Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

EG/EĞ...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[24 Nisan 2024]
itibariyle 195 başlık/FaRk ile birlikte,
199 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

- "EYİTİM" değil EĞİTİM


- "MERKEZCİLİK":
TEO ile/ve/<>/> HOMO ile/ve/<>/> ETNO ile/ve/<>/> GEO ile/ve/<>/> EGO ile/ve/<>/> ECO


- (")EĞLENME(")Yİ (")SEVMEK(")
ile/ve/değil/yerine/||/<>/<
ÖĞRENMEYİ SEVMEK

( Sıradan kişilerin peşinde koştuğu. İLE/DEĞİL/YERİNE Sıradışı kişilerin aradığı. )


- (")EĞRİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< (")DOĞRU(")

( Doğrulabilir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Eğrilebilir. )

( Ne "eğriler", doğrula; ne "doğrular", eğrile. )


- (")ELİNİ ÖP(TÜR)MEK(") ile/ve/değil/||/<>/< EĞİLMEYİ GÖ(STE)RMEK/DENEYİMLE(T)MEK


- [ne yazık ki]
"KENDİNDE":
!AYRICALIK/ÖNCELİK ("ARAMAK"/"BULMAK") ile !"ÖLÜMSÜZLÜK" ZANNETMEK ile !EGEMENLİK "KURMAK"

( Adâletten en uzakta olanların, en bilgisiz olanların ve kendinin en yüksekte olduğunu zannedenlerin, "kabul" ya da dayatmaları... )


- AÇI ile/ve/değil EĞİM


- AÇIKLAMA ile EĞRETİLEME

( EXPLANATION vs. METAPHOR )


- ALTIN KÖKÜ ile BOYA KÖKÜ ile EĞİR KÖKÜ/OTU ile HELVACI KÖKÜ/ÇÖVEN ile MEYAN KÖKÜ ile EK KÖK ile SAÇAK KÖK ile YUMRU KÖK

( Güney Amerika'da yetişen, kusturucu niteliği olan bir kök, ipeka. İLE ... İLE Dere ve durgun su kenarlarında yetişen, 50-125 santimetre yüksekliğinde, çok yıllık ve otsu bir bitki, eğir kökü. İLE Kökü ve dalları, suyu sabun katılmış gibi köpürten, kir temizleyici bir bitki. İLE Fasulyegillerden, 30-60 santimetre yüksekliğinde, tüysü yapraklı, mavimsi, mor çiçekli, tatlı olan toprak altı bölümleri hekimlikte ve serinletici içeceklerin yapımında kullanılan, çok yıllık otsu bir bitki. İLE Sapın yanlarından çıkan ince kök. İLE Buğdayda olduğu gibi asıl kökün çevresindeki ek köklerin gelişmesiyle oluşan kök topluluğu. | Kök boğazının hemen alt kısmından başlayıp çok dallanmış olarak toprakta yüzeysel biçimde gelişen kök. İLE Patates, pancar, yer elması gibi yumru biçiminde olan kök. )

( CEPHAELIS IPECA CUANHA cum ... cum ACORUS CALAMUS cum SAPONARIA OFFICINALIS cum GLYCYRRHIZA GLABRA cum ... cum ... cum ... )


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- BAL ile/ve/değil EĞİR

( ... İLE/VE/DEĞİL Arıların çıkardığı bir tür salgı. )


- BASKIN ile/ve/||/<> EGEMEN


- ben = me[İng.] = JE[Fr.] = ICH[Alm.] = IO[İt.] = YO[İsp.] = EGO[Lat., Yun.] = ANÂ[Ar.] = MÄN[Fars.] = IK[Felm.]


