Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

[... değil ...] BAĞLAÇLI

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 17 Mayıs 2024 ]
itibariyle 18364 başlık/FaRk yer almaktadır.

- ABERASYON değil/yerine/= SAPINÇ/SAPMA


- ABES değil/yerine/= GEREKSİZ/YERSİZ


- ÂBİDE değil/yerine ANIT


- ABİL[Fr.] değil/yerine/= ABİS[Fr.]

( Aşırılıkla kötü kullanma. İLE Okyanusların en derin yeri. )


- ABİL[İt.] değil/yerine/= YATAY SERENLERİ SAĞA/SOLA ÇEVİRMEDE KULLANILAN YELKENLİ DONANIMI


- ABİYE[Fr.] değil/yerine/= ŞIK, SÜSLÜ, GÖSTERİŞLİ GİYİM BİÇİMİ


- ABİYOGENES[Yun.] değil/yerine/= ABİYOTİK[Yun.] değil/yerine/= ABİYOZ[Yun.]

( Canlıların kendi kendine cansız nesneden oluştuğunu savunan sav. İLE Yaşamın/canlılığın olanaksız olduğu ortam. İLE Yaşamsal durum ve olayların durması. )


- ABLASYON[Lat.] değil/yerine/= BUZUN, YÜZEYDEN ERİMESİ


- ABLATİF[Lat.] değil/yerine/= ADIN -DEN DURUMU [ÇIKMA/KAYNAK DURUMU]


- ABLEFARİ[Fr.] değil/yerine/= GÖZ KAPAĞININ YOKLUĞU[DOĞUŞTAN/SONRADAN]


- ABLEPSİ[Yun.] değil/yerine/= KÖRLÜK


- ABLUKA[İt. < ABLOCO] ETMEK/ABLUKAYA ALMAK/İHATA ETMEK/MUHASARA ETMEK değil/yerine/= KUŞATMAK


- ABONE/SUBSCRİBER değil/yerine/= SÜREKÇİ


- ABONELİK değil/yerine/= SÜRDÜRÜMCÜ OLMAK


- ABONMAN/ABONE değil/yerine/= SÜRDÜRÜM/CÜ


- ABORDA[İt.] değil/yerine/= GEMİNİN YANINI VEREREK YANAŞMASI


- ABORTİF[Fr.] değil/yerine/= GELİŞİMİNİ TAMAMLAMAYAN (BİTKİ/ÖRGEN) | NORMAL SÜRESİNİ TAMAMLAMADAN İYİLEŞEN HASTALIK


- ABOSA[İt.] değil/yerine/= DUR! / TUT!


- ABRAZYON[Lat.] değil/yerine/= DENİZ AŞINDIRMASI


- ABREJE[Fr.] değil/yerine/= ORG KLAVYELERİNİ BAĞLAYAN DÜZENEK


- ABROMA[Fr.] değil/yerine/= ÇALI

( Lifleri çuval yapımında kullanılan çalı. )


- ABRÖVAJ[Fr.] değil/yerine/= ÇAPAK

( Madencilikte, bir döküm üzerinde oluşan maden ve kum karışımı çapak. )


- ABSORB/SİYON[Fr.] değil/yerine/= SOĞURUM

( ABSORBE: Emilmiş, soğurulmuş. )


- ABSTRAKSİYONİZM değil/yerine/= SOYUTÇULUK


- ABSÜRD değil/yerine/= SAÇMA


- ABULİ[Fr.] değil/yerine/= İSTENÇ/İRÂDE YİTİMİ


- ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )

( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )

( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )


- ACELE ETMEK değil/yerine/= İVMEK/ÇABUK DAVRANMAK


- ACELE İŞLER değil/yerine/= İVEDİ İŞLER


- ACELE İTİRAZ değil/yerine/= İVEDİ KARŞIÇIKI


- ACELE/ACİLEN/ALELACELE/DERHAL[Fars. der + Ar. ḥāl]/HEMEN[Fars. < HEMÂN] değil/yerine/= İVECE/İVEDİ/EVGİN/ÇABUCAK/ÇABUKÇA/ÇARÇABUK


- ACELECİLİK değil/yerine/= İVECENLİK/EVGİNLİK


- ACELELİKTEN ... değil ACELEDEN / ACELE ETMEKTEN ...


- ACEMİ değil/yerine/= TOY


- ACENTE[İt.] değil/yerine/= ARACI KURULUŞ/KİŞİ

( Ücret karşılığında, başkalarının işlerini gören kuruluş ya da kişi. | Vapur ortaklığı ya da banka şubesi. )


- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )


- ACI DUYABİLEN ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;/&lt; (KENDİ)/(ONUN/ÖTEKİNİN) ACISINI DUYABİLEN

( Canlı. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İnsan. )

( )


- ACI/ISTIRAP:
KÖTÜLERİN ŞİDDETİNDEN ile/ve/değil/||/<>/< İYİLERİN SESSİZLİĞİNDEN


- ACI ile/ve/değil/yerine ACIRAK

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Az acı. )


- ACI ile/ve/değil/yerine/||/<>/< BAKIŞ AÇISI

( Kişi, bakış açısını değiştirmedikçe "ıstırabını/acısını" değiştiremez. )


- AÇI ile/ve/değil EĞİM


- ACI ile/ve/<>/değil/yerine SUSKU/SÜKÛT


- AÇI ile/ve/değil YAKLAŞIM


- AÇIK GÖZ değil AÇIKGÖZ


- AÇIK SÖZLÜ//DOBRA[Bulg.] ile/değil PATAVATSIZ

( ... İLE/DEĞİL Sözlerinin nereye varacağını düşünmeden, saygısızca konuşan, davranışlarına dikkat etmeyen. )


- AÇIK SÖZLÜ/LÜK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< NEZÂKET


- AÇIK SÖZLÜ ile/değil AHMAK


- ACIK/AÇIK değil AZICIK


- AÇIK ile/ve/değil/< ÂŞİKÂR/ECLÂ[Ar. < CELÎ]/BEYYİN[Ar.]


- ACIK değil AZICIK


- AÇIK ile/ve/değil YARIK

( ... ile/ve/değil ŞAKK )

( [not] OPEN vs./and/but SPLIT )


- AÇIKLAMA ile/ve/değil ANLAM/LANDIRMA

( ... İLE/VE/DEĞİL İnsan durum ve tutumları açıklanamaz ve fakat (ancak) anlamlandırılır/anlamlandırılabilir. )


- AÇIKLAMA ile/ve/<>/değil/yerine ATIF

( [not] TO EXPLAIN vs./and/<>/but ATTRIBUTION
ATTRIBUTION instead of TO EXPLAIN )


- AÇIKLAMA ile/ve/değil BETİMLEME/TASVİR[Ar.]

( [not] TO EXPLAIN vs./and/but TO DESCRIBE )


- AÇIKLIĞA KAVUŞTURMAK ile/ve/değil/||/<>/< AÇIK KILMAK


- AÇIKLIK ile/ve/değil EŞİK


- ACİL İHTİYAÇ değil/yerine/= İVEDİ GEREKSİNİM


- ACİL SERVİS değil/yerine/= İVEDİ BAKI


- ACİL YARDIM/TEDAVİ ile/ve/değil/||/<>/< İLK YARDIM

( İlâçlı. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< İlâçsız. )

( Uzman. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Eğitimli/belgeli. )


- ACİL ile/ve/değil/yerine ÖNCELİKLİ

( [not] URGENT vs./and/but PRIOR
PRIOR instead of URGENT )


- AÇILIŞ KONUŞMASI değil AÇIŞ KONUŞMASI


- AÇILIŞ TÖRENİ/KONUŞMASI ile/değil AÇIŞ TÖRENİ/KONUŞMASI


- AÇILIŞ ile/değil AÇIŞ

( [not] OPENING vs./but TO OPEN )

( PI ile/ve ... )


- ACİLİYET değil/yerine/= İVEDİLİK


- AÇILMA ile/değil AÇILIM


- ACIMA ile/değil KENDİNE ACIMA

( Kişiyi, acımak değil kendine acımak bitirir. )


- ACIMA ile/değil/yerine KORUYUCU SEVGİ


- ACIMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÜZÜLMEK


- ACIMASIZ/LIK ile/ve/değil/||/<>/< KAYITSIZ/LIK


- AÇIP-KAPATMAK ile/değil KAPATIP-AÇMAK


- ACIYAN YER ile/ve/değil/||/<>/< ACIKAN YER


- ÂCİZ HALİ değil/yerine/= DÜŞKÜ DURUMU


- ÂCİZ VESİKASI değil/yerine/= DÜŞKÜ BELGESİ


- ÂCİZ değil/yerine/= DÜŞKÜ


- ÂCİZ değil/yerine/= DÜŞKÜN/GÜÇSÜZ


- ÂCİZ değil/yerine/= DÜŞKÜNCE/GÜÇSÜZCE


- ÂCİZ ile/ve/değil/||/<>/> MAĞDUR


- AÇLIK ÇEK(TİR)EREK EĞİT(İL)MEK:
MİDENİZE değil/yerine "NEFRETİ(Nİ)ZE/KİNİN(İZ)E"


- AÇMAZ/ÇIKMAZ/...(PARADOKS) ile/ve/değil DÖNGÜ


- AÇMAZ/ÇIKMAZ ile/ve/değil EŞİK


- ACUL/ACELECİ değil/yerine/= İVECEN/İVEĞEN/EVGİN


- ACÛZE ile/değil/yerine YAŞLI

( Huysuz, yaşlı kadın. İLE/DEĞİL/YERİNE ...[Yaşının/bıkkınlığının getirdiği olumsuzlukları görmemezlikten gelerek!] )


- ACZİYET ile/ve/<>/değil AŞK


- ad lib.[Lat. < AD LIBITUM] değil/yerine/= İSTEĞİNİZE GÖRE, İSTEDİĞİNİZ KADAR


- AD:
ULÛHİYET ile/değil RUBÛBİYET


- AD(A) değil ADLARDA OLAN(A)


- AD/I ile/ve/değil/yerine TAD/I

( Sarışının adı var, esmerin tadı var. )

( NAME vs./and TASTE )


- AD/İSİM ile/ve/<>/||/değil/yerine EYLEM/İCRAAT


- AD ile/ve/değil/||/<>/< ÖRÜNTÜ


- ADA ile/ve/değil/< BATMAYAN (KÜÇÜK/BÜYÜK) DAĞ/TEPE


- ÂDÂB-I MUAŞERET değil/yerine/= GÖRGÜ KURALLARI


- ÂDÂBA MUGAYERET değil/yerine/= GÖRGÜYE AYKIRILIK


- ADAGIO[İt.] değil/yerine/= AĞIR AĞIR, YAVAŞ YAVAŞ


- ADALE[Ar.] değil/yerine/= KAS


- ADÂLET HEYKELİNİN GÖZLERİNİN KAPALILIĞI:
"NAMUSSUZLARA GÖZ YUMMAK İÇİN" değil ÂDİL OLMAK İÇİN


- ADÂLET:
"EN YÜKSEK İYİ" ile/ve/değil/yerine/<> EN YÜKSEK KAMUSAL İYİ


- ADÂLET:
"EŞİTLİK" ile/ve/değil/||/<> RIZÂ


- ADÂLET:
"GÖRELİ" değil DAYANIŞMALI


- ADÂLET:
"KİŞİ/ŞAHIS/ŞAHSÎ" KONU(SU) değil KİŞİLİK/ŞAHSİYET KONUSU


- ADÂLET:
[BİR ŞEYİ] "YERLİ YERİNE KOYMAK" değil KENDİNE AİT YERE KOYMAK/BIRAKMAK


- ADÂLET:
BİLGİNİN KONUSU ile/ve/değil/||/<> DÜŞÜNCENİN KONUSU


- ADÂLET:
DIŞARIDA/UZAKTA ve/değil/yerine/||/<>/>/< KENDİNDE

( Adâleti, dışarıda/uzakta aramak. VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kendinde başlatmak ve oluşturmaktır, asıl ve öncelikli olan. )


- ADÂLET:
ORTAYA ÇIKAN değil ÜRETİLEN


- ADÂLET:
ÖZNEL değil/>< NESNEL


- ADÂLET:
SUÇU/"SUÇLU"YU ARAMAK ile/ve/değil/||/<>/< (SONUNA KADAR) MÂSUMU/MASUMİYETİ ARAMAK


- ADÂLET:
VELÂYET değil RİSÂLET

( İç. DEĞİL Dış. )


- ADÂLET ile/ve/değil EŞİK


- ADÂLET ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< MERHAMET

( [not] JUSTICE vs./and/but/||/<>/>/< MERCY
MERCY instead of JUSTICE )


- ADÂLET ile/ve/değil/||/<>/< SINIRLAR


- ADÂLETSİZLİK DURUMLARINDA, "TARAFSIZ"(SESSİZ/ÂTIL) DURUYORSAK, KÖTÜLERİN/KÖTÜLÜĞÜN TARAFINI TUTMUŞUZDUR ile/ve/||/<> ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR


- ADALI EDERİ/FİYATI ile/ve/<>/değil/yerine ADADA EDERİ/FİYATI


- ADAM "SATMIŞLIĞI/M/IZ"
değil/ne yazık ki/><
ADAM "SANMIŞLIĞI/M/IZ"

( Yoktur. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Vardır. )


- ADAM OLUP OLMADIĞIN ile/ve/>/değil NE KADAR ADAM OLDUĞUN


- ADAM:
ER KİŞİ ile/ve/değil İNSANİYETLİ


- ADANMAK ile/yerine/değil (GEREKTİĞİ/YETERİ KADAR) ÖNCELİK/ÖNEM VERMEK

( Yanlışı. DEĞİL/>< Doğrusu. )

( [not] TO BE DEVOTED vs./but TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH)
TO ATTACH IMPORTANCE/PRIORITY (IN NECESSARY/ENOUGH) instead of TO BE DEVOTED )


- ADANMIŞLIK ile/değil/yerine ZEN


- ÂDAP ERKÂN değil/yerine/= YOL YORDAM


- ADAPTASYON/ADAPTATION[İng.] değil/yerine/= UYUM


- ADAPTASYON değil/yerine UYARLAMA/UYUM SAĞLAMA


- ADAPTE/ADAPTED[İng.] değil/yerine/= UYARLANMIŞ


- ADAPTÖR/ADAPTOR[İng.] değil/yerine/= UYARGAÇ


- ADAPTÖR değil/yerine UYARLAYICI/UYARLAÇ


- ADÂVET/LİYÂKAT değil/yerine/>< DEĞİM


- ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK


- ADÂVET değil/yerine/>< ADÂLET


- ADD-ON/THERAPY[İng.] değil/yerine/= EKLEMELİ SAĞALTIM


- add.[Lat. < ADDE] değil/yerine/= EKLEYİNİZ


- ADDETMEK[Ar.] değil/yerine/= SAYMAK


- ADDISON[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ SALGI YETERSİZLİĞİ HASTALIĞI


- ADDOLUNMAK değil/yerine/= SAYILMAK


- ADELA[Yun.] değil/yerine/= PARLAK RENKLİ KÜÇÜK KELEBEK


- ADEM-İ İŞTİRAK değil/yerine/= KATILMAYIŞ


- ADEM-İ SALÂHİYET değil/yerine/= YETKİSİZLİK


- ADEM-İ TAKİP KARARI değil/yerine/= İZLEMSİZLİK VARGISI


- ADEM-İ TEDİYE değil/yerine/= ÖDEMEYİŞ


- ADEM
|------VEHM------|ŞEKK|------ZANN/ŞÜPHE------|
ile/ve/değil//yerine/=/||/<>/></>/<
YAKÎN

( 0
|------%50 altı.[1-49]------|%50-50|------%50 üzeri.[51-99]------|
ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/>/<
%100 )

( YOK(LUK)
|------ KURUNTU------|BELKİ|------KUŞKU------|
ile/ve/değil/yerine/=/||/<>/>/<
KESİN(LİK) )

( RECM[Ar. çoğ. RÜCÛM]: Taşa tutma, taşlama. | Birine atılan taş. | Suçluyu beline kadar gömüp taşlayarak idâm etme. | Sövme, lânetleme. | Zan üzerine konuşma. )

( image )

( image )

( )

( Anımsadığımız şeylerle, onlar gerçekmişlercesine meşgul oluyoruz ne yazık ki. )

( DEFINETLY NOT[%0]
ALMOST NEVER[%10]~DOUBTFULLY[%20]~IMPROBABLY[%30]~UNLIKELY[%40]~
MAYBE[%50]~
PERHAPS[%60]~PROBABLY[%70]~LIKELY[%80]~ALMOST CERTAINLY[%90]~
DEFINITELY[%100] )


