Söz(cük)leri/ni ve tutumu/nu değiştir... Dünya/n değişsin!

Bu nedir? | Nasıl kullanılır? | Nasıl okumalı/anlamalı? | Sıkça Sorulan Sorular | Yenilikler | İletişim

BAĞIMLILIKLAR'DA

KARIŞTIRILMAMASI GEREKENLER!!!

(SÜREKLİ AYIRDINDA OLUNMASI GEREKENLER!!!)



EN SON YAPILMIŞ OLAN EKLEMELER
[ 06 Ocak - 19 Mart 2024 arasında... ]

[19 Mart 2024]
Bugün itibariyle yapılmış olan eklemeler aşağıdaki gibidir.
[ 06 Ocak - 19 Mart 2024 arasında... ]
( 3 yeni ekleme, 1 katkı(bilgi/açıklama) )

- MİLLET ile/ve/||/<>/> İLLET
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 Şubat | 16:25 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66911(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- KAÇMAK ile/değil/yerine/>< KALMAK
[Eklenme Tarih ve Saati: 15 Ocak | 19:52 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/66817(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

- ZEHİR ile/ve/değil/yerine/||/<>/>< İLÂÇ
[Eklenme Tarih ve Saati: 24 Şubat | 12:31 ]
[www.FaRkLaR.net/sozluk/fark/34942(Bu başlığa, sürekli/doğrudan erişim ve paylaşım) ]

( Zehiri [ya da ilâcı], zehir/ilâç yapan, dozudur.
DOSIS FACIT VENOMIUM[Lat.] )


- ...'YA (ÇOK) DÜŞKÜN" ile/ve/değil/yerine "...'YI (ÇOK) SEVEN"


- "AÇIK" ile/ve/değil/<> ZAAF


- "ALIŞKIN" ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN


- "BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )


- "DELİSİ OLMAK/OLAN" ile/değil/yerine DÜŞKÜN


- "EZBER" ile/ve/değil ALIŞKANLIK

( EZBER hem de ALIŞKANLIK )


- "HAK" ile/değil BAĞIMLILIK

( [not] RIGHT vs./but DEPENDENCE )


- "HASTALIKLI BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI BAĞIMLILIK

( )


- "KENDİNİ SAKLAMAK" >< KIZMAK

( Kimse, kızdığında, kendini/özünü saklayamaz. )


- "KEYİF" değil/yerine/>< GEREKSİNİM


- "KEYİF/RAHATLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET

( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )


- "MERKEZCİ/LİK" ile/ve/<>/> BAĞIMLI/LIK


- "PARA" (SAPLANTISI) değil/yerine "KİŞİ"[KARDEŞ/ARKADAŞ/OLANAKSIZ/MAĞDUR]


- "ZAYIFLIK" ile ZAAF


- (")SORUNLARI("):
BAŞKALARIYLA OLAN/LAR ile/değil/yerine (OLABİLDİĞİNCE) KENDİYLE OLAN/LAR

( Sorunun, kendi(nde) olduğunu anla(ya)mayan kişiler, ne yazık ki, çözümü, başkalarının huzurunu bozmakta "arar/bulur". )

( [çoğunlukla] Kendiyle, (ciddi) sorunları olan(lar)dır. İLE/DEĞİL/YERİNE Başkalarıyla, "sorunlu" "görünseler/düşünülseler" de sorunsuzdur(lar). )


- (ALIŞKANLIK YAPICILARDAN) UZAK DURMALI!


- (KOŞULSUZ) SEVGİ:
(EN BÜYÜK) ZAAF ve ERDEM


- (SİGARA) "YASAĞI" değil SINIRLAMASI/KISITLAMA/SI

( Yürürlüğe giren yasa, bir "YASAK" koyma değildir! Toplum yaşamında ve kişiler arasında düzenin sağlanması, hakların korunması için ortak kullanım alanı kuralları uygulanmak zorundadır. Sigarayla ilgili düzenleme, kişilerin bulunmak zorunda/durumunda olduğu -kapalı ya da açık- ortamlarda sigara kullanıcılarının keyfî uygulamalarına izin vermemek üzerinedir. Bu durumdan rahatsız olan/olabilecek kişilerin haklarının korunması üzerine de bu tür kısıtlamalar getirilmesi gerekmiştir. "YASAK" olarak ifade edilen durum, "sigara içme yasağı" değil belirli ortak kullanım alanlarında keyfî tutumda bulunulmasına engel olabilmek üzere ve çevrenin rahatsız edilmemesine yöneliktir. Doğrudan, genel bir "içmeme yasağı" getirilmemiştir. "YASAK"[< YASA][yasaya/kanuna bağlı olan] sözcüğü ve kullanımının da, kişiler [içen-içmeyen, rahatsız olan/lar] arasında anlaşamamazlık/ihtilâf [ya da olası çatışma durumunda] toplum ve devlet tarafından kabul ve onay görmüş, uyumlu bir düzen sağlanabilmesi üzerine, gereken koşulların, yazılı ve tüzel(hukukî) bir karşılığının bulunması üzerinedir. Birlik ve bütünlüğü, sürdürülebilirliği sağlayabilmenin göstergesi ve dayanakçası olarak, "YASA" ve yasal gereklilik, işlevini yerine getirmek üzere uygulanmaktadır. Kişi, kendi evinde istediği gibi [çırılçıplak] dolaşabileceği halde dışarıda/sokakta, ortak alanlarda dolaşamayacağı gibi. Bu durumu anlayan ve kabul edebilen tütün kullanıcıları, tütün ürünleri kısıtlamasının da bir uzlaşım ve çözüm gerektirdiğini rahatlıkla anlayacak ve kabul ediyor olacaklardır. )


- [ne yazık ki!]
ÖZÜR DİLEYEMEMEK/DİLEYEMEYEN ile/ve/<> TEŞEKKÜR EDEMEMEK/EDEMEYEN


- [ne yazık ki]
LÂNET ETMEK, LÂNET OKUMAK ["NALET" değil!]/MELÂNET[Ar. < LA'N] değil/yerine/= BÜYÜK KÖTÜLÜK/İLENÇLİK/KARGIŞLIK, KARGIMAK/UZAKLAŞTIRMA


- [ne yazık ki]
!FIRSATÇILAR ile/ve !KONFORCULAR


- [ne yazık ki]
!MÜFSİT[Ar.]/MÜZEVİR[Ar.] değil/yerine/= ARABOZUCU


- [ne yazık ki]
!MÜPTELA[Ar. < BELÂ] değil/yerine/= BAĞIMLI | DÜŞKÜN, TUTULMUŞ


- [ne yazık ki]
!SALDIRI ile/ve/||/<>/>/< !ŞİDDET

( Şiddet, saldırganlığın da ötesinde onun, nefret, düşmanlık gibi duygu ve etkinlik kazandığı biçimi ya da çeşit ve derecesidir. )


- [ne yazık ki]
!SUÇ ve/||/<>/> CEZA


- [ne yazık ki]
"ALIŞKANLIK":
ÖNCE HAFİF ve/||/<>/> SONRA GÜÇLÜ

( Duyumsanılamayacak kadar. VE/||/<>/> Kırılamayacak kadar. )


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK" ve/||/<>/>/< HİLEKÂRLIK


- [ne yazık ki]
"YİYELİM-İÇELİM, KİMSEYE DOKUNMAYALIM" ve/||/<>/>/< "YİYEYİM-İÇEYİM, KESEME DOKUNMAYAYIM"


- [ne yazık ki]
[ne] "SÖZ DİNLEMEK" ile/ve/ne de/||/<>/< RİCÂ TANIMAK


- [ne yazık ki]
AŞIRI DOYUM ve/||/<>/> KÜSTAHLIK


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SINIRLI/LIK


- [ne yazık ki]
BAĞIMLI ile/değil TUTKUN


- [ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK


- [ne yazık ki]
EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- [ne yazık ki]
ISRARLI ile/ve/||/<> TAKINTILI


- [ne yazık ki]
KEYİF EHLİ ile/ve İŞİNE GELDİĞİ GİBİ YAŞAYAN


- [ne yazık ki]
KÖR ŞİDDET ile NEDENSİZ ŞİDDET


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- [ne yazık ki]
SORUMLULUKTAN KAÇMAK ile/ve/||/<>/< ÖZGÜRLÜĞÜ YADSIMAK


- [ne yazık ki]
SORUNU ÇÖZMEYE:
NİYETİNİN OLMAMASI ile/ve/değil/||/<> KARARLILIK GÖSTERMEMEK


- [ne yazık ki]
TAZIYA, "TUT!" ve/||/<> TAVŞANA, "KAÇ!"


- [ne yazık ki]
YALAN SÖYLEMEK ile/ve/||/<>/> KENDİ YALANINA İNANMAK


- 1 BAĞIMLI > 4 BAĞIMLI YAKINI

( Alkolik yakınları ve arkadaşlarının ortak sorunlarını çözebilmek için deneyimlerini ve umutlarını paylaştıkları bir topluluk. | http://www.al-anon-tr.org )


- ALIŞKANLIK AHLÂKI ile/ve/değil/yerine YEĞLEME/TERCİH AHLÂKI

( [not] MORALS OF HABIT vs./and/but MORALS OF PREFERENCE
MORALS OF PREFERENCE instead of MORALS OF HABIT )


- ALIŞKANLIK/ÂDET ile GEREKLİLİK


- ALIŞKANLIK ve/< BELLEK

( Olumsuz alışkanlıklar, bellekteki kayıtların kötüye kullanımından kaynaklanır. )

( HABIT and/< MEMORY )


- ALIŞKANLIK ile GELENEK


- ALIŞKANLIK ile GEREKLİLİK

( Normal bir hal acı verici olamaz, ama yanlış bir alışkanlık çoğu zaman süreğen acılara yol açar. )

( Alışkanlık ve ihtiras kör eder ve yanlışa götürür. )

( Alışılmış olana tutunduğunuz sürece keşif gerçekleşemez. )

( HABIT vs. NECESSITY
A normal state cannot be painful, while a habit often leads to chronic pain.
Habit and passion blind and mislead. )


- ALIŞKANLIK = İTİYAT = HABIT[İng.] = HABITUDE[Fr.] = GEWOHNHEIT[Alm.] = HABITUS[Lat.] = HEKSIS[Yun.] = COSTUMBRE[İsp.]


- ALIŞKANLIK ile/ve/değil ŞARTLANMA


- ALIŞKANLIK ile/ve/<> ŞAŞKINLIK


- ALIŞKANLIK ile ZAAF

( Alışkanlık, anahtarı kaybolmuş bir kelepçedir. )

( Alışkanlıklar, tutkuyu; tutku da karakteri etkiler. )


- APTALLIK"/TAN ile/değil/ne yazık ki ÇARESİZLİK/TEN


- ÂŞIK OLMAK ile/ve/||/<> TAKINTILI-ZORLAYICI(OBSESİF-KOMPULSİF) KİŞİLİK BOZUKLUĞU

( Gövdede, aynı biyokimyasal etkileri "yaratıyor"/yaratabiliyor. )


- AŞIRI/ABARTILI KEYFİYET ve/||/<>/> GECİKEN/GECİKMİŞ ADÂLET


- AŞIRI/LIK ve/<> EKSİK/LİK

( YARASA: "Güzelliğim" "fazla görülmesin" diye gece uçarmış. KUĞU: Güzelliğini sergilemekten, su içmeyi bile boşvererek/unutarak susuzluktan ölmüş. )

( Aşırı gidersen tersi olur. )

( EXCESSIVE/NESS vs./<> DEFICIENT/NESS )


- BAĞIMLI/LIK(MÜPTELÂLIK) ile ISRARCI/LIK

( DEPENDENCE vs. TO INSIST )


- BAĞIMLI/LIK ile/yerine BAĞLI/LIK

( Onlar mı size, siz mi onlara bağlısınız? )

( Do they depend on you, or you on them? )

( DEPENDENCE vs. ATTACHMENT
ATTACHMENT instead of DEPENDENCE )


- BAĞIMLILIK SÜRECİ VE SONUCU:
HASTAHANE ve/||/<>/> CEZAEVİ/KODES[Yun.] ve/||/<>/> MEZAR


- BAĞIMLILIK ile/ve AŞIRILIK

( DEPENDENCE vs./and EXCESSIVENESS )


- BAĞIMLILIK = DEPENDENCE[İng.] = DÉPENDANCE[Fr.] = ANHÄNGIGKEIT, DEPENDENZ[Alm.] = DIPENDENZA[İt.] = DEPENDENCIA[İsp.] = CONIUNCTIO[Lat.] = TO KATANTES, SÜNDESMOS[Yun.] = TAVAKKUF[Ar.] = BASTEGÎ[Fars.] = AFHANKELIJKHEID[Felm.]