- BİLGİLEN(DİR)ME ile/ve/<> EĞİTİM

( Kanuni Sultan Süleyman döneminde eğitim bütçesi toplam bütçenin dörtte biri kadardı. )

( TO (GET) INFORM(ATION) vs./and/<> EDUCATION )


- BİSİKLET ve/<> EĞLENCE


- BİSİKLET ve/<>/= EGZERSİZ


- BÜK(ÜL)MEK ile EĞ(İL)MEK


- ÇIKAR/MENFAAT ile/<> EĞİLMEK

( Nokta kadar çıkar/menfaat için virgül kadar eğilmeye değmez. )


- DİL ve/<> EGEMENLİK


- DOĞRU ile/ve/||/<>/>< EĞRİ


- DOĞUM/DOĞAN:
ANADAN ile/ve/<> EĞİTİMDEN ile/ve/<> KENDİNDEN

( Beşer/beden. İLE/VE/<> İnsan. İLE/VE/<> Adı anılan/anılmayan. )


- DÜŞÜNCEDE ile/ve/||/<>/>/< EĞİTİMDE ile/ve/||/<>/>/< BİLİMDE

( Özgürlüğü. İLE/VE||/<>/>/< Çağdaşlığı. İLE/VE||/<>/>/< Evrenselliği. [yeğleyelim!] )


- EGALE ETMEK değil/yerine/= EŞİTLEMEK


- EĞE

( Göğüs kafesini oluşturan kemiklerden her biri. )


- EGE DENİZİ değil ADALAR DENİZİ


- EĞE KEMİĞİ[AZM-İ DIL'Î]

( (HZ. ADEM'İN) SOL KABURGA(SI) )


- EĞE ile EĞE

( Göğüs kafesini oluşturan, arkadan omurgaya, önden de göğüs kemiğine eklenen, uzun, yassı ve eğri kemiklerden her biri, kaburga. İLE Madenleri, tahtayı vb. yontmak, düzeltmek, perdahlamak için kullanılan, sert, ensiz, çelik araç. )


- EGEMEN GÜÇ ile/değil "HÜKÜMET"


- EGEMEN ile/değil/yerine YAYGIN


- EGEMENLİK ile/ve/||/<> BAĞIMSIZLIK


- EGEMENLİK ile/ve/değil/yerine ÇEKİM/CAZİBE/CEZBE


- EGEMENLİK ile/ve ERK

( SOVEREIGNTY vs./and POWER )


- EGEMENLİK ile İLÂHLAŞMA


- EGEMENLİK ile/ve ÖZGÜRLÜK

( SOVEREIGNTY vs./and FREEDOM )

( ZHU QUAN ile/ve ... )


- EĞEREK-BÜKEREK (SÖYLEMEK/ANLATMAK)


- EGET

( Gerdek gecesi gelin ile gönderilen hizmetçi. )


- EĞİÇ

( Yemiş koparırken, dalları çekmeye yarayan araç. )


- EĞİK DURUM

( OBLIQUE CASE )


- EĞİLİM ile/ve/<> ÇEKİLEN


- EĞİLİM ile/ve/<> EĞİTİM

( TENDENCY vs./and/<> EDUCATION )


- EĞİLİM ile/ve/||/<>/> EYLEM


- EĞİLİM ile/ve/<> İLGİ

( Tanım: Nedenleri zihinsel/duygusal olarak belirli ya da belirsiz etkilenim süreci. İLE/VE/<> Zihinde ya da duygularda bir karşılık/anlam oluşması ve içsel geribildirimi. Sözlükte: Benimseme, benimseyiş, eğinim, heves, ilgi, ilgilenme, istidat, merak, meyil, meyletme, önemseme, temayül, yetenek, yönelim, yöneliş, yönelme, yönseme )

( TENDENCY vs./and/<> INTEREST )

( PROPENSI cum/et/<> ... )


- EĞİLİM ile/ve/<> İSTEK

( TENDENCY vs./and/<> REQUEST )


- EĞİLİM ile/ve/<> İSTENÇ(İRÂDE)

( TENDENCY vs./and/<> WILL )


- EĞİLİM = TEMAYÜL = INCLINATION[İng., Fr.] = NEIGUNG, ZUNEIGUNG[Alm.] = PROPENSIO, INCLINATIO[Lat.] = INCLINACIÓN[İsp.]


