Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

AB... - AZ...
İLE BAŞLAYAN SÖZCÜKLERDE

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



AB... ile başlayan FaRkLaR...

- "ABUK SUBUK" değil ABUK SABUK


- [ne yazık ki]
HASAN FEHMİ ile/ve/||/<> ABDİ İPEKÇİ ile/ve/||/<> ÇETİN EMEÇ ile/ve/||/<> UĞUR MUMCU ile/ve/||/<> ÖTEKİLER

( 06 Nisan 1909 tarihinde, Serbesti gazetesinin yazarı Hasan Fehmi, Galata Köprüsü'nde öldürülür... Hasan Fehmi, düşüncelerinden dolayı katledilen ilk gazetecidir. Bu nedenle, 06 Nisan, "Öldürülen Gazeteciler Günü" olarak anılır... )

( Öldürülen Gazeteciler... )


- [ne yazık ki]
TEHDİT ETMEK ile/ve/değil/||/<>/< "ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK"


- | AHMAK ile/ve APTAL | ile/değil/yerine/>< ABDAL

( | Tehlike gelse de görmeyenler. İLE/VE Tehlike geldiğinde görenler. | İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Tehlike gelmeden görenler. )

( Yapabilecekken yap(a)mayan. İLE/VE Yapmayabilecekken yapan.[dallama/dalyarak] İLE/DEĞİL/YERİNE/>< ... )


- AB

( Su. )


- ÂB-GÂH[Fars.] ile ÂB-GÎR[Fars.]

( Su biriken yer, havuz. | Karnın, kaburga kemikleri kıkırdağı ve kısa kaburgalar altında olan bölümü, boş böğür. İLE Su biriken yer, havuz. | Dokumacı fırçası. )


- ÂB-RÂNE[Fars.] ile ÂB-ENDÂZ[Fars.]

( Su yollarına ve borularına bakan mühendis. İLE Su mühendisi. )


- ABÂ[Ar.] ile ÂBÂ[Ar.] ile A'BÂ[Ar.]

( Yünden yapılmış kaba kumaş. | Bu kumaştan yapılmış bol, geniş giyecek. İLE Babalar. | Gök küreleri, gezegenler, seyyâreler. [ÂBÂ-İ KENÎSÂİYYE: Kilise ileri gelenleri.] İLE Yükler, ağırlıklar. | Sorumluluklar, mes'ûliyetler. | Çift denk ya da sandık. )


- ÂBÂD[Ar. < EBED] ile ÂBÂD[Fars.] ile Â'BÂD[Ar. < ABD] ile ÂBÂT[Ar. < İBT, IBIT]

( Sonsuz gelecek zaman. İLE Mâmur, bayındır. | Şen, rahat. | Çokluk bildirir. [ŞEMS-ÂBÂD: Güneşi bol olan yer.] İLE Köleler. İLE Koltuk altları. )


- ABAD ile/ve/<> AİHM

( Avrupa Birliği Adâlet Divânı İLE/VE/<> Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi )


- ABAJUR[Fr.] değil/yerine/= LAMBA SİPERİ, SİPERLİ/AYAKLI LAMBA


- ABAK[Fr. ABAQUE | Lat. ABACUS] ile ABAK

( Sütun başlıklarının üstüne gelen, genişçe ve dışa taşkın tabla, başlık tablası, mahmel. Abakus, sütunla baştaban ya da kenar üzengisi arasında, yastık görevi yapar. İLE Eski Türklerde, ölmüş ataların, yani abaların, tapılan suret ve heykelleri. Bir totem niteliğinde olan bu abaklar, çoğunlukla, bir direğin başına oyularak, evlerin ve çalardırın önüne dikilirdi. )


- ABAK ile/ve/<> ABAK MAHMUZU

( Sütun başlıklarının üstüne gelen, genişçe ve dışa taşkın tabla, başlık tablası, mahmel. Abakus, sütunla baştaban ya da kenar üzengisi arasında, yastık görevi yapar. İLE/VE/<> Bazı abakların köşelerinde yer alan kıvrımlara verilen ad. )


- ABAKÜS[Fr.] değil/yerine/= SAYIBONCUĞU (ÇÖRKÜ)


- ABAKUS ile ABAKULUS/TESSERA

( Sütun başlıklarının üstüne gelen, genişçe ve dışa taşkın tabla, başlık tablası, mahmel. Abakus, sütunla baştaban ya da kenar üzengisi arasında, yastık görevi yapar. İLE Döşeme ve duvar mozaiği yapımında kullanılan, küçük bir küp biçiminde cam, pişmiş toprak ya da taş parçası. )


- ABANDONMENT/FORSAKE/RENOUNCE/LEAVE vs./and GIVE UP


- ABANMAK ile/ve/||/<> BOCA ETMEK


- ABANMAMALI!


- ABANOZ ve TİK AĞACI

( Solomon Adaları'ında en yoğun bulunan ağaçlar. )


- ÂBÂR[Ar. < Bİ'R] ile ÂBÂR[Fars.]

( Su kuyuları. İLE Hesap defteri. )


- ABAROGNOZİ[Yun.] değil/yerine/= BİR NESNENİN AĞIRLIĞINI TARTMA YETİSİNİN YOKLUĞU


- ABARTI ile/ve/||/<>/< BİLGİSİZLİK


- ABARTI ile KABARTI

( Bir şeyi/olayı, olduğundan büyük ya da çok gösterme, mübalağa. İLE Tümsek, çıkıntı, kabarmış yer. )


- ABARTI ile PALAVRA[İsp. < PALABRA]


- ABARTI ile/değil/yerine/>< ZARÂFET


- ABARTMA/EKSAJERE ile/ve/||/<> KABALAŞTIRMA/VULGARİZE


- ABARTMA ile AĞDALAMA


- ABARTMA ile/ve/değil/||/<> FAZLA ÖNEMSEME


- ABARTMA ile/ve GAYRETKEŞLİK


- ABARTMA ile/ve/||/<> GÜZELLEME


- ABARTMA ile İDEALLEŞTİRME


- ABARTMA ile KABARTMA

( Zihinde[vehmin olumsuz kullanımıyla]/olaylarda/olgularda/kavramlarda. İLE Nesnelerde. )


- ABARTMA ile/ve/değil/yerine ÖNE ÇIKARMA


- Abartmadan KONUŞ!!!


- ABARTMAK ile/değil "ALTINI ÇİZMEK"


- ABARTMAK ile "KAÇIRMAK"


- ABARTMAK ile/ve/değil/yerine "KÖPÜRTMEK"


- ABARTMAK ile APARTMAK[< APARMAK]

( Bir nesneyi ya da durumu olduğundan daha önemli, daha büyük ya da daha çok göstermek. | Bir iş, bir davranış ve benzerlerinde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak. İLE Alıp götürmek. | Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak. )


- ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK


- ABARTMAK ile/ve/değil/<> DURMAYI BİL(E)MEMEK/BECEREMEMEK


- ABARTMAMALI!


- ABASH vs. SHAME


- ABAŞO[İt.] değil/yerine/= AŞAĞI, ALTTAKİ, ALT | GEMİYİ HALATLA KARAYA BAĞLAMA


- ABAŞO[Yun.] ile/ve/<> ALARGA[İt.]

( Gemiyi, baştan ya da kıçtan halatla karaya bağlama. | Altta, aşağıda bulunan, alttaki. İLE/||/<> Açık denizde demir atmak. | Açık deniz, engin. | Uzaktan, açıktan | "Açıktan geç, yaklaşma" anlamında kullanılan bir seslenme sözü. )


- ABATAJ[Fr.] değil/yerine/= KAZI[madencilik]


- ABATE vs. DECREASE


- ABAZİ[Yun.] değil/yerine/= YÜRÜME YİTİMİ


- ABBE KIRILMA ÖLÇÜTÜ ve/||/<> ABBE KURAMI ve/||/<> ABBE ÖLÇÜTÜ ve/||/<> ABBE PRİZMASI ve/||/<> ABBE SAYISI ve/||/<> ABBE YOĞUNLAŞTIRICISI

( Sıvıların kırılma indisini ölçmek için kullanılan kırılmaölçer. VE/||/<> Gerçek bir görüntü elde edilecek bir mercek, cismin tüm kırınım saçaklarını geçirecek kadar büyük olmalıdır. VE/||/<>Bir teleskobun çözme gücü için açısal ayrılma λ/d'den küçük olmamalıdır. Burada λ gelen ışığın dalga boyu, d; objektifin yarıçapıdır. VE/||/<> Dik görüntü elde etmek için kullanılan, iki çift dik açılı prizmadan oluşan ve dört yansıma yapan düzen. VE/||/<> Dağıtıcı gücün tersi. VE/||/<> İyi bir ışık toplama özelliğine sahip, sayısal açıklığı 1.25 olan ve mikroskopide yaygın olarak kullanılan, basit iki mercekten oluşan düzenek. )


- ABD[Ar.] ile MEMLÛK[Ar.]


- ABD ile KUL

( KUL )


- ABDAL ile Abdal

( Eskiden, bazı gezgin dervişlere verilen ad. İLE Safeviler döneminde, İran'da yaşayan önemli Türk oymaklarından biri. | Anadolu'da yaşayan, bu addaki bir oymak. [Geygel Abdalları] )


- ABDEST ALMAK yerine ÇEHİZLENMEK/ÇEYİZLENMEK


- ABDEST, VUZÛ' ile TEYEMMÜM

( İMAM-I ZEYNEL ÂBİDİN, namaz kılacağım heyecanıyla abdest alırken bayılırmış. )


- ABDEST ve TERBİYE


- ABDESTBOZAN/ŞERİT/SIĞIR ŞERİDİ/TENYASI/TENYA ile ABDESTBOZAN OTU

( Şeritgillerden, gövdesi yassı, birbirine kenetlenmiş boğumları bulunan ve bazısı metrelerce boyda olan bir bağırsak asalağı. İLE Gülgillerden, almaşık yapraklı, yeşilimsi ya da kan kırmızı çiçekler açan, idrar söktürmede ve kan dindirmede kullanılan bir bitki. )

( ... cum POTERIUM SPINOSUM )


- ABDOMEN değil/yerine/= KARIN


- ABDULLAH ile/ve/<> ABDUL LÂTÎF/REZZÂK/ŞÂFÎ


- ABDÜLLÂTİF ile/değil/yerine ABDULLAH


- ABDÜLLEZİZ[Ar. < HABBÜLLEZİZ: Tatlı tane.]

( Akdeniz bölgesinde ve Afrika'da yetişen, çok yıllık bir bitki. | Bu bitkinin, yemiş gibi yenilen, tatlı ve yağlı ürünü. )

( CYPERUS ESCULENTUS )


- ABECELER('İ)

( )

( )


- ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN


- Abeceleri karıştırmadan ve saygı göstererek KONUŞ!!!


- ABECESEL DİL ile İMGESEL/RESİMSEL DİL


- ABECESEL DİL ile İMGESEL/RESİMSEL DİL


- ÂBEHU[Ar.] ile LEMEZEHU[Ar.]


- ABERAN[Fr.] değil/yerine/= DOĞAL/BİLİNEN DURUMDAN UZAKLAŞAN, SAPKIN



devamı için burayı tıklayınız...

AC/Ç... ile başlayan FaRkLaR...

- "... İÇİN" ile/değil/yerine "... AÇISINDAN"


- "ANORMAL" ile/değil/yerine AÇIK/ŞEFFAF/DÜRÜST


- "ASİL" ile ÂCİZ ile BASİT

( ASİLLER İDARE EDER ACİZLER ŞİKÂYET EDER BASİTLER İFTİRA EDER )


- "DOĞRUSU" ile "AÇIKÇASI"


- "ERKEN KALKAN YOL ALIR" ile "ACELE GİDEN, ECELE GİDER"


- "GÖNÜL HIRSIZ(LIĞ)I" ile/ve/||/<> "AÇIK KAPI ARSIZ(LIĞ)I"


- "KAPALI" SORU SORMA ile/ve "AÇIK" SORU SORMA

( )


- "KAPALI" SORU ile/ve "AÇIK" SORU


- "PANİK YAPMA!" ile "ACELE ETME!"


- "YANIT" ile/ve/değil/yerine AÇIKLAMA


- "YARATMA" ile/ve/değil AÇIĞA ÇIKARMA


- (SEVDİĞİN)(BİR ŞEYİ)TOK KARNINA YEMEK ile/yerine AÇKEN (KARARINCA) YEMEK


- [ne yazık ki]
"ARSIZLIK" ile/değil ACIMASIZLIK

( Arsız, "güçlü" olunca, haklıyı, suçlu çıkarır. )


- [ne yazık ki]
(B)İLİMLE (B)İLGİLENENLERE:
"OKUMUYOR" ile/ve/||/<> "ÇALIŞMIYOR" ile/ve/||/<> "AÇGÖZLÜ" ile/ve/||/<> "İDEALSİZ"

( [ne yazık ki] Uğraşmayana "dedikleri". İLE/VE/||/<> Meşgul olana "dedikleri". İLE/VE/||/<> Hem (b)ilimle, hem ticaretle uğraşanlara "dedikleri". İLE/VE/||/<> Ne (b)ilimle, ne de ticaretle uğraşanlara "dedikleri".[Bu dedikodulara kulağımızı tıkamayı öğrendiğimiz oranda başarıyı elde ederiz.] )


- [ne yazık ki]
BİLGİSİZ/LİK / CEHÂLET ve/||/<> ACIMASIZ/LIK


- [ne yazık ki]
HUKUKSUZ/LUK ve/> ACIMASIZ/LIK


- [ne yazık ki]
KABA/LIK ile/ve/||/<>/> ACIMASIZ/LIK


- [ne yazık ki]
YEMEĞİN "YANMASI":
ATEŞ İLE ile/ve/||/<> TUZ İLE ile/ve/||/<> ACI BİBER İLE

( Yemekler, sadece ve doğrudan ateş ile değil fazla kullanılan tuz ya da acı biber, baharat vb. ile de yenilmez duruma düştüğünde kullanılan deyim. )


- á=Acute accent ile à=Grave accent ile â=Circumflex ile ä=Umlaut ile ã=Tilde ile å=Aring


- AÇ ACINA (YOLA ÇIKMAK, DIŞARI ÇIKMAK, İŞE GİTMEK)


- AÇ-AÇIKTA


- AÇ-BİLAÇ (ÇALIŞMAK, GİTMEK)


- AÇ-SEFİL (YAŞAMAK)


- AÇ ile AÇ

( Tok olmayan. İLE Aralamanın, açmanın buyruk kipi. )


- Ac ile Ag

( Aktinyum öğesinin simgesi. İLE Gümüş öğesinin simgesi. )


- AÇ ile/ve/||/<> MUHTAÇ


- AÇAN ile AÇAR ile AÇKI ile AÇACAK

( Açma işini yapan. | Oynak kemiklerin arasındaki açıları genişletmeye yarayan kasların genel adı. [>< BÜKEN] İLE Anahtar. | İştah açmak üzere, yemekten önce içilen içecek. İLE Bir cismin, yüzeyi üzerine, sert bir madde ya da bir araç sürterek, onu düzleştirip parlatma. [PERDAH] | [demircilikte] Delik büyültmekte kullanılan araç. | Anahtar ve her türlü açma aracı. İLE Açmaya yarayan araç. | Açma işleminin yapılacak olmasını, birinin, gelecek zaman kipinde gerçekleştireceğini belirten söz. )


- ACAYİPLİK ile/ve/<> ACAYİPLİK KORUNUMU

( Hadronların taşıdığı yük sayısı. | Taneciklerin çok çabuk oluşumuyla [güçlü etkileşme] çok yavaş bozunması [zayıf etkileşme] arasında görülen dengesizlik. İLE/VE/<> Zayıf etkileşimlerle ihlâl edilen yalıtılmış bir düzendeki hadronların, acayiplik sayılarının toplamının sabit olması. )

( STRANGENESS vs./and/<> STRANGENESS CONSERVATION )

( L'ÉRANGETÉ avec/et/<> LA CONSERVATION DE L'ÉRANGETÉ )

( STRANGENESS mit/und/<> STRANGENEßERHALTUNG )


- ACC[Ar.] ile ÂCC[Ar.]

( Bağırma, na're. İLE Kalabalık. )


- ACCEDE vs. EXCEED


- AÇÇELERANDO[İt.]

( Parçanın, çalınırken, gittikçe hızlandırılacağını anlatır. )


- ACCESS vs. EXCESS


- ACCESSION >< RESERVATION

( Antlaşmaya katılım. >< Çekince. )


- ACCIDENT vs. DISASTER


- ACCORDING TO ME vs. FOR ME


- ACCORDING TO YOU vs. ACCORDING TO ME


- ACCUSATION/TO BLAME vs. TO DETERMINE


- ACCUSE vs. BLAME


- ACEB[Ar.] ile A'CEB[Ar.]

( Acabâ, hayret, gariplik, şaşırılacak şey. İLE [daha/çok/pek] Acâyip, tuhaf, garip olan. )


- ACEB[Ar.] ile İDD[Ar.]


- ACEB[Ar.] ile İMR[Ar.]


- ACELE ETMEK ile/değil/yerine HIZLI HAREKET ETMEK

( Hızlı hareket edin ama önce kendi kendinizle barışmanın ve çevreye uyum sağlamanın bir yolunu bulun. )

( Fazla ağırdan almayın ama gereksiz yere acele de etmeyin; yolunuzda ilerleyin yeter. )

( Fazla acele eden kişi, kendini her zaman ya birkaç adım önde ya da birkaç dakika geride bulur. )


- ACELE ETMEK değil/yerine/= İVMEK/ÇABUK DAVRANMAK


- ACELE ETMEK ile SABIRSIZLANMAK

( TO HASTEN vs. TO GROW IMPATIENT )


- ACELE ETMEMELİ!


- ACELE İŞLER değil/yerine/= İVEDİ İŞLER


- ACELE İTİRAZ değil/yerine/= İVEDİ KARŞIÇIKI


- ACELE/ACİLEN/ALELACELE/DERHAL[Fars. der + Ar. ḥāl]/HEMEN[Fars. < HEMÂN] değil/yerine/= İVECE/İVEDİ/EVGİN/ÇABUCAK/ÇABUKÇA/ÇARÇABUK


- ACELECİLİK değil/yerine/= İVECENLİK/EVGİNLİK


- ACELELİKTEN ... değil ACELEDEN / ACELE ETMEKTEN ...


- ACEM-AŞÎRÂN MAKAMI ile ACEM-AŞÎRÂN PERDESİ

( Türk mûsikîsinde kullanılan şed makamlarından biri. İLE Aralıkları birbirine eşit olmayan 24 dereceli Türk mûsikîsi ses dizisinin kaba çârgâhtan başlamak üzere dördüncü perdesinin adı. )


- ACEM-KÜRDÎ ile ACEM-PÛSELİK ile ACEM-RAST ile ACEM-UŞŞAK ile ACEM-ZİRKEŞÎDE

( Türk mûsikîsinde kullanılan birleşik(mürekkeb) makamdır. İLE Tahminen iki yüzyıllık bir birleşik(mürekkeb) makamdır. Acem mürekkebine, bir pûselik beşlisinin eklenmesinden doğmuştur. İLE Adına Kırşehir'li Yusuf'un edvarında rastlanılan makam. [XV. yy.] İLE Adına Müstakimzâde Süleyman'ın dergisinde rastlanılan makam. [XVII. yy.] İLE Adına Kırşehir'li Yusuf'un edvarında rastlanılan makam. [XV. yy.] )


- ACEM[Ar.] ile Acem[Ar.] ile A'CEM[Ar.]

( Harflere nokta koyma. | Türk müziğinde, "mi" notasına yakın bir perde. İLE Arap olmayanlar. | İran'lılar. İLE Arap kavminden olmayan. )


- ACEM ile/ve/<>/= ARAP OLMAYAN


- ACEMBUSELİK[Ar. ACEM + Fars. BÛ-SELÎK] ile ACEMKÜRDİ[Ar. ACEM + Fars. KURD + Ar. Î]

( Klasik Türk müziğinde kullanılan birleşik bir makam. )


- ACEMCE = FARSÇA

( Bu dille yazılmış olan. )


- ACEMÎ[Ar.] ile A'CEMÎ[Ar.]

( Tecrübesiz, toy. | İran'lı. İLE Arap olmayan, İran'lı. | Acemce. | Beceriksiz. | Dilsiz. )


- ACEMİ/LİK ile AMATÖR/LÜK


- ACEMİ ile İŞGÜZAR


- ACEMİ değil/yerine/= TOY


- ACENTE[İt.] değil/yerine/= ARACI KURULUŞ/KİŞİ

( Ücret karşılığında, başkalarının işlerini gören kuruluş ya da kişi. | Vapur ortaklığı ya da banka şubesi. )


- AÇGÖZLÜ/LÜK ile DOYMAZ/LIK

( Aç doyar fakat açgözlü doyamaz. )

( ÂZ ile ... )

( GREED vs. INSATIABLE )

( AVARITIA cum ... )


- AÇGÖZLÜLÜK ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] GREED vs./but/>< NEED
NEED instead of GREED )


- AÇGÖZLÜLÜK ile İŞTAH

( GREED vs. APPETITE )


- AÇGÖZLÜLÜK = TAMAH = AVARICE[İng.] = AVARICE/AVIDITÉ[Fr.]


- ACHARYA

( Eğitimli, bilgili kişi. Saygı terimi. )


- ACHE vs. STITCH



devamı için burayı tıklayınız...

AD... ile başlayan FaRkLaR...

- "... DİYE" ile "... ADINA"


- "...'NIN ADINA" değil ... ADINA


- "ADÂLET YOK" ile/ve/değil/yerine/<> ADÂLET'İ, KENDİN/SEN (YAKIN ÇEVRENDE, OLANAKLARINDA) GERÇEKLEŞTİR (YAŞAT/İHYÂ ET)!


- "ADALET" değil ADÂLET


- "ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BELİRLİ OLUR" değil "ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BİLE BELİRLİ OLUR"


- "ADAMI OLMAK" değil "ADAM OLMAK"


- "ADAMINA GÖRE" ile/değil/yerine ÂDÂBINA GÖRE


- "ADL ETMEK" değil ADDETMEK[Ar.]

( ... DEĞİL Saymak. | Îtibâr etmek. )

( ADD: Sayma, sayılma. | Îtibâr etme, edilme. )


- "ADSIZ NARKOTİKLER" değil ADSIZ NARKOTİK (ARKADAŞ BİRLİĞİ)

( Adsız Narkotik Arkadaşlık Birliği Tel.: 536. 341 01 89 )


- "BEN ..." ile/ve/değil/yerine "ADIM ..."

( [not] "I AM ..." vs./and/but "MY NAME IS ..."
"MY NAME IS ..." instead of "I AM ..." )


- "GÜCÜN" "ADÂLETİ" ile/değil/>< ADÂLETİN GÜCÜ


- "HAYATI/NI YAŞAMAK" ile/değil/yerine ADAM OLMAK


- "İYİ OLMAK" ile/ve/değil/=/||/<>/< ÂDİL OLMAK


- "İYİ" OLMAK ile/ve/değil "ADAM" OLMAK/OLABİLMEK

( Ne yaptıklarımızla/yapabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. İLE/VE/DEĞİL Ne yapmadıklarımızla/yapmayabileceklerimizle orantılıdır/biçimlenir. )

( Koşulları çeşitlidir. İLE/VE/DEĞİL Koşulları belirlidir. )

( Yorum/değer ve değerlendirmelere göre değişebilir. İLE/VE/DEĞİL Yorum gerektirmeyecek kadar sabit ve ortaktır. )

( Her zaman ve her koşulda kişi ve çevresi için iyi olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Her zaman ve her koşulda iyidir/gereklidir. )

( Bazen, bazı artıları ya da eksileri olabilir. İLE/VE/DEĞİL Çok büyük oranda olumludur. )

( Herkes için geçerli olabilir fakat yeterli değildir/olmayabilir. İLE/VE/DEĞİL Herşeyde geçerli ve yeterlidir. )

( Her türlü noktaya/konuma ulaşılabilir belki fakat adam olamadıktan sonra hiçbir anlamı/değeri kalmayacaktır. ["Vali olmuşsun fakat adam olamamışsın!" öyküsü] )


- "KİM OLDUĞUMUZ" ile/ve/değil/yerine/< ADAM OLUP OLMADIĞIMIZ


- "NE OLDUĞUNUN BİR ÖNEMİ YOK" değil ADINI, NE KOYDUĞUMUZUN BİR ÖNEMİ YOK/OLMAYABİLİR


- "PERŞEMBE'NİN GELİŞİ, ÇARŞAMBA'DAN, BELİRLİ OLUR" ile/<> "ADAM OLACAK ÇOCUK, BOKUNDAN BELİRLİ OLUR"


- "YASALARA UYMAK" ile/ve/değil/yerine/||/<> ADÂLET


- [ne yazık ki]
(")GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET(") =/||/> ADÂLETSİZLİK


- [ne yazık ki]
DÜŞÜNEMEMEK ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> ADLANDIRAMAMAK/ANLAMLANDIRAMAMAK


- [ne yazık ki]
KORNA:
"SELÂMLAMA/VEDÂLAŞMA" ile/ve/||/<> "TEPKİ GÖSTERME" ile/ve/||/<> "ADÂLET ARAMA/SAĞLAMA"


- A-DEM değil ÂDEM


- A'DÂD[Ar. < ADED] ile A'DÂD[Ar. < ADAD, ADUD] ile A'DAD[Ar.]

