<> SÖZLERİN/BAŞLIKLARIN, DİNLEYİCİYE NE KADAR UYUP UYMAYACAĞI


- KONUŞMAK:
"AĞIZLA" ve/değil/||/<>/< AKILLA


- KOORDİNASYON AKSİYOMU ile/ve/||/<> BAĞLANTI BELİTİ


- KOPARILMIŞI YEMEK ile/ve/değil/yerine AĞAÇTAN KOPARARAK YEMEK


- KÖPRÜ:
YAKACAĞIN ile/ve/değil/yerine/>< GEÇECEĞİN


- KÖPRÜ ile AĞAÇ KÖPRÜ

( ... ile U BEIN(-MYANMAR): Dünyanın en uzun ağaç köprüsü.[Tik ağacından.] )


- KOPUK ile/ve/değil/<> BAĞLANTISIZ


- KÖPÜK ile KİMYASAL ÇAPRAZ BAĞLI POLİETİLEN KÖPÜK


- KORELASYON[Fr. < CORRELATION] değil/yerine/= BAĞINTI

( Bir nesneyi başka bir nesne ile uyarlı kılan bağ. | Organizmanın değişik yapı, özellik ve olaylarında görülen karşılıklı ilgi, bağlılık. | İki ayrı veri grubu arasında bulunan ilişki derecesinin ölçümü, deneştirme. | İki ya da daha fazla değişken arasındaki bağıntı. | Görelilik. | İki ya da daha çok nitelik arasında matematik işlemleri yardımı ile kurulan bağlılık ya da eşitlik. )


- KORELE/CORRELATED[İng.] değil/yerine/= BAĞINTILI


- KORKAĞIN "KILICI" ile/değil/yerine/>< CESURUN BAKIŞI


- KORKU ile/ve/||/<>/> AĞRI ile/ve/||/<>/> GERGİNLİK


- KÖRLER ÇARŞISINDA ve/||/<> SAĞIRLAR ÇARŞISINDA

( Ayna satma! VE/||/<> Gazel atma! )


- KÖRLÜK ile "DAĞ KÖRLÜĞÜ"


- KÖRÜ KÖRÜNE (BAĞLANMAK, İNANMAK)

( ALE-L-IMIYÂ, ALE-L-AMYÂ )


- KORU ile/ve/||/<> AĞAÇLIK

( Bakımlı küçük orman. İLE/VE/||/<> Ağacı bol olan yer. )


- KOŞMA ile VARSAĞI

( ... İLE Güney Anadolu bölgesinde yaşayan Varsak Türkleri'nin söyledikleri koşma. )


- KOŞUK ile SAGU

( Çoğunlukla aşk, kahramanlık, güzellik, doğa, hasret, savaş ile ilgili söylenirdi. İLE Ölüm ve yas ile ilgiliydi. )

( Genellikle şölen ve sığır adlı eğlence törenlerinde söylenirdi. İLE Yuğ adlı cenaze törenlerinde söylenmekteydi. )


- KOŞULLARIN "AĞIRLIĞI" değil/ne yazık ki ("BAZI") "KİŞİLERİN" DUYARSIZLIĞI/KAYITSIZLIĞI


- KOTER/CAUTER[İng.] değil/yerine/= DAĞLAÇ


- KOTERİZASYON/CAUTERIZATION[İng.] değil/yerine/= DAĞLAMA


- KOYNUNDA ile/ve/||/<> BAĞRINDA


- KOYUN ile/değil DAĞLIÇ

( ... İLE/DEĞİL Kıvırcık koç ile karaman koyununun çiftleşmesinden doğan melez koyun. )


- KOYUN ile/ve KARAGÜL


- KOYUN ile KARAGÜL/KARAKUL

( ... İLE Asıl yurdu Buhara'da Karakul bölgesi olan ve yurdumuzda da yetiştirilen, tüyleri uzun ve kıvırcık bir cins koyun. )


- KOYUN ile ROCKY DAĞLARI İRİ BOYNUZLU KOYUNU

( ... İLE Amerika'nın, Rocky Dağları'nda yaşarlar. )


- KRATER[Fr. < CRATERE] değil/yerine/= YANARDAĞ AĞZI


- KRETASE[Fr. < CRETACE] değil/yerine/= İKİNCİ ÇAĞIN SON DÖNEMİ

( Genellikle alt bölümü killi ve kumlu, üst bölümü tebeşir olan İkinci Çağ'ın son dönemi. )


- KRİYOTERAPİ/CRYOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= DONDURARAK SAĞALTIM


- KROM[Fr./İng. CHROME] ile/ve/||/<>/> KROMAJ[Fr./İng. CHROMAGE]

( Atom numarası 24, atom ağırlığı 52,01, yoğunluğu 6,92 olan, 1514 °C'de eriyen, ısıya dayanıklı, havada oksitlenmeyen bir öğe. [simgesi Cr] | Bu öğeden yapılmış olan. İLE/VE/||/<>/> Metal yüzeyleri kromla kaplama işlemi. | Bu işlemle kaplanmış yer. )


- KSE/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ


- KSK/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI


- KUCAKLAMAK/KUCAĞA ALMAK ile KUCAĞINA OTURTMAK

( Bir bebeği/çocuğu kollar aracılığıyla/yardımıyla göğüs bölgesinde tutmak. İLE Bir bebeği/çocuğu üst bacaklar üzerinde oturtmak. )


- KÜÇÜK ŞALGAM = YAĞ ŞALGAMI

( Turpgillerden, çiçekleri kokulu, tohumlarından ışık araçlarında ve sabun yapımında kullanılan bir yağ çıkarılan, kolzaya benzeyen bir bitki. )

( BRASSICA RAPA )


- KÜÇÜK YEŞİL AĞAÇKAKAN ile YEŞİL AĞAÇKAKAN

( ... İLE Avrupa'da bulunur. )

( ... İLE "Yağmur kuşları" olarak da bilinir. [kahkahaya benzeyen farklı bir sesi duyuluyorsa yağmur geliyor demektir.] )

( ... İLE Bir zamanlar İngilizce'de 40'a yakın bölgesel adı vardı. [Hewhole, Wudewale, Galley Bird, Yaffle(halen kullanılmaktadır! [anlamı: "doymak bilmeden yemek"tir. Bir oturuşta 2000 karınca yiyebildiği için])]
GREY-HEADED WOODPECKER vs. HEWHOLE )

( PICUS CANUS cum PICUS VIRIDIS )


- KUELA ile KIRMIZI GAGALI KUELA

( ... İLE Dünya üzerindeki en geniş nüfusa sahip kuş türüdür. )

( )


- KÜFÜRBAZ[Ar. + Fars.(-bâz)] değil/yerine/= AĞZI KARA


- KÜFÜRBAZ değil/yerine/= SÖVGEN/SÖVÜCÜ/AĞZI BOZUK


- KUİPER KUŞAĞI:
İÇ ile/ve/||/<> DIŞ

( [uzaklık] 4.02 ışık saati. İLE/VE/||/<> 6.79 ışık saati. )

(

)


- KULAĞAKAÇAN BÖCEĞİ ile ...

( EARWIG[İng. Kulak yaratığı], PERCE-OREILLE[Fr. Kulak delen], OHRWURM[Alm. Kulak solucanı], CONTRAPLUMAS[İsp. Çakı], TİJERETA[İsp. Makas darbesi], FORBICINA[İt. Küçük makas] )


- KULAK ile/değil !GULAG


- KULAK ile/ve KALP KULAĞI/KULAKCIK


- KÜLLİYE ile CÜZZİYE(İSNAD'A BAĞLI)(NİCELİĞE/KEMMİYET'E GÖRE)

( Tüm bireyler ölümlüdür. İLE Bazı bireyler hekimdir. )


- KÜLTÜR:
KÂĞIT ÜZERİNE ile/ve/||/<>/< KÂĞIT DIŞINDAKİ NESNELERLE


- KULUNLUK = DÖL YATAĞI

( Kısrak, eşek vb. hayvanlarda döl yatağı. )


- KULVAR/KANAL" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAĞLAM


- KUMAR BAĞIMLILIĞI DÖNEMLERİ/NDE:
BALAYI ve/||/<>/> DURAKLAMA ve/||/<>/> ÇÖKÜŞ ve/||/<>/> YIKILIŞ

( Genellikle kısa sürer ve "kazançlı" geçen bir dönemdir. Daha sonraki süreçte, sürekli bu dönem anımsanarak oynanmaya devam edilir. VE/||/<>/> Kazanma ve kaybetme dönemleri, ardışık bir biçimde birbirini takip eder. VE/||/<>/> Kayıplar artmaya başladığından dolayı bahis miktarları çoğalır ve borçlanmalar başlar. İş ve aile, boşlanmaya başlanır. Alkol ve madde tüketimi artar/başlar. VE/||/<>/> Ekonomik kaynaklar tamamen tükenmiştir. Yalan, yasadışı maddî kaynak kullanma, yasal sorunlar, aile parçalanması, depresyon ve intihar görülür. )


- KUMAŞ DESENİNDE:
PÖTİKARE[Fr.][PİTİKARE değil!] ile/ve/değil/<> KAZ AYAĞI

( )


- KUMAŞ ile KARYAĞDI

( ... İLE Üstünde beyaz benekler bulunan kumaş. )


- KÜMELEŞME/AGLOMERASYON[Fr.] ile KÜMELEŞİM/AGLÜTİNASYON[Fr.]


- KUNDUZ ile/ve DAĞKUNDUZU

( Avrasya kunduzu. İLE/VE Kuzey Amerika'da yaşar. )

( Bu iki tür, 24.000 yıl önce ayrılmıştır ve artık çiftleşememektelerdir. )

( Kunduzlar 15 dakikaya kadar suyun altında kalabilirler. [Suyun altındayken su girmemesi için dudakları ön dişlerinin arkasında sımsıkı kapanır] )

( Öndeki dört kesici dişleri açık turuncu renktedir. [Büyümesi hiç durmayan bu dişlerin minelerinde, fazladan kuvvet sağlayan demir bulunur] )

( İlkbahar ve sonbahar aylarında kunduzların kuyruk boyu ikiye katlanır. [Enerjilerini kuyruklarında depoladıkları için, yağın kullanıldığı kış aylarında hacmini kaybeder] )

( CASTOR FIBER cum CASTOR CANADENSIS )


- KUNT/KUND[Fars.] değil/yerine/= DAYANIKLI, SAĞLAM, KALIN, AĞIR


- KÜPE:
SAĞ KULAKTA ile SOL KULAKTA

( Sadece sağ kulağa takılan küpenin anlamı, o kişinin eşeşeysel(homoseksüel) bir tercihi olduğunu belirtir. İLE Sadece sol kulakta ise çeşitli anlamları/mesajları olabileceği gibi, herhangi birinin ikisine birden küpe takmak istememesi durumunda tercih ettiği/etmesi gereken kulak. İLE İkisine de takılmışsa, tamamen takan kişinin tercihiyle/beğenisiyle ilgili. )


- KUR'AN OKUMAK:
"AĞLAMAK İÇİN" değil ANLAMAK İÇİN


- KÜR/CURE[İng.] değil/yerine/= TAM SAĞALTIM


- KÜRATİF/CURATIVE[İng.] değil/yerine/= SAĞALTICI | İYİLEŞTİRICİ


- KURBAĞA ADAM = DALGIÇ


- KURBAĞA OTU ile KURBAĞAZEHRİ

( Düğün çiçeğigillerden bir bitki. İLE Kurbağazehrigillerden, tatlı sularda yaşayan, beyaz çiçekli, yaprakları yürek biçiminde olan bir süs bitkisi. )

( BUFONIA cum HYDROCHARIS )


- KURBAĞA ile (BUSHWELT) YAĞMUR KURBAĞASI


- KURBAĞA ile (KIÇI) KILLI KURBAĞA

( FROG vs. ... )


- KURBAĞA ile (ZEHİRLİ) CAM KURBAĞA

( )


- KURBAĞA ile AFRİKA YAĞMURU KURBAĞASI

( )


- KURBAĞA ile ALASKA KURBAĞASI

( ... ile )

( )


- KURBAĞA ile BOĞA KURBAĞA


- KURBAĞA ile BREZİLYA ZEHİRLİ KURBAĞASI


- KURBAĞA ile ÇOÇUİ(KUKU)

( ... İLE Ufak bir ağaç kurbağası.[Porto Riko'nun simgesidir.] )


- KURBAĞA ile ÇÖL KURBAĞASI


- KURBAĞA ile ÇÖL YAĞMURU KURBAĞASI

( ... İLE )


- KURBAĞA ile DOMATES KURBAĞASI


- KURBAĞA ile GECE KURBAĞASI

( image )

( ... cum BUFOTES VIRIDIS )


- KURBAĞA ile HİNT KURBAĞASI

( ... İLE Muson yağmurlarıyla birlikte ortaya çıkan Hint kurbağalarının yeşil olan rengi, üreme döneminde sarıya döner.[Renk değişiminin nedeni, dişileri etkilemektir.] )


- KURBAĞA ile KAFESLİ AĞ KURBAĞASI


- KURBAĞA ile KARA KURBAĞA/OTLUBAĞA

( 5000'in üzerinde kurbağa türü vardır. [Sri Lanka'da, 2002 yılında, 100 yeni tür daha bulunmuştur] )

( 2.600 değişik cins kurbağa vardır. Türkiye'de ise 29 kurbağa türü bulunmaktadır. )

( Ne yazık ki, kurbağaların nesli, hızla tükenmektedir. :( [Kurbağalar, derileri aracılığıyla soluk alan canlılar olduklarından, tüm türlerin üçte biri tehlike altındadır.][Zehirleri, bizim için tehlikeli olabilir fakat kişilerin etrafa saçtığı zehirler, onlar için çok daha öldürücüdür.] )

( Kurbağa ile Kara Kurbağası Kurbağa )

( MUKNİA: Kurbağa yavrusunun, yumurtadan çıktığı ilk durumu.
VAKVAKA: Kurbağa sesi. )

( BÜRKE, DIFDEA/DIFDA'[DIFDAİYYE: Kurbağagiller] ile ... )

( GÛK ile ... )

( FROG vs. TOAD )

( RANUCULA cum BUFA )

( LA RANA con ... )


- KURBAĞA ile KAZICI KURBAĞA


- KURBAĞA ile KÜÇÜK ZEHİRLİ KURBAĞA


- KURBAĞA ile KURBAĞA BALIĞI

( )

( FROG vs. FROG FISH )


- KURBAĞA ile KURBAĞACIK

( ... İLE Kurbağa yavrusu, küçük kurbağa. | Küçük İngiliz anahtarı. | Ayarlanabilir somun anahtarı. | Pencere çerçevesi gibi yukarıya sürülen nesnelerin alt kenarlarına yerleştirilen tutacak. | Ağız tabanında çıkan sıvı içeren bir tür küçük kist. )


- KURBAĞA ile LİOPELMA


- KURBAĞA ile MANTELLA KURBAĞASI


- KURBAĞA ile MAYMUN KURBAĞASI

( FROG vs. MONKEY FROG )

( ... cum PHYLLOMEDUSA CAMBA )


- KURBAĞA ile MİKROHİLİD KURBAĞA/NOKTALI VINLAYAN KURBAĞA

( ... İLE Peru, Hindistan ve Sri Lanka'da yaşarlar. )

( ... cum CHIASMOCLEIS VENTRIMACULATA )


- KURBAĞA ile NİNJA KURBAĞA


- KURBAĞA ile ÖKÜZ KURBAĞASI

( ... İLE Güney Afrika'da yaşar. )

( )


- KURBAĞA ile OVA KURBAĞASI


- KURBAĞA ile TOROS KURBAĞASI

( ... İLE Dünyanın, vraklamayan tek kurbağa türü. [Bolkar Dağları'nda, Karagöl-Ulukışla-Niğde'de yaşar.] )


- KURBAĞA ile YEŞİLBAĞA

( ... İLE Yeşil renkli bir tür küçük kurbağa. )


- KURBAĞA ile ZÂT-ÜL-GALSAME-İ DÂİME[Ar.]

( ... İLE Biçimini değiştirme özelliği eksik olan bir tür kurbağa. )


- KURBAĞALAMA ile KURBAĞALAMA

( Kurbağanın yüzmesine benzer yatay hareketler yaparak yüzme. İLE Birbirine paralel iki tırmanma sırığına baldırları ve ayak sırtlarını kenetleyerek ya dışarıdan diz altına sıkıştırarak tırmanma. )


- KURBAN ile/değil/yerine MAĞDUR


- KURBANIN ... ile/değil KURBAĞANIN ...


- KURTAĞZI ile KURTAYAĞI ile KURTBAĞRI

( Gemi ve sandallarda halatın geçmesi için teknenin kenarına tutturulmuş, açık ağız biçiminde metal parça. | Doğramanın birbirine geçen dişleri. | Çatıdaki dışa açılan küçük pencere. İLE Damarlı çiçeksizlerden, küçük yapraklarla örtülü ince bir sap görünüşünde olan bir bitki. İLE Zeytingillerden, yaprakları mızrağa benzer, çiçekleri beyaz, kokulu ve salkım durumunda olan, çit yapmakta kullanılan bir süs bitkisi. )

( ... cum LYCOPODIUM CLAVATUM cum LIGUSTRUM VULGARE )


- KURTLUCA/MEŞECİK/YERMEŞESİ/YERPALAMUDU/SUSARMISAĞI ile KURTMANTARI

( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarmısağı andıran, göl ve akarsu kıyıları gibi nemli yerlerde yetişen bir bitki. İLE Tazeyken yenebilen, olgunlaştığında, basılınca sporlar saçan, beyaz renkli, yuvarlak biçimli, bazitli bir mantar. )

( ARISTOLOCHIA cum LYCOPERDON )


- KURTPENÇESİ = KURTTIRNAĞI

( Karabuğdaygillerden, 20-50 cm. yüksekliğinde, pembe çiçekleri salkım biçiminde, sap ve kökünde bol tanen bulunan çok yıllık otsu bir bitki. )

( POLYGONUM BISTORTA )


- KURTULUŞ SAVAŞI'MIZDA:
KAĞNI ve/||/<>/> UÇAK

( )


- KURUCU BAĞLILIK ile NEDENSEL BAĞLILIK


- KUŞ ile BURUŞUK BOYNUZ GAGA KUŞU

( ... ile )


- KUŞ ile GÜMÜŞ YANAKLI BOYNUZ GAGALI KUŞ


- KUŞ ile KIRMIZI GAGALI BUFALO DOKUMACI KUŞU


- KUŞ ile TARAGOZ KUŞU

( El Salvador'un simgesi olan yeşil-mavi kuyruklu bir kuş. )


- KUŞEKMEĞİ = ÇOBANDAĞARCIĞI

( Turpgillerden, çorak yerlerde yetişen, beyaz ya mor çiçekli, eskiden hekimlikte kullanılmış olan otçul bir bitki. )

( THLASPI )


- KÜSKÜT[Fr. CUSCUTE] değil/yerine/= ŞEYTANSAÇI/BAĞBOĞAN

( Çit sarmaşığıgillerden, ince uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve bazı meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz, asalak bir bitki. )

( CUSCUTA )


- KÜSTAHLIK değil "GÜÇLÜ OLMA(/GÖRÜNME)" TAKLİDİ

( Küstahlık, zayıf kişinin, güçlü olma çabasıdır/taklididir. )


- KÜTLE ile/ve AĞIRLIK

( Kavramdır. İLE/VE Yerçekimi vardır. )

( )


- KUTUR[Ar.]/DİYAGONAL[Fr. < DIAGONALE] değil/yerine/= KÖŞEGEN

( Bir çokgende ardışık olmayan ya da çok yüzlüde aynı düzlem üzerinde bulunmayan iki köşe arasına çekilen çizgi. )


- KUVANTUM MEKANİĞİ/NDE:
[NESNE + ...] ÖLÇÜM ile/ve/||/<> SIRALI ÖLÇÜMLER ile/ve/||/<> BAĞLAMSALLIK


- KUVANTUM'DA:
PARİS "ÇEVRESİ"/YORUMU ile/ve/>< KOPENHAG "ÇEVRESİ"/YORUMU


- KUVVET ile/ve/||/<> AĞIRLIK


- KUVVET ile/ve/<> GRAMKUVVET/GRAMAĞIRLIK

( ... İLE/VE/<> Bir gram kütleye, 45° enlemindeki deniz yüzeyinde, Yer'in uyguladığı kuvvet. )


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- KUZUKULAĞI = EKŞİKULAK

( Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki. )

( RUMEX ACETOSA )


- KVAA/WİRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞLARI


- LÂ YAĞFİRU EN YUŞREKE BİHÎ[Ar.] ile LÂ YAĞFİRU'Ş-ŞİRKE BİHÎ[Ar.]

( Kendine şirk koşulmasını mağfiret etmez. İLE Kendine olan şirki mağfiret etmez. )


- LAGA-LUGA (ETMEK)/LAGADA-LUGADA

( Gereksiz konuşmalarda. )


- LÂGAR[Fars.] ile ...

( Arık, zayıf, cılız hayvan. )


- LAĞAŞ ile ...

( Mezopotamya'da bir şehir devlet. )


- LAGRANGE NOKTALARI ve/<>/> FOURIER DİZİLERİ

( 1784 ve/<>/> 1807 )

( JOSEPH FOURIER [1768 - 1830] )

( OPTICS )


- LAGÜN[Fr.] değil/yerine/= DENİZKULAĞI


- LAĞV ile/değil/yerine/>< MÜFÎD[< FEYD]

( Yararsız/faydasız, beyhûde, boş. | Yanılma, atlama. | Kaldırma, hükümsüz bırakma. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlatan, ifâde eden, anlamlı/mânâlı. | Yararlı/faydalı. )

( YEMÎN-İ LAĞV: Alışkanlıkla edilen ve şer'an kefâret gerektirmeyen yemin. )


- LÂLE ile DAĞ LÂLESİ/MANİSA LÂLESİ/ANEMON[Yun.]

( ... cum ANEMONE VULGARIS )


- LÂLE ile LÂLEAĞACI

( Zambakgillerden, yaprakları uzun ve mızraksı, çiçekleri kadeh biçiminde, türlü renkte, bir süs bitkisi. | Meyve koparmak için ucuna üçlü ya da dörtlü bir çatal geçirilmiş sırık. | [tarih] Ağır hapis mahkûmlarının boynuna geçirilen demir halka. İLE Manolyagillerden, anayurdu Güney Amerika olan, çiçekleri laleye benzeyen bir süs ağacı. )

( TULIPA GESNERIANA cum LIRIODENDRON TULIPIFERA )


- LÂLE ile/ve TERS LÂLE/DERVİŞ LÂLESİ/AĞLAYAN GELİN

( ... İLE/VE Dünyada yalnızca Hakkari Cilo Dağı'nda yetişen bu nadide çiceğe, Asur'lular, her sabah göbeğinden su damlattığı için "Ağlayan Lâle" adını verdiler ve kutsal saydılar. )

( ... İLE/VE Her dalında altı adet lâlenin ters büyüdüğü, Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından koruma altına alınan Ters Lâle'nin; sarı, turuncu ve kırmızı renkleri bulunmaktadır. )

( ... İLE/VE Selimiye Camii'ndeki. )

( LÂLEZAR: Lâle bahçesi. )

( BAHÂ-PÎRÂ-Yİ İSMÂİL: Ünlü bir çeşit lâle. )

( Lâlezar Sergisi )

( Lâle, İstanbul'dan, Hollanda'ya, 1554'te gönderilmiştir. )


- LAN/LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= YEREL ALAN AĞI


- LAPA LAPA (YAĞMAK)

( Karın yoğun ve tanecikleri ayırd edilir biçimde yağması. )


- LAVAJ/LAVAGE[İng.] değil/yerine/= YIKAMA


- LAYETE GAYYER değil/yerine/= DURAĞAN/DEĞİŞMEZ/BOZULMAZ


- LDA/LATENT DİRICHLET ALLOCATION[İng.] değil/yerine/= OLASILIK DAĞILIMLARI TEMELLİ KÜMELEME


- LENA IRMAĞI ve/<> LENA SÜTUNLARI

( ... VE/<> Yakutistan'ın başkenti Yakutsk'un 200 km. güneyinde, Lena ile Buotama ırmakları arasında bulunan, bugün milli park ilân edilmiş ve korunmakta olan Lena ırmağı boyunca, 80 km. uzanan, 2 - 3 milyon yıl önce, kırmızı kum taşından, tektonik olaylar sonucu oluşmuş dik kolonlar, zaman içinde sertleşir ve yükseklikleri 200 m.'ye ulaşır. )


- LENF DOKUSU ile/ve YAĞ DOKUSU ile/ve KEMİK DOKUSU ile/ve KIKIRDAK DOKUSU ile/ve GÖZENEKLİ DOKU ile/ve DESTEK, BAĞ DOKUSU ile/ve EPİTEL DOKU ile/ve KAS DOKUSU ile/ve SİNİR DOKUSU

( ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Göze sayısı az, göze arası nesnesi çok ve genellikle öteki dokuları birbirine bağlayarak destek görevi yapan doku. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> ... )

( ADENIT TISSUE vs./and ADIPOSE (FATTY) TISSUE vs./and BONY TISSUE vs./and CARTILAGE TISSUE vs./and CELLULAR TISSUE vs./and CONNECTIVE TISSUE vs./and EPITHELIAL TISSUE vs./and MUSCULAR TISSUE vs./and NERVOUS TISSUE )


- LEOPAR ile KAR LEOPARI


- LEYLEK ile AÇIK GAGALI LEYLEK


- LEYLEK ile AYAKKABI GAGALI LEYLEK

( )

( ... cum BALAENICEPS REX )


- LEYLEK ile SARI GAGALI LEYLEK

( CICONIA CICONIA cum MYCTERIA IBIS )


- LIE vs. CAMOUFLAGE


- LİGAMAN/LIGAMENT[İng.] değil/yerine/= BAĞ


- LİGANT/LIGAND[İng.] değil/yerine/= BAĞLANAN (MOLEKÜL, ATOM VB.)


- LİGASYON/LIGATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAMA


- LİMON ile AĞAÇ KAVUNU

( ... İLE Turunçgillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, taç yaprakları mavimsi pembe, küçük bir ağaç. | Bu ağacın iri bir limon görünüşündeki buruşuk kabuklu yemişi. )

( ... cum CITRUS MEDICA )


- lin.[Lat. < LINIMENTUM] değil/yerine/= ETKİLİ NESNENİN YAĞ YA DA ALKOLDE ERİTİLMESİYLE HAZIRLANAN SIVI İLÂÇ


- LİNK[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTI


- LİPOPROTEİNLER değil/yerine/= YAĞLI ÖNBESİ


- LÖKOSIT FORMÜLÜ/DİFFERENTIAL BLOOD COUNT[İng.] değil/yerine/= AKYUVAR DAĞILIMI


- LOVE vs./and COURAGE


- LUMBAGO ile ...

( Bel ağrısı. )


- LÜTUF/İHSAN/ATIFET/İNAYET değil/yerine/= KAYRA/İYİDEM/KUTBAĞIŞ/KUTYARDIM


- M-HEALTH/MOBILE HEALTH[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK, M-SAĞLIK


- MÂBED'E ÇAĞRIDA:
SUR ile/> ÇAN ile/> EZAN


- MADDE BAĞIMLI/LIĞI ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL BAĞIMLI/LIK


- MADDELERE:
BAĞLILIK değil BAĞIMLILIK


- MADEN YATAĞI ile/ve/||/<>/> MADEN OCAĞI


- MADIMAK ile/||/<> SİNOP MADIMAĞI

( İlkbaharda, kırlarda yetişen, ufak yeşil yapraklı, yenilebilen bir kır bitkisi. )


- MADUR değil MAĞDUR


- MAGANDA ile MAÇO


- MAGÂNİM[Ar. < MAGNEM] ile MAGÂRİM[Ar. < MAGREM]

( Ganimetler, düşmandan ele geçirilen mallar. İLE Ödenilecek borçlar, diyetler. )


- MAĞARA[Ar.] değil/yerine/= İN

( Bir yamaca ya da kaya içine doğru uzanan, barınak olarak kullanılabilen yer kovuğu. | Karst bölgelerinde, kireçtaşlarının erimesiyle oluşan, büyük, birbirine koridorlarla bağlı yeraltı kovukları. )


- MAĞARA ve/> MAĞAZA


- MAĞARALAR'DA:
BODGAYA ve HİRA

( ... VE HİRA: Arayış. )


- MAĞARUL = AVAR

( )


- MAĞAZA değil/yerine/= KEPİTEY


- MAĞAZA ile/ve/<> REYON[Fr. < RAYON]

( ... İLE/VE/<> Bir mağazanın yalnız bir tür eşya satılan bölümü. )


- MAĞDUR HAKLARI ile/ve/<> SANIK HAKLARI


- MAĞDUR/İYET[Ar.] değil/yerine/= KIYGIN/LIK

( Haksızlığa uğramış kişi. )


- MAĞDUR/İYET ile MAHCUB/İYET


- MAĞDUR ile/ve/||/<> MUZDARİP/MUZTARİB[< DARB]


- MAĞDUR ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/>< ZÂLİM


- MAĞDURİYET:
TARİHSEL ile/değil EKİNSEL/KÜLTÜREL


- MAGIC vs. MAGICAL


- MAĞLOVA SU KEMERİ değil MUALLAK SU KEMERİ

( Alibeyköy Barajı, Taş Ocağı Mevkii'ndedir. )

( 1563'te inşâ edilen, Mimar Sinan yapıtıdır. )

( Kemerlerin Süleymaniye'si denilir. Muallak[boşlukta duran] adıyla bilinmelidir. )

( Uzunluğu 260 m., yüksekliği 36 m.dir. )


- MAĞLUP/MAĞLUBİYET değil/yerine/= YENİK/YENİLEN/YENİLGİ/SIMAK

( Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme. | Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme. )


- MAGMA[Yun.] değil/yerine/= ISI/SICAK YUVARI

( Yerin içinde, sıvı ya da hamur kıvamında, uçucu gazlarla doymuş olarak bulunan eriyik. )


- MAGNETOSPHERE değil/yerine/= KAPARYUVAR


- MAGNETOTELLURICS değil/yerine/= KAPARBALKI


- MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ ve/||/<>/> KALSİYUM EKSİKLİĞİ

( Magnezyum eksikliği, aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü, gövdenin kalsiyumu emmesi için magnezyuma gereksinimi vardır. )


- MAGNEZYUM ile KELİFİT[Fr. < KELYPHITE]

( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. İLE Hidratlı doğal magnezyum silikat. )


- MAGNEZYUM MAGNEZYUM SÜLFAT

( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24.30, yoğunluğu 1.7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [Simgesi: Mg.] İLE Kimyasal formülü MgSO₄ olarak bilinen bir bileşiktir. Magnezyum, kükürt ve oksijen içerir. Yapısı gereği, inorganik bir tuzdur. Genellikle heptahidrat formundaki sülfat minerali olan, "Epsomit" ya da öteki adıyla, "Epsom tuzu" durumunda bulunmaktadır. "Epsom" adını ise, İngiltere'de bulunan bir yerleşim yerinden almıştır. )

( Magnezyum, klasik bir öğedir. İLE Magnezyum sülfat ise, bir bileşik olarak nitelendirilir. Yani, magnezyumun yapısına; kükürt ve oksijen ilavesiyle oluşur. Saf magnezyumdan, daha kompleks yapıda olup; farklı öğelerin magnezyum ile birleşmesinden oluşur. Magnezyum, temel öğe ve metabolizmanın yapı taşlarından biri iken; magnezyum sülfat, onun farklı nesnelerle birleşimidir.

Magnezyum sülfat, endüstri açısından; üst düzey kullanım alanına sahip bir bileşiktir. Epsom tuzu, genellikle magnezyum sülfat olarak bilinmektedir. Epsom tuzu, sofra tuzundan; tümüyle farklı bir bileşiktir. Epsom tuzunun da, magnezyumdan ayrı olarak; belirli işlevleri ve yararları bulunmaktadır.

Sofra tuzuna benzer görünüme sahip epsom tuzu, genellikle banyolarda eritilir. Bu yüzden, "banyo tuzu" olarak da bilinir. Sofra tuzuna benzese de tadı belirgin oranda farklıdır. Epsom tuzu, son derece acı bir tada sahiptir. Tadı nedeniyle, yemeğe ekleme amaçlı olarak pek kullanılmaz. )


- MAGNEZYUM ile TALK[Ar.]

( Atom numarası 12, atom ağırlığı 24,30, yoğunluğu 1,7 olan, gümüş renginde, parlak bir alevle yanan, çok hafif bir öğe. [simgesi Mg] İLE Genellikle açık yeşil, toz durumundayken yağlı bir görünümde, özgül ağırlığı 2,7, sertliği 1 olan, hidratlı doğal magnezyum. )


- MAGNİFİKASYON/MAGNİFICATION[İng.] değil/yerine/= BÜYÜLTME


- MAGNİTÜT/MAGNİTUDE[İng.] değil/yerine/= BÜYÜKLÜK | ÖNEM


- MAGRİB-İ AKSÂ[Ar.] ile MAGRİB-İ EDNÂ[Ar.] ile MAGRİB-İ ESVÂT[Ar.] ile MAGRİB OCAKLARI[Ar.]

( Fas, Marakeş. İLE Trablus ve Berberiye. İLE Tunus, Cezâyir. İLE Trablus, Tunus ve Cezâyir. )


- MAGRİB[Ar. < GARB | çoğ. MAGARİB] ile Magrib[Ar.]

( Batı. | Akşam. İLE Batı tarafında olan ülkeler. | [Afrika için] Mısır ötesindeki kuzey bölümü.[İspanya, Portekiz] )


- MAGRİS[Ar. < GARS | çoğ. MAGARİS] ile MAGRİZ[Ar. çoğ. MAGARİZ]

( Fidanlık, fidan yetiştirilen yer. İLE Bir şeyin dahil edildiği yer, bir şeyin çıktığı, büyüdüğü geliştiği yer, kuyruk dibi. | Büyükayı[Dübb-i Ekber] denilen yıldız takımının dörtgeniyle kuyruğunun birleşme noktasında bulunan, kümenin dördüncü parlak yıldızı. )

( ... cum URSUS MAJORIS )


- MAĞRUR[Ar.] değil/yerine/= GURURLU


- MAĞRUR ile/ve/değil/yerine/||/>< MAĞDUR

( Mağdur olan, mağrur olur. )

( "Mağrurun" değil mağdurun yanında olmayı yeğleriz/yeğlemeliyiz... )


- MAGRÛS/E[Ar. < GARS] ile MAGRÛZ[Ar.]

