Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

UCLAR'da

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 Ocak - 19 Mart 2024 arasında... ]

[19 Mart 2024]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 Ocak - 19 Mart 2024 arasında... ]
( 0 yeni ekleme, 9 katkı(bilgi/açıklama) )


 


 



DEĞİL/YERİNE

UÇ değil UC!!!

ZIT/LAR değil/yerine UC/LAR!!!
( "Zıt" ve "zıtlık" kavramları, iki uc arasındaki ilişkiyi/süreci ifade eder.["lık" ekiyle üst bir soyutlama oluşur/oluşturulur]. İki ucta olanların varoluş biçimleri ve olgusallıkları sabittir.[Yorum/değerlendirme kabul etmez.] Aralarındaki ilişkiye zihnin katılımıyla bir anlam ve soyutlama yüklenir. Bu yükleme sonrasında elde ettiğimiz sonuç ise bir süre sonra -büyük bir yanılsamayla- zihnimizdeki haline indirgenerek ve tek tanım halini alarak kullanıma katılır. Daha sonra da kendi keşfimizmiş gibi ve hareket/düşünce bu sondan başlatılarak aktarıma/mirasa sokulur. [Buradaki ilişki ve geçişler gözlenmedikçe, sorgulanmadıkça da doğanın değişmez bir parçasıymışcasına zihnimizdeki başlangıç olarak yanlış kullanıma devam edilmektedir.] )
( Zıt'ı anlamak için Tezad ve Tenâkuz'u çok iyi anlamak ve aralarındaki ilişkiyi oturtmuş olmak gerekir! )
( Zıtlar vardır fakat zıtlık yoktur! )

ZITLAR ile/değil/yerine FARKLAR
( Zıtlar vardır ama zıtlık yoktur. )
( Zıtları birbirinden farklı ve ayrı haller olarak düşünürsünüz. Değillerdir. )
( Zihnin ötesinde tüm farklılıklar biter. )
( Fark gözetmeyin ve ayrılmaz olanı ayırmayın. )
( [not] CONTRARIES/ANTONYMS with DIFFERENCES )
( DIFFERENCES instead of CONTRARIES/ANTONYMS )

ZIT ile/yerine/değil ÖBÜR UC

ZIT/LIK ile/değil İKİ/LİK

TERS / TERSİ değil UC / UCU

 

--------------------------

 

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER

DORUK/ZİRVE/EVC[Ar.] ile UC

UC ile/değil DORUK-ETEK

DİP ile UC

KÖK ile UC

BAŞ ile UC

EN ile UC

ÖN ile UC

SON ile UC

NOKTA ile UC

LÜKS ile UC

AŞIRI/LIK ile UC

SINIR ile UC

KIYI ile UC

EĞİM ile UC

UC ile TARAF

UC ile/ve GÜÇ

UC ile/değil KARŞILIK

UC ile UZANTI

UC ile KUTUP

UC ile BURUN

UC ile MERKEZ

UC ile ÖTESİ OLMAYAN

DIŞTAKİ UC ile/ve İÇTEKİ UC

İKİLİ ile/ve UC

KÖŞESİ ile/ve/değil UCU

EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA

EKSTREM değil/yerine UC

TARAFLILIK ile/ve YANILGI

KUTUPLAŞMA ile KAMPLAŞMA

HEDEF ile UC

ETRAF < TARAF: UC/LAR

İKİ TARAFLILIK ile/ve ÇOK TARAFLILIK

TEK TARAFLI ile/değil TEK TARAF AĞIRLIKLI

TARAFTA/LIK ile/ve/değil/yerine ETRAFTA/LIK

TEZAD ile TENÂKUZ

TENÂKUZ ile ZIT

( 3. şıkkın olanaksızlığı vardır. İLE 3. şıkkın olanaksızlığı yoktur. )

TEZAD ile AKS

TEZAD ile TAHT-EL-TEZAD

TEZAD ile/ve/> KOMİK

AYIP ile/ve/< TEZAD

TAKLİT ve/<>/= TEZAD

TEZAD ile ABES

TEZAD ile/ve/> MİZAH

( OPPOSITION with/and/> COMEDY )

