Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

GA... ~ GA...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



GA... ~ ... / ... ~ GA... ile başlayan FaRkLaR...

- ... değil GAZYAĞI


- "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil GAZETECİLERİN SERBESTLİĞİ

( [not] FREEDOM OF PRESS vs./and/but FREEDOM OF JOURNALIST )


- "GALVENİZ" değil GALVANİZ


- "MÜKEMMELİYETÇİ/LİK" ile/ve/değil/<> "GARANTİCİ/LİK"


- "VARSIL/ZENGİN" ile/değil/yerine GANÎ


- [İNANÇ +]
KUŞKU ile/ve/||/<> CEHALET ile/ve/||/<> GAFLET ile/ve/||/<> HIRS ile/ve/||/<> KİBİR

( Nifak. İLE/VE/||/<> Taassub. İLE/VE/||/<> Gösteriş. İLE/VE/||/<> Fesad. İLE/VE/||/<> Zulüm. )


- [ne yazık ki]
!GAZA[Ar.] ile !GAZVE[Ar.]

( [ne yazık ki][tamamen eskide kalmış olması dileğiyle...]
İslâm'ı korumak ya da yaymak amacıyla müslüman olmayanlara karşı yapılan savaş. İLE Arap derebeylikleri arasında yapılan savaş. | Din uğruna yapılan savaş. )


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( [ne yazık ki] Bir kişi, ne kadar bilmiyorsa, o kadar "bilir". İLE/VE/||/<> Ne kadar "korkuyor" ve "öfkeliyse", o kadar "garanticidir". )


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( Bilgisiz ve anlayışsızların, süreci düşünemeyen, düşünmek istemeyenlerin, rahatı/keyfi yerinde olanların "zihni/tutumu". İLE/VE/||/<> Herşeyin, en başta hazır ve en iyi olmasını bekleyenlerin, geleceğe don biçebileceğini zannedenlerin "zihni/tutumu". )


- [ne yazık ki]
SUİKAST ile/ve/||/<> GASP


- ABARTMA ile/ve GAYRETKEŞLİK


- AEROKOLİ[Fr.] değil/yerine/= GAZ BİRİKİMİ

( Gerginliğe yol açacak kadar aşırı gaz birikimi. )


- AĞIZ ile/ve/değil GAGA

( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL Kuşlarda/hayvanlarda. )

( [not] MOUTH vs./and BEAK )


- AKIL ve/<> GAYRET


- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM

( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )


- APOLOJİ ile/ve/||/<> GASLIGHTING

( "Kendini haklı çıkararak savunma". İLE Psikolojik yönlendirme. İstismar ve tâciz "yöntemi". )


- ARI ile GAL ARISI


- AŞK:
[bazen]
CAN ile/<> GAM ile/<> HİÇ


- AŞK ile GARÂM


- ASLAN ile GAZANFER[Ar.]

( ... İLE İri aslan. )


- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO

( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )


- ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA


- AYRI-GAYRI ile/ve GÂFİL OLMAMAK


- AYRI ile/ve GAYRI ile/ve ŞEBİH


- BALİNA ile GAGALI BALİNALAR

( )

( ... vs. BAIRD’S BEAKED WHALE )


- BATI/LI(uygarlık) = GARB/Î = OCCIDENT/AL[İng., Fr.] = DAS ABENDLAND/ABENDLÄNDISCH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = VESPER, OCCIDENS, TERRÆ OCCIDENTEM VERSUS SITÆ[Lat.] = HE PROS HELIOU DÜSMAS[Yun.] = el-MAĞRİB[Ar.] = GARBÎ[Fars.] = HET AVONDLAND/S[Felm.]


- BEKTÂŞÎ SOFRASI =/<> GAZİ(ATATÜRK) SOFRASI


- BEZDİRİ/YILDIRMA ile/ve/değil/||/<> GAZA GETİRME/TAHRİK ETME

( Yönelimli, stratejik ve kasıtlı davranış/lar. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Kandırıcı ve sömürücü tutum. )

( MOBBING vs. GASLIGHTING )


- BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )

( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )


- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI

( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )

( BURÛT: Bıyık. )


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BÜKRA[Ar.] ile GADÂT[Ar.] ile MESÂ'[Ar.] ile 'İŞÂ'[Ar.] ile 'ÂSŞİYY[Ar.] ile ASÎL[Ar.]


- BULUTSULAR ile/ve/||/<> GALAKSİLER ile/ve/||/<> KARA DELİKLER


- BURUN ile/ve/değil GAGA

( HATM[insanda ve hayvanda] ile/ve/değil HATM[: Kuş gagası.] )

( MOUTH vs./and BEAK )


- CÂHİL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< GÂFİL

( Sen'i bilmeyen. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Ben'i bilmeyen. )

( Bilmediğini bilir. Bilmediğini kabul eder. Bu kabul, öğrenmeye yatkın kılabilir, en azından bilene saygı göstermeyi sağlayabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Bilmediğini asla kabul etmez. Asla öğrenmeye yatkın değildir ve bilene saygı göstermez. )

( Şaşırabilme becerisini henüz yitirmeyen. Merak edebilir, soru sorabilir, eğitilebilme olanağı taşıyabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Şaşırmaz, düşüncelerini sorgulamaz, hatalı olabileceğini kabul etmez, eğitime gereksinim duymaz. )

( Bilenlerin yanında eziktir, bilenin konumunu/yetkisini kabul eder ve genellikle bu konuma/yetkiliye pek de sorgulamadan bakar. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Kendi, tek başına yetkidir. Başkalarının yetkisinden, özellikle de bilenlerin yetki ve konumundan nefret eder. )

( Henüz gerçeklikten kopuk değildir. Gerçeği bilmese de sezgisel olarak gerçeğe yakındır. Gerçekle arasında köprü kurabilme becerisini yitirmemiştir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Gerçeklikten tamamen kopmuştur. Kendi hayal dünyasında, safsata ile örülmüş yüksek duvarların ardında yaşar. Gerçeğe ulaşmak için gerekli tüm bağları reddeder. )

( Uyanabilir, uyandırılabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Uyandırılamaz. )


- ÇATALLANMA ile/ve/||/<> GARİP AÇI


- CEHD ile/ve/||/<> GAYRET


- CELÂL ile GADAP


- ÇENE ile GABGAB/SAKAK

( Çene altı, gıdı. )


- ÇIKMAZ/AÇMAZ = GAYR-İ KABİL-İ HAL MESELE = APORIA[İng.] = APORIE[Fr.] = APORIE[Alm.] = APOROS[Yun.]


- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]


- CIVA ile/değil GALYUM/GALLIUM


- CİVADRA[İt. < GIVADERA] ile/ve GRANDİ ile/ve MİZANA ile/ve GABYA

( Geminin baş tarafındaki yatık direk. İLE/VE Geminin ortasındaki büyük direk. İLE/VE Yelkenli gemilerdeki arka direk. İLE/VE Üç direkli gemilerdeki orta direk. )


- ÇOBAN ile GAUCHO

( ... İLE Patangonya'da yaşayan koyun çobanları. )


- DALÂL[Ar.] ile GAYY[Ar.]


- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA

( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )


- DAYATMA ve GASP


- DEĞERLİ TAŞ/CEVHER ile/ve/<> GANG[Alm.]

( ... İLE/VE/<> Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde. )


- DEM ve/||/<> GAM ve/||/<> SERENCÂM[Fars.]

( Olsun! VE/||/<> Olmasın! VE/||/<> Hayrolsun! )


- DİL SÜRÇMESİ/LÂĞZ[Ar.] ile GAF


- DILTHEY ve/<> GADAMER


- DÎVÂN EDEBİYATI MÜZESİ ve GALATA MEVLEVÎHÂNESİ

( İkisi de aynı yerdir. [Tünel'dedir.] )

( 1492'de Mevlevî Tekkesi. VE 1975'te müze. )


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE

( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )

( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )


- DUMAN ile/ve/değil GAZ

( Sigaranın zararı, görünen dumanından değil görünmeyen gazındandır! [dolayısıyla havalandırma[air-condition] neredeyse hiçbir etkisi yoktur!] )

( [not] SMOKE vs./and GAS )


- EDİLGEN ile GAİB


- EKÂME Bİ'L-MEKÂN[Ar.] ile GANİYE Bİ'L-MEKÂN[Ar.]


- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI

( ... İLE/VE/<> Ekvador'un yaklaşık 1000 km. açığında, Büyük Okyanus'tadır. )

( ... İLE/VE/<> Rastgele serpiştirilmiş gibi duran ve irili ufaklı, 42 adadan oluşmaktadır. En büyük adası Isabela, en küçük adası ise Plazasur'dur.[13 km²] )

( ... İLE/VE/<> Ekvador Cumhuriyeti'nin bir ilini oluşturmaktadır.[Yönetim merkezi, San Cristobal adasında yer alan Puerto Baquerizo'dur.] )

( ... İLE/VE/<> Adaların tamamı volkaniktir. En büyüğü olan Isabella üzerinde, 2000'den fazla sönmüş yanardağ bulunmaktadır. Ferdinanda adasında, 1977'den beri 53 adet volkanik patlama tespit edilmiştir. )

( ... İLE/VE/<> İspanyolca'da, Kaplumbağa anlamına gelmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Jeolojik yaşları, 70.000 - 3 milyon yıl arasında değişmektedir.[Daha genç olanlarda, toprak rengi daha koyudur.] )

( ... İLE/VE/<> 1535 yılında, Panama Psikoposu Thomas de Berlanga tarafından, yollarını kaybederek tesadüfen keşfedilmiştir. Daha sonra unutularak korsanların ve ne yazık ki, balina avcılarının barınağı olmuş. 1932 yılında ise Albay Hernandez komutasındaki bir Ekvador Birliği, adaları, Ekvador topraklarına katmıştır. 1959 yılında ise, ulusal parka dönüştürülmüştür. )

( ... İLE/VE/<> Kuzey ve Güney'inde farklı iklimler sürmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Etobur yırtıcı hayvan bulunmadığında, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan türler, bugüne kadar bu coğrafyada yaşamını sürdürmüştür. Hiçbiri, insanı düşman olarak algılamamakta ve insandan korkmamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> İnsan yerleşimi, tüm adaların yüzölçümünün sadece %4'ü ile sınırlıdır.[Adaya giden turistler, ya 8 - 100 yolcu alabilen 80 gemiden birine binip 5 - 7 günlük adalar turuna çıkmaktadır ya da Santa Cruz adasındaki turistik merkez Puerto Ayora liman kentinde kalıp günlük turlara katılabilmektedir.] )

( ... İLE/VE/<> Charles Darwin, bilimsel araştırma ve gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. )

( ... İLE/VE/<> Soğuk suları, mercan oluşumuna izin vermemektedir ve çok zengin bir dirimsel[biyolojik] çeşitlilik bulunmamaktadır. )

( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )


- EMED[Ar.] ile GÂYE[Ar.]


- EREK/AMAÇ ile/değil GARAZ/GAREZ[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık. )


- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]


- ESEF[Ar.] ile GAMM[Ar.] ile HASRET[Ar.]


- FESÂD[Ar.] ile GAYY[Ar.]


- FEY'[Ar.] ile GANÎMET[Ar.]


- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN


- FUHUŞ ile/ve/||/<> GABİN

( ... İLE/VE/||/<> Alışverişte, satın alınan mala ödenilen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )


- GABARİ[Fr.]

( Köprülerin yüksekliklerini belirten ölçüler. )


- GABEN-İ FÂHİŞ ile/>< GABEN-İ YESÎR

( * Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte %2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda %5, hayvan için %10, binâ için %20'den, ibâdet konularında gerekli olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar. * Bâyi(satıcı), bu mala, şu kadar Lira veren oldu deyip, satsa, sonra gaben-i fâhiş olduğu ve başkası, o kadar Lira vermediği anlaşılsa, müşteri[alıcı] bey'i (satışı, alış-verişi) fesh edebilir, bozabilir. [Mecelle] * Yolculukta, su, gaben-i fahişle satılırsa ya da piyasa fiyatı ile alacak fazla parası yok ise, namazını teyemmüm ile kılması câiz olur. [İbn-i Âbidîn] İLE/>< Az aldanma ya da az aldatma. )

( GABEN: Aldatma, aldanma, alıcı ve satıcıdan birinin ötekini aldatması. )


- GABÎ[Ar. çoğ. GUBÂT | "ga" uzun okunur] ile GABÎ[Ar.]

( Ahmaklık, budalalık eden. İLE Kalınkafalı, anlayışsız, beceriksiz. )


- GABİN/GABN[Ar.] değil/yerine/= SÖMÜRGÜ

( Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )


- GABT/GEBT/ĞEBT[Ar.] ile HASED[Ar.]

( Yoksulluk/fakirlik. [Genellikle kişinin maddi zorluk içinde olduğu ya da yoksul olduğu bir durumu ifade etmek için kullanılır.] İLE ... )

( [Kur'ân-ı Kerîm'de[Nur Suresi, 55]
Kişilerin Allah'ın hükmüne karşı döndüğü ya da inkâr ettiği durumu ifade etmek için kullanılmıştır.] İLE ... )


- GADÂT

( Sabahın erken zamanı. )


- GADÂT[Ar. çoğ. GADAVÂT] ile GADÂT[Ar. < GUDVE]

( Sabahın erken zamanı. | Kuşluk yemeği. İLE Sabahla güneş doğması arasındaki zaman. )


- GADDAR ile CANİ


- GADDAR değil/yerine/= KIYGICI


- GADİR["ga" uzun okunur] ile GADÎR[Ar. çoğ. GUDERÂ', GUDÜRÂN]

( Gadreden, ihanet eden, fenalık eden. İLE Sel ile oluşan birikinti su, durgun su, göl. | Küçük ırmak. )


- GAF ile "POT KIRMAK"


- GAF ile LÂF


- GÂFİL (OLMAK) değil/yerine/>< ÂRİF (OLMAK)


- GAFİL-ÂNE["ga" uzun okunur] ile GAFİLEN["ga" uzun okunur]

( Gafilcesine, dikkatsizlikle, dalgınlıkla. İLE Habersizce. )


- GAFİR["ga" uzun okunur] ile GAFÎR[Ar.]

( Mağfiret eden, yarlıgayan, affeden, Allah. İLE Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. | Muhafız askerler. )


- GAFİR ile GAFÛR

( Yarlıgayan, affeden, mağfiret eden. | Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. İLE Yarlıgayan, suç bağışlayan, merhamet eden, mağfiret eden. )


- GAFLET ile/ve KİBİR


- GAFLET ile/ve SEYYİAT


- GAFLET ile/ve/değil TESADÜF


- GAFLET ile/ve UYUŞUKLUK


- GAFLET >< VAHDET

( Gitsin! >< Gelsin! )


- GAFÛR-ÜR-RAHÎM

( ESİRGEYEN, SUÇ BAĞIŞLAYAN (ALLAH) )


- GAG[Fr.] değil/yerine/= GÜLÜT


- GAG değil/yerine/= GÜLÜT


- GAGA ile ÇENEK

( ... İLE Kuş gagasının alt ve üst bölümlerinin her biri. )


- GAGA ile ORNITORENG GAGASI


- GAGA ile TUMŞUK/TOMŞUK

( ... İLE Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası. )


- GAGALAMAK ile GAGA İLE TÜYLERİNİ TARAMAK/DÜZELTMEK

( PECK vs. PREEN )


- GAİB[< GAYB,GIYÂB] ile/değil/yerine/= KAYIP

( Göze konu ol(a)mayan. | Hazır olmayan, yok olan, kayıp. | Görünmeyen [hakikat ile bilinir]. | Belirsiz, bilinmeyen, gayb-ı izâfî, gayb-ı mutlak. | Üçüncü kişi, O. )


- GAİLE[Ar.] değil/yerine/= UĞRAŞ

( DERT, SIKINTI, KEDER | FELÂKET, MUSÎBET | UĞRAŞTIRICI VE SIKINTILI İŞ | SAVAŞ, MUHÂREBE )


- GAİP | GAİBE ve MUHATAP | MUHATABA ve MÜTEKELLİM

( Serçe Parmak | Yüzük Parmağı VE Orta Parmak | İşaret Parmağı VE Baş Parmak )

( Müzekker | Müennes VE Müzekker | Müennes VE Ben. )

( Sağ elin avuç içine bakar biçimde )

(

(müzekker)
(müennes)
(müzekker)
(müennes)
-
NASARÛ
NASARNE
NASARTÜM
NASARTÜNNE
(cemi)
 
NASARNÂ

(meal gayr) (Biz)

NASARÂ
NASARATA
NASARTÜMÂ
NASARTÜMÂ
(tesniye)
 
NASARA
NASARAT
NASARTE
NASARTİ
(müfred)
 
NASARTÜ

(vahide) (Ben)

(gaip)
(gaibe)
(muhatab)
(muhataba)
(mütekellim)
(serçe parmak)
(yüzük parmağı)
(orta parmak)
(işaret parmağı)
(başparmak)
)


- GAİP/GAİB değil/yerine/= GÖRÜNMEZ


- GAİPLİK değil/yerine/= YİTİKLİK


- GAK GUK (ETMEK)


- GAK GUK (ETMEK)

( Sözü ağızda gevelemek. Söylenilecek olanı bir türlü söyle(ye)memek. )


- GAKAPU

( Japon asil müziği. )


- GAL ile/ve GAS


- GALAKSİ değil/yerine GÖKADA


- GALAKSİLERDE:
SAMANYOLU ve/||/<> ANDROMEDA ve/||/<> MESSIER87(M87) ve/||/<> IC 1101

( Dünyanın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Samanyolu'nun, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Andromeda'nın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> M87'nin, içinde bulunduğu, bilinebilen, en büyük galaksi. )

( ... VE/||/<> Bizden yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- GALAPAGOS KAPLUMBAĞASI ile PINTA ADASI KAPLUMBAĞASI

( ... İLE Galapagos kaplumbağalarının bir alt türüdür. Ne yazık ki, soyu tükenmiştir.[2012 - Yalnız George] :( )


- GALAT-I MEŞHUR ile/değil GALAT-I FÂHİŞ

( Yanlış anlama geldiği ve yanlış kullanıldığı halde çoğunluğun benimseyip kullandığı sözcükler. İLE/DEĞİL Hiçbir biçimde kullanımı uygun görülmeyen sözcükler. )


- Galat-ı meşhur'u değil doğrusunu kullanarak KONUŞ!!!


- GALAT[Ar.] ile HATA[Ar.]


- GALAT/A


- GALEBE

( GALİP GELME, YENME, ÜSTÜNLÜK | ÇOKLUK, KALABALIK | ZAPTOLUNMAYACAK DERECEDE AZGIN )


- GALEBE[Ar.] ile KAHR[Ar.]


- GALEBE[Ar.] ile KUDRET[Ar.]


- GALERİ ile AMBÜLATUAR[Fr. AMBULATOIRE < Lat. AMBULARA: Yürümek.]

( Eski Yunan mimarlığında, atletizm yarışmaları için kullanılan uzun portik. | Eski Roma mimarlığında, sütun sırası ya da ağaçlarla çevrili, örtülü ya da açık, uzun yaya yolu. | Çevredalız, deambülatuar. )

( PORTİK[Fr. PORTIQUE, Lat. PARTICUS, PORTE[: Kapı.]'den]: Üstü örtülü, önü sütunlu, açık galeri, revak. | Antik Yunan ve Roma mimarlıklarında, tapınak ve propile gibi yapıların önündeki, sütunlu, üstü örtülü giriş. )


- GALERİ ile FUAR


- GALES ile İSFÂR

( İkisi de, sabah namazı vaktidir. İLE Sabah namazının, aydınlıkta kılınması. )


- GALETA[İt. < GALLETTA] değil/yerine/= KIRIKKIRAK

( Çubuk biçiminde gevrek peksimet. )


- GALETE değil GALETA


- GALİ-BA değil GALİBA


- GALİ[Fr. < Ar.] ile GALYOT[Fr.]

( Alçak ve altı düz gemi. İLE Başı ve kıçı aynı biçimde, altı düz bir gemi. )


- GALİBA[Ar.] ile SANIRIM/ANLAŞILAN/GÖRÜNÜŞE GÖRE/BAKILIRSA


- GALİBA değil/yerine/= SANIRIM/ANLAŞILAN/GÖRÜNÜŞE BAKILIRSA/GÖRÜNÜŞE GÖRE


- GALİBA ile SANKİ


- GALİBİYET[Ar.] değil/yerine/= YENGİ

( Yenmek, utku, zafer. )


- GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )

( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )


- GALİBİYET ile/ve/değil/yerine FETİH

( [not] VICTORY/TRIUMPH vs./and/but CONQUEST
CONQUEST instead of VICTORY/TRIUMPH )


- GALILEO AÇMAZI ile/ve/||/<> HILBERT OTELİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TRISTRAM SHANDY AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI


- GALİLEO DÖNÜŞÜMLERİ ile/ve/||/<>/> LORENTZ DÖNÜŞÜMLERİ


- GALILEO GALILE


- GALILEO ve/||/<>/< VINCENZO


- GALİP BAŞLAMAK ile/değil ÖNDE BAŞLAMAK


- GALİP[Ar.] değil/yerine/= BASKIN/YENEN/KAZANAN/UTKAN


- GALİP ile EGEMEN


- GALİP ile/ve/değil/<> GARİP

( Galip gelen, garip olur/hisseder. )


- GALİSİZM

( Kuraldışı olarak Fransızca'da yapılan bazı dil özellikleri. )


- GALO RİTMİ/GALLOP RHYTHM[İng.] değil/yerine/= DÖRTNAL DİZEMI


- GALON

( 4.5 litrelik Anglo-Sakson sıvı ölçüsü. )


- GALOP/GALOPPADE

( 2/4'lük bir ölçüde, dönülerek sıçranılan, çok hızlı tempodaki bir dans. [1820 sonlarında, Duchesse de Berry tarafından] )


- GALSAME[Ar.] değil/yerine/= SOLUNGAÇ


- GALVANİ ve/||/<> VOLTA

( Kurbağalardaki elektriği keşfetti. VE/||/<> Pili, ilk kez oluşturan. )

( 1780 ve/||/<> 1799 )


- GALVANOMETRE değil/yerine AKIMÖLÇER


- GAM-KEDER (İÇİNDE)


- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]

( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- GAM ile/değil/yerine KAYGI

( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )

( Kalbe zarar verenler. )


- GAM ile MAJÖR GAM

( Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Beş tonla iki yarım tondan oluşan gam. )


- GAMAGLOBÜLİN[Fr.]