- BAĞIMLILIK ile ÖZDEŞLİK

( İnsan değil mi, hem yapar, hem tapar! )

( DEPENDENCE vs. IDENTITY )


- BAĞIMLILIK ile/ve SAPLANTI

( DEPENDENCE vs./and OBSESSION )


- BAĞIMLILIK ile/ve YERİNDEN OYNATILAMAZLIK

( DEPENDENCE vs./and NOT POSSIBLE TO MOVE UP )


- BAĞLI ile/değil BAĞIMLI


- BAHANE[Ar.] = MAHANA/MAHNA

( İleri sürülen, sözde neden. )


- BELİRLİ/LİK ile/ve BAĞIMLI/LIK

( DETERMINEDNESS vs./and DEPENDENT/DEPENDENCE )


- BİLEREK / BİLMEYEREK ile/ve/||/<> İSTEYEREK / İSTEMEYEREK ile/ve/||/<> DOĞRUDAN / DOLAYLI


- BİLGİSİZLİK/CEHÂLET ile/ve/<> TAKINTI


- BİR YANLIŞIN YAPILMASINDA VE YORUMLANMASINDA:
KAZÂ ile/ve/ne yazık ki/<>/> HATA ile/ve/ne yazık ki/<>/> YEĞLEME/TERCİH

( İlk kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> İkincei kez olmuşsa. İLE/VE/<>/> Üçüncü kez oluyorsa. )


- BIRAKMAK ile/ve/yerine/değil UZAKLAŞTIRMAK / TERCİH DEĞİŞTİRMEK [Özellikle sigara ve çeşitli bağımlılık yapıcılarda!]

( Mutlu olmak için herhangi bir şeye bağımlı olmak, çaresizliğin son aşamasıdır. )

( Herhangi bir şeye karşı artık bağımlı olmadığınızda, payınıza düşeni yapmışsınız demektir. )

( Zihnimizi, içiyle dışıyla bilmedikçe, bağımlılıklar bizi terk etmeyecektir. )

( Bağımlılıklarımızdan vazgeçelim. Vazgeçmemiz gereken başka hiçbir şey yoktur. )

( Bilincine varmadığınız bir şeyi, terk edemezsiniz. )

( Alışkanlık ve ihtiras, kör eder ve yanlışa götürür. )

( Alışkanlık! Gereklilik değil! )

( SİGARAYI: "BIRAKTIM!" değil/yerine "İÇMİYORUM" ya da "İÇMEMEYİ YEĞLİYORUM/TERCİH EDİYORUM!" )

( Mücadelemiz içenlerle değil maddeyle!
Koruyup kolladığımız, kişiler; kovduğumuz, o sinsi madde!...
Davetimiz, sağlıklı olmak; kabul etmediğimiz, sararmak...
Çözümlerimiz, herkes için; çaresi "Hayır!"da...
Herkes için hayırlı olan, hayırsızı yakmamakta... )

( Not necessary! It's habit/addiction. )

( FEEL FREE TO SAY NO! )

( Dependence on anything for happiness is utter misery.
When you are no longer attached to anything, you have done your share.
Attachments are in the mind and will not leave you until you know your mind in and out.
Give up your addictions. There is nothing else to give up.
You cannot leave if you don't aware of it.
Habit/addiction and passion makes blind and takes to the false.
"I PREFER, NOT TO SMOKE" instead of "QUIT SMOKING/CIGARETTE" )

( [not] TO LEAVE / QUIT vs./and/but TO CHANGE PREFERENCE
TO CHANGE PREFERENCE instead of TO LEAVE / QUIT )

( PROTIMO NA MIN KAPNIZU: İÇMEMEYİ TERCİH EDİYORUM! )


- DALGI/GAFLET ile/ve/||/<> HADSİZLİK


- DAYATMA değil/yerine/>< DAYANIŞMA


- DÖNGÜ ile ALIŞKANLIK

( CYCLE/CYCLONE vs./< HABIT )


- DÖRT İSTEK:
AÇGÖZLÜLÜK ile/ve/||/<>/> ÇEKİŞME ile/ve/||/<>/> GÖSTERİŞ ile/ve/||/<>/> GÜÇ TUTKUSU


- DOYUM ile/ve/> TEKRAR

( SATISFACTION vs./and/> REPETITION )


- DOYUMSUZ/LUK ile/ve/<>/|| DUYARSIZ/LIK


- DÜŞKÜNLÜK ile/ve/değil/yerine ÖNCELİK (VERMEK/VERİLEN)

( [not] FONDNESS/ADDICTION vs./and/but PRIORITY
PRIORITY instead of FONDNESS/ADDICTION )


- DÜŞKÜNLÜK ile/ve/değil/yerine SEVGİ

( Sevgi, tutkunluk ve düşkünlük göstermez, düşkünlük ise sevgi değildir. )


- EGOİST/HODKÂM/HODBİN[Fars.] değil/yerine/= BENCİL/LİK


- EN BÜYÜK:
YOKSUN/LUK ile/ve/<> FAKİR/LİK

( Akılsızlık. İLE/VE/<> Bilgisizlik. )


- GERÇEĞİN, BİLİNEBİLECEK YÖNLERİNİ, DOĞRU OLARAK ALGILAMAK ve BİLİNEMEYECEK OLANLARIN, BİLİNEMEYECEĞİNİ DOĞRU OLARAK ALGILAMAK


- GERÇEK OLMAYAN HAKKINDAKİ FARKINDALIK ile/ve/>< GERÇEK DOĞAMIZ HAKKINDAKİ FARKINDALIK

( Gerçek olmayan hakkındaki farkındalık hali ile gerçek doğanız hakkındaki farkındalık hali arasında bir uçurum vardır. )

( Gerçek olmayanlara olan bağımlılığımızdan vazgeçelim! O zaman, gerçek olan, hızla ve pürüzsüzce kendi yerini alacaktır. )

( From the awareness of the unreal to the awareness of your real nature there is a chasm. )

( Let go our attachment to the unreal! The real will swiftly and smoothly step into its own. )

( AWARENESS ABOUT THE UNREAL vs./and AWARENESS ABOUT THE YOUR REAL NATURE )


- GEREKLİLİK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- GİRİŞİMCİ ile/ve/değil/||/< "SUÇLU"


- İÇİÇE/LİK ile BAĞIMLI/LIK

( Bağımlı olduğunu imgeleyen yalnızca zihindir. )

( ... ile MENÛTİYYET )

( ONE WITHIN THE OTHER vs. DEPENDENCE, BONDAGE, ADDICTION
It is only the mind that imagines bondage. )


- İNHİMAK ile/ve/değil/yerine/||/<>/> BAĞIMLILIK

( Bir şeye, aşırı düşkünlük gösterme, kapılma. İLE/VE/||/<>/> ... )


- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI


- KENDİNİ:
KANDIRMAK ile/ve/||/<>/> KAPTIRMAK


- KEYFÎ/LİK değil/yerine/= OLUMSAL/LIK


- KEYFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBARÎ

( Tüm ayrımlar, itibârîdir fakat keyfidir anlamına gelmez! )


- KEYFÎ ile/ve/değil/yerine/||/<>/< İTİBÂRÎ


- KEYİF ve/<> GÜVENLİK


- KEYİF ile TEMBELLİK

( PLEASURE vs. INDOLENCE )


- KEYİF ile/değil/< YAŞAM

( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif almayı değerli kılan. )


- KEYİF ile/ve/değil/yerine/||/<>/&gt;&lt;/>/< ZEVK

( Gövdesel/bedensel. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Zihinsel. )

( Maddi. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Manevi. )

( Üç duyudan biriyle [ya da ikisi/üçüyle] ten, organ, kas ve sinirlerin "az ya da çok" uyarımıyla "deneyimlenen".[Dokunma, tatma, koklama][yeme, içme, oturma/uzanma vb.] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< İki duyudan biriyle deneyimlenen.[Görme ve duyma][Felsefe, bilim, sanat, kitap okuma, düşünme, dinleme, söyleşi/sohbet] )

( Yatarak/yatmaktan, tembelikten, miskinlikten. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Hareketle/hareketten. )

( Bir şey yapmadan "yaşadığı"[nı zannettiği/n, "iddia ettiği/n"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Bazı şeyler yaparak, özen ve çaba göstererek, emek ya da ödün vererek elde ettiğimiz. )

( Yaşandığı oranda pişmanlığa götürür. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Yaşandığı oranda sevinç/neşe verir. )

( Canlılığa[hayvana/hayvansallığa] özgü.
[Hayvanlarda ve gövdemiz itibarı ile de canlılıkta ortaktır.] [Keyfin simgesi ve doruğu olan eşekte de vardır.]
İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/<
İnsana özgü. [Sadece insandadır, zihindedir.] )

( Geçici. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Kalıcı. )

( Dayatarak/dayatmacı. Sorumsuzca, kendi kendine, başı başında[Farsça "ser-ser-î"]. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Özgürce. Sorumluluğunu alarak/üstlenerek. Başı bağlı[Farsça "ser-best"] )

( Araçlı "duyum"/haz. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/>/< Aracısız algılayış/idrak. )

( Istırap akışı içinde yalnızca bir kesintidir. )

( Utanç verici bir keyfin, keyfi geçer, utancı kalır. )

( Keyifteki ölçü/oran/sayı/mikdar arttıkça eleme/işkenceye dönüşür. )

( Ancak çalıştıktan ya da bir şeyler yaptıktan sonra, kısa süreli ve hak edilen keyfin tadı ve değeri olur. )

( Zevk, susabilmeyi[sükût etmeyi] öğrendikten sonra başlar. )

( Kişi, kendini ya da başkalarını utandırabilecek ucuz keyiflere, ne şimdi, ne de sonra kapılmamalıdır. )

( Keyifler değildir yaşamı değerli yapan. Yaşamdır, keyif ve zevk almayı değerli kılan. )

( İki ıstırap verici durum arasındaki aralıklardır. )

( İkisi de ıstırabın eseridir. )

( [not] PLEASURE vs./and/but/||/<>/>/< ENJOYMENT
ENJOYMENT instead of PLEASURE )


- KİBİR ile/ve/<>/değil BAĞIMLILIK

( Kibir, kişinin, sahip olduklarını, "hak etmediği" korkusundan kaynaklanır... )


- KİŞİ/İNSAN:
DÜŞKÜN ile/değil/yerine/>< İÇKİN

( Gövde/haz odaklı/lık. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akıl öncelikll/lik. )


- KİŞİ/İNSAN ve/||/<>/< ZAAF

( Kişi, "zaafları"nın toplamı kadardır. )


- KOŞULLANMA ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- KÖTÜ TEMEL ve/ne yazık ki/> KÖTÜ İSTEK


- KÖTÜ/LÜK ile/ve/değil/<> KÖTÜLÜKLERE NEDEN/VESİLE OLAN

( Kendinden çok, başkalarından az isteyen bir kişi, kendini, kötülüklerden uzak tutar. )

( HABÂSET ile HASED )


- MADDE BAĞIMLI/LIĞI ile/ve/||/<> DAVRANIŞSAL BAĞIMLI/LIK


- MADDELERE:
BAĞLILIK değil BAĞIMLILIK


- MADDÎ KEYİFLER/ZEVKLER ile/ve/değil/yerine MANEVÎ ZEVKLER

( Başta istek, sonrasında bıkkınlık verir. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE Başta isteksizlik, sonrasında şevk verir. )


- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK


- MENFAAT ile/ve ZAAF

( Köleliğe neden olurlar. )


- MÜCRİM[Ar.] değil/yerine/= SUÇLU


- MÜFRİT[Ar.] değil/yerine/= AŞIRI


- MÜPTELA[Ar. < BELÂ] ile MÜPTEZEL/MÜBTEZEL[Ar.]