- EĞİLİM ile/ve/<> YÖNELİM

( SAMSKARA )


- EĞİLİMLİ ile/değil EĞİMLİ


- EĞİLME:
BARDAK ile/ve/değil/||/<>/>/< SÜRAHİ

( Çırak. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Usta. )

( Derin olan, dolu olan, usta olan, boyun büker/bükmelidir! Çırak değil! )


- EĞİLMEDE:
"ÇIKAR" / "ÜSTÜNLÜK" ile/değil/yerine SAYGI

( Nokta kadar "çıkar/ın" için, virgül kadar eğilme! / Kimse, kimseden "üstün" ya da yukarıda değildir/olamaz. İLE/DEĞİL/YERİNE Bir kişinin, hizmetine, emeğine, çabasına saygı duyuyorsak... )


- EĞİLMEK ile "EĞİLMEK"

( Fiziksel. İLE Yönelmek. )


- EĞİLMEK ve/||/<> BAŞAK

( Kişiler, başaklara benzer. Ne kadar bilgisizse içleri boştur ve dik durur. Ne kadar bilgiliyse o kadar eğilirler. )


- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK

( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK değil/>< ÇÖMELMEK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- EĞİLMEK değil/></değil ÇÖMELMEK( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek ve dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK ile/değil DİZLERİ KIRARAK YERE YAKLAŞMAK

( Belden eğilmek çok dikkat edilmesi gereken bir eylemdir. Olabildiğince dikkat ederek belden eğilmemek gerekir. Yerden bir şey alınacağı, özellikle kaldırılacağı zaman mutlaka dizleri kırarak yere yaklaşıp, bacak kuvvetiyle doğrulmaktır doğru olan. )


- EĞİLMEK ile DOMALMAK


- EĞİLMEK ile YÖNELMEK


- EĞİM ile/ve/||/<> ALAN


- EĞİM ile EĞİN

( Eğilmiş olma durumu. | Bir yüzeyin, yatay düzleme doğru eğilmesi, eğiklik. İLE Arka, sırt. | Gövde. | Boy bos, endam. )


- EĞİM ile UC


- EĞİM ile YATIM

( ... İLE Gemi direklerinin, başa ya da kıça doğru olan eğimi. )


- EĞİM ile/ve/değil YÜKSEKLİK


- EĞİP BÜKME


- Eğiterek KONUŞ!!!


- EĞİTİLMEK ile/ve/yerine EĞİTİMİ, KENDİ EĞİMLİLİĞİNDE TUTMAK


- EĞİTİLMİŞ/LİK ile/ve/||/<>/< ADANMIŞ/LIK


- EĞİTİM > ÖZGÜVEN ve/||/<>/> ÖZGÜVEN > ÜMİT ve/||/<>/> ÜMİT > BARIŞ


- EĞİTİM:
"BOŞ KABI DOLDURMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KIVILCIMLA ATEŞ YAKMAK


- EĞİTİM:
GERÇEKLERİN ÖĞRETİLMESİ ile/ve/değil/||/<>/< DÜŞÜNMEK İÇİN AKLIN EĞİTİLMESİ


- EĞİTİM:
SÜS ile/ve/||/<> SIĞINAK

( İyi/bahtiyâr zamanlarda/koşullarda. İLE/VE/||/<> Kötü/bedbaht zamanlarda/koşullarda. )


- EĞİTİM/LER ile/ve/||/<>/> AKLA EĞİTİM/KATILIM


- EĞİTİM/ÖĞRETİM:
KAZANIM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< PAYLAŞIM/AKTARIM


- EĞİTİM ve/> ÇİLE

( Şekillenmesi üzerine. VE/> Kalıcılığı/pişmesi üzerine. )

( Topraktan/kilden yapılan ürünlerin oluşumu gibi. )


- EĞİTİM ve/||/<> ÇOK SESLİLİK


- EĞİTİM ile/ve/||/<>/> DENETİM


- EĞİTİM ile/ve/<> DONANIM

( EDUCATION vs./and/<> RIGGING )


- EĞİTİM ile/ve/> DUYARLILIK

( EDUCATION vs./and/> SENSITIVENESS )