( Sayılar. İLE Sâidler, bâzular, kollar. | Havuz kenarındaki büyük ve düş taşlar, duvarlar. İLE Kolu ince, kısa kollu kişi. )


- ABLATİF[Lat.] değil/yerine/= ADIN -DEN DURUMU [ÇIKMA/KAYNAK DURUMU]


- AÇIKLAMA/SI ile AD/I(/İSİM)

( EXPLANATION [OF ...] vs. THE NAME [OF ...] )


- AD KOYMADA, DOĞUMUN:
ZAMAN/I ile/ve/<> YER/İ

( Orta Afrika Cumhuriyeti'nde, çocukların adları, doğdukları yer ve zamana göre konuluyor. [Mbonsol: Ağacın altı. | Maseke: Dere kıyısı.] )

( Kişi, ahırda doğdu diye at olmadığı gibi, "nereli" olduğunun ve/ya da adının ne konulduğunun da belirleyiciliği yoktur/olmaz! )


- ad lib.[Lat. < AD LIBITUM] değil/yerine/= İSTEĞİNİZE GÖRE, İSTEDİĞİNİZ KADAR


- AD TAMLAMASI ile SIFAT TAMLAMASI


- AD TÜMCESİ ile EYLEM/YÜKLEM(FİİL) TÜMCESİ


- AD:
ULÛHİYET ile/değil RUBÛBİYET


- AD(A) değil ADLARDA OLAN(A)


- AD(İSİM):
VAROLANLARA VERİLİŞİNE GÖRE ile/ve/<> VAROLANLARIN SAYISINA GÖRE

( Özel ad. | Tür adı. İLE/VE/<> Tekil ad. | Çoğul ad. )


- AD(İSİM) ile YÜKLEM(FİİL)

( [Hareket ve zaman ...] Yok. İLE Var. )


- AD/I ile/ve/değil/yerine TAD/I

( Sarışının adı var, esmerin tadı var. )

( NAME vs./and TASTE )


- AD/İSİM ile/ve/<>/||/değil/yerine EYLEM/İCRAAT


- AD/İSİM ve/<> İMGE

( Dışarıdan. VE/<> İçeride/zih(n)inde. )


- AD ile AD TÜMCECİĞİ

( NOUN vs. NOUN CLAUSE )


- AD ile ADD[Ar.]

( Birini, bir şeyi anlatmaya, tanımlamaya, açıklamaya, bildirmeye yarayan söz, isim, nam. | Herkesçe tanınmış ya da işitilmiş olma durumu. | Canlı ve cansız varolanları, duygu ve düşünceleri, çeşitli durumları bildiren sözcük, isim. İLE Sayma. | Sayılma. )


- AD ile BAŞLIK


- AD ile İSİM


- AD ile/ve ÖNAD/SIFAT

( Ayırd edici. İLE/VE Nitelendirici. )

( Sıfatı, ad yapabiliriz fakat adı, sıfat yapmamalı ya da titiz davranılmalıdır. )

( NAME vs./and CAPACITY )


- AD ile/ve/değil/||/<>/< ÖRÜNTÜ


- AD ile/ve/<>/< ÖZ


- AD ile/ve TAKMA AD

( İSİM ile/ve MAHLAS/MÜSTEÂR[< ÂRİYYET], LÂKAB )

( NAME vs./and NICKNAME )


- AD ile/ve TERİM ile/ve KAVRAM

( Tek başına anlaşılır olan ve zaman bildirmeksizin bir anlamı gösteren lafız addır. İLE/VE ... İLE/VE ... )


- AD ile/ve/||/<> TÖZ(CEVHER)

( ... ile/ve/||/<> TÖZ: Çadırın direği. | Adın, adlandırdığı. )


- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


- ADA BALIĞI = AMBER BALIĞI

( Balinagillerden, boyu 25 metreye kadar çıkabilen, başı büyük, dişli, çok yırtıcı bir balık. )

( CATODON MACROCEPHALUS )


- ADA TAVŞANI ile AMERİKA TAVŞANI ile ARAP TAVŞANI ile DAĞ TAVŞANI ile YABAN TAVŞANI


- ADA(N)MAK ile/ve VAKFETMEK

( TO (GET) DEVOTE vs./and TO DONATE )


- ADA ile ADA

( Her tarafı, su ile çevrili kara parçası. İLE Çevresi, yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. )


- ADA ile/ve ARAL

( Dört tarafı denizle kaplı kara parçası. İLE/VE Takımada. )

( CEZÎRE[çoğ. CEZÂİR] ile/ve ... )

( CEZ ile/ve ... )


- ADA ile ATOL[Maldiv yerlileri dilinde]

( ... İLE Mercanların biraraya toplanmasıyla oluşmuş, halka biçiminde adacık, mercanada. )


- ADA ile/ve/değil/< BATMAYAN (KÜÇÜK/BÜYÜK) DAĞ/TEPE


- ADA ile KANARYA ADALARI

( Köpek Adası[Insula Canaria]. Kuşlar adaya değil, Kanarya Adası, kanarya kuşlarına köpek anlamına gelen adını vermiştir. )


- ADA ile MERCANADA/ATOL[Maldiv Adaları yerlilerinin dilinden]

( ... İLE Su yüzüne kadar çıkan mercan resiflerinden oluşmuş ada. | Mercanların biraraya toplanması ile oluşmuş, halka biçiminde adacık. )


- ADA ile TAKIMADA

( Deniz ya da göl suları ile çevrilmiş küçük kara parçası, cezire. | İkinci yoldan ana yola güvenli çıkışı sağlamak için tali yolun sağ tarafına yapılan, çizgilerle ayrılmış bölüm. | Kavşaklarda trafiği düzenleyici, yönlendirici ya da ayırıcı olmak üzere bordürle sınırlandırılmış ya da yer çizgileriyle belirlenmiş alan. | Çevresi yollarla belirlenmiş olan arsa ve böyle bir arsayı kaplayan yapılar topluluğu. İLE Birbirine yakın büyüklü küçüklü birkaç adanın tümü. )


- ÂDÂB-I MUAŞERET değil/yerine/= GÖRGÜ KURALLARI


- Âdâb/erkân için SUS!!!


- ÂDÂBA MUGAYERET değil/yerine/= GÖRGÜYE AYKIRILIK



devamı için burayı tıklayınız...

AF... ile başlayan FaRkLaR...

- "AFERİM" değil AFERİN


- "AFİLLİ" değil AFİLİ[Yun. < AFİ]

( Gösteriş, çalım, caka. )


- [ya] TÖVBE ile/ve/ya da/||/<>/> AFFETME


- A'FET[Ar.] ile ÂFET[Ar.]

( Solak. | Pek akılsız kişi. | En güç şey. İLE Büyük felâket, belâ. | [mec.] Çok güzel insan. )


- ACIMA(MA) ile/ve/||/<> AFFETME(ME)

( ... İLE/VE/||/<> Acıma(ma) düşüncesi/duygusu barındırabilir de, barındırmayabilir de. )

( Tüm varolanlar için geçerli olabilir. İLE/VE/||/<> Sadece insan için geçerlidir. )

( Nesnesine ve/ya da olgusuna, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi olmayabilir/olmaz. İLE/VE/||/<> Kişisine ve/ya da kendine, doğrudan ve/ya da dolaylı etkisi/katkısı/artısı olabilir/olur. )


- AF ile/ve İSTİĞFAR

( Cezası saklı olarak, ceza almama. İLE/VE Tüm yanlış/ceza kayıtlarının silinmesi. )


- AF ve/||/<>/>/< MAĞFİRET[< GUFRÂN]


- AFAK[Fr.] ile/ve/||/<>/> AFAKİ[Fr.]

( Göz merceği olmayan göz. İLE/VE/||/<>/> Göz merceği yokluğu. )


- ÂFAK ile/ve ENFÜS

( Bir şeyi anlatmak için şeriat erbabı âfaktan, hakikat erbabı ise enfüsten örnek verir. )


- ÂFAK ile İNSAN


- AFAKAN değil HAFAKAN

( ... DEĞİL Istırap, sıkıntı. | Mustarip olmak ve deprenmek. | Yürek oynaması. )


- ÂFÂKÎ ile/ve/<> İZÂFÎ ile/ve/<> KEYFÎ


- AFAL AFAL (BAKMAK)

( Şaşkın bir biçimde bakmak. )


- AFALAMAK değil AFALLAMAK


- AFARACI

( Harman yerinde vs. toplamakta çalıştırılan işçilere verilen ad. )


- AFAZİ ile AFONİ

( Söz yitimi. İLE Ses yitimi. )


- AFAZİ ile DİZARTRİ

( Edinilmiş bir dil bozukluğu. [Beynin hasar görmesi, inme oluşması gibi durumlarda ortaya çıkar.][Genellikle beynin sol bölgesinde oluşan hasarlarda görülür. İLE Konuşma kaslarının zarar görmesi sonucunda ortaya çıkar. )


- AFAZİ ile/ve/||/<> PERSEVERASYON

( Söz yitimi. İLE/VE/||/<> Bir sözcük ya da sözcük dizisinin, hastanın direnci[ihtiyârı] dışında sürekli olarak kullanılması.[Afazik bir bozukluk çeşididir.][Organik serebral reaksiyonlarda ve demanslarda görülür.] )


- AFEKT[Fr.] değil/yerine/= İLK DUYUM SARSINTISI


- AFEKT/AFFECT[İng.] değil/yerine/= DUYGULANIM


- AFERENT/AFFERENT[İng.] değil/yerine/= GETİRGEN


- AFEREZ:
UYGULANAN KİŞİYE GÖRE
ile/||/<>
AYRIŞTIRILAN KAN BİLEŞENİNE GÖRE

( Uygulanan kişiye göre...
Tedavi edici. VE Bağışçı aferezi.
[Eğer bir hastalığı düzeltmek için yapılıyorsa "tedavi edici aferez" denilir. Örneğin, bir kas hastalığı olan Myastania Gravis gibi hastalıklarda uygulanan yöntem bu bölüme girer.
VE
Bağışçı aferezi, genelde kan bankacılığı ve kök hücre uygulamalarında kullanılır. Örneğin, kan bankasında, bağışçılardan, isteğe göre kan pulcukları (trombosit-platelet), plazma, kırmızı küre(eritrosit) ve kemik iliği aktarımı bağışçısından, kök hücre toplanması, bu bölüme girer.]

İLE/||/<>

Ayrıştırılan kan bileşenine göre...
A. Sitaferez[herhangi bir bileşenin uzaklaştırılması]
1) Lökaferez[Beyaz kürelerin uzaklaştırılması]
Granülosit Aferezi
Lenfosit Aferezi
Kök Hücre Aferezi

2) Tromboferez[kan pulcuklarının uzaklaştırılması]

B.Komponent Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Plazma Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Eritrosit Değişimi

C. Seçici Aferez
Cascade Filtrasyonu (Çift Filtrasyon)
LDL Aferezi (Lipid Aferezi)
Fotoferez
Yapay Karaciğer Desteği (KC Diyalizi)
Sepsis Uygulamaları )


- AFEREZ[Fr.] ile AFEREZ

( Sözcük başındaki bir sesin düşmesi, ön ses düşüm. İLE Kan/aferez bağışı. )


- AFERİN ile/ve/||/<> DUA


- AFERİST[Fr.] değil/yerine/= VURGUNCU, ÇIKARCI, DALAVERECİ


- ÂFET[Ar.] ile ÂFÂT[Ar. < ÂFET]

( Büyük felâket, belâ. | [mec.] Çok güzel insan. İLE Belâlar, musibetler. )


- ÂFET ve/<> BİSİKLET

( Âfetlerde, -bireysel- tek çözüm ve ulaşım aracı, bisiklettir. )


- ÂFET değil/yerine/>< İFFET


- ÂFET değil/yerine/= KIRAN/ÖLEK


- AFET >< SİRET

( Sîret[yürüyüş, yol alış, iş tutuş], âfete[belaya, musibete, sıkıntıya, derde] kalkandır... )


- ÂFETLER:
SEMÂVÎ ile/ve/||/<> MÜKTESEP

( ÂFÂT-I SEMÂVİYE ile/ve/||/<> ÂFÂT-I MÜKTESEBE )


- ÂFETLERDE ENGELİN/SORUNUN/ÖLÜMÜN:
"AZALTILMASI" ile/ve/değil/||/<>/< ARTMASINI ENGELLEME

( )


- AFFECT vs. EFFECT


- AFFEDEBİLMEK ile/ve/||/<> SABREDEBİLMEK ile/ve/||/<> VAZGEÇEBİLMEK

( [Kişiyi] Farklı kılar. İLE/VE/||/<> Güçlü kılar. İLE/VE/||/<> Kendi kılar. )


- AFFEDEBİLMEK ile/ve/değil/yerine/||/<> VAZGEÇEBİLMEK

( [not] FORGIVE vs./and/but/||/<> FORGET
FORGET instead of FORGIVE )


- AFFEDEBİLMEK ve/||/<> VEFÂ


- AFFETMEK ile/ve/değil/yerine GÖZARDI ETMEK

( [not] TO FORGIVE vs./and/but TO IGNORE
TO IGNORE instead of TO FORGIVE )


- AFFETMEK ile/ve/||/<>/< KABUL ETMEK


- AFFETMEK ile UNUTMAK ile BARIŞMAK

( TO FORGIVE vs. TO FORGET vs. RECONCILIATION )


- AFFETMENİN DEĞİŞTİRDİĞİ:
GEÇMİŞ değil GELECEK


- AFFIRMATION vs./and AFFIRMATION THE NEGATIVES IN NEGATORY


- AFFLUENCE vs. OPULENCE vs. WEALTH


- AFGAN KIZI ve LENA


- AFGANİSTAN ve/=/||/<> PEŞTUCA

( ... VE/=/||/<> Afganistan'da konuşulan, resmî dil. )


- AFÎF[< İFFET]

( İffetli, nâmuslu, temiz. [eriller için] )


- AFİLİYASYON/AFFILIATION[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIM


- AFİLİYE/AFFILIATED[İng.] değil/yerine/= BAĞLAŞIMLI (KURUM)


- AFİNİTE[Fr.] değil/yerine/= İLGİ, BAĞ | DÜZLEMDE NOKTASAL DÖNÜŞÜM BİÇİMİ[MATEMATİK]


- AFİNİTE/AFFINITY[İng.] değil/yerine/= ÇEKİM GÜCÜ


- AFİRMASYON[Fr.] değil/yerine/= KESİNLEME


- AFİŞ[Fr.] ile AFİŞE[Fr.]

( Resimli duvar ilanı. İLE Görülür durumu getirme. )


- AFİTAL[Fr.] değil/yerine/= BİTKİSİZ


- AFİYET OLSUN değil/yerine/= YARASIN


- ÂFİYET/SIHHAT değil/yerine/= SAĞLIK/ESENLİK


- AFONİ[Yun.] ile AFTONJİ[Fr.]

( Ses yitimi. İLE Ses çıkarma yetisinin kaybolması. )


- AFORİZMALAR ile/ve/||/<> BAHANELER


- AFOROZ[Yun.]["AFAROZ" değil!] değil/yerine/= DIŞLAMA | DARILMA, KONUŞMAMA

( Hristiyanlıkta kilise tarafından verilen cemaatten kovma cezası. | Darılıp biriyle konuşmama, ilgiyi kesip kendinden uzaklaştırma, toplum dışılama. )


- AFRA TAFRA (YAPMAK)


- AFRİKA FİLİ ile/ve ASYA FİLİ

( Daha iri. İLE/VE Daha küçük. )

( Her biri, her gün 200 kilo ot yer. )

( Hortumları, 3 metre uzunluğunda ve 200 kilo ağırlığındadır. [4 litre suyu bir anda çekebilecek yapıdadır.] [Ucundaki parmak benzeri bölümler sayesinde tek bir pirinç tanesini yerden alabilecek kadar duyarlıdır.] [Bir aslanı tek darbede öldürebilecek kadar güçlüdür.][Gövdemizdeki tüm kasların toplamından 100 kat daha fazla kas bulunur.] )

( Ayak uclarında yürürler. [Tabanı ile topuk kemiği arasında kalın ve yüksek bir kıkırdak tabakası bulunur.] )

( Koşamaz ve zıplayamazlar fakat yürüyüşleriyle saatte 25 km. hıza ulaşabilirler.] )

( Öteki fillerin 10 km. öteden gelen düşük frekanslı sesleri ayaklarıyla duyabilirler. )

( Yunuslar ve bazı primatlar gibi kendilerini aynada tanıyabilirler. )

( Her gün, 100 litre su içmeleri gerekmektedir. [her bir emişte 8 litre su içebilmektelerdir] )

( Günde, sadece 2 saat uyurlar. )

( Sürü önderleri dişillerdir. )

( Ortalama ömürleri 50 yıldır. [80 yaşına kadar yaşamış olanı da vardır.] )

( Az sayıda doğal düşmanı olan filler genellikle yaşlandıkça aşınan dişlerinden dolayı aç kalarak ölürler. )

( Ölülerini sık sık ziyaret ederler. [Ölenlerin kemik ve dişlerini hortumlarıyla okşarlar.] )

( Gebelik süresi en uzun hayvan. [22 ay / 600-360 gün] )

( Her bir filin kan damarları, kendine özgü bir yapı sergilediğinden, tıpkı insandaki parmak izi gibi ayırt ettirici özelliğe sahiptir. )

( Filler, ehllileştirilebilir fakat evcilleştirilemez. )

( En yakın akrabaları denizinekleri[yaşayan] ve damanlardır. )

( Ayaklarıyla sismik hareketleri duyarlar ve çeşitli göç ve hareketlerini yeraltı verilerine[verilerinden aldıkları yorumlara] göre de belirlemektelerdir. )

( NEHÎM[Ar.]: Aslan kükremesi ve fil sesi. )

( Fil )

( Tek başlarına hareket edebilirler. İLE/VE Ancak/daha çok eşleriyle birlikte hareket ederler. )

( Zıplamayan tek memelidir. )

( )

( )

( Afrika'da, 1980'de 1 milyonu aşkın olan fillerin sayısı, günümüzde[2020] 300 bin civarındadır ne yazık ki. :( ((( )

( PÎL
PÎLESTE: Fildişi. )

( AFRICAN ELEPHANT vs. INDIAN ELEPHANT )

( ELEPHAS )

( EL ELEFANTE )



devamı için burayı tıklayınız...

AG/Ğ... ile başlayan FaRkLaR...

- ... ŞEMASI ile ... AĞACI


- "AĞLAMAMAK" değil/yerine AĞLATMAMAK


- "AĞZINI HAYR'A AÇ!" ile/ve "AĞZINDAN YEL ALSIN!"


- "ASİL" ile/değil AĞA


- "BASKI (YAPMAK)" ile "AĞIRLIK (KOYMAK)"


- "CENAZEYE GİDİYORUM" ile/değil/yerine "AĞLAMAYA GİDİYORUM"

( Lazlar ve Mingreller, cenazenin adı yerine halini ifade etmeyi tercih ederler. )


- "SADECE" ve/<> "AĞIRLIKLA"/YOĞUNLUKLA

( ONLY vs./<> IN "HEAVINESS"/DENSITY )


- "SERT" ile/ve "AĞIR"


- "ZORUMA GİDİYOR" ile "AĞIRIMA GİDİYOR"


- (")YÜK(") ile/ve/değil/yerine AĞIRLIK

( [not] (")FREIGHT(") vs./and/but BURDEN
BURDEN instead of (")FREIGHT(") )


- á=Acute accent ile à=Grave accent ile â=Circumflex ile ä=Umlaut ile ã=Tilde ile å=Aring


- ABARTMA ile AĞDALAMA


- Ac ile Ag

( Aktinyum öğesinin simgesi. İLE Gümüş öğesinin simgesi. )


- ACI ile AĞRI

( PAIN vs. ACHE )


- ADAGIO[İt.] değil/yerine/= AĞIR AĞIR, YAVAŞ YAVAŞ


- AFT[Yun.] ile AĞIZ YARALARI

( Vitamin eksikliğinden ya da alerjiden kaynaklanan ağız yaraları. )


-

( Ak. )


- AĞ(NETWORK) KABLOSUNDA

( ÇENTİK ALTTA ve SOLDA)
(SOLDAN SAĞA)
TURUNCU-BEYAZ
TURUNCU
YEŞİL-BEYAZ
MAVİ
MAVİ-BEYAZ
YEŞİL
KAHVERENGİ-BEYAZ
KAHVERENGİ )


- AĞ[Azr.] = BEYAZ[Tr.]


- AĞ ile AĞ

( İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmış örgü. | Örümcek gibi bazı hayvanların salgılarıyla oluşturdukları örgü. | Ülke geneline yaygınlaştırılmış örgü, şebeke. | Oyun alanını ortadan ikiye bölen, iple yapılmış örgü. İLE Donun ya da pantolonun, apış arasına gelen yeri, apışlık. )


- AĞ ile/ve BAĞ


- AĞ ile/ve/değil/||/<>/>/< BAĞ


- AĞ ile/ve BÜTÜNLÜK


- AĞ ile KOZA

( PÎLE: İpek kozası, ipek. )

( WEB vs. COCOON )


- AĞ ile ÖRÜMCEK AĞI

( ... ile BEYT-İ ANKEBÛT, BEYT-ÜL-ANKEBÛT )

( ... ile MEGES-GÎR, TÂR-I ANKEBÛT, TENE, TENTE )

( WEB vs. COBWEB )


- AGA ile AĞA

( Babacan, mert, kalender kişi. İLE Kırsal kesimde, geniş toprakları olan, güçlü, sözü geçen, varlıklı kişi. | Halk arasında sayılan ve sözü geçen kişilere verilen san. | Büyük kardeş, ağabey. | Okur-yazar olmayan, yaşlıca kişilerin, adlarıyla birlikte kullanılan san. | Osmanlı döneminde, kimi örgütlerin başında bulunanlara verilen resmi san. )


- AĞABEY/ABİ ile/değil ABİ[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Toplantılarda giyilen, kara, uzun ceketinin ön tarafı kesik tören giysisi. )


- AĞAÇ (EV) ile/ve/değil AHŞAP (EV)/HIMIŞ


- AĞAÇ DALI ile CADI ÇEKİRGESİ

( ... İLE Ağaç dalı görüntüsünde olduklarından dolayı ve hafiflikleri nedeniyle dalların ucunda kendilerini saklarlar. )

( ... İLE Dışkıları bile sopaya benzer. )

( ... İLE Öteki böceklerden korunmak üzere, göz yaşartıcı gazı çıkaran bezi bulunmaktadır. )


- AĞAÇ KESİTİ ile/ve/||/<> İNSAN PARMAK İZİ

( image )


- AĞAÇ KURBAĞASI ile KIRMIZI GÖZLÜ AĞAÇ KURBAĞASI

( ... İLE Yan taraflarında mavi-sarı çizgiler taşıyan yeşil bir gövdesi, turuncu ayak parmakları ve ateş kırmızısı gözleri vardır. )

( ... İLE Kosta Rika'da yaşarlar. )

( ... İLE Çıngıraklı yılanın yavrusu gibi ses çıkarırlar fakat tamamen zararsızlardır. )

( Bazı zehirli kurbağa türü dışında çoğu kurbağa türü tehlikeli değildir fakat öyleymiş gibi görünecek biçimde evrimleşmişlerdir. )

( BATES TAKLİDİ: Henry Walter BATES [1852 - 1892 yılları arasında Alfred Russel ile Amazon'larda yedi yıllarını geçirerek bilim dünyasına 8000 yeni tür kazandırmışlardır.] )


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE[Yun.]/BALSAM[Fr.] ile AKAMBER[AKAMBAR değil]

( Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı nesnesi. | Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay nesne. İLE Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. )


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE ile AKGÜNLÜK

( ... İLE Tütsü olarak yakılan bir ağaç sakızı türü. )


- AĞAÇ/ÇAM SAKIZI/REÇİNE[Yun.] ile AKINDIRIK/AKMA


- AĞAÇ ve/||/<>/> 9 DAL


- AĞAÇ ile ACI AĞAÇ/KAVASYA[Fr. < QUASSIA]

( ... İLE Sedef otugillerden, sıcak ülkelerde yetişen, kabuğu ve odunu hekimlikte kullanılan küçük bir ağaç. )

( ... cum QUASSIA AMARA )


- AĞAÇ ile AĞAÇ BİLGİSİ ile AĞACIN BİLGİSİ


- AĞAÇ ile AĞAÇ MİNESİ

( ... İLE Mine çiçeğigillerden, bahçelerde süs bitkisi olarak yetiştirilen, kırmızı, mor çiçekli bir ağaççık. )

( ... cum LANTANA )


- AĞAÇ ile AĞAÇÇIK

( ... İLE Taflan gibi dalları dibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç. )


- AĞAÇ ile AĞAÇSI/AĞACIMSI

( ... İLE Ağacı andıran, ağaca benzeyen, ağaç gibi. )


- AĞAÇ ile AKAĞAÇ

( ... İLE Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan, beyaz kabuklu bir türü. )

( ... cum ZELKOVA CARPINIFOLIA )


- AĞAÇ ile AKAR AMBER

( ... İLE Asya ve Amerika'da yetişen, odunu ceviz ağacınınkine benzeyen, güzel kokulu öz suyu olan büyük bir ağaç. )

( ... cum LIQUIDAMBAR OREINTALIS )


- AĞAÇ ile AKÇAAĞAÇ/İSFENDAN[Fars.]