( Bağımlı. | Düşkün, tutulmuş. İLE Değersiz. )


- MUSALLAT[Ar.] değil/yerine/= PEŞİNE DÜŞME/DÜŞEN

( Bir kişi ya da şeyin üzerine, bıktıracak kadar düşmek/düşen. )


- MUTLAK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- MUTSUZLUK NEDENLERİ'NDE:
CEHÂLET ve DALGI/GAFLET


- MUZA'AF[Ar.] ile MUZÂAF[Ar. < ZIF] ile MUZÂF[Ar. < ZAYF | çoğ. MUZÂFÂT]

( Bir o kadar daha çoğaltılmış, bir kat daha artmış, taz'îf edilmiş. İLE İki kat, kat kat, katmerli. | Aynı "orta harfi" ile "son harfi", aynı harfin tekrarından oluşan sözcük.[musrir:musirr / müdrir:müdirr | hâdid:hadd] İLE Katılmış, bağlanmış, bağlı, izâfe edilmiş. | [ad takılarında] Belirtilen, başka bir ada katılmış ve onu tamamlamış olan. )


- OBSESİF değil/yerine/= TAKINTILI


- ÖNYARGI ile/ve SAPLANTI

( PREJUDICE vs./and OBSESSION )

( ... ile/ve ZHI )


- SABİTFİKİR ile/ve/> TAKINTI ile/ve/> TAASSUB/NEVROZ

( Bir "düşüncenin", yerinden oynatılamazlığı. İLE/VE/> Sabitfikre, duygunun da katılması (ile). İLE/VE/> Sinirlilik/asabileşme ve çeşitli türlerde tepkisellikler. )


- SAPLANTI ile/değil AŞK


- SAPLANTI = FİKR-İ SABİT = FIXED IDEA[İng.] = IDÉE FIXE[Fr.] = FIXE IDEE[Alm.] = FIXUS[Lat.]


- SAPLANTI ile/değil TİK[Fr.]

( ... İLE/DEĞİL Herhangi bir kas kümesinin, istençdışı devinmesi. | Alışkanlıkla sık sık yinelenen, gülünç, sıkıcı söz ya da el, kol, yüz devinmesi. )


- SEVGİ:
"YEĞLEME ya da SEÇİM ya da BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/!=/>< KOŞULSUZLUK

( Sevgi, ne yeğleme, ne seçim, ne de bağımlılık konusu değildir. Herşeyi sevilmeye değer ve sevilebilir kılan bir olanak ve güçtür. )

( The love is which is neither prefer or choice, nor attachment. But a power and possibility which makes all things love-worthy and lovable. )


- SEVGİ ile/ve BAĞIMLILIK

( Neyi çok[gereğinden fazla] seversek, canımızdan olduran odur. )

( LOVE vs./and DEPENDENCE )


- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK

( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )


- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA

( Burayı tıklayarak izleyiniz... )


- SÜREKLİLİK ile BAĞIMLILIK

( CONTINUITY vs. DEPENDENCE )


- TAKINTI OBSESYON ile/ve/> SİNİRCE TAASSUB NEVROZ ile/ve/> ÇILDIRI/PSİKOZ


- TAKINTI ile/değil/yerine ALERJİ


- TAKINTI ile/ve/değil BÂTIL İNANÇ


- TAKINTI ile/ve/<> BEKLENTİ


- TAKINTI ile/ve/değil/yerine BİLGİ


- TAKINTI ile/ve/değil/yerine DÜŞKÜNLÜK


- TAKINTI ile/ve SAPLANTI

( Takıntı, var olmayan ikiliği her yerde görmekte direnen zihninizdedir. )

( MONOMANİ: Zihnin tek bir şeye takılıp kalması biçimindeki akıl dengesizliği. )

( The catch is in your mind, which insists on seeing duality where there is none. )

( CATCH vs./and OBSESSION )


- TAKINTI ile TAKINAK

( Bir durum ve sorunla ilişkisi olan başka durum ya da sorun. | Bütünlemeye kalınan ders. | Küçük, önemsiz borç. | Bir şeye hastalık derecesinde düşkünlük. | İlişki kurulan kişi. İLE Bilince takılarak korku ve bunalım yaratan, kişinin çabalarına karşın kurtulamadığı düşünce. )


- TAKINTI ile TUTKU

( Geçmişin büyük kişileri, sadece yolu gösterir. Çaba göstermesi ve bu yolda yürümesi gereken kişi, kendimiziz. Derin derin düşünelim ve bu yolu izleyerek, tutkulardan ve yanılgılardan kurtulalım. )


- TAKINTILI TUTKU ile/değil/yerine UYUMLU TUTKU


- TARZ ile/değil ALIŞKANLIK


- TEDBİRSİZLİK ile/ve/değil DALGI/GAFLET


- TEKNOLOJİ ile/ve/<> BAĞIMLILIK


- TEMBELLİK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- TİRYÂKİ değil/yerine/= DÜŞKÜN


- TUTKU ile/ve ZAAF


- TUTKUN/LUK ile/değil DÜŞKÜN/LÜK


- TUTUM/U BENİMSEMEK ile/ve/> ALIŞKANLIK OLUŞTURMAK


- UCLARDA OLMAK ile/ve/değil BİR UCDAN, ÖTEKİ UCA GEÇMEK

( Süreç/te. İLE/VE/DEĞİL Sonuç/ta (kalmak). )


- UYGULANMALI!:
[ne] YER ne de GEÇİT VERMELİ

( Adâletsizliğe ve hukuksuzluğa...
Görüntü ve reklâm kirliliğine, "yerel yönetimlerin", "yöneticilerin" keyfiyetine ve adâletsizliğine...
Gürültü/uğultu kirliliğine ve korna/zil çalanlara...
Işık kirliliğine...
Sigara ve tüm ürünleriyle çevreyi ve toplumu rahatsız eden nesnelere ve içen davranış/tutum ve kişilere...
Dilde, yazım hatalarına ve yazım kurallarına uymayanlara...
Beslenmede, abur-cubura, "et" ve "hayvansal ürünlere"...
Her türlü saygısızlık ve keyfiyete...


Ne yer, ne de geçit vermemek üzere, haklarımızı sürekli bilmeli ve anımsamalı, hakkı/mızın biz almadıkça verilmeyeceğinin bilinciyle gereken her türlü eylem, tavır, tutum, duruş ve davranış içinde olmamız gerektiğini uygulayarak göstermek, paylaşmak, aktarmak, eğitmek, dayanışmak, işbölümü ve işbirliği içinde olmak durumunda ve zorundayızdır. )


- UZAK DURULMASI GEREKEN KİŞİLER:
"HEP HAKLILAR" ve/||/<> "HERŞEYE, SÜREKLİ İTİRAZ EDENLER" ve/||/<> "SADECE BEN" DİYENLER ve/||/<> BAŞKALARINI DEĞERSİZ GÖRENLER ve/||/<> ÇIKARCILAR ve/||/<> İSTEDİĞİ OLMADIĞINDA TUTUM DEĞİŞTİRENLER ve/||/<> ARAMADIĞIN SÜRECE ARAMAYANLAR ve/||/<> İŞİ DÜŞMEDİKÇE TANIMAYANLAR ve/||/<> İŞİ BİTTİĞİNDE, YANINDA DURMAYANLAR


- VEGAN YAŞAMDA/BİLİNÇTE:
| "AZALTMACILIK" ya da "AŞAMACILIK" | değil/yerine/>< 6 İLKE

( )


- YATKINLIK ile/ve/değil ALIŞKANLIK


- YILDIRMA ile/ve/<> BEZDİRME


- YOKSUL:
YENİ ile ÖZGÜR ile YARATICI ile BİRLEŞMİŞ ile DÜŞKÜN

( Eric Hoffer'ın, Kesin İnançlılar[Kitle Hareketlerinin Anatomisi] adlı kitabını okumanızı salık veririz... )


- YOKSUNLUK ile/ve/değil/> GEREKSİNİM

( [not] DEFICIENCY vs./and/but/> NEED )


- ZAAF[Ar.] değil/yerine/= DÜŞKÜN/LÜK


- ZAAF ile BEKLENTİ


- ZAAF ile/ve/değil/yerine/<> EĞİLİM


- ZAAF ile/ve/değil EKSİK


- ZAAF ve/||/<> SAVUNMA


- ZAAF ile/ve/değil/yerine SINIR(LAMA)


- ZAN (ETMEK) ile/ve/||/<>/> İDDİA (ETMEK)


- ZARARLILARIN TÜKETİMİNDE:
(")İLGİLİ(/LİK)(") ile/ne yazık ki/<>/> ALICI(/LIK) / MÜŞTERİ(Sİ OLMA) ile/ne yazık ki/<>/> BAĞIMLI(/LIK)

( Başlangıçta. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> Ortada. İLE/NE YAZIK Kİ/<>/> İleride. )


- ZECREN[Ar.] ile ZECRİ[Ar.]

( Yasaklayarak. | Zorlayarak. | Eziyet ederek. İLE Zorlayıcı, zorlayan, yasaklayan. )


- ZORLAMA ile/ve/değil/< ZORUNDA BIRAKMA


- !"IRKÇI/LIK" ile/ve/değil/<> OYMAKÇI/LIK / KABİLECİ/LİK


- !"LÂNETLEME" ile !"KARALAMA"

( Dinlerde. İLE İdeolojilerde. )


- !AŞAĞILAYICI/LIK ile/ve/<> !DIŞLAYICI/LIK


- !BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME


- !CEHÂLET ve/<> !BAĞNAZLIK ve/<> !ÖFKE ve/<> !YEGİNLİK/ŞİDDET


- !DEDİKODUCU ile/ve/= !YAĞI/DÜŞMAN/HASIM

( Biz ancak kendimizin düşmanıyızdır. )

( Kişi, bilmediğine düşman olur. )

( ... ile HASIM )


- !DÜŞMAN/LIK ve !KİN


- !FAŞİZM ile/ve !SOYKIRIM


- !İFTİRA ile/ve !KARALAMA/KARAMA/KARA ÇALMAK/KARA SÜRMEK

( !TAKVÎL[çoğ. TAKVÎLÂT], İSNÂD[çoğ. İSNÂDÂT] ile/ve ... )


- !İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA


- !KAPİTALİZM ile/ve !SAVAŞ


- !KAVGA ile !SAVAŞ


- !KÖLE ile !SERF[Lat.]

( ... İLE Derebeylik toplum düzeninde, toprakla birlikte alınıp satılan köle. )


- !KÖLE ile/değil/<>/< İŞÇİ

( [not] SLAVE vs./but/<>/< WORKER )


- !MENFÛR[Ar. < NEFRET] değil/yerine/= İĞRENÇ


- !MİSİLLEME ile/ve/ne yazık ki/> !SAVAŞ


- !MONARŞİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= TEKERKLİK

( Siyasal yetkenin, genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi. )


- !ŞAKA ile/ve/||/<>/> !İNTİKAM


- !SAVAŞ değil/yerine/>< SANAT


- !SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM


- !SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )

( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )


- !YALAN ile !İFTİRA


- !ZULM ile/ve/değil/yerine/<>/< CEBR


- !ZULÜM ile/ve/değil/||/<> İHMALKÂRLIK


- ...'NIN:
"KARŞITI" ile/değil DIŞINDA KALAN/BIRAKILAN


- "ADAMINA GÖRE" ile/değil/yerine MUHATABINA GÖRE


- "BENZETME" ile/ve/değil/||/<>/< ZORLAMA


- "ÇİRKİN/LİK" ile/ve/<> ÇİĞ/LİK


- "DAHA FAZLA" ile "DAHA ŞİDDETLİ"


- "EZMEK" ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- "FAYTON SEFÂSI" değil ATLARIN CEFÂSI


- "GENELLEME" ile/değil/yerine/>< İCTİHÂD


- "GÖMMEK" değil/yerine/>< GÖRMEK


- "GRUPLAŞ(TIR)MA" ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "KUTUPLAŞ(TIR)MA"


- "HİÇÇİ/LİK" ile/ve/||/<>/> ALAYCI/LIK/MÜSTEHZİ


- "IRKÇI/LIK" ile/değil YABANCI DÜŞMAN(LIĞ)I


- "KÖTÜLÜK ETMEK" ile/ve/||/<>/< ZARAR VERMEK

( İnsanda. İLE/VE/||/<>/< Kişilerde ve hayvanlarda. )

( ÖNCE, ZARAR VERME!

DO NOT HARM!