- ADENEKTOMİ[Fr.] değil/yerine/= BİR/KAÇ LENF BEZİNİN AMELİYATLA ÇIKARILMASI


- ADESE/LENS değil/yerine/= MERCEK


- ADESE değil/yerine/= KOVUCUK


- ADET ile/ve/değil DEMET


- ADET değil DEMET


- ÂDET değil/yerine/= GÖRENEK


- ÂDETA[Ar.] değil/yerine/= NEREDEYSE/SANKİ


- ADETİ değil ADEDİ


- ADI GEÇEN/GEÇECEK KİŞİ İÇİN:
"... DENEN" değil ... ADLI/ADINDAKİ


- ÂDİ İFLÂS değil/yerine/= DOĞAL BATKI


- ÂDİ KEFÂLET değil/yerine/= OLAĞAN YÜKÜMLÜK


- ADI OLAN ile/ve/<>/değil/yerine KENDİ OLAN

( Kendi ol(a)mayan. İLE/VE/<>/DEĞİL/YERİNE Adı ol(a)mayan. )

( Adı var, kendi yok; kendi var, adı yok. )


- ÂDİ SENET değil/yerine/= ÖZEL BELGİT


- ADİ ŞİRKET değil/yerine/= SIRADAN ORTAKLIK


- ADI ile/ve/değil/yerine/< TADI


- ADİAFOREZ[Fr.] değil/yerine/= TERLEME YETERSİZLİĞİ/YOKLUĞU


- ADIM ile/ve/değil DÜZEY


- ADİNAMİ[Fr.]/ADYNAMIA[İng.] değil/yerine/= KAS ZAYIFLIĞI/GÜÇSÜZLÜK


- ADİNAMİ/ADYNAMIA[İng.] değil/yerine/= GÜÇSÜZLÜK


- ADİPSİ[Fr.] değil/yerine/= SUSAMA DUYUSUNUN AZALMASI/YOK OLMASI


- ADİSYON[Fr.] değil/yerine/= TOPLAMA | HESAP FİŞİ/PUSULASI


- ADİYABATİK[Fr.] değil/yerine/= ISI İLETMEYEN


- ADJEKTİF[Fr.] değil/yerine/= BİR KUMAŞA ANCAK BAŞKA NESNELERDEN YARARLANARAK VERİLEBİLEN RENKLER | ÖNAD/SIFAT


- ADJUVAN/ADJUVANT[İng.] değil/yerine/= ARTIRGAN


- ADMIN[İng.] değil/yerine/= YÖNETİCİ


- admov[Lat. < ADMOVE] değil/yerine/= EKLEYİNİZ, KATINIZ


- ADP/ADENOSINE DIPHOSPHATE[İng.] değil/yerine/= ADENOZİN DİFOSFAT


- ADRENALİN[İt.] ile/değil/yerine ENDORFİN

( Sınır denemeler ile. İLE/DEĞİL/YERİNE Dengeli ve sürekli uygulamalar ile. )

( Hekimlikte damarları daraltma, bronşları açma, kanamaları kesme vb. amaçlarla kullanılan, kan şekerinin yükselmesine yol açan böbrek üstü bezlerinin salgısı. İLE/DEĞİL/YERİNE Mutluluk salgısı/hormonu. )


- ADRES[İng. ADDRESS] değil/yerine/= BULUNAK


- ADSL/ASYMMETRIC DIGITAL SUBSCRIBER LINE[İng.] değil/yerine/= ASİMETRİK SAYISAL ABONE HATTI


- ADSORBSİYON[Lat.] değil/yerine/= MOLEKÜL/ATOM/İYON TAKILMASI

( Molekül, atom ya da iyonların, katı ya da sıvı yüzeylere takılması. )


- ADULER[Fr.] değil/yerine/= AYTAŞI


- ADVENTICE[Fr.] değil/yerine/= SONRADAN VE DIŞARININ ETKİSİYLE OLUŞAN


- ADVERS ETKİ/ADVERSE EFFECT[İng.] değil/yerine/= TERS ETKİ


- AEROAMBOLİZM[Fr.] değil/yerine/= DOKU VE DAMARLARDA BAĞIMSIZ GAZ KABARCIKLARININ BULUNMASI


- AERODROM[Fr.] değil/yerine/= UÇAKLARIN İNİP KALKTIĞI YER, HAVA ALANI


- AEROFAJİ[Fr.] değil/yerine/= HAVA YUTMA


- AEROFİT[Fr.] değil/yerine/= TÜMÜYLE HAVADA YAŞAYAN BİTKİLER


- AEROGASTRİ[Fr.] değil/yerine/= MİDEDE HAVA BULUNMASI VE GERİLİM YARATMASI


- AEROGLİSÖR[Fr.] değil/yerine/= HAVA YASTIKLI KARA YA DA DENİZ TAŞITI


- AEROGRAM[Fr.] değil/yerine/= HAVA MEKTUBU


- AEROKARTOGRAF[Yun.] değil/yerine/= ÖLÇÜM VE HARİTA ARACI

( Bir yerin havadan çekilen fotoğrafına dayanılarak ölçümünü ve haritasını yapmaya yarayan araç. )


- AEROKLASÖR[Fr.] değil/yerine/= TOZ AYIRICI


- AEROKOLİ[Fr.] değil/yerine/= GAZ BİRİKİMİ

( Gerginliğe yol açacak kadar aşırı gaz birikimi. )


- AEROP/AEROBE[İng.] değil/yerine/= OKSİJENSEVEN


- AEROPLAN[Fr.] değil/yerine/= UÇAK


- AEROSEL[Fr.] değil/yerine/= BOYUNDA GİZLİ UR


- AEROSKOP[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ


- AEROSOL[Fr.] değil/yerine/= HAVADAKİ TOZUN ÖLÇÜSÜNÜ SAĞLAYAN ARAÇ


- AEROSONDAJ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK ATMOSFER TABAKASININ BALONLARLA İNCELENMESİ


- AEROSTAT[Fr.] değil/yerine/= BALON


- AEROSTATİK[Fr.] değil/yerine/= DİNGİN DURUMDA BULUNAN HAVA VE GAZLARIN DENGELERİYLE İLGİLİ YASALARI İNCELEYEN FİZİK DALI


- AEROTEKNİK[Fr.] değil/yerine/= HAVADA YER DEĞİŞTİREN NESNELERİ İNCELEMEYİ KONU EDİNEN TEKNİK


- AFAKAN değil HAFAKAN

( ... DEĞİL Istırap, sıkıntı. | Mustarip olmak ve deprenmek. | Yürek oynaması. )


- AFALAMAK değil AFALLAMAK


- AFEKT[Fr.] değil/yerine/= İLK DUYUM SARSINTISI


- AFEKT/AFFECT[İng.] değil/yerine/= DUYGULANIM


- AFERENT/AFFERENT[İng.] değil/yerine/= GETİRGEN


- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ


- ÂFET değil/yerine/>< İFFET


- ÂFET değil/yerine/= KIRAN/ÖLEK


- ÂFETLERDE ENGELİN/SORUNUN/ÖLÜMÜN:
"AZALTILMASI" ile/ve/değil/||/<>/< ARTMASINI ENGELLEME

( )


- AFFEDEBİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇEBİLMEK

( [not] FORGIVE vs./and/but/||/<> FORGET
FORGET instead of FORGIVE )


- AFFETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZARDI ETMEK

( [not] TO FORGIVE vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO FORGIVE )


- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK


- AFİLİYASYON/AFFILIATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIM


- AFİLİYE/AFFILIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIMLI (KURUM)


- AFİNİTE[Fr.] değil/yerine/= İLGİ, BAĞ | DÜZLEMDE NOKTASAL DÖNÜŞÜM BİÇİMİ[MATEMATİK]


- AFİNİTE/AFFINITY[İng.] değil/yerine/= ÇEKİM GÜCÜ


- AFİRMASYON[Fr.] değil/yerine/= KESİNLEME


- AFİTAL[Fr.] değil/yerine/= BİTKİSİZ


- AFİYET OLSUN değil/yerine/= YARASIN


- ÂFİYET/SIHHAT değil/yerine/= SAĞLIK/ESENLİK


- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] değil/yerine/= DIŞLAMA | DARILMA, KONUŞMAMA

( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. | Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama. )


- AFTERLOAD/AFTERLOAD[İng.] değil/yerine/= ART YÜK


- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ


- AĞABEY/ABİ ile/değil ABİ[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Toplantılarda giyilen, kara, uzun ceketinin ön tarafı kesik tören giysisi. )


- AĞAÇ (EV) ile/ve/değil AHŞAP (EV)/HIMIŞ


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE[Yun.]/BALSAM[Fr.] ile AKAMBER[AKAMBAR değil]

( Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı nesnesi. | Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay nesne. İLE Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. )


- AĞACI:
[ne yazık ki]
!KESERSENİZ ile/değil/yerine/>< KESMEZSENİZ

( Kazık kalır, üstüne oturursunuz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gölge olur, altına oturursunuz. )

( image )


- AGALAKSİ[Yun.] değil/yerine/= SÜT YOKLUĞU [MEMELİLERDE]


- AGALYA[Yun.] değil/yerine/= YAVAŞ, GÜRÜLTÜSÜZ, SESSİZ


- AGAMİ değil/yerine/= BORAZANKUŞU

( Güney Amerika'da yaşarlar. )


- AGANTA[İt.] değil/yerine/= İNDİRİLEN/ÇEKİLEN GEMİ HALATI YA DA ZİNCİRİN BİR SÜRE TUTULU KALMASI BUYRUĞU


- AGARAGAR[Yun.] değil/yerine/= YOSUNDAN ÇIKARILAN KOLLOİDAL NESNE, JELATİN.


- AGAT[Fr.] değil/yerine/= AKİK [DEĞERLİ TAŞ]


- AGENEZİ[Fr.] değil/yerine/= EMBRİYON GELİŞİMİ SIRASINDA BİR ÖRGENİN OLUŞMAMASI


- AGENEZİ/AGENESIS[İng.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN YOKLUK


- AGEVSİ[Yun.] değil/yerine/= ALYUVARLARIN AZALMASI


- AGGLOMERATİF CLUSTERING/AGGLOMERATIVE CLUSTERING[İng.] değil/yerine/= YIĞINSAL KÜMELEME


- AGGLOMERATİF/AGGLOMERATIVE[İng.] değil/yerine/= YIĞINSAL


- AGI/ARTIFICIAL GENERAL INTELLIGENCE[İng.] değil/yerine/= YAPAY GENEL ZEKÂ


- AĞIR CEZA SAVCISI değil AĞIR CEZA MAHKEMESİ NEZDİNDEKİ SAVCI


- AĞIR İŞ YAPMAK ile/ve/değil/<>/> AĞIR KALDIRMAK


- AĞIR ile/ve/değil "BASKIN"


- AĞIRLIK ile/değil/||/<> AĞIRŞAK

( ... İLE/DEĞİL/||/<> İplik eğrilen iği ağırlaştırmak için alt ucuna geçirilen yarım küre biçiminde, ortası delik parça. | Teker biçiminde yassı nesne, kurs. )


- AĞIRSIKLET değil/yerine/= BAŞAĞIRLIK


- agit.[Lat. < AGITA] değil/yerine/= SALLAYINIZ, ÇALKALAYINIZ


- AGİTATO[İt.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI, COŞKULU ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI


- AĞIZ AÇIKLIĞI ile/değil/yerine/>< ZİHİN AÇIKLIĞI

( Kişinin, zihni, ne kadar kapalıysa; ağzı, o kadar açık olur. )


- AĞIZ ile/ve/değil EŞİK


- AĞIZ ile/ve/değil GAGA

( İnsanda. İLE/VE/DEĞİL Kuşlarda/hayvanlarda. )

( [not] MOUTH vs./and BEAK )


- AĞIZ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< KULAK

( Daha az konuşmak üzere/için. İLE/VE/||/<>/< Daha çok dinlemek üzere/için. )

( Bir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< İki. )


- AĞLAMA DUVARI değil el-BURAK


- AĞLAMAK:
"GÜÇSÜZLÜK"TEN ile/değil/||/<>/< "GÜÇLÜLÜK"TEN


- AĞLAMAK:
"KIRILDIĞIN" YERDEN değil KIRDIĞIN YERDEN

( Kırıldığın yerden değil kırdığın yerden ağlarsın. )


- AĞLAMAK değil/yerine/>< ÇAĞLAMAK


- AĞLAMAK ile/ve/değil EŞİK


- AĞLAMAK ve/değil/yerine/<>/>< GÜLMEK :)

( Yalnız. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Herkesle birlikte. :) )

( Çocuklar, annesini/babasını yıkarken. İLE Anneler/babalar, çocuğunu yıkarken. )

(

ve/değil/yerine/<>/><

)

( Heraklitos. VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Demokritos. )


- AGLÜTİNASYON[Fr. < AGGLUTINATION] değil/yerine/= KÜMELEŞİM

( Herhangi bir sıvı içindeki gözelerin, parçacıkların vb.nin biraraya gelmesi. )


- AGLÜTİNASYON/AGGLUTINATION[İng.] değil/yerine/= KÜMELEŞME


- AGLÜTİNASYON değil/yerine/= KÜMELEŞİM


- AĞNAM[Ar.] değil/yerine/= SAYIM VERGİSİ


- AGNOSİ[Fr. < AGNOSIE] değil/yerine/= TANISIZLIK


- AGNOSTİSİZM ile/ve/değil/yerine GNOSTİK AGNOSTİSİZM

( BİLİNEMEZCİLİK ile/ve/değil/yerine BİLGELİKLE BİLİNEMEZCİLİK )

( IGNORAMUS ET IGNORABIMUS: Bilmiyoruz ve bilemeyeceğiz. )


- AGNOZİ/AGNOSIA[İng.] değil/yerine/= TANIMAZLIK


- AGNOZİ değil/yerine/= TANISIZLIK, VAROLANLARI TANIYAMAMA, ALGI YİTİMİ


- AGONİ[Yun.]/AGONY[İng.] değil/yerine/= CAN ÇEKİŞME


- AGONİST/AGONIST[İng.] değil/yerine/= ETKİDEŞ


- AGÖZİ[Fr.] değil/yerine/= TATMA DUYUSUNUN BELİRGİN ÖLÇÜDE AZALMASI


- AGRAFAJ[Fr.] değil/yerine/= AGRAF YARDIMIYLA HIZLI DİKİŞ YÖNTEMİ[CERRAHİ]


- AGRAFİ[Yun.] değil/yerine/= AGRAMATİZM[Fr.]

( Yazma yitimi. İLE Sözcük ve tümcelerin, dilbilgisine uygun olarak kurulamaması. | Sözcüklerde bazı harflerin atlanması biçiminde beliren söyleyiş/telâffuz bozukluğu. )


- AGRAFİ/AGRAPHIA[İng.] değil/yerine/= YAZAMAMAZLIK


- AGRAJE[Fr.] değil/yerine/= ÖĞRETİM ÜYELİĞİNE ATANMIŞ KİŞİ


- AGREGAN/AGGREGANT[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞTIRICI


- AGREGASYON/AGGREGATION[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞMA


- AGREMAN[Fr.] değil/yerine/= UYGUNLUK, ANTLAŞMA


- AGRESİF[İng. AGRESSIVE] değil/yerine/= SALDIRGAN


- AGRESYON/AGGRESSION[İng.] değil/yerine/= SALDIRI


- AGROMEGALİ/AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= GÖVDE ÖRGENLERİNİN DÜZENSİZ OLARAK BÜYÜMESİ/UZAMASI | ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME


- AGROMETRE/AGGREGOMETER[İng.] değil/yerine/= YIĞIŞIMÖLÇER


- AGSM/ANTI-G STRAINING MANEUVER[İng.] değil/yerine/= YER ÇEKİMiNE KARŞI KOYMA MANEVRASI


- AGUZİ/AGUESIA[İng.] değil/yerine/= TAT ALMAMAZLIK


- AGYÂR[Ar. < GAYR] değil/yerine/= YABANCILAR, BAŞKALAR


- AĞYÂR ile/ve/değil/yerine/>< YÂR

( Ne bilir? İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>< Bilir. )


- AHBAP değil/yerine/= TANIDIK/TANIŞ


- AHBS/FAMILY PHYSICIAN INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= AİLE HEKİMLİĞİ BİLGİ SİSTEMİ


- AHÇI değil AŞÇI

( ... değil TABBÂH[< TABH | çoğ. TABBÂHÎN], TÂBİH[< TABH] )

( ... değil ÂŞ-PEZ )


- AHDE VEFÂ değil/yerine/= SÖZEBAĞ


- AHDETMEK değil/yerine/= SÖZ VERMEK


- AHDÎ[Ar.] değil/yerine/= ANTLAŞMA/YA GÖRE/GEREĞİ OLAN


- AHENK(ARMONİ) değil/yerine/= UYUŞUM


- ÂHİRET ile/ve/değil/yerine ÂKIBET

( Az yaşa, çok yaşa,
Âkıbet gelecek başa! )


- ÂHİRET değil/yerine/= SONRALIK


- ÂHİYÂNE[Fars.] değil/yerine/= BOĞAZ


- AHKÂM (KESMEK) ile/değil/yerine ÖZGÜVEN

( [not] TO MAKE JUDGMENTS WITHOUT RESTRAINT vs./but SELF CONFIDENCE
SELF CONFIDENCE instead of TO MAKE JUDGMENTS WITHOUT RESTRAINT )