İLGİNÇ ile TEZAD
( INTERESTING with OPPOSITION )

TEZAD ile KONTRAST
( OPPOSITION with CONTRAST )

EN AZ ile EN FAZLA
( MINIMUM with MAXIMUM )

UC ile TARAF
( Uclar, güdülenmeyi engeller! )
( TARAFEYN: Uclar. )
( NİHÂYE/T: Son, uc. )
( Tips interrupts the motivation! )
( TIP with SIDE )

UC ile/ve GÜÇ
( TIP with/and POWER )

EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA
( [Lat.] IN EXTREMIS cum/et IN ULTIMUS )

BEŞEN[Fars.]: Cisim, gövde/beden. | Uzun boy. | Taraf, kenar, uc.

BÎNÎ: Burun. | Uc. | Dağ tepesi. | Yayın ele alındığı kısmının ucu.

NEVK[Fars.]: Sivri uc. | Kuş gagası. | Kirpiğin ucu.

NİHÂYET-İ AZM[Ar.]: Kemik ucu.

RE'S[Ar.]: [coğr.] Burun. | Uc, tepe.

 

KAVRAMLAR'DA...

 

İLİM - ZANN

HİLM - CEHL

KÜFÜR - ŞÜKÜR

SIDK - KİZB

HÜSN - KUBH

TENÂSÜB - TENÂFÜR[< NEFRET]

 

İNSAN'DA...

DENGELİ ÖRGEN: EL

( Gövdenin tüm kısımlarınınkine nispetle el derisi en dengeli olanıdır. El derisinde, en dengeli olan avuçiçi derisidir. Sonra, sırasıyla parmakların derisi ve onlardan da işaret parmağının derisi ve son olarak en dengeli olan işaret parmağının uc kemiğinin derisidir. Bundan dolayıdır ki, işaret parmağının ve öteki parmakların ucları duyu idraki için en iyi örgenlerdir. ) 

SAÇ ile/ve TIRNAK

GLANS: PENİS UCU

[Ar.] BENÂM ile BENÂN

( Parmak ucu. İLE Parmaklar, parmak ucları. )
( [Fars.] SER-İ ENGÜŞT/SER-ENGÜŞT ile ... )

 

DOĞA'DA...

OMACA
: Üzüm asmasının dip kısmı.

 

HAYVANLAR'DA...

KALAK
: Hayvanlarda burun deliği/ucu.

NEVK[Fars.]: Kuş gagası.

YARASA: "Güzelliğim" "fazla görülmesin" diye gece uçar.
KUĞU: Güzelliğini sergilemekten, su içmeyi bile boşvererek/unutarak susuzluktan ölmüş.

 

NESNELER'DE...

BÂDİRE
[Ar. çoğ. BEVÂDİR]: Bazı nesnelerin ya da her türlü bitkinin ucu.

BELVÂZ[Fars.]: Çıkıntı, duvardan dışarı çıkan direk ucu.

 

MEKÂNLAR'DA...

ÜMİT BURNU ile/ve/değil ANGULUS

( Afrika'nın en uc noktası Ümit Burnu değil Angulus'tur. Angulus'a ulaşım kolay olmadığından Ümit Burnu ün kazanmıştır. )

ARKTİKA ile/ve ANTARTİKA
( Kuzey kutbunda kutup noktasıyla birinci enlem içinde kalan kara ve deniz parçası. İLE/VE Güney kutbu. )

SUMMIT ile ZENITH
( Yeryüzünde. İLE Uzayda, astronomide. )

7 DORUK/ZİRVE[Ar.]
( * ACONCAGUA:
Arjantin, Güney Amerika, Yükseklik : 6959 m.
* ELBRUZ: Rusya, Avrupa, Yükseklik : 5642 m.
* EVEREST: Nepal, Tibet, Yükseklik : 8848 m.
* KILIMANJARO: Tanzanya, Afrika, Yükseklik : 5895 m.
* KOSCIUSKO: Avustralya, Yükseklik : 2228 m.
* Mc. KINLEY: Alaska, Kuzey Amerika, Yükseklik : 6194 m.
* VINSON: Antarktika, yükseklik : 4897 m. )

AKBIYIK SULTAN CAMİİ (KIBLET'ÜL MESÂCİD CAMİİ)
( En uctaki cami.[Sultanahmet'ten Cankurtaran'a giden tren altgeçidinin yanındaki cami. İsmail Dede Efendi Evi'nin yolu üzerinde.] )

 

DORUKTA...