( Toprağa dikilmiş. İLE Taze. )


- MAĞŞUŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞIK


- MAGZÂ[Ar.] ile MAGZÂ[Ar. çoğ. MAGAZÎ]

( Amaç, istek, meram. İLE Gazâ, savaş öyküleri. | Savaş. )


- MAHLUL[Ar.] değil/yerine/= ÇÖZÜLMÜŞ/DAĞILMIŞ


- MAHRÛMİYET ile/ve/||/<>/> MAĞDURİYET


- MAİŞETİ TEMİN değil/yerine/= GEÇİMİNİ SAĞLAMAK


- MAKARAKOMBURU DAĞI

( Solomon Adaları'nın en yüksek noktası.[2447 m.] )


- MAKASLIBÖCEK = BAĞKESEN

( Kınkanatlılardan, başı ve makasları iri bir böcek. )

( LUCANIUS )


- MAKUL KUŞKU ile YETERLİ KUŞKU ile AĞIRLIKLI KUŞKU

( ... İLE Dava açmadaki belirleyeci. İLE ... )


- MALEZYA BAYRAĞI'NDA:
AY ve/<> YILDIZ ve/<> MAVİ ve/<> SARI

( İslâm'ı simgeler. VE/<> Eyaletleri simgeler. VE/<> Birlik'i simgeler. VE/<> Kraliyeti simgeler. )

( Malezya'yı oluşturan 13 eyalet, Malezya bayrağı ile birlikte kendi eyalet bayrağını kullanmaktadır. )


- MALİ'DE:
CENNE ile/ve/<> TİMBUKTU ile/ve/<> BANDIAGARA FALEZİ ile/ve/<> ASKİA MEZARI

( Mali'nin, UNESCO Dünya Mirası dizininde bulunan, görülmeye değer dört önemli mekânı. )


- MANAGE(MENT) vs. MÉNAGE


- MANAGER vs. LEADER


- MANOLYA[MAGNOL'un adından(bitkibilimci)] ile ...

( Koklanmaz! [Sadece izlenir!] )

( Manolyagillerden, yaprakları almaşık, iri ve parlak yeşil renkte bir süs ağacı. | Bu ağacın, çok iri, beyaz ve limon kokusunda, güzel çiçeği. )

( MAGNOLIA GRANDIFLORA )


- MANTAR ile AĞ MANTARLAR

( ... İLE İnsan ve hayvanlarda hastalığa yol açan ve çok sayıda türü içine alan ilkel bitkiler topluluğu. )


- MANTAR ile AĞBENEK

( ... İLE Ağ görünüşünde olan, arpa yapraklarına yerleşerek oldukça önemli zararlara yol açan, açık ya da koyu kahverengi asklı mantar. | Bu mantarın yol açtığı ekin hastalığı. )


- MARGARİN yerine ZEYTİNYAĞI!


- MARN[Fr.] değil/yerine/= PEKMEZTOPRAĞI

( Çok ince taneli kil minerallerinden ve kalsitin değişik oranlardaki karışımından oluşan tortul kayaç. | Üzüm şırasının tortularını çöktürmek için kullanılan, kil ile karışık kireçli toprak. )

( MARNLAMAK: Kireci az olan toprağın içine marn katarak daha iyi duruma getirmek. )


- MAROVO LAGÜNÜ ile/ve/||/<> EAST RENNELL GÖLÜ

( Dünyanın en büyük tuzlu su lagünü Marovo, Solomon Adaları'nın New Georgia adasında bulunmaktadır. İLE Dünyanın en yüksek seviyedeki gölü, Solomon Adaları'nın East Rennell Adası'nda bulunmaktadır. )


- MARRIAGE vs. WEDDING


- MARTI ile İNCE GAGALI MARTI

( ... vs. SLENDER-BILLED GULL )

( ... cum LARUS GENEI )


- MARTI ile MAKAS GAGALI MARTI

( ... İLE Alt gagaları, üsttekinden uzun olan tek kuştur. )

( )


- MASA'nın Var'ı. ile AĞAÇ'ın Var'ı. ile TANRI'nın Var'ı.


- MATEMATİK YÜCE ile/ve/||/<> DAĞ YÜCE

( Dağ. İLE/VE/||/<> Kasırga. )


- MATEMATİKTE:
EŞLEŞME ve/||/<> ÖLÇME ve/||/<> SAYMA ve/||/<> STANDARDİZASYON ve/||/<> KÜME ve/||/<> BAĞINTI ve/||/<> İŞLEV(FONKSİYON)


- MAYDANOZ ile ÇADIRUŞAĞI

( ... İLE Özsuyu, tıpta kullanılan, maydanozgillerden bir bitki. )

( ... cum DOREMA AMMONIACUM )


- MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU

( ... İLE Güney ve Ekvator Afrika'da yaşarlar. Uzun ve ince parmaklarının alt ucunda vantuz görevi gören etten çekmenler vardır. [Bunlar, hayvanın pençelerini kullanmadan koşa koşa ağaçlara tırmanmasını sağlar.] )

(
)


- MAYMUN ile MADAGASKAR MAYMUNU

( )


- MAYMUN ile MAGO

( ... İLE Kızılsarı tüylü bir maymun. )


- MAZERET KAĞIDI değil/yerine/= NEDENLİK BELGESİ


- MAZRÛF[< ZARF] değil/yerine/= ZARFLANMIŞ, ZARFA KONMUŞ | KALIPLI, KILIFLI | ZARFLI KÂĞIT


- MDSS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ


- MEBLAĞ[Ar.] yerine TUTAR


- MEBLAĞ değil/yerine/= TUTAR


- MECAZ ile KÖPRÜ/BAĞLANTI


- MEDÂR-I MAİŞET değil/yerine/= GEÇİM DAYANAĞI


- MEDDAH İSMET (SOKAĞI) ile BEHÇET NECATİGİL (SOKAĞI)

( )


- MEDICAL FUTILITY[İng.] değil/yerine/= BOŞA SAĞALTIM


- MEDİKASYON/MEDICATION[İng.] değil/yerine/= İLAÇ SAĞALTIMI | İLAÇ


- MEDRESELER ile/ve PAGODA(BUDİST TAPINAKLARI)


- MEFRÛG[Ar. < FERÂĞ | çoğ. MEFÂRÎG] ile MEFRÛK[Ar. < FARK | çoğ. MEFÂRÎK] ile MEFRÛK[Ar.]

( Başkasına bırakılmış, ferâgat edilmiş. İLE Ayrılmış, araya başka bir şey girmiş, tefrîk edilmiş. İLE Uğulmuş. | Safranla boyanmış şey. )


- MEFSÛH[Ar.] değil/yerine/= KALDIRILMIŞ/DAĞITILMIŞ/BOZULMUŞ


- MEHMED AĞA CAMİSİ ile MEHMED AĞA MESCİDİ

( Fatih, Atik Ali'de, Saray Ağası Caddesi'ndedir. İLE Sultanahmet, Yerebatan Caddesi'ndedir. )

( 1585'te, Dârüssaâde Ağası Hadım Mehmed Ağa tarafından Mimar Davud Ağa'ya yaptırtılmıştır. İLE XV. yüzyılda, Satırbaşı Mehmed Ağa tarafından. [Üskübiye ya da Yerebatan Mescidi adlarıyla da bilinir.] )


- MEHMED AĞA ÇEŞMESİ (KEMERALTI ÇEŞMESİ) ile MEHMED AĞA SEBİLİ

( Üsküdar'da, Valide-i Atik Mahallesi'ndedir. İLE Bayezıd, Çarşıkapı'dadır. )

( 1583'te, Dârüssaâde Ağası Mehmed Ağa tarafından. İLE XVI. yüzyılda, Kızlar Ağası Mehmed Ağa tarafından. )


- MEKANİKTE:
NEWTON ile/ve/||/<>/> LAGRANGE

( )


- MELODİ/NAĞME değil/yerine/= EZGİ


- MELTEMLERDE:
KARA VE DENİZ MELTEMLERİ ile DAĞ VE VADİ MELTEMLERİ

( Gündüz, deniz meltemi; gece, kara meltemi oluşur. İLE Gündüz, vadi meltemi; gece, dağ meltemi olur. [Dağlarda nem oranı az olduğundan vadi ve ovalara göre daha erken ısınır, daha erken soğur.] )

( Deniz meltemi, özellikle Ege kıyılarında görülen, öğleden sonra, denizden karaya doğru esmeye başlayan yeldir. )


- MEMELİ TAKIMLARI:
MONOTREMATA ve/||/<> MARSUPIALIA ve/||/<> PROBOSCIDAE ve/||/<> SIRENIA ve/||/<> EDENTATA ve/||/<> RODENTIA ve/||/<> LAGOMORPHA ve/||/<> PRIMATA ve/||/<> CARNIVORA ve/||/<> CETARTIODACTYLA [ARTIODACTYLA | CETACEA] ve/||/<> PERISSODACYLA ve/||/<> CHIROPTERA ve/||/<> INSECTIVORA

( Platypus, ekidna. VE/||/<> Kangurular, opossumlar, kolalar. VE/||/<> Filler. VE/||/<> Deniz inekleri[manatlar]. VE/||/<> Tembel hayvanlar, karıncayiyenler, armadilolar. VE/||/<> Sincaplar, kunduzlar, oklu kirpiler, fareler. VE/||/<> Tavşanlar, Amerikan tavşanları, pikalar. VE/||/<> Lemurlar, maymunlar, insan benzeri maymunlar, kişiler. VE/||/<> Köpekler, kurtlar, ayılar, kediler, sansarlar, susamurları, ayıbalıkları, morslar. VE/||/<>
[ARTIODACTYLA]
* Koyunlar, domuzlar.
* Sığırlar, geyikler.
* Zürafalar.
||
[CETACEA]
Balinalar, yunuslar, domuz balinaları. VE/||/<> Atlar, zebralar, tapirler, gergedanlar. VE/||/<> Yarasalar. VE/||/<> "Gerçek böcekçiller", bazı köstebekler, bazı cüce fareler. )

( Yumurta bırakırlar. Meme ucları yoktur.[Sütü annenin kürkündenn emerler.] VE/||/<> Embriyonik gelişimlerini marsupial kese içinde tamamlarlar. VE/||/<> Uzun kaslı bir hortuma, kalın gevşek deriye, üst azı dişlerinin uzamasıyla oluşmuş iki uzun fildişine sahiplerdir. VE/||/<> Sucul otoburlardır. Yüzme özelliğine sahip yüzgeç benzeri ön üyeleri vardır fakat arka üyeleri yoktur. VE/||/<> Dişilleri yok ya da indirgenmiştir. VE/||/<> Törpüleme özelliğine sahip törpü şeklinde sürekli büyüyen kesici dişlere sahiptirler. VE/||/<> Törpü benzeri kesici dişleri vardır. Ön üyelerinden daha uzun olan arka üyeleri zıplamak ve koşmak üzere uyum sağlamıştır. VE/||/<> Hepçillerdir[Omnivor]. Başparmaklarını öteki parmaklarının karşısına getirebilirler. Yüzün önüne yönelmiş gözler, çok iyi gelişmiş beyin kabukları vardır. VE/||/<> Etçillerdir. Kesici özellikte, kesip koparmak üzere sivri uclu kesici dişlere sahiplerdir. VE/||/<> Her bir ayakta çift tırnaklı toynağa sahiplerdir. Otoburlardır. || Balık benzeri gövdeye sahip deniz hayvanlarıdır. Ön üyeleri kürek biçiminde ve arka üyeleri yoktur. Yalıtım için kalın bir yağ tabakaları vardır. VE/||/<> Otoburlardır. Her bir ayakta tek tırnaklı bir toynağa sahiplerdir. VE/||/<> Uçmaya uyum sağlamışlardır. Uzun olan parmaklarında gövde ve bacaklara kadar uzanan, geniş, katlanabilen deriye sahiplerdir. Böcek yiyen memelilerdir. )


- MENAJER[Fr. < MENAGE] ile/değil MENEJER[İng. < MANAGER]

( Yemek düzeninde [menaj], masada bulunması gereken araçların genel adı ve/ya da yedeklerinin bulundurulduğu küçük dolaplar. İLE/DEĞİL Yürütücü, yönetici, işgüder. )


- MENBA'[Ar. < NEBEÂN] ile KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN BÖLÜMÜ, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN]

( KAYNAĞIN GÖRÜNMEYEN KISMI, KAYNAK | PINAR [NEBEÂN ile ABCDEF ( KAYNAMA] )


- MENENGİÇ AĞACI ile/>/= FISTIK AĞACI

( Aşısız. İLE/<>/= Aşılı. )


- MENSİM[Ar. | çoğ. MENÂSİM]:
Deve tırnağı.


- MERCAN AĞA CAMİSİ ile MERCAN AĞA MESCİDİ

( Bayezıd'ta, Mercan Yokuşu'ndadır. İLE Kapalı Çarşı'da, Tığcılar Sokağı'ndadır. )

( XVIII. yüzyıl başında, Dârüssaâde Ağası Mercan Ağa tarafından onartılan bir camidir. [Dârüssaâde Ağası Camisi adıyla da bilinir.] İLE Dârüssaâde Ağası Mercan Ağa tarafından. [ö. 1721] )


- MERCANKÖŞK[Fars.]/MERZENGÜŞ[Fars.]/ŞİLE ile YABANİ MERCANKÖŞK/FAREKULAĞI

( Ballıbabagillerden, küçük yapraklı, güzel kokulu bir saksı bitkisi. İLE ... )

( ORIGANUM MAJORANA cum ORIGANUM VULGARE )


- MERGUB[< RAĞBET] ile ...

( RAĞBET EDİLMİŞ, BEĞENİLMİŞ, HERKESCE SEVİLİP ARANILMIŞ | İSTENİLEN, SEVİLEN )


- MERIT PTAH ve/||/<> ENHEDUANNA ve/||/<> AGANICE ve/||/<> TAPPUTI-BELATIKALLIM ve/||/<> SONDUK ve/||/<> THEANO ve/||/<> AGLAONIKE ve/||/<> ASPASIA ve/||/<> HIPPARCHIA ve/||/<> PAN CHAO ve/||/<> HYPATIA

( Merit Ptah bilindiği kadarıyla, tarihte kayıtlı en eski kadın hekim ve bilim tarihinde adı geçen ilk kadındır. Krallar Vadisi'ndeki bir Mısır mezarına resmi çizilidir. Burada Merit Ptah, oğlu olan yüksek bir rahip tarafından "başhekim" olarak tasvir edilmiştir.

VE/||/<>

Astronom, matematikçi ve şair. Ay Tanrısı Nanna'nın Ur Kenti'ndeki ana tapınağının başrahibesi Enheduanna, yıldızlar ve ayın döngülerini kaydetmek için gözlemciler görevlendiren ilk rahibedir. Döneminde, gökcisimlerinin hareketlerini gösteren haritalar yapılmıştır. Enheduanna,ilk dinsel takvimlerden biri olan ay takviminin oluşturulmasına katkıda bulunur. Bu takvim, günümüzde hâlâ Paskalya Yortusu, Hamursuz Bayramı gibi dinsel uygulamaları tarihlendirmek için kullanılır. Çalışmalarının ve ilahilerinin yanında, Enheduenna'nın 42 epik şiiri de tabletler üzerinde günümüze ulaşmıştır. Kayıtlı edebiyat tarihinde birinci tekil şahıs kullanarak yazan ilk kişidir. Enheduanna'ya ait taştan bir disk ve iki mühür günümüze kadar ulaşmıştır. Disk üzerinde üç yardımcısıyla birlikte görülen Enheduenna'nın kabartması profildendir. Bu kabartmanın arkasında, Enheduanna, "Nanna'nın (Ay Tanrısı) karısı ve Sargon'un kızı" olarak tanımlanır.

VE/||/<>

Doğa filozofu. Aganice, gezegenlerin hareketlerini tahmin edebilmek için bir sistem geliştirmiştir.

VE/||/<>

Mezopotamyalı kimyager. Tapputi-Belatikallim, çeşitli kimyasallarla çalışmalar yaparak parfüm ve kozmetik malzemeler elde etmiştir. Tapputi Belatikallim'in adı, günümüze bir tablet üzerinde gelmiştir. Parfüm üretimi Mezopotamya'da çok önemliydi. Çünkü aromatik maddeler, kozmetik dışında ilaç ve dinsel amaçlarla da kullanılırdı. Parfümcülük araçları ve tarifleri, aşçılıkta kullanılanlara benzerdi. Parfüm üretiminde kullanabilmek için, bitkilerin özütlerini çıkaracak farklı kimyasal teknikler geliştirilmişti.

VE/||/<>

Silla Krallığı'nın kraliçesi ve astronom. Sonduk, Uzakdoğu'da bilinen ilk gözlemevini inşa ettirmiştir. Hanedanındaki tüm erkeklerin ölmüş olması nedeniyle MÖ 634'de tahta oturan Kraliçe Sonduk, MÖ 647'ye kadar Silla Krallığı'nı (bugünkü Kore) yönetir. Bu krallığa yöneticilik yapacak üç kadından ilkidir. Savaşlarla geçen hükümranlığı sırasında, krallığını bir arada tutabilmeyi başarır ve Çin'le ilişkilerini geliştirir. Sonduk'un yaptırdığı, ay ve yıldızların kulesi (Ch'omsong-dae) adıyla anılan gözlemevi, eski Silla Başşehri Kyongju'da, günümüze kadar ulaşmıştır.

VE/||/<>

Pisagorcu, Antik Ege'li filozof. Pisagor'un yandaşı ve karısı olan Theano, Pisagor'dan sonra Pisagorcu topluluğu yönetmiştir. Onun döneminde Pisagor öğretisi, Antik Ege'nin tümüne ve Mısır'a dek yayılır. Theano, yaşadığı zamanda hastalık sağaltıcı özelliğiyle de tanınmaktadır. Theano başlangıçta, Pisagor'un dinleyicisidir. Ciddi ve sert ahlaklı filozofu, erdemleri ve bilgiye susamışlığıyla etkiler, böylece evlenirler. Yerel yönetim üzerindeki etkileriyle tepki çeken Pisagor'cu topluluk, en sonunda düşmanlarının saldırısına uğrar. Pisagor'un bu saldırıdan sağ çıkıp çıkmadığı bilinmemektedir. Ama bu olaylardan sonra dağılan Pisagor'cu topluluğu tekrar toparlayan Theano olmuştur. Kızları Damo, Mya, Arignote birlikte topluluğu manevi olarak bir arada tutmaya çalışmıştır. Theano'dan bize anlamlı, kısa sözler ve ahlak öğütlerinden oluşan toplu anlatılar kalmıştır. Bir yandan kendi düşüncelerini, ama öbür yandan Pisagor'un düşüncelerini yazmıştır.

VE/||/<>

Antik Egeli, astronom. Aglaonike, ay tutulmalarının zaman ve konumunu tahmin etme konusunda uzmanlaşmıştır. Teselya'da yaşadı. Zamanın insanları Aglaonike'nin istediğinde ayı kaybedebildiğini sanmış; bu niteliğini cinsiyetinden ötürü, bilimsel birikiminden çok güçlü bir büyücü olmasına bağlamışlardır. Tarihin ilk kadın astronomlarından olan Aglaonike'nin adını Venüs gezegeninde bir krater yaşatıyor.

VE/||/<>

Antik Ege'de yaşamış, Milet'li filozof. Aspasia Antik Ege düşüncesinde, özellikle Sokrates üzerinde etkili olmuştur. Sokrates'in Aspasia ile felsefi konuşmalar yaptığı ve bu düşünce alışverişinden çok şeyler öğrendiği bilinir. Hatta Sokratik yöntem olarak bilinen yöntemin, gerçekte Aspasia'nın yöntemi olduğunu ve öğrencisi Sokrates'in bunu gençlik yıllarında ondan öğrendiği tahmin edilmektedir. Aspasia, 20'li yaşlarında Atina'ya gider ve kendinden 30 yaş büyük devlet adamı Perikles'le evlenir. Aspaisa'nın Perikles'in politikaları üzerinde çok etkili olduğu bilinir. Hatta, Perikles'in bazı konuşmalarını Aspasia'nın yazdığına ilişkin kanıtlar vardır. Aspasia Atina'da Anaxagoras, Archimedes, Sophokles ve Sokrates gibi birçok filozofun müdavimleri arasında olduğu, devlet adamları, sanatçılar ve iyi eğitim almış kadınların geldiği, tartışmaların yapıldığı bir salon açar. Böylelikle bir kadın, Atina düşünce yaşamını derinden etkileyen bir oluşumu gerçekleştirmiş olur. Aspasia'nın salonu uzun yıllar açık kalır ve Aspasia "üst düzeyde diyalektik ve retorik hocası" olarak aranan bir kişi olmayı sürdürür. Bugün Aspasia'nın bir büstü, İzmir Arkeoloji Müzesi'nde de yer almaktadır.

VE/||/<>

Kinik okulundan, Antik Ege'li filozof. Hipparchia felsefesiyle, Sokrates'in öğrencisi Antisthenes'in kurduğu Kinik okulundan sayılır. Kadınların geleneksel rollerinden kurtulmaları için de mücadele etmiştir. Ailesi, soylu ve zengindir. Hipparchia erkek kardeşi aracılığıyla, Kinik filozoflardan Krates ile tanışır. Kinizm, gereksinimsizlik öğretisini temsil etmektedir. Bu öğreti, gereksinimlerin insanı toplumun kurallarına ve zorlamalarına bağladığını söylerdi. Hipparchia, Krates'in öğretisinden o kadar etkilenir ki ailesinin karşı çıkmasına rağmen onunla evlenir ve devamında onun yoksul, göçebe hayatına katılır.

VE/||/<>

Çin'li tarihçi ve yazar. Pan Chao, Çin İmparatorluğu'nun tarihini anlatan ve birkaç kuşak tarihçinin üzerinde çalıştığı Han'ın Kitabı'nı tamamlamıştır. Ayrıca 8 adet kronolojik tablo hazırlamış ve astronomi üzerine bir de tez yazmıştır. En ünlü yapıtı ise, Kadınlar İçin Dersler'dir (Nu Jie). Ahlaki öğütler içeren bu kitapta Chao, kadınların erkeklere "mutlak itaatini" önerir. Pan Chao, edebiyatçıların ürünleri üzerine yorumlar ve şiirler de yazmıştır.

VE/||/<>

İskenderiye'li filozof ve matematikçi. Hypatia, Antikçağ'ın son dönemlerinin en etkili ve önemli bilgini, Yeni Platoncu felsefenin temsilcisidir. Üniversitede felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir. Hypatia, İskenderiye Üniversitesi'nde matematik dersleri veren ve bu okulun yöneticiliğini de yapan babası Theon tarafından, "yetkin bir insan olması" amacıyla yetiştirilir. Hypatia daha genç yaşlarda, soru sormayı, araştırmayı ve kuşku duymayı öğrenir. Babası onun, el sanatları, şiir, felsefe, din, astronomi, astroloji ve matematik konularında eksiksiz bilgilenmesi için elinden geleni yapar. Hypatia hitabet sanatında da gelişir; güzel ve etkili konuşmasını öğrenir. Hypatia biraz büyüdüğünde, dünyayı dolaşmaya çıkar. Roma'ya ve Atina'ya gider. Yeni Platoncu düşünür Plutarkhos'dan dersler alır. Kimi kaynağa göre 1 yıl, kimine göre 10 yıl sonra İskenderiye'ye döner. Aranan ve sevilen bir öğretmen olur. Avrupa, Asya ve Afrika'nın çeşitli bölgelerinden gelen öğrenciler, sınıfını ve evini doldurur. Hypatia, güzelliği, bilgisi ve zekâsıyla, saygı ve hayran lık uyandırmaktadır. Hypatia matematik üzerine birçok yapıt yazmıştır. Ne yazık ki, çoğu ünlü İskenderiye yangınında zarar gören bu yapıtlardan günümüze parçalar ulaşmıştır. En önemli yapıtı, cebirin babası sayılan Diophantos'un Aritmetica'sına yaptığı 13 ciltlik yorumdur. Hypatia, Diophantos'un eşitliklerine alternatif çözümler üzerinde çalışmıştır. Bunlar sonradan, Diophantos'un yapıtları içine alınmıştır. Hypatia'nın Diophantos'un astronomi üzerine çalışmalarına katkıda bulunan bir yapıtı daha vardır. Yine, Pergeli Apollonius'un konikleri hakkında 8 ciltlik bir çalışma kaleme aldığı bilinmektedir. Bu yapıtında, Apollonius'un teorisini anlaşılır bir biçimde açıklamaya çalışmıştır. Bundan başka babasıyla birlikte, Öklit üzerine en az bir kitap yazdığı sanılmaktadır. MS 4. yüzyılda İskenderiye yeni yeni gelişen Hıristiyanlık ve pagan dinlerin çatışmasına sahne olmaya başlamıştır. İskenderiye Patrikhanesi'nin başına, Kiril adında sofu bir Hıristiyan atanır. Hypatia da pagan olduğu için, Kiril tarafından kışkırtılmış insanların saldırısına uğrar. Saldırganlar üniversitenin önünde, arabasında yakaladıkları Hypatia'yı, önce soyar; sonra bedenini parçalara ayırıp, yakarlar. Hypatia'nın ölümü, Roma'nın Hıristiyanlaştığını ve aynı zamanda antik bilimlerin gerilediğini de gösterir. Hypatia, bugün Antikçağ'ın en çok tanınan bilim kadınlarındandır. )

( M.Ö. 2700

VE/||/<>

M.Ö. 22354

VE/||/<>

M.Ö. 1878

VE/||/<>

M.Ö. 1200

VE/||/<>

M.Ö. 600'ler

VE/||/<>

M.Ö. 500'ler

VE/||/<>

M.Ö. 500'ler

VE/||/<>

M.Ö. 460-401

VE/||/<>

M.Ö. 360-280

VE/||/<>

M.Ö. 50-112

VE/||/<>

M.Ö. 370-415 )


- MERSİYE[Ar.] değil/yerine/= AĞIT

( Birinin ölümü üzerine duyulan etkilenimi anlatmak için yazılan şiir. )


- MERV ve/<> MERAGA ve/<> TEBRÎZ


- MESSAGE vs. SUMMON


- MESSAGE vs. TO INVITE


- MESSAGE vs./ ve TO GUIDE

( MESAJ ile/ve YÖNLENDİRME )


- METABOLİK CERRAHİDE:
AGB ile RYBG ile VSG

( Metabolik Cerrahi, Kalp Krizi, Felç ve Ölümleri Önlüyor )

( )


- METANET değil/yerine/= DAYANIKLIK/SAĞLAMLIK


- METİN OKUMALI KONUŞMADA:
"AŞAĞIDA" değil BİRAZ/AZ SONRA


- METİN:
ANLATMAYA BAĞLI ile/ve/||/<> GÖSTERMEYE BAĞLI


- METİN/METANETLİ değil/yerine/= DAYANIKLI/SAĞLAM


- MEZELLET[Ar.] değil/yerine/= ALÇALMA, BAYAĞILAŞMA


- MEZENKİM/MESENCHYMA[İng.] değil/yerine/= DESTEK BAĞ DOKUSU


- MEZOZOİK[Fr. < Yun.] değil/yerine/= İKİNCİ ÇAĞ


- MİFERR/MEFERR[Ar. < FİRÂR] ile MİĞFER[Ar. çoğ. MAGAFİR] ile MİHFER[Ar. çoğ. MAHÂFİR]

( Kaçılacak, firar edilecek yer. İLE Savaşta başa takılan demir tas, çelik başlık, tulga. İLE Hattatların, yanlışı kazımakta kullandıkları, bir çeşit kalemtıraş. | Bel, kazma. )


- MİGREN[Fr. < Yun.] değil/yerine/= YARIM BAŞ AĞRISI

( Yarım baş ağrısı. )


- MİKROBİYOTA ile/ve/||/<> MİKROBİYOM ile/ve/||/<> METAGENOM

( Mikropların[bakteri, arke, virüs, mantar] kimliği. İLE/VE||/<> Mikropların genetiği. İLE/VE||/<> ... )

( Birarada yaşayan mikroorganizmalar topluluğu. İLE/VE||/<> Mikrobiyotada yer alan mikroorganizmaların genomlarının tümü. İLE/VE||/<> Mikrobiyotayı oluşturan mikroorganizmaların DNA'larını birarada dizileyen deneysel yaklaşım. )

( )


- MİKTAR = BÜYÜKLÜK = MAGNITUDE[İng.]


- MİLÂT/MİLÂD[Ar.] değil/yerine/= DOĞUT/ÇAĞAÇAN


- MİMAR İÇİN FELSEFENİN SAĞLADIĞI:
İLKELİLİK ile/ve/||/<> ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZU

( Felsefe, mimarı, ilke sahibi ve alçakgönüllükle açgözlü olmadan, dürüst, nazik ve âdil kılar.[VITRUVIUS] )


- MİMARLIKTA:
DAYANIKLILIK ve SAĞLAMLIK ve/||/<>/> KULLANIŞLILIK ve UYGUNLUK ve/||/<>/> GÜZELLİK

( FIRMITAS et/||/<>/> UTILITAS et/||/<>/> VENUSTAS )


- MİNİMAL KENDİLİK'TE:
GÖVDE BAĞIMLI ile GÖVDE BAĞIMSIZ

( [MİNİMAL KENDİLİK: Deneyimlerin, "anlık" ve "aracısız" öznesi olan kendilik.]

Yeni doğan bebekler, gövdeleriyle ilişkili olarak minimal öz farkındalık sergiliyor. Çevrelerindekilerin mimiklerini, istemli bir biçimde taklit edebiliyor.

İLE

Yetişkinler, olgusal bir biçimde iç gözlem yoluyla kendiliklerini deneyimlerinin öznesi olarak deneyimleyebiliyor ve kavramsallaştırabiliyor. )


- MİNVAL[Ar.] değil/yerine/= BİÇİM/YOL | BAĞLAM


- MIRAGE vs. ILLUSION


- MIRIL MIRIL (MIRILDANMAK/LÂGT/MURMUR[İng. < Lat.])


- MIS/MANAGEMENT INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİM BİLGİ DÜZENİ


- MİSDİYAGNOZ/MİSDİAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= YANLIŞ TANI


- MİT ile/ve/değil PROPAGANDA ARACI


- MİTOS/LAR PAGAN/LIK


- MİZÂC ile/ve/<>/> BÜNYE ile/ve/<>/> DİMAĞ


- MMS/MODEL MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MODEL YÖNETIM SİSTEMİ


- MODERN BİLİM ile/ve/değil/yerine ÇAĞDAŞ BİLİM


- MODERN:
YENİ ile/ve/||/<>/> ÇAĞDAŞ


- MODERN[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ/ÇAĞCIL


- MODERN ile/ve/değil/yerine ÇAĞDAŞ

( [not] MODERN vs./and/but CONTEMPORARY
CONTEMPORARY instead of MODERN )


- MODERNİZASYON değil/yerine/= ÇAĞDAŞLAŞMA


- MODERNİZE ETMEK değil/yerine/= ÇAĞDAŞLAŞTIRMAK


- MODERNLİKTE:
KÂĞIT PARA ile/ve/||/<> ULUS ile/ve/||/<> ROMAN


- MODLAR:
| ÇOCUK ve İÇ EBEVEYN ve BAŞ ETME |
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
SAĞLIKLI YETİŞKİN


- MONOTERAPİ/MONOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= TEKLİ SAĞALTIM


- MONTEVIDEO'DA:
"ANTİKACILAR SOKAĞI" değil BİT PAZARI

( Adı bu olsa da, antikaya rastlanmamaktadır. DEĞİL Bölgedeki bireylerin, evinden getirdiği çeşitli eşyaların satıldığı yer. )


- MONTEVIDEO ve/<> "TÜRK SOKAĞI"

( Uruguay'ın başkenti Montevideo'da, kentin bir bölgesindeki sokaklara, ülke adları verilmiş. Bunlardan biri de, "Türk Sokağı"dır. )


- MORGIÇ(MORTGAGE) değil KONUT KREDİSİ


- MORKİNOS:
MAVİ YÜZGEÇLİ ile/<> SARI YÜZGEÇLİ ile/<> ÇİZGİLİ YÜZGEÇLİ ile/<> KOCAGÖZ


- MOZAİK[Fr. < MOSAIQUE] ile/değil/yerine BAĞDAŞTIRIM


- MQTT/MESSAGE QUEUING TELEMETRY TRANSPORT[İng.] değil/yerine/= TELEMETRİ MESAJLAŞMA PROTOKOLÜ


- MR[İng.] değil/yerine/= MAGNETIC RESONANCE | MIXREALITY[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS | KARMA GERÇEKLİK


- MRG/MAGNETIC RESONANCE İMAGING[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME


- MRI/MAGNETIC RESONANCE İMAGING[İng.] değil/yerine/= MANYETİK REZONANS GÖRÜNTÜLEME


- MSVS/MINIMUM HEALTH DATA SET[İng.] değil/yerine/= MINIMUM SAĞLIK VERİ DÜZENEĞİ


- MUASIR MEDENİYET SEVİYESİ değil/yerine/= ÇAĞDAŞ UYGARLIK DÜZEYİ


- MUASIR[Ar.] değil/yerine/= ÇAĞDAŞ

( Aynı yüzyıl içinde olan. )


- MÜBÂGAME değil/yerine/= TATLI DİLLİLİK


- MÜBALAĞA İSM-İ FAİL ile/ve İSM-İ TAFTİL

( NASSARÛNE | NASSARÂNÎ | NASSÂRUN [MÜZEKKER] NASSÂRÂTÜN | NASSÂRATÂNÎ | NASSÂRATUN [MÜENNES] ile/ve ENSARÛNE/ENASİRÛ | ENSARÂNÎ | ENSARU [MÜZEKKER] NUSRAYÂTÛN/NUSARU | NUSRAYÂNÎ | NUSRÂ [MÜENNES] )


- MÜBÂLÂGA[Ar. < BÜLÛĞ] değil/yerine/= ABARTI


- MÜBAŞİR[Ar.] değil/yerine/= ÇAĞRICI


- MUCİZE:
OLAĞANÜSTÜ değil ÂCİZ BIRAKAN


- MÜDGAM[< DAĞM] ile ...