( ... İLE Akçaağaçgillerden, süs ağacı olarak da dikilen, tahtası hafif ve sağlam bir ağaç. )

( ... cum ACER )


- AĞAÇ ile ANANAS

( ... İLE Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın çam kozalağına benzeyen, iri, güzel kokulu, lezzetli meyvesi. )

( ... cum ANANAS SATIVUS )


- AĞAÇ ile ANZAROT[Ar. < ANZARUT]

( ... İLE Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç. | Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. )

( ... cum SARCOCOLLA )


- AĞAÇ ile ARDAK

( ... İLE İçten çürümeye başlayan ağaç. )


- AĞAÇ ile AVİZE AĞACI

( ... İLE Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı. )

( ... cum YUCCA GLOSIOSA )


- AĞAÇ ile BAKAM/BAKKAM[Ar.]

( ... İLE Baklagillerden, odunundan kırmızı boya çıkarılan bir ağaç. )

( ... cum HAEMATOXYLON CAMPECHIANUM )


- AĞAÇ ile/ve BAOBAB

( ... İLE Afrika'ya özgü bir ağaç. [MORONDAWA-MADAGASKAR] )


- AĞAÇ ile/ve BEŞÂM[Ar.]

( ... İLE Hicaz'da yetişen ve misvak yapılan hoş kokulu bir ağaç, balsama ağacı. )


- AĞAÇ ile BETÎL[Ar.]

( ... İLE Salkımları sarkık olan ağaç. )


- AĞAÇ ile DİKENLİ DİDİERA AĞACI


- AĞAÇ ile DİNAMİT AĞACI

( ... İLE Dokunulduğunda ölüme götürebilir. Üzerinde bulunan zehirli meyvelerini de 25 m.'ye kadar fırlatabilir ve bu sırada etrafa yaydıkları kimyasallarla tüm canlılara zarar verebilir. )


- AĞAÇ ile EJDERHA KANI AĞACI


- AĞAÇ ile FERYAL

( ... İLE Güzel, iyi görünümlü, olgunlaşmamış ağaç. | Işık saçan kadın. )


- AĞAÇ ile/ve FİTZROYA

( ... İLE/VE Güney Amerika'ya özgü bir ağaç. )


- AĞAÇ ile GÜRGEN

( ... İLE Gürgengillerden, Karadeniz kıyılarındaki ormanlarımızda çokça yetişen bir ağaç. )

( ... cum CARPINUS BATULUS )


- AĞAÇ ile HAYAT AĞACI

( ... İLE Beyinciğin kesitinde, dıştaki bozmadde bölümüne yayılarak, dallanma gösteren akmaddenin oluşturduğu ağaç biçimi. )


- AĞAÇ ile JABUTICABA AĞACI


- AĞAÇ ile KALEMBEK(Hint Denizi'ndeki bir adanın adından)

( ... İLE Bir cins kokulu sandal ağacı, yalancı öd ağacı. | Bir cins mısır. )


- AĞAÇ ile KARAAĞAÇ/NÂRVEN[Fars.]

( ... İLE Karaağaçgillerin örnek bitkisi olan, kerestesi değerli bir ağaç. )

( ... cum ULMUS )


- AĞAÇ ile KIZILAĞAÇ/KIZILSÖĞÜT

( ... İLE Gürgengillerden, dişil çiçekleri küçük ve sarımtırak, eril çiçekleri püskül biçiminde olan, boyu 30 metre kadar olabilen, kerestesi kolay işlenebilir bir ağaç. )

( ... cum ALNUS )


- AĞAÇ ile KIZILCADİŞİ

( ... İLE Yüksekliği 4-5 metre olan, beyaz çiçekli bir ağaççık. )

( ... cum CORNUS SENGUINEA )


- AĞAÇ ile/ve LADİN

( ... İLE 50-60 metre yüksekliği olan ağaç. )



devamı için burayı tıklayınız...

AH... ile başlayan FaRkLaR...

- "AHLÂKSIZLIK" ile/değil AHLÂK ÖLÇÜTLERİNİN BULUNMAMASI


- "MEMUR" ile/değil/yerine AHBAB


- "VİCDÂNÎ" DİN ve/+/||/<> AHLÂKSIZLIK


- (HÜCCETÜL İSLÂM / İMAM / EBÛ HAMİD) GAZZÂLÎ ile/ve AHMET GAZZÂLÎ

( ... İLE/VE Kardeşi. )


- [ne yazık ki]
BAĞNAZ ile/ve/||/<> AHMAK ile/ve/||/<> KÖLE

( [Mantık ...] Yürütmeyen. İLE/VE/||/<> Yürütemeyen. İLE/VE/||/<> Yürütmekten korkan. )


- [ne yazık ki]
GÜVENSİZLİK ile/ve/||/<> BENCİLLİK ile/ve/||/<> AHLÂK

( )


- AÇIK SÖZLÜ ile/değil AHMAK


- ACZ ve AH


- ADÂLET ile/ve AHKÂM


- AĞAÇ (EV) ile/ve/değil AHŞAP (EV)/HIMIŞ


- AĞIL/ARKAÇ ile/ve/<> AHIR

( Üstü açık. İLE/VE/<> Üstü kapalı. )


- AH

( DÛD-I DİL, AŞK ATEŞİNİN DUMANI )


- AH U ENÎN


- AH-VAH (ETMEK)


- AH-VAH ETMEMELİ!


- AH[Ar.] ile ÂH[Ar.] ile ÂH[Ar.]

( Ah, yazık. İLE Kardeş. | Dost. İLE Âferin, bravo anlamına kullanılır. )


- AH ve/<> ALLAH


- AH ile/ve/> AMAN ile/ve/> YETİŞ[MEDED]

( 66 ile/ve/> 92 )

( ALLAH ile/ve/> HZ. MUHAMMED ile/ve/> HZ. ALİ )

( Allah, din ile, mezhep ile bulunmaz, aşk ile bulunur. )

( Bazıları Allah'ı aramaya Hicaz'a giderler. Aklı yetenler, Allah'ı aramak için bir adım atarlarsa kâfir olur. )

( AH diyene, AMAN edilir. )

( Allah'tan, AH edersin; AMAN'ı, Hz. Muhammed'den dile. )


- AHAD[Ar.] ile ÂHÂD[Ar. < AHAD] ile AHADD[Ar. < HADD]

( Bir. [sayı] | Kişi, kimse. İLE Birler, birden dokuza kadar olan sayılar. İLE [daha/çok/pek] Keskin. )


- AHÂDİYET SAFHALARI

( * AHÂDİYY-ÜL KESRE
* AHÂDİYY-ÜL EF'AL
* AHÂDİYY-ÜS SIFÂT
* AHÂDİYY-ÜL AYN
* AHÂDİYY-ÜZ ZÂT )


- AHÂDİYET ile/ve/<> UHÛDİYET

( Karanlık. İLE/VE/<> Aydınlık. )


- AHÂDİYET ile/ve/||/<> ULÛHİYET


- AHÂDİYET ile/ve VÂHİDİYET

( Tüm. İLE Tüme ait bir parça(-özellikle- "bütün"e(/"ün) değil!). | Birlik, teklik, bir olma, tek olma. )

( Kıyısı yoktur. İLE/VE Kıyısı vardır. )

( Bahr-ı ahadiyet(rahmaniyet denizi)(Suyu acı). İLE Yemm-i vahidiyet(rahimiyet denizi)(Suyu tatlı). (Bu iki denizin suları birbirine karışmaz) )

( Ahâdiyet, ağacın görünmeyen kökü ve özü. Vahidiyet, görünen gövde, dal, yaprak ve meyveleridir. )

( Vahidiyet âleminde mânâdaki kesret ahadiyet, maddedeki kesret ise hayaldir. Maddede vücut ve mevcudiyet yok, sadece hayal vardır. )

( Tûba Ağacı(Vahidiyet Ağacı). Kökleri yukarıda, dalları aşağıda olan ağaç. Devamlılık arz eder. Görünmeyen yaşam ağacıdır. )

( Bir. Siyah nur. Asıl. Enerji olarak Enerji. İLE Herhangi bir. Vahitler arası ilişki. Birden türemiş birlerin birleşimi. Işık/ısı enerjisi olarak enerji. )

( AHADİYET'İN: ÇİÇEĞİ: LÂLE AĞACI: SERVİ SAZI: NEY SİMGESİ: HİLÂL MEYVESİ: HURMA (BULUNMADIĞI YERDE ERİK) ZİKRİ: HU EBCED: HÜVE = 5 + 6 ( İslâm'ın şartları. + İman'ın şartları. )

( RİSÂLE-İ ELİFİYE - İBN ARABİ )

( VAHDET = İLİŞKİ )

( VAHDETNÂME )

( TÜMEL ile/ve GENEL )


- AHÂDİYET ile ZÂT

( Birlik. İLE Öz. )

( Özellikle Allah'ın birliği. İLE İnsanın özü. )


- AHAM BRAHMASMI / TAT TWAM ASI

( Ben Brahma'yım / Sen de O'sun. (Upanişad'lardan) )


- AHAMKARA

( Benlik, ego. Benlik aşıldığı zaman karma yasasının işleyişi, bu bilinç düzeyindeki insan için geçerli olmaktan çıkıyor. Karma'nın etkisinden kurtulan, 'samsara' denilen doğum-ölüm döngüsünün de dışına çıkmış oluyor. )


- AHBAP değil/yerine/= TANIDIK/TANIŞ


- AHBÂS[Ar. < HABS] ile AHBÂZ[Ar. < HUBZ]

( Su bentleri. | Su bentleriyle meydana getirilen havuzlar. | Hapisler, zindanlar. | Gayr-i meşrut vakıf durumunda bulunan topraklar ya da binâlar. İLE Ekmekler. )


- AHBEL[Ar.] ile AHBEL[Ar.]

( Böğrülce danesi. İLE Divâne, deli, kaçık. )


- AHBS/FAMILY PHYSICIAN INFORMATION SYSTEM[İng.] değil/yerine/= AİLE HEKİMLİĞİ BİLGİ SİSTEMİ


- AHÇI değil AŞÇI

( ... değil TABBÂH[< TABH | çoğ. TABBÂHÎN], TÂBİH[< TABH] )

( ... değil ÂŞ-PEZ )


- AHD-İ ATİK ile/ve/||/<>/> AHD-İ CEDÎD

( Tevrat. İLE/VE/||/<>/> İncil. )


- AHD[Ar.] ile MÎSÂK[Ar.]


- AHDA'[Ar.] ile AHDA'[Ar.]

( [daha/çok/pek] Alçak gönüllü, halîm, itaatli. İLE En hud'acı, çok aldatıcı. | Kişinin ensesine yakın iki damar. )


- AHDE VEFÂ değil/yerine/= SÖZEBAĞ


- AHDEB[Ar.] ile AHDEB[Ar.]

( Kambur. İLE Kimsenin oy ve düşüncesini beğenmeyen. Uzun boylu ahmak. )


- AHDER[Ar.] ile AHDER[Ar.]

( Şaşı. İLE Kardeş çocuğu, yeğen. )


- AHDETMEK değil/yerine/= SÖZ VERMEK


- AHDÎ[Ar.] değil/yerine/= ANTLAŞMA/YA GÖRE/GEREĞİ OLAN


- AHED ve/<> AHMED

( Mim, eti/gövdeyi simgeler. )


- ÂHEK-İ[Fars.: Kireç.]:
SİYAH ile TEFTE

( Neme dayanıklı bir çeşit çimento. İLE Sönmemiş kireç. )


- AHENK(ARMONİ) değil/yerine/= UYUŞUM


- AHER:
NİŞASTA ile/ve/||/<> PİRİNÇ


- AHESTE AHESTE


- AHFÂ[Ar. < HAFÎ] ile/ve/||/<> AHFİYE[Ar. < HIFÂ]

( [daha/pek/çok] Gizli, en gizli. İLE/VE/||/<> Gizli olanlar. | Ağaç çiçeğinin tomurcuğunu örten dış kabuklar. )


- AHFÂD[Ar. < HAFÎD] ile AHFAZ[Ar.]

( Torunlar. | Yardımcılar, hizmetkârlar. İLE Alçak ve çukur yer. | Alçakgönüllü kişi. )


- AHFEŞ:
ABDÜLHAMÎD ile/ve/||/<> SAİD BİN MES'ADE ile/ve/||/<> ALİ BİN SÜLEYMAN

( AHFEŞ[Ar.]: Küçük gözlü. | Zayıf bakışlı. | Yalnız gece gören kişi. | Bu üç büyük Arap âliminin takma adı. )


- AHÎ ile AHÎ

( Kardeş, fütüvvet ehli, Yunus'ta tarikat kardeşi. )


- AHİD[AHD]

( DEVİR, ZAMAN, GÜN | AND, YEMİN | SÖZ, SÖZLEŞME, SÖZ VERME )


- ÂHIM ŞÂHIM (DEĞERDE/NİTELİKTE OLMAMA)


- ÂHIM-ŞÂHIM


- AHIMSA ile/ve SATYA ile/ve ASTEYA ile/ve BRAHMAÇARYA ile/ve
APARIGRAHA ile/ve DAYA ile/ve KŞAMA ile/ve
DHRITI ile/ve MITAHARA ile/ve ARCAVA

( Şiddet kontrolü. [Şiddetsizlik] Zararsızlık; başkalarını düşünce, söz ve hareketle incitmemek. İLE/VE Yalan kontrolü. [Dürüstlük] İLE/VE Benimseme kontrolü. [Çalmama] İLE/VE Eşeysel enerji kontrolü. İLE/VE Biriktirme kontrolü. [Biriktirmemek] İLE/VE Nefret kontrolü. [Merhamet] İLE/VE Kızgınlık kontrolü. [Affetme] İLE/VE Güçsüzlük kontrolü. [Dayanıklılık] İLE/VE Aşırılık kontrolü. [Ilımlılık] İLE/VE Yanlışlık kontrolü. [Doğruluk] )



devamı için burayı tıklayınız...

AJ... ile başlayan FaRkLaR...

- AJAN PROVOKATÖR değil/yerine/= KIŞKIRTICI ÇAŞIT


- AJAN[AGENT] ile/ve/||/<> MEDYA[MEDIA]


- AJAN/AGENT[İng.] değil/yerine/= ETKEN


- AJANDA[Fr. < AGENDA] değil/yerine/= ANDAÇ

( Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter. )


- AJİTASYON[Fr.] ile AJİTE[Fr.]

( Sürekli ve tutarsız hareketler. İLE Sürekli ve tutarsız davranışları olan kişi. )


- AJİTASYON[Fr.] ile ANAFİLAKSİ[Fr.]

( Sürekli ve tutarsız hareketler. İLE Aşırı duyarlılık/tepki. )


- AJİTASYON/AGITATION[İng.] değil/yerine/= ÇALKALAMA | KIŞKIRTI


- AJİTASYON değil/yerine/= KIŞKIRTMA/KÖRÜKLEME | ÇIRPINTI | DUYGU SÖMÜRÜSÜ


- AJİTATÖR/PROVOKATÖR/MUHARRİK değil/yerine/= KIŞKIRTICI


- AJUR[Fr.] değil/yerine/= GÖZENEKLİ MOTİF


- DÜZLEME/TESVİYE[AR.]/AJÜSTAJ[Fr.] ile AJÜSTE[Fr.]

( Düzleme. İLE Pens ve büzgülerle gövdeye oturtulmuş giysi. )


- JAVA ile/ve AJAX

( ... İLE/VE Asynchronous Java Application and XML )


- SATRANÇ = CHESS[İng.] = ÉCHESS[Fr.] = SCHACH[Alm.] = SCACCHI[İt.] = AJEDREZ[İsp.]



devamı için burayı tıklayınız...

AK... ile başlayan FaRkLaR...

- ...'NIN ...:
YALANCI/SI ile/değil AKTARICI/SI


- "AKEDEMİK" değil AKADEMİK


- "AKIL-BALİĞ" değil ÂKİL-BALİĞ


- "AKILLANMAK" ve/||/<>/< "AKIL ALMAK"


- "AKILLI" ile "AKILCI"


- "AKILSIZ" İLERLEMEK değil AKLI AŞARAK İLERLEMEK


- "AKLIMA GELMİYOR" ile/ve/değil "AKLIMA GETİREMİYORUM"


- "ANLAMIYORUM" ile/ve/değil/||/<>/>/< "AKLIMDA(/ZİHNİMDE) TUTAMIYORUM"


- "APOLYONT KİRAZ"[< ZİRAAT 0900][NAPOLYON değil!] ile/ve/||/=/<> AKŞEHİR APOLYONTU ile/ve/||/=/<> SALİHLİ | ALLAH DİYEN ile/ve/||/=/<> DALBASTI ile/ve/||/=/<> FISFIS ile/ve/||/=/<> SCHNEIDERS SPAETKNORPEL | ZEPPELIN | NORDWUNDER ile/ve/||/=/<> FERRORIVA

( Genel ve ziraat terimi. İLE/VE/||/=/<> Afyon bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Manisa bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Malatya bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Çanakkale bölgesindeki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> Almanya'daki adı/türü. İLE/VE/||/=/<> İtalya'daki adı/türü. )


- "COŞMAK" ile/ve "AKMAK"


- "GEÇMEK" ile "AKMAK"


- "GİTMEK" ile/ve "AKMAK"


- "HAKLI" OLAN ile/değil/yerine AKLI OLAN


- "HAKLI/LIK" ve/değil/||/+/<>/< AKILLI/LIK


- "KURNAZLIK" ile/değil/yerine AKIL


- "PES ETMEK" ile/ve/değil/yerine/>< AKIŞINA BIRAKMAK


- "SÖZÜM ONA .../SÖZDE" ile "GÜYA ..." ile "AKILLARI SIRA ..."


- "TEDBİR" ile/ve/değil/yerine/>/< AKIL

( Dışarıda. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< İçeride. )

( Bilgisizde. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< Düşünende. )

( "Gelecekte." İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< Şu anda ve burada. )

( Nesne. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/>/< Kavram. )


- (")ÇALIŞMAK(") ile/ve/değil/||/<>/< AKILLICA ÇALIŞMAK

( )


- (")DELİ(") ile/değil/yerine/<>/>< (")AKILLI(")

( Sadece, aklı başında olanlar, deli olduklarını kabul ederler. )

( Dışından, kendi kendine konuşunca. İLE/DEĞİL/YERİNE/<>/>< İçinden, kendi kendine konuşunca. )


- (DİLİN) DİLBİLGİSİ ile/ve/<>/değil/yerine AKLIN DİLBİLGİSİ


- [HANGİ]
(")HAKLA?(") (HİZMET)
ile/ve/değil/yerine/||/<>
AKLA? (HİZMET)


- [ne yazık ki]
"ÇIKAR" ile/değil/yerine/>< AKIL


- [ne yazık ki]
"NİYET OKUMA" ile/ve/||/<> "AKIL OKUMA"

( İkisi de yanlıştır ve olanaksızdır. Hiçbir zaman, zemin ve koşulda yapılmamalıdır! )


- [ne yazık ki]
ZORBALIK ile/ve/değil/<>/> AKRAN ZORBALIĞI


- A'KAL[Ar. < AKIL ] ile ÂKAL[Fars.]

( [daha/çok/pek] Akıllı. İLE Çer-çöp. )


- ADÂLET'İN KURALI ile/ve/||/<> AKIL'IN KURALI


- AEROSİT[Yun.] ile AKONDRİT[Fr.]

( Göktaşı. İLE Kumsuz göktaşı. )


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE[Yun.]/BALSAM[Fr.] ile AKAMBER[AKAMBAR değil]

( Bazı bitkilerde, özellikle çamlarda oluşan, katı ya da yarı akışkan organik salgı nesnesi. | Sonsuz polimerleşme ile elde edilen, büyük moleküllü yapay nesne. İLE Sıcak ülkelerde yetişen bir ağaçtan elde edilen katı, güzel kokulu reçine. )


- AĞAÇ SAKIZI/REÇİNE ile AKGÜNLÜK

( ... İLE Tütsü olarak yakılan bir ağaç sakızı türü. )


- AĞAÇ/ÇAM SAKIZI/REÇİNE[Yun.] ile AKINDIRIK/AKMA


- AĞAÇ ile AKAĞAÇ

( ... İLE Gürgengillerin, kerestesinden yararlanılan, beyaz kabuklu bir türü. )

( ... cum ZELKOVA CARPINIFOLIA )


- AĞAÇ ile AKAR AMBER

( ... İLE Asya ve Amerika'da yetişen, odunu ceviz ağacınınkine benzeyen, güzel kokulu öz suyu olan büyük bir ağaç. )

( ... cum LIQUIDAMBAR OREINTALIS )


- AĞAÇ ile AKÇAAĞAÇ/İSFENDAN[Fars.]

( ... İLE Akçaağaçgillerden, süs ağacı olarak da dikilen, tahtası hafif ve sağlam bir ağaç. )

( ... cum ACER )


- AĞAÇKAKAN ile AKSIRTLI AĞAÇKAKAN

( ... vs. WHITE-BACKED WOODPECKER )

( ... cum DENDROCOPOS LEUCOTOS )


- AGAT[Fr.] değil/yerine/= AKİK [DEĞERLİ TAŞ]


- AGAT = AKİK[Ar.] TAŞI

( Kalseduan kuvarsının bir türü olan, yüzük taşı, mühür vb. yapmakta kullanılan, türlü renklerde, yarı saydam, parlak ve değerli bir taş. [Ancak elmasla kesilebilir.] )


- ÂHİRET ile/ve/değil/yerine ÂKIBET

( Az yaşa, çok yaşa,
Âkıbet gelecek başa! )


- AHLÂK = AKIL


- AHMAK KİŞİNİN ARADIĞI değil/yerine/>< AKILLI KİŞİNİN ARADIĞI

( Başkalarında. DEĞİL/YERİNE/>< Kendinde. )


- AK DEMİR = DÖVME DEMİR


- AK KEŞİŞ/LER ile/ve KARA KEŞİŞ/LER

( ... İLE/VE Benediktenler. )


- AK ile AK

( Beyaz. İLE Sıvıların/akışkanların akması. )


- AK ile BEYAZ


- AKA-EKSEN


- AKABE(SİNDE) ile/değil AKABİNDE

( Tehlikeli, sarp ve zor geçit. İLE/DEĞİL Arkasından, hemen arkasından/ardından, ardından. )


- AKAÇ ile AKAK ile AKI ile AKILGA ile AKIM ile AKINDIRIK ile AKINTI ile AKIŞKANLAŞTIRICI ile AKITMALIK ile AKMA ile AKMALIK

( Birikmiş suları akıtmaya yarayan boru, oluk ve benzeri araç. | Temel düzeyindeki suları toplayıp yapıların uzağına akıtan, yeraltı su borusu. İLE Su, hava, duman gibi akışkan şeylerin geçip gitmesine yarayan, her tür yol, akımlık. İLE Işık kaynağının, 1 saniyede çevresine yaydığı ışık enerjisi/akısı.[Akı birimi, lümen'dir.] İLE Suların akması için bir duvarda bırakılan düşey yarık. İLE Üslûp niteliği taşımayan sanat görüşü, çığır. | Hava, su gibi akışkan maddelerin ya da elektrik gibi kuvvetin, herhangi bir yöne doğru yer değiştirmesi, çereyan. İLE Ağaç sakızı, reçine. İLE Eğim. İLE Beton akışkanlaştırıcı. İLE Çatı kaplama işlerinde, yedirmelik ya da kurşun şerit ile örtülü birleştirme ya da tonoz geçmesi. İLE Bir gerece uygulanan gerilme sabit kaldığı halde şekil değiştirmenin artması. İLE Sokak ve bahçe yollarının iki yanında ya da ortasında, suların akıp gitmesi için yapılan oluk. )


- AKADEMİ = ACADEMY[İng.] = ACADÉMIE[Fr.] = AKADEMIE[Alm.] = ACADEMIA[İsp.]


- AKADEMİK YIL:
DÜNYADA ile JAPONYA'DA

( Eylül-Ekim aylarında başlar. İLE 01 Nisan'da başlar. )


- AKADEMİSYEN değil/yerine/= BİLİMCİ


- AKAİD USÛLÜ ile/ve/||/<>/> HADİS USÛLÜ ile/ve/||/<>/> TEFSİR USÛLÜ ile/ve/||/<>/> FIKIH USÛLÜ


- AKAJU[Por. < Fr. < ACAJOU] değil/yerine/= MAUN[Amerika yerlilerinin dilinden]

( Maun. | Maundan yapılmış. | Maun renginde olan. )


- AKAK ile/ve ŞEV[Fars.]

