Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

C-Ç'LERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA VE FARKINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



Bugün[ 18 Mayıs 2024 ]
itibariyle 3859 başlık/FaRk ile birlikte,
4309 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(4/5)


- ÇOK ... yerine/değil YETER(Lİ)/KÂFİ DERECE(DE) ...


- ÇOK "PARA" ve/||/<> ÇOK "SÖZ"

( Dolansız/yanlışsız olmaz. VE/||/<> Yalansız olmaz. )


- ÇOK "ŞEYLER" değil ÇOK ŞEY


- ÇOK "YUKARI" değil ÇOK YÜKSEK


- ÇOK (FAZLA) ŞEY BİLMEK ile/ve/<>/değil/yerine İŞE YARAYACAK ÇOK (FAZLA) ŞEY BİLMEK


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ANLAM ÇOKLUĞU


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve/değil ÇOKLU ANLAMLILIK


- ÇOK ANLAMLILIK ile/ve ORTAK ANLAMLILIK


- ÇOK BİLGİLİ OLMAK ile/ve/||/<>/> ÇOK GÜZELLİK VE ACI GÖRMEK/YAŞAMAK


- ÇOK ÇEŞİTLİ/FARKLI ŞEYLERİ BİLMEK ile/ve/<> BİLDİĞİ(N) KONUDA ÇOK ÇEŞİTLİ/DERİN ŞEYLERİ BİLMEK

( Okyanusun yüzeyini görüp de alttaki derinliği ve ucsuz bucaksızlığı tümüyle unutma! )

( TO KNOW VARIOUS/DIFFERENT THINGS vs./and/<> TO KNOW VARIOUS/DEEP THINGS ON YOUR KNOWLEDGE
It is like seeing the surface of the ocean and completely forgetting the immensity beneath! )


- COK COK (EMMEK)


- ÇOK DALLANMIŞ PANİKULA, TİRSUS = ANKÛD-I HERAMÎ = THYRSE


- ÇOK DÜŞÜNME" ile/ve/değil/yerine İYİ/DOĞRU/YETERLİ/NİTELİKLİ DÜŞÜNME

( Çok düşün(ül)memeli, iyi/doğru/yeterli/nitelikli düşün(ül)meli! )

( [not] TO THINK MUCH vs./and/but TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED
TO THINK WELL/RIGHT/ENOUGH/QUALIFIED instead of TO THINK MUCH )


- ÇOK İSTEMEK ile/yerine GERÇEKTEN İSTEMEK

( REQUEST SO MUCH vs. REALLY REQUEST/WANT
REALLY REQUEST/WANT instead of REQUEST SO MUCH )


- ÇOK KATLI PAZARLAMANIN YAPISI VE İŞLEYİŞİ ile PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISI VE ÖZELLİKLERİ

( ÇOK KATLI PAZARLAMA ŞİRKETLERİ İLE PİRAMİT ŞEMA ORGANİZASYONLARININ YAPISAL FARKLILIKLARI ÜZERİNE BİR İNCELEME - Nihal Paşalı )


- ÇOK KİŞİYLE ile/ve/||/<> AZ KİŞİYLE ile/ve/||/<> TEK BAŞINA

( Konuş. İLE/VE/||/<> Düşün. İLE/VE/||/<> Karar al. )


- ÇOK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK KONUŞAN ile/ve/||/<>/> BAĞIRARAK ÇOK KONUŞAN

( Dayanılmazlar. )


- Çok konuşmadan KONUŞ!!!


- ÇOK KONUŞMAK değil/yerine/>< AZ KONUŞMAK

( Sık sık pişman olunur. DEĞİL/YERİNE/>< Pek az pişman olunur. )


- Çok konuştuğun için SUS!!!


- ÇOK KULLANIM ile/ve/değil/||/<> KÖTÜ KULLANIM


- ÇOK KÜLTÜRCÜLÜK ile/değil/yerine ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK


- ÇOK SATANLAR ile/ve/||/<> ÇOK İLGİ GÖRENLER


- ÇOK SAZLI ve/değil/<> ÇOK SESLİ


- ÇOK SERT OLMA! ve/<> ÇOK YUMUŞAK OLMA!

( Kırılırsın. VE/<> Ezilirsin. )


- ÇOK SEVMEK değil/yerine SEVMEK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )


- ÇOK ŞEY BİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇOK ÖNEMLİ(ÖNCELİKLİ) ŞEYLERİ BİLMEK

( [not] TO KNOW MANY THINGS vs./and/but TO KNOW THE MOST IMPORTANTS
TO KNOW THE MOST IMPORTANTS instead of TO KNOW MANY THINGS )


- ÇOK ŞEYDEN HABERDAR OLMAK ile/ve/değil/yerine BİRBİRİMİZİ DİNLEMEK


- ÇOK SÖZ ile/ve/<> ÇOK MAL

( Yalansız olmaz. İLE/VE/<> Haramsız olmaz. )


- ÇOK SÖZ ile/yerine TOK SÖZ

( Sözü çoğaltan, perdeyi kalınlaştırır. )

( MANY WORD vs. FULL WORD
FULL WORD instead of MANY WORD )


- ÇOK TERBİYESİZ ile ÇOK TERBİYELİ

( İkisi de çok tehlikelidir. )


- ÇOK ULUSLULUK ile/değil/yerine EVRENSELLİK

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Dil, hukuk ve kavramsallık. )


- ÇOK YAŞAMAK ile/ve/değil/yerine İYİ/NİTELİKLİ YAŞAMAK

( Nicelikli. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Nitelikli. )

( Yaşlanılan gün/saat/dakika/ÂN. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Yaşanılan gün/saat/dakika/ÂN. )


- ÇOK YEMEK/YİYEN değil/yerine/>< AZ YEMEK/YİYEN

( Hastalığın başıdır. DEĞİL/YERİNE/>< Tedavinin başıdır. )

( Az tad alır. DEĞİL/YERİNE/>< Çok tad alır. )


- ÇOK YEMEK ile/değil/yerine YEMEYİ SEVMEK

( [not] TO EAT MUCH vs. TO LOVE TO EAT
TO LOVE TO EAT instead of TO EAT MUCH )


- ÇOK YEMİŞİM/YEDİM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< YEDİKLERİM ÇOK GELDİ


- ÇOK YORULMAK ile/ve/değil/||/<>/< ÇABUK YORULMAK


- ÇOK/GERÇEKTEN İSTEMEK ile/ve/<> TAM/DOĞRU İSTEMEK

( REQUEST SO MUCH vs./and/<> ENTIRE/RIGHT REQUEST )


- ÇOK/LUK ve/||/<>/> ÇÖP/LÜK


- ÇOK/LUK ile/ve/değil İKİ/LİK


- ÇOK/LUK ile/ve/<>/değil/yerine YAYGIN/LIK


- ÇOK ile BOL

( ... ile VÜS'AT[: Genişlik, bolluk. | Para durumu. | Boş meydan, fırsat. | Genlik.] )

( BİSYÂR ile GÜMRÂH )

( A LOT vs. ABUNDANCE )


- ÇOK ile BOL BOL

( A LOT vs. ABUNDANTLY/AMBLY )


- ÇOK ile/ve/değil ÇOĞUL


- ÇOK ile DELİM

( ... İLE Çok, fazla, ziyade. )


- ÇOK ile FURYA[İt. < FURIA]

( ... İLE Olağandan çok fazla bulunma durumu. )


- ÇOK değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- ÇOK ile HIZLI

( A LOT vs. RAPID )


- ÇOK ile PEK


- ÇOK ile SIK SIK

( A LOT vs. OFTEN )


- ÇOK ile/ve/||/<>/> ŞOK


- ÇOK ile SÜREKLİ

( A LOT vs. CONTINUAL )


- ÇOK ile/>< YOK


- ÇÖKEK ile ÇÖKELGE

( Çukur yer. | Bataklık, sazlık. İLE Bataklık, su kenarı, balçık. )


- ÇÖKELGE ile ÇÖNGÜL

( Bataklık, su kenarı, balçık. İLE Ufak bataklık, çamurlu küçük göl. )


- ÇÖKELTME/K ile/değil ÇÖKERTME/K


- ÇOKLU ANLAM ile/ve ÇOKLU YORUM

( Yorum çokluğu, farklılıkların kabulünü sağlar. )

( Yorum çokluğu, bilgiyi artırmaz, anlayışı artırır. )


- ÇOKLU MANTIK ile/ve SAÇAKLI MANTIK


- ÇOKLUK AÇMAZI ile/ve/||/<> ÇOĞULLUK AÇMAZI


- ÇOKLUK ve ANLAYIŞ


- ÇOKLUK ile/ve/<>/= BİRLİK


- ÇOKLUK ile BÜYÜKLÜK

( "Bağımsız" parçalara bölünür ve her bir parça "süreksiz"dir. İLE "Sınırsızca" parçalara bölünebilir ancak her bir parçası "sürekli"dir. )


- ÇOKLUK ile SÜREKLİLİK

( ABUNDANCE vs. CONTINUITY )


- ÇÖKME" ile/ve/||/<> YAŞLANMA


- ÇÖKME ile/ve/||/<> BÜKÜLME


- ÇÖKME ile DAĞILMA

( TO COLLAPSE vs. TO DISPERSE )


- ÇÖKME ile/ve GÖÇME


- ÇÖKMEK/ÇÖMELMEK ile APIŞMAK

( ... İLE Hayvanın yorgunluktan bacaklarını birbirinden ayırarak çöküvermesi. | Ne yapacağını kestirememek, şaşırmak. | Oturmak, bacakları ayırarak çömelmek. )


- ÇÖKMEK ile/ve/değil ÇÖMELMEK


- ÇÖKMEK ile/ve/değil/||/<>/< ÇULLANMAK


- ÇOKTAN ile/ve/<> ZÂTEN


- ÇOKTANRICILIK = POLYTHEISM[İng.] = POLYTHÉISME[Fr.] = POLYTHEISMUS[Alm.]


- ÇÖKÜK ile GÖÇÜK


- ÇÖKÜNTÜ/DEPRESYON ile BUNAMA/DEMANS


- ÇÖL FARESİ ile BEYAZ ÇÖL FARESİ

( Çöl faresinin kalbi, dakikada 800 kere atar. İLE ... )


- col.[Lat. < COLA] değil/yerine/= SÜZ


- ÇÖL[Azr.] = DIŞARI[Tr.]


- ÇÖL ile BÂDİYET-ÜŞ-ŞÂM[Ar.]

( Fırat ile Dicle'nin birleşip denize döküldüğü noktadan itibaren Batı'ya doğru uzanan çöl. )


- ÇÖL ile/değil PATAGONYA ÇÖLÜ

( ... İLE/DEĞİL Kum ya da çakıldan değil, ezildiğinde hoş bir koku çıkaran, gri yapraklı, kısa, sık çalılıklardan oluşur. )


- ÇOLİTA AYMARAS

( Bolivya'nın başkenti La Paz'ın sokaklarında, rengârenk giysili, başlarında vazgeçilmez olan birer melon şapkaları ile her gün 12 saat boyunca satış yapan kadınlara verilen ad. )


- COLLABORATION vs. COLLUSION


- COLLATERAL and LIEN and LIENS IN GOODS and ENFORCEMENT OF LIEN

( Maddî teminat. VE Rehin hakkı. VE Mallar üzerinde rehin, hapis hakkı. VE Haciz konulması. )


- collut.[Lat. < COLLUTORIUM] değil/yerine/= AĞIZ VE BOĞAZ GARGARASI İÇİN ANTİSEPTİK SIVI


- COLO(U)RS and ENJOYMENT


- COLOMB ile COULOMB


- COLORIST değil/yerine/= RENK UZMANI


- ÇOLPA/TOPAL ile ÇOLAK

( Ayağında/bacağında sakatlık/aksaklık bulunanlara verilen ad. İLE Elinde/kolunda sakatlık/aksaklık bulunanlara verilen ad. )


- ÇOLPAN değil ÇULPAN

( ... DEĞİL Venüs / Zühre / Çoban Yıldızı / Akşam Yıldızı / Ak Yıldız / Kervankıran / Kervan Yıldızı )


- ÇOLUK-ÇOCUK EŞ-DOST


- ÇÖLYAK ile/değil TROPİKAL SPRUE

( ... İLE/DEĞİL Bu hastalık, çölyak hastalığını taklit ederek bazen doktorları yanıltsa da tropik bölgelerde yaşayan ya da geziye çıkan kişilerin kaptığı bir bulaşımdan kaynaklanır. Belirtiler arasında, şiddetli ishal, kuvvet kaybı, ateş, gece körlüğü ve besin emilimi yetersizliği görülür. Hastalığa neden olan bakteri, kesin olarak bilinmemekle beraber antibiyotik ve vitaminlerle tedavi edilebilmektedir. İyi haber şu ki, dünya çapında artan hijyen ve sağlık koşulları ile antibiyotik sağlanabilirliği sayesinde, bu hastalık giderek azalmakta. )


- colyr.[Lat. < COLLYRIUM] değil/yerine/= GÖZ BANYOSU İÇİN ANTİSEPTİK SIVI


- ÇOMAR ile ŞOPAR

( İri köpek, çoban köpeği. İLE Çingene çocuğu. | Şımarık, küstah, yaramaz olan. )


- ÇÖMÇE ile/ve MABLAK/MİL'AKA

( Tahta kepçe. İLE/VE Hamur, merhem, boya gibi şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak biçimde saplı, öbür ucu yassı olan araç. | Aşure kazanlarını karıştırmada kullanılan, uzun saplı ve yayvan uclu tahta kepçe. )


- CÖMERT/BONKÖR/AHİ/SEMİH değil/yerine/= ELİAÇIK/AKI/ELİBOL/GÖNLÜBOL/SELEK


- CÖMERT ile/ve/değil/||/<>/< İYİMSER


- CÖMERTLİK ile İSRAF

( SAHÂ', SAHÂVET ile İSRÂF[< SEREF] )

( GENEROSITY vs. EXTRAVAGANCE )


- COMFORT vs. FREEDOM


- COMFORT vs./and CLOSENESS/SYMPATHY


- COMIC vs. COMICAL


- ÇÖMLEK ile/ve ÜZLÜK

( ... İLE/VE Topraktan, kulpsuz, küçük çömlek. )


- COMMENT vs. "IN ONE RESPECT"


- COMMENT vs. APPROACH


- COMMENT vs. CRITIQUE


- COMMENT vs. EVALUATION


- COMMENT vs. FEEDBACK


- COMMENT vs. IDEA


- COMMENT vs. LOOKING


- COMMENTS


- COMMERCIAL LAW and/||/<> COMMERCIAL UNDERTAKINGS LAW and/||/<> COMMERCIAL TRANSACTIONS AND APPLICABLE RULES and/||/<> COMMERCIAL LITIGATITION and/||/<> COMMERCIAL/TRADE REGISTRY

( Ticaret hukuku. VE/||/<> Ticarî işletme hukuku. VE/||/<> Ticari işler ve tâbi oldukları kararlar. VE/||/<> Ticarî yargı. VE/||/<> Ticaret sicili. )


- COMMISION vs. BRIBE


- COMMODORE ile AMIGA


- COMMON FIELD vs. COMMON POINT


- COMMON POINT vs. COMMON SENSE


- COMMON POINT vs. TO LIKEN


- COMMON vs. MUTUAL


- COMMONWEALTH ile COMMONWEALTH

( İngiliz Uluslar Topluluğu. İLE Ortak rızayla oluşturulmuş siyasi topluluk. )


- COMMUNITY vs. SOCIETY


- COMO GÖLÜ:
İSVİÇRE ve/||/<> İTALYA ALPLERİ(NİN BULUŞTUĞU NOKTADA)


- COMPARATIVE vs. COMPARABLE


- COMPARE TO vs. COMPARE WITH


- COMPARISON vs. SIMILE


- COMPARISON vs./and INTERPRETATION/COMMENT


- COMPLEMENTARY vs. COMPLIMENTARY


- COMPLETE vs. CONNECTED/RELATED


- COMPLETE vs. FINISH


- COMPLETE vs. IN A SINGLE PIECE


- COMPLETE vs. INTEGRITY


- COMPOSITAE = FASÎLE-İ EZHÂR-I MÜREKKEBE


- COMPOSITION vs. COMPOSITE


- COMPREHEND vs. UNDERSTAND


- COMPREHENSIBLE vs. COMPREHENSIVE


- COMPREHENSION vs. CONTAIN


- COMPREHENSION/UNDERSTANDING vs. TOLERANCE


- COMPREHENSION/UNDERSTANDING vs./and PLEASURE


- COMPTON DALGA BOYU ile/||/<> COMPTON ETKİSİ / COMPTON (DEBYE) ETKİSİ ile/||/<> COMPTON OLAYI ile/||/<> COMPTON GERİ TEPME ELEKTRONU / COMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ TEPME TANECİĞİ BK. COMPT0N FL TANECİĞİCOMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMA ELEKTRONU / COMPTON ELEKTRONU ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMASI ile/||/<> COMPTON GERİ SAÇILMA TANECİĞİ / COMPTON GERİ TEPMESİ ile/||/<> COMPTON İNKOHERENT SAÇILMA ile/||/<> EŞ FAZLI OLMAYAN GERİ SAÇILMA TANECİĞİ ile/||/<> COMPTON KAYMASI ile/||/<> COMPTON KENARI ile/||/<> COMPTON KURALI ile/||/<> COMPTON OLAYI ile/||/<> COMPTONÖLÇERİ / KOMPTONÖLÇERİ ile/||/<> COMPTON SAÇILMASI ile/||/<> COMPTON SOĞURMASI ile/||/<> COMPTON TESİR KESİTİ


- COMPUTATİONAL NEUROSCİENCE değil/yerine/= BERİMSEL SİNİRBİLİM


- CONCENTRATED vs. TO CONCENTRATE


- CONCENTRATION vs. TO GET FOCUS


- CONCEPT vs. TERM


- CONCEPT vs./and LIFE


- CONCEPTS vs. SUBJECT/TOPIC


- CONCEPTS vs. WORDS


- CONCERNED ABOUT vs. CONCERNED WITH


- CONCOMITANT vs. CONCURRENT vs. SIMULTANEOUS


- CONDITION vs. POWER


- CONFERENCE vs. SEMINAR


- CONFESSION vs. TO LET SLIP, TO BLURT OUT


- CONFIDENTLY vs. CONFIDENTIALLY


- CONGENITAL vs. INBORN vs. INBRED vs. INHERENT vs. INNATE


- CONIFÈRES = SANEVBERÎYE


- CONNECTION vs. PROPORTION


- CONNECTION vs. TRICK


- CONNECTION vs./and RELATION


- CONNECTIVE vs. INTEGRANT


- CONSCIOUS vs. CONSCIENTIOUS


- CONSCIOUSNESS and LOVE (IN SELF-EXISTENCE)


- CONSCIOUSNESS vs. INTUITION


- CONSENSUS ALGORITHMS değil/yerine/= UZLAŞMA ALGORITMALARI


- CONSENSUS değil/yerine/= UZLAŞMA, DÜŞÜNCE BİRLİĞİ


- CONSIDER vs. CONTEMPLATE vs. MEDITATE vs. PONDER vs. RUMINATE vs. THINK


- CONSIOUSNESS vs./and PARADIGM


- CONSOLIDATION vs. INTEGRITY

( BÜTÜNLEŞME ile BÜTÜNLÜK )


- CONSPICUOUS vs. EMINENT vs. DISTINGUISHED vs. NOTICEABLE vs. OUTSTANDING vs. PROMINEN vs. REMARKABLE vs. SALIENT vs. STRIKING


- CONTEMPLATION vs. CONTEMPLATION IN WHICH TURNS TO THE BASE


- CONTEMPLATION vs. TO SLEEP


- CONTENT vs. CONTEXT


- CONTENT vs./and ASSERTION


- CONTINUAL QUANTITY vs. DISCONTINUOUS/TRANSIENT QUANTITY

( Unit. vs. Quantity. )


- CONTINUAL vs. MUCH


- CONTINUAL vs. REPEATITION


- CONTINUAL vs./and REGULAR


- CONTINUITY vs. CONTINUUM


- CONTINUITY vs. ORDER


- CONTINUOUS vs. CONTINUAL


- CONTRARY vs. ANTI


- CONTRAST vs. OPPOSITE vs. ANTONYMOUS vs. REVERSE vs. INVERSE


- CONTROL vs. COST CONTROL


- CONTROL vs. INSPECTION


- CONTROL vs. SOVEREIGNTY/DOMINATION


- CONVERSION vs. CONVERTIBLE


- COOK vs. COOKER


- COOPERATION vs./and DIVISION OF LABOUR


- ÇÖP/LÜK ile/değil MİDE!