( Arka arkaya gelen iki sözcüğün, ilkinin son, ikincisinin baş harflerinin aynı olması. )


- MÜEBBET ile AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

( Hükümlünün yaşamı boyunca sürer, yasa ve Cumhurbaşkanı'nca çıkarılan yönetmelikte belirtilen sıkı güvenlik önlemlerine göre çektirilir. İLE Suçu işleyen yararına, cezayı hafifletecek takdirî nedenlerin var olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine, müebbet hapis; müebbet hapis cezası yerine de yirmibeş yıl hapis cezası verilir. Öteki cezaların, altıda birine kadarı indirilir.[Takdirî indirim nedeni olarak, failin geçmişi, toplumsal ilişkileri, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın, suç işleyenin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi konular göz önünde bulundurulabilir. Takdirî indirim nedenleri kararda gösterilir.] )


- MÜEMMEN[Ar.] değil/yerine/= SAĞLANMIŞ, GÜVENİLİR


- MÜFÎK[Ar. < İFÂKAT] ile MÜFRİG[Ar. < FİRÂG]

( İyileşen hasta, ifâkat bulan. İLE Döken, dökücü, ifrâğ eden. )


- MUHAFAZAKÂR/LIK ile BAĞNAZ/LIK

( CONSERVATIVE/NESS vs. FANATIC/ISM )


- MÜHİMMAT (DEPOSU) değil/yerine/= SAVAŞGEREÇ (SAKLAĞI)


- MUHKEM[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAM/LAŞTRILMIŞ


- MUHTESİP[Ar.](İHTİSAP AĞASI) ile/ve/||/<> KETHÜDÂ/KAHYÂ[Fars.]

( İslâm şehirlerinde çarşı ve pazar esnafını din kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru. İLE/VE/||/<> Yiğitbaşılar aracılığıyla esnaf ve devlet ilişkisini yürüten. | Konak, çiftlik vb. yerlerde türlü işleri yapmakla görevli kişi. | Değnekçi. | Gerekmediği hâlde başkasının işine karışan kişi. | Esnaf kuruluşlarında lonca başkanı. )


- MÜHÜR ile DEMİRBAŞ MÜHRÜ ile BAĞIŞ MÜHRÜ ile VAKIF MÜHRÜ ile ZÂT MÜHRÜ


- MUKAVVA[Ar.]/KARTON[Fr. < CARTON] değil/yerine/= GÜÇLENDİRİLMİŞ KÂĞIT


- MUKAYYET[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLAN

( Bağlı olan, bağlanmış. | Bir koşul ya da kayıtla bağlı olan. | Yazılmış, yazılı, kayıtlı. )


- MÜLÂKAT[Ar.]/RÖPORTAJ[Fr. < REPORTAGE][ROPÖRTAJ değil!] değil/yerine/= SÖYLEŞİ/GÖRÜŞKÜ


- MÜLAYEMET[Ar.] değil/yerine/= UYSALLIK | BAĞIRSAK YUMUŞAKLIĞI


- MÜLGA[Ar. < LAĞV] değil/yerine/= KAPATILAN


- MUMAĞACI ile/<> MUMPALMİYESİ ile/<> MUMÇİÇEĞİ

( Sıcak ülkeler ile Kuzey ve Batı Avrupa'da yetişen, bir tür mumpalmiyesi. İLE/<> Ilıman bölgelerde yetişen, gövdesi boyunca bir santim kalınlığında bir mum katmanı bulunan, yaprakları hurma yaprağına benzeyen bir ağaç. İLE/<> İkiçeneklilerden, güzel kokulu, şemsiye biçiminde küçük beyaz çiçekler açan, etli yapraklı, sarılcı bir süs bitkisi. )

( MYRICA CERIFERA cum/<> CEREXYLON ANDICOLA cum/<> CERINTHE MINOR, CERINTHE RETORTRA )


- MÜNHATT[Ar.] değil/yerine/= AŞAĞI İNEN | ALÇAK | ÇUKUR


- MUNSAP[Ar.] değil/yerine/= KAVUŞAN, KAVŞAK | [coğ.] AĞIZ


- MÜNTEŞİR[Ar. < NEŞR] değil/yerine/= YAYILMIŞ, AÇILMIŞ | DAĞINIK | DUYULMUŞ, ETRAFA YAYILMIŞ | BASILMIŞ VE YAYILMIŞ


- MÛRD[Ar.] değil/yerine/= MERSİN AĞACI


- MÜRŞİD-İ KÂMİL KUCAĞINDA:
ARSLAN ve/<> CEYLAN


- MÜSÂG[Ar. < SEVG] ile MÜSÂG[Ar. < İSÂGA]

( Boğazdan kolaylıkla geçirilmiş, kolay yutulmuş, isâga olunmuş. İLE Akıtılmış, kalıba dökülmüş. )


- MÜSNED-ÜN İLEYH ile MÜSNED [Belâgatta]

( Mevzû. İLE Mahmul. [mantıkta] )

( Zât. İLE Sıfat. [kelâmda, felsefede] )

( Mübtedâ. İLE Haber. [nahivde] )

( Mahkumun aleyh. İLE Mahkumun bih. [mantıkta, fıkıhta] )

( Cevher. İLE Araz. [kelâmda, felsefede] )


- MÜSTA'Fİ[Ar. < AFV] ile MÜSTAGFİR[Ar. < GUFRÂN]

( İstifa eden, işinden kendi isteğiyle ayrılarına. | Suçunun bağışlanmasını isteyen. İLE İstiğfar eden, günahlarının bağışlanmasını Allah'tan dileyen. )


- MÜSTAGNÎ[< GANÎ] ile ...

( DOYGUN, GÖNLÜ TOK | ÇEKİNGEN, NAZLI (DAVRANAN) | GEREKLİ BULMAYAN )


- MÜSTAĞRAK[< GARK]:
BATMIŞ


- MÜSTAĞRAK[Ar. < GARK] ile MÜSTAGRIK[Ar. < GARK]

( Batmış. İLE Gark olmuş, dalmış, daldırılmış, batmış. | Kendini bilmeyecek derecede dalgın, düşüngen. )


- MÜSTAKİLL[Ar. < KILLET] değil/yerine/= BAĞIMSIZ

( BAŞLI BAŞINA, KENDİ BAŞINA, KENDİ KENDİNE, AYRICA, BAĞIMSIZ )


- MÜSTEBAD[Ar. < BU'D] değil/yerine/= OLACAĞI SANILMAYAN/UZAK GÖRÜLEN


- MÜŞTEKÎ ile MAĞDUR

( Şikâyetçi, yakınan. | Şahitlik durumunda olabilen. | Olayın birebir etkisi altında kalmamasının yanısıra rahatsızlığını belirten. İLE Haksızlığa uğramış. )


- MÜSVEDDE[Ar. < SEVED] değil/yerine/= YAZI TASLAĞI / KARALAMA


- MUTAASSIP(/B)[Ar.] değil/yerine/= BAĞNAZ/AŞIRI TUTUCU


- MUTAJENİK/MUTAGENIC[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİ


- MUTAJENİTE/MUTAGENICITY[İng.] değil/yerine/= GEN DEĞİŞTİRICİLİK


- MÜTEALLİK[< ALAKA] ile ASILI, BAĞLI, İLGİLİ, İLİŞİĞİ OLAN

( ASILI, BAĞLI, İLGİLİ, İLİŞİĞİ OLAN )


- MÜTEFERRİK[Ar.] değil/yerine/= AYRILMIŞ, DAĞINIK


- MÜTEKAİT[Ar.]/ÇERAĞ[Fars.] değil/yerine/= EMEKLİ


- MÜTENÂDÎ[< NİDÂ] ile BİRBİRİNİ ÇAĞIRAN, BİRBİRİNE NİDÂ EDEN


- MUTLAK/KAPSAMLI/TAMAMEN BAĞIŞIKLIK ile GÖRELİ BAĞIŞIKLIK

( En güçlü ve geniş bağışıklık olarak kabul edilen mutlak bağışıklığa göre şüpheli, sanık ve tanık, tanıklık yaptığı sıradaki verdiği beyânı ile ilgili hiçbir suçtan kovuşturulamaz. Fakat şüpheli, sanık ve tanığın, bağışıklık kapsamında ileri sürdüğü asıl suçla bağlantılı olmayan kanıtın kullanımı olanaklıdır. Savcının, kovuşturma yapmayacağına dair hukuka aykırı vaadi, mutlak bağışıklık sunmaz. Savcı, ancak gerçeğe ulaşmak için önem taşıyan durumlarda, bağışıklık tanınması konusunda mahkemeye öneride bulunabilir. Ayrıca, kişiye, mutlak bağışıklık tanınmışsa, savcı, bir sonraki ceza davasında kullandığı kanıtın, hukuka uygun ve bağışıklık ile elde edilen tanıklıktan bağımsız olduğunu kanıtlamak zorundadır. İLE Sadece, bağışıklık sağlanması yoluyla elde edilen beyân ve bu beyân aracılığıyla elde edilen kanıtlar, sanığın, bu suçlardan dolayı takip eden kovuşturmasında kullanılamaz. )


- MUTLAK/LIK ile/ve/||/<> BAĞLAYICI/LIK


- MUZ ile YAYLA/DAĞ MUZU (IŞGIN)

( Kanserden korunma haberi için burayı tıklayınız... )

( ... ile )

( ... ile IŞKIN/AŞGIN/AŞKIN/EŞKİN/EŞGİN/IÇGIN/IÇKIN/UÇGUN/UÇKUN/UŞGUN/UŞKUN )

( ... cum RHEUM RIBES )


- MYANMAR:
SAGAING ve INNWA ile/ve/<> AMARAPURA[: Ölümsüz kent.]

( Myanmar'ın, büyük ve antik kentleri. İLE/VE/<> Başkenti. )


- MYS/MODEL MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= MODEL YÖNETİM DÜZENİ


- n.p.o.[Lat. < NULLA PER OS] değil/yerine/= AĞIZDAN HİÇBİR ŞEY ALINMAYACAK


- NAGA ile ...

( Hint mitolojisinde yarı kişi, yarı yılan varlık. )


- NAGÂH ile ...

( Ansızın, birdenbire. )


- NAGARJUNA ile ...

( Hintli, Budist filozof (M.Ö. 200). Zen geleneğinde 14. Pîr olarak kabul edilir. Madhyamika(Orta Yol) Okulu'nun kurucusu. )


- NAGBİGA ile ...

( Kendi kendine şair olan. )


- NAĞME NAĞME (ŞAKIMAK)


- NAĞME ile/ve NAKARAT


- NAĞRA değil NARA[Ar. < NARE]

( Haykırma, bağırma. | "Sarhoş ya da külhanbeyi" bağırması. )


- NAMAZDAN ÖNCE ESTAĞFİRULLAH ile/ve NAMAZDAN SONRA OKUNAN


- NARBÜLBÜLÜ/ARDIÇKUŞU(TURDUS PILARIS[Lat.], ROBIN[İng.], Avrupa ve Asya ormanlarında yaşar.) ile/ve BAYIR KUŞU ile/ve ÇALI KUŞU ile/ve ÇAMURCUN ile/ve DALGIÇ KUŞU ile/ve DEVEKUŞU ile/ve FIRTINA KUŞU ile/ve GELİNKUŞU[Lat. OTOCORIS PENCILLATUS] ile/ve İNCİRKUŞU[Lat. ANTHUS TRIVIALIS] ile/ve İSHAK KUŞU/BATAKLIKBAYKUŞU[Fars. ŞEB-ÂVÎZ][ayağından asılarak başaşağı sarkar ve öter] ile/ve KARDİNALKUŞU ile/ve KARİYAMA(Güney Amerika'da) ile/ve KAŞIK GAGA ile/ve KAŞIKCI KUŞU ile/ve KEDİKUŞU ile/ve KELAYNAK[Sadece bu üç yerde: BİRECİK-URFA, FAS, PALMİRA ÇÖLLERİ-SURİYE][Lat. GERONTICUS EREMITA]17 Şubat, Birecik'te, Kelaynak Günü'dür! ile/ve KUYRUKKAKAN[Afrika ile/ve Asya'da][Lat. SAXICOLA] ile/ve MALURUS[Avustralya'da] ile/ve MAMO[Hawaii'de] ile/ve MANAKİN[Amerika'da] ile/ve MİNO[Asya'da] ile/ve MOA ile/ve MOHO ile/ve MUHABBET KUŞU ile/ve ÖRÜMCEK KUŞU[Lat. LANIUS] ile/ve TARLA KUŞU ile/ve YAĞMUR KUŞU ile/ve ALICI KUŞ ile/ve BOĞMAKLI KUŞ ile/ve MAKARALI KUŞ ile/ve SAKSAĞAN(AK'AK[Ar.], PÎSE[Fars.], PICA PICA[Lat.]) ile/ve SAKARMEKE ile/ve SIĞIRCIK(MÜRG-İ ZÎREK/ZÎREK-SÂR, LÂLESAR[Fars.], STURNUS VULGARIS[Lat.]) ile/ve İBİBİK, ÇAVUŞ KUŞU, HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHİD][HÛC-I HÜDHÜD:
İbibik ibiği.](EBÜRREBÎ', UPUPA EPOPS[Lat.]) ile/ve ÖZKUŞU ile/ve PAPUÇGAGA[Afrika'da] ile/ve POTU(Güney Amerika'da) ile/ve POYRAZKUŞU ile/ve SUBAKALI ile/ve TORGU ile/ve TURAKO/MUZCUL(Afrika'da yaşar.) ile/ve UZUNBACAK ile/ve ÜVEYİK(TURTLE DOVE[İng.], STREPTOPELIA TURTUR[Lat.]) ile/ve YEŞİLBAŞ

( Kolombiya'da, dünyadaki tüm ülkelerdeki kuş türlerinden daha fazla kuş türü bulunur. )


- NARSİSİZM ile AŞAĞILIK DÜŞÜNCE VE DUYGUSU


- NE YAPMAYACAĞINI! BİLMEK!!!:

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )


- NE ARAYACAĞIMIZI BİLMEDEN ile/ve/||/<>/> NE BULACAĞIMIZI BİLMEMEK


- NE YAPABİLİRİM?:
OLAĞAN KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMSUZ KOŞULLARDA ve/||/<> OLUMLU KOŞULLARDA | ve/||/<> KİŞİYE YÖNELİK

( [yalın haliyle] Ne yapabilirim?.[her koşulda!] VE/||/<> Tüm olumsuz koşullara karşın ne yapabilirim? VE/||/<> Bu olanaklarla daha ne/ler yapabilirim? | VE/||/<> Senin için ne yapabilirim?[üç koşulu da ayırabilen ve anlayabilenlerin erişebileceği noktadır!] )


- NE YAPACAĞINI BİLMEK
ile/ve/değil/yerine/<
NE YAPMAYABİLECEĞİNİ/YAPMAYACAĞINI! BİLMEK !!!

( Ne yapman gerektiğinden çok, önce ne yapmaman gerekiğini bil, yeter. Çoğu zaman ne yapman gerektiğini bilemeyebilirsin, fakat ne yapmaman gerektiğini her zaman çok iyi bilebilirsin. )

( İsabet ve kesinlik tutturulamayabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/< İsabet ve kesinlik üzerinedir, kolaylıkla sağlanabilir, tamamen uzlaşımsal ortak bir hareket noktası sunabilir. )

( Kendini gerçekleştirmiş, saygın ve önemli birine sormuşlar:
Nasıl bu noktaya geldiniz?
Yakınlarında bulunan bir kişiyi göstererek, herşeyi ondan öğrendiğini söylemiş.

Çevresindekiler hayret içinde ve inanamayarak demişler ki:
Nasıl olur? O işaret ettiğiniz kişi, her türlü, düzenbazlığı, yalanı, rezilliği yapan biridir.

Yanıt: Heh işte!
O ne yaptıysa ben yapmadım! )

( Bir şey ki, yapmasan da olur, YAPMA!
Bir şey ki, söylemesen de olur, SÖYLEME! )

( Irmağın derinliği, iki ayakla birden ölçülmez! )

( Bilme sanatı, neyi gözardı edeceğini bilmektir. )

( )

( [not] TO KNOW, WHAT TO DO vs./and/but TO KNOW, WHAT, NOT TO DO
TO KNOW, WHAT, NOT TO DO instead of TO KNOW, WHAT TO DO )


- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK

( Olumsuz durumlarda kullanılır. İLE Olumlu durumlar için kullanılır. )


- NEDEN OLMAK ile SAĞLAMAK


- NEDEN ile BAĞLANTI

( REASON vs. CONNECTION )


- NEDİM/E[Ar.] ile/ve/||/<> SAĞDIÇ

( Sohbet erbabı. | Yardımcı kadın. | Düğünde, geline kılavuzluk eden kişi. İLE/VE/||/<> Düğünde, gelin ya da damada/güveye kılavuzluk eden kişi. )


- NEM ile BAĞIL NEM

( ... İLE Bir m³ hava içinde bulunan su buharı ağırlığının, aynı koşullardaki havanın doymuş su buharının ağırlığına oranı. )


- NERGİSZAMBAĞI = GÜZELHATUNÇİÇEĞİ

( Soğanla üretilen, iri ve güzel çiçekli bir süs bitkisi. )

( AMARYLLIS )


- NESNENİN, DURUM DEĞİŞİMİNDE:
ERİME ile/ve/||/<>/> DONMA ile/ve/||/<>/> BUHARLAŞMA ile/ve/||/<>/> YOĞUŞMA ile/ve/||/<>/> İNCELME/SÜBLİMLEŞME ile/ve/||/<>/> KIRAĞILAŞMA

( )

( ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> Gaz hâlindeki bir nesnenin, ısı kaybederek sıvı durumuna gelmesi. İLE/VE/||/<>/> Bir nesnein, katı durumdan sıvı durumuna geçmeden doğrudan doğruya gaz durumuna dönüşmesi. İLE/VE/||/<>/> Su buğusunun, soğuk havalarda, yerde, bitkiler, ağaçlar ve öteki nesneler üzerinde donmasıyla oluşan ince tabaka. )


- NETVÖRK[< İng. NETWORK] değil/yerine/= AĞ


- NEW AGE[İng.] değil/yerine/= ÇAĞCIL MÜZİK


- NEWS vs. MESSAGE


- NEWSQL/NEWSTRUCTURED QUERY LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= MELEZ YAPILANDIRILMIŞ SORGU DİLİ


- NEZÂFET ile TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET

( TEMİZLİK, PÂKLIK | TAM SAĞLIK VE SELÂMET )


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile ALERJİ


- NEZLE/DUMAĞI/TUMAĞI/İNGİN/ZÜKÂM[Ar.] ile GRİP ile KORONA(CORONA)/COVID-19 ile HANTA

( NEZLE
Nedeni: Çok sayıda virüs bu hastalığa yol açabilir.
Zamanı: Yılın her zamanı. Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki haftaya kadar çıkabilir.
Ateş: Zaman zaman.
Üşüme: Nadiren.
Kas Ağrısı: Zaman zaman.
Boğaz Ağrısı: Hafif ve aralıklı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın olabilir.
Kusma: Yaygın olabilir.
Zatürree: Hiç yaygın değil.
Tedavi: Belirtilere karşı reçetesiz ilâçlar.
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak.
İLE
GRİP
Nedeni: A ya da B grip virüsü.
Zamanı: Sonbahar ve kış sonu.
Yayılma şekli: Burun ya da ağız yoluyla giren zerreler.
Kuluçka Süresi: İki gün.
Ateş: Genelde her zaman.
Üşüme: Yaygın.
Kas Ağrısı: Yaygın ve bazen ağır.
Boğaz Ağrısı: Acı verici ve daha inatçı.
Öksürme: Yaygın.
İshal: Yaygın değil.
Kusma: Genellikle görülmez.
Zatürree: Meydana gelebilir.
Tedavi: A... ya da R...
Önlem: Elleri dikkatle yıkamak. | Grip aşısı. )

( image )

( image )

( image )

( image )

( NEVÂZİL, SÜTÂ', ZÜKÂM ile ... ile ... )


- NHS/NATIONAL HEALTH SERVICE[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK SERVİSİ (INGILTERE)


- NICOLAUS CUSANUS ile/ve/||/<> ANAXAGORAS


- NIH/NATIONAL INSTİTUTES OF HEALTH[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK ENSTİTÜLERİ (ABD)


- NİPEL[Fr.] değil/yerine/= BAĞLANTI PARÇASI

( İki bağlantı parçasını, birbirine yakın olarak eklemekte kullanılan özel parça. )


- NİSAN YAĞMURU:
SEDEFİN AĞZINDA ile YILANIN AĞZINDA

( İnci. İLE Zehir. )


- NİSAN YAĞMURU ile/ve MAYIS YAĞMURU

( Nisan yağar sap olur, Mayıs yağar çeç olur. [çeç: Tahıl yığını] )

( Nisan yağmuru, sadef'in karnına düşünce inci, yılanın ağzına düşünce zehir olur. )

( Nisan yağmuru ekinlerin sapını geliştirir. Mayıs yağmuru başakların dolgunlaşmasına yarar. )


- NİYET ve/||/<> YÖNELİM ve/||/<> BAĞLILIKLAR ve/||/<> YATKINLIKLAR


- NLP/NATUREL LANGUAGE PROCESS[İng.] değil/yerine/= DOĞAL DİL İŞLEME


- NMR/NUCLEAR MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= NÜKLEER MANYETİK REZONANS


- NMR/NUCLEAR MAGNETIC RESONANCE[İng.] değil/yerine/= NÜKLEER MANYETİK REZONANS


- NONKOMÜNİKAN/NONCOMMUNICATING[İng.] değil/yerine/= BAĞLANTISIZ


- NORMAL ile/ve/değil OLAĞAN

( [not] NORMAL vs./and/but USUAL/POSSIBLE )


- NORMOAKTİF/NORMOACTIVE[İng.] değil/yerine/= OLAĞAN ETKINLİKTE


- NORMOSELÜLER/NORMOCELLULAR[İng.] değil/yerine/= OLAĞAN GÖZELİ


- NORMOTONİK/NORMOTONIC[İng.] değil/yerine/= OLAĞAN DERİŞİMLİ | OLAĞAN GERGILİ


- NÖROTRANSMİTER/NEUROTRANSMİTTER[İng.] değil/yerine/= KİMYASAL SİNİR ULAĞI


- NOSİSEPTÖR/NOCICEPTOR[İng.] değil/yerine/= AĞRI ALMACI


- NOSQL/NOT ONLY STRUCTURED QUERY LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= YAPILANDIRILMAMIŞ SORGU DİLİ


- NÜFUS CÜZDANI değil NÜFUS KÂGIDI


- NÜFUS KÂĞIDI değil/yerine/= YURTTAŞ KİMLİĞİ


- NUMUNE BAĞLARI ile/ve KAZIKLI BAĞLARI ile/ve CEVİZLİBAĞ


- NUR BAĞI ile/ve/<> RUH BAĞI


- O.D./OCULUS DEXTER[İng.] değil/yerine/= SAĞ GÖZE


- OAA/EVENT TREE ANALYSIS[İng.] değil/yerine/= OLAY AĞACI ÇÖZÜMLEMESİ


- OCAĞI SÖNDÜRMEK yerine OCAĞI DİNLENDİRMEK


- OCAĞI YAKMAK yerine OCAĞI UYANDIRMAK


- ÖD AĞACI ile KARTAL AĞACI

( Dulaptalotugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, tropik bölgelerde yetişen, odunu ve kabuğu hoş kokulu bir ağaç. | Tütsü. | Tesbih yapılır. İLE Dulaptal otugillerden, Hindistan'da yetişen, odunu öd ağacı gibi kokan bir ağaç. )

( AQUILLARIA AGOLIOCHIA cum ... )


- ÖDEV AHLÂKI ile/ve FERÂGAT AHLÂKI ile/ve USTA AHLÂKI

( MORALS OF DUTY vs./and MORALS OF ABNEGATION vs./and MORALS OF MASTER )


- ÖDÜN VERMEK ile/ve/||/<> AĞIR BEDELLER ÖDEMEK


- ÖFKE ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI ÖFKE


- ÖĞRENMEK ile/ve BAĞLANMAK

( TO LEARN vs./and TO BE CONNECTED )


- ÖĞRETMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< DÜŞÜNMELERİNİ SAĞLAMAK


- ÖĞRETMENİN/HOCANIN SAĞLAYABİLECEKLERİ:
EMNİYETİ SAĞLAMAK ile/ve BAŞLANGIÇTA UYGUN OLAN(LAR)I SUNMAK


- OKSALİK[Fr.] değil/yerine/= KUZUKULAĞI ASİDİ

( Kuzukulağı gibi çoğu bitkide rastlanılan, özellikle temizleme maddesi olarak kullanılan, keskin, zehirli asit anlamında kullanılır. [HOCO-COOH] )


- OKSU YAPRAK = VARAK-I SEHMÎ = FEUILLE SAGITTÉE


- OKUMA:
EKRANDAN ile/değil/yerine KÂĞITTA

( Ekrandan okuma, kâğıt üzerinden okumaya göre %25 daha yavaştır. )


- ÖKÜZKAKAN:
KIZIL GAGALI ile/||/<>/< SARI GAGALI

( Afrika'da, Sahra'nın güneyinde yaşarlar. Hayvanların sırtından parazitleri toplayıp yemesiyle bilinir. İLE/||/<>/< ... )

( ile/||/<>/< ... )

( Sığırcıkgiller[STURNIDAE] ailesine yakındır. )

( BUPHAGUS ERYTHRORHYNCHUS cum/||/<>/< ... )


- OLAĞAN GERİBİLDİRİM(REFLEKS) ile/ve/değil BEYİN TRAVMASI

( [Bilinci kapalı bir hastanın, (olası/çeşitli) fiziksel tepkilerinin anlamı için ayağın tabanı gıdıklanınca, ayak parmakları...] İleri doğru kasılıyorsa. İLE/VE/DEĞİL Geriye doğru kasılıyorsa. )


- OLAĞANÜSTÜ DURUM/HAL ile/ve/<> SIKIYÖNETİM


- OLAGELEN ile/ve/> SÜREGİDEN

( Geçmişten bugüne. [değiştirip değiştirilememesi ayrı bir konu olmak üzere...] İLE/VE/> Geçmiş de (bazen/kısmen/tamamen) içinde olmak üzere, bugün de devam eden ve etmesi olası olan. )


- OLAN ile/ve/||/<>/> OLAĞAN


- OLASILIKLARI DÜŞÜNMEK/HESAPLAMAK ile "ŞOM AĞIZLILIK"


- OLGUNLAŞMANIN SAĞLADIKLARI:
"KALPTE" ile/ve/||/<>/> ANLIK'TA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<>/> YAŞAMDA

( Duyarlılık kazandırır. VE/||/<>/> İşleklik ve işlevsellik sağlar. VE/||/<>/> Huzur sağlar/sunar. )


- ÖLÜM ile/ve/değil/yerine DAĞILMA/YAYILMA/AYRIŞMA

( MEVT ile/ve/değil/yerine NEŞR )


- OLUMSUZ(NEGATİF) BAKIŞ ile AŞAĞILAYICI BAKIŞ

( NEGATIVE LOOKING vs. LOOK IN DESPISE )


- OMURGADA
YUVAR/DİSK:
OLAĞAN ile BOZULMUŞ ile BEL VERMİŞ ile FITIK ile İNCELMİŞ

( image )


- OMUZ:
SAĞ ile/ve/<> SOL

( Kişinin, %80'inin sağ omuzu, sol omuzundan düşüktür. İLE/VE/<> Kişinin, %20'sinin de sol omuzu, sağ omuzundan düşüktür. )


- ON-PUMP CERRAHİ/ON-PUMP SURGERY[İng.] değil/yerine/= POMPA BAĞLANTILI KALP CERRAHİSİ


- ÖNCELİK VERMEK ile "AĞIRLIK VERMEK"

( TO GIVE PRECEDENCE vs. "TO CONCENTRATE" )


- ÖNERİLEN ile/ve OLAGELEN


- OPENEHR/OPEN ELECTRONIC HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= AÇIK ELEKTRONİK SAĞLIK KAYDI


- ÖPMEK:
DUDAĞINDAN ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< YANAĞINDAN

( (")Seviyorsa/k("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Çok seviyorsa/k. )


- OPSİYONEL/OPTIONAL[İng.] değil/yerine/= SEÇİMLİK | ISTEĞE BAĞLI


- ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN


- ORANTI/LI ile/değil BAĞLANTI/LI


- ORANTI ile/ve/değil/<> BAĞLAM


- ÖRDEK ile (ARJANTİN) MAVİ GAGALI ÖRDEK

( ... İLE Omurgalılar arasında penisi en uzun olanıdır. [Kendi boyunun 2 katına, yani 43 cm.'ye kadar ulaşabilmektedir!] )


- ÖRDEK ile BAĞIRTLAK/BOZKIR TAVUĞU

( ... İLE Orta büyüklükte, bir cins göçebe ördek. )

( ... cum QUERQUEDULA )


- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK

( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )

( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )

( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )

( ... ile Ornitorenk )

( BATT ile SEDYE-İ VAHÎD-ÜS-SUKBE )

( DUCK vs. DUCKBILL/ORNITORENG )

( ... avec ORNITHORYNQUE )

( ANAS cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS / PLATYPUS )


- ÖRDEKBAŞI ile ÖRDEKGAGASI

( Yeşil ile lacivert arası renk. | Bu renkte olan. İLE Açık turuncu renk. | Bu renkte olan. )


- ÖRGEN BAĞIŞI ve/> KADAVRA[İt. < CADAVERE] BAĞIŞI

( TAHNÎT: Cesetlerin çürümemesi için içinin boşaltılıp ilâçlanması. )

( KADAVRA[İt. < CADAVERE]: Tıp öğretiminde, üzerinde çalışma yapılan ölü insan ya da hayvan gövdesi. )


- OROPOID ile AKDENİZ, ALP DAĞ, KUZEY TİPİ

( AKDENİZ, ALP DAĞ, KUZEY TİPİ ile )


- ORTA AMERİKA CUMHURİYETİ:
EL SALVADOR ve/<> HONDURAS ve/<> GUATEMALA ve/<> NİKARAGUA ve/<> KOSTA RİKA

( Orta Amerika Cumhuriyeti, 1843 yılında, beş ayrı ülkeye bölündü. )


- ORTAÇAĞ:
ERKEN ile/ve/<>/> YÜKSEK/KLASİK ile/ve/<>/> GEÇ

( ORTAÇAĞ: Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünden [476] başlayarak, 1453 ya da 1492'ye kadar süren çağ. )

( 476 - 1000 arası. ile/ve/<>/> 1000 - 1300 arası. ile/ve/<>/> 1300 - 1453/1492 arası. )

( )


- ORTOPEDİ[Yun. ORTHOS: Doğru. | PAIS/PAIDOS: Çocuk.] ile/ve/<> AGMATOLOJİ ile/ve/<> OSTEOLOJİ[Fr.]