( Eğimi ve inişi fazla olan yer. İLE/VE Yokuş, bayır, meyilli yer. )


- AKÂKİR

( Eczacı/lık. | Bitki kökü. )


- AKALAZİ[Fr.] değil/yerine/= SİNDİRİM BORUSUNDAKİ BİR BÖLÜMÜN, ÖTEKİ BÖLÜMLERLE UYUŞAMAMASI


- AKALAZYA ile VAJİNUSMUS

( Kasın fiziksel olarak gevşeyememesi. İLE Vajina kaslarının zihinsel olarak rahat bırakılmaması. )


- AKAM[Ar.] ile AKAM[ka uzun okunur]

( Kısırlık. İLE Kısır, çocuksuz. | Tedavi olanağı bulunmayan hastalık. [ÂKIM: Kısır. | Verimsiz.] )


- AKÂMET[Ar.] değil/yerine/= BAŞARISIZLIK

( Kısırlık, verimsizlik. | Başarısızlık, sonuçsuzluk. )


- AKAN SU ile/ve IĞIL

( ... İLE/VE Çok yavaş akan su. )


- AKANTOLİZ[Fr.] ile AKANTOZ[Fr.] ile AKANTOSİTOZ[Fr.]

( Deri dokusu bozukluğu. İLE Üst deride bir katmanın kalınlaşması. İLE Alyuvarların yapısal bozukluğu. )


- AKAR SU ile/ve AKAN SU

( Potansiyel. İLE/VE Süreklilik. )


- AKARİB < AKREB

( Zehirli ve tehlikeli hayvancıklar. )


- AKARSU ile/ve/||/<> KOYAR

( ... İLE/VE/||/<> İki akarsuyun birleştiği yer. )


- AKARSU ile/ve/<> MENDERES[Yun.]

( ... İLE/VE/<> Bir akarsu yatağının az eğimli koyak tabanlarında ve ova düzlüklerinde çizdiği "s" harfine benzeyen kıvrım. )


- AKARSU ve/<> TALVEG[Alm.]

( ... VE/<> Bir akarsu yatağının en derin yerlerini birleştiren çizgiye verilen ad. )



devamı için burayı tıklayınız...

AL... ile başlayan FaRkLaR...

- ... ANLAMDA ile/ve/değil/||/<>/< ... ALANDA


- ... değil ALTYAPI


- "ALEH(İNE)" değil ALEYH(İNE)


- "ALIKOYULMAK" değil ALIKONULMAK


- "ALİMİNYUM" değil ALÜMİNYUM


- "ALINABİLİNİYOR" değil ALINABİLİYOR


- "ALIŞKIN" ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN


- "ALLAH ALLAH" ile "ALLAH ALLAH ALLAH" ile "YA ALLAH" ile "ALİMALLAH" ile "İNŞAALLAH" ile "BİSMİLLAH" ile "EVVELALLAH" ile "MAAŞALLAH" ile "EYVALLAH" ile "FESUBHANALLAH" ile "HAY ALLAH"

( Şaşırırsak. İLE İşe coşku ve heyecanla sarılınca. İLE İşin sonuna kadar gitmek istersek. İLE Azmedersek. İLE İşe başlamadan önce. İLE İşe başlarken. İLE Kendimize güvenirsek. İLE İşi başarıyla bitirince. İLE İşten vazgeçersek. İLE Canımızı sıkarlarsa. İLE Eğer işi başaramazsak. )


- "ALLAH NAMERD'E MUHTAÇ ETMESİN" değil "ALLAH MERD'E MUHTAÇ ETMESİN"


- "ALTINDA KALMAK" ile/değil/yerine/< "ALTINDAN KALKMAK"


- "ATLAMAK" ile/değil ALIŞIK OLMAMAK


- "BİLEMEM" ile "ALLAH BİLİR"


- "BORÇLU OLMAK/KALMAK" ile "ALTTA/ALTINDA KALMAK"


- "EZBER" ile/ve/değil ALIŞKANLIK

( EZBER hem de ALIŞKANLIK )


- "EZİK" ile/değil ALÇAKGÖNÜLLÜ


- "HAVALI" ile "ALIMLI"


- "HİÇÇİ/LİK" ile/ve/||/<>/> ALAYCI/LIK/MÜSTEHZİ


- "HOŞ DEĞİL!" ile/değil ALIŞIK OLMADIĞINDAN DOLAYI!


- "İKİ ALTERNATİF/ALTERNATİFLER" değil ALTERNATİF

( Alternatif, bir durumdaki/yapıda, tek ya da çoklu seçeneklerden sonraki, son ve/ya da yan seçenek/olanak anlamında, tekil anlamlı bir kullanım için geçerlidir. )


- "İSYANDA":
BAŞ EDEMEME ile/ve/değil/||/<>/< ALT EDEMEME


- "PARMAK BASMAK" ile "ALTINI ÇİZMEK"


- "TERS-DÜZ OLMAK/ETMEK" ile "ALT-ÜST OLMAK/ETMEK"


- "TİPİK"[Fr./İng.] ile/değil/yerine ALIŞILAGELMİŞ

( Birini ya da nesneyi niteleyen. | Çok özgün olan. İLE ... )

( "TYPICAL" vs./and TO BE HABBITED
TO BE HABBITED instead of "TYPICAL" )


- "TUTMAK" ile/ve/<> "ALIKOYMAK"


- "TUTTUĞUN, ALTIN OLSUN!" ile/ve/||/<>
"ALLAH, NE İSTEĞİN/MURADIN VARSA, VERSİN!"

( Gerçekleşse, ikisi de kötü dua/beddua olabilecek, bu kadar ileri/uc derecede ve olanaksız olan "düşünce", "dilek", "dua" ya da "sözlere", "dilde" ve yaşamımızda yer vermemek gerekmektedir. Niyeti ve sözü de abartmak yerine uygun/doğru davranış ve tutumlarımızla, hizmet ederek, eyleyerek, çalışarak ve daha çok vererek ya da paylaşarak yani "el duası olmadan, dil duasının olmayacağını" anlamak ve anımsamak durumundayızdır. Bilgisiz, akılsız, yetersiz yaklaşımlara ya da "üçkâğıtçılıkta", bunlar gibi abartılı sözlere de itibar etmemenin bilgisi ve bilinciyle sağlanabilmektedir. )


- "ÜST SEVİYE" ile ALT KATMAN


- "ÜST SINIF" ile "ORTA SINIF" ile "ALT SINIF"

( Yaşar. İLE Yakınır. İLE Şükreder. )

( Paraya tapar. İLE Öndere tapar. İLE Tanrı'ya tapar. )


- "ÜSTESİNDEN GELMEK" ile "ALTINDAN KALKMAK"


- "ÜSTÜNDE DURMAK" ile "ALTINI ÇİZMEK" ile "PEŞİNDEN KOŞMAK"


- "ÜZERİNDE DURMAK" ile/ve/yerine "ALTINI ÇİZMEK"


- "ÜZERİNE ALMA" ile ALINMA


- "ÜZERİNE BASA BASA" ile/yerine "ALTINI ÇİZEREK"


- "VURGULAMAK" ile/ve "ALTINI ÇİZMEK"


- (")İSTEMEK/SORMAK(SUAL ETMEK)("):
KİŞİDEN ile/ve/değil/yerine/||/<> ALLAH'TAN

( Verirse, (")minnet("); vermezse, (")zillet("). İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<> Verirse, nimet; vermezse, hikmet. )


- (")PARLAMA(") ile (")ALEVLENME(")

( İŞTİAL: Tutuşma, parlama, alevlenme. )


- [ne yazık ki]
!İSTİHZÂ'/SARAKA[argo] değil/yerine/= !ALAY ETME [bkz. İSTİSHÂR]


- [ne yazık ki]
!İSTİSHÂR değil/yerine/= !ALAY ETME, EĞLENME


- [ne yazık ki]
!MÜSTEHZÎ/SARKASTİK[İng. < SARCASTIC] değil/yerine/= ALAYCI/İĞNELEYİCİ


- [ne yazık ki]
"SÖZÜ/SORUYU, TARTMADAN SÖYLEMEK" ve/||/<>/> ALACAĞIN YANITTAN İNCİNMEMEK


- [ne yazık ki]
ÇOCUĞUNA TAPMA ve ALAYCI TAVIR

( Modern kişinin, öncül ve ölümcül tutumları. )

( http://ahmetcorak.blogspot.com.tr/2010/01/ahtapor-anne.html )


- [ne yazık ki]
PARASIZLIK ile/ve/||/<> ALÇIDA OLMA/KALMA

( İkisi de zamanla çözülür. Zamanın değerini/önemini, en yakın/yoğun biçimde düşündürür/deneyimletir. )


- A'LÂF[Ar. < ALEF] ile ÂLÂF[Ar. < ELF]

( Hayvan yemleri. | Otlar, samanlar. İLE Binler. )


- ALLEGORİ değil ALEGORİ


- ABARTMAK ile/değil "ALTINI ÇİZMEK"


- ABAŞO[Yun.] ile/ve/<> ALARGA[İt.]

( Gemiyi, baştan ya da kıçtan halatla karaya bağlama. | Altta, aşağıda bulunan, alttaki. İLE/||/<> Açık denizde demir atmak. | Açık deniz, engin. | Uzaktan, açıktan | "Açıktan geç, yaklaşma" anlamında kullanılan bir seslenme sözü. )


- AÇMAZ/PARADOKS ile/ve/<> ALAYSILAMA/KİNÂYE[Ar.]/İRONİ[İng.]


- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


- ADİ YABAN ARISI ile ALMAN YABAN ARISI

( Yüzlerinde çapaya benzer bir işaret bulunur. İLE Yüzlerinde üç tane benek bulunur. )

( Binlerce yabanarısı türü içinde sadece bu iki tür bizleri rahatsız eder. )

( İkisi de koloni halinde yaşarlar. )

( İkisi de soktuğunda oldukça acıtır. )

( Yabanarısını öldürmek iyi bir tutum değildir. Ölü yabanarılarının feromon adlı bir salgıları olur. Bu da yuvadaki öteki arılara tehlike çağrısı uyandırır. Bir anda etrafınız yabanarılarıyla sarılabilir. )

( VESPULA VULGARIS cum VESPULA GERMANICA )


- AĞAÇKAKAN ile ALTIN AĞAÇKAKAN

( Bir çift ağaçkakan, Discovery adlı uzay mekiğinin dış tankının köpük kaplaması üzerinde 200'den fazla delik açmıştı. [Mekiğin fırlatılmasının gecikmesine neden olmuşlardı.] [1995] )

( ... vs. YELLOWHAMMER/YELLOW-SHAFTED FLICKER )

( ... cum COLAPTES AURATUS )


- AGEVSİ[Yun.] değil/yerine/= ALYUVARLARIN AZALMASI


- AH ve/<> ALLAH


- AHFEŞ:
ABDÜLHAMÎD ile/ve/||/<> SAİD BİN MES'ADE ile/ve/||/<> ALİ BİN SÜLEYMAN

( AHFEŞ[Ar.]: Küçük gözlü. | Zayıf bakışlı. | Yalnız gece gören kişi. | Bu üç büyük Arap âliminin takma adı. )


- AKLEDİLEBİLEN ile ALGILANABİLEN

( RATIONALIZED vs. PERCEIVED )


- AKSATA[Ar. < AHZ+İ'TÂ] değil/yerine/= ALIŞVERİŞ


- AKSEPTÖR/ACCEPTOR[İng.] değil/yerine/= ALICI


- AKYUVAR/LÖKOSİT ile/ve/||/<> ALYUVAR/ERİTROSİT

( Kan, lenf vb. gövde sıvılarında bulunan çekirdekli, yuvarlak göze. İLE/VE/||/<> Kana al rengini veren, çekirdeksiz, yuvarlak, küçük göze. )


- AL'I AL, MOR'U MOR


- ÂL[Ar.] ile 'ITRE[Ar.]


- ÂL[Ar.] ile ÂL[Ar.] ile ÂL[Ar. < ULÜVV]

( Hîle, düzen, dek. İLE Aile. | Evlât. | Sülâle. İLE Yüce, yüksek. )


- ÂL[Ar.] ile EHL[Ar.]


- AL ile AL ile Al.

( Aldatma, dek, dolap, hile. İLE Kırmızı, kızıl, kanın rengi. | Kırmızı renkte olan. | Dorunun açığı, kızıla çalan. | Yüze sürülen pembe düzgün, allık. İLE Alüminyum'un simgesi. )


- AL ile/ve/değil/yerine /||/<>/< AS

( )

( [gereksinimin] Varsa. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Yoksa. )



devamı için burayı tıklayınız...

AM... ile başlayan FaRkLaR...

- ...:
KAYNAK/LI/LIK ile/ve/||/<> ODAK/LI/LIK ile/ve/||/<> AMAÇ/LI/LIK ile/ve/||/<> HEDEF/Lİ/LİK ile/ve/||/<> TEMEL/Lİ/LİK


- "... UĞRUNA" değil/yerine ... AMACIYLA


- "AĞABEY/EDE"/"ABLA" ile "AMCA" ile "TEYZE"

( ABLA[Moğolca]/APA[Uygurca]/İCE/ECE[Türkçe][kökeni > PRENSES: İlk sıradaki yönetici kız kardeş.], [Yünden yapılmış kışlık giysi] )


- "AMBULANCE" değil AMBULANS


- "HABİTAT" ile/ve/||/<> "ATMOSFER" ile/ve/||/<> "AMBİYANS"


- "KIZILDERİLİ" değil/yerine AMERİKA(N) YERLİSİ/ESKİ HİNTLİLER/OLD INDIANS


- "SAKIN HA!" ile "AMAN HA!"


- "TEMELE ALMA" ve/<> AMAÇ


- ACEMİ/LİK ile AMATÖR/LÜK


- ADA BALIĞI = AMBER BALIĞI

( Balinagillerden, boyu 25 metreye kadar çıkabilen, başı büyük, dişli, çok yırtıcı bir balık. )

( CATODON MACROCEPHALUS )


- ADA TAVŞANI ile AMERİKA TAVŞANI ile ARAP TAVŞANI ile DAĞ TAVŞANI ile YABAN TAVŞANI


- AH ile/ve/> AMAN ile/ve/> YETİŞ[MEDED]

( 66 ile/ve/> 92 )

( ALLAH ile/ve/> HZ. MUHAMMED ile/ve/> HZ. ALİ )

( Allah, din ile, mezhep ile bulunmaz, aşk ile bulunur. )

( Bazıları Allah'ı aramaya Hicaz'a giderler. Aklı yetenler, Allah'ı aramak için bir adım atarlarsa kâfir olur. )

( AH diyene, AMAN edilir. )

( Allah'tan, AH edersin; AMAN'ı, Hz. Muhammed'den dile. )


- AKIL ve/||/<>/< AMAÇ

( INTELLECT and/||/<>/< TELOS )


- ÂLİM ve/> ÂMİL

( Bilen. VE/> Hem bilip, hem eyleyen/uygulayan/kullanan/işleyen. )


- AM[Ar.] ile ÂM[Ar. çoğ. A'VÂM] ile AMM[Ar. çoğ. AMMÂT] ile ÂMM[Ar. < UMÛM] ile HAMM[Ar.] ile HAM[Ar.]

( Sevgi. | İstek, istemek, istenilen. | Dişillik örgeni, vajina. İLE Yıl, sene. İLE Amca. İLE Genel/umûmî, herkese ait. İLE Şiddetli hararet. )


- ÂM[Ar.] ile SENE[Ar.]


- ÂMÂ-İ MUTLAK ile/<> ÂMÂ-İ İZÂFÎ

( HİCÂB-I CELÂL: Mutlak körlük. )


- AMÂ[Ar.] ile A'MÂ[Ar.] ile AMA[Ar.]

( Körlük, görmezlik, manevi körlük, bilgisizlik. | Yağmur bulutları. | Altında ve üstünde hava bulun(may)an bulut. İLE Kör. | Bilgisiz/cahil. İLE Bağlaç, fakat. )


- AMA/UMA ile/ve LAMA

( Japon Buda rahipleri. İLE/VE Tibet Buda rahipleri. )


- AMA ile ANCAK


- ÂMÂ ile KÖR

( Köre renk, sağıra ahenk olmaz! )

( DARÎR[çoğ. ADIRRÂ]: Doğuştan kör. )


- AMABİLE[İt.] ile SEVİMLİ ÇALINACAK

( Bir parçanın, sevimli ve cana yakın çalınacağını anlatır. )


- AMAÇ:
AYRICALIK değil/yerine HİZMET


- AMAÇ:
BİRLİK ve/<> BÜTÜNLÜK


- AMAÇ/HEDEF:
"DAĞIN DORUĞUNDA" değil DAĞIN ARDINDA

( Dorukta olursa gözünde büyür fakat ardında olursa o "zorlu süreç", aşılabilecek yola dönüşür dinleyen için. )


- AMAÇ ile/ve/||/<> AMAÇLILIK

( ... mit ZWECKMÄßIGKEIT )


- AMAÇ ile/ve/değil/yerine ARAÇ

( Amaç, aracın/araçların devrede oluş süreçlerinin tamamlanmış olduğu sonuç. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Araç, amaca/sonuca yönelik çabanın içinde kullanılanların/ uygulananların her bir ayrı işlev parçası ve/ya da bütünü. )


- AMAÇ ve/||/<>/> BİLİM

( Anlam doğar. VE/||/<>~> Açıklama sunar. )


- AMAÇ ve COŞKU

( AIM and EXUBERANCE | EBULLIENCE )


- AMAÇ ve/||/<>/> DEĞER


- AMAÇ ile/ve DİN

( AIM vs./and RELIGION )


- AMAÇ ile/ve/değil/<> GEREKSİNİM


- AMAÇ ile/ve/||/<> İŞLEV

( TELOS vs./and/||/<> ERGON )


- AMAÇ ile/değil KASIT

( [not] GOAL vs./but INTENTION )


- AMAÇ ile/ve/||/<>/> OLGUNLAŞMA/KEMÂL


- AMAÇ ile/ve SONUÇ

( AIM vs./and CONSEQUENCE/RESULT )


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/< YEĞLENİLİRLİK/TERCİH EDİLİRLİK


- AMAÇ ile/ve/değil/||/<>/> YÖNELİM


- AMAÇ ile/ve YÖNTEM

( YÖNTEM ARAYIŞLARI - SARTRE kitabını okumanızı salık veririz. )

( AIM vs./and METHOD )


- AMAÇLAMAK ile/ve/değil/||/<>/< YELTENMEK


- AMADİNDA

( Afrika müziğine özgü, ağaç gövdelerinden yapılan bir tür ksilofon. )


- ÂMÂK[Ar. < MAAK/MAUK] ile A'MÂK[Ar. < UMK]

( Göz pınarları. İLE Derinlikler. )

( A'MÂK-I HAYAL adlı kitabı okumanızı salık veririz... )


- AMAL-İ ERBAA[Ar.] değil/yerine/= DÖRT İŞLEM


- ÂMÂL[< EMEL]

( ÜMİTLER, DİLEKLER, İSTEKLER )


- AMAM/ADOPTION MODEL FOR ANALYTICS MATURITY[İng.] değil/yerine/= ANALITİK OLGUNLUK BENIMSEME MODELİ


- Aman diyeyim SUS!!!


- AMAN ile/ve MEDED

( Hz. Muhammed. İLE/VE Hz. Ali. )


- Amansız KONUŞ!!!


- AMANT[Fr.] değil/yerine/= ÂŞIK


- AMARİLİS[Fr.] değil/yerine/= GÜZEL HANIM ÇİÇEĞİ


- AMAROKS FUGAKS/AMAUROSIS FUGAX[İng.] değil/yerine/= GEÇİCİ KÖRLÜK


- AMAROZ[Fr.] değil/yerine/= BAKAR KÖRLÜK


- AMARULA

( Meyvesinde alkol oluşan/bulunan ağaç/meyve. )


- AMASYA KÖPRÜLERİ'Nİ


- AMASYA ile AMASRA

( Orta Karadeniz'de. [Çorum - Merzifon - Amasya] İLE Batı Karadeniz'de. [Zonguldak - Bartın - Amasra] )


- AMATÖR TUTUM ile ALÇAKGÖNÜLLÜLÜK

( AMATEUR ATTITUDE vs. MODESTY )


- AMATÖR/LÜK ile PROFESYONEL/LİK

( Genel kabul ile tanımlanan. )

( Sanatta, tam tersi! )


- AMATÖR ile AZ ANLAYAN


- AMATÖR değil/yerine/= ÖZENGEN/İSTEGEN


- AMATÖR ile/ve/= PES ETMEMİŞ AMATÖR/PROFESYONEL


- AMAZON IRMAĞI ve/||/<> ORNACO IRMAĞI


- AMAZON[Fr. < Lat.] ile AMAZON ["AMOZON" değil!]

( Savaşa katılan kadınlara eski çağların Amazonlarına benzetilerek verilen san. | Kadınların giydiği giysi. | Memesiz. İLE Güney Amerika'daki dünyanın en geniş ormanı ve ırmağının adı. )



devamı için burayı tıklayınız...

AN... ile başlayan FaRkLaR...

- ... İLE SINIRLI OLDUĞUNU:
DİLE GETİRMEK ile/ve/||/<> ANIMSATMAK


- "ACIMAK" değil/yerine ANLAMAK


- "AÇMAK" ile/ve/<> ANLATMAK

( "TO OPEN" vs./and/<> TO EXPLAIN )


- "AHLÂK/AHLÂKSIZLIK" ile/değil/< ANATOMİ

( Eşeysel örgenlerin adlarında, "ahlâk" ya da "ahlâksızlık" aranamaz! Küfür olarak geçen sözcüklerin ve küfür edenlerin yersiz/kötü "kullanımındaki" yanlışlık, dilin ya da sözcüklerin hatası, yükü değildir! Kişilerin yanlışları da sadece o kişilerin, o ve ilgili yersiz/bağlamsız, yanlış/kötü davranış ve tutumlarıyla sınırlı tutulmak zorundadır.

Üç yaşından itibaren öğrenilmiş, fark bile olmayan "farkların", gerçekte, doğada ve bütünlükte hiçbir biçimde herhangi ciddi bir fark oluşturmadığı, herkesin her "şey"i tam olarak bildiği, gördüğü ve yaşadığı bir durumun, deneyimin de doğal ve sınırlandırılmış, kapalı koşullarda, herhangi bir ayıbı yoktur[bulunamaz ve aranamaz]! Eşeysel örgen adlarının, tıpta, anatomi ya da fizyoloji bilgisi olarak, Latince ya da başka bir dilde kullanılması da bir şeyleri "çözmekte/aşmakta" yeterli değildir.

Doğru/uygun zaman, zemin ve koşulların, duyacaklarına râzı olan/olacak kişinin, muhabbetin ve hukukun bulunmadığı ilişki ve ortamlarda, dikkatsiz, özensiz bir biçimde tüketiliyor olmasıdır tüm sorun. Söylenilen sözcüklerin değil beklenilmeyen ve istenilmeyen koşullarda, bir dayatma olmasından dolayıdır kişilerin tüm haklı tepkisi. Kişilerin, hangi konu/alan olursa olsun, seslerini yükseltmelerindeki yanlış ya da sorun kadar, kullandıkları ve seçemedikleri sözcüklerin yanlışlığındandır rahatsız olunan. Sorun, esas ya da içerik sorunu değil, yöntem(usûl) sorunudur. Kalabalığın içinde, zaman, zemin ve koşulları, kişileri dikkate almama kabalığıdır.

"Cinsiyetçi küfür" diye bir "tanım/sözcük" de olmaz! Sorun, örgen adlarında ya da "kadın"lara saygısızlık olmasında değil cahil/yetersiz/özensiz/kaba kişilerin, sonuç odaklı ve düşünmeden, özenmeden, çevresine kayıtsız ve saygısızca davranmasından dolayıdır. Eğer eşeysellikteki son aşama, "kulağa üflemek" olsaydı, her ("olumlu/olumsuz") zaman ve zeminde, her durumda, ağzından düşürmediği "söz" ve kısaltma, "AMK" değil "Hay kulağına üfleyeyim!"[KULK] olurdu. Bu durumda, bu sorun, ne kulak kepçesinin ve/ya da deliğinin, ne de bu sözcüğün, "ayıbı", "ahlâklılığı ya da ahlâksızlığı" olurdu.

Buradaki "sorun" ya da yanılsama, kapalı, sınırlı ya da bazı/çoğu ayrıntının iki kişi arasında ya da sır olarak tutulması istenilen özelin, dışarıda ve genelleştiriliyor olmasından dolayıdır.