( Mide çöplük değildir! "Atılmasın/günah" diye (gereksiz/fazladan) yemek de mideyi çöplük durumuna düşürür. Yiyecekler atılması gerekiyorsa atılmalıdır/atılabilmelidir. )


- ÇÖP ile/ve/değil/||/<> İŞLEVSİZ


- ÇÖP ve/<> KİLO

( Ancak/sadece kişinin/insanın oluşturdukları. )


- ÇÖP ile POSA


- ÇÖPE değil/yerine GERİ DÖNÜŞÜME


- COPERNIC ile/ve/değil İBN ŞÂTIR


- ÇÖPLEME:
KARA ile YEŞİL ile SARI

( Düğünçiçeğigillerden, kökleri içi sürdürücü olarak kullanılan, türleri olan bir bitki, marulcuk. )

( HELLEBORUS )


- ÇOPRA ile/ve GELMİÇ

( Balık kılçığı. | Sık çalılık ya da sazlık. İLE/VE İri balık kılçığı. )


- COPY vs. RECORD


- COPYING vs. CREATION


- COPYING vs. CUSTOM/HABIT


- coq. in quant. sut. aq.[Lat. < COQUE IN QUANTITATE SUFFICIANTE AQUAE] değil/yerine/= YETERİ KADAR SU İÇİNDE KAYNAT


- coq.[Lat. < COQUE] değil/yerine/= KAYNATINIZ


- ÇÖR/ÇER-ÇÖP


- ÇORAK ile KURAK

( Verimli olmayan toprak. | Acı su. | Verimsiz, kısır. | Toprak damlara çekilen, su geçirmeyen killi toprak. | Bazı toprakların yüzünde beyaz bir katman durumunda toplanan ve eskiden barut yapmakta kullanılan potaslı, sutlu tuz. İLE Yağışsız hava, mevsim, yıl. | Nem tutmayan, çabuk kuruyuveren, çorak toprak. )


- ÇORAP:
"MUZ" değil MUS


- ÇORAP[Fars. < CURAB] ile PATİK


- ÇORAP ile BENÎK

( ... İLE Çoğu zaman çorap yapılan adi ipek. )


- ÇORAP ile/ve/<> JARTİYER[Fr.]

( ... İLE/VE/<> Çorapları dizin altında ya da üstünde tutmaya yarayan lastikli bağ. )


- ÇORBA KAPISI

( Fatih'tedir. )


- ÇORBA:
SULU = DURU


- ÇORBA:
ŞİFÂ ve/||/<>/< CİLÂ

( Ten'e. İLE/VE/||/<>/< Batın'a. )


- ÇÖREK ile AY ÇÖREĞİ

( ... İLE İçine tarçın, ceviz konularak ay biçiminde yapılmış çörek )


- ÇÖREK ile KETE

( ... İLE Yağlı, mayalı ya da mayasız hamurdan yapılan çörek. )


- ÇÖREKOTU değil ÇÖREOTU

( ... DEĞİL Düğünçiçeğigillerden bir bitki ve susam iriliğindeki siyah tohumu. )


- ÇÖRƏK[Azr.] = EKMEK[Tr.]


- CORİOLİS İŞLEMCİSİ ile/||/<> CORİOLİS İVMESİ ile/||/<> CORİOLİS KUVVETİ ile/||/<> CORİOLİS PARAMETRESİ ile/||/<> CORİOLİS REZONANS ETKİLEŞMELERİ ile/||/<> CORİOLİS SAPMASI ile/||/<> CORİOLİS ETKİSİ


- CORNU HARTMANN FORMÜLÜ / HARTMANN FORMÜLÜ ile/||/<> CORNU KUVARS PRİZMASI


- CORONA[Lat.] ile/ve/||/<> COROLLA[Lat.]

( Taç. İLE/VE/||/<> Küçük taç. )


- ÇÖRTEN ile ÇÖRTÜ

( Dam çevresindeki yağmur sularını, oluklardan alıp duvar temelinden uzağa akıtan, saçak kenarından dışarı doğru uzatılmış oluk. İLE Değirmende, buğday teknesi oluğu. )


- CORUM ile ÇORUM

( Balık akını. | Uskumruların, büyük balıklardan korkarak, kıyıya sığınması durumu. İLE Türkiye'nin bir ili. )


- COŞKU ile DİDİŞME


- COŞKU ve ŞİMDİ/LEŞTİRME


- Coşkulu KONUŞ!!!


- COŞKUNLUK ile CEZBE


- COŞMAK ile/ve/<> KOŞMAK


- COSMOLOGY vs. TEOLOGY vs. HUMAN


- COSMOS ile/ve TOPOS

( Küreyi/küreleri kapsayan. İLE/VE Kürenin içindekileri kapsayan. )


- COST-EFFECTIVE değil/yerine/= MALİYET-ETKIN


- ÇOTİRA ile ÇOTRA

( Çotiragillerden, dikenli, sert pullu, kısa ve geniş, siyaha yakın esmer bir balık. BALISTES CAPRISCUS[Lat.] İLE Ağaçtan yapılmış küçük su kabı. )


- COTTON MOUTON ÇİFT KIRILMASI / COTTON MOUTON OLAYI ile/||/<> COTTON MOUTON ETKİSİ ile/||/<> COTTON MOUTON SABİTİ


- COUDÉ NEWTON CASSEGRAİN TELESKOBU ile COUDÉ TELESKOBU ile COUDÉ ODAK NOKTASI ile COUDÉ SİSTEMİ ile COUDÉ SPEKTOGRAFI ile COUETTE AKIŞI


- COUGALAPATHY

( Kanın pıhtılaşamaması durumu/sorunu. )


- COULOMB / KULOMB ile/||/<> COULOMB ALANI ile/||/<> COULOMB ÇEKİMİ ile/||/<> COULOMB ENGELİ ile/||/<> COULOMB ETKİLEŞMESİ ile/||/<> COULOMB İTMESİ ile/||/<> COULOMB KURAMI ile/||/<> COULOMB KUVVETİ ile/||/<> COULOMBMETRE ile/||/<> KULOMBMETRE ile/||/<> COULOMB POTANSİYELİ ile/||/<> COULOMB SAÇILMASI ile/||/<> COULOMB SÜRTÜNMESİ ile/||/<> COULOMB UYARILMASI ile/||/<> COULOMB YASASI


- COUNCIL vs. COUNSEL


- COUNTERVAILING CHARGES IN RESPECT OF IMPORTS and COUNTERVAILING IMPORT DUTIES

( İthalata konulan telâfi edici vergiler. VE İthalatta telâfi edici vergiler. )


- COURAGE vs./and DECISIVENESS/STABILITY


- COVER vs. ESSENCE


- ÇÖYÜR

( Yaylı bir çalgı. )


- ÇÖZELTİ ile ÇÖZÜNEN

( Çözünme işlemi sonucu oluşan, homojen karışım. İLE Çözücü içinde, bileşimi bozulmadan, dağılmış ve genellikle çözeltide, miktarca az olan madde. Katı-sıvı homojen karışımlarında, katı, sürekli olarak çözünendir. [%80'lik şeker çözeltisinde; çözünen, şeker; çözücü, sudur.] )

( SOLUTION vs. SOLUTE )

( LÖSUNG mit GELÖSTE )


- ÇÖZELTİ ile ERİYİK


- ÇÖZME GÜCÜ = AYIRMA GÜCÜ


- ÇÖZME ile ÇÖZÜNME ile ÇÖZÜNÜRLÜK ile ÇÖZÜNME ENTALPİSİ ile ÇÖZÜNMEYEN NESNE

( Bir katının, çözeltiye geçirilmesi. İLE Katı, sıvı ya da gaz durumundaki maddelerin, molekül ya da atomlarını birarada tutan güçleri yenerek bir başka madde içinde tek faz oluşturacak biçimde dağılmaları olayı. İLE Bir maddenin çözünmesine eşlik eden entalpi değişimi. İLE Bir maddenin, belirli bir sıcaklıktaki doygun çözeltisindeki derişimi. İLE Belirli bir çözücüde çözünmeyen madde. [Aksi belirtilmemişse çözücünün su olduğu anlaşılır.] )


- ÇÖZÜLME ile/değil ÇÖZÜM/LEME


- ÇÖZÜLME ile/ve/||/<> DAĞILMA/DAĞILIM ile/ve/||/<> ERİME

( İki ya da daha fazla nesnenin bağdaşık moleküler karışımı. İLE/VE/||/<> ... İLE/VE/||/<> Bir gaz, sıvı ya da katının, başka bir gaz, sıvı ya da katı içinde kimyasal bir değişikliğe uğramadan bağdaşık olarak dağılması. | İki ya da daha fazla nesnenin bağdaşık moleküler karışımı. )

( ... vs. DISTRIBUTION, DISPERSION, DISSIPATION vs. SOLUTION )

( ... vs. İNTİŞAR vs. İNHİLÂL )


- ÇÖZÜLMÜŞ/LÜK ile/ve/||/<> AŞILMIŞ/LIK


- ÇÖZÜM "BULMAK" ile ÇÖZÜM "YARATMAK"


- Çözüm için DİNLE!!!


- ÇÖZÜM ORTAKLIĞI ile YATIRIM ORTAKLIĞI


- ÇÖZÜM ÜRETMEK ile/ve ÇÖZÜM OTURTMAK

( FINDING SOLUTION vs. FIX THE SOLUTION )


- ÇÖZÜM ile/ve AÇIKLAMA

( SOLUTION vs./and EXPLANATION )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ARA ÇÖZÜM

( ... İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yukarı çekersek, ayak açıkta kalır. Aşağı çekersek, omuz. Neşeli kişiler, çözüm üreterek[dizlerini karnına çekerek] rahat uyur. )


- ÇÖZÜM ile ÇARE

( Genel ya da kavramsal bir olguya işaret eder. İLE Belirli bir olgu ya da soruna işaret eder. )

( Çare/ler...
Bbiledegil.blogspot.com.tr/2015/02/careler.html )

( ... ile BEYÂRİŞ )

( SOLUTION vs. WAY/HELP )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMLEME

( Çözümleme/sorgulama(analiz), her durum/konu/ayrıntı için söz konusuyken; ("kökten/toptan") "çözüm", her durum için olanaklı değildir.

Sorumluluğumuz ve önceliğimiz de çözmek değil çözümlemektir.

Çözümleme varsa çözüm ya da ara çözüm de yakınında bir yerde bulunacaktır. )


- ÇÖZÜM ile/ve/||/<> DÜZENLEME


- ÇÖZÜM ile İDEAL

( SOLUTION vs. IDEAL )


- ÇÖZÜM ile/ve OYUN

( SOLUTION vs./and GAME )


- ÇÖZÜM = SOLUTION[İng.] = SOLUTION[Fr.] = LÖSUNG[Alm.] = SOLUZIONE[İt.] = SOLUCIÓN[İsp.]


- ÇÖZÜM ile/ve SONUÇ

( SOLUTION vs./and CONSEQUENCE/RESULT )


- ÇÖZÜM ile/ve/değil/yerine/> SÜREKLİ/ESASLI/KALICI/KÖKLÜ/GERÇEK ÇÖZÜM

( Bir olay ya da kişinin bir durumu/sorunu ile sınırlı/özel kalabilen. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Sürekli ve her koşulda, herhangi bir özel durumla sınırlı kalmayacak sürekli/kalıcı olan. )

( Seninle. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Senden sonra da! )

( Ne olduğu. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/> Ne/nasıl[ne/yin asıl] olması gerektiği. )

( [not] SOLUTION vs./and/>/but CONTINUAL/REAL SOLUTION
CONTINUAL/REAL SOLUTION instead of SOLUTION )


- ÇÖZÜM ile/ve TEDBİR

( SOLUTION vs./and PRECAUTION )


- ÇÖZÜM ile YANIT

( Geciken yanıt yanlış yanıttır. )

( Bir sorunun doğru çözümü, onun ancak evrensel, tarafsız bir araştırma ve sorgulama içinde çözümlenmesiyle bulunabilir. )

( Her sorunun kökeni geçmişte, çözümü gelecektedir. )

( SOLUTION vs. ANSWER/RESPONSE
Delayed response is wrong response.
Only in the dissolution of the problem in the universal solvents of enquiry and dispassion, can its right solution be found. )


- ÇÖZÜM ile YÖNEYLEM

( ... İLE Karmaşık sorunların çözümünde ve incelenmesinde, bilimsel ve özellikle matematiksel yöntemlerin uygulanışı. )


- ÇÖZÜMLEME/ANALİZ ile/ve ELEŞTİRİ

( ANALYSIS vs./and CRITIQUE )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<> AÇIKLAMA


- ÇÖZÜMLEME ile ETKİLE(N)ME

( ANALYSIS vs. TO (GET) EFFECT )


- ÇÖZÜMLEME ve/> GELİŞTİRME


- ÇÖZÜMLEME ile/ve ÖZGÜRLEŞTİRME

( TO ANALYSE vs./and TO FREE )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve RAHATLATMA

( TO ANALYSE vs./and TO RELIEVE/RELAX )


- ÇÖZÜMLEME ile/ve SERİMLEME


- ÇÖZÜMLEME = TAHLİL[Ar.] = ANALYSIS[İng.] = ANALYSE[Fr.] = ANALYSE[Alm.] = ANALYSIS < ANALYEIN[Yun.] = ANALIZAR[İsp.]


- ÇÖZÜMLEME ile/ve/||/<>/> TRANSAKSİYONEL ÇÖZÜMLEME


- ÇÖZÜMLEMELER('İ)


- ÇÖZÜMLER ÜZERİNE KONUŞMAK ve/||/<>/> ÇÖZÜM ÜRETİR


- ÇÖZÜMSEL ile/ve/değil/||/<> ÇÖZÜMLEYİCİ


- ÇÖZÜMSÜZ ÇATIŞKI = TESAVİ-İ NAKİZEYN = ANTINOMY[İng.] = ANTINOMIE[Fr.] = ANTINOMIE[Alm.] = ANTI-NOMIA[Yun.]


- ÇÖZÜMSÜZLÜK ile/ve/> ÇARESİZLİK

( Çözümsüzlük hiçbir zaman çözüm değildir/olamaz! [kabul edilemez/edilmemeli, gözardı edilemez/edilmemeli, boş verilemez/verilmemeli, ertelenemez/ertelenmemeli!] )


- Çözümü KONUŞ!!!


- ÇÖZÜMÜNÜN BASİT/KOLAY OLMASI/OLMAMASI ile/ve/değil/yerine BİR ÇÖZÜMÜNÜN (VAR) OLMASI


- ÇÖZÜNÜRLÜK ÇARPIMI ile ÇÖZÜNÜRLÜK ÇARPIMI SABİTİ[Kçç] ile ÇÖZÜNÜRLÜK EĞRİSİ

( 25 °C'ta suda az çözünen tuzların, doygun çözeltilerindeki denge sabiti.[CaF2]<>Ca²+(aq) + 2F(aq) dengesinde, çözünürlük çarpımı sabiti Kçç = [Ca²+][F¯]²'dir.] İLE Çok az çözünen bir tuzun, doygun bir çözeltisinde, denge durumunu tanımlayan, sayısal bir sabit. İLE Doymuş çözeltide, çözünmüş madde miktarının, sıcaklığa karşı çizilen grafiği. )


- CPB/CARDIOPULMONARY BYPASS KARDİYOPULMONER BAYPAS değil/yerine/= KALP-AKCİĞER KÖPRÜLEMESİ


- CPOE/COMPUTERIZED PHYSİCIAN ORDER ENTRY değil/yerine/= BİLGİSAYARDAN DOKTOR İSTEM GİRİŞİ


- CPR/CARDIOPULMONARY RESUSCITATION KARDİYOPULMONER RESÜSITASYON değil/yerine/= KALP-AKCİĞER CANLANDIRMASI


- CPS/CYBER PHYSICAL SYSTEMS değil/yerine/= SİBER-FİZİKSEL DÜZENLER


- CPU ile GPU | ile/||/<> APU

( )

( [İşlevsellik]
Genellikle genel amaçlı işlemci birimleridir ve işletim sistemi, uygulamalar, hesaplamalar ve veri yönetimi gibi çeşitli görevleri yürütmek için kullanılır. İLE ... | İLE/||/<> CPU işlevlerinin yanı sıra grafik işleme görevlerini de üstlenir. [Hem CPU hem de GPU işlevlerini tek bir çip üzerinde birleştirir.] )

( [Performans]
Grafik işleme konusunda sınırlıdır ve daha karmaşık grafik işlemlerinde zayıf performansa sahiptir. İLE ... | İLE/||/<> Daha güçlü bir grafik işleme yeteneğine sahiptir ve oyunlar, video düzenleme, 3D modelleme gibi grafik yoğun görevleri daha iyi bir biçimde işleyebilir. )

( [Güç Tüketimi]
Genellikle enerji verimliliği odaklıdır ve daha az güç tüketme eğilimindedir. İLE ... | İLE/||/<> Grafik işleme yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha fazla güç tüketebilir.[özellikle grafik yoğun görevlerde] )

( [Bedel]
Genellikle daha ucuzdur.[çünkü daha sade bir yapıya sahiptir.] İLE ... | İLE/||/<> Bütünleşik grafik yetenekleri nedeniyle CPU'lara göre daha pahalı olabilir. )

( [Kullanım Alanları]
Ofis uygulamaları, web tarama, veritabanı yönetimi gibi grafik işlem gerektirmeyen görevler için uygundur. İLE ... | İLE/||/<> Oyun sistemleri, multimedya düzenleme, video oynatma ve öteki grafik yoğun uygulamalar için daha uygun bir seçenektir. )

( CENTRAL PROCESSING UNIT vs. GRAPHIC PROCESSING UNIT | vs. ACCELERATED PROCESSING UNIT vs. )


- CPU/CENTRAL PROCESSING UNİT değil/yerine/= MERKEZİ İŞLEM BİRİMİ


- ÇRAVAKA

( Dört yüce gerçek. )


- CREATION vs./and TRANSFORMATION


- CREDO UT INTELLIGAM ile/ve/||/<> NOVETIM TE, NOVETIM ME ile/ve/||/<> TE INVOCO, DEUS VERITAS ile/ve/||/<> DEUS SAPIENTIA ile/ve/||/<> DEUS BEATITUDO


- CRIME vs. ACCIDENT


- CRIME vs. MISTAKE


- CRIME vs./and INFRINGEMENT


- CRISIS vs. SYNDROME


- CRITIQUE vs. EVALUATION


- CRITIQUE vs. REJECTION


- CRITIQUE vs. TO DENY/REJECT


- CRITIQUE vs./and CREATION


- CROOKES CAMI ile/||/<> CROOKES KARANLIK BÖLGESİ / KATOT KARANLIK BÖLGESİ ile/||/<> CROOKES RADYOMETRESİ ile/||/<> CROOKES TÜPÜ

( Seryum ve öteki nadir toprak öğelerinden oluşan, soğurduğu mor ötesi ışınları yüksek düzeyde tutan (geçirmeyen) bir cam türü. İLE/||/<> Güneşten gelen radyant enerjiyi göstermek için kullanılan vakumlu bir tüp içine yerleştirilmiş, ön yüzleri parlatılmış, arka yüzleri karartılmış dört düşey kanatçıktan oluşan düşey eksenli çark. İLE/||/<> Katot ışınlarının özelliklerini incelemek üzere Crookes tarafından kullanılan, bir tarafında katodu yassı alüminyum diskten öteki tarafında da anodu bir telden olumuş düşük basınçlı bir gaz boşalmalı tüp. )

( CROOKES GLASS VS. CROOKES RADiOMETER VS. CROOKES TUBE )

( LE VERRE DE CROOKES AVEC LE RADiOMETRE DE CROOKES AVEC LE TUBE DE CROOKES )

( CROOKES-GLAS MiT CROOKESSCHES RADiOMETER MiT CROOKESSCHE RöHRE / CROOKES-RöHRE )


- CROSS-OVER STUDY değil/yerine/= ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMALI ARAŞTIRMA


- CROSS-OVER değil/yerine/= ÇAPRAZLANMA


- CROSS-SECTIONAL STUDY değil/yerine/= KESITSEL ÇALIŞMA


- crRNA ile/ve/||/<> tracrRNA


- CRS/CONFORMAL RADIOSURGERY değil/yerine/= UYUMLU RADYOCERRAHİ


- CRT/CARDIAC RESYNCRONIZATION THERAPY değil/yerine/= KALP EŞ ZAMANLAMA SAĞALTIMI


- CRUCIFÈRES = SALÎBÎYE


- CRUELTY vs. COMPULSION


- CRUSH SYNDROME değil/yerine/= EZİLME BELİRGESİ


- CRYPTO CURRENY değil/yerine/= KRIPTO PARA


- CS-DA/SENTENCE LEVEL SENTIMENT ANALYSİS değil/yerine/= TÜMCE SEVİYESİ DUYGU ÇÖZÜMLEMESİ


- CSPR/COMPUTER SUPPORT PATIENT REGISTRATION değil/yerine/= BİLGİSAYAR DESTEKLİ SAYRI KAYDI


- CSTE/COUNCIL OF STATE AND TERRITORIAL EPIDEMIOLOGISTS değil/yerine/= ULUSAL VE BÖLGESEL EPIDEMIYOLOGLAR KURULU


- CU'L[Ar.] ile CÛL[Ar.]