( ORTOPEDİ: Tıbbın, çocuklardaki gövde biçimsizliklerini düzelten ya da önleyen bir kolu. | Gövdedeki kemikler, eklemler, kaslar, kirişler, sinirler gibi hareketi sağlayan örgen bozukluklarını sağaltan cerrahi kolu. | Hastahanelerde, bu tür sağaltımların yapıldığı bölüm. İLE/VE/<> Kırık bilimi. İLE/VE/<> Kemik bilimi. )


- ORTOREKSİYA NERVOZA/ORTHOREXIA NERVOSA[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKLI BESLENME TAKINTISI


- ÖRTÜŞME ile/ve/||/<> BAĞDAŞMA


- ÖRÜMCEK AĞI =/=/= TENE, KERÎ[Fars.] =/=/= BEYT-ÜL-ANKEBUT[Ar.] =/=/= COBWEB[İng.] )


- ÖRÜNTÜ KURMA DÜRTÜSÜ ve/||/<> KEŞİF ve/||/<> DUYUSAL/EŞEYSEL ve/||/<>
BAĞLANMA ve/||/<> BAKICILIK ve/||/<> YAKINLIK ve/||/<> GERİ ÇEKİLME/KAÇINMA/ÖFKE/ZITLIK

( Kişinin ve bebeğin, ilk harekete geç(iril)en, yönelim, donanım ve gereksinimleri... )


- OSI/OPEN SYSTEM INTERCONNECTION[İng.] değil/yerine/= AÇIK DÜZEN ARA BAĞLANTISI


- OSMANLI'DA:
UZUNLUK ÖLÇÜLERİ ile/ve ALAN ÖLÇÜLERİ ile/ve AĞIRLIK ÖLÇÜLERİ

( Parmak, hat, nokta, kulaç, zirai mimari(zirai, mimari arşını), fersah, kara mili, berid (menzil), merhale, çarşı arşını, rubu (urup), kirah, endaze. İLE/VE Arşın kare(zirai kare), yeni dönüm, büyük dönüm, atik dönüm, atik evlek, yeni evlek, cerip, ayak kare, parmak kare, hat kare, çarşı arşın kare (çarşı arşını kare), urup kare, kirah kare, endaze kare. İLE/VE Okka(kıyye), batman, kantar, ludre, çeki, tonilato, dirhem, dünük, kırat, bakray, fitil, nekir, kıtmir, zerre. )

( Bazı XIV. yüzyıl kaynakları, İran-İlhanlı ağırlık birimi olarak kullanılan Lodra, Kantar, Okka ve Batman'ın[menn], hububat ölçüsü olarak kullanılan Kile ve Müdd'ün, Osmanlı öncesi Anadolu'da ölçü sisteminin temelini oluşturduğunu belirtmektedir. )


- OSURUKAĞACI değil/yerine/= AYLANDIZ


- OT ile/ve ÇALI ile/ve AĞAÇ


- OVA GORİLLERİ ile DAĞ GORİLLERİ

( Temizlerdir ve yaşadıklara yere özen gösterirler. İLE Yuvalarını sürekli pisletir ve çoğunlukla kendi dışkı birikintilerinin üzerinde uyurlar. )

( ... İLE Sadece Ruanda, Uganda ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde[eski Zaire] bulunmaktalardır. )


- OVA/YAZI ile/değil ÇATALAĞIZ

( ... İLE/DEĞİL Bir ırmağın, denize kavuştuğu yerde, lığların birikmesiyle oluşan, üçgen biçimli ova. )

( [not] SAVANNA and/but DELTA )


- OVÜL, TOHUM TASLAĞI, YUMURTACIK = MÜVEYZENE = OVULE


- OYUK ile/ve/değil/||/<>/> KAKLIK/MAĞARA[Ar. < MAGARE]

( İçi boş ve çukur olan. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Taşın/dağın içindeki geniş oyuk. )


- ÖZGÜR DÜŞÜNME'Yİ:
"ÖĞRETMEK" ile/değil/yerine OLANAKLARINI SAĞLAMAK/SUNMAK

( Özgür düşünmeyi ancak kişinin kendi gerçekleştirebileceğinden öğretilemez fakat olanaklarını sunmak/sağlamak gereklidir! )

( TO FREE IMAGINATION: [not] TO TEACH vs./but TO SUPPLY/OFFER POSSIBILITIES
TO FREE IMAGINATION: TO SUPPLY/OFFER POSSIBILITIES instead of TO TEACH )


- ÖZGÜRLÜK:
BAĞIMSIZ OLMAK ile/ve/değil/< ÖZGÜRCE YARATABİLMEK

( Özgürlük bilinci, var oluşu ya da yaşamı duyumsama, özünü, hem özdek, hem de tin olarak algılamadır. )

( Özgürlüğün en yüksek tadı, onun tümüyle yitiminin sınırındadır. )


- ÖZGÜRLÜK ve/||/<>/= DÜŞÜNCEYİ DÜŞÜNEBİLME BİLGİSİ/OLANAĞI

( Sonsuz. VE/||/<>/= Tekil[ler üzerin(d)e.] )


- OZMOTİK/FRAJİLITE OSMOTIC FRAGILITY[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞİM KIRILGANLIĞI


- P.O./PER OS, ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN


- p.os[Lat. < PER OS] değil/yerine/= AĞIZ YOLUYLA, AĞIZDAN


- p.v.[Lat. < PER VAGINAM] değil/yerine/= VAJİNA YOLUYLA


- PAÇAGÜNÜ ile/ve/<> PAÇALIK

( Düğünün ertesi günü. İLE/VE/<> Düğünün ertesi günü verilen yemek. | Gelinin, paçagünü giydiği giysi. )


- PAGE vs. PAPER


- PAGODA ile STUPA ile TEMPLE

( Mutlaka su kıyısında olan Manastır-Okul-Dinlenme alanları ve vaaz verilen yer içeren tapınak biçimi. İLE Sivri ucu yukarıda, çan şeklinde, su kıyısı olmayan küçük ibadet yerleri. İLE İçinde büyük Buda heykelinin olduğu en büyük eğitim ve tapınma yapısı. )


- PAKET[Fr. < PAQUET] ile AMBALAJ[Fr. < EMBALLAGE]

( İçinde bir ya da birçok nesne bulunan, kâğıda sarılarak ya da kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesne. | Kâğıda sarılarak ya da bir kutuya konularak satışa hazır duruma getirilmiş, belirli bir miktarda olan yiyecek, ilaç vb. | Dolu toplu taşıma aracı. İLE Nesneleri sarmaya yarayan mukavva, kâğıt, tahta, plastik vb. malzeme. )


- PALMA[Yunan çağında, Anadolu'da] ile ...

( 4 Palma 1 ayak, 6 Palma 1 dirsektir. )


- PALMİYE ile DARDAĞAN

( ... İLE Palmiye cinsinden bir ağaç. | Bu ağacın, çitlembik büyüklüğünde, sert çekirdekli, tatlı yemişi. )

( ... cum MILIUM EFFUSUM )


- PALTO ile REGLAN[LORD REGLAN'ın adından]/RAGLAN

( ... İLE Pelerinli bir çeşit palto. | Omuzlardan geçerek, boyna kadar uzanan kol. )


- PALYATİF TEDAVİ/PALLIATIVE TREATMENT[İng.] değil/yerine/= RAHATLATICI SAĞALTIM


- PAPAĞAN/PENGUEN ile/değil PUFFIN


- PAPAĞAN ile AFRİKA GRİ PAPAĞANI

( ... cum PSITACCUS ERITHACUS )


- PAPAĞAN ile ARA/MAKAV/MACAW

( PARROT vs. MACAW )


- PAPAĞAN ile/değil HİNT KARGASI


- PAPAĞAN ile JAKO, KAKADU, KAKAPOEN, LORİ, AMAZON, ARA


- PAPAĞAN ile KAKAPO

( www.parrotsinternational.org )

( ... İLE Yeni Zelanda'da yaşarlar. )

( ... İLE 80 yıl yaşarlar. )

( )


- PAPAĞAN ile KEA PAPAĞANI

( ... İLE Dağlarda yaşayan tek papağan türü. )

( )


- PAPAĞAN ile KIRMIZI GAGALI TUKAN

( ... İLE Güney Amerika'nın, tropikal ormanlarında yaşarlar. )

( ... İLE Gagalarını kullanarak serinlerler. )


- PAPAĞAN ile LEVRİ

( ... İLE Kırmızı papağan. )


- PAPAĞAN ile PALMİYE KAKADUS

( ... İLE Yeni Gine ve civarındaki adalarda görülmektedir. )

( ... İLE Uzunlukları, 65 - 75 cm. arasında değişmektedir. )

( ... İLE Kırmızı renkli yüzü vardır.[Heyecanlandıklarında, mavileşmektedir.] )


- PAPAĞAN ile PERU PAPAĞANI


- PARAFİNDEN YAPILMIŞ MUM ile/yerine %100 STEARİN YA DA DONYAĞI İÇEREN MUM


- PARAGNA/PRAJNA ile ...

( "Benlik" ile meşgul olmayan bilgi, kavrayış, bilinç, saf farkındalık. [Üstün bilinç durumu anlamına gelir.] )


- PARAGRAF:
AÇMAK ile/ve/||/<> OLUŞTURMAK


- PARAGRAFİ/PARAGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YAZILI ANLATIM GÜÇLÜĞÜ


- PARAMEDİKAL/PARAMEDICAL[İng.] değil/yerine/= TIPLA BAĞLANTILI


- PARANIN KAYBI ile/ve/||/<> SAĞLIĞIN KAYBI ile/ve/||/<> KARAKTERİN KAYBI

( Çok da etkileyici olmayabilir. İLE/VE/||/<> Kaybımız, önemli, etkileyici ve büyük olabilir. İLE/VE/||/<> Herşeyi kaybetmiş oluruz. )


- PARASANG[İran ölçüsü][Yunan çağında, Anadolu'da] ile ...

( 30 stadion'a eşittir. [5 kilometre, 328 metre] )


- PARÇALAMA ile DAĞITMA


- PARÇALANMA ile/ve/değil/yerine DAĞILMA

( [not] TO BREAK INTO PIECES vs./and/but TO DISPERSE
TO DISPERSE instead of TO BREAK INTO PIECES )


- PARİDİYE[Ar.]/PARIDÉES[Fr.] değil/yerine/= BAŞTANKARAGİLLER

( ... cum TERMINALIA CITRINA )


- PARMAKLARDA:
BAŞ ile/ve/||/<> İŞARET ile/ve/||/<> ORTA ile/ve/||/<> YÜZÜK/ADSIZ ile/ve/||/<> SERÇE


- PASAJ/PASSAGE[İng.] değil/yerine/= GEÇİŞ | GEÇİT


- PASAKLI/LIK, ÇAPAÇUL ile/ve/değil DAĞINIK/LIK


- PASCAL ÜÇGENİ ve/||/<> BİNOM DAĞILIMI

( Sayın Haluk Berkmen'in yazısını okumak için burayı tıklayınız... )

( )


- PASİF-AGRESİF/PASSIVE-AGGRESSIVE[İng.] değil/yerine/= EDİLGEN-SALDIRGAN


- PATRONAJ[Fr. < PATRONAGE] ile/ve/değil/yerine/<> YARDIM | YÖNETİM, GÖZETİM

( Cezaevinden serbest bırakılan suçlunun, toplum yaşantısına yeniden uyabilmesini sağlamak amacıyla yapılan yardım çalışması. )


- PAVURYA[Yun.] ile ÇAĞANOZ

( Bir tür iri yengeç. İLE Bir tür pavurya. )


- PAYEN[Fr.]/PAGAN(US)[Lat.] ile ...

( Çok tanrılı dinden olan. )


- PAYLAÇO değil PALYAÇO[İt. < PAGLIACCIO]


- PAYLAMAQ[Azr.] = DAĞITMAK, BÖLÜŞTÜRMEK[Tr.]


- PAYLAŞIM ile/ve DAĞITIM

( SHARING vs./and DISTRIBUTION )


- PAZAR ile/ve/||/<> PANAYIR[Yun. < PAN AGHIOS]

( Haftalık ve/ya da belirli günlerde kurulan. İLE/VE/||/<> Yılda 1-2 kez kurulan/yapılan, sergi niteliği de taşıyan pazar. )


- PEDAGOG değil/yerine/= EĞİTİMBİLİMCİ/EĞİTİMCİ


- PEDAGOJİ/K değil/yerine/= EĞİTİMBİLİM/SEL


- PEDIGRİ/PEDIGREE[İng.] değil/yerine/= SOYAĞACI


- PEDİYATRİ/PEDİATRICS[İng.] değil/yerine/= ÇOCUK SAĞLIĞI VE SAYRILIKLARI BİLİMİ


- PEG/PERKÜTAN ENDOSKOPİK GASTROSTOMİ/ PERCUTANEOUS ENDOSCOPIC GASTROSTOMY[İng.] değil/yerine/= DERİDEN İÇ GÖREÇLEMEYLE MİDE AĞIZLAŞTIRMASI


- PENCERE değil/yerine/= ODAGÖZ


- PENGUEN ile/ve/<> GALAPAGOS PENGUENİ

( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )


- PER (OS) ORAL[İng.] değil/yerine/= AĞIZDAN


- PERİŞAN[Fars.] değil/yerine/= DAĞILGAN


- PERISTALTİK/PERISTALTIC[İng.] değil/yerine/= SAĞINIMLI


- PERKÜTAN NEFROSTOMİ/PERCUTANEOUS NEPHROSTOMY[İng.] değil/yerine/= DERIDEN BÖBREK AĞIZLAŞTIRMASI


- PETROL[Fr. < Lat.] değil/yerine/= YERYAĞI

( Yoğunluğu 0.8'den 0.95'e kadar değişebilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ. )


- PETROL ile AĞIR PETROL

( Kendiliğinden.[yüzeye nisptene yakın derinlikten] İLE 300 ºC buhar basıncıyla.[en az 1000 - 2000 metreden] )

( Yoğunluğu 0.8'den 0.95'e kadar değişebilen, hidrokarbürlerden oluşmuş, kendine özgü kokusu olan, koyu renkli, arıtılmamış, doğal yanıcı mineral yağ. İLE ... )


- PEYGAMBER'İN:
SOL'U değil SAĞ-I SÂNÎ(ÖTEKİ/İKİNCİ SAĞI)


- PEYGAMBERAĞACI ile PEYGAMBERÇİÇEĞİ ile PEYGAMBERDEVESİ

( Yabanikimyongillerden, reçinesinden gayakol çıkarılan bir ağaç. İLE Mavi kantaron, belemir. İLE Sıcak ve ılıman ülkelerde yaşayan, genellikle yeşil renkte ve ortalama 5 cm. boyuna, düz kanatlı, çok obur böcek. )

( GUAJACUM OFFICINALE cum CENTAUREA CYNUS cum MANTIS RELIGIOSA )


- PEYGAMBERDE:
HATA/GÜNAH değil ZELLE

( ... DEĞİL İyilerden en iyiyi seçememe. )

( Peygamberin hatası olmaz! Sadece iyilerden en iyiyi seçememe olabilir belki. )


- PEYMÂNE[Fars.] ile SAĞRAK/KADEH[Ar.]

( Kalp. (Eskiden kadehleri kalp biçiminde yaparlarmış.) | Büyük kadeh. İLE ... )

( Aynı/ortak kadehten içiliyorsa. İLE Her bir kişininki ayrıysa. )


- PHASE vs. LAP/STAGE


- PHI/PROTECTED HEALTH INFORMATION[İng.] değil/yerine/= KORUNMUŞ SAĞLIK BİLGİSİ


- PHI/PUBLIC HEALTH INFORMATICS[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİMİ


- PHII/PUBLIC HEALTH INFORMATICS INSTİTUTE[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLİŞİM ENSTİTÜSÜ


- PHIN/PUBLIC HEALTH INFORMATION NETWORK[İng.] değil/yerine/= HALK SAĞLIĞI BİLGİ AĞI


- PHOTOAGING[İng.] değil/yerine/= UV YAŞLANMASI, MORÖTESİ YAŞLANMASI


- PHR/PERSONAL HEALTH RECORD[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL SAĞLIK KAYDI


- PIM/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİMİ


- PIMS/PERSONAL INFORMATION MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= KİŞİSEL BİLGİ YÖNETİM DÜZENİ


- PİRAMİTLER:
[BOSNA ile GİZA ile TİKAL ile MAURITIUS ile KOHKER ile GUIMAK ile ENDONEZYA ile JİLİN ile BEYAZ ile KUKULKAN ile SUDAN ile SUALTI ile KÜBA ile YONAGUNİ ile BALİ ile MAYA ile JAVA ile KAMBOÇYA ile AVUSTRALYA ile GUATEMALA] ile
MODERN PİRAMİTLER
[MOSKOVA ile KANADA ile CEITUS ile MEMPHIS ile LAS VEGAS]

( [Bosna'da. İLE Mısır'da. İLE Guatemala'da. İLE Mauritius'ta. İLE Kamboçya'da. İLE Kanarya Adaları'nda. İLE Endonezya'da. İLE Kuzeydoğu Çin'de. İLE Çin'de. İLE Meksika'da. İLE Sudan'da. İLE Portekiz açıklarında. İLE Küba açıklarında. İLE Japonya'da. İLE Bali adalarında. İLE Güney Amerika'da. İLE Java adalarında. İLE Kamboçya'da. İLE Avustralya'da. İLE Guatemala'da.]
İLE
Modern:
[Rusya'da. İLE Kanada'da. İLE Roma(İtalya)'da. İLE Amerika'da. İLE Amerika'da.] )

( En çok piramitin bulunduğu ülke, Mısır değil Sudan'dır[220 piramit bulunmaktadır.] )


- PİRE yerine KALKAĞAN


- PİS KOKU ile "AĞIR KOKU"


- PİSAGOR'CU SAYI ANLAYIŞI ile/ve/||/<> ORANSAL OLMAYAN SAYI

( "Antik Mısır’dan Günümüze Pisagor" yazısı için burayı tıklayınız... )


- PİYÂLE[Fars.]/SÂGAR[Büyük kadeh.] ile/ve ÇEMAN/RITL-GİRÂN[Fars. En büyük kadeh.]

( İçki kadehi. İLE/VE Şarap kadehi. )


- PLASEBO/PLACEBO[İng.] değil/yerine/= SÖZDE İLAÇ, YALANCI İLAÇ, "MUTLU OLACAĞIM"


- PLEKSUS/PLEXUS[İng.] değil/yerine/= SİNİR-DAMAR AĞI


- PLETHRON[Yunan çağında, Anadolu'da] ile ...

( 100 ayak. )


- PLÜVİYOMETRE[Fr.] değil/yerine/= YAĞIŞÖLÇER


- PLÜVİYOMETRE değil/yerine/= YAĞIŞÖLÇER

( Belirli bir zamanda. belirli bir yerde düşen yağış miktarını ölçmeye yarayan aygıt. )


- PNN/PROBABILISTIC NEURAL NETWORKS[İng.] değil/yerine/= OLASILIKSAL SİNİR AĞLARI


- PORSELEN ile FAĞFUR[Fars.]

( ... İLE Çin imparatorlarına verilen san. | Çin'de yapılmış kâse, tabak, vazo gibi porselen eşya. )


- PORSUKAĞACI

( Porsukgillerden, yaprakları iğne biçiminde, yaz kış yeşil bir orman ve süs ağacı. )

( TAXUS BACCATA )


- POSTNİŞİN ile/ve SERTARÎK ile/ve SERTABBÂH ile/ve SERZÂKİR ile/ve İMÂM ile/ve MEYDANCI ile/ve TÜRBEDÂR ile/ve ÂSÂDÂR ile/ve NAKÎB ile/ve PAZARCI ile/ve ÇERÂĞÎ ile/ve SÂKÎ ile/ve FERRÂŞ ile/ve KAPUCU


- POZİTİVİZM ile PRAGMATİZM


- PRAG-ABHAVA ile ...

( Ortaya çıkıştan sonra yokluk. )


- PRAG < PRAHA[:
Eşik][Çek dili]

( "Altın Şehir", "Yüz Kuleli Kent", "Şehirlerin Anası", "Kuzeyin Roma'sı" adlarıyla da anılır. )


- PRAGMACILIK = PRAGMATISM[İng.] = PRAGMATISME[Fr.] = PRAGMATISMUS[Alm.] = PRAGMA[Yun.]


- PRAGMATİK ANALİZ/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= EDİMBİLİMSEL ÇÖZÜMLEME


- PRAGMATİK/PRAGMATICS[İng.] değil/yerine/= YARARCILIK, EDİMBİLİM


- PRAGMATİK değil/yerine/= EDİMBİLİM/EDİMBİLİMSEL


- PREMEDİKASYON/PREMEDICATION[İng.] değil/yerine/= HAZIRLAYICI SAĞALTIM


- PROFIT vs. BENEFIT/ADVANTAGE


- PROSOPAGNOSIA değil/yerine/= YÜZLERİ TANIYAMAMA


- PROSPEKTÜS/PACKAGE INSERT[İng.] değil/yerine/= TANITMALIK


- PROTEİN(LER) ile YAĞ(LAR) ile KARBONHİDRAT(LAR) ile MİNERAL(LER) ile VİTAMİN(LER)

( Canlı gözelerin ana nesnesini oluşturan, genellikle sülfür, oksijen ve karbon öğeleri bulunan amino asit birleşiminden oluşmuş karmaşık yapılı doğal nesne. İLE Birleşiminde stearik, oleik, palmitik asitlerle gliserin bulunan ve bunların oranlarına göre kıvamları değişen bitkisel ya da hayvansal nesne. İLE Karbon, hidrojen ve oksijen atomlarından oluşan organik bileşiklerin genel adı. İLE Normal sıcaklıkta doğada katı durumda birtakım nesnelerle karışık ya da birleşik olarak bulunan ya da kimyasal yollarla elde edilen inorganik nesne. İLE Besinlerde bulunan, gövdede genellikle yapılmayan, yağda ya da suda çözünebilme özelliği olan, eksikliği ya da fazlalığı çeşitli hastalıklara yol açan nesnelere verilen genel ad. )

( PROTEINS vs. FATS vs. CARBOHYDRATES vs. MINERALS vs. VITAMINS )


- PROZOPAGNOZİ/PROSOPAGNOSIA[İng.] değil/yerine/= YÜZ TANIMAZLIĞI


- PUT / ŞEYTAN ile TÂGUT["gu" uzun okunur][çoğ. TAVÂGÎ/T]

( ... İLE Kayıptan haber veren, büyücü. | Şeytan. | İslâm'dan önce, Mekke'deki Lât ve Uzzâ putları. )


- QIŞQIRMAQ[Azr.] = BAĞIRMAK[Tr.]


- QOŞMAQ[Azr.] = BAĞLAMAK, BİRLEŞTİRMEK[Tr.]


- RADYOTERAPİ/RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= IŞIN SAĞALTIMI


- RADYOTERAPİ değil/yerine/= IŞIN SAĞALTIMI/TEDAVİSİ


- RAĞBET GÖSTERMEK/İLTİFAT ETMEK değil/yerine/= İLGÍSTEK GÖSTERMEK


- RAĞBET KAZANMAK değil/yerine/= İLGÍSTEK GÖRMEK


- RAĞBET değil/yerine/= İSTEK, ARZU, İYİ KABUL EDİLME | İSTEKLE KARŞILAMA


- RAĞMEN/MUKABİL değil/yerine/= KARŞIN


- RAHİM KANSERİ ile RAHİMAĞZI KANSERİ


- RAHİM/UTERUS değil/yerine/= DOĞANAĞ/DÖLYATAĞI/YAVRULUK


- RAHMET ile/ve/||/<> MAĞFİRET


- RAJON değil RACON[argo | İt. < RAGIONE]

( Yol, yöntem, usûl. | Gösteriş, fiyaka. )


- RAKI BARDAĞI


- RAKI BARDAĞI değil ŞERBET/LİMONATA BARDAĞI

( Rakı bardağı olarak [yanlış] bilinen bardağın başlangıcı ve kullanım amacı şerbet ya da limonata içindi. )


- RAPOR/DA:
BAĞLAYICI/LIK ile/değil/yerine YOL GÖSTERİCİ/LİK


- RÂST ile DOĞRU | SAĞ | UYGUNLUK


- RASYONEL ile PRAGMATİK


- REAGEN/REAGENT[İng.] değil/yerine/= ÖLÇÜ/MİYAR


- REDDETMEK ile AŞAĞILAMAK

( REJECT vs. TO DESPISE )


- REDISTRİBÜSYON/REDISTRIBUTION[İng.] değil/yerine/= YENIDEN DAĞILIM


- REFLEKS ile/ve/||/<> VAGAL REFLEKS

( ... İLE/VE/||/<> [Parasempatik ve/+ sempatik][1- Aynı anda.] > [2- Sıcak.] > [3. Sağlıklı öfke.] )


- REHABİLİTASYON değil/yerine/= SAĞALTIM


- REPERTUAR[Fr.] değil/yerine/= SÖZ DAĞARCIĞI

( Bir tiyatro kurulunun oynamak için seçip hazırlamış olduğu oyunların dizini. | Bir oyuncunun ezberlediği ve oynadığı rollerin dizini. | Bir müzik topluluğunun ya da sanatçının hazırlamış olduğu parçalar. )


- REPERTUVAR değil/yerine/= EZGİLER DAĞARCIĞI


- RESİM ile DAĞLAMA RESMİ/PİROGRAVÜR[Fr.]

( ... İLE Ağaç üzerine, kızgın demirle yapılan bir tür resim, yakma resim. )


- RETİKÜLER/RETICULAR[İng.] değil/yerine/= AĞSI


- RETİNA[Lat.] değil/yerine/= AĞ TABAKA


- REVİR[Alm.] değil/yerine/= SAĞLIK OCAĞI

( Kurum ve kuruluşlarda, sağlık hizmeti verilmek üzere ve sayrılar için ayrılmış bölüm. )


- RHS/REMOTE HEALTH SERVICE[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAĞLIK HİZMETİ


- RİÂYET değil/yerine/= GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA

( GÜTME, GÖZETME | UYMAK, SAYGI, SAYMA | AĞIRLAMA )


- RNN/RECURRENT NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= YINELEYEN SİNİR AĞI


- ROCKY DAĞLARI:
AMERİKA'DA ile/ve/||/<> KANADA'DA


- RT/RADYOTERAPİ RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= IŞIN SAĞALTIMI


- RUAM[Ar.] değil/yerine/= SAKAĞI

( En çok atlarda görülen, insana da bulaşan, ölümcül bir hayvan sayrılığı. )


- RUMELİ HİSARI ile/ve RUMELİ KAVAĞI ile/ve RUMELİ FENERİ

( Baltalimanı - Bebek arasındadır. İLE/VE Boğaziçi'nin kuzeyindedir. Kara yoluyla Sarıyer'den sonra gidilen yolun sonundadır. )

( )


- RUTİN[Fr./İng. < ROUTINE] değil/yerine/= SÜRENEK/SIRADAN/ALIŞILAGELMİŞ


- RUTİN/ROUTINE[İng.] değil/yerine/= ALIŞILAGELEN


- RÜZGÂR ile/değil/yerine/>< YAĞMUR

( "Kapitalisttir". [Zayıf olanı yıkar.] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Komünisttir". [Herkese eşit yağar.] )


- RVAD/RIGHT VENTRICULAR ASSIST DEVICE[İng.] değil/yerine/= SAĞ KARINCIK DESTEK AYGITI, SAĞ VENTRİKÜL DESTEK AYGITI


- SAAT ile/ve SIHHAT(SAĞLIK)

( "SAATLER OLSUN!" değil "SIHHATLER OLSUN!" )


- SABİM/HEALTH INFORMATION COMMUNICATION CENTER[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ İLETİŞİM MERKEZİ


- SABİT YÖRÜNGE(GEO) ile/ve/||/<> DÜŞÜK DÜNYA YÖRÜNGESİ(LEO) ile/ve/||/<> ORTA DÜNYA YÖRÜNGESİ(MEO) ile/ve/||/<> KUTUPSAL YÖRÜNGE VE GÜNEŞ EŞZAMANLI YÖRÜNGE(SSO) ile/ve/||/<> AKTARIM YÖRÜNGELERİ VE SABİT KONUMSAL AKTARIM YÖRÜNGESİ(GTO) ile/ve/||/<> LAGRANGE NOKTALARI(L)


- SABİT/CONSTANT değil/yerine/= DURGAN/DURAĞAN


- SABİT/LİK ile/ve/||/<>/> SAĞLAM/LIK / BERK/LİK


- SABOTAGE vs. CONSPIRACY


- SAÇ-BAŞ (DARMADAĞIN)


- SAÇLARIN BÜYÜME DÖNGÜSÜ AŞAMALARI:
ANAGEN ile/ve/<>/> CATAGEN ile/ve/<>/> TELOGEN


- SAÇMAK ile/ve/değil DAĞITMAK

( [not] TO SCATTER vs./and/but TO DISTRIBUTE )


- SADÂKAT VE BAĞLILIK ve/||/<> FARKINDALIK VE ADÂLET ve/||/<> EDEB VE HAYÂ ve/||/<> FETA VE GÖNÜL

( HZ. EBÛ-BEKİR SIDDÎK ve/||/<> HZ. ÖMER el-FÂRUK/HATTÂB ve/||/<> HZ. OSMAN ZİNNUREYN ve/||/<> HZ. İMÂM-I ALİ )

( Çocukluk. VE/||/<> Gençlik. VE/||/<> Yetişkinlik. VE/||/<> Olgunluk. )


- SADÂKAT ile/ve/<> BAĞLILIK


- SADRAZAM TORUNU değil SADRAZAM'IN SOL TAŞAĞI


- SAĞ AKCİĞER ile/ve SOL AKCİĞER

( 3 bölüm[lob] vardır.[üst-orta-alt] İLE/VE 2 bölüm[lob] vardır.[üst-alt] )


- SAĞ SALİM değil/yerine/= SAĞ SAĞLAM/SAĞ ESEN/ESENLİKLE


- SAĞ-SALİM (GİTMEK, ULAŞMAK, DÖNMEK)


- SAĞ-SOL


- SAĞ ile ...

( ULVİYYET | YEMÎN )


- SAĞ ile/ve SOL

( Kalbin olduğu taraf soldur. )

( REST ile/ve ÇEP )

( Arkadan biri ittiğinde ilk atılan adım/ayak, hangi tarafta daha yoğun/öncelikli olduğunuzun göstergesi olabilir. [özellikle snowboard'ta]
RIGHT vs./and LEFT )


- SAĞ ile ZAĞ/KILAĞI

( ... İLE Taş üzerinde bilenen bir kesici aracın, keskin yüzüne yapışan ve aracın iyi kesebilmesi için yağlanmış yumuşak taşla kaldırılması gereken çok ince çelik parçaları. )


- SAĞA DALLANMA ile ...

( RIGHT BRANCHING )


- SAĞA SOLA (SORMAK, BAKMAK)


- SAĞAK ile ...

( Dirsek ile bilek arası ya da diz topuk arası. )


- SAĞALTIM AMAÇLI ile/ve/değil/||/<>/> GELİŞ(TİR)ME AMAÇLI


- SAĞALTIM:
DAVRANIŞÇI ve/ya da BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DİNAMİK ile/ve/||/<> VAROLUŞÇU


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<> ANALİTİK SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ

( )


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/ve/||/<>/> PSİKANALİZ


- SAĞALTIM/PSİKOTERAPİ ile/değil/yerine SOHBET

( Çağrışımsal. İLE/DEĞİL/YERİNE Sanatsal. )


- SAĞALTIM/TEDAVİ[Ar.]:
AYAKTA ile/ve/||/<>/> YATARAK


- SAĞALTIM/TERAPİ ÜCRETİNDE İNDİRİM:
DİNAMİK/ANALİTİK ile/değil BİLİŞSEL/DAVRANIŞSAL

( Olmaz! İLE (belki/bazen) Olabilir. )

( Bütçesi uygun olmayanlar, indirim istemez fakat ve ne yazık ki özellikle bütçesi/gelir seviyesi uygun/yüksek olanlar, indirim isterler. )


- SAĞALTIM/TERAPİ:
TEK KİŞİLİK ile/ve/||/<> İKİ KİŞİLİK


- SAĞALTIM ile/ve/değil/||/<>/< DAYANIŞMA


- SAĞALTIMDA/TERAPİDE:
TIBBÎ ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL ile/ve/||/<> BİLİŞSEL ile/ve/||/<> DUYGUSAL


- SAĞANAK ile/ve BORAN

( Birdenbire başlayan, genellikle kısa süren, şiddetli yağmur. İLE/VE Yel, şimşek ve gökgürültüsü ile ortaya çıkan sağanak yağışlı hava. )


- SAĞANAQ[Azr.] = KASNAK, ÇEMBER[Tr.]


- SAĞANLAR

( Omurgalı hayvanlardan kuşlar sınıfının, gökkuzgunumsular takımının bir alttakımı. )


- SAĞDAN, SOLA DOĞRU ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< SAĞDAN, KALBE DOĞRU


- SAĞDUYU ve/<> DENGE


- SAĞDUYU ile DUYARLILIK

( AKL-I/HİSS-İ SELÎM ile HASSASİYET )


- SAĞDUYU = HASSE-İ SELİME = GOOD SENSE[İng.] = BON SENS[Fr.] = GESUNDER VERSTAND[Alm.]


- SAĞDUYU ile/ve/||/<> SAĞGÖRÜ

( Doğru, akla uygun yargılar verme yeteneği. | Doğru ile yanlışı birbirinden ayırma ve doğru yargılama gücü. İLE/VE/||/<> Gerçekleri, yanılmadan görebilme yeteneği. )


- SAĞI ile/ve GUANO[İsp. < Peru dilinden]

( Kuş gübresi. İLE/VE Denizkuşu gübresi. )


- SAĞIN BİLİMLER/EXACT SCIENCES[İng.] ile ...

( Denetlenebilir ölçü ve hesaplara dayanan bilimler. Dar anlamda matematik. )


- SAĞIN/EXACT[İng.] ile ...

( Doğruluk kuralına uygun olan. | Sözün anlatılmak istenene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği, sahih. )


- SAĞIN = SAHİH = EXACT[İng., Fr.] = EXAKT[Alm.] = EXIGERE[Lat.] = EXACTO/TA[İsp.]

( Doğruluk kuralına uygun olan. | Sözün, anlatılmak istenilene tam karşılık olması, tam uygun düşmesi niteliği. )


- SAĞIR/İŞİTMEZ ile/ve/ya da DİLSİZ ile/ve/ya da SAĞIR VE DİLSİZ

( Kimse duymak istemeyenler kadar sağır olamaz. )

( EBSEM[Ar.]: Dilsiz, susmuş. )

( SAMEM[Ar.]: Sağırlık. )

( Telefonu ilk bulan Alexander Graham Bell, eşi ve annesiyle -ikisinin de sağır olmasından dolayı- hiçbir zaman telefonda konuşamadı. )

( ATREŞ ile/ve AHRAS )

( KÜND-GÜŞ: Sağır. [ KERİ: Sağırlık.] ile/ve ... )

( DEAF vs. DUMB or DEAF-MUTE )


- SAGITAL EKSEN/SAGITTAL AXIS[İng.] değil/yerine/= ÖN-ARKA EKSEN


- Sağını-Solunu gör de KONUŞ!!!


- SAĞLAK ile SOLAK

( AMBIDEXTRUS: İki elini de kullanabilme. )

( ... ile AHLEF )


- SAĞLAM ZİHİN ve/||/<>/>/< SAĞLAM GÖVDE

( Sağlam anlık[zihin], sağlam gövdede bulunur. VE/||/<>/>/< Sağlam gövde, sağlam anlıkta[zihinde] bulunur. )


- SAĞLAM/LIK ile/ve/<> ESTETİK

( STRENGTH vs./and/<> AESTHETICS )


- SAĞLAM/LIK ile/ve/<> KALICI/LIK

( STRENGTH vs./and/<> PERMANENT/LASTING )


- SAĞLAMA ile/ve EMİNLİK

( PROOF vs./and TO BE SURE )


- SAĞLAMA ile/ve ONAY

( PROOF vs./and APPROVAL )


- SAĞLAMA ile SAĞLAMA

( Bir işin olması için gerekli durumu, koşulları hazırlamak. | Elde etmek, sahip olmak. | [mat.] Bir işlemin doğruluğunu ortaya koymak. İLE Yolun sağ yanına geçmek. )


- SAĞLAMA ile/ve/||/<> UYGULAMA


- SAĞLAMAK ile "BECERMEK"


- SAĞLAMAK ile/ve GERÇEKLEŞTİRMEK

( TO OBTAIN vs./and TO REALIZE )


- SAĞLAMAK ile/ve/değil SUNMAK


- SAĞLAMLAŞTIRMA ile/ve/||/<> PEKİŞTİRME


- SAĞLAMLIK AÇMAZI ile/ve/||/<> GEÇERLİLİK AÇMAZI ile/ve/||/<> YALANCI AÇMAZI ile/ve/||/<> CURRY AÇMAZI


- SAĞLI-SOLLU


- SAĞLIK ENFORMASYON SİSTEMLERİ/HEALTHCARE INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM DÜZENİ (BİLİM DALI)


- SAĞLIK TOPU ile/ve/||/<>/> SEPET[BASKET]/EL TOPU


- SAĞLIK:
"HİZMET" ile/ve/değil/||/<>/< HAK


- SAĞLIK ile/ve GÜÇ/KUDRET

( image

image )

( HEALTH vs./and POWER )


- SAĞLIK = HEALTH[İng.] = SANTÉ[Fr.] = GESUNDHEIT[Alm.] = SALUTE[İt.] = SALUD[İsp.]