- EĞİTİM ile/ve/||/<> EDİNİM


- EĞİTİM ile/ve/||/<> GÖRGÜ


- EĞİTİM ile/ve/<> KÜLTÜR

( EDUCATION withand/<> CULTURE )


- EĞİTİM ile/ve ÖĞRETİM

( Zaman gerektirir. İLE/VE İlgi gerektirir. )

( EDUCATION vs./and INSTRUCTION
Needs time. WITH/AND Needs interest. )


- EĞİTİM ve/<>/|| TEDAVİ

( eğitim şart )


- EĞİTİM = TERBİYE = EDUCATION[İng., Fr.] = ERZIEHUNG[Alm.] = EDUCAIÓN[İsp.]


- EĞİTİM ile/ve/= VAROLUŞTA SÜREKLİLİĞİ SAĞLAMAK


- EĞİTİM ile/ve/<> YÖNLENDİRME


- EĞİTİMİN:
KÖKLERİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/> MEYVESİ

( Acı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Tatlı. )


- EĞLENCE ile/ve/değil/yerine EYLEMCE


- EĞLENCE ile/ve/<> HEYECAN


- EĞLENCE ile TOY

( ... İLE Yemekli eğlence. )


- Eğlenceli KONUŞ!!!


- Eğlendirerek KONUŞ!!!


- EĞLENEBİLDİKLERİN ile/ve/||/<> ANLATABİLDİKLERİN ile/ve/||/<> AĞLAYABİLDİKLERİN

( Arkadaş. İLE/VE/||/<> Dost. İLE/VE/||/<> "Kardeş". )


- EĞLENMEK ile/ve/değil/||/=/<> OYALANMAK

( [not] TO ENJOY vs./and/but/||/=/<> TO DAWDLE )


- EGLOG[Yun.] ile/ve İDİL[Yun.]

( Kısa kır/pastoral koşuğu. İLE/VE Kır yaşamı içinde, aşk konusunu işleyen kısa koşuk/şiir, yazı. )


- EGO IN EXPERIENCE vs. EGO IN OBSERVATION


- EGO[İng.] değil/yerine/= BENLİK


- EGO/N/(/U) ile/değil/yerine BENLİK/ĞİNİ

( Yok bil! İLE/DEĞİL/YERİNE Var bil! )


- EGODİSTONİK/EGODYSTONIC[İng.] değil/yerine/= BENLİK UYUMSUZ


- EGOISM ile EGOTISM ile EGOTHEISM


- EGOİST/HODKÂM/HODBİN[Fars.] değil/yerine/= BENCİL/LİK


- EGOSANTRİK/EGOCENTRIC[İng.] değil/yerine/= BENMERKEZLİ/BENMERKEZCİ


- EGOSİNTONİK/EGOSYNTONIC[İng.] değil/yerine/= BENLİK UYUMLU


- EĞRELTİ OTU ile/ve/||/<> KANSER


- EĞRETİ OTU

( Kömür madenlerinin bulunduğu yerlerde biter. Evrim geçirmemiş tek bitkidir. )


- EĞRİ KAPI

( Edirnekapı'dadır. )


- EĞRİ-BÜĞRÜ(İVİCAÇLI)

( A'VEC )


- EĞRİ ile HELİS[Fr. < Yun.]

( ... İLE Bir silindirin anadoğrularını, sabit bir açı altında kesen eğri. )


- EĞRİDİR değil EĞİRDİR (GÖLÜ)


- EĞRİSİ/YLE DOĞRUSU/YLA


- EĞSİ = KÖSEĞİ

( Ateşi karıştıracak odun ya da demir. | Ucu yanmış odun. )


- EGVÂL[Ar. < GUL] ile EGVÂR[Ar. < GAVR]

( Büyük kazalar, felâketler. | Şeytanlar, türlü şekil alan periler. | Gulyabaniler, gövdesi olmayan hayvanlar. İLE Dipler, çukurlar. Sonlar. )


- EGZAMA[Yun.] değil/yerine/= MAYASIL

( Birdenbire ortaya çıkarak gelişen kızartı, kaşınma, sulanma, kabuk bağlama gibi doku bozukluklarıyla belirginleşen bir deri sayrılığı. )