( Kanda, lenfte, safrada vb. bulunan bir protein türü. )


- GAMANA

( Hareket. )


- GAMBOT[İng. < GUN-BOAT] değil/yerine/= TOPÇEKER / SAVAŞ GEMİSİ

( Ağır top taşıyan küçük savaş gemisi. | Top çeken araç. )


- GAME vs. PLAY


- GAMET/GAMETE[İng.] değil/yerine/= EŞEY GÖZESİ


- GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN


- GAMM[Ar.] ile HEMM[Ar.]


- GAMMA ile/ve BOZON


- GAMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- GAMZE ile/ve/değil GAMZE

( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )


- GANDHA = KOKU


- GANGLİYON/GANGLION[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM | SİNİRÇEKİRDEK


- GANİ GANİ


- GANÎ GANÎ[Ar.] (RAHMET EYLESİN!)

( Bol bol, çok çok. )


- GANÎ[çoğ. AĞNİYÂ]

( ZENGİN, VARLIKLI | ALLAH'IN ADLARINDAN BİRİ )


- GANİMET[Ar.] ile NEFEL[Ar.]


- GANİMET değil/yerine/= ELDELİK


- GANJ IRMAĞI YUNUSU ile AMAZON/PEMBE, IRMAK YUNUSU(BOTO)

( Ganj Irmağı'nda yaşarlar. İLE Amazon Irmağı'nda yaşarlar. )

( ... İLE Yedi boyun omurunun birbirine geçmemiş olmasının artılarını yaşarlar. )

( PLANISTA GANGETICA cum INIA GEOFFRENSIS )


- GAP[İng.] değil/yerine/= ARALIK, AÇIKLIK, BOŞLUK


- GAR["ga" uzun okunur] ile -GÂR[Ar.]

( Mağara, in. | Defne ağacı. İLE Fâillik ve nispet anlamlarıyla adlara sonek olarak katılır.[YÂD-GÂR, BESTE-GÂR] )


- GAR[GA uzun okunur]

( MAĞARA, İN )


- GARÂBET[Ar.] ile KARABET

( Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık. | Ne demek olduğu herkesçe anlışılmayacak sözcük ve tâbirlerin söz arasında kullanılması. İLE Yakınlık. | Hısımlık. )


- GARAJ[Fr. < GARAGE] değil/yerine/= ARABALIK

( Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. | Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer. | Toplu taşıma ve aktarım araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. )


- GARAMAFON değil GRAMOFON


- GARANTİ ile/ve/<>/||/değil/yerine SİGORTA

( [not] GUARANTEE vs./and/<>/||/but INSURANCE
INSURANCE instead of GUARANTEE )


- GARANTİ ile/ve/değil/yerine TEDBİR

( [not] GUARANTEE vs./and/but PRECAUTION
PRECAUTION instead of GUARANTEE )


- GARANTÖR değil/yerine/= GÜVENCECİ


- GARAR[Ar.] ile HATAR[Ar.]


- GARAZ değil GAREZ


- GARAZ değil/yerine/= HEDEF, GAYE, MEYİL, İSTEK


- GARC-GURC

( Gıcırdamada. )


- GARDENYA[Lat.]

( Sıcak bölgelerde yetişen bir ağaç ya da ağaççık cinsi. | Bu ağaççığın hoş kokulu çiçeği. )


- GARDIROP değil/yerine/= GİYSİLİK


- GARDROP/GARDIROP[Fr. < GARDE-ROBE] değil/yerine/= GİYSİLİK, GİYSİ DOLABI


- garg.[Lat. < GARGARISMA] değil/yerine/= GARGARA


- GARGARA/MAZMAZA[Ar.] ile İSTİNŞÂK

( Ağzı, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkama. İLE Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkama. )


- GARÎB[Ar. < GURBET/GARÂBET] ile GARİB[Ar. < GURÛB | "ga" uzun okunur]

( Kimsesiz, zavallı. | Gurbette, kendi memleketinin dışında bulunan, yabancı. | Tuhaf, şaşılacak, bambaşka. | Dokunaklı. İLE Batan. )


- GARÎB ve/<> KARÎB

( Garib olan, karîb olur. )


- GARİBAN ile FAKİR


- GARİP[Ar.] değil/yerine/= ELGİN


- GARİP/GARİBAN değil/yerine/= KİMSESİZ


- GARİP/LİK ile/ve İLGİNÇ/LİK

( WEIRD/STRANGENESS vs./and INTERESTING )


- GARİP ile/ve/||/<> ESİR ile/ve/||/<> ÂŞIK

( Kolay kolay sağaltılamayacak olanlar... )


- GARİP ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUN


- GARİPSEMEK ile YADIRGAMAK

( TO FIND STRANGE vs. TO REGARD AS A STRANGER )


- GARİZ değil GALİZ

( Kaba ve çirkin. )


- GARK OLMAK

( KENDİNİ BIRAKMAYA RÂZI OLMAK )


- GARK ve/> VECD ve/> MEVT


- GARNİTÜR değil/yerine/= YANLIK


- GARNİZON[Fr. < GARNISON] değil/yerine/= ASKERÎ BİRLİKLERİN BULUNDUĞU YER/KENT/BÖLGE/ALAN

( Bir kenti savunan ya da yalnız orada bulunan askerî birlikler. )


- GARUDA ile/ve GANEÇ(GANESHA)

( Yarı koç, yarı insan. İLE/VE Fil başlı insan. )


- GASBETMEK değil/yerine/= KAPALLAMAK


- GASP değil/yerine/>< FERÂGAT


- GASP değil/yerine/= KAPAL


- GASTE değil GAZETE


- GASTRİT[Fr.] ile ÜLSER[Fr.]/KARHA[Ar.]

( Ansiklomedi'deki açıklamaları okumak için burayı tıklayınız... )

( Mide mukozası yangısı. İLE Sindirim örgenlerinde ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara. )


- GASTROENTEROLOG değil/yerine/= SİNDİRİMBİLİMCİ


- GASTROENTEROLOJİ/GASTROENTEROLOGY[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM BİLİMİ


- GASTROENTEROLOJİ/K değil/yerine/= SİNDİRİMBİLİM/SEL


- GASTRONOMİ değil ASTRONOMİ

( Damağını tatmin etmek için yaşamını yok eden olmak. DEĞİL Uzayın/doğanın derinliklerini araştıran olmak gerek. )


- GAŞY

( KENDİNDEN GEÇME, BAYILMA )


- GAŞY

( KENDİNDEN GEÇME, BAYILMA )

( KULUN, HALKTAN UZAKLAŞIP HAKK'A VARMASI )


- GATE[İng.] değil/yerine/= KAPI


- GATHA[Sansk.]

( Dört dizeden oluşan şiir biçimi. Kutsal bir tür dörtlük. )


- GAUDI ve/<> ETSURO SOTO


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ:
"KARMAŞIK" değil RASTGELE OLAN


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ile/ve/=/||/<> RASTGELELİK

( "Matematik, tüm bilimlerin kraliçesidir." - Carl Friedrich Gauss[Matematik Kralı][Nisan 1777 - 23 Şubat 1855] )


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ve/||/<> ZARLARIN RASTGELELİĞİ

( Tüm olasılıklar ve en çok sayının çıkma olasılığındaki zirveler/pikler...
TEK ZAR ATIŞINDA = Her biri için eşit olasılık.
2 ZAR ATIŞINDA = 7[1+6]'nın gelmesi.
3 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 11 olması.
4 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 14 olması. )

( )


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GAVÎ[Ar. çoğ. GAVÛN, GUVÂT | "ga" uzun okunur] ile GAVÎ[Ar.]

( Azgın, azmış, yoldan çıkmış adam. İLE Çok azmış, çok azgın. )


- GAVOT[Fr.]

( Bir tür, eski, Fransız halk dansı. )


- GAVS-I ÂZÂM / KUTB-U ÂLEM


- GAVS-I URÛC ile/ve/<> GAVS-I NÜZÛL

( ORTADA: HATT-I İSTİVÂ )


- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]

( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )


- GAVS ile GAVS-I ÂZÂM

( ... İLE İki kutbiyet makamında da bulunan zât. )

( YARDIMCI, İMDÂDA YETİŞEN | VELÎYULLAH | MEDET, NUSRET ile ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ (KUTB) )


- GAVTA[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVTA[Ar.]

( Toprağın çukurluğu. | Sulak yer, ağaçlık yer. Düzlük, ova. İLE Su içindeki derinlik. )


- GAY vs. TRANSVESTITE vs. TRANSEXUAL


- GAY(HOMO/"İBNE") ile TRAVESTİ/TRANSVESTİ ile TRANSEKSÜEL("DÖNME")

( Gay: Homoseksüel. Lezbiyenler için de kullanılır. Gay(Daha çok bilinen): Eril görünümde olup, öteki eril görünümlü kişilerle yakın ilişki kuran ve eşeysel/anal(pasif ve/ya da aktif) ilişkiye giren kişilere verilen ad. İLE Tra(ns)vesti: Eril gövde doğumlu olup, daha sonra dış görünümünde dişilliğe bürünen fakat penis ve testisleri(ya da sadece penisleri) yerinde durmaya devam eden(bazılarının testislerin olduğu bölgeye, (penis aynı yerinde kalarak) penisin altına, görünümü ve işlevselliğini taşıyan vajina oluşturan, eril gövdelerle ilişkiye(daha çok para/maddi çıkar karşılığı) giren kişilere verilen ad. İLE Transeksüel: Gövdesini tamamen öteki gövdenin biçimine büründürmüş, göğüs ve eşeysel örgenlerini tamamıyla ve birebir değiştiren, çeşitli "homoseksüel" ilişkiler kuran kişilere verilen ad. )


- GAYB/GAİB ile/ve/değil EŞİK


- GAYB ile HARİÇ


- GAYB ile HAZIR


- GAYB ile YOK/VAROLMAYAN


- GAYBE/GAİBE İMAN değil GAYB/GAİB'TEN İMAN(EMİN OLMA)

( Eşiklerimizin/sınırlarımızın farkında olarak ve kabul ederek, sınırlarımızın ötesinde olanlarla kendimizi gereğinden fazla zorlamamak. )


- GAYDA/TULUM ile KALİNKA

( ... İLE Rus gaydası. )


- GÂYE/LİMİT değil/yerine/= SINIR


- GAYE değil/yerine/= AMAÇ/EREK


- GAYET değil/yerine/= PEK


- GÂYETU'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile MEDÂHU[Ar.]


- GAYR-I HABERİYE(İNŞAÎ) ile HABERİYE(MEŞKÛKE)

( Emir, nehy, soru. İLE Şekk, şüphe. )


- GAYR-I MÜMKÜN değil/yerine/= OLANAKSIZ


- GAYR'A BENZEMEK değil/yerine HAKK'A BENZEMEK


- GAYR değil/yerine AKIL


- GAYRET[Ar.]/EFOR[Fr./İng. < EFFORT] (ETMEK) değil/yerine/= ÇABA/LAMAK


- GAYRET ile/ve GAYÛR

( Kişinin/kulun uğraşları. İLE/VE Allah'ın kulu için uğraşı. )


- GAYRET ile GERİLİM


- GAYRET ve/||/<>/< HAYRET


- GAYRET ve/||/<>/> RİAYET


- GAYRET ile/ve TAHSİL

( Kişiden. İLE/VE Allah'tan. )


- GAYRET ve/<> TEVEKKÜL


- GAYRET ile/ve/> TEVHİD


- GAYRETKÂR değil/yerine/= ÇABACIL


- GAYRI ... ile/ve/||/<> NA...


- GAYRİ AHLÂKÎ değil/yerine/= KILINÇ DIŞI


- GAYRİ İHTİYARİ ile DİRENÇ/İSTEM/İSTENÇ DIŞI/KENDİLİĞİNDEN


- GAYRÎ ile/değil/yerine DAHİLÎ


- GAYRÎ ile/değil GAYBÎ


- GAYRI ile GAYRİ

( Artık. İLE Başka. )


- GAYRİMENKUL değil/yerine/= TAŞINMAZ


- GAYRİSAFİ MİLLİ HÂSILA değil/yerine/= KESİNTİSİZ ULUSAL GELİR


- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM

( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )

( ... ile/değil TSIMPONA )

( [Lazca] ... ile/değil GUDA )

( ... ile/değil DANKİYO )


- GAYÛR[< GAYRET] değil/yerine/= GAYRETLİ, ÇOK ÇALIŞKAN | DAYANIKLI [GAYYÛR değil!]


- GAYYÛR değil GAYÛR


- GAYZ

( HİDDET, ÖFKE, KIZMA )


- GAYZ değil/yerine/= HINÇ


- GAYZERİT[Fr. < GEYSÉRITE] değil/yerine/= KAYNAÇTAŞI

( Volkan bölgelerinde oluşan silisli çökelti. )


- GAZ BALON


- GAZ KATI


- GAZ BULUTU ile HİMİKO BULUTU

( ... İLE Tüm evrende, gözlemlenebilen en büyük nesnedir.[Bizden 12 milyar ışık yılı uzaklıktaki gaz bulutu] )


- GAZ MOLEKÜLÜNDE:
SICAKLIĞIN YÜKSELMESİ ile/ve/||/<>/> HIZLI HAREKET

( Bir gazın molekülleri, sıcaklık yükseldikçe daha hızlı hareket eder. Bununla birlikte, moleküllerin arasındaki çarpışmasnın şiddeti de artar. Moleküllerin ortalama hızı, mutlak sıcaklğın kare köküyle orantılıdır. )

( Artan sıcaklığın, Güneş'in atasında bulunan hidrojen gazı üzerindeki ilk etkisi, çarpışmalar sonucunda hidrojen moleküllerinin [H2] ayrı ayrı hidrojen atomlarından oluşan bir gaz [H] üretmek üzere parçalanması olmuştur. )


- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Ar.]

( Normal basınç ve sıcaklıkta, olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan nesne. İLE Tül. İLE Diş. | Dişle tutma, ısırma. )


- GAZ ile BOĞUCU GAZ

( ... İLE Yanardağ ya da maden ocağı gibi yerlerde çıkan tehlikeli gaz. )


- GAZ ile ÇAMUR GAZI

( ... İLE Aktifleştirilmiş çamurlu arıtım sürecinde açığa çıkan %70 metan ve %30 karbondioksit karışımı bir gaz yakıt. )


- GAZ ile GRİZU[Fr.]

( ... İLE Normal sıcaklık ve basınçta, kömür ocaklarında açığa çıkan ve büyük bölümü saf metandan oluşan, kolayca tutuşabilen gaz. )


- GAZ ve/<> KABIZLIK/İNKIBAZ


- GAZ ile KRİPTON[Fr. < KRYPTON]

( ... İLE Atom numarası 36, atom ağırlığı 83,8 olan, atmosferde yarım milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz bir soy gaz. [simgesi Kr] )


- GAZ ile KSENON[Fr. < XENON]

( ... İLE Atom numarası 54, atom ağırlığı 131,30 olan, havada on milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz asal gaz. [simgesi: Xe] )


- GAZÂ[Ar.] ile/||/<> CİHAD[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile GAYZ[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile HARD[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile İRÂDETÜ'L-İNTİKÂM[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile İŞTİYÂT[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile SUHT-SAHT[Ar.]


- GAZAL[Ar.] ile GAZEL[Ar.] ile GAZEL[Ar.]

( Ceylan. İLE Divan Edebiyatı'nda, beş ile onbeş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin lirik konularda yazılan nazım biçimi. | Lâtif. | Bayanlar için söylenilen güzel ve aşk dolu söz. | Türk müziğinde, belirli bir kurala bağlı olmadan, bir kişi tarafından, herhangi bir makamda gezinerek sesle yapılan taksim. İLE Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. )


- GAZÂLÎ ve FAHREDDİN RÂZİ


- GAZANFER AĞA SEBİLİ ile/ve GAZANFER AĞA SEBİLİ

( Fatih Bozdoğan Su Kemeri ve Karikatür Müzesi yanında. İLE/VE Eyüp, Otakçılar'da. )

( Kapı Ağası Gazanfer Ağa, Mimar Davud Ağa'ya yaptırtmıştır. [1596] İLE/VE Kızlar Ağası Gazanfer Ağa yaptırmıştır. [1599] )


- GAZANFER ÖZCAN ve/||/<> FECRİ EBCİOĞLU

( )


- GAZAP/GADAB[Ar.] değil/yerine/= ÖFKE, HİDDET, KIZGINLIK


- GAZAP ile GADAP

( Gadap kibirden beslenir, kibirin kökü şirktir. )

( İkisi de aynıdır. Z'nin D olarak okunmasından dolayı fark varmış gibi algılanır. )


- GAZE["ga" uzun okunur][Fars.] ile GÂZE[Fars.]

( Allık. İLE Çocuk salıncağı. )


- GAZEL/KASİDE ile MÜŞATTAR

( ... İLE Dizeleri arasına ek olarak ayrıca dizeler getirilmiş gazel ya da kasîde, teştîr edilmiş. )


- GAZETE OKUMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine KİTAP OKUMAK


- GAZETE değil/yerine/= ÇAĞIM


- GAZETE değil/yerine/= ÇAVBET


- GAZETE ile/ve/||/<> RESMÎ GAZETE


- GAZETECİ/LİK ile/ve/değil/||/<> YAZAR/LIK


- GAZETECİ değil/yerine/= ÇAĞIMCI, BİLDİRİCİ


- GAZETECİ ile/ve FOTOĞRAFÇI


- GAZETECİLİK ile/ve/||/<>/>< YAZIN


- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ

( Savaştan, sağlam ya da (az/çok) yaralı çıkan. İLE Mustafa Kemal ATATÜRK İLE "Gezi" için gaz yiyen. )


- GAZÎR[Ar.] ile GAZÎR[Ar.]

( Yumuşak, mülâyim, tatlı, nâzik, uysal. İLE Çok. )


- GAZLAR ile ASAL/SOY GAZLAR

( ... İLE Atomlarının dış elektron halkaları tamamıyla ya da geçici olarak elektrona doymuş olan helyum, neon, argon, kripton, ksenon gazları. )


- GAZLAR ile/ve ASIL GAZLAR

( ... İLE/VE Helyum, neon, argon, kripton, ksenon, radon. )


- GAZYUVARI/ATMOSFER ile/ve/değil EŞİK


- GAZYUVARI/ATMOSFER YER


- GAZZÂLÎ


- GAZZÂLÎ ÖNCESİ ile/ve SONRASI

( Meşşaîlerin diliyken, Gazzâlî sonrasında, aklın küllî dili haline geldi. Bu nedenle Kategoriler konusu Mantık'tan çıkartılıp Fizik'e aktarıldı. )


- GEVEZELİK ve/||/<> GAFLET

( Bilgelik/hikmet/irfan bulunmayan söz. VE/||/<> Düşünce ve bilgi bulunmayan susma/sükût. )


- GKM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ


- GMM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ


- GÖSTERGE ile/ve GARANTİ

( INDICATOR vs./and GUARANTY )


- GÖZLÜK ve/||/<> GAZEL

( Körler çarşısında satma! VE/||/<> Sağırlar çarşısında satma! )


- GPRL/GAUSSIAN PROCESS REGRESSION LEARNING[İng.] değil/yerine/= GAUSS SÜREÇ GERİ ÇIKARIM ÖĞRENIMİ, GAUSS SÜREÇ REGRESYON ÖĞRENIMİ


- GPS ile GLONASS ile GALILEO ile BEIDOU

( Amerika'nın. İLE Rusya'nın. İLE Avrupa'nın. İLE Çin'in. )


- GSMH/GROSS NATIONAL PRODUCT[İng.] değil/yerine/= GAYRİ SAFİ MILLİ HASILA


- GSR/GALVANIC SKIN RESISTANCE[İng.] değil/yerine/= GALVENİK DERİ DİRENCİ


- GÜLÜNÇ/KOMİK ile/ve/değil/||/<> GARİP


- GÜVENCE ile GARANTİ

( GUARANTEE vs. GUARANTY )


- HÂCET-İ ZÂTÎ ile GANİYYÜ-Z-ZÂTÎ/GINA-YI ZÂTÎ


- HAK-HUKUK ile GAK-GUGUK

( Her zaman için. İLE Bazen/bugün. )


- HAKİM ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GALİP ...


