BİLMEK ile/ve/<> BİLMEYİ BİLMEK
( Sormaz ki bilsin, sorsa bilir; bilmez ki sorsun, bilse sorar. )
( Bilmekten korkanlar, belirsizliğe sığınır; tarihten korkanlar da mite. )
( Var olduğumuzu biliyoruz. Ne olduğumuzu ise bilmiyoruz. )
( Bir şeyi bilmek için onu tamamen kabul etmek gerekir. )
( SÂİL: Soran, sual eden. )
( TO KNOW vs./and/<> TO KNOW THE KNOWING
To know anything I must accept it - totally. )