- SAĞLIK ve/> SAADET/ONGUNLUK/MUT

( Sağlık olmazsa saadet olamaz. )

( ASKLEPIOS )


- SAĞLIK ve/||/<>/< SÜREKLİLİK


- SAĞLIK ></ne yazık ki YARIMLIK

( ... >< Sakat ve sağlıksız olma durumu. | Kasık fıtığı. | Paranın yarısı. )


- SAĞLIK ve/||/<>/> YOLCULUK SAĞLIĞI


- SAĞRAK/KADEH:
TOPRAK ile/ve METAL ile/ve CÂM

( XV. yy.'da. İLE/VE XVI. yy.'da. İLE/VE XVII. yy.'da. | İçi şarap dolu kadeh. )


- SAĞRI ile/ve/||/<> SAĞRI KEMİĞİ

( Memeli hayvanlarda, bel ile kuyruk arasındaki dolgun ve yuvarlakça bölüm. İLE/VE/||/<> Belkemiği ile kuyruksokumu kemiği arasındaki kemik. )


- SAGU = AĞIT = MERSİYE

( İslâm'dan önce. = Halk yazınında. = Divan yazınında. )


- SAGUNA ile ...

( Üç "guna"(Rajas, Tamas, Sattva) ile tezahür etmiş hal. En yüce Mutlak'ın, Advaita Vedanta'nın tarifi mümkün olmayan Mutlak'ından farklı olarak, sevgi, merhamet vb. niteliklere bürünmüş olarak betimlenmesi. )


- SAĞYA değil SAĞA


- SAH/SAK SUBARAKNOİT HEMORAJİ/SUBARACHNOID HEMORRHAGE[İng.] değil/yerine/= SUBARAKNOİT KANAMA


- ŞAHAP[Ar. < ŞİHÂB] değil/yerine/= AĞMA/AKAN YILDIZ


- ŞAHİN ile BAYAĞI ARI ŞAHİNİ

( ... cum PERNIS APIVORUS )


- ŞAHİN ile GALAPAGOS ŞAHİNİ


- SAKİL[Ar.] değil/yerine/= AĞIR | KABA

( Ağır. | Sıkıntı veren, sıkıntılı. | Çirkin, kaba. | Türk müziğinde bir usûl. )


- SÂKİN[< SÜKÛN] / MUKÎM[< KIYAM] ile/ve ŞÂGİL[< ŞUGL]

( Konutta/meskende yaşayan/oturan, ikâmet eden. İLE/VE Meşgul eden, edici. | Meşgul olmayı gerektiren. | İşgâl eden, tutan. | Bir mülkte oturan. )


- SAKİN/LİK ile "AĞIR/LIK"

( Zihinsel. İLE Davranış ve tutumlarla. )

( Bilinçli/farkındalıklı iç devinimle. İLE Çevredekilerin bağdaştırdıkları/bekledikleri sıfatla. | [Mizactan dolayı da olabilir] )

( Sakin bir yaşama biçimine sahip kişiler, sıkı ve alçakgönüllü çalışmalarını sürdürmeli. )

( ... ile BETAET )


- SAKİN/LİK ile AĞIRBAŞLI/LIK

( ... ile REZÂNET )

( ... cum SOBRITEAS )


- SAKIZ AĞACI CAMİSİ = SAHAF MUSLİHİDDİN CAMİSİ

( Kasımpaşa'da, Sakız Ağacı semtindedir. )

( XVII. yüzyılda Sahaf Müslihiddin tarafından yaptırılmıştır. )


- SAKIZ AĞACI ile MAVİ SAKIZ AĞACI

( Antepfıstığıgillerden, meyvesi üzüme benzeyen ve yağlı, küçük bir ağaç. İLE Malawi'de bulunur. )

( PISTACIA LENTISCUS cum ... )


- SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI ile SAKIZ AĞACI

( Cevizlik - Kazlıçeşme arasında bulunan bir semt. İLE Moda İskelesi - Mühürdar arasında bulunan bir semt. İLE Kasımpaşa'da bulunan bir semt. )


- SAKSAĞAN ile TAYVAN MAVİ SAKSAĞANI

( )


- SALÂBET[Ar. < SULB] değil/yerine/= KATILIK/SAĞLAMLIK

( Peklik, katılık, sağlamlık. | Manevi kuvvet, dayanma. )


- SALATA HAZIRLARKEN:
[önce] LİMON sonra ZEYTİNYAĞI


- SÂLİM[Ar.] değil/yerine/= ESEN, SAĞLAM


- SÂLİM değil/yerine/= ESEN/SAĞLAM


- SALKIM AĞACI = AKASYA[Lat.]


- SALYA-SÜMÜK (AĞLAMAK)


- SALYANGOZ ile YAĞMACI SALYANGOZ


- SAMAN EV ile/ve/değil/yerine HUĞ EV ile/ve/değil/yerine KERPİÇ EV ile/ve/değil/yerine BAĞDADÎ EV

( HUĞ EV/ÇUKUROVA EVİ: Duvarları murt ya da hayt çubuğu ile sepet örer gibi örülür. Çatısı saz ile kaplanır. İç duvarlarına kerpiç sıva yapılır. Yapımı kolaydır. [Taş duvar ustasına ücret verecek olanağı bulunmayanlar bu tarz evler yapardı.] )


- SANAT:
"PROPAGANDA" değil/yerine ÖĞRETİM


- SANAT ve/||/<>/> SAĞALTIM ARACI


- SANATÇI ve/||/<> DÖNEM/ÇAĞ

( Sanatçı, kendi çağının çocuğudur. )


- SANATIN ÖLÜMÜ ile ÇIRAĞIN ÖLÜMÜ

( [Çırak, ustasını ...] Sollamazsa. İLE Hatalı sollarsa. )


- ŞANİ IRMAĞI'NIN:
BİR YAKASI ile/ve/<> ÖTEKİ YAKASI

( Çad. İLE/VE/<> Kamerun. )


- SANSAR ile AÇAĞSANSARI/ZERDEVA


- SANSÜR[Fr. < CENSURE] ile/ve/||/<> KAMUFLAJ[Fr. < CAMOUFLAGE]

( Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin hükûmetçe önceden denetlenmesi işi, sıkı denetim. | Her türlü yayının, sinema ve tiyatro eserinin yayınının ve gösterilmesinin izne bağlı olması, sıkı denetim. İLE/VE/||/<> Gizleme. )


- SAPOTAĞACI ve/<> SAPOTGİLLER

( Sapotgillerin örnek bitkisi olan, lezzetli meyvesi ve çiklet yapımında kullanılan salgısı için sıcak ülkelerde yetiştirilen bir ağaç. VE/<> İkiçeneklilerden, örnek bitkisi sapotağacı olan, sıcak ülkelerde, genellikle Orta Amerika'da yetişen, bazı cinslerinden gütaperka çıkarılan bir bitki ailesi. )

( ACHRAS SAPOTA )


- SARAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> SAĞAN


- SARAY ile/ve/değil HÜKÜMET KONAĞI


- SARAY ile/ve/değil HÜKÜMET KONAĞI


- SARGAÇ/KORSA/KORSE[Fr. < CORSET] ile KORSAJ[Fr. < CORSAGE]

( İnce görünmek için kullanılan esnek iç giysisi. | Herhangi bir darbeden zarar görmemesi için boyna takılan, bel fıtığı gibi durumlarda gövdeyi düzgün tutmaya yarayan nesne. İLE Küçük, kısa sargaç. )


- SARIMSAK ile KURTLUCA/SU SARIMSAĞI

( Ballıbabagillerden, tırmanıcı sarı çiçekleri olan, kokusu sarımsağı andıran, göl, akarsu kıyıları vb. nemli yerlerde yetişen bir bitki, meşecik, yer meşesi/palamudu/pelidi. | Lohusa otu. )


- SARMAŞIK ile BAĞBOĞAN/KÜSKÜT[< Fr. < Ar.]

( ... İLE Çitsarmaşığıgillerden, ince, uzun ipliksi saplarıyla, asma, baklagiller ve kimi meyve ağaçlarına sarılarak onları sömüren, klorofilsiz bir asalak bitki, şeytansaçı, cinsaçı. )

( ... cum CUSCUTA )


- ŞART-I A'ZAM ile/ve ŞART-I BÂTIL ile/ve ŞART-I CÂİZ ile/ve ŞART-I LAĞV ile/ve ŞART-I MÜFSİD ile/ve ŞART-I MÜTEAHHİR ile/ve ŞART-I MÜTEÂRIZ ile/ve ŞART-I MÜTEKADDİM/EVVEL ile/ve ŞART-I NÂSİH ile/ve ŞART-I SÂNİ ile/ve ŞART-I SARÎH ile/ve ŞART-I TAKYÎDÎ ile/ve ŞART-I VÂKIF


- SATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> VERMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> DAĞITMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIŞLAMAK


- SAVURGAN/LIK ile/ve/<>/değil/yerine DAĞINIK/LIK


- SAYGI ile/ve/<> BAĞ


- SAYGI ile/ve/||/> DÜRÜSTLÜK ile/ve/||/> GÜVEN ile/ve/||/> BAĞLILIK/SADÂKAT

( Gösterilir(se). İLE/VE/||/> Değerlenir. İLE/VE/||/> Kazanılır. İLE/VE/||/> Sağlanır. )

( Earned. vs./AND/||/> Appreciated. vs./AND/||/> Gained. vs./AND/||/> Returned. )

( Yükün dürüstlükse, gücün düşer belki fakat "başın düşmez". )

( RESPECT vs./and//||/> HONESTY vs./and/||/> TRUST vs./and/||/> LOYALTY )


- SAZ ŞAİRLERİ ile ORTAÇAĞ OZANLARI ile AŞKA DAİR KISA KOŞUKLAR SÖYLEYENLER

( MINSTRELS vs. JONGLEURS vs. MADRIGALISTS )


- SAZ[Azr.] = BAĞLAMA[Tr.]


- SAZ ile BAĞLAMA


- SBRT/STEROTAKTİK VÜCUT RADYOTERAPİSİ STEREOTACTIC BODY RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= STEROTAKTİK GÖVDE IŞIN SAĞALTIMI


- SBS/HEALTH INFORMATION SYSTEMS[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLİŞİM DÜZENLERİ


- SBY/HEALTHCARE KNOWLEDGE MANAGEMENT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK BİLGİ YÖNETİMİ


- SDP/HEALTH TRANSFORMATION PROJECT[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM PROJESİ


- ŞEB-ÇERAĞ ile ...

( ONİKİ KÖŞELİ KANDİL | GECE ÇIRASI, GECE PARLAYAN YAKUT VE İNCİ )


- ŞEBEKE[Ar.] değil/yerine/= AĞ

( Ülke çapında yaygınlaştırılmış ulaşım ve iletişim örgüsü, ağ. | Üniversite öğrencilerinin kimlik kartı. | Birbiriyle bağlantılı ve gizli çalışan kişilerin tümü. )


- ŞECERE/PEDIGREE[İng.] değil/yerine/= SOY AĞACI


- ŞECERE değil/yerine/= SOYAĞACI/SOYKÜTÜĞÜ


- SEÇİLMİŞLER ile/ve TUTSAKLAR ile/ve ÇAĞRILMIŞLAR


- SEDÂ/SÂDÂ (ÇIKARMAK):
DİŞLERİN ISLIKLI SESİ YOLUYLA ile/ve DİLİN HAREKET ETTİRİLMESİ YOLUYLA ile/ve DAMAĞIN BÜZÜLMESİ YOLUYLA ile/ve DUDAKLARIN BİRBİRİNE BASTIRILMASI YOLUYLA ile/ve BURUNDAN SOLUMA YOLUYLA


- SEDİR[Ar. < ŞADR] ile SEDİR/DAĞSERVİSİ

( Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan. İLE Kozalaklılardan, boyu 40 m. kadar olabilen ve kerestesi, yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı. )


- SEDİR ile KATRANAĞACI

( Kozalaklılardan, boyu kırk metre kadar olabilen ve kerestesi yapı işlerinde kullanılan bir orman ağacı. İLE Lübnan ve Toroslar'da yetişen bir sedir türü. )

( CEDRUS cum CEDRUS LIBANI )


- ŞEFÂAT[Ar.] değil/yerine/= BAĞIŞLAMA


- ŞEFKÂT ve NEZAKET :
SAĞIRIN DA DUYABİLDİĞİ ve/||/<> KÖRÜN DE GÖREBİLDİĞİ


- SEHER[Ar.] değil/yerine/= TAN AĞARTISI

( TAN YERİ AĞARMADAN BİRAZ ÖNCEKİ ZAMAN )


- ŞEHİR/YOL BİSİKLETİ ile/ve DAĞ BİSİKLETİ ile/ve YOKUŞ AŞAĞI(DOWNHILL) BİSİKLETİ ile/ve SABİT(FIX) BİSİKLET ile/ve YARIŞ(SPOR) BİSİKLETİ


- ŞEKERİN DÜŞMESİ değil MAGNEZYUM EKSİKLİĞİ

( ... değil
MAGNEZYUM KAYNAKLARI:

Kuruyemiş
Kuru sebze zarı
Tohumu alınmamış tahıl
Yeşil sebzeler

Magnezyum açısından zengin besinler:
Koyu yapraklı sebzeler: Pazı, marul, ıspanak
Meyve: Muz, kayısı, avokado, şeftali ve erik
Badem, kaju, ceviz
Baklagiller: Fasulye ve mercimek
Esmer pirinç, darı, yulaf
Patates
Kabak

MAGNEZYUM İÇERENLER:
ELMA: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
KAYISI: POTASYUM, FOSFOR, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
KAVUN: KALSİYUM, FOSFOR, DEMİR
ANANAS: SODYUM, POTASYUM, MAGNEZYUM, KALSİYUM, FOSFOR, DEMİR
MISIRÜZÜMÜ: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
ARMUT: SODYUM, MAGNEZYUM, FOSFOR, KALSİYUM, DEMİR
İNCİR: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM
MANDALİNA: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
LİMON: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR
LAHANA: ÇİNKO, MAGNEZYUM, DEMİR, KALSİYUM, FOSFOR
KİRAZ: DEMİR, MAGNEZYUM, POTASYUM, SODYUM, FOSFOR
ÇİLEK: SODYUM, POTASYUM, KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR
DOMATES: KALSİYUM, MAGNEZYUM, DEMİR, FOSFOR, POTASYUM )

( Magnezyum eksikliği, aynı zamanda kalsiyum eksikliğine neden olur. Çünkü, gövdenin, kalsiyumu emmesi için magnezyuma gereksinimi vardır. )


- ŞEKLEN AĞLAMAK/GÜLMEK ile/değil/yerine MUHABBETEN AĞLAMAK/GÜLMEK


- ŞELÂLE/SECCÂC[Ar. < SECC] değil/yerine/= ÇAĞLAYAN/ÇAĞLAR


- ŞELAZYON/CHELATION[İng.] değil/yerine/= ŞELATLAMA, KISKAÇLAMA, METAL İYON-ORGANİK MOLEKÜL BAĞLANMASI


- SELPAK değil/yerine/= KAĞIT MENDİL


- SELÜLİT ile CAPITON


- SELÜLİT ile/değil KARINÇATLAĞI


- SEMÂ'DA (KARŞILIKLI SELÂMLAŞMADA):
SOL TARAF ile/ve/<> SAĞ TARAF

( Dünyayı simgeler. İLE/VE/<> Âhireti simgeler. )


- SEMPTOMATİK TEDAVİ/SYMPTOMATIC TREATMENT[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ SAĞALTIMI


- SENARYO ile/değil BAĞLAM


- SENKRETİZM değil/yerine/= BAĞDAŞTIRMACILIK


- SENKRON NÖRAL NETWORK/SYNCHRONOUS NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= EŞ ZAMANLI SİNİR AĞI


- SEPET[Fars. < SEPED] ile AĞKER

( Saz, kamış, ince dal ya da tellerden hasır biçiminde örülerek yapılan, genellikle sapı olan, yiyecek ve eşya taşımak için kullanılan kap. | Bu kabın aldığı ölçüde. | Bu kap biçiminde örülerek yapılmış. | Sazdan örülmüş balık kapanı. | Motosikletin yan tarafında bulunan, tek yolcu taşımak üzere hazırlanmış ayrı bölüm. | Basketbolda sayı kazanmak için, içine top atılmaya çalışılan demir çembere geçirilmiş altı açık ağ. İLE ... )


- SER-Â-PÂ[Fars.] değil/yerine/= BAŞTAN BAŞA/AŞAĞI/AYAĞA, HEPSİ, TÜMÜ


- SERBEST ÇAĞRIŞIM ile/ve/değil SALLAMAK


- SERBEST/LİK ile DAĞINIK/LIK

( FREEDOM vs. UNTIDINESS )


- SERÇE/HUMMER ile ÇİMÇEK, DAĞIRCAN, LOKRE

( ... İLE Serçenin küçük bir türü. )

( ESER, USFÛR/USFÛRU[çoğ. ASÂFİR], ŞÜRŞÛRİYYE: Serçe kuşları. | Serçegiller. )

( BİNCİŞK, ÇETÛK, GÜNCİŞK, PÜNÇÜŞK, SÂR-ÇE ile/ve ... )

( SPARROW vs./and ... )

( PASSER DOMESTICUS cum/et ... )


- SERÇE ile KÜÇÜK SERÇE ile AĞAÇ SERÇESİ ile SÖĞÜT SERÇESİ ile KAYA SERÇESİ ile KAR SERÇESİ ile BOZ SERÇE ile SARIBOĞAZLI SERÇE

( )


- SERT AĞAÇLAR ile/ve ORTA SERT AĞAÇLAR ile/ve YUMUŞAK AĞAÇLAR

( Wenge, Paduk, Pelesenk, Bubinga, Ovenkol, Dut, Zebrano. İLE/VE Maun, Sapelli, Yerli Ceviz, Akçaağaç(Kelebek). İLE/VE Ardıç, Karaağaç, Kestane. )


- SERVİ AĞACI ile/ve SEDİR AĞACI/DAĞ SERVİSİ/ARAR[Ar.] (ELMALI-ANTALYA)

( ... İLE/VE Dağ servisi, yabani servi. )

( Hava soğuduğunda yapraklarını en son dökenlerin çam ve servi ağaçları olduğunu anlarız. )

( ... İLE/VE Ağaçlar )

( MEDITERRANEAN/ITALIAN CYPRESS vs./and CEDAR )

( CUPRESSUS SEMPERVIRENS cum/et CEDRUS )


- SEVDİKLERİMİZ VE VEFÂT EDENLER İÇİN:
AĞLAMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAK


- SEVGİ BAĞLARININ:
BOZULMASI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< KURULMASI

( bkz. John Bowlby )


- SEVGİ:
"YEĞLEME ya da SEÇİM ya da BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/!=/>< KOŞULSUZLUK

( Sevgi, ne yeğleme, ne seçim, ne de bağımlılık konusu değildir. Herşeyi sevilmeye değer ve sevilebilir kılan bir olanak ve güçtür. )

( The love is which is neither prefer or choice, nor attachment. But a power and possibility which makes all things love-worthy and lovable. )


- SEVGİ ile/ve BAĞIMLILIK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )

( LOVE vs./and DEPENDENCE )


- SEVGİDE:
[Yun.] EROS ile/ve/||/<>/> PHILOS ile/ve/||/<>/> STORGE ile/ve/||/<>/> LUGUS ile/ve/||/<>/> MANIA ile/ve/||/<>/> PRAGMA ile/ve/||/<>/> PHILAUTIA ile/ve/||/<>/> AGAPE

( Eşeysellikteki sevgi. İLE/VE/||/<>/> Etkileyici sevgi, dostluk sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Aile/akraba sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Oyun sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Takıntılı sevgi. İLE/VE/||/<>/> Kalıcı sevgi. İLE/VE/||/<>/> ["]Benlik["] sevgisi. İLE/VE/||/<>/> Tanrısal/Aşkın sevgi. )


- SEVGİLİNİN/MÂŞUK'UN YANAĞI ile/ve ÂŞIĞIN YANAĞI

( Pembe ve/ya da kırmızıya yakındır. İLE/VE Sarıdır. )


- SEVİ = AŞK = LOVE[İng.] = AMOUR[Fr.] = LIEBE[Alm.] = AMOR, CARITAS[Lat.] = PHILIA, EROS, AGAPE[Yun.] = AMOR[İsp.]


- SEVİNÇTEN/MUTLULUKTAN AĞLAMAK ile ÜZÜNTÜDEN AĞLAMAK

( Üzüntüsü sahte olanın, ağlaması gösterişli olur. )

( İŞRÎRÂK: Gözyaşına boğulma, ağlamaktan boğulmak derecesine gelme. )


- SEVMEK-SEVİLMEK ile/ve/<> ANIMSAMAK-ANIMSANMAK ile/ve/<> BAĞIŞLAMAK-BAĞIŞLANMAK

( Üçü de güzeldir fakat ilkleriyle de yetin(ebil)mek gerekir. )


- ŞEY ile AM[: Sevgi (AM-ON-RA: Kozmik sevgi güneşi.)/AMRAMAK]/PENİS(SİK/YARAK) / VAJİNA/VAJEN/VULVA/MEHBİL/FERC[Ar.]/KÜS[Fars.]/KAOS[Yun.]/ÇİLİK

( FALLUS cum ... )

( ŞEY, MAÂB[: Ayıp yeri. | Ayıp.] ile AVRET, ZEKER[çoğ. ZİKÂR, ZİKÂRE, ZÜKRÂN, ZÜKÛR], LÂ-YUKAL, KADÎB, MÂDDE / FERC[: Aralık, yarık, çatlak.] )

( ... ile KÎR[eril] / KÜS[dişil], MERZ-GÛN )

( THING vs. PENIS(COCK) / VAGINA(CUNT/PUSSY) )

( CHOSE avec VAJEN )


- ŞEYTANTIRNAĞI ile ŞEYTANTIRNAĞI

( Çançiçeğigillerden, genellikle dağlarda yetişen bir çeşit bitki. (Phyteuma) İLE Tırnak kesiminden sonra tırnağın kenarında kalan küçük tırnak parçası. )


- SEZGİ ile/ve/değil/yerine/||/<> SAĞDUYU


- SEZGİSEL/ÇAĞRIŞIMSAL değil/yerine/>< KAVRAMLARLA


- SEZGİSEL ile/değil/yerine/||/<>/< ÇAĞRIŞIMSAL


- SICAĞI SICAĞINA (HALLETMEK)


- SIÇAN ile CIRBAĞA/ÇÖLSIÇANI


- SIÇAN ile DAĞ SIÇANI


- SIÇAN ile DAĞSIÇANI

( ... cum MARMOTA MARMOTA )


- SIÇANKULAĞI/FAREKULAĞI ile SIÇANKUYRUĞU

( Çuhaçiçeğigillerden, tohumu, kuşyemi olarak kullanılan bitkilerin cins adı. | Yabanimercanköşk. İLE Delikleri genişletmek için kullanılan, konik ve uzun bir tür törpü. )

( ANAGALLIS | ... cum ... )


- ŞİDDETTE, KİŞİ:
[önce] MAĞDUR ile/ve/değil/sonra/||/<>/> MAZLUM ile/ve/değil/sonra/||/<>/> ZALİM


- SIDK[Ar.] ile İÇTEN BAĞLILIK

( Doğruluk, gerçeklik. | İçten bağlılık. )


- SIDNEY HUNİAĞI ÖRÜMCEĞİ ile/ve/||/<> KIZILSIRTLI ÖRÜMCEK

( Avustralya'nın en zehirli örümcekleridir. )


- SİGA/SAGA/SIYGA[Ar.] değil/yerine/= KİP

( Fiilin çekiminden oluşan türlü şekillerden her biri. | Kalıba dökmek. )


- SİGAR[Ar. < SAGÎR]["ga" uzun okunur] ile SİGAR ile SİGÂL[Fars.]

( Küçükler. İLE Küçüklük, ufaklık. İLE Düşünce/fikir. | Kuruntu. )


- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA

( Burayı tıklayarak izleyiniz... )


- SIĞLA YAPRAĞI ile ÇINAR YAPRAĞI


- SIHHAT[Ar.] değil/yerine/= SAĞLIK


- SIHHÎ TESİSAT değil/yerine/= SAĞIL DÖŞENEK


- SIHHÎ değil/yerine/= SAĞIL


- SIKI SIKI (BAĞLAMAK)


- SIKLET değil/yerine/= YÜK/AĞIRLIK


- ŞİLİ ve/<> SANTİAGO

( ... VE/<> Şili'nin başkenti. [543 m. yükseklikte, çevresi dağlar ve tepelerle çevrili, büyük bir çanak şeklindeki düzlükte kurulmuş. Bu yüzden, ufuk çizgisi hiçbir zaman görülemiyor.][Kentin kurulduğu düzlüğün ortasında, 400 m. yüksekliğinde bulunan San Cristobal tepesi, kentin en yüksek noktasıdır.][Tepenin üstünde, Meryem Ana'nın ayakta duran, beyaz bir heykeli vardır. 36 m. yüksekliği olan bu heykelin dikiliş tarihi 1908'dir. Tepeye teleferikle çıkılıyor fakat burada yaşayanlar, tepeye bisikletiyle çıkıyor.] )

( ... İLE/VE/<> Pedro de Valdivia adlı bir İspanyol tarafından, 12 Şubat 1541'de kurulmuştur. )

( - Şili, Kuzey'den Güney'e, 38 enlem derecesi ve 4.620 km.lik uzunluğuyla dünyanın en uzun ülkesidir.
- Şili ve Arjantin'de bulunan Patagonya bölgesi, dünyanın en temiz yerlerinden biridir.
- Ülkede bulunan Atacama Çölü, dünyanın en çorak çölüdür ve arşivlere geçmiş bir damla dahi yağmur suyu yoktur.
- Dünyanın en büyük volkanı olan Neveda Ojos Salado da Şili'dedir. [Ülkede 2000'den fazla volkan vardır.]
- 1960'da, Güney Şili'de oluşan 9.5 büyüklüğündeki depremde, 1500 kişi ölmüş 2000 kişi evsiz kalmıştır. [Bu deprem, 1900'dan bugüne kadar kaydedilmiş dünyanın en büyük depremi olmuştur.]
- Dünyanın en büyük bakır rezervlerine sahip ülke ve dışsatımcısıdır.
- Güney Şili'de bulunan bazı Alerce ağaçlarının 4000 yaşında olduğu söylenilmektedir.
- Museo Arqueológico San Miguel de Azapa, M.Ö. 7200'lik tarihiyle dünyanın en eski mumyalarına ev sahipliği yapmaktadır. - Ülkenin başkenti olan Santiago'da 14 milyonluk nüfusu, ülkenin üçte birlik bölümünü oluşturur.
- Eşlerin farklı soyadı vardır. Aynı soyada sahip kişiler, kardeş olarak kabul edilir. [2005 yılında, dünyada en az boşanma oranı Şili'de olmuştur.]
- Patagonya'ya adını veren Ferdinand Magellan'dır ve Koca Ayak anlamına gelir.
- İskoç denizci Alexander Selkirk, Şili'de bulunan Juan Fernandez Adaları'nda dört yıl boyunca yalnız yaşamıştır.[Daniel Defoe'nin romanı Robinson Crusoe'ye ilham olduğu söylenilir.]
)


- SİNAGRİT[Yun.]

( Akdeniz'de yaşayan, pullu bir balık. )

( DENTEX VULGARIS )


- SINAMA ile/ve/||/<>/> SAĞLAMA


- SİNAPS/SYNAPSE[İng.] değil/yerine/= SİNİR KAVŞAĞI


- SINAY/PROFESÖR ile AGREJE

( ... İLE Bazı ülkelerde, Profesör olmak için sınav veren kişi. )


- SİNDİRİM:
AĞIZDA ile/ve/> MİDEDE ile/ve/> İNCE BAĞIRSAKLARDA


- SİNDİRİM'DE:
TÜKÜRÜK BEZİ ile/ve/<> İNCEBAĞIRSAK BEZİ ile/ve/<> PANKREAS ile/ve/<> KARACİĞER


- SİNİ ile YASTAĞAÇ

( Büyük tepsi. İLE Üzerinde hamur açılan, yemek yenilen tahta. )


- SINIRLAMAK ile/ve/<> "BAĞLAMAK"

( LIMITING vs./and/<> "TO CONNECT" )


- SINIRLI ile/ve KAYNAĞI SINIRSIZDA OLAN SINIRLI


- SINIRSIZ ile/ve KAYNAĞI SINIRSIZDA OLAN SINIRLI

( UNLIMITED vs./and THE LIMITED WHICH IN THE SOURCE OF UNLIMITED )


- SIRADAN ile/değil OLAĞAN

( [not] ORDINARY vs./but USUAL )


- SIRADANLAŞMAK ile/ve/değil/yerine/<>/>< "UYUM SAĞLAMAK/GÖSTERMEK"


- ŞIRLAĞAN/ŞIRLANYAĞI = SUSAM YAĞI


- SIRT/EĞİN ile YAĞIR

( ... İLE Sırt, arka, iki kürek arası. | Atın omuzları arasındaki yer. )


- SIRTLAN ile MAĞARA SIRTLANI

( Size: Roughly‭ ‬1‭ ‬meter high at the shoulder,‭ ‬1.5‭ ‬meters long,‭ ‬70-120 ‬kilograms in weight.

Locations: Across Eurasia.

Time period: Pleistocene.

The cave hyena (Crocuta crocuta spelaea) is an extinct subspecies of spotted hyena (Crocuta crocuta) native to Eurasia, ranging from northern China to Spain and into the British Isles. Though originally described as a separate species from the spotted hyena due to large differences in fore and hind extremities, genetic analysis indicates no sizeable differences in DNA between Pleistocene cave hyena and modern day spotted hyena populations. It is known from a range of fossils and prehistoric cave art. With the decline of grasslands 12,500 years ago, Europe experienced a massive loss of lowland habitats favoured by cave hyenas, and a corresponding increase in mixed woodlands.The main distinction between the spotted hyena and the cave hyena is grounded on different lengths of the hind and fore limb bones. They have been estimated to have weighed 102 kg. Little is known of their social habits. Their use of caves as dens is widely accepted, although sites in the open-air are also known. Indications of whether cave hyenas lived in large clans or on a more solitary basis is lacking, though large clans are not considered likely in their Pleistocene habitat. )

( ... cum CROCUTA CROCUTA SPELAEA )


- ŞİŞE ile/ve/değil/yerine/<> SAĞRAK/KADEH


- ŞİŞELERİN AĞZININ TAMAMINI DUDAKLARIN ARASINA ALARAK/SOKARAK değil ŞİŞENİN KENARINI ALT DUDAĞA DAYAYARAK


- SITMA ile AGZEL

( ... İLE En şiddetli sıtma. )


- ŞİVE[Fars.]/AKSAN[Fr./İng. < ACCENT] değil/yerine/= VURGU/ÖZÜN/AĞIZ


- ŞİVE[Fars.] değil/yerine/= AĞIZ

( Naz, eda. | Söyleyiş, yerli ya da yabancı konuşma tarzındaki söyleyiş özelliklerinin bıraktığı genel izlenim. )


- SIVI YAĞ ile/ve/yerine ZEYTİNYAĞI


- SİYAH JAGUAR ile PANTER

( Güney Amerika'da yaşarlar. İLE ... )

( Hiçbir hayvan tamamen siyah değildir. [Yakından bakıldığında derilerindeki benekler hafifçe görülür] )


- Sıhrî bağlarınla KONUŞ!!!


- SKENES[Mısır ölçüsü][Yunan çağında, Anadolu'da] ile ...

( 60 stadion'a eşittir. [10 kilometre, 656 metre] )


- SKGS/HEALTH PROTECTION ENHANCEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KORUMA GELİŞTİRME DÜZENİ


- SKRS/HEALTH CODING REFERENCE SERVER[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK KODLAMA REFERANS SUNUCUSU


- SMOKİN ile FRAG

( İkisi de siyah(çok nadir beyaz ve/ya da tonları), papyon takmak gerekir. Kuyruğu olan Frag'dır. Çok özel davetlerde(resepsiyon)/kutlamalarda kullanılır. )


- SMS/SHORT MESSAGE SERVICE[İng.] değil/yerine/= KISA İLETİ HİZMETİ


- SNAPDRAGON 855 ile SNAPDRAGON 865


- SOĞAN ile DAĞ SOĞANI/KÖVÜRGEN/KÖMÜRGEN[Oğuz]


- SOHBET ve ÇAĞRIŞIM


- SOKAĞA ÇÖP ATMAK CEPTE/ÇANTADA TUTMAK


- SOLOMON ADALARI'NDA:
YEREL DİLLER ile/ve/<> AĞIZ/ŞİVE

( 63 yerel dilde. İLE/VE/<> Çok çeşitli ağızlarda konuşuluyor. )


- SOLUCAN ile BAĞIRSAK SOLUCANI

( EARTWORM vs. TRICHINA )

( ... cum ASCARIS LUMBRICOIDES )


- SOLUCAN ile YILBAŞI AĞACI SOLUCANI

( )


- SOLUK BORUSU/TRAKE[Fr. < TRACHEE] ile/ve/||/<> YEMEK BORUSU/ÖZAFAGUS/GULLET

( WEASAND/TRACHEA vs./and/||/<> ESOPHAGUS )


- SONBAHAR/GÜZ/HAZAN ile/ve/||/<> BAĞ BOZUMU

( Kuzey yarım kürede Eylül, Ekim ve Kasım aylarını içine alan süre. | Yaşlılık dönemi. İLE/VE/||/<> Bağda ürünün toplanması. | Bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar. )


- SONBAHAR/KIŞ YAĞMURU ile YAZ YAĞMURU

( Uzun sürelidir. İLE Kısa sürelidir. Yağış, çabuk geçer. )


- SONİKATÖR ULTRASONİK HOMOJENİZATÖR/ULTRASONIC HOMOGENİZER[İng.] değil/yerine/= SES ÖTESİ BAĞDAŞTIRICI


- SONUNA KADAR ile AĞZINA KADAR


- SORGU/İFADE TUTANAĞI:
ŞÜPHELİDE ile/ve/değil/||/<>/> OLAYDA TARAF VARSA

( [Kayıt/evrak/zabıt] Şüpheli sıfatıyla düzenlenir.[Suç isnâd edilen kişinin verdiği açıklamadır/ifadedir.] İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> "Bilgi alma" sıfatıyla düzenlenir. )

( Kolluk kuvvetleri tarafından. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/> Soruşturma savcısı tarafından alınır. )


- SORMAK = ASK[İng.] = DEMANDER[Fr.] = FRAGEN[Alm.] = DOMANDARE[İt.] = PREGUNTAR[İsp.]