- AHKÂM-I HUZURİYE değil/yerine/= ORUNLUK YARGILARI


- AHKÂM-I UMUMÎYE değil/yerine/= GENEL YARGILAR


- AHKÂM-I/MEVDÂD-I MAHSUSA değil/yerine/= ÖZEL YARGILAR


- AHLÂK BİLİMİ değil/yerine/= TÖRE BİLİMİ


- AHLÂK/Î değil/yerine/= KILINÇ/KILINCIL


- AHLÂK ile/ve/değil/<> ÂDÂB

( Değişmez. İLE/VE/<>/DEĞİL Değişir. )

( Bireysel. İLE/VE/<>/DEĞİL Kurumsal. )

( !Ahbaplık arttıkça, âdâb kalkar. [fazla yüz-göz olmamaya dikkat etmek gerek!] )

( Yükselmiş davranış ve tutumlar. İLE/VE/<>/DEĞİL Olağan davranış ve tutumlar. )

( [not] MORALS[< Lat.] vs./and/but ETHICS[< Yun.] )


- AHLÂK ile/ve/değil EŞİK


- AHLÂKÎ OLGU değil OLGULARIN, "AHLÂKÎ" "YORUMLARI"

( Yoktur. | Vardır. )


- AHLÂKLI değil AHLÂK KİŞİSİ


- AHLÂKSAL OLAN/OLABİLEN:
"NE YAPTIĞIMIZ/YAPMADIĞIMIZ" değil NEYE DAYANARAK, NE YAPTIĞIMIZ VE YAPMAYABİLECEĞİMİZ


- AHLÂKSIZ ile/değil KÖTÜ AHLÂKLI


- AHLÂKSIZLIK ile/ve/değil KÖTÜ/OLUMSUZ AHLÂK

( [not] IMMORALITY vs./and/but BAD/NEGATIVE MORALS )


- AHLÂM[Ar. < HULM(< AKIL)] değil/yerine/= RÜYÂLAR, HULYÂLAR, UYKUDA GÖRÜLEN ŞEYLER | AÇIK SAÇIK RÜYÂLAR | DÜŞÜ AZMALAR


- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI

( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )


- AHMAK/LIK ile/ve/değil/ya da HAİN/LİK

( Hain, korkaktır. )

( BELEH: Bönlük, ahmaklık. | BELÎD: İz'ansız, ahmak, sersem, budala, bön. )


- AHMAK ile/değil/yerine/>< FİLOZOF

( Felsefeyi zorlaştırır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Felsefeyi kolaylaştırır. )


- AHMET BEDEVİ:
MANİSA "TARZANI" değil MANİSA APAÇİSİ

( 1899 - 31 Mayıs 1963 )


- ÂHŞÜME[Fars.] değil/yerine/= BOZA


- AHVÂL-İ ŞAHSİYE değil/yerine/= KİŞİSEL DURUMLAR


- AHVÂL değil/yerine/= DURUMLAR


- AI/ARTIFICIAL INTELLIGENCE[İng.] değil/yerine/= YAPAY ZEKÂ/YZ


- AİDAT değil/yerine/= ÖDENTİ


- AİDAT değil/yerine/= ÖDENTİ


- AİDİYET değil/yerine/= DEĞİŞLİK


- AİDİYET değil/yerine EHLİYET


- AIDS/ACQUIRED IMMUNODEFICIENCY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= EDİNİLMİŞ BAĞIŞIKLIK YETERSİZLİĞİ BELİRGESİ


- AIDS ile/ve/değil/||/<>/< HIV

( )

( HIV ve AIDS Hakkında Bilinmesi Gerekenler... )


- AİLE HUKUKU değil/yerine/= OĞUŞLUK TÜZESİ


- AİLE SAHİBİ OLMAK değil/yerine/= OĞUŞLANMAK


- AİLE ŞİRKETİ değil/yerine/= OĞUŞLUK ORTAKLIĞI


- AİLE değil/yerine/= OĞUŞLUK


- AİLEVİ[Ar.] değil/yerine/= OĞUŞSAL


- AIRWAY/AIRWAY[İng.] değil/yerine/= HAVAYOLU | SOLUK YOLU AÇARI


- AİT değil/yerine/= DEĞİŞLİ


- AİT ile/ve/değil EMÂNET/VEDİA[Ar.]


- AJAN PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTICI ÇAŞIT


- AJAN/AGENT[İng.] değil/yerine/= ETKEN


- AJANDA[Fr. < AGENDA] değil/yerine/= ANDAÇ

( Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter. )


- AJİTASYON/AGITATION[İng.] değil/yerine/= ÇALKALAMA | KIŞKIRTI


- AJİTASYON değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KÖRÜKLEME | ÇIRPINTI | DUYGU SÖMÜRÜSÜ


- AJİTATÖR/PROVOKATÖR/MUHARRİK değil/yerine/= KIŞKIRTICI


- AJUR[Fr.] değil/yerine/= GÖZENEKLİ MOTİF


- AKABE(SİNDE) ile/değil AKABİNDE

( Tehlikeli, sarp ve zor geçit. İLE/DEĞİL Arkasından, hemen arkasından/ardından, ardından. )


- AKADEMİSYEN değil/yerine/= BİLİMCİ


- AKAJU[Por. < Fr. < ACAJOU] değil/yerine/= MAUN[Amerika yerlilerinin dilinden]

( Maun. | Maundan yapılmış. | Maun renginde olan. )


- AKALAZİ[Fr.] değil/yerine/= SİNDİRİM BORUSUNDAKİ BİR BÖLÜMÜN, ÖTEKİ BÖLÜMLERLE UYUŞAMAMASI


- AKÂMET[Ar.] değil/yerine/= BAŞARISIZLIK

( Kısırlık, verimsizlik. | Başarısızlık, sonuçsuzluk. )


- AKATAFAZİ[Fr.] değil/yerine/= SÖZSEL ANLATIM BOZUKLUĞU


- AKATİZİ[Yun.] değil/yerine/= OTURUR DURUMDA KALAMAMA


- AKBİL'İ:
YAVAŞ BASMAK değil/>< BASILI TUTMAK/BEKLEMEK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- AKCİĞER
SİGARA:
(")İÇİLEN(") ile/değil/yerine/&gt;&lt;/< İÇİLMEYEN

( )


- AKD-İ MEBHUSÜNANH/AKD-İ MEZBUR değil/yerine/= SÖZÜ EDİLEN ANTLAŞMA/SÖZÜ EDİLEN BAĞIT


- AKDİ MUVAZAA değil/yerine/= DANIŞIK BAĞIT


- AKDİ SAHİH değil/yerine/= DOĞRU BAĞIT


- AKELALİ[Fr.] değil/yerine/= BEBEĞİN BAŞSIZ DOĞMASI


- AKEN[Yun.] değil/yerine/= OLGUNLAŞINCA KENDİLİĞİNDEN ÇATLAYIP AÇILMAYAN TEK TOHUMLU KURU MEYVE


- AKİBET değil ÂKIBET


- AKICI/LIK ile/ve/değil SÜREKLİ/LİK


- AKİD YAPMA VAADİ değil/yerine/= ÖN SÖZLEŞME


- AKİFER[Fr.] değil/yerine/= POMPALI KUYULARI BESLEYECEK JEOLOJİK YAPI


- AKIL "ALMAYI İSTEMEMEK" değil/yerine/> "AKLINI BAŞINA TOPLAMAK"

( Kimseden "akıl almak" istemiyorsan, aklını başına topla! )


- AKİL BALİĞ/BALİĞ değil/yerine/= ERGEN/ERİN/YENİYETME


- AKIL HOCASI ile/ve/değil/<> ESİN KAYNAĞI


- AKIL TATMİNİ ile/ve/değil/yerine KALP TATMİNİ

( AKLIM BENİ YANILTMADI KALBİM DE AKLIMI TEKZİP ETMEDİ )


- AKIL:
SESİN YÜKSEKLİĞİNDE değil SÖZÜN İNCELİĞİNDE


- AKIL:
"YARATICI" değil DÜZENLEYİCİ


- AKIL:
(KENDİ/BAĞIMSIZ) "YÜRÜYEN" değil YÜRÜTÜLEN


- AKIL:
ANLAYAN değil İLİŞKİLENDİREN


- AKIL:
BÜTÜNSEL ile/ve/değil/||/<>/< BÜTÜNLEYİCİ


- AKIL:
ÖLÇÜLEBİLİR ile/ve/değil/||/<>/< ÖLÇEN/R


- AKIL:
YAŞTA ile/ve/değil/||/<>/< BAŞTA


- AKIL ile/ve/değil/||/<>/>/< BİLGİ

( "Monolog". İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>/< Diyalog. )


- AKIL ile/ve/değil FAAL AKIL

( [not] REASON vs./and/but ACTIVE REASON )


- AKIL ile/ve/değil/<> İMAN SAHİBİ

( Tartışır. İLE/VE/DEĞİL/<> Tartışmaz. )


- AKIL ve/değil/<> MERHAMET

( Tüm dünya, sana hizmet etse doymazsın. VE/DEĞİL/<> Kişi[sen], dünyaya rahmet ederse(n), tüm dünya doyar. )


- AKILDA TUTMAK ile/ve/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK

( [not] TO KEEP IN MIND vs./and/but TO TRY TO LEARN
TO TRY TO LEARN instead of TO KEEP IN MIND )


- AKİLEN[Fr.] değil/yerine/= KARTAL BURUN


- AKILLA TARTMAK ile/değil/yerine KALPLE DİNLEMEK


- AKILLI (OLAN/OLMAK) ile/ve/değil/yerine "AKLI BAŞINDA" (OLAN/OLMAK)


- AKILLILIK:
"SÜREKLİ SUSKUN OLMAK"
değil
NE ZAMAN, NEREDE VE NE KADAR SUSACAĞIMIZI BİLMEK


- AKIM ile/değil AKIN


- AKIM ile/ve/değil/yerine/||/<> UYANIŞ


- AKINEZİ/AKINESIA[İng.] değil/yerine/= DEVİNIMSİZLİK


- AKINTI ile/ve/<>/değil DALGA/RÜZGÂR

( Suyun/denizin içinde. İLE/VE/<>/DEĞİL Suyun/denizin üstünde. )


- AKINTI ile/ve/değil/<> KANAMA

( ... ile/ve/değil/<> NEZİF )


- AKINTIYA KAPILMAK değil/yerine AKIŞA KATILMAK/BIRAKMAK


- AKIŞ ile/ve/değil/||/<> DÖNGÜ


- AKİS değil/yerine/= EVİRTİM


- AKİS değil/yerine/= EVİRTİM/YANSIMA

( Çarpma, çarpıp geri dönme. | Yansıma. )


- AKIŞ ile/ve/değil/||/<>/> LAMİNER AKIŞ


- AKİVADES[Yun.] değil/yerine/= MİDYE TÜRÜ

( Kumun 5-6 cm. altında yaşar.[İzmir/Ayvalık] )


- AKKUPPRESSÖR[Lat.] değil/yerine/= PARMAK MASAJI İLE SAĞALTIM


- AKL-I SELÎM değil/yerine/= SAĞDUYU


- AKL-I SELİM değil/yerine/= SAĞDUYU / SAĞDUYULU/SAĞLAM USLU


- AKL(IN)A" GÖRE "AKIL" ile/değil/yerine AKIL


- AKLÎ BELİRLENİM (İLE) ile/değil SEZGİSEL DENEYİM (İLE)


- AKLI BOŞ ile/değil/yerine AKLI BAŞINDA

( [(")anllatıklarından(")] "öykü" dinleriz. İLE/DEĞİL/YERİNE Yaşam(ay)ı öğreniriz. )


- AKLI, DUYGULARA ARAÇ KILMAK ile/değil DUYGULARI, AKLA ARAÇ KILMAK

( [not] TO MAKE VEHICLE THE REASON FOR FEELINGS vs./but TO MAKE VEHICLE THE FEELINGS FOR REASON )


- AKLI:
KAYBETMEK değil "TERK" ETMEK


- AKLIN AŞINMASI ile/ve/değil/yerine AKLIN AŞILMASI

( Akıl, taş kadar maddî; taş da, akıl kadar manevîdir. )

( REF Ü REF )


- AKLIN:
"EVRİMİ" değil SÜRECİ


- AKLİNİK[Yun.] değil/yerine/= YER MANYETİK ALANININ, EĞİM VE AÇISI SIFIR OLAN YERİ


- AKLININ BAŞINA GELMESİ ile/değil/yerine/>< AKLI BAŞINDA DAVRANMAK


- AKOMODASYON[Fr.] değil/yerine/= UYUM


- AKOMODASYON/ACCOMMODATION[İng.] değil/yerine/= UYUMSAMA


- AKONT[Fr. < ACOMPTE] değil/yerine/= KISMÎ ÖDEME

( Bir borca karşılık, hesabı daha sonra görülmek üzere yapılan kısmî ödeme. )


- AKONT[Fr.] değil/yerine/= BİR BÖLÜM ÖDEME


- AKORDE[Fr.] değil/yerine/= ÖNERİLEN KREDİ

( Bir banka şubesinin, bir müşterisi için önerdiği, genel müdürlükçe de kabul edilen kredi. )


- AKORİ[Fr.] değil/yerine/= GÖZ BEBEĞİNİN DOĞUŞTAN BULUNMAMASI


- AKORT ÜCRET değil/yerine/= GÖRELİ ÖDENÇ


- AKOSMİZM[Fr.] değil/yerine/= DÜNYAYI REDDETME


- AKR[Fr.] değil/yerine/= EKİLİ TOPRAK YÜZEY ÖLÇÜSÜ BİRİMİ


- AKRABA değil/yerine/= OĞUŞGİL


- AKRAN[Ar.] değil/yerine/= YAŞIT/ÖĞÜR/BÖĞÜR/BOYDAŞ/TAYDAŞ[halkta]

( Yaşça yakın, yaşıt, boydaş, taydaş. | Öğrenmiş, alışmış. | Alışılmış, yadırganmaz olmuş, menus. | Takım, fırka, zümre. )


- AKREDITASYON/ACCREDITATION[İng.] değil/yerine/= DENKLİK


- AKRİNİ[Fr.] değil/yerine/= BEZ SALGISININ YOKLUĞU


- AKRODİNİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ BELİRSİZ ÇOCUK SAYRILIĞI


- AKROFOBİ[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİK KAYGISI


- AKROFONİ[Yun.] değil/yerine/= BİR SÖZCÜĞÜN İLK HECESİNİ VURGULU OLARAK SÖYLEMEK


- AKROLİT[Fr.] değil/yerine/= UCLARI TAŞ YA DA MERMER, TAHTA HEYKEL


- AKROMATİK[Fr.] değil/yerine/= EŞYANIN GÖRÜNTÜLERİNİ YANAR DÖNER PARÇALAR OLMADAN GÖSTEREN OPTİK DÜZEN/EK


- AKROMEGALİ[Fr.] değil/yerine/= ELLERDE, AYAKLARDA VE BAŞTA GÖRÜLEN AŞIRI BÜYÜME


- AKROMİ[Fr.] değil/yerine/= DERİNİN RENKSİZLEŞMESİ SAYRILIĞI


- AKROPATİ[Fr.] değil/yerine/= EL VE AYAK UCLARINDAKİ SAYRILIKLAR


- AKROPOL[Yun.] değil/yerine/= ESKİ YUNAN KENTLERİNDE, SARAY VE TAPINAKLARIN YER ALDIĞI İÇ KALE


- AKROSEFALİ[Fr.] değil/yerine/= KAFATASI BİÇİM BOZUKLUĞU


- AKROSTİŞ/MUVAŞŞAH/TEŞVİH değil/yerine/= DİKDİZE/İLKLEME


- AKROTER[Fr.] değil/yerine/= TABAN | TRABZANDA AYAKLIK BİÇİMİNDE SAĞLAMLAŞTIRMA ÖĞESİ | TABANDAKİ ÇIKINTILI BEZEME [MİMARLIK]


- AKS-ÜL-AMEL/TEAMÜL[Ar.]/REAKSİYON[Fr./İng. < REACTION] değil/yerine/= TEPKİ/TEPKİME

( Birbirini etkileyen nesneler arasında ortaya çıkan durum. )


- AKS-ÜL-AMEL değil/yerine/= TEPKİ


- AKS[Fr. < AXE] değil/yerine/= DİNGİL


- AKS/ACUTE CORONARY SYNDROME[İng.] değil/yerine/= AKUT KORONER SENDROM


- AKS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN


- AKŞ/FASTING BLOOD GLUCOSE[İng.] değil/yerine/= AÇLIK KAN ŞEKERİ


- AKŞAM YEMEĞİ ile/değil/yerine SABAH YEMEĞİ

( Yoksul gibi ye. İLE/DEĞİL/YERİNE Zengin gibi yap. )

( )


- AKŞAMIN "HAYR"I ile/değil/yerine SABAHIN "ŞER'İ"


- AKSATA[Ar. < AHZ+İ'TÂ] değil/yerine/= ALIŞVERİŞ


- AKSE[Fr.] değil/yerine/= SAYRILIK NÖBETİ


- AKSELERASYON/ACCELERATION[İng.] değil/yerine/= İVMELENME


- AKSELERATÖR/ACCELERATOR[İng.] değil/yerine/= İVMELENDİRICİ


- AKSELERE/ACCELERATED[İng.] değil/yerine/= İVMELENMİŞ


- AKSELEROMETRE[Fr.] değil/yerine/= İVMEÖLÇER


- AKSEPTANS[Fr./İng. < ACCEPTANCE] değil/yerine/= ONAMA/KABUL (BELGESİ)