( Ücret, karşılık. | Ayak kirası. İLE Çaylak. )


- CÛ[Fars.] ile CÛ/CÛY[Fars.] ile -CÛ[Fars.] ile CÛ'[Ar.][Fars.]

( Arama, araştırma. İLE Akarsu, ırmak, çay. İLE "arayan, araştıran, arayıcı" anlamalarına gelen sıfatlar oluşturur. İLE Aclık, ac kalma. )


- CÜBBE ile CÜBBE

( [Tasavvuf'ta] Siyahtır. Nefs ile ilişkisizliği simgeler. İLE/VE/||/<> [Hukuk'ta...] Yakanın yeşil bölümü, hukuk davalarını, kırmızı bölümü ise ceza davalarını simgeler. Kamu hizmeti olduğundan cepleri, bağımsız olduğundan düğmeleri yoktur. Siyah rengi yasaların yetkesini, sarı rengi ise adâlete hizmet eden bu mesleğin ağırlığını simgeler. )


- ÇÛBÎN/E[Fars.] ile ÇÛBÎN[Fars.]

( Ağaçtan yapılan şey. Değnek gibi kuru nesne. İLE Nûşirevân'a karşı ayaklanmış olan, Hürmüz'ün seraskeri Behrâm'ın takma adı. )


- CUBİT

( Dirsekten orta parmağın ucuna kadar olan eski bir uzunluk ölçüsü. 50 cm. )


- ÇUBUK/DAL ile YÜRÜYEN ÇUBUK

( Bitki. İLE Hayvan. )


- ÇUBUK ile ARDA

( ... İLE İşaret olarak yere dikilen çubuk. )


- ÇUBUKAĞACI

( Sütleğengillerden, içi delik olan, dalları çubuk gibi kullanılan bir ağaççık. MABEA[Lat.] )


- CÜCE BUĞDAY ile/değil/yerine BUĞDAY


- CÜCE YILDIZLARDA:
BEYAZ ile/ve/||/<> KIRMIZI ile/ve/||/<> SARI


- CÜCE[Fars.] ve/< DEV[Fars. < DÎV]

( MIDGET/DWARF and GIANT )


- CÜCE/LİK ile/>< YÜCE/LİK


- CÜCƏ[Azr.] = CİVCİV[Tr.]


- CÜCÜK

( Filiz, tomurcuk. | Kümes hayvanlarının yavrusu, civciv. | Kuş yavrusu. )


- CÛD[Ar.] ile KEREM[Ar.]


- CÛD[Ar.] ile SEHÂ'[Ar.]


- CÛD ile (CÛD-İ) KEREM ile (CÛD-İ) SEHÂ ile SADAKA

( El açıklığı. cömertlik. | Taşmak, dışlaşmak. | İstenilmeden vermek. İLE/VE/||/<>/> İstenildiğinde vermek. İLE/VE/||/<>/> Gerektiği kadar, ölçüsünde vermek. İLE/VE/||/<>/> Manevi olarak vermek. )


- CÛD ile/ve/||/<> CÛŞ

( Taşma. İLE/VE/||/<> Coşma. )


- CÛD ile/ve/> VÜCÛD ile/ve/> MEVCÛD ile/ve/> VİCDAN

( Taşma, coşma. İLE/VE/> Varlık, varoluş. İLE/VE/> Varolan. İLE/VE/> Bulunç, bulma/buluş. )

( VİCDAN: Görünmez/semâvî mâbed. )


- ÇUF ÇUF


- ÇUHAÇİÇEĞİ ile AYIKULAĞI

( İlkbaharda çiçek açan çuhaçiçeğigillerin örnek bitkisi. İLE Çuhaçiçeğinin bir türü. )

( PRIMULA cum PRIMULA AURICULA )


- CUICUILCO ile/ve STONEHENGE ile/ve AVEBURY ile/ve CASTLERIGG ile/ve NEWGRANGE

( Meksika. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İngiltere'de. İLE/VE İrlanda'da. )


- ÇUKULOTA değil ÇİKOLATA


- ÇUKUR/KAPAN GEREKTİRMEDEN YAKALANAN TEK HAYVAN

( MAYMUN )


- ÇUKUR ile BARAN

( ... İLE Bağda, omça sırası. | Sebze fidesi ve üzüm çubuğu ekmek için hazırlanan çukur. )


- ÇUKUR ile BERS[Ar.]

( ... İLE Çukur, yumuşak yer. )


- ÇUKUR ile CALORIS ÇUKURU


- ÇUKUR ile HENDEK[Ar. < HANDAK]

( Eski astronomi âlimleri gök cisimlerini gözlemek için kuyular kazıp bunların içinde çalışırlardı. )

( Çevresine göre aşağı çökmüş olan yer. | Çene ve yanaktaki gamze. | Mezar. İLE Geçmeye engel olacak biçimde uzunlamasına kazılmış derin çukur. )

( MÜNHATT ile ... )

( ÇÂH/ÇEH: Kuyu, çukur. İLE ... )

( PIT vs. DITCH/TRENCH )


- ÇUKUR ile LONGUZ

( ... İLE Deniz ya da ırmaklarda, birdenbire derinleşen yer. )


- ÇUKUR ile OBRUK

( ... İLE Huni biçiminde çukur yer. | Doğal ve derin kuyu, düden. | Yeraltı sularının çekilip toprağın çökmesiyle oluşan çukur. )


- CUL DE SAC değil/yerine/= KÖR KESE


- ÇULA ile PAKPOA


- ÇULLUK ile SUÇULLUĞU/BATAKLIKÇULLUĞU/BATAKÇULLUĞU

( SCOLOPAX RUSTICOLA cum GALLINAGO GALLINAGO )


- CÜLMÛD[Ar.] ile CÜLMÜD[Ar.]

( Kaya. İLE Sesi güçlü olan kişi. )


- ÇULSUZ ile/ve/||/<> ÇAPULCU/PLAÇKACI

( Giysisiz. İLE/VE/||/<> Düzene aykırı davranışlarda bulunan, düzeni bozan. | Yağmacı. )


- ÇULSUZ ile FAKİR

( ÇUL: Giysi. İLE ... )


- CUMA AKŞAMI ile/ve/değil PERŞEMBE AKŞAMI

( Gün, 2 ikindi zamanı/vakti arası olduğundan, "Cuma akşamı/gecesi", Perşembe gününün akşamı ve Cuma'ya bağlanan gecedir. )


- CUMA AKŞAMI ile/ve/değil PERŞEMBE AKŞAMI

( Gün, arka arkaya iki günün ikindi zamanı/vakti arası olduğundan dolayı "Cuma akşamı/gecesi", Perşembe gününün akşamı ve gecesidir. )

( ÂDÎNE[Ar.]: Cuma günü. )

( PERŞEMBE[< Fars. PENCŞENBİH: Beşinci gün.] )

( ŞENBİH[Fars.]: Gün. | Cumartesi[Ar. SEBT]. )

( PAZAR[Fars. YEKŞENBİH] )

( PAZARTESİ[Fars. DÜŞENBİH] )

( SALI[Fars. SEŞENBİH] )

( ÇARŞAMBA[Fars. ÇEHÂR-ŞENBİH] )


- CUMBA[İt.] ile ŞAHNİŞİN[Fars.]

( Yapıların üst katlarında, sokağa doğru çıkıntı yapmış balkon. | Sokağa doğru çıkıntısı olan kafesli bölüm. İLE Odaların dışarıya doğru çıkmış kapalı balkon durumundaki yeri. Eski Türk mimarisinde, odanın karşı ön cephesinde yer alan üç yanı pencereli çıkma. )


- CUMBADAK/CUP/CUPPADAK ile CUMBURLOP ile CUMBURTU

( Suya düşen bir özdeğin çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır. İLE Ağır bir özdeğin, suya düştüğü zaman çıkardığı sesi anlatmak için kullanılır. İLE Suya düşen bir özdeğin ya da çalkalanan suyun çıkardığı ses. )


- CÜMBÜR-CEMAAT değil CUMHUR-CEMAAT (GİTMEK)


- CUMBURLOP (DİYE ATLAMAK/DALMAK)


- CUMHUR MÜEZZİNLİĞİ'NDE:
HAYYE ALE'S-SALÂH'A KADAR ile/ve HAYYE ALE'S-SALÂH'LA BİRLİKTE

( Bir müezzin. İLE/VE Tüm müezzinler ayakta olmak üzere, cemaatle birlikte. )

( Genellikle, Hüseynî makamında okunur. )


- CUMHURİYET ANITINDA:
PIETRO CANONICA ve/||/<> SABİHA ZİYA

( )


- CUMHURİYET/ATA ALTINI ile REŞAT ALTINI

( Öteki altınlarla arasında fark yoktur! İkisi de 24 ayar ve 6.66 gramdır. )

( ... İLE Sultan Mehmet Reşat'ın [1844-1918] iktidarı sırasında çıkarılmış altın. )

( Değeri daha fazladır. İLE İlk çıkarıldığında değeri 108 kuruştu. Zamanla kâğıt para ile arası açılmıştır. )


- CUMHURİYET ile/ve DEMOKRASİ

( Belirli (bir) ideolojide. İLE/VE İdeolojiler arasında. )

( ONAFHANKELIJKHEIDPLEIN
[Paramaribo'daki, Cumhuriyet Meydanı'nın yerel adı.] )


- CUMHURİYET ile/ve ELERKİ


- CUMHURİYET değil/yerine/= KAMUERK


- CÜMLE/TÜMCE ile KAZİYE

( Dilbilimde. İLE Mantıkta. )


- CÜMLE yerine TÜMCE/SÖZEY


- CÜMLETEN yerine HERKESE


- CÜNBÂN[Fars.] ile -CÜNBÂN[Fars.]

( Sallayan, kımıldayan, hareket eden. İLE Kımıldanan, kımıldatan, sallanan, oynayan, oynatan anlamlarına sıfatlar oluşturur.[DÜNBÂLE-CÜNBÂN: Kuyruk sallayan.] )


- CUNDA[< İt.] ile Cunda/Alibey

( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Edremit'te bulunan ada. )

( SEREN: Yelkenli gemilerde, üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder. | Konut yapılarında, menteşe ve kilidin takıldığı, düşey konumdaki kalın parça. )


- CUNDA[< İt.] ile CUNTA[< İsp.]

( Yatay serenlerin, iki başı. İLE Bir ülkede, yönetime el koyan kişilerden oluşan kurul. )


- ÇÜNKİ değil ÇÜNKÜ


- ÇÜNKÜ, NEDEN? değil NEDEN? ÇÜNKÜ ...


- ÇÜNKÜ < İÇİN Kİ


- CÜNÛN

( DELİRME, ÇILDIRMA | AŞKIN GALİP GELMESİ )


- CÜNÛN ile FÜNÛN ile SÜKÛN

( Coşkunluk. [Aşkın öncesi]. İLE İlim. [Aşkın ortası]. İLE Sakinlik. [Aşkın sonu]. )


- CUP CUP (YÜZMEK)


- CURA ile/> ÇÖĞÜR ile/> TAMBURA ile/> DİVAN


- CURCUNA ile DEBDEBE

( Musikîde hızlı bir usûl. İLE ... )


- CÜRET ile/ve/değil/||/<> BİLGİSİZLİK


- CÜRET ile/değil/yerine CESÂRET

( [not] INSOLENCE | IMPUDENCE vs./but COURAGE )


- CÜRET değil/yerine/= GÖZSÜZLÜK


- CÜRET ile/ve/<> KÜSTAHLIK


- CÜRETKÂR değil/yerine/= GÖZSÜZ


- CURİE / KÜRİ ile/||/<> CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SABİTİ ile/||/<> CURİE SICAKLIĞI / CURİE NOKTASI ile/||/<> CURİE SICAKLIK ÖLÇEĞİ ile/||/<> CURİE TERAZİSİ ile/||/<> CURİE WEİSS YASASI ile/||/<> CURİE YASASI

( ... VS. CURiE POiNT VS. CURiE CONSTANT VS. ... VS. CURiE TEMPERATURE SCALE VS. CURiE BALANCE VS. CURiE-WEiSS LAW VS. CURiE'S LAW )

( ... AVEC LE POiNT DE CURiE AVEC LA CONSTANTE DE CURiE AVEC ... AVEC L'éCHELLE DE LA TEMPéRATURE DE CURiE AVEC LA BALANCE DE CURiE AVEC LA LOi DE CURiE-WEiSS AVEC LA LOi DE CURiE )

( ... MiT CURiE-PUNKT MiT CURiE-KONSTANTE MiT ... MiT CURiE-TEMPERATURSCALA MiT CURiE-WAAGE MiT CURiE-WEiSSSCHES GESETZ MiT CURiE GESETZ )


- CURIOSITY vs./and LIMIT/BORDER


- CÜRM-Ü MEŞHUT değil/yerine/= SUÇ ÜSTÜ


- CÜRM[Ar.] ile/değil CİRM[Ar.]

( Suç. İLE/DEĞİL Oylum/hacim, cisim. )


- CURRENT vs. DISCIPLINE


- CÜRÛF[Ar.] ile CÜRÜF[Ar.]

( Maden posası, dışık. Erimiş malzemelerin yüzeyindeki safsızlık. İLE Yar, uçurum. )

( SCUM vs. ... )

( ABSCHAUM/SCHAUM/SCHLACKEN mit ... )

( ÉCUMER avec ... )


- ÇÜRÜK ELMA MESCİDİ

( Eminönü'ndedir. )


- ÇÜRÜK-ÇARIK (MALZEMELER KULLANMAK)


- CÜRÜM TASNİİ değil/yerine/= SUÇ UYDURMA


- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)

( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )


- ÇÜRÜME ile/ve/||/<> ARDAK

( ... İLE/VE/||/<> Ağaçlarda, mantarların oluşturduğu bir tür çürüme başlangıcı. )


- ÇÜRÜME ile/ve/<>/değil PÖRSÜME


- ÇURUNGA = ÜFLEMELİ MÜZİK ARACI


- ÇÜRÜTÜLEBİLİR ile/değil AŞILABİLİR


- CÛŞ

( COŞMA, KAYNAMA )


- CÛŞ Û HURÛŞ

( COŞMA VE GÜRÜLTÜ )


- CÜSÂM[Ar.] ile CÜSÂM[Ar.]

( Büyük, geniş. İLE Uykuda gelen ağırlık, ağırbasma, kâbus. )


- CUSTOM vs. HABIT


- CUT-OFF VALUE değil/yerine/= KESİM DEĞERİ


- ÇÜTRE ile BAYAĞI ÇÜTRE

( image )

( CARPODACUS cum CARPODACUS ERYTHRINUS )


- ÇUVAL ile/değil GIRAR/GIRÂRE/GARÂR/GARÂRE[Ar. çoğ. GARÂYİR]

( ... İLE/DEĞİL Büyük, kıl çuval. )


- ÇUVAL Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval. HARAR


- ÇUVAL ile TELİS[Ar. < TİLLİS]

( ... İLE Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. )


- ÇUVAL ile/ve TELİS/JÜT

( ... İLE/VE Bitkisel tellerden yapılmış, kaba örgülü büyük çuval. )

( JÜT[Bengal dilinden], [Lat. CORCHORUS CAPSULARIS]: Ihlamurgillerden, Hindistan ve Bangladeş'te yetişen, ip ve çuval yapımında kullanılan, liflerinden yararlanılan bir bitki. | Bu bitkinin liflerinden yapılan dokuma. )


- CÛY[Fars.] ile/ve CÛY-BÂR[Fars.]

( Nehir, akarsu, ırmak. İLE/VE Dere, ırmak, çay. )


- CÜZ'[Ar.] ile BA'Z[Ar.]


- CÜZ'Ü MİNE'L-CÜMLE[Ar.] ile SEHMÜ MİNE'L-CÜMLE[Ar.]


- CÜZAM/CÜZZAM, LEPRA[< Yun.]

( Hansel basilinin neden olduğu, bulaşıcı deri hastalığı, miskin hastalığı. )


- CÜZDAN(/LI) değil/yerine VİCDAN(/LI)


- CÜZZÎ ile CÜZ

( Zihnî. İLE Vücudî. )


- CV/CARDIOVASCULAR | CURRICULUM VITAE değil/yerine/= KARDİYOVASKÜLER, KALP-DAMAR | ÖZGEÇMİŞ


- CVP/CENTRAL VENOUS PRESSURE SANTRAL değil/yerine/= MERKEZÎ TOPLARDAMAR BASINCI


- CYBERING ile LURKING


- CYBERKNIFE değil/yerine/= IŞIN BIÇAĞI


- CYCLE vs. PERIOD


- CYCLE vs. SYSTEM


- CYCLONE vs. HABIT


- DAĞ FARESİ ile ÇAYIR FARESİ

( )


- DAĞ KEÇİSİ ile ÇENGEL BOYNUZLU DAĞ KEÇİSİ


- DAHA ile ÇOK

( MORE vs. MUCH/MANY )


- DAL/FINDIK ile/ve/||/<>/> ÇOTANAK

( ... İLE/VE/||/<>/> Üzerinde çok sayıda fındık bulunan dal. )


- DALGA GEÇMEK ile/ve/değil CİDDİYE ALMAMAK

( Ciddiye almayabilirsiniz fakat dalga geçmek gerekmiyor! )


- DALGA ile/ve/||/<> CHICAMA DALGALARI

( Dünyada yasa ile korunan ilk dalgadır. Bir kilometre boyunca yapı yetkisi verilmemektedir. Peru'dadır. )

( )


- DALLI KÖK = CEZR-İ MÜTEŞA'İB = RACINE RAMEUSE


- DAMA ile/ve ÇİN DAMASI


- DANIŞAN ve/||/<>/> CO-TERAPİST ve/||/<>/> OTOTERAPİST


- DARB[Ar.] ile CİNS[Ar.]


- DARBUKA ile/değil ÇİFTENAĞRA

( ... İLE/DEĞİL Birbirine bağlı, küçük iki dümbelekten oluşan çalgı. )


- DARTMAQ[Azr.] = ÇEKMEK, ÇEKİŞTİRMEK[Tr.]


- DAVET/İYE değil/yerine/= ÇAĞRI KÂĞIDI, OKUNTU


- DAVRANIŞ = BEHAVIOUR[İng.] = COMPORTEMENT[Fr.] = VERHALTEN[Alm.] = COMPORTARSE[İsp.]