- EGZERSİZ/EXERCİSE[İng.] değil/yerine/= ALIŞTIRMA


- EGZERSİZ ile/değil/yerine ÇALIŞMA


- EGZOS[İng. EXHAUST] değil/yerine/= SUSTURUCU


- EGZOTİK[Fr.] değil/yerine/= YABANCIL

( Uzak, yabancı ülkelerle ilgili, bu ülkelerden getirilmiş. )


- ENSTİTÜ[Fr. INSTITUT / İng. INSTITUTE] değil/yerine/= EĞİTEY/ARAŞTIRAY


- EŞİTLİK = MÜSÂVÂT = EQUALITY[İng.] = ÉGALITÉ[Fr.] = GLEICHHEIT[Alm.] = AEQUALITAS[Lat.] = IGUALDAD[İsp.]


- ETKİN ile/ve EGEMEN

( Egemen de/bile, egemenliğinin egemenliği altındadır. )

( ... ile/ve ALİİ SİLİ )


- EVLENMEK ile/ve/||/<>/< EĞLENMEK


- EVRENSEL BİLİM ile/değil EGEMEN BİLİM

( Bilim, evrensel olmaz; bilim, egemen olur. Evrensel bilim yoktur, egemen bilim vardır. )


- EVRENSEL FELSEFE ile EGEMEN FELSEFE

( Evren simgelerden, simgeler de noktalardan oluşur. )

( Tanrısal görü evrensellerle olanak bulur. )


- EYER değil EĞER


- EYİLİM değil EĞİLİM


- EYİM değil EĞİM


- EYLENCE değil EĞLENCE


- EYMEK değil EĞMEK


- EYRİ değil EĞRİ


- GALİP ile EGEMEN


- GELİN ile EĞRETİ GELİN


- GÖLGE ile EĞLEK

( ... İLE Öğle sıcağında, sürünün dinlendiği gölgelik. | Yolcuların, geceyi geçirdikleri yer, han, konak. )


- GÜLMEK ve/||/<>/> EĞLENMEK ve/||/<>/> GEZMEK ve/||/<>/> DÜŞÜNMEK ve/||/<>/> ÖNERMEK ve/||/<>/> ÖNEMSEMEK ve/||/<>/> SEVMEK

( 10 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 20 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 30 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 40 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 50 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 60 yaşındaymış gibi. VE/||/<>/> 70 yaşındaymış gibi. )


- HADDE/HANE değil/yerine/= EĞREÇEVİ


- HAKİM/HÜKÜMRAN değil/yerine/= EGEMEN


- HAKİMİYET değil/yerine/= EGEMENLİK


- HEGEMON ile/değil/yerine/>< EGEMEN


- HÜKMETMEK değil/yerine/= EGEMENLENMEK


- HÜKÜMRAN[Fars.] değil/yerine/= EGEMEN


- İD ile/ve/||/<> EGO ile/ve/||/<> SÜPER EGO


- İF-THEN LOOPS[İng.] değil/yerine/= EĞER-İSE DÖNGÜLERİ


- İĞRETİ ile/değil EĞRETİ


- İLİŞKİ ile/ve EĞİLİM

( RELATION vs./and TENDENCY )


- İNKLINASYON/INCLINATION[İng.] değil/yerine/= EĞİM


- İNSAN:
DOĞA VAROLANI ve/||/<>/> EĞİTİM VAROLANI


- İSTİARE değil/yerine EĞRETİLEME


- İZLENİLESİ:
GÜLDÜRÜ ve/||/<> EĞLENCE

( TÜM ŞENER ŞEN, KEMAL SUNAL, CHARLIE CHAPLIN, JIM CARREY, EDDIE MURPHY FİLMLERİ

BAY EVET (YES MAN) (2008)

TERMINAL (2004)

BENDEN BU KADAR (AS GOOD AS IT GETS) (1997)

OYUN (THE GAME) (1997)

JUMANJİ (1995)