( Yabancı ülkelerde okuyacak öğrenciler için gönderilen kabul belgesi. | Poliçelerin üzerine "kabulümdür" biçiminde yazılarak altı imzalanan açıklama. )


- AKSEPTANS/ACCEPTANCE[İng.] değil/yerine/= KABUL YAZISI


- AKSEPTÖR/ACCEPTOR[İng.] değil/yerine/= ALICI


- AKSES KONTROL/ACCESS CONTROL[İng.] değil/yerine/= ERİŞİM KONTROLÜ


- AKSESUAR/ACCESSORY[İng.] değil/yerine/= EK


- AKSESUAR değil/yerine/= DONATIMLIK/TAMAMLAYICI ÖĞE


- AKSİLİK değil/yerine/= TERSLİK


- AKSİNE/BİL-AKİS[Ar.] değil/yerine/= TERSİNE


- AKSİS[Lat.] değil/yerine/= BİR CİNS GEYİK


- AKSİS/AXIS[İng.] değil/yerine/= EKSEN | İKINCİ BOYUN OMURU


- AKSİYEL/AXIAL[İng.] değil/yerine/= EKSENSEL


- AKSİYEL/DÜZLEM AXIAL PLANE[İng.] değil/yerine/= YATAY DÜZLEM


- AKSİYON POTANSİYELİ/ACTION POTENTIAL[İng.] değil/yerine/= EYLEM GİZİL GÜCÜ


- AKSİYON[Fr./İng. < ACTION] değil/yerine/= EYLEM | HİSSE SENEDİ

( Bir kuvvetin, nesnel bir etkenin, bir düşüncenin ortaya çıkması. | İnsan etkinliğinin ya da iradesinin açığa çıkması. | Hareket, iş. | Sermayenin belirli bir bölümü. | Hisse senedi. [AKSİYONER: Hissedar.] | Bir oyuncunun, sahne üzerindeki hareketi. | Oyunun temasını geliştiren başlıca olay, öykü, gelişim. )


- AKSONOMETRİ[Yun.] değil/yerine/= MİMARLIKTA BİR YAPIYI ÜÇ BOYUTUYLA GÖSTERMEYE YARAYAN GEOMETRİK ÇİZİM


- AKSUNA[Lat.] değil/yerine/= VURGUN YİYEN DALGICIN, TEKRAR İNDİRİLMESİ GEREKEN SU DERİNLİĞİ


- AKT[Fr.] değil/yerine/= PERDE [TİYATRO] | EDİM [FELSEFE]


- AKTAR[Ar. < ATTÂR] değil/yerine/= BAHARATÇI

( Baharat ya da güzel kokular satan kişi ya da dükkân. | İğne, iplik, baharat, zarf, kâğıt vb. satılan dükkân. )


- AKTARIM ile/ve/değil/> ÜRETİM


- AKTARMA ile/ve/değil/<> YANSITMA


- AKTARMAK ile/ve/değil İŞARET ETMEK

( [not] TO TRANSMIT vs./and/but TO SIGN )


- AKTARMAK ile/ve/<>/değil PAYLAŞMAK

( [not] TO TRANSMIT vs./and/<>/but TO SHARE )


- AKTIVASYON/ACTIVATION[İng.] değil/yerine/= ETKINLEŞME


- AKTIVATÖR/ACTIVATOR[İng.] değil/yerine/= ETKINLEŞTİRICİ


- AKTİVE ETMEK değil/yerine/= ETKİNLEŞTİRMEK


- AKTİVİST değil/yerine/= ETKİNCİ


- AKTİVİZM değil/yerine/= ETKİNCİLİK


- AKTOGRAF[Fr.] değil/yerine/= BİREYİN DAVRANIŞ ETKİNLİĞİNİN ZAMAN İÇİNDEKİ DAĞILIMINI ÖLÇMEYE YARAYAN DÜZENEK


- AKTÖR/LER ile/ve/değil/yerine/<>/>< FAKTÖR/LER

( [değerlendirmede/yorumlamada/konuşmada] Kişi/ler. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< Konu/kavram/olay/olgular. )


- AKTÜALİST değil/yerine/= EDİMSELCİ


- AKTUALİZM[Fr.] değil/yerine/= GEÇMİŞ DEVİRLER JEOLOJİSİNİ, ZAMANIMIZDAKİ OLAYLARIN İNCELENMESİNE DAYANARAK AÇIKLAYAN JEOLOJİ KOLU


- AKTÜALİZM değil/yerine/= EDİMSELCİLİK


- AKTÜALİZM değil/yerine/= EYLEMLEŞME


- AKTÜER[Fr.] değil/yerine/= AKTÜARYA[Fr.]

( Olasılık ve istatistik hesapları toplumsal öngörülere, parasal konulara ve sigorta işlerine uygulayan sigorta uzmanı. İLE/VE/||/<>/> Aktüerin işlevi. )


- AKUALAND[İng. < AQUALAND] değil/yerine/= SU BAHÇESİ


- AKUAMANİL[Lat.] değil/yerine/= İBRİK

( Kilisede kutsanmış su ve şarap dökmeye yarayan kulplu ibrik. )

( İBRİK: Su ve sulu şeyler koymaya yarayan, kulplu, emzikli kap. )


- AKUATİNTA[İt.] değil/yerine/= BASKI RESİMLE GRAVÜR YAPMA YÖNTEMİ


- AKÜMÜLASYON[Fr.] değil/yerine/= AKÜMÜLASYON[Fr.]

( Birikim, yığılma. İLE Akım toplar. )


- AKUPLE[Fr.] değil/yerine/= İKİ MAKİNA YA DA BİRKAÇ ELEKTRİK ARACININ BİRBİRİNE BAĞLANMASI


- AKUPUNKTUR değil/yerine/= İĞNELİEM


- AKUSMİ[Fr.] değil/yerine/= AKUSMATİK[Yun.]

( Seslerin doğru olarak algılanmasını engelleyen işitme sanrısı. İLE Dinleyicinin ses kaynağını göremeyeceği biçimde düzenlenmiş olan. )


- AKUŞÖR[Fr.] değil/yerine/= DOĞUM UZMANI, ERKEK EBE


- AKUSTAT[Fr.] değil/yerine/= SU ISI DENETİRİ


- AKUSTİK[Fr./İng.] değil/yerine/= YANKILANIM | YANKIBİLİM

( Sesin üretimini, denetimini, aktarımını ve etkilerini konu alan fizik kolu. | Kapalı bir yerde seslerin dağılımı. )


- AKUSTİK/ACOUSTIC[İng.] değil/yerine/= SESSEL


- AKUSTİK/EMPEDANS ACOUSTIC IMPEDANCE[İng.] değil/yerine/= SES GEÇİRİMSİZLİĞİ


- AKUZATİ[Lat.] değil/yerine/= ADIN -İ DURUMU, BELİRTME/YÜKLEME DURUMU.


- AKVAREL[Fr.] değil/yerine/= SULUBOYA RESİM


- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS

( )

( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )


- ALA-[İt.] değil/yerine/= "YÖNTEMİNCE, BİÇİMİNDE" ANLAMI KATAN ÖN EK


- ALABALIK ile/değil DENİZALASI

( Alabalıkgillerden, soğuk ve duru sularda yaşayan, bir tatlı su balığı. İLE Kemikli balıklar takımının alabalıkgiller ailesinden, denizlerde yaşayan bir balık türü. )

( TRUTTA FARIS cum SALMO TRUTTA MARINA )


- ALABASTRİT[Fr.] değil/yerine/= ALÇITAŞLI KAYMAKTAŞI


- ALABASTRON[Yun.] değil/yerine/= KULPSUZ, DAR BOYUNLU PARFÜM VAZOSU


- ALABORA[İt.] (OLMAK) değil/yerine/= TEPETAKLAK (OLMAK)

( Bir deniz teknesinin devrilecek kadar yan yatması ya da batması. )


- ALABRİGAN[Yun.] değil/yerine/= HAYDUT YÖNTEMİNCE/TARZI


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/yerine BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ


- ALACAKLININ, ALACAĞINI, ALMAYA GİTMESİ değil/>< BORÇLUNUN, VERECEĞİNİ, ALACAKLIYA GÖTÜRMESİ

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ


- ALÂKA[Ar.] değil/yerine/= İLGİ, İLİŞKİ, İLİNTİ


- ALÂKA değil/yerine/= İLGİ


- ALÂKADAR OLMAK değil/yerine/= İLGİLENMEK/İLGİ GÖSTERMEK


- ALÂKADAR değil/yerine/= İLGİLİ/İLİŞKİN


- ALAKART[Fr.] değil/yerine/= SEÇİMLİ YEMEK

( Lokantada yemek dizininden seçilen yemek. )


- ALAKRİT[Fr.] değil/yerine/= İÇİNE TUNGSTEN VE KARBON DA KATILAN KOBALT VE KROM KARIŞIMI


- ALALADE[Ar.] değil ALELÂDE


- ALALEKSER değil/yerine/= ÇOĞUNLUKLA


- ALALİ[Yun.] değil/yerine/= SÖZ OLUŞTURMA YETİSİNİN YOK OLUŞU


- ALALİ/ALALIA[İng.] değil/yerine/= KONUŞMA YİTIMİ


- ALAMİNÜT[Fr. < A LA MINUTE] değil/yerine/= ÇARÇABUK, ANINDA


- ALAMİNÜT[Fr.] değil/yerine/= ÇABUK, ANINDA | KOLAY VE ÇABUK YAPILAN YEMEK


- ALAMOD[Fr.] değil/yerine/= MODAYA UYGUN


- ALARA/AS LOW AS REASONABLY ACHIEVED[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLİR OLANIN EN AZI


- ALARM değil/yerine/= UYARI/AYTAR


- ALARP/AS LOW AS REASONABLY PRACTICABLE[İng.] değil/yerine/= MANTIKEN UYGULANABİLİR OLANIN EN AZI


- ALÂT-I CÜRMİYE değil/yerine/= SUÇ ELGESİ


- ALAVALTER[Fr.] değil/yerine/= BİR TÜR KRAVAT BAĞLAMA


- ALAVİREJ[Fr.] değil/yerine/= MERYEM TARZINDA


- ALAVOTR SANTE[Fr.] değil/yerine/= SAĞLIĞINIZA! / ŞEREFE!


- ALAWILHELM[Fr.] değil/yerine/= ALMAN İMPARATORU WILHELM BİÇİMİNDE BIYIK


- ALAY EDİLECEK TUTUM/DURUM ile/değil/yerine MUHABBET


- ÂLÂYİŞ[Fars.] değil/yerine/= DEPDEBE, TANTANA, GÖSTERİŞ[bu anlamı, uydurma olmakla birlikte yaygındır]


- ALAYSILAMA/İRONİ ile/değil/yerine/>< GÜLMECE/MİZAH

( Kişiye yönelik. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durumla ilgili. )


- ALBATR[Yun.] değil/yerine/= KAYMAK AŞI VE SU MERMERİ


- ALBEDO/METRE[Lat.] değil/yerine/= IŞIĞI YANSITAN BİR YÜZEYİN YANSITMA GÜCÜ / ARACI


- ALBİNO[Fr. < ALBINOS] değil/yerine AKŞIN/ÇAPAR

( ... DEĞİL/YERİNE Kıllarında ve gözlerinde, kimi zaman da derisinde, doğuştan renklenme oluşmadığından dolayı her yeri ak/beyaz olan. )


- ALBÜM ile/değil/yerine/||/<>/> UZATMALI ÇALMA(EP[EXTENDED PLAY])

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> 4 - 6 arası şarkıdan oluşur. Farkı, albümden daha az şarkıdan oluşmasıdır. Süresi genel olarak 30 dakikayı geçmemektedir. )


- ALÇAK ile/değil AŞAĞI


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK(TEVÂZÛ GÖSTERMEK) ile/ve/<>/değil/yerine/hem de SUSMAK


- ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK/TEVÂZÛ ile/ve/değil/yerine YOK(LUK) BİLİNCİ/MAHVİYET

( Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulunduğu, anımsandığı alçakgönüllülük. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Önceki alçakgönüllüklerin bellekte bulundurulmadığı, unutulduğu alçakgönüllülük. )

( Takvâ. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Verâ. )

( Ebru sanatı )


- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI


- ALÇALMAK değil/yerine AÇ KALMAK


- ALÇITAŞI ile/değil KAYMAKTAŞI/SUMERMERİ/ALBATR[Fr.]

( Toprak içinde katman olarak bulunan ve pişirilip toz durumuna getirilerek alçı yapmaya yarayan, hidratlı kalsiyum sülfat. İLE/DEĞİL Parlatılmaya elverişli, yumuşak, beyaz, yarı saydam bir mermer türü. [Kar beyazı ve yarı şeffaftır.] [Heykel/büst ve vazo yapımında kullanılır.] )

( ... İLE/DEĞİL Yapay olarak boyanabilir. Pişirilerek mermere benzetilebilir. )

( JİPS avec ... )


- ALDANMA değil/yerine/>< AYDINLANMA

( Soytarılara kanarak. DEĞİL/YERİNE/>< Aydınları dinleyerek. )


- ALDANMAK ile/ve/değil/yerine ADANMAK


- ALDAT(IL)MAK ile/ve/değil/||/<>/< YANIL(T/IL)MAK


- ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"


- ALDATMA ile/değil/yerine PAYLAŞIM


- ALDIM ile/ve/değil BULDUM


- ALEKSANDREN[Fr.] değil/yerine/= FRANSIZ ŞİİRİNDE BİR NAZIM BİÇİMİ


- ALEKSİ/ALEXIA[İng.] değil/yerine/= OKUYAMAMAZLIK


- ALEKSİTİMİ/ALEXITHYMIA[İng.] değil/yerine/= DUYGU KÖRLÜĞÜ


- ALEL HESAP değil/yerine/= SAYIŞ ÜZERE


- ALEL ITLAK[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK / HİÇBİR KAYITLA KAYITLANMAMAK


- ALEL UMUM[Ar.] değil/yerine/= GENEL OLARAK, GENELLİKLE


- ALEL USÛL[Ar.] değil/yerine/= YÖNTEMİNCE, YÖNTEMLİ

( Yol yordam gereğince, kurala uygun bir biçimde. | Âdet yerini bulsun diye. )


- ALEL/ALLEL[İng.] değil/yerine/= GEN ÇİFTİ


- ALELÂDE[Ar.] değil/yerine/= SIRADAN


- ALELUSUL değil/yerine/= GELİŞİGÜZEL/BAŞTAN SAVMA


- ALELUSUL değil/yerine/= YORDAMLICA


- ÂLEM ile/ve/değil TANRIDAN GAYRI/MASİVA


- ALEMPROVİST[Fr.] değil/yerine/= BEKLENMEDİK, BİRDEN BİRE


- ÂLEMŞÜMÛL[Ar.] değil/yerine/= EVRENSEL


- ALENEN değil/yerine/= ULUORTA


- ALENGİRLİ değil/yerine/= GÖSTERİŞLİ, TUHAF | HOŞ | KARMAŞIK


- ALERJEN/ALLERGEN[İng.] değil/yerine/= DUYARLATAN


- ALERJİ:
"KEDİYE" değil KEDİ TÜYÜNE


- ALERJİ ile/değil İNTOLERANS


- ALERJİ ile/değil İSİLİK

( [not] ALLERGY vs./but PRICKLY HEAT )


- ÂLET değil/yerine/= ELGE/ARAÇ/AYGIT


- ALEV/ŞÛLE[Ar.]/ZEBÂNE[Fars.] değil/yerine/= ALAZ/YALAZ(A)/YALIM


- ALEVÎ ile/ve/değil ALEVÎ

( Hz. Ali. İLE/VE/DEĞİL Yüce[ulvî]. )


- ALEYH değil/yerine/= KARŞIL


- ALEYHTAR değil/yerine/= KARŞITÇI

( Bir işe, davranışa ya da düşünceye karşı çıkan, karşı olan. )


- ALFATERAPİ[Fr.] değil/yerine/= ALFA IŞINLARIYLA SAĞALTIM


- ALFENİT[Fr. < ALFENIDE] değil/yerine/= METAL ALAŞIM

( İçinde bakır, çinko, nikel bulunan ve çatal bıçak takımı yapımında kullanılan gümüşlü bir alaşım. )


- ALFENİT[Fr.] değil/yerine/= ÇATAL, BIÇAK YAPIMINDA KULLANILAN GÜMÜŞ ALAŞIMI


- ALGARİNA[İt. < ARGAGNO] değil/yerine/= VİNÇLİ TEKNE

( Ağır bir şeyi denizden çıkarma ya da denize indirme işinde kullanılan büyük vinçli deniz teknesi. | Bazı gemilerin baş ya da kıç tarafından eğik olarak uzatılmış bulunan makaralı, kısa ve kalın dikme. )


- ALGESİ[Yun.] değil/yerine/= AĞRIYA DUYARLILIK

( ALGESİMETRE[Fr.]: Bir acı duyumunu oluşturmak için gerekli uyarımın etkisini ölçen araç. )