- HARIDVAR ve/> GANGAMAYA ve/> GANJ


- HEMM[Ar.] ile GAMM[Ar.]


- HEVESKÂR ile/ve/değil/yerine GAYRETKÂR

( Olgun kişi, kişileri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )


- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS

( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )


- HİPOKRAT ile/ve/||/<>/> GALEN ile/ve/||/<>/> İBN-İ SİNÂ


- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO

( image )


- İDRAK ve/<> GAYRET


- IGUANA ile GALAPAGOS KARA IGUANASI ile GALAPAGOS DENİZ IGUANASI


- INSÜFLATÖR/INSUFFLATOR[İng.] değil/yerine/= GAZ ÜFLEYİCİ


- İRÂDÎ ERDEMLER ile GAYRİ İRÂDÎ ERDEMLER

( Varlık[Vucud]'a yönelik. İLE Varolan[Mevcud]'a yönelik. )

( Kendini bulduran. İLE Allah'ı bulduran. )


- IRMAK ile/ve GADIR

( ... İLE/VE Küçük ırmak. )


- IŞIK YILI ile/ve GAUSS YILI

( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!] İLE/VE 1 Astronomik Birimi[AU], kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı[365,256.898.300 gün] sürede çizdiği düzgün dairesel yörüngenin yarıçapı olarak kabul edilmiştir. )

( 1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )

( Astronomik Birim [AU], Dünya'nın Güneş çevresinde çizdiği eliptik yörüngenin büyük ekseninin yarısı kabul edilir. )

( Dünya ile Ay arasındaki en fazla mesafe 1.3 ışık saniyesidir. )

( Dünya ile Güneş arasındaki en fazla mesafe 499 ışık saniyesidir [8.3 ışık dakikası]. )

( Güneş Sistemi'nin çapı yaklaşık 150 ışık saatidir. )

( Oort Bulutu[güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi] yaklaşık 2 ışık yılı çapındadır. )

( Güneş'e en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri yıldız sistemi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık 25 astronomik birim, yani 3,75 milyar km. uzaklıktadır. )

( Samanyolu Galaksisi'nin çapı 100.000 ışık yılı kadardır. )

( Samanyolu'nun komşu galaksilerinden Andromeda, bize 2.4 - 2.7 milyon ışık yılı uzaklıktadır. )

( Güneş'ten sonra dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. )

( LIGHT YEAR vs./and GAUSS YEAR )


- IŞIK ile GAZIŞI

( ... İLE Termik etki olmaksızın, kendiliğinden görülen ışık. [Radyum, gazışıl bir öğedir.] )


- İSPİNOZ ile GALAPAGOS VAMPİR İSPİNOZU

( ... İLE Penguenlerin kanını emiyorlar. )


- İSPİYON ile GAMMAZLAMA


- İSTEK ile/ve/<> GAYRET

( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )

( REQUEST vs./and/<> EXERTION )


- İŞTİYÂT[Ar.] ile GAZAB[Ar.]


- JÜPİTER/GALILEO UYDULARI:
IO ile/ve/||/<> EUROPA ile/ve/||/<> GANYMEDE ile/ve/||/<> CALLISTO


- KABZİYET ile GAZAP

( Allah'ın verdiği sıkıntı. İLE Kuldan kaynaklanan sıkıntı. )


- KÂFİR ile GAFİL


- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN

( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )

( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )


- KAHR ile GADAP


- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]

( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )


- KAMET[Ar.] ile GAMET[Fr. < Yun.]

( Boy. | Camide, namaza kalkmak için okunan ezan. İLE Eril ya da dişil üreme gözesi. )


- KANSER ile GANSER (SENDROMU)


- KAYAÇ ile GABRO[İt.]

( ... İLE Renkli minerallerden [amfibol, piroksen, olivin] oluşan, bir tür kayaç. )


- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK

( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )


- KAZÂ ile GAZÂ


- KHAOS ve GAIA ve EROS


- KOMİ[Fr. < COMMIS] ile/ve/||/<>/> GARSON[Fr. < GARÇON]

( Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli. | Lokantalarda garson yardımcısı. İLE/VE/||/<>/> Lokanta, pastane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden çalışan. )


- KOŞUK = KOŞMA = GAZEL

( İslâm'dan önce. = Halk yazınında. = Divan yazınında. )


- KÜKÜRT ile/ve/<> SÜLFÜR ile/ve/<> GALENİT[Yun.]

( Atom numarası 16, atom ağırlığı 32.06 olan, doğada, arı ya da başka cisimlerle bileşik olarak bulunan, sarı renkli, 113 °C2de ergiyen ve 444 °C'de kaynayan öğe. İLE/VE/<> Kükürdün, başka bir öğeyle yaptığı bileşik. İLE/VE/<> İçinde doğal kurşun bulunan sülfür. )


- KUYU ile GAYYA[Ar.]

( ... İLE Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun ya da derenin adı. )


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LOOK vs./||/<> STARE vs./||/<> GLANCE vs./||/<> GLIMPSE vs./||/<> GAZE

( Bakma. İLE/||/<> Dik dik bakma. İLE/||/<> Göz atma. İLE/||/<> Gözüne çarpma. İLE/||/<> [Bir şeye] Dikkatle bakma, gözünü ayırmama. )


- MAHİYET'TE VARLIK:
AYNİYET ile/ve GAYRİYET ile/ve CÜZZİYET


- MASLAHAT ile/ve MENFAAT ile/ve MAKSAT ile/ve GARAZ


- MAXWELL EŞİTLİKLERİNDE:
GAUSS YASASI ile/ve/||/<> GAUSS'UN MANYETİK YASASI ile/ve/||/<> FARADAY'IN TÜMEVARIM YASASI ile/ve/||/<> AMPER'İN DEVRE YASASININ DOĞRULAMASI

( )

( E [elektrik alanı] ve B [manyetik alan] )


- MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU

( ... İLE Güney ve Ekvator Afrika'da yaşarlar. Uzun ve ince parmaklarının alt ucunda vantuz görevi gören etten çekmenler vardır. [Bunlar, hayvanın pençelerini kullanmadan koşa koşa ağaçlara tırmanmasını sağlar.] )

(
)


- MECZUB ile/>< GÂFİL

( Gereğinden fazla içe yönelirsek. İLE/>< Gereğinden fazla dışa dönüklük ve çenesi düşüklük. )

( İlimsiz hâl. İLE/>< Hâlsiz ilim. )


- MEVZÛ + GÂYE


- MİSKE = GAZOZ


- MÜEKKED SÜNNET ile/ve GAYR-I MÜEKKED SÜNNET

( Öğle namazının ilk sünneti. İLE/VE İkindi ve yatsının ilk sünnetleri. )

( MÜEKKED: Kuvvetle emr olunmuş. )


- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK

( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...

Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.

Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...

1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;

Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına


(Fuzûlî)

İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.

2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.

Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir


(Bâkî)

3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.

4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.

Cenap Şehabeddin;

Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm

derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.

5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.

6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.

7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.

8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:

Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz


9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.

10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.

Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,

Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)

ve

Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)

Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.

Son sözü de Fuzûlî söylesin:

Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.



İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net )

( Aşk Merdiveni [Diotima]





6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.

5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.

4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.

3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.

2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farklılıkları sevmeyi öğrenir.

1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )


- MUHABİR[Ar.] değil/yerine/= GAZETECİ


- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK

( Kaydı, kayıttan âzâde olanlar anlar. )

( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )


- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK

( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )


- MÜMİN/ZÂKİR ile GÂFİL/KÂFİR

( Zikrettiğinin farkında olan. İLE Zikrettiğinin farkında olmayan, zikrettiğini idrak edemeyen. | Güzeli görmeyen. )

( [gideceği yere] Koşa koşa giden. İLE/>< Sürüklene sürüklene götürülen. )


- MÜTEKELLİM ile/ve MUHATAP ile/ve GAİP

( Ben. İLE/VE Sen. İLE/VE O. )


- MUTFAK ile GALİ[Fr. < Ar.]

( ... İLE Alçak ve altı düz gemi. | Gemilerin üst güvertelerinde ve palavralarında bulunan mutfak. )


- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE

( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )


- NAZ ile/ve/değil GAZ


- NEM <> GAM

( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )


- NEŞE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP MADDE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NİSYAN ile GAFLET

( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )


- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]


- NOTA ile/ve GADUFU

( ... İLE/VE Japon müzik yazısı. )


- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]

( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar şeklinde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )

( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )

( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )


- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK

( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )

( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )

( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )

( ... ile Ornitorenk )

( BATT ile SEDYE-İ VAHÎD-ÜS-SUKBE )

( DUCK vs. DUCKBILL/ORNITORENG )

( ... avec ORNITHORYNQUE )

( ANAS cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS / PLATYPUS )


- PANAMA KANALI:
ATLANTİK GEÇİDİ ve/||/<>/>/< GATUN GÖLÜ ve/||/<>/>/< GAILLARD GEÇİDİ


- PENGUEN ile/ve/<> GALAPAGOS PENGUENİ

( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )


- PEZEVENK[Erm.] ile/ve/||/<> GAVAT/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]


- PLUTON:
GEZEGEN ile/ve/değil GAZ BULUTU

( Yoğunlaşırsa. İLE/VE/DEĞİL Kümelenirse. )


- PRÖMİYE(PREMIER) ile GALA


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN

( ... İLE/VE/||/<>/> 1812 ve 2020 yılındaki Ramazan ayı. )

( )


- RHEA ile GAIA


- ŞAHÂDET ÂLEMİ ile/ve GAYB ÂLEMİ


- ŞAHİN ile GALAPAGOS ŞAHİNİ


- ŞEHİT ile/ve/||/<>/< GAZİ

( Nurlu. İLE/VE/||/<>/< Onurlu. )

( Toplum ve hizmet için canından vazgeçen. İLE/VE/||/<>/< Toplum ve hizmet için yola çıkan. )


- SEHV[Ar.] ile GAFLET[Ar.]


- SEREN ile GABYA

( Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanılan gönder. | Konut kapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. İLE Ana direklerin üzerine sürülen çubuklara ve ana direklerin üstlerinde bulunan serenlere verilen ad. )


- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]


- ŞİFONER[Azr.] = GARDIROP[Tr.]


- ŞİİR ile/ve/||/<> GARAMİ[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<> Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan sanat yapıtı. )


- ŞİKÂYET ile GAMMAZLAMA

( TO COMPLAIN vs. TO SQUEAL/SNITCH )


- ŞİRK ile GAFLET


- SİVİLCE değil "GAMZE"

( Âşık için! )


- SÖZ ile/ve/<> GARANTİ

( Neye söz verdiysen oradan hesaba çekilirsin. )

( VAAD ile TAAHHÜD/T )

( VAİT: Söz verme. Belirli bir şeyi yapmayı taahhüt. )

( TAAHHÜD[< AHD]: Bir işin yapılması üzerine resmi olarak sözleşme. )

( WORD vs./and/<> GUARANTEE )


- SUSAMURU ile/<>/> GALAPAGOS DENİZ ASLANI

( LUTRA LUTRA cum ZALOPUS WOLLEBAEKI )


- TART[Fr. < TARTE] ile/||/<> TARTÖLET ile/||/<> TURTA[İt. < TORTE] ile/||/<> PAY[İng. < PIE] ile/||/<> KİŞ[< QUICHE] ile/||/<> GALETTE

( Tatlı ya da tuzlu olabilir. [Modern tartlar, genellikle meyve tabanlıdır, bazen de koyu krema ile olabilir.] İLE/||/<> Üzeri açık ve içinde dolgu kreması olan tartın küçük çeşididir. Genellikle tek kişilik minik kalıplarda pişirilir. İLE/||/<> Altı hamur, arası dolgu[meyve/sebze] üzeri ise hamurla kapatılarak yapılan ve genellikle tuzlu olabilen bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Altı hamur, arası meyve dolgulu, üzeri rende hamur ya da kafes şeklinde hamur parçalarıyla kapatılan bir pasta çeşididir. İLE/||/<> Tart gibi altı hamur üzeri ise tamamen tuzlu olarak hazırlanan sebze dolgulu bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Tarta benzeyen bir tatlı türüdür.[Hamurundaki farklılıklar nedeniyle tart ile birbirinden ayrılmaktadır. Galetta hamuru, pizza hamuru gibi açılır ve tart kalıbı yerine bir yuvarlak fırın kabının içine, dışarı taşacak biçimde fırın kağıdı serilip üzerine açılan hamur yerleştirilir. İçine meyveleri dizildikten sonra hamurun fazla kalan kenarları meyvelerin üzerine doğru kapatılır.] )


- TAŞ YAĞI = GAZ YAĞI


- TAŞ ile GAZTAŞI

( ... İLE Bileme işinde kullanılan, korindon ya da karborundum tanelerinden hazırlanan, bir tür taş. )


- TERK ETMEK ile/yerine GAİB OLMAK

( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )

( SEN, SENİ TERK ETMEZSEN
"O",
"İÇİNDEYİM" KAHKAHASINI ATMAZ )


- TERK ETMEK ile/yerine GAİB OLMAK

( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )


- TESTİ ile/ve GARGAR

( ... İLE/VE Süzgeçli testi. )


- TİMSAH ile/ve GAVYAL

( )


- TUĞLADA:
KİREMİT ile/ve/||/<> KIRMA ile/ve/||/<> YÜKSEK ISILI ile/ve/||/<> MERMER ile/ve/||/<> GAZBETON ile/ve/||/<> BİMS

( Toprak ve kil karışımından yapılır. Kiremit biçiminde olur. [Genellikle yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması gibi dış cephe kaplamalarında kullanılır.]

İLE/VE/||/<>

Düzensiz biçimlerde kesilmiş parçalı tuğla çeşididir. Bu tuğla tasarımı, yapılarda, hava koşullarına dayanıklılık ve ısı yalıtımı sağlar. [Genellikle yapılarda sütun, kemer ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin örtülmesinde, bazı yapıların da çatı ve cephelerinde dekoratif amaçlarla kullanılabilir.]

İLE/VE/||/<>

Kil ve toprak karışımından yapılır. [Yüksek sıcaklıklarda pişirilerek üretilir.] [Çok yüksek ısıya dayanıklı olduğundan, endüstriyel fırınlar, termik santraller, metalurji tesisleri, endüstriyel tesisler gibi yerlerde kullanılır.]

İLE/VE/||/<>

Yüksek dayanıklılığa sahip, ağır ve pahalı bir tuğla türüdür. [Genellikle yapılarda dekoratif amaçlar için kullanılır. Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için de kullanılabilir.]

İLE/VE/||/<>

Beton ve kireçten yapılır ve gazla kurutularak üretilir. [Bu duvar çeşidi, yüksek ısı ve nem direnci ile düşük ağırlıkta olur.] [Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için kullanılır.]

Beton, çimento, su, kum ve çeşitli agregaların karışımdan oluşan bir tuğla çeşididir. Gazbeton üretiminde, beton karışımının yapılmasından sonra, bu karışımın yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ve gazla kurutulması işlemleri gerçekleştirilir. Bu işlemler sonucu, gazbeton malzemesi elde edilir.
[Gazbeton, yapılarda çeşitli amaçlar için kullanılabilir.
- Cephe kaplamasında hafif olması nedeniyle ciddi bir maliyet tasarrufu sağlar.
- Duvar örgüsünde yüksek ısı ve nem direnci nedeniyle yeğlenir.
- Yapı temelinde hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.
- İç duvar kaplamasında, iyi ısı ve ses yalıtımı sağladığından dolayı yeğlenir.
- Tavan kaplamasında, hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.

Öteki tuğla çeşitlerine oranla daha hafif olması nedeniyle yapıdaki yükü azaltarak taşıyıcı düzenekleri hafifletir. Fakat ne kadar hafif olsa da gazbetonun maliyeti öteki tuğla çeşitlerine göre daha pahalıdır.]

İLE/VE/||/<>

Betonarme yapıların duvarlarını, çatılarını ve çelik çubuklarını kaplamak için kullanılan ince taneli, toz durumunda bir malzemedir. Bu kaplama, yapının dayanaklılığını artırır ve çelik çubukların korozyona uğramasını önler. [Genellikle kireç, su ve kum gibi malzemelerden üretilir.]

[Betonarme yapılarda koruyucu görevi gören bims, genellikle şu amaçlar için kullanılır...
- Betonarme yapıların çelik çubuklarını kapladığından yapının dayanıklılığını artırmak amacıyla kullanılır.
- Çelik çubukları korozyona karşı korur ve bu sayede yapının ömrünü uzatır.
- Duvar ve çatılarda kaplama yapılarak, yapıya estetik bir görünüm kazandırılır ve yapının hava koşullarına dayanıklılığını da artırır.
- Betonarme yapıların bims kolonları, kemerleri ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin kaplamasında da kullanılabilir.]




Gazbeton tuğla ile bims arasındaki FaRkLaR nelerdir?

Gazbeton, avantajlarına bakıldığında,
daha hafif olması nedeniyle uygulanabilirlik açısından daha uygulayımsaldır ve iş süresini kısaltır. Isı ve ses yalıtımı daha fazla olduğundan, yüksek sesli alanlarda rahatlıkla kullanıma uygundur.
İLE
Bims, sağlam yapısı, yangına dayanıklı olması açısından yeğlenen bir malzemedir.


Dezavantajlarına bakıldığında,
boşluklu yapısından dolayı nem geçirme oranı yüksek olduğundan, sonradan oluşan sıva çatlakları ve sıvanın uygulanış zorlukları gibi olumsuzlukları vardır. Aynı zamanda, performansına nazaran maliyeti de oldukça yüksektir.
İLE
Bims, kaplama görevi gördüğünden, uygulama açısından daha zahmetlidir. )


- TUHAF ile GARİP ile ACAYİP


- TUZAĞA DÜŞ(ÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< GAFİL AVLA(N)MAK


- USDIŞI = GAYR-İ AKLÎ = IRRATIONAL[İng., Alm.] = IRRATIONNEL[Fr.]


- UZAK ile/ve GAİB


- VAROLAN'IN(MEVCUDUN) DÖRT NEDENİ:
MADDÎ ile SURÎ/BİÇİMSEL(FORMEL) ile FAİL/ETKER ile GÂÎ/SONSAL


- VAŞAK ile/ve GAPAR


- VATAN:
MEZAR ve/<> İNSAN ve/<> DİL ve/<> DÜZEN/NİZAM ve/<> TARİH ve/<> DESTAN/LAR ve/<> GAZÂVATNÂME ve/<> TÜRKÜ VE AĞIT ve/<> NİNE VE NİNNİ ve/<> ROMAN ve/<> HATIRAT


- VİCDAN ile/||/<> GAM


- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI

( Yeni Kaledonya'nın üç önemli adasından biri olan Lifou'da yaşayan 3 kabile.
[Lifou'nun başkentinin adı ise "We"dir.] )


- YABANSI/ACAYİP[Ar. < ACAİB] ile/ve/||/<> GARAYİP[Ar.] ile/ve/||/<> [Ar. < GARAİB]

( Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı. | Şaşırma anlatan bir söz. İLE Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar. )


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA

( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )


- YAPRAK ile/ve GAZEL/KAZEL

( ... İLE/VE Sonbaharda kuruyan ağaç yaprağı. )


- YELKENLİ ile GAGALI

( ... İLE Bir tür, Karadeniz yelkenlisi. )


- YENİ ile/ve GARİP

( NEW vs./and WEIRD )


- YILAN ile GABON

( ... İLE Afrika'ya özgü zehirli bir yılan. )


- YUNUS ile/ve GANJ IRMAĞI YUNUSU

( ... ile Hindistan'da, Ganj Nehri'nde yaşarlar. )

( ... ile Ganj Nehri Yunusu )


- ZÂKİR ile/değil/>< GÂFİL

( [zikrettiğini] Bilen. İLE/DEĞİL/>< Bilmeyen. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-BATNİYYE[Ar.] ile GASTÉROPODES[Fr.] ile ...

( Karındanbacaklılar. )


- ZEBU ile GAYAL

( Hint öküzü. İLE Hint sığırı. )


- ZULM[Ar.] ile GAŞM[Ar.]

GA... ~ GA... ile başlayan FaRkLaR...

- GABEN-İ FÂHİŞ ile/>< GABEN-İ YESÎR

( * Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte %2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda %5, hayvan için %10, binâ için %20'den, ibâdet konularında gerekli olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar. * Bâyi(satıcı), bu mala, şu kadar Lira veren oldu deyip, satsa, sonra gaben-i fâhiş olduğu ve başkası, o kadar Lira vermediği anlaşılsa, müşteri[alıcı] bey'i (satışı, alış-verişi) fesh edebilir, bozabilir. [Mecelle] * Yolculukta, su, gaben-i fahişle satılırsa ya da piyasa fiyatı ile alacak fazla parası yok ise, namazını teyemmüm ile kılması câiz olur. [İbn-i Âbidîn] İLE/>< Az aldanma ya da az aldatma. )

( GABEN: Aldatma, aldanma, alıcı ve satıcıdan birinin ötekini aldatması. )


- GABÎ[Ar. çoğ. GUBÂT | "ga" uzun okunur] ile GABÎ[Ar.]