- SORU = QUESTION[İng.] = QUESTION[Fr.] = FRAGE[Alm.] = QUESTIONE[İt.] = CUESTIÓN[İsp.]


- SORULMAMIŞ/İSTENİLMEMİŞ ÖNERİ/TAVSİYE ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< MASKELİ AŞAĞILAMA


- SORUMLULUK VERME ile/değil/yerine SORUMLULUK ALMA(YI SAĞLAMA)

( Sorumluluk verilmez, sorumluluk alınır. Sorumluluk alınması için koşullar, uygun yapıya büründürülür. )

( It's not right to "giving responsibility". Better to arrange conditions "to taking responsibility". )

( GIVING RESPONSIBILITY vs. TAKING RESPONSIBILITY
TAKING RESPONSIBILITY instead of GIVING RESPONSIBILITY )


- SORUMLULUKLARIN AZALDIĞI DURUMLAR:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK YA DA ÖTEKİ DUYU YİTİMLERİ ile/ve/||/<> BELLEK ZAYIFLIĞI ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK ile/ve/||/<> HATA


- SORUN ve/||/<>/> HEDEF ve/||/<>/> ENGEL ve/||/<>/> GÜÇ KAYNAĞI


- SOY/HEALTH LITERACY[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK OKUR-YAZARLIĞI


- SOYA FASULYESİ ile/ve/||/<> HURMA YAĞI ile/ve/||/<> OKALİPTUS

( )

( Belgeselde altı çizilen bazı önemli(öncelikli) bilgi ve başlıklar...

- Yeryüzünde, her dört kişiden biri[1.5 milyar kişi], 6.000 yıl öncesinin olanaklarıyla yaşıyor. 7.7 milyarlık nüfusun, yarısından çoğu, kentlerde yaşıyor. Dünya nüfusu, 1950'den beri üç katına çıktı. Lagos'ta, nüfus, 1960 yılında 700.000 iken, 2025'te 16 milyona çıkmış olacak.

- Her hafta, bir milyondan fazla kişi, kentlere göç ediyor. Her altı kişiden biri, temel gereksinimlerini gideremeden yaşıyor. Kıtlık, daha fazla yayılarak 1 milyar kişinin aç yaşamasına neden oluyor. Nijerya, Afrika'nın en büyük petrol ihracatçısı olmasına karşın nüfusunun %70'i açlık sınırındadır.

- Kullanılan suyun %70'i hayvan yemi üretmek üzere tarıma yönlendirilmektedir. 1 kilo patates üretmek için 100 litre, 1 kilo pirinç üretmek için 4.000 litre, 1 kilo tavuk eti için 15.000 litre, 1 kilo sığır eti içinse 20.000 litre su tüketilmektedir. Çiftçilerin binlerce yılda oluşturduğu tarım ürünü çeşitliliğinin dörtte üçü, son yüzyılda silinmiş oldu.

- 1950'den bu yana, uluslararası ticaret hacmi, 20 kat arttı. Ticaretin %90'ı deniz üzerinden yapılıyor. Her yıl 500 milyon konteyner, dünyanın en büyük tüketim merkezlerine doğru yola çıkıyor.

- Dünya çapında yapılan tahıl ticaretinin %50'sinden fazlası, hayvan yemi için yapılıyor.

- 1950'den bu yana avlanılan balık sayısı, 5 kat artarak, 18 milyondan, 100 milyona çıktı. Binlerce fabrika gemisi, okyanuslardaki balıkları boşaltıyor. Avlanma bölgelerinin dörtte üçü, ya yok oldu, ya tüketildi ya da tükenmek üzere. Büyük balıkların çoğunun soyu, tekrar üreyebilecek zaman ve koşulları bulamadığından dolayı tükendi.

- Yeryüzündeki on ırmaktan biri, denize kavuşamıyor. Bu nedenle, Ürdün Irmağı'ndan yoksun kalan Lût Gölü'ndeki su seviyesi, her yıl, 1 metre azalmakta.

- Gelecek yüzyılda su kıtlığından en çok zarar görecekler, Hindistan'da yaşayanlar olarak görünüyor. Hindistan'da, son 50 yılda, 21 milyon kuyu kazıldı. (Ülkenin pek çok bölgesinde, ilk kez bu kadar derin kuyu açıldı.) Batı Hindistan'da, açılmış olan kuyuların %30'undan ümit kesilmiş durumda.

- Las Vegas'ta yaşayanlar, dünyanın en çok su tüketen bölgesinden biri.(Kişi başına günlük su tüketimi 800 ilâ 1000 litre.)

- Su kıtlığı, 2025'ten önce, 2 milyar kişiyi etkileyebilecek durumda. Her gün 5.000 kişi, kirli içme suyu nedeniyle ölüyor ve 1 milyar kişinin temiz suya erişimi yok.

- Bataklıklar, yeryüzünün %6'sını oluşturur. Durgun sularının derinliklerinde, pek çok bitki ve mikro organizma suyu süzer ve kirlilikten arındırır, kurak mevsimler için suyu korurlar. Son yüzyılda, otlak, tarım ya da inşaat alanı oluşturmak üzere yeryüzündeki tüm bataklıkların yarısı kurutulmuştur. Bataklıkların bize sunduğu zenginlikten habersiziz ne yazık ki.

- Mercan resiflerinin %30'u yok olmuştur. 2050 yılında, dünya üzerindeki canlı türlerin dörtte birinin yok olabileceği öngörülüyor.

- Ormanlar, yeryüzündeki biyo çeşitliliğin dörtte üçüne ev sahipliği yapar. Ekilebilir toprakların %40'ı, uzun vadeli hasar görmüş durumda. Her yıl, 13 milyon hektar orman yok oluyor.

- Amazon, 40 yılda, %20 oranında küçül(tül)müştür. Kesilen ağaçların alanı, hayvan çiftlikleri ve soya fasulyesi üretimi için tarım alanına dönüştürüldü. Bu soyaların %95'i, Avrupa ve Asya'daki çiftlik ve kümeslerde "et üretmek üzere" hayvanlar için kullanılmaktadır.

- Dünyanın en büyük 4. adası olan Borneo Adası, 20 yıl öncesine kadar geniş ormanla kaplıydı. 10 yıla kadar hiçbir ağaç bırakılmayacak. Bu durum, dünyada en çok tüketilen hurma yağı üretimine karar verilmesiyle ortaya çıktı. Yiyecek olmanın yanı sıra temizlik, kozmetik ürünleri ve alternatif yakıt olarak da kullanılıyor.

- Son 50 yılda kağıda artan ilginin beş kat artması nedeniyle kâğıt hamuru yapımında kullanılan okaliptuslar, toprağa salgıladıkları zehir nedeniyle daha sonra başka hiçbir bitki yetişmiyor. Hızlı yetişseler de su rezervlerini çok hızlı tüketiyor.

Yaşamsal olanlar, gereksiz olanlar için yok ediliyor. - Karayipler'in Haiti adasında da ormanların sadece %2'si kaldı.

- Paskalya Adası'nda yaşayan Rapauliler, burada yetişen, dünyanın en yüksek palmiye ağaçlarını tümünü kereste için keserek kendilerini, adadaki yaşamı ve örnek uygarlıklarını yok ettiler.

- Kıta buzulları, son 40 yılda kalınlığının %40'ını kaybetmiş durumda. Yüzey alanının da 2030'a kadar yok olacağı düşünülüyor. Kuzey kutup bölgesindeki buzul, 30 yıl içinde, yüzey genişliğinin %30'unu kaybetti.

- Grönland'daki buzullar, yeryüzündeki tüm tatlı suyun %20'sine denk geliyor. Bu buzul erirse, deniz seviyesi 7 metre yükselecek. Bu bölgedeki erimenin nedeni de tüm dünyadaki sera gazı salınımından kaynaklanmaktadır.

- Atmosferdeki büyük rüzgâr akımları yön değiştiriyor.

- Dünya nüfusunun %70'i, kıyı düzlüklerinde yaşıyor. En büyük 15 ülkenin 11'i, ya deniz kıyısında, ya da ırmak ağzında kurulu. Göçler kaçınılmaz olacak fakat öngörülemeyen, göçlerin ne kadar büyük olacağı.

- Klimanjero Dağı'ndaki buzulların da %80'i erimiş durumda.

- Avustralya'daki tarım alanlarının yarısı, kuraklıktan yüksek oranda etkilenmiş durumda. 12.000 yıldır gelişimimizi sağlayan iklimsel dengeyi tehlikeye atıyoruz.

- Dünya nüfusunun %20'si, ayrıcalıklı bir güç olarak görülen mineral ve tüm kaynakların %80'ini tüketiyor. Madencilik, yeryüzündeki tüm rezervleri, yüz yıl sona ermeden tüketmiş olacak. İki milyardan fazla kişinin yaşamı kömüre bağımlı olarak sürüyor.

- Dünyada askerî giderlere yapılan harcamalar, gelişmekte olan ülkelere yapılan yardımlardan 12 kat daha fazla.

- Her dört memeliden biri, her sekiz kuştan biri, her üç amfibiden biri yok olma tehlikesi altında. Canlı türleri, normalden bin kat daha fazla yok oluyor.

- Son 15 yılın ortalama sıcaklıkları, bu döneme kadar görülen ve kaydedilen en yüksek sıcaklıklar oldu.

- 2050 yılında, 200 milyonu aşan iklim mültecisi olabilir.

- Temel gereksinimlerimizle beliren "ümit ve hayaller", artık, doyumsuzluk ve savurganlığı da beraberinde getiriyor.

- İnsanlar arasındaki dayanışmayı sağlamak, ötekileştirdiklerinin çektikleri acıdan kaçmak için duvarlar mı öreceğiz?

- Hepimiz, aynı ailenin bireyleriyiz. )

( BORNEO ADASI

)


- SÖYLEMEK ile/değil "AĞZINDAN KAÇIRMAK"


- SÖZ SÖYLEMENİN KURALLARINDA:
ÖNÜNÜ ARDINI GÖZETMEK[Ar.] ve/||/<> SÖYLEMEDEN ÖNCE TEKRAR TEKRAR DÜŞÜNMEK[Ar.] ve/||/<> ON KERE DÜŞÜNÜP BİRİNİ SÖYLEMEK[Ar.] ve/||/<> "HER AĞZIMIZA GELENİ" SÖYLEMEMEK[Ar.]

( Önün ardın gözet fikr-i dakîk et onda bir söyle
Öğütme ağzına her ne gelirse âsiyâb-âsâ

Osman Nevres[ö. 1762] )

( )


- SÖZ:
"AĞDALI" ile/ve/değil/||/<>/< ABARTILI


- Söz/sözcük ağzından çıkana kadar kölendir.


- SÖZCÜĞÜN:
"AĞIRLIĞI" ile/ve/||/<> "BEDELİ"


- SÖZCÜĞÜN:
GENİŞLİĞİ ile/ve/||/<>/> DERİNLİĞİ ile/ve/||/<>/> AĞIRLIĞI/YÜKSEKLİĞİ


- SÖZCÜK:
"DAR AĞACI" değil DAĞARCIĞI


- SÖZLEŞME/BAĞIT ile/ve/değil ANTLAŞMA


- SÖZLEŞME = MUKÂVELE[Ar.] = CONTRACT[İng.] = CONTRAT[Fr.] = VERTRAG[Alm.] = CONTRAER[İsp.]


- SÖZLÜK ile/ve/||/<> TÜRK YAZINI BAĞLAMLI DİZİN VE İŞLEVSEL SÖZLÜK(TEBDİZ)

( TEBDİZ Sözlüğü için burayı tıklayınız... )


- SÖZÜN:
BAĞLAYICILIĞI ile/ve/değil/yerine ETKİLEYİCİLİĞİ


- SÖZÜN:
BELİRLEYİCİLİĞİ ile/ve/değil/<> BAĞLAYICILIĞI

( Söylediklerinize dikkat edin,
düşüncelere dönüşür...

Düşüncelerinize dikkat edin,
duygularınıza dönüşür...

Duygularınıza dikkat edin,
davranışlarınıza dönüşür...

Davranışlarınıza dikkat edin,
alışkanlıklarınıza dönüşür...

Alışkanlıklarınıza dikkat edin,
değerlerinize dönüşür...

Değerlerinize dikkat edin,
karakterinize dönüşür...

Karakterinize dikkat edin,
kaderinize dönüşür... )


- SPA/SALUS PER AQUA, HEALTH FROM WATER[İng.] değil/yerine/= SUDAN GELEN SAĞLIK


- SPATULA[İt. < SPATOLA] ile KAZAĞI

( Ev işleri, duvarcılık, boyacılık gibi alanlarda kullanılan, bir nesneyi kazımaya, yaymaya yarayan, küçük bir kürek ya da ucu keskin olmayan, bükülebilen bir bıçak biçiminde metal, ağaç, kemik vb. nesnelerden yapılmış araç. İLE Kazımakta ya da temizlemekte kullanılan demir araç. )


- SPECIFIC GRAVITY[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜL AĞIRLIK


- SPONSOR[İng.] ile SAKMAN/DESTEKÇİ/REKLÂM VEREN/DÜŞ ORTAĞI


- SPS/HEALTH PROFILE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SAĞLIK PROFİL DÜZENİ


- SQL/STRUCTURED QUERY LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= YAPILANDIRILMIŞ SORGU DİLİ


- SRT/STEROTAKTİK RADYOTERAPİ STEREOTACTIC RADIOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= STEROTAKTİK IŞIN SAĞALTIMI


- STAGE[İng.] değil/yerine/= EVRE


- STAGFLASYON değil/yerine/= DURGUN ŞİŞKİNLİK


- STAJ[Fr. STAGE] değil/yerine/= ÇIRAKLIK

( Herhangi bir meslek edinecek olan kimsenin geçirdiği uygulamalı öğrenme dönemi. | Birinin, meslek bilgisini artırmak için bir kurumun bir ya da birçok bölümünde çalışarak geçirdiği dönem. )


- STALAGMİT[Yun.] değil/yerine/= DİKİT


- STATİK[Fr. < Yun.]/STATOR[Lat.] değil/yerine/= DURUK/DURAĞAN/DEĞİŞMEZ[>< DEVİNİM]


- STATİK/STATIC[İng.] değil/yerine/= DURAĞAN


- STOCHASTIC REGRESSORS[İng.] değil/yerine/= MODEL BAĞIMLI DEĞİŞKENİN AÇIKLAYICI DEĞİŞKEN ETKİSİNDE OLDUĞUNU RASSAL REGRESYON MODELİ


- STOMA[İng.] değil/yerine/= YAPAY AĞIZ


- STRAGNANT HİPOKSİ/STRAGNANT HYPOXIA[İng.] değil/yerine/= DURAĞAN HİPOKSİ


- STRİYA STRETCH MARK[İng.] değil/yerine/= STRİA DERİ ÇATLAĞI


- ŞU ANLAMDA ile/ve/değil/yerine ŞU BAĞLAMDA


- SU AYGIRLARI'NDA:
BAYAĞI ile/ve CÜCE

( Afrika ve Asya fillerinden sonra en büyük üçüncü memelidir. İLE/VE ... )

( Aslanları suyun içine batırıp boğarak, timsahları ısırıp ikiye bölerek, köpekbalıklarını suyun dışına sürükleyip ayaklarıyla ezerek öldürürler. )

( Sadece derilerinin ağırlığı 1 ton gelir. Derileri 4 cm. kalınlığındadır ve kurşun geçirmezdir. )

( Bir insandan çok daha hızlı koşabilirler. )

( Balina ve yunusların dışında suyun altında çiftleşip doğuran tek memelidir. )

( Suyun altında 5 dakika boyunca kalabilirler. )

( Azı dişleri 30 cm.'e kadar varmaktadır. )

( Esniyor gibi göründüklerinde aslında, etraflarındakilerin kendilerinden uzak durması için onlara kötü kokan soluklarını salarlar. )


- SU BARDAĞI ile ŞARAP BARDAĞI


- SU EKSİKLİĞİ:
KANDA ile/ve/<> OMURLARDA ile/ve/<> KEMİKLERDE ile/ve/<>
AKCİĞERDE ile/ve/<> PANKREASTA ile/ve/<>
MİDEDE ile/ve/<> BAĞIRSAKLARDA ile/ve/<> HÜCREDE

( Yüksek tansiyona neden olur. İLE/VE/<> Bel/boyun fıtığına neden olur. İLE/VE/<> Gut/artrit gibi romatizmal hastalıklara neden olur. İLE/VE/<> Astıma neden olur. İLE/VE/<> Şeker hastalığına neden olur. İLE/VE/<> Ülsere neden olur. İLE/VE/<> Kabızlığa ve kolon kanserine yakalanma olasılığına neden olur. İLE/VE/<> Su eksikliği nedeniyle, beynimiz, hücreye oksijen göndermeyi keserse, oksijen kesilmesi sonucunda da hücre, kanserleşme sürecine girer! )


- SU UÇTU ÇAĞLAYANI/ÇAĞLARI(ŞELÂLESİ) ile/ve SU UÇTU ÇAĞLAYANI/ÇAĞLAR

( Bursa'da. İLE/VE Bilecik'te.[Bahar döneminde gitmek gerekiyor.] )


- SU/SIVI DOLU ŞİŞEYİ, ÇANTAYA ...:
YAN/TERS KOYMAK değil/yerine/>< AĞZI, YUKARI GELECEK ŞEKİLDE DİK KOYMAK


- SU ile AĞIR SU

( ... İLE Bazı nükleer reaktör tiplerinde nötron yavaşlatıcısı olarak kullanılan, içinde hidrojen atomları yerine döteryum izotopları bulunması sonucu oluşan su. )


- SU ile/ve/değil/yerine BAĞIL SU

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Çorba, taze meyve suyu vb. )


- SU ile/ve/||/<> BARAJ[Fr. < BARRAGE]

( ... İLE/VE/||/<> Suyu toplama, sulama ve elektrik üretme amacıyla akarsu üzerine yapılan bent. | Futbol ya da hentbolda serbest atışı yapacak oyuncunun önünde karşı takım oyuncularının yan yana dizilip oluşturdukları engel. | Herhangi bir alanda başarıyı tespit etmek için gerekli olan koşul. )


- SU = WATER[İng.] = EAU[Fr.] = WASSER[Alm.] = ACQUA[İt.] = AGUA[İsp.]


- SUCUL OMURGALILAR:
YUVARLAK AĞIZLILAR ile/ve/||/<> KIKIRDAKLI BALIKLAR ile/ve/||/<> KEMİKLİ BALIKLAR


- SUDA ERİYEN VİTAMİNLER ile YAĞDA ERİYEN VİTAMİNLER


- SUDG[Ar. çoğ. ASDÂG] ile ŞAKAKLARDAN SARKAN SAÇLAR

( Şakaklardan sarkan saçlar. )


- SÜFLÎ[Ar.] değil/yerine/= AŞAĞIDA BULUNAN | ALÇAK, BAYAĞI

( AŞAĞIDA BULUNAN | ALÇAK, BAYAĞI )


- SUKABAĞI ile BORUKABAĞI

( ... İLE Boğumsuz, boru gibi uzun sukabağı. )


- SÜLEYMAN'IN TAPINAĞI ile ...

( BET HA MİKDAŞ )


- SULTAN'LARIN:
SAĞINA ile/ve SOLUNA ile/ve KARŞISINA (OTURANLAR)

( KÂTİP [Söylediklerini hemen, doğru ve net bir biçimde kayda geçmesi için.]
ile/ve
MUHAFIZ [Kalbini koruması için.]
ile/ve
ULEMÂ [Derin bilgi ve irfanlarından yararlanabilmek ve ayna olabilmeleri için.] )


- SULUBOYA ile YAĞLIBOYA


- SÜLÜN ile TRAGOPAN SÜLÜNÜ

( image )

( Anavatanları kuzeydoğu Hindistan, Burma, kuzey Vietnam ve orta Çin'e kadar geniş yayılım alanı gösterir. )


- SUMRU ile AK KANATLI SUMRU ile KARA GAGALI SUMRU


- SUPHİ PAŞA KONAĞI ile SUPHİ PAŞA YALISI

( Fatih'te, Saraçhane'de, Horhor yokuşundadır. İLE Beylerbeyi'ndedir. )

( 1854'te, Maarif Nâzırı Abdüllâtif Suphi Paşa tarafından. [Şu anda Rektörlük binası olarak kullanılmaktadır.] İLE Maarif Nâzırı Abdüllâtif Suphi Paşa tarafından. [Kıbrıs'lılar Yalısı olarak da bilinir.] )


- SUPPORT vs./and ENCOURAGEMENT


- SÜREÇ ile/ve SÜREÇ İÇİNDEKİ BAĞLAM

( PROCESS vs./and THE CONTEXT IN PROCESS )


- SÜREKLİLİK ile BAĞIMLILIK

( CONTINUITY vs. DEPENDENCE )


- SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI/HERD IMMUNITY[İng.] değil/yerine/= KİTLE BAĞIŞIKLIĞI


- SÜRVİ ORANI/SURVİVAL RATE[İng.] değil/yerine/= SAĞ KALIM ORANI


- SÜRVİ/SURVİVAL[İng.] değil/yerine/= SAĞ KALIM


- SUSAMURU ile/<>/> GALAPAGOS DENİZ ASLANI

( LUTRA LUTRA cum ZALOPUS WOLLEBAEKI )


- SÜSLEME!:
"SAĞIRA" ve/||/<> "KÖRE"

( Sözünü. VE/||/<> Yüzünü. )

( Yorma dilini. VE/||/<> Süsleme sözlerini. )


- SUSMA (OLANAĞI/HAKKI):
SORUŞTURMADA ile/ve/||/<>/> KOĞUŞTURMADA


- SUSMA HAKKI ile/ve/||/<> BAĞIŞIKLIK HAKKI


- SÜT ile AĞIZ

( Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü. )


- TA'ZİYE[Ar. < AZV] değil/yerine/= YARA(BAŞ) SAĞILIĞI/İYİLEŞMESİ DİLEME

( Caferî mezhebinde olanların Muharrem ayında yaptığı matem töreni. )


- TAASSUP[Ar.]/BIGOTRY[İng.] değil/yerine/= BAĞNAZLIK


- TABÎÎ değil/yerine/= DOĞAL/OLAĞAN


- TABİP/TABİB/HEKİM/DOKTOR değil/yerine/= SAĞAN/SAĞALTMAN/SAGUN/ONULTMAN


- TAÇ ile/ve/<> TAÇYAPRAĞI

( ... İLE/VE/<> Tâcı oluşturan yaprakçıklardan her biri. )


- TÂDİLAT ile/ve DEKORASYON


- TÂDİLAT ile/ve TAMİRAT


- TAGAMGUM[< Ar. GAMGAMA] değil/yerine/= ANLAŞILMAZ SÖZ


- TAGAYYÜR[Ar. < GAYR] değil/yerine/= DEĞİŞME, BAŞKALAŞMA


- TAGŞÎŞ[Ar.] değil/yerine/= KARIŞTIRMA

( Bir şeyin içine başka bir madde karıştırma, katıştırma. )


- TAGVİYE[<> İGVÂ, çoğ. GAVÂYE] ile/değil TAKVİYE[< KUVVET]

( Baştan çıkarma, azdırma. İLE/DEĞİL Güçlendir(il)me. )


- TAĞYİR[Ar.] değil/yerine/= DEĞİŞTİRME, BAŞKALAŞTIRMA | BOZMA


- TAHAVVÜL[Ar. < HÂL] ile/ve/<> TAGAYYÜR[Ar. < GAYR]

( [değişim] Biçimde/sıfatta. İLE/VE/<> Öz'de/zât'ta. )


- TAHIL ile BAKLAGİLLER

( CEREAL vs. PULSE/LEGUMINOUS PLANTS )

( ... cum LEGUMINOSAE )

( HUBUBAT ile ... )


- TAHTA KAŞIK'TA:
ŞİMŞİR ile/ve/değil/yerine SANDAL AĞACINDAN


- TAHTA ile SENİT, YASTAĞAÇ/YASDIĞAÇ

( ... İLE Ensiz ya da kaplamalık tahta. )


- TAKAYYÜT[Ar.] değil/yerine/= BAĞLI OLMA

( Bağlı olma, bağlanma. | Üstüne düşme, özen gösterme. )


- TAKLİT[Ar.] ile/ve/<> TAGŞÎŞ[Ar.]


- TAKTIL AGNOZİ/TACTILE AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= DOKUNMA TANIMAZLIĞI


- TAKTİL AGNOZİ ile ODITUAR AGNOZİ


- TAKVİM YAŞI/KRONOLOJİK YAŞ/CHRONOLOGICAL AGE[İng.] değil/yerine/= TAKVİM YAŞI


- TAKVİYE (ETMEK) değil/yerine/= PEKİŞTİRİ/SAĞLAMLAŞTIRMA/GÜÇLENDİRME/DESTEKLEME/BERKİTME


- TALEP ile/ve/<> RAĞBET


- TAMİRAT ile/değil TADİLAT


- TANI/TEŞHİS[Ar.] ile SAĞALTIM/REHABİLİTASYON


- TANRI APOLLON'A BAĞLANAN SANATLAR
ile/ve/||/<>/>
TANRI DIANISOS'A BAĞLANAN SANATLAR

( Plastik sanatlar. İLE/VE/||/<>/> Şiir, müzik, dans. )

( Birey. İLE/VE/||/<>/> Birleşme. )


- TANSİYON ÖLÇÜMÜ'NDE:
SOL KOL değil SAĞ KOL

( Sol Kol'dan alınan değerler Sağ Kol'a göre[doğru olan] 1'er derece daha yüksektir[sol kolun kalbe yakın olması nedeniyle]. )


- TAPINCA/PUT[Fars. < BUT]/İDOLE[Fr.]:
SOY ile/ve/||/<> MAĞARA ile/ve/||/<> ÇARŞI ile/ve/||/<> TİYATRO

( bkz. Francis Bacon )

( IDOLA TRIBUS avec IDOLA SPECUS avec IDOLA FORI avec IDOLA THEATRI )


- TAR'IN TELLERİNDE:
AĞ TEL ile/ve SARI TEL ile/ve KÖK TEL ile/ve BAM TELİ ile/ve 1. ÇİFT ZENG TELİ ile/ve 2. ÇİFT ZENG TELİ

( [orta oktav] Do İLE/VE [orta oktav] Sol İLE/VE [-1. oktav] Do İLE/VE [-2. oktav] Sol İLE/VE [+2. oktav] Sol İLE/VE [+2. oktav] Do )

( Suyu simgeler. [Su gibi akıcıdır.] İLE/VE Ateşi simgeler. [Ateş gibi yakıcıdır.] İLE/VE Toprağı simgeler. [Toprak gibi sabitleyicidir.] İLE/VE Kararlılık duygusu ve mutmainlik sağlar/sunar. İLE/VE 1. ve 2. çift zeng telleri, coşku, özgürlük ve rahatlama duygusu sağlar/sunar. )

( Sayın Nevcivan Özel'in Facebook sayfası için burayı tıklayınız...
[Katkıları için teşekkür eder, tüm çalışmalarında başarılarının devamını dileriz!]

)

( TAR )


- TARAFSIZ/LIK ile BAĞIMSIZ/LIK


- TARAK ile KAŞAĞI

( ... İLE Sırtı kaşımak için kullanılan uzun saplı, ucu kaşık ya da el biçiminde, tırnaklı araç. )


- TARİH ile/ve/<> BAĞLAM


- TARIM "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> SANAYİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ) ile/ve/yerine/> BİLGİ "ÇAĞI"(/TOPLUMU/EKONOMİSİ)

( AGRICULTURAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INDUSTRIAL "AGE"(/SOCIETY) vs./and/> INFORMATION "AGE"(/SOCIETY) )


- TAŞ YAĞI = GAZ YAĞI


- TAŞ ile KAYA ile TEPE ile DAĞ

( Kimyasal ya da fiziksel durumu değişiklikler gösteren, rengini içindeki maden, tuz ve oksitlerden alan sert ve katı madde. | Bu maddeden yapılmış, bu maddeden oluşmuş. | Bazı yerlerde ve işlerde kullanılmak için bu maddeden özel olarak hazırlanmış malzeme. | Yapı işlerinde kullanılmak için bu maddeden hazırlanmış malzeme. | Mücevherlerde kullanılan yüksek değerli cevher. | Dama, domino vb. oyunlarda kullanılan metal, kemik, plastik ya da tahta parçalardan her biri. | Bazı örgenlerin içinde, özellikle idrar kesesi vb. oluşan, türlü biçim ve hacimdeki katı nesne. | Bazı kütlelerden kopan ya da koparılan parça. | Üstü kapalı bir biçimde söylenen iğneleyici söz. İLE Büyük ve sert taş kütlesi. | Kayaç. )

( HACER, CÜMD ile/ve CELMED )

( SENG ile/ve ... )

( STONE vs./and ROCK )


- TAŞ ile MOSKOFTOPRAĞI

( ... İLE Maden parlatmak için kullanılan, sarı renkte bir tür gevrek taşı. )


- TAŞ ile YAĞTAŞI

( ... İLE Araçların kesici ağızlarını bilemede, gazyağı, mazot ya da zeytinyağı ile kullanılan doğal taş. )


- TAŞA-BAŞA-YAŞA OTURMAK değil/>< SAĞLIĞA UYGUN ZEMİNLERDE OTURMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- TAŞDELEN SUYU: Üsküdar - Şile yolu üzerinde, Alemdağı'nda, dağ eteğinde çıkan iyi bir su.


- TASDİ[Ar.] değil/yerine/= CAN SIKMA, BAŞ AĞRITMA, TEDİRGİN ETME


- TASI-TARAĞI (TOPARLAMAK)


- TAŞI-TOPRAĞI (ALTIN)


- TAŞLIK ile TAŞOCAĞI

( Taşı bol, taşlı (yer). | Taşla döşenmiş avlu, sofa, merdiven altı vb. | Kuş vb. hayvanların sindirim kanalları üzerinde bulunan kaslı, öğütücü mide, katı, konsa. İLE Yapı işlerinde kullanılacak taşların çıkarıldığı yer. )


- TATHAGATA ile TATHAGATA-DHYANA ile ...

( 1. Buda'yı ifade eden bir terim. 2. Tüm Dharmaların böyleliği. 3. Zihin-özü. 4. Ebedi Mevcudiyet. 5. Ebedi Şimdi. İLE Aydınlanmış Meditasyon. )


- TATLISU KAPLUMBAĞALARINDA:
BENEKLİ ile FIRAT ile NİL ile ... ile YILAN BOYUNLU TATLISU KAPLUMBAĞASI ile KIRMIZI YANAK(ROTWANGEN) ile ÇİN KAPLUMBAĞASI

( [büyüklüğü] ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE 25 cm.'dir. İLE 17 cm.'dir. )

( Türkiye sularında yaşarlar. İLE Türkiye sularında yaşarlar. İLE Mısır'da yaşarlar. İLE ... İLE ... İLE Amerika'da, Doğu ve Batı Mississippi'de yaşarlar. İLE Endonezya, Japonya ve Güney Çin'de yaşarlar. )

( [kış uykusuna] ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Yatarlar.[10-12 hafta] İLE Yatmazlar. )

( ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... İLE Gençleri etçil, yaşlıları otçuldur. İLE Etçildir. )

( EMYS ARBICULARIS cum TRIONYX EUPHRATICUS / RAFETUS EUPHRATICUS cum TRIONYX TRIUNGUIS cum MAUREMYS CASPICA cum CHRYSEMYS SCRIPTA ELEGANS cum CHINEMYS REEVESIL )


- TATULA ile NAVÇAĞAN

( Patlıcangillerden, çiçekleri beyaz ya da mor renkte, meyveleri dikenli bir bitki. [Kasların kasılmasını giderdiği için tıpta kullanılır.] İLE Çiçekleri katmerli ve mor renkte olan bir tatula türü. )

( DATURE STRAMONIUM cum DATURA )


- TAVANIN SAPINI, OCAĞIN, ...:
DIŞINA DOĞRU değil YANLARA DOĞRU TUTMAK


- TAVŞANCILOTU ile TAVŞANKULAĞI

( Maydanozgillerden, nemli yerlerde yetişen, körpesi bazı yerlerde hayvan yemi olarak kullanılan bir bitki. İLE Çuha çiçeğigillerden, kalp biçiminde geniş yapraklı, beyaz, pembe rengi çiçekli bir bitki, buhur-u meryem, siklamen. )

( HERACLEUM cum CYCLAMEN COUM )


- TEBAİYET[Ar.] değil/yerine/= YASAYA/BUYRUĞA UYMA | DEVLETE/GÜÇLÜ KİŞİYE BAĞLANMA


- TEBCÎL[Ar. < BECL/BÜCÜL] değil/yerine/= ULULAMA, AĞARLAMA | ÖVME


- TEDAİ[Ar. < DA'VET] değil/yerine/= ÇAĞRIŞIM


- TEDAVİ" BAKANLIĞI değil/yerine SAĞLIK BAKANLIĞI


- TEDAVİ[Ar.] ile/ve OTAMA/SAĞALTIM/TERAPİ[Fr.]