- DAVUL ile CEMBE

( ... İLE Mali'de kullanılan bir davul. )


- DAYANÇ/SABIR:
BOYUN EĞMEK değil/yerine ÇABA GÖSTERMEK


- DAYATMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇÖZÜMSÜZ/ÇARESİZ OLMAK/KALMAK


- DEDİKODU/KOĞUCULUK/FİSKOS/GIYBET ile/ve "ÇEKİŞTİRME"

( NEMÎMESÂZ: Dedikoducu. )

( NEMÎME ile/ve ... )

( GOSSIP vs./and BACKBITE )


- DEDİKODU ile/ve/<>/= CEHÂLET

( GOSSIP vs./and/<>/= IGNORANCE )


- DEGAS ile CEZANNE


- DEĞERLERİMİZİ, ÇÖP DURUMUNA DÜŞÜRMEK değil/yerine ÇÖPLERİMİZİ, DEĞER DURUMUNA ÇIKARMAK


- DEĞİŞİK "AÇILARDAN/YÖNLERDEN" değil ÇEŞİTLİ AÇILARDAN/YÖNLERDEN


- DEĞİŞİK/LİK ile/ve/değil/||/<> ÇEŞİTLİ/LİK


- DEĞİŞİM:
KIRILINCA ile/ve/||/<> KANDIRILINCA ile/ve/||/<> ÇOK FAZLA ŞEY ÖĞRENİNCE ile/ve/||/<> ÂŞIK OLUNCA


- DEĞİŞİM ve/||/<> DEĞİŞİMDE DEĞİŞMEYEN ve/||/<> CANLI-CANSIZ ve/||/<> YERÇEKİMİ


- DEĞİŞİM ve/||/<> İLKSELLİĞİN "İÇKİNLİĞİ/AŞKINLIĞI" ve/||/<> CANLILIK ve/||/<> YERÇEKİMİ

( Dünya, düşünce[felsefe/bilim] tarihinin en temel sorun(sal)ları. )


- DEĞNEK ile ÇİLİK

( ... İLE Çelik çomak oyununda kullanılan ince değnek. )


- DEĞNEK ile CIRDAVAL

( ... İLE Ucu demirli, uzun, cirit değneği. )


- DEĞNEK ile ÇÖTELE

( Tehlikeyi belirtmek için dikilen değnek. )


- DEKADANS[Fr., İng. < DECADENCE] değil/yerine/= ÇÖKÜŞ


- DEKODER[İng. < DECODER] değil/yerine/= ÇÖZÜCÜ


- DELİ/LİK ile ÇILGIN/LIK

( MAD/NESS vs. CRAZY/NESS )


- DELİ/LİK ile ÇILGIN/LIK

( INSANE vs. CRAZY )


- DELİK ile CIRNIK

( ... İLE Set duvarlarında, su akacak delik. )


- DELİK ile ÇİZİK


- DEMİR ile ÇELİK

( ... İLE Demire, %2 karbon katılarak. / Karbon oranının azaltılmasıyla. )

( HESPAIDOS: Demir tanrısı. )

( LAHOR ÇELİĞİ )

( IRON vs. STEEL )

( ... ile PULAT )


- DEMOGRAFİ değil/yerine/= ÇOĞABİLİM


- DEMOGRAFİK değil/yerine/= ÇOĞABİLİMSEL/ÇOĞASAL


- DENGE ve/||/<>/> KONFOR[=> ÇÜRÜME] ve/||/<>/> SORUN ve/||/<>/> KARMAŞA ve/||/<>/> ÇÖZÜMLER/ÇARELER

( En "dengeli" ya da eşit durum, ölümdür. VE/||/<>/> En konforlu durum, çürümedir ve mezarlıktadır. VE/||/<>/> En büyük/ciddi "sorunlar" ile harekete geçilir. VE/||/<>/> En hareketli ortamlarda karmaşa ve kargaşa oluşur. VE/||/<>/> Daha iyi/nitelikli/isabetli çözümler oluş(tur)maya başlarız. )


- DENİZ YILANI ile ÇİZGİLİ DENİZ YILANI ile MERCAN YILANI ile OK YILANI ile MIZRAK YILANI ile SU YILANI

( Hint Okyanusu'ndan Büyük Okyanus'a kadar ılık sahil sularında bulunurlar. Tamamının yüzgeç benzeri bir kuyruğu bulunur ve çoğu onlara yılan balığı benzeri bir görüntü kazandıran yandan basık bir gövdeye sahiptir. Solungaçları bulunmaz ve soluk alabilmek için düzenli olarak yüzeye çıkmak zorunda kalırlar. Bazıları tüm yılanlar arasındaki en güçlü zehire sahiptir. Bazıları uysal yaradılışlı ve sadece uğraşıldıklarında ısırırlarken iken bazıları da daha fazla saldırgandır. 62 türü kapsayan 17 cins bulunmaktadır. İLE Kırmızı olan gövdesinde, halka biçiminde siyah lekeler bulunan bir Amerikan yılanı. İLE Başı pullu, boyu iki metre kadar olan, zehirli ve tehlikeli bir yılan. İLE Andlar'ın doğusunda, Güney Amerika'nın kuzey kesimlerindeki tropik alçak bölgelerinde bulunan bir çukur engerek türüdür. Tanımlanmış herhangi bir alt türü bulunmamaktadır. İLE Suyılanıgillerden, uzunluğu 50 cm. olan, su kenarlarında ve bağlarda yaşayan bir yılan. )

( 50'den fazla deniz yılanı türü bulunmaktadır. )

( Deniz yılanlarının bazıları, en zehirli kara yılanı olan kara mambalar kadar zehirli olabilir. )

( PELAMIS PLATURUS cum ELAPS CORALLINUS cum ZAMENIS GAMONENSIS cum BOTHROPS ATROX cum CERASTES HASSELQUISTII, NATRIX NATRIX )


- DENKLEM ile/ve ÇOK BİLİNMEYENLİ DENKLEM/LER

( EQUATION vs./and POLYNOMIAL EQUATION/S )


- DENKÖBEK/SONSAL SINIFLAMA = CATEGORY[İng.] = CATEGORIE[Fr.] = KATEGORIE[Alm.] = PRAEDICAMENTUM[Lat.] = KATEGORIA[Yun.] = CATEGORÍA[İsp.]


- DEPAR[Fr.] değil/yerine ÇIKIŞ


- DERC[Ar.] (ETMEK) ile/ve/||/<> CEM[Ar.] ETMEK

( Sokma, arasına sıkıştırma. | Gazeteye yazma. | Toplama, biriktirme. İLE/VE/||/<> Toplamak. | Bir araya getirmek. )

( Hattatların yazdığı meşk tomarı. )

( Nakışlı kâğıda yazılmış yazı. )


- DERE ile/ve/<> ÇATAK

( Genellikle, yazın kuruyan küçük akarsu ve bunların yatağı. | İki dağ arasındaki uzun çukur. | Damlarda, yağmur sularını toplayarak oluğa veren çinko ya da kiremit yol. İLE/VE/<> İki dağ yamacının kesişmesi ile oluşmuş dere yatağı. | Yapışık, ikiz meyve. | Kavgacı. )


- DERE ile ÇAY ile IRMAK

( BROOK vs ... vs. RIVER )


- DERİ/CİLT/CİLD[Ar.] ile CİLT

( Ten, deri. İLE Kitap kaplaması. )


- DERİN KONU ile CİDDİ KONU

( DEEP SUBJECT vs. SERIOUS SUBJECT )


- DEVİM/DİNAMİK ile/ve ÇELİŞKİ

( DYNAMIC vs./and CONTRADICTION )


- DEVİR/ASIR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM


- DEVİR/DEVRE değil/yerine/= ÇEVRİM

( ... DEĞİL/YERİNE/= Sürekli ve düzenli değişme, devir. | Bir elektrik akımının, iletken üzerinde aldığı yol, devre. )


- DEVİR değil/yerine/= ÇAĞ/DÖNEM


- DEVRİM "YARATMAK" ile "ÇIĞIR AÇMAK"


- DHYANA[Sansk.] = CH'AN[Çince] = ZEN[Jap.]


- DİDİŞMEK ile/ve CEDELLEŞMEK


- DİDİŞMEK ile/ve ÇEKİŞMEK

( ... ile/ve NİZÂ )


- DİEZ ile ÇİFT DİEZ

( # ile X )


- DİK ÜÇGEN ile/ve/||/<>/> CEBİRSEL DÜŞÜNME


- DİKEN ile/ve/<> ÇIBAN


- DİKKATE ALMA(MA)K ile/ve/yerine CİDDİYE ALMA(MA)K


- DİKKATİNİ:
"ÇELMEK" değil ÇEKMEK


- DİKROTİK/DICROTIC[İng.] değil/yerine/= ÇİFT VURULU


- DİLBİLİM ve/>/ve/> DİL ve/>/ve/> TÜMELLER ve/>/ve/> TANIM ve/>/ve/>
ÖNERME ve/>/ve/> YARGI ve/>/ve/> ÇIKARIM ve/>/ve/> TASIM/KIYAS


- DİLENCİ ile CERRAR

( .. İLE Çekici, sürükleyici. | Zorla para alan. | Savaş araçlarıyla donatılmış, kalabalık ordu. | Dilenci. )

( GEDA ile ... )


- DİLSİ KOROLLA, DİL BİÇİMİNDE KOROLLA = TÜVEYC-İ LİSÂNÎ = COROLLE RUBANÉE, COROLLE LIGULÉE


- DİPLOPİ/DİPLOPIA[İng.] değil/yerine/= ÇİFT GÖRME


- DİREK ve/<> ÇANAKLIK

( ... VE/<> Gemi direklerindeki gözleme yeri. )


- DİŞLİ ile/ve/||/<> ÇARK


- DİSLOKASYON/DISLOCATION[İng.] değil/yerine/= ÇIKIK


- DİVAN ŞİİRİ TÜRLERİ [DİNSEL OLMAYAN/LAR]:
BAHÂRİYE ile/ve/<> CEMREVİYE ile/ve/<> FAHRİYE ile/ve/<> IYDİYE ile/ve/<> MEDHİYE ile/ve/<> MERSİYE ile/ve/<> HİCVİYE ile/ve/<> GAZAVATNÂME ile/ve/<> SAKİNÂME ile/ve/<> HAMAMNÂME ile/ve/<> SAHİLNÂME ile/ve/<> KIYÂFETNÂME ile/ve/<> SURNÂME ile/ve/<> LÛGAZ ile/ve/<> MUAMMÂ ile/ve/<> HEZLİYÂT ile/ve/<> TARİH DÜŞÜRME ile/ve/<> ŞEHR-ENGİZ ile/ve/<> DÂRİYE

( XIII. yy.'dan, XIX. yy.'a kadar, 3182 Dîvân Şairi vardır. )

( Bahar nitelemeleriyle başlanarak birini övmek için yazılan kasîde. | Baharın gelişiyle doğanın uyanışını, değişimini, güzelleşmesini konu edinen kasîdeler. İLE/VE/<>
Bayramlar, baharlar gibi cemre vesilesiyle, dönemlerindeki önemli kişiler için yazılan şiirler. İLE/VE/<>
Bir kişinin[devletli, bir başka şair ya da şairin kendinin] övüldüğü şiirler. İLE/VE/<>
Dönem büyüklerinden birini bayramın gelişi dolayısıyla öven kasîde türü. İLE/VE/<>
Bir kişiyi [devlet ya da tasavvuf ileri gelenlerini] övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir ölenin/vefâtın ardından duyulan acıyı anlatmak, öleni övmek için yazılan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Bir kişiyi, kurumu, toplumsal olayı, geleneği yeren/taşlayan manzum türü. [Siham-ı Kaza - Nef'î] İLE/VE/<>
Savaşları, kahramanlıkları, zaferleri anlatan manzum ya da mensur yapıtlar. [İlk gazavatnameler XV. yy.'da yazılmaya başlanmıştır] İLE/VE/<>
İçki ve içki âlemlerinin övülerek anlatıldığı manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hamamları, hamam eğlencelerini ve hamamdaki güzelleri betimlemek üzere yazılan manzum yapıtlar. [ilki: Deli Birader - Gazalî] İLE/VE/<>
İstanbul kıyıları ile buralardaki yerlerinin anlatıldığı şiirlerin genel adı. [Fennî] İLE/VE/<>
Kişilerin karakterlerini, fiziksel görünümlerini [göz rengi, boy uzunluğu/kısalığı vb.] temel alarak açıklamaya çalışan yapıtlar. İLE/VE/<>
Sarayın mutlu günlerini [evlenme, doğum şenlikleri vb.] anlatann manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Hece vezniyle yazılmış manzum bilmece. İLE/VE/<>
Belirli kurallara göre düzenlenip çözülebilen manzum bilmece. İLE/VE/<>
Alaylı bir dille yazılmış manzum türü. [zarif bir nükte ya da güzel bir mazmun kadar kaba şakalara, taşlamalara ve sövgülere de yer verilir] İLE/VE/<>
Önem verilen bir olayın ya da bir yapının kuruluş yılını bildiren bir tümce, bir mısra ya da beyit yazmak. İLE/VE/<>
[Fars.: "Şehir karıştıran"] Bir kenti, o kentin güzelliklerini, doğal ve sosyal özelliklerini anlatan manzum yapıtlar. İLE/VE/<>
Yeni yaptırılmış saray, köşk, yalı benzeri binalar için yazılmış kasîdeler. )


- DİVÂN ile CÖNK


- DİYAGRAM/DİAGRAM[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE


- DİZGE ile/ve ÇIKARSAMA

( SYSTEM vs./and INFERENCE )


- DOBITO ile/ve COGITO


- DOĞAL BESLENMEDE:
MESAFE ile/ve/||/<> ZAMANLAMA ile/ve/||/<> TOHUM ile/ve/||/<> KAYNAK ile/ve/||/<> İŞLEME ile/ve/||/<> SAĞLIK ile/ve/||/<> CANLILAR

( Yakın. İLE/VE/||/<> Döngüsel. İLE/VE/||/<> Yerli. İLE/VE/||/<> Aracısız. İLE/VE/||/<> Organik/zehirsiz. İLE/VE/||/<> Dirimsel çeşitlilik. )


- DOĞAN ile ÇAVLI

( ... İLE Doğan yavrusu. )


- DOĞRU SÖYLEYEN ile/değil/yerine/ya da/>< "ÇOK İYİ YALAN SÖYLEYEBİLEN"


- DOĞRU ile/ve/||/<>/> ÇAP


- DOĞRU ile/ve ÇİZGİ


- DOĞRUSAL ile ÇEVRİMSEL


- DOKUMACI ile ÇULHA[Fars. < CÜLÂH]

( ... İLE El tezgâhında bez dokuyan kişi. )


- DOLAYLILIKTA:
ALGISALLIK ile/ve/||/<> ÇIKARIMSALLIK ile/ve/||/<> AKTARIMSALLIK

( PERCEPTION and/||/<> INFERENCE and/||/<> HEARSAY (in) :INDIRECTIVITY )


- DÖLLENME ile ÇİÇEKLERDE DÖLLENME

( INSEMINATION vs. POLLINATION )


- DÖNDÜRMEK ile ÇEVİRMEK


- DONUKLUK ile/değil ÇİĞLİK


- DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU


- DÖRT SÜTUN:
GOTLAR ve/||/<> MISIR OBELİSKİ ve/||/<> CONSTANTINUS ve/||/<> IUSTINIANUS

( Hangi dönemde inşâ edildiği kesin olarak bilinmeyen bu anıt sütun, bazı araştırmacılar tarafından üzerindeki yazı biçimleri nedeniyle İmparator I. Constantinus dönemine tarihlenir. Mavi damarlı Prokennesos mermerinden yapılan sütunun üzerinde korint üslûbunda bir sütun başlığı taşımaktadır ve kaidesinde ise şu sözler yer alır. "Gotları yenmemizle dönen tâlihe..." VE/||/<> İmparator I. Theodosios döneminde, hipodromun spinası üzerine dikilen bu anıtın üst bölümü, Mısır uygarlığına ait bir anıt sütundur. Ancak bu bizi şaşırtmaz. Nitekim, Roma'nın köklerinde yatan tanrıları arasında Mısır tanrıları sıklıkla görülür. Hatta bunlar adına Roma topraklarında tapınaklar bile yapılmıştır. Bu obeliskin en önemli bölümü ise kaidesindeki rölyeflerdir. Kaidenin bir tarafında eski Yunanca bir kitâbe varken, öbür tarafında ise Latince bir kitâbe bulunur. VE/||/<> İmparator I. Constantinus tarafından İstanbul'un M.S. 330 tarihindeki başkent oluşunun bir nişânesi olarak dikilen bu anıt sütun, Roma çağında İstanbul'un simgesi durumuna gelmiştir. O dönemde yapılan haritalarda İstanbul bu sütunla simgelenmiştir. VE/||/<> Bugün yerinde yeller esen bu sütun, Roma çağında, Ayasofya'nın güneyinde bulunuyordu. Osmanlı devrinde yıkılan bu sütunun üzerinde, at üstünde I. Iustinianus'un heykeli vardı. Heykelin üzerindeki imparator, bir eliyle dünya hakimiyetini simgeleyen bir küre tutarken öteki eli ile doğuyu işaret eden bir mızrak tutardı. )

( )


- DOUBLE CORTEX[İng.] değil/yerine/= ÇİFT BEYİN KABUĞU


- DOUBLE-BLIND[İng.] değil/yerine/= ÇİFT-KÖR


- DSM ile ICD 10 ile CCMD

( APA'nın. İLE DSÖ'nün. İLE Çin'in. )


- DUBLE/DOUBLE[İng.] değil/yerine/= ÇİFT


- DUDAKLI KOROLLA = TÜVEYC-İ ŞEFEVÎ = COROLLE LABIÉE


- DÜĞME ile/ve ÇITÇIT


- DÜĞÜM değil/yerine/>< ÇÖZÜM


- DÜRBÜN ile ÇİÇEK DÜRBÜNÜ(KALEYDESKOP)

( ... İLE Bir ucu buzlu camla kapatılan, metal ya da mukavvadan bir boru içine yerleştirilmiş aynaların aracılığıyla, boru içine konulmuş renkli küçük cisimlerin ve görüntülerin oluşturduğu çeşitli biçimleri gösteren araç. )


- DÜŞÜNME = TEFEKKÜR = THINK[İng.] = PENSÉE[Fr.] = DENKEN[Alm.] = COGITARE, COGITATIO[Lat.] = NOEIN, DIANOIA[Yun.] = PENSAR[İsp.]


- DUVAK ile CİBİNLİK

( Gelinin başını, bazen de yüzünü kapayan dantel ya da tülden örtü. | Küp, tandır, baca gibi şeylerin, taş ya da topraktan kapağı. | Kimi bebeklerin doğduğu zaman, başlarını çevreleyen zar. İLE Sivrisinekten ve öteki böceklerden korunmak için yatağın üstüne ve yanlarına gerilen, çadır biçiminde tül. )


- DUYGU ile/ve/<> COŞKU

( Kaynağı ve uyaranları, dışarıdan olanlara verilen geribildirim. İLE/VE/<> Kaynağı, içte/sende bulunanlarla verilen geribildirim. )

( İkincildir. İLE/VE/<> Birincildir. )

( FEELING vs./and EMOTION
EMOTION vs./and EXUBERANCE | EBULLIENCE )


- DUYGULANIM = TEESSÜR = AFFECTION[İng., Fr.] = AFFEKT, AFFEKTION[Alm.] = CARIÑO[İsp.]


- DUYULAR/DA:
SINIRLI/LIK ile/ve/||/<> ÇARPITICI/LIK


- DÜZ (DOKUNMUŞ) ile/ve SUMAK ile/ve CECİM/CİCİM ile/ve ZİLİ ile/ve HEYBE

( ... İLE/VE ... İLE/VE Nakışlı ve ince. Sivas/Divriği bölgesinde. İLE/VE Ağrı/Patnos, Çanakkale bölgelerinde. İLE/VE Urfa bölgesinde. )


- DÜZEN "BU/(B)ÖYLE" ile/ve/değil/yerine/<> ÇOĞUNLUK "(B)ÖYLE" OLDUĞUNDAN DOLAYI

( Çoğunluğun sürdürdüğü/uyduğu olgu/durum/tutum, düzenin öyle olduğu ya da olması gerektiği anlamına gelmez/getirilmemelidir! )


- EBAD ile/ve/<> CİSİM


- ECMA'U[Ar.] ile CEM'[Ar.]