( Ahmaklık, budalalık eden. İLE Kalınkafalı, anlayışsız, beceriksiz. )


- GADÂT[Ar. çoğ. GADAVÂT] ile GADÂT[Ar. < GUDVE]

( Sabahın erken zamanı. | Kuşluk yemeği. İLE Sabahla güneş doğması arasındaki zaman. )


- GADİR["ga" uzun okunur] ile GADÎR[Ar. çoğ. GUDERÂ', GUDÜRÂN]

( Gadreden, ihanet eden, fenalık eden. İLE Sel ile oluşan birikinti su, durgun su, göl. | Küçük ırmak. )


- GAFİL-ÂNE["ga" uzun okunur] ile GAFİLEN["ga" uzun okunur]

( Gafilcesine, dikkatsizlikle, dalgınlıkla. İLE Habersizce. )


- GAFİR["ga" uzun okunur] ile GAFÎR[Ar.]

( Mağfiret eden, yarlıgayan, affeden, Allah. İLE Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. | Muhafız askerler. )


- GAFİR ile GAFÛR

( Yarlıgayan, affeden, mağfiret eden. | Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. İLE Yarlıgayan, suç bağışlayan, merhamet eden, mağfiret eden. )


- GAGALAMAK ile GAGA İLE TÜYLERİNİ TARAMAK/DÜZELTMEK

( PECK vs. PREEN )


- GAL ile/ve GAS


- GALAT-I MEŞHUR ile/değil GALAT-I FÂHİŞ

( Yanlış anlama geldiği ve yanlış kullanıldığı halde çoğunluğun benimseyip kullandığı sözcükler. İLE/DEĞİL Hiçbir biçimde kullanımı uygun görülmeyen sözcükler. )


- GALETE değil GALETA


- GALİ-BA değil GALİBA


- GALİ[Fr. < Ar.] ile GALYOT[Fr.]

( Alçak ve altı düz gemi. İLE Başı ve kıçı aynı biçimde, altı düz bir gemi. )


- GALİP ile/ve/değil/<> GARİP

( Galip gelen, garip olur/hisseder. )


- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]

( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN


- GAMZE ile/ve/değil GAMZE

( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )


- GAR["ga" uzun okunur] ile -GÂR[Ar.]

( Mağara, in. | Defne ağacı. İLE Fâillik ve nispet anlamlarıyla adlara sonek olarak katılır.[YÂD-GÂR, BESTE-GÂR] )


- GARAZ değil GAREZ


- garg.[Lat. < GARGARISMA] değil/yerine/= GARGARA


- GARÎB[Ar. < GURBET/GARÂBET] ile GARİB[Ar. < GURÛB | "ga" uzun okunur]

( Kimsesiz, zavallı. | Gurbette, kendi memleketinin dışında bulunan, yabancı. | Tuhaf, şaşılacak, bambaşka. | Dokunaklı. İLE Batan. )


- GARİZ değil GALİZ

( Kaba ve çirkin. )


- GARUDA ile/ve GANEÇ(GANESHA)

( Yarı koç, yarı insan. İLE/VE Fil başlı insan. )


- GASTE değil GAZETE


- GAVÎ[Ar. çoğ. GAVÛN, GUVÂT | "ga" uzun okunur] ile GAVÎ[Ar.]

( Azgın, azmış, yoldan çıkmış adam. İLE Çok azmış, çok azgın. )


- GAVS-I URÛC ile/ve/<> GAVS-I NÜZÛL

( ORTADA: HATT-I İSTİVÂ )


- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]

( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )


- GAVS ile GAVS-I ÂZÂM

( ... İLE İki kutbiyet makamında da bulunan zât. )

( YARDIMCI, İMDÂDA YETİŞEN | VELÎYULLAH | MEDET, NUSRET ile ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ (KUTB) )


- GAVTA[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVTA[Ar.]

( Toprağın çukurluğu. | Sulak yer, ağaçlık yer. Düzlük, ova. İLE Su içindeki derinlik. )


- GAYBE/GAİBE İMAN değil GAYB/GAİB'TEN İMAN(EMİN OLMA)

( Eşiklerimizin/sınırlarımızın farkında olarak ve kabul ederek, sınırlarımızın ötesinde olanlarla kendimizi gereğinden fazla zorlamamak. )


- GAYRET ile/ve GAYÛR

( Kişinin/kulun uğraşları. İLE/VE Allah'ın kulu için uğraşı. )


- GAYRÎ ile/değil GAYBÎ


- GAYRI ile GAYRİ

( Artık. İLE Başka. )


- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM

( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )

( ... ile/değil TSIMPONA )

( [Lazca] ... ile/değil GUDA )

( ... ile/değil DANKİYO )


- GAYÛR[< GAYRET] değil/yerine/= GAYRETLİ, ÇOK ÇALIŞKAN | DAYANIKLI [GAYYÛR değil!]


- GAYYÛR değil GAYÛR


- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Ar.]

( Normal basınç ve sıcaklıkta, olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan nesne. İLE Tül. İLE Diş. | Dişle tutma, ısırma. )


- GAZAB[Ar.] ile GAYZ[Ar.]


- GAZAL[Ar.] ile GAZEL[Ar.] ile GAZEL[Ar.]

( Ceylan. İLE Divan Edebiyatı'nda, beş ile onbeş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin lirik konularda yazılan nazım biçimi. | Lâtif. | Bayanlar için söylenilen güzel ve aşk dolu söz. | Türk müziğinde, belirli bir kurala bağlı olmadan, bir kişi tarafından, herhangi bir makamda gezinerek sesle yapılan taksim. İLE Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. )


- GAZANFER AĞA SEBİLİ ile/ve GAZANFER AĞA SEBİLİ

( Fatih Bozdoğan Su Kemeri ve Karikatür Müzesi yanında. İLE/VE Eyüp, Otakçılar'da. )

( Kapı Ağası Gazanfer Ağa, Mimar Davud Ağa'ya yaptırtmıştır. [1596] İLE/VE Kızlar Ağası Gazanfer Ağa yaptırmıştır. [1599] )


- GAZAP ile GADAP

( Gadap kibirden beslenir, kibirin kökü şirktir. )

( İkisi de aynıdır. Z'nin D olarak okunmasından dolayı fark varmış gibi algılanır. )


- GAZE["ga" uzun okunur][Fars.] ile GÂZE[Fars.]

( Allık. İLE Çocuk salıncağı. )


- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ

( Savaştan, sağlam ya da (az/çok) yaralı çıkan. İLE Mustafa Kemal ATATÜRK İLE "Gezi" için gaz yiyen. )


- GAZÎR[Ar.] ile GAZÎR[Ar.]

( Yumuşak, mülâyim, tatlı, nâzik, uysal. İLE Çok. )

GA... ~ ... ile başlayan FaRkLaR...

- "GACIRT" ile "HAŞIRT"


- "GALİP DERVİŞ" (DİZİSİ) ile/değil "MONK" (DİZİSİNİN YERLİ YAPIMI)


- "GALVENİZ" değil GALVANİZ


- "GARANTİCİ/LİK" ile/ve/değil/||/< KORKAK/LIK

( Doğru yolu görüp de gitmemek, korkaklıktır. )


- "GARİBİM" ile/değil KARÎBİM


- [ne yazık ki]:
GAFLET ile/değil/yerine/||/> İHÂNET


- [ne yazık ki]
!GASP ile/ve/||/<>/> !KARMANYOLA[İt. < CARMAGNOLA]

( Bir nesneyi, sahibinin izni ve haberi olmadan zorla alma. İLE/VE/||/<>/> Kent içindeki ıssız yollarda ölümle korkutarak yapılan soygunculuk. )


- GABARİ[Fr.]

( Köprülerin yüksekliklerini belirten ölçüler. )


- GABEN-İ FÂHİŞ ile/>< GABEN-İ YESÎR

( * Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte %2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda %5, hayvan için %10, binâ için %20'den, ibâdet konularında gerekli olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar. * Bâyi(satıcı), bu mala, şu kadar Lira veren oldu deyip, satsa, sonra gaben-i fâhiş olduğu ve başkası, o kadar Lira vermediği anlaşılsa, müşteri[alıcı] bey'i (satışı, alış-verişi) fesh edebilir, bozabilir. [Mecelle] * Yolculukta, su, gaben-i fahişle satılırsa ya da piyasa fiyatı ile alacak fazla parası yok ise, namazını teyemmüm ile kılması câiz olur. [İbn-i Âbidîn] İLE/>< Az aldanma ya da az aldatma. )

( GABEN: Aldatma, aldanma, alıcı ve satıcıdan birinin ötekini aldatması. )


- GABÎ[Ar. çoğ. GUBÂT | "ga" uzun okunur] ile GABÎ[Ar.]

( Ahmaklık, budalalık eden. İLE Kalınkafalı, anlayışsız, beceriksiz. )


- GABİN/GABN[Ar.] değil/yerine/= SÖMÜRGÜ

( Alışverişte satın alınan mala ödenen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )


- GABT/GEBT/ĞEBT[Ar.] ile HASED[Ar.]

( Yoksulluk/fakirlik. [Genellikle kişinin maddi zorluk içinde olduğu ya da yoksul olduğu bir durumu ifade etmek için kullanılır.] İLE ... )

( [Kur'ân-ı Kerîm'de[Nur Suresi, 55]
Kişilerin Allah'ın hükmüne karşı döndüğü ya da inkâr ettiği durumu ifade etmek için kullanılmıştır.] İLE ... )


- GADÂT

( Sabahın erken zamanı. )


- GADÂT[Ar. çoğ. GADAVÂT] ile GADÂT[Ar. < GUDVE]

( Sabahın erken zamanı. | Kuşluk yemeği. İLE Sabahla güneş doğması arasındaki zaman. )


- GADDAR ile CANİ


- GADDAR değil/yerine/= KIYGICI


- GADİR["ga" uzun okunur] ile GADÎR[Ar. çoğ. GUDERÂ', GUDÜRÂN]

( Gadreden, ihanet eden, fenalık eden. İLE Sel ile oluşan birikinti su, durgun su, göl. | Küçük ırmak. )


- GAF ile "POT KIRMAK"


- GAF ile LÂF


- GÂFİL (OLMAK) değil/yerine/>< ÂRİF (OLMAK)


- GAFİL-ÂNE["ga" uzun okunur] ile GAFİLEN["ga" uzun okunur]

( Gafilcesine, dikkatsizlikle, dalgınlıkla. İLE Habersizce. )


- GAFİR["ga" uzun okunur] ile GAFÎR[Ar.]

( Mağfiret eden, yarlıgayan, affeden, Allah. İLE Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. | Muhafız askerler. )


- GAFİR ile GAFÛR

( Yarlıgayan, affeden, mağfiret eden. | Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. İLE Yarlıgayan, suç bağışlayan, merhamet eden, mağfiret eden. )


- GAFLET ile/ve KİBİR


- GAFLET ile/ve SEYYİAT


- GAFLET ile/ve/değil TESADÜF


- GAFLET ile/ve UYUŞUKLUK


- GAFLET >< VAHDET

( Gitsin! >< Gelsin! )


- GAFÛR-ÜR-RAHÎM

( ESİRGEYEN, SUÇ BAĞIŞLAYAN (ALLAH) )


- GAG[Fr.] değil/yerine/= GÜLÜT


- GAG değil/yerine/= GÜLÜT


- GAGA ile ÇENEK

( ... İLE Kuş gagasının alt ve üst bölümlerinin her biri. )


- GAGA ile ORNITORENG GAGASI


- GAGA ile TUMŞUK/TOMŞUK

( ... İLE Papağan, kartal vb. kuşların kemerli gagası. )


- GAGALAMAK ile GAGA İLE TÜYLERİNİ TARAMAK/DÜZELTMEK

( PECK vs. PREEN )


- GAİB[< GAYB,GIYÂB] ile/değil/yerine/= KAYIP

( Göze konu ol(a)mayan. | Hazır olmayan, yok olan, kayıp. | Görünmeyen [hakikat ile bilinir]. | Belirsiz, bilinmeyen, gayb-ı izâfî, gayb-ı mutlak. | Üçüncü kişi, O. )


- GAİLE[Ar.] değil/yerine/= UĞRAŞ

( DERT, SIKINTI, KEDER | FELÂKET, MUSÎBET | UĞRAŞTIRICI VE SIKINTILI İŞ | SAVAŞ, MUHÂREBE )


- GAİP | GAİBE ve MUHATAP | MUHATABA ve MÜTEKELLİM

( Serçe Parmak | Yüzük Parmağı VE Orta Parmak | İşaret Parmağı VE Baş Parmak )

( Müzekker | Müennes VE Müzekker | Müennes VE Ben. )

( Sağ elin avuç içine bakar biçimde )

(

(müzekker)
(müennes)
(müzekker)
(müennes)
-
NASARÛ
NASARNE
NASARTÜM
NASARTÜNNE
(cemi)
 
NASARNÂ

(meal gayr) (Biz)

NASARÂ
NASARATA
NASARTÜMÂ
NASARTÜMÂ
(tesniye)
 
NASARA
NASARAT
NASARTE
NASARTİ
(müfred)
 
NASARTÜ

(vahide) (Ben)

(gaip)
(gaibe)
(muhatab)
(muhataba)
(mütekellim)
(serçe parmak)
(yüzük parmağı)
(orta parmak)
(işaret parmağı)
(başparmak)
)


- GAİP/GAİB değil/yerine/= GÖRÜNMEZ


- GAİPLİK değil/yerine/= YİTİKLİK


- GAK GUK (ETMEK)


- GAK GUK (ETMEK)

( Sözü ağızda gevelemek. Söylenilecek olanı bir türlü söyle(ye)memek. )


- GAKAPU

( Japon asil müziği. )


- GAL ile/ve GAS


- GALAKSİ değil/yerine GÖKADA


- GALAKSİLERDE:
SAMANYOLU ve/||/<> ANDROMEDA ve/||/<> MESSIER87(M87) ve/||/<> IC 1101

( Dünyanın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Samanyolu'nun, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> Andromeda'nın, içinde bulunduğu galaksi. VE/||/<> M87'nin, içinde bulunduğu, bilinebilen, en büyük galaksi. )

( ... VE/||/<> Bizden yaklaşık 2.5 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. VE/||/<> ... VE/||/<> ... )


- GALAPAGOS KAPLUMBAĞASI ile PINTA ADASI KAPLUMBAĞASI

( ... İLE Galapagos kaplumbağalarının bir alt türüdür. Ne yazık ki, soyu tükenmiştir.[2012 - Yalnız George] :( )


- GALAT-I MEŞHUR ile/değil GALAT-I FÂHİŞ

( Yanlış anlama geldiği ve yanlış kullanıldığı halde çoğunluğun benimseyip kullandığı sözcükler. İLE/DEĞİL Hiçbir biçimde kullanımı uygun görülmeyen sözcükler. )


- Galat-ı meşhur'u değil doğrusunu kullanarak KONUŞ!!!


- GALAT[Ar.] ile HATA[Ar.]


- GALAT/A


- GALEBE

( GALİP GELME, YENME, ÜSTÜNLÜK | ÇOKLUK, KALABALIK | ZAPTOLUNMAYACAK DERECEDE AZGIN )


- GALEBE[Ar.] ile KAHR[Ar.]


- GALEBE[Ar.] ile KUDRET[Ar.]


- GALERİ ile AMBÜLATUAR[Fr. AMBULATOIRE < Lat. AMBULARA: Yürümek.]

( Eski Yunan mimarlığında, atletizm yarışmaları için kullanılan uzun portik. | Eski Roma mimarlığında, sütun sırası ya da ağaçlarla çevrili, örtülü ya da açık, uzun yaya yolu. | Çevredalız, deambülatuar. )

( PORTİK[Fr. PORTIQUE, Lat. PARTICUS, PORTE[: Kapı.]'den]: Üstü örtülü, önü sütunlu, açık galeri, revak. | Antik Yunan ve Roma mimarlıklarında, tapınak ve propile gibi yapıların önündeki, sütunlu, üstü örtülü giriş. )


- GALERİ ile FUAR


- GALES ile İSFÂR

( İkisi de, sabah namazı vaktidir. İLE Sabah namazının, aydınlıkta kılınması. )


- GALETA[İt. < GALLETTA] değil/yerine/= KIRIKKIRAK

( Çubuk biçiminde gevrek peksimet. )


- GALETE değil GALETA


- GALİ-BA değil GALİBA


- GALİ[Fr. < Ar.] ile GALYOT[Fr.]

( Alçak ve altı düz gemi. İLE Başı ve kıçı aynı biçimde, altı düz bir gemi. )


- GALİBA[Ar.] ile SANIRIM/ANLAŞILAN/GÖRÜNÜŞE GÖRE/BAKILIRSA


- GALİBA değil/yerine/= SANIRIM/ANLAŞILAN/GÖRÜNÜŞE BAKILIRSA/GÖRÜNÜŞE GÖRE


- GALİBA ile SANKİ


- GALİBİYET[Ar.] değil/yerine/= YENGİ

( Yenmek, utku, zafer. )


- GALİBİYET ve/> BOZGUN

( Yenilen kişi mutsuz olduğundan, galibiyet nefreti doğurur. Bu nedenle, galibiyeti ve bozgunu terkeden kişi, sevinci bulur. )

( VICTORY/TRIUMPH vs./> ROUT/DEFEAT )


- GALİBİYET ile/ve/değil/yerine FETİH

( [not] VICTORY/TRIUMPH vs./and/but CONQUEST
CONQUEST instead of VICTORY/TRIUMPH )


- GALILEO AÇMAZI ile/ve/||/<> HILBERT OTELİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TRISTRAM SHANDY AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI


- GALİLEO DÖNÜŞÜMLERİ ile/ve/||/<>/> LORENTZ DÖNÜŞÜMLERİ


- GALILEO GALILE


- GALILEO ve/||/<>/< VINCENZO


- GALİP BAŞLAMAK ile/değil ÖNDE BAŞLAMAK


- GALİP[Ar.] değil/yerine/= BASKIN/YENEN/KAZANAN/UTKAN


- GALİP ile EGEMEN


- GALİP ile/ve/değil/<> GARİP

( Galip gelen, garip olur/hisseder. )


- GALİSİZM

( Kuraldışı olarak Fransızca'da yapılan bazı dil özellikleri. )


- GALO RİTMİ/GALLOP RHYTHM[İng.] değil/yerine/= DÖRTNAL DİZEMI


- GALON

( 4.5 litrelik Anglo-Sakson sıvı ölçüsü. )


- GALOP/GALOPPADE

( 2/4'lük bir ölçüde, dönülerek sıçranılan, çok hızlı tempodaki bir dans. [1820 sonlarında, Duchesse de Berry tarafından] )


- GALSAME[Ar.] değil/yerine/= SOLUNGAÇ


- GALVANOMETRE değil/yerine AKIMÖLÇER


- GAM-KEDER (İÇİNDE)


- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]

( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- GAM ile/değil/yerine KAYGI

( Uyku getirir. İLE Uyutmaz. )

( Kalbe zarar verenler. )


- GAM ile MAJÖR GAM

( Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Beş tonla iki yarım tondan oluşan gam. )


- GAMAGLOBÜLİN[Fr.]

( Kanda, lenfte, safrada vb. bulunan bir protein türü. )


- GAMANA

( Hareket. )


- GAMBOT[İng. < GUN-BOAT] değil/yerine/= TOPÇEKER / SAVAŞ GEMİSİ

( Ağır top taşıyan küçük savaş gemisi. | Top çeken araç. )


- GAME vs. PLAY


- GAMET/GAMETE[İng.] değil/yerine/= EŞEY GÖZESİ


- GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN


- GAMM[Ar.] ile HEMM[Ar.]


- GAMMA ile/ve BOZON


- GAMSIZ/LIK ile/ve/değil/||/<> "GEMSİZ/LİK"


- GAMZE ile/ve/değil GAMZE

( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )


- GANDHA = KOKU


- GANGLİYON/GANGLION[İng.] değil/yerine/= DÜĞÜM | SİNİRÇEKİRDEK


- GANİ GANİ


- GANÎ GANÎ[Ar.] (RAHMET EYLESİN!)

( Bol bol, çok çok. )


- GANÎ[çoğ. AĞNİYÂ]

( ZENGİN, VARLIKLI | ALLAH'IN ADLARINDAN BİRİ )


- GANİMET[Ar.] ile NEFEL[Ar.]


- GANİMET değil/yerine/= ELDELİK


- GANJ IRMAĞI YUNUSU ile AMAZON/PEMBE, IRMAK YUNUSU(BOTO)

( Ganj Irmağı'nda yaşarlar. İLE Amazon Irmağı'nda yaşarlar. )

( ... İLE Yedi boyun omurunun birbirine geçmemiş olmasının artılarını yaşarlar. )

( PLANISTA GANGETICA cum INIA GEOFFRENSIS )


- GAP[İng.] değil/yerine/= ARALIK, AÇIKLIK, BOŞLUK


- GAR["ga" uzun okunur] ile -GÂR[Ar.]