( Fiziksel olana. İLE Zihinsel olana. )

( Örgenlere uygulanabilen. İLE/VE Tine uygulanabilen. )


- TEDAVİ/TREATMENT[İng.] ile SAĞALTIM/SAĞALTMAK ONULTUM/ONULTMAK


- TEE/TRANSÖZOFAGEAL EKOKARDİYOGRAFİ TRANSOESOPHAGEAL ECHOCARDIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN EKOKARDİYOGRAFİ


- TEGU/LAGARTO[İsp.] ile KIRMIZI TEGU ile ALTIN/SİYAH TEGU/KAPLAN KERTENKELE

( Teiidae ailesindeki bir kertenkele türüdür. İLE Batı Arjantin, Bolivya ve Paraguay'a özgü bir kertenkele. İLE Bir tegu türüdür. )

( SALVATOR MERIANAE cum TUPINAMBIS RUFESCENS cum TUPINAMBIS TUGUIXIN/TUPINAMBIS NIGROPUNCTATUS )

( TEGU vs. RED TEGU vs. GOLD TEGU )


- TEHDİT ile/değil "GÖZDAĞI VERMEK"


- TEHDİT değil/yerine/= KORKUTU/GÖZDAĞI


- TEHDİTKÂR[Ar.] değil/yerine/= KORKUTULU/GÖZDAĞILI


- TEHDİTSİZ değil/yerine/= KORKUTUSUZ/GÖZDAĞISIZ


- TEK BAĞ


- TEK TARAFLI ile/değil TEK TARAF AĞIRLIKLI

( [not] SINGLE SIDED vs./but MAINLY SINGLE SIDED )


- TEKİRDAĞ'DA:
MERKEZ İSKELE ile/ve RÜSTEM PAŞA İSKELESİ


- TEKİRDAĞ'DA:
RODOSÇUK ile/ve BANADOS ile/ve İNECİK


- TEKİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇLENDİRME, SAĞLAMLAŞTIRMA | ÜSTELEME

( Bir düşünce ya da istek üzerinde durmak, direnmek, ısrar etmek. | Sayrılık, hastalığın yeniden ortaya çıkması, nüks etmesi, depreşmesi. )


- TEKNOLOJİ ile/ve/<> BAĞIMLILIK


- TELESAĞLIK/TELE-HEALTH[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAĞLIK


- TELEVİZYON[Fr./İng.] ile/ve/değil/yerine GÖSTERGE/GENEL AĞ/İNTERNET[İng.]

( BİZİM ÇOCUKLARIN PUTU
KÖŞEDEKİ KARAKUTU
EHL-İ KÜFÜR ÇEKTİ ŞUTU
KALEMİZE GOL EYLEDİ )

( Gün boyunca televizyon izlesen, bir sayfa kitap okumak kadar değeri/etkisi/katkısı olmaz. )

( Vericiden iletilen dalgaların görüntü ve ses olarak görünmesini ve duyulmasını sağlayan aygıt, televizyon alıcısı. İLE Bilgisayar ağlarının birbirine bağlanması sonucu ortaya çıkan, herhangi bir sınırlaması ve yöneticisi olmayan uluslararası bilgi iletişim ağı. )


- TEMAS[Ar.]/KONTAK[Fr./İng. < CONTACT] değil/yerine/= DEĞME/DOKUNMA, BAĞLANTI

( Karşıt elektrik taşıyan iki maddenin birbirine dokunması. | Motorlu araçları çalıştırmaya yarayan düzenek. | Bağlantı, ilgi. | Akıl sağlığı yerinde olmayan, dengesiz. )


- TEMAS[Ar.] değil/yerine/= DEĞME, DOKUNMA | İLİŞKİ | BAĞLANTI

( Değme, değinti, dokunma, dokunuş. | Buluşup görüşme, ilişki kurma, ilişki. | Değinme, sözünü etme. | Gidip gelme, ulaşım, bağlantı. )


- TEMEL = ESAS = GROUND, BASIS, FOUNDATION[İng.] = FONDEMENT, PRINCIPE[Fr.] = GRUND, GRUNDLAGE, FUNDAMENT[Alm.] = FUNDAMENTUM[Lat.] = FUNDACIÓN[İsp.]


- TEMİN ETMEK değil/yerine/= SAĞLAMAK


- TEMİN/TEDARİK[Ar.] değil/yerine/= SAĞLAMA/ELDE ETME

( Araştırıp bulma, sağlama, elde etme. | Hazırlık. )


- TENDÜRÜST[Fars.] değil/yerine/= DİNÇ, SAĞLAM


- TENGİS[Ar. < NAGS] ile TENGÎZ[Ar.]

( Hayatını kederli, tasalı kılma. İLE Zindeliğini sarsma, zindeliği sarsılma. )


- TENKİYE[Ar.]/LAVMAN[Fr.] değil/yerine/= KALIN BAĞIRSAĞI TEMİZLEME


- TEPEDEN TIRNAĞA (BOYANMAK)


- TEPKİ:
"ÖZGÜRLÜĞE KARŞI" değil ÖLÇÜSÜZLÜK/KEYFİYET PROPAGANDASINA KARŞI


- TEPKİSELLİK ile/ve/değil/yerine SICAĞI SICAĞINA


- TERAPİ/THERAPY[İng.] değil/yerine/= SAĞALTIM


- TERBİYESİZ ile HERGELE[Fars. | çoğ. HERÂGİ]

( ... İLE Terbiye ve görgüden uzak, bayağı, aşağılık kişi. | Eşek sürüsü. | Binek ve taşıta alışmamış huysuz hayvan. )


- TERBİYEVÎ/PEDAGOJİK değil/yerine/= EĞİTİMSEL/EĞİTSEL


- TERENNÜM[çoğ. TERENNÜMÂT] ile/ve/||/<> TAGANNÎ[< GINÂ | çoğ. TAGANNİYÂT]

( Yavaş ve güzel bir sesle şarkı söyleme. | Kuşun şakıması, ötmesi. | İLE/VE/||/<> Zenginleşme. | Muhtaç olmama, yetinme. | Makamla okuma. )


- TERMOTERAPİ/THERMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= SICAKLA SAĞALTIM


- TERMOTERAPİ değil/yerine/= ISI SAĞALTIMI


- TERTİP-DÜZEN (SAĞLAMAK)


- TEŞDİT[Ar.] değil/yerine/= GÜÇ VERME | SAĞLAMLAŞTIRMA


- TEŞEKKÜR EDERİM/EYVALLAH değil/yerine/= SAĞOL


- TEŞEKKÜR[Ar.]/MERSİ[Fr.] değil/yerine/= SAĞ OL! / ALKIŞ


- TEŞEKKÜRDE:
ESTAĞFİRULLÂH ile/ve/değil/||/<> RİCA EDERİM


- TEŞHİS/DIAGNOSIS[İng.] değil/yerine/= TANI


- TESLİMİYET ile/ve BAĞLILIK


- TEVAKKUF[Ar.] değil/yerine/= DURMA, DURAKLAMA | BAĞLI/İLGİLİ OLMA


- TEYİT/KONFİRMASYON değil/yerine/= DOĞRULAMA/GEÇERLEME/GERÇEKLEME/ONAYLAMA


- TEZENELİ SAZLARDA:
[büyükten küçüğe] MEYDAN SAZI ile/ve DİVAN SAZI ile/ve KARA DÜZEN SAZ(BOZUK DÜZEN) ile/ve TAMBURA/DÜNBÜRE/DÜNBÛRE[Fars.] ile/ve BAĞLAMA ile/ve CURA ile/ve TAR


- TƏBLİĞ[Azr.] = PROPAGANDA[Tr.]


- TIA/TRANSIENT İSCHEMIC ATTACK TRANSIENT[İng.] değil/yerine/= İSKEMIK ATAK, GEÇİCİ YETERSİZ KANLANMA ATAĞI


- TIBBEN/TIBBÎ değil/yerine/= SAĞCA/SAGCIL


- TİBET BUDİZMİ'NDE:
KASİD ile/ve SAGYA ile/ve NINGMA ile/ve GELUGBA

( Beyaz Nilüfer Grubu. İLE/VE Çiçek Grubu. İLE/VE Kırmızı Grubu. İLE/VE Sarı Grubu. )


- TİG/DİAGNOSTIC-RELATED GROUPS[İng.] değil/yerine/= TANI İLİŞKİLİ ÖBEKLER


- TİMSAH ile/ve TİMSAH TÜRÜ KAPLUMBAĞA

( Isırma güçleri: 1134 kg. / 2500 lbs. İLE/VE 453 kg. / 1004 lbs. )


- TIP/TABABET değil/yerine/= SAĞ/SAĞBİLGİ


- TİPİK/TYPICAL[İng.] değil/yerine/= ÖZGÜN, OLAĞAN


- TİRAJ[Fr. < TIRAGE] ile RATING[İng.]

( Kitap, gazete, kitap gibi şeylerin baskı sayısı. İLE Televizyon programlarının izlenme/izleyici oranı. )


- TİYATRO ve/=/||/<> HALK SAĞLIĞI


- TİYATRO ile/ve/||/<> KUMPANYA[İt. < COMPAGNIA]

( ... İLE/VE/||/<> Genellikle yabancı sınai, ticari ortaklık. | Tiyatro topluluğu. | Aynı görüşü paylaşan, aynı eylemi yapanlar topluluğu. )


- TMS/TRANSKRANİYAL MANYETİK STIMÜLASYON TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM


- TMU/TRANSKRANİYAL MANYETİK UYARIM TRANSCRANIAL MAGNETIC STIMULATION[İng.] değil/yerine/= KAFATASINDAN MANYETİK UYARIM


- TO BELIEVE vs. TO AGREE


- TO EXAGGERATE vs. TO DISTORT


- TO EXAGGERATE vs./and TO GENERALIZE


- TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST


- TO LEAN vs. TO LEAN AGAINST/OVER


- TO OVERDO vs. TO EXAGGERATE


- TO THINK and MANAGE TO NOT VAIN/WASTE TALKING


- TO THINK vs. TO IMAGINE


- TO WASTE vs. EXTRAVAGANCE


- TOHUM ile/ve/||/<>/> FİLİZ ile/ve/||/<>/> FİDAN ile/ve/||/<>/> GENÇ AĞAÇ ile/ve/||/<>/> YETİŞKIN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> ÇİÇEK VEREN AĞAÇ ile/ve/||/<>/> MEYVE VEREN AĞAÇ

( )


- TOMOTERAPİ/TOMOTHERAPY[İng.] değil/yerine/= KESIT SAĞALTIM


- TON[Fr. < TONNE] değil/yerine/= BENİZ | RENK | SES AĞIRLIĞI


- TONAJ[Fr. < TONAGE] ile TONALİTE[Fr.]

( Bir taşıtın alabildiği ton miktarı. | Bir ticaret gemisinin iç hacminin hesaplanmasıyla bulunan taşıma kapasitesi. İLE Belirli bir tonda yazılmış müzik parçasının niteliği. | İnsan sesinin rengi. )


- TONOZ[Yun.] ile AĞTONOZ

( Biçimi, alttan içbükey olmak üzere, taş ya da tuğla ve harçla örülmüş yarım silindir biçiminde tavan. | Bir kemerin ötelenmesi ile meydana gelen örtü. İLE Gotik mimarlıkta kullanılmış, ağ biçiminde, parçalı tonoz. )


- TOPLAMANIN:
DAĞILMASI ile/ve/||/<> DEĞİŞMESİ


- TOPLU DAĞINIK


- TOPLUMU DEĞİŞTİRME OLANAĞI/"GÜCÜ" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KENDİNİ DEĞİŞTİRME OLANAĞI


- TOPRAĞI SULAMAK GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK[GÜNEŞTE değil!]


- TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK ile/yerine GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK


- TOPRAĞI:
GÜNEŞTE SULAMAK değil/>< GÖLGEDE/AKŞAMÜSTÜ SULAMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- TOPRAĞIN ALTINDA ile/değil/yerine/olacağına/>< DAĞIN ARDINDA (OLSUN)


- TOPRAK AĞAÇ


- TORBA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KESE KÂĞIDI

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İçine bazı nesneler konulmak için kâğıttan yapılmış kese biçiminde torba. )


- TORTUL KAYAÇLAR ile/ve/||/<>/>< MAGMA KAYAÇLARI

( Ayrışmayla oluşur. İLE/VE/||/<>/>< Buharlaşmayla oluşur. )

( Magma kayaçlarından daha yüksek oranda uçucu öğe içerir. Magma kayaçları, tortul kayaçları oluştururken, uçucu öğe kaynakları gerekmektedir. )

( Karbondioksit, silikat minerallerini, karbonat minerallerine, yani temel olarak kalsiyum ve magnezyumun karbon ve oksijenle yaptığı bileşiklere dönüştüren ayrışma tepkimeleriyle atmosferden alınır. )

( image )


- TÖVBE ile/ve/<> BAĞIŞ


- TÖZ:
EN SAĞLAM DÜŞÜNCE ve/||/<> EN AZ DÜŞÜNÜLEN

( Kategoriler arasında geçiş yoktur/olmaz! )


- TRAGEDYA'DA:
ASKİLOS ile/ve/<> SOFOKLES ile/ve/<> EURUPIDES


- TRANSÖZOFAGEAL/TRANSESOPHAGEAL[İng.] değil/yerine/= YEMEK BORUSUNDAN


- TRAŞ BIÇAĞI, JİLET [HEM PAYLAŞILABİLİR, HEM DE PAYLAŞILMAZ; NE PAYLAŞILIR, NE DE PAYLAŞILMAZ]


- TRAŞ BIÇAĞI, JİLET [PAYLAŞILAMIYOR/PAYLAŞILMIYOR]


- TREATY =/<> CONTRACT =/<> AGREEMENT =/<> CONVENTION =/<> COVENANT

( Antlaşma. )


- TREKKİNG değil/yerine/= DAĞ YÜRÜYÜŞÜ


- TREKKING yerine YÜRÜYÜŞ/DAĞ YÜRÜYÜŞÜ


- TRENÇKOT[İng. < TRENCH-COAT] değil/yerine/= YAĞMURLUK

( İçi astarlı, kemerli, su geçirmez yağmurluk. )


- TRİKOTAJ[Fr. < TRICOTAGE] değil/yerine/= ÖRME İŞİ/İŞLERİ


- TRİYAJ/TRIAGE[İng.] değil/yerine/= ÖNCELİKLEME


- TROMBÜS/THROMBUS[İng.] değil/yerine/= PIHTI TOPAĞI


- TSİS/POST-TREATMENT MONİTORING SYSTEM[İng.] değil/yerine/= SAĞALTIM SONRASI İZLEM DÜZENİ


- TÜM DÜŞÜNCELERİN, ...:
BAŞLADIĞI/KAYNAĞI ve/||/<> DURDUĞU/SONLANDIĞI

( Akıl. VE/||/<> Akıl. )


- TÜM ile/değil/yerine AĞIRLIKLI


- TÜMDENGELİM ile BAĞNAZLIK


- TÜMEVARIM = İSTİKRÂ = INDUCTION[İng., Fr.] = INDUKTION[Alm.] = INDUCTIO[Lat.] = EPAGOGE[Yun.]


- TÜRK BAYRAĞI'NDA:
8 KÖŞELİ YILDIZ ile/değil/yerine/<>/> 5 KÖŞELİ YILDIZ


- TÜRKÜ ile/değil DAĞİ

( ... İLE/DEĞİL Dağlık bölgelerde söylenilen türkülerin makamı. )


- TÜRKÜLERDE:
OYUN HAVALARI ile/ve LİRİK ile/ve DOĞA(PASTORAL) ile/ve YERGİ(SATİRİK) KONULU ile/ve SİMGELİ/TEMSİLÎ ile/ve KAHRAMANLIK VE SERHAT HAVALARI ile/ve TÖRENSEL VE GİZEM İÇERİKLİ ile/ve SOSYAL İÇERİKLİ ile/ve GURBET VE HASRET ile/ve MİZAHÎ VE ALAN OYUN ile/ve ÂŞIKLAMALAR ile/ve AĞIT VE KIRAN DESTANLARI ile/ve KARŞILIKLI DEYİŞLEME VE ATIŞMALAR


- TURNA ve/||/<> DAĞ KEÇİSİ ve/||/<> SEPET ve/||/<> KARTAL

( İnsan. VE/||/<> Kutsallık. VE/||/<> Bilgelik. VE/||/<> Gök Tanrı/Tengri. )


- TURNUSOL[Fr.] (KÂĞIDI) ile MİHENK (TAŞI) ile KİLİT (TAŞI)

( Birtakım bitkilerden elde edilen mavi boya maddesi. İLE Altının gerçeğini sahtesinden ayırmak ve ayarını belirlemek üzere kullanılan sert ve siyah taş. )


- TURP ile AÇIKAĞIZ

( .. İLE Turpgillerden bir bitki. )

( ... cum HESPERIS ACRIS )


- TUTARLI/LIK ile/ve/||/<> BAĞDAŞIK/LIK


- TUTKU ve/||/<>/= AKILSIZ (")BAĞLANMA(")


- TUTKU ile/ve/değil/yerine/>< FERÂGAT


- TUTMAK ile/ve BAĞLAMAK/BAĞLAYICILIK

( TO HOLD vs./and TO ATTACH )


- TÜTÜN(/SİGARA/NARGİLE VS.) SORUNUNDA:

"YASAK" değil SINIRLAMA
ve/||/<>
DUMAN değil GAZ
ve/||/<>
"BIRAKMA" değil BAŞLAMAMA
ve/||/<>
İRÂDE
["Evet!"
diyebilme olanağı/gücü/isteği]
değil
İHTİYÂR
["Hayır!"
diyebilme olanağı/gücü/isteği]


- TUZAĞA DÜŞ(ÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< GAFİL AVLA(N)MAK


- TÜZEL/HUKUKÎ ERDEMLER'DE:
GENELLİK ve/||/<> İLÂN ETME ve/||/<> GERİYE YÜRÜ(TÜLE)MEME ve/||/<> AÇIKLIK ve/||/<> ÇELİŞKİSİZLİK ve/||/<> UYMA OLANAĞI ve/||/<> KALICILIK ve/||/<> İLÂN EDİLEN KURAL İLE RESMÎ EYLEM ARASINDAKİ UYGUNLUK


- TYAGA ile ...

( Red, terk. Tyaga tüm çalışmaların meyvelerini red ve terk etmektir. Örneğin, tyaga, karma'yı tutkusuzca ve sonuçları hakkında hiçbir arzu taşımaksızın icra etmelidir, yerine getirmelidir. )


- ÜÇ AĞLAMA BİÇİMİ/NEDENİ

( * KORKU -
* MUHABBET - BÜKÂ'ALİLLLAH
* HAYRET VE AŞK - BÜKÂ'ALLAH )


- ÜÇ AŞAĞI, BEŞ YUKARI


- UC ile/değil AGLET

( ... İLE/DEĞİL Ayakkabı bağcıklarının ucunda bulunan bant. )


- ÜÇKÂĞIT ile/ve/değil/yerine/||/<>/< HİLE


- Üçkâğıt yerine DİNLE!!!


- UÇMAK ile/ve/<> UÇMAĞA VARMAK

( Cennet. İLE/VE/<> Cennete gitmek. )


- UCU-BUCAĞI (GÖRÜNMEMEK)


- UGANDA BAYRAĞINDA:
SİYAH ile/ve SARI ile/ve KIRMIZI

( Siyah olan halkı simgeler. İLE/VE Ekvator güneşini simgeler. İLE/VE Tüm dünya ile olan "kan kardeşliği"ni simgeler. )


- ULUDAĞ =/< KEŞİŞ DAĞI

( )


- UML/UNİFİED MODELING LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK MODELLEME DİLİ


- UMLS/UNIFIED MEDICAL LANGUAGE SYSTEM[İng.] değil/yerine/= BİRLEŞİK TIP DİLİ DÜZENİ


- UMUMİ MAĞAZA değil/yerine/= GENEL SAKLAK


- UNUTACAĞIZ ve/||/<> UNUTULACAĞIZ

( Biraz zaman geçince. VE/||/<> Biraz zaman geçince. )


- UPANİŞAD ile/ve BHAGAVAD GITA ile/ve DHAMMAPADA

( Aydınlanma yolu. İLE/VE Sevgi yolu. İLE/VE Gerçeğe giden yol, aydınlanma yolu, yaşam yolu. )


- UPS/UNINTERRUPTIBLE POWER SUPPLY[İng.] değil/yerine/= KESİNTISİZ GÜÇ KAYNAĞI


- URUGUAY ile PARAGUAY

( URUGUAY: Kuşları barındıran ırmak. İLE ... )


- US/AKIL ile/ve/değil/||/<>/< BAĞLAM

( [not] RATIO vs./and/but/||/<>/< CONTEXT )


- USH/REMOTE HEALTH SERVICE[İng.] değil/yerine/= UZAKTAN SAĞLIK HİZMETİ


- USS/NATIONAL HEALTH SYSTEM[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK DÜZENİ


- ÜST METİN İŞARETLEME DİLİ/HYPERTEXT MARKUP LANGUAGE/HTML[İng.] ile/ve/||/<> GENİŞLETİLEBİLİR İŞARET DİLİ/EXTENSIBLE MARKUP LANGUAGE/XML[İng.]

( Verileri ve içerikleri görüntülemek için kullanılır. İLE/VE/||/<> Verileri depolamak ve paylaşmak için kullanılır. )

( Etiketleri önceden tanımlanmıştır. İLE/VE/||/<> Etiketleri önceden tanımlanmamıştır. Kullanıcı kendi etiketlerini oluşturmaktadır. )


- ÜST-DİL = METALANGUAGE[İng.] = MÉTALANGUE[Fr.] = METASPRACHE[Alm.]


- ÜSTÂD ile USTA ile KALFA ile ÇIRAK ile YAMAK/ELULAĞI

( ... İLE Yaşadıklarımızın. İLE Yaşamakta olduklarımızın. İLE Yaşayacaklarımızın. İLE ... )

( ... ile ... ile ... ile TİLMÎZ ile ... )


- USTALIKTA/VİRTÜÖZLÜKTE:
NICCOLO PAGANINI ve/||/<> FRANZ LIST


- USVS/NATIONAL HEALTH DATA DICTIONARY[İng.] değil/yerine/= ULUSAL SAĞLIK VERİ SÖZLÜĞÜ


- UTİLİTARİZM ile PRAGMATİZM


- UYANIŞLAR(AWAKENINGS) ve/||/<>/> LORENZO'NUN YAĞI(LORENSO'S OIL)


- UYARI ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRI


- UZAGÖRÜ/ÖTEGÖRÜ/TELEPATİ ile/değil AYNI ŞEYİ DÜŞÜNMEK


- UZAK/LIK ile/ve BAĞIMSIZ/LIK

( DISTANCE vs./and INDEPENDENCE )


- ÜZÜM ile GELİNPARMAĞI

( ... İLE Uzun taneli bir üzüm türü. )


- ÜZÜM ile MALAGA

( ... İLE İri taneli misket üzümü. )

( Hi, Has your business lost customers due to COVID-19? We might be able to help. https://primewebtraffic.club/up?=farklar.net We're throwing a lifeline to businesses by sending targeted visitors to their websites. If you're interested, click above for information about starting a free trial. There's no obligation or strings attached. Be safe and stay healthy. Alison Prime Web Traffic 2764 Pleasant RD Bld APMB9 #34 Fort Mill SC 29708 If you do not want to recieve this marketing material: https:///primewebtraffic.club/unsubscribe.php/?site=farklar.net )

( İNEB ile ... )

( ENGÛR ile ... )


- VABESTE[Fars.] değil/yerine/= BAĞLI


- VAGON[Fr./İng. < WAGON] ile/ve FURGON[Fr. < FOURGON]

( ... İLE/VE Eşya vagonu. )


- VAGON[Fr./İng. < WAGON] ile/ve/||/<> TENDER[Fr.]

( Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği demir yolu aracı. İLE/VE/||/<> Lokomotifin arkasına bağlanan, gerekli yakıtı, suyu taşıyan vagon. )


- VAGON değil/yerine/= TAŞIR


- VAGON ile/ve/<> VAGONET

( Yük ve yolcu taşımakta kullanılan, lokomotifin çektiği, demiryolu aracı. İLE Yana ya da arkaya doğru devrilebilen ve kimi toprak düzleme işlerinde kullanılan küçük vagon. )


- VAGONET değil/yerine/= TAŞIRCIK


- VAGZAL ile ...

( İstasyon. )


- VAİRAGYA ile ...

( Dünyevi arzuların yokluğu. Gerçek olmayana, geçici olana karşı kayıtsızlık. Zevk~haz verici olan nesnelere yönelik hiçbir çekimin duyulmaması. Bağımlılıklardan kurtuluş. )


- VAJİNA ile/ve DÖLYATAĞI

( MEHBİL: Dölyolu. )

( VAGINA vs./and WOMB )


- VAKA RAPORU/CASE REPORT[İng.] değil/yerine/= OLAY YAZANAĞI


- VAKÂR[Ar.] değil/yerine/= AĞIRBAŞLILIK, TEMKİNLİLİK


- VAKF-I AKAR/ASL-I VAKF değil/yerine/= GELİR KAYNAĞI


- VÂKIF ile/ve ÂGÂH

( Sahip olan. İLE/VE Farkında/uyanık olan. )


- VÂKIF ile/ve ÂGÂH

( Sahip olan. İLE/VE Farkında/uyanık olan. )

( Bilen bilir bizi, bilmeyen ne bilir bizi. )


- VAKT-İ MERHÛN değil/yerine/= BEKLENİLEN ÇAĞ VE ZAMAN


- VALİ[EPARHOS]:
< LONCA ÖRGÜTÜ ile/ve/||/<> LAGATARIOS ile/ve/||/<> SIMPANOS

( Genel denetimi sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Yabancı tüccarların denetimini sağlayanlar. İLE/VE/||/<> Esnaf localarını denetleyenler.[2 kişi] )


- VAŞAK ile AVRASYA VAŞAĞI


- VAŞAK ile İBER VAŞAĞI

( )


- VAŞAK ile KANADA VAŞAĞI

( )

( )

( LYNX cum LYNX CANADENSIS )


- VATAN:
MEZAR ve/<> İNSAN ve/<> DİL ve/<> DÜZEN/NİZAM ve/<> TARİH ve/<> DESTAN/LAR ve/<> GAZÂVATNÂME ve/<> TÜRKÜ VE AĞIT ve/<> NİNE VE NİNNİ ve/<> ROMAN ve/<> HATIRAT


- VATANSIZ/LAR ile/ve/||/<> KÂĞITSIZ/LAR


- VAZGEÇMEK ile FERÂGAT ETMEK

( TO GIVE UP vs. TO ABNEGATE )


- VEFÂKÂR/LIK değil/yerine/= SEVİBAĞ/LI/K


- VEHHÂB[< VEHB] değil/yerine/= ÇOK HÎBE EDEN, FAZLA BAĞIŞLAYAN, KARŞILIKSIZ VEREN


- VEJETALİN[Fr.] değil/yerine/= KATI YAĞ

( Bazı bitkilerden çıkarılan ve sade yağ yerine kullanılan katı yağ. )


- VEKÂLET SÖZLEŞMESİ değil/yerine/= YETKİDEŞLİK BAĞITI


- VELİYY-ÜD-DİN değil/yerine/= DÎNE SIMSIKI BAĞLI


- VELVELE[Ar.] değil/yerine/= BAĞRIŞMA

( Gürültü, bağrışma. | Gereksiz telaşa ve heyecana düşürmek. )


- VERİRKEN:
AVUÇ AŞAĞI BAKAR ŞEKİLDE UZATMAK yerine AÇIK AVUÇLA (YUKARI BAKAR ŞEKİLDE) UZATMAK


- VERİRKEN:
AVUÇ AŞAĞIYA BAKAR BİÇİMDE UZATMAK yerine/değil AÇIK AVUÇLA (YUKARI BAKAR BİÇİMDE) UZATMAK


- VERMEK:
SELENİNİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAĞINI

( Az kişiye. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok kişiye. )


- VİBHAGA ile ...

( Ayırım, böl/ün/me. )


- VICIK VICIK (KAYGAN, YAĞLI)


- VİDA ile AĞAÇ VİDASI

( ... İLE Ahşap malzemeyi bağlamak için kullanılan, kalın konik gövdeli, büyük adımlı, milinin başa doğru bölümü yivsiz olan vida. )

( ... vs. WOOD SCREW/WOODSCREW )

( ... avec VIS À BOIS )

( ... mit Holzschraube )


- VİKTORYA ÇAĞLAYANLARI değil/< GÜRLEYEN DUMANLAR ÇAĞLAYANI

( Dünyanın en geniş şelâlesi.[1700 m.][Debisi, en yağışlı dönemde 500 milyon litre][Ort. 100 m.'den dökülmektedir] )

( 1855 yılında, Dr. Livingstone, Mokololo kabilesine, hasta olarak bir hafta zorunlu konuk olduktan sonra 13 gün süren bir yolculuk sonunda kşefetmiş ve dönemin İngiltere kraliçesinin adını vermiştir.[Kraliçe Viktorya, kendi adını taşıyan bu şelâleyi hiçbir zaman görememiştir.] )

( Zimbabwe ve Zambiya doğal sınırını da oluşturmaktadır. Zimbabwe tarafında yer alan bıçak ağzı noktası[knife edge point] olarak anılan kayalıkların üstünden dökülür. )

( ... değil/< MOSİ OA TUNYA )


- VİRAJ[Fr. < VIRAGE] değil/yerine/= DÖNEMEÇ


- VİRTUAL REALITY TERAPİSİ/VIRTUAL REALITY THERAPY[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK SAĞALTIMI


- VİRÜS:
YAPISI SAĞLAM ile/değil/>< YAPISI BOZULMUŞ


- VİYAK VİYAK (BAĞIRMAK, İNLEMEK)


- VİZÜEL AGNOZİ/VISUAL AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRSEL TANIMAZLIK


- VOLKAN[Fr.] değil/yerine/= YANARDAĞ


- VOLKAN/SAL ile/ve/||/<> MAGMA/SAL


- VRML/VIRTUAL REALITY MODELING LANGUAGE[İng.] değil/yerine/= SANAL GERÇEKLİK MODELLEME DİLİ


- VUCA:
VOLATILITY | UNCERTAINTY | COMPLEXITY | AMBIGUITY ile/değil/yerine/>/>< VISION | UNDERSTANDING | CLARITY | AGILITY

( Değişkenlik, Oynaklık | Belirsizlik | Karmaşıklık | Anlaşılmazlık İLE/DEĞİL/YERİNE/>/>< İleri Görüş/Ülkü | Anlayış | Belirginlik | Kavrayış, Çeviklik )

( image )


- VYS/DATABASE MANAGEMENT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= VERİTABANI YÖNETİM DÜZENİ


- WAN/WIDE AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= GENİŞ ALAN AĞI


- WASTE vs. GARBAGE


- WBAN/WIRELESS BODY AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ GÖVDE ALAN AĞI


- WI-FI/WIRELESS FIDELITY[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ BAĞLANTI ALANI


- WLAN/WİRELESS LOCAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ YEREL ALAN AĞI


- WLLR/WEIGHTED LOG LIKELIHOOD RATIO[İng.] değil/yerine/= AĞIRLIKLI LOGARITMİK OLASILIKLI ORAN


- WORLD HEALTH ORGANIZATION(WHO) değil/yerine/= DÜNYA SAĞLIK ÖRGÜTÜ(DSÖ)


- WPAN/WIRELESS PERSONAL AREA NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ KİŞİSEL ALAN AĞI


- WRD/WEARABLE REHABILITATION DEVICE[İng.] değil/yerine/= GİYİLEBİLİR SAĞALTIM AYGITI


- WSN/WIRELESS SENSOR NETWORK[İng.] değil/yerine/= KABLOSUZ ALGILAYICI AĞ


- YAĞ BEZELERİ:
LİPOM ile YAĞ KİSTİ

( Katı. İLE Daha çok sıvı. )

( Genelde/çoğunlukla ağrı yapmazlar.[çok ileri derecede ve bir yere bası olmadıkça] )


- YAĞ BEZESİ ile/ve/<> YAĞ KİSTİ ile/ve/<> YAĞ BİRİKİNTİSİ


- YAĞ DAMLASI DENEYİ ve/||/<> ELEKTRONUN YÜKÜNÜN ÖLÇÜLMESİ

( 1909 yılında yapılan bir deneyde, elektronun yükünün büyüklüğü ölçüldü. Robert A. Millikan[] 22 Mart 1868 - 19 Aralık 1953], ayrıca bu yükün en küçük birim yük olduğunu ve bu yükün kuantize olduğunu da ortaya koydu... )


- YAĞ DOKUSU:
BEYAZ ile/ve/||/<> KAHVERENGİ ile/ve/||/<> KEMİK İLİĞİ

( Deri altında, karın içinde, iç örgenlerin çevresinde birikir. Çoğunlukla kalça ve göbek olarak görürüz. İç örgen yağlanmasını ise göremeyiz. Araçlarla ölçmek gerekir. Beslenme yanlışları, metabolizmadaki sorunlar, bu yağ dokusunu artırır, şişmanlama nedeni ve sonucudur. İLE/VE/||/<> Sırtta, kürek kemiklerinin arasında ve omuzda bulunur. Yattığımız yerden kalori yakmamızı sağlar. Gövde ısısının dengesinde çok önemlidir. İLE/VE/||/<> Uzun kemiklerin iki ucunda, kan yapımında görevli kırmızı kemik iliği, kemiğin ortasında ise sarı kemik iliği bulunur. Bu yağlı ilik salgıladığı büyüme etmenleriyle kemiğin yenilenmesinde çok önemlidir. )


- YAĞ ile/ve/değil SELÜLİT


- YAĞ ile ÇAM YAĞI

( ... İLE Çam ağacından, kâğıt hamuru üretiminde yan ürün olarak elde edilen, sabun ve boya endüstrisinde kullanılan, eşit miktarda reçine asidi ve yağ asitleri içeren bir madde. )


- YAĞ ile KALIN/AĞIR YAĞ

( ... İLE Ham petrolden elde edilen, makinelerin hareketli bölümlerini yağlamakta kullanılan yoğun yağ. )


- YAĞ ile/<> LİPİT[Fr. < Yun.]

( ... İLE/<> Her tür organik yağa verilen ad. )


- YAĞ ile MANUKA YAĞI

( ... İLE Yeni Zelanda ve Avustralya'nın doğu ve batı bölgelerinde bulunan, gri yeşil kabuklu, 8 metre uzunluğunda, beyaz yaprakları ince noktalı, pembe ya da kırmızı çiçekli ince manuka ağacından elde edilen, antibakteriyel etkisinden dolayı sivilce, siğil, akne, açık yara ve yanıkların tedavisinde kullanılan bir yağ türü. )


- YAĞIŞ MİKTARI ile ...