FORREST GUMP (1994)

BUGÜN, DÜNDÜ (GROUNDHOG DAY) (1993)

SALAK İLE AVANAK (DUMB AND DUMBER) (1994) EVDE TEK BAŞINA (HOME ALONE) I, II (1990)

MR. BEAN (1990)

DİKKAT KÖPEK VAR (TURNER&HOOCH) (1989)

ÇIPLAK SİLAH (THE NAKED GUN) | 2.5 | 3.3 (1988, 1991, 1994)

BANA GÖZ KULAK OL (SEE NO EVIL, HEAR NO EVIL) (1989)

SOSYETE POLİSİ (BEVERLY HILLS COP) I, II, III, IV (1984, 1987, 1994, 2016)

POLİS AKADEMİSİ I, II, III (1984, 1985, 1986, 1987, 1988)

ÇOK GİZLİ (TOP SECRET) (1984) )


- KAVİS[Ar.]/KURVATÜR/CURVATURE[İng.] değil/yerine EĞMEÇ/YAY

( Yay ya da buna benzer şeylerin biçimi. | Bir eğrinin sınırlı bir bölümü. )


- KEMER değil/yerine/= EĞME


- KIR(IL)MA ile/değil/yerine/>< EĞ(İL)ME

( Komik değildir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Komiktir. )


- KLİNOMETRE[Fr.] değil/yerine EĞİMÖLÇER

( Bir yüzey, düzlem, yol ya da aygıtın, yatay düzleme oranla eğimini ölçen araç. )


- KONUŞ ve/||/<>/> EĞLEN ve/||/<>/> TARTIŞ ve/||/<>/> KORU

( Arkadaş gibi. VE/||/<>/> Çocuk gibi. VE/||/<>/> Eş gibi. VE/||/<>/> Kardeş gibi. )


- KOŞUK ile EGLOG[Yun.]

( ... İLE Kısa, kır koşuğu. )


- KÜLTÜREL(DÖNEMSEL) "DEĞER YARGILARI"NI "ÖĞRETMEK" değil/yerine/>< EĞİTİLENİ, DEĞER(LER)İN DÜŞÜNSEL BİLGİSİYLE DONATMAK


- KÜTLE ile/ve/||/<> UZAY-ZAMAN ile/ve/||/<> EĞİM


- MAARİF[Ar.] değil/yerine/= EĞİTİM


- MAARİFÇİ değil/yerine/= EĞİTİMCİ


- METAFOR/METAPHOR[İng.] değil/yerine/= EĞRETILEME


- MEYİL[Ar.] değil/yerine/= EĞİM


- MEYİL değil/yerine/= EĞİM/EĞİKLİK/AKINTI


- MEYYÂL[Ar. < MEYL] ile EĞİLİMLİ/EĞİMLİ

( EĞİLEN | ÇOK İSTEKLİ, DÜŞKÜN )


- MİNARE ile "EĞİK MİNARE"

( )


- MUKAVVES[Ar.] değil/yerine/= EĞRİ


- MÜNHANİ[Ar.] değil/yerine/= EĞRİ


- MÜREBBÎ[< TERBİYE] değil/yerine/= EĞİTİCİ | BESLEYEN


- NİYET ile/ve EĞİLİM

( INTENTION vs./and TENDENCY )


- ORMAN ile EĞRİ ORMAN


- OYALANMAK ile/ve EĞLENMEK


- PEDAGOG değil/yerine/= EĞİTİMBİLİMCİ/EĞİTİMCİ


- PEDAGOJİ/K değil/yerine/= EĞİTİMBİLİM/SEL


- PUSULA ile/ve/||/<> EĞİM PUSULASI


- SANAT ile/ve EĞLENCE

( ART vs./and ENTERTAINMENT )