( Mağara, in. | Defne ağacı. İLE Fâillik ve nispet anlamlarıyla adlara sonek olarak katılır.[YÂD-GÂR, BESTE-GÂR] )


- GAR[GA uzun okunur]

( MAĞARA, İN )


- GARÂBET[Ar.] ile KARABET

( Yadırganacak yönü olma, gariplik, tuhaflık. | Ne demek olduğu herkesçe anlışılmayacak sözcük ve tâbirlerin söz arasında kullanılması. İLE Yakınlık. | Hısımlık. )


- GARAJ[Fr. < GARAGE] değil/yerine/= ARABALIK

( Otomobil vb. taşıtların konulduğu üstü örtülü yer, arabalık. | Otomobillerin bakım ve onarımının yapıldığı yer. | Toplu taşıma ve aktarım araçlarına hareket ve varış noktası olarak belediyelerce ayrılan yer. )


- GARAMAFON değil GRAMOFON


- GARANTİ ile/ve/<>/||/değil/yerine SİGORTA

( [not] GUARANTEE vs./and/<>/||/but INSURANCE
INSURANCE instead of GUARANTEE )


- GARANTİ ile/ve/değil/yerine TEDBİR

( [not] GUARANTEE vs./and/but PRECAUTION
PRECAUTION instead of GUARANTEE )


- GARANTÖR değil/yerine/= GÜVENCECİ


- GARAR[Ar.] ile HATAR[Ar.]


- GARAZ değil GAREZ


- GARAZ değil/yerine/= HEDEF, GAYE, MEYİL, İSTEK


- GARC-GURC

( Gıcırdamada. )


- GARDENYA[Lat.]

( Sıcak bölgelerde yetişen bir ağaç ya da ağaççık cinsi. | Bu ağaççığın hoş kokulu çiçeği. )


- GARDIROP değil/yerine/= GİYSİLİK


- GARDROP/GARDIROP[Fr. < GARDE-ROBE] değil/yerine/= GİYSİLİK, GİYSİ DOLABI


- garg.[Lat. < GARGARISMA] değil/yerine/= GARGARA


- GARGARA/MAZMAZA[Ar.] ile İSTİNŞÂK

( Ağzı, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkama. İLE Burnu, ayrı ayrı su ile, üç kere yıkama. )


- GARÎB[Ar. < GURBET/GARÂBET] ile GARİB[Ar. < GURÛB | "ga" uzun okunur]

( Kimsesiz, zavallı. | Gurbette, kendi memleketinin dışında bulunan, yabancı. | Tuhaf, şaşılacak, bambaşka. | Dokunaklı. İLE Batan. )


- GARÎB ve/<> KARÎB

( Garib olan, karîb olur. )


- GARİBAN ile FAKİR


- GARİP[Ar.] değil/yerine/= ELGİN


- GARİP/GARİBAN değil/yerine/= KİMSESİZ


- GARİP/LİK ile/ve İLGİNÇ/LİK

( WEIRD/STRANGENESS vs./and INTERESTING )


- GARİP ile/ve/||/<> ESİR ile/ve/||/<> ÂŞIK

( Kolay kolay sağaltılamayacak olanlar... )


- GARİP ile/ve/değil/||/<>/< YOKSUN


- GARİPSEMEK ile YADIRGAMAK

( TO FIND STRANGE vs. TO REGARD AS A STRANGER )


- GARİZ değil GALİZ

( Kaba ve çirkin. )


- GARK OLMAK

( KENDİNİ BIRAKMAYA RÂZI OLMAK )


- GARK ve/> VECD ve/> MEVT


- GARNİTÜR değil/yerine/= YANLIK


- GARNİZON[Fr. < GARNISON] değil/yerine/= ASKERÎ BİRLİKLERİN BULUNDUĞU YER/KENT/BÖLGE/ALAN

( Bir kenti savunan ya da yalnız orada bulunan askerî birlikler. )


- GARUDA ile/ve GANEÇ(GANESHA)

( Yarı koç, yarı insan. İLE/VE Fil başlı insan. )


- GASBETMEK değil/yerine/= KAPALLAMAK


- GASP değil/yerine/>< FERÂGAT


- GASP değil/yerine/= KAPAL


- GASTE değil GAZETE


- GASTRİT[Fr.] ile ÜLSER[Fr.]/KARHA[Ar.]

( Ansiklomedi'deki açıklamaları okumak için burayı tıklayınız... )

( Mide mukozası yangısı. İLE Sindirim örgenlerinde ve özellikle mide ile onikiparmak bağırsağında görülen yara. )


- GASTROENTEROLOG değil/yerine/= SİNDİRİMBİLİMCİ


- GASTROENTEROLOJİ/GASTROENTEROLOGY[İng.] değil/yerine/= SINDIRİM BİLİMİ


- GASTROENTEROLOJİ/K değil/yerine/= SİNDİRİMBİLİM/SEL


- GASTRONOMİ değil ASTRONOMİ

( Damağını tatmin etmek için yaşamını yok eden olmak. DEĞİL Uzayın/doğanın derinliklerini araştıran olmak gerek. )


- GAŞY

( KENDİNDEN GEÇME, BAYILMA )


- GAŞY

( KENDİNDEN GEÇME, BAYILMA )

( KULUN, HALKTAN UZAKLAŞIP HAKK'A VARMASI )


- GATE[İng.] değil/yerine/= KAPI


- GATHA[Sansk.]

( Dört dizeden oluşan şiir biçimi. Kutsal bir tür dörtlük. )


- GAUDI ve/<> ETSURO SOTO


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ:
"KARMAŞIK" değil RASTGELE OLAN


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ile/ve/=/||/<> RASTGELELİK

( "Matematik, tüm bilimlerin kraliçesidir." - Carl Friedrich Gauss[Matematik Kralı][Nisan 1777 - 23 Şubat 1855] )


- GAUSS(ÇAN) EĞRİSİ ve/||/<> ZARLARIN RASTGELELİĞİ

( Tüm olasılıklar ve en çok sayının çıkma olasılığındaki zirveler/pikler...
TEK ZAR ATIŞINDA = Her biri için eşit olasılık.
2 ZAR ATIŞINDA = 7[1+6]'nın gelmesi.
3 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 11 olması.
4 ZAR ATIŞINDA = Toplamın 14 olması. )

( )


- GAVAJ/GAVAGE[İng.] değil/yerine/= BORUCUKLA BESLEME


- GAVÎ[Ar. çoğ. GAVÛN, GUVÂT | "ga" uzun okunur] ile GAVÎ[Ar.]

( Azgın, azmış, yoldan çıkmış adam. İLE Çok azmış, çok azgın. )


- GAVOT[Fr.]

( Bir tür, eski, Fransız halk dansı. )


- GAVS-I ÂZÂM / KUTB-U ÂLEM


- GAVS-I URÛC ile/ve/<> GAVS-I NÜZÛL

( ORTADA: HATT-I İSTİVÂ )


- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]

( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )


- GAVS ile GAVS-I ÂZÂM

( ... İLE İki kutbiyet makamında da bulunan zât. )

( YARDIMCI, İMDÂDA YETİŞEN | VELÎYULLAH | MEDET, NUSRET ile ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ (KUTB) )


- GAVTA[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVTA[Ar.]

( Toprağın çukurluğu. | Sulak yer, ağaçlık yer. Düzlük, ova. İLE Su içindeki derinlik. )


- GAY vs. TRANSVESTITE vs. TRANSEXUAL


- GAY(HOMO/"İBNE") ile TRAVESTİ/TRANSVESTİ ile TRANSEKSÜEL("DÖNME")

( Gay: Homoseksüel. Lezbiyenler için de kullanılır. Gay(Daha çok bilinen): Eril görünümde olup, öteki eril görünümlü kişilerle yakın ilişki kuran ve eşeysel/anal(pasif ve/ya da aktif) ilişkiye giren kişilere verilen ad. İLE Tra(ns)vesti: Eril gövde doğumlu olup, daha sonra dış görünümünde dişilliğe bürünen fakat penis ve testisleri(ya da sadece penisleri) yerinde durmaya devam eden(bazılarının testislerin olduğu bölgeye, (penis aynı yerinde kalarak) penisin altına, görünümü ve işlevselliğini taşıyan vajina oluşturan, eril gövdelerle ilişkiye(daha çok para/maddi çıkar karşılığı) giren kişilere verilen ad. İLE Transeksüel: Gövdesini tamamen öteki gövdenin biçimine büründürmüş, göğüs ve eşeysel örgenlerini tamamıyla ve birebir değiştiren, çeşitli "homoseksüel" ilişkiler kuran kişilere verilen ad. )


- GAYB/GAİB ile/ve/değil EŞİK


- GAYB ile HARİÇ


- GAYB ile HAZIR


- GAYB ile YOK/VAROLMAYAN


- GAYBE/GAİBE İMAN değil GAYB/GAİB'TEN İMAN(EMİN OLMA)

( Eşiklerimizin/sınırlarımızın farkında olarak ve kabul ederek, sınırlarımızın ötesinde olanlarla kendimizi gereğinden fazla zorlamamak. )


- GAYDA/TULUM ile KALİNKA

( ... İLE Rus gaydası. )


- GÂYE/LİMİT değil/yerine/= SINIR


- GAYE değil/yerine/= AMAÇ/EREK


- GAYET değil/yerine/= PEK


- GÂYETU'Ş-ŞEY'İ[Ar.] ile MEDÂHU[Ar.]


- GAYR-I HABERİYE(İNŞAÎ) ile HABERİYE(MEŞKÛKE)

( Emir, nehy, soru. İLE Şekk, şüphe. )


- GAYR-I MÜMKÜN değil/yerine/= OLANAKSIZ


- GAYR'A BENZEMEK değil/yerine HAKK'A BENZEMEK


- GAYR değil/yerine AKIL


- GAYRET[Ar.]/EFOR[Fr./İng. < EFFORT] (ETMEK) değil/yerine/= ÇABA/LAMAK


- GAYRET ile/ve GAYÛR

( Kişinin/kulun uğraşları. İLE/VE Allah'ın kulu için uğraşı. )


- GAYRET ile GERİLİM


- GAYRET ve/||/<>/< HAYRET


- GAYRET ve/||/<>/> RİAYET


- GAYRET ile/ve TAHSİL

( Kişiden. İLE/VE Allah'tan. )


- GAYRET ve/<> TEVEKKÜL


- GAYRET ile/ve/> TEVHİD


- GAYRETKÂR değil/yerine/= ÇABACIL


- GAYRI ... ile/ve/||/<> NA...


- GAYRİ AHLÂKÎ değil/yerine/= KILINÇ DIŞI


- GAYRİ İHTİYARİ ile DİRENÇ/İSTEM/İSTENÇ DIŞI/KENDİLİĞİNDEN


- GAYRÎ ile/değil/yerine DAHİLÎ


- GAYRÎ ile/değil GAYBÎ


- GAYRI ile GAYRİ

( Artık. İLE Başka. )


- GAYRİMENKUL değil/yerine/= TAŞINMAZ


- GAYRİSAFİ MİLLİ HÂSILA değil/yerine/= KESİNTİSİZ ULUSAL GELİR


- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM

( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )

( ... ile/değil TSIMPONA )

( [Lazca] ... ile/değil GUDA )

( ... ile/değil DANKİYO )


- GAYÛR[< GAYRET] değil/yerine/= GAYRETLİ, ÇOK ÇALIŞKAN | DAYANIKLI [GAYYÛR değil!]


- GAYYÛR değil GAYÛR


- GAYZ

( HİDDET, ÖFKE, KIZMA )


- GAYZ değil/yerine/= HINÇ


- GAYZERİT[Fr. < GEYSÉRITE] değil/yerine/= KAYNAÇTAŞI

( Volkan bölgelerinde oluşan silisli çökelti. )


- GAZ BALON


- GAZ KATI


- GAZ BULUTU ile HİMİKO BULUTU

( ... İLE Tüm evrende, gözlemlenebilen en büyük nesnedir.[Bizden 12 milyar ışık yılı uzaklıktaki gaz bulutu] )


- GAZ MOLEKÜLÜNDE:
SICAKLIĞIN YÜKSELMESİ ile/ve/||/<>/> HIZLI HAREKET

( Bir gazın molekülleri, sıcaklık yükseldikçe daha hızlı hareket eder. Bununla birlikte, moleküllerin arasındaki çarpışmasnın şiddeti de artar. Moleküllerin ortalama hızı, mutlak sıcaklğın kare köküyle orantılıdır. )

( Artan sıcaklığın, Güneş'in atasında bulunan hidrojen gazı üzerindeki ilk etkisi, çarpışmalar sonucunda hidrojen moleküllerinin [H2] ayrı ayrı hidrojen atomlarından oluşan bir gaz [H] üretmek üzere parçalanması olmuştur. )


- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Ar.]

( Normal basınç ve sıcaklıkta, olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan nesne. İLE Tül. İLE Diş. | Dişle tutma, ısırma. )


- GAZ ile BOĞUCU GAZ

( ... İLE Yanardağ ya da maden ocağı gibi yerlerde çıkan tehlikeli gaz. )


- GAZ ile ÇAMUR GAZI

( ... İLE Aktifleştirilmiş çamurlu arıtım sürecinde açığa çıkan %70 metan ve %30 karbondioksit karışımı bir gaz yakıt. )


- GAZ ile GRİZU[Fr.]

( ... İLE Normal sıcaklık ve basınçta, kömür ocaklarında açığa çıkan ve büyük bölümü saf metandan oluşan, kolayca tutuşabilen gaz. )


- GAZ ve/<> KABIZLIK/İNKIBAZ


- GAZ ile KRİPTON[Fr. < KRYPTON]

( ... İLE Atom numarası 36, atom ağırlığı 83,8 olan, atmosferde yarım milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz bir soy gaz. [simgesi Kr] )


- GAZ ile KSENON[Fr. < XENON]

( ... İLE Atom numarası 54, atom ağırlığı 131,30 olan, havada on milyonda bir oranında bulunan, renksiz, kokusuz asal gaz. [simgesi: Xe] )


- GAZÂ[Ar.] ile/||/<> CİHAD[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile GAYZ[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile HARD[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile İRÂDETÜ'L-İNTİKÂM[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile İŞTİYÂT[Ar.]


- GAZAB[Ar.] ile SUHT-SAHT[Ar.]


- GAZAL[Ar.] ile GAZEL[Ar.] ile GAZEL[Ar.]

( Ceylan. İLE Divan Edebiyatı'nda, beş ile onbeş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin lirik konularda yazılan nazım biçimi. | Lâtif. | Bayanlar için söylenilen güzel ve aşk dolu söz. | Türk müziğinde, belirli bir kurala bağlı olmadan, bir kişi tarafından, herhangi bir makamda gezinerek sesle yapılan taksim. İLE Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. )


- GAZÂLÎ ve FAHREDDİN RÂZİ


- GAZANFER AĞA SEBİLİ ile/ve GAZANFER AĞA SEBİLİ

( Fatih Bozdoğan Su Kemeri ve Karikatür Müzesi yanında. İLE/VE Eyüp, Otakçılar'da. )

( Kapı Ağası Gazanfer Ağa, Mimar Davud Ağa'ya yaptırtmıştır. [1596] İLE/VE Kızlar Ağası Gazanfer Ağa yaptırmıştır. [1599] )


- GAZANFER ÖZCAN ve/||/<> FECRİ EBCİOĞLU

( )


- GAZAP/GADAB[Ar.] değil/yerine/= ÖFKE, HİDDET, KIZGINLIK


- GAZAP ile GADAP

( Gadap kibirden beslenir, kibirin kökü şirktir. )

( İkisi de aynıdır. Z'nin D olarak okunmasından dolayı fark varmış gibi algılanır. )


- GAZE["ga" uzun okunur][Fars.] ile GÂZE[Fars.]

( Allık. İLE Çocuk salıncağı. )


- GAZEL/KASİDE ile MÜŞATTAR

( ... İLE Dizeleri arasına ek olarak ayrıca dizeler getirilmiş gazel ya da kasîde, teştîr edilmiş. )


- GAZETE OKUMAK ile/ve/<>/||/değil/yerine KİTAP OKUMAK


- GAZETE değil/yerine/= ÇAĞIM


- GAZETE değil/yerine/= ÇAVBET


- GAZETE ile/ve/||/<> RESMÎ GAZETE


- GAZETECİ/LİK ile/ve/değil/||/<> YAZAR/LIK


- GAZETECİ değil/yerine/= ÇAĞIMCI, BİLDİRİCİ


- GAZETECİ ile/ve FOTOĞRAFÇI


- GAZETECİLİK ile/ve/||/<>/>< YAZIN


- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ

( Savaştan, sağlam ya da (az/çok) yaralı çıkan. İLE Mustafa Kemal ATATÜRK İLE "Gezi" için gaz yiyen. )


- GAZÎR[Ar.] ile GAZÎR[Ar.]

( Yumuşak, mülâyim, tatlı, nâzik, uysal. İLE Çok. )


- GAZLAR ile ASAL/SOY GAZLAR

( ... İLE Atomlarının dış elektron halkaları tamamıyla ya da geçici olarak elektrona doymuş olan helyum, neon, argon, kripton, ksenon gazları. )


- GAZLAR ile/ve ASIL GAZLAR

( ... İLE/VE Helyum, neon, argon, kripton, ksenon, radon. )


- GAZYUVARI/ATMOSFER ile/ve/değil EŞİK


- GAZYUVARI/ATMOSFER YER


- GAZZÂLÎ


- GAZZÂLÎ ÖNCESİ ile/ve SONRASI

( Meşşaîlerin diliyken, Gazzâlî sonrasında, aklın küllî dili haline geldi. Bu nedenle Kategoriler konusu Mantık'tan çıkartılıp Fizik'e aktarıldı. )


- GÖRELİLİK/GALILEO GÖRELİLİĞİ ile/ve/<>/< ÖZEL GÖRELİLİK ile/ve/<>/< GENEL GÖRELİLİK

( DEĞİŞMEZLİK/BAKIŞIM[SİMETRİ] İLKESİ [İng. INVARIANCE PRINCIPLE]: Fizik yasaları ya da fiziksel bir nicelik, belirli dönüşümler altında değişmezdir. | Özel görelilik kuramı. | Genel görelilik kuramı. )

( ...
İLE/VE/<>/<
Birbirlerine göre düzgün doğrusal hareket eden [ivmesiz] eylemsizlik referans sistemleri için sınırlı ve geçerli, iki postüla üzerine kurulmuş olan ve matematik ifadesini, Minkowski uzay-zaman boyutları [tensörü] ile bulan kuram. [1905] [Fizik yasaları, tüm eylemsizlik referans [Galile] sistemlerinde aynı matematik şekle sahip [değişmez(invariant)] olmalılardır. Işık, uzayda, her yönde, sabit c hızıyla kaynağından ve gözlemcinin hareketinden bağımsız olarak yayılır ve hiçbir sinyal ya da enerji, ışığınkinden daha yüksek bir hızla yayılamaz.]
İLE/VE/<>/<
Özel göreliliğin değişmezliğini, sadece eylemsizlik(ivmesiz) referans sistemleri için sınırlı tutmuş olmasının açmazını tamamlayan ve fizik objektifliğin alanını genişleten ve matematik ifadesini, Riemannian uzay-zaman koordinatları ile bulan kuram. [1911] [Fizik yasaları, sürekli koordinat dönüşümleriyle birbirlerine geçilebilen, eylemli ya da eylemsiz tüm referans sistemlerinde değişmez olmalılardır.] )

( 1611 ile/ve/<>/< 1905 ile/ve/<>/< 1916[1919 yayımlama] )

( Koordinat düzenine göre bakışımlılığı[simetrikliği] tanımlar.

İLE/VE/<>/<

Fizik yasalarının, tüm eylemsiz koordinat düzenlerinde aynı olduğunu söyler.

İLE/VE/<>/<

Fizik yasalarının, tüm koordinat düzenlerinde geçerliliğini vurgular. )

( RELATIVITY/GALILEO RELATIVITY vs./and/<>/< SPECIAL THEORY OF RELATIVITY vs./and/<>/< GENERAL THEORY OF RELATIVITY )

... ~ GA... ile başlayan FaRkLaR...

- ... değil GAZYAĞI


- "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" ile/ve/değil GAZETECİLERİN SERBESTLİĞİ

( [not] FREEDOM OF PRESS vs./and/but FREEDOM OF JOURNALIST )


- "GALVENİZ" değil GALVANİZ


- "MÜKEMMELİYETÇİ/LİK" ile/ve/değil/<> "GARANTİCİ/LİK"


- "VARSIL/ZENGİN" ile/değil/yerine GANÎ


- [İNANÇ +]
KUŞKU ile/ve/||/<> CEHALET ile/ve/||/<> GAFLET ile/ve/||/<> HIRS ile/ve/||/<> KİBİR

( Nifak. İLE/VE/||/<> Taassub. İLE/VE/||/<> Gösteriş. İLE/VE/||/<> Fesad. İLE/VE/||/<> Zulüm. )


- [ne yazık ki]
!GAZA[Ar.] ile !GAZVE[Ar.]