Tıpta ve tüzede[hukukta], "ayıp", "çirkinlik" vs. ol(a)madığı gibi, zihinde ve zihin dilinde de "ayıp", "pis", "kötü" diye bir sınır(landırma) ya da sonuç(landırma) yoktur. Zihinden, "olumlu/olumsuz", "iyi/kötü" her düşünce ve ayrıntı geçebilir fakat sorumlu olunan/olunması gereken, ağızdan çıkmayabilecek olan söz(cük)ler(imiz)dir. )

( image )


- "ALDATMAK" ile/değil ANLATAMAMAK

( [not] "TO CHEAT" vs./but NOT ABLE TO EXPLAIN )


- "ÂN'I YAŞAMAK" değil ÂN'IN FARKINDALIĞIYLA YAŞAMAK

( "Ân'ı, yaşamak" sözü, "anlık düşünmek, hareket etmek, günlük öteki işleri/durumları gözardı etmek, kenara koymak, askıya almak" ya da "keyfî, ben merkezci hareket etmek" olarak DEĞİL yaşamın, olay/olguların, çevrenin, kendinin/zihnin her durum ve sürecinde, farkındalıklı ve nitelikli yaşama çabası -iddiasında değil!- içinde olunması gerektiği, gerekenin, gerektiği koşullarda ve zamanda yerine getirilmesi gerektiği anlamına gelir. Ancak, bu biçimde, farkındalıklı düşünülür, eylemsel yaşanırsa, yaşamın içinde olunacağı, sorumluluk alarak, felsefî anlayış, bilimsel tutum ve sanatsal duyarlılık ile sağlanabilir. )

( "An'ı yaşamak" ya da "An'da yaşamak" deyimleri, eksik ya da yanlış kullanılmakta, algılanmaktadır ne yazık ki.

"An'ı yaşamak", gün boyunca yaptığın/yaşadığın biçimde, An'ı(nı) da farkındalıklı, verimli yaşamaya işaret etmek, dikkat çekmek üzere kullanılır/kullanılmalıdır. Bu algı ve yorumla, hem gün içinde yapılan/yaşanılan işlerdeki zorunlulukları/gereksinimleri yerine getirir gibi, An'ı da aynı zorunluluklar oranında yaşamayı, hem de An'ın yoğunluğundaki bilinci/ni, gün içindeki işlerde de devrede tutarak, verimli bir tam gün geçirmeyi anımsa(t)maya yöneliktir.

"An'da yaşamak" da aynı biçimde, günlük işlerdeki çokluk ve verimlilik gibi An'da da zamanı verimli kılacak, farkındalıklı bir tutum içinde yaşamayı anımsa(t)maya yöneliktir.

Yani...
"AN'I YAŞAMAK" değil AN'I, FARKINDALIKLI YAŞAMAK; "AN'DA YAŞAMAK" değil AN'DA, VERİMLİ/ÜRETKEN YAŞAMAK'tır! )


- "ANAYASALI DEVLET" ile/değil/yerine ANAYASA DEVLETİ


- "ANLAMLANDIRMAK" ile/değil "ANLAMLI KILMAK"


- "ANLATMAĞA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM" değil ANLATMAYA ÇALIŞMAK/ÇALIŞAYIM


- "ANLATTIĞIMIZ ZAMAN OLAY OLUR" değil ANLATSAK OLAY OLUR


- "ANLAYACAĞINIZ BİÇİMDE" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLATABİLECEĞİM BİÇİMDE


- "ANLAYIŞLI" (OLMAK) ile/değil/yerine ANLAYAN (OLMAK)


- "AYIP" OLMAZ/ARANILMAZ!:
TIPTA ile/ve/||/<> HUKUKTA ile/ve/||/<> SÖZLÜKTE ile/ve/||/<>
FELSEFEDE ile/ve/||/<> BİLİMDE ile/ve/||/<> SANATTA ile/ve/||/<> SPORDA ile/ve/||/<>
DOĞADA ile/ve/||/<> HAYVANLARDA ile/ve/||/<> BİTKİLERDE ile/ve/||/<>
NESNELERDE ile/ve/||/<> DİRİMBİLİMDE ile/ve/||/<>
ANLIKTA(ZİHİNDE) ile/ve/||/<> USTA(AKILDA) ile/ve/||/<> TARİHTE ile/ve/||/<>
RIZÂDA ile/ve/||/<> GÜVENLİKTE ile/ve/||/<> İKİ KİŞİ ARASINDA ile/ve/||/<>
EŞEYSELLİKTE ile/ve/||/<> DÖRT DUVAR ARASINDA ile/ve/||/<> BATTANİYENİN ALTINDA


- "BABA!" ile/ve/<> "ANNE!"

( Çocukların çıkardıkları seslerdeki anlamları: Oyun için. İLE/VE/<> Önemli ve acil durumlarda. )


- "BİLİYORSUN(UZ)DUR ..." ile/ve/değil/yerine "ANIMSIYORSUN(UZ)DUR ..."


- "GÖNDERME" ile/ve/<> ANIMSATMA


- "GÖRENEDİR GÖRENE, KÖRE NEDİR KÖRE NE?" ile/ve "ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ, ANLAMAYANA DAVUL-ZURNA AZ"


- "HESAP SORMAK" ile/değil/yerine ANLAMAK ÜZERE SORU SORMAK


- "HIZLI OKUMA" ile/değil ANLAYARAK HIZLI OKUMA


- "HUZUR" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAM


- "İŞİNE GELDİĞİ GİBİ" ile "ANLADIĞI KADAR"


- "KABACA ..." değil/yerine ANA AKIŞI İÇİNDE ...


- "KAÇMAK" ile/ve/değil ANLAMSIZ/DEĞERSİZ BULMAK, DEĞER VERMEMEK


- "KALIN KAFALI/LIK" ile/ve ANLAMAK İSTEMEMEK


- "KLASİK" ile/değil ANTİK/A

( [not] CLASSIC vs. ANTIQUE )


- "KUTSAMA" ile/değil/yerine ANMA/ANLAMA


- "MALUMUNUZ" ... ile/ve/değil/yerine/<> ANIMSARSANIZ ...


- "NORMAL KİŞİ" :/= ANORMAL KİŞİ


- "RAHATLIK" ile/ve/değil ANLAYIŞ


- "SÖZCÜK PEŞİNDE KOŞMAK" değil/yerine "ANLAM PEŞİNDE KOŞMAK"


- "TEMEL İLKE/LER" ile/ve/değil/yerine "ANAHTAR KAVRAM/LAR"

( [not] "BASIC PRINCIPLE/S" vs./and/but "SWITCH/KEY CONCEPT/S"
"SWITCH/KEY CONCEPT/S" instead of "BASIC PRINCIPLE/S" )


- "TÜKETME ÇABASI" yerine ANLAMA ÇABASI


- "UNUTTURMA!" değil/yerine "ANIMSATIRMISIN!"


- "ZOR ANLATMAK" ile/değil/yerine "ANLATMAKTA GÜÇLÜK ÇEKMEK"


- (")ANLAŞILMAK(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ANLAMAYA ÇABALAMAK

( Gereksinim. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Gereken. )


- (")KADIN/LIK(") ile/ve/||/<>/> (")ANNE/LİK(")

( Bebek doğurabilme olanağı. | Kendini doğurabilme olanağı ve olasılığı. İLE/VE/||/<>/> Bebeği doğurup bakabilme, yetiştirebilme. | Bebeğinden ve kendinden doğabilme, kendini gerçekleştirme. )


- (")TATMİN OL(MA)MA(") ile/ve/||/<>/< ANLA(MA)MA


- (UZUN SÜRELİ) BELLEKTE:
ANISAL ile/ve/||/<> ANLAMSAL ile/ve/||/<> İŞLEMSEL


- [eskiden] İSTANBUL ile/ve/<> ANADOLU

( Yangını. İLE/VE/<> Salgını. )


- [ne yazık ki]
BEKLENTİ ile/ve/değil/yerine/> ANLAMDAN/DEĞERDEN UZAK DÜŞMEK


- [ne yazık ki]
KENDİNE KARŞI OLMA ile/ve/değil/||/<>/< ANLAMSIZLIK


- [ne yazık ki]
OKUYAN ile/ve/||/<> ANLAYAN

( Az. İLE/VE/||/<> Sınırlı/kıt. )


- [ÖĞRENİYORUZ/ANLIYORUZ]
OKUDUĞUMUZU ile/ve/<> DUYDUĞUMUZU ile/ve/<>
GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
HEM DUYUP, HEM GÖRDÜĞÜMÜZÜ ile/ve/<>
TARTIŞTIĞIMIZI ile/ve/<> DENEYİMLEDİĞİMİZİ ile/ve/<>
ANLATTIĞIMIZI/ÖĞRETTİĞİMİZİ

( %10 ile/ve/<> %20 ile/ve/<> %30 ile/ve/<> %50 ile/ve/<> %70 ile/ve/<> %80 ile/ve/<> %95 )

( [WE LEARN, WHAT WE]:
READ vs./and/<> HEAR vs./and/<> SEE vs./and/<> SEE & HEAR vs./and/<> DISCUSS vs./and/<> EXPERIENCE vs./and/<> TEACH )


- A-[Yun.] ile ANTİ-[Yun.] ile ANTE-[Lat.] ile -SIZ[Tr.]

( "Olumsuzluk/bulunmazlık" ön eki. İLE "Karşıtlık" anlamı veren ön ek. İLE "Öncelik" anlamı veren ön ek. İLE Türkçe'de "olumsuzluk/bulunmazlık" ön eki. )


- ÂBİDE değil/yerine ANIT


- AÇIKLAMA ile/ve/değil ANLAM/LANDIRMA

( ... İLE/VE/DEĞİL İnsan durum ve tutumları açıklanamaz ve fakat (ancak) anlamlandırılır/anlamlandırılabilir. )


- AÇIKLAMAK ile/ve ANLAMAK

( Açıklama, bir şeyi bir nedene değil, bir temele dayanarak göstermektir. )

( Nedensel ya da temele dayanan. İLE/VE Amaca yönelik. )

( TO EXPLAIN vs./and TO UNDERSTAND )


- ADÂLETSİZLİK ve/||/<> ANLAMSIZLIK

( [Çözüm olarak ...] Tüzeyi[hukuku] bulduk fakat tüzeye ulaşamadık. VE/||/<> Sanatı bulduk fakat sanat bize ulaşamadı. )

( Adâletsizliklerin en büyüğü, âdil olmayıp âdil gibi görünmektir. )


- AĞAÇ ile ANANAS

( ... İLE Ananasgillerden, sıcak ülkelerde yetişen bir ağaç. | Bu ağacın çam kozalağına benzeyen, iri, güzel kokulu, lezzetli meyvesi. )

( ... cum ANANAS SATIVUS )


- AĞAÇ ile ANZAROT[Ar. < ANZARUT]

( ... İLE Sıcak ülkelerde yetişen bodur bir ağaç. | Bu ağacın yara tedavisinde kullanılan reçinesi. )

( ... cum SARCOCOLLA )


- AGREGAT ile/ve/||/<> ANAGRAM[Fr.]

( Psişik içerik. İLE/VE/||/<> ... | Bir sözcükteki harflerin yerleri değiştirilerek elde edilen sözcük. )


- AHDÎ[Ar.] değil/yerine/= ANTLAŞMA/YA GÖRE/GEREĞİ OLAN


- AHMAK ile ANDAVAL/LI[Yun.]

( Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, hamakat gösteren. İLE Ahmak, aptal, beceriksiz, şaşkın, bön, görgüsüz kişi. )


- AJANDA[Fr. < AGENDA] değil/yerine/= ANDAÇ

( Gerekli notların unutulmaması için yazıldığı takvimli defter. )


- AJİTASYON[Fr.] ile ANAFİLAKSİ[Fr.]

( Sürekli ve tutarsız hareketler. İLE Aşırı duyarlılık/tepki. )


- AKBABA ile ANT AKBABASI

( ... İLE Dünyanın en büyük, ikinci kara kuşudur. )

( )

( CONDOR vs. ANDEAN CONDOR )

( ... cum VULTUR GRYPHUS )


- AKILDA TUTMAK ile/ve/değil/yerine ANLAMAYA ÇALIŞMAK

( [not] TO KEEP IN MIND vs./and/but TO TRY TO LEARN
TO TRY TO LEARN instead of TO KEEP IN MIND )


- ALÇI:
ADİ/STÜK ile ANHİDRİT ile DÖŞEME ile GÖZENEKLİ ile İNCE İNŞAAT ile KABA İNŞAAT ile KALIP ile KATKILI ile MERMER ile PARİS ile PİYASA ile SIVA ile ŞAPLI ile YÜKSEK DİRENÇLİ

( ANHİDRİT[Fr. < ANHYDRITE]: Genellikle kaya tuzu ve alçı taşıyla birlikte bulunan doğal, susuz kalsiyum sülfat. )


- ALGI ile/ve/<> ANLAYIŞ

( PERCEPTION vs./and PARADIGM )


- ALICI ile/ve ANLAYICI

( Almaya/anlamaya hazır olan. | Satın almak isteyen kişi, müşteri. | Kendine bir şey gönderilen kişi. | Almaç. | Kayıt aracı. | Azrail. İLE/VE Katılmaya hazır olan. )


- ALIŞILMIŞ OLAN ile/ve/değil/yerine/>< ANLAŞILABİLECEK OLAN/ANLAŞILMASI GEREKEN


- AMA ile ANCAK


- AMAM/ADOPTION MODEL FOR ANALYTICS MATURITY[İng.] değil/yerine/= ANALITİK OLGUNLUK BENIMSEME MODELİ


- AMBAR değil ANBAR[Fars.]



devamı için burayı tıklayınız...

AP... ile başlayan FaRkLaR...

- "DONUP KALMAK" ile "APIŞIP KALMAK"


- [ne yazık ki]
AKILLILARIN DURUMU ile/ve/||/<> APTALLARIN TUTUMU

( [ne yazık ki] Sürekli, kuşku içinde. İLE "Küstahça, kendinden emin." )


- ABARTMAK ile APARTMAK[< APARMAK]

( Bir nesneyi ya da durumu olduğundan daha önemli, daha büyük ya da daha çok göstermek. | Bir iş, bir davranış ve benzerlerinde gereğinden fazlasına kaçmak, aşırıya kaçmak. İLE Alıp götürmek. | Gizlice almak, alıp kaçmak, çalmak. )


- ADÎMET-ÜL-CENÂH = APTERİKS

( Yeni Zelanda'ya özgü bir kuş. )


- AHIMSA ile/ve SATYA ile/ve ASTEYA ile/ve BRAHMAÇARYA ile/ve
APARIGRAHA ile/ve DAYA ile/ve KŞAMA ile/ve
DHRITI ile/ve MITAHARA ile/ve ARCAVA

( Şiddet kontrolü. [Şiddetsizlik] Zararsızlık; başkalarını düşünce, söz ve hareketle incitmemek. İLE/VE Yalan kontrolü. [Dürüstlük] İLE/VE Benimseme kontrolü. [Çalmama] İLE/VE Eşeysel enerji kontrolü. İLE/VE Biriktirme kontrolü. [Biriktirmemek] İLE/VE Nefret kontrolü. [Merhamet] İLE/VE Kızgınlık kontrolü. [Affetme] İLE/VE Güçsüzlük kontrolü. [Dayanıklılık] İLE/VE Aşırılık kontrolü. [Ilımlılık] İLE/VE Yanlışlık kontrolü. [Doğruluk] )


- AHLÂKSIZLIK ile APTALLIK

( [Kişiden] Hakikat isteniyor da dalga geçercesine yanıt veriliyorsa. İLE [Kişiyle] Dalga geçiliyor da kesin yanıt veriliyorsa. )


- ALIGNMENT/HARMONISATION and APPROXIMATION (OF LEGISLATION)

( Uyum, uyumlaştırma. VE Yakınlaştırma (mevzuatın). )


- AMAZON ile/ve/<> GOOGLE ile/ve/<> FACEBOOK ile/ve/<> MICROSOFT ile/ve/<> APPLE ile/ve/<> ORACLE

( )


- ANURA ile/ve APODA

( Dört üyeli, kuyruksuz amfibileri kapsayan su ve kara kurbağaları takımı. İLE/VE Bacaksız amfibileri kapsayan takım. )


- AP/ANGINA/ANJINA PEKTORIS[İng.] değil/yerine/= GÖĞÜS AĞRISI (KALP)


- APAÇIK/LIK = SELFEVIDENCE/SELFEVIDENT[İng.] = ÉVIDENCE/ÉVIDENT[Fr.] = OFFENKUNDIG/OFENKUNDIGKEIT[Alm.] = EVIDENZA[İt.] = EVIDENCIA[İsp.] = EVIDENTA, PERSPICUITAS[Lat.] = ANERGEIA[Yun.] = BEDEHA(T)/BEDİHÎ, BEYYİN[Ar.] = HODPEYDÂ[Fars.] = KLAARBLIJKELIJK/HEID[Felm.]


- APAÇIK ile NET/LİK, KESİN/LİK

( "Mantıklı" ya da "mantıksız", apaçık olanı yadsıyamazsınız. )

( Bilim, bilimde kesinliğin olmamasıdır. )

( BEDÂHET: Apaçık olma durumu. | Bir konuda hazırlıksız konuşabilme yeteneği. )

( "Logic" or "no logic", you cannot deny the obvious. )

( SARÎH ile ... )

( WIDE OPEN vs. CLEAR/NESS, CERTAINTY )


- APAKSEPANA

( İnme, nâzil. )


- APANDİS[Fr. < APPENDICE]/APPENDIX[İng.] ile APANDİSİT[Fr. < APPENDICITE]

( Kör bağırsağın ince bir parmak gibi olan son bölümü. Kör ek. İLE Apandisin iltihaplanması. )


- Apansız KONUŞ!!!


- APAR TOPAR (TOPLANMAK/KAÇMAK/ÇIKMAK)


- APARA ile AŞAĞILIK, DÜŞÜKLÜK

( Aşağılık, düşüklük. )


- APARAT[Fr.] ile/||/<> APAREY[Fr.]

( Birbirine bağlı ya da ekli olarak işleyen araçların oluşturduğu bütün. Araçlar takımı. İLE/||/<> Aparatı oluşturan araçların her biri. )


- APARAT/APPARATUS[İng.] değil/yerine/= AYGIT


- APARATVA ile YAKINLIK

( Yakınlık. )


- APART[Fr.] ile/||/<> APARTMAN[Fr.]

( Ayrı ayrı. İLE/||/<> Her katında bir ya da birkaç daire bulunan çok katlı bina. )


- APARTE[Fr.] ile/||/<> APAR[Fr.]

( Sahnedeki oyuncunun kendi kendine konuşması. İLE/||/<> Bir tiyatro oyuncusunun, izleyicilerin duyacağı biçimde sanki öteki oyuncular duymuyormuş gibi konuşması ya da düşüncesini/davranışını izleyiciye açıklaması. )


- APARTMAN ile DEPARTMAN

( )


- APAYRI ile BAMBAŞKA


- APEKS/APEX[İng.] değil/yerine/= TEPE


- APEPSİ[Fr.] değil/yerine/= KÖTÜ MİDE SİNDİRİMİ


- APERİTİF[Fr.]["APERATİF/APERETİF" değil!] değil/yerine/= ÖN İÇECEK/YİYECEK


- APERSEPSİYON/APPERCEPTION[İng.] değil/yerine/= BİLİNÇLİ ALGI


- APERTOMETRE[Fr.] ile/||/<> APERTURA[İt.]

( Açıklık ölçer. İLE/||/<> Yırtmaç. )


- APERTURA/APERTURE[İng.] değil/yerine/= GİRİŞ AĞZI


- APHA/AMERICAN PUBLIC HEALTH ASSOCIATION[İng.] değil/yerine/= AMERİKAN HALK SAĞLIĞI BİRLİĞİ


- APHELION değil/yerine/= GÜNÖTE


- APHL/ASSOCIATION OF PUBLIC HEALTH LABORATORIES[İng.] değil/yerine/= TOPLUM SAĞLIĞI LABORATUVARLARI DERNEĞİ


- API/APPLICATION PROGRAMMING INTERFACE[İng.] değil/yerine/= ARAYÜZ UYGULAMA PROGRAMI


- API ile API

( Amerikan Petrol Enstitüsü[American Petroleum Institute] İLE Uygulama Programlama Arayüzü[Application Programming Interface] )


- APIAN

( Arı ile ilgili. )


- APIK-SAPIK (DÜŞÜNCELER/DAVRANIŞLAR)


- APİKAL/APICAL[İng.] değil/yerine/= TEPE, UC (İLİŞKİLİ)


- APIR-SAPIR (KONUŞMAK)


- APİYOLOJİ/APIOLOGY[İng.]

( Arı bilimi. )


- APLASTİK/APLASTIC[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEMIŞ


- APLAZİ[Yun.]/APLASIA[İng.] değil/yerine/= GELİŞMEZLİK

( Bir doku ya da örgenin bulunmayışı ya da gelişmenin durması. )


- APLİK[Fr. < APPLIQUE] ile APLİKE[Fr. < APPLIQUÉ]

( Duvar şamdanı, duvar lambası. İLE Düz ya da desenli bir kumaştan kesilmiş desenlerin bir başka kumaşı süsleme yöntemi ya da kumaşa işlenmiş durumu. )


- APLİKASYON değil/yerine/= UYGULAMA

( Aplike etme işlemi. | Bir parselin yerini kazıklarla belirtme işi. | Uygulama. )


- APLİKATÖR/APPLICATOR[İng.] değil/yerine/= UYGULAYICI AYGIT


- APNE ile ASFİKSİ

( Solunumun durması. İLE Oksijen yetersizliğinden dolayı boğulma. )


- APOGAMİ

( Eşeysel örgenlerin birleşmede bulunmadığı üreme şekli. )


- APOGEE değil/yerine/= YERÖTE


- APOKALİPTİK[Fr.] ile/||/<> APOKRİF[Fr.]

( Anlaşılmaz, karışık. İLE/||/<> Doğruluğuna güvenilmez söz, yazı. )


- APOLAR/APOLAR[İng.] değil/yerine/= KUTUPSUZ


- APOLET[Fr. < ÉPAULETTE] değil/yerine/= OMUZLUK

( Subaylarda rütbeyi göstermek için üniformaların omuzlarına takılan işaretli parça. | Giysilerin omuzlarına süs olarak takılan parça. )


- APOLLONIUS ve/||/<> HIPPARKUS ve/||/<> BATLAMYUS ve/||/<> İBN ŞATIR ve/||/<> NASREDDİN TUSİ


- APOLOJİ ile/ve/||/<> GASLIGHTING

( "Kendini haklı çıkararak savunma". İLE Psikolojik yönlendirme. İstismar ve tâciz "yöntemi". )


- APOMİKSİ

( Döllenmeksizin özel dokularla çoğalma. )


- APOPİTOZ/APOPTOSIS[İng.] değil/yerine/= PROGRAMLANMIŞ GÖZE ÖLÜMÜ


- APOPLEKSİ[Fr.] ile/||/<> APOPLEKTİK[Fr.]

( Aniden gelen şiddetli koma durumu, beyin felci. İLE/||/<> Beyin felcine uğramış kişi. )


- APOPLEKSİ/APOPLEXIA[İng.] değil/yerine/= KANAGAN


- APOR[Fr.] değil/yerine/= ANAMAL/SERMAYE

( Kaynakları itibariyle bir şirkete konulan her türlü sermaye. )


- APOSTERİORİ değil/yerine/= SONSAL


- APOSTON SOFRASI


- APOSTROF[Yun.] değil/yerine/= KESME (İMİ)


- APOTEM[Yun.] değil/yerine/= YARI ÇAP


- APOTEOS[Fr.] değil/yerine/= ULULAMA

( Birine karşı gösterilen aşırı ululama, tanrısama. )


- APOTR[Fr.] ile/||/<>/> APOSTOLİK[Fr.]

( Havari. İLE/||/<> Papalıktan yayılma. | Havariler ile ilgili. )


- APP/EPLİKEYŞIN/APPLICATION[İng.] değil/yerine/= UYGULAMA


- APPETITE vs. DESIRE



devamı için burayı tıklayınız...

AR... ile başlayan FaRkLaR...