 

DİPTE...
( DİP: BÜN, KA'R[Ar. | çoğ. KUÛR], TEH[Fars.]
* TEH-İ ÇÂH
[Fars.]: Kuyunun dibi.
* TEH-İ DERYÂ[Fars.]: Denizin dibi. | Kat, mertebe.
* KA'R-I NÂ-YÂB[Ar.]: Dibi bulunmayan, dibi bulunamayacak derecede çukur olan.
* KA'R-I PÜR-SÜKÛN[Ar.]: Durgun dip. )

 

VAROLUŞ

1

TEK

EN

İNSAN

KENDİNİ TANIMAK

SUSMAK

TERK

HİZMETÇİLİK

ZEN

TASAVVUF

 

--------------------------

 

OLUMSUZLAR

ÇOK - HİÇ

HİÇ - HEP

HEP - ASLA

İFRAT - TEFRİT

KEYİF - ÖZGÜRLÜK

KABIZLIK(KONSTİPASYON) - İSHAL(DİYARE)

OBEZİTE - ANOREKSİYA (NEVROZA)

NE DİYORLAR? - NE DİYECEKLER?

 

NÖTR (DURUM)

"0" - "100"

GEÇMİŞ - GELECEK

SIVI - KATI

DURAĞAN - HAREKETLİ

HİZMET EHLİ - HÜKÜM EHLİ

KESÂFET - LETÂFET

BAŞLANGIÇ - SON

İLK - SON

TEK - ÇOK

HERKES - HİÇKİMSE

HAKİKATE YAKLAŞMAK ile/ve HAKİKATTEN UZAKLAŞMAK

( İki uc da çıldırmaya/delirmeye neden olur. )

 

DEĞİL!!!

MEKANİK ile ORGANİK





Bugün[ 19 Mart 2024 ]
itibariyle 194 başlık/FaRk ile birlikte,
216 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(1/2)


- !CESÂRET ile !İNTİKAM

( İntikama yönelik çaba, cesâretten değil acziyettendir. )


- !FAİZ ile/ve !MÜREKKEP FAİZ


- !HEMPA[Fars.] ile/değil/yerine/>< KANKA/ARKADAŞ

( Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kişi, ayaktaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kan kardeşliği kadar yakınlıkla birlikte hareket eden/ler. )


- !İHTİKÂR ile !İHTİLAS

( Vurgunculuk, vurgun. İLE Aşırma, para aşırma, aşırtı. )


- !KAVGA-DÖVÜŞ


- !KAVGA ile/yerine TARTIŞMA

( Her kavganın temelinde, taraflardan birinin cahilliği yatar. )

( ARBEDE ile/yerine MÜNÂZARA )

( !FIGHT vs. ARGUE
ARGUE instead of !FIGHT )


- !ÖFKE ile/ve/ne yazık ki/> !SALDIRI


- !ŞİRK ile/ve/||/<> !KİBİR

( Tanrı'ya, başka bir şeyi/birini ortak koşmak. İLE/VE/||/<> Tanrı'ya, kendini ortak koşmak. )


- !TAHKİR ile/ve/||/<> !TEZYÎF[< ZEYF]

( Aşağılama, onur kırma, onuruna dokunma. İLE/VE/||/> Değersiz gösterme. | Alay etme. )


- !VANDALLIK ile !BARATARYA

( Miladın, başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda, acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Germen halkı. | Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan; bunların değerini bilmeyen kişi ya da halk. İLE Kaptanın, tayfaların, gemi sahibine, armatöre ya da sigorta ortaklığına, bilerek verdikleri zarar. )