PRIMUM NON NOCERE PRIMA NON NOCERE )


- "KÜÇÜK GÖRMEK" ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- "ÖFKE" ile/ve/||/<>/> "KAYGI"


- "ÖTEKİLEŞTİRME" değil/yerine/>< [sadece] ÖTEKİ/BAŞKASI


- "SUÇLAMAK" ile/değil/yerine SORUMLU OLMAK


- "TEHDİT" ile/değil/yerine TESPİT


- (")KANDIRMA("):
BAŞKALARINI ile/ve/değil/||/<>/< KENDİNİ


- (SORUN:
) "İNANMAK/İNANMAMAK" değil KAYITSIZLIK


- [ne yazık ki]
DESPOT[Fr. < DESPOTE] ile/ve/<> DESPOT[Rumca] ile/ve/<> DİKTATÖR ile/ve/<> FAŞİST ile/ve/<> TİRAN

( Bir ülkeyi, zora ve baskıya dayanarak "yöneten" kişi. İLE/VE/<> Ortadoks Rumlar'ın, din başklanlarına verilen ad. İLE/VE/<> Her dediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kişi. İLE/VE/<> Tüm siyasal yetkileri kendinde toplamış kişi. | Zorba. İLE/VE/<> Eski Yunan'da, siyasal erki, tek başına elinde tutan kişi. | Siyasal erki, zorla ele geçiren, onu kötüye kullanan kişi. | Acımasız, gaddar. )

( Hiçbir koşul ya da yasaya bağlı olmadığı/olamayacağı, sınırlandırılamayacağı zannı ve/ya da iddiasıyla davranır. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> "Yasaya" "bağlı" görünümünde, kişisel/keyfî davranır. İLE/VE/<> ... İLE/VE/<> ... )

( İSTİBDAT: Uyruklarına hiçbir hak ve özgürlük tanımayan sınırsız monarşi, despotluk. )

( MÜSTEBİT ile/ve/<> ... )


- [ne yazık ki]
TAGALLÜP[Ar.] değil/yerine/= ZORBALIK


- [ne yazık ki]
LÂNET ETMEK, LÂNET OKUMAK ["NALET" değil!]/MELÂNET[Ar. < LA'N] değil/yerine/= BÜYÜK KÖTÜLÜK/İLENÇLİK/KARGIŞLIK, KARGIMAK/UZAKLAŞTIRMA


- [ne yazık ki]
!"CAN/I ACITMAK" ile/ve/||/<> !"CAN YAKMAK" ile/ve/||/<> !"CANINA OKUMAK"


- [ne yazık ki]
!"FAŞİST/LİK" ile/değil/yerine !ZORBA/LIK


- [ne yazık ki]
!"IRKÇILIK" ile MİLLİYETÇİLİK


- [ne yazık ki]
!"KARALAMAK" ile/değil/yerine REDDETMEK


- [ne yazık ki]
!BANKA SOYARKEN ile/ve/<> !ÜLKE SOYARKEN

( Kar maskesi takılır. İLE/VE/<> "Din maskesi" takılır. )


- [ne yazık ki]
!DEDİKODU ile/değil/yerine/>< BİLGİ

( "Dilde". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Akılda. )


- [ne yazık ki]
!EZİYET ile/<> !İŞKENCE[Fars. < ŞİKENCE]


- [ne yazık ki]
!FAHİŞ/FUHUŞ ile/ve/||/<> !MURABAHA/TEFECİLİK

( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. İLE/VE/||/<> Bir malı, çok fazla kârla satma. | Yasanın izin verdiği sınırdan aşkın faiz alma. )


- [ne yazık ki]
!HAKARET ETMEK ve/=/||/<>/> !YOK ETMEK


- [ne yazık ki]
!İFTİRA ile !İFK

( Birine, aslı olmayan bir suç yükleme. İLE Bir suçu, birine yükleme. )


- [ne yazık ki]
!IRKÇILIK ile/ve/<> !EŞEYSELCİLİK


- [ne yazık ki]
!İŞKENCE ile/ve/<> !İNSANLIK DIŞI "UYGULAMA"


- [ne yazık ki]
!İSTİSHÂR değil/yerine/= !ALAY ETME, EĞLENME


- [ne yazık ki]
!KİN ile/<> !GILLÜGİŞ/GILLIGIŞ

( ... İLE/<> Gizli kin, gizli ve kötü erek/amaç. )


- [ne yazık ki]
!KÖTÜLEME ile/ve/değil/||/<> !"YAKIŞTIRMA"


- [ne yazık ki]
!MÜSTEMLEKE[Ar.] değil/yerine/= SÖMÜRGE


- [ne yazık ki]
!MÜTECÂVİZ[Ar.] değil/yerine/= SALDIRGAN/SALDIRICI/SATAŞKAN


- [ne yazık ki]
!ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/||/<>/> !DÜŞMANLAŞTIRMA


- [ne yazık ki]
!SALDIRI ile/ve/||/<>/>/< !ŞİDDET

( Şiddet, saldırganlığın da ötesinde onun, nefret, düşmanlık gibi duygu ve etkinlik kazandığı biçimi ya da çeşit ve derecesidir. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile/ve/değil/||/<> !İÇ SAVAŞ/AYAKLANMA

( POLEMOS ile STAZIS )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ve/||/<>/>/< !YILDIRMA/TERÖR[Fr.]


- [ne yazık ki]
!SAVAŞ ile ASKERİCİLİK/MİLİTARİZM


- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
ESKİ ile/ve/<>/> YENİ

( XVII. yy. İLE/VE/<>/> XX. yy. ve sonrası. )


- [ne yazık ki]
!SAVAŞLAR:
RASYONEL ile/ve/<> KİTLELERİN SEFERBER EDİLDİĞİ ile/ve/<> ASİMETRİK


- [ne yazık ki]
!SUÇLAMA ile !KARALAMA


- [ne yazık ki]
!TEHDİT ile/ve/||/<> TEHLİKE


- [ne yazık ki]
!ZULM ile/ve/||/<> !DALKAVUKLUK

( [ne yazık ki] "Küçük gördüklerine." İLE/VE/||/<> "Büyük gördüklerine." )


- [ne yazık ki]
"DÜNYANIN DAR GELMESİ" ile/ve/değil/<> "KÖŞELERİN KAPILMASI/TUTULMASI OYUNU/ÇABASI/YANILSAMASI"


- [ne yazık ki]
"KEYFİ/Nİ YAŞAMAK" ile/ve/değil/||/<>/>/< KEYFİ/Nİ (VE KENDİNİ) DAYATMAK


- [ne yazık ki]
"KEYFİNİ SÜRMEK" ile/ve/||/<>/> EZBERİNİ YAŞAMAK/DAYATMAK


- [ne yazık ki]
"NİYET OKUMA" ile/ve/||/<> "AKIL OKUMA"

( İkisi de yanlıştır ve olanaksızdır. Hiçbir zaman, zemin ve koşulda yapılmamalıdır! )


- [ne yazık ki]
"SONUÇ ODAKLILIK" ve/||/<>/>/< HİLEKÂRLIK


- [ne yazık ki]
(")VATAN("):
BARIŞTA ve/||/<> SAVAŞTA

( Varsılların. VE/||/<> Yoksulların. )


- [ne yazık ki]
(FAZLA) BASKI ve/||/<>/>/< İHMAL


- [ne yazık ki]
ACELECİLİK ile/ve/||/<> DAYATMA


- [ne yazık ki]
AYRIMCILIK ile/ve/||/<> NEFRET


- [ne yazık ki]
AYRIŞ(TIR)MA ile ÖTEKİLEŞ(TİR)ME


- [ne yazık ki]
AYRIŞ(TIR)MA ile/ve/<> YABANCILAŞ(TIR)MA


- [ne yazık ki]
BENCİLLİK ile/ve/||/<>/> NEFRET VE DÜŞMANLIK


- [ne yazık ki]
BİLGİSİZ/LİK / CEHÂLET ve/||/<> ACIMASIZ/LIK


- [ne yazık ki]
BÜYÜK SORUN/YANILSAMA:
"ACI ÇEKMEMEK" ve/||/<>/>/< "KENDİMİZİ KANDIRMAK" / KANDIRDIĞIMIZI/KANDIRABİLECEĞİMİZİ ZANNETMEK


- [ne yazık ki]
CEBR ve/||/<> HİLE


- [ne yazık ki]
DAYATMA ve/||/+/<>/> ZORBALIK


- [ne yazık ki]
DEDİKODU ile/ve/değil/||/<>/>/< İFTİRA


- [ne yazık ki]
DIŞLA(N)MA:
TOPLUMSAL ile BİREYSEL


- [ne yazık ki]
DOĞRU OLDUĞUNU BİLDİĞİN HALDE, YAPMAMAK ile/ve/<> YANLIŞ/HATALI/EKSİK OLANI, BİLMENE KARŞIN, YAPMAK


- [ne yazık ki]
DÜŞMAN/LIK ile/ve/değil/yerine/||/<> KARŞIT/LIK


- [ne yazık ki]
ENGEL OLMAYA ÇALIŞANLAR ve/||/<>/>/< BAŞARACAĞIMIZA EN ÇOK İNANANLAR


- [ne yazık ki]
EZÂ[Ar.] ve/||/<> CEFÂ (ÇEK(TİR)MEK)[Ar.]

( İncinme, incitme, can yakma. İLE/VE/||/<> Büyük sıkıntı, eziyet. )


- [ne yazık ki]
EZBERE YAŞAMAK ve/||/<>/> KÖTÜLÜK


- [ne yazık ki]
HAKSIZLIK ve/||/<>/>/< ÖFKE

( Haksızlık etme. öfkenle hareket etme! )


- [ne yazık ki]
HUKUKSUZ/LUK ve/> ACIMASIZ/LIK


- [ne yazık ki]
İDAM ile/ve/değil/<> İTHAM


- [ne yazık ki]
İDDİA ile/ve/||/<>/< ÖFKE


- [ne yazık ki]
İHLÂL ile/ve/||/<> JUS COGENS İHLÂLLERİ


- [ne yazık ki]
İNDİRGEME ile/ve/değil/||/<> YOK SAYMA


- [ne yazık ki]
İNSANLIK SUÇLARI:
SOYKIRIM ile/ve/||/<> İŞKENCE/ŞİDDET ile/ve/||/<> TERÖR ile/ve/||/<> NEFRET/DÜŞMANLIK ile/ve/||/<> IRKÇILIK ile/ve/||/<> KÖLELEŞTİRME ile/ve/||/<> İNSAN KAÇAKÇILIĞI ile/ve/||/<> ORGAN TİCARETİ ile/ve/||/<> BAĞIMLILAŞTIRMA

( Bağımlılaştırma - İnsanlık Suçu İlişkisi - Muharrem Balcı )

( * Kasten öldürme
* Kasten yaralama
* İşkence, eziyet ya da köleleştirme
* Kişiyi, özgürlüğünden yoksun kılma
* Bilimsel deneylere tâbi kılma
* Eşeysel saldırıda bulunma, çocukların eşeysel istismarı
* Zorla gebe bırakma
* Zorla fuhşa sevketme )

( [unfortunately] HUMAN CRIMES: GENOCIDE and/||/<> TORTURE and/||/<> DISCRIMINATION and/||/<> HATRED and/||/<> TO PUSH ADDICTION (and/||/<> TO DISSAPOINT) )


- [ne yazık ki]
İSRAF ile/ve/||/<> ŞİDDET


- [ne yazık ki]
İSTÎLÂ ile/ve/||/<>/> SÖMÜRÜ


- [ne yazık ki]
İTHAM ile İMÂ


- [ne yazık ki]
KANDIRMADA:
"APTAL/LIĞIMIZ" ile/ve/değil/||/<>/< "ONUN/ONLARIN" KARAKTERSİZ/LİĞİ

( Olmuyor. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/< Oluyor. )


- [ne yazık ki]
KÖTÜ KULLANIM ile/ve/||/<>/> KÖTÜYE KULLANIM

( [... olduğunu/olacağını] "biliyorsun/biliyordun." İLE/VE/||/<>/> "ZÂTEN"/"SONUÇTA"/"ASLINDA" biliyorsun/biliyordun." )

( "Bir alışveriş, bir fiş." şeklinde, fazladan/gereksiz açıklama yapmak, uyarıda bulunmak. İLE/VE/||/<>/> "Ama bunu söylemenize gerek yok ki! Ben yapınca alışverişi, ZÂTEN/SONUÇTA alıyorum satış fişi." şeklinde [soluksuz/beklemeksizin/düşünmeksizin] "yanıt vermek." )

( Bir kişinin, neyi bilip bilmediğini ve/ya da o an/dönem için anımsayıp anımsamadığını "belirlemek", beklentisi içinde olmak, dilin/ifadenin kötü kullanılmasıdır. [Hiçkimsenin, neyi bilip bilmediği, isteyip istemediği ya da yapıp yapamayacağı, hiçbir zaman, zemin ve koşulda bilinemez!] İLE/VE/||/<>/> Sözcüklerin yetersiz ve kötü kullanımıyla birlikte "niyet okumak" ya da genelleyici/indirgeyici/özdeştleştirici/köktenci/toptancı/sonuç odaklı bir yargı ifadesi ise sürecin ve ilişkinin tükenmesine neden olacak/olmuş bir kötüye kullanımdır. [Güç ve baskı uygulama isteği ve/ya da nedeniyle olduğu/olabileceği gibi sorumluluktan kaçmak gibi çok çeşitli anlamsız/gereksiz nedenlerden de kaynaklanmaktadır.] )

( Dünyadaki Yaşamın Tehlikede Olduğunun 21 Kareyle Kanıtı )


- [ne yazık ki]
KÖTÜLERİN, "BASKISI" ile/değil/||/<> İYİLERİN, KAYITSIZLIĞI


- [ne yazık ki]
MANTIK DIŞI/LIK ile/değil "DUYGUSAL/LIK"


- [ne yazık ki]
NAGASAKİ ve/||/<> HİROŞİMA

( Atom bombası, İkinci Dünya Savaşı sırasında sırasıyla 06 ve 09 Ağustos 1945 tarihlerinde atıldı. )


- [ne yazık ki]
NEYİ
BÖLÜŞEMİYORUZ? ve/||/<> NİYE DÖVÜŞÜYORUZ?