- ECOLOGİCAL LİFE TİME değil/yerine/= ÇEVRESEL YAŞAM SÜRESİ


- ECOSPECİES değil/yerine/= ÇEVREBİREYLER


- EDEBİYATTA/ŞİİRDE:
ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK ile ÇİFT DİLLİLİK

( Sanatın kendi özgür yapısında. İLE Siyasi baskı altında. İLE Bilinçdışında. )

( Sanatın kendi olanakları açısından. İLE Siyasi baskılar altında oluşmuş, bilinçli anlamda kurulmuş olan. İLE Bilinçdışına atılmış simgelerin etkileşimli ve travmatik dışavurumları ile. )


- EDEPSİZLİK" ile/değil/yerine COŞKU


- EDİNİM ile ÇIKARIM

( TO OBTAIN vs. INFERENCE )


- EDMUND HALLEY ile/ve/||/<> ROBERT HOOKE ile/ve/||/<> CRISTOPHER WREN


- EFOR[İng.] SARF ETMEK değil/yerine/= ÇABA TÜKETMEK


- EGEMENLİK ile/ve/değil/yerine ÇEKİM/CAZİBE/CEZBE


- EĞİLİM ile/ve/<> ÇEKİLEN


- EĞİLMEK ile/ve/değil/yerine ÇÖMELMEK

( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek değil dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİLMEK değil/>< ÇÖMELMEK

( Yanlışı. >< Doğrusu. )


- EĞİLMEK değil/></değil ÇÖMELMEK( Yerden bir şeyi alacağamız zaman belden eğilerek ve dizleri kırıp çömelerek yükü dizlere vermek gerekir! )


- EĞİTİM ve/> ÇİLE

( Şekillenmesi üzerine. VE/> Kalıcılığı/pişmesi üzerine. )

( Topraktan/kilden yapılan ürünlerin oluşumu gibi. )


- EĞİTİM ve/||/<> ÇOK SESLİLİK


- EGZERSİZ ile/değil/yerine ÇALIŞMA


- EHLİYETE, KISMÎ/TAM ENGEL OLABİLECEKLER:
CİNNET ile/ve/||/<> SAĞIRLIK ile/ve/||/<> UNUTMA(NİSYAN) ile/ve/||/<> UYKU ile/ve/||/<> SARA ile/ve/||/<> HASTALIK(MARAZ) ile/ve/||/<> SAKATLIK(MALÛLİYET) ile/ve/||/<> BUNAMA(ATEH) ile/ve/||/<> CEHİL ile/ve/||/<> SARHOŞLUK(SEKİR) ile/ve/||/<> HAFİFLİK(HEZEL) ile/ve/||/<> İSRAF ile/ve/||/<> ESÂRET ile/ve/||/<> ENGEL(ZECİR) ile/ve/||/<> YOLCULUK(SEYAHAT)

( ALIENATION et/||/<> SURDITE et/||/<> FAIBLESSE DE LA MEMOIRE et/||/<> LE SOMMEIL et/||/<> EPILEPSIE et/||/<> LA MALADIE et/||/<> INFIRMITE et/||/<> LA SECONDE ENFANCE et/||/<> L'IGNORANCE et/||/<> L'IVRESSE et/||/<> LA LEGERETE et/||/<> LA PRODIGALITE et/||/<> ESCLAVAGE et/||/<> LA CONTRAINTE et/||/<> LE VOYAGE )


- EKİN, ÖZGEN, "KÜLTÜR" = HARS = CULTURE[İng., Fr.] = KULTUR[Alm.] = CULTURA < COLERE:BAKMAK, ÖZENMEK[Lat.] = CULTURA[İsp.]


- EKİN/KÜLTÜR ve/=/||/<>/>/< ÇOCUKLARARASILIK/ÇOCUKLAR ÜZERİNDEN/ARACILIĞIYLA


- EKMEK UNU ile/<> KEK UNU ile/<> PASTA UNU ile/<> ÇOK AMAÇLI UN


- EKOLOG değil/yerine/= ÇEVREBİLİMCİ


- EKOLOJİ/ECOLOGY[İng.] değil/yerine/= ÇEVRE BİLİMİ


- EKOLOJİ değil/yerine/= ÇEVREBİLİM


- EKOLOJİK FAKTÖR değil/yerine/= ÇEVRESEL ETMEN/ETKEN


- EKOLOJİK NİŞ değil/yerine/= ÇEVRESEL ORUN


- EKOLOJİK POTENZ/POTANSİYEL değil/yerine/= ÇEVRESEL KOŞULLUK


- EKOLOJİK TOLERANS değil/yerine/= ÇEVRESEL DAYANCA


- EKOLOJİK VALANS değil/yerine/= ÇEVRESEL DEĞERLİK


- EKOLOJİK değil/yerine/= ÇEVREBİLİMSEL/ÇEVRESEL


- EKOLOJİST değil/yerine/= ÇEVREBİLİCİ


- EKOLOJİZM değil/yerine/= ÇEVREBİLİCİLİK


- EKOSENTRİK değil/yerine/= ÇEVREÖZEKÇİ


- EKOSENTRİZM değil/yerine/= ÇEVREÖZEKÇİLİK


- EKOSİSTEM EKOLOJİSİ/KOMÜNİTE EKOLOJİSİ değil/yerine/= ÇEVREDİZGE ÇEVREBİLİMİ/TOPLULUK ÇEVREBİLİMİ


- EKOSİSTEM değil/yerine/= ÇEVREDİZGE


- EKOTİP/EKOLOJİK IRK değil/yerine/= ÇEVRETÜR/ÇEVRESEL SOY


- EKREM REŞİT REY ve/||/<> CEMAL REŞİT REY

( ["Lüküs Hayat" oyununun]
Yazarı. VE/||/<> Müzik yapımcısı. )


- EKSERİYET değil/yerine/= ÇOĞUNLUK


- EKSTRAKSİYON/EXTRACTION[İng.] değil/yerine/= ÇEKÇIKAR | ÖZÜTLEME


- EKSTRAKTÖR/EXTRACTOR[İng.] değil/yerine/= ÇEKÇIKARIR


- EL-BURHÂN ile CEDEL ile HATÂBE(T) ile ŞİİR ile MUĞÂLATA/SAFSATA

( İspat. Kesin sonuç olmak amacıyla kesinlik taşıyan öncüllerden oluşturulan kıyas. İLE Diyalektik. Yaygın olarak bilinen önermelerden oluşan kıyas. İLE Retorik. Güvene bağlı olarak kabullenilen(makbûlât) önermelerden oluşan kıyas. İLE Poetik. İnsan ruhunu mutluluğa ya da mutsuzluğa yöneltici etkisi olan önermelerden oluşan kıyas. İLE Sofistik. Gerçeğe benzer ya da yaygınlık kazanmış yalan ya da kuruntudan oluşan önermelerden oluşan kıyas. )

( Safsata Türleri )


- ELEK ile/değil ÇALKAR/ÇALKAK/ÇALKAĞI

( ... İLE/DEĞİL Tahıl tanesini, yabancı nesnelerden ayırmaya ya da tohumlukta kullanılacak tahılı ayırmaya yarayan, döner kalburlu araç. )


- ELEKTRİFİKASYON/ELEKTRİKLENME değil/yerine/= ÇINGILANMA


- ELEKTRİK[: TUTMAK] değil/yerine/= ÇINGI/ÇAKILGAN/YALDIRIK/SEYYÂRE-İ KEHRİBÂRİYE


- ELEKTROMANYETİK değil/yerine/= ÇINGIKAPGILI


- ELEKTROMANYETİZMA değil/yerine/= ÇINGIKAPGILIK


- ELEKTROMOTOR değil/yerine/= ÇINGIDEVİTKEN


- ELEKTRONİK ile ÇALINTI


- ELEKTRONİK değil/yerine/= ÇINCALIK


- ELEMAN değil/yerine/= ÇALIŞAN


- ELEŞTİRİ ile/ve/<>/> ÇOĞALMA

( Eleştiril(e)meyen şey, çoğal(a)maz. )


- ELEŞTİRİ = TENKİT = CRITICAL[İng.] = CRITIQUE[Fr.] = KRITIK[Alm.] = KRITIKE[Yun.] = CRÍTICO[İsp.]


- ELMAS PARÇASI ile CAM KIRIĞI


- ELMAS'TA:
SIRÇA ile/ve KARAVANA ile/ve PERO ile/ve ROZA ile/ve CULLINAN

( Ham. İLE/VE Yassı ve ince. İLE/VE Armut şeklinde tek parça. İLE/VE Pembe. Hollanda taşı. İLE/VE Dünyanın en büyük elması. Afrika yıldızı. Yapuk. )


- EMEK ile/ve ÇABA

( Büyük çabalar harcamadıkça, çaba harcamanın sizi hiçbir yere götürmeyeceğini anlamayacaksınız. )

( LABOUR vs./and EFFORT
Unless you make tremendous efforts, you will not be convinced that effort will take you nowhere. )

( ... ile/ve PRAYATNA )


- EMİR ile/ve/||/<>/< CEBİR


- EMMEK ile ÇEKMEK


- EMPATİDE:
THEODOR REIK ile/ve/||/<>/> WILHELM FLIESS ile/ve/||/<>/> DONALD WINNICOTT ile/ve/||/<>/> HEINZ KOHUT ile/ve/||/<>/> CARL ROGERS


- ENGEL ile/ve ÇENGEL


- ENSTRÜMAN[Fr.] değil/yerine/= ÇALGI/MÜZİK ARACI


- ENSTRÜMAN değil/yerine/= ÇALGI


- ENSTRÜMANTAL değil/yerine/= ÇALGISAL


- ENVİRONMENTAL[İng.] değil/yerine/= ÇEVRESEL


- EPİKRİZ/EPICRISIS[İng.] değil/yerine/= ÇIKIŞ ÖZETİ


- EPİKRİZ değil/yerine/= ÇIKIŞ ÖZETİ


- ER ile/ve/||/<>/> ONBAŞI ile/ve/||/<>/> ÇAVUŞ ile/ve/||/<>/> YÜZBAŞI ile/ve/||/<>/> BİNBAŞI ile/ve/||/<>/> AĞA ile/ve/||/<>/> BAŞ AĞA[> PAŞA]


- ERİK ile/ve/||/<>/> ÜZÜM ile/ve/||/<>/> CEVİZ/KOZ

( [Yenilebilen] Dışı. İLE/VE/||/<>/> Hem dışı, hem de içi. İLE/VE/||/<>/> İçi. )

( Ekşi/tatlı. İLE/VE/||/<>/> Tatlı. İLE/VE/||/<>/> [ince zarı/kabuğu soyulmazsa] hem acı, hem de tatlı | Ne acı[ince zarı/kabuğu soyulursa], ne de tatlı. )

( Şeriat. İLE/VE/||/<>/> Tarikat. İLE/VE/||/<>/> Hakikat. )

( Çıktım erik dalına
Anda yedim üzümü
Bostan ıssı kakıyıp
Der ne yersin kozumu

Yunus Emre )

( Niyâzî Mısrî'nin şerhini (de) okumanızı salık veririz. )


- ERİME ile ÇÖZÜNME ile YAYILMA


- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve ÇİFT ANLAMLI/LIK


- EŞ ANLAMLI/LIK ile/ve ÇOK ANLAMLI/LIK


- EŞ ile/ve ÇİFT

( BA'L )

( SPOUSE vs./and COUPLE )


- ESÂRET değil/yerine CESÂRET

( Cesâret yoksa esâret vardır/oluşur. )

( [not] CAPTIVITY but COURAGE
COURAGE instead of CAPTIVITY )


- EŞEK ARISI ile ÇÖMLEKÇİ ARISI

( WASP vs. POTTER WASP )


- ESEME/MANTIK ile/ve/> ÇIKARIM

( LOGIC vs./and/> INFERENCE )


- ESİNLENME ile/ve/değil/||/<>/< ÇAĞRIŞIM


- EŞİT OLMASINA YAKIN TUTMAYA ...:
ÇALIŞMAK ve/||/<> ÇABALAMAK


- ESNEME'DE[İng.]:
AÇLIKTAN ile CAN SIKINTISINDAN/MELAL[Ar.] ile SİNİR YORGUNLUĞUNDAN ile OKSİJENSİZLİKTEN


- ESPİYONAJ değil/yerine/= CASUSLUK


- EŞSÖZ = İADE-İ MÂNÅ = TAUTOLOGY[İng.] = TAUTOLOGIE[Fr., Alm.] = TAUTOLOGIA[Yun.] = COSA FINALIS


- ETÂ FULÂNUN[Ar.] ile CÂE FULÂNUN[Ar.]


- ETKER NEDEN = EFFICIENT CAUSE[İng.] = CAUSE EFFICIENTE[Fr.] = WIRKENDE URSACHE[Alm.] = CAUSA EFFICIENS[Lat.]


- ETKİLEYİCİ ile/ve/||/<> "ÇARPICI"


- ETÜT/ETÜD[Fr. < ETUDE] değil/yerine/= ÇALIŞMA

( Herhangi bir konuda yapılan inceleme, araştırma. | Ön çalışma. | Belirli bir konuyu inceleyen, araştıran yapıt ya da yazı. | Öğrencilerin, bir belletmenin gözetimi, denetimi altında ders çalışması, mütalaa, müzakere. )


- EV:
HAZIRYAPIM(PREFABRİK) ile ÇELİK


- EVİRME = AKİS = CONVERSION[İng., Fr.] = KONVERSION[Alm.] = CONVERSIO[Lat.]


- EVLÂT[Ar.] değil/yerine/= ÇOCUKLAR


- EVREN = KÂİNAT = COSMOS[İng., Fr.] = KOSMOS[Alm.] = KOSMOS[Yun.]

( VAROLANLARIN HEPSİ | OLANLAR | AYALTI DÜNYA [olarak kabul edilirdi] )


- EVRENBİLİM = KEVNİYAT = COSMOLOGY[İng.] = COSMOLOGIE[Fr.] = KOSMOLOGIE[Alm.] = COSMOLOGIA[Lat.] = KOSMOLOGIA[Yun.]


- EVRENDOĞUM = KİYANİYAT, TEŞEKKÜL-İ ÂLEM = COSMOGONY[İng.] = COSMOGONIE[Fr.] = KOSMOGONIE[Alm.] = KOSMO-GONIA[Yun.]


- EVRİLME ile/ve/değil ÇEVRİLME


- EVRİM ile/ve/değil/||/<>/> ÇEŞİTLENDİRICİ/LIK


- EX VIVO[İng.] değil/yerine/= CANLI DIŞI


- EXIT[Tr.] değil/yerine/= ÇIKIŞ


- EYALET ile/ve/değil COMMONWEALTH

( ... İLE/VE/DEĞİL Ortak rızayla oluşturulmuş siyasi topluluk. ["İngiliz Uluslar Topluluğu" değil!] )

( Amerika'da 46 eyalet vardır. İLE/VE/DEĞİL Virginia, Kentucky, Pennsylvania ve Massachusetts birer Commonwealth'tir.
Virginia [(Virgin: Bakire) Kraliçe I. Elizabeth'ten] Amerika'nın kuruluşundaki 13 eyaletten [Amerikan bayrağındaki 13 çizgi] biriydi. Kendisini Commonwealth olarak ilân eden ilk bölgeydi. )


- EYTİŞİM(DİYALEKTİK) ile/ve/||/<> ÇEKİŞENLERİN EYTİŞİMİ(AMPHETESIS[Yun.])


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/değil/yerine ile/ve/değil/yerine ÇOKLU EYTİŞİM / POLİ-DİYALEKTİK


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇATIŞKI[ANTİNOMİ] (VE GELİŞTİRİLMESİ)


- EYTİŞİM/DİYALEKTİK ile/ve/||/<>/> ÇOKLU EYTİŞİM


- EZÂ ile/ve/||/<> CEZÂ


- EZAN değil/yerine/= ÇAĞRAN


- EZİK ile ÇÜRÜK


- F ve/||/<> S ve/||/<> T ve/||/<> K ve/||/<> Ç ve/||/<> Ş ve/||/<> H ve/||/<> P
[FISTIKÇI ŞAHAP]

( Bu harfler, ayrık de'lerin kullanımı dışında, ancak, buradaki öteki harflerle kullanılır.
Levent'te | Erdinç'te | Sınıfta | Geçitte, Geçişte | Sancak'ta | Sehpada | Edip'te | Sevinçte, Sevinç'te | Eletkrikçi )


- FAHRENHEIT ile/ve/<> CELSIUS

( 1708 ile 1742 )


- FARE ile ÇEKİRGE FARESİ


- FARE ile CÜCE FARE


- FARK:
CEM ÖNCESİ ile/ve/değil/yerine CEM ile/ve/değil/yerine CEM SONRASI

( Şirk. İLE/VE Zındıklık. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Tevhid. )


- FARK ile ÇELİŞKİ

( DIFFERENCE vs. DISCREPANCY )


- FARK ile/ve/<>/= CEM


- FARK ile/ve/<> CEM/TEVHİD

( Süreli. İLE/VE Süresiz. )

( Denize girip çıkar gibi sürekli denizde kal(a)madan kıyıda/farkta yaşarsın. [Yüzmeyi de bilmek gerek.] )


- FARKLI FARKLI ile ÇEŞİT ÇEŞİT


- FAZLA SAMİMİYET ile/ve/||/<> ÇOK SEVGİ ile/ve/||/<> ÇOK İYİLİK

( Saygıyı azaltır. İLE/VE/||/<> Nankörlük getirir ve sevileni uzaklaştırır. İLE/VE/||/<> Suistimal edilir. )


- FAZLA ile/ve ÇEŞİTLİ


- FAZLA ile ÇOK

( EXCESS vs. MANY )


- FBI ile/ve/||/<> CIA

( Federal Bureau of Investigation İLE/VE/||/<> Central Intelligence Agency )


- FEDÂKÂR/LIK ile CÖMERT/LİK

( Yapayalnızken ya da birşeylerle, birileriyle çatışırken başkalarına karşı daha cömert olmalı ama birey olarak da kendine saygı duymalıdır. )

( Cömert cömert derler maldan ederler, yiğit yiğit derler candan ederler. )

( AKI / BÂSİK[Ar.]: Cömert. )


- FELSEFE:
"YETENEK/ZEKÂ" ile/değil ÇABA/EMEK


- FELSEFE:
ZORLAYICI değil ÇAĞIRICI


- FERYAT[Fars.]/SAYHA[Ar.]/VAVEYLA[Ar.] değil/yerine/= ÇIĞLIK/HAYKIRMA


- FEVKALÂDE/HARİKA değil/yerine/= ÇOK GÜZEL/OLAĞANÜSTÜ


- Fİ'E[Ar.] ile CEMÂ'AT[Ar.]


- FİBRİLASYON/FİBRİLLATION[İng.] değil/yerine/= ÇIRPINTI


- FIÇI ile/değil ÇAPÇAK

( ... İLE/DEĞİL Ağaçtan, oyularak yapılmış su tası. | Ağzı açık fıçı. )


- FİGAN[Fars.] değil/yerine/= ÇIĞLIK/HAYKIRIŞ; İNLEME


- FIKRA HÜKMÜ değil/yerine/= ÇİZEY YARGI


- FIKRA değil/yerine/= ÇİZEY


- FİLİKA[İt. < FELUCA] ile ÇATANA[Çetene kasabasının adından]/İSTİMBOT[İng. < STEAMBOAT]

( Cankurtaran sandalı. İLE Filika büyüklüğünde, islimle işleyen deniz teknesi, küçük vapur. [Tuna kıyısındaki Çetene kentinden] )


- FİLM/FİLİM değil/yerine/= ÇEL, YARGAK,(ZAR GİBİ İNCE) | ÇELKİ (ÜZERİNE GÖRÜNTÜ ÇEKİLMİŞ ÇEL)


- FİNCAN ile/değil ÇAMÇAK


- FİNCAN ile/değil ÇAMÇAK


- FİRÂK <>/> VİSÂL
ve/||/<>
BELÂ <>/> ÂHİR
ve/||/<>
CEFÂ <>/> VEFÂ
ve/||/<>
GAM <>/> PÂYÂN


- FIRSAT ile/ve/<> CESÂRET


- FİSSÜR/FİSSURE[İng.] değil/yerine/= ÇATLAK | AYRIK


- FİTNE ile/ve CEHALET


- FLÜKTÜAN/FLUCTUANT[İng.] değil/yerine/= ÇALKANTILI


- FLÜKTÜASYON/FLUCTUATION[İng.] değil/yerine/= ÇALKALANIM


- FOKLARDA/DENİZKÖPEĞİGİLLER[PHOCIDAE]:
AKDENİZFOKU ile ÇİZGİLİFOK ile EDDELLFOKU ile HALKALI FOK[Kuzey kutbunda] ile HAWAII FOKU[MONACHUS SCHAUINSLANDI] ile PARS FOKU ile ROSS FOKU ile SAKALLI FOK

( MONACHUS MONACHUS cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... )


- FOSSA[İng.] değil/yerine/= ÇUKUR


- FOTOSENTEZDE ETMENLER:
BİTKİSEL ile/ve/||/<> ÇEVRESEL

( )

( )


- FOURIER ile/ve/||/<>/> CAUCHY ile/ve/||/<>/> DIRICHLET

( 1807 ile/ve/||/<>/> 1853 ile/ve/||/<>/> 1859 )


- FOVEA[İng.] değil/yerine/= ÇUKURCUK


- FRAME[İng.] değil/yerine/= ÇERÇEVE, KARE KARE


- FUNCTION vs. CONFLUENT HYPERGEOMETRIC FUNCTION


- FURŞET/FOURCHETTE[İng.] değil/yerine/= ÇATAL


- GADDAR ile CANİ


- GAGA ile ÇENEK

( ... İLE Kuş gagasının alt ve üst bölümlerinin her biri. )


- GALILEO AÇMAZI ile/ve/||/<> HILBERT OTELİ AÇMAZI ile/ve/||/<> TRISTRAM SHANDY AÇMAZI ile/ve/||/<> CANTOR AÇMAZI


- GAYRET[Ar.]/EFOR[Fr./İng. < EFFORT] (ETMEK) değil/yerine/= ÇABA/LAMAK


- GAYRETKÂR değil/yerine/= ÇABACIL


- GAZ ile ÇAMUR GAZI

( ... İLE Aktifleştirilmiş çamurlu arıtım sürecinde açığa çıkan %70 metan ve %30 karbondioksit karışımı bir gaz yakıt. )


- GAZÂ[Ar.] ile/||/<> CİHAD[Ar.]