- ...'NIN:
"SUÇLUSU" ile/ve/değil/yerine/<>/< SORUMLUSU


- "DOĞRU BİLDİĞİNİ" "YAPMAK" ile/değil "CANININ İSTEDİĞİNİ" "YAPMAK" [değil/yerine/daha iyisi YAPMAMAK]


- "İKİ TANE HATALARIM VAR" değil İKİ HATAM VAR


- "KAÇMAK" ile/ve/değil/yerine ÜSTLENMEMEK


- "TEŞBİHTE HATA ARANMAZ" değil TEŞBİHTE, HATA OLMAZ/OLMAMALI


- "TUTMAK" ile/ve/<> "ALIKOYMAK"


- (FAZLA) YALAN SÖYLEMEMELİ!


- [Ar.] BENÂM ile BENÂN

( Parmak ucu. İLE Parmaklar, parmak ucları. )

( SER-İ ENGÜŞT/SER-ENGÜŞT ile ... )


- [Lat.] MINIMUM vs. MAXIMUM

( Bir şey için gerekli en küçük derece, nicelik. | Değişebilen bir niceliğin, varabileceği en küçük olan sınır. İLE Bir şey için gerekli, en büyük derece, nicelik. | Değişebilen bir niceliğin, varabileceği en yüksek olan sınır. )


- [ne yazık ki]
BEZDİRİDE/YILDIRMADA/MOBBING'DE:
AMAÇLILILIK ile/ve/||/<> SÜREKLİLİK ile/ve/||/<> DÜZENLİLİK


- [ne yazık ki]
GENELLEME ile/ve/ya da/||/<>/= İNDİRGEME ile/ve/ya da/||/<>/= ÖZDEŞLEŞTİRME ile/ve/ya da/||/<>/= "KÖKTENCİLİK" ile/ve/ya da/||/<>/= "TOPTANCILIK" ile/ve/ya da/||/<>/= "SONUÇ ODAKLILIK"

( Tüm genelleme ya da indirgemeler, tamamen yanlıştır! )

( GENERALIZATION vs./and TO REDUCE, REDUCTION vs./and IDENTIFICATION vs./and RADICALISM vs./and WHOLENESS vs./and FOCUSING TO CONSEQUENCE/RESULT )


- [ne yazık ki]
VERGİ KAÇIRMAK değil/yerine VERGİDEN KAÇINMAK


- 1


- 7 DORUK/ZİRVE[Ar.]

( * ACONCAGUA: Arjantin, Güney Amerika, Yükseklik: 6959 m.
* ELBRUZ: Rusya, Avrupa, Yükseklik: 5642 m.
* EVEREST: Nepal, Tibet, Yükseklik: 8848 m.
* KILIMANJARO: Tanzanya, Afrika, Yükseklik: 5895 m.
* KOSCIUSKO: Avustralya, Yükseklik: 2228 m.
* Mc. KINLEY: Alaska, Kuzey Amerika, Yükseklik: 6194 m.
* VINSON: Antarktika, yükseklik: 4897 m. )


- AĞAÇ DALI ile CADI ÇEKİRGESİ

( ... İLE Ağaç dalı görüntüsünde olduklarından dolayı ve hafiflikleri nedeniyle dalların ucunda kendilerini saklarlar. )

( ... İLE Dışkıları bile sopaya benzer. )

( ... İLE Öteki böceklerden korunmak üzere, göz yaşartıcı gazı çıkaran bezi bulunmaktadır. )


- AKBIYIK SULTAN CAMİİ (KIBLET'ÜL MESÂCİD CAMİİ)


- AKSİYOM ile GENELLEME


- ALDANAN ya da ALDATAN ile/ve/||/<> HEM ALDANAN, HEM ALDATAN

( Hayvan. İLE/VE/||/<> İnsan. )


- ALDATMA:
1 KERE ve/||/<> 2 KERE

( Aydınların aydınlat("a")madığı bir toplumu, şarlatanlar aldatır. )

( Yazıklar olsun ona. VE/||/<> Yazıklar olsun bana. )