( Hiçbir mal, bizim değil! VE/||/<> Hiçbir can, bizim değil! )


- [ne yazık ki]
ÖĞRENMEME ve/||/<>/> ÖĞRENİLEN YANLIŞLARDAN VAZGEÇMEME ve/||/<>/> YENİDEN ÖĞRENMEME


- [ne yazık ki]
ORANTISIZ GÜÇ ve/||/<>/< KÖR ŞİDDET


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRME ile/ve/<> TEKTİPLEŞTİRME


- [ne yazık ki]
ÖTEKİLEŞTİRMEDE:
AYRIMCILIK ile/ve/<> NEFRET (SÖYLEMLERİ/TUTUMLARI)


- [ne yazık ki]
OYALAMAK ile/ve/||/<> "UYUTMAK"


- [ne yazık ki]
PSİKOPAT/LIK ile/ve/||/<> İNSAFSIZ/LIK


- [ne yazık ki]
SAVAŞ DÖNEMLERİNDE:
RİTÜELLEŞMİŞ ile SINIRLAMACI OLAN ile FETİH ile MUTLAK AMACI OLAN ile SINIRI OLMAYAN


- [ne yazık ki]
SAVAŞLARDA:
PARTİZAN ile/<> GERİLLA ile/<> TERÖR


- [ne yazık ki]
SAVSAKLAMA ile/ve/||/<> BOŞVERME


- [ne yazık ki]
SEVGİSİZLİK ve/||/<>/> KAYITSIZLIK


- [ne yazık ki]
ŞİDDET ve/||/<> TERBİYESİZLİK


- [ne yazık ki]
ŞİDDETİN MEŞRÛLAŞTIRILMASI ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- [ne yazık ki]
ŞİDDETTEN DOLAYI ... ile/ve/değil/ne yazık ki/<> "BİZİM/SEN"İN "SESSİZLİĞİNDEN/TEPKİSİZLİĞİNDEN DOLAYI ..."


- [ne yazık ki]
SİYASET İLE ve/||/<> DİN İLE ve/||/<> FUTBOL İLE ve/||/<> SAVAŞ İLE

( Yanıltılırız. VE/||/<> Avutuluruz. VE/||/<> Uyutuluruz. VE/||/<> Korkutuluruz. )


- [ne yazık ki]
SÖZDE, ÖLÇÜ BİLMEMEK/BİLMEYEN ve/||/<> EDEPSİZLİKTE SINIR TANIMAMAK/TANIMAYAN


- [ne yazık ki]
SUÇLAMA ile/ve/<> DIŞLAMA


- [ne yazık ki]
TAZIYA, "TUT!" ve/||/<> TAVŞANA, "KAÇ!"


- [ne yazık ki]
TEHDİT ETMEK ile/ve/değil/||/<>/< "ABA ALTINDAN SOPA GÖSTERMEK"


- [ne yazık ki]
TEHDİT ile ŞANTAJ[Fr. CHANTAGE]

( Gözdağı. İLE Herhangi bir çıkar sağlamak amacıyla bir kimseyi, kendiyle ilgili lekeleyici, gözden düşürücü bir haberi yayma ya da açığa çıkarma tehdidiyle korkutma. )


- [ne yazık ki]
YIRTICI ile/ve/<> YIKICI


- [ne yazık ki]
ZAN ile/ve/ne yazık ki/||/<>/> İFTİRA


- [ne] İSTEMEK ne de DAYATMAK


- [ne] YAP! "EMRİ" ile/ve/||/<>/ne de YAPMA! "ENGELİ"


- | DESPOT ile/<>/> SÜRÜ |
değil/yerine
YURTTAŞ

( | Yönetmeyi bilen, yönetilmeyi bilmeyen. İLE Yönetilmeyi bilen, yönetmeyi bilmeyen. | DEĞİL/YERİNE Yönetmeyi ve yönetilmeyi bilen. )


- ADÂLET ile/ve/<> DÜŞMANIN "ADÂLETİ"

( Adâletin gerekliliği ve önceliği, düşmanının "adâletine" maruz kalmamak ve mağdur olmamak içindir. )


- ADÂLETSİZLİK DURUMLARINDA, "TARAFSIZ"(SESSİZ/ÂTIL) DURUYORSAK, KÖTÜLERİN/KÖTÜLÜĞÜN TARAFINI TUTMUŞUZDUR ile/ve/||/<> ÇÖZÜMÜN BİR PARÇASI DEĞİLSEK, SORUNUN BİR PARÇASIYIZDIR


- ADAM "SATMIŞLIĞI/M/IZ"
değil/ne yazık ki/><
ADAM "SANMIŞLIĞI/M/IZ"

( Yoktur. DEĞİL/NE YAZIK Kİ/>< Vardır. )


- ADÂVET/MUGALAZA[Ar.] değil/yerine/= DÜŞMANLIK, YAĞILIK


- AŞAĞILAMA >< ÖVME/SIVAZLAMA


- AŞAĞILAYICI/LIK / DIŞLAYICI/LIK ile/ve/<> "HERETİK" DEMEK


- ATÂLET[Ar.] değil/yerine/= EYLEMSİZLİK/SÜREDURUM


- AYRIM ile/ve/<>/||/değil ÖTEKİLEŞTİRME


- AYRIŞTIRMAK ile/değil/yerine KAYNAŞTIRMAK


- BAĞIRMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP ile/ve/değil/yerine/||/<>/< SESSİZ KALMAYA ZORLAYAN ACI/ISTIRAP

( Ağırdır. İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< Çok daha ağırdır. )


- BARIŞTA ile/ve/ne yazık ki/<>/>< "SAVAŞTA"

( Çocuklar, anne-babalarını toprağa verir. İLE/VE/NE YAZIK Kİ/<>/>< Anne-babalar, çocuklarını toprağa verir. )


- BASKI ile/ve/değil/yerine/<> HAKİMİYET


- BASTIRILMA ile/ve/<> DIŞLANMA


- BÂTIL ile ZULÜM

( Kendi dışında haklılık kabul etmeyen. İLE Sonuçları. )


- BEN OLMAYAN ile/ve/<> ÖTEKİ(LEŞTİRME)


- BENCİLLİK ile/>< ELEŞTİRİ


- BENZETMELERDE:
AT ile/ne yazık ki MAYMUN

( Duygu olarak. İLE/NE YAZIK Kİ Biçim olarak. )


- BİLGELİK ve BAŞKALARINI KARALAMAMAK


- BİLGİSİZLİK/CEHALET >< BİLİMSEL TUTUM ve BAĞNAZLIK >< FELSEFİ ANLAYIŞ ve GÜÇ/ŞİDDET >< SANATSAL DUYARLILIK


- BİR ULUSUN:
DÜŞMANLARI ile/ve/<> "AYDINLARI"

( Askerî-siyasî örgütünü yener. İLE/VE/<> Tarihini yener/değersizleştirir. )


- BÜYÜK ÇÖKÜŞ/LER ile/ve/<> !SAVAŞ


- CÂHİL ile/ve/<> ZÂLİM

( Sorgulamayan. İLE/VE/<> Sorgulatmayan. )

( Hiçbir şey, eyleme geçen cahillik kadar korkunç olamaz. )


- CANINI YAKMA! ve/||/<>/>/< 'AH'INI ALMA!

( Zayıf olanın! VE/||/<>/>/< Hiçkimsenin! )


- CEHÂLET/CÂHİL ile/ve ZULÜM/ZÂLİM

( Cahil kişi, kendinin bile düşmanı iken, başkasına dost olması nasıl beklenir? )

( Zulümle âbâd olanın, sonu, berbâd olur. )

( IGNORANCE vs./and OPPRESSION/CRUELTY )

( ... ile/ve ADHARMA )


- CEHÂLET ve/<> ŞİDDET ve/<> BAĞNAZLIK


- CEZÂ TÜZESİNDE/HUKUKUNDA ile/ve İCRÂ TÜZESİNDE/HUKUKUNDA ile/ve CEZÂ USÛLÜNDE ile/ve DÜŞMAN CEZÂ TÜZESİNDE/HUKUKUNDA

( Güneşin batmasından bir saat sonra başlar ve güneşin doğmasından bir saat öncesine kadar devam eder. [TCK 502] İLE/VE Güneşin batmasından doğmasına kadar süren zaman. [İc. İf. K. 51] İLE/VE Nisan ayı başından 30 Eylül'e kadar saat 21.00'den sabahın 04.00'üne; 01 Ekim'den 31 Mart'a kadar saat 21.00'den sabahın 06.00'sına kadar devam eden süre. [CMUK 96] )


- DALINI KIRMAMAK ve/||/<> GÜVENİNİ KIRMAMAK

( Ağaçtan, meyve almak istiyorsak... VE/||/<> Kişilerden, sevgi bekliyorsak... )


- DAYAMA ile DAYATMA

( Nesnelerde. İLE "Davranış ve tutumlarda". )


- DAYATMA değil/yerine/>< DAYANIŞMA


- DAYATMA ile/değil/yerine ZORUNLULUK


- DEVRİM ve/ne yazık ki/||/<>/> !KIYIM


- DIŞLA(N)MAK ile AŞAĞILA(N)MAK

( TO EXCLUDE vs./and TO DESPISE )


- DIŞLAMA! ve/||/<> YARGILAMA!


- DIŞLAMA(MA) ile/ve/<> HOR GÖRME(ME)


- DIŞLAMA(MA)K ile/ve/||/<> KÜÇÜMSE(ME)MEK


- DIŞLAMAK ile ARKADA BIRAKMAK


- DIŞLAMAK ile/ve/değil/yerine DIŞARIDA BIRAKMAK

( [not] TO EXCLUDE vs./and/but TO LEAVE OUT
TO LEAVE OUT instead of TO EXCLUDE )


- DIŞLAMAK ile GÖRMEMEZLİKTEN GELMEK

( TO EXCLUDE vs. TO PRETEND NOT TO SEE/TO TURN A BLIND EYE )


- DIŞLAMAK ile ÖTEKİLEŞTİRME


- DIŞLAMAK ile REDDETMEK

( TO EXCLUDE vs./and TO REJECT/DECLINE )


- DIŞLAYICI

( EXCLUSIVE )


- DÜŞMAN OLMAK ile/ve "GICIK" OLMAK


- DÜŞMAN OLMAK değil/yerine/>< BİRBİRİNE HAYRAN OLMAK


- DÜŞMAN:
KARŞINDAKİ ile/ve/değil/||/<> "YANINDAKİ" ile/ve/değil/||/<> "İÇİNDEKİ"

( Elindeki kılıçla. İLE/VE/DEĞİL/||/<> Arkasına sakladığı hançerle. )


- DÜŞMAN(") ile/ve/değil KARŞI GÜÇ


- DÜŞMAN(") ile/değil/yerine RAKİP


- DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine/>< DOST/LUK

( Düşmanın en büyük hilesi, "dostluğudur". )

( Dostluğunun bedelini ödemekten kaçınanın, "düşmanlığı"nı önemsemeyebilirsin. Fakat düşmanlığının bedelini ödemeye hazır olanın, "dostluğu"nu ciddiye al! )

( Dedikodu/nu eder. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Uyarır/ikaz eder. )

( )

( [ölümü] Unutturan. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Anımsatan. )

( "Ne yapmamız gerektiğini" gösterir. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Ne yapabileceğimizi gösterir. )

( Her canımızı sıkanla. VE Her elimizi sıkanla. [Olmayalım!] )

( Her başımızı ağrıtanı düşman bilmeyelim/saymayalım. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Her başımızı okşayanı dost bilmeyelim/saymayalım. )

( ADÂVET ile/değil/yerine/>< SÂDIK[< SIDK] )


- DÜŞMAN/LIK ile/değil/yerine FARKLI/LIK


- Düşmanın olsa bile DİNLE!!!