- ...'NIN:
"MUTFAĞI" ile/ve/||/<> "ARKA SOKAKLAR"


- "... SAYESİNDE" ile/ve/değil/yerine "... ARACILIĞIYLA"


- "... YOLUYLA" ile/ve "... ARACILIĞIYLA"


- "ARANMAK" ile/ve/değil/yerine ARINMAK


- "ARANMAK" ile/ve/değil ARINMAK


- "ARKADAŞTILAR" değil ARKADAŞLARDI


- "AŞKIN EKSİKLİĞİ" ile/değil/ne yazık ki/< ARKADAŞLIĞIN EKSİKLİĞİ


- "AYI" ile/değil/yerine "ARI"

( Gibi yeme/oturma! İLE/DEĞİL/YERİNE Gibi çalış! )


- "DOĞAL OLARAK" ile/değil/yerine ARAYA, ZAMANIN GİRMESİ NEDENİYLE


- "ENGEL/SORUN" ile/değil/yerine ARA/DİNLENME NOKTASI/VESİLESİ


- "KÂR" değil/yerine AR


- "KİRLENMEMEK" ile/değil/yerine/||/<>/< ARINMAK


- "ON DÖNÜM BOSTAN, YAN GEL, YAT OSMAN" ile "ARMUT PİŞ, AĞZIMA DÜŞ"


- "ÖYLE ARAÇLAR KULLANACAĞIZ" değil "ARAÇLARI, ÖYLE KULLANACAĞIZ


- "SÖRÇ(SEARCH) YAPMAK" değil/yerine/= ARAMA YAPMAK


- "VE" ile/ve "+(ARTI)"


- (")BÜYÜCÜLER(") ile/ve/<> (")ARA VAROLAN/LAR(")

( Evrenin, "büyücülerden" ve "ara varolanlardan" temizlenmesini, kelâm sağlamıştır. )


- (")EKSİ(") ile/ve/değil/<> ARTI

( Bazen, bazı (")eksikler/eksiklikler("), artı(ya) olabilir(/dönüşebilir.) )


- (")MAL(") ve/||/<> (")ARKADAŞLIK(") ve/||/<> (")AŞK(")

( [Değeri yoktur!] Cömertlik yoksa. VE/||/<> Vefâ yoksa. VE/||/<> Karşılık yoksa. )


- (")ÖN KAPI(") ile (")ARKA KAPI(")


- (")ORTA YOL(") ile/ve/değil/||/<> ARA ÇÖZÜM


- (TOPLU) ALLAH ZİKRİ ile/ve ARI VIZILTISI


- [ne yazık ki]
!MÜFSİT[Ar.]/MÜZEVİR[Ar.] değil/yerine/= ARABOZUCU


- [ne yazık ki]
İLİŞKİLERİN/EVLİLİKLERİN BİTİŞİ:
AŞKIN BİTMESİNDEN ile/ve/||/<>/< ARKADAŞLIĞIN OLMAMASINDAN


- [ne yazık ki]
SÖMÜRÜ ile/ve/||/<> ARTI DEĞER SÖMÜRÜSÜ


- [ya] (")TÂBİ(") ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/ya da ÂRİF


- | BUĞDAY ile KEPEK ile ARPA/CEVDE ile ÇAVDAR | ile YULAF

( Gramineae ailesinin triticeae ve aveneae olmak üzere iki bölümü vardır. Buğday, çavdar ve arpa, triticeae; yulaf ise aveneae bölümündendir. )

( BESEK/BESDEK[Fars.]: Harman yerinde toplanılan buğday ve arpa demeti. )

( | WHEAT vs. BRAN, WHOLE-WHEAT vs. BARLEY vs. RYE | vs. OATS )

( | TRITICUM cum FURFUR/IS cum HORDEUM VULGARE cum SECALE CEREALE | cum AVENA SATIVA )


- A'RÂK[Ar.] ile A'RÂK[Ar. < IRK] ile ARAK[Ar.] ile ARAKK[Ar.]

( Ter. | Üzüm ve çeşitlerinden çekilip elde edilen ispirto, rakı. İLE Kökler, damarlar. İLE Rakı. İLE [daha/çok/pek] İnce. )


- A'RÂS[Ar. < URS] ile A'RÂS[Ar.] ile ARAS[Ar.]

( Nikâh törenleri. | Düğünler. | Evliler. İLE Arsalar, boş topraklar. İLE Yorgunluk, bitkinlik. )


- A'RÂZ[Ar. < ARAZ] ile ARAZ[Ar.] ile A'RÂZ[Ar. < IRZ]

( İşâretler, alâmetler. | Tesâdüfler, hastalık alâmetleri. | Kazalar, felâketler. İLE İşâret, alâmet. | Tesâdüf. | | Kaza, felâket. | [Felsefede] Kendi kendine varolmayıp başka bir cevherle meydana gelen hal ve keyfiyet. İLE Irzlar, namuslar. )


- ABECELERDE:
GÖKTÜRK ve/||/<>/> UYGUR ve/||/<>/> ARAP ve/||/<>/> LATİN


- ACEM ile/ve/<>/= ARAP OLMAYAN


- ACENTE[İt.] değil/yerine/= ARACI KURULUŞ/KİŞİ

( Ücret karşılığında, başkalarının işlerini gören kuruluş ya da kişi. | Vapur ortaklığı ya da banka şubesi. )


- ADA TAVŞANI ile AMERİKA TAVŞANI ile ARAP TAVŞANI ile DAĞ TAVŞANI ile YABAN TAVŞANI


- ADA ile/ve ARAL

( Dört tarafı denizle kaplı kara parçası. İLE/VE Takımada. )

( CEZÎRE[çoğ. CEZÂİR] ile/ve ... )

( CEZ ile/ve ... )


- ADJUVAN/ADJUVANT[İng.] değil/yerine/= ARTIRGAN


- ÂFETLERDE ENGELİN/SORUNUN/ÖLÜMÜN:
"AZALTILMASI" ile/ve/değil/||/<>/< ARTMASINI ENGELLEME

( )


- AFTERLOAD/AFTERLOAD[İng.] değil/yerine/= ART YÜK


- AĞAÇ ile ARDAK

( ... İLE İçten çürümeye başlayan ağaç. )


- ÂGÂH ile ÂRİF


- ÂGÂH ile ÂRİF


- AHIMSA ile/ve SATYA ile/ve ASTEYA ile/ve BRAHMAÇARYA ile/ve
APARIGRAHA ile/ve DAYA ile/ve KŞAMA ile/ve
DHRITI ile/ve MITAHARA ile/ve ARCAVA

( Şiddet kontrolü. [Şiddetsizlik] Zararsızlık; başkalarını düşünce, söz ve hareketle incitmemek. İLE/VE Yalan kontrolü. [Dürüstlük] İLE/VE Benimseme kontrolü. [Çalmama] İLE/VE Eşeysel enerji kontrolü. İLE/VE Biriktirme kontrolü. [Biriktirmemek] İLE/VE Nefret kontrolü. [Merhamet] İLE/VE Kızgınlık kontrolü. [Affetme] İLE/VE Güçsüzlük kontrolü. [Dayanıklılık] İLE/VE Aşırılık kontrolü. [Ilımlılık] İLE/VE Yanlışlık kontrolü. [Doğruluk] )


- AHTAPOT[Yun.] ile ARGONOT[Yun.]

( Sekiz dokunacında/kolunda yaklaşık 1000 duyarga bulunur. Üç kalbi, dokuz da beyni vardır. İLE Deniz dibinde, kayalara tutunarak yaşayan bir türdür. [Deniz anemonu gibi bitkiye benzer.] )

( Dokunaçlarının herhangi bir parçası koptuğunda/kesildiğinde kopan parça 3 saat canlılığını ve hareketini devam ettirir. İLE ... )

( Eril ahtapotların kollarından biri çiftleşmek içindir ve bu kol altındaki oluk ve kavramaya yarayan ligula adında bir burunla ötekilerden ayrılır. [Bazı ahtapot türlerinde, öteki memelilerin penisinde olduğu gibi kanla dolar.] İLE Erilin eşeysel örgeni(penisi), çiftleşme zamanında, gövdesinden ayrılır, gider başka bir kayada yaşayan dişil argonotu bulur, döller ve sahibine geri döner. [Çok eşli olma çabasındaki baylara da bu "Argonot" adı takılmıştır.] )

( Çiftleşme kolları, bir paket spermi dikkatli bir biçimde dişinin hazne [kafa/gövde] içine yerleştirir. Ardından ligula kırılır ve dişilin içinde yapışık kalır. [Eriller çiftleştikten birkaç ay sonra ölür.] [Ahtapotlar öteki kollarını yenileyebilseler de yeni bir çiftleşme kolu (lingula) üretemezler.] İLE ... )

( Kavanozları açabilir, taşları istiridyeleri açmak için araç olarak kullanabilir ya da kopmuş denizanası dokunaçlarını silah olarak kullanabilirler. [Bazıları sanki iki ayaklı hayvanlar gibi iki kolunun üzerinde yürüyebilir.] İLE ... )

( Kaslarını, kendilerini ileri atmak üzere kullanır ve saatte 40 km. hıza ulaşabilirler. [Bu yöntem ile "uçabilirler" de.(yırtıcılardan kaçmak için kendilerini suyun dışına fırlatmak üzere)] İLE ... )

( İskeletleri olmadığı için gözbebekleri kadar küçük yerlerden bile geçebilirler. [tek sert parçaları papağanınkine benzeyen gagasıdır] İLE ... )

( Ahtapot ile Argonot )

( HEŞT-PÂ ile ... )

( OCTOPUS vs. ARGONAUT )

( OCTOPUS cum ARGONAUTA ARGO )


- ÂKİF[Ar. çoğ. ÂKİFÂN, AKÛF] ile/ve/||/<> ÂRİF[Ar. < İRFAN | çoğ. UREFÂ]

( Sebât eden. | İbâdet eden. İLE/VE/||/<> Bilen, bilgili, irfan sahibi.[(Bildiğinin, yapacağının ve söyleyeceğinin) Zamanını ve zeminini] )


- AKORT[Fr. < ACCORD/ACORDA(İt.)] ile ARPEJ[İt. < Fr. | ARPEGE]

( Bir çalgıda, doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen/leme. | Uyumu sağlayan seslerin birleşmesi. | Uyum, uyumluluk. İLE Bir akort oluşturan seslerin, birbiri ardından çalınması. )


- AKREP ile ARİZONA AKREBİ


- ÂLET = TOOL[İng.] = OUTIL[Fr.] = WERKZEUG[Alm.] = ARNESE[İt.] = HERRAMIENTA[İsp.] = ARNESE[Lat.] = TO ORGANON[Yun.] = ÂLET[Ar., Fars.] = WERKTUIG[Felm.]


- ÂLİM'KEN ÂRİF OLMAK ile ÂRİF'KEN ZARİF OLMAK


- ÂLİM ile/ve/||/<>/> ÂRİF

( Bilgi(sonuç). İLE/VE/||/<>/> Bilme(süreç). )

( Cins. İLE/VE/||/<>/> Fasıl. )

( Sindiren. İLE/VE/||/<>/> Geviş getiren. )

( Koşul. | Durum, hal, vaziyet. | Yemin. İLE/VE/||/<>/> Yarı, yarım. | Bölüm, kısım, parça. | Mısra. )

( Tekil.(Taksim edilir.) İLE/VE/||/<>/> Çoğul.(Tasnif edilir.) )

( İlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilip, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme uğraşıdır. İLE/VE/||/<>/> İrfan; ilmin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilme durumudur. )

( İlim: - Kendini bilmek ve - Gayrıyı bilmek İrfan: - İlm'ul-ilim ve - İlm'un Nefs )

( İlim: - İlm-i Hudurî ve - İlm-i Husulî )

( İlim: - Tasavvur(Kavram) ve - Tasdik(Yargı) İlim: - Bilmek ve - Bilgi )

( İlimde marifet zât'ı bilmektir. Eşyanın(nesnenin) akılda hasıl olan(meydana gelen) suretine ilim denir. Hariçten kattı nazarla malûma ilim denir. )

( İhvân-ı Safâ, "Fasl fî ecnâsi'l-ulûm" başlığı altında ilimleri, -Riyâzî, -Dinî ve -Felsefî olmak üzere üç ana grupta toplamıştır. )

( Çeşm-i insaf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz. )

( Âlim; Evvel ile Ahir, Batın ile Zahir'i bilen, tüm bildiklerini en iyi/üst derecede bağlantırabilme/birleştirebilme seviyesine ulaşmış kişi. İLE Ârif; aliminin niteliklerinin üzerine ek olarak, hikmetine sahip olup, zaman ve zeminine/mekânına göre değerlendirme yapabilen kişidir. )

( Birikime hizmet eden. İLE/VE/||/<>/> Yaşayışa hizmet eden. )



devamı için burayı tıklayınız...

AS... ile başlayan FaRkLaR...

- ... KERE ile/ve/||/<>/> "AŞK KERE"


- "ARTIK ..." ile "ASLINDA ..."


- "AŞAĞIYA" değil AŞAĞI


- "AŞK YÜZÜNDEN" değil/yerine AŞK SÂYESİNDE


- "ASLINDA" ile "ASLINA BAKARSANIZ"


- "BOŞA KOYSAN DOLMUYOR, DOLUYA KOYSAN OLMUYOR" ile "AŞAĞI TÜKÜRSEN SAKAL, YUKARI TÜKÜRSEN BIYIK"


- "ÇÖZMEK" ile/ve "AŞMAK"


- "DOĞU" ile/ve/değil ASYA


- "ESKİ ASLI" değil ASLI


- "GEÇMEK" ile/ve "AŞMAK"


- "İPTAL ETMEK" ile/ve/yerine/değil "ASKIYA ALMAK"


- "KARŞI OLMAK" ile/değil/yerine AŞMAK/AŞMIŞ OLMAK


- "SÜREKLİ/DAİMA" ile/ve/||/<> AŞIRI/LIK


- "TAKIK" ile/değil/yerine ÂŞIK


- "TARİHSEL" ile AŞKIN


- "UÇMAK" için/ve/||/<>/>/< AŞAĞI ÇEKENLERİ/SIRTINDAKİLERİ BIRAKMAK


- "YÜKSEK/LİK" ile/ve/değil/yerine AŞKIN/LIK, MÜTEAL, YÜCE/LİK

( ... ile/ve/değil/yerine PARA )


- (")MAL(") ve/||/<> (")ARKADAŞLIK(") ve/||/<> (")AŞK(")

( [Değeri yoktur!] Cömertlik yoksa. VE/||/<> Vefâ yoksa. VE/||/<> Karşılık yoksa. )


- (B)İLİM ve/||/<> ZİKİR ve/||/<> AŞK

( Aklın gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Sözün gereği/terbiyesi/zekâtı. VE/||/<> Gönlün gereği/terbiyesi/zekâtı. )


- (ÖNLENEBİLİR) HASTALIK ile/yerine AŞI


- [Ar.] AŞVE ile AŞY

( Akşam karanlığı. | Akşam yemeği. İLE Akşam yemeği. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile ASKERİCİLİK/MİLİTARİZM


- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
RASYONEL ile/ve/<> KİTLELERİN SEFERBER EDİLDİĞİ ile/ve/<> ASİMETRİK


- [ne yazık ki]
DEĞERSİZLEŞTİRME ile/ve/||/<> AŞAĞILAMA ile/ve/||/<> SUÇLAMA


- [ne yazık ki]
ORANTISIZ YORUM ile AŞIRI YORUM


- [NİTELİĞİN GÖSTERGESİNDE]
DOST ile ÂŞIK

( Kavgada belirli olur. İLE Vedâda belirli olur. )


- [önce] YORUM ile/ve/sonra/> AŞIRI YORUM

( YORUM VE AŞIRI Y0RUM (UMBERTO ECO) kitabını okumanızı salık veririz.
)

( INTERPRETATION/COMMENT vs. EXCESSIVE INTERPRETATION/COMMENT )


- | "REZİL" ve/ya da "SEFİL" |
değil/yerine/><
ASİL

( [ayrılıktan hemen sonra ...]
| Başkasının kollarına bırakana "denilen". VE/YA DA Alkole bırakana "denilen". |
DEĞİL/YERİNE/><
Zamana bırakana denilen. )


- 1 RAKAMI ile TEK SAYILAR ile ASAL SAYILAR

( Tasavvufta 1 rakamı adetten sayılmaz ve tek sayılar 3'ten başlatılır. )

( bkz. Tasavvuf'ta/Sufism )

( ... İLE ... İLE Kendinden ve birden başka hiçbir tamsayıya bölünemeyen sayılar.[2, 3, 5, 7, 11, 13, 17, 19, 23, ...][Matematikçilerden başka kimsenin anlamadığı nedenlerden dolayı 1 rakamı, asal sayı olarak kabul edilmez.] )

( ... İLE ... İLE 1 ile 100 arasında yirmibeş asal sayı varken, 100 ile 200 arasında yirmibir asal sayı vardır. 1 ile 1.000.000 arasında 78498 asal sayı varken, 10 milyon ile 11 milyon arasında 61938 asal sayı vardır. )


- A'SÂM[Ar. < USME] ile A'SAM ile ASAMM ile ÂSÂN[Fars.]

( Gerdanlıklar. | Tasmalar. İLE Ön ayakları sekili olan hayvan. İLE Sağır, işitmez. | Söz işitmez. | Sert, güç, tahammül edilmez. | Arap yazısında, ikinci ve üçüncü kökünde, uzun harf bulunan bir fiil. İLE Kolay. )

( SEKİ: Atın ayağında genellikle bileğe ya da dize kadar çıkan beyazlık. )


- ABAŞO[İt.] değil/yerine/= AŞAĞI, ALTTAKİ, ALT | GEMİYİ HALATLA KARAYA BAĞLAMA


- AÇIK ile/ve/değil/< ÂŞİKÂR/ECLÂ[Ar. < CELÎ]/BEYYİN[Ar.]


- AÇMAK ile AŞMAK


- ACZ ve/> AŞK ve/> ACZ [tekrar]


- ACZİYET ile/ve/<>/değil AŞK


- ADÂLET ile/ve/<> BİLİM ile/ve/<> AŞK


- ADSL/ASYMMETRIC DIGITAL SUBSCRIBER LINE[İng.] değil/yerine/= ASİMETRİK SAYISAL ABONE HATTI


- AFRİKA FİLİ ile/ve ASYA FİLİ

( Daha iri. İLE/VE Daha küçük. )

( Her biri, her gün 200 kilo ot yer. )

( Hortumları, 3 metre uzunluğunda ve 200 kilo ağırlığındadır. [4 litre suyu bir anda çekebilecek yapıdadır.] [Ucundaki parmak benzeri bölümler sayesinde tek bir pirinç tanesini yerden alabilecek kadar duyarlıdır.] [Bir aslanı tek darbede öldürebilecek kadar güçlüdür.][Gövdemizdeki tüm kasların toplamından 100 kat daha fazla kas bulunur.] )

( Ayak uclarında yürürler. [Tabanı ile topuk kemiği arasında kalın ve yüksek bir kıkırdak tabakası bulunur.] )

( Koşamaz ve zıplayamazlar fakat yürüyüşleriyle saatte 25 km. hıza ulaşabilirler.] )

( Öteki fillerin 10 km. öteden gelen düşük frekanslı sesleri ayaklarıyla duyabilirler. )

( Yunuslar ve bazı primatlar gibi kendilerini aynada tanıyabilirler. )

( Her gün, 100 litre su içmeleri gerekmektedir. [her bir emişte 8 litre su içebilmektelerdir] )

( Günde, sadece 2 saat uyurlar. )

( Sürü önderleri dişillerdir. )

( Ortalama ömürleri 50 yıldır. [80 yaşına kadar yaşamış olanı da vardır.] )

( Az sayıda doğal düşmanı olan filler genellikle yaşlandıkça aşınan dişlerinden dolayı aç kalarak ölürler. )

( Ölülerini sık sık ziyaret ederler. [Ölenlerin kemik ve dişlerini hortumlarıyla okşarlar.] )

( Gebelik süresi en uzun hayvan. [22 ay / 600-360 gün] )

( Her bir filin kan damarları, kendine özgü bir yapı sergilediğinden, tıpkı insandaki parmak izi gibi ayırt ettirici özelliğe sahiptir. )

( Filler, ehllileştirilebilir fakat evcilleştirilemez. )

( En yakın akrabaları denizinekleri[yaşayan] ve damanlardır. )

( Ayaklarıyla sismik hareketleri duyarlar ve çeşitli göç ve hareketlerini yeraltı verilerine[verilerinden aldıkları yorumlara] göre de belirlemektelerdir. )

( NEHÎM[Ar.]: Aslan kükremesi ve fil sesi. )

( Fil )

( Tek başlarına hareket edebilirler. İLE/VE Ancak/daha çok eşleriyle birlikte hareket ederler. )

( Zıplamayan tek memelidir. )

( )

( )

( Afrika'da, 1980'de 1 milyonu aşkın olan fillerin sayısı, günümüzde[2020] 300 bin civarındadır ne yazık ki. :( ((( )

( PÎL
PÎLESTE: Fildişi. )

( AFRICAN ELEPHANT vs. INDIAN ELEPHANT )

( ELEPHAS )

( EL ELEFANTE )


- AHÇI değil AŞÇI

( ... değil TABBÂH[< TABH | çoğ. TABBÂHÎN], TÂBİH[< TABH] )

( ... değil ÂŞ-PEZ )


- AHIMSA ile/ve SATYA ile/ve ASTEYA ile/ve BRAHMAÇARYA ile/ve
APARIGRAHA ile/ve DAYA ile/ve KŞAMA ile/ve
DHRITI ile/ve MITAHARA ile/ve ARCAVA

( Şiddet kontrolü. [Şiddetsizlik] Zararsızlık; başkalarını düşünce, söz ve hareketle incitmemek. İLE/VE Yalan kontrolü. [Dürüstlük] İLE/VE Benimseme kontrolü. [Çalmama] İLE/VE Eşeysel enerji kontrolü. İLE/VE Biriktirme kontrolü. [Biriktirmemek] İLE/VE Nefret kontrolü. [Merhamet] İLE/VE Kızgınlık kontrolü. [Affetme] İLE/VE Güçsüzlük kontrolü. [Dayanıklılık] İLE/VE Aşırılık kontrolü. [Ilımlılık] İLE/VE Yanlışlık kontrolü. [Doğruluk] )


- AHLÂK:
KORKU ile/ve/<> HAK ile/ve/<> FERÂGAT ile/ve/<> AŞK



devamı için burayı tıklayınız...

AT... ile başlayan FaRkLaR...

- ... değil ATASÖZÜ


- "AŞMAK" ile "ATLATMAK"

( "TO EXCEED" vs. "TO OVERCOME" )


- "AT IRKI" değil AT

( 1850 öncesinde, "at/ın soyu" diye bir olgu yoktu. )


- "ATAİST" ile/değil "ATEİST"


- "ATIŞ" değil ATIF


- "DE(EEEEEE)RMİŞİM" yerine "ATLIYORUM!"


- "FAYTON SEFÂSI" değil ATLARIN CEFÂSI


- "GİDER" (YAPMAK) ile "ATAR" (YAPMAK)


- "HABİTAT" ile/ve/||/<> "ATMOSFER" ile/ve/||/<> "AMBİYANS"


- "O KADAR DA UZUN BOYLU DEĞİL" ile "ATLA, DEVE DEĞİL YA"


- "RAHATLIK" ile ATARAKSİ

( ... İLE Zihin rahatlığı. )


- "SALLAMAK" ile "ATMAK"


- "ZIPLAMAK" ile/değil ATILMAK


- (")GEÇMEK(") ile (")ATLAMAK(")


- (BAZI) "ATASÖZÜ" değil/yerine AT, O SÖZÜ!