- ALGI ile/ve/değil/<> OLGU

( İlkeli/yasalı değildir. Keyfîdir. İLE/VE/DEĞİL/<> İlkelidir/yasalıdır. )

( Betimleme'den Kavram'a geçiş gibi, Algı ile Olgu arasındaki fark da ilkeli/yasalı olup olmamasıdır. )


- ALGIDA ...:
SEÇİCİLİK ile/ve/değil/||/<>/< SÜZÜCÜLÜK


- ALGIDA/KABULDE:
TEK TANIM ile/yerine/değil PARANTEZ BİLGİ

( ON PERCEPTION/ACCEPTION: [not] UNIQUE DEFINITION vs./but INFORMATION IN PARENTHESIS
ON PERCEPTION/ACCEPTION: INFORMATION IN PARENTHESIS instead of UNIQUE DEFINITION )


- ALGOFOBİ[Fr.] değil/yerine/= ACI VERİCİ DUYUM OLUŞTURABİLECEK HER ŞEYE KARŞI DUYULAN KAYGI


- ALGOLOJİ/ALGOLOGY[İng.] değil/yerine/= AĞRI BİLİMİ


- ALGORİTMA/ALGORITHM[İng.] değil/yerine/= AKIŞ BASAMAKLARI


- ALİ "KIRAN, BAŞ KESEN" değil DAL KIRAN, BAŞ KESER


- ALICI BAKIŞ ile/ve/değil ŞAŞKIN BAKIŞ


- ALİDAT[İt.] değil/yerine/= BİR UCU HAREKETLİ DÖNER CETVEL


- ALİGORNA[İt.] değil/yerine/= BİR TÜR PERDAHLI KÂĞIT


- ALIKLIK/BELÂHET değil/yerine/>< FARKINDALIK


- ALİL[Fr.] değil/yerine/= SARIMSAKTA SÜLFÜR BİÇİMİNDE BULUNAN TEK DEĞERLİ KÖK


- ÂLİM/ÂRİF ile/ve/değil/yerine/<> İMAN EDEN


- ÂLİM ile/ve/değil NÂKİL


- ALİMANTASYON[Fr.] değil/yerine/= BİR PLAN PROGRAM ÇERÇEVESİNDE SAYRIYI BESLEME


- ALİMENTASYON/ALIMENTATION[İng.] değil/yerine/= BESLEME


- ALİNEASYON/ALINEATION[İng.] değil/yerine/= YABANCILAŞMA


- ALINGAN/LIK ile/değil BENCİL/LİK

( Gizli şirk. )


- ALINTI ile/ve/değil ATIF


- ALIŞ-VERİŞ ile/ve/değil/yerine VERİŞ-ALIŞ

( Veren, her zaman vermeye hazırdır. )

( Kendilerinde olanlar, verebilir. )

( Verirsin ve alırsın! Verirsen alırsın! Verdikçe alırsın! Ver/verebil ki, alabil! )

( Biriktiren biriktirmeye memur, harcayan harcamaya. Veren ise, hazineyi kullanma yetkisine sahiptir. )

( Verdiğine engel olabilecek, vermediğini de verebilecek kimse yoktur. )

( The giver is always ready to give. )


- ALIŞ ile/ve/değil/yerine VERİŞ

( Aslolan, alış-veriş değil, VERİŞ-ALIŞ'tır. )

( Kendilerinde olanlar, verebilir. )

( Nasıl ilerlemeli? İki kâse pirinç fedâ edilerek. )

( AHZ Ü İ'TÂ, AKSATA )

( DÂD Ü SİTED )

( [not] TAKING vs./and/but GIVING
GIVING instead of TAKING
Those who have, can give. )


- ALIŞIK/ALIŞKIN ile/ve/<>/değil/yerine BİLİNDİK/TANIDIK/ÂŞİNÂ[Fars.]


- ALIŞILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine/>< ANLAŞILABİLECEK OLAN/ANLAŞILMASI GEREKEN


- ALIŞILMIŞ/LIK ile/değil/yerine/>< AŞILMIŞ/LIK


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA


- ALIŞMA ile/değil/yerine/||/<>/ne yazık ki KATLANMA


- ALIŞMA ile/ve/değil/||/<>/< UYUMLANMA


- ALIŞMAK ile/değil/ne yazık ki KOLAYINA GELMEK

( TO BE/GET USED TO vs. TO BE EASY/CONVENIENT FOR )


- ALIŞMAK ile/ve/değil KOŞULLANMAK


- ALİT[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEK DEĞERDE ALÜMİNYUM İÇEREN BİR TOPRAK TÜRÜ


- ALİVRE MUAMELE değil/yerine/= ÖNCEDEN İŞLEMLİ SATIŞ


- ALİVRE[Fr.] değil/yerine/= ÖN/PEŞİN SATIŞ

( Ürün henüz tarladayken ve yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden yapılan peşin satış. )


- ALİZE[Fr.] değil/yerine/= TROPİKAL BÖLGELERDE DENİZLERDEN ESEN BAZI YELLER


- ALJERYEN[Fr.] değil/yerine/= ÇOK RENKLİ, ÇİZGİLİ BİR TÜR KUMAŞ | BU KUMAŞTAN YAPILAN EŞARP


- ALJİ[Fr.] değil/yerine/= NEDENİ NE OLURSA OLSUN BİR BÖLGEDE TOPLANAN AĞRI


- ALJİN[Yun.] değil/yerine/= SU YOSUNLARINDAN ELDE EDİLEN NESNE


- ALKALOZ/ALKALOSIS[İng.] değil/yerine/= KAN ASiTSİZLİĞİ


- ALKOV[Fr.] değil/yerine/= BİR ODANIN İÇİNDE YATAK İÇİN YAPILMIŞ YER


- ALLÂH İÇİN değil ALLÂH RIZÂSI İÇİN


- ALLAH'IN LAFZI değil ALLAH'IN KELÂMI


- ALLÂH'IN MAKAMI:
NAZ MAKAMI değil NİYÂZ MAKAMI


- ALLÂH'IN VARLIĞI ile/değil ALLÂH'IN BİRLİĞİ


- ALLAH'IN:
ADI değil ADININ ADI


- ALMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> AŞMAK


- ALMANAK değil/yerine/= YILLIK


- ALMANDİN[Lat.] değil/yerine/= SEYLAN TAŞI


- ALOESTEZİ[Fr.] değil/yerine/= DUYARLILIK BOZUKLUĞU


- ALOGAMİ[Fr.] değil/yerine/= TOZLAŞMA/TOZLANMA

( Eril örgenlerdeki çiçek tozunun, rüzgâr ya da böceklerin aracılığıyla çiçeklerin tepeciğine konması, döllenme. | Polen tanelerinin rüzgâr, böcek, su gibi etkenlerle dişi üreme gözelerine ulaşması. | Sporlaşma. )


- ALOGREFT/ALLOGRAFT[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ YAMA


- ALOJİ/ALOGIA[İng.] değil/yerine/= SÖZ YOKSULLUĞU


- ALONJ[Fr.] değil/yerine/= KAMBİYO SENETLERİNİN ARKA YÜZÜNDE YER KALMAMASI DURUMUNDA EKLENEN KÂĞIT


- ALONJ değil/yerine/= EKÇE


- ALOPESİ/ALOPECIA[İng.] değil/yerine/= KELLİK


- ALOSENSİTİZASYON/ALLOSENSITIZATION[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ DUYARLILAŞMA


- ALOTRANSPLANTASYON/ALLOTRANSPLANTATION[İng.] değil/yerine/= TÜRDEŞ NAKİL


- ALT EKSTREMiTE/LOWER EXTREMITY[İng.] değil/yerine/= BACAK


- alt. hor.[Lat. < ALTERNIS HORIS] değil/yerine/= İKİ SAATTE BİR


- ALTAMİRA[İsp.] değil/yerine/= KUZEY İSPANYA'DA BULUNAN RESİMLİ MAĞARALAR VE BÖLGESİ | MAĞARA RESMİ


- ALTERNANS/ALTERNANS[İng.] değil/yerine/= DEĞİŞİMLİ


- ALTERNATİF[İng. < ALTERNATIVE] değil/yerine/= DALGALI


- ALTERNATİF ile/ve/değil UZANIM


- ALTES[İt.] değil/yerine/= PRENS VE PRENSESLERE VERİLEN ONURLAMA SANI


- ALTİMETRE[Fr.] değil/yerine/= YÜKSEKLİKÖLÇER


- ALTIN LANGUR ile/değil TEPELİ GRİ LANGUR ile/değil MADRAS GRİ LANGURU


- ALTIN:
SAF ile/ve/değil/<> SOM

( Sade(ce) altın. İLE/VE/DEĞİL/<> Altınla dolu. )


- ALTIN(PARA) ile/ve/değil/yerine/||/<> SÖZ/KELÂM

( Doğada. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Kişide. )


- ALTIN ile/değil HELYODOR[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Altın sarısı renginde, berilden oluşan, kuyumculukta kullanılan bir taş. )


- ALTIN ile/değil PENES[Macarca]

( ... İLE Süs olarak kullanılan, ziynet altını taklidi, sarı tenekeden pul. )


- ALTOBASO[İt.] değil/yerine/= YELKENİN ALT KENARI


- ALTSANMA ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK


- ALTTA (KALMAK) ile/değil AŞAĞIDA (BEKLEMEK)


- ALTYAPI ile/değil ÜSTYAPI

( Üstyapıyı biçimlendirir. İLE/DEĞİL Altyapıyı değiştirir. )


- ALUMEL[Fr.] değil/yerine/= ALÜMİNYUM, MANGANEZ VE SİLİSYUM İÇEREN NİKEL ALAŞIMI


- ALÜMİNYUM ile/değil GALYUM

( ... İLE/DEĞİL Çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran, yoğunluğu 5.9, atom ağırlığı 69.72 olan, 29.8 °C'de ergiyen öğe. [simgesi: Ga] )


- ALÜMİNYUM ile/değil/yerine KARBON


- ALÜN[Fr.] değil/yerine/= ŞAP[AR. < ŞABB]


- ALVEOL/ALVEOLUS[İng.] değil/yerine/= HAVA KESECİĞİ | DİŞ YUVASI


- ALYANS[Fr. < ALLIANCE] değil/yerine/= NİŞAN YÜZÜĞÜ


- AMAÇ:
AYRICALIK değil/yerine HİZMET


- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA

( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )


- AMAÇ ile/ve/değil/yerine ARAÇ

( Amaç, aracın/araçların devrede oluş süreçlerinin tamamlanmış olduğu sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Araç, amaca/sonuca yönelik çabanın içinde kullanılanların/ uygulananların her bir ayrı işlev parçası ve/ya da bütünü. )


- AMAÇ ile/ve/değil/<> GEREKSİNİM


- AMAÇ ile/değil KASIT

( [not] GOAL vs./but INTENTION )


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/< YEĞLENİLİRLİK/TERCİH EDİLİRLİK


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM


- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK


- AMAL-İ ERBAA[Ar.] değil/yerine/= DÖRT İŞLEM


- AMAM/ADOPTION MODEL FOR ANALYTICS MATURITY[İng.] değil/yerine/= ANALITİK OLGUNLUK BENIMSEME MODELİ


- AMANT[Fr.] değil/yerine/= ÂŞIK


- AMARİLİS[Fr.] değil/yerine/= GÜZEL HANIM ÇİÇEĞİ


- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK


- AMAROZ[Fr.] değil/yerine/= BAKAR KÖRLÜK


- AMATÖR değil/yerine/= ÖZENGEN/İSTEGEN


- AMAZON[Fr. < Lat.] ile AMAZON ["AMOZON" değil!]

( Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. | Kadınların giydiği giysi. | Memesiz. İLE Güney Amerika'daki dünyanın en geniş ormanı ve ırmağının adı. )


- AMBALAJ ile/ve/değil EŞİK


- AMBALE[Fr.] değil/yerine/= AŞIRI YÜKLEME SONUCU ULAŞAN DÜŞÜNEMEME, BUNALIM


- AMBİSYON[Fr.] değil/yerine/= ŞAN, ÜN, VARSILLIK DÜŞKÜNLÜĞÜ


- AMBİVALAN BAĞLANMA/AMBIVALENT ATTACHMENT[İng.] değil/yerine/= İKİRCİKLİ BAĞLANMA


- AMBİVALANS/AMBIVALENCE[İng.] değil/yerine/= İKİRCİKLİLİK


- AMBLEM[Fr. < EMBLEME] değil/yerine/= SİMGE, BELİRTGE/BELİRTKE


- AMBOLALİ[Fr.] değil/yerine/= BİR KONUŞMA SIRASINDA SÖYLENİLENLERLE HİÇBİR BAĞLANTISI OLMAYAN SÖZCÜKLERİN SIK SIK ORTAYA ATILMASI SAYRILIĞI


- AMBU/ARTIFICIAL MANUAL BREATHING UNIT[İng.] değil/yerine/= KESE-MASKE SOLUTMA BİRİMİ


- AMBULANS[Fr./İng. < AMBULANCE] değil HASTA TAŞIMA/NAKİL ARACI / CANKURTARAN


- AMBULATUVAR/AMBULATORY[İng.] değil/yerine/= AYAKTA


- AMEL:
ADÂLET ve/değil/||/<>/> İSTİKÂMET


- AMELİNE GÜVENMEK ile/ve/değil/yerine ALLAH'A GÜVENMEK


- AMELİYAT:
DA VINCI İLE ile/değil/yerine OLAĞAN

( "Robotik Cerrahi Gerçekten Üstün mü? - Ahmet Rasim Küçükusta" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- AMELİYAT[Ar.]/OPERASYON[İng. < OPERATION] değil/yerine/= İŞLEMCE/ONUMİŞLEM | İŞLEM


- AMENAJMAN[Fr.] değil/yerine/= KESİLECEK AĞAÇLARIN BELİRLENMESİ


- AMENORE[Fr.] değil/yerine/= ÂDET GÖREMEME


- AMENSALİZM[Fr.] değil/yerine/= BİR BİTKİ TÜRÜNÜN, AYNI ORTAMDAKİ BAŞKA BİR BİTKİ TÜRÜNDEN ÖTÜRÜ GELİŞEMEMESİ


- AMER[Fr.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİ YAPRAK VE KABUKLARIYLA KOKULANDIRILMIŞ ACIMTIRAK BİR İÇECEK/İÇKİ


- AMERİKA'NIN İLK BAŞKANI:
GEORGE WASHINGTON ile/ve/değil/||/< PEYTON RANDOLPH


- AMEZİT[Yun.] değil/yerine/= YAPRAKLI BİR MİNERAL


- AMFETAMİN[Fr.] değil/yerine/= UYANMA AMİNLERİ

( Efedrine yakın ilaçlar sınıfı. )


- AMFİARTROZ[Fr.] değil/yerine/= YARI OYNAR EKLEM


- AMFİTEATR[Yun.] değil/yerine/= ORTASI MEYDANLIK, ETRAFI GİDEREK YÜKSELEN SIRALARLA ÇEVRİLİ GÖSTERİ YERİ, TİYATRO


- AMFİZEM[FR. < EMPHYSÈME] değil/yerine/= HAVA YA DA GAZ GİRMESİ SONUCUNDA, BİR GÖZENİN/DOKUNUN ŞİŞMESİ


- AMFOTER[Fr.] değil/yerine/= GEREK ASİTLERLE, GEREK BAZLARLA BİRLEŞEBİLEN NESNELER


- AMIA/AMERICAN MEDICAL INFORMATICS ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AMERİKAN TIP BİLİŞİMİ DERNEĞİ


- AMİDON[Fr.] değil/yerine/= NİŞASTA


- AMİDÜR[Fr.] değil/yerine/= BİR METALİN BİR HİDROJEN ATOMUNUN YERİNE GEÇMESİYLE AMONYAKTAN TÜREYEN NESNE


- AMİGDALEKTOMİ[Fr.] değil/yerine/= BADEMCİK AMELİYATI


- AMİKSİ[Fr.] değil/yerine/= NORMAL MUKOZA SALGISININ YOKLUĞU


- ÂMİL/FAKTÖR değil/yerine/= ETMEN/ETKEN/NEDEN


- AMİRAL[Fr.] değil/yerine/= DENİZHAN


- AMME DAVASI değil/yerine/= KAMU ARANCI


- AMME EFKÂRI değil/yerine/= KAMUOYU


- AMME HÜKMİ ŞAHSİYETİ değil/yerine/= KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ


- AMME HUKUKU değil/yerine/= KAMU TÜZESİ


- AMME NİZAMI değil/yerine/= KAMU DÜZENİ


- AMME[Ar.] değil/yerine/= KAMU


- AMME değil/yerine/= KAMU


- AMNEZİ/AMNESIA[İng.] değil/yerine/= BELLEK YİTIMİ


- AMNİYON/AMNİYOS[Alm. < Yun. < AMNION/AMNIOS] değil/yerine/= DÖL KESESİ

( AMNİYOSKOPİ[Fr.]: Amniyos sıvısının incelenmesi. )