- DÜŞMANLIK değil/yerine/>< BİREŞİM/TEVHİD


- DÜŞÜRMEK değil/yerine DÜŞÜNMEK


- EN BÜYÜK DÜŞMAN

( ARZU VE İHTİRASLAR )

( En büyük düşman, bakacağın son yerde saklanır. )


- EŞEYSEL USANDIRI/TÂCİZ ile BEZDİRİ/YILDIRMA/MOBBING


- ETİKET[Fr. < Alm.] ile/= YAFTA[Fars. < YAFTE]

( Bir malın, tür, miktar vb. niteliklerini ya da kitap, defter vb. şeylerin, kime ait olduğunu belirtmek, belirli kılmak için üzerlerine konulan küçük kâğıt. | Toplum içindeki davranışlarda izlenecek yol.TEŞRİFAT İLE/= Üzerine asıldığı ya da yapıştırıldığı şeylerle ilgili herhangi bir bilgi veren, yazılı kâğıt parçası. )


- EZİYET(CEVR) ile ISTIRAP


- EZİYET değil RAHMET


- EZİYET ile/değil/yerine ZAHMET


- FAHİŞ[Ar.] değil/>< NARH[Fars.]

( Ölçüyü aşan, aşırı, çok fazla. | Ahlâka ve törelere uygun olmayan. DEĞİL/>< Tüketiciyi korumak amacıyla, özellikle zorunlu gereksinme maddeleri için devletçe saptanan fiyat. )


- FAKİRİN CANI değil/yerine "ZENGİNİN" MALI


- FELSEFE ile/ve SAVAŞ TARİHİ

( Aristoteles. İLE/VE Büyük İskender. )


- FUHUŞ ile/ve/||/<> GABİN

( ... İLE/VE/||/<> Alışverişte, satın alınan mala ödenilen karşılığın, malın değerinden çok fazla olması, alışverişte hile yapma. | Edimler arasında açık oransızlık. )


- GADDAR ile CANİ


- GENELLEME:
"GENİŞ DÜŞÜNMEK" değil GEVİŞ GETİRMEK


- GENELLEME ile/ve/> AYRIMCILIK


- GENELLEME ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- GİRİŞİMCİ ile/ve/değil/||/< "SUÇLU"


- GÜVENEN/E ve/||/<> YALAN SÖYLEYEN/E

( Yalan söyleme! VE/||/<> Güvenme! )


- HAİNLEŞTİRME ile/ve/<> ÖTEKİLEŞTİRME


- HİDDET ile/ve ŞİDDET


- HIRABE[Ar. harbe/savaşa giderken] değil/yerine/= YOL KESME


- HOR GÖRME ve/<> KISKANMA

( Fakirsen. VE/<> Zenginsen. )


- HUKUKSUZ/LUK ve/> KAYITSIZ/LIK


- İFTİRA ile/ve/değil/||/<> YANLIŞ ANLAŞILMA


- İFTİRÂS[Ar.] ile İFTİRÂZ[Ar. < FARZ]

( Yırtıp paralama, zorla yere yıkma. İLE Gerekli sayma, farz kılma. )


- İHÂNET ile/değil MUHÂLEFET


- İHÂNET değil/yerine/>< SADÂKAT

( Sözler verilir, sözler unutulur; gün gelir, ihânet eden, sadâkat ister. )


- İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT ile/ve/||/<> İKİ (EN BÜYÜK) "ENGEL"/TEHDİT

( Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. İLE/VE/||/<> Önce, Kadın; Sonra, Ölüm. )

( Erkek için. İLE/VE/||/<> Kadın için. )


- İLTİMAS ile ŞEFAAT ile İSAR ile TAFDİL[< FADL]

( Haksız yere, yasa ve kurallara uymaksızın kayırma, arka çıkma. | Birine herhangi bir konuda öncelik ve ayrıcalık tanıma. İLE Birinin suçunun bağışlanması ya da dileğinin yerine getirilmesi için o kişiyle Tanrı arasında, peygamberin yaptığı aracılık. İLE İkram; bahşiş. | Cömertlikle verme. | Dökme, saçma, serpme. | Kişinin, kendi, gereksinim duymasına karşın bahşiş vermesi. | Seçme. İLE Birini, ötekilerden üstün tutma. | En üstünlük. )


- IRK ADI ile MİLLET ADI

( RACE NAME vs. NATION NAME )


- IRK değil/yerine/= SOY


- IRK ile/değil/yerine ULUS/MİLLET

( [not] RACE vs./but NATION
NATION instead of RACE )

( ... ile/değil/yerine GUO/GUOJIA )


- IRKÇI ULUSÇULUK ile ETNİK ULUSÇULUK ile KÜLTÜREL ULUSÇULUK ile VATAN ULUSÇULUK


- IRKÎ ŞUUBİYE ile/değil LİSÂNÎ ŞUUBİYE


- İRONİ > ALAY ALIŞKANLIĞI


- İŞ:
[ne yazık ki]
ÖYLESİNE ve/||/<> ŞİŞİRME


- İŞİMİZ/UĞRAŞIMIZ/HİZMETİMİZ:
| "YIKMAK" ve/ya da "YAKMAK" İLE | değil YAPMAK İLE


- İSRAF ile SUİSTİMAL


- İSTEMEDEN ile RASTLANTI ile DÜŞMANCA

( 1 KEZ ile 2. KEZ ile 3. KEZ )

( Bir hata, ikinci kez yapılmaz. İkinci kez yapıyorsanız, üçüncü kez de yapacaksınız demektir. )


- İSTİMLÂK ile DAYATMA


- İSTİSMÂR[Ar. < SEMERE] ile/ve/<>/değil SÛ-İ İSTİ'MÂL[Ar. < AMEL | çoğ. İSTİ'MÂLÂT]

( İşletme, yararlanma. | Sömürme. İLE/VE/<>/DEĞİL Kötü/yersiz/yolsuz kullanma. )

( )


- İSTİSMÂR ile/ve/değil FEDÂ


- İSTİSMAR ile/ve RİYÂ


- İTİRAF ile/ve/değil/ne yazık ki TEHDİT


- KABA/LIK ile/ve/değil/<> SAF/LIK


- KABZIMAL[Ar.] ile MADRABAZ[Fars.]

( Meyve sebze üreticileri ile satıcılar arasında, aracılık eden kişi. İLE Sebze, meyve gibi yiyecekleri, yerinden getirterek, toptan satan kişi. | Hile yapan, hileci. )


- KADIN, ...:
..., SEVMEDİĞİ KİŞİYE[ERKEK/KADIN] ...
ile/><
..., SEVDİĞİ KİŞİ[ERKEK/KADIN] İÇİN ...

( ... hiç acımaz. İLE/>< ... kendine hiç acımaz. )


- KAHRAMAN >< KURBAN


- KANDIRMA ile/ve/<>/> "YUTTURMA"


- KANDIRMA ile/değil OYALAMA


- KANDIRMAK ile/<> "ATLATMAK"


- KARALAMA ile/ve/||/<>/>/< DIŞLAMA


- KARALAMA ile/değil/yerine ELEŞTİREL


- KARANLIK:
ZULÜM ile SIKINTI

( Algısı. İLE Duygusu. )


- KARPUZ ile EBU CEHİL KARPUZU

( ... İLE Zehirlidir. )


- KAVGA ile ZULÜM


- KAZANA/NA YANAŞIRSAK ve/||/<> KÖTÜYE YANAŞIRSAK

( Karası bulaşır. VE/||/<> Belâsı bulaşır. )


- KENDİ GİBİ OLMAYANDAN UZAKLAŞMA ile/ve KENDİ GİBİ OLMAYANI DIŞLAMA


- KENDİMİZİ:
"YÜCELTMEK" değil/yerine DÜZELTMEK


- KENDİNİ BİLMEYİŞ/BULMAYIŞ:
> DÜŞMAN BULMAK ve/ya da/yoksa da DÜŞMAN YARATMAK


- KİMSEYİ:
(ÇOK/FAZLA) ÖVMEMELİ ve/||/<> KÜSMEMELİ ve/||/<> YAKINMAMALI ve/||/<> SUÇLAMAMALI


- KİŞİ:
"TAŞLANIR" ve/||/<> "DIŞLANIR" ve/||/<> "SINANIR"

( İyiliği kadar. VE/||/<> Merhameti kadar. VE/||/<> Teslimiyeti kadar. )


- KİŞİLERİ KULLANARAK/SÖMÜREREK ile/değil/yerine/>< KİŞİLER ARACILIĞIYLA


- KİŞİLERİ:
[ne yazık ki]
!"DENEMEK/SINAMAK" değil/yerine/>< KONUŞMAK

( "Denenilen" şeyin sonucunu "elde ettirir" belki fakat o kişiyi mutlaka ve sonsuza kadar kaybettirir. DEĞİL/YERİNE/>< Kişiyi kaybetmemek/kazanmak için özellikle de yakın olduğumuz kişileri denememek/sınamamak gerekir. Çeşitli oyunlar yaparak, tuzaklar kurarak elde edilen "bilgi/sonuç" geçersizdir. Aslolan ise her koşulda, en olumsuzu söylemek bile olsa konuşmayı yeğlemektir. )


- KİŞİYİ YIKAN:
DÜŞMAN(LAR)IN SÖZLERİ ile/değil/||/<>/< DOSTLARIN SESSİZLİĞİ


- KİŞİYİ/KİŞİLERİ:
"KÜÇÜMSEMEK" ile/ve/değil/||/<>/>< "BÜYÜK GÖRMEK"

( Ahlâksızlıktır. İLE/VE/DEĞİL/>< Bilgisizliktir. )

( Akılsızlık. İLE/VE/DEĞİL/||/<>/>< Korkaklık. )


- KÖLE ile/değil/yerine GÖNÜLLÜ "KÖLE"


- KÖLELEŞTİRENLER:
"SEVİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "BEĞENİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ" ve/||/<>/> "TAKDİR EDİLME İSTEĞİ/BEKLENTİSİ"


- KOLONİ değil/yerine/= YABANCI TOPLULUĞU/SÖMÜRGE/GÖÇMEN


- KORKU + BİLGİSİZLİK = NEFRET


- KÖTÜ TEMEL ve/ne yazık ki/> KÖTÜ İSTEK


- KÖTÜLEME ile/ve/değil/yerine TESPİT ETME


- KÖTÜLÜK ETME! ve/<> KUYU KAZMA!