( [ne yazık ki][tamamen eskide kalmış olması dileğiyle...]
İslâm'ı korumak ya da yaymak amacıyla müslüman olmayanlara karşı yapılan savaş. İLE Arap derebeylikleri arasında yapılan savaş. | Din uğruna yapılan savaş. )


- [ne yazık ki]
"ÇOK BİLMİŞLİK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( [ne yazık ki] Bir kişi, ne kadar bilmiyorsa, o kadar "bilir". İLE/VE/||/<> Ne kadar "korkuyor" ve "öfkeliyse", o kadar "garanticidir". )


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK" ile/ve/||/<> "GARANTİCİLİK"

( Bilgisiz ve anlayışsızların, süreci düşünemeyen, düşünmek istemeyenlerin, rahatı/keyfi yerinde olanların "zihni/tutumu". İLE/VE/||/<> Herşeyin, en başta hazır ve en iyi olmasını bekleyenlerin, geleceğe don biçebileceğini zannedenlerin "zihni/tutumu". )


- [ne yazık ki]
SUİKAST ile/ve/||/<> GASP


- ABARTMA ile/ve GAYRETKEŞLİK


- AEROKOLİ[Fr.] değil/yerine/= GAZ BİRİKİMİ

( Gerginliğe yol açacak kadar aşırı gaz birikimi. )


- AĞIZ ile/ve/değil GAGA

( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL Kuşlarda/hayvanlarda. )

( [not] MOUTH vs./and BEAK )


- AKIL ve/<> GAYRET


- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM

( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )


- APOLOJİ ile/ve/||/<> GASLIGHTING

( "Kendini haklı çıkararak savunma". İLE Psikolojik yönlendirme. İstismar ve tâciz "yöntemi". )


- ARI ile GAL ARISI


- AŞK:
[bazen]
CAN ile/<> GAM ile/<> HİÇ


- AŞK ile GARÂM


- ASLAN ile GAZANFER[Ar.]

( ... İLE İri aslan. )


- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO

( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )


- ÂYİNLERİN SAĞLADIKLARI:
ÂŞIK'IN, AŞKINI ARTIRMAK ile/ve GAFİL'İN GAFLETİNİ KALDIRMA


- AYRI-GAYRI ile/ve GÂFİL OLMAMAK


- AYRI ile/ve GAYRI ile/ve ŞEBİH


- BALİNA ile GAGALI BALİNALAR

( )

( ... vs. BAIRD’S BEAKED WHALE )


- BATI/LI(uygarlık) = GARB/Î = OCCIDENT/AL[İng., Fr.] = DAS ABENDLAND/ABENDLÄNDISCH[Alm.] = OCCIDENTE/OCCIDENTAL(E)[İt., İsp.] = VESPER, OCCIDENS, TERRÆ OCCIDENTEM VERSUS SITÆ[Lat.] = HE PROS HELIOU DÜSMAS[Yun.] = el-MAĞRİB[Ar.] = GARBÎ[Fars.] = HET AVONDLAND/S[Felm.]


- BEKTÂŞÎ SOFRASI =/<> GAZİ(ATATÜRK) SOFRASI


- BEZDİRİ/YILDIRMA ile/ve/değil/||/<> GAZA GETİRME/TAHRİK ETME

( Yönelimli, stratejik ve kasıtlı davranış/lar. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Kandırıcı ve sömürücü tutum. )

( MOBBING vs. GASLIGHTING )


- BİLİMSEL DEVRİM:
KOPERNİK ve/<> BRAHE ve/<> KEPLER ve/<> GALILEO ve/<> NEWTON

( KOPERNİK: "Modern astronominin ilk temsilcisi" DEĞİL Antik evren anlayışının son temsilcisi. )

( KEPLER YASALARI (EPITOME | 1618 - 1621) )


- BIYIKLARDA:
BURMA ile NEVHAT ile GAYTAN ile YOLUK ile KIRPIK ile PIRASA ile YASTIKLI

( ÇÂR-DARB[Fars.]: Dört darp. Kalenderîlerin arasında sakal, bıyık, kirpik ve kaş yerine kullanılan bir deyimdir. )

( BURÛT: Bıyık. )


- BÖBREK SANCISI/AĞRISI ile GAZ SANCISI/AĞRISI


- BOĞULMALARDA:
DİL KÖKÜNÜN GERİYE KAYMASI[BAYILMA VE BİLİNÇ KAYBI SONUCU] ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA SIVI DOLMASI ile/ve/||/<> SOLUK BORUSUNA YABANCI NESNE KAÇMASI ile/ve/||/<> ASILMA ile/ve/||/<> AKCİĞERLERİN ZEDELENMESİ ile/ve/||/<> GAZLA ZEHİRLENME ile/ve/||/<> SUDA

( Gövdedeki dokulara yeterli oksijen gitmemesi sonucu dokularda bozulma oluşmasıdır.
[Belirtileri]
- Soluk almada güçlük.
- Gürültülü, hızlı ve derin solunum.
- Ağızda balgam toplanması ve köpüklenme.
- Yüzde, dudaklarda ve tırnaklarda morarma.
- Genel sıkıntı hali, yanıtlarda isabetsizlik ve kararsızlık.
- Bayılma. )

( [İlk yardım.]
- Boğulma nedeni ortadan kaldırılır.
- Bilinç kontrolü yapılır.
- Hastanın yaşamsal bulguları değerlendirilir.
- Temel yaşam desteği sağlanır.
- Derhal tıbbî yardım istenir[112]
- Yaşam bulguları izlenir. )

( [Suda Boğulmalar]
- Suda boğulmalarda, soluk borusu girişi kasıldığından dolayı, çok az miktarda su, akciğerlere girer.
- Özellikle soğuk havalarda, 20-30 dakika geçse bile yapay solunum ve kalp masajına başlanmalıdır.
- Suya atlama sırasında, genel gövde yaralanması/omurga kırıkları olabileceği öngörülerek, başın, çok fazla geriye itilmemesi gerekmektedir.
- İlk yardımcı yalnız ise 112 aranırken temel yaşam desteğindeki sıralamaya uygun olarak aramalıdır. )


- BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞMASI ile/ve/||/<>/> SIVI ile/ve/||/<>/> KATI ile/ve/||/<>/> GAZ ile/ve/||/<>/> PLAZMA

( SU: Parçacıklardan daha da yüksek miktarda enerji çıkardığımızda, olanaklı minimum enerji seviyesi.[Tüm parçacıkların hepsi bir bütün gibi, tamamen aynı yöne doğru "büyük bir dalga" halinde hareket eder.][Mutlak sıfır derecesine çok çok yakın derecelerde soğutulan atom topluluğudur.[mutlak sıfır = 0 Kelvin ya da −273,15°C'dir]. Mutlak sıfır civarında, parçacıklar, aynı enerji seviyesine düşerek kümeleşmeye başlarlar. Kafasına buyruk ve bireysel hareket eden parçacıklar yoktur; hepsi "aynı" kimliğe bürünmüşlerdir ve bir küme durumunda "tek bir atommuşçasına" hareket etmeye başlar.] İLE/VE/||/<>/> ... İLE/VE/||/<>/> 0 derecede.[Buz] İLE/VE/||/<>/> 100 derecede.[Buhar] İLE/VE/||/<>/> Nesnenin aşırı ısınması sonucu, iyonların ve elektronların serbestçe dolaşabildiği durum. )

( )

( )

( )

( )


- BÜKRA[Ar.] ile GADÂT[Ar.] ile MESÂ'[Ar.] ile 'İŞÂ'[Ar.] ile 'ÂSŞİYY[Ar.] ile ASÎL[Ar.]


- BULUTSULAR ile/ve/||/<> GALAKSİLER ile/ve/||/<> KARA DELİKLER


- BURUN ile/ve/değil GAGA

( HATM[insanda ve hayvanda] ile/ve/değil HATM[: Kuş gagası.] )

( MOUTH vs./and BEAK )


- CÂHİL ile/ve/ne yazık ki/||/<>/< GÂFİL

( Sen'i bilmeyen. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Ben'i bilmeyen. )

( Bilmediğini bilir. Bilmediğini kabul eder. Bu kabul, öğrenmeye yatkın kılabilir, en azından bilene saygı göstermeyi sağlayabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Bilmediğini asla kabul etmez. Asla öğrenmeye yatkın değildir ve bilene saygı göstermez. )

( Şaşırabilme becerisini henüz yitirmeyen. Merak edebilir, soru sorabilir, eğitilebilme olanağı taşıyabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Şaşırmaz, düşüncelerini sorgulamaz, hatalı olabileceğini kabul etmez, eğitime gereksinim duymaz. )

( Bilenlerin yanında eziktir, bilenin konumunu/yetkisini kabul eder ve genellikle bu konuma/yetkiliye pek de sorgulamadan bakar. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Kendi, tek başına yetkidir. Başkalarının yetkisinden, özellikle de bilenlerin yetki ve konumundan nefret eder. )

( Henüz gerçeklikten kopuk değildir. Gerçeği bilmese de sezgisel olarak gerçeğe yakındır. Gerçekle arasında köprü kurabilme becerisini yitirmemiştir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Gerçeklikten tamamen kopmuştur. Kendi hayal dünyasında, safsata ile örülmüş yüksek duvarların ardında yaşar. Gerçeğe ulaşmak için gerekli tüm bağları reddeder. )

( Uyanabilir, uyandırılabilir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/||/<>/< Uyandırılamaz. )


- ÇATALLANMA ile/ve/||/<> GARİP AÇI


- CEHD ile/ve/||/<> GAYRET


- CELÂL ile GADAP


- ÇENE ile GABGAB/SAKAK

( Çene altı, gıdı. )


- ÇIKMAZ/AÇMAZ = GAYR-İ KABİL-İ HAL MESELE = APORIA[İng.] = APORIE[Fr.] = APORIE[Alm.] = APOROS[Yun.]


- CİNS = CİNS[Fars., Ar.] = GENUS[İng., Lat.] = GENRE[Fr.] = GATTUNG[Alm.] = T0 GENOS[Yun.] = GENERE[İt.] = GENERO[İsp.] = SOORT[Fel.] = SLAGS[Dan.] = ROD[Rus.]


- CIVA ile/değil GALYUM/GALLIUM


- CİVADRA[İt. < GIVADERA] ile/ve GRANDİ ile/ve MİZANA ile/ve GABYA

( Geminin baş tarafındaki yatık direk. İLE/VE Geminin ortasındaki büyük direk. İLE/VE Yelkenli gemilerdeki arka direk. İLE/VE Üç direkli gemilerdeki orta direk. )


- ÇOBAN ile GAUCHO

( ... İLE Patangonya'da yaşayan koyun çobanları. )


- DALÂL[Ar.] ile GAYY[Ar.]


- DALGALARDA:
ALFA ile BETA ile GAMMA ile TETA

( [Saniyede] 8-12 titreşim. İLE 25-100 titreşim. İLE 1 sn. İLE ... )


- DAYATMA ve GASP


- DEĞERLİ TAŞ/CEVHER ile/ve/<> GANG[Alm.]

( ... İLE/VE/<> Bir maden cevherini, bir değerli taşı saran değersiz madde. )


- DEM ve/||/<> GAM ve/||/<> SERENCÂM[Fars.]

( Olsun! VE/||/<> Olmasın! VE/||/<> Hayrolsun! )


- DİL SÜRÇMESİ/LÂĞZ[Ar.] ile GAF


- DILTHEY ve/<> GADAMER


- DÎVÂN EDEBİYATI MÜZESİ ve GALATA MEVLEVÎHÂNESİ

( İkisi de aynı yerdir. [Tünel'dedir.] )

( 1492'de Mevlevî Tekkesi. VE 1975'te müze. )


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE

( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )

( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )


- DUMAN ile/ve/değil GAZ

( Sigaranın zararı, görünen dumanından değil görünmeyen gazındandır! [dolayısıyla havalandırma[air-condition] neredeyse hiçbir etkisi yoktur!] )

( [not] SMOKE vs./and GAS )


- EDİLGEN ile GAİB


- EKÂME Bİ'L-MEKÂN[Ar.] ile GANİYE Bİ'L-MEKÂN[Ar.]


- EKVADOR ile/ve/<> GALAPAGOS ADALARI

( ... İLE/VE/<> Ekvador'un yaklaşık 1000 km. açığında, Büyük Okyanus'tadır. )

( ... İLE/VE/<> Rastgele serpiştirilmiş gibi duran ve irili ufaklı, 42 adadan oluşmaktadır. En büyük adası Isabela, en küçük adası ise Plazasur'dur.[13 km²] )

( ... İLE/VE/<> Ekvador Cumhuriyeti'nin bir ilini oluşturmaktadır.[Yönetim merkezi, San Cristobal adasında yer alan Puerto Baquerizo'dur.] )

( ... İLE/VE/<> Adaların tamamı volkaniktir. En büyüğü olan Isabella üzerinde, 2000'den fazla sönmüş yanardağ bulunmaktadır. Ferdinanda adasında, 1977'den beri 53 adet volkanik patlama tespit edilmiştir. )

( ... İLE/VE/<> İspanyolca'da, Kaplumbağa anlamına gelmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Jeolojik yaşları, 70.000 - 3 milyon yıl arasında değişmektedir.[Daha genç olanlarda, toprak rengi daha koyudur.] )

( ... İLE/VE/<> 1535 yılında, Panama Psikoposu Thomas de Berlanga tarafından, yollarını kaybederek tesadüfen keşfedilmiştir. Daha sonra unutularak korsanların ve ne yazık ki, balina avcılarının barınağı olmuş. 1932 yılında ise Albay Hernandez komutasındaki bir Ekvador Birliği, adaları, Ekvador topraklarına katmıştır. 1959 yılında ise, ulusal parka dönüştürülmüştür. )

( ... İLE/VE/<> Kuzey ve Güney'inde farklı iklimler sürmektedir. )

( ... İLE/VE/<> Etobur yırtıcı hayvan bulunmadığında, dünyanın hiçbir yerinde bulunmayan türler, bugüne kadar bu coğrafyada yaşamını sürdürmüştür. Hiçbiri, insanı düşman olarak algılamamakta ve insandan korkmamaktadır. )

( ... İLE/VE/<> İnsan yerleşimi, tüm adaların yüzölçümünün sadece %4'ü ile sınırlıdır.[Adaya giden turistler, ya 8 - 100 yolcu alabilen 80 gemiden birine binip 5 - 7 günlük adalar turuna çıkmaktadır ya da Santa Cruz adasındaki turistik merkez Puerto Ayora liman kentinde kalıp günlük turlara katılabilmektedir.] )

( ... İLE/VE/<> Charles Darwin, bilimsel araştırma ve gözlemlerini bu adalardan bazılarında yapmıştır. )

( ... İLE/VE/<> Soğuk suları, mercan oluşumuna izin vermemektedir ve çok zengin bir dirimsel[biyolojik] çeşitlilik bulunmamaktadır. )

( ECUADOR cont/et/<> GALAPAGOS[Tr. Kaplumbağa] )


- EMED[Ar.] ile GÂYE[Ar.]


- EREK/AMAÇ ile/değil GARAZ/GAREZ[Ar.]

( ... İLE/DEĞİL Birine karşı güdülen kötülük etme isteği, kin, düşmanlık. )


- EREK = GAYE = PURPOSE, END[İng.] = FIN[Fr.] = ZWECK[Alm.] = FINIS[Lat.] = TELOS[Yun. < TELEUTE]


- ESEF[Ar.] ile GAMM[Ar.] ile HASRET[Ar.]


- FESÂD[Ar.] ile GAYY[Ar.]


- FEY'[Ar.] ile GANÎMET[Ar.]


- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN


- FUHUŞ ile/ve/||/<> GABİN

( ... İLE/VE/||/<> Alışverişte, satın alınan mala ödenilen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )


- GABEN-İ FÂHİŞ ile/>< GABEN-İ YESÎR

( * Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte %2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda %5, hayvan için %10, binâ için %20'den, ibâdet konularında gerekli olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar. * Bâyi(satıcı), bu mala, şu kadar Lira veren oldu deyip, satsa, sonra gaben-i fâhiş olduğu ve başkası, o kadar Lira vermediği anlaşılsa, müşteri[alıcı] bey'i (satışı, alış-verişi) fesh edebilir, bozabilir. [Mecelle] * Yolculukta, su, gaben-i fahişle satılırsa ya da piyasa fiyatı ile alacak fazla parası yok ise, namazını teyemmüm ile kılması câiz olur. [İbn-i Âbidîn] İLE/>< Az aldanma ya da az aldatma. )

( GABEN: Aldatma, aldanma, alıcı ve satıcıdan birinin ötekini aldatması. )


- GABÎ[Ar. çoğ. GUBÂT | "ga" uzun okunur] ile GABÎ[Ar.]

( Ahmaklık, budalalık eden. İLE Kalınkafalı, anlayışsız, beceriksiz. )


- GADÂT[Ar. çoğ. GADAVÂT] ile GADÂT[Ar. < GUDVE]

( Sabahın erken zamanı. | Kuşluk yemeği. İLE Sabahla güneş doğması arasındaki zaman. )


- GADİR["ga" uzun okunur] ile GADÎR[Ar. çoğ. GUDERÂ', GUDÜRÂN]

( Gadreden, ihanet eden, fenalık eden. İLE Sel ile oluşan birikinti su, durgun su, göl. | Küçük ırmak. )


- GAFİL-ÂNE["ga" uzun okunur] ile GAFİLEN["ga" uzun okunur]

( Gafilcesine, dikkatsizlikle, dalgınlıkla. İLE Habersizce. )


- GAFİR["ga" uzun okunur] ile GAFÎR[Ar.]

( Mağfiret eden, yarlıgayan, affeden, Allah. İLE Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. | Muhafız askerler. )


- GAFİR ile GAFÛR

( Yarlıgayan, affeden, mağfiret eden. | Örten, etrafını çeviren. | Çok fazla. İLE Yarlıgayan, suç bağışlayan, merhamet eden, mağfiret eden. )


- GAGALAMAK ile GAGA İLE TÜYLERİNİ TARAMAK/DÜZELTMEK

( PECK vs. PREEN )


- GAL ile/ve GAS


- GALAT-I MEŞHUR ile/değil GALAT-I FÂHİŞ

( Yanlış anlama geldiği ve yanlış kullanıldığı halde çoğunluğun benimseyip kullandığı sözcükler. İLE/DEĞİL Hiçbir biçimde kullanımı uygun görülmeyen sözcükler. )


- GALETE değil GALETA


- GALİ-BA değil GALİBA


- GALİ[Fr. < Ar.] ile GALYOT[Fr.]

( Alçak ve altı düz gemi. İLE Başı ve kıçı aynı biçimde, altı düz bir gemi. )


- GALİP ile/ve/değil/<> GARİP

( Galip gelen, garip olur/hisseder. )


- GAM[Ar.] ile GAM[Yun.] ile KÂM[Ar.]

( Tasa, kaygı, üzüntü. İLE Notaların baştan sona [kalından inceye] ve/ya da sondan başa [inceden kalına], tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. )


- GAMGÎN değil/yerine/= GAMLANAN


- GAMZE ile/ve/değil GAMZE

( Yanaktaki çukur. İLE/VE [Divan edb.] Sevgilinin süzgün bakışı. | Birkaç anlama gelebilen bakış. )


- GAR["ga" uzun okunur] ile -GÂR[Ar.]

( Mağara, in. | Defne ağacı. İLE Fâillik ve nispet anlamlarıyla adlara sonek olarak katılır.[YÂD-GÂR, BESTE-GÂR] )


- GARAZ değil GAREZ


- garg.[Lat. < GARGARISMA] değil/yerine/= GARGARA


- GARÎB[Ar. < GURBET/GARÂBET] ile GARİB[Ar. < GURÛB | "ga" uzun okunur]

( Kimsesiz, zavallı. | Gurbette, kendi memleketinin dışında bulunan, yabancı. | Tuhaf, şaşılacak, bambaşka. | Dokunaklı. İLE Batan. )


- GARİZ değil GALİZ

( Kaba ve çirkin. )


- GARUDA ile/ve GANEÇ(GANESHA)

( Yarı koç, yarı insan. İLE/VE Fil başlı insan. )


- GASTE değil GAZETE


- GAVÎ[Ar. çoğ. GAVÛN, GUVÂT | "ga" uzun okunur] ile GAVÎ[Ar.]

( Azgın, azmış, yoldan çıkmış adam. İLE Çok azmış, çok azgın. )


- GAVS-I URÛC ile/ve/<> GAVS-I NÜZÛL

( ORTADA: HATT-I İSTİVÂ )


- GAVS[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVS[Ar.]

( Yardım, muâvenet. | Yardım istemek için bağırma, medet. | Yardımcı, imdada yetişen.[GAVS-I A'ZAM: Abdülkadir-i Geylânî] İLE Suya dalma, dalgıçlık. | İçine girmek için bir şeyi derinleştirme, iyice anlama. )


- GAVS ile GAVS-I ÂZÂM

( ... İLE İki kutbiyet makamında da bulunan zât. )

( YARDIMCI, İMDÂDA YETİŞEN | VELÎYULLAH | MEDET, NUSRET ile ABDÜLKADİR-İ GEYLÂNÎ (KUTB) )


- GAVTA[Ar. çoğ. AGVÂS] ile GAVTA[Ar.]

( Toprağın çukurluğu. | Sulak yer, ağaçlık yer. Düzlük, ova. İLE Su içindeki derinlik. )


- GAYBE/GAİBE İMAN değil GAYB/GAİB'TEN İMAN(EMİN OLMA)

( Eşiklerimizin/sınırlarımızın farkında olarak ve kabul ederek, sınırlarımızın ötesinde olanlarla kendimizi gereğinden fazla zorlamamak. )


- GAYRET ile/ve GAYÛR

( Kişinin/kulun uğraşları. İLE/VE Allah'ın kulu için uğraşı. )


- GAYRÎ ile/değil GAYBÎ


- GAYRI ile GAYRİ

( Artık. İLE Başka. )


- GAYTA[Ar.] ile/değil/yerine GAYDA[Bulgarca]/TULUM

( İnsan dışkısı. İLE/DEĞİL Müzik aleti.[Trakya'lı, Bulgar, Makedon ve İskoçlar'ın ulusal çalgısı.] )

( ... ile/değil TSIMPONA )

( [Lazca] ... ile/değil GUDA )

( ... ile/değil DANKİYO )


- GAYÛR[< GAYRET] değil/yerine/= GAYRETLİ, ÇOK ÇALIŞKAN | DAYANIKLI [GAYYÛR değil!]