( "Kızını dövmeyen, dizini döver." DEĞİL/YERİNE ... )


- (not IN THAT/THIS MOMENT) AT THAT/THIS MOMENT


- (YETERİNCE) SU İÇMEYİ:
UNUTMAMAK ve/||/<> ATLAMAMAK ve/||/<> ERTELEMEMEK


- [ne yazık ki]
"FAYTON":
"NOSTALJİ" değil ATLARI KÖLELEŞTİRME


- A'TAF[Ar. < ATF] ile A'TÂF[Ar. < ATF]

( En âtıfetli, pek şefkatli, çok merhametli. İLE Merhametler, şefkatler. | Meyiller, atmalar. )


- á=Acute accent ile à=Grave accent ile â=Circumflex ile ä=Umlaut ile ã=Tilde ile å=Aring


- AÇIKLAMA ile/ve/<>/değil/yerine ATIF

( [not] TO EXPLAIN vs./and/<>/but ATTRIBUTION
ATTRIBUTION instead of TO EXPLAIN )


- ÂCİZ ile/ve/<> ÂTIL

( ZEBUN ile/ve/<> ... )


- ACZİYET ile/ve/<> ATÂLET


- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


- ADA ile ATOL[Maldiv yerlileri dilinde]

( ... İLE Mercanların biraraya toplanmasıyla oluşmuş, halka biçiminde adacık, mercanada. )


- ADIM ile ATILIM


- AĞUSTOS BÖCEĞİ/ORAKBÖCEĞİ | ZÎZÜ[Ar.] | CICADA[İng.] | CICADIS/LANIUS[Lat.] ile/ve ATEŞBÖCEĞİ/YILDIZBÖCEĞİ[Lat. LAMPYRIS NOCTILUCA][1 cm.den daha küçüklerdir] ile/ve YERÂA[Ar. | çoğ. YERÂ'], KİRM-İ AHTER, KİRM-İ ŞEB-EFRÛZ, KİRM-İ ŞEB-TÂB, ÂTEŞÎZE[Fars.]) ile/ve BOK BÖCEĞİ(HUNFESÂ'[Ar. | çoğ. HANÂFİS], KÜSTEL[Fars.], GEOTRUPES STERCORARIUS[Lat.], SCARABE/KHEBER) ile/ve GELİN BÖCEĞİ ile/ve HANIM BÖCEĞİ ile/ve İPEK BÖCEĞİ[Ar. DÛD-İ HARÎR, DÛD-ÜL-KAZZ | Fars. DÎVE, KİRM-İ EBRİŞÎM/PÎLE | Lat. BOMBYX MORI] ile/ve KIZ BÖCEĞİ ile/ve UĞUR BÖCEĞİ/UÇUÇBÖCEĞİ/HANIMBÖCEĞİ[Lat. COCCINELLA SEPTEMPUNCTATA] ile/ve AĞILI BÖCEK ile/ve ÇALGICI BÖCEK ile/ve MAKASLI BÖCEK ile/ve MAYIS BÖCEĞİ(COCKCHAFER)[Lat. MELOLONTHA VULGARIS] ile/ve TAM GELİŞMEMİŞ BÖCEK(NYMPH) ile/ve UYUZBÖCEĞİ[Lat. SARCOPTES SCABIEI]

( Dünya üzerinde 5000'den fazla uğur böceği türü bulunmaktadır. )


- ALDATANI:
ALDATMAK değil/yerine "ATLATMAK"


- ALINTI ile/ve/değil ATIF


- ANTARKTİKA ile/ve ATACAMA ÇÖLÜ

( Bazı bölgelerine 2 milyon yıldır yağmur yağmamıştır. İLE/VE Bazı bölgelerine 400 yıldır yağmur yağmamıştır. )

( Dünyadaki en kurak yer. İLE/VE Dünyadaki ikinci kurak yer. Şili'dedir. [Sahra'dan 250 kat daha kurak.] )

( Dünyanın en rüzgârlı ve en hızlı estiği yeridir. İLE/VE ... )

( Dünyadaki suyun %70'i buz şeklinde burada bulunmaktadır. İLE/VE ... )


- ARTERİYOGRAFİ/ARTERIOGRAPHY[İng.] değil/yerine/= ATARDAMAR GÖRÜNTÜLEMESİ


- AT İZİ ile "İT İZİ"


- AT OUTSIDE vs. FAR AWAY


- AT SİNEĞİ ile CIZ SİNEĞİ ile ÇEÇE SİNEĞİ ile ET SİNEĞİ ile EV SİNEĞİ/KARASİNEK[Lat. STOMOXYS CALCITRANS] ile MEYVE SİNEĞİ ile SIĞIR SİNEĞİ ile SİRKE SİNEĞİ[Lat. DROSOPHILA] ile SU SİNEĞİ ile UYUZ SİNEĞİ

( Çiftkanatlılardan, uzunluğu 8 mm. kadar olan, kanatları büyük ve küt, at, sığır, domuzların bacak, kuyruk aralarında yaşayan, eklembacaklı bir sinek türü. İLE Kişiye, uyku aşılayan sinek. İLE ... İLE ... İLE Uzaya çıkmış ilk hayvan. İLE ... İLE ... İLE ... İLE ... )

( HORSE FLY vs. TSE-TSE FLY vs. ... vs. HOUSE FLY vs. FRUIT FLY vs. ... vs. ... vs. ... vs. ... )

( HIPPOBOSCA EQUINA cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... cum ... )


- AT THE BEGINNING vs. IN THE BEGINNING


- AT vs. IN


- AT, O "ADAMI"! ve/||/<>/> AT, O ADIMI!


- AT:
"BÜYÜK" değil ŞİŞMİŞ/ŞİŞİRİLMİŞ

( İnsan, atla olan ilk ilişki dönemlerinde, bugünkü fiziksel özelliklerine sahip değildi. [Zamanla, kişiler tarafından şişirilmiş/büyütülmüşlerdir.] )


- AT:
GEYİK ve KAYIK ve HÖYÜK

( Önden bakınca. VE Yandan bakınca. VE Arkadan bakınca. )


- AT:
GÜÇLÜ ile/ve/değil DAYANIKSIZ


- AT:
HİÇKİMSENİN ve/<> HERKESİN(BİNENİN)


- AT:
SEÇEN ve/<> SEÇİLEN

( O, sizi seçer. VE/<> Siz, onu seçersiniz. )


- AT:
ŞEHİRDE değil/yerine TAŞRADA


- AT:
YAKALANAN değil GELEN


- AT[Fars.] ile EŞEK/AFRİKA EŞEĞİ ile KATIR

( At ve eşek kendi neslinin devamı olan hayvanlardır. Hem kendi içlerinde, hem de at ile eşek arasındaki farkları bilmek gerekir. Katır ise, at ile eşeğin çiftleştirilmesi ile oluşan bir hayvandır. Üçü de geviş getirmeyenler[non rumminants] sınıfındadır. )

( Gebelik süreleri 330-335 gündür. İLE Gebelik süreleri 348-377 gündür. İLE ... )

( Atlarda safra kesesi yoktur. )

( Eşeklerin kulakları, atlarınkinden çok daha uzundur. )

( FERESİYYE: Atgiller. )

( AKRAH: Alnı beyaz at. )

( BELAK: Ayakları alacalı at. )

( BÛR[Fars.]/KÜMEYT[Ar..]: Doru, kızıla çalar at. [KÜRÂN, KÜREND, KÜRENG[Fars.]: Kırmızı/al renkli at.] )

( EBREŞ: Sisli, alaca benekli at. )

( GARRÂ': Alnında beyaz bir lekesi, akıtması olan at vs. )

( SABÂH-ÜL-HAYR: Bazı atların alnında bulunan beyaz leke. [beyazlık alnından burnunun üstüne kadar uzarsa buna "akıtma" denilir.] )

( HACÎL[Ar.]/ŞİKÂL[Fars.]: Üç ayağı beyaz[sekili] olan at. )

( HANEB[Ar.]: Atın arka ayaklarının ortasında bulunan dirsek gibi dışarı çıkık bölümü. )

( İŞKİL/İŞKÎL[Fars.]: Önden sağ ve arkadan sol ayağı beyaz olan at.[Araplarca hiç makbul sayılmaz] )

( KARAKUŞ: Atların ayağında görülen bir hastalık. )

( MEŞBÛB[Ar. çoğ. MEŞÂBÎB]: İki ayağı beyaz olan at. )

( MEŞKÛL[Ar.]: Bileklerine kadar üç ayağı beyaz olan at. )

( NEVEND/E[Fars.]: Hızlı giden at. )

( ESB-İ YELE[Fars.]: Koşucu at. )

( PÂLÂ/PÂLÂD/PÂLÂDE/PÂLÂY[Fars.]: Yedek at. )

( PULÂD-REG[Fars.]: Sert damarlı, dayanıklı at. )

( PÂY-İ SEMEND: At ayağı. )

( RÜMMÂNÎ[Ar.]: Kır ile doru arasında bir donu olan at. )

( SABÂ-REFTÂR[Ar., Fars.]: Rüzgâr gibi hafif ve çabuk giden. )

( SARÎH[Ar. çoğ. SARÂİH]: Safkan Arap atı. )

( SEBBAK[Ar.]: Yüğrük[İyi yürüyen/koşan. | Çalışkan. | Çevik, güçlü.] at. )

( SEMEND[Fars.]: Kula[: al ile kır arası] at. | Çevik ve güzel at. )

( ŞU'LE[Fars. çoğ. ŞUAL]: Atlarda beyaz tüylerden oluşan benekler. )

( TAHCÎL[< Ar. HACLE]: Atların ayağında beyaz siğil bulunması. )

( TEKÂVER[Fars.]: Koşucu, seğirtici at. | ESB-İ TEKÂVER: Koşu atı. )

( URNE[Ar.]: Bıcılgan hastalığı.[atların topuklarına yakın yerlerin iltihaplanması] )

( ÜSTÛR[Fars.]: Davar, at ve katır gibi dört ayaklı hayvan. )

( VERD, VERD-İ AĞBES[Ar.]: Doru at. | Hz. Muhammed'in yedi atından birinin adı. )

( YA'FUR[Ar. | çoğ. YAÂFİR]: Hz. Muhammed'in Hayber Vak'ası'nda ganîmet olarak aldığı bir eşeğin adı. )

( HEDÎR[Ar.] / ŞÎHE[Fars.]: At kişnemesi. )

( NEHÂK/NEHÎK/NÜHÂK[< NEHK]: Eşek anırtısı. )

( 6000 - 8000 yıl önce, Türkistan'da evcileştirilmişlerdir. İLE 6000 yıl önce, Etiyopya ve Somali'de evcileştirilmişlerdir. İLE ... )

( Eşek, şehveti simgeler. )

( HERGELE[Fars. | çoğ. HERÂGİ]: Eşek sürüsü. | Binek ve taşıta alışmamış huysuz hayvan. )

( PÂDE[Fars.]: Eşek ve sığır sürüsü. )

( [Ermenice] ... ile AVANAK ile ... )

( At ile Eşek ile Katır )

( Süleymaniye Kütüphanesi'nde, incelenmeyi bekleyen 57 adet yazma bulunmaktadır. )

( * SAKARYA: ATATÜRK'ün atı/nın adı.
* HAYYAM: Halife Abdülmecid'in atı/nın adı.
* DERVİŞ: Enver Paşa'nın atı/nın adı.
* MARENGO: Napolyon'un atı/nın adı.
* BUKEFALOS / ÖKÜZ KAFA: İskender'in atı/nın adı.
* İNKİTATUS(SENATÖ): Kaligu'nın atı/nın adı. )

( Tarih Konuşmaları - NTV )

( RAHVAN: Koşarken bir yandaki iki bacağını aynı anda atan at. )

( ÇAVAA[Batı Moğolistan Tsengel Tuvaları'nda]: 1 yaşındaki at. )

( ... ile MERKEB, HIMAR, AYR[çoğ. A'YÂR] ile BAGL/[BAGLE: Dişil katır], BAĞLÜ )

( ESB, FERES, RAHŞ[: Gösterişli, yürük ve güzel.], BÂRE, BÂR-GÎR ile HAR/MARSIVAN ile ESTER )

( HORSE vs. DONKEY[< DUN&MONKEY][end of XVIII. century] [JACK/JACKASS(male) | JENNY(female)] vs. MULE )

( EQUUS CABALLUS cum EQUUS ASINUS cum EQUUS MULUS )

( EL CABALLO con ... con ... )



devamı için burayı tıklayınız...

AV... ile başlayan FaRkLaR...

- "AHESTE AHESTE" ile "AVAL AVAL"


- AÇGÖZLÜLÜK = TAMAH = AVARICE[İng.] = AVARICE/AVIDITÉ[Fr.]


- AFŞAR = AVŞAR

( Oğuz Türklerinin yirmi dört boyundan biri. )


- AĞAÇ ile AVİZE AĞACI

( ... İLE Zambakgillerden, Amerika'dan dünyanın her yanına yayılmış olan, avize biçiminde sarkık, iri ve beyaz çiçekli bir süs ağacı. )

( ... cum YUCCA GLOSIOSA )


- AĞI AĞACI ile/ve AVİZE AĞACI ile/ve BAN AĞACI ile/ve ÇUBUK AĞACI ile/ve DANTEL AĞACI ile/ve IĞ AĞACI ile/ve KÂĞIT AĞACI ile/ve LÂLE AĞACI ile/ve LÂSTİK AĞACI ile/ve MANTAR AĞACI ile/ve MERCAN AĞACI ile/ve ÖD AĞACI ile/ve PELESENK AĞACI[Lat. GUAIACUM OFFICINALE] ile/ve PORSUK AĞACI ile/ve SAKIZ AĞACI ile/ve SÜT AĞACI ile/ve TESPİH AĞACI/ÇALISI, ÇİN LEYLAĞI[Lat. MELIA AZEDARACH] ile/ve KÖR AĞAC


- AĞIZ ile AVURT/BEC[Fars.]

( ... İLE/VE/<> Ağzın içi, avurt. )


- ÂHİZE ile AVİZE

( Telefon alıcısı. İLE Tavana asılan süslü aydınlatıcı. )


- AMERİKA BİZONU ile AVRUPA BİZONU, BONNACON, VAHŞİ İNEK ile HİNT BİZONU, GAUR

( Dışkılarını, 70 metrenin üzerinde bir mesafeye püskürterek kendilerini savunurlarmış. [Ortaçağ dönemine ait metinlerden] )


- AMERİKA VİZONU ile AVRUPA VİZONU

( ... İLE Avlanma sırasında, nabızları, dakikada 300 kez atabilmektedir. )

( MUSTELA VISON cum MUSTELA LUTREOLA )


- ARI KUŞU ile AVRUPA ARI KUŞU

( )


- AVADANLIK

( Alet takımı. )


- AVAGADRO SAYISI ile AVAGADRO YASASI

( Bir moldeki molekül sayısı ve değeri, yaklaşık 6,02 10²3 olan bir sayı. İLE 0 °C sıcaklık ve 1 atmosfer basınçta herhangi bir gazın, bir molü 22,4 L hacim kapladığını ifade eden yasa. )


- AVAL AVAL (BAKMAK)


- AVAL ile AVAL

( Bir ticaret senedinde, üçüncü bir kişinin ödemeden sorumlu olanlar yararına, alacaklılara karşı senet bedelini ödeyeceğine ilişkin verdiği güvence. İLE Saflığı, sersemlik derecesine varan kişi. )


- AVALOKİTESVARA[Sansk.](KWAN-YIN[Çince], KWANNON[Japonca])

( Şefkat Buda'sı. )


- AVALOKITESVARA[Sansk.] = KWAN-YIN[Çince] = KWANNON[Jap.]


- AVAM TENZİHİ ile/ve HAVAS (ÂRİF) TENZİHİ


- AVÂM'IN İSTİĞFÂRI ile ÂRİF/ENBİYÂ İSTİĞFÂRI

( Günahlarından sonra. İLE Sevaplarından sonra. )


- AVÂM[Ar. < ÂMM] ile A'VÂM[Ar. < ÂM]

( Herkes, kaba ve cahil halk, ayak takımı. İLE Yıllar, seneler. )


- AVAM ile/ve HAVAS ile/ve HAS ile/ve HAS'ÜL-HAS

( İctihadın parçası değil. İLE İctihadın parçası. İLE ... İLE ... )


- AVÂM ile ULEMÂ ile UREFÂ ile UMERÂ

( Tedbir peşindedir. İLE Kanıt peşindedir. İLE Tanık peşindedir. İLE Akıl peşindedir. )

( İhtiyât peşindedir. İLE İstidlâl peşindedir. İLE İstişhâd peşindedir. İLE İstişâre peşindedir. )


- AVANAK[Erm.] ile AHMAK

( Kolaylıkla kandırılabilen ya da aldatılabilen, aptal, bön. İLE Aklını gereği gibi kullanamayan, bön, budala, aptal. )


- AVANE/AVENE[Ar.] değil/yerine/= YARDAKÇI/LAR

( Kötü işlerde birine yardım eden "kişi/ler". )


- AVANGART[Fr. < AVANT-GARDE] ile ÖNCÜ


- AVANS[Fr. < AVANCE] değil/yerine/= ÖNDELİK

( Öndelik. | Oyunda zayıf tarafa önceden verilen geçici üstünlük. )


- AVANTA ile/ve/||/<> HANUT

( Emek vermeden sağlanılan "kazanç". İLE Özellikle turistleri alışveriş etmeleri için belirli dükkânlara götürme işinden alınan yüzde. )


- AVANTAJ ile ÇIKAR

( ADVANTAGE vs. PROFIT )


- AVARA ile AVARA

( Bir geminin, başka bir gemiden ya da kıyıdan açılması. | Kıyıya dayanılarak, sandalın açılması için kürekçilere verilen komut. İLE İşe yaramaz, kötü. | Üzerinde döndüğü ve kendini taşıyan milden bağımsız olarak çalışan düzenek. )


- AVÂRIZ değil/yerine/= YER BİÇİMLERİ


- AVASKÜLER/AVASCULAR[İng.] değil/yerine/= DAMARSIZ


- AVATAR

( Haberci, Peygamber. )


- AVATARA

( Enkarnasyon, bedenlenme. )


- AVAZ AVAZ (BAĞIRMAK)


- AVÂZ ile ÂVÂZ[Fars.] ile A'VÂZ[Ar. < İVAZ]

( Nefret. İLE Ses, sedâ. İLE Bedeller, karşılıklar. )


- AVCI-TOPLAYICI değil TOPLAYICI-AVCI


- AVCI/LAR ile/ve AYRIŞTIRICI/LAR


- AVCI/LIK ile/ve TOPLAYICI/LIK


- AVDET (ETMEK)[Ar.] değil/yerine/= GERİ GELME, DÖNME, DÖNÜŞ


- AVERAJ[Fr./İng. < AVERAGE] değil/yerine/= ORTALAMA | SAYI FARKI


- AVERSİYON/AVERSION[İng.] değil/yerine/= KAÇINMA


- AVEZ[Ar.] ile A'VEZ[Ar.]

( Fakirlik, sıkıntı. İLE Anlaşılması güç şiir. | Anlamı anlaşılmaz şey. )


- AVİDYA

( Cahillik. Birincil cehalet, kendi doğamızın cehaleti. Gerçek yaratılışımızı tanımaktaki yetersizlik, bilgisizlik. )


- AVİTAMİNOZ/AVITAMINOSIS[İng.] değil/yerine/= VITAMINSİZLİK


- AVİZE değil/yerine/= IŞILDIZ


- AVİZE ile LAMBA

( CHANDELIER vs. LAMP )


- AVİZO

( Çeki düzenleyenin (keşidecinin), karşı tarafa (muhataba) çek düzenlediğini haber vermesi. )


- AVLAKA

( Türkiye'nin, Batı'daki en uc noktası. )


- AVLU değil/yerine/= IŞIKALAN


- AVOID vs. TO PROTECT


- AVOKADO:
SERTKEN değil YUMUŞAKKEN

( Avokadoyu, sertken değil yumuşadıktan sonra tüketmek gerekir. )


- AVOKADO:
FUERTE ile/||/<> HASS ile/||/<> ZUTANO ile/||/<> ETTINGER ile/||/<> BACON ile/||/<> PINKERTON ile/||/<> WURTZ

( Türkiye'de daha çok yeğlenen. İLE/||/<> Dünyada daha çok yeğlenen. İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... İLE/||/<> ... )

( Eylül, Haziran arası olan bu cinslerin hepsinin toplanma zamanı farklıdır. )

( )


- AVOLİSYON/AVOLITION[İng.] değil/yerine/= GÜDÜ YİTIMİ


- AVRASYA:
ASYA[< ASIA, ASIE] ile/ve AVRUPA

( 40 milyon km². İLE/VE 10 milyon km² )

( ASIA vs./and EUROPE )


- AVRAT[Ar.] ile/= AVRET[Ar.]

( Kadın. | Karı, eş. İLE Bacak arası, edep yeri, genital bölge. )


- AVRAT değil/yerine/= KADIN


- AVRUPA BİRLİĞİ ZİRVESİ ile/ve/||/<> AVRUPA BİRLİĞİ KURULU/KONSEYİ

( THE EUROPEAN COUNCIL vs./and/||/<> THE COUNCIL )


- AVRUPA ISTAKOZU[Lat. HOMARUS GAMMARUS] ile AMERİKAN ISTAKOZU[Lat. HOMARUS AMERICANUS] ile ÇEKİRGE ISTAKOZU ile KADİFE YÜZGEÇLİ ISTAKOZ ile KÜRKLÜ ISTAKOZ


- AVRUPA SUSAMURU ile KANADA SUSAMURU ile BREZİLYA SUSAMURU ile HİNT SUSAMURU ile AVUSTRALYA SUSAMURU ile TIRNAKSI SUSAMURU ile KÜÇÜK TIRNAKLI SUSAMURU ile DENİZ SUSAMURU


- AVRUPA'NIN EN BÜYÜK KENT PARKI:
PHOENIX

( İrlanda'nın başkenti Dublin'de bulunmaktadır. )


- AVRUPA ile AVRUPA BİRLİĞİ

( Avrupa Birliği .ppt sunumunu indirmek için burayı tıklayınız... )


- AVT/AUT[İng. < OUT] değil/yerine/= DIŞARIDA


- AVUÇ AVUÇ ("GÖTÜRMEK", YEMEK)


- AVUÇ/LAMAK ile/ve KOŞAM/LAMAK

( ... İLE/VE İki elle avuç/lamak. )


- AVUÇLAMAK ile KISIMLAMAK

( ... İLE Tek elle avuçlamak. )


- AVUKAT[Ar.] değil/yerine/= SAVUNMAN


- AVUKAT/EUATHLOS AÇMAZI ile/ve/||/<> KÖPRÜ AÇMAZI ile/ve/||/<> İKİ ZARF AÇMAZI ile/ve/||/<> UYUYAN GÜZEL AÇMAZI

( Hukuk fakültesini bitiren genç, ülkenin en ünlü avukatının yanında staj yapmak için başvuruda bulunur.

Avukat, gence, tek koşul ileri sürer:

"İlk davandan elde ettiğin tüm parayı bana vereceksin".

Antlaşma imzalanır ve iki yıl beraber çalışırlar. Tam staj bittiğinde, genç, antlaşmayı haksız bulduğunu, ilk davadan kazandığı parayı ona vermeyeceğini açıklar. Avukat, tazminat talebi ile mahkemeye başvurur.

Hakimin kararı ne olmalıdır?

İki davalı, duruşmada, hakimin karşısına geçtiğinde, avukat, şunu söyler:

"Sayın Yargıç. Bu davayı uzatmaya gerek yok. Çünkü, eğer ben kazanırsam, parayı alacağım; eğer kaybedersem yine alacağım. Çünkü, antlaşmamıza göre, o, ilk davasından kazandığı parayı bana verecek."

Hakim, tam avukatı haklı bulacakken, bu kez, genç avukat söz alır ve şöyle der:

"Sayın Yargıç. Evet. Avukat haklı. Bu duruşma, gerçekten gereksiz ama benim lehime. Eğer, ben bu davayı kazanırsam, ona bir şey ödemeyeceğim. Eğer, kaybedersem, antlaşmamıza göre, ilk davayı kaybettiğimden dolayı ona yine bir şey ödemeyeceğim.”

İLE/VE/||/<>

Sokrates, güçlü bir efendinin, -Platon'un- bekçiliğini yaptığı bir köprüye gelir ve geçmesine izin vermesini rica eder. Platon, şu yanıtı verir...

"Yemin ederim, ağzından çıkacak bir sonraki söz doğru olursa geçmene izin veririm, yanlış olursa seni suya atarım.

Sokrates'in yanıtı:

"Sen, beni, suya atacaksın." olur.

[Platon, Sokrates'i suya atmasa, Sokrates, yalan söylemiş olacak ve suya atılması gerekecek; suya atsa, Sokrates doğru söylemiş olacak ve suya atılmaması gerekecektir.]

İLE/VE/||/<>

...

İLE/VE/||/<>

... )



devamı için burayı tıklayınız...

AY... ile başlayan FaRkLaR...

- ... ARTI ... ile/ve/değil ... AYRICA ...


- ... TARTIŞMASI" ile/değil ... AYRIMI


- ... değil AYŞEKADIN(FASULYE)


- "..., ŞUDUR/ŞÖYLEDİR" ile/ve/değil/yerine "..., AYNI ZAMANDA ŞUDUR/ŞÖYLEDİR"


- "AÇIK" KONUŞMAK ile/ve/değil/yerine AYRINTILI İFADE ETMEK

( [not] TO TALK FRANKLY vs./and EXPRESS IN DETAIL
EXPRESS IN DETAIL instead of TO TALK FRANKLY )


- "ASLINDA" ile/ve/değil/yerine "AYNI ZAMANDA"


- "AYAKTA DURMAMIZA ŞÜKREDİYORUZ" değil "AYAKTA DURDUĞUMUZA ŞÜKREDİYORUZ"


- "AYNI ONUN GİBİ" ... değil AYNI ...


- "AYNI PARALELDE" değil AYNI YÖNDE ya da PARALELDE


- "AYNINDAN" değil "AYNISINDAN"


- "AYNISININ, TIPKISI" değil "AYNISI" ya da "TIPKISI"


- "AYRIYET(T)EN" değil AYRICA


- "BACAK" ile "AYAK"

( "LEG" vs. "FOOT" )


- "BAŞLI BAŞINA" ile/ve "AYRI AYRI"


- "ÇIKARLARIMIZI", BİRİLERİNDEN/ÖTEKİLERDEN ...:
!"ÖNDE/ÜSTTE TUTMA(MA)K" ile/değil/yerine AYRI TUTMA(MA)K


- "GERÇEKTEN ..." ile/ve/değil/yerine "AYNEN ..."