( Kötü düşersin. VE/<> Kendin düşersin. )


- KÖTÜLÜKLERLE "YÜKSELMEK" değil/yerine/><
İYİLİKLERLE "KAYBETMEK"


- KRAL[Sırpça]/DESPOT ile/değil/yerine/>< DEVLET ADAMI

( Yöneten fakat yönetil(e)meyen "kişi". İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Yöneten ve yönetilen kişi. )


- KÜÇÜMSEMEK ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< ÖTEKİLEŞTİRMEK


- KÜFÜR değil/yerine/>< FİKİR

( Gerçeğin üstünü örtmek. DEĞİL/YERİNE/>< Gerçeğin örtüsünü açmak. )


- KÜFÜR ile ZULÜM


- MAZOŞİST/MAZOŞİZM[Fr., İng.] değil/yerine/= ÖZEZER/LİK


- MERHAMET:
ACIMAK değil/yerine/< ACITMAMAK


- MÜCBİR[< CEBR] değil/yerine/= ZORLAYICI/ZORLAYAN


- MUGALATA değil/yerine/= YANILTMACA

( Yanıltmak için, yanıltacak yolda söz söyleme. | Başkasını yanıltmak için, doğru olmadığı bilinerek yapılan uslamlama ve çıkarsama. )


- NARSİSİZM ile/ve/||/<> KÖTÜCÜL(MALIGNANT) NARSİSİZM


- NEFRET ile/ve/||/<>/> KİN/BUĞZ

( Gereksiz/fazla/aşırı düşünce yönelimi. İLE/VE/||/<>/> Gereksiz/fazla/aşırı olan düşünceyi, süresiz ya da çok uzun süre sürdürme ve eyleme geçme düşüncesi ya da girişimi. )

( Nefret, çok gereksiz/fazla/anlamsız, isabetsiz ve olumsuz bir düşünceyi sürdürmek gerektirdiğinden dolayı, kimseye nefret gerektirecek kadar zaman/enerji/bellek ayırmanın gereği/anlamı/değeri ya da etkisi yoktur/olmaz/olmayacaktır! İLE/VE/||/<>/> Kimseye fakat özellikle de birinci derece yakınlara ve üzerimizde (çok/az) emeği geçenlere kin tut(a)mayacağımızı anımsamamızda, kabul etmemizde yarar vardır. )


- NEPOTİZM ile PATRONAJ ile KAYIRMA


- OLMA!:
[ne] PİŞMAN ne DÜŞMAN ne [de] KAHRAMAN


- OLUMSUZ OLASILIK ile/ve TEHDİT

( NEGATIVE PROBABILITY vs./and THREAT )


- ÖNYARGI ile/ve SAPLANTI

( PREJUDICE vs./and OBSESSION )

( ... ile/ve ZHI )


- ORANTISIZ GÜÇ ile/ve/||/<> ORANTISIZ HOŞGÖRÜ


- ORANTISIZ ŞİDDET ve/<> ORANTISIZ GÜÇ


- ÖTEKİLEŞMİŞ/LİK ile/değil ÖTEKİLEŞTİRİLMİŞ/LİK


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil/yerine/>< HAK/LAR


- ÖTEKİLEŞTİRME ile/değil TANIYAMAMA


- PERSECUTE vs. PROSECUTE


- PORSELEN ile MERTEBANİ/SELADON TABAK

( ... İLE İçine konulan yiyeceğin zehirli olup olmamasına göre renk değiştiren tabak. )


- SALDIRI SAÇMA(LIK)LARI/SAFSATALARI:
KARALAMA ile/ve/||/<> NİTELİKSEL ile/ve/||/<> "SEN / SEN DE ..." ile/ve/||/<> DOLDURUŞA GETİRME

( ARGUMENT AGAINST THE MAN vs./and/||/<> CIRCUMSTANTIAL AD HOMINEM vs./and/||/<> FALLACY OF "YOU / YOU ALSO" vs./and/||/<> POISONING THE WELL )


- SATİR[Fr.] değil/yerine/= YERGİ


- SATVET[Ar.] değil/yerine/= (ZORLU/SİNDİRİCİ) GÜÇ


- SAVAŞ ya da KORSANLIK değil/yerine/>< TİCARET


- SAVAŞ değil/yerine/>< BARIŞ

( İyisi yoktur. DEĞİL/YERİNE/>< Kötüsü yoktur. )


- SAVAŞ ile/değil FETİH

( [not] WAR vs./but CONQUEST )


- SAVAŞ yerine MÜCADELE


- SAVAŞ ile/ve/değil/yerine/< SALDIRI/Ş


- SAVAŞI KAYBETMEK:
ÖLÜNCE değil DÜŞMANA BENZEYİNCE


- SAVAŞMA değil/yerine/<>/> TANIŞMA


- ŞEHVET ve ŞİDDET


- SEMİRME ile/ve/<>/< SÖMÜRME


- ŞERGİL değil/yerine/= ASKINTI, BAŞ BELÂSI


- ŞİDDET" &gt;&lt;/< "İKTİDAR"

( "iktidarın bitmeye başladığı yerde, şiddet başlar." )


- ŞİDDET[Ar. < ŞEDD] değil/yerine/= YEĞİNLİK

( Yeğin olma durumu. | Bir etkinliğin ya da bir gücün derecesi. | Bir ses çıkarılırken algılanan ve titreşimlerin genliğinden kaynaklanan özellik. )


- ŞİDDET ve/||/<> KÜFÜR

( [ne yazık ki] Kalbinde, muhabbet olmayanın (b)elinde. VE/||/<> Aklında, düşünce olmayanın dilinde. )


- ŞİDDET değil/yerine/>< ÖZEN


- ŞİDDET =/||/<>/>/< ÖZENSİZLİK


- SİGARAYLA MÜCADELEDE:
"ZORLAMA" değil/yerine MERAK ETMESİNİ SAĞLAMA

( Burayı tıklayarak izleyiniz... )


- ŞIMARMAK ve/<> SÖMÜRMEK


- ŞİŞİRME ile "ŞİŞİRME"/ŞİŞİRMECE

( Şişirme işi. İLE Baştan savma, kötü iş. )


- SÖMÜRGE ile/değil SÖMÜRÜLGE

( ... İLE/DEĞİL Diline, değerlerine, gelişimine ve üretime katılmayan toplumların geldiği/geleceği nokta. )


- SÖMÜRME ile/ve/<> "SÖĞÜŞLEME"


- Sömürmek yerine DİNLE!!!


- SÖMÜRÜ ile/ve/<> DAYATMA


- SÖMÜRÜ ile SUİSTİMAL ile MANİPÜLÂSYON

( EXPLOITATION vs. ABUSE vs. MANIPULATION )


- SÖMÜRÜ ve/||/<>/< TAHRİK


- ŞOVENİZM[Fr. CHAUVINISME] ile DÜŞMANLIK

( Kendi ulusunu öne çıkararak değişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı akım. İLE ... )


- SUÇ ile CÜNHA

( ... İLE Cürüm derecesindeki suçlara, yani kabahatten ağır ve cinayetten hafif olan suçlara verilen ad. )


- SUİSTİMAL ile SÖMÜRÜ


- TAAMMÜDEN[Ar.] değil/yerine/= KASTEN


- TÂCİZ[Ar.] değil/yerine/= USANDIRI, USANÇ


- TÂCİZ ile/değil TAVIR


- TAFZİH[Ar.] değil/yerine/= REZİL ETME

( Birinin kötü yanlarını ortaya çıkarma. )


- TAHAKKÜM[Ar.] değil/yerine/= BASKI, ZORLAMA


- TAHARRÜŞ[Ar.] değil/yerine/= TIRMALANMA, KURCALANMA, AZDIRILMA


- TAHRİBAT[Ar.] değil/yerine/= YIKIP BOZMA


- TASALLUT[< SALÂLET] ile SATAŞMA, BAŞINA EKŞİME, MUSALLAT OLMA


- TECAVÜZ değil/yerine/>< ANLAMA (ÇABASI)

( Tecavüz eden, anlayamaz ve anla(/ya)mamıştır. )


- TEHDİT ile/değil "GÖZDAĞI VERMEK"


- TEHDİT ile/değil/yerine/></> DÜZEN

( Herhangi bir yerdeki adâletsizlik. İLE/DEĞİL/YERİNE/> Her yer, zaman ve koşulda adâlet. )


- TEHDİT değil/yerine/>< İKNA


- TEHDİT ile/değil/yerine KESİN UYARI/ULTİMATOM

( ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kesin ve dönülmez söz. Son söz. | Bir devletin öteki devlete karşı zora başvuracağını bildirmesi. )

( [not] THREAT vs./and/but ULTIMATUM
ULTIMATUM instead of THREAT )


- TEHDİT ile/ve/> KORKU

( MENACE vs./and/> FEAR )


- TEHDİT ile/ve/||/<>/> TEDİRGİNLİK


- TEHDİT değil/yerine TEKLİF


- TEHDİT ile/ve/değil/yerine UYARI

( [not] THREAT vs./and/but WARNING
WARNING instead of THREAT )


- TEHDİT ile/ve/<> YASAK


- TEK DÜZE ile/ve/değil/||/<> TEK TİP


- TEMBELLİK ile/ve/değil/<> "KENDİNE"(KEYFİNE/RAHATINA) GÖRE DÜŞÜNME


- TERK ile/ve/değil/yerine EZİYET

( Bazen, terk edilmektense eziyet görmeye bile râzı olabilirsin. )


- TOPLUMSAL DIŞLA(N)MA ile/ve/||/<> KÜLTÜREL DIŞLA(N)MA


- UCLARDA OLMAK ile/ve/değil BİR UCDAN, ÖTEKİ UCA GEÇMEK

( Süreç/te. İLE/VE/DEĞİL Sonuç/ta (kalmak). )


- USDIŞI = GAYR-İ AKLÎ = IRRATIONAL[İng., Alm.] = IRRATIONNEL[Fr.]


- UTANÇ VERİCİ ile/ve/||/<> KÜÇÜK DÜŞÜRÜCÜ


- ÜVEYE EDERSEK ve/||/<> GELİNE EDERSEK

( [kendi] Çocuğumuzda buluruz! VE/||/<> Kızımızda buluruz. )


- VAHİM ile/ve/değil/> VAHŞET


- VOYVO[İsp.] değil/yerine/= SATAŞMA

( Alay ederek sataşmak için söylenir. )


- YABANCILAŞ(TIR)MA ile/ve/<> ÖTEKİLEŞ(TİR)ME


- YANLIŞ ZAMAN VE YER ile/ve/||/<> "KÖRÜN TAŞI, KELİN KAFASINA DENK GELİRMİŞ"


- YAPMACIK/LIK ile/ve/<> "ZORLAMA"


- YILDIRMA ile/ve/<> BEZDİRME


- YILDIRMA ile/ve/<> SİNDİRME


- YOKLUĞU/N İLE:
TEHDİT ile/değil/yerine TERBİYE


- YÜZÜSTÜ ile YÜZÜSTÜ

( Yüzü yere gelecek biçimde. İLE Başlanmış fakat tamamlanmamış bir durumda. )


- ZAN:
"ÖNE SÜRÜLEBİLECEK BİR ŞEY"
değil
ANCAK, KABUL EDİLECEK BİR ŞEY


- ZAYIF/GÜÇSÜZ OLANI:
"CEZALANDIRMAK" değil KAYITSIZLIK


- ZECREN[Ar.] ile ZECRİ[Ar.]

( Yasaklayarak. | Zorlayarak. | Eziyet ederek. İLE Zorlayıcı, zorlayan, yasaklayan. )


- ZEDELEME ile/ve/<> SARSMA


- ZELLE ile ZULÜM


- ZULÜM/ZÂLİM ile ADÂLETTEN UZAKLAŞMAK/UZAKLAŞAN | BİR ŞEYİN YERİNDE OLMAMASI

( ADALETTEN UZAKLAŞMAK/UZAKLAŞAN | BİR ŞEYİN YERİNDE OLMAMASI )


- ZULÜM ile/<>/>< "ZEVK"

( Eziyet, başkaları tarafından kendinize/birine yapılmış/yapılıyor ise. İLE/<>/>< Eziyeti, kendi, kendine yapıyor ise/niz. )


- ZULÜM ile EZİYET


- ZULÜM ile KAHR

( Dışarıdan. İLE İçeriden. )


- ZULÜM değil/yerine/>< ŞEFKÂT

( İlimsiz şefkat, zulümdür. )



www.FaRkLaR.net/tuze


www.FaRkLaR.net/tuze







RIZÂNIN İLK AYAĞI/DAYANAĞI, KAYNAĞI
(BİLGİ/HABER ALMA/VERME)




www.FaRkLaR.net/tuze


www.FaRkLaR.net/tuze







(İHKAK-I HAK ve/||/<>/>) YARGILAMA

www.FaRkLaR.net/tuze




SUSMA HAKKI

www.FaRkLaR.net/SUSMA_HAKKI


İNSANLIK SUÇLARI
(SOYKIRIM, İŞKENCE/ŞİDDET, TERÖR, DÜŞMANLIK, IRKÇILIK, AYRIMCILIK/ÖTEKİLEŞTİRME, KÖLELEŞTİRME, NEFRET, İNSAN KAÇAKÇILIĞI, ORGAN TİCARETİ, BAĞIMLILAŞTIRMA)







İNSANLIK SUÇLARI
(BAĞIMLILAŞTIRMA, BAĞIMLILIK)




ORGANİZE SUÇLAR (DOĞRUDAN/AMAÇLI)

www.FaRkLaR.net/tuze




SUÇLAR, HATALAR, AYIPLAR VE YANLIŞLAR (DOĞRUDAN/AMAÇLI)



SUÇA, YANLIŞA, HATAYA NEDEN OLANLAR/OLABİLECEKLER (DOLAYLI)



YAPTIRIM/CEZÂ

www.FaRkLaR.net/tuze


GÖREVLİLER ve YETKİLİLER






SORUMLULAR






HİZMET EDİLENLER ve DURUMLAR, SORUMLULUKLAR

www.FaRkLaR.net/tuze



- "HAYVANSEÇER" değil/yerine/>< HAYVANSEVER

( Kedi, köpek sevip inek, koyun, balık yediğinizde, hayvansever değil, hayvan seçer oluyorsunuz. Ne zaman bir köpeğe duyduğunuz sevgiyi ve dostâne yakınlaşmayı bir ineğe de duyarsınız; işte o zaman kendinizle çelişmemiş olacaksınız. )

( Kendime, evrene, çevrem(iz)e, hayvanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermek üzere ve sağlığım/ız için de et ve hayvansal ürünleri yememeyi yeğliyorum/z...