- ŞÂYET[Fr.] değil/yerine/= EĞER


- SEFAHAT değil/yerine/= EĞLENCE/UÇARILIK


- TANDANS[Fr./İng. < TENDANCE] değil/yerine/= EĞİLİM


- TEMÂYÜL/MÜTEMAYİL değil/yerine/= EĞİLİM/Lİ


- TEMEL ile EGEMEN


- TERBİYE ETMEK değil/yerine/= EĞİTMEK


- TERBİYEVÎ/PEDAGOJİK değil/yerine/= EĞİTİMSEL/EĞİTSEL


- TILT TABLE TEST[İng.] değil/yerine/= EĞİMLİ MASA TESTİ


- TILT[İng.] değil/yerine/= EĞİM


- TOPLUM ile/<> ÜLKE ile/<> EGEMENLİK


- TOPLUMSAL YAŞAM ile EĞİTİM


- TORTİKOLİS/TORTICOLLİS[İng.] değil/yerine/= EĞRİ BOYUN


- TREND değil/yerine/= EĞİLİM


- TRENT/TREND[İng.] değil/yerine/= EĞİLIM


- VAROLUŞ ile/ve/<> EGEMENLİK


- VELÂYET değil/yerine/= EGELİK


- VELİ değil/yerine/= EGE


- VUCUT değil/yerine/= EĞİN


- YATKINLIK ile/ve/||/<>/> EĞİLİM


- YELKENLİDE:
ORSA ALABANDA ve/||/<> EĞLENME


- YENİ ZELANDA'NIN İKİ TEMEL SİMGESİ:
KİVİ KUŞU ve/+/||/<> EĞRELTİ OTU


- YOKUŞ ile/değil/yerine EĞİM/ŞEV[Fars. < ŞÎB]

( Bisiklet kullanmayan kişiler, bildikleri/gördükleri yollardaki eğimin açısına ve uzunluğuna göre, yolun/eğimin tamamını/bütününü "düşünerek", eğimli yollarda çok yorulacaklarını varsayarlar/zannederler. Hatta, o dik "yokuşun", çıkılamaz olduğunu zannederek, süreci düşünmeden/deneyimlemeden, sonuç merkezli bir (ön)"yargı"da bulunurlar. Gözlerini, yolun sonuna dikerek ve yetersizliklerine, güçsüzlüklerine bağlayarak ve ümitsizliğe düşürecek olan yüklü/şişmiş "yokuş" sözcüğü ile yanına bile yaklaşmazlar bisikletin.

Oysa ki, bisiklet kullananlar için durum böyle değildir. Bisiklet kullanımında ve bisiklet kullanıcıları için geçerli olan, basıyor oldukları pedaldır. Yeterli olacak olan bacak/kas gücü ve vites kullanımının sunduğu kolaylıklar ile çoğu zaman, neredeyse düz yolda pedal çevirdikleri kadar rahat pedal çevirirler. Bisiklet kullanmayanlar için zannedildiği kadar güç değildir pedal çevirmek ve yol almak.

Yokuş ile Eğim arasındaki fark, tamamen zihinsel ve dilseldir. Bisiklet kullan(a)mayan kişiler, zihinlerindeki yolun/eğimin tamamına "yokuş" diyerek, daha baştan, önyargı ve sonuç odaklılıklarının yarattığı zihinsel ve dilsel engele takılır. Ya da böylesine değiştirilebilecek bir "engel" yerine "yokuş" tanımından vazgeçerek, %90 oranında kolaylaştırabilirler bisiklet üzerine çıkmayı. Düz yol aramak gibi yersiz bir beklentiden de kurtulmuş olur ve bisikletleriyle yol alırlar.

Bisiklet üzerine çıkılır, "yokuş" denilen fakat bisiklet üzerindeyken sadece bir eğim olarak deneyimlenen bu yollarda bir süre bisiklet kullanılırsa, çevrilen pedalın kolaylığı kadar ve sadece yoldaki bir eğim olarak geçilir o süreç ve kolaylıkla tamamlanır, o gözde ve sözde büyütülen eğim. )


- ZAAF ile/ve/değil/yerine/<> EĞİLİM


- ZORLAYICI ve/<> EĞLENCELİ

( İş zorlayıcı, zorlayıcı olan ise eğlenceli olmalı/olabilmelidir. )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 15 kez incelenmiş/okunmuştur.