- AMNOFİL[Fr.] değil/yerine/= KUMDA YETİŞEN, KUMU SEVEN BİTKİ


- AMORA[İt.] değil/yerine/= "YELKEN AÇ!" UYARISI/BUYRUĞU


- AMORAL[Fr.] değil/yerine/= TÖRE/AHLÂK DIŞI


- AMORF/AMORPHOUS[İng.] değil/yerine/= BİÇİMSİZ


- AMORFİZM/AMORPHISM[İng.] değil/yerine/= BİÇİMSİZLİK


- AMOROFOBİ[Fr.] değil/yerine/= ÂŞIK OLMA KAYGISI


- AMOROSO[İt.] değil/yerine/= SEVECENLİKLE, SEVGİYLE [MÜZİK]


- AMORTİ ETMEK değil/yerine/= GERİ KAZANÇLAMAK


- AMORTİSMAN[Fr. < AMMORTISSEMENT] değil/yerine/= YIPRANMA/AŞINMA PAYI

( Belirli bir borcun azar azar ödenmesi. | Bir kuruluşa yatırılan paranın, belirli bir süre içinde kazançtan ayrılan parayla geri alınması. )


- AMORTİSÖR[Fr. < AMORTISSEUR] değil/yerine/= YUMUŞATMALIK

( Motorlu araçlarda sarsıntı, sallantı vb. hareketlerin etkisini daha aza indiren, yayların gereksiz hareketlerini gidermeye yarayan düzenek. | Bu düzeni kuran öğe. )


- AMOTİVASYON/AMOTIVATION[İng.] değil/yerine/= GÜDÜSÜZLÜK


- AMP/ADENOSINE MONOPHOSPHATE[İng.] değil/yerine/= ADENOZİN MONOFOSFAT


- AMPATMAN[Fr.] değil/yerine/= İNŞAATTA KULLANILAN AYAKKABI


- AMPELOGRAFİ[Fr.] değil/yerine/= ASMA BİLİM


- AMPİLASYON[Fr.] değil/yerine/= SOLUK ALIP VERİRKEN, GÖGÜS ÇEVRESİNİN ÇAPINDA OLUŞAN DEĞİŞİKLİK

( AMPLİYOMETRE[Fr.]: Göğüs çevresini ölçerek, solunum hareketlerinin genliğini belirtmeye yarayan araç. )


- AMPIRİK VALİDİTE/EMPIRICAL VALIDITY[İng.] değil/yerine/= GÖRGÜL GEÇERLİLİK


- AMPİRİK/EMPIRICAL[İng.] değil/yerine/= GÖRGÜL, DENEYSEL


- AMPİRİK/EMPİRİK değil/yerine/= DENEYSEL/DENEYİMSEL / DOLAYSIZCA


- AMPİRİST değil/yerine/= DENEYİMCİ/DENEYCİ


- AMPİRİZM değil/yerine/= DENEYİMCİLİK/DENEYCİLİK


- AMPİYESMAN[Fr.] değil/yerine/= GÖMLEK VE BENZERİ GİYSİLERİN ÜST TARAFINI ÇEVİREN PARÇA.


- AMPLİFİKASYON/AMPLİFİKATÖR[Fr. < AMPLIFICATEUR] değil/yerine/= YÜKSELTME/YÜKSELTEÇ

( Alçak ya da yüksek frekanslı akımların, yararlı etkilerini artırmaya yarayan araç. )


- AMPLİFİKATÖR/AMPLIFIER[İng.] değil/yerine/= YÜKSELTEÇ


- AMPLITÜT/AMPLITUDE[İng.] değil/yerine/= GENLİK


- AMPUL[Lat.]/LAMBA değil/yerine/= IŞIR

( Elektrik enerjisini ışığa çeviren araç. | İçinde sıvı durumda ilaç bulunan cam tüp. )


- AMPÜTASYON[Fr.] değil/yerine/= ÇIKINTI BİÇİMİNDEKİ BİR ÖRGENİN TAMAMINI YA DA BİR BÖLÜMÜNÜ KESİP ALMA


- AMQP/ADVANCED MESSAGE QUEUING PROTOCOL[İng.] değil/yerine/= İLERİ MESAJ DİZİSİ PROTOKOLÜ


- AMUR[Fr.] değil/yerine/= SEVGİ, AŞK


- ÂMÛT[Fars.] değil/yerine/= KUŞ YUVASI

( Yalçın kayalarda ve yüksek yerlerde bulunan kuş yuvası. )


- AMUZİ[Fr.] değil/yerine/= MÜZİK YETENEKLERİNDE BOZUKLUK


- AMYOSTENİ[Fr.] değil/yerine/= ENERJİ YOKLUĞU[İSTENÇLİ/İRÂDÎ HAREKETLERDE]


- ÂN-I DAİM ile/ve/değil/<>/< ÂN-I MUHAYYEL


- ÂN'!:
"KAYDETMEK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< KAYBETMEK


- AN'ANE ile/değil ANNEANNE

( Gelenek. İLE/DEĞİL Annenin annesi. )


- AN/LAHZA değil/yerine/= KIPI/KIRPIM


- AN ile/ve/değil EŞİK


- ANA ARTER değil ARTER


- ANA ÇELİŞKİ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANA UC


- ANABOLİK/ANABOLIC[İng.] değil/yerine/= ÖZÜMLEYEN


- ANABOLİZAN/ANABOLISING[İng.] değil/yerine/= ÖZÜMLEYİCİ


- ANABOLİZMA/ANABOLISM[İng.] değil/yerine/= ÖZÜMLEME


- ANADOLU TÜRKÜLERİ ile/ve/değil İSTANBUL TÜRKÜLERİ

( Daha çok, doğal, insanî ya da çeşitli felâketlerden/sıkıntılardan dolayı yaşanan acılarıyla yazılır/yakılır. İLE/VE/DEĞİL Aşk acılarıyla yazılır/bestelenir. )

( ... İLE/VE/DEĞİL Karagöz-Hacivat gösterilerinde sıkça -ve her tipleme için ayrı- kullanılır. )


- ANADOLU UYGARLIĞI ile/ve/değil ANADOLU UYGARLIKLARI


- ANADOLU'DA:
HELVA "KARMAK/KARIŞTIRMAK" ile/ve/değil/||/<> HELVA BASMAK


- ANADROM[Yun.] değil/yerine/= YUMURTLAMAK İÇİN DENİZDEN IRMAKLARA GEÇİP YUKARI ÇIKAN BALIKLAR


- ANADUT[Yun.] değil/yerine/= DİREN/DİRGEN

( Ekin ve ot demetlerini arabaya yüklemeye ya da harmanı aktarmaya yarayan uzun saplı, üç dişli, ahşap araç. )


- ANAEROBİK[Fr.] değil/yerine/= OKSİJENSİZ ORTAMDA/KOŞULLARDA YAŞAYABİLEN


- ANAEROBİK/ANAEROBIC[İng.] değil/yerine/= OKSİJENSİZ | SERBEST OKSİJEN GEREKSİNIMSİZ


- ANAHTAR[Yun.]["ANAKTAR" değil!]/MİFTÂH[Ar.] değil/yerine/= AÇKI/AÇAR


- ANAKLITİK/ANACLITIC[İng.] değil/yerine/= DUYGUSAL BAĞIMLILIK


- ANAKRONİK değil/yerine/= ÇAĞAŞIMSAL, ÇAĞI GEÇMİŞ/ÇAĞA UYMAZ/ESKİMİŞ


- ANAKRONİZM değil/yerine/= ÇAĞAŞIM/TARİH YANILGISI/YANILTISI


- ANAKROTİK/ANACROTIC[İng.] değil/yerine/= ÇENTİKLİ


- ANAKROTİZM[Fr.] değil/yerine/= AORT YETMEZLİĞİ DURUMUNDA NABIZ KAYIT EĞRİSİNDE GÖRÜLEN AŞIRI GENLİK


- ANALEKTA[Fr.] değil/yerine/= ÇEŞİTLİ YAZARLARDAN SEÇİLMİŞ ŞİİR YA DA DÜZ YAZI DERLEMESİ


- ANALEMMA[Yun.] değil/yerine/= GÜN İZİ

( Güneş saatinin üstüne oturduğu ortam ya da temel anlamına gelir. Daha sonra Güneş konumunun bir yıl boyunca her gün aynı zamanda ölçümü sonucu ortaya çıkan eğriyi nitelemek için de kullanılmaya başlanmıştır. )

( )

( "Gökyüzünde Zarif Bir Sekiz" yazısını okumak için burayı tıklayınız... )


- ANALEPSİ[Fr.]/NEKAHAT/NEKAHET[AR.] değil/yerine/= SAYRILIKTAN YENİ ÇIKMA


- ANALFABETİZM[Fr.] değil/yerine/= OKUR YAZARLIK


- ANALİST[Fr./İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜMLEYİCİ


- ANALIT/ANALYTE[İng.] değil/yerine/= ÇÖZÜMLEME ÖRNEĞİ


- ANALİTİK/TAHLİLİ değil/yerine/= ÇÖZÜMLEMELİ/ÇÖZÜMSEL/ÇÖZGÜLÜ/ÇÖZGÜSEL


- ANALİZ ETMEK/TAHLİL ETMEK değil/yerine/= ÇÖZÜMLEMEK/ÇÖZGÜLEMEK


- ANALİZÖR[Fr.] değil/yerine/= ANALİZ YAPAN ARAÇ YA DA ÖRGEN


- ANALJEZİ/ANALGESIA[İng.] değil/yerine/= AĞRI YİTIMİ


- ANALJEZİK/ANALGESIC[İng.] değil/yerine/= AĞRI KESİCİ


- ANALOJİ[Yun.]/KIYAS[Ar.] değil/yerine/= ÖRNEKSEME


- ANAMNEZ[İng. < ANAMNESIS] değil/yerine/= ÖYKÜ ALMA / SAYRILIK ÖYKÜSÜ/GEÇMİŞİ


- ANAMORFOZ[Fr.] değil/yerine/= GÖRSEL SANATLARDA FİGÜRLERİN ÇARPITILMIŞ GİBİ GÖSTERİLDİĞİ PERSPEKTİF TEKNİĞİ


- ANANABAZİ[Fr.] değil/yerine/= ZAMAN ZAMAN BELİREN YÜRÜME YİTİMİ


- ANANE/TRADİSYON değil/yerine/= GELENEK


- ANANE/Vİ[Ar.] değil/yerine/= GELENEK/SEL


- ANAPLASTİ[Fr.] değil/yerine/= SAKATLANMIŞ BİR ÖRGENİN, GÖVDENİN BAŞKA BİR YERİNDEN ALINMIŞ PARÇAYLA ONARILMASI


- ANÂSIR-I CÜRMİYE değil/yerine/= SUÇ ÖĞELERİ


- ANASTİGMAT[Fr.] değil/yerine/= ASTİGMATI OLMAYAN


- ANASTOMOZ/ANASTOMOSIS[İng.] değil/yerine/= AĞIZLAŞTIRMA


- ANATAZ[Fr.] değil/yerine/= DOĞAL TİTAN OKSİT


- ANATOMİ/ST / TEŞRİH/Çİ değil/yerine/= YİNBİLİM/Cİ


- ANATOMİ değil/yerine/= YİNYAPI


- ANATOMİK/BEDENSEL değil/yerine/= YİNSEL/YİNBİLİMSEL/ETYİNSEL


- ANATOPİZM[Fr.] değil/yerine/= GÖÇMENLERDE YER DEĞİŞTİRMEKTEN KAYNAKLANAN ZİHİNSEL BOZUKLUK


- ANATOSİZM[Fr.] değil/yerine/= ÖDÜNÇ VERİLMİŞ BİR PARANIN, DÖNEM FAİZLERİNİN ANA PARAYA EKLENMESİ


- ANAVASYA[Yun.] değil/yerine/= GÖÇMEN BALIKLARIN AKDENİZ'DEN KARADENİZ'E ÇIKMASI


- ANAVATA[Yun.] değil/yerine/= KABA İPLİK ÜZERİNDE İBRİŞİM SARARAK YAPILAN NAKIŞ


- ANAYASA "DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ" değil/yerine ANAYASA

( Burayı tıklayarak okuyabilirsiniz... )


- ANAYASA:
KATI ile/ve/değil/yerine/<> ESNEK


- ANBAR[Fars.] değil/yerine/= AMBAR


- ANCA ile/değil ANCAK


- ANCHORMAN[İng.] değil/yerine/= ANA HABER SUNUCUSU | BAŞKAN


- ANDA değil/yerine/= ORADA

( Orada. )


- ANDEZİT[Fr.][< Andes Sıradağları] değil/yerine/= ANKARA TAŞI

( Plajiyoklazlı bir yanardağ kültesi. | Volkanik bir kaya çeşidi.
PLAJİYOKLAZ[Fr.]: Kalsiyum ve sodyum içeren feldispat. )


- ANDIZ ile/değil ANIZ

( Yaprakları dikenli olan bir tür ardıç. | Servi. | Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü. İLE Ekin biçildikten sonra tarlada kalan köklü sap. | Ekin biçildikten sonra sürülmemiş tarla. )


- ANDOKARDİT[Fr.] değil/yerine/= İÇ YÜREK ZARI YANGISI


- ANDROJEN[Fr.] değil/yerine/= BÖBREK ÜSTÜ BEZİ TARAFINDAN SALGILANAN ERİLLİK HORMONU


- ANEKDOT[Fr. < ANECDOTE] değil/yerine/= ÖYKÜCÜK

( Bir söz ya da geniş bir olay içine yerleştirilmiş öykü. )


- ANELE[İt. < ANELLO] değil/yerine/= HALKA

( Gemilerde türlü işlerde kullanılan bir tür demir halka. )


- ANEMOFİLİ[Fr.] değil/yerine/= ANEMOGRAF[Yun.] değil/yerine/= ANEMOKOR[Fr.] değil/yerine/= ANEMOMETRE[Fr.] değil/yerine/= ANEMOSKOP[Fr.]

( Yel ile tozlaşan bitkilerin tozlaşma biçimi. İLE Yelin yönünü ve hızını kaydeden araç. İLE Yel ile dağılan tohumlar ve tohumlardan üreyen bitki. İLE Yel ölçer. İLE Yelin yönünü belirten araç. )


- ANEMOMETRE değil/yerine/= YELÖLÇER

( Yelölçer. )


- ANERJİ/ANERGY[İng.] değil/yerine/= BAĞIŞIKLIK YANITSIZLIĞI | ENERJİSİZLİK


- ANEROTİZM[Yun.] değil/yerine/= ERKEK VE KADINDA EŞEYSEL TUTUKLUK, ZEVK AL(A)MAMA


- ANESTEZİ[Yun.] değil/yerine/= ANESTEZİYOLOJİ[Fr.] değil/yerine/= ANESTEZİK[Fr.] değil/yerine/= ANESTEZİST[Fr.] değil/yerine/= ANESTEZİYAN[Fr.]