Bu duyarlılığı gösteren ve gösterecek herkese teşekkür ediyorum/z... )

( )


- 43 YAŞINA KADAR ALKOL:
İÇMEYENİN BEYNİ ile/ne yazık ki/>< "İÇENİN" "BEYNİ"

( )

( Alkol, yüzeye yakın kan damarları genişleyerek "sıcaklık duyusu" verir fakat gerçek bir durum değildir. Gövde iç sıcaklığını düşürür. )


- AKCİĞER
SİGARA:
(")İÇİLEN(") ile/değil/yerine/&gt;&lt;/< İÇİLMEYEN

( )


- YANLIŞ/KÖTÜ/AŞIRI/ABARTILI KULLANILANLAR:
"SIKINTI YOK!" ve/<> "AYNEN" ve/<> "KESİNLİKLE" ve/<>
"HAYIRLISI" ve/<> "KISMET" ve/<> "TABİİ Kİ DE" ve/<>
"YAPILACAK BİR ŞEY YOK" ve/<> "BENCE DE"

( )

( )



www.FaRkLaR.net/lugat

Türk Hukuk Lügâtı

Türkiye Araştırmaları Dergisi[TALİD] - Hukuk Tarihi

Adâlet(.gov.tr) Sözlüğü

Muharrem BALCI

Türk Hukuk Dili Üzerine Araştırmalar - I ve II - İbrahim Ahmet Aydemir

Bugün[ 19 Mart 2024 ]
itibariyle 822 başlık/FaRk ile birlikte,
930 katkı[bilgi/açıklama] yer almaktadır.

(1/2)


- !BÖLÜCÜLÜK ile/ve/||/<> !ÖTEKİLEŞTİRME


- !HEMPA[Fars.] ile/değil/yerine/>< KANKA/ARKADAŞ

( Kötü işlerde aynı amaçla ve birlikte hareket eden kişi, ayaktaş. İLE/DEĞİL/YERİNE/>< Kan kardeşliği kadar yakınlıkla birlikte hareket eden/ler. )


- !HINÇ ile/ve/||/<> !ÖÇ

( Zayıf olan, "alınır". "Alınan", kızar. Kızan, öfkelenir. İLE/VE/||/<> Daha zayıf olan, incinir. İncinen, gücenir. Gücenen, kinlenir. )


- !İHTİKÂR ile !İHTİLAS

( Vurgunculuk, vurgun. İLE Aşırma, para aşırma, aşırtı. )


- !İŞKENCE ile/değil/yerine CEZA


- !MENFÛR[Ar. < NEFRET] değil/yerine/= İĞRENÇ


- !MONARŞİ[Fr. < Lat. < Yun.] değil/yerine/= TEKERKLİK

( Siyasal yetkenin, genellikle miras yolu ile bir kişinin üzerinde toplandığı devlet yönetimi. )


- !ÖFKE ile/ve/ne yazık ki/> !SALDIRI


- !RANT ve/ne yazık ki/> !"RAHAT"/LIK


- !ŞAKA ile/ve/||/<>/> !İNTİKAM


- !SAVAŞ değil/yerine/>< SANAT


- !SAVAŞ ile/ve/değil/yerine SAVAŞIM


- !SİGARA İÇEN ile/ve/değil/<> İÇİREN/İÇTİREN/İÇTİRTEN

( ... İLE/VE/DEĞİL/<> Etkin/Edilgin/Ettirgen. )

( [ne yazık ki] İçmeyenler. İLE/VE/DEĞİL/<> İçenler ve içmeyenler. )


- !TOKAT = !ŞAMAR

( Açık elle yüze vurulan tokat. )


- !ZULM ile/ve/değil/yerine/<>/< CEBR


- !ZULÜM ile/ve/değil/||/<> İHMALKÂRLIK


- ...'NIN:
"SUÇLUSU" ile/ve/değil/yerine/<>/< SORUMLUSU


- ...'YA (ÇOK) DÜŞKÜN" ile/ve/değil/yerine "...'YI (ÇOK) SEVEN"


- "AÇIK" ile/ve/değil/<> ZAAF


- "ADAMINA GÖRE" ile/değil/yerine MUHATABINA GÖRE


- "ADSIZ NARKOTİKLER" değil ADSIZ NARKOTİK (ARKADAŞ BİRLİĞİ)

( Adsız Narkotik Arkadaşlık Birliği Tel.: 536. 341 01 89 )


- "ALIŞKIN" ile/değil/yerine ALIŞKANLIĞI OLAN


- "AŞIRI/LIK" ile/ve/değil SIRADIŞI/LIK

( [not] "EXCESSIVE/NESS" vs./and/but EXTRAORDINARY/INESS )


- "BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/>< GEREKSİNİM

( [not] DEPENDENCE vs.//but/>< NEED
NEED instead of DEPENDENCE )


- "BANA GÖRE" ile/değil/yerine "BENİM İÇİN"


- "BENZETME" ile/ve/değil/||/<>/< ZORLAMA


- "BUNU ALDIM" <>/||/>/< "BUNALDIM" değil/yerine
YANLIŞIMIN/YANILSAMAMIN/OYUNUN FARKINDAYIM


- "BÜYÜK BURUN/LULUK" ve/||/<>/> BURNUNUN DİBİNDEKİ FIRSATLARI/GERÇEKLERİ GÖREMEME


- "CANIMIZI, TEN EYLEMEK/SANMAK/VARSAYMAK" ile/değil/yerine/>< TENİMİZİ, CAN EYLEMEK


- "CESÂRET" ile/ve/değil/||/<> "GÖZDEN ÇIKARMAK"


- "ÇOK SESLİLİK" / "İFADE HAKKI" ile/değil DENSİZLİK

( "Sosyal medya"da. İLE/DEĞİL Günlük yaşamda. )

( Keyfiyette. İLE/DEĞİL Gerçeklikte. )

( "Kendi çıkarlarında." İLE/DEĞİL Ortak alanda, olanaklarda ve koşullarda. )


- "DAĞILMAK" değil/yerine/>< DALMAK


- "DELİSİ OLMAK/OLAN" ile/değil/yerine DÜŞKÜN


- "DENSİZ/LİK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/>/< "HEVESLİ/LİK"


- "EZBER" ile/ve/değil ALIŞKANLIK

( EZBER hem de ALIŞKANLIK )


- "EZMEK" ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- "FAYTON SEFÂSI" değil ATLARIN CEFÂSI


- "GENELLEME" ile/değil/yerine/>< İCTİHÂD


- "GÖMMEK" değil/yerine/>< GÖRMEK


- "GÜYA" ile "KENDİNCE"


- "HAFİFE ALMAK" ile/ve/değil/<> "BOŞLAMAK"


- "HAK" ile/değil BAĞIMLILIK

( [not] RIGHT vs./but DEPENDENCE )


- "HARCAMA" ile/ve/<>/> YALNIZLIK

( Kazanmak için etrafındakileri harcayanların elde edeceği şey "galibiyet" değil yalnızlıktır. )


- "HASTALIKLI BAĞIMLILIK" ile/değil/yerine/||/<>/< SAĞLIKLI BAĞIMLILIK

( )


- "HAYVANSEÇER" değil/yerine/>< HAYVANSEVER

( Kedi, köpek sevip inek, koyun, balık yediğinizde, hayvansever değil, hayvan seçer oluyorsunuz. Ne zaman bir köpeğe duyduğunuz sevgiyi ve dostâne yakınlaşmayı bir ineğe de duyarsınız; işte o zaman kendinizle çelişmemiş olacaksınız. )

( Kendime, evrene, çevrem(iz)e, hayvanlara, tüm canlıların yaşam hakkına saygı göstermek üzere ve sağlığım/ız için de et ve hayvansal ürünleri yememeyi yeğliyorum/z...

Bu duyarlılığı gösteren ve gösterecek herkese teşekkür ediyorum/z... )

( )


- "HEM ..., HEM DE ..." ile "DURUMA GÖRE ..."


- "HER ELİNİ SIKAN" İLE ... ile/ve/<> "HER CANINI SIKAN" İLE ...

( Dost olma! İLE/VE/<> Düşman olma! )


- "HİÇÇİ/LİK" ile/ve/||/<>/> ALAYCI/LIK/MÜSTEHZİ


- "İNDİRGEMECİLİK" >< ÇEŞİTLİLİK


- "İŞİNE GELME/GELEN" ile/ve/||/<> DEĞER BİLMEZLİK


- "İŞİNE GELME/GELEN" ile/ve/||/<> İŞİNE YARAMA/YARAYAN ile/ve/||/<>


- "KAÇMAK" ile/ve/değil/yerine ÜSTLENMEMEK


- "KALINKAFALI/LIK" ile/ve/değil/ne yazık ki/||/<>/< HAYAL GÜCÜNÜN OLMAMASI


- "KAŞINMAK" değil/yerine/ya da/>< DÜŞÜNÜP TAŞINMAK


- "KAYBOLMAK" ile/ve/değil/yerine/<>/> "KAPILMAK"


- "KENDİNİ SAKLAMAK" >< KIZMAK

( Kimse, kızdığında, kendini/özünü saklayamaz. )


- "KEŞKE ..." değil/yerine/>< FARKINDALIK

( Ne kadar farkında olursak, "keşke"lerimiz de o kadar az olur. )


- "KESKİN SİRKE, KÜPÜNE ZARAR" ile/ve/||/<> "ÖFKEYLE KALKAN, ZARARLA OTURUR"


- "KEYİF" değil/yerine/>< GEREKSİNİM


- "KEYİF/RAHATLIK" ile/ve/değil/yerine/||/<>/< ÇALIŞMA/HİZMET

( % 3[daha çok] -31[en fazla, azınlıkla/bazen] İLE/VE/DEĞİL/YERİNE/||/<>/< % 96[daha çok] - 69[en az, çoğunlukla] )


- "KİŞİYE GÖRE RENK DEĞİŞTİRMEK" ile/değil/>< KİŞİLİĞİNİN, RENKLİ OLMASI


- "KÖPÜRME" ile/ve/||/<> "YÜKSELME"


- "KÖTÜ/LÜK" ile/ve/değil/||/<> "KABA/LIK"


- "KÖTÜLÜK ETMEK" ile/ve/||/<>/< ZARAR VERMEK

( İnsanda. İLE/VE/||/<>/< Kişilerde ve hayvanlarda. )

( ÖNCE, ZARAR VERME!

DO NOT HARM!

PRIMUM NON NOCERE PRIMA NON NOCERE )


- "KÖTÜMSERLİK" değil/yerine/>< KONUŞABİLMEK

( Konuşabilirsek, "kötümserlik" oluşmaz. )


- "KRİZ YOK" değil/ne yazık ki KERİZ ÇOK


- "KÜÇÜK GÖRMEK" ile/ve/<> "KÜÇÜK DÜŞÜRMEK"


- "KÜÇÜK ZİHİN" ile/değil/yerine/<>/> "ORTA ZİHİN" ile/değil/yerine/<>/> "İLERİ ZİHİN"

( "Her sorunun" kendince bir yanıtı/açıklaması vardır. İLE/DEĞİL/YERİNE Deneyimlerinden öğrenir. İLE/DEĞİL/YERİNE Herşeyden ve herkesten öğrenir. )

( Kişilerle uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Olaylarla uğraşır. İLE/DEĞİL/YERİNE Düzenle/sistemle uğraşır. )

( "Dengini" arar. İLE ... İLE/DEĞİL/YERİNE Kendini arar. )

( "İleri zihinler, kendi çağının ötesindedir, zekiler, kendine bir şeyler çıkarır ve ahmak olan da buna karşı koyar.[The great person is ahead of their time, the smart make something out of it, and the blockhead, sets themselves against it.]" )


- "MERKEZCİ/LİK" ile/ve/<>/> BAĞIMLI/LIK



(1/2)

FaRkLaR'ın devamı için burayı tıklayınız...
( Click here to see further differences!... )


İlişkili Kılavuzlar



Bu sayfa 01 Ocak 2024 itibariyle 299 kez incelenmiş/okunmuştur.