- GAYYÛR değil GAYÛR


- GAZ[Fr. < Lat. CHAOS[Van Helmont] | "ga" uzun okunur] ile GAZ[Fr. < GAZE] ile GÂZ[Ar.]

( Normal basınç ve sıcaklıkta, olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapmak özelliğinde olan akışkan nesne. İLE Tül. İLE Diş. | Dişle tutma, ısırma. )


- GAZAB[Ar.] ile GAYZ[Ar.]


- GAZAL[Ar.] ile GAZEL[Ar.] ile GAZEL[Ar.]

( Ceylan. İLE Divan Edebiyatı'nda, beş ile onbeş beyit arasında değişen, ilk beytinin dizeleri birbiriyle, sonraki beyitlerinin lirik konularda yazılan nazım biçimi. | Lâtif. | Bayanlar için söylenilen güzel ve aşk dolu söz. | Türk müziğinde, belirli bir kurala bağlı olmadan, bir kişi tarafından, herhangi bir makamda gezinerek sesle yapılan taksim. İLE Sonbaharda kuruyup dökülen ağaç yaprağı. )


- GAZANFER AĞA SEBİLİ ile/ve GAZANFER AĞA SEBİLİ

( Fatih Bozdoğan Su Kemeri ve Karikatür Müzesi yanında. İLE/VE Eyüp, Otakçılar'da. )

( Kapı Ağası Gazanfer Ağa, Mimar Davud Ağa'ya yaptırtmıştır. [1596] İLE/VE Kızlar Ağası Gazanfer Ağa yaptırmıştır. [1599] )


- GAZAP ile GADAP

( Gadap kibirden beslenir, kibirin kökü şirktir. )

( İkisi de aynıdır. Z'nin D olarak okunmasından dolayı fark varmış gibi algılanır. )


- GAZE["ga" uzun okunur][Fars.] ile GÂZE[Fars.]

( Allık. İLE Çocuk salıncağı. )


- GÂZİ ile GÂZİ ile GAZÎ

( Savaştan, sağlam ya da (az/çok) yaralı çıkan. İLE Mustafa Kemal ATATÜRK İLE "Gezi" için gaz yiyen. )


- GAZÎR[Ar.] ile GAZÎR[Ar.]

( Yumuşak, mülâyim, tatlı, nâzik, uysal. İLE Çok. )


- GEVEZELİK ve/||/<> GAFLET

( Bilgelik/hikmet/irfan bulunmayan söz. VE/||/<> Düşünce ve bilgi bulunmayan susma/sükût. )


- GKM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ


- GMM/GAUSSIAN MIXTURE MODEL[İng.] değil/yerine/= GAUSS KARIŞIM MODELİ


- GÖSTERGE ile/ve GARANTİ

( INDICATOR vs./and GUARANTY )


- GÖZLÜK ve/||/<> GAZEL

( Körler çarşısında satma! VE/||/<> Sağırlar çarşısında satma! )


- GPRL/GAUSSIAN PROCESS REGRESSION LEARNING[İng.] değil/yerine/= GAUSS SÜREÇ GERİ ÇIKARIM ÖĞRENIMİ, GAUSS SÜREÇ REGRESYON ÖĞRENIMİ


- GPS ile GLONASS ile GALILEO ile BEIDOU

( Amerika'nın. İLE Rusya'nın. İLE Avrupa'nın. İLE Çin'in. )


- GSMH/GROSS NATIONAL PRODUCT[İng.] değil/yerine/= GAYRİ SAFİ MILLİ HASILA


- GSR/GALVANIC SKIN RESISTANCE[İng.] değil/yerine/= GALVENİK DERİ DİRENCİ


- GÜLÜNÇ/KOMİK ile/ve/değil/||/<> GARİP


- GÜVENCE ile GARANTİ

( GUARANTEE vs. GUARANTY )


- HÂCET-İ ZÂTÎ ile GANİYYÜ-Z-ZÂTÎ/GINA-YI ZÂTÎ


- HAK-HUKUK ile GAK-GUGUK

( Her zaman için. İLE Bazen/bugün. )


- HAKİM ... ile/ve/değil/yerine/||/<>/< GALİP ...


- HARIDVAR ve/> GANGAMAYA ve/> GANJ


- HEMM[Ar.] ile GAMM[Ar.]


- HEVESKÂR ile/ve/değil/yerine GAYRETKÂR

( Olgun kişi, kişileri topluma yararlılık konusunda heveslendirerek, iyi çalışmalarını sağlar. )


- HİPOFİZ BEZİ ile KALKANBEZİ/TİROİD BEZİ ile PARATİROİD BEZİ ile LENF BEZİ ile BÖBREK ÜSTÜ BEZİ ile PANKREAS BEZİ ile EŞEYSEL BEZ ile İÇ SALGI BEZLERİ ile GASTRİT SUYU BEZİ ile GÖĞÜS KEMİĞİ ARKASINDA BULUNAN İÇSALGI BEZİ/TİMUS

( PITUITARY GLAND vs. THYROID GLAND vs. PARATHYROID GLAND vs. ADENOID (GLAND) vs. ADRENAL (GLAND) vs. PANCREATIC GLAND vs. GONADIAL GLAND vs. ENDOCRINE GLANDS vs. PEPTIC GLAND vs. THYMUS )


- HİPOKRAT ile/ve/||/<>/> GALEN ile/ve/||/<>/> İBN-İ SİNÂ


- İBN-İ HEYSEM ile/ve/||/<>/>< GALILEO

( image )


- İDRAK ve/<> GAYRET


- IGUANA ile GALAPAGOS KARA IGUANASI ile GALAPAGOS DENİZ IGUANASI


- INSÜFLATÖR/INSUFFLATOR[İng.] değil/yerine/= GAZ ÜFLEYİCİ


- İRÂDÎ ERDEMLER ile GAYRİ İRÂDÎ ERDEMLER

( Varlık[Vucud]'a yönelik. İLE Varolan[Mevcud]'a yönelik. )

( Kendini bulduran. İLE Allah'ı bulduran. )


- IRMAK ile/ve GADIR

( ... İLE/VE Küçük ırmak. )


- IŞIK YILI ile/ve GAUSS YILI

( Işığın bir yılda boşlukta aldığı mesafe. [Zaman birimi değildir!] İLE/VE 1 Astronomik Birimi[AU], kütlesi sıfır kabul edilen bir taneciğin 1 Gauss yılı[365,256.898.300 gün] sürede çizdiği düzgün dairesel yörüngenin yarıçapı olarak kabul edilmiştir. )

( 1 ışık yılı = 63.241 AU [ 1 AU = 149.597.870.691 ± 30 m. ] | [9.5 Trilyon km. / 9.460.718.940.369.531 m. ± 1.897.230 m.] )

( Astronomik Birim [AU], Dünya'nın Güneş çevresinde çizdiği eliptik yörüngenin büyük ekseninin yarısı kabul edilir. )

( Dünya ile Ay arasındaki en fazla mesafe 1.3 ışık saniyesidir. )

( Dünya ile Güneş arasındaki en fazla mesafe 499 ışık saniyesidir [8.3 ışık dakikası]. )

( Güneş Sistemi'nin çapı yaklaşık 150 ışık saatidir. )

( Oort Bulutu[güneşin etrafında dönen kuyrukluyıldızlar kümesi] yaklaşık 2 ışık yılı çapındadır. )

( Güneş'e en yakın yıldız sistemi olan Alfa Centauri yıldız sistemi, Güneş Sistemi'nden yaklaşık 25 astronomik birim, yani 3,75 milyar km. uzaklıktadır. )

( Samanyolu Galaksisi'nin çapı 100.000 ışık yılı kadardır. )

( Samanyolu'nun komşu galaksilerinden Andromeda, bize 2.4 - 2.7 milyon ışık yılı uzaklıktadır. )

( Güneş'ten sonra dünyaya en yakın yıldız olan Proxima Centauri, 4.2 ışık yılı uzaklıktadır. )

( LIGHT YEAR vs./and GAUSS YEAR )


- IŞIK ile GAZIŞI

( ... İLE Termik etki olmaksızın, kendiliğinden görülen ışık. [Radyum, gazışıl bir öğedir.] )


- İSPİNOZ ile GALAPAGOS VAMPİR İSPİNOZU

( ... İLE Penguenlerin kanını emiyorlar. )


- İSPİYON ile GAMMAZLAMA


- İSTEK ile/ve/<> GAYRET

( YISA[İt.]: Gayret vermek için söylenilen söz. )

( REQUEST vs./and/<> EXERTION )


- İŞTİYÂT[Ar.] ile GAZAB[Ar.]


- JÜPİTER/GALILEO UYDULARI:
IO ile/ve/||/<> EUROPA ile/ve/||/<> GANYMEDE ile/ve/||/<> CALLISTO


- KABZİYET ile GAZAP

( Allah'ın verdiği sıkıntı. İLE Kuldan kaynaklanan sıkıntı. )


- KÂFİR ile GAFİL


- KÂĞIT ve/||/<>/> GAZETE ve/||/<>/> ROMAN

( [olmasaydı, ...] Kapitalizm olmazdı. VE/||/<>/> Ulus olmazdı. VE/||/<>/> Birey olmazdı. )

( "Kitap, Kütüphane, Yazı, Okuma Kültürü, Yayıncılık" Konulu Kitaplar )


- KAHR ile GADAP


- KÂM[Ar.] ile/ve/değil/yerine/<>/< GAM[Ar.]

( Ağzın üstü, damak. | Meram, arzu, emel, istek. | Lezzet, zevk. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/< Tasa, kaygı, üzüntü. )


- KAMET[Ar.] ile GAMET[Fr. < Yun.]

( Boy. | Camide, namaza kalkmak için okunan ezan. İLE Eril ya da dişil üreme gözesi. )


- KANSER ile GANSER (SENDROMU)


- KAYAÇ ile GABRO[İt.]

( ... İLE Renkli minerallerden [amfibol, piroksen, olivin] oluşan, bir tür kayaç. )


- KAYITSIZ/LIK ile VURDUMDUYMAZ/LIK ile GAMSIZ/LIK

( Kişi ne yaparsa, kendi yapar, kendine yapar fakat bazı tutumlarla etrafındakilere de zarar verebilir! )


- KAZÂ ile GAZÂ


- KHAOS ve GAIA ve EROS


- KOMİ[Fr. < COMMIS] ile/ve/||/<>/> GARSON[Fr. < GARÇON]

( Otel, pansiyon vb. yerlerde çalışan hizmetli. | Lokantalarda garson yardımcısı. İLE/VE/||/<>/> Lokanta, pastane vb. yerlerde müşterilere hizmet eden çalışan. )


- KOŞUK = KOŞMA = GAZEL

( İslâm'dan önce. = Halk yazınında. = Divan yazınında. )


- KÜKÜRT ile/ve/<> SÜLFÜR ile/ve/<> GALENİT[Yun.]

( Atom numarası 16, atom ağırlığı 32.06 olan, doğada, arı ya da başka cisimlerle bileşik olarak bulunan, sarı renkli, 113 °C2de ergiyen ve 444 °C'de kaynayan öğe. İLE/VE/<> Kükürdün, başka bir öğeyle yaptığı bileşik. İLE/VE/<> İçinde doğal kurşun bulunan sülfür. )


- KUYU ile GAYYA[Ar.]

( ... İLE Cehennemde bulunduğu varsayılan bir kuyunun ya da derenin adı. )


- KUZEY DENİZİNDE:
KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> ÇUKÇİ DENİZİ ile/ve/||/<> DE LONG BOĞAZI ile/ve/||/<> DOĞU SİBİRYA DENİZİ ile/ve/||/<> LAPTEV BOĞAZI ile/ve/||/<> BOURHAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> LAPTEV DENİZİ ile/ve/||/<> OLENEKSKİY KÖFREZİ ile/ve/||/<> KATANSKİY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> VİLKİTSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> YENİSEY KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA DENİZİ ile/ve/||/<> BAYDARATSKAYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KARA BOĞAZI ile/ve/||/<> ÇEYŞSKAYA KOYU ile/ve/||/<> BEYAZ DENİZİ ile/ve/||/<> ONEGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> KANDELAŞKA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DİVİNA KOYU ile/ve/||/<> BARENTS DENİZİ ile/ve/||/<> GRÖNLAND DENİZİ ile/ve/||/<> NORVEÇ DENİZİ ile/ve/||/<> KUZEY DENİZİ ile/ve/||/<> DANZİNG KÖRFEZİ ile/ve/||/<> RİGA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FİNLANDİYA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> BOTNİ KÖRFEZİ ile/ve/||/<> DANİMARKA BOĞAZI ile/ve/||/<> DAVIS BOĞAZI ile/ve/||/<> BALTIK DENİZİ ile/ve/||/<> LABRADOR DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN DENİZİ ile/ve/||/<> BAFFIN KÖRFEZİ ile/ve/||/<> SMITH KÖRFEZİ ile/ve/||/<> NARES BOĞAZI ile/ve/||/<> LANCASTER BOĞAZI ile/ve/||/<> ARKTİK KOYU ile/ve/||/<> PR. REGENT BOĞAZI ile/ve/||/<> BOOTHIA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FOXE ÇANAĞI ile/ve/||/<> FOXE KANALI ile/ve/||/<> REPULSE KOYU ile/ve/||/<> CORAL LİMANI ile/ve/||/<> JAMES KOYU ile/ve/||/<> HUDSON BOĞAZI ile/ve/||/<> UNGAVA KÖRFEZİ ile/ve/||/<> FROBISHER KOYU ile/ve/||/<> CUMBERLAND KÖRFEZİ ile/ve/||/<> HOME KÖRFEZİ ile/ve/||/<> JONES BOĞAZI ile/ve/||/<> PEARY KANALI ile/ve/||/<> BARROW BOĞAZI ile/ve/||/<> FRANKLIN BOĞAZI ile/ve/||/<> VISCOUT MELVILLE BOĞAZI ile/ve/||/<> Mc CLURE BOĞAZI ile/ve/||/<> McCLINTOK KANALI ile/ve/||/<> KRALİÇE MAUD KÖRFEZİ ile/ve/||/<> CORONATION KÖRFEZİ ile/ve/||/<> PR. ALBERT KOYU ile/ve/||/<> AMUNDSEN BOĞAZI ile/ve/||/<> GALLER PRENSİ BOĞAZI ile/ve/||/<> BEAUFORT DENİZİ ile/ve/||/<> PRODHOE KOYU ile/ve/||/<> KOTZEBUE KOYU ile/ve/||/<> NORTON KOYU


- LOOK vs./||/<> STARE vs./||/<> GLANCE vs./||/<> GLIMPSE vs./||/<> GAZE

( Bakma. İLE/||/<> Dik dik bakma. İLE/||/<> Göz atma. İLE/||/<> Gözüne çarpma. İLE/||/<> [Bir şeye] Dikkatle bakma, gözünü ayırmama. )


- MAHİYET'TE VARLIK:
AYNİYET ile/ve GAYRİYET ile/ve CÜZZİYET


- MASLAHAT ile/ve MENFAAT ile/ve MAKSAT ile/ve GARAZ


- MAXWELL EŞİTLİKLERİNDE:
GAUSS YASASI ile/ve/||/<> GAUSS'UN MANYETİK YASASI ile/ve/||/<> FARADAY'IN TÜMEVARIM YASASI ile/ve/||/<> AMPER'İN DEVRE YASASININ DOĞRULAMASI

( )

( E [elektrik alanı] ve B [manyetik alan] )


- MAYMUN ile/ve GALAGO/OJAM/ÇALIBEBEĞİ/KÜÇÜK GECE MAYMUNU

( ... İLE Güney ve Ekvator Afrika'da yaşarlar. Uzun ve ince parmaklarının alt ucunda vantuz görevi gören etten çekmenler vardır. [Bunlar, hayvanın pençelerini kullanmadan koşa koşa ağaçlara tırmanmasını sağlar.] )

(
)


- MECZUB ile/>< GÂFİL

( Gereğinden fazla içe yönelirsek. İLE/>< Gereğinden fazla dışa dönüklük ve çenesi düşüklük. )

( İlimsiz hâl. İLE/>< Hâlsiz ilim. )


- MEVZÛ + GÂYE


- MİSKE = GAZOZ


- MÜEKKED SÜNNET ile/ve GAYR-I MÜEKKED SÜNNET

( Öğle namazının ilk sünneti. İLE/VE İkindi ve yatsının ilk sünnetleri. )

( MÜEKKED: Kuvvetle emr olunmuş. )


- MUHABBETİN/AŞKIN DERECELERİ'NDE:
MEYL ile/||/<>/> ARZU ile/||/<>/> SAHÂBET ile/||/<>/> GARÂM ile/||/<>/> VEDÂD ile/||/<>/> ŞEGAF ile/||/<>/> TEFÎN ile/||/<>/> TEABBÜD ile/||/<>/> HULLET ile/||/<>/> IŞK

( Öteki dillerde bizim "muhabbet" gibi çok anlamlı bir sözcük var mıdır bilmem. Ama şu kadarını söyleyeyim... Bizi bilmek demek, biraz da bu sözcüğü tüm anlamlarıyla bilmek demek...

Muhabbeti; sevgi, aşk, sevdâ, dostluk, bağlılık, sohbet, yârenlik etmek anlamlarında kullanıyoruz. Birini sevdiğimizde ona muhabbet besleriz. Sevdiğimizle oturup konuştuğumuzda muhabbet etmiş oluruz. Bir erkek ile bir kadının birbirini tanımasına ve sevmesine vesile olanlara "muhabbet tellâlı" deriz. Ama konu tasavvuf olunca sözcük farklı anlamlar kazanmaya başlar.

Eskiler, muhabbeti, şiddetine göre on dereceye ayırmış. Öncesi ilgi duymak, sonrası muhabbetin şiddetiyle yok olmak olan muhabbet olmaz ise yolculuk da olmaz. Sırayla açıklayalım...

1. MEYL: Sözlükte bir yöne doğru yönelmek, eğilmek, eğik duruma gelmek anlamı verilmiş. Biz ise birine ya da bir şeye yönelmek, sevgi, ilgi göstermek, istek ve arzu duymak anlamlarında kullanıyoruz. Tasavvufta yolun en başındakilere muhib deriz. Muhib, ilgi duyan kişidir. Yolun başı ise ilgi duymaktır. O yüzden;

Âşık oldur kim kılar cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân itmesin her kim ki kıymaz cânına


(Fuzûlî)

İlgi duymaya başladığımız anda yolculuğumuz başlar. Çünkü meyl ile başlayan yolculuğun sonu bu uğurda canını vermektir.

2. ARZU: Meyl, irâdeye yükselirse arzu adını alır. İrâdeye yükselmesi ise yâri istemek ile olur. Ama bunun da bir bedeli vardır.

Cân la’lin eyler arzû yâr içmek ister kanımı
Yârâb ne vâdîdir bu kim cân teşne cânân teşnedir


(Bâkî)

3. SAHÂBET: Benimseyip koruma, kayırma suretiyle sâhiplenme, sâhip çıkma anlamlarında kullandığımız sözcük, Arapça olmasına karşın anlamını Türkçe'de kazanmış. Kişinin arzu ettiği kişiye karşı, gönlünden bir akış, bir eğilim peyda olması sonucunda da korumaya, sahiplenmeye başlar.

4. GARÂM: Olağanüstü sevgi, şiddetli arzu ve iştiyâk, büyük aşk anlamına gelen garâm, sevginin gönle âdeta yapışmasıdır.

Cenap Şehabeddin;

Uyan ey bister-i sînemde yatan tıfl-ı garâm

derken âşık olmaya başladığını ya da âşık olmak arzusunu dile getiriyordu.

5. VEDÂD: Sevgi, dostluk, muhabbet anlamlarına gelen vedâd, muhabbetin saf ve katıksız durumu. Gönülden öteki eşya ve kişilere olan ilginin atılması durumu. Aynı sözcükten türeyen vedûd ise “Kullarını çok seven, onları lûtfa, ihsâna gark eden; sevilmeye lâyık ve müstahak yalnız kendi olan” anlamında Allah’ın adlarındandır.

6. ŞEGAF: Sevginin kalbi istilâ etmesi, aşırı sevgi, mecnûnca, çılgınca sevme. Kalp, sevilen şey dışındakilerden temizlenince bu sefer sevgi coşmaya başlar, kalbin tamamını fetheder, istilâ eder.

7. TEFÎN: Örümcek ağı demek olan tefîn, aşkın bir üst derecesi. Kalbin her yanını istilâ eden sevgi, kalpten taşmaya başlar. Kalpten taşmaya başlaması ise kontrolün aşk sahibinin elinden çıkıp aşkın eline geçmeye başlamasıdır. Öyle ki aşk, örümceğin ördüğü ağ gibi kişinin her tarafını kapsar, örer, onu âdeta sıkı sıkı bağlar.