- ARKTİKA ile/ve ANTARTİKA

( Kuzey kutbunda kutup noktasıyla birinci enlem içinde kalan kara ve deniz parçası. İLE/VE Güney kutbu. )

( KUTB-İ ŞİMÂLÎ: Kuzey kutbu. )


- AŞIRI/LIK ile UC


- AYDAKİ 3 DORUK:
ULUĞ BEY ve/<> KOPERNIK ve/<> GALILEO

( Uluğ Bey, kurduğu sektans sistemi ile 1180 yıldızın konumunu ve bir yılın 365 gün olduğunu, Kopernik'ten 60, Galileo'dan 200 yıl önce, hemen hemen doğru olarak hesaplamıştır. )


- AYIP ile/ve < TEZAD


- BÂDİR[Ar.] ile BÂDİRE[Ar. çoğ. BEVÂDİR]

( Hemen yapmak isteyen. | Birdenbire vukû bulan. | Dolunay. | Büyümüş çocuk. | Olgun meyve. İLE Musîbet, felâket. | Zor geçit. | Hiddetli iken yapılan bir yanlışlık. | Bazı nesnelerin ya da her türlü bitkinin ucu. | Külfetsiz, güçlük çekmeden söylenilen söz. )


- BAŞ ile UC


- BELİRLİ HATA ile BELİRSİZ HATA

( Nedeni bilinen, sonuçlara ancak ve sadece tek bir yönde etki eden ve giderilebilen, sistematik hata ile eş anlamlı bir hata sınıfı. İLE Ölçme sırasında kaçınılmaz, küçük, kontrol edilemeyen değişkenlerin etkisinden kaynaklanan belirsizlikler. )

( SYSTEMATIC ERROR vs. RANDOM ERROR )


- BEYAZ YALAN ile KUYRUKLU YALAN


- BORCUNU/"VERGİNİ":
"ÖDEMEME" ile/değil/yerine ÖDEYEMEME


- ÇAKMAK ile ÇAKMAK ile ÇAKMAK

( Taşa vurulup kıvılcım çıkarılan çelik parçası. | Çelik, taş ve tutuşacak maddeden yapılmış tutuşturma aygıtı. İLE Kuruyunca, kalın kabuk bağlayan, kabarcıklarla beliren ve genellikle yüzde çıkan bir deri hastalığı. İLE Vurarak sokup yerleştirmek. | Çivi ile tutturmak. | [argo] Kabul edilmeyecek bir şeyi, kurnazlıkla kabul ettirmek. | Vurmak. | Bir şeyi, başka bir şeye sürtmek, vurmak ya da çarpmak. | Sezinlemek. | İçki içmek. | Parıldamak, ışık vermek. )


- CEBİR = CEBR[Fars., Ar.] = ALGEBRA[İng., İt., İsp., Dan., Rus.] = ALGÈBRE[Fr.] = ARS RATIOCINANDI PER LITTERAS, ARS PER LITTERAS[Orta Lat.] = ALGEBRA, BUCHSTABENRECHNUNG[Alm.] = ALGEBRA, STELKUNDE[Fel.]


- ÇIKAR(MENFAAT) ÇATIŞMASI ile/değil/yerine ÇIKAR İLİŞKİSİ


- CÜRÜM ile/değil CİRİM(ECRÂM)

( Suç. İLE/DEĞİL Kütle/oylum[hacim]. )


- DARRÂ ile DARRE

( Mihnet, keder. Şiddet. Belâ. İLE Kuma. )


- DAYATMA ve GASP


- DEĞİL!!!