( Duyu/m yitimi. İLE/VE/||/<> Anestezi bilimi ve onu tamamlayan tıbbî işlemlerin tümü. İLE/VE/||/<> Duyu yitimi sağlayan nesne. İLE/VE/||/<> Duyu yitimine yol açan nesne ya da sayrılıklar. )


- ANESTEZİ/ANESTHESIA[İng.] değil/yerine/= DUYUSUZLAŞ(TIR)MA


- ANESTEZİ/ST[Yun.] değil/yerine/= DUYUM YİTİM/Cİ / UYUŞTURMA


- ANESTEZİ ile/değil/||/<> SEDASYON


- ANETODERMİ[Fr.] değil/yerine/= LEKELERLE KAPLI DERİ BOZUKLUĞU


- ANEVRİZMA/ANEURYSM[İng.] değil/yerine/= BALONLAŞMA


- ANGAJE[Fr./İng < ENGAGE] değil/yerine/= BAĞLAMAK/BAĞLANMAK


- ANGAJMAN[Fr./İng. < ENGAGEMENT] değil/yerine/= BAĞLANTI/ÜSTLENME


- ANGARYA[Yun.] değil/yerine/= YÜKLENTİ

( Bir kimseye ya da bir topluluğa zorla ve ücretsiz yaptırılan iş. (Yasaktır! [Anayasa md. 17]) | Usandırıcı, bıktırıcı, zorla yapılan iş. | Maldan ya da hizmetten ücretsiz yararlanma. Kölelik düzeninde köylünün derebeyine zorunlu ücretsiz hizmeti. | Savaş durumundaki bir devletin, kendi karasularındaki yabancı bir devletin ticaret gemilerine el koyarak bunlardan yararlanması. | Olağanüstü durumlarda, devletin vatandaşlara ait taşıtlarına el koyması. )


- ANHİDROZ[Fr.] değil/yerine/= TER SALGISININ YOK OLMASI YA DA AZALMASI


- ANI ile/değil GÖZLEM


- ANİLİN[Fr.] değil/yerine/= YAPAY BOYA YAPIMINDA KULLANILAN ÇİVİT BİTKİSİNDEN YA DA TAŞKÖMÜRÜNDEN ELDE EDİLEN SIVI


- ANİM[Fr.] değil/yerine/= ISTAKOZ KUYRUĞU BİÇİMİNDE BİRBİRİNE GEÇME ÇELİK DİLİMLERDEN OLUŞAN ZIRH


- ANİMALİZM[Fr.] değil/yerine/= HAYVANLARIN TANRILIĞI VE KUTSALLIĞI İNANCI


- ANİMATO[Fr.] değil/yerine/= BİR MÜZİK PARÇASININ CANLI ÇALINACAĞI BİLGİSİ/UYARISI


- ANIMSAMA ile/ve/değil ÇAĞRIŞIM

( Şimdi'ye getirme. İLE/VE/DEĞİL Şimdi'yi, geçmişe/geçmiştekine taşıma/bağlama. )

( LETHOLOGICA: "Dilimin ucunda fakat söyleyemiyorum" durumu. )

( BERGÜZÂR: Andaç, hatıra, hediye. )

( [not] TO REMEMBER vs./and/but RECALL )


- ANIMSAMAMAK / ANIMSANMAMASI GEREKENLER
ile/ve/değil/yerine/||/<>/>
ANIMSAMAK / ANIMSAMAMIZ GEREKENLER

( Yaşadığımız, "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" herşeyi, sürekli anımsasaydık, delirirdik. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/> Bazen/çoğunlukla, bazı "olumlu"/"olumsuz", "büyük"/"küçük" bilgi ve deneyimleri, delirmemek, kendimizi kaybetmemek/korumak, korkmak/korkabilmek ve varoluşumuzun sürekliliği için anımsamamız/anımsayabilmemiz gerekir. )


- ANİT[Fr.] değil/yerine/= ANÜS YANGISI


- ANİZOKORİ/ANISOCORIA[İng.] değil/yerine/= GÖZBEBEĞİ EŞİTSİZLİĞİ


- ANİZOTROPİ[Fr.] değil/yerine/= BİR BİTKİNİN PARÇALARININ AYNI KOŞULLAR ALTINDA DEĞİŞİK YÖNLERDE BÜYÜME ÖZELLİĞİ GÖSTERMESİ, YÖNSEME


- ANJANBUMAN/ANJAMBMAN[Fr.] değil/yerine/= ARTLAMA

( Dizenin son sözcüğüyle sonraki dizeyi başlatma sanatı. )


- ANJİN DÖ PUVATRİN[Fr.] değil/yerine/= SOLUK DARLIĞI


- ANJİNA PEKTORİS/ANGINA PECTORIS[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS AĞRISI (KALP)


- ANJİYOGRAFİ/ANGIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= DAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ


- ANKADRMAN[Fr.] değil/yerine/= ÇERÇEVELEME


- ANKARA GEMİSİ:
SOLACE ile/ve/değil/< IRAQUOIS

( Ankara gemisinin ilk adı, "Solace" değildir. 1927 yılında, New Port News'te yapılan geminin, kızaktan, denize inen gövdesinde, "Solace"den önce, Altı Uluslar diye bilinen, Amerika Yerlisi kabilelerinin ortak adı olan, "Iraquois" yazılıydı. )


- ANKASTRE[Fr.] değil/yerine/= BİR OYUĞA, YUVAYA YERLEŞTİRİLMİŞ TESİSAT


- ANKET[Fr. < Lat. INQUIRERE] değil/yerine/= SORMACA/SORUŞTURMA


- ANKET değil/yerine/= SORMACA


- ANKETÖR değil/yerine/= SORMACI


- ANKİLOZ/ANKYLOSIS[İng.] değil/yerine/= DONUK EKLEM


- ANKLAV[Fr.] değil/yerine/= BİR DEVLETİN TOPRAKLARINDA, BAŞKA BİR DEVLETE AİT ARSA


- ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil KABULLEN(E)MEMEK


- ANLADIĞIMIZI SANMAK ile/değil/yerine SANDIĞIMIZI ANLAMAK


- ANLADIN MI? ile/değil/yerine ANLATABİLDİM Mİ?


- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/||/<> BELLEK/HÂFIZA


- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/||/<>/< BİLİNÇ


- ANLAK/ZEKÂ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< US/AKIL/TAPINDIRAK

( Birleştirme/bağlantılandırma üzerine ve becerisi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ayırabilme, dışarıda bırakabilme üzerine ve becerisi. )

( Kendini düşünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< [Önce kendiyle birlikte] Başkalarını da düşünür. )

( "Savaşta". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Barış için! )

( Sunulmuş/bahşedilmiş olan. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Kişinin kuracağı. )

( Dün zekiydim, dünyayı değiştirmek isterdim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bugün akıllıyım, kendimi değiştiriyorum. )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Bağ. | Eskiden, develerin ayağına bağladıkları bağ. | Kendini, gereksinimi duyulan şeyi, kendi aracılığıyla elde edilen özel bir sıfatla kayıtlandırmış zât. )

( Sözel/yazınsal. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Matematik. )

( )

( Dilin becerisi/hüneri. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Dilin freni. )

( Yakını gösteren ışık/huzme. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Uzağı gösteren ışık/huzme. )

( Ne yapacağını "bilmek", istenç/irâde[yapma bilgisi/gücü/isteği]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Ne yapmayabileceğini bilme[bilgisi/gücü/isteği], direnç/ihtiyâr. )

( Kısa sürede [kazanırsa/belki/kısmen] "kazan[dır]ır". İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Orta ve uzun sürede kazan[dır]ır. )

( )

( [Kişileri ...] Ayrıştırır, uzaklaştırır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Birleştirir, buluşturur. )

( [öteki ucu] Asalaklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Aptallık. )

( Keskinleştirmek üzere. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yetkinleştirmek üzere. )

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Hind felsefesindeki temel kavram RTA, Yol (Rota, route, road) anlamına gelmektedir. Ratio'nun kaynağı olan Ratis ise, Lâtince'de, bağ çubuklarını boylarına göre düzlemektir, denk etmektir. Eski Yunan'da, muntazam dizilmiş kolye anlamında, "cosmos", düzenli evren ("Cosmos") ile, akıl, dil, "Logos (uyumlu dil ve Akıl)", "Nomos", "Ethos" [yüce değerlere yönelme] arasındaki eşdeğerlik demektir. Japonların "Kannagara no michi"si, Arapların "Şeria"sı da aynı, doğru yol, anlamındadır. )

( INTELLIGENCE vs./and/but/||/<>/< REASON/RATIO
REASON/RATIO instead of INTELLIGENCE )

( [nicht] INTELLIGENZ mit/und/||/<>/< VERNUNFT )


- ANLAM BOŞLUĞU ile/ve/değil ANLAM YİTİMİ

( [not] MEANING SPACE vs./and/but MEANING LOSS )


- ANLAM:
PARÇADA ile/ve/değil/||/<>/> BÜTÜNDE


- ANLAM'DA:
DÜŞÜNMÜŞLÜK ile/ve/değil YAŞANMIŞLIK

( IN THE MEANING: [not] TO THINK vs./and/but EXPERIENCE )


- ANLAM ile/ve/değil EŞİK


- ANLAMA(MA)K ile/değil KABUL ETME(ME)K

( [not] (NOT) TO UNDERSTAND vs./but (NOT) TO ACCEPT )


- ANLAMA ile/ve/değil/yerine ZEVK ETME


- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil ALGILAMAK/ALGILA(YA)MAMAK


- ANLAMAK/ANLA(YA)MAMAK ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< VERMEK/VER(E)MEMEK


- ANLAMAK/ANLAMAMAK ile/ve/değil/yerine (EN AZINDAN) BİRAZ BİLGİ SAHİBİ OLMAK


- ANLAMAK ile/ve/değil/yerine/> İÇSELLEŞTİRMEK


- ANLAMAMAK ile/ve/değil "KABUL EDEMEMEK"


- ANLAMAMAK ile/değil ANLAYAMAMAK

( Düşünme becerisinin gelişmemiş olması nedeniyle. İLE/DEĞİL Veri yetersizliği/eksikliği nedeniyle. )


- ANLAMAMAK ile/ve/<>/değil TEMBELLİK

( [not] NOT TO UNDERSTAND vs./and/<>/but LAZINESS/INDOLENCE )


- ANLAMAYI:
"UZATMAK" değil BİR AN ÖNCE/EN KISA SÜREDE


- ANLAMINDADIR/MANÂSINDADIR değil/yerine ANLAMINADIR/MANÂSINADIR


- ANLAR ile/ve/değil/<> AN'IN SÜREKLİLİĞİ


- ANLAŞILMA "BEKLENTİSİ" ile/değil/yerine/>< ANLAMAK


- ANLAŞILMAMA ile/değil KABUL EDİLMEME/GÖRMEME


- ANLAŞILMAMAK ile/ve/<>/değil/yerine/en azından YANLIŞ ANLAŞILMAMAK


- ANLAŞMA ile/ve/değil/<> ANTLAŞMA

( Anlama durumunun, kişilerin birbirinin dediklerini, konusu geçen noktayı ve içeriğini/kapsamını/ayrıntılarını duymuş, bilmiş, anlamış ve belirli bir yönde düşünce, duygu ve amaç bakımından birleşmiş olmayı belirtmektedir. İLE/VE/DEĞİL/<> Ahidleşme[toplulukta/toplumda] ve/ya da muahede[iki kişinin], karşılıklı olarak bağlayıcılık özelliğiyle/koşullarıyla sözleşmesi, yeminleşmesi. )

( [not] TO UNDERSTAND EACHOTHER vs./and/<>/but PACT/TREATY )


- ANLATABİLDİĞİN ile/ve/değil/yerine (ÇOK) İYİ ANLATABİLDİĞİN

( [not] WHICH YOU CAN EXPLAIN vs./and/but WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD
WHICH YOU CAN EXPLAIN VERY GOOD instead of WHICH YOU CAN EXPLAIN )


- ANLATABİLMEK ile/ve/değil/||/<>/< YALIN ANLATABİLMEK


- ANLATIMDA:
...'YI "BİLİYORSUNUZ" değil/yerine ...'YI BİLDİĞİNİZİ VARSAYIYORUM


- ANLATIMDA:
"İKİLEME GİRMEK" ile/değil İKİLEME DÜŞMEK


- ANLATIMDA:
BİRAZ SONRA değil DAHA SONRA


- ANLATIMDA:
ÜLKE ADI ile/yerine/değil KENT/ŞEHİR ADI


- ANLATIMDA:
"DÜNKÜ" değil "BİR GÜN ÖNCEKİ"


- ANLATIMLARDA:
BİRAZ SONRA değil DAHA SONRA, BİR SÜRE SONRA


- ANLATMAK ile/değil ANIMSATMAK


- ANLATMAK ile/ve/değil/yerine DEĞİLLE(TTİR)ME

( Anlamasını sağla(t)mak. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Kavramasını sağla(t)mak. )

( Yok. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Var değil. )

( [not] TO EXPLAIN vs./and/but NEGATION
NEGATION instead of TO EXPLAIN )


- ANLATMAK değil NAKL ETMEK


- ANLATMAK değil NAKLETMEK


- ANLAYIŞ ile/ve/değil/yerine YAKINLIK

( Herkese ve herşeye gösterme! İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Her zaman, herkese ve herşeye göster! )


- ANLAYIŞ ile/ve/değil/yerine/<> YOL GÖSTERMEK


- ANLAYIŞLI ile/ve/değil FEDÂKÂR


- ANLI/M/IZ değil ALNI/M/IZ


- ANLIK/ZİHİN:
SABİT ile/değil/yerine/>< GELİŞİME AÇIK/YAKIN

( "Zeki görünme isteğinde olur." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Öğrenme isteğine sahip olur. )

( Zorluklardan kaçınır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Zorluklara kucak açar.
Engellerde, kolaylıkla vazgeçer. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Terslikler karşısında sağlam durur.
Çabayı, yararsız görür. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Çabayı, ustalığa giden yol olarak görür.
Yararlı olumsuz geribildirimleri "gereksiz görür." İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Eleştirilerden öğrenir. )


- ANMA GÜNÜ ile/yerine/değil ANLAMA GÜNÜ

( [not] ANNIVERSARY vs./but MEANING DAY
MEANING DAY instead of ANNIVERSARY )


- ANN/ARTIFICIAL NEURAL NETWORK[İng.] değil/yerine/= YAPAY SİNİR AĞI


- ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİ ile/ve/değil/< ANNE-BEBEK İLİŞKİSİ


- ANNE/LİK/TE:
KOLAYLAŞTIRICI/LIK ile/değil/yerine/>< DÜZENLEYİCİ/LİK

( MOTHER:
[not] FACILITATOR vs./but/>< REGULATOR
REGULATOR instead of FACILITATOR )


- ANNELİK:
"DOĞURMAK" (İLE) ile/ve/değil/||/<>/> EMZİRMEK/HİZMET (İLE)


- ANNUİTE[Fr.] değil/yerine/= SÜREKLİ GELİR | BİR BORCUN DÖRT YIL İÇİNDE FAİZİYLE BİRLİKTE ÖDENMESİ GEREKEN TUTARI


- ANNÜLE[Fr.] değil/yerine/= VAZGEÇMEK


- ANOFTALMİ[Fr.] değil/yerine/= DOĞUŞTAN GÖZ YOKSUNLUĞU


- ANOMALİ[Fr. < ANOMALIE] değil/yerine/= AYKIRILIK/BOZUKLUK/SAPAKLIK

( Belirli bir ölçüye, belirli kurala uymama durumu. | Sayrılık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu. )


- ANOMALİ/ANOMALY[İng.] değil/yerine/= SAPAKLIK


- ANOMİ/ANOMIA[İng.] değil/yerine/= SÖZCÜK BULAMAMA | DEĞER YOKSULLUĞU


- ANONA[İsp.] değil/yerine/= EKVATORDA YETİŞEN BİR MEYVE AĞACI


- ANOPSİ[Fr.] değil/yerine/= YUKARI ŞAŞILIK

( Göz küresinin yukarı kayması biçiminde beliren şaşılık. )


- ANOPSİ/ANOPSIA[İng.] değil/yerine/= GÖRMEZLİK


- ANORAK[Fr.] değil/yerine/= BAŞLIKLI KISA CEKET


- ANORKİDİ[Fr.] değil/yerine/= BİR CANLIDA ERBEZLERİNİN BULUNMAMASI


- ANORMAL değil/yerine/= DÜZGÜSÜZ


- ANOZMİ/ANOSMIA[İng.] değil/yerine/= KOKU ALAMAMA


- ANOZOGNOZİ/ANOSOGNOSIA[İng.] değil/yerine/= HASTALIĞINI BILMEZLİK


- ANRAJE[Fr.] değil/yerine/= KUDURMUŞ


- ANSAMBL[Fr.] değil/yerine/= ESKİ SOVYETLER'DE VE TÜRK CUMHURİYETLERİNDE, MÜZİK VE OYUN TOPLULUKLARI | TOPLULUK, BÜTÜNLÜK

( Dizenin son sözcüğüyle sonraki dizeyi başlatma sanatı. )


- ANŞANTE/ANJANTE[Fr.] değil/yerine/= BÜYÜLENMİŞ, HAYRAN


- ANŞEF[Fr.] değil/yerine/= BAŞ, BİRİNCİ


- ANŞÖVİYMAN[Fr.] değil/yerine/= KEMİK İLİĞİNE BİR BAŞKA KEMİK SOKULARAK YAPILAN BİR TÜR KIRIK KEMİK AMELİYATI


- ANSTABİL ANJİNA PEKTORİS/UNSTABLE ANGINA PECTORİS[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ GÖĞÜS AĞRISI


- ANSTABİL/UNSTABLE, LABILE[İng.] değil/yerine/= KARARSIZ


- ANTA[Yun.] değil/yerine/= BİR DUVARIN BAŞINI YA DA İKİ DUVARIN KÖŞESİNİ OLUŞTURAN GÖMME AYAK


- ANTANT[Fr.]["ANTAT" değil!] (KALMAK) değil/yerine/= ANTLAŞMAK


- ANTEDİLÜVIEN[Fr.] değil/yerine/= TUFAN ÖNCESİ


- ANTEGRAT/ANTEGRADE[İng.] değil/yerine/= İLERİYE DOĞRU


- ANTEMERİDIEN/A.M.[Fr.] değil/yerine/= ÖĞLE ÖNCESİ


- ANTERIOR/ANTERIORIİng.] değil/yerine/= ÖN | ÖNDE


- ANTESEDAN/ANTECEDENT[İng.] değil/yerine/= SAYRILIK/HASTALIK GEÇMİŞİ


- ANTET/Lİ[Fr.] değil/yerine/= BAŞLIK/LI

( Ticari şirketlerde, resmi dairelerde kullanılan başlıklı kağıt ya da zarf. )


- ANTIALERJİK[Fr.] değil/yerine/= ALERJİ SAĞALTIMINDA KULLANILAN İLAÇLAR


- ANTİBİYOTİK değil/yerine SAĞLIK

( Bitkilerde, özellikle küf mantarlarında bulunan ya da sentezle elde edilen, birçok mikroba karşı kullanılan, penisilin, streptomisin vb. nesnelerin ortak adı. DEĞİL/YERİNE Uyku, oksijen, hareket/spor, doğru beslenme. )


- ANTİFRİZ[İng. < ANTIFREEZE] değil/yerine/= DONDURMAZ


- ANTİK[Lat.] ile/ve/değil KADÎM

( ANTIQUE vs./and ANCIENT )

( ... ile/ve GU )


- ANTİKOAGÜLAN/ANTICOAGULANT[İng.] değil/yerine/= PIHTIÖNLER


- ANTİKOAGÜLASYON/ANTICOAGULATION[İng.] değil/yerine/= PIHTI ÖNLEME


- ANTİKOR[Yun.] değil/yerine/= KARŞIKOR


- ANTİNOMİ değil/yerine/= ÇATIŞKI


- ANTİPARANTEZ değil ANTRPARANTEZ[Fr. < ENTRE PARENTHESES] (ya da ARTIPARANTEZ) / İSTİTRAT[Ar.]