- GAZETE değil/yerine/= ÇAĞIM


- GAZETE değil/yerine/= ÇAVBET


- GAZETECİ değil/yerine/= ÇAĞIMCI, BİLDİRİCİ


- GEÇİM SIKINTISI ile/ve/> CAN SIKINTISI

( Geçim sıkıntısı olanların, can sıkıntısı yaşama fırsatları bulunmaz. )


- GEÇMİŞ ODAKLILIK[RUMİNASYON]:
TAKINTILI ile BUNALIMLI/ÇÖKÜNTÜLÜ

( RUMINATION: OBSSESIVE vs. DEPRESSIVE )


- GELECEĞE (BİR/KAÇ) ÇOCUK BIRAKMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇOCUK(LAR)A GELECEK BIRAKMAK


- GELİŞİGÜZEL "ÇOK ANLAMLILIK" ile/değil/yerine ÇOK ANLAMLILIK


- GELİŞİMDE:
ZORUNLULUK ile/ve/<> CESÂRET


- GEMİ ile CÖNK[< Cava dili]

( ... İLE Büyük, yelkenli gemi. | Saz ozanlarının, kendilerinin ya da başkalarının koşuklarını derledikleri, uzunlamasına açılan defter. )


- GENEL ile/ve/yerine/değil ÇEŞİTLİ

( [not] GENERAL vs./and/but VARIOUS
VARIOUS instead of GENERAL )


- GENELLEME ile ÇIKARIM

( GENERALIZATION vs. INFERENCE )


- GENELLİKLE ile ÇOĞUNLUKLA

( USUALLY vs. BY A MAJORITY )


- GERÇEKÇİ ile CİDDİ


- GEREKLİ/LİK ile ÇAĞRIŞIM/TEDÂÎ[Ar. < DA'VET]


- GERMEN ile GERMEN[Lat.] ile CERMEN

( Kale, kermen, kirman. İLE Canlılarda, gametlere dayanan ve gametlerle taşınan üreme öğelerinin tümü. İLE Eskiden, bugünkü Almanya'yı, Bohemya ve Polonya'nın batı bölümünü kapsayan Cermanya'da oturan halk ya da bu halktan olan kişi. )


- GERMİYAN OĞULLARI ve AYDIN OĞULLARI ve CANDAR OĞULLARI

( Anadolu'da, Türk bilim hayatının oluşumuna büyük katkıda bulunmuşlardır. )


- GEVEZE/YANŞAK ile ÇAÇARON[< İt.]

( ... İLE Karşısındakini susturacak biçimde ve çok konuşan, çenesi güçlü, geveze. )


- GEVHER[Fars. > GÜHER] ile/=/> CEVHER

( Elmas, cevher, mücevher. | İnci. | Değerli taş. | Bir şeyin aslı, esası. )


- GEYİK ile/ve ÇİTAL

( ... İLE/VE Benekli geyik. )


- GEZEGEN ile CERES GEZEGENİ(EN BÜYÜK GEZEGEN)

( PLANET vs. CERES )


- GEZEGENLERDEKİ YAĞIŞ TÜRLERİNDE:
SU ile SÜLFÜRİK ASİT ile METAN ile ELMAS ile CAM ile SIVI DEMİR

( Dünya'da. İLE Venüs'te. İLE Titan'da. İLE Neptün'de. İLE HD189733b'de. İLE OGLE-TR-56b'de. )

( )


- GİB/GRAPHICS PROCESSING UNİT[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE İŞLEME BİRİMİ, GRAFİK İŞLEME BİRİMİ


- GIR/LA ile/ve/=/||/<> ÇOK


- GİRİŞ ile ÇIKIŞ

( ENTRANCE vs. EXIT )


- GIS/GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMİ


- GİTAR ile CAVAQUINHO


- GİTAR ile CHARANGO


- GİYECEK ile ÇUL

( ... İLE Genellikle kıldan yapılma, kaba dokuma. )


- GÖRELİLİK ile ÇOĞULCULUK


- GÖRMEK (BAKMAK) = REGARD[İng.] = CONSIDÉRER[Fr.] = BETRACHTEN[Alm.] = CONTEMPLOR[Lat.]


- GÖRÜŞMEDEN ÇIKTIM:
"GÖRÜŞMEDEN ÇIKTIM" ile "ÇIKTIM, GÖRÜŞMEDEN"

( Görüşmenin yapıldığı yeri ve/ya da görüşmeyi merkeze aldığını vurgular. İLE Bulunduğun yerden çıktığını ve görüşmediğini vurgular. )


- GÖVDE = BEDEN = BODY[İng.] = CORPS[Fr.] = DAS LEIB, DER KÖRPER[Alm.] = IL CORPO[İt.] = EL CUERPO[İsp.] = CORPUS[Lat.] = TO SOMA, HO KHROS[Yun.] = CİSM, CESED, CURM[Ar.] = BEDEN[Fars.] = HET LICHAAM[Felm.] = DEHA[Sansk.]


- GÖZ HÜCRESİ ile/ve/<> ÇUBUK HÜCRE

( ... İLE/VE/<> Retina tabakasında bulunan, ışığa duyarlı iki hücreden biri. )

( ... vs./and/<> ROD )


- GPU/GRAPHİCS PROCESSING UNİT GRAFİK[İng.] değil/yerine/= (ÇİZGE) İŞLEME BİRİMİ


- GRAFİK DİZAYN/IR / DESİGNER değil/yerine/= ÇİZGE TASARIM/CI


- GRAFİK/GRAPHICS[İng.] değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAFİK değil/yerine/= ÇİZGE


- GRAMOFONLARDA:
BORULU ile SALON ile ÇANTA ile ÇOCUK ile UFAK


- GUATR[Fr.] = CEDRE[Ar.]/GUŞA[Arnavutça]

( Boyundaki kalkanbezinin, aşırı büyümesiyle beliren sayrılık. )


- GÜDÜ ile CEZBE

( İtim. İLE Çekim. | Tarikat ehlinin kendinden geçme durumu. )


- GÜDÜMBİLİM/SİBERNETİK = CYBERNETICS[İng.] = CYBERNÉTIQUE[Fr.] = KYBERNETIK[Alm.] = KYBERNETIKE, KYBERNETES[Yun.]


- GÜL BAHÇESİ ile/ve/değil/yerine ÇİÇEK BAHÇESİ


- GÜL[Azr.] = ÇİÇEK[Tr.]


- GÜL ile ÇİN GÜLÜ


- GÜLSÜ KOROLLA, GÜL ÇİÇEĞİNDEKİ GİBİ BİR KOROLLA = TÜVEYC-İ VERDÎ = COROLLE ROSACÉE


- GÜNCEL ile ÇAĞDAŞ


- GÜNEŞ ve/|| ÇAKAL YAĞMURU


- GÜR ile ÇOK


- GÜVEN ile ÇOKLUĞA GÜVEN

( TRUST vs. TRUST TO THE ABUNDANCE )


- GÜVEN = CONFIDENCE[İng.] = SÉCURITÉ[Fr.] = ZUVERSICHT[Alm.] = SECURITAS[Lat.]


- GÜZEL/LİK >< ÇİRKİN/LİK

( HÜSN >< KUBH )


- GÜZELLİK ile/ve/değil/yerine CÂZİBE


- GÜZELLİK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİLİK


- HABER VERMEK değil/yerine/= ÇAVLAMAK


- HABER değil/yerine/= ÇAV


- HABERCİ ile CAŞIT/ÇAŞIT

( Haber ulaştırıcı, haber veren. İLE Bir devletin ya da biri(leri)nin sırlarını, başkalarının hesabına öğrenmeyi üstüne alan kişi. | Yasadışı olan bir durumu, yetkililere bildiren kişi. | Ara bozmak amacıyla söz taşıyan kişi. )

( MUHBİR ile CASUS )


- HABERDAR değil/yerine/= ÇAVLI


- HACKER[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTEN


- HACKING[İng.] değil/yerine/= ÇÖKERTME


- HAÇSI KOROLLA, HAÇ BİÇİMİNDE KOROLLA = TÜVEYC-İ SALÎBÎ = COROLLE CRUCIFORME


- HAFİF UNLU ile/ve ORTA DERECE UNLU ile/ve ÇOK UNLU

( HAFİF UNLULAR
* Kuşkonmaz - Alkali
* Patlıcan - Alkali
* Mantar - Alkali
* Lahana - Alkali
* Karnabahar - Alkali
* Balkabağı - Alkali
* Salatalık - Alkali
* Kabak - Alkali
* Tere - Alkali
* Ispanak - Alkali
* Hindiba - Alkali
* Yeşil Fasulye - Alkali
* Marul - Alkali
* Mısır/Frenk Salatası - Alkali
* Pırasa - Alkali
* Tatlı Biber - Alkali
* Turp - Alkali
* Semizotu - Alkali
* Kuzukulağı - Asit
İLE/VE
ORTA DERECE UNLULAR
* Enginar - Alkali
* Pancar - Alkali
* Havuç - Alkali
* Kereviz - Alkali
* Brüksel Lahanası - Alkali
* Şalgam - Alkali
* Maydanoz - Alkali
* Radika - "Alkali
* Taze Bezelye - Alkali
* Roka - Alkali
* Bamya - Alkali
* Soğan - Asit
* Sarımsak - Asit
İLE/VE
- ÇOK UNLULAR
* Kestane - Alkali
* Patates - Alkali
* Yer elması - Alkali )

- KURU SEBZELER
* Bakla - Asit
* Kuru fasulye - Asit
* Kuru bezelye - Asit
* Mercimek - Asit
* Soya - Asit

YAĞLI MADDELER
* Avokado - Alkali
* Zeytin - Alkali

YAĞLI KURUYEMİŞLER
* Ceviz - Asit
* Fındık - Asit
* Şamfıstığı - Asit
* Amerikan fıstığı - Asit
* Badem - Alkali

TAHIL VE MAMULLERİ
* Yulaf - Asit
* Buğday - Asit
* Beyaz un - Asit
* Mısır - Asit
* Arpa - Asit
* Kepekli ve beyaz pirinç - Asit
* Çavdar - Asit
* Kepekli ekmek - Asit
* Hamur işleri - Asit
* İrmik - Asit
* Mısır unu - Asit
* Yulaf unu - Asit
* Patates nişastası - Asit

ZARARLI OLANLAR
* Kakao - Asit
* Çay ve kahve - Asit
* Baharat - Asit
* Konserveler - Asit
* Şeker ve şekerli maddeler - Asit
* Her tür pasta ve benzerleri - Asit
* Alkol - Asit

)


- HAİZ ile CAİZ

( Bir şeyi elinde bulunduran, taşıyan. İLE Din, yasa, töre ya da başka bakımdan işlenmesinde, yapılmasında sakınca olmayan, yapılıp işlenmesine izin verilen, uygun, yerinde sayılan, yakışık alan. )


- HAKİKAT = GERÇEKLİK ve/+ ÇEŞİTLİLLİK(OLGUSALLIKLAR)

( TRUTH = REALITY and/+ VARIETY )


- HAL ÇARESİ değil/yerine/= ÇÖZÜM YOLU


- HALAT ile/ve/<> ÇIMA

( ... İLE/VE/<> Halat ucu. )


- HALLETMEK değil/yerine/= ÇÖZMEK/ÇÖZÜME KAVUŞTURMAK/YOLUNA KOYMAK


- HALVET ile/ve/değil/> CELVET


- HAM ile ÇİĞ


- HÂM değil/yerine/= ÇİĞ/OLMAMIŞ/OLGUNLAŞMAMIŞ


- HAMMADDE değil/yerine/= ÇİĞÖZDEK


- HAMSİ ile ÇAÇABALIĞI

( ... İLE Hamsigillerden, küçük bir balık. )

( ... cum CLUPEA SPRATTUS )


- HAMSİ ile ÇERUKA

( Hamsigillerden, Akdeniz, Karadeniz ve Batı Avrupa kıyılarında yaşayan, 10-12 cm. boyunda, ince uzun bir balık. İLE/VE Göl hamsisi. )

( ENGRAULIS ENCRASICHOLUS cum ... )


- HAMUR ile/ve/<> ÇAMUR


- HANÇER ile CENBİYE/CEMBİYE

( ... İLE Yemenli'lerin, genç yaşlarından ölünceye kadar bellerinde taşıdıkları bir hançer. )


- HARARET[Ar.] değil/yerine/= COŞKUNLUK


- HARARETLİ değil/yerine/= COŞKUN/COŞKULU


- HAREKETSİZLİK ve/||/<>/> ÇÜRÜME


- HARF ile/ve/<>/> HECE ile/ve/<>/> CÜZ ile/ve/<>/> TEFİLE ile/ve/<>/> VEZİN ile/ve/<>/> BAHRİ


- HARÎK[Ar.] ile CAHÎM[Ar.] ile NÂR[Ar.] ile SA'ÎR[Ar.]


- HARİTA ÇİZMEK değil/yerine/= ÇİZİNÇ ÇIKARMAK


- HARİTA değil/yerine/= ÇİZİNÇ


- HASAR[Ar.] değil/yerine/= ÇIĞIM


- HASAR[Azr.] = ÇİT[Tr.]


- HATA ve/<> CİDDİYE ALINMAMA


- HAYRANLIK ile CEZBE

( ADMIRATION vs. ECSTASY )


- HAYVAN-I NÂTIK ile HAYVAN-I DÂHIK ile CİSM-İ DÂHIK


- HAZAR ETMEK ile ÇEKİNMEK


- HEBÂ değil/yerine/>< ÇABA


- HEDEFİ BELİRLEMEK ile/ve/||/<>/> ÇITAYI YÜKSELTMEK


- HEINZ KOHUT ile/ve/||/<> CHARLES STROZIER

( Strozier, Kohut'un yaşam öyküsünü yazmıştır. )


- HELÂL ile CAİZ


- HENDEK değil/yerine/= ÇUKUR


- HERAKLEITOS AÇMAZI ile/ve/||/<> ÇOKLUK AÇMAZI ile/ve/||/<> THESEUS AÇMAZI


- HERKES ile/değil/yerine ÇOĞUNLUK


- HERŞEY ve CESÂRET


- HERŞEY ile/ve/değil/yerine ÇOK ŞEY


- HESAP SORMAK ile/değil/yerine ÇÖZÜM/KATKI SUNMAK


- HESAP[Ar. < HİSBE]/CALCULUS = ÇAKILTAŞI

( Çakıltaşlarını saymaktan gelir. )


- HEYBE/ÇANTA ile/ve/||/<> CEP

( Bilgiyi, heybene/çantana at / cebinde bulunsun! [Ne zaman, nerede, nasıl işe yarayabileceği bilinmez!] )


- HEYBET[Ar.] ile CELÂLET[Ar.]


- HEYECAN değil/yerine/= COŞUNTU


- HEZEYAN/SABUKLANMA ile/değil/yerine/>< COŞKU


- HİKMET ile/ve/> İFFET ile/ve/> CESÂRET ile/ve/> ADÂLET

( Aklın dengeliliği/îtidali. İLE/VE/> Şehvetin dengeliliği/îtidali. İLE/VE/> Öfkenin dengeliliği/îtidali. =/> HİLÂFET, HİDÂYET ve KEMÂLÂT'a eriştirir. )

( Hikmetin dili, simge ve sükûttur. )

( [ucları(tefrit-ifrat)] BİLGİSİZLİK/CEHÂLET >< BİLGİÇLİK/MALÛMATFURUŞLUK ile/ve/> İLGİSİZLİK/İSTEKSİZLİK >< AZGINLIK ile/ve/> KORKAKLIK/KABALIK >< KAHRAMANLIK )


- HİLM >< CEHL


- HIRÇIN/LIK ile/değil/yerine ÇEVİK/LİK


- HİTAP ile/ve "ÇAĞRI"


- HOROZ ile ÇALIHOROZU

( ... cum TETRAOUROGALLUS )


- HOVARDA/LIK ile ÇAPKIN/LIK

( Zevki için para harcamaktan kaçınmayan/kaçınmama. | Çapkın/lık. İLE Geçiçi, kısa süreli aşklar peşinde koşan/koşmak. )

( ... İLE Her ne kadar erillere atfedilse de karar verenler ve/ya da kabul edenler dişiller olduğundan dolayı erillerin çok fazla belirleyicilikleri yoktur. )

( ... ile ZAMPARA/CEMMÂŞ )

( RAKISHNESS vs. DEBAUCHERY )


- HUBER KÖŞKÜ ile/= CUHMURBAŞKANLIĞI KÖŞKÜ

( 1985'ten sonra kamulaştırılarak Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak kullanılmaktadır. )

( Tarabya'da, Mimar Raymondo D'Aranco inşa etmiştir. [XIX. yüzyıl] )


- HÜCRE = HÜCRE = CELLULE


- HÜCRELER = HÜCERÂT = CELLULES


- HÜDHÜD[çoğ. HEDÂHÎD/İBİBİK/MÜRG-İ SÜLEYMÂN[Fars.] değil/yerine/= ÇAVUŞKUŞU

( Çok renkli, çizgili ve kötü kokan bir kuş. )

( Mezbelede açtığı bir çukur içinde yumurtlar. Yer altında bulunan suları, sanki bir cam içindeymiş gibi gördüğü söylenir. | SÜLEYMAN PEYGAMBER İLE SEBÂ MELÎKESİ BELKİS ARASINDA HABER GETİRİP GÖTÜREN KUŞ | TASARRUF-I İLÂHÎ [bkz. EBÜRREBİ'] )


- HUNİ BİÇİMİNDE/HUNİMSİ KOROLLA = TÜVEYC-İ KAM'Î = COROLLE INFUNDIBULÉE, COROLLE INFUNDIBULIFORME


- HURÛŞ değil/yerine/= COŞMA, TAŞMA, ŞAMATA, TELÂŞ, GÜRÜLTÜ


- HUVE KAMÎNUN BİHİ[Ar.] ile HUVE HARİYYUN BİHİ[Ar.] ile HALÎKUN BİHİ[Ar.] ile CEDÎRUN BİHİ[Ar.]