- "GERÇİ ..." ile "... AYRICA"


- "HERKES" ile ORTAK DİLDE "HERKES" ile AYRIMSIZ "HERKES"


- "KORKULACAK OLAN":
BİZİMLE AYNI DÜŞÜNCEDE OLMAYANLAR ile/değil/yerine AYNI DÜŞÜNCEDE OLMAYIP BUNU SÖYLEME CESÂRETİNDE OLMAYANLAR


- "ÖYLECE" ile/ve "AYNEN"


- "SENİ SEVİYORUM!" ile/belki/yerine/değil "AYAK SESİNİ SEVİYORUM!" (AMA SENİ DEĞİL)


- "SUYUNA GİTMEK" ile/ve/<>/değil/yerine "AYAK UYDURMAK"


- "TERS" ile AYKIRI

( "OPPOSITE" vs. INCONGRUOUS )


- "UZATMAK" ile/değil AYRINTIYA GİRMEK


- "YANDIK" ile "AYVAYI(/...) YEDİK"


- "YAZIK ETMEK" ile/ve "AYIP ETMEK"


- (")SIYIRMAK(") ile AYIRMAK


- [Ar.] AYŞ Ü İŞRET ile/ve AYŞ Ü NÛŞ ile/ve AYŞ Ü TARAB

( Yeme içme, çalgı çengi, eğlence. )

( AYŞ: Yaşama. )


- [FELSEFEDE/TASAVVUFTA] (BAZI/ÇOĞU) (ÖZEL ŞEY["AYRINTI/İÇERİK/DERİNLİK/YOĞUNLUK/KABALIK/İNCELİK"]):
"BAYIL" DİYE değil/yerine "AYIL!" DİYE


- [ne yazık ki]
"AYNI KEFEYE KOYMAK" ve/||/<> "AYNI POTADA ERİTMEK"

( İkisi de bireyler ve toplumlar için çok yanlıştır ve yapılmamalıdır! )


- [ne yazık ki]
AVCI ile/ve/=/||/<> AYI

( Hile bilir de. İLE/VE/=/||/<> Yol bilmez mi? )


- [ne] AYNI/LIK ile/ve/değil/yerine/<>/ne de AYRI/LIK


- [SEVGİ] DAHA ÇOK ile/değil AYRI (AYRI)


- | YALIN VE DOLAYSIZ ve/||/<> AYRIM VE DOLAYLI BİRLİK |
ve/||/<>
BUNLARIN BİRLİKTELİĞİ


- A'YEN[Ar.] ile ÂYEN, ÂHEN[Ar.]

( Büyük, iri gözlü. | Bakılan yer. | Çok açık, pek belirli. İLE Demir. )


- ABES ile/ve/<> AYIP


- ÂBİST/E[Fars.] ile ÂYİŞNE, ÂYİŞTE/NE[Fars.]

( Gebe. İLE Casus. | Dalkavuk. )


- AÇIK ile/ve/||/<> AYIK


- AÇIKLAMA ile/ve AYDINLATMA

( EXPLANATION vs./and TO ENLIGHTEN )


- ADA BALIĞI ile ALABALIK(TROUT) ile ATLANTİK KERTENKELE BALIĞI ile ATEŞ BALIĞI ile AY BALIĞI[Lat. MOLA MOLA] ile BENİ BALIĞI[Lat. CYPRINION MACROSTOMUS] ile ÇAÇA BALIĞI ile ÇUPRA BALIĞI ile DİL BALIĞI(SOLEFISH, [Lat. SOLEA VULGARIS]) ile DÜLGER BALIĞI[Lat. ZEUS FABER] ile FENERBALIĞI[LOPHIUS PISCATORIUS] ile FULYA BALIĞI[Lat. MYLIOBATIS AQUILA] ile GÜNBALIĞI[Lat. JULIS TURCICA] ile İSTAVRİT[Yun.][Lat. TRACHURUS TRACHURUS] ile KEDİ BALIĞI(CATFISH) ile KELER BALIĞI ile KILIÇ BALIĞI(CEMEL-İL-BAHR / CEMEL-ÜL-MÂ'[Ar.], SWORDFISH[İng.]) ile KIRLANGIÇ BALIĞI[Lat. TRIGLA HURUNDO] ile KIZILKANAT[Lat. SCARDINUS ERYHROPHTHALMUS] ile KÖPEK BALIĞI(SHARK) ile KUM BALIĞI[Lat. AMMODYTES] ile KUPES[Lat. BOOPS BOOPS] ile KÜÇÜK AĞIZLI LOTAK[Lat. CYPRINION KAIS] ile MERCAN BALIĞI ile OK BALIĞI ile ORKİNOS[Yun.]/TON[Lat. THUNNUS] ile ÖRDEK BALIĞI[Lat. LABRUS MIXTUS] ile PAPAZBALIĞI[Lat. CHROMIS CHROMIS] ile PEMBE, KURBAĞA AĞIZ BALIĞI ile RİNGA BALIĞI(HERRING)[Lat. CLUPEA HARENGUS] ile SANDIK BALIĞI[Lat. LACTOPHRYS TRIQUETER] ile TON BALIĞI(TUNAFISH) ile TARANGA ile TORPİLBALIĞI ile YILAN BALIĞI(İNKİLÎS[Ar.], EEL[İng.]) ile ACI BALIK ile BIYIKLI BALIK ile DİKENLİ BALIK[Lat. G. ACULEATUS] ile DUBAR[Lat. MUGIL CEPHALUS] ile ÜZGÜNBALIĞI[Lat. CALLIONYMUS LYRA]

( Dünyanın en büyük omurgasızı/yumuşakçası, mürekkep balığıdır. [Eril mürekkep balıklarının boyu 19 metreye kadar ulaşabilir.] )


- ÂDİL ile/ve/||/<>/> AYDIN

( Dışımız. İLE/VE/||/<>/> İçimiz. )


- ADIM ile AYAK

( Bir adım atmak için 200 kasımızı kullanırız. )

( HATVE ile KADEM )

( PACE vs. FOOT )


- ADIM ile/ve AYAK

( Yürümek üzere yapılan ayak atışlarının her biri. | Bir adımda alınan yol. [75 cm. olarak kabul edilir.] İLE/VE Yarım arşın ya da 30.5 cm. uzunluğundaki ölçü birimi. | Buzdolabı ölçülerinde -İngiliz ölçüsü fut'un- kübü alınarak hesaplanan değer. )

( [Yunan çağında, Anadolu'da] ... İLE/VE 0,296 metre. )


- ADULER[Fr.] değil/yerine/= AYTAŞI


- AFEREZ:
UYGULANAN KİŞİYE GÖRE
ile/||/<>
AYRIŞTIRILAN KAN BİLEŞENİNE GÖRE

( Uygulanan kişiye göre...
Tedavi edici. VE Bağışçı aferezi.
[Eğer bir hastalığı düzeltmek için yapılıyorsa "tedavi edici aferez" denilir. Örneğin, bir kas hastalığı olan Myastania Gravis gibi hastalıklarda uygulanan yöntem bu bölüme girer.
VE
Bağışçı aferezi, genelde kan bankacılığı ve kök hücre uygulamalarında kullanılır. Örneğin, kan bankasında, bağışçılardan, isteğe göre kan pulcukları (trombosit-platelet), plazma, kırmızı küre(eritrosit) ve kemik iliği aktarımı bağışçısından, kök hücre toplanması, bu bölüme girer.]

İLE/||/<>

Ayrıştırılan kan bileşenine göre...
A. Sitaferez[herhangi bir bileşenin uzaklaştırılması]
1) Lökaferez[Beyaz kürelerin uzaklaştırılması]
Granülosit Aferezi
Lenfosit Aferezi
Kök Hücre Aferezi

2) Tromboferez[kan pulcuklarının uzaklaştırılması]

B.Komponent Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Plazma Değişimi
Tedavi edici(terapötik) Eritrosit Değişimi

C. Seçici Aferez
Cascade Filtrasyonu (Çift Filtrasyon)
LDL Aferezi (Lipid Aferezi)
Fotoferez
Yapay Karaciğer Desteği (KC Diyalizi)
Sepsis Uygulamaları )


- AİDİYET ile/ve/<> AYNİYET


- AKILSIZ BAŞ ve/||/<>/> AYAK

( Akılsız başın cezasını, ayaklar çeker. )


- AKILTAPARLIK ile/yerine AYDINLANMA

( ADORING TO INTELLIGENCE vs. ENLIGHTENMENT
ENLIGHTENMENT instead of ADORING TO INTELLIGENCE )


- AKLINI, BAŞINA TOPLAMAK" ile/ve "AYAĞINI, DENK ALMAK"


- ALÂMET[Ar.] ile ÂYET[Ar.]


- ALDANMA değil/yerine/>< AYDINLANMA

( Soytarılara kanarak. DEĞİL/YERİNE/>< Aydınları dinleyerek. )


- ALENÎ[Ar.] ile ÂŞİKÂR[Ar.] ile ÂYÂN[Ar.] ile BÂRİZ[Ar.] ile BEDİHÎ[Ar.] ile MÜNHAL[Ar.] ile MÜSTEHCEN[Ar.] ile SARÎH[Ar.] ile ÜRYÂN[Ar.] ile VÂZIH[Ar.]

( Açık. )


- ALENÎ ile/||/<> ÂŞİKÂR ile/||/<> ÂYÂN ile/||/<> BÂRİZ ile/||/<> BEDÎHÎ ile/||/<> DEFİSİTER ile/||/<> MÜSTEHCEN ile/||/<> MUBÎN ile/||/<> MÜNHAL ile/||/<> SARÎH ile/||/<> VÂZIH

( Açık. )


- AMBULATUVAR/AMBULATORY[İng.] değil/yerine/= AYAKTA


- AMERİKA ÜZÜMÜ ile AYI ÜZÜMÜ ile BEKTAŞÎ ÜZÜMÜ ile ÇAVUŞ ÜZÜMÜ ile DENİZ ÜZÜMÜ ile KÖPEK ÜZÜMÜ ile KUŞ ÜZÜMÜ ile TİLKİ ÜZÜMÜ


- ANADOLU[Yun.] = AYDINLIK

( Doğu yönü, doğu yönündeki ülke. )


- ANOMALİ[Fr. < ANOMALIE] değil/yerine/= AYKIRILIK/BOZUKLUK/SAPAKLIK

( Belirli bir ölçüye, belirli kurala uymama durumu. | Sayrılık niteliğinde olmamakla birlikte, normalden belirgin durumda sapma gösterme durumu. )


- APARAT/APPARATUS[İng.] değil/yerine/= AYGIT


- ARAÇ ile AYGIT


- ARDIÇ OTU ile AYRIK OTU ile BEŞPARMAK OTU ile BOĞAN OTU ile CANAVAR OTU ile ÇOREK OTU ile DALAK OTU ile DELİCE OTU(RYE GRASS) ile EĞRELTİ OTU[Lat. NEPHRODIUM FILIX MAS] ile ENGEREK OTU ile GEYİK OTU ile GÜZELAVRATOTU[Lat. ATROPA BELLADONNA] ile İDRİS OTU ile KANARYA OTU ile KELEBEK OTU ile KENE OTU/HİNT YAĞI AĞACI ile KÜSTÜM OTU ile MELEK OTU ile MERCAN OTU ile NEVRUZ OTU ile ÖKSE OTU ile PİSİPİSİ OTU ile TAŞKIRAN OTU ile YÜKSÜK OTU[Lat. DIGITALIS PURPUREA] ile ACI OT ile SÜTLÜ OT


- ARINMA/ARINDIRMA ile/ve/=/<> AYDINLANMA ile/ve/=/<> YAPILANDIRMA

( Arınma, duyguların eğitilmesi ve duyarlılık-yetisinin geliştirilmesi için yöntem olarak kullanılmaktaydı. Sanat bu arınmanın yöntemi olarak benimsenmişti. )

( Büyüklüğü tanıyabilmek için olgunlaşmanız, kutsallık için gönlünüzü arındırmanız gerekir. )

( Zaferin sırrı, Arınma ve Bilgi'ye ulaştıktan sonra çalışmaktır. )

( Aydınlanma, kültürden uygarlığa geçiştir. )

( "Bir"deki "Birlik"i ya da "Birlik"in "Bir", "Tek" ve "Bütünsel" oluşunun farkındalığına ulaşmak "Aydınlanma"dır. )

( Aydınlanma, insan aklına güvenmek; onu tanımak ve akla dayalı bir yaşamı gerçekleştirmeyi amaçlar. )

( Aydınlanma, Varlığın Armonik Birliği'nin kavranmasını temel almış; buna bağlı olarak Toplum'un armonik birliğe ulaştırılması ve toplum içndeki kişilerin 'Tekil-Bütünlük'e gelerek 'Bireyleşmesi'ni amaç edinmiştir. )

( İngilizce'de "Enlightenment", Fransızca'da "Enlaitement", Almanca'da "Aufklærung", İtalyanca'da "Essere Illuminato", Osmanlıca'da "Tenevvür", Tasavvuf'ta "İşrak". )

( Tüm ezoterik okullarda Arınma, Aydınlanma ve Sevgi, Bilgeliğin Yöntemi, ortak bir tutum olarak benimsenmiştir. )

( Kavramlar dünyasına giren her insan evrensellikle bağ kurmuştur. Bunun ayırdında olmak, aydınlanmaya başlamak demektir. )

( Ancak anlayış aydınlatır. )

( Aydınlanmış kişi erdemli olmalıdır. )

( Ermişliğin özü, içinde bulunulan AN'ı(şimdiyi) tümüyle kabul etmek ve olmakta olanlarla uyumlanmaktır. )

( Only understanding enlighten. )

( Aydınlanma, felsefi bir kavram olarak XVIII. yy. Avrupa'sında "Akla dönüş akımı" olarak kullanılmaya başlanmış ve döneme adını vermiştir. )

( You must mature to recognise greatness and purify your heart for holiness.
The essence of saintliness is total acceptance of the present moment, harmony vs. things as they happen. )

( PURIFICATION vs./and/=/<> ENLIGHTENMENT )



devamı için burayı tıklayınız...

AZ... ile başlayan FaRkLaR...

- "AZ BUÇUK" ile/ve "AZ BİRAZ"


- "AZ ÖNCE SÖYLEDİM" değil "AZ ÖNCE SÖYLEDİĞİM GİBİ"


- "AZAPHANE" (DERESİ) değil AZEPHANE DERESİ

( İstanbul - Ankara yolunda. )


- "AZERİ" değil AZERBAYCAN TÜRKÜ/TÜRKÇE'Sİ


- "BİR LOKMA, BİR HIRKA" ile/ve/||/<> "AZICIK AŞIM, AĞRISIZ BAŞIM"


- "KUDURUK" ile/ve "AZGIN"


- "SAPIK" ile/değil AZGIN


- "YAVAŞLA(T)MA" ile/ve/değil/||/<>/>/< AZAL(T)MA


- "ZOR İŞ" değil AZ COŞKU/AŞK


- [Ar.] ATYEB-İ ME'KÛLÂT ile A'ZEB

( Yiyeceklerin en güzeli. İLE En lezzetli ve tatlı. )


- [ne yazık ki]
"BULUP DA BULAMAK"["BUNAMAK" değil!] ile/ve/||/<> "AZIP DA AZIMSAMAK"


- [ne yazık ki]
ÇOK ile/değil/>< AZ

( Sözcük. İLE/VE/DEĞİL/||/>< Anlam.
"Yargı". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Adâlet.
Geveze. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Konuşan.
Sevişen. İLE/VE/DEĞİL/||/>< Seven.
Yürüyen. İLE/VE/DEĞİL/||/>< İlerleyen. )

( "Yetmez." İLE/DEĞİL/>< Yeter. )


- [ne yazık ki]
SALDIRGAN/LIK ile/ve "AZGIN/LIK"

( Psişik. İLE/VE Ahlâkî. )


- A'ZÂ[Ar. < UZV] ile AZÂ'[Ar.]

( Örgenler/organlar, uzuvlar, üyeler. İLE Sabır. | Cenâze alayı. | Başsağlığı ziyareti. )


- A'ZÂR[Ar. < ÖZR] ile ÂZÂR[Fars.] ile ÂZÂR[Fars.]

( Bahaneler, engeller, özürler. İLE Mart ayı. İLE İncitme, azarlama/tekdîr, kırılma. )


- ABARTMAK ile/değil/yerine/>< AZALTMAK


- ACIK/AÇIK değil AZICIK


- ACIK değil AZICIK


- ALÇALMA/SI ile/değil AZALMA/SI


- AMATÖR ile AZ ANLAYAN


- ANNENİ:
İNCİTME! ve/||/<> AZARLAMA!


- ASGARÎ MÜŞTEREK ile/ve/yerine AZAMÎ MÜŞTEREK


- ATEŞ ile AZ SOĞUK ALGINLIĞI

( FEVER vs. FEWER COLD )


- AYRICALIK ile AZINLIK


- AYVAZ ile/ve AZAP

( Konaklarda çalışan uşak. İLE/VE Çiftlik uşağı. )


- AZ (")ÇALAN(") ile/>< (")ÇOK(") ÇALAN

( Hapse girer. İLE/>< "Kariyer yapar." )


- AZ ANLAYAN ile ÇOK ANLAYAN


- AZ ENERJİ ve/<> DÜZEN


- AZ İLE YETİNMEK ile/ve/||/<>/>/< ÖLÇÜLÜLÜK

( TO BE CONTENTED WITH FEW vs./and/||/<>/>/< MODERATION )


- Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!!

( "Demek ki"...
"Zâten", "herşey", "aslında" ve "sadece"
"sonuç" ile başlar/başlamış!



Az kullanılması gerekenleri ve kullanırken çok dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!!
"Zâten" diyerek, her "işine gelene/gelmeyene" bağlamadan KONUŞ!!!
"Aslında/esasında" "öyle/şöyle" (oldu/olacak) ise zamanında düşün de ona göre KONUŞ!!!
"Sadece/sırf" diyerek onca konuşulanı gözardı etmeden KONUŞ!!!

"Sonuçta" diyerek son sözü kendine ait kılmadan KONUŞ!!!
"Son tahlilde" deyince daha bir üst perdeden konuşmadığını bilerek KONUŞ!!!
"Temelde" olanın ne olduğuna iyi bak da ona göre sağlam KONUŞ!!!
"Normalde" diyerek tüm sürecin "anormal olduğu varsayımında ya da iddiasında bulunma"dan KONUŞ!!!
"Allah'tan" ise senin yetersiz diline/sözüne/onayına kalmayacağını anımsa da ona göre KONUŞ!!!
"Demek ki" ile her inancına ve kişisel sonuçlarına bağlamadan KONUŞ!!!
"Nasılsa" diyerek çıkarlarını öncellemeden KONUŞ!!!

"Ona bakarsan" diyerek sözü düşürmeden KONUŞ!!!
"Belki de" olasılıklarını düşünebiliyorsan birine ayrıcalık yapmadan KONUŞ!!!
"İlle de" o ya da öyle değil "koşulu" "koymadan/olmadan" KONUŞ!!!
"Kesinlikle... Kesinlikle..." diyerek kendi yetersizliğinin anlaşılacağını dikkate alarak KONUŞ!!!
"Diyelim ki" diyorsan doğru örnek seçerek KONUŞ!!!

"Ne var?" diyerek, ahmaklık etmeden KONUŞ!!!
"Ne var ki?" diyerek, "saf görünümlü" kurnaz olmadan KONUŞ!!!
"Ne peki?" diye anlaşılması çok basit olanı karmaşıklaştırmadan KONUŞ!!!
"Niye ki?" diyerek, hazırcı değil önce kendin düşün de ona göre KONUŞ!!!

"Elimde değil" diye kendini/başkalarını "kandır"(a)madığını bilerek KONUŞ!!!
"Ne bileyim" diyorsan düşünüp, öğrenip, bilebileceğini anımsa ve ona göre KONUŞ!!!

"Herkes"i katmadan KONUŞ!!!
"Hiç kimse" demeden KONUŞ!!!
"Hep"siz KONUŞ!!!
"Her zaman"a yaymadan KONUŞ!!!
"Hiçbir zaman" diye kestirip atmadan KONUŞ!!!

"Keşke ..." ile geçmişe dönmeye çalışmadan KONUŞ!!!
"Ya ..." ile belirsiz olanı belirlemeden KONUŞ!!!

"Böyle ... Böyle ..." demeden KONUŞ!!!
"Şey - şey - şey" demeden KONUŞ!!!
"Falan-filan" diye boşluğa bağlamadan KONUŞ!!!
"Bla-bla-bla" diye başka dilde kullanmadan KONUŞ!!!
"Dedi/Dedim" tekrarsız KONUŞ!!!

"Ben" diliyle kendini merkeze koymadan KONUŞ!!!
"Sen" diliyle kişileri katmadan, hedef almadan KONUŞ!!!
"Sen de" diyerek saldırmadan ve savunmadan KONUŞ!!!

www.FaRkLaR.net/KONUS )

( dikkat edilecekleri bil de KONUŞ!!! )

( image











)


- AZ SONRA ile/değil/yerine DAHA SONRA


- Az ve öz KONUŞ!!!


- AZ VEREN değil/yerine ÇOK VEREN

( Candan. DEĞİL/YERİNE Maldan. )

( Az veren, canından; çok veren, malından olur. )

( Aldığımız, "kâr"; verdiğimiz, yarar! )


- AZ YEMEK ile/ve/<>/değil/yerine ÇOK YEMEMEK


- AZ-BUÇUK


- AZ-BUZ (UĞRAŞMAMAK)


- AZ-ÇOK ile VAR-YOK

( LESS-MUCH vs. THERE IS/PRESENT - THERE IS NOT/ABSENT )


- AZ(DIR)MAK ile AYAKLAN(DIR)MAK


- AZ/YETERSİZ KAZANÇ TUTUMLU OLMAK


- AZ ile Az

( Nicelik, nitelik, güç, süre, sayı bakımından eksik. | Alışılmış olandan, umulandan ya da gerekenden eksik olarak. İLE Azot öğesinin simgesi. )


- AZ değil/yerine GEREKTİĞİ KADAR


- AZ ile/ve/<>/değil GİZLİ

( [not] FEW vs./and/<>/but SECRET/HIDDEN )


- AZ ile/değil/yerine ÖZ

( Deme! İLE De! )


- AZ ile YOK

( NEDRET ile ... )

( FEW vs. THERE IS/ARE NOT )


- AZA'

( SABIR | CENÂZE ALAYI | BAŞSAĞLIĞI ZİYARETİ )


- AZA değil/yerine/= ÜYE


- AZAB:
TECELLÎDE İNAT ve TAASSUB


- AZÂB[Ar.] ile ELEM[Ar.]


- AZÂB[Ar.] ile İKÂB[Ar.]


- AZAB ile/ve/<> HAZ


- AZÂB ile/ve/> LEZZET


- ÂZÂDE, HÜR, SERBEST değil/yerine/= ÖZGÜR


- ÂZÂDE[Fars.] ve ÂMÂDE[Fars.]

( Başıboş, erkin, serbest olarak. İLE Hazır. )


- ÂZÂDE ile HÜRRİYET


- AZAL(T)MA ile/ve ÇOĞAL(T)MA

( TO DECREASE vs./and TO INCREASE )


- AZALMA ile/ve BOZULMA


- AZALT ve/değil/yerine/||/<>/>/< BIRAK ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÇOĞALT

( Yediğin yemeği...
Yemeğin tuzunu...
Yediğinin/içtiğinin şekerini...
Satın alacağın eşyaları...
Harcadığın parayı...
Boşa geçen zamanı...
Gözyaşlarını...
Kafaya taktıklarını...
Televizyon ve bilgisayar/internet başında harcadığın zamanı.
Telefonla uğraştığın süreyi...
Kişlerden beklentini...

VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<

Hız yapmayı...
Şikâyet etmeyi...
Ertelemeyi, üşenmeyi ve "vazgeçmeyi"...
Çekingenliği...
Rezil olma "kaygısını"...
Alaycılığı...
Sabırsızlığı...
Çocuğuna taparlığı...
Mazeret üretmeyi...
Başkaları için yaşamayı...
"Yapamam" "düşüncesini"...
Bahaneleri...
Olumsuz düşünmeyi...
Olumsuz söz(cük)leri...
Surat asmayı...
Önyargıyı...
Kişileri ve kişiler üzerinden düşünmeyi/konuşmayı...
"Sen-ben" tartışmasını/davasını...
Herkesi eleştirmeyi...
Herkesi düzeltmeye çalışmayı...

VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<

Özen göstermeyi...
Saygı göstermeyi...
Sevmeyi...
Selâm vermeyi...
Gülümsemeyi... :)
Olumlu düşünmeyi...
Vermeyi...
Sabrını...
Şükretmeyi...
Teşekkür etmeyi...
Su içme oranını/sıklığını...
Çocuklarla zaman geçirmeyi, oynamayı...
Özür dilemeyi...
Mazur görmeyi...
Alttan almayı...
İstikrarını...
Düş kurmayı...
Ayırmayı...
Yalınlaştırmayı...
Ara çözümleri...
Güzel söz söylemeyi...
Kitap ve sözlük okumayı... )

( )

( )


- AZALTICI TEDBİR/LER ile/ve/değil/yerine ÖNLEYİCİ TEDBİR/LER

( Ucuz, kolay. | Görünür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Pahalı, kolay olmayan. | Pek görünmez. )


- AZÂMET ile/ve ZARÂFET


- AZAMİ/MAKSİMAL/MAKSİMUM değil/yerine/= EN ÜST


- AZAP[Ar. < AZAB < İZB: Tat, lezzet.] değil/yerine/= EZİNÇ

( Şiddetli acı ya da sıkıntı. )


- AZAP ile/ve/<> ASLINDAN AYRI DÜŞMEK



devamı için burayı tıklayınız...




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 124 kez incelenmiş/okunmuştur.