8. TEABBÜD: Kul köle olmak, tapınmak anlamındaki teabbüd, kişinin artık aşkın elinde oyuncak olduğu haldir. Bu durumdaki âşığı, Hayretî şöyle anlatır:

Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnette müdâm
Sanma biz kevser-i cennât-ı naîmin kuluyuz


9. HULLET: Gerçek dostluk anlamındaki hullet, sevgiliden başka kimsenin kalmadığı durumu açıklamak için kullanılır. Hullette iki özellik bulunur. Biri sadâkât yani doğruluk, öteki de samimiyet. Aşkın sondan bir önceki durumudur. Artık aşkın gerçek olduğundan, heves ya da yanılsama olmadığından emin olunmuştur.

10. IŞK: Muhabbetin en son hali ve en aşırı derecesidir. Halkanın tamamlandığı son zincir. Zât, sıfata meylettiğinde, kalpte ortaya çıkarak tüm damarlarda akıp tüm organlara yayılan aşırı muhabbet. Hallâc’ın her tarafı kesildiğinde, kanının yerlere Allah Allah diyerek akmasının nedeni de Züleyha’nın kanının Yusuf diye diye akmasının nedeni de budur. Işk öyle bir durumdur ki kişinin nazarında, sevdiğinden başka bir şey olmaz ve tüm ilgisini sevdiğine gösterir. Sadece gözleriyle ve gönlüyle değil baştan ayağa tüm âzâsıyla sevdiğini müşâhede eyler.

Tasavvuf, meyl ile başlayıp ışk ile biten bir yolculuktur. O yüzden,

Muhabbet bir kef-i Dâvud’dur pûlâdı mûm eyler
(Suzî-i Prizrenî)

ve

Muhabbet öyle bir sırdır ki bin setr et nihân olmaz
(Îzzet Molla)

Işk sahipleri nerede olursa olsun hemen bilinir.

Son sözü de Fuzûlî söylesin:

Aşk imiş her ne vâr âlemde
Muhabbetiniz daim, aşkınız bâkî ve dâim olsun.



İsmail Güleç (Prof.Dr.) | www.ismailgulec.net )

( Aşk Merdiveni [Diotima]





6. Basamak: Aşkın kendine duyulan aşktır. Kişi, güzelliği kendi biçiminde görür ve aşkın güzelliğini olduğu gibi sever. Her özel ve güzel olan, bu biçimle bağlantısı nedeniyle güzeldir.

5. Basamak: Genel olarak bilgiye duyulan aşktır.

4. Basamak: Yasalara ve kurumlara duyulan aşktır.

3. Basamak: Nefs sevgisidir. Bu, fiziksel özelliklerin bir kenara bırakıldığı, manevi ve ahlâkî güzelliğin sevgiyi tetiklediği aşamadır. Bu adımda, kişi, nitelikli zihinlere âşık olacaktır.

2. Basamak: Tüm güzel gövdelerin sevgisidir. Kişi, tüm gövdesindeki güzelliği görür ve farklılıkları sevmeyi öğrenir.

1. Basamak: Tek bir gövdenin sevgisidir. Bu aşk, belirli bir gövdeye duyulur. Fiziksel özelliklere duyulan bir istektir. )


- MUHABİR[Ar.] değil/yerine/= GAZETECİ


- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK

( Kaydı, kayıttan âzâde olanlar anlar. )

( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )


- MUKAYYET(BİTİMLİ/KAYITLI/SINIRLI) VARLIK ile GAYRİ-MUKAYYET VARLIK

( LIMITED EXISTENCE vs. EXCEPTION OF LIMITED EXISTENCE )


- MÜMİN/ZÂKİR ile GÂFİL/KÂFİR

( Zikrettiğinin farkında olan. İLE Zikrettiğinin farkında olmayan, zikrettiğini idrak edemeyen. | Güzeli görmeyen. )

( [gideceği yere] Koşa koşa giden. İLE/>< Sürüklene sürüklene götürülen. )


- MÜTEKELLİM ile/ve MUHATAP ile/ve GAİP

( Ben. İLE/VE Sen. İLE/VE O. )


- MUTFAK ile GALİ[Fr. < Ar.]

( ... İLE Alçak ve altı düz gemi. | Gemilerin üst güvertelerinde ve palavralarında bulunan mutfak. )


- NÂMİYE ile ĞAZİYE ile MÜVELLİDE

( Büyüme. İLE Beslenme. İLE Üreme. )


- NAZ ile/ve/değil GAZ


- NEM <> GAM

( Duvarı yıkar. <> İnsanı yıkar/bitirir[/öldürür]. )


- NEŞE = MERRIMENT, CHEERFULNESS[İng.] = GAIETÉ[Fr.] = HEITERKEIT[Alm.] = HILARITAS[Lat.]


- NESNENİN DURUMLARINDA:
KATI ile/ve AMORF KATI ile/ve SIVI ile/ve GAZ ile/ve PLAZMA ile/ve SÜPER AKIŞKAN ile/ve SÜPER KATI ile/ve DEJENERE KATI ile/ve NÖTRONYUM ile/ve GÜÇLÜ SİMETRİK NESNE ile/ve ZAYIF SİMETRİK NESNE ile/ve KUARK-GLUON PLAZMA ile/ve FERMİYONİK YOĞUNLAŞTIRMA ile/ve BOSE-EINSTEIN YOĞUNLAŞTIRMASI ile/ve ACAYİP MADDE

( ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE Bir gaz boşalma tüpünde, elektron ve artı iyonları, yaklaşık olarak eşit sayıda içeren, iyonlaşmış gaz ortamı. | Güneşteki ısıl nükleer tepkimelerin oluştuğu, çok yüksek sıcaklıkta oldukça yüksek derecede iyonlanmış, maddenin dördüncü durumu olarak da tanımlanan akışkan ortam. İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... İLE/VE ... )

( )


- NİSYAN ile GAFLET

( Kendi muhtaç himmete, bir dede
Nerede kaldı, gayrıya himmet ede )


- NİYET ve/||/<> GAYRET ve/||/<> DİRÂYET[YETENEK]


- NOTA ile/ve GADUFU

( ... İLE/VE Japon müzik yazısı. )


- OKTAV ile/ve/< GAM ile/ve/< AKOR(D)[< Lat. ADCORDIS: Akıl ve gönüle doğru.]

( İki Do arası. Sekiz sesten oluşan ses. İLE/VE Notaların baştan sona ve/ya da sondan başa tek solukta okunması. [ DO-RE-Mİ-FA-SOL-LA-Sİ--D0--Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO ] İLE/VE Üç ya da daha çok sesten oluşan üçlü aralıklar şeklinde dizilebilen her uyum. | En az üç sesin aynı anda çalınması. )

( Türk mûsikîsinde Akord Ney'e göre yapılır. )

( OCTAVE vs./and SCALE(/HEXACHORD) vs./and ACCORD )


- ÖRDEK ile GAGALIMEMELİ/ORNİTORENK

( ... İLE Gövdesi kunduza benzeyen, ördek gibi gagası olan ve ayakları perdeli Avustralya'ya özgü bir hayvan. Hem yumurtlayan hem de memeli olan tek hayvandır. )

( ... İLE Geceleri beslenir, gündüzleriyse yuvalarında uyuklarlar. [ya da bir kayanın, ağaç kökünün altında] )

( ... İLE Gagaları 40.000 alıcıyla kaplıdır. [60.000 hareket algılayıcıları vardır ve bunlar da hem göz, hem de el gibi hareket eder, mekanik ve elektriksel veriyi birleştirir ve karanlık sualtı dünyasının net bir resmini çizmesine yardımcı olur] )

( ... ile Ornitorenk )

( BATT ile SEDYE-İ VAHÎD-ÜS-SUKBE )

( DUCK vs. DUCKBILL/ORNITORENG )

( ... avec ORNITHORYNQUE )

( ANAS cum ORNITHORHYNCHUS ANATINUS / PLATYPUS )


- PANAMA KANALI:
ATLANTİK GEÇİDİ ve/||/<>/>/< GATUN GÖLÜ ve/||/<>/>/< GAILLARD GEÇİDİ


- PENGUEN ile/ve/<> GALAPAGOS PENGUENİ

( ... İLE/VE/<> Galapagos Adaları'nda yaşamaktalardır. )


- PEZEVENK[Erm.] ile/ve/||/<> GAVAT/KAVAT[Ar. < KAVVÂD]


- PLUTON:
GEZEGEN ile/ve/değil GAZ BULUTU

( Yoğunlaşırsa. İLE/VE/DEĞİL Kümelenirse. )


- PRÖMİYE(PREMIER) ile GALA


- RAMAZAN ile/ve/||/<>/> GAMLI RAMAZAN

( ... İLE/VE/||/<>/> 1812 ve 2020 yılındaki Ramazan ayı. )

( )


- RHEA ile GAIA


- ŞAHÂDET ÂLEMİ ile/ve GAYB ÂLEMİ


- ŞAHİN ile GALAPAGOS ŞAHİNİ


- ŞEHİT ile/ve/||/<>/< GAZİ

( Nurlu. İLE/VE/||/<>/< Onurlu. )

( Toplum ve hizmet için canından vazgeçen. İLE/VE/||/<>/< Toplum ve hizmet için yola çıkan. )


- SEHV[Ar.] ile GAFLET[Ar.]


- SEREN ile GABYA

( Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanılan gönder. | Konut kapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. İLE Ana direklerin üzerine sürülen çubuklara ve ana direklerin üstlerinde bulunan serenlere verilen ad. )


- SEVİNÇ = JOY, GLADNESS[İng.] = ÉPANOUISSEMENT[Fr.] = FREUDE[Alm.] = GAUDIUM[Lat.]


- ŞİFONER[Azr.] = GARDIROP[Tr.]


- ŞİİR ile/ve/||/<> GARAMİ[Ar.]

( ... İLE/VE/||/<> Düşünceden çok, canlı duygulara ve aşka dayanan sanat yapıtı. )


- ŞİKÂYET ile GAMMAZLAMA

( TO COMPLAIN vs. TO SQUEAL/SNITCH )


- ŞİRK ile GAFLET


- SİVİLCE değil "GAMZE"

( Âşık için! )


- SÖZ ile/ve/<> GARANTİ

( Neye söz verdiysen oradan hesaba çekilirsin. )

( VAAD ile TAAHHÜD/T )

( VAİT: Söz verme. Belirli bir şeyi yapmayı taahhüt. )

( TAAHHÜD[< AHD]: Bir işin yapılması üzerine resmi olarak sözleşme. )

( WORD vs./and/<> GUARANTEE )


- SUSAMURU ile/<>/> GALAPAGOS DENİZ ASLANI

( LUTRA LUTRA cum ZALOPUS WOLLEBAEKI )


- TART[Fr. < TARTE] ile/||/<> TARTÖLET ile/||/<> TURTA[İt. < TORTE] ile/||/<> PAY[İng. < PIE] ile/||/<> KİŞ[< QUICHE] ile/||/<> GALETTE

( Tatlı ya da tuzlu olabilir. [Modern tartlar, genellikle meyve tabanlıdır, bazen de koyu krema ile olabilir.] İLE/||/<> Üzeri açık ve içinde dolgu kreması olan tartın küçük çeşididir. Genellikle tek kişilik minik kalıplarda pişirilir. İLE/||/<> Altı hamur, arası dolgu[meyve/sebze] üzeri ise hamurla kapatılarak yapılan ve genellikle tuzlu olabilen bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Altı hamur, arası meyve dolgulu, üzeri rende hamur ya da kafes şeklinde hamur parçalarıyla kapatılan bir pasta çeşididir. İLE/||/<> Tart gibi altı hamur üzeri ise tamamen tuzlu olarak hazırlanan sebze dolgulu bir hamur çeşididir. İLE/||/<> Tarta benzeyen bir tatlı türüdür.[Hamurundaki farklılıklar nedeniyle tart ile birbirinden ayrılmaktadır. Galetta hamuru, pizza hamuru gibi açılır ve tart kalıbı yerine bir yuvarlak fırın kabının içine, dışarı taşacak biçimde fırın kağıdı serilip üzerine açılan hamur yerleştirilir. İçine meyveleri dizildikten sonra hamurun fazla kalan kenarları meyvelerin üzerine doğru kapatılır.] )


- TAŞ YAĞI = GAZ YAĞI


- TAŞ ile GAZTAŞI

( ... İLE Bileme işinde kullanılan, korindon ya da karborundum tanelerinden hazırlanan, bir tür taş. )


- TERK ETMEK ile/yerine GAİB OLMAK

( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )

( SEN, SENİ TERK ETMEZSEN
"O",
"İÇİNDEYİM" KAHKAHASINI ATMAZ )


- TERK ETMEK ile/yerine GAİB OLMAK

( Duyup da/bilip de terk etmelidir. )


- TESTİ ile/ve GARGAR

( ... İLE/VE Süzgeçli testi. )


- TİMSAH ile/ve GAVYAL

( )


- TUĞLADA:
KİREMİT ile/ve/||/<> KIRMA ile/ve/||/<> YÜKSEK ISILI ile/ve/||/<> MERMER ile/ve/||/<> GAZBETON ile/ve/||/<> BİMS

( Toprak ve kil karışımından yapılır. Kiremit biçiminde olur. [Genellikle yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması gibi dış cephe kaplamalarında kullanılır.]

İLE/VE/||/<>

Düzensiz biçimlerde kesilmiş parçalı tuğla çeşididir. Bu tuğla tasarımı, yapılarda, hava koşullarına dayanıklılık ve ısı yalıtımı sağlar. [Genellikle yapılarda sütun, kemer ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin örtülmesinde, bazı yapıların da çatı ve cephelerinde dekoratif amaçlarla kullanılabilir.]

İLE/VE/||/<>

Kil ve toprak karışımından yapılır. [Yüksek sıcaklıklarda pişirilerek üretilir.] [Çok yüksek ısıya dayanıklı olduğundan, endüstriyel fırınlar, termik santraller, metalurji tesisleri, endüstriyel tesisler gibi yerlerde kullanılır.]

İLE/VE/||/<>

Yüksek dayanıklılığa sahip, ağır ve pahalı bir tuğla türüdür. [Genellikle yapılarda dekoratif amaçlar için kullanılır. Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için de kullanılabilir.]

İLE/VE/||/<>

Beton ve kireçten yapılır ve gazla kurutularak üretilir. [Bu duvar çeşidi, yüksek ısı ve nem direnci ile düşük ağırlıkta olur.] [Yapılarda duvar kaplaması, çatı kaplaması ve cephe kaplaması gibi amaçlar için kullanılır.]

Beton, çimento, su, kum ve çeşitli agregaların karışımdan oluşan bir tuğla çeşididir. Gazbeton üretiminde, beton karışımının yapılmasından sonra, bu karışımın yüksek sıcaklıkta pişirilmesi ve gazla kurutulması işlemleri gerçekleştirilir. Bu işlemler sonucu, gazbeton malzemesi elde edilir.
[Gazbeton, yapılarda çeşitli amaçlar için kullanılabilir.
- Cephe kaplamasında hafif olması nedeniyle ciddi bir maliyet tasarrufu sağlar.
- Duvar örgüsünde yüksek ısı ve nem direnci nedeniyle yeğlenir.
- Yapı temelinde hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.
- İç duvar kaplamasında, iyi ısı ve ses yalıtımı sağladığından dolayı yeğlenir.
- Tavan kaplamasında, hafif olması nedeniyle taşıma kapasitesini artırdığından dolayı yeğlenir.

Öteki tuğla çeşitlerine oranla daha hafif olması nedeniyle yapıdaki yükü azaltarak taşıyıcı düzenekleri hafifletir. Fakat ne kadar hafif olsa da gazbetonun maliyeti öteki tuğla çeşitlerine göre daha pahalıdır.]

İLE/VE/||/<>

Betonarme yapıların duvarlarını, çatılarını ve çelik çubuklarını kaplamak için kullanılan ince taneli, toz durumunda bir malzemedir. Bu kaplama, yapının dayanaklılığını artırır ve çelik çubukların korozyona uğramasını önler. [Genellikle kireç, su ve kum gibi malzemelerden üretilir.]

[Betonarme yapılarda koruyucu görevi gören bims, genellikle şu amaçlar için kullanılır...
- Betonarme yapıların çelik çubuklarını kapladığından yapının dayanıklılığını artırmak amacıyla kullanılır.
- Çelik çubukları korozyona karşı korur ve bu sayede yapının ömrünü uzatır.
- Duvar ve çatılarda kaplama yapılarak, yapıya estetik bir görünüm kazandırılır ve yapının hava koşullarına dayanıklılığını da artırır.
- Betonarme yapıların bims kolonları, kemerleri ve öteki yük taşıyıcı öğelerinin kaplamasında da kullanılabilir.]




Gazbeton tuğla ile bims arasındaki FaRkLaR nelerdir?

Gazbeton, avantajlarına bakıldığında,
daha hafif olması nedeniyle uygulanabilirlik açısından daha uygulayımsaldır ve iş süresini kısaltır. Isı ve ses yalıtımı daha fazla olduğundan, yüksek sesli alanlarda rahatlıkla kullanıma uygundur.
İLE
Bims, sağlam yapısı, yangına dayanıklı olması açısından yeğlenen bir malzemedir.


Dezavantajlarına bakıldığında,
boşluklu yapısından dolayı nem geçirme oranı yüksek olduğundan, sonradan oluşan sıva çatlakları ve sıvanın uygulanış zorlukları gibi olumsuzlukları vardır. Aynı zamanda, performansına nazaran maliyeti de oldukça yüksektir.
İLE
Bims, kaplama görevi gördüğünden, uygulama açısından daha zahmetlidir. )


- TUHAF ile GARİP ile ACAYİP


- TUZAĞA DÜŞ(ÜR)MEK ile/ve/değil/||/<>/< GAFİL AVLA(N)MAK


- USDIŞI = GAYR-İ AKLÎ = IRRATIONAL[İng., Alm.] = IRRATIONNEL[Fr.]


- UZAK ile/ve GAİB


- VAROLAN'IN(MEVCUDUN) DÖRT NEDENİ:
MADDÎ ile SURÎ/BİÇİMSEL(FORMEL) ile FAİL/ETKER ile GÂÎ/SONSAL


- VAŞAK ile/ve GAPAR


- VATAN:
MEZAR ve/<> İNSAN ve/<> DİL ve/<> DÜZEN/NİZAM ve/<> TARİH ve/<> DESTAN/LAR ve/<> GAZÂVATNÂME ve/<> TÜRKÜ VE AĞIT ve/<> NİNE VE NİNNİ ve/<> ROMAN ve/<> HATIRAT


- VİCDAN ile/||/<> GAM


- WTER ile/ve/<> GAICHA ile/ve/<> LOSSI

( Yeni Kaledonya'nın üç önemli adasından biri olan Lifou'da yaşayan 3 kabile.
[Lifou'nun başkentinin adı ise "We"dir.] )


- YABANSI/ACAYİP[Ar. < ACAİB] ile/ve/||/<> GARAYİP[Ar.] ile/ve/||/<> [Ar. < GARAİB]

( Sağduyuya, göreneğe, olağana aykırı, garip, tuhaf, yadırganan, yabansı. | Şaşırma anlatan bir söz. İLE Görülmemiş, şaşılacak şeyler, işitilmemiş olaylar. )


- YALAN:
DÜNYADA ve/||/<> SİYÂSETTE ve/||/<> TİCARETTE ve/||/<> FELSEFEDE ve/||/<> EDEBİYATTA ve/||/<> GAZETECİLİKTE ve/||/<> GENÇLİKTE

( Vefâ. VE/||/<> Vaad. VE/||/<> Reklam. VE/||/<> Safsata. VE/||/<> Mecaz. VE/||/<> Haber. VE/||/<> Aşk. )


- YALANLAR:
AYAKKABICIDA ile/ve/||/<> EMLÂKÇIDA ile/ve/||/<> ÖĞRETMENLERDE ile/ve/||/<> ESNAFTA ile/ve/||/<> GALERİCİDE ile/ve/||/<> MEMURDA

( "Giydikçe açılır." İLE/VE/||/<> "Merkeze 10 dk." İLE/VE/||/<> "Zeki ama çalışmıyor." İLE/VE/||/<> "Bana gelişi bu." İLE/VE/||/<> "Dosta gider." İLE/VE/||/<> "Sistem gitti." )


- YAPRAK ile/ve GAZEL/KAZEL

( ... İLE/VE Sonbaharda kuruyan ağaç yaprağı. )


- YELKENLİ ile GAGALI

( ... İLE Bir tür, Karadeniz yelkenlisi. )


- YENİ ile/ve GARİP

( NEW vs./and WEIRD )


- YILAN ile GABON

( ... İLE Afrika'ya özgü zehirli bir yılan. )


- YUNUS ile/ve GANJ IRMAĞI YUNUSU

( ... ile Hindistan'da, Ganj Nehri'nde yaşarlar. )

( ... ile Ganj Nehri Yunusu )


- ZÂKİR ile/değil/>< GÂFİL

( [zikrettiğini] Bilen. İLE/DEĞİL/>< Bilmeyen. )


- ZÂT-ÜL-ERCÜL-İL-BATNİYYE[Ar.] ile GASTÉROPODES[Fr.] ile ...

( Karındanbacaklılar. )


- ZEBU ile GAYAL

( Hint öküzü. İLE Hint sığırı. )


- ZULM[Ar.] ile GAŞM[Ar.]




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 27 kez incelenmiş/okunmuştur.