- HZ. YÛŞÂ'NIN:
"UZUNLUĞU" değil ÇOK SEVİLMİŞLİĞİ(NDEN)


- İBÂDET YERLERİ'NDE:
CAMİ/MESCİD ile/ve CEMEVİ ile/ve KİLİSE(< EKLESIA | BÎA[Ar. çoğ. BİYÂ'], DEYR[Fars.] ) ile/ve HAVRA[İbr.]/SİNAGOG[Yun.]/TABERNACLE ile/ve BURKAN EVİ/PAGODA[< OHATAGORBA/DATUGARBA (< GORBA/GARBA[< RAHİM/UTERUS])], VİHARA ile/ve ŞRAYN/SHRINE ile/ve PRASADA ile/ve ZİGURAT ile/ve (DOĞA) ile/ve FU YUN-SE ile/ve GÜNEŞ MÂBEDİ

( İslâm'da. İLE/VE Alevilik'te. İLE/VE Hristiyanlık'ta. İLE/VE Yahudilik'te/Kabala'da. İLE/VE Burkancılık'ta/Budizm'de. İLE/VE Şintoculuk'ta. [Buda heykeli bulunmaz] Mezopotamya'da, Sümerler'de ilk tapınaklardır. İLE/VE Hind mâbedi. İLE/VE Şamanlık'ta. İLE/VE Şamanlık'ta.[Çinlilerin verdiği addır.] İLE/VE Dünyadaki 7 güneş mâbedinden 4'ü Türkiye'de, Fırat'tadır. )

( HOCA/DRUİT/MAKA[Tatarca] ile/ve DEDE/DEDE-BABA ile/ve PAPAZ ile/ve HAHAM ile/ve GURU, LAMA ile/ve ... ile/ve ... ile/ve "BÜYÜCÜ/ARRÂFE" ile/ve ... ile/ve KAM ile/ve ... )

( SANAL CAMİLER )

( GELENEKTEN GELECEĞE CAMİLER - SÜLEYMAN FARUK GÖNCÜOĞLU, ZELİHA KUMBASAR )

( Hünkâr(Padişah) Mahvil'lerinin girişi Kıble'dedir. )

( Yüreğinde bir tapınağı olmayan, hiçbir tapınakta bulamaz yüreğini! )

( CAMİLERİN İLGİNÇ ÖYKÜLERİ... )


- İBÂDET ve CÖMERTLİK

( İBÂDETLE, BULANLAR BULDU HAKK'I İBÂDETSİZ, KİMİN VAR HAKK'TA HAK'I )


- İÇERİK = CONTENT[İng.] = CONTENU[Fr.] = INHALT[Alm.] = CONTENUTO[İt.] = CONTENIDO[İsp.]


- İÇİNDEKİLER = MAZRÛFLAR = CONTENU


- İÇLEM = TAZAMMUN = COMPREHENSION[İng.] = COMPRÉHENSION[Fr.] = INHALT[Alm.] = COMPREHENSIO[Lat.]


- İÇSELLEŞTİRME ve/||/<> COŞKU


- İDDİA ile/ve/<> CİDDİYET

( ASSERTION vs./and/<> SERIOUSNESS )


- İDDİA ile/ve/değil ÇIKIŞ NOKTASI


- İDDİALI OLMAK ile/yerine/değil ÇABA(SINI) GÖSTERMEK

( Başarı, ancak yorulmaksızın doğru çabaları göstererek kazanılır. )

( İyi huyluluğun etkisi, alçakgönüllü ve sıralı çabalarla elde edilen kalıcı durumlarda görünür. )

( [not] TO BE ASSERTIVE vs./but TO MAKE AN EFFORT
TO MAKE AN EFFORT instead of TO BE ASSERTIVE )


- İFFET = UT = CHASTITY[İng.] = CHASTETÉ[Fr.] = KEUSCHHEIT[Alm.] = CASTITAS[Lat.]


- İFTİRA ile/ve/||/<> ÇAMUR ATMAK


- İĞDE ile/ve ÇİLA

( ... İLE/VE Büyük, kurutulmuş iğde. [Urumçi] )


- İĞNE ile/değil/< ÇUVALDIZ[< Fars. CÜVÂL-DÛZ, BENDERZ]

( Dikim sağlayan alet. İLE/DEĞİL Çuval gibi şeyleri dikmekte kullanılan büyük iğne. )

( İğneyi, başkasına; çuvaldızı, kendimize batırmalıyız! )


- İĞRENMEK/TİKSİNMEK ile ÇİĞRİMEK

( ... İLE Tiksinmek, ürpererek iğrenmek. )

( İKRAH ile ... )


- İĞSİ KÖK = CEZR-İ MİĞZELÎ = RACINE FUSIFORME


- İHLÂL ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ


- İHRAÇ (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARMAK/DIŞARI ATMAK


- İHTİLÂC[Ar.] değil/yerine/= ÇARPINTI | ÇIRPINMA | SEĞİRME


- İKİ İKİ AYIRMAK ile ÇİFTLEŞTİRMEK

( TO SEPARATE IN PAIR vs. TO MAKE A PAIR )


- İKİ TARAFLILIK ile/ve ÇOK TARAFLILIK


- İKİ ile/ve ÇOĞUL

( TWO vs./and PLURAL )


- İKİLEM ile/ve/||/<> ÇATIŞMA


- İKİLİ ile ÇOKLU


- İKİLİK/İKİLEM ile ÇELİŞKİ

( İkiliğin geçerli olmadığı âlemde her şey tamam, kendi kendinin kanıtı, anlamı ve amacıdır. )

( DICHOTOMY/DUALITY vs. CONTRADICTION
In the realm of non-duality everything is complete, its own proof, meaning and purpose. )


- İKİLİK ile/ve/||/<>/> ÇOKLUK


- İKİNCİ EL ile ÇALINTI


- İKİNCİLLER ile/ve/<> ÇEŞİTLİLİK


- İKİRCİK ile/ve/||/<> ÇATIŞMA


- İKİRCİK ile ÇEKİNCE

( HESITATION vs. DRAWBACK/AVOID )


- İKİYÜZLÜLÜK ile/ve/değil/yerine ÇELİŞKİ

( CONTRADICTION instead fo RİYÂ )

( [not] RİYÂ vs./and/but CONTRADICTION )


- İKİZ ile/ve/değil ÇİFT


- İLÂH ve/ CİRİM ve/ CİSİM ve/ İNSAN

( TANRI ve TANRISAL ve DÖRT UNSUR ve İNSAN )


- İLERLEME ile ÇOĞALMA


- İLETİŞİM = COMMUNICATION[İng., Fr.] = KOMMUNIKATION[Alm.] = COMUNICAZIONE[İt.] = COMUNICACIÓN[İsp.]


- İLİŞKİ ile ÇIKARSAMA


- İLK KONULU TÜRK FİLMİ:
PENÇE ve/||/<>/> CASUS

( Sedat Simavi[1917] )


- İLK YARDIMDA ÖNCELİKLİLER:
YETİŞKİNDE ile ÇOCUKTA/BEBEKTE

( Kalbin çalışmasını sağlamak.[Yetişkinde: Çift el ile. | Çocukta: Tek el ile.] İLE Solunumunu sağlamak. )


- ILLIMANI ve/<> CORDILLERA REAL

( Bolivya'nın başkenti La Paz'ın 6462 m. yüksekliğinde bulunan bu iki karlı tepe, kentin en görülmeye değer yerlerindendir. )


- ILLUSTRE ile/ve CARDINALE ile/ve REGALE ile/ve CURIALE

( Işık saçan dil. İLE/VE Kılavuz ve kural işlevi gören dil. İLE/VE Ulusal bir hükümdarlığın sarayında yer almaya lâyık dil. İLE/VE Hükümetin, yargının, bilgeliğin dili. )


- İLTİFAT ve/+/||/<>/> CESÂRET VERMEK


- İMAM('ın yap(ma)tığı) ile CEMAAT('in yapma(ma)sı gerekenler)

( * İmam kunut okumazsa cemaat de okumaz. * İmam bayram namazlarındaki tekbirleri yapmazsa, cemaat de yapmaz. * İmam dört rekatlı namazın ikinci rekatinde oturmazsa cemaat de oturmaz. * İmam secde ayeti okuyup secde etmezse cemaat de etmez. * İmam secde-i sehiv etmezse cemaat de etmez. )


- İMAM ile/ve/||/<>/> CEMAAT

( "Osurursa." İLE/VE/||/<>/> "Sıçar." )


- İMAN ile/ve/<> HİCRET ile/ve/<> CEHD


- İMZA ile CEMAL SÜREYYA'NIN İMZASI


- İNANÇ = İTİKAT = BELIEF[İng.] = CROYANCE[Fr.] = GLAUBE[Alm.] = FE, CREENCIA[İsp.]


- İNAT ile/ve CEHALET


- INFERANS/INFERENCE[İng.] değil/yerine/= ÇIKARSAMA


- İNHİDAM[Ar.] değil/yerine/= ÇÖKME/YIKILMA


- İNİŞ-ÇIKIŞ ile ÇATIŞMA


- İNKÂR ile CAHT

( ... İLE Bile bile inkâr etme. )


- İNSANLIKTA, GELİŞİMİNDE VE (NESNEYİ/DÜŞÜNCEYİ) KAVRAMADA ...:
BAŞ PARMAĞIN GELİŞİMİ/KULLANIMI ve/||/<> ÇENENİN ÜÇÜNCÜ(İLERİ-GERİ) HAREKETİ (VE GÜCÜ/YETİSİ)


- İNTÂ[Ar.] değil/yerine/= ÇOK TERLEMEK | KUSMAK


- INTERIM AWARD and INTERIM MEASURES and PROVISIONAL MEASURES and CONSERVATORY MEASURES and REMEDIES

( Ara karar. VE Geçici tedbirler. VE İhtiyâtî tedbirler. VE Koruma tedbirleri. VE Hukukî çözümler/çareler. )


- İNTRANÜKLEER/İNTRANUCLEAR[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEK İÇİ


- İNZİVÂ değil/yerine/= ÇEKİLGİ


- İNZİVAYA ÇEKİLMEK değil/yerine/= ÇEKİLGİYE GİRMEK


- İP ile/ve/değil/<> ÇÖZGÜ/ARIŞ

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Dokumacılıkta, atkıların geçirildiği, uzunlamasına ipler. )


- İPEK ile/değil/yerine CUPRO

( Dünyanın ilk vegan kumaşı... Cupro )


- İPOTEKLİ ve/<> ÇOCUK


- IQ ile/ve/||/<> CQ ile/ve/||/<> EQ ile/ve/||/<> SQ ile/ve/||/<> KQ

( Zihinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][IQ: Intelligence Quotient]

İLE/VE/||/<>

İletişimsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][CQ: Communication Quotient]

İLE/VE/||/<>

Duygusal Bölüm[Zekâ/Gelişim][EQ: Emotional Quotient]

İLE/VE/||/<>

Tinsel Bölüm[Zekâ/Gelişim][SQ: Spiritual Quotient]

İLE/VE/||/<>

Gövdesel Bölüm[Zekâ/Gelişim][KQ: Kinesthetic Quotient] )

( )


- İRDELEME ile/ve/<> ÇÖZÜMLEME


- İŞ YAPMAK ile ÇALIŞMAK


- İSHAK KUŞU/BATAKLIK BAYKUŞU ile ÇİZGİLİ İSHAK KUŞU

( )

( OTUS SCOPS cum OTUS BRUCEI )


- İSİM ile/ve/<> CİSİM/RESİM


- ISIRMAK ile/ve/> ÇİĞNEMEK


- İSKETE ile ÇUHAKUŞU

( ... İLE Bir iskete türü. )

( ... cum PARUS PENDULINUS )


- İŞLEM SIRASINDA:
ÜSLÜ ile/ve/<>/> PARANTEZ ile/ve/<>/> ÇARPMA-BÖLME ile/ve/<>/> TOPLAMA-ÇIKARMA

( 1. ile/ve/<>/> 2. ile/ve/<>/> 3. ile/ve/<>/> 4. )


- ISRAR ile/değil/yerine ÇÖZÜMCÜLÜK


- İSTATİKSEL YASA ile/ve/||/<> ÇOK BÜYÜK SAYILAR YASASI


- İSTEK = DESIRE[İng.] = DÉSIR[Fr.] = BEGIERDE[Alm.] = CUPIDITAS[Lat.]


- İSTEMEK ile/ve/<> ÇAĞIRMAK

( REQUEST vs./and/<> TO CALL, TO INVITE )


- İSTİDLÂL değil/yerine/= ÇIKARIM


- İSTİFÂ[Ar.] ile/ve/değil ÇEKİLME

( Görevden. İLE/VE/DEĞİL Önderlikten. )

( Siyasette. İLE/VE/DEĞİL Dinde. )


- İSTİHRAÇ[Ar.] (ETMEK) değil/yerine/= ÇIKARSAMA YAPMAK/SONUÇ ÇIKARMAK


- ISTIRAP ile/ve/> ÇİLE

( ... İLE/VE/> Kemalâta erdiren ıstırap. )


- İŞVE[Ar.] ile/ve CİLVE[Ar.]

( Güzelin, gönül aldatan/çelen, naz ve edâsı. İLE/VE Kırıtma. | Görünüş, tecelli. )

( TEBÂÜL: Karı-koca cilvesi. )


- İYİ NİYET(Lİ YAKLAŞIM) ile/ve/<>/değil/yerine ÇÖZÜMCÜ (VE YAPICI) YAKLAŞIM

( İyi niyet, bir şeyleri çözmekte/aşmakta yeterli değildir/olmayabilir. )


- İYİLİK ile/ve/||/<> DOĞRULUK ile/ve/||/<> CESÂRET ile/ve/||/<> VEFÂ

( Kötülüğe karşın. İLE/VE/||/<> Yanlışa karşın. İLE/VE/||/<> Zorluğa karşın. İLE/VE/||/<> Mesafeye karşın. )


- İZLENİM ile ÇAĞRIŞIM

( IMPRESSION vs. ASSOCIATION )


- JEAN-BAPTISTE LAMARCK ve/||/<>/> CHARLES DARWIN

( 01 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1829 ve/||/<>/> 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 )


- JEAN-BAPTISTE LAMARCK ile/ve/||/<>/> CHARLES DARWIN ile/ve/||/<>/> THOMAS HENRY HUXLEY

( 01 Ağustos 1744 - 18 Aralık 1829 İLE/VE/||/<>/> 12 Şubat 1809 - 19 Nisan 1882 İLE/VE/||/<>/> 04 Mayıs 1825 - 29 Haziran 1895 )


- JİMNASTİK değil/yerine/= ÇEYNİK


- JNANA[Sansk.] = CHİH[Çince]


- JOHANN SEBASTIAN BACH ile CARL PHILIPP EMANUEL BACH

( 31 Mart 1685 - 28 Temmuz 1750 ile 08 Mart 1714 - 14 Aralık 1788 )


- JÜPİTER/GALILEO UYDULARI:
IO ile/ve/||/<> EUROPA ile/ve/||/<> GANYMEDE ile/ve/||/<> CALLISTO


- KABA/LIK ile/ve/ya da ÇIKARCI/LIK

( GALÎZ[< GILZET] ile/ve/ya da ... )


- KABALA = CABALA[İng.] = CABALE[Fr.] = KABBALA[Alm.] = KABBALAH:ALINMIŞ ŞEYLER, GELENEK[İbr.]


- KADERİYE ile/değil CEBRİYE


- KADİFE/VELUR[Fr.] ile/ve ÇATMA

( Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış, ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş. İLE Bir tür döşemelik kumaş. )


- KADÎM'İN KIDEMİ ile/ve CEDÎD'İN VAADİ

( Geçmişte. İLE/VE Gelecekte. )

( Klasik geleneklerde esas olan. İLE/VE Modern zamanlarda ve arayışlarda. )

( Geçmiş dönemlerde, tarihin oluşması[tekâmülü], geçmiş üzerine/üzerindendi. )

( MA el-MÂHÛD )


- KADRAJ[Fr. CADRAGE] değil/yerine/= ÇERÇEVEYE ALMAK

( Sinema ve fotoğrafçılıkta, görüntüyü, çerçeve içine alma. )


- KAFATASI = SCULL, CRANIUM[İng.] = LE CRÂNE[Fr.] = SCHÄDEL[Alm.] = TESCHIO[İt.] = CRANEO[İsp.] = CALVA[Lat.] = TO KRANION[Yun.] = CUMCUME(T)[Ar.] = KÂSEH-İ SER[Fars.] = SCHEDEL[Felm.]


- KÂĞIT BOYAMADA:
KINA ile/ve/||/<> CEVİZ KABUĞU ile/ve/||/<> SOĞAN KABUĞU

( XV. yy.'da uygulanan boyama teknikleri ve araçları. )


- KAKMAK ile/değil ÇAKMAK


- KAMARÇİN ile ÇEDİK

( ... İLE Eskiden, mest üzerine giyilen sarı pabuç. )


- KAMBİYO[İt. < CAMBIO] değil/yerine/= ÇAPRAZ PARA DEĞİŞ-TOKUŞU

( İki ayrı ülke parasının birbiriyle değiştirilmesi. | Herhangi bir yerdeki bir alacağın tahsili, bir borcun ödenmesi ya da bir yerden toplanan para ve para yerine geçen taşınabilir değerlerin başka bir yere aktarılması için yapılan işlemin bedeli. | Bu işlemin yapıldığı yer. )


- KAMPANA[İt. CAMPANA] ile/değil/yerine/= ÇAN

( Çan. | Tekerleğin dingil üzerindeki fren mekanizması. İLE/DEĞİL/YERİNE/= İçinden sarkan tokmağının kenarlara vurmasıyla ses çıkaran, madenden araç. )


- KAMPANYA < CAMPAGNA[İt.]

( Politika, ekonomi, kültür vb. alanlarda belirli bir süredeki etkinlik dönemi. | Tüketiciyi özendirmek için belirli sürelerde düzenlenen indirimli ya da taksitli satış. )


- KAMPİNG < CAMPING[Fr./İng.]

( Kamp kurma yeri. )


- KAMUFLAJ[Fr./İng. < CAMOUFLAGE] değil/yerine/= GİZLEME/ÖRTME


- KAN BİRLİĞİ ile/ve/yerine/değil CAN BİRLİĞİ


- KANATÇIKLAR, YAN KANATLAR = CENBÎ CENÂHEYN = AILES


- KANCA ile/ve/değil ÇENGEL


- KANCALI İĞNE değil/yerine ÇENGELLİ İĞNE


- KANDİLÇİÇEĞİ = CİVANPERÇEMİ/CİĞEROTU

( Bileşikgillerden, çok çeşidi olan bir kır bitkisi. )

( HAŞÎŞET-ÜR-RİE )

( ACHILLEA MILLEFOLIUM )


- KANEPE değil/yerine/= ÇEKYAT


- KANON = KANUN, KAİDE = CANON[İng., Fr., İsp.] = KANON[Alm., Yun.]

( Herhangi bir konuda yetkelerin belirlediği seçimler bütünü. | Eşit aralıklarla ilerleyen ancak birlikte değil, art arda duyulan iki ya da daha çok sesin birbirini sürekli taklit etmesiyle oluşan bütün. )


- KANUN ile ÇENG


- KAOS = CHAOS[İng., Fr., Alm.] = KHAOS:UÇURUM[Yun.] = CAOS[İsp.]


- KAP ile (")ÇAP(")


- KAPARO[İt. < CAPARRA]/BESMÂN[Fars.] ile/ve PEY/PEH[Fars.]


- KAPI ile/ve ÇIKRIK[Yörük]

( ... İLE/VE Bahçe kapısı. )


- KAPICI ile ÇUHADAR[Fars.]

( ... İLE Dışarıdaki ayak işlerine bakan kişi. )


- KAPİTULUM = EZHÂR-I KIMMÎYE = CAPITULE


- KAPLUMBAĞALARDA[SUBORDO]:
PLEURODIRA ile CRYROPTODIRA

( [boyunlarını] Yana bükerler. İLE S biçiminde, geriye bükerler. )


- KARACAOT = ÇÖREK OTU

( Bir tür çöpleme. | Çörek otu. )

( HELLOBORUS NIGER )


- KARAKTER = SECİYE, HASİSA = CHARACTER[İng.] = CARACTÈRE[Fr.] = CHARAKTER[Alm.] = KHARAKTER < KHARASSEIN[Yun.] = CARÂCTER[İsp.]


- KARALAMAK ile/ve/||/<> ÇAMUR ATMAK


- KARANFİLSİ KOROLLA, KARANFİL ÇİÇEĞİNDEKİ GİBİ BİR KOROLLA = TÜVEYC-İ KARANFİLÎ = COROLLE CARYOPHYLLÉE


- KARAR VERELİM! ve/||/<> HAZIRLANALIM! ve/||/<> BAŞLAYALIM! ve/||/<> ÖĞRENELİM! ve/||/<>
ÇALIŞALIM! ve/||/<> DİNLEYELİM! ve/||/<> ÇABALAYALIM! ve/||/<> GÜLÜMSEYELİM! :)

( [başkaları] Ertelese de. VE/||/<> Hayallere dalsa da. VE/||/<> Sonraya bıraksa da. VE/||/<> Uyusa da. VE/||/<> Dilese de. VE/||/<> Konuşsa da. VE/||/<> Vazgeçse de. VE/||/<> Kaşlarını çatsa da. )


- KARAVAN ile/ve/değil CAMPER


- KARGACIK BURGACIK = ÇARPIK, DÜZENSİZ


- KARGAŞA ile/ve ÇATIŞMA/ARBEDE[Ar.]