- DİP ile KÖK

( Eğer kökler sağlıklıysa ve iyi sulanıyorsa, meyveler elbette lezzetli olacaktır. )

( BOTTOM vs. ROOT
If the roots are healthy and well-watered, the fruits are sure to be sweet. )


- DİP ile UC

( BOTTOM vs. TIP )


- DIŞTAKİ UC ile/ve İÇTEKİ UC


- DORUK/ZİRVE/EVC[Ar.] ile UC


- EĞİM ile UC


- EKSTREM[İng., Fr. < EXTREME] değil/yerine/= UC/AŞIRI/SIRADIŞI


- EN

( SER-İ ENGÜŞT/SER-ENGÜŞT ile ... )

( DIFFERENCES instead of CONTRARIES/ANTONYMS
OPPOSITION vs./and/> COMEDY
INTERESTING vs. OPPOSITION
OPPOSITION vs. CONTRAST
MINIMUM vs. MAXIMUM
Tips interrupts the motivation!
TIP vs. SIDE
TIP vs./and POWER )

( IN EXTREMIS cum/et IN ULTIMUS )


- EN AZ ile EN FAZLA

( MINIMUM vs. MAXIMUM )


- EN UC NOKTA:
PUNTO ARENAS

( Güney Amerika'nın en uc noktasıdır ve Şili'nin, Antartika'ya açılan kapısıdır. )


- EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA

( IN EXTREMIS cum/et IN ULTIMUS )


- EN UC NOKTADA ile/ve EN SON NOKTADA


- EN ile UC


- GABEN-İ FÂHİŞ ile/>< GABEN-İ YESÎR

( * Piyasadaki en yüksek satılandan altın ve gümüşte %2,5 ve daha fazlasına, urûzda yâni ölçülüp tartılan ve taşınabilen mallarda %5, hayvan için %10, binâ için %20'den, ibâdet konularında gerekli olan şeylerde de piyasadaki fiyatından iki misli fazla olan aldanmalar. * Bâyi(satıcı), bu mala, şu kadar Lira veren oldu deyip, satsa, sonra gaben-i fâhiş olduğu ve başkası, o kadar Lira vermediği anlaşılsa, müşteri[alıcı] bey'i (satışı, alış-verişi) fesh edebilir, bozabilir. [Mecelle] * Yolculukta, su, gaben-i fahişle satılırsa ya da piyasa fiyatı ile alacak fazla parası yok ise, namazını teyemmüm ile kılması câiz olur. [İbn-i Âbidîn] İLE/>< Az aldanma ya da az aldatma. )

( GABEN: Aldatma, aldanma, alıcı ve satıcıdan birinin ötekini aldatması. )


- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK


- GENELLEME ile/ve/değil/yerine DEĞİLLEME

( [not] GENERALIZATION vs./and/but NEGATION
NEGATION instead of GENERALIZATION )


- GENELLEME ile/ve/<> EZBERİNİ SÖYLEMEK


- GENELLEME ile/ve/||/<>/> HATA

( GENERALIZATION vs./and MISTAKE )


- GENELLEME ile/ve/değil SINIRLAMA

( [not] TO DEFINE vs./and/but LIMITING )


- GENELLEME ile TOPTANCI TUTUM

( GENERALIZATION vs. WHOLENESS ATTITUDE )


- GENELLİYORSAK/GENELLEYECEKSEK
ile/değil/yerine/><
GENELLEMİYORSAK/GENELLEMEYECEKSEK

( [söyleyeceğimizi] Söylemeyelim ve daha çok düşünmeye devam edelim. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Söyleyebiliriz/konuşabiliriz, düşünebiliriz. )


- GENELME ile GENELEME ile GENELLEME

( Genişleme. İLE Bir düşüncenin, farklı sözlerle, yeniden/tekrar anlatılması. İLE Bir ya da birkaç özel/tekil veriyi/durumu, herşeyi/herkesi katarak ve tek bir şeye indirgeyerek açıklamaya çalışma "iddiası"/zayıflığı.[Tüm genellemeler, yanlıştır! Bu bile!] )

( ... ile ... ile TAMİM )


- GIYBET(ÇEKİŞTİRME, DEDİKODU) ile/ve ZİNÂ

( Gıybet dili yakar. )


- GÜZEL/LİK >< ÇİRKİN/LİK

( HÜSN >< KUBH )


- HAKİKATE YAKLAŞMAK ile/ve HAKİKATTEN UZAKLAŞMAK

( İki uc da çıldırmaya/delirmeye neden olur. )



(1/2)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )




Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 71 kez incelenmiş/okunmuştur.