( Söz arasında, sırası gelmişken. | Ayrıca. )


- ANTİPATİ değil/yerine/= ANTİPATİK

( Sevimsiz, sevilmeyen, itici, soğuk. )


- ANTİPATİ değil/yerine/= İTİCİLİK/SEVİMSİZLİK


- ANTİPATİ değil/yerine/= KARŞI/T DUYGU


- ANTİŞAMBR[Fr.] değil/yerine/= BEKLEME ODASI


- ANTİSELEKSİYON[Fr.] değil/yerine/= TERS SEÇİM

( ... İLE Sigortalının karşılaşabileceği olasılıklardan, yalnızca gerçekleşme olasılığı yüksek olanı seçme. )


- antisep.[Lat. < ANTISEPTICUS] değil/yerine/= ANTİSEPTİK


- ANTİSİKLON/ANTİKİKLON[Fr. < ANTICYCLONE] değil/yerine/= YÜKSEK BASINÇLI ATMOSFER KÜTLESİ


- ANTİSOLER[Fr.] değil/yerine/= TOPLUM DIŞI KALAN


- ANTISPAZMOTİK[Fr.] değil/yerine/= KASILMA GİDERICİ (İLAÇ)


- ANTİTE[Fr.] değil/yerine/= BİR VAR OLANIN TİNİ


- ANTOFİL[Fr.] değil/yerine/= ÇİÇEKSEVER


- ANTOFİL[Fr.] değil/yerine/= ÇİÇEKSEVER


- ANTONİM[Fr.] değil/yerine/= KARŞIT ANLAMLI


- ANTRAKOZ[Fr.] değil/yerine/= AKCİĞERLERİN VE BRONŞLARIN KÖMÜR TANECİKLERİYLE DOLMASI


- ANTRASİT değil/yerine/= ENKÖMÜR


- ANTRE[Fr. < ENTREE] değil/yerine/= GİRİŞ, HOL | BAŞLANGIÇ YEMEĞİ | GİRİN, BUYRUN


- ANTRENÖR[Fr. < ENTRAÎNEUR] değil/yerine/= ÇALIŞTIRICI


- ANTRIT[Fr.] değil/yerine/= MİDE YANGISI


- ANTROPOİT/ANTHROPOID[İng.] değil/yerine/= INSANSI


- ANTUSİYAZM[FR./İNG. < ENTHUSIASM] değil/yerine/= COŞKU, COŞKUNLUK, AŞIRI HAYRANLIK


- ANÜLER/ANNULAR[İng.] değil/yerine/= HALKA BİÇİMLİ


- ANURİ[Fr.] değil/yerine/= İŞEYEMEME


- ANÜS ile/ve/değil EŞİK


- ANÜS ile/değil KLOAK

( İnsanda. İLE/DEĞİL Hayvanlarda. )


- ANYA değil HANYA

( Girit adasında bir kent. )


- ANYAYI KONYAYI ('YI GÖRMEK/GÖRÜRSÜN!) değil HANYA-KONYA ('YI GÖRMEK/GÖRÜRSÜN!)

( Neyin ne olduğunu ve nasıl olduğunu/olmadığını görmek/anlamak. )

( Hanya: Girit adasında bir kent. [ANYA değil HANYA!] )


- ANYON[Fr. < ANION] değil/yerine/= EKSİN

( Negatif elektrikle yüklü iyon. )


- AOI/AREA OF INTEREST[İng.] değil/yerine/= İLGİ ALANI


- AP/ANGINA/ANJINA PEKTORIS[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS AĞRISI (KALP)


- APARAT/APPARATUS[İng.] değil/yerine/= AYGIT


- APEKS/APEX[İng.] değil/yerine/= TEPE


- APEPSİ[Fr.] değil/yerine/= KÖTÜ MİDE SİNDİRİMİ


- APERİTİF[Fr.]["APERATİF/APERETİF" değil!] değil/yerine/= ÖN İÇECEK/YİYECEK


- APERSEPSİYON/APPERCEPTION[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇLİ ALGI


- APERTURA/APERTURE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ AĞZI


- APHA/AMERICAN PUBLIC HEALTH ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AMERİKAN HALK SAĞLIĞI BİRLİĞİ


- APHELION değil/yerine/= GÜNÖTE


- APHL/ASSOCIATION OF PUBLIC HEALTH LABORATORIES[İng.] değil/yerine/= TOPLUM SAĞLIĞI LABORATUVARLARI DERNEĞİ


- API/APPLICATION PROGRAMMING INTERFACE[İng.] değil/yerine/= ARAYÜZ UYGULAMA PROGRAMI


- APİKAL/APICAL[İng.] değil/yerine/= TEPE, UC (İLİŞKİLİ)


- APLASTİK/APLASTIC[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEMIŞ


- APLAZİ[Yun.]/APLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEZLİK

( Bir doku ya da örgenin bulunmayışı ya da gelişmenin durması. )


- APLİKASYON değil/yerine/= UYGULAMA

( Aplike etme işlemi. | Bir parselin yerini kazıklarla belirtme işi. | Uygulama. )


- APLİKATÖR/APPLICATOR[İng.] değil/yerine/= UYGULAYICI AYGIT


- APOGEE değil/yerine/= YERÖTE


- APOLAR/APOLAR[İng.] değil/yerine/= KUTUPSUZ


- APOLET[Fr. < ÉPAULETTE] değil/yerine/= OMUZLUK

( Subaylarda rütbeyi göstermek için üniformaların omuzlarına takılan işaretli parça. | Giysilerin omuzlarına süs olarak takılan parça. )


- APOPİTOZ/APOPTOSIS[İng.] değil/yerine/= PROGRAMLANMIŞ GÖZE ÖLÜMÜ


- APOPLEKSİ/APOPLEXIA[İng.] değil/yerine/= KANAGAN


- APOR[Fr.] değil/yerine/= ANAMAL/SERMAYE

( Kaynakları itibariyle bir şirkete konulan her türlü sermaye. )


- APOSTERİORİ değil/yerine/= SONSAL


- APOSTROF[Yun.] değil/yerine/= KESME (İMİ)


- APOTEM[Yun.] değil/yerine/= YARI ÇAP


- APOTEOS[Fr.] değil/yerine/= ULULAMA

( Birine karşı gösterilen aşırı ululama, tanrısama. )


- APP/EPLİKEYŞIN/APPLICATION[İng.] değil/yerine/= UYGULAMA


- applicand.[Lat. < APPLICANDUS] değil/yerine/= UYGULAYINIZ


- APREMİDİ[Fr.] değil/yerine/= ÖĞLE SONRASI GİYSİSİ


- APRİL[İng.] değil/yerine/= NİSAN


- APRİORİ değil/yerine/= İLKSEL


- APRİORİ değil/yerine/= ÖNSEL


- APROSEKSİ/APROSEXIA[İng.] değil/yerine/= DİKKATİ SÜRDÜREMEMEZLİK


- APROZODİ/APROSODY[İng.] değil/yerine/= TONLAMA BOZUKLUĞU


- APTAL "DOST" ile/değil/yerine AKILLI "DÜŞMAN"


- APTAL OLMAK ile/değil/yerine/||/<>/< İYİ OLMAK

( Birinin hatasını, hiç olmamış gibi saymak. İLE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Affedebilecek kadar. )


- APTAL/LIK ile/ve/değil OLANAKSIZ/LIK


- APTAL/LIKTA ile/ve/<> SAF/LIKTA |
ile/değil/yerine/><
AKILLI/LIKTA

( Ne affeder/affedilir, ne de unutur/unutulur. İLE/VE/||/<> Affeder/affedilir ve unutur/unutulur.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Affeder/affedilir ama unutmaz/unutulmaz. )

( Öğretmeyi sever.
İLE/DEĞİL/YERİNE/><
Öğrenmeyi sever. )


- APTAL ile/değil/yerine/>< ABDAL

( Hakikat, Ben'im! İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ben, hakikatim. )

( "Kafası çalışmama", "gaflette/acziyette bulunma" ve birçok ayrıntılı anlamları taşıyan aşağılayıcı/küçük düşürücü durum/hitap. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kul. Kulluk. Abdiyet (makamı). )

( Değişmeyen. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Değişen. )

( Devrilir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Evrilir. )

( Abdal olan, aptal olanı affedebilir. )

( Yanıtları, anlamsız bulur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Soruyu, anlamsız bulur. )

( Hep, haklı olmayı, beceri zanneder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hep ya da hiç, haklı olmayacağını/olmayabileceğini bilir. )

( [bir oylamanın, sonucunun] "Oy çokluğu" ile alınmasına sevinir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Oy birliği" ile alınmasını bekler/ister. )

( Abdal'a, aptal gibi davranır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aptal'a, abdal gibi davranır. )

( Uyur, düşünemez. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Düşünür, uyuyamaz. )

( "De ki, ..." derler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "... Peki!" derler. )

( [bir düşüncenin] Taraftarı olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tarafı olur. )

( Savrulur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Savunur. )

( Lâf eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söz eder.
[ bkz. www.FaRkLaR.net/Dil ] )

( Dolu taneleri gibidir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kar taneleri gibidir. )

( Öfkeyle konuşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sükûnetle konuşur. )

( [için öncelikli olan] "Başarmak"tır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Denemektir. )

( Hiçbir esinti bile duymaz. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Mâlûm olur. )

( [ "Batı"ya / "Doğu"ya ] Hayranlık duyar ya da nefret eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ne hayranlık duyar, ne de nefret eder. [Sadece, anlamaya çalışır.] )

( [Söz'ün] Kandırıcılığına kapılır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Hakikatini arar. )

( Yakını görür, uzağı söyler. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uzağı görür, yakını söyler. )

( Zikrine kanma! İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Bikr"ine["ilk olması"na] kapılma[zannetme]! )

( [zihnine/"aklına"] "Güzel" deyince, kadın gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Kadın" deyince, güzel/lik gelir. )

( Yaptığından pişmanlık duyar ve yere çöker. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tövbe eder ve ayağa kalkar. )

( "Gözü açık"lardır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< "Kör"lerdir. [gözleri, geçici/"değerli" olanlara kapalıdır] )

( Mey ile hoş olur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Aşk ile mest olur. )

( Düşünür ve durur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Durur ve düşünür.
[Duran, susmak bilmez; düşünen, hemen susar.] )

( Alacaklı gibi sevdiğinden dolayı, en küçük antlaşmazlıkta, hacze gelir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Borçlu gibi sever, bedel ödemekten çekinmez. )

( Ortadır[vasat] ama ortada[vasatta] durmayı bilmez. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Orta değildir ve ortada[vasatta] (dengede/itidalde) durmayı bilir. )

( [sevindiğinde] Sırıtır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Gülümser. )

( Zırlar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ağlar. )

( [ "düş"te iken, uya(ndı)rılınca ] Ne uyanır, ne de utanır.[ve sayıklar] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uyanır ve utanır. )

( Dünyayı kurtarmaya çalışır. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Dünyadan kurtulmaya çalışır.
[En sonunda da, abdal, kendine kavuşur; aptal, dünyaya.] )

( Yararının/çıkarının peşinden koşar. [ve de zarar eder] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yararı ve güzel(lik)i arar. [ıstırap duyar] )

( Anlaşılmak ister. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlamak ister.
[Oysa ki, [hakikatte] Anlaması gerekir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlaşılması gerekir.] )

( Aptalı bulunca, aptal aptal konuşur.[abdalın yanına düşse de, yine aptal aptal konuşmaya devam eder] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Abdalı bulunca, susar.[aptalın yanına düşse de susar] )

( Tüm bunları ve ayrıntıları, aptalca/saçma(lık) olarak "görür"/"düşünür". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ayrımları/ayrıntıları görür ve susar.
www.FaRkLaR.net/SUS )

( Herkesin beğendiğini beğenir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Beğendiğinin, başkalarınca da beğenilmesini ister. )

( Rakamlara itibar eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Sözcüklere itibar eder. )

( Küfreder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Şükreder. )

( [kendini] Alacaklı zanneder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Borçlu kabul eder. )

( [Kendine gelmek için] Yerin sarsılmasına gereksinim duyar. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yüreğin sarsılmasına gereksinim duyar. )

( Anlamaz ve sürekli konuşur. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anlar ve susar. )

( Aptala, değerli bir şeyini yitirdiğinden dolayı değil yitirdiği şeylerin değerini anlayamadığından dolayı aptal denilir. )

( "Aptallık Kuramı"(Dietrich Bonhoeffer) [okumak için burayı tıklayınız...] )

( Yapabileceğini yapmayan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yapmayabileceğini yapan.[dallama/dalyarak] )

( VALEA ile/değil/yerine/>< ... )


- APTAL ile/değil/||/<> ARİYERE[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL/||/<> Zekâ nedeniyle eğitim ve öğretim bakımından gelişmemiş kişi. )


- APTAL ile/değil EFTAL


- APTALA MALUM OLUR" değil ABDALA MALUM OLUR


- APTALLIK"/TAN ile/değil/ne yazık ki ÇARESİZLİK/TEN


- APTALLIK" değil/yerine/>< "DAHİLİK/DEHÂ"

( [sınırları] Yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Vardır. )

( Kişinin, "dahi" olanı da olmaz, "aptal" olanı da!
Çünkü bazen/hem (bazı/ender) kişi(ler)de, dehâ açığa çıkabildiği gibi, bazen/hem de "aptallık"lar görülebilir. İkisi de aykırı ve aşırı değil sadece sıradışı durum ve koşullarda gerçekleşebilir. )


- APU/AUXILIARY POWER UNIT[İng.] değil/yerine/= YARDIMCI GÜÇ ÜNİTESİ


- APUKURYA[Yun.] değil/yerine/= ET PERHİZİ

( Et yenilmeyen dönem. )


- aq bull.[Lat. < AQUA BULLİENS] değil/yerine/= KAYNAR SU


- aq. dest.[Lat. < AQUA DESTILLATA] değil/yerine/= ARI SU


- aq. ferv.[Lat. < AQUA FERVENS] değil/yerine/= SICAK SU


- AR-GE/R&D RESEARCH AND DEVELOPMENT[İng.] değil/yerine/= ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME


- AR/AUGMENTED REALITY[İng.] değil/yerine/= ARTIRILMIŞ GERÇEKLİK


- ARTTIRMA ile/değil ARTIRMA


- ARA ile/ve/değil EŞİK

( [not] MEDIA vs./and/but EDGE )


- ARABA değil/yerine BİSİKLET

( Arabadan İn, Bisiklete Bin!...

)


- ARABULUCU ile/değil UZLAŞTIRMACI


- ARACI ile/ve/değil EŞİK


- ARAÇLARDAN İNERKEN VE KAPILARINI AÇARKEN:
SOLDAN ile/ve/değil/yerine SAĞDAN

( Araç yolcularının, inecekleri zaman, sol kapıyı değil sağ kapıyı kullanmalarına özen gösterelim. Sürücülerin de özellikle bisikletliler, motorsikletliler ve hatta yayaları düşünerek, aniden çıkış yapmamaları gerektiğini her zaman için anımsatalım ve birbirimizi uyaralım. Aniden açılan kapılar yüzünden yaşanılan gereksiz ve büyük kazaları, bilinçli ve dikkatli davranarak önlemek olanaklıdır. Lütfen araçtan ani çıkışlar yapmadan ayna kullanarak kapıları açalım! )


- ARADA (OLMAK) ile/ve/değil/yerine AKIŞTA (OLMAK)


- ARADIĞIN SÜRECE/KADAR ARARIM değil ARAMADIĞIN KADAR ARAMAM


- ARAF ile/ve/değil EŞİK


- ARAMA EMRİ ile/ve/değil/<> YAKALAMA EMRİ


- ARAMAK ile/ve/değil/yerine/<> BULMAK İÇİN/ÜZERE ARAMAK


- ARANJMAN[Fr./İng. < ARRANGEMENT] değil/yerine/= DÜZENLEME


- ARAP SABUNU değil/yerine/>< RAB SABUNU


- ARAŞTIRICI ile/değil/||/<> ARACI/UZMAN/HAFİYE[Ar.] ile/değil/||/<> CASUS

( [not] DETECTIVE vs./but/||/<> AGENT vs./but/||/<> SPY )


- ARAZ[Ar.]/SEMPTOM[Fr. < Yun.]/SYMPTOM[İng.] değil/yerine/= BELİRTİ



(4/13)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 247 kez incelenmiş/okunmuştur.