( TUMULT/ANARCHY vs./and ROW )


- KARGAŞA ile CURCUNA

( ... İLE Gürültülü, karışık durum. | Alaturka müzikte, hızlı bir usûl. )


- KARİDES ile ÇEKİRGE

( Denizde. İLE Karada. )

( ... ile MELÂH )


- KARİKATÜRİST ile/ve/değil/yerine ÇİZER


- KARIŞIK/LIK ile/ve/değil/||/<>/< ÇEŞİTLİ/LİK


- KARIŞIK = CONFUSED[İng.] = CONFUS[Fr.] = UNKLAR[Alm.] = CONFUSUS[Lat.]


- KARIŞIKLIK = CONFUSION, DISORDER[İng.] = CONFUSION[Fr.] = WERWIRRUNG[Alm.] = CONFUSIO[Lat.]


- KARIŞTIRMAK ile/ve ÇAĞRIŞTIRMAK

( TO CONFUSE vs./and TO CALL )


- KARIŞTIRMAK ile/ve ÇALKALAMAK

( TO MIX vs./and TO SHAKE )


- KARIŞTIRMAK ile/ve/değil/yerine/||/<> ÇIRPMAK


- KARMAŞIK/LIK ile ÇAPRAŞIK/LIK

( TÂR Ü MÂR[Fars.]: Karmakarışık; dağınık, perişan. )

( COMPLEX/COMPLICATED vs. CONFUSED )


- KARMAŞIK ile/ve/değil ÇEŞİTLİ

( [not] COMPLEX/COMPLICATED vs./and/but VARIOUS )


- KARPUZ ile ÇAKAL KARPUZU

( ... İLE Bazı tarlalarda çakal karpuzu olur. Çakallar, karpuzu yer, sonra da etrafı pislerler. Pislikteki bütün(hazma uğrayıp erimemiş) çekirdekler, karpuz ekiminden önce, örneğin kışın toprağa düşmüş olurlar. Toprak, karpuz mevsimi gelinceye kadar, çekirdeğin yarı kuvvetini alır. Zamanı gelince, o zayıf çekirdekten ufak bir karpuz olur. Buna "çakal karpuzu" denir. )


- KARPUZ ile CİMCİME


- KARŞICIL/MUHÂLİF[Ar.] ile/ve/değil/||/<> ÇEKİNGEN


- KARŞIT/LAR ile/ve ÇÖZÜMSÜZ KARŞIT/LAR


- KARŞIT ile ÇELİŞİK


- KARŞIT = ZIT = CONTRARY[İng.] = CONTRAIRE[Fr.] = KONTRÄR[Alm.] = CONTRARIUS[Lat.] = CONTRARIO/RIA, OPUESTO/TA[İsp.]


- KARŞITLIK = TEZAT, ZIDDİYET = CONTRARIÉTÉ[Fr.] = GEGENSATZ[Alm.] = CONTRARIETAS[Lat.]


- KARTOGRAF/YA / KARTOGRAFİ[İng. < CARTOGRAPHY] değil/yerine/= HARİTALAMA, HARİTACILIK, ÇİZİNÇÇİ/LİK, ÇİZİMBİLİM


- KARYOSIT/KARYOCYTE[İng.] değil/yerine/= ÇEKİRDEKLİ GÖZE


- KAŞIK ile KASTANYET[Fr.]/KASTANUELAS[İsp.]/CATERERS/PALILLOS ile CROTALUM

( ... İLE ... İLE Eski Yunanistan ve antik Roma'da. )


- KASİS[Fr. < CASSIS] ile ÇUKUR/TÜMSEK

( Kara yolunda oluşmuş çukurlar ve tümsekler. | Yollarda araçların hızını düşürmek için yapılan, türlü biçimlerde tümsek. | Bir yolun doğrultusunu dik kesen bir yandan öbür yana geçen ark. )


- KATILIM ve/+/||/<>/> COŞKU


- KAVAK ile ÇALIKKAVAK

( ... İLE Dalları, sepetçilikte kullanılan bir kavak türü, sepetçi kavağı. )


- KAVAK ile/değil ÇINAR[Fars. < ÇENÂR]

( Anadolu Kavağı'ndakiler, çınardır. )

( Söğütgillerden, sulak bölgelerde yetişen, boyu bazı türlerinde 30-40 metreye değin çıkan, kerestesinden yararlanılan uzun boylu bir ağaç. İLE İki çeneklilerden, otuz metreye kadar uzayabilen, gövdesi kalın, uzun ömürlü, geniş yapraklı bir ağaç. )

( POPULUS cum PLATANUS )


- KAVRAM ile/ve/<> ÇÖZÜM

( CONCEPT vs./and/<> SOLUTION )


- KAVRAM = MEFHUM[Ar. < FEHM] = CONCEPTION, NOTION[İng.] = CONCEPT, NOTION[Fr.] = NOTIO, BEGRIFF[Alm.] = CONCEPTUS, NOTIO[Lat.] = LOGOS, ÉNNOIA, HOROS, NOEMA[Yun.] = CONCEPCÍON[İsp.]


- KAVRAM ve ÖNERME ve ÇIKARIM


- KAVRAMSIZLIK ile/ve/<> CEHALET


- KAVRULMUŞ BADEM değil/yerine ÇİĞ BADEM


- KAYA ile CENDEL[Ar.]

( ... İLE Irmaklarda bulunan büyük kaya. )


- KAYGI/ENDİŞE[Fars.] ile ÇEKİNME/ÇEKİNCE

( ANXIETY vs. AVOID )


- KAYGI ile/ve/değil/||/<>/< "CAN/İÇ" SIKINTISI


- KAYGI ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇABA


- KAYIK ile/değil ÇIRNIK

( ... İLE/DEĞİL Küçük boyda kayık. | Üç flok yelkeni bulunan, 200 tona kadar olabilen, tek ve yekpare direkli yelkenli. )


- KAYISI ile/ve ÇATALOĞLU, ÇİĞİLİ, ÇOLOĞLU, HACIHALİLOĞLU, HASANBEY, KARACABEY, ŞAM, TOKALOĞLU, TURFAN, DAİZMİR, YÖRÜKRAMAZAN


- KAYNAK ile ÇOKRAĞAN

( ... İLE Gür kaynak. )


- KAZIK KÖK = CEZR-İ AMÛDÎ = RACINE PIVOTANTE


- KAZIK yerine ÇİVİ(ÇÖP)


- KEÇE ile ÇİLİK


- KEÇİ ile ÇEPİÇ

( ... İLE Bir yaşına kadar olan keçi yavrusu. )


- KEÇİBOYNUZU ve ÇİTLEMBİK/MELENGİÇ/MENENGİÇ/MERLENGİÇ/MERLENGEÇ/DAVUN

( İkisinde de azcık fakat etkili/hoş bir tad için çok fazla uğraş vermek gerekir. )


- KEDİ ile CHAUSIE


- KELÂM ile/ve/<>/> CAMİ-ül-KELÂM

( Doğa varolanları. İLE/VE/<>/> İnsan. )


- KELEBEK BİÇİMİNDE/KELEBEKSİ KOROLLA = TÜVEYC-İ FERÂŞÎ = COROLLE PAPILIONACÉE


- KEMÂLÂT ve/< CEMİYET


- KEMAN ile/ve/<>/> VİYOLA ile/ve/<>/> ÇELLO/VİYOLONSEL[İt. < VIOLONCELLO] ile/ve/<>/> KONTRBAS[Fr.]

( Çenenin altına dayanarak çalınan telli çalgı. İLE/VE/<>/> Kemandan biraz büyükçe dört sürtme telli saz. İLE/VE/<>/> Viyoladan büyük, kontrobastan küçük dört sürtme telli saz. İLE/VE/<>/> En kalın sesli yaylı çalgı. )

( )


- KEMER/SEMER değil/yerine/= ÇIKAÇ


- KEMİRİCİ/LER ile/ve/<> ÇİFTDİŞLİ/LER

( ... İLE/VE/<> Omurgalılardan, üstçenedeki bir çift, kemirmeye yarayan dişin arasında bir çift daha küçük dişleri bulunan, kemiriciler takımının bir alttakımı. )


- KEMİRİCİ ile ÇİNÇİLYA

( ... İLE Çinçilyagillerden, yumuşak ve gümüş rengi tüyleri olan, kemirici bir hayvan. )

( ... cum CHINCHILLA LANIGER )


- KENDİLİĞİN BÖLÜNMESİ(ŞİZOFRENİ) ile ÇOKLU KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( Gerçeklerle olan ilişkilerin büyük ölçüde azalması, düşünce, duygu ve davranış alanlarında önemli bozulmaların ortaya çıkması vb. belirtiler gösteren bir akıl hastalığı. İLE ... )

( el-İNKİSÂM el-NEFSÎ ile ... )

( SCHIZOPHRENIE avec ... )


- KENDİNDE ŞEY = BİZATİHİ ŞEY = THING IN ITSELF[İng.] = CHOSE EN SOI[Fr.] = DING AN SICH[Alm.]


- KEPÇE[Fars. < KEFÇE] ile ÇEMÇE/ÇÖMÇE

( ... İLE Tahta kepçe. )


- KEPÇE ile/ya da CEZVE


- KEPMEK = ÇÖKMEK/YIKILMAK


- KERATA[Yun.] yerine ÇEKECEK

( Karısı tarafından aldatılan erkek. | Sevgi ile söylenilen sitem sözü. | Ayakkabı çekeceği. )


- KERRAT[Ar.] (CETVELİ) değil/yerine/= ÇARPMA/ÇARPIM (TABLOSU)


- KERTENKELE/ELÖPEN/ZİZİRO[Kıbrıs'ta] ile ÇÖLVARANI/KEÇİEMEN/GÜMGÜM[Kürtçe]

( ... cum VARANUS GRINISUS )


- KERTENKELE ile ÇAKIL SIRTLI KERTENKELE


- KERTMEK = ÇENTME/SÜRTÜNME

( Bir şeyin kenarında kertik açmak. | Sertçe sürtünmek. )


- KES ile ÇELEBİ/ELMİK

( İri saman. İLE Buğday karışık iri saman. )


- KEŞİDE[Fars.] değil/yerine/= ÇEKİLİŞ

( Banka ve her tür piyango ikramiyesinde çekme. | Arap harfli yazıda bazı harflerin baş tarafı yazıldıktan sonra süs için çekilen uzatma. )


- KESİLECEK ŞEYİN ÜZERİNDE BIÇAĞI:
İTMEK/BASTIRMAK değil/yerine ÇEVİRMEK/YUVARLAMAK


- KESİLECEK ŞEYİN ÜZERİNDE, BIÇAĞI:
İTMEK/BASTIRMAK değil/yerine ÇEVİRMEK


- KESİNLİK = YAKÎN, MEVSUKİYET = CERTAINTY, CERTITUDE[İng.] = CERTITUDE[Fr.] = GEWISSHEIT[Alm.] = CERTITUDO[Lat.]


- KESİŞME ile/ve/değil ÇAKIŞMA


- KESKİN/LİK ile/ve/<> CİDDİ/YET


- KEŞKÜL ile/ve CİLBENT ile/ve SOFRA

( Gezgin dervişlerin âletleridir. )

( Bknz. Tarikat Kıyafetlerinde Sembolizm - Ocak Yay. )


- KEŞMEKEŞ ile CURCUNA


- KESTANE ile CASSAVA

( ... İLE Kestaneye benzeyen, büyükçe bir kök.[Uganda] )


- KEYFÎ/LİK ile/ve/<> ÇOCUK/LUK


- KEYFÎ ile/değil ÇOKLU


- KİBİR ile/değil ÇEKİNGENLİK


- KIBLESİZLİK ile/ve CEHALET


- KİLİSE =/<> CEMAAT


- KİMYA ile/ve/<> ÇEKİRDEK KİMYASI

( ... İLE/VE/<> Atom çekirdeğindeki değişimlerle ilgilenen kimya dalı. )


- KİP = CİHET, HAL, TAVIR = MODE, MOOD[İng.] = MODE[Fr.] = MODUS[Alm., Lat.] = MODO[İsp.]


- KİR ile ÇEPEL

( Kir, bulaşık, çamur, pislik. | Ürüne karışmış yabancı madde. )


- KIRIK ile ÇATLAK


- KIRILMA(") ile/<> (")ÇÖKME(")


- KIRILMA/KIRIK ile/ve/||/<>/< ÇIKMA/ÇIKIK ile/ve/||/<>/< BURKULMA

( Kırık, kemik bütünlüğünün bozulmasıdır. Kırıklar, darbe sonucu ya da kendiliğinden oluşabilir. Yaşlılık ile birlikte kendiliğinden kırık oluşma riski de artar. İLE/VE/||/<>/< Eklem yüzeylerinin kalıcı olarak ayrılmasıdır. Kendiliğinden normal konumuna dönemez.[Yoğun ağrı, şişlik ve kızarıklık, işlev kaybı ve eklem bozukluğu gibi belirtileri vardır.] İLE/VE/||/<>/< Eklem yüzeylerinin anlık olarak ayrılmasıdır. Zorlamalar sonucu oluşur.[Burkulan bölgede ağrı, kızarma, şişlik, işlev kaybı gibi belirtileri vardır.] )

( [Kırıklarda İlk Yardım]
- Yaşamı tehdit eden yaralanmalara öncelik verilir.
- Hasta/yaralı, hareket ettirilmez, sıcak tutulur.
- Kol etkilenmişse yüzük ve saat gibi nesneler çıkarılır. - Sabitleme ve sargı yapılırken, parmaklar görünecek biçimde açıkta bırakılır.
- Kırık kuşkusu bulunan bölge, ani hareketlerden kaçınılarak bir alt ve bir üst eklemleri de içine alacak biçimde sabitlenir.
- Açık kırıklarda, sabitlemeden önce yara temiz bir bezle kapatılmalıdır.
- Kırık bölgede sık aralıklarla nabız, derinin rengi ve ısısı gözlenir.
- Kol ve bacaklar yukarıda tutulur.
- Tıbbî yardım istenir[112].

İLE/VE/||/<>/<

[Çıkıkta İlk Yardım]
- Eklem aynen bulunduğu biçimde sabitlenir.
- Çıkık yerine oturtulmaya çalışılmaz.
- Hastaya/yaralıya, ağızdan hiçbir şey verilmez.
- Bölgede nabız, deri rengi ve ısısı kontrol edilir. - Tıbbi yardım alınır.

İLE/VE/||/<>/<

[Burkulmada İlk Yardım]
- Sıkıştırıcı bir bandajla burkulan eklem sabitlenir.
- Şişliği azaltmak için bölge yukarı kaldırılır.
- Hareket ettirilmez.
- Tıbbî yardım alınır. )


- KIRSIÇANIMSISI:
AĞAÇ ile ÇALI ile UÇURUM/ÇÖL

( DENDROHYRAX ARBOREUS | DENDROHYRAX DORSALIS | ENDROHYRAX VALIDUS cum HETEROHYRAX BRUCEL < ANTINEAE cum PROCAVIA CAPENSIS )


- KİŞİDE:
EBEVEYN BULAŞMASI ile/ve/||/<> ÇOCUK BULAŞMASI

( Düşüncelerde. İLE/VE/||/<> Duygularda. )


- KISIKLI ile ÇAĞLAYAN

( Kayadan akan su. )


- KİŞİLERİN ANIMSANMASI:
"ZAYIFLIKLARI" ile/değil/yerine/>< ÇABALARI


- KİŞİLERLE İLİŞKİDE:
ÇOK UZAKLAŞMAMAK ve/||/<> ÇOK YAKLAŞMAMAK

( Donmamak için. VE/||/<> Yanmamak için. )


- KISIR DÖNGÜ = DEVR-İ BATIL, FASİT DAİRE = CERCLE VICIEUX[Fr.] = ZIRKELBEWEIS[Alm.] = CIRCULUS VITIOSUS[Lat.]


- KISKANÇLIK ile ÇEKEMEMEZLİK


- KISMEN "DOĞRU" ile/ve/||/<> ÇARPITMA


- KİTİN[Fr. CHITINE < Lat.] ile ...

( Eklembacaklıların~kabukluların örteneğini oluşturan, dayanıklı~esnek organik nesne. Kimi mantar~likenlerde de rastlanır. )


- KIVILCIM ile ÇINGI

( ... İLE Kıvılcım. | Parça, zerre. | Maşrapa. )


- KIZILCIK ile ÇİĞDE

( ... İLE Kızılcığa benzer, kabuğu sert bir meyve. )


- KIZIM/OĞLUM yerine ÇOCUĞUM


- KÖFTEHOR[Fars. < KUFTE HAR] değil/yerine/= ÇENESİ DÜŞÜK | ŞARLATAN | ÇAPKIN


- KÖK = CEZR = RACINE


- KÖK ile/ve/<>/> ÇİÇEK

( Güçlüdür. İLE/VE/<>/> Güçsüzdür. )

( Çiçeğin gücü ve güzelliği, o kadar "güçlü" olmamasındandır. )


- KÖK ile ÇİFT KÖKLÜ

( RHIZOME vs. RHIZOBIA )


- KÖK ile ÇOTUK

( ... İLE Dışarıda kalmış ağaç kökü. | Kesilen ağacın, topraktan yukarıda kalan bölümü. )


- KOKARCA(AMERİKA/KIR SANSARI) ile ÇİZGİLİ/ŞERİTLİ KOKARCA ile DOMUZ BURUNLU KOKARCA ile KOKAN PORSUK

( 12 türünün çoğunluğu Amerika kıtasında yaşamaktadır. )

( Uzunlukları 12 – 51 cm. (+7 –41 cm. kuyruk) ve ağırlıkları 0,2 - 4,5 kg. olur. Renkleri siyah ya da kahverengi, üzerilerinde beyaz şeritleri ya da benekleri olur. Gövdeleri, zarif ve uzun, bacakları kısa ve kuyrukları çok püsküllü olur. Kazmak için kullandığı ön ayaklarının tırnakları çok uzun ve kıvrıktır. Çoğu türün burnu uzun, gözleri ve kulakları küçük olur. )

( En önemli özellikleri, çok iyi gelişmiş, kötü kokulu bir sıvı üreten anal bezeleridir. Bu kokulu sıvıyı, kendilerini korumak için alti metre bir mesafeye kadar sıçratabilirler. [Anlatılanlara göre bu iğrenç koku, sarımsak, kükürt ve yanık plastik karışımı gibi kokmaktadır.] )

( Hem Amerika'da, hem de Güneydoğu Asya'da yaşarlar. Amerika'daki yayılımları, Kanada'dan Patagonya'ya kadar uzanır. Güneydoğu Asya'da ise Sumatra, Borneo, Cava(Endonezya) adalarından, Filipinler'in güneyine ve Palavan'a kadar uzanır. Yaşam alanı olarak kır, yarı çöl ve çalılık alanlar gibi açık alanları yeğlerler. Fazla ağaçlı ormanları ve sulak alanları sevmezler. )

( Fazla yemek seçmeyen, her şey yiyicilerdir[omnivor]. Daha çok et ile beslenmeyi yeğlerler. Tavşan ve kemiriciler gibi küçük memelileri, kuş, kertenkele, yılan, kurbağa ve böcekleri avlarlar. Bitkisel beslenmeleri kök, meyve ve fındık türlerinden oluşur. )

( Dişi kokarca, 40 ila 65 gün arası süren bir gebelikten sonra genelde 4-5 [nadir olarak 16] yavru dünyaya getirir. Yavrular, ilk başta kör ve çıplaktır ama çok çabuk büyür. 35 gün sonra yürümeye başlarlar, iki ay sonra emzirilmeleri bırakılır ve yarım ya da bir yıl sonra yuvadan uzaklaşıp kendileri üreyebilecek bir olgunluğa ulaşır. Yaşamları, doğada 5-6 yıldır. )

( ZIRBÂN ile ... ile ... ile ... )

( POLECAT[< Fr. POULE CHAT: Tavuk kedisi.]/SKUNK vs. SKUNK vs. ... vs. ... )

( MUSTELA PUTORIUS | MEPHITIS cum MEPHITIS MEPHITIS cum CONEPATUS cum MYDAUS )



(4/5)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 165 kez incelenmiş/okunmuştur.