( PRECIPITATION )


- YAĞIZ/ESMER[Ar.] ile KUMRAL ile KONUR

( Siyaha çalan buğday rengi. | Kurşuni renk. | Bu renkte olan. | Teni ve saçları karaya çalan, koyu buğday rengi olan kişi. İLE Koyu sarı ya da açık kestane rengi. | Teni ve saçları sarıya çalan açık buğday rengi olan kişi. İLE Açık kestane renginde olan. )


- YAĞLARDA:
UÇUCU ile/ve SABİT

( Çiçek, yaprak, kokulu. [biberiye, nane] İLE/VE Meyve, tohum. [badem, ısırgan, z.yağı] )


- YAĞLI BALLI


- YAĞLI CİLT ile/ve/<> SİVİLCELİ CİLT

( Organik Yağlı ve Sivilceli Ciltler için özel kremler )


- YAĞLIK ile/değil ÇEVRE

( Sırma işlemeli mendil. İLE/DEĞİL Büyük mendil. )


- YAĞMUR KUŞU ile KILIÇ GAGALI

( ... İLE Yağmur kuşugillerden, çok ince ve uzun gagalı, tüyleri ak, kanatları kara bir kuş. )

( ... cum RECURVIROSTA AVOCETTA )


- YAĞMUR SUYU ile KAR SUYU


- YAĞMUR-ÇAMUR


- YAĞMUR ile/ve "AHMAK ISLATAN" YAĞMURU


- YAĞMUR ile/ve/= BUHARLAŞMA:
Saniyede 16 milyon ton. 8 km./saat hız ile.


- YAĞMUR ile ÇAKAL YAĞMURU


- YAĞMUR ile/değil ÇİLENTİ

( ... İLE/DEĞİL Hafif yağmur, serpinti. )


- YAĞMUR ile ÇİSELEMEK

( RAIN vs. TO DRIZZLE )


- YAĞMUR ile/değil ÇIVGIN/ŞIVGIN

( ... İLE/DEĞİL Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur. | Ağaç sürgünü, filiz. )


- YAĞMUR ile/ve/> GÖKKUŞAĞI/ALKIM/ELEĞİMSAĞMA[ALÂİM-İ SEMÂ]/YAĞMURKUŞAĞI/EBEMKUŞAĞI/ARKANSİYEL[Fr.]

( ... ile/ve/> ALKIM, EBEKUŞAĞI, EBEMKUŞAĞI, ELEĞİMSAĞMA, HACILARKUŞAĞI, YAĞMURKUŞAĞI, AL-YEŞİL KUŞAK )

( GAYS ile/ve/> ÂLÂİM-İ SEMÂ, KAVS-İ KUZAH )

( MATAR, BÂRÂN, BÂRİŞ ile/ve/> ÂDYENDE, ÂFENDÂK, SÂM, TÎRÂJE )

( RAIN vs./and/> RAINBOW )


- YAĞMUR ile GÜZLEK

( ... İLE Güz yağmuru. | Güz mevsiminin geçirildiği yer. )


- YAĞMUR ile/ve/değil/<> HAMSİN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Kum yağdırır. )


- YAĞMUR ile KAR

( RAIN vs. SNOW )


- YAĞMUR ile/ve KIRK İKİNDİLER

( ... İLE/VE Haziran-Temmuz aylarında 40 gün boyunca, ikindi zamanları 20-30 dakikalık sağnak yağış. )


- YAĞMUR ile KIRKİKİNDİ

( ... İLE Genellikle Orta Anadolu'da ikindi zamanı yağan sürekli yağmurlar. | Bu yağmurun yağdığı dönem. )


- YAĞMUR ile MUSON[Fr. < Ar.]

( ... İLE Güney Asya kıyılarıyla Hint Denizi'nde, yaz ve kış mevsimlerinde, birbirine ters yönlerden esen geniş alanlı rüzgâr.[Yaz musonu, nemlidir.] )

( RAIN vs. MONSOON )


- YAĞMUR ile/ve NİSAN YAĞMURU

( Yağmur taneleri gözyaşı şeklinde değil küre şeklindedir. )

( GAYS ile/ve ... )

( MATAR, BÂRÂN, BÂRİŞ ile/ve ... )


- YAĞMUR ile SÜMBÜLÎ[Fars. + Ar.]

( ... İLE Yağmur yağdırmayan, koyu renkli bulutlarla örtülü hava. )


- YAĞMUR ile/ve/değil/||/<>/< YAĞIŞ


- YAĞMURCA ile YAĞMURCA ile YAĞMURCA

( Geyik. İLE Dağkeçisi. İLE Uzunköprü-Edirne ve Giresun'un bir köyü. )


- YAĞMURCUN ile GÜMÜŞ YAĞMURCUN


- YAĞMURKUŞU ...

( Yağmurkuşugillerden, bataklık ve su kenarlarında yaşayan, kısa boyunlu, kabarık ve kısa gagalı, ayakları üç parmaklı, küçük bir kuş. )

( CHARADRIUS FLUVIALIS )


- Yağmuru DİNLE!!!


- YAGUARUNDİ ile ...

( Küçük yapılı, memeli bir hayvan. )


- YAĞYI değil YAĞI


- YAKA-BAĞIR (AÇIK)


- YAKI ile/<> YAKIAĞACI ile/<> YAKIOTU

( Bazı sayrılıkları sağaltmak amacıyla bir bez üzerine yayılıp gövdenin bazı yerlerine konulan, koyuca lapa ya da özel biçimde yapılmış eczalı parça. İLE/<> Kabukları, yakı olarak kullanılan, defne türünden bir ağaç. İLE/<> Küpeçiçeğigillerden, kırmızı ya da pembe çiçekli, sulak yerlerde yetişen, küçük bir süs bitkisi. )

( ... cum DAPHNE QUIDIUM cum EPILOBIUM )


- YAKIŞ(TIR)MA ile BAĞDAŞ(TIR)MA

( TO ASCRIBE vs. TO RECONCILE )


- YAKMAK ile/ve/değil/||/<> DAĞLAMAK


- YALAN:
SAFSATA ile/ve/<> MECAZ ile/ve/<> PROPAGANDA ile/ve/<> REKLAM ile/ve/<> HABER

( Felsefede. İLE/VE/<> Yazında(edebiyatta). İLE/VE/<> Siyasette. İLE/VE/<> Ticarette. İLE/VE/<> Gazetecilikte. )


- YALI ÇAPKINI ile MADAGASKAR YALI ÇAPKINI


- YALIN ile OLAĞAN

( BARE vs. USUAL )


- YALNIZLIK:
ZEKİLERDE ile ÇIKARSIZLARDA ile SAĞDUYULULARDA


- YAMAK = ELULAĞI

( Bir işte, yardımcı olarak çalışan erkek. | Yeniçeri ocağında, topçu ve humbaracı gibi askeri kuruluşlarda, aday olarak bulunan kişi. | Birinin etkisinde kalarak, onun sözünden hiç çıkmayan kişi. )


- YANAR DAĞ değil YANARDAĞ


- YANARDAĞ ile BAZALT

( ... İLE Koyu renkli, sert bir tür yanardağ kültesi. )


- YANARDAĞLARDA:
GAZ ile/ve/<> FÜMEROL[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Etkin olmayan dönemlerde, yanardağların ağzından yayılan gaz. )


- YANLARIM AĞRIYOR ile AĞRIYAN YERLERİM YANIYOR


- YANLIŞ TANIMLAMA YOLUYLA HATA YAPMAYA BAĞIŞIKLIK'TA:
EYLEYENLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> SAHİPLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> TEKİLLİK DÜŞÜNCESİ ile/ve/||/<> ÖZELLİK DÜŞÜNCESİ


- Yapacağını YAZ! Yazdığını KONUŞ!!!


- YAPAMAYACAĞINI ZANNEDEN değil/yerine/>< YAPABİLECEĞİNE İNANAN


- YAPIŞIK ile/değil/yerine BAĞLI


- YAPITI(KİTABI/YAZIYI), BİRİ(LERİ)NE:
"ARMAĞAN ETMEK" değil SUNMAK/İTHAF ETMEK

( Dünyaya verebileceğimiz en büyük armağan, kendi dönüşümümüzdür. )


- YAPRAĞIN ORTA DAMARI ile MİKROPİL

( ... İLE Tohuma su girişini sağlayan oyuk. )

( MIDRIB vs. MICROPYLE )


- YAPRAKTAKİ EKSİKLİKLERDE:
AZOT ile KALSİYUM ile MAGNEZYUM ile POTASYUM

( İLE

İLE

İLE
)


- YARALANMA/TRAVMA SAĞALTIMI/TERAPİSİ BASAMAKLARI/NDA:
İŞLEYİŞ ile/ve/||/<> KAPSAMA ile/ve/||/<> GÜÇLENDİRME ile/ve/||/<> BİLİŞSEL VE DAVRANIŞSAL DEĞİŞİM ile/ve/||/<> İÇGÖRÜSEL VE DİNAMİK DEĞİŞİM

( )


- YARALANMA/TRAVMA:
PSİKOJENİK ile/ve/||/<> VAROLUŞSAL ile/ve/||/<> BAĞLANMA ile/ve/||/<> KAYIP ile/ve/||/<> BAĞLANMA DÜZENİ/SİSTEMİ

( bkz. FRANZ RUPPERT )


- YARALANMADA/TRAVMA'DA:
MAĞDUR ile/ve/||/<> ZÂLİM
ile/ve/||/<>
GÖZLEMCİ


- YARARCI/PRAGMATİK (YAKLAŞIM) ile/ve/değil/yerine ALGI DÜZENSEL/PARADİGMATİK (YAKLAŞIM)

( [not] USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) vs./and/but PARADIGMAL (APPROACH)
PARADIGMAL (APPROACH) instead of USEFUL/PRAGMATICAL (APPROACH) )


- YARARCILIKTA/PRAGMATİZMDE:
JOHN STUART MILL ve/||/<>/> CHARLES SANDERS PEIRCE ve/||/<>/> WILLIAM JAMES ve/||/<>/> JOHN DEWEY

( 20 Mayıs 1806 - 08 Mayıs 1873 ve/||/<>/> 10 Eylül 1839 - 19 Nisan 1914 ve/||/<>/> 11 Ocak 1842 - 26 Ağustos 1910 ve/||/<>/> 20 Ekim 1859 - 01 Haziran 1952 )


- YARARIN SAĞLANMASI ile/ve/değil/yerine/< ZARARIN UZAKLAŞTIRILMASI

( IZRAR[Ar.]: Zarar verme, zarara sokma. )


- YARDIMCI OLMAK ile/ve/<> KOLAYLIK SAĞLAMAK/SUNMAK


- YASALLIK İLKESİ ve/||/<> NEDENE BAĞLILIK ve/||/<> DEMOKRATİK TOPLUMUN GEREĞİ OLMA


- YAŞAM AĞACI ile/ve/||/<> DARWIN

( )

( Yaşam Ağacı Belgeseli(BBC)'ni de izlemenizi salık veririz... )


- YAŞAM/HAYAT AĞACI = AKÇAM


- YAŞLANMA ve/<> DAĞA TIRMANMA

( [çıktıkça] Soluğunuz daralır, yorgunluğunuz artar. VE/FAKAT/<> Görüş/bakış açınız genişler. )


- YAŞLI/LIK ile/ve/||/<>/> AĞIR BAŞLI/LIK


- YATAK ile AĞ YATAK/HAMAK[[Fr. HAMAC < Karaib dilinden]

( ... İLE İki ağaç/direk/duvar arasına asılarak içine yatılan ve sallanılabilen, ağdan ya da bezden yapılmış yatak, ağ yatak. )


- YATARAK TEDAVİ GÜVENCESİ ve/||/<> AYAKTA TEDAVİ GÜVENCESİ ve/||/<> HASTAHANE AĞI ve/||/<> BEKLEME SÜRESİ

( "Bilinmesi Gereken Tamamlayıcı Sağlık Sigortası Terimleri"ni okumak için burayı tıklayınız... )


- YATROJENİK/İATROGENIC[İng.] değil/yerine/= SAĞLIKÇI KAYNAKLI


- YAVAŞLATMAK ile AĞIRDAN ALMAK

( TO SLOW DOWN vs. TO AVOID SHOWING OFF )


- YAVRU ile/değil BAĞAN

( ... İLE Zamanı gelmeden, ölü doğan yavru, düşüt. )


- YAYGIN AĞRI(LAR) ile/ve BÖLGESEL AĞRI/LAR

( )


- YAYMAK ile DAĞITMAK

( TO EXTEND vs. TO DISTRIBUTE )


- YAZI VE NOKTALAMA ÖZELLİKLERİ ile/ve/||/<>/< SÖZCÜK VE BAĞLAM ÖZELLİKLERİ

( Yazanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. İLE/VE/||/<>/< Söyleyenin/konuşanın bilgi, bilinç ve sorumluluğunda. )


- YAZI ve/||/<>/> KÂĞIT ve/||/<>/> MATBAA ve/||/<>/> BİLGİSAYAR ve/||/<>/> İNTERNET ve/||/<>/> BLOK ZİNCİR


- YAZMALARIN KORUNMASINDA:
ISI ile/ve/||/<> BAĞIL NEM

( 18 - 20 °C ile/ve/||/<> %45 - 55 )


- YAZMALARIN KORUNMASINDA:
SEDİRAĞACI YAĞI / NARENCİYE / SERVİ / ZERDEÇAL

( Bir şey çekmeye yarar, ucu çengelli demir çubuk. )


- YBS/MANAGEMENT INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİM BİLGİ DÜZENİ


- YECİBU KEZÂ[Ar.] ile YENBAGÎ KEZÂ[Ar.]


- YEDİCE(HAFTA):
BAŞGÜN ile/ve/||/<>/> TOZGÜN ile/ve/||/<>/> ODGÜN ile/ve/||/<>/> ORTAGÜN ile/ve/||/<>/> YEYGÜN ile/ve/||/<>/> ELGÜN ile/ve/||/<>/> ARAGÜN

( Pazartesi İLE/VE/||/<>/> Salı İLE/VE/||/<>/> Çarşamba İLE/VE/||/<>/> Perşembe İLE/VE/||/<>/> Cuma İLE/VE/||/<>/> Cumartesi İLE/VE/||/<>/> Pazar )


- YEL/RÜZGÂR ile BURAĞAN

( .. İLE Güçlü esen yel. )


- YELKEN ile AYIBACAĞI

( ... İLE Çift yan yelkenlerden birini sağdan, birini soldan kullanma biçimi. )


- YELKENLİ ile GAGALI

( ... İLE Bir tür, Karadeniz yelkenlisi. )


- YENİDEN/TEKRAR "BEDENLENME"(RE-ENKARNASYON):
GÖVDEYLE/BEDENLE değil SÖZ/KELÂM İLE(KULAKTAN KULAĞA, ZİHİNDEN ZİHİNE)


- YENİK ile YENİK/MAĞLUP[Ar.]

( Yenmiş, aşınmış. | Bir hayvanın ya da böceğin, bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz. İLE Savaş ya da yarışmada yenilmiş. | Güçsüz, çaresiz. )


- YER ADI/TOPONYMIE[Yun. < tópos/τόπος: yer + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> DAĞ ADI/ORONYMIE[Yun. < ὄρος/óros: dağ + ónoma/ὄνομα: ad] ile/ve/||/<> SU/IRMAK/GÖL ADI/HYDRONOMIE[Yun. < ὕδωρ/hydor: su + ónoma/ὄνομα: ad]


- YER YUVARI:
UÇUTYUVAR/KATMAN ile/ve/<> SU YUVARI/KATMANI ile/ve/<> TAŞ YUVARI/KATMANI(YER KABUĞU) ile/ve/<> SICAK YUVARI(MAGMA KATMANI) ile/ve/<> AĞIR YUVAR(ÇEKİRDEK KATMANI)

( 30.000 km. İLE/VE/<> 12 km. İLE/VE/<> 150 km. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> 5.000 km. )


- YERE/SOKAĞA/DIŞARI ...:
ÇÖP ATMAK yerine/değil CEPTE/ÇANTADA TUTMAK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- YEREL AĞIZ ile TAŞRA AĞZI ile KÖY AĞZI ile KÜLTÜRSÜZLER AĞZI ile ŞEHİR AĞZI

( PARLER LOCAL ile PROVINCIALISME ile RUSTICISME ile PATUA ile URBANISME )


- YERLEŞME/İMPLANTASYON AĞRISI ile ÂDET/REGL AĞRISI

( [kanama] Pembeye yakın bir renktedir.[koyu kıvamlı akıntı durumunda] İLE Daha canlı kırmızı renktedir.[her ay düzenli ve akışkan] )

( [süre] En az 3 saat, en fazla 3 gün. İLE 5 - 10 gün. )


- YERLİ ile/değil ONO(PATAGONYA) YERLİSİ

( ... İLE/DEĞİL Patagonya'da, Darwin ve ekibi gibi yerlilere sahip çıkmaya çalışanlar, onlara acıyıp gemilerden, eski palto ve giysiler verdiler. Böylece çıplak gövdeleriyle yaşamaya alışkın yerliler, üstlerindeki ıslak giysilerle zatürre olup hastalandılar. Ayrıca, giysilerden, kızamık, kızıl gibi hiç karşılaşmadıkları hastalıklar kaptılar. Bazıları Paskalya ve Galapagos Adaları'na kaçtı. Onları uygar ve çağdaş Avrupa'lı yapma çabası iflas etti. Son yaşayan Ono yerlisi de, -belki de kahrından- 2012'de öldü. )


- YERYAĞI/PETROL[Fr. < Lat.]:
HAM ile/ve/||/<> BRENT

( Kuzey Amerika ve Güney Amerika'da üretilir. İLE/VE/||/<> Kuzey Denizi'nde üretilir. )

( Düşük nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde yüksek miktarda kükürt ve öteki kirleticiler bulunur. İLE/VE/||/<> Daha nitelikli bir petrol olarak kabul edilir ve içeriğinde kükürt miktarı düşüktür. )

( Brent petrol'e göre daha ucuzdur.[Nedeni, düşük niteliği ve işlenmesinin daha zor olmasıdır.] İLE/VE/||/<> ... )


- YERYUVARLAĞI/YERYUVARI ile/ve/<> YERYÜZÜ

( Üstünde yaşadığımız gökcismi, Yerküre. İLE/VE/<> Üzerinde yaşadığımız toprak ve denizler, yerkabuğu. | Dünya, yaşam. )


- YEŞİL KURBAĞA ve BÜYÜK KURBAĞA

( Koltuk altlarında bir zehir vardır. VE 125 yıl yaşayan büyük kurbağaların da koltuk altlarında bir zehir vardır. )


- YETİM ve SAGİR/SAGİRE


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ


- YETKİ(Lİ)NİN KAYNAĞI ile YETKİ(Lİ)NİN EYLEMİ

( THE SOURCE OF AUTHORITY vs. THE ACTION OF AUTHORITY )


- YETKİN ile SAĞLAM

( PERFECT vs. STRONG )


- YIKILAN/YIKILACAK "KÖPRÜ" ile/değil/yerine/>< SAĞLAM KÖPRÜ

( 2 yıllık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< 90 yıllık. )

( [güya] Sağlam/yeni. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eski. )

( image )

( Yer: Ordu )


- YILAN ile KARA MAMBA/SİYAH AĞAÇ YILANI

( ... İLE Dünyanın en zehirli ve en hızlı yılanı. [saatte 16 km.] )

( ... İLE Gri renkte olmalarına karşın, ağızlarının içleri koyu siyahtır. Adını da bu durumdan alır. )

( )

( ... İLE Ağaçtan sarkmayı severler. )

( ... cum DENDROASPIS POLYLEPIS )


- YILAN ile SAĞIRYILAN/ENGEREK

( ... İLE Başı üç köşeli, rengi kara ya da karaya yakın, dağlık, taşlık ve güneşli yerlerde yaşayan, boyu 65-75 cm. uzunlukta, çok zehirli bir yılan. )

( ... cum VIPERA ASPIS )


- YILANBALIĞI ile MAGRİ


- YILANBALIĞI ile MAGRİ[Yun.]

( ... İLE Yılanbalığıgillerden, Avrupa kıyılarında yaşayan, büyük bir balık. )

( CONGER CONGER )


- YİN ile/ve/<> YANG

( İnsanlığın ilk simgelerindendir. ( İlki EL [çizen araç] olarak kabul edilir! [Eller beynin uzantısıdır!] )
Tüm insanlığa aittir!
Herhangi bir disiplinin ya da kültürün [özellikle Uzakdoğu'nun], tekeli altında kalamayacak kadar ortaktır.
Uyum, bütünlük ve dengeyi simgeler. (Zıtlıkla ya da "Her iyiliğin içinde kötülük, her kötülüğün içinde iyilik vardır" gibi basit tanımlarla tanımlanamayacak kadar derinliği olan bir simgedir!)
Aynı zamanda insanı, duruşunu, omurgayı simgeler!
Varolanları, yaşamı, olan biten herşeyi simgeleyebilecek kadar yalın ve sadedir. )

( Yaşam, [özellikle insan için] üzerinedir! [Yin-Yang'ın da iki ayrı ve içiçeliğini yansıtan en verimli yaklaşımlardandır] )

( )

( )

( )

( )

( )

( )

( )


- YİNE DE ile KARŞIN/RAĞMEN[RAĞM: İnadına davranma.]


- YKDS/MANAGERIAL DECİSION SUPPORT SYSTEM[İng.] değil/yerine/= YÖNETİMSEL KARAR DESTEK DÜZENİ


- YLD/YEARS LOST TO DISABILITY[İng.] değil/yerine/= YETİ YİTİMİNE BAĞLI KAYBEDİLMİŞ YAŞAM YILLARI


- YOĞUN ile "AĞIR"


- YOK OLMA ile/ve/değil/yerine/||/<>/< DAĞILMA


- YÖNETİM = MANAGEMENT[İng.] = DIRECTION[Fr.] = VERWALTUNG[Alm.] = DIREZIONE[İt.] = MANEJO[İsp.]


- YÖRÜK ÇADIRLARINDA:
SAĞ TARAF ile/ve/||/<>/> SOL TARAF

( Kadınların oturduğu. İLE/VE/||/<>/> Erkeklerin oturduğu. )

( Ev sahibinin oturduğu. İLE/VE/||/<>/> Konuğun oturduğu. )

( Kapı, güneydedir. )


- YORUM YAPMAK/YAPABİLMEK ile/ve BAĞLANTI KURMAK/KURABİLMEK

( Yorum, doğruyu tespit için değil, yanlıştan kaçınmak için yapılan bir etkinliktir. )


- YORUM ile/ve/değil/yerine BAĞLAYICI OLMAYAN YORUM


- YOSUN ile SFAGNUM

( ... İLE Bataklıklarda, nemli yerlerde, kümeler durumunda yetişen, küçük yapraklı bir tür yosun. )

( ... cum SPHAGNUM )


- YSA/ARTIFICIAL NEURAL NETWORK/S[İng.] değil/yerine/= YAPAY SİNİR AĞ(LAR)I


- YUGOSLAVYA > BOSNA-HERSEK, HIRVATİSTAN, KARADAĞ, KOSOVA, MAKEDONYA, SIRBİSTAN, SLOVENYA

( )


- YUKARI KUARK ile/ve/||/<> AŞAĞI KUARK


- YUKARI MISIR ile/ve AŞAĞI MISIR

( Doğu. İLE/VE Batı. )


- YUKARI/DA ile/değil AŞAĞI/DA

( Yukarılarda fazla durma, yel alır; aşağılarda fazla durma, sel alır. )


- YUKARI ile AŞAĞI [özellikle asansörde]

( Yukarı çıkacaksanız aşağı okuna basılmaz! Hangi yöne gidecekseniz onun tuşuna basılır. Kendinizi asansör yerine koymayın. Siz nereye gidecekseniz onu bilin yeter. Asansörün programlanması sizin nasıl düşüneceğinizin önceden planlanmış durumudur. Siz tekrar düşünürseniz programı bozmuş olursunuz. )


- YÜKLÜ ile/ve/<>/> AĞIRAYAK

( Karnında yavru(bebek/fetüs) bulunan. İLE/VE/<>/> Doğurması yakın yüklü. )


- YÜKSEK OMURGALILAR ile/ve AŞAĞI OMURGALILAR

( FIKARİYYE-İ/FEKARİYYE ÂLİYYE ile/ve FIKARİYYE-İ/FEKARİYYE SÜFLİYYE )


- YÜKSELİŞ ile/ve KAYNAĞA DÖNÜŞ


- YUMUŞAK KABUKLU KAPLUMBAĞA ile YANGTZE DEV YUMUŞAK KABUKLU KAPLUMBAĞASI

( TRIONYCHIDAE: Yumuşak kabuklu kaplumbağalar sınıfı. )

( İLE )

( Sidik boşaltımını ağzından yapar. [Daha sonra ağzını tuzlu suyla yıkar.] İLE Ne yazık ki, Nisan 2019 itibariyle yaşayan son Yangtze kaplumbağasının soyu tüketilmiştir. :( )

( TRIONYCHIDAE: PELODISCUS SINENSIS cum RAFETUS SWINHOEI )

( SOFTSHELL TURTLE vs. YANGTZE GIANT SOFTSHELL TURTLE )


- YUNUS ile/ve GANJ IRMAĞI YUNUSU

( ... ile Hindistan'da, Ganj Nehri'nde yaşarlar. )

( ... ile Ganj Nehri Yunusu )


- YÜRÜME/"YOL ALMA"[GELİŞİM, DEĞİŞİM]:
AYAKKABI İLE değil AKIL İLE!


- YÜRÜMEK:
HIZLI OLSUN İSTERSEK ile/ve/değil/||/<> UZAĞA GİTMEK İSTERSEK

( Yalnız. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Birlikte. )


- YUVARLAKAĞIZLAR

( Gerçek çenenin yerinde, geniş bir emici ağız bulunan, iskeletleri kemikleşmemiş çok ilkel yapılı hayvanlar. )


- YÜZBAŞI/BİNBAŞI ile KOLAĞASI

( ... İLE Osmanlı ordusunda yüzbaşı ile binbaşı arasında yer alan rütbe: )


- YÜZME'DE:
KELEBEK ile/ve KURBAĞA


- ZAGAN[Ar. < ZÂG]["ga" uzun okunur] ile ZAGAN[Ar.]

( Kargalar. İLE Çaylak. )


- ZAĞAR ile BEAGLE ZAĞAR


- ZAKKUM[Ar.] değil/yerine/= AĞIAĞACI/AĞIÇİÇEĞİ

( Zakkumgillerden, çiçekleri beyaz ya da pembe renkli, çoğunlukla kurumuş dere yataklarında kendin kendine yetişen, ağılı bir bitki. )

( NERIUM OLEANDER )


- ZAMAN ve ZEMİN(BAĞLAM) ile/ve/değil/yerine/||/<> ZİHİN ve ZEMİN(KOŞULLAR)

( Bir şeyin(/durumun/olgunun/olayın), öyle olması ya da olmamasındaki, az ya da çok oranında(etmenliliğinde) olmasındaki belirleyiciler. )

( Dış. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> İç. )

( İkincil. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Birincil. )


- ZAMBAK ile AFRİKA ZAMBAĞI


- ZAMBAK ile ARTVİN ZAMBAĞI


- ZAMBAK ile KUM ZAMBAĞI

( LILIUM cum PANCRATIUM MARITIMUM )


- ZAMBEZİ IRMAĞI ile ...


- ZARARLILARIN TÜKETİMİNDE:
(")İLGİLİ(/LİK)(") ile/ne yazık ki/<>/> ALICI(/LIK) / MÜŞTERİ(Sİ OLMA) ile/ne yazık ki/<>/> BAĞIMLI(/LIK)

( Başlangıçta. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> Ortada. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> İleride. )


- ZÂT-ÜD-DİMÂĞ ile ...

( Beyin dokusunun/nescinin yangısı. )


- ZEBRA ile QUAGGA ZEBRASI

( ... İLE Ne yazık ki, soyu tükenmiştir. :( )


- ZEHİR/AĞI/SEM[Ar.] ile/ve/||/<>/>< PANZEHİR[Fars. < PÂD-İ ZEHR(PÂD: Saklayan. | Koruyan, bekleyen. | Büyük, ulu.)]

( SEMM ile ... )

( ZEHR ile BÂD-ZEHR )

( POISON vs. ANTIDOTE )

( VENOM vs./and/< ANTI-VENOM )


- ZEKÂ:
(HIZLI) (İSÂBETLİ) "BİRLEŞTİRME/BAĞLANTILANDIRMA/KESKİNLEŞTİRME" BİLGİSİ ile/ve/değil/||/<> AYIRMA BİLGİSİ/YETİSİ


- ZEKİ KİŞİLERİN, İŞE ALINMA AMACI:
NE YAPACAKLARINI SÖYLEMEK ile/değil/yerine İŞVERENLERİN, NE/LER YAPACAĞINI/YAPABİLECEĞİNİ SÖYLEMELERİ


- ZELÎL[Ar. < ZİLLET] değil/yerine/= AŞAĞILANAN/HOR GÖRÜLEN

( HOR, HAKİR, ALÇAK, AŞAĞI TUTULAN, AŞAĞILANAN )


- ZEMİN ile/ve/<> AĞ


- ZEVK:
ALIŞILAGELMİŞLİK değil/yerine KENDİLİĞİNDENLİK


- ZEVK ile/ve/yerine FERÂGAT

( PLEASURE vs./and RENUNCIATION
RENUNCIATION instead of PLEASURE )

( SUKHA ile/ve/yerine SAMBHOGAKAYA )


- ZEYTİN AĞACI


- ZEYTİN DALI ve/||/<> ZEYTİN TANELERİ ve/||/<> ZEYTİNYAĞI

( [gibi] Barış. VE/||/<> Bereket. VE/||/<> Sağlık. )


- ZEYTİNYAĞI'NDA:
BURUN YAĞI ile/ve AYAK YAĞI


- ZEYTİNYAĞI'NDA:
RİVİERA ile/ve/değil/yerine SIZMA

( )


- ZEYTİNYAĞI ve (ÇİĞ) FINDIK/CEVİZ/BADEM/ŞAM FISTIĞI


- ZEYTİNYAĞI ile PAMUKYAĞI

( ... İLE Pamuk çekirdeklerinden elde edilen, zeytinyağına benzer bitkisel yağ. )


- ZEYTİNYAĞINDA:
ACILIK ile/ve/||/<> YAKICILIK

( Bir yemek kaşığı zeytinyağı ağızda yaydıktan sonra yavaşça yutulduğunda, 16. - 20. saniyeler arasında dilin yanlarında ve arka tarafında acılık duyumsanır.[Acılık duyumu uzun sürmez.] İLE/VE/||/<> Gerçek zeytinyağının yakıcılığı, 26. - 29. saniyelerde ortaya çıkar. Yakıcılık, biraz kalıcıdır.[Yakıcılığa neden olan oleocanthal olarak adlandırılan yağa antioksidan özelliği veren, polifenol bileşenidir.] )

( )


- ZEYTİNYAĞLI ile/ve/||/<> MEZE


- ZİL ile KASTANYET[Fr. < CASTAGNETTE]


- ZİLKAR İNİ/MAĞARASI ve/<> KÜRE DAĞLARI


- ZİNCİR değil/yerine/= İRBAĞ


- ZİNDE değil/yerine/= DİNÇ/DİRİMLİ/DİRİ/SAĞLAM


- ZIR ZIR (AĞLAMAK)


- ZIRIL ZIRIL (AĞLAMAK)


- ZİRKONYUM ile/ve/<> HAFNİYUM[< HOFNIA: Kopenhag kentinin önceki adı]

( Atom numarası 40, atomik ağırlığı 91.22, ergime sıcaklığı 1852 °C, kaynama sıcaklığı 4377 °C, yoğunluğu 6.5 g/cm³, kütle numarası87-97 arasında izotopları bulunan, beta ve gama yayınlayan, 63 gün yarılanma süreli, 95 kütle numaralı izotoplu [Zr95] petrol boru hatlarında, izleyici olarak kullanılan, ısıl [0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti çok düşük [185mb], saçılma etki kesiti büyük [6.4b] olduğundan, reaktörlerde yakıt kılıfı [zarfı] malzemelerinde yavaşlatıcı olarak kullanılan ve suda çözünmeyen, derişik asitlerde çözünen, cevherlerinde hafniyumla birlikte bulunan, beyazımtrak-gri metal. [Simgesi: Zr]
İLE/VE/<>
Atom numarası 72, atomik ağırlığı 178.49, kütle numarası 166-184 arasında izotopları bulunan, ancak 176 [%5.21], 177 [%18.56], 178 [%27.1] kütle numaralı izotopları tam kararlı, 179 [%13.75] ve 180 [%35.22] kütle numaralı izotopları da iç dönüşümlerde kararlı duruma geçen, ergime sıcaklığı 2231 °C, kaynama noktası 4602 °C, yoğunluğu 13.3 g/cm³ olan, ısıl [0.0253eV enerjili ya da 2200 m/s hızlı] nötronlar için soğurma etki kesiti yüksek [102b], saçılma etki kesiti küçük [8b] olduğundan, reaktör denetim çubuklarında kullanılan, doğada zirkonyum cevheriyle birlikte bulunan ve ona çok benzeyen, beyaz metalik öğe. [Simgesi: Hf] )


- ZİYÂDESİYLE değil/yerine/= OLAĞANDAN/GEREKENDEN ÇOK/AŞIRICA


- ZOR ile "AĞIR"


- ZORUNLULUK ile/ve/değil/yerine/<>/< BAĞLAYICILIK


- ZÜHD ile FERÂGAT


- ZÜLL[Ar.] ile SAGÂR[Ar.]


- ZULM[Ar.] ile BAĞY[Ar.]

( Bir şeyi, kendi yerinden başka bir yere koyma. | Haksızlık, eziyet. İLE Hakkı olunmayan bir şeyi zor kullanarak ve ihtirasla istemek. )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 124 kez incelenmiş/okunmuştur.